Safranbolu`da Eğitim ve Öğretim
Transkript
Safranbolu`da Eğitim ve Öğretim
153 XV SAFRANBOLU’DA EĞĐTĐM VE ÖĞRETĐM Safranbolu’da eğitim ve öğretim konuları, çok eski dönemlerden beri hep ön planda tutulmuştur. Cumhuriyet’ten önceki yüzyıllar boyunca da Safranbolu, sosyal ve ekonomik açıdan olduğu kadar, mektepleri ve medreseleriyle eğitim ve öğretim alanında da önemli bir merkezdir. Tarihsel Şehir kesimindeki, daha sonraları “Tabahna Mektebi” adını alacak olan Süleyman Paşa Medresesinden, 1332 yılında Safranbolu’yu ziyaret eden ünlü gezgin Đbni BATTUTA seyahatnamesinde bile söz edilmesi çok anlamlıdır. Nitekim, aynı medresenin, Candaroğulları döneminde ve Osmanlı Devletinin ilk zamanlarında, Konya’daki medreseler kadar ünlü olduğu görüşünde olanlar da vardır (1). OKUMAYA VERĐLEN ÖNEM VE DEĞER Safranbolu’nun, çocukların 4 yaşında, 4 aylık, 10 günlük iken “mektebe başlatma” olarak adlandırılan bir geleneği vardır. Bu geleneğin kökleri Osmanlı dönemine ve “mahalle mektepleri” kadar uzanmakla beraber, mahalle mektepleri tarihe karışmış da olsa, Cumhuriyet döneminde de bu gelenek, uzun yıllar devam etmiştir. Okula başlatma, 4 yaş, 4 ay, 10 güne ulaşan çocuğun, bir hocanın ya da okumuş ve saygın bir kişinin önünde “besmele” çekmesi ve onun hayır dualarını alması töreni olarak tanımlanabilir. Edilen dua, çocuğun okuması; anasına babasına ve vatanına hayırlı bir kişi olarak yetişmesi içindir. (2) Okumuş, bilgili kişiler Safranbolu’da hep takdir ve saygı görmüşlerdir. Eskiden büyükler, “benim oğlum okuyacak, Kale’ye katip olacak” veya “benim oğlum okuyup, büyük adam olacak” diyerek çocuklarını sevip okşarlar; öyle olmalarını dilerlerdi. Kale’de katiplik, Kale’deki Hükümet Konağı’nda memur olarak çalışmak anlamınadır. Solda, Đlkokul, Halkevi ve en son Akşam Kız Sanat Okulu olan “Mescit Mektebi”, sağda Gümüş Đlkokulu 1 ( ) 1950’li yılların sonlarında Safranbolu’ya gelmiş olan Ord.Prof. Vasfi Raşit SEVĐĞ’in görüşü olarak, Avukat Şemsettin AYKOL’dan öğrenilmiştir. 2 ( ) Yakın komşuları ve akrabaları Muslubeyoğlu Mustafa AYKOL amcanın annesi Zekiye Teyze ile eşi Mürüvvet Teyze önünde “besmele çekmesi”, bu satırların yazarının geriye dönük en eski anısını oluşturur. 154 Bu anlayış ve davranış biçimlerinin etkisiyle de olsa gerek, Safranbolu’da okuma yazma bilen kişiler oransal olarak, hep Türkiye ortalamasının çok üstünde olmuştur. Özellikle, Türkiye’de kadınların okuma yazma oranının % 5-10 dolaylarında olduğu Cumhuriyetin ilk yıllarında, Safranbolu’da bu oran % 50’ye yakındır. Bu durum, erkek çocukları için yukarıda değinilen dileklerde bulunulurken, kız çocuklarının da okuldan yoksun bırakılmadığının göstergesidir. 1928 yılındaki Harf Devrimi ve Millet Mekteplerinin açılması sonrasında, kızlar ve kadınlar dahil, Safranbolu’da okuma yazma bilmeyenlerin yok denecek kadar azaldığı söylenir. !940’lı yıllarda, kızlara biçki-dikiş öğretimi için Mescit semtinde, ilkokul üstü sanat okulu da öğretime açılmıştır. Cumhuriyet döneminde, tüm kız ve erkek çocuklar okula gönderilmiş ve 5 sınıflı ilkokulun bitirilmesi amaçlanmıştır. Safranbolu’da bir kişinin yetenekleri söz konusu olduğunda “o beşi bitütü, her şeyi bülü” denirdi. En ünlü okul, Kalealtı Đlkokulu’ydu. Bir hesapla ilişkili olarak, iki kişi bir anlaşmazlığa düşerse, birinin diğerine, “ben Kalealtı’nı bitirdim, hesap doğrudur” dediğine tanık olunurdu. Yanda çok eski bir fotografı yer alan Kalealtı ilkokulu, ünlü Cinci Hoca’nın evi ya da sarayı olduğu söylenen çok eski bir binadır; zaman zaman büyük onarım görmüştür. Bahçesinin, çok eski bir yapı olan istinat duvarı, yüksekliği ve yapım tekniği açısından, tarihsel ve anıtsal bir değer taşır. 1930’lu yıllar ile 40’lı yılların başında Kalealtı Đlkokulu’nun en ünlü öğretmeni sağda bir fotografına yer verilen rahmetli Gevher ILGAZ Hanımefendi’dir. Hep birinci sınıfı okutur ve okula yeni başlayanlara okulu sevdirmenin yanında, kolaylıkla okuma yazma öğretmesiyle bilinir. Ondan sonra, 1940’lı yılların ortaları ile 1950 yıllarda Kalealtı Đlkokulu, çok sert mizaçı ve disipliniyle tanınan Başöğretmen ve sınıf öğretmeni rahmetli Mustafa SEVĐNÇ ile birlikte anılagelmiştir. Kalealtı Đlkokulu bir süre üç sınıflı olarak öğrenime devam etmiştir. Merkez üssü Çerkeş-Gerede olmak üzere, bölgede 01 Şubat 1944 tarihindeki şiddetli deprem sonucu okulun duvarlarında çatlamalar olması nedeniyle, 1948’e kadar dördüncü ve beşinci sınıflar öğrenimlerine Gümüş Đlkokulu’nda devam zorunda kalmışlar ve bu satırların yazarı gibi ilkokula Kalealtı Đlkokulun’da başlayıp, Gümüş Đlkokulu’ndan diplomalarını almışlardır. 