serbest akım türbülansının pervanelerdeki kavitaston başlangıcı ve
Transkript
serbest akım türbülansının pervanelerdeki kavitaston başlangıcı ve
Yapım Matbaacılık Ltd., İstanbul, 1999 Editörler :A. İ. ALDOĞAN Y. ÜNSAN E BAYRAKTARKATAL GEMİ İNŞAATI VE DENİZ TEKNOLOJİSİ TEKNİK KONGRESİ 99 – BİLDİRİ KİTABI SERBEST AKIM TÜRBÜLANSININ PERVANELERDEKİ KAVİTASYON BAŞLANGICI VE GÜRÜLTÜ ÜZERİNDEKİ ÖLÇEK ETKİSİ Emin KORKUT1, Mehmet ATLAR2, A. Yücel ODABAŞI3 ÖZET Pervanelerdeki kavitasyon başlangıcı ve gürültü üzerindeki viskozite ile ilgili ölçek etkileri sistematik olarak deneysel bir çalışma ile incelenmiştir. Bu çalışmada, Meridian tip bir pervanede oluşan kanat ucu girdap ve şerit kavitasyonu ve pervane gürültüsü ölçülmüş ve bunlar üzerindeki serbest akım türbülansının, önder kenardaki pürüzlülüğün ve sudaki çözünmüş gaz oranının etkileri araştırılmıştır. Bu makalede, Newcastle upon Tyne Üniversitesi Marine Technology Bölümü Kavitasyon Tünelinde üstteki parametrelerin etkilerinin araştırılması ile ilgili yapılan deneylerin sonuçlarının bir bölümü sunulmaktadır. Serbest akım türbülans düzeyleri gözenekli tel perdeler kullanılarak değiştirilmiş ve iki boyutlu Laser Doppler Anemometry (LDA) kullanılarak da ölçülmüştür. Önder kenar üzerindeki pürüzlülük ise değişik yüksekliklerde zımpara malzemesi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Kavitasyon başlangıcı ve gürültü deneylerinin sonuçları sistematik olarak sunulmakta ve gözlemlenen eğilimler türbülans, pürüzlülük ve çözünmüş gaz oranı yönünden tartışılmaktadır. Sonuçların analizi göstermiştir ki, benzer kavitasyon başlangıç sayısını etkileyen serbest akım türbülans düzeyi ile pürüzlülük arasında bir bağlantı kurmak olasıdır. Bu ise önder kenara pürüzlülük uygulamak yerine uygun bir serbest akım türbülans tekniği kullanarak model pervane deneylerindeki ölçek etkisini azaltmada kullanılabilecektir. 1 Dr., İ.T.Ü. Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi, Gemi İnşaatı Bölümü, Ayazağa80626, İstanbul, Türkiye 2 Dr., Department of Marine Technology, University of Newcastle upon Tyne, Newcastle upon Tyne NE1 7RU, U.K. 3 Prof. Dr., İ.T.Ü. Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi, Gemi İnşaatı Bölümü, Ayazağa-80626, İstanbul, Türkiye 194 GİRİŞ Kavitasyon pervanelerin çalışma ömrünü, gürültüsünü ve titreşimini etkileyen bir akışkanlar mekaniği olayıdır. Çeşitli tipleri içinden kanat ucu girdap (tip vortex) kavitasyonu pervanelerde ilk görülen kavitasyon çeşididir ve zaman içinde şerit (sheet) kavitasyona dönüşür. Bu nedenle pervane dizaynı sırasında kavitasyonun pervane performansına etkisini en aza indirmek çok büyük önem kazanmaktadır. Bu ise kavitasyonun ne zaman ortaya çıkabileceğini önceden tahmin etmek için hassas bir yöntemin gerekli olduğunu göstermektedir. Pervanelerdeki kavitasyounun başlangıcını ve gürültüsünü tahmin eden mevcut yöntemler kavitasyon tünellerinde yapılan model deneylerine dayanmaktadır. Model deneyleri ise karmaşık ölçek olayının etkisi altındadır. Ölçek etkileri 18th International Towing Tank Conference (ITTC) tarafından akımın viskozitesi, kabarcık dinamiği ve yerçekiminden dolayı oluşan etkiler olmak üzere 3 ana gruba ayrılmıştır [1]. Bunlardan viskoz ölçek etkisi serbest akımdaki türbülans ve pervanelerin yüzey pürüzlülüğü ile yakından ilşkilidir. Model pervaneler genellikle düşük Reynolds sayılarında çalışmakta ve yüzey üzerinde geniş bir laminer sınır tabaka ve laminer ayrışım göstermektedir. Buna zıt olarak gemi arkasındaki pervaneler yüksek Reynolds sayılarında ve tamamıyla türbülanslı koşullarda çalışmaktadırlar. Yüksek türbülans düzeyi sınır tabakanın laminerden türbülansa geçişini hızlandırmakta bu da laminer ayrışımın tamamen ortadan kalkmasına olanak sağlamaktadır. Arndt ve George [2] laminer ayrışım ve sınır tabakanın laminerden türbülansa geçişinin kavitasyonun başlangıcı üzerinde önemli etkileri olduğunu saptamışlardır. Huang [3] da türbülans düzeyinin laminerden türübülansa geçişte ya da laminer ayrışım üzerinde etkisi olduğu zaman kavitasyon üzerinde de etkili olabileceğini öne sürmüştür. Bunun yanında serbest akım türbülansının etkisi çeşitli araştırmacılar tarafından değişik cisimler kullanarak yapılan kavitasyon deneylerinde gösterilmiş ve önemi sınırlı sayıda makalede belirtilmiştir. Keller [4] değişik tünellerde aynı cisimle yapılan deneylerdeki kavitasyon başlangıcı sayısı üzerindeki farklılığın, tünellerdeki farklı serbest akım türbülans düzeylerinden kaynaklandığını göstermiştir. Gates ve Acosta [5] ITTC tarafından organize edilen elipsoid baş formu kullanılarak değişik tünellerde yapılan deneyleri incelemişler ve sonuçlarda %300’e varan farklılıklar saptamışlardır. Ayrıca, Gates ve Acosta [5] eksenel simetriye sahip 3 cisimle değişen serbest akım türbülans düzeyinde gerçekleştirdikleri deneylerdeki farklılıkların nedenini türbülans düzeyindeki değişmelere bağlamışlardır. Bu deneyler göstermiştir ki türbülans düzeyinin artması laminer ayrışım noktasını önder kenara doğru kaydırmış bu da sınır tabakanın tamamıyla türbülanslı olmasını doğurmuştur. Odabaşı [6] serbest akım türbülansının kavitasyonun gelişmesinde önemli bir faktör olduğunu rapor etmiş ve daha sonra da serbest akım türbülansının etkisinin pürüzlülük ve kabarcık dinamiği ile birlikte sistematik olarak araştırılmasının gerektiğini iddia etmiştir [7]. Diğer taraftan, Keller [8] de kavitasyon başlangıcının tünellerde ölçülmesi sırasında tünellerin 195 türbülans düzeylerinin genellikle sabit tutulmadığının, yada ölçülmediğini hatta dikkate hiç alınmadığını ileri sürmüştür. Kavitasyonun cisim üzerinde yada etrafındaki en küçük ortalama basınç civarında oluşmasının gerekli olmadığı daha çok doğal sınır tabaka geçiş bölgesinde oluştuğu Pan ve diğerleri [9] tarafından ortaya atılmıştır. Model ölçeğinde olduğu gibi türbülans düzeyi çok düşük olduğu zaman yapay pürüzlülük kullanılarak değiştirilen sınır tabakanın yapısı kavitasyonun başlangıcını etkileyebilmektedir. Bu yüzden yüzey pürüzlülüğünün kavitasyon üzerindeki etkisi ölçek etkileri üzerindeki önemli araştırma konularından birisi olmuştur. Ayrıca model ve tam ölçekli pervanelerdeki yüzey farklılıklarının da ölçek etkisi olayına katkıda bulundukları rapor edilmişlerdir [10]. Serbest akım türbülansının aksine pürüzlülüğün kavitasyon olayına etkisi oldukça geniş bir şekilde araştırılmıştır. Örnek olarak Holl [11], Kuiper [12], Shen [13], Huang [3], Kim ve diğerleri [14] ve Pichon ve diğerleri [15]’ine bakılabilir. Bu araştırmalar göstermiştir ki, önder kenar civarında uygun pürüzlülük kullanmak geçiş bölgesinin önder kenara doğru hareket ettirilmesinde etkin bir mekanizma olabilir. Ayrıca Holl ve Billet [16] yapıştırıcının pürüzlü yüzey ile düzgün yüzey arasındaki geçiş kenarının yarattığı “Erken Kavitasyon” denilen istenmeyen bir olayıda gözlemlemişlerdir. Bu nedenle bu tekniğin geniş olarak kullanılmasına rağmen uygun pürüzlülük yüksekliği, pürüzlülük elemanının tipi ve uygulama yönteminin seçimi oldukça önem taşımaktadır. Ölçek etkisine katkıda bulunan en önemli faktörlerden birisi kuşkusuzki kabarcık dinamiğidir. Kabarcık dinamiği su içinde mevcut olan kabarcığın bileşenleri, sayısı ve dağılımı ile yakından ilgilidir. Model ölçeğindeki kabarcık sayısının vb. nin gerçek gemi çalıştığı ortamdakine göre az olması nedeniyle kavitasyon tünellerinde yapay olarak kabarcık üretmek gereklidir. Bu ise özel bir kabarcık üretme yönteminin (Nuclei Seeding yada Hydrogen Bubble Generator) ve aynı zamanda üretilen kabarcığın ölçülmesinin (Venturi yada optik ölçüm sistemleri) gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Kabarcık üretme ve ölçme sistemlerine sahip olmayan deney kuruluşları için suyun gaz bileşeninin ölçülmesi kabarcık dinamiğinin karakterize edilmesi için kalan tek yöntemdir denilebilir. Suyun toplam gaz bileşenleri, çözünmüş ve çözünmemiş (serbest) olarak ikiye ayrılabilir (bknz. [17 ve 18]). Serbest gaz bileşeni, kavitasyonu oluşturan kabarcık gibi davranabilmekte, bunun yanında çözünmüş gaz bileşeni ise kabarcığın sayısı, boyutu ve gelişimini etkileyebilmektedir. Bunun sonucu her iki gaz bileşeni kabarcık dinamiği üzerinde önemli rol oynamakta ve bu ise akım içindeki basınç alanını ve dolayısıyla kavitasyonun başlangıcını etkilemektedir. Gaz bileşeninin kavitasyon üzerindeki etkisi çeşitli araştırmacılar tarafından incelenmiştir (bknz. [12, 19, 20 ve 21]). Baur ve diğerleri [22] göstermiştir ki kabarcığın gelişimini etkileyen ana parametre difüzyon süreci yani çözünmüş gaz bileşenidir. Tanibayashi ve digerleri [23]’de bir silindirin kavitasyon başlangıç