1 TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN - E
Transkript
1 TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN - E
www.e-akademi.org, (Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi), Sayı: 139, Nisan 2016 Son Güncelleme Tarihi 28.04.2016 NİSAN 2016 - SAYI 139 TÜRK MEDENĠ KANUNUNDA NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠ VE SONUÇLARI TERMINATION OF ENGAGEMENT AND ITS CONSEQUENCES IN TURKISH CIVIL LAW Dr. Süleyman MORTAŞ1 Özet Türk Medeni Kanununda niĢanlılık 118-123. maddeler arasında düzenlenmiĢtir. NiĢanlanma kavram olarak, evlenme sözleĢmesi yapmak üzere, bir erkekle bir kadının anlaĢması, yani birbirlerine evlenme vaadinde bulunmalarıdır. NiĢanlanma akdinin gerçekleĢmesi için iki tarafın karĢılıklı evlenme vaadinde bulunması gerekir. NiĢanlanma bir Ģekil Ģartına bağlı kılınmamıĢtır. NiĢanlanma sözleĢmesi hukuki niteliği itibariyle bağımsız bir medeni hukuk (aile hukuku) sözleĢmesi olarak kabul edilmektedir. NiĢanlanma niĢanlıları evlenmeye zorlama hakkı vermez. NiĢanlanma, evlenmeye zorlama hakkı vermemekle birlikte, niĢanlılığın niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi dıĢında bir nedenle sona ermesi 1 Gebze Hâkimi-([email protected]) 1 halinde, niĢanlılığa bağlanan sonuçlar nedeniyle niĢanın taraflarının bir takım hakları bulunmaktadır. Türk Hukuk sisteminde, niĢanlanmanın niĢanlıların birbirleriyle evlenmeleri dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, niĢanlılara tazminat isteme hakkı tanınmıĢtır. Maddi ve manevi tazminat kalemlerini ayrı ayrı düzenleyen TMK‟nın ilgili maddelerinde (m. 120-121) maddi tazminat yapılan masraflar ve katlanılan maddi fedakârlıklar ile sınırlı tutulurken, manevi tazminatta kiĢilik haklarına saldırının varlığı aranmaktadır. Bu tazminatlar, bir aile hukuku sözleĢmesi olan niĢanlanma sözleĢmesinin sona erdirilmesinin bir yaptırımı olup, Kanun genel tazminat kurallarından farklı olarak özel Ģartlar öngörmüĢtür. NiĢanın bozulması halinde tazminattan baĢka, niĢan hediyelerinin geri verilmesi de öngörülmüĢtür. Kanunda ancak alıĢılmıĢ (mutad) dıĢı hediyelerin istenebileceği kabul edilmiĢtir. NiĢanlılığın sona ermesi halinde maddi tazminat ile niĢan hediyelerinin geri verilmesini isteyecekler; niĢanlılar, niĢanlıların ana babaları ile onlar gibi hareket edenler olarak kabul edilmiĢtir. Manevi tazminatı ise ancak niĢanlılar talep edebilirler. NiĢanlılığın sona ermesi halinde tazminata veya niĢan hediyelerinin geri verilmesine hükmedilmesi için iliĢkinin bir niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir. Flört ve evlilik dıĢı iliĢkiler niĢanlılık iliĢkisi olarak kabul edilmemektedir. NiĢanlılığın sona ermesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile niĢan hediyelerinin geri verilmesi davasında özel bir zamanaĢımı süresi öngörülmüĢ olup, bu süre bir yıl olarak belirlenmiĢtir. Abstract Engagement is regulated in articles 118 to 123 of Turkish Civil Law. As a concept, engagement is defined as an agreement between one man and one woman in order to execute a marriage contract, promising to marry each other. In order for an engagement agreement to be valid, both parties should bilaterally state their promise for marriage. Engagement is not dependent on a requirement of form. In terms of legal qualification, engagement agreement qualifies as an independent civil law (family law) contract. Engagement does not entitle the fiancés to force each other into marriage. While engagement does not entitle fiancés to force each other into marriage, in the event that the engagement is terminated for any reason other than marriage, parties of the engagement shall have certain rights due to consequences tied to engagement. In Turkish law, should the engagement be terminated for any reason other than marriage, fiancés shall have the right to compensation. In the articles of TCL regulating, the pecuniary and non-pecuniary damages separately (art. 120-121) while pecuniary damages is limited with costs and endured pecuniary sacrifices, for non-pecuniary damages, a violation of personal rights is sought. These compensations are sanctions for terminating the engagement agreement as a family law contract, and the law foresees special conditions different from general compensation provisions. In the event that the engagement is terminated, in addition to compensation, returning engagement gifts is envisioned. In the law, it is accepted 2 that only the return of non-customary gifts can be requested. In the event of termination of an engagement, the persons who can request pecuniary compensation and return of engagement gifts are accepted as; the fiancés, parents of the fiancés or persons who are acting as parents. Non-pecuniary compensation can only be requested by the fiancés. In order for a ruling of compensation or return of the gifts after termination of an engagement, the relationship must be an engagement relationship. Courtship and cohabitation are not accepted as engagement. Pecuniary and non-pecuniary damages lawsuits and return of gifts lawsuits arising from termination of engagement are subject to a special statute of limitation, which is determined as one year. Anahtar Kelimeler: NiĢanlılık, NiĢanlı, NiĢanın Bozulması, Maddi Tazminat, Aile, , Manevi Tazminat, NiĢan Hediyesi, Mutad dıĢı Keywords: Engagement, fiancé, termination of engagement, pecuniary damages, non-pecuniary damages, family, engagement gifts, non-customary. GiriĢ NiĢanlanma, evliliğe ilk adım olması nedeniyle önemsenen bir müessesedir. NiĢanlanmada nihai amaç evlenme, yani aile kurmadır. Evlenme, toplumların olmazsa olmazları arasında yer aldığından, devletler bu alanı özel olarak düzenlemektedirler. Evlilik öncesi müstakbel eĢlerin birbirlerini tanımalarını sağlayan niĢanlılık da bu kapsamda ele alınmaktadır2. Ancak, niĢanlılık evlenmeye takaddüm eden, bağımsız bir müessesedir3. 2 Yakın bir gelecekte eĢ olacak çiftler, niĢanlılık süreciyle birlikteliği test etmiĢ olurlar. Bu süreç, her Ģeyden önce niĢanlıların birbirlerinin kiĢiliklerini, alıĢkanlıklarını, sırlarını, davranıĢlarını, mizaçlarını öğrenme Ģansı verir. Bkz. LIAU, Belinda: True Leaders, Part II: Moral Guide for Modern Living, Autorhouse Publishing, Bloomington(Indiana, US) 2006, s. 183. 3 NiĢanlılığın bir müessese olarak flört gibi iliĢkilerden kesin olarak ayrıldığını unutmamak gerekir. NiĢanlılık flörtten daha ileri ve ciddi bir aĢamadır. Flörtün aksine niĢanlılıkta evlenme niyeti açık bir Ģekilde ortaya konulmuĢtur. Bkz. BURRELL, Barrington O.: Love, Sex, & Marriage: Maximised Adulthood, Vol. 2, Revised Edition, Xlibris(Publisher), Bloomington (Indiana, US) 2013, s. 146; Uygulamada Yargıtay da flört düzeyindeki iliĢkileri niĢanlılık olarak kabul etmemektedir. " ...Tarafların bir süre birlikte yaĢadıkları, tatile gittikleri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi aralarındaki iliĢkinin TMK'nun 118.maddesinde düzenlenen "niĢanlanma" kapsamında bulunmadığı anlaĢılmaktadır..." Yrg. 3. HD., 26.11.2015, 2015/11211-18974(UYAP, E.T. 30.01.2016); Belirtmek gerekir ki, evlilik dıĢı beraberlik ne kadar sürerse sürsün, evlenme vaadi ve niyeti olmadığı sürece niĢanlanma olarak kabul edilemez. Yargıtay tarafların üç yıl aynı evi paylaĢmalarını niĢanlılık olarak kabul etmemiĢtir. Bkz. Yrg. 3. HD. 20.01.2014, 2013/16090- 2014/623 (UYAP, E.T.16.12.2015); "Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından bazıları ve davalı tanıkları tarafların toplumda evli olarak bilindiklerini beyan etmiĢlerdir. Öte yandan dosya içerisinde yer alan 23.06.2008 tarihli... haber gazetesinde "Nilgün ve BarıĢ çifti oğullarını sünnet ettirdi" Ģeklinde haber yapıldığı ve tarafların aile fotoğraflarının yayınlandığı görülmüĢtür. Yine tarafların bir müddet birlikte yaĢadıkları tarafların kabulündedir. Tüm bu hususlardan anlaĢılacağı üzere taraflar arasında niĢan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikâhsız yaĢamaları bu birleĢmenin kanuni ve medeni evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir." Yrg. 4. HD., 29.09.2011, 2010/8156-2011/9793(UYAP, E.T. 05.01.2016). 3 NiĢanlanma kural olarak, niĢanlıların evlenmeleri ile sona erdiği sürece uyuĢmazlığa konu olmaz. Zira evlenme ile birlikte artık, evlenmeye iliĢkin hükümler gündeme gelir. Ne var ki niĢanlılık, niĢanlıların evlenmesi dıĢında bir nedenle sona erdiği takdirde, TMK'daki niĢanlılığa iliĢkin hükümler (m. 118-122) devreye girecektir. KuĢkusuz niĢanlılığın sona ermesi için bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmamaktadır. Bu nedenledir ki, niĢanlılık iliĢkisinin kurulması ve sona ermesinin tespiti çoğu zaman kolay olmamaktadır4. Bu nedenle niĢanlılık iliĢkisini ne olduğunun öncelikle ortaya konulması gerekmektedir. Kelime anlamı itibariyle niĢan, Farsça kökenli olup, “alâmet”, “eser”, “iz” anlamlarına gelir ve evlenmesi kararlaĢtırılan erkek ve kızın, taktıkları yüzük ya da yüzük takmak için yapılan merasimi 5 ifade etmek için kullanılır. NiĢanlanma ise kavram olarak, evlenme sözleĢmesi yapmak üzere, bir erkekle bir kadının anlaĢması, yani birbirlerine evlenme vadinde bulunmalarıdır 6 . TMK'da “niĢanlanma evlenme vaadiyle olur”(m. 118) denilmek suretiyle, niĢanlanmanın niteliği açıklanmıĢtır 7 . O halde, niĢanlanma akdinin gerçekleĢmesi için iki tarafın karĢılıklı evlenme vaadinde bulunması gerekir8. Düzenlenmeden anlaĢılacağı üzere, niĢanlanma bir Ģekle bağlı 4 Önemle vurgulamak gerekir ki, niĢanlanmadan sonra taraflar resmi nikâh olmaksızın, imam nikâhıya da diğer geleneksel yollarla evlenmiĢler, eĢ söyleyiĢle eylemli olarak bir araya gelip karı koca gibi yaĢamıĢlar ise artık bu aĢamadaki iliĢkiler niĢanlılık iliĢkisi olarak değerlendirilemeyeceği gibi niĢanlılığın sona ermesine iliĢkin hükümler de uygulanmaz. Yargıtay'ın bu yönde kararları istikrarldır. "Davacı ile davalı imam nikâhı kıyarak gayri resmi Ģekilde bir araya gelmiĢler ve bir süre birlikte yaĢamıĢlar ve bu birliktelik sebebiyle de tarafına verilen ziynet eĢyalarının iadesi talep edilmektedir. O halde, taraflar arasında resmi evlilikten ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuĢmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre çözümlenmesi gerekir." Yrg. 3. HD., 16.06.2014, 2014/2317- 2014/9661(UYAP, E.T. 27.12.2015); "Taraflar arasında yapılan niĢan sonrasında, dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında, taraflar (yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi) aynı evde uzun bir süre gayriresmi olarak birlikte yaĢamıĢlardır. Bu durumda taraflar arasında niĢandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Buna göre taraflar arasındaki ihtilaf aile hukukundan doğmamaktadır. UyuĢmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre çözümlenmesi gerekir. O halde, davanın dayanağı haksız fiil olduğundan; uyuĢmazlığa genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) bakılması gerekmektedir." Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/162882015/9467(UYAP, E.T. 24.01.2016/vurgu eklenmiĢtir). 5 DOĞAN, D. Mehmet: Büyük Türkçe Sözlük, 6. Bası, Ġstanbul 1989, s. 854. 6 DURAL, Mustafa / ÖĞÜZ, Tufan / GÜMÜġ, M. Alper: Türk Özel Hukuku, C. III, Aile Hukuku, 2. Bası, Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2008, s. 12; AKINTÜRK, Turgut/ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 14. B., Beta Basım, Ġstanbul 2012, s. 23; ABĠK, Yıldız: "NiĢanlanma ve NiĢanlılık", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 69; ERGÜN, Zafer: BoĢanma Davaları, 4.B., Adalet Yayınevi, Ankara 2009, s. 1; GENÇCAN, Ömer Uğur: Aile Mahkemesi Davaları, Yetkin Yayınevi, Ankara 2012, s. 61; ARSEBÜK, Esat: Medeni Hukuk, C. II: Aile Hukuku, Recep Ulusoğlu Basımevi, Ankara 1940, s. 517; GÖNENSAY, A. Samim: Medeni Hukuk, C. 2: Aile Hukuku, ĠÜHF Yayını, Ġstanbul 1937, s. 7. 7 Kanunda niĢanlanmanın konusunu ortaya koyan bu ifadeye rağmen, bir niĢanlanma tanımı yapılmamıĢtır. Bkz. ALTUNKAYA, Mehmet: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri Verilmesi”, SBArD, S. 8, Eylül 2006, s. 217; Bu konuda ayrıca bkz. BAġPINAR, Veysel: “Türk Medeni Kanunu ile Aile Hukukunda Yapılan DeğiĢiklikler ve Bazı Önerilerimiz” AÜHFD, C. 52, S. 3,Y.2003,s.79. 8 Borçlar Hukuku anlamında, akitlerin meydana gelmesi için gerekli unsurlar burada da geçerlidir. Yani evlenme vaadiyle bir tarafın teklifi (icap) ve karĢı cinsin bu teklifi kabul etmesi gerekir. "TMK‟nun 18.maddesi uyarınca niĢanlanma, karĢılıklı evlenme vaadi içeren aile hukukuna özgü bir sözleĢmedir. NiĢanlanmanın nihai hedefi söz verilen evlenmenin gerçekleĢmesidir." Yrg. 3. HD. 2006/48725258(UYAP, E.T. 06.08.2015); Taraflardan sadece birinin evlenme vaadi niĢanlanma değildir. Bkz. TEKĠNAY, Selahattin Sulhi: Türk Aile Hukuku, 5. B., Beta Yay, Ġstanbul 1984, s. 10; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 15. 4 tutulmamıĢtır. Türk Medeni Kanunu niĢanlanmada Ģekil serbestîsini kabul etmiĢtir. FEYZĠOĞLU'nun tabiri ile "niĢanlanmanın Ģekli Ģekilsizliktir" 9 . NiĢanlanma; sözle, yazıyla, bir davranıĢla gerçekleĢebilir. NiĢanlanmak için bir merasim de gerekmez10. Öyle ki, taraflar niĢanı kendi aralarında yapıp gizli dahi tutabileceklerdir11. NiĢanlanmanın hukuki niteliği öğretide tartıĢmalı ise de 12 , bu konuda niĢanlanma sözleĢmesinin bağımsız bir medeni hukuk (aile hukuku) sözleĢmesi olduğu genel olarak kabul edilmektedir 13 . KuĢkusuz niĢanlanma evlenmeye takaddüm eden bir sözleĢme ise de, hiç bir zaman eĢlere evlenmeye zorlama hak ve yetkisi vermez (TMK, m. 119/1) 14 . Öteki Ģekilde ifade etmek gerekirse, eĢler istedikleri zaman niĢanlılık iliĢkisini tek taraflı dahi sonlandırabilirler. Bu nedenledir ki, TMK'da niĢanlılığın sona erdirilmesine bir takım sonuçlar bağlanmıĢtır 15. Bu sonuçlar da, yukarıda ifade edildiği üzere, niĢanlılığın eĢlerin evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle sona ermesi halinde gündeme gelmektedir. TMK'da niĢanlılığın bu Ģekilde sona ermesi halinde; niĢan hediyelerinin geri verilmesi(TMK m. 122) ve tazminat (TMK m. 120-121) olmak üzere iki önemli sonuç öngörülmüĢtür. Bu çalıĢmada, öncelikle niĢanlılığın hangi hallerde sona ereceği konusu ortaya konulduktan sonra, niĢanın sona ermesi halinde öngörülen maddi ve manevi tazminat ile niĢan hediyelerinin geri 9 FEYZĠOĞLU, N. Feyzi: Aile Hukuku, 3. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1986, s. 25. DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 15; Uygulamada sorun, niĢanlanmanın ispatı açısından ortaya çıkabilmektedir. Kabul etmek gerekir ki, bir niĢan töreni yapılmıĢ ise bunun ispatı kolaydır. Ancak niĢan töreni yapılmamıĢ ise niĢanlılık iliĢkisinin kurulduğunun yöntemince ispatı gerekir. Bu halde tarafların niĢanlı gibi hareket edip etmedikleri, tanıkların niĢanlılık iliĢkisi açısından beyanları önem arz edecektir. Bkz. NiĢan merasimleri de zaten aleniyet adına davetliler huzuruyla yapılır. NiĢanlanmanın tanıkları genellikle bu merasime iĢtirak edenlerdir. Bkz. LOWE, Nigel/DOUGLAS, Gillian: Bromley's Family Law, 11th Edition, Oxford University Press, Oxford 2015, s. 40; NiĢanlanmanın Ģekle tabi olmaması nedeniyle, bir iliĢkinin niĢanlanma olarak nitelendirilmesi için eĢlerin niĢanlı gibi davranıp davranmadıkları, eĢ söyleyiĢle evlenecekleri yönünde algı meydana getirip getirmediklerine bakılır. Bu anlamda kadın ve erkeğin duygusal iliĢkiyi aĢan beraberlikleri, niĢanlanmaya karine teĢkil eder. Bkz. GÜLER, Onur: “Evlilik Öncesi Birliktelik Olarak NiĢanlanma”, Academia, s. 3. http://www.academia.edu/7575294/Evlilik_Öncesi_Birliktelik_Olarak_NiĢanlanma (E.T. 19.01.2016). 11 SCHWARZ, Andreas B.:, Aile Hukuku I, 2. Bası, (Çev. Bülent DAVRAN), Ġsmail Akgün Matbaası, Ġstanbul 1946, s. 39. 12 NiĢanlanma öğretide daha çok Borçlar Kanunundaki “önsözleĢme” müessesesine benzetilmektedir. Borçlar Kanunun sözü geçen düzenlemesinde; “Bir sözleĢmenin ileride kurulmasına iliĢkin sözleĢmeler geçerlidir. Kanunlarda öngörülen istisnalar dıĢında, önsözleĢmenin geçerliliği, ileride kurulacak sözleĢmenin Ģekline bağlıdır.”(6098 s. TBK m. 29; eBK m. 22) denilmiĢtir. Takdir edileceği üzere, önsözleĢme asıl yapılacak olan sözleĢmenin Ģekline tabi kılınmıĢtır. Hâlbuki niĢanlanmada her hangi bir Ģekil Ģartı öngörülmemiĢtir. NiĢanlanmanın hukuki niteliği konusunda ayrıntı için bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 12 vd; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 26; ABĠK, s. 72 vd.; Kanaatimizce niĢanlanmanın hukuki niteliği konusundaki tartıĢmalar çok anlamlı değildir. Zira Kanun‟da niĢanlanma ayrı bir müessese olarak düzenlenmiĢtir. Bu yönüyle de niĢanlanmanın bir sözleĢme olduğu ortaya konulmuĢtur. NiĢanlanma sözleĢmesi itibariyle, tartıĢma konusu olacak bir kısım hususlar da zaten düzenleme kapsamına alınmıĢtır. Sözgelimi, niĢanlanma sözleĢmesi tarafları ifaya zorlama hakkı vermez denilmiĢtir. Bkz. HATEMĠ, Hüseyin / SEROZAN, Rona: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1993, s. 30. 13 ESENER, Turhan: Borçlar Hukuku I: Akitlerin KuruluĢu ve Geçerliliği, AÜHF Yayını, Ankara 1969, s. 16; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 40; HATEMĠ/ SEROZAN, s. 33; ABĠK, s. 74-75; GÖNENSAY, s. 7. 14 Oysa aslında Borçlar Hukuku sözleĢmelerinin en belirgin özelliği tarafları ifaya zorlamalarıdır. Bkz. ġENYÜZ, Doğan: Borçlar Hukuku, 3. B., Ekin Kitabevi, Bursa 2006, s. 95. 15 Kanunda niĢanlanma hükme bağlanmakla, niĢanlanma kurumu salt ahlaki ve eylemli bir iliĢki olmaktan çıkarılmıĢ olmaktadır. Bkz. ÖZDAMAR, Demet: Türk Hukukunda Özellikle Türk Medeni Kanunu KarĢısında Kadının Hukuki Durumu, Seçkin Yayınevi, Ankara 2002, s. 221. 10 5 verilmesi koĢulları üzerinde durulmuĢtur. Konu ele alınırken, zaman zaman yargısal uygulamalara müracaat edilmiĢtir. I. NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠ HALLER A. KENDĠLĠĞĠNDEN SONA ERME 1. Evlenme a) NiĢanlıların Evlenmesi NiĢanlılık evlenme amacıyla yapıldığından, niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi ile niĢanlılık sona erer. Bu niĢanlılık iliĢkisinin normal ve doğal sona erme halidir 16 . Doğal sona erme halinde, niĢanlanma ile ilgili bir problem yaĢanmaz, zira bu sefer evlilik hukuku gündeme gelir. KuĢkusuz her niĢanlanmanın evlilikle sonuçlanacağı söylenemez 17 . Zaten niĢanlanmanın hukuki ve mali sonuçları da, niĢanlanmanın evlenme ile sonuçlanmadığı haller için geçerlidir. Bu baĢlık altında vurgulanması gereken husus, imam nikâhı ya da gayrıresmi/geleneksel evlenmelerdeki durumdur. ġayet niĢanlılar, resmi nikâh yapmaksızın düğün töreni yaparak ya da yapmadan eylemli olarak evlenmiĢler/bir araya gelerek birlikte yaĢamıĢlar ise bu takdirde de niĢanlanmanın sona erdiğinin kabulü gerekir. Uygulamada sıkça rastlanan bir durum, gayrıresmi evlenmelerde, eylemli birliktelik sona erdiğinde, tarafların hediyeleri ve tazminat isteklerini niĢanlanma hükümlerine dayandırmalarıdır. Oysa resmi nikâh olmasa bile taraflar, imam nikâhı ya da geleneksel yöntemlerle evlenip, eylemli olarak birlikte yaĢamaya baĢlamıĢ iseler, artık istekler niĢanlanma hükümlerine göre ileri sürülemez 18 . KoĢulları varsa Borçlar Kanunundaki haksız fiil, sebepsiz zenginleĢme gibi hükümlere gidebilirler. b) NiĢanlının Üçüncü KiĢi ile Evlenmesi Tabiatıyla niĢanlılardan birisinin bir üçüncü kiĢi ile evlenmesi ile de niĢanlılık iliĢkisi sona ermiĢ olur. Artık bu durumda üçüncü kiĢi ile evlenen niĢanlı taraf, niĢanı haksız olarak bozmuĢ olur19. Uygulamada Yargıtay, niĢanlı olduğu dönemde baĢka 16 ÖZESE, Hasan Hüseyin: NiĢanlılık ĠliĢkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul 1988, s. 11; HATEMĠ/SEROZAN, s. 49; ABĠK, s. 96. 17 "Davacı dava dilekçesinde oğlunun niĢanlanacağını, yakında evleneceğini ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiĢtir. Davacı ihtiyaç iddiasını oğlunun evleneceği hususuna bağlamıĢ, reĢit oğlunun müstakil oturacağını iddia etmemiĢtir. Davacı tanıkları davacının oğlunun niĢanlandığını ifade etmiĢler ise de niĢanlanma tek baĢına ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunu göstermez. Zira her niĢanlanmanın mutlak olarak evlilikle sonuçlanacağı kabul edilemez. Evlenmenin gerçekleĢeceğinin evlilik hazırlıklarından olan nikâh günü alma, davetiye bastırma, düğün salonunun kiralanması, eĢya alımı gibi somut deliller ile desteklenmesi gerekir." Yrg. 6. HD. 28.2.2008, 2008/14569- 2235(UYAP, E.T. 07.01.2016/vurgu eklenmiĢtir); Benzer karar için bkz. Yrg. 6. HD. 25.04.2006, 2006/2442-4402(UYAP, E.T. 07.01.2016). 18 "Davacı ile davalı niĢanlandıktan sonra imam nikâhı kıyarak gayri resmi Ģekilde bir araya gelmiĢler ve uzun süre birlikte yaĢamıĢlardır. O halde niĢandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir. Taraflar arasındaki uyuĢmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre çözümlenmesi gerekir." Yrg. 3. HD. 29.6.2010, 2010/4392-11584 (UYAP, E.T. 08.12.2015). 19 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s.43; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 24; ABĠK, s. 96. 6 birisi ile evlenen niĢanlının, diğer niĢanlının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiğini kabul etmektedir20. 2. Fiili Ġmkânsızlık a) Ölüm NiĢanlılardan birisinin veya her ikisinin ölümü halinde, niĢanlılık iliĢkisi son bulur 21 . Ölüm nedeniyle sona erme, niĢanlılık iliĢkisinin sona ermesine yasanın bağladığı bazı sonuçları nedeniyle önemli olup, aĢağıda incelenecektir. Burada üzerinde durulması gereken bir diğer konu da ölüm karinesidir. Cesedi bulunmayan kimse ölümüne kesin gözüyle bakılmasını gerektiren bir durum içinde kaybolmuĢsa ölmüĢ sayılacağından (TMK, m. 31), o yerin en büyük mülki amirinin emriyle kütüğe ölü kaydı düĢülür (TMK, m. 44/1). Ölüm karinesi, kiĢi gerçekten ölmüĢ gibi sonuçlar doğuracağından, ölüm karinesi gerçekleĢmiĢ ise niĢanlılık kendiliğinden sona erer22. b) Gaiplik ve Cinsiyet DeğiĢtirme NiĢanlılardan birisinin cinsiyet değiĢtirmesi halinde de niĢanlılık iliĢkisi sona erer23. Cinsiyet değiĢtirme bir evlenme engeli olmakla birlikte, fiili imkânsızlık baĢlığı altında da zikredilmesi gereken bir durumdur. NiĢanlıların birisinin gaipliğine karar verilmesiyle de niĢanlılık iliĢkisi son bulur24. Ölüm karinesinde doğrudan kütüğe ölü kaydı düĢülebildiği halde (TMK m. 44/1), gaiplik 25 mahkemenin bir hükmü ile olur ve hâkimin bildirmesi üzerine kütüğe kaydolunur (TMK m. 45). Gaiplik halinde de, niĢanlılık iliĢkisi kendiliğinden sona erecektir26. Bunun için gaiplik kararının verilmiĢ olması gerekir 27. Gaiplik kararı ile birlikte, gaiplik kararının hüküm ifade ettiği tarih, niĢanlılığın da sona erme tarihi olmalıdır28. 