Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
Transkript
Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:01 SAYI:1 / OCAK 2009 Geleceğin yıldızları 2008’in yıldızlarını seçti REKTÖR PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK: * “Aklın ve bilimin egemen olduğu aydın kuşaklar yetiştirmek en önemli görevimizdir” REKTÖR PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK [ [ rektör’den Merhaba, Yeni başlangıçlar umut, sevgi, özlem ve heyecanı beraberin- de getirir. Hayatın özlenen gülen yüzü de bu duyguların karışımından ibaret değil midir? Yıldızlar Yaşam Kültürü Dergisi, üniversitemizin umudunu taşımak, sevgisini paylaşmak, özlemini gidermek ve heyecanına ortak olmak için yayın yolculuğuna başlıyor. Üniversitemiz, 100 yıllık geçmişi ile evrensel değerlere bağlılığı, uluslararası standartlarda bilgi üretimi, gelişime ve değişime ayak uydurması, özgün araştırma ortamı, kaliteli eğitimi ve dinamik kadrosu ile hedeflerine koşarak yeni bir yüzyıla hazırlanıyor. Dergimiz aracılığıyla, asırlık çınarımız Yıldız Teknik Üniversitesi’nin son derece geniş yelpazedeki bilimsel, sosyal ve kültürel etkinliklerini, yeniliklerini ve Yıldız Ailesinden haberleri kurum içi ve dışı paydaşlarımıza duyurabilecek olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşamaktayım. Dergimizin kuruluş aşamasında, üniversitemizin sahip olduğu ciddi bir misyon ve bunun gerektirdiği bir vizyonla hedefler belirlenmiş ve bu hedeflere ulaşmada gerekli girişimler ve çalışmalar başlatılmıştır. Yıldızlar Dergisi fikri, üniversitemizdeki gelişmelerden haberdar olmak; seminer, konferans ve kongre gibi etkinlikleri takip etmek; öğretim elemanlarımızın çalışmalarını duyurmak; öğrencilerimizin haberlerini paylaşmak ve üniversitemizin tanıtımını yapmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Kurumlarda devamlılığın ve kalıcılığın esas olduğu bilinciyle, yeni doğan dergimiz her sayısında kendisini geliştirerek ve çeşitlendirerek sizlere hizmet etmeye devam edecektir. Dergimizin hazırlanmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım. Üniversitemizin tüm birimlerine hitap edecek ve sizlerle işbirliği içerisinde çalışacak olan dergimizi kendi bülteniniz olarak benimseyiniz ve desteğinizi esirgemeyiniz. Amacımız Yıldızımızı yurtiçi ve yurtdışında fark edilecek büyüklük ve parlaklığa kavuşturmaktır. Yeni sayımızda buluşmak üzere, sağlık ve esenlik dolu günler dilerim. OCAK / 09 Yıldızlar 1 62 yildizlar OCAK 2009 64 içindekiler Ocak 2009 Yıl 1 Sayı 1 [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi Adına İmtiyaz Sahibi Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek Genel Yayın Koordinatörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Öğr. Gör. Hakan Karataş Yayın Yönetmeni YTÜ Halkla İlişkiler Koordinatörlüğü Mine Ulutaş 1 REKTÖR’DEN Prof. Dr. İsmail Yüksek 4 SPOT 9 EDİTÖR’DEN Öğr. Gör. Hakan Karataş 10 RÖPORTAJ REKTÖR PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK: Çağdaş bir dünya üniversitesi olmayı amaçladık 14 ETKİNLİK YTÜ Öğrencileri 2008’in 18 yıldızlarını seçti 32 34 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ 34 Barış için ARAŞTIRMA TEZİ Yıldız Sarayı ve 40 Yıldız Teknik Üniversitesi GÜNCEL İnşaat Fakültesi 43 56 10 ETKİNLİK 58 RÖPORTAJ Sinan Albayrak: İş dışında ETKİNLİK Senede bir gün de olsa 46 Üniversitenin dünyaya açılan kapısı AB ofisi 68 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ 69 öğrenci olmak Beyin Göçü AÇILIŞ YTÜ Kız Yurdu açıldı YTÜ 2008-2009 Akademik yilina coşku içerisinde başladi TKİNLİK YTÜ Savunma Sanayii E Günleri 2009 TKİNLİK Öğretim elemanlarının 2008 E yılı akademik çalışmaları ödüllendirildi KARİYER YTÜ İnsan Kaynaklarını YTÜ Teknopark Türkiye’nin en gözde Teknoloji Geliştirme Merkezi olacak 24 26 30 SEMPOZYUM Haberleşme Teknolojileri ve Uygulamaları Sempozyumu (Habtekus) 2008 YTÜ’de 2 Yıldızlar OCAK / 09 48 52 Geliştirme Merkezi iş dünyası ile birliktelik sağlıyor 54 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ Yıldız İşletme Kulübü 10. yılını kutluyor Görsel Yönetmen Canan Baş İllüstratör Feyza Eryüksel Ajansfa İletişim Bilgileri: Gülbahar Mh. Esentepe Cd. No.6/6 (Bozkır İşhanı) Mecidiyeköy/İSTANBUL Tel: 0 212 272 61 06 Faks: 0 212 272 61 07 www.ajansfa.com [email protected] 62 66 8 Yazı İşleri Nazan Nalbantoğlu [email protected] Dünya Gençliği Türkiye’nin yıldızında buluşuyor 44 Editör Özlem Şahin Ekinci Reklam Müdürü Melike Emek Bircan KONGRE kendimi işimden koruyorum ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ İstanbul’da 18 2008 Yılının başarılı öğrencileri ödüllerini aldı Bir yıldız kaydı öğretmenlerimizi hatırlayalım YAPIM / YAYIN YÖNETİMİ 14 Baskı: C&B Basımevi 2. Mat. Sit. No:ZA16 Topkapı/İSTANBUL Tel: 0 212 612 65 22 Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir. 70 SANAT GÜNDEMİ 71 KİTAPLIK 72 DVD Üç Maymun OCAK / 09 Yıldızlar 3 SPOT HABERLER ETKİNLİKLER OLAYLAR “The Bad Plus” joined by Wendy Lewis İstanbul’da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Lütfü Kırdar’da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 12 Mart Perşembe günü saat 20.00’de Lütfi Kırdar Konser Salonunda müzikseverlerle buluşacak. 1993 yılında kurulan Borusan Oda Orkestrası’nın 1999 yılında Gürer Aykal yönetiminde senfonik bir orkestraya dönüştürülmesi ile Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası oluştu. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, her yıl aralık ayında düzenlenen “Yeni Yılı Karşılama Konserleri” geleneğini de sürdürüyor. Orkestranın bu konserleri yurt ve dünya çapında sanatçıların katılımıyla, İstanbul’a kalite ve ses getiren etkinlikler olarak anılıyor. The Bad Plus Joined by Wendy Lewis, 29 Şubat Perşembe saat 20.00’de İş Sanat Kültür Merkezi’nde sevenlerini ağırlayacak. İlk albümleri “There Are The Vistas” ile bir caz piyano üçlüsünden çok rock ‘n roll sound’una yaklaşan, Stravinksi’den Ornette Coleman’a uzanan etkiler taşıyan The Bad Plus, müzik dünyasının en ileri görüşlü ve sıra dışı topluluklarından biri olarak şaşkınlık, hayranlık ve merak uyandırmıştı. İster bir caz kulübü, ister rock festivali, ister konser salonu olsun, dünyayı ayağa kaldıran bu caz piyano üçlüsü, size beklediğiniz veya beklemediğiniz her şeyi sunuyor. Hepsi Amerika’nın orta batısından gelen basçı Reid Anderson, piyanist Ethan Iverson ve davulcu David King’den oluşan The Bad Blus, kimyalarının uyumuyla cazın sınırlarına meydan okuyor ve onu bambaşka kulvarlara taşıyor. Deneyimli İngiliz prodüktör Tony Platt’le yaptıkları 2007 tarihli albümleri “Prog”da Tears for Fears, Burt Bacharach ve David Bowie şarkılarına alternatif yorumlar getiren topluluk; cazın kurallarını gözetmekle beraber, onları paramparça edip ortaya yepyeni ve taze bir sound çıkarmayı da başarıyor. II 4 Yıldızlar OCAK / 09 Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 9 Şubat 2006 tarihinde verdiği “Özel Konser”le hem Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi, hem de önümüzdeki yıllarda da devam edecek bir geleneği başlattı. Bundan böyle, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın “Özel Konser”lerinde, orkestrayı iş dünyasından bağışta bulunacak bir isim yönetecek. Verilen bağış, klasik müzik alanında yetenekli bir gencin yurt dışında eğitim görmesini sağlayacak. Özel konserlerin ilkinde, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Georges Bizet’in Carmen Uvertürü’nü Ahmet Kocabıyık yönetiminde seslendirdi. 28 Eylül 2007’de gerçekleştirilen ikinci Özel Konser’de, A.Vivaldi’nin Dört Mevsim’inden Sonbahar ve Kış bölümlerini icra eden Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı, ünlü işadamı Rahmi Koç yönetti. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Sanat Yönetmenliği ve Sürekli Şefliğine atanan Sascha Goetzel ile sanatta uluslararası standarttan ödün vermeden, çoksesli müziğin en seçkin örneklerini ve virtüözlerini müzikseverlerle buluşturmaya devam edecek. II OCAK / 09 Yıldızlar 5 SPOT HABERLER ETKİNLİKLER OLAYLAR Uluslararası Yaşlılara Yönelik Öğrenci Tasarım Yarışması İngiliz Kraliyet Mimarlık Enstitüsü RIBA, DWA “Minyatür Odalar” İstanbul’da Rahmi M. Koç Müzesi, dünyada eşine ender rastlanan minyatür sanatını Türkiye’deki sanatseverlerle ilk kez buluşturdu. Minyatür sanatının günümüzdeki tek aktif temsilcisi Henry Kupjack’ın minik ama her detayı kusursuz olan ‘Minyatür Oda’larında heyecanlı bir yolcuğa çıkmaya hazır mısınız? Büyük bir yeteneğin küçük düşündüğünde neler yapabildiğine tanıklık etmeniz için 20 adet ‘Minyatür Oda’ 15 Mart’a kadar Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergileniyor. Her zaman daha iyisini yapma hedefi ile hareket eden ve şimdiye kadar hep ilklere imza atmış, dünyanın her yerinden orijinal ve çarpıcı tasarım örneklerini sunmuş Rahmi M. Koç Müzesi, minyatür sanatının en güzel örneklerine ev sahipliği yaparak ‘Hayallere Sığmayan Minyatür Odalar’ Sergisi’ni ziyaretçilerinin beğenisine sunuyor. Amerikalı Sanatçı Henry Kupjack’in, eşi benzerine zor rastlanan gerçeklikteki kusursuz ve büyüleyici ‘Minyatür Oda’ları, ZEN Diamond ana sponsorluğunda ve Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı THY’nin desteği ile Türkiye’ye getirildi. Henry Kupjack’ın yıllardır minik, büyüleyici ve her bir detayı titizlikle aslına uygun bir şekilde ele aldığı ‘Minyatür Oda’ları; dünya tarihinde iz bırakmış dönemlerin yaşam tarzını, mimari özelliklerini ve en önemlisi ruhunu yansıtıyor. Sergide 1770’lere ait Amerika’nın üçüncü başkanı Thomas Jefferson’ın çalışma ve yatak odasının minyatürü de bulunuyor, 1940’lı yıllara ait Wintergarden Tiyatrosu’nun sahne arkasının minyatürü de. Sanatının günümüzdeki tek temsilcisi olan Henry Kupjack’in yoğun emek isteyen çalışmaları sonucu ortaya çıkan bu eserler; Florida Naples Sanat Müzesi, Winterthur Müzesi, Chicago Sanat Enstitüsü, Forbes Galerisi, Boston Kütüphanesi ve Illinois Devlet Müzesi gibi dünyanın belli başlı müze ve galerilerinde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. II 6 Yıldızlar OCAK / 09 Architects işbirliği ile uluslararası bir öğrenci yarışması için çağrıda bulundu. Birleşik Krallık’ın en önemli ‘yaşlılara yönelik tasarım’ ofisi olan DWA Architects’in kuruluşunun 20’inci yılı vesilesiyle düzenlenen yarışma, huzur ve bakım evlerinin geleceğini sorgulamayı amaçlıyor. Yarışma şu sorulara cevap arayacak: 60 yaşın üstündeki kişiler için tasarlanacak barınma mekânları 20 yıl sonra nasıl görünecek? Bakım konseptleri bugünküne mi benzeyecek? Bakım evleri bugün olduğu gibi çoğunlukla yapılı çevrelerin içinde mi konumlanacak? Yan fasiliteler aynı mı olacak? Sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik tasarımları nasıl etkileyecek? Engelliler için tasarım standartlarının gelişip standart hale geldiğini gözlemlediğimiz bir yüzyılda, engelliliğin farklı formlarıyla baş eden insanlar için yeni tasarımsal standartlar geliştirilmesi gerekiyor. Dünyanın her yanından mimarlık öğrencilerine açık bu yarışma, huzur evlerinin yeni ‘biçim’leri için çağrıda bulunurken, mobilya ve peyzaj tasarımına etkilerinin de araştırılmasını gündeme getiriyor. Yarışmanın birinciliğine layık görülen proje 3.000 Sterlinlik ödülün sahibi olacak. İkinciye 1.500, üçüncüye ise 1.000 Sterlin ödül verilecek olan yarışmanın son başvuru tarihi ise 6 Mart 2009. Ödül töreni, Mart ayının sonunda RIBA Genel Merkezi’nde gerçekleştirilecek ve kazanan projeler burada sergilenecek. II OCAK / 09 Yıldızlar 7 6. Yıldız Kısa Film Festivali Bu yıl altıncısı düzenlenen Yıldız Kısa Film Festivali, amatör sinemacılara destek olmaya devam ediyor. Festivale katılan filmleri toplamda 20 saati aşan gösterimlerle izleyiciyle buluşturacak olan festival; panel, söyleşi ve atölye çalışması gibi etkinliklerle eser sahiplerinin, sadece katılımcı olmaktan ziyade, izleyici ve profesyonellerle etkileşim içinde olacakları bir zemin oluşturmayı hedefliyor. Yıllardır istikrarla başarı grafiğini arttıran ve öğrencilerin düzenlediği ve katılım gösterdiği en büyük kısa film organizasyonu olma niteliğindeki Yıldız Kısa Film Festivali, ulusal ve uluslararası çapta tüm kısa film yönetmenlerinin buluşma noktası olmaya ve genç yönetmenlere kendilerini ifade etmek ve geliştirmek adına önemli olanaklar sunmaya devam ediyor. Festival kapsamında düzenlenecek paneller ile profesyonel sinemacılarla amatör yönetmenleri buluşturarak, katılımcı bir platformda genç yönetmenlerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, amatör ve profesyonellerin arasında iletişim ortamının doğması hedefleniyor. Festival boyunca her gün sürdürülecek olan kısa film gösterimleriyle; genç sinemacıların eserlerini sergilemek, kendilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak ve onları daha çok film üretmeye teşvik etmeyi amaçlanıyor.. YTÜ Yelken Takımı’nın başarısı Üniversitemizin Denizcilik Kulübü’nün 4 kişiden oluşan Yelken Takımı, Boğaziçi Üniversitesi tarafından 15-16 Kasım 2008 tarihlerinde düzenlenen 10. Üniversitelerarası Yelken Yarışları’nda 2. olmuştur. Üniversitelerarası Yelken Yarışları’nın ilk ayağı 15 Kasım günü yapılmıştır. Yeterli rüzgar olmaması sebebiyle 16 Kasım’da yapılması planlanan ‘Match Race’ turnuvası, 30 Kasım gününe ertelenmiştir. 30 Kasım günü tekneleriyle yarış pistinde hazır bekleyen yarışçılar için rüzgar yine esmeyince yarış iptal edilmiş ve değerlendirme 15 Kasım günü yapılan Filo yarışlarındaki sıralamaya göre yapılmıştır. Koray EZER (4.sınıf Makine Mühendisliği öğrencisi), Kamil DAVRAS (3.sınıf İnşaat Mühendisliği öğrencisi), Doğukan KANDEMİR (2.sınıf Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği öğrencisi) ve Arda GENÇSOY (3.sınıf Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği öğrencisi) adlı öğrencilerden oluşan Üniversitemiz Yelken Takımı 2. sırayı almıştır. II 8 Yıldızlar OCAK / 09 Yıldız Kısa Film Festivali, ülkemizde üretilen kısa filmlerin bağımsız duruşlarını bir değer olarak görüyor ve bu değeri sizlerle paylaşıyor. II [ editör’den ÖĞR. GÖR. HAKAN KARATAŞ [ SPOT HABERLER ETKİNLİKLER OLAYLAR Yıldızlar’dan Yıldızlılara Bu satırları okuduğunuzda uzun zamandır üzerinde çalış- tığımız Yıldızlar Yaşam Kültürü Dergisi doğmuş ve yayın hayatına başlamış olacak. Bizler ise merak, heyecan ve endişeyle sizden gelecek tepkileri bekliyor olacağız. Yıldız’ın sahip olduğu kültürü anlamaya ve anlatmaya çalışmak gibi büyük bir sorumluluğu üstlenmek gerçekten hiç kolay değil. Dergimizin başlangıç aşamasında yapacağımız hatalar için en büyük güvencemiz, sizin hoşgörü pencerenizden bakmanız olacaktır. Dergi fikri ortaya çıktığında ve hazırlıklarımız başladığında temel amacımız, üniversitemizdeki gelişmelerden haberdar olmak ve dış paydaşlarımızı haberdar etmekti. Ancak, çalışmalarımız ilerledikçe dergimizin daha önemli bir misyon üstlenmesi gerekliliği kaçınılmaz oldu. Bu bağlamda, Yıldız’ın doğru ve etkin yöntemlerle tanıtımı, dergimizin en önemli misyonu olarak kararlaştırdık. Yıldızlar Yaşam Kültürü Dergisi’nin sahibinin bütün Yıldızlılar olmasını, ancak okurlarının Yıldız’ın dışına taşmasını umut ediyoruz. Dergimiz aracılığıyla Türkiye’nin dört bir yanına Yıldız’ın sesini duyurmaya, eğitim ve iş dünyasını verdiğimiz eğitim ve mezunlarımızın kalitesi konusunda bilgilendirmeye çalışacağız. Kısacası; Yıldız’ın ışığının mümkün olduğu kadar uzakları aydınlatması için çaba sarf edeceğiz. Heyecan içerisinde hazırladığımız dergimizin bu ilk tanıtım sayısını sizlerle paylaşmaktan büyük memnuniyet duyuyor, yakın ilgi ve desteğinizi bekliyoruz. Biriminizle ilgili dergimizde yayınlanmasını istediğiniz etkinlikler, haberler ya da görüş ve önerileriniz için [email protected] adresinden bize ulaşabilirsiniz. Yapacağınız her türlü katkı, dergimizin başarısının inşasına koyulan birer tuğla olacak ve bizi hedefimize taşıyacaktır. Yeni sayımızda buluşmak dileğiyle, sevgi ve saygılarımızla… OCAK / 09 Yıldızlar 9 RÖPORTAJ Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek ÇAĞDAŞ BİR DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMAYI AMAÇLADIK Üniversitemizin iç dinamiklerini harekete geçirerek sanayi ve dış paydaşlarımızla birlikte eğitim ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek en büyük hedeflerimiz arasındadır. röportaj, ÖZLEM ŞAHİN P Prof. Dr. İsmail Yüksek, 28 yıl önce öğrenci olarak katıldığı Yıldız ailesine, 6 Ağustos 2008 tarihinde Rektör olarak atandı. Sayın Yüksek’le hedefleri, eğitim öğretim anlayışı ve projeleri üzerine bir röportaj yaptık. Sayın Yüksek bize kısaca üniversitenizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz? İki yıl sonra yüzüncü yılını kutlayacak olan üniversitemiz; 9 fakülte, 3 yüksekokul ve 2 enstitüye sahiptir. Üniversitemizde, 576 öğretim üyesi ve 854 yardımcı öğretim elemanı olmak üzere, toplam 1430 akademik personel eğitim-öğretimi yürütüyor. 