Nisan.2007 - Sahil Güvenlik Komutanlığı
Transkript
Nisan.2007 - Sahil Güvenlik Komutanlığı
Nisan. 2007 4 ayda bir yaymlanr. Say:1 ISSN:1307-4253 İÇİNDEKİLER Komutan Mesajı |6| Dünden Bugüne Sahil Güvenlik Komutanlığı |8| Mavi Vatanın Koruyucusu Atatürk ve Deniz |50| Şehitleri ve Şehitlikleriyle Çanakkale |52| Türk Silahlı Kuvvetleri Sahil Güvenlik Komutanlığı |10| Sualtı Yaşamıyla Çanakkale Boğazı |16| Sahil Güvenlik Dayanışma Vakfı Helikopter Filo Komutanlığı |24| Alo 158: Sahil Güvenlik İhbar ve Talep Hattı |27| TCSG-130 ve Faaliyetleri Enez |28| Sahil Güvenlik Komutanlığı 2006 Yılı Faaliyet Özeti |32| Bir Deniz Hikayesi |34| Sahil Güvenlik Komutanlığı 2005-2006 Eğitim Dönemi Başarılı Birlikleri |70| Ziyaretler |72| Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır ve Sahil Güvenlik Liderleri Toplantısı |38| International Etkinlikler |79| Satranç - Sudoku |80| Briç |81| Bulmaca - Karikatür |82| |58| Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi |60| Toplumsal Gelişime Destek |62| Teşekkür Mektupları |65| Bir Başka Yaşam Biçimi: Deniz İzciliği |66| Maritime Organization: Uluslararası Denizcilik Örgütü |40| Yasa Dışı Göçle Mücadele |46| 16 52 SUALTI YAŞAMIYLA ÇANAKKALE BOĞAZI ŞEHİTLERİ VE ŞEHİTLİKLERİYLE ÇANAKKALE İlk sayının basım tarihinin NİSAN 2007 ayı içerisinde olacağından hareketle, içinde bulunduğumuz günlerde, takvimlerin ve tarihin gösterdiği en önemli olay olan 18 MART Çanakkale Deniz Zaferi konusunda bilgilerimi sizlerle paylaşmak istedim... DEVAMI 52’DE... Bir tutam maviye uzanmak için bu kez Çanakkale’deyiz. Diplerinde sakladığı tarihi, farklı ekosistemi ve özlem kokan dokusuyla Çanakkale bu sayıdaki konuğumuz... DEVAMI 16’DA... 10 34 MAVİ VATANIN KORUYUCUSU SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI BİR DENİZ HİKAYESİ Bir deniz coğrafyası üzerinde yer alan ülkemizin denizlerinden sorumlu güvenlik kuvveti olarak Sahil Güvenlik Komutanlığı; görevlerini 8.333 km’lik sahil şeridi, karasularımız, Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Türk Arama Kurtarma Sahasını kapsayan... DEVAMI 10’DA... Ilıchevsk Limanı, Ukrayna’dan Bartın Limanı’na narenciye almak üzere hareket eden Malta Bayraklı M/V Flora isimli gemi, 25 Aralık 2006 tarihinde Batı Karadeniz’de yakalandığı ağır hava ve deniz şartları nedeniyle Amasra Limanı önlerine demir atmıştır... DEVAMI 34’TE... ÖNEMLİ NOT SAHİL GÜVENLİK DERGİSİ Nisan 2007 • Sayı: 1 • Dört ayda bir yayımlanır Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın ISSN: 1307-4253 YAYIN SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Sahil Güvenlik Komutanlığı adına Personel Başkanı Dz. Yb. Ahmet KENDİR Dz. Kd. Alb. Necdet KÖKEN GENEL YAYIN KOORDİNATÖR YARDIMCILARI Dz. Bnb. Engin KUNTAY İda. Kd. Üçvş. Veli ARSLAN YAYIN İNCELEME KURULU GRAFİK TASARIM YÖNETİM MERKEZİ BASIM YERİ Dz. Kur. Kd. Alb. Mehmet KIRTAŞ Dz. Kur. Kd. Alb. Ahmet GÜR SG İk. Kur. Yb. Hakan KABUL SG İk. Kd. Ütğm. Deniz EKİZER Svl. Me. Suna ERTEKİN Svl. Me. Songül VAROL Gv. Atğm. Ervin ESEN SG Hiz. Er Mete ADAM Sahil Güvenlik Komutanlığı Dikmen Cd. Merasim Sk. No: 10 Bakanlıklar / ANKARA Anadolu Yayıncılık Süleyman Bey Sk. No:31/10 Maltepe/ANKARA Telefon Belgegeçer Internet E-posta Telefon : (0312) 230 83 45 Belgegeçer : (0312) 230 83 46 Internet : www.anadoluyayincilik.com REKLAM KOORDİNATÖRÜ SG İkm. Bnb. Ayhan SALAR (0312) 416 45 05 : (0312) 417 50 50 : (0312) 417 28 45 : www.sgk.tsk.mil.tr : [email protected] BASIM TARİHİ: 19.04.2007 Dergide yayınlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz kaynak gösterilerek de olsa alıntı yapılamaz. Dergideki yazılar yazarlarının özel fikirlerini kapsar. Sahil Güvenlik Komutanlığının görüşünü yansıtmaz. KÜNYE » KOMUTAN MESAJI Saygıdeğer Okurlar, Türkiye; Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu stratejik üçgeninin ağırlık merkezinde Avrasya’nın hayati önem taşıyan enerji havza ve koridorlarına açılımları destekleme ve etkileme gücüne sahip kilit bir deniz ülkesidir. “Denizlere hakim olan cihana hakim olur” diyen Barbaros Hayreddin Paşa gibi bir Kaptan-ı Deryası ve “Denizciliği Türk’ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız.” diyen Atası olan Türkiye’nin bir deniz ülkesi olmasının yanı sıra, denizci bir devlet olması ve denizci bir millete sahip olması için atılan en önemli adımlardan birisi de Sahil Güvenlik Komutanlığımızın kurulması olmuştur. 6 Sahil Güvenlik Komutanlığının yetki ve sorumlulukları ıslak kum hattından başlar ve Türkiye Cumhuriyetinin münhasır ekonomik bölgesi ile ulusal Denizlerimizin güvenliğini sağlamak, zenginliklerimizi korumak, gelecek kuşakların haklarını da koruyarak denizin sunduğu nimetlerden en verimli şekilde yararlanmak, denizde her zaman yardıma hazır olmak Sahil Güvenlik Komutanlığı olarak hem görevimiz hem de ilkemizdir. Sahil Güvenlik Komutanlığı; • Türk milleti, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Sahil Güvenlik Komutanlığının mensubu olmaktan gurur duyan, Türkiye’nin menfaatlerini, itibarını, askerlik mesleğinin şerefini daima ön planda tutan, vatan ve millet sevgisi ile dolu, • Denizin önemini anlamış, denizi seven, onun her türlü zor koşullarına tahammül gösterebilen ve denizciliği bir yaşam biçimi olarak benimsemiş, • Tüm denizciler gibi örf adetlerinden ödün vermeyen, geleneklerine bağlı ancak yeniliklere de açık, • Cesur, atak, itaatkar, saygılı, fedakar, namuslu ve dürüst olmayı kendine ilke edinmiş, • Kendine güvenen, güvendiğini yerine göre belli eden, yerine göre de mütevazı olmasını bilen, • Hayatta en gerçek yol göstericinin bilim olduğuna inanmış, analitik düşünme yeteneğine sahip, gerçeklerden sapmayan, sorgulayan, • Bilmediklerinin öğrencisi, bildiklerinin öğretmeni olan, • Modern teknolojinin sunduğu kolaylıklara erişmesini bilen, onu kullanabilen, yaratıcı niteliği olan, • Doğayı tanıyan, bilen, seven ve koruyan, • Denizlerimizin diğer canlılar için de temiz ve sağlıklı olarak muhafazasının insanlar açısından önemini bilen personele sahip olmayı hedeflemiştir. Vazgeçilmez hazinelerle dolu olan denizlerimizle ilgili kanunlar ülke menfaati ve can güvenliğini sağlamak amacı ile konulmuştur. Ancak, Sahil Güvenlik Komutanlığı kanunlar ile kendisine verilen görevlerin yürütülmesi sırasında her zaman halkımızdan gelecek desteğe ihtiyaç duymaktadır. Geçimini denizden sağlayanların yanında bilimsel, kültürel, sportif vb. olarak denizle uğraşan amatör, profesyonel herkes Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin can dostu, mesai arkadaşı, iş ortağıdır. Bu anlayışla, Türkiye ve 8333 km’lik bir sahil şeridi ile deniz yetki alanlarımızın koruyucu kalkanı olan Sahil Güvenlik Komutanlığımız hazırladığı bu dergiyle tüm denizcilere ulaşmak için bir köprü daha tesis etmiştir. İlk sayısı ile ellerinizde olan dergimiz; ortak paydası denizcilik, deniz sevgisi ve bu sevginin yaygınlaştırılması ile denizlerin nimetlerinden milli menfaatlerimiz doğrultusunda yararlanmak olan bu geniş ailenin gerçek sesi, kendi aralarındaki iletişim platformu olabilme niyet ve amacıyla hazırlanmıştır. Okur ve yazar kitlesi aynıdır. Denizi seven, denizlerimizin geleceğimiz olduğuna inanan insanların ve tüm denizcilerin derginin hem okuru hem yazarı olarak aktif rol alması halinde denizci devlet ve denizci millet olma amacına önemli katkılarda bulunacaklarını değerlendiriyoruz. Her zaman güçlükleri yenmede pratik ve yaratıcı olan denizcilerin ve denizci dostlarının bu dergi vasıtasıyla bilgi, deneyim ve birikimlerini paylaşmalarını, birbirlerini daha yakından tanımalarını, anlamalarını ve daha çok sevmelerini diliyorum. Bu duygu ve düşünceler içinde dergimizi hazırlayanlara ve hazırlanmasında katkıda bulunanlara teşekkür ediyor, dergimize engin başarılar diliyorum. Pruvası neta, rüzgarı uygun, denizleri sakin olsun. Denizlerin sevgisi, güzelliği ve gücü sizlerle olsun. Saygı ve sevgilerimle. Tümamiral Can ERENOĞLU Sahil Güvenlik Komutanı 7 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 13 Temmuz 1982 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2692 Sayılı Kanun ile kurulan ve bu yıl 25’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan Sahil Güvenlik Komutanlığımız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasa ile belirlenmiş temel değerlerine bağlı, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini, onun fikir ve düşüncelerini özümsemiş genç, dinamik ve özverili personeli ile görev yapan, görevlerini icrada azim, irade ve kararlılığını her koşulda ispatlamış kurumlarından birisidir. ve uluslararası hukuk kuralları uyarınca egemenlik ve denetimi altında bulunan ve kara ülkesinin yaklaşık yarısı (377 714 km²) kadar büyüklükteki “Mavi Vatan” olarak isimlendirebileceğimiz deniz yetki alanlarını kapsar. Dünden bugüne SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI [ Hazırlayan ] Genel Sekreterlik 8 CUMHURİYET DÖNEMİ SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI Sahil Güvenlik Teşkilatı kuruluş çalışmaları, XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde; Taşra Gümrük İdareleri tarafından yerine getirilen Anadolu yarımadasındaki kıyıların korunması, kaçakçılığın önlenmesi ve izlenmesi görevleri 1859 yılında İstanbul Emtia Gümrük Eminliğine verilmiş, 1861 yılında bu kurumun adı “Rüsumat Emaneti Teşkilatı” olarak değiştirilmiş ve bu teşkilatın emrinde çalışan bir “Muhafaza Memurluğu” kurulmuştur. Daha sonra 1886 yılında Jandarma Teşkilatına bağlı olarak ortaya çıkan “Kordon Bölükleri” Sahil Güvenlik hizmetleri ve kara hudutlarının korunması görevlerini üstlenmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra başlatılan, yeni devlet kuruluşlarının oluşturulması çalışmaları kapsamında, deniz yoluyla yapılan kaçakçılığın önlenmesi, izlenmesi, araştırılması ve karasularımızın güvenliğinin sağlanması amacıyla, 1932 yılında 1917 Sayılı Kanunla, Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak “Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı” kurulmuştur. 1936 yılında 3015 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile bu kumandanlık emrindeki deniz teşkilatına, askeri kimlik kazandırılmış ve karasularımızın güvenliği bu teşkilata verilmiştir. “Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı” görev yönünden Gümrük ve Tekel Bakanlığı, deniz hudutlarının güvenliği ve personelin eğitimi bakımından Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde 1956 yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. 16 Temmuz 1956 tarihinde 6815 Sayılı Sınır, Kıyı ve Karasularımızın Muhafaza ve Emniyeti ve Kaçakçılığın Men ve Takibi İşlerinin Dahiliye Vekaletine Devri Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesiyle sınır, kıyı ve karasularımızın korunması ve güvenliği ile kaçakçılığın önlenmesi ve takibi işleri, Jandarma Genel Komutanlığına devredilerek, Gümrük Muhafaza ve Umum Kumandanlığının hukuki varlığı sona erdirilmiştir. Bu tarihten itibaren Samsun, İstanbul, İzmir ve Mersin’de Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olarak Jandarma Deniz Bölge Komutanlıkları kurulmuştur. Ayrıca Jandarma Genel Komutanlığı Karargahında bir Deniz Şube Müdürlüğü birimi oluşturulmuştur. 1960’lı yılların başlarından itibaren dünya güvenlik ortamında gözlenen değişiklikler, savunma sanayi teknolojisinde ortaya çıkan modernleşme süreci, ulusal bazda değerlendirildiğinde, Türkiye’nin jeostratejik konumu, kıyıların uzunluğu, denizci bir millet ve denizci bir devlet olma gereğinin dikkate alınması, yeni ve profesyonel bir Sahil Güvenlik Komutanlığına olan ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Diğer taraftan, bazı Bakanlıkların karasuları ve deniz ile ilgili hizmetlerinde, kanunlarla çıkarılan çeşitli yasakları uygulayacak yeterli güvenlik güçlerinin bulunmaması da göz önünde bulundurularak, 1967 yılından itibaren Sahil Güvenlik Komutanlığı kurulması çalışmalarına hız verilmiştir. Bu çerçevede yapılan çalışmalar sonucunda, 9 TEMMUZ 1982 tarihinde 2692 Sayılı Kanun kabul edilmiş ve 13 TEMMUZ 1982 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak Sahil Güvenlik Komutanlığı kurulmuştur. 1 EYLÜL 1982 tarihinden itibaren fiilen göreve başlayan Sahil Güvenlik Komutanlığı 1985 yılına kadar Jandarma Genel Komutanlığına bağlı olarak görev yapmıştır. Komutanlık, 1 OCAK 1985 tarihinden bu yana, barışta görev ve hizmet yönünden İçişleri Bakanlığına bağlı silahlı bir güvenlik kuvveti olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığı, 18 HAZİRAN 2003 tarihinde yasalaşan ve 24 HAZİRAN 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4902 Sayılı Kanun ile Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi müstakil bir yapıya kavuşturulmuştur. 9 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 CUMHURİYET DÖNEMİ ÖNCESİ SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI Mavi Vatanın koruyucusu SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI [ Hazırlayan ] Serkan ÇINAR | SG İda. Kd. Çvş. Bir deniz coğrafyası üzerinde yer alan ülkemizin denizlerinden sorumlu güvenlik kuvveti olarak Sahil Güvenlik Komutanlığı; görevlerini 8.333 km’lik sahil şeridi, karasularımız, Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Türk Arama Kurtarma Sahasını kapsayan ve yaklaşık olarak Türkiye yüzölçümünün yarısına eşit 377.714 km2’lik deniz yetki alanlarımızda icra etmektedir. GÖREVLER 10 Sahil Güvenlik Komutanlığı; toplam 9 bakanlık, 13 kurum/kuruluş ile koordineli olarak 22 kanun, 16 yönetmelik ve 9 tüzük çerçevesinde görev icra etmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı birimlerin denizlerimizdeki özenli ve düzenli kontrolleri sayesinde yasa dışı olayların sayısı hissedilir bir şekilde azalmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı birimleri, gemi ve deniz araçlarının telsiz, sağlık, pasaport, demirleme, bağlama, avlanma, dalgıçlık ve bayrak çekme gibi ilgili kanunlarda belirtilen hükümlere aykırı eylemlerini önlemek için düzenli olarak kontrollerini sürdürmektedir. Yapılan düzenli kontrollerin dışında, alınan ihbarlar da özenle değerlendirilerek hem taşınan yük denetlenir, hem de teknelerde can ve mal güvenliğini sağlayan önlemlerin alınıp alınmadığı tespit edilir. Böylece gerekli şartları yerine getirmeyen tekne mürettebatının denize açılması ve kendi hayatlarıyla birlikte başkalarının hayatlarını da tehlikeye atması önlenmiş olur. Ekolojik dengenin korunması açısından da Sahil Güvenlik Komutanlığı önemli bir rol üstlenir. Sahil Güvenliğin görevi kapsamına giren en önemli konulardan biri de deniz ve kıyı kirliliğinin denetimidir. Kurallar çerçevesinde davranmayan ve denizleri kirleten tekneler tespit edilir, gerekli şekilde uyarılır ve yasalar doğrultusunda idari para cezası uygulanır. Ayrıca denizlerimizde izinsiz ve yasa dışı avlanan balıkçılar hakkında yasal işlem yapmak da Sahil Güvenlik birimlerinin görevleri arasındadır. Denizlerimizin yok edilen kaynaklarının geri döndürülmesinin olanaksız, kirletilen denizlerimizin temizlenmesinin de çok zor olması nedeniyle Sahil Güvenlik Komutanlığı, faaliyetlerinde hedef kitlesi olan halk kesiminin sürekli olarak bilinçlendirilmesi gayreti içerisindedir. Bu kapsamda sahil kent ve kasabalarımızda belirli periyotlarda söz konusu hedef 11 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahillerimizi ve karasularımızı korumak, denizlerimizde kanunları uygulamak suretiyle can ve mal emniyetini sağlamak maksadıyla denetimler yapmak, Sahil Güvenlik Komutanlığının öncelikli görevidir. kitleyi bilgilendirme toplantıları düzenlenmektedir. Türk Arama Kurtarma Bölgesi’nde denizde arama kurtarma faaliyetlerini koordine ve icra etme görevi, kuruluş yasası ve 12 ARALIK 2001 tarihinde yürürlüğe giren Türk Arama Kurtarma Yönetmeliği ile Sahil Güvenlik Komutanlığına verilmiştir. Anılan görev, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ve uluslararası standartlarda yürütülmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığı arama kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi için, 24 saat süreyle görev yapan 11 adet merkez tesis etmiş ve tüm unsurlarını arama kurtarma birliği olarak tefrik etmiştir. Türk Arama Kurtarma Bölgesi içerisinde her türlü arama kurtarma faaliyeti bu unsurlar tarafından kesintisiz olarak yürütülmekte, ayrıca ihtiyaç duyulduğunda ülkenin her türlü imkanını bu uğurda kullanmak üzere gerekli koordinasyon sağlanmaktadır. SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI ANKARA SG MARMARA VE BOĞAZLAR BÖLGE KOMUTANLIĞI SG KARADENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI SAMSUN İSTANBUL SG TRABZON GRUP KOMUTANLIĞI SG ÇANAKKALE GRUP KOMUTANLIĞI SG AMASRA GRUP KOMUTANLIĞI SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - İSTANBUL SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - SAMSUN SG İKMAL DESTEK KOMUTANLIĞI - SAMSUN SG EGE DENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI SG AKDENİZ BÖLGE KOMUTANLIĞI İZMİR MERSİN SG MARMARİS GRUP KOMUTANLIĞI SG ANTALYA GRUP KOMUTANLIĞI SG ONARIM DESTEK KOMUTANLIĞI - İZMİR SG İSKENDERUN GRUP KOMUTANLIĞI SG EĞİTİM VE ÖĞRETİM KOMUTANLIĞI ANTALYA SG HAVA KOMUTANLIĞI ADNAN MENDERES / İZMİR SG İKMAL MERKEZİ KOMUTANLIĞI İSTANBUL TEŞKİLAT 12 Sahil Güvenlik Komutanlığı envanterinde tüm Türkiye sahillerine yayılmış 63 üs/liman/yerleşim yerinde konuşlanmış muhtelif büyüklükte çok sayıda Sahil Güvenlik botu, arama kurtarma helikopteri ve Sahil Güvenlik gözetleme uçağı mevcuttur. Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde Şubat 2002 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve tüm Ege Bölgesi’ne yayın yapan Sahil Güvenlik Radyosu yayınlarını FM 104.7 frekansında, kesintisiz 24 saat sürdürmektedir. Sahil Güvenlik Radyosu, Komutanlık faaliyetleri, çevre koruması, deniz sporları, yerli/yabancı yatların konaklayabilecekleri marinalar, tatil yörelerimiz konularında hazırladığı programlar ve röportajlar ile müzik yayını ve Türkçe/ İngilizce hazırlanan hava/deniz durumu raporlarını yayınlayarak sizlerle birlikte olmaktadır. 