20 " Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK md. 141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır." Yrg. 3. HD. 17.09.2012, 2012/16306 -18867 (UYAP, E.T. 17.11.2015). 21 TEKĠNAY, s. 25; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; ABĠK, s. 96; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 23; HATEMĠ/SEROZAN, s. 49. 22 GENÇCAN, Ömer Uğur: “4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre NiĢanlılık” Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, S. 119, Ağustos 2003, s. 8 (GENÇCAN, Nişanlılık). 23 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; HATEMĠ/SEROZAN s. 50. 24 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; ABĠK, s. 97. 25 Gaiplik konusunda ayrıntılı açıklama için bkz: GENÇCAN, Ömer Uğur: Nüfus Davaları, Yetkin Yay. Ankara 2000, s. 92 vd. 26 Öğretide, gaiplik kararı verilmesi halinde niĢanlılık iliĢkisinin kendiliğinden son bulup bulmayacağı konusu tartıĢmalı olmakla birlikte, baskın olan görüĢün kendiliğinden sona ereceği yönünde olduğunu belirtmek gerekir. Gaiplik kararı ile birlikte niĢanlılık iliĢkisinin kendiliğinden sona ermeyeceğini ileri sürenlerin argümanının TMK m. 131 olduğunu belirtmek gerekir. Bu görüĢü savunanlara göre TMK m. 131 kıyasen uygulanmalıdır. Konuya iliĢkin ayrıntı için bkz. ABĠK, Yıldız: "Gaipliğin NiĢanlılık Üzerinde Etkisi", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 170-171. (ABĠK, Gaipliğin Etkisi). 27 KrĢ. KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 24. 28 " Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleĢtiği veya son haberin alındığı günden baĢlayarak hüküm doğurur." (TMK m. 35/2). 7 3. Evlenme Engelinin Ortaya Çıkması NiĢanlanma aĢamasında ortaya çıkan evlenme engeli, niĢanlanmaya da engeldir29. NiĢanlanma gerçekleĢtikten sonra tarafların iradeleri dıĢında bir evlenme engeli ortaya çıkarsa niĢanlılık iliĢkisi sona erer30. Sözgelimi niĢanlılardan birinin ayırt etme gücünü kaybetmesi, benzer Ģekilde niĢanlılardan birinin diğerini evlat edinmesi halinde de niĢanlılık iliĢkisi sona erer 31 . Keza niĢanlanmadan sonra niĢanlılardan birisi cinsiyet değiĢtirirse, evlenme engeli ortaya çıkmıĢ olur ve niĢanlılık sona erer. B. TARAFLARCA SONA ERDĠRĠLME 1. ġartın GerçekleĢmesi Taraflar Ģarta bağlı bir niĢanlanma sözleĢmesi yapabilirler. Bu Ģart geciktirici veya bozucu Ģart olabilir32. NiĢanlanma bir bozucu Ģarta bağlı olarak yapılmıĢsa, bu Ģartın gerçekleĢmesi ile niĢanlılık da sona erer 33 . Sözgelimi niĢanlılar taraflardan birinin dört yılda fakülteden mezun olma koĢulu ile niĢanlanmıĢ iseler ve öngörülen sürede mezun olunamamıĢ ise niĢanlılık sona erer. 2. AnlaĢma NiĢanlılar diledikleri zaman karĢılıklı anlaĢma ile niĢanlılık iliĢkisine son verebilirler34. AnlaĢma bir Ģekle bağlı değildir35. Tarafların anlaĢması ile sözleĢmeye son verilmesi, eski hukukumuzda ikale diye adlandırıldığından, niĢanlılığın anlaĢma ile sona ermesi halini “niĢanlılığın ikale yoluyla sona erdirilmesi” diye adlandıranlar da vardır36. 3. NiĢanı Bozma a) NiĢanı Haklı Nedenle Bozma Yukarıda vurgulandığı üzere, niĢanlılık iliĢkisi evlenmeye zorlama olanağı tanımamaktadır. Bu nedenle taraflardan her biri, tek taraflı olarak niĢanlılık iliĢkisini sona erdirebilir37. Buna öğreti ve uygulamada niĢanı bozma denmektedir38. NiĢanı 29 NiĢanlanma evlenme vaadi olduğundan, evlenme engeli olması niĢanlanmayı da anlamsız hale getirecektir. KuĢkusuz evlenme engeli ile kastedilen geçici engeller değildir. Bkz. KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 15; Bu bağlamda, tarafların yakın akraba olduklarının anlaĢılması halinde ortaya yerde geçersiz bir niĢanlanmanın bulunduğunun kabulü gerekir. 30 KÖPRÜLÜ, Bülent/ KANETĠ, Selim: Aile Hukuku, Özdem KardeĢler Matbaası, Ġstanbul 1985 / 1986, s. 56; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43-44; VELĠDEDEOĞLU, s. 30. 31 Örnek için bkz, DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28. 32 Geciktirici Ģarta bağlanan niĢanlanmada, geciktirici Ģart gerçekleĢinceye kadar aslında niĢanlanma sözleĢmesi askıdadır. Bkz. ABĠK, s. 85. 33 VELĠDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 2. B, Ġstanbul Matbaacılık, Ġstanbul 1950, s. 30; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 43; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 27; GENÇCAN, Nişanlılık, s. 9. 34 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; ERGÜN, s. 3. 35 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 27; ABĠK, s. 98. 36 PALAMUT, Mehmet E.: Medeni Hukuk, 2. B., Alfa Akademi Basım, Ġstanbul 2004, s. 90; VELĠDEDEOĞLU, s. 30 dn. 2; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44. 37 KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 57; FEYZĠOĞLU, s. 48. 38 ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, 4. B., Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 60; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 45; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 28; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 57. 8 bozma açık bir Ģekilde olacağı gibi zımni de olabilir. Sözgelimi, niĢanlı iken baĢka birisi ile niĢanlanan kimsenin önceki niĢanı bozduğu kabul edilmelidir39. NiĢanlılığın devamı ve keza evlenmeyi bir taraf için beklenemez kılan nedenler, niĢanı bozmak için haklı neden sayılır. Haklı nedenlerin varlığı için taraflardan birinin kusurunun bulunması koĢulu da aranmaz. Önemli olan niĢanın bozulmasında haklı bir nedenin olmasıdır 40 . Haklı nedenlerin ne olduğunu, her olayın özelliğine göre değerlendirmek gerekir. Sözgelimi niĢanlılardan birinin bulaĢıcı cinsel bir hastalığa yakalanması haklı bir sebep sayılabilir41. Belirtmek gerekir ki, niĢanın bozulmasının haklı nedene dayanıp dayanmadığı, her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. ĠĢte bu noktada, gösterilen sebebin yeterli bir haklı sebep olup olmadığını hâkim takdir edecektir (TMK, m. 4). Hâkim takdir yetkisini kullanırken tarafların sosyal durumlarını, mesleklerini konumlarını, örf ve âdeti değerlendirerek, bozmanın haklı olup olmadığını takdir edecektir42. b) NiĢanın Haksız Nedenle Bozulması NiĢanın, yukarıda belirtilen haklı nedenler dıĢında bir nedenle bozulması hali, haksız nedenle bozulma anlamına gelir. Bu husus bozulmanın sonuçları açısından önemlidir. NiĢanın haksız nedenle bozulmasına niĢanlının kendi kusuru nedeniyle bulaĢıcı hastalığa yakalanması örneği gösterilebilir43. NiĢanlılardan birisinin, niĢanlısı dıĢında bir üçüncü kiĢi ile evlenmesi halinde niĢan bozulmuĢ sayılır 44 . Bu halde niĢanın haksız nedenle bozulmuĢ olacağı konusunda duraksama olmamalıdır. Yeniden evlenme halinde niĢanın bozulduğu konusunda duraksama olmamakla birlikte, niĢanlı iken baĢka birisi ile niĢanlanma halinde durumun ne olacağı tartıĢmalıdır. KILIÇOĞLU, böyle bir durumda ikinci niĢanlılığın ahlaka aykırılık nedeniyle geçersiz olacağını ileri sürmektedir 45 . Kanaatimizce, tıpkı niĢanlı iken baĢkası ile evlenmede olduğu gibi, niĢanlı iken baĢkası ile niĢanlanan kiĢinin de önceki niĢanı bozduğu kabul edilmelidir46. 39 Ġkinci niĢanlılık üzerine önceki niĢanlıya bu irade beyanının ulaĢtırılması gerekmez. Bu davranıĢ önceki niĢanı bozma anlamına gelir. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.20. 40 Haklı nedenler Kanunda sayılmamıĢtır. Somut olaylara göre değerlendirme yapılacaktır. Bkz. ABĠK, s. 124-125; ÖZTAN, s. 61. 41 Örneklemeler için bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 30; ÖZTAN, s. 61. 42 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 31; ÖZTAN, s. 61; ABĠK, s. 101. 43 ÖZTAN, s. 63. 44 Tersi durumda, yani evli bir kiĢi ile(boĢanma davası devam ediyor olsa bile) niĢanlanma halinde, niĢanlanma sözleĢmesinin geçersiz olacağı açıktır. Böyle bir niĢanlanma nedeniyle tazminat ve hediyelerin iadesinin niĢan hükümlerine göre istenemeyeceği konusunda Yargıtay'ın uygulaması istikrarlıdır. " Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK. md. 141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır." Yrg. 3. HD., 17.09.2012, 2012/16306 -18867(UYAP, E.T. 29.11.2015). 45 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 16. 46 Öğretide niĢanlı iken bir baĢkası ile yeniden niĢanlanılması halinde her iki niĢanın da geçerli olacağı, evlenme ile birlikte diğer niĢanlılığın sona ereceği görüĢü de ileri sürülmektedir. Bkz. ABĠK, s. 89; Kanaatimizce bu görüĢ yerinde değildir. Yeniden niĢanlanan kiĢinin iradesini ortaya koyduğu açıktır. Artık önceki niĢanlıya dönerse niĢanlılık iliĢkisi ayaktadır demek doğru olmamalıdır. 9 4. Ġradeyi Sakatlayan Nedenler NiĢanlanma sözleĢmesi yapılırken niĢanlılardan birinin iradesi sakatlanmıĢ olabilir. Yani hata, hile ve tehdit nedeniyle niĢanlanın iç iradesi ile açıkladığı irade arasında istenmeyen bir uyumsuzluk meydana gelmiĢ ise iradesi sakatlanan niĢanlının, tek taraflı derhal yapacağı bir açıklama ile niĢanlılık iliĢkisi ortadan kaldırılabilir47. II. NĠġANLILIĞIN SONA ERMESĠNĠN SONUÇLARI A. TAZMĠNAT ĠSTEME HAKKI NiĢanlanma, evlenmeye zorlama hakkı vermemekle birlikte, niĢanın bozulması halinde, niĢanlılığa bağlanan sonuçlar nedeniyle niĢanın taraflarının bir takım hakları bulunmaktadır. Hukuk sistemimizde, niĢanlanmanın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, niĢanlılara tazminat isteme hakkı tanınmıĢtır. Maddi ve manevi tazminat kalemlerini ayrı ayrı düzenleyen TMK‟nın ilgili maddelerinde(m. 120-121) maddi tazminat yapılan masraflar ve katlanılan maddi fedakârlıklar ile sınırlı tutulurken, manevi tazminatta kiĢilik haklarına saldırının varlığı aranmaktadır. Ayrıntısına girmemekle birlikte, niĢanlılığın sona ermesinde bu durumun, yeniden niĢanlanma, hatta yeniden niĢanlanma Ģansını ne oranda etkilediği(maddi tazminat), niĢanın bozulması nedeniyle kusursuz niĢanlının toplum nezdinde dul değil ama salt “niĢandan dönmüĢ” damgası yemiĢ olması(manevi tazminat) nazara alınmamıĢtır 48. Maddi tazminat bahsi altında değinmek gerekir ki, niĢanlıları evlenmeye zorlayamama (TMK m. 119/1) ilkesinin bir sonucu olarak, niĢanı bozma hali için kararlaĢtırılan her türlü ceza koĢulu ve cayma tazminatının istenemeyeceği kabul edilmiĢtir (TMK m. 119/2). Ġlginç bir Ģekilde, Kanunda cayma tazminatı ve ceza koĢulu Ģu ya da bu Ģekilde ödenmiĢ ise geri istenemeyeceği de düzenleme kapsamında ifade edilmiĢtir49. Bu yönüyle, ödenen cezai Ģart ve cayma tazminatının, bir nevi eksik borç olarak nitelendirildiği anlaĢılmaktadır 50 . Ödeme, niĢanın bozulmasından sonra yapılmıĢ olabileceği gibi daha önceden de verilmiĢ olabilir. Bu noktada Ģunu da ifade etmek gerekir ki, baĢlık parası, süt parası gibi kalemler adı altında, daha niĢanlılık aĢamasında verilen Ģeylerin, niĢandan dönme halinde istenemeyeceği Ģeklindeki bir cezai Ģart bu kapsamda(TMK m. 119/2) değerlendirilemez. Zira bu halde, hukuka ve ahlaka aykırılık söz konusu olup, bu ad altında verilenler TBK m. 81 uyarınca geri istenememelidir. TMK‟da düzenlenen tazminat kalemlerine daha yakından bakmak gerekir. 47 KÖPRÜLÜ/ KANETĠ, s. 56-57; VELĠDEDEOĞLU, s. 30; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 44. Ġngiliz Common Law sisteminde, niĢanın bozulması halinde özellikle bir kadına karĢı toplumsal bakıĢ değiĢeceğinden daha açık ifadesi ile lekelenmiĢ(sullied) damgası yiyeceğinden kendisine bir tazminat(heart balm) verilmesi öngörülmekteydi. Bkz. WEISBERG, D. Kelly: Family Law, Second Edition, Aspen Publishers, New York 2008, s. 10; LOWE/DOUGLAS, s. 39. 49 Bununla, yani yapılan ödemeler geri istenemez ifadesi ile baĢlık parasının kastedildiği ileri sürülmektedir. Bkz. HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK, Aile Hukuku, 3.B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2014, s. 20. 50 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 21; ABĠK, s. 92-93. 48 10 1.Maddi Tazminat TMK 120/1 maddesinde “niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozduğu veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralı çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür” denmek suretiyle maddi tazminatın çerçevesi belirlenmiĢtir. Madde metninde de açıkça anlaĢılacağı üzere, maddi tazminat niĢanlılığın sona ermesi hallerinden sadece niĢanın niĢanlılardan biri tarafından haksız ya da diğer niĢanlının kusuruna dayanarak bozulması halinde gündeme gelmektedir 51 . NiĢanın bozulmasında haklı sebep, yukarıdan da açıklandığı üzere, tarafların sosyal durumları eğitimleri çevre ve gelenekler göz önüne alınarak hâkim tarafından takdir edilecektir52. a) Maddi Tazminatın ġartları aa) Geçerli Bir NiĢanlılık ĠliĢkisinin Bulunması Geçerli bir niĢanlılık iliĢkisi için öncelikle niĢanlıların, niĢanlanma ehliyetine sahip olmaları gerekir. Temsilci ile niĢanlanma olmaz 53. Aracı, bu konuda temsilci anlamına gelmez Buna göre; tam ehliyetliler kendi baĢlarına niĢanlanabilirler. Sınırlı ehliyetlilerin de niĢanlanma ehliyeti vardır. Sınırlı ehliyetsizler ise ancak yasal temsilcilerinin rızası ile niĢanlanabilirler54. Nitekim yasamızda da “niĢanlanma yasal temsilcilerin rızası olmadıkça küçüğü ve kısıtlıyı bağlamaz (TMK, m. 118/2)” Ģeklinde, bu husus açıkça vurgulanmıĢtır55. Tam ehliyetsizlerin (TMK m. 14 niĢanlanma ehliyeti bulunmadığından, kanuni temsilcilerinin onlar adına niĢanlanma sözleĢmesi yapması geçerli bir niĢanlanma sözleĢmesi olarak kabul edilemez56. Bu noktada ifade etmek 51 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 32. GÜRSEL, Nurettin: “NiĢanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve NiĢan Hediyelerinin – Ağırlığın – Geri Verilmesi”, Adalet Dergisi, Y. 54, Ocak – ġubat 1963, s. 19. 53 TMK m. 118/2'deki temsilcinin rolü, küçüğe ya da kısıtlıya niĢanlanma konusunda rıza vermektir. Yoksa yasal temsilcinin küçük veya kısıtlı yerine irade açıklaması kastedilmemiĢtir. Bu hususun karıĢtırılmamsı gerekir. Bkz. KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s. 13-14; SEROZAN, Rona: Çocuk Hukuku, 2. B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2005, s. 117; FEYZĠOĞLU, s. 31. 54 Unutmamak gerekir ki, kanuni temsilcinin rolü rızaya iliĢkindir. Yoksa niĢanlanacak olan sınırlı ehliyetsizler Ģahsa bağlı bu hakkı bizzat kullanmalıdır. Bkz. GRASSINGER, Gülçin Elçin: Küçüğün KiĢi Varlığının Korunması için Alınacak Tedbirler, XII Levha Yayıncılık, Ġstanbul 2009, s. 48; AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 31; SCHWARZ, s. 37; TEKĠNAY, s. 14; FEYZĠOĞLU, s. 32; SEROZAN, s. 116; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18. 55 Kanunda "rıza"dan bahsedilmekte ise de, öğretide niĢanlanma kanuni temsilcinin rızası ile yapılmamıĢ ise sonradan icazet verebileceği, icazet vermediği takdirde askıda/topal bir hukuki iliĢki vardır ve icazet verilmediği sürece niĢanlıların niĢandan doğan nedenlerle yükümlülük altına sokulamayacakları ifade edilmektedir. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 33; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 14; SEROZAN, s. 116; Öğretide DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, kanuni temsilcinin rıza vermemesi durumunda niĢanlılık iliĢkisinin kurulmuĢ olacağını, ancak niĢanın sınırlı ehliyetsiz niĢanlı tarafından bozulması halinde, niĢanlılığın mali sonuçlarının sınırlı ehliyetsiz olan niĢanlıyı bağlamayacağı görüĢünü ileri sürmektedir. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18. 56 Ġfade etmek gerekir ki, bu türden niĢanlanma sözleĢmesi yok hükmünde olduğundan, niĢanlanma olarak nitelendirilemez. Bunun içindir ki, aĢağıda değinileceği üzere, beĢik kertmesi gibi adetler niĢanlanma olarak nitelendirilemez ve bu dönemde verilenler niĢan hükümlerine göre geri istenemez. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 33. 52 11 gerekir ki, niĢanlanmayı/evlenme vaadini taraflar yapar. Temsilci ile niĢanlanma olmaz57. Aracı, bu konuda temsilci anlamına gelmez58. Ehliyet açısından, geçici olarak ayırt etme gücünün kaybedilmesi hali üzerinde durulmalıdır. Sözgelimi evlenme teklifinde bulunan bir kimsenin, o anda sarhoĢ olması halinde niĢanlanma gerçekleĢmiĢ olacak mıdır? NiĢanlama anında geçici olarak ayırt etme yeteneğinden yoksun olma halinde bakılır: Ġlgili kiĢi sarhoĢluk geçtikten sonra, açık ya da zımni bir Ģekilde niĢanı kabul etmiĢ ise niĢanlanmanın gerçekleĢtiği kabul edilir. EĢ söyleyiĢle, bu halde evlenmeye iliĢkin TMK m. 148 hükümleri uygulanamaz59. ġu halde, geçici olarak ayırt etme gücünden yoksunluğa rağmen, taraflar niĢanlı gibi hareket etmiĢ olurlarsa, niĢanın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermiĢ olması halinde niĢanlılığa iliĢkin hükümler uygulanmalıdır. NiĢanlanmanın ahlaka, adaba, emredici yasa kurallarına aykırı olmaması gerekir. Evlenmedekine benzer Ģekilde, irade sakatlığı halleri niĢan akdi için de geçerlidir60. Sözgelimi, niĢanlılardan birisi evli ise niĢanlanma mutlak butlanla batıl olacak61 ve elbette bu halde verilen hediyelerin geri istenilmesi(TMK m. 122) ya da tazminat talebi(TMK m. 120-121) niĢanlanma hükümlerine göre yapılamayacaktır62. NiĢanın bozulması halinde maddi tazminat istenebilmesi için taraflar arasındaki iliĢkinin niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir63. NiĢanlılık iliĢkisi olmadan, geçici hevesler için bir araya gelmeler, evlilik dıĢı beraberlikler gibi hallerde tazminat 57 TMK m. 118/2'deki temsilcinin rolü, küçüğe ya da kısıtlıya niĢanlanma konusunda rıza vermektir. Yoksa yasal temsilcinin küçük veya kısıtlı yerine irade açıklaması kastedilmemiĢtir. Bu hususun karıĢtırılmamsı gerekir. Bkz. KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015, s. 13-14; SEROZAN, s. 117; FEYZĠOĞLU, s. 31. 58 Temsilin tipik örneği, niĢanın anne baba tarafından çocukları adına yapılmasıdır. Anne babanın evlenme vaadinde bulunması niĢanlanma olarak kabul edilemez. Aracı ile niĢan mümkündür. Yani, niĢan/evlenme vaadini baĢka birisi aracılığı ile yapması mümkündür. Zira niĢanlanma/evlenme vaadi bir Ģekle tabi tutulmamıĢtır. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 16. 59 KOÇ, Nevzat: Türk – Ġsviçre Hukukunda NiĢanlanma SözleĢmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay., Ġzmir 2002, s. 29-30; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 18. 60 ÇalıĢmamızın konu ve kapsamı gereği, ayrıntılar üzerinde durulmamıĢtır. Ayrıntı için bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 19 vd. 61 EĢlerin eylemli olarak ayrı yaĢamaları, boĢanma davası sürüyor olsa bile, taraflardan birisine niĢanlanma hakkı vermez. Zira eĢlerin sadakat yükümlülüğü boĢanma davası sırasında da devam eder(TMK m. 185/3)."Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2010/Temmuz ayında niĢanlandıklarını, 1,5 yıl niĢanlı kaldıklarını, bu süreçte davacının eski eĢiyle boĢanma davası sürdüğünden sorunlar çıktığını, ailelerin arasının bozulduğunu, davalının ailesi uzlaĢmayı kabul etmeyince, davalının kendi isteği ve rızası ile 28.03.2012 tarihinde evden kaçtığını, 5,5 ay birlikte yaĢadıklarını, düğüne çok kısa bir süre kaldığında davalının, polise “zorla alıkonulduğu” ihbarında bulunduğunu belirterek, niĢanda davalıya takılan 8 bilezik ve tektaĢ yüzüğün iadesini, olmadığı taktirde bedeli olan 10.000 TL ve ayrıca 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiĢtir... Yine, TMK.nun 118.maddesi hükmüne göre; "niĢanlanma, evlenme vaadiyle olur". Gerçekte evli olan birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma akdi yapamaz. ġayet yapılmıĢ ise, yapılan bu akit geçersiz olup, yasal anlamda niĢan akdi olarak kabulü olanaksızdır. Ayrıca, karı-koca gibi tarafların birlikte yaĢaması da değerlendirildiğinde eylem haksız fiil niteliğindedir. Bu durumda da Aile Mahkemesi tarafından yargılama yapılması mümkün değildir." Yrg. 3. HD. 23.01.2014, 2013/15535- 2014/884(UYAP, E.T. 21.11.2015/vurgu eklenmiĢtir). 62 Bu halde genel hükümler(Borçlar Kanunu) uyarınca yine genel mahkemelerde istemde bulunmak mümkündür. "TMK. 118.maddesinde yer alan düzenlemeye göre niĢanlanma, evlenme vaadi ile olur. Gerçekte evli olan birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma akdi yapamaz. YapılmıĢ ise yapılan bu akid geçersiz olup, yasal anlamda niĢan akdi olarak kabulü olanaklı değildir." Yrg. 3. HD., 04.02.2013, 2013/758- 2013/1491(UYAP, E.T. 15.12.2015). 63 Açıklanan bu hususlar manevi tazminat ve hediyelerin geri verilmesi bakımından da geçerlidir. 12 istenemez64. NiĢanın bozulması hukuksal nedenine dayalı olarak tazminat istenmesi halinde mahkeme, öncelikle iliĢkinin niĢanlılık iliĢkisi olup olmadığını irdelemelidir. Yargıtay, önüne gelen bir olayda, niĢanlılık hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada, taraflardan birisinin zaten evli olduğunu belirterek, iliĢkinin niĢanlılık olarak nitelendirilemeyeceğine karar vermiĢtir 65 . Yargıtay'a intikal eden bir baĢka olayda, ergin olmayanlar arasındaki bir tecavüz olayından dolayı, küçüklerin düğün merasimi yapılarak birlikte yaĢmaya baĢlamaları ve daha sonra ayrılmaları nedeniyle istenen tazminatı, niĢanlılık iliĢkisine bağlanan sonuçlar değil, haksız fiil kapsamında değerlendirmiĢtir66. 