22 organik tarım projesi desteklenecek Küresel iklim anlaşmasına
Transkript
22 organik tarım projesi desteklenecek Küresel iklim anlaşmasına
Sayı: 117 Eylül 2015 22 organik tarım projesi desteklenecek Küresel iklim anlaşmasına 100 günden az bir zaman var Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'nde mutabakat İklim ile ilgili haberlerinizi tüm dünyaya duyurun Orman yangınlarının %95’i insan kaynaklı Türkiye’de orman yangınlarının yaklaşık % 95’i insan kaynaklı Ankara, Eylül 2015 Ormanlar sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan su, gıda, barınma gibi ihtiyaçları sağlarken, doğanın korunmasına ve iklim değişikliğine sebep olan sera gazı salımlarının azaltılmasına de destek oluyor. Ormanlar Türkiye’nin yüz ölçümünün yüzde 28’ini oluşturuyor. Akdeniz coğrafyası ve iklim kuşağında yer alan Türkiye’de Doğu Akdeniz sahil şeridi, Ege, Marmara ve Batı Karadeniz Bölgeleri orman yangınına hassas bölgeler arasında yer alıyor. Ormanlık alanlarımızın yaklaşık yüzde 60’ı yangına hassas bölgelerde bulunuyor. Kızılçam, karaçam ormanları ve makilik alanlar yangına hassas alanlar. Yanan ormanların yeniden tesisi ve ormanların yangına daha dirençli hale getirilmesi için ağaçlandırma çalışmaları Orman Genel Müdürlüğü tarafından yapılıyor. Orman yangınlarının yaklaşık yüzde 95’i insan kaynaklı. Tüm bunlara dikkat çekmek için Orman Genel Müdürlüğü tarafından Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteğiyle UNDP ile işbirliği içinde yürütülen Entegre Orman Yönetimi projesi kapsamında orman yangınları ile ilgili kısa filmler hazırlandı. Güneydoğu Anadolu’da 22 organik tarım projesi desteklenecek Kapsamı doğrudan organik tarım olması nedeniyle Türkiye’de bir ilk olan ve GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından UNDP işbirliği ile yürütülen Organik Tarım Küme projesi kapsamında tasarlanan GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek Programı kapsamında 22 proje başarılı bulundu. Ankara, Eylül 2015 Başarılı projelere yönelik olarak 18-19 Ağustos 2015 tarihlerinde Gaziantep’te GAP Organik Tarım Kümelenme ve Nitelikli Proje Uygulamaları Eğitimi düzenleniyor. Eğitime, GAP Bölge Kalkınma İdaresi koordinasyonunda İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı ile işbirliği içerisinde 2015 yılında uygulamaya koyulan “GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek Programı” kapsamında desteklenen 22 projenin temsilcileri, İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Dicle Kalkınma Ajansı temsilcileri katıldı. Eğitimin birinci gününde Türkiye’de organik tarım, bu konudaki gelişmeler, ilgili mevzuat, destekler ve politikalar, yerel ekonomik kalkınma ve kümelenme gibi konular anlatıldı. Ayrıca GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek Programı kapsamında desteklenen projeler, proje sahipleri tarafından kısaca tanıtıldı. Eğitimin ikinci günüde ise İpekyolu Kalkınma Ajansı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından proje yönetimi ve uygulamalarında dikkat edilecek hususlar aktarılacak. Geleceğe yönelik planlamalar, yeni proje fikirleri ve ağ oluşturma faaliyetlerinin tartışılmasıyla eğitim sona erecek. GAP Organik Tarım Değer Zinciri Pilot Uygulamalar Mali Destek Programı, kapsamı doğrudan organik tarım olması nedeniyle Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. GAP Bölge Kalkınma İdaresi tarafından bölgedeki üç ajans ile birlikte UNDP işbirliği ile yürütülen GAP Organik Tarım Küme projesi kapsamında tasarlanan program, Güneydoğu Anadolu Bölgesi organik sektöründeki değer zinciri içerisinde tüm halkalara hitap ediyor. İki kalkınma ajansı ile uygulamaya koyulan Mali Destek Programı’nın bütçesi 2015 yılı için 4.5 milyon TL ve 2016 için 4.5 milyon TL olmak üzere toplam 9 Milyon TL. İlk olarak İpekyolu Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programında 10 adet proje başarılı görüldü ve projeler imzalandı. Karacadağ Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programında başarılı bulunan 12 projenin sözleşme aşaması ise devam ediyor. İpekyolu Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programı kapsamında başarılı bulunan projeler Proje Adı Başvuru Sahibi 1 Adıyaman İlinde Organik Bal Üretiminin Yaygınlaştırılması Adıyaman İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü 2 Dutta Ekofile Uygulaması Adıyaman Tut Ziraat Odası 3 Organik Biber Fidesi Yetiştirme Projesi Gaziantep Üniversitesi Nurdağı Meslek Yüksekokulu 4 Tatlı Hayat Adıyaman Arı YetiştiricilerBirliği 5 Organik Kuru Besni Üzümünün Markalaşması Gıda Tarım ve Hayvancılık Besni İlçe Müdürlüğü 6 Antepfıstığında Biyolojik Mücadele Alt YapısınınAntepfıstığı Geliştirilmesi:A nthocoris minki Dohrn yetiştirilmesi tesis Müdürlüğü kurulumu 7 Organik Tarıma Uygun Zeytin Çeşitlerinin Biyoteknolojik Kilis 7 Aralık Üniversitesi Yöntemlerle Geliştirilmesi ve Yaygınlaştırılması 8 Organik Tarımın Yaygınlaştırılması Adıyaman Ziraat Odası 9 En Doğalından Nizip Organik Zeytini Projesi Nizip Ticaret Odası 10 Organik Zeytinle Gelen Sağlıklı Lezzet Projesi Kilis İli Merkez Üreticileri Birliği Araştırma İlçe İstasyonu Organik Zeytin Karacadağ Kalkınma Ajansı üzerinden çıkılan mali destek programı kapsamında başarılı bulunan projeler Proje Adı Başvuru Sahibi 1 Şanlıurfa Da Yetiştirilen Organik Tarımsal Ürünlerin, Ev Organik,Sürdürülebilir Kadınlarınca İşlenmesi Ve Tüketime Sunulması Organizayonu Derneği 2 Organik Ürün Semt Pazarı 3 Şanlıurfa'da Organik Zeytin Üretiyor, Geleceğe UmutlaHarran Üniversitesi Bakıyorum 4 Diyarbakır İli Lice İlçesinde Organik Tarımın Geliştirilmesi 5 Diyarbakır İlinde Yaygınlaştırılması 6 Organik Nohut, Buğday,Üzüm Bitkilerinden Elde Edilen Taze Dicle Organik Meyve Üretici Birliği Doku Suyunun Paketlenmesi Ve Organik Mamül Haline Dönüşüm Projesi 7 Organik Narın Değerlendirilmesi Prototipleri Eldesi 8 Organik Mercimek Paketleme Projesi Siverek Kaymakamlığı 9 Organik Karacadağ Pirinci Peketleme Projesi Siverek Kaymakamlığı Organik Ve İyi Tarım Eyyübiye Belediyesi Üzüm Ve T.C. Diyarbakır Başkanlığı Büyükşehir Belediye Yetiştiriciliğinin Dicle Üniversitesi Çekirdek YağıGap Ekolojik Tarımsal Kalkınma Ve Sosyal Dayanışma Derneği 10 Organik Ve Yağlık Ürünler Ekiliyor Lice Kazanıyor Lice Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı 11 Farklı Kayaçlar İşlenip Faydalı Bakteriler İle ZenginleştirilerekMetameta Anatolia İnovatif Su Yönetim Organik Gübre Üretimi Projesi Ltd. Şti. 12 GAP Bölgesinde Organik Tahıl Üretiminin Ve RekabetYusuf Can Tarım Ürünleri Gübre, İnşaat Gücünün Arttırılması Nakliyat, Zirai İlaç San. Tic. Ltd. Şti Gelecek Turizmde’de ön elemeyi geçen projeler belli oldu T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes işbirliğiyle, sürdürülebilir turizm modelleri yaratarak yerel kalkınmaya destek vermek üzere hayata geçirilen Gelecek Turizmde’nin üçüncü dönemi için ön değerlendirme sona erdi. Ön elemeyi geçen 12 proje belli oldu. Ankara, Eylül 2015 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes işbirliğiyle yürütülen Gelecek Turizmde her yıl 3 sürdürülebilir turizm projesine fon, iletişim ve mentorluk desteği veriyor. Ön elemeyi geçen projeler, 13-14 Ağustos 2015 tarihlerinde düzenlenecek atölye çalışmasında projelerini aktaracaklar. Daha sonra belirlenecek projelere saha ziyaretleri gerçekleştirilecek ve Gelecek Turizmde kriterlerine uygun olan 3 proje seçilecek. Ön elemeyi geçen projeler (şehirler alfabetik sırayla yazılmıştır) KENDİ KELEBEĞİNİ KEŞFET ADANA ADANA DERNEKLER FEDERASYONU TOROS S.S. NAR KADIN KOOPERATİFİ İSTİHDAM S.S.NAR KADIN ÇEVRE KALİTESİNİ ARTTIRMAK, GURME BALIKESİR KÜLTÜR VE İŞLETME TURİZMİNİ GELİŞTİRMEK KOOPERATİFİ KARADENİZ'DE TARIM TURİZMİ TAKASI KEÇİBORLU LAVANTA KALKINIYOR VE GÜL BEŞİKTAŞ KÜLTÜR ROTALARI KADIOVACIK'TA ÇAĞDAŞ KÖY İŞLETMECİLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ İLE GİRESUN KARADENİZ DOĞA KORUMA FEDERASYONU ISPARTA KEÇİBORLU YARDIMLAŞMA VE EĞİTİM DERNEĞİ İSTANBUL KÜLTÜR BİLİNCİNİ GELİŞTİRME VAKFI EVİ VE İZMİR S.S. URLA KADIN GİRİŞİMİ ÜRETİM VE İŞLETME KIRKYAMA EL SANATININ YAŞATILMASI KOOPERATİFİ KARS KARS'LI GİRİŞİMCİ KADINLAR DERNEĞİ İLMEK İLMEK SEVGİ DOKUDUM MERSİN MERSİN KARA GÖÇER OYMAĞI EĞİTİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ GELENEKSEL BALIKÇILIK TURİZMİ MUĞLA AKDENİZ DERNEĞİ KORUMA FETHİYE EKO TURİZM