Şubat 2008
Transkript
Şubat 2008
08.02.2008 0090 Sayfa 1.qxp 08:38 Seite 1 Hüsnü Þenlendirici Taksim-Trio ile baþladý Karnavallar Belçika’yý coþturdu 15’te 20’de Flaman Barolar Birliði, polis ve istihbarat teþkilatýnýn terör alarmýný “halký panik ortamýnda tutmak” için kötüye kullandýðýný açýkladý. 19’da www.binfikir.be Bu yýl dördüncüsü düzenlenen 0090 Türkiye Sanat Festivali Anvers’te baþladý. Festival açýlýþýný yapan Hüsnü Þenlendirici-TaksimTrio müzik severleri coþturdu. Türk Köyü olarak isimlendirilen Faymonville'nin geleneksel karnavalýna Türkler yoðun ilgi gösterirken, Aalst þehrindeki karnavala hükümet görüþmeleri ve siyaset damga vurdu. Terör alarmý suistimal ediliyor 5. sayfaya EDN×Q×] connecting the world Hasret Video 25 yaþýnda 25 yýl önce Brüksel’deki Türkleri Türkçe filmlerle buluþturan Hasret Video’nun kurucusu Süleyman Özdemir, Türk toplumunun sinema alýþkanlýklarýný gazetemize anlattý. Okuyun, bir fikir edinin Sayý 26 - Þubat 2008 14’te Muhalefet sesini yükseltti Çiçeði burnundaki geçici hükümeti topa tutan muhalefet partileri Flaman Yeþiller Partisi Groen!, Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo ve Flaman Sosyalist Partisi SP.A Verhofstadt III hükümetini rol yapmayý býrakýp acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý. SP.A Baþkaný Caroline Gennez partisinin yeniyýl resepsiyonunda acilen alým gücünü korumaya öncelik veren bir hükümet kurulmasýný istedi. “Þimdi rol yapmayan, yöneten bir hükümete ihtiyaç var” diyen Gennez “Politikacýlar sanki meþgüllermiþ gibi yapmamalý, ama somut yanýtlar vermeli. Alým gücü düþtü. Bu konuda neredeyse her gün konuþuluyor. Bu konuya öncelik verilmeli” þeklinde konuþtu. Binfikir’in kendisiyle yaptýðý söyleþide de hükümeti topa tutan Gennez “10 kiþiye þimdi- Yaya geçidi deyip geçmeyin Belçikalý Türklerin profili çýkarýldý Hasselt'te yaya geçitlerinden karþýya geçmek isteyenleri bugünlerde ilginç bir sürpriz bekliyor. Limburglu sanatçýlar ve tasarýmcýlar kentin alýþveriþ caddeleri ve Yeþil Bulvar üzerindeki 19 yaya geçidini sanat ürünlerine çevirdiler. 20’de Köþe yazarlarýmýz 17’de Özgür BALCI 6 Leyla ERTORUN 7 Adnan Yýldýz 10 Mustafa KÖR 11 Ýlknur CENGÝZ 14 Mehmet AYDOÐDU 15 Haydar ABÝ 18 Kenan GÖRGÜN 19 Nihat DURSUN 22 editör’den 23 Mart’a kadar devam edecek olan geçici hükümet üçte birlik ömrünü doldururken, vatandaþlar özellikle de muhalefet hükümetin icraatlarýnýn meyvelerini görmek istiyor. 3’te Almanya ve Fransa’da Türk diyasporasý üzerinde yaptýklarý çalýþmalarý “Euro Türkler: Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü mü, Engel mi?” adýnda bir kitapda toplayan Bilgi üniversitesi öðretim üyelerinden Ayhan Kaya ve Ferhat Kentel, Kral Boudewijn Vakfý’nýn desteklediði bir çalýþmada Belçika’da yaþayan Türklerin profilini çýkardýlar. Araþtýrma sonuçlarýna göre Belçikalý Türkler Avrupa Birliði ile Türkiye arasýnda köprü olabilirler. 3’te ki politik durumu sorarsanýz, 9.5’u utanç verici bulur. Ben de bu 9.5 arasýndayým. Seçimden bu yana 7 ay geçti ve þimdiye kadar hiçbir þey yapýlmadý. Hala iyi bir yönetimden bahsedemiyoruz. Hükümet ve 14 Bakan var ama programlarý yok, uygulanmasý gereken 10 madde belirlediler ama bunlar da net deðil” diyerek eleþtirisini sürdürdü. Diðer taraftan Flaman Yeþiller Partisi Groen! ve Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo, Verhofstadt III hükümetini acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý. Yeþillere göre bazý sorumluluklar aradan bir ay geçmesine karþýn hala paylaþýlmamýþ durumda. Örneðin “tüketiciyi korumak” henüz hiçbir bakanlýðýn sorumluluðunda deðil. 12-13 ve 21’de Caroline Gennez hükümeti rol yapmakla suçladý Hİ ZMETİAYAĞI NI ZA GETİ RDİ K İ Kİ NCİŞUBEMİ ZPLACE LI EDTS’ DE AÇI LDI “HERKESE,HER KESEYE UYGUN ÇÖZÜMLER” KAYNAK KREDİ ’ DE ŞenolAbı z( GSM) :0476/440160 Rahmi yeKutl u( GSM) :0476/992691 Merkez:RueMari eChri sti ne, 2201020Laeken Tel :02/4265119Faks:02/4257926 Şube:Pl aceLi edts18B,1030Schaerbeek Tel :02/2417760GSM:0486/901382 . . . . Pr ot est ol uevsahi pl er i ne evkr edi siveşahsikr edii mkanı Mevcutkr edi l er i ni z it ekkr edi de t opl ayı pyükünüz ühaf i f l et i yor uz Tür ki ye’ denevveyaar saal mak i st eyenl er ekr edikol ayl ı ğı İ şsi z l i ködeneği ndenyar ar l ananl ar ( chomage) , emekl i l er ( pensı on) ,hast akal anl ar ( mut uel l e) eğerevsahi bii seni z20. 000€’ yakadar kr edii mkanı nıkul l anmakt aacel eedi ni z ! Sayfa 3x.qxp 08.02.2008 09:02 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM Belçikalý Türkler konusunda ezberler bozuldu Avrupalý Türklerin profili çýkarýldý Haber Merkezi lmanya ve Fransa’da Türk diyasporasý üzerinde yaptýklarý çalýþmalarý “Euro Türkler: Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü mü, Engel mi?” adýnda bir kitapda toplayan Bilgi üniversitesi öðretim üyelerinden Doç.Dr. Ayhan Kaya ve Doç.Dr. Ferhat Kentel, Kral Boudewijn Vakfý’nýn desteklediði bir çalýþmada Belçika’da yaþayan Türklerin profilini çýkardýlar. Vakýf yakýnda Faslýlar hakkýnda da benzeri bir araþtýrma yaptýracak. “Belçikalý Türkler: Türkiye ile Avrupa Birliði Arasýnda Köprü mü, Engel mi?” baþlýðý altýnda yayýnlanan araþtýrma sonuçlarýna göre Belçikalý Türkler Avrupa Birliði ile Türkiye arasýnda köprü olabilirler. “En az anne-babalarýndan biri Türk olan “Belçikalý Türkler” kim ve Belçika, Türkiye ve Avrupa Birliðine karþý tutumlarý nasýl” sorularaýna yanýt bulmak için 20062007 yýllarýnda iþadamlarý, öðrenciler, evkadýnlarý ve iþsizlerin de içinde bulunduðu Belçikalý Türklerle 9 ayrý focus grubu ve 48 ayrýntýlý görüþme yapýldý. Bu nitel bölüm 400 yapýsal standart anketle de nicel olarak desteklendi. Belçika’da 200 bin Türk yaþýyor ve bunlarýn yüzde 58’i Türkiye’de ve yüzde 42’si Belçika’da doðdu. Belçikalý Türklerin yüzde 74.5’i Belçika yurttaþý. Bu oran Fransa’da yüzde 35.5 ve Almanya’da yüzde 26.2. 1990 ve 2003 yýllarý arasýnda 93282 Türk Belçika yurttaþlýðýný aldý. En önemli Belçika’ya geliþ nedeni olarak ortaya yüzde 41 ile aile birleþimi çýktý. Bunu yüzde 22 ile çalýþmak için Belçika’ya gelmek izliyor. Belçikalý Türkler özellikle Belçika’nýn saðlýk kurumlarý ve sosyal güvenlik sistemine güveniyorlar. Ýkinci sýrayý ise Camiiler, Sendikalar ve Hükümet alýyor. Belçikalý Türklerin en az güvendiði kurumlar ise medya ve siyasi partiler. Belçikalý Türklerin karþýlaþtýklarý en önemli sorunlar ayrýmcýlýk, ýrkçýlýk ve iþsizlik olarak belirlendi. A - Belçikalý Türklerin yüzde 94’ü Türkçe konuþuyor. Fakat ayný zamanda Türklerin 2/3’ü iyi ya da çok iyi derecede Fransýzca ya da Flamanca konuþuyor. - Belçikalý Türklerin yüzde 60’ý Türkiye’de ev sahibi. Yüzde 64’ünün ise Belçika’da evi var. - Belçikalý Türklerin yüzde 55’i Türk politikasý ile ilgileniyor ancak Belçika politikasý ile daha az ilgileniyorlar. Belçika politikasýyla ilgilenenlerin çoðu sosyalist ya da sosyal demokrat partileri destekliyor. Ancak yüzde 32’si Belçika’da kendisine yakýn parti bulamýyor. - Belçikalý Türklerden Belçika’da doðmuþ olanlar ya Türkiye ve Belçika’ya ayný derecede yakýn veya Belçika’ya daha yakýn hissediyorlar. - Belçikalý Türkler Avrupa Birliðini daha çok bir ekonomik iþbirliði(yüzde 42), daha az kültürel (yüzde 7) veya Demokrasi projesi (yüzde 6.5) olarak görüyorlar. Bu oranlar Almanya ve Fransa Türkleri ile paralellik sergiliyor. - “Türkiye Avrupa Birliði’ne üye olmalý mý?” sorusuna verilen yanýtlar ise deðiþken. Yüzde 34 üyeliðe evet derken yüzde 30’u karþý. -Belçikalý Türklerin çok büyük bölümü kendisini “inanýyor” olarak tanýmlýyor. Yüzde 45’i ise dini ödevlerini yerine getirmeden inandýðýný belirtiyor. -Belçikalý Türklerin yüzde 68’i din ve dünya iþlerinin birbirinden ayrý tutulmasýný istiyor. Belçika Türkleri bu konuda Fransa’daki Türklerle benzerlik sergiliyor ancak Almanya’daki Türklerden farklýlýk gösteriyorlar. Almanya Türklerinin sadece yüzde 45’i din ve dünya iþlerinin ayrýlmasýndan yana. Doç.Dr. Belçikalý Türkler Türkiye için AYHAN KAYA: önemli bir insan sermayesi Doç. Dr. Ayhan Kaya, Knack dergisine yaptýðý açýklamada, “20 yýl önce göç demek anavataný arkada býrakýp neredeyse hiç iletiþim kurmamak anlamýna geliyordu. Bugün biz ‘transmigrant’tan bahsediyoruz: bunlar iki yerde ayný anda yaþýyorlar. Fiziki olarak gidilen ülkede ama ruhsal olarak anavatanda yaþýyorlar. Çünkü artýk internet, cep telefonu ve televizyon aracýlýðýyla anavatana baðlarýný sürdürüyorlar. Belçikalý Türklere göre Türkiye’nin de Belçika’nýn da iyi ve kötü yönleri var. Ama Belçikalý Türkler Türkiye’ye geri dönmeyi düþünmüyorlar” saptamasýnda bulundu. Kentel ve Kaya çalýþmalarýnda Belçikalý Türklerin Avrupa Birliði ve Türkiye arasýnda köprü olabileceði sonucuna varýyorlar. “Belçikalý Türkler en az 2-3 dil biliyorlar ve Türkiye için önemli bir insan sermayesi oluþturuyorlar. Belçikalý Türkler Belçika’nýn merkez olduðu Avrupa Birliði için lobi yapabilirler ve Türk otoriteleri ile bað kurabilirler. 3. Kuþak Avrupalý Türklerden Türkiye’deki uluslararasý þirketlerde çalýþmak için Türkiye’ye dönenlerin sayýsý artýyor. Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika’dan Türkiye’ye beyin göçü var.” Ancak Belçika’daki Türklerin sadece 1/3’ü Türkiye’nin Avrupa Birliði’ne üye olmasý gerektiðini söylüyor. Bu da araþtýrmacýlarýn savlarý ile çeliþiyor. Bunu doðrulayan Doç. Dr. Kaya “bu oran konjoktürden çok çabuk etkilenen bir konu ile ilgili. Özellikle Nicolas Sarkozy’nin açýklamalarýndan sonra Türkiye ve Fransa arasýnda iliþkilerin gerilmesi etkili olmuþ olabilir. Önemli olan Belçikalý Türklerin Ekonomik kalkýnma, demokrasi ve insan haklarý gibi Avrupa Birliði deðerlerine olumlu yaklaþmasý” diyor. 3 editör’den [email protected] Serpil Aygün Binfikir hepimizin platformu Belçikada politika sahnesi tekrar hareketleniyor. 23 Mart’a kadar devam edecek olan geçici hükümet üçte birlik ömrünü doldururken, vatandaþlar özellikle de muhalefet hükümetin icraatlarýnýn meyvelerini görmek istiyor. Flaman Sosyalistleri ile Frankofon ve Flaman Yeþillerin eleþtiri bombardýmanýna tuttuðu geçici hükümet, bir taraftan uluslararasý arenada imaj düzeltmek için çalýþýrken, içerde de vatandaþý memnun etmeye uðraþýyor. Frankofon Sosyalistler (PS) hükümet içinde yer alýrken, Flaman Sosyalistler (sp.a) hükümete aðýr eleþtiriler yapýyor. Sp.a ‘nýn çiçeði burnunda Baþkaný Caroline Gennez ile hükümet, parti baþkanlýðý, Belçika’daki Türk toplumu, baþörtüsü gibi pek çok konuyu orta sayfa röportajýmýzda irdeledik. Belçika’da siyaset gündemi dýþýnda hareketli olan bir baþka haftaya da girdik. 0090 Türkiye Sanat Festivali 8 Þubat itibariyle baþlayarak tam 15 gün boyunca birbirinden güzel tiyatro, dans, müzik ve görsel sanat örnekleriyle dolu dolu günler yaþatacak bizlere.. Bu yýl dördüncüsü düzenlenen festivalin programýný 15. sayfamýzda bulabilirisiniz. Farkedeceðiniz gibi editör köþem fotoðraf sanatçýsý Bram’a yer açmak için biraz kýsaldý. Bu ay aramýza katýlan Bram, politikacýlarla yaptýðýmýz orta sayfa röportajlarýmýzda fotoðraflarýyla anlatacak, politikacýda gördüklerini. Umarýz sizlerin de keyifle takip edeceði bir fotoðraflar serisi olacak.. Son olarak bir kez daha vurgulamak isterim ki Binfikir, bizlerin, sadece yazarlarýnýn, çizerlerinin gazetesi deðil. Tüm topluma açýk bir platform. 26 sayýdýr, bu amaçla çalýþýyoruz. Bu anlamda Binfikir’de yazýlan, çizilen, resmedilenlere karþý herhangi bir eleþtiriniz olduðunda bunu doðru üslubu ve yöntemi ile sunmanýzda hiçbir sakýnca yok. Bu sayfalar sizlere açýk. Açýk sayfalarý paylaþmak umuduyla... Flaman sosyalistlerinin ilk kadýn Baþkaný CAROLINE GENNEZ FOTO POLÝTÝKA Sayfa 4x.qxp 08.02.2008 07:16 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 4 Janssens’ýn açýklamalarý Debie’yi kýzdýrdý Anvers Temyiz Mahkemesi’nde 2003 yýlýnda Uludoðan ailesinin sorgulanmasý sýrasýnda þiddet kullandýðý için ýrkçýlýktan ceza alan eski polis komiseri Bart Debie hakkýnda Anvers Belediye Baþkaný Patrick Janssens’ýn açýklamalarý, Debie’yi kýzdýrdý. Debie olayýnda olduðu gibi polisin kendisinin kentin güvenliðini tehlikeye atmasýný da kabullnemeyeceðini bildirdi. Ancak Debie’nin mensubu olduðu ýrkçý parti Vlaams Belang’ýn üst yöneticilerinden Filip Dewinter, Debie’nin Jansens’ý sözlerinden dolayý mahkemeye verdiðini duyururken, Debie de Jansens’ýn bu sözlerinden dolayý toplumun hem belediye baþkaný, hem kamu bakaný hem de yargýcý gibi davrandýðýný ifade etti. 2003 yýlýnda Uludoðan ailesinin sorgulanmasý sýrasýnda þiddet kullanan Anvers eski polis memuru Bart Debie, o dönem verilen 3 yýllýk hapis cezasýna itiraz etmiþ ve geçtiðimiz günlerde sonuçlanan mahkeme de kendisine 1 yýl efektif olmak üzere toplam 4 yýl ceza verildi. Ayrýca kararda önemli olan geliþme mahkeme bu defa Debie’yi ýrkçýlýktan da suçlu bulundu. Haber Merkezi Irkçýlýktan da suçlu bulunan eski Anvers polis komiseri Bart Debie hakkýnda Belediye Baþkaný Patrick Janssens’ýn “ Debie’nin Anvers polis þefi olarak þimdiye kadar yaptýðý en iyi iþ görevinden istifa etmek oldu” þeklindeki sözleri Debie’yi kýzdýrdý. Bart Debie’nin, Anvers Belediye Baþkaný Jansens’e bu sözlerinden dolayý dava açtýðý bildirildi. Jansens, belediye baþkaný olarak sorumluluk alanlarý arasýna giren emniyet hizmetlerine çok önem verdiðini ve polisin suçlara karþý sert tavýr takýnmasýnýn gerekliliðini vurgularken, Bart Yabancý kökenli gençlerde iþsizlik azalýyor Haber Merkezi Flamanca yayýmlanan saygýn gazetelerden De Standaard yabancý kökenli iþsiz gençlerin sayýsýnýn neredeyse yarý yarýya azaldýðýný yazdý. Ýþsizlik rakamlarýný analiz eden sosyolog Jan Hertogen sonuçu “mucize” olarak nitelendirdi. 