Ekim-Sayı: 115 - Adalet Bakanlığı
Transkript
Ekim-Sayı: 115 - Adalet Bakanlığı
Seslenis Ekim 2011 Yıl: 10 • Sayı: 115 • Ücretsizdir • Gelecek çalışkan olanlarındır. Ayda bir çıkar Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır Ceza İnfaz Kurumları Ürün ve El Sanatları Sergisi 8’inci kez Ankaralılar’ın beğenisine sunuldu CEZA infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el emeği göz nuru ürünler, Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel sergide ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen serginin açılışı, 10.10.2011 tarihinde, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri Ali Suat Ertosun, Ahmet Karayiğit, Ali Aydın ve Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş tarafından yapıldı. 10 gün süreyle ziyaretçilere açık olan sergide; 35 ceza infaz kurumundan gıda, giyim, mobilya, hediyelik eşya gibi değişik ürünlerin satışı yapıldı. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Musafa Elçim, açılış konuşmasında; ceza infaz kurumlarındaki eğitim ve iyileştirme faaliyetlerininin önemine dikkat çekerek, serginin bu kapsamdaki çalışmaların bir sonucu olduğunu vurguladı. Elçim, “İşyurtlarında 6 bini tam zamanlı olmak üzere 12 bin hükümlü çalışıyor. İşyurtlarımızda 40’ı aşkın türde ürün ve hizmet sağlanırken, yer kısıtlılığından dolayı bugün burada sadece 35 ceza infaz kurumundan ürünler yer alıyor.” diyerek ceza infaz kurumlarındaki işyurdu çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. 8-9’da Kırgızistan heyetinden CTE Genel Müdürlüğüne ziyaret Kırgızistan Cezaevleri Genel Müdürlüğünden bir heyet, ceza infaz sistemini incelemek amacıyla Türkiye’ye geldi. Kırgız heyetini kabul ederek bir süre görüşen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, Türkiye’nin ceza infaz sistemiyle ilgili olarak Kırgızistan ile iş birliğine hazır olduklarını ifade etti. Türkiye’nin ceza infaz sistemi alanında kendini sürekli geliştirdiğini vurgulayan Mermerci, bu konudaki tecrübelerini dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaktan memnuniyet duyacaklarını söyledi. Heyetin ziyaretinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Rasim İsa Bilgen ve Erhan Polat ile Tetkik Hâkimi Hakan Umut hazır bulundu. 7’de Muğla Vali Yardımcısı Yayman’dan Ceza İnfaz Kurumunda konferans Muğla E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda, Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak 23.09.2011 tarihinde “Değişen Dünyada İnsan ve Toplum” konulu bir konferans verdi. 6’da Kars’ta konser etkinliği Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda düzenlenen konser kapsamında AİO ve AÖL’den mezun olanlara diplomaları, 1. ve 2. kademe okuma-yazma ile mesleki kursları başarıyla tamamlayan hükümlü ve tutuklulara başarı belge törenle verildi. 14’te Genel Müdür Mermerci Erzurum’da incelemelerde bulundu Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi kapsamında 3-4 Ekim 2011 tarihlerinde Erzurum’da gerçekleştirilen ‘Ceza İnfaz Kurumları İzleme Kurulu Semineri’ne katılarak ülkemizdeki uygulamalar hakkında bir sunum yaptı. Ayrıca, Erzurum E Tipi ve H Tipi Kapalı ile Açık Ceza İnfaz Kurumlarını ve Eğitim Merkezini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. 7’de Hükümlülerin el işleri İzmir Fuarında sergilendi İzmir Uluslararası Fuarı 8-18 Eylül 2011tarihleri arasında gerçekleştirilirken, Fuarda, toplam 27 ceza infaz kurumunun katılımıyla oluşturulan sergide hükümlü ve tutukluların el emeği göz nuru ürünleri ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 16’da Sanatçı Latif Doğan, Kozan M Tipi’nde konser verdi Kozan M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak Türk Halk Müziği Sanatçısı Latif Doğan konser verdi. 14.09.2011 tarihindeki konserde yaklaşık 1 saat sahnede kalan Sanatçı, seslendirdiği şarkılarıyla hükümlü ve tutuklular ile personeli hem coşturdu hem de duygulandırdı. Konser sonrası Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı ve Kurum Müdürü Ziya Baytam hükümlü ve tutuklularca yapılan el işini Sanatçı Doğan’a hediye ettiler. Cumhuriyet Savcısı Mahmut Savaşçı, Kurumda bu tür faaliyetlerin hükümlü ve tutuklular için önemine değinerek Sanatçıya teşekkür etti. Seslenis Sayfa 2 Ekim 2011 AŞK NEDİR ÖZGÜRLÜK HAYALİ Sabret yüreğim bunlar da geçecek , Sayılı günler mutlaka bitecek , Çektiğin acılar sona erecek, Özgür günlerin yakındır gelecek. Sayımla yatar sayımla kalkarım, Gidene değil gelene bakarım, Teselli veren mektubu saklarım, Efkarlandıkça cigara yakarım. Volta maltalar bana dar geliyor, Cezalar bu canıma zor geliyor, Yalnızlık yüreğime ar geliyor, Hayaller hayatıma tat veriyor. Çıkınca farklı hayatım olacak, Gönül özgürlüğe nasıl doyacak, Çektiğim ceza mazide kalacak, Gönlüm bir meçhulde huzur bulacak. Etmem ihanet severim seveni, Görmem tanımam cefayla gereni, Can veririm bana gönül vereni, Arar bülbülün gülünü dereni. Adım İbrahim’dir soyadım Küçük , Bunlar da geçer elbet mevlam büyük, Şimdi mahpustayım ışığım sönük, Dardayım yüreğim umuda dönük. İbrahim Halil Küçük Elmadağ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu BELKİ MUTLU SEN OLURSUN Bir sevgi istiyorum yalansız olsun Öyle bir sevgi olsun ki herkese örnek olsun Gözlerim hüzünden değil mutluluktan dolsun Kalbim bir tek onun için olsun Belki mutluluğum sen olursun Adını her andığımda yüreğim kor olsun Mektupla da olsa sevgim hep onunla olsun Yüzüne her baktığımda sevgim seninle olsun Senin sevginle kalbim teselli bulsun Belki mutluluğum sen olursun Kilitli kapıların ardı bile varlığınla dolup taşsın Beni ben yapan kalpten seven biri olsun Gerçek sevgiyle beni mutluluklara boğsun Bir sevgi istiyorum hep mutluluk olsun Belki mutluluğum sen olursun. Aşkın sahtesi olmaz Aşk köledir esiri olmaz Aşk fakirdir ekmeği olmaz Aşk beterdir halden anlamaz Aşk delidir dengesi olmaz Aşk kömürdür külü bulunmaz Aşk oynaktır yerinde durmaz Aşk misafir kapıda durmaz Aşk çöldür serabı olmaz Aşk ummandır denizi olmaz Aşk gerçektir sahtesi olmaz Aşk bir oktur hedefi vurmaz Aşk ömürdür sefası olmaz Aşk bir bülbül kafesi olmaz Aşk bir güldür dikeni olmaz Aşk bir romandır sonuna nokta konmaz... Rıza Altunbay Afyonkarahisar E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu KİM DİYEBİLİR Kİ! Kim diyebilir ki; Yürüdüğü yolun pürüzsüz olduğunu. Kim diyebilir ki; Taşa takılmadan, toprağa basmadan gidilebildiğini. Kim diyebilir ki; Koştuğu zamanlarda yorulmadığını. Ancak, kim cesaret edebilir ki; Her şeye rağmen bu yolu sevdiğini söylemeye. Kim korkmadan diyebilir ki; Hayat denen zorlu yolda yürümekten, koşmaktan, Bıkmadan, usanmadan coşkuyla ilerlediğini. Ben diyebilirim. Peki ya; Sen diyebilir misin? Bu hayatta kendimin kahramanıyım diye. Sen haykırabilir misin bunu? Korkmadan kendine... Ayça Karakütük Boğazlıyan A2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu SADECE TUT GERİDE KALDI Gözlerin güneşe âmâ olduğu Dillerin kelimelere lal olduğu Umutların rafa konulduğu Bir gün daha geride kaldı. Yılların tehdidi altında kalan Aylardır ızdırabına esir olan Günlerin vicdansızlığına mahkûm olan Bir umut daha geride kaldı. Her anında yalan dolu olan Beni özgürlüğüme muhtaç bırakan Sevdiklerimle kavuşturmayan Bir kurulmuş hayal daha geride kaldı. Sedat Şahbaz Sincan 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Hayallerinin başında, Gözlerinin daldığı son noktadayım. Tut, bırakma ellerimi; Masmavi denizime, Cennet gözlerinle bak. Gözlerini kapattığında ben tutayım ellerini. Yüreğin üşüdüğünde, ben sarayım yüreğini. İlk sahibim, son arzum ol. Bak martılar beni anlatıyor, İstanbul beni söylüyor sana. Avucumda bir parça mutluluk, Seni sonsuzluğa açılan bir öyküde yaşatmak için. Sana biriktirdiğim yağmurlarımla, Çalıyorum gönül kapını. Bütün yalın halimle yanı başındayım; Tut sana uzanan ellerimi, Sadece tut... Emrah Sevindik Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Zekeriya Özkartal Ereğli B Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu YA MUHAMMED! Canım feda senin yoluna, Aşksın sen ya Muhammed. Şefaat eylersin fakir kullarına Cansın sen ya Muhammed. Müminlerin çoktur cefası Ahirette olur mümin olanın safası. Gülsün sen ya Muhammed. Alemlerin Ayı Güneşi, Yıldızı Mustafa’sı Nursun sen ya Muhammed. Hasretsin sen kalplerde, gönüllerde Özlemsin sen ya Muhammed. Seni her çiçek naz ile öğer, hakkı niyaz eder Kurtlar kuşlar durmaz öter, İslamiyet der. Sen hak Peygamberisin, senden öğrendik, Farzı, sünneti, cehennemi cenneti... Muharrem Seren Balıkesir L Tipi Ceza İnfaz Kurumu BANA GÜVEN AŞKIM BİR SEN Yüreğimde kapılar var Belki gelirsin diye. Odalar açıyorum her birine... Yüreğimde çaresizlik var. Sensizliğe attığım her adım Biraz daha gem vurur ömrüme. Yüreğimde bir sen var Olmadığın kalabalıklar içinde. Yüreğinde aşkına sefil bir ben; Yoksan mutluluk ne çare. Nesrin Öztürk Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Ben seni ölesiye sevmişim, Ayrılığı hiç düşünebilir miyim? Namusuna, namusum demişim Aşkım başkasını sevebilir miyim? Gülmeyi yeniden öğretin bana Üzülüp ağlamanı hiç ister miyim? Var olan her şeyimle bağlanmışım sana Elveda deyip de gidebilir miyim? Nazlı yârim başkasını ben sevebilir miyim? Aşkım derken titriyor yüreğim Şahin bakışlıdır benim yârim. Kır artık zincirlerimi yanına geleyim Işığım sensin benim, karanlığa gidebilir miyim? Bekir Ötgün Elmadağ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Seslenis Ekim 2011 GEL Sayfa 3 İHTİYARLIK KARİKATÜR Karanlığı yırtan acı çağrımı Duy da başkasına inanmadan gel. Sana hasret sana sonsuz bağrımı Sivri tırnağımla yoldurmadan gel. Yokuşa yüzün yok, inişe dizin, Uzağı yakını pek görmez gözün, Sanki bize tarih oluyor sözün, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Kâbuslar büyür şimdi art arda, Geceler çıldırdı düşler firarda. Sus ne olursun dur bir kenarda; Elleri karşımda güldürmeden gel. Sensiz zor geliyor yaşamın tümü, Kurtuluş yaptırma bana ölümü. Senin için açan gonca gülümü, Dalında unutup soldurmadan gel. Yedek parçan olur iğne şurup hap, Ne faydası var ki ne yaparsan yap, İflas etmiş ciğeri yorulmuş bir kalp, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Gelişin olur en büyük hediye, Daha ne beklersin gülüm ne diye. Vuslat ateşiyle dönüp deliye, Mecnunlar yolunu buldurmadan gel. BİR VEDA BUSESİ CENNET GELİRDİN Cezaevlerinin cenneti Zile, Pişmanlığını dile getir gözyaşını sile. Devletimizden af Allah’tan huzur dile, Cezaevlerinin cenneti Zile. Gittin ama bilsen beklediğimi, Hasrete bir kurşun sıkar gelirdin. Görsen derdime dert eklediğini, Geçmişe bir dönüp bakar gelirdin. Aileler parça parça bölündü, Ocaklar tek tek söndü. Mahkûmlar dervişe döndü, Cezaevlerinin cenneti Zile. Dile gelmiş, sabır derinden Yâre etmiş geriden. Seni benden eden Bir ayrılık busesi. Nefesim düşman olmuş gökyüzüne, Bakar arar olmuşum. Ne çare, ne fayda, ne yârda; Olsun sinemde yara. Gün olur, ay olur, yıl olur; Gün olur ya bir gün. Gönül perçem kanatlanır özgürlüğe Ne kalır geride sinemdeki yaradan başka. Deniz Ceylani Bolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu MOTORSİKLET GEZİSİ Emrah Doğan / Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Keşke bu olaylar hiç olmasaydı, Cezaevinde kimse gün saymasaydı. Gökten yıldızlar hiç kaymasaydı, Cezaevlerinin cenneti Zile. Senin sesin para sesi, Benim sesim su sesi. Bir de olsa Gönlümün busesi. FIKRA Temel bir gün yeni bir motorsiklet alır ve Dursun ile bereber bir gezintiye çıkar. Epey gezerler ve hava kararır. Karanlıkta ilerlerken, önlerinde iki ışık görürler. Dursun, Temel önumuzda iki motosiklet var, der. Temel de, ula Dursun az bekle ikisunun ortasundan geceyum da havamuz olsun, der. Temel gaza basar; tam iki ışığın ortasına gelince birden kendilerini yerde bulurlar. Dursun, ula Temel ne oldi? der. Temel de uşağum ortadaki lambaları yakmayı unitmişler… Güzel Söz Çalışmanın olmadığı yerde hayat da yoktur. Augut Blanche Kazandıklarımın hepsini cesaretime ve çalışkanlığıma borçluyum. Napoleon Bonapart Yaptığın işi en iyi biçimde yaparsan başın daima dik olur. Thomas Carlyle İnsanın mutsuzluğu bilgisizlikten değil, tembelliktendir. Dale Carnegie Çalışmak insanları maddi ve manevi olarak rahatlatır. Henry Ford Sivilde hayat hep akıyor, Mahkûmun ailesi yollara bakıyor, Çocukları gördükçe insanın ciğeri yanıyor, Cezaevlerinin cenneti Zile. Gardiyan amca ışıkları yak göreyim; Yatağımı sandalyemi bileyim, Koğuşumu yıkayıp masamı sileyim, Cezaevlerinin cenneti Zile. Kavga gürültü hiç olmaz, Kalbim kederle karanlıkla dolmaz, Köyümde beni arayan bulmaz, Cezaevlerinin cenneti Zile. Cennette melekler hep huzurlu, Müdürlerin memurların yüzü nurlu. Yemekler çıkar hep türlü türlü, Cezaevlerinin cenneti Zile. Mustafa Torun Zile M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu HAPİSHANEDE Dile kolay 4 yıldır yatıyorum içeride, Ne günler geçirdim, anlatayım bu yerde. Bu çileyi çekmek varmış kaderde, Gençliğim uçtu gitti hapishanede. Kimileri aç kalır sitem ederdi, Kimileri göbeklendi, kimi can verdi, Dışarıdaki aşkıydı kiminin derdi, Neler gördüm neler bu hapishanede. Bazıları ağlardı ziyaret günü, Bazıları telaşlı; görmezdi önünü, Bazıları çıktı kim bilir nerede? Kimler gördüm kimler bu hapishanede. Üzülme bu da gelir geçer dediler, Sevenlerim bile yıllarca gülmediler. Saz öğrendim, şiir yazdım içerde; Adam gibi adam gördüm hapishanede. Zeki Zencirci Kütahya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Arkadaşın olur evde çocuklar, Eşin dostun seni arada yoklar, Torunların alır bastonu saklar, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Biri ölüp gitti ise eşinden, Kalan gitmek ister onun peşinden, Çıkaramaz hayalinden düşünden, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Anlasan ne kadar özlediğimi, Uykusuz kalıp yol gözlediğimi, Dağlanmış yüreğimi közlediğimi, Bir an durmaz çıkar gelirdin. Ne çabuk geçiyor baharlar güzler, Zaman akımına uyumsuz bizler, İnsan yaşlanınca ölümü gözler, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Kalbim sende inan mahşerde bile, Sana olan sevgim yapmaz hile, Ah konuşsa resmim bir gelse dile, Umudunu koluna takar gelirdin. Yaşlılara değil yalnız bu sözüm, Gençler de yaşlanır darılma kızım, Senin de buruşur elin ve yüzün, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Her yere resmini astığımı, Görsen taşlara dönen şu yastığımı, Bilsen bu bağrıma taş bastığımı Hasreti koluna takar gelirdin; Gelirdin sevgilim. Ferhat Daniş Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Mustafa Baktur Burdur E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Baktur’un sözün yabana atma, Doğru yolu koyup eğriye sapma, Günahlardan sakın, harama bakma, İhtiyarlık başa geldiği zaman. BULMACA SOLDAN SAĞA 1) Osmanlı İmparatorluğu zabıta görevlisi – Bir meyve. 