Nefis Muhasebesi
Transkript
Nefis Muhasebesi ِِﺏِﺱْﻡِ اﻠﻠﻪِ اﻠﺮَّﺡْﻣﻦِ اﻠﺮَّﺡِﻳﻢ ﻭَﺃَﻡَّﺍ ﻡَﻥْ ﺥَاﻒَ ﻡَﻕَاﻢَ ﺭَﺏِّﻩِ ﻭَﻥَﻩَﻯ اﻠﻦَّﻑْﺱَ ﻉَﻥِ اﻞْﻩَﻭَﻯ ﻑَﺇِﻥَّ اﻞْﺝَﻥَّﺓَ ﻩِﻱَ اﻞْﻡَﺃْﻭَﻯ (N aziat, 40-41) NEFİS MUHASEBESİ Muhterem Müslümanlar ! Yüce Allah, imtihan dünyasına gönderdiği insanı, hem hayrı, hem de şerri işlemeye kabiliyetli olarak yaratmıştır. Bununla birlikte Cenab-ı Hak, peygamberler ve kitaplar göndermek suretiyle doğru ve yanlışı açıkça beyan ederek; helal ve haram ölçülerini koymuştur. Helal ve güzel olanı yapmanın iyi olacağını bildirerek, insanı daima hayra teşvik etmiştir. Sonra da imtihana tabi tutmak üzere, akıl ve irade verdiği insanı, hayır veya şer yolunu tercih etmekte serbest bırakmıştır. Ne var ki; çoğu zaman insanın nefsi, şeytanın da saptırmasıyla helal ve meşru olanlardan ziyade haramlara heves eder. Haramlar ve yasaklar ona daha cazip ve güzel gelir. Nefis, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara meylederek; kişiyi doğruluk, hak ve faziletten saptırır. Öte yandan ibadet ve hayırların zorluk ve meşakkatlerine de katlanmak istemez. 1/3 Nefis Muhasebesi Aziz Mü’minler ! İnsanoğlu, ölüm anı gelinceye kadar, nefsinin aşırı ve çirkin istekleriyle mücadele etmek ve islamın emirlerini yapmakla görevlidir. Bu hal müminin en önemli vasıflarından biridir. Fakat bunu gerçekleştirmek o kadar da kolay değildir. Her şeyden önce, sürekli ve bilinçli bir nefis muhasebesine ihtiyaç vardır. Bu anlamda nefis muhasebesi; kişinin kendi ile yüzleşmesi, kendisini kontrol etmesi ve hesaba çekmesidir. Böylece kötü arzularının etkisinden kurtulup, nefsinin isteklerine sadece gerektiği kadar karşılık vermesi ve yüce yaratıcısına gerçek anlamda kul olması demektir. Rabbimiz, Kur’an-ı Kerimde kendilerini hesaba çekip, gönüllerini günahlardan arındıran ve takva yolunu tercih ederek nefislerini terbiye eden kullarına şu müjdeyi vermektedir: “Kim de Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.”(1) Muhterem Müminler ! Nefis muhasebesi yapmak, aynı zamanda akıl ve irade sahibi olmanın bir gereğidir. İnsanların Allah’a kulluk görevini hakkıyla yerine getirebilmesi, dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşabilmesi için bu zorunludur. Nitekim K. Kerimde: “Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder.”(2) buyrulmaktadır. Nefis, sorgusuzca kendisine tabi olan sahiplerine, hem sürekli yanlışlıklar yaptırır, hem de bu yaptıklarından ahirette kurtulabileceğine dair ümitler verir. Bu durumda olan aciz kişi, hem dünyada Allah’a isyan etmek, hem de ahirette cennete girmek gibi bir şeyin olamayacağını anlamak istemez. Yanlış yolda olduğunun farkında olmasına rağmen, ‘kalbinin temiz olduğunu ve Allah’ın kendisine merhametle muamele edeceğini’ umar. Sevgili peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz kişi ise, nefsinin arzularına tabi olan ve Allah’tan (olmayacak şeyler) temenni edip duran kimsedir.”(3) O halde Değerli Mü’minler ! Yeni bir miladi yıla girmek üzere olduğumuz bu günlerde, ömür sermayemizden koca bir yılı nasıl tükettiğimizin etraflı bir muhasebesini yapalım. Her an yüce Allah’ın, gözetiminde olduğumuz bilinciyle, geçmiş hata ve günahlarımızı hatırlayıp, bunların hesabını nasıl vereceğimizi düşünelim. İlk bakışta yeni bir yıla girişin kutlamaları gibi gözüken, fakat 2/3 Nefis Muhasebesi toplumumuzda hiç bir kültürel temeli olmayan “eğlence” adı altındaki pek çok aşırılık ve çılgınlıklara ilgi göstererek, nefislerimize yenik düşmeyelim. Bunun yerine kendi kültürel mirasımızdan, dini anlayış ve heyecanımızdan kaynaklanan değerleri ve gelenekleri yaşatalım. Hutbemi Kehf suresi, 28. ayetin mealiyle bitirmek istiyorum: “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının ziynetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.” Hazırlayan : Ö. Faruk SÖYLEV Ünvanı : Mudanya İlçe Vaizi (1) Naziat, 40-41. (2) Yusuf, 53. (3) İbn Mâce, Zühd, 31 (II, 1423,1424) 3/3
Benzer belgeler
tövbe ve istiğfar
pişman olmak ve bir daha işlememek üzer günahtan
tamamen vaz geçmektir. Ve yine unutulmamalıdır
ki, dinimiz tövbe ve istiğfarı, Allah ile kul arasında
gerçekleşen bir olay olarak görür. Müslüman tö...
20/12/2013
َ ﺠﺔُ اﻟ َْﻤ ْﺒـ ُﺮ ْﺤ
َ ورةُ ﻟَْﻴ
ﻔ َﺎرةٌ ﻟِ َﻤﺎ ﺑَـ ْﻴـﻨَـ ُﻬ َﻤﺎ »إِﻟَﻰ اﻟْﻌُ ْﻤ َﺮةِ َﻛ
UMRE İBADETİ
Değerli kardeşlerim!
Allah’a ve gönderdiği dine inanan insanın,
yaratıcısına kar...
30.05.2014 - sinsi illet sigara
ve çevrenizdekilere ciddi zararlar verir” gibi uyarı
yazılarının yazılması bunun zararının herkes tarafından
bilinmesi içindir.
Kardeşlerim!
Sigaranın hem içene hem de çevresinde bulunan
kimselere ...
11.04.2014 tarihli Nisan ayı Hutbesi
sünnetle mümkündür. Yine itikadi konuların ayrıntıları
ile Kur'an'da esasları verildiği halde ayrıntıları
zikredilmeyen birçok ahlakî prensip de sünnete
dayanır. Bütün bunlar gösterir ki, sünnet ol...