64 Böyle bir durumda, istekler genel hükümlere, yani Borçlar Kanunu hükümlerine göre ileri sürülebilir. "Davacı vekili, dava dilekçesinde: müvekkili Sümeyye'nin, davalılardan Zülküf ile niĢanlandığını; yaĢının küçük olması nedeniyle, nikâh iĢlemlerinin yapılamadığını; ancak, yaĢı dolduğunda nikâh yapılmak Ģartıyla düğünün yapılarak bir araya geldiklerini, birlikte olduklarını, karı koca hayatı yaĢadıklarını; yaĢı dolduğunda ise, davalıların nikâh yapmadıkları gibi müvekkilini babasının evine bıraktıklarını ve niĢanı haksız olarak bozduklarını, iddia ederek; 150.000 TL manevi tazminata, ziynet eĢyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde 47.500 TL alacağa; niĢan, kına gecesi ve düğün için yapılan masraf bedeli olarak da 20.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir. Dava dilekçesi içeriğinden, davacının isteminin; resmi nikâh yapılmaksızın birlikte yaĢamaya dayalı tazminat istemine iliĢkin olup, Borçlar Kanunu'nda düzenlenen haksız fiilden kaynaklandığı; aile hukukuyla bir ilgisinin bulunmadığı anlaĢılmaktadır. ġu halde, davanın genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, iĢin esasına girilerek hüküm kurulmuĢ olması doğru görülmemiĢ, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD., 17.02.2015, 2014/15548- 2015/2366(UYAP, E.T. 19.12.2015). 65 "Her ne kadar, davacı taraf, niĢanlılık iliĢkisi içerisinde olduklarını iddia etmekte ise de; davacının evli olduğu anlaĢılmaktadır. Evli bir kiĢinin, baĢka birisiyle niĢanlanmasından da söz edilemez." Yrg. 3. HD., 06.11.2012, 2012/17937-22762 (UYAP, E.T. 16.08.2015). 66 "Davacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkili Ġlayda'nın, davalıların oğlu Özgür tarafından tecavüze uğradığını, bu olay sonrasında Ġlayda ve Özgür'ün sözlenip daha sonra düğün merasimi yapılarak birlikte yaĢamaya baĢladıklarını; bir süre sonra birlikteliklerinin sona erdiğini, niĢanın Özgür tarafından haksız olarak bozulduğunu; Ġlayda'nın uğramıĢ olduğu haksız fiil ve niĢanın bozulması nedeniyle müvekkillerinin kiĢilik haklarının zarara uğradığını; haksız fiil ve niĢan tarihinde davalıların oğlu Özgür'ün 18 yaĢından küçük olduğunu, davalıların meydana gelen olaylar nedeniyle aile baĢkanı olarak sorumlu olduklarını ileri sürerek; müvekkillerinden Ġlayda lehine 40.000,00 TL tazminata hükmedilmesini... talep ve dava etmiĢtir. Mahkemece; davalıların taraf ehliyetine sahip olmadıkları gerekçesiyle; davanın, husumet yönünden reddine karar verilmiĢ; hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiĢtir. Somut olayda; davacı Ġlayda'nın 14 yaĢında iken davalıların oğlu Özgür tarafından tecavüze uğradığı, olay tarihinde Özgür'ün de 18 yaĢından küçük olduğu, Ġlayda ve Özgür'ün düğün merasimi yaparak bir arada yaĢamaya baĢladığı, bu birliktelikten bir çocuklarının olduğu, bir süre birlikte yaĢadıktan sonra ayrıldıkları anlaĢılmaktadır... Ġlayda'nın uğramıĢ olduğu haksız fiil nedeniyle davacıların uğradığı zararın, davalıların oğlu Özgür'ün olay tarihinde 18 yaĢından küçük olması nedeniyle, TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev baĢkanı olarak davalılardan tazmini talebidir. Fiil ehliyetine sahip bulunmayan küçükler tarafından haksız fiilin iĢlenmesi durumunda sorumluluk iki çeĢittir. Küçük, BK.nun 41. maddesi uyarınca haksız fiilin faili olarak, anne ve babası ise TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev baĢkanı olarak zarar görene karĢı sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev baĢkanına karĢı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bundan ayrı, davacının zarara uğramasına yol açan haksız fiilin gerçekleĢtiği tarihte, haksız fiili geçekleĢtiren davalıların oğlu Özgür'ün ergin olmadığı anlaĢılmaktadır. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koĢullara göre değerlendirilir ise de; haksız fiil nedeniyle verilen zarar olay gününde meydana geldiğinden, hukuki sorunun da olay günündeki koĢullara göre çözümlenmesi zorunludur. Haksız fiili gerçekleĢtiren kiĢi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durum TMK. nun 369. maddesinde düzenlenmiĢ bulunan ev baĢkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır." Yrg. 3. HD., 18.05.2015, 2014/12097- 2015/8747(UYAP, E.T. 27.01.2016). 13 bb) Zarar Davacı, niĢanın bozulması nedeniyle bir zarara uğramalıdır 67 . NiĢanlının isteyebileceği maddi tazminata konu zarar, madde metninden de (TMK, m. 120/1) anlaĢılacağı üzere; evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve katlanılan maddi fedakârlıklar ile niĢan giderleridir. Bu konu önemi açısından aĢağıda tekrar ele alınacaktır. Burada vurgulanması gereken husus; yapılan giderler açıkça aĢırı olmayacak Ģekilde, dürüstlük kuralına uygun olarak yapılmıĢ olmalıdır 68. Sözgelimi niĢanlının evlenmekten vazgeçeceğini tahmin edip, onun üzerine baskı yapmak için nikâh hazırlıklarını abartıp, aĢırı masraf yapan taraf dürüst davranmıĢ olmaz 69 . Zarara uğrayan niĢanlı olabileceği gibi niĢanlının anne ve babası ya da anne baba gibi davrananlar da olabilir. Anne, baba ya da onlar gibi davrananların zararı, yaptıkları harcamalar olacaktır (TMK m. 120/son). cc) NiĢanın Haksız Nedenle Bozulması NiĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat istenebilmesi için niĢanı bozmanın haklı bir nedene dayanmaması gerekir. Kanunda düzenleniĢ Ģekli itibariyle ifade etmek gerekirse; niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozmalı(i) veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmalıdır(ii). Biraz tersten ifade edilmiĢ olsa da, kastedilen Ģudur: NiĢanlılardan birisi niĢanı ya kendisi haksız yere bozar ya da niĢanlının kusuru nedeniyle diğer niĢanlı niĢanı bozar. Birincisinde, "niĢanın haksız nedenle bozulması"ndan; ikincisinde ise niĢanın "haklı nedenle bozulması"ndan bahsedilir. Aslında sonuç olarak, kusursuz olan niĢanlı tazminat isteyebilecektir. Düzenleme ile önemli olanın kimin niĢanı bozduğu değil, niĢanın neden bozulduğu hususu üzerinde durulmuĢtur. Haklı olmayan sebep Borçlar Hukukundaki, hukuka aykırılık kavramının karĢılığı olarak kabul edilmektedir70. NiĢanı bozmanın haklı nedenle olup olmadığını hâkim takdir edecektir. Öğretide haklı sebebe örnek olarak; sadakatsizlik71, güven sarsıcı davranıĢlar, farklı cinsel tercih 72 , niĢanlıya karĢı olumsuz/küstahça davranıĢlar, aĢağılama, evlenmenin haklı neden olmadan geciktirilmesi, hayâsızca hayat sürme, bulaĢıcı hastalığa yakalanma, ağır bir sakatlık, baĢkalarına sürekli sataĢma 73 , dolandırıcılık74 kumarbazlık, niĢanlısının önceki mahkûmiyetini gizlemesi75 hususları verilmektedir. KuĢkusuz bu sayılanları çoğaltmak mümkündür. Uygulamada da; niĢanlı tarafta bulaĢıcı bir hastalığın varlığının anlaĢılması 76 , örf ve adet gereği verilmesi kararlaĢtırılan Ģeylerin verilmemesi77 niĢanlının baĢkası ile kaçması78 haklı 67 KOÇ, s. 82; ABĠK, s. 128; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 27. Dürüstlük kuralı konusunda ayrıntı için bkz. AYAN, Mehmet, Medeni Hukuka GiriĢ, 3. B., Mimoza Yay. Konya 2006, s. 163 vd. 69 TEKĠNAY, s. 47. 70 KOÇ, s. 82. 71 NiĢanlılıkta sadakat yükümlülüğünün anlamı için bkz. ABĠK, s. 94. 72 HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK, s. 26; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 26. 73 SCHWARZ, s. 47; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 50. 74 TEKĠNAY, s. 41. 75 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 50. 76 Yrg. HGK, 6.6.1951, 200/13 (YAVUZ, Nihat: Uygulamada NiĢan Davaları, Seçkin Yay., Ankara 1995, s. 89). 77 Yrg. 2. HD. 16.7.1933, 40/33 (YAVUZ, s. 89). 68 14 nedene örnek olarak verilmektedir. Bunların yanında kusurlu olan niĢanlının sebebiyet verdiği durumların sonucu, diğer niĢanlının hislerinde değiĢiklik meydana gelmesi, diğer niĢanlıya antipati duyması niĢandan dönmenin haklı sayılacağı nedenlerdir. Çünkü niĢanlanmada amaç, mutlu bir evlilik kurmaktır ve bu duyguların kaybı, niĢandan beklenen amacı ortadan kaldırmıĢ olur. Sempati ve hislerin sönme olgusu ciddi olmalıdır. EGGER‟in ifadesi ile sempati hislerinin söndüğü iddiası boĢ bir laf ve bahane olmamalıdır 79 . Uygulamada sık görülen, bir niĢanlının diğerini sevmemesi haklı neden sayılacak mıdır? Sevmeme objektif olarak düĢünce, duygu, karakter dünya görüĢü farklılıklarına dayanıyorsa haklı sebep olarak kabul edilebilir. Geçici bir heves ya da naz icabı sevmiyorsa, bu takdirde haklı sebep kabul edilmeyecektir. Keza niĢanlı bir baĢkasına âĢık olma/etkilenme nedeniyle niĢanı bozmuĢsa, bu da haklı bir sebep olarak değerlendirilemez. Bu hususların tespit ve takdiri, ortaya koyulan deliller uyarınca, hâkim tarafından yapılacaktır 80 . KuĢkusuz niĢanı bozmanın haklı nedene dayanıp dayanmadığı, somut olayın özelliğine göre değerlendirilecektir81. Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, niĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat istenebilmesi için haklı bir neden yokken niĢanın bozulması gerekir. dd) Kusur NiĢanın bozulmasına yol açan haklı sebep tarafların kusuruna dayanmıyorsa, bir niĢanlı diğerinden tazminat isteyemez 82 . EĢ söyleyiĢle, niĢanın bozulmasında maddi tazminat sorumluluğu kusurlu bir sorumluluktur 83 . NiĢanın bozulmasındaki haklı nedenler, niĢanlının kusuru olmaksızın ortaya çıkmıĢsa, sözgelimi tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanmıĢsa ya da hiç anlaĢamayacakları konusunda anlaĢmıĢlarsa, iki taraf da tek yanlı olarak niĢanı bozabilir ve bu halde diğer tarafa tazminat ödeme yükümlülüğü doğmaz. Kusurluluk durumu çeĢitli Ģekillerde ortaya çıkabilir. Sözgelimi niĢanlının özensiz bir hayat sürmesi, kendi eylemi ile bulaĢıcı ve tehlikeli bir cinsel hastalığa yakalanması halinde, niĢanlı kendisi kusurludur84. 78 Yrg. 6. HD, 14.1.1966, 4728/112 (YAVUZ, s. 89). A. EGGER: Aile Hukuku, Birinci Kısım, Evlenme Hukuku (Çev: Tahir ÇAĞA), 2. B, Kenan Matbaası, Ġstanbul 1943, s. 42. 80 KOÇ, s. 90; ÖZESE, s. 51. 81 “Davalı, savunmasında, hareketinin nedenini içki içen erkeklerin bulunduğu bölüme gitmeyi sakıncalı gördüğü ve erkek davetlilerden hediye vereceklerin, kendisinin bulunduğu yere gelebilecekleri, kendisinin oraya gitmesi halinde, hediye vermeyen erkekleri de küçük düĢürme endiĢesi olarak açıklamıĢtır. NiĢanlı kızın bu düĢünce ve davranıĢı, kusur olarak kabul edilemez. Aksine, niĢanlı erkeğin anlayıĢlı davranması gerekirken töreni terk etmesi, kusurlu bir davranıĢtır. Davacı, bu Ģekildeki davranıĢı ile muhik bir sebep yokken niĢanı bozduğu için, davalı niĢanlıdan, MK.‟nın 84. maddesine dayanarak da maddi tazminat isteyemez. Mahkemece, örf ve adetten söz edilerek, davalı kızın niĢanın bozulmasında kusurlu olarak kabulü ile niĢan töreninde sarf edilen yiyecek giderlerine maddi tazminat olarak hükmedilmesi doğru değildir.” Yrg. 3. HD., 16.3.1981, 1449 / 1382 (YKD, 1981/7, s. 819). 82 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 33. 83 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 27; GENÇCAN, Aile Davaları, s. 61. 84 ZEVKLĠLER, Aydın: Medeni Hukuk, GiriĢ ve BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, Aile Hukuku, 2. B. SavaĢ Yay. Ankara 1989, s. 735; GENÇCAN, Nişanlılık, s. 9. 79 15 ee) Ġlliyet Bağı TMK m. 120/1‟de açıklandığı Ģekilde, niĢanın bozulması nedeniyle meydana gelen zarar ile niĢanın bozulması arasında uygun illiyet bağı bulunması gerekir 85. Öğretide, evleneceklerini düĢünerek ev kiralama nedeniyle, kira bedelinin istenmesinde, kiralayan evde oturmaya devam ediyorsa, niĢanın bozulması ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının olmadığı kabul edilmektedir 86 . KuĢkusuz, niĢanlı bu evde oturmuĢ ise zaten zarar meydana gelmemiĢ olacaktır. b) Tazminatın Konusu aa) Ġstenebilecek Tazminat Kalemleri aaa) Zarar ve Masraflar Kanunda maddi tazminatın konusu öncelikle, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve katlanılan fedakârlıklar olarak belirtilmiĢtir (TMK m. 120/1). Düzenlemede ayrıca niĢan giderlerinin istenebileceğini de vurgulamıĢtır (m. 120/2). Burada tazmini gerekli maddi zarar; niĢanlılık yüzünden uğranılan ve Ģayet niĢanlılık iliĢkisine girilmeseydi yapılmayacak olan türden harcama kalemlerinin oluĢturacağı menfi zarardır 87 . Yargıtay uygulamasında da, niĢanın bozulması halinde istenebilecek olan zararın menfi zarar olduğu kabul edilmektedir 88. Alınan eĢyalar, ileride oturulacağı inancıyla kiralanan ev 89, bastırılan davetiyeler, niĢanlının talebi ile iĢini terk etme nedeniyle uğranılan zarar bu kapsamdadır 90 . Evlenmenin gerçekleĢmesine güvenerek tertip-düzenleme, kiralama 91 , satın alma ve bunlara benzer nedenlerle yapılan giderler de zarar kavramı içindedir92. Evlenme amacıyla yapılan masraflar da istenebilir. Sözgelimi mobilya satın alınması, balayı gezisi için yapılan hazırlıklar, oturulacak yerin tefriĢatı için yapılan masrafları93 vb. evlenme amacıyla yapılan masraflara örnek olarak verilebilir 94. 85 KOÇ, s. 82. KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 29. 87 KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Hukuk, Turhan Kitabevi, Ankara 2004, s. 246-247; SCHWARZ, s. 48; ABĠK, s. 130; FEYZĠOĞLU, s. 70. 88 "...Davacı yanın isteyeceği tazminat menfi tazminattır. BaĢka bir anlatımla, niĢanlanma olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiĢ olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakârlıklardır..." Yrg. 3. HD., 06.10.2015, 2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 16.01.2016). 89 VELĠDEDEOĞLU, s. 34; NiĢanlı bu evde oturduğu dönem için kira isteyemez ise de, evlenecekleri haklı beklentisi ile ayrı bir ev kiralayıp hazır ve boĢ bekleten niĢanlı kira giderlerini isteyebilmelidir. 90 ÖZTAN, s 80; Bu yöndeki düĢünce için bkz. TEKĠNAY, s. 45. 91 Sözgelimi niĢan töreni için kiralanan yerin bedeli. 92 HATEMĠ/SEROZAN, s. 52; TEKĠNAY, s. 44; KÖPRULÜ/KANETĠ, s. 59. 93 Yargıtay evdeki tadilat ve onarım bedelini niĢanın bozulmasından doğan maddi tazminat kapsamı dıĢında olduğuna karar vermiĢtir. "... davacının davalı ile evlendiklerinde oturacakları evde bazı onarım ve değiĢiklikler yaptırdığı, niĢan bozulunca bunların bedelini davalıdan talep ettiği... Anılan ödemeler evlenme amacı ile yapılan harcamalar sayılamayacağı gibi..." Yrg. 3. HD. 07.09.2015, 2015/730413617(UYAP sisteminden alınmıĢtır. YayınlanmamıĢtır). 94 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 33. 86 16 Görüldüğü üzere maddede sadece menfi zararın tazmini kabul edilmiĢ 95, buna karĢılık müspet zararın tazmini kabul edilmemiĢtir. Elbette TMK m. 120‟de öngörülen menfi zarar, Borçlar Kanunundaki menfi zarardan farklıdır. Menfi zarar sözleĢme yapılmamıĢ olsaydı malvarlığı ne olacak idiyse onu ifade eder. Oysa niĢanın bozulmasında durum farklıdır. Sözgelimi niĢanın bozulması nedeniyle sinir krizi geçirip hastanede tedavi altına alınan niĢanlı, bu tedavi masraflarını TMK 120 maddesi kapsamında menfi zarar olarak isteyemeyecektir96. bbb) NiĢan Giderleri Yargıtay, 743 s. Türk Kanunu Medenisinin yürürlükte bulunduğu dönemde, niĢanlanmanın duyurulması amacıyla yapılan giderleri, niĢan giderleri olarak kabul etmemekteydi97. NiĢan giderlerinin istenebilmesi için bunların evlenme amacıyla ve iyi niyet çerçevesinde yapılmıĢ olan giderler olması aranmaktaydı 98. 4721 s. TMK ile bu tereddütler giderilmiĢtir. Zira Yasada maddi tazminatın kapsamı ve Ģartları değerlendirildikten sonra, “aynı kural niĢan giderleri hakkında da uygulanır” ifadesi yer almıĢtır (TMK m. 120/1 son cümle). Bu nedenle niĢanlılık icabı yapılan, sözgelimi çiçek, pasta, gezinti ve ziyaret masrafları da istenebilecektir 99 . TMK m. 120 ile getirilen sözü geçen ifadeyle, karıĢıklığa da son verilmiĢ, isabetli bir düzenleme yapılmıĢtır100. Nitekim uygulama da bu yönde geliĢmiĢtir101. bb) Tazminatın Ġstenebilme Ön ġartı: Dürüstlük Kuralı Evlenmenin gerçekleĢeceği düĢüncesiyle yapılan harcamaların, aynı zamanda dürüstlük kuralı çerçevesinde yapılmıĢ olması da gerekir. TMK 120. maddesinde açıkça dürüstlük kuralından bahsedilmiĢtir. Burada özel olarak düzenlenmemiĢ olsa bile, TMK m. 2‟de düzenlenen dürüstlük kuralının aslında özel hukukun bütün 95 HATEMĠ / SEROZAN, s. 52; TEKĠNAY, s. 44; KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 59. ÖZTAN, s. 79. 97 “NiĢanın duyurulması için yapılan toplantıda, kadın çalgıcıları getiren vasıtaya 3.000 lira, çalgıcılara 7.000 lira olarak ödenen paralar nikâhın icra olunacağı kanaatiyle yapılmıĢ giderden bulunmadığı halde, buna hükmedilmesi doğru değildir.”Yrg 3. HD, 23.11.1983, 4375/4674 (YAVUZ, s. 95). 98 “Tazminat miktarının belirlenmesinde davacının masrafları için istediği meblağın aynen kabul edildiği dikkate alınarak mahkemece; niĢanın duyurulmasında diğer bir deyimle niĢan töreninde sarf edildiği davacı vekilinin 15.5.1986 tarihli dilekçesinde belirtilen viski, votka, likör, rakı, ordövr, madlen çikolata gibi daha geleneksel yiyecek ve içeceklerle ikame edilebilen nesnelerin nikâhın icra olunacağı kanaatiyle ve iyi niyetler tüketilip tüketilmediği ve evin temizliği ile bahĢiĢlerin de bu cümleden olup olmadıkları üzerinde de durulmalıdır." Yrg 3. HD, 24.5.1990, 5667/4790 (MeĢe Yazılım Ġçtihat Programı) 99 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34. 100 DEMĠR, Sevgi: Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku Alanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yenilikler, Kartal Yay., Ankara 2004, s. 23; Aynı yönde ÖZTAN, s. 82. 101 "Ancak, 471 sayılı Türk Medeni Kanunu‟nun 120/1. maddesinde; “NiĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozduğu veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural niĢan giderleri hakkında da uygulanır” hükmü getirilmiĢtir. Kanunda “niĢan için yapılan giderlerin” de yukarıdaki esaslar çerçevesinde istenebileceği belirtilmiĢtir. Davacı, niĢan merasimi için 150.000.000 TL minibüs parası ve 110.000.000 TL çalgı parası ödediğini iddia ederek tahsilini talep etmiĢ olmasına göre; bu iddianın araĢtırılarak kanıtlandığı takdirde tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yol ve çalgı masraflarının mutad yapılan giderler olduğu gerekçesiyle talebin reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiĢ bozmayı gerektirmiĢtir.”Yrg. 3. HD, 14.6.2004, 6576/6462 (GENÇCAN, Ömer Uğur: Türk Medeni Kanunu, C. 1, 2. B, Yetkin Yay, Ankara 2007, s. 1040). 96 17 alanlarında geçerli olması nedeniyle de dürüstlük kuralı(TMK m. 2) çerçevesinde olmayan giderler istenemeyecektir 102 . O halde maddedeki (m. 120) dürüstlük kuralından ne anlaĢılmalıdır? NiĢanlıların sosyal ve mali durumları göz önünde tutulduğunda, masraflar o düzeydekiler için normal sayılabilecek ölçüde ise dürüstlük kuralına uygun demektir 103 . Hâkim bunu takdir ederken, tarafların sosyal ve mali durumları yanında, yöresel adetler, aile gelenekleri gibi unsurları da göz önünde bulundurur104. c) Tazminat Davası aa) Davanın Tarafları Kanunda maddi tazminat isteyecekler, niĢanlılar, niĢanlının anne ve babası ile onlar gibi davrananlar olarak açıklanmıĢtır. Bunların üzerinde kısaca durmakta fayda vardır. aaa) Davacı i. NiĢanın Tarafları Maddi tazminat isteyeceklerin baĢında, her Ģeyden önce niĢanın bozulması nedeniyle zarara uğrayan niĢanlı gelir105. Kanunda bu husus açıkça belirtilmiĢ olup, niĢanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın niĢanı bozduğu veya niĢan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakârlıklar karĢılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural niĢan giderleri hakkında da uygulanır (TMK. m. 120/1) denilmiĢtir. NiĢanlı dava açma ehliyetine sahip değilse kanuni temsilcisi tazminat davasını açacaktır 106 . NiĢanlı velayet altında ise anne ve baba evli iseler, anne baba tarafından davanın birlikte açılması gerekir. Zira bu durumda anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar (TMK m. 336/1). ii. NiĢanlının Ana-Babası veya Onlar Gibi Davrananlar Kanunda niĢanlı dıĢında kimlerin maddi tazminat isteyeceği gösterilmiĢtir. “Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimselerde, aynı koĢullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler (TMK m. 120/2). Görüldüğü gibi Kanunda ana babaya da tazminat isteme hakkı tanınmıĢtır. Bu konuda tartıĢılacak bir husus yoktur. Ancak onlar gibi davrananların kimler olduğu konusunda bir açıklık yoktur. Bunlar her Ģeyden önce niĢan ya da evlenmenin yapılacağı kanaatiyle niĢanlılar için harcama yapan kimselerdir 107 . Bunları kimler olduğunu somut olayın özelliğine göre belirlemek gerekli ise de, bu konuda bazı 102 AYAN, s. 164. AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 52-53; ÖZTAN, s. 83. 104 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 35; ABĠK, s. 132. 105 YAVUZ, s. 96; ÖZTAN, s. 83; KÖPRÜLÜ/ KANETĠ s. 59. 106 Dava sırasında küçük veya kısıtlı ergin olursa davaya takip edip edemeyeceği sorulmalıdır. Bkz. Yrg. 3. HD, 9504/10862, (YKD,1995, S. 3, s. 386). 107 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 36. 103 18 örnekler konu açısından aydınlatıcı olabilir. Sözgelimi Darülaceze‟de yetiĢtirilmiĢ bir yetim kızın niĢanlanmasında müessese çeyiz vs. gibi bir takım masraflar yapmıĢ ise Darülaceze burada ana – baba gibi davranmıĢ kabul edilir 108 . Benzer Ģekilde kimsesiz olarak bir evde büyümüĢ olan hizmetçi kıza ev sahibinin masraf yapmıĢ olması halinde, burada ana baba gibi davranmıĢ olacağından yaptığı masrafları isteyebilecektir109. Yargıtay bir kararında, kusursuz niĢanlının kardeĢlerinin de maddi tazminat isteyebileceğine karar vermiĢtir110. Kanaatimizce kardeĢlerin tazminat istemesi anne, baba gibi davranmıĢ olmalarına bağlıdır. KardeĢlerin anne, baba rolü üstlendikleri durumlar az değildir. Burada bir hususu vurgulamak gerekir ki, dürüstlük kuralına uygun olarak yapılmıĢ olmak kaydıyla, ana–baba gibi davranmak Ģartıyla, "niĢanlılar için masraf yapmıĢ olma" yeterli görülmelidir 111 . Ana baba ya da onlar gibi davrananlar, sadece niĢanlılık nedeniyle yaptıkları harcamaları isteyebilirler. Yoksa niĢan nedeniyle, kendileri için aldıkları Ģeyler bu kapsama girmeyecektir. Sözgelimi, ana baba ya da onlar gibi davrananlar, niĢan nedeniyle kendilerine elbise almıĢlarsa, bu nedenle kuaföre gitmiĢlerse, bunlar TMK m. 120/2 kapsamına girmeyecektir 112. iii. Mirasçılar – Temlik Maddi tazminat isteme hakkı kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardan değildir. Maddi tazminat isteme hakkına sahip olan niĢanlı ölürse bu hak mirasçılarına geçer. Mirasçılara intikal için niĢanlının sağlığında dava açması Ģart değildir 113 . Maddi tazminat isteme hakkı temlik edilebilir114. KuĢkusuz niĢanlı maddi tazminat hakkından feragat edebilir115. bbb) Davalı NiĢan bozulması nedeniyle açılan maddi tazminat davasında davalı kusurlu olan niĢanlıdır. NiĢanlının anne babası davalı taraf olamaz 116 . Yargıtay çeĢitli kararlarında bu durumu vurgulamıĢtır117. KuĢkusuz niĢanlı ölmüĢse dava, mirasçılarını yöneltilebilir118. NiĢanlının küçük 108 VELĠDEDEOĞLU, s. 35; TEKĠNAY, s. 49. AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 53-54. 