Dergi Sayı No: 19 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
Transkript
Dergi Sayı No: 19 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ SAYI: 19 / 2015 YTÜ, En Girişimci 5. Devlet Üniversitesi oldu Türkiye’nin Biyometrik Güvenliği YTÜ’ye Emanet Mesleki Eğitimin Yıldızı Gaziosmanpaşa’da Parlayacak Yıldız, Sporda Kupalara Ambargo Koydu Her Projemizde Çevre ve Enerji Verimliliği Adına Duyarlılığımızı Koruyoruz! Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No: 3 Ümraniye 34776 İSTANBUL, TÜRKİYE Tel: (0216) 499 49 59 - Fax: (0216) 499 49 60 [email protected] - www.birlesimgrup.com 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ DAVUTPAŞA KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DAVUTPAŞA KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ ulusal ve uluslararası kongre, konferans, seminer organizasyonlarına, kültürel ve sanatsal etkinliklere, canlı ve bant yayın programlarına ev sahipliği yapmaktadır. ,JǵJMJL"EFU4BMPO ,JǵJMJL"EFU4BMPO ,JǵJMJL5PQMBOU4BMPOV 'VBZF"MBO ,VMJTWF5PQMBOU0EBMBS 4BOBUÎ0EBMBS 3FTUPSBOWF5FSBT ,BQBMWF"ÎL0UPQBSL Doğru yerdesiniz 1000 KİŞİLİK SALON ÖZELLİKLERİ ,JǵJMJL4BMPO 5JZBUSP,POHSFWF,POTFS4BIOFTJ 4PO5FLOPMPKJ4FT4JTUFNJ 4JNàMUFOF4JTUFNJWF"EFU,VMBLML "EFU:BLB.JLSPGPOV "EFU5FMTJ[5FMFGPO "EFU%FMFHF.JLSPGPOV 150 KİŞİLİK SALON ÖZELLİKLERİ ,JǵJMJL4BMPO "NöƵFLMJOEF%à[FOJ 4FTWF#BSLPWJ[ZPO4JTUFNJ 40 KİŞİLİK SALON ÖZELLİKLERİ ,JǵJMJL5PQMBOU4BMPOV 4FTWF#BSLPWJ[ZPO4JTUFNJ DAVUTPAŞA KONGRE VE KÜLTÜR MERKEZİ, YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ DAVUTPAŞA KAMPÜSÜ’nde bulunmaktadır. Kongre merkezimize toplu taşıma ile ulaşım metro ve otobüs ile mümkündür. Tel::0212238334000 Fax::0212238334008 Mail::[email protected] yıldızlar sayı / 19 3 içindekiler Sayı: 19 / 2015 [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi Adına İmtiyaz Sahibi Prof. Dr. İsmail YÜKSEK Rektör Yayın Direktörü Doç. Dr. Zehra YUMURTACI YTÜ İletişim Koordinatörü Genel Yayın Yönetmeni Cihat DEMİR Rektör Danışmanı Yazı İşleri Sorumlusu Uzm. S. Gürkan TUZLU Yazı İşleri Uzm.Dr. Neşe ATACI Uzm. Nagehan Bilge OK Uzm. Habibe AKÇAY Merve KARATAŞ Gülşen KURULAY Görsel Yönetmen Mehtap KUL Kapak Fotoğrafı İsa CANGİR Fotoğraf Sabri BAKIŞ Tuncay ATEŞ 6 Mesleki Eğitimin Yıldızı Gaziosmanpaşa’da Parlayacak 8 Türkiye’nin Biyometrik Güvenliği YTÜ’ye Emanet 10 YTÜ, En Girişimci 5. Devlet Üniversitesi Oldu 11 Ölümünün 427.Yılında Mimar Sinan 12 Dünyanın En İyi Üniversitelerinden Türk Akademisyenler Yıldız’da buluştu 14 Hem Sahaya Hem Masaya Hakim Fakülte; YTÜ İnşaat Fakültesi 17 Güzel Sanatlar ve Sanatın Önemi 18 Geçmişten bu güne Fotoğraflarla YTÜ 20 YTÜ Racing Türkiye’ye Kupayla Döndü 22 Taş Plağın Kimyası Tez Oldu 24 Teknoloji Bağımlılığına Karşı Üç Boyutlu Çığlık ‘Teknofark’ 26 “Yıldızlı Projeler” de Ödüller Sahiplerini Buldu 29 Makine Mühendisliği’ nin Kalbi Yıldız’ da Attı 30 YTÜ Vakfı “Ankara” dan Haberler 32 Ae2 Projecting İngiltere’ yi Feth Etti İletişim - Koordinasyon Seyma OKUYUCU Beyza GÜLSEZER Gamze PINARBAŞI Harun AKDAĞ 34 Bugünün Gençleri Daha Güçlü Türkiye için 3. Kez Geleceği Zirve’ye Taşıdı 37 İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası 38 YTÜ EkibiTübitak’ın Yarışlarında Kupaları Topladı Teknik Ekip Uğur MERCAN Vedat ÇOLAK Mustafa YILGIN Volkan AZMAN 40 19 Mayıs, “Gazi Günü”nden,“Atatürk’ü Anma Gençlik ve SporBayramı”na 42 Göçün Yenilik Transferine Etkisi Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeTartışıldı 44 Unesco 2005-2015 “Hayat İçin Su” 10 Yıllık Eylemi 45 YTÜ’de Öğrenciden Öğrenciye Eğitim 46 Raylı Sistemlerin Geleceği Yıldız’da Masaya Yatırıldı 48 İlk İşim Girişim Ödülleri Sahiplerini Buldu 50 Öğrenciler Geleceğe Mentorluk Desteği İle Hazırlanıyor Baskı ve Cilt Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş Cihangir Mah. Güvercin Cad. No:3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat:2 34310 Haramidere/ İstanbul Tel: 0212 41217 00 Sertifika No: 12026 Bu derginin içeriği Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanır. Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılamaz. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek sureti ile kullanılabilir. 10 14 66 6 10 8 32 64 Tarihi Çevrede Çağdaş TasarımlarYeniden Değerlendirildi 52 YTÜ Tanıtım Fuarları’nınYıldızı Oldu 54 GeleceğinYıldızlarıYTÜ’ye Akın Etti 56 Yıldız Teknik Üniversitesi’n de Diploma Heyecanı 58 Mezuniyet Töreninde Sürpriz Evlilik Teklifi 62 İş adamı Öztiryaki Diplomasına 43 Sene Sonra Kavuştu 63 YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii Açıldı 64 5 Haziran Dünya Çevre Günü Üzerine 66 Robotlar Yıldız Savaşlarında Mücadele Etti 68 6 Nisan: Uluslararası Spor ve Fiziksel Aktivite Günü 70 Reklam ve Pazarlamanın Trendleri İle Admark’15 72 Yıldızlı Spor Haberleri 75 Bu Panayırın Kapıları ‘Kariyer’e Açılıyor 76 Sigara Doğal Afetlerden Daha Çok Can Alıyor! 78 Kulüpler Birliğinden Sosyal Sorumluluk Seferberliği 80 YTÜ Makedonyalı Çocuklarla Çocuk Oldu 81 Yıldızlı Öğrencilerden Manisalı Çocuklara Destek 82 Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği Zaferin 100. Yılında Çanakkale’de ! 84 Yıldız Ailesi İftarda Buluştu 86 Okurdan Şiir 88 Kitap 90 Bulmaca 92 Basında Yıldız 93 Sezginman Hocamız İçin Son Görev 94 İstanbul’un merkezinde bir asırlık üniversite... 6 yıldızlar sayı / 19 6 Okul genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memleket sevgisini, şerefi, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu kurtarmak için takip edilecek en uygun, en güvenli yolu öğretir. Memleket ve milleti kurtarmaya çalışanların aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman ve birer bilgin olmaları lazımdır. Bunu sağlayan okuldur. Değerli Yıldızlar Dergisi Okuyucuları, 2015-2016 eğitim-öğretim yılının tüm Üniversiteler ve ülkemiz için hayırlı olması dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım. Bu yeni eğitim-öğretim yılında Üniversitemizi kazanan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyor, en kalbi duygularımla tebrik ediyor, başarılarınızın sürekli olmasını temenni ediyorum. Öğrencilerimiz hayallerine cevap verileceği, ihtiyaçlarının karşılanacağı, kendilerini ait hissedecekleri ve her şeyden önemlisi huzur ortamında öğrenim fırsatı yakalayabilecekleri bir yüksek öğrenim yuvasına geldiler. Üniversitemiz, seçkin ve dinamik öğretim kadrosu ve disiplinlerarası lisans ve lisansüstü programları, ar-ge ve inovasyon odaklı bilimsel vizyonu ile öğrencilerimizi kucaklamaktadır. Eğitim-öğretimde dünya standartlarını yakalayan akademik programları, yaşamboyu eğitimi ve bilimi hayat felsefesi olarak yaşayan akademik kadrosu, sanayi ile işbirliği içinde ülkenin Ar-Ge faaliyetlerine katkıda bulunan 21. yüzyılın girişimci üniversite modeli, öğrencilerimizin bir parçası olmaktan onur duyacağı kurumsal gücü ve öğrencilerine sunduğu eşsiz sosyal imkanlarıyla değerli öğrencimizi YTÜ Ailesinin en önemli parçası olarak görüyoruz. Üniversitelerden beklentiler ülkenin ve toplumun değişik kesimlerinde oldukça farklılıklar göstermektedir. Bu beklenti eğitim, araştırma ve geliştirmenin yanı sıra çok geniş bir yelpazede değişik ürün ve hizmetleri kapsamakta, üniversiteler de bu beklentileri yerine getirerek fark edilmeye ve tercih listelerinin ön sıralarında yer almaya çalışmaktadır. Mezunlarımızın kalitesi ve sanayi ve iş alanlarında tercih edilmeleri öğrenciler arasında Üniversitemizin de tercih edilme nedenlerinden birisidir. Bir üniversiteyi üniversite yapanın, öğretim üyelerinin yaptığı bilimsel çalışmalar, derslik ve laboratuarlarının çağdaşlığı ve mezunlarının ülkede kabul edilebilirliği gerçeğinden yola çıkıldığında Üniversitemizin bu nitelikleri taşıdığı görülmektedir. Özgün bilgi ve teknoloji üretiminin yanı sıra, toplumun değişik kesim ve kurumlarına araştırma-geliştirme projeleri yapması, danışmanlık ve bilgilendirme gibi konularda hizmet sunması da Üniversitemizin dış paydaşlarıyla işbirliğini güçlendirmiş ve saygın üniversiteler arasındaki yerini almıştır. Davutpaşa Kampusunda yapılanma sürecine giren Üniversitemiz, çağdaş ve günümüz ihtiyaçlarına uygun binaları, laboratuarları, derslikleri, geniş kampus mekanı ve tüm üniversitelere örnek ve model olan Teknopark projesi ile araştırma ve eğitim kalitesi açısından sadece yerel değil aynı zamanda uluslar arası üniversitelerle rekabet edebilecek seviyeye gelmeyi hedeflediğinden geleceğe umutla bakmaktadır. Dergimizin bu sayısının hazırlanmasında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür eder, yükseköğrenim alanında katkı sağlayan tüm mesai arkadaşlarıma çalışmalarında başarılar ve kolaylıklar dilerim. MESLEKİ EĞİTİMİN YILDIZI GAZİOSMANPAŞA’DA PARLAYACAK Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi Arasında İmzalanan Protokolle, Belediye Tarafından İnşaa Edilen 6 Bin Metrekre Kapalı Alana Sahip Eğitim Binası Yıldız Teknik Üniversitesi’ne Tahsis Edildi. 25 Yıllığına Tahsisi Yapılan Binada Lisansüstü Eğitim Faaliyetleri, İstihdama Dönük Yaygın Eğitimler, Mesleki Eğitimler, Sürekli Eğitim Kapsamında Sertifika Programları, Sosyal Sorumluluk Projeleri Olmak Üzere Geniş Yelpazede Hizmet Verilecek. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi arasında imzalanan protokolle, üniversiteye 25 yıllığına bir okul binası tahsis edildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Gaziosmanpaşa’da Sürekli Eğitim Merkezi ve Uygulamalı Mühendislik eğitiminin de verileceği “Yaşam Boyu Eğitim Kampüsü” olarak hizmet verecek. Yeni teknolojik gelişmeler ve hızlı değişim, toplumların bilgi toplumu hâline gelmesine ihtiyaç gösteriyor ve herkes için yaşam boyu öğrenmenin gerekliliği bir kez daha ortaya çıkıyor. Bilgi toplumları, yaşam boyu öğrenme becerilerine sahip bireylere ve nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyuyor. Yaşam boyu öğrenme gereksiniminde; meslekî çeşitlilik ve gelişim, kişisel gelişim ve toplumsal gelişim yer 8 yıldızlar sayı / 19 alıyor. Bu hızlı değişimlere ayak uydurmayı ve çağı yakalamayı hedefleyen kişi ve kurumlar kalite ve verimliliğe ulaşmak için gelişim fırsatları arıyor. Bu yeni bilgi ve teknolojileri eğitim fırsatlarına dönüştürerek topluma farklı öğrenme seçenekleri sunmada bilginin kaynağı üniversitelere ve belediyelere önemli görevler düşüyor. GAZİOMSANPAŞA’NIN YENİ EĞİTİM MERKEZİ YTÜ YAŞAM BOYU EĞİTİM MERKEZİ OLACAK Bu hedeflere yönelik, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi güçlerini birleştirerek “YAŞAM BOYU EĞİTİM KAMPÜSÜ” projesine imza attı. KAMPÜS projesi, Gaziosmanpa- şa Belediyesi tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi’ne tahsis edilecek olan 6 bin 630 m2 lik binada hayata geçecek. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından yürütülen ortak çalışma sonucu imzalanacak protokolle üniversiteye bir okul binası tahsis edilmesine yönelik imza töreni 27 Temmuz 2015 Pazartesi günü Beşyol Mevkii’ndeki okul binasında gerçekleştirildi. İmza törenine Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, Kaymakam Yaşar Karadeniz, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Faruk Yiğit, Prof. Dr. Yusuf Ayvaz, Prof. Dr. Mesut Güner ile bazı fakültelerin dekanları, öğretim üyeleri ve davetliler katıldı. nada halka yönelik olarak Sürekli Eğitim Merkezi’nin kurslarının verileceğini ve bunun ilçenin yetişmiş eleman ihtiyacını karşılayacağını söyledi. Rektör Yüksek ayrıca binada Yüksek Lisans ve Doktora öğrencilerinin de eğitim alacağını, 2-3 yıllık bir zaman diliminde ise ‘Uygulamalı Mühendislik’ eğitimi verecek bir fakültenin hizmet vermesini planladıklarını sözlerine ekledi. BAŞKAN USTA: İSTANBUL’UN YILDIZI GAZİOSMANPAŞA’DA PARLAYACAK REKTÖR YÜKSEK: 5-10 SENE İÇİNDE GAZİOSMANPAŞA’YI YENİ ÜNİVERSİTESİNE KAVUŞTURURUZ Törende konuşan Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, “Belediye Başkanımız, büyük emeklerle oluşturduğu bu binayı sorgusuz bir şekilde YTÜ’nün kullanımına tahsis etmek için bize müracaat ettiğinde, biz dedik ki biz bunu kısa bir süre alalım, olgunlaştıralım ve Gaziosmanpaşa’ya bir üniversite olarak yeniden devredelim. Bu süre 25 sene gibi görünüyor ama biz bunu 5-10 yıl içinde inşallah yaparız. Değişik fakültelerle, birimlerle bir üniversite haline getiririz.” diye konuştu. Rektör Yüksek, hizmete girecek olan bi- Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta da, ilçe halkına verdikleri sözü tutarak Gaziosmanpaşa’da bir üniversitenin eğitime başlamasını sağladıklarını ve bundan büyük memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Gaziosmanpaşa’ya yeni bir üniversite kazandırmanın vatandaşlara olumlu yansımaları olacağına dikkat çeken Usta, “YTÜ’nün bir biriminin Gaziosmanpaşa’da sizlere hizmet vermesi için bu imza merasimindeyiz. İnşallah ilçemizde bir ilk adım olarak bunu başlatıyoruz. Bundan sonra başka fakültelerimizi, başka üniversitelerimizi de ilçemize getirmek üzere bu çalışmaları bütün gücümüzle devam ettirmiş olalım. Bu binamız eğitim amaçlı yapılmış bir binaydı. Biz ilçemizde bir üniversite olması, özellikle de Yıldız Teknik Üniversitesi gibi İstanbul’un yıldızının burada parlaması bizim için anlam doluydu. Tabi ki burada verilecek dersler önemli çünkü sadece üniversite eğitimi vermek maksadıyla burası faaliyete geçmiyor. Üniversitemizle özellikle istihdam konusunda olmak üzere birçok işbirliği yapacağız” ifadelerini kullandı. Gaziosmanpaşa Belediye sınırları içerisinde bulunan YTÜ Yaşam Boyu Eğitim Kampüsü lisansüstü eğitim faaliyetleri, istihdama dönük yaygın eğitimler, mesleki eğitimler, sürekli eğitim kapsamında sertifika programları, sosyal sorumluluk projeleri olmak üzere geniş yelpazede hizmet verecek. Ayrıca, KAMPÜS bünyesinde “Eğitim Planlama ve Öğretmen Yetiştirmeye Yönelik” danışmanlık hizmeti verecek yeni bir yapının kurulması planlanıyor. Merkez, bilgi toplumuna geçiş sürecinde; eğitim alanlarının çeşitliliği ve yüksek hizmet kalitesiyle, kişi ve kurumlara yaşam boyu eğitim, araştırma ve danışmanlık desteği vermek, bölgenin ve toplumun gelişmesine yönelik faaliyetlerde bulunmak amacıyla, ihtiyaç duyulan alanlarda, eğitim, bilim, teknoloji ve sanat birikiminden yararlanarak gelişen teknolojiyi kullanan, kaliteli, güncel ve yenilikçi, yaşam boyu eğitim programları hazırlayarak ve geliştirerek üniversitedeki akademik bilgiyi gerçek hayata ve ihtiyaçlara cevap verebilecek şekilde yapılandırmayı amaçlıyor. Üretim faktörlerinin en değerlisi olan İNSAN’ı eğitmek ve geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunarak projeler üretmek KAMPÜS’ün öncelikleri arasında olacak. yıldızlar sayı / 19 9 TÜRKİYE’NİN BİYOMETRİK GÜVENLİĞİ YTÜ’YE EMANET Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) desteği ile kurulan Siber Güvenlik ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık ve Test Merkezi siber güvenlik ve biyometrik sistemlerle ilgili standartların ve yerli çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlayacak. 