2) Cüretkâr – Ahilik ocağından olan kimse – Bir element. 3) İki kenar arasındaki uzaklık – Biri birine denk – Kişisel, özel. 4) Saha – Gizleme – İlave. 5) El veya makine ile yapılan – Alamet – Bir haber ajansı. 6) Amerikyumun simgesi – Bir hayvan – Vilayet – Bir cismin hacminin ölçü birimi. 7) Para veya bir şey vererek ödeme – İzin, onay, onaylama. 8) Kadınsı erkek – Adamak işi. 9) Kara tahta kalemi – Engelleri yenme kararı (tersi). 10) Damarlardaki sıvı – Yenmeye elverişli her şey. 11) Atın yavrusu – Tanenin küçüğü. 12) İskambilde birli – Evet anlamında – Bakırtaşı. 13) Bir taş atma aracı – Küçük küçük. 14) Sayı boncuğu – Irk – Sarmak işi. 15) Demiryolu – Kocaman – Mantık. 16) Dert, keder – Ticaret malı – Anahtar. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Baryumun simgesi – Profesyonel karşıtı – Proje. 2) Bir cismin eşit şekilde paralel veya yöndeş yollar çizmesiyle beliren hareketi, intikal – Şehirden küçük, köyden büyük. 3) Çukurca kap – Ayrıntı – Rütbe, derece. 4) İlave – Ender – Temiz. 5) Söyleme, bildirme (tersi) – Yemek listesi. 6) Bir sayı – Tülbent (tersi) – Gümüş. 7) Karavana – İşitme duyusu, yetisi. 8) Tutturgaç (tersi) – Dini tören (tersi) – Ad. 9) Deve çöktürmek için çıkarılan ses – Bir toprak – Ermiş – Numaranın kısaltması. 10) Mal’ın sessizleri (tersi) – Dernek. 11) Yetersiz (tersi) – Maceraperest (tersi) – İskambilde birli (tersi). 12) Muğla’nın bir ilçesi – Hıristiyan tapınağı. 13) Basılı ve yazılı kağıt yapraklarının bü- tünü – Fiyata eklenen artış – Kanamak işi. 14) Bir sayı – Bir baharat – Mermer, tebeşir, kireçtaşı, alçıtaşı gibi taşların ana maddesini oluşturan kalsiyum oksit. 15) Bir bağlaç – Ön çalışma – Bir nota. 16) Kemiğin içinde bulunur – Boyun eğen – Boru biçimi verilmiş deri, kağıt. Oğuz Alıcı Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Geçen Sayıdaki Bulmacanın Çözümü Osman Ekici Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Dizler titrer sonra beli bükülür, Damarlardan sıcak kanın çekilir, Saç sakal ağarır dişler dökülür, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Ayakların baston ile üç olur, Gençlikte koştuğun günler hiç olur, Konuşsan suç olur, sussan suç olur, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Gönlüm başkasına aşkı yasaklar, Yüreğim sevgini içimde saklar. Bir bir saçlarıma düşerken aklar, Beyazları başıma doldurmadan gel. Kendini aratma meyhane şişesinde, Gözüm yok dünyanın şuh neşesinde. Düşüp kalırsam bir han köşesinde, Cenazemi eller kaldırmadan gel. Ağrıdan sızıdan durmaz yakınır, Çare arar sağa sola bakınır, Az yese çok yese hemen dokunur, İhtiyarlık başa geldiği zaman. Seslenis Sayfa 4 USTALARDAN SEÇMELER NECİP FAZIL KISAKÜREK SAKARYA İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım yokuşlarda susamak. Herşey akar; su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!... Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık; anneden, vatandan, arkadaştan. Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! Fikirler; insanların sahip olduğu büyük değerlerdir. Kişinin toplumsal düzen içerisindeki duruşu, davranışları tamamen onun hayat hakkında sahip olduğu fikirlere göredir. Hayat hakkında sahip olduğumuz fikirler insan, hayat ve kainat; bunların öncesi ve sonrası ve dünya hayatının öncesi ve sonrası ile ilgili insan fıtratına uygun akli bir akideden kaynaklanıyorsa karşılaştığımız müşküllere cevap bulabilecek ve ayaklarımızın üzerine sağlam basarak bir çoğumuzun ortak paydası olan mutluluğa yakalayabileceğiz. Evet insanı kalkınma yoluna sevkeden yaratıcıyla, kendisiyle ve diğer fertlerle olan ilişkisini belirleyen yine onun fıtratına uygun yaratıcı tarafından belirlenmiş İslam akidesidir. Bu fikre göre yaşayan toplumlarda faydacılığın yerini paylaşım, hırsın yerini kanaat, isyan ve bunalımın yerini mutluluk ve huzur alır. İnsan fıtratına mutabık olan İslam akidesi ve bu akidenin kendisinden çıkan hayat nizamı toplumları kalkınmışlığa götürürken, maddeyi ve ondan faydalanmayı esas alan, fertler arasında benim ekmeğim senin ekmeğin davasına sebebiyet veren, insanların merhamet duygularını körelten anlayış anları insani duygulardan uzaklaştırarak birbirleriyle daimi ilişkiler içerisinde olan toplumları denizin üzerindeki çer, çöp olmaya, mutsuzluğa sevketmektedir. Serbest iradesi olan insan bir tercih yapar; yani iki seçenekten birini tercih ederek kendisinde bir şahsiyet oluşturur. Hayat hakkında sahip olduğu fikirlere göre bir anlayış... Fikirlerini İslam akidesine dayandıran kimseler, kendilerini duyu organlarının algıladığı maddi ortama hapsetmeyerek, bütün söz ve davranışlarında onu yoktan var eden, yine onu akıl özelliğiyle diğer canlılardan ayıran ve yeryüzünü imar etme görevini kendisine veren yaratıcı yüce AL- Ekim 2011 MEDRESE-İ YUSUFİYE LAH (c.c)’nün rızasını esas alarak olgun davranışlar sergileyecektir. Bu kimseler dünyayı amaç değil, araç göreceklerdir. Kendilerinde kulluk bilinci oluşarak bu fikirleri taşıyan fertlerin bir araya gelmesiyle halklar, toplumlar kalkınabilecektir. Maddi değerlerden üstün davranışlar sergilemeye, iyiliği emredip kötülükten alıkoymaya sevk eden bu manevi değerlerdir. Tabi ki yeryüzünü imar etme görevinin gereği maddi vasıtalar, bir takım teknolojiler kullanılacak ama bunları amaç edinmemek kaydıyla... Bu fikirden kaynaklanan yaratıcıya yöneliş ve teslim oluş onda ahiret, ebediyet bilinci oluşturacaktır. İnsanları mutluluğa, huzura sevkeden tek gerçek ölümden sonraki hayattır. Gerçek şu ki akıllı kimseler kendilerine ölümden sonrasını soran kimselerdir. Evet bu hayat kervanı içerisinde bütün yaratılmış varlıklar bu kanuna boyun eğmiştir ve bu kanunun karşısında hepsi eşittir. Ölümlü olan insan aydın bir tefekkürle fıtratından gelen dindarlık iç güdüsüyle Allah (c.c)’yü bulabilecek ve ölümsüz olan, ezeli olan yaratıcıyla olan sıkı ilişkisini onun koyduğu sınırlara riayet göstererek, koruyacak ve mutlu olmayı başarabilecektir. Bir diğer seçenek ise dünyayı amaç edinerek sırtlanmaktır. Bu sınırsız istek ve arzulara yol açan ve ancak bunların elde edileceği zaman mutlu olacağı iddiası uyandıran bu çarpık fikir bütün mutsuzlukların kaynağı, geri kalmışlığın dayanağı, kavgaların zeminidir. İstediklerini elde etse bile; ölümlü olan, kendisi ölümsüz olan yaratıcıya yönelmeyerek arasında perde oluşturmuştur. Onun için bin sene dahi yaşasa ölümle karşılaşmaktan hoşlanmaz. Bu imkânların kendisinden bir gün gideceğini bilen kimse, ölüm engeliyle karşılaşır ve bu kanun karşısında mutsuz olur. Çünkü bu menfaatler ve bunlardan faydalanma onun tek amacı idi. Evet kardeşlerim; Davranışlarımız bizim kalkınmışlığımızın ya da geri kalmışlığımızın delilidir. Davranışlar ise sahip olduğumuz fikirlere göredir. Onun için fikirler yaşamakta olan neslin atalarından aldıkları en büyük mirastır. İslama göre bir düşünce yapısı ve davranış biçimiyle İslami bir şahsiyet fıtratınıza mutabık bir şahsiyet oluşturmamız mümkün olacaktır. Ebediyet bilinciyle rabbimiz Allah(c.c)’yle olan bağımızı kuvvetlendireceğiz, ufkumuz çok uzaklara açılacak, perdeler, duvarlar aşılacaktır. Kimilerinin elde etmek için her şeyi mübah saydığı menfaatlerden biz kaçınacağız. Bu fikir ulvi ve yüce bir fikirdir. Değerli kardeşlerim; Esaret altında itaat, özgürlükle beraber gelen isyandan hayırlıdır. Ancak bu fikir ki en güç zamanlarda bile kişilerin dimdik durmasını sağlayan, şartları kolaylaştıran, kalplerin bir atmasını sağlayan, kötü alışkanlıkları törpüleyen manevi kahramanlar bu fikir için çalışmalı, yarışanlar bu fikir için, bu manevi değerler için yarışmalıdır. Dünyaya rağbet buradaki hayatı zorlaştırır. Olumsuzluğa sevkeder. Allah (c.c)’nun rızası neredeyse mümin oradadır. Bu cezaevinde de olsa... Burada arınmak ve ruhi olgunluğa ulaşabilmemiz için zamanımız çok. Fikir değişirse her şey değişecektir. ‘Allah sabredenlerle beraberdir.’ Muhittin Bilbik / Kocaeli 2 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu’nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!... Necip Fazıl KISAKÜREK ÖZGEÇMİŞ 26 Mayıs 1905’te İstanbul’da doğdu. Çocukluğu, büyük babasının İstanbul Çemberlitaş’taki konağında geçti. İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız Kolejleri ile Bahriye Mektebi’nde (Askeri Deniz Lisesi) tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal, Ahmet Hamdi(Akseki), İbrahim Aski gibi isimler vardı. Necip Fazıl hocalarından en çok İbrahim Aski’nin etkisinde kalmıştır. Tasavvufla ilk tanışması da hocası İbrahim Aski’nin verdiği kitaplarla olmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdikten (1924) sonra, Milli Eğitim Bakanlığı bursu ile gönderildiği Fransa’da, Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okudu. Çeşitli bankalarda müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. 1939-43 yılları arasında kolej ve değişik üniversitelerde dersler verdi. Sonraki yıllarında edebiyata yönelerek fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı. Necip Fazıl, annesinin arzusuyla şair olmak istedi (bunu düşündüğünde henüz 12 yaşındaydı) ve ilk şiirleri Yeni Mecmua’da yayımlandı. Milli Mecmua, Anadolu, Varlık ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirmeyi başardı. Necip Fazıl için 1934 yılı hayatının dönüm noktası oldu. Çünkü hayat felsefesinin değişmesine neden olan ve Beyoğlu Ağa Camii’nde vaaz vermekte olan Abdülhakim Arvasi ile bu dönemde tanıştı. Ve bu kişiden bir daha kopmadı. Necip Fazıl’ın, üstün bir ahlak felsefesini savunduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar (Tohum, Para, Bir Adam Yaratmak). Ankara’da, bazı bankaların da desteğini sağlayarak 14 Mart 1936’da haftalık Ağaç dergisini çıkarmıştır. Ankara’da altı sayı çıkan Ağaç dergisi, daha sonra İstanbul’a nakledilmiş ancak fazla okur bulamadığından 17’nci sayıda kapanmıştır. 1943 yılında Büyük Doğu adlı dergiyi çıkardı. 