sayısının suyun çözünmüş gaz bileşeninin azaltılmasıyla doğru orantılı olarak azaldığını deneyle ispatlamışlardır. Kavitasyon kabarcığının etrafındaki basıncın artmasından dolayı oluşan sönüm (collapse) şok dalgaları dolayısıyla gürültü ortaya çıkarmaktadır. Buna ayrıca 196 kavitasyon kabarcığının başlangıçtaki kavitasyonun ortaya çıkması (inception) sonucu oluşan gürültüyüde eklemek gerekir. Dolaysıyla kavitasyonun gelişimini etkileyen ölçek faktörlerinin gürültüyü de etkilediği sonucuna varılabilir. Yukarıda sözü edilen araştırmalar göstermiştirki, serbest akım türbülansının kavitasyonun başlangıcı ve gürültüsü üzerindeki etkisi pürüzlülük ve kabarcık dinamiği dışında sitematik olarak incelenmelidir. Bunu yerine getirmek için bu konu üzerine bir Doktora çalışması yapılmıştır [24]. Doktora çalışmasının ilk bulguları Korkut ve diğerlerinde [25] bulunabileceği gibi, bu makalede de bu çalışmanın bir diğer bölümü sunulmaktadır. Kabarcık dinamiğinin etkisini araştırmak için ek teçhizatlar gerektirmesinden dolayı bu konu üzerinde ayrıntılı araştırma yapılmasının bir sonraki çalışma konusu olarak ele alınmasının şu an için daha doğru olacağı sonucuna varılmıştır. Ancak genede çözünmüş gaz bileşeninin etkisi serbest akım türbülansı ve pürüzlülük ile birlikte incelenmiştir. Bundan sonraki bölümlerde deney düzenekleri ve test koşulları verilmekte ve sonuçlar 3 parametrenin kavitasyon başlangıcı ve gürültü üzerindeki etkisi yönünden tartışılmaktadır. DENEY DÜZENEKLERİ VE TEST KOŞULLARI Deneyler, 1.22 m genişliğinde ve 0.81 m yüksekliğinde büyük bir test kesitine sahip Newcastle upon Tyne Üniversitesi’nin Emerson Kavitasyon Tünelinde iki grupta yapılmıştır. Birinci grup deneyler, tünel suyunun değişen serbest akım türbülans düzeylerinin etkisi altındaki türbülans dağılımının ölçülmesi ile ilgilidir. İkinci grup ise bir model pervane ile yapılan farklı türbülans düzeylerinin ve kanat pürüzlüğünün etkisindeki kavitasyon başlangıcı ve gürültü ölçümleri ile ilgili deneylerdir. Tünelin test kesitindeki serbest akım türbülans düzeyleri 3 farklı boyutta gözenekli tel perdeler kullanılarak değiştirilmiştir. Tel perdeler pervanenin deneyler sırasında bulunduğu yerden 827 mm uzaklıkta yerleştirilen ve şekil 1 de gösterilen hidrofoil kesitli bir taşıyıcı çerçeveye bağlanmışlardır. Eksenel ve yanal doğrultudaki türbülans ölçümleri 1 ile 7 m/sn hız aralığında ve 350 mm x 380 mm boyutunda bir kesitte iki boyutlu DANTEC Laser Doppler Anemometry (LDA) kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Tablo 1 kullanılan tel perdelerin gözeneklerinin boyutlarını ve U=4 m/sn de ki serbest akım türbülans sonuçlarını göstermektedir. Türbülans deneylerinin ve analizinin ayrıntıları [26]’da verilmiştir. Pürüzlülük pervanenin iki yüzeyine önder kenardan itibaren maksimum kiriş uzunluğunun %4’ü boyunda 3 değişik yükseklikte zımpara kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Zımpara malzemesi pervaneye HY956 Hardenerlı AY103 Araldite Epoxy Resin ile de yapıştırılmıştır. Kullanılan zımpara yükseklikleri ise 35, 60 ve 100 µm dur. 197 U Taşıyıcı çerçeve Tel perde Şekil 1. Taşıyıcı çerçeve ve orta büyüklükteki gözenekli tel perdenin kavitasyon tünelinin içindeki görünüşü (akım doğrultusuna ters yönden bakış) Tablo 1. Kullanılan tel perdelerin gözeneklerinin boyutları ve U=4 m/sn de ki serbest akım türbülans sonuçları Türbülans yapıcı tipi Gözenek boyutu (BxHxD) (mm) Taşıyıcı çerçeve Serbest akım türbülans düzeyi (%) - 3.273 En büyük gözenekli perde 25.4 x 25.4 x 1.0 3.752 Orta büyüklükteki gözenekli perde 12.7 x 12.7 x 1.0 3.958 En küçük gözenekli perde 6.36 x 6.36 x 1.0 4.466 Deneyler için kullanılan model pervane 5 kanatlı, 240 mm çapında, orta çalıklı (moderately skewed) ve sağ dönüşlü bir Meridian tip pervanedir. Aşağıda Tablo 2 de pervanenin ana özellikleri verilmektedir. Tablo 2. Model pervanenin ana özellikleri Ana Özellikler Çap, D, (mm) 240 Ortalama hatve, P, (mm) 220 Düzlenmiş açınım alanı, AE, (m2) 0.0325 Düzlenmiş açınım alanı oranı, B.A.R. 0.73 Hatve çap oranı, P/D 0.91 Maksimum kiriş uzunluğu, cmax, (mm) Kanat sayısı, Z 79 5 Dönüş yönü Sağ Malzeme Manganez Bronz 198 Pervanedeki kavitasyonun başlangıcı gözle saptanmıştır. Bunun için tünel akım hızı ,U, 4 m/sn de sabit tutulmuş ve tünele sabit olarak bir vakum