1 milyon 300 bin TL’lik bir yatırımla hayata geçirilen merkezde, güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için gerekli Ar-Ge altyapı çalışmaları, biyometrik sistemlerle ilgili veri tabanlarının oluşturulması ve protokollerin geliştirilmesinin yanı sıra, siber güvenlik ve biyometrik sistemlerle ilgili sektörel danışmanlık hizmetleri de verilecek. Yıldız Teknik Üniversitesi ElektrikElektronik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü bünyesinde kurulan, “Siber Güvenlik ve Biyometrik Araştırmalar Danışmanlık ve Test Merkezi”nin açılışı gerçekleştirildi. Açılış törenine Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, TSE Bilişim Belgelendirme Daire Başkanı Mariye Umay AKKAYA, Elektrik-Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nizamettin AYDIN ve Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Tülay YILDIRIM’ın 10 yıldızlar sayı / 19 yanı sıra sektörden ve akademik camiadan da çok sayıda davetli katıldı. “TÜRKİYE’NİN İLK SİBER GÜVENLİK VE BİYOMETRİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ” İSTKA 2014 Yılı Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında, Türk Standartları Enstitüsü iştiraki ile kurulan merkezin hedefi, güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için gerekli Ar-Ge altyapısını oluşturmak, biyometrik sistemlerle ilgili veri tabanlarının oluşturulmasını ve protokollerin geliştirilmesini, siber güvenlik ve biyometrik sistemlerle ilgili standartların ve yerli çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlamak olarak belirlendi. Türkiye’de bir ilk olan bu merkez bünyesinde, biyometri konusunda en son teknolojik ürünleri içeren bir Ar-Ge ve Test laboratuarı, sektörel işbirliklerini sağlama ve danışmanlık amaçlı bir uygulama salonu ve eğitim hizmetlerinin verileceği bir konferans salonu yer alıyor. Merkezin açılışında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, günümüz dünyasında en değerli şeyin bilgi olduğunu belirterek, bilginin korunması ile ilgili Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinin son derece önemli olduğunu ifade etti. 21. Yüzyıl dünyasının ‘siber güvenlik’ ve ‘biyometrik teknoloji’ çerçevesinde müthiş bir devrime sahne olduğunu aktaran Yüksek, bu sistemlerin hayata geçirilmesinde veri güvenliğinin hayati önem arz ettiğini kaydetti. Açılışı yapılan merkezin, uluslararası standartlara dayalı, güvenli biyometrik sistemleri oluşturma ve değerlendirme görevini yerine getireceğini aktaran Rektör Yüksek, bu tür teknolojilerin yerli hale getirilmesinin Türkiye’nin gelecek stratejileri açısından son derece önemli olduğunu aktardı. 1 MİLYON 300 BİN TL’LİK YATIRIM YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Tülay YILDIRIM da merkezi tanıttıktan sonra, siber güvenlik ve biyometrinin önemi hakkında bilgi verdi. Yıldırım, 1 milyon 300 bin TL bütçe ile hayata geçirilen merkezin asıl amacının güvenli biyometrik ürünlerin üretimi için, günümüzde yaygın olarak kullanılan parmak izi tanıma, yüz tanıma gibi biyometrik sistemlere yapılabilecek saldırıları belirlemeye yönelik çalışmalar ile biyometrik sistem tasarımı yapan akademik camiaya ve ulusal sanayiye danışmanlık ve test merkezi olarak hizmet vermek olduğunu ifade etti. Bilgi ve iletişim sistemlerinin her geçen gün daha yoğun kullanılması ve bilişim alanındaki gelişmelerle siber suçların artması ile bu sistemlerin güvenliğinin sağlanmasının ulusal güvenliğin önemli bir boyutunu oluşturduğunu söyleyen Yıldırım şöyle konuştu: “Biyometrik kimlik doğrulama sistemlerine yapılabilecek siber saldırılarla kişisel bilgilerinin kullanıldığı tüm yerlerde bireysel ve değişmeyen özelliklerin çoğaltılabilmesi ve kötü amaçlarda kullanılabilmesi riskleri ortaya çıkmaktadır. Bu risklerin ulus bazındaki etkileri ise sistemlerin hizmet dışı kalarak kamu düzeninin bozulmasına ve ciddi boyutta maddi ve manevi kayıplara sebep olabilmesidir. Biyometrik sistemlere yapılabilecek saldırıların kaynağının tespiti çoğu zaman zor olduğundan bu saldırılara çözüm olarak güvenli referans noktalarının oluşturulması gerekmektedir. Bu merkezin ana hedeflerinden biri bu olacaktır.” Etkinliklerin ikinci bölümünde “Biyometrik Teknolojilerde Dünyada ve Türkiye’de Mevcut Durum ve Çözüm Önerileri” konulu bir panelinde yer aldığı “Siber Güvenlik ve Biyometri” konulu çalıştay düzenlendi. yıldızlar sayı / 19 11 YTÜ, EN GİRİŞİMCİ 5. DEVLET ÜNİVERSİTESİ OLDU Tübitak Girişimcilik ve Yenilikçilik Performanslarına Göre Girişimci Ve Yenilikçi Üniversite Endeksi’nde YTÜ Genelde 10., Devlet Üniversiteleri Arasında İse 5. Oldu. TÜBİTAK tarafından her yıl hazırlanan girişimcilik ve yenilikçilik endeksi bu yıl da açıklandı. Son yıllarda ar-ge, inovasyon ve bilimsel çalışmalara yaptığı yatırımlarla dikkatleri çeken Yıldız Teknik Ünivesitesi, ‘Girişimci ve Yenilikçi Üniversite’ sıralamasındaki yükselişini bu yıl da sürdürdü. Girişimci ve Yenelikçi Üniversite Endeksi’nin ilk kez yapıldığı 2012 yılında tüm üniversiteler arasında 19. sırada yer alan Yıldız Teknik Üniversitesi, 2013 yılında 15. sıraya, geçtiğimiz yıl ise 11. sıraya kadar yükselmişti. Yıldız Teknik Ünversitesi, TÜBİTAK tarafından bu yıl yapılan değerlendirmede 63.93 puan alarak tüm üniversiteler arasında 10. devlet üniversiteleri arasında ise 5. olmayı başardı. Üniversite olarak son yıllarda büyük bir aşama kat ettiklerini dile getiren Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, ‘Yıldız’ın tüm üniversiteler arasında 10. Devlet üniversiteleri arasında da 5. olmasında katkı sağlayan tüm akademik personele teşekkür etti. 21. yüzyılın eğitim-öğretim sisteminde ürün odaklı öğrenci yetiştirme olduğunu ifade eden Rektör Yüksek, üniversitenin stratejisini ürün odaklı, ürün üretebilecek kabiliyete sahip öğrenciler yetiştirmek üzerine kurduklarını söyledi. Yüksek, bunu sağlamak için son 5 yılda üniversite-sanayi işbirliği, teknopark, teknoloji transfer ofisi, kuluçka merkezi gibi girişimciliği ve yenilikçiliği destekleyecek çok sayıda adım attıklarını dile getirdi. TÜBİTAK’ın sıralandığı Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2015 yılı sıralamasında tüm üniversiteler arasında 10., devlet üniversiteleri arasında da 5. olmalarının önemli olduğuna işaret eden Yüksek, Yıldız gibi köklü ve beklentileri yüksek bir üniversite için asla yeterli olmayacağını belirterek, tüm akademisyenler olarak Yıldız’a hak ettikleri yere taşıyabilmek için daha fazla çalışmaları gerektiğini dile getirdi. 12 yıldızlar sayı / 19 2015 Yılı İlk 10 Sıra 1. Sabancı Üniversitesi 2. Orta Doğu Teknik Üniversitesi 3. Boğaziçi Üniversitesi 4. Bilkent Üniversitesi 5. Koç Üniversitesi 6. İstanbul Teknik Üniversitesi 7. Özyeğin Üniversitesi 8. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 9. TOBB ETÜ 10. Yıldız Teknik Üniversitesi Listenin tamamına ulaşmak aşağıdaki linten ulaşabilirsiniz… http://www.tubitak.gov.tr/sites/default/ files/gyue2015_siralama_0.pdf ÖLÜMÜNÜN 427.YILINDA MİMAR SİNAN 2015 yılı 9 Nisan’ında, ölümünün 427. Yılında anılan Mimar Sinan; Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’un Fethi ile 1453’de başlayan Klasik Dönemine damga vuran kişilerden biridir. Osmanlı’nın en büyük sınırlara ulaştığı dönemde, üç padişaha (Kanuni Sultan Süleyman, II.Selim ve III.Murad) başmimarlık yapmış, imparatorluğun dört bir yanındaki imar etkinliklerini düzenlemiş ve tasarlamıştır. Henüz 17 yaşındayken devşirildiği Kayseri’nin Ağırnas beldesinden saraya getirilerek Yeniçeri ocağına katılmış, bu ocakla birçok sefere katılıp köprüden kadırgaya/gemiye kadar çeşitli yapı üretimleri ile yararlılıklar göstererek göze girmiş ve 1539 yılında başmimarlığa yükseltilmiştir. Çağdaşları tarafından birçok güzel isim ve sıfatla anılan Koca Sinan ve yapıları ile ilgili yedi adet yazma eser bulunmaktadır: 1) Risaletü’l -Mimariye(Bitmemiş bir deneme), 2) Dayızade Mustafa Efendi’nin “Selimiye” adlı Edirne Selimiye Camii’ni anlatan monografi, 3) Şair Eyyubi’nin “Padişahname”si. Kanuni zamanındaki su yolları ve su yapıları anlatılır. 4)Yazarı saptanamayan Adsız Risale. Sinan’ın hamamları tanıtılır. 5) Tezkiretü’l -Bünyan 6) Tezkiretü’l -Ebniye 7) Tuhfetü’l -Mimarin. Son üç yazma, Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleri ile ilgili önemli belgelerdir. Bu belgelerde kayıtlı Sinan yapılarının toplam Prof. Dr. Nur URFALIOĞLU YTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi sayısı 477 olarak verilmiştir. Mimar Sinan, eserlerinde, eserin yapıldığı yer, süsleme, minare sayısı vb detayları, eseri yaptıran kişinin statüsüne, ekonomik durumuna ve cinsiyetine göre de belirlemiştir. Örneğin, Osmanlı sultanı Muhteşem Süleyman için yaptığı Süleymaniye Camii’nde hem Haliç’e bakan güzel bir tepe seçmiş hem de Süleyman’ın 10. Padişah olduğunu vurgulamak için minarelerde 10 adet şerefe yapmıştır. Sadrazam ve aynı zamanda Kanuni’nin damadı ve imparatorluğun en zengin kişilerinden olan Rüstem Paşa’nın zenginliğini ise kubbe eteğinden duvarların en alt kotuna, sütunlara kadar her yerde devrin en pahalı süsleme malzemesi olan çiniyi kullanarak vurgulamıştır. Sinan, çağdaşları rönesansın ünlü sanatçıları gibi, hem iyi bir mimar, hem de iyi bir şehirci, matematikçi ve mühendistir. 50 yıl gibi bir sure başmimar olarak hizmet Tarih-i Sultan Süleyman’da Kanuni’nin Türbe eden Sinan’ın yeteneğinin yanında, orduda inşaatını ve Solda Mimar Sinan’ı elinde mimar bulunduğu dönemlerde İran, Suriye, Araarşını ile gösteren minyatür bistan, Kırım, Macaristan, Orta Avrupa, Balkanlar ve Anadolu topraklarını görmesi, bu bölgelerdeki uygarlıkların eserlerini incelemesi ve bu eserlerin üstün yönleri ile eksik ve zayıf yönlerini çok iyi analiz etmesi, O’nun neredeyse kusursuz eserler ortaya çıkarmasını sağlamıştır. Koca Sinan, Sai Çelebi’ye yazdırdığı Tezkiretü’l-Ebniye kitabında Şehzade Camii’ni Çıraklık, Süleymaniye Camii’ni Kalfalık ve Edirne Selimiye Camii’ni Ustalık eseri olarak belirtir ve eserin sonunda mimarlık santının ve bu alanda gösterdiği başarının yeterince anlaşılmadığını şöyle dile getirir: “Tasarlayıp uyguladığım birçok cami, mescit ve diğer anıtsal yapıları bir kitapta topladım. Dünya durdukça eserlerimi gören sağduyu sahiplerinin çabamın ciddiyetini anlayacaklarını umarım. O zaman eserlerime insaf ile bakarak, beni hayırlı dualar ile anacaklardır inşallah.”. Minyatürden detay, sol atta Mimar Sinan KAYNAKLAR: . Saatçi, Suphi; “Osmanlı Mimarisi Klasik Çağının Simgesi Sinan”, Mimar Sinan, Ed: Nur Urfalıoğlu, Erdal Z.Başer, TMMOB Mimarlar Odası Sakarya Temsilciliği, 2012, s.7-22. . Urfalıoğlu Nur; “Mimar Sinan’ın Su Yapıları”, Mimar Sinan, Ed: Nur Urfalıoğlu, Erdal Z.Başer, TMMOB Mimarlar Odası Sakarya Temsilciliği, 2012, s.45-74. yıldızlar sayı / 19 13 Dünyanın En İyi Üniversitelerinden Türk Akademisyenler Yıldız’da buluştu Dünyanın En İyi Üniversitelerinde Bilimsel Araştırmalarına Devam Eden Türk Bilim İnsanları Yıldızda Buluştu. Taf Network Tarafından ‘Beyin Göçü Değil Beyin Gücü’ Sloganıyla Yapılan Organizasyonda Mıt, Stanford, Oxford ve Cambridge Gibi Dünyanın En İyi Üniversitelerinden Tük Bilim İnsanları Tecrübelerini Öğrencilerle Paylaştı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde TAF Network’ün (Tukish Academik Fellowship) düzenlediği programda, dünyanın en saygın üniversitelerinde görev yapan Türk akademisyenleri bir araya getirdi. Stanford, MIT, Waterloo, Oxford ve Cambridge gibi dünyanın saygın üniversitelerinden gelen akademisyenler, bulundukları üniversitelerin şartlarını, kabul alma koşullarını, avantaj ve dezavantajlarını anlattılar. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TAF Network Mezuniyet Programı’nın açılış konuşmasına katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, yurtdışı kariyerin çok önemli olduğunu vurgulayarak ülkemiz için daha faydalı işler yapılacaksa yurtdışı tecrübenin yaşanması gerektiğini aktardı. Eğitimde yaşanan sıkıntılara değinen Kavranoğlu: “Yurtdışı kariyer yapmayı çok zor görmeyin. Ben de bir köylü çocuğu olarak lisans14 yıldızlar sayı / 19 etkinlik STK’ların desteğiyle rahat bir şekilde yurtdışı tecrübesi kazanılabilir. Buraya TAF Network aracılığıyla yurtdışından gelen değerli hocalarım kıymetli bilgileri paylaştığında eminim ki birçok öğrenci daha fazla cesaretlenecek ve hedeflerini ona göre belirleyecektir.” İfadelerini kullandı. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi ve TAF Network Genel Koordinatörü Cemal Alçık, projenin nasıl doğduğunu, bugüne kadar neler yapıldığını ve bundan sonraki hedeflerini anlattı. Alçık şunları söyledi: “Türkiye’de devlet eliyle yurtdışındaki akademisyenler ile ilgili çalışmalar yapılsa da çoğunluğu tersine beyin göçü amaçlı yapılmaktadır. TAF Network ise ‘beyin göçü değil beyin gücü’ sloganıyla yola çıkmış ve dünyada ne kadar Türk Akademisyen varsa bir ağ’da bir araya getirerek hem gidecek öğrencilere ön ayak olacak hem de ilerleyen yıllarda ülkemiz adına çalıştaylar düzenleyerek bilginin ülkemize aktarılmasını sağlayacaktır.” Programda Webometrics tarafından 6 ay’da bir yayınlanan Türkiye’nin En İyi Bilim İnsanları ödüllendirildi. Bu yıl yurtdışından kabul alan öğrencileri temsilen 3 öğrenciye onur belgesi takdim edildi. Öğleden sonra başlayan oturumlarda yurtdışından gelen akademisyenler tecrübe paylaşımı yaptılar. tan sonra nasıl yurtdışına giderim hayalleri kurdum ve araştırma yaparak ABD’de bir üniversitenin ücretsiz öğrenci kabul ettiğini gördüm. Başvurdum ve kabul gördüm. O tecrübe beni hem ilim yönünden ilerletti hem de ülkem için faydalı konumlara getirerek daha fazla ülkem için çalışmamı sağladı. Bizim zamanımızda TAF Network gibi gideceğiniz üniversitede size bağlantı sağlayacak projeler yoktu, zorlanmıştık. Ama şimdi böyle bir boşluğu doldurmak için yola çıkan bu gençleri tebrik ediyorum ve çok güzel bir işe imza attıklarını vurgulamak istiyorum.” diye konuştu. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, kendi yurtdışı tecrübesini aktararak bu şekilde bir bilgi ağının kurulmasının çok faydalı olduğunu vurguladı. Yüksek, “Bizim zamanımızda bir yandan maddi sıkıntılar bir yandan ülkemizin vizyonundan kaynaklanan durumlardan dolayı yurtdışı tecrübesi bir hayaldi. Ama bugün hem devlet desteğiyle hem de TAF Network tarafından organize edilen bu programa Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Utkan Demirci, Waterloo Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Yavuz, Osaka Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sadi Vural, Groningen Üniversitesi’nden Doç. Dr. Armağan Koçer, California Institute Of Technology’den Doç. Dr. Umut Yıldız, Massachusetts Institute of Technology’den Dr. Yusuf Aytar ve Dr. Yılmaz Uygun, Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Mecit Can Emre Şimşekler, New York Üniversitesi’nden Doç. Dr. Selçuk Şirin, Korea Advanced Institute of Science and Technology’den Doç. Dr. Cafer Yavuz, Stockholm Üniversitesi’nden Dr. Diğdem Soyaltın , Oxford Üniversitesi’nden Dr. Selçuk Topal, Suffolk Üniversitesi’nden Dr. Ömer Gökalp katıldı. TAF Network projesi: Yüksek lisans, doktora, post doktora gibi lisans sonrası eğitim ve akademik çalışmalarına yurtdışında devam edecek üniversitelilere/akademisyenlere yönelik bilgi paylaşımı ve iletişim için öğrenciler tarafından geliştirilen bir projedir. yıldızlar sayı / 19 15 röportaj HEM SAHAYA HEM MASAYA HAKİM FAKÜLTE; YTÜ İNŞAAT FAKÜLTESİ Röportaj: Uzm. S. Gürkan TUZLU İnşaat Fakültesi’nin tarihi, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin tarihi ile özdeş. Üniversite kurulduğu 1911’den itibaren çeşitli adlarda eğitim veren fakülte son kurumsal yapılanmada; klasik mühendislik dallarından İnşaat Mühendisliği Bölümünü, geçen yüzyılın başlarından itibaren ayrı bir mühendislik dalı olarak gelişen ve 1949 yılından itibaren 56 eğitim ve öğretim yılını başarı ile tamamlamış olan Harita (Eski adıyla Jeodezi ve Fotogrametri) Mühendisliği Bölümünü ve çevre sorunlarının büyük boyutlara ulaşması ile geçen yüzyılın son çeyreğinde önem kazanmış ve gelişmiş olan Çevre Mühendisliği Bölümünü bünyesinde toplayan “İnşaat Fakültesi” oluşturuldu. Çalışmalarını YTÜ’nün misyon ve vizyon hedefleri doğrultusunda gerçekleştiren İnşaat Fakültesi, mühendislik lisans programlarında, uluslararası düzeyde yarışabilecek mezunlar yetiştiriyor. Türkiye’nin en köklü birkaç İnşaat Fakültesi arasında yer alan Yıldız İnşaat 16 yıldızlar sayı / 19 İnşaat Fakültesi Dekanı Prof. Dr Ahmet DEMİR bunlarla projeler çerçevesinde sürekli iç içe olan hocalarımız mevcut. Bu hocalarımız teknolojiyi sürekli takip ediyor. Yurt dışındaki konferanslara, sempozyumlara katılarak, gerek özel sektörle kontakları sürekli sıcak tutarak yeni teknolojilerin üniversitemize getirilmesi ve öğrencilerle buluşmasını sağlıyorlar. Yıldız’dan mezun olmuş ve özel sektör ve kamuda üst düzey görevlerde olan mezunlar var. Onların varlığı da bir avantaj mı ? Fakültesi, Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK), Mühendislik Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu (MAK) tarafından tüm programları ile akredite olan bir fakülte. Gerek akademik kadrosu gerek fiziki şartları ve tamamı öğrencilere açık uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarları ile üniversitemizin parlayan Yıldız’ı olan İnşaat Fakültesi’nin dekanımız Prof. Dr. Ahmet Demir Hoca ile konuştuk. Yıldız İnşaat Türkiye’nin önde gelen İnşaat Fakültesi arasında yer alıyor… Hem çok eski bir üniversite hem de çok interaktif bir yapısı var Yıldız İnşaat’ın. Bu başarı nasıl sağlanıyor? Yıldız Teknik Üniversitesi’nde köklü üniversite kültürü, geleneği ve tecrübe var. Özellikle Cumhuriyet döneminin başlangıcından itibaren bütün imkânlar, kısıtlı olsa da, buralara verilmiş ve o zamanki hocaların özverili çalışmaları ile ciddi bir temel atılmış ve o temel üzerinden bu günkü noktaya gelinmiş. İnşaat Fakültesi olarak siz kendinizi Türkiye’de nerede görüyorsunuz ? Harita Mühendisliği bölümü olarak başarı sıralamasına göre öğrencilerin tercihine bakıldığında 2. Durumdayız. İnşaat Mühendislikleri arasında Türkiye’de 4. Sıradayız. Çevre Mühendisliği bölümünde ise 5. Sıradayız. Hedefimiz en azından ilk 3 de olmak. Verimlilikte şöyle bir kural var. Siz yüzde 50 başarıdan yüzde 60’a çok az bir gayret- le çıkabilirsiniz. Ama 90’dan 91’e çıkmak için sarf ettiğiniz, güç enerji, imkan belki 50’den 60’a çıkıncaya kadar harcadığınız enerji ve süre kadar oluyor. Spor müsabakalarında da ligler kurulduğunda bütün takımların hedefi 1. olmaktır. Kimse ikinci, üçüncü olacağım diye yola çıkmaz. Bizim hedefimiz birinci olmak. Hedefimiz inşallah isminde olduğu gibi ‘Yıldız’ olmak. Futboldan örnek verdiniz, amacınızın şampiyonluk olduğunu ifade ettiniz. Peki elinizdeki kadroyu şampiyon olmak için yeterli görüyor musunuz? Kesinlikle yeterli olduğunu düşünüyorum. Öğretim elemanlarımızın çok da özverili olduğunu düşünüyorum. Üniversite olarak biz özellikle Teknopark gibi bazı imkânlara yeni kavuştuk. Bunlar son 3-5 senelik mazisi olan kurumlar. Biz bunları değerlendirerek inşallah birincilik hedefine doğru ilerliyoruz. 2015 LYS yapıldı. Öğrencilerin önünde pek çok tercih var. Öğrenci Yıldız İnşaat’ı neden tercih etsin ? Burası İnşaat Fakültesi olarak gerek İnşaat Mühendisliği, gerek Harita Mühendisliği, gerekse Çevre Mühendisliği bölümlerinde diğer üniversitelerin bölümlerine göre tarihi geçmişi ile öne geçiyor. Öğretim elemanının kalitesi, bulundurduğu anabilim dalları, branşları, laboratuvarları açısından hem geçmişi gerçekten güçlü köklü bir geleneği olan bölümlerimiz bunlar. Şu andaki İnşaat, Harita ve Çevre Mühendisliği bölümünde piyasayla iç içe olan, piyasa derken kamu kurum ve kuruluşları olabilir, özel sektör olabilir, Herhalde insanın doğasında var bu. Herhangi bir takımı tutuyorsanız eğer karşınızdaki kişide o takımın rozetini taşıyorsa, o insanı tanımasanız bile duygusal bir bağ oluşuyor. Yıldız Teknik Üniversitesi köklü tarihi itibariyle ülke sathında kamu ve özel sektörde üst düzey çok sayıda Yıldızlı var. Bunların varlığı mezun öğrencilerimiz için bir avantaja dönüşür diye düşünüyorum. Sürekli söylenen bir söz var, “İTÜ masaya Yıldız sahaya adam yetiştirir” diye… Bu anlattıklarınız Yıldız İnşaat’ın bu çerçeveyi kırdığını ortaya koyuyor… Eskiden böyle bir şey vardı. Yıldız öğrencileri özgüvenleri çok yüksek bir şekilde mezun olur ve genellikle direkt piyasaya atılırmış. Bizim öğrencilerimiz o zaman da hızlı bir şekilde piyasaya adapte olup gidip hemen işini kurup hızlı bir şekilde projelerini gerçekleştirebiliyordu. Ancak son yıllarda özellikle devlet ve özel sektörde üst düzey yönetici ve bürokrat yetiştirdi Yıldız İnşaat… Yani hem sahaya hem masaya hakim mezunlarımız var. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk bizim Çevre Mühendisliği bölümümüzün bir İnşaat Fakültesi’nin tarihi, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin tarihi ile özdeş. Üniversite kurulduğu 1911’den itibaren çeşitli adlarda eğitim veren fakülte Son kurumsal yapılanmada; klasik mühendislik dallarından İnşaat Mühendisliği Bölümünü, geçen yüzyılın başlarından itibaren ayrı bir mühendislik dalı olarak gelişen ve 1949 yılından itibaren 56 eğitim ve öğretim yıldızlar sayı / 19 17 olarak akademik hayata başlayan Demir; 1985 senesinde Y.Lisans, 1990 senesinde de Doktora derecelerini (Su-Çevre) Programından aldı. 1988-1989 yılları arasında Hollanda’nın Delft şehrinde I.H.E.(MS. Sanitary Engineering) kursuna katıldı. 1989 senesinde Çevre Mühendisliği Bölümünün kurulması ile bu bölüme nakil oldu. 1990 da Yardımcı Doçent, 1995 ‘te Doçent, 2002 senesinde de Profesör ünvanı aldı. yılını başarı ile tamamlamış olan Harita (Eski adıyla Jeodezi ve Fotogrametri) Mühendisliği Bölümünü ve çevre sorunlarının büyük boyutlara ulaşması ile geçen yüzyılın son çeyreğinde önem kazanmış ve gelişmiş olan Çevre Mühendisliği Bölümünü bünyesinde toplayan “İnşaat Fakültesi” oluşturuldu. Tübitak, diğer devlet kurumları ve özel sektör ile Yıldız İnşaat hocalarımızın yürüttüğü projeler ne durumda ? Fakültemizde yürütülen Devlet Planlama Teşkilatı Projesi var. 20 tane Tübitak, 2 tane AB projesi var şu anda fakültemizde yürüyen. 25 tane Bilimsel Araştırma Projesi var. Toplam 51 tane proje yürüyor şu anda. Bunun haricinde yüzlerce piyasaya yönelik döner sermaye çerçevesinde yürütülen danışmanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarıyla da ayrıca proje var. Bu rakamları eski yıllarla kıyas ettiğimizde bırakın fakülte bazında bu rakamları vermeyi belki üniversite bazında bile 1’i 2’yi geçmezdi. Hocam sanırım bu üniversite, devlet ve özel sektörün birbirine bakış açısının değişmesiyle gerçekleşti… Son yıllarda devletimiz bu konuda çok ciddi teşvikler verdi. Bütün üniversite elemanlarını mümkünse proje almaya teşvik eden hatta proje yazmaya bile para veren bir noktaya geldi, bırakın proje almayı… Devletimiz burada şunu söyledi: “Burada öğretilen, anlatılan, öğrencilere aktarılan bilgiler daha da geliştirilerek bilimsel manada patent alabilecek düzeye çıkartılsın.” İnşaat Fakültesindeki laboratuvarların durumu nedir? Bu laboratuvarlarda ne 18 yıldızlar sayı / 19 tür çalışmalar yapılıyor? Bizim fiziki kapasitemize baktığımız zaman 40 bin metrekarenin üzerinde kapalı alanımız var. 26 tane laboratuvarımız var. Şu anda burada sadece Çevre Mühendisliği’nde 12 laboratuvarımız var. 12 tane 100 kişilik amfimiz var. 15 tane 100-150 kişi alacak sınıfımız. 5 tane bilgisayar laboratuvarı 50 kişilik ve 26 tane laboratuvar var. 4 tane toplantı salonu, 1 konferans salonumuz ve 153 adet akademisyen çalışma odası, 33 tane idari personel hizmet alanımız var. Laboratuvarlar sadece dört duvardan ibaret değil. Gerek Çevre, gerek İnşaat ve gerekse Harita Mühendisliğimizin eğitim-öğretim ve araştırmasında kullandığı son sistem cihazlarla donatılmış durumdalar. Öğrenciler de bu imkanlardan faydalanabiliyor mu ? Tabii ki… Biz zaten birebir uygulamayı öğrencilerimizle laboratuvarlarda yaptırtıyoruz. Yıldız Teknik Üniversitesinin diğer üniversitelere göre en büyük avantajı da belki bu. Maalesef duyuyoruz bazı üniversitelerde belki de resim üzerinden anlatıyorlar. Bizim öğrencilerimiz birebir aktif bir şekilde deneylerini yapıyorlar. PROF. DR. AHMET DEMİR: Prof. Dr. Ahmet Demir, 1959 senesinde Uşak Ulubey’de doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesinden 1981 senesinde İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu. Askerlik görevini ifa ettikten sonra 1983 senesinde Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi 2006-2008 seneleri arasında YTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Bölüm Başkanlığı yapan Prof. Dr. Ahmet Demir; 2008 tarihinde atandığı YTÜ İnşaat Fakültesi Dekanlığı görevini İSKİ Genel Müdürü olarak göreve başladığı 04.01.2010 tarihine kadar sürdürdü. İSKİ Genel Müdürlüğü görevinin ardından 25.09.2014 tarihi itibariyle yeniden İnşaat Fakültesi Dekanlığı görevine atanan Prof. Dr. Ahmet Demir, evli ve 2 çocuk babasıdır. İSTATİSTİKLER: İNŞAAT FAKÜLTESİ AKADEMİK PERSONEL Profesör: 29 Doçent: 40 Yrd. Doç. 45 Öğretim Görevlisi: 4 Araştırma Görevlisi: 60 Uzman: 3 İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ: Profesör: 16 Doçent: 20 Yard. Doç: 27 Araş. Gör: 29 Öğretim Görevlisi: 4 HARİTA MÜHENDİSLİĞİ: Profesör: 7 Doçent: 10 Yard. Doç: 9 Araş. Gör: 16 Uzman: 2 ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ Profesör: 6 Doçent: 10 Yard. Doç: 9 Araş. Gör: 15 Uzman: 1 GÜZEL SANATLAR ve SANATIN ÖNEMİ Prof. Dr. Turan SAĞER Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan V. Güzel sanatlar terimi ilk defa Fransızca’da “Beaux Arts” olarak resim, heykel, baskı gibi görsel sanatları tanımlamak için kullanılmıştır. Zanaat dallarından farklı olarak güzel sanatlar, zaman içerisinde resim, müzik, heykel, tiyatro, sinema, edebiyat vb. sanat dallarını da içine almıştır. Güzel sanatlar bir eserin niteliğinden çok, disiplinin estetik ile birleşmesini vurgulama olarak ifade edilebilir. Çeşitli sanat dallarında güzel olanı estetik bir anlayış ile sunabilmek güzel sanatların asıl hedefleri arasındadır. 17.yy’dan itibaren Avrupa’da başlayan güzel sanatların yaygınlaşması ve tüm dünyada bir kurumlaşma halini alması günümüze kadar gelen bir süreçtir. Güzel sanatlar okullarında yetişen güzel sanatlar eğitimi gören öğrenciler bu okullardan mezun olmuş, yaşadıkları dönemde birçok akıma öncülük etmiş, sanata yön vermişlerdir. Ülkemizde ilk güzel sanatlar okulu 19.yy’ın ikinci yarısında kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi’dir. Sanayi-i Nefise Mektebi ile başlayan süreç daha sonra Konservatuvarlar ve Güzel Sanatlar Fakülteleri olarak yapılanmıştır. Özellikle 20.yy ile birlikte güzel sanatların yapılanması içerisinde sanat, resim, müzik, edebiyat, sinema, tiyatro, fotoğraf, tasarım mevcut sanat dallarına ek olarak alt dallar da eklenmiştir. Örneğin, Tasarım dalı içerisinde Moda Tasarım, Endüstriyel Tasarım, Ürün Tasarım, Tasarım Yönetimi; Geleneksel Sanatlar çatısı altında Hatt, Tezhib, Tezyinat, Oyma; Müzik dalı içerisinde Klasik Batı Müziği, Klasik Türk Müziği, Türk Halk Müziği, Türk Din Musikisi; Seramik içerisinde ise Cam sanat dalları yer almaktadır. Toplumsal ve kültürel bir varlık olarak insan, kendine has özelliklere sahip olup yaşamı boyunca sahip olduğu potansiyelini geliştirme çabası içerisinde olmalıdır. Sanat, insanın yeteneklerini keşfedebilme ve güzel olanı kendi özgün anlayışı içerisinde sunabilmek için en etkili şekilde kendini ifade edebilme yoludur (gücüdür). İnsan, uygun multidisipliner bir çalışma ortamı yaratabildiğinde ise Sanat; bilim ve teknik ile bütünleşip kendi içerisinde zengin bir yapıya dönüşebilir. Çocukluktan yetişkinliğe kadarki süreçte sanat ve güzel sanatlar eğitimi, bireyi sadece mental (bilişsel) olarak değil, aynı zamanda ruhsal olarak da tam bir geliştirme görevi üstlenir. Bu açıdan bakıldığında şüphesizdir ki insan yaşamında sanatın bir dalının yokluğu ya da yetersizliği, insan yaşamında önemli çarpıklıklar ve boşluklar oluşturur. Yaşamı algılayabilme, betimleyebilme, anlayabilme ve yorumlayabilme özelliklerine sahip olan insan ancak ve ancak bu özelliklerini sanat ve güzel sanatlar aracılığı ile ifade edebilir. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat, İletişim Tasarım, Müzik ve Sahne sanatları olarak üç temel dalda güzel sanatlar eğitimi vermektedir. Sanat dalı içerisinde Bileşik Sanatlar, Sanat Yönetimi ve Fotoğraf ve Video alt sanat dallarını, İletişim Tasarımı İnteraktif Medya Tasarımı Anabilim Dalı ve Müzik ve Sahne Sanatları ise Müzik Toplulukları Anasanat Dalı, Duysal Tasarım Anabilim Dalı ve Dans Anasanat Dalı adı altında sanatın birçok dalında eğitim vermektedir. Her yıl Nisan ayının 15. günü Dünya Sanat Günü olarak kutlanmaktadır. Sanata yön veren bir sanatçı aynı zamanda bir bilim insanı olan Leonardo da Vinci’nin de doğum günü olarak bilinen Dünya Sanat Günü, güzel sanatların her alanında çalışan, emek veren herkes için anlamlı bir gün olup, dünya’nın her yerinde sergiler, bienaller, konserler, tiyatro gösterileri ve çeşitli etkinlikler ile coşkuyla kutlanmaktadır. yıldızlar sayı / 19 19 Geçmişten bu güne Fotoğraflarla YTÜ 20 yıldızlar sayı / 19 Değerli Yıldız ailesi üyeleri, üniversitemiz ile ilgili anılarınız ve okulumuzun tarihini ifade edebilecek fotograflarınızı [email protected] adresine göndererek dergimize destek olabilirsiniz. yıldızlar sayı / 19 21 YTÜ RACİNG TÜRKİYE’YE KUPAYLA DÖNDÜ Yıldız Teknik Üniversitesi’nin öğrenci projelerinden YTU Racing, dünyanın en prestijli mühendislik yarışması olan Formula Student’da Türkiye’nin göğsünü kabarttı. Tamamen kendi üretimleri olan araçlarıyla yarışmaya katılan Yıldızlı ekip, 28 ülkeden gelen 135 üniversiteyi geride bırakarak ‘En Efektif Medya ve İletişim’ kupasını aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi YTU Racing ekibi, İngiltere’nin Silverstone pistinde 8-12 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşen Formula Student yarışmasına damgasını vurdu. Farklı bölümlerden 21 lisans öğrencisinin bir araya gelmesiyle oluşan YTÜ Racing ekibi, bir yıllık çalışma sonucunda 2 danışman hocalarının da desteği ile, Formula Student yarışmasının konsepti olan, tek kişilik açık tekerli bir formula aracının tasarımını ve üretimini gerçekleştirdi. Yaklaşık 100 bin lira maliyetle ürettikleri ikinci formula araçları ‘YTR02’ ile yarışmalara katılan YTÜ Racing ekibi, 4 gün boyunca devam eden yarışmada 5 zorlu testi başarıyla geçti. Dünyanın en prestijli mühendislik yarışmasında Türkiye’yi başarıyla temsil eden 22 yıldızlar sayı / 19 Yıldızlı öğrenciler, ‘En Efektif Medya ve İletişim Ödülü’ ile başarısını kupa ile taçlandırdı. FORMULA STUDENT HAKKINDA: Formula Student Formula SAE™ adıyla 1981 yılında ABD’de otomotiv mühendisleri derneği tarafından kurulan yarışmanın İngiltere ayağıdır. 1999 yılından beri İngiltere’de yapılan yarışma diğer FSAE serileri ile çok benzer kurallar içermekte ve FSAE serileri arasında en çok kuralı barındıran yarışmadır. Institution Of Mechanical Engineers (İngiltere Makine Mühendisleri Odası - IMechE) tarafından düzenlenmektedir. Yarışma konseptinde üniversite öğrencilerinin oluşturduğu takım bir yıl içerisinde, her yıl belirlenen kurallara uygun edilmek şartıyla, formula tipi tek kişilik bir yarış aracının tasarımını, imalatını ve testini gerçekleştiriyor. Takımlar yarışma zamanında aracını denetleyici jüri önünde sergileyip çeşitli performans testlerine katılıyor. Bir yarış aracının yanında öğrenciler, bir firma gibi aracının maliyet analizlerini, pazar analizlerini, satış tahminlerini, firma yönetimini, organizasyon yapısını yine bir denetleyici jüri önünde sunuyor. Yarışma sayesinde öğrenciler, üniversitede aldıkları teorik eğitimi pratiğe dökme imkanı kazanmakla beraber, yapılan tasarımlarda maliyet, üretilebilirlik, sürdürülebilirlik ve performans kriterlerini beraber değerlendirme imkanı yakalıyor. • http://yturacing.com/ • https://www.facebook.com/YtuRacing • https://twitter.com/YtuRacing • https://www.youtube.com/user/YTURACING • http://instagram.com/yturacing/ yıldızlar sayı / 19 23 TAŞ PLAĞIN KİMYASI TEZ OLDU Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İnterdisipliner Bir Lisansüstü Tezi ve Kahramanları: Taş Plaklar/Ses Kalitesi/Kimya. Deniz Seltuğ, Kültür Aktarım Hazinelerinden Olan Taş Plakların Keşfi ve Plağa Ses Aktarılmasını Değerlendirdi. Kimya bölümü mezunu, ses sanatçısı ve müzik tutkunu bir isim olan Deniz Seltuğ Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, danışman hocası Nesibe Özgül Turgay ile sıra dışı bir tez çalışmasına imza attı. Seltuğ, “Türk Makam Müziğinin Günümüze Aktarımında Gramofon Kayıtlarının Rolü, Disklerin Kimyasal ve Fiziksel Analizleri ve Tayin Sonuçlarının Ses Kalitesiyle İlişkisi” konu başlıklı tezinde, taş plakların keşfi ve plağa ses aktarılmasındaki püf noktalarına değindi, taş plakların sosyokültürel açıdan önemi ve gündelik yaşantıyla etkileşimini değerlendirdi. Bu değerlendirmeyi yaparken, tonmaister, plak araştırmacı ve arşivcileri, müzisyenlerle olduğu kadar fizik, kimya, metalurji ve ses mühendisleriyle de ortak bir çalışma yürüttü. 24 yıldızlar sayı / 19 Bu tez dillere destan, olaylı bir çalışma aslında, bakmayın başlığının öyle sakin durduğuna. Taş plağın kimyası olur mu demeyin, oluyormuş… Bu yüksek lisans tezinin başkahramanı Deniz Seltuğ Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun oluşunu fırsat bilerek zaman kaybetmeksizin Türk Müziği alanında eğitim alma idealini gerçekleştirmek üzere İstanbul’a taşınmış. Nihayetinde önceki dönemlerde bu alanda edindiği birikimlerine dayanarak lisans eğitimi almadan doğrudan Haliç Üniversitesi Türk Musiki yüksek lisans programına kaydolmuş ve böylelikle akademik çalışmalar için ilk adımını atmış. Tez konusunu taslak olarak kafasında oluşturan tezin sahibi, fikrin oluşma ve geliştirilme aşamalarında pek çok kapıyı çalarak aldığı farklı görüşler doğrultusunda konuyu şekillendirmiş. Elbette çizilen yolda en başta hedeflendiği şekilden bir miktar farklılaşmalarla takip edilen rota netlik kazanmış. Gerek çalışmanın araştırma projesi niteliğinde olmasına rağmen destek alınamaması, gerekse disiplinler arası olmasından dolayı eş danışman gözetiminde yürütülme zorunluluğu sırasında danışman atanmasında baş gösteren birtakım bürokratik engeller motivasyon anlamında çalışmayı negatif yönde etkileyip verimliliğini düşürmüş Deniz Seltuğ’un. Aradığın türden taş plakları bulamazsın sözleriyle tersleyen dükkan sahipleri, ko- nuyu anlamsız bulanlar, doğum gününde Unkapanı’nın yollarına düşme maceraları raları, yaz sezonunu İTÜ Miam Stüdyoları ile Bodrum arasında mekik dokuyarak geçirme sorunsalı, yazın 40 derece sıcağında Bodrum sahillerinde olmak yerine sarf edilen plak parçalama gayretleri, gariban plakların İstanbul- Yozgat- Bodrum üçgeninde defalarca kez kargolandığı yolculuk serüvenleri diye uzayıp gidecek olaylar silsilesi… Tez Çalışması Neler İçeriyor: Deniz Seltuğ, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde hazırladığı tezi ve içeriğini şu cümlelerle ifade etti: “Türk Makam Müziğinin Günümüze Aktarımında Gramofon Kayıtlarının Rolü, Disklerin Kimyasal ve Fiziksel Analizleri ve Tayin Sonuçlarının Ses Kalitesiyle İlişkisi” konu başlıklı tezde, tarihsel açıdan önem arz eden en önemli kültür aktarım hazinelerinden olan taş plakların keşfi ve plağa ses aktarılmasındaki püf noktalarına değinilmiş. Ayrıca taş plakların sosyokültürel açıdan önemi ve gündelik yaşantıyla etkileşimi farklı açılardan ele alınırken, plakların zaman içerisinde uğradığı tahribata bağlı olarak ses kalitesinde meydana gelen değişiklikler somutlaştırılarak muhatabına sunulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın kapsamında farklı disiplinlerin bir araya gelerek sentez oluşturması ve ortak neticeye varılması söz konusudur. Dolayısıyla çalışmanın yürütüldüğü bir yıllık süreç kapsamında tonmaister, plak araştırmacı ve arşivcileri, müzisyenlerle olduğu kadar fizik, kimya, metalurji ve ses mühendisleriyle de ortak bir çalışma yürütülmüştür. Geniş bir ekip tarafından sağlanan taş plak analiz olanakları sayesinde plakların hem yapısal özellikleri incelenmiş hem de yüzeysel bakımdan uğradığı hasar düzeyinin tayin edilmesine yönelik olarak çalışılmıştır. Taş plak üretiminde kullanılan malzemenin karakteristik özelliklerinin ortaya konularak yapının tanınması hedeflenmiştir. Plağın çalınmasına dayalı olarak meydana gelen yıpranma bir yana, üretimde kullanılan hammadde farklılıklarının da ses kalitesinde duyum farkına yol açtığı belirlenerek farklı plak etiketleri ile ses kalitesi ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Bu fikirlerin hayata geçirilebilmesi için öncelikle takip edilecek çalışma yöntemi belirlenmiştir. Aynı materyalden, birbirine yakın dönemlerde üretilmiş, benzer koşullarda saklanmış az sıklıkta, orta sıklıkta ve çokça çalınmış taş plak örnekleri temin edilerek plak yüzeyinde meydana gelen tahribatın tespitine yönelik çalışmalar yapılması hedeflenmiştir. İstenilen niteliklerde taş plakların temin edilememesi çalışma için yöntem değişikliğine gidilmesini kaçınılmaz kılmıştır. Bu durumda, ses farklılıklarının da ortaya konulabileceği kıyaslamaların yapılabilmesi için temiz ve hasarlı olmak kaydıyla mükerrer plak çiftleri temin edilmiştir. Plakların temiz yahut hasarlı oluşu, sıkça çalınmasından bağımsız faktörlerden de kaynaklanabileceğinden her bir çiftten seçilen temiz durumdaki tek plakların belirli periyotlarla çalınıp aşındırılması yöntemiyle yüzey aşınması ve ses kalitesi tayinleri tekrarlanmıştır. Netice itibariyle kimyasının incelenmesi açısından farklı analiz basamaklarına tâbi tutulan plaklar için yüzey karakterizasyonu, fourier infrared spektroskopi, atomik absorpsiyon spektroskopisi yöntemleri ve mekanik testler yapı tayinine yardımcı olarak plak yüzeyindeki yıpranma miktarı somutlaştırılmıştır. Ses kalitesi açısından yapılan incelemelerde yıpranmaya dayalı olarak tiz frekanslı seslerin kaybolduğuna, hışırtılar olarak bilinen dip gürültüsü miktarının arttığına ve sesin duyulmasının güçleştiğine tanık olunmuş; farklı frekans değerlerindeki sesleri görselleştirip ortaya koyan bir program sayesinde çalışma kapsamında sunulmuştur. Bu çalışmada emeği geçen sayısız kıymetli insana ve tezin yürümesinde destek veren YTÜ mensubu danışman hocalar Doç. N. Özgül Turgay’a ve Doç. Dr. Sezgin Bakırdere’ye teşekkürlerle ve interdisipliner anlamda bu alanda ilk kez gerçekleştirilen çalışmanın artarak geliştirilmesi dilekleriyle… yıldızlar sayı / 19 25 etkinlik TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINA KARŞI ÜÇ BOYUTLU ÇIĞLIK ‘TEKNOFARK’ Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği “Üç Boyutlu Farkındalık” projesi kapsamında düzenlenen karma afiş sergisinde, teknoloji bağımlığına dikkat çekti. Yeşilay’ın Gençlik Mali Destek Programı ile desteklediği, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen Üç Boyutlu Farkındalık Projesi’nin ilk karma afiş sergisi “TEKNOFARK” Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplumsal bir problem haline gelen teknolojinin sınırsız kullanımı konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan ve Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip sergide; Teknoloji, İnternet ve Sosyal Medya Bağımlılığı üzerine 3 boyutlu tasarımları içeren 30’u aşkın özel tasarım afiş yer aldı. 26 yıldızlar sayı / 19 Eserlerin bir yarışma sonucunda belirlendiği, YTÜ ve Türkiye’nin dört bir yanından 17 sanatçının 30 farklı dijital afişinden oluşan sergi; Teknoloji Bağımlılığı, İnternet Bağımlılığı ve Sosyal Medya Bağımlılığı konularındaki eserlere yer verdi. Bunun yanında proje önümüzdeki dönemde 3B Projecting Mapping yöntemini de kullanarak Türkiye’de ilk kez bağımlılıkla mücadeleyi 3. boyuta taşıyacak. “TEKNOFARK” TÜRKİYE’DE BİR İLK! “TEKNOFARK sergisi, ülkemizde bu alanda ilk olma özelliği taşıyor. Proje aynı zamanda sonraki faaliyetlerinde 3D Mapping uygulamalarını kullanarak özgün içerikler ile başta teknoloji bağımlılığı olmak üzere bağımlılık türlerinde toplumu bilgilendirmeyi amaçlıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesinden Prof. Dr. İlhan Özkeçeci, “Bu proje sanat yoluyla doğru mesajı vermenin en iyi yolu oldu. Teknoloji gibi çağımızın en önemli problemine karşı yapılan bu eserlerle insanlarımızda bir nebze olsun farkındalık oluşturabilmişsek ne mutlu bize.” ifadelerinde bulundu. Proje’nin temel amacı; üniversite gençliği arasında günümüzün en popüler ve etkili iletişim yollarını kullanarak teknoloji bağımlılığı konusunda bir farkındalık oluşturmak ve üniversite çağı gençliğinin bu toplumsal problem konusunda bilgi düzeyini artırmak. TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI: Teknoloji Bağımlılığı; yapılan bilimsel ça lışmalar neticesinde gelecek yıllarda toplumların en büyük problemlerinin başında gösterilmektedir. Günümüzde özellikle gençler arasında etkisini her geçen gün biraz daha arttıran teknoloji kullanımı sağladığı kolaylıklar yanında, bir çok alanda da problemler oluşturmaya başlamıştır. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerin gittikçe hızlandığı ve teknolojinin aynı hızla günlük yaşamımıza girdiği düşünüldüğünde cep telefonları, bilgisayarlar ve internet teknolojilerinin yaşamımızdaki vazgeçilmez yeri ve önemi bir kez daha açıkça görülmektedir. Bununla birlikte teknolojinin sorunlu kullanımının eğitim ve meslek hayatını, özel hayatı olumsuz etkilediğini gözlemliyor, sizlerin de dikkatini buraya çekmek istiyoruz. İnternet ve teknoloji bağımlılığı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi kişinin bağımlısı olduğu teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluk yaşadığı bir durum olarak tanımlanmaktadır. Üniversite öğrencileri arasında yapılan bir araştırmaya göre; • Yoksunluk durumu; bağımlı öğrencilerin % 74,5’inde saptanırken bağımlı olmayanların % 10,5’inde saptanmıştır. • İnternette geçirdiği zamanı gizlemek için yalan söyleme; bağımlı öğrencilerin % 38’inde saptanırken, bağımlı olmayanların % 4’ünde saptanmıştır. • İnternette geçirdiği zamandan suçluluk duyma, bağımlı öğrencilerin % 33’ünde saptanırken, bağımlı olmayanların % 4,3’ünde saptanmıştır. 