155 Gümüş Đlkokulu’nun ise, 1940’lı ve 50’li yıllarda en ünlü öğretmeni, okulun Başöğretmeni de olan Fehmi ERDEM’dir. Çok şişman bir zattır ve her gün Karıt köyünden, bir binek hayvanıyla okula gelir gider. Yukarı Tokatlı Köyü ile Danaköy’ün çocukları da, köylerinde okul açılana kadar Gümüş Đlkokulu’na devam etmişlerdir. Kalealtı ve Gümüş Đlkokullarından başka, 1940’lı yıllarda Kıranköy’de de Misakimilli Đlkokulu bulunmaktadır; bir süre ilk üç sınıfı varken, daha sonra beş sınıflı olmuştur. Eski yıllarda Bağlar’da kışın oturanlar çok az olduğundan, bu kesimde ilk kez ilkokul, 1940’lı yılların ortalarında Arslanlar semtinde ”Đnönü Đlkokulu” adıyla açılmış; okulun adı 1950’den sonra, Demokrat Parti döneminde “Bağlar Đlkokulu” olarak değiştirilmiştir. SAFRANBOLU ORTAOKULU Safranbolu’da Cumhuriyet’ten önce, “iptidaiye” denilen ilkokulun üstü, ortaokul karşıtı “rüştiye” ve ayrıca “idadi” (3) adı verilen okullarının bulunduğu bilinmektedir. Bağlar Köyiçi Kurtuluş Meydanı’nda, eskiden “Ciğer tarlası” denilen yerdeki okulun (halen Kız Meslek Lisesi) 1921 yılında Đdadi olduğu, orada okuyan Safranbolulu ünlü folklor üstadı Sadi Yaver ATAMAN’dan öğrenilmektedir. Ancak Safranbolu idadisi ve hatta rüştiyesi, Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e kalan öğretim kurumlarından değillerdir. Bağlar Ciğertarlası’ndaki eski Đdadi binasının Ortaokul olmadan yıllar önceki görünümü Osmanlı döneminde rüştiye ve idadi okulları bulunan Safranbolu gibi bir kentin, Cumhuriyet döneminde eğitim ve öğretimin yeniden düzenlenmesi ve örgütlenmesi çalışmaları sonunda, ilkokul üstü öğrenim veren okullardan yoksun kalması, hiç kuşkusuz Safranbolu ve Safranbolulular için büyük bir talihsizliktir. Ayrıca Safranbolu’da yokken, Bartın’da 1930’lu yıllardan beri ortaokul bulunması ilginçtir. 3 ( ) Đdadi “hazırlama yeri” anlamını taşır. Osmanlı’nın son döneminde, Đdadiler rüştiye sınıfları ile birlikte illerde yedi yıl, sancaklarda beş yıl süreli olup, 1908’den sonra illerdeki idadilere “sultani” denilmiş; Cumhuriyet döneminde de idadiler ve sultaniler lise adını almıştır. (Kaynak: Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Cilt:11, Sayfa:5564) 156 Cumhuriyet döneminde uzun yıllar, Safranbolu’da sadece ekonomik olanakları elverişli olan veya büyük kentlerde yakınları bulunan ailelerin çocukları, ilkokul sonrası eğitim ve öğretim olanağı bulabilmiş; diğerleri bir meslek dalındaki ustanın yanına çırak verilip, bir zanaatı öğrenerek yaşamlarını sürdürmek durumunda kalmışlardır. Olanakları olanlar daha çok Đstanbul, Kastamonu ve Bartın’da ortaokula başlamışlardır. Varsıl ailelerin çocukları arasında Kayseri Talas ve Tarsus Kolejleri ile Robert Koleji ve Galatasaray Lisesi gibi yabancı dilde eğitim veren okullarda eğitim görenler de vardır. Safranbolu’da ortaokul yokken, 1940’lı yılların başında Karabük’te Demir Çelik Đşletmeleri tarafından özel ortaokul açılmıştır. Bu, kamu iktisadi kuruluşlarının (KĐT’lerin) bulundukları yöreye sadece ekonomik ve sosyal yönden değil, eğitim ve öğretim açısından da sağladıkları kazanımların bir kanıtıdır. Karabük’teki özel ortaokula, fabrika personeli olmayanların çocukları da kabul edilmektedir. Bu sayede, o zamanın ulaşım olanaklarıyla gidip gelmek çok sıkıntılı olsa da, Safranbolu’dan ilkokulu bitirenler de Karabük’te ortaokulu okumak olanağına kavuşmuşlardır. Ortaokula Karabük’te başlama 1947 yılına kadar devam eder; o yıl Safranbolu’da da, zamanın Kaymakamı Haşim GERMĐYANOĞLU’nun önderliğinde, Doktor Mehmet ÜNSAL’ın da müdürlüğünü yaptığı özel bir ortaokul açılır. Eczacı Hidayet DERMAN’ın da ilgi ve çabalarıyla Ortaokulun birinci sınıfı, 1947-1948 öğretim yılında Kalealtı Đlkokulu’nda öğrenime başlar; öğretmenlerinin bir bölümü Karabük’teki özel ortaokuldan gelir; kimi derslere de lise mezunları, vekil öğretmen olarak girerler. Nihayet bir yıl sonra, Safranbolu’da özel ortaokul yerine, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak, 1948-1949 öğretim yılında resmi ortaokul açılır. Okul, Bağlar Köyiçi Kurtuluş Meydanı’nda, Ciğertarlası’ndaki eski idadi binasındadır. Bina yıllardır bakımsız kalmıştır, camları kırıktır, acele bir onarımdan geçirilir. Yeni ortaokulun ilk yıl, iki sınıfı olup, Kalealtında bir yıl önce, özel ortaokulda 1.sınıfı okuyan 29 öğrenci, yeni resmi ortaokulda 2. sınıfa devam ederler. Sınıfta kalanlar ve yeni başlayanlarla birlikte yeni 1. sınıfın da 41 öğrencisi vardır. Böylece, Safranbolu Ortaokulu, iki sınıfta 70 öğrenci ile açılmış olur. Eski Đdadi binası ortaokul olduktan sonra (1950) 157 Safranbolu Ortaokulu ahşap bir binaydı. Yan tarafında çok yüksek çam ağaçları bulunmaktaydı. Bu ağaçlardan sonra da mescit görünümünde küçük bir cami vardı. Bugünkü Kız Meslek Lisesi binasının betonarme ek binası, özgün mimarisiyle güzel bir görünümü olan ahşap ana binayla uyumlu olması hiç düşünülmeden, çok sonraki yıllar, çam ağaçları kesilip, cami yıkılarak onların yerine yapılmıştır. Ortaokulun bahçesinin dört bir tarafı açıktı, halen Emek Mahallesi’nin bulunduğu yerdeki askeri birlik taşındıktan sonra, geride bıraktığı tel örgüler ortaokula verildi, bahçenin etrafı bu tel örgülerle kapatıldı, zemini düzlenen bahçeye voleybol sahası yapıldı, üzerlerine basketbol potasının yerleştirildiği direkler dikildi. Her şey yoktan var edildi denilebilir. Bir yıl sonra Bartın’a, Bartın Ortaokulu ile voleybol maçına gidildi ve Bartın Ortaokulu 3-0 yenilgiye uğratıldı. ORTAOKUL’UN ĐLK ÖĞRETĐM KADROSU Safranbolu Ortaokulu, daha sonraki yıllarda, her Đl merkezine lise, her ilce merkezine ortaokul söylemiyle açılan, ancak yeterli öğretim kadrosu ve donanımları olmadığı için açılışları, “bir müdür, bir mühür” diye nitelendirilerek eleştiri konusu yapılan okullar gibi değildir. Safranbolu Ortaokulu’nun açılışından itibaren müdürü ve mühürü dışında, öğretmenleri