uygulanmıştır. Aynı zamanda pervane devri başlangıçta pervane kanat ucu girdap (tip vortex) kavitasyonu gözle tamamen görününceye kadar arttırılmıştır. Daha sonra devir, hızı pervane kanat ucu girdap kavitasyonu görünür görünmez oluncaya kadar azaltılmış ve bu durum “kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyonu” olarak kabul edilmiştir. Buna ek olarak 3 ileri kavitasyon aşamasında daha gözlem yapılmış ve bağlı kavitasyon değerleri kaydedilmiştir. Bu kavitasyon aşamaları: “bir kanat ucuna bağlanan girdap kavitasyonu”, “bütün kanatlara tamamen bağlanan girdap kavitasyonu” ve son aşama ise 0.8R a kadar gelişen “şerit kavitasyonu” dur. Gürültü ölçümleri ise kavitasyon başlangıç deneylerini takiben yerine getirilmiştir. Gemi arkasındaki dizayn çalışma koşullarını model ölçeğinde de benzetmek için pervane dönme hızına bağlı kavitasyon sayısı, σn, dizayn ilerleme katsayısı, J=0.6 da σn=2.0 olarak seçilmiştir [27]. σn ise aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. σn = Pst − Pv 1 ρ( ND) 2 2 (1) Burada, Pst referans noktasındaki statik basınç, Pv suyun buharlaşma basıncı, ρ suyun yoğunluğu ve N ise pervanenin saniyedeki devir sayısıdır. Emerson Kavitasyon tünelinde gürültü deneyleri sırasında tünelin eksenel hızına bağlı kavitasyon sayısını (σu) kullanmak daha uygundur. Çünkü tünelin eksenel hızı genellikle bu tür deneyler sırasında sabit tutulur. Ancak, pervane dönme hızına bağlı kavitasyon sayısı (σn) pervane dönme hızının değiştirilmesi ile birlikte değişecektir. Bu ise σn’nin sabit kalmasını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Bu yüzden σn’i sağlamak için gerekli vakum değerleri hesaplanmış ve aynı vakum değerleri deneylerde uygulanarak karşılık gelen sabit σu değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca değişik çalışma koşullarının ve kavitasyon sayısının etkisini araştırmak için iki ilerleme katsayısı ve iki kavitasyon sayısında deneyler yerine getirilmiştir. σu ise aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. σu = Pst − Pv 1 ρU 2 2 (2) Gürültü deneyleri için kullanılan ölçüm cihazları şekil 2’de gösterilen, B&K 8103 hydrophone, B&K 2635 charge amplifier, B&K 2610 measuring amplifier ve B&K 1617 1/3 Octave band pass filter’dan oluşmuştur. Hydrophone tünel kapağının üstüne pervanenin şaft merkezinden 405 mm uzaklıkta yerleştirilmiştir bu ise eldeki tünelin olanaklarına göre gürültü ölçümlerinin yapılabileceği en iyi pozisyondır. Kavitasyon tünelinin kendi gürültüsünün (background noise) yüksek olarak kabul edilmesi 199 yüzünden [28], kavitasyon tünelinin kendi gürültüsüne katkısı bulunan bu elemanların (dinamometre, impeller, türbülans yapıcı vb.) etkileri tek tek ölçülmüştür. Ayrıca her ölçüm arasında 10 dakikalık zaman aralığı bırakılarak bir ölçümün diğerine etkisi ortadan kaldırılmıştır. Gürültü ölçümleri 50 Hz ile 160 kHz arasında değişen frekans aralığında yerine getirilmiştir. 405 Hydrophone B&K 8103 810 CL 1/3 Octave Band Pass Filter B&K 1617 Charge Amplifier B&K 2635 Measuring Amplifier B&K 2610 Şekil 2. Deneylerde kullanılan gürültü ölçüm cihazları Yukarıda tanımlanan deney koşullarında, model pervane Kempf & Rimmers H33 dinamometre ile çalıştırılmış ve kavitasyon başlangıcı ölçümleri 4 aşamalı kavitasyon için değişen serbest akım türbülans ve pürüzlülük düzeylerinde 2 farklı çözünmüş gaz oranı için yapılmıştır. Bu gaz oranları %20 ve %44’tür. Gürültü ölçümleri ise 2 farklı kavitasyon sayısı (σu=5.56 ve σu=14.0 (atmosfer basıncında)), 2 ilerleme katsayısı (J=0.6 ve 0.4), aynı serbest akım türbülans düzeylerinde, pürüzlülük yüksekliklerinde ve çözünmüş gaz oranlarında gerçekleştirilmiştir. DENEY SONUÇLARI KAVİTASYON DENEYLERİ Şekil 3(a) ile (d) arası pervanenin kanat ucu girdap ve şerit kavitasyonlarının değişen serbest akım türbülans düzeylerinde ve iki farklı çözünmüş gaz oranındaki deney sonuçlarını göstermektedir. Bu şekillerde serbest akım türbülans düzeyiturbulence intensity- (%) olarak verilmektedir. Benzer biçimde, Şekil 4(a) ve (d) arası aynı kavitasyon tipleri üzerindeki pürüzlülüğün etkisini göstermektedir. Pürüzlülük yüksekliği k ile micron (µm) olarak verilmektedir. Şekillerde çözünmüş gaz oranı ise (αD/αS) olarak tanımlanmış ve burada αD uygulanan statik basınçtaki çözünmüş gaz oranını ve αS ise 1 atmosfer basıncındaki doymuş suyun çözünmüş gaz oranını göstermektedir. Diğer taraftan aynı şekillerde kavitasyon sayısı, σi, bileşke yada bağıl hız, VR, a bağlı olarak aşagıdaki gibi tanımlanmıştır. 