Şubat 2007
Transkript
29.01.2007 11:04 Page 1 % 100 insan aranýyor! Ýnsanlar vurmakla ölmez Krallar gibi sürünmek Saðduyu “Ýnsan en az iki yüzlüdür” diyen Can çekiþmek… Canýn, burasý ve Prens Laurent’nýn yolsuzluk iddia- Brüksel’de mesai saatlerinde ara- eksik söylemiþ. Yaþamý maskeli baloya çevirdiler; yakýnda maske takmayanlarý hayata... “öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da kalýp- kalmamakla... Erdinç UTKU Ýlknur CENGÝZ 8 16 larýna karýþýp Kraliyet’in tartýþýlmasý, Saxe Cobourg ailesi için ödediðimiz paralar konusunda... Erdem RESNE bayla uzun mesafeler gitmediðim için radyo dinleme refleksim de yoktur... 5 Leyla ERTORUN 4 Alain SERVANTIE ile söyleþtik Leyla Ertorun’un röportajý www.binfikir.be Sayfa 1.qxp Okuyun, bir fikir edinin Sayý 15 - Þubat 2007 sayfa 12-13 ’te Ufukta yine seçim var ederal Meclisin 150, 74 üyeli Senato’nun ise 40 yeni üyesinin belirleneceði Federal Genel Seçimlerin 10 Haziran’da yapýlmasý kararlaþtýrýldý. SP.A kongresinde “Herkese fýrsat eþitliði”, önümüzdeki dönemin ana temasý olarak oy birliði ile kabul edildi. CD&V Baþkaný Jo Vandeurzen ise koalisyonu topa tuttu. Dendermonde Hapishanesi’nden toplu kaçýþ ve Maliye Bakanlýðý’nýn yaptýðý 900 milyon Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen, 10 Haziran’dan sonra yeni bir rüzgar eseceðini ve CD&V’nin þimdiki koalisyona daha iyi bir seçenek sunacaðýný söyledi. Geçtiðimiz günlerde Flaman Devlet Kanalý F Türk ve Faslýlarýn yarýsý okulu terk ediyor Brüksel Serbest Üniversitesi’nin yaptýðý bir araþtýrma, Türk ve Faslý öðrencilerin düþük sosyo-ekonomik çevre koþullarý, evde baþka bir dilin konuþulmasý ve okula geç baþlanmasý nedenleriyle baþarýsýz olduklarýný ortaya çýkardý. Sayfa 3’te Flamanlar ve Valonlar ‘Farklý’ düþünüyorlar Profesor Henny Beijleveld, Flamanca’nýn aktif, Fransýzca’nýn isme baðlý bir dil olmasý nedeniyle Flaman ve Valonlar’ýn farklý düþündüklerini ifade etti. Sayfa 3’te Belçika’nýn Türkçe radyolarý den editör’ Yayýn sorumluluðu, taþýmasýný bilenler için aðýr bir yüktür. Haber yaparken, yazýlarý seçerken, hem içeriklerine hem de üslubuna dikkat etmek zorundasýnýz... Sayfa 3’te Türkçe radyolar, Fransýzca ve Flamanca hayatlarýmýza Türkçe duplaj yapýyorlar! Sayfa 19’da VRT’nin De Zevende Dag programýna katýlan Gerolf Annemans (Vlaams Belang), Hugo Coveliers (Vlott) ve Jean-Marie Dedecker (Lijst Dedecker), seçimlerde sað partilerin iþbirliði yapmasýnýn olumlu bir atýlým olacaðý fikrinde birleþtiler. Annemans, “Forza Flandria” adýyla çýkarýlacak ortak listenin, üç partiden adaylarla oluþturulmasýný istedi. Frankofon tarafta ise Flamanlarýn federalizmi ileri götürme isteðine karþý cephe beklenirken, Baþbakan Verhofstadt’ýn yeni yýl konuþmasý ortalýðý gerdi. Yine ayný telden çalmayý beceremeyen PS, cdH ve Ecolo, MR’i Flaman Liberallerle iþbirliði yapmakla suçladýlar. Siyasi partilerin listelerine girecek Türk adaylar da yavaþ yavaþ belirleniyor. Sayfa 4-5’te Sayfa 2x.qxp 29.01.2007 08:31 Page 1 Sayfa 3.qxp 29.01.2007 08:08 Page 1 Þubat 2007 GÜNDEM Türk ve Faslýlarýn yarýsý okulu terk ediyor Haber Merkezi rüksel Serbest Üniversitesi Tempus Omnia Revelat (TOR) Çalýþma grubunun "Wit krijt schrijft beter-Beyaz tebeþir daha iyi yazar” adýndaki kitapta topladýðý araþtýrmalarda Faslý ve Türk kökenli öðrencilerin yaklaþýk yarýsýnýn, düþük sosyo-ekonomik çevre koþullarý, evde baþka bir dilin konuþulmasý ve okula geç baþlanmasý nedeniyle orta öðrenimlerini dip- B lomalarýný alamadan terk ettikleri ortaya çýktý. Faslý ve Türklerin % 40’dan daha fazlasý orta öðrenime 12 Kredi vadeleri uzuyor mmotheker þirketinin araþtýrmasýna göre Belçika’da ev kredilerinin vadesi gitgide uzuyor. Ev fiyatlarýnýn maaþlardan daha çabuk yükselmesi, aileleri en az 25 yýllýk kredi almaya zorluyor. 2006’da alýnan ev kredilerinin %60’ý, 25 yýl ve üstü vadeyle alýnmýþ. 2006 yýlýnda ev fiyatlarýnýn ortalamasý yine yükseldi. Müstakil evler 146.000 Euro’ya, daireler ise 154.000 Euro ortala- Ý yaþýndan sonra baþlýyor ve hemen derslerde geri kalýyor. Araþtýrmacýlara göre eðitimin erken aþamalarýndaki geri kalmanýn telafi edilmesi çok zor. Uzmanlar okula baþlama yaþýnýn daha erkene alýnmasýnýn sorunu azaltacaðýný düþünüyorlar. Faslý ve Türk genç erkeklerin % 25’den, kýzlarýn ise % 20’den azý üniversite eðitimine baþlayabiliyorlar. Bu oranlar Belçikalýlarda genç erkeklerde % 57 kýzlarda ise % 71. masýyla satýldý. Kredi vadelerinin uzamasýna raðmen lojman, aile giderlerinin daðýlýmýnda her geçen yýl daha büyük bir yer alýyor. Ev fiyatlarý her yýl ortalama %10 artarken, özel sektördeki maaþlar iki yýlda bir sadece %5 artýþ gösteriyor. Flamanlar ve Valonlar “FARKLI” Düþünüyorlar Flamanlarla Fransýzca konuþan Valonlar arasýndaki farklýlýklar konusunda yazýlar yazýlýyor, uzun tartýþmalar yapýlýyor. Nö ro-dilbilimci profesör Henny Bijleveld, aylýk Equilibre Dergisi’nde bu farklýlýklarýn dillerin yapýsýndan kaynaklandýðýný yazdý. rüksel Serbest Üniversitesi’nden (ULB ) profesör Henny Bijleveld aylýk Equilibre Dergisi’nde Flamanca dilini oluþturan temel öðelerin Fransýzca’dan çok farklý olduðunu ve bu nedenle de Flamanca konuþanlarýn Fransýzca konuþanlardan çok farklý bir yön- B temle düþündüklerini yazdý. Nöro-dilbilimci profesör Bijleveld, çocuklarýn düþünmeyi öðrenme biçimlerinin kullandýklarý dilden etkilendiðini belirtti. Profesör Bijleveld makalesinde “Flamanca’da fiil çok önemli. Flamanca aktif bir dil ve bu Flamanlarý daha giriþken ve verimli yapýyor. Flamanca konu- þanlar dillerini anlamak, karar vermek ve yapmak için kullanýyorlar. Fransýzca’da ise isim dilin çok önemli bir öðesi. Bu nedenle de Fransýzca bir kavramlar dili. Fransýzca konuþanlar kendilerini savunmada ve gerekçelendirmede çok kuvvetliler ve daha fazla anlayýp, daha fazla yansýtýyorlar” diye yazdý. Dil yapýlarýnýn düþünme biçimini belirlediðini düþünen profesör Bijleveld, bunun kültür üzerinde de önemli etkisi olduðuna inanýyor. Profesör Bijleveld tartýþmaya yeni bir bilimsel boyut kazandýrdý ancak bu konudaki tartýþma devam edeceðe benziyor. “Brüksel’e giriþte vergi” eçtiðimiz günlerde Frankofon Devlet Kanalý RTBF’teki “Mise au Point” programýnda çevre kirliliði tartýþýldý. CdH Baþkaný Joelle Milquet, vatandaþlarý çevre kirliliðinden caydýrmak için Brüksel giriþinde otomobilcilere vergi fikrini bile gündeme getirdi. “Tabii ki duvar örüp giþe koymayacaðýz ama bugün 4x4 gibi kirletici arabalarý gereksiz yere þehirde kullananlar var. Bunlarý önle- G menin yollarýný aramak lazým” diyen Milquet’ye cevap, PS’li Jean Cornil’den geldi. Cornil, “biz sosyalistler de bu konularla ilgiliyiz. Ama her þey vergiyle olmaz. O zaman parasý olan insanlara para karþýlýðý çevre kirliliði yaratma þansý vermiþ oluruz. Veya tam tersi, parasý olan insanlar az kirleten ama pahalý olan mallarý alacak, yine fakirler bunun bedelini ödeyecek” dedi. Buna karþýlýk Maliye Bakaný Didier Reynders (MR), olayýn uluslararasý boyutuna deðindi: “bugün ABD ve Çin’in endüstriyel gücünün etkisini azaltmadan hiçbir yere varamayýz.” 3 editör’den [email protected] Serpil Aygün Belçika’nýn Ogün Samast’larýný yaratmayalým Yayýn sorumluluðu taþýmasýný bilenler için aðýr bir yüktür. Haber yaparken, yazýlarý seçerken, hem içeriklerine hem de üslubuna dikkat etmek zorundasýnýz. Yaptýðýnýz bir haberle, yazdýðýnýz bir yazýyla bir kiþi ya da grup hakkýnda olumlu ya da olumsuz düþünülmesini saðlayabilirsiniz. Toplumu öfkenledirebilir ya da hoþgörüye davet edebilirsiniz. Milli duygularý ateþleyebilir ya da toplumu saðduyuya yönlendirebilirsiniz. Toplum sizin gözünüzle görür, kulaðýnýzla duyar ve kalemizden çýkanlarla davranýr. Bu nedenle sorumluluðunuz aðýrdýr. Kiþileri hedef gösteren, kendiniz gibi düþünmeyen ya da yayýn organýnýzýn çizgisine uymayanlarý vatan haini, düþman gibi lanse eden Toplum sizin gözüyayýnlar gazetecilik ahlanüzle görür, kulaðýkýna aykýrý olduðu gibi toplumsal yaþamýn gelecenýzla duyar ve kaði için de tehlikelidir. Aksi lemizden çýkanlarla takdirde milli duygularýmýzla yaþamý zenginleþtiredavranýr. Bu neceðimize, bu duygular adýdenle sorumluluðuna cinayet iþleriz. Katilleri, nuz aðýrdýr. medarýiftiharýmýz ilan ederiz. Ermeni asýllý Gazeteci – Yazar Hrant Dink’in öldürülmesi olayý medyanýn toplumsal yaþamdaki önemini bu anlamda bir kez daha ortaya koydu. Yazýlý ve görsel basýnýn kýþkýrtýcý, damgalayýcý yazý ve haberlerle kiþileri nasýl hedef gösterdiðini ve milli duygularýn kullanýlarak bir cinayetin nasýl gerçekleþtiðini hep birlikte yaþadýk. Þimdi hep birlikte üzülüyoruz… Ne zaman etikten bahsetsek, ne zaman yayýn ilkelerinden, cevap hakkýndan, objektiflikten bahsetsek büyük medya örnek gösterilip onlar da bunu yapýyor, yerel medya ne yapsýn, deniyor. Bir daha üzülmemek için, bizler Belçika’da yayýn yapan yerel medya temsilcileri olarak kendi sorumluluðumuzu üstlenip, kalemlerimizi dünyanýn ve büyük medyanýn kirliliðinden arýndýrýp kendi içimizdeki sorunlarý da bu anlamda çözmek zorundayýz. Aksi takdirde yaþadýðýmýz ülkede çokkültürlülüðün içinde milli duygularýn, memlekettekine oranla daha da hassaslaþtýðý bir atmosferde Belçikalý Türk toplumu yeni Ogün Samast’lar yaratýr. Bunlarý yaþamamak için yayýncýlýk ilkerine baðlý, medya gücünün bilincinde ve vicdani sorumluluðunu taþýyarak, yalansýz, objektif yayýnlar diliyorum, tüm topluma. Sevgili okurlar, Bildiðiniz gibi geçen ay Eurotürk Gazetesi sahibi Ethem Kýþlalý’nýn Belsim adlý ürününü pazarladýðý Eurosim þirketi tarafýndan Binfikir ve Beltürk Gazeteleri’nin isim haklarýnýn satýnalýndýðýný öðrenmiþtik. Bu konuda geçen sayýmýzda tavrýmýzý koymuþ, düþündüklerimizi yazmýþtýk. Konu hakkýnda gerekli yasal iþlemleri baþlatarak, Binfkir’in isim hakkýnýn sadece bu gazeteyi yaratanlara, 14 aydýr emek verip bu ismi güvenilir bir yayýn markasý yapanlara ait olduðunu, belgeleriyle ifade ettik. Bundan sonraki geliþmeleri de sizlerle paylaþmaya devam edeceðimizi bildirip, sizi Binfikir’le baþbaþa býrakýyorum. Keyifli okumalar… Sayfa 4.qxp 29.01.2007 08:10 Page 1 Þubat 2007 GÜNDEM 4 Federal seçimler 10 Haziran’da [email protected] Saðduyu rüksel’de mesai saatlerinde arabayla uzun mesafeler gitmediðim için radyo dinleme refleksim de yoktur. Ama o gün nasýl olduysa Première’i dinliyordum. Haberler veriliyordu ve spikerin « Ýstanbul’da bir Türk gazeteci vuruldu, ermeni asýllý » demesiyle irkildim. Ýçimden « Ýnþallah Hrant Dink deðildir » derken gazetecinin telaffuzundan 0 olup olmadýðýný anlayamadým. Gazeteci « Randing » gibi telaffuz ediyordu. Eve geldiðimde hemen Türk kanallarýný açtýk ve maalesef Türkiye’de bir kez daha bir gazeteci susturulmak istenmiþti, bir kez daha farklý bir ses çýkaran bir vatandaþ katledilmiþti. Bu kez, üstelik þu aralar çok konuþulan, çok tartýþýlan Ermeni sorununun özellikle Avrupa’da çok gündeme geldigi sýrada, Ermeni kökenli bir Türk vatandaþýna kýyýlýyordu. Ve maalesef, nihayet Ermeni sorununu Türkiye’de konuþulabiliyorken, sorgulanabiliyorken... Toleransýn birbiBana göre bu cinayetin Uður Mumcu, Abdi Ýpekçi, rine tahammül A.Taner Kýþlalý ve diðer gaolmadýðýný ve zetecilerimizin cinayetlerinfarklý olanlarýn den bir farký yok. Bazan Türkiye’nin bütünlüðü adýayrýmcýlýða na dýþ tehlikelere karþý dumaruz kalmalayarlý olmak isterken daha rýný engelleyemý suskun oluyoruz acaba, diye soruyorum kendi kenrek çaðdaþ bir dime. Fakat bu saydýðým topluma eriþileaydýnlar bazýlarýna göre daha aykýrý görünseler bile ceðini anladýðýbence Türkiye’nin iyiliðini mýzda, sanýrým herkesten daha çok arzulusorunun büyük yorlardý. Daha özgür, daha adil, daha demokratik, çaðbir kýsmýný çözdaþ bir ülkeydi, onlarýn özmüþ olacaðýz. ledikleri, Türkiye’ye yakýþtýrdýklarý. Ya Orhan Pamuk’a, Elif Safak’a yapýlanlara ne demeli. Onlarýn söylediklerine veya yazdýklarýna katýlýr ya da katýlmazsýnýz, bunu da karþý tez getirerek, kendi düþüncelerinizi ifade ederek yapabilirsiniz. Ama maalesef öyle olmuyor, “vatan haini” hakaretleriyle baþlayýp ölüm tehditleri ile devam ettirilen tepkiler. Uzun lafýn kýsasý, bu son cinayetin ardýndan bir çok kesim saðduyuya davet etti herkesi ve olayý kýnadý. Bir kýsým kýþkýrtýcý silahþör medya da yanlýþýnýn farkýna varmýþtýr ve cehaleti manipüle etmenin vatanseverlik deðil, Türkiye’ye zarardan baþka bir þey getirmediðini anlamýþtýr, umarýz. Öncelikle Türkiye, yakýn tarihini irdelemeli, eleþtirmelidir. Bölgede güçlü bir ülke ve istikrarlý bir Cumhuriyet’i dýþ tehlikelerden korumanýn yolu, 3 darbeyi ve diðer rejim krizlerini irdeleyerek, yanlýþlardan dersler çýkararak, vatandaþlarýný döneme göre ezmeden, her bireyin hakkýna sahip çýkmaya çalýþarak olur. Toleransýn birbirine tahammül olmadýðýný ve farklý olanlarýn (homoseksüeller, farklý etnik gruptan olanlar, gayri müslimler, vs…) ayrýmcýlýða maruz kalmalarýný engelleyerek çaðdaþ bir topluma eriþileceðini anladýðýmýzda sanýrým sorunun büyük bir kýsmýný çözmüþ olacaðýz. B Haber Merkezi ederal Meclis’in 150, 74 üyeli Senatonun ise 40 yeni üyesinin belirleneceði Federal Genel Seçimlerin 10 Haziran’da yapýlmasý kararlaþtýrýldý. Parlamento, çalýþmalarýný nisan ayýna kadar sürdürecek. Baþbakan Guy Verhofstadt, kendisinin ve Bakanlar Kurulu’nun mart ayýnda yapýlacak bütçe denetiminde 900 Euro fazla çýkmasýný amaçladýklarýný ifade etti. Liberal ve Sosyalist Partilerden oluþan koalisyon ülkeyi önümüzdeki 4 yýlda da yönetmeyi istiyor. Sosyalist ve Hristiyan Demokrat partiler, 10 Haziran tarihinin yüksek öðrenim sýnavlarýnýn tam ortasýna denk geldiði için seçimin baþka bir tarihte yapýlmasýný tercih ettiklerini bildirdiler. Aþýrý sað çýkýþ arýyor, sosya listler eþit haklar diyor Anvers’te yapýlan kongrede SP.A Baþkaný Johan Vande Lanotte, 10 Haziran Genel Seçimlerinde parlamentoya daha çok iþçi sokmak istediklerini açýkladý. VW Vorst/Forest sendika temsilcisi Jan Vanderpoorten ve Ford Genk sendika temsilcisi Meryame Kitir’in SP.A listesinde milletvekilliðine aday gösterilmesi bekleniyor. SP.A’lýlar, “Herkese fýrsat eþitliði”ni oy birliði ile önümüzdeki dönemin ana temasý olarak kabul ettiler. SP.A iþ, eðitim, kültür ve siyasette eþit haklarýn ve çokkültürlülüðün takipçisi olacak. Vande Lanotte daha fazla iþ isteyip, son maaþýn % 70’inin emekli maaþý olarak verildiði daha iyi emeklilik koþullarý ve saðlýk sigortasý için sosyal alanda da devlet reformu yapýlmasýný istedi. Çocuðunu tek baþýna yetiþtiren anne ya da babalarýn % 25’inin açlýk sýnýrýnda yaþadýklarýnýn gözden kaçtýðýný söyleyen SP.A’lýlar, önümüzdeki dönemde bu konuya daha duyarlý yaklaþýp, özel çalýþmalar yapacaklar. Esnaflarýn konumu iyileþtirilecek. Sivil Toplum Örgütleri ile yakýn diyalog içerisine girilip, istemleri parti politikalarýna yansýtýlacak. CD&V Baþkaný Jo Vandeurzen ise koalisyonu topa tuttu. Dendermonde Hapishanesi’nden toplu kaçýþ ve Maliye Bakanlýðý’nýn yaptýðý 900 milyon Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen 10 Haziran’dan sonra yeni bir rüzgar eseceðini F ve CD&V’nin þimdiki koalisyona daha iyi bir seçenek sunacaðýný söyledi. 