13 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Komutanlığı belirtilen bu görevleri yerine getirmek üzere aşağıdaki şekilde teşkilatlanmıştır. Komutanlık Karargahı, başkent Ankara’dadır. Komutanlığa bağlı Samsun, İstanbul, İzmir ve Mersin’de konuşlu 4 Bölge Komutanlığı, İzmir’de SG Hava Komutanlığı ile bölgelere bağlı 6 Grup Komutanlığı bulunmaktadır. Ayrıca, İstanbul’da Sahil Güvenlik İkmal Merkezi Komutanlığı ve Antalya’da Sahil Güvenlik Eğitim ve Öğretim Komutanlığı bulunmaktadır. Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlerini en etkin şekilde icra etmek maksadıyla kendini devamlı olarak geliştirme ve yenileme gayreti içerisindedir. 14 PROJELERİMİZ Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Arama kurtarma etkinliğini artırmak maksadıyla Türk tersanelerinde inşa edilmek üzere 1700 tonluk 4 adet Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi tedarik çalışmalarına devam edilmektedir. Gemiler Tuzla RMK Marina Tersanesi’nde yapılacak olup ilk geminin 2010 yılında hizmete girmesi planlanmıştır. Bahse konu gemiler, Münhasır Ekonomik Bölge ve Türk Arama Kurtarma Sahasında, açık denizlerde, ağır deniz şartlarındaki görev ihtiyaçlarını karşılayacaklardır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tersanelerinde inşa edilerek hizmete giren 190 tonluk Sahil Güvenlik Botu Projesi çalışmalarına devam edilmektedir. İstanbul’daki Yonca Onuk Tersanesi tarafından inşa edilen ve hizmete giren KAAN 29 Sınıfı Bot Projesinden istifade ile KAAN 33 Sınıfı Bot Projesi başlatılmıştır. Yonca Onuk Tersanesi tarafından inşa edilen ve hizmete giren KAAN-15 sınıfı bot projesi geliştirilerek KAAN-19 Sınıfı Süratli Müdahale Botu Projesine dönüştürülmüştür. İnşa edilen ilk KAAN-19 Sınıfı Bot Eylül 2006’da envantere girmiş olup projeden elde edilecek verim değerlendirilecektir. İnşası tamamlanan botların hizmete girmesi ile ekonomik ömrünü tamamlayan Sahil Güvenlik botları bir plan dahilinde hizmet dışına çıkarılmaktadır. İtalyan AGUSTA firmasından tedarik edilen hizmetteki AB 412 helikopterlerine ilave helikopter tedariği için kontrat imzalanmıştır. Bahse konu yeni helikopterlerin 2008 yılı sonuna kadar envantere girmesi planlanmıştır. Keşif-karakol, gözetleme ve arama kurtarma maksadıyla envanterimize 2002 yılında giren Sahil Güvenlik gözetleme uçaklarının Sahil Güvenlik görevleri icrası için entegrasyonu MELTEM-2 Projesi kapsamında devam etmektedir. Proje kapsamında uçaklar keşif-gözetleme ve arama kurtarma görevlerine yönelik cihaz ve sistemler ile donatılacaktır. Projenin 2008 yılı ilk yarısında tamamlanması planlanmaktadır. Güvenlik kavramının savunma kavramının önüne geçtiği yüzyılımızda bu yıl 25’inci yılını kutlayan Sahil Güvenlik Komutanlığımız, yüreği insanlarımızın güvenliği ve MAVİ VATAN denizlerimizin geleceği için atan özverili personeli ile Yüce Önder ATATÜRK’ün ilke ve devrimleri ile belirlediği rotada azim ve kararlılıkla ilerlemektedir. Sualtı yaşamıyla ÇANAKKALE BOĞAZI [ Yazı ve Fotoğraflar ] Tahsin Ceylan Çanakkale Çam Burnu. Kamuflaj ustası iskorpit amforaların arasında rahatlıkla gizlenebilmektedir. Bir tutam maviye uzanmak için bu kez Çanakkale’deyiz. Diplerinde sakladığı tarihi, farklı ekosistemi ve özlem kokan dokusuyla Çanakkale bu sayıdaki konuğumuz. Objektifimizi boğazın gizemli dünyasına çeviriyoruz. Mavi-yeşil suların derinliklerinde kabarcık bırakıp bir tutam görüntü almaya gidiyoruz sevdamıza. Billur kabarcıkların güneşin pırıltısı ile süzülüp büyüyerek yükselmesini duyumsamak istiyoruz bir kez daha. Her anı özlem-hasret kokan ve tüm yaşanmışlığımızda bizi sarmalayan o görkemli mavideki yürek haykırışlarımızı denizden deklanşörle taşıyıp sunmaya gidiyoruz sevdalı ruhumuza... Selam Olsun…. H er yanı keşfedilmeyi bekleyen farklılıklara sahip Boğaz’da bu kez ilk defa dalacağımız bir noktanın heyecanı ile başlıyoruz dalışımıza. Görüntülemeyi planladığımız alanın yaklaşık 25-30 m ilerisinden dalıp akıntıyla sürüklenerek 30 metrelerde buluşuyoruz batıkla. Boğaz’ın Sestos önlerinde 25-40 m derinlikler arasında yer alan ve rivayete göre Romalı General Alexsandros’un sancak gemisi olduğu, Perslerle girilen deniz savaşında batırıldığı ifade edilen amfora yüklü batığın görsel verileri eşliğinde boğazı ve ekosistemini tanımaya çalışacağız. Batık hakkında sağlıklı bir kaynağa ulaşamadığımızdan ifade bazlı değerlendirmelerle yetinmek zorunda kalıyoruz. Çanakkale Boğazı; geçmişten miras kalmış tarihsel dokusu, savaşları, efsaneleri ve diplerindeki gizemli dünya ile sürekli araştırmaya değer farklı bir ekosisteme sahiptir. Karadeniz’i Ege’ye bağlayan bu geçit her dalışımızda bizi soluksuz bırakacak yeni keşiflerle ağırlıyor. Uluslararası deniz trafiğinin yoğunluğu, beraberindeki tehlikelerin yanı sıra dip fauna ve florasının etkileşimi de bizlere farklı kapılar aralamaktadır. İndo-Pasifik ya da Atlantik kökenli birçok canlı türü bölge habitatına uyum sağlamış ve büyük populasyonlara ulaşmıştır. Kum Burnu’ndan Çardak Feneri’ne kadar uzanan 94 km’lik yeşil-mavi, tarihin sessiz tanıkları olan birçok batığı da bünyesinde barındırmaktadır. Boğaz’ın en dar noktası 1,2 km ile Kilitbahir-Çanakkale arasıdır. Girintili-çıkıntılı kıyı okları şiddetli yüzey akıntıları nedeniyle fazla ilerleyememiş, ancak küçük yaylar çizerek farklı noktalarda kumsallar oluşturmuşlardır. Kuzey ve orta kesimlerde kıyının daralması akıntının yön değiştirmesine neden olmakta, kıyı okları da sisli havalarda gemiler için büyük tehlikeler oluşturmaktadır. Boğaz’da derinlik Dumlupınar denizaltısının da bulunduğu Nara Burnu’nun kuzeyinde 102 m’yi, Çanakkale-Kilitbahir arasında ise 109 m’yi bulmaktadır. Daralma alanlarındaki güçlü akıntıların dip birikimine imkan vermemesi derinliklerin oluşmasını sağlamıştır. Çanakkale Boğazı’nın da İstanbul Boğazı gibi derin kesimlerinin deniz suları altında kalan eski akarsu vadileri olduğu ifade edilmektedir. Boğaz vadisinin bu yüzey üstüne kurulduğu, daha sonra yükselen aşınımın yüzeyi kolları ile birlikte içine gömmesiyle bugünkü şeklini aldığı belirtilmektedir. Boğaz’ın kuzey ağzı ile, Ege Sarı sünger anemonları (Parazoanthus axinella) Çanakkale Boğazı ve Kuzey Ege’de oldukça büyük popülasyona sahiptirler. 18 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Yedi kollu deniz yıldızlarına nadiren rastlanmaktadır. Bu görüntü Çanakkale Seddül-Bahir açıklarında bulunan ünlü İngiliz Amiral Gemisi Majestik Zırhlısı üzerinde kaydedilmiştir. Deniz yıldızı (Luida ciliari). Sürekli av baskısına maruz kalan mığrı (Conger conger) amforanın içinde kendini oldukça güvende hissetmektedir. Deniz yaşamındaki biyolojik ışımaya en iyi örneklerden biridir taraklı deniz anası (Mnemiopsis leidyi). 20 ağzı arasında yaklaşık 20 cm deniz yüzeyi farkı bulunmaktadır. İstanbul Boğazı’nda olduğu gibi Çanakkale Boğazı’nda da üst ve alt olmak üzere iki farklı akıntı sistemi mevcuttur. Karadeniz’den gelen ve yaklaşık binde 16-17mg/l tuzluluğa sahip olan su kütlesi, İstanbul’dan geçerek Marmara’ya girer. Bu akıntı sularının tuzluluk oranı Marmara Denizi’nde yaklaşık binde 22-25 mg/l’ye ulaşır, yoğunluğu ise 1,0175 g/cm³ dolayındadır. Boğaz’daki su sıcaklığı mevsimlere göre değişir, kış aylarında 8-10 °C olan sıcaklık yaz aylarında ise 20-22 °C civarında seyreder. Akan su miktarı; güneybatı (lodos) ve kuzeydoğu (poyraz) rüzgarları, baharda karların erimesi ile ortaya çıkan su fazlası ve Karadeniz’de Akdeniz ve Ege’ye oranla daha az buharlaşma olmasının da etkisiyle farklılık göstermektedir. Bu yüzey suları Marmara Denizi’ni geçerek Çanakkale Boğazı’na yaklaşık 25-30 metre kalınlığında bir üst akıntı biçiminde ulaşır. Hızı saniyede 1,5 m, Ege’ye akıttığı su mikarı ise yaklaşık 12.600 m³/s’dir. Yaklaşık 25 metreden sonraki derinliklerde, yoğunluğu 1,0295 g/cm³, sıcaklığı ise 14-16 °C gibi sabit değerde olan daha tuzlu Ege suları bulunur. Tuzluluk oranı binde 39 mg/l olan bu sular saniyede 0,5 m hızla Marmara Denizi’ne geçer ve Boğaz’ın alt akıntı sistemini oluşturur. Boğaz’ın üst ve alt suları O₂ ve taşıdıkları organik maddeler açısından zengindirler. O₂ değeri 5-6 cm3/l’dir. Ancak Gemlik ve İzmit Körfezi’ndeki kanalizasyon ve sanayi artıkları yoğun bir deniz kirlenmesi yaratmakta, bunun sonucundaki O₂ azalması, önceden daha çok olan balık türlerinin ve miktarının azalmasına yol açmıştır. Gerek Boğaz ve gerekse Kuzey Ege, sürekli güçlü akıntı sistemlerine ev sahipliği yapmaktadır. Besleyici elementlerin yoğunluğu bölgede deniz canlısı istihdamını ve tür çeşitliligini sürekli artırmaktadır. Balık türlerindeki azalışa karşın anemon, midye, deniz salyangozları, deniz telekleri ve deniz hıyarlarında ciddi artışlar gözlemlenmektedir. Kıyı habitatındaki tür çeşitliliği sualtı fotoğrafçılarına makro ve geniş açı dahil bir çok çekim avantajı sağlamaktadır. 30 metre derinliklerde 1,5 m/s şiddetindeki üst akıntı yerini 0,5 m/s şiddetindeki alt akıntıya bırakmaktadır. 30 metrenin altına inmeye başladığınızda gün ışığının etkisi tedricen azalıyor ve kapkaranlık diplere doğru süzülüyorsunuz. Bilinmeyene yolculuk beraberinde inanılmaz bir heyecan ve mutluluk yaşatıyor sizlere. 21 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Ülkemiz denizlerindeki simbiyotik yaşama (ortak yaşam) çok iyi örneklerden biridir anemon-karides (Anemon-Anemonia viridis. Karides Periclimenes aegylios) ortak yaşamı. Anemonun zehirli tentakülleri arasında oldukça güvende olan karides temizleyici görevini de en iyi şekilde yerine getirmektedir. Kıkırdaklı Balıklar ailesinin önemli bireylerinden biridir vatoz (Dasyatis pastinaca). Çanakkale Boğazı’nın üst ve alt akıntılarının birleşme noktasında neredeyse sürü halinde gezinmelerine tanık olabilirsiniz. Batıklar ve amforalar ülkemiz denizlerindeki en önemli sualtı arkeolojik buluntuları arasındadırlar. 35 metreden itibaren su ortamı farklılaşıyor. Soğuk su tabakası beraberinde sizlere karanlık da olsa net bir görüş alanı sunuyor. Dibe vardığınızda sınırlı zaman içinde tespit ve görüntüleme çalışmalarına başlıyoruz. Daha önce de belirlediğimiz üzere bir çok endemik canlı türü habitat olarak boğazın soğuk sularını kullanıyor. Bu derinliklerde görüntülemeye çalıştığımız canlı türleri ise Pennatulacca takımına ait yumuşak mercan türleri, Crinoid ve tunikatler önceliğe sahip. Boğaz seyir trafiğinin uğultusunu tüm şiddeti ile hissediyorsunuz derinliklerde. Boğaz’ın ekosistemi bizce sürekli incelenmeye ve gözlemlenmeye değer bir konu. Bu nedenle özellikle boğaz dalışlarında belli bir uzmanlık, deneyimli ekip ve uygun ekipmanla dalmak esastır. Dekompresyonlu dalışlardan mutlak surette kaçınılması gereklidir. Zira dalış teknelerine ait çapaların dip yapısının kum ve silk olması nedeniyle sürekli tarama yaptığı gözlemlenmiştir. En ufak bir sapma ya da kontrolsüz davranış, ticaret yolu olması nedeniyle büyük riskleri de beraberinde getirmektedir. Devasa gemilerin sizleri farkedebilmeleri neredeyse imkansızdır. Boğaz dalışlarında güçlü yüzey akıntısının yanı sıra 20 metreler seviyesinde seyreden termocline tabakası da uygun ekipman kullanımını zorunlu kılmaktadır. Tedbirin tedaviden önce geldigi ve daha ucuz olduğu mutlak surette dalış planlamasında hatırlanmalıdır. Ruhumuzu mavide yıkarken dalış disiplinine mutlaka özen göstermeliyiz. Çanakkale Boğazı’nın derinliklerinde deniz telekleri olarak da adlandırılabilinen yumuşak mercanlara (Veretillum cynomorium) sıkça rastlanmaktadır. Sağlıklı dalışlar dileklerimle... Mavide kalın, sevgiyi mavide yaşayın. 22 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Ekonomik değeri nedeniyle yoğun bir av baskısına maruz kalan ıstakoz (Homarus gammarus) ülkemiz denizlerinde neredeyse nesli tehlike sınırında olan canlılar arasında yer almaktadır. Deniz anası (Rhizostoma Pulmu). Agusta 109-AII 24 [ Hazırlayan ] Fatih TEZCAN | SG Ütğm. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığının nüvesini teşkil eden ilk birlik olan Helikopter Kol Komutanlığı, 24 Kasım 1992 tarihinde Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığının kurulmasıyla birlikte Cengiz Topel/İzmit meydanında faaliyetine başlamıştır. Deniz Hava Grup Komutanlığı; kuruluşunda Harekat Subaylığı, Uçak Kol Komutanlığı, Helikopter Kol Komutanlığı ve Uçak/Helikopter Hat Bakım Komutanlığı şeklinde teşkilatlandırılmıştır. Birliğe ilk aşamada 5 Aralık 1992 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığından gövde saatleri 3000 saati aşmış durumda olan ve teknolojik servis ömürlerinin sonuna yaklaşan 3 adet AB-206 helikopteri tahsis edilmiştir. 25 Temmuz 1993 tarihinde Aydın Valiliği tarafından Sahil Güvenlik Komutanlığına hibe edilen Moule MX-7 uçağı ise TCSG 10081 numarasıyla Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığına katılan ilk sabit kanatlı hava aracı olmuştur. Helikopter Kol Komutanlığı; bünyesindeki AB-206 helikopterlerinde bulunan basit ve temel uçuş aletleri ile İzmit Körfezi’nden Sapanca Gölüne, Kefken’den İstanbul’a kadar Marmara ve Batı Karadeniz Bölgesinde; Dalaman İntikalleri ile Fethiye’den Bodrum’a kadar güney sahillerimizde zor şartlarda fedakarca görev yaparak denizlerimizin havadaki koruyucusu olmuştur. 25 Temmuz 1996 tarihinde MX-7 uçağı geçirdiği kaza kırım sonucu, 23 Aralık 1998 tarihinde ise teknolojik ömürleri dolan AB-206 helikopterleri hizmet dışına çıkarılmıştır. 1998 yılında İtalyan Agusta firmasının helikopter alım ihalesini kazanması ile AB-412 EP helikopterlerinin avcılığıyla da mücadele etmektedir. Bu kapsamda yaptığı denetimlerin sonucunda özellikle Marmara Denizi’nde yoğunluk gösteren yasa dışı avcılık oranında son yıllarda çok ciddi bir düşüş gözlenmiştir. 24 Aralık 1999 tarihinde Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığının konuş ve kuruluş değişikliği yapılarak Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı adını almasıyla birlikte, Helikopter Kol Komutanlığı da Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı ismini almıştır. Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı, 2 Şubat 2001 tarihinden itibaren İzmir Adnan Menderes Havalimanı içerisinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Giderek sanayileşen ve gelişen ülkemizde, denizlerimize olan ihtiyaç ve talep hızla artmaktadır. Buna paralel olarak denizlerin de bize ihtiyacı artmaktadır. Fakat bilgisizlik, ihmalkârlık ya da küçük çıkar hesapları sonucunda birçok vatandaşımızın geçim kaynağı olan denizlerimiz ne yazık ki giderek daha fazla kirletilmektedir. 1 litre makine yağının 1 milyon litre suyu kullanılamaz hale getirdiği ve ülkemizin çevre standartlarına uyumu için 120180 milyar YTL’ye ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde durumun ciddiyeti açıkça anlaşılabilir. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı; uçuşları sırasında, sahip olduğu havadan görüntü kayıt edebilme kabiliyeti ile gerek kıyı tesislerinden, gerekse yüzer unsurlardan kaynaklanan her türlü deniz kirliliği ile mücadele etmektedir. Sahil Güvenlik Bölge, Grup ve Bot Komutanlıkları ile diğer askeri ve mülki makamlarla yaptığı koordineli çalışmalar sonucunda deniz kirliliği yapanlar hakkında gerekli yasal işlemlerin titizlikle yapılmasını sağlamaktadır. Kuruluş tarihinden itibaren yüksek görev bilinci ve özverili çalışma anlayışıyla bir çok zorluğun üstesinden gelen Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı, üstün teknoloji ile üretilmiş olan AB412 EP helikopterlerinin etkin olarak kullanılmaya başlaması ile görev yoğunluğunu artırmış, sahip olduğu teknik imkan ve kabiliyetleri kişisel bilgi, beceri, üstün cesaret ve çalışma azimleri ile birleştirerek ülkemizin deniz ilgi ve etki alanlarını ve sahillerini gece gündüz kontrol eder hale gelmiştir. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı personeli ülke ekonomisine doğrudan olumsuz yönde etkisi bulunan her türlü kaçakçılık faaliyetini sürat ve gizlilik faktörlerini kullanarak engellemekte, caydırmakta, baskı ve baskın unsuru olmakta ve birçok kaçakçının adalete teslim edilmesinde etkin rol üstlenmektedir. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı mensupları, üç tarafı denizlerle çevrili cennet vatanımızda deniz canlılarının yaşamlarını sürdürebilmesi, uygun üreme ortamlarının korunması ve bunun doğal sonucu olarak milletimizin zengin deniz kaynaklarından en verimli şekilde faydalanabilmesi için, yasa dışı su ürünleri Özellikle Arama ve Kurtarma ile Sıhhi Tahliye görevleri söz konusu olduğunda, gemilerin dahi denize çıkamadığı ya da çıkmakta zorlandığı olumsuz hava koşullarında vatanına ve milletine hizmet aşkıyla çarpan bu cesur yürekler; kar, yağmur, fırtına demeden; tereddüt ya da korku nedir bilmeden, gerektiğinde kendi yaşamlarını hiçe sayarak birçok insan hayatını kurtarmışlardır. Uçuş ekipleri; görevleri sırasında yapacakları çok küçük bir hata, dikkatsizlik ya da bilgisizliğin arkadaşlarının hayatına mal olacağının bilincindedir. 25 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik HELİKOPTER FİLO KOMUTANLIĞI alım süreci başlamış ve Off-set anlaşması kapsamında Aralık 1999 yılında ilk Agusta 109-AII helikopteri Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığında uçuşuna başlamıştır. Sahil Güvenlik İHBAR ve TALEP HATTI 26 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Tarih, havacılığın affetmediği hatalardan alınacak derslerle doludur. Bu yüzden icra edilecek tüm görevlerde kusursuzluk şarttır. Her işte mükemmeli yakalamayı hedefleyen bir ufka ve bunu en iyi şekilde başarabilecek zihni ve bedeni yeterliliğe sahip olabilmek için, helikopter uçuş ekipleri hassas sağlık kontrolleri ve zorlu eğitim süreçlerinden geçen istekli ve başarılı personelden oluşmaktadır. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı halen envanterinde bulunan helikopterleri ve uçucu personeli ile Batı Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e kadar deniz ve sahil ilgi ve etki alanlarımızda zaman mefhumu gözetmeksizin görev icra etmektedir. Yakın gelecekte, Karadeniz ve Akdeniz’de yeni Sahil Güvenlik Hava Birimlerinin kurulması, ayrıca Sahil Güvenlik Hava Komutanlığı envanterine yeni helikopterlerin girmesi planlanmakta olup, bu sayede Sahil Güvenlik Komutanlığının sorumluluk sahası daha etkin bir şekilde kaplanabilecektir. Sahil Güvenlik Helikopter Filo Komutanlığı, 30 Temmuz 2005 tarihinde Antalya Güneybatısı Suluada mevkiinde bir gece görev uçuşu esnasında TCSG 503 numaralı helikopterin denize düşmesi sonucu Dz. Yzb. Süleyman SATIR, Dz. Kd. Ütğm. Bülent SARIKAYA, Rad. Kd. Çvş. Aydın CANBOLAT ve Rad. Kd. Çvş. Mevlüt PEKDEMİR’i şehitlik mertebesine uğurlamıştır. Kuruluş tarihinden itibaren tüm görevlerinde bilgi ve tecrübesi ile daima mükemmeli yakalamaya gayret eden, yeniliğe ve gelişime açık, Atatürkçü düşünce sistemini özümsemiş, cumhuriyetin temel değerlerine sadık, denizlerimizin koruyucusu, cesur Sahil Güvenlik Helikopter Filosu personeli; vatanın bir avuç toprağını, bir damla suyunu canından aziz bilen 4 takım arkadaşının yolunu izlemekte en ufak bir tereddüt dahi göstermeyecektir. Her an tetikte olan Sahil Güvenlik personeli çoğu kez hayatlarını tehlikeye atma pahasına görevini büyük bir özveri ile yerine getirmektedir. ALO 158’i arayarak Sahil Güvenlik Komutanlığına Türkiye’nin her yerinden 24 saat ÜCRETSİZ ulaşabilirasiniz. • Denizde tehlikede olanların yardım talepleri, • Denizi kirleten her türlü davranış, • Denizden yapılan her türlü kaçakçılık, • Yasa dışı su ürünleri avcılığı ve dalış, • Kıyılarımızdan ülkemize yasa dışı giriş ve çıkışlar, • Denizlerimizde yapılacak terörist eylemlere ilişkin duyumlar, konularında ALO 158 telefonunu arayabilirsiniz. ALO 158 Sahil Güvenlik Özel Hizmet Telefonu Türkiye’nin her yerinden, her an Sahil Güvenlik Komutanlığına ulaşabileceğiniz bir yardım ve ihbar hattıdır. 158 telefon hattı, hem yardım isteklerinin anında Sahil Güvenlik Komutanlığına ulaşması, hem de denizlerimizde yapılan kanunsuz eylemlerin ihbar edilmesi amacı ile kurulmuştur. ALO 158 hattına gelen ihbar ve taleplerinizi değerlendiren Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli derhal olaylara müdahale edecek ve güvenliğin sağlanması için gereken tüm tedbirleri alacaktır. Açık denizden ve yurt dışı aramalarda: +90 312 158 00 00 TCSG-130 ve ENEZ [ Hazırlayan ] Şerif İCARAL | Sey. Kd. Çvş. 28 TCSG-130’un ilk personeli. Taşkızak Tersanesi’nde inşa edilen TCSG-130, 23 Ağustos 1974 tarihinde denize indirilmiş, 3 Eylül 1975 tarihinde hizmete girmiştir. J – 30 olan borda numarası 1982 yılında TCSG – 130 olarak değiştirilmiştir. TCSG-130 1994 yılında Taşucu / Mersin limanından Enez / Edirne limanına konuşlandırılmıştır. Geminin Boyu 40,2 m olup eni ise 6,2 m’dir. Geminin maksimum sürati 14 knot, iktisadi sürati ise 10 knot’tır. Ana makineleri 2400 Hp, SACM 195 AGO’dur. TARİH, BALIK VE SERİN SULAR DİYARI: ENEZ Antik çağlarda adı Ainos olan Enez, Türk-Yunan sınırının hemen kıyısında, Meriç Nehri’nin denize döküldüğü Ege’nin Kuzey sahilinde bir yarımada üzerinde yer almaktadır. Enez bölgesinin toplam nüfusu 8356 olup, yüzölçümü 473 km²’dir. Enez İlçesi’nde genelde Akdeniz iklimi görülmektedir. İlkbahar ve sonbahar ayları yağışlı, kışları sert ve kuru geçer. Kışın az kar yağmakla birlikte nemli bir hava hüküm sürer. Bölgede devlet karayolu olarak sadece Enez - Keşan karayolu mevcuttur. Havaalanı yoktur. Üstteki Resim : J-30 Botu denize indirilirken. Yandaki Resim : J-30 Botu kızakta. Edirne İli’ne bağlı sınır kasabası Enez, Cenovalılar’dan kalma surları, Bizans Kiliseleri ve Osmanlı mimari eserleriyle bir kültürler mozayiği konumundadır. SANAT VE KÜLTÜR MERKEZİYDİ Belde M.Ö. 7500 yıllarına uzanan tarihi zenginliğe sahip. M.Ö. 1000 yıllarında Poltybria bir Trak kenti olarak ünlenmiştir. M.Ö. 7. yüzyılda ise Aiolialılar tarafından tekrar kurulmuş ve Ainos adını almış. M.Ö. 513-478 yılları arasında tüm Anadolu ve Trakya toprakları gibi, Pers hakimiyeti altına girerek, Helenistik Çağ’da, Plolemayoslar’ın egemenliğini kabul eden Enez, sanat ve kültür merkezi olarak 29 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 TCSG-130 Komutanlığı tarafından 2005 yılında 248 gemi / tekne kontrolü yapılmış ve bunlardan 47 tanesine yasal işlem yapılmıştır. 2006 yılında ise 296 gemi / tekne kontrol edilmiş ve bunlardan 27 tanesine yasal işlem yapılmıştır. Şirin kasaba; uçsuz bucaksız sahilleri, türlü çeşit balıklarıyla gözlerden uzak olmanın yalnızlığını yaşıyor... Edirne’nin Yunanistan sınırına komşu kasabası Enez, 1960’lı yıllara kadar unutulmuşluğun acısını yaşamıştır. Eski çağlarda İlyada Destanı’nda, tarihçi Herodot’un eserlerinde adına “Ainos” olarak rastlanan Enez, yola kavuştuktan sonra antik kent olarak Türk turizminin gündemindeki yerini almaya başlamıştır. Ancak antik kent sınıra yakınlığı dolayısıyla askeri bölge kapsamında kendini pek duyuramamıştır. Adnan Menderes iktidarı döneminde Meriç’in taşmasını önlemek için nehre paralel bir set inşa edilmiştir. Setin üstünde dolaşmak, nehre ve vadiye doğru uçuşan göçmen kuşları izlemek oldukça enteresan gelebilir ama sınırda olmanın bazı yasakları da beraberinde getirdiğini unutmamak gerekiyor!... Ayasofya Kilisesi. Enez’de sahil keyfi. 30 31 Ortaçağ’da kent Cenovalılar’ın eline geçip uzun süre liman olarak kullanılmıştır. 1456 yılında Fatih Sultan Mehmet’in komutanlarından Has Yunus Bey tarafından Osmanlı topraklarına bağlanan Enez’de daha sonraları bu komutan adına bir türbe yapılmıştır. Bugün Enez’de toprak üzerinde görülen en önemli kalıntı Ortaçağ’a ait kaledir. Cenovalı Gattelusi ve Doria ailelerine ait olan surlarda bu ailelere ait armalara da rastlanıyor. Kale giriş kapısının doğusunda ise Bizans çağına ait Ayasofya Kilisesi’nin (daha sonra Fatih Camii haline dönüştürülmüştür), izlerine rastlanıyor. Türkiye’deki Bizans kiliselerinin en önemlilerinden biri olan kilise, Apsis (Mihrap kısmı) kuzeye bakarken Müslümanlarca kıble yönünde çevrilerek yapıya bir minare eklenmiştir. Enez, denizle nehrin flörtünden doğan irili ufaklı pek çok gölün kaynaştığı 483 kilometrekarelik alana sahip bir ilçedir. Gala Gölü, Tuz Gölü, Karagöl ve Peso Gölü bunlardan sadece bir kaçıdır. Bir başka deyişle Enez, suların kavşak noktasıdır. Bir yanda deniz, diğer tarafta nehir ve alüvyonların oluşturduğu göller... kefal türünün bembeyaz eti ızgara için ideal sayılır. Enezliler, yakaladıkları ürünleri pazarlamak için yıllar önce balıkçılık kooperatifi kurmuşlardır. 4 km uzunluğundaki Altınkum sahili gerçek anlamda tertemiz bir suya sahiptir. Arıtma sorunu yıllar önce çözüme kavuştuğu için denize atık ulaşmamaktadır. Kıyı şeridinde bulunan barakalar yıkıldığından; yaz aylarında Enezliler denize Villalar sahilinden girebilmektedir. Zengin balık çeşitlerine sahip Enez’e, İtalyan avcılık dergileri bile yer vermiştir. Her yıl Haziran ayında Enez’de av ve balık festivali de düzenlenmektedir. Balıkçılık özellikle Sultaniçe ve Vakıfköylülerin uzmanlık alanı olarak gösterilmektedir. Bölgenin bir özelliği de deniz ile göllerin birbirine karışmasından dolayı hem tuzlu hem de tatlı su balıkçılığının gelişmiş olmasıdır. Meriç Nehri’nde ve Gala Gölü’nde yakalanan yılan balıklarının müşterisi İtalyanlar’ dır. Kılçıksız ve yağlı etiyle rağbet görmektedir. Enez’i dünyaya tanıtan bir başka balık ise “Üzmene Kefali”dir. Deniz ve bataklık arasında kalan Üzmene Gölü’nde yakalanan bu BALIKÇIL CENNETİ Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 gelişmeye başlamıştır. M.Ö.190 yılında görece bağımsızlığını elde etmiştir. Bahar aylarında Enez’e gidenler, balıkçıl türü kuşların kalabalıklığı ile karşılaşmaktadırlar. Gerçekten de temiz hava ve balık türlerinin zenginliği bölgeyi kuş cennetine çevirmesine neden olmaktadır. Yüzünüzü okşayan ılık meltem mevsim yaz bile olsa, akşama doğru sertleşerek üşümenize neden olabilmektedir. ENEZ ve TCSG-130 Sahil Güvenlik Komutanlığınca 1994’te alınan bir kararla Sahil Güvenlik botları, “Yaygın Konuş Konsepti” çerçevesinde muhtelif limanlarda konuşlandırılmıştır. Bu kapsamda TCSG-130, Temmuz 1994’te Türkiye’nin Yunanistan sınırındaki bu şirin ilçemizde göreve başlamıştır. TCSG-130, Enez halkı, balıkçıları ve denizseverleri ile çok iyi bir diyalog kurarak denizde emniyete ve ülke güvenliğine yönelik görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Kale İçi’ndeki kazı çalışmaları. Sahil Güvenlik Komutanlığı 2006 YILI FAALİYET ÖZETİ [ Hazırlayan ] Genel Sekreterlik 3yasa dışı göç YASA DIŞI GÖÇ arama4kaçakçılı kurtarma Sahil Güvenlik Komutanlığı, denizlerimizin korunması ve güvenliğinin sağlanması maksadıyla 24 saat kesintisiz olarak hizmet etmekte, mavi vatan denizlerimizin gelecek nesillere temiz, güvenli ve kaynakları tükenmemiş olarak bırakılabilmesi için vatandaşlardan gelecek her türlü desteğe büyük bir önem vermektedir. Yasa dışı göçü önleme faaliyetleri kapsamında icra edilen 163 operasyonda 1665 yasa dışı göçmen yakalanmıştır. Yakalanan yasa dışı göçmen miktarında önceki yıla göre %25 artış olduğu görülmüştür. Ayrıca yasa dışı göç olayına karışan 45 kişi adli makamlara sevk edilmiştir. KAÇAKÇILIK 32 Kaçakçılıkla mücadele faaliyetleri kapsamında icra edilen 21 operasyonda 264 ton kaçak akaryakıt yakalanmıştır. Yakalanan kaçak akaryakıt miktarında bir önceki yıla oranla %49 artış olduğu görülmüştür. Ayrıca 42 kg kokain ve 17 kg 215 g eroin ele geçirilmiştir. ARAMA KURTARMA 33 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Denizde can ve mal koruma kapsamında icra edilen 192 arama kurtarma operasyonunda 510 kişinin hayatı kurtarılmıştır. Ayrıca, denizde ve adalarda yaşadıkları sağlık problemleri nedeniyle zor durumda kalan 91 kişi ilgili sağlık birimlerine ulaştırılmıştır. 2deniz 5yasa dışı s kirliliği ürünleri av YASA DIŞI SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞI Denizlerimizin sahip olduğu ekonomik değerlerin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması kapsamında 19.444 balıkçı teknesi kontrol edilmiş, bunlardan yasa dışı su ürünleri avcılığı yaptığı tespit edilen 1.266 tekne/kişiye 1.539.568 YTL ceza kesilmiştir. DENİZ KİRLİLİĞİ Kirletilen denizlerimizin temizlenmesinin çok zor, yok edilen kaynakların geri döndürülmesinin ise imkansız olduğu bilincinden hareketle, deniz kirliliği kapsamında yapılan görevlere büyük bir önem veren Komutanlığımız, icra ettiği görevlerde denizi kirlettiği tespit edilen 51 deniz vasıtasına 258.103 YTL idari para cezası uygulamıştır. Bunun yanı sıra sosyal sorumluluk bilincinde Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2006 yılında ceza kesme yetkisi bulunmayan alanlarda tespit edilen deniz kirliliklerinden 113’ü Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına, 48’i Denizcilik Müsteşarlığına ve 45’i Çevre ve Orman İl Müdürlüklerine bildirilmiştir. Diğer birim/kurumlara bildirilen olaylar hariç olmak üzere kesilen ceza oranında bir önceki yıla göre %30 oranında artış meydana gelmiştir. Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2006 yılında denizde toplam 28.426 tekne/deniz aracı kontrol edilmiş ve bunlardan 4.287’si savcılıklara sevk edilmiştir. 2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu kapsamında, denizlerimizde kanunların temsilcisi ve takipçisi olan Sahil Güvenlik Komutanlığının etkin çalışmaları neticesinde 2006 yılında yapılan kontroller sonucu yasa dışı faaliyette bulunduğu tespit edilen tekne/deniz aracı miktarında bir önceki yıla göre %61 oranında artış meydana gelmiştir. BİR DENİZ HİKAYESİ [ Hazırlayan ] Doğan SAYGILI | SG Tls. Kd. Üçvş. Ilıchevsk Limanı, Ukrayna’dan Bartın Limanı’na narenciye almak üzere hareket eden Malta Bayraklı M/V Flora isimli gemi, 25 Aralık 2006 tarihinde Batı Karadeniz’de yakalandığı ağır hava ve deniz şartları nedeniyle Amasra Limanı önlerine demir atmıştır. Ağır deniz şartlarının devam etmesi üzerine gemi demir taramaya başlamış; dev dalgaların gemiyi hızla sahile atması ve makinalarının arızalanması sonucu sığınmak zorunda kaldığı Amasra Limanı önlerinden Ahatlar Köyü mevkiine sürüklenerek karaya oturmuştur. 34 S Bu faaliyet; 2692 Sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu, Uluslararası Arama ve Kurtarma Sözleşmesi ve Ulusal Arama Kurtarma Yönetmeliği’nde belirtilen esaslar dahilinde denizde arama kurtarma görevi verilen, deniz veya kara olmasına aldırış edilmeden gösterilen özveri, can kurtarma için harcanan büyük çaba ve zamanla yarışın göstergesi olan bir kurtarma faaliyetidir. Rüzgarın şiddetinin, dalgaların büyüklüğünün denizden arama kurtarma faaliyetlerinin icrasına imkan vermediği bir ortamda, yılmadan kendini görevine adamış, mağdur durumda bulunan insanları ne şekilde olursa olsun kurtarmaya odaklanmış, görevi için kendi canını ortaya koyan, bunu bir ilke edinen Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı bir arama kurtarma timinin ve ümitleri tükenmiş çaresiz M/V Flora personelinin kaderi, bir anlamda engin yamaçlardan başlayan, yamaçlardan deniz kıyısına inen, deniz kıyısından gemiye uzanan halatlarla kesişmişti. Hikaye; Ukrayna’dan başlayıp Amasra’da son bulan yüzlerce deniz mili mesafeden ziyade, umutların tükendiği anda kendilerini kucaklayan Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin kolları arasında denizden karaya uzanan umut dolu bir seyri anlatıyordu. Arama kurtarma faaliyeti, 25 Aralık 2006 tarihinde gece yerel saatle 23:45’te M/V Flora isimli gemiden alınan yardım çağrısı ile başlamıştı. Durum derhal Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanlığına bildirilmiş, bilahare TSCG-127 Komutanlığı ve KEGAK-03 timinin olay yerine intikal etmesi emredilmişti. Havanın karanlık olması, rüzgarın şiddeti ve ağır hava ve deniz şartları havadan kurtarma olanağı sağlamadığı gibi arama kurtarma timlerinin denizden de olay yerine ulaşmasını engellemiştir. M/V Flora; saat 02:00 sularında Amasra Limanı önleri Ahatlar Köyü mevkiinde sahile 20 metre mesafede karaya oturmuş, deniz durumunun elverişsiz olması nedeniyle Arama Kurtarma faaliyetlerine 26 Aralık sabahı saat 06:00’dan itibaren başlanmıştır. 35 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 ahil Güvenlik Komutanlığı’nın asli görevi olan, tamamen insani amaçlara hizmet eden ve kamuoyu önünde büyük önem arz eden arama kurtarma faaliyetlerinden birisi de Sahil Güvenlik Amasra Grup Komutanlığı Arama Kurtarma Timleri tarafından 26 Aralık 2006 tarihinde gerçekleştirilmiştir. 36 Kurtarma çalışmaları esnasında özellikle 67 yaşında nefes darlığı ve kalp rahatsızlığı bulunan gemici Zhorzh SUZANSKY’nin sedye yardımıyla ve diğer yorgun düşmüş gemi personelinin 45 derece eğimli arazide tim personelinin sırtında taşınarak yukarı çıkarılmış olması belki de görevin en zor kısmıydı. Emniyetli bir şekilde karayoluna çıkarılan personelin tıbbi müdahaleleri yapılmış, yaklaşık beş saatlik zorlu bir kurtarma operasyonu sona ererken kurtarılan personelin gözlerindeki yaşama sevinci tüm arama kurtarma birimlerinin yorgunluğunu bir çırpıda söküp atmıştı. Hayat kurtarmanın verdiği mutluluğun hiçbir şeyle kıyaslanamayacağı bir kez daha anlaşılmıştı. Arama kurtarma faaliyeti hiçbir can kaybı olmadan sonuçlanmış ancak geminin karaya oturması esnasında baş ve kıç taraftan aldığı darbeler neticesinde geminin karinasında büyük yaralar açılmıştı. Hava ve deniz şartlarının elverişli hale gelmesiyle KEGAK-03 dalış timi ve gemi acentasına bağlı dalgıçlar tarafından gemi çevresinde dalışlar yapılmış, karina kontrol edilmiş, geminin makine dairesi başta olmak üzere alt bölmelerinin deniz suyu ile dolmuş olduğu, makine dairesindeki kirli yağın ve yakıt tanklarındaki motorinin denize karışmaya başladığı tespit edilmiştir. Gemiden yayılan kirliliği önlemek amacıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı Karadeniz Bölge Komutanlığı’ndan temin edilen bariyer KEGAK-03 Timi tarafından 28 Aralık 2006 tarihinde, gemi acentası tarafından getirilen ikinci bariyer ise 31 Aralık 2006 tarihinde gemi etrafına döşenmiş, müteakiben gemi acentası tarafından kirlenen bölgelerin temizlenmesi ve kirliliğin dibe çökertilmesi maksadıyla denize kimyasal maddeler atılmış ve temizleme işlemi yapılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın can ve mal emniyetinin korunması dışında çevreyi de korumak ve kirletenler hakkında yasal işlem yapma görevini de yerine getirmesi maksadıyla 2872 Sayılı Çevre Kanunu gereği gemi donatanına 23.088 YTL idari para cezası kesilmiş, ayrıca geminin çevre felaketi yaratmaması için bir an evvel kurtarma çalışmalarının başlatılması Denizcilik Müsteşarlığından talep edilmiştir. Gemi tanklarında ve makine dairesinde bulunan motorin, yağ ve kirli atıkların denize yayılmasını engellemek maksadıyla 9-10 Ocak 2007 tarihlerinde suyla karışık 27,1 ton motorin ve 10 ton kirli yağ, gemi acentası tarafından temin edilen seyyar tanklar yardımıyla gemi donatanına ait M/V Frost isimli gemiye, Sahil Güvenlik Amasra Grup Komutanlığı ve Bartın Gümrük Muhafaza Müdürlüğü nezaretinde transfer edilmiştir. Geminin yarattığı deniz kirliliğinin tespit edilmesi, kirlilik sonucu oluşacak zararların tazminine esas olacak masrafların belirlenmesi ve geminin kaza bölgesinden kurtarılarak güvenli deniz alanına intikali sırasında oluşması muhtemel deniz kirliliğinin önlenmesi maksadıyla, 5312 Sayılı Kanun gereğince 5 Şubat 2007 tarihinde Bartın Valiliği koordinatörlüğünde, SG Amasra Grup Komutanlığı, Amasra Kaymakamlığı, Bartın İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Amasra Liman Başkanlığının katılımıyla Zarar Tespit Komisyonu oluşturulmuş, alınan Komisyon kararlarının uygulanmasına başlanmıştır. Malta bayraklı M/V Flora isimli gemi, donatanı tarafından gemi kurtarma maliyetinin yüksek bulunması sebebiyle Karadeniz Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret A.