ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI`NIN “2012 DÜNYA ENERJİ
Transkript
ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI`NIN “2012 DÜNYA ENERJİ
ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI’NIN “2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ” RAPORU Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesinde faaliyet gösteren ve merkezi Paris’te bulunan Uluslararası Enerji Ajansı (UEA)’nın “2012 Dünya Enerji Görünümü (2012 World Energy Outlook)” adlı raporunda1 küresel enerji piyasalarının mevcut durumu tespit edilerek, farklı senaryolara, ülkelere, sektörlere ve yakıt türlerine göre geleceğin enerji sisteminin nasıl dönüşeceğine dair önemli tahminler yer almaktadır. Söz konusu raporda dikkat çeken hususlar özetle aşağıdadır: * Küresel enerji sisteminin temellerinde değişim yaşanmaktadır. Bazı ülkelerde petrol ve doğal gaz üretimi yeniden artmakta ve bazı ülkeler nükleer enerjiden uzaklaşmakta, enerji politikalarında ise enerji verimliliğine verilen önem artmaktadır. Nükleer enerji konusundaki beklentilerde belirgin bir değişim yaşanmaktadır. Özellikle Fukuşima nükleer tesisinde yaşanan facia, nükleer enerjinin ne denli yüksek güvenlik önlemleri gerektirdiğini ortaya koymuştur. Almanya, Japonya ve hatta Fransa gibi birçok ülke nükleer enerji üretimlerini azaltarak, bunun yerine enerji verimliliğinin arttırılmasına yönelik politikalara odaklanmaya başlamıştır. * Sürekli olarak yüksek düzeyde seyreden petrol fiyatları, küresel ekonomide frenleyici bir işlev görmektedir. Hâlihazırda AB’deki doğal gaz fiyatları ABD’dekinden 5 kat, Çin’dekinden ise 8 kat daha yüksektir. Bu durum Avrupa ekonomisini olumsuz etkilemektedir. 2011 yılında tarihi bir artış yaşanarak Avrupa’daki kömür tüketimi % 7,2 oranında artmıştır. Bunda ABD’de yaşanan “kaya gazı devrimi”yle birlikte kömür fiyatlarında meydana gelen düşüşün de etkisi bulunmaktadır. Zira ABD’deki ucuz kömür Avrupa tarafından ithal edilmektedir. * Bütün yeni gelişmeler ve politikalar dikkate alındığında, dünyada halen sürdürülebilir bir enerji sistemi oluşturulamamış durumdadır. Karbondioksit (CO2) salınımı az olan enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması gayretlerine rağmen fosil yakıtlar halen dünya enerji karışımında önemli bir yer tutmaktadır. 1 http://www.iea.org/W/bookshop/add.aspx?id=433 1/6 Fosil yakıtlar sübvansiyonlarla desteklenmektedir. Özellikle Orta Doğu Afrika başta olmak üzere enerji sübvansiyonları 2011’de % 30 artarak 523 milyar Doları bulmuştur. Yenilenebilir enerji endüstrisi zorlanırken, CO2 salımları rekor seviyede seyretmektedir. Uluslararası düzeyde sarf edilen gayretlere rağmen halen 1,3 milyar insan elektrikten mahrum yaşamaktadır. * Enerji piyasalarını yükselen ekonomiler sürüklemektedir. Küresel enerji talebi 2035’e kadar üçte bir oranında artmaktadır. Enerji talebinin ağırlık merkezi Doğu’ya kaymaktadır. Bu bağlamda OECD ülkelerindeki talep nispi olarak azalırken, çok hızlı artan yaşam standartlarına paralel olarak, Çin ve Hindistan başta olmak üzere Asya’da enerji talebi artmaktadır. Şekil 1: Küresel Enerji Talebi Yüzdesi * ABD’de enerji bileşimindeki dönüşüm küresel enerji haritasına yeniden şekil vermektedir. ABD’de enerji verimliliğinin artırılması ve petrol sarfiyatının düşürülmesi için alınan tedbirler sonucunda petrol ithalatının büyük oranda azalmasına paralel olarak 2030 dolaylarında Kuzey Amerika’nın net petrol