658 Personelimiz ise idari hizmet veriyor. Ön lisans, Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora olmak üzere yaklaşık 23.500 öğrenci, üniversitemizde eğitimlerine devam etmektedir. Üniversiteye hizmetin ülkeye hizmet olduğunun bilinci içerisinde, tüm iç ve dış paydaşlarla beraber bilimsel bir yaklaşım ve huzur ortamı içinde katma değer sağlayan projeler üretmeyi ve bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda uluslararası üniversitelerle rekabet edebilecek çağdaş bir dünya üniversitesi olmayı amaçladık. Bu gerçekten hareketle, eğitim ve araştırmada nitelik ve nicelik olarak dünya standartlarını yakalamayı hedefleyen Yıldız Teknik Üniversitesi, nitelikli insan gücü yetiştiren ve bulunduğu yöreye ve topluma her anlamda katkı sağlayan modern bir üniversite olma yolunda ilerlemektedir. Bu bağlamda, ülkemizin toplumsal sorunlarına bilimsel açıdan yaklaşmanın ve onlara çözüm üretmeye çalışmanın ülke kalkınmasına katkıda bulunacağına inancımız sonsuzdur. Bilgi toplumuna geçişte üniversitelerin rolü nedir sizce? Üniversiteler bu süreçte öncü bir role sahip olan ve evrensel değerleri ulusal değerlerle bütünleştiren en önemli eğitim ve araştırma kurumlarıdır. Bunun yanında; üniversiteler, bilimsel düşünce ve araştırmalardan elde ettiği ürünleri, ülkesinin ve tüm insanlığın yararına sunan ve bulunduğu bölgeyle bütünleşen 10 Yıldızlar OCAK / 09 yerler olmalıdır. Bu anlamda, toplumsal gelişmeye ivme kazandıran Üniversitelerin toplumsal, kültürel ve ekonomik yaşamın zenginleşme sürecinde çok büyük sorumlulukları vardır. YTÜ Davutpaşa Kampüsü Eğitim ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek için yapılan çalışmalardan bahseder misiniz? Üniversite yönetimi olarak, toplumsal bütünleşmeye ve topluma hizmet yarışında bizlere yardımcı olacak üniversite dışı paydaşlara da büyük önem vermekteyiz. Üniversitemizin iç dinamiklerini harekete geçirerek, sanayi ve dış paydaşlarımızla birlikte eğitim ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek en büyük hedeflerimiz arasındadır. Bu gerekçe ile AR-GE ağırlıklı faaliyetlerle bölgesel ve yerel ekonominin yeniden yapılanmasını sağlayan ve üniversite-sanayi ilişkilerinin somut işbirliğine dönüşmesini sağlayan Teknopark projesi, en önemli önceliklerimizden biridir. Bu proje ile üniversitemizdeki akademik bilginin teknolojik OCAK / 09 Yıldızlar 11 RÖPORTAJ Yıldız Merkez Kampüs ürünlere dönüşmesini, elde edilen bu ürünleri toplumun hizmetine sunmayı ve akademik personelimiz ve öğrencilerimize yeni iş fırsatlarını yaratmayı planlamaktayız. Küreselleşmeyle meydana gelen değişikliklerin hayatımıza olumlu katkıda bulunabilmesi için, bireylerin ve toplumların özelliklerini kendilerine özgü şekilde yaşayıp yaşatabilmeleri gerekmektedir. Bir ulusun gelişmesi için en önemli faktör, bireylerin gelişimidir. Bireylere, çağdaş bilgi ve beceri kazandırma gerekliliği, üniversitelerin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. cağız. Bu bağlamda, geleceği planlama çerçevesinde; kurmak istediğimiz sisteme hizmet edecek yönetim, eğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme alanlarında önem verdiğimiz yaklaşımlarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yönetime katılımların kurumsallaştırıldığı, yenilikçi, girişimci, çözüme odaklı, dinamik, saydam ve katılımcı, çalışanlarını dünya görüşüne göre değil üretkenliğine göre değerlendiren, teşvik eden ve ödüllendiren; performansa dayalı, evrensel değerlere ve insan haklarına saygıyı, adaleti ve tutarlılığı öne alan, çalışanlarının memnuniyetini esas alan, özlük haklarını koruyan ve bu hakları geliştirmek için her platformda azami gayret gösteren, her türlü karşı görüş ve eleştiriyi hoşgörü ile karşılayan ve denetime açık bir yönetim anlayışı hedefliyoruz. YTÜ’de nasıl bir yönetim sistemi oluşturmak istiyorsunuz? Sizin döneminizde nasıl bir eğitim ve öğretim anlayışı hakim? Üniversitelerin bireysel ve toplumsal hayata katkıları nelerdir? Üniversitemiz, yaklaşık 26.000 mevcudu ile dev bir eğitim kurumudur. Böyle bir eğitim kurumunda çağdaş, demokratik ve katılımcı yönetim geleneğinin oluşturulması ve sorunsuz sürdürülmesi için, tartışmasız bütün değişkenlerin dikkate alındığı kurumsal bir yönetim sistemine ihtiyaç vardır. Böyle dev bir kurumu sistemsiz ve kişilere dayalı yönetmek, üniversitemizin mevcut problemlerinin çözümüne yardımcı olmayacağı gibi, sadece problemin bir parçası olmamıza neden olacaktır. Üniversitemizde sisteme bağlı tüm insanların isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bir yaklaşım getirmeye çalışıyoruz. Yönetim olarak, günlük işlerin çözümünü kurduğumuz sisteme devrederek, bizler geleceği planlamakla uğraşa- 12 Yıldızlar OCAK / 09 Öğrenci merkezli, öğrencinin bilgiyi alma ve kullanmasını sağlayacak öğretim stratejileri, yöntemleri ve tekniklerinin kullanılacağı; eğitim-öğretimin dünya standartlarına uygun olarak kalitesinin arttırılacağı ve akredite çalışmalarının yapılacağı; kültür, sanat, sağlık ve spor faaliyetlerinin genişletileceği; eğitim teknolojilerinin tüm olanaklarının kullanılacağı; otomasyon sistemi, kütüphane ve laboratuarların modernize edileceği; öğrenciler için uygun barınma, çalışma ve dinlenme mekânlarının sağlanacağı; çağın bilim ve teknoloji politikalarına uygun yeni programların açılmasının teşvik edileceği; yurt içi ve yurtdışındaki üniversiteler ile iş birliği olanaklarının en üst düzeye çıkarılacağı bir eğitim-öğretim anlayışı hedefliyoruz. >> Hepimizin üniversitedeki payı farklı olabilir, ancak paydamız tek ve ortaktır: Karşılıklı anlayış, işbirliği ve huzur ortamı içerisinde üniversitemize ve ülkemize koşulsuz hizmet! Araştırma ve geliştirme çalışmalarında hedefleriniz nelerdir? Eğitimde kaliteyi gözeten; toplumun ve sanayinin problemlerine çözüm getiren; bilim ve teknoloji üreten bir merkez olmayı hedefleyen; toplumsal problemlerin çözümü konusunda etkin projelerin hazırlanacağı; ulusal ve uluslararası üniversiteler ve araştırma merkezleri ile iş birliklerinin kurulacağı; üniversite-sanayi, üniversite-yerel yönetim, üniversite-merkezi yönetim ve üniversite-sivil toplum kuruluşları işbirliklerinin geliştirileceği; sanayi kuruluşlarına yönelik AR-GE yapan laboratuarların kurulmasına destek verileceği; üniversitemizde mevcut olan araştırma merkezlerinin performanslarının arttırılacağı; ulusal ve uluslararası bilimsel projeler ile sanayi projelerinin hazırlanmasına destek veren bir rehberlik biriminin oluşturulacağı bir Araştırma ve geliştirme anlayışı hedefliyoruz. Dergimiz aracılığıyla iletmek istediğiniz mesajları alabilir miyiz? Değerli akademik ve idari personelimiz, öğrencilerimiz, derneklerimiz ve Vakfımız, kısaca tüm iç paydaşlarımızın, hepimizin üniversitedeki payı farklı olabilir, ancak paydamız tek ve ortaktır: Karşılıklı anlayış, işbirliği ve huzur ortamı içerisinde üniversitemize ve ülkemize koşulsuz hizmet! Bugüne kadar ve bundan sona bize destek verecek olan tüm paydaşlarımıza te- şekkürü bir borç bilirim. Sistemin doğru ve etkin bir biçimde yürütülebilmesi için en önemli unsurlardan biri de idari personelimizdir. Onların Üniversitemiz için ortaya koyduğu özverili ve fedakarca çabalar takdire değerdir. Huzur ve güven içinde çalışmalarını sağlamak, sorunlarına çözüm üretmeye çalışmak, emeklerini değerlendirmek ve onlarla sevgi, saygı ve hoşgörü içerisinde iletişim kurmak önceliklerimiz arasındadır. Sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren tüm idari personelimize teşekkürlerimi sunarım. Akademik personelimizin, üniversitemizin eğitimöğretim ve araştırma faaliyetlerinde gösterdiği çabaları takdirle karşılıyor ve onları gönülden tebrik ediyorum. Onların büyük başarıları, karşılıksız özverileri ve sakınmadığı emekleri ile ektiği ve yetiştirdiği fidanlar, yarın meyvelerini verecek ve ileride ulusumuzun ve bizim haklı gururumuz olacaktır. Öğrencilerimiz, bir Yıldızlı olarak; ülkemize, üniversitemize ve gelece olan inançlarını ve kendilerine olan güvenlerini hiçbir zaman kaybetmemeli. Aklın ve bilimin egemen olduğu, bilim insanı ve aydın kuşaklar yetiştirerek gençlerimizi her yönden yaşama hazırlayan Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğrenim görüyor olmanın gücünü, ayrıcalığını ve mutluluğunu kalplerinden eksik etmemelerini temenni eder, başarılar dilerim. II OCAK / 09 Yıldızlar 13 ETKİNLİK > En Beğenilen Erkek Oyuncu ŞENER ŞEN Y YTÜ ÖĞRENCİLERİ 2008’İN YILDIZLARINI SEÇTİ >Yılın En Beğenilen Köşe Yazarı >Yılın En Beğenilen CAN DÜNDAR Kültür- Sanat Programı: Bir Yudum İnsan - NEBİL ÖZGENTÜRK 14 Yıldızlar OCAK / 09 Yıldızlar, yıldızlar altında Yıldız’da haber, NAZAN NALBANTOĞLU Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübünün 3000 öğrenci oyuyla belirlediği “Yılın Yıldızları 2008 Ödülleri”, 07 Ocak 2009 tarihinde YTÜ Oditoryum’unda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, törende yaptığı konuşmasında, Yıldız’da yıldızlarla dolu bir gecede herkesin huzurunda bir dilekte bulunmak istediğini belirtti. “Bildiğiniz gibi; Ülkemizde, yıllardır hain terör >Yılın En İyi Gazetesi olarak seçilen ‘Hürriyet Gazete’si adına ödülü alan DOĞAN HIZLAN saldırılarında güvenlik güçlerimizi ve vatandaşlarımızı kaybediyoruz. Aynı şekilde, dünyanın birçok yerinde suçsuz insanların, masum çocukların haince saldırılarda öldürüldüğüne, zulüm gördüğüne ve yuvaların yıkılıp ocakların söndüğüne tanık oluyoruz. İnsanlığımızın ve insanlık değerlerimizin sınandığı zor bir dönemden geçiyoruz. Dilerim; bugün dağıtılacak olan yıldızların ışığı, dünyanın dört bir yanında zulüm gören insanların geleceğini aydınlatır ve bu aydınlık, karanlıklarda saklanan bütün kötülükleri, zulmü ve zalimleri ortaya çıkarıp yok eder” dedi. >Yılın En Beğenilen İş Kadını Ödülü GÜLER SABANCI YTÜ Oditoryumu’ndaki törende konuşan Yüksek, aklın ve bilimin esas alındığı üniversitelerin, içinde bulundukları topluma, bilgi çağını yakalaması için gerekli anahtarları sağladığını ve ülkelerin kalkınmasında ve bireylerin gelişiminde önemli rol oynadığını ifade etti. Üniversitelerin, ayrıca, bilimsel araştırma OCAK / 09 Yıldızlar 15 ETKİNLİK >Yılın En Beğenilen Haber Spikeri ALİ KIRCA >Yılın En Beğenilen Bankası İŞ BANKASI Ersin Özince İş Bankası Genel Müdürü >> Üniversite gençliği, gelecekte alacağı görevlerle ülkenin geleceğine yön verecek bir neslin temel taşlarını oluşturmaktadır. yapmak, insanlığın ve ülkenin sorunlarına çözüm üretmek, ülkenin gereksinim duyduğu insan gücünü yetiştirmek, elde ettiği bilgi, beceri, duygu ve sezgiyi diğer insanlara öğretmek ve her alanda örnek olmak gibi görevleri olduğunu söyleyen Yüksek, üniversitelerin bu işlevleri gerçekleştirirken toplumun çeşitli kesimleriyle işbirliği yapmak ve onlara katkıda bulunmak durumunda olduğunu belirtti. Yüksek “Üniversite ve toplum etkileşiminin güzel bir örneği olan ve artık bir klasik haline gelen Yılın Yıldızları Ödül Töreni, popüler kültürün gençlik açısından ne ifade ettiğini ve onları nasıl etkilediğini gösteren en prestijli öğrenci organizasyonudur. Bu etkinlik, gençlerin; dünyaya, toplumsal yaşama, insanlığa ilişkin bakışlarının; değerlerinin, duygu ve düşüncelerinin nasıl biçimlendiğine ve değiştiğine dair ipuçları vermektedir. Daha da önemlisi, son günlerde sadece üniversite olayları ile gündeme gelen üniversite gençliğinin sanattan spora, basından iş hayatına kadar her alanda ülkenin sıcak gündemine ne kadar hakim olduğunu göstermektedir” dedi. Yüksek, üniversitelerin bilime yön vermelerinin yanı 16 Yıldızlar OCAK / 09 sıra, farklı alanlarda yapacağı tercihlerle sanatçıların, sporcuların, basının ve iş dünyasının da tercihlerine ve hedeflerine yön verebildiğini ve böylece topluma sunulacak değerlere de etki edebildiğini vurgularken, üniversitelilerin zor beğendiğini, zor seçtiğini, ancak tercihlerinin çok önemli olduğunu ve üniversiteli gençlerin hem beynine hem de kalbine hitap edebilmenin hiç de kolay olmadığını ekledi. Yüksek “Bu nedenle, bugün ödül alacak olan değerli sanatçılarımız, sporcularımız, basınımızın önemli kalemleri ve iş dünyasının önde gelen kişi ve kuruluşlarının bu geceye farklı bir gözle baktıklarına inanıyorum. Üniversite gençliği, toplum fertlerinin öğrenim seviyelerine göre oluşturduğu piramidin tepesinde çok küçük seçkin bir grubu meydana getirir. Dolayısıyla, üniversite gençliği gelecekte alacağı görevlerle ülkenin geleceğine yön verecek bir neslin temel taşlarını oluşturmaktadır. Toplumun en dinamik kesimi olan üniversite gençliği tarafından böyle bir ödüle layık görülmenin, ülkemizin vitrininde olan siz değerli şahsiyetler için ayrı bir anlam ifade edeceği kuşkusuzdur” diyerek konuşmasını tamamladı. II OCAK / 09 Yıldızlar 17 YTÜ TEKNOPARK TÜRKİYE’NİN EN GÖZDE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME MERKEZİ OLACAK Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark Projesi, Davutpaşa Yerleşkesi içinde yaklaşık 104.000 metrekare alan üzerinde tesis edilecektir. A ABD’de kurulan Silikon Vadisi ile 1950’li yıllarda ortaya çıkan teknoparklar, dünyada üniversite sanayi işbirliğini sağlama konusundaki en başarılı model olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzde birçok sanayileşmiş ülke, teknoparkları teknolojik ve ekonomik gelişmenin en önemli aracı olarak görmektedir. ABD, İngiltere, Fransa, Japonya, Çin, Kore, Hindistan, İsrail, Finlandiya gibi birçok ülkede, üretim ve hizmet sektörleri ürettikleri katma değerin önemli bölümünü, teknoparklar bünyesinde yürütülen AR-GE çalışmalarına borçludur. Teknoparklar, kurulduğu yöre, bölge ve genel olarak ülkedeki bilgiye dayalı kurumların ve işletmelerin teknoloji alanındaki rekabet edebilirliğini ve yenilikçi niteliğini geliştirmek amacıyla; bilgi ve teknolojinin üniversiteler, araştırma merkezleri, şirketler ve pazarlar arasında dolaşımını teşvik eden ve kolaylaştıran, innovasyona (buluşçuluk) dayalı şirketlerin kurulmasını ve gelişimini destekleyen, paydaşlarına AR-GE çalışmalarında kullanılacak yüksek nitelikli ofis alanları ve destek hizmetler sunan, profesyonel anlayışla yönetilen organizasyonlardır. Teknoparklarda AR-GE faaliyeti yürüten kuruluşlar, sanayi ve hizmet sektöründa faaliyet gösteren kuruşların ARGE birimleri olabileceği gibi, bu kuruluşların kurduğu müstakil AR-GE şirketleri, bilgi tabanlı şirketler, öğretim üyelerinin kurduğu AR-GE şirketleri, genç girişimciler tarafından kurulmuş bilgiye dayalı çalışmaya odaklanmış AR-GE şirketleri olabiliyor. Bu gerçekten hareketle, Yıldız Teknik Üniversitesi-Vakıf oluşumuyla, sanayi ile işbirliği içinde ülkenin AR-GE faaliyetlerine katkıda bulunan 21. yüzyılın girişimci üniversite modeli doğrultusunda Teknopark kurulması 18 Yıldızlar OCAK / 09 OCAK / 09 Yıldızlar 19 Önceliğimiz: Teknopark Projesi REKTÖR PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK >> Teknopark Yönetim Kurulu, bu prestijli yüksek teknoloji merkezi projesinin ortaya çıkması aşamasında karşılaşılacak her türlü problemin çözüme ulaştırılabilmesi açısından bünyesinde çok yönlü mühendislik disiplinlerine sahip üye ve başkanlardan oluşmuştur. >Teknopark iç mekan. çalışmalarına başlamıştır. 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun dört maddesine göre, Başkanlar Kurulu’nun 22/3/2003 tarih ve 5390 sayılı kararı ile Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulmuştur. Şimdi, çok yakın bir zamanda Davutpaşa Kampüsü’nde faaliyete geçecek olan YTÜ Teknopark oluşumuna bir göz atalım. Tarihçe ve Kurulum 1911 yılında “Kondüktör Mektebi” olarak kurulan Yıldız Teknik Üniversitesi, Osmanlı’nın sayılı mühendislik okullarından biri olarak başlayıp günümüz Türkiye’sinin önde gelen teknik üniversiteleri arasında yer almıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi, ülkemizde çağdaş bilimin ve teknolojilerin gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla, 92 yıllık birikimi, 20.000 öğrenci ve 1.400 öğretim elemanı ile köklü geleneği ve atılımcı gelişimi içinde, çağdaş bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerlemektedir. Sanayi ile işbirliği içinde, ülkenin AR-Ge faaliyetlerine katkıda bulunan 21. yüzyılın girişimci üniversite modeli doğrultusunda Teknopark kurulması çalışmalarına başlanmıştır. Proje tanımı Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark Projesi (YTÜTP), yaklaşık toplam alan 1.000.000 metrekare olan Davutpaşa Yerleşkesi içinde, bu proje için ayrılan yaklaşık 104.000 metrekare alan üzerinde tesis edilecektir. Teknopark’ta yapılandırılıp faaliyeti sürdürülecek AR-GE; * Bilgisayar Yazılımları Geliştirme (Yazılımpark) * Endüstriyel Robot-Otomasyon Geliştirme (Robopark) 20 Yıldızlar OCAK / 09 * Bio Teknoloji Geliştirme (Biopark) olarak tanımlanmıştır. Araştırma konularıyla ilgili türevsel ilişkisi olan Enstitü yapılaşması veya YTÜ’nün gelişecek eğitim programı içinde hedef alınacak AR-GE konuları; * “Temiz Enerji (Hidrojen, Güneş, Rüzgar, Dalga vb.)” * “Yeşil Tasarım/Uygulama (Çevre ile Uyumlu projeler, Yeni Yapı Malzemeleri, Çağdaş Ahşap Yapılar vb.)” * “Türkiye’nin Stratejjk Madenleri (Bor, Toryum, Krom vb.)” * “Nano Teknoloji Uygulamaları” gibi temalar da proje kapsamına katılabilecek potansiyellerdir. Yapı programı Teknopark projesinde tesisi planlanan yapılar ve işlevleriyle ilgili açıklamalar aşağıdadır. 1) Yönetim Yapısı (4.000 metrekare) * Teknopark A.Ş. ve İşletme Şirketi Yönetim Ofisleri, * Kuluçka AR-GE ofisleri, * Konferans Merkezi (200-250 kişilik) * Sürekli Sergi Merkezi, * Kiralık toplantı odaları, * Restoran & Kafeterya, * Gerekli servisler, vb. 2) AR-GE Yapıları (Yazılım ve Teorik Araştırma - 30.000 metrekare) Gerekli konforu sağlanmış ofis ortamında sürdürülecek AR-GE çalışmalarına hizmet verecek yapılardır. Yazılım, Bio Teknoloji ve teorik çalışma yürütecek Robot Teknolojisi vb. AR-GE kuruluşlarına tahsis amaçlı kullanılacaktır. 3) AR-GE ve Prototip Üretim Yapıları (30.000 metrekare) AR-GE çalışması yanında prototip üretim, deneysel üretim, örnek üretim vb. çalışmaları yapacak kuruluşlara tahsis amaçlı tesis edilecek yapılardır. Bu yapılarda, gerekli konforu sağlanmış ofis ortamının yanında, kat yüksekliği ve ihtiyaç duyulacak her türlü altyapı bağlantıları sağlanmış yapılar planlanmalıdır. 