2007 yýlý aralýk ayý sonnunda Flaman Bölgesi’nde iþsiz gençlerin sayýsý iki yýl öncessine göre yüzde 39 azaldý. Bu oran düþük eðitimli gençlerde yüzde 32 olarak gerçekleþti. Düþük eðitimli gençlerdeki iþsiz sayýsýnýn azalmasý özellikle Flaman kentlerinde ve Limburg maden belediyelerindeki Fas ve Türk kökenli gençlerde dikkat çekici boyutta. Buralarda son iki yýldýr gençlere özel rehberlik öngören geçlik iþsizlik planý uygulanýyor. Ýþ Bulma Kurumu bu amaçla yerel idareler ve derneklerle iþbirliði yapýyor. Uludoðan ailesi polis þiddetine maruz kalmýþtý Seçim olmadýðýnda da gelsinler Anversli Aleviler aþure daðýttý Haber Merkezi Anvers Alevi Kültür Merkezi’nin düzenledigi aþure gününe ilgi yoðundu. Anvers Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi’nin önünde düzenlenen aþure gününde Anvers Alevi Kültür Merkezi, hem alevi vatandaþlarla Belçikalaýlarý biraraya getirdi hem de Alevi külütürünün bir parçasý olan aþureyi Belçikalýlara tanýtma amacýný gerçekleþtirmiþ oldu. Anvers Alevi Kültür Merkezi yönetici ve üyeleri tarafýndan kent merkezinde ´Aþure´ daðýtýlýrken, gençler de ´Semah´ gösterisinde bulundu. Dernek adýna bir açýklama yapan Baþkan Yardýmcýsý Ýlkay Altun, aþure günü vesilesiyle Anvers'te bir ilki gerçekleþtirdiklerini ifade ederken, "hem kültürümüzü Belçikalýlara tanýttýk hem de Anvers’te ilk defa sokakta aþure daðýtarak Belçikalýlarýn katýlýmýný saðladýk” dedi. Verviers’te de aþure günü düzenlendi Verviers’de Orhan Gazi Camii’nde ilk defa aþure günü düzenlendi. Baþkan Mahmut Bostan ve yardýmcýsý Mahli Þahin yaptýklarý açýklamada “bazý ilklere imza atýyoruz. Vatandaþ istedikçe biz de destek oluyoruz” derken, “ Muharrem ayýnýn dinimiz açýsýndan önemi büyük. Tüm müslümanlarý ilgilendiren önemli olaylar yaþandý. Biz de aþure günü ile bu olaylarýn hatýrlanmasý ile kendi çaðýmýza katkýda bulunmak istedik” dediler. Verviers’deki Türklerin geleneklerini unutmamasý için bu Mahli Þahin Mahmut Bostan ve benzeri dini, tarihi ve kültürel etkinlikleri yapmaya devam edeceklerini kaydeden yetkililer, “genç neslin kökenimizi unutmamasý” tek amacýmýz dediler. Camii yetkilileri Kutlu doðum haftasý, Kerbela’da Peygamberimizin torunlarýnýn katledilmesi, Mekke ve Medine Hicreti gibi dini günlerin yanýnda Çanakkale Zaferi, 23 Nisan Çocuk Bayramý gibi milli öneme sahip kutlamalarý da Camii bünyesinde gerçekleþtirdiklerini ifade ediyorlar. Lier’de vatandaþlar Türk kökenli siyasetcilerin sadece seçim zamaný ortada gözüküp daha sonra kaybolmalarýndan yakýnýp Türk kökenli politikacýlarý seçim olmadýðý zamanlar da halkla içiçe olmaya çaðýrdýlar. Molla Gürani Camii yöneticilerinden Naci Saraç konuyla ilgili olarak “Politikacýlar seçim zamaný dýþýnda da gelip bize yapmak istediklerini anlatsýnlar, bilgilendirsinler. Halký tanýsýnlar. Bizim dertlerimizi dinlesinler ve yapýp-yapamadýklarýný anlatsýnlar. Toplumla diyalog içinde olsunlar. Hepsi seçim zamaný dýþýnda da bekliyoruz. Gelip bir çayýmýzý içsinler” þeklinde konuþtu. Genç iþsizlere yeni plan Brüksel'de gençler arasýnda %35,3 iþsizlik oranýný düþürmek üzere Brüksel Bölge Hükümeti Baþbakaný Charles Picqué (PS) ve Çalýþma Bakaný Benoît Cerexhe (CDH) aksiyon planý geliþtirdiler. Sonuçlandýrýlmýþ 26 baþlýktan oluþan planla gençlerin iþ deneyimleri basitleþtirilirken, iþ aramada rehberlik edilmesi amaçlanýyor. 1.000.000 AŞAN MÜŞTERİLERİMİZE KALİTEYİ VE GÜVENİ SEÇTİKLERİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ TÜRKİYE İÇİN TELEFON GÖRÜŞMELERİ DAKİKASI € 0,17 * İTİBAREN *TARİFELER 1 AĞUSTOS 2007 İTİBARİYLE GEÇERLİDİR BAĞLANTI ÜCRETİ ARAMA BAŞINA 7 EURO SENTTİR BÜTÜN ÜCRETLERE BTW/TVA DAHİLDİR TARİFELERİN TAM LİSTESİNİ GÖRMEK İÇİN WWW.ORTELMOBILE.BE ADRESİNİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ www.ortelmobile.be BINFIKIR.indd 1 7-2-2008 16:07:24 Sayfa 6x.qxp 08.02.2008 07:25 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 6 enk þehrinde birkaç hafta önce Ford ve Ford fabrikasýna hizmet veren yan þirketlerde grevler oldu ya, þu hiç izlemediðim ekonomi kanalý Kanal Z’yi bir açýp izleyeyim dedim. Belki de iþçilerin grev nedenlerini anlar, olayý baþka bir çerçeveden izlemiþ olurum diye düþündüm. Zira Ford ve Ford fabrikasýna hizmet veren yan þirketlerde birçok Türk çalýþmakta. Onlarýn isyanlarýný anlamak ve dile getirmek gerekir. Habere göre grevin iki tane ana nedeni varmýþ: tüketim fiyatlarýnýn yükselmesinden kaynaklanan alým gücünün azalmasý (yani ayný maaþla daha az alabilme ve tüketebilme) ve geçici (interim) iþ sözleþmelerinden kaynaklanan iþ konusundaki belirsizlikler. Görüntülerde bir grup Türk gördüm. Soðukta bir ateþ yakmýþ, fabrikanýn kapýsýnda grev yapýyorlardý. Aralarýnda bir de siyasetçi Selahattin Koçak vardý. Kýyafetinden çalýþmaya gelmediði anlaþýlýyordu. Hem grev yapan iþçilerle konuþuyordu, hem binaya girip çýkýyordu. Anlaþýlan, iþveren ve iþçiler arasýnda bir çözüm aramaktaydý. Evet, fiyatlar havaya fýrladý ve maaþlar bu yükselmeyi takip etmeyince alým gücü düþtü. Bu durumlarda daha az tüketilir. Az türketildiði için daha az üretilir. Bu da ekonominin geriye gittiði G Speakers Corner [email protected] Ford, Volvo, GM ve diðerleri Ekonomik þartlar böyle giderse, inanýyorum ki ilerki yýllarda, þirketlerin taþýnmasýna neden olan ve grev yapýp iþsiz kalan Türklere, Türkiye Cumhuriyeti onur madalyasý verecek. anlamýna gelir. Kýsacasý, fiyatlarýn yükselmesi ne iþverenlerin ne de iþçilerin iþine yarar. Bu sektörde iþ olanaklarý yaratan Ford, Volvo ve GM (Opel) gibi uluslararasý otomotiv þirketleri, zamanýnda Belçika’yý neden seçmiþler acaba? Bence Belçika’daki iþçiler (ve buna tabii ki Türk iþçileri de dahil) kaliteli mal çýkarýyorlar, özveriyle çalýþýyorlar da ondan. Zaten tam rekabet piyasalarýnda en önemli olan da en kaliteli malý çýka- rabilmek deðil midir? Nitekim her kâr güden þirketin amacý gibi, þirketler her zaman çýkardýklarý mallarýn maliyetini (iþçi maliyeti, hammadde giderleri gibi,..) kontrol altýnda tutmak isterler. Ancak o zaman þirketler kar marjlarýný koruyabilir ve þirketlerinin iflas etmesini önleyebilirler. Yaþanan problemler de zaten bu noktada kenetleniyor. Ham madde fiyatlarý çýktýðý için, üretim maliyeti çýkýyor ve bu da kar marjýnýn olumsuz et- kiliyor. Fiyatlar yükseldiði için, bu sefer iþçilerin alým gücü düþüyor ve zam istiyorlar. Bir problem diðerini de beraberinde getiriyor. Zaten zor durumda olan þirketler bu sefer “acaba sirketlerimizi üretim maliyetinin düþük olduðu ülkelere mi taþýsak?” diye düþünmeye baþlýyorlar. Akýllarýna Polonya, Çin ve tabii ki Türkiye gibi ülkeler geliyor. Geçici kontratlarýn altýnda yatan sebep de bu deðil midir zaten? Taþýnma kararý beraberinde iþsizlik getirir. Ýþsizlik maaþýna baþvuranlar artar ve bu da Belçika’nin devlet bütçesini olumsuz etkiler. Her þeyden önce toplumun yaþam þartlarý hýzla geriye gider. Kýsacasý, böyle dönemlerde bizlere iþ olanaklarý yaratan þirketlere daha iyi sarýlmak gerekirken, bizler tam tersini yapýp onlarý bu ülkeden soðutuyoruz. Grev yapan arkadaþlarý kesinlikle haksýz bulmuyorum, ama ekonomik þartlar böyle giderse inanýyorum ki ilerki yýllarda, þirketlerin taþýnmasýna neden olan ve grev yapýp iþsiz kalan Türklere, Türkiye Cumhuriyeti onur madalyasý verecek. Zira Belçika’da 4000 tane Belçikalý, 500 tane Ýtalyan ve 500 tane Türk yerine, Türkiye’de 5000 tane Türk’e iþ olanaðý saðlayacaðýz. Öyle bir madalyayý bizler hak etmeyeceðiz de kim hak edecek? Yanlýþ anlaþýlan mesaj yerini bulmaz UETD’nin vermek istediði mesajýn Binfikir okuyucularý tarafýndan doðru anlaþýlmasý için bildirimizin tam metnini hatýrlatmak lazým (www.uetd.be adlý websitemizde mevcuttur). Bildirimiz sadece geçici hükümeti hedeflemiyor. Bulunduðumuz süreç bir kriz sürecidir. Altý buçuk aylýk hükümet boþluðunu ve bu anlamda ki geliþmeleri izleyip deðerlendirdik ve bu bildiriyi yayýnlayarak çeþitli toplumlardan STK yetkililerinin hissettiði rahatsýzlýðý kaðýda döktük. Ne mekan ne de zamanlama yanlýþtýr. Koalisyon ortaklarýnýn bir kurumsal çýkmazda olduklarýný ve bu sebeple farklý toplumsal hassasiyetlerin bu sürece dahil edilmesinin dinamizm ve akýlcýlýk katabileceðini söylemekteyiz. Hükümet kurulmadan önce çeþitli aþamalardan geçildi. Ýlk aþamada Kral, siyasi sorumlularý kabul etti. Ýkinci aþamada enformatör Didier Reynders, iþ ve STK dünyalarýnýn temsilcilerini kabul etti. Bu aþamada alým gücü, yasal oturumu olmayanlar, devlet reformu, göç gibi önemli konular sendikalar, insan haklarý dernekleri, iþ veren fe- derasyonlar ve bir çok daldan uzmanlarla görüþüldü. Sancýlý bir þekilde formatör Guy Verhofstadt ile sonuçlanan üçüncü aþama da bu geleneðe uydu. Yani kimseyle görüþülmedi demek doðru deðildir. Belçika Devletinin geleceði tartýþýldýðý ve bu geleceðin Belçika kurumlarý kadar bizi de etkileyeceði için ilgilendirdiði bir ortamda kullandýðýmýz inisiyatif hakkýnda sýrasý deðil demek þaþýrtýcýdýr. Arzumuz, yakýnda tekrar gündeme gelecek devlet reformu tartýþmasý konusunda ki katýlým arzumuzu þimdiden yetkili organlarýn dikkatine sunmaktýr. Politik partisipasyon ve katýlýmcý demokrasi konusunda kendisine misyon belirlemiþ bir kuruluþ olarak, her bir duyurumuzu Belçika’nýn tüm karar organlarýna ulaþtýrýyoruz. Federal düzeyin yaný sýra, topluluk/bölge meclis ve hükümetleri, belediyeler ve resmi kurumlarýn hepsi UETD için çalýþma alanýdýr. Yetki düzeyleriyle alakalý yorum iki açýdan yersizdir. Birincisi, bildirimizin amacý çok kültürlülük bünyesinde proje yürütmek deðildi. Çok kültür- lülük bu kontekst içinde sadece bir hatýrlatmaydý. Niyetimiz, Belçika’nýn, en azýndan sosyolojik açýdan, çok kültürlü temellere dayandýðýný hatýrlatarak politik katýlým arzusunu devlet reformu gerçekleþtirme yetkisine sahip olan federal kurumlarýna iletmekti. Ýkincisi, evet kültür politikalarý topluluk hükümetlerinin, haklar eþitliði politikalarý ise bölge hükümetlerinin yetki alanlarýnda. Peki nasýl oldu da bazý yetki alanlarý topluluk ve bölge hükümetlerine transfer edildi? Federal düzeyde devlet reformlarý yapýldýðý için. Yani devlet reformu yetkisi, ki en önemli yetki bu, federal düzeyin görevidir. Peki anayasa deðiþikliðiyle gerçekleþecek devlet reformu deðil mi Belçika’nýn geleceðini, yani bizim de geleceðimizi, etkileyecek olan þey? O zaman federal düzeye böyle bir katýlým arzusunu iletmek kadar yerinde ne olabilir? Son olarak, bildirimiz hem Flaman hem Frankofon toplam 6 kuruluþ tarafýndan desteklenmektedir. Hedeflediðimiz kitle açýsýndan mesajýmýzýn doðru algýlandýðýný, çok sa- yýda basýn organý, siyasi kurum ve STK yetkililerinden aldýðýmýz feedbacklerden anlýyoruz. Bu geliþmeler mutlaka aldýðýmýz inisiyatifin geniþlemesine yol açacaktýr. Mehmet Alparslan SAYGIN UETD Brussels Genel Sekreteri Sayfa 7.qxp 08.02.2008 10:04 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 7 Lier de türbaný yasakladý Haber Merkezi nvers ve Gent’ten sonra Lier Belediye Meclisi de giþe memurlarýnýn dinsel semboller takmasýný 8’e karþý 23 oyla yasakladý. Tüm memurlara dönük yasak getirilmesini isteyen önerisini geri alan ýrkçý Vlaams Belang sadece giþe memurlarýna yasak getiren yeni Open-Vld önerisini Open-Vld, CD&V ve Lijst De- A decker ile birlikte kabul etti. Lier Belediye yönetimindeki koalisyonda yeralan sp.a-Spirit (Lier & Co) yasaklamaya karþýydý. Oylamanýn yapýldýðý toplantýda özellikle yabancý kökenliler Belediye binasýnýn çevresinde toplandýlar. Ancak Belediye Meclisi’ndeki oylama sakin geçerken koalisyon partileri arasýndaki görüþ ayrýlýðý koalisyonun geleceði konusunda soru iþaretleri ortaya çýkardý. Vlaams Be- lang’ýn en büyük parti olduðu Lier’deki Belediye koalisyonunda Liberaller, Sosyalistler ve Hristiyan Demokratlar yer alýyor. sp.a-Spirit öncülüðünde yasaða karþý hazýrlanan bildiriye kýsa sürede 900 imza toplandý. sp.a-Spirit koalisyon ortaklarýnýn sadakatini sorguluyor. Lier Belediyesi’nde giþede çalýþanlardan sadece bir personel türban takýyor. Erkek doktor reddedilemeyecek elçika’da yaþayan Müslümanlar kadýnlarýn erkek doktor tarafýndan kontrol edilmesini artýk reddedemeyecek. Halen Belçika’da özellikle kadýn doðum hastalýklarý konusunda çok sýk olarak erkek doktor reddetme vakasý yaþanýyor. Belçika Jinekologlar Odasý önerisi ile nöbet ve acil servis hizmetleri yönetmeliðinde yapýlacak olan deðiþiklikle “gelen hastalarýn doktoru cinsiyeti nedeniyle reddedememesi” öngörüldü. Hastanalerde sigara içilmesinin yasaklanmasý gibi bir düzenleme olan yeni yönetmelik tasarýsý görüþ bildirmeleri için savcýlýk, Tabibler Odasý ve Eþit Haklar ve Irkçýlýkla Mücadele Merkezi’ne sunulacak. Belçika Jinekologlar Odasý Baþkaný Johan Van Wiemeersch “müdahale zamaný geldi” diyerek yabancý kökenli erkeklerin hastanede erkek doktor görünce kadýn doktor bulmak için baþka hastanelere gittiklerini ifade etti. Yeni düzenlemeye uymanýn zorunlu olduðunu belirten Van Wiemeersch “gerekirse polis çaðrýlacak ama umarým o aþamaya gelinmez” dedi. Brugmann Hastesi Baþhekimi Profesör Luc B Baeyens hastanelerinde en azýndan haftada bir kez erkek doktor reddine rastladýklarýný söyledi. Müslüman Temsil Kurulu’nun ödenekleri kesildi Anvers’te Avrupalý Türkler Konferansý Adalet Bakaný Jo Vandeurzen (CD&V) Müslüman Temsil Kurulu’na 2008 yýlý için verilecek olan ödenekleri “kurumun mali konumu ile ilgili güvenilir bilgiler saðlanýncaya kadar” askýya aldý. Bakan “Kurulun yarýsý istifa etmiþ durumda ya da genel kurula güvenmiyor. Bu nedenle temsil kurulu artýk Müslümanlarý temsil etmiyor. Ayrýca 2005 yýlýndan beri ödeneklerin harcanmasý konusunda soruþturma sürüyor” diyen Vandeurzen “çok yakýnda ilgili tüm taraflarla yapýcý bir çözüm bulabilmek için görüþmeler yapacaðýný” açýkladý. 22-23 Þubat 2008 tarihlerinde, Türk Dernekler Birliði, Willemsfonds, Anvers Belediyesi ve Kayseri Erciyes Üniversitesi tarafýndan Anvers’te "Uluslararasý Eðitim ve Kültür Baðlamýnda Avrupalý Türkler Kongresi" düzenleniyor. Birlikten yapýlan açýklamada «amacýmýz bu çalýþmayla Avrupalý Türklerin ilgisini biraz olsun eðitim ve kültür temalarýna çekmektir» denildi. DHKP-C davasýnda sürpriz karar nvers Mahkemesi, DHKP-C üyelerinin bazýlarýna daha önce verilen cezalarý hafifletirken bazý sanýklar beraat etti. Mahkeme kararýna göre, gýyabýnda yargýlanan Dursun Karataþ ile Zerrin Sarý, Þükriye Akar ve Bahar Kimyongür beraat ettiler. Firarda bulunan Fehriye Erdal 2 yýl hapis, 1230 Avro para cezasýna, Musa Asoðlu 3 yýl hapis, 1230 Avro para cezasýna, Kaya Saz 21 ay hapis ve 1230 Avro para cezasýna çarptýrýldýlar. A Hapis cezasý alan sanýklarýn daha önce tutuklu bulunduklarý süreler dikkate alýndýðýndan, tutuklanmalarýna gerek görülmedi. Anvers Mahkemesi, önceki kararlarýn aksine, DHKP-C'yi “terör örgütü'' olarak nitelendirmeyi de reddetti. Mahkemenin gerekçeli kararýnda, savcýlýðýn, DHKP-C’nin bir terör örgütü, sanýklarýnsa terör örgütü üyesi olduklarýný, bir çete veya suç örgütünün söz konusu olduðunu somut verilerle kanýtlayamadýðý belirtildi. [email protected] Baþýmýzýn Örtüsü “Türkiye’de olanlara bakar mýsýn? Ne oluyor ya size, öyle Anayasý deðiþtirmeler falan. Bizde Türkiye’ye gýpta ediyorduk. Ne güzel hem müslüman bir ülke, hem de laiklik prensipleriyle ne güzel bir denge kurmuþ, din ve devlet iþleri birbirinden ayrý diye. Ama bir süredir bakýyoruz, bu hükümetiniz hiç de ýlýmlý Ýslam’dan yana filan deðil düpedüz radikal Ýslamdan yana” diyor Belçikalý bir arkadaþýmýz. Diðer bir arkadaþýmýz, “iþte bu yüzden bazýlarý Türkiye’yi Avrupa’da istemiyor. Sarkozy’e kýzýyoruz Türkiye ile ilgili açýklamalarýndan ötürü ama bu türban ile ilgili uygulamalar için taa Anayasa maddelerine baþvurulmasi endiþelerimizin haklý çýktýðýna iþaret ediyor. Din konusunda radikalleþiyorsunuz” diyor. Bu arada bu konuþmalarý dinleyen bir Türk arkadaþýmýz, dayanamayýp ama” bu olup bitenler hep sizin yüzünüzden, bunlarý siz Avrupalýlar cesaretlendirdiniz” diyor. Ne göçmenlere Belçikalý arkadaþlar aðzý açýk þaþkýn bakarken “evet ne de dini evet” diyor, Türk arkadaþý- inançlara ön mýz “kâh kiþisel özgürlükyargý ile baklere saygý göstermelisiniz, dediniz, kâh Atatür de her mayan bu arþeyi tepeden indirmiþ hal- kadaþlarýn takýn ne istediði sorulmamýþ, dediniz ve en nihâyet laik- výrlarýnýn deðiþliðin bekçisi Asker mi diye tiðini gözlemlidiye” þimdiki