2006 yerel seçimlerinde kan kaybeden Vlaams Belang, yeni partilerin türemesinden rahatsýz. Hugo Coveliers’in Vlott partisini kurmasý, eski VLD’li Jean-Marie Dedecker’in de Lijst Dedecker’ý sunmasý, ýrkçý partiyi rahatsýz ediyor. Geçtiðimiz günlerde Fla- man Devlet Kanalý VRT’nin De Zevende Dag programýna katýlan Gerolf Annemans (VB), Hugo Coveliers ve Jean-Marie Dedecker, seçimlerde sað partilerin iþbirliði yapmasýnýn olumlu bir atýlým olacaðý fikrinde birleþtiler. Fakat üç liderden hiçbiri, diðerlerini somut olarak kendi çatýsýna davet etmedi. VB’li Anne- mans, Forza Flandria adýnda tek liste olmasýný ve üç partiden adaylarýn bu listeye girmesini önerdi fakat henüz net bir cevap alamadý. VLD’den ayrýlarak büyük yanký uyandýran ve ýrkçýlýða yakýn sözler sarfeden Dedecker ise, “üstüne basa basa söyleyebilirim ki asla bir Vlaams Belang’lý olmam” dedi ama iþbirliðine de açýk kapý býraktý. Bu tartýþmalar yaþanýrken otoriter yapýsýyla bilinen Vlaams Belang ilk kez içten sarsýldý. Marie-Rose Morel, Baþkan Franck Vanhecke ve Filip Dewinter’in yönetimini eleþtirdi. Dedecker’e birliktelik teklif edilmesine de karþý çýkan Morel, VB’nin söylemlerini yumuþatmasýndan yana. Zaten düþüþe geçen VB’nin 2007 seçimlerindeki sonucu merakla bekleniyor. Verhofstadt Frankofonlarý böldü Geleneksel yýlbaþý söylevinde Kral’ýn yerine sahneye çýkan Verhofstadt, beklenmedik biçimde hükümet deðil de “kendi adýna” konuþtuðunu belirtip, seçim kampanyasýný baþlatmýþ oldu. Statükocular kadar baðýmsýzlýk isteyenleri de eleþtiren Verhofstadt, federalizmde “üçüncü yol” fikrini ortaya attý ve devlet reformunun mutlaka gündeme alýnmasýný istedi. Hükümet ortaklarý SP.A ve PS’i konuþmasýndan haberdar etmeyen Verhofstadt’ýn söylevini, sadece MR’li Maliye Bakaný Didier Reynders biliyordu. Adalet Ba- Sayfa 5.qxp 29.01.2007 08:14 Page 1 Þubat 2007 rens Laurent’nýn yolsuzluk iddialarýna karýþýp Kraliyet’in tartýþýlmasý, Saxe Cobourg ailesi için ödediðimiz paralar konusunda haklý olarak tepki doðurdu. Küçüklüðümüzde her masal anlatýldýðýnda mutlaka bahsi geçen “ihtiþamlý Kral” imajý, o zamanlar ne kadar hoþ karþýlanýyordu ise, büyüyünce bir o kadar haksýzlýk gibi görülüyor, Mavi kan taþýmak. Prens’e, Kraliyet ailesine ve bize olan maliyetlerine tepkiliyiz de, acaba o kadar güzel bir hayat mý sürüyorlar? Cumhuriyetçi olarak, düþünmeden edemedim... Kimseler size danýþmadan Prens doðuyorsunuz. Duruþunuz olmalý. Herkes sokakta top peþinde koþtururken siz camlar ardýndan bakmak zorunda kalabilirsiniz. Çünkü Prensler akýllý olur. Orta okul çaðýnda sinemaya gitmek istersiniz. Ama arkadaþlarýnýzla gidemezsiniz. Korumalarýnýz, danýþmanlarýnýz olmalý. O yaþta bir ergen ne danýþacaksa artýk... Reþit yaþa gelirsiniz, artýk Kral size bakmaz. Size de bütçe ayýrýlýr, paþa paþa yaþarsýnýz. Ama çalýþmak olmaz, çünkü çalýþýrsanýz ödenek kesilir. Kaldý ki çalýþmak için eðitilmediniz: size sadece poz vermeyi, her þartta gülümsemeyi ve ülkenin durumunu düþünmeyi öðrettiler. GÜNDEM 5 P [email protected] KRALLAR GÝBÝ SÜRÜNMEK Prens Laurent’ýn sorgusuz sualsiz para kabul etmesi o kadar da yadýrganacak bir durum deðil. Çünkü sefaleti tatmamýþsýnýz. Çünkü baþkalarýnýn sýrtýndan yaþamak, anayasal bir hak olarak size tanýnmýþ, fikriniz sorulmadan. Sizin ülke yönetmek gibi bir derdiniz olmasa bile. Oldunuz olalý, birileri hep sizin için para bulmuþ. Bu þartlarda Prens Laurent’nýn, danýþmaný olan bir Deniz Kuvvetleri görevlisinden para almasý bence o kadar da yadýrganacak bir þey deðil. Sizi eðittikleri o gerçek dýþý yaþamda, insanlarýn para kaný Onkelinx ve PS Baþkaný Di Rupo, Baþbakan’ýn bu tutumuna sert tepki gösterdiler. Geçen yýl boyunca CD&V’nin aðýr toplarýndan Leterme’nin Flaman Bölgesi adýna isteklerine karþý birleþmeden bahseden Frankofon partiler, henüz ortak bir çizgi belirleyemeden bu kez Verhofstadt’ýn konuþmasýyla bölündüler. MR ve Didier Reynders’i Flaman Liberallerle ortak çalýþmakla suçlayan diðer partiler, Devlet Reformu’yla ilgili tutumlarýný belirleyemediler. Geçen yýl “Flamanlar daha fazla baðýmsýzlýk isterse biz de Brüksel’in geniþlemesini talep ederiz” diyen Frankofonlar, bir türlü baþka somut içerik belirleyemiyor. PS cephesinde belirsizlikler sürüyor. Liege parti teþkilatýnda Michel Daerden’in liderliði tartýþýlýyor. Charleroi’da ise Van Cauwenberghe dönemi sonrasýnda nasýl bir liste oluþacaðý henüz netleþmedi. Ecolo da 2000 seçimlerinden sonra sürekli hale gelen oy kaybýna ‘dur’ demek istiyor. Brüksel teþkilatýnýn ünlü ismi Henri Simons, Brüksel encümenliðini kaybettikten sonra þimdi de parti genel müdürlüðü tarafýndan federal seçimler için listenin son sýrasýna itildi. Bu þartlarda seçime girmek istemeyen Simons’suz Ecolo’da lider kiþilik eksikliði yaþanýyor. MR’de ise, PS’e karþý aylardýr süren psikolojik medya savaþý yorgunluk yarattý. Di Rupo’yla Leterme arasýndaki düelloda eriyip gitmek istemeyen Reynders, VLD ile birliktelik sergileme çabasýnda. bulmak için yasa ve ahlak dýþý yöntemler kullanacaðýný aklýnýza getiremeyebilirsiniz. Çünkü sefaleti tatmamýþsýnýz. Çünkü baþkalarýnýn sýrtýndan yaþamak, anayasal bir hak olarak size tanýnmýþ, fikriniz sorulmadan. Gün gelir, sizin sorumlu olmadýðýnýz fakat istemeden yararlandýðýnýz bir yolsuzluk olayý patlar ve herkes hayatýnýzý irdeler. Haklý olarak irdeler. Çünkü demokratik bir ülkede, kamu parasýyla yaþayan kurum ve insanlarýn özeli kalmaz. Ve her gün gazetelerde çocukluðunuz tartýþýlýr, çalýþamamanýzýn ne gibi bir haksýzlýk olduðu bazen söylenir, sizin sorumlu olmadýðýnýz ama bu kadar da saf olunmamasý gerektiði düþünülür,... Her yýl 8 milyon Avro’ya yakýn paranýn devlet kasalarýndan bu aileye ödenmesi beni rahatsýz ediyor. Ama hiçbir þey istememiþ olan çocuklarýn yaþamý ve vicdanýna bu kadar sorumluluk yükleyip, onlarýn da iþ hayatýna atýlmalarýný önlemek, ardýndan da farkýnda olmadýklarý ve çevrelerindeki kurtlar tarafýndan hazýrlanan yolsuzluklardan sorumlu tutulmalarýný içime sindiremiyorum. Televizyonda o kadar eðitici program varken, Kraliyet ailelerini anlatan lüks paparazzi programlarýný iþtah ve kýskançlýkla seyretmek, ardýndan da bir tek hatalarýna denk gelince o kadar özendiðimiz insanlarý medya sayfalarýnda topa tutmak, ne kadar saðlýklý bir davranýþ? Varlýklarýný sorguluyorsak, sýrf varlýklarýný hayal etmek adýna izlediðimiz “Place Royale” ve “Royalty”yi reyting lideri yapmaktan vazgeçelim. PARTÝLER TÜRK ADAYLARINI BELÝRLÝYOR SP.A : Siyasi kulislerde Senatör Fatma Pehlivan’ýn tekrar aday olmayacaðý konuþuluyor ancak Anvers’teki parti kongresinde görüþtüðümüz ve kendi adaylýðý hakkýnda yorum yapmaktan kaçýnan Pehlivan, “Listeler þubat ayý sonunda belli olacak” þeklinde konuþtu. Adaylýðý beklenen ve halen federal parlamentodaki tek Türk kökenli milletvekili olan Cemal Çavdarlý’nýn adaylýðý yine ayný þekilde Þubat sonunda kesinleþecek. Selahattin Koçak ve Duygu Akdemir’in de adý bu partinin adaylarý arasýnda anýlýyor. Anvers’te ise geçtiðimiz yerel seçimlerde baþarýlarýyla dikkat çeken Güler Turan ve Þener Uðurlu’nun isimleri konuþuluyor. CD&V : Ali Çaðlar ve Ergün Top’un aday olmasý bekleniyor. Çaðlar, Binfikir’e “listenin henüz belirlenmediðini ve görüþmelerin sürdüðünü” söylerken ayný þekilde Ergün Top da “Meclis ya da senatodan hangisine aday olacaðýnýn henüz belli olmadýðýný, kendisinin senatoyu tercih ettiðini” söyledi. Groen!: Meryem Kaçar ve Meryem Almacý partinin adaylarý arasýnda. Almacý Anvers’te liste baþý yapýldý. PS: Emir Kýr, Emin Özkara ve Serdar Kýlýç’ýn adý adaylar arasýnda geçiyor. Ancak isimler henüz kesinleþmedi. Kýlýç, Binfikir’e “ aday adaylarý arasýnda bulunduðunu” teyit etti. Liege’de PS de dahil olmak üzere hiçbir partiden Türk aday gösterilmiyor. MR: Sadýk Köksal’ýn aday gösterilmesi söz konusu. Binfikir’e konuþan Köksal “liste ve adaylar konusunun partide ve partili Türkler arasýnda görüþüleceðini” söyledi. CDH: Halis Kökten “Kobay aday olmak, kullanýlmak istemiyorum. Ýyi bir sýra verilirse aday olurum. Parti Baþkaný’ndan teklif geldi. Schaerbeek’te aldýðým oylar dikkatini çekmiþ derken, adý adaylar arasýnda geçen Bahtýþen Yarol Binfikir’e “ Aday olmayý düþünmediðini” söyledi. ÝSTANBUL EMNÝYET MÜDÜRÜ’NDEN KIR’A ZÝYARET PA’nýn organize ettiði ve 21 ülkeden emniyet futbol takýmlarýnýn katýldýðý dostluk maçý nedeniyle Hollanda’da bulunan Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve beraberindeki heyet, Brüksel’e yaptýklarý turistik gezi esnasýnda Bakan Emir Kýr’ý ziyaret etti. Bakan Emir Kýr, Ýstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ýn nazik ziyaretlerinden dolayý duyduðu memnuniyeti dile getirirken, “ Ýstanbul Emniyet Müdürü’nü aðýrlamak benim için bir gururdur. Kendisiyle Ýstanbul’daki emniyet çalýþmalarý ve tarihi anýtlarýn korunmasý ile ilgili yararlý sohbetlerde bulunduk" dedi. Ýstanbul Emniyet Müdürü Celallettin Cerrah ise ziyaretlerinin resmi bir içeriði olmadýðýný vurgularken “ Brüksel’e yaptýðýmýz bu turistik gezi esnasýnda Sayýn Bakanýmýzý da görmek, sohbet I etmek istedik. Kendisi bize buradaki tarihi anýtlar konusunda son derece faydalý bilgiler verdi” þeklinde ziyareti deðerlendirdi. Karþýlýklý sohbet sonrasý Bakan Emir Kýr, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a üzerinde Brüksel’in çeþitli simgelerinin bulunduðu bir plaket ve Brüksel’in tarihsel dokusunu anlatan kitaplar armaðan etti. Bakan Kýr ayrýca tüm heyete Brüksel’in tarihini dokusunu anlatan kitaplardan oluþan paketten birer tane hediye etti. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk Dairesi Baþkaný Ali Gedik, Yabancýlar Dairesi Baþkaný Mustafa Köse, Ýstihbarat Dairesi Baþkaný Ahmet Ýlhan, Basýn Müþaviri Rýdvan Günaydýn ve Özel Kalem Müdürü Nejdet Uzun ve eþlerinin bulunduðu heyet, ertesi gün Türkiye’ye döndü. Sayfa 6.qxp 29.01.2007 10:54 Page 1 GÜNDEM 6 arihin derinliklerine indikçe düþüncenin çok uzun bir süre suç olarak nitelendirilip cezalandýrýldýðýný görüyoruz. Günümüzde ise bu trendin, özellikle geliþmiþ olarak kabul ettiðimiz ülkelerde, ortadan kaybolma aþamasýna geldiðini söylemek mümkün. Düþüncenin hâlâ suç sayýldýðý ülkeler ise henüz tam anlamýyla geliþememiþ ve kafalarýn deðiþtirilemediði yerler olmalarýyla dikkat çekiyor. Türkiye de belli bir ilerleme kaydetmesine ve 20 yýl öncesiyle kýyaslandýðýnda hendeði atlama aþamasýna gelmesine karþýn kafalarýn deðiþime direndiði ülkeler arasýnda yer alýyor. Türkiye, düþünceyi suç olmaktan çýkarma ve vatandaþlarýnýn fikirlerini özgürce dile getirebilecekleri bir ülke olma taahhüdü altýnda. Buna karþýn Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülke arasýnda, ki bu ülkeler arasýnda çoðumuzun tepeden bakýp “Bunlarýn neresi demokrasi?” dediðimiz ülkeler de var, ifade özgürlüðünün en çok ihlal edildiði ülkelerin baþýný çekiyor. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi’nin 2006’da Türkiye hakkýnda karara baðladýðý 334 davadan yüzde 10’unda ifade özgürlüðünün ihlal edildiði görülüyor. Tabii bu oranla Türkiye’nin diðer ülkeleri açýk ara geride býraktýðýný söylemeye gerek bile yok. T Þubat 2007 çim koþullarýna, sýnýrlamalara ve yaptýrýmlara baðlanabilir.” [email protected] Sorun kafada Hedef Batý olsa da yargý makamlarýndaki tüm kafalar yüzlerini Batý’ya ve onun deðerlerine çevirmedikleri ya da çevirmek istemedikleri için teoride ihlal içermeyen düþünceler pratikte suç halini alýyorlar. Ankara’nýn altýna imza attýðý Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi’nin ifade özgürlüðünü garanti altýna alan 10. maddesi aynen þu ifadelere yer veriyor: “1. Herkes görüþlerini açýklama ve anlatým özgürlüðüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüðü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sýnýrlarý söz konusu olmaksýzýn haber veya fikir alma ve verme özgürlüðünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema iþletmelerini bir izin rejimine baðlý tutmalarýna engel deðildir. 2. Görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlüklerin kullanýlmasý, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliðinde olarak, ulusal güvenliðin, toprak bütünlüðünün veya kamu emniyetinin korunmasý, kamu düzeninin saðlanmasý ve suç iþlenmesinin önlenmesi, saðlýðýn veya ahlakýn, baþkalarýnýn þöhret ve haklarýnýn korunmasý veya yargý gücünün otorite ve tarafsýzlýðýnýn saðlanmasý için yasayla öngörülen bazý bi- Bu madde, bireye geniþ bir özgürlük tanýndýðýný ancak belli noktada kýsýtlama ve yaptýrým uygulanabileceðini net bir þekilde hissettiriyor. Açýkçasý þiddete teþvik ve hakaret içermediði sürece de her tür fikir kabul görüyor. Bizim 301. maddenin bir bölümünde de “Eleþtiri amacýyla yapýlan düþünce açýklamalarý suç oluþturmaz” ifadeleri yer alýr. Asýl sorun ise eleþtiriyle hakaret arasýndaki farký belirlemeye çalýþmanýn oldukça sorunlu olmasýdýr. Hedef Batý olsa da yargý makamlarýndaki tüm kafalar yüzlerini Batý’ya ve onun deðerlerine çevirmedikleri ya da çevirmek istemedikleri için teoride ihlal içermeyen düþünceler pratikte suç halini alýyorlar. Baþka ülkelerde de 301. madde benzeri maddeler bulmak kolay. Zor olan ise bu maddelerden ceza alanlarý bulmak. En büyük sorun, Türkiye’de olduðu kadar Brüksel-Ankara hattýnda da tartýþma ve gerginlik yaþanmasýna neden olan bu maddenin yorumlanmasýnda. Baþka bir deyiþle sorun kafalarda. Kafalarýn kýsa vadede deðiþmesinin pek mümkün gözükmediðini düþünürsek tek çare yasanýn deðiþtirilmesi. TÜRK MÜCEVHER TASARIMCISINA BELÇÝKALILARDAN YOÐUN ÝLGÝ Gent þehir merkezinde “Edelgedacht” adlý galeri Türkiye’den mücevher tasarýmcýsý Sevan Býçakçý’nýn koleksiyonunu satýyor. Sevan Býçakçý’nýn 1800 Euro’dan 10 bin Euro’ya deðer biçilen tasarýmlarýndan Kasým ayýndan beri 4 tane satan galeri sahibi Jan Vanhouttegem, Býçakçý’nýn eserlerini son derece etkileyici bulurken, Belçika’da yaþayan Türk toplumunun Sevan Býçakçý’dan haberdar olmasýný istiyor. Serpil Aygün Sevan Býçakçý, geçtiðimiz yýllarda ABD’de dünyada mücevher tasarýmcýlarýna verilen önemli ödüllerden biri olan Couture’ýn büyük ödülünü kazanmýþ. Býçakçý, kasým ayýnda Belçika’ya, eserlerinin satýlalacaðý Edelgedacht Galerisi’nin açýlýþý için gelmiþ. Belçika’da ünlü bir sanat dergisi olan ISEL ilk defa bir yabancý sanatçýyý tanýtarak, ocak sonunda çýkan sayýsýnda Sevan Býçakçý’ya yer vermiþ. Sevan Býçakçý eserlerini daha çok Ýstanbul ve Ýstanbul’un kültürel, tarihi ve dinsel çeþitliliðinden esinlenerek hazýrlýyor. Osmanlý sultanlarýný kullandýðý yüzüklerden, Ýstanbul’un yedi tepesini simgeleyen ve yedi dini sembolü kullandýðý taþlarla Allah’ý simgeleyen elmas yüzüðü ile dikkat çeken koleksiyonu ilk defa Belçika’da. Sevan Býçakçý tasarýmlarýnda 24 ayar altýn, gümüþ ve farklý renklerde elmas kullanýyor. Tamamýyla el yapýmý olan tasarýmlardan dünyada sadece birer tane bulunuyor. Seri üretim yapmayan Býçakçý’nýn eserleri ile ilk defa Ýtalya’da bir mücevher fuarýnda karþýlaþan Jan Vanhouttegem kasým ayýndan beri, Sevan Býçakçý’nýn tasarýmlarýný Belçikalý müþterilerle buluþturuyor. Sevan Býçakçý, Ýstanbul ve Anadolu’nun tarihsel, dini ve kültürel dokusunun yansýttýðý eserleri yanýnda meyveler ve hayvanlar adlý koleksiyonunda da etkileyici ancak daha modern tasarýmlar sunmuþ. Galeri sahibi Jan Vanhouttegem, Sevan Býçakçý’nýn dört tasarýmýný sattýðýný bildirirken, eserleri alan tüm müþterilerinin Belçikalý olduðunu söylüyor. Vanhouttegem objektifimize, Sevan Býçakçý’nýn Belçikalý gazetecilere verdiði pozu yineleyerek veriyor. Sayfa 7.qxp 29.01.2007 10:59 Page 1 Þubat 2007 7 GÜNDEM Uður Mumcu konferansla anýldý Uðradýðý bombalý saldýrýda yaþamýný yitiren gazeteci-yazar Uður Mumcu öldürülüþü nün 14. yýlýnda Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði’nin (BADD) düzenlediði Emekli Yargýtay Baþsavcýsý Vural Savaþ’ýn verdiði bir konferansla anýldý. Erdinç Utku Vural Savaþ konferans’ta yaptýðý konuþmada Uður Mumcu’nun yýllar önce kaleme aldýðý yazýlardan örnekler okuyarak, “Türkiye’nin emperyalist ülkelerin hedefi” olduðunu vurguladý. Konuþmasýnda Atatürk’ün sade- ce bize benzeyen özgün bir sistem oluþturduðunu vurgulayan Savaþ, Atatürk’ten alýntý yaparak “Biz kimseye benzememekle gurur duymalýyýz. Biz bize benziyoruz” dediðini belirtti. Brüksel’de düzenlenen konferansa yoðun bir katýlým gerçekleþti, salon týklým týklým doldu. Çok sayýda kiþi Vural Savaþ’ý ayakta dinledi. Etkinlikte bugüne kadar terör saldýrýlarýnda yaþamlarýný yitiren basýn mensuplarý da 1 dakikalýk saygý duruþu ile anýldý. Savaþ « Atatürk’ü bir batý hayraný olarak sunmak isteyenler Atatürk’e hakaret ediyorlar. Ulusal Kurtuluþ Savaþý ülkemizi iþgal eden Batýlýlara karþý verilmiþtir. Ulusal Kurtuluþ Sa- vaþý emperyalistlere karþý bir baþ kaldýrýdýr. Günümüzde de ulusal kurtuluþ mücadelesi vermek gerekiyor » dedi. Avrupa’daki ýrkçý tehlike’ye de dikkat çeken Savaþ, Avrupa’nýn ekonomik gerileme devrine girdiðini ve gizli bir çöküntü yaþadýðýný Batýlý kaynaklardan alýntý yaparak anlattý. Avrupa Sosyal siteminin zor durumda olduðunu belirten Savaþ, Türkiye’nin kalkýnma potensiyeli Batýlýlarý korkutuyor.” diye konuþtu. Türk firmalarý buluþuyor Temse Expo Hallen’de 8-11 Þubat tarihleri arasýnda Buluþma 2007 adýyla Türk firmalarý biraraya gelirken çeþitli kültür sanat etkinlikleri de organize ediliyor. Bakay Group’un düzenlediði bu fuarda bir taraftan ticari buluþmalar gerçekleþirken bir taraftan da kültürel bir buluþma hedefleniyor. Haber Merkezi -11 Þubat tarihleri arasýnda Temse Expo Hallen’de gerçekleþecek olan Buluþma 2007 Fuarý’nda iletiþim, yayýncýlýk, turizm, gýda, iç dekorasyon ve hazýr giyim sektörlerinden þirketler yer alacak. Binfikir’e özel bir açýklama yapan fuar organizatörleri “Bakay Group olarak düzenleyicisi olduðumuz Buluþma 2007 Fuarý, Türk toplumunun enerjisini ticari ve kültürel boyutta bir potada buluþturarak Avrupa’daki gücümüzün daha iyi farkýna varma, geçmiþten geleceðe saðlam köprüler kurma düþüncesiyle gerçekleþtirilen bir projedir. Bu yýl ilki gerçekleþtirilecek olan projemiz her yýl yinelenecektir. Ciner Grubu’nun medya sponsorluðu ile gerçekleþen projeye Çaðdaþ Dernekler Federasyonu da kültürel etkinlik boyutuyla katkýda bulunmaktadýr. Ticari firmalarýn yanýnda çeþitli kültürel derneklerin bulunacaðý ve sanat etkinliklerine yer verilecek olan fuarda 8 yazarlarla söyleþi, þiir dinletileri ve kitap imza günleri de gerçekleþtirilecek” dediler. 8 Þubat’ta açýlýþý yapýlacak olan Buluþma Fuarý, 9-11 Þubat tarihleri arasýnda saat 10’dan 19’a kadar ziyarete açýk olacak. Fuar boyunca kültürlerarasý etkinlikler de düzenlenecek; geleneksel kýyafetlerin sunulacaðý defilelerin yaný sýra, çeþitli ülke mutfaklarýndan yemekler de ziyaretçilerin beðenisine sunulacak. Fotoðraf, resim, karikatür, hat ve ebru sanatý sergilerinin de yer aldýðý fuarýn son günü, düzenlenen söyleþi ve kitap imza etkinliðinde Murat Tuncel ( Hollanda ), Selma Ceylan ( Almanya ) , Nihat Kemal Ateþ ( Belçika ) ve Yeþim Eyüboðlu ( Türkiye ) yer alacak. 10 Þubat Cumartesi saat 20.00’den itibaren gerçekleþecek olan fuar özel konserinde ise Hadise, Mahir Tezerdi, Gülnaz, Djiko, Grup Aydostlar, oryantal dans gösterisi ve roman müzik grubu var. [email protected] Fýrat’ýn türküsü ‘Ürkek Güvercin’i görebilmek umuduyla baktým dakikalarca, bulutlarýn arasýna, aþaðýya, belki gökyüzüne yükselirken son bir kez selamlaþýrýz diye... Tarihe not düþmek... tarih: 23 Ocak 2007, saat: 16.00 sularý, yer: TK1938 sefer sayýlý THY uçaðý, mekan: Ýstanbul semalarý... ‘Ürkek Güvercin’i görebilmek umuduyla baktým dakikalarca, bulutlarýn arasýna, aþaðýya, belki gökyüzüne yükselirken son bir kez selamlaþýrýz diye... Avrupa Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘2006 Baþarý Ödülleri’nde bana verilen ödülü almaya giderken sevinçten uçuyordum. Türkiye ise kederde.. ‘Türklüðe hakaret ettiði’ gerekçesiyle hakkýnda dava açýlan Türkiye Ermenisi Hrant (Fýrat) Dink, Ahmet Hakan’ýn CNNTürk’te yayýnlanan programýnda, “alnýma sürülen bu kara lekeyi silmek istiyorum” dese de kimse duymadý, Duymak istemedi... ‘Ürkek Güver“Evet, gözümüz var bu vatanýn topraðýnda... cin’i görebilmek ama koparýp götürmek için deumuduyla baktým ðil, en dibine gömülmek için...” dakikalarca,bulutdese de larýn arasýna, aþakimse anlamadý, ðýya, belki gökyüanlamak istemedi... züne yükselirken Hrant Dink’in vasiyeti olan “cenazemde pankart açýlmasýn, son bir kez selamslogan atýlmasýn”a herkes saygý laþý rýz diye... duydu. Türkiye’de, herkes bir günlüðüne Ermeni! oldu, bir günlüðüne Hrant! O ise hepimizden çok Türk. “Ýfade özgürlüðünü kýsýtlayan 301. madde kaldýrýlmýþ olsa belki Hrant Dink hala yaþýyor olacaktý” düþüncesi dolaþýrken beynimde, Baþbakan Erdoðan’ýn elinden alacaktým Avrupa Gazeteciler Cemiyeti’nin verdiði Onur Ödülü’nü. Sahneye davet edildim, Baþbakan Erdoðan bana, “daha çok çalýþmamýz lazým” dedi. “demokratikleþmek için daha çok çalýþmamýz lazým” diye algýladým. Veya öyle olmasýný diledim yüreðimin derinliklerinden... “Gözler ýþýl ýþýldýr. Baþarmanýn mutluluðudur bu. Aslýnda O almaz tüm ödülleri. Ama O'nun adýna alan birileri vardýr. Uzakta olsalarda ayný sevinci yaþarlar. Biri eline alýr ödülünü ‘baþardým, ben aldým, bizim adýmýza aldým’ der ve sevinci yüzüne yansýr. Diðeri O’nun resmine bakar ‘O aldý, bizim adýmýza aldý’ der ve ayný sevinci yaþar, gözleri dolarak. Gurur duyar ve göðsünü kabartarak ‘DOSTUM, KARDEÞÝM sen hakettin bunu’ der sevinçle.” Kendisi 3.500 km uzakta olsa da yüreði 3,5 mm mesafede olmayan dostkardeþim Hakan Övünç’ün bu satýrlarý daha büyük mutluluk yaþattý bana... Ýþte sýrf bu yüzden, affýnýza sýðýnarak, dertleþmek, biraz, þýmarmak! paylaþmak istedim... Sayfa 8.qxp 29.01.2007 11:07 Page 1 8 Þubat 2007 GÜNDEM Türk sanatçýlarýn ýþýklý gösterisi Schuman Meydanýnda lmanya’nýn dönem baþkanlýðýnýn baþladýðý þu günlerde Brüksel Goethe Enstitüsü’nün kültürel çalýþmalarý kapsamýnda iki Türk kardeþ olan Anny ve Sibel Öztürk’ün ýþýklý çalýþmasý Schuman meydanýný süslüyor. “ Daha fazla ýþýk” adlý ýþýk gösterisi, AB binalarýnýn bulunduðu Schuman meydanýnýn trafik seslerini alarak ýþýða dönüþtüyor. 18 Þubat’ta yapýlan bir basýn toplantýsý ile tanýtýlan çalýþma, Avrupa’nýn önemli kararlarýnýn alýndýðý AB binalarýnýn yer aldýðý Schuman Meydaný için özel olarak tasarlanmýþ. Iþýk dansý ve renk oyunlarýyla AB ve çevresinin dinamizmini yansýtmayý hedefliyor. Çember þeklindeki ýþýk sisteminde ýþýklar, çevredeki sesleri bir mikrofon aracýlýðyla alarak farklý renklere ve hareketlere dönüþ- A [email protected] % 100 ÝNSAN ARANIYOR! nsan en az iki yüzlüdür” diyen eksik söylemiþ. Yaþamý maskeli baloya çevirdiler; yakýnda maske takmayanlarý hayata almayacaklar. “Anadolu Çocuðu”nun o temizliði ve içtenliði Avrupa’ya gelince yerini eþini dostunu kýskanmaya, aldatmaya ve çaktýrmadan kazýk atmaya býrakýyor. Ýþ dünyasýnda serbest piyasa kurallarý yerine rakibinin ayaðýný çelme, sýrtýndan hançerleme, arkadan vurma kurallarý geçerli. Dayanýþma içinde tatlý rekabet yapmayý unuttu, insanýmýz. Küçüklü büyüklü Anadolu kentlerinde esnafýmýz rekabet etmekle birlikte birbirleriyle dayanýþmayý da elden býrakmazdý. Geceleri eþkiyalarýn bastýðý “benim doðduðum köylerde”, kimse rakibini arkadan hançerlemeyi aklýnýn ucundan bile geçirmezdi. Gizli saklý bir þekilde “isim hakký” ele geçirme entrikalarý cevirmezdi en üç kaðýtçý iþadaBen de insan mý bile. Para icat oldu, arýyorum; % 100 mertlik bozuldu da diyemeyeceðim çünkü para insan! Fark etmez; kazanma hýrsý ve yaþam Türk, Belçikalý, mücadelesi o zaman da Alman... Yeter ki vardý. Ama paranýn satýn insan olsun, % 100 alamayacaðý deðerler hala saygýnlýðýný koruyordu, insan! Görenlerin, günümüzdeki gibi müzeye duyanlarýn ya da kaldýrýlmamýþtý. Tanrý, insaný diðer insanlardan koyerini bilenlerin rusun! “Bu devirde babana insaniyet namýna bile güvenmeyeceksin” diyenler ne yazýk ki haklý çýbildirmesi rica olukýyor. Halbuki ben her nur! zaman insanlara güvenmek, omuz omuza, sýrt sýrta verip, insanlýða yararlý iþlere diðerleri ile birlikte imza atmak istedim. Ancak giriþtiðimiz tüm iþlerde ne zaman baþarýlý olacak gibi olduysak hemen birileri çelme takmayý denedi. Þimdi de Binfikir, birilerinin aðýzýný sulandýrýyor. Kendilerine Türkiye’den bir dolmuþ sözü salýk vereceðim; “Nazar etme n’olur, çalýþ senin de olur!” *** “Biz büyüdük ve kirlendi dünya” diyen ozanýmýz aslýnda “Dünya’yý biz kirlettik” demek istiyor. Evet, biz insanlar kirletti dünyayý. Dünya Saðlýk Örgütü”ne ihbarda bulunacaðým “Dikkat, insanlarýn da sütü bozuk çýkýyor” diye. Ýnsanoðlu çið süt emdiðinden mi sütü bozuk çýkýyor yoksa? “Malzemesinden mi çalýyorsun ya Rab, insanlar defolu çýkýyor” dediðimize göre “insan”da bir sorun var. Savaþý biz çýkarýrýz, doðanýn dengesini biz bozarýz, diðer insanlarý en vahþi þekilde yine biz öldürürüz. En yabani hayvandan daha yabani, en vahþisinden daha vahþiyiz. Irkçýlýk biz insanlarýn icadý. Bizim gibi düþünmeyenleri öldürmenin patenti de bize ait. *** Yakýnda Diyojen olup, yollara düþeceðim. Ben de insan arýyorum; % 100 insan! Fark etmez; Türk, Belçikalý, Alman... Yeter ki insan olsun, % 100 insan! Görenlerin, duyanlarýn ya da yerini bilenlerin insaniyet namýna bildirmesi rica olunur! Evet, evet.. Ýnsanlýk öldü. Hem de onu biz insanlar öldürdük; Önce beynimizde katlettik, sonra da yüreðimize gömdük. “Ý türüyor. Franfurt’ta yaþayan Öztürk kardeþlerin bu çalýþmasý 15 Nisan’a kadar Schuman meydanýnda, Almanya’nýn AB dönem baþkanlýðýnda sergilenmiþ olacak. DÜÞÜK EÐÝTÝMLÝ ÝÞSÝZLER UYARI MEKTUBUNU DÝKKATE ALMIYOR apýlan bir araþtýrmaya göre Ulusal Ýþ ve Ýþçi Bulma Dairesi Denetim Servisi(RVA)’nin uzun süredir iþsiz olanlara gönderdiði uyarý mektubu, eðitim seviyesi düþük gençlerde etki yaratmýyor. 2005 Yýlýnda uygulanmaya baþlanan hatýrlatma mektuplarýnda, iþsiz- Y lere daha aktif iþ aramazlarsa iþsizlik ödeneklerinin kesilebileceði bildiriliyor. Ancak bu uyarý mektubunu sadece yüksek öðrenim yapmýþ iþsizler dikkate alý- Hrant Dink’in öldürülmesi, Brüksel’de protesto edildi Brüksel’de çeþitli Ermeni, Kürt ve Türk dernekleri gazeteci yazar Hrant Dink’in öldürülmesini protesto etmek amacýyla bir gösteri düzenlediler. TC. Brüksel Büyükelçiliði önünde eylemlerine baþlayan göstericiler sloganlar atarak Avrupa Birliði komisyon binalarýnýn bulunduðu Schuman Meydanýna doðru yürüdüler. C. Brüksel Büyükelçiliði önünde toplanan grup, daha sonra Schuman Meydanýna doðru yürüyüþe geçti. Yaklaþýk 500 kiþinin katýldýðý gösteride, “ Katil Türkiye”, “inkarcý Türkiye”, “1915 bitmedi, devam ediyor” gibi sloganlar atýldý. Göstericiler Hrant Dink’in fotoðraflarýnýn yanýnda üzerinde Türkiye’yi suçlayan sloganlarýn yazýldýðý çeþitli pankartlar da taþýdýlar. “ Hrant Dink, Ýnkarcý Türkiye’nin kurbaný” yazan Fransýzca pankartla bir- T likte Ermenice pankartlar da taþýnýyordu. Diðer taraftan duygusal içerikli þiirsel yazýlarýn bulunduðu dövizler de dikkat çekti. Shuman Meydanýnda organizatör dernek temsilcileri konuþmalar yaparken, þu anda DHKP-C davasýndan Gent cezaevinde bulunan Bahar Köyongör’ün göndermiþ olduðu mesaj da okundu. Daha sonra Ermenice bir aðýt okuyan grup gösterinin bitmesiyle sessizce daðýldý. yor. Bu grup zaten mektup gönderilmese de yeni bir iþ bulmakta aktif davranýyor. Dolayýsýyla hatýrlatma mektubunun asýl hedef kitlesi olan düþük eðitim seviyesine sahip iþsizleri mektup korkutmazken, Flaman iþ ve iþçi kurumu VDAB, mektubun yine de gerekli olduðunu düþünüyor. GENT VOLVO’DA 400 YENÝ KADRO ent’te faaliyet gösteren Volvo fabrikasý artan talebi karþýlamak üzere gece vardiyasý baþlatarak kapasite artýrýyor. Gece vardiyasýnýn baþlamasý ile birlikte 400 kadro açýlýrken, Brüksel Volkswagen’da yaþanan kriz sonrasý, Volvo’nun bu durumu umut vaadediyor. 