200 σi = Pst − Pv 1 ρVR2 2 (3) Burada VR = U 2 + (0.7 πND) 2 dır. Serbest akım türbülansının kavitasyon üzerindeki etkisi incelendiğinde Şekil 3(a)’da görüldüğü gibi kavitasyon sayısı ve serbest akım türbülans düzeyi arasında her iki çözünmüş gaz oranında kanat ucuna bağlanmayan girdap kavitasyonu için bir lineer eğilimin varlığından söz edilebilir. Türbülans düzeyi arttıkça kavitasyon sayısıda artmaktadır, şöyleki serbest akım türbülans düzeyindeki artış daha erken kavitasyonun oluşmasını sağlamaktadır. Şekil 3(c) ve (d)’de görüldüğü gibi, şerit kavitasyona doğru gidildikçe sonuçlar kanat ucuna bağlanmayan girdap kavitasyonu durumundaki aynı eğri karakterini göstermemektedir. Serbest akım türbülans düzeyi arttıkça kavitasyon sayısı kritik bir türbülans düzeyine kadar artmakta ondan sonra ise sabit kalmaktadır. Bu bulgular düşük düzeydeki çözünmüş gaz oranında gözlemlenmiştir. Kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyonunda ve şerit kavitasyonunda ki eğilimlerin arasındaki farklılık kavitasyonun karakteristiğinde önemli rol oynayan kabarcık gelişimine bağlanabilir. Şöyleki, kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyonu aşamasındaki kabarcık şerit kavitasyona doğru oluşan kabarcığın gelişme ve sönme aşamalarından farklı karakter göstermektedir. Bu yüzden kavitasyon süreci, kavitasyon kabarcığının her aşamasındaki farklı davranışı yüzünden her aşamada ayrı olarak araştırılmalıdır. Ayrıca şekiller çözünmüş gaz oranının kavitasyonun başlangıcı üzerindeki etkisini açık olarak göstermektedir. Gaz oranındaki artış her türbülans düzeyindeki kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyon sayısında önemli bir artışa yol açmaktadır. Ancak bu eğilim kavitasyon şerit tipine doğru geliştikçe değişmektedir ve bu da serbest akım türbülansı ve çözünmüş gaz oranının farklı kavitasyon tipleri üzerindeki birleşik etkisini de göstermektedir. 1 0.9 0.9 0.8 0.8 Kavitasyon sayisi Kavitasyon sayisi 1 0.7 0.7 0.6 0.6 0.5 0.5 0.4 0.4 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 3.2 3.4 3.6 3.8 4 4.2 4.4 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 3.2 4.6 Turbulans Duzeyi (%) 3.4 3.6 3.8 4 4.2 Turbulans Duzeyi (%) (a) (b) 201 4.4 4.6 1 0.9 0.8 0.8 Kavitasyon sayisi Kavitasyon sayisi 1 0.9 0.7 0.6 0.5 0.4 0.7 0.6 0.5 0.4 0.3 0.2 3.2 3.4 3.6 3.8 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 4 0.2 3.2 4.2 4.4 4.6 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 3.4 3.6 Turbulans Duzeyi (%) 3.8 4 4.2 4.4 4.6 Turbulans Duzeyi (%) (c) (d) Şekil 3. Kavitasyon sayısının değişik türbülans düzeylerine göre karşılaştırılması. Burada (a) kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyonu, (b) bir kanat ucuna bağlanan girdap kavitasyonu, (c) bütün kanatlara tamamen bağlanmış girdap kavitasyonu ve (d) ise şerit kavitasyonu göstermektedir. Diğer taraftan Şekil 4(a)’da görüldüğü gibi önder kenar pürüzlülüğü serbest akım türbülansının kanat uçlarına bağlanmamış girdap kavitasyon tipine gösterdiği etkinin aynısını göstermektedir. Pürüzlülük arttıkça kavitasyon sayısında da artış olmaktadır. Bu ise pürüzlülüğün serbest akım türbülansı gibi kavitasyonu aynı şekilde etkilediği sonucuna doğurabilir. Şekil 4(c) ve (d) göstermektedir ki, şerit kavitasyona doğru gidildikçe kavitasyon üzerinde serbest akım türbülansında görülen etkilerin aynısı pürüzlülük durumunda da gözlemlenmektedir. Kavitasyon sayısı kritik bir pürüzlülük yüksekliğine kadar artmakta ondan sonra ise sabit kalmaktadır. Aynı şekilde pürüzlülük deneyleride kabarcık gelişiminin bu tip kavitasyonlar için önemini kanıtlamaktadır. 