de vardır. Jimnastik ve müzik öğretmenleri ilk yıl Karabük özel Ortaokulu’ndan sağlanmış, bir sonraki yıl o derslere asil öğretmenler atanmıştır. Kısa süreli olmak üzere kimi derslere lise mezunu vekil öğretmenlerin girdiği de olmuştur. Bunlardan biri olan Nezihe (Aycan) KADIOĞLU, genç yaşına karşın sınıfında sağladığı disiplin ve çok güzel ders anlatmasıyla anımsanır. Bir kaç yıl sonra asil olarak ilkokul öğretmenliğine atanacak olan Nezihe Hocahanım, önce Gümüş ve Kalealtı, sonra Bağlar Đlkokullarının, hep sevgiyle anılan, saygın bir öğretmeni olacaktır. Safranbolu Ortaokulu’nun kurucuları denilmek gereken öğretim kadrosu, Okul Müdürü Fransızca öğretmeni Rasim GEMĐCĐ, matematik ve fen dersleri öğretmeni Turan GÜNGÖRÜN, Türkçe ve sosyal bilgiler öğretmeni Đbrahim ÖZER’den oluşur. Daha sonra fizik kimya öğretmeni Bartınlı Turan GÖKDENĐZ, Jimnastik öğretmeni Saadettin SÜMBÜL, Tarih Çoğrafya öğretmeni Lütfiye YAVUZ’un atanmasıyla kurucu kadro, daha da güçlenmiştir. Hepsi de idealist öğretmenlerdir. Okulun tüm eksikliklerini didinerek, çırpınarak gidermişlerdir. Okul açıldığında ilk gün sınıftaki kara tahta, boyalı değildir, önce tahtanın siyaha boyanmasıyla işe başlanır. Okul, Ciğertarlası’ndadır ve bahçesi de, adı üstünde “tarla” görünümündedir. Alt taraftaki su arkına doğru oldukça meyillidir; öğle paydoslarında yarım saat ve her gün 15.30’da dersler bittiğinde bir saat, elde 158 kazma kürek, öğretmenler ve tüm öğrenciler bahçeyi kazarak tesviyesini yapmışlardır. Bu satırların yazarı gibi kazma kürek sallamaya fiziksel gücü yetersiz olanlara da, kazılan toprağı tekerlekli el arabalarıyla bahçe dışına taşımak görevi verilmiştir. Ortaokulun kurucu müdürü Rasim GEMĐCĐ, 1950 yılında bir süre için yurt dışına gönderildi. Yerine aynı yıl yine Fransızca öğretmeni olan Emin ARIKAN müdür olarak atandı; çok sert mizaçlı bir kişiydi. Onun döneminde en basit çocukça bir davranış bile, hoşgörüyle karşılanmaz, mutlaka disiplin kovuşturmasına konu olurdu. Đleriki yıllarda, ortaokulumuzun ilk öğretim kadrosundan Sayın Turan GÜNGÖRÜN ile yakın ilişki kurabilme olanağı bulabildim. Memleketi Manisa’da yerleşik olduğu biliniyordu. 1989’da görevli olarak gittiğim Manisa’da oğlunun işyerine uğradım, yoktu; görüşemedim. Kendisine ait 19481949 yılının Ortaokuldaki not defterini de beraberimde Oğluna götürmüştüm.(4) bıraktım, daha sonra not defterinin ilk sayfasını yan tarafta görüleceği üzere adıma imzalayıp, bir mektupla (5) bana geri gönderdi. Ertesi yıl görevli olarak gittiğim Đzmir’den Manisa’ya geçtim, Turan GÜNGÖRÜN öğretmenimle karşılaşmamız çok sevindirici ve duygu yüklü oldu, çok ilgi gösterdi, Manisa’yı gezdirdi. Israrla Safranbolu’ya davet etmeme karşın, yaşı ve rahatsızlığı nedeniyle gelemedi; ilişkimiz yıllarca devam etti. 4 ( ) 1948-49 öğretim yılına ait not defterini, 1970’li yıllarda Ortaokul’un çöpe attığı evraklar arasında bulan veya bulandan alan, aynı yılın 2. sınıf öğrencisi Mehmet ŞAN, anı olarak saklamak üzere bana vermişti. 5 ( ) Mektup şu satırları içeriyordu: 6.4.1989 Manisa – Sevgili Kızıltan, Seni basından yakınen izledim. Safranbolu Belediye Başkanı olman beni çok mutlu etti. Safranbolu seninle Türkiye’de tanındı.Tarihi evleri korumaya aldıranın da sen olduğunu biliyorum. Televizyonda her Safranbolu’yu görüşte “işte Kızıltan’ın eseri” diye övünüyorum. Sağol. Đnsan yetiştiği yere ancak bu kadar yararlı olur. Yeni görevinin de önemini biliyor ve onda da başarılar diliyorum. Ben Safranbolu’da başlayan turuma Gümüşhane’nin Şiran, Artvin, Urfa’nın Suruç, Yozgat’ın Çekerek kazalarında sonra 1957’de Manisa Lisesi’ne geldim. 1974 yılında ilk defa emekli oldum. 5 yıl sonra Danıştay kararı ile tekrar göreve döndüm ve 5 yıl daha çalıştım ve emekli oldum. Manisa’da SODEP’i Đl ikinci başkanı olarak kurdum. Onu SHP’ye çevirdik ve görevi devrettim. Şimdi Eğitimciler Derneği (Eğit-Der) Đl Başkanı olarak derneği Manisa’da kuruyoruz.Yaş 64’e geldi, biz hala sosyal işlerle uğraşmağa devam ediyoruz, bakalım pil ne zaman bitecek. Đşte durum böyle. Çocuklar senin geldiğini söyleyince bir yandan çok memnun oldum, bir yandan da çok üzüldüm. Karşılaşmamız çok enteresan olurdu. Neyse izini buldum artık. Hiç olmazsa bayramdan bayrama tebriklerimi alırsın. Saygın KONAK da bir gün senin gibi çıkageldi. Lacivert takım elbiseli, yanında da kendisi gibi iki bey. Tanı tanıyabilirsen. Neyse kendini tanıttı. Sarılıp öpüştük. ve sizlerden bana bilgi aktardı. Şimdi her bayram tebriklerimiz gidip geliyor. Bir öğretmen için bundan büyük mutluluk olur mu ? Hepiniz sağolun. Bütün Safranbolululara şahsında sevgi ve saygılarımı sunar, ilgine teşekkür eder, gözlerinden öperim. Hocan Turan GÜNGÖRÜN - Đmza - 159 Ortaokulumuzun ilk müdürü Sayın Rasim GEMĐCĐ ile de yıllar sonra görüşme olanağı buldum. Memleketi olan Kastamonu’nun Abana Đlcesine giderken, 1970’li yılların ortalarında Safranbolu’ya uğradı. Bir öğrencisinin Belediye Başkanı olduğunu öğrenmiş, Belediye’yi onurlandırdı; çok mutlu oldum. Bir süre beraber olma fırsatı buldum; Bağlar’a ortaokula götürdüm. Yanında ortaokulda benden bir yıl sonraki sınıftan kızı Gülseren de vardı. Ne yazık ki bu ziyaretten çok kısa bir süre sonra, müdürümüzün vefatını