2005 Yýlýndan beri Volvo Truks modeline olan talebin artmasý, yönetimin geçen yýl kapasite artýrma kararýna neden olmuþ. Volvo Europa Truks haftada 5 gün iki vardiya çalýþýrken, þimdi gece vardiyasý da eklenecek. Bu durumda daha çok üretim bandýnda çalýþacak iþçi aranýrken, bunun yanýnda bakým personeli, takým koçu ve mühendis alýnmasý da planlanýyor. G Irkçý parti kendisine ayrýmcýlýk yapýldýðýný iddia ediyor Irkçý Vlaams Belang Partisi Sosyalist ve Hristiyan Sendikalarý partilerinin üyelerine ayrýmcýlýk yaptýklarý gerekçesiyle mahkemeye verdi. Hristiyan ACV ve Sosyalist ABVV sendikalarý Irkçý Parti listelerinden 8 Ekim’deki yerel seçimlerde aday olan sendika üyelerini üyelikten atmýþtý. Vlaams Belang, sendikalarý “özel hayat” ve “ayrýmcýlýk” yasalarýný ihlal etmekle suçluyor. Sayfa 9x.qxp 29.01.2007 09:02 Page 1 Þubat 2007 SÝZbize 9 “Kraliyet, Cumhuriyet önemli deðil, sorun halkýn refahý’’ Kraliyet ailesinden Prens Laurant’nýn yolsuzluða adýnýn karýþmasý, Belçika’da Kraliyet tartýþmalarýný tekrar gündeme taþýdý. Binfikir ekibi olarak biz de Brüksel -Chausse De Haecht ve Gent- Sleepstraat’ta bulunan Türk vatandaþlarýna Belçika!da Kraliyet’in gerekli olup olmadýðýný sorduk. Gülsüm Yavaþ 32, Esnaf Mustafa Urfalý 28, Esnaf Sezer Kýsakaya 18, Ýþçi Kraliyet ailesine verilen yetki bence daha da fazla olmalý. Bildiðim kadarýyla Cumhurbaþkaný gibi en son kararý Kral veriyor. Kral’a daha fazla söz hakký düþmeli. Kral için devlet ne kadar harcama yapýyor bilemiyorum. Ama vergiler gerçekten Belçika’da çok yüksek, kazandýðýmýz parayý vergiye yatýrýyoruz. Esnafýn ve halkýn maddi durumu giderek kötüleþiyor. Kral belki daha fazla yetkiye sahip olsa daha düzgün bir þeyler yapýlýr. Kraliyet yönetimi hakkýnda pek fazla bilgim yok. Politikayla da ilgilendiðimi söyleyemem. Ama bence yönetim þekli deðil, halkýn refah düzeyi önemli. Eðer Kral’a devletin ödediði paralar vergilerin böyle yükselmesine neden oluyorsa yeni yöntemler bulunmalý. Vergilerin yüksekliði herkesin canýný yakýyor. Bildiðim kadarýyla da Avrupa’daki en yüksek vergi ödeyen ülkelerden biri Belçika’ymýþ. Refahýn yükselmesi için ne gerekiyorsa yapýlmalý. Avrupa’daki çoðu ülke Cumhuriyetle yönetiliyor. Cumhuriyet elbetteki en iyi yönetim þekli. Vatandaþlarýn kendilerini yönetecek insanlarý seçebilmeleri lazým. Babadan oðula geçen bir yöntem ne kadar yararlýdýr! Parlemento seçiminde hakkýmýzý kullanabiliyoruz ama Kral’a bir þey olsa yerine oðlu geçecek ve hiçbir söz hakkýmýz olmayacak. Gerçi Kralý’nda çok önemli bir yetkisi yok bildiðim kadarýyla. Orhan Sarý 44, Esnaf Kral bildiðim kadarýyla Cumhuriyet yönetimindeki Cumhurbaþkaný kadar bir yetkiye sahip. Bazen Cumhuriyetin daha düzgün bir yöntem olduðunu düþünürken bir yandan da Kraliyet yönetiminin artýlarý olduðunu da düþünüyorum. Çünkü ülkeyi yöneten kiþi ve ailesi herkesin sevdiði ve saygý duyduðu kiþiler oluyorlar. Hem yönetimi ailecek yaptýklarýndan sistemi daha iyi bilmiþ oluyorlar çok fazla acemilik çekmiyorlar. Hem de eðer devlet hortumlanýyorsa her yerden hortumlanmýþ olmuyor. Yani kimi sorumlu tutacaðýný daha iyi biliyorsun Ülkelerin muhakkak Cumhuriyetle yönetilmesi gerekiyor. Çünkü Kral’ýn Parlamento’ya hiçbir katýlýmý olmuyor. Buna raðmen devlet belirli bir bütçesini Kraliyet ailesine ayýrmak zorunda kalýyor. Bu da az bir meblaða deðil, çünkü çok lüks yaþýyorlar. Bence Kraliyet Yönetimi imparatorluðun modernleþtirilmiþ hali gibi. Bu yüzden dünyadaki tüm krallýklarýn kaldýrýlmasý lazým. Kral istediði gibi direkt olmasa da dolaylý olarak isteklerini yaptýracak güçte. Bunun bir ülke yönetiminde ne kadar doðru olduðu tartýþýlýr. Ýbrahim Þen 38, Esnaf Sayfa 10.qxp 29.01.2007 08:20 Page 1 Þubat 2007 10 HOUTHALEN ‘Komþu Babalar iþ baþýnda’ Türban tartýþmasý bu kez Anvers’te nvers’te yabancýlarýn büyük desteðiyle seçilen SP.A’lý Belediye Baþkaný Patrick Janssens’in 6 yýllýk yönetim programýndaki bir madde, kadýn ve yabancý derneklerini sokaða döktü. Halkla birebir temasta olan belediye çalýþanlarý için “gözle görünür dini iþaretlerin yasaklanmasý” türbanlý kadýnlar tarafýndan eleþtirildi. Çeþitli kadýn dernekleri, Müslüman dernekler ve Eþit Haklar için mücadele eden oluþumlar, programýn onaylanacaðý 15 Ocak akþamý Groenplaats’ta toplandý. Elele tutuþup dayanýþma çemberi oluþturan yaklaþýk 250 kiþi, ardýndan belediye meclisine doðru yürüdü. Göstericiler, ýrkçý parti Vlaams Belang’a karþý yoðun bir katýlýmla sosyalistleri destekleyen yabancýlara, kampanya sýrasýnda kendilerine daha iyi temsil edilecekleri yönünde söz verildiðini, fakat bu kararla entegrasyona dinamit konulduðunu savundular. Anvers belediyesinde yönetim, SP.A, CD&V ve VLD’den oluþuyor. Kýsmi türban yasaðý, çoðunluk partileri arasýnda bile gerginlik yarattý. Kulislerden alýnan bilgilere göre CD&V bu karara karþý çýkarken, VLD yasaðýn sadece halkla temasta olan insanlar için deðil, tüm personel için geçerli olmasýný istiyordu. Belediyeler türban konusunda yerel sosyal yaþamdaki þartlara göre karar alýyor. Anvers Belediyesi’nde Vlaams Belang’ýn yükselmesi, bir nevi kutuplaþma yaratmýþ durumda. Kýsmi türban yasaðýnýn bir nedeni de, sosyal barýþýn tekrar saðlanmasý için belediye çalýþanlarýnýn “nötr” gözükme zorunluluðu. A Serpil Aygün Limburg Bölgesi içinde yeralan Houthalen- Meulenberg’de babalar, kendi çocuklarýnýn olduðu kadar komþu çocuklarýn sorunlarýný da çözmek üzere kollarý sývadýlar. Flamanca Buurvaders olarak nitelendirilen ‘Komþu Babalar’ projesi ile Meulenberg sakinleri olan Faslý ve Türk babalar çocuklarýnýn sorunlarýnýn çözülmesinde kilit rol oynuyorlar. uurvaders- Komþu babalar Projesi, 2002 yýlýnda Faslý babalarla baþlatýlmýþ. O yýllar Meulenberg’in üzerinde kara bulutlarýn dolaþtýðý bir dönem olarak hatýrlanýyor. Ýþsiz, kendini iyi hissetmeyen, kötü arkadaþlar edinen ve uyuþturucu kullanan yabancý gençler çevreye, binalara, arabalara za- B ANVERS rar vermiþ ve mahallede terör estirmiþler. Tüm mahalle sakinlerinin artýk býktýðý bu durum, mahallenin imajýný da sarsmýþ. Mahalle huzursuzluðun hakim sürdüðü kara bir dönem yaþamýþ. Bu dönemde Belediye Baþkaný, gençlerden sorumlu encümen, Polis ve Savcý’dan oluþan bir ekip yabancý ailelerle biraraya gelerek, Amstertam’da uygulanan buurvaders projesini konuþmuþlar. Bu proje, problemli gençlerle kendi toplumundan babalarýn iletiþim kurmasýný saðlayarak, problem anýnda babalarýn olaya müdehalesiyle sorunun polis boyutuna taþýnmasý engellenmiþ. Kendisine müdehale eden bir Belçikalý yerine, çocuðun kendi toplumundan birinin müdehalesi, olayýn büyütülmeden çözüme gidilmesini saðlamýþ. Bir Belçikalýnýn müdehalesinde ýrkçýlýk yapýldýðý düþünce kalýbýyla yaklaþan gençler, kendi toplumundan birinin müdehalesi ile iletiþime daha açýk davranmýþlar. Amsterdam’da baþarýlý olan proje Belediye, mahkemeler ve emniyet güçlerinin de desteðini taþýyor. Meulenberg’de ilk olarak Faslý babalarla 2002 yýlýnda Ramazan ayýnda uygulanmaya baþlanan projeye yaklaþýk bir buçuk yýl sonra Türk babalar da katýlmýþ. Þu anda projenin tüm sorumluluðu Koç Carmen Mariques’in omuzlarýnda dururken, Maria Alfarano onun asistanlýðýný yapýyor. Üç tane Faslý ve üç tane de Türk komþu baba proje de aktif çalýþýyor. Bilal Mekki, Mohamed Abakkouy ve Zagloui Nasserdinn ile Abdullah Ulupýnar, Abdülkadir Demir ve Þenol Kirazlý Meulenberg’in komþu babalarý. Bu proje ile bir taraftan gençlerin sorunlarý çözülürken, bir taraftan da toplumlarýn birbirlerine karþý önyargýlarý azalmýþ. Belçikalýlarýn, Türk ve Faslý ebeveynlerin çocuklarý ile ilgilenmediklerine dair düþünceleri, deðiþmiþ mesela. Faslý ve Türkler birbirleriyle çok fazla iletiþim kurmazken, bu proje sayesinde birbirleriyle konuþma ve sohbet ortamý bulmuþlar. Þimdi kilise lokalinde Türk, Faslý, Ýtalyan ve Ýspanyol olmak üzere toplam 8 kiþi, hem gençlerinin sorunlarýný çözüyor, hem önyargýlarý yok ediyor hem de mahallerini yaþanabilir kýlýyorlar. Sayfa 11.qxp 29.01.2007 08:25 Seite 1 Þubat 2007 11 ZELE Geert Roosenboom Patrick Poppe Nuri Durmaz Erdem Resne Belçika’nýn Gent þehrine yakýn küçük bir belediye olan Zele’de Türk toplumu Kurban resepsiyonuyla biraraya geldi. ele Türk Camii’nin düzenlediði kutlamaya çok sayýda Belçikalý vatandaþ ve yeni Belediye Baþkaný Patrick Poppe ve Entegrasyon’dan sorumlu encümen Geert Roosenboom (VLD – Liberal) da katýldýlar. Cami Sekreteri Okay Özel, “böyle etkinlikleri yýlda birkaç kez düzenliyoruz ama en büyüðü Nisan ayýnda, kuruluþ yýldönümümüz için yapýlýyor. Bu kez geç de olsa bayramý kutlamak ve Belçikalýlara da tanýtmak istedik” diyor. Zele’de tek cami ve dernek olmasýnýn büyük avantaj olduðunu söyleyen Özel’e göre, bu durum sayesinde tüm Türk toplumu bir yerde birleþmiþ oluyor. Zele belediyesinde son seçimlerde aldýðý 600’den fazla oyla meclis üyesi seçilen Özel, bu kanalla yetkilileri ve Belçikalýlarý da davet edebildiklerini söyledi. Z Okay Özel Organizasyon, tamamiyle Caminin kadýn kollarý tarafýndan düzenlenmiþ. Türk mutfaðýndan geniþ bir yelpaze sunan büfe’nin yemekleri, davetlilerin önünde hazýrlandý. Kadýnlarýn kendi masraflarýyla dýþarýdan getirdikleri malzemelerle hazýrlanan yemekler, ucuz fiyatlara satýlýp elde edilen gelir Cami’ye baðýþlandý. Kadýn kollarý baþkaný Kiraz Yýlmaz, kadýnlarý iki yýldan beri aktif olarak örgütlediklerini ve Belçikalý derneklerle ortak olarak çalýþtýklarýný belirtti. Kadýn kollarý olarak en büyük sorun olan lisan meselesine önem verdiklerini vurgulayan Yýlmaz, “bu konuda okullarla iþbirliði yapýyoruz. Hem cami’de hem okullarda kurslar ve öðretmenler tarafýndan özel dersler verilmesi için çalýþýyoruz” dedi. Belediye Baþkaný Poppe ve Encümen Roosenboom, tüm derneklere yardým etmek için çalýþýp parasal yardým yaptýklarýný ve bu kaynaþmadan dolayý memnun olduklarýný söylediler. Baþkan Poppe, “biz Flamanlarýn veya Türklerin deðil, tüm Zele’lilerin temsilcisiyiz” dedi. LIEGE Özgür Balcý, çokkültürlülüðü anlattý G ent Yüksek Okulu’nun yeni yýl resepsiyonuna Türk genci Özgür Balcý damga vurdu. Her yýl eski öðrencilerden bir sunum istenen resepsiyonda bu yýl tek konuþmacý olarak, Flaman Eðitim Bakanlýðý’nda görev yapan Özgür Balcý seçildi. 2005 yýlýnda Gent Yüksek Okulu Kamu Yönetimi bölümünden mezun olan Özgür Balcý, mezuniyet tezindeki baþarýsý nedeniyle törende konuþmacý olarak seçildi. Öðretim üyelerine “Çokkültürlülük ve yabancýlarýn temsil edilmesi” konulu bir sunum hazýrlayan Balcý, yabancýlara sosyal ve iþ hayatlarýnda yeterince yer verilmediðini söyledi. Balcý’ya göre “yabancýlar hakkýnda çok konuþuluyor, fakat yabancýlarla birlikte hiç konuþulmuyor.” Balcý konuþmasýnda, Devlet kurumlarýnýn da yabancýlara yeterince destek olmadýðýný savundu. Balcý, “kamu sektörü öncü olmalý fakat maalesef durum böyle deðil. Gent þehrinde nüfusun %12’si yabancý, fakat belediye çalýþanlarý arasýnda bu oran sadece %2” deyip, siyasi kültürün de yabancýlara yeterince yer vermediðini dile getirdi. Özgür Balcý, yabancý ve bilhassa Müslüman toplumlarýnýn Avrupa’da GENT Belçikalýlar camiye akýn etti sahip olduðu kötü imaja da deðindi: “her toplum, kendini baþkalarýna göre belirler. Mesela Avrupa toplumlarý “ilerici” ve “modern” olduklarýný savunurlar, ama bunu yapmak için baþkalarýný kullanýrlar. Avrupa’da bu yüzden Müslümanlara “Barbar” yakýþtýrmasý yapýlýyor. Çünkü baþkasýna Barbar dediðinizde, kendiniz modern olduðunuzu düþünüyorsunuz. Bu yaklaþýmý yýkmak lazým.” Bu sorunlarý aþmak için en önemli faktör olarak eðitimi gösteren Balcý, sunumundan dolayý büyük alkýþ alýrken, dinleyiciler tarafýndan soru yaðmuruna tutuldu. Özgür Balcý, Gent Yüksek Okulu Kamu Yönetimi bölümüden 2005 yýlýnda mezun oldu. “Kamu Alanýnda Yabancýlar” konulu mezuniyet tezi gözlerden kaçmadý ve geçen yýl kâr amacý gütmeyen sektörlere hizmet sunan ARCO grubu tarafýndan ödüllendirildi. Balcý sadece akademik alanda deðil, somut çalýþmalarla da çokkültürlülük ve eðitim konularýna eðiliyor. Balcý’nýn baþkaný olduðu Flux adlý öðrenci derneði, yabancýlarýn daha fazla yüksek öðrenim görmesi için proje üretmiþ. Bu çalýþma Kral Baudouin Vakfý tarafýndan da orijinal bulunmuþ ve maddi destek alacak. Aydoðdu’ya iki komisyon baþkanlýðý birden Liege’de yaþayan ve 8 Ekim yerel seçimlerinde Liege Belediye Meclisi’ne Türklerin yoðun oylarýyla seçilen Ressam Mehmet Aydoðdu, Kültür ve Þehircilik olmak üzere iki komisyonun baþkanlýðýna getirildi. Liege halkýnýn büyük desteðini alan Ressam Mehmet Aydoðdu geçtiðimiz seçimlerde 1231 tercih oyla Belediye Meclisi’ne girmeyi baþarmýþtý. Frankofon Sosyalist Partisi (PS)’nin Liege’deki tek Türk kökenli adayý olan Ressam Aydoðdu konuyla ilgili olarak yaptýðý özel açýklamada “ bir sanatçýnýn siyasette yer almasýnýn öneminin farkýna varýldý” derken Kültür ve Þehircilik alanýnda bir sanatçý olarak yapacaðý þeyler olduðunu anlattý. Aydoðdu, “ Bugün Belçika’da çokkültürlü bir yaþam var. Barýþýn, sevginin, hoþgörünün geçtiði yer kültürdür. Bu nedenle Kültür Komisyonu Baþkanlýðý’nýn bana verilmiþ olmasý çok anlamlý” derken þehircilik alanýnda da Belçika’nýn yabancý toplumlara yaklaþýmýndan bahsetti. “Belçika yabancýlara mülk edinme hakký tanýyan nadir ülkelerden. Burada yaþayan yabancý kökenli insanlarýn þehir yaþamý ile bütünleþmesinde önemli görevlerin düþtüðü Þehircilik Komisyonu’nun baþkanlýðý da bu anlamda önemli bir görev” diyen Ressam Aydoðdu, Liege’deki Türk toplumunun geçtiðimiz yerel seçimlerde önemli bir rol oynadýðýný ve buradaki Türk toplumunun samimi tavrý ile PS’in ilk sýralara çýktýðýný belirtti. Aydoðdu, böyle bir seçmene hizmet etmekten mutlu olacaðýný sözlerine ekledi. Haber Merkezi Sayfa 12.qxp 29.01.2007 08:27 Page 1 12 / SÖYLEÞTÝK Þubat 2007 Alain SERVANTIE: ‘Güncel sandýðýmýz ‘medeniyetler çatýþmasý’ taa Rönesans’tan beri tartýþýlýyor’ Bu ayki konuðumuz Alain Servantie, Fransýz asýllý bir AB bürokratý (Eurokrat-örokrat). Avrupa Birliði Komisyonunda Geniþleme bölümünde müþavir. 