53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında
Transkript
53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında
NİSAN 2010 ÇELEBİ HOLDİNG İÇ YAYIN ORGANIDIR Çelebi, Hindistan’da bașarıya doymuyor 53. yılımızı coșkuyla kutladık Türkkușu 85 yașında CELEBOCENISAN.indd 1 4/15/10 2:04:48 PM 06 Çelebi, Hindistan’da bașarıya doymuyor 04 “World Entrepreneur Of The Year” Türkiye birincisi Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz Çelebi Hava Servisi, Hindistan’da üst üste elde ettiği bașarıların gururunu düzenlediği gala gecesiyle, resmi Hindistan ziyaretinde bulunan Cumhurbașkanı Abdullah Gül ve bakanlarla paylaștı. E “Y C Ç T Ek ya İn Ç Ve To G içindekiler Sinemamızın “bıçkın” aktörü: Erkan Can Telefonu kuș sesleriyle çalan, sokak köpekleriyle uyuyacak kadar köpekleri seven, gemiciliğe tutkun, doğaya așık bir adam Erkan Can. Kendi tabiriyle “bıçkın” bir adam... 24 CELEBOCENISAN.indd 2 Hindistan’da Türk izleri Güney Afrika’ya yıldız yağacak Cumhurbașkanı Abdullah Gül’ün ziyareti ve Çelebi’nin kazandığı üç ihaleyle, bugünlerde Türkiye’nin ekonomi gündeminde sıkça adı geçen Hindistan, aslında ülkemize sanıldığından çok daha yakın. 11 Haziran’da Güney Afrika ve Meksika arasında, Johannesburg’da yapılacak açılıș maçıyla birlikte harika bir turnuva ve Afrika’ya daha yakından bakma șansı bizi bekliyor. İște bu büyük eğlenceye katılan ülkeler... 30 32 D a 53. yılımızı hep birlikte böyle kutladık Çelebi Hava Servisi, 53. kuruluș yıldönümünü tüm istasyonlarında büyük bir coșku ve gururla kutladı. 56 4/15/10 2:04:51 PM H b E iș b m n e 09 ● anayazi Ekonomist’in “Yılın Kadın Girișimcisi” yor Canan Çelebioğlu Tokgöz Ekonomist dergisinin yaptığı “Ekonomide Yılın İș İnsanları” araștırmasında Çelebi Holding Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi. 21 Dans eden ağaçlar ü Her ağacın içinde binlerce ses gizlidir. Enstrüman yapımcısının iși ise iște o sesleri bulup ortaya çıkarmak; müzisyenin avucuna, nefesine teslim etmektir... 58 CELEBOCENISAN.indd 3 Dünyanın en büyük arması Çelebice’nin bu sayısında, yine gurur verici haberlerle karșınızdayız. Çelebi Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Can Çelebioğlu ve Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz’ün, Ernst&Young’ın düzenlediği “Yılın Girișimcisi” yarıșmasında birinci seçildiklerini duyurmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Detaylarını iç sayfalarda okuyabileceğiniz bu önemli ve prestijli yarıșma sonucunda Can ve Canan Çelebioğlu, bu yaz Monte Carlo’da gerçekleștirilecek olan “Dünya Yılın Girișimcisi” yarıșmasında Türkiye’yi temsil edecek ve 50 ülkeden gelen diğer adaylarla yarıșacaklar. 2010’u, özellikle girișimcilik alanında elde ettikleri bașarılarla taçlandıran Çelebi ailesine, bu yöndeki bir diğer ödül de Ekonomist’ten geldi. Ekonomist’in düzenlediği “Yılın İș İnsanları” yarıșmasında, Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi. 2006 yılından itibaren, özellikle yurtdıșında havacılık alanında gerçekleștirdikleri yatırımlarla dikkatleri çeken Çelebioğlu ve Çelebioğlu Tokgöz, Çelebi Hava Servisi’nin son iki yıldır Hindistan’da kazandığı ihaleler ve yaptığı yatırımlarla tüm iș çevrelerinin takdir ve beğenisini toplamaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbașkanı Abdullah Gül ve Ulaștırma Bakanı Binali Yıldırım’ın da kalabalık bir heyetle katıldığı, TOBB/DEİK ișbirliğiyle düzenlenen Hindistan resmi gezisi sırasında, Yeni Delhi’de gerçekleștirilen ÇelebiGMR ortak basın toplantısı, gerek heyetle birlikte gelen Türk basınından gerekse Hintli basın mensuplarından büyük ilgi gördü. Ulaștırma Bakanımızın da katıldığı basın toplantısında konușan Canan Çelebioğlu Tokgöz, Çelebi’nin Delhi ve Mumbai Uluslararası Havalimanlarındaki faaliyetlerini ve ileriye yönelik projelerini anlattı. Çelebi Grubu’nda, yurtdıșı yatırımlar son sürat devam ederken yurtiçinde de gelișmeler hız kesmiyor. Yeni hizmetleri, yeni müșterileri, güçlenen ișbirliklerini, kalite çalıșmalarını konu alan takdir ve teșekkür mektuplarını sayfalarımıza sığdırmakta zorlanıyoruz. Tüm bu bașarıların, 10.000’lere varan Çelebi ailesi mensuplarının üstün bağlılık duygusu ve elbirliğiyle çalıșması sonucunda șekillendiği, kabulü zorunlu olan bir gerçek. Çelebimiz için daha iyilerini ümit ediyor ve buna yürekten inanıyoruz. Bir sonraki sayımızda bulușmak üzere. Resim tutkunu bir Çelebili Saygı ve sevgilerimizle. ÇELEBİCE YAYIN KURULU Șimdi çilek zamanı! Bu yazı; turtadan pastaya, milk shake’den dondurmaya, reçelden marmelata, likörden kompostoya hayatımıza derin(!) tatlar katan çileğe, baharın güzel yüzünü gösterdiği șu günlerde yașattığı tüm güzel anlar için metinsel bir saygı durușudur! 10 28 36 38 42 44 46 51 62 64 66 Merhaba... Haberler Olsak olsak da, nasıl bir takım olsak?.. Türkkușu 85 yașında Doğa ve tarihin buluștuğu șehir: Erzurum ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş. Adına Sahibi: Can Çelebioğlu • Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Canan Abdullahoğlu Bir gece ki, baștan bașa İstanbul Yönetim Yeri: ÇELEBİ HOLDİNG A.Ş. Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat: 12 Etiler, Beşiktaş - İstanbul Tel: (0212) 339 40 39 Faks: (0212) 282 13 83 www.celebi.com Çalıșanlarımız “Evet”in gücü Kardeșim benim! Yapım: UMAR İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. Harman Sok. No: 31/1 34153 Florya - İstanbul Tel: (0212) 573 15 65 Faks: (0212) 573 89 09 www.umariletisim.com Baskı: Özgün Ofset Ltd. Şti. Yeşilce Mahallesi, Aytekin Sokak No: 21 4.Levent / Sanayi Mah. - İstanbul Biraz sihir, biraz İtalya: Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul, Nisan 2010 Yayın Türü: 4 aylık, süreli, yaygın Makarna Çelebi Holding iç yayın organıdır. 4/15/10 2:05:19 PM gündem I 04-05 “World Entrepreneur Of The Year” Türkiye birincisi Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz, Ernst&Young, Milliyet ve CNN Türk‘ün birlikte düzenledikleri “World Entrepreneur Of The Year - Dünyada Yılın Girişimcisi” yarışmasında Türkiye 1.’si oldu. CELEBOCENISAN.indd 4 4/15/10 2:05:37 PM Ernst&Young tarafından 1986 yılından bu yana dünya genelinde düzenlenen ve Türkiye’nin de 2004 yılında dahil olduğu, “Dünyada Yılın Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye finalisti Can Çelebioğlu ve Canan Çelebioğlu Tokgöz oldu. Her sene, o yılın en dinamik ve bașarılı girișimcilerinin ödüllendirildiği “World Entrepreneur Of The Year”ın Türkiye ayağında, 2010’un “engel tanımayan girișimcisi” seçilen Çelebioğlu kardeșler, özellikle yer hizmetleri alanında dünyaya yayılma hedeflerindeki gerçekleșmeler ve bu projelere yönelik hızlı yatırım çalıșmalarıyla ödüle layık görüldüler. Geçen yıl ekonomiyi olumsuz yönde etkileyen global krize rağmen büyümeyi bașaran kurulușların cesur ve kararlı yöneticilerini ödüllendirmek amacıyla düzenlenen yarıșmada “Yılın Girișimcisi” olmaya aday görülen 5 finalist, 31 Mart 2010’da Four Seasons Otel’de jüri üyelerine yaptıkları sunumlarla çalıșmalarını anlattı. Hanzade Doğan Boyner (Jüri Bașkanı), Osman Dincbaș, Suzan Sabancı Dinçer, Tijen Mergen, Prof. Dr. Eser Borak, Prof. Dr. Özer Ertuna, Servet Topaloğlu, Murat Sabuncu, Yılmaz Yılmaz, Gülden Yılmaz, İlhan Parseker, Erkut Yücaoğlu, Ferit Șahenk ve Güngör Uras’tan olușan jüri heyeti, yaptığı değerlendirme sonucunda vardığı kararı, 8 Nisan’da Four Seasons Bosphorus’ta düzenlenen törende ilan etti. Çelebioğlu kardeșlerin birinciliği ile sonuçlanan yarıșmada finale kalan diğer adaylar arasında Gürallar Grup Șirketleri Yönetim Kurulu Üyesi Esin Güral Argat ve Erol Güral, İnci Deri Mamulleri Yönetim Kurulu Bașkanı Ali Murat Kızıltaș, Koska Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Emin Dindar ve Tekin Acar Büyük Mağazacılık A.Ș. Yönetim Kurulu Bașkanı Tekin Acar bulunuyor. Yarıșmanın dünya finali, Monte Carlo’da Can ve Canan Çelebioğlu, bu yaz Monte Carlo’da gerçekleștirilecek olan “Dünyada Yılın Girișimcisi Yarıșması”nda Türkiye’yi temsil edecek. Bu yıl “Girișimci engel tanımaz” sloganıyla düzenlenen “Dünyada Yılın Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye 1.’si olan Can&Canan Çelebioğlu kardeșler, haziran ayında Monte Carlo’da gerçekleștirilecek olan dünya finalinde bağımsız jüri önünde yarıșacak. 50’den fazla adayın yarıșacağı tahmin edilen “World Entrepreneur Of The Year”ın, bu yıl da hayli heyecanlı ve çekișmeli geçmesi bekleniyor. Türkiyemizi temsil edecek olan Çelebioğlu kardeșlerin hedefi “World CELEBOCENISAN.indd 5 Entrepreneur Of The Year”da ülkemizin en iyi șekilde tanıtımını yapmak ve yurda birincilik ödülüyle dönmek. Türkiye’de “Yılın Girișimcisi” yarıșması Ernst&Young’ın dünya çapında 23 yıldır gerçekleștirdiği “Dünyada Yılın Girișimcisi” yarıșmasının Türkiye ayağı ilk kez 2004 yılında, Ernst&Young Türkiye ve Milliyet gazetesi ișbirliğiyle düzenlendi. Yarıșmanın hedefi, girișimcilerin birbirleriyle yarıșması değil, öne çıkarılması. Türkiye’nin her köșesinden, alanında söz sahibi olan girișimcilerin bu yarıșmada elde ettiği bașarılar sadece Türkiye’deki girișimcilere ve girișimci olmak isteyenlere örnek teșkil etmiyor. Birinciler Monte Carlo’ya giderek “Dünyada Yılın Girișimcisi” toplantısında Türkiye’yi temsil ediyor ve alanlarıyla ilgili, dünyadaki diğer girișimcilere de vizyon açıyorlar. 4/15/10 2:05:40 PM gündem I 06-07 Çelebi, Hindistan’da başarıya doymuyor Çelebi Hava Servisi, Hindistan’da üst üste elde ettiği bașarıların gururunu düzenlediği gala gecesiyle, resmi Hindistan ziyaretinde bulunan Cumhurbașkanı Abdullah Gül ve bakanlarla paylaștı. Çelebi Hava Servisi, T. C. Cumhurbașkanı Abdullah Gül’ün 7-12 Șubat 2010 tarihleri arasında gerçekleștirdiği resmi Hindistan ziyaretinin son gününde düzenlenen gala gecesine sponsor oldu. TOBB/DEİK organizasyonunda gerçekleștirilen ve bu ülkede faaliyette olan ya da iș yapmayı planlayan iș adamlarının da iștirakiyle Delhi’de bașlayan resmi ziyaret, Cumhurbașkanı Gül ve beraberindeki heyetin, ÇHS’nin sponsorluğunu üstlendiği Mumbai Taj Mahal Palace Otel’de düzenlenen gala gecesine katılmasıyla noktalandı. Delhi’deki ziyaretlerin ardından Tac Mahal’i gezerek Mumbai’ye geçen Cumhurbașkanı Gül, Ulaștırma Bakanı CELEBOCENISAN.indd 6 Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve eșlerinin de katıldığı görkemli gecede, Hindistan’ın farklı yörelerine ait yerel halk dansları gösterisi sergilendi. Türk heyetin yanı sıra Hindistan’daki önemli iș adamlarının da katıldığı geceden konuklar, Çelebi’nin kendilerine armağan ettiği, Türk ve Hint kültürünü birleștiren filli nazar boncukları ile ayrıldı. ÇHS’den 100 milyon dolarlık yatırım Türk heyetinin resmi ziyareti sırasında ÇHS, Hindistan’da arka arkaya kazandığı bașarıları Delhi’deki ortağı GMR ile birlikte, her iki ülke ulaștırma bakanlarının da katıldığı bir 4/15/10 2:05:44 PM ● anayazi basın toplantısıyla duyurdu. Yeni Delhi’deki Delhi Oberoi Otel’de düzenlenen toplantıya, heyetle birlikte gelen Türk basınından ve yerel basından katılım büyük oldu. Basın toplantısında ulaștırma bakanlarının yanı sıra GMR Türkiye CEO’su Cenk Alpsoy ve Çelebi Holding Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz de birer konușma yaptı. Çelebioğlu Tokgöz konușmasında; Çelebi’nin uluslararası yatırımları arasında Hindistan’ın özel bir yeri olduğunu belirterek, Yeni Delhi Uluslararası Indira Gandhi ile Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda 2009 ve 2010 yıllarında yapılan/yapılacak olan Çelebi yatırımlarının yaklașık 100 milyon dolara ulașacağını ifade etti. Çelebioğlu Tokgöz, teknolojinin son ürünü olan ekipmanları, uluslararası kalitedeki hizmetleri ve de özellikle yarattığı pozitif rekabet ortamı ile Çelebi’nin, Hindistan sivil havacılığına büyük katkıda bulunacağına dikkat çekti. Basın toplantısı sonrasında Ulaștırma Bakanı Binali Yıldırım ve beraberindeki heyet, Çelebi ailesini bașarılarından dolayı tebrik etti. lararası Havalimanı’nda Temmuz 2009 itibariyle yer hizmetleri, bașkent Yeni Delhi’deki Delhi Uluslararası Indra Gandhi Havalimanı’nda da Kasım 2009 itibariyle kargo hizmetleri vermeye bașladı. 2008 yılı sonunda kazandığı 10 yıllık yer hizmetleri lisansı ihalesi çerçevesinde kurduğu ve %51’ine iștirak ettiği șirket aracılığıyla, Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda 1 Temmuz 2009 itibariyle yer hizmeti sunmaya bașlayan Çelebi-Nas India’nın ilk müșterisi British Çelebi hız kesmiyor ÇHS, kazandığı ihale sonrası hazırlık çalıșmalarını büyük bir hızla tamamlayarak, havacılıkta hızlı bir büyüme kaydeden dünyanın dev ülkelerinden Hindistan’ın en önemli iki kentinde ve hava trafiği açısından en yoğun iki havalimanında faaliyete geçti. Çelebi, Mumbai’deki Chhatrapati Shivaji Ulus- CELEBOCENISAN.indd 7 4/15/10 2:05:51 PM gündem I 08 Airways oldu. Çelebi, 2009 yılının ilk yarısında Yeni Delhi Uluslararası Havalimanı’nda kazandığı 25 yıllık hava antrepo ișletmeciliği lisans ihalesi çerçevesinde ise %74’üne iștirak ettiği Çelebi Delhi Cargo Management’ı kurdu ve faaliyetlerini bașlattı. Yine aynı havalimanında, 2009 yılı Kasım ayında kazanılan 10 yıllık yer hizmetleri lisans ihalesi çerçevesinde; buradaki hizmetlerin de kısa sürede bașlaması öngörülüyor. Çelebi bu gelișmeyle, AB üyesi Macaristan ve Belçika’dan sonra, havacılık sektörünün hızla geliștiği Hindistan’da da, ardı ardına üçüncü ihalesini kazanmıș oldu. Yılda yaklașık 23 milyon yolcuya ve 220 bin uçuș hareketine hizmet veren Delhi Uluslararası İndra Gandhi Havalimanı’nın, yapılacak altyapı yatırımlarıyla, 2012 yılında yıllık 37 milyon yolcuya, 2016 yılında 50 milyon yolcuya ve 2021 yılında ise 66 milyon yolcuya hizmet sunması hedefleniyor. Çelebi, Mumbai’yi takiben Delhi’de de yer hizmetleri vermeye bașladığında, Hindistan uluslararası hava trafiğinin yüzde 50’sine hizmet veriyor olacak. Çelebi global oyuncu olma yolunda Uluslararası pazardaki büyüme stratejisi doğrultusunda çalışmalarına devam eden Çelebi Hava Servisi, yer hizmetleri verdiği Hindistan’daki Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda iştirak ettiği kargo hizmetleri ihalesinin de sonuçlanmasını bekliyor. ÇHS, kazandığı ihale doğrultusunda Belçika’nın başkentindeki CharleroiBrüksel Sud Uluslararası Havalimanı’nda sürdürdüğü hazırlık çalışmalarının ardından, en kısa sürede yer hizmetleri faaliyetlerini başlatmayı hedefliyor. CELEBOCENISAN.indd 8 4/15/10 2:05:57 PM gündem I 09 Ekonomist dergisinin yaptığı “Ekonomide Yılın İș İnsanları” araștırmasında Çelebi Holding Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi. Ekonomist’in “Yılın Kadın Girişimcisi” Canan Çelebioğlu Tokgöz ● Ekonomist dergisi tarafından bu yıl 19.’su yapılan “Ekonomide Yılın İș İnsanları” araștırmasının sonuçları belli oldu. İș dünyasının önde gelen kișileri ve kanaat önderlerinden olușan 3 bine yakın isme yöneltilen ve verilen șifre ile sadece söz konusu kișinin yanıtlayabildiği sorulara verilen cevaplarla belirlenen araștırmada, Çelebi Holding Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz, “Yılın Kadın Girișimcisi” seçildi. Bașarılı iș insanlarına ödülleri, 3 Mart 2010 gecesi İstanbul Conrad Otel’de gerçekleștirilen ödül töreniyle takdim edildi. Törende kısa bir konușma mci yapan Canan Çelebioğlu Tokgöz, iș insanı ve girișimci etli olmanın fedakarlık istediğini belirterek, rahmetli avit babası ve Çelebi Holding’in kurucusu Ali Cavit Çelebioğlu’nu rahmet ve șükranla andı. ğini Çelebi’deki görevi nedeniyle ihmal etmiș olabileceğini eri düșündüğü annesine, eșine ve çocuklarına destekleri n ve hoșgörüleri için teșekkür eden ve Çelebi ailesinin yaklașık 10 bin kișiyi bulan çalıșanlarının da kendisi üzerinde büyük bir itici güç olușturduğunu ifade eden Tokgöz, bu güzel ekiple birlikte 2010 yılında ve takip eden senelerde daha büyük bașarılara imza atmayı umduğunu belirtti. Macaristan, CELEBOCENISAN.indd 9 Hindistan, Belçika, Almanya gibi birçok ülkede havaalanı yer hizmetleri ve antrepo ișletmeciliği alanlarında faaliyet gösteren Çelebi Holding’i, ağabeyi Can Çelebioğlu ile birlikte yöneten Canan Çelebioğlu Tokgöz, yer aldığı kategorideki oyların yüzde 28.3’ünü aldı. A Açılıș konușmasını geleneksel olarak yine gazeteci-yazar Ertuğrul Özkök’ün yaptığı törene Doğan Holding Onursal Bașkanı Aydın D Doğan’ın yanı sıra iș ve medya dünyasından çok sayıda kiși katıldı. Son ana kadar büyük bir çekișm çekișme yașanan “Yılın İș İnsanı” kategorisinde birinci birincilik ödülünü, Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Pe Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Bașkanı Ali Saban Sabancı kazandı. İș dünyasının önemli isimlerinin yer al aldığı toplam 6 kategoriden olușan araștırmada, birinci olan diğer isimler ise șöyle: Viapo Viaport Yönetim Kurulu Bașkanı Coșkun Bayraktar, “Yılı “Yılın Erkek Girișimcisi”; Turkcell Genel Müdürü Süre Süreyya Ciliv, “Yılın Profesyoneli”; Merkez Bankası Baș Bașkanı Durmuș Yılmaz, “Yılın Bürokratı”; TEMA Vakf Vakfı Onursal Bașkanı Nihat Gökyiğit “Yılın Sivil Top Toplum Önderi”. 4/15/10 2:06:00 PM gündem II 10-11 00-00 haberler ÇHS-Lufthansa işbirliği büyüyor ÇHS, Lufthansa Alman Havayolları ile 1984 yılında İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bașlayan ișbirliğini sırasıyla Türkiye’de İzmir Adnan Menderes Havalimanı ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda, daha sonra 2006 yılı itibariyle Macaristan’da, Budapește Ferihegy Uluslararası Havalimanı ve 2009 yılı itibariyle de Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda her geçen gün daha da güçlendirerek sürdürüyor. Çeyrek asrı așkın süredir bașarılı operasyonlarla Lufthansa’ya, Atatürk Havalimanı’nda ramp hizmeti veren Çelebi, 1 Nisan 2010 itibariyle havayolunun yolcu hizmetleri ve bilet satıș hizmetlerini de gerçekleștirmeye bașladı. Bașladığı günden bugüne karșılıklı güven ve anlayıș içerisinde sürdürülen bu anlamlı ișbirliği, Çelebi’nin Lufthansa’ya sunduğu yer hizmetlerinin kapsamının genișlemesiyle ayrı bir değer ve güç kazandı. İstanbul'a günde altı uçușu bulunan Lufthansa Alman Havayolları’na sunulacak bu hizmet için Çelebi, yolcu hizmetleri kadrosu- nu genișleterek eğitimlerine hız verdi. İlk uçușlardaki geleneğini de bozmayan ÇHS İstanbul İstasyonu yönetimi, kontuarları çiçeklerle süsleyip Lufthansa yolcularına lokum ikramında bulunarak uçuș ekibine çiçek sundu. Çelebi Holding, Hindistan Tur Operatörleri Birliği’ne sponsor oldu Çelebi Holding, TAAI’nin (Travel Agents Association of India) 19 Mart’ta İstanbul Hilton Oteli’nde, sektörden geniș katılımla düzenlediği “Hoșgeldiniz” yemeğinin sponsorluğunu üstlendi. Hindistan’daki seyahat sektörünü düzenlemek, sektördekilerin ve seyahat edenlerin haklarını korumak, sektörün düzenli büyümesini ve gelișmesini teșvik etmek amacıyla kurulan Hindistan’ın en büyük tur operatörleri birliği TAAI, düzenli olarak dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleștirdiği yıllık toplantısı için șehir arayıșları içerisinde, kalabalık bir heyetle İstanbul’u da ziyaret etti. Açılıș konușmasını TÜRSAB Bașkanı Bașaran Ulusoy’un yaptığı organizasyona, Çelebi’den Yeni İș Alanları ve Yatırımlar Bölüm Bașkanı Cemil Erman ile ÇHS Genel Müdürü Samim Aydın katıldı. Aydın’ın bir “Hoșgeldiniz” konușması yaptığı organizasyon, TAAI Bașkanı Rajinder RAI’ın konușmasının ve hediye töreninin ardından öğle yemeği ile son buldu. CELEBOCENISAN.indd 10 4/15/10 2:06:07 PM Çelebi-Nas India’dan, SriLankan ve Nas Havayolları’na ilk hizmet Hindistan’ın en büyük havalimanlarından Mumbai Uluslararası Havalimanı’nda kazandığı 10 yıllık yer hizmetleri lisansı ihalesi çerçevesinde 1 Temmuz 2009’dan itibaren yer hizmetleri sunmaya bașlayan Çelebi-Nas India, müșteri portföyünü genișletmeye devam ediyor. Çelebi-Nas India personeli, 1 Nisan’da Sirilanka’nın milli havayolu șirketi SriLankan Airlines ile NAS Air’e ilk hizmetini verdi. Bu iki havayoluna verilmeye bașlanan hizmetlerle, Çelebi-Nas’ın anlașmalı müșteri sayısı da 15’e yükselmiș oldu. Mumbai’deki yer hizmetleri șirketimiz bundan böyle haftada, dıș hatlarda 134 ve iç hatlarda 364 uçușa hizmet veriyor olacak. Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’na 95 yolcusu ile inen SriLanka Havayolları ile 59 yolcu ile gelen NAS Air uçakları aynı gün alandan kalkıș yaptı. Tüm ÇelebiNas India üst yönetiminin hazır bulunduğu karșılama sırasında, uçuș ekiplerine çiçek ve çikolata ikramında bulunuldu. Haftada, günlük periyodlarda 7 sefer gerçekleștirecek olan SriLanka Havayolları, 120 yolcusu ile alandan ayrılırken, haftalık dört seferi bulunan NAS Air, dönüș seferinde 124 yolcusu ile kapısını kapattı. Nas Air, özellikle hac döneminde ilave seferler düzenlemeyi ve yakın zamanda Delhi'ye de uçmayı planladığını açıkladı. ÇHS Sabiha Gökçen’de yeni müşteri sevinci İstanbul Uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı’nda kurduğu istasyonla, buradaki müșterilerine bașarılı hizmetler sunan ÇHS, Belçika orijinli Jetairfly firmasıyla bașlattığı ișbirliğinin sevincini yașıyor. ÇHS SAW İstasyonu, 4 Nisan’da 185 yolcusuyla gelen Jetairfly Havayolları’nın yer hizmetlerini bașarılı operasyonla gerçekleștirdi. Çelebi SAW İstasyonu Nöbetçi Müdürü Suat Aktaș ve ISG Ticaret Müdürü tarafından karșılanan yolculara CELEBOCENISAN.indd 11 ve uçuș ekibine çiçekler sunuldu ve lokum ikram edildi. Geldiği gün 69 yolcusu ile dönen Jetairfly, 30 Ekim 2010’a kadar salı, perșembe ve pazar günleri olmak üzere Sabiha Gökçen Havalimanı’na haftada üç uçuș gerçekleștirecek. Geçen yıl yaz sezonunda Antalya ve Dalaman Havalimanları’na uçuș gerçekleștiren havayolunun, bu sezon da münferit uçușları olacağı belirtildi. 4/15/10 2:06:10 PM haberler I 12-13 ÇHS, Türk turizminin “en kaliteliler”i arasında ÇHS, turizm Oscar’ları olarak bilinen Skalite ödüllerinde “Havalimanı Hizmetleri” dalında ödüle layık görüldü. “Skalite 2009-Turizmde Kalite Ödülleri”ni kazananlar, 9 bin turizm profesyoneli ve sektörün tüm branșlarını kucaklayan SKAL International Türkiye üyeleri tarafından online oylamayla belirlendi. Ödüller “Șeffaf Büyük Jüri” sistemiyle iki așama sonunda sahiplerini buldu. Birinci așama “online aday gösterme süreci”ydi. Son derece çekișmeli geçen süreçte, dev kurulușlar birbirleriyle yarıștı. Bir haftalık sürecin sonunda, tercih edilen adaylar ve gerekçeleri, "tercih edilme sayıları" ile birlikte Skal üyeleri tarafından değerlendirmeye alındı. Daha sonra özel bir web sitesinde, ikinci online oylama bașladı. Oylama sonucunda, “Skalite 2009-Turizmde Kalite Ödülleri” 8 ana bașlık ve 27 kategori altında sahiplerini buldu. Konaklama Grubu, Seyahat Hizmetleri, Turizm Tașımacılığı, Mekan, Yatırım, Turizm Gelișimine Katkı, Medya, ve Özel Ödül kategorilerinin yer aldığı değerlendirmede, ÇHS de Havalimanı Hizmetleri dalında ödül aldı. Ödüller, Çırağan Palace Hotel Kempinski'de düzenlenen gecede Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve diğer konukların huzurunda verildi. ÇHS’nin ödülünü Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebiğlu Tokgöz’ün aldığı törende, Skalite Özel Ödülü'nü alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2009'da yașanan tüm olumsuzluklara rağmen, turizmde dünyanın önde gelen 10 ülkesi arasında sadece Türkiye'nin yılı artıyla tamamladığını belirterek, ''Bu nicelik artıșını, nitelik artıșına çevirmek için, kaliteyi birinci önceliğimiz yapmamız lazım'' dedi. Çelebi İthalat Antreposu hizmete girdi ÇHS’nin Atatürk Havalimanı’ndaki yeni ithalat antreposu hizmete girdi. İki ay gibi kısa bir sürede inșaatı tamamlanarak operasyona hazır hale getirilen Çelebi İthalat Antreposu, son teknoloji altyapı ve ekipmanla donatıldı. 750 m2’si ofis katı olmak üzere toplam 3.305 m2 kapalı alan ve 1.600 m2 açık otopark alanı üzerine inșa edildi. Yurt dıșından gelen kargoların depolandığı geçici bir depolama alanına sahip olan antrepoda; iki soğuk oda, bir dondurucu oda ve bir de değerli kargo odası var. ÇHS’nin yeni ithalat antreposu, CELEBOCENISAN.indd 12 42 kameralı ve 45 gün kayıt süreli CCTV sisteminin yanı sıra Çelebi Güvenlik timi tarafından da 7/24 izleniyor ve korunuyor. Radyo frekanslı, tam otomasyonlu kargo operasyon ve depolama sistemine sahip antrepoda; 8 ULD kapasiteli palet çözme, 3 ayarlanabilir yükleme ve 1 ayarlanabilir ULD yükleme platformunun yanı sıra 1 adet ayarlanabilir palet çözme istasyonu ve 120 ton kapasiteli sprinkler sistemi bulunuyor. ÇHS’nin yeni ithalat antreposu, yıllık 35.000 ton elleçleme kapasitesine sahip. 4/15/10 2:06:13 PM Çe-Tur, “Mükemmellik Yolculuğu”nu anlattı Türkiye Kalite Derneği (KalDer) önderliğinde düzenlenen “Mükemmellik Așamaları Programı” çerçevesinde Kararlılık Belgesi alan Çe-Tur, 26 Șubat’ta “Mükemmellik Așamaları Süreci Deneyim Paylașım Toplantısı”na sponsor oldu. Green Park Bostancı’da gerçekleștirilen toplantıya, çeșitli illerden toplam 45 șirket adına 83 katılımcı iștirak etti. Toplantının açılıș konușmasını yapan KalDer Bașkanı Ali Rıza Kaylan’ın ardından bir konușma yapan Çe-Tur Genel Müdürü Suat Sarı, ulaștırma sektörünün genel sorunlarını ve ulaștırma hizmetlerinde kalitenin önemini dile getirdi. Dinleyicilerin ilgi ile izlediği konușmada Sarı, 2009 Ocak ayında Uluslararası Kalite Hareketi’ne katılmalarıyla bașlayan süreçte, elde ettikleri kazanımlara da kısaca değindi. Çe-Tur’un Kalitede Mükemmellik Yolculuğu’nun detayları, Kalite Güvence Müdürü Nedim Yılmaz tarafından anlatıldı. Bir yıl boyunca yapılan çalıșmalara ve edindikleri deneyimlere değinen Yılmaz, EFQM Temel Eğitimi’nin ardından kriter gruplarının olușturulması, özdeğerlendirme süreci, iyileștirme projeleri ve Mü- kemmellikte Kararlılık Sertifikası’na giden yolu değerlendirdi. Çelebi Holding ve bağlı șirketlerin tanıtım filmi ile bașlayan ve ödül töreni resimlerinin gösterimi ile son bulan sunum, toplantı katılımcılarından büyük alkıș topladı. Mükemmellik Așamaları Süreci Deneyim Paylașım Toplantısı’nın ardından üyelerine bir mesaj gönderen KalDer yetkilileri, diğer sunumlarla birlikte Çe-Tur tarafından gerçekleștirilen sunumu da web sitelerinde paylașıma açtıklarını belirtti. ÇHS Denizli’den, AnadoluJet’e hizmet ÇHS Denizli İstasyonu, AnadoluJet Havayolları’nın Ankara uçușlarına yer hizmeti sunmaya bașladı. AnadoluJet’in yatılı gerçekleștirdiği Ankara-Denizli-Ankara seferleri, 14 Mart günü saat 23.45’te 14 yolcusu ile Denizli Havaalanı’na inen ilk uçakla bașladı. ÇHS Denizli personeli, gelen uçuș ekibini çiçekler ve çikolata ile karșılarken THY Denizli Müdürlüğü de yolculara karanfil takdim etti. 15 Mart sabahı saat 07.30’da, 39 yolcusu ile Denizli’den ayrılan AnadoluJet yetkilileri, verdikleri bașarılı yer hizmeti dolayısıyla Denizli İstasyonu ekibine teșekkür etti ve bu anlamlı ișbirliğinin uzun soluklu olmasını temenni ettiler. AnadoluJet’in ANK-DNZ-ANK seferleri yaz sezonunda da haftanın altı günü devam edecek. CELEBOCENISAN.indd 13 4/15/10 2:06:13 PM haberler I 14-15 Little Caesars’dan yeni restoranlar Çelebi Gıda Grubu’nun vazgeçilmez lezzetlerinden Little Caesars Pizza, kısa aralıklarla Libadiye, Avcılar, Bahçelievler, Çapa ve Pendik restoranlarını pizza severlerin hizmetine sundu. Geniș ürün yelpazesi, kaliteli hizmeti ve güleryüzlü servisi ile müșteri memnuniyetinden ödün vermeyen Little Caesars, gördüğü yoğun talep nedeniyle birbiri ardına restoran açmaya devam ediyor. LC’nin Libadiye Caddesi, Çamlıbel Sokak’ta hizmete giren, 190 m2 alanda faaliyet gösteren Libadiye Restoranı, 30 kișilik oturma kapasitesine sahip. Restoran; Bulgurlu, Esatpașa, Ünalan ve Atatürk Mahallesi’ne (Ümraniye) gönderim yapacak. 24 kișilik oturma kapasitesiyle 180 m2 alana sahip Ambarlı Cumhuriyet Caddesi üzerindeki LC Avcılar Restoranı ise Ambarlı ve Avcılar’ın yanı sıra Firuzköy’e de hizmet verecek. Little Caesars’ın yeni adreslerinden bir diğeri ise Çapa Restoranı. Millet Caddesi üzerinde pizza severlerin yeni uğrak noktası haline gelen LC Çapa Restoranı, 200 m2’lik alana ve 14 kișlik oturma kapasitesine sahip. Aksaray, Çapa, Cerrahpașa, Fatih(Merkez), Fındıkzade, Kocamustafapașa, Samatya, Șehremini, Topkapı, Unkapanı, Yedikule ve Yenikapı sakinleri de bundan böyle Little Caesars lezzetine bir telefonla ulașabilecek. Çelebi Gıda Grubu, yeni açılan Bahçelievler restoranı için 19 Mart’ta açılıș gerçekleștirdi. Etkinlik için özel müzik sistemi kuruldu ve minik pizzalar ikram edildi. Açılıșta Genel Müdürlük çalıșanları da tam kadro yer aldı. Naci Kasım Caddesi üzerinde 140 m2 alana ve 20 kișilik oturma kapasitesine sahip Little Caesars Bahçelievler Restoranı, Bağcılar (Merkez), Bahçelievler (Merkez), Güngören, Haznedar, Kocasinan, Merter, Șirinevler, Siyavușpașa, Soğanlı, Tozkoparan ve Yayla’ya servis verecek. Thomson’dan ÇHS Bodrum ve Dalaman’a ödül ÇHS istasyonları ödüle doymuyor. ÇHS Bodrum ve Dalaman istasyonları, Thomson Airways’ten aldıkları “Be On Track (En İyi Tedarikçi)” ödülü ile hizmet kalitelerini bir kez daha tescillemiș olmanın haklı gururunu yașadı. Thomson Havayolları yönetiminden kendilerine ulașan güzel haberi ÇHS üst yönetimi ile paylașan istasyon bașmüdürleri “Thomson Airways’in sloganı, ‘İșimiz müșterilerin özel hissetmesini sağlamak.’ Biz de onların bu sloganı gerçekleștirmesi için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Havayolunun 2009 yaz sezonu SCM (Supply Chain Management-Tedarik Zinciri Yönetimi) değerlendirmesinde, %100 bașarı performansıyla ödüle layık görülen istasyonların yöneticilerine birer elektronik posta gönderen Thomson Airways yetkilileri, böylece Çelebi çalıșanlarını bir kez daha tebrik etti. CELEBOCENISAN.indd 14 Little Caesars Teșvikiye de, 2010 itibariyle tașındığı Nüzhetiye Caddesi 35 numaradaki yeni adresinde, lezzet dağıtmaya devam ediyor. Little Caesars Pendik Restoranı ise çok kısa bir süre önce Bahçelievler, Aydınlı Yolu 22 numarada kapılarını pizza severlere açtı. 140 m2 alanıyla, ağırlıklı paket servis ve evlere servis konseptinde hizmet verecek olan Pendik LC, Pendik Merkez’in yanı sıra Alt Kaynarca, Esenyalı ve Güzelyalı’ya da LC lezzetlerini tașıyacak. Little Caesars çağrı merkezi açıldı Little Caesars Call Center (çağrı merkezi), 14 Ocak’tan itibaren pizza tutkunlarına hizmet vermeye bașladı. Mecidiyeköy’de hizmete giren LC çağrı merkezi, 300 m2 alana ve 43 kișilik oturma kapasitesine sahip. Çağrı merkezi, mevcut durumda İstanbul Anadolu yakası ile Ankara ve Antalya-Lara restoranlarının siparișlerine hizmet veriyor. Önümüzdeki günlerde İstanbul Avrupa yakası restoranları için de sipariș almaya bașlayacak olan merkezde, çalıșan sayısının 17’den 23’e çıkartılması hedefleniyor. LC, çağrı merkezi uygulamasıyla müșterilerini kısa süre içinde tek numarada bulușturarak profesyonel hizmet sunmanın yanı sıra yan ürün satıșlarında da artıș gerçekleștirdi. Çelebi Gıda Grubu üst yönetimi, yayınladıkları bir mesaj ile çağrı merkezinin hizmete girmesinde emeği geçen LC Bölge Sorumlusu Varol Güler ve Bilgi Sistemleri ve Raporlama Uzmanı Olcay Șahin’e bu projedeki bașarılı çalıșmalarından dolayı teșekkür etti. 4/15/10 2:06:19 PM ÇHS ATA’dan, NATO’ya hizmet NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in bașkanlığında ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün evsahipliğinde düzenlenen NATO Savunma Bakanları Gayriresmi Toplantısı, 4-5 Șubat’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleștirildi. ÇHS İstanbul İstasyonu, Atatürk Havalimanı’na inen NATO Genel Sekreteri Rasmussen ve ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in yanı sıra, aralarında Almanya ve Fransa’nın da bulunduğu çok sayıda ülkenin savunma bakanlarının uçaklarına hizmet verdi. Operasyonları ile göz dolduran ÇHS İstanbul ekibi, yolcuların takdir ve beğenisini topladı. ÇHS İstanbul’dan, THY A330-200 F kargo uçağına hizmet Airbus firmasına ait MSN001 seri numaralı ilk A330-200 F kargo uçağı, Singapur Havacılık Fuarı’ndaki ticari sunumunun ardından Türk Hava Yolları’na teslim edilmek üzere İstanbul’a getirildi. Singapur’dan kalkan uçak 9 Șubat’ta, Atatürk Havalimanı’na iniș yaptı. ÇHS İstanbul İstasyonu tarafından bașarılı bir operasyonla yer hizmetleri gerçekleștirilen A330200 F kargo uçağı, aynı gün Fransa’daki bir fabrikada THY’nin renklerine boyanmak üzere Toulouse’a hareket etti. ÇHS Operasyon ve Ramp Departmanları’nın katkılarıyla, GAT'ın istikrarlı ve etkin desteği sayesinde sorunsuz bir hizmet gerçekleștiren Çelebi İstanbul ekibi, uçuș ekibinden ve diğer THY yetkililerinden tam not aldı. ÇHS Malatya’dan, eğitime anlamlı destek ÇHS Malatya İstasyonu çalıșanları, Ali Seydi Güldaș İlköğretim Okulu’nun ve öğrencilerinin eksiklerinin giderilmesine yardımcı oldu. Okula bir “Çanakkale Șehitleri köșesi” yaptıran Çelebi Malatya personeli, düzenlenen “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Șehitlerini Anma Töreni”ne de katıldı. Tören sırasında gerçekleștirilen açılıșta ÇHS Malatya İstasyon Müdürü, Milli Eğitim Müdürü, Akçadağ Kaymakamı, 7. Ana Jet Üssü Komutanı ve Okul Müdürü ile birlikte kurdele kesti. Velilerin de katıldığı törende, “Çanakkale Șehitleri köșesi”nin açılıșının ardından öğrenciler çeșitli gösteriler gerçekleștirdi. ÇHS Malatya çalıșanları da öğrencilere kırtasiye malzemesi hediye etti. Ali Seydi Güldaș İlköğretim Okulu Müdürlüğü ise ÇHS Malatya İstasyonu’na bir plaket takdim ederek Çelebi İstasyon Müdürü’ne ve tüm personele, katkılarından dolayı teșekkür etti. Teșekkürde, “Türk milli eğitimine ve okulumuza yapmıș olduğunuz değerli katkılarınızın anısına. Șükranlarımızla” ifadesine yer verildi. CELEBOCENISAN.indd 15 ÇHS Adana’ya, Öger’den başarı plaketi 2009 yılında, hizmet verirken gösterdiği bașarılı performans dolayısıyla ÇHS Adana İstasyonu’na Öger Türk Tur tarafından bir teșekkür plaketi verildi. Bir yıllık değerlendirmelerin yapıldığı, oldukça samimi ve keyifli geçen toplantıda, Öger Türk Tur yetkilileri, İstasyon Bașmüdürü’ne vekalet eden Apron Hizmetleri Müdürü Çilem Özütok’a bașarı plaketini sunarak, verdikleri dakik, kaliteli ve bașarılı hizmet dolayısıyla tüm Çelebi Adana çalıșanlarına teșekkürlerini ilettiler. 4/15/10 2:06:21 PM haberler I 16-17 ÇHS İstanbul’dan, Grozny-Avia Havayolları’na ilk hizmet ÇHS İstanbul İstasyonu, Grozny’den İstanbul’a ilk seferini gerçekleștiren Grozny-Avia Havayolları’na bașarıyla hizmet verdi. Çeçenistan’dan kalkan ADISP9721 sefer sayılı, YK-42 tipi, RA-42379 tescilli uçak, 112 yolcusu ile İstanbul Atatürk Havalimanı’na iniș yaptı. Uçuș ekibini çiçekler ve lokumla karșılayan ÇHS ATA İstasyon yetkilileri, uçakta bulunan Çeçenistan Devlet Çocuk Halk Dansları Topluluğu Daymohk ve Devlet Halk Dansları Topluluğu Vaynah’ın uçak önünde gerçekleștirdiği küçük bir gösteriyi de canlı izleme fırsatı yakaladılar. Çeçenistan Cumhurbașkanı Yardımcısı Emruddin Edilgreyev’in yanı sıra Çeçenistan Kültür ve Turizm Bakanı ve Grozny Belediye Bașkanı da uçağın yolcuları arasındaydı. Karșılamada yer alan VIP ve Olympic Air Servis yetkilileri, Çelebi İstanbul ekibine gerçekleștirdikleri bu bașarılı ve sorunsuz operasyon dolayısıyla teșekkürlerini iletti. 119 yolcusuyla İstanbul’dan Grozny’e dönüș için hareket eden Grozny-Avia Havayolları uçağı, haftalık iki uçușla bașladığı seferlerini, ikinci haftasından itibaren haftalık dört uçuș olarak sürdürüyor. LC’ye Uluslararası Bölge Müdürü’nden tam not Çe-Tur, Turkish Do&Co ile sözleşme yeniledi Türkiye’de gerçekleștirdiği bașarılı ișler ve giderek büyüyen müșteri kitlesi ile Amerikalı yetkililerin de dikkatini çeken Çelebi Gıda Grubu’nun bașarılı markası Little Caesars Pizza, ocak ayı ortasında Uluslararası Bölge Müdürü (International Zone Manager) Jack Veltema’yı ağırladı. Daha önceki ziyaretinden de olumlu görüșlerle ayrılan Veltema’nın ana geliș nedenlerinden biri LC’nin genel pazarlama ve operasyon uygulamalarını yerinde görüp incelemek ve İstanbul dıșındaki restoranları ziyaret etmekti. Bu çerçevede Ankara Little Caesars Restoranı’nı da gezen LC Uluslararası Bölge Müdürü, İstanbul’da hizmete giren yeni çağrı merkezine de büyük ilgi gösterdi. Call center’ın ișleyiși ile ilgili detaylı bilgiler alan Jack Veltema, pazarlama grubu ile birlikte reklam ajansı toplantılarına da katıldı. Veltema’ya 2010 yılı pazarlama planının sunumu yapıldı. Türkiye’deki LC faaliyetlerini yakından takip ettiklerini dile getiren Uluslararası Bölge Müdürü, ülkeden ayrılıșının ardından gönderdiği raporda elde edilen bașarının ve sunulan hizmet kalitesinin önemini vurgulayarak Çelebi Gıda Grubu’na bir kez daha teșekkürlerini iletti. Gerçekleștirdiği bașarılı operasyonlarla müșterilerine her geçen gün daha kaliteli hizmetler sunan Çe-Tur, Turkish Do&Co tarafından gerçekleștirilen “personel servisi” ihalesinde firmanın İstanbul, Ankara, İzmir, Bodrum ve Dalaman lokasyonlarında hizmet verme hakkını kazanarak 2,5 yıllık sözleșme imzaladı. Turkish Do&Co ile 2006 yılında bașlattıkları ișbirliğini güçlendirerek sürdürmenin mutluluğunu yașayan Çe-Tur, 1800 personelin tașınmasını kapsayan servis hizmetini, toplamda 50 araç ile gerçekleștirecek. Çe-Tur Motosiklet Filo Kiralama’da yeniliklere devam Motosiklet filo kiralama hizmetine bașladığı günden bu yana, müșteri portföyünü sürekli genișleten ve hizmet kalitesini her geçen gün artıran Çe-Tur, bakım-onarım araçlarını ve üniformalarını yeniledi. Gelișim ve yeniliğe yönelik bir anlayıșla, kalitesinden ve müșteri memnuniyetinden ödün vermeden hizmetlerini sürdüren Çe-Tur Motosiklet Teknik Süpervizörlüğü, 2010 itibariyle tüm Motosiklet Filo Kiralama bakım/onarım araçlarını yenilemenin yanı sıra ekibine de yeni kıyafetler yaptırarak görünümü ile de farkını ortaya koymaya devam ediyor. CELEBOCENISAN.indd 16 4/15/10 2:06:28 PM ÇHS Diyarbakır’dan TEGV’e evsahipliği ÇHS İzmir’e anlamlı teşekkür Lezzet Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ș., Haiti’de meydana gelen deprem sonrasında ülkeye gönderilen 400 MT High Energy Biscuits’in sevkiyatı sırasında gösterdiği yakın ilgi ve özverili çalıșma için ÇHS İzmir İstasyonu’na bir teșekkür mektubu gönderdi. Birleșmiș Milletler Dünya Gıda Programı (UN/WFP) tarafından Haiti’ye gönderilen yardım, Lezzet Gıda tarafından üretildi. Lezzet Gıda’nın Dıș Ticaret Müdürü Ahmet Toyran imzası ile gelen mektupta, “Firmanızın göstermiș olduğu yakın ilgi, beceri ve özveri için firmamız adına ÇHS İzmir İstasyonu çalıșanlarına tüm içtenliğimizle teșekkür eder, bașarılı çalıșmalarının devamını dileriz” ifadesi yer aldı. ÇHS Diyarbakır İstasyonu, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) “Kariyer Yolculuğuma Bașlıyorum” etkinliği kapsamında, Diyarbakır Havaalanı’nı ve Çelebi İstasyonu’nu ziyaret eden öğrencilere evsahipliği yaptı. 