Sevgideğer Kitap Kokusu Sever, Biz bu tavsiyeleri kaleme alırken
Transkript
Sevgideğer Kitap Kokusu Sever, Biz bu tavsiyeleri kaleme alırken
Sevgideğer Kitap Kokusu Sever, Biz bu tavsiyeleri kaleme alırken Marquez büyülü gerçeklik diyarında çoktan uzun bir yol aldı bile. Bu tavsiye ile büyük ustaya saygılarımızı bir kez daha sunuyor ve tavsiyelerimize geçiyoruz: Yüzyıllık Yalnızlık romanının geçtiği tarih için açık bir söylemde bulunmak mümküm değildir. Şehrin kurulmasından Buendía ailesinin yok olmasına kadar geçen süre zarfı aynı zamanda romanın geçtiği zaman yapısını da kurmaktadır. Ama Márquez bu zaman aralığına asla sadık kalmaz. Biraz ileriye ve oldukça geriye gidip gelerek zaman içerisinde mistik bir hava oluşturur. Bir nevi garyri resmi zaman aralığı yaratır. Daha henüz birinci bölümde Macondo’ya gelen çingenelerin köye getirdikleri yenilikler ile daha ileri bir zamanda Albay Aureliano Buendía’nın planlanan dönemine yapılan hızlı geçişler; kitap boyunca kronolojik olarak bir ilerleyişin söz konusu olmayacağını göstermektedir. Sersemleten zaman geçişlerinin okurda yarattığı ilk his yazılan yalnızlık tarihinin yüzyıl boyunca devam ettiği gerçeğidir. Bir anlatım stratejisi ve/ veya hilesi olarak denge Marquez’in en önemli özelliğidir ve aşağıdaki anektod bizi hep güldürür... “Eğer bir hayalet kahvaltı masanıza oturur ve siz de korkar, dehşete düşerseniz bu [türce] korku ya da fantastik olur. Ancak eğer, ‘Ah, bir hayalet; lütfen şu reçeli bana uzatır mısın?’ dersenizbüyülü gerçekçilik olur”1 (Acheson ve Ross 2005:48). Yazının tamamı için Kitap Kokusu.NET http://www.kitapkokusu.net/index.php/y/120-yuez-yllk-yalnzlk.html Ne Okusanız? Pedro Paramo - Juan Rulfo Rulfo ve Marquez Marquez, yoksulluk içinde yazdığı Yüzyıllık Yalnızlık kitabının yazılış sürecini daha sonraları anlatırken, edebiyat çevrelerinden bir dostunun bir gece evine geldiğini ve “Sen yazı yazdığını sanıyorsun. Al da bunu oku.” diyerek Marquez’in önüne bir kitap attığını anlatır. Arkadaşı gittikten sonra Marquez kitabı büyük bir şaşkınlık ve hayranlıkla okur. Bitirir ve yeniden bir kez daha okur. Kitabı bıraktığında tanyeri ağarmaktadır. Kitap Juan Rulfo’nun “Pedro Paramo” sudur. Marquez kitaptan o denli etkilenmiştir ki Yüzyıllık Yalnızlık eserinde Pedro Paramo’dan bir cümle alarak Rulfo’ya bir selâm gönderir. Susan Sontag’a göre Marquez, Pedro Paramo’yu ezbere bilir. Pedro Paramo’nun hayaletlerle dolu kasabası Comala, Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık eserindeki Macondo kasabası için bir esin kaynağı olmuştur. http://www.pandora.com.tr/urun/pedro-paramo/250541 Isabel Allende - Eva Luna İsabel Allende’nin Eva Luna adlı romanında, yağmur duasına çıkanlar daha yarı yoldayken bardaktan boşanırcasına yağmur yağar. Bundan sonra öyle bir anlatım görülür: Kırk sekiz saat sonra, şehir göle döndü, sokak ızgaraları tıkandı, yolları su götürdü, evlere sel bastı. Köylerde sele uğrayan evler yıkılıp sularla sürüklendi, kıyıdaki bir kasabada gökten balık yağdı. Psikopos, “Mucize, mucize!” diye haykırdı. Tekerlekli iskemlesinde oturan Jones’un dediği gibi, yağmur duasının Karayipler’de şiddetli yağmur beklendiğini bildiren meteoroloji raporu alındıktan sonra düzenlendiğini bilmeyen bizler ise, “Mucize, mucize!” haykırışlarına eşlik ettik. Yaşlı Profesör [Jones]; batıl