yesil - Ayaş Vakfı
Transkript
yesil - Ayaş Vakfı
YESİL 8. Sayı ile birlikteyiz. Birlikteliğimizin devamı dileğiyle… Değerli okurlar, yöremizdeki haberAyaş ve Çevresinin Fikir, Sanat ve Edebiyat Dergisidir. Sahibi ANKARA İLİ AYAŞ İLÇESİ KÜLTÜR KALKINMA VE YARDIMLAŞMA VAKFI ler ve kültür değerlerimizle buluşturmak amacıyla yayınladığımız dergimizin, bu sayısıyla sizlere geç ulaştığımızın farkındayız. Anlayışla karşılanacağını umuyoruz. Yıllardır özlemi çekilen kendi büromuza nihayet kavuştuk. adına Dernek / Vakıf olarak bizlere güvenen ve maddi / manevi katkıları Başkan ile destek olan dost Ayaşseverlere, büromuzun satın alınması, yeni Müşteba YERTUTAN büronun tadilat, temizlik, eski bürodan toparlanıp taşınma ve yeni Yazı İşleri Müdürü Mehmet YAMAN büroya yerleşmemizde bize katkı veren ve destek olan isimsiz kahramanlara şükranlarımızı arz ederiz. Büromuzun taşınması sonrasında; katkı verenler ile ilçe kay- Teknik Müdür makamımız Sn. Hasan BALCI, hemşehrimiz Altındağ Kaymakamı İsmail Yaşar AKTAŞ Sn. Ali Fuat TÜRKEL ve emekli bürokrat hemşehrilerimizin katılı- İktisadi İşletme Sorumlusu Raşit ÇAKILLI Yayın Kurulu Gülşen ERGUN, Celal ALAY N. Naci DOĞUTEPE, İsmail DURLU, mıyla görkemli bir açılış töreni yaptık. Değerli okurlar, Vakfımızın Genel Kurul toplantısı yapıldı. Seçimli genel kurul toplantısında, yönetim kuruluna 2 yeni arkadaşımızın aramıza katıldı. Vakfımızın hesapları ile, kurulların ibrası yapıldı. İ. Yaşar AKTAŞ, Ervahi MAVİBULUT, Bu sayımızda: ilçemizin yetiştirdiği yardımsever işadamı- Hatice ATILGAN, Behcet ÇALIŞKAN, mühendis Mehmet Özlü’yü kızı Simay Özlü’nün kaleminden tanı- Yalçın GÜNER, Hayati AKKAYA, F. Adin DOĞUTPE Yönetim Yeri Menekşe-2 Sk. 18/10 Kızılay - ANKARA Tel: 0312 230 77 25 - 231 62 66 İnternet Adresi www.ayasvakfi.com.tr email: [email protected] [email protected] tıyoruz. İlçemiz okulları ve Halk Eğitim Merkezi etkinliklerinden bir kısmını bu sayıda aktarıyor, başarılı çalışmalarından dolayı tebrik ediyoruz. İlçemiz kültür değerlerinin tanıtımına katkı sağlayan, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi El Sanatları Bölümü Emekli Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hatice Doğruol’un kaleminden, bu sayımızda “Ayaş’ta Ekmek Yapımı” konusunu yayımlıyoruz. Eğitimci-Avukat İbrahim DURLU’dan “Katılımcılık üzerine..” Baskı yazısını ve Kooperatifçilik konulu bir yazı ile, bu konuda İlçemiz- Sözkesen Matbaacılık den bir örnek, “Ayaş’ta Kooperatifçilik” Ortabereket Köyü Kalkın- Basın Yayın Ltd. Şti. dırma Kooperatifi Başkanı Ömer YAMAN’ın kaleminden yayımlıyo- Yuva Yolu Matbaacılar Sanayi Sitesi, ruz. Tarım uzmanımız Dr. Ayşen ALAY VURAL’dan “Modern Meyve Yenimahalle / ANKARA, Bahçesi Kurarken Nelere Dikkat Etmeli” konulu yazısını yayımlı- Tel: 0312 395 21 10 Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi: Temmuz 2015 yoruz. Mutfağımıza gelenler arasından oluşturulan yemeğin lezzetini, tadını, tuzunu beğeneceğinizi umuyor, dopdolu yeni bir yayında buluşmak umuduyla saygılar sunuyorum. •Gönderilen yazı ve resimler yayınlansın, yayınlanmasın geri verilmez. •Dergideki yazılar için telif ödenmez. •Dergide yayımlanan yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir. •Bu dergi basın ahlak yasasına uyar. •Ücretsizdir. Müşteba YERTUTAN Okurlarımızın mübarek Ramazanlarını ve ardından gelecek Ramazan Bayramlarını kutluyor hayırlara vesile olmasını diliyorum. “HERKESİN AYAŞIMIZ İÇİN YAPABİLECEĞİ BİR ŞEY VARDIR” VAKFIMIZIN OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI Olağan Genel Kurul toplantısını yeni yerleşim yerinde yapan Vakfımız gündemini görüştü. Seçimli gündeminde eski yönetim ve denetim kurları ile hesaplarının ibrası yapıldı. Ardından Yönetim kurulu seçimlerine geçildi. Yapılan gizli oy ve açık tasnif sonucunda eski yönetim kan tazeleyerek yeniden seçildi. Yönetim kurulunun yaptığı görev taksimi ile Müşteba Yertutan yeniden Başka seçilirken Başkan Yardımcılıklarına; Mehmet Keskinli ve İ. Yaşar Aktaş, Muhasip üyeliğe Raşit Çakıllı Genel Sekreterliğe Yalçın Güner getirildiler. Yönetim kurulu üyeliklerine ise; Nursal Ceyhan, Osman Aldemir, Saffet Eren ve Satılmış Yaman seçildiler. Vakfımız yönetim Kurulunda hizmeti geçenlere teşekkür eder, yeni seçilenlere görevlerinde başarı dileriz. DERNEK MERKEZİMİZ KIZILAY’DA KENDİ OFİSİNDE (Açılış Resim) Yıllardır özlemi çekilen kendi Dairemiz satın alındı. 2012 yılı itibariyle başlayan "Ayaşlıya yaraşır kendi yerimiz olmalı" kampanyası nihayet meyvesini verdi. Öncelikle kampanyamızı ateşleyen Ayaşseverlerin küçük katkıları ayrı banka hesabında toplandı. Yönetime güvenen hamiyetperver hemşerilerimizden gelen bağışlar banka hesabında, kartopu misali gün be gün büyüdü. Bundan sonra yine Ayaşsever hemşerimiz Fahrettin Telli’nin aldığı kredi desteği ile de Dernek yönetiminin eli iyice güçlendi. Arayışını hızlandıran ilgililer bir yandan da prosedürü tamamlayarak mutlu sona ulaştılar. Kızılay Menekşe 2 Sokak 18 no.lu apartmanın 10 no.lu dairesi Ayaş Derneği ve Ayaş Vakfı tarafından ortaklaşa kullanılmaktadır. Dernek Merkezi alımında katkı ve emek veren bütün Ayaşseverlere teşekkür ediyoruz. Ayaşımız ve Ayaşlılara hayırlı olmasını diliyoruz. 2 AYAŞ DERNEĞİNDEN GÖRKEMLİ AÇILIŞ Uzun uğraşılar sonucunda Ayaşsever hemşerilerimizin katkılarıyla satın alınan Dernek Merkezimizin açılışını Emekli Vali Yrd. Tevfik Karabalık, Altındağ Kaymakamımız ALİ Fuat TÜRKEL, Ayaş Kaymakamımız Hasan Balcı, Çok sayıda eski bürokrat ve katkı veren hayırsever hemşerilerimizin katılımlarıyla görkemli bir şekilde gerçekleştirildi. Açılış toplantısı, Kaymakamlarımızın kestiği kordela ile başladı. Dernek Başkanı Müşteba Yertutan’ın yaptığı teşekkür konuşması ardından Kaymakamlarımız ve Emekli Vali Yrd. birer konuşma yaptılar. Altındağ Kaymakamı hemşerimiz A. Fuat Türkel konuşmasında; birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekip Ayaşlı olarak ilçemize böyle bir yer kazandırdıkları için, Dernek yönetimine ve katkı verenlere teşekkür etti. İlçemiz Kaymakamı Hasan Balcı da 3 yıldır ilçede görev yaptığını, Dernek ve Vakıf yetkililerini tanıyıp daha önceki işyerine de geldiğini belirtti. Bu defa kendi işyerlerinin açılışında bulunmaktan mutlu olduğunu belirtti. Dernek yöneticilerine ve katkı verenlere teşekkür etti. Daha sonra emekli Vali Muavini hemşerimiz Tevfik Karabalık ise emekli olmadan önce Ankara Vali Yardımcısı iken Ankara’daki Derneklerle ilgilendiğini ayrıca; taşra il ve ilçe Dernek yönetimlerinin bir araya gelmekteki başarılarını, görevli olarak bulunduğu yerlerden örnekler vererek anlattı. İlçemizin Ankara’ya yakın oluşu ve insanlarımızın ihtiyaçlarını kendi imkanları ile çözdüklerini anlattı. Ayaş Vakfı ve Derneği olarak bu yönetimin gerçekten özverili çalışmaları sonucu mutlu sona ulaşıldığını söyleyip ilgililer ile katkı verenlere teşekkür etti. Daha sonra, pasta kesimi sonrası katkı verenlere şilt verildi. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR MADDİ KATKI VEREN HEMŞERİLERİMİZ: Mehmet KESKİNLİ, Sacit BÖKE, İbrahim DURLU, Firdevs ÖZLÜ, A.Cevat GÖKALP, Ertan GÖKSU, Necdet SİNANOĞLU, Şükrü ÖZYÖRÜK, Hasan T.YILDIRIM, Müşerref –Mustafa DEMİRER, Nüzhet SARIKAYA, Canan YERTUTAN, İsmail YERTUTAN Varisleri, Gülşen ERGUN, Hatice ATILGAN, F.Adin DOĞUTEPE, N.Naci DOĞUTEPE, Nihat ŞEN Varisleri, Gülseren ÖZKAN, Kadir SOYDAN, Türkan-Nihat ARLI, Yakup BAL, Yalçın GÜNER, KÖKSALOĞLU Ailesi –Çağatay KÖKSALOĞLU, Aytaç SEÇKİN, Bekir H. TUNCEL, Sadık CİHAN, Osman ATAKOL, Gültekin TÜRKERİ, Yaşar DEMİRCİ, Turgay ATASÜ, Emin DEMİRCİOĞLU, Ali KARATAŞ, Necibe ULAŞ, Hasan Tahsin ER, Nakşiye-Devrim SAĞIROĞLU, İzzet DEMİRCİOĞLU, Şafi KÖKER, İsmail SEMİZ, Tevfik KARABALIK, Ö.Avni SÜRÜCÜ, Ayşe-Bahattin YERTUTAN, Mehmet-Kemal ÖZLÜ, Erdal KAYIRAN, Mete ERMOB Emin YARIŞ Laminat Mutfak Dolapları ve Mobilya Ürünleri Merkez: Altınay Cad. No: 48/1-2 Siteler / ANKARA Tel: 0312 350 02 61 - Cep: 0542 210 19 25 Şube: Çarşı İçi No: 11 AYAŞ Tel: 712 16 93 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ TİFTİKCİ, Hediye ÖZGEN, Gürcan SAVCI, Ervahi MAVİBULUT, Emel-Hülya ÖZYÖRÜK, Ayşe-Nuh Naci SADIÇ, Fuat ÖZYÖRÜK, Seyit ÖZYÖRÜK, Ömer ÖZYÖRÜK, İnci GÜNAY, Hayati AKKAYA, Sacid BAŞKÖK, Hulusi ERENLER, Mustafa K. YERTUTAN Aydın TOKGÖZ, Esra B. ÖZBAŞ, Ülkü GÖRENBEN, Doğan DERVİŞOĞLU, Hüseyin KARAKAYALI, Raşit ÇAKILLI, Ayşe KULÖZÜ, Aliye GÜLSER, Makbule DOĞRUOL, Yücel KULÖZÜ, Mehmet MAVİ, Süleyman DEMİR, Neriman SOYDAN, İhsan BÜYÜK, Latife KAYIRAN, Sadık DÜZENLİ, Faruk PEHLİVANOĞLU, Cenk- Burhan ÇAKIR, Ayaş İçmeceleri Ltd.Şti.Vakıf ve Dernek Kadınlar grubunun isimsiz kahramanları, Ayaş Derneği Yönetim Kurulu üyeleri. Maddi Katkı veren hemşehrilerimize Yeşil Ayaş Dergisi olarak biz de teşekkür ediyoruz. FETREKAN DİNLENME TESİSLERİ İNŞAAT SANAYİ TAAHÜT VE TİCARET LTD. ŞTİ. Karakaya Mah. Otopark Cad. Ayaş / ANKARA Tel: 0312 712 15 15 / 712 26 45 3 Ankara’nın ileri gelen iş adamlarından Mehmet Özlü 1962 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden inşaat yüksek mühendisi olarak mezun olmuş, 1964-1966 yılları arasında vatani görevini tamamlamış ve sonrasında kendi inşaat firmasını kurmuştur. 1966 yılında kurulan Mehmet Özlü Müteahhitlik, Mühendislik ve Müşavirlik firması birçok başarılı projeye damgasını vurmuştur. Mehmet Özlü firması özellikle taahhüt ve yap-sat cinsi projeler ile sektörde sağlam bir yer edinmiştir. Firmanın imza attığı işler arasında Kütahya Seyit Ömer kömür ocağında çeşitli inşaatlar, İzmir - Kınık, Denizli, Erzurum ve Osmaniye Ziraat Bankası şube binaları, Niksar su şişeleme tesisi, PTT Nato baş mühendisliğine 20 adet radyolink, Ankara Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü restorasyonu, Bolu – Düzce Ticaret lisesi, ODTÜ hazırlık okulu ve idari ilimler binası, Ankara ve Amasya M.K.E. kurumu inşaatları, Botaş pompa istasyonları, 225 daireli Ziraat Mühendisleri yapı kooperatifi, Çanakkale Emlak Bankası toplu konutları ve Ankara’da birçok yap-sat apartman ve işhanı inşaatı yer almaktadır. 1989 yılında Mehmet Özlü ve ortakları tarafından kurulmuş olan Denge İnşaat San. ve Tic. A.Ş. ise birçok başarılı projeye imzasını atmıştır. Özellikle toplu konut yatırımları ve lüks konut inşaatı üzerinde özelleşen firma 150 daireli Nilkent sitesi, Çift Konaklar sitesi ve 260 daireli Simkent sitesi projeleriyle birçok aileyi ev sahibi yapmıştır. Mehmet Özlü’nün 3. Firması olan Simtur A. Ş. 1986 yılında kurulmuş ve ülkemize turizm sektöründe hizmet vermektedir. Firmanın Antalya ve Ankara bölgelerinde 3 aktif otel işletmesi bulunmakta ve birçok çalışana istihdam alanı yaratmaktadır. Simtur 2000 yılında Antalya - Side’de, Park Side Hotel'i satın almış ve işletmesini üstlenmiştir. Park Side Hotel 200 yatak kapasitesi ve 20 apart dairesi ile yerli ve yabancı turistlere hizmet vermektedir. Firma 2005 yılında, inşasını tamamladığı Midas Hotel Ankara’yı hizmete sokmuş ve işletmesini üstlenmiştir. 65 oda ve 150 yatak kapasiteli otel, 4 Ankara'nın kalbinde konuklarına 4 yıldızlı bir konfor sunmaktadır. İşletmenin 3. oteli Midas Hotel Haymana Termal ise 2012’den beri hizmet vermektedir. 4 yıldızlı, 60 odalı otel kaliteli termal sularıyla sağlık turizmine katkıda bulunmaktadır. 5 kardeşli bir ailenin 2. çocuğu olan Mehmet Özlü 1973 yılında Nilgün Özlü ile evlenmiş, iki kız çocuğu olmuştur. Şu anda da üç torun sahibi olan Mehmet Bey iş hayatını, hayat felsefesini ve hobilerini bizlerle paylaştı. İş Hayatı: “Müteahhit olacağım diye annem bir ay ağladı.” Yüksek İnşaat Mühendisi Mehmet Özlü 27 yaşında serbest mesleğe nasıl başladığını, iş hayatını ve zorluklarını şöyle anlatıyor: Kendi işimi yapıp müteahhit olmaya karar verdim. Eskiden “müteahhidin utanmaz yüzü, tükenmez sözü olmalı” diye bir laf vardı. Ben bu işin namusla, dürüstçe yapılabileceğini göstermek istedim. Başlangıç çok zor oldu. Parasız, eksiyle, borçla başladım. Ailem risk aldığım için korktu. Müteahhit olacağım diye annem bir ay ağladı. Ama başarma arzusu ve kendime olan güvenim beni motive etti. İşin başlarında çok zor zamanlar geçirdim. Yıllarca üzerime güneş doğmadı diyebilirim. İlk işim Seyit Ömer kömür ocağı inşaatlarını yaptığım Kütahya’da tanıdığım kimse yoktu. Bir sürü zorlukla mücadele ediyordum. O zamanlar işlerimde her şeyden sorumlu bendim. Şirketin hem müteahhidi, hem mühendisi, hem muhasebecisi, hem finansörü, hem kalfası, hem idarecisi; kısacası her şeyi bendim. Elimde bir çanta, her şeyim o çantadaydı. Kütahya’dan sonra işler adım adım iyileşti. İzmir, Niksar, Çanakkale, Silopi, Denizli… Tüm Türkiye’de devlet ve yap-sat işler yaptım. Kardeşlerim bana destek oldu. Sonunda kardeşim Kemal ile ortak olduk. Şirketimiz için dönüm noktası olan iş ise PTT için yaptığımız radyolink inşaatıydı. Aynı anda Türkiye’nin 20 noktasında, 20 dağda radyolink inşaatı. Hepsini aynı anda idare etmek çok zor bir işti ama YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR zamanında ve başarıyla bitirdiğimde şirketim için kazançlı oldu. Sonrasında ise Ankara’da ve diğer şehirlerde birçok inşaat yaptık. ODTÜ, Makine Kimya, Bayındırlık Bakanlığı, Emlak ve Ziraat Bankası ve bunları takiben Ziraat mühendisleri, Nilkent ve Simkent toplu konut inşaatlarını gerçekleştirdik. 