ihracatçısı konumuna yükselmesi beklenmektedir. Konvansiyonel olmayan doğal gaz alanında yaşanan devrimlerle birlikte, ABD’nin 2015 yılından itibaren doğal gaz üretiminde Rusya’nın önüne geçeceği öngörülmektedir. Bu durum, hâlihazırda devam eden petrol ticaretinin Asya piyasalarına kaymasını hızlandıracak ve bu piyasaları Orta Doğu’ya bağlayan stratejik güzergâhların önemini artıracaktır. * Irak Petrolü Büyük Bir Atılıma Hazır Irak’ın enerji sektörü, ülkenin gelecek yıllardaki refahı için kilit önem taşımaktadır. Bu durum, küresel enerji piyasalarının güvenliğine ve istikrarına da önemli bir katlı sağlayabilir. 2035 yılına kadar küresel petrol üretimindeki artışın % 45’inin Irak tarafından gerçekleştirileceği öngörülmektedir. Irak’ın hâlihazırda günde 3 milyon varil olan petrol üretiminin 2035’lere doğru 8 milyon varile çıkarak, dünya petrol üretiminin %45’ini 2/6 karşılaması ve Irak’ın Rusya’nın da önüne geçerek ikinci en büyük petrol ihracatçısı haline gelmesi beklenmektedir. * Orta Doğu Petrolü Asya’ya: Yeni İpek Yolu 2035’te Orta Doğu petrolünün %90’ının Asya’ya yönelmesi beklenmektedir. Kuzey Amerika’nın net ihracatçı olarak değişen konumu, ticarette doğuya yönelimi hızlandıracaktır. ABD’de yaşanan “kaya gazı” devriminden sonra, Irak’ın, Kanada’ya göre %15 oranında daha ucuz ürettiği petrolün büyük bir kısmı başta Çin olmak üzere Doğu’ya gidecektir. Irak’taki petrol üretim artışının % 30’u ise Irak’ta büyük yatırımlarda bulunan Çinli şirketlerin faaliyet alanlarından kaynaklanacak, bu bağlamda BağdatPekin (B2B) ilişkileri daha da gelişecektir. Şekil 2 : Orta Doğu Petrol İhracatının Varış noktaları * Doğal Gaz: Küresel Bir Piyasaya Doğru Artan konvansiyonel olmayan gaz (kaya gazı) ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) arzı, ticari akışların çeşitlendirilmesine neden olacaktır. konvansiyonel Bu da gaz tedarikçileri ile petrole bağlı fiyatlandırma sistemi üzerinde baskı oluşturacaktır. Kaya gazı alanındaki gelişmeler, pek çok ülkenin alanındaki enerji anlaşmalarını yeniden müzakere etmeye itmiştir. Şekil 3: Başlıca Küresel Ticaret Yolları, 2035 3/6 ABD, AB ve Asya’daki doğal gaz fiyatları arasında büyük farklar görülecektir Dünya doğal gaz piyasalarında meydana gelen değişimlerden, başta Avrupa olmak üzere tüm ülkeler etkilenecektir. Doğal gaz fiyatlarının yüksek olması Avrupa’daki sanayicileri, ABD ve Çin’e kıyasla daha az rekabet edebilir hale getirmiştir. Keza AB vatandaşlarının da satın alma güçlerini düşürmüştür. Avrupa’da yaşanmakta olan ekonomik krizin bir sonucu olarak 2010 yılındaki doğal gaz tüketim miktarına ancak 2020 yılında yeniden ulaşılabilecektir. * Petrol ve Doğal Gaz İthalatı Bağımlılığında Farklı Eğilimler Birçok ülkenin petrol ve gaz ithalat bağımlılığı artarken, ABD bu akıntının tersine “yüzmektedir.” Kuzey Amerika net ihracatçı konumuna yükselecek ve bu durum yüksek ticaretin oranda daha da doğuya kaymasına neden olacaktır. Şekil 4: Başlıca Ülkelerdeki Net Petrol ve Gaz İthalat Bağımlılığı (%) 2017 yılından itibaren dünyanın en büyük petrol üreticisinin ABD, temel petrol ihracatçısının ise Suudi Arabistan olması öngörülmektedir. * Elektrik üretiminde ağırlık, yükselen ekonomilere geçmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerin elektrik talepleri, küresel enerji talebinde % 70’lik bir artışa neden olmaktadır. Bu artışın yarısı, yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanacaktır. * Yenilenebilir