110 Yrg. 3. HD, 11.5.1992, 14073/9774, (YKD, 1992, S.10, s. 1539). 111 Behemahal bu kiĢiler ile niĢanlılar arasına bir iliĢki aranmamalıdır. Bkz. DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 36; Bu konuda farklı düĢünceler ve tartıĢmalar için bkz. KOÇ, s. 93; EGGER, s. 43-44; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 53-54. 112 YILDIRIM, Abdulkerim: Türk Aile Hukuku, SavaĢ Yayınevi, Ankara 2014, s. 22. 113 Hak kendisine geçen mirasçı bu durumda maddi tazminat davasının davacısı olur. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 70; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 54. 114 Davacının davadan sonra devretmesi aranmaz. Dava açmadan da bu hak temlik edilebilir. Bu takdirde davacı niĢanlı değil, temlik alandır. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 70; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s.60; ARSEBÜK, s. 537. 115 FEYZĠOĞLU, s. 70. 116 ÖZESE, s. 62; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34; TEKĠNAY, s. 51; HATEMĠ / SEROZAN, s. 53. 117 “Tazminat ödemekle sorumlu olan niĢanlıya karĢı dava açılmalıdır. NiĢanlının babası veya annesi davada hasım olarak gösterilemez” Yrg. 6 HD, 23.5.1963, 1192/2474 (YAVUZ, s. 96). 118 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 34-35; KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 60. 109 19 ve kısıtlı olması halinde dava kanuni temsilciye karĢı açılır 119. bb) Ġspat Külfeti Maddi tazminat davasında davacı; geçerli bir niĢan iliĢkisinin varlığını davalının niĢanı bozduğunu 120 ya da kendisinin haklı nedenle niĢandan döndüğünü 121 , kanunun öngördüğü Ģekilde bir zarara uğradığını ispat etmelidir 122 . Davada ispatı gereken bir diğer husus ise kusurdur. Kusurun ispatı konusunda, sözleĢmenin ihlaline iliĢkin Türk Borçlar Kanunu‟nun 112. maddesi 123 uygulanır 124 . Burada davacı davalının kusurlu olduğunu ispat etmek zorunda değildir. NiĢanı bozmakta haklı olduğunu davalı ispat etmek zorundadır125. cc) Maddi Tazminatın Miktarı Tazminatın miktarını belirlemede hâkim takdir yetkisini (TMK m. 4) kullanarak uygun miktarda bir tazminata hükmedecektir. Kanunda tazminat miktarı “uygun bir tazminat” olarak ifade edilmiĢtir (TMK m. 120/1). Hâkim tazminat miktarını belirlerken davacının müterafık kusurunu da göz önüne alır 126 . Keza satın alınan eĢyaların kullanılabilir olup olmadığı, paraya çevrilip çevrilemeyeceği hususları da tazminatın belirlenmesi ve takdir hakkının kullanılmasında önem arz eder127. dd) Görev ve Yetki NiĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemesidir 128 . Gerçekten 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde 4721 s. TMK‟nun, Ġkinci Kitabından (üçüncü kısım hariç) kaynaklanan davalara Aile Mahkemelerince bakılacağı belirtilmiĢtir129. NiĢanlanma TMK 120. maddesinde düzenlenmiĢ olup, TMK Ġkinci Kitabında yer almaktadır. Bu nedenle bu davaya bakma görevi münhasıran Aile Mahkemelerine aittir 130 . KuĢkusuz dava dilekçesindeki açıklamaya göre nitelendirmeyi Hâkim yapacaktır (HMK m. 33). Bu nedenle talebin niĢanın bozulmasından kaynaklanan bir 119 KOÇ, s. 94; GÜRSEL, s. 20. KOÇ, s. 106; 121 FEYZĠOĞLU, s. 65; YAVUZ, s. 97. 122 TEKĠNAY, s. 51; KOÇ, s. 106; FEYZĠOĞLU, s. 65. 123 " Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür." (TBK m. 112). 124 TEKĠNAY, s. 78; YAVUZ, s. 97; KOÇ, s. 106. 125 Burada görüldüğü gibi haksız fiil hükümleri uygulanmamaktadır. Bkz. KOÇ, s. 106, dipnot 131; TEKĠNAY, s. 51-52. 126 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 35; TEKĠNAY, s. 50. 127 KOÇ, s. 105. 128 Aile mahkemeleri konusunda bkz. TERCAN, Erdal: “Türk Aile Mahkemeleri”, AÜHFD, C. 52, S. 3, 2003, s. 19 vd.; TANRIVER, Süha: Türk Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınevi, Ankara 2014, s.35. 129 Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde bu görevi Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla yapacaktır. 130 Bu konuda bkz. KARAGÜLMEZ, Ali/ URAL, Sami Sezai: Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usulleri, Seçkin yay. Ankara 2003, s. 47 vd. 120 20 tazminat talebi olup olmadığına dikkat edilmelidir131. Yetkili, mahkeme ise kanunda farklı bir düzenleme bulunmadığı için, genel ilkelere göre belirlenir. Yani burada da yetkili mahkeme davalının yerleĢim yeridir (HMK m. 6; mülga HUMK m. 9). Burada yetki bakımından niĢanlanmanın bir sözleĢme olduğu düĢünülerek HMK m. 10‟daki yetki kuralı akla gelebilir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki Ģahıs varlığına iliĢkin niĢan sözleĢmeleri bu kapsama girmemektedir. Bu nedenle HMK m. 10‟daki yetki, niĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat davalarında uygulanmaz132. Yargıtay uygulaması da bu yöndedir133. Maddi tazminat talebi, manevi tazminat talebi ile birlikte yapılmıĢ ise HMK m. 16'daki yetki kurallarının da geçerli olacağına dikkat edilmelidir134. ee) ZamanaĢımı TMK m. 123 gereği, niĢanın bozulması nedeniyle açılacak maddi tazminat davalarında zamanaĢımı bir yıldır. Bu süre niĢanın bozulduğu tarihten itibaren baĢlayacağından, niĢanın sona erme tarihi tereddüde yer vermeyecek Ģekilde belirlenmelidir135. 131 " uyuĢmazlık; davalının, ailesi ve eğitimi hakkında yalan beyanlarda bulunarak davacıyı yanıltıp niĢanlanmalarına daha sonrada niĢanın bozulmasına neden olmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerinden kaynaklanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nın; 4. maddesinde ; "Aile mahkemeleri, aĢağıdaki dava ve iĢleri görürler: 1) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun (Ek ibare: 14.04.2004-5133 S.K. 2. md.) Üçüncü Kısım hariç olmak üzere Ġkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama ġekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve iĢler... Bu yasal düzenlemeler karĢısında 4721 sayılı TMK'nın ikinci kitabında düzenlenen 120 ve 121. maddelerle ilgili uyuĢmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir." Yrg. 20. HD. 06.10.2015, 2015/3456 -8515(UYAP sisteminden alınmıĢtır). 132 YAVUZ, s. 108. 133 “Taraflar arasında icra edilen niĢan sözleĢmesi, Ģahıs varlığı sözleĢmesi niteliğinde bulunmaktadır. Bu nedenle bu tür sözleĢmeye HUMK‟un 10. maddesi uygulanmaz.” Yrg. 3. HD, 23.3.1992, 7780/6187 (Ġçtihat için bkz. UYAR, Talih: Türk Medeni Kanunu, Aile Hukuku, C. I, Feryal Matbaacılık, Ankara (Tarihsiz), s. 28. 134 "UyuĢmazlık; davalı tarafından niĢanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan harcamalar karĢılığı 15.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü karĢılığında da 75.000 TL manevi tazminat istemlerine iliĢkindir. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, niĢanın bozulması yönünden kiĢilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bu noktada, haksız eylem niteliğindeki kiĢilik haklarına saldırıdan kaynaklanan uyuĢmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine iliĢkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK' nun 16. maddesinde; haksız fiilden kaynaklanan davaların, haksız fiilin iĢlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleĢim yeri mahkemesinde açılabileceği öngörülmüĢtür. Diğer bir anlatımla; açıklanan kanun maddesi ile kiĢilik hakları saldırıya uğrayan kimseye, yetki konusunda geniĢ bir seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır. Somut olaya gelince; kiĢilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacı, haksız eylemin iĢlendiği ve aynı zamanda yerleĢim yeri olan Kiraz mahkemesi ile davalının yerleĢim yeri olan Elazığ mahkemelerinden birini seçmek ve o mahkemede dava açmak hakkına haiz olup, yetki konusunda seçimlik haklarını kendi yerleĢim yeri mahkemesinde kullanmıĢtır. Yrg. 3. HD., 23.12.2015, 2015/18683-21001(UYAP, E.T. 26.01.2016); Aynı yönde, Yrg. 3. HD. 18.03.2013, 2013/3093-4503 (UYAP, E.T. 26.01.2016). 135 "Davacı-karĢı davalının kız kardeĢlerinden tanık Sultan ..., 2012 yılı Ramazan Bayramı'na 1 (bir) hafta kala niĢanın bozulduğunu, tanık Nurten .. ise, niĢanın düğünden 1 (bir) hafta önce bozulduğunu; davalı- karĢı davacı tanığı Gülhan ...'in ise 2012 yılı Temmuz ayı sonunda, düğünden yaklaĢık 1 ay önce, niĢanın bozulduğunu bildirmiĢ, ancak mahkemece tanık beyanları arasındaki çeliĢki giderilmemiĢtir. Hal böyle olunca; mahkemece, niĢanın bozulma tarihine iliĢkin çeliĢkili beyanda bulunan tanıklar yeniden celbedilerek tanık beyanları arasındaki çeliĢki giderilerek niĢanın bozulma 21 Maddenin düzenleniĢ biçiminden anlaĢılacağı üzere, zamanaĢımının baĢlangıcından diğer tarafın niĢanın bozulmasını öğrenmesine değinilmemiĢtir. Öğretide, haklı olarak niĢanın bozulduğunun diğer eĢten gizlenmesi halinde, hakkaniyete aykırı bir durumun ortaya çıkacağı ileri sürülmektedir. Sözgelimi baĢkası ile evlenen niĢanlı, niĢanı evlenme tarihi itibariyle bozmuĢ olacaktır. Önceki niĢanlıya tazminat ödemek istemeyen niĢanlının, fevkalade baĢkası ile nikâh akdi yaparak beklemesi mümkündür. Kanunun bu kötü niyet halini koruduğu düĢünemez. Bu nedenle zaman aĢımının öğrenme tarihinden itibaren baĢlatılması daha adil ve hakkaniyetli bir çözüm olacaktır136. Kanunda öngörülen bu sürenin hak düĢürücü süre değil, zamanaĢımı süresi olduğunu unutmamak gerekir. 2. Manevi Tazminat a) Genel Olarak Medeni Kanunda; “niĢanın bozulması yüzünden kiĢilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" (TMK m. 121) Ģeklinde, manevi tazminatın kapsam ve Ģartları düzenlenmiĢtir. Toplum yapımız dikkate alındığında, her niĢan bozmanın diğer niĢanlının kiĢilik haklarına saldırı niteliği taĢıdığı söylenebilir. NiĢanın bozulmasının böylece niĢanlının manevi bir zarara uğramasına yol açtığı ileri sürülebilir 137 . KuĢkusuz niĢanın bozulması nedeniyle diğer niĢanlının ruh dünyasında belli oranlarda çöküntüler olacağı açıktır. Ne var ki, her niĢanın bozulması manevi tazminatı gerektirir boyutta olmayabilir. Manevi tazminat istenebilmesi için bazı Ģartların gerçekleĢmesi gerekir. Bu Ģartlara daha yakından bakılması gerekir. b) Manevi Tazminatın ġartları aa) Geçerli Bir NiĢanlılık ĠliĢkisinin Bulunması Manevi tazminat istenebilmesi için her Ģeyden önce geçerli bir niĢanlılık iliĢkisi / niĢanlanma sözleĢmesi bulunması gerekir. NiĢanlanma sözleĢmesinin geçerlilik koĢulları yukarıda açıklandığından, tekrardan kaçınmak bakımından ayrıntıya girilmeyecektir. Ancak uygulamada sıkça rastlandığı üzere, niĢanlanmanın batıl olduğu durumlarda, sözgelimi niĢanlılardan birisinin niĢanlanma sırasında evli olması halinde, niĢanlanma hükümlerine göre manevi tazminat istenemez 138 . Bu konuda tarihi tam olarak belirlenmeli, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, çeliĢki giderilmeden yazılı Ģekilde hüküm kurulması doğru görülmemiĢ olup, bu husus bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD. 14.10.2015, 2014/19738- 2015/15820 (UYAP, E.T. 27.01.2016). 136 ABĠK, s. 146-147. 137 SĠRMEN, Lale: “NiĢanın Bozulmasında Manevi Tazminat” Ankara Hukuk Fakültesi Ellinci Yıl Armağanı (1925-1975), C. I, AÜHF Yayını, Ankara 1977, s. 359. 138 "Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı ile davalının 14.02.2008 tarihinde niĢanlandıklarını, Mart 2008'de imam nikâhı ile evlenip, birlikte yaĢamaya baĢladıklarını, daha sonra davalının baĢkası ile evli ve 2 çocuklu olduğunu öğrendiklerini ve niĢanı bozduklarını, bu durum nedeniyle davacının kiĢilik haklarının zarar gördüğünü belirterek 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiĢtir... Bu durumda, davalının dava dıĢı kiĢi ile resmen evli olduğu dönemde davacı ile birlikte yaĢamalarının niĢanlanma niteliğinde bulunmadığı ve davanın TMK.nun 121.maddesinde yer alan "niĢanın davalının kusurundan dolayı bozulması nedeniyle manevi tazminat" kapsamında olmadığı anlaĢıldığına göre davanın aile hukukundan doğan ve Aile Mahkemesinin görevli olduğu dava ve iĢlerden olmadığı kesindir." Yrg. 3. HD. 17.01.2012, 2011/17216 - 2012/880(UYAP, E.T. 04.12.2015). 22 üzerinde durulması gereken husus, evlilik dıĢı iliĢkilerdir. Gerçekten ortada bir niĢanlılık iliĢkisi bulunmadığı sürece, evlilik dıĢı beraberlikler nedeniyle manevi tazminat talep edilemez139. ġu halde niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat taleplerinde öncelikle iliĢkiyi nitelendirmek, niĢanlılık iliĢkisinin varlığı kanıtlandıktan sonra iĢin esası incelenmelidir. Aksi takdirde geçici olarak bir araya gelmeler, flört, evlilik dıĢı eylemli birliktelikler halinde manevi tazminat istenmesi halinde, niĢanlılık iliĢkileri uyarınca (TMK m. 121) değil genel hükümlere göre tazminat istendiği düĢünülmeli ve öncelikle davanın aile mahkemelerinde değil, genel mahkemelerde görülmesi gerektiği de gözden ırak tutulmamalıdır140. bb) NiĢanın Tek Taraflı BozulmuĢ Olması Manevi tazminat istenebilmesi için niĢanlılık iliĢkisinin tek taraflı bozulmuĢ olması gerekir 141. BaĢka bir ifadeyle niĢan, niĢanın bozulması dıĢında bir nedenle sona ermiĢ ise manevi tazminat talep edilemez. NiĢanı kimin bozduğu önemli değildir. NiĢanın bozulmasına kimin sebebiyet verdiği önemlidir. cc) KiĢilik Haklarına Saldırı NiĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için kiĢilik hakkının saldırıya uğraması gerekir (TMK m. 121). KiĢilik hakkı kavram olarak, kiĢinin insan olması nedeniyle ayrılmaz bir Ģekilde sahip olduğu, kiĢiliği oluĢturan değerlerin tamamı üzerindeki hakkı ifade eder 142 . Bu hak kiĢiye, bu değerlere yönelen saldırılardan kaçınılmasını iteme yetkisini içerir 143 . Üzerinde durulması gereken husus, nelerin kiĢilik haklarına saldırı mahiyetinde olacağıdır. KiĢilik haklarının mahiyeti genel manada TMK m. 24 çerçevesinde değerlendirilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, kiĢilik hakları TMK m. 24'de ayrı ayrı gösterilmemiĢtir. KiĢilik haklarına nelerin dâhil olacağı somut olay özelliği ve toplum dinamikleri açısından hâkimin takdirine bırakılmıĢtır 144 . ġu halde, bir eyleminin kiĢilik haklarına saldırı mahiyetinde olup olmadığını hâkim belirleyecektir. ġu kadarını ifade etmek gerekir ki, kiĢilik haklarına; her Ģeyden kiĢinin hayatı, bedensel ve ruhsal bütünlüğü, sağlığı, özel ve cinsel hayatı, ismi ile resmi ve elbette onuru dâhildir145. Aslında hukuk sistemimizde kiĢiliğin korunması, baĢta Anayasa olmak üzere, baĢka özel yasalarda ve bu arada ülkemizin taraf olduğu ulusalüstü sözleĢmeler 139 ABĠK, s. 137; SĠRMEN, s. 362; ÖZTAN, s. 87. " Dava dilekçesinde niĢanın bozulması nedeni ile hediyelerin iadesi, niĢan töreni için yapılan masraflar, maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuĢ ise de tarafların niĢanlanmadıkları, resmi nikâh olmaksızın aynı konutta birlikte yaĢadıkları, çocuk sahibi oldukları, taraflar arasında aile hukuku iliĢkisi doğmadığı açıktır. Bu nedenle taraflar arasındaki iliĢkinin aile hukuku prensiplerine göre değil, borçlar hukuku kurallarına, özellikle de haksız eyleme iliĢkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekmektedir." Yrg. 3. HD. 06.05.2013, 2013/5424-7367 (UYAP, E.T.17.09.2015). 141 ĠNAN, Ali Naim: Medeni Hukuk, Banka ve ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü yay. Ankara 2005, s. 190; DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 37; ÖZTAN, s. 87; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 33. 142 HELVACI, Serap: Türk ve Ġsviçre Hukuklarında KiĢilik Hakkını Koruyucu Davalar, Beta Basım, Ġstanbul 2001, s. 41; OĞUZMAN, M. Kemal/ SELĠÇĠ, Özer/ OKTAY-ÖZDEMĠR, Saibe: KiĢiler Hukuku, 10. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2010, s. 141; SEROZAN, Rona: Medeni Hukuk, Genel Bölüm: KiĢiler Hukuku, 4.B., Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013, s. 453. 143 AKĠPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku: BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, C. 1, 8. B., Beta Basım, Ġstanbul 2011, s. 341. 144 HELVACI, Serap: Gerçek KiĢiler, 3. B., Legal Yayıncılık, Ġstanbul 2010, s. 97-98. 145 SEROZAN, Kişiler Hukuku, s. 453, KiĢilik hakkının kapsamı bakımından ayrıntı ve tartıĢmalar için ayrıca bkz. AKĠPEK/ AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 343-344. 140 23 düzeyinde ele alınmıĢtır 146 . Bu kapsamda niĢanın bozulması nedeniyle kiĢilik haklarına saldırı halinde de özel bir koruma maddesi öngörülmüĢtür 147 . NiĢanın bozulması halinde ne gibi kiĢilik hakkının ihlal edileceği sorusu akla gelebilir. Her Ģeyden önce, niĢanın bozulması nedeniyle manevi değerlerde, özellikle onur ve saygınlık gibi değerlerde ağır bir zararın varlığı gereklidir 148 . Aslında niĢanın bozulması, normal olarak kiĢinin iç dünyasında acı ve ıstırap doğuran bir olaydır. Ancak, her niĢanı bozmada bu acı ve ıstırap manevi tazminatı gerektirecek boyutta olmayabilir 149 . Uygulamada niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istenebilmesi için kiĢilik haklarının ağır bir Ģekilde ihlal edilmesi Ģartı aranmaktadır 150. Yargıtay'a intikal eden bir olayda, niĢanlılardan birisinin " sen baĢka kısmetini ara bende baĢka kısmetimi arayayım" Ģeklinde çekmiĢ olduğu mesaj ile niĢanlılık iliĢkisini sonlandırma eyleminde, kiĢilik haklarına saldırı olmayacağı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddi gerektiği belirtmiĢtir151. KuĢkusuz, burada değerlendirme olay bazında, eĢ söyleyiĢle somut olayın özelliğine göre yapılacaktır. Ancak, manevi tazminatta, kiĢilik haklarına saldırı kavramını Yargıtay'ın çok dar yorumladığını belirtmek gerekir. Yargıtay göre; "niĢanlı kızın iğfal edilmesinden, mutat niĢanlılık münasebetleri sırasında çok samimi bir suretle devam eden iliĢkiden sonra ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakıĢık almayan dedikodular çıkarması nedeniyle niĢanın bozulması gibi durumlar, niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için manevi zarar kapsamında, yani kiĢilik haklarına saldırı olarak kabul edilmektedir152. Yargıtay acı ve üzüntünün derecesini ve somut olayın mahiyetini belirtirken; bir niĢanın bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesinin doğal olduğunu, doğal olan bu üzüntü ve menfaatin ihlalinin manevi tazminata esas alınamayacağı, fahiĢ bir zararın 153 varlığının gerektiğini, bu fahiĢ zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır154. Yargıtay uygulamasında; niĢanlı kızın iğfal edilmesi, 146 Ayrıntı için bkz. OĞUZMAN/ SELĠÇĠ/ OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 140-141; HELVACI, Gerçek Kişiler, s. 98; SEROZAN, Kişiler Hukuku, s. 455.. 147 AYAN, Mehmet/ AYAN, NurĢen: KiĢiler Hukuku, 3.B., Mimoza Yayınları, Konya 2011, s. 51. 148 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 30; ZEVKLĠLER, s. 741; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 61; VELĠDEDEOĞLU, s. 36. 149 TEKĠNAY, s. 56; ABĠK, s. 137. 150 Yrg. 3. HD, 30.5.2002 5461/6175 (MeĢe Yazılım) 151 Yrg. 3. HD. 06.10.2015, 2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 12.01.2016). 152 " TMK. nun 121. maddesine göre;'NiĢanın bozulması yüzünden kiĢilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.' Bir niĢanın bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Yargıtay uygulamasında, niĢanlı kızın iğfal edilmesinden, mutat niĢanlılık münasebetleri sırasında çok samimi bir suretle devam eden iliĢkiden sonra ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakıĢık almayan dedikodular çıkarması sebebiyle niĢanın bozulması gibi durumlar, niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için manevi zarar kapsamında sayılmıĢtır. Somut olayda; davalının, davacının kiĢilik haklarına saldırı teĢkil eden bir davranıĢta bulunduğu iddia ve ispat edilmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 23.03.2015, 2014/11476- 2015/4598 (UYAP, E.T. 23.12.2015). 153 Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nde düzenlenen "fahiĢ zarar" (m. 85) kavramı, 4721 sayılı TMK'ya (m. 121) alınmamıĢtır. Ancak Yargıtay 4721 sayılı TMK'nın yürürlükte bulunduğu dönemde de "fahiĢ zarar" kavramını esas almaktadır. Buna iliĢkin kararlar için bkz. Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16315-2015/9516; 17.03.2015, 2014/18045-2015/4348 (UYAP, E.T. 28.01.2016). 154 Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16330- 2015/9517 (UYAP, E.T. 28.01.2016). 24 mutat niĢanlılık münasebetleriyle çok samimi bir suretle devam eden iliĢkiden sonra ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakıĢık almayan dedikodular çıkarması sebebiyle niĢanın bozulması gibi durumların, niĢanlıların evlenme Ģansını azaltacağı için fahiĢ zarar sayılması gerektiği, kısacası kiĢilik haklarına saldırı nedeniyle fahiĢ zararın somut olay ve nedenlere dayanılarak ispat edilmesi gerekti kabul edilmektedir 155 . KiĢilik haklarına saldırı, Aile Mahkemesince somut olayın özelliğine göre takdir edileceğinden, bu konuda Ceza Mahkemesinin beraat kararı, Aile Mahkemesi Hâkimini bağlamayacaktır156. Öğretide de, uğranılan kiĢisel zararın manevi, tazminatın istenmesini haklı kılacak oranda olması gerektiği belirtilmekte ve nelerin manevi tazminat gerektireceği örnekler verilmek suretiyle somutlaĢtırılmaya çalıĢılmaktadır 157 . Manevi tazminatı haklı kılacak oranda kiĢilik haklarına saldırı olarak; niĢanlının kızlığının bozulmuĢ olması, niĢanlı hakkında dedikodu çıkararak ismini lekeleme, cinsel iliĢki, gebe kalma, üçüncü kiĢi ile evlenme, niĢanlı kızın üçüncü kiĢi ile kaçması, nikâha saatler kala niĢanı bozma örnek olarak verilebilir158. Elbette bu örnekler sınırlı değildir. KiĢilik haklarına saldırının ağırlığı, aynı zamanda, sosyal çevreye göre de farklılık gösterebilir. Sözgelimi Yargıtay bir kararında; “Ġki yüz elli nüfuslu bir köyde yaĢayan kız, niĢanının haksız olarak bozulması nedeniyle ağır bir zarara uğramakla manevi tazminat talep edebilir” 159 demiĢtir. Yine, Yargıtay niĢanlı olduğu dönemde üçüncü kiĢi ile evlenme eylemini, kiĢilik haklarına saldırı kabul etmektedir160. Burada belirtilmesi/tekrarlanması gereken bir husus; her üzüntü manevi tazminatı gerektirmeyecektir. Zira niĢanın bozulması doğal olarak bir üzüntü meydana getirecektir. Üzüntünün doğal bir üzüntü değil, manevi tazminatın istenmesini haklı kılacak oranda bir üzüntü olması gerekir. 