KÖPEK VE KEDİLERDE PREPUBERTAL VE POSTPUBERTAL
Transkript
KÖPEK VE KEDİLERDE PREPUBERTAL VE POSTPUBERTAL
KÖPEK VE KEDİLERDE PREPUBERTAL VE POSTPUBERTAL KISIRLAŞTIRMANIN ETKİLERİ Prof.Dr.İSMAİL KIRŞAN İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı Avcılar, İstanbul e-mail: [email protected] ÖZET: Bu makalede, köpek ve kedilerde kısırlaştırma zamanının, vücut gelişimi, kilo durumu ve yağlanma, hayvanın davranışları ve meme tümörleri üzerine etkileri tartışıldı. Anahtar kelimeler: Köpek, Kedi, Prepubertal, Postpubertal, Kısırlaştırma, Etkileri Effects of prepubertal and postpubertal spaying in bitches and queens ABSTRACT: In this report the effects of spaying time on growth, obesity, behaviour and mammary tumors in bitches and queens have been discussed. Key words:Bitches, queens, prepuberta, postpuberta, spaying, effects Giriş Kısırlaştırma, köpek ve kedilerde oldukça eski ve en sık uygulanan operasyon metodu olmasına rağmen, bu operasyonun yapılması için en uygun zaman konusunda tartışmalar henüz devam etmektedir. Buradaki temel soru; ovariektomi ya da ovariohisterektominin pubertastan öncemi yoksa sonramı yapılmasıdır (4, 8, 10, 14). Prepubertal kısırlaştırma denildiğinde birçok avrupa ülkesinde ilk kızgınlıktan önce, yani 6-8 aylıkken ovaryumların çıkartılması anlaşılır. Ancak Amerika birleşik devletlerinde prepubertal kısırlaştırma 8-12 haftalıkken yapılmaktadır. Ülkemizde ise bu konuda belli bir zaman sınırlaması olmamasına rağmen, kısırlaştırma için en erken 6-8 aylıkken yapılması önerilmektedir (4, 6, 8, 10, 11, 12, 14). Avrupa ülkelerinde kısırlaştırma operasyonu, Amerika birleşik devletlerinden daha geç dönemde yapılmasının sebebi, etik nedenler ve bu operasyonun köpeğin sağlığına keza vücut gelişimine etkisi gibi tıbbi düşüncelerdir (14). ►Kısırlaştırmanın vücut gelişimine etkisi: Prepubertal kısırlaştırılmış köpeklerde östrojen üretiminin ortadan kalkması sebebiyle uzun ekstremite kemiklerinde epifizer büyüme plaklarının normal kapanma süresi gecikmekte ve böylece büyüme devam etmektedir. Salmeri ve ark.(12), prepubertal kısırlaştırma yaptıkları köpeklerde radius ve ulna’nın epifizer büyüme plaklarının kapanmasının, kısırlaştırılmamış köpeklerinkinden 3 ay daha geç sürede tamamlandığını saptamışlardır. Aynı araştırmada kemik uzunluğu ve kalınlığı kontrol grubu ile karşılaştırıldığında aradaki fark istatistiki açıdan önemsiz bulunmuştur. Keza deneme ve kontrol grubu köpekler 15 ay süresince klinik olarak takipleri yapılmış, bu süre içerisinde çatlak ve kırık oranları bakımından bir farklılığın da olmadığı tespit edilmiştir. ►Kilo artışı ve yağlanma: Yapılan araştırmalar kısırlaştırmanın, operasyon zamanına bağlı olmaksızın kilo artışı etkisinin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Köpek ve kedilerde kısırlaştırma metabolik aktiviteyi azaltarak kilo artışına neden olur. Kırşan ve ark.