4) Bağımsız AR-GE Yapıları (3.000 metrekare) Bu amaç için ayrılmış bir alanda inşa edilecek olan “Eğitim ve araştırmada nitelik ve nicelik olarak dünya standartlarını yakalamayı hedefleyen Yıldız Teknik Üniversitesi, nitelikli insan gücü yetiştiren ve bulunduğu yöreye ve topluma her anlamda katkı sağlayan modern bir üniversite olma yolunda ilerlemektedir. Bu bağlamda, ülkemizin toplumsal sorunlarına bilimsel açıdan yaklaşmanın ve onlara çözüm üretmeye çalışmanın ülke kalkınmasına katkıda bulunacağına inancımız sonsuzdur. Üniversite yönetimi olarak, toplumsal bütünleşmeye ve topluma hizmet yarışında bizlere yardımcı olacak üniversite dışı paydaşlara, büyük önem vermekteyiz Üniversitemizin iç dinamiklerini harekete geçirerek, sanayi ve dış paydaşlarımızla birlikte, eğitim ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek en büyük hedeflerimiz arasındadır. Bu gerekçe ile, AR-GE ağırlıklı faaliyetlerle bölgesel ve yerel ekonominin yeniden yapılanmasını sağlayan, ekonomik faaliyetleri çeşitlendirerek sanayinin modernizasyonunu teşvik eden, üniversite-sanayi ilişkilerinin somut işbirliğine dönüşmesini sağlayan Teknopark projesi en önemli önceliklerimizden biridir. Bu proje ile, üniversitemizdeki akademik bilginin teknolojik ürünlere dönüşmesini, elde edilen bu ürünleri toplumun hizmetine sunmayı ve akademik personelimiz ve öğrencilerimize yeni iş fırsatlarını yaratmayı planlamaktayız.” * OCAK / 09 Yıldızlar 21 Teknopark Yönetim Kurulu Yapısı Erdem Bektaş Yönetim Kurulu Başkanı Makine Mühendisi Yüksek İnşaat Mühendisi Yıldız Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği e-Posta : [email protected] Prof. Dr. Kutay Özaydın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bölümü, Geoteknik Anabilim Dalı Başkanı e-Posta : [email protected] Prof. Dr. Galip Cansever Yönetim Kurulu Üyesi yüksek derecede güvenlik gereksinimi nedeniyle fiziki olarak bağımsız konumlandırılacak, kira karşılığı kendi yapısını karşılayacak yapılardır. 5) Mekan Konforu AR-GE çalışması yapacak profesyonel kadronun, görev üstlendiği kurumuna olan maliyeti yüksektir. Bu nedenle, mekanda sağlanacak çalışma konforu ile yüksek verimliliği sağlamak amaçtır. İklimlendirme, aydınlatma ve gün ışığından faydalanma, ses izolasyonu, ofis içi servislere erişim kolaylığı gibi tasarım kriterleri göz önünde tutulmuştur. 6) Bodrum Kat Kullanımı: Davutpaşa Yerleşkesi’ndeki arsanın eğimi dolayısıyla tasarlanacak yapıda, bodrum katların bir bölümü bahçe katı konumunda kullanılabilecek potansiyeldedir. Bodrum katdan sağlanacak (ayrıca Teknopark altyapı yatay dağıtım için kullanılacak) tüm servis birimlerinin yanında, kiralanabilecek AR-GE ofislerinin bahçe katı konumlarında oluşturulması, değerlendirilebilecek planlardan bir tanesidir. Yönetim yapısı ve yönetim kurulu Teknopark proje faaliyetleri, hem Rektörlük kanalından hem de Teknopark adına kurulmuş olan Yönetim Kurulu ve Koordinasyon Merkezi tarafından yakından takip edilmektedir. Teknopark Yönetim Kurulu, bu prestijli yüksek teknoloji merkezi projesinin ortaya çıkması aşamasında karşılaşılacak her türlü problemin çözüme ulaştırılabilmesi açısından, bünyesinde çok yönlü mühendislik disiplinlerine sahip üye ve başkanlardan kurulmuştur. Hedefimiz Yıldız Teknik Üniversitesi’nin köklü tarihinden gelen bilgi birikimi ile teknolojinin buluşmasına olanak verecek olan bu proje, Yüksek teknolojiye ve modern mimariye sahip * 22 Yıldızlar OCAK / 09 Yüksek Elektrik Mühendisi Yıldız Teknik Üniversitesi, Elektrik – Elektronik Fakültesi Dekanı e-Posta : [email protected] Prof. Dr. İsmail Teke Yönetim Kurulu Üyesi Yıldız Teknik Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı. Prof. Dr. Mehmet Pala Yüksek Makine Mühendisi e-Posta : [email protected] Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Gıda Mühendisi Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya Mühendisliği Bölümü e-Posta : [email protected] Kudret Akın Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Köseli Yönetim Kurulu Üyesi Altan Göçmen Teknopark Proje Koordinatörü Elektrik Mühendisi e-Posta : [email protected] Makine Mühendisi E-Posta : [email protected] İnşaat Mühendisi e-Posta : [email protected] ne gelecektir. II “Yönetim ve İnkubasyon Merkezi”, * 8 Adet AR-GE yazılım, prototip geliştirme binaları, * Bağımsız AR-GE yapıları, * Sosyal Yaşam Tesisleri, * Spor Alanları, * Peyzaj / Çevre düzenlemeleri, * Kolay ulaşım imkanları ve yeşil teknoloji kavramıyla uyumlu bir şekilde tasarlanmış mimari yapısıyla, kurulduğundan itibaren Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nün sağladığı sayısız olanaklarla ve üniversite-sanayi işbirliğini eğitimin kalbinde birleştirmesiyle, Türkiye’mizin en gözde Teknoloji Geliştirme Merkezi haliOCAK / 09 Yıldızlar 23 AÇILIŞ YTÜ KIZ YURDU AÇILDI Prof. Dr. Rektör İsmail Yüksek,“Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin değerli yöneticilerine ve Sayın Sennur ve Selçuk ÖZTAP’a, üniversitemize vermiş oldukları destek için huzurlarınızda teşekkürlerimi sunar, emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım ” Ç Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin katkılarıyla üniversitemiz Davutpaşa Kampüsü’nde inşa edilen Sennur-Selçuk ÖZTAP Kız Öğrenci Yurdu açılış töreni, Dernek Başkanı Prof. Dr. Türkan SAYLAN, Prof. Dr. Filiz MERİÇLİ ve yurt bağışçıları Sayın Sennur ve Selçuk ÖZTAP’ın katılımıyla, 09 Ekim 2008 tarihinde gerçekleştirildi. Yaklaşık bir yıl önce üniversitemizin Davutpaşa Kampüsü’nde temeli atılan ve 4 kişilik 28 odadan oluşan yurdumuz, 112 öğrencimize hizmet vermektedir. Açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, “Üniversitemizin uzun zamandır en önemli sorunlarından biri, sahip olduğu yurt kapasitelerinin yetersizliğidir. Kredi ve Yurtlar Kurumu ile imzalanan protokole göre; Davutpaşa Kampüsü’nde ilk etapta 24 Yıldızlar OCAK / 09 bin kişilik yurt yapılması, daha sonra bu kapasitesinin 2.000-3.000’e çıkartılması, kısmen de olsa sorunumuza çare olacaktır. Ancak, yeni eğitim-öğretim yılında İnşaat Fakültemizin de Davutpaşa Kampüsü’ne taşınmasıyla, mevcut yurt ihtiyacımız ciddi boyutlara ulaşmıştır” dedi. Davutpaşa Kampüsü’nü geleceğin kampüsü yapma yolunda, yurt ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitelerin önemini kavrayan kurum ve kişilerden alınacak her türlü desteğin, üniversite tarafından takdirle karşılanacağını ifade etti. Rektör YÜKSEK, “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin değerli yöneticilerine ve Sayın Sennur ve Selçuk ÖZTAP’a Üniversitemize vermiş oldukları destek için, huzurlarınızda teşekkür eder, emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım ” diyerek konuşmasını tamamladı. II OCAK / 09 Yıldızlar 25 ETKİNLİK ÖĞRETİM ELEMANLARININ 2008 YILI AKADEMİK ÇALIŞMALARI ÖDÜLLENDİRİLDİ Bilime ve dolayısıyla topluma hizmet eden değerli bilim insanları, uygar ve gelişmiş toplumların lokomotifi durumundadır. Ü Üniversitemizin 2006-2007 yayın dönemine ait öğretim üyelerinin taç giyme töreni olarak nitelendirilen Akademik Ödül Töreni, değerli akademik personelin katılımıyla, 14 Ekim 2008 tarihinde Merkez Kampus Oditoryumda düzenlendi. Birçok kategoride ödüllerin sahiplerini bulduğu törende, 1 Ekim 2006 – 30 Eylül 2007 tarihleri, yayın dönemi olarak kabul edildi. Rektör Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, Akademik Ödül Töreninde yaptığı konuşmasında, bilime ve dolayısıyla topluma hizmet eden değerli bilim adamlarının, uygar ve gelişmiş toplumların lokomotifi durumunda olduklarını belirtti. İnsanlığın ihtiyaç duyduğu bilgili, eğitimli, nitelikli insan gücünü yetiştirmelerinin yanı sıra bilimsel çalışmalarla da toplumun aydınlanmasına vesile oldukları gibi, üniversiteye olan katkılarının da göz ardı edilemeyeceğini ifade etti. Prof. Yüksek, “Üniversitemizin gelişiminde ve geleceğe hazırlanmasında, sizlerin emeği her türlü övgünün üzerindedir. Bu yıl ilk defa imkanlarımız dahilinde, Yardımcı Doçentler ve Araştırma Görevlilerine Koruma Yaşat- 26 Yıldızlar OCAK / 09 ma Derneği’mizin katkısıyla maddi bir destek sağlamaya çalıştık. Önümüzdeki dönemlerde bu desteği genişletmek ve arttırmak önceliklerimiz arasında olacaktır.” dedi. Akademik Ödül Töreninde, öğretim üyelerine aşağıdaki kategorilerde plaketleri ve sertifikaları takdim edildi. Üniversite değerlendirmeleri * 1980-2007 yılları arasında en çok yayın yapan öğretim üyeleri * 1980-2007 yılları arasında en çok atıf alan öğretim üyeleri * 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Profesörler * 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Doçentler * 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Yardımcı Doçentler * 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Araştırma Görevlileri Bölüm değerlendirmeleri Yayın sayısı / bölüm öğretim üyesi sayısı oranına göre en çok yayın yapan ilk 3 bölüm * 2006 - 2007 Döneminde yayın yapan Profesörler * 2006 - 2007 Döneminde yayın yapan Doçentler * 2006 - 2007 Döneminde yayın yapan Yardımcı Doçentler * 2006 - 2007 Döneminde yayın yapan Araştırma Görevlileri 1980-2007 Yılları arasında en çok yayın yapan Öğretim Üyeleri (ilk üç) Üniversite ve Bölüm değerlendirme kategorilerinde ilk 3 dereceyi paylaşan Öğretim Üyelerimiz ve Bölümleri aşağıdaki gibi sıralanmıştır. * Kimya / Metalurji Fakültesi – Matematik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Surkhay D. AKBARAOV ( 50 yayın ) Makine Fakültesi-Gemi İnşaatı ve Gemi Makinele- * OCAK / 09 Yıldızlar 27 ETKİNLİK >> Üniversitemizin gelişiminde ve geleceğe hazırlanmasında, sizlerin emeği her türlü övgünün üzerindedir. ri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri ŞAHİN ( 35 yayın ) * Makine Fakültesi-Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur GÜVEN ( 33 yayın) 1980-2007 yılları arasında en çok atıf alan Öğretim Üyeleri (ilk üç) * Makine Fakültesi – Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri ŞAHİN ( 429 atıf ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim DOYMAZ (295 atıf ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Matematik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Surkhay D. AKBARAOV ( 229 atıf ) 2006 - 2007 Döneminde en çok yayın yapan Profesörler (ilk üç) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay HERGENÇ (10 yayın ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belma ÖZBEK (5 yayın) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nergis ARSU ( 5 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürrezzak Emin BOZDOĞAN (4 yayın) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürrezzak Emin BOZDOĞAN (4 yayın ) 28 Yıldızlar OCAK / 09 * Makine Fakültesi – Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri ŞAHİN ( 4 yayın ) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Talha GÖNÜLLÜ (4 yayın) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Matematik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Surkhay D. AKBARAOV ( 4 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekiye ÇINAR ( 4 yayın) 2006 - 2007 Döneminde en çok yayın yapan Doçentler (ilk üç) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayfer SARAÇ ( 4 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Belkız BİLGİN ERAN ( 3 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Feray AYDOĞAN ( 3 yayın ) * Fen-Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem CANKURTARAN ( 3 yayın ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet KARAASLAN (2 yayın ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhan CANSEVER (2 yayın ) * Makine Fakültesi – Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgen Ümit ÇOLAK (2 yayın ) Fen-Edebiyat Fakültesi – Fizik Bölümü Öğretim * Üyesi Doç. Dr. Vilayed ALEKBEROV (2 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal TURGUT (2 yayın ) 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Yardımcı Doçentler (ilk üç) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim DOYMAZ ( 5 yayın ) * Elektrik / Elektronik Fakültesi – Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kayhan GÜLEZ (5 yayın ) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bestamin ÖZKAYA (4 yayın ) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sinan BİLGİLİ (4 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevgi KOCAOBA (4 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çiğdem YOLAÇAN (3 yayın ) * İnşaat Fakültesi – İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet BERİLGEN (3 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nevin SAN (3 yayın ) * Kimya / Metalurji Fakültesi – Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurcan TUĞRUL (3 yayın ) İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü * Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ömer APAYDIN (3 yayın ) * Makine Fakültesi – Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yasin ÜST (3 yayın ) 2006 - 2007 döneminde en çok yayın yapan Araştırma Görevlileri * Kimya / Metalurji Fakültesi – Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Dilek KILIÇ APAR ( 5 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Murat KILIÇ ( 4 yayın ) * Makine Fakültesi – Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Ali Volkan AKKAYA ( 3 yayın ) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Doğan KARADAĞ (3 yayın ) * Fen / Edebiyat Fakültesi – Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Kadir TURHAN ( 3 yayın ) * İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Arş. Gör. Dr. Kaan YETİLMEZSOY (3 yayın) Yayın sayısı / bölüm öğretim üyesi sayısı oranına göre en çok yayın yapan ilk 3 bölüm * Fen / Edebiyat Fakültes-Kimya Bölümü * Makine Fakültesi – Gemi İnşaatı ve Gemi Makine- leri Mühendisliği Bölümü İnşaat Fakültesi – Çevre Mühendisliği Bölümü II * OCAK / 09 Yıldızlar 29 SEMPOZYUM HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİ VE UYGULAMALARI SEMPOZYUMU HABTEKUS 2008 YTÜ’DE YAPILDI Günümüzde haberleşme teknolojileri bilgisayar teknolojileriyle bütünleşerek, yarının ileri bilgi toplumlarının oluşmasında yaşamsal bir rol oynamaktadır. B Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi tarafından, 22-24 Ekim 2008 tarihlerinde, İstanbul’da, II. Haberleşme Teknolojileri ve Uygulamaları Sempozyumu düzenlendi. Sempozyum aracılığıyla, disiplinler arası ve çok disiplinli bir yaklaşımla; haberleşme teknolojileri ve uygulamalarına ilişkin bilimsel, mühendislik ve endüstriyel uygulamalar alanlarında çalışanları bir araya getirmek, ülkemizin bu konulardaki ihtiyaçlarını tespit etmek ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik yeni yöntem ve yaklaşımlar geliştirmek amaçlanmıştır. Sempozyum, farklı disiplinleri içeren kablolu ve kablosuz haberleşme sistemlerindeki düzenlemeleri, bilimsel, mühendislik ve endüstriyel uygulamalara yönelik yenilikleri ve özgün çalışmaları kapsamıştır. Türkiye’nin lokomotif sektörü Sempozyuma katılan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer “Kurum olarak fiilen kurulduğumuz 2000 yılından, beri bu tür sempozyumlara ve çalışmalara her açıdan büyük destek ve önem verdik. Yıldız Teknik Üniversitesi de dâhil 10 üniversiteyle, yeni nesil sistemler konusunda AR-GE projeleri hazırlamak amacıyla protokoller imzaladık.”dedi. 30 Yıldızlar OCAK / 09 Acarer, Sayın Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’ın büyük çabasıyla çıkarılan AR-GE yasasının bilişim sektörüne çok büyük bir ivme kazandıracağına inandığını, bu yasa ile bilişim sektörünün Türkiye’nin en önemli lokomotif sektörü olacağını ifade etti. Üniversite-sanayi işbirliği Sempozyum düzenleyicilerinden Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Sayın Galip Cansever ise “Tüm gelişmiş dünya ülkelerinin çok önceden fark ederek büyük yatırımlar yaptığı, ülkemizin de ekonomik ve sosyal kalkınma adına gerek devlet kurumları, gerekse özel kurumlarca öncelikle yatırım yapılacak sektörler arasına aldığı bilgi teknolojilerinin, bugüne kadar sağladığı ve sağlayacağı faydalar ile sektörün gereksinimlerine ve sorunlarına sempozyum boyunca üniversitemiz çatısı altında ışık tutacak olmaktan büyük onur ve gurur duymaktayız” dedi. Cansever, araştırma ve geliştirmenin ülke ekonomisine katkısının artık herkesçe kabul edilmiş durumda olduğunu ve üniversitelerin de bilgi merkezi olmak sıfatıyla, sektörün gelişimi ve büyümesine somut yararlar sağlayacağı gerçeğinin kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Cansever “Gelişmiş ülkelerin başarı ile hayata geçirdiği ve ekonomik büyüme ve refah olarak geri kazanım elde ettikleri üniversite-sanayi işbirliği, haberleşme sektörümüzün dünya standartlarını yakalaması için olmazsa olmaz bir gerekliliktir” diyerek konuşmasını tamamladı. Haberleşme ve bilişim teknolojileri Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. İsmail Yüksek, sempozyumun hayırlı olması dileğiyle başladığı konuşmasında “ Uluslararası ilişkilerden üretim sektörüne kadar uzanan çok farklı alanlardaki uygulamaların yönünü, haberleşme ve bilgisayar teknolojilerinde ortaya çıkan buluşlar ve yenilikler belirlemektedir. Sürekli olarak değişip gelişen bu teknolojiler, kullanıcı istekleri temelinde 21. yüzyılın bilgi-iletişim şebekelerini de biçimlendirmektedir. Günümüzde haberleşme teknolojileri bilgisayar teknolojileriyle bütünleşerek, yarının ileri bilgi toplumlarının oluşmasında yaşamsal bir rol oynamaktadır. Teknolojinin hızla ilerlediği günümüz rekabet ortamında avantajlı duruma geçmenin anahtarı, haberleşme ve iletişim alanlarında bilişim teknolojilerinin üst düzeyde kullanılmasıdır” dedi. Haberleşme teknolojisindeki ilerlemeler Yüksek, Haberleşme teknolojilerinin bu kadar hızla değiştiği ve geliştiği bir ortamda konu ile ilgili mevcut ihtiyaçların ve sorunların da değişmesi ve çeşitlenmesi kaçınılmazdır. Bu gerçekler ışığında, haberleşme teknolojilerinin çeşitliliği ve kalitesini arttırmak ve mevcut ihtiyaçları karşılamak için bilim dünyası ve sektör çalışanlarının birlikte beyin fırtınası yaparak yeni arayışlar içinde olma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Haberleşme teknolojileri ve uygulamalarına ilişkin düzenleme; bilimsel, mühendislik ve endüstriyel uygulama alanlarında çalışanları bir araya getirmek ve sektörün gereksinimleri ve sorunlarına üniversite çatısı altında ışık tutmak amacıyla düzenlenen bu sempozyumda önerilecek yeni yaklaşımların ülkemizin ihtiyaçlarına cevap vereceğine inancım tamdır. Bilgi toplumu olma yolunda ilerleyen bir ülke olarak teknolojik gelişimin önündeki ciddi engellerin ortadan kaldırılması; yeni nesil teknolojilerin uygulanması; internet ve iletişim altyapı hizmetlerinin ülkenin her köşesine ulaştırılması; AR-GE ve inovasyona yeterli kaynak ayrılması; AR-GE yatırımları ile