nterpost - İnterfiks Yapı Kimyasalları
Transkript
nterpost - İnterfiks Yapı Kimyasalları
nterpost YIL: 2014 / SAYI 02 nterpost İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat San. ve Tic. A.Ş. kurumsal gazetesidir. 3 ayda bir yayınlanır. Satılamaz [email protected] Adres: FSM Cad. Liscon İş Merkezi No: 7 Kat: 2 Kavacık - Beykoz TÜRKİYE’NİN İLK AKILLI STADI Uluslararası sertifikaya sahip olacak Vodafone Arena, dünyanın sayılı stadlarından biri olacak. BJK Beşiktaş İnşaat ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü İhsan Coşkun SEKTÖREL BAKIŞ VODAFONE ARENA 1950 ’den beri Dünya Kupası’na ilk kez ev sahipliği yapan Brezilya; vatandaşlarının tüm protestolarına rağmen toplamda 11 milyar 300 milyon dolarlık harcama yaparak, kupalar tarihinin en pahalı organizasyonuna imza atmış oldu. Sadece 3.5 milyar dolar harcayarak Hüseyin BİLMAÇ 12 şehirde yeniden inşa ettiği ve onardığı İnterfiks Yapı statlardan dolayı halkının “stad değil koKimyasalları A.Ş. İcra Kurulu Başkanı nut istiyoruz” protestolarına maruz kalan hükümete tepkiler ise ilk düdük çalınır çaBu yaza lınmaz futbol aşkına yenik düştü. damgasını vuran, Adı futbol ile eş anlamlı sayılan ev sadünyanın en hibinin, Almanya karşısında aldığı farklı prestijli ve en mağlubiyet ile kupaya veda etmesi ardınrekabetçi organidan, ülkenin tek tesellisi organizasyondan zasyonlarından biri olarak keyifle kazanacağı gelirler oldu. Bana sorarsanız; turizm getirilerinin, izlediğimiz Dünya Kupası; ev sahibi sponsorluk kazançlarının ve 1 milyondan Brezilya’ya fazla kişiye sağladığı istihdam olanakları6. kez kupayı nın yanı sıra bu organizasyon, ülkeye asıl getirmese de kazancı dünya standartları üzerinde statbüyük bir lar ile sağladı. Onlar artık 2016 Olimpiyatekonomik katkı larına hazır… sağladı. İ nşaatı hızla süren ve yapımı tamamlandığında Türkiye’nin ilk akıllı stadyumu olmasının yanı sıra yeşil stad sertifikasına sahip ilk stadyumu olacak Beşiktaş Vodafone Arena’nın inşaatını yöneten BJK Beşiktaş İnşaat ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü İhsan Coşkun ile biraraya geldik. Söyleşimizde İhsan Coşkun bizler için; 2015 Ocak ayı sonuna kadar bitirilmesi planlanan bu özel stadyumla ilgili detaylı bilgileri paylaştı ve Beşiktaş taraftarlarının da merak ettiği konuları aydınlattı... İnterfiks’den Aşıklı Höyük kazılarına destek… nterfiks; Orta Anadolu’nun kapsamında aslına uygun İve Kapadokya’nın en eski köy olarak hayata geçirilmesi yerleşmesi olan “Aşıklı Höyük” ‘de 25 yıldan bugüne kadar yürütülen kazı çalışmalarına destek vermeye hazırlanıyor. Bölgeden getirilen killi toprak örnekleri üzerinde ArGe çalışmalarına başlayan İnterfiks; Aşıklı Höyük’de deneysel arkeoloji çalışmaları Devamı Sayfa 2’de Tüketicinin Korunması Kanunu Devamı Sayfa 10’da Devamı Sayfa 4’de İnşaat Sektöründe Ciro ve Üretim Devamı Sayfa 10’da İnşaat Sektörü İstihdam Raporu Devamı Sayfa 10’da Güneşli’nin Yükselen Değeri Nurol Park Devamı Sayfa 4’de Yalıtımda standart dışı malzemeler güvenliğimizi tehdit ediyor… / sayfa 5’de planlanan Neolitik Köy’ün inşasına destek için gerekli prosedürlere başladı. İnterkültürel köşemizin yazarı Mansur Karakoç’un, Aşıklı Höyük kazılarını yürüten Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran ile gerçekleştirdiği sohbet... Sayfa 9’da İnşaat Sektörü’nde İş Güvenliği’nin Önemi Devamı Sayfa 7’de 2 nterpost Röportaj TEMMUZ 2014 Türkiye’nin ilk Akıllı Stadı Türkiye’nin ilk akıllı stadyumu olmasının yanı sıra yeşil stad sertifikasına sahip ilk stadyumu olacak Beşiktaş Vodafone Arena’nın inşaatı ile ilgili detaylı bilgiler ve taraftarların merak ettiği konuların tümü, BJK Beşiktaş İnşaat ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü İhsan Coşkun ile gerçekleştirdiğimiz özel söyleşimizle cevap buluyor… Vodafone Arena’nın Türkiye’nin ilk akıllı ve yeşil stadyumu olacağı söyleniyor. Bu konu hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Yeşil stad’ın uluslararası bir sertifikaya sahip olması gerekiyor. Dünyada zaten bu sertifikayı veren iki tane firma var, bunlardan birisi Almanya’da, diğeri İngitere’de... Yeni kurulmuş birkaç firma daha var ama orijinal olarak bu işi yapan iki tane firma var. Biz Alman firmasıyla sözleşme yaptık. Onların talepleri ve istekleri doğrultusunda stadda yapılması gereken işlemleri gerçekleştiriyoruz. Bu işlemler arasında geri dönüşüm önemli olan konuların en başında geliyor. Biz burada yağmur suları da dahil olmak üzere tüm geri dönüşüm malzemelerini toplayıp tekrar kullanmak üzere çalışmalar yapıyoruz ve konuda Almanlarla yaptığımız çalışmaların doğrultusunda hareket ediyoruz. Herşeyi buna göre düzenledik. Yeşil staddaki ana nokta bu seviyede... Belli bir noktaya geldi ve sertifikasyon işlemleri devam ediyor. Türkiye’nin değil dünyanın sayılı akıllı stadlarından birisi olacak. Her tarafta kablosuz internet bağlantısı, televizyon ekranlarıyla canlı yayınlar, gösteriler ve benzeri uygulamalar yer alacak. Dünyanın her tarafına istediğiniz anda ulaşım imkanlarını sağlayacak elektronik sistem ortamları için bir tesis yapılmaya çalışılıyor. Uzun zamandan bu yana bu konuyla ilgili projeler Vodafone ile ortaklaşa hazırlanıyor. Stadın inşaatı şu an ne aşamada? Stadda beton imalatına 28 Aralık tarihinde başladık. 28 Aralık tarihinden bu yana kadar da önemli bir şekilde yol aldık. Yaklaşık olarak stadın kaba inşaatı yüzde 55 tamamlanmış vaziyette... Yüzde yüz olarak kaba inşaatını eylül ayı sonu itibariyle bitirmeyi planlıyoruz ki biz bunu bitirdiğimiz zaman çatı imalatı başlayacak. Çatının imalatı, montajı ve üstünün membranının serilmesi 5-6 ay gibi bir süreyi aldığı için de Ocak ayı içerisine kadar çatının imalatının bitirilmesi gerekiyor. Ama çatıdan sonra yapılması gereken en önemli konulardan birisi çim alan. Çim alanının da alt yapısının yüzde 30’u bitmiş vaziyette. Biz belli bir noktaya kadar sahayı doldurduk. Tüm sahadaki çalışmalarla burasının tamamının ezilmesi, sıkıştırılması sağlandı. Bundan sonra da üzerine bir kat beton ile altyapısını tamamlayacağız. Stadyumda, 24 saatlik çalışma planları çerçevesinde iş yapıyoruz. Devamlı beton dökümleri yapılıyor. Bu çerçeve içerisinde inşaatımız çok hızlı bir şekilde yürüyor. Yeni stadın yapısı ve teknik özellikleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Yapı betonarme bir yapı. Richter ölçeğine göre 10 şiddetindeki depreme dayanacak şekilde hesaplandı. Bu hesap çerçevesinde inşaatımızı yapıyoruz. Şu an için çok miktarda demir kullanılıyorsa da bu bir noktada deprem hesaplarına göre alınan tedbirlerin bir sonucu... Yıktığımız stadyumdan hurdacının çıkarttığı demir yaklaşık olarak 2 bin ton bile değildi. Şu ana kadar bizim şantiyede kullandığımız demir ağırlığı 10 bin tonu geçti ve 8 bin veya 9 bin ton daha demir kullanacağız. Yıktığımız stadın on misli bir demir ile stadı inşa ediyoruz. “Yeni stad Richter ölçeğine göre 10 şiddetindeki depreme dayanacak şekilde, yıktığımız stadın on misli fazla demir ile inşa ediliyor.” Stadda 24 saat ve haftanın yedi günü çalışılacak şekilde planlamalar yapıldı. İçerisinde restoranlar