(6), köpeklerde postpubertal ovariohisterektomiden sonra 180 gün içinde yaptıkları kontrollerde hem iştah hemde vücut ağırlığında artış meydana geldiğini tespit etmişlerdir. Kısırlaştırmadan sonra meydana gelen kilo artışı genç ve yaşlı hayvanlarda farklı olduğu ve yaşlı hayvanların bu operasyondan sonra gençlere göre daha fazla kilo aldıkları belirtilmektedir (7, 12). ►Davranış değişiklikleri: Prepubertal veya postpubertal kısırlaştırma sonucu çeşitli genital patolojilerin önlenmesi yanında, psikolojik açıdan da yararlı olabilir. Kısırlaştırma ile birlikte östrojenler siklik salgılanma niteliklerini yitirdikleri için östrüs dönemlerinde ortaya çıkan davranış değişiklikleri böylece ortadan kalkmaktadır. Kısırlaştırılmış dişiler kısırlaştırılmamışlara göre daha iyi huylu ve eğitim almaya isteklidirler (5, 6, 14). ►Kısırlaştırmanın dış genital organlar üzerine etkisi: Genital kanal tamamıyla östrojenik ve progestatif etkiye cevap verdiğine göre kısırlaştırma ile dış genital organlarda atrofi görülmesi doğaldır. Sonuç olarak vagina zamanla kısalır ve daralır, vulva küçülür, perineumda deri altı yağ dokusu azalır (2, 12). Kısırlaştırma zamanının dış genital organlar üzerine etkisinin araştırılmasında, genellikle vulvanın görüntüsü esas alınır. Prepubertal kısırlaştırılmış köpeklerin vulvası pubertasa ulaşmış hayvanlarınkiyle karşılaştırıldığında çoğunlukla infantil kaldığı görülür. Kısırlaştırmaya bağlı vulva dudaklarının küçük olması idrarın daha güç dışarı akmasına ve dolayısıyla bakteriyel invazyona sebep olabilir. Prepubertal kısırlaştırılmış köpeklerde östrojen yetersizliği, vaginitis ve vulvarpyoderminin gelişmesine katkıda bulunmaktadır (3, 8, 10, 11, 15). ►Dermatolojik değişiklikler: Kısırlaştırılmış hayvanın derisi, kısırlaştırılmamış olanlardan ayrıcalık gösterir. Yapılan araştırmalarda, östradiol’ün epidermis, cilt annexleri ve cilt fibroblastlarının nukleusları tarafından tutulduğunu göstermiştir. Ayrıca, östrojenler deride vasküler proliferasyon ve kan akımında hızlanmaya yol açarlar (1, 2). Köpeklerde proöstrüs ve östrüs sırasında vulva ve perineum derisindeki siklik değişiklikler östrojenlerin deriye etkilerini gösteren tipik bir örnektir (2, 9). Kısırlaştırılan köpek ve kedilerden özellikle uzun tüylü ırklarda östrojen yetersizliğine bağlı olarak deride kuruma, pullanma ve kahverengi lekeler meydana gelebilir (7, 9). Tüylerin gelişimi ve kıl follikülleri üzerine seksüel hormonların etkisi mevcuttur. Genel olarak kıl folliküllerinin gelişimi yavruların gelişmesiyle birlikte olur. Nitekim, prepubertal kısırlaştırılmış köpek ve kedilerin kıl örtüsü normal görünümde olmayıp, özellikle sırt, sakrum, kuyruk kökü ve abdomendeki kıllar kısa ve cılız kalırken diğer vücut bölgelerindekiler normal görünümdedir. Postpubertal kısırlaştırılmış hayvanlarda ise belirtilen bölgelerdeki kıllar kısa, kolay kırılır ve topaklanmalar meydana gelir (1, 2, 7, 9). ►Üriner sistem değişiklikleri: Kısırlaştırmaya bağlı östrojen yetersizliği sonucu bağ dokusu elastikiyetini yitirir ve düz kas tonusu azalır. Bunlar üriner sistemde bazı şikayetlerin hazırlayıcısı olurlar (7). ▪ Üriner inkontinans (=idrar kaçırma): Kısırlaştırılmış köpeklerde, kısırlaştırılmamış olanlara göre idrar kaçırma sorunu daha fazladır. Bunun nedeni kısırlaştırmaya bağlı idrar kesesi ve kollumunun anatomik pozisyonunun değişmesi, ürethral sfinkterik innervasyonda oluşan harabiyetler, operasyon metodu (ovariektomi, ovariohisterektomi), detrusor kasının instabilitesi ve östrojen yetersizliğidir (3, 7, 14, 15). Kısırlaştırılmış köpeklerde üriner inkotinans oluşma riski %1,3-20,1 arasında değişmektedir. Olguların %75’inde operasyondan sonra ilk 3 yıl içerisinde bu sorunun oluştuğu saptanmıştır. Konu istatistik açıdan değerlendirildiğinde, 20 kg’ın altındaki köpeklerde %9,3 oranında olan üriner inkontinans, 20 kg’ın üzerindeki köpeklerde %30,9 olarak belirlenmiştir. Ayrıca kısırlaştırılan köpek ırkları içerisinde en çok Boxer, Dobermann, Irish Setter, Schnauzer, Rottweiler ve Bobtail’lerde bu sorunla karşılaşılmaktadır (3, 15). Thrusfield ve ark.(16), prepubertal kısırlaştırma yaptıkları 92 köpekten 9 tanesinde (%9,7) idrar kaçırma sorunu ile karşılaştıkları halde, postpubertal birinci kızgınlıktan sonra kısırlaştırdıkları 218 köpekten 8 tanesinde (%3,6) ve kısırlaştırmadan bıraktıkları 259 köpekten 4 tanesinde (%1,5) bu sorunla karşılaşmışlardır. Bu sonuçlara göre prepubertal kısırlaştırma yapılanlarda üriner inkontinans’in daha fazla görüldüğü anlaşılmaktadır. Fakat, bu farklılığın kısırlaştırma zamanı ile ilişkisini net bir şekilde ifade edebilmek için daha fazla çalışmalara ihtiyaç olduğu kanısındayız. ▪ Üriner enfeksiyon: Kısırlaştırmadan sonra üriner enfeksiyonlarda bir artış gösterilmemiştir. Kısırlaştırılmış ve kısırlaştırılmamış köpeklerde hemen hemen benzer oranlar bildirilmiştir. Ancak, yaşlı hayvanlarda nöropatik sebeplerden dolayı sidik kesesinde rezidü idrarın artışına bağlı olarak üriner enfeksiyonlar daha sık görülmektedir (3, 7, 14, 15, 16). ►Meme tümörlerinin oluşumuna etkisi: Çeşitli epidemiyolojik çalışmalarla meme tümörü riskinin kısırlaştırma ile yaklaşık yarı yarıya azaldığı tespit edilmiştir. Prepubertal kısırlaştırılmış köpeklerde, ilerliyen yaşlarda meme tümörü %0,5 vak’ada görülürken, ilk kızgınlıktan sonra kısırlaştırılanlarda bu oran %8, ikinci kızgınlıktan sonra %26’dır. Kısırlaştırılmamış köpeklerde tekrarlayan kızgınlıklarda meme tümörü oluşma riski yükselerek devam eder. Yapılan araştırmalarda kısırlaştırılmamış köpeklerde meme tümörleri, kısırlaştırılmış olanlara göre 2.5-4 misli daha fazla görüldüğü bildirilmektedir. Bu sonuçlardan hareket ederek, siklik hormonal değişiklikler ile meme tümörlerinin meydana gelmesi arasında bir ilişki olduğu, diğer yandan meme tümörlerinin engellenmesi için prepubertal kısırlaştırmanın pratik bir öneminin olduğu söylenebilir (7, 8, 10, 11, 13, 14). Tablo 1: Köpeklerde meme tümörü oluşma riski (Schneider ve ark. 1969). Tab.1: The incidence of mammary tumor in bitches (Schneider et al.1969). Dönem Risk oranı Kısırlaştırılmamış %100 Kısırlaştırılmış 1’nci Kızgınlıktan önce %0,5 1’nci kızgınlıktan sonra %8 2’nci kızgınlıktan sonra %26 Sonuç Günümüzde prepubertal ve postpubertal kısırlaştırma hakkındaki görüşler çok farklıdır. Prepubertal kısırlaştırmanın yan etkilerinden çekinenler bunun birinci kızgınlıktan sonra yapılmasını öngörmektedirler. Diğer taraftan yaşın ilerlemesiyle meme tümörü görülme riskinin artışı sebebiyle bu operasyonun prepubertal dönemde yapmanın daha iyi olacağı kanısında olanlarda pek çoktur. Bizim görüşümüze göre; prepubertal