hükümete bu yorum. primi siz Avrupalýlar verdiniz. Aslýnda bu arkadaþlarýmýzýn söyledikleri sadece Türkiye’yi ilgilendirmiyor, Belçika ile ilgili de endiþeleri var. Acaba Türkiye gibi ülkelerde olup bitenler burada ki müslüman göçmenlerin tavýrlarýný cesaretlendirir mi, diye korkuyorlar. Ne göçmenlere ne de dini inançlara ön yargý ile bakmayan bu arkadaþlarýn tavýrlarýnýn deðiþtiðini gözlemliyorum. Ýslam terörü tehdidinden bahsediyorlar. Biliyorsunuz Belçika da bir takým tehditler sonucunda yýlbasý maytaplarý bile iptal edildi. Ancak Avrupalý da kendi iç güvenliði tehlike de olunca önemsiyor bu tür olaylarý, baþka ülkelerde olunca o örgütlere karþý tavýr koymuyorlar. Arkadaþlarýmýza bunlarý hatýrlatýp aman dikkat ortada insanlarý birbirine düþürmek için yapýlan þeyler var, islamofobiye kapýlmayýn diyoruz. “Tamam ama gördünüz mü son Noël bayramýnda Adalet Sarayýnda süs lambalarý yanýyor diye indirmek isteyen müslümanlar oldu. Örneðin, biz inançlý Hristiyanlar olduðumuzdan deðil ama yýllardýr süren geleneðimiz olduðu ve Noël aileyi biraraya getirdiði için yemek veriyor ve çam süslüyoruz. Buna tepki gösteren müslümanlar çoðaldý. Örneðin okullara niye Saint Nicolas geliyor diye tepki gösterenler olmaya baþladý. Ama bu kadar da olur mu? Sonradan Belçika’ya gelenlerin de haklarýna saygý göstermek gerek tamam ama bu bizim yüzyýllardýr süregelen geleneklerimizin sorgulanmasý olmamalý”. Anlaþýlan o ki baþýmýzýn örtüsü sadece Türkiye gündemini deðil buralarý da iþgal edecek. Sayfa 8x.qxp 08.02.2008 07:43 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 8 ‘Alafrangalýk aþkýmýz kendimize olan saygýmýzý kaybettirmemeli’ Haber Merkezi elçika Atatürkçü Düþünce Derneði her yýl olduðu gibi bu yýl da gazeteci-yazar Uður Mumcu’yu unutmadý. Dernek Mumcu’yu, eski Dýþiþleri bakanlarýndan Anayasa Hukuku Profesörü ve Cumhuriyet Gazetesi yazarý Mümtaz Soysal’ýn verdiði “Tam Baðýmsýzlýk ve Uður Mumcu” konulu B bir konferansla andý. Konuþmasýnda devrim tarihini ve baðýmsýzlýk mücadelesini özetleyen Soysal, mandacýlarýn bulunduðu bir dönemde Mustafa Kemal’in “Ya baðýmsýzlýk ya ölüm” diyerek “tam baðýmsýzlýðýn çýkýþ yolu olduðunu” gördüðünü belirtti. Kurtuluþ savaþý yerine istiklal savaþý demenin daha doðru olduðunu vurgulayan Soysal “En önemli sorunumuz kafamýzda bir projemi- 11 dilde korunma yöntemleri Haber Merkezi arolles Aile Planlamasý Merkezi ve Josaphat Saðlýk Grubu öncülüðünde doðum kontrol metodlarýnýn ayrýntýlý bir sekilde anlatýldýðý bir « Gebeliðe karþý korunma yöntemleri » broþürü hazýrlandýðý ve 11 farlý dilde 14 bin adet basýldýðý bildirildi. Çeþitli grafiklerle zenginleþtirilen bu broþür, tamamen M Fransýz Toplumu Konseyi (COCOF) tarafýndan, bu konseyde Aile ve Sosyal Ýþlerden Sorumlu Bakan olan Emir Kýr öncülüðünde finanse edildi. Bir toplantý yaparak broþürü basýna tanýtan bakan Emir Kýr « Bu broþürün 11 dilde hazýrlanmasý konuya verilen önemi göstermektedir. Burada özellikle bu broþür projesini getiren Marolles Aile Planlamasý Merkezi ve Josaphat Saðlýk Grubu yetkililerine teþekkür ediyorum. 2006 yýlýndan bu yana aile planlamasý Merkezlerine desteklerimiz devam etmektedir ve bunun için öncelikli aile planlamasý merkezlerine yardýmlar ayrýlmýþtýr. Ayrýca, COCOF tarafýndan tanýnan aile planlamasý merkezlerinde bedava doðum kontrol haplarý daðýtýlmaktadýr» þeklinde konuþtu. Polakça, Rusça, Bulgarca, Romence, Svaili, Portekizce, Ýngilizce, Ýspanyolca, Türkçe ve Arapça olarak hazýrlanan broþürlerde « Gebeliðe karþý korunma yöntemleri » ilgi çekici bir þekilde anlatýlýyor. zin olmamasý. Mücadele sýrasýnda, hatta daha öncesinden Mustafa Kemal’in bir Türkiye projesi vardý ve onu gerçekleþtirdi” þeklinde konuþtu. Yunanlýlarýn Ýzmir’e çýkmasýný “iyi ki de çýkmýþlar, bu sayede kendimize geldik, toparlandýk” þeklinde deðerlendiren Soysal “Keþke þimdi de çýksalar da jeton düþse” dedi. Cumhuriyet’in tam baðýmsýzlýða gitme sürecinin siyasi, ekonomik ve felsefi aþamalarýný anlatan Soysal, “Jocobenizm bizim gibi ülkelerde tek çaredir. Tepeden aþaðý deðiþtireceksiniz” saptamasýnda bulundu. “Ýþime gelirse AB’nin de üyesi olurum ama istenenler ulusal çýkarlarýmýzla çeliþiyorsa vazgeçelim. Alafrangalýk aþkýmýz kendimize olan saygýmýzý kaybettirir hale gelmemeli” diyen Soysal “Kýbrýs konusunda haklý ve güçlü olduðumuz halde hata yapýldý ve AB’ye girmek uðruna ödün verildi”dedi. Keulen: Belçikalýlara istihdam saðlýyorsunuz Merkezi Anvers’te bulunan Aktif Giriþimciler Birliði’nin düzenlediði (UNACO) yeni yýl resepsiyonu Flaman Hükümeti Uyum ve Ýçiþleri Bakaný Marino Keulen, Unizo Anvers Bölgesi Yöneticisi Peter Aerts, Türk dernek temsilcileri, UNACO üyeleri ve Belçikalý iþadamý arkadaþlarýnýn katýlýmýyla Anvers’teki Academie Merkezi’nde gerçekleþti. Flaman Hükümeti Uyum Bakaný Marino Keulen “Giriþimcilere çok iþ, iyi fiyatlar, yüksek kar marjlarý, çok satýþ, zamanýnda ödeyen müþteriler ve saðlýklý bir 2008 diliyorum. Flaman Bölgesi’nde giriþimcilere ihtiyaç var. Belçika’nýn en geliþmiþ bölgesiyiz ama aktivite derecemiz 66. Avrupa’nýn en geliþmiþ bölgesi olmak istiyoruz. Yaþlanmanýn geleceðe etkisini düþünmeliyiz. Emekliliði ve saðlýk giderlerini finanse etmemiz lazým. Bu nedenle yeni Flamanlara yani yabancý kökenli Flamanlara ihtiyacýmýz var. Gelecek 10 yýlda aile þirketlerinin yüzde 30’u kapanacak. Bunun bir kýsmýný sizler devralabilirsiniz. Bizim size ihtiyacýmýz var. Sadece kendinize deðil, diðer insanlara ve Belçikalýlara da istihdam yaratýyorsunuz. ”dedi. UNACO baþkaný Ali Anaz, Bakan Marino Keulen´e bir plaket vererek birliklerine yaptýðý katkýlar için teþekkür etti. Music Club 6. yaþýný kutladý Serpil Aygün elçika’nýn Beringen kentinde baþarýlý müzik faaliyetleri ile dikkat çeken Music Club 6. yaþýný mütevazý bir törenle kutladý. Anvers Baþkonsolosu Ahmet Arda ve Federal Milletvekili Hilal Yalçýn’ýn da katýldýðý kutlamada Music Club öðrencileri hocalarý Ýsmail Erdoðdu yönetiminde sazla türküler söylerken, 6. yaþ pastasýný Ýsmail Erdoðdu, eþi ve Anvers Baþkonsolosu Ahmet Arda birlikte kestiler. Ýsmail Erdoðdu yaptýðý kýsa konuþmada gençlerimize önce Türkçemizi öðreteceðiz, sonra kültürümüzü derken “kendi imkanlarýmýz ölçüsünde yetiþtirdiðimiz talebelerimizle 6. yaþgünümüzde sizlere bir þeyler söyleyeceðiz” dedi. Daha sonra Anvers Baþkonsolosu Ahmet Arda “ öðreten bir B insanýn ocaðýndayýz. Burda bunun hazzýný yaþýyoruz” derken, Music Club’ün 6. yaþýný kutladý. Music Club, 1 Þubat Cuma akþamý Hasselt’tan KANTIKUNE adlý bir dayanýþma korosu ile ortaklaþa bir interkültürel konser verdi. Paal’daki DE BUITING buluþma merkezinde verilen konserde madenler ve göçle ilgili Afrika, Latin Amerika, Flaman, Ýtalyan ve Türk koro þarkýlarý seslendirildi. Sayfa 10x.qxp 08.02.2008 08:19 Seite 1 Þubat 2008 Sivil Toplum 10 Posgüder’in kapýsý Posoflu olmayanlara da açýk [email protected] Sorumluluklarýmýz en istediðim gibi yaþarým, kimse karýþamaz diyemezsin. Olmaz böyle þey, çünkü insanlarýn sorumluluklarý vardýr. Özelikle bir müsluman hiçbir zaman bencil düþünemez ve de bencil olamaz. B 1- Önce bizi yaradan, var eden yüce rabbimiz Allah’a karþý sorumluluklarýmýz vardýr. Bunlara tek kelime ile ‘kulluk’ diyebiliriz. Yani Müslüman olan, ‘Müslümaným’ diyen herkesin Allah’a karþý sorumluluðunu, yani kulluk görevini yerine getirmesi gerekir. Kulluk görevi olan sekiz fiili amel’li yerine getirmek mecburiyetindedir. Bunlara ‘Efal-i Mükellefin’ de denilir. Bu sekiz kýsým amel ve iþler Farz, Vacip, Sünnet, Müstehap, Mübah, Haram, Mekruh, Müfsit’tir. Toplumun bir ferdiysek topluma karþý da sorumluluklarýmýz vardýr. Çevremizde olup bitenler hakkýnda duyarsýz kalamayýz. 2- Ýnsanlarýn kendilerine karþý sorumluluklarý vardýr. Yüce rabbimizin bize verdiði nimetleri istediðimiz gibi kullanýp harabedemeyiz. Örnek verecek olursam, Allah’ýn bize verdiði vücudumuzu uyuþturucu, alkol vs. gibi þeylerle harabedemeyiz. 3- Ailemize karþý sorumluluklarýmýz vardýr. Eðer annemiz babamýz bize bu yaþa kadar bakmýþsa, yememiþ yedirmiþ, içmemiþ içirmiþ, giymemiþ giydirmiþse, bizlerin de onlara karþý sorumluluklarý vardýr. Ýyi bir evlat olmalý, onlarýn razýlýðýný almalýyýz. 4- Müslümanýn eþine karþý sorumluluðu: Bunlarýn bazýlarý maddi, bazýlarý manevi, bazýlarý da sosyaldir. Her müslüman bunlarý da yerine getirmek zorundadýr. Karþýlýklý anlayýþ içerisinde olunmalýdýr. Hiçkimse ‘ben istediðimi yaparým’ diyemez. 5- Çocuklarýmýza olan sorumluluklarýmýz: Bu konu sadece maddi yanýyla düþünülmemeli, yani ‘karnýný doyuruyorum, üstü baþý da var, bir çatý altýnda yaþýyor’ deyince sorumluluk üzerimizden kalkmaz. Özellikle çocuklarýmýza iyi bir eðitim, iyi bir kimlik vermeli, dinimizi, örf ve adetlerimizi iyi þekilde öðretmeli ve pratik de ettirmeliyiz ki çocuklarýmýz iyi bir kiþiliðe sahip olsun. 6- Toplumun bir ferdiysek topluma karþý da sorumluluklarýmýz vardýr. Çevremizde olup bitenler hakkýnda duyarsýz kalamayýz. Birkaç hadis-i þerifle örnek vereyim: ‘Komþusu açken kendi tok yatan bizden deðildir.’ ‘Ýman etmedikçe cennete gidemezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiþ olmazsýnýz.’ ‘Müslüman öyle biridir ki, kuzeydekinin ayaðýna diken batsa güneydeki bunun acýsýný çeker.’ Hadis-i þerifler ne güzel yorumluyor, topluma karþý olan sorumluluklarýmýzý. Bir de yabancý bir ülkede azýnlýk bir toplumdansan, ona göre daha dikkat etmelisin. Senin hareketinden toplum zarar görmemeli, yani Belçikalý bir vatandaþ senin yüzünden ‘bu Türkler böyle’ veya ‘müslümanlar böyle’ dememeli. 7- Son olarak da devlete olan sorumluluklarýmýz var ki, bunlar da kanunlardýr. Ýlknur Cengiz nsanoðlu gittiði her yerde, bulunduðu her toplumda kendi yeri, kendi köþesi olsun ister ve her zaman takýlabileceði bir ortam, bir dernek kurar. Ýþte Posoflu gençler de günlerden bir gün kendi mekanlarý olsun istemiþler ve babalarýnýn kahvehanelerine takýlmaktansa, kendilerine her türlü faaliyet imkaný sunan bir ortam yaratarak, derneklerini kurmuþlar. Avrupa’da kurulan ilk Posoflular Derneði olan Posküder, neredeyse 11. yýlýný doldurmak üzere. Sosyo-kültürel bir dernek olarak calýþmalarýna baþlayan Poskuder, son yýllarda faaliyetlerini gençlere yönelik hazýrlayarak, zaman zaman Belçikalý komþu derneklerle de ortak calýþmalar yapmaya baþlamýþ. Posküder yönetimi, kadýn erkek eþitliðinden yana bir tutum içinde. Yönetimde, erkekler kadar kadýnlarýn kararlarý da önemli. Hatta kadýnlarýn katýldýðý toplantýlarda kararlar daha da kolay alýnýyormuþ. Ne diyelim, her baþarýlý derneðin arkasýnda bir kadýn vardýr. Fakat Poskuder kadýnlarý yalnýzca derneðin arkasýnda kalmýyor, ön plana çýkan bir çok önemli, eðitici faaliyetlere de imza atýyorlar. Kadýn kollarý çalýþmalarýna 2005 yýlýnda baþlamýþ. Haftanýn her pazartesi akþamýnda bir araya gelen bayanlar eðitim, film, spor, eðlence ve gezilere katýlma imkanýna sahip oluyorlar. Fakat kadýn kollarý Baþkaný Sunay Durgun þikayetçi: “Maalesef eðitim akþamlarýna talep çok az. Ýnsanlarýmýzýn eðlenmeyi sevmesi elbette çok güzel, ancak toplumun geliþmesin de eðitim ve bilgilendirme de çok önemli. Eðitim akþamlarýnda, bakým, uyuþturucu problemi, acil yardým gibi derslerimiz var. Bu bilgiler hepimiz için önemli. Bunu defalarca vurgulasak da katýlým az.” Baþkan Ali Demirci ekliyor: ”Maalesef hem bayanlardan hem de erkek yöneticilerden bayraðý devralacak kiþilerin azlýðý bizi üzüyor. Gençler so- Ý rumluluk altýna girmek istemiyor çünkü derneði ayakta tutmak ciddi bir özveri istiyor. Þimdiki gençlerimiz zamanlarýný bu tarz çalýþmalara deðil, bilgisayar oyunlarýna ayýrýyorlar. Fakat biz yine de Posoflularý bir çatý altýnda topladýðýmýz için gurur duyuyoruz. Genç yaþlý demeden herkesin burada bir araya gelerek sohbet edebilmesi çok önemli. Normal þartlarda bir araya gelmeyen iki nesil, burada hem çay sohbetleri yapabiliyor hem de ayný filmi izleyip, gündemi ve futbolu tartýþabiliyorlar. Gençler dernek olmadan önce sokak köþelerinde buluþup, sohbet ediyorlardý. Polis tarafindan yersiz uyarýlara dahi maruz kaldýlar. Bu bölgenin böyle bir faaliyet merkezine çok ihtiyacý vardý.” Dernek hem klasik Türk kah- bol maçlarý, voleybol, perþembe günleri dil kurslarý, ödevlere yardým, Posof gecesi, Halay gecesi (22 Þubat 2008), eðitim akþamlarý…ve her yýl yenilenen, farklý kesimlere hitap eden zengin bir programý var. Diðer derneklerle olan iletiþimi baþkan Ali Demirci þöyle anlatýyor: “Amaç imkanlarýmýzý kullanarak daha büyük faaliyetlere imza atmak. Yelpazenin geniþlemesi Postküder için çok önemli. Bunun için gerek Türk gerekse Flaman derneklerle küçük çapta da olsa çalýþmalarýmýz oldu. Almanya’daki derneklerden dahi birlikte dergi çýkarma teklifi geldi.” Flaman dernekleriyle çalýþmalarý arttýrmak isteseler de, bariyerlerin olduðunu vurgulayan Demirci, derneklerin çok sýcak bakmadýklarýndan þikayetçi: “Kendi kabuklarý içine çekilerek çalýþmayý tercih ediyorlar, biz Postküder olarak bunu aþmak istiyoruz”. Zor dönemlerden geçmiþ olan dernek, temelinin saðPosküder ekibi lam atýlmýþ olmasýndan ötüvesi ortamýna giremeyen genç- rü, þimdiki gençlerin yönetiler hem de ev hanýmlarý için ge- minde kendinden emin bir þerekli bir buluþma noktasý. kilde yola devam diyor. Her ne kadar adý Postküder Onbir senedir istikrarlý bir þeolsa da derneðin misafirleri yal- kilde varlýðýný koruyan dernenýzca Posoflular deðil tabiki. ðin tek þikayeti maddi desteðin Posoflu gençler Emirdaðlý, Is- geniþ çaptaki faaliyetler için yepartalý ve Belçikalý arkadaþlarýný tersiz olmasý. Düzenlenen birda yanlarýna alarak, düzenle- çok faaliyeti kendi çabalarýyla nen faaliyetlere katýlýyor, hatta gerçekleþtirmeye çalýþan Derbirlikte eðlenceler veya noel nek Baþkaný Demirci: “Derneðe pazarlarý dahi düzenliyorlar. emeði geçenler, gönüllü arkaDernekte maksat muhabbet daþlar. Çok emek isteyen bir iþ, havasý esiyor, bu ortamý seven eksiði bitmiyor. Postküder kahgençlerin bazen geç saatlere ve ortamý deðil, gelir getirmek kadar orada kaldýðý da oluyor- amacýyla da kurulmamýþ. Fakat muþ. Demirci: “Bu uðramalar planladýðýmýz faaliyetlerimizi hafta sonlarý daha da yoðun. Ýn- gerçekleþtirebilmemiz bütçemiternet imkaný gençlerin ilgisini ze baðlý”. çekiyor.” Derneðe üye olmak için PoGent Postküder Derneði her soflu olmak gerekmez. Fakat yýl düzenlediði Seyran þenliðine onemli olan bir unsur var; resde öncülük yaparak, Avrupa mi faaliyetlere katýlmak için üye genelindeki Türkleri yýlda bir olmak þart. kez de olsa bir araya getirmeyi Dernek hakkýnda daha fazla baþarýyor. bilgi için derneðin internet sayDerneðin düzenlediði diðer fasýný ziyaret etmeniz yeterlidir: faaliyetler arasýnda; Bowling, www.postkuder.be Ardenlere geziler, her pazar fut- Sayfa 11x.qxp 08.02.2008 07:52 Seite 1 Þubat 2008 SÝZbize 11 ‘Alým gücü düþtü’ Alým gücü azalýrken, enflasyon son on beþ yýlýn en yüksek seviyesine çýktý. Konuyla ilgili olarak, Liege, Charleroi ve Brüksel’de yaþayan vatandaþlarýmýza, ‘son günlerde fiyatlarýn arttýðýný