225 daireli Ziraat Mühendisleri sitesi 30 sene evvel Ankara’da bu büyüklükteki ilk işti. Bu anlamda benim için en önemli işlerden biriydi. Ardından da turizm geldi. Özal’ın teşvikleri kapsamında kurduğumuz turizm firması Side’deki Park Side, Ankara’daki Midas Hotel ve Haymana Termal Hotel ile hayat buldu. Şu anda da işletmeye devam ediyoruz. Hayat Felsefesi: “Tembellikten becerebileceğini yapmıyorsan bu insanlığa, hayata ihanettir.” Çalışmayı ve üretmeyi bir yaşam şekli haline getirmiş biri olan Mehmet Özlü yeni adımlar atmaktan korkmayan bir girişimci. Başarılı iş adamı hayat felsefesini şöyle anlatıyor ve tavsiyelerde bulunuyor: Bu hayatta insan üretici, yaratıcı olmalı ve ürettiğinden çok tüketmemeli. Bu insanlığın doğasına aykırı. Bilgi birikimlerini saklamamalı, insanlığa faydalı olmalı. Tembellikten bildiğini yapmıyorsan bu insanlığa, hayata ihanettir. İnsan keyif, rahatlık uğruna yapabileceklerinden vazgeçmemeli. Bu dünyada ancak ve ancak üretebilirsek var olabiliriz. İnsan asla emekli olmamalı, her zaman üretmeli. Örneğin benim her zaman yapabileceğim kendi işim olduğu için şanslıyım. Herkesin böyle bir şansı olmuyor. İyi yapılan bir işin huzuru ve doyumu, mutluluğu ve başarıyı beraberinde getirir. İş yaparken kişinin hedefi para değil, iyi ve doğru iş yapmak olmalı. İş hayatındakilere tavsiyem: 1. İşini iyi bilmek. 2. Hedefini koymak. 3. Hedefe ulaşmak için istikrarla ilerlemek. Hobileri: “İnsan beynini aktif tutmak için bilimsel kitap okumalı.” Asla emekli olmayı düşünmeyen Mehmet Özlü’nün hayat felsefesi çalışmak, üretmek ve düşünmek üzerine. Bir işkolik olarak adlandırabileceğimiz Mehmet Bey işten kalan zamanlarında seyahat etmeyi ve kitap okumayı seYEŞİL AYAŞ DERGİSİ viyor. Eşiyle beraber Avrupa’dan, Amerika’ya; Uzakdoğu’dan Mısır’a, Orta doğu’dan Hindistan’a kadar birçok ülkeyi gezmiş ve bunların içinden kendisini en etkileyen yerlerin Mısır, Uzak Doğu ve Hindistan gibi köklü, zengin tarih ve kültürü olan medeniyetler olduğunu belirtiyor. Buraların mutlaka görülmesini belirtirken, Anadolu’yu gezmekten de çok keyif aldığını söylüyor. Tarihin, matematiğin, geometrinin, tıbbın ve diyalektiğin babaları Herodot, Pisagor, Thales, Hipokrat ve Heraklitos’a ev sahipliği yapmış ve medeniyetlerin beşiği olan bu coğrafyanın gezmek ve keşfetmekle tükenmediğinin altını çiziyor. Sokrat, Platon ve Aristo gibi bugünkü düşünce sisteminin temellerini atan filozofların eserlerinin Anadolu’dan gelmiş geçmiş bütün düşünürlerin çalışmalarının üzerine kurulmuş bir derleme, düzenleme olduğunu da belirtiyor. Tarihe çok meraklı olan iş adamı oteller zincirine Midas ismini verirken Ankara, Polatlı civarında yaşamış olan Kral Midas’tan ilham aldığını aktarıyor. Beden sağlığı gibi insan beynini de aktif tutmak için kitap okumak gerektiğini söyleyen Mehmet Özlü’nün tarih, araştırma – inceleme, teknik inşaat, din, kişisel gelişim, biyografi, roman, hikaye ve şiir kitaplarından oluşan kütüphanesinde 1.500’ü aşkın eser bulunuyor. Eleştirel tarih, astronomi (uzay bilimi), kişisel gelişim ve araştırma - inceleme kitaplarını seven iş adamı zihni aktif tutmak için bilimsel kitapları tavsiye ediyor. Gezdiği yerlerden aldığı değişik materyallerde tespihleri koleksiyon yapan Özlü “Tespih hiç olmazsa bir harekettir.” diyecek kadar harekete ve çalışkanlığa düşkün birisi. Kıyafetine uygun tespih seçmeyi ihmal etmezken, her taşın kendine özgü bir özelliği olduğunu vurguluyor. Ayaş: Ayaşlı olmakla övünen Mehmet Bey bunu şöyle açıklıyor: Eskiden bir arkadaşım beni her gördüğünde “Ayaşlı Mehmet” derdi. Bu bir iltifattı. Güvenilir, dürüst, makbul, has adam anlamında. Ayaş iyi insanların bulunduğu bir belde olarak bilinir. Ayaşlılar ilme, okumaya meyilli tahsilli insanlardır. Ayaşlı olmakla iftihar ediyorum. 5 AYAŞ YÜKSEK OKULA KAVUŞUYOR Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İBİŞ ile Ayaş Belediye Başkanı Bülent TAŞAN arasında yapılan sözleşmeye göre biri Sadullah Paşa İlkokulunda diğeri de yeni yapılan İmam Hatip Lisesinde olmak üzere, Rektörlükçe belirlenecek iki ayrı alanla ilgili Meslek Yüksek Okulu açılacak. Sonrasında belediyece tahsisi yapılan yaklaşık 500 dönüm arazi üzerine yapılacak yeni binaların tamamlanmasıyla eğitim ve öğretimlere bu binalarda devam edilecek. İLÇEMİZ BAL ÜRETİCİLERİ ÖDÜL ALDI İlçemiz Deve Dengi bölgesindeki, 1100 rakımlı yaylada kovanları bulunan üreticiler 4. Uluslararası Muğla Arıcılık ve Çam Balı Kongresi ve eşzamanlı 20. Apislavia Kongresi'yle birlikte, bu yıl ilk kez yapılan ve Türkiye'deki bal üreticilerinin yanı sıra 8 ülkenin katıldığı bal yarışmasında Ayaşlı arıcıların ürettiği çiçek balı ikinci oldu. Uluslararası yarışmada aldıkları ödül ile Ankara balını yenden Türkiye gündemine oturtan Ayaşlı arıcılar Metin Çetin, Atila Garipler ve Murat Şahin sayesinde Unutulan Ankara balı yeniden hem Türkiye, hem de dünya gündemine taşındı. Üreticileri tebrik ediyor önümüzdeki yıllar için de, bereketli ve başarılı bir yıl diliyoruz. İLÇEMİZDE 2015 YILI MALİ DESTEK PROGRAMLARI TOPLANTISI YAPILDI Ankara Kalkınma Ajansının destek programlarından yararlanmak üzere, destek programlarının muhtemel yararlanıcıları olabilecek kurum ve kuruluşların programları hakkında bilgilendirilmesi amacıyla, ilçemiz Halk Eğitim Merkezi toplantı salonunda, 2015 Yılı Mali Destek Programları toplantısı yapıldı. 6 Toplantıya Kaymakamımız Hasan BALCI, Ayaş Belediye Başkanı, ilçemiz kamu kurum ve kuruluş yöneticileri, ilçemiz kooperatif ve oda temsilcileri, Güdül ilçesi temsilcileri katıldı. Kaymakamımızın açılış konuşmasıyla başlayan toplantı, Kalkınma Ajansı uzmanları tarafından verilen Mali Destek Programları konulu sunumla devam etti. Kaymakamımızın kapanış konuşmasıyla toplantı sona erdi. İLÇE MALMÜDÜRÜ MUSA OTURAKDAŞ EMEKLİ OLDU İlçe Malmüdürü Musa OTURAKDAŞ, 2014 yıl sonu itibariyle yaş haddinden emekliye ayrıldı. İlçemizde değerli hizmetler veren Mal Müdürü için bir veda yemeği de düzenlendi. Öte yandan; emekliye ayrılan Mal Müdürü yerine yeni atanan Mustafa ATLAN göreve başlamıştır. Yeşil Ayaş Dergisi olarak biz de: yeni başlayan Müdürümüze başarılar dilerken emekliye ayrılan müdürümüze, ailesi ile birlikte bundan sonraki yaşamında sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir dönem geçirmesini diler, İlçemize yaptığı hizmetlerinden dolayı teşekkür ederiz. Ayaş-Sapanca İpek Yolu Turizm Koridoru Oluşturulacak (Haritadan yaralanılacak.) Ankara, Bolu ve Sakarya'nın bazı ilçelerini kapsayan İpek Yolu Turizm Koridoru'nun oluşturulması ve bölgedeki turizmin geliştirilmesine yönelik protokol imzalandı. Ankara, Bolu ve Sakarya'nın bazı ilçelerini kapsayan Ayaş-Sapanca İpek Yolu Turizm Koridoru'nun oluşturulması ve bölgedeki turizmin geliştirilmesine yönelik, Ankara Kalkınma Ajansı, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ve İpekyolu Belediyeler Birliği (İPEKBİR) arasında protokol imzalandı. MARKA'dan yapılan yazılı açıklamada, 9 ilçeyi kapsayan İpek Yolu Turizm Koridoru'na ilişkin yol haritasının belirlenmesi amacıyla daha önce çeşitli çalıştaylar gerçekleştirildiği anımsatılarak, buradaki katılımcıların önerileri doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Kalkınma Ajansı, MARKA, ve İPEKBİR koordinasyonunda rapor hazırlandığı kaydedildi. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Rapordaki eylem planlarının gerçekleştirmek üzere üç kurum arasında protokol imzalandığı dile getirilen açıklamada, Ayaş-Sapanca İpek Yolu güzergahında turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi ve tarihi dokunun korunmasının planlandığı bildirildi. OKULLARIMIZDAN HABERLER - Orman ve Su İşleri Bakanlığı Tarafından Düzenlenen "Su Tasarrufu, Su Kirliliğinin Önlenmesi, Taşkın, Kuraklık, İklim Değişikliği" Konulu Resim Dalında Gazi İlkokulu öğrencilerinden Eray OLCAY il birincisi olmuştur. - Bakanlığımız Temel Eğitim Genel Müdürlüğünce Ekmek İsrafı konulu resim yarışmasında Gazi İlkokulundan Betül Zeren KİRİŞ il birincisi olmuştur. - Türkiye Değer Ödülleri Hikaye Dalında İlçemiz Sadullahpaşa Ortaokulu öğrencilerinden Şevval Gülcan hikaye dalında, Gazi Ortaokulu öğrencilerinden Serdar Tombak Kısa Film dalında il birincisi olmuştur - Başbakanlık Sermaye piyasası Kurulu’nca, Türkiye genelinde ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik “Gençlikte taş taşı, ihtiyarlıkta ye aşı” atasözü temalı kompozisyon yarışmasında, İlçemiz Gazi Ortaokulu öğrencisi Kerem KİRİŞ’in eseri, il birincisi olmuştur. - Geleneksel Çocuk Oyunlarında İlçemiz Çanıllı İlkokulu “Tombik Oyunu”nda Ankara İl dördüncüsü olmuştur 2014 -2015 AYAŞ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE BAĞLI KURUMLARDA MÜDÜR OLARAK GÖREV YAPANLAR Müdür Ad Soyad Hasan GÜLER Mehmet GÜRBÜZ Fatih ERDOĞMUŞ Özcan SARIDOĞAN Cafer AKDERE Mürsel KILIÇ Ali ÖZDEMİR Hatice KİRİŞ Şengül AKSOY Turgut ATALAY Ayhan ÖNAL Elif ŞENKAYA Ahu ERDOĞMUŞ Okulu Şehit Rıdvan Süer Anadolu Lisesi Ayaş Anadolu İmam Hatip Lisesi Bünyamin İlkokulu Sadullahpaşa Ortaokulu Oltan Şehit Olgun Gökmen İlkokulu Bahri Hacıahmetoğlu İlkokulu Halkeğitim Merkezi Gazi İlk-Ortaokulu Cemil Meriç Anaokulu Gençali İlk-Ortaokulu Naime-Ali Karataş Çok Programlı Anadolu Lisesi Ilıca İlkokulu Çanıllı İlk-Ortaokulu AYAŞ HALK EĞİTİM MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ YILSONU SERGİSİ BEĞENİLDİ İlçemiz Gazi İlk-Ortaokulunda Z Kütüphane Açılışı Yapıldı Kaymakamımız Hasan BALCI, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ayaş Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanarak öğrenci, öğretmen ve velilerin kullanımına sunulacak olan İlçemiz Gazi Ortaokulu Z-Kütüphanesinin açılışına katıldı. İlçe Milli Eğitiminde Atamalar Yapıldı Ayaş İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne 1 yıldır vekaleten görev yapan Sayın Yusuf Ziya YILDIRIM 13.05.2015 tarihli kararname ile asaleten İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak atanmıştır. AYAŞ VAKFI YAYIN ORGANI OLAN YEŞİL AYAŞ DERGİSİNE REKLAM VERMEK AYAŞLILARA VE AYAŞ DOSTLARINA SESLENMEK DEMEKTİR. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ İlçemiz Halk Eğitim Kurslarına katılanların el emeği göz nuru eserleri sergilendi. Bu yıl değişik kursların ürünleri topluca bir arada Ayaş Belediye Düğün Salonunda sergilendi. 13 Mayıs 2015 tarihinde açılışı yapılan sergi büyük beğeni topladı. Vakıf ve Dernek yöneticilerinin de davetliler arasında bulunduğu konuklar açılış sonrası sergiyi büyük beğeni ile izlediler. Kursiyerler ile birlikte hazırlayan ve düzenleyenlerin emeklerine sağlık. Sergilenen değerlerin sandıkta saklanmak yerine, kazanç getirecek hale getirilmesi dileğiyle… 7 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR AYAŞ’TA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE SİYASİ PARTİ İLÇE YÖNETİMLERİ BELİRLENDİ Ayaş Esnaf ve Kefalet Kooperatifi Genel Kurulunda Denetim Kurulunun seçimi ile yeniden görevlerine devam kararı alınırken, yönetim Kurulu ile bilançoları ibra edildi. Arif TEKGÜNDÜZ ve ekibine başarılar dileriz. Ayaş Ziraat Odası da seçimli Genel Kurulundan yeni Yönetim Kurulunu belirledi. Erdinç Polat ATEŞ başkanlığında oluşan yeni yönetim Kurulu’na başarılar dileriz. Siyasi Partilerin ilçemiz teşkilatlarının yeni yönetimleri de: AK Parti: Hakan DENİZ, CHP: Lütfi BULUT, MHP: Birol ATASEVEN, SAADET Partisi: Mehmet İlhan ve VATAN Partisi: Nurettin İNAN başkanlıklarında yürütülüyor. Siyasi Partilerin İlçemiz teşkilatlarına başarılar dileriz. 10 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİNE BURS VERİLDİ BU YIL "KADINLAR BULUŞUYOR TOPLANTISI" COŞKULU GEÇTİ Geleneksel hale gelen "Kadınlar Buluşuyor" toplantısının bu yıl 4.sü yapıldı. Her yıl artan bir ilgi ile karşılanan etkinliğe, bu yıl Ankara’daki ve Ayaş’tan bayan hemşerilerimizden yoğun ilgi vardı. Ankara Midas Otel’deki toplantı, Dernek ve Vakıf Başkanı Müşteba YERTUTAN’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı. Etkinliğe Kermes ile devam edildi. Bu yıl Kadınlar Gurubumuzun bütün yıl boyunca ürettikleri el ürünlerinden "Mutfak önlüğü" büyük rağbet gördü. Ayrıca, Derneğimize hibe edilen Erişte ile Tarhana’lar da beğeniyle satın alındı. Toplantıya; Ayaşlı Kadınlar Derneği Başkanı ve Yardımcıları da teşrif ederek ürettikleri el ürünlerini teşhir ettiler. Yemekli ve müzikli eğlencede; hemşerilerimiz gönüllerince eğlendiler. Hatta, uzunca süredir görüşememiş kimi bayanlar, uzun uzun sohbet ederek hasret de giderdiler. Önümüzdeki yıl yeniden buluşmak üzere sözleşen katılımcılar emeği geçenlere teşekkür ettiler. 2013-2014 Eğitim-öğretim dönemine Derneğimiz tarafından; başarılı, ihtiyaç sahibi Ayaşlı Üniversite öğrencileri için burs vermek için hazırlanan “Burs Yönetmeliği” şartlarına uygun, başarılı ve ihtiyaç sahibi 7 öğrenciye burs verilmişti. 2014-2015 Öğretim yılında bu sayı 10’a çıkarılarak uygulandı. Yardımsever hemşerilerimizden sağlanan kaynak ile öğrencilere burs olarak dağıtıldı. Yönetmelik gereğince uygun şartları devam ettiği sürece bu öğrencilere tahsil hayatı boyunca burs verilmeye devam edilecek, şartlar uygun olmadığı takdirde kesilecektir. 2015- 2016 Eğitim- öğretim döneminde de yine yardımsever hemşerilerimizden edinilen kaynak ile, yeni başarılı Üniversite öğrencilerine de Yönetmelik çerçevesinde ve kaynaklarımız elverdiğince burs ödemesi yapılmaya devam edilecektir. Öte yandan; yeni büroya taşındığımızı öğrenen bir bursiyerimizin, elinde bir çiçek ile bizi ziyarete gelmesi, yönetimimizi fazlası ile gururlandırmıştır. Kendisine buradan teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Bursiyerlerimizden Necip Tanrıverdi Sincan İstasyon Mahallesi’nde eczane açtı. Hayırlı olsun. 