var. Tribünlerin bir bölümünde sürekli konserler olacak şekilde düzenlemeler yapıldı. Yeni açık tribün olarak tabir edilen bölüm, yani C blok üzerindeki 8 bin kişilik bölüm haftanın her günü istenildiğinde konserlerin, tiyatro oyunlarının olduğu bir amfi tiyaro şeklinde çalıştırılacak. Stadın ön tarafındaki 2 bin metresi kapalı olan, 2 bin metresi açık olan toplam 4 bin metrenin üzerinde bir restoran var. Şu an yaptığımız çalışmalara göre bu restoran bugüne kadar yapılmış en önemli, en büyük ve en güzel restoran olacak. Bu restoran yine haftanın yedi günü çalışacak yani 15 günde bir yapılacak maçlara bağlı olarak çalışan bir staddan farklı olarak her gün faal, her gün çalışan aktif bir stad haline getirilecek. Bütün projelerimiz ve çalışmalarımız bu hesaplar üzerinedir. Ön tarafta yani deniz tarafındaki bölümde Beşiktaş Müzesi inşaatı yapılıyor. Aslında daha önceki müze çok daha fazla geliştiriliyor. Ayrıca gösteri merkezi, podyumlar ve çeşitli etkinliklerin yapılacağı alanlar ise yeni açık ve eski açık tabir ettiğimiz bölümlere inşa ediliyor. Önceki stadla ilgili stadın yıkılması tehlikesi bulunduğu yönünde bazı haberler yer almıştı basında. Siz yıkımdan sonra önceki stadın durumu için neler söyleyebilirsiniz? Önceki stadın durumu için şu anda hiçbir şey söylemek istemiyorum. Allah Beşiktaş’ı, seyircisini ve insanlarımızı korumuş diyorum. Çünkü az önce de bahsettiğim gibi staddan çatı da dahil olmak üzere çıkan toplam nterpost Röportaj TEMMUZ 2014 3 VODAFONE ARENA demir 2 bin ton bile değil. Hurdacının çıkarttığı malzeme tekil temeller üzerine yapılmış, dolgu temeller üzerine tribünlerle yürütülmüş. Üstünde kapatılmış iki tane bölüm vardı ve her iki bölümü de çok az darbelerle aşağıya indirdik. Bir deprem halinde ayakta durma şansı yok gibiydi. Ama kullanılmıştı ve hiçbir şey olmadan stad yıkıldı. Buna da cesaret edebilecek tek bir kişi vardı Fikret Orman. Sayın Orman’ın büyük cesaretiyle stadın yıkımına karar verildi. Yıkımı başlattı. Devam ettik ve yapılıyor. Tamamen kurul imkanlarıyla yapılıyor. Hiçbir yerden şu ana kadar yardım alınmadı. “Stadın su yalıtımında İnterfiks imzası…” Yıkım sırasında stad içerisinden deniz suyunun çıktığı konusu basında yer aldı. Bu konu hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu durumda zemindeki yalıtımı nasıl sağlıyorsunuz? Stad içerisinde suyun çıkmasından daha doğal hiçbir şey olamazdı. Çünkü şu andaki stadımızın temelini oluşturan alt katımız deniz seviyesinden 5.5 metre daha aşağıda.... Biz deniz seviyesinin 5.5 metre altına indiğimize göre deniz suyunun da altındayız. Deniz ile mesafemiz de yaklaşık 150 metre. Bu mesafeden de suyun çıkmaması diye bir şey söz konusu olmazdı. Ama şu anda sahanın içerisindeki hiçbir yerde böyle bir şey göremezsiniz. Çünkü biz burada çok önemli bir yalıtım sistemi uyguladık. İnterfiks’in izolasyon malzemelerini ve HYFIX ürünlerini kullanarak, perdelerden ve yeraltından temellere gelecek suyu tamamen izole ettik. Şu ana kadar da bir sorunla karşılaşmadık. Bizleri zorlayan noktalar oldu mutlaka ancak bunları da İnterfiks ile yaptığımız çalışmalarla, görüşmelerle çözüyoruz. Güzel bir ekip çalışmamız var ve işlerimiz problemsiz devam ediyor. “İnterfiks’in HYFIX ürünlerini kullanarak, perdelerden ve yeraltından temellere gelecek suyu tamamen izole ettik.” İnterfiks’i tercih etme nedeniniz neydi? Ben İnterfiks ile 2004 yılından beri tanışıyorum aslında. O tarihten bu yana İnterfiks ile birçok değişik projede çalışma- larımız olmuştu. Dolayısı ile de o memnuniyetten dolayı İnterfiks’i buraya taşıdım. Malatya’da bir inşaat yaparken çalışmaya başladık. O uygulamaları bizzat kendim yaptırdığım ve başarılı sonuçlarını bizzat gördüğüm için de burada İnterfiks ile çalışmayı tercih ettik. Türkiye’de yoğun kar yağışı sonucu oluşan sudan dolayı bazı stadlarımızda maç iptalleri olmuştu. Siz Vodafone Arena’da bunu önlemek için ne gibi tedbirler aldınız? Biz su seviyesini -5.95 kotuna indirdik. Bizim sahamızın üst kotu -2.34 kotuna gelecek, dolayısı ile bunun 45 santim altında sahanın drenaj sistemleri var. Yüzeysel suların mesela çimin sulanmasından meydana gelecek bir su var. Bir şeyde drenajınızı iyi yaparsanız, alt yapınız iyiyse hiçbir şekilde endişe etmenize gerek yok. Bahsi geçen stadlardaki çim imalatlarında bu hususlar büyük bir ihtimalle ihmal edilmiştir, yapılmış olan drenaj sistemleri su seviyesini, o drenajların meyilleri, onların o akar kotları iyi tespit edilmemesinden dolayı saha, kar yağışında ve suların dolmasında problemli duruma girecektir. Bizim sahamızda çok çeşitli çalışmalarımız var. Burada yine dünyada yeni uygulanmaya başlayan ve birçok önemli stadda kullanılan hibrit sistemini kullanacağız. Yani sahanın üzerine öncelikle makinalarla fiber ekeceğiz. Bu fiberin yaklaşık 20 santimi toprak içerisinde, yaklaşık 2 santimi toprak üzerinde olacak. Çimlerin kökleri bu fibere sarılarak büyüyecek ve o fiberden dolayı da çimlerin çok güçlü bir şekilde büyümesi ve bozulmaması temin edilecek. Ben İngiltere’de iki tane stad gezdim. Bu stadlarda elimle çimi kopartmak istedim ama kopartamadım. Bizim stadlarda dikkat ederseniz tüm kale yönleri, orta saha yani topun çok olduğu, futbolcuların yoğun olarak hareket ettiği bölgelerde hep kelleşmeler olmuştur. Oralarda çim kaybolmaya yüz tutmuştur. Benim gördüğüm her iki stadda da böyle bir olayla karşılaşmadım. Dolayısı ile de biz böyle bir sistemin de burada yapılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Planlanan açılış tarihi nedir? Sürprizleriniz olacak mı açılış için? Çatının Ocak ayı sonuna kadar bitirilmesini planlıyor ve bu plan ışığında ilerliyoruz. Çatı bittikten sonra kısa sürede çimlemeyi yapıp maçlara açmak için çalışıyoruz. Başkanımız ne istiyorsa, hangi tarih diyorsa bizlerde o tarihe yetiştireceğiz. Herşeyden önce finansman konusu da önemli. Finansman sağlandıktan sonra - ki şu ana kadar hiç bir sorunla karşılaşmadık – planlanan tarihlere yetişiriz. Hiç bir problem yok. Açılış ile ilgili sürprizler hakkında benim şu an bir bilgim yok ama mutlaka güzel organizasyonlar olacaktır. Yeni stad için locaların satışa çıktığını biliyoruz. Kombine biletler ne zaman satışa sunulacak ve locaların satışında son durum nedir? 147 tane loca var yaklaşık olarak 96 tanesi üç yıllığına satılmış durumda. Satışlar devam ediyor. Kombinelerin satışı içinde stadda bir bölüm yapıldı ve 26 Haziran tarihinde satışına başlandı. Stadın toplam maliyeti hakkında bilgi verebilir misiniz? Toplam maliyeti benim hesaplamalarıma göre (ve başlandığından bu yana bu maliyet değişmedi) 103 milyon dolardır. İçinin düzenlemesi için ne kadar harcanır onu bilemem. Stadın inşaatının bitmiş maliyeti 103 milyon dolar. Şu anda da bu hedef gerçekleşecek şekilde işler yürüyor. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Eklemek istedikleriniz var mı? Biz bu stadda yaklaşık 720 bin küp hafriyat yaptık. Gördüğünüz gibi stadın dört bir tarafı arter. İstanbul’un en büyük arterleridir bunlar. Dolmabahçe Caddesi, İnönü Caddesi, yukarıda hemen Gümüşsuyu Caddesi, Kadırgalar Caddesi, arkadan geçen İstiklal Caddesi... Bunların hepsi İstanbul’un en önemli trafik yollarının bulunduğu bölgelerdir. Biz + 22 kotundan - 5.5 kotuna kadar olan kısımda 720 bin küp hafriyat yaptık ve bu hafriyattı on buçuk ay kadar bir sürede bitirdik. Bu da demektir ki; bölgede 72 bin tır sefer yapmış... Bu çok önemlidir ve bütün arkadaşlarımız özveri ile çalışmışlardır. Başta şantiye şefimiz, müdürümüz Zafer Bey ve ekibi 24 saat çalışıyorlar. Bütün kadromuzu topladığımızda sağdan sayarsak 9 soldan sayarsak 9 kişidir. Yani böyle bir stadda böyle bir inşaatta bu kadro inanılmaz derecede bir fedakarlıkla çalışmaktadır. Bizde personelden çok stajyer çalışıyor şu anda. Bütün bunlarla birlikte işin kontrolünü yaparak 24 saat çalıştığımız için özellikle beton dökümlerini gece yapıyoruz. Burada en önemli noktalardan birisi her tarafı yollarla çevrili bir bölgede yaklaşık 35 metre yüksekliğinde kazıklar çakıldı, Kazıkların toplam boyu hesaplandığında 28 bin kilometre kazık çakıldı. 10 bin 500 metre civarında çivi çakıldı zemine. Yani bütün teknolojinin ne gereği ne varsa yerine getirildi. Hafriyat miktarını da düşünürseniz, çok iyi bir çalışmayla; 28-29 Aralık tarihinde ilk betonun atılması ardından 6 ay gibi kısa bir sürede stadın yüzde 60’nı bitirmiş olduğumuzu gururla söyleyebiliriz. Bizler de İnterfis ekibi olarak; Sn. İhsan Coşkun’a bu güzel söyleşi için teşekkür ediyoruz… SEKTÖREL BAKIŞ 4 nterpost Sektör TEMMUZ 2014 Y azımıza; geride bıraktığımız dünya futbol şöleninin ev sahibine sağladığı ekonomik getirilerden ve sahip oldukları dünya standartlarındaki statlardan başlamışken, Türkiye’miz de bu konuda nasıl bir süreç yaşadığımızı da paylaşmak isterim sizlerle. Gençlik ve Spor Bakanlığınca başlatılan çalışmalar ve Kentsel Dönüşüm projeleri kapsamında olumsuz şartlar barındıran eski statların da yıkılarak, yenilenmeye başladığı 23 şehrimizde 25 adet stadyum inşasının hızla devam ediyor olması ülkemiz İnterfiks yapı Kimyasalları A.Ş. adına mutluluk verici bir gelişmedir. Futbolun en çok ilgi gören spor İcra Kurulu Başkanı olduğu ülkemizde 1950’li yıllardan kalan stadyumların yerine; ambiyansı, sosyal alanları, futbol dışı salon sporlarına da olanak sağlaması ve sahip olduğu diğer kriterleri ile dikkatleri çeken dev tesisler yapıyor olmak ülkemizde sporun gelişimi adına da olumlu bir adımdır. Tüm bu güzel gelişmelerin yanı sıra, deprem kuşağında yer alan ülkemizde, sadece stadyumlarda değil, gerçekleştirilen tüm kentsel dönüşüm çalışmalarında dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan birinin inşaat için doğru malzeme seçimi olduğunun da bir kez daha altını çizmeliyiz. Herhangi bir spor karşılaşması veya özel organizasyon esnasında on binlerce kişinin yaşamına mal olacak bir aksaklığın yaşanmaması ve yapıların çok uzun süreler boyunca sağlamlığını koruyabilmesi adına, yapılması gerekenlerin başında doğru kesitte ve yeterli miktarda demir ve uygun kompozisyonda beton kullanımının olduğunu biliyoruz. Ancak yapının ömrünü tek başına doğru miktar demir ve beton kullanımı ile garantileyemeyeceğimiz de bir diğer gerçek. Bu noktada yapıyı olası korozyona karşı ömrü boyunca koruyabilecek tek unsur “doğru su yalıtım uygulamaları” olarak çıkıyor karşımıza. 80-100 yıl ömürlü olarak tasarlanan yapılarda doğru ve yeterli su yalıtımı uygulanmadığında, korozyonun yol açtığı hasarlar nedeniyle 10 yıl içerisinde hasar oluşumlarının başladığı ve yapının maksimum 25-30 yılda yaşam eğrisini tamamladığı gözlenmektedir. Türkiye’yi yasa boğan 1999 depreminde 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 işyerinin hasar gördüğü ve bu yapıların yüzde 64’ünde, doğru uygulanmış su yalıtımı olmadığı için taşıyıcı sistemlerinin korozyona uğramış olduğu, yetkili mercilerce raporlanmış resmi bir veridir. Ülkemizde sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi ve yapıların sağlamlaştırılması için başlatılan kentsel dönüşüm çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. Gerçekleştirilen bu yeniden yapılandırma çalışmalarının da kazandırdığı dinamizm ile 2014’ün ilk çeyrek döneminde yüzde 5,2 lik bir büyüme gösteren inşaat sektörü, şu ana kadar; yıl genelinde yüzde 7,1 büyümenin gerçekleştiği 2013’e göre çok daha olumlu bir gelişme kaydediyor. Ancak, inşaat sektöründeki bu ivmenin henüz yalıtım sektörüne doğru oranla yansımadığını gözlemliyor olmak, ülkemizde hala “yalıtıma” gerekli önemin verilmediğinin en büyük kanıtı olarak bizleri üzüyor. Dünya coğrafyasında ülkemizin maruz kaldığından çok daha fazla depreme maruz kalan ülkelerin, bir yaşam biçimi olarak kabul ettikleri ve hayata geçirdikleri uygulamaları örnek alarak, ülkemizde de bu farkındalığı yaratmak biz sektör çalışanları olarak hepimizin asli görevi olmalıdır. Bir yapının inşaat maliyetinin sadece % 3’ünü kapsayan su yalıtımının da, mimari konseptler ve teknolojik üst donanım kadar önemsenmeye başlayacağı günleri en kısa zamanda görmek dileğiyle … Sevgiler Hüseyin Bilmaç Güneşli’nin yükselen yeni değeri Nurol Park E ski Hürriyet Medya Towers’ın bulunduğu Güneşli’de bir “Yaşam Vadisi” oluşturma yaklaşımı ile 55 bin m2’lik alanda inşaatına başlanan ve karma kullanıma uygun olarak projelendirilen Nurol Park; sakinlerine özlenen mahalle hayatını sunmaya hazırlanıyor. Proje kapsamında, metropol hayatının gerektirdiği, farklı beklentilere ve ihtiyaçlara cevap vermek üzere tasarlanmış loft, residence ve tower daire alternatiflerinin yanı sıra 20 bin m2 lik alanda ise fonksiyonelliğin teknoloji ile buluştuğu ofis alanları yer alıyor. 24 bin m2’lik peyzaj alanına sahip olacak proje; ayrıca tasarlanan açık hava dinlenme alanları, spor merkezi, anfitiyatrosu, sokak kafeleri ve 70’e yakın mağazası ile şehrin içinde sakin ve huzurlu bir yaşam merkezi olmaya aday. Nurol Park’ın tercihi HYFIX oldu.. Çevreye karşı duyarlılığını tüm projelerine yansıtan Nurol GYO; Güneşli’de inşaatına başladığı Nurol Park’ın 46 bin m2’lik radye temel su yalıtım detaylarında kütlesel yalıtım sağlayan HYFIX Kuru Serpme, 18 bin m2’lik perde beton su yalıtım detaylarında ise HYFIX Sürme yöntemlerini tercih ederek, korozyona karşı da en etkin çözümü sunmuş oldu.Kuru Serpme uygulama avantajı ile diğer yalıtım uygulamalarına göre çok daha işlevsel olan HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri; kendini tamir edebilen reaktif yapısından dolayı kimyasal su yalıtımı konusunda sağladığı yüzde 100 performans ile dev projelerin tercihi olmaya devam ediyor. nterpost Yalıtım TEMMUZ 2014 5 Standarda uymayan malzemeler güvenliğimizi tehdit ediyor… Son yıllarda inşaat sektöründe yaşanan baş döndürücü hız ve artan bina sayısı beraberinde önemli bir konuyu daha gözler önüne seriyor. İNTERVİZYON D epremlere açık bir coğrafyada yaşadığımız için yapılan her binanın depreme dayanıklı olması şüphesiz inşaatlarda en fazla önem verilmesi gereken konu. Depreme dayanıklı bir yapı inşa etmenin temel şartı ise su yalıtımı olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de su yalıtımı konusunda kamuoyunda bilinç düzeyinin artırılması, sektörel sorunlara çözüm getirilmesi, kamu ve