1978 yılına kadar aralıklarla çıkarılan Büyük Doğu’da Kısaküek, yazı ve yayınları yüzünden mahkemelik oldu, hapse girdi ve dergi birçok kez kapatıldı 1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm Anadolu şehirlerinde konferanslar verdi. Necip Fazıl, Sabır Taşı adlı oyunuyla 1947 yılında CHP Piyes Yarışması Birincilik Ödülü’nü almış, doğumunun 75. yıldönümünde Kültür Bakanlığı’nca “Büyük Kültür Armağanı” ödülünü (1980) ve Tük Edebiyatı Vakfı’nca “Tükçenin Yaşayan En Büyük Şairi” ünvanını almıştır. Necip Fazıl Kısaküek yazılarını yazmaya devam ederken uzun süen bir hastalık dönemi geçirdi ve sonra 25 Mayıs 1983’te Erenköy’deki evinde öldü. Fatih’te düzenlenen cenaze merasiminden sonra Eyüp sırtlarındaki (Piyer Loti’deki) kabristana defnedildi. ACI VEDALAR Dilekler temenniler, Hayır dualar... Acı verir insana, Bütün vedalar. Sonrasında ise, Feryat figanlar... Karışır gözyaşları, Sele selene. Titrek bir sesle, Hoşça kal demek. Vedalar ölüm gibi, Dayanmaz yürek. Taş basıp bağrına, Katlanmak gerek. Ayrılıklar eceldir, Candan sevene. Bazen dönüşü yoktur; Gidilen yolun. Ömrü beklemekle geçer, Bekleyen kulun. Gözünde değeri yoktur, Paranın pulun. Sadece gözyaşı döker; Veda edip gidene. Özlemi çeken bilir; Ayrılık zordur. Hasret yüreklerde, Sönmeyen kordur. Yıllarca yol gözlemek, Sevene zulümdür. Vedalar, ölüm gibidir; Candan sevene. Ali Rıza Çağlar Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu NEDEN BENİM SEVDAM Düşüncelerim içimde düğümlenip Her biri bir kurtuluş ararken gözlerimin; Bulutlu bir gecede görünmeye çalışan, Yıldızlar kadar umutsuz. Bakışlarıysa yalnızlık kadar karamsar, Sessizlik gibi belirsiz Gözyaşlarım yavaş yavaş damlayıp Resmini ıslatırken. Sevdam rüyalar gibi özgür, Gece gibi şahitsiz... Ve ben kendimi rüzgâr gibi asi zannetsem de; Varlığım gündüz yanan sokak lambası kadar önemsiz. Yüreğimde büyüyen ateş bedenimi terletirken, Ruhum, vurulan bir kuş kadar masum; Gücümse o kuşun çırpınışı kadar yetersiz. Ve ben hislerimi ne kadar içimde tutmaya çalışsam da; Gözlerimdeki o heyecan Beni ele verecek kadar tecrübesiz!.. Erdal Görmez Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Her gecenin sabahı var dediler; Her geceden bir sabah bekledim. Belki düşlerim gerçek olur diye Beklemiş olmakta yetmiyor artık; Koşup ardından katılasım, Sığındığı delikten çıkartasım, Bir destan yazasım geliyor. Erdemine kavuşmuş gibi; Yaşananları anlatasım, Bu dört duvar deliğimde kalasım geliyor. Güneş penceremden vazgeçinceye dek; Kapatıp kapılarımı, yalnız kalasım geliyor. Hiç korkmadan, neden diye haykırmak; Ömrümün çünküsünü cevaplamak için Binlerce kez gönül kapımı çalıp gidenlere El sallayasım geliyor... Maşallah Güven Maltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Seslenis Ekim 2011 HASRETİMSİN SEVDAMSIN Küstürme sakın bendeki seni Tutmuşken bırakma ellerimi Bilirsin seversin gözlerimi Hasretimsin, sevdamsın... Sevgili arkadaşlar, hepimiz için anne ve babalarımız çok değerlidir. Anne ve babaların gözünde çocuklar hiç büyümezler. Anne ve babaya saygıda kusur etmemek gerekir. Resulü Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Ana ve babaya karşı gelen evlada, Allah tarafından şöyle nida edilir: ‘Sen dilediğin kadar ibadet yap. Onlara asi olduğun müddetçe ben seni katiyen affetmeyeceğim.’ Baba ve anasına iyilik edip onların rızasını alanlara da, Allah’ü teala şöyle nida eder: ‘Sen istediğin yap. Değil mi ki sen onlara iyilikte bulunuyorsun, ben de seni affedeceğim.” Hz. Peygamber (s.a.v) buyuruyor: “Kuran’ı okuyup da onunla amel etmeyen, onu okumamış sayılır. Ana ve babasına sert gözle bakan onlara iyilik yapmamış olur. İşte ne benim, ne de onların birbirimizle hiç alakası yoktur.” Yine Efendimiz aleyhisselam buyuruyor: “Ana ve babasına iyilik eden kimse istediğini yapsın, o katiyen cehenneme girmeyecektir. Onlara isyan eden de istediği kadar ibadet yapsın. Cennete girmeyecektir. Baba ve anasının kabrini ziyaret eden kimseye Allah’ü Teala kabul olunmuş hac sevabı verir. Ana ve babasının kabirlerini ziyaret edenlerin kabirlerini de melekler ziyaret eder.” Efendimiz (s.a.v)’in şu hadisini iyi dinleyelim, kulak verelim ve anlayalım: “Baba ve anasına karşı gelene Allah lanet etsin.” Başka bir hadiste de Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Baba ve anasına duada bulunmayanın rızkı kesilir.” Yüce Mevlamız Kuran’ı Kerim’de: “Duanız olmasaydı ne ehemmiyetiniz olurdu. Bana dua ediniz ki kabul edeyim.” buyuruyor. “Acele etmediğiniz taktirde duanız kabul olunur. Dua ettim fakat kabul olmadı şeklindeki sözler duanın kabul olmasına manidir.” buyuruyor Efendimiz(s.a.v) Dua ibadettir. Dua ibadetin özüdür. Dua ibadetin en eftalidir. Cenab-ı Ecelli A’la’ya duadan daha sevgili bir şey olmadı. Dua belayı def eder. Belayı ancak dua çevirir. “Dua Allah’ü Teala’nın askerlerinden hazır bir kuvvettir.” Allah’ü Teala, haya ve kerem sahibidir. Kulu, ellerini zat’ı Ecelli Ala’sına kaldırdığı vakit onları boş çevirmekten haya eder. Allah’ü Teala’nın fazl’ı kereminden isteyiniz. Zira Allah’ü Teala, Zat’ı Ecelli A’la’sından isteyeni sever... Resulü Ekrem(s.a.v) buyuruyor: “Üç kimse vardır ki, dualarının kabul olunmasında şüphe yoktur. Mazlumun duası, misafirin duası, ana-babanın evladı için ettiği dua... Duymuyor musun sesini? Şşşş sessiz ol biraz. Kulak ver. Hala yok mu? O zaman önce yerini bulmalısın. Hayır, ben yardım edemem, sen bulmalısın; ama tarif edebilirim. Önce tüm düşüncelerinden sıyrıl. Kendini sadece bu işe odakla. Kapat gözlerini. Bu arayışta gözlerin yardımcı olamaz sana. Elini göğsünün üzerine koy. Biraz bekle, sakince nefes al, heyecanlanma. Şimdi elini yavaşça sol tarafına doğru götür. Hayır, aşağı doğru değil, daha yukarıda sol koluna doğru. Evet, iyi gidiyorsun, parmaklarının altında hisset. Bir değişiklik var mı? Elinin altında bir şeyin attığını hissetmiyor musun? Yanlış yerde olmalısın o zaman, çok mu yukarılara çıktın yoksa? Biraz aşağı indir elini. Avucunu tam olarak aç. İyice yasla göğsüne. Ya şimdi? Çok hafif bir şey hissettin demek. Bu güzel doğru yolda ilerliyoruz o zaman. Kapalı değil mi hala gözlerin? Şimdi parmakların koltuk altına doğru ilerlesin. Evet, şimdi avucunun altında duruyor olmalı. Orada değil mi? Atışını hissediyorsun şimdi “Neden şimdiye kadar bulamadım” diye hayıflanma. Geçmiş geçmişte kaldı. Sen bundan sonrasına bak artık. Buldun ya yüreğini bundan böyle hayattaki en iyi rehberin o olacak. Sesini dinlersen ve kaybetmezsen onu, sana hep doğru yolu gösterecek. Evet, bazen yanılıyor, bazen gittiği yolda, tökezliyor, ama olsun. Sen yine de dinle yüreğinin sesini. Bu güne kadar başka şeyleri dinledin de ne oldu? Hangisi mutlu etti seni? Mutlu etseydi arıyor olur muydun bugün yüreğini? Hayat, yürekte başlar ve diğer bütün duygular yürekte can buluyor. Yüreğinle konuşursan, eğer yüreğinle görmeyi, yüreğinle duymayı öğrenirsen, senden daha mutlusu olmayacak dünyada bir insanı sevmenin, aşkla bağlanmanın hazzını yaşayacaksın. Bundan daha müthiş ne olabilir ki? İyi bak yüreğine. Oraya sadece senin izin verdiklerin girsin. Hoyrattır bazıları, kendi yürekleriyle yapamadıklarını senin yüreğinle yapmaya kalkarlar. Kullanırlar. Bu yüzden iyi korumalısın. Darbelere karşı güçlendirmelisin onu. Unutma, narindir yürek çabuk kırılır. Başkalarının yüreklerinin de çabuk kırılacağını da bilmelisin. Kırmamalısın ve bir gün, o yüreğin gerçek sahibini bulduğunda ona tertemiz, saf, duru ve sevgi dolu bir yürek sunmalısın. ANNE BABA VE DUA Adını yazdım inan beynime Aşkını da kazıdım kalbime Ben seni, seni sevdim sen diye Hasretimsin, sevdamsın... Sanma ki biter sana sevgim Çığlığım içimde duyulmaz sesim Karanlık gecemdeki güneşim Hasretimsin, sevdamsın... Baktığım her yerde görürüm seni Bilmem ki bekler misin sen beni? Unutmam yüzyıl geçse de seni Hasretimsin, sevdamsın... Ünal Ülgen Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ALIŞMAK Bir gün aynaya baktığında Saçında aklar, yüzünde kırışıklar olacak. Aradığın adreste kimse olmadığında Nöbeti gözlerin tutacak. Anlasana Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Zaten bana yasak, Yasak senin söylediklerini anlamak; Yasak. Şimdi ben, şehirlerin birinde Senden uzak. Bana düşen bir bor taburesi üzerine Oturup ağlamak. Ve hep yakın duracak hayallerime Dudaklarımı ıslak dudaklarına dayamak. Oysa ne çok isterdim seninle Gündüzü bile geceye boyamak. Ve ne çok isterdim seninle Bir kafede bir kola bardağının Kenarından beraber yudumlamak. Olmadı işte... Şimdi biliyor musun en zoru ne? Korkarak yaşamak sonra gözyaşını tutmak. Bu kalp sensiz attıkça ağrısı artacak; Bakışlarım da yer çekimi. Gözlerim mi? Onlar hiç kurumayacak. Ucuz geliyor artık adının baş harfini Gereksizce bir yerlere karalamak. Ve anlaşılacak; Ter kokunu özlemenin özlemi. Anılarda derin bir çatlak, Küflü bir ihanet kokacak. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak belli; Belli ki bu son kaçamak, Bu son buluşmamız olacak. Senin için sadece kaçmak, Benim ise yeniden başlamak... Ferdi Demirci Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu GÜZEL SÖZ Sayfa 5 Kaligrafi: Uğur Cansever Muharrem Seren Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu HAYDİ BUL YÜREĞİNİ Turan Satan Kahramanmaraş E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Kendimizden kaçarken, acımiz acı, neden kendimiz olmalardan da kaçıyoruz. dığımız hakkında çok önemDERİN ACILAR Ve acılardan kaçarken, li veriler sağlar bize. Ve o daha çok uzaklaşıyoruz İNSANI YAKLAŞTIRIR veriler ışığında daha iyi takendimizden; bizler böyle nımaya başlarız kendimizi. KENDİNE davrandıkça, bir kısır döngü Aslında hep içimizde olan, yönetiyor hayatımızı. ama oraya bakma cesaretinden Oysa öyle acılar vardır ki bizi yoksun olduğumuz için göremediğimiz “adam” ederler. nice güçlü ve güzel özelliklerimizi keşfederiz acılaDerslerle doludur o acılar. Bir kez bahşedilir bize rımız sayesinde. Çoğu zaman anlamayız acılarımızı. onlar, gerekli dersleri çıkarıp olgunlaşabilmemiz için. Kaybettiklerimizi neden kaybettiğimizi anlamak Başkalarının değil de bizim başımıza geldiği için hazorunda kalırız. Kaybettiğimizin hayatımızdaki yeri- yıflanırız. Ve onlara sövüp sayarız, kendimize acıyarak ni öğreniriz. Ona nasıl baktığımız çıkar ortaya. Yeni geçiririz yıllarımızı. Oysa birer öğretmendir acılarıkayıpları yaşamamak için neler yapmamız gerektiği- mız. Önce kendimizi, sonra da hayatı öğretir bizlere... ni öğreniriz. Yaşadığımız çok zor süreç olduğu için, Ramazan Oğuz kendimize çok daha yakın hissederiz kendimizi. Ve hayatın neresinde durduğumuzu keşfederiz. ÇektiğiMaltepe 3 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Seslenis Sayfa 6 Ekim 2011 Hollanda heyetinden iş birliği ziyareti Balıkesir L Tipi’nde konser etkinliği Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, çocuk ve yetişkin hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak 27.08.2011 tarihinde, Kepsut Ziraat Odası iş birliği ile Sanatçılar Güçlü Aydemir, Recai Düzenli, İbrahim Teke ve Erkan Şen tarafından konser etkinliği gerçekleştirildi. Hükümlü ve tutukluların yoğun katılımıyla gerçeklesen konsere Kepsut Belediye Başkanı İsmail Cankul, Kepsut Ziraat Odası Başkanı Celalettin Koç, Kurum Müdürü Mustafa Dolunay, Kurum ikinci müdürleri, Kurum sosyal hizmet uzmanları, Kurum öğretmenleri ve infaz koruma memurları katıldı. Ramazan Bayramı öncesinde düzenlenen moral konserinde, Güçlü Soydemir ve Tamer Öztoprak türküleriyle katılımcıları coşturdu. Bandırma M Tipi’nde ‘Yangın’ konferansı Bandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, Bandırma Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü iş birliğiyle Kurum personeli ile tutuklu ve hükümlülere yönelik olarak Bandırma Belediyesi İtfaiye Amiri Mehmet Seval tarafından görsel sunu eşliğinde “Yangından Korunma ve Yangına Müdahale” konulu bir konferans verildi. 27 Eylül 2011 tarihindeki konferansa Kurum Müdürü Mehmet Evin, Kurum İkinci Müdürleri Haydar İbiş, Rıfkı Demirci, Ayhan Sedef, İdare Memuru İlyas Alan, Kurum öğretmeni, Kurum sosyal çalışmacısı, Kurum psikologu, Kurum personeli ve çok sayıda hükümlü-tutuklu katıldı. Yürütülmekte olan ikili işbirliği projeleri kapsamında 29-30 Ekim 2011 tarihlerinde Türkiye’ye gelen Hollanda heyeti ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve Tetkik Hâkimi Hakan Umut, Şaşmaz Sosyal Tesislerindeki öğle yemeğinde bir araya geldi. Türkiye ile Hollanda arasında yürütülmekte olan ikili iş birliği projeleri kapsamında, Hollanda’dan Genel Müdür Dineke ten Hoorn Boer, Genel Müdür Peter van der Sande ve Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Başkanı Paul Geurts oluşan bir heyet Türkiye’ye geldi. Heyet, ilk olarak 29.09.2011 tarihinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü ziyaret etti. Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve Tetkik Hâkimi Hakan Umut’un eşlik ettiği heyet, aynı gün Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu, Ankara 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda incelemelerde bulundu. Heyet, 30.09.2011 tarihinde ise Ankara Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünü ziyaret etti. Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Avrupa Cezaevi Kuralları Semineri Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi kapsamında Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu personeline yönelik Avrupa Cezaevi Kuralları ve diğer Uluslararası Standartlar konusunda 5-8 Eylül 2011 tarihleri arasında Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda eğitim semineri düzenlendi. Eğitim semineri 5 Eylül 2011 tarihinde, Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda yapılan törenle başladı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Hâkimi Bülent Bağcı ve İstatistik Şube Müdürü Nazmiye Erol gözlemci olarak katıldı. Törene Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Kars Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Tamer Keskin, Hâkimler ve Cumhuriyet savcıları, Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdür Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve Tunay Özdemir, İdare Memuru Mehmet Asiltürk, Kurum Öğretmeni Murat Önalan, Sayman Erol Çinan ile Kurum personeli katıldı. Eğitim seminerinin açılış konuşmasını Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü yaptı. Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü yaptığı konuşmada; “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesiyle Türkiye’de bulunan cezaevlerinin Avrupa standartlarına ulaşması, insan haklarının korunması ve cezaevleri standartlarının yükseltilmesi amaçlanmıştır.”dedi. Eğitim Semineri, 5-8 Eylül 2011 tarihleri arasında Kars İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü konferans salonunda Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdür Vekili Erdoğan Avkar ve Kurum Öğretmeni Murat Önalan tarafından verildi. Muğla Vali Yardımcısı Yayman’dan konferans Muğla E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda, Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, hükümlü ve tutuklulara yönelik olarak 23.09.2011 tarihinde, “Değişen Dünyada İnsan ve Toplum” konulu bir konferans verdi. İl genelinde çeşitli projelere öncülük eden ve bu kapsamda konferanslar veren Dr. Mestan Yayman, insanoğlunu belli noktalara yükselten veya bulunduğu noktadan geriye götüren temel unsurun eğitim olduğunu ve eğitim alındığı zaman yanlış yapma ihtimalinin azaldığını belirterek, “Bir yıl 8760 saat. Sizinle burada 1 saat beraber olacağız, beyaz sayfada küçücük bir nokta. Fakat bu noktadan hareket edersek bütün sayfayı boyama imkânımız var. Yeter ki değişimi kabul edelim ve kendimizi geliştirelim” dedi. Hayatın her aşamasında değişimin olduğunu, her yönüyle insanoğlunu kuşattığını fakat kişinin kendisini değiştirmesinin zor olduğunu; fakat değişimi yakalayabilen kişi ve toplumların yol aldığını, yakalayamayanların yerinde saydığını, hatta herkes ilerlediği için gerilediğini söyleyen Dr. Mestan Yayman, “Değişmek, iyiye doğru yönelmek, iyidoğru olana ayak uydurmak gerekiyor. Böyle olmazsa el, ayak, beyin yavaş yavaş kötüye kayıyor. İyiye doğru bu değişim nerede başlar? Ailede başlar... Eğer biz de buna karar verir “Ben de varım...” dersek bizden sonraki nesiller daha güzel yerlerde olacak” şeklinde konuştu. 1. Dünya Savaşı’nda bizimle beraber yenilgiyi tadan Almanya’nın 21 yıl sonra toparlanıp dünyaya kafa tutunca savaştığı topraklara 2.700.000 ton bomba atıldığını, aynı Almanya’nın 25 yıl sonra gelişmiş bir ülke olarak karşımıza çıktığını söyleyerek “Aynı Almanya 1961’de bizden işçi almaya başladı. Toprakları bizim yarınız kadar, beslediği nüfus bizden 20 milyon fazla. Nasıl başardılar? Değişimi yakalayarak. Her Alman günde ortalama 24 dakika kitap okuyor, ama bir Türk günde 13 saniye kitap okuyor. Cezaevinde günde sekiz saat uyursak geriye 16 saatiniz kalıyor. Günde 2 saat kitap okursak 553 Türk’ün yerine okumuş oluruz. Fakat siz yatağa girmeden hiç olmasa bir cümle birşeyler okuyun. Çünkü bu ülkede eline bir kitap almadan ölen milyonlar var. Biz bu büyüme hızıyla 2023’de bile onları yakalayamayacağız.” dedi. Muğla Vali Yardımcısı Dr. Mestan Yayman, şöyle devam etti: “2055 yılının Türkiye’si farklı Türkiye olacak. Bunun için herkesin gayret etmesi, bir şeyler yapması lazım. Sizler de bu- rada bir şeyler yapmalısınız; meslek edinmeli, yarım kalan eğitiminizi tamamlamalı, kitap okumalısınız. Hatta buradan çok iyi yazarlar çıkmalı. Yaşadığımız olumsuzluklar bizim için bir fırsat olabilir, fakat değişime açık olmamız lazım.” İngiltere’de tren icat edildiği zaman yalnızca 36 km hız yaptığını, at yetiştiricileri başta olmak üzere toplumun her kesiminden bu icada itiraz geldiğini anlatan Yayman, şöyle devam etti: “Değişime ayak uydurur, ben de varım derseniz ayakta kalır ve kazanırsınız. Ama değişime kapalı kalırsanız yok olursunuz. Bugün cezaevinde olabilirsiniz. Buradan değişerek çıkarsanız hayatınız farklı bir yöne akacak, siz de güzel şeylerin içinde olacaksınız. Değişim sizin elinizde: Ya faydalı olmak, ya da yıkıcı olmak... Ziyaret sırasında veya tahliye olduğunuzda eş ve çocuklarınıza da bu ideali verin. Cezaevinde bu idealin altyapısını oluşturun. İdealinizi, hedefinizi biraz daha yükseltin.” Vali Yardımcısı Yayman, konuşmasının son bölümünde ise anne-babalara tavsiyelerde bulundu: “Eğer evladımıza senin elinden ve dilinden birine zarar gelirse hakkımı helal etmem’ diyebilseydik ve onu bu bilinçle sokağa çıkarsaydık bunca acılar yaşanmazdı. Gelin bu hatalardan dönelim, neslimizi, yavrularımızı bu bilinçle yetiştirelim. Cezaevinde ve çıkınca dışarıda günde hiç olmazsa bir sayfa kitap okuyalım. Okudukça kabınıza sığamayacaksınız. Olabilmek inanmakla başlar, kimseyi hor görmeyelim, küçümsemeyelim, hatta önce kendimizi...” Konferans sonunda Kurum Müdürü Vezir Güneş tarafından bir yağlı boya tablo hediye edildi. Konferansa kurum personeli ile 100 hükümlü ve tutuklu dinleyici olarak katıldı. Seslenis Ekim 2011 Sayfa 7 Genel Müdür Sefa Mermerci, Erzurum’da incelemelerde bulundu Ceza ve Tevkifeveri Genel Müdürü Sefa Mermerci, Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamasının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi kapsamında 3-4 Eylül 2011 tarihlerinde Erzurum’da gerçekleştirilen Ceza İnfaz Kurumları İzleme Kurulu Semineri’ne katılarak ülkemizdeki uygulamalar hakkında bir sunum yaptı. Seminerin ardından, Genel Müdür Mermerci, beraberindeki Destek Hizmetlerinden Sorumlu Daire Başkanı Burhanettin Eser, Tetkik Hâkimi Hakan Umut, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık ve Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Radi Akyol ile birlikte Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi ile Erzurum E Tipi Kapalı, Erzurum H Tipi Kapalı ve Erzurum Açık Ceza İnfaz Kurumlarını ziyaret etti. Eğitim Merkezi Başkanı Süreyya Saygın’dan Eğitim Merkezinin son durumu hakkında bilgi alan Genel Müdür Mermerci, Eğitim Merkezi personeli ile bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda eğitim merkezlerinin önemine dikkat çeken Mermerci, ceza infaz kurumu personelinin ihtiyaç duyduğu her alanda eğitim gerçekleştirilmesi gerektiğini, ceza infaz kurumlarının ancak bu şekilde daha ileriye gidebileceğini ifade etti. Genel Müdür Mermerci ve beraberindeki heyet toplantının ardından Eğitim Merkezi yerleşkesini gezerek incelemelerde bulundu. Eğitim Merkezinden sonra, Erzurum Açık Ceza İnfaz Kurumuna geçerek Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Emrah Yavuzyılmaz’dan Kurum hakkında bilgi alan Mermerci ve beraberindeki heyet Kurumun işyurdu atölyelerini ve yeni kurulan Kurum mutfağı ile her üç ceza infaz kurumu tarafından ortak kullanılan ziyaretçi bekleme salonlarında incelemelerde bulundu. Erzurum E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu da zi- yaret eden Genel Müdür Mermerci ve beraberindeki heyet Kurum Müdürü Zeynel Uludüz’den Kurum hakkında bilgi aldıktan sonra Kurumda incelemelerde bulundu. Ayrıca Kuruma yeni tesis edilen kamera sistemi ile yapımı devam eden misafirhane hakkında bilgi aldı. Buradan Erzurum H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna geçen heyet Kurum Müdürü Ali Rıza Yıldırım’dan bilgi aldı. Kurumu gezen Mermerci, bazı odaları da ziyaret ederek, hükümlü ve tutukluların sorunlarını dinledi. Kırgızistan heyeti Genel Müdür Mermerci’yi ziyaret etti Kırgızistan Cezaevleri Genel Müdürlüğünden bir heyet, ceza infaz sistemini incelemek amacıyla Türkiye’ye geldi. 16-21 Ekim 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen ve Ankara’da çeşitli kurumlarda incemelerde bulunan Kırgız heyetinde; Vera Tkachenko, A. Turdumambetova, Ernist Turduba- ev, K. Kachkinaliev, K. Nazarbekov, B. Kaligulov, M. Chukuev, K. Sharshenbiev, V. Yakovlevn yer aldı. Kırgız heyeti, ilk olarak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü ziyaret etti. Konuk heyeti kabul ederek bir süre görüşen Genel Müdür Sefa Mermerci, Türkiye’nin ceza infaz sistemiyle ilgili olarak Kırgızistan ile iş birliğine hazır olduklarını ifade etti. Heyetin ziyaretinde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları Rasim İsa Bilgen ve Erhan Polat ile Tetkik Hâkimi Hakan Umut hazır bulundu. Heyet, Ülkemizin ceza infaz sistemini yerinde görmek amacıyla Ceza İnfaz Kurumları Personeli Ankara Eğitim Merkezi, Ankara Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu, Ankara 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu ile Ankara Çocuk Eğitimevini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Genel Müdür Sefa Mermerci’ninin, Kırgızistan heyetine ceza infaz kurumunda üretilen çini kahve takımı hediye ettiği ziyarette; konuk heyet de Genel Müdür Mermerci ve Genel Müdür yardımcılarına Kırgızistan’a özgü kıyafetleri takdim etti. Sayfa 8 Seslenis Ekim 2011 Ceza İnfaz Kurumları Ürü 8’inci kez Ankaralılar’ı Bu yıl 8’incisi düzenlenen Ceza İnfaz Kurumları Ürün ve El Sanatları Sergisi, 10-19 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. Zafer Çarşısı Sergi Salonunda düzenlenen ve 35 ceza infaz kurumunun katıldığı sergide tarım, hayvancılık ve gıda ürünlerinin yanı sıra konfeksiyon ile gümüş, çinicilik, kilim ve halı dokumacılığı gibi el sanatlarından oluşan değişik ürünler satışa sunuldu. C eza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el emeği göz nuru ürünler, Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel sergide ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen serginin açılışı, 10.10.2011 tarihinde, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri Ali Suat Ertosun, Ahmet Karayiğit, Ali Aydın ve Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş tarafından yapıldı. 10 gün süreyle ziyaretçilere açık olan sergide; 35 ceza infaz kurumundan gıda, giyim, mobilya, hediyelik eşya gibi değişik ürünlerin satışı yapıldı. Açılış konuşmasını yapan Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, ceza infaz kurumlarını sadece firara karşı değişik önlemlerin alındığı yerler olmaktan öte, eğitim ve iyileştirmelerin en üst seviyeye çıkarıldığı yer hâline getirilmeye çalıştıklarını belirterek, bu kapsamda hükümlü ve tutukluların meslek ve sanatlarını koruyup geliştirmeleri veya yeni bir meslek öğrenmeleri amacıyla ceza infaz kurumlarında işyurtlarının kurulduğuna dikkat çekti. 370 cezaevinin 316’sında işyurdu var Müsteşar Yardımcısı Elçim, 370 ceza infaz kuru- munun 316’sında işyurdu tesisi bulunduğunu hatırlatırken, şöyle konuştu: “İşyurtlarında 6 bini tam zamanlı olmak üzere 12 bin hükümlü çalışıyor. İşyurtlarımızdan 40’ı aşkın türde ürün ve hizmet sağlanırken, yer kısıtlılığından bugün burada sadece 35 ceza infaz kurumundan ürünler yer alıyor. İşyurtlarında başlıca mobilya, tekstil, konfenksiyon, triko, ayakkabı, inşaat, fırıncılık gibi ürün ve hizmetler ile gümüşçülük, seramik, çinicilik, kilim dokumacılığı, halı dokumacılığı, hediyelik eşya gibi el sanatları çalışmaları yapılmaktadır. Hükümlü ve tutuklulara çalışmaları karşılığında, 2010 yılı itibariyle günlük 6,25 TL gündelik ödenmektedir. Yani sadece bedava bir çalışma değil, bunun karşılığında bir ödeme de almaktadırlar ve ilave olarak cezaevlerinde kendilerinden iaşe bedeli alınmamaktadır. Bunun yanında iş kazası, meslek hastalığı ve analık konularında sigortaları yapılmaktadır. Ayrıca bu ürünlerin satışından kâr edilmesi durumunda kendilerine bundan da kâr payı dağıtılmaktadır.” Bir çok Avrupa ülkesinin önündeyiz Müsteşar Yardımcısı Elçim, bu konuda birçok Avrupa ülkesinin önünde yer aldıklarını, daha fazla hükümlü ve tutukluya çalışma ortamı sağlayıp kendilerini sosyal hayata tam donanımlı bir şekilde hazırlamak suretiyle infazın kalitesini artırmayı amaçladıklarını ifade etti. Serginin açılışına; Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Elçim, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyeleri Ali Suat Ertosun, Ahmet Karayiğit, Ali Aydın ve Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Fırat, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Sefa Mermerci, İşyurtları Daire Başkanı Mustafa Onuk, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat ve üst düzey yöneticiler, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş ve Başsavcı Vekili Ahmet Berke, çok sayıda davetli, sergiye katılan ceza infaz kurumlarının müdür ve personeli katıldı. Ekim 2011 Seslenis Sayfa 9 ün ve El Sanatları Sergisi ın beğenisine sunuldu SERGİYE KATILAN KURUMLAR - Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu - Ankara 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Ankara 2 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Kalecik Açık Ceza İnfaz Kurumu - Alanya L Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu - Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Bandırma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Çanakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu - Diyarbakır E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Çankırı E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Edirne Açık Ceza İnfaz Kurumu - Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu - Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumu - Kırşehir Açık Ceza İnfaz Kurumu - Kütahya Kapalı-Açık ceza infaz kurumu - Bözüyük Açık Ceza İnfaz Kurumu - Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Midyat M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Oltu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumu - Uşak E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu - Ankara Açık Ceza İnfaz Ceza İnfaz Kurumu - Ankara-Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu - Ankara 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu - Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Denizli Kadın Açık Ceza İnfaz Kurumu - Tokat T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Yozgat E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu - Bolu Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu - Kahramanmaraş E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu - Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumu - Aksaray Kapalı Ceza İnfaz Kurumu - Niğde Açık Ceza İnfaz Kurumu - Antalya E Tipi Kapalı-Açık Ceza İnfaz Kurumu Seslenis Sayfa 10 Ekim 2011 Şanlıurfa’da doğalgaz tesisatçılığı kursunu başarıyla bitiren eski hükümlülere belgeleri törenle dağıtıldı Ş anlıurfa Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü, 20102011 yılı topluma kazan- dırma ve rehabilite çalışmaları çerçevesinde başlatılan suçtan zarar gören suç mağdurları, suça sürüklenen çocuklar ile eski hü- kümlülere yönelik psiko-sosyal, ekonomik, danışmanlık ve eğitim yardımları çerçevesinde başlatılan proje kapsamında suça sü- Delice Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda denetimli serbestlik semineri Kırıkkale Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik sisteminin tanıtım çalışmaları kapsamında, Delice Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklulara denetimli serbestlik sistemi ve denetimli serbestliğin hükümlü ve tutuklulara etkisi konularında seminer düzenlendi. Düzenlenen seminerde, Şube Müdürlüğünde görevli Öğretmen Ebru Konakçı ve İnfaz ve Koruma Memuru Mehmet İhsan Pekşen tarafından yapılan sunumlarda, denetimli serbestlik sistemi hakkında genel bilgi verildikten sonra, Şube Müdürlüğünce yapılan uygulamalar ve faaliyetler, kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırma yaptırımı, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin kamuya yararlı bir işte çalıştırma yaptırımından na- Karaman M Tipi’nde seminer Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünce 09/09/2011 tarihinde Karaman M Tipi Kapalı Caza İnfaz Kurumundaki tutuklu ve hükümlülere yönelik olarak denetimli serbestlik sistemi ve bu sistem içinde yer alan uygulamalar hakkında bilgilendirme semineri düzenlendi. Şube Müdürlüğü Öğretmeni Metin Karagöz; denetimli serbestlik sistemi, kamuya yararlı bir işte çalışma cezası konularını içeren bir sunum gerçekleştirdi. Ayrıca sunumunda, denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında mağdurlar ile ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülere yardımcı olunduğunu; bu kapsamda ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülerin meslek veya sanat edinmelerine, iş bulmalarına, iş yeri açmak isteyenlere kredi sağlanmasına yönelik destek verildiğini belirtti. sıl faydalanabileceği ve hükümlülerin tahliye sonrası topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için ihtiyaç duydukları konularda destek almak üzere faaliyet gösteren Koruma Kurulları, görevleri ve başvuru şartları hakkında bilgi verildi. rüklenen çocuk ve gençlere yönelik ‘Klima Tamir Bakım ve Onarım Projesi’nin başarıyla sonuçlanmasının ardından, şimdi de eski hükümlülere yönelik ‘Doğalgaz İç Tesisatçılığı Projesi Kursu’ düzenlendi. Kursu başarıyla bitiren 10 eski hükümlüye sertifikaları Şanlıurfa Sanayi ve Ticaret Odası toplantı salonunda yapılan törenle verildi. Törene Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın, Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve Koruma Kurulu Başkanı Ali Metin Doğan, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Erdoğan, İdare Mahkemesi Başkanı Metin Sarıkurt, Harran Üniversitesi Rektörü Halil Mutlu, İl Emniyet Müdürü Sabri Durmuşlar, İş Kur İl Müdürü Necdet Karasevda, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Alay, Baro Temsilcisi Murat Çakmak, Karaköprü Belediye Başkanı Nihat Çifçi, Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Akif Bakal, Kütüphane Müdürü Halil İstemi, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sabri Ertekin, Ziraat Odası Bşkanı Ahmet Eyüpoğlu, Bakkalar ve Bayiler Odası Başkanı Mehmet Altun, MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Yetkin, Ticaret Borsası Temsilcisi, Halk Bankası, Ziraat Bankası, Ticaret ve Sanayi Odası Mütevelli Heyeti ile Sınav, Uğur, Final ve Zirve Dershanelerinin müdürleri ile Denetimli Serbestlik Müdürü ve çalışanları katıldı. Törende konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın amaçlarının sosyal sorumluluk çerçevesinde suç mağdurları, suça sürüklenen çocuklar ile eski hükümlülerin psiko-sosyal, eğitim, ekonomik ve diğer sorunların aşılmasında bu insanlara yardımcı olmak amacıyla bu tür sosyal sorumluluk projelerinin devam edeceğini belirterek bu projeyi gerçekleştiren Şube Müdürlüğü çalışanları, ilgili kurumlara ve başarılı 10 lise öğrencisini ücretsiz kayıt eden Sınav, Final, Uğur ve Zirve Dersanelerine teşekkürlerini iletti. Törende konuşan Şanlıurfa Valisi Celalettin Güenç ise bu tür projelerin çok önemli olduğunu ve bundan dolayı kurumların birbirine desteğinin öneminden bahsederek Projede emeği Geçen Koruma Kurulu Başkanlığını ve Cumhuriyet Başsavcılığını tebrik etti. Tören kursiyerlere sertifika belgelerinin verilmesinin ardından Koruma Kurulu Başkanlığı ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü faaliyetlerine desteklerinden dolayı Ticaret Borsası Başkanlığı ile İşkur İl Müdürlüğüne teşekkür plaketleri takdim edildi. Tören sonunda kursta büyük çaba ve emek gösteren kurs koordinatörü Sosyal Çalışmacı Mustafa Heşe ile mahkemelerce verilen yaptırımlar çerçevesinde 32 bin ağacın dikiminde hiç bir sorun göstermeden infazlarını başarıyla gerçekleştiren Denetleme Memuru Ahmet Eskiler’e ve Şube Müdürü Sinan Yaşar’ın teşekkür belgelerinin verilmesinin ardından son buldu. Ereğli’de denetimli serbestlik semineri Ereğli (Konya) Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından denetimli serbestlik sisteminin tanıtım çalışmaları kapsamında, Ereğli B Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklulara, denetimli serbestlik sistemi ve denetimli serbestliğin hükümlü ve tutuklulara etkisi konularında seminer düzenlendi. Seminerde, Şube Müdürlüğünde görevli Öğretmenler Hatice Çetiner ve Süleyman Kurt tarafından yapılan sunumlarda, denetimli serbestlik sistemi hakkında genel bilgi verildikten sonra, Şube Müdürlüğünün faaliyetleri, kamuya yararlı bir işte ücretsiz çalıştırma yaptırımı, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin kamuya yararlı bir işte çalıştırma yaptırımından nasıl faydalanabileceği ve hükümlülerin tahliye sonrası topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırmak için ihtiyaç duydukları konularda destek almak üzere faaliyet gösteren Koruma Kurulları, görevleri ve başvuru şartları hakkında bilgiler verildi. İlgi ile takip edilen sunumlar sonrası hükümlü ve tutuklular tarafından sorulan soruların cevaplanmasıyla seminer sona erdi. Seslenis Ekim 2011 Sayfa 11 Ödemiş Koruma Kurulundan öğrencilere destek Her ayın ikinci haftası yapılan Koruma Kurulu toplantısı 14.09.2011 tarihinde Koruma Kurulu Başkanı Ödemiş Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tanrıöver’in başkanlığında, kahvaltılı olarak Ödemiş Öğretmenevinde gerçekleştirildi. Toplantıya Koruma Kurulu Başkanı Mehmet Tanrıöven’in başkanlığında Ödemiş Baro Temsilcisi Safiye Özçelik, Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, Ödemiş Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Hüseyin Kara, Ödemiş Denetimli Serbestlik Şube Müdürü Ruhşen Doğan, Ödemiş Milli Eğitim Müdürü Cevdet Ünlü, Torbalı İşkur Müdürü Mehmet Nayman, Ziraat Bankası Müdürü İnanç Zafer Yılmaz, Halk Bankası Müdürü Mehmet Çipe, Ticaret Odası Başkanı Kasım Sevin, Ödemiş Gıda Odası Başkanı Sami Görgen, Ödemiş Madeni İşler ve Demirciler Odası Başkanı Erol Nokta, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Koop. Başkanı İbrahim Özcü, Sosyal Yardımlaşma Vakfı Temsilcisi İbrahim Altıntaş, Ödemiş Diyanet Vakfı Başkanı Hasan Ersöz, Ödemiş Kızılay Derneği Başkanı Rıfat Boyacıoğlu, Ödemiş Genç İş Adamları Derneği Başkanı Şerif Ali Güven katıldı. Kurula başkanlık yapan Ödemiş Cumhuriyet Savcısı Mehmet Tanrıöven ile yeni katılan üyelerin tanışması ile başlayan toplantı geçmişte başvurusu bulunan eski hükümlü ve suçtan zarar gören mağdur çocuklarla ilgili çalışmalar hakkında bilgi verilerek yeni başvuruların değerlendirilmesi ile devam etti. Yine üniversitede Türkçe öğretmenliğinde okuyan suç mağduru kız çocuğunun Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Ku- rumu yurduna yerleştirilmesi sağlanarak Oda Başkanlıklarından temin edilen bursların devam etmesi kararlaştırıldı. Suç mağdurlarının Eğe Üniversitesi Çocuk Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığınca halen tedavileri devam edip, yol ücretlerinin karşılanması hususunda Kurul üyelerinin destekleri sağlandı. Ödemiş Belediye Başkanlığınca 60 TL’lik Öde-Kart Sistemiyle market ihti- yaçlarının sağlanması için 20 aileye yardımda bulunuldu. Yine Ticaret Borsası ve Kızılay Derneği Başkanlığınca temin edilen gıda paketleri ve et-kıyma konserveleri dağıtıldı. Yeni eğitim-öğretim yılı nedeniyle Ticaret Odası Başkanınca 30 öğrenci için okul çantası ve kırtasiye malzemesi, Milli Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfından her aileye eğitim-öğretim için maddi, Ticaret Borsası Başkanlığı tarafından ayakkabı ve eşofman gibi giyim yardımı sağlandı. Kahvaltılı toplantıda Koruma Kurulu yeni üyelerine Koruma Kurulunun görevleri ve yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek, alınan kararlarda özellikle çocuklarımıza sosyal ve eğitim alanlarında yardımcı olunmasının verdiği huzurla toplantı son buldu. Başvuruda bulunan eski hükümlüye Ticaret Odası Başkanı Kasım Sevin’in kendi özel işletmesinde (Sevin Plastik sanayi ve İnşaat Malzemeleri Tic. Ltd. Şti.) istihdamı sağlanırken, ayrıca Torbalı İŞKUR kapsamında açılacak olan kaynakçılık kursuna da katılıp hem günlük 15 TL. cep harçlığı kazanması hem de meslek edinmesi temin edildi. Bafra’da belge dağıtım töreni Bafra Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü tarafından eski hükümlülere meslek edindirmek amacıyla düzenlenen “Dış Cephe Isı Yalıtım Projesi” kursunu başarıyla tamamlayan eski hükümlülere belgeleri verildi. Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü ve İşkur ile ortaklaşa hazırlanan 12.500 SİLİFKE KORUMA KURULUNDAN SUÇTAN ETKİLENEN ÇOCUKLARA EĞİTİM DESTEĞİ Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulunun Eylül ayı içerisinde gerçekleştirdiği toplantıda, suçtan etkilenen çocuklara burs verilmesi ve ücretsiz olarak dershaneye kayıtlarının yaptırılması kararı alınmış, karar doğrultusunda, Silifke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüyle yapılan işbirliği sonucunda: Çocuklardan, K.K Silifke Modern Sistem Dershanesine, M.U Silifke Analitik Dershanesine, D.K Silifke Açı Dershanesine kayıtları yapılarak eğitimlerine devam etmeleri sağlanmış, ayrıca tüm kırtasiye masrafları da Silifke Ticaret Odası tarafından karşılanan çocuklara aylık düzenli burs temininde bulunuldu. TL’lik proje kapsamında Bafra Doğankaya Köyü Otistik Çocuk Eğitim Merkezinin çatı kısmında poliüretan sprey yalıtımı ve Bafra Koşuköyü İlköğretim Okulunda dış cephenin mantolanması suretiyle 8 eski hükümlüye meslek edindirme kursu verildi. Bu çalışmalar ile Doğankaya Köyü Otistik Çocuk Eğitim Merkezinin çatı akması ve oluşan soğuk ortamın olumsuz etkileri; Koşuköyü İlköğretim Okulunun da denize yakın olması nedeniyle oluşan ısınma ve nem sorunu da tamamen çözülerek, daha sağlıklı bir ders ortamı sağlandı. “Dış Cephe Isı Yalıtım Projesi” kursunu başarıyla bitiren 8 eski hükümlüye sertifikaları Adliye Sarayı toplantı salonunda törenle verildi. Törende söz alan Bafra Milli Eğitim Müdürü Ömer Yayla, “Eski hükümlülere meslek edindirmek için yapılan çalışmalarda, bu iki okulumuzun seçilerek bakım ve yalıtımının yapılma- sı bizi ve orada okuyan öğrencileri çok sevindirmiştir. Koruma Kurulu üyelerine ve projeyi yapan Bafra Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum.” dedi. Kayseri Koruma Kurulu Toplantısı İncesu Çocuk Ceza İnfaz Kurumunda yapıldı Kayseri Koruma Kurulu Başkanlığı Ekim ayı toplantısı Kayseri Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Yerdeyatar başkanlığında Kayseri İncesu Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirildi. Toplantıda Kurumda bulunun tutuklu çocuklarla ilgili istatistik bilgiler Kurul üyelerine sunuldu. Koruma Kurulu üyeleri tarafında kurumda bulunan çocukların ihtiyaçlarına yönelik giyim, kırtasiye ve boş vakitleri için spor araç-gereçleri sağlanırken, Kurul üyelerine verdikleri destekler ve Kurumda bulunan çocuklara yönelik yapılan bu yardımlardan ötürü Kayseri Koruma Kurulu Başkanı Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Yerdeyatar ve Kurumu temsilen Sosyal Çalışmacı Hasan Basri tarafından teşekkür konuşması yapıldı. Toplantıda suça sürüklenen çocukların boş vakitlerini etkin şekilde değerlendirmeleri, ayrıca çocukların eğitim-öğretim sürecinde desteklenme- sine yönelik İl Milli Eğitim Müdürlüğünün denetimin ve kontrolü ile oluşturulan yerel yönetim bünyesinde ilin çeşitli semtlerinde açılan kurslara dahil edilmesi ve bu kurslara dahil edilecek çocukların materyallerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar ele alındı. Seslenis Sayfa 12 Ekim 2011 YENİ ÜÇLÜ PROTOKOLÜN GETİRDİKLERİ Ceza infaz kurumları idareleri tarafından “Üçlü Protokol” olarak adlandırılan 30/10/2003 tarihli “ADALET, İÇİŞLERİ VE SAĞLIK BAKANLIKLARI ARASINDA DÜZENLENEN PROTOKOL” yeni hazırlanan ve 19/08/2011 tarihinde Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıkları tarafından imzalanarak yürürlüğe giren “CEZA İNFAZ KURUMLARININ YÖNETİM, DIŞ KORUMA, HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARIN SEVK VE NAKİLLERİ İLE SAĞLIK HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA PROTOKOL ” ile yürürlükten kaldırılmıştır. 