farkettiniz mi? Bu sizin gündelik hayatýnýza nasýl yansýyor’ diye sorduk [email protected] Genk aþký u ay deðiþik bir makale. Bu ay þiir ayý. Þiir, öz, toplu, candan, nakýþ misali kýsa sözcükler sanatý. Adeta el iþi, veya nakkaþ. Sýcacýk. Bir dünyayý, ülkeyi, þehri ve içinde yaþayan insanlarý ve onlarýn tarihini, alemini anlatan kelimeler. Þairlik. En sevdiðim meþguliyetim. Dolayýsýyla bana Genk sehri tarafýndan verilen 2008 ‘kent þairliði’ ünvaný beni þereflendirdi. Bu beþinci yýldönümünde benden önce bu ünvana layýk görülen Bart Moeyaert, Joke van Leeuwen, Luuk Gruwez ve Rik de Leeuw gibi büyük þairler arasýna eklenmek ne kadar gurur verici anlatamam. Bunu þiir, þiirim kendisi söylesin. B LÝEGE CHARLEROI Muhammed Yýlmaz / iþsiz Etem Turan / iþçi Bir gün Belçika'da hayat pahalýlýðýnýn bu seviyelere çýkabileceði hiç ama hiç aklýmdan geçmezdi. Genelde saðlýklý bir toplumsal yapýya sahip gibi görünen Belçika ekonomisinin bu kadar dalgalanmasýna anlam vermek de çok zor. Son yedi ayda her þey o kadar pahalandý ki, en ihtiyacýmýz olan ekmek, et veya ýsýnma gibi giderlerimizde müthiþ bir patlama oldu. Maaþlar ve ek ödeneklerde herhangi bir kýpýrdanma olmadýðý için de insanlarýn yaþam standardýnda büyük bir düþüþ yaþanýyor. Hükümet acil bir sekilde bu konuya el atmalý. Herkes gibi ben de bu kötü geliþmelerden çok etkilendim. Artýk Belçika'da dolgun bir maaþý olmayanlarýn nasýl geçineceði beni düþündürüyor. Þirketler bol ve kolayca kazanýyor, halk ise çok zor koþullarda yaþamaya mecbur ediliyor. Bu bir insanlýk ayýbýdýr. Günümüzde hayat þartlarý çok zor. Özellikle son aylarda fiyatlar aldý baþýný gidiyor. Önceleri ALDI maðazasýnda alýþ veriþ yaptýðýmýzda 50 Euro ile arabamýzý dolduruyorduk, simdi yarýsý bile dolmuyor. Petrol fiyatlarý, yakacak, hele hele gýda maddeleri fiyatlarý çok yükseldi. Tüketim maddelerine, vergiye, vs. zam gelirken maaþlar yükselmiyor. Euro vatandaþýn, özellikle de dar gelirli vatandaþýn belini büktü. Ayýn sonunu getirmek çok zorlaþtý. Feryale Gümüþboða / belediye memuru Tabii ki, ben de herkes gibi yaþanan bu ciddi ekonomik krizden nasibimi alýyorum. Yine de iþim ve maaþým olduðu için seviniyorum. Ya iþsiz, emekli veya sosyal yardým alanlar ve de aciliyet durumunda olanlar ne yapýyor diye kendi kendime sormadan edemiyorum. Belçika'da hayat pahalýlýðý o derece ilerledi ki insanlar artýk nasýl ev alabilir veya kaliteli bir lojmanda yaþayabilir. Kriz her yeri vurdu savurdu. Geriye dönüþü olmayan bir hayat pahalýlýðý söz konusudur artýk. Bence, kaliteli yaþamýn birincil ihtiyaçlarýndan biri olan gýda ve lojman büyük sorunlara gebe gibi görünmekte. Ýþsizliðin artacaðý da açýkça bellidir. Hatta insani dramlarýn yaþanmasýndan korkarým. Siyasetçilere seçimlerde verdikleri sözlerini hatýrlatarak, kendilerini görevlerini yerine getirmekte hassasiyete davet ederim. BRÜKSEL Naciye Kuntel 1971 yýlýndan beri Belçika’dayým, iki kýzým bir de oðlum var. Hayat pahalýlýðý felaket! Özellikle Avro’ya geçtikten sonra her þey daha da pahalandý. Alýþ-veriþe gidince þok oluyorum. Eskiden 1000 Frank’a aldýðýmýzý þimdi 75 Avro’ya alabiliyoruz. En çok evimize aldýðýmýz yiyeceklere zam geldi. Artýk paranýn hiç kýymeti yok. Dünya’nýn her yerinde kriz var. Ýþsizlik arttý, insanlarýn alým gücü düþtü... Göktürk Güzel 1990 yýlýndan beri Belçika’dayým. Lokanta iþletmeciliði yapýyorum. Özellikle Avro’ya geçtikten sonra, hemen hemen her þeyin fiyatý arttý. Avro’ya geçiþle beraber bizde fiyatlarýmýzý arttýrmýþtýk, o günden sonra bir daha zam yapmadýk. Buna karþýn aldýðýmýz etin, yaðýn fiyatý sürekli arttý; geçen yýl kutusunu 41 Avro’ya aldýðýmýz tereyaðý þimdilerde 63 Avro. Biz her defasýnda, bunu müþterimize yansýtamayýz. Frank zamanýnda her þey daha bereketliydi sanki. Eskiden 2000 Frankla hafta sonunu çok rahat çýkartabilirken, bu gün 50 Avro’yla ancak 2 saat geçirilebiliyor. N.Dursun/M.Aydoðdu/C.Tamoðullarý Tuhaf güz günü idi Ruhum vurulduðunda Hayaller dolu bavulumla Adým atmýþtým Genk topraðýna Altýn sözleriyle Baþtan çýkarttý beni Misafirperver güzel Zaten ateþli garip ben özden içine dalýp Kayboldum sýrlarýnda Her kývýlcýmýyla beni hümüklemiþ ve Artýk çakmaklarý sönmüþ ise de O kömür gözleriydi Müslüman dudaklarýmýn Doyasýya öpemediði ***** Genker liefde Het was in die zonderlinge herfs Dat mijnziel blijvend is getroffen Met een valies vol dromen Zette ik voet op Genker bodem De ontvankelijke deerne Verleidde me met goudbeloftes Diep in haar verborgen Koortsachtig als ik was drong Ik haar vol overgave binnen en Dwaalde in haar mysteries Ofschoon elk haar stofdeeltje me Lieflijk wurgde en thans d’r Karbonkels doofden Het waren haar koolzwarte ogen Die mijn moslimlippen niet Genoeg konden kussen Sayfa 12xx.qxp 08.02.2008 07:03 Seite 1 12 SÖYLEÞTÝK Þubat 2008 ‘Yönetmiyor, rol yapýyorlar’ Erdinç Utku duyguyu parti tabanýna yansýtmamýz iyi bir baþlangýç. 27 Ocak’ta yapýlan yeni yýl resepsiyonunda geçici hükümete yaptýðý aðýr eleþtirilerle tekrar gündeme gelen Gennez ile parti içi demokrasi, geçici hükümet, baþörtüsü, kaçaklara af gibi önemli konularý konuþtuk. 27 Ocak’ta partinizin yeni yýl resepsi yonunda geçici hükümet hakkýnda ilginç þeyler söylediniz. “Bu hükümet yönetmiyor, sadece rol yapýyor, yönetiyormuþ gibi yapýyor... Para olmadýðýný söylemek, ilgi olmadýðýný söylemek demektir... Eðer para yoksa, bu diðer par tilerin ilgilenmediði anlamýna gelir... Ýktidar þimdiye kadar tek somut bir iþ yaptý, yakýt fonunun geniþletilmesi! Onu da Sosyalist Parti’nin önerisiyle yaptýlar” dediniz. Geçiçi hükümeti nasýl deðerlendiriyorsunuz? Çok negatif. Baþka türlü olabileceðini de sanmýyorum. 10 kiþiye þimdiki politik durumu sorarsanýz, 9.5’u utanç verici bulur. Ben de bu 9.5 arasýndayým. Seçimden bu yana 7 ay geçti ve þimdiye kadar hiçbir þey yapýlmadý. Hala iyi bir yönetimden bahsedemiyoruz. Hükümet ve 14 Bakan var ama programlarý yok, uygulanmasý gereken 10 madde belirlediler ama bunlar da net deðil. Baþbakan yurt dýþýnda imaj kampanyasý baþlatacaðýz diyor. En iyi imaj kampanyasý ülkenin istikrarlý olmasýný, uygun bir hükümetle yönetilmesini saðlamak, ekonomik kalkýnmayý sürdürerek istihdam ve sosyal önlemler için kaynak yaratmakla olur. Bunlarý yapmýyorlar, çokuluslu þirketlere “vergi indirimi hediyesi” veriyorlar. Bu benim ilerici iyi yönetim vizyonuma ters. Yeni bir hükümet anlaþmasý ve “içerik” görüþmelerine baþlanmalý. Biz SP.A olarak çok somut 6 maddeden oluþan sosyal talepler paketimizi belirledik ama Open Vld ve CD&V tarafýndan “yeterince kaynak yok” denilerek reddedildi. Bu saçma. Her zaman kaynak var. Bu sadece tercih yapma sorunu: kaynaklarý büyük þirketlere vergi indirimi olarak mý harcayacaksýnýz yoksa insanlar için, çocuk parasý, saðlýk hizmetleri ve emeklilik için mi kulanacaksýnýz? Biz insanlar için kullanýlmasý taraftarýyýz, bunu gerçekleþtirmeye çalýþýyoruz. SP.A’nýn ilk kadýný baþkaný oldunuz. Bunu önemli buluyor musunuz? Bu arada Groen! ve Spirit de yeni kadýn baþkan seçti. Kadýnlar siyaseti baþka türlü mü yapýyor, onlarýn yaklaþýmý farklý mý? Bazý kadýnlar öyle diyor ama ben öyle düþünmüyorum. Ben kendi yöntemlerimle siyaset yapýyorum ve raslantý sonucu da kadýným. Bundan memnunum ama kadýnsal politika yapma yöntemi ya da eril politika yapma yöntemi diye farklýlýklar olduðuna inanmýyorum. Bu tamamen kiþiliðe baðlý, çok sert kadýn politikacýlar olduðu gibi çok duygusal erkek politikacýlar da var. Ancak ilerici partilerde kadýn baþkanlar seçilmesi de bir raslantý deðil. Bu partiler deðiþik fýrsat gruplarýna, kadýnlara, yabancý kökenlilere sað partilere göre daha fazla ilgi gösteriyorlar ve fýrsat veriyorlar. Þimdi iþiniz zor mu? Hedefleriniz çok hýrslý. 2009 seçimlerinde partiyi toparlamak, 2011 yýlýnda tekrardan ataða ge çirmek istiyorsunuz? “Yeni kuþak sos yalistler”den bahsediyorsunuz. Yeni insanlara nasýl ulaþacaksýnýz? ”Daha de rinlikli bir vizyon, daha iyi bir örgütlen me ve daha keskin bir profil” diyorsunuz, “daha keskin bir profil”den neyi kastediyorsunuz? Kesinlikle partiyi tepeden týrnaða yeniden inþa etmemiz gerektiðini düþünüyorum. Seçimi kaybettik. 20 yýldýr iktidardaydýk. Uzlaþma iyi bir þey ama profilini ve kimliðini kaybediyorsun. “Ýçeriðe çalýþmalý ve çok net bir þekilde savunduklarýmýzý anlatmalýyýz.” Bunu iki þekilde yapmalýyýz. Bir siyasi parti olarak, özellikle de deðiþim isteyen bir parti olarak insanlarýn karþýlaþtýklarý somut sorunlara çok somut çözümler önermeliyiz. Son aylarda çok sýk karþýlaþtýðým soru “hayat pahalandý, sosyalistler bu konuda ne yapacaklar” sorusu oluyor. Enerjide tavan (maksimum) fiyat uygulamasý baþlatýlmasýný istiyoruz. Bu konuda yasa tasarýmýz var. Saðlýk hizmetleri konusunda ise hastane masraflarý sigortasý çok pahalýlaþtý. Bu kaldýrýlýp, saðlýk hizmetleri dayanýþma sisteminin içine alýnabilir. Somut yanýtlar verilmeli ve ayný zamanda sosyalistler insanlara hayal vermeli, insanlar için pozitif projeniz, gelecek projeniz olmalý. Bu bizim farkýmýz. Sað partiler her zaman geriye bakýyorlar, “geçmiþ daha iyiydi” diyorlar. Hiçbir zaman geriye dönemezsiniz. Ýnsanlarý geleceðe taþýmalýsýnýz. Tabii ki arkanýza da baka- Caroline Gennez, 21 Aðustos 1975 tarihinde Sint-Truiden’de doðdu. 5 Yaþýnda tenise baþladý. Gelecek vaadeden bir tenisçi iken 14 yaþýnda tenisi býraktý. Politikaya adým atmasý Sýðýnmacýlar Evi ve Þiddete Maruz kalmýþ Kadýnlar Merkezi’nde gönüllü olarak çalýþýrken oldu. Caroline, o zaman insanlarýn durumunu ancak hükümette iyileþtirilebileceðine ikna olmuþ. Önce Genç Sosyalistlere (JongSocialisten -JS) üye oldu. 2001 yýlýnda baþkan olup Jong Socialisten adýný daha geniþ, açýlýmcý ve ilerici bir gençlik hareketi yapmak için “animo” olarak deðiþtirdi. Gençlik kolu baþkanýyken Senatör olarak atandý. 2004 yýlýndaki bölge seçimlerinden sonra Senato’yu býrakarak Flaman Parlamentosu’na geçti. sp.a-spirit grup baþkaný oldu. Steve Stevaert baþkanken baþkan yardýmcýsý seçildi. 2006 yerel seçimlerinde Mechelen’de genç ve yeni bir liste ile girdi. 2007’den itibaren istihdam, sosyal ekonomi, gençlik, eðitim ve esnaflardan sorumlu Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý görevini yürütüyor. 10 Haziran Federal Seçimlerinde SP.A kaybedince Johan Vande Lanotte istifa etti ve yerine geçici olarak Caroline Gennez geçti. 21 Ekim’de yapýlan kongrede partinin sol kanadýndan yüzde 33.6 oy alan Erik De Bruyn’a karþý yüzde 66.4 ile kazanarak partinin ilk kadýn baþkaný oldu. caksýnýz ama bunu herkesin birlikte olup-olmadýðýný görmek için yapmalýsýnýz. Ýkinci olarak partimizi bir örgüt olarak yapý ve að anlamýnda yeniden güçlendirmek için tartýþma, görüþ alýþveriþini ve fikirlerin çarpýþmasý yoluyla herkesin partiye ilgisini çekmek ve katýlýmýný saðlamak, herkesin düþüncesini rahatça açýklayabildiði görüþlerin rahatça söylenebildiði bir ortam yaratarak “yeni kuþak sosyalistler”i oluþturmalýyýz. Sadece iþçiler deðil, tüm çalýþanlar? Tabii ki. Modern bir sosyalist parti olarak sadece bir katagorideki insanlarý hedeflememelisiniz. Postacý, hemþire, bakkal, restorancý, Genk Ford fabrikasýndaki bir iþçi ya da bir avukat... eþitsizlik ve adaletsizliðe karþýlarsa hepsi pekala sosyalist olabilir. Yaklaþýk 3 aydýr parti baþkanýsýnýz. Beklentileriniz ve gerçekler! Kendinizi baþkan olarak nasýl deðerlendiriyorsunuz? Ben kendimi dürüstçe deðerlendirmekten yanayým. Diðer meslektaþlarým da umarým aynýsýný yaparlar. Baþkan olarak fildiþi kulesinde oturmamalý. Her zaman meslektaþlarýma ve arkadaþlarýma baþkanlýðýmý deðerlendirttiriyorum. Partimiz tekrar atak hale geldi. Havlu atmýþ, seçim kaybetmiþ bir haldeyken þimdi atak bir parti konumundayýz. Partideki insanlar ve üyelerimiz “% 16, Sp.A için çok az, tekrar çalýþmaya baþlamak istiyoruz” diyorlar. “Biz buradayýz ve birlikte baþaracaðýz” demeleri sevindirici. Bu Yeni yýl resepsiyonunda ayrýca hükümette yer alma olasýlýðýndan da bahset tiniz. “Sizce geçici asimetrik hükümet 23 Mart’tan sonra da devam edecek mi? Erken seçim mi yapýlýr, yoksa SP.A’nýn da yer aldýðý simetrik hükümet ya da baþka yeni bir koalisyon formülü mü bulunur? Siz daha önce muhalefeti seçtiðinizi söylemiþtiniz, þimdi hükümette yer almaktan bahsediyorsunuz. Bu ara da ne deðiþti? Geçici hükümetin devamý konusunda bir þey söylemek çok zor. Bunu kendilerinin de bildiðini sanmýyorum. Önce devlet reformlarý diyorlar ama bu konuda çok küçük adýmlar atýlabildi. Fazla bir geliþme yok. SP.A olarak biz her zaman muhalefette ya da iktidarda devlet reformlarý konusunda yapýcý bir iþbirliðinden yanayýz. Eðer iyi öneriler Sayfa 13x.qxp 08.02.2008 07:11 Seite 1 13 Þubat 2008 yapýlýrsa onlarý da destekleriz. Muhalefet ya da iktidarda olmak konusunda bizim durumumuzda hiçbir þey deðiþmedi. Benden önceki Baþkanýmýz Johan Vande Lanotte 10 Haziran Federal seçimlerinden sonra, “kaybettik, muhalefette devam edeceðiz” dedi. Bu bana da çok mantýklý geldi. Ancak seçim sonrasýnda Yves Leterme hükümet kurmak için çalýþmalara baþladý. Arada baþkalarýnýn da görev aldýðý bir süreçte 2 kez baþarýsýz oldu. 6 ay sonra hala biz kenarda duracaðýz diyemezsiniz. “Biz muhalefette kendimizi iyi hissediyoruz ama hükümete katýlmamýz istenirse bunun için de programýmýz hazýr, bunu tartýþabiliriz” diyoruz ama þimdiye kadar bize çok fazla ilgi gösterilmedi. Bu da kötü deðil. Parti içinde yapýlacak daha çok iþimiz var. Sorumsuzca davranýp kenarda da durmamalýyýz ama hükümette yer alabilmek, birkaç bakanlýk alabilmek için donumuza kadar da soyunmamalýyýz. Bunu diðer partiler yaptýlar. kendimizi daha farklý konumlandýrmak zorundayýz. Kendi bölgenizde olup bitenlere öncelik vermelisiniz. SP.A ve PS çok iyi iþbirliði yapýyor, birlikte çalýþýyor. Elio’yu da çok sýk görüyorum. Parlamentoda da iþbirliði içinde çok iyi çalýþýyoruz. Onlar iktidarda, biz muhalefette olmamýza karþýn birlikte çok sayýda yasa tasarýsý hazýrladýk. Siz daha önce sýðýnmacýlar evinde gönüllü olarak çalýþtýnýz. Kaçaklara olasý bir af konusunda ne düþünüyorsunuz? Biz en az 5 yýl Belçika’da yaþayan çocuklu ailelere oturum verilmesini istiyoruz. Burada yaþamýný sürdüren, dil öðrenmiþ, uyum saðlamýþ insanlara oturum verilmeli ama prosedürü gevþetip tüm kapýlarýn açýlýp dünyanýn Belçika’ya akýn etmesinden de yana deðiliz. Baþörtüsü konusuna gelecek olursak. SP.A’nýn baþörtüsüne yaklaþýmý An - sanlar dini kimliklerini dýþarý vurmak istiyorlarsa bunun için laik devleti, normlarý, deðerleri ve yasalarý deðiþtirmemeli ancak çeþitliliðe de karþý deðilim. Eðer çeþitlilik devletin nötr olmasýyla birlikte gerçekleþtirilebilirse en ideal olaný bu. Hoþgörünün en son boyutu herkesin birbirini olduðu gibi kabul etmesi ve farklýlýklara saygý göstermesi. Devletin nötr olduðu, dini sembollere izin verilmeyen Fransýz ya da Türk modelleri ile bir sorunum yok. Ancak daha fazla açýklýk için çaba harcanmalý diye düþünüyorum. Ben haç iþareti, sen baþörtüsü, öteki kep. Kafana ne takdýðýn hiç önemli deðil, önemli olan kafanýn