ilgili yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve yeni teknoloji üretme konusunda üniversite-sanayi iş birliğine gidilmesi gibi konular önem taşımaktadır. Katma değer sağlayan teknolojilere öncelik verilmesi; sektörün ve ekonominin ilerleyebilmesi için yerli ürün ve üretimin desteklenmesi; Türkiye’deki teknoloji üretiminin teknoloji kullanımının önüne geçirilmesi; telekomünikasyon sektöründe yaşanan sıkıntıların çözüme kavuşturulması için ortak bir irade geliştirerek sektör olarak birlikte hareket edilmesi; Teknopark ve KOSGEB oluşumlarında yer bulunması gibi haberleşme teknolojileri ve uygulamalarının gündeminde olan ve çözüm bekleyen sıcak konulara ilişkin yeni yaklaşımların tartışılacak olması, bu sempozyumun önemini bir kez daha ortaya koymaktadır” diyerek konuşmasına devam etti. Konuşmasının sonunda Yüksek, herkese başarılı bir sempozyum dilerken, sempozyumdan çıkacak sonuçların sektörün ve ülkenin sorunlarının çözümüne katkı sağlamasını ve gelecekteki çalışmaların temeline ışık tutmasını temenni ettiğini belirtti. II OCAK / 09 Yıldızlar 31 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ çekiştiriyor, babası da biricik incisini korumak için bir aslan edasıyla karşı çıkıyordu. Bir babanın zulme başkaldırısıydı bu. Ama zalim kader yine ağlarını örecekti. Yüzyıllardır, kanın, gözyaşının eksik olmadığı bu topraklarda bir can daha katledilecekti… Ayşe o günden beri konuşmuyor, Belkide küsüyor kendince kaderine. Savaşa, kana nefrete doymuş bu topraklardan belki de nefret ediyor, belki de sessizce protesto ediyor… Ortadoğu’da bu manzaralar olağanlaştı, eroin bağımlısı gençler gibi alıştı bünyeler bebek ölümlerine, hava saldırılarına, feryatlara, gözyaşlarına… Peki ya ‘NEDEN?’sorusunu hiç aklınıza getirdiniz mi? Neden böyle duyarsızlaştık? Ölmeden mumyalanmış firavunlar gibi Tanrı’nın elinin değmesini mi bekliyoruz? BARIŞ İÇİN… METİN KIŞLIK / YTÜ SİYASET BİLİMİ ve ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ Hüzünlü bir senfoninin son bestesindeyiz artık. Durgunlaşan, fenalaşan, hissizleşen benliğimizin verdiği o inanılmaz kederle boğuşuyoruz. O kadar kaynıyor ki gövdemiz, sara nöbetine tutulmuş zavallı bir hastanın sahip olduğu şuurla, gökyüzünde uçuşan kanlı martıları görmezlikten geliyor, kendi bireysel dertlerimizden dünyayı fark edemiyoruz. Bireyselleştik artık, rezilce bizi saran tutkularımızdan, bir anlık basit zaferler uğruna feda ettiğimiz hayatımızdan pişman değiliz artık… Kendimizle yatıp, kendimizle kalkıyoruz. Aynada kendimize bakıp, mağrurca:’Bugünde yakışıklıyım be!’ deyiveriyoruz. At gözlüklerimizle, sansürlen- miş bireysel haykırışlarımızla, kişisel hayallerimizle ve birde, belki bir gün lazım olur diye yanımızda hazır ettiğimiz bavulumuzla, Âşık Veysel’in dediği gibi uzun, ince bir yolda yapayalnız ve hayasızca ilerliyoruz… Artık kimse merak etmiyor yedisinde elinde okul çantası yerine Amerikan malı m_16 marka silah taşıyan Filistinli Ahmed’i, peki ya onun ablası Ayşe’yi… Hani, bir gün babası o sevdiği kırmızı etekli, oyuncak bebeği alacağına dair söz vermişti. Belki de bebeğinde hayalini kurduğu, özlemini çektiği gülümseyişi görüyordu. Birlikte dükkâna gitmişlerdi. Dönüşte sağ eliyle hayalindeki bebeği, sol eliyle babasının elini sımsıkı tutuyordu. Sanki o an için dünyanın en mutlu çocuğuydu. Mutluluk, o çocuksu gülümsemesinden çıkıp tüm Gazze sokaklarına dağılmıştı sanki. Hayat her şeye rağmen bir çocuğun ruh âleminde tozpembeydi artık. Bir anda, kara bulutlar çökmüştü, değişik sesler duyuyor, kavrayamıyordu. İsrail askerleri babasını 32 Yıldızlar OCAK / 09 Belki de.. Yüzyıllardır bizi kendi çöplüğümüzde yok etmeye çalışan batı, oyununda başarılı oldu. Kimimize marka giyinmeyi, kimimize hamburgeri, kimimize kot pantolonu, rapi, rockı… Kısacası alıştıkça bırakamadık, sarhoşluğun verdiği çakır keyfiyle sağa, sola naralar attık… ‘Bölmek ve yönetmek’ belki de onların en büyük operasyonuydu. Ameliyat masasına yatırılmış, çaresiz bir hastaydık sanki. Tabi ki doktor her fırsatta iyileştireceğini, önemli bir şeyin olmadığını söylüyordu. Aman söylemesin! Kanlı testerelerle parça parça böldüler, sen şuraya, o buraya derken satranç tahtasında amirallerin piyonları oluverdik. Ameliyat masasındaki hastayı sormayın… Yoğun bakımda şuan, hala bir yerleri bölünüyor, kaynıyor, acı çekiyor… Şimdi narkozun verdiği keyif ve sarhoşlukla pembe rüyalar görüyoruz. Tüm dünyayı tozpembe düşlüyoruz. ’Abartıdır bunlar’deyiveriyoruz… Yüzyıllardır şahlanamayan, yaşlanmış, artık koşamayan yaralı bir kısrak gibi ölüm sırasının bir an önce bize gelmesini istiyoruz. Peki, Gazze’yi, Irak’ı kısacası tüm doğuyu kim kurtaracak? Yıllardır ameliyatın ısrarla devam etmesi gerektiğini savunan batılılar mı? Yoksa her şeye rağmen son bir sıçrayışı bedeninde hisseden yaşlı doğu mu? Bu sorunun cevabını ben bilemem. Benim bildiğim tek bir şey var o da yarın yine tertemiz bir güneşin doğacak olması… Yeni umutlar, yeni zihinler yetişecek yarınlara… Bu yüzden, bari biz yapamadık, biz uyandıramadık içimizdeki devi, hiç olmazsa şahlanacak yeni nesiller yetiştirelim. Gözlerinde Mustafa Kemal’i gördüğümüz nesiller… İnadına, umutla ve gülümseyişle bakalım geleceğe. Amerikalı siyahîlerin efsanevi lideri Martin Luther King’in bir zamanlar bir hayali vardı, belki o tam anlamıyla gerçekleştiremedi hayalini. Ama benimde bir hayalim var her şeye rağmen. İnanıyorum da bir gün Gazze’de, Bağdat’ta, Kabil’de çocuklar özgürce oyunlar oynayabilecek… Anne ve babalarıyla birlikte mutluca yarınları yasayabilecek. Top sesleri, savaş çığlıkları, feryatları duymayacaklar. Her şeyden önemlisi artık ağlamayacaklar… Hayal ediyorum da bir gün, Evet bir gün, gülümseyen çocuklar göreceksiniz Filistin’de, Kavgaya, baruta, silaha yer olmayacak yüreklerde, Çarklar yeniden dönmeye başlayacak un fabrikalarında, Açlar, sefiller, yoksullar kalmayacak benim uygarlığımda, Yüzler hep gülecek, bir parça ekmekte olsa kursaklarda, Yorucuda olsa, barış olacak, dostluk olacak bu kutsal topraklarda.. II OCAK / 09 Yıldızlar 33 ARAŞTIRMA TEZİ YILDIZ SARAYI VE YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Üniversite kullanımında olan Yıldız Sarayı’nın kültür varlığı niteliğindeki tarihi yapıları, Yıldız Teknik Üniversitesi için her zaman gurur kaynağı olmuş prestij yapılarıdır. CAN Ş. BİNAN-CENGİZ CAN YTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ RESTORASYON ANABİLİM DALI K Kanuni Sultan Süleyman devrinden beri bir av mesiresi olan ve Hazine-i Hassa’ya kayıtlı bulunan Yıldız koruluğunda, bilinen ilk inşaatı yaptıran I. Ahmet (hd.1603-1617) olmuştur. Küçük bir kasr niteliğinde olan yapının IV. Murat (hd.1623-1640) tarafından da kullanıldığı bilinmektedir. Sultan köşkü zaman zaman istirahat etmek amacıyla da kullanılmıştır. 18.yüzyılda ise III.Selim (hd.1789-1807) buranın güzelliğini ve boğaza olan hakimiyetini düşünerek, buraya annesi Mihrişah Valide Sultan için bir köşk ve bahçesine bir de çeşme yaptırmıştır . Daha sonra II.Mahmut (hd.1808-1839), burada 1834 yılında küçük bir köşk yaptırmış ve etrafında bir bahçe düzenletmişti . Sultan Abdülmecit (hd.1839-1861), ahşap Beşiktaş sahilsarayını yıktırıp yerine bugünkü Dolmabahçe Sarayı’nı yaptırmaya karar verince, yeni saray yapılana kadar oturmak için, 1841 yılında daha önce Yıldız isimli gözdesi için yaptırttığı Yıldız Köşkü’nü Hünkar Dairesi olabilecek şekilde büyüttürmüş, ayrıca birtakım binalar daha ilave ettirerek 1843 yılında buraya yerleşmiş ve 1851 yılına kadar devlet yönetimini buradan sürdürmüştür. Bu tarihten sonra sadece bu yapıya değil tüm 34 Yıldızlar OCAK / 09 has bahçe içindeki yapılara, Yıldız denilmeye başlanmıştır. Böylece Yıldız Sarayının çekirdeği o zamanlar oluşmuştur. Çırağan Sarayı’nın yapılmasından sonra, Yıldız Koruluğu (günümüzdeki Yıldız parkı) ile Çırağan sarayı arasındaki köprüyü ve koruluk içindeki Çadır ve Malta köşklerini de Sultan Abdülaziz’in yaptırması ile saray ve çevresinin canlanmaya başladığını görmekteyiz . Veliahtlığı zamanında ara sıra Yıldız’da kalan II.Abdülhamit (hd.1876-1909) tahta çıktığında, yedi ay kadar Dolmabahçe Sarayında kalmış, ancak bu sarayın güvenlik açısından yetersiz olduğuna inanınca Yıldız’a yerleşmeye karar vermiştir. Yıldız Sarayı ve çevresinin II. Abdülhamit zamanında geliştiği ve günümüze kalan yapıların da çoğunun bu devirde inşa edildiği görülmektedir. II.Abdülhamit Yıldız’a 7 Nisan 1877 de taşınmıştır. Bu tarihlerde, Abdülaziz ve Abdülmecit devirlerinden kalmış Daire-i Hümayun denilen Yıldız Kasrı (Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlük binası), Büyük Mabeyn Dairesi, Şale Kasrı’nın ilk bölümü, Malta ve Çadır Köşk’leri ile bazı ufak yapılar bulunmaktaydı. II.Abdülhamit’in ailesiyle beraber Yıldız Kasrı’na taşınmasıyla, Yıldız Kasrı “Hünkar Dairesi” adını almıştır . II.Abdülhamit Önde Hamit Havuzu ve geri planda Hünkar Dairesi’nin görünüşü (1880-1885) OCAK / 09 Yıldızlar 35 Şömineli salon duvar süslemesi. Hünkar Dairesi Rektörlük Girişi >> Üniversite her dönemde, sınırlı kaynaklarından önemli bir bölümünü saray yapılarının korunmasına ayırmaktadır. zamanında Yıldız, yapıları, bahçeleri ve hareketli saray yaşamı ile 16.yüzyıldaki Topkapı Sarayı’nın bir benzeri olmuştu. Sarayda 12.000 kişi yaşıyordu. Saltanat kapısının az ötesine Yıldız Camisi de yaptırıldıktan sonra, (1886) II.Abdülhamit Cuma selamlıkları için başka camilere gitmeyip burayı tercih etti . II.Abdülhamit’in tahttan indirilmesinden sonra, 1909-1918 arasında V.Mehmet Reşat, Sarayı kullanmıştır. 1918-1922 arasında Padişah olan VI. Vahdettin ise daha çok Dolmabahçe Sarayı’nda oturmuş, kısa sürelerle Yıldız Sarayı’na gelmiştir. 1922 de VI. Vahdettin’in ülkeyi terk etmesinden sonra Yıldız Sarayı bir süre boş kalmış, daha sonra 1924’de Erkan-ı Harbiye Mektebi - Harb Akademileri kullanımına verilmiştir. 1937 Yılında dış harem avlusundaki bazı binalar Teknik Okulu kullanımına verilmiş, 1941-1946 arasında Silahlı Kuvvetlerin başka kademelerinin yerleşmiş olduğu Yıldız Sarayı’na 1946’dan sonra yeniden Harp Akademileri gelmiş ve 1974 yılına kadar burada kalmıştır. Yıldız Sarayı’nın büyük kısmı 1974 ‘den sonra Kültür Bakanlığı’na geçmiştir. 19. Yüzyıl sonlarının Yıldız Sarayı kentsel konumu açısından bir sahil sarayı olmamakla birlikte, Boğaziçi kentsel mekanıyla olan sıkı ilişkisi onu bir Boğaz sarayı durumuna sokmaktadır. Saray ve çevresi, Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki Yıldız tepelerinde, hem kapladığı alan hem de II.Abdülhamit dönemindeki faal haliyle, 36 Yıldızlar OCAK / 09 çevresiyle olan sosyal ve ekonomik ilişkileri açısından bir kent içi etkileşim alanı oluşturmuştur. Sarayla birinci derecede bağlantılı kısımların dışında Beşiktaş ve Ortaköy’e dağılmış Sarayda veya bu bölgelerde çalışanların oluşturduğu konut alanları bulunmakta idi. Beşiktaş, Ortaköy, Maçka, Teşvikiye mahalleleri bu devirde kayda değer gelişme göstermişlerdir . Yıldız Sarayı aşağıdaki ana bölümlerden oluşmaktadır: 1.Saray 2.Dış Bahçeler 3.Kışlalar 4.Talim yeri 5.Camiler Yıldız Sarayı yapılar topluluğunun günümüzdeki kullanımı Bu büyük kompleksi oluşturan kışlalar ve talim yerlerinden önemli ölçüde kayıplar olmasına rağmen, geri kalan kısımları varlığını korumaktadır. Günümüzde Yıldız Sarayı Külliyesi; Kültür Bakanlığı’na bağlı müze (Hamit Havuzu ve çevresinden oluşan sarayın çekirdeği), Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı müze (Şale Köşkü), Belediye Müzesi ve sergi salonu (Güzel Sanatlar Dairesi), çeşitli, vakıfların merkezi (Dış Karakol, ve Arabacılar Dairesinin bir kısmı), IRCICA Araştırma Merkezi (Çit kasrı, Set Köşkü, Yaveran ve Bende- gan Dairesi), sosyal ve kültürel etkinliklerin yapıldığı alanlar (Silahhane, İç bahçe Hamit Havuzu çevresi, Saray Tiyatrosu), Milli İstihbarat Teşkilatı (Arabalıklar Eczahane ve çevresi), 1.Ordu Merkez Komutanlığı (Orhaniye Kışlası), İstanbul Belediyesi (Yıldız Parkı, Malta ve Çadır Köşkleri), İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Yıldız Üniversitesi (Harem 2. avlu binaları; Damatlar Dairesi, Çukursaray, Hünkar Dairesi) tarafından kullanılmakta ve kentin sosyal kültürel ve eğitim yaşamına katılmaktadır. Yıldız Teknik Üniversitesi kuruluş ve gelişmesi Yıldız Üniversitesi, 1911 yılında, Vilayet Nafia İdarelerinin Fen Memuru (eski adıyla Kondüktör) ihtiyacını karşılamak amacıyla, Kondüktör Mektebi Alisi adı altında kurulmuştur. İlk öğrencilerini 22 Ağustos 1911 de kaydeden okul, aynı yılın Eylülünde bugün Divanyolu’nda Sağlık Müzesi olan binada eğitime başlamıştır. Bazı değişikliklerle Paris’deki Ecole de Conducteur ‘ün eğitim programı kabul edilmiştir. 1913 Sömestr arasında okulun bulunduğu Divanyolu’ndaki bina hastane yapılmak üzere boşaltılınca, Şehremini civarında, Fuat Paşa’da sonraları İran Hastanesi olan bir konak kiralanmış ve okul 1914’e kadar bu binada kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı başında Çemberlitaş Karababa sokağındaki ahşap bir konağa taşınmış, savaş sonunda ise, Vilayet ve Milli Eğitim Müdürlüğü arasında bulunan ve günümüze ulaşamamış olan, Donanma Cemiyeti binasında eğitime devam etmiştir. 1922 yılında okulun adı Nafia Fen Mektebi’ne dönüştürülmüş ve 1923 de Gümüşsuyu kışlasının, günümüz- Şömineli salon de yok olmuş bir kısmında eğitime devam edilmiştir. 1935 yılında Gümüşsuyu kışlasından, Kuruçeşme’deki, günümüzde yokolmuş olmasına rağmen rökonstrüksiyonu yapılarak konut olarak kullanılmakta olan Memduh Paşa köşküne taşınmıştır. 1937’de Nafia Fen Mektebi lağvedilmiş ve Teknik Okulu kurulmuştur. Memduh Paşa köşkünün artan öğrenci sayısına cevap verememesi nedeniyle, bu tarihte Yıldız Sarayının müştemilatından olan bugünkü binaların bulunduğu ikinci harem avlusuna taşınmıştır . Teknik Okul, 1969 tarihinde İ.D.M.M. Akademisi’ne dönüştürülmüş, 1982de Yıldız Üniversitesi, 1992 de Yıldız Teknik Üniversitesi olmuştur. Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi Merkez kampüsü olan yapılarda, 10.000 öğrenci eğitim görmektedir. Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından kullanılan saray yapıları Mimarlık Fakültesi Binası: (D Blok) 1937 yılında Yıldız Sarayı müştemilatından Teknik Okula verilen binalardan biri olan ve günümüzde Mimarlık Fakültesi olarak kullanılan yapı, büyük olasılıkla II.Abdülhamit dönemi OCAK / 09 Yıldızlar 37 2 nolu Şehzade Köşkü 1 nolu Şehzade Köşkü yapılarındandır. Özgün işlevi konusunda birden fazla kaynaktan desteklenen bilgi ve belgeler yoktur. F. Ezgü, yapının Damatlar Daireleri olduğunu ve burada Padişah kızları ile evlenen damatların aileleriyle oturduğunu yazmaktadır. 1973 İDMMA tanıtma broşüründe ise yapı Şehzadeler Daireleri olarak geçmektedir. İlk yapımından sonra, işlev değişikliklerine uğramış olması ihtimali de gözardı edilmemelidir. 1886-1900 tarihleri arasında yapılmış ve Yıldız Sarayı’ndaki Havagazı şebekesi ve lambalarını gösteren planda, yapının dört bölümden oluştuğu ve bunlardan birinin plan şemasının işlenmiş olduğu görülmektedir. 1937 tarihine ait yerleşim planında da, yapının Doğu cephesinde yer alan dört ayrı giriş görülmektedir. 1937’de Teknik Okulun Yıldız’a taşınması ile bu yapıda da onarıma gidilmiş, Prof. Emin Onat’ın hazırlamış olduğu proje doğrultusunda, 1939’da yapının dış duvarları ve konturu korunarak, içerde bir orta koridora açılan derslikler ve atölyelerden oluşan bir şema uygulamaya konulmuştur. Kargir duvarlar üzerine oturan ahşap döşemelerin oluşturduğu orijinal taşıyıcı sistem, dış duvarlar korunarak betonarme döşemeli bir sisteme dönüştürülmüştür. Yapının özgün mimarisini belgeleyen yenileme sırasında çekilmiş fotoğraflarda görülen dış cephe süsleme elemanları, silmeleri, kat kornişleri, pencere söve ve alınlıkları tümüyle kaldırılmıştır. Mevcut doluluk ve boşluk düzenine uyulmuş ve merdiven evleri, giriş ve arka cepheler, yukarıdan aşağıya camekan yapılmış, dış cephenin kargir kısımları da dönemin mimari anlayışına uygun tarak sıva yapılarak tamamlanmıştır. Çukursaray (F Blok) : Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından kullanılan bölümde bulunan diğer bir yapı ise 38 Yıldızlar OCAK / 09 günümüzde Çukursaray adı ile bilinen, II.Abdülhamit döneminde yapılmış, Şale köşkünden sonra Yıldız sarayının en büyük binalarından biri olan Bekar ve Dul Sultanlar ikametgahıdır. 1937 de pansiyon olarak kullanılmak üzere sınırlı bir müdahale yapılan bu yapı günümüzde Enstitüler binası olarak kullanılmaktadır. Hünkar Dairesi (G Blok): Hünkar dairesi Yıldız Sarayı’nın en eski yapılarından biridir. 1945 yılında Harp Akademilerinin İstanbuldan Ankaraya taşınması ile Hünkar Dairesi boşalmış ve o tarihlerde okulu ziyaret eden Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün uygun görmesiyle Teknik Okulu’na verilmiştir. Oldukça harap durumda olan bu binalarda da 40’lı yıllarda onarım çalışmaları yapılmış ve Hünkar Dairesinin yıkılmış olan bölümleri yerine betonarne kısımlar eklenmiştir. 1985 yılında yapılan büyük çaplı bir restorasyon ve yapılan uyumlu bir ek bölüm ile günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlük binası olarak kullanılmaktadır. Agavat Dairesi (N Blok): Çukursaray’ın batısında bulunan ve bir süre önce Barbaros İlkokulu’nun boşalttığı yapı, F.Ezgü’ye göre Agavat Dairesidir. 