155 Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045- 2015/4348 (UYAP, E.T. 09.11.2015). "Ayrıca, BK‟nın 53. maddesi gereğince hâkim kusur olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa iliĢkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesince verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan baĢka ceza mahkemesinin kararı kusurun takdiri yönünden de hukuk hâkimini bağlamaz. Olayda ceza mahkemesine açılan dava sonunda suç unsuru bulunmadığından beraat kararı verilmiĢ ise de, bu karar az önce değinildiği gibi hukuk hâkimini bağlamaz. O halde; somut olayda Diyarbakır‟da polis memuru olarak çalıĢan davalı, daha önce ailesinden istediği, ancak verilmeyen davacının ebe-hemĢire olarak çalıĢtığı köye gelerek, gece vakti kapısını çalıp içeri girip, davacının kızlığını bozduktan sonra, davacının Erdemli‟deki ailesini arayarak olayı anlatıp, davacıyı niĢanlamak zorunda bıraktığı dikkate alınarak davacının fahiĢ surette zarara uğradığının kabulü ile davalının polis memuru olduğu da gözetilerek manevi tazminata iliĢkin davanın aynen kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı Ģekilde ceza mahkemesinin beraat kararındaki gerekçe dikkate alınarak bir kısmına iliĢkin hüküm kurulması doğru görülmemiĢtir Yrg. 3. HD. 23.5.2002, 4996/5813 (MeĢe Yazılım). 157 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 37-38; SĠRMEN, s. 365; TEKĠNAY, s. 56; KÖPRÜLÜ/KANETĠ s. 61; VELĠDEDEOĞLU, s. 36; SCHWARZ, s. 50. 158 Örnekler için bkz. KOÇ, s. 124. 159 Yrg. HGK, 17.1.1979, 6/230– 17 (Ġçtihat için bkz. ĠNAL, Nihat: BoĢanma Nafaka, EĢya, NiĢanlanma Davaları, Adalet Yayınevi, Ankara 1998, s. 8). 160 Davalının, davacı ile niĢanlı olduğu dönemde bir baĢkası ile evlenme törenini yaptığı (TMK. md. 141. ila 143) mahkemenin de kabulündedir. Buna göre, davalının hukuka aykırı eylemi ile davacının kiĢilik hakkına fahiĢ surette zarar verdiği gözetildiğinde mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır." Yrg. 3. HD. 17.09.2012, 2012/16306 -18867 (UYAP, E.T. 14.08.2015). 156 25 dd) Kusur TMK m. 121‟de manevi tazminat için kusur Ģartı da aranmıĢtır. Madde de belirtilen kusur, niĢanlılık sürecinde ya da niĢanın bozulması sırasında niĢanlılık sözleĢmesine ters düĢen bir fiili ifade etmektedir. Kusurun varlığı yeterli olup, mutlaka ağır bir kusur olması Ģart değildir. Hafif bir ihmal dahi yeterlidir161. Hatta bu konuda TEKĠNAY, niĢanı bozan veya bozulmasına sebebiyet veren tarafın, haklı bir nedene dayanmamasını, manevi tazminat için kusur Ģartını gerçekleĢtirmeye yeterli saymaktadır162. Elbette kusurun ağırlığı, manevi tazminat miktarının tayininde (TMK m. 4) önem arz etmektedir163. TMK 121. m.de davacının tamamen kusursuz olması aranmamıĢtır 164 . Yani manevi tazminat isteyecek davacı, ya kusurlu olmayacak ya da davalıdan daha az kusurlu olacaktır165. NiĢanın bozulmasında eĢit kusur halinde de manevi tazminata hükmedilemez166. c) Tazminat Davası aa) Tazminat Davasının Tarafları aaa) NiĢanlılar Manevi tazminat davasını zarara uğrayan niĢanlı açar. Manevi tazminat isteme hakkı Ģahsa sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu nedenle, ayırt etme gücüne sahip olan küçük ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin iznine muhtaç olmaksızın bu davayı açabilir 167. Bu davayı niĢanlılar birbirlerine karĢı açabilir. NiĢanlıların ana babaları bu davayı açamayacakları gibi onlara karĢı husumet yönetilemez 168 . Yargıtay uygulaması da bu yöndedir169. bbb) Mirasçıların Durumu Manevi tazminat kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu nedenle kural olarak 161 SĠRMEN, s. 369; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 54-55; YAVUZ, s. 102; FEYZĠOĞLU, s. 74. TEKĠNAY, s. 58; Aynı yönde ÖZTAN, s. 89. 163 SĠRMEN, s. 369; YAVUZ, s. 102; ÖZTAN, 89. 164 743 s. eMK m. 85‟in aksine, 4721 s. TMK m. 121‟de kendi kusuru olmaksızın ibaresi yer almıĢtır 165 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 38; KOÇ, s. 119; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s.34. 166 "Ġddia, savunma, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki niĢan, evliliğe hazırlık dönemindeki alıĢveriĢler nedeniyle taraflar ve aileleri arasında çıkan tartıĢma sonucunda her iki tarafın kusurlu hareketlerinden dolayı bozulmuĢtur. NiĢanın bozulmasında her iki tarafta kusurludur. Manevi tazminat Ģartları oluĢmamıĢtır. Düğün ve nikâh gününün belirlenmiĢ olması taraflara evliliğe zorlayıcı neden olarakta kabul edilemez. Manevi tazminat yönünden davanın reddi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı Ģekilde manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü cihetine gidilmesi doğru görülmemiĢ, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD. 20.02.2014, 2013/18584- 2014/2544 (UYAP, E.T. 16.09.2015/vurgu eklenmiĢtir). 167 VELĠDEDEOĞLU, s. 37; FEYZĠOĞLU, s. 78; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56. 168 ÖZESE, s. 75; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56; SĠRMEN, s. 374. 169 “Bundan ayrı olarak; manevi tazminata iliĢkin hak, kiĢiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Zira bu istem kiĢilik değerlerinin ihlaline dayanmaktadır. Bu nedenle sadece niĢanlı tarafından açılabilir. Davacı baba lehine oğlunun niĢanının bozulmasından dolayı çektiği üzüntü nedeniyle manevi tazminata hükmedilmiĢ olması doğru değildir." Yrg. 3. HD, 6.5.2004, 4700/4736 (GENÇCAN, C. I, s. 1044). 162 26 mirasçılara intikal etmez170. Çünkü bu kiĢinin Ģahıs varlığında, Ģahsi menfaatlerinde manevi dünyada uğranılan zarar karĢılığıdır171. 4721 sayılı TMK. m.121‟de bu konuda açık bir düzenleme yer almamaktadır 172. Bundan manevi tazminat isteminin hiçbir zaman mirasçılara geçmeyeceği anlaĢılmamalıdır 173 . Gerçekten 4721 s. Kanunun 121. maddesinin gerekçesinde; “Yürürlükteki Kanunun 85‟inci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevi tazminata mirasçılara intikal edip etmeyeceği sorunu, 25 inci maddenin dördüncü fıkrasında hükme bağlanmıĢ olan genel kurala bırakılmıĢtır. Manevi tazminatın mirasçılara intikal edip etmeyeceği, ayrıca bunun baĢkalarına devir edilip edilmeyeceği 25 inci madde de hükme bağlanmıĢ olduğundan bu maddede yeniden kaleme alınması yerinde görülmemiĢtir. 3444 sayılı Kanunla yürürlükteki Kanunun 24/a maddesi hükmü kabul edilmeden önce, bu sorun yürürlükteki kanunun 85 inci maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanmıĢ idi. Bu düzenleme karĢısında buradaki özel hükmün diğer manevi tazminatlar için de geçerli olup olmadığı konusunda önemli tartıĢmalar yapılmaktaydı. Bu konu 25 inci maddede genel hüküm olarak düzenlendikten sonra artık manevi tazminatla ilgili hükümlerde aynı kuralın tekrarlanması isabetli olmayacaktır” denilmiĢtir 174 . Gerekçede sözü geçen TMK m. 25/4‟de “manevi tazminat istemi karĢı tarafça kabul edilmiĢ olmadıkça devredilemez. Miras bırakan tarafından ileri sürülmüĢ olmadıkça mirasçılara geçmez” ifadesi yer almıĢtır. ġu halde, niĢanlının manevi tazminat istemi kusurlu niĢanlı tarafından kabul edilmiĢse sağlar arası bir iĢlemle baĢkasına devredilebilecektir 175. Yine niĢanlı ölmeden önce istemde bulunmuĢsa, bu hak mirasçılara geçecektir. Çünkü talep ileri sürüldükten sonra artık ölenin terekesinin aktifinde yer alan bir alacak hakkını oluĢturacaktır176. Tazminatla yükümlü olan niĢanlının ölümü halinde, ödemekle yükümlü olanlar mirasçılardır177. bb) Görev ve Yetki Maddi tazminat davasında olduğu gibi, manevi tazminat davasında da görevli mahkeme Aile Mahkemesidir 178 . Önemli olan, ortaya konulan uyuĢmazlığa göre tazminat isteğinin niĢanın bozulması hukuksal nedenine dayanmasıdır 179. 170 SCHWARZ, s. 51; TEKĠNAY, s. 62; VELĠDEDEOĞLU, s. 37. VELĠDEDEOĞLU, s. 37, FEYZĠOĞLU, s. 70. 172 Hatırlanacağı üzere, 743 s. eMK‟da; “Manevi tazminat davası mirasçıya intikal etmez; Ģu kadar ki miras açıldığı zaman iddia kabul edilmiĢ veya davacı ikame olunmuĢ ise mirasçılara intikal eder (m. 85 / son cümle)” Ģeklinde mirasçıya manevi tazminat hakkının geçme Ģekli açıkça düzenlenmiĢti. 173 KOÇ, s. 132. 174 Gerekçe için bkz. GENÇCAN, Türk Medeni Kanunu, C. I, s. 1042. 175 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 56-57; KÖPRÜLÜ/ KANETĠ, s. 62 – Farklı düĢünce için bkz. SĠRMEN, s. 375; TEKĠNAY, s. 62. Bu görüĢe göre kabul ve ikrarın belli bir miktarda ödemeyi ihtiva etmesi aranmaktadır. 176 GENÇCAN, Nişan, s. 10; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 35. 177 ÖZTAN, s. 93. 178 TANRIVER, s. 35; Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde HSYK tarafından belirlenen Asliye Hukuk Mahkemesince bakılır (4787 S. Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun m. 2/2). 179 "Dava konusu uyuĢmazlık, niĢanın haksız yere bozulması sebebine dayalı manevi tazminat talebine iliĢkindir. Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama ġekli Hakkındaki Kanun kapsamındaki Aile Hukukundan doğan dava ve iĢler Aile Mahkemelerinde görülür..."Yrg. 3. HD., 07.09.2015, 2015/919813575 (UYAP, E.T. 18.01.2016). 171 27 Yetkili mahkeme ise genel kural gereği, davalı niĢanlının yerleĢim yeri mahkemesidir (HMK m. 6). NiĢan sözleĢmesi bir Ģahıs varlığı sözleĢmesi olduğu için HMK m. 10 burada uygulanamaz180. Manevi tazminat açısından önemli bir nokta; bilindiği gibi TMK. m. 121'de, "niĢanın bozulması yönünden kiĢilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir" denilmektedir. ġu halde, kiĢilik haklarına saldırının bir haksız fiil niteliğinde olduğu noktasında duraksama olmamalıdır. Bu nedenle manevi tazminat isteği bakımından HMK m. 16'daki yetki kuralının da uygulanması mümkündür. EĢ söyleyiĢle, bu halde haksız fiilin ya da zararın meydana geldiği/gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olmalıdır 181. KuĢkusuz bu halde davacı, manevi tazminat istemini genel yetkili yer olan davalının yerleĢim yerinde açabileceği gibi HMK m. 16'da belirtilen yerlerden birisinde de açabilir. Dikkat edilmesi gereken husus ise istekler arasında manevi tazminat yanında, maddi tazminat ve hediyelerin geri verilmesi istemleri olsa bile, manevi tazminat için yetkili olan mahkemenin, diğer kalem istekler yönünden de yetkili olacağıdır. cc) Tazminatın ġekli 743 s. eMK‟nin aksine 182 4721 s. TMK‟da manevi tazminat olarak “uygun miktarda” bir paranın ödenmesi gerektiği açıkça belirtilmiĢ, bu konudaki tartıĢmalara son verilmiĢtir. Bu nedenle hâkim, manevi tazminat olarak paradan baĢka bir Ģeye hükmedemeyecek, sözgelimi kınama, özür dileme gibi TBK m. 49‟daki yetkilerden birisini kullanamayacaktır183. 180 Yrg. 3. HD, 23.3.1992, 7780/6187 (GENÇCAN, C. I, s. 1046). "Mahkemece, 4721 sayılı TMK‟nun 120.maddesine dayalı niĢanın bozulması nedeniyle maddi tazminat ve aynı yasanın 121.maddesine dayalı niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemleri ile açılan davada; ne 6100 sayılı HMK‟ da ne de 4721 sayılı TMK‟ da düzenlenmiĢ özel yetkili mahkeme bulunmadığı, bu nedenle genel yetkili mahkeme olan davalının yerleĢim yeri mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiĢ; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiĢtir. UyuĢmazlık; davalı tarafından niĢanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan harcamalar karĢılığı 10.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü karĢılığında da 20.000 TL manevi tazminat istemlerine iliĢkindir.4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, niĢanın bozulması yönünden kiĢilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bu noktada, haksız eylem niteliğindeki kiĢilik haklarına saldırıdan kaynaklanan uyuĢmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine iliĢkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK' nun 16. maddesinde; haksız fiilden kaynaklanan davaların, haksız fiilin iĢlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleĢim yeri mahkemesinde açılabileceği öngörülmüĢtür. Diğer bir anlatımla; açıklanan kanun maddesi ile kiĢilik hakları saldırıya uğrayan kimseye, yetki konusunda geniĢ bir seçimlik hakkının tanındığı her türlü duraksamadan uzaktır. Somut olaya gelince; kiĢilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat talebinde bulunan davacılar, haksız eylemin iĢlendiği ve aynı zamanda yerleĢim yerleri olan Nazilli mahkemeleri ile davalının yerleĢim yeri olan Ġzmir mahkemelerinden birini seçmek ve o mahkemede dava açmak hakkına haiz olup, yetki konusunda seçimlik haklarını kendi yerleĢim yeri mahkemesinde kullanmıĢtır. Hal böyle olunca, yerel mahkemece; davanın esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." Yrg. 3. HD. 18.03.2013, 2013/3093-4503 (UYAP, E.T. 24.12.2015). 182 743 s. K m. 85‟de manevi tazminatın Ģekli belirtilmemiĢ münasip bir tazminat demekle yetinmiĢtir. 183 Burada takdir hakkı sadece miktarın tayininde söz konusu olacaktır. Bkz. DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 39; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s.35. 181 28 dd) Ġspat Manevi tazminat isteyen niĢanlı; gerçek bir niĢanlılık iliĢkisinin varlığını, niĢanın bozulduğunu ve davalının kusurunu ispat etmek zorundadır. Ġspat açısından delil serbestîsi esastır 184 . Ġfade etmek gerekir ki, niĢanın bozulması nedeniyle manevi tazminat davalarında ispat oldukça önemlidir. Zira yukarıda da zikredildiği üzere, her niĢanın bozulmasında niĢanın taraflarının üzüleceği açıktır. EĢ söyleyiĢle, manevi tazminatta aranan kıstas bu doğal üzüntüden daha fazlasıdır. ġu halde, TMK m. 121 anlamında manevi tazminata hükmedilebilmesi için niĢanın bozulması nedeni ile doğalın üzerinde bir üzüntü, yani fahiĢ bir zararın doğduğunun ve bu nedenle kiĢilik hakların da saldırıya uğramıĢ olduğunun kanıtlanması gerekir 185 . Manevi tazminat konusunda Yargıtay'ın tutumunun katı olduğunu, öteki söyleyiĢle kiĢilik haklarına saldırının ağırlığının ve bu konuda ispat sadedinde ciddi delillerin varlığının arandığını belirtmek gerekir186. ee) ZamanaĢımı Kanun gereği manevi tazminat davalarında da zamanaĢımı bir yıldır (TMK m. 123). Sürenin baĢlangıcı niĢanın sona erme tarihidir 187. ZamanaĢımının baĢlangıcı konusunda maddi tazminata iliĢkin açılamaları burada tekrar etmek istemiyoruz. Ne var ki, maddede açıkça sona ermeden bahsedildiğini, niĢanın bozulduğunu öğrenme tarihinden bahsedilmediğini hatırlatmak gerekir. Kanunda öngörülen bu sürenin hak düĢürücü süre değil, zamanaĢımı süresi olduğunu tekrar etmek gerekir. B. HEDĠYELERĠN GERĠ VERĠLMESĠ 1. Hediye Kavramı ve Benzer Müesseselerden Ayrımı a) Hediye Kavramı NiĢanlılık, niĢanlıların birbirleriyle evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle 188 sona ererse, niĢanlıların birbirlerine veya ana babanın ya da onlar gibi davrananların diğer niĢanlıya vermiĢ oldukları alıĢılmıĢın dıĢındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir (TMK m. 122). Kanundaki bu düzenleme, özel bir düzenlemedir. Gerçekten, niĢanlanmanın sağladığı yakınlıkla taraflar birbirlerine, çoğu zaman karĢı tarafı sevindirmek amacıyla hediyeler verirler. NiĢanlılığın sona ermesi halinde, bu 184 YAVUZ, s. 107. "...NiĢanın bozulmasının, taraflarda değiĢik Ģiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere niĢanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek Ģekilde manevi tazminata hükmedilemez. Ancak, niĢanın bozulması nedeni ile fahiĢ bir zarar doğmuĢ ve bu nedenle kiĢilik hakları da saldırıya uğramıĢ ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Somut olayda; davalı (karĢılık davalı) niĢanın bozulması nedeni ile kiĢilik haklarının etkilendiğini, büyük acı ve ızdırap duyduğunu iddia etse de, bu iddiasının ispatı için tanık beyanlarına dayanmıĢ, dinlettiği tanıklar ile de, bu iddiasını ispat edememiĢtir..." Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16330- 2015/9517 (UYAP, E.T. 29.12.2015/vurgu eklenmiĢtir). 186 Bkz. Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516(UYAP, E.T. 30.12.2015). 187 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 57; ÖZTAN, s. 93. 188 Madde metninden de anlaĢılacağı üzere hediyelerin geri istenmesi için niĢanlıların birbirleriyle evlenmeleri dıĢındaki bütün sona erme hallerinde iade gerekecektir. Bu bağlamda ölüm, ölüm karinesi ve gaiplik halinde de iade gerekir. Gaiplik nedeniyle iade bakımında farklı yaklaĢım için bkz. ABĠK, Gaipliğin Etkisi, s. 177. 185 29 hediyelerin durumu tartıĢmalı olabilir. Zira aĢağıda değinileceği üzere, niĢanın evlilik dıĢında bir nedenle sona ermesi durumunda, hediyeler bağıĢ hükümlerine (TBK. m. 295) göre geri istenemeyebilecektir. Kanun‟da bu tartıĢmalara yol açmamak üzere, hediyelerin geri verilmesi özel olarak düzenlenmiĢtir 189 . NiĢan evlenme amaçlı yapıldığı için niĢanlılık sona erince bu hukuksal neden ortadan kalkacağına göre, hediyelerin de iadesi gerekecektir190. Hediye kavramının içerisine nelerin gireceğini belirlemek her zaman kolay olmamaktadır. Bu nedenle nelerin niĢan hediyesi kavramına girdiğinin tespiti için niĢan hediyesinin anlamına bakmak gerekir. NiĢanlılara, niĢanlandıkları için verilen ve bir ekonomik değer taĢıyan kazandırmalara hediye denir191. Hediyenin konusu taĢınır veya taĢınmaz bir malvarlığı olabilir192. Hediye kavramı içerisine, baĢta niĢan yüzüğü olmak üzere, her türlü takı, altın, mücevher, eĢya, para gibi Ģeyler girer 193. Hediye denilince daha çok niĢanlı kıza verilenler akla gelmekte ise de, erkek niĢanlıya verilen saat, kıymetli kol düğmesi, kalem gibi Ģeyler de hediye kapsamına dâhildir194. Hediyeler, niĢan aĢamasında daha çok altın takı, mücevherat gibi Ģeylerdir. Uygulamada sıkça görüldüğü üzere, özellikle üçüncü kiĢiler tarafından hediyenin para Ģeklinde takıldığı görülmektedir. Hediyelerin Ģekli, yöreden yöreye ve töreden töreye değiĢmektedir. Ekonomik durumlarına göre, niĢan hediyesi olarak kimileri kat, kimileri yat, kimileri Gebze-Harem minibüslerinden hat, kimileri “Mercedes” kimileri “Murat” hediye edebilmektedir. Geri verilmeye konu olacak hediyeler, niĢan dolayısıyla ve niĢanlanma sırasında, niĢanlılık süresince verilmiĢ olan hediyelerdir. Bunun dıĢındaki bir nedenle ya da niĢanlanmadan önce verilmiĢ hediyeler TMK m. 122 uyarınca geri istenemezler195. b) Kimi Benzer Müesseseler ve NiĢan Hediyesi aa) Hediye – BağıĢlama Ayrımı NiĢanda verilen hediyeleri, hukuki tavsif açısından bağıĢlama olarak nitelendirmek yanlıĢ olmaz 196 . Zira hediye de karĢılıksız bir kazandırmadır ve sağlararası bir tasarruftur. Türk Borçlar Kanunu'nda; "bağıĢlama sözleĢmesi, bağıĢlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağıĢlanana karĢılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleĢmedir" (TBK m. 285) denilmek suretiyle bağıĢlamanın tanımı yapılmıĢtır. “karĢılıksız olarak bir kazandırma” denilmek suretiyle bağıĢın mahiyeti açıklanmıĢtır. Oysa niĢan için verilen hediyelerde, hediye evlenmenin gerçekleĢeceği inancıyla verilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi evlenme gerçeklemediği takdirde, hediyelerin geri verilmesi yasal düzenlemeye 189 DURAL/ ÖĞÜZ /GÜMÜġ, s. 40. KÖPRÜLÜ / KANETĠ, s. 62 – 63. 191 GENÇCAN, Nişan, s. 10; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 40. 192 KOÇ, s. 134. 193 VELĠDEDEOĞLU, s. 39; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 40; DOĞAN, Murat: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri Verilmesi”, A.Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C. II, S. 1, , s. 201(DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi);TEKĠNAY, s. 30. 194 DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 201. 190 30 dayanmaktadır. Gerçekten bu özel düzenleme olmasaydı, hediyelerin iadesi bağıĢtan rücu (TBK m. 295) koĢullarına göre istenebilecek miydi? SCHWARZ‟ın düĢüncesinin197 aksine, TBK m. 295-296 de belirtilen, yani bağıĢtan rücu koĢulları gerçekleĢmezse, verilen Ģeyler bağıĢ hükümlerine göre geri istenemez 198 . BağıĢ nedeniyle verilenlerin istenebilmesi için niĢanlının diğer niĢanlıya karĢı bir suç iĢlenmesi, kanundan doğan yükümlülüklerini savsaklaması (TBK m. 295/1-2) gibi bağıĢtan rücu koĢulları aranacaktır ki, bu koĢullar her zaman gerçekleĢmesi olası olmayan koĢullardır. Verilen bir Ģeyin, niĢan hediyesi mi yoksa genel anlamda bir bağıĢlama mı olduğunun ayırımı, iadenin niĢan hediyelerinin geri verilmesi (TMK m. 122) hükümlerine göre yapılıp yapılmayacağı cihetiyle önemlidir. Zira eğer iadesi istenecek Ģey niĢan hediyesi olarak nitelendirilemeyecekse, bağıĢtan rücu koĢullarına göre istenmesi daha karmaĢık bir yol olacaktır. Bu noktada, uygulamada ölçü Ģöyle belirlenmektedir: NiĢanlılık iliĢkisi içerisinde, niĢanlıların birbirlerine yaptıkları karĢılıksız kazandırmaların niĢanlılık nedeniyle olduğu asıldır (NiĢan hediyesi karinesi). EĢ söyleyiĢle, niĢanlılık döneminde niĢanlıların birbirlerine verdikleri hediyelerin kural olarak niĢan hediyesi olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, kimi durumlarda verilen Ģeylerin doğrudan niĢan hediyesi olduğunu söylemek zordur. Bunlardan birisi de, niĢanlılık döneminde verilen paralardır. Gerçekten, öncelikle niĢanlıya verilen harçlıkların tüketilebilen Ģey olduğu konusunda duraksama olmamalıdır. Bu halde olağan olan, paranın harçlık olarak verildiğidir. Aksini iddia edenin, yani paranın niĢan hediyesi olarak verildiğini iddia eden tarafın ispat yükü altında oluğunun kabulü gerekir199. bb) Hediye – Sebepsiz ZenginleĢme NiĢan hediyelerinin iadesi Kanun'da ayrıca ve özel olarak(TMK m. 122) düzenlenmiĢtir. Düzenlemenin, TBK'daki sebepsiz zenginleĢme kurallarından(m. 77) farklı bir kural olup olmadığı öğretide tartıĢmalıdır. Hemen belirtmek gerekir ki, Öğretide niĢan hediyelerinin iadesine iliĢkin TMK hükmünün (m. 122) özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı olduğu görüĢü baskındır200. Borçlar Hukuku açısından bakıldığında da, TMK m. 122'nin bir sebepsiz zenginleĢme hükmü olduğu 195 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 47 - NiĢan dıĢındaki bir nedenle ya da niĢandan önce verilmiĢ hediyeler sebepsiz zenginleĢme ya da bağıĢ hükümlerine göre geri istenebilecektir. 