içindeki. SP.A’da yeterince yabancý kökenli var mý? Partinizdeki Türk politikacýlarý tanýyor musunuz? Sizce Türk toplumunu niçin SP.A’ya oy versin? Çünkü biz Belçika’da yaþayan herkesin mutlak eþitlik içinde ve eþit fýrsatlar Bu enternasyonalizm ideolojisi ile çeliþmiyor mu? Katýlmýyorum. Sonuçta her iki parti de sosyalist parti. Herkes kendi bölgesinde aktif. Flaman Bölgesi Valon Bölgesi’nden daha zengin ve bu durumda Belçika’nýn entegrasyon politikasý konusunda ne düþünüyorsunuz? Belçika’da bir entegrasyon politikasý var mý? Eðitimde ve istihdam konusunda bazý küçük adýmlar atýldý. Bu olumlu bir yönde seyrediyor. Ama global olarak bakarsak toplumlar arasýnda karþýlýklý güvensizlik var. Bu sorun sosyalist partinin üzerinde çalýþmasý gereken önemli bir konu. Bunu çok açýk bir þekilde yapmalýyýz. Sorunlarý görmezden gelerek, yok sayarak yapamayýz bunu. Yerli ya da yabancý kökenli Belçikalýlar arasýnda suçlu aranmamalý, karþýlýklý konuþma ve toplumlarýn birbirini daha iyi tanýmasý gerekiyor. Sen öyle ben böyle yaþýyorum bu kimseyi rahatsýz etmez. Hepimiz ayný ülkedeyiz. Parti içi demokrasi. Tabaný dinliyor musunuz? Partinin sol kanadýndan Erik De Bruyn yüzde 33.6 oy aldý ama Parti Merkez Yönetiminde yok. Partinizde yeterince parti içi demokrasi var mý? Solcu ya da saðcý sosyalist olur mu? Ýyi, kötü sosyalist ayrýmýný mantýksýz buluyorum. Tüm sosyalistler iyidir. Ben seçildiðim andan itibaren kendimi sadece bana oy verenlerin deðil tüm SP.A’lýlarýn baþkaný olarak görüyorum. Dýþarýya karþý bölünmüþ bir görüntü deðil, birlik ve bütünlük görüntüsü ve tek ses yansýmalý. Erik De Bruyn Parti Meclisi’ne aday olmadý. Aday olup seçilenler yönetime girdi. Parti içinde tabii ki tartýþma olmalý ama çoðunluk azýnlýk tarafýndan rehin alýnmamalý. Uzun tartýþmalardan sonra bir konuda karar alýnmýþsa buna herkes uymalý. Aksi takdirde parti yönetimi de ülke yönetimi de mümkün olmaz. Devlet reformlarý konusunda bir þey söylemediniz. Bizim için devlet reformlarý hiçbir zaman bir hedef olmadý. Bu konuya mesafeli yaklaþýyorum. Bunun yerine alýmgücü gibi somut sorunlar tartýþýlmalý. Fakat devletin yeniden yapýlanmasý ve devletin ekonomide ve diðer alanlarda gerekince devreye girmesi bizim için önemli. Güçlü bölgesel hükümetler ve sosyal sigortalar ve yaþlanma masraflarýný ödeyebilmek için de güçlü bir Federal hükümet gerek. Federal hükümete bugünkünden daha fazla kaynak aktarýlmalý. Ayný zamanda istihdam ve eðitim gibi yetki alanlarýndaki konularda sorumluluklarýný yerine getirebilmeleri için de bölgesel hükümetler güçlendirilmeli. Sosyalizm evrensel. Belçika’da iki sosyalist parti var ve bazen sanki “bölgeci partiler” olarak görülüyorsunuz. Enternasyonalizm unutuluyor mu? SP.A daha açýlýmcý ve biraz liberal, Frankofon Sosyalist Partisi PS ise geleneksel bir sosyalist parti olarak görülüyor. Bu iki partiyi karþýlaþtýrýr mýsýnýz? Enternasyonal sosyalizm konusunda PS ile ayný þekilde düþünüyoruz ama herkes kendi yöntemiyle amaçlara ulaþmaya çalýþýyor. Sosyalist sendikada olduðu gibi partilerde de bu böyle. Evet, biz baþka bir partiyiz. Bu da doðru. Ülkenin güneyinde ve kuzeyinde baþka gerçekler var. PS yüzde 30’luk büyük bir parti. SP.A sadece yüzde 16’lýk bir parti. Yaklaþýmlarýmýzda da farklýlýklar var. PS daha çok bir kurulu düzen (establishment) partisi, bölgenin göbeðinde ve Valon Bölgesi’nin patronu. Biz ise gitgide kurulu düzen karþýtý (anti-establishment) bir parti konumuna gelmek zorundayýz. Flaman Bölgesi zenginleþiyor ve biz ilerici düþüncelerin açýk bir þekilde siyasete yansýmasýný saðlamak durumundayýz. için daha mutlu bir topluma ulaþmak için öngördüðümüz sacayaðýnýn 3. önemli ayaðý. vers’te farklý Gent, Lier ve diðer kentlerde farklý oldu. Anvers’te yasaklanmasý istenirken diðer kentlerde serbestlikten yana tavýr sergilendi. Örneðin yasak konusunda partinizin aðýr toplarýndan Louis Tobback, SP.A’lý Anvers Belediye Baþkaný Patrick Janssens’ý eleþtirdi. SP.A’nýn bu konuda bir parti kriteri var mý? Birçok partide olduðu gibi bizde de yerel özerklik var. CD&V ve open VLD’de de ayný. Bu konu politikacýlarýn kiþisel etik deðerlendirmesine kalmýþ. Kiþisel olarak ben baþörüsünün teþvikçisi olmam, buna herkes kendisi karar vermeli. Ama ben yasaða da karþýyým. Yasak insanlarý gruplara böler, gerginlik yaratýr. Benim Belediye Baþkan Yardýmcýsý olduðum Mechelen’de baþörtüsü yasaðý yok. Parti düzeyinde bir yasak kararýna da karþýyým. Belki izliyorsunuz, Türkiye’de de bu konu gündemde. Türkiye’nin Ýranlaþmasýndan söz edenler var. Laiklik ilkesinin tehlikede olduðu konuþuluyor. Bu konuda siz ne düþünüyorsunuz? Belçika’da ve Türkiye’de durum ayný mý? Atatürk Laik Cumhuriyeti çok uzun süre iþledi. Hala da iþliyor. Ancak halkýn istemleri de dikkate alýnmalý. Tabi in- verilerek yaþamasýný destekleyen tek partiyiz. Problemlere de sosyo-ekonomik olarak yaklaþýyoruz. Ýnsanlar için yatýrým yapýlmasýndan yanayýz. Ýstihdam yaratýlmasý için kaynak harcanýrsa, insanlar iþ edinirse, toplum da daha mutlu olur. Türk toplumu iyi örgütlenmiþ bir toplum. Parti olarak Türk toplumu ile muhatap olmayý tercih ediyoruz. Partimizde Türk toplumunun her katmanýndan ve birbirinden çok farklý insanlar var. Örneðin Fatma Pehlivan, Selahattin Koçak’tan çok farklý. Cemal Çavdarlý daha farklý. Eðitimde eþitsizlik, fakirliðin saðlýðý olumsuz etkilemesi ve ayrýmcýlýk göze batan sorunlar. Sizce Belçika’da en önemli 3 sorun ne? Ýþ, iþ, iþ... mümkün olduðu kadar çok insana iþ. Daha az þanslý insanlarýn iþ pazarýnda yer alabilmesi için bunlar özel olarak desteklenmeli. Eðitim de çok önemli. Özellikle çocuklar arasýnda uçurum büyümeden eðitimde gerekli önlemler alýnmalý. Frank Vandenbroek bu konuda çok baþarýlý çalýþmalar yapýyor. 3. önemli sorun ise saðlýk hizmetleri ve sosyal güvenlik. Bu 3 konu bizim Azýnlýðýn yönetimde oransal olarak temsil edilmesi gerekmez mi? Ben parti içi demokrasinin savunucusuyum. Ama bu çok iyi tanýmlanmalý. Prosedürler ve tartýþmalardan sonra karar alýnýnca buna herkes uymalý. Küçükken tenis oynadýnýz. Politikayý tennis ile karþýlaþtýrýr mýsýnýz? Tenisde de politikada da baþarmak için tamamen inanmalý ve kendinizi yüzde yüz vermelisiniz. Dirk Van Maelen 21 Ekimde seçildiðinizde göðsünüzden tuttu. Þimdi yutobe’de meþhursunuz. Bu bir kaza. Kasti deðil. Greate Dont politikayý güzel kadýnlar ve yakýþýklý erkeklerin þansý daha fazla diyerek býraktý. Sizce güzellik önemli mi? Ýnsanlar dýþ görünüþün önemli olduðunu düþünüyor. Verhoftstadt ve Leterme pek yakýþýklý sayýlmazlar ama çok sayýda oy topluyorlar. Siz baþkan olmadan önce daha kiloluydunuz. Baþkanlýk mý zayýflattý? Partide çok çalýþýyoruz. Çok çalýþmaktan kilo verdim. Demek “Politik diyet” diye bir diyet var! Sayfa 14x.qxp 08.02.2008 08:13 Seite 1 Þubat 2008 ARTfikir 14 ‘Þaban’lar Orhan Kemal’dir, Þaban’lar Aziz Nesin’dir’ [email protected] Ahþap hayatlar lime geçen eski bir fotoðrafta, ön balkonu gözüken ahþap bir eve takýldý gözüm. O dönemi yaþamamýþ olsam da, tuhaf bir özlem duydum, o ana, o sokaða, o mükemmel mimarisi olan ahþap eve. Orman kokan bir ev düþünün; sizi doðadan uzaklaþtýran deðil de, hem sýcak bir ortamý andýran, hem de sizi doðadan koparmayan bir ev. Trabzanlarýna dayanarak yapýlan sohbetler, gýcýrdayan kapýlar, merdivenler düþünün… Tarihe dalýp, ‘keþke’ diyesi geliyor insanýn. Ahþap evlerde birçoðumuzun anne babasýnýn anýlarý gizlidir aslýnda. Çocukluklarý, gençlikleri, sevdalarý, ümitleri... O dönem hatýralar ve maziyle baðdaþlaþtýrýlýr, çünkü anca anne babamýzýn anlattýklarýyla yetinebiliyoruz ahþap hatýralardan bahsedildiðinde. Söylenilenler her ne kadar nostaljik gelse de kulaða, ahAhþap hayatþap evler tekrardan 21.yüzyýlarýn asýl güzel la damgasýný vurdu bile. Ahþap, en eski yapý malzeyaný da, bütün melerinden biridir. Yüzyýllaryýkýmlara raðdýr her amaca uyabilen tek men, vazgeçilyapý malzemesi olduðu için, ahþap ev ve ahþap hayatlarýn mez olmalarý da bir döneme deðil, saðlýklý deðil midir? olduðu için, her döneme ait olmasý gerekir… Neyse ki dünyanýn birçok yerinde bunun farkýna varýldý. A.B.D.' de konutlarýn %90'ý ahþaptýr. Yine Norveç, Ýsveç, Finlandiya ve Almanya gibi ülkelerde ahþap yapýlar 21.yüzyýlýn yapýlarý olmaktadýr. Fakat maalesef Türkiye’de bu tezlerle dalga geçilircesine son surat ahþap evler yakýlýyor. Ýnsanoðlunun doðayla ne alýp veremediði olabilir ki? Ýnsana zararý olmayan, aksine yalnýzca avantajlar sunan doðayla insanýn sorunu ne olabilir? Her ne kadar her yaþam ortamý kendi koþullarý içinde oluþup geliþse de 21.yüzyýlda ahþabýn yaþam mekanlarýnda kullanýlan diðer sentetik ürünlere göre çok daha saðlýklý olduðu dünya bilim adamlarýnca da tespit edilmiþ ve ahþabýn yegane yapý malzemesi olarak tekrar gündeme gelmiþ olmasý, erimekte olan dünyamýzýn en azýndan ömrünün son sahnelerinde yüzünü güldürme yolunda ilerliyor. Ölümü bir yok oluþ olarak görürsek, her yakýlan ahþap ev de bir hayatýn, bir geçmiþin yok oluþudur. Ahþap, kaynaðý yenilenebilen tek yapý malzemesidir. Üretimi ve iþlenmesi için az enerji gerekmesi, dönüþebilir olmasý ve üstün ýsý koruma özellikleri ile çaðýmýzýn çevre ve enerji sorunlarýna en uygun malzemesidir. Ahþap kullanmak ormanlarýn yaþamasýný ve gençleþmesini saðlar. Nitekim fazla ahþap kullanan ülkelerde orman alanlarý devamlý geniþlemektedir. Ahþap evlerin birer birer nasýl yalnýzlýða, küskünlüðe, sonra da, yok oluþa doðru gittiklerini göre göre yakmaya devam ediliyor. Halbuki dayanýklý ve doðal bir malzeme olmasý onu daha da deðerli kýlmalý... Ahþap hayatlarýn asýl güzel yaný da, bütün yýkýmlara raðmen, zaten vazgeçilmez olmalarý deðil midir? E 1962’de Güveçli köyünde Türkmen Yörük bir ailenin çocuðu olarak doðan Süleyman Özdemir, Brüksel’de ilk Türkçe filmleri sunan Hasret Video adlý dükkânýnýn 25. yýlýný kutluyor. Devasa bir sinema ve müzik arþivi oluþturan Özdemir’le 25. yýlýnda Türk sinemasýný ve Belçika Türk toplumunun sinema alýþkanlýklarý üzerine sohbet ettik. salonu vardý, yaþlýsý genci oraya gidiyordu. O zamanýn velileri þimdi evlerine kapanmýþ oldu. Bir okul müdürü bir gün bana gelip tanýþma günü düzenlemek istediðini söyledi ve gösterilmek üzere filmler hazýrlamamý istedi. Birkaç gün sonra veliler “biz çocuklarýmýza bu filmlerin gösterilmesini istemiyoruz” diye baský yapmýþlar. “Hakkari’de bir Mevsim”, “Kurbaðalar”, “14 Numara”... Bu filmler lise çocuklarýnýn eðitimine katký saðlayabilecek filmlerdi.” Özdemir’e göre “keþke biraz eðitime yoðunlaþarak, tartýþmalar yaratýlarak insanlarýn film seyretme kültürü geliþtirilseydi, ki bu benim deðil baþka cek eserler deðil onlar. Ama insanlar herhalde iþlerini yaparken her filmden birkaç sahne seyrettiler, ciddi olarak seyretmediler o filmleri. Çünkü ben bazen bunun muhasebesini yapýyorum: “7000 film seyrettirmiþiz bu topluma, bu kadar þey seyreden bir toplum bu kadar kapalý olabilir mi, diyorum.” Yine de bir þeyler deðiþmiþ olmalý ki Belçika Türk toplumundan kaliteli ve ünlü sinemacýlar çýkýyor. Bu isimler hakkýnda umutlu konuþuyor Süleyman Özdemir: “Mustafa Balcý, Banu Akseki, Güldem Durmaz, hepsi ciddi çocuklar. Mustafa yedinci filmini yaptý, Güldem ve Banu kurumlarýn görevi, çok tatlý bir durum olurdu. Çok pedagojik filmler var, Türkiye’de kadýnlarýn sorunu, göç sorunu, birçok sorunu anlatan filmler var.” Tüm bu çekincelere raðmen genç kuþaklarýn kültürel ve genel eðitimine katkýda bulunabilmenin mutluluðunu yaþýyor Süleyman Özdemir: “Gençler bazen ‘Hasret Video’nun filmleri sayesinde Türkçe konuþuyoruz’ diyorlar. Genel olarak buraya gelen birisi 3 yaþýnda geliyorsa büyüyüp çýkýp gidiyor. Somut olarak da 3 yaþýnda ilk kez geliyorsa hafýzasýnda kalýyor, sonra tekrar uðruyor bir þeyler almak için.” Hasret Video sayesinde Türk toplumunu tanýyan Süleyman Özdemir’e göre insanlar daha çok komedi filmleri seçseler bile bunlardan mesaj çýkarabilmeleri gerekiyor: “Þaban’lar Orhan Kemal’dir, Þaban’lar Aziz Nesin’dir. Ciddi dayanýþmacý, pedagojik filmlerdir ve temelleri çok saðlamdýr, kesinlikle burun büküle- üçüncü filmlerini yaptýlar. Ses mühendisi olarak Emre Gültekin’i de unutmamak lazým.” Gelgelelim 25 yýl içinde özlemini duyduðu araþtýrmalara vesile olabilmiþ Süleyman Özdemir: “Ýki tane doktora tezinde adýmýz geçiyor. Bir Belçikalý bayan öðretmen Türkoloji eðitimi sonunda bir doktora tezinde benim önerimle Erden Kýran’ýn “Hakkari’de bir Mevsim” filmini incelemiþ, güzel sürpriz oldu bana. Bir de buradaki yönetmen Mustafa Balcý Fransýzca Türk Sinema Tarihi kitabýný yazdý. O da önemli bir çalýþma.” Yazýnýn baþýnda kaynak kiþi dedik ya; Hasret Video ne ilginçtir ki daðýtýmýný yaptýðý film þirketlerine þimdi kaynak olmuþ: “Türkiye’de birçok film þirketi dijital’e geçince ellerindeki bantlarý atmýþ. Þu an birçok filmin en eski bant kaydý bende bulunuyor, ta Türkiye’den gelip kopyalýyorlar. Hatta bazý kopyalarýn kapaðýnda grafik tasarýmcý olarak kýzýmýn adý var!” Erdem Resne ayýs 1976’da Belçika’ya geliþini biraz tesadüf olarak yorumluyor, Süleyman Özdemir: “demek ki gitmek zorundaymýþýz Türkiye’den. Zaten göç çocuðuyum, atalarým Yörük, Türkmen geleneðinden geliyor. Önce Eskiþehir’e göçtük, sonra Belçika’ya, ama buradan göçemiyoruz bir türlü!” Ýþte “Hasret Video”nun adý belki burada gizli: “bir türlü göçemiyoruz.” Soðuk Belçika’da kalmak kendi açýsýndan zor olsa da, Schaerbeek’in dar sokaðýna sýkýþmýþ Video ve Müzik dükkânýný bilen herkes, Süleyman Özdemir’in Brüksel’e demir atmasýndan memnun. Dükkâný iþlettiði 25 yýl içinde 7.000’e yakýn film ve bir o kadar önemli müzik arþiviyle tam bir “kültür kaynak kiþisi” olmuþ. Belçika’ya geliþi kadar sinema’ya ilgisi de tesadüf sonucu doðmuþ: “buraya ilk geldiðimde demiryollarýnda temizlik iþinde çalýþtým. Sonra dondurma fabrikasýnda eksi 50-60 derecede, ardýndan bir nükleer santralde artý 50-60 derecede çalýþtým! Sinemaya geçiþ nasýl oldu diye 25 yýl sordum kendime ama bulamadým, mutlaka bir yerden etkilendim ama nereden? Bilmiyorum.” Bugün iletiþim çaðýnda her türlü sanata ulaþmak daha kolay olsa da, Özdemir’e göre 25 yýl önceki Belçika Türk toplumu sinema’ya daha duyarlý, yeni gelmiþ olmasýna raðmen daha saðlýklý bir toplumdu: “o zamanlar gençlerimizde kriminel eðilim yoktu. Ýnsanlar eskiden 100’er kiþi toplanýp Chaussée de Haecht üzerinde ellerinde film afiþleriyle sinema’ya girip çýkýyorlardý. Yunanlý amca Elefteris’in sinema M Sayfa 15x.qxp 08.02.2008 08:30 Seite 1 Þubat 2008 ARTfikir 15 0090 Festivali baþladý Serpil Aygün nvers’te 3 yýldýr Türkiye’deki güncel sanatý Belçikalý sanat çevresi ve severleri ile buluþturan 0090 Türkiye Sanat Festivali baþladý. Bu yýl 4. sü düzenlenen festivalin açýlýþ konserinde aralarýnda klarnet ustasý Hüsnü Þenlendirici’nin de bulunduðu, baðlamada Ýsmail Tuçbilek ve kanunda Aytaç Doðan’ýn yeraldýðý Taksim-Trio grubu yer aldý. “0090 Türkiye Sanat Festivali” Avrupa’da yaþayan pek çok sanatçý, yazar, akademisyenin ortak kaderi olan “yabancý sanatý“, “göçmen bilim