inançlı, cahil, kafasız, bilgisiz ahmaklar diye bağırıp duruyordu. (Allende 1990: 31) http://www.pandora.com.tr/urun/eva-luna-anlatiyor/750 Latife Tekin - Sevgili Arsız Ölüm Büyülü gerçekçilik akımının en önemli özellikleri, fantastik ya da tuhaf unsurlarla, gerçekçi unsurların karıştırılması ya da yan yana kullanılması, kıvrımlı hatta labiretimsi anlatım tekniklerine ve temalara, ustalıklı zaman değişimlerine, rüyalara, yerel mitlere, cinlerle perilerle dolu masalımsı hikayelemeye yer verilmesi, dışavurumcu ve gerçeküstü tanımlamaların ve esrarengiz bir bilgelikle, korkunç, izah edilemez, şaşırtıcı ve hatta âni şok yaratıcı unsurların kullanımıdır. Türkiye’den Büyülü gerçekliğe önemli örnek... “...Oysa Tekin, bu bakışı özellikle karşılıksız bırakacak romanı ile daha farklı bir dünyanın kapısını aralamaktaydı. Bu aralıktan üç şey okunur: 1. Romanın dili, anlatının ritmi, kullanılan sentaks, kişilerin minyatürleştirilmiş evreni ve esere egemen akıldışı dünya üzerinden, Orta Asya Türk inanışlarına kadar uzanan kültürel bir olay, bir tür Deli Dumrul bilinci gözlenmektedir. Atiye, ailesi ve çevresi üzerinde fiamansı bir rol oynamaktadır. Bu rol, eserin sonlarına doğru gö- rülebileceği üzere, ‘yükselme’, gökle ilişki kurma, gelecekten haber verme gibi hallerinden de anlaşılacağı üzere, ‘seçilmiş’ konumuna gelen Dirmit’e, tevarüs etmiştir. 2. Tekin’in birçok konuşmasında annesi başta olmak üzere, babasının ve köylülerinin diline ve kültürüne dayandırdığını söylediği eserin teknik yanı, model olarak, Güney Amerikalı büyülü gerçekçi yazar Gabriel Garcia Marquéz’e dayanır. Ancak esere ruh veren malzeme bütünüyle yerlidir. 3. Tekin ile Marquéz’i yan yana görmemizi sağlayan olgunun; ikisinin de üçüncü dünyalı insanı anlattığı şeklindeki yaklaşım, eserin daha farklı bir okuma biçimini olanaklı kılar. Gerçekte iki yazar da teknolojinin, kent kültürünün ve medenî dünyanın nimetlerinin uzağındaki insanı ele almaları açısından birbirine yakın dururlar. Anlatıcının, kişileri karşısındaki yerine göre ketum veya ironik duruşu, eseri büyülü gerçekçi olarak görmemizi sağlar.” SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM ROMANINDA GERÇEKLİK, GELENEK VE YENİLİK (S.B. Uğurlu) http://www.pandora.com.tr/urun/sevgili-arsiz-olum/285915 J.L. Borges – Tüm Eserleri... Ve unutmadan İhsan Oktay Anar’ı da listemize ekliyoruz... Son olarak Marquez'in bir başka kitabı olan Kolera Günlerinde Aşk için verdiğimiz bir kısım tavsiyelere yine sitemizden ulaşabilirsiniz: http://www.kitapkokusu.net/index.php/ne-okusam/ne-tavsiye-ettik/461-kolera-guenlerinde-ak.html Ne izleseniz ? Gypsy / Çingene ÇekCumhuriyeti , Slovakya Dram türündeki Çingene - Cigan / Gypsy filmin yönetmenliğini Martin Sulík yapıyor.Film Oyuncuları Martina Kotlarova, Jan Mizigar, Attila Mokos, Miroslav Gulyas ,Martin Sulík , Marek Lescák oluşmaktadır. Slovakya’nın Oscar adayı, büyülü gerçekçilik ve mizah etkileri taşıyan dokunaklı, insancıl bir dram. Shakespeare’in Hamlet’inden esinlenen film, babası öldükten sonra yaşadığı Roman mahallesinden çıkıp kardeşlerinin yaşamını düzeltmeye çalışan Adam’ın hikâyesini anlatıyor. Adam bu yolda her türlü önyargıyla karşılaşıp kendi toplumunun yazılmamış yasalarına ters düşer. Hangi yolu seçeceğini bilemez, ancak şartlar onun karşısındadır ve trajik bir sona doğru yol almaktadır.15 yaşındaki çingene çocuğun hikayesine hayran olacaksınız... 