3B PROJECTİNG MAPPİNG NEDİR? 3B Projecting Mapping uygulaması geniş bir yüzeye sahip bir dış mekân gerektiren bir açık hava çalışması. Binaların büyük projeksiyonlarla yapısal özelliklerine uygun bir görsel-işitsel filmle giydirilmesi olarak adlandırılabilecek bu çalışma, teknoloji bağımlılığının yol açtığı bireysel ve toplumsal sorunlar ile sağlıklı bir yaşamın özendirilmesi içeriğini vurguluyor. Yeşilay’ın Gençlik Mali Destek Programı ile desteklediği, Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) işbirliğiyle düzenlenen Üç Boyutlu Farkındalık Projesi’nin ilk karma afiş sergisi “TEKNOFARK” 10 Hazirana kadar Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde görülebilecek. yıldızlar sayı / 19 27 “YILDIZLI PROJELER” DE ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU YTÜ IEEE Kulübü Tarafından Düzenlenen Yıldızlı Projeler 2015 Proje Yarışmasını Kazananlar Belli Oldu. Bilim ve Sanayi Kurullarının Değerlendirmesinden Sonra Dereceye Giren Projelere Ödülleri Verildi. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) IEEE Öğrenci Kulübü’nün ‘Fikrini Geleceğe Taşı’ sloganıyla düzenlediği ‘Yıldızlı Projeler Yarışması 2015’de ödüller sahiplerini buldu. 4 ayrı kategoride 73 farklı üniversiteden 262 projenin mücadele ettiği Proje Yarışması’nda 4 kategoride dereceye girenler ödüllerini aldı. YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in yanısıra HAVELSAN Genel Müdürü Sadık Yamaç, Elginkan Vakfı Genel Müdürü İlhan Üttü, YTÜ Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş, YTÜ Teknopark Genel Müdürü Mustafa Albayrak ve çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Törende konuşan YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip Cansever, bu güne kadar dünyada üç ekonomik sistemin kendini gösterdiğini belirterek, bunların tarım, sanayi ve bilgi 28 yıldızlar sayı / 19 ekonomisi olduğunu söyledi. ABD, Avrupa Birliği, Japonya, Almanya gibi ekonomik yönden gelişmiş ülkelerin bir yandan sanayi ekonomisinin içerisinde yer alırken öbür yandan bilgi ekonomisine adım atmış ve onu geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti. “BİLGİ EKONOMİSİNE GEÇEMEYENLER EKONOMİK HAYATTAN SİLİNECEK” Ar-Ge’ye yapılan yatırımların fazla olduğu ülkelerde patent başvurularının diğer ülkelere oranla çok daha yüksek olduğunu aktaran Cansever, “Bilgi ekonomisi 21. Yüzyılın bir ekonomik sistemi olacaktır. Sanayi devrimini kaçırıp, geçmeyen ülkeler, tarım ekonomisinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ancak bilgi ekonomisine geçemeyen ülkelerin ekonomik hayattan silinme tehlikeleri bulunmaktadır.” şeklinde konuştu. Sanayi ürünleri ihracatının ucuz işgücüne dayalı bir rekabet unsuru ile yapıldığını belirten Cansever, sanayi üretiminin yüzde 75’inin orta ve düşük teknoloji ile yapıldığını, sadece yüzde 3’ünün ileri teknoloji ile yapıldığını aktardı. İmalat sanayinin Gayri Safi Milli Hasıladaki payının yüzde 15’ler civarında olduğunu ve bu rakamın çok düşük olduğunu belirtti. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’deki 3 işçinin 1 Alman işçinin üret- tiğiyle eşit üretim gerçekleştirdiğini aktaran Cansever şunları söyledi: “Bir Türk dünyaya bedel diyoruz ama iş gücüne geldiğimizde 3 Türk bir Alman ediyoruz. İşçilerin verimsiz çalıştığı yönünde eleştiriler var fakat işçiler ne yapsın. Onu çalıştıran işveren, sanayici, yönetici hangi nitelikte ve beceride ve en önemlisi hangi üretim teknolojisi bunu sorgulamak gerekir. Bu olumsuzluğun sebebi ileri üretim teknolojisinin yeterli olmamasıdır.” “YA AR-GE YA SÖMÜRGE” Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Bektaş, Teknopark olarak öğrencilerle sanayicileri bir araya getiren bu tür organizasyonları çok önemsediklerini ve destek verdiklerini belirtti. Bu tür çalışmaların etkinlikte kalmaması gerektiğini belirterek, sanayi ile birlikte ürüne ve üretime dönüşmesi gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin belli bir gelir düzeyine ulaştığını ancak bundan sonra gelir düzeyini artırmak için Yıldızlı Projeler yarışmasına katılan gençler gibi gençlerin sanayinin taleplerine uygun projeler üretmesi ve daha ileri düzeyde teknolojik ürünler üretmek ve ihracat yapması gerektiğini dile getirdi. Bektaş, bir süre önce katıldığı bir öğrenci kulübü etkinliğinde öğrencilerin ürettiği ‘Ya Ar-ge, Ya Sömürge’ sloganından çok etkilendiğini aktardı. Bektaş, konuşmasında YTÜ Teknopark’ın sanayi-üniversite işbirliği gibi pek çok alanda yaptıkları çalışmalar hakkında sunum eşliğinde geniş bilgi verdi. Ödül almaya hak kazanan projeler ve kategorileri ise şöyle; Konuşmaların ardından YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, etkinliğe sponsor olarak destek veren firmaların temsilcilerine teşekkür plaketi verdi. MAKİNE, MEKATRONİK, ROBOTİK VE OTOMASYON KATEGORİSİ PROJELERE “BİLİM” ve “SANAYİ” KURULU AYRI DEĞERLENDİRDİ Projelerin değerlendirmesini, üniversitelerin gözde akademisyenlerinden oluşan “Bilim Kurulu” ile başarılı sanayicilerden oluşan “Sanayi Kurulu” birlikte yaptı. Bu sayede üniversite-sanayi işbirliği Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir kez daha hayat buldu. Final gününde melek yatırımcıların proje sahiplerini yakından takip etti. Yapılan değerlendirmede Dereceye giren projeler; Silikon Vadisinden, Kuluçka Sistemine; İngiltere Warwick Üniversitesinden, Prototip atölyesine; çeşitli eğitim ve networking gibi kişiye ve projesine yarar sağlayacak birçok ödüllendirildi. Yapılan değerlendirmede Makine, Mekatronik, Robotik ve Otomasyon, Bilişim, Elektronik, Telekominikasyon ve Yazılım Uygulamaları, Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Verimliliği ve Kalitesi ve Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve Malzeme Uygulamaları kategorilerinde ilk üçe giren projeler belirlendi. 1.KÜMES HAYVANLARI TARIMI VE SAĞLIĞI Savaş KOLTUK FIRAT ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ Emre ÇAĞ FIRAT ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ Burak ZEYREK FIRAT ÜNİVERSİTESİ MEKATRONİK MÜHENDİSLİĞİ 2.ULTRASONİK DERİNLİK ALGILAYICILI LAZER DESTEKLİ TAM OTOMATİK ASFALT YAMA MAKİNESİ Ahmet ERSOY ERCİYES ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ Atıf Can ÖZDEMİR ERCİYES ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3.ATEŞ BÖCEĞİ Ramazan Taner ALKAN HİTİT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU OTOMATİV BÖLÜMÜ Emre KAYA HİTİT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU yıldızlar sayı / 19 29 Emre KAYA HİTİT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU OTOMATİV BÖLÜMÜ Sezgin TÜRK HİTİT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU OTOMATİV BÖLÜMÜ Buğra KOÇAK HİTİT ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU OTOMATİV BÖLÜMÜ Bilişim, Elektronik, Telekominikasyon ve Yazılım Uygulamaları 1.BİYOMETRİK SİSTEM AKRABALIK BAĞI TESPİTİ Eyüp Burak CEYLAN GAZİ ÜNİVERSİTESİBİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ Büşra YILMAZ ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ Kübra Cihangir ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ Seda KURT ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ 2.HİPERSPEKTRAL KAMERA İLE OTOMATİK BELGE SAHTECİLİĞİ TESPİTİ KARDİYOTOKOGRAFİ) CİHAZI GELİŞTİRİLMESİ Ozan BÜYÜK İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ahmet ATILGAN DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ Elektrik, Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji Verimliliği ve Kalitesi Sağlık, Gıda, Biyoteknoloji, Kimya ve Malzeme Uygulamaları 1.SU TASARRUFU CİHAZI Enver Çağrı YILDIRIM -ZİRVE ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ 1.THE ENERGY OF FOOD Evrim ÜNAL İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ 2. RÜZGAR TÜRBİNİ UYGULAMALARINDA DAİMİ MIKNATISLI SENKRON GENERATÖR TASARIMI Furkan Burak KANTAR YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Hacı DEDECAN - YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ Yunus DENİZHAN YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK MÜHENDİSLİĞİ 3.SMART BİN(AKILLI ÇÖP KUTUSU) Sezer GÜNGÖR DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ 3.FETAL KALP ATIŞLARININ KABLOSUZ GÖRÜNTÜLENMESİ VE TAKİBİ (NST – Mustafa İRİŞİK DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ yıldızlar sayı / 19 Süleyman USLUER DÜZCE ÜNİVERSİTESİ ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ Anıl Eker İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Burak KELGİNOĞLU YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ ELEKTRONİK VE HABERLEŞME MÜHENDİSLİĞİ 30 BÖLÜMÜ 2.SIVI ZIRH TEKNOLOJİSİ Seda KOL İSTANBUL TEKNİK ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ Buket TAŞPINAR İSTANBUL TEKNİK ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ Cihan ERARSLAN İSTANBUL TEKNİK ÜNİVESİTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ 3.GÖMÜLÜ FİBEROPTİK SENSÖRLER İLE KOMPOZİT MALZEMELERİN ÖMÜR ANALİZİ Çağatay YILMAZ SABANCI ÜNİVERSİTESİ MALZEME BİLİMİ VE MÜHENDİSLİĞİ Erdem AKAY İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ UZAY MÜHENDİSLİĞİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ’ NİN KALBİ YILDIZ’ DA ATTI Düzenlenen “Icame 2015 “ Konferansı Dünyanın Dört Bir Yanından Yüzlerce Akademisyeni Bir Araya Getirdi Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü tarafından düzenlenen International Conference of Mechanical Engineering ‘2015 (ICAME’15), dünyanın dört bir yanından kariyer sahibi akademisyenleri bir araya getirdi. Üç gün boyunca devam eden konferansta yaklaşık 100 sözlü, 100’ de poster sunum yapıldı. International Conference of Mechanical Engineering ‘2015 (ICAME’15) konferansı Makine Mühendisliği Bölümü tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü Oditoryum’un da gerçekleştirildi. Başkanlığını YTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Selim Dalkılıç ve Başkan Yardımcılığını YTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zehra Yumurtacı’nın gerçekleştirdiği Konferansa YTÜ Rektör Yardımcısı ve YTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yiğit’in yanı sıra yerli-yabancı çok sayıda akademisyen ve davetli katıldı. Konferansın açılışında konuşan YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit, Makine Mühendisliğinin mühendislik faaliyetleri içinde en eski ve en geniş mühendislik alanı olduğunu belirtti. Dünyada yaşanan teknolojik devrimlerin temelinde makine teknolojisi olduğunun altını çizen Yiğit, Makine Mühendisliği’nin günlük hayatta ve üretimde ihtiyaç duyulan alet, cihaz, makine, sistem ve süreçlerin tasarımı ve üretiminin yanı sıra modern makina mühendisliğinin, mekanik, termodinamikenerji ve malzemenin temel konuları ve büyük oranda, karmaşık bilgisayar destekli tasarım, modelleme ve analizi de içine aldığını söyledi. Yiğit bu anlamda makine mühendislerinin sanayinin teknik, idari ve ar-ge çalışmalarında görev alabilecek bilgi ve deneyimle donanmış, sürekli öğrenme alışkanlığına sahip, girişimci, ekip çalışmasına yatkın, çözüm üretebilen, araştıran, analiz ve sentez becerisi kazanmış, teknolojik gelişmelere açık, çevre ve kültür değerlerine duyarlı, ülkesine ve insanlığa yararlı olan, toplumun yaşam kalitesini arttırmaya yönelik bilimsel araştırma yapan ve teknoloji üretebilen, evrensel düşünme yetisine sahip olması gerektiğini dile getirdi. Dünyanın 22 ülkesinden konusunda uzman çok sayıda akademisyenin katıldığı yaklaşık 100 sözlü 100 de poster sunum yapıldı. Konferansta Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yunus Çengel “Enerji Teknolojilerinde Yeni Gelişmeler”, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mete Şen “ Hidrolik Enerjideki Son Gelişmeler”, ABD Universitiy Of Kansas’tan Prof. Karan Surana “Termodinamik yasalarına farklı bir açıdan bakış” başlıklı sunum gerçekleştirdi. yıldızlar sayı / 19 31 YTÜ VAKFI “ANKARA” DAN HABERLER ANKARA’DAKİ SOSYAL TESİSİMİZDE “TANZANYA’DA SAFARİ”KONULU KONFERANS DÜZENLENDİ YTÜ Vakfı Ankara Şubesi kültürel faaliyetleri çerçevesinde “ANKARA’LI GEZGİNLER GRUBU” ile Tanzanya’da Safari konulu bir sunum gerçekleştirildi. Şube Başkanı Ahmet Sarıgül’ün yaptığı YTÜ Vakfını tanıtan kısa konuşmasından sonra ünlü fotoğrafçı Sıtkı Fırat’ın oğlu Aykut Fırat’ın Tanzanya gezi anılarını içeren konferans gerçekleşti. İlginin oldukça yoğun olduğu konferansta Aykut Fırat yaşadıklarını nefis bir fotoğ- raf sunumu ile aktardı. Birbirinden güzel fotoğraflardan oluşan sunum, katılımcıları adeta büyüledi. Merakla dinlenen sunum sonundaki soru cevap bölümünü takiben Şube Başkanı Ahmet Sarıgül Fırat’a teşekkür plaketi sundu. Katılımcılar bu tür konferansların devamını beklediklerini ifade ettiler. YTÜ VAKFI ANKARA ŞUBESİ İLE YTÜ MED ANKARA ŞUBESİ ORTAKLAŞA YEMEKLİ TOPLANTI DÜZENLEDİLER YTÜ Vakfı Ankara Şubesi ve YTÜ Mezunları Derneği , Ankara’daki Yıldızlıları bir araya getirmek, tanışmayanların birbirlerini tanımaları ve arkadaşlar arası özlem gidermek amacıyla; 10 Nisan tarihinde ortaklaşa yemekli toplantı düzenledi. İlginin oldukça yoğun olduğu Vakıf sosyal tesisindeki gecede doyasıya eğlenildi. Katılan Yıldızlılar; en kısa sürede yine buluşma toplantısı düzenlenmesini arzu ettiklerini ifade ettiler. YTÜ ANKARA VAKFI MEZUNLARI İFTARDA BULUŞTURDU YTÜ Vakfı Ankara Şubesi, geleneksel hale gelen iftar programında YTÜ mezunlarını bir araya getirdi. Rektörümüz Prof. Dr. Sayın İsmail Yüksek’in de katıldığı yemeğe Bayındırlık ve İskan Eski Bakanlarından Cengiz Altınkaya, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Celal Sami Tüfekçi, Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı M. Şükrü Doğan, Prof. Dr. Alaybey Karaoğlu ve Ankara’da yaşayan mezun Yıldızlılar katıldı. YTÜ Vakfı Ankara Şubesi’nde gerçekleşen iftar yemeğinde konuşan Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, 