30 yýldýr memuru olduðu Avrupa Birliði entegrasyon sürecini çok iyi biliyor, çok iyi Türkçe konuþuyor. AB Türkiye iliþkileri ile ilgilenen kesim O’nu iyi tanýr. Ancak Türk kamuoyu O’nu ‘90’lý yýllarda AB Komisyonu ile Türkiye arasýndaki gerginlik yüzünden tanýmýþtý. Gerginliðin nedeni, Servantie’nin sorumlu olduðu AB Komisyonu Geniþleme Bölümü’nün, Kürtlerin bir yazýþmasýna cevap vermesi ve Türkiye’nin bunu öðrenmesi idi. Emin Çölaþan olayýn üzerine gitmiþ ve Komisyon’un Türkiye’ye hesap vermesi gerektiðini, Kürtler’in yazýþmasýna cevap vermenin onlarý taraf olarak gördüklerinin bir iþareti olduðunu yazmýþtý. Bunun üzerine, Servantie’yi iyi tanýyan M. Ali Birand ve Hadi Uluengin, O’nun Türkiye’yi iyi tanýyan bir uzman, bir Türk dostu olduðunu, eþinin Türk olduðunu ve bu olayda bir ard niyet olmayacaðýný düþündüklerini yazdýlar. Çölaþan “eniþte”ye çatmaya devam etti. Komisyon resmen özür diledi, sekretaryanýn bir hatasý olduðunu söyledi. Servantie de bir süre Amerika’ya eðitim görevlisi olarak gitti sonra tekrar iþinin baþýna müþavir olarak geri döndü. Leyla Ertorun Söyleþimizin asýl amacý yeni yayýnlanacak kitabý. “Rönesans Avrupasý’nda Osmanlý Ýmparatorluðu”. Siyasal bilimler ve sosyal bilimler tahsili yapmýþ olan Servantie’nin tarihe özel bir ilgisi var ve emeklilik döneminin meþguliyeti de hazýr gibi. Çok iyi Türkçe konuþuyor ve tarihte diplomatlarýn gözlemleri ve yazýþmalarý ilgi alanlarýndan biri. Sizinle bu þöyleþiyi yeni kitabýnýzý ko nuþmak için yapmak istedik ama bu arada birazcýk Türkiye-Avrupa iliþkile rini seyrine de deðinmek isteriz. Esasýnda bu benim yazdýðým bir kitap deðil. Sizin de bildiðiniz gibi Brüksel’de Ýspanyol Cervantes Enstitüsü tarafindan 2003 yýlýnýn kasým ve aralýk aylarýna yayýlan bir dizi konferans düzenlenmiþti. Bu konferansa katýlan konuþmacýlarýn bildirilerinin toparlandýðý bir kitap hazýrladýk. Yayýna hazýrlanmasýný ve koordinasyonunu Ramon Puig de la Bellaca’nýn yardýmýyla ben yaptým. Cervantes Enstitüsü’nün böyle bir giriþimde bulunmasý ve tarihi irdeleyerek iliþkilere Avrupa perspektifinden bak týrmaya çalýþmasý oldukça ilginçti. Ben de bir kaç bölümüne katýlmýþtým. Hatta tarihçiler arasýnda Ýlter Oltaylý hoca mýz da vardý. Evet, Ýlter Oltaylý çok deðerli bir bilim adamý. Ne yazýk ki onun katýlýmýný kitaba koyamadýk. Çok rahat konuþan biri olduðu için yazýlý bir metin olmadan katýlmýþtý. Daha sonra da kitap için bir yazý yollamasýný istedik ama gelmedi. Bu arada Türkiye’den Dr. Özlem Kurumlar ve Prof. Ertuðrul Önalp’in katýlýmýný kitaba aldýk. Baþta Ýspanya olmak üzere alanýnda tanýnan birçok Avrupalý tarihçiyi bir araya getirdik. Konferanslar dizisi 2003 yýlýnýn sonunda düzenlendi. Avrupa Birliði’nin Türkiye’nin adaylýðý ile ilgili müzakereleri açýp açmayacaðý 2004’ün sonunda belli olacaktý. O dönem, Türkiye’nin Avrupa’da olup olmamasýndan tutun da, Ýslam’ýn Avrupa kültüründe yeri, Türkiye’nin Avrupa kimliði çok tartýþýlýyordu, çok sorgulanýyordu. Halbuki güncel sandýðýmýz “medeniyetler çatýþmasý”, “doðru sa- vaþ” gibi konular, deðiþik bir ifade biçimiyle taa Rönesans’tan beri var. Güncel gibi görünen zihniyet ve ideolojik çatýþmalarýnýn birçok yaný esasýnda 15. ve 16. yy’larda Eski Hollanda ve Ýspanyol Dünyasýnda çok haraketli tartýþmalarý yansýtýyor. Konferansýn baþlýðý “Türkler ve Osmanlý Ýmparatorluðu ile çatýþmalar : 15, 16 ve 17. yüzyýllarda Eski Hollan - kesiþtiði bir dönem. Ve o dönem Ýspanyol Alemi, Habsburglar ve Osmanlýlar için sýrasýyla Hristiyanlýðýn hararetli bir þekilde savunulmasý, Ýslam’ýn ilerlemesi ve Doðu Akdeniz ve Doðu Avrupa’daki durumlarýnýn saðlamlaþtýrýlmasý en önemli kaygýlarýdýr. Ama Papa’nýn çaðrýsýna raðmen Haçlýlar kimsenin ilgisini çekmemektedir, hele de Prenslerin. Rönesans döneminde Osmanlý Ýmparatorluðu ve Ýslam, Avrupa’nýn ve Hristiyanlýðýn anti tezi gibiler ve o dönem bütün Avrupa Türklerden çekiniyor. Osmanýlar’ý daha iyi çözmek için elçiler, ispiyonlar gönderiliyor. Batý, Ýspanyol Alemi’nin önderliðinde, özellikle Ýtalya ve Fransa baþta olmak üzere bütün Avrupa’ya kitaplar bastýrýp yolluyor. Venedikliler, Fransýzlar ve Macarlar da Türklere, Charles Quint (V. Charles) hakkýnda “dünyaya hükmetmek istiyor” diye kötü bir imaj veriyorlar. da ve Ýspanyol Alemi, aydýnlarýn dü þünceleri, diplomatlarýn gözlemleri ve kamuoyu”. Niçin bu dönem? Bir ara savaþlarýn da bir iyi yaný var dediniz. Nasýl yani ? Bu dönemler, ekonomik çýkarlar, kiþisel ihtiraslar, jeopolitik stratejiler, kahramanca ideallerin, Haçlýlarla da Medeniyetler, uluslar ve halklar arasýndaki savaþlar, insanlýðýn anlaþamamasýnýn en kötü yaný. Sayfa 13.qxp 29.01.2007 08:41 Page 1 13 Þubat 2007 Ancak bu anlaþamamazlýklarýn iyi bir yaný da var aslýnda. Bu karþýlaþmalardan, diðerini tanýma, karar verme imkaný doðuyor taraflara. Örneðin, Osmanlý Ýmparatorluðu ve Ýspanyollar (Ýspanyol Alemi) asýrlarca çarpýþtýlar. Ýki tarafta Rönansans öncesi Fransa ve Ýngiltere gibi ulus devlet deðil, farklý halklar, dinler ve düþüncelerin biraraya geliþi ile oluþmuþtu. Ancak bu ikisi arasýndaki çatýþmalar, düþmana saygýsýzlýktan çok birbirine karþý bir ilgi, birbirini tanýma çabasýna dönüþtü, özellikle Ýspanyol tarafýnda. Halbuki ayný dönemde hoþgörü eksikliði yüzünden göç etmekte olan toplumlar vardý. O günün sanatçýlarý gezginleri ve hümanistlerinin tanýklýklarý bugünkü kaygýlarýmýza çok benziyor. Öbürünü tanýmaya çalýþmak esasýnda kendimizin diðer bir parçasýný tanýmaya çalýþmak gibi, kimliðimizi tamamlayýcý parça esasýnda. Bugünün Avrupasý için de bu, bir hedef. Bir de genellikle hep savaþlardan bahsedilir. Ama o dönemlerde de bir yýl savaþ yapýlýyorsa, beþ yýl müzakere edilirmiþ. Yani müzakere geleneði eskiden beri olan bir þey. Sizce Türkiye’nin Avrupa Birliði üyeliði ne olacak ? Müzakereler açýldý ama her þey yolunda gitmiyor ? Esasýnda çok firsatlar kaçýrýldý. Kýbrýsla ilgili meselede özellikle, fýrsatlar iyi deðerlendirilemedi. 1978’de olduðu gibi mi ? Biliyorsunuz Türkiye’de çok polemik yaratmýþ bir rivayet vardýr. Buna göre Ecevit döne minde Avrupa Birliði’nin mimarlarýn dan Emile Noël’in, Yunanistan adaylýk baþvurusu yapýnca, Türkiye’ye mesaj ilettiði ve « siz de baþvurun » dediðidir. Bu fýrsatý kullanýp adaylýk baþvu rusu yapmadýðý için Ecevit suçlanýr. Ancak diðer bir rivayette Emile Noël’in Türkler’i gaza getirmesinin asýl nedeninin bunu her iki tarafa da hayýr diyebilmek için olduðudur? Brüksel’de Ýspanyol Cervantes Enstitüsü tarafindan 2003 yýlýnýn kasým ve aralýk aylarýna yayýlan bir dizi konferans düzenlenmiþti. Bu konferansa katýlan konuþmacýlarýn bildirilerinin toparlandýðý bir kitap hazýrlandý. Kitabý yayýna hazýrlayanlardan biri de Alain Servantie’ydi. “Rönesans Avrupasý’nda Osmanlý Ýmparatorluðu” adlý kitap hakkýnda bilgiler veren Servantie, ‘medeniyetler çatýþmasý’nýn yeni bir konu olmadýðýný söyledi Benim Emil Noël’e bunu þahsen sorma imkaným olmuþtu. Ýki ülkenin baþvurusunun birlikte incelenmesini istediðini bana teyit etmeden önce M.Ali Birand bunu yazmýþtý zaten.Türkiye’nin de Yunanistan’la ayný dönem adaylýk baþvurusu yapmasýný istediðini doðruladý. Yýl 1976, Demirel dönemi olmasý lazým, söylendiði gibi Ecevit deðil. Emile Noël Komisyonun Genel Sekreteri iken T.C. Büyükelçisine bunu iletiyor. Ancak dönemin Dýþiþleri Bakaný Ýhsan Sabri Çaðlayangil’in tereddüt ettiði söylendi. Emile Noël’in kaygýsý iki ülke birlikte baþvururlarsa, ortak sorunlarýný da birlikte çözerek üye olurlar idi. Düþünebiliyor musunuz , Avrupa’da ‘duvar’ kalan tek ülke, Kýbrýs. Sayfa 14.qxp 29.01.2007 08:47 Page 1 Þubat 2007 14 Kültür Evi atakta Eðitimciler Türk velilere seslendi Türklerin yoðun olarak yaþadýðý Limburg Bölgesinde eðitimciler, Türk velilerinin okul meselelerine ilgi göstermesi için Türk anne, babalara seslendiler. Erdem Resne eringen belediye okullarýnda eðitim danýþmanlýðý ve gözlemcilik yapan Þükran Zevne, velilere çaðrýda bulundu. ‘’Türk veliler, çocuklarý okula gelmedikleri zaman kendilerine bildirdiðimizde hemen onlarý korumaya çalýþýyorlar. Çocuklarýyla ilgli sorunlarda, okula gelerek bizimle görüþmüB E R yorlar” diyen Zevne’ye göre öðrencilerin davranýþ ve yaþam tarzý gitgide anormalleþiyor. Kýz öðrencilerin önemli bir bölümünün yaþlarýna uymayacak þekilde giyinip makyaj yapmasýný “davranýþ bozukluðu” olarak nitelendiren Zevne, erkek öðrencilerin de anormal bir biçimde “maço”laþtýklarýný, kadýn öðretmenden ders almak istemediklerini anlattý. Zevne velilere seslenrek; “Türk anne babalarýn önemli bir kýsmý ne veli toplantýlarýna ne de okul aktivitelerine geliyorlar. Türk anne babalarýn çocuklarýnýn B eðitimi konusunda bu vurdumduymaz tavýrlarýný anlamakta güçlük çekiyoruz. Basýn aracýlýðý ile anne babalara sesleniyoruz. Lütfen bizlere yardýmcý olun.’’ Beringen Belediyesi’nde bulunan Teknik Okul Müdürü Carlo Clerx, Türk çocuklarýnýn daha fazla ilgiye ihtiyacý olduðunu belirtti. Okul Müdürü Clerx, Türk öðrencileri ve velileriyle karþýlaþtýklarý sorunlarý þöyle anlattý: ‘Okulumuzun %25’i Türk çocuklardan oluþuyor.. Orta eðitim süresince bu öðrencilerin devamsýzlýk oraný diðer öðrencilerden daha yüksek...Eðer I N G E N okul dýþý geçirilen zaman daha çok sokakta oluyorsa, bu öðrenciler zamanla kontrolden çýkýyor”derken “internet’in evlerde kontrolsüz kullanýmý da son yýllarda çok önemli bir sorun oldu. Ýnternet aracýlýðý ile çocuklar çok kötü yönlendirilebiliyor” dedi. Müdür Clerx, yerel dilleri bilmeyen veliler için kendileriyle Türkçe diyalog kurabilecek görevlileri bile bulunduðunu açýklarken, Türk velilerin okullarda düzenlenen veli toplantýlarýna yeterince ilgi göstermemesinden yakýndý. Limburg Bölgesi içinde bulunan He usden Zolder’da geçtiðimiz mayýs ayýnda faaliyetlerine baþlayan Anado lu Sahnesi Kültür Evi, bölgede bir kültür merkezi iþlevi görmeyi planlýyor. Anadolu’nun tüm deðerlerini ça lýþmalarýnda yansýtmayý hedefleyen Kültür Evi yetkilileri, sadece Türk toplumuna deðil birlikte yaþadýklarý Belçikalý, Ýtalyan,Faslý tüm topluluk lara hizmet vermek istiyorlar. nadolu sahnesi Kültür Evi Baþkaný Ertan Güngör, bu çalýþmanýn 12 yýllýk hayalleri olduðunu ifade ederken, “ Anadolu’nun sahneye çýkýþý; örfü,adeti, geleneði ile sahneye çýkmasýdýr. Bir kilimin deseninde, bir ananýn elindeki kýnada, bir yazmanýn oyasýnda sahneye çýkar Anadolu” di- A yerek hedeflerini anlatýyor. Bugüne kadar baðlama, folklor kurslarýnýn yanýnda çeþitli müzik etkinlikleri de düzenleyen Kültür Evi, el sanatlarý dersi vermeyi planlýyor. Özellikle evde oturan kadýnlarýmýzýn özgüvenlerini tekrar kazanmalarýna yardýmcý olacaðýný düþündükleri bu çalýþma için öðretmen arayýþý içindeler. Ayrýca gençlerle iletiþim kurarak sorunlarýn çözülmesine katkýda bulunmak isteyen Kültür Evi çalýþanlarý, “Heredot Cevdet” ismini verdikleri tiyatral bir çalýþma ile sorunlarýn konuþulabilir anlatýlabilir kýlmak istiyorlar. 28 Ocakta ilk profesyonel müzik organizasyonunu gerçekleþtiren kültür evi, Ali Asker ve Gültekinler’i izleyicilerle buluþturdu. HEUSDEN-ZOLDER 15 Sayfa 15.qxp 29.01.2007 08:51 Page 1 Þubat 2007 15 AÝLE BÝRLÝÞÝMÝ BÝLGÝLENDÝRME ÇADIRLARI Brüksel’de faaliyet gösteren Yabancý Kýzlarý ve Kadýnlarý Destekleme Merkezi (Steunpunt Allochtone Meisjes en Vrouwen – SAMV) Belçika’nýn farklý kentlerinde çadýrlar kurarak, vatandaþlarý evlilik, aile birleþimi ve boþanma ile ilgili konularda bilgilendiriyor. Geçtiðimiz ay Gent ve Limburg bölgesinde çadýrlar kurarak sorularý yanýtlayan SAMV-timi, Þubat ayý içinde de bu bölgelere Anvers’i de ekleyerek çalýþmalarýna devam edecek. Serpil Aygün Belçika’da aile birleþimi konusunda yeni düzenlemelere gidilmesi vatandaþlarý endiþelendirirken SAMV, bu konuda bilgilendirme çalýþmalarý yapýyor. Geçtiðimiz yýl ekim ayýnda Belçika ve Türkiye’de aile hukuku ile ilgili soru ve cevaplarý içeren bir broþür hazýrlayan Merkez, bu yýl ocak ayý içinde de Gent ve Limburg Bölgesi’nde çadýrlar kurarak yabancý kökenli vatandaþlarý yasa hakkýnda bilgilendirdiler. Vatandaþlarýn yoðun ilgisi nedeniyle þubat ayýnda da bu bilgilendirme çalýþmalarýný devam ettirmeye karar veren Merkez’de Türklerle ilgili çalýþmalarý Sümbül Karakaya yürütüyor. Karakaya yaptýðý özel açýklamada “yeni aile birleþimi yasa tasarýsý konusunda vatandaþlarýn endiþelenmemesi gerektiðini” bildirirken,”tasarlanan yeni yasaya göre Türkiye’den Belçika’ya gelin ya da damat olarak gelecek olan bireylerin en az 21 yaþýnda olmalarý öngörülüyor. Ancak bu yasa Türkiye’nin Belçika’ya iþçi gönderdiði 1964 yýlýnda “TR Brüksel” baþladý! B R Ü K S E L Arkadaþýmýz Fikret Aydemir koordinatörlüðünde hazýrlanan aylýk “TR Brüksel” adlý program, Brüksel’deki yerel Flaman kanalý TV Brussel’de ilk yayýnýyla baþkent izleyicilerine ‘merhaba’ dedi. 28 Ocak’ta yayýn hayatýna baþlayan TR Brüksel, her ayýn son pazar günü ekrana gelecek. 12 dakikalýk programýn ilk sunumunda, Flaman Kültür Bakaný Bert Anciaux’nun danýþmaný Þöhret Yýldýrým’ýn portresi, Brükselli sanatçý Sibel’le röportaj ve sokak söyleþileri yer aldý. Eski Brüksel güzeli Deniz Ateþ’in sunduðu programýn yapýmýnda Beyhan Özhan, Ýlknur Cengiz ve Fethi Gümüþ’ün de G E N K / G E N T emeði geçti. Fikret Aydemir, programýn amacýný þöyle açýkladý: “Türklere Belçika’yý tanýtmayý az çok baþardýk. Sýra artýk Belçika ile imzalanmýþ olan anlaþmaya aykýrý. Bel- Belçikalýlara Türk toplumunu tanýtmaya geldi.” çika’da sarý kartý olan Türk vatandaþlarýna bu anlaþma maddeleri uygulanabilir ancak. Bu anlaþmaya ters düþen yeni bir yasa uygulanamaz. Anlaþmaya göre ise Türkiye’den evlendiði eþini ya da ailesini getirmek isteyen Türk vatandaþýna 21 yaþ Belçika Türk Dernekleri Birliði (BTDB), þartý yok. Bu nedenle Türk vatandaþlarýnýn bu ya2007 yýlýnýn Unesco tarafýndan mevlana sa tasarýsý hakkýnda endiþelenmeleri yersiz.” dedi. yýlý olarak ilan edilmesinden dolayý MevSümbül Karakaya ayrýca “Belçikalý gençlerin evlana’nýn fotografýnýn bulunduðu ve lenmek için 18 yaþýný doldurmalarý yeterli iken yabancý kökenli vatandaþlar için bunun 21’e çekil- Unesco tarafýndan 2007 yýlýnýn Mevlana yýlý kabul edildiðini mesinin yanlýþ buluyorum. Belçikalý bir genç 18 belirten pullar bastýrdý. Bu yeni pullarý 1 Ocak tarihinden itibayaþýnda kiþisel karar verme olgunluðuna sahip ren kullanmaya baþlayan BTDB yetkilileri, bu pullardan temin olurken yabancý kökenli genç neden sahip olama- etmek isteyen deneklere istedikleri kadar tedarik edileceðini sýn?” derken “þu anda Belçikalýlar için de evlenme belirtiyorlar. Ayrýca Atatürk’ün deðiþik resimlerinden oluþan yaþýnýn 21’e çýkarýlmasý gibi çalýþmalar var. Ancak pullar da bastýran BTDB, son bir yýldýr üzerinde kendi ambböyle bir karar çýkarsa o zaman yaklaþýk %80’i lemleri olan ayyýldýzlý lale logolu pullarý kullanmaktaydý. MevBelçikalý olan Türk vatandaþlarý için de sorun ola- lana yýlý vesilesiyle bir de kitapçýk hazýrlanýrken, bu kitapçýkta Mevlana’nýn hayatý, eserleri, yasam felsefesi ve mevlevilik hakbilir. Ama henüz böyle bir sorun yok” dedi. kýnda bilgiler sunuluyor. BERÝNGEN BTDB’den Mevlana ve Atatürk’lü posta pullarý Sayfa 16x.qxp 29.01.2007 09:03 Page 1 Þubat 2007 ARTfikir 16 CUMALÝ: “Saðcý – Solcu deðilim. Sevdalýyým” Belçika’daki sayýlý genç baðlama ustalarýndan biri, Cumali Bulduk. Türk Halk Müziði’nin yaný sýra Belçikalý sanatçýlarla yerel folklor müziðini de inceliyor. Türk toplumu onu daha ziyade derneklerde verdiði derslerle tanýsa da O, Belçika müzik sahnesinde yerini çoktan saðlama almýþ. Kendi oluþumunun yaný sýra Kybele grubu ve ünlü Flaman floklor