duymak büyük bir üzüntü kaynağı oldu. Nur içinde yatsın, Ankara Çankaya Lisesi Tarih Öğretmeni kızı Gülseren’e Safranbolulular ve öğrencileri adına taziyetlerimi sundum; bir süre sonra, bu kez de Gülseren’in vefatı duyuldu. Ortaokulu Safranbolulular, ilk açıldığında çok önemsemişler; çok büyük değer vermişlerdir. Herhalde o sıralar 30 yaşın biraz altında veya biraz üstünde olmaları gereken Okul Müdürü ve öğretmenler Çarşı’ya çıktıklarında, Safranbolu eşrafından kişilerin ve yaşlı başlı esnafın, hemen ayağa kalkıp onları selamlamalarına, bir emirleri olup olmadıklarını sormalarına çok sık tanık olunurdu. Öğretmenlerine, büyüklerin gösterdiği bu çok anlamlı ilginin de etkisiyle olsa gerek, öğrencilerin, öğretmenlerine karşı tutum ve davranışları da, asla saygı, hayranlık ve bağlılık sınırları dışına taşmazdı. Böyle bir öğrencilik dönemi geçirenler, sınıflarda kameralı cep telefonlarıyla çekilen görüntülerin televizyon haberlerine yansımasıyla, okullarda bugün öğretmen-öğrenci ilişkilerinin ne kadar çirkin bir hal aldığını gördüklerinde, en hafif deyimle şaşkına dönüp, ülkenin geleceği için kaygıya düşmekte haklıdırlar. ORTAOKULUN ĐLK ÖĞRENCĐLERĐ Resmi ortaokulun açıldığı 1948 yılında ilkokulu bitirip, aynı yıl yeni öğretime açılan ortaokulda, 1. sınıf öğrencisi olarak okumak olanağı bulabilen aşağıda isimleri, yan tarafta da vesikalık fotografları yer alan öğrenciler, Safranbolu’nun hiç kuşkusuz şanslı bir kuşağını oluştururlar. Onlardan biri de, bu satırların yazarıdır ve şayet ilkokulu bitirdiği yıl Safranbolu’da ortaokul açılması gibi bir rastlantı olmasaydı, ilkokul üstü öğrenim olanağı bulamayabileceğinin bilinci içersinde, Safranbolu’ya ortaokulu kazandıran yetkililere ve yerel düzeyde buna önayak olan, başta rahmetli Eczacı Hidayet DERMAN olmak üzere tüm büyüklerine, yaşamı boyunca hep şükran duyguları içinde olmuştur. Gönül isterdi ki Safranbolu’ya ortaokul, Bartın gibi çok eski yıllarda açılsın ve daha önceki kuşaklardan olanlar da, orta öğrenim ve olanak bulduklarında yüksek öğrenim görebilme fırsatından yoksun kalmasınlar. 160 Böyle olamaması, ülkenin her tarafına gönderilebilecek kadar öğretmenin, 1930’lu yıllarda henüz yetiştirilememesinin yanı sıra, Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki Türkiye’nin içinde bulunduğu koşulların ve olanakların yetersizliğiyle açıklanmağa çalışılmaktadır. Safranbolu Ortaokulu’nun ilk açıldığı 1948-1949 öğretim yılındaki birinci sınıfını oluşturan, yukarda fotografları sıralanmış öğrenciler şunlardır: 10 Hulusi ÇAKMAK 12 Erdal BASMACI 14 Günay SOYDAL 20 Türker ÖZGEN 21 Yakup ÜNAL 29 Günpar ÜNAL 34 Bilgin KAVURMACI 35 Yılmaz Kavuşturucu 36 Yücel ANIL 37 Metin SAĞLAM 38 Yurduşen Çetinkaya 39 Selahattin ÇEVĐK 40 Ali KARAHAN 41 Kızıltan ULUKAVAK 42 Mehmet B.ÖZCAN 43 Ömer AKSÜT 44 Ahmet DEMĐR 45 Mustafa ŞENOL 46 Osman B. ÖZGÜVEN 47 Turan AYKIN 48 Nurten CAYMAZ 49 Mustafa ERDEM 50 Mustafa ÖZPINAR 51 Yılmaz ÖZTÜRK 52 Zeki UYSAL 53 Güler BAVUK 54 Şemsettin Üstündağ 55 Emin ELMACI 56 Mustafa UZUNOĞLU 57 Mustafa ĐVAZOĞLU 58 Tuncer SÜMERAKA 59 Kemal AKSOY 60 Mehmet BOZKURT 61 Ayhan KORKUTLU 62 Abdullah MUTLU 63 Orhan KIYICI 64 Güngör ERGĐN 68 Yüksel OKTAY 70 Mustafa ĐYĐOL 71 Rıfat CAYMAZ 72 Üner ERKUT Bu öğrencilerden 15 kadarı ortaokuldan sonra lise veya dengi bir okula gitmişler, onların içinden de 7’si, çeşitli fakültelerde yüksek öğrenim görerek, hayata atılmışlardır. Bu sınıfın öğrencileri arasında ileriki yıllarda Türkiye’de sinema ve televizyon filmleri yapımcısı olarak ünlenen Türker (Özgen) ĐNANOĞLU da bulunmaktadır. Kalealtı’nda bir yıl önce açılan özel ortaokulda birinci sınıfı okuyup da, aynı yıl Safranbolu Ortaokulu’nda 2. sınıfa başlayan öğrenciler bir şanssızlık yaşamışlar ve Kalealtı’nda özel ortaokulda, yabancı dil olarak Đngilizce okumalarına karşın, yeni açılan ortaokulda lisan dersleri Fransızca olduğundan, Đngilizce’yi bırakmak durumunda kalmışlardır. Dünyanın değişen siyasal konjonktürü karşısında Fransızca’nın önemini yitirip, Đngilizce’nin prim yaptığı bir dönemde Fransızca öğrenmek, sadece bir sınıfın değil, Safranbolu Ortaokulu’nda ilk yıllarda okuyan tüm öğrencilerin bir şanssızlığıdır da denebilir. . Çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Đbrahim GÜMÜŞSUYU ile Amerika'ya yerleşen iktisatçı Alpay TOKER ve Safranbolu konusundaki araştırmalarıyla tanınan Hulusi YAZICIOĞLU’nun da aralarında bulunduğu, Ortaokulun öğretime açıldığı 1948-1949 ders yılında 2. sınıfı oluşturan öğrenciler şunlardır: 1 Mübeccel TAŞDELEN 2 Mustafa ÇELEBĐ 3 Orhan ÖZEN 4 Zahit Tiynak 5 Mustafa KAZDAĞLI 6 Şerafettin DEMĐR 7 Aybar TOKER 8 Alpay TOKER 9 Mustafa ORAL 11 Saygın KONAK 13 Đsmet KUN 15 Mustafa SEMERCĐ 16 Necmi YAVUZ 18 Çetin PAMUKÇU 19 Hulusi YAZICIOĞLU 22 Ahmet GÜNEŞ 23 Ziya UYSAL 24Yılmaz TAŞDELEN 25 Ünsal TAŞDELEN 26 Emin ERCAN 27 Ali KARA 30 Mehmet ATALAY 32 Şerafettin ÇEVĐK 33 Gülten CAYMAZ 65 Mehmet ŞAN 66 Orhan TÜRKUÇAR 67 Đbrahim Gümüşsuyu 69 Haşim ÖVET 73 Özdemir ÖZEN 161 1940’lı yılların sonlarında sadece öğretmenleri değil, ortaokulun ilk öğrencileri de Safranbolu’da ayrıcalıklı bir konumdaydı. Çocuğu ortaokula giden anne babalara gıpta edilirdi; oğlu ya da kızı ortaokula başlayan aileler de