KÖYÜ MUĞLA FETHİYE TURİZMİ DERNEĞİ EKOLOJİK GELİŞTİRME KINALI ELLER ATÖLYESİ SAKARYA TARAKLI DERNEĞİ TUNCELİ MUNZUR ADRENALİN DOĞA SPORLARI VE GENÇLİK SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ GEÇMİŞTEN GELECEĞE GÜMÜŞ ALTERNATİF TURİZMLE ALTERNATİF BİR ŞEHİR GELİŞEN SAKİN ŞEHİR Şu ana kadar 6 proje destekleniyor Projenin ilk yılında ‘%100 Misia Projesi’, ‘Mardin’de Kadın Liderliğinde Sürdürülebilir Turizm Girişimlerinin Yaratılması Projesi’ ve ‘Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı Projesi’ destek kapsamına alınırken; ikinci dönemde desteklenmek üzere ‘Dünyanın En Eski Tapınağı Göbeklitepe’de Taş İşçiliği’, ‘Malatya'nın Mirası Arslantepe’ ve ‘Safranbolu Hatırası Projesi’ seçildi. Gelecek Turizmde Projesi, 2014 yılında The Stevie Awards 11. Uluslararası İş Ödülleri'nde “Avrupa'nın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi” ve “Toplum İlişkilerinde En İyi Halkla İlişkiler Projesi” kategorilerinde bronz madalya kazandı. Bunlara ek olarak CSR Europe tarafından yürütülen Skills for Jobs- İstihdam için Yetkinlikler- Etki Haritası’nda Gelecek Turizmde Türkiye’yi temsil eden tek proje oldu. 2015 yılında ise Altın Pusula Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri’nde ‘Gelecek Turizmde Sürdürülebilir Turizm Destek Fonu Projesi’, Jüri Özel Ödülü’ne değer bulunarak, ödüllerine bir yenisini daha ekledi. Dünya liderlerinin Eylül ayında kabul edecekleri yeni Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi için mutabakata varıldı Birleşmiş Milletler ’in 193 üye ülkesi, Eylül ayında New York’ta düzenlenecek Sürdürülebilir Kalkınma Zir vesi’nde dünya liderlerinin kabul edeceği yeni sürdürülebilir kalkınma gündemi ile ilgili sonuç raporu için Ağustos ayında vardı. Ankara, Eylülanlaşmaya 2015 Anlaşma ile birlikte iki yıldan fazla süren ve sivil toplumun daha önce hiç görülmediği kadar fazla katılımı olan istişare süreci sona ermiş oldu. Üye ülkeler, 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmeyi, refahı artırmayı ve insanların iyiliğini düşünürken çevreyi korumayı amaçlayan 17 hedefi öne çıkaran iddialı bir gündeme karar verdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon anlaşmayı memnuniyetle karşıladı ve anlaşmanın dünyamız için tarihi bir dönüm noktasını müjdeleyen evrensel, dönüşümsel ve bütünleşik bir gündemi içerdiğini söyledi. Ban Ki-moon sözlerine şunları ekledi: “Bu insanların gündemi. Bu gündem yoksulluğu tüm yönleriyle, geri dönülemez bir şekilde ve her yerde bitirecek ve kimseyi arkada bırakmayacak. Barışı ve refahı temin etmeyi amaçlayan bu gündem, temel olarak insanlar ve gezegen arasındaki işbirliğini ilerletmeyi amaçlıyor. Bütünleşik, birbiri ile ilişkili ve birbirinden ayrılamaz 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi, insanların hedefleri ve bu hedefler, yeni gündemin ölçeğini, evrenselliğini ve iddiasını gösteriyor.” Ban Ki-moon, yeni gündemin kabul edileceği Eylül Zirvesi’nin yoksulluğun yok edileceği, refahın paylaşılacağı ve iklim değişikliğinin temel etmenlerinin üstesinden gelineceği yeni bir sürdürülebilir kalkınma dönemini başlatacağının altını çizdi. Addis Ababa’da düzenlenen Üçüncü Uluslararası Kalkınmanın Finansmanı Konferansı’nın başarılı sonuçları neticesinde BM Sisteminin yeni gündemin uygulanmasına destek vermek için hazır olduğunu dile getiren Ban, yeni gündemin Paris’te Aralık ayında düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı toplantısında da anlamlı bir anlaşmaya varılmasına katkıda bulunacağını söyledi. UNDP Başkanı Helen Clark yeni gündem ile ilgili şunları söyledi: “Dünyamızı daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir yıla sokmak için bu anlaşma önemli bir mihenk taşı oldu. Eğer hep birlikte çalışırsak vatandaşların barış, refah, daha iyi yaşam koşulları ile ilgili arzularını gerçekleştirme ve gezegenimizi koruma şansına erişmiş oluruz.” Yeni sürdürülebilir kalkınma gündeminin sonuç belgesini resmi olarak kabul etmesi için 150’den fazla dünya liderinin 25-27 Eylül tarihlerinde BM’nin New York’taki Genel Merkezi’nde düzenlenecek Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’ne katılması bekleniyor. Yeni sürdürülebilir kalkınma gündemi, 700 milyondan fazla insanın yoksulluktan kurtulmasına yardımcı olan Binyıl Kalkınma Hedeflerinin başarısına dayanıyor. 2000 yılında kabul edilen Sekiz Binyıl Kalkınma Hedefi 2015 yılına kadar yoksulluğun, açlığın, hastalıkların, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin engellenmesini ve suya ve sanitasyona erişimin sağlanmasını amaçladı. Yeni sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve daha geniş sürdürülebilirlik gündemi, yoksulluğun temel nedenlerine ve herkes için kalkınmaya duyulan evrensel ihtiyaca çözüm bularak çok daha ileriye gitti. 29 sayfalık metnin “Dünyamızı dönüştürmek: Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 gündemi” başlıklı önsözünde şunlar belirtiliyor: “İnsan ırkını, yoksulluğun zorbalığından kurtarmaya azmettik ve gezegenimizi iyileştirmeyi ve daha güvenli hale getirmeyi istiyoruz. Dünyayı daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir yola sokmak için acilen gerekli olan cesur ve dönüşümsel adımları atmaya kararlıyız. Birlikte çıkacağımız bu yolculuğa başlarken, hiç kimseyi ardımızda bırakmayacağımıza söz veriyoruz.” Rio+20 ve hükümetler arası süreç 2012’de düzenlenen Rio+20 Konferansı’nda üye ülkeler, Binyıl Kalkınma Hedeflerine dayanan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin belirlenme sürecinin başlatılması kararı aldı. Binyıl Kalkınma Hedefleri, hedef belirlenmenin milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarabileceğini, yaşam standartlarını iyileştirebileceğini ve daha iyi yaşamlar için geniş fırsatlar sunabileceğini kanıtladı. Yeni hedeflerin doğalarının küresel ve tüm ülkelerde uygulanabilir olması; aynı zamanda farklı ulusal gerçeklikleri, kapasiteleri ve kalkınma seviyelerini hesaba katarak ulusal politikalara ve önceliklere saygı duyması gerektiği konusunda anlaşmaya varıldı. Müzakerelerin kolaylaştırıcılığı İrlanda Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi David Donohue ve Kenya Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Macharia Kamau tarafından iki yıl boyunca yapıldı. Sivil toplumun ve diğer paydaşların güçlü katılımıyla üye ülkeler tarafından yapılan kapsayıcı ve şeffaf istişareler, yeni ortaya çıkan evrensel ve insan merkezli gündem ile ilgili hükümetler arası müzakerelerin sonucu için bir temel görevi gördü. Kabul edilen sonuç belgesinin temel unsurları Sonuç belgesi, yeni kalkınma gündeminin en önemli hedefinin yoksulluğun sona erdirilmesi olduğunun altını çiziyor. Sonuç belgesinin merkezinde sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarının bütünleşmesi bulunuyor. Yeni kalkınma gündemi yoksul, zengin ve orta gelirli tüm ülkelere harekete geçmeye davet etmesiyle benzersiz bir gündem. Üye ülkeler, bu müşterek yolculuğa çıkarken hiç kimseyi arkada bırakmama taahhüdü verdi. Gündemin geniş kapsamını beş etmen oluşturuyor: insanlar, gezegen, refah, barış ve işbirliği. 