7 yıldır Ankara’daki iftar yemeklerine katıldığını, gelecek yıl da Rektör olarak son bir defa katılmayı arzu ettiğini söyledi. Şube Başkanı Ahmet Sarıgül, yaptığı kısa konuşmada; İftar yemeğinin amacının senede bir defa Üniversite, Vakıf ve Yıldızlıların bir araya gelmelerini sağlamanın yanında düzenlenen organizasyon ile Üniversitemizde okuyan ihtiyaç sahibi öğrencilere burs temini için kampanya başlatmak olduğunu ifade etti. Oldukça samimi bir ortamda gerçekleşen iftar buluşması katılanların kendilerini tanıtmasıyla sona erdi. yarışma AE2 PROJECTİNG İNGİLTERE’ Yİ FETH ETTİ Yıldız Teknik Üniversitesi lisans öğrencilerinden oluşan Ae2 Proje Ekibi, 21-24 Mayıs tarihleri arasında Hollanda’nın Rotterdam şehrinde gerçekleşen Shell Eco-marathon (SEM) Europe yarışlarına katıldı. “En az enerji ile en uzun mesafe” sloganı ile her yıl düzenlenen Eco-marathon Europe, bu yıl 30. Yaşını kutladı. Yarışmada, 26 farklı ülkeden 198 takım ve 3 bin genç mühendis adayı kıyasıya ter düktü. SAFETY AWARD YTÜ Ae2 PROJECT’İN Üniversitemiz bünyesinde kurulan Ae2 Proje Ekibi, bu yılki yarışlarda hedeflediği derecenin yanında Off-Track ödüllerinden İletişim(Communication) ve Güvenlik (Safety) Ödülleri için bir yıl boyunca büyük bir azim ve istikrar ile çalıştı. Ae2 Project Safety Ödülü için Türkiye’de oldukça yoğun bir çalışma gerçekleştirdi. Bu ödül için Yıldız ekibi, İstanbul’da ilk olarak tüm ekip bireylerine Türk Kızılayı tarafından sertifikalı ilk yardım eğitimi aldırdı. Ardından İstanbul İtfaiyesi’nden alınan eğitim ile ekipte 3 kişilik yangın söndürme ekibi oluşturuldu. Hollanda’ya yarışlarda herkes için taşınabilir bireysel ilkyardım çantası temin edildi. Yarış, paddock ve kamp alanlarındaki “Güvenlik” görevlendirmelerini Hollanda’ya gelmeden planlayan YTÜ Ae2 Project, iş planını ve düzenini kusursuz işledi. Bu güvenlik yeniliklerinin yanında, İstanbul 34 yıldızlar sayı / 19 aracındaki dikkat çekici yenilikler yapıldı. Araç sürüş emniyetinin arttırılması için bir çok akıllı kontrol sistemleri oluşturuldu. Bunlardan başlıcaları; yarış sırasında araçtan anlık veri çekmeyi ve depolamayi sağlayan telemetri sistemi ve pilota 360° görüş açısı sunmayı amaçlayan dikiz uyarı sistemidir. Mekanik anlamda da araç şasinin iyileştirilmesi ve ağırlık merkezinin aşağıya çekilerek aracın yol tutuşunun arttırılması, araç üzerindeki başlıca yeniliklerdendir. YTÜ Ekibi Safety jürilerine sunumunu 22 Mayıs Cuma günü yaptı. Sunumumuza ve özellikle de kişisel ilkyardım çantalarımıza ve sunum raporumuza hayran kalan jürinin ilk izlenimdeki memnuniyeti bizi oldukça mutlu etti. Raporumuzun diğer takımların raporuna kıyasla oldukça başarılı ve realisttik olduğunu söyleyen jüri, bize ilk üç takım arasında olduğumuzu söylemeden de edemedi. ülkemizi layıkıyla temsil edip, ülkemize kupa ile dönmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Londra için Hedef, Communication Award’ın da Sahibi Olmak! Ae2 Project, lise ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere “Enerji, Su ve Gıda” temalı sunumlar yaptı ve genç mucitlerimiz için uygulamalı projeler geliştirdi. Ekip, “Gelecek Nesiller, Yeni Umutlar” sloganıyla sürdürdüğü bu çalışmalarını, SolarTR ve Genç Türkiye Zirvesi gibi büyük çaplı etkinliklerde üniversiteli gençler ile paylaştı. Tüm yıl gerçekleştirilen bu çalışmaların devamı olan Eco-Marathon yarışları sürecinde de çalışmalarına hız kesmeden devam eden ekip, Hollanda’daki ilkokul çocukları için hazırlamış olduğu elektronik bir düzenek ile çocuklara LED yakmasını eğlenceli bir şekilde öğrettiler. Bu yılki tüm çalışmalarının neticesinde Ae2 Project, jürilere bu ödül için olan azmini yeniden göstermiş oldu. Gelecek yıl Londra’daki yarışlar için hedef İletişim Ödülü’nün de sahibi olmak. Ae2 Project’in aracı İstanbul’un Europe 2015’teki Skorları 353 - AE2 PROJECT TEAM | Yildiz Technical University Prototype Battery-electric 1. 185.1 km/kWh 2. 184.4 km/kWh 3. 200.1 km/kWh 4. 217.1 km/kWh Proje Akademik Danışmanı: Dr. Engin AYÇİÇEK YTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü Ekibimiz, 24 Mayıs Pazar günü gerçekleşen olan Ödül Seremonisi için Türk bayrakları ile diğer tüm takımların içerisinde off-track ödüllerinin sonuçlarının açıklanmasını heyecanla bekledi. 1985’ten bu güne, tam 30 yıldır gerçekleşen Shell Eco-Marathon Europe yarışlarında Off-Track ödüllerinden olan Safety Award’ı kazanan ilk Türk takımı YTÜ Ae2 Project oldu. İşte O An! ‘Safety Award’ ı kazanan YTÜ Ae2 Proje Ekibi Oldu! Jüri yaptığı değerlendirmede 2015 Shell Eco-maraton yarışlarında güvenlik kategorisindeki ‘Safety Awards’ ödülüne Yıldız Teknik Üniversitesi takımını layık gördü. Kupa için sahneye davet edilen YTÜ Ekibi Ae2 Project, ödülünü aldıktan sonra Türk Bayrağı’nı Hollanda’da dalgalandırdı. Shell Eco-marathon’un 30. Yılında YTÜ Ae2 Proje Ekibi olarak Avrupa’nın verimlilik üzerine düzenlenen en büyük etkinliğinde Proje Üyeleri: Burhan IŞIK Eren ULUSOY Fatih AÇIL Ramazan ÖZDEMİR Sedat Yusuf ERGÜNEŞ Tuğçe ELBİR Edip Sercan BALKAY Ömer Faruk ERCAN Çağatay ÖZÇELİK Emrecan GÜNEŞ Murat NURYEV Halit ÇELİK Oğuz Safa UYSAL Melih İSKEÇELİ Furkan Sedat MEKİK Murat KOŞAR Muhammed Salih ANNAÇ Hasan DESTİCİOĞLU yıldızlar sayı / 19 35 BUGÜNÜN GENÇLERİ DAHA GÜÇLÜ TÜRKİYE İÇİN 3. KEZ GELECEĞİ ZİRVE’YE TAŞIDI Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öncülüğünde, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile düzenlenen “Genç Türkiye Zirvesi” 165 ülkeden ve Türkiye’nin 81 ilinden 3000’den fazla üniversite öğrencisinin ve genç profesyonelin katılımıyla gerçekleştirildi. 36 yıldızlar sayı / 19 Cumhuriyet’in 100’üncü yılında stratejik hedeflerine ulaşacak “Lider Ülke Türkiye” vizyonu için çalışan Türkiye gençliğinin temsilcilerini buluşturacak bir platform niteliğindeki Genç Türkiye Zirvesi’nin 3’üncüsü, 10 – 12 Nisan 2015 tarihlerinde “Girişimci Genç, Güçlü Türkiye” ana teması ile İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde hayat buldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, bir ülkede teknoloji politikalarının ne kadar isabetli olursa olsun, belirlenen politikaları uygulayacak, teknolojik ürünü pazara ulaştıracak ve markalaştıracak girişimcilerin mevcut olmaması halinde, yeni yatırımların ve doğal olarak kalkınmanın gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu belirtti. Zirve’ye katılan Bakanlar, akademisyenler, üst düzey özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri gençlere Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında girişimcilik anlayışının öneminden ve etkisinden bahsetti. Genç Türkiye Zirvesi oturumlarında değinilen önemli konulardan bazıları şöyle: Türkiye’de istihdamın büyük bir kısmının KOBİ’ler tarafından karşılandığı düşünüldüğünde, girişimciliğin öneminin hem istihdam hem de üretim açısından karşımıza çıkmakta olduğunu aktaran Prof. Dr. İsmail Yüksek, girişimin toplumun yapısında başlatacağı değişimin anahtarının ise ‘inovasyon’ olduğunu bildirdi. İnovasyonun eskiden bir dâhinin bir buluş yapması ya da akıllı birinin bir fikri alıp ticari bir faydaya dönüştürmesi olarak görüldüğünü, bu günün iş dünyasında ise bir kerelik değil tekrarlanabilir ve sistemleştirilebilir olmasının beklendiğini dile getiren Yüksek,” inovasyonun tetikleyicisinin ise ‘girişimcilik ruhu’ olduğunu söyledi. ve bütün Türkiye’ye örnek olacak Genç Türkiye Zirvesi; “Girişimcilik Politikaları ve Yeni Türkiye, 21.Yüzyıl Eğitim Stratejileri ve Üreten Türkiye, Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Yeşil Türkiye, Kadın Girişimci ve Mutlu Türkiye, Uluslararası Girişimcilik ve Büyük Türkiye” ana başlıklarında olmak üzere 5 farklı oturum ile gerçekleştirildi. “Gençlerin girişimcilik çerçevesi içinde sektörlere dahil olması, üniversite-sanayi işbirliği kavramına yeni bir boyut kazandıracaktır.” diyen Rektör Yüksek “Üniversiteler, araştırma yapacak girişimciler yetiştirerek, kendi projelerine destek olabilecek sanayi ortakları yetiştirmiş olacaktır. Böylelikle, öğrencilerin kariyer planlaması yaptığı bir dönemde, alışılagelmiş alternatifler dışında, girişimciliği önlerine bir seçenek olarak sunmayı ve üniversitelerde girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasını sağlamayı amaçlamaktayız.” şeklinde konuştu. Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay KILIÇ, Gençlerimiz ülkemiz için her zaman en değerli insan kaynağı oldu. Çağımızda insan kaynaklarının niteliği küresel rekabetin de odak noktası haline geldi. Türkiye genç ve dinamik nüfus gücünü, kalkınmada itici bir güce dönüştürmek zorunda. Türkiye’nin önündeki “zihinsel eşik” insan kaynağının niteliğini artırmak ve girişimcilik ekosistemi kurmak zorunluluğunda. Bu misyonun başarılması sonrasında, teknoloji ile refah ve medeniyet üreten bir Türkiye ortaya çıkacak. “Genç Türkiye Zirvesi” bu bağlamda Cumhuriyet tarihinin en dinamik gençlik projesi olarak önem kazanıyor. Ülkesini seven ve bir adım daha ileriye gidebilmesi için çabalayan üniversite öğrencilerinin eğitim, araştırma ve sosyal sorumluluk alanlarında çok ciddi çalışmalar yaptığını ve Türkiye’nin geleceğine daha umutla bakmayı sağladıklarını vurgulayan Rektör Yüksek şöyle konuştu: “Gençlerimizin muhatap alınmaya, kendilerini anlatmaya, başkalarını anlamaya ve böylelikle yaşadıkları hayata anlam vermeye ihtiyaçları var. Bizim en önemli sorumluluğumuz onlara bu ortamı sağlamak, yanlarında olduğumuzu hissettirmek ve destek olmaktır.” Bütün farklılıkları kabul ederek çok güçlü arkadaşlıklar ve dostluklar kuracak Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail YÜKSEK, Bütün dünyanın kabul ettiği gibi 21. Yüzyılın yapılanmasında ‘Girişimcilik’, ‘ArGe’ ve ‘İnovasyon’un vazgeçilmez başarı faktörleri haline geldiğine dikkat çeken YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, “Günümüzde bu faktörleri zekice kullanan, hızla ve esneklikle şekillendirebilen ülkeler, oyunun kurallarını ve gelecekteki politikaları belirleme hakkına sahip olmaktadırlar.” diye konuştu. Günümüzde girişimciliğin öneminin çok yüksek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yüksek, Türkiye’nin gelecek hedefleri doğrultusunda gençlerin öne- mini bir kez daha belirtti ve sözlerini ‘’Bu ülkenin birbiriyle konuşmaya, kucaklaşmaya, birbirini anlamaya ihtiyacı var.’’ ifadesiyle bitirdi. Ekonomi Bakanı Nihat ZEYBEKCİ, dünyanın çok farklı dönüşümler geçirdiğine dikkati çekerek, Türkiye’nin bu yapılanmaların en canlısını geçirdiğini ifade etti. Nihat Zeybekci, Türkiye’nin ekonomik anlamda AB’nin pek çok ülkesinden daha iyi durumda olduğunu vurgulayarak, dünyada ticaret düşerken Türkiye’nin 2014 yılında cari açığını yüzde 30 iyileştirdiğini anlattı. Türkiye’nin 2015 yılında cari açık problemi olmadığını belirten Zeybekci, konuşmasından sonra katılımcılardan gelen soruları cevapladı. Kur ile ilgili bir soru üzerine, 2014 Ocak’ta dalgalanma ile TL’nin dolar karşısında çok fazla değer kaybettiğini anımsatarak, “Herkesin hop oturup hop kalktığı bir gündü. O gün şunu söylemiştik; dokunmamak lazım, müdahale etmemek lazım. Piyasa kendi içinde doğrusunu bulacaktır” dedi. Bilginin şeffaf hale geldiğini ve artık istense de bazı şeylerin saklanamayacağını belirten Zeybekci, Türkiye’nin 171 milyar dolarlık ihracat, 241,2 milyar dolarlık da ithalat yaptığını dile getirdi. Zeybekci, Türkiye’nin 50,5 milyar dolarlık da hizmet gelirleri sağladığı bilgisini vererek, hizmet giderlerinin ise 25 milyar dolar olduğunu, Türkiye’nin bu alanda yüzde 50 cari fazla verdiğini ifade etti. Bakan Zeybekci, konuşmasından sonra zirvedeki konuşmacılara günün anısına plaketlerini verdi. Zeybekci’ye de bir plaket verilen Zirvede, Bakan, öğrencilerle özçekim yaptı. yıldızlar sayı / 19 37 etkinlik YILDIZ, dünya büyümesini karşılamak için yıllık 2 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiğini belirterek, dünya GSYH’sinin 77 trilyon dolar civarında olduğu düşünüldüğünde enerji sektörüne yapılan yatırımların öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ, “Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Yeşil Türkiye” oturumunda, gençlere şu ankinden daha güzel bir Türkiye bırakmak için uğraştıklarını dile getirdi. Gelişen Türkiye’nin küçülen enerji sektörü olamayacağını vurgulayan Yıldız, bulunulan konumda enerji sektöründe daha hızlı büyüyen bir Türkiye oluşturulması gerektiğini söyledi. Yıldız, ham petrol ve doğalgazın yer altında savaşın yer üstünde barışın bir gerekçesi olduğunu vurgulayarak, dünyanın hala kömür, petrol ve doğalgazdan yüzde 85 yararlandığını aktardı. Dünyanın bir bütün olduğunu, çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi konularda ülkelerin birbirine kayıtsız kalamayacağının anlaşıldığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti: “Bütün enerji politikalarımızın çevreye rağmen değil çevreyle beraber yürütülmesini istiyoruz. Dünyanın ısınmasına toplam iki derecelik bir marj verildi. Dünya büyüme rakamları, herhangi bir müdahale yapılmazsa önümüzdeki 25 yıl içinde ikinci dereceyi de tüketeceğini söylüyor. Dünya bir dengesizlik üzerine kurulu. Güney Afrikayı hariç tutarsak Afrika Sahrası’nda kullanılan enerji, 890 milyon nüfusun kullandığı enerjinin toplamı, 19,5 milyon nüfuslu New York’un kullandığı enerjiye denk. Bu çok ciddi bir yanlış. Dünyada 1,3 milyar insan hala enerjiyle tanışmamış durumda.” Enerji yatırımlarının yüzde 70’inin fosil yakıtlara kaymaya çalıştığını belirten YILDIZ, 2000 yılında 65 milyar dolarlık fosil dışı yakıtlara yapılan yatırımın 2011 yılında 310 milyar dolarlar seviyesine ulaştığını anlattı. 38 yıldızlar sayı / 19 Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet BÜYÜKEKŞİ, gençlere önerilerde bulunurken ‘’Girişimci ruhu olmasaydı, bugün ihracat, Türkiye ekonomisinin bu kadar önemli bir parçası olmayacaktı.” diyerek gençlere girişimciliğin önemini belirtti. Huawei Türkiye Genel Müdürü Zhao GANG, Türkiye’yi seçmelerindeki sebeplerden birtanesinin, bir milletin gelişmesinde yadsınamayacak olan genç nüfusu olduğunu belitten Gang, gençlerin önemine vurgu yaptı. Dalgakıran Yönetim Kurulu Başkanı Adnan DALGAKIRAN, ‘’Gençlerle beraber Genç Türkiye’ye mesajım “Kendi hikayeni yaz!” Haydi gençler ezberi bozalım, başkalarının hatalarını değil kendi hatalarımızı yapalım’’ diyerek gençlere tavsiyede bulunan Dalgakıran, sizlere paket halinde verilen değer yargılarını gözden geçirmeden uygulamaya sokmayın diyerek sözlerine devam etti. İBB Genel Sekreteri Dr. Hayri BARAÇLI, gençlere alınacak tüm riskleri almaları gerektiğini belirterek sözlerine başladı ve gençleri geleceğe taşıyabilmenin Türkiye’nin geleceği ve istikrarı için öneminden bahsetti. 