8 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Kaymakamımız Hasan BALCI Trabzon Yomra ilçesi kaymakamlığına tayin oldu. İlçemize hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür eder, yeni görev yerinde başarılar dileriz. BU YIL İLÇEMİZDE 15000 AĞAÇ DİKİLDİ Ayaş'ta Jandarma Arazisine 3700 Adet Fidan Dikildi. İlçemizde bulunan Jandarmaya ait araziye ve hazine arazisine 3700 adet çam fidanı dikildi. Fidan dikim törenine, Kaymakamımız Hasan BALCI, daire amirleri, muhtarlar, sivil toplum örgüt temsilcileri, öğretmen ve öğrencilerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 200 kişi katıldı. EMEKLİ ÖĞRETMENLER AYAŞ’TA BİR ARAYA GELDİ Dernek ve Vakfımız, 2014 yılı "Öğretmenler Günü" kutlama etkinlikleri çerçevesinde emekli öğretmenlerle bir araya gelmek için bir çalışma başlattı. 28 Kasım cuma günü saat 13.00'te Ayaş Zafer Sitesi Lokalinde 60’lı yıllardan başlayarak Ayaş ve köyleri okullarında görev yapmış veya Ayaşlı öğretmenlerle "öğretmenler günü" kutlanıldı. Toplantıya yetmiş civarında emekli öğretmen ile Ayaş Vakfı ve Derneği üyeleri katıldı. Toplantıyı Dernek ve Vakıf Başkanı Müşteba YERTUTAN teşekkür konuşması ile açtı. Konuşmasında Vakıf ve Dernek yönetimi ile sitede oturan emekli öğretmenlerin toplantının düzenlenmesindeki özverili çalışmaları ile site yönetimine teşekkür etti. Eli öpülesi öğretmenlere de katılımları için teşekkür etti. Daha sonra, müzik eşliğinde yenen yemeğin ardından karşılıklı sohbetle, unutulmayacak bir gün geçirildi. Yeşil Ayaş Dergisi olarak biz de emeği geçenlere teşekkür eder, bu tür etkinliklerin devamını bekleriz. GİDER ÖĞRETMEN Elinde tebeşirle tahta başında, Okumayı, hesabı çözer öğretmen. Edebi, terbiyeyi yaşar özünde, Halkına önder olur gider öğretmen. Türklüğü, tarihini bana anlatır, Yurdum ve dünyayı çizer öğretmen. Hakkı ve adaleti bize öğretir, İyi, doğru, güzele gider öğretmen. Gerçek ve doğruları serer önüme, Aydınlığın yolunu açar öğretmen. En hakiki mürşit ilimdir, der de ATATÜRK’ün yolundan gider öğretmen. Yılmaz BULUT Ekim 2014 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ ÇANILLI MAHALLESİNE 2500 ADET FİDAN DİKİLDİ Çanıllı Mahallemizde bulunan sulama barajının kenar bölgelerine 2.500 adet çam fidanı dikimi gerçekleştirildi. Fidan dikim törenine, Kaymakamımız Hasan BALCI, Belediye Başkanımız Bülent TAŞAN, DSİ Bölge Müdürümüz ve personeli dahil olmak üzere yaklaşık 100 kişi katıldı. AYAŞ AÇIK CEZAEVİ ARAZİSİNE 7000 AĞAÇ DİKİLDİ Ayaş Açık Ceza İnfaz Kurumu'nun arazisine 7 bin çam fidanı dikildi. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü, Kamu Denetçiliği Kurumu, Yargı Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği iş birliğiyle fidan dikme töreni gerçekleştirildi. Törene, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, İşyurtları Kurumu Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer, Kaymakam Hasan Balcı, Ayaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Sebahattin Sevinç, meclis üyeleri, hükümlüler ve davetliler katıldı. Genel Müdür Enis Yavuz Yıldırım, yaptığı konuşmada, "Hükümlülerin topluma kazandırılmasında eğitim faaliyetlerinin yanında, ağaç dikme gibi sosyal sorumluluk projelerine önem vermekteyiz. Toprağa hep birlikte 7000 çam fidesi dikerek hem toprağı mutlu ettik hem de bizler mutlu olduk" diye konuştu. 9 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Daha sonra cezaevindeki mobilya, ayakkabı ve çanta atölyelerini gezen heyet, Ayaş'ın yöresel yemeklerini yedikten sonra hatıra fotoğrafı çektirdi. AYAŞ'TA FİDAN DİKİMİ Ayaş Belediyesi eski TOKİ konutlarının bulunduğu bölgeye 500 fidan dikiminde bulundu. Ayaş Belediye Başkanı Bülent Taşan, fidan dikim alanında yaptığı konuşmada, yaşadıkları toprakları ve çevresini yeşillendirmeye devam edeceklerini söyledi. GÖKLER’DE AĞAÇ DİKİMİ YAPILDI Büyükşehir Belediyesi’nin vermiş olduğu 1000 adet 4 yaşındaki çam fidanları Mahalle sakinlerinin katılımı ile 12 Nisan 21015 Pazar günü Mezarlık ve belirlenen araziye dikilmiştir. Muhtar Muhterem Özdemir yaptığı konuşmada "Amacımız vatandaşlarımıza Ağaç sevgisini aşılamak, yeşil alanların çoğalmasını sağlamak, çevre bilincini oluşturmak ve erozyonun önlenmesini sağlamaktır." demiştir. Katılımcılara ve Dernek Başkanı Ali Güven’e fidanların dikiminde göstermiş oldukları destek dolayısı ile etmiştir. Atasü ailesinin Ayaş Belediyesi’ne bağışladığı “Kültür Evi” olmayı bekleyen konut. GÖKDEMİR GRUP YENİ TESİSLERİNİ AÇTI Hemşerilerimiz Özgür-Emre Gökdemir kardeşlerin İnşaat Taahüt ve İnşaat Malzemeleri üzerine faaliyet gösteren şirketlerinden sonra, Gökdemir Gurup olarak;Yenikent Sanayisindeki Fevzi Çakmak Mah. 38 Sk. No: 3 Yenikent/Ankara adresinde 6000 m2 kapalı alan üzerine kurulan yeni tesislerini, görkemli bir törenle açtılar. 10 200 personeli ile Fabrika Makina Parkında; Pvc Siensi Kesim İşleme Merkezi, Çift Parkur; Mobilya Parkında; 1 Siensi Kesim 2. Manuel Kesim, Fabrika İmalatları bulunmaktadır. Bosch, Demir döküm, Ferroli, E.C.A, Silverline, Evi Ankastre, Variodor, Vario Click, Pimapen, Erisman Duvar Kağıtları, Tek Boya'nın bayiliklerini yapmaktadırlar. Hayırlı olsun... YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR GAZİ ÜN. İİBF ÖĞRETİM ÜYESİ MEHMET AKİF ÖZER PROFESÖR OLDU Akademik kariyerine Profesör olarak devam eden hemşerimizi tebrik ediyor, kendi kaleminden özgeçmişini yayınlıyoruz. PROF. DR. MEHMET AKİF ÖZER 1973 yılında Ankara-Ayaş Gökler Köyü’nde doğdu. 1995 yılında Ankara Ün. Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans, 1999 yılında ise aynı üniversitenin Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans çalışmalarını tamamladı. 2005 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden kamu yönetimi dalında doktora derecesi aldı. 2009 yılında Kamu Yönetimi doçenti oldu. 2014 yılında ise Profesörlük ünvanını alarak, Gazi Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından profesörlüğe atandı. Halen Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Kamu yönetimi, yönetim bilimi, insan kaynakları yönetimi, yeni kamu yönetimi, yönetişim, modern yönetim teknikleri, çağdaş yönetim uygulamaları, yerel yönetimler, halkla ilişkiler gibi genel alanlarda yayınlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi bulunmaktadır. VAKFIMIZDA HER PERŞEMBE 13:00 - 18:00 SAATLERİ ARASINDA SOHBET TOPLANTISI YAPILMAKTADIR. TOPLANTIMIZ HERKESE AÇIKTIR. TEL: 0312 230 77 25 Menekşe-2 Sk.: 18/10 KIZILAY / ANKARA YEŞİL AYAŞ DERGİSİ 11 araçlar garantimiz altındadır ALIM-SATIMLARINIZDA GÜVENİLİR ADRES Adres: MACUN MAHALLESİ 18. CAD. NO:20 MACUNKÖY / YENİMAHALLE / ANKARA Telefon: (0312) 387 09 09 TİC. LTD. ŞTİ. (0312) 335 79 79 Fax: (0312) 387 09 00 GİRİŞ Ülkemiz çok farklı iklim koşullarına sahip olması nedeniyle her yerde aynı meyve tür ve çeşitlerini yetiştirmek olanaksızdır. Başarılı bir meyve yetiştiriciliğinin anahtarı seçilmiş tür ve çeşitlerle yetiştiricilik yapmaktır. Meyve ağaçları, çok yıllık bitkilerdir. Türe, bölgeye, toprak koşullarına ve bakım şartlarına bağlı olarak 20 ile 100 yıl yaşarlar. Bu nedenle meyve bahçesi tesis etmeden önce ağaç gelişmesi, verim ve meyve kalitesi gibi özellikleri iyi incelemek gerekir. Tek yıllık bitkilerde yanlış kararlar bir yıl sonra düzeltilebilir. Ancak meyvecilikteki yanlışlıklar 5-10 yıl gibi uzun bir zamanın ve emeğin boşa gitmesine yol açar. Bu nedenle meyve bahçesi tesis edilirken dikkate alınması gereken konular aşağıda sıralanmıştır. I. ÇEVRE FAKTÖRLERİ İklim: Kışın düşük sıcaklıklar ve türlere bağı olarak soğuklama ihtiyacının yanında ilkbahar geç donları ve sonbahar ilk donları meyve yetiştiriciliğinde önemli faktörlerdendir. Yöney: Bahçe tesis elde ederken tercih edilecek yöney, iklime, toprağa ve meyve türlerine göre değişir. Erken çiçek açan badem, kayısı ve ilkbahar donlarına hassas olan ceviz ve türlerinin güney yönlere dikimi tehlikelidir. Toprak: Meyve ağaçları için en uygun topraklar derin, verimli, iyi havalanan ve yapıları kumludan, kumlu-tınlı ve killi-tınlıya kadar değişen topraklardır. Birçok meyve türü için en uygun pH 5.5-6.5 arasındadır. Meyve yetiştiriciliği yapılacak yerde taban suyunun durumu da çok önemlidir. Genellikle türlere göre değişmekle beraber taban suyu yüksekliğinin 1 metreyi geçmemesi gereklidir. Su: Başarılı bir meyve yetiştiriciliği için yeterli miktarda ve iyi kalitede sulaYEŞİL AYAŞ DERGİSİ ma suyunun sağlanması ve doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Mümkünse su kaynağının durumuna göre dinlendirilmiş su kullanılması tercih edilir. Sulama uygulamasının önemi kadar bir sulamada verilmesi gerekli olan su miktarı ve sulama zamanın iyi belirlenmesi gerekir. Kontrollü su uygulaması meyve verim ve kalitesini büyük ölçüde etki eder. Kontrollü su uygulamaları modern sulama yöntemleri ile mümkündür. Bu yöntemlerin başında damlama ve mini sprink sulama yöntemleri gelmektedir. Yer ve yöney: Bazen yerel iklim şartları o derece büyük değişikliklere sebep olur ki, içinde bulundukları ana iklim bölgesinde yetişmeyen meyve tür ve çeşitleri bu yerel iklimde normal olarak yetiştirilebilirler. Topografik bakımdan meyve bahçesi tesisi için en uygun yerler, etraftaki araziden kısmen yüksek ve hava drenajı iyi olan yerlerdir. Soğuk hava yukarıdan aşağıya doğru aktığı için, böyle yerlerde don tehlikesi çok azdır. II. MEYVE TÜR VE ÇEŞİT SEÇİMİ Meyve tesisinde yukarıda açıklanan konular dikkate alınarak tür ve çeşit seçimi yapılmalıdır. Bir bahçede farklı türlere yer verilecekse her tür için ayrı parseller oluşturulmalıdır. Türlerin sulama, gübreleme, ilaçlama gibi bakım tedbirleri farklıdır. Bu nedenle türlerin karışık dikilmesi sakıncalıdır. III. MEYVE FİDANININ DİKİLMESİ VE TAÇLANDIRILMASI Ülkemizde meyvecilikte verimliliği azaltan, ağaçların ileriki yıllarda gelişmesini etkileyen en önemli faktörlerden biri de meyve fidanının seçimi, dikimi ve daha sonra şekil verilmesidir. Ülkemizde birçok yetiştirici çok gelişmiş kalın gövdeli, yan dalları fazla olmayan, yüksek boylu fidanları tercih etmektedir. Bu tercih yanlıştır. En iyi fidan 2-2.5 cm gövde kalınlığında 1.5-2 metre boyun13 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR da yan dalları ve çok sayıda saçak kökü olan fidandır. Çok büyük fidanlarda saçak kök az olduğundan, fidanın tutması zor olur. 40-60 cm civarından dallanarak iyi bir şekil oluşturmaya uygun olan saçak köklü fidanlar tercih edilmelidir. Yukarıda özellikleri belirlenen fidanların dikiminde iki konuya dikkat edilmelidir. Fidan dikiminde; çukurun derinliği ne olursa olsun fidan, fidanlıktan söküldüğü yere kadar dikilmelidir. Hatta ağır topraklarda, toprağın sonradan oturacağını ve kök boğazı seviyesinin aşağı ineceğini düşünerek toprak seviyesinin 3-4 cm üstünde dikilir. Birçok zaman söylenen, aşı noktasına kadar dikim de derin dikim sayılır. Çünkü aşı noktası, aşının yapılış yerine bağlı olarak yüksekte olduğunda, bu noktaya kadar dikimde kökler derinde kalır. Bu da köklerin gelişmesini engeller. İleriki yıllarda ağaç zayıf gelişir. Fidan çukuru açılırken üstten çıkan işlenmiş toprak çukurun bir yanına, alttan çıkan toprak ise karşı yanına konur. Fidan çukurları genellikle 50-70 cm genişliğinde ve 50-70 cm derinliğinde açılır. Büyük kuruluşlarda çukur açma giderlerini azaltmak için, traktöre monte edilen çukur açma burguları kullanılır. Fidanlar dikilmeden evvel budanırlar. Buna dikim budaması denir. Bu budama ile fidanların söküm sırasında ezilen, kopan, yaralanan kökleri kesilir. Birbirinin üzerine gelen kökler çıkarılır. Dikimden sonra toprak iyice sıkıştırılır ve hemen sulama yapılır. Toprağın yapısına bağlı olarak, dikimi izleyen ilkbahar ve yaz aylarında, her 5-10 gün de bir sulama yapılır. Fidanın dibine mutlaka kazık çakılmalıdır. Rüzgârdan devrilmemesi için fidan bu kazığa bağlanmalıdır. Fidanlar genel olarak Aralık'tan Mart ayı sonuna kadar dikilebilirler. Kışları çok sert geçmeyen veya toprağın karla örtülü bulunması sebebiyle toprağın derinlerine kadar donmadığı yerlerde sonbahar dikimi yapılır. İlkbaharda yapılacak dikimler bilhassa geç kalınırsa çok tehlikelidir, fidanların tutma oranı düşer. 14 KAYNAKÇA Anonim: Erişim tarihi 14.05.2015 http:// www.cinarziraat.com/meyvecilik/67meyve-bahcesi-tesisi.html Anonim: Erişim tarihi 14.05.2015 http://www.bahcebitkileri.org/bag-vebahce-tesisi.html Ünal, A.: Meyve Bahçesi Kurarken Nelere Dikkat Etmeliyiz. E.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü, Ege Üniversitesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi Çiftçi Broşürü: 29 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ MANCAR’IN YAPILIŞI Dağlık arazide kaya / taşların arasında yetişen doğal bitkilerdendir. Bahar aylarında Ayaş pazarından demetlenmiş halde satılır. Genellikle, Ayaşlının damak tadına uygun ekşili komposto olarak tüketilir. Bu haliyle vücuttaki şekeri dengelediği söylenir. Yemeğinin de yapıldığı bilinmektedir. Aşağıda komposto türü tüketim için tarif bulacaksınız. MANCARNAME Malzemeler: 1 Bağ/ yaklaşık 1 kg mancar Ekşi erik pestili: A4 sayfa yaprak büyüklüğü Tuz: Arzuya göre Su: gereği kadar Yaprak halindeki mancarlar birkaç su yıkanır ve ince ince doğranır. Yıkama ve doğrama sırasında elleri kaşındıracağı için eldivenle çalışılmalıdır. Tencerede su kaynatılır. Pestil parçalar halinde kaynamış suya atılır. Pestiller dağılana kadar kaynatılır. Yıkanıp doğranmış mancarlar ilave edilip yaklaşık bir saat daha kaynatılır.. Doğranmış yaprakların dağıldığı gözlenince ocaktan indirilmelidir. Yeterli kaynama yapılmazsa tüketilirken boğazda yanma yapabilir. Tuz isteğe göre ocaktan inmeye yakın konmalıdır. Genellikle soğuk tüketilebileceği gibi yemeği de yapılabilir. AFİYET OLSUN YEŞİL AYAŞ DERGİSİ Limon suyu musun mübarek mancar Acaba soyunda var mıdır pancar Lokman hekimden destur mu aldın Mekanın neredir Ayaşlı mısın? Yaprakların parlak gümüşlü müsün? Tadın hiçbir şeyde yok limonlu musun? Hangi dertlere devası mancar Seni bulup buluşturup toplayan eller Dağlardan toplayıp getiren eller Kıymasını kıyıp da yıkayan eller Görmesin hiçbir dert şifalı mancar. 