karar vericiler nezdinde gerekli çalışmaların yürütülmesi amacıyla faaliyetlerini sürdüren dernekler, deprem riski ile karşı karşıya olan ülkemizde öncelikle su yalıtımının da zorunlu bir uygulama olması gerektiğini belirtiyor. Geçtiğimiz yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı genelge kapsamında su yalıtımı uygulamasının kamu binalarında zorunlu hale getirilmesi ardından, bu uygulamanın Türkiye çapında tüm yapılarda yasal bir zorunluluk olması için çalışmalarına hız veren dernekler, aynı zamanda standartlara uygun malzeme kullanımı konusuna da dikkat çekiyorlar. Standartlara uygun olmayan malzemelerle yapılan su yalıtımları sonucu binalarda taşıyıcı sistem içindeki demirlerin yıllar içinde korozyon nedeniyle çürüdüğü ve inşa edildikten 10 yıl gibi kısa bir süre içerisinde zemin, iklim şartları, jeolojik faktörler gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak taşıma kapasitesinin yarısından fazlasını kaybettiği ve yaşam güvenliğini tehdit ettiği kaydediliyor. Ülkemizde önemi artmaya başlayan ve her geçen gün büyüyen su yalıtım sektörünün haksız rekabet tehdidi ile de karşı karşıya olduğunu belirten yetkililer; merdivenaltı üretilen, kalite standartlarına uygun olmayan malzemelerle yapılan su yalıtım uygulamalarının binalarda su yalıtım ihtiyacını karşılamadığını ve toplumun yaşam kalitesi açısından da sorunlar yarattığını vurguluyorlar. Su yalıtımında haksız rekabetin önüne geçilmesi için gerek ürünün gerekse uygulamanın iyi denetlenmesi gerekliliğine dikkat çeken STK yönetimleri; “ürünlerin etiket beyan değerlerinin mutlaka bağımsız laboratuvarlarca da kontrol edilmesi gerektiğini ve bu denetimin ancak kamu otoritesince ele alınmasının sağlıklı olacağını” vurguluyorlar. İ Mehmet YAMAN İnterfiks Yapı Kimyasalları A.Ş. Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yrd. Doğal kaynaklarımızın hızla tükenmeye devam ettiği, çevre kirliliğinin ağır bedellerini ödemekte olduğumuz ve iklim değişikliğinin etkilerine yakından şahit olduğumuz bugünlerde bireysel ve kurumsal olarak üzerimize düşen görevleri yapıyor muyuz? nterpost’un 2. sayısında tekrar sizlerle birlikte olmaktan mutluyuz. İlk sayı ile ilgili aldığımız olumlu geri dönüşler ve beğeniler bizleri gerçekten çok mutlu etti. İlgi ve desteğiniz için herkese teşekkürler. Dünyanın doğal dengesinin korunması için bir başlangıç olması dileğiyle; 42 yıl önce 1972’de Stockholm’de düzenlenen Çevre Konferansı‘nda alınan bir kararla 5 Haziranlar Dünya Çevre Günü olarak kutlanıyor. Ülkemizde ise, 1978 yılından bu yana 5-11 Haziran tarihleri arası Çevre Koruma Haftası olarak kabul edilmiş durumda. Geçtiğimiz ay tüm iletişim kanallarında yapılan paylaşımlar aslında gerek bireysel gerekse kurumsal olarak bu konuya duyarlı olduğumuzun bir kanıtı gibiydi. Peki gerçekten; doğal kaynaklarımızın hızla tükenmeye devam ettiği, çevre kirliliğinin ağır bedellerini ödemekte olduğumuz ve iklim değişikliğinin etkilerine yakından şahit olduğumuz bugünlerde bireysel ve kurumsal olarak üzerimize düşen görevleri yapıyor muyuz? Bu soruyu kendi sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde verilebilecek tek bir cevap var aslında. Doğru malzeme seçimleri ve doğru yalıtım geleceğe yapılan en büyük yatırımdır. Günümüzde özellikle küresel ısınma konusundaki duyarlılığın artığı bir dönemde; çevre ile ilgili konuların başında karbon salınımını azaltmanın ve petrol türevi malzeme kullanımını da en az indirmenin geldiği sıkça vurgulanıyor. Binalarda enerji verimliliği çevresel sorunlar ile mücadelede en etkin araç olarak göze çarpıyor. Doğru yalıtım uygulamaları sayesinde binalarda yarı yarıya enerji tasarrufu yapmanın, bina ömrünü en az 2 katına çıkarmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Özellikle son dönemlerde ABD Başkanı Barack Obama başta olmak üzere dünya liderleri çevre adına cesur adımlar atıyor ve tüm demeçlerinde “binalarda enerji verimliliği ve doğru yalıtım uygulamalarının önemli olduğu kadar, doğru seçilmiş, çevreye zararı en aza indirgenmiş malzeme seçimlerinin de dünya geleceği için önemini” vurguluyorlar. Bu söylemler gerek inşaat sektörü gerekse biz yapı kimyasalları üreticileri ve yalıtım sektörü için büyük bir mesajı ve gelecek için atılması gereken doğru adımları içeriyor. Günümüzde; özellikle temel altı su yalıtımında, petrol türevi salgılarla çevre ve yer altı sularına zarar vermeyen, yer altı şehir atık asitleri ve deniz sularına dayanıklı sistemler ön plana çıkıyor. Binalarda betonun ömrü süresince su geçirimsizlik değerlerine sahip olan, nitelikli ve çevre dostu “yeşil” yalıtım malzemelerinin kullanımı artıyor ve her geçen gün daha da önem kazanıyor. Kurulduğumuz günden bu yana yönetim anlayışımızın bir parçası olarak, ekonomik kalkınmanın doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi gerekliliğine olan inancımızla; bir ilki gerçekleştirerek 1997 yılında sektöre sunduğumuz ürün grubumuz HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri’nin, bugün dünya liderlerinin bile tarif ettiği niteliklere sahip olması bizlere gurur veriyor. Her zaman söylediğimiz gibi… Daha güzel bir dünya için, korumak yetmez… Geliştirmek gerek. 6 TEMMUZ 2014 nterpost Soru - cevap Cihat ERSAN Teknik Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Bir SORU CEVAP KÖŞESİ T R HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri zamanla tabiat şartlarından etkilenir mi? eaktif bir ürün olan Hyfix ve Hyfix grubu ürünler, beton içinde inorganik bir formda, betonun bir agregası gibi davranırlar. Dolayısı ile tabiat şartlarından etkilenmezler. Binada, oturmalardan zaman içinde oluşabilecek çatlakları “self-healing” özelliği sayesinde onararak yalıtımın devamlılığını sağlar. Hafriyat veya sondajlar sonucunda temel alt seviyelerinde su bulunmasa bile yapıda su yalıtımına gerek var mıdır? emellerde su yalıtımının önemi ülkemizde daha yeni anlaşılmaya başlamıştır. Genel ve yanlış olan bir algı ile su yalıtımının yapılma nedeni mevcut yapıya su girmesinin engellenmesi olarak düşünülmektedir. Hafriyat veya sondajlarda temel alt seviyelerinde su bulunmazsa temel altı su yalıtımına gerek yoktur gibi düz bir mantıkla davranılmaktadır. Temelde su yalıtımı yapmanın en önemli nedeni, yapı ve içinde bulunan demirleri korozyona karşı koruma altına almaktır. Maalesef ülkemizde bu konu, yaşanan 1999 Marmara depreminden sonra 55 bin konutun yıkım nedenlerinin araştırılması ile daha iyi anlaşılmıştır. Bu binaların yüzde 75’inin yıkılmasının birinci nedeni olarak, temellerde su ve nem yalıtımının olmamasından dolayı demirlerin korozyona uğraması olarak tespit edilmiştir. İ Temel altında niçin serpme sistem uygulanır? nşaatın ilerleyen safhalarında, binanın yükü grobetonu çatlatır ve üzerine yapılan sürme veya serme yalıtım parçalanarak veya kırılarak işlevsiz kalır. Serpme sistemin avantajı, Hyfix’in, temel betonunun dökülmesi ile başlayan reaksiyonlarının, yalıtımı yapması istenilen temelin içine doğru hemen işleyerek, temelin koruma altına alınmasıdır. H HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri kılcal