2. GENÇ TÜRKİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Bu yıl “Girişimci Genç, Güçlü Türkiye” teması ile 3.’sü gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi’nde 2. kez Genç Türkiye Ödülleri sahiplerini buldu. 16 – 30 Mart 2015 tarihleri arasında yapılan oylamada, 11 farklı kategoride yer alan 50 aday için toplam 17 binin üzerinde oy kullanıldı. Genel katılıma açık oylamanın bu sene de yoğun bir katılımla gerçekleşmesinden dolayı büyük memnuniyet duyduklarını belirten ve oylama ile birlikte, Genç Türkiye Zirvesi’nin takipçilerinin beğenilerini duyurabilecekleri bir platform yaratarak, bu heyecanı geniş kitlelere taşıdıklarını ifade eden Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Genç Türkiye Zirvesi’nin Yürütme ve Danışma Kurulunun 10 kategoride belirlediği 50 aday için halkın oyuna sunulduğunu ve jüri değerlendirmelerinden bağımsız olarak “Zirve Takipçilerinin Favorileri”nin belirlendiğini özellikle belirtti. Genç Türkiye Ödül Töreni’ne katılan Beşiktaş Belediye Başkanı Av. Murat HAZİNEDAR, ödül töreninde yaptığı konuşmada daha önce konuşmacı olarak da katıldığı Genç Türkiye zirvesinde ödül takdim etmekten ve genç girişimciler ve girişimci adayları ile düşüncelerini paylaşmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Ana kategoriler dışında 3 farklı Genç Türkiye Özel Ödülünün kazananları, Genç Türkiye Zirvesi’nin 2. Gününde gerçekleştirilen Genç Türkiye Ödül Töreni ile açıklandı. Türkiye Ödülleri Finalistleri • Genç Türkiye Kadın Girişimci Ödülü / BigChef’s Kurucusu Gamze Hatice Cizreli • Genç Türkiye Kültürel Zenginlikleri Yaşatma Ödülü / Osmanlı Köyü: Cumalıkızık Restorasyonu projesi ile Bursa Yıldırım Belediyesi • Genç Türkiye Özgün Sanatçı Ödülü / Hülya Koçyiğit • Genç Türkiye Yenilikçi Teknoloji Ödülü / VESTEL • Genç Türkiye Enerji Verimliliği Ödülü / Güneş Yeni Umutlarla Artık Daha Bir Başka Doğacak Projesi ile KUDAKA ve Atatürk Üniversitesi • Genç Türkiye Girişimci Şirket Ödülü / B – fit • Genç Türkiye Girişimci Destekleme Kurumu Ödülü / KOSGEB • Genç Türkiye Yatırımcı Platformu Ödülü / Arya Kadın Yatırım Platformu • Genç Türkiye Özel Ödülü / Gençler Uçuyor Programı • Genç Türkiye Özel Ödülü / GAGOZ • Genç Türkiye Özel Ödülü / ETİ – Sarı Bisiklet Projesi ile Aktif Yaşam Derneği Aktif Yaşam Derneği İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ HAFTASI Yrd. Doç. Dr. Rüştü UÇAN Üsküdar Üniversitesi İSG Koordinatörü İş Sağlığı ve Güvenliğinin uygulanmasında insanların bilinçlendirilmesi eğitimle mümkün olacaktır. İlk aşama olarak anaokullarından lise sona kadar her yıl yaşam güvenliği dersi konulmalıdır. Teknik liseler ve Meslek Yüksek Okullarının her bölümü için konularına, atölyelerine göre bu ders içeriği düzenlenmelidir. Mühendislik bölümlerine bu sene zorunlu iş güvenliği dersi konuldu. Yukarıda belirttiğim bütün derslerde iş güvenliği sertifikası olan konusunda mühendislik eğitimi almış uzmanlar görevlendirilmelidir. İş Sağlığı ve Güvenliğinin çalışma hayatında önemi ve önceliği düşünülerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 1987 yılından itibaren her yıl 4 –10 mayıs tarihleri arasında ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası ‘ düzenlenmektedir. Bu sene 29 ‘uncusu gerçekleştirilmiştir. Yıldız Teknik Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi birlikteliğinde 9 mayıs 2015 tarihinde 2. ‘Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Alanında Yaşanılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Sempozyumu ‘ YTÜ Beşiktaş Yerleşkesi Oditoryumda düzenlendi. İş sağlığı ve güvenliğinin en önemli amacı; çalışanların iş kazaları ve meslek hastalıklarından korunmalarının sağlanmasıdır. Türkiye’de yılda ortalama 74.000 civarında iş kazası olmaktadır. Bu sayıya oluşan kazaların bir kısmının bildirilmemesi nedeniyle yaşanılan bütün iş kazaları dahil değildir. Gelişmiş ülkeler- de oluşan iş kazalarının % 20-30 kadar fazla miktarda meslek hastalığı tespit edilmektedir. Bu sayısının bizde 100.000 civarında olması gerekirken; geçen yıl meslek hastalıklarından malulen sadece 3 kişi emekli olmuştur. Meslek hastalıklarının teşhisinde birçok eksiklikler bulunmaktadır. İLO tarafından gelişmiş ülkelerde yapılmış bir araştırmaya göre sadece iş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla oluşan kayıp GSMH ‘nın %2 ile %4’ü arasındadır. Ülkemizde % 4 olduğunu kabul edersek ( % 6 ya kadar çıkabilir.) bir yıldaki kaybımız 87 milyar TL seviyesindedir. Ayrıca iş yerlerinde iş güvenliği uzmanlarının alacağı önlemler içerisinde; acil durum hazırlıkları, yangın güvenliği gibi konularda bulunmaktadır. Bu çalışmalar can ve mal kaybının en aza indirilmesinde faydalı olmaktadır. İş Güvenliği uzmanlığı eğitimi; Mühendislik fakültesi mezunları ve 2 yıllık İş Güvenliği mezunları,90 saat uzaktan, 90 saat özgün ve 45 saat staj yaptıktan sonra Çalışma Bakanlığının yaptığı sınavda başarılı olurlarsa uzman olmaktadırlar. İş Güvenliği uzman sayısı 150.000 civarındadır. İş güvenliğinin ülkemiz ihtiyaçlarına tam olarak cevap verebilmesi ve bilimsel bir yapısının kuvvetlendirilmesi ancak 4 yıllık iş güvenliği mühendisliği kurularak sağlanabilir. YÖK tarafından ana bilim dalı olarak kabul edilmelidir. Üniversitelerimize iş güvenliği konularında yapılacak deneysel tezler ve doktora çalışmaları için mali destek verilmelidir. Devlet, çalışanlar ,işverenler ve üniversiteler iş sağlığı ve güvenliğine gereken önemi vererek can ve mal kayıplarının en aza indirilmesini sağlamalıdır. Amacımız gelişmiş ülkelerin seviyesine ulaşmaktır. Mezun olduğum üniversitenin dergisinde bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. yıldızlar sayı / 19 39 yarışma YTÜ EKİBİ TÜBİTAK’IN YARIŞLARINDA KUPALARI TOPLADI Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü Tübitak’ın Düzenlediği Alernatif Enerji Sistemli Araçlar Yarışlarında İki Kupa Birden Kazanarak Tüm Yıldızıların Göğsünü Kabarttı. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü (AESK), TÜBİTAK tarafından düzenlenen Alternatif Enerjili Araç yarışlarında iki kategoride birden kürsüyü çıkmayı başardı. Yıldızlı öğrenciler Hidromobil kategorisinde ikinci, elektromobil kategorisinde de üçüncü olarak iki kupa birden kaldırmayı başardı. TÜBİTAK tarafından 2005 yılından itibaren gerçekleştirilen Alternatif Enerjili Araç Yarışları bu yıl da Körfez Yarış Pisti’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden çok sayıda ekibin katıldığı yarışlar, Elektromobil ve Hidromobil kategorilerinde gerçekleştirildi. 40 yıldızlar sayı / 19 Verimlilik üzerine gerçekleştirilen yarışların ‘Hidromobil’ kategorisinde teknik kontrolleri geçen 9 takım piste çıkarak mücadele etti. Araçlar 45 dakikalık zamanda pistte 10 tur attılar. 10 tur sonunda araçların harcadığı yakıt hesaplandı ve yarış sonucunda YTÜ Alternatif Enerjili Sistemler Kulübüne ait Hyd-RS isimli araç en verimli ikinci araç oldu. “ELEKTRİKLİ ARAÇLA 28,9 KURUŞA 60 KİLOMETRE” Elektromobil kategorisinde teknik kontrolleri geçen 37 takım yarışmaya hak kazandı. Yine verimlilik esaslı yarışmada ekiplerden 65 dakikalık sürede pistte 30 tur atması istendi. 30 turun sonunda yapılan hesaplamalara göre Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü’nün Electra isimli aracı teknik aksaklıklara rağmen 28,9 kuruşa 59 kilometrelik performansla üçüncü olmayı başardı. YTÜ AESK Başkanı Mekatronik Mühendisliği öğrencisi Abdullah Kızıl, Yıldız Teknik Üniversitesi Alternatif Enerjili Sistemler Kulübü olarak 2005 yılından bu yana bu alanda çalışma gösterdiklerini belirterek, bu seneki yarışlara mekanik,elektrikelektronik ve kompozit ekiplerinden oluşan 18 kişilik bir kadroyla bir senelik bir sürede hazırlandıklarını ifade etti. Kızıl, kulübümüzün sahip olduğu teknik alt yapı ve bilgi birikimi sayesinde ortaya alternatif enerjiyi kullanarak geleceğe yön verecek iki araça çıkardık. Yarışlarda aynı kadroyla iki ayrı kategoride iki ayrı araç yapan tek ekip olmamız ve bu iki aracın da dereceye girerek kupa alması bizi sevindirdi. AESK olarak okulumuza son 3 yılda 5 kupa kazandırdık. Artık bu bilgi ve tecrübemizle okulumuzu uluslararası platformda en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz.” dedi. TÜBİTAK ALTERNATİF ENERJİLİ ARAÇ YARIŞLARI HAKKINDA Alternatif enerji kaynakları konusunda kamuoyunda farkındalığı yükseltmek, alternatif enerji teknolojilerinin yaygın kullanımı için gerekli beyin gücü ve bilgi birikiminin oluşmasını sağlamak, üniversite öğrencilerini teorik bilgilerini takım çalışmasıyla başta elektrik ve hidrojen olmak üzere, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışacak ürünler ortaya koymaya özendirmek amacıyla TÜBİTAK, Elektromobil, Batarya Elektrik Enerjili Araç Yarışları ve TÜBİTAK Hidromobil, Hidrojen Enerjili Araç Yarışları düzenlemektedir. yıldızlar sayı / 19 41 makale Öğr. Gör. Eray Yılmaz Atatürk İlkeleri İnkılap Tarihi Bölümü 19 MAYIS, “GAZİ GÜNÜ”NDEN, “ATATÜRK’Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI”NA 19 Mayıs günü resmen 20 Haziran 1938’de çıkarılan bir kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” kabul edilmiş, 1981 yılındaysa yeni bir kanunla ismi, “Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” biçiminde değiştirilmiştir.1 Bu makalede 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın ortaya çıkış süreci ve anlamı üzerinde durulmuştur. 19 Mayıs gününün kutlanması 1926 yılında Samsun’da başlamış, Atatürk’ün Milli Mücadele’yi bu şehirde başlatmasının hatırasına Samsunlular bu günü, “Gazi Günü” ilan etmiş, kutlamış ve bu günün resmi bir bayram olması için uzun yıllar çalışmışlardır.1 20 Mayıs 1926 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Gazi Paşa’nın Samsun’a ilk ayak bastığı gün “18 Mayıs” olarak ifade edilmiş, bu günün önemli bir gün olduğu belirtilmiştir. Samsun Belediye Reisi Hacı Bey bu günü kutlamış, Gazi’nin Samsun’da ilk girdiği binanın Samsunlularca tarihi bir bina olarak kabul edildiğini ifade etmiştir. “18 Mayıs” bu münasebetle şehirde kutlanmış ve halk sabaha kadar “Yaşasın Gazi” nidalarıyla şehirde dolaşmıştır.1 1935 yılında Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas Gürer’in kurucusu olduğu Güneş Spor Kulübü, 19 Mayıs’ın “Atatürk Günü” olmasını teklif etmiş, bu teklife Türkiye İdman Cemiyetleri Birliği de katılmış ve teklif karara bağlanmıştır. Bu karar üzerine 1926’dan beri sadece Samsun’da kutlanan 19 Mayıs günü, 1935 yılında tüm ülkeye yayılmış Türkiye İdman Cemiyetleri Birliği’nin önerisiyle söz konu gün, “Spor ve Gençlik Bayramı” adı ile kutlanmıştır.1 1 Hakan Uzun, “Milletin İradesiyle Oluşan Bir Bayram: Atatürk’ü Anma 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve Atatürk Döneminde Kutlanışı”, Karadeniz Araştırmaları, c. 6, s. 24 (2010): 110. Dursun Ali Akbulut, “Samsun’un ‘Gazi Günü’ ya da 19 Mayıs Bayramı”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. XI, s. 33 (Kasım 1995): 774. 2 age, 111. 20 Mayıs 1924 ve 1925 tarihli rejime yakın Cumhuriyet gazetesinde 19 Mayıs’ın anması ve kutlanmasına dair herhangi bir yazı kaleme alınmamıştır. Dolayısıyla söz konusu kutlamaların 1926’da başladığı bu yayınlardan da anlaşılmaktadır. Cumhuriyet, 20 Mayıs 1924 ve 20 Mayıs 1925. 3“Tarihi Gün”, Cumhuriyet, 20 Mayıs 1926, 1. Gazetede açık bir biçimde iki defa “18 Mayıs” tarihi Gazi’nin Samsun’a çıkış tarihi biçiminde 42 yıldızlar sayı / 19 verilmiştir. Bu tarihin neden “18 Mayıs” biçiminde verildiğine dair sorulabilecek bir sorunun yanıtına ulaşılamamıştır; ancak bu kısa makalede tarihe dikkat çekmekle yetinilmiştir. Atatürk Nutuk’ta Samsun’a çıktığı günü 19 Mayıs 1919 biçiminde ifade etmiştir. Gazi Mustafa Kemal, Nutuk/Söylev, c. 1, yay. haz. İsmail Arar, Uluğ İğdemir, Sami N. Özerdim (Ankara: TTK, 1999), 2. 4 Uzun, age, 114. 19 Mayıs, Milli Mücadele’nin önemli bir dönüm noktasını meydana getirmiştir. Atatürk 19 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Samsun’a ulaşmış, Milli Mücadele’nin temellerini atmıştır. Bununla birlikte 19 Mayıs günü Atatürk’ün doğum günü olarak da kabul edilmiştir. Lozan Konferansı’nda Türk delegeleri arasında yer alan Reşit Saffet Atabinen, 19 Mayıs 1932’de Atatürk’e “doğum gününüz kutlu olsun” biçiminde bir telgraf çekmiş, Atatürk ise kendisine doğum günü sorulduğunda bilmediğini söylemiştir. 1937’de İngiltere Kralı VIII. Edward Atatürk’ün doğum gününü kutlamak için İngiltere Büyükelçiliği vasıtasıyla doğum gününü öğrenmek istemiştir. Bu istek Atatürk’e iletildiğinde Atatürk, 19 Mayıs yanıtını vermiştir. Sonuç olarak 19 Mayıs, bir taraftan Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ve Milli Mücadele’nin liderliğini üstlendiği bir gün olmuş, diğer taraftan da doğum günü kabul edilmiştir.1 19 Mayıs ilk defa 1935 yılında tüm Türkiye’de genellikle “Atatürk Günü” adıyla kutlanmıştır. Bu gün hakkında Halkevlerinde söylevler verilmiş, temsiller oynanmıştır. Kutlamaların birinci safhasında Güneş Spor Kulübü üyeleri toplanarak Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na yürümüşler, halkın da katılımıyla anıta bir çelenk koymuşlardır. İkinci safhada, Fenerbahçe Stadı’nda bir tören düzenlenmiş, tüm stadyum halkın yoğun ilgisiyle dolmuştur. Güneş Spor Kulübü Başkanı Cevat Abbas Gürer stadyumda yaptığı konuşmada 19 Mayıs’ın Milli Mücadele’nin başladığı gün olduğunu ifade etmiş, Atatürk’ün Milli Mücadele’deki liderliğini vurgulamıştır. Konuşmaların ardından sahadaki tüm sporcular bir ant içmişler, şöyle demişlerdir1: “Ey varlığımızı yapan Sayın sevgili Atatürk! Açtığın yolda, kurduğun ülkede, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan, irkilmeden yürüyeceğimize ve bu uğurda kanımızı güle güle akıtacağımıza söz veririz.” Kutlamalar bu andın ardından, spor gösterileriyle sürmüş, Beşiktaş-Güneş Spor karmasıyla Fenerbahçe-Galatasaray karması arasında da bir karşılaşma yapılmıştır. 