çocuklarıyla övünç duyardı. Đlk yıl ikisi 1. sınıfta, ikisi de 2. sınıfta olmak üzere 4 kız öğrenci vardı; dönemin Belediye Başkanı Cemal CAYMAZ’ın iki kızı, Safranbolu’da kızların ortaokul eğitimi görmelerinin öncüleridir. Đleriki yıllarda kız öğrenci sayısı süratle artmıştır. Ortaokulun 1. ve 2. sınıfındaki ilk öğrencilerden bir grup, okulun önünde öğretmenleriyle birlikte Soldan sağa-Yerde oturanlar: Necmi YAVUZ, Emin ERCAN, Yılmaz KAVUŞTURUCU, Ömer AKSÜT, Ali KARAHAN, Güngör ERGĐN, Hulusi YAZICIOĞLU, Rıfat CAYMAZ, Yılmaz TAŞDELEN, Sandalyede oturan öğretmenler: Zeki ERSAL (Jimnastik), Şükran ERSAL (Müzik), Rasim GEMĐCĐ (Okul Müdürü ve Fransızca), Kadriye KIRGIZ (Biçki Dikiş), Đbrahim ÖZER (Türkçe), Turan GÜNGÖRÜN (Matematik -Fen), Ayaktakiler 1. sıra: Mehmet BOZKURT, Mustafa SEMERCĐ, Alpay TOKER, Şerafettin ÇEVĐK, Türker ÖZGEN (Đnanoğlu), Tuncer SÜMERAKA, Mustafa ÖZPINAR, Ali KARA, Güler BAVUK, Nurten CAYMAZ (Musulluoğlu), Gülten CAYMAZ (Bayramgil), Mehmet BÜYÜKÖZCAN (Pişici), Ayhan KORKUTLU, Mustafa ŞENOL, Metin SAĞLAM, Mustafa ĐVAZOĞLU, Mustafa ĐYĐOL Ayaktakiler 2. sıra :Kızıltan ULUKAVAK, Şerafettin DEMĐR (Değirmencioğlu), Osman BÜYÜKÖZGÜVEN, Kemal AKSOY, Mustafa ÇELEBĐ, Selahattin ÇEVĐK, Yüksel OKTAY, Aybar TOKER, Gümpar ÜNAL, Ahmet GÜNEŞ, Saygın KONAK,, Turan AYKIN, Yurduşen ÇETĐNKAYA, Ünsal TAŞDELEN, Bilgin KAVURMACI, Đsmet KUN, Yücel ANIL (Nakipoğlu, Orhan ÖZEN, Zeki UYSAL, Yılmaz ÖZTÜRK, Mustafa ERDEM, Ahmet DEMĐR, Ayaktakiler 3.sıra: Haşim ÖVET, Orhan TÜRKUÇAR, Erdal BASMACI, Özdemir ÖZEN, Emin ELMACI, Mustafa UZUNOĞLU, Orhan KIYICIGĐL, .....?, Mehmet ATALAY, Ziya UYSAL, Đbrahim GÜMÜŞSUYU, Çetin PAMUKÇU, Üner ERKUT, Mustafa KAZDAĞLI, Günay SOYDAL, Mehmet ŞAN, Zahit TĐYNAK, Mustafa ORAL Safranbolu Ortaokulu’na çevre köylerden de öğrenci gelirdi. En kalabalık grup Bulak köyü’nden gelenlerdi. Şehirde oturanlar Belediye otobüsleriyle Bağlar Köyiçi’ndeki ortaokula gidip gelirken, Bulak’lı öğrenciler karda kışta köylerinden, Bulak deresini Sülükgölü taraflarında, Gömüşyutan dolaylarında geçerek yayan Bağlar’a gelip gitmek zorundaydılar. Gayza (Đncekaya) köyü ile Danaköy’den ve hatta Kılavuzlar köyünden büyük sıkıntılarla, yaya olarak öğrencilerin ortaokula gidip gelmeleri, okuma azminin ne boyutlarda olduğunu gösterir. Bunu, taşımalı eğitim yapılan günümüzde, servis arabalarının evlerinin önünden alıp, ders bitiminde 162 geri getirdiği çocuklara anlatabilmek kolay olmayabilir; ancak ülkenin yarım yüzyıl önceki koşulları da bilinmelidir. Safranbolu Ortaokulu’nun tarihsel değer taşıyan ahşap binasına, 1950’li yılların sonlarında, eski binaya hiç yakışmayan biçimde betonarme bir ilave yapıldı; ileriki yıllarda lise öğrenimine de aynı binada başlandı; daha sonra Lise, Dedeoğlu Camii yanındaki binalara taşındı. Eski bina “Kız Meslek Lisesi” oldu. Daha sonraki yıllar, Safranbolu’da genel lise dışında, Ticaret Lisesi, Pratik Sanat Okulu, Đmam Hatip Lisesi, Sağlık Lisesi, Anadolu Lisesi gibi çok sayıda orta öğretim kurumları açıldı. Son 50 yıl içinde tüm Türkiye’de olduğu gibi Safranbolu’da da ortaöğretim alanında çok önemli atılımlar gerçekleştirildi. Ortaokul öğrencileri Tabiat Bilgisi Laboratuarında (1949) Soldan sağa öndekiler: Emin Elmacı, Kızıltan Ulukavak, Saygın Konak, Ali Karahan, Mustafa Uzunoğlu, Nurten (Caymaz) Musulluoğlu, Öğretmen Turan Bey’in eşi Bayan Güngörün, Gülten (Caymaz) Bayramgil, Öğretmen Đbrahim Özer, Arkadakiler: Öğretmen Turan Güngörün, Mustafa Đyiol, Mustafa Çelebi, Ahmet Demir, Mustafa Kazdağlı, Özdemir Özen,Şerafettin Demir 50 YIL SONRA BULUŞMA Safranbolu Ortaokulu 1950 yılında ilk mezunlarını vermişti. Aradan 50 yıl geçtikten sonra 2000 yılında, 10 Haziran Cumartesi günü Ortaokulun açıldığı 1948 yılındaki ilk öğrencileri Safranbolu’da buluşmuşlardır. Aybar TOKER, Saygın KONAK ve Rıfat CAYMAZ’dan oluşan organizasyon komitesinin öncülüğünde, önce ortaokulda biraraya gelinmiş, 50 yıl öncenin anıları tazelenmiştir. O güne ilişkin duygular, basın yoluyla şöyle özetlenmeğe çalışılmıştır.(6) “...50 yıl önce 14-15 yaşlarında, çocukluktan ilk gençlik dönemine geçiş sürecini yaşayanlar, 50 yıl sonrasının 64-65 yaşlarında ak saçlı dedeleri, büyükanneleri olarak buluştular. Ancak bu buluşma, sadece özlem gidermeğe yönelik bir arzunun ürünü değildi...53 yıl önce Safranbolu’da ortaokul açılmasının ve bu okulun 50 yıl önce ilk mezunlarını vermesinin önemi ve anlamı dile getirildi; bu olanağı Safranbolu’ya kazandıranlara şükran duyguları yinelendi. 6 ( ) Kızıltan ULUKAVAK, “50 Yıl Sonra...”, Müzekent Safranbolu Gazetesi 163 Bugün 2000 yılının penceresinden bakıldığında, bu olay hiç önemsenmeyebilir. Şu anda, 2000 yılında çeşitli dallarda eğitim veren 10’a yakın lisesi bulunan, 8 yıllık zorunlu eğitim nedeniyle, eskinin ortaokullarını da içine alan çok sayıda ilköğretim okulu olan Safranbolu için bu olayın, günümüz yargıları açısından önemsenmemesi çok doğaldır. Ancak 50 yıl öncesinin penceresinden bakıldığında, 1947 yılında Safranbolu’da yaşanan olgu şudur: Kız ya da erkek çocuk ayrımı olmaksızın Safranbolu’da herkes ilkokul eğitimi görür; ancak ilkokul bitirildikten sonra, erkek çocuklar için bir zanaat dalında, bir ustanın yanında, ”bir kesere sap olma” dönemi başlar; kız çocukları da annelerinin yanında, geleceğin ev hanımlığına hazırlanırlardı” diye gerçekler dile getirilip, ortaokula gidebilenlerin ekonomik olanakları elverişli ailelerin çocukları olduğuna da değinildikten sonra; “... 