geçirimsizliği nasıl sağlıyor? yfix’in en önemli özelliklerinden birisi; betonda 0,5mm enine kadar oluşabilen kılcal çatlakları “self healing” özelliğinden dolayı içine gelen su veya nem ile yeniden reaksiyona girmesi sonucunda kendi kendini tamir etmesi ve kılcal geçirimsizliği sağlamasıdır. Hyfix’in bu özelliğinin tayin edilmesi amacı ile Boğaziçi Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü Laboratuarında deney yapılmıştır. Bu deneyde, C20 beton sınıfı kullanılarak üretilen betonlarda çatlaksız haldeyken, Hyfix uygulanmış ve uygulanmamış numunelerin, çatlatılmadan önceki ve sonraki kılcal geçirimliklerinin kapilerite deneyleri TS EN 13057 “kılcal su emme direnci tayini” no’lu standart modifi- ye edilerek karşılaştırılmaları yapılmıştır. Bu standarda göre belirli aralıklarla toplam 24 saat süresince ölçümler alınmıştır. Kapiler deneyleri yapılan numuneler bir deney cihazı kullanılarak çatlatılmış ve üzerindeki yük kaldırıldığında bütün numunelerde yaklaşık 0,5mm civarında kalıcı çatlak oluştuğu görülmüştür. Ardından bu numuneler yine yaklaşık 7-10 gün süresince su ile kürleme işlemine ve ardından tekrardan kapilerite testine tabii tutulmuştur. Test sonucunda çatlama öncesi ve sonrası ortaya çıkan Kapiler su emme sonuçların hemen hemen eşit olduğu ve TS EN 1052-3 standartında önerilen değerlendirmede III (Düşük*) su geçirgenliği katogorisinde sınıflandığı görülmüştür. nterpost İş güvenliği İŞ GÜVENLİĞİ TEMMUZ 2014 İNŞAATLARDA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ G elişmekte olan ülkelerin en önemli sektörlerinden birisi olan inşaat, ülkemizde de bu önemini göstermekte. İnşaat tek başına bina yapmak anlamına gelmiyor çünkü 200’e yakın sektörü de tetikliyor. Bu da ülke ekonomisi için önemini daha da arttırıyor. 2013 yılında Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 1 milyon 157 bin 190 adet konut satışı yapılmış. 2014’te mayıs ayı sonuna kadar olan istatistiğe göre ise 431 bin 840 adet konut satılmış durumda. Bu rakamlar da inşaat sektörünün önemini net olarak belirtiyor. Elbette bu rakamlar ülkemiz için olumlu katkılar sağlıyor. Bu tartışılmaz bir gerçek. Elbette herşeyde olduğu gibi bir de işin diğer tarafı var. İnşaat sayısının artması, işçi sağlığı ve güvenliği açısından elbette riski de arttırıyor. Bu konuyu sizler için değerlendirmeye çalışacağım; SGK verilerine baktığımızda -ki elimizde detaylı olarak 2012 verileri var- inşaat kazaları 3 ana başlıkta toplanmış. Bunlar bina inşaatı, bina dışı yapıların inşaatı özel inşaat faaliyetleri, olarak ayrılıyor. Bu çalışma kollarındaki kaza sayısı sırasıyla bina inşaatı 149 bin 840, bina dışı inşaatı 54 bin 797 özel inşaat faaliyetleri 89 bin 642 adet olarak gerçekleşmiş. Tüm bunları topladığınızda inşaat sektörü 294 bin 279 adet ile iş kazası sıralamasında birinci sırayı alıyor. Meslek hastalığı rakamlarına baktığımızda ise 364 adet tespit edilmiş vaka olduğunu görüyoruz. Bu rakamları detaylarına inmeden bile değerlendirsek, bize işçi sağlığı ve güvenliği konusunda en önem vermemiz gereken çalışma kolu olarak inşaat sektörünü işaret ettiğini çok net görebiliriz. Peki inşaat sektöründeki ekonomik tabloya yansıyan olumlu katkının yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği konusundaki olumsuz tablonun nedeni nedir ve bu sorun nasıl çözülebilir? Öncelikle işi yapacak kişinin işe uygunluğu çok önemli. İşe uygunluktan kasıt, hem bedenen hem de ruhen o işi yapabilmesinin tespitinin işe başlamadan önce mutlaka detaylı muayene ve tetkiklerle yapılmasının gerekliliği... Bu konuda işçinin de muayeneler sırasında eğer bir problemi varsa mutlaka belirtmesi gerekir. Çünkü kendisinin önemsemediği ufak bir problem o an olmasa bile ilerleyen dönemlerde çalışma ortamında hem kendisi hem de diğer çalışanlar için tehlike yaratabilir. İnşaat sektörüne baktığımız zaman öncelikle çalışanların eğitim seviyelerinin düşük olduğunu görmekteyiz. Burada öğretimden daha çok eğitimin daha önemli olduğunu kesindir. Çalışanların herhangi bir öğretim kurumundan diplomaları olması elbette önemlidir ancak çalıştığı iş koluna özgü eğitim alması ve bu eğitimlerin sürekli devam etmesi, işin önemli bir kısmını oluşturur. Bunun için de devlete ve işverenlere oldukça fazla iş düşüyor. Devletler bu konuda kanun koyucu olarak standartları belirlemeli ve işverenler de bu eğitimleri uygulatmalıdır. Ayrıca bunun takibinin de sıkıca yapılması gerekir. Örneğin bir kaynak ustası sadece sertifikası var diye rahatça çalıştırılmamalı, mutlaka bilgi düzeyi değerlendirilip, eksikleri varsa giderilmelidir. Rutin olarak da belirli zamanlarda eğitimler verilmelidir. İnşaatlar çok farklı işlerin yapıldığı bir iş kolu olduğu ve çalışılan yerin bir fabrika gibi sabit bir düzeni olmadığı için riski çok yüksektir. Çünkü bir gün önce yürüdüğünüz güvenli yol bir gün sonra güvenli olmayabilir. Bu nedenle ISG uzmanlarının çok detaylı çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Devamında kişisel koruyucu donanımların (KKD) mutlaka ilgili her işçide olması, bunların kanunların uygun bulduğu güvenlik normlarını karşılaması gerekmektedir. Örneğin yüksekte çalışan bir işçinin paraşüt tipi 7 Hakan ATİK Jeoloji Mühendisi C sınıfı İş Güvenliği Uzmanı “SGK verilerinden elde edilen rakamlar, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda en önem vermemiz gereken çalışma kolu olarak İnşaat Sektörü’nü işaret ediyor.” emniyet kemeri takması şarttır. Ancak birçok işçide gördüğümüz “bununla işimi yapamıyorum’’ tepkisiyle bu kemerleri kullanmadıkları sıkça rastlanan bir durumdur. Olası bir denge kaybında hayat kurtaran bu kemer takılmadığında -ki inşaatlarda sık gördüğümüz kazalardır- yüksekten düşme gerçekleşir ve ciddi yaralanmalara ya da ölümlere neden olabilir. Bir başka önemli konu ise risk analizleridir. ISG uzmanları ilgili inşaatlar için risk analizlerini yapmalı ve güncel tutmalıdırlar. Olası riskleri bertaraf etmek için gerekenleri önem durumuna göre işverene bildirmelidirler. İşveren bu riskleri ortadan kaldırmak için gerekenleri yapmalı, işçiler de tüm kurallara ve talimatlara uymalıdır. Tüm iş kollarında olduğu gibi inşaat sektöründe de çalışan herkesin işini en güvenli yapmak adına sorumluklarını yerine getirmesi gerekir. Herkes üzerine düşeni yeterli seviyede yaparsa eminim ki bu sektörde ekonomik anlamdaki olumlu tablo iş sağlığı ve güvenliği konusunda da olumluya doğru dönecektir. 8 nterpost İnterdost TEMMUZ 2014 İzmir’in tarihi evleri koruma bekliyor Dünyanın en eski yerleşim alanlarından biri olan Anadolu’nun buram buram tarih kokan şehirleri arasında farklı bir öneme sahip İzmir’de tarihi evler kendilerine uzatılacak bir el bekliyor. T arihi bundan 8 bin 500 yıl öncesine kadar dayanan İzmir’de eski yapıların önemli bir bölümü yokolmuşken, kalan az sayıda yapı da aynı kaderi paylaşmak üzere... 