Ş/ÜNYE’ye satılmış olup, 28 Şubat 2007 tarihi itibariyle geminin yeni donatanı tarafından başlatılan kurtarma ve yüzdürme çalışmaları 31 Mart 2007 tarihinde geminin kurtarılarak Amasra Limanı’na demirletilmesiyle son bulmuştur. 37 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Gemi; dik ve uzun bir yamacın altında, ulaşılması çok zor bir yerde karaya oturduğundan Arama Kurtarma timinin yaklaşık 300 metrelik bir yamaçtan aşağı halatlar yardımıyla, çamur ve dikenli bir bitki örtüsünü aşarak kıyıya ulaşması gerekmiştir. Saat 09:00’dan itibaren kurulan varagele donanımı ile M/V Flora ile sahil arasında irtibat sağlanmıştı. TCSG-127 Başçarkçısı Dz. Ütğm. Selçuk YAYLA kurulan donanım vasıtasıyla gemiye çıkmış, gemi personelini sakinleştirmiştir. Gemiden ayrılmak istemeyen gemi kaptanının da ikna edilmesiyle birlikte 3 Rus ve 7 Ukraynalı personel Arama Kurtarma Timi nezaretinde saat 11:00 sularında emniyetli bir şekilde sahile çıkartılmış, sahilden de yamaçları aşarak Ahatlar Köyü’nü Amasra’ya bağlayan karayoluna taşınmıştı. önlenmesi faaliyetleri icra etmek, • Karadeniz’in doğal kaynaklarının korunması ve balıkçılık kurallarının ihlalinin önlenmesi amacıyla işbirliği tesis etmek, • Arama ve kurtarma faaliyetlerinde işbirliği tesis etmek, • Deniz kirliliğinin önlenmesi ve denizde çevrenin korunmasını sağlamak, • Bilgi değişimine yönelik iletişim kanalları kurmak ve geliştirmek, • İlgili konularda eğitim vermek amacıyla personel değişimi programları hazırlamak, Devletler Sınır/Sahil Güvenlik İşbirliği Forumu (Black Sea Littoral States Border/Coast Guard Cooperation Forum- BSCF)’’ kurulmuş, ayrıca BSCF’ye ait bayrak ve logo kabul edilmiştir. KARADENİZ’E SAHİLDAR DEVLETLER SINIR VE SAHİL GÜVENLİK LİDERLERİ TOPLANTISI 8 Kasım 2006 tarihinde Harbiye Askeri Müze ve Kültür Merkezi /İSTANBUL’da gerçekleştirilen “Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır ve Sahil Güvenlik Liderleri Toplantısı”nda alınan kararlar şüphesiz önümüzdeki yıllarda Karadeniz’de atılacak adımların temelini oluşturacaktır. İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir AKSU’nun şeref konuğu olarak açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Bulgaristan, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Gürcistan ve Romanya’dan en üst düzeyde katılım gerçekleşmiştir. Bu toplantı ile dönem başkanlığı Gürcistan’dan Türkiye’ye geçmiştir. Bu kapsamda bir sene sonraki toplantıya kadar taraflar arasında yapılacak olan faaliyetlerin koordinasyonu Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından sağlanacaktır. İstanbul’da yapılan toplantıda “Karadeniz’e Sahildar Devletlerin Sınır/Sahil Güvenlik Makamları Arasındaki İşbirliği Anlaşması’’ beş devlet tarafından imzalanmış ve işbirliğinin hukuki zemini güçlendirilmiştir. Romanya iç hukukuna uygun olarak işlemleri tamamlamasını müteakip anlaşmayı imzalayacaktır. İmzalanan bu anlaşma ile ‘’Karadeniz’e Sahildar • Bölgedeki barış ve istikrarı, Karadeniz’e sahildar ülkeler arasındaki güven ve güvenlik temelinde geliştirmek, • Deniz yoluyla gerçekleştirilen uyuşturucu madde, psikotropik maddeler ile bunların türevleri, mühimmat, patlayıcı, zehirli, ağır radyoaktif maddeler ve petrol kaçakçılığını, yasa dışı göç ve diğer yasa dışı faaliyetleri engellemek amacıyla tarafların Sınır/Sahil Güvenlik Teşkilatları arasında mevcut ilişkileri geliştirmek, ayrıca Karadeniz’deki seyir emniyeti ve güvenliğini güçlendirmek, • Terörizme karşı ve kitle imha silahlarının yayılmasının Yine bu toplantıda alınan karar gereğince şüpheli gemi bilgilerini aktarmak üzere Rusya Federasyonu tarafından geliştirilen Otomatik Bilgi Değişim Sistemi 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren asıl bilgi değişim aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. BSCF’nin yıllık faaliyetlerini koordine etmesi maksadıyla dönem başkanlığını yürüten Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından BSCF Sekretaryası kurulmuştur. Sekretarya tarafından hazırlanan BSCF Yıllık Çalışma Planına göre; • Bilgi Değişimi Çalışma Grubu Nisan 2007’de Bulgaristan’da, • BSCF “Uzmanlar Toplantısı” Mayıs 2007’de Türkiye’de, • “Radyoaktif Madde ve Silah Parçalarının Karadeniz Bölgesinde Dolaşımının Engellenmesi” konulu Çalışma Grubu Toplantısı Temmuz 2007’de Gürcistan’da, • Black Sea Hawk 2007 Tatbikatı Eylül 2007’de Karadeniz’in uluslararası sularında, • Sekizinci Karadeniz’e Sahildar Ülkeler Sınır/Sahil Güvenlik Liderleri toplantısı Kasım 2007’de Bulgaristan’da icra edilecektir. 39 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Güvenlik kavramının savunma kavramının önüne geçtiği yüzyılımızın güvenlik kuvveti olan Sahil Güvenlik Komutanlığı; deniz yetki alanlarında ulusal ve uluslararası hukuku etkin kılmak, can ve mal güvenliğini sağlamak üzere görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Karadeniz’in kendine has yapısı nedeniyle Sahil Güvenlik Komutanlığı Karadeniz’deki faaliyetlere özel bir önem atfetmektedir. Türkiye’nin girişimi ile ilki 2000 yılında İstanbul’da icra edilen “Karadeniz’e Sahildar Devletler Sınır ve Sahil Güvenlik Liderleri Toplantısı” her yıl bir ülkede olacak şekilde yapılmaktadır. Toplantılarda alınan kararlar çerçevesinde Karadeniz’e sahildar devletler sınır sahil güvenlik birimleri arasında işbirliği geliştirilmeye çalışılmış, 2003 yılında Bulgaristan’ın Burgaz kentinde Karadeniz Sınır Koordinasyon ve Bilgi Merkezinin (The Black Sea Border Coordination and Information Center) kurulması, işbirliğinde önemli bir aşamayı oluşturmuştur. BSCF Karadeniz’e sahildar devletlerin üyeliğiyle sınırlı bölgesel bir düzenleme olup tüm karar/hükümler tarafların oybirliği esasına göre alınacaktır. BSCF aşağıdaki görevleri yerine getirecektir: [ Hazırlayan ] Abdülhamit ŞENER | Dz. Kur. Yb. 38 BSCF, Karadeniz’e Sahildar Ülkeler Sınır/Sahil Güvenlik Kurumları arasında bir işbirliği forumudur. BSCF toplantı ve müzakereler yapmayı, deneyim, fikir ve işbirliğini geliştirmeye yönelik temel ilkelerin paylaşılmasını mümkün kılmayı amaçlamaktadır. • Karadeniz’de oşinografi ve hidrografi konularında bilimsel araştırma faaliyetlerini geliştirmek. • IMO’nun ilk işi, 1914’den itibaren 3 versiyonu1 yayınlanan Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi’nin (Convention for the Safety of Life at SeaSOLAS) yeni versiyonunun 1960’da2 kabulü olmuştur. 40 ULUSLARARASI DENİZCİLİK ÖRGÜTÜ [ Hazırlayan ] Emre CEBECİOĞLU | SG Yzb. TARİHÇESİ 1. maddesinde yer alan Örgütün amaçları; 6 Mart 1948 tarihinde Cenevre’de toplanan Birleşmiş Milletler Denizcilik Konferansı tarafından kabul edilen anlaşma ile kurulmasına karar verilen IMO’nun, kuruluş sözleşmesi 1958 yılında yürürlüğe girmiş, ilk toplantısı ise 1959’da icra edilmiştir. Başlangıçta “Hükümetler Arası Denizcilik İstişare Örgütü” (Inter-Governmental Maritime Consultative Organization-IMCO) olan ismi ise 1982 yılında, “Uluslararası Denizcilik Örgütü” olarak değiştirilmiştir. • Uluslararası ticarette denizciliğe etki eden her türlü teknik konulardaki uygulamalar ile hükümetsel düzenlemeler alanında ülkeler arasında işbirliğini ve gerekli mekanizmaları sağlamak, IMO Kuruluş sözleşmesinin (IMO Konvansiyonu) • Deniz güvenliği, seyrüsefer etkinliği ve deniz kirliliğinin önlenmesi ve kontrolüyle ilgili konularda uygulanabilecek en yüksek standartların genel kabulünü teşvik etmek ve kolaylaştırmaktır. Organizasyon, bahse konu amaçların gerçeklenmesi için idari ve hukuki konularda yetkilendirilmiştir. IMO, deniz kirliliğin sonucu olarak maddi zarar gören kurbanlarının zararlarının daha kısa sürede ve basit bir şekilde tazmin edilmesi için 1969 ve 1971’de 2 anlaşmayı kabul etmiştir. Her iki anlaşma da ödenen tazminatların yükseltilmesi için 1992 ve 2000’de güncellenmiştir. 1970’lerde Uluslararası Mobil Uydu Organizasyonunun (International Mobile Satellite Organization-IMSO) kurulmasıyla birlikte gemilerin haberleşme imkânlarında önemli ilerlemeler sağlayan, küresel arama ve kurtarma sistemleriyle ilgili çalışmalar başlatılmıştır. Küresel Deniz Acil Durum ve Emniyet Sistemi (Global Maritime Distress and Safety SystemGMDSS) 1988’de kabul edilerek, 1992’den itibaren belirli bir plan doğrultusunda yürürlüğe girmiştir. 1999’da ise GMDSS tam operasyonel hale gelerek, acil bir durumda gemi personeli telsiz üzerinden yardım isteyecek zaman bulamasa dahi, mesajlaşma sistemlerinin otomatik hale getirilmesiyle, acil 1990’larda gemilerdeki insan faktörünü ön plana çıkartan 2 önemli gelişme yaşanmıştır. 1 TEMMUZ 1998’de Uluslararası Emniyet Yönetim Kodu 500 groston ve üzeri yolcu gemileri, petrol ve kimsayal malzeme taşıyan tankerler, dökme yük taşıyan gemiler, gaz taşıyan gemiler ile yüksek süratli teknelere zorunlu hale getirilmiştir. 1 Temmuz 2002’den itibaren ise 500 groston ve üstü diğer tip kargo gemileri ile Mobil Açık Deniz Sondaj Üniteleri/ platformları da Kod’un kapsamına dâhil edilmiştir. 1978’de yürürlüğe giren Gemi Adamlarının Eğitimi, Belgelendirilmesi ve Vardiya Tutma Standartları Uluslararası Sözleşmesi’ne (International Convention on Standards of Training, Certification and Watchkeeping) 1995 yılında yapılan değişiklikler 1997’de yürürlüğe girmiştir (STCW 78). Yeni düzenlemeler gemi adamlarının standartlarında önemli ilerlemeler sağlarken, aynı zamanda IMO’ya ilk defa Sözleşme gereğince IMO’ya bilgi sunmaları gereken üye ülkelerin faaliyetlerini denetleme yetkisi vermiştir. 2000’li yıllar ise 11 EYLÜL 2001 tarihinde ABD’de meydana gelen terör saldırıları sonrasında, başta ABD olmak üzere üye ülkelerin yeni talepleri doğrultusunda deniz güvenliğinin ön plana çıktığı ve yeni düzenlemelerin yapıldığı bir dönem olmuştur. Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik (International Ship and Port Facility Security-ISPS) Kodu SOLAS’da yapılan değişiklikler neticesinde 1 TEMMUZ 2004 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu Kodun temel hedefi; Güvenlik tehditlerini tespit etmek ve uluslararası ticarette kullanılan gemileri ve liman tesislerini etkileyen güvenlik tehditlerini önleyici önlemler almak amacıyla, Anlaşmaya Taraf Devletler, Devlet kuruluşları, yerel makamlar ve denizcilik ve liman endüstrileri arasındaki işbirliğini kapsayan uluslararası bir yapı tesis etmek ve uygun ve yeterli deniz güvenlik önlemlerinin alındığının güvencesini vermektir. IMO, 1988 tarihli Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşmeye (Convention for the Suppression of Unlawful Acts (SUA) Against the Safety of Maritime Navigation ) yapılan değişiklikleri 2005’de, (2005 SUA Protokolü) 1. 1912’DEKİ “TITANIC” FACİASINDAN SONRA SOLAS’IN İLK VERSİYONU 1914’TE YAYINLANMIŞTIR. İKİNCİSİ 1929’DA KABUL EDİLİP 1933’TE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞ, ÜÇÜNCÜSÜ İSE 1948’DE KABUL EDİLİP, 1952’DE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR. 2. 1965’TE YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR. 41 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 International Maritime Organization: Seyir emniyeti, IMO’nun en önemli sorumluluklarından biri olmakla birlikte, deniz kirliliği konusu; deniz ulaştırmasındaki büyüme ve özellikle 1967’de meydana gelen ve 120.000 ton petrolün denize yayılmasıyla konunun vahametini ortaya koyan Torrey Canton petrol tankeri kazasından sonra, yeni bir problem sahası olarak ortaya çıkmıştır. Müteakip yıllarda, IMO tanker kazalarının önlenmesi ve olası kazaların etkilerinin asgari seviyede tutulması amacıyla bir dizi önlemi yürürlüğe koymuştur. Petrol tanklarının temizlenmesi, makinelerin devri-çark edilmesi gibi rutin operasyonlar sırasında ortaya çıkan ve deniz kirliliğinden daha fazla tehlike oluşturan çevre tehdidine odaklanmıştır. Alınan tedbirlerin en önemlisi, 1973’de yürürlüğe giren ve 1978 protokolüyle güncellenen Uluslararası “Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi Sözleşmesi ve 1978 Protokolü (MARPOL 73/78)” olmuştur. Sözleşme, denizlerin petrol, zehirli sıvılar, ambalajlı zararlı maddeler, pis sular ve çöpler ile kasıtlı olarak kirletilmesinin önlenmesi ve gemilerin neden olduğu kaza sonucu doğabilecek deniz kirlenmesinin en aza indirilmesine yönelik tedbirleri içermektedir. durumda olan gemilerin dünyanın neresinde olursa olsun acil durum sinyali gönderebilmesi ve yardım alabilmesi imkânı sağlanmıştır. onaylayarak, üye bir devlete, başka bir üye devletin bayrağını taşıyan bir gemisine; geminin, yükünün veya gemide bulunan bir kimsenin sözleşme kapsamında yer alan bir suçun işlenmesine karıştıkları ya da karışmak üzere oldukları hakkında makul sebeplerin bulunması durumunda, boarding yapma (gemiye çıkma) hakkı tanımıştır. Son olarak, sınır güvenliğinin ve deniz güvenliğinin artırılması amacıyla, dünya denizlerinde seyir yapan gemilerin uydu tabanlı sistemler üzerinden izlenebilmesi amacıyla Gemilerin Uzak Mesafelerden Tanımlanması ve İzlenmesi (Long Range Identification and Tracking System-LRIT) sistemi gündeme gelmiş ve sistemin uluslar arası sularda seyir yapan 300 groston ve üzeri gemilere zorunlu hale gelmesi için SOLAS değişikliği 2005 yılında kabul edilmiştir. SOLAS değişikliği 1 OCAK 2008 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. LRIT’in 31 ARALIK 2008’den itibaren operasyonel olması hedeflenmektedir. Teknolojik alandaki gelişmeler ve denizcilik alanındaki uygulamalardan alınan dersler, IMO’nun yürürlüğe koyduğu mevzuatta sürekli yeni değişikliklerin ve düzenlemelerin yapılmasını beraberinde getirmektedir 42 ULUSLARARASI DENİZCİLİK ÖRGÜTÜNÜN TEMEL ORGANLARI Genel Kurul: IMO’nun en yetkili idari organıdır. Üye 157 ülkenin katılımı ile her iki yılda bir veya gerekmesi halinde acil durumlar için toplanır. Genel Kurul özetle çalışma programının onaylanması, bütçenin oylanarak finansal konularda karar verilmesi ve Konsey üyelerinin seçilmesinden sorumludur. Konsey: Genel Kurul tarafından 2 yıllık süre için seçilen Konseyin görevi özetle Genel Kurulun tüm görevlerinin icrasıdır. Ancak üye ülkelere seyir emniyeti ve deniz kirliliğinin önlenmesi konularında ile Konsey tarafından atanır. 1 OCAK 2004’den itibaren Yunanistan’dan Efthimios E. Mitropoulos Genel Sekreterlik görevini yürütmektedir. IMO SÖZLEŞME, PROTOKOL ve EKLERİ3 Türkiye’nin taraf olduğu IMO sözleşme, protokol ve ekleri • Kategori B: Uluslararası Deniz Kaynaklı Ticaret ile yakından ilgili 10 ülkeden oluşur. (Resmi Gazetede Yayınlanma Tarihleri) • Kategori C: yukarıdaki kategorilere girmeyen ancak seyir ve deniz taşımacılığı ile özel ilgisi olan ve dünyanın büyük coğrafi alanlarının temsil edilmesini sağlayacak olan 16 ülkeden oluşur. Türkiye hâlihazırda bu kategoride yer almaktadır. • Uluslararası Denizcilik Örgütü Kurucu Sözleşmesi IMO Konvansiyonu 1948 (16.07.1956) • IMO Konvansiyonu 1993 Değişiklikleri (01.02.2001) • Uluslararası Denizde Can Güvenliği Sözleşmesi SOLAS 1974 (25.05.1980) Deniz Güvenliği Komitesi: IMO’nun teknik anlamda en üst seviyedeki Komitesidir. Seyir yardımcıları, gemilerin yapımı ve donatımı, mürettebatın güvenliği, denizde çatışmanın önlenmesi, tehlikeli yüklerin taşınması, seyir emniyeti prosedürleri ve ihtiyaçları, hidrografik bilgiler, gemi jurnali ve seyrüsefer kayıtları, deniz kazalarının araştırılması, denizde can ve mal kurtarma gibi konular MSC’nin görev alanlarını oluşturur. Komite, tüm üye devletlere açıktır. Deniz Çevresini Koruma Komitesi: Gemilerden kaynaklanan deniz kirliliğinin kontrolü ve önlenmesine yönelik konulardan sorumlu olan Komite 1985’de kurulmuştur. MSC ve MEPC Komiteleri kendilerine bağlı 9 alt komite ile desteklenmiştir. Alt komiteler tüm üye devletlere açıktır. Bu komiteler aşağıda sunulmuştur; • Bulk Liquids and Gases (BLG) Carriage of Dangerous Goods, • Solid Cargoes and Containers (DSC) • Fire Protection (FP) • Radio-Communications and Search and Rescue (COMSAR) • Safety of Navigation (NAV) • Ship Design and Equipment (DE) • Stability and Load Lines and Fishing Vessels Safety (SLF) • Standards of Training and Watchkeeping (STW) • Flag State Implementation (FSI) Hukuk Komitesi: 1967’de meydana gelen Torrey Canyon kazasından kurulan Komite IMO’nun görev • Uluslararası Yükleme Hatları Sözleşmesi Load Lines 1966 (28.06.1968) • Uluslararası Gemilerin Tonajlarının Ölçümü Sözleşmesi –Tonnage 1969 (15.11.1979) • Uluslararası Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü COLREG 1972 (18.11.1984) alanı içerisindeki her türlü yasal (hukuki) meselenin incelenmesinden sorumludur. Komite, tüm üye devletlere açıktır. Teknik İşbirliği Komitesi (Technical Co-operation Committee-TC): 1969’da kurulan ve IMO Konvansiyonuna yapılan değişiklik ile 1984’den itibaren kurumsallaşan Komite, IMO’nun görev sahasına giren konularda teknik koordinasyona yönelik projelerin uygulanmasından sorumludur. Komite, tüm üye devletlere açıktır. Kolaylaştırma Komitesi: Komite uluslararası denizcilikte gereksiz formalitelerin azaltılmasına yönelik faaliyetlerden sorumludur. 