adamý” gibi tanýmlamalarý kýrarak “sanat festivali” olarak anýlmayý baþardý. Güncel sanatý farklý örnekleriyle festival programýna taþýyarak, A kaliteyi düþürmeden toplumunda algýlayabileceði çalýþmalara da yer veren 0090 Türkiye Sanat festivalinde bu yýl Zeynep Günsur’un yönettiði Hareket Atölyesi ve Þahika Tekand’ýn yönettiði Evridike’nin Çýðlýðý tiyatro gösterilerinin yanýnda Takva, Beþ Vakit, Rýza ve Ýklimler gibi Türk sinemasýndan örnekler var. Festival içinde festival olan “Mestizoclub goes 0090” çokkültürlü bir deneme. Farklý ülkelerden müzik gruplarýnýn bulunduðu “Mestizoclub goes 0090” dj’yi, konserleri, film gösterimleri, Öznur Karaca’nýn sunacaðý stand-up gösterileri ile eðlenceyi gece boyunca yaþatacak, kaliteli ve pek çok kiþinin izlemeyi isteyeceði etkinlikler içinde yerini alýyor. Festivalin dans bölümünde ise GRAF- Taldans, Sek Sek – Taldans ve aKabý-Aydýn Teker yer alýyor. Tüm etkinliklerin Anvers’te düzenlendiði festival 8-22 Þubat tarihleri arasýnda izlenebilecek. Festival Programý Takva (Film) Tarih : 15 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : MuHKA-Media Waalse Kaai 47, 2000 Antwerpen Tel. 03/2609990 www.muhka.be/film Beþ Vakit (Film) Tarih : 15 Þubat 2008 Saat : 22:00 Yer : MuHKA-Media Waalse Kaai 47, 2000 Antwerpen Tel. 03/2609990 www.muhka.be/film Kýsa Filmler Gösterisi Tarih : 16 Þubat 2008 Saat : 14:30 Yer : MuHKA-Media Waalse Kaai 47, 2000 Antwerpen Tel. 03/2609990 www.muhka.be/film Ýklimler (Film) Tarih : 16 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : MuHKA-Media Waalse Kaai 47, 2000 Antwerpen Tel. 03/2609990 www.muhka.be/film Rýza (Film) Tarih : 17 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : MuHKA-Media Waalse Kaai 47, 2000 Antwerpen Tel. 03/2609990 www.muhka.be/film Evridike'nin Çýðlýðý -Studio Oyuncularý- Tiyatro Tarih : 18 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : Het Toneelhuis Komedieplaats 18, 2000 Antwerpen Tel. 03/2248844 www.toneelhuis.be Graf – Taldans- Dans Tarih : 19 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : de Singel Desguinlei 25, 2018 Antwerpen Belçika filmi Oscar’a aday Academy of Motion Picture Arts and Sciences (AMPAS) Flaman Guido Thys’in kýsa metrajlý filmi "Tanghi Argentini"nin en iyi kýsa metrajlý film Oscar’ýna aday gösterildiðini açýkladý. "Tanghi Argentini" Aralýk 2007’de aday gösterilmesi beklenen ilk 10 film arasýna girmiþti. Senaryosunu Geert Verbanck’ýn yazdýðý filmde Dirk Van Dijck, Koen Van Impe ve Hilde Norga baþrolleri paylaþýyor. 68 festivalde gösterilen ve þimdiye kadar 28 ödül alan "Tanghi Argentini" Belçika kýsametrajlý film tarihinin en önemli filmi olmayý baþardý. En iyi kýsametrajlý film Oscar’ý sonuçlarý 24 Þubat’ta ilan edilecek. Tel. 03/2482828 www.desingel.be SekSek – Taldans- Dans Tarih : 20 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : de Singel Desguinlei 25, 2018 Antwerpen Tel. 03/2482828 www.desingel.be Hazavuzu enstalasyon (görsel sanatlar) Tarih : 21-24 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : lokaal01 Provinciestraat 287, 2018 Antwerpen Tel. 03/2388166 www.lokaal01.org aKabý – Aydýn Teker-Dans Tarih : 22 Þubat 2008 Saat : 20:00 Yer : de Singel Desguinlei 25, 2018 Antwerpen Tel. 03/2482828 www.desingel.be [email protected] ‘Ýnsan ancak içindeki kurdunu besler’ ültürler arasýnda diyalog ve medeniyetler arasýndaki birleþme veya karþýlýklý beslenme noktasýnda gezinen ve gevezelik yapan binlerce siyasetçi kalabalýðýna her gün þahit olmaktayýz. Ama, cereyan eden yaþam ile yaþanan toplumsal olaylara bakarsak bunun ne kadar düzenli bir oyun olduðunu anlamakta zorlanmayýz. Hemen bir örnek vereyim. Demokrasinin eviyim diye övünen Fransa’ya bakarsak, bu ülkede bu güne kadar yabancý kökenli, lider sýfatýný taþýyabilecek hiçbir siyasetçi olmamýþtýr. Neden?.. Çünkü bu ülke kendi içine dönük ve ötekilere kapalý bir diyalog anlayýþýna sahiptir. Bu konuda Belçika, Almanya, Amerika veya Ýngiltere daha mý baþarýlý, diye sormayýn sakýn. Onlar da bu konuda deðiþime giden yolu almakta çok tembel davranýyorlar. Burada Amerika Baþkanlýðýna aday adaylarý arasýnda yer alan Afrika kökenli Barack Obama’yý bir kenara býrakarak, þu andaki mevcut durum deðerlendirmesini yapacaðým. Uyum, entegrasyon konusunda baþarýlý olup olunmadýðý deðerlendirmesini yapmayacaðým, çünkü bunu daha baþka bir yazýmda kaleme alacaðým. Alphonso Jackson, Elaine Chao, Carlos Gutierrez ve Condoleezza Rice ile Amerika 15 bakanlýktan oluþan hükümetine yabancý kökenli 4 bakan almayý baþarmýþ bir ülke. Bunlar hükümetin neredeyse dörtte birini oluþturuyorlar. Almanya, Ýspanya, Hollanda, Ýtalya vs. bir çok demokratik ülkede bu sayý sýfýrdýr. Ýngiltere 28 bakanlýktan biri ile Fransa 15 bakanlýktan birini yabancý kökenli seçilmiþe vererek, hükümetlerinin yabancý kökenli siyasetçilere açmakta biraz daha gayretli olduklarýný ispat etmeye çalýþýyorlar. Fransa’da ise hükümet içinde bakan ve devlet sekreteri olarak yer alanlarýn sayýsý 33 üzerinden 3’tür. Yani yüzde on. Bence pek de baþarý sayýlmaz. Dürüst konuþmak gerekirse, bütün bunlar birer göz boyamadan ileriye gitmeyen siyasi kararlardýr. Bu durumu daha iyi algýlamak için Türkiye-AB iliþkilerini örnek verebilirim. Avrupa Birliði Komisyonu 27 üyeden oluþtuðu halde, Asya kültürüne yakýn kimlikli ve müslüman olan Türkiye ile ticaret yapmaktan çekinmeyen, ama onu üye sýfatýyla kabul etmekte bocalayan bir cadýlar hamamýna benziyor. Aldatýlmamak isteyen insanlar, ki yabancý kökenli bizler de söz konusuyuz, ait olduklarý ve içinde bulunduklarý nüfusun büyük bir bölümünün ne kadar büyük bir siyasi ve sosyal güç olduðunu öðrenmeli ve öðretmelidirler. Kesinlikle siyaset ve onun içeriðine hiçbir zaman ulaþamayacaðý bilinciyle yürütülen bir þüphe ile verimli ve yapýcý olmak mümkün deðildir. Bunu bilmelisiniz. Ýnsan ancak içinde ki kurdu besler sözünü çürütmeye çalýþmalýsýnýz. Anmadan sürekli eski günleri, býrakýn da artýk biraz yaðmur yaðsýn dünyamýza. Bereketli olmasý dileðiyle. K Sayfa 16x.qxp 08.02.2008 16 07:35 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM Mustafa Kör ile edebiyat akþamý Þimdi sýra imaj düzeltmede Haber Merkezi lamanca yayýn yapan De Morgen Gazetesi’nin bildirdiðine göre, Dýþiþleri Bakaný Karel De Gucht(Open VLD), büyükelçilerden Belçika’nýn imajýný düzeltmek için ekstra çaba sarfetmelerini istedi. Uzun süren hükümet görüþmeleri dýþ dünyada Belçika’nýn imajýný sarsarken, ekonomik olarak da güvensiz bir imaj yaratmýþ, yabancý giriþimciler Belçika’ya yatýrým yapmaktan çekinir hale gelmiþlerdi. Dýþiþleri Bakaný Karel De Gucht, Büyükelçilere gönderdiði bir bilgilendirme notuyla bu konuda özel inisiyatifler alarak, Belçika’nýn imajýný tazelemelerini istedi. Bakan Gucht diplomatlara, ülkede yaþanan hükümet krizini dýþ dünyanýn negatif algýlamamasý için özel çaba sarfetmelerini isterken, krizi açýlýða kavuþturan Belçika’ya özel durumlarý da izah etti. Gucht, Bel- F urieus Genk, 15 Þubat’ta saat 20.00’de “Dieplaan 2, 3600 Genk” adresindeki CC Genk Kültür Merkezi’nde yazarýmýz Mustafa Kör’ün katýlacaðý bir edebiyat akþamý düzenliyor. Flaman Devlet Televizyonu VRT haber sunucusu Goedele Wachters etkinlikte Mustafa Kör ile “De Lammeren” (Kuzular) adlý romaný ile ilgili bir söyleþi yapacak. Söyleþiye Limburg Valisi Steve Stevaert da aktif olarak katýlacak. Mustafa Kör Maasmechelen kültür ödülünü almýþ ve 2008 yýlý için Genk þehri kent þairi seçilmiþti. Yazar ayrýca ‘Groene waterman’ halk jürisi ödülüne layýk görülmüþtü. C çika’nýn yaþadýðý krizin þaþýrtýcý olmadýðýný anlatmak için, Belçika’da toplum ve bölgelerin kendilerine has duyarlýlýklarý olan yönetim yapýsý hakkýnda bilgiler sundu. Seçim sisteminin de içinde bulunduðu tüm bu nedenlerle Belçika’da hükümet kurmanýn hiçbir zaman kolay olmadýðýný anlattýðý bilgi notunda Gucht, Büyükelçilere yöntem konusunda da küçük önerilerde bulundu. Büyükelçilerin bulunduklarý ülkelerdeki toplumun fikirlerini yönlendiren gazeteciler, politikacýlar, eleþtiremenler ve iþadamlarý ile gayri resmi görüþmelerde Belçika hakkýnda olumlu görüþleri yaygýnlaþtýrmalarýný isteyen Bakan Gucht, özel basýn toplantýlarýnýn yanlýþ olacaðýný da ekledi. Bakan Gucht, Belçika’da yaþanan hükümet krizinin gerek uluslararasý iliþkiler gerekse Belçika’nýn ekonomik dengelerinde negatif bir etkisinin olmadýðýnýn vurgulanmasýný talep etti. Sayfa 17x.qxp 08.02.2008 07:39 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM Grevdeki sýðýnmacýlar eylem yaptý Serpil Aygün elçika’da seçim sonucu vaad edilenleri bulamayan sýðýnmacýlar, geçici hükümetin görevde olduðu þu günlerde tekrar eylemlerle seslerini duyurmaya çalýþýyorlar. Baþkent Brüksel’de açlýk grevi yapan ve kaðýtsýzlar olarak ifade edilen 150 kiþi Brüksel özgürlük meydanýnda sessiz gösteri yaptý. Uluslararasý Kaçaklarýn Haklarýný Koruma Federasyonu- UDEP önderliðinde 1 Ocak’ta baþlatýlan açlýk grevi, Belçika’ya sýðýnma talebinde bulunarak red cevabý alan Afgan, Pakistanlý, Afrikalý, Ýranlý, Faslý ve Türkiye’den Kürt kökenli 150 ilticacýdan oluþuyor. Brüksel’de bulunan ve Fransýz topluluðuna baðlý bir binada açlýk grevini sürdüren sýðýnmacýlar, iltica talepleri kabul edilene kadar açlýk grevini sürdürecekler. Bu arada içiþleri Bakanlýðýna UDEP tarafýndan grevin baþladýðý bildirildi ancak sýðýnmacýlar seslerini sessiz eylemlerle de duyurmak istiyorlar. Bu amaçla gerçekleþen B 17 Kaçaklara iþ olanaðý ederal Ýçiþleri Bakaný Patrick Dewael(Open Vld) Belçika’da ihtiyaç duyulan ve Belçikalýlarla doldurulamayan iþgücü gereksinimini yabancýlara açma seçeneklerini deðerlendirmek istediðini açýkladý.Bakan Dewael bu amaçla yakýnda Bölgelerin Çalýþma Bakanlarý Frank Vandenbroucke (SP.A) Flaman Bölgesi, Jean-Claude Marcourt (PS) Valon Bölgesi ve Benoît Cerexhe Brüksel ile biraraya gelecek. Bakanýn amacýnýn “halen eleman bulunaman 300 000 iþe uygun kiþiler bulmak ve bazý iþler için bir kereliðine ve geçici bir süre için yabancýlardan ve gerekirse de Belçika’daki kaçaklardan yararlanmak” olduðu ifade edildi. Geçici Hükümet Programýnda “Ekonomik Göç” konusunda herhangi bir anlaþma olmamasýna karþýn Liberal bakanýn böyle bir giriþimde bulunmasý dikkatleri üzerine çekti. Flaman Serbest Meslek Örgütü UNIZO daha önce doldurulamayan iþler için Belçika’da kaçak olarak yaþayan ancak uyum saðlamýþ kiþilerin iþe alýnmasýný önermiþti. F eylemde Özgürlük meydanýnda bulunan anýtýn etrafýnda zincir oluþturan eylemciler, pankartlar ve üzerlerinde taþýdýklarý tiþörtlerle eylemlerini seslendirdiler. CDH, PS ve Ecolo partilerinin seçim öncesi sýðýnmacýlarla ilgili verdikleri sözleri de hatýrlatan belgelerin sahnelendiði eylemde bayýlan bir yelemci de hastaneye kaldýrýldý. Her hafta sessiz eylem planladýklarý belirtilen eylemciler, sessiz seslerini duyurmaya çalýþacaklar. Sayfa 18xx.qxp 08.02.2008 09:07 Seite 1 Þubat 2008 18 Hayt Huyt Park Haydar Abi “Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!” Artýk Radyo Anatolya’dayým Bizim Binfikirciler Radyo Anatolya’da Pazartesi akþamlarý ARTfikir adýnda bir kültür sanat programýna baþladýlar. Programýn ilki 21 Ocak’ta yayýnlandý. Tabii program baþlamadan önce Ramazancýðým (Ramazan Kurt) geldi benden rica etti. “Haydar Abi olaya el at, gel programa renk kat” diye neredeyse yalvardý. Tabii Ramazancýðým iþi biliyor. Bugün bir Haydar Abi kolay yetiþmiyor. Öyle birkaç entoþ-dantoþ ile bu iþ olmaz. Haydar Abi’nin de kendine göre bir aðýrlýðý var haliynen. Kendisini kýramadým. Cüneyt denyosunu nereden buldularsa iyi bulmuþlar. Serpil kýzýmýzý zaten daha önceden bilirim. Bu alemin en harbi ve de delikanlý programý “Haydar Abi ile Kültür Sanat Muhabbetleri”ni özellikle dinleyin. “90-60-90 Haydar Abi Sanat Festivali” Tutturmuþlar bir 0090 festivalidir gidiyor. Programý 0090 reklam bürosuna çevirdiler. Yok kardeþim bize 0090 deðil “9060-90” festivali lazým. Seda Sayan, Hülya Avþar, Gülben Ergen ve bilumum manken sanatçýlarý dolduracaksýn. Bak bakalým Türk halký festivali dolduruyor mu doldurmuyor mu? Zaten bu 0090’cýlar da entoþ-dantoþ takýmýndan olduðundan fazla aðýr takýlýyorlar. “Sanatýn fazlasý delikanlýlýðý bozar: azý karar çoðu zarar” bu sözümü atasözü olarak bir yere yazýn. Seneye 0090’a alternatif olarak ben de “90-60-90 Haydar Abi Sanat Festivali” düzenleyeceðim. Bu festivalde bizim çocuklarýn ýsrarý üzerine bir de “Haydar Abi’nin yamulttuklarý sergisi” açacaðýz. Delikanlýlýk kariyerim boyunca benden dayak yeme ayrýcalýðýna sahip olmuþ kiþilerin fotoðraf sergisini açacaðýz. En baþta da Ýsmail Doðan yamuðu var tabi. Ünlü kameraman Beyhan Özhan “Haydar Abi bir belgeselini yapalým” dediyse de ben kabul etmedim. Saðolsun Pýnar kýzýmýz da yönetmenlik yapacaktý. “Abi sen iste sana bu alemin en kral müziðini besteleyim” dedi Pýnarcýðým. “Güzellik” sanatý Þimdi fotoðraf sergisi dedik de hatýrladým. Anvers Eyalet Meclisi çýplak kadýn fotoðraflarý sergisini “sanatsal deðeri yok” diye iptal etmiþ. Bu artizler sanattan anlamýyo valla. Sütun gibi bacaklar, tornadan çýkmýþ gibi popo ve göðüsler. Al iþte, bu da sana “güzellik” sanatý. Güzele bakmak sevaptýr, zaten dini vecibelerimizi yerine getiremiyoruz, gider biraz sevap kazanýrdýk. Neyse Anvers iptal etti ama 4 Nisan’da Gent’te sergilenecekmiþ fotoðraflar. Bizim Yalkavuk Binfikir sitesinden öðrenmiþ. Bizim koçlar 22400 adet fotoyu gün boyu incelemeye karar verdi. Brüksel’den bizim kahvenin önünden Gent’e otobüs kaldýrýyoruz. Sevaba hepimizin ihtiyacý var icabýnda! Þimdi bu çýplak kadýn fotolarýnýn sanatsal deðeri düþük diyen zihniyeti burada kýnamak istiyorum. Sen kim oluyorsun da yüce Allahýn yarattýðý sanat eserleri hakkýnda yorum yapýyorsun. Kardeþim ben de Mehmet Aydoðdu’nun gerçek-üstü resimlerinden bir þey anlamýyorum. Rahat býrak Mehmet bizi. Þöyle çýplak hatun resimleri falan çiz de biraz gözümüz gönlümüz açýlsýn. Býrak bu gerçek-üstü ayaklarýný. Gerçeðe dön, üstü sen de kalsýn. Bu sürrealist Belçika’da hayatýn kendisi zaten gerçek-üstü. Bu alemin, sanal alemin ve dahi sürrealist alemin en baba Abisi Haydar Abi’niz hepinize bol 90-60-90’lý günler diliyor. Koçca kalýn Kim hangi þarkýyý söylüyor? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti: (Avrupalý Türkler için) “Seni uzaktan sevmek aþklarýn en güzeli” Vlaams belang’ýn aðýr toplarýndan Filip Dewinter: (Belçika’daki Türkler için) “Kapý açýk, arkaný dön ve çýk, istenmiyorsun artýk” Birinci kuþak Belçikalý Türkler: “Gitsem gidemem, kalsam kalamam, ateþteyim ben ateþte” Valonlar: (Flamanlar için) “Biz ayrýlamayýz... Eller ayrýlsa bile....” Sayfa 19x.qxp 08.02.2008 07:58 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 19 Alarm suistimal ediliyor Haber Merkezi laman Barolar Birliði, polis ve istihbarat teþkilatýnýn terör alarmýný “halký panik ortamýnda tutmak” için kötüye kullandýðýný açýkladý. Tutuklananlarýn haklarý için de bir kampanya planlanýyor. Belçika’daki terörle mücadele yasalarý içerdeki ve dýþardaki istihbarat örgütleri(CIA) tarafýndan dikte edilmiþ durumda. Avukatlar “gözaltýna alýnan ya da tutuklananlara istisnai yöntemlerin kullanýlýp kullanýlmadýðýný ya da haklarýna saygý gösterilip gösterilmediðini” denetleyemiyorlar. Flaman Barolar Birliði Baþkaný F Jo Stevens dünkü yeni yýl resepsiyonunda “ Demokrasilerde generaller yasakoyucu yerine oturmadýðý gibi istihbarattan anonim gölge figürlerin yardým ettiði baþsavcýlar da kendilerini yasakoyucu yerine koyamazlar” diyerek terör alarmý konusunda ateþ püskürdü. Flamanca yayýmlanan De Standaard gazetesi ile yaptýðý söyleþide Stevens tüm avukatlarý istisnai yasalara karþý adli savaþ baþlatmaya çaðýrdý. “Avukat bunu bir yüksek mahkemeye baþvurarak yapabilir. Zaten Anayasa Mahkemesi de avukatýn sorumluluðu konusunda bizle ayný düþünüyor. Müvekkilimizi yalnýz býrakama- Reklam anlayýþlarý da farklý McCann Erikson reklam ajansýnýn yaptýðý araþtýrmada “Valonlar ve Flamanlarýn birbirlerinin reklamlarýný sevmedikleri ve iki tarafta da baþarýlý olan kampanya sayýsýnýn çok az olduðu” ortaya çýktý. Frankofonlar reklamý bir tür rahatlama aracý olarak görürken Flamanlar reklamdan mesaj bekliyorlar. Araþtýrmacýlar 3000 Belçikalýya TV ve radyo spotlarý, yazýlý basýn reklamlarý ve internet reklamlarýndan bir seçki gösterdiler. Deðerlendirme sonunda “Valonlarýn ticari kaygýlarla imaj peþinde olan spotlar yerine duygusallýk içeren reklamlarý beðendikleri Flamanlarýn ise mesaj içeren ve somut faydalarý vurgulayan rasyonel iletiþim istedikleri” belirlendi. Ayrýca Flamanlar modern tasarýmlarý tercih ederken Valonlar klasik dizaynlarý yeðliyorlar. Reklamda mizah konusunda ise Flamanlar güçlü, iðnelemeli Frankofonlar ise yumuþak ve sözsel mizahý seviyorlar. McCann Erikson reklam ajansýna göre her iki topluma ayrý reklam kampanyalarý ile ulaþýlmasý gerekiyor. Ancak Belçika küçük bir pazar ve farklý kampanyalar da pahalýya maloluyor. yýz” dedi. Suç çevrelerinde þahitliklerle ilgili dosyalara avukatlarýn bakamadýðý v.b. uygulmalarýn George Bush mantýðýnýn Belçika’ya yansýmasý olarak deðerlendiren Stevens “Bu terörle mücadele için alýnmýþ bir önlemdi ama yavaþ yavaþ normal suçlarda da kullanýlmaya baþlandý” diyerek tepkisini dile getirdi. Adalet bakanlýðýnýn yasalarý uygulayýp uygulamadýðýnýn mahkeme tarafýndan kontrol edilmesi gerektiðini söyleyen Stevens “çoðu zaman bunun pratikte gözardý edildiðini” ifade etti. “Her oturumda yargýç 30 kadar davaya bakýyor. Yargýcýn dosyayý avukat gibi ayrýntýlý olarak incelemesi mümkün deðil” diyen Stevens bu yasalara uymayan uygulamayý Ýnsan Haklarý Mahkemesine götüren avukatlara destek veriyor ve “Sanýklarýn ve tutuklularýn haklarýna saygý gösterilmesini saðlamak avukatlarýn sorumluluðu” þeklinde konuþuyor. Yüzlerce sanýk ilk sorgulamadan sonra salýveriliyor çoðu yargýç karþýsýna bile çýkmýyor” diyen Stevens Baro’nun “tutuklananlarýn özel yaþamlarýna saygý” konusunda medya ve kamuoyuna yönelik bir kampanya baþlatacaðýný” söyledi. Çocuklarda kumar yaygýn Kullanýcý Araþtýrma ve Bilgi Merkezi OIVO’nun yaptýðý kamuoyu yoklamasýna göre her geçen gün daha fazla çocuk ve genç para için kumar oynuyor. Flamanca yayýmlanan eðitim dergisi Klasse öðretmenler için bilgilendirme kampanyasý baþlatacak. Çocuklarýn kumar oynamaya baþladýðý ortalama yaþ 12’nin altýnda. On yaþlý gruptan gençler kumar oynamaya bazen ayda 40 Avro harcýyorlar. Özellikle poker küçük yaþtaki kumarcýlar arasýnda yaygýn bir oyun. Klasse Dergisi’nden Leo Bormans VRT televizyonuna yaptýðý açýklamada “11 yaþýndaki bir çocuk sýnýfta öðretmenine Noel kutlamasýnda poker oynamayý önermiþ. Eðer öðretmen bu öneriyi kabul etseydi kumar oynamanýn normal bir olgu olduðu izlenimi yaratacaktý. Ancak kumar uyuþturucu ve alkol gibi bir baðýmlýlýk”dedi. Eðitim dergisi Klasse bu nedenle kumar baðýmlýlýðý ile mücadele etmeye karar verdi. Öðretmenler ve danýþmanlýk merkezleri için kumar baðýmlýlýðý konusunda pratik ipuçlarý ve öneriler hazýrlayan dergi kumarla baþ etmeyi ve baðýmlýlýk konusunda çocuklarý duyarlý ve bilinçli hale getirmeyi amaçlýyor. Dergi kampanyasýyla köþe dönme ve birden zengin olma kültürüne inanýlmamasý için çaba harcayacak. 10-17 yaþ arasýndaki çocuk ve gençlerin yüzde 40’a yakýný bir kere para için oynamýþ durumda. Ortalama harcanan para ise ayda 6.5 Avro. Daha büyüklerin bazen ayda 40 Avro harcadýðý oluyor. Kumara baþlama yaþý ise ortalama 11 yýl 8 ay olarak belirlendi. Yani 12 yaþýndan daha az. Kumara baþlamada arkadaþ çevresinin çok önemli rol oynadýðý belirtildi. kenangörgü[email protected] Gölgeler... Perde Birkaç ay önce ufak bir kapý açtýk. O kapýdan zaman zaman gölgelere dalacaktýk. Ön sahneden biraz geri çekilip olaylara veya güncel hayata, farklý bir pencere edinmek için. O kapýdan hangimiz girdi, hangimiz girmedi bilmiyorum ve bilemem. Ben girdim... Birkaç defa. Ýlgimi çeken detaylara deðindim. Gördügümü sundum, küçük bir ihtimal görünmemiþ bir þeyler sunarým düþüncesiyle. Olmuþtur… Olmamýþ da olabilir. Her neyse. Bu ay son bir yazýyla arka sahnenin perdesini düþürmeye karar verdim. Aslýnda fazla diyecek bir þey yok. Hatta…Yazý yazmadan da olurdu. O açtýðým kapýdan çýkýp arkamdan kapayabilirdim. Sayýlarý az da olsa keyifli yazýlar oldu benim için. Ýlk kez bir gazete için köþe yazýsý yazmýþ oldum böylece. Üstelik Türkçe. Türkçemi berbat sayanlardan sadece kusura kalmamalarýný dilerim. Acaba Türkçem söylemek istediklerim için Her yaptýðýmýzý güzel yetersiz mi kaldý? Olabilir. Ay da bir yapmamýzýn ne kadar kez, yarým sayfa önemli olduðunu göz içinde, gözleme önüne alýrsam –ki deðer gölgeleri ele almak olumsuz bir elimden geldiði kadar deneyim mi, o da bu prensibe saygý doðru. Bir de zaman. göstermek isterim– o Her yaptýðýmýzý zaman gerçekten bu güzel yapmamýzýn perdeyi çekip «Gölgene kadar önemli olduðunu göz önüler» köþesini gölgeler ne alýrsam –ki dünyasýna geri çaðýrelimden geldiði kamak gerekiyor. dar bu prensibe saygý göstermek isterim– o zaman gerçekten bu perdeyi çekip «Gölgeler» köþesini gölgeler dünyasýna geri çaðýrmak gerekiyor. Çünkü ben bu köþe iþini tam istediðim gibi yapmakta zorlanýyorum. Sadece bu yarým sayfayý yazmak deðil… Bunun içeriðini daha rahat ve uzun bir zaman çerçevesinde aklýnýzda harmanlaþtýrmýþ olmanýz farklý bir önem taþýyor. Ve ben yeterince vakit ayýramýyorum, bunun farkýndayým. Ve bu zaman sorunu ile düþüncelerimin bu alanda yeterince serbest olmamasý, er ya da geç beni yarým yamalak sakat veya ilgisiz yazýlara sürükleyecektir kaçýnýlmaz olarak. Yazýk deðil mi yarým sayfaya?! Her þeyden çok, bu köþeye ilgi göstermiþ birtakým okurlara karþý affedilmez bir saygýsýzlýk olur diye düþünüyorum. Dolayýsýyla bu son yazým. Binfikir ekibine, ve ilk sýrada beni her ay telefonla arayýp zamanýmýzýn ne kadar az kaldýðýný hatýrlatan Serpil Aygün’e, yazý teklifinde bulunduklarý için teþekkür ederim. Beni gelecekte Binfikir dostu olarak varsayarlarsa bu beni mutlu edecektir. Hoþçakalýn. Sayfa 20x.qxp 08.02.2008 07:33 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM 20 Karnavallar yine þenlikli geçti Haber Merkezi elçika’da karnaval dönemi tüm canlýlýðý ile devam ediyor. Dün 80.si yapýlan Aalst Karnavalý kortejine hükümet görüþmeleri ve siyaset damga vurdu. Özellikle Yves Leterme, Joelle Milquet, Bart De Wever baþta olmak üzere siyasi liderlerin karikatürleri karnavalý renklendirdi. Polis geçen yýl olduðu gibi bu yýl da sýký içki denetimleri yaptý. Valon Bölgesi’nde bulunan ve Türk köyü olarak nitelendirilen Faymonville'nin geleneksel karnavalýnda geçit töreni de 4 Þubat’ta yapýldý. Hiçbir zaman Türk olarak kimsenin bulunmadýðý Belçika'daki Faymonville köyü bu yýl da geleneksel Türk Karnavalýný kutladý. Faymonville sakinleri her yýl olduðu gibi bu yýl da karnavala, mehter takýmý ve at üstünde Türk bayraðý taþýyan erkelerle katýldýlar. Karnavala Al- B manya, Hollanda ve Belçika’dan Türkler de ilgi gösterdiler. Her yýl karnaval döneminde Belçika’da yaþayan Türklerin ilgi odaðý Faymonville kö- yü’nde Aslý Gülerman baþkanlýðýndaki Liege- Seraing Köprüden Köprüye Derneði ve Nilgün Koçak baþkanlýðýndaki Liege Saint-Nicolas Kanuni Sultan Süleyman Camii Kadýnlar Kolu otobüslerle karnavalý izlemeye gelirken, Music Club Baþkaný Ýsmail Erdoðdu da katýlýmcýlar arasýndaydý. Türkiye Kuvayi Milliye Mücahitler Derneði üyesi Ýsmail Saðlam da karnavaldaydý. Bu yýl T.C. Brüksel Büyükelçiliði ve Baþkonsolosluktan katýlan olmadý. Karnaval yaðmurlu bir havada gerçekleþmesine karþýn çoþkulu ve þenlikliydi. Yaya geçidi deyip geçmeyin Erdinç Utku elçika'nýn Limburg eyaletinin baþkenti Hasselt'te yaya geçitlerinden karþýya geçmek isteyenler bugünlerde sadece soluna ve saðýna deðil, yere de bakmak zorunda. Aralarýnda Bram Boo , Steven Brouns , Geoffrey Brusatto , Stijn Helsen , Christophe Coppens , Piet Stockmans , Koen Vanmechelen ve Willo Gonissen 'in de bulunduðu Limburglu sanatçýlar ve tasarýmcýlar "Crossover Crosswalk" projesi kapsamýnda kentin alýþveriþ caddeleri ve Yeþil Bulvar üzerindeki 19 yaya geçidini sanat ürünlerine çevirdiler. Yazar Saskia De Coster ve fikrin sahibi mimar Vittorio Simoni de çalýþmalarýyla projeye katýldý. Sýkýcý beyaz düz çizgiler, elbise patronu; yaya geçidi çizgilerini yiyerek beslenen acayip-ucubik yaya geçidi parazitleri; altýnda "Ses yolunun ritmidir" yazan ses dalgalarýndan oluþan yaya geçidi; Roma ra- B kamlarýný andýran mavi figürlerin bulunduðu, altýnda "Bunu duygularýnla oku" diye küçük bir not düþülmüþ olan porselen yaya geçidi; 10 tane horoz baþý fotosundan oluþan Kozmopolit Tavuk Projesi ve metinlerden oluþan yaya geçidi gibi çalýþmalarla süslendiler. Blink Atölyesi'nin "RendezVous" adlý çalýþmasý çok dikkat çekiyor ve konuþuluyor. Sanatçýlar Emilie Lecouturier ve Céline Poncelet erotik fi- gürler ve seviþme pozisyonlarý ile süslemiþler yaya geçidini. Bu desenleri içeren duvar kâðýtlarý zaten Belçika'da piyasada satýlýyormuþ. Farklý projeye yoðun bir ilgi gösterildi, ancak çalýþmaya karþý çýkanlar da var. "Cumartesi günü gibi kalabalýk günlerde bu yaya geçitleri kuyruk ve kazalara neden olabilir. Bu yaya geçitleri geceleri özel olarak ýþýklandýrýlmalý, böylece görünür ve dikkat çeker hale getirilmeli" diyenler oluyor. Hatta avukat Jeroen De Bruyn çocuklarýmýn dikkatini daðýtýyor diye yaya geçitlerinin eski haline çevrilmesi için dava açtý, ama yargýç takipsizlik kararý verdi. Konunun trafik polislerini ilgilendirdiðini belirtti. Yaya geçitleri, resmi trafik iþaretleri ve þekilleri trafik yasasý ile belirlenmiþ durumda. Aslýnda yapýlan yasaya aykýrý. Yaya geçitleri "standart" ýn dýþýna çýkarýlýyor. Bu nedenle bir kaza olmasý durumunda sorumluluk Hasselt Belediyesi'ne yüklenecek. Hasselt Belediye Baþkaný Herman Reynders, "Bu orijinal proje ile yayalarýn güvenliðini ön plana çýkarmak istedik" diyor. Hasselt kenti bu proje ile kent sakinlerini hiç beklemedikleri mekânlarda sanatla buluþturuyor. Hasselt sadece ilham ve yaratýcýlýða önem veren bir kent olduðunu vurgulamakla kalmýyor, ayný zamanda trafik ve ulaþým sorunlarýna da dikkat çekiyor. Proje sanatçýlarýn topluma duyarlýlýðýný ve dinamik yaþayan çevreye katkýlarýný yaratýcý bir þekilde gösteriyor. Yaya geçitlerinde açýlan sergi, meraklýlar, yayalar, bisikletliler ve sürücüleri bireyin etrafýndaki çevrenin önemi konusunda daha duyarlý hale getirmeyi amaçlýyor. Renk, çizgiler, hacim, metin, boyut, oran, þekil... Kültürel aðýrlýklý görsel iletiþimin öðeleri, ancak bunu çok azýmýz fark edebiliyoruz. Yaya geçitleri 1 Temmuz 2008'e kadar sergilenmeye devam edecek. Hatta 19 sanat çalýþmasýný içeren "yaratýcý" yürüyüþ parkurunun yer aldýðý bir de broþür hazýrlandý. Yaya geçitlerindeki sanat çalýþmalarý yýpranarak kaybolacak, silinecek. Sadece iki tanesi sürekli olarak Hasselt'te kalacak. Sayfa 21x.qxp 08.02.2008 08:26 Seite 1 Þubat 2008 GÜNDEM ‘Gerçek sorunlarla uðraþýn’ Haber Merkezi uhalefette bulunan Flaman Yeþiller Partisi Groen! ve Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo, Verhofstadt III hükümetini acilen gerçek sorunlarla uðraþmaya çaðýrdý. Yeþillere göre bazý sorumluluklar aradan bir ay geçmesine karþýn hala paylaþýlmamýþ durumda. Örneðin “tüketiciyi korumak” henüz hiçbir bakanlýðýn sorumluluðunda deðil. Groen! Milletvekili Stefaan Van Hecke “insanlar gerçek problem- M lere çözüm arayan bir hükümet bekliyor” diyerek “Hükümet partilerinin bir sonraki seçimlere odaklaþmasýný” eleþtirdi. Yakýt fonunun geniþletilmesine karar verildiðini ancak enerji konusuna yapýsal çözüm bulunmadýðýný belirten Yeþiller “kalkýnma yardýmýna ayrýlan bütçenin azalmasýný, sýðýnmacýlarýn çocuklarýnýn sýðýnma merkezlerine kapatýlmasýna çözüm bulunmamasý ve bütçenin endiþe verir hale gelmesini” de hükümetin yapmadýklarýna örnek gösterdiler. Yeþillerden af tasarýsý Frankofon Yeþiller Partisi Ecolo ve Flaman Yeþiller Partisi Groen! Belçika’da kaçak olarak yaþayan yabancýlara önceden belirlenmiþ kriterlerin yerine getirilmesi halinde oturum verilmesi için yasa tasarýsý hazýrlamaya baþladý. Yeþiller, yasa tasarýsýnda “baðýmsýz bir oturum komisyonu” oluþturulmasýný istiyor. Tasarýda aftan yararlanabilecek beþ farklý grup insan tanýmlanýyor. Yeþillerin önerisine göre “3 yýl içinde idari süreci tamamlanamamýþ olan sýðýnmacýlar” oturuma baþvurabilecek. Ayrýca “kendi kontrolü dýþýndaki nedenlerden dolayý” ülkesine geri dönemeyenler ve aðýr derecede engelliler de aftan faydalanabilecek. Kalýcý sosyal baðlarý olan yabancýlar ve “sosyo-ekonomik katký saðlayan bir projesi” olanlar da oturum için baþvurabilecek. 