1825 yılından İzmir’in kurtuluşuna kadar çok sayıda yangın geçiren, en son Kurtuluş Savaşı’nda Yunan Ordusu tarafından ateşe verilen İzmir’de bu yangınlardan ötürü günümüze kadar gelebilen tarihi yapılar büyük önem taşıyor. Kalan yapıların büyük bölümü 19. yüzyılın sonlan ve 20. yüzyılın başlarında inşa edilen eserlerden oluşuyor. Bu yapılarda Rum mimarisinin yanı sıra batılılaşma sürecine giren Osmanlı İmparatorluğu’nun mimari anlayışındaki değişim de görülüyor. Büyük bölümü Kadifekale civarı ile Basmane semtinin Tilkilik ve Namazgah olarak bilinen bölgelerinde bulunan eski yapılar, İzmir’in bilinen en eski binaları olarak tanınıyor. Çoğunlukla iki kattan oluşan evler dış sofalı tasarıma sahip. Bu tarihi evlerde ana odalar ahşap payandalarla desteklenip, dışarıya doğru çıkıntılı inşa edilmiş, bodrum katı depo işlevi için ayrılmış ve yatak odaları çoğunlukla ikinci katta inşa edilmiş. Evlerin hemen hepsinde girişte bir avlu, bu avlu içerisinde eve girişi sağlayan merpenler, duvarlarda nişler, avlu ortasında İNTERDOST B Nuray ÇAMCI İnterfiks Satış Destek Sorumlusu H Paşa ile selfie keyfimiz u sene katılmış olduğum HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu 7.Ulusal Temsilciler Toplantısı, 21-23 Haziran tarihleri arasında HATAY Büyükşehir Belediyesi ve HAYTAP üye derneği Hatay Doğa ve Yaşam Derneği ev sahipliğinde Antakya ‘da yapıldı. HAYTAP Yönetim Kurulu Başkanı, üyeleri, üye dernekler, 75 İl ve ilçe temsilcisi, vali, belediye başkanları, gönüllü ve konukların katıldığı toplantıda, mecliste Hayvanları Koruma Kanunun bazı maddelerinin değiştirilmesini öngören taslakla ilgili bilgilendirme başta olmak üzere temsilci eğitimlerine ve sunumlarına yer verildi. Yüksek katılımlı ve başarılı geçen toplantı sonrasında ise Samandağ Belediye Başkanının konuğu olarak Samandağ’a geçildi ve Hayvan Rehabilitasyon Merkezinin açılışı yapıldı. Her altı ayda bir yapılan Haytap toplantılarına katılmayı dört gözle bekliyor, merhametli ve sevgi dolu insanlarla beraber olunca bu dünyada yalnız olmadığımı hissediyorum. Gelelim bizim ofisimizin gözbebeği Paşa oğlumuzun hikayesine. fıskiyeli havuz ve kuyular yer alıyor. Evlerin zemin katı selamlık, üst katlar ise haremlik şeklinde iki ayrı bölümden oluşuyor. Ah- şap saçakları, ahşap doğramaları, kirişleri, payandaları ile cumbalı balkon ve pencereleriyle dikkat çeken bu evlerin, belirli bir yüksekliğe kadar taştan, üst kısımlarının ise ahşap karkastan yapıldığı görülüyor. Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminin izlerini taşıyan ve bu nedenle arkelojik açıdan da çok zengin olan Basmane etrafındaki yapıların detaylı bir envanterinin hala oluşturulamamış olması da büyük bir sorun teşkil ediyor. Özellikle Oteller Sokağı ve bu sokakta yer alan Latife Hanım’ın doğduğu ev olan Uşakizade Köşkü geçirdiği restorasyon çalışmasından sonra İzmir’in “Kentsel Dönüşüm Ödülü”nü almasında büyük rol oynamıştı. Ancak son yangından sonra köşk harabeye dönerken, sadece ön cephesi kaplanarak, ünlü köşk kaderine terk edilmiş durumda. Son dönemde tarihi yapıların bulunduğu sokaklarda meydana gelen yangınlarda Beşikçi ve Dönertaş Sebili ile birlikte birkaç yapı daha ciddi zarar görmüş durumda. Tarihi bölgedeki geçmişe dair eserlerin etrafındaki hızlı ve plansız yapılaşma sonucunda bu yapılar artık neredeyse görünemez hale gelirken, İzmir’in tarihinin korunabilmesi için kentin duyarlı sakinleri acil bir koruma ve kurtarma projesi bekliyor. Henüz bebekken İnterfiks Kavacık merkez ofisimizin bahçesinde beliriveren ve 6 yıldır bizimle olan Paşa; sevgi ve muzurluk dolu bakışlarıyla daha ilk günden hepimizin kalbini fethetmeyi başarmıştı. Malum yaz aylarındayız, pirelerle başı dertte bizim oğlanın. Önlem açısından her türlü iğnesi ve ilacı yapıldı ancak geçen hafta Paşa’ya banyo yaptırmamız da gerekti. Sokağımızın kahramanı banyo lafını duyar duymaz kayıplara karıştı. Dedektif gibi oldum sayesinde ve öğrendim ki, alt mahalledeki komşunun kapısında. Tabii orada da yiyecek var, seven var, üstelik banyo yok, daha ne olsun. Şaka bir yana ofisimizin çevresinde yaşayan ve çalışan herkesin sokak hayvanlarına karşı duyarlı ve sevecen olması bizleri çok mutlu ediyor. Ne demişler… “Eğer bir mahallede sokak hayvanları sizi görünce kaçmıyorsa, o mahalle de yaşayın çünkü komşularınız iyi demektir” Küçük bir ricam var; sokaktaki canlar için kapınızın önünden bir kap su ve bir kap mama koymayı unutmayın lütfen. Sevgiler. nterpost İnterkültürel TEMMUZ 2014 9 “Göbeklitepe’nin torunları Çatalhöyük’ün ataları”… AŞIKLI HÖYÜK üstelik en az 1000 yıllık bir zaman dilimi içerisinde izleyebildiğimiz bir yer. Bir başka önemi şu; ortaya çıkarılan veriler, Aşıklı topluluğunun bir takım ‘ilk’leri gerçekleştirdiğini gösteriyor. Örneğin, Orta Anadolu Bölgesi’nde yerleşik yaşama geçen ilk topluluk, yani en eski yerleşme. Orta Anadolu’da koyunun ilk kez Aşıklı’da evcilleştirildiğini biliyoruz. Mimarlık tarihi açısından çok önemli bir gelişme olarak kabul edilen toprağa yarı gömük, yuvarlak planlı yapılardan toprak zemin üstüne yapılmış, köşe ve çatı sorunu çözümlenmiş dörtgen planlı yapılara geçişi yine Aşıklı’da görüyoruz. 10 bin yıl öncesine kadar geri giden, Madencilik ve Tıp tarihi ile ilgili önemli ilkler var. Sosyal örgütlenme açısından Gezi Süreci ile birlikte tekrar tartışılmaya başlayan ve kişisel olarak çok inandığım mahalle ölçeğinde örgütlenmenin ‘ilk’ini yine Aşıklı’da görüyoruz. Bu örgütlenmeyi biraz açar mısınız, lütfen ? Binalar, bina grupları bir arada mahalleleri oluşturuyorlar, bunlar birbirlerinden dar geçitler ve sokaklarla ayrılıyorlar. Mahallelerden oluşan bu dokuya karşılık, Aşıklı topluluğunun ilk yerleştikleri andan, yerleşmelerini terk edene kadar kolektif yaşam tarzını benimsediklerini söyleyebiliriz. Evlerinde, ölü gömme geleneklerinde herhangi bir ayrışma yok. Kalabalık bir grupta mutlak şekilde liderler, uzmanlar, ustalar vardır, Aşıklı’da da vardı, ancak mevcut verilerle bunların iş bazında yatayda farklılaştığını, dikeyde ise herhangi hiyerarşik bir örgütlenme içinde olmadıklarını söyleyebiliyoruz. Komünal yaşamın uygulanmış başarılı bir örneği Aşıklı. Üstelik yüzlerce yıl sürmüş. Hocam, Güneydoğu Anadolu’da, Suriye ve Irak’ta benzer olguların daha eski örneklerinin olduğunu biliyoruz. Zaten bu coğrafyaya tam da bu nedenle ‘çekirdek bölge’, ‘verimli hilal’ deniliyor. Aşıklı’yı nasıl değerlendirmeliyiz ? Uzun yıllar tüm gelişmelerin bu bölgeden batıya doğru yayıldığı tartışılmaktaydı. Bu yanlış değil ancak ayrımcılığa götüren bir bakış açısı. Adeta diğer bölgelerde hiç bir topluluk yokmuş, bu toplulukların kendi bölgeleri, tercihleri, anlayışları, inançları, kültürleri yokmuş gibi yanlış bir algıya neden olmakta. Aşıklı verilerinden yola çıkarak işte bu algının değişmesini sağlayabiliyoruz. İNTERKÜLTÜREL Merhabalar… Önceki yazımızda Anadolu’nun ilkleri’nden bahsetmiştik. Bu sayıda Orta Anadolu’nun en eski köyünden, yerleşik düzene geçmiş ilk insanlardan ve günümüzden 10.500 yıl önce yaşamış “atalarımızın” yaşamından bahsedeceğiz. Sözü hemen 2006 yılından bugüne Aşıklı Höyük kazılarını yürüten Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran (İstanbul Ü. Arkeoloji Bölümü Prehistorya Anabilim Dalı) ile yaptığımız sohbete bırakalım : Mihriban hocam, Aşıklı Höyük kazı alanının önemi nedir ? En zor soruyla