196 DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 200. 197 SCHWARZ, böyle bir düzenleme olmasa bile bağıĢtan rücu hükümlerine göre niĢan hediyelerinin istenebileceğini savunmaktadır. Bkz. SCHWARZ, s. 51; BağıĢ ayrımı konusunda güzel bir örnek için bkz. ÖZESE, s. 23. 198 ÖZESE, s. 21 – Yargıtay da hediye – bağıĢlama ayrımının araĢtırılmasını istemiĢtir. Yrg 2. HD 12.10.1935, 2263/2445 (ÖZESE, s. 22). 199 " Davacının, havalelerin niĢan hediyesi olarak davalıya gönderildiği yönündeki iddiası davalıca kabul edilmemiĢ, tersine, bu paraların, ihtiyaçların karĢılanması (harçlık) için gönderildiği savunulmuĢtur... Davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Çünkü vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalıya) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) aittir. Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paraların niĢan hediyesi olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür." Yrg. 3. HD., 26.02.2013, 2013/11423036 (UYAP, E.T. 16.11.2015). 200 Hediyelerin geri verilmesinin “özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı” olduğu görüĢü konusunda bkz. AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 46; KOÇ, s.133; YAVUZ, s. 71. 31 belirtilmektedir201. Buna karĢılık, niĢan hediyelerinin geri verilmesinin, salt sebepsiz zenginleĢme kuralları çerçevesinde istenmesinin her zaman mümkün olmayacağı öğretide, kimi yazarlarca ileri sürülmektedir. Öteki söyleyiĢle, TMK m. 122 düzenlemesi yapılmamıĢ olsaydı, niĢan hediyelerinin TBK'daki sebepsiz zenginleĢme hükümlerine göre istenmesinin tartıĢmalı olacağı savunulmaktadır202. Bu savunmayı yapanlar argüman olarak, hediyelerin verilmesinde niĢanlanmanın hukuki neden olmadığı hususuna tutunmaktadırlar. Açmak gerekirse, bu görüĢ taraftarlarına göre niĢanlanma, hediye vermenin hukuki nedeni değil saikidir 203 . Bu nedenle de, niĢanlılığın sona ermesi halinde, verilen hediyeler sebepsiz zenginleĢme kurallarına göre istenmesi kesin olarak söylenemez 204 . Öğretide baĢka bir görüĢe göre, niĢanlanmanın hediye vermenin hukuki nedeni olduğu, niĢanlılığın sona ermesi ile bu hukuki nedenin ortadan kalkacağı, böylece alınan hediyelerin bir tür sebepsiz zenginleĢmeye dönüĢeceği ileri sürülmektedir205. Kanaatimizce, niĢan hediyelerinin iadesine iliĢkin TMK düzenlemesinin (m. 122), TBK'daki genel sebepsiz zenginleĢme düzenlemesi karĢısında (TBK m. 77), özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı olduğu konusunda duraksama olmamalıdır206. Zira maddede genel sebepsiz zenginleĢme kurallarına atıfla yetinilmemiĢ, iadenin ne suretle yapılacağı gösterilmiĢtir. Ancak ifade etmek gerekir ki, TMK m. 122 hükmü olmasa dahi, niĢan hediyelerinin TBK 77 ve izleyen maddeler uyarınca sebepsiz zenginleĢme kuralları uyarınca istenmesi mümkün olacaktır. Gerçekten borcun kaynaklarından olan sebepsiz zenginleĢme kavramına baktığımızda; sebepsiz zenginleĢmenin, kiĢinin malvarlığındaki bir malın, emeğin ya da değerin haklı bir neden olmaksızın bir baĢkasının malvarlığına geçmesi, eĢ söyleyiĢle nedensiz olarak bir kiĢinin mal varlığındaki artıĢ olarak tanımlandığını görmekteyiz 207 . TBK'da da sebepsiz zenginleĢme, "haklı bir sebep olmaksızın, bir baĢkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleĢen, bu zenginleĢmeyi geri vermekle yükümlüdür" (m. 77/1) Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Bu tanımdan yola çıkarak, sebepsiz zenginleĢmenin unsurlarını; "baĢkasının malvarlığından ya da emeğinden zenginleĢme" ve "haklı bir sebep olmaması" olarak açıklamak mümkündür208. Tanım ve unsurlardan hareketle, niĢanlılığın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, hediyelerin verilmesinin haklı nedeni olan niĢanlılık iliĢkisinin sona erdiğini kabul etmek gerekir209. Varlığı sona ermiĢ bir nedene dayanılarak kazanılan Ģeylerin de, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine göre iade edileceği kabul edilmektedir. ĠĢte niĢanlılığın sona ermesi halinde, hediyelerin iadesi de bu kapsamda, yani varlığı sona ermiĢ nedene dayanılarak iadesinin isteneceği belirtilmektedir210. 201 OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 10. B., Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013, s. 305; 202 TEKĠNAY, s. 25; DOĞAN, s. 228. 203 TEKĠNAY, s. 25. 204 DOĞAN, s. 228; TEKĠNAY, s. 25. 205 AKINTÜRK/ ATEġ KARAMAN, s. 45. 206 ÖZTAN, s. 65. 207 ĠNAN, Ali Naim/ YÜCEL, Özge: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 4.B., Seçkin Yayınevi, Ankara 2014, s. 487. 208 Ayrıntı için bkz. ĠNAN/ YÜCEL, s. 488-492. 209 KuĢkusuz, hediyelerin niĢanlılık nedeniyle verildiğinin varsayımı esas alındığında söylenenler doğrudur. Hediyelerin niĢan iliĢkisi nedeniyle verilmesi asıl olup aksini savunan da bunu kanıtlamalıdır. 210 ĠNAN/ YÜCEL, s. 494; ABĠK, s. 114-115. 32 ġu halde, TMK m. 122 hükmü konusunda Ģunlar söylemek mümkündür: Madde ile özel bir sebepsiz zenginleĢme kuralı kabul edilmiĢtir. Bu kural ile niĢan hediyelerinin sebepsiz zenginleĢme hükümlerine göre geri istenip istenmeyeceği tartıĢmalarına son verilmiĢ ve tabir yerinde ise, hediyelerin geri verilmesi bu kural ile kolaylaĢtırılmıĢtır 211 . Elbette, özel iade maddesi öngörülmesi nedeniyle artık doğrudan sebepsiz zenginleĢme hükümlerine (TBK m. 77 vd.) gidilemeyecektir212. Ancak, niĢan hediyelerinin geri verilmesine iliĢkin düzenlemede; "hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleĢme hükümleri uygulanır" (TMK m. 122/2) denilmek suretiyle, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine atıf yapılmıĢtır. Gerçekten sebepsiz zenginleĢmede, iadesi lazım gelen Ģeyin elden çıkarılması durumunda, elden çıkarmanın iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasına göre iadenin kapsamı değiĢecektir. Oysa niĢan hediyelerinin iadesinde, elden çıkan hediyenin mislen iadesi mümkün ise öncelikle mislen iade edilecek, yani mislen iade mümkünse doğrudan sebepsiz zenginleĢme hükümlerine gidilmeyecek mislen iade edilecek, bu mümkün olmadığı takdirde, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine müracaat edilecektir213. cc) Ahlaki Bir Ödevin Ġfası Ġçin Verilen ġeyler ve Hediye Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi için verilen Ģeyler hediye değildir ve TMK. M. 122 gereği geri istenmez. Söz gelimi niĢanlılardan birinin annesinin hastalanmıĢ, hastane masrafların onların mali durumunu güçleĢtirmiĢ ve diğer niĢanlı para yardımında bulunmuĢsa, bu hediye değil ahlaki bir borçtur 214 . Ahlaki borç ise bir eksik borç olup dava yoluyla geri istenmez. c) Hediye Kavramı Ekseninde TartıĢmalı Hususlar aa) Haklar, KarĢılıksız Harcamalar ve Emek NiĢan hediyelerinin iadesi kapsamında haklar, emek ve harcamaların durumu tartıĢmalıdır. Aslında haklar konusunda durumu biraz daha kolaydır. Bu kapsamda, taĢınmaz üzerinde diğer niĢanlıya tanınan aynı bir hakkın, sözgelimi intifa hakkının hediye kavramı içinde mütalaa edilebileceği kabul edilmektedir 215. Bunun yanında bir alacak hakkı hediye olarak devredilebilir 216. NiĢanlıya harcanan emek ile karĢılıksız yapılan harcamaların ise hediye kavramı içinde mütalaa edilip edilmeyeceği tartıĢmalıdır. Sözgelimi, niĢanlılardan birisi niĢanlanma nedeniyle evlenmenin gerçekleĢeceği inancıyla, diğer niĢanlının iĢyerinde vs. çalıĢmıĢ, karĢılığında ücret almamıĢsa bu da hediye kavramı içinde düĢünülebilecek midir? Öğretide KILIÇOĞLU, Yasada açıkça "hediyelerin geri verilmesinden" bahsedildiği için 211 YAVUZ, s. 71. Özel iade maddesi kapsamında karĢılanamayan sebepsiz zenginleĢmeler bulunduğu takdirde sebepsiz zenginleĢme hükümlerine(TBK m. 77 ve izleyen) gidilmesi mümkündür. Bkz. OĞUZMAN/ÖZ, s. 342. 213 Bu halde niĢanlı hediyeyi iyiniyetli olarak elden çıkarmıĢ ise iade zorunda olmayacak, kalan bir kısım varsa onu ya da yerine geçen bir değer varsa bu bedeli iade edecek, Ģayet kötüniyetli olarak elden çıkarmıĢ ise tamamının değerini iade ile sorumlu olacaktır. Bkz. ÖZTAN, Bilge: " Medeni Kanun'un Kabulünün 70'ncı Yılında Aile Hukuku", AÜHFD, C. 44, S. 1, 1995, s. 101; DURAL/ ÖĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 43. 214 Örnek için bkz. VELĠDEDEOĞLU, s.39-40; FEYZĠOĞLU, s. 56; ÖZTAN, s.64; ÖZESE, s.24; 215 KOÇ, s.134. 216 ÖZESE, s, 26. 212 33 karĢılıksız kullandırmalar ve niĢanlı için harcanan emeğin hediye kavramı içinde mütalaa edilemeyeceğini ileri sürmektedir 217 . Aksi yöndeki görüĢlerde ise emek özgülemesinin de “hediye” kavramı içinde kabul edebileceği ileri sürülmektedir 218. Kanaatimizce bu türden karĢılıksız harcama ve emek özgülemesi hediye kavramının anlamına uygun düĢmeyeceği gibi maddede (TMK m. 122) açıkça "hediyelerin iadesi"nden bahsedildiği için de hediye kavramı içinde mütalaa edilmemelidir. bb) Kullanılmakla Eskiyen veya Tüketilebilen ġeyler Kullanmakla eskiyen veya tüketilebilen Ģeylerin hediye kavram içinde düĢünülüp düĢünülemeyeceği hususu da tartıĢmalıdır. Öğretide bir kısım (BAZI) yazar tüketilebilen; söz gelimi çiçek, pasta, Ģekerleme gibi Ģeylerin hediye kapsamında kabul edilemeyeceğini, bu nedenle iadesini lazım gelmediğini kabul etmektedirler 219. Tüketilebilen Ģeylerin de hediye kapsamında değerlendirileceğini savunanlar, bunun daha çok tazminat yönü üzerinde durmaktadırlar 220. Uygulamada ise kullanılmakla eskiyen ya da tüketilen Ģeylerin hediye kapsamında değerlendirilmeyeceği kabul edilmektedir 221 . Yargıtay, bu kapsamda niĢan töreni için yapılan yemek vs giderlerinin istenemeyeceğine karar vermektedir222. Yargıtay benzer Ģekilde, cep telefonu ve MP3 çaların kullanılmakla eskiyen veya tüketilen eĢya olduğunu ve iadesine karar verilmeyeceğini belirtmiĢtir223. cc) Fotoğraf, Kaset, CD ve Mektuplar NiĢanın evlenme dıĢında bir nedenle sona ermesi halinde, niĢanlıların birbirlerine gönderdikleri ya da birbirlerine verdikleri fotoğraflar, birlikte çektirdikleri fotoğraflar, birbirlerinin telefonlarında bulunan fotoğraflar, niĢana iliĢkin çekimler (CD, kaset) TMK.m.122 gereği geri istenebilecek midir? Gerçekten 122. maddede “alıĢılmıĢın dıĢındaki” hediyelerden bahsedilmektedir. Diğer taraftan, yukarıda alıĢılmıĢın dıĢındaki hediyelere değinilirken, ekonomik değeri olan Ģeylerden bahsedilmiĢti. Oysa mektup, esas itibariyle bir fikri karĢı tarafa iletmek için kullanılan bir yazılı iletiĢim aracıdır 224. Fotoğraf, ister makine ile çekilmiĢ olsun ister bir ressam tarafından çizilmiĢ olsun, bir kiĢiyi baĢkaları için tanınabilir kılacak Ģekilde kopyalayan 217 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 38. ÖZTAN, s.64; KOÇ, s.133 219 KÖRPÜLÜ/KANETĠ, s.63 220 ÖZESE, s. 26; Nitekim Yargıtay da tüketilebilen Ģeylerin hediye olamayacağını, ancak maddi tazminat olarak tartıĢabileceğini kararında belirtilmiĢtir. Yrg. 3.HD,16.03.1981, 144/1382 (YKD, Temmuz 1981, S. 7, s.819). 221 Yrg.3.HD, 08.07.2004, 6788/7878 (MeĢe Yazılım)-Aynı mahiyette Yrg. 3.HD, 06.05.1996, 4389/5280 (UYAR, c.I, s.76) 222 " Davacı (karĢılık davalı) tarafından yapılan niĢan töreni gideri olan 8000 TL'nin de niĢanın bozulması nedeni ile davalıdan tahsili istenmiĢtir. Yukarıda belirtilen ilke gereğince, giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı, kuaför gideri, pasta, meyve suyu vs. gibi) eĢyaların iadesine karar verilemeyeceğinden, davacı( karĢılık davalı) tarafından karĢılanan niĢan töreni giderinin (yemek, fotoğraf vs..) davalıdan(karĢılık davacı) tahsili yönündeki talebin (maddi tazminat talebinin) kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 06.10.2015, 2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 22.01.2016/vurgu eklenmiĢtir). 223 Yrg. 3. HD., 4.4.2011, 2010/23167- 2011/5333 (UYAP, E.T. 03.12.2015). 224 ÖZTAN, s. 75-76; Sözlük Anlamı itibariyle haberleĢme maksadıyla yazılan kâğıt, name, betik, yazılmıĢ, yazılı hale getirilmiĢ Ģey demektir. Bkz. DOĞAN, Büyük Türkçe Sözlük, s.758. 218 34 dıĢ görünümü, fiziki portesidir 225 . Böyle bakıldığında, mektup ve fotoğrafların ekonomik bir değeri olmadığı konusunda duraksama yoktur. Bu özelliği nedeniyle de öğretide, mektup ve fotoğrafların TMK 122. maddesi gereğinde iadesi istenip istenmeyeceği tartıĢmalıdır226. Konuya ekonomik değer açısından bakanlar, mektup ve fotoğrafların ekonomik değeri olmadığı için hediye kavramı içinde mütalaa edilemeyeceğini, TMK m.122 gereği geri istenemeyeceğini, dolayısıyla ancak TMK m.23-25‟de düzenlenen “kiĢiliğin korunması prensibi” çerçevesinde geri istenebileceğini ileri sürmektedirler 227. Bu görüĢü savunanlara göre bir fotoğraf veya mektubun niĢanlıda kalması, diğer niĢanlının kiĢilik haklarını zedeliyorsa, geri verme TMK m. 23-25 gereği gündeme gelecektir. Mektup ve fotoğrafların iadesini ahlaki bir borcun ifası kapsamında, eksik borç kabul edenler de vardır 228. TEKĠNAY, mektup ve fotoğrafların TMK m.122 kapsamı dıĢında kalacağını, ancak TMK m.23-25 çerçevesinde iadenin istenebileceğinin kesin bir kural olarak kabul edilmesinin de doğru olmayacağını savunmaktadır 229. KiĢiliğin korunması (TMK m.23-25) eksenli düĢünüldüğünde, aslında niĢanlıların hislerinin ürünü olan mektuplar ve fotoğraflar, evlenmenin gerçekleĢeceği inancıyla verilmektedir. BaĢlangıçta mektup ve fotoğrafların verilmesi hukuka uygundur. NiĢanın sona ermesinden sonra, bu mektup ve fotoğrafların diğer niĢanlıda kalması her zaman niĢanlının kiĢiliğine bir tecavüz oluĢturmayabilir 230. Bu fikri savunanlara göre, mektup ve fotoğrafların diğer niĢanlıda kalması kiĢilik haklarına bir saldırı oluĢturuyorsa, ancak o zaman geri istenebilecektir 231. NiĢan sona erdikten sonra bir niĢanlının; mektup, CD ve fotoğraflarının diğer niĢanlıda kalmasını istememesi onun en tabi hakkıdır. Bunun manevi bir anlamı vardır 232 . Zira artık niĢanlılar birbirlerine yabancıdırlar. TMK m.122‟yi geniĢ yorumlamak ve mektup ve fotoğrafların istenmesini bu kapsamda değerlendirmek daha doğru olacaktır. Aslında tartıĢmaların sona erdirilmesi için TMK m.122‟ye ek bir fıkra ile düzenleme yapmak uygun olacaktır. EGGER ise maddenin kıyasen uygulanması gereğini vurgulamaktadır233. Fotoğraf her iki niĢanlı birlikte çektirmiĢler ise, ki çoğunlukla öyledir, nasıl bir çözüm bulunacaktır? Bu takdirde fotoğrafı iade etmek yerine, imha etmek mümkündür234. Fotoğraflar bakımından her iki niĢanlının bulunduğu fotoğrafı kesmek de çözüm yolu olarak düĢünülebilir. Mektuplar konusunda; sözgelimi niĢanlı kız, erkeğe olan duygularını yazıp göndermiĢ ise kız bu mektubu erkekten istediğinde, bu mektupta erkek hakkında 225 Farklı tanımlar için bkz. GÜMÜġ, Mustafa Alper: “KiĢinin Resmi (Görünümü) Üzerindeki Hakkı” Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 1, S. 1, s. 363. 226 DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 201. 227 HATEMĠ/ SEROZAN, s.66; ÖZTAN, s.76; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 63-64; FEYZĠOĞLU, s. 55. ABĠK, s. 110; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 49; SCHWARZ, s. 52; ÖZESE, s. 28. 228 Bu konuda bkz, ÖZTAN, s.76 dn. 271 229 TEKĠNAY, s.31 230 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41 231 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 39; DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41. 232 GÜRSEL, s.27. 233 EGGER, s. 49. 234 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s. 41; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 206-207. 35 duygular olacağından, kanaatimizce böyle bir dava açıldığında, mektubun imhası yönünde hüküm kurmak uygun olacaktır235. NiĢanlıya ait facebook, twetter gibi sosyal paylaĢım sitelerinde yayınlanan diğer niĢanlıya ait yazı ve fotoğrafların da aynı kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Bu fotoğraf ve resimlerin niĢanlıya ait sosyal paylaĢım sitesinden çıkarılmasına karar verilebilir. KuĢkusuz, yazı ve fotoğraflar kaldırılmadığı takdirde kiĢilik hakları çerçevesinde tazminat davasına konu edilebilir. Bu konuda diğer bir mesele ise niĢan nedeniyle yapılan kamera çekimleri, dolayısıyla oluĢturulan CD ve kasetlerin durumudur. Bunlar da iki tarafta bulunacağına göre, CD ve kasetler kimde bulunuyorsa bunların da imhası istenebilmeli ve mahkemece de imhaya karar verilmesi kanaatimizce münasip olacaktır. dd) BaĢlık Parası ve Kalın Yurdumuzun kimi kesimlerinde bir gelenek olarak süregelen, niĢanlı erkek tarafından niĢanlı kızın babasına vs. verilen baĢlık parası 236 hediye kapsamında değerlendirilebilecek midir? BaĢlık parasının anlamı üzerinde durulacak olursa; baĢlık yerine yöresel olarak farklı isimler kullanılsa da, mahiyet olarak baĢlık, evlenecek erkek ya da akrabalarının kız babası veya akrabalarına yaptığı bir ödemedir 237. Kalın ise kızın çeyizini sağlamak amacıyla, erkek tarafından verilen para veya eĢyadır 238. Her ne Ģekilde adlandırılırsa adlandırılsın, baĢlık parasının niĢanın bozulması halinde hediye kavramı içinde mütalaa edilerek, TMK m.122 gereği iadesi lazım geldiği öğretide yaygın olarak kabul edilmektedir 239. Öğretide baĢka bir görüĢ, baĢlık parasının ahlaka aykırı olduğunu ve niĢan hediyesi kapsamında geri istenemeyeceğini savunmaktadır240. Uygulamada baĢlık parasının, hediye kapsamında geri istenebileceği yönündeki eski Yargıtay kararlarına241 rastlamak mümkündür. Yargıtay bu görüĢünü uzunca bir süre devam ettirmiĢtir242. Yargıtay daha yeni kararlarında, baĢlık parasını, " hukuka 235 Ġspat açısından bakıldığında, bu türden mektupların varlığının ispatı oldukça güçtür. KuĢkusuz mektupların varlığının, yani diğer niĢanlıya gönderildiğinin ispatı iddia eden tarafa düĢecektir. KarĢı taraf mektubun varlığını kabul ediyorsa sorun yoktur. Kabul ve ispat olmadığı takdir 236 BaĢlık parası yerine Anadolu‟dan değiĢik isimler kullanılmaktadır. Bunlar kalın, ağırlık cihaz veya çeyiz Ģeklinde adlandırılmaktadır. Anlamları için bkz. KOÇ, s.158-159. 237 ÖZGEN, Eralp: “Erken Evlenme BaĢlık Kadın Kaçırma”, Türkiye’de Ailenin DeğiĢimi (Yasal Açıdan Ġncelemeler), Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını, Ankara 1984,s.32; Ülkemizde baĢlığın kıza verilmesi halinde “cihaz” Ģeklinde isimlendirildiği olmaktadır. 238 KOÇ, s.159; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 205. 239 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; HATEMĠ/SEROZAN, s.67; KOÇ, s.161, GÜRSEL, s.30; ZEVKLĠLER, s.738; ABĠK, s. 112; ÖZTAN, Medeni Kanunun Kabulü, s. 103-104.. 240 TartıĢmalar için bkz. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 203. 241 “Davacının babasının davalı tarafa 1.000lira ağırlık verdiği tanık sözleriyle sabittir. Bu para niĢanlı namına babası tarafından verilmiĢtir ve niĢan hediyesi mahiyetindedir." Yrg. 6. HD, 01.02.1963, 8475/542 (UYAR, C.I, s. 91); BaĢlığı hediye kavramı içinde sayan diğer kararlar için bkz. YAVUZ, s. 66. 242 “Dinlenen bir kısım tanıklar niĢanlı kızın babasına baĢlık parası olarak 2.500liranın verildiğine Ģahadet etmiĢlerdir. Babaya verilen baĢlık parası kız adına verildiğinden bunun da niĢanlı kıza verilmiĢ bir hediye kabul etmek gerekir." Yrg. 6 HD, 16.06.1978, 4796/4888 (DALAMANLI, Lütfü/ KAZANCI, 36 veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey "(TBK m. 81; eBK m. 65) kapsamında mütalaa etmekte ve iade edilemeyeceğine karar vermektedir 243. KuĢkusuz Yargıtay‟ın bu yaklaĢımı çeĢitli açılardan tartıĢılabilir. Bir taraftan ahlaka aykırılık nedeniyle eksik borç, bir taraftan ise sebepsiz zenginleĢme açısından konuya bakılarak farklı sonuçlara ulaĢılabilir. Ahlaka aykırılık yaptırımının daha isabetli olacağı kanaatindeyiz244. Bu açıdan, yani ahlaka aykırılık yönünden, baĢlık "parası veren- baĢlık parası alan" ayrımını doğru bulmuyoruz 245 . Bu noktada Ģu hususu özellikle vurgulamak gerekir ki, niĢan ya da evliliklerde kayınpederin gelinine takı takması ya da para veya hediye vermesi ahlaka aykırı değildir. Ahlaka aykırı olan, kızın babasının evlenmeye razı olmasını sağlamak adına, baĢlık adı altında mal veya para almasıdır246. 2. Ġadenin Kapsamı NiĢanlılığın sona ermesi nedeniyle istenebilecek hediyeler, niĢanlılığın kurulduğu andan sona erdiği tarihe kadar verilen hediyelerdir247. Hediyeler elde ise aynen iadeleri gerekir. Burada hediyelerin iadesi talebi Ģahsi bir haktır. Dolayısıyla iade bir istihkak değil alacak davası yoluyla istenebilir248. Hediye piyasada temin edilebilecek bir Ģey ise misli de geri verilebilir. Ancak hediye elden çıkmıĢ ve misli de temin edilemiyorsa, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine göre bedeli geri istenebilir (TMK m.122/2). Sebepsiz zenginleĢme söz konusu olduğunda, hediyeler iyi niyetle elden çıkmıĢsa artık iadesi söz konusu olmayacaktır. Fakat hediye elden çıkmıĢ olmakla Faruk/ KAZANCI, Muharrem: Ġlmi ve Kazai Ġçtihatlarla Açıklamalı Türk Medeni Kanunu, C.II, Aile Hukuku, Kazancı Hukuk Yay. Ġstanbul 1991,s. 25. 