19-4-1974 Süleyman GÜYER (E. Öğretmen Naci SADIÇ’ın kayınpederi) Not: Daha önce Mart 1995 tarihli Y. Ayaş Dergisinde yayınlanmıştır. SAYIN HEMŞEHRİLERİMİZ, DERNEĞİMİZ VE VAKFIMIZ İÇİN BÜRO ALMAK ÜZERE YOLA ÇIKTIK. KATKIDA BULUNMAK İSTEYENLERİN: İŞ BANKASI NECATİBEY ŞUBESİ’NDE AÇILAN HESAP NO: 4222 985634 IBAN NO: TR 510006400000142220985634 HESABA BAĞIŞTA BULUNMALARI RİCA OLUNUR. 15 16 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ SONBAHARDA GÜNEY SAHİLLER 22-26 Ekim tarihleri arasında yapılan gezimiz hemşerilerimizden ilgi gördü. Gezimizde ilk gün Marmaris’e ulaşıldıktan sonra tekne turu yapıldı. Tekne turunda: öğle yemeğini aldıktan sonra; denizin ortasında yağmurun sesini ve denizdeki dalgaların yağmurla buluşmasını sıcak bir bardak çay içerek izledik. İkinci gün Datça’ya gidildi. Yeni Datça’da sezon kapanmak üzereydi. Bizim gibi birkaç tur otobüsü ile gelenler oldu. Esnaf ile yaptığımız sohbetlerde sezonu iyi geçirmediklerinden dert yandılar. Eski Datça’da taş evleri ve Can Yücel’in Evi’ni gezdik. Şair Can Yücel’in vefatı sonrası Müzeye dönüşen konutu ilginçti. Eski ve Yeni Datça’nın gezilmesinden sonra Kız kumunda deniz sefası yapıldı. Kız Kumunda dizlerimize kadar denize girerek ayaklarımızı tuzlu suyla buluşturduk. Ertesi gün dönüş yoluna geçmeden Bodrum Kalesi ve Zeki Müren Müzesi gezildi. Dönüş yolu Aydın üzerinden oldu. Ankara’da konuklarla bundan sonraki turumuzu ve ardından Balkanlara yapılacak gezimiz için sözleştik.. Derneğimizin mail adresi değişmiştir. Yeni adresimiz [email protected] Yeni klasör oluşturmak üzere mesajlarınızı bu adrese bekliyoruz... YEŞİL AYAŞ DERGİSİ KAYSERİ-ERCİYES-KOZAKLI TERMAL TURU (RESİM) 24 Ocak 2015 Cumartesi günü saat 7.30'da Vakıf önünden hareket sonrası öğle saatlerine doğru Kayseri Erciyes’e varıldı. Erciyes’te kar keyfini yaşadık. Serbest zaman sonrası Kayseri merkeze dönüldü. Öğle yemeği ve Kayseri merkezde Selçuklu eserlerinden oluşan görülecek yerlerin gezilmesi sonrasında Nevşehir Kozaklıdaki termal otelimize Akşam saatlerinde otele varıldı. Otel’in termal hizmetlerinden yararlanıldı. Sabah kahvaltısı sonrası otelin termal hizmetlerinden yeniden yararlanma imkanı oldu. Öğle saatlerinde otelden ayrılıp Kırşehir’e ulaştık. Öğle yemeği ve Selçuklu eserlerinden oluşan görülecek yerlerin görüp Belediye tarafından kamulaştırılarak Ağa Konağı olarak restore edilen konağı gezip ilgililerden bilgi aldık. Cumhuriyet döneminde yaptırılıp hizmet veren konak tipik Ayaş konakları gibiydi. ÜÇÜNCÜ YURTDIŞI SEYAHATİMİZ, 5-12 NİSAN’DA BALKANLARA YAPILDI Balkanlarda 5 ülke ve kentlerini (Sırbistan/Belgrad, Bosna/Saraybosna- MostarTrebenije-Karadağ/Kotor-Budva-İişkodra, Arnavutluk/Tiran, Makedonya/ Ohrid-Manastır-Kalkandelen-Üsküp) rehberimiz Atilla Çerlik'in anlatımları ile gezdik. 8 gün ve 7 gece süren gezimizde, atalarımızın bıraktık17 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR ları eser ve izlerini rehberimizin anlatımı ile gözlemledik. Türk, Boşnak, Hırvat, Arnavut ve Makedon halkları ile de yakın temaslarımız oldu. Buradaki halklar epeyce güçlük-sıkıntı çekmişler. Ohrid'teki otelimizde bizi ziyaret eden bir Arnavut selam vererek yanımıza geldi ve bizimle sohbet etti. Bu topraklarda yaşadıklarını anlattıktan sonra, Ankara'nın semtlerini ayrı ayrı sayarak her birinde yakınları olduğunu ve gezdiğini söyledi. Kendisinin marangozluk yaptığını ve 3 erkek çocuğunun değişik ülkelerde olduğunu, oralarda para kazanarak yılda bir süre kendisini ziyarete geldiklerini söyledi. Yine Ohridteki bir markette bize yardımcı olan bir bayana, düzgün Türkçe konuşması dolayısıyla; siz Türk müsünüz? Sorusu sorduğumuzda "evet biz sizden daha çok Türküz" cevabını aldık. Balkanlarda doğa olağanüstü güzel ve tarım bilinçli yapılıyor. Tarım gelir kaynaklarının başında geliyor. Turizme yatırım yapılıyor. Yapılan yatırımlar meyvesini vermeye başlamış. Gittiğimiz her ören yerinde en az 2-3 Türk ve 1-2 diğer ülkelerin kafilesi ile karşılaştık. Turizm sezonunun yeni açılmış olması yaz aylarındakinin ipuçlarını veriyor. Gezimizde kimi zaman alışverişlerde para sıkıntısı çektik, çünkü her ülkenin para birimi farklı idi. Döviz olarak yanımıza Avro almıştık, döviz bürolarında bozdurulan dövizimiz ile her ülkede alışveriş yaptık ve artan yerel parayı bitirme uğraşında olduk. Zira bir diğer ülkede maalesef geçmiyor. Balkanlardaki atalarımızın izlerini takip ettiğimiz gezimizden, konuklarımızın memnuniyeti ile döndük. Yeni gezilerde buluşmak dileğiyle... 18 GÜNEY EGE: FİNİKE, KAŞ, KALKAN, FETHİYE GEZİSİ Dört gece konaklamalı güney Ege gezimize hemşerilerimizden talep fazla oldu. Bir kısım konuklarımızın gezi taleplerini de karşılayamadık. Geziye Finike’de sabah kahvaltısı ile başlanıldı. Ardından Demre’ye gidildi ünlü Noel Baba kilisesi ve Myra Antik Tiyatrosu gezildi.. Sonrasında Kekova’nın eşsiz güzellikleriyle buluşmak üzere tekne gezimizin başlangıç noktası olan Üçağız köyüne gidildi. Buradan tekneyle gün boyu Kekova’yı dolaştık. Öğle yemeğimizi teknede alıp Akşam saatlerinde tekneye bindiğimiz noktaya döndük. Dönüşte otele dönüş yolumuz üzerinde Kaş’ta akşam çayımızı içip, sezona hazırlanan Kaş’ı gezdik. Yanık dondurma sezonu yeni başlamıştı. Burada tatma imkanı bulduk İkinci gün gezimize. Türkiye’nin en uzun kanyonu Saklıkent Kanyonu’nda yürüyüş ile başladık ve fotoğraf molası sonrası Yaka park’ta öğle yemeği molası verildi. Ardından Ölü Deniz’e hareket edildi. Belce kız olarak bilinen milli parkta turkuaz renkli denizde yüzmek için serbest zamanda, konuklarımız buradaki denize hayran kalıp ayrılmak bile istemediler. Üçüncü gün: 12 Adalar Tam Gün Mavi Yolculuk Tekne Turu vardı. Sabah kahvaltımızın ardından Fethiye’den anlaşılan 90 kişilik tekne ile, tam gün yemekli 12 Adalar turuna katıldık. Öğle yemeğini ızgara balık olarak Teknede aldığımız turda; Kaunos Kral Mezarları, Kızılada, Cleopatra Hamamı, Gobun (mağaralı) Koyu, Tavsan Adası, Katrancı Adası, Yassıcılar Adası, Domuz Adası, Samanlık Koyu ve Şövalye Adası gezilirken, yüzme molalarında, konuklar pırıl pırıl tertemiz açık denizde yüzmenin keyfini çıkardılar. Dördüncü gün: Dalyan’ı gezip tekneye bineceğimiz noktada restoranda öğle yemeğini aldık. Bitiminde bindiğimiz kanal tekYEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR nesiyle, denizi Köyceğiz Gölüne bağlayan su kanalında, kaya oyma kral mezarlarını gördük. Sazlıkların oluşturduğu kanalda yapılan tekne turunu takiben Atlantik Okyanusundan, Anadolu sahillerine yumurta bırakmaya gelen Dünyaca ünlü Caretta Caretta cinsi deniz kaplumbağalarını görmek ve denize girmek için İztuzu Plajına gidildi. Buradaki yüzme molamızın ardından, tekrar teknemizle kanalı takıp ederek otobüsümüze ulaştık. Dalyan dan sazlıkların ve Akdeniz in kokusu üzerimize sinmiş ayrılırken günün ilerleyen saatlerinde Göçek‘e gelerek burada serbest zaman verildi. Kordonda bulunan çay bahçelerinde İçilen sıcak çayların ardından otobüsümüzle, 12 adalara hakim, eşsiz manzarası olan Katrancı Koyu seyir terasından fotoğraf molası verildi. Beşinci gün: Sabah kahvaltımızın ardından her sokağında ayrı bir manzara olan Kalkan’a gidildi. Kalkan’da çevre gezisi ve çay içmek için serbest zaman sonrasında dönüş yoluna geçildi. Konuklarımızla Ankara’da, yeni gezilerde buluşmak üzere sözleştik. KARADENİZ’İN İNCİSİ AMASRA’DA BİR GÜN Balık mevsiminde ulaşamasak da bu yıl yine Amasra’da balık yemek için hafta sonu için Amasra’ya gidildi. Konuklarla sabah Ankara’dan yola çıktık. Kahvaltıyı araç içinde alıp Amasra’ya ulaşıldı. Rezervasyon yaptırılan yerde öğle yemeğinde yörenin özel salatası ile balığımızı yedik. Serbest zaman diliminde kimimiz koyların tadını çıkarırken kimimiz köylü pazarından taze sebze ve meyvelerden satın aldık. Hatta deniz suyuna özlem duyanların denize girdikleri de oldu. Serbest zaman bitiminde Safranbolu’ya hareket ettik. Burada bir saatlik serbest zaman diliminde tarihi dokuyu gezip küçük alışverişler yaptık. Ankara’ya dönüşümüz saat 22.00 civarında idi. Yeniden başka gezilerde buluşmak dileğiyle... Seçkin Yayıncılık YEŞİL AYAŞ DERGİSİ Yayınevi Merkezi Sağlık Sokak No:21 06410 Sıhhiye | ANKARA Tel: (312) 435 30 30 Faks: (312) 435 24 72 [email protected] Strazburg Cad. Şubesi Strazburg Cad. 23/B Sıhhiye | Ankara Tel: (312) 230 52 62 Faks: (312) 230 52 62 [email protected] İSTANBUL ANKARA ŞUBELERİMİZE Bekleriz Çağlayan Adalet Sarayı Şubesi D Blok 2. Bodrum Kat No:1 Çağlayan | İstanbul Tel: (212) 240 00 15 Faks: (212) 240 00 15 [email protected] Şişli Şubesi Hanımefendi Sokak Hisarkent Apartmanı No:160 Şişli | İSTANBUL Tel: (212) 234 34 77 Faks: (212) 231 24 69 [email protected] Kartal Adalet Sarayı Şubesi C Blok Zemin Kat No: 29 Kartal | İstanbul Tel: (216) 303 11 23 Faks: (216) 303 11 23 [email protected] 19 M. YAŞAR GÜRGEN HAFIZ RAŞİT DALGIÇ Hafız Ahmetlerden Gülsüm- Ahmet’in oğludur. 1904 yılında Ayaş’ta doğdu. Ayaş Rüştiyesinden mezun oldu. Uzun yıllar Ayaş Kesikbaş camiinde imamlık yaptı. 1957 yılında Ankara Hıdırlık camiinde göreve başladı. 1960 yılında Ankara çift şerefeli Camisine tayin oldu. Daha sonra Şükriye camiine tayin oldu. Buradan kendi isteği ile 1969 yılında emekli oldu ve aynı yıl vefat etti. Yaşar Hoca’nın 3 oğlu ve 1 kızı vardır. Ayaş’ın testi ustalarından olduğu için testici Yaşar Hoca lakabıyla da anılırdı. Kendisini rahmet ve minnetle anıyoruz. 1323 Hicri (1907) yılında Ayaş Şıh Muhittin mahallesinde doğdu. Babası İbrahim efendi zamanın atlı zaptiye (şimdiki Jandarma) görevi yapardı. 5 Yaşında Sıpyan mektebine gitti ve 7 yaşında hafızlığı aldı. Aynı yıl Rüştiye’de okumağa başladı. Rüştiye 3. sınıfında iken babasının isteği ile okuldan alındı. Terzi Abdullah Usta’nın yanında çalışmaya başladı. 2 yıl sonra ayrılarak Ankara’da Ermeni bir usta olan Hacik Usta’nın yanında kalfa ve usta olarak askere gidene kadar çalıştı. Askerlik dönüşü Ayaş’ta kendisine ait terzi dükkanını açtı. Aynı zamanda, Bünyamin camiinde müezzin, kayyum olarak çalışmaya başladı. Cami imamı emekli olunca 1940 yılında cami imamlığına atandı. Terzilik Mesleğinde 30’a yakın usta yetiştirdi. 1957 yılında Ayaş’taki sel felaketinde dükkanı sele gidiyor. Terzilik mesleğini bu yıl bırakan Raşit Hoca cami imamlığı görevine devam etti. 10.01.1977 yılında kendi isteği ile emekli oldu. Aynı yıl eşi ile birlikte hac görevini yerine getirdi. 1992 yılında vefat etti. Raşit Hoca’nın iki kızı ile 3 oğlu vardır. Kendisini rahmet ve minnetle anıyoruz. Din görevlilerinin tanıtımına devam edilecek... SAYIN HEMŞEHRİLERİMİZ, DERNEĞİMİZ VE VAKFIMIZA BÜRO ALIMI ÖDEMELERİ İÇİN DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUZ İŞ BANKASI NECATİBEY ŞUBESİ HESAP NO: 4222 985634 IBAN NO: TR 510006400000142220985634 20 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ UĞURLU HIRDAVAT Cumhuriyet Meydanı No: 1 Tel 0312 712 12 06 Fax 0312 712 27 78 Ayaş/ANKARA GÜLER İNŞAAT MALZEMELERİ E.T.A. Cad. Ferahfaki Mahallesi Ardiyeler Sitesi No: 87 Ayaş/ANKARA Tel: 0312 712 23 05 - Fax: 0312 716 16 61 GSM: 0533 923 41 81 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ 21 AYAŞ’TAN EZGİLER Ben ne dedim ne duydum Şu cahil gönlümü mihnete koydum Ellerin sözüne kanıp aşkına uydum Bilmedim mi benim sana yandığımı Elleri böğründe donup kaldığımı Yolluklar yaptırdım, yumurtalı yağlı Al, atımın halı heybesine bağlı İmancıların, Alihanların lakapları ayrı Bilmedin mi benim sana yandığım Ayaş yollarına bakıp kaldığım. Odun tezek kokuları bacalardan dağılır Meralarında koyun keçi sürüleri yayılır Tarlaları motor gücü ile sürülür Bilmedin mi benim sana yandığım Bağ yollarında garip kaldığım Camilerinde ezan sesi duyulur Vakti gelince nimet sofraları kurulur Bayramlarda, düğünlerde davul vurulur Bilmedin mi benim sana yandığım Ayaş yollarında halsiz kaldığım Bağ ve bahçeleri ırgatlarca sürülür Toplantılarda maniler, ezgiler söylenir CENNET VATANIM Ödemiş zeybeğinde, Dadaş Bar’ında, Erzurum soğuğunda, Iğdır karında, Boncuk, boncuk alındaki ak terde, Bu cennet vatanın her şeyi güzel. Kızılırmak, Sakarya’da, Seyhan’da, Konya’da, Rize’de, Tokat’ta, Van’da, Maraş ovasında, Ağrı dağında, Antep fıstığında, Aydın bağında, Bu cennet vatanın her şeyi güzel. Mehmet’ine çanta saran anada, Al yanaklı Ayş’de, gelin Suna’da, Oyalı yazmada, çini nakışta, Top kâkülde, mahmur mahmur bakışta, Bu cennet vatanın her şeyi güzel. Çoban çeşmesinin kırık tasında, Şehit anasının içli yasında, Köroğlu’nda, Karacaoğlan Emrah’ta, Nevşehir’de, Erzincan’da Kemah’ta, Bu cennet vatanın her şeyi güzel. Yıkık değirmende, salkım söğütte, Kulaklara küpe olan öğütte, Bursa yeşilinde, Pasin düzünde, Türk’ün vakur, Türk’ün asil yüzünde, Bu cennet vatanın her şeyi güzel. Hasan ERGÜR Gençlerimiz mahalli oyunlarla eğlenir Bilmedin mi benim sana yandığım Evleri önünde yalnız kaldığım. Derleyen: Ervahi MAVİBULUT AYAĞINA GİYMİŞ SEDEF NALİNİ Ayağına giymiş sedef nalini Sallanma sevdiğim öldürdün beni Dünya dolusu malın olsun Severim sevgilim öldürme beni. Sen bir yana ben bir yana yanıyorum Kaşlar kara gözler benzer ceylana Aşağıdan gelen bağlar güzeli Ağaçlar döker binbir gazeli Benim sevdiğim de dünya güzeli, Severim sevgilim öldürme beni. Sen bir yana ben bir yana yanıyorum ÖZBAYRAM T İ C A R E T Şakir ÖZBAYRAM Ayaş Bayii (Ferahfaki Mahalle Muhtarı) Cumhuriyet Meydanı No:2 Ayaş/Ankara İş Tel : (0312) 712 11 76 Ev Tel : (0312) 712 11 45 Ev Tel : (0312) 