21 Belçika’daki Alevilerin tepkisi eçtiðimiz aralýk ayýnda Almanya resmi televizyon kanallarý olan ARD ve NDR’de gösterilen ve Alevileri rencide eden Tatort- Wem Ehre gebührt-Namusuma Layýk Olmak adlý polisiye dizi filme Belçika’daki Alevilerden de tepkiler geldi. Almanya’da yapýlan protesto gösterisine de katýlan Belçika Alevi Dernekleri Federasyonu, Almanya’nýn Brüksel’deki Büyükelçiliðini ziyaret ederek tepkilerini bir kez daha dile getirdiler. Almanya Brüksel Büyükelçiliði Kültür Ateþesi Veronika Krystek, yaptýðý açýklamada Alevi toplumunun inançlarýný zedeleyen bu olaydan dolayý üzüntü duyduklarýný ifade etti. G Sevim Ünal’dan ‘Sevimli Sanat’ resim sergisi Sevim Ünal 17 Þubat’ta Anvers’te, geliri Türkiye’de sürdürülen eðitim kampanyalarýna destek olmak üzere baðýþlanacak “SEVÝMLÝ SANAT” adýnda bir resim sergisi açýyor. Anvers’te Güzel Sanatlar Müzesi yakýnýnda bulunan “Volkstraat 64, 2000 Anvers” adresindeki Chaldea Kilim Gallery’ de 17 Þubat ile 24 Þubat 2008 tarihleri arasýnda gezilebilecek. Ressamýn ilk kiþisel sergisi olan “ Sevimli Sanat” karma resimlerden oluþuyor. Ýki yýl boyunca yaptýðý çalýþmalardan oluþan serginin gelirlerini “Kardelenler “ ve “Baba beni okula gönder” eðitim projelerine baðýþlayacak olan Ressam Sevim Ünal, sergisini yeni resimlerle birlikte Brüksel’e de taþýmak istediðini ifade etti. Selim Sesler Brüksel’de 22 Þubat saat 20.30’da klarnet ustasý Selim Sesler kanunda oðlu Bülent ve darbukada Serkan Koçan ile birlikte Chaussee de Wavre 366, 1040 Brüksel adresindeki Senghor salonunda bir roman müziði konseri verecek. Sayfa 22x.qxp 08.02.2008 07:28 Seite 1 22 Þubat 2008 YAÞAM Umut yolundaki sefalet ve Belçika’daki ‘KAÇAKLARINKAÐITSIZLARIN’ durumu ünyadaki globalleþme politikasýnýn geri kalmýþ ülkeler ve geliþmekte olan ülkelerdeki etkinliðinin getirdiði ekonomik yetersizlik, sefalet, açlýk, savaþ gibi nedenlerden dolayý her gün binlerce insan, insanca yaþama kavuþmak, kendisine veya çocuklarýna yeni bir yaþam sunmak amacýyla umut yolculuðuna çýkýyor. Bu umuda yolculuk binlerce insana mezar olurken yüzbinlercesini de “kaçak” damgasýyla saðlýksýz ortamlarda yaþamaya itiyor. Birleþmiþ Milletler’e göre günümüzde dünyada 23 milyon mülteci bulunmaktadýr. Ayný araþtýrmaya göre son on yýlda iki binden fazla kiþi umut yolunda hayatýný kaybetmiþ. Diðer taraftan, kaçaklar ve göçmen pazarýndan belirli çevreler büyük kazançlar elde etmektedir. Örneðin, Avrupa’ya yýllýk 500 bin kaçak göçmen giriyor. Kaçak gelenlerden kiþi baþýna alýnan para miktarýný asgarî beþ bin Euro’dan hesaplarsak, sadece Avrupa’da iki buçuk milyar Euro’luk kaçak göçmen pazarýnýn olduðunu söyleyebiliriz. Belçika’daki kaçaklarýn durumuna bir göz atalým. Eþit Haklar Merkezi’nin (Centre pour l’Egalité des Chances et la Lutte contre le Racisme- Centrum voor Gelijkheid van Kansen en voor Racismebestrijding) resmi rakamlarýna göre Belçika’da 100 binden fazla oturumsuz, kaçak durumunda olan insan yaþamaktadýr. Gayri resmi rakamlara D göre ise bu sayýnýn 150 bine yakýn olduðu tahmin edilmektedir. Zor þartlar altýnda yaþamýný sürdüren bu insanlar, bazý iþ sektörleri tarafýndan kullanýlmaktadýr. Örneðin, sadece inþaat sektöründe 2007 yýlýnda 75 bin kaçak iþçi çalýþtýrýlmýþ. Charleroi bölgesinde polisin yapmýþ olduðu kontrollerde, yaþam standartlarýyla hiçbir alakasý olmayan, barýnak bile denilemeyecek lojmanlarda sekiz on kiþilik gruplar halinde yaþayan Bulgar vatandaþlarýnýn, haftanýn yedi günü, günde 1012 saat çalýþtýrýlarak yaþadýklarý belirtilmektedir. Belçika’da bir üniversitenin yaptýðý araþtýrmaya göre bu kaçak insanlarýn sýrtýndan kazanýlan paraya ek olarak yýlda iki ila dört milyar Euro arasý vergi kaçýrýldýðý ve bu oranýn Valonya bölgesinin yýllýk vergi gelirine denk olduðu belirtilmektedir. Peki ne olacak bu insanlarýn hali? 1974 yýlýnda Belçika’da resmi olarak yapýlan “kaçaklara af” programýndan 8000 kiþiye oturum verilmiþ. Yirmi dört yýl sonra, yani 1999’da (yasa 2000 yýlýnda iþleme konuldu) daha kýsýtlý þartlar altýnda, yeni bir “af”tan 32.662 kiþi faydalanmýþ. “Kaçaklar” (clandestin- vluchtelingen) statüsünden “kaðýt - SOSYAL REHBER Nihat Dursun [email protected] sýzlar” (sans papiers-zonderpapieren) statüsüne geçen bu insanlar yeni bir “af” umuduyla günü güne ekleyip beklerken, yýllarca patron, mafya, … hatta politikacýlarýn çýkar odaðý olmaktadýrlar. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi, 24 Ocak 2008 tarihli kararýyla Belçika’yý, Brüksel havaalanýndaki transit bölgesinde, mahkeme kararýna göre serbest býrakýlmalarý istenmesine raðmen, bir grup Filistinlinin alýkonulmasý nedeniyle mahkum etti. Yýllardýr gündemini koruyan bu “kaçaklar-kâðýtsýzlar” konusuna, tüm olumsuzluklara raðmen hala köklü bir çözüm getirilmemiþtir. Þu anki Ýçiþleri Bakaný Patrick Dewael döneminde 10 açlýk grevi ve onlarca eyleme raðmen hâlâ ayný Bakan “yürürlükte olan düzenlemeyi deðiþtirmeye gerek yoktur” demektedir. Þu an yürürlükte olan “kaðýtsýzlarla” ilgili düzenleme (régularisation-regularizasyon) 2004 yýlýnda Belçika basýnýnda yer alan, Ýçiþleri Bakaný’nýn «iþlemleri uzun süren ilticacýlarla ilgili dü zenleme» açýklamasý ile sýnýrlýdýr. Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn açýklamasýna göre Belçika’da en az 3 ve 4 yýldýr iltica baþvurusunda bulunup, baþvurularý henüz karara baðlanmamýþ olan kiþileri kapsamaktadýr. Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn beyaný, iltica baþvurusu reddedilenleri ve ret sonucu Danýþtay’a (Conseil d’Etat- Raad van Staat) itirazda bulunanlarý kapsamamaktadýr. Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn 2004 yýlýnda açýklamýþ olduðu “düzenlemeyi” iki gruba ayýrabiliriz: - 1 Ocak 2001’den önce gelenler ve o tarihten sonra gelip Belçika’da 3 ve 4 yýl ikamet edenler. - 2001’den sonra Belçika’ya gelip okul yaþýnda çocuklarý olan ve Belçika da 3 yýl ikamet eden aileler veya bekar ya da okul yaþýnda çocuklarý olmayan, Belçika’da 4 yýl ikamet eden kiþi veya aileler. Her iki grubu kapsayan kiþilerin “oturum müsaadesi” için, Yabancýlar Kanunu’nun 9/3 maddesi (01/06/07 tarihinden beri 9.bis olarak bilinir) çerçevesinde (genel tabirle “régülarizasyon” denilen) müracaatta bulunmalarý gerekmektedir. Daha önce “9.bis maddesi” için müracaatta bulunanlarýn ise Ýçiþleri Bakanlýðý’na yazýlý bir þekilde hatýrlatmada bulunmalarý istenilmektedir. Yeni kurulacak Belçika Hükümeti’nin “kaðýtsýzlar-kaçaklarla” ilgili politikasý, kanýmca Fransa’nýn yeni ‘kaçak göçmenler” politikasý doðrultusunda geliþme gösterecektir: “Önce iþ sonra aþ”, yani önce iþ bul, sonra oturum iste! Ýmtiyaz Sahibi BÝNFÝKÝR VZW Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdinç Utku, Nihat Dursun, Mehmet Aydoðdu, TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES Gustave Latinislaan 45, 1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be Sayfa 23x.qxp 08.02.2008 08:57 Seite 1 Þubat 2008 23 GÜNDEM Binfikir gazetesi daðýtým noktalarý Siz neredeyseniz, Binfikir orada! Gazetemiz her ay, dernekler, cami lokalleri ve kültür merkezlerine ulaþtýrýlýyor. Türklerin yoðun olduðu yerleþim birimlerinde kahvehaneler, supermarketler, fýrýnlar, lokantalar ve iþyerlerine de daðýtýlan Binfikir’i ay boyunca sürekli olarak bulabileceðiniz noktalarýn listesini yayýnlýyoruz. VERVÝERS: ÝSTANBUL MARKET Rue de Hodimont 9 KARS FIRINI Rue de Dison 9 LÝEGE: MELEK FIRINI Rue Leopold 31 AYHAN MARKET Rue Saint-Nicolas 464, GÜVEN FIRINI Rue Saint Leonard 169, PASAS FIRIN Rue Leon Dubois, 354 ERDAL MARKET Stalenstraat 17, FARCÝENNES: GÜLER FIRINI Stalenstraat 67, SHOP EXPRESS Grande place 65, 6240 Farciennes ERMAN MARKET Stalenstraat 67, CHATELINEAU: SAHARA KASABI Andredumanttlaan 88, ANATOLIA MARKET Rue Marechal Foch 9 BÝRLÝK MARKET Rue de Gilly 28 LA LOUVIERE: EMRE FIRINI Andredumanttlaan 94, EURO MARKET Onderwijslaan 39/2, MELÝH FIRINI Rue Saint-Nicolas 295, MERAM MARKET Rue Keramis 81, DUDEMSA MARKET Vennestraat 66, ÝÇEN FIRINI Rue Saint-Nicolas 327, BARAN MARKET Rue Keramis 57, MERVE FIRINI Vennestraat 76, GÜNEÞ FIRINI Rue Saint-Nicolas 488, BERÝNGEN-Mijn: YEÞÝL GÝRESUN FIRINI Hoefstadstraat 23, ACER MARKET Rue Saint Severin 75-81, HASRET FIRINI Rue Saint Severin 73, CHERATTE: MELÝSA MARKET VE FIRINI Rue De Vise 192 SERAING: ARZUM MARKET Rue du Papillon 1, CHARLEROI: ALÝMENTS INTER II MARKET Rue Turenne, 36 NEW ATLANTA FIRINI Rue Turenne, 29 GÜNEÞ FIRINI Rue de la regence 37 MARCHIENNE AU PONT EUROPEENNE FIRINI Route De Mons, 30 TÝMPAÞ ANADOLU Route De Mons, 7 ISTAN MARKET Route De Mons, 29 REYHAN MARKET Route De Mons, 40 MARCHIENNEBOCHERIE AVRASYA FIRINI Stationstaraat 21 KAYA MARKET Stationstaraat 31-33 KOERSELBERINGEN EYÜP MARKET Sledderlo 54A ÞENOVA FIRINI Sledderlo 40 MERÝÇ MARKET Stationstaraat 86 KOLDERBOS MARKET VE FIRINI Keinkesstraat 5 AVRASYA FIRINI Koolmijnlaan 279 HASSELT: BÝZÝM FIRIN Koolmijnlaan 279 HEUSDEN-ZOLDER: HÝLAL MARKET Waterleidingstraat ,6 ÖMER BAÞ FIRINI Abelenstraat 34 SELAM MARKET Abelenstraat 34 EISDENMAASMECHELEN: ANADOLU BAKKERÝJ Koolmijnlaan 61 AHÝ FIRINI Oudebaan 14, ELÝF KASABI Koolmijnlaan 74 KAAN FIRINI Oudebaan 18, HOUTHALEN: ÝÇEN MARKET Oudebaan 62-64, KORENBLOEM FIRINI Koolmijnlaan 6 (Houthalen-Helchteren) ÖMER BAÞ FIRINI Koolmijnlaan 135 (Houthalen-Helchteren) GENK: BAÞAK MARKET Noordlaan 20 MOL: NAZAR MARKET Markt 19, LIER: ZELAL FIRINI Kartuizersvest 86-90 2500 Lier MONS: ELÝF MARKET Stalenstraat 29, GÜNEÞ FIRINI Rue Paul Pasteur 16, Quaregnon OSMAN'IN YERÝ Rue Paul Pasteur 97, Quaregnon NAMUR: SÝBEL FIRINI Rue St Nikolas 30 SEVÝMLER MARKET Rue Priet Pauchet, 10 ANVERS ANADOLU C.V.B.A Van Kerckhovenstraat, 39 ÞAÞKINIM SUPPERMARKET Statiestraat 111-113 2600 Berchem ALKA FIRINI Brederodestraat 65 ÖZYILDIZ BVBA Klamperstaraat 1 AHÝ PAZARI Snt. Bernaardsesteenweg 544, 2660 Hoboken ALGÜL MARKET-FIRIN Sint-Bernardsesteenweg 338 TEVHÝD FIRINI Boerhavesstaraat 2 ÝTÝMAT BVBA Sint Gummarusstraat 21 BE BRÜKSEL KEZBAN FIRINI Rue Gallait 6 BARIÞ FIRINI Rue Joseph Brand 52 GENT BAKERIJ DEN TURKHAZAR BVBA Tolhuislaan 129 GÜNEYDÝ FIRINI Rue Josaphat 198 DEN TURK 2- CEHA BVBA Bevrijdingslaan 202 SPRL ÖZ-MÝGROS Rue Josaphat 68 EMRE KASABI Wondelgemstraat 80-A EMÝRDAÐ SÝMÝT SARAYI Rue Josaphat 138 BUNDEGENOT FIRINI Wondelgemstraat 20 SULTAN BAÞAK FIRINI Rue Josaphat 85, CANTÜRK FIRINI Wondelgemstraat 117 ÞEN KASAP Rue Des Palais 132 MEÞELÝK FIRINI Dendermoondsesteenweg 129 ESRA FIRINI Chaussee de Haecht 185 FRESH MARKET Chaussee de Haecht 343 ÞAHÝN FIRINI Dendermoondsesteenweg 223 ÖZDÝLEK SPRL Chaussée de Haecht 370, LEZZETLÝ BVBA Phoenixstraat 119, B-9000 Gent BÜYÜK DÜKKAN (TEOSCRI) Chaussee de Haecht 117 YILDIZ FIRINI Bevrijdingslaan, 30 FERHAT KASABI Chaussee de Haecht 213 NÝMET FIRINI Avenue de la Reine 115 ÇETÝN SHOP Place Colignon 6 BAYRAMPAÞA FIRINI Bevrijdingslaan, 128 BAÞKENT FIRINI Sint Salvadorstraat 2, ZELE DURMAZ WINKEL Roskotstraat 49 9240 Zele AU GOURMET SPRL Place de la Reine 50, ÝLKNUR FIRINI Chausse de Anvers 349, Cado Center TOPUZ Place de la Reine, 28 NÝMET FIRINI Rue Marie -Christine, 70 1020 Laken AYYILDIZ BAKKERÝJ Hazewindstraat 63, BOULANGERÝE EL'VAN Rue Ribaucourt 70, 1080 Molenbeek YILDIZ FIRINI ZAND 7 B.A.V.S. SUPERMARCHE Chaussée de Helmet, 222 GEMLÝK Patisserie Avenue Rogier, 27 CHEZ TONTON NIGHT Place Pogge 349μ Gold Music 133, Rue Babant RABÝHA BOULANGERÝEPATÝSSERÝE Chaussee de Merctem 2, 1080 Molenbeek LÝBRARÝE ERSAN Place Liedts, 4 LÝBRARÝE LE PETÝT BOTANIQUE SPRL Rue Royal 178, 1210 Brüksel MEHTAP SPRL Place Houwaert 19 1210 Saint-Josse SEVÝM FIRINI Rue Emile Feron 31 1060 Saint Gilles CANDAN MARKET Rue Jeruselam, 36 SINT-NIKLAAS: LOKEREN ÖZKUL FIRINI ZAND 30 WILLEBROEK: AYÞEN FIRINI Louýs de Naeyerplein 2 TEMSE ÜÇ GÜL FIRINI Schoolstraat 42 Sayfa 24x.qxp 08.02.2008 07:31 Seite 1 24 Þubat 2008 SPOR 7. Avrupa Tekvando Festivali Brüksel’de yapýldý Haber Merkezi chaerbeek Belediyesi Baþkan Yardýmcýsý Sait Köse’nin himayesinde ve Brüksel Bölge Hükümeti Bakaný Emir Kýr’ýn desteði ve Centraal Academie’nin organizasyonuyla düzenlenen 7. Avrupa Tekvando Festivali Kinetix Spor Merkezi’nde gerçekleþtirildi. 17 ülkenin katýldýðý festivalde Bakan Emir Kýr, Schaerbeek Belediye Baþkan Yardýmcýlarý Sait Köse ve Ettienne Noel takýmlara kupalarýný verdiler. 27 Ocak Pazar günü, gün boyunca süren müsabakalarda ta- S kýmlara ödülleri verilirken, Schaerbeek Belediye Baþkan Yardýmcýsý Sait Köse ve Bakan Kýr da birer konuþma yaptýlar. Sait Köse konuþmasýnda “spor insanlarýn %100 eþit olduðu alanlardan birisidir. Ýki kiþi karþý karþýya gelir ve burada kendi becerileriniz önemlidir. Takým olduklarýnda da ayný; ya hep beraber kazanýrlar ya da kaybederler” derken Bakan Emir Kýr ile ayný mahallede büyüdüklerini ve arkadaþlýklarýnýn hala sürdüðünü ifade etti. Bakan Kýr da konuþmasýna Sait Köse’ye samimi ifadelerle baþlarken, bu çalýþmayý ileriki yýllarda daha yüksek seviyelere taþýmak istediklerini ve daha büyük bir organizasyon için þimdiden çalýþacaklarýný, ifade etti. Festivale katýlan tüm takýmlara kupa verilirken ilk 3’te Leinster(Ýrlanda), Keumgang(Almanya) ve Houdeng(Belçika) takýmlarý sýralandý. Deðiþik takýmlardan festivale katýlan Schaerbeekli Türkler de Türkiye adýna yarýþýp çeþitli dereceler aldýlar ve Türkiye’yi takým halinde 6. sýraya taþýdýlar. Almanya’dan gelen bir Türk sporcu da kilosunda 3. olarak takýma katkýda bulundu. Toplam 8 sporcu ile mücadele eden ve Türkiye adýna yarýþan sporculardan sadece biri derece alamadý. 24 kiloda Bekim Benli(1.) ve Cem Eryörük(3.); 36 kiloda Batuhan Köksal(1.); 40 kiloda Seydi Gemici (1.); 47 kiloda Þükran Duran (1.) ve 51 kiloda Abdulkadir Duran (3.) ve Almanya’dan katýlan Türk sporcu(3.) dereceye girdiler. Festivalde Abdullah Köksal Uluslararasý hakem, Oðuz Gençoðlu ise Uluslararasý antrenör olarak görev yaptý. Atatürk Kupasý programý belirlendi elçika Türk Spor Federasyonu (BTSF) Genel Sekreteri Özcan Pýnarcý bu yýl 13. sü yapýlacak olan Belçika Atatürk Kupasý etkinlikleri programýnýn büyük ölçüde belirlendiðini bildirdi. Anvers Türkspor tesislerinde bir araya gelen BTSF Baþkaný Hüseyin Dönmez, Türkspor Baþkaný Mehmet Özcan ve Türkspor yönetim kurulu üyelerinden Mahir Tezerdi, Ali Bilican, Ýsmet Palit Mayýs ayý içersinde yapýlacak etkinlik çerçevesi ve takvimini belirlediler. 2 Mayýs’ta baþlayacak olan turnuva boyunca kültür-sanat etkinliklerine de yer verilecek. 17-18 Mayýs 2008 Atatürk Kupasý turnuvasýna bu yýl 12+4 toplam 16 takým katýlacak. Finaller ise 18 Mayýs’ta gerçekleþtirilecek. Atatürk Kupasý etkinliklerinde ilk defa bir Türk Kýz Futbol takýmý final maçý öncesi maç yapacak. Anvers Türkspor Kýz Futbol takýmý Anvers yýldýzlarýna karþý bir dostluk maçý oynayacak. B Þahinspor atakta Gent’te Posküder Spor’dan gençlere spor yapma fýrsatý Ýlknur Cengiz ZVC Posküder (ZaalVoetbalClub Poskuder) 14-24 yaþ arasýndaki gençlerin oynadýðý bir salon futbol kulübü. Kulübe ilginin yoðun olduðu hafta sonlarý yaklaþýk 30 gençin çalýþmalara katýldýðý bildirildi. Gençlerin ve ailelerin çok memnun olduðu ailelerin gençlerin spor yapamasýna olumlu baktýðý belirtildi. Takým, biri yaz aylarýnda diðeri kýþýn olmak üzere 2 turnuvaya katýlýyor. Diðer zamanlarda ise Pazar günleri gençlere spor yapma olanaðý saðlanýyor. Posküder dernek yetkilileri ilginin bu þekilde devam etmesi durumunda çalýþmalarýný sürdüreceklerini belirttiler. Bilal Çakýr 1999’da kurulan ve baþkanlýðýný Murat Þahin’in yaptýðý Þahinspor Hasselt Futsal Takýmý Belçika 2. liginde þampiyonluða oynuyor. Þu anda lider durumda olan takým, Belçika kupasýnda da yarý finale kaldý. Ýkinci Baþkan Fuat Þahin hedeflerinin birinci lig olduðunu, Türkleri en iyi þekilde temsil etmek olduðunu söylüyor. Takým, Hasselt’taki Türk halkýndan destek bekliyor. Ýki takým tutan örnek taraftar Ahmet Cirit 50. yýlýný doldurmuþ Beþiktaþ ve Galatasaray taraftarý olarak, Liege bölgesinde spor baþkaný olarak anýlan çok sevilen bir sporsever. Herkes tarafýndan sevilen ve iki takýmý tutan istisna bir sporsever olan Ahmet Cirit, Liege’deki vatandaþlar tarafýndan ‘deðerli büyüðümüz’ diye de anýlýyor ve herkese örnek taraftar olarak gösteriliyor.
Benzer belgeler
Mart 2008 - Binfikir
istiyor” diyen Reynders, ekonomik göç projesine karþý çýkan PS Baþkaný Elio Di Rupo’ya Binfikir ile yaptýðý söyleþi aracýlýðýyla, “Zamanýnda babalarýmýz ekonomik göçe