19/08/2011 tarihli yeni Protokol’ün hükümlerini esas alarak bir değerlendirme yaptığımızda, genel olarak Protokol’ün kapsamlı değişiklikler içerdiği görülmekte ve özellikle aşağıda belirtilen düzenlemelerin, uygulamadaki önemli bazı eksiklikleri gidereceği ve idarelerin konumlarını yeniden belirlemelerini zorunlu kılacağı düşünülmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda, Protokol’ de yer alan yeni bazı düzenlemeleri, eski uygulamaları dikkate alarak inceleyecek olursak. Bilindiği üzere, isteğe bağlı sevkler ve bu sevkler sırasında hükümlülerden alınan ücretler sürekli olarak tartışma konusu yapılmakta, ancak; bu tartışmalara son verecek ortak bir uygulama idareler tarafından ortaya konulamamaktaydı. İşte yeni Protokol’ün “Sevkler ve yol giderleri” başlıklı 21 inci maddesinde bu tereddütleri ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılmış ve üçüncü fıkrasında; “Bir ceza infaz kurumundan başka bir kuruma hükümlü ve tutuklu götüren jandarma gidiş ve dönüş güzergahında bulunan ceza infaz kurumlarında başka kurumlara sevk edilecek hükümlü ve tutuklu varsa, güzergahı dışına çıkmamak kaydıyla, bunları teslim alır ve yolu üzerindeki ilgili ceza infaz kurumuna teslim eder. İlave sevk Jandarma tarafından teslim alınmaması durumunda kurum idaresi tarafından tutanak düzenlenir ve Adalet Bakanlığına bildirilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye bağlı olarak yapılan ve tartışmaların asıl kaynağını oluşturan, yol güzergahında olup da sevkedilmelerini bekleyen hükümlülerin, sevke dahil edilmeleri halinde uygulanacak işlemler, tereddütleri ortadan kaldıracak şekilde aynı maddenin dördüncü fıkrasında ayrıntılı olarak aşağıdaki şekilde yapılmıştır. “Yol güzergahında ilave sevk alındığı takdirde: a) Zorunlu sevklerde ilgili kurum tarafından herhangi bir ücret ödenmez. İsteğe bağlı sevklerde ise hükümlünün sevk giderleri gidilecek mesafeye göre kurum tarafından hesap edilir ve sevki başlatan ilk kuruma götürülmek üzere görevli şoföre tutanak karşılığında teslim edilir ve tutanak bir üst yazı ile sevki gerçekleştiren ilk kuruma bildirilir. Sevk tamamlandıktan sonra sevki gerçekleştiren ilk kurumca sevk masrafları hükümlülerin gittikleri mesafe göz önünde bulundurularak yeniden hesaplanır ve kişilerin ilk kuruma fazla ödeme yaptığının tespit edilmesi halinde fazlalık hükümlü adına gittiği kuruma posta masrafları dahil edilmek suretiyle hesabına havale edilir. b) Sevklerde kullanılan araçlara ilgili kurumlarca taşıt tanıma sistemi takılır ve yol güzergahındaki kurumlardan kesinlikle akar yakıt talebinde bulunulmaz. c) Sevk ve nakiller sırasında hükümlü ve tutukluların yazılı talebi olması durumunda kurum idarelerinde kayıt altında bulunan ruhsatlı silah ve mermiler gittiği kuruma teslim edilmek üzere jandarma tarafından teslim alınır.”. Yukarıdaki fıkrayı incelediğimizde, sevklerle ilgili esas değişikliklerden birisinin (a) bendinde yapılan düzenleme olduğu görülmektedir. Bentteki ifadelere baktığımızda, bir sevk işlemi sırasında, güzergah üzerindeki kurumlardan alınarak, yine güzergah üzerindeki bir başka kuruma götürülecek olan hüküm- lülerin teslimi sırasında, daha önce hesaplanarak alınmış olan sevk ücretlerinin, sevk işlemlerini başlatan ilk kuruma götürülmek üzere görevli şoföre teslim edilmesinin, yeni uygulamanın temeli olduğu anlaşılmaktadır. Bu teslimatın yapılması ve takibinin gerçekleştirilmesinin, hükümlünün menfaatinin korunması bakımından önemli olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca; her kurumun sevk zincirini başlatan ilk kurum olabileceği gerçeği göz önünde tutularak, sevk masraflarının karşılanması sırasında, Protokol’ün 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendinin mutlaka esas alınması gerekmektedir. Yine Protokol’de yapılan önemli değişikliklerden birisi ise, hastanelerdeki hükümlü koğuşu ve servislerinin yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi ve buralarda uygulanacak infaz hizmetleri ile güvenlik tedbirlerinin belirlenerek mevzuatta yer almasının sağlanmasıdır. Buna göre; Hükümlü koğuşu ve servisi, 19/08/2011 tarihli yeni Protokol’ün 32 nci maddesinin birinci fıkrasında; “Hükümlü koğuşu ve servisi; hastane bünyesinde doğrudan güneş alan diğer hasta odaları ile aynı şartları taşıyan, erkek, kadın ve gerekli durumlarda çocuk olmak üzere en az birer odadan oluşan, firara karşı engellerin bulunduğu, dış güvenliğinin jandarma, iç güvenliğinin ise ceza infaz kurumu personeli tarafından sağlandığı, hükümlü ve tutuklulara yatarak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri verilmek üzere ayrılan bölümlerdir. Bu koğuş ve servislerden tutuklular da yararlanır.” şeklinde tanımlanmıştır. Hükümlü servislerindeki infaz hizmetlerinin nasıl yapılacağı ise, aynı Protokol’ün 35 inci maddesinde düzenlenmiş ve birinci fıkrasında; “Hükümlü koğuşları ve servisleri, ceza infaz kurumlarının bir bölümü olarak kabul edilir ve infaz mevzuatı bu bölümlerde de uygulanır.” hükmüne yer verilerek, mevzuattaki en önemli eksiklik giderilmiş ve bu bö- Yusuf Kenan ÇAĞLAR Kontrolörler Kurulu Başkanı lümlerin, hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde ceza infaz kurumları idarelerinin denetimine girmesi sağlanmıştır. Nitekim; Aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan; “Koğuşlarda ve servislerde belirsiz zamanlarda sağlık hizmetlerini aksatmayacak şekilde ceza infaz kurumu personeli tarafından arama yapılır. Ziyaretler mahsus deftere kaydedilir ve bu defterler düzenli aralıklarla kurum müdürlüğünce denetlenir.” hükmünde de bu yetkinin idarelerde olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca; Bu servislerdeki güvenlik hizmetleriyle ilgili düzenlemelere de Protokol’de yer verilmiş ve 39 uncu maddenin birinci fıkrasında, ziyaretlerin iç güvenlik görevlilerinin nezaretinde yapılabileceği ve ziyaretçilerin mevzuat çerçevesinde aranacağı belirtilmiş, 40 ıncı maddenin birinci fıkrasında ise, hükümlü koğuşlarında ve servislerinde, iç güvenliğin sağlanması maksadıyla ceza infaz kurumu yönetimince yeteri kadar infaz ve koruma baş memuru ve infaz ve koruma memurunun bulundurulacağı, ikinci fıkrasında ise, hükümlü servisine ait ana giriş kapısının anahtarının dış koruma görevlisi jandarma komutanında, hükümlü koğuşunun kapı anahtarının ise ceza infaz kurumu personelinde bulundurulacağı, hükümlü servisinin tek oda olması halinde ise oda anahtarının jandarmada olacağı belirtilmiştir. Sonuç olarak; 19/08/2011 tarihli yeni Protokol, daha öncesinde eksikliği duyulan bazı düzenlemeleri uygulamaya sokması bakımından önem arzetmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, eski uygulamaların terk edilerek, yeni Protokol hükümlerine uygun uygulamaların vakit kaybedilmeksizin hayata geçirilmesinin sağlanmasıdır. Osmaniye T Tipi’nde ‘Gaziler Günü’ kutlaması O smaniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, Gaziler Günü kutlama programı gerçekleştirildi. 27.09.2011 tarihinde yapılan programa Osmaniye Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yabanoğlu, Cumhuriyet Savcısı Tuncay Yılmaz, Osmaniye C Tipi ve T Tipi ile Toprakkale Açık Ceza İnfaz Kurumlarının müdürleri, Osmaniye Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürü, Kurum ikinci müdürleri, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Program Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşları anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ve İstik- lal Marşı’nın okunması ile başladı. Program Kurum Öğretmeni Hacı İmrağ’ın Gaziler Günü ile ilgili konuşmasının ardından İnfaz Koruma Memuru Osman Topal’ın okuduğu şiir ile devam etti. Osmaniye Belediye Başkanlığı iş birliğiyle düzenlenen programda, Osmaniye Belediyesi Mehter Takımı unutulmaz bir konser verdi. Ordu Marşı, Genç Osman, Fetih Marşı ve Harbiye Marşlarının okunduğu konserin ardından Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yabanoğlu yaptığı konuşmada; günün anlam ve önemine dikkat çekerek, programda emeği geçenlere teşekkürlerini sunarken, mehter başına çiçek verdi. Seslenis Ekim 2011 Ali Suat ERTOSUN Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi HAYATIN BAĞLARI Selim, kardeşi Neriman’ı ne zaman görecek olsa, hüzünlenirdi. Aralarında on yaş vardı. Gerek yaş farkı, gerekse okul ve iş derken onunla fazla ilgilenememişti. O, hep mahzun ve sessizdi. Sözlüsü Cavit’in ölümünden sonra tamamen içine kapanmış, gelen nasiplerini geri çevirmiş, evlenmemişti. Selim, otomobil tamircisiydi. Meslek lisesini bitirdikten ve bir süre piyasada çalıştıktan sonra İzmir’de kendi işyerini açmış, işleri iyi gittiğinden dükkânını servise dönüştürmüştü. Maddi durumu iyiydi. Köylüsü olan Cavit, kardeşi gibiydi. Yoksulluktan okuyamamış, ilkokulu bitirdikten sonra yanında çalışmaya başlamıştı. Büyümesini adım adım izlemişti. Dürüst, güvenilir, çalışkan ve terbiyeli bir çocuktu. Önceleri işyerinde yatıp kalkmış, daha sonra arkadaşlarıyla tuttukları bir evde kalmıştı. Onu çıraklık okuluna göndermiş; eğitimini tamamlayan Cavit, kalfalık ve ustalık belgelerini almıştı. Neriman, hiçbir şey istemeyen, küçük şeylerle mutlu olan biricik, munis ve sevgili kardeşiydi. * * * Selim, Neriman’la Cavit’in anlaştıklarını ve gönüllerinin birbirine düştüğünü hissetmiş; uzaktan uzağa olsa ve belli etmek istemeseler de kaçamak bakışlarını yakalamış; onları birbirlerine yakıştırdığından ve karşılıklı sevgilerine inandığından, bu durumu görmezlikten gelmişti. Bu arada Cavit, Neriman’a duyduğu hisleri sıkıla sıkıla önce ağabey dediği Selim’e açıklamış, onun rızasını aldıktan sonra ailesini gönderip istetmiş ve söz kesmişlerdi. * * * Cavit’in askerliği gelmişti. Bir an önce askere gitmek istiyordu. Selim ise onun gibi düşünmüyordu. O yaşının geçmesine karşın askerliğini yapmamıştı. Evliydi ve bir çocuğu vardı. Aralarında bu konuyu çok tartışmışlardı. Selim’in “Oğlum, işimiz iyi, askerliğini biraz geciktir, rapor alalım, Neriman’la düğününüzü yapalım, sonra askere gidersin” demelerine; “Askerlik, vatan borcu” demiş; ısrarlarına da “Ağabey, ben gazi torunuyum, askere gitmemezlik yapamam, Ülkemizin Güneydoğusunda savaş var” diyerek noktayı koymuş ve askere gitmiş; jandarma olarak acemilik eğitimini Bilecik’te tamamladıktan sonra da dağıtımı Hakkari’ye çıkmıştı. Cavit’i, endişelerini içine atarak güle oynaya Hakkâri’ye uğurlamışlar, sekiz ay sonra korktukları başlarına gelmiş, bir sabah vakti şehadet haberini almışlar ve dünya başlarına yıkılmıştı. * * * Cavit’in ölümü, Neriman’ı yaşama küstürmüş; sessizliği suskunluğa dönüşmüş, Selim’den de soğutmuştu. Zaman her şeyin ilacıdır diye beklemişler, ancak başarılı olamamışlardı. Neriman, Selim’in askere gitmemesini, yüzüne söylemese de bir türlü kabul edememişti. Şehit haberlerini duydukça her gün ölüyor, acısı artarak yenileniyordu. Gittikleri doktorlar da “Neriman’ın hayata küstüğünü, kontrol altında tutulması gerektiğini” söylüyorlardı. * * * Selim’in en önemli derdi kardeşi, ikinci derdi de önündeki askerliğiydi. Gitmekle gitmemek arasında bocalıyor, bedelli askerlik çıksın diye bekliyordu. Çevresinde aynı durumda olan çok kişi vardı. Kimi işi bozulmasın, kimi dönünce iş bulamam diye askere gitmiyor; kimi terörden çekiniyor, kimi de savaşı sorguluyordu. Selim, ikilem içindeydi. Askere gitmek istiyor, ancak işini bırakacağı bir yakını olmadığından, ne yapacağına karar veremiyordu. Hafta sonları köyüne gidiyor, anne ve babasını ziyaret ediyor, Neriman’ı görünce morali bozulsa da belli etmemeye çalışıyordu. Neriman, mecbur kalmadıkça Selim’le konuşmuyordu. Ailece Neriman’ın intihar edeceğinden korktuklarından, annesi ve babası Neriman’ı devamlı kontrol altında tutuyor, ilaçlarını veriyor; Selim de Neriman’ı değişiklik olsun diye İzmir’e götürmek istiyor, ancak ikna edemiyordu. Çok çaresizdiler. Neriman’ı yaşama bağlamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Neriman, anıları ile oyalanıyor, Cavit’le sözlerinin kesildiği gün çekilen fotoğraflarını ve şehitlik haberlerini elinden düşürmüyor; kimseyle görüşmüyor, sadece zaman zaman Cavit’in annesine gidip geliyordu. Selim, çözüm bulamadığından annesi ve babası ile birlikte Cavit’in annesini ziyaret ederek “Ayşe teyzeciğim, ne olur yardımcı ol, Neriman’dan çok korkuyoruz, kendisine zarar veriyor” deyince; “Evladım, Neriman artık benim de kızım, onun durumuna ben de üzülüyorum, inanın onun evlenmesini ve mutlu olmasını çok istiyorum, bunu da kendisine devamlı söylüyorum” cevabını almış, az da olsa ferahlamışlardı. Kadın samimiydi, bu sözleri de tüm içtenliğiyle söylemişti. Ancak Selim, yine de Ayşe teyzenin konuşurken gözleriyle “Sen niye askere gitmiyorsun?” diye sorduğunu görür gibi olmuştu. Ayşe teyzenin tekrar tekrar Neriman’la konuşmasına rağmen, değişen bir şey olmamıştı. Selim, Neriman’ın birikimlerini alışkanlıklara, sessizliğini de içselleştirerek yalnızlığa dönüştürdüğünü ve kendisini bu mihvere hapsettiğini, öfkesini ve Silivri 7 No’lu L Tipi’nde tiyatro gösterisi Seslenis Ekim 2011 Yıl: 10 Sayı: 115 YAYIN KURULU Cengiz GÜLER Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı (Yayın Kurulu Başkanı) V. Kadri KAMER Eğitimden Sorumlu Daire Başkanı Fahrettin KIRBIYIK Tetkik Hâkimi Tülay ÇELEBİ Şube Md. (Psikolog) Habil KANOĞLU Şube Md. (Psikolog) Özlem ŞAHİNKOL Şube Md. (Sos. Hiz. Uzm.) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yayın Koordinatörü Recai YILDIZ Naci BİLMEZ Öğretmen Öğretmen Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Adına Sahibi Ali Turan KARADAĞ Kurum Müdürü Dizgi: Hasan KORKMAZ - İsa KİBAROĞLU Baskı: Şeref KARAAĞAÇ - İsmail NERGİZ Montaj: Zafer KARAKAYA İdare Yeri: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu İstanbul Yolu 15. Km Hava Müzesi Karşısı Şaşmaz Ankara Tel: (0312) 278 76 10 Faks: 278 25 68 Baskı: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi: 15 Ekim 2011 www.cte-seslenis.adalet.gov.tr Silivri 7 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, Sarıyer Belediyesi Kültür Müdürlüğü Tiyatro Grubu tarafından “Çırçır Sefası” adlı tiyatro oyunu sahnelendi. 21.09.2011 tarihinde gerçekleştirilen tiyatro gösterisini; Kurum ikinci müdürleri, idare memurları, Kurum öğretmeni, Kurum psikologu, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular izledi. Oyunun sonunda Kurum İkinci Müdürü Nedim Doğan oyunculara tek tek teşekkür ederek, hükümlü ve tutuklular tarafından yapılan bakır işleme Atatürk tablosu hediye etti. Kurum Öğretmeni Hatice Altunkaya, sosyal ve kültürel faaliyetlerin sürekli devam edeceğini, amaçlarının cezanın infazı sırasında insanları sosyal ve kültürel yönden geliştirip topluma uyumlu hale getirmek olduğunu ifade ederek, Sarıyer Tiyatro Grubunu tekrar Ceza İnfaz Kurumunda görmek istediklerini dile getirdi. Tiyatro gösterisi katılımcılar ve hükümlü-tutuklular tarafından beğeni ile karşılandı. Sayfa 13 isyanını böyle ifade ettiğini; askerlik görevini yapmaması nedeniyle hedeflerden birisi olarak da kendisini seçtiğini düşünüyordu. Selim, son ziyaretinde açık olan televizyonda söylenen “Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir” türküsünü duyup, Neriman’ın kendisine baktığını görünce, üzerine alınıp önüne bakmış, biraz sonra “Allahaısmarladık” deyip çıkarken annesine “Ben Neriman’ı iyi görmedim, doktordan randevu alacağım, siz dikkat edin” deyip İzmir’e dönmüştü. Arabasıyla giderken beyni zonklamış, “Ne yapacağız bilemiyorum, Allah’ım bize yardım et” diye dua etmişti. * * * Ertesi sabah telefonunun çalmasıyla uyanıp annesinin ağlayarak “Selim, Neriman kendisini ahırın damına asmış, hastaneye kaldırdık, çabuk gel” sözlerini duyunca, yanına eşini ve çocuğunu alıp köyüne gittiğinde beyninden vurulmuşa dönmüştü. Neriman intihar etmişti. * * * Selim, cenazeyi kaldırdıktan sonra “Bu savaş ne canlar aldı, geri kalanlar da perişan oldular. İnsan kaderine kendisi yön veremiyor” diye düşündü ve askere gitmeye karar verdi. GÜZEL SÖZLER Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır. Mevlana Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden çok daha iyidir. P. Marshall Kendi kusurlarını affetmeyen bir kimsenin bütün kusurları affedilebilir. Confucius Kötü kazanabilir ama üstün gelemez. Joseph Ruux Sivas İl İnsan Hakları Kurulu E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret etti Sivas İl İnsan Hakları Kurulu Başkanı ve Vali Yardımcısı Veysel Çiftçi ve Kurul Üyeleri Av. Bekir Polat, Av. Hasan Hüseyin Yıldız, Belediye Başkan Yardımcısı Yılmaz Uysal ile Ömer İldir, Celal Uzman, Dr. Mehmet Murat Öztürk ve İnsan Hakları Masası Sorumlusu Emrullah Duran’dan oluşan heyet Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret etti. 14.09.2011 tarihindeki ziyarette, İl İnsan Hakları Kurulu Başkan ve üyelerini Ceza İnfaz Kurumunun girişinde Kurum Müdürü Mustafa Canatan, Kurum İkinci Müdürleri Güven Sakar ve Ayhan Dilber ile personel karşıladı. Kurul Başkanı ve üyeleri ziyaret esnasında Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluların durumları hakkında görüş alış verişinde bulunduktan sonra Ceza İnfaz Kurumundaki eğitim birimini, revir, mutfak, kantin, işyurdu gibi birimler ile bazı koğuşlarda incelemelerdu bulundu. Seslenis Sayfa 14 Ekim 2011 İNGİLTERE’DE MÜKERRER SUÇLULUĞA BAKIŞ (1) Suçun; ekonomik, sosyal, psikolojik ve toplumsal maliyeti bulunmaktadır. Bu maliyet, mükerrer suçlulukta daha da artmaktadır. Bu açıdan suç işleyen kişilerin yeniden suç işlemelerinin önlenmesi, diğer bir ifade ile bu kişilerin rehabilitasyonu yolu ile topluma kazandırılması önem arz etmektedir. İnfazın ve geniş anlamda ceza adalet sisteminin amaçlarından biri de yeniden suç işlenmesinin önlenmesidir. Bu suretle, bir yandan suçun ekonomik, psikolojik ve sosyal maliyetleri ortadan kaldırılacak diğer yandan toplumun güvenliği sağlanacaktır. Bu ay ve önümüzdeki ayki yazımda son derece önemli olan bu konuda Dünyada yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri olan ve İngiltere “Social Exclusion Unit” tarafından hazırlanan “Eski Hükümlülerin Yeniden Suç İşlemesinin Azaltılması” isimli raporu özetleyeceğim. İngiltere de; 1997 yılında ceza infaz kurumlarından salıverilen hükümlülerin % 58 i iki yıl içinde suç işlemişler, bu hükümlülerin % 36 sı hapis cezası alarak ceza infaz kurumlarına alınmışlardır. Aynı yıl; 18-20 yaşındaki erkek genç hükümlülerden, ceza infaz kurumlarından salıverilenlerin % 72 si iki yıl içinde suç işlemişlerdir. Bu genç hükümlülerin % 47 si hapis cezası alarak ceza infaz kurumuna dönmüştür. 1980’li yıllarda İngiltere’de yeniden suç işleme oranının düşmesine rağmen, bu oran 1990’lı yıllarda artış göstermiş ve halen bu artış devam etmektedir. Bu artışın ardında birçok neden bulunmaktadır. Bu nedenler arasında; kısa süreli hapis cezasına hükümlülerin ceza infaz kurumlarından salıverildikten sonra yeterince desteklenememesi, uyuşturucu kullanımı, eğitimini yarıda bırakma ve gelir dağılımındaki eşitsizlik nedenleri ile toplumdan dışlanma sayılabilir. Yeniden suç işleme oranının yüksek olması toplumun güvenliği için büyük bir sorun teşkil etmektedir. En dikkatli tahminle mükerrer hükümlüler yılda 1.000.000 suçtan sorumlu olup, bu sayı suçların % 18 ini oluşturmaktadır. Tam olarak ölçülebilir olmamakla birlikte yeniden suç işlenmesinin birçok maliyeti bulunmaktadır. Ancak bu maliyetin en önemli etkisi mağdurlar, mağdurların aileleri ve toplum üzerinde görülmektedir. Yeniden suç işlenmesinin mali boyutu ise son derece büyüktür. Mükerrer hükümlülerin işledikleri suçların maliyeti yıllık en az 11 milyar Paunt’tur. Mükerrer hükümlülerin yeniden suç işlemeleri nedeniyle ceza infaz kurumlarına alınması da maliyeti artırmaktadır. Ortalama olarak bir mükerrer hükümlünün ceza adalet sistemine ortalama maliyeti 65.000 Sterlin’dir. Bu mükerrer hükümlünün ağır ceza mahkemesinde yargılanması halinde ortalama mahkeme masrafları 30.500 Sterlin’dir. Bu hükümlünün ceza infaz kurumundaki ortalama yıllık maliyeti 37.500 Sterlin’dir. Bu rakamlar mükerrer suçluluların ceza adalet sistemindeki maliyetlerinin sadece bir bölümünü göstermektedir. Öncelikle İngiltere’de işlenen suçların büyük bir bölümü kayıt altına alınamamaktadır. Kayıt altına alınamayan suçların büyük bir bölümünün mükerrer hükümlüler tarafından işlendiği tahmin edilmektedir. İkinci olarak maliyet hesabında; polis ve ceza adalet sisteminin maliyeti, mağdurların kayıpları, diğer kamu kurumlarının harcamaları, ulusal ekonominin gelir kaybı ile hükümlülerin ve bunların ailelerinin kayıpları değerlendirildiğinde maliyetin gerçek büyüklüğü görülmektedir. İngiltere’de “Social Exclusion Unit” tarafından yapılan araştırmada yeniden suç işlemeyi tetikleyen on etkenin olduğu belirlenmiştir. Bunlar; eğitim, iş, uyuşturucu ve alkol kullanımı, fiziksel ve psikolojik sağlık, davranış ve kendini kontrol, hayat becerileri, barınma, mali destek ve borç ile aile bağlarıdır. Yapılan araştırmalarda bu etkenlerin yeniden suç işlenmesinin önlenmesinde önemli rol oynadığı belirlenmiştir. Örneğin iş sahibi olanın yeniden suç işleme riskini üçte birden yarıya kadar, düzenli bir barınma yerine sahip bulunmanın suç işleme riskini beşte bire kadar düşürdüğü belirlenmiştir. Mükerrer hükümlülerin tekrar suç işlemesinin önlenmesi çok önemlidir. Bu kapsamda birçok hükümlü; zayıf becerilere, iş konusunda yetersiz deneyime, zayıf sosyal ağlara, barınma sorunlarına, şiddetli uyuşturucu alkol ve ruh sağlığı sorunlarına sahiptir. Birçok hükümlünün ortak problemi toplumla bütünleşememektir. Bu kapsamda toplumun geneli ile karşılaştırıldığında hükümlüler; 13 kez daha fazla zeka düzeyi yönünden çocuk seviyesinde bakıma muhtaç olduğu, 13 kez daha fazla işsiz bulunduğu, 10 kez daha fazla eğitimi yarıda bırakan olduğu, 2,5 kez daha fazla ailesinin bir üyesinin suç geçmişi bulunduğu, 6 kez daha fazla genç baba ve 15 kez daha fazla HIV virüsünü taşıdığı belirlenmiştir. Bu konu başka açıdan değerlendirildiğinde, birçok hükümlünün “temel yeteneklerinin” zayıf olduğu görülmektedir. Bu kapsamda hükümlülerin; % 80’inin yazma becerisinin, % 65’inin matematik becerisinin, % 50’sinin Vehbi Kadri KAMER Daire Başkanı okuma becerisinin 11 yaş grubu çocukların sahip olduğu becerilere eşit olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca hükümlülerin ceza infaz kurumuna girmeden önce; % 60-70’inin madde kullandığı, % 70’ten fazlasının en az iki psikolojik rahatsızlığının olduğu, erkeklerin % 20’sinin, bayanların % 37’sinin geçmişinde intihara teşebbüs bulunduğu belirlenmiştir. Yine yapılan başka bir araştırmada, yeniden suç işlemeleri nedeniyle ceza infaz kurumlarına alınan hükümlülerin durumlarının zorlaştığı belirlenmiştir. Bu hükümlülerin; üçte birinin kalacak yerlerini kaybettiği, üçte ikisinin işini kaybettiği, beşte birinin mali sorunlarla karşı karşıya kaldığı, beşte ikisinin aileleri ile iletişimlerini kaybettiği belirlenmiştir. Bu konuya bir örnek vermek istiyorum. Annette isimli hükümlü, ceza infaz kurumuna girmesi nedeniyle kaldığı evi kaybetmiştir. Ceza infaz kurumunda bulunduğu süre içinde bu hükümlü ile hiç kimse evini nasıl muhafaza edeceği ve salıverildikten sonra nerede yaşayacağı konusunda görüşmemiştir. Annette’nin ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle kira borçları büyümüş ve evinden çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu kişinin belgelendirilmiş bir adresinin olmaması nedeniyle elektronik izleme altında erken salıverilmesi talebi de reddedilmiştir. Salıverme tarihinde Annette’nin yeniden ev kiralama talebi yerel yetkililer tarafından birikmiş kira borçlarının olması nedeniyle kabul edilmemiştir. Devamı gelecek ay Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda belge dağıtım töreni Kars Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda, Açık bölümde ayrı olmak üzere Türk Halk Müziği konseri ve belge dağıtım töreninden oluşan program gerçekleştirildi. 