1972’de kurulan Komitenin kurumsallaştırılması için 1991’de IMO Konvansiyonuna yapılan değişiklik henüz yeterli sayıda üye ülkenin onaylamamış olması nedeniyle resmi olarak yürürlüğe girmemiştir. Komite, tüm üye devletlere açıktır. Sekreterya: IMO’nun Ana Karargâhı ve sekreteryası Londra/İNGİLTERE’dedir. IMO’nun birçok toplantısı burada icra edilmektedir. IMO Ana Karargâhında görev yapan IMO Genel Sekreteri, Sekreterya’ya başkanlık eder. Genel Sekreter, Genel Kurulun onayı 3. DENİZCİLİK MÜSTEŞARLIĞI’NDAN ALINMIŞTIR. • Gemi Adamlarının Eğitimi, Sertifikalandırılması ve Vardiya Tutma Esasları Uluslararası Sözleşmesi-STCW 78 (Onay:20.04.1989) (Resmi Gazete: 29.09.2003) • Uluslararası Denizde Arama ve Kurtarma Sözleşmesi-SAR 1979 (24.03.1986) • Uydular Aracılığı ile Deniz Haberleşmesi Örgütü Uluslararası Sözleşmesi-INMARSAT 1976 (04.11.1999) • INMARSAT Operasyonel Değişiklikler –OA 1976 (04.11.1999) • INMARSAT Değişiklikler 1994 (IMO’da yürürlüğe girmedi.) • INMARSAT Değişiklikler 1998 (IMO’da yürürlüğe girmedi.) • Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşmesi (MARPOL 73/78) ve EKLERİ: (EK I, EK II) EK I; Petrol ile Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi Kuralları, EK II; Dökme Zehirli Sıvı Maddelerle Deniz Kirlenmesinin Kontrolü (24.06.1990) • Gemilerden Atılan Çöplerle Denizlerin Kirlenmesinin Önlenmesi Kuralları-MARPOL 73/78 Ek V (24.06.1990) 43 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 IMO, yapılanma itibariyle Genel Kurul (Assembly), Konsey (Council) ve 4 ana Komiteden oluşmaktadır. Alt komiteler; Deniz Güvenliği Komitesi (Maritime Safety Committee-MSC), Deniz Çevresini Koruma Komitesi (Marine Environment Protection CommitteeMEPC), Teknik İşbirliği Komitesi (Technical Cooperation Committee-TC) ve Hukuk Komitesi’dir (Legal Committee-LEG). Ayrıca Kolaylaştırma Komitesi (Facilitation Committee-FAL) ile bazı alt komiteleri bulunmaktadır. IMO’nun faaliyetlerini Sekreterya koordine etmektedir. tavsiyede bulunma görevi IMO’nun kuruluş anlaşmasının 15 (j) maddesi gereğince Genel Kurul’un yetkisi dahilindedir. Konsey’de 3 farklı statüde üye devler vardır. Bunlar; • Kategori A: Uluslararası Gemi Taşımacılığı hizmetleriyle yoğun olarak uğraşan 8 ülkeden oluşur. • Tankerlerden Kaynaklanan Petrol Kirliliğinin Sorumluluğu ve Tazmini Uluslararası Sözleşmesi CLC 92 (24.07.2001) • Atıkların ve Diğer Maddelerin Denize Atılmasıyla Oluşan Deniz Kirliliğinin Önlenmesi Sözleşmesine (LC1972) dair 1996 Protokolü (24.03.2006) • Petrol Kirliliğinin Tazmini için Uluslararası bir Fon Kurulmasına Dair Sözleşme-FUND 1992 (18.07.2001) • Tehlikeli ve Diğer Zararlı Maddelerden Kaynaklanan Kirlilik Olaylarına Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği OPRC/HNS 2000 Protokolü (14.06.2007 tarihinde IMO’da yürürlüğe girecektir.) • Deniz Alacaklarına Karşı Sorumluluğun Sınırlandırılmasına Dair Uluslararası Sözleşme-LLMC 1976 (04.06.1980) • Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasadışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme-SUA 1988 (09.10.1990) • Kıta Sahanlığında Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Protokol -SUA 1988 Protokolü (09.10.1990) • Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliğine Dair Uluslararası Sözleşme-OPRC 1990 (18.09.2003) Taraf olma çalışmaları tamamlanmış, henüz resmi gazetede yayınlanmamış IMO sözleşme, protokol, ek ve değişiklikleri (IMO’da Yürürlüğe Giriş Tarihleri) • SOLAS 1988 Protokolü (03.02.2000) • Load Lines 1988 Protokolü (03.02.2000) 44 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 • MARPOL (73/78) Sözleşmesi, EK III; Paketlenmiş Biçimde Deniz Yoluyla Taşınan Zararlı Maddelerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin Kurallar, (01.07.1992) • MARPOL (73/78) Sözleşmesi, EK IV; Gemilerden Kaynaklanan Pissu Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Kurallar (27.09.2003) • SUA 1988 Sözleşmesinin 2005 Protokolü (IMO’da yürürlüğe girmemiştir.) • SUA 1988 Protokolünün 2005 Protokolü (IMO’da yürürlüğe girmemiştir.) • FAL Komitesinin Kurumsallaşmasına dair IMO Kuruluş Sözleşmesi Değişikliği 1991 (IMO’da yürürlüğe girmemiştir.) Taraf olma çalışmaları devam eden IMO sözleşme, protokol ve ekleri (IMO’da Yürürlüğe Giriş Tarihleri) • Deniz Alacaklarına Karşı Sorumluluğun Sınırlandırılmasına Dair Uluslararası Sözleşmeye ilişkin LLMC 1996 Protokolü (13.05.2004) • Gemilerdeki Zararlı Anti-Fouling Sistemlerin Kontrol Edilmesi Hakkında Uluslararası Sözleşme AFS 2001 (IMO’da yürürlüğe girmemiştir.) • Deniz Trafiğinin Kolaylaştırılması Uluslararası Sözleşmesi-FAL 1965 (05.03.1967) • MARPOL (73/78) Sözleşmesi 1997 Protokolü, EK VI (Gemilerden Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Önlenmesi Protokolü) (19.05.2005) SONUÇ Hâlihazırda 167 ülkenin üye olduğu ve Türkiye’nin 1958 yılından itibaren dâhil olduğu IMO, denizcilik alanında Sahil Güvenlik K.lığının da doğrudan yetki ve ilgi alanlarına giren konularda, değişen dünya şartları, gelişen teknoloji, ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar doğrultusunda bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra önemli kararların alınacağı bir örgüttür. Sahil Güvenlik K.lığı kendi görev sahasına giren konularda IMO’nun faaliyetlerini yakından takip etmektedir. Halen dünyadaki küresel ticaretin % 90’nının denizler üzerinden yapıldığı dikkate alındığında, denizlerin ve denizciliğin önemi de ortaya çıkmaktadır. Deniz sunduğu doğal güzelliklerle birlikte, ticari ve ekonomik anlamda da var olan en önemli kaynaklardan biridir. Bulunduğu konum itibariyle, bir deniz ülkesi olan Türkiye’nin, denizlerdeki hak ve menfaatlerini koruyarak, denizlerden siyasal, ticari, ekonomik ve güvenlik anlamında en etkin şekilde istifadesi ile can ve mal emniyetinin en üst seviyede idamesi için IMO’nun faaliyetlerini etkin bir şekilde takip etmesi ve denizciliğin gelişimi için ihtiyaç duyulan iyileştirici tedbirleri bir an evvel alması önem arz etmektedir. Bu amaçla, IMO’nun toplantı ve faaliyetlerine iştirak eden Ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşlarda uzmanlaşma sağlanarak, süreklilik ilkesinden hareketle bu örgütün faaliyetlerine iştirak edilmesi ve ülke menfaatlerine en uygun kararların çıkması için azami gayret sarf edilmesi denizciliğimizin geleceğine önemli katkılar sağlayacaktır. Yasa dışı göç sorunu büyük ve uluslararası nitelikte olup, çözümleri Türkiye veya tek başına herhangi bir ülkenin imkanlarının ötesindedir. Yakalanan bir yasa dışı göçmenin ülkesine gönderilinceye kadar maliyeti yaklaşık 2.000 dolardır. Yasa dışı göç sorununun çözümü ülkelerin tek başına baş edemeyeceği kadar kapsamlı ve maliyetlidir. Yasa dışı göçle mücadelede uluslararası külfet paylaşımı bir zorunluluktur. Olay sayısı ve göçmen sayısındaki artışın, Ortadoğu ve özellikle Irak’taki çatışmalar ile Afganistan’daki terör olaylarının devam etmesi ve işsizlik başta olmak üzere ekonomik problemlerden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığının yasa dışı göçü önleme faaliyetleri özellikle Ege’de zaman zaman arama/kurtarma faaliyetlerine dönüşmektedir. Bu kapsamda, 2005 yılında 23, 2006 yılında 13 yasa dışı göçmen denizden ölü olarak alınmıştır. 2005 yılında Ege’de 1288 (%97), Doğu Akdeniz’de 46 (%3) yasa dışı göçmen ele geçirilmesine karşılık, 2006 yılında Ege’de 1361 (%87), Doğu Akdeniz’de 209 (%13) yasa dışı göçmen yakalanmıştır. 46 YASA DIŞI GÖÇLE MÜCADELE [ Hazırlayan ] Ahmet GÜR | Dz. Kur. Kd. Alb. 12-13 Aralık 2000 tarihlerinde İtalya’nın Palermo kentinde düzenlenen bir konferansla Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin imzasına açılan ve ülkemiz tarafından 13 Aralık 2000 tarihinde imzalanan ve 4 Şubat 2003 tarihinde yürürlüğe giren Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne (SASMUS) Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Yapılan Göçmen Kaçakçılığı İle Mücadele Protokolü’ne (Palermo Protokolü) göre Yasa Dışı Göç; doğrudan veya dolaylı olarak, mali veya diğer bir maddi çıkar elde etmek için, bir kişinin vatandaşlığını taşımadığı veya daimi ikametgah sahibi olmadığı bir taraf devlete yasa dışı girişi anlamına gelmektedir. YASA DIŞI GÖÇÜN ÜLKEMİZE ETKİLERİ Çatışmalar, ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk, bazı Asya, Ortadoğu ve Afrika ülkeleri vatandaşlarının daha iyi yaşam koşullarını arzulamaları gibi nedenlerle ülkemiz yasa dışı göç olaylarından etkilenmektedir. Türkiye, istikrarsızlığın devam ettiği Afganistan, Pakistan, Irak, İran, Bangladeş gibi ülke vatandaşlarının Avrupa ülkelerine geçişi için transit ülke; Eski Doğu Bloku ülkeleri vatandaşlarının muhtelif sektörlerde çalışması için hedef ülke; Türk vatandaşlarının Avrupa ülkelerine yasa dışı geçişleri bakımından da kaynak ülke olarak yasa dışı göçle karşı karşıyadır. YASA DIŞI GÖÇLE MÜCADELE VE SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI FAALİYETLERİ Türkiye’de, yasa dışı göçle mücadeleden sorumlu Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün aldığı sıkı tedbirler ve etkin mücadele sonucunda 2005 yılında 57.428; 2006 yılında 42.472 yasa dışı göçmen yakalanmıştır. 1995 ile 2006 yılları arasında yakalanan yasa dışı göçmen sayısı 600.000’i geçmiştir. Doğu Akdeniz’de ise yakalamaların; Erdemli, Silifke, Bozyazı, Taşucu ve Anamur bölgelerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. 2005 yılında; 515 Moritanya (%39), 232 Afganistan (%17), 157 Somali (%12), 106 Irak (%8) ve 85 İran (%6) vatandaşı; 2006 yılında; 551 Moritanya (%34), 378 Afganistan (%24), 242 Suriye (%12), 143 Filistin (%9) ve 132 Somali (%7) vatandaşı yakalanmıştır. Nitekim Didim/Aydın bölgesindeki Panayır Adası ile ilgili yapılan video çekimlerinde; Ada üzerinde iskâna elverişli olmayan, ancak barınmaya müsait kullanım dışı eski yapıların olduğu, Ada’nın yasa dışı göçmenlerin uzun süre kalmalarına müsait olduğu, yapılar içerisinde ve civarında kullanılmış eşya, giyecek ve su ihtiyaçlarını karşılayabildikleri kuyuların bulunduğu tespit edilmiştir. Denizlerimizde yakalanan yasa dışı göç olaylarının bölge bazında incelemesi yapıldığında; • 2005 yılında % 63’ü; 2006 yılında ise % 70’i Müsellim Geçidi ve Dikili Boğazında, • 2005 yılında % 17’si; 2006 yılında ise % 9’u Çeşme Kanalı’nda, • 2005 yılında % 5’i; 2006 yılında ise % 11’i Kuşadası ve Didim bölgesinde, • 2005 yılında % 11’i; 2006 yılında ise % 2’si Bodrum ve Hisarönü Körfez bölgesinde meydana geldiği görülmektedir. Ayrıca Güneş Adası, Çıplak Ada, Yumurta Adası, Hakkıbey Adası, Garip Ada, Süngükaya Adası, Kara Ada ve Panayır Adası organizatörlerin göçmenleri atma ve geri atmada kullandıkları bölgeler olarak dikkati çekmektedir. ULUSAL MEVZUAT Göçmen Kaçakçılığı kavramı Palermo Protokolü’nde tanımlandığı şekliyle ilk kez 3 Ağustos 2002 tarihinde Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) eklenen 201/a maddesiyle ulusal mevzuatımızda yer almıştır. Buna paralel olarak iç hukukta yapılan yeni düzenlemeler neticesinde, Göçmen Kaçakçılığı suçu 5237 sayılı TCK’nın 79. maddesinde tanımlanmıştır. TCK’nın 79. maddesi; 47 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 YASA DIŞI GÖÇÜN TANIMI 2006 yılında Doğu Akdeniz’deki sahillerimizden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçişlerde büyük bir artış olmuştur. Nedenin; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne kolaylıkla geçiş ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki ucuz iş gücüne olan talebin yüksek ve Avrupa Birliği ülkelerine geçişin kolay olmasından kaynaklandığı görülmektedir. 1. Doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan; a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkan sağlayan, 48 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlayan kişi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. 2. Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır, hükmüne amirdir. MÜCADELEDE KARŞILAŞILAN SORUNLAR Ülkemizde yasa dışı göçmenlerin yakalandıktan sonra ülkelerine gönderilinceye kadar geçen süre içinde barınmaları maksadıyla oluşturulan barınma merkezlerinin sayısı ve kapasitesi yeterli değildir. Bu nedenle yakalanan yasa dışı göçmenler, çoğu zaman geçici ikamet izni verilerek serbest bırakılmakta ve yasa dışı göç girişimlerini tekrarlamaktadırlar. Ülkemizde diplomatik temsilciliği bulunmaması nedeniyle iadede yaşanan sorunlardan doğan boşluğun farkında olan organizatörlerin gerçekte Moritanya veya Somali uyruklu olmayan yasa dışı göçmenlere de yakalandıklarında Moritanya veya Somali uyruklu olduklarını beyan etmeleri yönünde telkinde bulundukları, ancak kendi dillerinde sorulan sorular neticesi bu kişilerin çoğunun Afganistan veya başka ülke vatandaşı oldukları anlaşılmaktadır. SONUÇ Küreselleşmenin beraberinde getirdiği uluslararası düzensiz göç hareketlerinin dünyanın her tarafına yayılması, göçmen kaçakçılığı suçunun artması için uygun bir ortam hazırlamıştır. Düzenli ya da düzensiz olsun, ekonomik, sosyal veya siyasi nedenlerle, iş bulma ya da iltica gibi amaçlarla yapılan göç hareketlerinin altında yapılan göçmen kaçakçılığı faaliyetleri, günümüzde hem kaynak, hem hedef, hem de transit ülke olarak çok sayıda ülkeyi etkilemekte ve bu faaliyetler genellikle uluslararası düzeyde örgütlenmiş organize suç şebekeleri tarafından yönlendirilmektedir. Yasa dışı göç sorununun çözümü; ülkelerin tek başına baş edemeyeceği kadar kapsamlı ve maliyetlidir. Yasa dışı göç alanında tüm sınırları etkin bir şekilde korumanın zorluğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye sorundan çok fazla etkilenmekte ve büyük mali külfetler altına girmektedir. AB’nin külfet paylaşımında bulunmasının yasa dışı göçle mücadelede etkinliği artıracağı değerlendirilmektedir. KAYNAKLAR: 1. FURKAN ŞEN, GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI, İNSAN TİCARETİ, ORGAN-DOKU TİCARETİ, KOM/TADOC YAYINLARI. 2. TÜRK CEZA KANUNU. 3. SINIRAŞAN ÖRGÜTLÜ SUÇLARA KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÖZLEŞMESİ’NE (SASMUS) EK KARA, DENİZ VE HAVA YOLUYLA YAPILAN GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI İLE MÜCADELE PROTOKOLÜ. 4. TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN ARASINDA 8 KASIM 2001 TARİHİNDE İMZALANAN GERİ KABUL PROTOKOLÜ. ATATÜRK ve DENİZ [ Hazırlayan] Kaya GÜMÜŞ | SG İda. Üçvş. Afet İnan, bir yazısında “Mustafa Kemal, bir sahil çocuğu olduğu için denizi çok severdi” diyor. Atatürk, denize yakın olmaktan, yüzmekten ve kürek çekmekten çok hoşlanırdı. Denizin sakin dinlendirici güzelliği karşısında Ankara’nın uzun kış aylarının yorgunluğunu gidermek amacıyla Florya’daki Deniz Köşkü’nü yaptırmıştır. Böylece Florya’nın İstanbul’un en gözde plaj yeri olmasında da etken olmuştur. 50 Atatürk’ün Florya’yı beğenmesi ve orada bir köşkün yapılma isteği şöyle anlatılır: 1935 yılı Haziran ayının Cuma günü Atatürk, İstanbul surları dışındaki bir otomobil gezintisi sırasında Florya’yı yüksekçe bir noktadan uzun uzun seyrettikten sonra yanındakilere “Bütün güzelliğine ve yakınlığına rağmen bu deniz bize küskün görünmüyor mu?” diye sormuştu. Yanındakiler, onun eliyle işaret ettiği tamamen bakir sahile bakarken Büyük Önder sözlerine şöyle devam etmişti: “İstanbul’u fethetmişiz ama burasını henüz elde edememişiz.” Atatürk daha sonra sahile inmiş, kumsalda dolaşmış ve avucuna aldığı kumu inceleyip elini denize sokmuştu. Buranın doğal güzelliğine, sükunetine, kumuna ve denizine hayran kalan Ata burada denizin üzerinde bir köşk yapılmasını istemiş ve çalışmalara girişilmişti. Hazırlanan planlar arasında Yüksek Mimar Seyfi Arkan’ın çizdiği projeyi pek beğenen Atatürk’ün emriyle inşaat başlamıştı. KAYNAK: SÖNMEZ, CEMİL; ATATÜRK’ÜN TABİAT VE ÇEVRE ANLAYIŞI; TÜRKİYE ÇEVRE VAKFI YAYINLARI; 1997; S.64, 65, 66 51 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 28 Haziran 1935 günü Atatürk, Florya’da tren yolunun biraz aşağısında otomobilden inince bu beklenilmeyen geliş ağızdan ağıza derhal bütün plaja yayıldı ve bütün halk Büyük Önder’in etrafını sardı. Atatürk evvela kendileri için yapılmakta olan iskele ucundaki köşke doğru ilerlediler. Deniz kıyısında 70 metre ileride kurulmakta olan bu köşkün direklere dayanan döşemesi ve iskelesi bitmiş gibidir. İnşaatın az bir zamanda tamamlanması için de büyük bir gayret sarf edilmektedir. Burasını gözden geçiren Büyük Şef, ilgili olanlara bazı direktifler verdiler ve bundan sonra Florya Plajı’nın ve sırtlarının bayındırlaştırılması işi üzerinde izahat aldılar. Büyük Önder, bundan sonra kıyıya inerek elleriyle suyu muayene ettiler ve “Sular sıcak” dediler ve sonra ilave ettiler: “Buranın kumları da ne kadar ince, Florya her halde çok güzel bir yer olacak”. Büyük Şef bundan sonra yeni yapılmakta olan yolun üzerinde geçerek saylav Kılıç Ali’nin yaptırdığı küçük modern köşke girip burada bir süre dinlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün inşa edilmesiyle bu kıyılar birden değerlenivermiş ve İstanbul Belediyesi de derhal girişimde bulunarak bu köşkün yanında büyük bir plajın yapımına başlamıştı. Köşk’ün yapımı sadece 43 gün sürmüş ve 1935 yılının yaz başında tamamlanan köşk, Atatürk’ün emir ve istirahatına tahsis olunmuştur. Atatürk, uzun kış aylarının yorgunluğunu, yaz aylarını geçirdiği bu deniz üstündeki köşkte çıkararak bu arada, halkın arasında denize girmiş ve kürek çekmişti. Ata, İngiltere Kralı VIII. Edward’ı (daha sonra tahttan feragat edip Windsor Dükü sıfatını almıştır) bu köşkte ağırlamıştı. Kral Edward, bu ahşap köşkü pek beğenmiş ve bunu şu sözleriyle Atatürk’e ifade etmişti: “Ben bir kralım ama, denizin üzerinde böyle şirin, sakin bir dinlenme, düşünme yerim yok. Hele böyle halkın yanında, halkla beraber bulunmak onlara erişmek çok ama çok büyük bir şeydir”. Büyük Atatürk 1937 yılında Fenerbahçe ve çevresindeki gezinti ve incelemeleri sırasında Fenerbahçe Burnu’nun Kalamış Koyu’na bakan kıyılarını da pek beğenmiş ve buradaki mendireğin onarılarak Fenerbahçe’nin gençliğin deniz sporlarıyla uğraşacağı bir merkez haline getirilmesini istemişti. Ancak onun bu emir ve isteğinin uygulanması yıllar sonra yerine getirilebilmiştir. Şehitleri ve Şehitlikleriyle ÇANAKKALE [ Hazırlayan ] Hakan ÇELİKCAN | SG Yb. Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, Bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed’in düşmanı boğduğu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmed’in yattığı yerdir. Düşün ki hasrolan kan, kemik ve etin, Yaptığı bu tümsek amansız, çetin. Bir harbin sonunda bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir. Necmettin Halil ONAN 52 İ Çanakkale Savaşları’nın genel olarak 18 MART 1915 deniz harekatıyla başlayıp, denizden geçemeyeceğini anlayan düşmanın 25 NİSAN 1915’te kara çıkarmasıyla devam eden ve 10 OCAK 1916’da son düşman askerinin bu toprakları terk etmesiyle biten bir tarih sayfası olduğu bilinir. Oysa Çanakkale’ye ilk saldırı 5 KASIM 1914’te yapılır ve Çanakkale Cephesi fiilen açılmış olur. Çanakkale’nin ilk şehitleri de bu tarihte verilir. Bu yazımda ben, savaşın bilinenlerinden çok, herkesçe pek bilinmeyen ve kabaca “her iki taraftan 250’şer bin insan öldü” diye geçiştirilen şehitler konusundaki bilgileri sizlerle paylaşmayı düşündüm. Çanakkale Savaşı’nın geçtiği arazileri 3 yıl boyunca onlarca kez dolaştım, bölgedeki her bir köye gittim, oradaki en yaşlılarla saatlerce sohbetler ettim. Onların anılarını dinledim, evlerinde hatıra olarak sakladıkları, her birinin bir öyküsü olduğunu söyledikleri yüzlerce malzeme gördüm. Düşünün bir, babasının anılarını bize nakleden Küçük Anafarta Köyü’nde köy kahvesinde oturup dinlediğim Yusuf Amca, hikayesinin bir yerinden sonra yaşından beklenmeyecek öyle bir heyecana ve akıcılığa kavuşuyor ki, o anda 25 Nisan 1915, sabah 06:00’yı yaşadığını hemen anlıyorsunuz. Sesi öyle bir titriyor ki ve sol gözünden yanağına inen yaşla “Düşmandan kaçılmaz! Cephaneniz yoksa, süngünüz vardır, SÜNGÜ TAK!” diye bağıran Mustafa Kemal Yarbay’a bakar gibi size bakıyor bir an… Yanımıza öte köyden gelip, az önce oturmuş olan Emin Amca’yı göstererek, “Aha” diyor. “Emin Onbaşı da yukarı köyden, Çanakkale Harbi’nde bebeydik biz. Sonra askerliği beraber yaptık 36 ay, birbirimizin kellesini çok kurtardık. Ama nice yiğitlere bir şey yapamadık. Hala onlara yanarım.” Sonra, “Gel benle komutan” diyor. Kalkıp, kahvenin bir sokak yukarısındaki evine gidiyoruz. Bir yandan torununun getirdiği ayranlarımızı içerken, avlunun diğer tarafında kendi hatıralarını sakladığı odacığına götürüyor bizi. Sürekli bir şeyler çıkartıyor raflardan. “Bu süngü İngiliz’in” diyor, “Bizim köyden Memet Dayı vardı, camide müezzin idi babası. Babası Kafkas’ta, Memet Dayı 53 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 lk sayının basım tarihinin NİSAN 2007 ayı içerisinde olacağından hareketle, içinde bulunduğumuz günlerde, takvimlerin ve tarihin gösterdiği en önemli olay olan 18 MART Çanakkale Deniz Zaferi konusunda bilgilerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu noktada yeri gelmişken, 2001-2004 yılları arasında Çanakkale’de 3. Dz. U/S Tb. Komutanı olarak görev yaptığım süre içerisinde, bölgedeki tarihi tabyalarda bulunan ve çoğu demirbaşım olan topların her birinin hikayesini öğrenmemde büyük desteği olan, aylarca süren detaylı çalışmalarla Çanakkale Savaşı tarihini en ince ayrıntısına kadar öğrenmemizi ve öğrendikçe atalarımıza olan hayranlığımızın kat ve kat artmasını sağlayan ve o dönemde emrinde görev yapan erinden, en kıdemli subayına kadar tüm personelin kültürel gelişimine büyük katkısı olan Çanakkale Boğaz Komutanı Tüma. Deniz KUTLUK’a da şükranlarımı arz etmek istiyorum… Bu gün güneş ne zaman batıya geçmişti. Bunu hiç bilemiyordum. Akşam oluyor, her taraf ve sular kararıyordu. Gece karanlığı tamamen çökmeden, sağ kalanlarımız bisküvi, et konservesi ve reçellerle midelerini teskine uğraşıyor, İngilizler’in bize bıraktıkları bu gıdaları hesapsız ve gramsız tüketiyorlardı. Bu gece de durmak bilmeyen muharebeyle geçti. Sabah alacakaranlığında Alayımıza (27.Al.) katılmak üzere emir aldık. Bölük Komutanımız şehit olmuş idi. Zabit Namzedi Medeni Efendi Bölüğü Keskindere’nin yatağında topladı. Komutanlığını yaptığım 3. Dz.U/S Tb. K.lığı bağlısı 32. ve 33. U/S Batarya K.lığı arazisindeki meşhur “Dur Yolcu” yazısı. Resmin alt kısmında Bataryanın Araç sundurması görülüyor. (Fotoğraf için Ç.Kale Hava Rad. Mevzii K.lığı’na teşekkürlerimle) Çanakkale’de şehit oldular. Aha bu süngüyü babam elleriyle çıkarmış Memet’in sol böğründen.” Korktum vermeğe anacığına, saklarım o gün bu gündür” diyor. Sonra bir başka parça, bir başka hikaye, ve bu böyle gidiyor… 54 Her biri bir kahramanlık hikâyesi olan çarpışmalarda öyle şiddetlileri olmuştur ki bir gecede 10.000 vatan evladı, bu topraklar için toprağa düşmüştür. Yaşanan cehennemin nasıl bir şey olduğunu biraz daha gözünüzde canlandırmanıza yardımcı olabilmek için, Sermet ATACANLI’nın “Atatürk ve Çanakkale’nin Komutanları” adlı kitabından bir bölüm aktarayım. Bir arazi düşünün 600 m genişliğinde ve 800 m uzunluğunda, yani 3-4 futbol sahası kadar bir şey. 83 Rakımlı Tepe burası. 21 HAZİRAN 1915 sabah 05:15. Fransızlar, 3 gün boyunca topçu ateşinde tutuyorlar. Fransız sarf kayıtlarına göre bu 3 futbol sahasının üzerine yağdırılan merminin dökümü şöyle : 7,5’luk top mermisi 6,5’luk top mermisi Ağır top /Obüs mermisi Havan mermisi (Piyade tüfeği mermisi hariçtir) : 27.000 : 10.000 : 2.700 : 700 1. ATACANLI, SERMET, ATATÜRK VE ÇANAKKALE’NİN KOMUTANLARI, S. 259-260 “2.Tümen’in, 22-23 Haziran günleri zayiatıdır. 79 subay 5800 gedikli ve er.”…1 Şimdi görev yaptığınız birliği düşünün. Denetleme taburuna tam mevcut çıksanız kaç kişisiniz? Sahil Güvenlik Komutanlığının şu anki toplam personel mevcudu 4000 kişi. Bir de 6000 kişiyi bir arada düşünün. İki gecede eriyor… Ancak bir teselli tarafı var. Cephanesi olmayan bu 6000 yiğit giderken 2.500 Fransız’ı da yanlarında götürüyorlar. 25 Nisan sabahı Anzak çıkarmasının yapıldığı sahillere ilk ciddi ve bilinçli müdahaleyi yapan 27. Alay’ın 12. Bl. Tk. komutanlarından Teğmen Mucip Efendi’nin hatıralarından okuyalım : “Üzerinde saatlerce boğuştuğumuz geniş sırtı aşarken, bu çetin boğuşmanın kanlı bilançosu, düşman hesabına cidden pek feci bir surette idi. Yüzlerce İngiliz çocuğu, topraklarımız üzerinde bir daha gözlerini açmamak üzere yatıyorlardı. Kanlı elbiseler içerisinde kıvrılmış tıraşlı yüzler, bizde hem intikam, hem de merhamet hisleri uyandırıyordu. Daha sık çalılarla örtülü Korkuderesi’nin başına geldiğimiz zaman, sağ ilerimizdeki sırtlardan çok şiddetli piyade ve makineli tüfek ateşi karşıladı bizi. Mevzii aldık ve muharebeye başladık. Fakat ne fena idi ki ilerleyemiyorduk. Buradan deniz de görünüyor idi ve düşmanın denizdeki gemileri de üzerimize top ateşi açmışlardı. Demek ki gün sonunda 164 kişiden geriye bu kadar kalmışız. Tabura Bölük Kumandanı sıfatıyla vereceğim ilk tahririn muharebe raporu olması mukaddermiş.”2 Vatan için canlarını su içer gibi, nefes alır gibi, bir an düşünmeksizin veren insanların, aslında “Türk İnsanının”, bir Alman gözüyle nasıl göründüğünü, Çanakkale Cephesinin Komutanı mareşal Liman Von SANDERS’in emir subayı Bnb. Carl MÜHLMAN’ın kaleminden okuyalım : “Anadolu ve Trakyalılar, kent insanlarına nazaran hizmet için daha elverişli unsurlardır. Köylü olarak çok bir şey beklemediğinden, hayata ve çok çaba isteyen işine alışmıştır. Büyük bir beden performansı gösterir. Ancak yetersiz beslenmelerinden ve hastalıklarla yeterli mücadele anlayışı olmadığından, düşündürücü oranda güçten düşme emareleri belirmişti. Kent ahalisi, sert beden çalışmasına isteksiz olduğundan ve spor alıştırmalarına alakasız kaldığından, daha az verimli durumdaydılar… Fatalist (kaderci) bir hayat görüşüyle pekiştirilmiş olan olağanüstü kanaatkârlığı, Avrupalı askerin, maruz kaldığı takdirde çok acı çekeceği zahmetlere ve yoksunluklara katlanmasını kolaylaştırıyordu. Her bir tabiat halkı gibi Türk insanı da pratik hizmet dallarında bazı özellikleri doğuştan taşımakta idi. Ortalama olarak gözleri keskindi. Yönünü bulmakta iyi bir yeteneği ve ata binmekte doğal bir becerisi bulunuyordu. Sert ahlaki kavramları çoğu kez ona egemendi ve temiz bir çevrede geçirilmiş ilk gençliğinin bir sonucuydu. Nefsine hakim, uyanık, alçakgönüllü ve çekingendi, sadık ve güvenilirdi. Aldığı terbiye icabı, amirlerine bağlı olarak, kendisinden daha yüksek bir iradeye karşı isyankâr değildi. Askeri Bu satırlardan da anlaşılacağı üzere 1914’teki Türk insanının yaradılış, davranış ve karakter özellikleriyle günümüz Türk’ü arasında pek fark yoktur. Yine kaderci, yine sürü güdüsünde hareket eden, yine azla yetinen, az çalışan, buna rağmen çok yorulan… Ama sebatkâr, dürüst, mert, güvenilir, sadık, kısaca temiz bir ırkız. Yani manevi değerlerimiz yüksek… 2. ATACANLI, SERMET, ATATÜRK VE ÇANAKKALE’NİN KOMUTANLARI, S. 268-269 3. MÜHLMAN, CARL, ÇANAKKALE SAVAŞI - BİR ALMAN SUBAYIN ANILARI, S. 12-13 55 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 İşte bu yazımda sizlere, adlarını hiç kimsenin hatırlamadığı ve şairin “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın” dediği o “Memet”lerle ilgili bildiğim, okuduğum, dinlediğim bilgilerden derlemeler sunacağım. Mareşal Liman Von Sanders’in 24 Haziran 1915’te Genelkurmay Başkanlığına (Enver Paşa) gönderdiği zayiat raporu : Önce bir emir: Eş tuuuut ! Yorgun bir kumanda: Sağdan say ! Zayıf sesler: …bir…iki…üç…dört… ve en nihayet 18 sondur ! disipline seve seve tabi oluyordu. Bu özellikleri, bir başka ulusta rastlamadığımız derecede, onu kendisini feda etmeye elverişli kılıyordu. Halkın %90’ı okuma yazma bilmemekteydi. Bu nedenle iyi manevi yaradılışı, sadece kendisinden yararlanılamamış olmakla kalmıyor, tersine manevi tembellik içinde yozlaşıyordu. Kendi başına düşünme gücü ve yargı yeteneğinden uzaktı. Sürekli yönetilmeye ihtiyacı vardı. Komutansız kaldığında ya da bizzat karar vermesi gerektiği durumlarda, kendine güvenini yitiriyordu. Harekete geçmek için kendini toparlayamıyor, emir bekliyor ve dış etkenlere karşı yargısız ve fikirsiz kalıyordu. İslam dininin öğretisi içinde yetiştirilmiş olarak, değiştirilemez bildiği kaderin güçlerine inanç besliyordu. Bu ruh durumunun dışa yansıması olarak, bir tür kitle telkini altında kalıyordu. Bu korkulan ve panik uyandıran bir ruh durumuydu. Ancak bu ruh durumu nasıl çabucak yayılıyorsa, bir yol göstericinin iradesi kendini belli ettiğinde birden ortadan kalkıyordu.”3 İşte bu değerler, haritada yerini bile bilmedikleri toprakları ele geçirmek için gelmiş ordular karşısında, kendi öz vatanını savunan vatan evladına, bir an bile düşünmeksizin ve tereddüt etmeden canını verdiren hasletlerdir. Atatürk’ün, “önündeki arkadaşının öldüğünü görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, buna rağmen en ufak bir tereddüt göstermeden düşmanın üzerine atılıyor” dediği Türk Askeri işte bu ırkın evlatlarıdır. Ata’nın bu sözleri ne askere moral vermek, ne de Türk Halkına hamaset olsun diye söylenmiş sözlerdir elbette. Ona bu sözü söyleten gerçek, Alan MOOREHEAD’in “Gallipolli” adlı eserin tercümesinde 18/19 Mayıs gecesi 2. Tümenin biri ihtiyatta bulanan üç alayıyla Arıburnu çarpışmalarının anlatıldığı bölümde, imzasız bir dip not olarak, tercümeyi yapan Günay SALMAN’a atfen Fikret GÜNESEN’in Çanakkale Savaşları adlı kitabında şöyle yer almaktadır : 56 “Bölüklerin mevcutları, en acemisi 6. atış görevini yapmış 250’şer er. Alaylar üç taburlu, taburlar dörder bölüklü. Buna göre ilk iki alayın toplam mevcudu 100 subay ile birlikte 6.144 kişi. Saldırı cephesi 800 m olduğuna göre 800/6144=13 cm. Yani bir kişiye 13 cm’lik yer düşüyor. Bir insanın genişliği en az 60 cm olduğuna göre, 60/13= 4 (yaklaşık). Bu demektir ki saldıran birlikler bitişik sık nizam halinde 4 sıra halinde idiler. Sonunda Çanakkale geçilememiştir. Ama gözlerini “Hasta adam”dan ele geçirilecek mirası paylaşma hırsı bürümüş canilerin bu teşebbüsü yaklaşık yarım milyon cana mal olmuştur. Bugün Çanakkale Gelibolu Yarımadası üzerinde her metrekare toprakta mutlaka bir insan parçası gömülüdür. Her ne kadar bunlar zaman zaman toplanmış ve bu maksatla düzenlenmiş şehitliklerde muhafaza altına alınmışlarsa da halen bulunamayan ve bilinemeyen binlerce insanın kalıntısı bu topraklarda gömülüdür. Oralarda yaşayanlar şiddetli yağmurlardan sonra akan toprağın bazen insan kemiklerini açığa çıkardığını anlatırlar. Siperleri dolaştığınızda bir mermi, bir boş kovan ya da bir üniforma düğmesi bulmamanız mümkün değildir. TÜRK KAYIPLARI Şehit 57.034 Yaralı 97.864 Kayıp 11.178 Hava Değişimi 7.084 TOPLAM 207.507 İNGİLİZ KAYIPLARI Ölü 43.000 Yaralı 72.000 Kayıp 90.000 Hava Değişimi - TOPLAM 205.000 FRANSIZ KAYIPLARI Ölü 3.707 Yaralı 17.371 Kayıp 6.047 Hava Değişimi 27.873 TOPLAM 54.998 Türk ya da düşman, bu topraklar üzerinde canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olan Mehmetçikler ve onlarla yan yana, koyun koyuna yatan yüz binlerce insanın anıları, ruhları bu topraklara ayak bastığınız anda sizleri karşılayacaktır. Çanakkale Şehitler Anıtı (Abide) ya da 57. Alay şehitliğini gezerken mezar taşı kitabelerindeki yazılar dikkatinizi mutlaka çekecektir. AMASYA MERKEZ – YUSUF OĞLU ALİ – 20 YAŞINDA BURSA KARACASU – HASAN OĞLU NAZIM – 19 YAŞINDA ÜSKÜP – CAFER OĞLU HAFIZ – 21 YAŞINDA AĞRI PATNOS – EDİP OĞLU NEBİ – 16 YAŞINDA DİYARBAKIR LİCE – HAMZA OĞLU MEHMET – 20 YAŞINDA İSTANBUL – KEVORK OĞLU ANDONİDİS – TABİP – 25 YAŞINDA Bu topraklar için orada canlarını verenler ne memleketlerini, ne dinlerini, ne etnik kökenlerini düşünmüşler, gerçekten “Bu topraklar için” canlarını vermişlerdir. Günümüz Türk’ü için buradan çıkarılacak dersler yok mudur? Saygılarımla... 4. GÜNESEN, FİKRET, ÇANAKKALE SAVAŞLARI, S. 190 5. ÇANAKKALE BOĞAZ KOMUTANLIĞI, ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI, S. 282, 285, 286 Türk şehitlerinin tamamı isim isim kayıtlıdır ve bende de tam bir listesi mevcuttur. Bu toprakları ziyaret etmeyi düşünenlere rehber olması düşüncesiyle şehitliklerin de tam listesini burada vermek yararlı olacaktır. TÜRK ŞEHİTLİKLERİ VE ANITLARI 1. Mecidiye Şehitliği Anıtı (Kilitbahir Namazgah Tabyasına 200 m güneyi) 2. Onbaşı Seyit Anıtı (Namazgah Tabyası ve Kilitbahir Kalesi 200 m güneyi) 3. İstihkam Yzb. Tahir Bey Anıtı (Değirmen Burnu Tabyası önü) 4. İsimsiz Topçu Yzb. Şehitliği (Kilitbahir Köyü Eceabat çıkışı) 5. Çamburnu Balkan Harbi Şehitler Anıtı (Eceabat-Seddülbahir Yolu 2. km) 6. Eceabat Yzb. Şehitliği (Milli Park Merkezi içi) 7. Yarbay Hüseyin Avni Bey Mezarı (57. Al.K.) (Conkbayırı Yolu) 8. Yüzbaşı Mehmet Şehitliği (Queen’s Post Mezarlığı karşısı) 9. 57. Al. Şehitliği ve Anıtı (Kabatepe-Conkbayırı yolu) 10. Mehmet Çavuş Anıtı (Cesarettepe) 11. Conkbayırı-Mehmetçik Anıtı Yazıtları (Conkbayırı) 12. Ütğm. Nazif Çakmak Anıtı (Yeni Zelanda Anıtı kuzeybatısı) 13. Çanakkale Şehitleri Anıtı ve Şehitliği (Eski Hisarlık Tepe) 14. İlk Şehitler Anıtı (Seddülbahir Kale içi) 15. Seddülbahir Cephanelik Şehitliği (Seddülbahir Koyu) 16. Er Halil İbrahim Mezarı (Seddülbahir Kalesi 500 m batısı) 17. Yahya Çavuş Şehitliği ve Anıtı (Ertuğrul Koyu kuzeyi) 18. Yarbay Hasan Bey Mezarı (Hisarlık Yolu Kerevizdere yakını) 19. Akbaş Şehitliği ve Anıtı (Akbaş Limanı kuzeyi) 20. Çamtekke Şehitliği (Kumköy) 21. Yarbay Halit Bey ve Yarbay Ziya Bey Mezarları (Anafartalar Mezarlığı) 22. Müftü Efendi Mezarı (Anafartalar Mezarlığı) 23. Topçu Ütğm. Hasan Tahsin Mezarı (Anafartalar Mezarlığı) 24. Havuzlar Şehitliği ve Anıtı (Kilitbahir-Alçıtepe yolu 3. km’si) 25. Mülazım-ı Sani Mustafa Efendi Mezarı (Alçıtepe Köyü 2 km kuzeyi) 26. Son Ok Şehitliği ve Anıtı (Alçıtepe Köyü kuzeybatısı) 27. Sargıyeri Şehitliği ve Anıtı (Alçıtepe 1 km batısı-Zığındere Vadisi kuzey ucu) 28. Zığındere Nuri Yamut Anıtı (Alçıtepe Köyü 2.5 km batısı) 29. İsimsiz Topçu Şehitliği (Alçıtepe Köyü yolu) 30. Bnb. Çırpanlı Ali Zeynel Abidin ve Hemşire Erika Mezarları (Yalova Köy Mezarlığı) 31. Barbaros Deniz Şehitliği ve Anıtı (Çanakkale Mrk. Nara yolu) 32. Hastane Bayırı Şehitliği (Çanakkale Mrk. İl Jan. Al.K.lığı karşısı) 33. Hasan-Mevsuf Şehitliği (Dardanos Bataryası-İntepe) 34. Hamidiye Şehitliği ve Anıtı (Biga Yarımadası tarafı) 35. Biga Namazgah Şehitliği (Biga) 36. Lapseki-Çardak Arıburnu Şehitliği (Çardak Kasabası) 37. Kumkale Şehitliği (Kumkale Köyü) 38. İntepe Hava Şehitliği (İntepe) YABANCI ANIT MEZARLIKLARI 1. Lone Pine Mezar Anıt (Yalnız Çam) 2. Johnston’s Jolly Mezarlığı (Kanlısırt) 3. 4th Batallion Parade Ground Mezarlığı (Braund Tepesi) 4. Courtney’s & Stee’s Post Mezarlığı (Merkeztepe) 5. Queen’s Post Mezarlığı (Bomba sırtı) 6. The Nek Mezarlığı (Korku Deresi güneyi) 7. Walker’s Ridge Mezarlığı (Yüksek Sırt) 8. Baby 700 Mezarlığı (Merkeztepe-Conk Bayırı yolu) 9. The Farm Mezarlığı (Conk Bayır yolu) 10. Chunuk Bair Mezarlığı ( Conk Bayırı) 11. Shell Gren Mezarlığı (Keltepe batısı) 12. Beach Mezarlığı (ANZAC Koyu çıkarma noktası) 13. Shrapnel Valley Mezarlığı (Küçük Arıburnu Anıtı güneyi) 14. Plugge’s Plateau Mezarlığı (Haintepe) 15. Arıburnu Mezarlığı (Anzac Koyu kuzay ucu) 16. Canterbury Mezarlığı (Arıburnu yolu doğusu) 17. No:2 Outpost Mezarlığı (Şapkatepe eteği) 18. New Zealand No:2 Outpost Mezarlığı (No:2 Outpost’un 100 m kuzeyi) 19. Embarkation Pier Mezarlığı ( Çatlakdere ağzı) 20.7th Field Ambulance Mezarlığı (Arapören-Üçtepe deniz tarafı) 21. Hill 60 Mezarlık ve Anıtı (Bombatepe Zirvesi) 22. Skew Bridge Mezarlığı (Seddülbahir- Alçıtepe yolu doğusu) 23. Fransız Savaş Mezarlığı ve Anıtı (Morto Koyu tepesi) 24. V Beach Mezarlığı (Ertuğrul Koyu) 25. Cape Helles Anıtı (İlyas Baba Feneri 250 m kuzeydoğusu) 26. Lancashire Landing Mezarlığı (Karacaoğlan Tepe) 27. Pink Farm Mezarlığı (Feyzullah Çiftliği) 28. Azmak Mezarlığı ( Kireçtepe sırtı eteği) 29. Hill 10 Mezarlığı (Softatepe) 30. Gren Hill Mezarlığı (Mestantepe) 31. Lala Baba Mezarlığı (Lala Baba mevkii) 32. 