17 sürdürülebilir hedef ve 169 alt amaç eşitsizlik, sürdürülebilir olmayan tüketim ve üretim kalıpları, yetersiz altyapı ve insana yakışır işlerin azlığı gibi sürdürülebilir kalkınmada en önemli sistematik engellere çözüm bulmayı amaçlıyor. Sürdürülebilir kalkınmanın çevresel boyutu, okyanuslar ve deniz kaynakları ile ekosistemler ve biyoçeşitlilik hedefleri ile en önemli konuları hedef ve alt amaç çerçevesinde kapsıyor. Sonuç belgesinden bahsedilen uygulama yöntemleri, iddialı hedeflere uygun ve finansman, teknoloji ve kapasite geliştirmeye odaklı. Yeni gündemin uygulanma yöntemleri ile ilgili başlı başına bir hedefin yanı sıra, her bir sürdürülebilir kalkınma hedefi için spesifik yöntemler belirlendi. Üye ülkeler, arzu edilen dönüşümlerin her zamanki iş yöntemlerinden uzaklaşmayı gerektirdiğini ve daha yoğun ve her alanda bir uluslararası işbirliğinin gerekli olduğuna vurgu yaptı. Yeni gündem, çok taraflı işbirliklerinin de olduğu, sürdürülebilir kalkınma için yeniden canlandırılmış küresel işbirliklerinin kurulması için çağrıda bulundu. Daha çok kapasite geliştirme ve sürdürülebilir kalkınmanın ölçülmesi için daha iyi veri ve istatistiklerin olması gerektiği de belirtildi. Sonuç belgesinin ana etmeni etkin bir takip ve değerlendirme yapısı, yeni gündemin uygulanmasına destek veren çok önemli bir faktör olacak. Rio+20 Konferası’ndan sonra kurulan Sürdürülebilir Kalkınma Üst Düzey Politik Forumu, takip ve değerlendirme için en üst forum olarak görev alacak ve bu nedenle çok önemli bir rol oynayacak. Genel Kurul, Ekonomik ve Sosyal Konseyi ve ihtisaslaşmış kurumlar da özel alanlarda ilerlemenin değerlendirilmesine dâhil olacaklar. Sonuç belgesine göre gündem üye ülkeler, sivil toplum, iş çevreleri, bilim dünyası ve BM sistemi kuruluşlarının çok paydaşlı işbirliğine dayanarak yeni hedefleri destekleyecek Teknoloji Kolaylaştırıcılığı Mekanizmasını da kapsayacak. Temmuz ayındaki Addis Konferansı’nda kurulmasına karar verilen bu mekanizma bilim, teknoloji ve inovasyon forumu ve işbirliği için çevrimiçi bir platformu olacak kuruluşlar arası bir görev takımından oluşacak. Addis Konferansının başarılı sonucu, 2015 sonrası kalkınma gündeminin son dönem istişarelerine olumlu yönde bir ivme verdi. Sonuç belgesinde varılan fikir birliğinin de 30 Kasım’dan 11 Aralık’a kadar sürecek ve Paris’te düzenlenecek İklim Değişikliği Konferansı’nda karar verilecek yeni bağlayıcı iklim değişikliği anlaşmasındaki istişareler için de bir ivme yaratması bekleniyor. Taslak belge internet sitesinde bulunabilir: https://sustainabledevelopment.un.org/post2015 İklim ile ilgili haberlerinizi tüm dünyaya duyurun UNDP, iklim değişikliğinin olumsuz etkileri konusunda, gelişmekte olan ve bu etkiler konusunda kırılgan ülkelerde hükümetlerin ve bireylerin yaptıklarıyla oluşan fırsatlar ve çözümler konusunda farkındalığın ar tmasına katkı sağlamak amacıyla ““Voices2Paris Voices2Paris”” isimli küresel bir haber yarışması başlattı. Ankara, Eylül 2015 UNDP’nin Cenevre Direktörü Neil Buhne, “Paris’te düzenlenecek 21. Taraflar Konferansı yaklaşırken gelişmekte olan ülkelerde yaşayan genç gazetecilerin, iklim değişikliği ile ilgili küresel tartışmalara katkıda bulunmaları ve kendi kapasitelerini güçlendirerek çalışmalarının tüm dünyada tanınması için bu eşsiz fırsatı sunmak istiyoruz,” dedi. Yarışmaya gelişmekte olan ülkelerde yaşayan, 35 yaş ve altındaki, hâlihazırda habercilik yapan ve yerel ve uluslararası anlamda iklim değişikliği ile ilgili kamuoyu farkındalığının artmasına katkıda bulunmak isteyen gazeteciler katılabiliyor. Tüm dünyadan iklim değişikliği ile ilgili mücadelenin, fırsatların ve ümidin mesajını taşıyan en iyi haberler, 21. Taraflar Konferansı yaklaşırken her gün yayımlanacak. Ödül kazanan en iyi iki haberin yazarları 12. Taraflar Konferansı’na, yani Paris’te düzenlenecek BM İklim Zirvesi’ne haberci olarak davet edilecek. Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan genç gazeteciler haberlerini, İngilizce olarak ya da İngilizce çevirileri ile birlikte Arapça, Çince, Fransızca ve İspanyolca olarak 11 Ekim 2015 tarihine kadar sürekli olarak paylaşabilirler. Katılım şartları ile ilgili rehber UNDP’nin Cenevre Ofisi’nin internet sitesinde bulunabilir. Önemli uluslararası medya platformlarından ve bölgesel basın örgütlerinden iklim değişikliği ile ilgili haber yapan kıdemli gazeteciler ve önemli uluslararası kuruluşlardan gelen temsilciler, gönderilen haberleri değerlendirecek ve katılımcılara yol gösterecek. Gönderilen haberler değerlendirildikten ve puanlandıktan sonra UNDP’nin internet sitesinde yayımlanacak ve paydaşlar aracılığıyla yaygınlaştırılarak haberlerin daha çok kişiye ulaşması sağlanacak. Böylece, 12. Taraflar Konferansı sırasında kabul edilmesi beklenen İklim Anlaşması’nın iddialı bir gündem olması için yapılan çağrıya da destek verilecek. Afrika Basın Kuruluşu (APO) ve Oxfam Hong Kong yarışmanın özel ortakları. Katılımcı kuruluşlar kuruluşlar: African Network of Environmental Journalists, Care International, China Dialogue, Global Call for Climate Action, International Center for Journalists, Global Village of Beijing, Innovative Green Development Program, InterNews, Pacific Islands News Association, RNTC, RTCC/Climate Home, Secretariat of the Pacific Regional Environment Programme ve University of the South Pacific. Şu anda Filipinler’in başkanlık yaptığı Climate Vulnerable Forum’da aktif olarak yer alan iklim değişikliğine hassas ülkeler küresel ağına da destekleri için teşekkür ediyoruz. Daha fazla bilgi için lütfen iletişime geçiniz: Sarah Bel – UNDP İletişim Uzmanı [email protected] +41 22 917 8544 Sosyal medya: Etiket: #Voices2Paris Twitter’da @UNDPGeneva, @undpturkiye ve @TheCVF adreslerini takip edebilirsiniz Ormanlar ve insanlar için sürdürülebilir bir gelecek yolu Durban’da çiziliyor Orman ve ormancılık konusunda en geniş katılımlı toplantı olan Dünya Ormancılık Kongresi’nin 19.’su 7-11 Eylül 2015 tarihlerinde Durban’da düzenleniyor. Ankara, Eylül 2015 Fotoğraf : Eray Çağlayan Dünya Ormancılık Kongresi, altı yıllık dönemlerde seçilen ev sahibi ülke ve BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından düzenleniyor. Bir önceki kongre 2009 yılında da Arjantin’in Buenos Aires kentinde düzenlenmişti. Dünya Ormancılık Kongresi altı yıl aradan sonra, 7-11 Eylül 2015 tarihleri arasında Güney Afrika’nın Durban kentinde düzenleniyor. Kongre; hükümetlerin, akademisyenlerin, sivil toplumun, özel sektörün ve ormancılık konusuyla ilgili herkesin ormanlar ve ormancılıkla ilgili konuları tartışmak, bilgi paylaşımında bulunmak ve sürdürülebilir kalınma ile ilgili temel sorunlara çözüm bulmak üzere bir araya geldiği bir platform oluşturuyor. Kongrenin 2015 yılı için belirlediği tema ise; “Ormanlar ve İnsanlar: Sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapmak”. 19. Dünya Ormancılık Kongresi; 2015 sonrası sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin açıklanacağı yeni bir kalkınma çağına girerken büyük önem taşıyor. Kongre küresel ölçekte ormancılıkla ilgili ilk büyük toplantı olması nedeniyle, sürdürülebilir bir yol belirlemede önemli bir role sahip olabilir. Kongreye Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de bir heyetle katılıyor. Ayrıca; Orman Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma programı (UNDP) işbirliği ile Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülen Entegre Orman Yönetimi Projesi ekibi de kongrede yer alıyor. İddialı bir küresel iklim anlaşmasına 100 günden az bir zaman var Paris’te imzalanacak kararlı ve iddialı bir küresel iklim anlaşması, sürdürülebilir kalkınma için yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Ankara, Eylül 2015 Fotoğraf : Giovanni Diffidenti/UNDP Guatemala 30 Kasım – 11 Aralık 2015 tarihlerinde uluslararası topluluk, yeni bir küresel iklim değişikliği anlaşmasına karar vermek için Paris’te İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP21) bir araya gelecek. Paris’ten çıkacak iddialı bir sonuç, gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliği ile ilgili atılan adımlar için fırsatların artmasını sağlayacak ve 2015 sonrasında sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir ayağı olacak. Paris Anlaşması, hem karbon salımlarının azaltılması hem de iklim değişikliğinin uzun vadeli etkilerine uyumun sağlanması için ülkelerin ve toplulukların harekete geçmesini sağlayacak bir potansiyele sahip. Şimdi harekete geçmeliyiz İklim değişikliği, dünyadaki en yoksul ve en kırılgan bireylerin çoğunun günlük yaşamlarını ve geçim kaynaklarını şimdiden tehdit ediyor. Kurak bölgelerde, uzun süren kuraklıklar kadınları ve çocukları evlerinden çok uzak yerlerde su bulmaya zorluyor. Küçük Ada Devletlerinde yükselen su seviyeleri kıyıları ve bu duruma maruz kalan toplulukların geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Yoksul ve kırılgan bireyler için kalkınmayı sağlamak istiyorsak şimdi harekete geçmeliyiz ve ülkeleri daha güvenli bir iklimin ve daha sürdürülebilir bir gelecek için desteklemeliyiz. UNDP, Paris’te başarının or tağı 140’dan fazla ülkede toplamda 1,4 milyar ABD doları hibe fonuyla uygulanan iklim değişikliği portfolyosu ile UNDP, paydaş ülkeleri Paris’e giden yolda ve daha sonrasında desteklemek için en uygun konumda bulunuyor. Paris’e doğru giderken, Paris anlaşmasının bir parçasını oluşturacak ulusal hedeflerin, katkıların ve faaliyetlerin geliştirilmesi ve son haline getirilmesi için ülkelere destek veriyoruz. Aynı zamanda, gelişmekte olan ülkelerin istişare süreçlerine katılmaları