187697 Tarihleri arasında yapılmış Yıldız Sarayı havagazı şebekesini gösteren bir planda, Seryaver Paşa, Tahir Paşa (Arnavut Tüfekçiler ağası) ve Tercüman Paşa gibi yöneticilerin isimlerinin bulunduğu görülmektedir. Yaverler Dairesi (H Blok): Günümüzde Yıldız Teknik Üniversitesi’ ne ulaşan araç yolunun girişinin sağında bulunan yapı, II.Abdülhamit döneminde, Yaverler, Hünkar Çavuşları, Seçme süvariler kışlası olarak yapılmış olup, bir süre Sağır ve Dilsizler Okulu daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu olarak kullanılmıştır. Günümüzde İktisat Fakültesi >> Son dönem Osmanlı saray yaşantısının kültür mirası yapılar, Cumhuriyet döneminin onbinlerce YTÜ mezununun anılarında yer etmiştir. kullanımındadır. Şehzade ve Sünnet Köşkleri (1,2,3,4,5,ve 7 Numaralı Yapılar): Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından kullanılan yukarıda kısaca söz edilen kargir saray yapılarından başka, daha küçük ölçülerde ahşap köşkler bulunmaktadır. Bunlar yine II.Abdülhamit döneminde yapılmış ve Şehzade veya Sünnet Köşkleri olarak anılmaktadır. Küçük köşkler günümüzde misafirhane ve bürolar olarak kullanılmaktadır. Mimarlık Fakültesi Binasının kuzeyindeki set üstü bahçesinde dört adet köşk, güneyinde ise havuz yanında bir ve Hünkar Dairesi güneyinde bir adet köşk bulunmaktadır. Hünkar Dairesi ve Çukursaray arasında bulunan Şehzade Burhanettin Efendi Dairesi ise 22 Şubat 1973 yılında elektrik kontağından çıkan yangın nedeniyle yanmıştır. Günümüzde Üniversite kullanımında olan Yıldız Sarayı’nın kültür varlığı niteliğindeki tarihi yapıları, Yıldız Teknik Üniversitesi için her zaman gurur kaynağı olmuş prestij yapılarıdır. Son dönem Osmanlı saray yaşantısının kültür mirası olan yapılar, Cumhuriyet döneminin onbinlerce YTÜ mezununun anılarında yer etmiştir. Üniversite her dönemde, sınırlı kaynaklarından önemli bir bölümünü saray yapılarının korunmasına ayırmaktadır. Hünkar Dairesi, Çukur Saray gibi anıtsal nitelikteki yapılar özenle korunmakta, bakım-onarım ihtiyaçları gereğince karşılanmaya çalışılmaktadır. Altı ahşap köşkten üçünün restorasyonu geçtiğimiz yıllarda yapılmış, diğer üçü YTÜ Rektörlüğü tarafından 2009 yılı programına alınmıştır ve restorasyon uygulama projeleri hazırlanmaktadır. Projelendirmeler ve uygulamalarda YTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Lisansüstü Programı kapsamında hazırlanmış olan ve Yıldız Sarayı yapılar topluluğunun tamamına yakınını konu edinen araştırma tezleri ve restorasyon projeleri temel veri olarak kullanılmaktadır. II OCAK / 09 Hünkar Dairesi girişi Yıldızlar 39 GÜNCEL İ İNŞAAT FAKÜLTESİ “Çağdaş Ortamlarda Çağdaş Eğitim” Amacımız yıldızlarımızı kaydırmak değil, yıldızlarımızı parlatmaktır. yazı, PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK / REKTÖR 40 Yıldızlar OCAK / 09 İnşaat Fakültemiz, bölümlerinin günümüz teknolojisinin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ve öğrencilerimizin çağdaş ortamlarda eğitim-öğretime devam edebilmesi için üniversitemiz Yönetim Kurulu kararı ile 4 yıl önce üniversitemiz bütçe imkanları çerçevesinde planlanan ve fakültenin ihtiyaçları göz önüne alınarak, Davutpaşa Kampüsü’nde inşa edilen yeni binasında, 2008-2009 akademik yılının başlangıcında eğitim-öğretim hizmeti vermeye başlamıştır. İnşaat Fakültemiz, yaklaşık 12.000 m2’lik kullanım alanlı eski binasından ihtiyaçlarına uygun 30.000 m2’lik yeni donanımlı binasına taşındı. Bu taşınma kararının temel nedeni; ne YÖK tarafından arttırılan öğrenci kontenjanları, ne yetersiz derslik ve laboratuar sayısı, ne de İnşaat Fakültemizin eğitim verdiği Yıldız Kampüsü’ndeki binanın deprem hasarlı olmasıdır. Bu saydıklarım alınan taşınma kararının alt nedenleridir. Bizim en önemli kaygımız, öğrencilerimize çağın gereklerine uygun daha nitelikli ve evrensel bir eğitim verebilmek ve bilgi toplumuna geçiş sürecinde ulusal ve uluslararası alanlarda rekabet gücü yüksek donanıma sahip olmalarını sağlamak için çağdaş ortamlarda çağdaş eğitim verebilmektir. Bu gerçekler ışığında, İnşaat Fakültemizin Davutpaşa Kampüsü’ne taşınma gerekçelerini ayrıntılı bir şekilde sizlerle paylaşmanın konu ile ilgili soru işaretlerini ortadan kaldıracağına inanıyorum. Üniversiteler, öncelikle hocası, sonra öğrencisi ve daha sonra da kampüsüyle bir değer yaratır. Üniversite yönetimleri ise hocaları ve öğrencilerinin bilimsel gelişim ve değişime ayak uydurabilmeleri için en çağdaş ve teknik donanımlı derslikler, laboratuarlar, binalar ve kampüslerde eğitim-öğretim ve sosyal ihtiyaçları karşılama çabası içerisindedir. Öğrencilerin, hocaların ve kampüslerin değerini arttıran nitelik ise mevcut ihtiyaçları karşılamaları ile doğru orantılıdır. Dünyada marka haline gelmiş üniversitelerin büyüklüğü yıllardır aynı mekanda olmalarından değil, sağladıkları eğitim-öğretim kalitesi, mezunlarının uluslararası alanda tercih edilmeleri ve sahip oldukları kurum kültürü ve felsefesinden gelmektedir. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin büyüklüğü de zaman ve mekanla sınırlı değildir. Üniversitemizi büyük yapan değerler sahip olduğumuz kampüsten ziyade, ülkemizin yeniden yapılanma ve gelişim sürecinde görev alan ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nin varoluş değerlerine ve amaçlarına hizmet ederek Yıldızlı kimliği ile yetiştirilen öğrencilerimizdir. Üniversiteler, bilimsel düşünceye ve araştırmalara ağırlık veren, araştırmalardan elde ettiği ürünleri ülkesinin ve bütün insanlığın yararına sunan, nitelikli insan gücü yetiştiren ve bulunduğu bölgeyle bütünOCAK / 09 Yıldızlar 41 GÜNCEL >> Üniversitemizi tamamen Davutpaşa Kampüsü’ne taşıyarak Yıldız Kampüsü’nü kaybetmek değil, aksine etkin kullanım amacıyla Yıldız Kampüsü’nü yeniden planlayarak ve yapılandırarak değerini arttırmak istiyoruz. > Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek ve İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Demir. Davutpaşa Kampüsü’nde İnşaat Fakültesi açılışı. leşen yerler olmalıdır. Bu amaca hizmet edecek olan ve Davutpaşa Kampusumuzda inşa edilecek olan Teknopark projesi en önemli önceliklerimizden biridir. Sanayi ve araştırmaya yönelik birim olan Teknopark oluşumunun Davutpaşa Kampusunda yer alması kaçınılmazdır. Teknopark ile en çok etkileşimde bulunacak ve işbirliği yapacak olan mühendislik fakültelerimizin aynı kampusta yer almaları Teknopark kuruluş amaçları ve mantığı ile örtüşmektedir. Bu gerçek 42 Yıldızlar OCAK / 09 ışığında, olması gereken, İnşaat Fakültemizin de bu kampüste yer almasıdır. Teknopark projemiz ile topluma, öğrencilerimize ve öğretim elemanlarımıza hizmet etmeyi amaçlamaktayız. Sanayi ile işbirliği içerisinde teknoloji üretmeye çalışmak amacıyla, özellikle mühendislik disiplinlerindeki öğrencilerin ve öğretim elemanlarının Teknopark projesi ile iç içe olması ve etkin bir şekilde yer alması için Davutpaşa Kampüsünde bulunmaları çok doğal bir sonuçtur. Devlet ve Vakıf Üniversitelerinin mekan sınırlılığı yaşadığı İstanbul gibi nüfus yoğunluğunun çok yüksek olduğu ve yerleşim alanlarının giderek azaldığı bir şehirde, böyle büyük bir arazinin eğitim-öğretim amacıyla üniversitemize tahsis edilmesi, bizim için büyük bir fırsattır. Üniversitenin geleceğini planlamak amacıyla belli bir plan dahilinde bu kampüsü harekete geçirmek ve 24 saat yaşanan bir kampüs haline getirmek önceliklerimizden biridir. İnşaat Fakültemizin de bu kampüse taşınması, bu amacımıza hizmet etmektedir. Bu aşamada bir yanlış anlamaya açıklık getirmenin faydalı olacağı inancındayım. Bizim amacımız üniversitemizi tamamen Davutpaşa Kampüsü’ne taşıyarak Yıldız Kampüsü’nü kaybetmek değil, aksine etkin kullanım amacıyla Yıldız Kampusunu yeniden planlayarak ve yapılandırarak değerini arttırmaktır. İnşaat Fakültesinin tarihi ve geleceği için dönüm noktası olan bu taşınma sürecinde öğretim elemanlarımız, idari personelimiz ve öğrencilerimizin fedakârlık göstermiş olması ve bu dayanışmanın fakültelerine olan bağlılıklarını güçlendirmiş ve sorumluluklarını arttırmış olması çok anlam taşımaktadır. Yaşanan zorluklara rağmen, sıkıntılı taşınma sürecinde eğitimin aksamaması için değerli öğretim üyelerimiz, idari personelimiz ve sevgili öğrencilerimizin fakültelerini sahiplenerek gösterdiği anlayış ve hassasiyet bizleri çok mutlu etmiştir. Sonuç olarak, bizi en sevindiren nokta ise İnşaat Fakültesinin taşınmasına ilişkin eleştirilerin hiçbirinin temel hedefimiz olan yeni binamızda ve çağdaş bir ortamda verilecek olan eğitim ve öğretimin kalitesine ilişkin olmamasıdır. Hedefimiz, üniversitemizin geçmiş değerlerinden kuvvet alarak geleceği planlamaktır. Uzun zamandır kullandığımız “Tarihi mekanlarda çağdaş eğitim” sloganımıza “Çağdaş ortamlarda çağdaş eğitim” sloganını eklemeye çalışmaktayız. II BİR YILDIZ KAYDI Değerli hocamız Merhum Ersun YALÇIN’a, Allah’tan rahmet diliyoruz! Uzun yıllar üniversitemize ve ülkesine hizmet etmiş olan değerli hocamız Ersun Yalçın, 13 Ocak 2009 tarihinde aramızdan ayrıldı. Uzun zamandır tanıdığımız, beraber çalıştığımız, anılar paylaştığımız mesai arkadaşımız, sevgili hocamızın genç yaşta ve beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrılması içimizi çok acıttı, yüreğimizi çok yaktı. Değerli hocamızın; öğrencileri, üniversitesi, bilim dünyası ve ülkesi için yapacak çok şeyi vardı. Önemli olan ve bizleri teselli eden şey değerli hocamızın geride bıraktığı çok iyi izlenimler, samimi dostluğu ve bizlerde saklı olan güzel anılarıdır. Öğrencileri, kendisinden çok şey öğrendi. Makine Fakültemizin çatısı altında üniversitemize verdiği emekler ve yapmış olduğu katkılar, bizler ve öğrencileri tarafından minnet ve saygıyla anılacaktır. Yaptığı hizmetler, örnek tutum ve davranışları, çalışmalarımızda bizlere ve öğrencilerimize ışık tutacak, yolumuzu aydınlatacaktır. Değerli hocamız Merhum Ersun YALÇIN’a, Allah’tan rahmet diliyoruz! Sevenleri; onu ve hizmetlerini hiçbir zaman unutmayacak! Ruhu şad, mekânı cennet olsun! OCAK / 09 Yıldızlar 43 ETKİNLİK SENEDE BİR GÜN DE OLSA ÖĞRETMENLERİMİZİ HATIRLAYALIM Bir öğretmen, yaklaşık 20-25 yıllık meslek yaşamında en az 3.000 öğrencinin kişiliğini, öz güvenini, mesleki tercihini olumlu yada olumsuz yönde etkileyebilecek bir güce sahiptir. yazı, PROF. DR. MÜNİRE ERDEN / EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANI M Millet mekteplerinin açıldığı ve Atatürk’ün Başöğretmen kabul edildiği gün 24 Kasım’dır. Bu özel gün, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Eğitim Fakültesi olarak bizlerde bu önemli günü kurulduğumuz yıldan beri kutluyoruz. Öğretmenlerimiz ve öğretmenlik mesleği, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren toplumun kalkınma ve gelişmesinde önemli rol oynayan, köy ve kasabalarda toplum lideri olan ve toplumun her kesimi tarafından saygı gösterilen bir meslekti. Fakat yanlış öğretmen yetiştirme ve atama politikaları sonucu, öğretmenlik 70’li yıllardan itibaren hızla saygınlığını yitirmiş, giderek genç nesillerin en son tercih ettikleri mesleklerden biri olmuştur. Bu nedenle senede bir gün de olsa, 44 Yıldızlar OCAK / 09 menlik alanlarına girmek için gençlerimiz yarış içindedir. Eğitim Fakülteleri, Fen ve Edebiyat Fakültelerinden hatta bazı Mühendislik Fakültelerinden daha yüksek puanla öğrenci kabul etmektedir. Bu olumlu gelişmeler, mesleğin yeniden değer kazanmasını sağlamıştır. Öğretmen başarılı olmalıdır * Öğretmenin “toplumdaki yeri, rolü, önemi ve değeri nedir?” sorularını yanıtlamak, * Öğretmenlerin kendi aralarındaki bağı kuvvetlendirmek, * Öğretmenlerle öğrencileri arasındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmek, * Öğretmen adaylarına mesleklerinin kutsal bilincine varmalarına yardımcı olmak için 1981 yılında öğretmenler günü kabul edilmiştir. 1981 yılından sonra öğretmen yetiştirme görevinin üniversitelere devredilmesi ve kısa sürede tüm eğitim basamaklarında öğretmen olmak için üniversite diplomasının zorunlu hale gelmesiyle birlikte, mesleğe olan talep giderek artmıştır. Günümüzde bazı öğret- Bir mesleği toplumda değerli kılan, yaptığı işin toplumsal önemi, işin ne kadar iyi yapıldığı ve mesleği yerine getirenlerin toplum içindeki duruşu belirler. Öğretmen, bir toplumun ve onun en küçük birimi olan ailenin en değerli varlıkları olan çocuk ve gençlerin eğitimini üstlenen kişidir. Öğretmen onları, hem topluma hem de kendilerine yararlı bireyler haline getirmek zorundadır. Bundan önemli bir görev olabilir mi? Kuşkusuz böyle önemli bir görevin sorumluluğu da çok fazladır. Bir öğretmen, yaklaşık 20-25 yıllık meslek yaşamında en az 3.000 öğrencinin kişiliğini, öz güvenini, mesleki tercihini olumlu yada olumsuz yönde etkileyebilecek bir güce sahiptir. Bu nedenle öğretmenin deneme yanılma yoluyla doğruyu bulmaya hakkı yoktur. Çünkü her yanılgısı en az bir öğrencinin üzerinde tamiri imkânsız etkiler bırakabilir. Hiçbir mesleğin bireyler üzerinde bu kadar büyük etkisi yoktur. Her meslekte başarılı ya da başarısız kişiler olabilir. İnsanlar, iyisini seçme hakkına ya da şansına sahiptirler. Ancak öğretmen seçilemez. Bu nedenle tüm öğretmenler iyi olmak zorundadır. İyi değilse, bu meslekten ayrılmalıdır. Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak, bu bilinçle iyi öğretmenler yetiştirme gayreti içindeyiz. Sevgili öğrencilerimizden de mesleklerinin önemini ve değerini bilmelerini, mesleğin saygınlığına katkıda bulunmalarını bekliyoruz. II OCAK / 09 Yıldızlar 45 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ İSTANBUL’DA ÖĞRENCİ OLMAK MERVE TÜTÜNCÜOĞLU / YTÜ SİYASET BİLİMİ ve ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ Bize bir ömür kadar uzun gelen stresli bir yıldan sonra,ÖSS’ye gireriz. Sonra daha da stresli bir zaman dilimi bekliyordur bizi. Sırasıyla,’’Acaba aldığım puanın akıbeti ne olacak?’’ ve acaba nereye yerleştirileceğim?’’ soruları, her gece Freddy aracılığıyla kabuslarımızda kullanılan replikler arasında yer alır. Bu gibi dönemlerden de geçtikten sonra ‘’Hamdım piştim, yandım.’’ edasıyla, internete TC kimlik numaramızı girmek suretiyle karşımıza çıkan ekrandan kazandığımız okulu öğreniriz. Bu aşamadan sonra kazananlar ve kazanamayanlar; kazananlar arasından da sevinenler ve üzülenler olarak alt kategoriler çıkar karşımıza. Kazananlar arasında öyle bir kesim vardır ki, nasıl bir hengamenin içine düştüğünün farkında değillerdir. Bu kesim İstanbul’da okumaya hak kazananlardan oluşur. Hele bir de onların arasında şehir dışından gelen kesim vardır ki; onlar karmaşıklığın dipsiz kuyusuna dalıp dalıp çıkmaktadır. En komik anıları, şehir dışından gelen öğrenciler yaşamaktadır şüphesiz. İstanbul hakkında büyük kaygıları olan aileler, bu komik anıların yaşanmasında en büyük rolü oynamaktadır. Özellikle kız çocukları için nasihat dolu günler başlamıştır. (Hatta arkadaşlarımdan birisinin ailesi, ‘’Dikkat et kızım, kolunu keserler!’’ bile demiş!) Kapkaça,kaçırılma vakalarına, içkilerine ilaç katılma davalarına, organ mafyasına,hırlısına-hırsızına karşı, sözlü-sözsüz tüm tembihleri dinledikten sonra, kuşanmış bir şekilde İstanbul’a hazırsınızdır! Tabii ki, henüz yeni reşit olmuş yeni yetme üniversite öğrencilerinin aklından, ailelerinin tahayyül ettiklerinden farklı hayaller geçmektedir! 46 Yıldızlar OCAK / 09 Gezmek, eğlenmek, kopmak, özgürlüğün tadını çıkarmak….ve daha bir sürü şey. Pılısını pırtısını toplayıp İstanbul’a gelir ve kendine kalacak bir yer arar. Bu yer çoğunlukla devlet yurdu olmakla birlikte, kişiye ve bütçeye göre değişiklikler gösterir. İlk senede yurda çıkmaktan kasıt, kendine bir çevre ve beraber eve çıkabilecek arkadaşlar edinmektir. Zira, sene sonuna doğru yurtlardaki öğrenci sayılarında gözle görülür bir azalma görülmektedir. Eve çıkma sezonlarında kiralarda ciddi bir artış meydana gelir. Zaten el yakan kira miktarları kendilerini aşar ve öğrencilerin kiralayamayacağı seviyeye yükselir. Söz açılmışken trafikten bahsetmemek ayıp olur. İşe gidiş, öğle saati ve işten çıkış zamanlarında yollardan uzak durulmalıdır! Zira kalıcı zihin bozukluklarına sebep olabilmektedir. 15 dk’da gidilebilecek bir yere 1 buçuk saatte gitmek gayet yaşanabilir bir durumdur. Şahsi ara, bası olmayan öğrencilerin tüm İstanbul halkıyla kaynaşma zamanıdır. İstanbul’a geldikten sonra yapılan ilk faaliyetlaeden biri de, gezilecek yerlerin listesinin çıkarılmasıdır. Bu liste, Taksim’den başlayarak Adalar’a kadar uzar gider. Nerden geldiiim İstanbuuul’a . Sahi nerden geldik? Suyun ve ekmeğin Türkiye’de en pahalı satılan şehrine nerden geldik? Yemek-ulaşım dedikten sonra cepleri boşalan biz İstanbul öğrencileri, nerden geldiğimizi de unuttuk yahu! Pazarlarda satılan meyve ve sebzenin marketlerde daha ucuza satıldığını görünce, beynimiz döndü tabii ki. Diğer şehirlerdeki eski dostlarımızın hal ve hatırlarını değil, orada portakalın kilosunun ne olduğunu sorup, geçmişi yad edip, duygulanan bir canlı basamağını oluşturur olduk. Ama yine de yiğidi öldür, hakkını yeme. En çok iş, eğitim, eğlence, kişisel gelişim, spor ve kültürel faaliyet imkanı ve boğazın bulunduğu şehir de yine İstanbul! Hiçbir şey yoksa deniz var! Deniz manzarasını seyretmeye gittiğinizde, uçsuz bucaksız bir deniz yerine, karşı yakanın çarpık kentleşmesi gözünüze çarpsa da bir başkadır bizim İstanbul’umuz... II OCAK / 09 Yıldızlar 47 YTÜ 2008-2009 AKADEMİK YILINA COŞKU İÇERİSİNDE BAŞLADI Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversiteye hizmet veren tüm Rektörlere ve görevi devraldığı geçmiş dönem Rektörü Sayın Prof. Dr. Durul Ören ve çalışma arkadaşlarına, yapmış oldukları çalışmalar için şahsı ve üniversite adına şükranlarını sundu. Ü Ülkemizin parlayan yıldızı üniversitemizin 2008- 2009 Akademik Yılı Açılış Töreni Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati YAZICI’nın katılımıyla gerçekleştirildi. 