0.8 0.8 0.5 Kavitasyon Sayisi 1 0.9 Kavitasyon Sayisi 1 0.9 0.4 0.4 0.7 0.7 0.6 0.6 0.5 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 0 25 50 75 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 100 k (micron) 0 25 50 75 k (micron) (a) (b) 202 100 1 0.9 0.8 0.8 Kavitasyon Sayisi Kavitasyon Sayisi 1 0.9 0.7 0.6 0.5 0.4 0.6 0.5 0.4 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 0.7 0 25 50 75 Cozunmus gaz orani=%20 Cozunmus gaz orani=%44 0.3 0.2 100 k (micron) 0 25 50 75 100 k (micron) (c) (d) Şekil 4. Kavitasyon sayısının değişik pürüzlülük yüksekliklerine göre karşılaştırılması. Burada (a) kanat uçlarına bağlanmayan girdap kavitasyonu, (b) bir kanat ucuna bağlanan girdap kavitasyonu, (c) bütün kanatlara tamamen bağlanmış girdap kavitasyonu ve (d) ise şerit kavitasyonu göstermektedir. Deneyler sırasında pervanenin sınır tabaka özellikleri ve nuclei (suyun içindeki kabarcık, boşluklar vb.) dağılımı ölçülmemesine rağmen serbest akım türbülansının sınır tabakanın gelişmesini etkilediği sonucuna varılabilir. Serbest akım türbülans düzeyi arttıkça sınır tabaka daha türbülanslı hale gelmektedir. Bu ise pervane üzerinde oluşan laminerden türbülansa geçiş bölgesinin pervanenin önder kenarına doğru hareket ettirilmesi ile ortaya çıkmaktadır. Ayrıca tel perdeler sadece türbülans üretmeyip aynı zamanda kavitasyonu etkileyen kabarcıkta üretmiştir. Sonuç olarak, çalkantı hızlarının kavitasyonun gelişimine etkisi daha erken kavitasyonun ortaya çıkmasında ya da kavitasyon başlangıcının geciktirilmesinde oldukça önemlidir. Deney sonuçları göstermiştirki iki faktör serbest akım türbülansı ve önder kenar pürüzlülüğü kavitasyonun başlangıcı üzerinde hemen hemen benzer etkileri yapmışlardır. Öte yandan pürüzlülüğün pervane yüzeyine uygulaması özel bir dikkat istemekte ve bazende istenmeyen erken kavitasyon görülebilmektedir. Bu nedenle uygun bir serbest akım türbülans yöntemi sınır tabakayı türbülanslı hale getirmek için pürüzlülük yerine kullanılabilir. Ayrıca burada sunulan sonuçlar yarı ampirik bir model ile tam ölçekli pervanedeki kavitasyonun tahmininde de kullanılabilir. Bununla ilgili Korkut [24] ve Korkut ve diğerleri [29]’ne bakılabilir. GÜRÜLTÜ DENEYLERİ Şekil 5(a) ve (d) arası atmosfer basıncında iki ilerleme katsayısında yapılan pervanenin gürültü ölçümlerini göstermektedir. Farklı filtre genişliklerinde elde edilen gürültü değerlerini karşılaştırabilmek için her 1/3 Octave bandında ölçülen değerler eşdeğer 1 Hz band genişliğine aşağıda verilen formül ile dönüştürülmüştür [6]. 203 SPL = SPL m − 10 log ∆f (4) Burada SPL 1 Hz band genişliğine dönüştürülen gürültü düzeyi, SPLm ölçülen gürültü düzeyi ve ∆f ise ölçüm yapılan filtre band genişliğidir. Her frekanstaki net pervane gürültüsü, SPLN, toplam gürültüden (pervane artı tünelin kendi gürültüsü) aynı koşullardaki tünelin kendi gürültüsünün çıkarılması ile hesaplanmıştır. Bunun için aşağıdaki logaritmik çıkarım formülü kullanılmıştır. [ SPL N = 10 log 10SPL T / 10 − 10SPL B / 10 ] (5) Burada SPLT toplam gürültüyü SPLB ise tünelin kendi gürültüsünü göstermektedir. Şekillerde logaritmik ölçekli x ekseni ölçüm yapılan frekansları Hz olarak, lineer ölçekli y eksenide net gürültü düzeylerini dB olarak göstermektedir. Net gürültü düzeylerinin hesaplanmasında su için standard basınç olan 1 µPa referans alınmış ve sonuçlar 1 Hz band genişliğine çevrilmiştir. Ayrıca serbest akım türbülans düzeyleri TI(%) olarak gösterilmektedir. Belirtilmesi gerekirki şekillerde bazı bölümlerde eğrilerde süreksizlik vardır. Bunun nedeni buralarda tünelin kendi gürültüsü toplam (pervane+tünelin kendisi) gürültüsün’den fazladır. Bu ise denklem (5)’ten de görülebileceği gibi eksi logaritmik değerlere yol açmıştır. Bunun sonucu bu frekans değerlerinde eğriler boş bırakılmıştır. Şekillerden görülebileceği gibi, gürültü sinyalleri 50 Hz ile 1000 Hz arasındaki düşük frekans aralığında türbülansın gürültü üzerindeki etkisi hakkında herhangi bir eğilim göstermemektedir. Düşük frekans bölgesi özellikle pervanenin blade rate frekansı (BRF) ve harmoniklerinin etkisi altındadır (BRF=139 N=27.77 rps te ve BRF=208 N=41.66 rps te). Diğer taraftan Clarke [28] kavitasyon tünelinin kendi gürültüsü ile ilgili olan titreşim incelemesinde dinamometre ve impellerin yarattığı yapısal titreşim frekanslarının da bu frekans aralığında olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla düşük frekans aralığında serbest akım türbülansının pervanenin gürültüsü üzerindeki etkisi hakkında bir sonuca varmak olanaksız görünmektedir. Buna rağmen yüksek frekans bölgesinde (1000 Hz’den sonrası) serbest akım türbülansının bir etkisinden söz etmek olasıdır. Serbest akım türbülans düzeyi arttıkça net pervane gürültü düzeyinde de bir artıştan söz edilebilir. Sonuçları burada sunulmamıştır fakat pürüzlülük ile yapılan ölçümlerde ise tamamıyla serbest akım türbülans ölçümlerine zıt özellikler bulunmuştur. Şöyleki pervane yüzey pürüzlülüğü arttıkça pervane gürültüsünde az miktarda da olsa azalmalar olmuştur. Ayrıca çözünmüş gaz oranının etkisi pürüzlülüğün etkisine benzer olarak saptanmıştır. Bu ise yüksek çözünmüş gaz oranının kabarcığın sönüm aşamasına denk gelen yüksek frekans bölgesinde gürültü üzerinde bir tampon etkisi yapmasından kaynaklanmıştır (bknz [1] ve [30]). 