10 Haziran 2000 toplantısına katılanlardan bir çoğu, bu okul açılmasaydı, büyük bir olasılıkla, yaşamlarında şu anda bulundukları çizgide olamayabileceklerdi.” denilmiştir. 50 yıl sonra Safranbolu Ortaokulu’nun ilk öğrencilerinden bir grup: (Öndekiler, soldan sağa) Mustafa ORAL, Mübeccel (Taşdelen) ARSOY, Gülten (Caymaz) BAYRAMGĐL, Nurten (Caymaz), Nezihe (Aycan) KADIOĞLU, Ahmet ÖZDEMĐRLER, Yüksel OKTAY, Hikmet (Derman) ŞEYHOĞLU, Kızıltan ULUKAVAK, Đbrahim GÜMÜŞSUYU, Orhan TÜRKUÇAR, Günay SOYDAL, Mustafa ÇELEBĐ, Zahit TĐYNAK,Rıfat CAYMAZ, Hulusi ÇAKMAK, (Arkadakiler ,soldan sağa) Yılmaz KAVUŞTURUCU, Mustafa Yılmaz ÖZPINAR, Mehmet ATALAY, Emin ERCAN, Necip YAVUZ, Saygın KONAK, Kaymakam Celal ULUSOY, Çetin PAMUKÇU, Şerafettin ÇEVĐK, Metin SAĞLAM, Mehmet BOZKURT, Mehmet ŞAN, Aybar TOKER 50. yıl toplantısını zamanın Safranbolu Kaymakamı Celal ULUSOY ve Bayan ULUSOY’un yanı sıra, okulun ilk açılış yıllarında öğretmen vekilliği yapan Sayın Nezihe (Aycan) KADIOĞLU, Sayın Ahmet ÖZDEMĐRLER, ve Sayın Yılmaz ARSOY ile okulun açılışında, dönemin Kaymakamı Haşim GERMĐYANOĞLU ile birlikte büyük emek ve gayretleri olan Eczacı merhum Hidayet DERMAN Amca’nin kızı Sayın Hikmet ŞEYHOĞLU ile oğlu Hulusi DERMAN da onurlandırmışlardır. Gündüz ortaokul binasında yapılan toplantı, aynı günün akşamı, eşlerin de katılımıyla Arslanlar Belediye Lokali’ndeki yemekle devam etmiş; çok güzel bir ortam içinde herkes, geçen 50 yılı kısaca özetleyerek, yaptıkları işlerden, mesleklerinden; çocuklarından ve torunlarından söz etmişler ve böylece katılanlar, birbirlerini bilmedikleri yönleri ve konumlarıyla yeniden tanımak olanağı bulmuştur. 164 Toplantı ak saçlıların 50 yıl öncesine dönerek çocuklaşmaları, birbirlerine takılmaları, okul yaşamını yadetmeleri suretiyle unutulmayacak anılar ve tadına doyulmaz güzellikler içinde son bulmuştur. Bu toplantıya, 1. ve 2. sınıfta toplam 70 kişi olan ilk öğrencilerden 30’u katılabilmiş; bir kaçına adresleri sağlanamadığından ulaşılamamış, 15 kadarı mazeretleri nedeniyle bulunamamış ve nihayet 20’si de, aradan geçen 50 yıl içinde ebedi aleme göç etmişlerdir.(7) Ulu Tanrı’dan rahmet dilenerek, onların da adları ve anıları yadedilmiştir.. Đnsan yaşamında mahalle, okul ve askerlik arkadaşlığına büyük önem ve değer verilir. Bu arkadaşlarla birlikte olmak mutluluk kaynağıdır; ancak hiç kuşkusuz Safranbolu ortaokulu’nun ilk öğrencileriyle okul arkadaşı olmak çok daha büyük bir mutluluktur. Ortak dilek, tüm arkadaşların yaşam boyu hep esenlik içinde olmalarıdır. Safranbolu Ortaokulu’nun ilk öğrencilerinden dördü bir arada - 11 Aralık 2004 Soldan sağa ; (1 sınıftan) Yılmaz KAVUŞTURUCU ve Kızıltan ULUKAVAK, (2. sınıftan) Aybar TOKER ve Saygın KONAK (Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi yararına düzenlenen “Safranbolulular Gecesi), SAFRANBOLU’DA YÜKSEK ÖĞRENĐM 1940’lı yılların sonunda ortaokul açılışının büyük sevinç ve çoşku yarattığı Safranbolu’da, aradan 40 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yüksek okul ve 50 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra da bir fakülte açılacağını, ortaokullu yılların başlangıcında hayal bile etmek olanağı yoktur. Safranbolu’ya 1990’lı yılların hemen başında Meslek Yüksek Okulu açılması girişiminin, zamanın Safranbolu Kaymakamı (ileriki yılların Bartın ve 7 ( ) Bu satırların kaleme alındığı Aralık/2006 tarihi itibariyle ve bilinebildiği kadarıyla, ayrıca, 50. yıl toplantısına katılan, değerli arkadaşlarımız Hulusi YAZICIOĞLU, Đbrahim GÜMÜŞSUYU, Yücel NAKĐPOĞLU ile Zahit TĐYNAK’ı ve ayrıca Güngör ERGĐN’i kaybettik. Allah rahmet eylesin, ruhları şad olsun, 165 Valisi) Sayın Yavuz ERKMEN’in başlattığını öncelikle belirtmek gerekmektedir. Bu girişim, hiç kuşkusuz Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Safranbolulu Fethi TOKER’in, zamanın Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Yüksel BOZER ve YÖK nezdindeki etkinliğiyle olumlu sonuca ulaşmıştır. Bu arada, zamanın Safranbolu Belediye Başkanı Mustafa EREN’in, Belediyeye ait inşa halindeki binayı, yüksek okul için önermesi de, büyük önem taşımaktadır. Bu olgulara, bu satırların yazarı çok yakından tanıklık ettiği (8) için özellikle değinilmektedir. Zonguldak Meslek Yüksek Okulu’nun 1992 yılı başındaki açılış törenine, o sırada şu ya da bu görevde bulunan kimi ünlü kişilerin katılmış olması ya da kimi öğretim üyelerinin bir zamanlar Safranbolu’nun korunmasına olan ilgileriyle tanınmış bulunması, onların da bu “çorbada tuzu” olduğunun kanıtı olamaz. Kimi toplantılarda tanık olunan ya da Safranbolu’yu koruma serüvenini anlattıklarını sanan kimilerinin yazılarında görülen bunun aksi söylemler, bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor denilmemelidir; gerçekler araştırılmadan, öğrenilmeden konuşulup yazılması, bu konuda katkı sağlayan, yukarda ismi geçenlere karşı büyük bir haksızlıktır. Safranbolu Meslek Yüksek Okulu’nun önemi, bu okulun açıldığı dönemde Karabük’te değil bir fakülte, bir