243 "Tarafların duruĢma zabıtlarına geçirilen imzalı beyanları uyarınca, davaya konu paranın baĢlık parası adı altında evlenecek kızın babası olan davalıya verildiği çekiĢmesizdir. Kural olarak kiĢinin davranıĢ özgürlüğü, hukuk ve genel ahlak kuralları ile sınırlıdır. Daha açık bir deyimle, Türk Hukukunun baĢlangıç noktası olan sözleĢme özgürlüğü ancak bu sınırlar içinde kalabildiği ölçüde geçerlik kazanır. SözleĢme özgürlüğünün hukuka aykırı olarak aĢılması veya etkilenmesinin müeyyidesi BK.nun 19 ve 20. maddelerinde gösterilmiĢ ve böyle bir bağıtın hükümsüz olduğu kabul edilmiĢtir. KiĢinin dilediği kimse ile evlenmesi, yasanın öngördüğü sınırlar içinde temel hak ve hürriyetinin bir gereğidir. Normal ve iyi bir ortamda kızın dilediği erkekle evlenmesi, yasaların ona sağladığı temel haklardan olduğu kadar, onun evlilik yapmasına rıza göstermek de baba ve ananın görevidir. NiĢan ya da evliliklerde kayınpederin gelinine takı takması ya da para veya hediye vermesi yerel gelenek ve göreneklere uygun ise de; kızın babasının evlenmeye razı olmasının karĢılığı olarak (baĢlık) adı altında mal veya para alması yukarıda açıklanan ölçütlere göre hukuka ve genel ahlak kurallarına aykırıdır. O halde; Borçlar Kanununun 65. maddesi uyarınca haksız veya ahlaka aykırı bir amaç için verilen Ģeyin istirdat edilemeyeceği düĢünülerek davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD., 05.04.2010, 2010/29292010/5748 (UYAP, E.T. 29.11.2015). 244 FEYZĠOĞLU'na göre burada ahlak ve adaba aykırı bir amacın gerçekleĢtirilmesi değil, aksine meĢru bir evlenmenin sağlanması amaçlanmıĢtır. FEYZĠOĞLU, s. 52. 245 KrĢ. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 205. 246 Yrg. 3. HD., 05.04.2010, 2010/2929-5748 (UYAP, E.T. 18.01.2016). 247 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 37; Bu kapsamda, niĢanın yapılacağı kanaatiyle niĢanlanmadan önce verilen hediyelerin de niĢan hediyeleri olarak kabul edilmesi gerektiği öğretide ileri sürülmektedir. Bkz. FEYZĠOĞLU, s. 57-58. . 248 Davanın niteliğinin belirlenmesi, hediyenin üçüncü kiĢiye devri halinde önemlidir. Hediyelerin iadesi Ģahsi hak niteliğinde olduğundan, devir halinde talep üçüncü kiĢiye yöneltilemez. Ancak, niĢanlıya karĢı bir alacak davası açılabilir. Bkz. ABĠK, s. 120; KOÇ, s. 154. 37 birlikte, karĢılığında mal varlığına bir Ģey girmiĢse bunun iadesi istenebilir 249. Hediye kötü niyetle elden çıkarılmıĢsa, hediyenin değerinin tamamının iadesi gerekir 250 . Masraf yapan kiĢinin iyi ya da kötü niyetli olması TMK m.122/1‟de önemsenmemiĢtir. Amaç niĢanın sona ermesi halinde tarafların zenginleĢmemesidir 251. 3. Geri Verme Talebinin ġartları ve Süresi a) Geri Vermenin ġartları NiĢanlılığın sona ermesi halinde verilen her hediyenin iadesi gerekmemektedir. Benzer Ģekilde niĢanda her hediye veren de hediyelerin iadesini TMK m. 122 çerçevesinde geri isteyememektedir. Bu nedenle kimlerin hediyelerin, hangi koĢullarda, hangi hediyelerin iadesini isteyebileceğine kısaca bakmakta yarar vardır. aa) NiĢanlılık Dolayısıyla VerilmiĢ Olma Ġadesi gereken hediye, niĢanlılık dolayısıyla verilmiĢ olmalıdır 252 . Hemen belirtmek gerekir ki, tıpkı evlilikte olduğu gibi taraflardan birisi niĢanlanma tarihinde veya hediyenin verildiği tarihte evli ise taraflar arasında yapılan niĢan mutlak butlanla batıldır. Bu takdirde verilen hediyelerin, niĢanlılık nedeniyle verildiği kabul edilemez 253 . NiĢanın taraflarından birisi niĢan tarihinde evli ise verilen hediyelerin niĢanlılık nedeniyle verildiği ileri sürülse bile TMK m. 122 kapsamında iadesine karar verilemez254. UyuĢmazlık genel hükümlere göre ve Aile Mahkemesinde değil, genel mahkemelerde çözümlenir. MeĢru olmayan bir sonucun gerçekleĢmesi amacıyla verilen hediyelerin, niĢanlılık nedeniyle verildiği söylenemeyeceğinden iadesi istenemez. Yine niĢanlılık dıĢında evlilik dıĢı iliĢkiler, birlikte yaĢama nedeniyle verilen hediyeler TMK m.122 249 DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 230; FEYZĠOĞLU, s. 59; YAVUZ, s. 67. YAVUZ, s. 67; KILIÇOĞLU, s.246; ERGÜN, s. 10; FEYZĠOĞLU, s. 59. 251 ÖZTAN, s.73. 252 DURAL/ÖĞÜZ/GÜMÜġ, s.41; KOÇ, s.133; KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 37. 253 "Her ne kadar davanın niteliği “niĢan bozulması nedeniyle eĢyaların iadesi” davası olarak adlandırılmıĢ ve bu nedenle de aile mahkemesi tarafından yargılama yapılarak sonucuna uygun karar verilmiĢ ise de; davacının 09.02.2004 tarihinden beri Fas uyruklu bir bayanla evli olduğu ve bu evliliği Modena Mahkemesine 18.12.2008 tarihinde açtıkları dava sonucu boĢanma kararı verilerek sona erdirildiği anlaĢılmaktadır. Davalının ise 21.09.2006 tarihinde niĢanlandığı ve davalıdan ayrılma sebebinin de bu olaya dayandığı anlaĢılmaktadır. Yine, TMK.nun 118. maddesi hükmüne göre; ”niĢanlanma, evlenme vaadiyle olur.”Gerçekte evli olan birisi bir baĢkası ile yeniden niĢanlanma akdi yapamaz. ġayet yapılmıĢ ise yapılan bu akid geçersiz olup yasal anlamda niĢan akdi olarak kabulü olanaksızdır." Yrg. 3. HD. 11.06.2009, 2009/81062009/10088 (UYAP, E. T. 11.10.2015). 254 "...Davacı, davalı ile aralarındaki niĢanın bozulması nedeniyle, niĢan hediyesi olarak sahibi olduğu dairenin 1/3 hissesini 09.06.2003 tarihinde davalıya bedelsiz devredildiğini ileri sürerek asıl davada tapu iptali ve tescil, birleĢen davada ise ecrimisil talebinde bulunmuĢtur... Taraflardan birinin niĢan tarihinde veya dava konusu dairenin niĢan hediyesi olarak devredildiği tarihte bir baĢkası ile evli olmaları halinde, taraflar arasında yapılan niĢan mutlak butlanla batıl olup, hukuken tarafları bağlayıcı bir sonuç doğurmaz..." Yrg. 3. HD., 01.07.2015, 2015/6128-12227 (UYAP, E.T. 03.01.2016/vurgu eklenmiĢtir). 250 38 gereği geri istenemez255. Hatta bu gibi hallerde, TMK‟nun 122. maddesinin kıyasen dahi uygulanması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir256. Bir hediyenin niĢanlılık dolayısıyla verilip verilmediği konusunda tereddüt oluĢtuğunda, niĢanlıların birbirlerine verdikleri hediyelerin ve yaptıkların bağıĢın, niĢanlılık sebebiyle gerçekleĢtiği asıldır (NiĢanlılık hediyesi karinesi) . Uygulamada da kabul edilen 257 bu karine, yerinde bir düĢüncedir 258 . Karinenin aksini iddia edenin bunu kanıtlaması gerekir259. bb) AlıĢılmıĢın (Mutad) DıĢında Olma Hediyelerin geri verilebilmesi için bunların alıĢılmıĢın (mutad) 260 dıĢında hediyeler olması gerekir (TMK m.122/1). Maddede ifade edilen alıĢılmıĢın dıĢında hediyelerin neler olduğu konusunda Kanunda bir açıklama yapılmamıĢ, çözüm uygulamaya bırakılmıĢtır 261. Yani, bir hediyenin alıĢılmıĢın dıĢında olup olmadığını hâkim takdir edecektir (kural içi boĢluk)262. Yargıtay, alıĢılmıĢ hediyelerden kastın; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eĢyalar olduğunu bir kararında açıklamıĢtır263. AlıĢılmıĢın dıĢında hediye yöreden yöreye farklılık gösterebilir264. Yine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre de değiĢebilir. Uygulamada bir hediyenin 255 KuĢkusuz "Taraflar arasında niĢan değil, gayri resmi evlilik vardır. Tarafların nikâhsız yaĢamaları bu birleĢmenin kanuni ve medeni evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği ziynet eĢyalarının meĢru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiĢ olduğunu kabul zarureti vardır. BK'nın 65. maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen Ģeylerin geri alınması mümkün değildir. NiĢanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur." Yrg. 4. HD., 29.09.2011, 2010/8156-2011/9793 (UYAP, E.T. 10.11.2015). 256 “ Davacı ile davalı bir araya gelerek iki sene karı koca gibi yaĢadıkları, daha sonra geçinemeyerek ayrıldıkları anlaĢılmaktadır. Tarafların iki sene nikâhsız yaĢamaları bu birleĢmenin kanuni ve medeni evlenmeye takaddüm eden bir niĢanlanma mahiyetinde olmadığını göstermektedir. Bu nedenle davacının davalıya verdiği 9.750… TL.nin ve yaptığı harcamaların meĢru olmayan bir maksadın istihsali için verilmiĢ bir paradan ibaret olduğunu kabul zarureti vardır. BK.nun 65.maddesine göre gayri ahlaki bir amacı sağlamak için verilen Ģeylerin geri alınması mümkün değildir. NiĢanın bozulmasında hediyelerin iadesi ile ilgili hükümlerin burada kıyasen uygulanması yoluna gidilerek davanın kısmen kabulünde isabet yoktur." Yrg. 3. HD. 24.04.2006, 355/6349 ( MeĢe Yazalım). 257 Yrg. HGK. 03.10.1984, 3-308/780 (YKD. 1985, Sayı 1,s.24-25). 258 KOÇ, s.133. 259 KuĢkusuz verilenlerin hediye değil ödünç, avans gibi baĢka bir saikle verilmiĢ olabilir. Bunlar hediye kavramı içinde olmadığından hangi hediye olarak değil ödünç vs olarak verildiği kanıtlanmalıdır. Bkz. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 220. 260 743 s. Türk Kanunu Medenisinde, alıĢılmıĢ yerine "mutad" ifadesi kullanılmıĢtır(m. 86). 261 ÖZKAN, Hasan: Aile Hukuku Davaları ve Tatbikatı, Legal Yay., Ġstanbul 2004,s.76; ÖZTAN, s. 65; KOÇ, s.133; ABĠK, s. 105; Burada kural içi boĢluk bırakılmıĢ, hâkime takdir hakkı (TMK m. 4) tanınmıĢtır. 262 DURAL/OĞÜZ/ GÜMÜġ, s.42. 263 Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 29.11.2015). 264 Aslında önceki Türk Kanunu Medenisindeki, yukarıda ifade edilen, "mutad" kelimesinin anlamında da bu vardır. Yani "mutad" itiyad edilen, görenek, adet, topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre gibi anlamları içinde barındırmaktadır. Belirtmek gerekir ki, yeni ifadeye rağmen uygulamada alıĢılmıĢ dıĢında ifadesinden de, benzer anlamlar çıkarıldığı görülmektedir. 39 alıĢılmıĢının dıĢında kabul edilmesi için Ģu kriterler aranmaktadır265: - Örf ve âdete göre verilmeli, - Hediyenin maddi değeri günün koĢullarına göre fahiĢ olmamalı. FahiĢlik kavramı net olmadığından fahiĢlikten muradın ne olduğu konusu üzerinde durulmalıdır. FahiĢlik olgusu daha çok tarafların mali ve sosyal durumları göz önüne alınarak belirtilmelidir266. NiĢanlının mali gücünü aĢarak verdiği hediyenin fahiĢ olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay mutad dıĢı olma ve fahiĢlik gibi konularda bilirkiĢi görüĢüne baĢvurulabileceğini belirtmektedir 267. Ancak bilirkiĢi raporu hâkim tarafından denetlenmeli, örf ve adet yanında, tarafların mali ve sosyal durumları da göz önüne alınmalıdır268. Uygulamada, niĢan yüzüğü dıĢındaki tüm (altın) takılar, alıĢılmıĢın dıĢındaki hediye olarak kabul edilmektedir 269 . Bu nedenle, niĢan yüzüğü dıĢındaki altın ve ziynet eĢyasının iadesi gerekir270. NiĢanlanmanın sembolü olan niĢan yüzüğünün271 iade kapsamında kabul edilmemesi ilginçtir 272 . Hâlbuki niĢanı bozma anlamına gelmek üzere, yüzüğün ilk gönderilen niĢan hediyesi olduğu görülür. Hatta yukarıda ifade edildiği üzere, niĢanı bozma anlamına gelmek üzere niĢan yüzüğü kastedilerek, "niĢanı atmıĢ" denilir. 265 "NiĢan hediyelerinin mutad sayılabilmesi, yöresel örf ve âdete göre verilen hediyelerden olması yanında maddi değerinin de günün koĢullarına göre fazla olmayan hediyelerden olmasına bağlıdır ve bu da daha çok tarafların mali ve sosyal durumları ile ölçülmelidir." Yrg. 3. HD. 26.02.2014, 2013/1775- 2014/2921(UYAP, E.T. 09.10.2015). 266 Yrg. 3. HD, 16.12.2004, 13785/13931 (MeĢe yazılım); Benzer Mahiyette Karar için bkz. YAVUZ, s.220. 267 Yrg. 3. HD, 12.10.1992, 1313/16428 (YAVUZ, s.220), Yrg. 3HD., 13.04.2004, 2780/3636 (GENÇCAN, Medeni Kanun, C.I, s.1054). 268 “ Hükme dayanak yapılan bilirkiĢi raporunda, ÖdemiĢ civarında bir adet yüzük, bir adet altın set takım, bir adet kalın bilezik, saat ve muhtelif giyim ve çeyiz eĢyalarının mutad hediye olduğu belirtilmiĢ ve bu gerekçeyle davanın bir kısmı ret edilmiĢtir. NiĢanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri alınması istemine iliĢkin davalarda TMK.nun 86.(yeni TMK.122mad) göre kusur aranmamakla birlikte dava konusu yapılan hediyelerin (ve özellikle ziynet eĢyalarının) mutad olup olmadığının tespiti konusunda sadece yöresel örf ve adetlerin varlığı yeterli olmayıp, tarafların usulünce araĢtırılıp saptanacak mali ve sosyal durumlarının da dikkate alınması gerekir. Kaldı ki altınlar mutad hediye kapsamında sayılmamaktadır. O halde, belirtilen nedenlerle, tarafların mali ve içtimai durumlarının da usulünce araĢtırılarak buna dair belirlenen yöresel örf ve adet ölçüleriyle beraber değerlendirmek ve alyans dıĢında altınların mutad hediyelerden olmadığı da gözetilerek bu yönleri içerecek nitelikte yeniden bilirkiĢi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi icap ederken, bu yönlerden eksik inceleme ve delilerin takdirinde hataya düĢürülerek sonucu gidilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD., 12.10.2003, 14773/15157 (GENÇCAN, C. I,s.1051-1052). 269 Yrg. 3. HD., 8.02.2007,1185/1408,(3.HD. 2007 Karar Kartonu/YayınlanmamıĢtır). 270 "NiĢan yüzüğü dıĢında kalan tüm altın, takı ve ziynet eĢyaları mutad dıĢı hediye olarak kabul edilmiĢtir. Bu nedenle niĢanın bozulması nedeniyle niĢanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer niĢanlıya vermiĢ oldukları ziynet eĢyaları verenler tarafından geri istenebilir." Yrg. 3. HD., 14.05.2015, 2015/3347-2015/8639(UYAP, E.T. 18.01.2016). 271 Yüzüğün niĢanlanmanın sembolü olması konusunda ayrıntı için bkz. AYDEMĠR, Adem: “Türk Folklorunda NiĢanlanma ve Evlilik Sembolü Olarak„Gerdanlık, Küpe ve Yüzük”, Türk Dünyası Tarih Kültür Dergisi, S. 282, HAZĠRAN 2010. s. 20 vd. 272 "NiĢan bozulunca niĢanlılardan her birinin diğerine vermiĢ olduğu ağırlık ve hediyelerin ve bilhassa niĢan yüzüğünün iadesini talep edebilmeleri adalete muvafıktır". Bkz. GÖNENSAY, s. 14(vurgu eklenmiĢtir). 40 Bu açıklamalardan da anlaĢılacağı üzere, hediyenin alıĢılmıĢın dıĢında olması demek, hediyenin önemli bir ekonomik değer taĢıması demektir 273 . Söz gelimi bir niĢanlı diğerine, “seni sinemaya götürdüm, otobüs biletini aldım, çiçek getirdim, lokum getirdim” diyerek talepte bulunamayacaktır. Çünkü bunlar alıĢılmıĢ hediyelerdir 274 . Yargıtay, evdeki tadilat ve onarım bedelinin alıĢılmıĢın dıĢında hediye kabul eden yerel mahkeme kararını bozmuĢtur. Yargıtay'a göre bu türden harcamalar niĢanlıya verilen bir hediye olarak dahi kabul edilemez275. Uygulamada, alıĢılmıĢ hediye kabul edilip iadesi gerekmeyen hediyelere örnek vermek gerekirse; gelinlik ve niĢan giysileri ile düğün davetlilerinin taĢınması gideri 276 alıĢılmıĢtır ve istenemez. Buna karĢılık, davetiye giderleri istenebilir 277. cc) Talep Hakkına Sahip Olma aaa) NiĢanlılar TMK m.122 kapsamında, her Ģeyden önce niĢanlılar birbirlerine verdikleri hediyeleri geri isteyebilirler. Bu konuda bir uyuĢmazlıkla karĢılaĢılmaz. Sadece, kendisinden hediyelerin istenilmesi gereken niĢanlı ergin değilse, dava kanuni temsilciye yöneltilir 278 . Önemle belirtmek gerekir ki, Yargıtay eski uygulamalarının aksine daha yeni kararlarında, anne-baba veya kardeĢler tarafından takılan hediyelerin niĢanlı adına takıldığını kabul etmekte279 ve anne-baba ya da kardeĢler tarafından takılmıĢ olsa bile, niĢanlı tarafından açılan davayı aktif husumet ehliyeti yönünden ret etmemektedir280. 273 HATEMĠ/SEROZAN, s.66; KOÇ, s.146; DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 221. HATEMĠ/SEROZAN, s.65-66; ERGÜN, s. 10. 275 " ...Davacının davalı ile evlendiklerinde oturacakları evde bazı onarım ve değiĢiklikler yaptırdığı, niĢan bozulunca bunların bedelini davalıdan talep ettiği, anılan evin davalıya ait olduğunun iddia ve ispat edilmediği, evin kime ait olduğunun ise netleĢtirilmediği anlaĢılmaktadır. Anılan ödemeler evlenme amacı ile yapılan harcamalar sayılamayacağı gibi niĢanlıya verilen bir hediye niteliğinde de değildir. Zira, evlilik gerçekleĢse idi davacı da davalı ile birlikte onarılan bu evde yaĢayacağından evin güzelleĢmesinden davacı da davalı kadar yararlanacaktı. Eğer bu ev davacı ya da ailesine ait ise kendisine ait evin değeri onarımlar sayesinde artmıĢ olacaktır. Davacı evi kiralamıĢ ve onarımlar yaptırmıĢ ise ev sahibine ödeyeceği kira bedelinden onarım bedelini indirecektir. Davacının yaptığı onarım masrafları anılan nedenlerle niĢanın bozulmasından doğan maddi tazminat ya da verilen niĢan hediyelerinin iadesi koĢullarını taĢımamaktadır ..." Yrg. 3. HD., 07.09.2015, 2015/7304-13617 (UYAP, E.T. 22.01.2016). 276 Yrg. 3. HD., 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 22.01.2016). 277 Yrg. 3. HD. 26.05.2015, 2014/16315- 2015/9516 (UYAP, E.T. 22.01.2016). 278 AKINTÜRK, s.41; Bu durumda davanın babaya karĢı açılacağını belirtmekte ise de bundan kanuni temsilciyi anlamak gerekir. Çünkü ana baba evli ise velayet hakkını birlikte kullanırlar (TMK m.337) 279 "Somut olayda davacı, set takımını kendisinin aldığını beyan etmiĢ, tanıkların bir kısmı da yargılama esnasında davacı tarafından davalıya set takımı takıldığını söyleyerek davacının beyanını doğrulamıĢlardır. NiĢan töreni esnasında set takımını oluĢturan bir çift bilezik ve künyeyi fiilen davacının anne ve kız kardeĢinin takması, bunları davacının almadığını göstermez. Buna göre set takımını hediye verenin davacı olduğu kabul edilerek, bu takımı oluĢturan bir çift bilezik ve künye yönünde de davanın kabulü gerekirken reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD., 17.1.2008, 2007/19044-2008/481 (UYAP, E.T. 02.10.2015). 280 Yrg. 3. HD., 03.12.2013, 2013/14453-17133 (UYAP, E.T. 15.08.2015). 274 41 bbb) Ana, Baba veya Onlar Gibi Hareket Edenler Hediyelerin geri verilmesini isteme hakkına sahip olan diğer kiĢiler; niĢanlıların ana, babası ile onlar gibi davrananlar ile sınırlı tutulmuĢtur. NiĢanlının ana babası ile onlar gibi davrananlar dıĢında, sözgelimi akrabalar tarafından niĢanlılara verilen hediyeler TMK m. 122 uyarınca istenemez281. Sözü geçen üçüncü kiĢiler, koĢulları varsa, sebepsiz zenginleĢme hükümlerine gidebileceklerdir282. Verilen hediyeleri TMK 122 maddeleri gereğince isteyebilecekler sayılırken ana, baba yanında onlar gibi davrananlardan söz edilmiĢtir. Bunların, niĢanlıya bakan aile, Darülaceze, esirgeme kurumu gibi yerler olduğunu belirtmek gerekir. Bunun yanında evlenmeyi teĢvik için niĢanlanmaya önayak olan Belediye, dernek ve vakıf gibi yerler, yani imkanı olmayanları evlendirmek amaçlı hayır kurumları da ana baba gibi hareket eden kavramına dâhil olabilir283. Keza evlat edinen de bu kapsama girer. Bu baĢlık altında tekrar etmek gerekir ki, Yargıtay önceleri hediyeyi ana baba vermiĢse onlar tarafından istenebileceği yönünde kararlar vermekte iken 284, daha yeni kararlarında, anne-baba ya da kardeĢler tarafından takılmıĢ olsa bile, bunların niĢanlı adına takıldığı kabul edilmekte, niĢanlı tarafından istenebileceğine karar verilmektedir285. dd) NiĢanlılığın Evlenme DıĢında Bir Nedenle Sona Ermesi Hediyelerin geri istenebilmesi için niĢanlılığın niĢanlıların birbirleriyle evlenmeleri dıĢındaki bir nedenle sona ermesi gerekir(TMK m. 122/4)286. NiĢanlılık niĢanlıların birbirleriyle evlenmesi ile sona ermiĢse zaten normal olarak hediyelerin istenmesi söz konusu olamaz 287. 281 Üçüncü kiĢiler ve akrabalar anne baba gibi davrananlar dıĢındaki kiĢilerdir. Yoksa anne babanın olmaması/ilgilenmemesi nedeniyle anne baba gibi davrananlar zaten niĢanlılık hükümlerine göre taleplerini ileri sürebilecektirler. Bkz. DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 225. 282 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 40; TEKĠNAY, s.32-33, VELĠDEDEOĞLU, s.40; ABĠK, s. 108; AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48. 283 Bu gibi kuruluĢlar da niĢanlılara verdikleri hediyeleri aynı koĢullarda isteyebilirler. Bkz. ERGÜN, s. 10; ARSEBÜK, s. 533 dn. 95. 284 "Davacının babası tarafından verildiği tanık beyanları ile sabit olan bir adet altın kaplama kol saati ve 1 adet bilezik ile bir çift küpenin iadesi bizzat ancak bizzat verenler isteyebilir. Davacının aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. (Yrg. 3. HD., 01.10.2001, 8176/8428 (MeĢe yazılım) 285 "Davalı taraf, ziynet eĢyalarının davacının bizzat kendisi tarafından alınmadığını (zira, öğrenci olup, bir gelirinin bulunmadığını) savunmuĢ; mahkemece de; altın ve hediyelerin davacı tarafından davalıya verilmediği, davacının anne ve babası tarafından davalıya verildiğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiĢtir. Oysa niĢan törenlerinde takılan takıların bizzat davacı niĢanlı tarafından takılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ana-babanın ya da onlar gibi davrananların niĢanlı adına taktıkları takılar, davacı niĢanlı tarafından takılmıĢ sayılır ve niĢanın bozulması durumunda da bizzat talep edilebilir. Örf ve âdete göre, niĢan törenlerinde, takıların, niĢanlıların birbirine bizzat takmalarından çok, genelde bir aile büyüğü veya ana-baba veya kardeĢlerden biri tarafından takıldığı bir gerçekliktir. O halde, mahkemece; davacı(niĢanlı) veya davacı adına hareket eden ana-baba veya kardeĢleri tarafından takılan takıların saptanarak, hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı Ģekilde hüküm tesisi doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD. 03.12.2013, 2013/14453-17133 (UYAP, E.T. 18.08.2015/vurgu eklenmiĢtir). 286 Kaynak Ġsviçre Medeni Kanunu'nun 94. maddesinde, niĢanlılığın ölümle sona ermesi halinde hediyelerin geri verilmeyeceği hükmü 4721 s. TMK m. 122'ye alınmamıĢtır. Bkz. KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s.35. 287 AKINTÜRK/ATEġ KARAMAN, s. 48; DURAL/OĞÜZ/GÜMÜġ, s. 42. 42 ee) Kusur ġartının Aranmaması Tazminat taleplerinin aksine, hediyelerin geri istenmesi için davalı niĢanlı, anababa veya onlar gibi davrananların kusurlu olması gerekmemektedir 288 . TMK m.122‟de kusur Ģartı aranmamıĢtır 289. Yani kusurlu niĢanlı da verdikleri hediyeleri geri isteyebilecektir 290 . Yargıtay uygulamasında da hediyelerin iadesine karar verilebilmesi için davalının, yani iade ile borçlu olanın bir kusuru aranmamaktadır291. Yargıtay'ın bu yöndeki uygulaması istikrarlıdır292. b) Geri Vermeyi Ġsteme Süresi NiĢanın sona ermesi nedeniyle hediyelerin geri istenmesinde, bir yıllık zamanaĢımı süresi öngörülmüĢtür (TMK m.123). Sürenin niteliğinin zamanaĢımı olduğu ve zamanaĢımını iliĢkin genel kuralların uygulanması gerektiğini hatırlatmak gerekir. ZamanaĢımının ne zaman iĢlemeye baĢlayacağı konusu bu noktada önem arzetmektedir. Eğer niĢanı bozma açık bir beyan ile yapılmıĢ ise karĢı tarafa ulaĢtığı anda zamanaĢımı süresi baĢlar. Buna karĢılık açık bir beyan olmadan, yani çeĢitli davranıĢlar ile niĢanlılığın sonlandırıldığı anlaĢılmakta ise bu davranıĢların öğrenildiği tarihten itibaren zamanaĢımı süresi baĢlayacaktır 293 . Kanunda zamanaĢımının niĢanlılığın sona ermesinden itibaren baĢlayacağından bahsedilmiĢ ise de, tazminata iliĢkin kısımda açıklandığı üzere, niĢanın bozulduğu diğer niĢanlı tarafından daha geç öğrenilmiĢ olabilir. Bunun tipik örneği niĢanlının üçüncü kiĢi ile evlenmesi halidir. Bu halde evlenme akdi diğer niĢanlıdan gizlenerek, sürenin geçmesi sağlanmıĢ ise zamanaĢımı süresinin öğrenmeden itibaren iĢletilmesi hakkaniyete uygun olacaktır294. 