07 Ekim 2008 tarihinde Beşiktaş Kampüsü Oditoryum Salonu’nda düzenlenen görkemli törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati Yazıcı, Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, geçmiş dönem Rektörümüz Prof. Dr. Durul Ören, rektör yardımcıları, akademik ve idari personel, öğrencilerimiz ve değerli konuklarımız katılarak, bu mutlu ve coşku dolu günümüzübizlerle paylaştı. Bu önemli günümüzde, emekli öğretim üyemiz Sayın Prof. Suat Çakmak “Bilim ve Teknoloji” konulu açılış dersini vererek bizleri onurlandırmıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah GÜL’ün tebrik mesajı ABDULLAH GÜL / CUMHURBAŞKANI Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2008-2009 Akademik Yılı Açılış Törenine davetiniz için teşekkür ediyorum. Atatürk’ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşma ve onu geçme hedefiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu süreçteki en önemli gücü üniversitelerdir. Bugün ülkemizde tüm gençlerimize eğitimde fırsat eşitliği sunulması amacıyla başarılı bir üniversite hamlesi yürütülmektedir. Üniversiteler, Türkiye’nin bilimde, fende, ekonomide, sanayide, uluslararası ilişkilerde, sanatta, eğitimde ve diğer alanlarda ilerlemesi konusunda önemli bir misyon üstlenmiştir. Üniversitelerimizden bu misyon doğrultusunda, Türkiye’nin kalkınmasına, gelişmesine ve modernleşmesine lokomotiflik yapmalarını bekliyoruz. * Üniversitelerin eğitim ve öğretim yanındaki bir başka önemli görevi, bilim ve teknoloji üretmek, bunları insanlığın kullanımına sunmaktır. Bu bakımdan üniversiteler, bilimsel çalışmaları, ürettikleri teknoloji ve yeni buluşlarla, ülke sorunlarının çözümüne, ekonomik kalkınmanın hız kazanmasına ve buna paralel olarak refahın artmasına katkıda bulunan eğitim ve bilim yuvalarıdır. Üniversiteler aynı zamanda, bilimsel bilginin özgürce yeşerdiği, tüm fikirlerin özgürce seslendirildiği evrensel kurumlardır. Bununla birlikte üniversiteler, ideolojik saplantılardan ne kadar uzak dururlarsa, toplumla o kadar bütünleşmiş ve Türkiye’ye katkıları o oranda artmış olur. Üniversitelerimizin sadece kendi aralarında değil, dünyanın en gelişmiş üniversiteleriyle yarışabilecek bir konuma ulaşmaları temel arzumuzdur. Dolayısıyla yüksek öğretimdeki yeniden yapılanma çalışmalarının, üniversitelerin çağdaş dünyanın standartlarına ulaşması bakımından önem taşıdığını düşünüyorum. Bu nedenle üniversitelerimizin, önlerine daha büyük hedefler koyarak, bilimsel seviyenin yükselmesi, araştırma-geliştirme alanında dünya ile yarışacak bir düzeye ulaşılması amacıyla daha fazla çaba göstermeleri gerektiğine inanıyorum. Türkiye’nin her alanda gelişip güçlenmesi, sadece teknoloji üreten değil, ürettiği teknolojiyi transfer eden bir ülke durumuna gelmesi, üniversitelerimizin başarısına ve tüm sektörlerle işbirliğine bağlıdır. Şüphesiz bu süreçte, geleceğimizin güvencesi olarak gördüğüm sevgili gençlerimizde önemli rol üstleneceklerdir. Üniversitelerimizde, mesleklerini dünyanın her yerinde ifa edebilecek eğitim ve donanımla yetişen gençlerimiz, inanıyorum ki, gurur verici başarılara imza atacaklardır. Bu duygu ve düşüncelerle, 2008-2009 Akademik Yılı’nda üniversitenizin değerli öğretim üyeleri ve görevlileri ile sevgili öğrencilerimize başarılar diliyor, selam ve sevgilerimi iletiyorum. 48 Yıldızlar OCAK / 09 OCAK / 09 Yıldızlar49 Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın tebrik mesajı RECEP TAYYİP ERDOĞAN / BAŞBAKAN Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2008-2009 Akademik açılış törenine davetiniz için teşekkür ederim. Bilim ve ilerlemeyi kendine rehber edinen çalışmalarıyla ülkemizin ilim irfan kurumlarından biri olan Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 20082009 Eğitim Öğretim yılı açılışını kutlarım. Öğretim Üyesi ve tüm öğrencilerimize yeni Eğitim ve Öğretim yılında başarılar dileğiyle Selam ve sevgilerimi sunarım. >> Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati YAZICI, Türk üniversiteleri arasında ‘Yıldız’ olmayı hak eden üniversitemizin, köklü mazisi ile Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde öncü bir yere sahip olduğunu ifade etti. Yıldızlaşan üniversite Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Hayati YAZICI, Türk üniversiteleri arasında ‘Yıldız’ olmayı hak eden üniversitemizin, köklü mazisi ile Türkiye’nin kalkınma mücadelesinde öncü bir yere sahip olduğunu ifade etti. Sayın Yazıcı, 1911 yılından günümüze, yaklaşık 100 yıllık geçmişiyle, YTÜ mezunlarının Türkiye’nin inşa ve imar sürecinde oynadığı rolün her türlü takdire şayan olduğunu belirtti. Ülkemizde son zamanlarda elde edilen gelişmelerin ve yapılan çalışmaların, bilim ve teknoloji ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. AB sürecine katkı Yazıcı “Üniversitelerimizin artık bu ekonomik büyümeyle, Türkiye’nin yeni stratejileriyle uyum ve işbirliği içinde olması temel arzumuzdur. Üniversite ayağı eksik olan bir sanayileşme, bir ekonomik büyüme ya da ilerleme düşünülemez. Bu sebeple özellikle teknik üniversitelerimizde sanayini destekleyici AR-GE konusunda işbirliği imkanlarının mümkün olduğunca genişletilmesi gereklidir. AB ile üyelik müzakerelerinin sürdüğü bu dönemde, üniversitelerimizin tam üyelik sürecine yapacağı katkıyı çok önemsiyoruz. Uluslara- 50 Yıldızlar OCAK / 09 rası planda üniversitelerimizin rekabet gücünü daha üst seviyelere taşımak için herkese çok önemli görevler düşüyor. Buradaki potansiyel, buradaki dinamizm Türkiye’nin potansiyeli, Türkiye’nin dinamizmidir” dedi. Geçmiş yönetime teşekkür YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, açılış töreninde yaptığı konuşmasında, 28 yıl önce öğrenci olarak katıldığı Yıldız ailesine, 6 Ağustos 2008 tarihinde en üst seviyede hizmet vermek arzusuyla Rektör olarak atandığını ve öncelikle üniversiteye hizmet veren tüm Rektörlere ve görevi devraldığı geçmiş dönem Rektörü Sayın Prof. Dr. Durul Ören ve çalışma arkadaşlarına yapmış oldukları çalışmalar için şahsı ve üniversite adına şükranlarını sundu. Üniversitelerin bilgi toplumundaki öncü rolü Sayın YÜKSEK “Üniversiteler, bilgi toplumuna geçişte öncü rol oynamasının yanı sıra, evrensel değerleri ulusal değerlerle bütünleştiren en önemli eğitim ve araştırma kurumlarıdır. Bunun yanında, üniversiteler bilimsel düşünce ve araştırmalardan elde ettiği ürün- Prof. Dr. Hüseyin Yıldırım, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, leri ülkesinin ve tüm insanlığın yararına sunan ve bulunduğu bölgeyle bütünleşen yerler olmalıdır” dedi. Üniversitemizin amacı Rektör Yüksek, Üniversiteye hizmetin ülkeye hizmet olduğunun bilinci içerisinde, tüm iç ve dış paydaşlarla beraber bilimsel bir yaklaşım ve huzur ortamı içinde katma değer sağlayan projeler üretmeyi ve bilimsel, sosyal ve kültürel alanlarda uluslararası üniversitelerle rekabet edebilecek çağdaş bir dünya üniversitesi oluşturmayı amaçladıklarını vurguladı. Kurumsal bir yönetim sistemi Yüksek, “Böyle bir eğitim kurumunda çağdaş, demokratik ve katılımcı yönetim geleneğinin oluşturulması ve sorunsuz sürdürülmesi için tartışmasız bütün değişkenlerin dikkate alındığı kurumsal bir yönetim sistemine ihtiyaç vardır. Yönetim olarak, günlük işlerin çözümünü kurduğumuz sisteme devrederek bizler geleceği planlamakla uğraşacağız” Üniversite yönetimi olarak toplumsal bütünleşmeye ve topluma hizmet yarışında bizlere yardımcı olacak üniversite dışı paydaşlara da büyük önem vermekteyiz. Üniversitemizin iç dinamiklerini harekete geçirerek sanayi ve dış paydaşlarımızla birlikte eğitim ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek en büyük hedeflerimiz arasındadır. Bu gerekçe ile, AR-GE ağırlıklı faaliyetlerle bölgesel ve yerel ekonominin yeniden yapılanmasını sağlayan ve Üniversite-sanayi ilişkilerinin somut işbirliğine dönüşmesini sağlayan Teknopark projesi en önemli önceliklerimizden biridir. Bu proje ile, üniversitemizdeki akademik bilginin teknolojik ürünlere dönüşmesini, elde edilen bu ürünleri toplumun hizmetine sunmayı ve akademik personelimiz ve öğrencilerimize yeni iş fırsatlarını yaratmayı planlamaktayız.” dedi. II Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Sayın Yusuf Ziya ÖZCAN’ın tebrik mesajı PROF. DR. YUSUF ZİYA ÖZCAN / BAŞKAN Üniversitenizin 2008-2009 Akademik Yılı Açılış Töreni ile ilgili göndermiş olduğunuz nazik davetiniz için teşekkür ederim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 2008-2009 eğitim-öğretim yılında da laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine içtenlikle bağlı, dünyanın her geçen gün daha da zorlaşan rekabet şartlarına uyum sağlayabilen, çağdaş ve aydın gençler yetiştireceğine inanıyorum. Üniversitenizin yetiştireceği bu öğrenciler; en aykırı fikirleri bile dile getirebilen, eleştiriye açık, tartışmaktan ve uzlaşmaktan çekinmeyen; dil, din, cinsiyet ve etnik köken ayrımı yapmayan, düşünce ve ifade özgürlüğünü her şart altında savunan gençler olacaklardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, bu gençlerin çabaları ve özgür düşünceleriyle daha da ileriye gidecektir. Bu temennilerimle birlikte 2008-2009 eğitimöğretim yılının Türk Milleti ve insanlık için yararlı olacağı inancı ile, değerli akademik ve idari personelimize ve sevgili öğrencilerimize sağlıklı, mutlu ve başarılı bir akademik yıl dilerim. OCAK / 09 Yıldızlar 51 KARİYER SERTİFİKA PROGRAMLARI * İnsan Kaynakları Yönetimi, * Stratejik İletişim ve Halkla İlişkiler * Modern Pazarlama Yönetimi * Stratejik Yönetici Geliştirme * Temel İşletme Yönetimi * Sermaye Piyasası ve Borsa * Taşınmaz Değerleme Uzmanlığı ve Gelişen Aile * Büyüyen Şirketlerinde Kurumsallaşma * İngilize Öğretmenliği Formasyonu * Finansal Yönetim ve Sağlık Kuruluşlarında * Hastane Yönetim Yemek Sektörü Yönetici * Hazır Becerilerini Geliştirme YTÜ İNSAN KAYNAKLARINI GELİŞTİRME MERKEZİ İŞDÜNYASI İLE BİRLİKTELİK SAĞLIYOR YABANCI DİL İngilizce her seviyede * Genel açılmaktadır. * Genel Almanca * Genel Fransızca * Genel Rusça * Genel Çince * Genel İtalyanca * TOEFL/KPDS/ÜDS hazırlık * İngilizce çeviri * İngilizce konuşma sınıfları * İş İngilizcesi Çocuk İngilizcesi Üniversitemizdeki uzmanlar aracılığıyla, toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda eğitimler planlanmaktadır yazı, NAZAN NALBANTOĞLU * * İ İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi 15 Ağustos 1997’de Resmi Gazetede yayınlanan 2381 sayılı kanuna göre, Yıldız Teknik Üniversitesi çatısı altında, sürekli eğitim merkezi olarak kurulmuştur. Bu tarihten günümüze, farklı konularda eğitimler düzenlemektedir. İnsan Kaynaklarının misyonu toplumun gelişmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla, ihtiyaç duyulan alanlarda, eğitim, bilim, teknoloji ve sanat birikiminden yararlanarak gelişen teknolojiyi kullanan, kaliteli, güncel ve yenilikçi, yaşam boyu eğitim programları hazırlamak, geliştirmek ve ulusal ve uluslararası düzeyde Yıldız Teknik Üniversitesi ile üniversite dışı dünya arasında bir köprü oluşturmaktır. Vizyonu ise; eğitim alanlarının çeşitliliği, yüksek hizmet kalitesiyle, yaşam boyu eğitim, araştırma ve 52 Yıldızlar OCAK / 09 danışmanlık desteği veren, alanında öncü bir merkez olmak olarak belirlenmiştir. Öğrenciler, kamu ve özel sektörde çalışan her kademedeki işgörenler ve meslek edinmek, bilgilerini güncelleştirip yenilikleri takip etmek isteyen herkes hedef kitlesini oluşturmaktadır. İKGM kapsamındaki etkinlikler ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; “Süreklilik Gösteren Etkinlikler” ve “Araştırma, Geliştirme Danışmanlık Türünde Etkinlikler”dir. Süreklilik gösteren etkinlikler; sertifika programları ile kurslar ve seminerler olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar günün şartlarına göre, öğrencilerin ihtiyaç duyduğu alanlarda oluşturulan ve içerikleri itibariyle Yıldız Teknik Üniversitesi akademik programları dışında olan eğitimlerdir. Araştırma, geliştirme, danışmanlık türünde etkinlikler ise; özel programlar ve/veya danışmanlıklar, araştırma geliştirme etkinlikleridir. Bu etkinliklerle firmaların ihtiyaç duydukları alanlarda üniversitemizdeki konu uzmanları ile görüşerek, firma talebine uygun eğitimler yapılmaktadır. Bu sayede, iş dünyası ve üniversite birlikteliği de sağlanmış olmaktadır. Bunların dışında, öğrenciler birleşip programımızda olmayan ancak öğrenmek istedikleri konu hakkında eğitim talep edebilmekte, ayrıca kişiye/firmaya özel eğitim taleplerine de cevap verilmektedir. Eğitimler, Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim elemanları tarafından Yıldız Kampüsü’nde hafta içi 18.00’den sonra ve hafta sonları yapılmaktadır. Eğitimleri Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim elemanları vermekte, eğitimler içinde gerek duyulduğu hallerde iş dünyasından isimler konuk olarak çağrılmaktadır. II İKGM üniversitemiz ile iş dünyası arasında bir köprü oluşturmaktadır. BİLGİSAYAR * Autocad ile çizim * Solidworks * Mastercam * Pro/E * Cisco CCNA Ağ Akademisi Programları ve İnternet * Office Kullanımı * Matlab * C/C++ Tasarımı Analiz Dizayn ve * Veri Yönetimi * GSM Hücresel Haberleşme Sistemleri * Java ile Programlama * Photoshop * Web Tasarım * Bilgisayarlı Muhasebe * .net ve programlama Bilgisayar Teknolojisinin Temelleri * SANAT Resim * OCAK / 09 Yıldızlar 53 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İŞLETME KULÜBÜ 10.YILINI KUTLUYOR ASLIGÜL TOPUZ / YILDIZ İŞLETME KULÜBÜ BASIN -YAYIN TAKIMI BAŞKANI Yıldız İşletme Kulübü 1999 yılında kurulmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerine hitap etmenin yanı sıra, üniversite sınırlarını aşarak çok daha geniş kitlelere ulaşmış bir kulüptür. 1999 Yılında resmen faaliyetlerine başlayan Yıldız İşletme Kulübü, bu sene 10. yılını kutlarken her yıl daha da artırdığı kalitesi, gerçekleştirdiği başarılı organizasyonları ve bünyesine kattığı yüzlerce üyesiyle Yıldız Teknik Üniversitesi’nde faaliyet gösteren 36 kulüp arasında, zirvedeki yerini tartışmasız koruyor. CV’ni güncelle 2008-2009 eğitimöğretim yılı Güz Dönemi söyleşilerimizde Feridun Düzağaç’ ı ağırladık. Yıldız İşletme Kulübü olarak 2008-2009 eğitimöğretim yılı Güz Dönemi söyleşilerimizde Fatih Altaylı ve Feridun Düzağaç’ ı ağırladık. 1-4 Aralık tarihleri arasında kariyer yönümüzü ön plana çıkardık ve “Bilge Adam, Indus Danışmanlık (M. Efsun Yüksel Tunç), Eğitişim Kariyer Enstitüsü (Vodafone Etkinlik ve Sponsorluk Uzmanı Aret Vartanyan, Aidata Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Oğuz Karakaş, Alfa Romeo ve Lancia İş Birim Direktörü Arzu Çolakoğlu) ve Turkishtime (DHL İşe Alım ve Eğitim Müdürü Özün Çetin, Adel Kalemcilik Pazarlama Müdürü Saffet Tüfekçi) ın sunum ve eğitimleri ile gerçekleştirdiğimiz “CV’ni Güncelle” organizasyonunda, katılımcılarımıza günde 3 oturum olmak üzere toplam 12 sertifika sağladık. Kalemine güvenen ve “Benim de söyleyeceklerim var!” diyen arkadaşlarımız ile dinamizmimizi ve kurumsal kimliğimizi yansıtan gazetemiz RitmİK’in 4. sayısını çıkardık. Yılın Yıldızları seçildi Kendimizi anlatırken her zaman söylediğimiz gibi yüzde yüz öğrenci emeği ile gerçekleştirdiğimiz organizasyonlarımızdan en çok ses getireni hiç şüphesiz “En Prestijli Öğrenci Ödülü: Yılın Yıldızları” idi. Bu yıl 7 Ocak gecesi YTÜ Oditoryumu’nda 7. si düzenlenen Yılın Yıldızları Ödül Töreni, her zaman altını çizdiğimiz bir diğer noktanın “yükselen kalite çıtası”nın en güzel örneği oldu. 10. Yıl ekibimizin uzun, yoğun ve titiz çalışmaları sonucunda ortaya “en prestijli”nin yanı sıra, 54 Yıldızlar OCAK / 09 “en profesyonel” öğrenci ödülü çıktı. 3.000 Öğrencinin cevapladığı anketler sonucunda, 28 kategoride 28 ödül sahiplerini buldu. Neşeli Günler Kumpanyası’nın canlı müziğinin eşlik ettiği kokteyl ile başlayan ve Ziya Kükürt’ün sunuculuğunu yaptığı program, ödül töreni ile devam etti. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince (En Beğenilen Banka), / Doğuş Medya Grubu Genel Müdürü Cem Aydın (En Beğenilen Televizyon Kanalı: NTV), / Milliyet Gazetesi Yazarı Can Dündar (En Beğenilen Köşe Yazarı) / Milliyet Gazetesi yazarı Ekonomist Güngör Uras (En Beğenilen Ekonomist), / Show TV Ana Haber Spikeri Ali Kırca (En Beğenilen Haber Spikeri), / Doğan Hızlan (En Beğenilen Gazete: Hürriyet), Nebil Özgentürk (En Beğenilen Kültür- Sanat Programı: Bir Yudum İnsan), / Şener Şen (En Beğenilen Erkek Oyuncu), / Güntekin Onay (En Beğenilen Spor Programı: Yüzde Yüz Futbol), / Kenan Sofuoğlu (En Beğenilen Sporcu), / Bennu Yıldırımlar (En Beğenilen Kadın Tiyatro Oyuncusu/ Üç Kız Kardeş), / Zeki Kayahan Coşkun (En Beğenilen Radyo Programı: Matrax), / Pinhani ( En Beğenilen Müzik Grubu), / Çok Güzel Hareketler Bunlar Ekibi (En Beğenilen Eğlence- Show Programı) / Sarp Apak (En Beğenilen Dizi : Avrupa Yakası ve En Beğenilen Kadın Oyuncu: Binnur Kaya adına) katıldı. En beğenilen şirket ve reklam kampanyası ödülleri ise Turkcell ve Turkcell Reklamlarının oldu. Gecede Turkcell’i temsilen Kurumsal İlişkiler uzmanı Selin Saraçoğlu konuğumuzdu. Forbes dergisinin en beğenilen ekonomi ve iş dergisi seçildiği gecede, Güler Sabancı da en beğenilen iş kadını ödülüne layık görüldü. Forbes’in ödülünü Yazı İşleri Müdürü Eyüp Karagüllü, Güler Sabancı’nın ödülünü ise Sabancı Holding Kurumsal İletişim Uzmanı İrem Poyraz aldı. En beğenilen Radyo İstasyonu seçilen Powertürk’ten Nil Arslan bizimleydi. En beğe- nilen Türk sinema filmi ödülü ise Issız Adam’ın oldu. En Beğenilen Yazar Ödülünü “Diriliş” isimli kitabı ile kazanan Turgut Özakman’ın rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı gecede, gönderdiği nazik mesaj okundu. En Beğenilen Sosyal Sorumluluk Projesi seçilen “Baba Beni Okula Gönder (Milliyet Gazetesi)” in ödülünü ise proje başkanı Nilgün Yorgancıoğlu aldı. Ödülü takdim edilen Funda Arar (En Beğenilen Kadın Sanatçı) bizler için “Benzemez Kimse Sana” isimli parçayı seslendirdi. En beğenilen erkek tiyatro oyuncusu ödülü “Kibarlık Budalası” oyunundaki rolü ile Haldun Dormen’in oldu. Dormen’ in ödülünü asistanı Engin Coşkun aldı. Teoman (En Beğenilen Erkek Sanatçı) ve Uğur Dündar’ın (En Beğenilen Haber Programı) yoğun iş tempoları dolayısıyla katılamadıkları gecede Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Topbaş’ın tebrik mesajları okundu. Görüldüğü gibi organizasyonu, katılımcıları ve ekibi ile herkesin takdirini kazanan Yılın Yıldızlar Ödül Töreni, Yıldız İşletme Kulübü ve bir kurumun kendi adı ile verilen tek ödül olmasıyla üniversitemiz ile özdeşleşen bir marka haline geldi. Yıldız İşletme Kulübü olarak organizasyonlarımızda emeği geçen herkese, ekibimize, katılımcılarımıza, üniversitemizin bizden desteğini esirgemeyen tüm birim ve çalışanlarına, özellikle törendeki duyarlı ve etkili konuşmasının yanı sıra gerek organizasyon öncesi gerek ise organizasyon esnasındaki büyük desteği için rektörümüz Sayın PROF.DR İSMAİL YÜKSEK’ e teşekkürü bir borç biliriz. Yıldız İşletme Kulübü, sosyal yönlerini geliştirmeyi amaçlayan ve başarılı organizasyonların birer parçası olmak isteyen arkadaşlarımızla, amatör ruhunu kaybetmeden profesyonel işlere imza atmaya devam edecek… II OCAK / 09 İşletme Kulübü öğrencileri Yıldızlar 55 ETKİNLİK 2007-2008 eğitimöğretim yılında üniversite bazında ilk üç dereceye giren öğrenciler 1. Nihat HAMZAÇEBİ İnşaat Mühendisliği 3.89 2.Didem ALKAN Matematik Mühendisliği 3.84 2008 YILININ BAŞARILI ÖĞRENCİLERİ ÖDÜLLERİNİ ALDI Başarı; iyi ahlak ve dürüstlükle tamamlanmadıkça hiçbir anlam taşımaz 3.Emre YAVUZ Endüstri Mühendisliği 3.82 Beytül İNAL Elektronik ve Haberleşme Müh. 3.82 Rektörlük Özel Başarı Ödülü Nihat Hamzaçebi Makine Mühendisliği (3.8) ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği (3.62) Bölümünde çift lisans yapmış, 2 bölümü de 4 yılda bitirmiş ve 2 bölümde de 3,5 ortalamasını tutturmuş olan Hakan Kurçenli, Rektörlük Özel Başarı Ödülünü almaya hak kazanmıştır. haber, NAZAN NALBANTOĞLU Ö Öğrencilerin çalışma ve başarılarının ödüllendirildiği 2007-2008 eğitim-öğretim yılının Öğrenci Ödül Töreni, akademik personel, öğrenciler ve yakınlarının katılımıyla, 13 Ekim 2008 tarihinde Merkez Kampus Oditoryum’da gerçekleştirildi. 