27 çocuk ve 4 etkinlik gönüllüsünün katıldığı gezinin amacı, DHMİ ve Çelebi’de görev alan farklı meslek gruplarını tanımak ve bu mesleklerin birbirleri ile olan ilișkileri konusunda farkındalık yaratmaktı. Etkinlik kapsamında çocukların uçaklarla ve havaalanı güvenliğiyle ilgili merak ettikleri tüm soruları cevaplayan ÇHS Diyarbakır İstasyonu yetkilileri de geziden çocuklar kadar keyif aldılar. Gezi sonrasında bir teșekkür mektubu gönderen TEGV Eğitim Sorumlusu Rukiye Dağhan Çetin, “ ‘Kariyer Yolculuğuma Bașlıyorum’ etkinliğimiz kapsamında kurumunuza yaptığımız ziyarette, bizlere destek olup kendinizi ve mesleğinizi anlattığınız için çocuklarımız adına sizlere tekrar teșekkür ederiz. Tanıtım gezisi boyunca bizlere eșlik eden emniyet amirine, mesleğini anlatan Çelebi İstasyon Müdürü Emine Hanım’a ve tüm Çelebi personeline, THY Muhasebe Sorumlusu Zeynep Hanım’a, VIP’te görevli polis memuru Hüseyin Bey’e ve tüm havaalanı çalıșanlarına, çocuklarımız adına teșekkür ederiz” dedi. Little Caesars’tan yeni lezzet: Kare Pan Pizza ve dip soslar Pizza tutkunlarını geniș ürün yelpazesi ve farklı lezzetleriyle șașırtmaya devam eden Little Caesars Pizza, hamur seçeneklerine “Kare Pan” hamurunu ekledi. Bundan böyle LC fanatikleri, diledikleri her orta boy pizzayı kare pan hamurla birlikte alabilecekler. Little Caesars, yeni hamurlarını “5 Malzemeli Karıșık Orta Boy Kare Pan Pizza + 1 adet Dip Sos’u 11 TL” promosyonuyla lanse etti. Bu promosyonla, dip soslarını da LC lezzet tutkunlarına tanıtma fırsatı elden eden marka, Thousand Island (mayonez, ketçap, kornișon, acı sos, sirke), Farm (yoğurt, mayonez, dereotu, kuru nane, tuz, karabiber) ve Crazy (domates sosu ve özel baharat karıșımı) soslarını kare pan pizzasıyla birlikte görücüye çıkardı. CELEBOCENISAN.indd 17 ÇHS Erzurum, Rus turistlere hizmet veriyor Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nin kayak sezonunu açması ile birlikte Rus turistlerin akınına uğrayan Erzurum Havalimanı’ndaki ÇHS İstasyonu da yoğun günler geçiriyor. ÇHS Erzurum çalıșanları, haftanın belirli günlerinde gruplar halinde Palandöken’e gelen turistleri karșılama ve uğurlamanın heyecanını yașıyor. Uğurlama sırasında Çelebi personeli ile turistler arasında geçen söyleșilerde “Yaz tatillerinde Antalya’nın, kıș tatilinde ise Palandöken’in vazgeçilmez olduğunu” ifade eden yolcular “Türkiye’de Antalya ve Erzurum’u çok seviyoruz. Burada olmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi. Erzurum’da düzenlenecek 2011 Universiade Dünya Üniversiteler Arası Kıș Oyunları’na hazır olduklarını belirten Çelebi Erzurum İstasyonu Șefi Mustafa Nișancı; “Șirketimiz adına 2011 yılına hazır olduğumuzu, tüm yerli ve yabancı turistlerimizi ülkelerine ve șehirlerine memnun göndermek için gerekeni yapacağımızı belirtmek istiyorum” dedi. 4/15/10 2:06:29 PM haberler I 18-19 Little Caesars’ta “Çılgın Pazartesi”ler Çelebi Gıda Grubu’nun önde gelen markalarından Little Caesars, pizza severlere her geçen gün farklı ve yenilikçi kampanyalar sunmaya devam ediyor. Tek seferlik bir uygulama ile bașlayan ancak gördüğü yoğun taleple uzun soluklu bir kampanyaya dönüștürülen “Little Caesars’ta Çılgın Pazartesi”lerde; “Orta boy 5 malzemeli karıșık pizza sadece 6 TL’ye” LC severlerle bulușuyor. LC müșterilerinin kampanyaya ilgisi her geçen gün artıyor. Uygulamadan çok memnun kaldıklarını dile getiren Little Caesars fanatikleri, Çelebi Gıda Grubu’ndan benzer kampanyaları dört gözle beklediklerini söylediler. Onur Havayolları yolcusundan ÇHS İzmir’e teşekkür ÇHS İzmir İstasyonu, Onur Air’den aldığı teșekkür mektubuyla gururlandı. Onur Air İstasyon Müdürü Figen Kılınç, OHY 1055 seferi ile İzmir’den İstanbul’a seyahat eden Onur Air yolcusu Mehmet Çalıșkan tarafından gönderilen teșekkür yazısını, kendi teșekkür mesajıyla birlikte ÇHS İzmir İstasyon Bașmüdürü Levent Kaylak ile paylaștı. Çalıșkan, Onur Air’e gönderdiği teșekkür mektubunda, “ ...check-in ișlemlerini yapan arkadașların güleryüzlü tutumları için çok teșekkür ederim. Dilara Hanım ve Özgün Bey’in telașımızı dindirip bizi uçağa bindirmeleri, bu yazıyı kaleme almamıza yetti... Bașarılarının devamını dilerim” ifadesine yer verdi. Kılınç, mesajında “Ben de Dilara Ceyhan ve Özgün Sepin arkadașlarımızı bu güleryüzlü ve özverili çalıșmalarından dolayı kutluyorum. Kendilerine teșekkür ediyor ve aynı performansı devam ettirmelerini diliyorum” dedi. CELEBOCENISAN.indd 18 Çe-Tur’dan, Garanti Bankası’na başarılı hizmet Çe-Tur’un önemli bir ișbirliği içerisinde bulunduğu Garanti Bankası, 15 Ocak’ta CNR Fuar Merkezi’nde, 2009 yıl sonu değerlendirme toplantısı yaptı. Garanti Bankası’nın tüm genel müdürlük ve șube çalıșanlarının katıldığı toplantının transfer hizmetlerini Çe-Tur sağladı. İstanbul Anadolu ve Avrupa yakasında toplam 70 araçla ulașım hizmeti veren Çe-Tur, gerçekleștirdiği bașarılı ve sorunsuz operasyonla tüm katılımcıların beğenisini topladı. Tecrübesini, üstün hizmet kalitesiyle birleștiren Çe-Tur çalıșanlarının güleryüzlü, ilgili ve nazik tavırları, katılımcılar tarafından takdirle karșılandı. Çe-Tur Genel Müdürü’ne, İTO’dan “Kobi Liderlik” sertifikası Çe-Tur Genel Müdürü Suat Sarı’nın da aralarında bulunduğu İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclis Üyeleri’ne, aldıkları “Kobi Liderlik Eğitimi” sertifikaları 11 Șubat’ta gerçekleștirilen aylık olağan İTO Meclis Toplantısı’nda verildi. Toplantıda Suat Sarı da, sertifika alan katılımcılar adına İTO Bașkanı Murat Yalçıntaș’a bir șükran plaketi sundu. İTO’nun șubat ayı Meclis Toplantısı’na katılanlar arasında Çalıșma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de vardı. Dinçer, bașarılı faaliyetlerinden ötürü Çe-Tur Genel Müdürü’nü tebrik ederek bașarılarının devamını diledi. 30 kișinin katılımı ile gerçekleșen “Kobi Liderlik Eğitimi”, 26 Ekim-15 Aralık 2009 tarihleri arasında haftada bir gün olarak gerçeklești. 4/15/10 2:06:32 PM Little Caesars, Euroleague’de “En İyi 5”te Reklam ve tanıtım kampanyalarında hız kesmeyen Çelebi Gıda Grubu, 22 Șubat-11 Mart tarihleri arasında SkyTurk televizyonunda bir reklam kampanyası düzenledi. Little Caesars, SkyTurk’te yayınlanan Efes Pilsen Euroleague basketbol maçlarının “En iyi 5” bölümünün, en iyi beș hareketinin gösterildiği 60 saniyelik parçalarına, “filler” șeklinde reklam girdi. Little Caesars logosunun, telefon numarasının ve pizza görselinin yer aldığı bu reklamla LC, pizzasever basketbol fanatiklerinin de gönlünü fethetti. Lig boyunca devam edecek olan uygulamada Little Caesars reklamları, gün içinde off prime time’da, maç zamanı ise maç boyunca prime time’de gösterilecek. Çelebi Gıda Grubu’nda eğitimler hız kesmiyor ÇHS Dalaman, sivil havacılık öğrencilerini ağırladı Muğla Üniversitesi Dalaman Meslek Yüksek Okulu Sivil Havacılık Bölümü öğrencileri, ÇHS Dalaman İstasyonu’na bir ziyarette bulundu. SHYO öğrencilerine istasyonu tanıtan Dalaman Bașmüdürü Battal Çoban ve ekibi, daha sonra havacılık ve yer hizmetleri ile ilgili bilgi verdi. Çelebi Dalaman çalıșanları bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylașmanın ve gerçekleștirmiș oldukları sektör-okul bulușmasının amacına ulaștığını görmenin mutluluğunu yașadılar. Çelebi Gıda Grubu Eğitim Müdürlüğü, çalıșmalarını ara vermeden sürdürüyor. 17-18 Șubat tarihleri arasında, Gıda Grubu’nun Evkur Plaza’daki genel müdürlük ofisinde gerçekleștirilen Ekip Eğitimcisi Kursu’na 11’i Little Caesars ve 4’ü Arby’s çalıșanı olmak üzere toplam 15 kiși katıldı. Eğitimin ilk gününde İletișim Becerileri, Temel İnsan İlișkileri ve Takip Becerileri hakkında detaylı ve uygulamalı bilgiler verilirken, ikinci gün Eğitim Takımı, Eğitim Materyalleri ve Dört Adımda Eğitim konularına değinildi. Kurs sonunda birinci olan gruba üzerinde “Farkı yaratan sizsiniz” yazılı, üzerinde toplu halde çekilmiș fotoğraflarının basılı olduğu t-shirtler, en bașarılı “örnek öğrenci”ye de bir Ipod hediye edildi. Çelebi Gıda Grubu, gerçekleștirdiği bu eğitimler sonrasında konunun takibini de elden bırakmıyor. Eğitim Müdürlüğü, kurslarda elde edilen sonuçlar ve o süreç boyunca devam eden gözlemlerin yanı sıra restoran uygulamalarının da takibini yapıyor. Böylece restoranların eğitim sonrası amaç çalıșmalarına yönelik planlamalar daha kolay yapılabiliyor. Program kapsamında eğitim uzmanı Aslıhan Altıok koçluğunda Engin Özbek, Hakan Atıseven ve Sinan Köseibiș tarafından da bir eğitim verildi. Eğitim Müdürü Erkan Dernek, organizasyona verdikleri bu olumlu destekten dolayı Özbek, Atıseven ve Köseibiș’e teșekkürlerini iletti. ÇHS İstanbul’dan, Czech Havayolları İstasyon Müdürü’ne veda ÇHS İstanbul İstasyonu yetkilileri, Czech Havayolları’nın Türkiye uçușlarını durdurması sebebiyle görevinden ayrılan İstasyon Müdürü Fatoș Kasap Yıldırım için bir veda partisi düzenledi. ÇHS İstasyon yöneticilerinin, uzun süredir birlikte çalıștıkları Yıldırım için 24 Șubat’ta ÇHS Genel Müdürlük Binası’nda gerçekleștirdikleri veda kokteyli, hüzünlü anlara sahne oldu. Aralarında Satıș Müdürü Bekir Güneș ve CSA Portföy Yöneticisi’nin de bulunduğu Çelebi İstanbul çalıșanları, Yıldırım için bir pasta yaptırdı. İstanbul İstasyonu Bașmüdürü Murat Nursel de Yıldırım’a, birlikte çalıștıkları süre boyunca kendilerine gösterdiği yakın ilgi, anlayıș ve ișbirliği için teșekkür ederek bir veda armağanı sundu. CELEBOCENISAN.indd 19 4/15/10 2:06:34 PM haberler I 20 Little Caesars’tan sevgililere özel menü Little Caesars, 14 Șubat Sevgililer Günü’nde de sevenlerini unutmadı. “Hamurunda așk var” konsepti ile sevgililere özel hazırlanan “Așka geldik!” menüsünü 19,95 TL’den LC tutkunlarına sunan Little Caesars, bu özel gün için pizzalarını da kalp șeklinde hazırladı. 1 adet Kalp Pizza, elma dilim patates, 5’li nugget, 2 adet sufle ve 1 litre içecekten olușan Sevgililer Günü özel mönüsü ile Little Caesars, 14 Șubat’ta bir kez daha așıkların kalbini fethetmeyi bașardı. Çe-Tur’da eğitimler sürüyor ÇHS İzmir’den anlamlı veda töreni Çelebi Hava Servisi ADB İstasyonu, emekli olarak görevinden ayrılan Lufthansa Havayolları İzmir İstasyon Müdürü Engin Gürtanyel için bir veda töreni düzenledi. İstasyon çalıșanları, Lufthansa Havayolları’yla yıllardır sürdürdükleri bașarılı ișbirliği çerçevesinde, birlikte çalıșma fırsatı elde ettikleri Gürtanyel’e bir veda plaketi sundu. Çalıșanlar, ÇHS İzmir hizmet binasında gerçekleștirilen töreni, pasta keserek noktaladılar. Birlikte çalıșmıș olmaktan duydukları mutluluğu dile getiren Çelebi İzmir İstasyon Bașmüdürü Levent Kaylak da, Gürtanyel’in tecrübelerinden pek çok kez faydalandıklarını ifade ederek, verdiği destek dolayısıyla tüm ekip adına teșekkürlerini sundu. Hizmet verdiği sektöre ilișkin eğitimlerine hız kesmeden devam eden Çe-Tur’un, 5 Șubat’ta Avek Otomotiv toplantı salonunda verdiği eğitime; 15’i Çe-Tur personeli ve 10’u kiralık araç kullanıcısı olmak üzere 25 kiși katıldı. Araç kullanıcılarına yönelik olarak hazırlanan eğitim, iki bölümde gerçekleștirildi. Goodyear Satıș Temsilcisi Bora Akgün tarafından verilen araç lastikleri konulu eğitimde, kullanıcıların lastikler hakkında bilmesi gerekenler ve kıș aylarında araç kullanımı anlatılarak güvenli sürüș konularına değinildi. Eğitimin ikinci bölümünde ise Çe-Tur Teknik Müdürü Metin Aydın, araç kullanıcılarına kaza anında sürücülerin sorumlulukları hakkında detaylı bilgiler verdi. Toplantı sonunda tüm katılımcılar eğitimin faydalı geçtiğini belirterek eğitmenlere teșekkür ettiler. Little Caesars, yılbaşının da vazgeçilmezi Little Caesars, yılbașında da cazip promosyonlarıyla pizzaseverleri hayal kırıklığına uğratmadı. Yılbașına özel 10 kișilik bir parti menüsü hazırlayan Little Caesars, “2 adet mega boy pizza, 3 adet litrelik içecek ve 10 adet sufle”yi kiși bașı 7,50 TL’den satıșa sundu. “Yılbașı partinize lezzet katan tek adres” sloganıyla herkesi lezzetli, doyurucu pizzalarını ve ev yapımı suflelerini tatmaya çağıran Little Caesars, yılbașına özel menüsünün dağıtımını da Noel Baba kostümleriyle yaptı. CELEBOCENISAN.indd 20 ÇHS Adana’dan yolculara yılbaşı sürprizi Her 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda, hizmet verecekleri kontuarları günün anlam ve önemi çerçevesinde Türk bayrakları ve kırmızı-beyaz balonlarla süsleyen ÇHS Adana İstasyonu personeli, yeni yılda da bu anlamlı uygulamayı sürdürdü. Kontuarlarını yılbașı süsleriyle dekore ederek check-in ișlemlerinin yeni yıl havası altında gerçekleștirilmesini sağlayan ve hem yolculara hem de çalıșanlara keyifli bir ortam yaratan ÇHS Adana ekibi, bu uygulamasıyla beğeni topladı. 4/15/10 2:06:37 PM bahar I 21 Şimdi çilek zamanı! Bu yazı turtadan pastaya, milk shake’den dondurmaya, reçelden marmelata, likörden kompostoya hayatımıza derin(!) tatlar katan çileğe, baharın güzel yüzünü gösterdiği șu günlerde yașattığı tüm güzel anlar için metinsel bir saygı durușudur! CELEBOCENISAN.indd 21 4/15/10 2:06:44 PM bahar I 22-23 ● Bazı kelimeler bize mutluluk, coșku, yașam sevinci verir. Mesela çocuk, bahar, papatya böyle kelimelerdir. Kavramsal olarak zihnimizde hep güzel șeyleri çağrıștırırlar. Tıpkı bu kelimeler gibi bazı tatlar da yașam sevinci verir bize. Çilek; kıpkırmızı, sulu sulu, taptatlı ve taze. Görüntüsü dahi içimizdeki coșkuyu ortaya çıkarmaya yetecek bir meyve. Düșünün șimdi! Kocaman bir kase dolusu çilek, üzerinde pudra șekeri veya krem șanti. Daha özel bir tat almak isteyenler eritilmiș çikolata döküp dondurduktan sonra dıșı sert ama içi yumușak ve sulu bir ziyafet verebilirler kendilerine. Bu yazıyı yazmamızda bahar aylarının gelmesiyle birlikte çileğin karșı konulmaz lezzetinin tezgahlarda endam etmesinin ve tabii iștahımızı kabartmasının etkisi büyük... Zor yetișen nazlı meyve Rengiyle, kokusuyla, tadıyla ve görüntüsüyle afrodizyak etkisi yaratan çilek hemen hepimizin tadına doyamadığı bir meyve. İște tam burada bir flashback yapıyor ve 18. yüzyıla gidiyoruz. Uzağa, çok uzağa, çileğin anavatanı diyebileceğimiz Șili’ye. Frezier adlı bir Fransız askerin görevli olarak gittiği Șili’den ülkesine dönerken kasa kasa çilek götürmesinin sebebi ne bu tadı dünyaya yaymak ne de ticaret yapmaktı. O da tıpkı bizim gibi çileğe doyamamıș, bu güzel meyvenin tadına ülkesinde, ailesiyle birlikte varmak istemiști. Çileğin dünyaya yayılmasının bu kadar masum ve bu kadar hedonist bir sebebi CELEBOCENISAN.indd 22 var. Kısa sürede Fransa’daki aristokrat ve burjuvaların vazgeçilmezi haline gelen çilek, her yerde yetișmediği ve çok nazlı büyüyen bir meyve olduğu için bugün olduğu gibi o dönemde de pahalı bir yiyecekti. Tüm dünyada 600 çeșidi olan çilek esasında gülgiller familyasındaki bir bitkinin meyvesi. Yurdumuzda ise bu türlerden yalnızca altısı yetișiyor ve en iyi yetiștiği yer de soğuk ve karla özdeșleștirdiğimiz Bursa. Bursa’nın çileği neredeyse dünyaca meșhur. Ülkemizde yetiștirilen çileğin yarısından fazlasını karșılayan Bursa’yı, Marmara ve Karadeniz’in kıyı kesimlerindeki iller takip ediyor. Marmara ve Karadeniz’in kıyı kesimlerinde, akarsu vadilerinde, hafif kumlu topraklarda ve ormanda, doğal ortamda yetișen bu türe yaban çileği deniyor. İri meyveli Frenk çileği, turfanda yetiștirilen sera çileği, aroması yüksek Arnavutköy çileği, genellikle reçel ve marmelat yapımında kullanılan Ereğli Osmanlı çileği, diğer çilek türlerimiz. Bir de son yıllarda üretimi oldukça azalan, Mersin’in Tarsus ilçesinin çilekleri var. Tüm bu çileklerin tadı, kokusu ve șekli yetiștikleri iklim șartlarına ve çeșide göre birbirinden farklı. Değișmeyen ortak nokta ise sağlık açısından sağladıkları faydalar. Faydaları saymakla bitmiyor Çileğin faydaları İlkçağ’dan bu yana, șimdiki kadar olmasa da biliniyordu. Bu nedenle Șilili yerliler de ilaçtan yemeğe ve cilt bakımına birçok alanda kullandılar. Modern bilim de çileğin oldukça faydalı bir meyve ol- 4/15/10 2:06:46 PM duğunu birçok açıdan ispatlamıș durumda. Bağıșıklığı güçlendiren, çocuk felci riskini azaltan, cilt yaraları ve kandaki zararlı virüslerin giderilmesinde etkili olan çilek, kansere karșı da koruyucu ve önleyici maddeler içeriyor. Romatizmaya, gut hastalığına, sinir bozukluğu ve depresyona çok iyi geliyor. Karaciğerin ișlevini ve safra salgısını artırıyor. Ateș düșürücü etkiye de sahip olan bu faydalı meyve, gerçek bir C vitamini deposu. Kalori bakımından oldukça düșük. B vitamini, kalsiyum, fosfor, demir sodyum ve potasyum. Kremaya batırıp keyifle ağzınıza attığınız bir çilekte tüm bu saydığımız vitaminler mevcut. İster yiyin, ister suyunu için, isterseniz ezerek püre haline getirip sütle karıștırarak cildinizi temizleyin. Seçim sizin. Çilek alırken... Faydalarını saydığımız, bu söyleniși dahi güzel meyveyi satın alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini de söylemeden geçmeyelim. Çileğin rengi mutlaka canlı, üstü lekesiz olmalı. Paketteyse, mümkünse paketi açın ve alttakileri de kontrol edin. Hemen tüm sebze ve meyvelerde olduğu gibi çileğin de küçük veya orta boy olanları büyüklerinden daha lezzetli ve tat olarak daha konsantre. CELEBOCENISAN.indd 23 Çilek (Fragaria), gülgiller (Rosaceae) familyası içinde yer alan, sapları yerden fazla yüksek olmayıp baharda beyaz çiçekler açan bir bitkinin, önce pembe, geliștikçe de koyu bir renk alan meyvesi. Saklarken... Çilek yetișirken nasıl narinse, dalından koptuktan sonra da o kadar narin. Toplandıktan sonra en fazla 2 gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Buzdolabında, yıkamadan kuru bir șekilde ve geniș bir kapta 4-5 gün saklayabilirsiniz. Kap geniș ve yayvan olmalı. Zira altta kalan çilekler ezildiği için çok daha kısa ömürlü oluyor. Çilekleri kaba koyarken ezik veya çürük olanları da mutlaka ayırın çünkü ezik çilekler sağlamların da hızla bozulmasına sebep oluyor. Bahar geldi, dallar çileğe durdu. Seçmesini, saklamasını, yararlarını da öğrendik. Lafı uzatmayalım da bu özel lezzeti damağımızla bulușturalım. Reçel, marmelat, komposto, tart, pasta, turta, puding, salata, milk shake, șıra, likör... Tüm bunların tariflerini de ustalarına bırakalım değil mi? Osmanlı çileğinin yaşamasına destek vermek amacıyla her yıl 18 Haziran’da Karadeniz Ereğli’de, Osmanlı Çileği Kültür ve Sanat Festivali adlı uluslararası bir festival düzenleniyor. 