204 Net Pervane Gurultu Duzeyi (dB; re 1µPa, 1Hz) 180.00 TI(%)=3.273 170.00 TI(%)=3.752 160.00 TI(%)=3.958 150.00 TI(%)=4.466 140.00 130.00 120.00 110.00 100.00 90.00 80.00 70.00 60.00 50.00 100.00 1000.00 10000.00 100000.00 Frekans (Hz) (a) Net Pervane Gurultu Duzeyi (dB; re 1µPa, 1Hz) 180.00 TI(%)=3.273 170.00 TI(%)=3.752 160.00 TI(%)=3.958 150.00 TI(%)=4.466 140.00 130.00 120.00 110.00 100.00 90.00 80.00 70.00 60.00 50.00 100.00 1000.00 10000.00 100000.00 Frekans (Hz) (b) Net Pervane Gurultu Duzeyi (dB; re 1µPa, 1Hz) 180.00 TI(%)=3.273 170.00 TI(%)=3.752 160.00 TI(%)=3.958 150.00 TI(%)=4.466 140.00 130.00 120.00 110.00 100.00 90.00 80.00 70.00 60.00 50.00 100.00 1000.00 Frekans (Hz) (c) 205 10000.00 100000.00 Net Pervane Gurultu Duzeyi (dB; re 1µPa, 1Hz) 180.00 TI(%)=3.273 170.00 TI(%)=3.752 160.00 TI(%)=3.958 150.00 TI(%)=4.466 140.00 130.00 120.00 110.00 100.00 90.00 80.00 70.00 60.00 50.00 100.00 1000.00 10000.00 100000.00 Frekans (Hz) (d) Şekil 5. Serbest akım türbülansın atmosfer basıncındaki (σu=14) net pervane gürültüsü üzerindeki etkisi. Burada (a) αD/αS=%20 ve J=0.6 (b) αD/αS=%20 ve J=0.4, (c) αD/αS=%44 ve J=0.6, (d) αD/αS=%20 ve J=0.4 göstermektedir. SONUÇLAR Pervanelerdeki kavitasyonun başlangıcı ve gürültü üzerindeki ölçek etkilerini araştırmak için değişen serbest akım türbülans ve pürüzlülük düzeylerinde ve farklı çözünmüş gaz oranlarında Meridian tip bir pervane ile kavitasyon başlangıcı ve gürültü ölçümleri yerine getirilmiştir. Deneylerden aşağıdaki sonuçları çıkarmak olasıdır. • • • • Serbest akım türbülansının, ölçek etkisi olayına katkısı bulunan en önemli etkenlerden birisi olduğu doğrulanmıştır. Kavitasyon başlangıcı deneylerinin analizine göre serbest akım türbülansı ve önder kenar pürüzlülüğünün kavitasyonun başlangıcını etkileme eğlimleri arasında benzerlikler vardır. Bir önceki sonuç önder kenara pürüzlülük uygulamak yerine uygun bir serbest akım türbülans tekniği kullanarak model pervane deneylerindeki ölçek etkisini azaltmada kullanılabileceğeni göstermektedir. Serbest akım türbülansının pervane gürültüsü üzerinde pürüzlülüğün tersi bir etkisi vardır, fakat türbülansın etkisini daha ayrıntılı bir çalışma ile genişletmekte yarar vardır. TEŞEKKÜR Bu çalışma birinci yazarın İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından desteklenen Doktora çalışmasına dayanmaktadır. Yazarlar Emerson Kavitasyon Tünelinin 206 teknisyeni Mr. Ian Paterson’a da deneyler sırasındaki yardımından dolayı teşekkürü bir borç bilir. KAYNAKLAR [1] ITTC, Cavitation Committee Report, 18th International Towing Tank Conference, Kobe, Japan, 1987. [2] Arndt, R.E.A. ve George, W.K., Pressure Fields and Cavitation in Turbulent Shear Flows, 12th Symposium on Naval Hydrodynamics, Washington D.C, USA, pp.327-339, 1979. [3] Huang, T.T, The Effects of Turbulence Stimulators on Cavitation Inception of Axisymmetric Headforms, Transactions of the ASME, Journal of Fluids Engineering, Vol.108, pp.261-268, 1986. [4] Keller, A.P., Cavitation Inception Measurement and Flow Visualisation on Axisymmetric Bodies at Two Different Free Stream Turbulence Levels and Test Procedure, ASME, International Symposium on Cavitation Inception, New York, USA, pp.63-74, 1979. [5] Gates, E.M. ve Acosta, A.J., Some Effects of Several Free-stream Factors on Cavitation Inception of Axisymmetric Bodies, 12th Symposium on Naval Hydrodynamics, Washington D.C., USA, pp.86-112, 1979. [6] Odabasi, A.Y., Cavitation Inception and Prediction of Broad-Band Noise Levels, Report No:W1607, British Maritime Technology Limited, UK, 1987. [7] Odabasi, A.Y., Turbulence Effects in Cavitation Inception and Propeller Noise, PROPCAV'95, Newcastle upon Tyne, UK, pp.45-58, 1995. [8] Keller, A.P., Cavitation Inception-New Scaling Laws, Developed by Consideration of a Parameter of Influence Generally Blurring Experimental Results, International Conference on Cavitation, London, UK, pp.171-181, 1992. [9] Pan, S.S., Yang, Z.