sanatçýsý Michel Terlinck’le de çalýþýyor. [email protected] Ýnsanlar vurmakla ölmez an çekiþmek… Canýn, burasý ve “öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gel- git olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da kalýp- kalmamakla verdiði tereddüt savaþý. Ve tereddüte raðmen ýsrarlý. Kalmak istemesine raðmen gidici. Çünkü faturan kesilmiþtir. Zaman musluktan hýzla akan damlalar gibidir, acelesi var. O anda biter her þey. Artýk dönüþü olmadýðýný fark eder ve ýsrarla akmak isteyen kaný býrakýverir bedenin. Ve ruhun kendini teslim eder. Buraya kadardýr senin görevin. Seni geri getirmez anne ve babanýn aðýtý. Seni geri getirmez arkadaþlarýnýn adýna yazdýklarý. Sevgilin ve sevdiklerin aðlamakla yetinir. Seni geri getirmez aþkýnýn gözyaþlarýyla sana sarýlmasý. Ve iþte o anlarda tükenmiþ olasýlýklarýn umuduyla bakýlýr artýk dünyaya. Bütün cinayetlerin þahidi, baþýný sokaðýn ortasýna uzatmýþ olan sarý sokak lambasý bile artýk þahitlik yapmak istemiyor sonu gelmeyecek serseriliklere. Yanýbaþýmda iþlenen ilk cinayet deðil bu, en sevdiðim þehir Ýstanbul’da. Yeni yýla da bir kurþunla girmiþtim. Can alan kurþun, can’ý çekiþtiren kurþun. Nereden geldiði belli olmasa da, hedefini bilen kurþun. Bir iki metre ötemdeki bir öðrenciyi hedeflemiþti. Fiilen sana iþlemese de Giderek aðýrlaþýyor, kabullenememenin beyninde yarattýðý iþkenceyle. Kalkýp gitmeyi planlýyorsun buralardan. Buralar dünyanýn her yeri, Býrakýveriyorsun kendini, En iyisi “kendi ülkende” kalman. Hayat dünyaya zindan oldu, nedensiz atýlan, ucuz kurþunlardan. Sevdiði çiçekler dahi mutlu kýlmýyor naaþýn üzerini. Gelen taziye dilekleri, geri getiremiyor gideni. Hava bültenleri karla karýþýk yaðmuru verse ne yazar. Kimsenin umurunda deðil rüzgarýn lodusu, meltemi. Bunun adý ne olabilir! Sistemdeki omurga eksikliði mi, düþüncelere müdehale mi, yoksa nereye saldýracaðýný bilemeyenlerin, pusulasýný þasýrmasý mý? Boþ bir büro, hazýrlýksýz terkedilmiþ bir köþe, cevap arayan bakýþlar, cevapsýz kalan sorular ve ölüm! Mutluluðun ne kadar özel olduðunu anlamayan, tebessümü alternatife býrakmayan ölüm. Bunun adý ölüm mü olmalý? Yaþadýðýn hayatý saniyelere sýðdýrarak, sonsuzluða baþlamak. Yalnýz baþýna, istemeden de olsa terk etmek “evini”. Terk etmek zorunda býrakýlmak. “Ölüm geliyor aklýma birden ölüm Bir aðacýn gölgesine sarýlýyorum” diyor Cemal Süreyya. Fakat bazen herhangi bir gölgeye sarýlamadan, kurþun sana sarýlýyor.Vakit tamam, köþen yorumsuz bir hayata mahkum. Yazdýklarýna noktasýný zorla koydursalar da Ýnsanlar vurmakla ölmüyor. C Erdem Resne ibel Dinçer’in konuðu olarak katýldýðý konserde buluþtuk, Cumali’yle. Kendini, müziðini ve projelerini konuþtuk gece boyunca. Brüksel – Saint-Josse doðumlu Cumali, 30 yaþýnda. 6 Yaþýnda türkü mýrýldanmaya baþlamýþ, babasýna “bana saz getir” demiþ. Dili iyi dönmediði için babasý “tas” anlamýþ ve bakýrdan bir tas getirmiþ. Zaten adýnýn göstermediði gibi bir Perþembe günü doðan Cumali, saz niyetine de perküsyon yapmak zorunda kalmýþ! “11 yaþýna kadar ben kendi baþýma türkü söyledim. Ama bu aþk, baðlama sevdasý yine alevlendi. Bir daha babamdan baðlama istedim. O da uzun sap baðlama getirdi.” diyor. Müzik zevkinin geliþmesinde büyük ustalar kadar, Belçika’daki dostlarýnýn da emeði geçmiþ. “Bana ilham veren, mest eden, Zülfü Livaneli’dir. Kendisiyle 17 yaþýmda Gent’te tanýþtým. Süleyman Özdemir sayesinde. Ayrýca Süleyman abi repertuarýmýn geniþlemesinde en çok emeði olan insanlarýn baþýndadýr. Bir de Bekir Þahbaz var (Brükselli “Sarý Bekir”), en güzel konserim onunla beraberdir. Onun dýþýnda Aþýk Mahsuni’yi ve kendi aþýðýmýz, Emirdað-Karacalarlý Yoksul Derviþ’i severim” diyen Cumali, erken yaþlarda kökeni olan Alevi kültüründen de etkilenmiþ: “dergaha giderdim 8 yaþýndan itibaren. Hep sevdadan, aþktan bahsedilirdi. Bu yüzden baðalama ve müzik, benim için sevdadýr.” Bunun yaný sýra klasik tarza her zaman yer verdiðini söyleyen Cumali, Fransýz müziðine de kaymýþ. Georges Brassens’e “solcu arkadaþlarýn sayesinde bulaþtýðýný” belirten Cumali’ye siyasi görüþünü sorunca da ilginç cevap geldi: “Solcu veya saðcý deðilim, sevdalýyým. Alevi de demek istemiyorum, çünkü onun da baþlangýcý sevdadýr.”Görüþtüðümüz akþam ilk S kez söylediði yeni parçasýnýn adý “Siyah Güvercin”di. Yeni baðlamalarý da siyah olunca, Cumali’nin karamsar olduðu gibi bir izlenim oluþtu. Kýsmen doðruluyor sanatçý: “benim amacým dünyada karanlýk ve karamsar olanlarý aydýnlatmak. Alevi inancýnda her gün yastýr. Günler hep kahkahayla geçiyor, en azýndan müziðimle dünyada karanlýk olanlarý haykýrmak istiyorum. Ama karamsarlýk deðil bu, haykýrýþ.” Avrupa’da Türk müziðinin Arap müziðine benzetilmesine kýzýyor Cumali: “böyle olmadýðý- ný duyurmak istiyorum. Ben Türk müziði yapýyorum. Evrenselleþtirip yapýyorum, bu doðru. Ama sonuçta Türk müziði. Biz hâlâ gizli bir toplumuz. Kendimize kendi sinemamýzý, müziðimizi, kültürümüzü tanýtmamýz lazým. Ve artýk Belçikalýlarla yaþadýðýmýzýn farkýna varmamýz lazým.” Uzun müzik yolculuðu sonunda artýk farklý kültürlerden müzisyenlerle kendi grubunu kuran Cumali, ayrýca batý enstrümanlarý ve diðer ülke folkloruyla Türk müziðini yoðuran Kybele grubuyla da çalýþýyor. Cumali, Flaman folklorunun önemli temsilcisi Michel Terlinck’le de ara sýra proje yürütüyor ve her ülkenin kendi yerel kültürünü korumasý gerektiðini düþünüyor: “Terlinck’le Haydar Haydar türküsünü icra ettik, salondaki Belçikalýlarýn yüzünden yaþ aktý. O zaman anladým ki Türk müziðinde bir þey var ve bunu herkese verebiliriz. Ama Belçika’da da bir folklor kültürü var ve insanlar bunu unutuyor. Terlinck gibiler bu kültürün sönmesini önlüyor.” Þu an çalýþtýðý ve Haziran’da gerçekleþmesi beklenen projelerden biri, halk müziðiyle Anadolu köylerinin yaþamýný anlatmak üzerine kurulu. Ýnsanlarýn nasýl yaþadýklarý, müzik eþliðinde hikayelerle anlatýlacak. Büyük bir orkestra kurulup (baðlama, uzun sap, cura, þelpe...), eletronik destek olmadan ustalar eþliðinde (Emre Gültekin, Harun Özdemir, Ýlhan Eken) konser verilecek.Müzikten yaþayabilmesini de “uyanýk” (kendi deyimi!) olmasýna baðlayan Cumali: “evde oturup bana gelmelerini beklemiyorum. Gidip kendim proje sunuyorum. Yakýnda müzisyen statüsünü alýp rahatlayacaðým. Derneklerde ders veriyorum. Onlar beni doyuruyor. Ama inan ki doymasam da, gider metro’da çalarým.” Cumali kendi de beste üretiyor fakat bunlarý konserlerde fazla sunmuyor: “hem zaman yok sahnede, insanlar belli þeyler bekliyor. Hem de genelde daha tasavvufi eserler.” Karamsar gözüken Cumali bir de tasavvufi yazdýðýný söyleyince, “yara”sýnýn ne olduðunu merak ettim: “Haykýrýþ! Yaram çok. Belçika’da yaþýyorsun. Türk müsün, Belçikalý mýsýn? Müzisyen misin, iþçi misin? Belli deðil. Hayat o kadar kötü gidiyor ki, kendinden bile þüphe duyuyorsun.” Kendimizden þüphe duymadan sabaha karþý ayrýldýk. Ama Cumali adýný sahnelerde daha çok duyacaðýmýza emin þekilde... Sayfa 17x.qxp 29.01.2007 09:06 Page 1 Þubat 2007 ARTfikir 17 ‘ BANA TÜRK MÜ DÝYORSUN? BANA SANATÇI DE! ‘ Anvers’te düzenlenen ve Türkiye’nin çaðdaþ sanat ürünlerini yansýtan 0090 Sanat Festivali’nin üçüncüsü 7-17 þubat tarihleri arasýnda izleyici ile buluþuyor. “ U call me a Turk” sloganý ile biraz da meydan okuyan 0090 Sanat Festivali, önyargýlarý yok ediyor. Bu yýl üçüncüsü düzenlenen ve Türkiye’den modern sanat çalýþmalarýný Belçikalý izleyici ile buluþturan 0090, plastik sanatlardan, son dönem Türk sinema örneklerine, deneysel tiyatro çalýþmalarýndan, müzikte farklý arayýþlarý yansýtan ürünlere kadar alternatif çalýþmalarý Belçikalý izleyici ile iki yýldýr buluþturuyor. 0090 Sanat Festivali organizatörleri bu festivali sanat ile kültür, doðu ile batý, görüntü ile ses ve hareket ile tekst arasýnda bir duygu arayýþý olarak tanýmlýyorlar. 0090 Bu arayýþý kollektifleþtirerek, Türk, Belçikalý ve Avrupalý sanatçýlarý biraraya getiriyor ve onlara birlikte yeni yaratýcý çalýþmalar yapma fýrsatý veriyor. LABO adýyla lanse edilen bu çalýþmalar için sanatçýlar, festival öncesi biraraya getirilerek; günlük yaþamlarýný birlikte geçirebildikleri, sohbet, tartýþma, tanýþma ve birlikte yaratma ortamý saðlanmýþ. Bu eserler ilk defa ve sadece 0090’da izleyici ile buluþuyor. Bu yýl geçtiðimiz yýllara oranla daha fazla yaratýcý çalýþmaya yer veren 0090, seçtiði sloganla da dikkat çekiyor. “U call me a Turk- Bana Türk mü diyorsun” sloganýyla da pek çok Avrupa toplumunda varolan önyargýlara iþaret ederek ‘Bana sanatçý de !’ mesajýný, sunduðu programla da pekiþtiyor. Ýkisi Türk kökenli beþ sanatçýnýn ortak çalýþmasý olan “Mind the Depth” Festivalin Labo çalýþmalarýndan birisi. Bu çalýþma, Meryem Bayram’ýn küratörlüðünde gerçekleþmiþ. Emre Erkal, Elif Saðlam, Hans Wuyts, Sarah&Charles ve Freija Van Esbroeck’un ortak çalýþmasý olan bu instalasyon festival boyunca De Singel mahzenlerinde izlenebilecek. Tiyatrocu Emre Koyuncuoðlu’nun yönettiði “Fiction as a Reality” adlý performansý Dilek Derviþoðlu, Su Güneþ Mýhladýz ve Sevi Algan gerçekleþtirirken ; kadýnlar, ayrýlýklar, kavgalar ve kaybetmeler üzerine bedensel bir yorumlamayý izleyecek, seyirci. Irmak Arkman’ýn “Confrontatie” isimli performansý ise kiþinin kendini arayýþýný seyirci ile iletiþim kurarak yansýtacak. Carloz Pez’in konseptini hazýrladýðý “Already Played Tomorrow” performansýný ise Sevil Algan’nýn sunumuyla izleyeck olan seyirci aslýnda varolmayan bir gösteriyi seyredecek. Carloz Pez’in bu çalýþmasý dünyanýn pek çok ülkesinde gösterilmiþ olmasýna raðmen, çalýþmanýn Türkçe versiyonu 0090 Festivali ile ortaya çýkan yaratýcý çalýþmalardan. Son dönem Türk sinemasýndan üç filmin yeraldýðý festivalde Reha Erdem’in “Korkuyorum Anne” adlý filmi Belçika’da ilk kez gösterilecek. Diðer taraftan “ Babam ve oðlum” ile “ Dondurmam Gaymak” filmleri de daha önce kaçýranlar için yeni bir fýrsat. Festivalin tiyatro dalýnda ise 0090’nýn daha önce Belçikalý izleyici ile tanýþtýrdýðý bir grup var, “ Aþhura”. Bu yýl Aþhura, müzik ve görüntülerle evlerine dönmeyen ama bir yerlerde yaþadýklarý umut edilen insanlarý anlatacak. “Squatting Rock Event” gecesinde de “Athena” hayranlarý onlarý Belçika’da dinleme þansýný elde edecek. Ayný gece “Çilekeþ ve DANdanaDAN”adlý iki farklý rock grubu da müziklerini Belçikalý izSerpil Aygün leyici ile paylaþacaklar. Festival programý : “Mind The Depth” / LABO Ses, görüntü ve performansýn yeraldýðý bir intalasyon çalýþmasý de Singel mahzenlerinde sunulacak. Festival 07/02/2007 tarihinde saat 20:00’da bu çalýþma ile açýlacak. Ayný gün grup Traktör konseri yeralacak. Diðer günler Festival sonuna kadar açýk olacak olan bu çalýþma saat 14:00 ile 19:00 arasýnda her gün ücretsiz olarak izlenebilecek. Bu çalýþmanýn bir parçasý olan ve Freija Van Esbroeck’un sunacaðý performans saatleri ise þöyle ; 07/02/2007 / 21.30- 22.30 10/02/2007/ 18.00- 19.00 17/02/2007/ 18.00- 19.00 Yer : De Singel Desgunlei 25, B-2018 Anvers Tel : 03/248 28 28 “Dondurmam Gaymak”/ Sinema Tarih : 08/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Muhka Waalse Kaai 47, B-2000 Anvers www.muhka.be/film “Squatting Rock Event”- AthenaÇilekeþ- DANdadaDAN/konser Tarih : 09/02/2007 Saat : 18.00 Yer : Zuiderspershuis Waalse Kaai 14, B-2000 Anvers Tel:03/248 01 00 “Fiction as a Reality” / LABO Tarih : 10/02/2007 – 11/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Zuiderspershuis Waalse Kaai 14, B-2000 Anvers Tel:03/248 01 00 “Babam ve Oðlum”/ Sinema Tarih : 11/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Muhka Waalse Kaai 47, B-2000 Anvers www.muhka.be/film “ASHURA”/ Tiyatro Tarih : 12/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Toneelhuis Komedieplaats 18, B-2000 Anvers Tel: 03/224 88 44 “Korkuyorum Anne” / Sinema Tarih : 12/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Muhka Waalse Kaai 47, B-2000 Anvers www.muhka.be/film “Confrontatie” / LABO Tarih : 13/02/2007 Saat : 20.00 Yer : Monty Montignystraat 3, B-2000 Anvers Tel: 03/238 91 81 “Already Played Tomorrow” / LABO Tarih : 16/02/2007 Saat : 20.30 Yer : Monty Montignystraat 3, B-2000 Anvers Tel: 03/238 91 81 Festival için ayrýntýlý bilgi www.0090.be adresinden edineliebilir. [email protected] Sayfa 18.qxp 29.01.2007 11:10 Page 1 Þubat 2007 18 Hayt Huyt Park Haydar Abi “Delikanlý adamýn köþesi... Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!” TÜRKLÜK DE SENDEN UTANIYOR Hrant Dink’i sevmezdim, görüþlerine de zerre kadar katýlmazdým. Ama inandýklarýný, doðru bildiklerini delikanlýca ve hiçbir þeyden çekinmeden yazmasýný hep takdir etmiþimdir. Harbi ol canýmý ye. Öldürülmesine sonuçta ben de üzüldüm. Bundan daha çok da, ben Türkiye’den Belçika’ya gelince, milliyetçiliðin böyle Ogün SAMast gibi çapulcularýn eline kalmasý, üzdü beni. Baksana yamuðun soyadý bile Amerikancý. SAMast, SAM Amcayý hatýrlatýyor. Gelelim þimdi asýl mevzuya; Dink’in cenazesinin kaldýrýldýðý yürüyüþte artistin biri “Türküm, utanýyorum” yazan bir pankart taþýdý. Ulan entel bozuntusu, Türklüðün bu cinayetle alakasý ne? Sen git kendinden utan, Türklüðü de bu iþlere bulaþtýrma. Beni kahreden bir baþka mevzu ise bizim entel-dantel takýmýnýn Dink’in cesedi üzerinden rant toplamasý. AB ve ABD cinayeti fýrsat bilip, önümüze soykýrým dayatmasýný birkez daha getirirken, bizim entoþ-dantoþ (bundan sonra entel-dantellere böyle hitap edeceðim) takýmý da onlarýn iþini kolaylaþtýran yazýlar yazdýlar. Birkaçý hariç Binfikir yazar-çizerleri de bu iþe alet oldu. Bize Dink Mink zarar veremez. Bize ne gelirse içimizdeki iþbirlikçi takýmýndan (entoþdantoþ) gelir. Valla kafam iyice bozuluyor. Belçika’daki kurulu düzenimi býrakýp, Türkiye’ye döneceðim, oradakilere bir “ince ayar” yapmak lazým. Benim uyarýlarýmý kalýn kafalarý alamýyor çünkü! Ne geldiyse baþýmýza “Hepimiz Ermeniyiz” diyen bu zihniyet yüzünden gelmedi mi? Sorarým size, bir gün de çýkýp “Hepimiz Türküz” diyene rastladýnýz mý siz? 10 HAZÝRAN’DA SEÇÝM VAR Bizim de kulaðýmýz delik haliynen. Kýytýrýk Haber Koordinatörlerine taþ çýkarýrým icabýnda. Aldýðým ilk bilgilere göre PS’den Emir Kýr, SP.a’dan Cemal Çavdarlý, Groen!’dan ise Meryem Kaçar ve Meryem Almacý aday olacak. Halis Kökten’in ise durumu kritik. Halis de Cdh’dan aday olursa sevineceðim. Çünkü kendisine seçim kampanya CD’sinde kullanmasý için harbi þarký sözleri yazdým. 0090 SANAT FESTÝVALÝ’NÝ YESÝNLER Þu slogana bak “U call me a Türk”. Yok deve. Ýþte siz bu kadar halktan uzaksýnýz. 