başlıyoruz konuşmaya! Aşıklı’nın pek çok açıdan önemi var; şöyle sıralayabilirim: Tarihöncesi arkeolojisi ile uğraşan araştırmacılar için önemi, höyükte araştırmakta olduğumuz dönemin insanlık tarihinde önemli bir kırılma noktasını oluşturması. Sözünü ettiğimiz dönem, insanın milyonlarca yıl hayatta kalabilmek amacıyla besin peşinde, sıklıkla yer değiştirerek sürdürdüğü göçer yaşam tarzını terk ettiği, ilk kez uzun süreli kalıcı yerleşmeler kurmaya ve görece kalabalık gruplar halinde yaşamaya başladığı ve de üretmeye başladığı dönem. Yani, yalnızca doğada var olanı tüketmediği, bitkileri ve hayvanları zaman içerisinde kültüre almaya başladığı dönem. Bu sonuncusu, ekonomik ve teknolojik alanda yenilikler anlamına geliyor. Ama işin bir de sosyal ve bilişsel yönü var. Daha önceleri yaklaşık 15-20 kişilik küçük gruplar halinde yaşayan topluluklar, ‘yerleşiklik’le birlikte sayıları yüzleri bulan gruplar halinde, aynı yerde, aylar ve yıllarca birlikte yaşamaya başlıyorlar. İşte bu birlikte yaşam, yepyeni sosyal örgütlenmeleri, yeni ideolojileri doğuruyor, sosyal kurallar konmaya başlıyor, toplumsal cinsiyet rolleri belirginleşmeye başlıyor, iş grupları, uzmanlar ortaya çıkıyor. Bu ve bunun gibi daha pek çok yeniliklerin ve değişimlerin izlendiği bir dönemden bahsediyoruz. Aşıklı da tam bu geçiş sürecinde yer alan bir topluluk. Dolayısıyla yaşanan bu toplumsal, teknolojik, ekonomik dönüşümü adım adım, Mansur KARAKOÇ Mimarlık tarihi açısından çok önemli bir gelişme olarak kabul edilen toprağa yarı gömük, yuvarlak planlı yapılardan toprak zemin üstüne yapılmış, köşe ve çatı sorunu çözümlenmiş dörtgen planlı yapılara geçişi Aşıklı’da görüyoruz. Aşıklı’daki kimi gelişmeler, yenilikler çekirdek bölge ile etkileşimin sonucu olabilir ancak yeni bir bölgede, farklı koşullarda işleyen özgün bir süreçtir, o topluluğa ya da o bölgeye özgüdür. Günümüz terminolojisi ile konuşursak, girdinin ya da yeniliğin ‘sürdürülebilirliği’ burada oluşmuştur. olduğunu hatırlarsak, bunun neredeyse iki katı olan bir zaman dilimindeki tüm yaşamı, değişimleri, yeniliklere adaptasyon sürecini en ince ayrıntısına kadar araştırabiliyoruz, Aşıklı bize böyle bir imkan sunuyor. Kronolojik olarak bakarsak, Göbeklitepe’den sonrasına tarihlenen bir yerleşim ve yaşam söz konusu… Evet, Aşıklı tarih olarak Göbeklitepe’den yaklaşık bin yıl kadar daha geç. Göbeklitepe özel bir yer, biliyorsunuz, farklı avcı-toplayıcı toplulukların belli amaçlar için bir araya geldikleri bir yer; inançlar, törenler ön planda. Yani Göbeklitepe bir ritüel alanı, Aşıklı ise domestik yerleşme. İlginç olan ve araştırması çok da heyecan verici olan, avcı-toplayıcı yaşam biçiminin nasıl, hangi dürtüler, tercihler ve koşullarda farklı/yerleşik bir yaşam biçimine dönüştüğü. Aşıklı’da bu dönüşümü, biraz önce de söylediğim gibi, 1000 yıl boyunca adım adım izlemek mümkün. Üstelik de tek bir yerde, aynı yerde. 1000 yıl az bir süre değil. Osmanlı imparatorluğunun 600 küsur yıl yaşamış Hocam biraz medyatik olacak ama “Göbeklitepe’nin torunları Çatalhöyük’ün ataları” diyebilir miyiz bu durumda ? Tabii, kronolojik olarak çok doğru, diyebiliriz. Aşıklı, her iki yer arasında. Kronolojik olarak da, coğrafi olarak da. Dahası, Aşıklı’nın Çatalhöyük ile şaşırtıcı benzerlikleri var. Çatalhöyük’te yaşam, Aşıklı terk edildikten sonra başlıyor. Aşıklı’yı terk edenlerin Çatalhöyük yerleşmesinin kurulmasındaki rolü nedir ? bilmiyoruz ama bu araştırma sorularından yalnızca birisi. Aşıklı’da hiç bir zaman Göbeklitepe gibi görsel bulgular, kabartmalar, duvar resimleri, heykelcikler olmadı, ama yaşam modeli olarak işaret ettiklerinin en az Göbekli ya da Çatalhöyük buluntuları kadar önemli olduğunu düşünüyorum. Söyleşimizin devamı gelecek sayımızda… Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran Aşıklı Höyük Tarihlendirme ve Kültürel Tabakalar Tabakalar Tarihleme Bilgi 1. Tabaka (üst) Belirsiz 2. Tabaka MÖ 7500- 7900 Tahrip olmuş yüzey tabakası, duvar ve taban parçaları bulunuyor… Dörtgen planlı, damdan girişli evlerin olduğu tabaka / Mahalle örgütlenmesi 3. Tabaka MÖ 7900 - 8000 4. Tabaka 5. Tabaka MÖ 8000 - 8300 MÖ 8900 + Mevcut kazıların yapıldığı tabakalar. Ilk tarım, hayvancılık örnekleri… Yuvarlak, toprağa yarı gömük evler. İlk yerleşik düzene geçiş. Evcil hayvanlar Henüz kazılmamış son alt tabaka 10 TEMMUZ 2014 nterpost Sektör İNŞAAT SEKTÖRÜ BÜYÜYOR Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat sektörü, ülke ekonomisindeki ve gelişimindeki önemini arttırmaya devam ediyor. Konut satışlarına yeni düzenleme! Kabul edilen 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında ön ödemeli konut satış sözleşmelerine de yeni düzenlemeler getiriliyor. İ nşaat sektörünün hızlı gelişimi ve konut satışlarındaki artış, beraberinde yeni düzenlemeleri de zorunlu kılıyor. Bu amaçla düzenlenen 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, konut satışlarına da tüketici lehine yeni düzenlemeleri hayata geçiriyor. 28 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren kanunda, konut teslim süresi ve sözleşmeden dönme hakkı madde 44 ile madde 45’te açıklanıyor. Burada yer alan hükümlere göre, ön ödemeli konut satışında devir veya teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemiyor. Kanunda yer alan maddeler 44 ve 45’inci maddeler şöyle; Konutun teslimi Kanunun 44. Maddesi konut teslimiyle ilgili süreyi düzenliyor. Buna ön ödemeli konut satışında devir veya teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemiyor. Kat irtifakının tüketici adına tapu siciline tescil edilmesiyle birlikte zilyetliğin devri hâlinde de devir ve teslim yapılmış sayılıyor. Sözleşmeden dönme Aynı kanunun 45. maddesinde ise bu kez tüketiciye yapılan sözleşmeden dönme hakkı getiriliyor. Bu maddeye göre ön ödemeli konut satışında, devir veya teslim tarihine kadar tüketiciye, herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı tanınıyor. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminatın ödenmesini isteyebiliyor. Sözleşmeden dönülmesi hallerinde satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemiyor. Tüketicinin ölmesi veya kazanç elde etmekten sürekli olarak yoksun kalması sebebiyle ön ödemeleri yapamayacak duruma düşmesi ya da sözleşmenin yerine olağan koşullarla yapılacak bir taksitle satış sözleşmesinin konulmasına ilişkin önerisinin satıcı tarafından kabul edilmemesi yüzünden sözleşmeden dönülmesi hâllerinde tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemiyor. Kanunda tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgenin, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç 90 gün içinde tüketiciye geri verilmesi gerekiyor. Ayrıca satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketicinin de on gün içinde tüm kazanımlarını iade etmesi gerekiyor. İ nşaat sektörü, son yıllarda en hızlı büyüyen sektör olarak dikkatleri üzerine çekerken, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2014 yılının ilk çeyreğine ilişkin “İnşaat Ciro ve Üretim Endeksleri” verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre inşaat sektöründe