4/15/10 2:06:50 PM gündem röportaj I I 24-25 00-00 Sinemamızın “bıçkın” aktörü: CELEBOCENISAN.indd 24 4/15/10 2:06:58 PM Koridorda, kulise doğru ilerliyoruz. Birden kuș sesleri duyulmaya bașlıyor. Cik cik sesleri yankılanıyor sessizlikte... Șașırıyoruz önce. Erkan Can ise oldukça sakin. Elini cebine atıyor ve telefon... Telefonu kuș sesleriyle çalan, sokak köpekleriyle uyuyacak kadar köpekleri seven, gemiciliğe tutkun, doğaya așık bir adam Erkan Can. Kendi tabiriyle “bıçkın” bir adam... ● Bașında kıș geldi mi hiç çıkarmadığı beresi, sakin ha- vası ve mahallemizin abisi tavrındaki konușmalarıyla daha ilk dakikada, onu yıllardır tanıyormuș gibi hissediyorsunuz kendinizi. Gemicilerin arasında büyümüș, sokak köpekleriyle yarenlik etmiș, boyacılıktan kaportacılığa, “sevdiği” her iși yapmıș, güngörmüș bir oyuncu Erkan Can. “Dar Alanda Kısa Paslașmalar”daki Torba Suat’a da, “Gemide”ki Kaptan İdris’e de, “Takva”daki Muharrem’e de yabancı değil. Bu insanlar onun hayatındaki insanlar aslında. Günlük yașamında sohbet ediyor, dertleșiyor onlarla. Maceralarını dinliyor. Ve aldıklarını usta oyunculuğuyla birleștirerek parmak ısırtacak ișlere imza atıyor her seferinde. “Adam rolünü yașıyor yahu” dedirtiyor herkese. Ve evet, o rolünü gerçekten yașıyor... CELEBOCENISAN.indd 25 Bursa’da doğmușsunuz, Mesken ilçesinde. İlk gençliğiniz de bu tarihi șehirde geçmiș. Bursa’da çocuk olmak, genç olmak nasıl bir șey? Cin gibi bir çocuktum. Durduğu yerde durmayan, gezen dolașan... “Sarı” diye çağırırlardı beni. Ummadığın yerde karșına çıkardım. Bizim zamanımızda teknoloji yoktu. Oyuncaklarımızı, kızağımızı vs. kendimiz yapardık. Tel arabalar, otobüsler, çember yapardık. Bursa’da bağ bahçe içinde, meyva ağaçları arasında doğayla iç içe oynardık. Hayaliniz gemici olmakmıș doğru mu? Gemiciliği severim. Mahallede gemici abilerimiz vardı. Serdümenlik yapan, gittiği yerleri anlatan, dünyayı gezen. 4/15/10 2:07:01 PM röportaj I 26-27 “Bazen sert, bazen yumușağım. Deniz gibiyim yani. Çabuk sinirlenir, çabuk unuturum. Kimseye kızamam, laf söyleyemem, utanırım. Gülmeyi severim. Elektriğim iyidir.” Onlara özenirdim. Eskiden, askerlikten önce düșündüğüm bir yașamdı gemicilik. Tiyatro ona galip geldi. İyi ki de gelmiș. Gemici olsaydım perișan olurdum. Gemicilik, denizcilik zor iș çünkü. Siz de dünyayı gezmek mi istiyordunuz? Evet, hala istiyorum. Yurtdıșına ilk kez “Gemide” filmiyle gittim, Cannes’a. Sonraları sinema sayesinde dünyanın birçok yerini gördüm. Sinema sizin geminiz oldu diyebiliriz o halde... Evet aynen öyle. Daha da gideceğiz. İstanbul Belediye Konservatuvarı’ndan 1990 yılında mezun oldunuz ve 91-92’de Bakırköy Belediye Tiyatroları’na girdiniz. İlk kimin karșısına çıktınız “rol kesmek” için? Ben esasen tiyatroya 16 yașında, Bursa Devlet Tiyatrosu Feraizcizade Mehmet Șakir Bey Gençlik Tiyatrosu Kursu’yla bașladım. Öyle bir eğitimi vardı ki, șimdiki konservatuvarların hepsini bozar. Bursa’da birçok oyunda rol aldım. Tüm Bursa tanırdı beni. Ünlü olmaya o zamandan alıșığım yani. Büyük oyuncuların, büyük abilerin önünde oynadık. Herkes sonra konservatuvara gitti, ben kaldım. 80 öncesiydi, biraz karıșık dönemlerdi. Liseyi bitiremedim. Akșam sanat okulunu 2. sınıfta bıraktım. Çünkü akșam lisesiydi ve akșamları oyunum olduğu için okula hiç gidemiyordum. Orada hocalarınız kimlerdi? Yalın Tolga, Sevinç Aktansel Çetinok, Coșkun Orhon, Tayfun Orhon, Özer Aydın, Yıldıral Akıncı, Ahmet Uğurlu. Mustafa Uğurlu ve Mutlu Güney de bizim kurstan yetișmedir. O dönem devlet tiyatrosuna kim geldiyse, bize ders verdi. O zamanlar Bursa’ya yeni oyun gelirdi. Oyuncular bu vesileyle öyle bir iki gün değil, neredeyse bir ay Bursa’da kalırlardı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda o dönem kim varsa hepsi bize hocalık yapmıștır. Tesadüftür ki Bursa’da da, İstanbul Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda da seçmeler için Kenan Ișık’ın karșısına çıktım. O dönem Nejat Uygur’un ve Altan Erbulak ile Erol Günaydın’ın “Yavru ile Katip”teki tiplemelerinin CELEBOCENISAN.indd 26 Erkan Can, 13 yıl ara verdiği tiyatroya geçen yıl rol aldığı “Sürmanșet” oyunuyla döndü. Șu sıralar ise “Alevli Günler” adlı oyunda; kah sert bir polis komiseri, kah nüfus idaresi müdiresi olarak çıkıyor tiyatroseverlerin karșısına. Erkan Can’ı kadın kılığında görmek, izleyenleri hem șașırtıyor, hem de gülmekten kırıp geçiriyor. taklidini yaptım. Bir de ağır çekim öldüm onlara. O zamanlar ağır çekimleri sinemalarda yeni görüyorduk. Henüz yok filmlerde böyle șeyler. Neyse, aldılar beni. Böylece Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın ilk kadrosunun içinde yer aldım. 7 sene orada oynadım. Askerlik dönüșü, eğer tiyatroya girmeseydim gemici olacaktım. Son anda durumlar değiști. Benim hayatım hep son tren, son vagondur. “Gemide” filmindeki “Kaptan İdris” rolüyle sevenleriniz hem șașırdı hem de sizi takdir etti. Bu filmde neyi göstermeye çalıștınız? Ben anlattım, diğer arkadașlar anlattı. Önder Çakar da yazdı. Senaryo iyiydi. Oyuncular olarak biz de roller, karakterler üzerinde çok konuștuk, tartıștık. Biz bu filmi dublajlı çektik. Paramız yoktu bu filmleri yaparken. Hayat aktı, biz yolumuzu bulduk. Erkeklerin sert dünyasını ve en alttakileri göstermeye çalıștık filmde. Dibe vuranları. Belli bir metrekarede kendilerine bir dünya kurmuș, o dünyanın içinde yașayıp giden, karaya ayak bastıklarında yani dıșarı çıktıklarında afallayan, ne yapacağını șașıran insanları anlatmaya çalıștık. Bir yanımızın ne kadar vahși, hiç doymamıș olduğunu göstermek istedik. Vahși kapitalizmi anlattık. Böyle bir derdimiz var. 4/15/10 2:07:07 PM Neyzen Tevfik “Küfür lûgatin tuzu biberidir” der. Bunun yakıșması olmaz ama, küfrün ağzınıza çok yakıștığını düșünüyor izleyiciler. Küfür de o zamanlardan mı kalma? Sanat toplum içindir diyorsunuz o halde... Önce kendim için. E ben de toplumun bir parçasıyım. Yaptıklarımız topluma yansıyor tabii ki. Derdimiz evrenseli, mükemmeli yakalamak. “Takva” filminde bunu yakaladığınızı hissettiniz mi? Ben bir oyuncu olarak üzerime düșeni yapamaya çalıșırım. Rolü seçerken tabii ki senaryoyu okuyorum. Hoșuma giderse, senaryonun son sayfasında zihnimde bir șeyler canlanıyorsa; dünya için, insanlar için, ülke için yararlı bir șeyler tașıyorsa oynarım. İșimi yaparım. Ekipteki herkes ișini yapar. Kendiliğinden bir sinerji, empati olușur. Bu ekip iși. Tek bașına oyuncu bir șey yapamaz. Sonuçta tüm organizasyon oyuncuya hizmet ediyor gibi ancak sinema, puzzle gibi herkesin bir parça koyduğu, herkesin filmin bütününü düșündüğü bir iștir. Kaptan İdris, Muharrem, Torba Suat... Bu adamları hayatınızın bir yerinde görmüș olmalısınız. Ben bu adamlarla hayatımın bir yerinde karșılaștım, konuștum, tanıștım. Bunları bilmesem rolde çuvallayabilirdim de. Bir oyuncunun en büyük kaynağı gözlemdir. Ben çevremde herkesle sohbet ederim, adam ayırmam. Her yere girer çıkarım. Bu çeșitlilikten beslenirim. Bizim dükkan sırtımızda, oyuncuyuz biz. Rolümü kafamda kurgalayarak, düșünerek çalıșırım. Küfür hayatın içinde var. Çocukluğumuzdan beri sağımızdan solumuzdan duyuyoruz. Duymadıysan, küfür bilmiyorsan askere gider, kralını öğrenir gelirsin. Gerektiğinde ederim. Ama her yerde küfür edilmez. Her șeye de edilmez. Bunu bilmek lazım. Dile tat verecek kadar... Bu hayat hengamesinde kaçıp sığındığınız, ruhunuzu dinlendirdiğiniz özel bir yer veya șey var mı? Ben her yerde mutlu olurum. Altımda arabam olsun yeter. Ben arabamın içinde her șeyi düșünür, hallederim. Arabada her șey aklıma gelir. Ben gezeyim arabamın içinde, benim için yol olsun yeter. Amerikan arabalarına düșkünüm. Bir 86 model Chevrolet Caprice Classic’im var șimdi, onunla uğrașıyorum. Bebek gibi ilgileniyorum onunla... Bir de köpeğim var, Maki. Küçültülmüș bir kurt köpeği düșünün; kuyruk Kangal gibi, kulaklar dik. Benim köpeğim hep oldu. Babam köy enstitüsünde öğretmen olduğu için köylerde büyüdüm ben. Evde mutlaka iki av köpeğimiz olurdu. Mahallede de bir sürü köpeğim vardı. Dıșarı çıktım mı hepsi toplanır, dizilirdi karșıma. Akșama kadar birlikte gezer, gece birlikte uyurduk. Kapıda soyar, öyle içeri alırdı annem beni. Köpek kokardım çünkü. Esnaflığa da yabancı olmadığınızı Kapalıçarșı dizisindeki oyunculuğunuzdan anlıyoruz. Yıllarca esnaflık yaptım. Konfeksiyon, parfümeri; parça bașı mallar sattım Kapalıçarșı’nın girișinde, turșu suyu sattım. Kaportacıda, ayakkabıcıda çırak olarak çalıștım. Araba yıkadım. Ben küçükken de evden hiç para almazdım. Ne yapacağıma kendim karar verirdim. Kaportacıda iș bulurdum, babama söylerdim. “Tamam” derdi, çalıșırdım. Köye giderdim hayvan gütmeye. Hiçbirinde de zorlanmadım. Severek isteyerek yaptım çünkü hepsini. Hele tezgahtarlığım çok iyidir. Çok güzel ayakkabı satarım, zenne... CELEBOCENISAN.indd 27 “Benim hayatım hep son tren, son vagondur.” 4/15/10 2:07:14 PM makale I 28-29 Olsak olsak da, nasıl bir takım olsak?.. ● Çelebice’yi ilgiyle takip edenlerdenim. Yaklașık yirmi yıldır amatörce yazılar yazarım. Genellikle; sevindiğim, üzüldüğüm, kızdığım, heyecanlandığım bir haberin ardından bir șeyler yazdım. Bu kez ise, bir sipariș üzerine yazıyorum. Sevgili Çetin Özbey, telefonda benden ekip çalıșması hakkında bir șeyler yazmamı isteyince, bu hayırlı siparișe sevindim. Tam da ben, bu konu hakkında, nasıl daha hızlı yol alırız diye düșünürken bu talebin gelmesi iyi oldu aslında. Yöneticilik yașantım boyunca bașka türlüsünü düșünemediğim, iș yașamının “olmazsa olmaz”larından olarak kabul ettiğim ekip çalıșması, özellikle de Çelebi gibi binlerce insanın bir arada çalıștığı organizmalarda aslında güzel de bir zorunluluktur. Tam da șu sıralarda, hızla büyüyen șirketimizde bu büyüme aynı hızla organize edilmeye çalıșılıyor. Bu konuda uzman kurulușların yöneticileri, bizlerle görüșerek bu süreç- CELEBOCENISAN.indd 28 lerin nasıl daha iyi yönetilmesi gerektiğini yorumlarken, kalite bölümümüz de hizmet kalitemizi yükseltme çalıșmaları yapıyor, standartları belirliyor. Çelebi Holding’in; havacılık, denizcilik, gıda, turizm, tașımacılık, güvenlik sektörlerindeki faaliyetleri ve havacılık sektöründe gerçekleștirdiği yurtdıșı projelerinin isimlerini saymak bile zaman alır. Çelebi çalıșanları Türkiye ve dünyanın çeșitli bölgelerinde, farklı coğrafi koșullar ve hava șartlarında, belki de daha önce hiç bilmedikleri bir kültürün insanlarıyla bir arada çalıșıyor, onlara hizmet veriyor. Üç farklı ülkede çalıșan binlerce kișinin, aynı ülkü ve ekip ruhu ile çalıșmasını hemen istersek hayalci oluruz. O nedenle de, bence ideale yakını bunun küçük birimlerde modellenmesi olabilir. Biraz klasik de olsa tıpkı, “Demokrasi önce, en küçük topluluk olarak bilinen aileden bașlar” sözündeki gibi. İçini herkesin farklı dolduracağı Çelebi ekip ruhu da, böylece uzun vadede yavaș yavaș yerine oturur. 4/15/10 2:07:25 PM Bu ruhun olușması da ancak, diğerlerine önderlik yapabilecek, özenle seçilmiș, sorumluluk alabilen ve yetkisi olan departman liderleri ile mümkün olabilir. Çelebi Holding Yönetim Kurulu, seçtiği lider özellikli yöneticilerle diğerlerine de șu mesajı veriyor diye düșünüyorum: “Herbert von Karajan’da bizim istediğimiz özelliklerin birçoğu var, bu nedenle onu bu pozisyona getirdik. Onu kendinize örnek alarak çalıșırsanız, bir gün sizin de o pozisyona gelmeniz mümkün olabilir. Herbert Bey, sizden bir isteğimiz de yerinize sizin gibi değerli bașka insanlar yetiștirmeniz...” Postabașından, CEO’ya kadar farklı sorumluluk, yetki, güç ve beceride liderlerimiz var. Grubun tepesindeki lider, tüm bu senkrondan da sorumludur. Șimdi sizlere, yöneticilik hayatım boyunca, uyguladığımda iyi sonuçlar aldığım bazı notları iletmek istiyorum. Okuyacaklarınızın birçoğu, ya okuduğum bir kitaptan aklımda kaldı, ya da katıldığım bir eğitimde duyup not aldım ama hepsini bizzat uygulayıp verim aldım. • • • • • • • • • • • • • • Bașkasını modellemek yerine kendiniz olmaya çalıșın. Aksi takdirde, size ait olmayan davranıș ve konușmalar, ilk yağmurda üzerinizden akacaktır. Çalıșkanlık ve sabırla beslenmemiș hiçbir zekanın önemi yoktur. Her türlü umarsızlık ve, “sana mı kaldı șimdi bu yani” bakıșlarından yılmadan proje üretin ve liderinize sunun. Fikir getirmek, önermek, takımın ișidir. Kararı ise çekici elinde bulunduran lider verir. Ancak bu ön hazırlığı yapan, projeleri yarı mamul hale getirmekten gocunmayanlar bir gün o çekici ellerine alabilirler. Hayatta kalmanın yegane yolu, ișimizi iyi yapmaktan, onunla bütünleșmekten, sürdürülebilir farklılıkları yakalayıp rakiplerden üstün hizmetleri optimum fiyatlarla üretmekten geçer. Kendinizi karșınızdakinin yerine koymak, ya da sözün Yunanca kökeni ile en (iç) pathos (duygu) yani empati kurmak tabii ki önemli. İğne-çuvaldız örneği de bizim tarihi empati örneklerimizdendir. Bunun daha da gelișmiși ise, “Birisiyle konușurken o görüșmeden sıyrılın ve konuștuğunuz kiși ile kendinizi üçüncü bir kiși olarak dıșarıdan gözlemleyin, bu size daha sağlıklı iletișim fırsatları yaratabilir” öğretisidir. Modern iletișim cihazları ile iletișim becerilerinizi ve haberleșme yetilerinizi geliștirin. Bu size, hem zaman hem de hız kazandıracaktır. Merak, araștırma hatta öğrenme açlığı kișiyi düzenli olarak geliștiren bir duygudur, doymamasında yarar vardır. Sizden istenen bir bilgiyi mutlaka isteyen kișiye zamanında bildirin. Bașarı, tıpkı sevinç gibi paylaștıkça büyüyen bir olgudur. Birlikte sevinip üzülebilme, takım olmanın gereklerindendir. Daha önce amatörce de olsa takım sporları yapanlar, iș hayatına daha rahat uyum sağlarlar. CELEBOCENISAN.indd 29 • • • • Takım arkadașı için çabalama, onun hatasını kapatmaya gayret etme, bașarısı için ona yol açma, onun kaçırdığı bir sayıdan sonra üzüntüsünü paylașma, attığı golde sevincini bölüșme, sakatlıkta veya güçten düșüldüğü zamanlarda yanında birilerinin olduğunu hissetme, bir bașkasına arkanı dönebilme rahatlığı, bașkalarına güvenme duygusu, sporun olduğu gibi iș hayatının da önemli kriterlerindendir. Bunu iki örnekle açmak isterim. Konuyu bir dönem Galatasaray ve Türk Milli Takımı’nın mentorluğunu yapan psikolog Prof. Dr. Acar Baltaș’tan dinlemiștim. Fenerbahçe ve Beșiktașlılar alınmasın lütfen, benzer örnekler onların takımlarında da yașanmıștır mutlaka. Hakan Șükür’le yapılan bir röportajda șöyle bir diyalog yașanmıș: Hakan, o zor kafa golünü nasıl atmıștın sen öyle? Aslında o pozisyon Taffarel’in çok zor bir topu çıkarmasıyla bașlamıștı, sonra kalecimiz topu Ergün’e uzattı, Ergün iki kișiyi çalımladıktan sonra güzel bir ara pasıyla topu Emre’ye kazandırdı, Emre’nin mükemmel ortasından sonra da bana sadece topa kafayla dokunmak kaldı... Evet, iște iș hayatı da aynen böyle. Her bașarılı ișten sonra sadece kendinize pay çıkarmaya çalıșırsanız, bir gün atacağınız muhtemel bir golün pasını da boșuna beklersiniz. Uğruna mücadele etmediğiniz hiç kimse, sizin için severek mücadele etmeyecektir. Sadece șımarmadan koșan, bașarısını ve bașarısızlığını içtenlikle takım arkadașlarıyla paylașabilen, doğru kurgulanmıș, çağın getirdiği dinamizme ayak uyduran takımlar yașamlarını büyüyerek sürdürebilirler. Bir öykü de Hıncal Uluç’tan... Tarih 18 Aralık 1960. Galatasaray o gün Fenerbahçe’yi 5-0 yenmiș. Maçın dört golünü atan Metin Oktay, soyunma odasında bașını önüne eğmiș elleriyle kafasını tutuyor. O yıllarda gazetecilere soyunma odalarının kapıları henüz açık. Genç muhabir Hıncal Uluç hemen Metin Oktay’ın yanına oturup soruyor. “Ne oldu Metin, nedir senin bu üzüntülü halin?” O tarihte 24 yașında olan, daha sonra 55 yașında bir trafik kazasında ölen ve centilmenliği ile taraflı tarafsız herkesin sevdiği Metin Oktay’ın cevabı bir ders niteliğinde: “Yaa Hıncal, yarın șimdi bütün gazeteler beni yere göğe sığdıramayacaklar. Ben mesleğime nasıl șımarmadan devam ederim, onu düșünüyordum...” “Ayinesi (aynası) iștir kișinin” diye bir laf vardır ya hani. Bence kișinin ayinesi, iș dünyasında takımıdır. Bu yazı bitmez sandınız ama bitti iște. Bu da bu yazının son sözü olsun: Mumbai kargo binasında çalıșan genç bir Hintli takım arkadașımız, aksanlı İngilizcesiyle bir sorana “Bir merdiven beș ișçi” ile bașlayan șirket öykümüzü gurur duyarak anlattığı gün, ben global anlamda bir takım olduğumuza inanacağım... Çelebi Hava Servisi Satıș ve Pazarlama Direktörü Tunç Müstecaplıoğlu Șubat-2010 4/15/10 2:07:27 PM kültür I 30-31 Tac Mahal Hindistan’da Türk izleri Cumhurbașkanı Abdullah Gül’ün ziyareti ve Çelebi’nin kazandığı üç ihaleyle, bugünlerde Türkiye’nin ekonomi gündeminde sıkça adı geçen Hindistan, aslında ülkemize sanıldığından çok daha yakın. Bölgede 1800’lere kadar süren Türk etkisi, ardında çok özgün bir mimari ve pek çok dünya mirası eser bıraktı. CELEBOCENISAN.indd 30 4/15/10 2:07:28 PM ● Doğu’nun en büyük uygarlıklarından birinin doğup geliștiği Hindistan coğrafyasının Türklerle ilișkileri çok eski tarihlere dayanıyor. M.S. 1 ila 6. yy’da bölgede, Türkistan kökenli Kușanların etkisi açıkça gözüküyor. Döneme ait heykellerde Türk süvarilere ait elbiseler ve paralar üzerinde Türkçe “güzel” anlamına gelen “kucula” gibi sıfatlar göze çarpıyor. Kușanların ardından bölgeye gelen Akhunlar, Afganistan’ı Hindistan’a bağlayan yol üzerinde bulunan Gazne șehrinden hareket ederek Orta Asya’dan daha verimli ve daha fazla yağmur alan Pencap bölgesine doğru akınlar bașlatıyorlar. Akhunların 7. yy bașına kadar bölgede etkili olduğu biliniyor. İslamiyet bölgeye, 8. yüzyılın bașlarında Arap tüccarlar aracılığıyla girmiș. İlk olarak Gaznelilerle bașlayan Türk-İslam Devletleri zinciri Tuğluklular, Lodiler, Delhi Türk Sultanlığı ve son olarak Babür İmparatorluğu’yla devam ediyor. 15. yy bașında Timur’un Hindistan’ın büyük bir kısmını topraklarına katmasıyla bölgede “Türk-Hint İmparatorluğu devri” bașlıyor ve İngilizlerin 1858 yılında Babür devletini ortadan kaldırmasına kadar devam ediyor. Bu dönem boyunca bölgeye Türk-İslam mimarisiyle, Budist-Hint mimarisinin etkileșiminden doğan pek çok görkemli yapı inșa edilmiș. Türkler yapılarda; kubbe, minare ve kemer gibi mimari unsurlardan ve Hindistan’ın doğal zenginlikleri olan kırmızı kum tașı, renkli mermer, renkli taș ve tuğla gibi birçok değerli ve yarı değerli taștan olușan malzemelerden de yararlanmıșlar. Bölgedeki, çoğu UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Türk eserlerinden bazıları: Tac Mahal: Bu ünlü Babür anıtı, İmparator Șah Cihan’ın karısı Mümtaz Mahal’in anısına yaptırdığı bir anıt mezar. Mümtaz Mahal 1629 yılında, 17 yıl evli kaldığı imparatora 14. çocuğunu doğururken ölür ve Șah Cihan’ı dayanılmaz acılar içinde bırakır. İmparator, bu acı kayıptan sonra eșine olan sevgisinin büyüklüğünü bütün dünyaya kanıtlamak için bu anıt mezarı yaptırmaya karar verir. Mimar Sinan’ın öğren- cilerinden Mehmet İsa Efendi ve Mehmet İsmail Efendi ile Hattat Serdar Efendi, eserin yapımı için İstanbul’dan Hindistan’a davet edildi. 1632’de inșasına bașlanan eser, 20 yıl sonra, 1652’de tamamlandı.1983’ten bu yana UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer alan Tac Mahal, kușkusuz Hindistan’ın en önemli sembollerinden biri. Agra Kalesi: 1526-1858 yılları arasında hüküm süren Babür İmparatorluğu’nun yönetim binası olarak kullanılmıș olan kale “Kızıl Kale” olarak da biliniyor. 