ve dâhil olmaları için de yardım ediyoruz. Sahada harekete geçmek için Küresel Çevre Fonu, Uyum Fonu ve diğer paydaşlar aracılığıyla ülkelerle işbirliği yaparak onlara destek sağlıyoruz. Ülke düzeyinde iklim değişikliği faaliyetlerini desteklemek için yeni kurulan Yeşil İklim Fonu’nda da resmi kuruluş olarak yer alıyoruz. Zorluklar ve fırsatlar Geniş portfolyosu ile UNDP; sera gazı salımlarının azaltılması, temiz enerji çözümlerine yatırım yapılması ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması konusunda ülkelerin desteklenmesi için iklim değişikliği uzmanlığı ile ilgili küresel ağını harekete geçirebilir. Ekosistemlerimizi sadece etkin bir iklim hareketi koruyabilir ve devam ettirebilir. Etkin bir iklim hareketi sadece bunu yapmakla kalmaz. Ekonomik büyümeyi artırır, ülkelerin iklim değişikliğinin etkileri ile başa çıkma kabiliyetlerini geliştirir ve ülkeleri daha sürdürülebilir kalkınma yoluna teşvik eder. PODCAST 133 04.05.2015 GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi Cevdet Yılmaz, Kalkınma Bakanı Helen Clark, UNDP Başkanı play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, Nisan ayında Gaziantep’te açılışı yapılan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi hakkında konuşacağız. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde enerji verimliliğinin sürdürülebilir bir şekilde artırılması amacıyla kurulan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nin açılışını, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Birleşmiş Milletker Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark birlikte yaptı. Törene, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil ev sahipliği yaptı. Kuluçka Merkezi, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı ve Enerji Verimliliğinin Artırılması” projesi kapsamında kuruldu. Proje, T.C. Kalkınma Bakanlığı Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BKİ) tarafından, UNDP’nin teknik desteği ile yürütülüyor. Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri tarafından kullanılacak olan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi, projenin en önemli faaliyetlerinden biri ve merkez, Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Üniversitesi’nin işbirliği ile kuruldu. 22 Nisan’da düzenlenen açılış töreninde konuşan UNDP Başkanı Helen Clark, UNDP’nin paydaşlarıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaptığı çalışmalardan şöyle söz ediyordu: Helen Clark: UNDP, Türkiye’nin bu bölgesinde paydaşları ile 15 yıldan fazla bir süredir birlikte çalışıyor ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Bölge Kalkınma İdaresi ile 1990’ların ortasından bu yana var olan güçlü ortaklığımıza büyük bir değer veriyoruz. GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Türkiye’deki en önemli paydaşlardan biri. Güneydoğu Anadolu Bölgesi için Rekabet Gündemi vizyonunu paylaşıyoruz. Bu vizyon, bölgenin ‘Bereketli Hilal’ ya da ‘Medeniyetlerin Beşiği’ olarak bilinen bölümünü Sürdürülebilir Medeniyetlerin Beşiği olarak dönüştürmeyi amaçlıyor. Yıllardır rekabet gündemini destekleyen pek çok proje yürütüyoruz ve rekabet gündemini destekliyoruz. Bu yüzden, GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve diğer paydaşlarla birlikte, bölgenin verimli topraklarından yararlanarak organik tarım ve kırsal rekabet edebilirliği teşvik eden çalışmaların bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz. İlk bölgesel enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji stratejisi ve eylem planının yakın zamanda kabul edilmesinden sonra, güneş enerjisinin kullanılmasıyla yerel ekonominin daha yeşil olmasının rekabet edebilirliği artırmaya nasıl yardımcı olduğunu gösteren çalışmaların bir parçası olduk ve şimdi de tüm sektörlerde yenilenebilir enerjinin kullanılmasını destekliyoruz. Aynı zamanda, geleneksel kumaşlarla yerelde üretilen ve ulusal pazarlarda kendine yer bulan ürünleri teşvik ederek kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesini de birlikte destekledik. UNDP Türkiye: UNDP Başkanı Helen Clark’ı dinliyorduk. Clark konuşmasında UNDP’nin GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’ni bölgede sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın desteklenmesi için yapılan bu önemli çalışmaların bir parçası olarak gördüğünün de altını çiziyordu. Açılış töreninde konuşma yapan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da, 10. Beş Yıllık Kalkınma Planında belirlenen 25 kritik alandan birinin enerji verimliliği olduğunu belirtti ve merkezin neden kurulduğunu şöyle anlattı: Cevdet Yılmaz: GAP bölgemizde de enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerjiyi çok önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde, önümüzdeki eylem plânında yenilenebilir enerjiyi çok önemsediğimiz gibi enerji verimliliği açısından da GAP bölgemizin örnek bir bölge haline gelmesini istiyoruz. Bu kapsamda GAP Bölge Kalkınma İdaremizin 2009’da başlattığı Enerji Verimliliği projesinin 2. safhası 2012’de başladı ve bu yıl devam ediyor. Burada özellikle sanayide ve binalarda enerji verimliliğini artırmayı öngörüyoruz. Yine Gaziantep bu açıdan önemli bir ilimiz, sanayinin yoğun olduğu bir il. Özellikle Gaziantep’te bu enerji verimliliği projelerimizin hayata geçmesiyle hem sanayimizin rekabet gücü artmış olacak hem çevreyi daha az kirletmiş olacağız hem de [enerjide] dışa bağımlılığımızı azaltmış olacağız. Yalnız bütün bunların yapılması için yerelde, mahallinde enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin gelişmesi çok çok önemli. İşte bu İnkübatör bu anlamda çok değerli. Bu İnkübatör vesilesiyle Gaziantep’te yerelde inşallah daha fazla enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin gelişmesini hem kendileri açısından hem de bütün sanayi açısından önemli faydalar üretmelerini bekliyoruz. UNDP Türkiye: Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz. GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nde, sanayide ve binalarda enerji verimliliği uygulamalarının doğru ve çağdaş teknik ve yaklaşımlarla yapılması için gereken test ve ölçüm cihazlarının bulunduğu bir laboratuvar da yer alacak. Helen Clark, Kuluçka Merkezi’nin özelliklerinden şöyle söz ediyor: Helen Clark: Kuluçka Merkezi’nin iş modeli ve hizmetleri yerel ihtiyaçlara ve gerekliliklere tamamen uygun hale getirildi ve yerel paydaşlar tarafından tam anlamıyla sahiplenildi: Gaziantep Sanayi Odası ve Gaziantep Üniversitesi. Merkez, bölgede enerji verimliği danışmanlık hizmetlerinin ve denetimlerinin gelişmesi için teknik kapasite sağlayacak ve böylece bölge sanayisinin daha enerji verimli olmasına katkıda bulunacak. UNDP Türkiye: UNDP Başkanı Helen Clark. Gaziantep Sanayi Odası tarafından tahsis edilen Merkez binası Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün EnerPHit kriterlerine göre tasarlandı ve tadilatı buna göre yapıldı. GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi binası, Türkiye’de tadilat görmüş bina kategorisinde EnerPHit sertifikasına sahip ilk ve tek enerji etkin bina olacak. Pasif Ev, Alman Pasif Ev Enstitüsü’nün saptadığı ve uluslararası anlamda tanınan enerji verimli bina standardı anlamına geliyor. Pasif Evler güneşi, iç ısı kaynaklarını ve ısı kazanımını verimli bir şekilde kullanıyor ve en soğuk kış mevsimlerinde bile geleneksel ısıtma sistemlerine ihtiyaç duymuyor. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: Cevdet Yılmaz: Binada özellikle bu binada yılda %74 oranında enerji tasarrufu sağlanmasını öngörüyoruz. Bu öncü projeye emeği geçen herkese ben huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu vesile ile bu bölgelerimizde bu projelerin her bakımdan anlamlı olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. UNDP Türkiye: Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ı dinliyorduk. UNDP Başkanı Helen Clark da konuşmasında bu merkezin örnek bir çalışma olduğunu vurguladı ve emeği geçen tüm paydaşlara teşekkürlerini iletti: Helen Clark: Bence bu merkez, UNDP’nin yeşil ve kapsayıcı büyümeye geçmeleri için paydaşlarını nasıl desteklediğini gösteren harika bir örnek. GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi’nin deneyimlerini sadece bu ülkenin diğer bölgeleri ile değil, çalıştığımız diğer bölgelerle ve diğer ülkelerle de paylaşıyor olacağız. Bu projede ve Türkiye’nin bu bölgesinde bize oldukça yakın olan tüm paydaşlarımıza ve Gaziantep Sanayi Odası’na, Gaziantep Üniversitesi’ne, diğer yerel paydaşlara ve mühendislere bu merkezin yapılması için sağladıkları katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ve uzun süreli işbirliğimiz için Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi’ne teşekkür ediyoruz ve sizlere GAP Eylem Planı’nın uygulanmasında başarılar diliyoruz. Yoksulluğun daha az, yaşam koşullarının daha iyi, gelirin yüksek olduğu, çevrenin ve ekonominin sürdürülebilir olduğu, hepimiz için daha iyi bir geleceğe giden yolun yerelde düşünmekle ve yerelden hareket etmekle başladığına inanıyorum. Gaziantep’te sizler yerelde harekete geçip küresel düşünerek bu yolu takip ediyorsunuz. UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ((UNDP) Başkanı Helen Clark’ın bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, Nisan ayında Gaziantep’te açılışı yapılan GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi hakkında konuştuk. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef ile hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, Tuneİn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca http://tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 129 30.03.2015 Geleceğini Tasarla play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliğinin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, eğitim, istihdam ve girişimcilik konularında dezavantajlı gençlerin, engelli bireylerin, kadınların ve çocukların bilişim teknolojilerinin fırsatlarından yararlanabilmesini amaçlayan Geleceğini Tasarla projesinden bahsedeceğiz. Kalkınma Bakanlığı, UNDP, Microsoft Türkiye ve Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği Geleceğini Tasarla projesiyle toplumun farklı kesimlerinin bilgiye erişimini kolaylaştırmak ve Türkiye’nin e-dönüşümüne destek vermek için 10 yıldır birlikte çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında bilgisayar okuryazarlık eğitimleri ile başlayan bu proje, genç gönüllülerin kendi bilgi teknolojileri uzmanlığını akran eğitimi yöntemiyle kitlelere yaygınlaştırmayı, çevrimiçi ve yüz yüze eğitimler ile gençlerin kişisel gelişimlerini ve kapasitelerini geliştirilmesini desteklemeyi, İnternet Girişimciliği ve İnternet güvenliği konusunda gençler arasındaki farkındalığın artırılmasını hedefliyor. Geleceğini Tasarla projesinin en önemli ortağı ise Türkiye’nin dört bir yanındaki gençler. Proje kapsamında eğitmen olan gençler illerindeki ya da ilçelerindeki insanlara ulaşarak bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı gibi pek çok konuda eğitimler veriyor. Projenin şu anda 250’den fazla gönüllü genç eğitmeni var ve proje ile bugüne kadar 70 ilde 180 bin kişiye ulaşıldı. Projenin Hatay’daki eğitmenlerinden biri olan Esra Emre Geleceğini Tasarla projesi ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor: Esra Emre: Geleceğini Tasarla Projesiyle aslına bakarsanız Antalya’daki bir Start-up Weekend etkinliği ile tanıştım. Oradaki etkinlikten sonra Geleceğini Tasarla Projesi hakkında detaylı bilgi edindim ve ardından sosyal medya okuryazarlığı eğitimine başvurdum. Ege Bölgesi’ndeki Kuşadası’nda sosyal medya okuryazarlığı eğitmen eğitimini aldım. Ardından sahada sosyal medya okuryazarlığı eğitimlerini vermeye başladım. Geleceğini Tasarla projesinin bana en büyük katkısı bildiklerimi, öğrendiklerimi başkalarıyla Esra Emre, Geleceğini Tasarla Eğitmeni Süleyman Turan Yıldırım, Geleceğini Tasarla Eğitmeni Şeyma Nur Emeksiz, Geleceğini Tasarla Eğitmeni Yasin Baştürk, Geleceğini Tasarla Eğitmeni Abdullah Taygun Yavaşça, Geleceğini Tasarla Proje Koordinatörü paylaşabilmenin verdiği keyif oldu aslına bakarsanız. Gönüllülük esasıyla çalışmak ve Geleceğini Tasarla projesi dâhilinde insanlara bunları aktarabilmek, yerelde bunları aktarabilmek benim için en büyük katkı aslına bakarsanız. UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla eğitmenlerinden Esra Emre’yi dinledik. Geleceğini Tasarla projesi ile bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı, web tasarım ve internet güvenliği konularında eğitimler veriliyor. Sadece 2014 yılında 17,000 kişiye yüz yüze eğitimler verildi. Kayseri’de Geleceğini Tasarla eğitimlerini veren Süleyman Turan Yıldırım bu eğitimlerin farkının ne olduğunu, nasıl etkili olduğunu ve bu kadar kişiye ulaşabildiğini şöyle anlatıyor: Süleyman Turan Yıldırım: Bence farkı, akran eğitim modeli. Akran eğitim modeliyle çok daha etkili, bu aşikâr bir şekilde görülebiliyor. Belki yaşça çok daha ileri yaşlarda olan kişiler bu eğitimleri verebilir, belki de konunun daha ehli, uzmanlık alanı bu konu olan kişiler bu eğitimleri de verebilir. İlla ki onun da etkileri vardır, yadsınamaz ama akran eğitim modeli olunca kendi yaşıtlarınızla daha eğlenceli, daha keyifli ve daha verimli aynı zamanda etkileşimin had safhada olduğu eğitimler ortaya çıkıyor. Daha kaliteli programlar görüyoruz haliyle. Bir de gençliğin de ilgisini çekiyor. Neden ilgisini çekiyor? Çünkü artık 7’den 70’e herkesin içerisinde olduğu bir platform sosyal medya. Yani bir de gerçekten şunu gördük çoğu kişi kullanıyor ama bilinçli kullanan sayısı yok denecek kadar az. Bir de hâlihazırda sürekli aktif olarak gençlerin kullandığı şeylerle ilgili karşılarına doneler çıktığı zaman illaki daha dikkat çekici oluyor, daha ilgi çekici oluyor. UNDP Türkiye: Süleyman Turan Yıldırım’ı dinledik. Geleceğini Tasarla projesi eğitmenleri sadece üniversitelerde değil, bulunduğu kentlerdeki yerel kurumlarla iletişime geçerek çok daha fazla kişiye ulaşıyorlar. Ordu’da yaşayan Şeyma Nur Emeksiz’i Ordu’da kimlerle iletişime geçtiğini şöyle anlatıyor: Şeyma Nur Emeksiz: Ordu Üniversitesi’nde verdim, çok güzel bir duyguydu. Ondan önce ben İzci lideriyim, İzci Lideri Kulubüme vermiştim, öğrencilerimize. Ondan sonra Gençlik Merkezi ile irtibata geçtim, her ay orada veriyorum. Artık öyle bir anlaşma yaptık. Aynı zamanda yeni, yeni derken, Şubat tatiline girmeden önce de Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile görüştüm. Onlar bana artık hem liselerde hem de ortaokullarda eğitim verebileceğime dair izin verdiler. İzin belgemle birlikte artık her okulda Ordu ilinde eğitim verebileceğim. UNDP Türkiye: Şeyma Nur Emeksiz’i dinledik. Tokat’ta yaşayan Yasin Baştürk, eğitimler sırasında yaşadığı deneyimleri şöyle anlatıyor Yasin Baştürk: Eğitim deyince artık gençlik birazcık kaçıyor bu noktada. Ama şunu biz gördük, ben de dediğim gibi birazcık önyargılarla birazcık başladık bu işe ama şu oluyor: Eğitime katıldıktan sonra, Geleceğini Tasarla’da çok güzel bir koordinasyon yapılmış. Eğitici ve öğretici oyunlarla, birazcık alıştırmalarla direkt bilgi amaçlı değil ama daha çok böyle oyunlar oynayarak, eğitimler yaparak, o eğitimi bize verdiler. Bu da çok ilgi çekici oluyor. Hele de 18-25 yaş arasındaki o gençlere oyunlarla yaklaştığımız zaman inanılmaz derecede etkili oluyor. Biz de bunu gördük ve bu eğitimi aldığımız için, bu oyunların içerisinde olduğumuz için, tamam bir yerde bilgiyi öğrenebiliyoruz, ona kabul, ama bir yerde de bu eğitici-öğretici bu oyunları gördüğümüz zaman herkesin ilgisini çekiyor. Biz de arkadaşlarımızı yönlendirirken bu konuyla alakalı biraz eğitimlerin bu şekilde olduğunu anlatıyoruz. Yani, en basit, bir tane temel bir örnek vermek gerekirse; tanışma oyunu. Tanışma oyununu anlattığımızda hatta arkadaşlarımızla uygulama yaptığımızda dahi inanılmaz hoşlarına gidiyor ve siz böyle mi eğitim alıyorsunuz deniliyor bize. Evet, bizim eğitimlerimiz bu şekilde oluyor. Yani, öyle slaytı aç, slayttan oku vs gibi olmadığını söylüyoruz. Bu da arkadaşlarımızın dikkatini çekiyor. Eğitimlerimizin bu şekilde olduğunu söylediğimizde de onlar birazcık daha bu konuya yaklaşıyorlar, birazcık daha adım atıyorlar. UNDP Türkiye: Yasin Baştürk’ü dinledik. Geleceğini Tasarla projesi eğitim çalışmalarının yanı sıra gençlerin kariyer gelişimlerine destek olmak ve girişimcilik yeteneklerini geliştirmek için de faaliyetler yürütüyor. Üniversitelerde ‘Geleceğini Tasarla’ konseptiyle bilişim ve girişimcilik seminerleri, girişimcilik kampları ve zirveleri düzenleniyor ve gençler başarılı iş adamları ve girişimcilerle buluşuyor. Şeyma Nur Emeksiz Geleceğini Tasarla projesine neden dâhil olduğunu şöyle anlatıyor: Şeyma Nur Emeksiz: Bizim