dönemde kısırlaştırmanın yapılması ile meydana çıkan şikayetler, kısırlaştırılmamış hayvanlarda görülen meme tümörlerinin yaşam kalitesi ve süresi üzerine olumsuz etkilerinin altında kalır. Şu halde yavru alınması düşünülmeyen köpek ve kediler prepubertal dönemde 6-8 aylıkken kısırlaştırma operasyonuna alınması veya yavru alınması istenilenlerde doğumdan yaklaşık 4 ay sonra total mastektomi ve kısırlaştırma operasyonlarının yapılması uygun olacağı tavsiyeye şayandır. Kaynaklar 1.Arbeiter, K. Endokrinbedingte Haarkleidveränderungen beim Hund. Kleintierpraxis 1977; 22(1):10-13. 2.Arbeiter, K. Veränderungen von Haut und Haarkleid unter dem Einfluβ eines funktionsgestörten Endokriniums. Kleintierpraxis 1981; 26: 421-428. 3.Arnold,S., Arnold,P., Hubler, M., Casal, M. and Rüsch,P. Incontinentia urinea bei der Kastrierten Hündin: Häufigkeit und Rassedisposition. Schw. Arch.Tierhielk 1989; 131:259263. 4.Günzel-Apel, A.-R. Frühkastration von Hunden und Katzen unter Tierschutzgesichtspunkten. Dtsch.tierärztl. Wschr 1998; 105: 95-98. 5.Heidenberger,E., Unshelm, J. Verhaltenänderungen von Hunden nach Kastration. Tierärztl. Praxis 1990; 18: 69-75. 6.Kırşan,İ., Şenünver,A., Sevimli, A. Eğitime alınacak dişi köpeklerde kısırlaştırma operasyonunun önemi. İ.Ü.Vet.Fak.Derg 1998;24(2): 355-365. 7.Kırşan, İ., Güvenç, K. Dişi köpeklerin Kısırlaştırılması: Dişi köpekler kısırlaştırılmalımı? İVHO 2003; 1: 46-47. 8.Kustritz, M.V.R. Early Spay and Neuter. Presented at the Fifteenth Annual Veterinary Medical Forum American College of Veterinary Internal Medicine, Lake Buena Vista, Fdlorida May 1997; 25: 29-31. 9.Morisse, B. Geschlechtshormonabhängige Dermatopathien beim Hund. Der praktische Tierarzt 1998; 79(10): 916-922. 10.Olson, P.N. Early Spay and Neuter. Proceeding from the North American Veterinary Conference, Orlando, Florida January 1997; 14:25-26. 11.Olson,P.N., Kustritz, M.V.R. and Johnston, S.D. Early-age neutering of dogs and cats in the United States (areview). J.Rep.Fert.Suppl 2001; 57: 223-232. 12.Salmeri, K.R., Bloomberg, M.S. and Scruggs, S.L. Gonadectomy in immature dogs: effects on skletal, physical and behavioral development. J.A.V.M.A. 1991; 198: 1193-1203. 13.Schneider,R., Dorn,R.C. and Taylor, D. Factors influencing canine mammary cancer development and postsurgical survival. Journal of the National Cancer Institute 1969; 43: 1249-1261. 14.Stolla,R. Kastration vor oder nach der ersten Läufigkeit? Argumente dafür und dagegen. Tierärztl.Praxis 2002; 30 (K):333-338. 15.Stöcklin-Gautschi, N.M., Hässig, M., Reichler, I.M., Hubler, M. and Arnold,S. The relationship of urinary incontinence to early spaying in bitches. J.Rep.Fert.Suppl 2001; 57:233-236. 16.Thrusfield, M.V., Holt, P.E. and Muirhead, R.H. Acquired urinary incontinence in bitches: its incidence and relationship to neutering practice. J. Small Animal Pract 1998; 39: 559-566.
Benzer belgeler
KÖPEKTE PROFİLAKTİK MASTEKTOMİ Prof.Dr.İsmail Kırşan
KÖPEKTE PROFİLAKTİK MASTEKTOMİ
Prof.Dr.İsmail Kırşan
İstanbul Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Doğum ve Jinekoloji Anabilim Dalı, Avcılar 34320
İstanbul-Türkiye
e-mail: [email protected]