1648 yılında Șah Cihan tarafından tamamlanan kalede, Hindistan-Türk imparatorları; Babür, Hümayun, Akbar, Cihangir ve Aurangzeb yașadı. Kaleyi tamamlayan Șah Cihan’ın hayatının son günlerinde oğlu Alemgir tarafından buraya hapsedildiği ve penceresi Tac Mahal’e bakan bir odada öldüğü biliniyor. Kalenin çevresi iki buçuk kilometre uzunluğunda ve duvarları 20 metre yüksekliğinde. Kaleye, bir duvarı Yamuna nehrinin kıyısında bulunduğu için sadece güneyindeki Amar Singh kapısından girilebiliyor. Agra Kalesi geceleri ses ve ıșık gösterileriyle renkleniyor. Fetihpur Sikri: Agra’nın 40 km kadar batısında kurulmuș olan Fetihpur Sikri șehri, 1570-1586 yılları arasında, İmparator Ekber zamanında Babür Hükümdarlığı’nın bașkentiydi. Daha sonra terk edilen ve mükemmel biçimde korunmuș olarak günümüze ulașan bu hayalet șehirde, İran mimarisi ve Hint etkilerini harmanlayan ilginç bir mimariye sahip Cami Mescid, Jodha Bai Sarayı, Șeyh Selim Chisti’nin türbesi gibi pek çok eser bulunuyor. Kutup Minaresi: 1193’te Delhi Türk Sultanlığı’nın kurulması onuruna inșaatına bașlanan Kutup Minaresi, Kuvvet-ül İslam Mescidi harabeleri içinde yer alıyor. 72,5 metre yüksekliğiyle dünyanın en uzun minaresi olan eser ancak 1386 yılında tamamlanabilmiș. 2006 yılında Hindistan’ın en çok ziyaret edilen tarihi eseri olan ve Tac Mahal’den bile fazla turist çeken minare, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunuyor. Fetihpur Sikri CELEBOCENISAN.indd 31 4/15/10 2:07:33 PM spor I 32-33 “Yarın yine borçlarım olacak FIFA Dünya Kupası, ama bu gece kral benim.” her dört yılda bir yeşil sahalardaki Napoli taraftarları harika maçlarla ve saha dışındaki dev şenliklerle, güzel yaz mevsimini daha da güzel kılıyor. Dünya futbolunun bu en ateşli buluşması, tarihinde ilk kez Afrika kıtasına gidiyor, bu yıl. Ev sahibi Güney Afrikalılar, Dünya Kupası’nın, 16 yıl önce ırkçı Apartheid rejiminin sona ermesinden bu yana yaşayacakları en önemli olay olduğunu düşünüyor. Kazanılacak başarılar onlar için ikinci planda. Ayrımcı rejimin ardından ulus kimliğini yeni yeni oluşturabilen Güney Afrika, şampiyonayı kapılarını dünyaya açmak için önemli bir fırsat olarak değerlendiriyor. Ünlü futbol yazarı Simon Kuper’in bir zamanlar dediği gibi, “Futbol asla sadece futbol değil” ve Güney Afrika gazetesi Sunday Times’ın bir başyazısı, bu tezi açıkça kanıtlıyor: “2010, kim olduğumuzu ve kim olmak istediğimizi tanımlayacak.” Sadece bir ülke için değil, bütün bir kıta için özel anlamlar taşıyor, 2010. Olanaklarının yetersizliği ve güvenlik sorunları gerekçeleriyle yıllarca kendilerinden esirgenen evsahipliği, tüm Afrika ülkelerini heyecanlandırıyor. Şampiyonada forma giyecek farklı ülkelerden Afrikalı oyuncular, “Kendi evimizde oynamanın avantajını kullanacağız” diyebiliyor, gayri ihtiyari. Bir turnuva, bir ülkenin kaderini değiştiremez. Yine de futbol, genç nesillere hayatın birçok alanında daha iyisini başarmak için biraz daha cesaret ve özgüven verebilir; onlara, “Biz de dünyanın eşit bir parçasıyız” deme fırsatını tanıyabilir. Açlık, hastalık ve savaş haberleriyle anılmaktan usanan Afrika ülkeleri, Dünya Kupası ile bu sorunlarını çözemeyecek fakat yine de kendilerini pek çok ilginç öyküyle anlatma şansı buldukları için mutlular. Afrikalılar, “Şimdi top bizde” diyor ve Johan Cruyff’un söylediği gibi, “Top onlardayken rakip gol atamaz”. CELEBOCENISAN.indd 32 4/15/10 2:07:37 PM 11 Haziran’da Güney Afrika ve Meksika arasında, Johannesburg’da yapılacak açılış maçıyla birlikte harika bir turnuva ve Afrika’ya daha yakından bakma şansı bizi bekliyor. İşte bu büyük eğlenceye katılan ülkeler... Güney Afrika Meksika Uruguay Fransa A GRUBU Evsahibinin grubunda, geleneksel çalgı vuvuzela’nın sinek vızıltısını andıran sesinin maçlara damgasını vuracağı așikar. Güney Afrika takımı, yani Bafana Bafana, 90 dakikaya yayılan temposuna, Everton’lı oyun kurucu Steven Pienaar’ın yükselen performansına ve hocaları Carlos Alberto Parreira’nın tecrübesine güveniyor ancak hiç de kolay bir grupta değiller. Son yıllarda bașarılı sonuçlar alamayan Fransa, grubun favorisi. Benzema, Thierry Henry ve Nicolas Anelka’dan olușan ürkütücü bir hücum gücüne sahip olan Les Bleus, 1998’de kazandığı dünya kupasını çok özlüyor. Meksika cephesinde ise, 36 yașındaki Cuauhtemoc Blanco’nun takıma dönmesiyle Efrain Juarez, Andres Guardado ve Giovani dos Santos gibi genç yıldızların da kendilerine güvenlerinin arttığı ortada. Javier Aguirre yönetimindeki takım, kupa öncesinde 12 maç üst üste kaybetmedi. Tarihinde 2 dünya kupası zaferi bulunan Uruguay, ileri uçta tecrübeli golcü Diego Forlan (tabii iyileșirse) ve Ajax’ta yıldızı giderek parlayan Luis Suarez ile dikkat çekiyor. İkili, elemelerde toplam 12 gol buldu. Savunmada ise tanıdık bir isim, Fenerbahçeli Diego Lugano var. B GRUBU Arjantin Nijerya Kore Cumhuriyeti Yunanistan Dünya kupası, biraz da Maradona demek. B grubu sadece bu nedenle dahi heyecan verici çünkü Messi, Mascherano, (Maradona’nın damadı) Aguera gibi yıldızlar; pek çoklarına göre dünyanın gelmiș geçmiș en iyi futbolcusunun hocalığıyla sahaya iniyor. Șimdiye dek pek bașarılı bir grafik çizmediler. Ancak kulübenin verdiği ilham dahi onları finale tașıyabilir. Grubun önemli takımlarından Nijerya, katıldığı her dünya kupasına renk kattı. Kendi kıtalarında oynanacak ilk turnuva için de Avrupa tecrübeli oyuncuları Martins, Yakubu Aiyegbeni, Peter Odemwingie, Kanu, Jon Obi Mikel ve Joseph Yobo ile sert fakat hücumcu bir takım kurdular. En önemli oyuncusu Manchester’lı Ji-Sung Park olan Kore Cumhuriyeti, elemelerden çok rahat çıkmasıyla dikkat çekiyor. Oynadıkları savunma futboluyla eleștiriler alan Yunanistan’da Liverpool’lu Kyrgiakos, İtalya ve Portekiz tecrübeli Karagunis gibi turnuva tecrübeleri yüksek oyuncular var. Ayrıca, bu turnuvaya Gekas ve Charisteas gibi iki formda golcüyle geliyorlar. CELEBOCENISAN.indd 33 4/15/10 2:07:58 PM spor I 34-35 C GRUBU 2008 Avrupa Kupası’na katılamayan İngiltere, Fabio Capello yönetiminde șimdiden final için iddialı bir yapıya büründü. Ancak John Terry önderliğinde güçlü bir savunmaya, Gerrard ve Lampard’ın dinamoluğundaki orta sahaya, Rooney ve Defoe gibi hücum silahlarına rağmen İngiltere milli takımı henüz aradığı nokta santraforu bulmuș gibi görünmüyor. ABD, futbolun giderek yükselmekte olduğu bir ülke ve yıldızları Landon Donovan, formunun zirvesinde. Everton’un hücumcusuna, tamamı Avrupa’da oynayan Oguchi Onyewu, Michael Bradley, Tim Howard ve Clint Dempsey eșlik edecek. Oyuncularının büyük kısmı Fransa liginde oynayan Cezayir de, Karim Ziani ve Murat Meghni, kaptan Yezid Mansuri’nin dağıttığı toplarla önemli tehlikeler yaratıyor. Daha çok takım oyununu tercih eden Slovenya’nın yıldızı ise Köln’ün golcüsü, Milivoje Novakovic. D GRUBU Bir önceki kupanın evsahibi Almanya, grubun tartıșmasız favorisi. İkinci sıranın en güçlü adayı olan Gana, Michael Essien, Sulley Muntari ve Stephen Appiah’tan kurulu, oyunu domine etme yeteneğine sahip orta sahasıyla dikkat çekiyor. Avustralya’da, uluslararası turnuvalarda attığı kritik gollerle bilinen orta saha oyuncusu Tim Cahill, oldukça formda. Takımda öne çıkan diğer iki oyuncu ise Galatasaraylı Harry Kewell ve Lucas Neill. Guss Hiddink yönetimin- CELEBOCENISAN.indd 34 Hollanda Danimarka Japonya Kamerun kurdu. Danimarka’nın pek çok oyuncusu Juventus, Arsenal, Liverpool ve Werder Bremen gibi Avrupa devlerinde veya Hollanda liginde oynuyor. Tıpkı ABD gibi, Japonya da futbolun yükselen ülkelerinden. Samuraylar, Espanol’lu oyun kurucuları Nakamura’nın önünde gol arayacak olan 22 yașındaki yıldız adayları Shinji Okazaki’den çok șey bekliyor. Biraz șansı yaver giderse, Okazaki’nin șampiyonadan sonra Avrupa’ya transfer olması ișten bile değil. F GRUBU Son șampiyon İtalya’nın domine edeceği F Grubu, çetin bir ikincilik mücadelesine sahne olacak gibi. Gök maviler kupayı kazanmaları halinde, 5 șampiyonlukla Brezilya’yı yakalamıș olacaklar. Tarihlerinde dünya kupasını iki kez üst üste almıșlıkları var (1934 ve 1938). İkinciliğin güçlü adayı Paraguay, turnuvaya kötü bir haberle gidiyor. Golcüleri Salvador Cabanas, ocak ayında bir eğlence yerinde bașın- Almanya Avustralya Sırbistan Gana de 2006’da da Dünya Kupası’na gelmeyi bașaran takım, Hollandalı hocanın attığı temel üzerine kurulu. Bugünkü hocaları da Hiddink’in yardımcılığını yapan Pim Verbeek. Annesi ve babası Alman olan kaleci Swartzer, Avustralya formasıyla ilginç bir Almanya maçına çıkacak! Manchester United ile çok önemli maçlara çıkan Vidiç, 1998’den bu yana uluslararası turnuvalarda oynayan Stankoviç, yenilenen Sırbistan kadrosunun tecrübeli oyuncuları. E GRUBU Favori Hollanda, harika bașladığı 2008 Avrupa Kupası’nı hayal kırıklığı ile sonlandırmıștı. Buradan aldıkları dersler, Liverpool’lu Dirk Kuyt’ın inanılmaz formu ve Arjen Robben’in nihayet sakat olmaması, Hollanda’yı șanslı kılıyor. Kamerun, kendi kıtasında, Samuel Eto’o, Alexandre Song ve belki de Trabzonsporlu Rigobert Song gibi lejyoner oyuncularıyla bir üst turu zorlayacak. Hocaları Le Guen, șimdiden Kamerunlulara hayaller kurduran bir takım İngiltere ABD Cezayir Slovenya İtalya Paraguay Yeni Zelanda Slovakya dan vurularak ağır yaralandı. Roque Santa Cruz, takımın en önemli gol silahı. Slovakya takımının iskeletini defansta Liverpool’lu Skrtel, orta sahada Napoli’li Hamsik ve ileride Bochum’lu Sestak olușturuyor. Grubun zayıf halkası Yeni Zelanda, Güney Afrika’ya gelmeyi büyük bir bașarı olarak değerlendiriyor. 4/15/10 2:08:29 PM G GRUBU 2010 Dünya Kupası’nda eğer bir “ölüm grubu” varsa, burası olsa gerek. Otoriteler, favori Brezilya’nın dahi, özellikle savunma zaafları nedeniyle, bir üst tura çıkamama olasılığı olduğunu belirtiyor. Fildiși Sahili, gerek son dünya kupasında oynadığı hırslı ve yaratıcı futbolla, gerekse Chelsea’li Drogba ve Salomon Kalou, Sevilla’lı Didier Zokora, Barcelona’lı Yaya Toure, Marsilyalı Bakary Kone, Manchester’lı Emmanuel Eboue, Arsenal’li Kolo Toure ve Brezilya Kuzey Kore Fildiși Sahili Portekiz Stuttgart’lı Arthur Boka’nın dahil olduğu parıltılı kadrosuyla, grup birinciliği iddiasında. Gruplara kritik bir play-off maçıyla kalabilen Portekiz ise, turnuvalar ilerledikçe performansı yükselen takımlardan. Yıldızları Cristiano Ronaldo’ya çalıșkanlıklarıyla Jose Bosingwa ve Ricardo Carvalho, tekniğiyle de Deco eșlik edecek gibi görünüyor. Demokratik Kore Cumhuriyeti, maalesef en çok bașarılı kalecileri Ri MyongGuk’a güveniyor. H GRUBU İkinciliğin aslanın ağzında olduğu bir grup daha! Kaleci Casillas’tan santrafor Torres’e kadar tam bir yıldızlar karması olan İspanya, hızlı ve topa hakim oyunuyla final adaylarından. Vicente del Bosque’nin takımı, 2008’de Avrupa șampiyonu olan Aragones’in takımından pek de farklı bir oyun oynamıyor. Zorlu grubundan ikinci olarak çıkan Șili, İspanya İsviçre Honduras Șili özellikle kendi liginde oynayan yıldızlarıyla ön plana çıkıyor. İkinciliğin diğer adayı İsviçre’nin en önemli silahı, Basel’li golcü Alexander Frei. Șansı pek yüksek olmayan Honduras takımında 36 yașındaki golcü Carlos Pavon, parlak kariyerine dünya kupası hatıraları eklemek için biraz da șansa ihtiyaç duyuyor gibi. CAPE TOWN Güney Afrika’nın göz bebeği Cape Town, dünya kupasının önemli maçlarına evsahipliği yapacak. İsmini masa gibi dümdüz zirvesinden alan Masa Dağı’nın etekleriyle okyanus arasında kurulu kent, eşsiz doğal güzelliklere sahip. Cape Town, bu güzellikleri, gelişmiş altyapısı ve turistik olanaklarıyla Afrika’nın geri kalanından oldukça farklı. Kolonyal dönemden kalma Hollanda mimarisi, halen şehir merkezine hakim. Merkezdeki Long Street, ülkenin çok kültürlü yapısının küçük bir maketi adeta: Afrikalılar, İngilizler, Hintliler... Kentin eğlence yaşamı da bu bölgede odaklanı- CELEBOCENISAN.indd 35 yor. Teleferikle çıkılan Masa Dağı, kent ve okyanusun güzelliğinin tadına varmak için harika bir nokta. Merkezdeki buharlı trenle yapılan liman turu oldukça keyifli. Ne de olsa 1488’de, Portekizli Bartelemeu tarafından keşfedilen, önce Hollandalı Boer ailesinin, ardından İngilizlerin hakimiyet altına aldığı Cape Town, 1652’den bu yana önemli bir liman kenti olarak işlev görüyor. Kent yakınlarındaki Fok Adası’nda fok balıklarını izlemek, Ümit Burnu yakınlarındaki Boulders sahilinde ise penguenlerle beraber yüzmek mümkün. Geziye açık olan Ümit Burnu’ndan görünen de- niz feneri, sözün gerçek anlamıyla “dünyanın öbür ucu”. Cape Town’a gelen turistler, daha fazla sayıda canlıyla yakından temas etmek ve ülkenin tabiatını keşfetmek için günübirlik safari turlarını tercih ediyor. Böyle bir gezide, son yıllarda tüm dünyada yaygınlaşan Güney Afrika şaraplarının üretildiği bağları da görmeniz mümkün. Genellikle Fransız göçmenlere ait olan bağ evleri, hemen dikkatinizi çekecektir. Cömert okyanusun sunduğu deniz ürünleri, Avrupa ve Afrika kültürlerinden beslenen Güney Afrika mutfağını daha da zenginleştiriyor. 4/15/10 2:08:38 PM sivil havacılık I 36-37 Havacılık coșkusunun beșiği Türkkușu 85 yașında Türkiyemizin masmavi göklerini emanet ettiğimiz Türkkușu 85. yılını, “İstikbal göklerdedir” anlayıșıyla vatanına hizmet etmenin gururuyla kutladı. CELEBOCENISAN.indd 36 4/15/10 2:08:46 PM nda ● 1935 yılından bu yana 5500 pilot yetiștirdi Türkkușu Uçuș Eğitim Okulu. İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen dahil birçok önemli havacımız bu okulda öğrenim gördü. Atatürk’ün emriyle kurulan ve gençlerimizi yetiștirerek tüm dünyada geçerli bir meslek sahibi yapan Türkkușu, bağlı bulunduğu Türk Hava Kurumu ile birlikte 15-21 Șubat haftasında bir dizi etkinlikle, kurulușunun 85. yılını kutladı. Türkiye’nin en tecrübeli uçuș okulu olan Türkkușu, 85. yıl kutlamaları kapsamında, Etimesgut’taki tesislerinde gerçekleștirdiği “Halk Uçușu” ile gazileri ve bağıșçılarını gökyüzünün büyüleyici dünyasıyla tanıștırdı. Basın mensupları için “Gökyüzünden Ankara Turu” adlı bir dizi uçuș yapıldı. Oldukça renkli etkinliklere sahne olan kutlama haftasında hem karada hem de havada gösteriler düzenlendi. Müzik dinletisinden bale gösterisine, halk oyunlarından halk uçușlarına, gerçekleștirilen bir dizi etkinliğin yanı sıra kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak adına Anıtkabir ziyareti de yapıldı. Türk Hava Kurumu yetkilileri tarafından tüm yurttaki Atatürk anıtlarına çelenk bırakıldı. Uçuș tutkusunun ve yurdumuzun birbirinden güzel köșelerinin fotoğraflara yansıdığı “Gökyüzünden Türkiye Manzaraları” sergisi de 24 Șubat’a kadar ANKAmall Alıșveriș Merkezi’nde, uçuș tutkunlarıyla fotoğraf tutkunlarını aynı mekanda bulușturacak. Amaç havacılığın gelișmesi Türkiye’nin önemli ve köklü kurulușlarından biri olan Türkkușu, 85 yıldır kuruluș amacı doğrultusunda, bilimsel ve çağdaș bir eğitim vermenin haklı gururunu yașıyor. Kurum; havacılığın önemini anlatmak, askeri, sivil, sportif ve turistik havacılığın gelișmesini sağlamak, bunlar için gerekli araç gereci hazırlamak ve personeli yetiștirmek, uçan bir Türk gençliği olușturmak misyonuyla eğitim veriyor. Gençlere havacılığı sevdiriyor. Gönüllülerin bağıșları ve kurban derilerinden elde edilen gelirle yetenekli gençlerimize ücretsiz uçuș eğitimi veriyor. Türk havacılığına yetenekli gençler, gençlere de hayat boyu gururla tașıyacakları bir unvan ve meslek kazandırıyor. Oldukça hevesli çalıyor gençler Türkkușu’nun kapısını. Testleri bașarıyla geçip eğitime bașladıklarında, yerden yüzlerce metre yüksekte, kendilerini kușlar gibi hür hissedecekleri, tutku dolu bir mesleğe sahip olacakları için kendilerini șanslı hissediyorlar. Dünyada ve Türkiye’de havacılığın gelișmesi ve her geçen gün pilot ihtiyacının daha çok artması, uçmaya gönül veren gençlerin heveslerine karșılık geliyor. Yurtiçi ve yurtdıșı yolcu ve kargo tașımacılığı, havayoluyla ambulans hizmetleri, uçak kiralama hizmetleri ve turistik gezi uçușları arttıkça, havacılık eğitimi almıș kișilere duyulan ihtiyaç da o kadar artıyor. Yalnızca tașımacılık ve turizmde değil; havadan fotoğraf ve film çekimi, döviz atıșı, parașütçü atma, tarımsal ilaçlama ve gübreleme, orman yangını söndürme ve arama-kurtarma gibi alanlarda da pilot ihtiyacı gün be gün artıyor. Pilot olmak hayal değil İște bu ihtiyacın yıllar önce, 1935 yılında görülmesiyle kuruldu Türkkușu Uçuș Eğitim Okulu. Kurulduğu günden bu yana sivil havacılığın yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri için birçok pilot yetiștirdi. Türkkușu bugün, Etimesgut tesisleri ile İnönü ve Selçuk`taki hava eğitim merkezlerinde AB ve dünya standartlarına uygun olarak çalıșmalarını sürdürüyor. Pilotluk alanında 150 kișilik öğrenci kapasitesi olan okul, bu yıl bu sayıyı 150`den CELEBOCENISAN.indd 37 300`e çıkartmayı planlıyor. Türkkușu’ndan pilotluk sertifikası alan gençler, yukarıda saydığımız tüm alanlarda hizmet verebilecek yetkinliğe sahip oluyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandașı, 17 yașını doldurmuș, 35 yașından gün almamıș, en az lise mezunu, orta derecede İngilizce bilen, herhangi bir sağlık sorunu olmayan ve eğitimini tamamlayarak sınavlarda bașarılı olan herkes tüm dünyada geçerliliği olan pilotluk belgesini alıp pilot olabiliyor. Yaklașık 15 ay süren eğitimlerde pilot adaylarına hava hukuku, uçak genel bilgisi, uçuș performansı ve planlama, insan performansı ve limitleri, meteoroloji, seyrüsefer, ișletme prosedürleri, uçuș prensipleri, haberleșme usulleri gibi bașlıklarda dersler veriliyor. Parașüt ve planörlük için Türkkușu pilotaj eğitiminin yanı sıra, bünyesindeki Çok Hafif Hava Araçları Okulu ile sportif havacılık yani yamaç parașütü, yelkenkanat, balon ve mikrolayt (motorlu yamaç parașütü, motorlu yelkenkanat ve ultralight) dallarında da eğitim veriyor. Parașüt bașlangıç eğitiminin ücretsiz olarak verildiği kurumda, 5 gün süren eğitimin yemek ve barınma dahil tüm masrafları milli bütçeden pay almadan faaliyetlerini sürdüren Türk Hava Kurumu tarafından karșılanıyor. Böylece göklere gönül vermiș herkes Türkkușu’nun deneyimli kadrosundan eğitim alarak parașüt bașlangıç sertifikası, atlayıș kartı ve parașüt bașlangıç brövesine sahip olabiliyor. Bugüne kadar toplam 195 bin gencimize, 2009 yılında ise yaklașık 40 bin gence model uçak, parașüt, yamaç parașütü, yelkenkanat ve planör dallarında ücretsiz havacılık eğitimi verdi Türkkușu. Ayrıca kurum; halk uçușları, milli günlerde merasim uçușları, personel ve malzeme nakli uçușları, uçak tecrübe uçușları ve afet dönemi uçușlarını ücretsiz gerçekleștirerek yurdumuza önemli hizmetlerde bulunuyor. Türkiye’ye ve mavi göklere gönül vermiș Türkkușu’nun kapısı, havacılığa ilgisi olan herkese açık. www.thk.org.tr 4/15/10 2:08:55 PM sergi I 38-39 Dünya ve Türkiye denizcilik tarihinin en büyük arması, tarihi değiștiren, geçmișimize tanıklık eden birçok önemli eserle birlikte Beșiktaș’taki İstanbul Deniz Müzesi’nde! CELEBOCENISAN.indd 38 4/15/10 2:09:00 PM Orhaniye Fırkateyni’nin 14,5 m uzunluğundaki, 24 ayar altın varaklı baș arması ● Ömrünü vermiștir usta bu ișe; sabrını, tutkusunu ve tırnaklarını vermiștir. Kesildiğinde ölen ağaç, hayat bulur, dirilir onun ellerinde. Tüm motif aklındadır aslında, çentik çentik, figür figür. Yalnızca kesmek, oymak değildir yaptığı. Ruhundan ona ruh üflemektir. Ve bu ince oyma iși kimi zaman, dünyaya acemi bir insana beșik, kimi zamansa vaktini doldurmușlara üstü kapalı döșek olur. Uysaldır ahșap. Kolayca șekil alır, ustanın ellerine bırakır kendini. Abanoz, ceviz, elma, armut, sedir, gül ağacı, çam vb. ağaçlar; oyma, kakma, boyama, çatma (kündekari) ve çakma (kafisi iși) gibi zengin tekniklerle süslenir. Ve ortaya öyle güzel eserler çıkar ki, güzel kelimesi sıradanlașır... İște bugünlerde Orhaniye Fırkateyni’nin dev arması da, ustasının el maharetini kanıtlarcasına duruyor İstanbul Deniz Müzesi’nde. 1878 yılında Osmanlı-Rus savașında Akdeniz filosunda görev alan, ölümlere ve zaferlere tanıklık eden zırhlı fırkateynin “dünyanın en büyük ahșap oyma, kabartma arması” olma özelliğini tașıyan 14,5 m uzunluğundaki, 24 ayar altın varaklı baș arması bir asır sonra, ‘’Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı’’ sergisiyle gün ıșığına çıktı. Gemi baș figürlerinden, gemilerde ve karargahlarda kullanılan tuğralara, isim plaketlerinden armalara birçok eserin yer aldığı sergi, ahșabın görkeminin ve bugün unutulmuș, ustaları parmakla sayılacak kadar azalmıș ahșap oymacılığının kültürümüzde ne kadar gelișkin olduğunun ihtișamlı bir göstergesi. Aziziye Fırkateyni’ne ait 8 metre boyundaki, dünyanın ikinci en büyük ahșap oyma kabartma baș arması ve Osmanlı ve cumhuriyet tarihinde önemli bir yere sahip olan, 1903 yılında padișah yatı olarak İngiltere’ye si- CELEBOCENISAN.indd 39 pariș edilen ve 1926 yılına kadar donanma kadrosunda hizmet verdikten sonra cumhuriyetin ilanıyla cumhurbașkanlığı yatı olarak kullanılan Ertuğrul Yatı’na ait gemi modeli, kıç arması ve yağlı boya tablo da sergide yer alan önemli eserler arasında. “Tersane halkı”nın eserleri 7 gemi baș figürü, 23 tuğra, 27 gemi isim levhası, 22 arma ve 45 muhtelif ahșap süslemenin yanı sıra, çeșitli tablo ve gemi modellerinden olușan toplam 142 4/15/10 2:09:02 PM sergi I 40-41 Aziziye Fırkateyni’ne ait baș armasından bir detay adet eserin yer aldığı sergi, Osmanlı döneminin ahșap sanatının merkezine, Tersane-i Amire’ye ișaret ediyor. Tersane-i Amire, İstanbul’un fethinden sonra kurulmuș, Osmanlı bahriyesinin idari merkezi ve gemi inșa faaliyetlerinin sürdürüldüğü yer. Marangoz, kumbaracı, kalafatçı, burgucu ve oymacı gibi burada çalıșan ve “tersane halkı” diye tabir edilen ustalar, bugün Deniz Müzesi’nde sergilenen ahșap eserlerin yaratıcısı. Tersanedeki tavșan, oymacı ve burgucu mağazası denen atölyelerde ince ince, iğne oyası gibi ișlenmiș olan eserler, yüzyıllar sonra coșkulu ve masalsı bir yolculuğa çıkarıyor müzeye gelen ziyaretçileri. Dönemin denizcilik ve gemiciliğiyle ilgili de önemli ipuçları veren sergi, Osmanlı armalarının en karakteristik özelliği olan militarist yaklașımı da ortaya koyuyor. 