ciro ve üretim artış gösterirken, gücünü ulusal sermayeden alan inşaat sektörü açısından inşaat ciro endeksi bu yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 16,1, inşaat üretim endeksi ise yüzde 1,1 arttı. Uluslararası alanda da yine büyüme gösteren sektörde bir önceki dönemle mevcut dönem arasındaki hafta sonu tatili, resmi ve hareketli (bayram) tatil günleri gibi sebeplerle oluşan çalışma günü farklılıklarının ortadan kaldırılması anlamına gelen takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi, 2014 yılı ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yine yüzde 16,1 artış kaydetti. İnşaat ciro endeksi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise yüzde 32 ile oldukça yüksek bir büyüme rakamına imza attı. İnşaat üretim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,1 artış gösterirken, inşaat üretim endeksi ise bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6,1 arttı. TÜİK istihdam raporunu açıkladı İnşaat sektörü; yüzde 7,1 ile sanayi ve tarımın ardından istihdamda ilk sıralardaki yerini koruyor. ektörü, ciro ve üretim ka- lirlendi. Raporda yer alan verilere dar ilgilendiren önemli bir göre, 15-24 yaş grubu açısından diğer konu olan istihdam genç işsizlik oranı yüzde 16.7, 15oranları Türkiye İstatistik Kuru- 64 yaş grubunda ise işsizlik oranı mu (TÜİK) tarafından derlenen yüzde 9.9 olarak açıklandı. bir raporla açıklandı. TÜİK’in Mart 2014 döneminde 15 ve İnşaat İşgücü Girdi Endeksleri yukarı yaşta istihdam edilenlerin 2014 ilk çeyrek sonuçlarına göre, sayısı 25 milyon 583 bin kişiye İnşaat Sektörü İstihdam Endeksi, ulaşırken, istihdam oranı ise topbu yılın ilk döneminde geçen yı- lamda yüzde 45.1 olarak gerçeklın aynı dönemine göre yüzde 2.3 leşti. Bu dönemde, tarım sektöazalış gösterdi. Takvim etkilerin- ründe çalışan kişi sayısı 5 milyon den arındırılmış İnşaat İstihdam 316 bin kişi, tarım dışı sektörlerde Endeksi ise geçen yılın aynı çey- çalışan kişi sayısı ise 20 milyon reğine göre yüzde 6.3 azaldı. An- 268 bin kişi oldu. cak buna rağmen, inşaat sektörü Aynı raporda açıklanan Türyüzde 7,1 ile sanayi ve tarımın ar- kiye geneli istihdam oranlarında; dından istihdamda ilk sıralardaki sanayinin yüzde 21 ile ilk sırayı aldığı, tarımın yüzde 20.8, inşaatın yerini korumaya devam ediyor. Şubat, Mart, Nisan aylarını yüzde 7.1 ve hizmet sektöründe kapsayan önemli raporda göze ise yüzde 51.2 ile en büyük payları çarpan sonuçlara göre; Türkiye aldıkları gözlenmektedir. genelinde işsizlik oranı yüzde 9.7, tarım dışı işsizlik ise yüzde 11.6 olarak açıklandı. Raporda mevsim etiklerinden arındırılmış işsizlik oranı ise bir önceki döneme göre 0.1 puanlık artışla yüzde 9.1 olarak gerçekleşirken, Mart 2014 dönemine ilişkin “Hanehalkı İşgücü İstatistikleri” de açıklandı. Buna göre, Türkiye genelinde yaşı 15 ve daha yukarı olan kişilerde işsiz sayısı 2 milyon 747 bin, işsizlik oranı ise yüzde 9.7 olarak bildirildi. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 9.1, kadınlarda ise yüzde 11 oranında dağılırken, yaş gruplarına göre işsizlik oranları da be- S nterpost En azından Kimyada ayıraç, belirteç Eğik yazı Bulmaca Eğik yazı İyiden iyiye, oldukça 10 Yiğit, zeybek Ölçüt Çağdaş Taş yuvarı Elektrik yüklü parçacık Yeti İzmir' in ilçesi Yara üzerine yapıştırılan özel bant Büyük marangoz rendesi 1 Bir şaşma sözü Kalem 6 erbabı 1 Kalem erbabı Memleket Yere basan organ Bir bağırsak enzimi Güney Kafkasyalı 2 bir halk 'Hamdi ...' (Oyuncu) Üretim karşıtı Kolsuz, Nizamname, askılı fanila statü Jeneratör, dinamo Bir tür başörtüsü Çevik Çevik 'İnan olsun' anlamında bir söz Yemiş 5 Onarım Herkese bir Manzume, nazım Manzume, nazım Marmara Bölgesi' nde bir il Kapı önünde alçak basamak Tereyağı Büyük taş yapılan kap havan İşsiz, güçsüz 11 Anlam 7 Japon kökenli bir dövüş sporu Baskın, hücum Ek Ek Emtia Emtia 3 Bir orman Bakanlar ağacı Kurulu 1 Bakanlar Kurulu 2 3 4 Ara verme, dinlenme Ara verme, dinlenme 9 Tel, çivi gibi metal eşya 4 4 Tahtadan eğreti yapı Gene, bir Tahtadan dahayapı eğreti Dili tutulmuş Dili tutulmuş Temel, esas Lezzet Japon kökenli bir dövüş sporu Tuzağa düşürme Tuzağa düşürme Baskın, hücum Tereyağı yapılan kap Marmara Bölgesi' nde bir il İşsiz, güçsüz 11 Temel, esas ANAHTAR KELİME Maldivler' in başkenti 5 'İnan olsun' anlamında bir söz Onarım Herkese bir 7 Gerek, gerekli Maldivler' in başkenti Yemiş Kapı önünde alçak basamak Büyük taş havan Salon danslarından biri Gerek, gerekli 2 'Hamdi ...' (Oyuncu) Hastalık nöbeti, kriz Hastalık nöbeti, kriz Üretim karşıtı General olan deniz subayı General olan deniz subayı Yere basan organ Memleket Balığın vücudunu Bir bağırsak kaplayan enzimi levhacık Fakat, lakin Fakat, lakin 8 8 6 Osmanlıda Mısır valisi Bir şaşma sözü Yara üzerine yapıştırılan Osmanlıda özel Mısırbant valisi Büyük marangoz rendesi Söylenti Özverili Oyunu yönetme Yankı Yankı '... biyoloji' (Biyolojinin bir dalı) Söylenti Özverili Oyunu yönetme Emayla kaplı Emayla kaplı Kesin Yönetme biçimi Çağdaş 11 Yeti Taş yuvarı Haykırma, bağırma Bir şeyden daha uzak olan yer Elektrik yüklü Yönetme parçacık biçimi Seçmeli yemek Yiğit, zeybek Bir şeyden daha uzak olan yer Ölçüt Seçmeli yemek TEMMUZ 2014 9 Tel, çivi gibi metal eşya Soğanlı bir süs bitkisi Soğanlı bir süs bitkisi 5 ANAHTAR 6 1 7 2 8 3 9 4 10 5 11 6 7 8 9 10 11 KELİME “ Facebook sayfamızı beğenerek, bulmacamızın 20 Eylül 2014 tarihinde yayınlanacak olan çözümünü takip edebilirsiniz.” nterpost facebook.com/interfiks E ABON K A M L O İÇİN Bizi sosyal medyada takip edebilirsiniz… twitter.com/interfiks Youtube.com/interfikstv http://www.interfiks.com.tr kategori/interpost adresinden abone formunu doldurabilirsiniz.. İmtiyaz sahibi: İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat ve San. A.Ş. adına GÜL YAMAN Genel Koordinatör: Hüseyin Bilmaç Yayın Sorumlusu ve Yazı İşleri Müdürü: Mehmet Yaman Grafik Tasarım: Ünal Akan Yapım: Medicon Yayıncılık - Et Cetera Creative Works Baskı: Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Tel: 0216 444 44 03 www.bilnet.net. İnterfiks Yapı Kimyasalları İnşaat San.ve Tic.A.Ş Kurumsal gazetesidir. 3 ayda bir yayınlanır. Satılamaz İletişim bilgileri: [email protected] Adres: FSM Cad. Liscon İş Merkezi no 7 kat 2 Kavacık - Beykoz TEMELİNİZDEKİ GİZLİ GÜÇ... nterpost HYFIX Kimyasal Su Yalıtım Sistemleri, toprak altı su yalıtımında betona derinlemesine işleyerek %100 geçirimsizlik sağlar, suyun ve agresif kimyasalların temellerde yol açtığı tüm olumsuzluklara son verir. Son derece verimli, güvenli ve kolay uygulanabilen HYFIX, projenizin uzun ömürlü olmasını sağlayarak yapılarınızın değerini artırır. HYFIX*... 25 yıldır dev projelerin temelinde yatan gizli güç! * HYFIX serpme yöntemiyle geçirimsizlik sağlayan ilk toprak altı su yalıtım malzemesidir. Bilinen klasik uygulamalara göre çok daha ekonomik olan HYFIX, her türlü hava koşullarında güvenle uygulanır. interfiks.com.tr | facebook.com/interfiks “yapıları yaşatır!”
Benzer belgeler
nterpost - İnterfiks Yapı Kimyasalları
[email protected]
Adres:
FSM Cad. Liscon İş Merkezi
No: 7 Kat: 2
Kavacık - Beykoz