yüksek okulun bile olmadığı, Zonguldak’ta da henüz Karaelmas Üniversitesi kurulmadığı düşünülürse, daha iyi anlaşılır. Đl merkezi Zonguldak’taki Mühendislik Fakültesi, o sırada rektörlüğünü Prof. Dr. Yüksel BOZER’in yaptığı, Ankara Hacettepe Üniversitesine bağlı bulunmaktadır. Safranbolu Meslek Yüksek Okulu (solda) ve bu okulun uygulama konuk evi (sağda) Meslek Yüksek Okulu gibi, Safranbolu’ya bir fakülte açılması da, yine yanda fotografı yer alan Sayın Fethi TOKER sayesinde ve Safranbolu’yu ziyaretinden sonra zamanın YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ’ün uygun görüşüyle gerçekleşmiş ve bu yoldaki gelişmeler, bu satırların yazarının “Bir toplantıdan izlenimler-Safranbolu ve Dr. Fethi TOKER” başlıklı yazısına da konu olmuştur. Bu yazıda; Karabük Đlinde yüksek öğrenim alanında bir takım atılımların gerçekleştirilmesi amacıyla, YÖK yetkilileri ile Karabük Đli temsilcilerinin 30.01.2002 akşamı ÖSYM kafeteryasında bir araya geldiklerine, toplantıya YÖK Başkanı Prof.Dr.Kemal GÜRÜZ ile iki Başkan Vekili ve dört üyenin, Karaelmas 8 ( ) Kızıltan ULUKAVAK, Safranbolu’da Bir Zaman, Bir Başkan, Safranbolu 2005, Sayfa:133, Dipnot:61 166 Üniversitesi Rektörünün, Karabük Valisi Nafiz KAYALI, Safranbolu Kaymakamı Celal ULUSOY ile Karabük ve Safranbolu Belediye Başkanları, Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı ile Karabükle ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin ve bu satırların yazarının katıldığı belirtildikten sonra şunlara değinilmiştir (9): “...Dr. Fethi TOKER toplantıyı bir akşam yemeği olarak düzenlemişti. Ancak, katılanlar ÖSYM’nin kurumsal değil, Sayın TOKER’in kişisel davetlisiydiler. Yemek öncesinde Valimiz Sayın Nafiz KAYALI söz alıp, Karabük’te bir Mühendislik Fakültesi, Safranbolu’da bir Güzel Sanatlar Fakültesi ve Eskipazar’da da bir Meslek Yüksek Okulu açılmasını önererek; bu amaçla Karabük’te işçi sarayı, Safranbolu’da Sağlık Lisesi’nin kullanımındaki eski hastane binası ile Eskipazar’da yatılı okul binasından yararlanılabileceğini dile getiren ve her demeçlerinde olduğu gibi, Karabük’ün bir “Cumhuriyet Kenti” olma niteliğini ön plana çıkaran çok etkili, veciz bir konuşma yaptılar... YÖK Başkanı Prof.Dr.Sayın Kemal GÜRÜZ cevaben, üniversite açılmasına ilişkin her yörenin istekleri olduğunu, her Đl’de üniversite açmanın fiziki yetersizlikler ve parasal sıkıntılar yanında, özellikle öğretim üyesi bulamamaktan kaynaklanan sorunlar nedeniyle olanaksız bulunduğunu, ancak Karabük’te meslek yüksek okulu açılabileceğini, bu okulların da çok önemli olduklarını, Amerika’da 15 milyon yüksek öğrenim gencinden 7,5 milyonunun meslek yüksek okullarında okuduğunu; Safranbolu’ya ise, bir Güzel Sanatlar Fakültesi’nin yakışacağını, eski hastane binası gibi, tarihi ve mimari değer taşıyan bir yapının bu amaca tahsisinin uygun olacağını, Saray’a “kahvecibaşı” olarak intisap etmiş Boyabat’lı bir dedenin torunlarından biri olması nedeniyle, Kastamonu ve Safranbolu’nun ulusal kültürümüzdeki yerini ve önemini çok iyi bildiğini, Safranbolu’yu bir süre önce gördüğünü ve çok etkilendiğini bildirdi. Ardından, Sayın GÜRÜZ’ün, Valiliğin Safranbolu’da söz konusu fakültenin açılmasına ilişkin dileğinin, yarın hemen faksla kendilerine ulaşması halinde, Karaelmas Üniversitesi Rektörlüğü’nün olumlu görüşüyle, konuyu kesin karara bağlayıp Bakanlar Kurulu’na öneride bulunacaklarını açıklaması ve kadehini, Safranbolu Güzel Sanatlar Fakültesi şerefine kaldırması, yemek masasını sevinç ve mutluluğa garketti... Fakülte binası olan Safranbolu Devlet Hastanesi’nin çok eski bir görünümü ...Nihayet, Başkan Sayın Kemal GÜRÜZ’ün toplantının sonunda, ÖSYM Başkanı hemşehrimiz Sayın Dr. Fethi TOKER’den; “Fethi Ağabey’in Türk eğitimine 9 ( ) Kızıltan ULUKAVAK, Bir toplantıdan izlenimler, Müzekent Safranbolu Gazetesi,Aralık/2001Ocak/2002 167 katkısı büyüktür; çalıştığı bu kuruma ahlaki değerleri yerleştirmiştir; hizmeti çok değerlidir, katkıları çok önemlidir” diye bahsetmesi ve bu arada Safranbolu’nun, Sayın TOKER’in memleketi olması açısından da ayrıcalıklı olduğunu özellikle belirtmesi çok anlamlıydı. Dr.Fethi TOKER bizim kuşağın “Fethi Ağabeyi” idi; ancak, YÖK Başkanınca da “Ağabey” denilmesi, üstün niteliklerinin dile getirilmesi, kendisince tevazu ile karşılansa da, biz hemşehrileri için övünç ve gurur kaynağı oldu. Safranbolulular olarak Sayın Fethi TOKER’le iftihar etmeliyiz; memleketseverliğin çok güzel bir örneğini sergilemiştir. Kendileri bugünkü konumlarında olmasalar, yüksek öğrenim alanında yöremizin kolaylıkla böylesine kazanımlar sağlayamayacağı ve yetkililerin, değinilen yaklaşım ve değerlendirmelerini elde etmenin çok zor olacağı bir gerçektir... 