712 17 84 Gsm : (0532) 206 24 02 [email protected] [email protected] Kaşlar kara gözler benzer ceylana Ervahi MAVİBULUT 22 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR AYAŞ SEL DESTANI Ondört Temmuz idi günlerden Pazar Yıl elliyedidir takvimler yazar Dereler kabardı hep azar azar Çarşıdan kaçıştık haller perişan Küçüköz, şanoğlu, Başayaş çayı Yukardan aşağı koparmış yayı Derelerden almış bir aslan payı Etti Ayaş’ı da seller perişan Küçücük çayımız coştukça coştu O ne şahlanıştı, sanki sarhoştu Bu hali görenler yükseğe koştu Çarşılar bir deniz yollar perişan Onyedi dükkanı lahzadan aldı Bakiye dükkanlar sulara daldı Ahali şaşırdı bakışakaldı O sel ile giden mallar perişan Caddeye fırlattı on tonluk taşı Sellere kapıldı Demokrat başı (*) Ahcıyla gitti ahcının aşı Bu hali vasfetmez: teller perişan Karadere ile ova bağları Andırıyor çölü ıssız dağları Ölüler ağlattı kalan sağları Bahçelerde esen yeller perişan Bağından götürdü varsa her nesi Kökünden söküldü dutu, vişnesi Bir hüzün veriyor kuşların sesi Sebzeden eser yok dallar perişan Perişan oldu o şirin Ayaş Gönüller kan ağlar gözlerimiz yaş Bu dert oldu şimdi her dertlere baş Bizim halimizden eller perişan Ovada ekinler biçilmez oldu Buz gibi kaynaklar içilmez oldu Tarlalar odundan geçilmez oldu Her yanı eyledi miller perişan Allah’ın emriyle oldu bu akın Taksirat bizimdir, takdirse Hakkın Hele şu feleğin işine bakın Bülbüller şakınmaz güller perişan Sizce de malumdur Ayaşın hali Son ümit sizlerde ey sayın Vali Bir himmet bekliyor bütün ahali İşte görüyorsunuz haller perişan Ben bu hali tarif edeyim nasıl? Burada kapansın artık bu fasıl Sıngınlaşan aşık sıngındır asıl Gayri söyleyemez diller perişan Ahmet Polat ATEŞ (*) Burada bahsi geçen Demokrat başından maksat: Ayaş’ta Demokrat Parti’nin Kurucularından ve bir numaralı Demokrat Topal Nuh Tuncer’dir İSMAİL YAŞAR AKTAŞ VE AİLESİNİN MUTLU GÜNLERİ Sevim-İsmail Yaşar Aktaş çifti, evliliklerinin 60. yılını 12 Haziran 2015 günü çocukları, torunları ve torun çocukları ile kutladı. Resimde Aktaş çifti kutlama gününde, ailenin 23. ferdi, torunları Asena Nesli ile eşi Gökhan Çelik'in 22 Nisan 2015 günü dünyaya gelen kızları Zeynep Hûma Çelik ile görülüyor. Aktaş çiftinin 4 çocuğu (ikisi evli), 5 torun (hepsi evli) ve 5 torun çocuğu var. (Toplam 23 kişi). Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, kuruluşunun 69. yılında, 10 Haziran 2015 günü cemiyet merkezinin Burhan Felek Salonu’nda düzenlenen törenle, 80 yaşını geçmiş ve 50 yıldan fazla Türk basınına hizmet etmiş, 40 kıdemli üyesine anı plaketi verdi. Bu 40 kişiden biri olan hemşehrimiz İsmail Yaşar Aktaş’a ödülünü, meslektaşı Altan Öymen verdi. Öte yandan aynı törenle Prof. Dr. Eşref Turgay Atasü hemşehrimizde meslekte kıdem plaketi aldı. “HERKESİN AYAŞIMIZ İÇİN YAPABİLECEĞİ BİRŞEY VARDIR.” Bu yazımızda yer alan “Denizyıldızı Öyküsü” katılımcılıkla ilgili… Katılımcılık konusuna öncelik vermemin nedeni, bu konuda özellikle Ayaşlılar olarak yetersiz kalmamızdan kaynaklanıyor. Bu yetersizliğin salt Ayaşlılara özgü olmadığı ve toplumsal düzeyde olduğu her türlü tartışmadan uzak bir gerçek… Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında, toplumun her kesiminin katılım ve desteğini sağlamasındaki gerçeği göz ardı etmemek gerekir. Kadın-erkek, genç-yetişkin toplumun her kesiminin bu savaşa katkısı bugün bile hepimize gurur vermektedir. Ancak, katılım yönünden böylesine gururlandırıcı bir geçmişin mirasçıları olarak, içinde bulunduğumuz “adam sendecilik”e varan tavrımızı ne yazık ki açıklamakta zorlanıyoruz. Bunun sonucunda kendi bireysel dünyamızda yaşıyor, daha iyiye ve daha güzele ulaşmanın yolunun birliktelikten ve dayanışmadan geçtiğini, “acıların paylaşıldıkça azaldığı, mutlulukların ise paylaşıldıkça arttığı” gerçeğini görmezden geliyoruz. Ya da, erişte hazırlayan bir kadının yardımına gelen komşularının katkılarıyla, birkaç gün sürecek işin birkaç saat içinde bitirilmesindeki emsalsiz yerel dayanışma örneğimizi unutuyoruz. Uygar toplumlarda bireylerin büyük bölümü sendika, vakıf, dernek vb. sivil toplum örgütlerine üyedir. Bu örgütlerde üzerlerine düşen sorumlulukların gereğini yerine getirirler. Bu örgütler sayesinde yaşam kalitelerini artırıcı etkinliklerde bulunurlar. Daha iyi yaşamanın; daha çok, daha verimli ve daha kaliteli üretmenin yöntemlerini el birliğiyle gerçekleştirmeye çalışırlar. Oynanan oyunu uzaktan seyretmek yerine, oyuna dahil olup birlikte oynarlar. Böylece taşın altına ellerini sokarak daha mutlu bir yaşamın gereklerini oluşturmaya çalışırlar. Bunu sağlamanın mutluluğunu paylaşırlar. Kendilerinden sonra gelen kuşaklara yol gösterirler. Vakıf ve Derneğimizin; Ayaş ve köylerine hizmet vermek, Ayaşlılar arasında dayanışmayı güçlendirmek, Ayaş ve köylerinin ekonomik ve 26 kültürel gelişimine katkıda bulunarak refah düzeyinin artırılmasını sağlamak gibi amaçlarının gerçekleştirilmesi ancak ve ancak Ayaşlıların katkısıyla sağlanabilir. Vakfımıza bağışta bunarak, Derneğimize üye olarak, görüşlerimizi paylaşarak, kendimiz için, Ayaş ve çevresi için bir farklılık yaratabilmenin yollarını arayalım. Üstelik hiç beklemeden hemen şimdi…Şunu hiçbir zaman unutmayalım. Tarihte, iyi örgütlenmiş az sayıdaki insanın, örgütsüz ve yalnızca kalabalık oluşturan çok sayıdaki insana olan üstünlüğünü gösteren sayısız örnek vardır. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.”, “Birlikten güç doğar.” gibi pek çok atasözü ve özdeyiş de bu sonucu doğrular niteliktedir. Aşağıdaki güzel öykü Lauren İseley’in bir eserinden alınmıştır. Bu güzel öyküyü öğrendikten sonraki öğretmenlik dönemimde, girdiğim her sınıfta ilk dersimin konusu olmasını ve öykünün kahramanlarının davranışlarının sınıfça değerlendirilmesini hiçbir yıl göz ardı etmedim. İ.D. Deniz Yıldızı Öyküsü Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere okyanus sahiline giden aydın bir kişi varmış. Çalışmaya başlamadan önce sahilde bir yürüyüş yaparmış. Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında dans eder gibi hareketler yapan bir insan silueti görmüş. Güne dans ederek başlayan biri olabileceğini düşünerek gülümsemiş ve ona yetişebilmek için adımlarını hızlandırmış. Yaklaştıkça bunun bir genç adam olduğunu ve dans etmediğinin farkına varmış. Genç adam birkaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak bir hareketle okyanusa fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca seslenmiş: - Günaydın. Ne yapıyorsun böyle? Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve yanıt vermiş: - Okyanusa deniz yıldızı atıyorum. - Sanırım şöyle sormalıydım: Okyanusa neden deniz yıldızı atıyorsun? - Güneş çoktan yükseldi. Sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR - Ama delikanlı, görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızıyla dolu, hiçbir şey fark etmez. Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış. - Bunun için fark etti. Bu yanıt aydın kişiyi şaşırtmış. Ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönmüş, yazısının başına geçmek üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken, genç adamın görüntüsü gözünün önünden gitmemiş. Aklından çıkartmaya çalışsa da bir türlü olmamış. Nihayet akşama doğru fark etmiş ki, o koca bilim insanı, o büyük şair, bu gencin davranışının özünü kavrayamamış. Çünkü, bu gencin yaptığının aslında “evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni izlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve bir fark yaratmayı amaçladığını” kavramış ve utanmış. O gece sıkıntı içinde yatmış. Sabah olduğunda bir şey yapması gerektiğini bilerek uyanmış. Yataktan kalkmış giyinmiş, sahile inmiş ve o genci bulmuş. Bütün sabahı onunla okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş. TÜGİAD Mart 1993 Bülteni Denize deniz yıldızı atanların yöremizde çoğalması dileğiyle… Fethiye Oskar Otel Otel Fethiye Oskar Otel Fethiye Oskar Otel İSMAİL SEMİZ İSMAİL SEMİZ İSMAİL SEMİZ İSMAİL SEMİZ FethiyeFethiye Ovacık Fethiye Ovacık Ovacık Babadağ Yolu Babadağ Yolu Babadağ Yolu üzerinde... Fethiye Ovacık üzerinde... Babadağ Yolu üzerinde... üzerinde... Fethiye Ovacık Babadağ Yolu üzerinde... Ölüdeniz’e Ölüdeniz’e Ölüdeniz’e Ölüdeniz’e yakın yakın yakın yakın mesafede... mesafede... mesafede... mesafede... Ölüdeniz’e yakın İrtibat: Kazım Karabekir Cad.95/35 Koyunluİskitler Han No: 95/35 İskitler / ANKARA İrtibat: Kazım Karabekir Cad. Koyunlu Han No: / ANKARA İrtibat: Kazım Karabekir Cad.Tel: Koyunlu Han 341 No: 95/35 İskitler / ANKARA Tel: 0312 341 34 51 -15 Gsm: 0312 34 51 - Gsm: 0532 423 970532 423 15 97 Tel: 0312 341 34 51 - Gsm: 0532 423 15 97 mesafede... 1. Gönüllü ve herkese açık üyelik: Kooperatifler; cinsel, sosyal, ırksal, siyasal ve dinsel ayırımcılık olmaksızın, hizmetlerinden yararlanabilecek ve üyeliğin sorumluluklarını kabule razı olan herkese açık gönüllü kuruluşlardır. 2. Üyeler tarafından gerçekleştirilen demokratik denetim: Kooperatifler; piyasa oluşturma ve karar alma süreçlerine katılan üyelerince denetlenen demokratik kuruluşlardır. Seçilmiş temsilci olarak hizmet eden erkekler ve kadınlar üyelere karşı sorumludur. Birim kooperatif kuruluşlarında üyeler eşit oy hakkına sahiptir (her üyeye bir oy hakkı). Diğer düzeydeki kooperatif kuruluşlarında ise oy hakkı demokratik bir yaklaşımla düzenlenir. 3. Üyelerin ekonomik katılımı: Üyeler, kooperatiflerinin sermayesine adil bir şekilde katkıda bulunur ve bunu demokratik olarak yönetirler. Bu sermayenin en azından bir kısmı genellikle kooperatifin ortak mülkiyetidir. Çoğunlukla üyeler, üyeliğin bir koşulu olarak taahhüt edildiği üzere (var ise) sermaye üzerinden kısıtlı miktarda gelir elde ederler. Üyeler gelir fazlasını, muhtemelen "en azından bir kısmı taksim olunamaz kaynaklar" oluşturma yoluyla kooperatiflerini geliştirme, kooperatifle yapmış oldukları işlemlerle orantılı olarak üyelerine kar sağlama ve üyelerce onaylanan diğer faaliyetlere destek olma gibi amaçların biri ya da tamamı için ayırırlar. 4. Özerklik ve bağımsızlık: Kooperatifler özerk, kendi kendine yeten ve üyelerince yönetilen kuruluşlardır. Kooperatifler, hükümetler dahil olmak üzere diğer kuruluşlarla bir anlaşmaya girmeleri ya da dış kaynaklar yoluyla sermayelerini artırmaları durumunda, bunu kooperatiflerin özerkliğini sürdürecek ve üyelerinin demokratik yönetimini koruyacak şekilde gerçekleştirirler. 5. Eğitim, öğrenim ve bilgilendirme: Kooperatifler, üyelerine, seçilmiş temsilcilerine, yöneticilerine ve çalışanlarına kooperatiflerinin gelişimine etkin bir şekilde katkıda bulunabilmeleri için eğitim ve öğretim imkanı sağlar. Kooperatifler genel kamuoyunu - özellikle de gençleri ve kamuoyunu oluşturanları - işbirliğinin şekli ve yararları konusunda bilgilendirirler. 6. Kooperatifler arasında işbirliği: Kooperatifler, yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası oluşumlarla birlikte çalışarak üyelerine daha etkin bir şekilde hizmet eder ve kooperatifçilik hareketini güçlendirir. 7. Topluma karşı sorumlu olma: Kooperatifler, üyelerince onaylanan politikalar aracılığıyla toplumlarının sürdürülebilir kalkınması için çalışırlar. Not: Yukarıdaki bilgiler internet ortamında temin edilmiştir.. ÖZEL GÜNLERİNİZDE YANINIZDA GAZİ MUSTAFA KEMAL BULVARI NO:71 D:12 / MALTEPE ÇANKAYA / ANKARA (0312) 229 44 52 Kooperatif bireylerin aklını, bilgisini, becerisini ve imkanlarını birleştirerek birlikte üretmenin ve bu üretimi tüketiciye doğrudan ulaştırmanın adıdır. Ülkemizde kooperatifçilik yeterince anlatılamamıştır. Örneklemeye girince de hep kötü örnekler ortaya konularak kamuoyu olumsuz yönlendirilmiştir. Kooperatiflerin başarılı olmasında birinci etken; güvenilir, kaliteli, ahlaklı, bilgili, bu bilgi ve becerisini memleket sevdasıyla insanına ve toprağına olan sevgisiyle ortaya koyabilecek yöneticilerdir. İkinci etkense bu yöneticileri yüreklendirecek halk.. çünkü sapla samanı karıştırıp doğru yöneticiyi eğri yöneticiyle aynı kaba koyan her ikisine de çalan gözüyle bakan halkın birliğinden söz edilemez. Buradan başarı da çıkmaz. Önce kaliteli yöneticiye sahip çıkacağız. Sonra kooperatifimize sahip çıkıp, tıpkı bir denetim kurulu gibi çok yakından takip edeceğiz. Yeni fikirlerle yönetime destek vereceğiz. Ayaş ve köylerinde kooperatifi öne çıkarmaya çalışan, bölgesine istihdam ve parasal kaynaklar yaratacak ciddi hizmetlere verebilen kooperatiflerimiz var. Bunların bazılarını sıralamak istiyorum: Ilıca Köyü, Bayram Köyü, Ortabereket Köyü ve Pınaryaka Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri… Şu anda aktif faaliyetleri bulunmayan diğer köy kooperatiflerinin de ele alınıp aktif hale getirilerek köylerimizde istihdam yaratılması, üretimin artırılması ve ürünlerin değerinde pazarlanarak bölge insanımızın zenginleşmesine katkı vermelerini bekliyoruz. Aktif faaliyet gösteren yukarıda isimlerini verdiğim dört köy kooperatifimiz her yıl yaklaşık iki milyon lira civarında ciro yapmaktalar. Bu ciroyu yaparken ihtiyaç YEŞİL AYAŞ DERGİSİ duydukları iş gücünü de kendi insanlarına iş vererek sağlamaktadırlar. Kendi esnafından alışveriş yaparak ilçe ticaretine katkı vermektedirler. Makine, araç ve gereçlerini kullanacak kişileri kendi köylerinden seçmekte ve onların Sosyal Güvenlik Kurumu’na kaydını yapmaktadırlar. Kooperatiflerimizde kepçe, traktör, balya makinesi, her türlü ürünün ekiminin yapılabildiği cinslerde mibzerler, mısır slaj makineleri ve Orman Bakanlığı’na orman ağaçlandırmasında kullanılan paletli mini eksgavatörler mevcuttur. Kooperatiflerimiz Orman Bakanlığı’nın uygulamış olduğu