Türkiye`de stratejik planlama yapılıyor mu?
Transkript
Türkiye`de stratejik planlama yapılıyor mu?
Türkiye’de Stratejik Planlama Yapiliyor mu? Her ne kadar ilk orta ve lise yillari tarih derslerinde ülkelerin birbirlerine karsi güttükleri stratejileri analiz eden tarih kitaplariyla büyümüs olsak da günlük hayatimizda birçok yerde de kullaniyoruz artik “strateji” sözcügünü: Futbol programlarinda, Formula-1 yorumlarinda, is dünyasina yönelik yazilan kitaplarda, vs. Strateji sözcügü Yunanca “strategos” sözcügünden geliyor. Yunanca manasi “general” demek. Yani sanirim bu sözcügün o zamanki kökenlerinde bile askeri alanin etkisini gözlemlemek mümkün. Bu sözcükten türetilen “stratego” sözcügünün manasi ise “düsmani kaynaklarin etkin kullanimi ile yok etmek için yapilan plan” olarak geçiyor. Yani insanoglu daha sonralari özellikle is dünyasinda popüler olacak bu konudaki ilk uygulamalari savas alaninda gelistirmis ilk önceleri. Alfred Chandler tarafindan 1962’de yapilan tanim akademik çevrelerde genelde kabul görmüstür. Chandler ABD’nin 20.yy baslarindaki dört büyük firmasi olan DuPont,Standard Oil of New Jersey, General Motors ve Sears firmalarindaki analizleri sonrasinda yaptigi bu tanimda stratejiyi “firmanin uzun dönem hedeflerindeki karar verici ve bu hedeflere ulasilmasinda hareket tarzi ve kaynaklarin kullanilmasindaki adaptasyon” olarak tanimliyor. Bu kadar tanimdan sonra sanirim aklimizagelen soru klasik anlamda bir sirket stratejisi nasil hazirlanir oluyor. Bunun için dört konuda çalisma yapmak gerekiyor. Ilk önce firmanin çevresi ile olan etkilesimine bakiliyor genelde. Çevreden gelebilecek negatif(tehdit) ve pozitif(imkanlar) etkilesmeler analiz ediliyor. Ikinci olarak firmanin ana hedefleri belirleniyor. En üst seviye hedef genelde “misyon” olarak adlandiriliyor ki bu hedef genelde firmann varlik sebebini açiliyor. Üçüncü olarak firmanin yönetimi bir durum analizi yapiyorlar. Bu analize SWOT(strengths, weakness,opportunitiesand threats) analizi deniyor. SWOT analizinde firmanin güçlü ve zayif yanlari belirleniyor, gelecege yönelik karsilasabilecegi tehdit ve imkanlari degerlendiriliyor. Son olarak da firma içinde bulundugu ortamda belirledigi hedeflere ulasmak için elinde bulunan kaynaklari nasil kullanacagini planliyor. Bu noktada daha detaya inilerek yapilacak harekat planlari vs. hazirlaniyor. Bu çalismalari genelde firmanin en üst yöneticisi yada yineticilerinin yapmasi gerekiyor; ama ileride uygulama asamasinda yanlis anlama yada tepki gösterme sebebiyle ortaya çikabilecek aksakliklari engellemek için degerekli tedirlerin alinmasi öneriliyor. Genelde stratejistlerin önerisi harekete geçmeden önce mutlaka bu tip bir strateji çalismasinin yapilmasi ve planin hazirlanmasi. Yani yazip çizmeden yola çikilmamasi. Organizasyon Teorisinin önemli isimlerinden olan Henry Mintzberg ise sanirm Türk mütesebbislerinin de ilgisini çekecek oldukça farkli bir yaklasim getiriyor “stratejik planlama” konusuna. Mintzberg stratejiyi “zaman içerisinde hareketler zincirideki motif” olarak tanimliyor. Burada Mintzberg yapilan hareketlere dikkat çekiyor. Bu yaklasima göre bir firmanin yukarida bahsettigimiz anlamda bir stratejik plani olmasa dahi bir stratejisi olabilecegini söylüyor. Istenilen tek sey firmanin zaman içerisinde yaptigi hareketlerin anlamli bir motife uyup uymadigi. Firmanin zaman harcayip bir misyon belirlemesi ve bunu dünya aleme duyurmasina gerek olamadan da bir misyona dogru anlamli bir motifle gidebilecegini ve bunun daha önce yazili bir hale gelmeden de yapilabilecegini söylüyor. Aslinda bu noktada sanirim hepimizin aklina yazili bir stratejik plani olmayan çok sayidaki sirketlerimiz gelmistir diye düsünüyorum. Ögrenciyken bu sirketlere stajyer olarak gittigimizde genelde hiç bir yazili stratejik plan olmadigini ama sirketinde batmadan hatta zaman zaman gayet iyi bir sekilde karli olarak yoluna devam ettigini gözlemlemisizdir. Su günlerde de Türkiye’deki is yapan firmalarimiza baksak eminim ki bunlardan çok azinin yazili bir stratejik plani oldugunu görebilirz. Firma sahibi yada sahipleri hep böyle bir plan yapmak isterler ama bir türlü zaman ve kaynak ayiramazlar bu isi yapmaya. Tabii “stratejik planla ma” dersi almis bir ögrenciyseniz de bu sirketler bu plansizlikla ertesi gün batacakmis gibi gelir sizlere, oysa iste burada Mintzberg’in yaklasimi yetisiyor Türk girisimcilerinin yardimina.. Tabii bir de bir çok zaman ve kaynagini strateji plani hazirlamaya ayirip sonra bunu uygulamayan yada uyguluyormus gibi yapan firmalar var. Bu durum sanirim basa gelebileceklerin en kötüsü. Bunun arkasinda modaya uymaktan tutunda asil hedefe gidecek hareketleri yapmaktan sorumlu orta yönetimin planlama sürecine yeterince dahil edilmemesi gibi bir çok sebep olabilir. Ama sonuçta böyle durumlar basa gelebilecek en tehlikeli durumlar, çünki firmanin sahipleri yazili, güzelce hazirlanmis bir hedefe gittiklerini saniyorlar ama aslinda firtinali denizde dalgalarla bogusuyorlar,durumun aslinda planladiklari gibi gitmedigini anlamalari ne kadar geç olursa da sirket o kadar kötü bir duruma gidebiliyor. O sebeple sanirim belirlenen stratejik planin uygulanip uygulanilmadigini izleme konusunda üst yönetimin çok uyanik olmasi gerekiyor. Bu analizimizde de görüldügü gibi aslinda is dünyasinda da stratejik anlamda öyle kesin beyaz ve siyah alanlar yok. O da yasamin bir parçasi olarak genelde gri alanlarda geçiyor. Melih Bulu CAT [email protected]
Benzer belgeler
Sektöriçi iletişim ve elektronik haberleşme listeleri
Sekt öriçi Iletisim ve Elektronik Haberlesme Listeleri
Genelde hepimiz degisik sektörlerde degisik pozisyonlarda çalisiyoruz. Kimimiz finans,
kimimiz tekstil, kimimiz bilisim, vs. sektörlerinde çal...