22 Eylül 2011 tarihindeki ilk olarak Kurumun Açık bölümünde Türk Halk Müziği konserinden oluşan program düzenlendi. Etkinliğe; Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köyü, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Çağlayan, Lutfi Güner, İdris Turgut, Kerem Tonga, Yasemin Ejder ve Osman Çakır, Kurum Müdür Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve Tunay Özdemir, Kurum Öğretmeni Murat Önalan, Kurum Psikologu Ayhan Saygılı, Kurum personeli ve hükümlüler katıldı. Konser programının sunuculuğunu yapan Kurum Öğretmeni Murat Önalan, Kars Açık Ceza İnfaz Kurumunda uygulanan eğitim ve öğretim programları ve iş ve meslek edindirme kursları ile sosyal ve kültürel faaliyetler hakkında bilgi verdi. Daha sonra Arya Müzikevi ses ve saz sanatçılarının şarkı ve türkülerle programa devam edildi. Hükümlüler şiir, fıkra ve türküleriyle konsere renk katarken, halaylarla konsere eşlik ettiler. Aynı gün 15:00’da ise Kurumun Kapalı bölümünde Türk Halk Müziği konseri ve belge dağıtım töreninden oluşan program gerçekleştirildi. Programa; Vali Vekili Murat Demirci, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, İl Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Osman Uçar, İl Emniyet Müdürü Cengiz Zeybek, Cumhuriyet Savcıları Mehmet Çağlayan ve Kerem Tonga, Hâkimler Bülent Çelik ve Bülent Altun ile Kurum Müdürü Vekili Erdoğan Avkar, Kurum İkinci Müdürleri Mustafa İbiş ve Tunay Özdemir, Kurum Öğretmeni Murat Önalan, Kurum Psikologu Ayhan Saygılı, Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Kurum Öğretmeni Murat Önalan, Kars Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda uygulanan eğitim ve öğretim programları ve iş ve meslek edindirme kursları ile sosyal ve kültürel faaliyetler hakkında bilgi verdi. Töreninin açılış konuşmasını yapan Kars Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Köylü, Kurumda uygulanan eğitim ve öğretim programları ve iş ve meslek edindirme kursları ile sosyal ve kültürel faaliyetlerin hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmasında ve iyileştirme çalışmalarında önemli yeri olduğunu vurguladı. Etkinlik, Arya Müzikevi ses ve saz sanatçılarının şarkı ve türküleriyle coşku içinde devam etti. Hükümlülerden Tuncer Artantaş’ın okuduğu “Kaybederken Kazanmak” isimli şiir katılımcıların beğenisini kazandı. Daha sonra 2010-2011 Eğitim ve Öğretim Dönemi sonunda Açık İlköğretim Okulu, Açık Öğretim Lisesi, 1. ve 2. Kademe Okuma-Yazma Kursları ile mesleki kursları başarıyla tamamlayan hükümlü ve tutuklulara kurs bitirme belgeleri verildi. Programın ikinci bölümünde Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular halay çekerek eğlenirken, katılımcılar neşeli anlar yaşadı. Ekim 2011 Seslenis Sayfa 15 Bolvadin’de ‘Yağmurun Ardındaki Işık Projesi’ H ollanda Rotterdam İslam Üniversitesi öğretim üyeleri, Bolvadin C Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün de ortağı olduğu ‘Yağmurun Ardındaki Işık (The Light Beyond The Rain)” adlı hibe projesi kapsamında Afyonkarahisar’da, İkbal Termal Oteli konferans salonunda “Sosyal Açıdan Dezavantajlı Çocukların Okul Öncesi Eğitime Kazandırılması’ konulu eğitim semineri verdiler. Hollanda’nın eğitim sistemi, engellilerin eğitim sisteminde nasıl bütünleştiği konularının anlatıldığı seminerde, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emin Akçahüseyin ve Heidelberg Üniversitesi Eğitim Uzmanı Mehmet Güzel tarafından Hollanda’nın okul öncesi eğitim sistemi ve ilerleyişi hakkında bilgi verildi. Hollanda Rotterdam İslam Üniversitesi öğretim üyeleri; Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz’u ziyaret ettiler. Ziyaret sonrasında açıklama yapan Başsavcı Yavuz, eğitim alanında dezavantajlı durumda olan çocuklara öncelik tanınması için bu ve benzeri projelerin çok önemli olduğunu kaydederek, “Eğitimin feda edilecek hiçbir ferdi yoktur.” dedi. Hazırlanan projenin ceza infaz kurumları için önemli bir proje olduğunu ve bu tür projelere sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Seminerin belge dağıtım törenine Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Şube Müdürü Bahattin Özger, Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, İl Milli Eğitim Müdürü Hidayet Yıldırım, Bolvadin Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Kamil Özdemir, Hacettepe Üniversitesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belma Tuğrul, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektör Yard. Prof. Dr. Oktay Uca, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektör Yard. Prof. Dr. Emin Akçahüseyin, Bremen Üniversitesinden Doç. Dr. Cemal Elitaş ve Dr. Kemal Karayormak, Heidelberg Üniversitesinden Uzman Mehmet Hayri Güzel, Afyonkarahisar’da görev yapan okul öncesi eğitimi öğretmenleri ve misafirler katıldı. Seminerin belge dağıtım töreninde konuşma yapan Bolvadin Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, “Mutluluğun temelinde iyi bir eğitim ve güzel bir gelecekte saklı. Bir şeyler üretebilmek ve yaşamaya dair SİVAS E TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMUNUN ‘ACI GÜNÜ’ Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan ve yakalandığı amansız hastalığa (akciğer kanseri) yenik düşerek 26.08.2011 tarihinde aramızdan ayrılan Durmuş Elçi’nin vefat haberi Kurum personeli ile hükümlü ve tutukluları yasa boğdu. Herkes tarafından sevilen, cana yakınlığı ve neşeli hali ile tanınan Durmuş Elçi 05.01.1966 Yıldızeli doğumlu olup, evli ve 2 çocuk babasıydı. 29.12.1997 tarihinde infaz koruma memuru olarak memuriyete başlayan Durmuş Elçi’ye Allah’tan rahmet, ailesine sabır ve baş sağlığı diliyoruz. değerler ortaya koyabilmek için herkesin olduğu gibi ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların da iyi bir eğitime ihtiyacı vardır. İyi bir gelişim için eğitim şart. Karanlık bir zihniyet yerini aydınlığa ulaşan zihniyetlere bırakmalı. Olgunlaşmaya hazır tomurcuklar yeşermeli. Yeni baharlar yaratılmalı yüreklerde. Bu baharları yaratmak için bütün yürekler aynı anda çarpmalı ve beraber mücadele etmeli. Bu mücadeleye böyle çalışmalarla, projelerle katkıda bulunmamız gerekir. Ceza infaz kurumlarında bir mazi yaratılacaksa derinlerde, bu da eğitimsizliğin yaratacağı acı bir mazi olmasın. En güzel dileğim, bütün yüreklerin aynı anda çarpması ve eğitim için iyi bir çaba sarf etmesidir.” şeklinde konuştu. Kurum Müdürü Kamil Özdemir ise konuşmasında, “Proje, Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumlarında hükümlü veya tutuklu anneleriyle birlikte kalan 3-6 yaş arasındaki çocukların bağımsız anaokullarında okul öncesi eğitime kazandırılıp; annelerinin içinde bulunduğu konum ve taşıdığı sosyal kimlikten ötürü dezavantajlı durumda olan bu çocukların eğitim-öğretim haklarından en üst düzeyde yararlanmalarını sağlayarak, toplumsal düzeyde bu anlamda sosyal sorumluluk bilincini yükseltmeye yönelik, konu kapsamındaki tüm tarafların işbirliğiyle yapacağı çalışmaları kapsamaktadır. Bu kapsamda parolamız, ileri ve daima ileridir. Ceza İnfaz Kurumumuzda eğitimde, bilimde, sanatta, hep en ileride olacağız. Geçmişimiz nasıl hep başarılarla, övünçlerle doluysa, geleceğin daha aydınlık, daha güzel olması temel amacımızdır. Bu yolda bu proje ile nasıl başarılı olduysak gelecekte de başarılı olacağımızdan kuşkum yoktur.” dedi. Program, Afyonkarahisar’da görev yapan okul öncesi eğitimi öğretmenlerine seminer katılım belgeleri dağıtılmasıyla sona erdi. Nevşehir E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tiyatro gösterisi Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, hükümlü-tutukluların rol aldığı “Pusu” isimli iki perdelik tiyatro oyunu sergilendi. Kurumun çok amaçlı salonunda sergilenen ve komedi sahneleri ve sosyal mesajların harmanlandığı eser izleyicilerden büyük beğeni topladı. Tiyatronun en ilgi çeken sahnesi ağa tarafından kandırılan fakir köylünün, öldüreceği Murat adlı kişiye ateş etmesi sonucu silahtan renkli çiçekler çıkması ve Murat isimli karekterin “Keşke bütün silahlardan barut değil de çiçekler çıksaydı; böyle olsaydı insanlar ölmez, aileler de parçalanmazdı.” sözleri oldu. Bu sahne seyircilerden yoğun alkış aldı. Tiyatro oyununu; Kurum Müdürü Hamit Karslıoğlu, ikinci müdürler, Kurum öğretmenleri, Kurum personeli ve hükümlü-tutuklular izledi. Kurum Müdürü Hamit Karslıoğlu bu tür sosyal içerikli etkinliklerin aralıksız olarak devam edeceğini, hükümlü ve tutukluların kültürel ve eğitsel anlamda gelişmeleri için hem Kurumsal anlamda hem de diğer kurumlarla işbirliği çerçevesinde yoğun bir çalışma içinde olduklarını ifade etti. SAYFA 16 Seslenis Pozantı’da geri dönüşüm konulu konferans gerçekleştirildi Pozantı M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 19.09.2011 tarihinde, “Geri Dönücümün Önemi ve Doğaya Katkı” konulu konferans düzenlendi. Koferansa; Pozantı Cumhuriyet Savcıları Kemal Aktaş ve İbrahim Şaşdım, Kurum Müdür Vekili Mesut Gürkan, Kurum İkinci Müdürü Erol Değer, Kurum İdare Memuru Murat Üşümez, Kurum Öğretmeni İsa Devrim ve Kurum personeli ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Pozantı Belediye Başkanı Mustafa Çay, konferansta yaptığı konuşmada; geri dönüşümün önemi üzerinde durarak, doğanın muhakkak korunması gerektiğini söyledi. Hükümlülerin el işleri İzmir Fuarı’nda sergilendi İzmir Uluslararası Fuarı 8-18 Eylül 2011tarihleri arasında gerçekleştirilirken, Fuarda hükümlü ve tutukluların el emeği göz nuru ürünlerinden oluşan ürünler de ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Toplam 27 ceza infaz kurumunun katılarak, stant açtığı Fuarda, hükümlü ve tutukluların el işleri büyük ilgi gördü. Fuar kapsamında gerçekleştirilen El Sanatları Sergisinin açılışına; İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Celal Kocabaş, Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri Cevat Barutçu ve Yusuf Arslan, İzleme Kurulu üyeleri, İzmir 1 No lu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Ayhan Çapacı, Kurum Müdürü Necmi Üçler, Fuarda stant açan ceza infaz kurumlarının personeli ve çok sayıda ziyaretçi katıldı. Açılışın ardından sergiyi gezen davetliler, hükümlü ve tutukluların el işlerinden oluşan ürünleri beğeniyle incelediler. Toplam 27 ceza infaz kurumunun stant açtığı sergide, özellikle F tipi ceza infaz kurumlarının sergisi ayrı bir ilgi gördü. F Tipi ceza infaz kurumlarında böylesine güzel ürünler üretilmesinin dikkat çekici olduğunu ifade eden ziyaretçiler, hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlarındaki çalışmalarının takdire şayan olduğunu dile getirdiler. İzmir 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Necmi Üçler, sergi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Hükümlü ve tutukluların üretme, inşa etme, faydalı olma duygularını geliştirme adına, onları teşvik etme adına fuara katıldık.” dedi. Kurum Müdürü Üçler, Kurumda hükümlü ve tutuklulara yönelik gerçekleştirilen faaliyetler hakkında bilgi verirken, şunları söyledi: “Kurumumuzda, hükümlü ve tutuklulara yönelik, Buca Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü iş birliği ile açılan Çini desenleme, El sanatları, Yağlıboya resim ve Bakır rölyef kurslarında üretilen el emeği, göz nuru eserleri İzmir halkının görmesi ve yapılan çalışmaları takdir etmesi, beğendikleri eserleri satın alarak mahkumların maddi ihtiyaçlarının karşılanması için fuar organizasyonunu büyük bir fırsat olarak görüyoruz.” Sergiyi gezen ve hayran kalan ziyaretçilerin İzmir’de F Tipi cezaevi olduğunu bilmediklerini ve F Tiplerinde böylesine güzel eserlerin ve çalışmaların yapıldığını bu sergi sayesinde öğrendiklerini dile getirdiklerini hatırlatan Üçler, hükümlü ve tu- tukluların el emeği göz nuru çalışmalarının, toplum tarafından bilinmesi ve desteklenmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. Üçler, bu tür çalışmaların ve sergilerin her yıl daha da genişletilerek, daha büyük standlarda halkın ve kamuoyunun beğenisine sunulmasının gerekli olduğunu belirterek emeği geçen personele teşekkür ettiler. Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda Türkçe’nin doğru kullanılmasına yönelik konferans düzenlendi Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda “Dil-Kimlik İlişkisi, Türkçe’nin Doğru Kullanılması” konulu konferans gerçekleştirildi. 23 Eylül 2011 günü Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen ve Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Onur Aykaç tarafından sunulan konferansı, Kurum idarecileri, personel ile hükümlü ve tutuklular izledi. Öğretim Görevlisi Onur Aykaç, konuşmasına dilin en önemli iletişim aracı olduğunu, ilmin ve kültürün temel öğesini oluşturduğunu belirterek başladı. Daha sonra dilin, bireyler ve milletler için önemi- Kocaeli Açık Ceza infaz Kurumu Personeli Ömer Oğuzer’in paraşütle atlama başarısı Kocaeli Açık Ceza infaz Kurumunda İnfaz ve Koruma Memuru olarak görev yapmakta olan Ömer Oğuzer, paraşütle atlama sporuna gönül vererek, bu alanda eğitim gördü. Oğuzer, Türk Hava Kurumunun düzenlediği paraşüt kursuna katılarak, paraşütle atlayışını gerçekleştirdi. Oğuzer, geçtiğimiz Ağustos ayında, THK Eskişehir Tesislerinde 2011 /12. Dönem Kursunda T10B paraşütü ile 1200 fitten serbest stilde başarılı bir atlayış yaptı. ne değinerek; dilin önemini açıklayan somut örnekler vermiştir. İnsanın, kendi dilini sevmesi, O’na bilinçli bir saygı duyması gerektiğini belirten Aykaç; Türkçe’nin tarihi gelişimi ve Türkçe’nin doğru kullanılması konularında da önemli açıklamalarda bulundu. Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanından bahsederek günümüz sokaklarında kullanılan yabancı kelimelere vurgu yapıp, “dil bilinci” oluşturmanın önemine ve gerekliliğine değindi. Akıcı bir dil ile sunumunu yapan Aykaç, katılımcıların sorularını da cevaplarken, konferans sonrası katılımcıların yoğun alkışları ile büyük ilgi gördü.
Benzer belgeler
Adalet Bakanı Ergin, ceza infaz kurumu personeli ile iftar yemeğinde
CEZA infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklularca üretilen el
emeği göz nuru ürünler, Ankara’da gerçekleştirilen geleneksel
sergide ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Bu yıl 8’incisi düzenlenen sergi...