2007-2008 eğitimöğretim yılında Üniversite, Fakülte ve Bölüm bazında ilk üç dereceye giren ve üniversitemizin gurur kaynağı olan başarılı öğrenciler ailelerinin sevinç gözyaşlarıyla ödüllerini hocalarının ellerinden aldı. Rektörlük tarafından verilen plaket ve başarı sertifikalarının yanı sıra, Fakülteler, Bölümler, YTÜ Vakfı, YTÜ Koruma Yaşatma Derneği, YTÜ Mezunlar Derneği ve Meslek Odaları da başarılı öğrencilerimize çeşitli ödüller takdim etti. Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek törende yaptığı konuşmada; “Bölümlerinizde yaptığınız çalışmalar ve derslerinizde elde ettiğiniz başarılarla bizlerin ve 56 Yıldızlar OCAK / 09 Hakan Kurçenli Beytül İnal ailelerinizin gururu oldunuz. Bugün, yaptığınız çalışmaların karşılığı olan hak ettiğiniz ödülleri almak için tatlı bir coşku ve sevinç içindesiniz. Bundan sonra amacınız, sadece okul kalıpları içinde bir başarı değil, okul dışına taşan ve hayata ağırlığını koyan bir başarı olmalıdır. Ancak, hayat yolculuğunuzda başarının peşinde koşarken aklınızdan çıkarmamanız gereken bir şeyi sizlerle paylaşmak isterim. Başarı, iyi ahlak ve dürüstlükle tamamlanmadıkça hiç bir anlam taşımaz. Saygıdeğer Anne ve Babalar, ben Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü olarak, öğrencilerimizin alacağı ödüllerin gerçek sahipleri olan değerli anne ve babaların önünde saygıyla eğiliyorum. Bugün ödül alacak olan sevgili öğrencilerimizi kutlar, başarılarının devamını dilerim. Ayrıca, öğrencilerimizin başarılarında emeği geçen tüm Fakültelerimiz, Bölümlerimiz ve öğretim elemanlarımıza teşekkürlerimi sunarım” dedi. II OCAK / 09 * Yıldızlar 57 KONGRE 1999 Havai 2003 Fas D 2005 İskoçya 2008 Kanada 2010 YTÜ DAVUTPAŞA İ Ğ İ L Ç N E DÜNYA G LDIZINDA I Y N İ N ’ E Y TÜRKİ R O Y U Ş U BUL i, vre kirliliğ cı, çe a m a n gibi i S n D I A , k i l Kongre r a, faki m n ı s ı l ştığı e a l s ı ş r a küre k n n bugü ı z ı çlerin m n a e y g n e d dü n zümü ö ç rini n e ı l r k a e l c n e l u i r b o a s asıl al n ü lebilir l o ü r r ü n i d r k t ü e s en yönde u b e v k aktır. a m r u t ş u l tartışm aları o k i t i l o p k i gençl 58 Yıldızlar OCAK / 09 Dünya Gençlik Kongresi, 31 Temmuz–13 Ağustos 2010 tarihleri arasında, 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’da Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde gerçekleştirilecektir. 30 Ocak 2008 ‘de Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ve Peace Child International arasında imzalanan protokol neticesinde, Dünya Gençlik Kongresi, 2010 yılında Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın koordinasyonundaki ilgili devlet birimleriyle ve E-gençlik Derneği liderliğindeki sivil toplum örgütlerinin eş güdümlü çalışmalarıyla, Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde organize edilecektir. Dünya Gençlik Kongresi, gençlik örgütleri ve hükümetlerin eş güdümlü çalışmalarıyla organize edilen; dünyanın en saygın, en geniş katılımlı ve en önemli gençlik toplantısıdır. Kongrelere 120-150 Birleşmiş Milletler üyesi ülkeden yaklaşık 1000 genç ve çok sayıda kalkınma ve gençlik uzmanı, gazeteci, akademisyen, eğitmen, sanatçı ve diplomat katılmaktadır. Kongrenin amacı, çevre kirliliği, küresel ısınma, fakirlik, AIDS gibi dünyamızın bugün karşılaştığı sorunların çözümünde gençlerin en etkin rolü nasıl alabileceklerini tartışmak ve bu yönde sürdürülebilir gençlik politikaları oluşturmaktır. Bunun yanında gençler arasında tecrübe paylaşımı sağlayarak, Birleşmiş Milletler’in Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için gençlerin katkısını ortaya koymak ve sürdürülebilir kalkınmanın önemini vurgulamaktır. İlk Dünya Gençlik Kongresi, Ekim 1999’da “Binyıl Genç İnsanlar Kongresi” başlığı altında yeni binyıl için gençlerin önceliklerini belirlemek amacıyla, Havai’de gerçekleştirildi. Ağustos 2003’te Fas’ta gerçekleştirilen “Hoşgörü Dayanışma ve Sürdürülebilir Kalkınma” temalı 2. kongrede, “Gençler kendi hükümetlerine ve Birleşmiş Milletlere Binyıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşabilme konusunda en etkili yardımı nasıl sağlayabilirler?” sorununa cevap bulunmaya çalışıldı. “Değişim ol!” sloganını kullanan 3. Dünya Gençlik Kongresi, Ağustos 2005’te İskoçya’da düzenlendi. Ağustos 2008’de Kanada’da gerçekleştirilen 4. kongrede, ”Yeniden Yapılanma” (Rejenerason) ana tema olarak belirlenmiş ve gençlerin öncülüğündeki kalkınmanın kutlaması konusu vurgulanmaya çalışılmıştır. 2010 Yılında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan 5. Dünya Gençlik Kongresinde; ülkemizdeki, farklı kültürlerin barış OCAK / 09 Yıldızlar 59 KONGRE içinde yaşadığı atmosferi bütün dünya ile paylaşabilmek için kültürel çeşitlilik ve birliktelik temasının “İMECE” sloganı altında işlenmesi planlanmaktadır. Sanal kongre, gençlik fuarı, açılış ve kapanış törenleri, bölgesel toplantılar, eylem projeleri, gençlik festivali, kültürel aktiviteler ve yetenek geliştirme eğitimlerinden oluşan kongre, bir toplantıdan çok adeta Davutpaşa Kampüsünü bir festival alanı haline getirecektir. Kongre öncesinde; yapılan hazırlıkların anlatılması, yerel eylem projelerinin tartışılması, başvuruların alınması, Kongre sırasında; dünyanın farklı yerlerinden kongreyi takip etmek isteyenler için eş zamanlı online katılım, katılımcıların yaptıkları faaliyetleri kendilerine ayrılan sayfalarda tüm dünyayla paylaşabilme imkanı, kongrenin en güncel çıktılarının yayınlanması, Kongre sonrasında; tüm kongre aktivitelerinin sunuş, doküman fotoğraf ve video formatındaki genel özetleri, eylem projelerinin programa dönüşmesini desteklemek ve katılımcıların birbirleriyle olan iletişimini sürdürebilmelerini sağlamak için ilgili modüller gibi faaliyetlerin yapılması planlanmaktadır. Dünya Gençlik Kongresi Gençlik Fuarı Tüm katılımcılar, kendi ülkelerini ve ülkelerinde yaptıkları yerel çalışmalarına ilişkin tanıtımlarını ülkelerine ayrılmış fuar alanlarında kongre süresince yürütebileceklerdir. Dünya Gençlik Kongresi açılış ve kapanış törenleri Tüm katılımcıların, hükümet yetkililerinin, yerel yöneticilerin, kongreyle ilgilenen akademisyenlerin, sanatçıların, gazetecilerin, sponsor ve destekçilerin, BM, AB ve diğer benzeri örgüt yetkililerinin hazır bulunacağı yemekli açılış ve kapanış törenleri, kongrenin önemli yapıtaşlarıdır. Kapanış töreninin bir diğer önemi de, kongrenin bir sonraki ev sahibine devir töreni yapılmasıdır. 60 Yıldızlar OCAK / 09 Dünya Gençlik Kongresi Bölgesel Toplantılar Katılımcıların bölgelerini temsil edeceği, konuların bölgesel odaklı tartışılacağı toplantılar düzenlenecektir. Dünya Gençlik Kongresi Yetenek Geliştirme Eğitimleri Proje yönetimi, risk yönetimi, insan hakları, proje finansmanı, ritim, fotoğrafçılık, kısa film gibi yaklaşık 80 konu üzerine eğitim hazırlanacak ve her katılımcının bu eğitimlerden en az 6 tanesini almaya hakkı olacaktır. Dünya Gençlik Kongre planı taslağı Dünya Gençlik Kongresi Öncesi Çalışmalar Türkiye’de “Gençliğin Öncülüğünde Kalkınma Programı” başlatılarak, en az 100 tane pilot gencin öncülüğünde, küçük çaplı yerel kalkınma projesi (Eylem Projeleri) yapılacak, Kongre sırasında gerçekleştirilecek eylem projelerinin altyapısı hazırlanacak, Sürdürülebilir hayat tarzı, iklim değişikliği, gençliğin öncülüğünde kalkınma ve binyıl kalkınma hedefleri hakkında belirlenecek hedef gruplarına eğitimler verilecek, Kongrenin internet sayfası açılacak ve tüm katılımcıların hazırlıkları takip etmesine imkan verilecek, Slovenya 2009 Avrupa Gençlik Kongresi’ne ve kongreyle eş zamanlı düzenlenecek Türkiye 2010 hazırlık toplantısına katılım sağlanacaktır. Davutpaşa Kampüsü’nün yapılanmasına büyük katkısı olacak kongre için, Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından kongre tarihine kadar sosyal tesis kapasitesi 3000 kişilik olan 1000 kişilik yurt inşa edilecektir. Rektörlük, yurt kapasitesini 2000 kişiye çıkarmak için, ilgili Bakanlık ile görüşmelerini sürdürmektedir. Üniversitemiz öğrencilerinin de aktif olarak rol alacağı kongre için çalışmalar başlatılmış ve 2010 Dünya Gençlik Kongresi’nin üniversitemizdeki koordinasyonunu sağlamak için Doç. Dr. Ayşe Kara başkanlığında, Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan ve Öğr. Gör. Hakan Karataş’tan oluşan koordinasyon üst kurulu oluşturulmuştur. II * * * * * OCAK / 09 Yıldızlar 61 RÖPORTAJ Sinan Albayrak Merheminiz nedir? İŞ DIŞINDA KENDİMİ İŞİMDEN KORUYORUM ‘Sanatçının kavgası bile, doğayla uyumlu olmalı.’ S röportaj, BEYZA AKYÜZ Schiller, ‘İnsan yalnızca oynadığı zaman tam bir insan varlığıdır.’der. Oyun, özgürleşmenin en saf yoludur. Oyuncular gibi bizler de yaşamın içinde rol alıyoruz. Öyleyse onlar için gerekli olan nitelikler, bizler içinde gerekli aslında. Sinan Albayrak, bu konulara giriş yapmak için doğru bir isimdi. Almanya Doğumlu olan Sinan Albayrak, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı mezunu. Yılan Hikayesi, Kurtlar Vadisi, Beyaz Gelincik, Yersiz Yurtsuz gibi daha birçok dizide rol alan oyuncu, en son olarak Parmaklıklar Ardında dizisinde, doktor Tarık rolüyle karşımıza çıktı. Ayrıca, Zeynep’in 8 Günü, Sis ve Gece, Çinliler Geliyor, Döngel Kârhanesi, Her Şey Çok Güzel Olacak filmlerinde rol aldı. Sinan Albayrak, farkındalık eşiği yüksek bir oyuncu. Yaşadığı topluma ve dünya’ya karşı duyarlı. Gülümsemeyle doğan, düşünceyle büyüyen bir hâli var. Davudi sesi, daha en baştan, onu ciddiye almanız gerektiği hissini uyandırıyor. Filmin sonuna geldiğinizde, Sinan Albayrak’ın sadece Davud’un sesine değil, sapanına da sahip olduğunu görüyorsunuz. Türk filmlerinde kadınlar, aktris olunca masumiyeti yitirirler. Peki ya erkek artistler ve özelde sizin için durum nedir? Ben karakterlerin arasında majör gezintiler yapmayı seviyorum. Ama işimin dışında kendimi işimden korumam gerektiğini düşünürüm. Madende çalışıyor olsaydım evimde kömür aramayacağım gibi, ellerimin kendi evimde temiz kalmasını isteyeceğim gibi, oyunculuk mesleğinde de işim dışında işime dair olanı, özel hayatımda istemem. Muhabbetini dahi yapmayı sevmem. Muhabbet çevremi, başka çevreler oluşturur 62 Yıldızlar OCAK / 09 Maneviyat, inanç, ve işim dışında iş çevremde bulunmamak. Eksiklerim, hatalarım çok. Ama farkındayım en azından. İçim acıyabiliyor henüz. Ya farkında olmayanlar? İnsanla yaşıt olan ‘oyun’, bugün çağdaş sanatın en güçlüsü olan sinemanın da temeli. Oynarken, oyun olduğunu unutup, oyuna inanmaya başladığınız bir anda kendinizi yakaladınız mı hiç? Oyuna inanmadığım anları yakaladım. Bir rolü canlandırıyorsanız eğer, bu role önce sizin inanmanız gerekir ki; seyirciyi de inandırabilirseniz. Canlandırdığınız rol her ne olursa olsun, iyi kötü, komik ciddi, mutlaka size ait olandan bulup, o karaktere yerleştirmelisiniz. Yani, oynadığınız oyuna inanmak, esas olandır zaten. Sinema ne zaman sahicidir? Seyirci inandığında. çoğunlukla. Bu söylediğiniz gibi, masum kalabilmek ve işimi sevebilmek için bir savunma biçimi. Başrolü kapan kadınların nelerden vazgeçtikleri ve neleri yitirdikleri de her dönemin senaryo konusudur. ‘Erkek oyuncular da vazgeçer ve yitirir.’ diyebilir misiniz? Yitirmek derken? Bu bir tercih meselesidir. Ünlü olmak mı, iyi olmak mı? Adını oyunculuğunla mı duyurmak, dışarıda ki oyunlarınla mı duyurmak? Her başrolü oynayan, bir şeyleri feda etmiştir diye düşünmek yanlış. Bu biraz ön yargılı bir yaklaşım. Ama bu önyargıyı sağlayan da gene oyuncular olmuştur. Halkımız paparazzi programlarını seviyor, magazin haberleri seviyor, ama sevdiği oyuncuyu orada görmeyi sevmiyor bence. Vazgeçtikleriniz neler? Vazgeçtiklerinizin yerine neleri koydunuz? Huzurlu bir hayattan vazgeçtim. Tamamen ben olabilmekten vazgeçtim. Çünkü siz ne kadar özünüzle kalmaya direnseniz de, ekrana geçtikten sonra insanların size bakışı ve sizden beklentileri farklılaşır. Bazen attığınız adımlara, onlar ritim verirler. Esere sadece önden bakınca estetik buluruz. Her iki yüzüne de tanıklık etmek; insanı ya olgunlaştırır, ya da yozlaştırır. Kendinizde çürüme emarelerine rastlıyor musunuz zaman zaman? Maneviyatınızı dinç tutamadığınız takdirde; çürüme, bulunduğunuz her alanda olur. Web sitenizdeki fotoğraflarınızın arasına, savaş çocuklarının fotoğraflarını yerleştirmişsiniz. Fikir kimin bilmiyorum, ama çok etkileyici! Bu eylem, kendinizin dışına çıkabildiğinizin göstergesi. Resimlerinize bakanların ‘hayranlık duygusuna’, gerçeği göstererek bir anda balta indiriyorsunuz. Haz ile acı arasında gidip geliyor insan, fotoğraf albümünüze bakarken. Web sitemde, biraz insanları ekran büyüsünden gerçeğe çağırmak istedim. Kendi imkânımla bu kadarını yapabildim. Beni merak edenler, fotoğraflarıma bakmak isteyenler; kaçmak istedikleri, görmek istemedikleri dünya gerçeğini de görsünler istedim. Bu fotoğrafları, kendi fotoğraflarımın arasına harmanladım. Emrivaki yaptığımı biliyorum, ama göze biraz kan üflemek lazım. Çünkü hayat, bizim canlandırdığımız karakterlerin çok daha üstünde oyuncularca kana bulanıyor. Bir şey yapamadığımız için kaçıyoruz belki de bu görüntülerden. Kimse sana ‘‘git onların arasına onlarla savaş, katliamcının elinden o çocuğu silahla kurtar’’ demiyor ki. Sadece, görmekten korkma, acı duymaktan korkma ve biraz düşün, ne yapabilirim diye. Maddi imkânın varsa; yardım kuruluşları vasıtasıyla yardım ulaştır. Yardım ulaştıranlara yardım et. Bu insanlık utancını kapatmaya çalışanlara karşı, o perdeyi sonuna kadar açmaya çalış. Bunu görmezden gelmediğini göster. Hiç birini yapamadın, otur da dua et. Haz demişken, yeryüzünde size en çok haz veren şey nedir? Sahile inip, orta kahvemi içmek. OCAK / 09 Yıldızlar 63 RÖPORTAJ >> ‘Oyuncu olarak, huzurlu bir hayattan vazgeçtim.’ İçiniz daraldığında ya da canınız sıkıldığında nereye gidersiniz? Sahile inerim. Bir çay bahçesine otururum. Orhan Veli olurum. Kahramanınız ve kahramanı olduklarınız var mı? Tercih etmeniz gerekse, kadınların mı yoksa çocukların mı kahramanı olmak istersiniz? Kendi kahramanım olmak isterim. Kendime inancım yoksa, kahramanlık yapamam. Sinemada bir savaş kahramanını canlandırmalısınız bence. Sizce? Ağabeyimin anlattığı bir kahraman vardı. Endülüs’ün son kahramanı. Özünü korumak için, kuşatma altında kalan Gırnata’nın kapılarını açtırıp, halkın gözyaşı dolu bakışları altında, taşıyabileceği kadar silah alıp, atını İspanyolların üzerine süren adam. Kuşatmayı yarıp, nehre ulaştığında neredeyse tüm kanını toprağa bırakmıştı. Atını döndürüp sırtını nehre verdi. Önce üstüne gelen düşmana baktı, sonra ardında kalan şehrine, Gırnata’ya ve kendini nehre bıraktı. Son. Bugüne kadar duyduğunuz en iyi replik nedir? Lütfen bir de size ait bir replik alalım. Sanat, savaşın kılıfı olabiliyor. Oyuncunun bu kılıfı değiştirebilecek kudreti var mı? Yoksa tek çözüm, o kılıfın içinde yer almamak mı? Korkak olmadığın sürece, elinde büyük bir güç var. İnsanlar seni ve yaptıklarını izliyor, konuştuklarını dinliyor. Bunu doğru kullanırsan, bundan büyük bir güç olur mu? Kudretli olmak elinde. Borazan olmaktansa, borazanı üflemeyi tercih ederim. İnsanı insana yakınlaştırmaya değil, onları bölüp sağa sola fırlatmaya çalışıyorlar. Sanatçı olan kişi, bu yapıda ve köhnelikte olmamalı. Sanat, içinde uyum barındırır. Renklerin uyumu, sesin uyumu, hareketin uyumu. Kavgası bile, doğayla uyumlu olmalıdır. İnsanları birleştirici söylemlerimizin olması ve bunları söylemekten çekincemizin olmaması gerekir. Motor kullanıyorsunuz. Hızı seviyor olmalısınız. Sinemadaki seyr-ü seferiniz ne hızda sizce? Motor kullanıyorum, ama hızımı kontrollü tutarım. Mesleğimde de aynı hızı korurum. En önde gidip düşen olmaktansa, sağlam giderim hedefe ulaşırım. 64 Yıldızlar OCAK / 09 ‘Astalavista baby.’ Kendi repliğim ise ‘En büyük korkum korkmaktır.’ İnsan belli bir yaştan sonra kendi içinde derinleşemez. İlişkilerinde/ilişkileriyle derinleşir. O yaşa geldiniz mi acaba? Yolun yarısındayım. Hangi derinliğe ulaştığımı, nefesim tükenince söylerim. Yüzeye çıkabilirsem tabi. Yeni projeler var mı? Var. Bir sinema filmi. Gürcistan’da geçen bir hikaye. ‘Parmaklıklar Ardında’ dizisinde bir doktoru canlandırıyorsunuz. Bir anınız var mı bununla ilgili? Bazen, sokakta ya da oturduğum çay bahçesinde, yanıma gelip rahatsızlığını dile getirenler oluyor. En son olarak, bir buçuk haftadır hacet gideremediğini söyleyen biri geldi yanıma. Bağırsaklarında sorun olduğunu söyledim. Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. II OCAK / 09 Yıldızlar 65 YTÜ AB Ofisi’nin LLP-ERASMUS Programı çerçevesinde gerçekleştirdiği başlıca faaliyetler, aşağıdaki gibi sıralanabilir: ÜNİVERSİTENİN DÜNYAYA AÇILAN KAPISI AB OFİSİ Yıldız Teknik Üniversitesi AB Ofisi, Sokrates Programı’nın pilot uygulamasına ilk kez 2004 yılında 6 öğrencisini yurt dışına göndererek başlamış, bu program çerçevesinde öğrenci ve akademisyen değişimi her yıl artarak devam etmiştir. Ü Üniversitemizde uluslararası çalışmaların yoğunlaşması nedeniyle, bu etkinliklerin bir birimde toplanması ve bir merkez oluşturulması gereği doğmuş ve bu amaçla 2004 yılında üniversitemiz Eğitim-Öğretim Rektör Yardımcılığı’na bağlı olarak Avrupa Birliği (AB) Ofisi kurulmuştur. YTÜ AB Ofisi’nin misyonu, uluslararası düzeyde üniversitelerarası öğrenci, akademisyen ve personel değişimi için gerekli altyapıyı oluşturmak, uluslararası projeleri desteklemek, üniversitemizin eğitim kalitesinin yükseltilmesine ve eğitim düzeyinin uluslararası standartlara ulaşmasına katkıda bulunmaktır. YTÜ AB Ofisi, bir dünya üniversitesi olmayı hedefleyen kurumumuzun eğitim kalitesini arttırmak için, gerek proje gerekse öğrenci/akademisyen değişimi bağlamında uygun ortamı oluşturacak bir ofis olmayı vizyonu olarak belirlemiştir. YTÜ AB Ofisi, kuruluş aşamasında yarı zamanlı çalışan gönüllü öğretim elemanlarından oluşan bir ekiple faaliyetlerine başlamıştır. Yapılan ön çalışmalar sonucu, Avrupa Komisyonu Teknik Yardım Ofisi (UC, Tech- 66 Yıldızlar OCAK / 09 nical Asistance Office-TAO)’ne başvuruda bulunmuş ve Nisan 2004 tarihinde YTÜ AB Ofisi’nin Sokrates/ Erasmus programlarına katılabilme vizesi almıştır. Erasmus AB Eğitim ve Gençlik Programları’ndan SOKRATES (Genel Eğitim) Programı bünyesinde yer alan ERASMUS, yüksek öğretim düzeyindeki işbirliğini düzenleyen bir programdır. Amacı, Avrupa Birliği Komisyonu’nun, üye ve aday ülkelerle AB’ye üye ya da aday olmayan Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkeleri arasındaki eğitimle ilgili konularda kurumsal işbirliklerini teşvik etmek, bu ülkeler arasında karşılıklı tanınırlığı arttırmak, mevcut eğitim potansiyellerini daha iyi kullanmak; sosyal, kültürel ve dil bağlamında iletişimi geliştirmektir. Program ismini, değişik Avrupa ülkelerinde hem öğrenci, hem de akademisyen olarak bulunan, Rönesans Hümanizminin önemli temsilcilerinden biri olan Hollandalı bilim adamı Erasmus’tan (1469–1536) almaktadır. * Ulusal Ajans’ın düzenlediği Bahar ve Güz toplantılarına katılım sağlamış ve bunlardan edinilen bilgileri, üniversitemizdeki ilgili kişilerle ve öğrencilerle paylaşmıştır. * Programın uygulamasında meydana gelen değişiklikleri, düzenlediği toplantılar aracılığıyla Bölüm Koordinatörleri’ne sunmuştur. AB Ofisi Ekibi Yıllara göre yurtdışına giden öğrenci sayısı 2004-2005 döneminde 6 2005-2006 döneminde 110 2006-2007 döneminde 188 2007-2008 döneminde 255 TOPLAM 559 öğrenci Yillara göre yurtdışından gelen öğrenci sayısı 2004-2005 döneminde 2 2005-2006 döneminde 7 2006-2007 döneminde 19 2007-2008 döneminde 51 TOPLAM 79 öğrenci Yillara göre yurtdışına giden öğretim elemani sayısı 2005-2006 döneminde 6 2006-2007 döneminde 23 2007 -2008 döneminde 28 TOPLAM 57 öğretim elemanı Yillara göre yurtdışından gelen öğretim elemanı sayısı 2006-2007 döneminde 12 2007-2008 döneminde 24 TOPLAM 36 öğretim elemanı Hayat Boyu Öğrenme Programı (LLP) Avrupa Birliği ülkelerinde öğrenci değişim programı, 1987’den beri uygulanmaktadır. Bu çerçevede 2004 yılı itibariyle yaklaşık 1 milyon 250 bin öğrenci, değişim programlarından yararlanmıştır. Bu yönüyle ERASMUS Programı’nın, AB Eğitim ve Gençlik Programları’nın en ilgi çekici programı olduğu söylenebilir. 2000-2006 döneminde SOKRATES/ERASMUS programı olarak adlandırılan programın adı 2007-2013 dönemi için “Hayat Boyu Öğrenme Programı (LLP)” olarak değiştirilmiş ve içeriği genişletilmiştir. YTÜ AB Ofisi bu programların koordinasyonunu üstlenerek bölüm koordinatörleri, öğretim elemanları ve öğrencilerle işbirliği içinde hareket etmektedir. Bu bağlamda, YTÜ AB Ofisi, uluslararası işbirlikleri ve ortak proje- eğitim programlarıyla üniversitemizin tanınırlığını ve eğitim kalitesini arttırmayı amaçlamaktadır. Yıldız Teknik Üniversitesi AB Ofisi, Sokrates Programı’nın pilot uygulamasına ilk kez 2004 yılında 6 öğrencisini yurt dışına göndererek başlamış, bu program çerçevesinde öğrenci ve akademisyen değişimi her yıl artarak devam etmiştir. YTÜ AB Ofisi’nin 2004 yılından itibaren gerçekleştirdiği öğrenci ve akademisyen değişim sayıları yandaki tabloda yer almaktadır. Tablo incelendiğinde, programdan yararlanan öğrenci sayılarının giderek artan bir ivme gösterdiği görülmektedir. II * Yıldız ve Davutpaşa Kampüsleri’nde, öğrencilere yönelik LLP-ERASMUS Bilgilendirme Toplantıları düzenlemiştir. * Öğrenci ve akademisyenlere yol gösterecek olan “GİDEN ÖĞRENCİ REHBERİ”, “GİDEN AKADEMİSYEN REHBERİ”, “GELEN ÖĞRENCİ REHBERİ”, “GELEN AKADEMİSYEN REHBERİ” ve benzeri bilgi formları ve rehberler i Avrupa Birliği’ne uyumlu olarak hazırlayarak http:// www.eu.yildiz.edu.tr/ adresli AB Ofisinin resmi web sayfasında kullanıma sunmuştur. * * LLP-ERASMUS öğrencisi olmaya hak kazanıp yurtdışına gidecek öğrencilerimiz için yönlendirme (oryantasyon) programı düzenleyerek, öğrencilerimizi yurtdışına çıkmadan önce bilgilendirmiştir. * Üniversitemizin İngilizce Tanıtım Katalogu’nu hazırlamıştır. OCAK / 09 Yıldızlar 67 ÖĞRENCİ KÜRSÜSÜ ETKİNLİK BEYİN GÖÇÜ MUHAMMED SEVİM / ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ ÖĞRENCİSİ YTÜ SAVUNMA SANAYİİ GÜNLERİ 2009 (YTÜ SSG’09) Beyin göçü, yetiştirilmesi için büyük kaynak gerektiren veya yetiştiği halde ilgisizlik ve imkansızlık sebebiyle istihdam edilemeyen bilim adamı, hekim, mühendis vb. gibi vasıflı insan gücünün daha gelişmiş bir ülkeye göç etmesidir. Sanayi devriminden sonra gündemden düşmeyen sömürünün bir başka boyutudur. Şüphesiz beyin göçü gerçekleşen ülkelerdeki gelişmişlik, göç alan ülkeye kıyaslanamayacak seviyede olmalıdır. ‘’Yetişmiş insan gücü hareketi’’ olarak değerlendirilen beyin göçünün geçmişi çok eski devirlere dayanır. Çeşitli dini, siyasi, ilmi, ve ideolojik sebeplere dayanan beyin göçü ilk ve ortaçağlarda mevcuttu. İkinci Dünya Savaşı’ndan önce çok sayıda bilim adamları Hitler’den kaçıp ABD’ye yerleştiler. Bu gelişmeler, Amerika’nın gelişmesinde büyük ölçüde rol oynadı. Tarihi gelişimine bakılacak olursa beyin göçü, ilk 1960’lı yıllarda başlamaktadır. Şüphesiz göç edilen ülkenin sağladığı olanaklar, göç eden kişiyi bireysel olarak haklı kılmaktadır. Ayrıca, ülkemiz gibi bürokrasi odaklı siyasal sistemlerde hak edenin hak ettiği mevkiye gelmesi gerçekten imkansız denilebilecek kadar zordur. Bu durum, yıllarca emek sarf ederek eğitimini tamamlamış ülkeye faydası dokunabilecek insanların ideallerinin tükenmesine sebep olmaktadır. 68 Yıldızlar OCAK / 09 Ekonomik geçim sıkıntısı çeken nitelikli iş gücünün, emeğinin karşılığını tam olarak alabileceği bir işte ve ülkede çalışmak istemesi en doğal hakkıdır. Normal yoldan para kazanmaya yeltenmeyen bir doktor en fazla 1.500 TL. ile iş başı yapmaktadır. 6 Yıl okuyup en kutsal görevlerden birini yerine getirmek isteyen insana reva görülen maaş bu olunca, sosyokültürel yapımızda yer etmiş olan bıçakparası gibi kavramlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Daha da vahim bir örnek verecek olursak; İstanbul gibi bir metropolde yaşam savaşı veren öğretmenler okulda ders verdiği saatlerin dışında pazarda limon ya da meyve, sebze satarak geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Ülke sistemi bu kadar vahim durumdayken emeğinin tam karşılığını alabilmek için ülkesinden ayrılan insanlara kızmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye beyin göçü en fazla olan 34 ülke arasında 24. sırada yer alıyor. Ne yazık ki iyi eğitim gören yüz kişiden 59’u Türkiye dışında okumaya veya çalışmaya başlıyor. Göründüğü üzere ülkemizin zararı küçümsenmeyecek kadar fazladır. Ama bu zararı görüp bu durumu değiştirmeye çalışan hiçbir siyasal güç bulunmamaktadır. Sosyoekonomik ve sosyoteknik açıdan geri kalmış ülkemiz, maalesef elindeki altın madeninden faydalanmak istememektedir. Bu netice, ülke dışına çıkan beyinleri haklı kılmaktadır. II Y Savunma sanayinin dünü, bugünü, yarını ve ülkemiz için teknoloji ve ekonomi anlamında katkıları ele alınacaktır. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanlığı, 2-3 Mart 2009 tarihleri arasında YTÜ Makine Teknolojileri Kulübü işbirliği ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın katılımları ile Yıldız Yerleşkesi Oditoryum’unda YTÜ Savunma Sanayii Günleri 2009 (YTÜ SSG’09) adlı etkinlik düzenlemektedir. Savunma sanayisi, ülkelerin teknolojik gelişimini yönlendiren en önemli sektördür. Bu sektörün gelişiminde en önemli pay ise üniversite ve araştırma kurumlarınındır. Bu kapsamda, yerli savunma sanayimizin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunun üniversite gençleri tarafından bir kez daha farkına varılması, yerli üretilen savunma teknolojilerinin gelişiminden haberdar olunması ve ülke gençlerinin gelecekteki savunma sanayinin rotası hakkında bilgi edinmesi bu etkinliğin temel amacıdır. Bunun yanında, AR-GE yoğunluklu çalışmalarda bulunan firmaları tanıyan ve ülkemizde ileri teknolojiye sahip ürünlerin üretilebileceğini gören özgüven ve motivasyon kazanmış genç mühendislik öğrencileri, etkinliğin temel hedef kitlesini oluşturmaktadır. Etkinlikte, Türk Savunma Sanayii sektöründe görev alan öncü firmaların yanı sıra, sektörde çalışmalarını sürdüren kurum ve kuruluşlarımız da yer alacaktır. Bu kapsamda savunma sanayinin dünü, bugünü, yarını ve ülkemiz için teknoloji ve ekonomi alanında katkıları ele alınacaktır. Sergi salonunda tüm gün, yerli ürünlerin (resim, maket, proje pano, video…) sergileneceği Yerli Savunma Sanayii Ürünleri Sergisi ve aynı zamanda katılımcı kurum ve kuruluşların öğrencilerle buluşacağı bir etkinlik de gerçekleşecektir. Etkinliğin seminerler kısmı Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum salonunda Yerli Savunma Sanayii Ürünleri Sergisi’nin ise Oditoryumun hemen altında bulunan Sergi Salonunda yapılması planlanmıştır. Etkinlik hakkında detaylı bilgiye için www.ytussg. org internet adresinden ulaşılabilir. II OCAK / 09 Yıldızlar Yıldızlar69 69 SANAT GÜNDEMİ KİTAP İnsanlık Tarihinin En Kötü Kararları İSTANBUL KONSER 10 Mart Stephen Weir - Yayınevi: Caretta Yayıncılık - Sayfa: 256 Sayfa 25 Mart 25 Şubat Wayne Shorter Quartet Brian Blade davul John Patitucci kontrbas Danilo Perez piyano Saat: 20.00 Bruno Barbey ve İtalyanlar Franz Liszt Oda Orkestrası Emmanuel Pahud flüt Mekan: İş Sanat Kültür Merkezi Saat: 20.00 Bilgi İçin: 0212 316 10 83 Konuşmacılar: Merih Akoğul, Halûk Çobanoğlu Mekan: Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu Saat: 18.30 Bilgi İçin: www.ykykultur.com.tr 12 Mart Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası 28 Mart İskoç Oda Orkestrası Piotr Anderszewski piyano Saat: 20.00 Şef: Gürer Aykal Solist: Julliard String Quartet Mekan: Lütfi Kırdar Konser Salonu Saat: 20.00 Bilgi İçin: www.borusansanat.com.tr 14 Mart TİYATRO 28 Şubat Histanbul Tasarlayan-Yöneten: 10+ Övül Avkıran, Mustafa Avkıran Saat: 20.00 Mekan: garajistanbul Bilgi için: www.biletix.com Al Dı Meola & World Sınfonıa Mekan: İş Sanat Kültür Merkezi Saat: 20.00 Bilgi İçin: 0212 316 10 83 Vırtuoso! Midori keman Charles Abramovic piyano Mekan: İş Sanat Kültür Merkezi Saat: 20.00 Bilgi İçin: 0212 316 10 83 70 Yıldızlar OCAK / 09 Mekan: Cemal Reşitrey Sergi Salonu Bilgi İçin: www.kultursanat.org 6 Şubat-15 Mart Ferhat Özgür “Şehir Defteri” Mekan: Kâzım Taşkent Sanat Galerisi Bilgi İçin: www.ykykultur.com.tr Tarihimiz ve Biz İşyerinde Beden Dili Carol Kinsey Goman Yayınevi: Alfa Yayınları Beden Dili Yalan Söylemez! 2 Mart 21 Mart İnsanlık Tarihinin En Kötü Kararları; büyük etkiler uyandıran, tarihe mal olan 50 hatayı; hatanın meydana gelme nedenlerini ve yapılan hata sonrasında yaşananları kısaca özetleyerek bir araya getiriyor. Antik Mısır’dan New York’a, Rusya’dan Troya’ya, tarihin en kötü kararlarını aktaran kitap; tarihin okuyucu için eğlenceli kılınabileceğini kanıtlıyor. Kitapta yer alan hatalar eğlenceli sonuçlar doğurmamış olsa da! Işte kitapta yeralan tarihin en kötü kararlarından birkaçı: Truvalı Helen’in kaçırılma hikâyesi. Kayıp bir eşi dünyanın öbür ucuna kadar takip etmek, Truva kentinin yıkılmasına ve Çok Güzel Hareketler Bunlar Mekan: Beşiktaş Kültür Merkezi Saat: 20.30 Bilgi için: www.bkmmutfak.com Beden dili denince akla ilk gelen isimlerden olan ve bu konuda pek çok kitabı bulunan Dr. Carol Kinsey Goman’ın 25 yıllık araştırmaları, beden dilini anlamak ve yönetmek konusundaki tecrübeleri “İşyerinde Beden Dili” isimli kitapla okuyucuya sunuldu. Kitap Alfa Yayınları’ndan çıktı. Her ne kadar kendimizi ifade etmenin en etkili yolunun konuşmak olduğunu düşünsek de, yapılan araştırmalar insanların birbirleri hakkındaki kanaatlerinin yüzde 93’ünün ağızlarından çıkan kelimelerden bağımsız olarak, çok daha farklı şekillerde edinildiğini söylüyor. Bu da beden dilinin önemini gösteriyor. Yunan topraklarının 20 yıl boyunca kaderine terk edilmesine sebep oldu. Neron’un Roma’yı yakması. Yeni sarayına yer açmak isteyen İmparator Neron tüm şehri yakıp kül etti. AIDS. Kimliği belirsiz bilim insanlarının, 1957-1960 yıllarında büyük çaplı bir çocuk felci aşısı projesinde, aşı maddelerinin hazırlanışına gerekli özeni göstermemesi sonucu AIDS insan ırkına geçti. Çernobil: Nükleer santralde gerçekleştirilen deney prosedürünün baştan sona kötü yönetilmesi, çok büyük çaplı bir nükleer erimeyle sonuçlandı. Yaklaşık 100 bin insan troid kanseri nedeniyle ağır ağır öldü. Benim Gözümden Dünya İlber Ortaylı Albert Einstein Yayınevi: Timaş Yayınları Yayınevi: Alfa Yayınları Sayfa: 222 sayfa Sayfa: 115 sayfa Sayfa: 232 sayfa SERGİ 5 Şubat - 25 Şubat “Barış Yolunda Kadınlar” Fotoğraf Sergisi Follow The Women For Peace 50 Tarihi Hata! Böyle Bir Kuyrukla Ne Yapardın? Steve Jenkins Robin Page Yayınevi: Tübitak Çeviri: Özlem Özbal Sayfa: 36 sayfa Ortaylı Hoca ile Tarihe Yolculuk Tarih kitaplarının da çok satanlar listesinde yer bulabileceğini kanıtlayan Prof.Dr. İlber Ortaylı’nın yeni kitabı Tarihimiz ve Biz okuyucuyla buluşuyor. Timaş Yayınları’ndan çıkan kitap; Osmanlı’nın klasik dönemini, XVIII ve XIX. asırların toplumsal ve siyasî olaylarını, bugünkü Avrupa’yı var eden koşulları, Türk, Rus ve Japon modernleşme süreçlerini ele alıyor. Ayrıca kitapta Ortaylı Hoca’nın Ermeni soykırımı iddiaları konusundaki fikirleri de yer alıyor. Einstein’la siyasete ve felsefeye dair! 20. yüzyılın en önemli fizikçisi Albert Einstein’ın siyasi ve felsefi yazılarını içeren Benim Gözümden Dünya, Alfa Yayınları’ndan çıktı. Kitap; iyi-kötü, toplum-birey, dinbilim, savaş-barış gibi konuları Einstein’ın bakış açısından okuma fırsatı sunuyor. Einstein’ın barış ve adaletin hakim olduğu bir dünyaya olan özlemini anlattığı kitaptaki bazı konu başlıkları ise şöyle: “İyi ve Kötü”, “Din ve Bilim”, “Aktif Pasifizm”, “Hıristiyanlık ve Yahudilik” , “Azınlıklar” ve “Bir Arap’a Mektup”. Kuyruk ne işe yarar? Kuyruğunu kaldırarak düşmanına göz dağı veren çizgili Amerikan kokarcası, uzun kuyruğunu sallayarak sinekleri kovalayan zürafa, saldırıya uğradığında kuyruğunu bırakıp kaçan beş çizgili parlak keltenkele, kuyruğunu bir el gibi kullanan örümcek maymunu, kuyruğunun ucundaki iğneyle avını felç eden akrep… Hepsi bu kitapta. Ilginç resimler de cabası! 3-6 yaşa hitap eden kitap, minikler için raflardaki yerini aldı. OCAK / 09 Yıldızlar 71 DVD Üç Maymun **** Tür: Dram Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan Senaryo: Nuri Bilge Ceylan , Ebru Ceylan Oyuncular: Hatice Aslan (Hacer), Yavuz Bingöl (Eyüp), Ercan Kesal (Servet), Rıfat Sungar (İsmail) Süre: 104 dk. 72 Yıldızlar OCAK / 09 Masum değiliz hiçbirimiz! 61’inci Cannes Film Festivali’nde Nuri Bilge Ceylan’a En İyi Yönetmen ödülünü kazandıran Üç Maymun’un, 81’inci Akademi Ödülleri’nde Türkiye’yi temsil etmesi bekleniyordu. Ancak film, Yabancı Dilde En İyi Film adayları arasında ilk dokuzda kendisine yer bulabildiği halde, ne yazık ki Oscar adaylığı kesinleşen 5 film arasına giremedi. Filmin Oscar macerası hayal kırıklığıyla son bulmuş olsa da Üç Maymun, Türk sinemasının ulaştığı başarıyı göstermesi açısından gururla anılmaya devam edecek ve sinemamız üzerindeki etkisini uzun yıllar hissettirecek. Bir ailenin kaybedilen masumiyet imtihanına rağmen, bu gerçeği görmezden gelerek birarada kalmak için verdiği mücadelenin çarpıcı öyküsünü anlatan Üç Maymun; aile, masumiyet, suç, adalet, kadın, aşk, aldatma, aldatılma gibi konularda seyirciyi bir kez daha düşünmeye davet ediyor. Modern dünyanın yalnızlaştırdığı insanlar için tutunacak tek dal, sığınılacak yegane kucak var; o da aile. O dal zaman zaman kırılma tehlikesi geçirse ya da o kucak sıcaklığını yitirse de bazen, varolmanın tek yolu aileye sımsıkı sarılmak. Film birbirlerine tutunmanın hayata tutunmak olduğunu hisseden bir ailenin, birarada kalma mücadelesi üzerinden masumiyet kavramına ilişkin bir pencere açıyor zihinlerde ve soruyor: Masumiyet dünyamızı ne zaman terketti ve şimdi ne kadar uzağımızda? Masumiyet; ailenin iki erkek üyesi için büyümeden yani kirlenmeden ölen bir çocuk. Bunun içindir ki baba ve oğlunun her vicdan muhasebesi sonrası duydukları o “kirlenmişlik” hissi çocuk yaşta hayatını kaybeden ailenin en küçük üyesini hatırlatıyor her ikisine de. Henüz filmi görmemiş olanlar ya da tekrar izlemek isteyenler için filmin dvd’si raflardaki yerini aldı. Türkçe, İngilizce, Fransızca alt yazı seçeneklerine sahip olan dvd ayrıca, filmin Cannes Film Festivali macerasını ve yönetmenin konuk olduğu kimi TV programlarını seyretme fırsatı da sunuyor. II
Benzer belgeler
Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
Ajansfa İletişim Bilgileri:
Gülbahar Mh. Esentepe Cd.
No.6/6 (Bozkır İşhanı)
Mecidiyeköy/İSTANBUL
Tel: 0 212 272 61 06
Faks: 0 212 272 61 07
www.ajansfa.com
[email protected]