288 "TMK'nun 122.maddesine göre; niĢanın bozulması nedeniyle hediyelerin geri alınması istemine iliĢkin davalarda kusur aranmaz. Mutad dıĢı hediyeler ise aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil ise, karĢılığı olan bedel sebepsiz zenginleĢme kurallarına göre geri verilir." Yrg. 3. HD. 06.10.2015, 2015/8007-15143 (UYAP, E.T. 12.01.2016). 289 DURAL/OĞÜZ/ GÜMÜġ, s. 42; KOÇ, s.156 290 HATEMĠ/SEROZAN, s.66; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s.63 291 “NiĢan nedeniyle niĢanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi hareket edenlerin (somut olayımızda dedenin) diğer niĢanlıya vermiĢ olduğu hediyeler geri istenmektedir. Bu durumda taraflardan hangisinin kusurlu olduğuna bakılmaz." Yrg. 3. HD., 17.04.1995, 4872/5138 (UYAR, s.77); “ Dava dilekçesinde niĢan bozulması nedeniyle 3.482.000 lira değerindeki hediyelerin aynen veya bedelen faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili” istenilmiĢtir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiĢ hüküm davacı, tarafından temyiz edilmiĢtir. Mahkemece dava, taraflar arasındaki niĢanın davacının kusuruyla bozulduğunun belirlendiğinden ve kusurlu olan tarafın verdiği hediyeleri geri alma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir. Oysaki Türk Medeni Kanununun 86.maddesi (4721,s.TMK m.122) niĢanın bozulmasından dolayı verilen hediyelerin geri alınması, kusur koĢuluna bağlı kılınmamıĢtır." Yrg. 3. HD., 09.03.1992, 6627/4927 (YKD, Mayıs 1995. s. 690/Parantez içi bilgi eklenmiĢtir). 292 " NiĢanın bozulması nedeniyle mutad dıĢı hediyelerin geri alınmasına iliĢkin davalarda kusur aranmaz." Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045-2015/4348 (UYAP, E.T. 13.12.2015). 293 KILIÇOĞLU, Aile Hukuku, s. 42-43. 294 DOĞAN, Hediyelerin Geri Verilmesi, s. 234-235. 43 4. Geri Verme Davası ve Usul a) Geri Verme Davasının Tarafları aa) Davacı TMK m.122 gereği hediyelerin geri verilmesi davasını; niĢanlılar, niĢanlının ana ve babası ile onlar gibi davrananlar açabilir 295 . Belirtmek gerekir ki, davacı hediyelerin aynen iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelini isteyebilir. Bu durumda hediyelerin bedeline hükmedilmekle yetinilmez. Aynen iadeye de karar vermek gerekir. Aynen iade halinde, her bir hediyenin bedelinin de bilirkiĢiye tespit ettirilerek, infazda tereddüde mahal bırakılmayacak Ģekilde hükümde belirtilmesi gerekir296. bb) Davalı Davalı hediye verilen diğer niĢanlıdır297. NiĢanlının yaĢı küçük ise dava kanuni temsilciye yöneltilir. Bu davada husumet niĢanlının yakınlarına yöneltilemez298. Dikkat edilmesi gereken husus, niĢanlanma ve davanın açılması sırasında yaĢı küçük olan davalının, dava sırasında ergin olma halidir. Bu halde dava dilekçesi niĢanlı asıla tebliğ edilir. Hüküm de velisi değil, ergin niĢanlı hakkında kurulur299. Evlenmenin kiĢiyi ergin kıldığı unutulmamalıdır (TMK m. 11/2). 295 Hasan ÖZKAN, s.76; YAVUZ, s.76; " Hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı, niĢanlılar, niĢanlıların ana ve babası, niĢanlıların ana ve babası gibi davrananlardır." Yrg. 3. HD., 19.03.2015, 2014/11651-2015/4434 (UYAP, E.T. 15.12.2015). 296 "Davacı taraf dava dilekçesinde, niĢan nedeniyle hediye edilen altın ve ziynet eĢyasının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde rayiç bedel üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiĢ, mahkemece, ziynet eĢyaların bedeline hükmedilmiĢtir. ĠĠK'nun 24/4.maddesi gereğince; taĢınır tesliminde, borçlunun yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır hükmü bulunsa da aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eĢyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Mahkemece; ziynet eĢyalarının aynen iadesine (ayar, adet ve gramları ile birlikte hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca ziynet eĢyalarının bedeline iliĢkin hüküm kurulmuĢ olması doğru görülmemiĢ olup, bu husus bozmayı gerektirmiĢtir." Yrg. 3. HD., 28.05.2015, 2014/16875- 2015/9687 (UYAP, E.T. 19.01.2016). 297 YAVUZ, s.76; FEYZĠOĞLU, s. 57; ERGÜN, s. 10; "Hediyelerin geri verilmesi davasının davacısı, niĢanlılar, niĢanlıların ana ve babası, niĢanlıların ana ve babası gibi davrananlardır. Hediyelerin geri verilmesi davasının davalı yanı ise hediye verilen niĢanlıdır." Yrg. 3. HD., 19.03.2015, 2014/11651- 2015/4434 (UYAP, E.T. 23.12.2015/vurgu eklenmiĢtir). 298 YAVUZ, Nihat: “NiĢan Hukukunda Hediyeleri Geri Ġsteme Davası” Yargıtay Dergisi, C. 21, Sayı 3, Temmuz 1995, s.268 (YAVUZ, Hediyeleri Geri İsteme Davası); FEYZĠOĞLU, s. 57. 299 "Davacı davalı Yunus ...'nın velayeti altındaki Fadime ile Mayıs 2001 tarihinde niĢanlandığını ancak niĢanı bozan Fadime'nin baĢkası ile niĢanlandığını beyanla niĢan hediyesi olarak verilen muhtelif giysi ile sekiz adet bilezik, on adet çeyrek altın, dört adet yüzük ve bir kol saatinin iadesini, olmadığı takdirde bedeli olan 2.800.000.000 liranın tahsiline karar verilmesini istemiĢtir... Mümeyyiz ve reĢit olup kısıtlı olmayan her gerçek kiĢi tam dava ehliyetine sahiptir. Bu nedenle kendisi dava açabilir ve takip edebilir. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte Fadime reĢit olmadığı için babası aleyhine (Fadime'ye velayeten) dava açılmıĢtır. Ancak dosya içerisinde ibraz edilen vukuatlı nüfus kayıt örneğine göre Fadime'nin 27.12.2002 tarihinde evlendiği anlaĢılmaktadır... Dava sırasında reĢit olan çocuk yerine kanuni temsil yetkisi olmayan babası aleyhine hüküm kurulması usul ve yasaya uygun değildir." Yrg. 3. HD., 22.06.2006, 2006/8184-8251(UYAP, E.T. 16.08.2015). 44 b) Mirasçılar ve Devir Meselesi Hediyelerin geri verilmesini talep etme hakkı baĢkalarına devredebileceği gibi miras yoluyla da mirasçılara intikal eder300. NiĢanlılık devam ederken niĢanlılardan birisinin ölümü halinde, ölenin mirasçıları hediyelerin iadesini isteyebilir. Hiç Ģüphesiz, niĢanlılık sona erdikten sonra fakat hediyelerin geri istenmesinden önce niĢanlı ölürse, mirasçılar hediyelerin iadesini isteyebilir301. Bunun için niĢanlının sağlığında hediyelerin iadesi davası açması Ģart değildir. NiĢanlı sağlığında dava açmamıĢ olsa bile, mirasçılar zamanaĢımı süresi içerisinde iade talebinde bulunabilirler. c) Görevli ve Yetkili Mahkeme Hediyelerin TMK m.122 gereği iadesi davasında görevli mahkeme Aile mahkemesidir (4787 s. Kanun, m.4) 302 . Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise HSYK tarafından görevlendirilen Asliye Hukuk mahkemeleri bu davalara bakmakla görevlidir 303. Belirtmek gerekir ki, hediyelerin TMK m. 122 hükümleri uyarınca geri istenebilmesi için iliĢkinin bir niĢanlılık iliĢkisi olması gerekir. Aksi durumda, yani niĢanlılık dıĢında iliĢkiler nedeniyle verilen hediyelerin geri verilmesinin istenmesi halinde görevli mahkeme Aile Mahkemesi değil, genel mahkemelerdir304. Yetki konusunda özel bir düzenleme olmadığından niĢan hediyelerinin geri verilmesi davasında yetkili mahkeme, genel kural gereği davalının yerleĢim yeri mahkemesidir (HMK m. 6). Bu tür davalara HMK m. 10'un uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir305. 300 YAVUZ, Hediyeleri Geri İsteme Davası, s.268; TEKĠNAY, s.32; KOÇ, s.156 ABĠK, s. 121. 302 TANRIVER, s. 35; " Dava konusu niĢanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile hediyelerin geri verilmesine iliĢkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un Aile Hukukuna iliĢkin Ġkinci Kitabın 1.kısmın, 1.bölümünde düzenlenmiĢtir. Bu durumda davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aĢamasında re'sen araĢtırılmalı ve gözetilmelidir. Mahkemece, davada Aile Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiĢtir." Yrg. 3. HD., 25.01.2011, 2010/17936- 2011/827(UYAP, E.T. 29.11.2015). 303 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin KuruluĢ Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, m. 2/2 Bkz. ÖZKAN, s.76, KARAGÜLMEZ/URAL, s.47. 304 "...Tarafların bir süre birlikte yaĢadıkları, tatile gittikleri mahkemenin de kabulünde olduğu gibi aralarındaki iliĢkinin TMK'nun 118.maddesinde düzenlenen 'niĢanlanma' kapsamında bulunmadığı anlaĢılmaktadır. Yargıtay'ın yerleĢmiĢ içtihatlarına göre; somut olayda bu eylem haksız fiil niteliğindedir ve niĢan kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle 'hediyelerin iadesine' iliĢkin davanın Aile Mahkemesinde değil, genel mahkemede bakılıp sonuçlandırılması gerekir..." Yrg. 3. HD., 26.11.2015, 2015/11211-18974(UYAP, E.T. 25.01.2016/vurgu eklenmiĢtir). 305 Yrg. 3. HD., 23.03.1997, 7780/6187 (YKD, Temmuz 1992, s.1031); Yargıtay‟ın niĢanın bozulduğu yerin yetkili sayan kararlarına rastlamak mümkündür. Bkz. Yrg 6. HD, 28.121977,8335/8774 (YAVUZ, s.167) Farklı düĢünce için bkz. KOÇ, s.163. 301 45 d) Ġspat Genel ispat kuralları 306 burada da geçerli olmakla birlikte, niĢan hediyelerinin geri verilmesinde iddia her türlü delille ispatlanabilir. NiĢan hediyelerinin iadesi davasında; hediyelerin verildiği ve bu hediyelerin iade edilmediği hususu ispatlanmalıdır. Uygulamada hediyelerin verildiği, niĢan fotoğrafları, video çekimleri ve tanık beyanları ile 307 ; hediyelerin geri verilmediği iddiası ise tanık beyanları ile ispat yoluna gidilmektedir. Hediyelerin geri verilmesinde tanık delilinin caiz olduğunu özellikle ifade etmek gerekir. Uygulamada sık rastlanan bir yön, davalının genelde hediyeleri iade ettiğini savunmasıdır. Böyle bir savunmanın yapılması durumunda, ispat yükü davalıya geçmektedir308. Daha açık ifadesiyle, niĢan nedeniyle kendisine verildiğini kabul ettiği hediyelerin iade edildiğini ileri süren davalı, bunu kanıtlamalıdır309. Ġspat bahsini bitirmeden önce ifade etmek gerekir ki, davasını ya da savunmasını diğer delillerle ispat edemeyen taraf, yemin deliline dayanmıĢ ise bu husus mahkemece kendisine hatırlatılmalıdır310. SONUÇ NiĢanlılığın sona ermesinin sonuçlarının incelendiği bu çalıĢmada, TMK m.120‟deki maddi tazminat m.121‟deki manevi tazminat ve m.122‟deki hediyelerin geri verilmesi üzerinde durulmuĢtur. Tazminatların özel bir nitelik taĢıdığı açıktır. Çünkü Borçlar Kanunda ve Medeni Kanunda düzenlenen diğer tazminat Ģekillerinden ayrılmaktadır. Bu tazminatlar, bir aile hukuku sözleĢmesi olan niĢanlanma sözleĢmesinin sona erdirilmesinin bir yaptırımı olup, Kanun genel tazminat kurallarından farklı olarak özel Ģartlar öngörmüĢtür. Maddi tazminatın kapsamı, niĢan giderleri ile zarar ve masraf kalemleri ile sınırlı tutulmuĢtur. Manevi tazminatta hükmedilmesi için de kiĢilik haklarına bir saldırının varlığı aranmıĢtır. NiĢan hediyelerinin geri verilmesi de farklı kural ve koĢullara bağlanmıĢtır. Kanunda ancak alıĢılmıĢ (mutad) dıĢı hediyelerin istenebileceği kabul edilmiĢtir. Bir hediyenin mutad dıĢı olup olmadığı örf ve adetlere ve tarafların sosyal-ekonomik durumlarına oranla 306 Yani TMK m. 6'daki kural evleviyetle burada da geçerlidir: Kural olarak, iddia eden ispat da etmelidir. Yine genel ispat kurallarından; "ispat yükü hayatın olağan akıĢına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düĢer" kuralı ile "ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin ispatla mükellef olduğu" ilkesi niĢan hediyelerinin geri verilmesinde de geçerlidir. Konuya iliĢkin bir kararda; " NiĢanın bozulması nedeniyle, niĢanda hediye ettiği altınların iadesini talep ettiği, davalı tarafın, takılan altınların sahte olduğunu savunduğu görülmüĢtür. Bu bağlamda; niĢanda takılan altınların sahte olduğunu, bunu iddia eden davalı taraf ispatla yükümlüdür" denilmiĢtir. Bkz. Yrg. 3. HD., 14.05.2015, 2015/3347-8639(UYAP, E.T. 19.12.2015). 307 Mahkemelerce bu noktada düĢülen önemli bir hata fotoğraf ve CD üzerinde yapılan bilirkiĢi incelemesi sonucu davanın kabul edilmesidir. Oysa fotoğraf ve CD'ler hediyelerin takıldığını gösterir, ancak iade iddiası ispat edilmelidir. 308 "Davalı kadın da ziynet ve diğer hediyelerin alındığını ancak kına gecesi davacı...nın annesine teslim edildiğini savunmuĢtur. Buna göre ziynet ve diğer hediyelerin davalı kadına teslim edildiğine dair taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. UyuĢmazlık eĢyaların davacı... erkeğe iade edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. O halde; davalı kadın eĢyaları iade ettiğini savunduğuna göre, bu hususta ispat külfeti davalı... tarafa ait olup... Yrg. 3. HD., 17.12.2014, 2014/8425-16714 (UYAP, E.T. 19.11.2015/vurgu eklenmiĢtir). 309 Yrg. 3. HD., 17.03.2015, 2014/18045- 2015/4348 (UYAP, E.T. 02.12.2015). 310 Yrg. 3. HD. 17.12.2014, 2014/19012-16688 (UYAP, E.T. 05.12.2015). 46 fahiĢ olmaması gerekir. NiĢanlılığın sona ermesi halinde maddi tazminat ile niĢan hediyelerinin geri verilmesini isteyecekler; niĢanın tarafları, niĢanlıların ana, babaları ile onlar gibi hareket edenler olarak kabul edilmiĢtir. Manevi tazminatı ise ancak niĢanlılar talep edebilirler. KuĢkusuz niĢanlılığın sona ermesi halinde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi ya da niĢan hediyelerinin iadesi için taraflar arasındaki iliĢkinin bir niĢanlılık iliĢkisi olması aranmaktadır. Aksi takdirde geçici bir araya gelmeler, flört, evlilik dıĢı beraberlikler bir niĢanlılık iliĢkisi olarak kabul edilemeyeceğinden bu kapsamda istenen tazminatlar ile hediyelerin iadesi TMK m. 120-122 maddelerinde düzenlenen hükümlere göre istenemeyecektir. KoĢulları varsa ancak genel hükümlere göre istenebilecektir. NiĢanlanmayı bir aile hukuku sözleĢmesi olarak düzenleyen yasa koyucu, niĢanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları için de ayrı ve özel bir zamanaĢımı süresi öngörmüĢtür. Bu süre Kanunda bir yılla sınırlandırılmıĢtır. ZamanaĢımı süresinin niĢanlılığın sona ermesinden itibaren baĢlayacağı kabul edilmiĢtir. NiĢanlılığın sona ermesinin öğrenilme tarihi konusunda ise bir Kanunda açık bir hüküm yoktur. Ne var ki, niĢanlıdan baĢka birisi ile evlenme gibi nedenlerle niĢanlılığın sona erdirildiğinin diğer eĢten gizlendiği hallerde zamanaĢımı süresinin baĢlangıcının öğrenme tarihi olarak alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. BĠBLĠYOGRAFYA ABĠK, Yıldız: "Gaipliğin NiĢanlılık Üzerinde Etkisi", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 153-181 (ABĠK, Gaipliğin Etkisi). ABĠK, Yıldız: "NiĢanlanma ve NiĢanlılık", AÜHFD, C. 54, S. 2, Y. 2005, s. 65-152. AKINTÜRK, Turgut/ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 14. B., Beta Basım, Ġstanbul 2012. AKĠPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEġ KARAMAN, Derya: Türk Medeni Hukuku: BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, C. 1, 8. B., Beta Basım, Ġstanbul 2011. ALTUNKAYA, Mehmet: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri Verilmesi”, SBArD, S. 8, Eylül 2006, s. 159-333. ARSEBÜK, Esat: Medeni Hukuk, C. II: Aile Hukuku, Recep Ulusoğlu Basımevi, Ankara 1940. AYAN, Mehmet: Medeni Hukuka GiriĢ, 3. B., Mimoza Yay. Konya 2006. AYAN, Mehmet/ AYAN, NurĢen: KiĢiler Hukuku, 3.B., Mimoza Yayınları, Konya 2011. AYDEMĠR, Adem: “Türk Folklorunda NiĢanlanma ve Evlilik Sembolü Olarak„Gerdanlık, Küpe ve Yüzük”, Türk Dünyası Tarih 47 Kültür Dergisi, S. 282, Haziran 2010, s. 20-23. BAġPINAR, Veysel: “Türk Medeni Kanunu ile Aile Hukukunda Yapılan DeğiĢiklikler ve Bazı Önerilerimiz” AÜHFD, C. 52, S. 3, 2003, s. 79-101. BURRELL, Barrington O.: Love, Sex, & Marriage: Maximised Adulthood, Vol. 2, Revised Edition, Xlibris(Publisher), Bloomington (Indiana, US) 2013. DALAMANLI, Lütfü / KAZANCI, Faruk / KAZANCI, Muharrem: Ġlmi ve Kazai Ġçtihatlarla Açıklamalı Türk Medeni Kanunu, C.II, Aile Hukuku, Kazancı Hukuk Yay., Ġstanbul 1991. DEMĠR,Sevgi: Türk Medeni Kanunu Aile Hukuku Alanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Getirdiği Yenilikler, Kartal Yay., Ankara 2004. DOĞAN ,D. Mehmet: Büyük Türkçe Sözlük, 6. Bası, Ġstanbul 1989. DOĞAN, Murat: “NiĢanlanmanın Sona Ermesi Halinde Hediyelerin Geri Verilmesi”, A.Ü. Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi, C. II, S. 1, s. 199-238. DURAL, Mustafa/ÖĞÜZ, Tufan/GÜMÜġ, Alper: Türk Özel Hukuku, C. III, Aile, Hukuku, Filiz Yay., Ġstanbul 2008. EGGER, A.: Aile Hukuku, Birinci Kısım, Evlenme Hukuku (Çev: Tahir ÇAĞA), 2. B, Kenan Matbaası, Ġstanbul 1943. FEYZĠOĞLU, N. Feyzi: Aile Hukuku, 3. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1986. GENÇCAN, Ömer Uğur: “4721 sayılı Türk Medeni Kanununa Göre NiĢanlılık” Türkiye Noterler Birliği Hukuk Dergisi, S. 119, 15 Ağustos 2003, s. 5-11. GENÇCAN, Ömer Uğur: Aile Mahkemesi Davaları, Yetkin Yayınevi, Ankara 2012. GENÇCAN, Ömer Uğur: Nüfus Davaları, Yetkin Yay. Ankara 2000. GENÇCAN, Ömer Uğur: Türk Medeni Kanunu, C. 1, 2. B, Yetkin Yay, Ankara 2007. GÖNENSAY, A. Samim: Medeni Hukuk, C. 2: Aile Hukuku, ĠÜHF Yayını, Ġstanbul 1937. GRASSINGER, Gülçin Elçin: Küçüğün KiĢi Varlığının Korunması için Alınacak Tedbirler, XII Levha Yayıncılık, Ġstanbul 2009. GÜLER, Onur: “Evlilik Öncesi Birliktelik Olarak NiĢanlanma”, Academia, s. 3. http://www.academia.edu/7575294/Evlilik_Öncesi_Birliktelik _Olarak_NiĢanlanma. (E.T. 19.01.2016). GÜMÜġ, Mustafa Alper: “KiĢinin Resmi (Görünümü) Üzerindeki Hakkı” Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 1, Sayı.1 (s. 363386). GÜRSEL, Nurettin: “NiĢanın Bozulması Halinde Maddi ve Manevi Tazminat ve NiĢan Hediyelerinin-Ağırlığın-Geri Verilmesi”, Adalet 48 Dergisi, Yıl 54, Ocak – ġubat 1963, s. 18-32. HATEMĠ/KALKAN OĞUZTÜRK: Aile Hukuku, 3.B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2014. HATEMĠ, Hüseyin / SEROZAN, Rona: Aile Hukuku, Filiz Kitabevi, Ġstanbul 1993. HELVACI, Serap: Gerçek KiĢiler, 3. B., Legal Yayıncılık, Ġstanbul 2010. (HELVACI, Gerçek Kişiler). HELVACI, Serap: Türk ve Ġsviçre Hukuklarında KiĢilik Hakkını Koruyucu Davalar, Beta Basım, Ġstanbul 2001. ĠNAL, Nihat: BoĢanma Nafaka, EĢya NiĢanlanma Davaları, Adalet Yayınevi, Ankara 1998. ĠNAN, Ali Naim: Medeni Hukuk, Banka ve Ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü yay., Ankara 2005. ĠNAN, Ali Naim/ YÜCEL, Özge: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 4.B., Seçkin Yayınevi, Ankara 2014. KARAGÜLMEZ, Ali / URAL, Sami Sezai: Aile Mahkemelerinin KuruluĢ, Görev ve Yargılama Usulleri, Seçkin yay., Ankara 2003. KILIÇOĞLU, Ahmet M.: Aile Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2015. KILIÇOĞLU, Ahmet: Medeni Hukuk, Turhan Kitabevi, Ankara 2004. KOÇ, Nevzat: Türk – Ġsviçre Hukukunda NiĢanlanma SözleĢmesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay., Ġzmir 2002. KÖPRÜLÜ, Bülent / KANETĠ, Selim: Aile Hukuku, Özdem KardeĢler Matbaası, Ġstanbul 1985. LIAU, Belinda: True Leaders, Part II: Moral Guide for Modern Living, Autorhouse Publishing, Bloomington(Indiana, US) 2006. LOWE, Nigel/DOUGLAS, Gillian: Bromley's Family Law, 11th Edition, Oxford University Press, Oxford 2015. OĞUZMAN, Kemal/ÖZ, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, C. 2, 10. B., Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013. OĞUZMAN, M. Kemal/ SELĠÇĠ, Özer/ OKTAY-ÖZDEMĠR, Saibe: KiĢiler Hukuku, 10. B., Filiz Kitabevi, Ġstanbul 2010. ÖZDAMAR, Demet: Türk Hukukunda Özellikle Türk Medeni Kanunu KarĢısında Kadının Hukuki Durumu, Seçkin Yayınevi, Ankara 2002. ÖZESE, Hasan Hüseyin: NiĢanlılık ĠliĢkisinin Sona Ermesi ve Sona Ermenin Hukuki Sonuçları, (YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul 1988. ÖZGEN, Eralp: “Erken Evlenme BaĢlık Kadın Kaçırma”, in: Türkiye’de Ailenin DeğiĢimi(Yasal Açıdan Ġncelemeler), Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını, Ankara 1984. ÖZKAN, Hasan: Aile Hukuku Davaları ve Tatbikatı, Legal Yay., Ġstanbul 2004 49 ÖZTAN, Bilge: Aile Hukuku, 4.B, Turhan Kitabevi, Ankara 2004. ÖZTAN, Bilge: " Medeni Kanun'un Kabulünün 70'ncı Yılında Aile Hukuku", AÜHFD, C. 44, S. 1, 1995, s. 79-125. (ÖZTAN, Medeni Kanunu Kabulü). PALAMUT, Mehmet E.: Medeni Hukuk, 2. B., Alfa Akademi Basım, Ġstanbul 2004. SCHWARZ, Andreas B.: Aile Hukuku I, 2. B, (Çev. Bülent DAVRAN), Ġsmail Akgün Matbaası, Ġstanbul 1946. SEROZAN, Rona: Çocuk Hukuku, 2. B, Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2005. SEROZAN, Rona: Medeni Hukuk, Genel Bölüm: KiĢiler Hukuku, 4.B., Vedat Kitapçılık, Ġstanbul 2013 (SEROZAN, Kişiler Hukuku). SĠRMEN, Lale: “NiĢanın Bozulmasında Manevi Tazminat”, Ankara Hukuk Fakültesi Ellinci Yıl Armağanı (1925-1975), C. I, AÜHF Yayını, Ankara 1977, s. 359-380. ġENYÜZ, Doğan: Borçlar Hukuku, 3. B., Ekin Kitabevi, Bursa 2006. TANRIVER, Süha: Türk Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınevi, Ankara 2014. TEKĠNAY, Selahattin Sulhi: Türk Aile Hukuku, 5. B. Beta Yay, Ġstanbul 1984. TERCAN, Erdal :“Türk Aile Mahkemeleri”, AÜHFD, C. 52, S. 3, 2003, s. 19-53 . UYAR, Talih: Türk Medeni Kanunu, Aile Hukuku, Cilt I, Feryal Matbaacılık, Ankara (Tarihsiz). VELĠDEDEOĞLU, Hıfzı Veldet: Türk Medeni Hukuku, C. II, Aile Hukuku, 2. B, Ġstanbul Matbaacılık, Ġstanbul 1950. WEISBERG, D. Kelly: Family Law, Second Edition, Aspen Publishers, New York 2008. YAVUZ, Nihat :“NiĢan Hukukunda Hediyeleri Geri Ġsteme Davası” Yargıtay Dergisi, C. 21, Sayı 3, Temmuz 1995, s. 264-277. YAVUZ, Nihat: Uygulamada NiĢan Davaları, Seçkin Yay., Ankara 1995. YILDIRIM, Abdulkerim: Türk Aile Hukuku, SavaĢ Yayınevi, Ankara 2014. ZEVKLĠLER, Aydın: Medeni Hukuk, GiriĢ ve BaĢlangıç Hükümleri, KiĢiler Hukuku, Aile Hukuku, 2. B. SavaĢ Yay. Ankara 1989. 50 51
Benzer belgeler
Nişanlılık Hukuku ve Nişanlılıktaki Tazminat Davaları
Borçlar Hukuku anlamında, akitlerin meydana gelmesi için gerekli unsurlar burada da geçerlidir. Yani
evlenme vaadiyle bir tarafın teklifi (icap) ve karĢı cinsin bu teklifi kabul etmesi gerekir. "TM...