12 Tree Corps Mezarlık ve Anıtı (12 Ağaç Koruluğu) 33. Redoubt Mezarlığı (Alçıtepe-Seddülbahir yolu 1200 m batısı) 34. British Consular Mezarlığı (Çanakkale Merkez) 57 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 O gece saat 03:30’dan, 04:00’e kadar yarım saatte her iki alaydan toplam 60 subay ve 5.000 er şehit verilmiştir. Sabaha kadar devam eden taarruzlarda, kayıplar 9.000’e yükselmiştir. (Atatürk’ün 19. tümeni Arıburnu taaruzlarında 80 subay ve 10.887 mevcudundan 13 subay 1181 er şehit vermiştir)”4 9 ay süren bu kanlı ama “tarihin gördüğü son centilmen savaş” olarak tarih kitaplarında yerini alan mücadelede her iki tarafın kayıpları şöyledir:5 2007 YILI MALULİYET VE OEMS YARDIMI TABLOLARI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DAYANIŞMA VAKFI 1. ve 2. DERECE BAĞIŞ YAPILAN AYLAR “Felaket başa gelmeden önce, onu önleme ve ondan korunma çarelerini düşünmek gerekir.” VAKFIN AMACI Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli; subay, astsubay, sivil memur, uzman jandarma ve uzman erbaşlardan hizmette bulundukları süre içinde vefat edenlerin eş, çocuk, anne ve babaları ile malul olanların kendilerine, sosyal ve ekonomik destek sağlamaktır. YARDIM ÇEŞİTLERİ • Vefat Yardımı • Maluliyet Yardımı • OYAK Emekli Maaş Sistemi Yardımı (OEMS Yardımı ) VEFAT YARDIMI Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken vefat eden personele (vefat ettiği yıl içinde ve vefat tarihinden önce Vakfa bağışta bulunmuş olma koşulu ile) Vakıf Yönetmeliği esaslarına göre, fiili hizmet yılı dikkate alınarak yapılan yardımdır (Tablo – 1). 58 Vefat yardımının hesaplanmasında, personelin Fiili Hizmet Yılı hizasındaki Gösterge ile Memur Maaş Katsayısının çarpımından elde edilen tutar esas alınmaktadır. Örneğin; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken 1. fiili hizmet yılı içinde vefat eden personelin evli ise eşine ve çocuğuna, bekar ise anne ve babasına 1. yarıyılda 650.000 x 0,046985 = 30.540,25 YTL, 2. yarıyılda ise 650.000 x 0,047390 = 30.803,50 YTL vefat yardımı yapılacaktır (Tablo–1). MALULİYET YARDIMI 2 1. YARIYIL 650.000 625.000 0,046985 0,046985 2. YARIYIL 0,047390 0,047390 30.540,25 29.365,63 2. YARIYIL 1. YARIYIL 2. YARIYIL 1. YARIYIL 2. YARIYIL 1. YARIYIL 2. YARIYIL 250.000 0,046985 0,047390 11.746,25 11.847,50 31.724,29 32.215,63 43.470,54 44.063,13 2 ŞUBAT 250.000 0,046985 0,047390 11.746,25 11.847,50 31.724,29 32.215,63 43.470,54 44.063,13 3 MART 240.000 0,046985 0,047390 11.276.40 11.373,60 31.724,29 32.215,63 43.000,69 43.589,23 4 NİSAN 230.000 0,046985 0,047390 10.806,55 10.899,70 31.724,29 32.215,63 42.530,84 43.115,33 5 MAYIS 220.000 0,046985 0,047390 10.336,70 10.425,80 31.724,29 32.215,63 42.060,99 42.641,43 6 HAZİRAN 210.000 0,046985 0,047390 9.866,85 9.951,90 31.724,29 32.215,63 41.591,14 42.167,53 7 TEMMUZ 200.000 0,046985 0,047390 9.397,00 9.478,00 31.724,29 32.215,63 41.121,29 41.693,63 8 AĞUSTOS 190.000 0,046985 0,047390 8.927,15 9.004,10 31.724,29 32.215,63 40.651,44 41.219,73 9 EYLÜL 180.000 0,046985 0,047390 8.457,30 8.530,20 31.724,29 32.215,63 40.181,59 40.745,83 10 EKİM 170.000 0,046985 0,047390 7.987,45 8.056,30 31.724,29 32.215,63 39.711,74 40.271,93 11 KASIM 160.000 0,046985 0,047390 7.517,60 7.582,40 31.724,29 32.215,63 39.241,89 39.798,03 12 ARALIK 150.000 0,046985 0,047390 7.047,75 7.108,50 31.724,29 32.215,63 38.772,04 39.324,13 Vefat eden personelin dul eşine, T.C. Emekli Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, dul eşi OEMS’ye dahil ederek ömür boyu aylık almasını sağlamak amacıyla yapılan yardım olup, 2007’nin 1. yarıyılı için 31.724,29 YTL, 2. yarıyılı için ise 32.215,63 YTL’dir. Örneğin; şubat ayında Vakfa bağışta bulunan ve mayıs ayında 1. veya 2. derece malulen TSK’dan ayrılan personele ödenecek yardım tutarı 250.000 x 0,046985 = 11.746,25 YTL’dir (Tablo–2). Bu esaslara göre 3. ve 4. dereceden malulen ayrılan personele ödenecek yardım tutarı ise 150.000 x 0,046985 = 7.047,75 YTL’dir (Tablo–3). Sonuç olarak, vefat eden 1 yıllık personelin dul eşine, T.C. Emekli Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, 2007’nin 1. yarıyılı için toplam 62.264,54 YTL Vefat ve OEMS Yardımı, 2. yarıyılı için ise toplam 63.019,13 YTL Vefat ve OEMS Yardımı yapılacaktır (Tablo–1). 2. YARIYIL 30.803,50 29.618,75 1. YARIYIL 31.724,29 31.724,29 2. YARIYIL 32.215,63 32.215,63 VEFAT VE OEMS YARDIMLARI TOPLAMI 1. YARIYIL 62.264,54 61.089,92 2. YARIYIL 63.019,13 61.834,38 3 600.000 0,046985 0,047390 28.191,00 28.434,00 31.724,29 32.215,63 59.915,29 60.649,63 4 575.000 0,046985 0,047390 27.016,38 27.249,25 31.724,29 32.215,63 58.740,67 59.464,88 5 550.000 0,046985 0,047390 25.841,75 26.064,50 31.724,29 32.215,63 57.566,04 58.280,13 6 525.000 0,046985 0,047390 24.667,13 24.879,75 31.724,29 32.215,63 56.391,42 57.095,38 7 500.000 0,046985 0,047390 23.492,50 23.695,00 31.724,29 32.215,63 55.216,79 55.910,63 8 475.000 0,046985 0,047390 22.317,88 22.510,25 31.724,29 32.215,63 54.042,17 54.725,88 9 450.000 0,046985 0,047390 21.143,25 21.325,50 31.724,29 32.215,63 52.867,54 53.541,13 10 425.000 0,046985 0,047390 19.968,63 20.140,75 19.968,63 20.140,75 11 400.000 0,046985 0,047390 18.794,00 18.956,00 18.794,00 18.956,00 12 375.000 0,046985 0,047390 17.619,38 17.771,25 17.619,38 17.771,25 13 350.000 0,046985 0,047390 16.444,75 16.586,50 16.444,75 16.586,50 14 325.000 0,046985 0,047390 15.270,13 15.401,75 15.270,13 15.401,75 15 300.000 0,046985 0,047390 14.095,50 14.217,00 14.095,50 14.217,00 15 YILDAN FAZLA 275.000 0,046985 0,047390 12.920,88 13.032,25 12.920,88 13.032,25 TABLO 1. BİRİNCİ YARIYIL: 1 OCAK 2007 - 30 HAZİRAN 2007 1. YARIYIL OCAK Maluliyet yardımının hesaplanmasında, personelin Vakfa bağış yaptığı Ay hizasındaki Gösterge ile TSK’dan ilişiğinin kesildiği yarıyıldaki Memur Maaş Katsayısının çarpımından elde edilen tutar esas alınmaktadır. OEMS YARDIMI 2007 YILI MALULİYET VE OEMS YARDIMI TABLOLARI Vefat Halinde OYAK Emekli Maaş Sistemi Yardımı (OEMS) : Maluliyet Halinde OYAK Emekli Maaş Sistemi (OEMS) Yardımı: Sadece 1. ve 2. derece malulen emekli olan personelin kendisine T.C. Emekli Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, personelin kendisini OEMS’ye dahil ederek ömür boyu aylık almasını sağlamak amacıyla yapılan yardım olup, 2007’nin 1. yarıyılı için 31.724,29 YTL, 2. yarıyılı için ise 32.215,63 YTL’dir. 3. ve 4. derece malul personele OEMS yardımı yapılmamaktadır. Sonuç olarak, sadece 1. veya 2. derece malul personele T.C. Emekli Sandığınca maaş bağlanmaması durumunda, ocak veya şubat ayında bağış yaptığı dikkate alınarak 2007’nin 1. yarıyılı için toplam 43.470,54 YTL Maluliyet ve OEMS Yardımı, 2. yarıyılı için ise toplam 44.063,13 YTL Maluliyet ve OEMS Yardımı yapılacaktır (Tablo–2). BAĞIŞÇI SAYISI, BAĞIŞ DURUMU, HAK SAHİPLERİNE YAPILAN YARDIM Vakfımıza 2006 yılı içerisinde 129.539 personel bağışta bulunmuştur. Vakfın faaliyete başladığı 1 Ocak 2000 tarihinden 30 Kasım 2006 tarihine kadar geçen süre içerisinde; personel bağışları tutarı 20,3 milyon YTL olup, 959 vefat, 526 malul ve 82 OEMS Yardımı olmak üzere toplam 1485 kişiye yapılan yardım tutarı 16.6 milyon YTL’dir. TANITIM KONFERANSLARI 2006 yılında 81 il, 79 ilçe ve KKTC’de 526 Brl., Kh. ve Kurum personeline yönelik 364 tanıtım konferansı icra edilmiştir. İLETİŞİM BİLGİLERİ İKİNCİ YARIYIL: 1 TEMMUZ 2007 - 31 ARALIK 2007 MALULİYET VE OEMS YARDIMLARI TUTARI OEMS YARDIMI 1 OYAK EMEKLİ MAAŞ SİSTEMİ (OEMS) YARDIMI VEFAT YARDIM TUTARI 1. YARIYIL MALULİYET YARDIMI TSK Dayanışma Vakfı Genel Müdürlüğü Nenehatun Cd. No.55 06700 Gaziosmanpaşa / ANKARA 3. ve 4. DERECE BAĞIŞ YAPILAN AYLAR GÖSTERGE MEMUR MAAŞ KATSAYISI MALULİYET YARDIMI 1. YARIYIL 2. YARIYIL 1. YARIYIL 2. YARIYIL 1 OCAK 150.000 0,046985 0,047390 7.047,75 7.108,50 2 ŞUBAT 150.000 0,046985 0,047390 7.047,75 7.108,50 3 MART 140.000 0,046985 0,047390 6.577,90 6.634,60 4 NİSAN 130.000 0,046985 0,047390 6.108,05 6.160,70 5 MAYIS 120.000 0,046985 0,047390 5.638,20 5.686,80 6 HAZİRAN 110.000 0,046985 0,047390 5.168,35 5.212,90 7 TEMMUZ 100.000 0,046985 0,047390 4.698,50 4.739,00 8 AĞUSTOS 90.000 0,046985 0,047390 4.228,65 4.265,10 9 EYLÜL 80.000 0,046985 0,047390 3.758,80 3.791,20 10 EKİM 70.000 0,046985 0,047390 3.288,95 3.317,30 11 KASIM 60.000 0,046985 0,047390 2.819,10 2.843,40 12 ARALIK 50.000 0,046985 0,047390 2.349,25 2.369,50 TABLO 2. ve TABLO 3. BİRİNCİ YARIYIL: 1 OCAK 2007 - 30 HAZİRAN 2007 İKİNCİ YARIYIL: 1 TEMMUZ 2007 - 31 ARALIK 2007 BAĞIŞLARINIZ İÇİN BANKA HESAP BİLGİLERİ OYAKBANK Ankara Yenişehir Şb. 279 - 4440444 TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI Ankara Kolej Şb. 204 78 85 TÜRKİYE İŞ BANKASI Ankara Balgat Şb. 04 23 590 YAPI VE KREDİ BANKASI Ankara Balgat Şb. 70038398 TÜRKİYE HALK BANKASI Ankara Küçükesat Şb. 160 00 016 AKBANK Ankara Nenehatun Şb. 501 91 - 6 FİNANSBANK Ankara Necatibey Şb. 123 64 827 TÜRKİYE GARANTİ BANKASI Ankara Cebeci Şb. 629 95 34 Tel : (0312) 448 13 11 (pbx) KILIÇ : 5449 Belgegeçer : (0312) 448 17 70 Internet: www.tskdv.org.tr E-posta : [email protected] 59 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 1 GÖSTERGE MEMUR MAAŞ KATSAYISI MEMUR MAAŞ KATSAYISI Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli iken 1, 2, 3 ve 4. dereceden malul olarak ayrılan personele Vakıf Yönetmeliği esaslarına göre, bağışta bulunduğu ay ve maluliyet derecesi dikkate alınarak yapılan yardımdır (Tablo–2 ve 3). 2007 YILI VEFAT ve OEMS YARDIMLARI TABLOSU FİİLİ HİZMET YILI GÖSTERGE En önemli değişim yönteminin TKY (Toplam Kalite Yönetimi) felsefesini uygulamak olduğu bilinen bir gerçektir. Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi bir TKY uygulamasıdır. Bu anlamda YYYP; Sahil Güvenlik Komutanlığı için bir değişim aracıdır. Projenin başlangıcından itibaren, her kesimden farklı bir ses çıktığına şahit oldum. “Bu proje yürümez”, “Hayal kuruyorsunuz”, “Olmadığını görünce siz de vazgeçeceksiniz”, “Deniz Kuvvetleri de denedi” gibi düşünceler dile getirildi. Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahında görev yapan personelin iştirak ettiği her eğitimin son gününde alınan görüşler ise duyduklarımın aksine, büyük bir çoğunlukla değişmişti. “Komutanların ve yönetici konumunda bulunan amirlerin projeyi desteklemesinin kendilerinin bu projeye olan inancını olumlu yönde değiştirdiği”, “Takım çalışmasının önemini anladıkları”, “TKY felsefesinin toplumun her kesiminde uygulanmasını, Türk Toplumunun, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de birçok konuşmasında belirttiği muasır medeniyet seviyesine ulaşmasında yardımcı olacağı” şeklindeydi. 60 [ Hazırlayan ] Güray DEMİR | SG Kd. Ütğm. Değişim hayatın kaçınılmaz bir gerçeği, siz isteseniz de istemeseniz de zaten değişmek zorunda kalıyorsunuz. Değişim rüzgârı aynı bir sel gibi, ona direnirseniz sizi boğmaya, birlikte hareket ederseniz daha iyi yüzmenize yardımcı oluyor. Büyük bir gururla belirtmek isterim ki ben bu selin yardımıyla daha iyi yüzmeyi seçenlerdenim. Değişmeyen sadece değişimin kendisidir. Biz yaşadığımız bu değişimi yöneteceğiz. Değişim; tahrik edicidir, dayanılmazdır, çekicidir, ihtiras uyandırır, etkileyicidir, vazgeçilmezdir, tepki doğurur, bir kasırga gibidir, önündeki hazırlıksız olan her şeyi süpürür darmadağın eder, kimsenin onu uzun süre seyretmesine izin vermez, karşı koyamazsınız. Değişimi kontrol etmenin tek yolu onun bir parçası olmaktır. Aslında doğrusu; parçası olmak değil, değişimi yönetebilmek olmalıdır. Eğer kendi değişimimizi yönetmezsek, başkalarının yönetimi içinde değişmek zorunda kalırsınız. Eğitimler boyunca hepimizin üzerinde olumlu değişimler meydana getirdiğini gözlemledim. Çünkü hayatınız boyunca karşılaştığınız her insanın, eğitim düzeyi ve yaşı her ne olursa olsun, onlardan öğrenebileceğiniz bilgiler olduğunu, siz yaşamamış olsanız da onların tecrübelerinin sizin yaşamınızı değiştirebildiğini öğrendim. Hiç kitap okumamış insanların kitap okumaya başladıklarını, sırf daha iyi eğitim verebilmek için diksiyonlarını düzeltmeye çalıştıklarını, konularını daha iyi anlatabilmek için literatür araştırması yaptıklarını gördüm. En sonuncusu diyemeyeceğim, ama en çok etkilendiğim ise yıllardır aynı ortamda çalışan ve birbirlerinin ismini dahi bilmeyen insanların, arkadaş hatta dost olduklarını görmek oldu. İnanıyorum ki Yenilikçi ve Yaratıcı Yönetim Projesi nasıl başladıysa öyle devam edecektir. Dünya üzerinde durmadan esen değişim rüzgârı, Sahil Güvenlik Komutanlığını değişimi yönetebilen kurumlardan biri haline getirecektir. Bu rüzgârın içinde bizimle birlikte yelken basan ve bu işe gönül verip dümen tutanlara teşekkür ederim. 61 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 YENİLİKÇİ ve YARATICI YÖNETİM PROJESİ Genelde katılımcılar, TKY eğitimlerinin öncelikle tepe yöneticiler ve orta kademe yöneticilerden başlatılması gerektiği ve zamanla alt kademelere yayılarak uygulanmasının mümkün olabileceğini vurgulamışlardır. TKY’nin doğasında mevcut olan moral ve motivasyonun tüm amirler tarafından uygulanması durumunda projede bir aksaklık çıkmayacağı görüşü ortaya konulmaktaydı. Personelin YYYP ile ilgili olarak en fazla merak ettikleri hususun ürünler/çıktılar hakkında olduğunu görüyorum. Yani personel: “Biz bu eğitimleri aldık ama ne olacak? Ne değişecek? Ben değişimi bariz bir şekilde hissedecek miyim?” diye soruyor. Şurası unutulmamalıdır ki; Değişim Yönetimi sürekli bir faaliyettir. Bunu aslında bir kültür, felsefe ya da yaşamı yorumlamak olarak adlandırabiliriz. Dolayısıyla; Değişim Yönetimi’nin çıktısı da, Sahil Güvenlik Komutanlığında pozitif yönde gelişecek bir kurumsal kültür değişimi olacaktır. Bu da uzun vadede, Sahil Güvenlik Komutanlığının faaliyet gösterdiği her alanda mükemmele ulaşması konusunda itici bir güç yaratacaktır. TOPLUMSAL GELİŞİME DESTEK FAALİYETLERİ KİTAP VE MALZEME YARDIMI [ Hazırlayan ] Personel Başkanlığı 62 63 Bu düşünceden hareketle; Sahil Güvenlik Komutanlığı ailesi olarak, Haziran 2006 yılında Türk Silahlı Kuvvetlerinin Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri kapsamında bağlı birliklerimiz ve karargah çapında yaptığımız kitap kampanyası sonunda toplanan kitaplar Kars İli Kağızman İlçesi Şehit Refik Cesur Pansiyonlu İlköğretim Okuluna gönderilmiştir. Komutanlığımızın Kasım 2006 yılında bağlısı birlikler ile karargah çapında yaptığı yardım kampanyası sonucunda toplanan kılık/kıyafet, kırtasiye malzemesi, her tür kitap (roman, hikaye, dergi, edebi dergi, test kitabı, ansiklopedi, atlas ve tarih dergisi vb.) ve temizlik maddesi, Şanlıurfa İli Bozova İlçesi Kızlar İlköğretim Okulu ve İrme İlköğretim Okullarına Bozova İlçe Jandarma Karakolu kanalıyla aktarılmıştır. Atatürk’ün çocuklara söylediği “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz; kızlar, çocuklar!” sözlerinin ışığıyla bizler bu güzel çocuklara ulaşarak ülkemiz ve insanlık adına yararlı insanlar olmaları yolunda onların ihtiyaçlarını bir nebze de olsa karşılamaya çalıştık ve çalışacağız. Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Çağımız, bilgi ve ileri teknoloji çağıdır. Bu çağın en temel ve vazgeçilmez unsuru bilgi toplumu ve bilgili, eğitimli insan gücüdür. Bu çağın gerisinde kalmamak, gelişen dünya ve onun koşulları ile aynı zaman diliminde omuz omuza ileriye doğru ilerlemek ancak eğitim yatırımları ile mümkündür. TEŞEKKÜR MEKTUPL ARI TOPLUMSAL GELİŞİME DESTEK FAALİYETLERİ KÖYLERDE SAĞLIK TARAMASI [ Hazırlayan ] Lojistik Başkanlığı Saat 8.30 sularında Kaş’a doğru hareket etmek üzere demir aldım. Ancak çok kısa bir süre sonra su bağlantı pompası kayışı bozuldu ve akabinde motor arızaya geçti. Hemen denize attığım iki çapanın rüzgarın çok kuvvetli olması ve tekneyi kayalıklara doğru götürmeye başlaması nedeniyle, tutunamayacağını düşünerek Sahil Güvenliğin yardımını istedim. Yaklaşık 40 dakika süren kayışı değiştirme ve motoru tekrar çalıştırma işlemi boyunca 113 ekibinin nazik ve başarılı yardımlarını aldım. İmza: Antonio COPPI Kaş Koyu, 11 Ekim 2006 Not: 9 Ekim günü Fethiye, 10 Ekim günü ..... (Gemilu) Adası’nda, aynı günün akşamı da Kaş’taydım. 64 65 Sağlık taraması ile köylerdeki vatandaşlarımıza sağlık hizmeti ulaştırılmıştır. Bu sayede ileride oluşabilecek daha ciddi sağlık sorunlarının önlenmesi; böylece de ciddi ekonomik kayıpların ve iş gücü kaybının azaltılması amaçlanmıştır. 2006 yılında yapılan sağlık taramaları sonucunda toplam 3743 kişi muayene edilerek, teşhis konan hastaların tedavileri yapılmıştır. Bunun yanında halkımıza, salgın hastalıklarla mücadele, beslenme, hijyen çocukluk dönemi aşıları, ana çocuk sağlığı, hipertansiyon, bel ağrısı, sağlıklı beslenme, aile planlaması gibi sağlık konularında bilgiler verilmiştir. Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri kapsamında; Sahil Güvenlik Komutanlığının konuşlandığı, sağlık hizmetlerinin yeterince ulaşamadığı köylerde yaşayan, ihtiyaç sahibi sivil halka, komutanlığımızda görev yapan tabipler ve yardımcı sağlık personeli tarafından, il/ilçe sağlık müdürlükleri ile koordineli olarak sağlık taraması yapılmıştır. SAHİL DENİZ İZCİ GRUBU’NDA GÖREV YAPAN LİDERLER Hakan Mehmet KABUL Betül EREN Ekrem İYİCE Semih ÖZENOĞLU Sare Bostancı Hüseyin Alp KAYA Benay Anıl İRİ Açelya İRİ Ebru Nuray KAVSARA Gökhan YANAŞIK Alev DENİZER Nilifer ÖZTÜRK Eda ÇETİNTAŞ Hasan KIZILDAĞ Halil ÜNSAL Uğurcan İMECE Kadir Emre BAHTİYAR Aziz YILDIRIM Timuçin ŞAHİN Berkan Alper KAYA Cansın YILMAZ Ferhat YILDIRIM 66 Bir başka yaşam biçimi DENİZ İZCİLİĞİ [ Hazırlayanlar ] Hakan KABUL | SG İkm. Kur. Yb. Betül EREN Sahil Deniz İzci Grubu; Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli personel ve ailelerinin meslek dışı gelişimine katkıda bulunmak maksadıyla 1997 yılında Ankara’da kurulmuştur. Deniz İzciliği faaliyetlerinin esasını, personel ailelerinin bireysel gelişimine katkıda bulunmak, çocuk ve gençlerimizin ırk, dil, din, cinsiyet, renk, sivil, asker ayırımı yapmadan Atatürk ilkeleri etrafından kenetlenmiş ulusal bilinci yüksek bireyler olarak kaynaşması olarak belirlenmiştir. Ancak, 2005 yılında yapılan yasal mevzuat değişiklikleri nedeniyle halen Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından Deniz İzciliği ve bu kapsamda Sahil Deniz İzci Grubu’na gönüllü personel ile eğitim desteği verilmektedir. Deniz izciliği faaliyetlerinin temel amacı, çocuk ve gençlerimizin bedensel, ruhsal, düşünsel ve toplumsal gelişmelerini destekleyip, kendi kendilerine yeterli | Svl. Me. olacak şekilde kişilik gelişimlerine katkıda bulunmak, çocuk ve gençlerimizi Atatürk ilke ve devrimleri ile cumhuriyete bağlı, ulusal ve uluslararası toplumun sorumlu ve saygın üyeleri olarak, uyumlu çalışabilen, çevre koruma bilincine erişmiş, deniz/denizciliği seven ve koruyan “iyi insan, iyi yurttaş”lar olarak yetişmelerine katkıda bulunmaktır. Üç tarafı denizler ile çevrili olan ülkemizde deniz ve denizciliğe gerekli ve yeterli önem verilmemektedir. Bu eksikliğin ancak deniz ve denizcilik kültürü ile yetiştirilmiş, geleceğin lider ve yöneticileri olacak çocuk ve gençlerimize denizciliğin ve deniz sevgisinin bir hayat biçiminin benimsetilerek çözümlenmesi hedeflenmektedir. Sahil Deniz İzciliği programı kapsamında bugüne kadar yaşları 7 ila 21 arasında olan, toplam 543 çocuk ve gencimizin yetiştirilmesine katkıda bulunulmuştur. Proje çerçevesinde 2015 yılına kadar 2.500 deniz gönüllüsü yetiştirmek hedeflenmektedir. Gelenek olarak izci ünitelerine, deniz, denizcilik ve Türk deniz tarihini simgeleyen “18 Mart Kız Deniz İzci Oymağı”, “Dumlupınar Erkek Deniz İzci Oymağı”, “Albatros Deniz İzci Kümesi”, “Yakamoz Deniz İzci Ocağı” vb. isimler verilmektedir. Sahil Deniz İzci Grubu programını benzerlerinden ayıran iki temel fark bulunmaktadır. Bunlardan ilki, deniz izciliği kapsamında aile ve toplumunun temeli olan eşsiz ve fedakar Türk kadınının deniz sevgisi ve denizcilik ülküsü ile donatılmış olarak yetiştirilmesidir. Bu kapsamda, şimdiye kadar 260 genç kızımız deniz izciliği çarkında denizciliğin milli bir ülkü olarak benimsenmesi parolası ile eğitilmiştir. İkinci farklılık ise, Sahil Deniz İzci Grubu programında engelli çocuk ve gençlerimizin faaliyetlere tam veya yarı zamanlı olarak iştirak ettirilmesidir. Bu sayede, çocuk ve gençlerin arasındaki dayanışma, sorumluluk, sosyal paylaşımın pekiştirilmektedir. Bu uygulamanın, hem engelli gençlerimiz hem de diğerleri üzerinde çok olumlu sonuçlar verdiği aileleri tarafından ifade edilmektedir. Ayrıca, Ankara bölgesinde Sahil Deniz İzci Grubu faaliyetlerine iştirak eden çocuk ve gençler üzerinde yapılan çalışmalarda; • İzcilerin ders başarılarının emsallerine oranla daha 67 yüksek olduğu, (2005-2006 eğitim ve öğretim yılında 85 aday izci / izciden 51’i takdirname, 15’i teşekkür belgesi ile onurlandırılmıştır). • Hiçbir izcinin sigara vb. zararlı maddeler kullanmadığı, • Okullarında hiçbir disiplin olayına karışmadığı, • Resim, müzik gibi sosyal dallarda ilgi ve başarı oranının daha yüksek olduğu, • Fiziksel yeterliliklerinin artması nedeniyle sporda daha başarılı olduğu, (lisanslı sporcu sayımız 28’dir.) • Duygusal ve fiziksel açıdan daha dayanaklı olduğu, • Ders çalışma biçimlerinin ailedeki diğer çocuk ve gençlere oranla daha sistemli ve verimli olduğu, Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı Yardımcısı Sahil Deniz İzci Grubu Grupbaşı Yardımcısı Ocakbaşı Ocakbaşı Oymakbaşı Oymakbaşı Oymakbaşı Oymakbaşı Oymakbaşı Oymakbaşı Kümebaşı Kümebaşı Eğitim Koordinatörü Etkinlik Koordinatörü Yardımcı Lider Yardımcı Lider Yardımcı Lider Yardımcı Lider Yardımcı Lider Yardımcı Lider Yardımcı Lider 68 • İzcilik yapmayan kardeşlerine göre, zorluklar karşısında soğukkanlılığı koruma ve kendi başına sorun çözme konularında daha yaratıcı/kararlı olduğu, (44 gencimizin 28’inin ailesi tarafından belirtilmiştir.) • Daha girişken ve daha sosyal oldukları, hayalgüçlerinin (yaratıcılıklarının) daha yüksek olduğu, (44 gencimizin 35’inin ailesi tarafından ifade edilmiştir.) üzere pusula ve harita kullanımı, balık tutma, kürek çekme, amatör telsiz kullanımı, yön bulma, temel ilkyardım, akvaryum hazırlama, denizde cankurma vb. konularda temel yada uzmanlık seviyesinde kalıcı yetenekler kazandırılmaktadır. Bu sayede, çocuk/gençlerimiz kendine güven duygusu gelişmiş, çalışkan, sosyal ve toplumsal sorumluluk alabilen, topluma hizmet etmekten onur duyan, cesur ve zorluklar karşısında yılmayan, “daima hazır bireyler” olarak yetiştirilmektedir. Sahil deniz izcileri tarafından 1997 yılından bugüne kadar yerel ve ulusal 50 civarında kampa iştirak edilerek genç ve çocuklarımızın yaparak/yaşayarak öğrenmeleri esas alınmıştır. Sahil İzci Grubu’nun diğer izci oluşumlarından bir diğer farkı da; her yıl en az bir kere düzenlediği “anne-çocuk”, “baba-çocuk” kamplarıdır. Bu kamplarda ailelere, çocuklarının gelişimini ve kendi başlarına doğa/kısıtlı imkanlarda neler yapabildiğini gösterme, aile çocuk ilişkisini daha sağlam temellere oturtabilme ve keyifli bir zaman dilimini doğayla içiçe geçirerek sevgi ve desteği paylaşma amaçlanmaktadır. Genç ve çocuklarımıza deniz izciliği faaliyetleri ve icra edilen kamplar kapsamında, yaş grubu ve ilgi alanına göre başta yüzme, dalgıçlık, yelken, olmak Ayrıca, “İzci Topluma Hizmet Eder” parolası kapsamında, kan bağışı, ağaçlandırma, çevre koruma, sürdürülebilir çevre, çevre kirliliği ve • Diğer kardeşlere göre aile içinde daha uyumlu davranışlar sergilediği tespit edilmiştir. (44 gencimizin 33’ünün ailesi tarafından belirtilmiştir.) erezyonla mücadele gibi toplumsal hizmet faaliyetleri gönüllülük çerçevesinde sürdürülmektedir. Gayemiz, Türkiye Cumhuriyetimizi “denize kıyısı olan devlet” anlayışından “denizci devlet” anlayışına taşıyabilecek yarının liderleri olan gençlerimizin birer deniz gönüllüsü olarak yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır. Sahil Deniz İzci Grubu olarak, Cumhuriyet devrim ve ilkelerini rehber aldık, “denizci Türkiye”nin aydınlık geleceğine rotamızı viyaladık. Yolumuz uzun, deniz kudurmuş olsa da, andımız var dönmemeye geriye, Atatürk’ün Leventleri olarak yelken basmaya enginlere.... ANKARA’DA YAŞAYAN 7-21 YAŞ ARASI, SİVİL YA DA ASKER ÇOCUĞU TÜM GENÇLERİ BİZE KATILMAYA DAVET EDİYORUZ. DETAYLI BİLGİ İÇİN; www.sahilizci.org, www.sahilizci.spaces.live.com TEL: (0312) 416 4705 - (0312) 416 46 46 69 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 (kardeşi bulunan ve kardeşleri izcilik yapmayan 44 gencimizden 32’sinin ailesi tarafından ifade edilmiştir.) SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI KARARGAHINDA ÖDÜL ALAN BİRLİKLER » Harekat Eğitim Kategorisinde En Başarılı Birlikler En Başarılı Kaan 29/33 Sınıfı Bot : En Başarılı 80 Sınıfı Bot : En Başarılı SAR Tipi Bot : En Başarılı Alman Sınıfı Bot : En Başarılı Türk Tipi Bot : En Başarılı Kaan 15 Sınıfı Bot : En Başarılı Piket Tipi Bot : En Başarılı Grup Komutanlığı : En Başarılı Helikopter Uçuş Ekibi : TCSG-101 TCSG-85 TCSG-71 TCSG-114 TCSG-132 TCSG-12 TCSG-56 Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı I. Pilot SG Yzb. Koray YAZICIOĞLU II. Pilot SG Ütğm. Oğuzhan AYDIN Uçuş Opr. SG Sey. Kd. Bçvş. Metin MURAT Arama Kurtarma Opr. SG Sey. Üçvş. Turgay ÖZALP » Denetlemeler Kategorisinde En Başarılı Birlikler En Başarılı Sahil Güvenlik Botu En Başarılı Kıyı Birliği : : TCSG-105 Sahil Güvenlik Antalya Grup Komutanlığı » Teknik Faaliyetler Kategorisinde En Başarılı Birlik En Başarılı Onarım Destek Komutanlığı 70 : Sahil Güvenlik Onarım Destek Komutanlığı / SAMSUN 71 [ Hazırlayan ] Kazım ÖGÜT | Dz. Kd. Alb. Dent. ve Değ. Bşk. Sahil Güvenlik Komutanlığımız “Türkiye’nin kaderi denizlerdedir” anlayışı ile “Mavi Vatan” olarak isimlendirdiğimiz denizlerimizde güven veren, saygın ve örnek alınan bir Sahil Güvenlik Komutanlığı olma vizyonu doğrultusunda özveri ile görev yapmaktadır. “Denizde her an yardıma hazırız” parolası ile 2006 yılında 512 insanı kurtaran; 1600 yasa dışı göçmeni yakalayan; muhtelif miktarlarda kaçak uyuşturucu, akaryakıt, sigara, cep telefonu ve elektronik eşya ele geçiren Sahil Güvenlik Komutanlığımız bu yıl 25inci yılını kutlamaktadır. Denizde kanunların uygulayıcısı, güvenliği sağlayıcı, canlı ve cansız kaynakları koruyan; deniz kirliliğini önleyici görevler icra eden Sahil Güvenlik Komutanlığı bağlısı Birlik ve Botların 2005-2006 Eğitim Dönemindeki etkinlikleri ve denetlemelerde aldıkları puanlar dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde En Başarılı Sahil Güvenlik Botu, Grup Komutanlığı, Onarım Destek K.lığı ve Uçuş Ekibi belirlenmiştir. 2005-2006 Eğitim Dönemi Başarılı Birliklere Ödül Verme Töreni, Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahında 16 Kasım 2006, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında ise 28 Kasım 2006 tarihinde icra edilmiştir. Sahil Güvenlik Komutanlığı Karargahında icra edilen törene Sahil Güvenlik Komutanı, Ana Ast Birlik Komutanları ve Karargah personeli katılmıştır. 28 Kasım 2006 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Karargahında icra edilen törene Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı ve diğer üst düzey davetliler iştirak etmiştir. Törende Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel K.lığı, Sahil Güvenlik K.lığı ve Özel Kuvvetler K.lığınca belirlenen Başarılı Birlik Komutanları ödüllendirilmiştir. En Başarılı Sahil Güvenlik Botu olarak TCSG-105 seçilmiş, Bot Komutanı Dz. Kd. Ütğm. Önder GÖKSEL’e ödülünü II. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan IĞSIZ vermiştir. Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Komutanlığı 2005-2006 EĞİTİM DÖNEMİ BAŞARILI BİRLİKLERİ ZİYARETLER 20 EYLÜL 2006 GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT’IN ZİYARETLERİ 12 ARALIK 2006 YUNANİSTAN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANI KORAMİRAL ELIAS SIONIDES’İN ZİYARETLERİ 72 73 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 25. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT, Sahil Güvenlik Komutanlığının 25. yılında karargahımızı ziyaret etmişlerdir. Orgeneral BÜYÜKANIT, Sahil Güvenlik Komutanlığının faaliyetleri hakkında bilgi almıştır. Yunanistan Sahil Güvenlik Komutanı Koramiral Elias SIONIDES Sahil Güvenlik Komutanlığını ziyaret etmiştir. Sahil Güvenlik tarihinde bir ilk olan ziyaret esnasında Yunanistan Sahil Güvenlik heyeti ile ikili görüşmeler yapılmıştır. ZİYARETLER 08 OCAK 2007 İSRAİL DENİZ KUVVETLERİ HEYETİNİN ZİYARETİ 22 OCAK 2007 MİLLİ SAVUNMA BAKANI SAYIN M. VECDİ GÖNÜL’ÜN ZİYARETLERİ 74 75 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 İkili görüşmelerde bulunmak üzere İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yuval ZUR başkanlığındaki heyet karargahımızı ziyaret etmiştir. Milli Savunma Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL, Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahını ziyaret etmiş ve Sahil Güvenlik Komutanlığı faaliyetleri hakkında bilgi almıştır. Sayın Bakan, SGK karargahını ziyaret eden ilk Milli Savunma Bakanı’dır. ZİYARETLER 15-16 MART 2007 ŞEHİT ÇOCUKLARI VE ŞEHİT AİLELERİNİN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETLERİ 22 MART 2007 BULGARİSTAN SINIR POLİSİ BAŞ DİREKTÖRÜ TÜMGENERAL KRASIMIR PETROV’UN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETİ 76 77 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can ERENOĞLU 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitler Günü münasebetiyle şehit çocuklarını ve şehit ailelerini kabul etmiştir. Bulgaristan Sınır Polisi Baş Direktörü Tümgeneral Krasimir PETROV ikili görüşmelerde bulunmak üzere ülkemize gelmiştir. Tümgeneral PETROV başkanlığındaki Bulgaristan heyetiyle ikili görüşmeler yapılmıştır. ZİYARETLER 28 ETKİNLİKLER MART 2007 ARNAVUTLUK GENELKURMAY BAŞKANI TÜMGENERAL LUAN HOXHA’NIN SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞINI ZİYARETLERİ 13 OCAK 2007 BN. SERAP ERENOĞLU SAHİPLİĞİNDE ÇAY PARTİSİ 78 79 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Arnavutluk Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Luan HOXHA Sahil Güvenlik Komutanlığını ziyaret etmiştir. Konuk heyete Sahil Güvenlik Komutanlığının imkan ve kabiliyetleri hakkında bilgi verilmiştir. 13 Ocak 2007 tarihinde Bn. Serap ERENOĞLU ev sahipliğinde karargahta görevli subay/astsubay eşleri ile bayan devlet memurlarının katıldığı çay düzenlenmiştir. SATRANÇ BRİÇ [ Hazırlayan ] M. Kutay ELDEMİR | Svl. Me. SORULAR [ Hazırlayan ] Engin KUNTAY | Dz. Bnb. ÖDÜLLÜ SORU Ödüllü soru için cevaplarınızı isim, telefon numarası ve adres ekleyerek 20 Temmuz 2007’ye kadar [email protected] adresine gönderebilirsiniz. İKİ HAMLEDE MAT. M. Lipton, “Evening News”, 1958 RD9 --A87 2 İKİ HAMLEDE MAT. AV82 R --A3 B 10 A V109 D4 K D G 3 --RD RV109 HER DEFANSA KARŞI NASIL 6 EL ALIRSINIZ? Koz Pik, el güneyde. N. A. MacLeod, “Observer”, 1962 BRİÇİN TARİHÇESİ VE YAŞAM BECERİSİ OLARAK KAZANDIRDIKLARI SATRANÇIN TARİHÇESİ 80 * WWW.TSF.ORG.TR SUDOKU 4 7 8 1 9 6 8 9 1 3 4 3 4 9 5 8 6 3 3 2 ZORLUK ORTA SEVİYE [ Hazırlayan ] Ervin ESEN | Gv. Atğm. 4 9 7 2 7 7 2 8 6 4 Sudoku (Rakam Yerleştirme diye de bilinir) standart olarak 9x9 boyutlarında bir diyagramda çözülen ve her satır, her sütun ve her 3x3’lük karede 1’den 9’a rakamların birer kez yer alması gereken bir zeka oyunu türüdür. Japonca “Sayılar tek olmalı” anlamına gelen “Suuji wa dokishin ni kagiru” kelimelerinin kısaltması olan Sudoku, günümüzde Asya’dan, Avrupa’ya ve oradan da Kuzey Amerika’ya yayılan oldukça popüler bir oyundur. Briç en büyük gelişmesini Amerika’da göstermiş ve ilk lig/federasyon orada 1927 yılında American Contract Bridge League (ACBL) adı ile kurulmuştur. Dünya Briç Federasyonu, The World Bridge Federation (WBF), American Contrat Bridge League (ACBL), European Bridge League (EBL) ve Australian Bridge Council (ABC) tarafından 1958 yılında kurulmuştur. 2004 yılında, bağlı federasyon sayısı 120’ye ulaşmıştır. Üye sayısı bir milyondan fazladır. Türkiye’de Briç Federasyonu, Futbol Federasyonu’ndan çok sonra 1996 yılında kurulmuştur. 300’e yakın briç kulübümüz vardır. Bu sayı dünyada 100.000’den fazladır. WBF, ilk Briç Olimpiyatı’nı 1960 yılında düzenlemiştir. 12. Briç Olimpiyatı ise Ekim 2004 tarihinde, 83 ülke ve 3000 kişinin katılımı ile İstanbul’da yapılmıştır. * WWW.ISKENDERUNBRIC.ORG.TR Briç sporu hakkında bazı bilimsel gerçekler: Akıl, zeka ve hafıza kullanan bir beyin sporudur. Diğer spor dallarındaki gibi kurallar, etik değerler, disiplin, eğitim, uygulama, yarışma, performans, centilmenliğin yanında strateji, rakibi zora sokma, yanıltma, planlama, konsantrasyon, çabukluk, bilgiyi doğru kullanma, zamanlama, azim ve kalbini de vererek oynanması gereken bir spordur. Bir kurallar bütünüdür. Kurallara ve etik değerlere saygı çok önemlidir. 10’un arkasına 37 sıfır koyun, işte o kadar dağılım olasılığı vardır. Ömür boyu aynı problemle karşılaşmazsınız. Çok dinamik bir oyundur. Yaşam becerisi olarak kazandırdıkları: • Başarılı iken performansı korumak ve geliştirmek. • Başarı ve başarısızlığı yönetmek. • Kendini motive etmek. • Başkalarının değerlerini aynen kabul etmek. • Risk almak, özdenetim sağlamak. • Sınırlarını zorlamak, sınırlarını bilmek ve kabullenmek. • Rakibe saygı duymak, eleştiriye açık olmak. • Doğru karar kavramını kazanmak ve doğru karar oranını artırmak. • Davranışımızın sorumluluğunu üstlenmek. • Çatışmaları çözmek. 81 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır’da oynandığına dair ipuçları piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine aynı dönemlerde Çin’de, Mezopotamya’da ve Anadolu’da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3.- 4. yüzyıllarda Hindistan’da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan’dan kalmadır. Daha sonra satranç İran’a, onlardan Arap Yarımadası’na, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa’ya yayılmıştır.* Briç, 1856’daki Kırım Savaşı sırasında İstanbul’a gelen İngiliz askerleri ile Türkler’in ortaklaşa yarattığı bir oyundur. Anavatanı Türkiye’dir. İki insanla, iki insana karşı oynanan, insanlar arasında bir köprü kurularak oynanması zorunlu bir oyundur. Yaratıcıları, hem bu çağrışım nedeniyle, hem de Galata Köprüsü’ne karşı oynarken köprüden esinlenerek oyuna “Bridge” adını vermişlerdir. Oyunun ilk kuralları 1871’de konmuştur.* EĞLENCE BULMACA 1 [ Hazırlayan ] Kaya GÜMÜŞ | SG İda. Üçvş. 2 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 82 Sahil Güvenlik Dergisi ° Nisan 2007 KARİKATÜR 3 4 5 6 7 8 9 10 SOLDAN SAĞA 1. Alt, Ast, Madun… Familya... 2. Bir kahve cinsi.... Perde, Çit, Çeper, Revk, Mizar. 3. Giz veya serenlerin üzerine açılmış üç köşe yelken… Dokunma duygusu… 4. Hastalıktan kurtulma, Salah, Salahat. 5. Utanma duygusu, Ar… Sıcak suda haşlama… 6. Kamer… Seylab…. Yağmur suyunun biriktiği çukur. 7. Karşı koyan, Muteriz… Vietnam krallık hanedanı. 8. Atıcılık ile ilgili…. Acemi, Görgüsüz,Tor, Torlak. 9. Doğu Anadolu’da kadınların yaptırdığı bir tür dövme… Tahılın taş ve toprakla karışık kalıntısı. 10. Gemilerin en geniş yeri… Diyalektik, Cedel… YUKARIDAN AŞAĞI 1. Ele geçirme…. Emre hazır, Anık, Alesta… 2. Cesim, Balaban… Münevvim… 3. Durgun su… Türe, Adalet… 4. İddia, Tez, Teorem… 5. Pul bilimi, Pulculuk… 6. Akarsu yatağı, Mecra… Tarlada kalan başaklan devşirme. 7. Merek… Çok eski bir tarihi anlatırken kullanılan sözcük. 8. Köleyi azat etme… Tariz. 9. Kil ve kumdan oluşan sarı renkli verimli balçık…Isın… 10. Gaye, Amaç, Maksat… Ayakta durma. [ Hazırlayan ] İlyas KOÇAK | Dz. Kur. Kd. Alb.
Benzer belgeler
YARIN - Sahil Güvenlik Komutanlığı
The Coast Guard boats currently in the inventory are insufficient for the
execution of duties in sea state 5 and higher. There is a need for more
Search and Rescue Vessels with greater capabilities...