ağaçlandırma işinde ciddi işlere imza atmaktadır. Orman ürünlerinin tohumlarının toplanmasından tutun, bu tohumların fidanlıklarda ekilip yetiştirilmesi, yetiştirilen ürünlerin orman dikimi yapılan sahalara dikilmesi, bu ağaçların çapalanması, sulanmasına kadar her türlü bakanlık işini yapabilecek insan gücüne, makine ve ekipman gücüne sahiptirler. Kooperatiflerimizin çok önemsediğim bir yönü de birlikte çalışabilmeleridir. Ortak iş yapabilmeleridir. İşi hangisinin aldığının önemi yoktur. Çünkü işi hangi kooperatif alırsa alsın iş birlikte yapılmakta, işçi gücüyle, makine ekipman gücüyle birbirlerini desteklemekte, kazanç eşit şekilde pay edilmektedir. Dileğim bu birlikteliğin tüm Ayaş Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerini içine alacak merkez kooperatifi oluşturulmasıdır. Böyle bir kuruluş profesyonel yöneticilerle ele alınırsa ve desteklenirse başarıya ulaşılacak ve bölgemize zenginlik gelecektir. Önce kooperatifleşmeye inanalım, birlikten güç doğ a c a k t ı r. Saygılarımla… 29 Farklı iklim ve toprak şartlarına adaptasyon kabiliyeti yüksek olan dut, hem ılıman hem de sub-tropik iklim şartlarında yetişebilen bir meyve türüdür. Dut’un genetik kaynaklarındaki geniş çeşitlilik dünyada geniş bir yetişme alanı bulmasını sağlamıştır Yetiştiriciliği yapılan ve meyvesinden yararlanılan dut tip ve çeşitleri genel olarak Morus alba L. (beyaz dut), Morus nigra L. (kara dut) ve Morus rubra L. (kırmızı veya mor dut) olarak adlandırılabilir. İnternette ‘morus alba’ “beyaz dut” için verilen bilgiler şöyle: •analjezik (ağrı kesici) •antihelmintik (parazit önleyici) •antibakteriyel (mikrop öldürürcü) •antitussive (öksürük kesici) •astringent (büzüştürücü, sıkıştırıcı, kan durdurucu) •diaphoretik (terlemeyi artırırcı) •diüretik (idrar söktürücü) •emollient (yumuşatıcı) •expektorant (balgam söktürücü) •hipoglisemik (kan şekerini düşürücü) •hipotansif (tansiyon düşürücü) •odontaljik (diş ağrısını giderici) •oftalmik (gözle ilgili) •pektoral (göğüs ve solunum yolu hastalık32 larını iyileştirici) •purgatif (müshil) •sedatif (sakinleştirici) •tonik (kuvvetlendirici) •Netteki çeşitli Türkçe sayfalarda ise dutun yararları ile ilgili bilgiler başlıca şunlar: •“Beyaz dut yaprakları idrar söktürür, vücutta biriken suyu boşaltır. •Aç karnına yenen beyaz dut barsak solucanlarını döker. •Dutun taze yaprakları ile derideki yaralara ve burundaki kanamalara tampon yapılırsa kanamalar durur. •Ne şekilde tüketilirse tüketilsin iyi bir kan yapıcıdır. •Sabah aç karnına yenir ve üzerine su içilirse barsakların çalışması temin edilir. •Beyaz dutun 15-20 gr. yaprağı 3 su bardağı ile kaynatılırsa iyi bir idrar söktürücü olduğu görülür. Bu terkip aynı zamanda ateş de düşürür. •İştah artırır, enerji verir. •Kalsiyum, demir, B1, B2 ve C vit. yönünden zengin. •Karadut şurubu ya da karadutun yaprak ve kabuklarının kaynatılması ile elde edilen sıvı ağız ve boğaz antisepsisinde, diş eti iltihaplarında kullanılır.” Montfort Üniversitesi uzmanlarından Gerry Potter: “Üzüm, dut ve yerfıstığında bulunan ‘resveratrol’ isimli molokülün pek çok ürünün bozulmasına yol açan mantarlara karşı savaştığını biliyorduk ama son yapılan araştırmalarda, bu maddenin vücutta kanser hücrelerini hedef alarak onları tahrip eden, kanser karşıtı bir unsura dönüştüğünü saptadık.” diyor. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR … Japon araştırmacılar beyaz dut yapraklarının extrelerinde bir seri biyolojik olarak aktif bileşenler saptamışlar. Bu bileşenler, hücre paslanmasını önleyici (antioksidan) ve ateroskleroz (damar sertleşmesini)’u engelleyici ve damarlarda kolestrolden zengin plakların oluşumunu baskılayıcı etkiye sahipler. Japonlar bu etkilerin sevindirici olduğunu ama dut yapraklarının bundan daha fazlasına da sahip olduklarını ileri sürüyorlar. Yaprakların aynı zamanda yüksek kan şekeri seviyelerini düşüren bileşiklere sahip olduğunu ileri sürmekteler. Bu bileşikler şekerlerin bağırsaktan emilimlerini sağlayan enzimleri baskıladıkları için şekerin kandaki seviyesi yükselemiyor. İnternet üzerinden dut yaprağı özütleri ve dut yaprağı çayları başta şeker hastalığı ve olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde ilaç desteği olarak pazarlanıyor. Dut yapraklarından yapılan çaylar beden ve zihin gevşetici, rahatlatıcı olarak kullanılıyor. Son yıllarda yapraktan elde edilen özütlerin elefantiyazis (fil hastalığı) ve tetanos tedavisinde de önemli sonuçlar ortaya çıkardığı bildirilmektedir. 2006’da yayınlanan bir çalışmada ise dutun beyin damarlarındaki tıkanıklıklar sonucu oluşan sinir tahribatını azalttığı ispatlanmıştır. Ayrıca yara iyileşmesini ve epitelizasyonu hızlandırdığı, iltihaplamayı önleyici ve anti histaminik etkilere sahip olduğunu düşündüren deneyimler halk arasında da zikredilmektedir. Dharmanda dutun debilite (zafiyet) durumlarında diğer destekleyicilerle birlikte besleyici, güçlendirici bir ilaç olarak yaygın olarak kullanıldığı; kansızlık, baş dönmesi, YEŞİL AYAŞ DERGİSİ düşük libido gibi semptomları olan kişiler tarafından kullanılabileceği; vücut sıvılarını besleyip üretimini artırdığı; dolayısıyla göz kuruluğu olan ve gözlerini çok kullanan kişilerin dut suyu içtikleri takdirde görüşün güçlenebileceğinden bahsediyor. Dharmananda bir sağlık meşrubatı olarak taze dut suyunun, son yıllarda ticari olarak üretildiğini ve Çin, Japonya ve Kore’de çok popüler olduğunu söylüyor. En ilginci ise orijinal dut suyunun hiçbir prezervatif madde (koruyucu) eklemeden, soğuk depolarda 3 ay, şişelendiği zaman ise oda sıcaklığında 12 ay tazeliğini koruması… Yani depolama ve nakliyatında bozulma gibi bir riski yok. Ancak burada bahsedilen ve nette reklâmı yapılan dut sularının hepsi “Karadut” suyu. Karadut, kendine kara ya da kırmızı rengi veren antosiyaninlerden yana çok zengin olan bir meyve. Antosiyaninlerin en önemli özellikleri ise çok güçlü antioksidan (hücre paslanmasını önleyici) bir madde olmaları. Fakat aynı zamanda kalp-damar hastalıklarına karşı koruma, bağışıklığı güçlendirme, antiviral aktivite ve stresi azaltma gibi sağlık etkilerini de içlerinde barındırıyorlar. Dünyada başta Çin, Japonya, Kore, Amerika, Avrupa ve diğerleri olmak üzere sınırsız bir karadut suyu pazarı var. Ve internet üzerinden de pazarlaması yapılıyor. Dut yaprağı ise tamamı ile yenebilirdir ve gayet lezzetlidir. İçinde hiçbir toksik madde içermediği gibi geniş bir besleyici bileşikler yelpazesine sahiptir. *Bu besleyici maddeler arasına proteinler (ki bu %25 gibi yüksek bir orandır), şekerler, polifenoller, flavonoidler, steroidler, triterpenler, vitaminler ve mineraller dahildir. Bu yüzden Hindistan’daki bir grup besin araştırmacıları, beyaz dut yaprağının iyi bir gıda kaynağı olabileceğini ileri sürerek bu yönde çalışmalar yapmışlar. Çalışmalarına göre, dut yaprağı tozu ile buğday ununun 33 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR ¼’lük karışımının, hint mutfağında kahvaltı ve akşam yemeğinde yaygın olarak tüketilen “paratha” nın yapımında kullanmayı önermekteler Yüksek besleyiciliği olan, toksik olmayan ve ucuz dut yaprakları Hindistan’daki büyük bir çoğunluğu vejeteryan olan fakir halkın açlık sorunlarına karşı güçlü bir çıkar yol olarak olarak görülmektedir. Dut yapraklarının büyük baş hayvan besiciliğindeki önemi ise yeni keşfedilmiştir. Bu konuya yönelik dut araştırmalarına, yalnızca, 2-3 yıl öncesinde başlanmıştır. Hayvan yemi olarak duta gösterilen ilgi, 2002 yılında FAO (Besin ve Tarım Organizasyonu) nun Hayvan Üretimi Merkezi (Animal Production Service) tarafından bir elektronik konferans hazırlanmasına yol açtı. Sindirilebilir besin maddeleri bakımından dut yaprağı bilinen kaba yemlerin çoğundan, mükemmel denilebilecek düzeyde daha iyi durumdadır. Dut yaprağı süt sığırı rasyonlarında konsantre yemin bir kısmının yerine; koyun, keçi ve tavşanlar için ise temel yem olarak; tek mideli (Tavuk, balık ve domuz gibi) hayvanların rasyonlarına da yem ham maddesi olarak katılabilir. Lokal olarak yetiştirilen dut yapraklarının besin değeri tahıllara dayalı olarak hazırlanan konsantre yemlerinkine eşittir. Bu yüzden dut yaprakları bir çok kaba yem karışımı için ideal bir ham maddedir. Dut’a dadanan pek bir zararlı yoktur, o yüzden herhangi bir tarım ilacı kullanılmaz. Bakımı için kimyasal gübre vs. de gerektirmez. Dolayısıyla dut, (özellikle bizim bölgemizde) dünyanın en organik ürünlerinden biridir. DUTUN SANAYİDE OLASI KULLANIMLARI 34 1 - Dut yaprağından çayı yapılabilir, ve diğer bitki çayları gibi pazarlanabilir. (rahatlatır, idrar söktürür, ateş ve şekeri düşürür.) 2 - Dut yapraklı halk ekmek (Günde 15-20 tane ekmek tüketen ve yalnızca bununla beslenen aileler var. Içinde yüksek protein ve vitaminlerle proteinler içeren bir ekmek halkımızın gizli açlık sorununun çözümünde bir katkı sağlayabilir.) Ayrıca dut yaprağı Çin’de de, özellikle sağlıklı besinler kategorisinde, kek bisküvi, çörek gibi mamullerin içeriğinde kendine yer bulmuştur. 3 - Hayvan besiciliğinde yem bitkisi olarak yem sanayiinde(Organik süt üreticilerine organik dut yaprağından yapılan yem); Aynı şekilde organik tavuk, domuz, tavşan, balık vs. ye dut yaprağı yemi….. 4 - Meyve suyu sanayiinde (Özelikle kara dut suyu olarak); veya beyaz dut suyu karışık meyve sularınının içinde ya da çeşitli içeceklerin doğal şekeri olarak kullanılabilir. 5 - Kara dut’un içinde ki boyayıcı maddeler doğal boyası olarak gıda, tekstil ve ilaç sanayinde kullanılabilir. 6 – Ağaç endüstrisinde -Suya dayanıklı olması dolayısı ile yat, tekne, bot yapımında; -Banyo malzemeleri ve sauna yapımında -mutfak araç gereçleri yapımında -Organik bebek ve çocuk mobilyaları ve oyuncakları yapımında,(organik ürünlerin her türünün pazar payının son derece süratle geliştiği zengin Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya gibi ülkelere ihracat mümkün. Normalde oyuncak sektöründe pazar tamamen Çin'e kaptırılmış durumda, ama yeni bir organik marka yaratılırsa rekabet edebilebilir.) -Müzik aletleri yapımında kullanılabilir. 7 - Peyzaj mimarisinde Avrupa’da ve Asya’da çeşitli yerlerde kullanılan güzel bir ağaçtır. 8 - Yaş meyve olarak tüketim YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR 9- Kurutulmuş haliyle tüketim 10-Orcik, pestil, pekmez gibi yaş ve kuru meyveden elde edilen yan ürünlerin imalatında kullanımı zaten iyi bilinmektedir. İnternette dutun püre ve kuru dut halinde pazarlanması ile ilgili görüntüler… 11-Ilaç sanayinde, 12-Kozmetik sanayinde (Örn. Kayısı kremi oluyor da dut kremi niye olmasın?.. Veya saçların ağarmasını geciktiren dutlu şampuanlar?!!!!...) İnternette, içeriğinde dutun kökünden elde edilen bileşiklerin yer aldığı cilt ağartıcı kozmetiklerin pazarlaması yapılıyor. Uzakdoğuda diş ağartıcı preparatların içinde %1 kadar oranda dut kökü özütü katarak 2005’de bunun patentini almışlar. 13-Alkollü içecekler ve fermente ürünler imalatında kullanılabilir. -Dut rakısı, -Dut şarabı, -Dut sirkesi, 14-Tatlandırıcı olarak,(şeker yerine) 15-Bebek maması olarak 16-Hazır çorba vs. lerin içine kabuğundan elde edilen maddeler kıvam arttırıcı olarak kullanılabilir. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ * Duttan kağıt üretimi ve çuval yapımında da yararlanılır. * Dutun sapları ve sap tozları yemeklik mantar üretiminde iyi bir ortam kaynağıdır. *Kore’de bio-etanol üretiminde kullanılmış. *Ve tabii ki en önemli kullanım alanlarından biri de ipek böcekçiliğidir. Sonuç olarak; Meyvesi, yaprağı, odunu, kabuğu, kökü ile yüzyıllardır yöremizde, insanından hayvanına, börtü böceğinden kurdu kuşuna, sessiz sedasız hizmet veren bu kalender, bu kutsal ağacın artık kıymetinin bilinmesi zamanı gelmiştir. Ne Tarım Bakanlığımızca, ne Üniversitelerimizce, ne de orman ağacı sayılmadığı için Orman Bakanlığımızca sahiplenilmemiş bu öksüz ağaca sahip çıkmamız, atalarımıza olan borcumuzdur. Sultan 1. Murad Türbe bahçesindeki Dut Ağacı 1389 yılında dikilmiş. 2006 itibariyle 617 yaşında. Bu amaçla ilk etapta bir Organik Dut Üreticileri Birliği; daha sonra da bir Dut Araştırmaları Enstitüsü kurulması için çalışılmalıdır. 35 Yaşamın vazgeçilmezi olan ekmek; Anadolu’da çok tüketilen, her yörede değişik hazırlıklarla, değişik biçimlerle sofrada yerini alan önemli yiyeceklerdendir. Anadolu’da ekmek kutsaldır. Yere düşen ekmek öpülerek yerden alınır, ayak basılmayacak bir yere konularak, kurdun kuşun yemesi sağlanır. Geçmişte Ayaş’ta harman zamanı sonbaharda (güzün) imece yoluyla, ekinler orakla biçilir, düvenle (ekinlerin tanelerini başaklardan çıkarmak için kullanılan kızak biçiminde araç) sürülürdü. Sonraları döver biçer (makine) kullanılması, işlerin kolaylıkla yapılmasını sağladı. Evde ve fırınlarda kullanılacak olan, başaklardan ayrılan buğdaylar (ekin) harman yerinden çuvallara konularak eve getirilir, çeşme başında ekinin süzülebilmesi için uygun zaman beklenirdi. Güneşli, açık havada ekin süzmeye konu komşu ile birlikte gidilir, yardımlaşmanın en güzel örneği verilirdi. Ak buğday (böreklik, tarhanalık, nişastalık) ve ekmeklik (gunduru) sert buğday olmak üzere iki tür olan buğday, ayrı ayrı çeşmeden akan suyla kalbur ve çineerle (büyük delikli elek) süzülürdü. Suyun üzerine gaus (buğday kabukları) ve alta taşlar iner, böylece buğday (ekin) yıkama işlemi tamamlanırdı. Yıkanan ekinler palalar (kalın el dokuması yaygı) üzerine serilererek kurutulur, kuruyan ekinler değirmene gönderilmek üzere, ekin çuvallarına doldurulurdu. Eşek sırtında, ilçede bulunan su ve motor değirmenine götürülen ekinler, öğütülür un haline gelen ekin, evlerde bulunan ambarlara (genellikle büyük tahtadan yapılan kapaklı saklama yeri) ve depolara ekmek yapmak üzere yerleştirilirdi. Suyun bol olduğu zamanlarda, faaliyet gösteren su değirmenlerinden; Deli gızın değirmeni, Başayaşa giderken Aşşık gariplerin bağın yanında olan Çelebiağaların değirmen akılda kalanlardan. Değirmenci un öğütmek için para almaz, öğüttüğü undan yarım (tahılların ölçümünde kullanılan kap) hesabı, örnek; 5 yarım buğdaydan, 1 ölçek (kile, ölçü kabı) un alırdı. Unu satarak paraya çevirirdi. 