7-17 Þubat arasýnda Anvers’de festival var ama Müslüm abim yok, Ýbrahim Tatlýses yok. Hadi onlardan da vaz geçtik, bir Mahsun Kýrmýzýgül bile yok. Siz gidin entoþ-dantoþ takýmýyla, körlerle saðýrlar birbirinizi aðýrlayýn. Belçikalý ve Türk sponsorlarýn parasýyla mastürbasyon yapýn! (Maalesef Binfikir de bu sponsorlar arasýnda) Siz tatmin olun ve bize bulaþmayýn yeter. SÝZ DE 50 BÝN BASIYORUZ DEYÝN “Yýllardýr 5 bin bastýklarý halde 25 bin adet gazete basýyoruz diye hem okurlarý hem de reklam verenleri yanýttýlar” diye yaygarayý bastý Binfikirciler www.binfikir.be sitesinde. Hoop kardeþim, aðýr ol da molla desinler. Ciyak ciyak baðýrmanýn “Temiz Kalemler” kampanyasý baþlatacaðýz diye ortalýðý karýþtýrmanýn alemi yok. Onlar 5 bin basýp, 25 bin basýyoruz diyorlarsa, sen de 10 bin bastýðýn için 50 bin basýyoruz diyeceksin. Öyle kampanya falan düzenlemekle olmaz. Siz yýllarýn gazetecisi Haydar Abinizi dinleyin. Tirajýný ve haberini abartmayan bu alemde yaþayamaz. Gazetecilik sonuçta bir abartma sanatýdýr. BEN DE RADYO PROGRAMI YAPACAÐIM Evet, gelen önerileri inceliyorum. Bizim çocuklara da bir araþtýrma yaptýrdým. Hangi radyo daha çok izleniyor ve gelenek ve göreneklerimize sahip çýkýyor, dinleyip bana rapor edecekler. Delikanlý bir haber-yorum programý yapacaðým. Alem radyoculuk nasýl yapýlýrmýþ öðrensin! Sayfa 19.qxp 29.01.2007 11:13 Page 1 Þubat 2007 HAYIF-life 19 Belçika’nýn Türkçe radyolarý Türkçe radyolar, Fransýzca ve Flamanca hayatlarýmýza Türkçe duplaj yapýyorlar! Erdinç Utku vrupalý Türklerden radyo konusunda en þanslýlarý Belçika’da, özellikle de Brüksel’de yaþayan Türkler olmalý. Kýsa dalga üzerinden yayýn yapan Türkiye’nin Sesi radyosu dinlenen günler yerini çoktan Brüksel’den 24 saat Türkçe yayýn yapan oluþumlara býraktý. Brüksel’de 3 farklý oluþum, 5 ayrý isimle, 24 saat sürekli radyo yayýný yapýyor. Türk esnafýn reklam desteði ve çalýþanlarýnýn gönül baðýyla yaþamlarýný sürdürüyor bu radyolar. Flaman Bölgesi’ ndeki sýký denetim ve düzenlemeler nedeniyle bu bölgede yayýn yapamayan Türkçe radyolar, Brüksel ve Valon Bölgesi’nde Türklerin yoðun olduðu kentlere yöneliyorlar. Her sabah iþe giderken ve iþ dönüþü otomobilinizde dinlediðiniz tiryakisi olduðunuz bir radyonuz yoksa eðer, FM kanallarýnda gezinirken “Türklerin güçlü sesi – Genç kalmasýný bilenlerin radyosu” Radyo Paþa’ya, “Altýn gibi radyo” Gold Fm’e ya da Anadolunun çok renkliliðini ve çok kültülülüðünü yansýtmak amacýyla yola çýkan Radyo Anatolya’ya denk gelebilirsiniz. A Radyo Paþa grubu Ezgi, Paþa’da. Belçika’daki tüm Türkçe rad- orta dalga üzerinden tüm Belçika’ya Gold Fm grubu ise Jet Fm yolarda olduðu gibi aðýrlýk istek yayýn yapmaya hazýrlandýklarýný beadlý ikinci bir radyo yayýný programlarýnda. Sabahlarý Belçika’da lirtiyor. Anatolya, sadece Türkçe dedaha yapýyor. Çanak anten- yetiþen ve Brüksel güzeli seçilen De- ðil, Anadolu’da konuþulan tüm dillerlerden girip, Türkleri Belçi- niz’in hazýrladýðý programla güne de yayýn yapýlmasý için kurulmuþ. ka’daki evlerinde esir alan merhaba diyebilir ya da frekansý Kürtçe, Ermenice,Rumca gibi dillerde Türkçe televizyonlar henüz Gold FM’e çevirip Türkiye’den gelen yayýn yapýp Anadolu’nun aynasý olotomobillerin içine, alýþ veriþ Zana’nýn hazýrladýðý “Zana ile Kýska- mayý amaçlýyor, çiceði burnundaki merkezlerine, bakkallara ve nanlar Çatlasýn” programýyla neþenizi Anatolya. Aleviler, Çerkezler, Lazlar manavlara girememiþ du- bulabilirsiniz. Ayný saatlerde Anatol- da unutulmamýþ. Sabah ve Akþam sarumda. Türklere ait bu me- ya radyosu frekansýnda ise Türki- atlerinde 2’þer saat Türkiye’den Best kanlarda yaklaþýk 2 yýldýr ye’deki Best FM’e baðlanýlýyor. Gold Fm’e baðlanmalarýný ise “Burada doðBrüksel’den yayýn yapan FM’in sahibi Ünal Yýldýrým çalýþanlarý- ru dürüst Türkçe konuþan yok, BelçiTürkçe radyolar hüküm sü- nýn çoðunun Türkiye’den gelen genç- ka’daki Türkler düzgün Türkçe dinlerüyor. Radyo Paþa en eski olaAvrupa’daki Türklere dönük Türkçe radyo yayýnlarý 60’lý yýllarda baþlamýþ. Alný, neredeyse 2. yýlýna girecek. Ýlk yayý- manya’da WDR Köln radyosu 1964 yýlýnda ilk Türkçe programýný yayýnlamýþ. na baþlamasýndan 2 Bunu Hessen, Berlin ve Bremen Radyolarý izlemiþ. Bu yayýnlarda dinleyicilere ay sonra ayný frekans tüm dünyadan güncel haberler ve Almanya’daki yaþamlarý ile ilgili bilgiler veüzerinden yayýn yapan Belçika Radyo riliyormuþ, haftada bir kez uzmanlar telefonla dinleyicilerin sorularýný yanýtlýTelevizyon Kurumu yorlarmýþ. Ýstek parçalarla da yurt özlemi gideriliyormuþ. Diðer Avrupa ülkeleRTBF’in þikayeti üzerine kapatýldý ama rinde de Almanya’dakilere benzer yayýnlar yapýlmýþ. Sadece Almanya’da, baþka bir frekanstan WDR radyo yayýn saati artýrýlýp programlarýn içeriði zenginleþtirildi. Hollanyeniden yayýna baþ- da’da önce Tv programý kaldýrýldý sonra da radyo yayýný saati azaltýldý. Daladý, Radyo Paþa. Radyonun sahibi Se- nimarka, Norveç, Ýsveç ve Fransa’da Türkçe yayýnlarýn sesi peþ peþe kesildi. lahattin Koç, 1982’de Türkiye’de özel radyolarýn yayýn yapmaya baþladýðý 1991 yýlýnda Belçika’ya frekans almak için geleli bir yýl olmuþtu. Türkiye’deki arkadaþlara Türkçe radyo yayýný yaptýðýmýzý baþvurduklarýný ama hala yanýt alamadýk- anlattýðýmda hayranlýklarýný gizleyemiyorlardý. O zamanlar Belçika’da haftalarýný söylüyor. Bu da bir saat yayýn yapan Türkçe radyolar vardý. Çok sesliliðe duyarlý ve ilerici konuda bir düzenleme olmamasýnýn ya- yerel radyolardan süre alýnýp Türkçe yayýn yapýlýyordu. Biz de Anvers’teki Rasal boþluk yarattýðýný dio Centrale’dan haftada 1 saat koparýp Türkçe program yayýnladýk. Bizim söyleyen Koç, yasal hevesimiz çabuk geçti ama Brüksel’de bu deneyimlerini daha uzun sürdüren frekansa kavuþacaklarýndan umutlu. Ça- Leyla Ertorun “Turkuaz” ve Ramazan Kurt “Türk FM” adý altýnda Pazar günlelýþanlarýn çoðu Belçi- ri 3 saat program yaptýlar. Ertorun’unki en uzun soluklusu oldu. ka’da yetiþmiþ gençler. Müzik, eðlence, sohbet, tartýþma ve yorum programlarýnýn yanýnda Türkçe ve Fransýzca haber bültenleri de yayýnlanýyor Radyo ler olduðunu vurguluyor. Yasal boþluðun doldurulacaðýndan ve yayýn hakký verileceðinden O da umutlu. Hatta birden fazla Türkçe frekans verilip, tekel oluþturulmamasýndan, çok seslilikten yana. Gold FM’de müzik, eðlence Kültür-sanat, sohbet programlarý arasýna Türkçe haberler serpiþtiriliyor. Þubat ayýndan itibaren haber-yorum ve Fransýzca haber bültenleri de baþlayacak. Radyo Anatolya’nýn sahibi Ramazan Kurt yasal boþluk konusuna biraz farklý yaklaþýyor; “Yasal boþluk falan deðil, düpedüz korsan yayýn yapýyoruz. Yakýnda düzenleme gelecek ve tüm lisanssýz Fm radyolar kapatýlacak” diyor. Bu nedenle de sinler” þeklinde açýklýyor Ramazan Kurt. 8 Ekim Yerel seçimleri öncesi sadece Türk adaylar deðil, Schaerbeek’ten aday olan Belçika Federal Adalet Bakaný Laurette Onkelinx bile yasallýðý tartýþýlan radyolarda boy gösterdi. Yasal boþluklar bazen böyle hoþluklar da yaratabiliyor. Kýskananlar çatlasýn dercesine ele geçirdikleri yasal boþluklarý anýnda dolduran Türkçe radyolar, uçuk-kaçýk, cývýl cývýl Djleri, bozuk ama sevimli Türkçe konuþan sunucularý ve amatör ruhlarýyla Belçika’daki Türklerin yaþamlarýný renklendiriyor, Fransýzca ve Flamanca hayatlarýmýza Türkçe duplaj yapýyorlar! Sayfa 20x.qxp 29.01.2007 09:05 Page 1 20 Þubat 2007 Sivil Toplum Avrupa Karadenizliler Derneði; ‘Kendi baþýmýzýn çaresine bakmalýyýz’ [email protected] Yurttaþlýk yasasý umutlandýrýyor Beçika’da aile birleþimi konusunda çalýþmalar olduðunu ve önerilen yeni yasa ile Türkiye’den evlenmenin zorlaþtýðýný geçen sayýda yazmýþtým. Bu konuyu takip ediyoruz ancak yine geçen sayýda belirttiðim gibi bu sayýda Flaman Hükümeti’nin yeni Yurttaþlýk Yasasý’ný ve onun yabancý toplumlar açýsýndan sonuçlarýný deðerlendirmek istiyorum. Bu yýl Flaman hükümeti Avrupa Birliði üyesi ülke vatandaþlarý hariç Belçika’ya her yeni gelen kiþi için yurttaþlýk programýný mecbur kýldý. Burada benim hoþuma giden “ yurttaþlýk”tan bahsedilmesi. Eskiden sadece uyumdan bahsedilirdi. Uyum, misafir için geçerlidir, geçicidir. Biz misafir deðil, bu ülkede yaþayan birer Belçikalý Türk, Belçikalý Kürt, Belçikalý Çerkez vs.’yiz. Bu Üç ayaklý bu nedenle bu yasada yurttaþYurttaþlýk programý lýktan sözediliyor olmasýný ile ülkeyi her yönüy- sevindirici ve umut verici buldum. le tanýyor ve bu Peki nasýl bir þeydir bu ülkede yaþamayý Yurttaþlýk Programý, þimdi biraz onu inceleyelim: öðreniyorsunuz. Bu Yurttaþlýk Programý üç da sizin bu toplumbölümden oluþuyor. 1-REHBERLÝK KURSU da yerini almanýza (aþaðýda hangi konularýn destek oluyor. iþlendiðini okuyabilirsiniz) 2-DÝL KURSLARI (ilk okul, orta okul, lise ve üniversite seviyelerinde veriliyor ) 3-VDAB- Ýþ ve iþçi bulma, meslek eðitim kurumuna kayýt olma (çalýþmak isteyenler ) Rehbelik kursu 11 baþlýkta veriliyor. 1- Ülke ve Þehir: Belçika’nýn devlet þekli, tarihi, coðrafi yapýsý, parlamentosu, bölgeler,iller tanýtýlýrken þehir gezisi de düzenleniyor. 2- Ulaþým: Toplu taþýmacýlýk, ehliyet, trafik, harita çalýþmasý, yönlendirme 3- Kurum ve kuruluþlar: Sosyal güvenlik kurumu, emeklilik, çocuk parasý, dop-iþsizlik parasý, tatil parasý, saðlýk, iþ kazalarý, yardým kuruluþlarý, OCMW, polis, belediye kurumlarý hakkýnda bilgi. 4- Oturum durumlarý: Göç, Ýltica, Kimlik kartlarý, Çifte vatandaþlýk hakkýnda bilgi. 5- Ýþ: Ýþ olanaklarý, iþ arama, werk winkel ve wis bilgisayarýna ziyaret 6- Aile: Çocuklar, eðitim, öðrenim, boþ zamaný deðerlendirme 7-Yetiþkinlere eðitim olanaklarý: Okullar, eðitim, Kütüphaneye yazýlma 8- Saðlýk: Ev doktoru, saðlýk sigortalarý, hastane ve eczanelerin çalýþma þekilleri. 9- Ýskan: Ev , çevre, çöp tasnif, gaz, elektrik, telefon, Kiracýlarý Koruma Derneði’ne ziyaret 10- Tüketim: Banka, postane, sigorta kuruluþ ve iþlemleri 11- Boþ zaman: Kültürel çalýþmalar, dernekler, gönüllü iþler, müzelere ziyaret Her seviyeye göre dil kurslarý verilirken, iþ bulma ve meslek eðitimi saðlayan VDAB ile çalýþmak isteyen yurttaþlara da iþ ya da gerekli iþ eðitimi saðlanýyor. Üç ayaklý bu Yurttaþlýk programý ile ülkeyi her yönüyle tanýyor ve bu ülkede yaþamayý öðreniyorsunuz. Bu da sizin bu toplumda yerini almanýza destek oluyor. Cengiz Yýlmaz Hamdi Özkan Baþkan Yusuf Akdað Ömer Keçeci Resmi rakamlar elimizde olmamakla birlikte Belçika’da özellikle Brüksel, Charleroi, Anvers, Liege ve Limburg Bölgesi’nde hiç de azýnsanamayacak sayýda Karadenizli yaþýyor. Geçen yýl Brüksel’de düzenlenen Trabzonlular Festivali’nde de buna tanýk olmuþtuk. Brüksel’in göbeðinde renkli ve görkemli bir festival yapan Karadenizlilerin ayný yýl Houthalen’da muhteþem bir Kadýrga, yani yayla þenliði organize ettiðini galiba gözden kaçýrdýk. 26-27 Mayýs tarihlerinde Kelchter Hoef Plas’da gerçekleþen Kadýrgayý T.C. Brüksel Büyükelçisi Fuat Tanlay açmýþ, Türkiye ve Avrupa’dan Karadenizli sanatçýlar ve konuklar gelmiþ þenliðe. Erdinç Utku Kadýrga’dan dernekleþmeye Her þey 35-40 hane Karadenizlinin bulunduðu Houthalen’da bir kadýrga düzenlemeye karar verilmesiyle baþlamýþ. Yasal engeller çýkýnca da dernekleþmeye karar vermiþler, zaten gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da örgütlenmeye alýþýk olan Karadenizliler. Köln’de Avrupa Giresunlular Derneði, Almanya’nýn diðer kentlerinde ise Giresunlular ya da Trabzonlular derneklerine rastlamak olasý. Hollanda’da da boþ durmayýp dernekleþmiþ Karadenizliler. 2006 yýlýnýn Mayýs ayýnda kurulan ve merkezi Houthalen’da olan Avrupa Karadenizliler Derneði’nin baþkanlýðýný Yusuf Akdað yürütüyor. Baþkanla sohbetimize sekreter Cengiz Yýlmaz ve Yönetim Kurulu üyesi Ömer Keçeci de katýldýlar. Aslýnda yasal engelleri aþmak amacýyla kurulmak zorunda kalýnan dernek, yavaþ yavaþ altyapýsýný oluþturuyor. Hemen Houthalen’da bir lokal iþletmeye baþlamýþlar bile. 8 Ekim’deki yerel seçimlerde de aðýrlýðýný hissettirmiþ dernek. Yayla Þenliði düzenlemek dýþýnda yeni misyonlar eklemiþler derneðe. “Artýk ülkeler isimleriyle deðil, kültürleriyle tanýnýyor. Biz de kültürümüzü tanýtacaðýz” diyor dernek yöneticileri. “Türkiye’nin her yaný bizim” diyerek de sadece Karadeniz yöresine deðil, tüm Türk kültürüne sahip çýkýyorlar. Yardýmlaþma, dayanýþma ve eðitime destek de amaçlarý arasýna girmiþ. “Kiþisel çýkar deðil, tamamen hizmet amaçlý bir derneðiz. Amacýmýz, kültürümüzü ve ananelerimizi gelecek nesillere taþýmak. Çok geç kaldýk”diye özetliyor varoluþ nedenlerini dernek baþkaný, Yusuf Akdað. Hemþehricilik yapmýyoruz Adýna bakýp da aldanmayýn. Dernek Belçika’da yaþayan herkese, Belçikalýlara bile açýk. (Hatta Belçika dýþýndan da üyeler varmýþ) Örneðin kurucu üyelerden Mustafa Aytar Denizlili. Zaten 8 Ekim’de de Aytar’ý desteklemiþ dernek. Hemþehricilik yapmadýklarýný özellikle vurguluyor dernek yöneticileri. Üyeleri arasýnda Antalya, Denizli, Çorum, K.Maraþ ve Edirne kökenli olanlar var. Anlatýrken üyeler arasýndaki çeþitliliði farkeden baþkan bir ara derneðe isim olarak “Türkiye derneði mi yazsaydýk” demeden edemiyor. Çocuklarýmýz potansiyel iþçi olarak görülüyor Yöneticiler Belçika’da ýrkçýlýðýn yaygýnlaþmasýndan yaký yakýnýyorlar. “Sadece biz Türkler deðil, Belçikalýlar da bundan þikayetçi” diyerek konuya açýklýk getiriyorlar. “Polonyalý kazandýðýnýn tümünü ülkesine götürüyor, biz kazandýðýmýzýn tümünü Belçika’da harcýyoruz. Nerdeyse cesedimizi de burada býrakacaðýz.”diyorlar. 40 sene bekledik Türkiye Devleti ve Türk temsilcilerden beklentilerini soruyorum. Aldýðým yanýt ilginç; “40 sene bekledik ne verdiler ki. Kendi baþýmýzýn çaresine bakmalýyýz.” Türkiye’nin uzun vadeli bir “yurtdýþýndaki Türkler politikasý” olmadýðýný dile getiren dernek yöneticileri Avrupa’daki Türklere “Avrupalý Türkler” denmesini bir tür dýþlama olarak algýlýyorlar; “Türkiye bizi çoktan unuttu ama paramýzý unutamýyor, bizi hala döviz makinesi olarak görüyorlar”. Bunlarý söylemelerine karþýn her etkinliklerine Baþkonsolos ve Büyükelçiyi çaðýrýyor, dernekle ilgili konularda kendilerine bilgi veriyorlar. Ýsteklerini sunuyorlar.Yeþil sermayeye Houthalen çevresinden 1 milyon 250 bin Euro kaptýrýldýðýný söyleyen yöneticiler, “din adýna garibanlarý yoldular, þimdi bir kýsmý TBMM’de keyif sürüyor”þeklinde konuþuyorlar. Ermeni konusu belirleyici 10 Haziran’da yapýlacak olan Federal seçimlere iliþkin “Seçimlerin Türklere hiç faydasý yok. Oraya giden, onlardan biri oluveriyor” diyen yöneticiler. 