amacımız ne? Bir şeyler öğrenmek ve bir şeyler öğretmek insanlara. Bu yönden Geleceğini Tasarla Programıyla iyi ki de tanışmışım, iyi ki de tanımışım, iyi ki de eğitmeniyim ve inşallah da devam eder böyle, edeceğini düşünüyorum, etmek de istiyorum zaten. Bu yönden çok iyi hani, herkes bir şey yapıyor, herkes aynı şeyi yapıyor ama farklı yerlerde. Düşünsenize ben arkadaşlarıma bakıyorum Ankara’da eğitim vermiş, kimlere eğitim vermiş, nasıl eğitim vermiş. O beni bile mutlu ediyor. O da vermiş, ne güzel, hepimiz bir şeyler yapıyoruz ve insanları bilinçlendiriyoruz. Bu yüzden Geleceğini Tasarla Programı’nı gerçekten çok başarılı buldum. Diğer projelere de katılıyorum ama bu hayatta en çok, çok projeye katıldım, en değerli ve en anlamlı proje bence bu proje. UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla projesi eğitmeni Şeyma Nur Emeksiz’i dinledik. Geleceğini Tasarla Projesi Koordinatörü Abdullah Taygun Yavaşça projenin bugünkü konumunu ve önümüzdeki yıllarda yapacağı çalışmaları şöyle anlatıyor: Abdullah Taygun Yavaşça: Geleceğini Tasarla programı 2005 yılında bilgisayar okuryazarlığı üzerine eğitimlerine başladı. Temel hedefimiz Türkiye’deki gençlerin e-dönüşümüne katkı sürecini hızlandırmak ve onların teknoloji alanında kapasitelerini geliştirmeyi hedefliyordu. Daha sonra proje 2009 ve 2011 yıllarında, Habitat Bilişim Akademileri’nin açılmasıyla istihdam alanında da aslında gençlerin kariyer planlarına etki etmeye başladı. 2014 yılında projemiz Geleceğini Tasarla programı olarak dönüşerek eğitimlerin dışında girişimcilik ve gençlerin kariyer hedeflerini belirleme noktasında da bir portal geliştirdi.Bilgisayar okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı ve web tasarım üzerine verdiğimiz eğitimlerin yanı sıra aynı zamanda girişimcilikle ilgili etkinlikler de düzenlemeye başladı. Bununla ilgili de Türkiye’de Start-up Weekendleri organize ediyoruz ve aynı zamanda da yine Microsoft ile birlikte tek günlük bir girişimcilik zirvesi organize ediyoruz. Eğitimlerin ve bu etkinliklerin yanı sıra gençleri kariyer anlamında desteklemek amacıyla bir portal geliştirdik. geleceginitasarla.net te, gençler hem kariyer ilanlarını kontrol ederek hem de aynı zamanda kendilerini geliştirecek online eğitimler ve makaleler de okuyabiliyor. Projede amacımız gençlerin girişimcilik alanında geliştirilmesinin yanı sıra teknoloji ile birlikte üretkenliğini ve inovatif düşünmesini sağlamak. Bunun için de ‘Hour of Code’ kampanyasıyla bir dönem aslında kod okuryazarlığını destekledik. Yeni dönemde de kodlamaya daha da önem vererek özellikle 7-12 yaş arasındaki çocukların kod okuryazarlığı oranını artırarak onların temelde kodlamayı öğrenmesi ve kodlamayla birlikte üretkenliğini artırmayı hedefliyoruz. UNDP Türkiye: Geleceğini Tasarla Projesi Koordinatörü Abdullah Taygun Yavaşça’nın bu sözleriyle bu bölümün de sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, eğitim, istihdam ve girişimcilik konularında dezavantajlı gençlerin, engelli bireylerin, kadınların ve çocukların bilişim teknolojilerinin fırsatlarından yararlanabilmesini amaçlayan Geleceğini Tasarla projesinden bahsettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca http://tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 122 09.02.2015 İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek Selim Jahan, İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, İnsani Gelişme Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından bahsedeceğiz. İnsani Gelişme Raporları, 1990 yılından beri UNDP tarafından kalkınmayla ilgili temel konuların, eğilimlerin ve politikaların bağımsız ve deneysel analizleri olarak yayımlanıyor. 2014’te yayımlanan İnsani Gelişme Raporu’nun konusu kırılganlıklardı. Sürekli kırılganlıklar, insani gelişmeyi tehdit ediyor. Söz konusu kırılganlıklar, politikalar ve toplumsal normlarla sistematik bir biçimde giderilemezse, ilerleme ne adil ne de sürdürülebilir olacak. İşte bu konu, UNDP’nin 2014 İnsani Gelişme Raporu’nun temelini teşkil etmişti. Temmuz 2014’te açıklanan bu raporun ardından 2015 İnsani Gelişme Raporu için çalışmalara başlandı. İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan, 2015 İnsani Gelişme Raporu için belirlenen konuyu 3 Şubat’ta İnsani Gelişme Raporu’nun internet sitesinde açıkladı. Selim Jahan’ı dinliyoruz: Selim Jahan: İzninizle 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun ana konusunu açıklamak istiyorum: ‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek’. 2015 raporu için belirlediğimiz başlığı tekrar söylemek istiyorum: ‘İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek’. UNDP Türkiye: UNDP tarafından her yıl yayımlanan küresel insani gelişme raporları, insani gelişme alanında gerçekleştirilen kayda değer ilerlemelerin belgelendiği yayınlardır. 2015 İnsani Gelişme Raporu için ‘çalışma’ kavramına odaklanacaklarını açıklayan Selim Jahan, neden bu kavramı tercih ettiklerini ise şöyle açıklıyor: Selim Jahan: Bizler bu raporda, ‘çalışma’ kavramından bahsedeceğiz. Burada tam olarak işten ve istihdamdan bahsetmiyoruz. İş ve istihdam sınırlı kavramlardır. Bu kavramlarda belli bir girdi ve çıktı söz konusudur. Daha önceden belirlenen görevler, daha önceden ayrılan saatler vardır. Yaptığınız işin karşılığında belli bir ödeme alırsınız. Fakat, biz bu raporda iş ve istihdamı da kapsayan ama bunun daha da ötesini içeren ‘çalışma’ kavramından söz ediyoruz. Bu kavrama ‘yaratıcı çalışmayı’, edebi çalışmaları, sanatsal çalışmaları ve sanatçıların çalışmalarını da dâhil ediyoruz. Yaratıcı çalışma kavramına ek olarak, ücretsiz bakım hizmeti kavramını da öne sürüyoruz. Ücretsiz bakım hizmeti, zor zamanlarda veya diğer durumlarda, ailede ve toplumda kendilerine bakamayan insanlara bakmamız anlamına geliyor. Aynı zamanda, gönüllü olarak yapılan çalışmaları da bu kavrama dâhil ediyoruz. UNDP Türkiye: Bu bölüme katkıda bulunmak isteyen dinleyicilerimiz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve önerilerini #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilir. Peki, bu anlamda tanımlanan ‘çalışma’ kavramının irdelenmesi insani gelişme için neden önemli? Selim Jahan anlatıyor: Selim Jahan: İş olarak tanımlanmayan ya da istihdam edilmeyen tüm bu ‘çalışma’ türleri insani gelişme için çok büyük bir önem arz ediyor çünkü bu ‘çalışmalar’ insanların refahına, sosyal dayanışmaya, insanların birbirini anlamasına ve insanlar arasındaki ilişkinin kurulmasına katkı sağlıyor. Bu nedenle, insani gelişme perspektifinden, iş ve istihdam gibi kısıtlı kavramlar yerine çalışma kavramını kullanmak, anlatmaya çalıştığımız konunun daha iyi kavranmasını sağlayacak ve bu anlamda daha alakalı ve kullanışlı olacaktır. UNDP Türkiye: 2015 İnsani Gelişme Raporu’nun Kasım 2015’te yayımlanması planlanıyor. Rapor yayımlandığında biz de Yeni Ufuklar dergimizde özel bir sayı yapacağız ve tr.undp.org’da raporun bulgularına geniş bir yer vereceğiz. 2015 İnsani Gelişme Raporu’nda özel olarak odaklanılacak konular ne olursa olsun raporun tamamında değinilmeye çalışılacak temalar da belirlendi. Selim Jahan bu temalardan şöyle bahsediyor: Selim Jahan: Belirlediğimiz başlık çerçevesinde bu raporda hangi verileri, analizleri ve politika önerilerini kullanmaya çalışacağımız hakkında kısaca bilgi vermek isterim. Rapor genelinde yer almasını istediğimiz bazı konular var. Bu konulardan biri genç nüfusun istihdamı ve bizler bu konunun dünyanın birçok yerinde çok önemli bir sorun olduğunu biliyoruz. Kalkınma çalışmalarının toplumsal cinsiyet ile ilgili yönü bu raporda önemli bir yer alacak. Pek çok toplumda ücretsiz bakım hizmetlerinde kadınların öncelikli olarak çalıştığını biliyoruz. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet ile ilgili çalışmalar çok büyük bir önem arz ediyor. Tarımdaki ve kırsal kalkınmadaki ‘çalışma’lar da önemli çünkü kentleşmeye ve her yönden kalkınmaya rağmen, tarım sektörü ve kırsal ekonomi hala dünyadaki işgücünün çoğunun işvereni olmaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu konu da önemlidir. Gayriresmi sektör de önemle yer verilmesi gereken bir konudur çünkü gelir yaratılması ve aynı zamanda insanlara iş sağlanması açısından gayriresmi sektör pek çok toplumun belkemiğini oluşturuyor. Son olarak, kriz zamanlarındaki ya da kriz sonrasındaki çalışmalar da önemlidir çünkü kriz sırasında ya da kriz sonrası dönemde de olsanız, hayat devam ediyor. Bu zamanlarda birilerinin geçim kaynağının ne olacağı üzerine düşünmesi gerekiyor. Birilerinin eve ekmek getirmesi gerekiyor. Dolayısıyla, tüm bu konular raporun farklı kısımlarında ve farklı bölümlerinde odaklanmaya çalıştığımız tema ne olursa olsun ele alınacak. UNDP Türkiye: İnsani Gelişme Raporu Ofisi Direktörü Selim Jahan’ın http://hdr.undp.org internet sitesinde yer alan konuşmasından alıntıladığımız sözlerini dinledik. UNDP Türkiye’nin İletişim Koordinatörü Faik Uyanık, raporun bu seneki başlığını şöyle değerlendiriyor: Faik Uyanık: UNDP ’nin çıkardığı tüm rapor ve yayınlar arasında “amiral gemisi” sıfatını hak edeni, belli istisnalar dışında 1990 yılından bu yana her yıl yayımlanan İnsani Gelişme Raporu. İnsani Gelişme Raporu her yıl belli bir tema etrafında yayımlanıyor. Kasım 2015’te açıklayacağımız yeni İnsani Gelişme Raporu’nun başlığı “Rethinking Work for Human Development” yani İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek. Rapora bu başlığın konulma sebebinin açıklaması şöyle: İnsani gelişme bakış açısıyla, iş ya da istihdamdan ziyade “çalışma” kavramı, amaca daha uygun bir kavram. İş kavramı bir kişinin üstlendiği, önceden saptanmış, zamanla bağlı görev veya etkinlikleri tanımlıyor. Girdiler ve çıktılardan oluşan bir çerçevede iş gücü bir girdiyi, mal ya da hizmet ise çıktıları temsil ediyor. Ancak “iş” kavramı, bir yazarın ya da ressamın yaptığı türden, tanımlanmış görevlerden fazlasını içeren yaratıcı çalışmaları çok fazla kapsamıyor veya çağrıştırmıyor. Ya da mesela ücretsiz bakım hizmetini veya gönüllü çalışmaları da kapsamıyor. Bu nedenle çalışma kavramı “iş”i de kapsayan daha geniş bir kavram. Ancak az önce sözünü ettiklerimizden de öteye geçiyor. Çalışma kavramı insani potansiyeli, yaratıcılığı, yenilikçiliği ve insan ruhunu da kapsıyor. Çalışma, insan hayatını üretken, yaşamaya değer ve anlamlı kılan bir kavram. İnsanların para kazandığı, toplumda bir yer edindiği, onlara güvence ve saygınlık duygusu sağlayan bir kavram çalışma. Bu nedenle çalışma kavramı insani gelişme ile daha sıkı ve gerçekçi bir bağlantıya sahip. Ancak çalışma ve insani gelişme arasında her durumda muhakkak bir bağlantı olduğu da anlaşılmamalı. Ya da her türden emek de insani gelişmeyi desteklemiyor. İstismara dayalı çalışma, özellikle de kadın ve çocukların istismarını içeriyorsa, insanların adil paylaşım haklarını ve saygınlıklarını da ellerinden alıyor. Aynı şekilde, riskli (emniyet tedbiri alınmayan ya da işçi haklarını ya da sosyal güvenceyi içermeyen) çalışma türleri de insani gelişmeyi beslemiyor. Bu arada çalışma kavramının da kendi içinde zamanla değiştiğini, çalışmayı kapsayan alanların ve çalışmanın işleyiş biçiminin de değiştiğini dikkate almak gerekiyor. Tüm bu değişiklikleri de dikkate alarak çalışma kavramına insani gelişme perspektifinden farklı boyutlarıyla tekrar bakmakta fayda var. Bu nedenle de 2015 İnsani Gelişme Raporu, İnsani Gelişme Bağlamında Çalışma Kavramını Yeniden Düşünmek başlığını taşıyacak. UNDP Türkiye: UNDP Türkiye’den Faik Uyanık’ın bu sözleriyle Yeni Ufuklar’ın bu haftalık sonuna gelmiş oluyoruz. Bu bölümde, İnsani Gelişme Raporu’nun 2015 için belirlenen temasından bahsettik. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef stüdyosunda hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. PODCAST 120 19.01.2015 BM Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesi Zeynep Ertürküner, 'BM Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesi’nin Türkiye’de Uygulanma ve İzlenmesine Destek' projesi Proje Yöneticisi Keziban Karkçay, Aile ve Sosyal Politikalar Uzmanı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü play audio pause audio UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar Programı ile karşınızdayız. Bu bölümde, Türkiye’nin hiç bir çekince koymadan imzaladığı Birleşmiş Milletler‘in engelli haklarıyla ilgili sözleşmesinden ve bu sözleşmenin Türkiye’de uygulanmasına destek veren bir projeden bahsedeceğiz. İki değerli konuğum var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan Keziban Karkçay ve UNDP Türkiye’den Zeynep Ertürküner. Hoşgeldiniz! Zeynep Er türküner & Keziban Karkçay : Hoşbulduk. UNDP Türkiye: İlk sorumu hemen Zeynep Hanım’a sormak istiyorum. Zeynep Hanım, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın birlikte yürüttüğü bir proje var. Bu proje Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesinin Türkiye’de uygulanmasına ve izlenmesine destek vermek amacıyla yürütülüyor. Bize biraz bu projeden bahsedebilir misiniz? Zeynep Er türküner türküner:: Evet. Projemizin konusu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi. Bu sözleşme 2008 yılında yürürlüğe giren bir sözleşme ve 2009 yılında da Türkiye’nin ilgili onay süreçleri tamamlanmış ve Engelli Hakları Sözleşmesi Türkiye için de bağlayıcı bir duruma gelmiş. Bununla ilgili olarak Birleşmiş Milletler sözleşmeyi imzalayan devletlerden bazı taleplerde bulunuyor. Bunlardan bir tanesi ülkelerin ulusal odak noktaları belirlemeleri ve sözleşmenin uygulanmasını izlemek için ulusal izleme çerçevelerini oluşturmaları. Bu bağlamda da tabi yine ülkelerin uygulamalarındaki ilerlemeleri düzenli olarak Birleşmiş Milletler’e raporlamaları isteniyor. UNDP Türkiye: Burada isterseniz Keziban Hanım’a dönelim. Keziban Hanım Türkiye’de bu sözleşmeyi imzalayan ülkelerden bir tanesi ve hiç bir çekince koymadı Türkiye. Yani bu sözleşmenin bütün taahhütlerine uyma sözü verdi. Türkiye için bu sözleşmeyi anlatabilir misiniz? Genel olarak sözleşmenin önemi nedir ve Türkiye için özel olarak önemi nedir? Keziban Karkçay : Aslında Engellilerin Haklarına ilişkin Sözleşme biraz önce de bahsedildiği gibi 2006 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul ediliyor. Neden bir insan hakları sözleşmesine ihtiyaç duyuluyor aslında temel nokta buradan kaynaklanıyor. Çünkü engelliler aslında tarihsel süreç içerisinde hep daha yardım odaklı bakılan, daha ihtiyaç sahibi görülen, ihtiyaçları kendi tarafından belirlenmeyen, hep bir başkası tarafından ya da yakın çevresi, ya da devletlerin kendileri tarafından illa ki belirlenmesi gereken bir kitle olarak değerlendiriliyor. Ama bir insan hakları çerçevesinde ele alınması ise geçmişteki insan hakları sözleşmesi içinde aslında tüm insanlık ailesi için geçerli olan sözleşmeler olmakla birlikte engelliler için özel düzenlemeler yapılmadığı için o sözleşmelerin ilgili maddelerinde engellilerin durumları biraz daha arka planda kalıyor. Dolayısıyla onların hak savunuculuğu anlamında da yeteri ölçüde görünür kılınamıyorlar. Daha görünmez hale geliyorlar. Dolayısıyla da sivil toplum özellikle de engellilerin kendi örgütlerinin çok aktif hareketleri aracılığıyla da aslında bizim de haklarımız var, biz de bu haklarımızı yerine getirmek istiyoruz savunuculuğundan yola çıkarak ve bunun da çok büyük bir etki yaratmasıyla birlikte Birleşmiş Milletler onlar için ayrı bir sözleşme ortaya çıkarma çabasına giriyor. Buradaki temel nokta aslında bu sözleşme engelliler için farklı insan hakları düzenlemiyor. Aslında diğer insanlar gibi aynı haklardan yararlanmaları için temel kritik nokta bu hakların bu kişiler için hayata geçirilmesine yönelik bir yol haritası çiziyor. Çünkü engelliler özellikle de engelli örgütlerinin çok yoğun bir şekilde katılımıyla hazırlanan bir sözleşme oluyor. Ve bu katılım aslında kendisini sözleşmenin uygulanmasına da yansıtıyor. Ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da bu ad-hoc komitelerde bu sözleşmenin tartışmalarını yürüttüğü komitelerde şuna karar veriyor. Bu sözleşmenin hazırlığında engelli örgütleri bu kadar aktif katılıp ve ihtiyaçlarını ve kendi haklarını bu kadar savunurken bunun uygulanmasında da aslında çok temel kilit bir rol oynayabilecekleri düşünülüyor ve aslında sözleşmenin temel ilkelerinden birisi de bütün engellilere yönelik oluşturulacak politikalarda aslında STK’ların etkin katılımının sağlanmasını öngörüyor. Hem temel bir ilke olarak hem de bir yükümlülük olarak getiriyor. Çok ayırıcı özelliklerinden biri bu sözleşmenin aslında. Sözleşmeyle birlikte de ülkemiz bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkeler arasında 30 Mart 2007 yılında imzaya açılmıştı ve aynı gün ülkemiz tarafından da imzalandı. Onay süreçleri 2008 yılında tamamlanarak 2009 yılında aslında bizim uluslararası yükümlülüğümüz haline geldi. Ve bu sözleşmeyle birlikte de sözleşmenin hükümleri tüm insan haklarını düzenleyen hükümleri olmasıyla birlikte aslında tüm kurumların da bu sözleşmenin uygulanmasına dahil olmasını öngörüyor. Sözleşme mevcut durumda engellilerin politikalar anlamında daha arka planda olduğu bir durumdayken tüm politikalara entegre edilmesini öngördüğü için engellilik meselesinin aslında topyekun bir toplumsal dönüşümü öngörüyor. UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ile yaptığınız projeyi de bu çerçevede yürütüyorsunuz aslında. Keziban Karkçay : Aynen bu çerçevede yürütüyoruz çünkü sözleşmenin temel yükümlülüklerinden birisi engellilik meselesinin tüm politika ve programlara bütüncül bir şekilde dahil edilmesi bir bileşen olarak dahil edilmesi ve bunun da aslında bu bütüncül politikalarda nasıl bu hakların gerçekleştiğini görebilmek için de bir izleme sistemi oluşturulmasını öngörüyor. Tam da bu proje bu noktada aslında ülkemizdeki var olan politikaların ve uygulamaların belli gösterge referanslarıyla ortaya koyduğu konulup ve bundan sonraki yapılacaklara bir ışık tutması anlamında da çok temel bir işleve sahip. UNDP Türkiye: Proje Mart 2013’te başladı ve Mayıs 2015’e kadar devam etmesi öngörülüyor. Bu sizin anlattığınız çerçevede ki çalışmalara destek veriyor proje. Peki Zeynep Hanım’a soralım. Projeyle birlikte Mart 2013’ten beri neler yapıldı ve bu çerçevede nasıl çalışmalara destek verdi proje? Zeynep Er türküner: Biz UNDP olarak bu projeyle Birleşmiş Milletler Engelli Hakları sözleşmesinin uygulanmasının izlenmesi ve ilgili ilerlemelerin raporlanması konusunda Türkiye’nin çabalarına bu projeyle destek vermeye çalışıyoruz ve bu konuda odak kurum olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile beraber çalışıyoruz. Bu projenin aktiviteleri sözleşmenin uygulanmasının izlenmesi için veri tabanlarının ve kurumsal altyapıların oluşturulması ve ilgili ulusal izleme mekanizmalarının geliştirilmesini sağlamaya çalışıyor. İki ana başlık altında aktivitelerimizi değerlendiriyoruz. Birincisi uygulamanın izlenmesi için bu süreçte kullanılmak üzere gösterge setlerinin oluşturulması ve veri toplama metodolojilerinin geliştirilmesi. Biz bu kapsamda 8 ana başlık belirledik sözleşmenin içinden. Sözleşmede aslında çok daha fazla başlık var ama sekiz ana başlığa biz odaklandık ilk planda proje kapsamında. Bunlar eğitim, istihdam, sağlık, erişilebilirlik, sömürü ve şiddet, kamusal ve siyasal yaşama katılım, kültürel ve spor faaliyetlerine katılım ve yeterli yaşam standardı başlıkları. Bu kapsamda oluşturulan göstergeleri bakanlığın ilgili uzmanları üzerinde çalışıp hazırladılar. Bu aslında çok zor ve teknik bir konu o yüzden oldukça kapsamlı eğitimler verildi bakanlık personeline bu konuda. Ayrıca, yine proje kapsamında, yurt dışındaki ilgili uygulamalar incelendi hem raporlama anlamında, hem izleme anlamında ki diğer ülkelerin tecrübelerinden bazı dersler aldık diyelim. İkinci aşamamız ise Türkiye’nin ilgili yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için hem sözleşme hem de raporlama sürecindeki gerekli katkıları konularında konuyla ilgili tüm bakanlıkların, kurumların, STK’ların farkındalıklarının artırılması idi. Bu kapsamda da projenin başından beri biz ortak yürütmeye çalıştık, paydaşlarla toplantılar yaptık. Onlara sözleşmeyi anlattık. Yapmaları gerekenler konusunda bilgiler verdik. Şimdi de şu aşamada da projede oluşturulmuş olan göstergeleri çalıştaylarla her başlık altında ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz ve buradaki asıl ana amaç engellilik konusuna ilişkin ve raporlamaya baz teşkil edecek verileri sistematik olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda toplanabilmesini sağlamaya çalışıyoruz. UNDP Türkiye: Çünkü aslında bu dediğiniz kriterler o alt başlıklar mesela Milli Eğitim Bakanlığı’nı da ilgilendiren alt başlıklar oluyor ya da Çevre Bakanlığı’nı da ilgilendiren alt başlıklar oluyor. O yüzden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı burada bir koordinasyon görevi görüyor aslında bu sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirebilmesi için. Öncelikle şunu söyleyelim: Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesiyle ilgili çalışmalarını takip etmek için bir internet sitesi var aslında. Onu dinleyicilerimiz kullanabilirler: engelli.oyghm.gov.tr Bu bölüme katkıda bulunmak isterseniz konuştuğumuz konuya ilişkin görüş ve katkılarınızı #yeniufuklar etiketiyle Twitter üzerinden bizlere aktarabilirsiniz diyelim dinleyicilerimize. Ve son sorumuza Keziban Hanım’a yönlendirelim. Şimdi bu projeyle birlikte sonuçlar elde ediyorsunuz. Bu projenin sonunda Türkiye’ye katkısı ne olacak? Keziban Karkçay : Biz bu gösterge çalışmasıyla birlikte aslında engellilerin insan haklarını tanımlamaya çalışıyoruz. Yani geçmişten farklı olarak engellilerin insan hakları hukukunun ayrılmaz bir parçası olduğu yaklaşımından hareketle bütün alanlar açısından bütün bakanlıkların kendi çalışma alanları açısından engellilik boyutunun nasıl dahil edilebileceğini ve bunun nasıl izlenebileceğine dair yönlendirmeye çalışıyoruz. Bu gösterge seti bizim için özellikle ulusal raporlama açısından çok temel bir referans olacak. Çünkü bütün ülkeler ilki iki yılda bir olmak üzere sonrakiler dört yılda bir olmak üzere ulusal rapor hazırlamak durumunda engellilik alanında bu sözleşme kapsamında kaydettikleri gelişmeleri ortaya koyabilmek için. Bu raporları hazırlarken de kendi çalışma alanları açısından engellilikle ilgili hem yaptıkları çalışmaları ortaya koymaları hem de bunu ölçülebilir hale getirilmesini sağlamaları gerekiyor. Şuandaki bu gösterge setiyle birlikte bu göstergelerden mevcut olanların ortaya konması sağlanmış olacak. Bizim için bu veriler ulaşılabilir hale gelmiş olacak. Olmayanlar açısından da hem alınmamış olan tedbirler, alınması gereken tedbirler açısından da önümüzdeki yıl engelli hakları eylem planı ve stratejisi oluşturma hazırlıklarımız var. Bu eylem planı çerçevesinde alınması gereken tedbirleri de öngörüp ona göre de engellilik konusunda atılması gereken adımlara dahil bir çerçevemiz oluşmuş olacak. Bunu çok önemsiyoruz. UNDP Türkiye: Bu bölümde, Türkiye’nin hiç bir çekince koymadan imzaladığı Birleşmiş Milletler‘in engelli haklarıyla ilgili sözleşmesinden ve bu sözleşmenin Türkiye’de uygulanmasına destek veren bir projeden bahsettik. Konuklarımız da, Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmesinin Türkiye’de uygulanma ve izlenmesine destek projesi proje yöneticisi Zeynep Ertürküner ve Aile ve Sosyal Politikalar uzmanı Keziban Karkçay’dı. Çok teşekkür ederiz katkılarınız için. Zeynep Er türküner & Keziban Karkçay : Biz teşekkür ederiz. UNDP Türkiye: Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği’nin hazırladığı Yeni Ufuklar’ın bu haftalık da sonuna gelmiş oluyoruz. Programı Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyosu - Radyo İlef’de hazırladık. Programımıza İstanbul’da FM bandında ve internette Açık Radyo’dan, yayın ağımızdaki üniversite radyolarından ve podcast formatında iTunes, Soundcloud, TuneIn, Pure Connect, Yodiviki ve Audioboo üzerinden, ayrıca tr.undp.org adresinden ulaşabilirsiniz. Sosyal medya üzerinde kullanıcı adımız undpturkiye. Tekrar görüşmek dileğiyle, hoşçakalın. UNDP Türkiye'de iş ilanları Proje Destek Hizmetleri için Kıdemsiz Uzman (Son başvuru tarihi - 1 Eylül 2015) Proje Sorumlusu (Son başvuru tarihi - 1 Eylül 2015) İnsan Kaynakları Sorumlusu (Son başvuru tarihi - 2 Eylül 2015) Teknik Asistan (Son başvuru tarihi - 4 Eylül 2015) Tüm ilanlar için buraya tıklayın. Katkıda Bulunanlar Editör: Faik Uyanık Asistan: Nazife Ece Bu sayıya katkıda bulunanlar: Deniz Tapan, Gökmen Argun UNDP Türkiye’yi takip edin: © 2014 UNDP Türkiye Yeni Ufuklar’ın tüm hakları UNDP Türkiye’ye aittir. Yeni Ufuklar dergisinin kaynak gösterilmesi ve ilgili linkin verilmesi kaydıyla dergiden alıntı yapılabilir.
Benzer belgeler
Önemli başlangıç Genişleyen vizyonlar, çeşitlenen menüler Daha
2012’de düzenlenen Rio+20 Konferansı’nda üye ülkeler, Binyıl Kalkınma Hedeflerine dayanan sürdürülebilir kalkınma
hedeflerinin belirlenme sürecinin başlatılması kararı aldı. Binyıl Kalkınma Hedefle...