36 1. Ayaş, Ankara Büyükşehir merkez ilçelerindendir. Harmanda düven süren Ayaş’lı bir hanım. Ayaş’ın Görsel Tarihi, s. 120 Ayaş’taki fırıncılık çok eskilere dayanır. Genellikle Ayaş’ta her hane ekmeğini kendi eliyle kendisi yapardı. Ekmek yapmayan varsıl aileler ve lokanta (aşevi) sahipleri, ekmeğini fırından alırlardı. Az sayıda olan fırınlar, odun ateşi ile ısınan kara fırınlardı. Ayaş’taki fırıncıların hepsi ilçe halkındandı. Soner GÜLKÖK’ün dedesi Mehmet, Kalburkulak Ali en eski fırıncılardandı. Bunlardan sonra Kozanoğlu Ali AKALIN, Samanlığın Hacının damadı Hidayet ÇELEBİ, Hafız Nurullah ALTINOK, Ali EROL (Hafız kel Ali) Nahit KÖKSAL (Hidayet ÇELEBİ ile birlikte çalışırlardı.) Bunların yanında yetişen Gurrelerin Hasan’ın oğlu Cemal ERGİN Ayaşımızda fırıncılık yapanlardandı. Ayaş’ta ekmek tüketimi, genellikle ev ekmeği olmasına karşın istenildiğinde (özellikle cuma pazarı günleri) çarşı ekmeği de olurdu. Çarşı fırınlarında büyük teknelerde ekşi maya ile yoğrulan ve mayalandırılan hamur gramajında pazılanarak, tahtadan yapılmış özel yuvalı kasaların içine yerleştirilir, pişmeye hazır hale getirilirdi. Fırıncı küreği ile kızgın fırına sürülen hamurlar, yerleri değiştirilerek pişirilir, tahta tezgahlara dizilir, satışa sunulurdu. Somun diye adlandırılan ekmeğin satılamayanı, bayatlayanı parçalanarak kurutulup değerlendirilirdi. Ramazanda sade ve yumurtalı pide de pişirilirdi. YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Ev ekmeği (bazlama) yaz günlerinde 3-4 günde bir, kış günlerinde ise 7-15 günde bir pişirilirdi. Sıcakta ev ekmeği çabuk çillenir, (küf) bu nedenle bozulmaya yüz tutan ekmekler küçük parçalara ayrılıp kurutulur, ekmek aşı yapılırdı. Evlerde ekmek pişirme yerleri ayrı olurdu. Ekmek evi denilen bu yerlerde, hamur yoğurma, pişirme, saklama araç-gereçleri bulunurdu. Bağ evlerinde (kovanlık) alaçık denilen, ekmek pişirme mekanlarında da aynı düzendeydi. Ev ekmeği, günümüzde birçok evde hala pişirilmekte veya marketlerde satılmakta olan ev ekmeği (bazlama) alınmaktadır. Ekmek pişirileceği gün, geceden ılık suyla ıslatılmış ekşi maya ile (bir önceki ekmek yapımında ekmek teknesinden kazınan, maya mendilinde unra arasında saklanan) ekmek teknesinde elekten elenmiş un, tuz ve ılık suyla yumuşakça ekmek hamuru yoğrulur. Üzeri kalın ekmek bezi ile örtülerek mayalandırmaya bırakılır. Sabahın erken saatinde yoğrularak, kuşluk vakti gelen (mayalanan) hamur, pişirilmeye hazırdır. Çineer, kalbur, inceelek, Ayaş Kültür Evi Çeşitli büyüklüklerde ahşap hamur ve tereyağ tekneleri. Ayaş Kültür Evi YEŞİL AYAŞ DERGİSİ EV EKMEĞİ (BAZLAMA) YAPIMINDA KULLANILAN ARAÇ-GEREÇLER: Elek: Taneli veya un gibi toz durumunda olan şeyleri yabancı maddelerden ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak için kullanılan tahta bir kasnak ve tek tarafa gerilmiş, gözenekli tel, kıl, bez vb. ile yapılan araç. Hamur Teknesi: Yekpare bir kütükten oyulmuş veya birkaç tahtadan yapılmış uzunca ve kenarları yayvan kab. Ekmek mendili: Çift kat dikilmiş pamuklu kare bohça. (Ateş üzerinde ısıtılarak tazelenmiş gevretilmiş (sinirsek) ekmek, mendil arasında saklanırdı.) Ekmek bezi: Ekmek teknesinin üstünü örtecek kalınlıkta pamuklu kalın örtü. Maya mendili: Pamuklu kumaştan dikilmiş küçük kare bohça. İtee: Ekmek hamurunun pazılarının konduğu yaygı. (itee; geçmişte balmumu eritilip, yaklaşık 90x120 cm ebadında bezin üzerine sürülerek elde edilen muşamba görünümlü yaygı.) Silecek: Eskiyen tiftik çorapların konçundan hazırlanan, ekmek pişirirken saçta biriken unları silmek için kullanılan parça. Pala: Genelde beyaz kalın, yün veya pamuk ipliğinden dokunan kaba dokuma yaygı. (Üzerine pişmiş sıcak ekmekler konur.) Demir sac: Soğuk veya sıcakta haddelenmiş demir-çelik ürünüyle yapılmış, ortası bombeli yuvarlak araç. (Bu sacla küllenerek ekmek pişirilir. Çamur haline getirilen ocak külü sacın iç kısmına sıvanarak kalınlaşması sağlanır. Böylece ekmek pişerken, saca yapışmaz ve yanmaz.) Toprak sac: Özlü çömlekçi toprağı ile yapılmış, fırınlanmış düz kenarları olan yuvarlak araç. (İlçede genellikle toprak sac kullanılır. Geçmişte testi ocaklarında (karhane) toprak sac da yapılırdı.) Esiran (sıyıran): Hamur teknesini kazımak ve hamur kesmek (pazıları yapmak) için kullanılan ucu keskin demir araç. Bisleğeç: Sac üzerinde pişen ekmek ve gözlemeyi çevirmede kullanılan yaklaşık 5060 cm boyunda olan demir araç. 37 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Yaslağaç: Üzerinde pazıların elle yassıtıldığı, ekmek büyüklüğünde tahtadan yapılan, saplı yuvarlak araç. Ev ekmeği unu: Kepeklerinden ayrılmamış tam buğday unu. Tuz: Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde. Ekmek evi: Aşene, tandır evi, tandır odası da denir. Yiyeceklerin hazırlandığı, ocak ve tandırın bulunduğu yer. Bisleğeç. Ankaram s. 224 Ev ekmeği (bazlama) pişirme Ayaş’ın Görsel Tarihi s. 36 Un eleyen Ayaşlı kadın. Ayaş’ın Görsel Tarihi s. 38 Soğuyan ev ekmeklerinin toplanması (ekmek teknesine yerleştirilmek üzere) Yaslağaç Esiran 38 Ekmek pişirmek üzere, sabah ezanı kalkan Ayaş’lı kadın, başında yemenisi, üzerine giydiği don ve işliğiyle (kolları uzun, yakasız bluz) ekmek evini hazırlar. Ekmek hamurunu yoğurur, hamur mayalanırken tandırı hazırlar. Yere çukur kazılarak yapılmış bir tür fırın olan tandırın temizlenen içine gazel ve tezek koyar, ateşler. Hava deliğinin (Külle) açık kalmasına dikkat eder. Ayaş’lı kız anaları, kızlarına iş bellemeleri için "el adamı tandırdan guyar, külleden sesini alır." diyerek uyarılarda bulunur. Gelen (mayalanan) hamur, göz kararı esiran yardımıyla tekneden alınarak, un yardımıyla pazılanır, sırayla itee üzerine yerleştirilir. El mayasını alana kadar beklenir, bu arada tandıra kapatılan toprak sacta kızmış olur. Teknede YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR kalan hamur parçaları esiranla kazınır, el kadar çıkan hamur, un arasında maya mendiline konarak, sonraki ekmekte kullanılmak üzere saklanır. (Ailenin son çocuğuna tekne kazıntısı denir.) El mayasını alan, ilk önce yapılan pazı, yaslağaç üzerinde elle yassıltılarak, kızgın saca salınır. Kabararak pişen yüzü parmak uçlarıyla veya bisleğeç yardımıyla çevrilir, diğer yüzüde pişirilir. Pişen ekmekler pala üzerine atılır, soğuyunca pala üzerinde sırayla dizilerek, üzeri örtülür. Böylece ikindi vaktine kadar kalan ekmekler, toplanarak tekneye yerleştirilir, üzeri örtülür. Tavanda hazır olan askılıklara teknenin saplarından asılır. (Börtü, böcekten korumak için) Tandır başı genç kızların beğenilme yeridir. "Tandır başında al kırmızı oldun, dünür mü gelecek denir." Genellikle ekmeğin arkasından, bırakılan ekmeklik hamur pazılarından, hemen tüketilmek üzere ebeleme yapılır. Pazılar elle sündürülerek ince açılır. Sacda iki yüzü de pişirilir. Pide görünümündedir. Üzerine sarıyağ (tereyağ) sürülerek yenir. "Analar çocuklarını, ebeleme yağladım yinmi diye oyundan çağırırlar." Ayrıca çocuklar için, ekmek arkasında (ekmek piştikten sonra) delikli ekmek yapılır. Delikli ekmek pazısı daha küçük tutulur. Yaslağaçta açılır. Ortası esiranla artı şeklinde kesilir. Köşeler (uçlar) geri çevrilerek ortada delik oluşturulur. Sacda pişirilir. Özel olarak yapılan delikli ekmek çocuklara verilen sevginin, değerin göstergesidir. Ekmek arkasına, gıymalı ekmek de yapılabilir. Kıyma, soğanla yağda kavrulur, yumurta kırılır. Tuz, karabiber, kırmızıbiber ve güveyçiceği (mercan köşk) katılarak harç hazırlanır. Yaslağaçta açılan ekmek hamurunun ortasına bir avuç hazırlanan harç konur, çevresindeki hamur toplanarak tekrar yaslağaçda açılır, sacta pişirilir. Hazırlanan bu harç çarşı fırınlarında da pişirilebilir. Hafta sonlarında tüketilen bu kapalı pideye de "gıymalı ekmek" denir. Ekmek pişen evden koku etrafa buram buram dağılır. Kimin evinde ekmek piştiği belli olur. Komşulara taze ekmek verilir, ekmek üstüne (pişirilirken) gelen konu komşuyla, ekmek sıcakken üzerine tereyağ sürülür, YEŞİL AYAŞ DERGİSİ parmakla ekmek yüzeyinde delikler (yuvalar) açılır, tandır başında tüketilir. "Geçmişte başa çıkamayacağını anlayan kadın, bereketli olsun diye gelen komşulara, bütünü bölme yarıma elleme, ille de ekmek al diye incelikle düşüncesini belirtirmiş." Ayaş’ta ekmek üzerine çeşitli besinler sürülerek yenilebilir. Örneğin; sarımsak sürülmüş ekmek, kiman (çemen) çalınmış ekmek, torba yoğurdu çalınmış (sürülmüş) ekmek, tereyağ çalınmış ve üzerine bal, reçel, pekmez sürülmüş veya toz şeker ekilmiş ekmek çok tüketilen ve sevilen besinlerdir. Ayaş’ın bazı köylerinde, ekmek olarak şebit tüketilir. Mayasız olarak yoğrulan hamur, ceviz büyüklüğünde pazılara ayrılır, tabla üzerinde ince açılır, sac üzerinde bisleğeç ile çevrilerek pişirilir. Yenileceği zaman elle su serpilip, nemlendirilerek tüketilir. EKMEKTEN YAPILAN BAZI YİYECEKLER: EKMEK AŞI: Bayatlamış, kurumuş ekmekler bölünerek parçalanır. Doğranmış soğan pembeleştirilir. Domates, yeşil biber ve kıyma kavrulur. Tuz ve su katılarak hazırlanan bu çorba ekmeklerin üzerine dökülür. Sarımsaklı yoğurtla servis yapılır. EKMEK BALIĞI: Bayatlamış ekmek dilimlenir. Yumurta, un ve su ile bulamaç hazırlanır. Ekmekler bu karşıma bulanıp, yağda kızartılır. EKMEK GARIŞTIRMASI: Ev ekmeği ufak ufak doğranır. Tereyağda kavrulur. Üzerine yumurta kırılarak karıştırılır. DUT DİBİ SİĞERİ: Evde yapılan ekmek üzerine tuz, karabiber, kırmızıbiber konur ve sarımsak sürülmek suretiyle yedirilir. Üzerine küçük küçük domates doğranır. İstenirse güvey çiçeği serpilir. KİMAN TİRİDİ: Soğan yağda pembeleştirilir. Domates, biber, kıyma, bir kaşık un, bir kaşık kiman (çemen) katılarak kavrulur. Tuz ekilir, su ilavesiyle çorba hazırlanır. Kurumuş, bayatlamış ekmekler parçalara bölünür. Pişirilen çorba ekmeklerin üzerine dökülerek servis yapılır. "Ayaş’a gelen yabancı damadın, Ayaş’lı hanımların ekmekten bile yemek yaptıkları39 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR nı, kolaylıkla ev- bark sahibi olunduğunu söylemesi, Ayaş’lı hanımların becerikliliğinin ve tutumluluğunun göstergesidir denilebilir." Yoktan var etmesini bilen Anadolu kadını, aile bireylerinin beslenmesine her durumda özen gösterir. Dut dibi siğeri Kitle iletişim araçlarının olmadığı dönemlerde, ilçede kadınlar arasında mani sallama geleneği vardı. Nameli karşılıklı atışmalar yapılırdı. Her manide kişiye özgü bilgiler sunulurdu. Ekin ve Ekmekle ilgili söylenen bazı manilerden örnekler şunlardır: Maniyi baştan söyle Karşıda gül harmanı Kalemi kaştan söyle Yok dizimin dermanı Eğer karnın aç ise Allahım hep bize mi Ekmekten aştan söyle Ayrılığın fermanı - - Maniyi ayırayım Ekin ektim ot bitti Sözünü kayırayım Dibinde bülbül öttü Eğer karnın aç ise Ötme bülbülüm ötme Karnını doyurayım Derdim bana yetti - - Ekin ektim düzlere Ekine kiraz derler Diken oldum gözlere Güzele beyaz derler İşte ben gider oldum Her kime derdim yansam Ayaş kalsın sizlere Yana yana gez derler - - Karşıda gök ekin Ekin ektim çöllere Aldırdım elimdekin Biçtirmedim ellere Hep soran benzim sorar Öyle bir yar sevdim ki Sormazlar kalbimdekin Sevdirmedim ellere Derneğimizin mail adresi değişmiştir. Yeni adresimiz [email protected] Kiman çalınmış ekmek SOYDAN DÖŞEME Her türlü kanepe koltuk imalatı ve tamiratı yapılır. Eski Yeni klasör oluşturmak üzere mesajlarınızı bu adrese bekliyoruz... OYA OPTİK FENNİ GÖZLÜK mobilyalarınızın renk değişimi ve cilası itina ile yapılır. Ahmet SOYDAN Vahdettin AYYILDIZ Taştop Sok. No: 32/1 Siteler / ANKARA Tel: 0312 348 75 21 Cep: 0532 569 13 95 Talatpaşa Bulvarı No: 163 / A Cebeci / ANKARA Tel: 0312 319 78 30 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR İLÇEDE EKMEKLE İLGİLİ SÖYLENEN SÖZLER: *Ak gün gör, ak ekmek ye. *Ekmeğini taştan çıkarmak. *Ekmek elden, su gölden. *Kuru ekmeğe muhtaç olmak. *Ekmeğini kazanmak. *Ekmezsiz öğün olmaz. *Ekmeğine yağ sürmek. *Ekmezsiz sofra kurulmaz. *Ekmeğine katık etmek. Ekmek evinde gözleme pişiren Ayaş’lı kadınlar KAYNAK KİŞİLER: *Hüseyin Vahti ERTAN, emekli posta memuru, 1922 doğumlu *Züriye KABAKCI, ev hanımı, 1926 doğumlu *Makbule DOĞRUOL, ev hanımı, 1927 doğumlu *Ervahi MAVİBULUT, emekli öğretmen, 1939 doğumlu *Firdevs ÖZLÜ, ev hanımı, 1947 doğumlu KAYNAKLAR: Ayaş’ın Görsel Tarihi, Özkan Matbaacılık, Ankara 1999. Dictionnaire Larousse, Ansiklopedik sözlük, Milliyet Yayınları, 1993. Doğruol, Hatice, "Ayaş (Merkez ilçe) Geleneksel Halk Mutfağı ve Yemekleri Üzerine Bir Deneme", Türk Mutfak Kültürü Üzerine Araştırmalar No: 17, Volkan Matbaacılık, Ankara 1996, s. 5-47. Doğruol, Hatice, "Ayaş Mutfak Etnoğrafyasında Dokuma ve Örgü Eşyaların Yeri Üzerine Bir Deneme", Türk Mutfak Kültürü Üzerine Araştırmalar Cilt 15, Birlik Matbaası, Ankara 2008, s. 15-22. Erdoğdu, Şeref, "Ankaram" Kültür Bakanlığı Yayınları, Moro Yayıncılık, Ankara 1999. KARAKAYA ALIŞ VERİŞ MERKEZİ ŞİMDİ AKTİF NOKTA İLE HİZMETİNİZDE - Fatura Ödeme - GSM / TL Yükleme - EGO Ulaşım Kartı Dolumu - Şehirlerarası Otobüs Bileti - Doğalgaz Satışı - Sigorta Başvurusu Ramazanda pide yapan fırın Ayaş’ın Görsel Tarihi s. 36 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ Ali İhsan ATAOL Yeniyol No:5 Ayaş / ANKARA Tel: 0312 712 10 85 41 ALO AKÜ YOL YARDIM: 0312 700 0 007 0549 539 06 06 - 0549 300 02 58 e-mail: [email protected] ADRES: İVEDİK ORG. SANAYİ 323 CD 1492 SK. NO: 13/10 REMAS İŞ MERKEZİ YENİMAHALLE / ANKARA TEL: 0312 700 02 58 - FAX: 0312 268 37 05 ADRES: SİNCAN SANAYİ SİTESİ 224 CD. 217 SK. NO: 12 SİNCAN / ANKARA TEL: 0312 269 34 35 - FAX: 0312 268 37 05 78 yaşındaki Fatma Kurnaz AYAŞLI KADINLAR DERNEĞİ tarafından 2015 YILI AYAŞ’ın İŞ KADINI Seçildi. 