10 haziran’da Türk adaylarýn Ermeni sorunu konusundaki tavýrlarý doðrultusunda oy verecekler. Kadýrgaya destek çaðrýsý Son söz Baþkan Yusuf Akdað’ýn “Gelir elde edersek bunun tümü yardýma ihtiyacý olanlara aktarýlacak. Diðer dernekleri düzenleyeceðimiz kadýrgaya katký yapmaya çaðýrýyoruz. “Dil, yol-yöntem bilmesek ezerler. Ýstiyorlar ki hepimiz dop basalým” nýyorlar; “Baþörtülü biri hemen þüpheli muamelesi görüyor. Ýsimlerine bakarak çocuklara okullarda ayrýmcýlýk yapýlýyor. Çocuklarýmýzýn hepsine geleceðin iþcileri olarak bakýlýyor. Irkçýlýk yapýlacaðý endiþesiyle Türkler bile Türk avakuta gitmiyor. Hakimlerin Türk avukatý dikkate almayacaðýný düþünüyor halkýmýz artýk. Zaten Belçikalý avukat da tutsanýz Türk olduðunuz için ayrým yapýlýr. Belçika, yabancý kökenlilere getirilen engel ve sýnýrlamalar konusunda Almanya ve Hollanda’yý izliyor. Hayatýmýz gitgide zorlaþtýrýlýyor.” Hatta Cengiz Yýlmaz polisin yabancý kökenlilerin iþyerlerini taciz ettiðini ifade ediyor; “Dil, yol-yöntem bilmesek ezerler. Ýstiyorlar ki hepimiz dop basalým” Ýþsizlik ve hayat pahalýlýðý arttý Ýþsizliðin ve hayat pahalýlýðýnýn ekonomik sorunlarýn baþýnda geldiðini belirten dernek yöneticileri yeni AB üyesi ülkelerden, özellikle de Polonya’dan gelen düþük maaliyetli iþçilerden de Sayfa 21x.qxp 29.01.2007 09:04 Page 1 Þubat 2007 YAÞAM Aile birleþimi nedir, kimleri kapsýyor, yapýlacak iþlemler, Belçika’daki prosedür ve yasal yenilikler 21 SOSYAL REHBER (3) Sayýn okurlar, geçtiðimiz son birkaç ayda Belçika’da veya Türkiye’deki Belçika Büyükelçiliklerinde göçmen kökenli her aileyi uzaktan ve yakýndan ilgilendiren, resmi veya resmi olmayan bir takým yeni prosedürlerle karþýlaþtýðýnýzý gözlemlemiþsinizdir. Bu yeni prosedürleri kýsaca Belçika devletinin yabancýlar ( göçmenler ) politikasýyla ilgili yeniliklerden bir bölüm olarak özetleyebiliriz. Karara baðlanan ve 1 Nisan 2007 tarihinden itibaren yürürlüðe girecek diye konuþulsa da ilgili yasanýn ön gördüðü gibi, aslýnda bu yasal yeniliklerin resmi olarak 1 Kasým 2007 tarihinden evvel yürürlüðe girmesi gerekmektedir, ancak hâlâ bu konuda kesin bir tarih belirlenmemiþtir. Bu yenilikler özellikle aile birleþimi kapsamýnda çýkarýlan ve Aralýk 2006 sayýmýzdan beri üzerinde sizleri bilgilendirmeye çalýþtýðým aile birleþimi (regroupement familiale - familiehergroepering ) ile ilgili 15 aralýk 1980 tarihli yasanýn 10. ve 40. maddelerinde yapýlacak deðiþikler ve yeni eklenen maddelerdir. Bu yasal yenilikleri veya þartlarý dört ana baþlýkta toparlayabiliriz 1-Yaþ sýnýrý: yasayla ilgili 4 Temmuz 2006 tarihli raporda yaþ sýnýrýnýn zorla yapýlan evlilikleri önlemek, evlenecek gençlerin yeterli “olgunluða” (bazý kýz çocuklarý evliliðe müracaat ettiklerinde hala anne ve babalarýna baðlý olduklarý, eðitimlerine devam ettikleri belirtilmektedir) kavuþup kendilerine ait gelir ve kurulu bir hayata göçmelerini saðlamak, vs. amacýyla alýndýðý be- lirtilmektedir. Kýsacasý aile birleþimi kapsamýnda vize müracaatýnda bulunmak için eþlere 21 yaþýnda olma þartý koþulmaktadýr. lirtilmektedir. 3-Saðlýk sigortasý þartý : Belçika dýþýndan ailesine gelecek kiþilerden saðlýk sigortasý istenilmektedir. 2-Yeterli gelir ve konut þartý : 4-Kontrol ve zorunlu birlikte Belçika’da ikamet eden ve aile birleþimi çerçevesinde kalma süresi : Önvize müracaatýnceki yasa kapsamýnda Ülkeler arasý ikili sözleþmeda bulunan kiþi(hala yürürlükte) aile nin belgeler eþlerde ( örneðin Belçika ve birleþimi çerçevesinliðinde yeterli de Belçika dýþýndan Türkiye arasýnda 1963 yýlýnbir gelire, gelegelen veya Belçika’da da imzalanan sözleþme) cek kiþi veya kiyapýlan evliliklerde þilerle (eþ, anneherhangi bir deðiþiklik yapýl yabancý uyruklu kiþibaba, 18 yaþýnnin kesin oturum mamýþtýr. Yani bu iki sözleþdan küçük çohakkýna kavuþmasý meler kapsamýnda Belçika’ya cuklar ve özürlü için eþlerin bir yýl birolan 18 yaþýnlikte yaþama koþulu gelen ve hâlâ göçmen statü dan büyük çove üç ay süreli sünde olan kiþileri kapsama cuklar) birlikte “kontrol” ( polisin raikamet edecekmaktadýr. porunu hazýrlama süleri bir konuta resi) mecburiyeti getisahip olma þartý rilmekteydi. Bunun getirilmektedir. Bu þartýn amacý yine yeterli olmadýðý gerekçe gösterilerek, yukarda belirttiðim tarihli raporda aile yeni yasa bu süreyi üç yýla çýkartmakfertlerinin, özellikle çocuklarýn tehlike- tadýr ve bu kontrol iki safhada yapýladen uzak saðlýklý bir ortamda yaþama- caktýr : larýný saðlamak ve “uyku pazarý” (marc-birinci safhada evliliðin ilk iki yýlý hands de sommeil) denilen uygula- birlikte yasama koþulu yerine getirilmayla mücadele amacýyla alýndýðý be- mediði taktirde, yani evliliðin herhangi bir nedenle bozulmasý durumunda, Ýçiþleri Bakanlýðýna baðlý “yabancýlar polisi” ( Office des étrangers – Vremdelingenzaken) aile birleþiminden faydalanan kiþinin geçici oturumunu iptal edebilecektedir. -Ýkinci safhada, üçüncü yýl içerisinde evlilik birliðinin bozulmasý mazeret gösterilerek aile birleþiminden faydalanan kiþinin geçici oturumunu tamamen iptal edilecektir. Ayný zamanda, yetkili yargý organlarý evlilik kurallarýnýn yerine getirilmediði ( “resmi nikâhlý eþi býrakýp baþka kiþiyle yaþama”, vs.) taktirde eþlerin resmi evliliðini iptal etme yetkisine sahip olacaktýr ki bu durumda Ýçiþleri Bakanlýðý tarafýndan aile birleþiminden faydalanan kiþinin Belçika’yý terk etmesini zorunlu kýlýnacaktýr. Yabancýlar yasasý konusundaki deðiþiklikler yukarda belirttiðim deðiþikliklerle sýnýrlý kalmamamaktadýr. Bu deðiþikliklerede gelecek sayýlarýmýzda deðinmeye çalýþacaðým. 19 BLD d’Anvers 1000 Bruxelles Tel: (0032) 2 218 17 37 Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku Haber Koordinatörü Erdem Resne Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku, Fikret Aydemir Tasarým: Open Wings BVBA REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES 44, rue des Palais bte 1, 1030 Bruxelles TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be 29.01.2007 09:35 Page 1 Þubat 2007 GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK Filiz TOSYALI ÇOCUKLA ANLAÞMA ocuklarla iyi iletiþim kurmak istiyorsanýz, her þeye ergenlik döneminden önce baþlamalýsýnýz. Ergenlik dönemine kadar, çocuðun kontrolünün kolay olduðunu düþünüp anne veya baba; içlerinden birine ilgiyi býrakmýþ olabilir. Tehlike çanlarý çaldýðýnda devreye girmek isteyen anne veya baba, o güne kadar görünmeyen bir yetiþkinse, çocuðun tepkisiyle karþýlaþýr. Ýp koptu demek… Ç Ergenlik dönemi çocuðunuzun size en fazla ihtiyacý olduðu zaman olsa da, birliktelik için baþlangýç olmama- lý. Ergenlik dönemine geldiklerinde sizin düþüncelerinizi, isteklerinizi fazla önemsemeyeceklerdir. Size acý gelebilir, ama hiç önemsemeyeceklerdir. Gençle konuþmanýz aþýrý zorlaþacaktýr. Bir de bunu kendi metotlarýnýzla, gücünüzü kullanarak yapmaya kalkarsanýz; tahtalarý çürük, karþýya geçmenizin olanaksýz olduðu bir köprü üzerinde ilerlemeye çalýþýyorsunuz demektir. Gençler ergenlik dönemlerinde bazen; daha önceleri hiç sorun çýkarmadýklarý anne babalarý için bile, çekilmez davranýþlar sergileyebilirler. Siz gencin içinde esen fýrtýnalarý anlamak zorundasýnýz… O fýrtýnalar bir zamanlar, sizi de önüne katýp sürükleyen fýrtýnalardýr. Hiç kimse, ergenlik dönemi fýrtýnalarýna yakalanmadýðýný söyleyemez. Bizlerin de bir yerlerinden kordonlar, ipler, zincirler sarktý. Biz de kýlýðýmýzla yetiþkinleri þaþýrttýk. Kendimize göre þýk ve hayran olunacak giysiler içindeydik. Hiç alamayacaðýmýz izinlerin peþinde koþtuk. Çocuklarýmýzla ergenlik öncesi bir yakýnlýk kurarsak iþimiz çok kolaylaþýr. “Yakýnlýk nasýl kurulur?” diye sorabilirsiniz. Bir tek þunu bilmeniz bile yetebilir. Öðütleriniz sizi ona asla yaklaþtýrmaz. Öðüt yerine, kendi gençlik yanlýþlarýnýzý göstermeniz da- ha yararlý olabilir. Onunla iletiþim kurmaya baþlamanýn en güzel yolu “benim yavrum ne anlatmaya çalýþýyor” diye düþünüp, onu dinlemektir. Sabýrla, sonuna kadar, söylediklerine önem vererek; hiç kesmeden, kýzmadan, yüzünüzdeki mimiklerle bir þeyler anlatmaya çalýþmadan… Sadece dinlemelisiniz. Onunla konuþmaya baþlarken mutlaka; “sen böyle söylüyorsun, “sen böyle istiyorsun” diyerek, onun düþüncelerinden hareket etmeli, BEN BÖYLE ÝSTÝYORUM sözcüklerini kullanmamaya çalýþmalýyýz. Bazý aileler; “çocuðumun kafasý karýþmasýn, benim de midem bulanmasýn” diye düþündüklerinden, konuþmazlar, yaklaþmazlar konu bile açmazlar. Bu suskunluk felaketin baþlangýcýdýr. Çocuklarýnýzla konuþmaktan kaçýnmayýn. Konuþma nasýl geçmeli? ÖRNEK MÝ? “Sen bu gün sinemaya gitmenin doðru olacaðýný düþünüyorsun, yarýn birlikte gitmemizden yana deðilsin.” “Senin kararýn gece bara gitmek, sana izin vermemi istiyorsun, vermem gerektiðini düþünüyorsun. Sen, birlikte olduðun arkadaþlarýndan hoþlanýyorsun…” “Sen, bu akþam arkadaþlarýnla beþ saati orada geçirmek istiyorsun” “sen, bu montun sana yakýþtýðýný söylüyorsun, bana göre gü- zel diyorsun” seklinde olmalý, becerinizle devam ederek iletiþim saðlanmalý. F IKR A YARAMAZ Plajda bir kadýn güneþleniyordu. Yanýna bir adam yaklaþtý. Selam vermeden konuþmaya baþladý. -Hanýmefendi, ayakkabýmý kuma gömen þu çocuk sizin mi? Kadýn çocuða baktý, -Haaa o çocuk mu, o benim yeðenim. Benim çocuðum sizin ceketinizi ileride denize atýp, üstüne basan... BÝL 1-Bir evim var tek direkli ME CE 2-Bir dükkâným var. Üç katlý. Birinci katýnda paçacý dükkâný. Ýkinci katýnda uncu dükkâný. Üçüncü katýnda oduncu dükkâný TEKERLEME 22 1-Mantar 2- Ýðde Sayfa 22x.qxp Keþkekçinin keþkeklenmiþ keþkek kepçesi Kürkü yýrtýk kel kör erkek tilkinin kürkünü kürkü yýrtýk kel kör diþi tilkinin kürküne eklemiþler FÝKÝRCÝKLER a Kut e rkiy ü T y/ (6) Onur / Brüksel (7) Sevgili arkadaþlar, bu ay sizlere birçoðunuzun sýksýk önünden geçtiði ve gördüðü bir binadan bahsetmek istiyorum. Bu güzel bina, hepinizin bildiði gibi içinde çeþit çeþit bitkilerin bulunduðu Botanik parký onun içinde bulunan binada Botanik Kültür Merkezi. Bu bina 1 Eylül 1829 yýlýnda açýlmýþ. 1870 yýlýnda Belçika devleti binayý satýn almýþ. Ve daha sonrasýnda araþtýrma ve eðitim amaçlý kullanýlmýþ. Malesef çocuklar bu güzel bina bir süre çok bakýmsýz kalmýþ. 1979 yýlýnda restore edilerek þu anki haline getirilmiþ. O seneden beri kültür merkezi olarak kullanýlan binada herzaman tiyatrolar izleyebilir, açýlan çeþitli sergileri gezebilirsiniz. Yada bahçesinde ki güzel heykelleri ve havuzlarý seyredebilirsiniz. Sevgili çocuklar! Bu sayfada yayýnlanmasýný istediðiniz resim, þiir, öykü ve yazýlarýnýzý Paleizenstraat 44, 1030 Schaerbeek/ Bruxelles posta adresine ya da [email protected] e-posta adresine gönderebilirsiniz. Sayfa 23.qxp 29.01.2007 23 08:58 Page 1 Futbol’da Atatürk Kupasý bu yýl Charleroi’da elçika Türk Spor Federasyonu (BTSF) himayesinde bu yýl 12.si düzenlenecek olan Atatürk Futbol Turnuvasý, 19-20 Mayýs tarihlerinde Charleroi’da yapýlacak. Charleroi Jeunesse Turque takýmýnýn ev sahipliði yapacaðý turnuvaya 12 takým katýlacak. Birinci takýmlarýn yaný sýra minikler için de bir günlük turnuva düzenlenecek. Þu ana kadar Denizlispor Anderlecht, Houthalen, Turkse Rangers Genk, Anadol Heusden, Beringen Türkgücü, Anvers Türkiyemspor, Avrasya Gent, Zele Gençlerbirliði, Trabzon Charleroi, Liege Türkspor, ve Jeunesse Charleroi takýmlarýnýn katýlýmý garatilendi. Son takýmýn Brüksel Anadolu veya Ýstanbul’76 Evere olmasý bekleniyor. BTSF Baþkaný Hüseyin Dönmez, “eðer fazla takým katýlmak isterse, 12 olarak belirlenen sayýyý 16’ya çýkarabiliriz” dedi. Normal þartlarda sadece profesyonel liglerde mücadele eden takýmlarý davet ettiklerini belirten Dönmez, turnuvanýn tek amatör takýmýnýn Brüksel Anadolu olacaðýný söyledi. B Þubat 2007 SPOR Tekvando’da iki madalya entral Academy Kulübü’nün Brüksel’de düzenlediði Uluslararasý Tekvando Turnuvasý’nda Þükran Duran (17, -46kg) ve Ahmet Rasim (11, -36kg) kategorilerinde birinci oldular. Central Academy’de antrenörlük yapan Oðuz Gençoðlu yönetiminde Belçika’dan 5 genç, 13 ülkenin katýldýðý turnuvada Türkiye’yi temsil ettiler. 46 kg kategorisinde birinci gelen Þükran Duran, 2006 yýlýnda Belçika Þampiyonasýný da ilk sýrada taÞükran mamlamýþ. 4 yýldýr tekvando Oðuz Duran eðitimi alan 17 yaþýndaki DuAhmet Rasim Gencoðlu ran, uluslararasý resmi turnuvalara katýlma yaþýna ulaþtý ve yaklaþan Dünya Þampiyonasý’na hazýrlanýyor. 11 yaþýndaki Ahmet Rasim ise 36 kg kategorisindeki birinciliðinin tadýný çýkarýyor. Büyüyünce polis olmak istediðini ve tekvando’nun bu mesleðe uygun olduðunu söyleyen Ahmet’in rüyalarýný, büyük þampiyonluk hayalleri süslüyor.Türk gençlerinin vücut yapýsý itibarýyla tekvando’ya yatkýn olduklarýný söyleyen antrenör Oðuz Gençoðlu, “ama çocuklarýmýz maalesef tekvando’ya ilgi göstermiyorlar veya baþlayýp ardýndan baþka sporlara yöneliyorlar” dedi. Gençoðlu’na göre velilerin de yetenekli çocuklara mutlaka destek olmalarý gerekiyor: “veliler gelip çocuklarý býrakýyorlar, müsabakalarý izlemiyorlar. Oysa burada baþarýlý olan ve dereceye giren iki gencimiz var. Kahvehaneden çýkýp çocuklarýmýzla ilgilenmemiz lazým.”Central Academy sorumlusu Redouane Kadiri, Spor’dan sorumlu Bölge Bakaný Emir Kýr’ýn desteðiyle bu turnuvayý düzenlediklerini söylerken, “maalesef bugün kendisi gelemedi fakat desteði önemliydi” dedi. C Sayfa 24.qxp 29.01.2007 08:36 Page 1
Benzer belgeler
Şubat 2006
bizler Belçika’da yayýn yapan yerel medya temsilcileri
olarak kendi sorumluluðumuzu üstlenip, kalemlerimizi
dünyanýn ve büyük medyanýn kirliliðinden arýndýrýp
kendi içimizdeki sorunlarý da bu anlam...
Eylül 2008
Federal Milletvekili Meyrem Almacý ve Gent Belediyesi Meclis Üyesi Meryem Kaçar yayýnladýklarý basýn bildirisi ile duruma tepki gösterdiler. Almacý ve Kaçar yayýnladýklarý
bildiride Baþbakan Leterm...
Aralık 2006
Euro’luk hesaplama hatasýný Liberal-Sosyalist koalisyon yönetiminin acý sembolleri olarak gösteren Vandeurzen, 10 Haziran’dan sonra yeni bir rüzgar
eseceðini ve CD&V’nin þimdiki
koalisyona daha iyi...
Mayıs 2007
Dewinter’in desteklediðini açýkladýðý Bart Debie þu anda Anvers
Belediyesi meclis üyesi ve haziran ayýnda yapýlacak olan federal
seçimlerde de Federal parlamentoya aday. 2003 yýlýnda Uludoðan ailes...
Ocak 2007 - Binfikir
“öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da
kalýp- kalmamakla...
Mart 2008 - Binfikir
Gennez’nin (SP.a) geçen ay Binfikir’e verdiði sert demeçlere Didier Reynders’ten (MR) yanýt gecikmedi. Gennez
için “Onlarýn durumu da zor, Flaman Sosyalistler önemli
bir seçim bozgununun ardýndan y...