-M. ve Hsu, P.S., Cavitation Inception Tests on Axisymmetric Headforms, Transactions of the ASME, Journal of Fluids Engineering, Vol.103, pp.268-272, 1981. [10] Billet, M.L. ve Holl, J.W., Scale Effects on Various Type of Limited Cavitation, ASME, International Symposium on Cavitation Inception, New York, USA, pp.11-23, 1979. [11] Holl, J.W., The Inception of Cavitation on Isolated Surface Irregularities, Transactions of the ASME, Journal of Basic Engineering, pp.169-183, 1960. [12] Kuiper, G., Cavitation Inception on Ship Propeller Models, Ph.D. Thesis, University of Delft, Netherlands, 1981. [13] Shen, Y.T., Wing Sections on Hydrofoils, Part 3- Experimental Verifications, Journal of Ship Research, Vol.29, pp.39-50, 1985. [14] Kim, K.-S., Kim, K.-Y., Ahn, J.-W. ve Lee, J.-T., Effects of Reynolds Number and Leading Edge Roughness on the Cavitation Performances of a Model Propeller, International Conference on Problems of Marine Propulsion, HYDRONAV'95, Gdansk, Poland, pp.89-102, 1995. [15] Pichon, T., Pauchet, A., Astolfi, A., Fruman, D.H. ve Billard, J-Y., Effect of Tripping Laminar-to-Turbulent Boundary Layer Transition on Tip Vortex Cavitation, Journal of Ship Research, pp.1-9, 1997. 207 [16] Holl, J.W. ve Billet, M.L., Limited Cavitation on Isolated Surface Irregularities Unsolved Problems, International Symposium on Cavitation, Sendai, Korea, 1986. [17] Holl, J.W., Nuclei and Cavitation, Transactions of the ASME, Journal of Basic Engineering, pp.681-688, 1970. [18] Rood, E.P., Review-Mechanisms of Cavitation Inception, Transactions of the ASME, Journal of Fluids Engineering, Vol.113, pp.163-174, 1991. [19] Holl, J.W., An Effect of Air Content on the Occurrence of Cavitation, Transactions of the ASME, Journal of Basic Engineering, pp.941-946, 1960. [20] Arndt, R.E.A. ve Keller, A.P., Water Quality Effects on Cavitation Inception in a Trailing Vortex, ASME, Cavitation'91, Portland, USA, pp.1-9, 1991. [21] Fruman, D.H., The Action Concertee Cavitation the Research Program and Accomplishments, International Symposium on Cavitation CAV'95, Deauville, France, pp.211-217, 1995. [22] Baur, T., Kongeter, J. ve Leucker, R., Effects of Dissolved Gas on Cavitation Inception in Free Surface Flows, 3rd International Symposium on Cavitation, Cavitation'98, Grenoble, France, pp.155-159, 1998. [23] Tanibayashi, H., Ogura, K. ve Matsuura, Y., On the Cavitation Occurring at the Bottom of an Accelerated Circular Cylinder, 3rd International Symposium on Cavitation, Cavitation'98, Grenoble, France, pp.161-166, 1998. [24] Korkut, E., An Investigation into the Scale Effects on Cavitation Inception and Noise in Marine Propellers, Ph.D. Thesis, University of Newcastle upon Tyne, UK, 1999. [25] Korkut, E., Atlar, M. ve Odabasi, A.Y., Effects of Free-Stream Turbulence on Cavitation Inception of Marine Propellers, ASME Fluids Engineering Division Summer Meeting: Cavitation and Multiphase Flow Forum, Paper No: FEDSM985056, Washington D.C., USA, 1998. [26] Atlar, M. ve Korkut, E., Emerson Cavitation Tunnel Inflow Characteristics Based on 2-D Laser Doppler Anemometry Analysis, Department of Marine Technology Report, University of Newcastle upon Tyne, Report No: MT-1997-001, 1997. [27] Wang, D., The Development and Validation of Propeller Design Incorporating New Approaches to the Blade Section Design, Ph.D. Thesis, University of Newcastle upon Tyne, UK, 1995. [28] Clarke, M.A., Noise Project, Newcastle University, Report of Stone Vickers Ltd Technical Department, Report No: H93, UK, 1987. [29] Korkut, E., Atlar, M. ve Odabasi, A.Y., On the Viscous Scale Effects in Cavitation Inception of Marine Propellers, 3rd ASME/JSME Joint Fluids Engineering Conference: Symposium on Cavitation Inception, Paper No: FEDSM99-7297, San Francisco, California, USA, 1999. [30] Ross, D, Mechanics of Underwater Noise, Pergamon Press, New York, USA, 1976. 208
Benzer belgeler
Pompalarda Kavitasyon ve Öngörme Yöntemleri
performansına etkisini en aza indirmek çok büyük önem kazanmaktadır. Bu ise
kavitasyonun ne zaman ortaya çıkabileceğini önceden tahmin etmek için hassas bir
yöntemin gerekli olduğunu göstermektedir...