45 yıldan bu yana Ayaş’ta Gazete Bayiliği yapıyor. Yeşil Ayaş Dergisi olarak, Fatma KURNAZ’ı tebrik ediyor, sağlıklı ömür diliyoruz. FATMA KURNAZ (Fatma Teyze) Ayaş’ın 45 yıllık tek gazete bayisi. Kendi kaleminden hayat hikâyesini yayınlıyoruz. HAYAT HİKAYESİ 1937 Yılında Ayaş Gökçebağ Köyünde doğdum. 5 yaşımdayken annemle babam ayrıldı. Ben annemle kalıyordum. Bazen de babama giderdim. 7 yaşıma geldiğimde annem Ayaş’tan birisi ile evlendi ve beni teyzem yanına aldı- göndermedi. Onun da eşi askerde öldüğü ve çocuğu olmadığı için beni evladı belledi. Ayaş’ta ilkokula yazdırdı. Halit hocamız vardı- annem ona: hocam bu köyden geldi, sana emanet dedi. Hocam beni çok severdi. Üçüncü sınıfa kadar Ayaş’ta okudum. 4 ve 5’i de köyde okudum. O zaman 5’ten sonra okumak yoktu. Sonradan ortaokul lise çıktı. Annemi özleyince teyzemle beraber Ayaş’a gelir bir iki hafta durur sonra yine köye dönerdik. Öyle öyle 15 yaşıma gelmişim. Teyzem bana bir gün dedi ki: yeğenim sana bir şey diyeceğim, beni kırmazsın diye umuyorum: Seni Ali’ye vereceğim. Onun da annesi vefat etmiş. Beypazarı’nda çalışmıştı. Hiç bilmezdim kimdi, nişanlanana kadar da bilmedim. Teyzem dedi ki: sen yine evimizde duracaksın; Ali buraya gelecek dedi. Teyzemle 8 sene bir arada durduk. Sonra teyzem vefat etti. Eşim yazın Beypazarı’nda çalışırdı, kışın köyde kalırdık. Orada hastalanmış, köye geldi. O zamanlar araba neyin yoktu. At ve eşek vardı. Doktora da gidemezdik. Sarılık hastalığına tutulmuş. Bir gün annemle babalığım köye geldiler, bizde bir hafta kaldılar. Nur içinde yatsın baYEŞİL AYAŞ DERGİSİ balığım, kızım siz burada duramazsınız, sizi Ayaş’a götürelim, orada doktor yanımızda; annenle konuştuk size yanımızda ev tuttuk sizi götüreceğiz dedi. Böylece AYAŞ’A geldik. Bir gün Ayaş Belediye Başkanına gittim. O zaman belediye başkanı Şükrü Özyörük idi. Allah ondan razı olsun, saygım sonsuz. Bize bir tane büfe yaptırıverdi; 10-15 sene çalıştık. Eşim 47 yaşında vefat etti. Üç tane çocuğum vardı: Halil 10, Şeref 7 ve Müşerref 5 yaşındayken babasız kaldılar. Bir hafta büfe kapalı kaldı. Bir gün komşumuz Hamdi Amcamız vardı, bize geldi. Bana dedi ki; kızım ölüm Allah’ın emri bu üç çocuğa sen hem anne hem baba olacaksın. Ben birkaç ay büfeye bakıvereyim - toparlan dedi. Allah razı olsun 2 ay bakıverdi. Gene bir gün geldi: Fatma kızım yarın sen de gel – ben akşama kadar senle dururum dedi. Ben çarşıyı hiç bilmezdim- korktum gitmem dedim. Kızım gideceksin bu üç çocuğa sen bakacaksın dedi. Erken bize geldi; Fatma haydi gidelim dedi: utana sıkıla gittim. Bir şey bilmezdim. Benimle durdu, Allah razı olsun 1 ay beraber çalıştık. Mecburen alıştım. Halil yanımda dururdu- Şeref kapının önünde ayakkabı boyar, akşam birlikte eve gelirdik. Babalığım benim eşimden 6 ay evvel vefat etmişti. Annem bizi yanına aldı. Aynı evde kalırdık. Annem nur içinde yatsın, çocuklara bakar ben çalışırdım. Ankara’yı neyi hiç bilmezdim. Annemler üç kardeşler. Teyzemin oğlu bir gün geldi; dükkânda hiç bir şey kalmamış, benim tanıdığım toptancı var oraya birlikte gidelim dedi. İkimiz gittik. Onlarda da hep çocuk çeşitleri varmış. Onlara dedi ki: bununla biz teyze çocuklarıyız. İlkin Allah’a sonra size emanet dedi. Sağ olsunlar: o bizim dünya ahret kardeşimiz dediler. Her hafta Ankara’ya artan gazeteleri götürüyordum. Et Balıkta inip bir taksiye gazeteleri koyar bayie bırakır yürüyerek Saman Pazarı’na giderdim. Toptancıdan alacaklarımı seçince karşıdaki taksi durağından taksi 43 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR çağırır, aldıklarımı taksiye koyar: Bu bizim ablamız, bunu AYAŞ Garajına götür- otobüsün bagajına aldıklarını yerleştir gel bizden taksi paranı al, abladan sakın alma derlerdi. Bir ay kadar sonra toptancının yanında kapaklı bir şişe gördüm. Bu nedir dediğimde: bu ayran şişesi dediler. 15 tane şişe aldım: ayran yapıp satmaya başladım. 20 sene ayran sattım. 15 sene oldu bırakalı. Hala sorarlar senin ayranından yok mu diye. Annem de yapar ama seninki bir başkaydı, senin ayranın tadını bulamıyoruz derler. Muhtar Berber Ali dükkâna gelince hala sorar; senin ayrandan yok mu, hiçbir yerde yok onun tadı gibisi yok derler. Ben de o günler geçti derim, çok kişi sorar. O ayranı unutamadılar. Dükkâna gelen müşteriler "Ebe senden geçmiş artık, biraz istirahat et" derler. Bazıları gelir "Ebe sen çarşının gülüsün sakın çıkma" derler. Kendi çocuklarım da söylerler-yeter bırak diye. Bazı müşteriler oğlum Şeref’e "annene 10 lira veriyoruz- o bize 20 lira üstü veriyor" derler. Ama ben buraya 45 senemi vermişim. İşimi çok seviyorum. Cumartesi Pazar bayram hiç bilmem. Sabah 7 de gelirim akşam 8 de kapatırım."Burada sıkılmaz mısın ?"diye sorarlar. Sıkılmak nasıl olur, akşamın olduğunu bilmem derim. Akşama kadar 50-60 kişi halimi hatırımı sorar. Allah hepsinden razı olsun. Ben işimden memnunum. Sıkılmayı neyi hiç bilmem. Polisler, jandarmalar, komutanlar gelince hepsi de nasılsın Ebe demeden gitmezler. Ben bunlardan memnun oluyorum. Allah hepsinden de razı olsun. Allah hep iyi müşterilerle karşılaştırıyor. Yalnız 15 bin lira borcum var. Dükkânda da 5-6 bin liralık mal var. Şeref dedi ki anne 40 milyona kadar borç olabilir- kırkı geçince bırakacaksın dedi. 40’a daha çok var. Allah bana 3 Hasan 1 Hüseyin verdi. Hasan Uğur, Hüseyin Uğur, Hasan Atar, Hasan Tapucu ki Allah onları bana Hızır gibi yetiştirdi: bir dediğimi iki etmezler. Bir de Pele’miz var. Allah onlardan razı olsun, keselerinden paraları eksilmesin, canlarına sağlık versin. Pele’yi gönderirim Hasan Hüseyin’e: bin getir beş yüz getir derim- onlarda verirler, Pele getirir. Bir zamanlar büfemize araba çarptı, bir de yangın çıktı. Çakmak doldururdum- tüp patladı, yangın çıktı. Her şey yandı. Allah komşularımızdan razı olsun. En iyisini yaptırdılar. Nuri dedemiz vardı. En ilkin o geldi. Kızım şu dalım ağrırsa şu dalımdasın derdi. Yardım ettiler bir haftada en iyisini yaptılar. Nuri Mavioğlu dedemiz önder oldu. Komşularımızdan Necati Parlak, Hayatı Parlak, Enes Uğur hepsi imdadıma yetiştiler. Nuri Mavioğlu dedem, Enes Uğur merhum oldular. Öbür dünyaları cennet olsun. Senelerdir damadımın ve gelinimin yanında dururum. Hangi gelin kaynanası ile 22 senedir oturur? Biz bunu başardık. Gelinimden de damadımdan da çocuklarından da memnunum. Elimi sıcak sudan soğuk suya sokturmazlar. Yemeğimi önüme getirirler, çamaşırımı yıkarlar. Allah razı olsun; onların çocukları da onlara bakar inşallah. Hırdavat-İnşaat malzemeleriyle hizmetinizdedir... 44 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ Lift ASANSÖR SANAYÝ VE TÝCARET Raif BAÞKARAAÐAÇ - Hakan BAÞKARAAÐAÇ HER TÝP VE KAPASÝTEDE MÝKROPROSESÖR TEKNÝKLÝ - ÝSTENÝLEN HIZDA KADEMESÝZ HÝDROLÝK SÝSTEMLÝ - TAM OTOMATÝK - YARI OTOMATÝK ÝNSAN - HASTA - YÜK ASANSÖRLERÝ Montaj - Ýmalat - Bakým - Ýthalat - Malzeme ve Taahhüt Merkez: Hasemek Sanayi Sitesi 1469 Sk. No: 33 ÝVOGSAN - ANKARA Tel: 0 312 394 1 394 - Fax: 0 312 394 10 50 Fabrika: 1201 Sk. No: 91 Ostim - ANKARA / e-mail: [email protected] DÜĞÜN - DOĞUM - VEFAT HABERLERİ Aktaş ailesinin torunları Pelin ile Eşi Ergün Kuşçu’nun 16.09.2014 tarihinde bir oğulları oldu. Ömer Ali adı verilen yavrumuza uzun ömürler dileriz. Kuşçu ailesi Ömer Ali ve ilk çocukları Ela ile birlikte. Aktaş ailesinin torunları Sinan Can Çelik ile Eşi Perihan’ın 24.09.2014 tarihinde bir kızları oldu. Eylül Mina adı verilen yavrumuza uzun ömürler dileriz. Aktaş ailesinin torunları Asena Nesli ile Eşi Gökhan Çelik’in 22.04.2015 tarihinde bir kızları oldu. Zeynep Hûma adı verilen yavrumuza uzun ömürler dileriz. 4.10.2014 tarihinde hemşehrimiz Yalçın Güner’in Torunu dünyaya gelmiştir. Uygar Yavuz adı verilen yavruya sağlıklı ömür diliyor. Anne ve babayı tebrik ediyoruz. Aynur-Ali Ergür’ün oğlu Burak, Gönül-Nurettin Karakoca’nın kızı Sevilay ile evlenmiştir. Ergür ve Karakoca ailelerini tebrik eder, gençlere ömür boyu mutluluklar dileriz. Ayşe-Sezai Tekgündüz’ün oğlu Volkan, Gültenİsmail Sökelen’in kızı Çiğdem ile evlenmiştir. Tekgündüz ve Sökelen ailelerini tebrik eder, gençlere ömür boyu mutluluklar dileriz. KAYIPLARIMIZIN ARDINDAN Her vefat, mutlaka bir kayıptır ve acılar içerir. Bütün merhumlara Allah’tan rahmet diliyoruz. İletişim için: [email protected] veya ayas. [email protected] Bilindiği gibi, vefat haberlerinden bize ulaşan / haberdar olabildiklerimize dergimizde yer veriyoruz. Gönlümüz vefat eden bütün hemşerilerimizi yayımlamaktan yana. Ancak, vefat edenlerin yakınları ile sağlıklı iletişim kurulamadığı için bize ulaşabilenlere ve de mümkünse resimli olarak yer veriyoruz.Okurlarımızdan bu konuda yardım bekliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ayaş Vakfı, Ayaş Derneği ve Ayaşlılar olarak, çevresine ve Ayaş’a hizmet etmiş bazı değerli hemşerilerimizi kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz. 46 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Ahmet ÇOLAKOĞLU İlçemizin yetiştirdiği bir değeri Ahmet Çolakoğlu’nu kaybettik. Ayaşlı hemşerilerimizin Ankara’daki hukuksal sorunları için başvurduğunda, hiç geri çevirmez mutlaka elinden geldiğince yardımcı olurdu. Emeklilikten sonra, Ayaş’a yerleşmiş ve gücü yettiğince de yine Ayaşlıya yardımcı olmaya çalışmış, gençlere örnek davranışlarını sürdürmüştür. ile birlikte çalışmışlardır. Bir süredir yatağa bağlı olarak yaşamını sürdüren hemşerimiz de aramızdan sessizce ayrıldı. Kendisine Allah’tan rahmet geride kalanları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Hüseyin Vahdi ERTAN Hobi olarak da tarımla uğraşan, Ayaş’ta örnek bir meyve bahçesi kurdu. Ayaş ve Ayaşlı için uzun yıllar Ayaş Derneği ve Ayaş Vakfında hizmet etti. Kendisi; ilerlemiş yaşına rağmen “Ayaş ve Ayaşlı için ne yapabiliriz?” düşüncesi ile 2007’de kurulan Ayaş Derneği’ne de üye olmuş ve katkılarını esirgememiştir. 2011 Yılında artık aramıza katılamıyacak durumda olması nedeniyle, evinde bir söyleşi yapmış ve Yeşil Ayaş dergimizde (Mayıs 2011) kendisini tanıtmıştık. Örnek insan Ahmet Çolakoğlu’na Allah’tan rahmet, geride kalanları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Ayaklı kütüphane, derleyici, yazar, şair olarak tanıdığımız Hüseyin Vahdi Ertan’a Alllah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Çağatay KÖKSALOĞLU Rıza GÜR Gencecik yaşına çok şeyler sığdırmaya çalışan Çağatay kardeşimiz, ortak kurduğu işletmesinde sanayiye katkı vermeye çalışıyordu. Babası Salim Köksaloğlu’nu 3 yıl önce ve ardından da geçtiğimiz yıl annesini kaybetmişti. İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığına kadar yükselmiş olan hemşerimiz Rıza Gür, çeşitli ilçelerde kaymakamlık ve ardından da değişik illerde Valilik yaptıktan sonra İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatında çeşitli görevlerde de bulunmuştu. Çağırılıp, arandığında Ayaş ve Ayaşlı ile ilgili sorunlar için koşarak yardım eden kardeşimiz, Karadere Bağlarındaki bahçesine önem verir ve hafta sonlarında gelmeyi ihmal etmezdi. Rıza Gür’e Alllah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. İyilik ve yardımsever Çağatay Köksaloğlu’na Allah’tan rahmet, geride kalanları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Satılmış ÇAKILLI Halk arasında Koreli olarak bilinen birkaç hemşerimizdendi. Askerliğini yaparken, Kore Savaşlarına katılıp gazi olarak dönen hemşerilerimizden birisi ve belki de, bizim bildiğimiz son örneklerindendi. Askerlik dönüşü uzun yıllar bakkaliye işlettikten sonra Ankara’ya taşınmıştı. Kendisine Allah’tan rahmet, geride kalanları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Hüseyin Cahit TUNCER Vefakar bir başka Ayaş sevdalısı hemşerimiz Cahit Tuncer, emeklilik sonrası, Vakfımızda Dergi çıkartma sorumluluğu üstlenmiş bir dönem Hüseyin Vahdi Ertan YEŞİL AYAŞ DERGİSİ Devrim SAĞIROĞLU Nuzhet Sarıkaya’ların (rahmetli) damadı, Gazeteci, Spor yazarı Devrim Sağıroğlu’nu kaybettik. Ayaş sevdalısı eniştemiz, Vakıf ve Derneğimiz için yanımızdaydı. Yardımsever Devrim Sağıroğlu’na Allah’tan rahmet, geride kalanları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Noyan BULUT Ayaş Çanıllı beldesi eşrafından İlhami Bulut’un oğlu Noyan Bulut Diyarbakır’da vatani görevini yaparken rahatsızlanarak şehit olmuştur. Evladımıza allah’tan rahmet kederli ailesine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Cennet mekanı olsun Çanıllı beldemizin başısağolsun. 47 AYAŞ VE ÇEVRESİNİN FİKİR, SANAT VE EDEBİYAT DERGİSİDİR Mustafa DENİZ 1960-22.08.2014 Ali TUT 15.10.1951-03.03.2015 Suat YEŞİLYURT 14.03.1973-26.12.2013 Ataullah TUNA Vasfiye BAYKAL 26.06.1932-18.12.2014 Zuhal Ayşe AK 1955-2015 Süleyman AKBAŞ 10.08.1955-08.04.2015 Rukiye KARAGÖZ Sadakat GÜRGEN 1940-2015 Ayrıca hemşehrilerimizden, Ulukadın DEMİRBAŞ, Hayati ÖZYÖN ve Adil DEMİRHAN vefat etmiştir. Kaybettiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır dileriz. 48 YEŞİL AYAŞ DERGİSİ
Benzer belgeler
yesil - Ayaş Vakfı
7. Sayı ile birlikteyiz. Birlikteliğimizin devamı dileğiyle…
Ayaş ve Çevresinin Fikir, Sanat ve Edebiyat Dergisidir.
Sahibi
ANKARA İLİ AYAŞ İLÇESİ KÜLTÜR KALKINMA VE
YARDIMLAŞMA VAKFI
adına
Başkan
...