Soykırım yaşayanların ebeveyn(ler)ini ve eşini kaybetmiş bir
Transkript
Soykırım yaşayanların ebeveyn(ler)ini ve eşini kaybetmiş bir örnekleminde travma spektrumu bozukluklarının oranları ve travma sonrası stress bozukluğu riski Susanne Schaal, Jean-Pierre Dusingizemungu, Nadja Jacob, Thomas Elbert Özet Arkaplan: 1994’teki Ruanda soykırımı sırasında, üç aylık sürede yaklaşık bir milyon insan öldürülmüştür. Amaç: Bu çalışmanın amaçları soykırıma maruz kalmış eşini kaybetmiş Ruandalı kadınlarda ve en az bir ebeveynini kaybetmiş bireylerde maruz kalınan travma düzeylerini ve ruhsal bozuklukların oranını incelemek ve travma sonrası stres reaksiyonlarını tanımlamaktır. Desen: Bölgedeki eğitimli psikologlar en az bir ebeveynini kaybetmiş bireyler (n = 206) ve eşini kaybetmiş kadınlar (n = 194) ile görüşmüşlerdir. Travma sonrası stress bozukluğunu (TSSB) değerlendirmek için PSS--I, depresyon ve anksiyete semptomlarını değerlendirmek için Hopkins Semptom Listesi ve intihar eğilimi riskini değerlendirmek için M.I.N.I. kullandık. Sonuçlar: Katılımcılar her iki grup için de ortalama 11 olay ile yüksek sayıda farklı türdeki travmatik olaya maruz kalmışlardır. Eşini kaybetmiş kadınlar ebeveyn(ler)ini kaybetmiş katılımcılara kıyasla daha şiddetli ruhsal sorunlar bildirmişlerdir: Eşini kaybetmiş kadınların %41’i (en az bir ebeveynini kaybetmiş katılımcıların %29’una karşın) TSSB için tanı kriterlerini karşılamışlardır ve bu kadınların büyük bir bölümü soykırımdan 13 yıl sonra bile klinik açıdan anlamlı depresyon (%48’e karşın %34) ve anksiyete semptomları (%59’a karşın %42) göstermişlerdir. Her iki grupta da katılımcıların üçte birinden fazlası intihar eğilimli olarak sınıflandırılmıştır (%38’e karşın %39). Regresyon analizi TSSB şiddetinin temel olarak stres verici travmatik durumlara birikimli olarak maruz kalmanın ve fiziksel sağlık durumunun olumsuzluğu tarafından yordandığını ortaya koymuştur. Buna karşın, dini/manevi inançlara verilen önem ve ekonomik değişkenler TSSB semptomları ile ilişki göstermemiştir. Tartışma: Eşini kaybetmiş kadınların ve en az bir ebeveynini kaybetmiş bireylerin büyük bir bölümünün şiddetli travma sonrası reaksiyonlar göstermeyi sürdürmelerine rağmen, eşini kaybeden kadınlar hayatta kalanların özellikle hassas bir grubunu oluşturmaktadırlar. Sonuçlarımız bu popülasyondaki ruhsal sorunların kronikliğine işaret etmektedir ve klinik müdahaleler uygulanmazsa TSSB’nin zaman içinde süreceğini göstermektedir. Ruh sağlığı sorunlarının olası yansımaları ve psikolojik müdahale gerekliliği tartışılmaktadır. Anahtar kelimeler: Travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, soykırım, Ruanda, risk etkenleri Citation: European Journal of Psychotraumatology 2011, 2: 6343 - DOI: 10.3402/ejpt.v2i0.6343
Benzer belgeler
Travma Sonrası Stres Bozukluğu için Maruz Bırakma Temelli
ve travma anısıyla ilgili olumsuz bilişlerde değişimi amaçlarken, hasta ve terapist arasındaki
duygusal etkileşimler maruz kalma temelli terapilerin geçmiş değerlendirmelerinde göz ününe
alınmamışt...
Çocuklarda ve Ergenlerde Travma sonrası Stres Bozukluğu ve Eş
Versiyonu (ADIS-C). Sonuçlar: altı ek maddeler belirgin şekilde duygudurum bozukukları ile
ilgiliydi, üç madde davranış bozukluğuyl ilgili, ve beş madde kaygı bozuklukları ile ilgiliydi.
Duygudurum...
Sınırdurum Kişilik Bozukluğu olan ve olmayan kadınlarda travma
kalmanın ve fiziksel sağlık durumunun olumsuzluğu tarafından yordandığını ortaya
koymuştur. Buna karşın, dini/manevi inançlara verilen önem ve ekonomik değişkenler TSSB
semptomları ile ilişki göste...
Bir Ergen Örnekleminde Çocuklar için Travma Belirti Ölçeği`nin
kalmanın ve fiziksel sağlık durumunun olumsuzluğu tarafından yordandığını ortaya
koymuştur. Buna karşın, dini/manevi inançlara verilen önem ve ekonomik değişkenler TSSB
semptomları ile ilişki göste...
Çocukluk çağı cinsel istismarı sonrasındaki Travma Sonrası Stres
tedavi bekleme listesine rastgele seçilmiştir. Belirti örüntülerindeki değişiklikler Travma Sonrası
Stres Tanı Ölçeği (Posttraumatic Diagnostic Scale, PDS) ile haftalık olarak ölçülmüştür. Ani
deği...
TSSB, Karmaşık TSSB ve Sınırda Kişilik Bozukluğunu ayırt etme
kalmanın ve fiziksel sağlık durumunun olumsuzluğu tarafından yordandığını ortaya
koymuştur. Buna karşın, dini/manevi inançlara verilen önem ve ekonomik değişkenler TSSB
semptomları ile ilişki göste...
Sınır kişilik bozukluğu olan kadınlarda hipotalamus-hipofiz
döneminde şiddete maruz kalma arasındaki ilişkileri incelemekti.
Yöntem: SKB tanısına sahip (eşlik eden TSSB’si olan %53) ve önceden en az 2 özkıyım girişimi
bulunan 92 klinik ötiroid kadın Karolin...