10 yıl önce Safranbolu’ya Meslek Yüksek Okulu’nun kazandırılmasında, şimdi de fakülte açılmasında olaganüstü katkıları nedeniyle, bu kurumlardan birinin bir salonuna veya bir dersanesine, “Dr.Fethi TOKER” adının verilmesinin, bir kadirbilirlik olacağını herhalde ilgililer göz ardı etmeyeceklerdir...” Fethi TOKER adının bir salon ya da dersaneye verilmesi önerisinden de çok daha anlamlı bir biçimde, Safranbolu’daki Fakülte’ye YÖK tarafından Fethi TOKER adı verildi. Bu gerçekten çok büyük bir duyarlılıktır. Fethi TOKER’in değil isteği, bilgisinin de dışında gerçekleştirilen bu isimlendirme, hiç kuşkusuz ülkesine, yöresine güven ve dürüst biçimde hizmet veren bir kişi için, herkese örnek olması gereken çok büyük bir ödüldür; değerine paha biçilmez manevi bir servettir, onur ve gurur kaynağıdır. Gerekli yasal işlemler sonuçlandırılarak Safranbolu’da Karaelmas Üniversitesi’ne bağlı Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi açılması, 28.06.2002 tarih, 24799 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış bulunan Bakanlar Kurulu’nun 30.05.2002 tarih ve 2002/4306 sayılı kararıyla kesinlik kazandı. Ancak fakültenin hizmet vereceği eski hastane binasının fakülteye verilmesi kolaylıkla ve hemen gerçekleştirilemedi. Bu sırada fakültenin Safranbolu’da değil, Karabük’te açılması isteği çeşitli çevrelerde seslendirilmeğe ve Karabük yerel basınında da bu yolda yayınlarda bulunulmağa başlandı. Karabüklülerin, Safranbolu’nun “pişmiş aşına su katmak” olarak tanımlanabilecek böyle bir davranışı karşısında, bu satırların yazarı tarafından, 12.11.2002 tarihinde başta Belediye Başkanlığı olmak üzere, Safranbolu’daki kamu kuruluşları ile sivil toplum örgütlerine, o sırada görevli bulunduğu Ankara’dan gönderilen mektuplarla, Safranbolu’da açılacak fakülte için eski hastane binasının verilmesiyle ilgili girişimlere sahip çıkılması ve bu konuda sessiz ve hareketsiz kalmamaları hatırlatıldı. O günlerde Türkiye, 03 Kasım 2002 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinin sonuçlanmasının dalgalanmaları içinde bulunuyordu. Adaylardan Safranbolu eski Belediye başkanı Sayın Mehmet CEYLAN Karabük milletvekili seçildi; bu satırların yazarı kendisini kutlarken, öncelikle ve özellikle eski hastane binasının fakülteye tahsisinin sağlanması amacıyla Sağlık Bakanlığı nezdinde girişimde bulunması dileğinde ısrarlı oldu. Sayın CEYLAN’ın girişimiyle, hastane binası fakülteye verildi. Bu ilk ve son dileği dışında, kendisinden başkaca hiçbir istemi olmayan bu satırların yazarı da, bir Safranbolulu olarak Sayın milletvekiline, eğitim konusunda gösterdiği bu duyarlılıkla ilişkili olarak, şükran duyguları içersinde bulundu. Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ne bağlı olarak, 2003-2004 öğretim yılında, 168 sadece Mimarlık bölümüne öğrenci kabul ederek öğrenime açılmıştır. Fakültenin öğrencileri, ilk yıl hazırlık sınıfında Đngilizce okumakta, sınav sonucu Đngilizce bildiği anlaşılanlar, birinci sınıftan öğrenime başlayabilmektedirler. 2006 yılı içinde Resim ve Müzik bölümleri de açılan Fakülte’nin Resim Bölümü’ne öğrenci alımına, 20072008 öğrenim yılından itibaren başlanması beklenmektedir. Fakülte çeşitli etkinliklerine ilişkin duyurularında, Fakülte’nin ilk Dekanı, değerli bilim adamı Sayın Prof. Dr. Hüseyin YURTSEVER’in görüşleri doğrultusunda, “Misyonumuz” başlığı altında şu açıklamalarda bulunulmaktadır: “ Kültür ve sanat alanında insanoğlunun yarattığı yerel ve evrensel değerleri, akla ve gerçeğe dayanan ve birbirini doğrulayan bilgi, yöntem ve yasalar aracılığı ile araştırmak, Duygu ve düşüncelerin sergileniş ve paylaşımında bireyin ve toplumun estetik değerlere duyarlılığını, düşgücünü, yaratıcılığını ve ifadelendirme becerisini geliştirmek, Yaşamsal çevrelerin organizasyonunda, yaşanılan döneme yabancılaşmadan kültürel sürekliliğin korunmasını, insanın fizyolojik, psikolojik ve toplumsal gereksinimleri ile birlikte çevre değerlerinin gözetilmesini, yapım ve kullanım sürecini ekonomik kılacak şekilde günün teknolojik olanaklarından yararlanılmasını esas alan anlayış ve tasarım bilincini egemen kılmak ve geleceğin biçimlenişine bu doğrultuda yön vermektir.” Fakültenin, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ne bağlı olduğu dönemdeki misyonuna ilişkin bu çok anlamlı görüş ve değerlendirmeler, anılan üniversitenin marşındaki; ”Bilimin özgür iradesi / Sanatın en güzel ifadesi / ATATÜRK’ün yükselen sesi / Karaelmas Üniversitesi” dizeleriyle örtüşmektedir. Bu misyonun, fakültenin 29.05.2007 tarihinde 26536 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, 17.05.2007 tarihli, 5662 sayılı yasayla bağlandığı, yeni kurulan “Karabük Üniversitesi” bünyesinde de, özellikle Atatürk ilke ve devrimlerinden ödün verilmeksizin, etkin bir biçimde sürdürülmesi beklenir. Devlet hastanesinin, “Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi” olduktan sonraki görünümü Zaman ufkunuz bir yıl ise pirinç, on yıl ise ağaç, yüz yıl ise insan yetiştirin Çin Atasözü
Benzer belgeler
25-1970`li yıllar başında safranbolu
yıl Safranbolu’da da, zamanın Kaymakamı Haşim GERMĐYANOĞLU’nun
önderliğinde, Doktor Mehmet ÜNSAL’ın da müdürlüğünü yaptığı özel bir ortaokul
açılır. Eczacı Hidayet DERMAN’ın da ilgi ve çabalarıyla ...
Safranbolu Çarşısı
değerli bilim adamı, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu Prof.Dr. Ahmet
Taner KIŞLALI’ya karşı, Türkiye’nin çok büyük bir değeri olmasının yanı sıra,
Safranbolu’ya gösterdiği ilgi neden...
Şiirlerdeki Safranbolu ve Safranbolu Şarkısı
görevinin de önemini biliyor ve onda da başarılar diliyorum. Ben Safranbolu’da başlayan turuma
Gümüşhane’nin Şiran, Artvin, Urfa’nın Suruç, Yozgat’ın Çekerek kazalarında sonra 1957’de Manisa
Lisesi...