18. yüzyıla kadar armalar, padișah tuğralarından yapılıyordu. Ancak bu armaların Batılılar tarafından anlașılamayacak öğeler içermesi nedeniyle, yeni bir tarz geliș- CELEBOCENISAN.indd 40 tirildi. Birçok silah ve güçle ilgili simgenin bir arada bulunduğu bu yeni armalar, Osmanlı İmparatorluğu’nun ne kadar güçlü ve büyük bir orduya sahip olduğunu betimliyordu. Bu armalar da tıpkı öncekiler gibi devletin simgesi olarak saltanat kayıklarından harp gemilerine, devlet dairelerine ve devleti temsil eden birçok yapı üzerinde süsleme olarak kullanıldılar. Görkemli padişah tuğraları “Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı” sergisinin en ilgi çeken bölümlerinden biri de, 18. yüzyıla kadar armalarda kullanılan ve padișahın imzası sayıldığı için bulunduğu yerde padișahı ve Osmanlı Devleti’ni temsil eden tuğraların sergilendiği bölüm. Özellikle 16. yüzyıla kadar üzerinde padișah ve babasının ismi bulunan tuğralar zamanla değișerek uluslararası simgelerle bezenmeye bașlandı. 17. yüzyıla gelindiğinde, tuğraların 4/15/10 2:09:05 PM sağ taraflarına bayrak ve çiçek gibi uluslararası alanda da anlașılabilecek simgeler yerleștiriliyordu. Özellikle son dönem padișahların ahșap oyma tuğralarının yer aldığı sergide III. Selim, II. Mahmut, Abdülmecit, Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in tuğralarını yakından görmek mümkün. Kadırga (kürekli) ve kalyon (yelkenli) döneminde gemileri reislerin adıyla anan Osmanlılar, 18. yüzyıldan itibaren gemileri üzerindeki figürlerle adlandırmaya ve daha sonra bugün de bilinen isimleri vermeye bașladılar. Osmanlı donanmasına hizmet etmiș gemilerin isimlerinin yazılı olduğu ahșap isim levhaları da sergi kapsamında görebileceğiniz eserler arasında. İstanbul Deniz Müzesi Türkiye’nin denizcilik alanındaki en büyük müzesi olan İstanbul Deniz Müzesi, koleksiyon çeşitliliği yönünden de dünyadaki sayılı müzeler arasında yer alıyor. Yaklaşık 20.000 eseri koleksiyonunda bulunduran müze, Türkiye’nin ilk askeri müzesi unvanını da taşıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi’nin temeli 1897 yılında Tersane-i Amire’de (Kasımpaşa’da), küçük bir binada “Müze ve Kütüphane İdaresi”nin kurulmasıyla atıldı. 1914 yılında Bahriye Nezareti tarafından müzede bir reform yapması için göreve Mavi sulardaki güç sembolleri Sivil gemilerin heybetine heybet, askeri zırhlılarınsa dev cüssesine ürkütücülük katan gemi baș figürleri de oldukça dikkat çekici. Yabancı gemilerde görülen kadın ve erkek formunda gemi figürleri İslamiyet’te insan figürü kullanılması yasak olduğundan Osmanlılarda yerini çeșitli hayvan figürlerine bırakmıș. Baș figür olarak çoğunlukla kuș, aslan, kaplan, at ve ejder gibi güçlü, yırtıcı ve düșmanda korku uyandırması beklenen hayvanlar kullanılmıș. Tümü ahșap oyma ve altın varakla kaplı olan eserler, 18. ve 19. yüzyıla ait. Denizcilik tarihimize ıșık tutan bu önemli serginin bir diğer özelliği ise sürekli güncellenecek olması. Müzenin deposunda buılunan eserler restore edilerek tek tek sergideki yerini alacak. Böylece sergi kapanıș tarihi olan 7 Temmuz’a kadar sürekli yenilenecek. İki yıllık özenli bir restorasyon çalıșması sonucunda açılan ‘’Osmanlı Bahriyesinde Ahșap Sanatı’’ sergisi, pazartesi ve salı günleri hariç her gün Beșiktaș’taki İstanbul Deniz Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. CELEBOCENISAN.indd 41 getirilen Deniz Yüzbaşı Ressam Ali Sami Boyar, Türk gemilerinin tam ve yarım modellerinin yapılması için “gemi model atelyesi” ve mankenlerin yapıldığı “mulaj-manken atelyesi”ni kurdu ve müzeciliğin geliştirilmesine, bugünkü halini almasına temel oluşturdu. II.Dünya Savaşı’nın başlamasıyla, korunmak amacıyla Anadolu’ya nakledilen eserler 1946’da İstanbul’a getirilerek önce Dolmabahçe Camii Külliyesi’ne taşındı. 1961 yılından bu yana ise bugünkü yerinde yani Beşiktaş İskele Meydanı’nda, Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın anıtı ve türbesi yanında yer alıyor. Müzede Osmanlı’dan bugüne Türk denizciliğinde kullanılan saltanat kayıkları, bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar ve portolanlar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ve silahlar sergileniyor. 4/15/10 2:09:08 PM söyleși I 42-43 Resim Tutkunu Bir Çelebili CELEBOCENISAN.indd 42 4/15/10 2:09:11 PM ● Çelebi Güvenlik Sistemleri ve Danıșmanlık A.Ș.’de idari ișler memuru olarak çalıșan Sevilay Yiğitbaș aynı zamanda bir resim tutkunu. İlkokulda aldığı derslerle resme küçük yașlarda bașlayan ve sonraki yıllarda kendi çabasıyla yeteneğini ilerleten Yiğitbaș, iș arkadașlarının da beğeni ve takdirini toplamıș. Yiğitbaș’la hem resimden hem de Çelebi’deki yașamından konuștuk. Çelebi’de çalıșmaya nasıl bașladınız? İstanbul Üniversitesi Muhasebe Meslek Yüksek Okulu’nun sekiz haftalık zorunlu staj programı vardı. Nerede staj yapsam diye araștırırken Çelebi’nin ilanını gördüm. Temmuz 2008’de Çelebi Güvenlik’e muhasebe stajyeri olarak girdim. Müdürüm ve iș arkadașlarımla uyumlu bir șekilde çalıșıyorduk. Stajım bittiğinde çalıșmaya devam etmemi istediler. Ben de devam ettim. 2008’in Eylül ayında kadroya alındım, șimdi idari ișler memuru olarak çalıșıyorum. Bir gününüz nasıl geçiyor Çelebi Güvenlik’te? Çok hızlı geçiyor. Sabah gelir gelmez, personelin bir ihtiyacı varsa önce onu karșılıyoruz. Örneğin yağmurlu bir havaysa ve yağmurluk yoksa çok hızlı bir șekilde onlara yağmurluk temin ediyoruz. İlk ișimiz personelle ilgilenmek oluyor, sabah çay bile içmeden. Akșama kadar idareyle ilgili diğer günlük ișleri yapıyoruz. Gün çok yoğun geçiyor, masamızdan kalkamıyoruz. Genel Müdürlük kadrosu müdürlerimizle beraber dört kișiden olușuyor. Küçük bir ekibimiz var. Günde 10 saat bir arada çalıșıyoruz. Çelebi’de kariyer anlamında bir hedefiniz var mı, ilerisi için? Ben șu anda Açıköğretim Fakültesi’nde ișletme okuyorum, dördüncü sınıftayım. Mali müșavirlik hedefim var, staj yapmayı düșünüyorum. Olur mu, olmaz mı bilemiyorum ama Çelebi Güvenlik’i çok sevdiğimden buradan ayrılmak istemiyorum. İșimi de, İșletme Müdürümüzü de çok seviyorum. Ekibimizde görev yapan arkadașlar gerçekten çok cana yakın. Hiyerarși bizde pek yok. Aile gibiyiz. Ayrıca yaptığım iște her gün yeni bir șeyler öğreniyorum, kendimi geliștiriyorum. İki senedir burada çalıșıyorsunuz. Çelebi’de olmak nasıl bir șey, Çelebi’yi anlatmak isteseniz nasıl anlatırsınız? Kesinlikle bir aile ortamı var. Ben Çelebi’nin içinde kötü bir insan görmedim. İnsan Kaynakları departmanı ger- CELEBOCENISAN.indd 43 çekten güzel çalıșıyor. Hem ișe uygun hem karakteri düzgün insanları seçiyorlar. Yöneticilerimiz de çok düșünceli. Mesela Dünya Kadınlar Günü’nde Can Bey ve Canan Hanım bütün bayan çalıșanlara çiçek gönderdi. Bu kadar da ince insanlar. Güvenilir, kurumsal bir șirket Çelebi Holding. Resimle nasıl ilgilenmeye bașladınız? İlkokuldayken seçmeli derslerim arasında resim de vardı. Resim hocamız bir gün, -çok severdim kendisini- “Haydi çocuklar size kurs açalım” dedi. Bir sene boyunca hafta sonları bize ücretsiz ders verdi. Karakalem, yağlı boya çalıșmaları yaptık. Dekupaj teknikleriyle çalıștık, tahta boyama yaptık. Daha sonra bazı nedenlerden dolayı kursu bırakmak zorunda kaldım. Karakalemi bıraktım ama yağlı boyaya devam ettim. Daha sonra nasıl geliștirdiniz yeteneğinizi? Ben kurallara bağlı kalmayı fazla sevmiyorum, hayal gücümü kullanmayı tercih ediyorum. Bir süre ara verdikten sonra, 7-8 ay önce bir gün artık hobime vakit ayırma kararı aldım ve elime kağıdı alıp karalamaya bașladım. Ayrıca yaklașık iki senedir dijital boyama yapıyorum. Bilgisayar ortamında kullanılan bir yağlı boya çalıșma programı var. Ekranı tuval gibi kullanıyorsunuz, mouse’unuz fırçanız oluyor. Bu șekilde dijital resimler yapıyorsunuz. Neler hissediyorsunuz resim yaparken? Resim yapmak beni rahatlatıyor. Günün tüm yorgunluğunu resim yaparken atıyorum. Özellikle dijital resim yapmak çok hoșuma gidiyor. Resmi bitirip baktığımda, kendimi oradaymıș gibi hissediyorum. Kesinlikle sessiz sakin bir ortamda resim yapamam. Tam bir müzik tutkunuyum. Özellikle Türk sanat müziği söylemeyi çok seviyorum. Resim çizerken de müziksiz yapamıyorum. Hayal gücümü çalıștırmak içinse klasik müzik dinliyorum. Bu alanda eğitim almayı düșünüyor musunuz? Benim için öncelikli olan mesleki eğitim. Belki kurslarla yan bir eğitim olabilir ama çok emin değilim vakit ayırabileceğimden. Bazen bir kilitlenme noktasına gelip resimle ilgilenemez hale geliyorum. O zaman hayatımda tamamen iș oluyor. Akșam eve geldiğimde, ertesi gün iște neler yapacağımı düșünüyorum. İș düșünmeyi bırakmak, zihnimi dinlendirmek istediğimdeyse resme dönüyorum. Resim benim için günlük hayatın sıkıntılarından bir kurtuluș yolu. 4/15/10 2:09:21 PM gezi I 44-45 Doğa ve tarihin buluștuğu șehir: Erzurum bitve çașır r lo iș rm e dir. şır: Göğ lezzetleri lor ve ça meșhur n e ek p e i d Göğermiş n i elk nileri rum’un b emli çeș n ö ir. n d e te u kisi Erzu ın b tmek mutfağın rde tüke le m n ru ü u ğ e ö rz m E eçil ztün rinin vazg rumlu bü u le e rz c E e g k o ç zun kıș zellikle u Bunlar ö ir. lerindend CELEBOCENISAN.indd 44 Cağ keba bı: Cağ k ebabı Erz önceden urum’a ö terbiye e zel bir ke dilmiș da etinin ya baptır, n a, oğlak tık bir șiș ve kara üzerinde șirilmesiy k oyun , k ö mür ateș le hazırla i eșliğind nır. Cağ rak serv e piadı verile is yapıld n șișler k ığından b yöreye ö ullanılau adı alm zgü lava ıș tır. Servis ș ekmeği ile yerde, y , yine anlıș ola beraber rak “çağ yapılır. B edilmekte irçok kebabı” dir. Hazır șeklinde lanması meye so telaffuz ustalık g ğan, kara erektirir. biber ve odun ate Malzekekik ek șinde piș le nir. Malz ir ili r. kesilip ız D ö e n meler e r bıçağı ile gara üze rine alınır birer pors Genellikle . B iyon u ra da biraz yöresel a daha piș yran ya d irilir. a șalgam la yenilir. 4/15/10 2:09:34 PM Doğu Anadolu’daki en eski yerleșim yerlerinden biri olan Erzurum; tarihi, kültürü, mimarisi ve doğasıyla Türkiye coğrafyasında eșsiz bir yere sahip. 2011 yılında Universiade Kıș Oyunları’nı ağırlayacak olan kıș sporlarının gözde mekanı Palandöken Kayak Merkezi de Erzurum deyince ilk akla gelen yerlerden. Çelebi Hava Servisi Yolcu Hizmetleri Memuru Berat Gürler șehrinin güzelliklerini sizler için yazdı. ● Doğu Anadolu’da Erzurum’un otantik atmosferi içinde yükselen Palandöken Dağı, kayakseverlerin en gözde mekanlarından biri. Dağ, kayak için oldukça ideal kar kalitesine ve farklı zorluk derecesinde birçok piste sahip. Erzurum’da, kayak heyecanını Palandöken’in muhteșem manzarasıyla birleștiren unutulmaz bir tatil geçirmek mümkün. Palandöken Kayak Merkezi’ndeki pistler dünyanın en uzun ve dik pistleri arasında yer alıyor. Merkezin en uzun pisti 12 km, pistlerin toplam uzunluğu ise 28 km’yi buluyor. Yüksek irtifası, kar kalitesi ve uzun süren kıșıyla Palandöken, kayakçılara keyifli bir ortam sunuyor. Kayak mevsiminin kasımdan mayısa kadar, altı ay sürdüğü bölgede kar kalınlığı, normal kıș șartlarında iki ya da üç metreyi buluyor. Palandöken Kayak Merkezi, 3125 metrelik, Türkiye’nin en yüksek rakımlı pistine sahip. Pistte 3125 metreden 2100 metreye hiç durmadan kayarak inmek mümkün. Merkezde yer alan 22 pistten ikisi, Uluslararası Kayak Federasyonu tarafından olimpik pist ilan edildi. Erzurum tüm bu zenginlikleriyle 2011’de, Universiade Kıș Oyunları’na evsahipliği yapacak. Erzurum deyince akla sadece kar ve kayak gelmiyor elbette. Tarihi eserlerden doğal güzelliklere, yeraltı zenginliklerinden eșsiz lezzetlere Erzurum çok özel bir kültüre sahip. İște Erzurum’u Erzurum yapan zenginlikler... Çifte Minareli Medrese: Erzurum’un simgelerinden Çifte Minareli Medrese’nin kitabesi olmadığından, gerçek adı ile ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. 13. yy sonlarına doğru Selçuklu döneminde yapıldığı tahmin edilen açık avlulu ve iki katlı Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en büyük medresesidir. Taș oyma, kabartma ve çini süslemeleri ile muhteșem bir eserdir. Tortum Şelalesi: Tortum Gölü ve Tortum Șelalesi eșsiz doğal güzelliği ile yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeridir. Șelalenin aktığı yerde çok güzel piknik alanları bulunmaktadır. Yazın Erzurumlular serinlemek ve piknik yapmak için buraya gelirler. Șelalenin aktığı yerden dipteki Dev Kazanı’na uzun taș merdivenlerle inip Tortum Çayı’nı ahșap köprüden geçerek serinleyebilirsiniz. Tortum Șelalesi güzelliğiyle insanın düș gücünü zorlar. Özellikle CELEBOCENISAN.indd 45 ilkbahar aylarında manzarası bir film karesi gibi eșsizdir. Erzurum Kalesi: Kale, Erzurum’a 79 km uzaklıktaki tarihi İpek Yolu üzerinde yer alıyor. İlk inșa tarihi kesin olarak bilinmeyen Erzurum Kalesi’nin M.S. 5. yüzyılın ilk yarısında Bizanslılar tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Kalenin son zamanlara kadar Türkler tarafından kıșla olarak kullanıldığı biliniyor. Kale mescidi ve saat kulesi Türk mimarisinin ilk örnekleri olmaları bakımından önemli. Oltu taşı tespih ve aksesuarları: Oltu tașı, Erzurum’un Oltu ilçesinin kuzeydoğu kesiminden çıkarılmakta olan yarı değerli bir taștır. Oltu tașının diğer bir adı da kara kehribardır. Oltu tașı siyah, koyu kahve, sarı, nadiren de gri-yeșilimsi olabilir. Siyah renkli bu maden esasında bir karbon bileșenidir. Kolay ișlenebilir, bu nedenle de takı ve ziynet eșyası yapımında kullanılır. Genelde bayan takıları ve tespih üretiminde önemli bir yere sahiptir. Yüzyıllardan beri yörede genellikle tek kișilik ve babadan oğula geçen ev-atölyelerde fazla bir değișikliğe uğramadan üretilmektedir. 3213 sayılı Maden Kanunu’nda kıymetli tașlar arasında olduğunun tescili dahi yapılmıștır. Kadayıf dolması: Erzurum’da kadayıf denince, akla ilk olarak Ramazan ayı gelmektedir. Kadayıf dolmasız bir iftar düșünülemez. Ramazan ayı boyunca hemen hemen her iftarın tatlısı kadayıf dolmasıdır. İftar vakti yaklașınca Erzurum’da ev hanımları iftar hazırlıklarına girișirler. Bir taraftan et yemekleri, bir taraftan çorbalar, bir taraftan da kadayıf dolması hazırlanır. Ramazan ayında olduğu kadar olmasa da kadayıf dolmasının tüketimi yılın diğer aylarında da oldukça sık görülmektedir. Erzurum kesme (kıtlama) şekeri: Erzurum denildiği zaman akla hemen çay tüketimi ve beraberinde kıtlama șekeri gelir. Kıtlama șekeri kare șeklinde büyük bir kesme șekerdir. Evlere ve ișyerlerine alınan kıtlama șekerleri tüketilmeden önce șeker makası ile küçük parçalara ayrılır. Șeker sert olmalıdır ki, çayı içerken ağızda erken eriyip yok olmasın. Bunun için Erzurum kıtlama șekeri hem sert hem de dayanıklıdır. 4/15/10 2:09:38 PM șehir I 46-47 N A T Ş A B , İ K E C E G İR B Günün hayhuyu, karmașası, stresi, güneșin bu devasa kentin sokaklarından yavaș yavaș çekilmesiyle, yerini kocaman bir sessizliğe bırakır. Zengin fakir, genç yașlı, günahkar masum, iyi ve kötü... Karanlıkta herkes eșittir. Ve herkes biraz güzel. Karanlık bu yașlı șehrin tüm çizgilerini, tüm çirkinliklerini gizler. Kablolar, tabelalar, antenler, her șey silinir. Zarif ve esrarengiz bir siluet kalır gözlerin seyrine... CELEBOCENISAN.indd 46 Tüm çocuklarını koynunda uyutan bir anne gibidir İstanbul geceleyin. Karanlık çökmeye bașladığında, göğün yıldızlı büyük atlası yere serilir sanki. Dersaadet’in tüm tepeleri bir yıldız öbeğine dönüșür. Ve on altı milyonluk bu ülke șehir, boynunda çift sıra gerdanlıkla, güzel bir kadın misali uyumaktadır șimdi. Sessiz ama gürültülü, kalabalık ama ıssız, bizim ama ulașılmaz... 4/15/10 2:09:41 PM AN L U B N A T S İ BAŞA CELEBOCENISAN.indd 47 4/15/10 2:09:44 PM șehir I 48-49 gündem I 00-00 Gökdelenlere, tanrılar için inșa edilmiș gibi görünen, gökleri delen bu yapılara bir kutsallık katar gece. Gündüz șehrin orta yerine saplanmıș kılıçlar misali duran bu insanlık eseri taș yapılar, karanlık çöküp de ıșıkları yanınca güzelleșir, șehrin ortasına bırakılmıș büyük fenerlere dönüșür. Bu güçlü ve yenilmez, ıșıktan askerler, tüm gece ayakta nöbet tutarlar sanki. Ve “Biziz” derler, “Biziz bu șehrin hakimleri!” CELEBOCENISAN.indd 48 4/15/10 2:09:48 PM Ișıklar yanar önce, akșamın ilk demidir bu. Ardından insanlar evlerine, yerlerine yurtlarına çekilir. Ancak hiç uyumayan semtleri vardır İstanbul’un. Mesela Beyoğlu... Gündüz milyonlarca insanın kaldırımlarını adımladığı bu hummalı semt, gece; yalnızları, sarhoșları, evsizleri ve dudak dudağa çiftleriyle koca bir panayır gibidir. Mutluluk ve kederin dip dibe masalarda bir tabak çerez misali hızlıca tüketildiği Cadde-i Kebir, yani İstiklal Caddesi’nde hareket hiç durmaz. Tıpkı kalp gibi... CELEBOCENISAN.indd 49 Boș caddeler, parklar, alıșveriș merkezleri, meydanlar, otobüs durakları... Gececilerin, evsizlerin ve köpeklerin hükümranlığı bașlamıștır artık kentte. Ve ıșıkların... Karanlık, usta bir fotoğrafçı gibi ıșıkla yeniden çizer kenti. Kendinden arta kalan tüm alanları bir düğün yeri gibi donatır. Allar morlar birbirine karıșır. Bu șatafatlı haliyle meydanlar kalma, otobanlar gitme isteği uyandırır geceleyin. 