Enerjinin Faydalarının Maliyeti Küresel yenilenebilir enerji sübvansiyonları 2011 yılında 88 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir. 2035 yılına kadar ihtiyaç duyulan 4,8 trilyon Dolar sübvansiyonun yarısından fazlası mevcut projelere taahhüt edilmiştir. Şekil 5: Küresel Yenilenebilir Enerji Sübvansiyonları 4/6 * Elektrik Fiyatlarındaki Büyük Farklılıklar Yükselen yakıt fiyatları nedeniyle elektrik fiyatlarının atacağı öngörülmektedir. Ancak önemli bölgesel farklılıklar göze çarpmaktadır. En yüksek fiyatlar AB ve Japonya’da görülecek ve Çin ve ABD’ye göre çok daha yüksek oranda seyredecektir. Şekil 6: Ortalama Konut Elektrik Fiyatları, 2035 * Enerji verimliliği: Hala Değerlendirilemeyen Muazzam Bir Fırsat Enerji verimliliği halen tam olarak algılanmayan büyük bir potansiyel teşkil etmektedir. Enerji verimliliği enerji güvenliğini sağlayabilir, ekonomik kalkınmayı destekleyebilir ve çevre kirliliğini azaltabilir. Ancak mevcut ve planlanan çalışmalar enerji verimliliğindeki ekonomik potansiyelin tümünü gerçekleştirmekten oldukça uzak ve yetersiz kalmaktadır. * Su Kıtlığının Artmasıyla, Enerji Üretiminde Su Gereksinimi Gittikçe Artmaktadır. Sürdürebilir enerji üretiminin temini için suyun önemi giderek artmaktadır. Enerji sektörünün su gereksinimi giderek artacak, enerji projelerinin yapılabilirliğinde su artan önemde bir kriter olacaktır. * “Verimli Dünya Senaryosu” (Efficient World Scenario): Daha Verimli Bir Dünya İçin Tasarı Enerji verimliliği ekonomik kazanç sağlayacaktır. Senaryosu’nda, ekonomik Verimli enerji olarak imkân Dünya verimliliğinde dâhilindeki potansiyeli yakalamak için bir yol haritası sunulmaktadır. Şekil 7: Toplam Birincil Enerji Üretimi 5/6 Bu senaryoya göre 2035’e kadar dünya enerji sarfiyatındaki artış yarıya indirilebilecek, petrol talebinde Rusya ve Norveç’in mevcut üretimleri kadar tasarruf sağlanabilecektir. Bu, daha az kömür, petrol ve gaz kullanımı anlamına gelmektedir. Böylece küresel çapta iklim değişikliğiyle mücadele alanında belirlenen dünya ısısında 2 derece düşüş hedefine ulaşılmasında 5 yıl kadar bir süre kazanılabilecektir. Değerlendirme: Uluslararası Enerji Ajansı’nın “2012 Küresel Enerji Görünümü” adlı raporunda; enerji sisteminin mevcut temellerinin değişmekte olduğu, politika belirleyicilerin enerji-çevreekonomik hedeflerini birbirleriyle uyumlaştırmak için gereken kritik kararları almakta zorlandıkları, değişen enerji üretimi ve tüketim bakış açılarının, ekonomik ve jeopolitik dengeleri yeniden tanımlayabileceği, enerji verimliliğinin vaat ettiği kazanımların erişilebilir, daha güvenli ve sürdürülebilir enerji sistemi için hayati öneme sahip olduğu belirtilmekte ve ABD, Kanada ve Irak’ın petrol ve doğal gaz üretiminde güçleneceği ve Irak’ın küresel enerji piyasaları için belirleyici bir rol oynayacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda; enerji arzının nasıl arttırılabileceği sorusuna yanıt aranması, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması, enerji verimliliğinin artırılması ve enerji kaynaklarının güzergâhının çeşitlendirilmesi hususlarının önem taşımaya devam ettiği değerlendirilmektedir. 6/6
Benzer belgeler
Petrol raporu - Türkiye Petrolleri AO
Uluslararası Enerji Ajansı’nın “2012 Küresel Enerji Görünümü” adlı raporunda; enerji
sisteminin mevcut temellerinin değişmekte olduğu, politika belirleyicilerin enerji-çevreekonomik hedeflerini bir...