15 yaşındaki bir çingene çocuk babasının ölümünden sonra istemeden de olsa hırsızlığa yönelir. Çingenelerin özgün diline yer veren film, az bilinen bir dünyaya dair gerçekçi ve sıcak bir hikaye anlatıyor. Büyülü gerçekliği sinema dilinde izlemek isterseniz diye... Ama kötü bir film. Biz uyarımızı yapalım... http://www.sinemalar.com/film/208188/cingene Pan’ın Labirenti - Guillermo del Toro 2006 yılında Cannes’da gösteriminin hemen ardından bütün salon hep beraber ayağa kalkıp 10 dakika boyunca, herkesin elleri kızarana kadar bu filmi ve yönetmeni alkışlarken, o salondaki herkes sinema tarihine geçecek bir filmin doğuşuna tanıklık ettiklerini biliyorlardı. Çok içten gelen ve gözyaşlarının refakatindeki bir alkıştı bu, filme bir saygı duruşuydu, hem de filmin gösterimi biter bitmez. İşte bu çok iyi bir film.... http://www.sinemalar.com/film/265/panin-labirenti Ne dinleseniz? KitapKokusu.NET'te yer alan Kitap Kokusunun Peşinde adlı bölümde Burçin ve Ali Erdem Marquez üzerine sohbet etmişlerdi. Onu da beğeninize sunarız. Orada da bir kısım tavsiye bulabilirsiniz. http://www.kitapkokusu.net/index.php/podcast/497-kitap-kokusunun-peinde-er-zaman.html Neye baksanız? Metaforlar – Simgeler... Frida Kahlo ‘nun Eserleri. Frida Kahlo’nun 143 resmi vardır; 55 tanesi oto-portredir[9] Yaşamının büyük bir bölümünü yatakta başının üstünde duran, “gündüzlerinin ve gecelerinin celladı” olarak tanımladığı bir aynaya bakarak geçirdiği için sürekli oto-portre çizmiştir. Resimlerindeki ustalık, Pablo Picasso’ya bile "Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz" dedirtmiştir.Sürekli evcil hayvan besleyen Frida’nın beslediği hayvanlarla ilgili iki portresi vardır: 1941'de yaptığı "Ben ve Papağanlarım" ile 1943'te yaptığı "Maymunlarla Otoportre".Frida’nın resimleri sürrealist' olarak değerlendirilse de o surrealizmi reddetti[10]. Resimleri aslında acı ve kesin gerçekliği yansıtıyordu. Frida’nın resimlerinde Meksika kültürü ve devrimci ulusal kimlik tuvale aktarılmıştı.Kahlo, 1938’de New York’ta sürrealist resmin öncü isimlerinden dostu Andre Breton’un da desteğiyle bir sergi açtı ve bu sergi ona uluslararası ün getirdi. 4 tablosunu ünlü aktör Edward G. Robinson’a satarak ilk büyük satışını gerçekleştirdi, resimlerinin yarısı satıldı. Bu başarı üstüne 1939’da Paris’te bir sergi açtı. Paris sergisinde fazla resmi satılmasa da eserleri büyük ilgi topladı; Picasso ve Kandinsky gibi sanatçıların övgüsünü kazandı; Louvre Müzesi, sanatçının Çerçeve' adlı tablosunu satın aldı. Sanatçı, ülkesindeki ilk kişisel sergisini 1953’te Meksika’daki galerisinde açtı. Doktoru, yatağından çıkmasını yasaklayınca için serginin açılışına karyolasında taşınarak götürülmüştü (Wikipedia’dan alıntıdır.) Tavsiyelerimiz şimdilik yukarıdakilerden ibaret. Şayet tavsiyelerimiz hakkında yorumlarınızı bizlerle paylaşırsanız seviniriz. Bol kitap kokulu günler dileriz. KK.Net Ve ayrıca: Podcastlerimiz devam ediyor! http://www.kitapkokusu.net/index.php/podcast.html
Benzer belgeler
“Kitap Hırsızı” adlı kitabı okumadığımızı belirt
Exodus – Good Day to Die
Woke up this morning and he,
he took a look to the sky
The sun was hot and glowing
decided today is a good day to die...
Sözleriyle başlayan bir rock şarkısı...
"'Bu çok gü...