4/15/10 2:09:55 PM șehir I 50 Yorgun șehrin yorgun insanları, hafta sonu eğlence mekanlarında alır soluğu. Müzik, dans ve içki, hayatın tüm zorluklarını birkaç saatliğine de olsa unutmanın esrik bir yoludur. Ve bu esrikliği yașamak isteyen herkesin yolu mutlaka Beyoğlu’ndan geçer. Asmalımescit, Nevizade ve Kuledibi’nde jazz’dan blues’a, punk’tan metal’e her tür müzikle sokakları çınlatan mekanlar, müdavimlerinden “ayda yılda bir”cilerine tüm misafirlerini, notaların evrensel diliyle bütünleștirir. Senaryosu olmayan, doğaçlama bir oyundadır bu șehrin insanları. Suretini takınır ve sessizce katılır oyuna. Yapması gerekeni yapar. Herkes bilir bir oyunda olduğunu ama kimse söylemez. Yazısız kuralları, dillendirilmemiș usulleri vardır. Sahneyle kulisin birbirine karıștığı dev bir tiyatrodur İstanbul. Dekoru, replikleri, oyunları ve yönetmeni sürekli değișen dev bir tiyatro sahnesi. Ve gece, tüm ıșıklarıyla gösteriye hazırdır. Herkesin alacağı bir șey vardır bu “Hisseli Harikalar Kumpanyası”ndan... CELEBOCENISAN.indd 50 4/15/10 2:10:03 PM çalıșanlarımız I 51 ÇHS Hatay İstasyonu, “güleryüzlü personel”ini seçti. Yolcu Hizmetleri Memurları arasından seçilen Derya Güçlü’yü bu bașarısı ve her daim gülen yüzü dolayısıyla tebrik eden çalıșma arkadașları, Güçlü için samimi bir kutlama gerçekleștirdi. Derya Güçlü’ye sertifikası takdim edilirken, Hatay Çelebi çalıșanları da pasta keserek tatlı bașlayan günü tatlı bitirdi. ÇHS Malatya İstasyonu çalıșanları, 24 Șubat’ta düzenledikleri çiğköfte partisi ile moral buldu. Yoğun geçen operasyonlarını Çelebi’nin kalite anlayıșıyla, bașarıyla sürdüren ve müșterilerden tam not alan Çelebi Malatya ekibi, artık gelenekselleștirdiği bu lezzetli ve bir o kadar da keyifli aktivitede, köftelerin acısını sohbetin tadıyla dengeledi. Kargo Direktörlüğü çalıșanları, 26 Șubat Cuma akșamı Bahçeșehir Ardıç Cafe’de, hayli eğlenceli bir “Kargo Gecesi” gerçekleștirdi. Farklı operasyon noktalarında görev yapan ve uzun zamandır bir araya gelme imkanı bulamayan Kargo personeli, gümrük mevzuatı değișikliği nedeniyle yașanan yoğun ve yorucu süreç sonrasında, hem keyifli bir mola verdi hem de yeni antrepolarının açılıșını hep birlikte kutladı. 2006’dan bu yana üstlenmiș olduğu ÇHS Antalya İstasyon Bașmüdürlüğü görevini bașarıyla sürdüren ve Ocak 2010 itibarı ile görevini Hindistan Yeni Delhi’deki yer hizmetleri firmamız Çelebi Delhi Ground Handling’te sürdürecek olan H. Taner Sarı için, Yoma Restaurant’ta gerçekleștirilen veda yemeğinde tüm Antalya personeli bir araya geldi. Neșe kadar burukluğun da hissedildiği gecede personeli ile vedalașan Sarı, ÇHS Antalya çalıșanlarının hazırlattığı hatıra plaketini, Harekat Müdürü Onur Gemicioğlu ve Ramp Müdür Kürșat Ulutaș’ın elinden aldı. Oldukça duygusal anlar yașanan yemekte Taner Sarı, birlikte geride bıraktıkları dört yıl için çalıșanlarına teșekkür etti. CELEBOCENISAN.indd 51 4/15/10 2:10:10 PM çalıșanlarımız I 52-53 ÇHS Adana İstasyonu’nun evsahipliği yaptığı mangalda sucuk partisine, Havaș çalıșanlarının yanı sıra Onur Air temsilcisi Alper Gergin, AtlasJet temsilcisi Özkan Meriç, SunExpress temsilcisi Yılmaz Özyüksel, Pegasus Havayolları’ndan İsmail Alibay, DHMİ Müdür Yardımcısı Adnan Șimșek ve Apron Șefi Murat İșçan da katıldı. Çelebi ve Havaș personelinin leziz sucuk ekmekler eșliğinde geçirdiği keyifli saatler, her iki șirket çalıșanlarının kaynașması adına faydalı ve bir o kadar da eğlenceli bir organizasyona dönüștü. Çelebi Hava Servisi Kayseri İstasyonu, 2009 yılının “gülümseyen yüzü”nü seçti. “Gülümseyen Personel” seçilen yolcu hizmetleri memuru Buket Özdoğan’a ödülünü, İstasyon Șefi Sevgi Tataroğlu takdim etti. Diğer Çelebi Kayseri çalıșanlarının da katılımıyla gerçekleștirilen samimi törende kısa bir konușma yapan Tataroğlu, gelecek yıllar için de güleryüzlü ve kaliteli hizmet dileğinde bulundu. ÇHS İstanbul ATA İstasyonu 2010’a, düzenlediği keyifli bir yılbașı partisi ile “merhaba” dedi. Teknik atölyede gerçekleștirilen parti için alanı süsleyen ATA Çelebi çalıșanları; Çelebi Holding Onursal Bașkanı Engin Çelebioğlu, Yönetim Kurulu Bașkan Vekili Canan Çelebioğlu Tokgöz, Çe-Tur Çelebi Turizm Genel Müdürü Suat Sarı ve diğer yöneticilerin de katıldığı organizasyonla yeni yılı birlikte, neșe içerisinde karșıladılar. ÇHS İzmir İstasyonu’ndaki yeni yıl sevinci, hizmet binasında gerçekleștirilen sıcak bir “hoșgeldin partisi” ile kutlandı. Acısıyla tatlısıyla 2009’a veda eden İzmir Çelebi personeli, daha nice kutlamalarda bir arada olmayı dileyerek 2010 yılının sağlık, mutluluk, huzur ve bașarı getirmesi temennileriyle pasta kestiler. CELEBOCENISAN.indd 52 4/15/10 2:10:18 PM ÇHS Antalya İstasyonu’nda geleneksel hale gelen personel doğum günü kutlamaları, geçtiğimiz dönemde de tüm coșkusuyla devam etti. Sürpriz bir partiyle doğum günü kutlanan Çelebi AYT Ramp Müdürü Kürșat Ulutaș’ın yanı sıra Muhasebe Șefi Okan Gürsoy, Muhasebe Memuru Tayfun Dinç ve Ofisboy Mehmet Aydın da yeni yașlarını iș arkadașlarıyla birlikte doyasıya eğlenerek kutladılar. Doğum günü sahipleri, pastalarındaki mumları üflerken dilek tutmayı da ihmal etmediler. Çe-Tur Çelebi Turizm çalıșanları, 5 Mart’ta vizyonun merakla beklenen filmlerinden Veda’yı hep birlikte izledi. Zülfü Livaneli’nin yazıp yönettiği, Atatürk’ün hayatına farklı bir pencereden bakan filmi, Evkur ofis yakınındaki bir alıșveriș merkezinde izleyen toplam 20 Çe-Tur personeli ve Çelebi Holding İnsan Kaynakları çalıșanı, salondan duygu yüklü anılarla ayrılırken benzeri organizasyonları daha sık tekrarlamak üzere sözleștiler. ÇHS Bodrum İstasyonu, Milas Gençlik Spor Kulübü’nün gerçekleștirdiği 4. Geleneksel Futbol Turnuvası’nda “En Centilmen Takım” seçildi. Çelebi Hava Servisi’nin kuruluș yıldönümü olan 1 Șubat’ta düzenlenen ödül töreniyle madalyalarına kavușan Bodrum Çelebi çalıșanları, böylece bu anlamlı günde iki kutlamayı bir arada yaptı. Futbol turnuvası gala gecesinde dereceye giren takımlara ödülleri dağıtılırken, madalyalar da sahiplerini buldu. İstasyon çalıșanları, turnuvada önemli bir bașarıya imza atan BJV futbol takımını ve emeği geçen herkesi, yașatmıș oldukları gurur sebebiyle bir kez daha kutlayarak bașarılarının devamını dilediler. İșbirliği içerisinde olduğu kurumlarla arasındaki bağları ve iletișimi güçlendirmek için faaliyetlerini sürdüren ÇHS Dalaman İstasyonu, Dalaman Kaymakamlığı’nın düzenlediği voleybol turnuvasına yoğun bir katılım ve ilgi gösterdi. Farklılıklarını spor alanında da ortaya koyan Dalaman personeli, bu aktivitelerdeki paylașımlarıyla iș yașamındaki üretkenliklerini birleștirerek daha verimli çalıșmalar ortaya çıkardıklarına ve var olan birlik ve beraberliklerini daha da pekiștirdiklerine inandıklarını dile getirdiler. ÇHS Erzurum İstasyonu, Yolcu Hizmetleri Memuru Hüseyin Nișancı’yı “Gülümseyen personel” seçerek ödüle layık gördü. Nișancı’ya ödülünü takdim eden İstasyon Müdürü Demet Kahveci, “Çelebi, hizmet verdiği alanlarda bașarılarla yoluna devam ederken sürekli üzerinde durmak istediği bazı hassasiyetleri mevcuttur. Bildiğiniz gibi ‘Bireye Saygı ve Güleryüzlü Olma’ vazgeçilmezlerimiz arasındadır” dedi. Kahveci, müșteri memnuniyetinin güleryüzlü olmakla eșdeğer olduğunu ve bunun ihmal edilmemesi gerektiğini ifade ederek; Çelebi çatısı altında çalıșan herkesin güleryüzlü olmayı kendine șiar edinmesi ve bunu da her zaman yolculara yansıtması gerektiğini belirtti. CELEBOCENISAN.indd 53 4/15/10 2:10:27 PM çalıșanlarımız I 54-55 ÇHS Antalya İstasyonu’nun eğlenceli motivasyon geceleri, personelin yoğun geçen turizm sezonuna kısa da olsa keyifli bir mola vermesini sağlıyor. Son olarak Antalya Kalamıș Restaurant’ta bir araya gelen Yolcu Hizmetleri, Harekat ve Ramp Departmanı çalıșanları, istasyon personeli olarak eğlenme ve birbirini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Çelebi Antalya ekibinin bu bol neșeli gecesinde, Hürriyet Akdeniz Gazetesi muhabirleri de onların mutluluğuna ortak oldu. Sezonun yorgunluğunu keyifli sohbetler ve hareketli danslarla üzerlerinden atan istasyon çalıșanları, bu ve benzeri gecelerle birlik ve beraberliklerinin daha da kuvvetlendiğini ifade ettiler. Hizmet vermeye bașladığı günden bu yana, Çelebi kalitesiyle operasyonlarını bașarılı bir șekilde sürdüren ÇHS Erzincan İstasyonu, gülümseyen personelini seçti. “Gülümseyen Hizmet” projesi kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucu birinciliğe layık görülen Yolcu Hizmetleri Memuru Murat Eğribaș’a sertifikası ve ödülü, istasyonda pasta kesilerek gerçekleștirilen samimi bir kutlama eșliğinde takdim edildi. ÇHS Dalaman İstasyonu, evlilik nedeniyle Antalya İstasyonu’na atanan arkadașları Yolcu Hizmetleri Memuru Ümmühan Soykan Bulanık için fasıl eșliğinde güzel bir veda yemeği düzenlendi. Dalaman personeli, ekip arkadașlarının bu özel gününde yanında olmanın mutluluğuyla, ondan ayrılmanın burukluğunu bir arada yașadılar. Arkadașlarına mutlu bir evlilik dileyen Çelebi Dalaman ekibi, yeni iș ortamında da bașarı temennisinde bulundular. CELEBOCENISAN.indd 54 ÇHS Ankara İstasyonu çalıșanları, Teknik Lojistik Müdürü Gökhan Kılınç için bir veda yemeği düzenledi. Çelebi çatısı altında bașarıyla sürdürdüğü görevine, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki Çelebi İstasyonu’nda devam edecek olan Kılınç, onuruna düzenlenen gecede duygu dolu anlar yașadı. Yoğun mesai saatlerini birlikte geçirdiği ekip arkadașları tarafından Gökhan Kılınç’a bir de veda hediyesi sunuldu. 2010 yılından itibaren çalıșanların doğum günlerini aylık düzenlediği samimi partilerle kutlayan ÇHS Kahramanmaraș İstasyonu, Ocak ve Șubat ayı kutlamalarını gerçekleștirdi. Yolcu ve Apron Hizmetleri ile idari kadrodan; Hasan Koyun, Mevlüt Ceyhan, Mehtap Doğrugörür, Yașar Balseven ve Zübeyde Taraman, kendileri için hazırlanan partilerde doğum günü pastalarını çalıșma arkadașları ile birlikte üflediler. Operasyon sonrasında organize edilen toplantılar, Çelebi Kahramanmaraș çalıșanları için de keyifli bir mola niteliğinde oldu. 4/15/10 2:10:32 PM Baharın ilk günlerini yașayan ÇHS Dalaman İstasyonu, yoğun yaz sezonu öncesi gerçekleștirdiği çeșitli etkinliklerle moral buldu. Tarihin ve doğanın eșsiz cazibesini bir arada barındıran tatil ve kültür merkezi Antalya’da oldukça eğlenceli ve öğretici bir hafta sonu geçiren Çelebi Dalaman çalıșanları, mavinin ve yeșilin buluștuğu bu güzel șehirden, biraz buruk, biraz yorgun ama hayli keyifli anılarla döndü. İstasyon çalıșanları yazdan kalma günlerin yașandığı dönemde bir de Göcek gezisi gerçekleștirdi. Doğası ile insanı büyüleyen Göcek’te bir balık avı organizasyonu düzenleyerek moral ve enerji depolayan Dalaman ekibi, birbirinden güzel balıkları izleyip yakalayarak eğlenceli bir gün geçirdi. Ekip üyeleri, aileleriyle birlikte güneșin ve mangalın keyfine varırken günü Göcek Limanı’ndaki bir çay bahçesinde verdikleri molayla noktaladı. 2009’un yorgunluğunu atıp, 2010’a daha güzel bir bașlangıç yapmak için yeni yıl akșamı tüm personelin katılımı ile bir araya gelen ÇHS Malatya İstasyonu ekibi, gönüllerince eğlendi. Hareketli müzikler ve lezzetli yemekler eșliğinde, felekten bir gece çalan ve yeni yılı birlikte karșılamanın mutluluğunu yașayan Çelebi Malatya çalıșanları 2010 için birbirine sağlık, mutluluk, huzur ve bașarı temennilerinde bulunmayı da ihmal etmedi. CELEBOCENISAN.indd 55 ÇHS Hatay İstasyonu, șubat ayında düzenlediği bir akșam yemeği ile hem yoğun iș temposuna keyifli bir mola verme fırsatı buldu hem de ișbirliği içerisinde olduğu kurum ve kurulușlarla farklı bir ortamda bir araya geldi. Hatay DHMİ Meydan Müdürü’nün yanı sıra Türk Hava Yolları yetkilileri ve personelinin de katıldığı organizasyonda herkes, neșesi ve sohbeti bol bir akșam geçirdi. 4/15/10 2:10:42 PM kutlama I 56-57 53. yılımızı hep birlikte böyle kutladık ADAN ANTAL HATAY Çelebi Hava Servisi, 53. kuruluș yıldönümünü tüm istasyonlarında büyük bir coșku ve gururla kutladı. ÇHS’nin 1 Șubat’ta 53 yașına basması onuruna, Çelebi ailesinin tüm fertlerinin katıldığı etkinlikler düzenlendi. Çelebi Holding’i tanıtan filmler izlendi, müzik eșliğinde Çelebi logolu pastalar kesildi, gün için özel olarak hazırlanan yemek menüsü eșliğinde yemekler yendi, sohbetler edildi; tüm istasyon çalıșanları bir araya gelerek eğlenceli kutlamalar yaptı. Gündüz çalıșan Çelebililer de bu özel günü tavuklu, köfteli, sucuklu mangal partileri yaparak ve pasta kese- rek hep birlikte kutladılar. Çelebi’nin 53. yıl mutluluğuna ve gururuna katılanlar arasında çeșitli illerin Emniyet Șube Müdürlükleri ve havayollarının çalıșanları da vardı. Gün boyu süren kutlamalarda Can Çelebioğlu, Canan Çelebioğlu Tokgöz ve Samim Aydın’ın mesajları da Çelebi çalıșanlarıyla paylașıldı. Çelebi’nin kurucusu Ali Cavit Çelebioğlu da fikirleri, görüșleri ve ilkeleri dile getirilerek minnet ve șükranla anıldı. Birlik ve beraberlik duygusunun yürekten yașandığı bu önemli günün ortak temennisi ise yeni ve daha büyük bașarılara imza atmak oldu. KAYSE SAMS Daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü! ÇELEBI HA VA V CELEBOCENISAN.indd 56 4/15/10 2:10:52 PM ADANA ANKARA ANTALYA BODRUM ERZİNCAN HATAY İZMİR KAHRAMANMARAȘ KAYSERİ MALATYA POLAT SAMSUN TRABZON VAN Hep birlikte el ele, nice yildönümlerine… HA A VA SERVISI CELEBOCENISAN.indd 57 4/15/10 2:11:09 PM zanaat I 58-59 Her ağacın içinde binlerce ses gizlidir. Enstrüman yapımcısının iși ise iște o sesleri bulup ortaya çıkarmak; müzisyenin avucuna, nefesine teslim etmektir... CELEBOCENISAN.indd 58 4/15/10 2:11:41 PM ● anayazi “Ölüler dans edebilir.” Avustralyalı dünya müziği topluluğu Dead Can Dance’in adını Türkçeye bu șekilde çevirebiliriz. Grup, bu isimle tüm enstrümanların, hatta ses çıkaran her șeyin bir zamanlar canlı olduğunu hatırlatıyor. Ve müziği, bu enstrümanların, yani “ölülerin dans etmesi” olarak adlandırıyor. Evet, ölüler de dans edebilir ama bunun için bir ustaya ihtiyaçları vardır. Müziğin kendisi kadar eski bir zanaat enstrüman yapımı. Ve bugün, teknolojinin sağladığı tüm olanaklara rağmen halen yoğun bir insan emeğiyle gerçekleștiriliyor. İște buna șahit olmak için 4C’deyiz. 4C, yurtdıșından enstrüman getiren, getirdiği enstrümanların bakımını sağlayan, ayrıca kendi atölyesinde enstrümanlar üreten, keyifli mi keyifli bir “müzik” șirketi. İstanbul’daki enstrüman dükkanlarının öbeklendiği, Tünel’e çok yakın bir yerdeler. Burada bizi, hem onarım hem de yapım ustası olan Sibel Çamalan bekliyor. Sibel’den bu ișin bir okulu olduğunu öğreniyoruz: Konservatuvar. Türkiye’deki çok sayıda enstrüman yapımcısı bu okuldan mezun. Okulda pek çok pratik ve teknik bilgi ediniyor, bu nadir mesleğin erbapları. Ancak takdir edersiniz ki yaptıkları iș son derece tatbiki. Yani ürettikçe tecrübe kazanıyor ve gelișiyorlar. mini keskiler, törpüler, mengeneler, tornavidalar, çekiçler, rendeler, kalemtırașlar... Birazdan hepsinin ne ișe yaradığını öğreneceğiz. Bir keman, üç ağaç Mini mini bir atölye Biraz atölyeden söz edersek, enstrüman yapımı iși zihnimizde daha net canlanabilir. Lilliput ülkesini duymușsunuzdur. Hani șu Gulliver’in Seyahatleri’ndeki cüceler ülkesi. Bu atölyeye bir isim verecek olsak adı herhalde Lilliput olurdu. Büyük bir marangozhane düșünün. Șimdi de, marangozhanede bulunan tüm araç-gereci küçültün. Biraz daha küçültün. İnsanın avucuna ancak sığacak hale gelene kadar küçültün. İște size atölye. Mini CELEBOCENISAN.indd 59 Akçaağaç, yaylı sazlarda çok sık kullanılıyor. Üzerindeki kurșun kalem ișaretleri ağacın nereden kesileceğini gösteriyor. Küçük bir hızardan geçtikten sonra enstrümanın ana gövdesi olușuyor. Sibel’in “kapak” tabir ettiği bölüm ikinci bir ağaçtan, sap ise üçüncü bir ağaçtan yapılacak. Yani enstrüman yapımcısı, bașka bașka ağaçları birlikte dans ettiriyor! Ülkemizden tedarik edilebilen ağaçlarla birlikte, yurtdıșından da önemli miktarda ağaç ithal ediliyor. 4/15/10 2:11:46 PM zanaat I 60-61 Ladin, gül ağacı ve abanoz. Farklı enstrümanlara hayat veren, değerli ağaçlar. Ağacın cinsi kadar, doğru mevsimde kesilmiș olması ve doğru koșullarda saklanması da büyük önem tașıyor. Çünkü bu faktörler ağacın nem oranını doğrudan etkiliyor. İlk kesim ișleminin ardından kullanılacak aletler giderek küçülecek. İș detaylandıkça daha “ince” çalıșılacak. Atölyedeki araçların neredeyse tamamı ithal. Almanya, Japonya, Çin, İtalya, ABD gibi enstrüman yapımında ileri ülkeler, araç-gereç üretiminde de diğerlerinden ileri. Yine de enstrüman yapımcısı, kendi ihtiyaçlarına bağlı olarak yeni araçlar üretiyor. Masanın üzerinde duran, bir çubuğa bağlı ince zımpara da bunlardan biri. Hatta, ihtiyaç halinde bazı “alternatif” malzemeler de kullanıyorlar. Mesela cilada ihtiyaç halinde oje kullanıldığı aklınıza gelir mi? Yapım ișlemlerinde tahmin ettiğimizin aksine, çok özel kimyasallardan olușan çok az miktarda yapıștırıcı kullanılıyor. Özel siparișler Enstrüman yapımı, müzisyenle zanaatçı arasında bir CELEBOCENISAN.indd 60 iletișimi zorunlu kılıyor. Bir müzik aletinin tamamlanması așamasında, seslerin doğruluğunu onaylamak için, müzisyenlerden de destek alınıyor. Üstelik, burada yapılan enstrümanların pek çoğu, müzisyenlerin özel talepleri üzerine hazırlanıyor ve sipariși veren kișinin talepleri doğrultusunda, klasik tasarımlar üzerinde değișiklikler yapılıyor. Değișiklikler ya ses ya da ergonomi ile ilgili ihtiyaçlar üzerine doğuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi, müzisyenler genellikle enstrümanlarının rengi konusunda da çok hassas. Görselliğin bu ișitsel ziyafete eșlik etmesinden keyif alıyorlar. Bu nedenle bazen istenen renge ulașılana kadar epey deneme yapılıyor. Türk sazları gelișiyor Sibel, klasik batı sazlarında standartların daha belirgin olduğunu, Türk sazlarının “kurallarının” ise henüz bu kadar katı biçimde belirlenmediğini söylüyor. Yüzlerce yıldır kullanılan Türk sazları halen nihai kalıplarını arıyor. 4C’de yeni enstrümanlarla birlikte, tamir ișleri de yapılıyor. Bazen küçük bir cila çatlağı, bazen de kocaman bir yarayla geliyor enstrümanlar, atölyelere. Tıpkı, hastaneye getirilen bir bebek gibi davranılıyor 4/15/10 2:11:52 PM Nigo Usta’nın öyküsü onlara. Önce teșhis, ardından tedavi. Yanlıș bir müdahale sonucu enstrüman masada kalabilir! O yüzden küçük ve dikkatli adımlarla ilerleniyor. Ve burada șahit oluyoruz ki tamir, gerçekten bir tutku iși. Tüm enstrüman yapımcılarının uzmanlaștığı belirli enstrümanlar var. Ama hepsi, yeni bir hastalıkla tanıșmak, yeni bir hastayı tedavi etmek için can atıyor. Böylelikle bilgi ve tecrübelerine yenilerini ekliyorlar. Kendilerinin tamir ettiği bir enstrüman gündelik hayata geri döndüğünde, yani bir ustanın ellerinde yeniden dans etmeye bașladığında, gözle görülür biçimde mutlu oluyorlar. Ne diyelim, ellerine sağlık... CELEBOCENISAN.indd 61 Enstrüman yapımı, İstanbul’da çok eski bir gelenek. Örneğin, Ziljiyan zillerinin Samatya’da başlayan, buradan New York’a uzanan, bugün pek çok popüler müzik grubunun davullarında devam eden öyküsünü işitmişsinizdir. Özellikle 1800’lü yıllarda İstanbul’da o kadar çok enstrüman yapımcısı, yani “lütiye” varmış ki... Sibel de bize kendi branşıyla ilgili ilginç bir öykü anlatıyor; 1910 yılında, İstanbul’da doğan Vahakn Nigogosyan, yani Nigo Usta’nın öyküsünü. Çocukluk yıllarından itibaren enstrüman yapımına ilgi duyan ve işe çıraklıkla başlayan Nigo Usta’nın yaşamı, ustasından aldığı “Stradivarius’un Hayatı” kitabıyla değişmiş. Yıllar süren çabaların ardından, biraz da talihinin yardımıyla Fransa’da büyük ustaların yanında çalışmaya başlamış. Ancak mesleğini, doğup büyüdüğü şehirde icra etmek istemiş ve 40’lı yıllarda, Tünel Meydanı’nda bir dükkan açmış. Ünü öylesine yayılmış ki İstanbul’da bir referans kişisi haline gelmiş. Buna karşın konservatuvarda görev almayı bir türlü başaramamış. Yaşadığı çeşitli zorluklardan ve 6-7 Eylül olaylarından sonra New York’a göç ederek Sacconi isimli İtalyan bir başustanın yanında, iş hayatına sıfırdan başlamış. Öyle ki ilk yıllarında değerli kemanlara dokunmasına dahi izin verilmemiş. Bu zor koşullar altında, Rembert Wurlitzer’in yaptığı bir viyolonselin eşiğinin aynısını yapmış ve bunu çok özel bir enstrümanda kullanmış. Patronu üzerinde niye şirketin damgasının bulunmadığını sorduğunda, eşiği kendisinin yaptığını ve önce onay istediğini söylemiş. Wurlitzer bu ustalığı görerek “Sen de Sacconi’ye yetiştin” demiş. Bundan sonra işleri çok iyi gitmiş ve 1969’da Carnegie Hall’un karşısında bir Stradivarius atölyesi açmayı başarmış. Milyonlarca dolarlık Stradivarius çalgılarını tamir etmiş, sahipleri adına alıp satmış. 1973’te, Amerikan Keman Derneği’nin kurucuları arasında yer almış. İstanbul’u, Türk kahvesini, Türk yemeklerini, Türk rakısını hiç unutmamış. “Çıraklarına bildiğin her şeyi öğretme” gibi klişeleri ise hiç aklında tutmamış ve sayısız keman yapımcısı ve tamircisi yetiştirmiş… 4/15/10 2:11:57 PM kișisel g gelișim ș I 62-63 CELEBOCENISAN.indd 62 4/15/10 2:12:03 PM Hepimizin bildiği sihirli bir kelime var. Onunla çevrenizdeki insanların yüzünü güldürebilir, yeni dostluklar kurabilir, iç huzura erișebilir ve hayal bile edemediğiniz kapıları açabilirsiniz. Yazıyı okumaya ne dersiniz? “Evet” mi? ● Si, da, yes, ja, han, hai; yani evet, evet evet, evet. Bugüne kadar size bu konuda söylenen her șeyi aklınızdan çıkarın. Ne gibi mi? “Kolay kabul etme, hayır de.” “Kișiliğini ortaya koy.” “Kolay biri olmadığını göster.” “Hayır de, kendini ezdirme.” “Hemen evet dersen seni kolay biri sanırlar.” “Silik olma.” “Evet diyerek sürünün peșinden gitme.” “Bașkasının düșüncesine prim yaptırma.” Nietzsche ünlü eseri “Böyle Buyurdu Zerdüșt”te, insanlașma yolunda 3 basamak așmamız gerektiğini söylüyor ve her bir așamayı simgelerle özdeșleștiriyor. Bu așamaların ilki deve. Deve, hayatı boyunca yük tașıyan hamal bir hayvan. İnsan da deve gibi hayatının ilk basamağında bașkalarının yüklerini sırtında tașır. Bu yükler toplumdan kendisine miras kalan șeylerdir; korkular, önyargılar, kurallar, kalıplar vs. İnsan bu așamada çok bilgili ve deneyimli olmadığı için yönlendirilmeye hazırdır. Kendini çok güçlü hissetmediği, söyleyecek çok fazla șeyi, karșı çıkacak cesareti ve bilgisi olmadığı için her șeye “evet” der. Bu noktadaki “evet”; düșünmeden, sorgulamadan itaat anlamı tașır. Yașamak için bașkasına ihtiyaç duyan insanların teslimiyet kelimesidir. İkinci așamada, yük tașıyan deve deneyim, bilgi ve görgüyle aslana dönüșür. Aslan, toplumun baskıcı kuralları karșısında, kendini gerçekleștirmiș, geliștirmiș olan insanın isyanının simgesidir ve “hayır” der. Gerçekten karșı olsun olmasın insan, “aslan” döneminde, doğru bildiği șeylere bile “hayır” diyebilir. Bu, insanın rüștünü ispatı ve yașı büyüdükçe büyüyen egosunu doyurma çabasıdır. Bu așamada insanlar her ne sebeple olursa olsun baskı altında kalamazlar. İçlerindeki gücün farkına varmıșlardır. Bu güç, insanları eleștirel, isyankar ve agresif yapar. Ve son așama: Çocukluk. İnsanlar yașları ilerledikçe, öğrendikçe, bildikçe, tecrübe ettikçe daha yumușak bașlı ve daha uzlașmacı olurlar. Tevekkül ederler. Anlayıșlı, sevecen ve sakindirler. Ve tıpkı çocuk gibi “evet” derler. Yalnız bu “evet” ilk așamadaki “evet”ten oldukça farklı ve gelișkindir. Bu olgunlașmıș insanın “evet”idir artık. İtaat değil, anlayıș ve bilgelik içerir. Hayatın içinde, tecrübeyle pișen insanın sihirli kelimesidir. Tüm bu saydığımız așamalardan geçmiș olan insan sihirli sözün “evet” olduğunu bulmuș, huzur içinde zevkli bir oyun oynamaktadır. İkinci așamada bir savaș olarak gördüğü hayat artık bir oyun gibi gelmektedir. Ve bu güzel oyunun sihirli kelimesidir “evet”. Defalarca oynamıștır bu oyunu ve her seferinde de mutlu, alı al, moru mor bir sonuca ulașmıștır. “Evet” ona açamayacağı nice kapıları, kazanamayacağı nice kalpleri açmıștır... bularından ve önyargılarından kendini sıyıran insan, aslında en büyük iyiliği kendine yapıyordu. Aklındaki tortuları atıyor ve bu kötü duyguların yerine iyilerini koyarak kendini iyinin ve güzelin uçsuz bucaksız vahasına bırakıyordu. Tüm olumsuz düșünceler akıl ve yürek için bir prangaydı ve anahtar sözcük “evet” bu prangaları insanın aklından çıkarıp atıyordu. “Evet”in olumlu gücüyle kötü düșüncelerden sıyrılan insan, bu alanı yaratıcı düșünce ve ilerleme için kullanabilirdi. Böylece hem kendisine hem de çevresine pozitif elektrik vererek, tüm insanlık için yararlı olacak daha üst düzeyde sanatsal yaratımlara girișebilirdi. Evet, sürpriz demektir... Șimdi yazıyı okumayı bırakıp bugüne kadar nelere “evet” nelere “hayır” dediğinizi bir düșünün. Hayır dediğiniz șeyleri yapsaydınız ne kaybederdiniz, ne kazanırdınız? Hayatınız ne yönde değișirdi? Bazen bazı “evet”ler de bize çok șey kaybettirebilir ama ya “hayır”lar yani bilmeye, denemeye, yapmaya bile lüzum görmediklerimiz... “Evet”lerin sonunda kaybetsek bile kaybettiğimiz șeyi biliyoruz. Ya “hayır”larda... Hiçbir zaman bilemeyeceğimiz muammalardır “hayır”larımız. Üretken, heyecanlı ve yeni değildir. “Hayır” eskinin devamı, iletișime, yeniliklere ve gelișmeye kapalı olmanın ifadesidir. Kötü sonuçlar doğuracağına emin olduğunuz șeyler dıșında cevabınız “evet” olursa, hayatın size ne gibi sürprizler hazırladığını ve bu dört harfli kelimenin hangi kapıları açabildiğini göreceksiniz. “Evet”ler kısa vadede size birçok arkadaș ve gülücük kazandıracak, buna emin olun. Çevrenize bir göz atın. Hemen șimdi ilk “evet”inizi söyleyip etkilerini görün. “Pardon, șu dosyayı bulmamda bana yardım eder misiniz?” “Evet, tabii ki!” Sihir gibi değil mi?.. Evet ilham verir Yașadığı dönemde yani 18. yy’da “deli” olarak adlandırılan Nietzsche için, “insan-ı kamil” yani “üstün insan”, “erdemli insan” olmanın en önemli koșulu ve belirtisiydi “evet”. Bu, insanın ne kadar bilge olduğunun göstergesiydi. “Evet”in gücüyle tüm negatif duygulardan; toplumların, geleneklerin ve üzerinde yașadığı coğrafyanın olumsuz yönlerinden, ta- CELEBOCENISAN.indd 63 4/15/10 2:12:15 PM çocuk I 64-65 Kardeșlik ilișkisi, söz konusu anne babanın gözüne girmek, takdirini almak olunca, rekabeti de barındıran bir ilișkiye dönüșüyor. İtișmeler, bağrıșmalar, kötü sözler... Endișe etmeyin, onlar birbirlerini seviyorlar. Sizin rehberliğinizde içlerindeki sevgiyi göstermeleri ișten bile değil... CELEBOCENISAN.indd 64 4/15/10 2:12:18 PM ● Önce birdi, birken iki, ikiyken üç oldular. Ne kadar da güzeller. Baktığınızda bazen size bazen eșinize benzettiğiniz simaları, hayata acemi soruları, size “Vay canına” dedirten fikirleriyle hayatı onlarla yeniden yașıyor, öğreniyorsunuz. Birkaç cümlenizden biri onlarla ilgili. Çocuklarım da çocuklarım. Onlar sizin her șeyiniz. Ebeveyn, arkadaș, sırdaș, öğretmen, rehber vs. birçok sosyal rolü dengede tutmaya çalıșıyorsunuz. Yeni bir insanla tüm hayatı yeniden deneyimlemek zevkli, farklı ve bir o kadar da yorucu. Peki ya onlar için? Küçük yașlarına rağmen onların da birçok sosyal rolü var aslında. Anne-babasının çocuğu, dedeninenin torunu, yașıtlarının arkadașı, okulun öğrencisi ve belki de en çok zorlandıkları sosyal rol; büyüğünün kardeși veya küçüğünün ağabeyi veya ablası olmak. Özellikle “ağabey”, “abla”, “kardeș” kelimeleri insanlara bir anda ne kadar çok sorumluluk yüklüyor, değil mi? Büyüksen kardeșine göz kulak olacaksın, küçüksen büyüğünün sözünü dinleyeceksin vs... Kıskançlıklar, paylașamamalar, özenmeler de cabası... Herkes kardeșini sever ancak çekișmeden de edemez. Belki de kardeșliğin doğasında vardır bu çekișme. Her çocuk diğerinden farklıdır Her çocuğun duygularını gösterme dili farklıdır. Ve buna göre de kardeși veya kardeșleriyle iletișimi değișir. Kimi çok duygusal ve dıșa dönüktür. Sevgisini göstermeyi ve sevilmeyi ister. Kimi içine kapanıktır, içten içe sever ama belli etmez. Yalnızca küçük ayrıntılara dikkat ederseniz fark edersiniz sevgisini. Kimi kendini tutamaz, așırı sever kardeșini. Tüm sevgiler gibi kardeș sevgisi de içinde her zaman kıskançlık barındırır. Bunu çocuklarınızın hareketlerini gözlemleyerek rahatça anlayabilirsiniz. Kardeșini kucağına alıp bırakırken sertçe hareket etmeler, yanağını sıkarken canını acıtmalar vs... Büyük çocuk, kardeși olduktan sonra genellikle iki tür ruh hali içine girer. Birincisi çocuk gibi davranmaktır. Çocuk, bebeklik dönemini çoktan geçmiș olmasına rağmen altını ıslatır, parmak emer, sütü biberondan içmek ister. Bunları yapınca annenin tıpkı kardeșine gösterdiği gibi kendisine de sevgi göstereceğini, ilgileneceğini düșünür. Ama sonuç tabii ki böyle olmaz. Ebeveyninden bu șekilde yaklașım ve takdir göremeyen çocuk ya daha da hırçınlașır ve öfkesini küçük kardeșine yöneltir ya da hiçbir șey yapmaz, küser ve içine kapanır. Böyle bir durumda anne babanın yapması gereken șey baskı yapmadan, kınamadan, çocuğun hislerini rahatça yansıtmasına izin vermektir. Bu dönemde yapılacak her türlü telkin ters tepki yaratacağından, çocuğu anlayıșla karșılamak ve kendi haline bırakıp, sevgi vererek beklemek en doğrusudur. Önemli olduklarını hissettirin Çocuklar ayırt edilmeksizin eșit sevildiklerini anladıklarında bu tür sorunlar da ortadan kalkacaktır. Kardeșlerin arasında kıskançlık ve çekișme olmaması adına en büyük görev anne-babaya düșer. Diğer çocuklarının yanında özellikle bir çocuğunu seven ve takdir eden ebeveyn, kardeș kavgalarının zeminini hazırlıyor demektir. Eğer kardeșlerden biri çok küçükse ve bakım istiyorsa anne onunla ilgilenip uyuttuktan sonra diğer çocuklarıyla da vakit geçirebilir. Ayrıca CELEBOCENISAN.indd 65 annenin bebekle ilgilendiği zamanlarda baba diğer çocuklarla oynayarak, onun yokluğunu hissettirmez. Kardeșlerin iyi geçinmesini istiyorsanız birine diğerinden daha çok değer verdiğinizi zannetmelerine sebep olacak hiçbir șey yapmayın. Ev ișlerini ve eğer yașları büyükse ev dıșındaki ișleri beraber halletmeleri için onlara görevler verin. Birlikte bir ișin üstesinden gelmek, sorumluluk almak ve bașarmak onları yakınlaștıracaktır. İșlerini bitirdiklerinde sizlerden görecekleri takdir de onları, birlikte daha iyi ișler yapabilecekleri konusunda teșvik edecektir. “Zorluğu ve bașarıyı paylașmak” gibi güçlü duygular, çatıșmaların yerini anlayıșın ve yardımlașmanın almasını sağlayacak. Göreceksiniz çocuklar büyüdükçe kıskançlıklar ve çatıșmalar, yerini güzel paylașımlara ve șefkate bırakacak. Faydalı birkaç öneri Çocuğun kişilik gelişimi ve psikolojisinin sağlıklı olmasında kardeşleriyle ilişkilerinin önemi oldukça yüksek. Evet, her ailede kardeşler arasında çatışmalar olur ancak bunun geleceğe taşınacak daha büyük sonuçlar doğurmaması sizin elinizde. Tüm bunların yaşanmaması yapacağınız birkaç küçük harekete bağlı. ★ Çocuklarınız birbirleriyle iyi geçindiklerinde bu hallerini öven, onları takdir ettiğinizi belirten şeyler söyleyin. ★ Özellikle onların yanında üçüncü kişilerle ilişkilerinize, konuşmanıza, tavırlarınıza dikkat edin. Güleryüzlü ve iletişime açık bir tavır sergileyin. Çocuklar her zaman ebeveynlerinin davranışlarını örnek alır. ★ Çocuklarınızın birlikte vakit geçirdikleri zamanlarda onlara katılmak yerine uzaktan gözlemlemeyi deneyin. İlişkileri nasıl, kim nerede ne tepki veriyor, rahatlıkla görebilir ve yaklaşımlarınızı buna göre ayarlayabilirsiniz. ★ Çocuklarınıza, her birinin duygu ve düşüncelerinin sizin için ne kadar önemli olduğunu hissettirin. Böylece onlar da iletişim halinde oldukları kişilerin, en başta da kardeşlerinin duygularına önem vererek empati kurmayı öğreneceklerdir. ★ Tüm çocuklarınıza eşit mesafede olun. Hiçbiri diğerinden daha ayrıcalıklı olduğunu düşünmemeli. “Yaramaz”, “huysuz”, “uslu çocuk” etiketlerini kullanarak çocuklarınızı kategorize etmeyin. ★ Çocuklarınız arasında gerginlik olduğunda büyük boyutlarda değilse karışmayın, bırakın problemi kendileri halletsinler. Sorun büyüyecek gibi görünüyorsa müdahale edin ve dikkatlerini başka yöne çekerek yatışmalarını sağlayacak bir şeyler yapın. 4/15/10 2:12:25 PM lezzet I 66-67 Biraz sihir, biraz İtalya... Makarna hazırlamak kolay. İtalyanlara göre su kaynatabilen herkes yapabilir. Eliniz biraz yatkınsa sosların da pek zor olduğu söylenemez. Zor olan tek șey, ikinci tabağa hayır demek! CELEBOCENISAN.indd 66 4/15/10 2:12:33 PM ● İtalya’nın ruhunu filme çekmeye ant içmiș yönetmen Federico Fellini, “Hayat, sihir ve makarnanın karıșımıdır” diyor. Damağına düșkünlüğüyle de tanınan Fellini’nin sihirden kastı, İtalya’nın meșhur makarna sosları olsa gerek... Aslında hayat, İtalyanlar için biraz da makarna ile makarna soslarının müthiș bir karıșımı... Erișteden makarnaya Bugün İtalyan mutfağının gözdelerinden olan makarnanın yolculuğu Uzakdoğu’dan bașlıyor. Gastronomi tarihçileri, Kașif Marco Polo’nun Çin’den getirdiği noodle’ın, yani eriștenin makarnaya ilham verdiğini söylüyor. Öte yandan, kimileri Marco Polo’nun yeni bir șey getirmediğini, 2000 yıl önce de kullanılan kurutulmuș irmik buğdayını İtalyanlara yeniden hatırlattığını düșünüyor. Rotası ne olursa olsun, makarnanın yüzyıllar içerisinde uğradığı her limanda lezzetini artırdığı ve bugün bașlı bașına bir yemek kültürü inșa ettiği așikâr. Su kaynatabilen herkes... Bugün tüm dünyanın en popüler lezzetlerinden biri makarna. Bunun sebebi ise, așçıya sınırsız özgürlük tanıyor olması. Durum buğdayından üretilen, kimi zaman üretim așamasında da çeșitli aromalarla zenginleștirilen bu evrensel lezzet; ana yemek, ikinci yemek ya da salata olarak servis edilebiliyor. Bu yönüyle de her sofrada kendisine yer buluyor. Hazırlanıșının bu kadar kolay olması da makarnanın popülerleșmesine yardımcı oluyor. İtalyanlar, “Su kaynatmayı becerebilen herkes makarna pișirebilir” diyor. İșin maharet kısmı, makarna piștikten sonra, yani soslarda bașlıyor. Hangi sosla hangi makarna? Makarna sosları, makarna biçimlerinden bile daha çeșitli. İșin püf noktası, doğru makarna biçimiyle doğru sosu eșlemekte. Bu uyumu yakalamak için de bazı genel geçer doğrular var. Spagetti gibi uzun yapılı makarnalarla salçalı, domatesli ve sıvı yağlı soslar bașarılı sonuçlar veriyor. Sıvı soslarla, burgu makarna gibi emici özelliği daha fazla olan türler tercih edilmeli. Șekilli ve boșluklu makarnalar, etli ve kıymalı soslarla uyumlu. Makarna salataları da boșluklu makarnalarla yapılabilir. Yassı yapılı makarnalar ise peynir, krema gibi malzemelerle yapılan yoğun sosları daha iyi tașıyor. CELEBOCENISAN.indd 67 Domatesin egemenliği Domates, İtalyan makarna soslarının baskın öğesi. Fakat makarna ile macerası, ancak 19. yüzyılın ortalarında, domatesin Avrupa’ya getirilmesiyle bașlıyor. Bu harika birleșimden cesaret bulan İtalyanların bu tarihten itibaren daha çok makarna tükettiğini biliyoruz. 19. yüzyıl, sanayi devriminden de ilham alan makarna üreticilerinin ilk makarna fabrikalarını kurduğu dönem. Diğer makarna soslarına çeșitli kaynaklardan ulașmak mümkün. Kabaktan deniz ürünlerine, dana etinden patlıcana, pek çok malzemeyle makarnalara lezzet ve görsellik 4/15/10 2:12:40 PM lezzet I 68 katan soslar var. Sosların bir kısmı kullanılan malzemeye, bir kısmı malzemenin ișleniș biçimine göre adlandırılırken Milanez, Bolonez, Napoliten gibi soslar, isimlerini anayurtlarından alıyor. Tariflere sadık kalmak șefler için çok önemli. Ancak makarna sosuyla ilgili en keyifli șey kendi formülünüzü yaratmak. Birkaç denemeyle olgunlaștırabileceğiniz soslar zamanla, size özel bir tarife dönüșebilir. Denemekten çekinmeyin. Makarna o kadar açık görüșlü bir malzeme ki pek çok uçuk fikrinize sıcak yaklașacaktır. Küçük bir not: Sosları önceden ve birkaç kullanımlık hazırlayıp soğutucuda saklamak iyi bir fikir olabilir. Böylelikle, acil durumlarda, birkaç dakika emek harcayarak harika bir sofra hazırlayabilirsiniz. Sosunuzun nefasetini yitirmesinden çekinmeyin. Özellikle zeytinyağlı soslar, bir süre buzdolabında beklediklerinde çok daha iyi sonuçlar veriyor. Sophia Loren tavsiye ediyor! Gelelim sağlık konusuna. Tüm lezzetli yiyeceklerin sağlık için zararlı olduğunu düșünme eğilimindeyiz. Belki sırf bu nedenle, makarnanın sağlıksız olduğu yönünde yaygın bir yanlıș inanıș var. Ancak bilimciler, makarnanın yararlarını çeșitli vesilelerle açıklıyor. Ölçülü tüketildiğinde faydalı bir seçenek olan makarna, önemli bir enerji kaynağı. Kompleks karbonhidrat grubundan olan makarna metabolizmada hızla parçalanarak enerjiye dönüșüyor. Bu nedenle de kolay hazmediliyor. Makarnanın sağladığı yararlar, kullanılan sosa ve yağa bağlı olarak çeșitleniyor. Güzelliği dillere destan İtalyan oyuncu Sophia Loren de makarnanın yararları ile ilgili olarak, gıda uzmanlarından çok daha etkileyici bir bilgi veriyor. Yönetmeni Fellini’yi destekleyen Loren, güzelliğinin sırrını soranlara “Gördüğünüz her șeyi makarnaya borçluyum” diyor. Makarna pişirme sırları: ✘ Suyun mutlaka iyi kaynamış olması gerekir. ✘ Makarnanın yapışmasını engellemek için mutlaka bol su kullanmalısınız. Uzmanlar, her yüz gram makarna için 1 litre su gerektiğini belirtiyor. ✘ Kaynayan suya az miktarda yağ eklemek, makarnanın yapışmasını engellemekte çok da etkili değil. Malum, yağ suya karışmıyor, yüzeyde kalıyor. Ancak yine de yağın bir işlevi var: Köpürmeyi azaltıyor. ✘ Haşlanmış makarnayı yıkamamalısınız. Yıkama işlemi değerli minerallerle birlikte makarnanın aromasının da uçup gitmesine neden olur. ✘ Kaynama suyu mutlaka iyi tuzlanmalı. Sonradan eklediğiniz tuz, aynı lezzeti vermeyecektir. ✘ Su kaynadıktan sonra makarnayı tencereye boşaltmak için acele etmeyin. Pişme işlemi, suyun ikinci kez kaynamasıyla başlıyor. ✘ Makarna paketlerinin üzerinde yazan pişirme süreleri sadece birer ipucu. İstediğiniz kıvamı yakalamak için doğru süreyi kendiniz bulmalısınız. Bunun için de pişmekte olan makarnayı tatmakta hiçbir sakınca yok. İnanın, büyük aşçılar bile makarna pişerken tadıyor! CELEBOCENISAN.indd 68 4/15/10 2:12:46 PM
Benzer belgeler
Evimdeyim - Çelebi Holding
Macaristan’da, Budapește Ferihegy Uluslararası Havalimanı ve 2009 yılı itibariyle de Mumbai Chhatrapati Shivaji Uluslararası Havalimanı’nda her geçen gün daha da
güçlendirerek sürdürüyor. Çeyrek as...