5 Uzun, age, 113-114. 6 Uzun, age, 114. 1936 yılında yapılan kutlamalar CHP tarafından organize edilmiştir. İlk defa ortaokul ve lise öğrencileri de bu kutlamalara katılmış, onların yanısıra çeşitli spor kulüpleri de kutlamalarda yer almıştır. Yapılan konuşmalarda 19 Mayıs tarihine ve Atatürk’ün Milli Mücadele’de gerçekleştirdiği liderliğe dikkat çekilmiş, ardından içinde bisiklet ve kürek yarışlarının da olduğu çeşitli müsabakalar düzenlenmiştir.1 1937 yılında da kutlamalar gerçekleştirilmiş, kutlamaları düzenleyen CHP yayınladığı genelgede bu günü “19 Mayıs Spor ve Gençlik Bayramı” biçiminde ifade etmiştir. Bayram ilçeler ve köyler de dâhil tüm ülkede kutlanmış, stadyumlarda günün anlam ve önemini ifade eden konuşmalar yapılmış, ardından spor gösterileri gerçekleştirilmiştir. Stadyumlardaki kutlamalarla birlikte çeşitli temsiller verilmiş, gece eğlenceleri, fener alayları düzenlenmiştir. Ulus gazetesi, 18 ve 19 Mayıs tarihlerinde çıkan sayılarında Atatürk’ün bir fotoğrafıyla birlikte, onun “Yavuz ve gürbüz evlatlar isterim”, “Bir Türk dünyaya bedeldir” gibi sözlerine yer vermiştir. 1938 yılında da kutlamalar benzer bir biçimde gerçekleşmiş, geçen yıllardan farklı olarak bu yıl gerçekleşen kutlamalara ilk defa Atatürk de katılmıştır. Ankara’da Atatürk’ün huzurunda yapılan kutlamalarda 19 Mayıs’ın resmi bayram ilan edilmesi talep edilmiş ve kutlamaların yapıldığı stadyuma 19 Mayıs isminin verilmesi önerilmiştir. Sahadaki törenlerde her yıl olduğu gibi bu yıl da spor müsabakaları gerçekleştirilmiş, bununla birlikte Türkkuşu’na ait uçaklar bu törenlerde bir de gösteri yapmış, günün anlamına dair çeşitli duyurular da atmışlardır.1 Ek-2. 19 Mayıs 1927 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, 19 Mayıs anması ve kutlamasına bir sene öncesine göre daha geniş bir yer veirlmiş, bu gün, Gazi’nin Milli Mücadele’ye başlamak üzere Samsuna’a çıktığı gün biçiminde ifade edilmiştir. 19 Mayıs’ın, 19 Mayıs 1919 yılında Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tarihe ve Milli Mücadele’ye atıfla kutlanması Samsun’da 1926’da mahalli bir biçimde başlamış, ardından ilk defa 1935’te Güneş Spor Kulübü’nün önerisiyle söz konusu kutlamalar tüm ülkeye yayılmıştır. 1935’ten sonra kutlamalar, daha organize bir biçimde gerçekleştirilmiş, 1938’de resmi bayram ilan edilmiştir. Sonuç olarak, 19 Mayıs kutlamalarının iki önemli unsuru olduğu ifade edilebilir: 1. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı 19 Mayıs 1919 tarihi Milli Mücadele’nin başlangıcı kabul edilmiş ve Atatürk’ün liderliği vurgulanmıştır. Ek 3. 20 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 19 Mayıs günü “19 Mayıs Bayramı” biçiminde ifade edilmiş, bu gün, Atatürk’ün Samsuna’a ayak bastığı ilk gün olarak vurgulanmıştır. 2. Rejim ile spor arasındaki güçlü ilişki öne çıkarılmış, Atatürk ve Cumhuriyet değerleri sporcu gençliğe, onun gücüne emanet edilmiş, rejimin istikrarı ve enerjisi spor vasıtasıyla vurgulanmıştır. KAYNAKÇA 1.Gazeteler: Cumhuriyet Ulus 7 Kutlamalar için bkz. Cumhuriyet, 20 Mayıs 1936 ve Ulus, 20 Mayıs 1936. CHP ve spor ilişkisi için bkz. Cem Atabeyoğlu, “Cumhuriyet Döneminde Spor Politikası”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c. 8, yay. haz. Murat Belge, Murat Özüakın (İstanbul: İletişim Yayınları), 2187-2197. 8 Uzun, age, 117-123. Ek-4. 20 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesinin ilk sayfasında 19 Mayıs Cumhuriyet gazetesinde de görüldüğü gibi, Atatürk’ün “yurdu kurtarmak için” Samsun’a çıktığı ilk gün biçiminde ifade edilmiştir. 2. Makale ve Kitaplar: Uzun, Hakan. “Milletin İradesiyle Oluşan Bir Bayram: Atatürk’ü Anma 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ve Atatürk Döneminde Kutlanışı”. Karadeniz Araştırmaları, c. 6, s. 24 (2010): 109-125. Akbulut, Dursun A. “Samsun’un ‘Gazi Günü’ ya da 19 Mayıs Bayramı”. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. XI, s. 33 (Kasım 1995): 771-779. Atabeyoğlu, Cem. “Cumhuriyet Döneminde Spor Politikası”. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, c. 8, yay. haz. Murat Belge, Murat Özüakın. İstanbul: İletişim Yayınları, 2187-2197. Gazi Mustafa Kemal. Nutuk/Söylev. c. 1, yay. haz. İsmail Arar, Uluğ İğdemir, Sami N. Özerdim. Ankara: TTK, 1999. Ek-1. 20 Mayıs 1926 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 19 Mayıs, aşağıda görüldüğü gibi, küçük bir çerçeve içinde “Tarihi Gün” başlığı altında “Gazi Paşa’nın” Samsun’a ilk ayak bastığı gün olarak anılmış, Samsun’daki kutlamalardan söz edilmiştir. yıldızlar sayı / 19 43 GÖÇÜN YENİLİK TRANSFERİNE ETKİSİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE TARTIŞILDI Türk-Alman Bilim Yılı Etkinlikleri Kapsamında Eğitim Fakültesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda Düzenlenen Konferansta, Almanya’da Eğitim Aldıktan Sonra Türkiye’ye Dönen (Re-Migrant) Kalifiye İnsanların Göçü, Nedenleri ve Sonuçları ele Alındı ‘Türk-Alman Bilim Yılı’ etkinlikleri kapsamında Yıldız Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Almanya Osnabrück ve Jena Üniversiteleri ortaklığında Almanya Eğitim ve Araştırma Projeleri Bakanlığı desteğiyle düzenlenen “Türk-Alman Yenilik Networkünde Göçmenler: Bilim ve Ekonomi için Potansiyellerin Belirlenmesi ve İletişim -(Re-)Migrants in the German-Turkish Innovation Network: Identification and Communication of Potentials for Science and Economy (MIDETI)” konferansı, YTÜ Eğitim Fakültesi Yunus Emre Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferansın açılışına YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Yiğit’ın yanı sıra Almanya ve Türkiye’nin çok sayıda üniversitesinden akademisyen katıldı. Konferansın açılışında konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı 44 yıldızlar sayı / 19 Prof. Dr. Faruk Yiğit, konferansın Türkiye ve Almanya arasında tarihten gelen önemli ilişkileri ve göç olgusunu anlamak açısından önemli olacağını söyledi. Programa katılan çok sayıda üniversiteden akademisyenlerin hem Türkiye hem de Almanya gözüyle konuyu masaya yatıracağına dikkat çeken Yiğit, konferanstan çıkan sonucun iki ülke arasında 40 yılı aşkın süredir devam eden göçün ortaya çıkardığı sosyal ve ekonomik sorunların kalıcı ve etkin çözümü için önemli olacağını aktardı. göçen nitelikli Türkler yada Alman Türkler, Almanya için kayıp değil , her iki ülke için yeni fırsatlar doğurmaktadır. Üç milyona yakın Türk’ün yaşadığı Almanya, gelecekte de ilişkilerimizin yoğun olacağı bir ülke olmaya devam edecektir.” şeklinde konuştu. YTÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve MIDETI proje yürütücülerinden Prof. Dr. Meryem Hayır Kanat ise, “Zaman zaman politik nedenlerle gerilebilen Türk- Alman İlişkileri, iki ülkenin karşılıklı insan köprüleri nedeniyle kopamaz. Almanya’da eğitim görmüş insanlar aracılığıyla Almanya, Türkiye’nin çoğu alandaki gelişimine katkıda bulunmuştur. Almanya’dan Türkiye’ye Türkiye’nin artık kalifiye göç alan bir ülke olduğu, yeniden göçmenler aracılığı ile bilgi taşınmasının çalıştıkları kurumlara etkilerinin olduğu bizzat Re-Migrant olan kişiler tarafından ortaya kondu. Toplantıya iş dünyasını temsilen katılan Liebherr Makine Ticaret Servis Ltd. Şti. Müdürü Danyel Temizkan, Almanya’da yetişmiş ve Alman vatandaşlığına da sahip bir Türk Çok sayıda Alman ve Türk bilim insanının katıldığı konferansta Almanya’da eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönen (Re-Migrant) kalifiye insanların göçü, nedenleri ve sonuçları ile alındı. olarak daha önce Almanya’da bankacı olarak çalıştığını, sonrasında iyi derecede İngilizce ve Almancaya sahip Türk olmasının kendisine Liebherr gibi bir markanın Türkiye’deki yöneticisi Alman imkanını sağladığını ifade etmiştir. Temizkan daha çok Alman mantalitesine sahip olduğunu, bununda iş ilişkilerine olumlu etki ettiğini ifade belirtti. Orient Enstitüsü adına toplantıya katılan Barbara Pusch, uzun yıllardır Türkiye’de yaşadığını, 2013 yılında çıkartılan yasa ile iyileştirmeler olmasına rağmen, göçmenlerin statüsünde (oturum izni vs) sorunlar olduğunu ifade ederek, “…pek çok Alman sırf bu nedenle geriye dönmektedir” ifadelerini kullandı. Alman Havacılık ve Uzay Merkezinin Projeler ve Uluslararası anlaşmalardan sorumlusu olarak toplantıya katılan Oliver Dilly “projenin çok önemli bir konuyu ele aldığını, Almanya’dan Türkiye’ye gelerek çalışan yüksek eğitimli kişilerin, yenilik transferi yaparak her iki ülke ekonomilerine önemli katkılar sapladığını ifade etti. Türk Alman Üniversitesini temsilen toplantıya katılan ve kendisi de Almanya’da master ve doktorasını yapmış olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ramiz Mustafa Öksüzoğlu üniversitenin yapılanması ve işleyişini anlattı. Öksuzoğlu, derslerin daha çok Almanya’dan gelen hocalar tarafından modüler sistem ile yapıldığını ifade etti. MIDETI PROJESİ HAKKINDA “Türk- Alman Bilim Yılı 2014” kapsamında kabul edilen ve Alman Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından finanse edilmekte olan Türk-Alman Yenilik Networkünde Göçmenler: Bilim ve Ekonomi için Potansiyellerin Belirlenmesi ve İletişimi “(Re-)Migrants in the German-Turkish Innovation Network: Identification and Communication of Potentials for Science and Economy (MIDETI)” konulu proje Osnabrück Üniversitesinden Prof. Dr. Martin Franz, Jena Üniversitesinden Prof. Dr. Sebastian Henn, Yıldız Teknik Üniversitesinden Doç. Dr. Meryem Hayır Kanat, Ankara Üniversitesinden Doç. Dr. Nuri Yavan, Ege Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. İlkay Südaş ve proje asistanı olarak Doktora öğrencisi Philip Müller tarafından gerçekleştiriliyor. yıldızlar sayı / 19 45 UNESCO 2005-2015 “Hayat İçin Su” 10 Yıllık Eylemi Prof. Dr. Güleda ENGİN YTÜ İnşaat Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü şikliğinin ve artan nüfusun su kaynakları üzerindeki baskısı sebebiyle, Türkiye’de görece kısıtlı su kaynaklarının korumakullanma dengesini gözetecek havza bazlı etkin izleme ve yönetim sistemlerinin oluşturmasının öneminin de burada vurgulanması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, kısa adıyla UNESCO, 2004 yılında gerçekleştirdiği 58. Genel Kurulu’nda uluslararası 10 yıllık eylemlerden birini 20052015 yılları arası için “Hayat için Su” olarak belirlemiştir. Birleşmiş Milletler’in “İnsan için Su, Hayat için Su” başlıklı ilk Dünya Su Kalkınma Raporu’ndan esinlenerek hayata geçirilen söz konusu eylem, Dünya Su Günü olarak belirlenmiş olan 22 Mart 2005 tarihinde başlatılmıştır. 10 yıllık eylem planının en temel amacı olarak su ile ilgili konulara daha fazla odaklanılması ve bunun her kademenin katkılarıyla çözüme ulaştırılması gerektiği bildirilmiştir. Ajanda 21 ve Birleşmiş Milletler Binyıllık Kalkınma Hedefleri kapsamında belirlenmiş olan uluslararası mutabakata varılmış su ile ilgili hedeflerin bu 10 yıllık eylem planı ile gerçekleştirilmesi ve sonuçlandırılması beklenmektedir. UNESCO Su Kalkınma Raporu 2006 verilerine göre dünyada 1 milyar kişi yeterli miktarda suya erişememektedir. 2,6 milyar kişi ise en basit hijyen şartlarına sahip değildir. Aynı raporda günde 6000 çocuğun içme suyu kıtlığına veya yetersiz hijyen şartlarına bağlı olarak öldüğü, bazı Afrika ve Asya ülkelerinde, özellikle kadın ve kızların temiz ve içilebilir suya erişmek için günde ortalama 8 km yol kat etmek 46 yıldızlar sayı / 19 zorunda kaldıkları da bildirilmiştir. Bilindiği gibi gelişmiş ülkelerde bir kişinin günlük su tüketimi yaklaşık 150 ilâ 300 litre arasında değişirken, bu değer bazı Afrika ülkelerinde 20 litrelere kadar düşmektedir. Türkiye’deki durum Afrika’nın su kıtlığı çeken ülkelerindeki kadar vahim olmamakla birlikte yerine başka bir madde ikame edilemeyen ve sınırlı bir doğal kaynak olan su ile ilgili bazı verileri paylaşmakta fayda olduğu aşikârdır. Türkiye’de kişi başına yıllık tatlı su kaynağı miktarı 1600 m3 civarındadır. Bu miktar ile Türkiye “Su Yoksulluk Endeksi”ne göre “orta sınıf” grubunda yer almaktadır. Hâlbuki dünyada kişi başına düşen yıllık tatlı su kaynağı miktarı ortalama 5000 m3’tür. Bu değer “su zengini” olarak adlandırılan Brezilya, Rusya, Kanada, Endonezya ve Çin gibi ülkelerde 10000 m3 civarındadır. Bütün bunlar göz önüne alındığında, su kaynaklarımızın miktar ve kalite bakımından korunması gerektiği ve su kıtlığı ve kirliliği ile ilgili problemlerin çözümünde ulusal su yönetim stratejilerinin belirlenmesinin ne derece önemli olduğu açıktır. Su yönetim stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasında iklim değişikliğinin etkilerinin ve değişen su ihtiyacının göz önünde bulundurulması da gerekmektedir. Bu kapsamda, Avrupa Birliği’nin Su Çerçeve Direktifi ile ilgili hükümlerinin yanı sıra iklim deği- UNESCO 2005-2015 “Hayat için Su” 10 Yıllık Eylemi içinde bulunduğumuz bu yıl sonlanıyor. Bu kapsamda geçtiğimiz 10 yıl içerisinde dünyanın pek çok ülkesinde konuyla ilgili ciddi faaliyetlerin gerçekleştirildiği bilinmekle beraber problemlerin henüz tam olarak çözülemediği aşikâr. Böyle ciddi bir meselenin 10 yıllık eylem planları ile öneminin vurgulanması, konuyla ilgili faaliyetler gerçekleştirilmesi ve hükümetler nezdinde yaptırımlar getirilmesi oldukça önemli olmakla birlikte hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğu bilinciyle her bir bireyden üst düzey yönetimlere kadar her kademede suyun ilk ve öncelikli bir konu olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Hepimizin üzerine düşen en önemli sorumluluklardan biri de hayatın sürdürülebilmesi için gerekli en temel ihtiyaçlardan biri olan suyun gündemimizden hiç düşürülmemesi gerekliliğidir. YTÜ’DE ÖĞRENCİDEN ÖĞRENCİYE EĞİTİM YTÜ EBİLTEK Öğrenci Kulübü Tarafından Gerçekleştirilen Adobe Flash Eğitimi İle Üniversite Öğrencileri Birbirlerine Adobe Flash Programını Öğretti. Eğitim Sonunda Katılımcılara Sertifika Verildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim ve Bilişim Teknolojileri Kulübünün düzenlediği Adobe Flash eğitimi, 5 hafta boyunca Yıldız Teknik Üniversitesi ve diğer üniversite öğrencileri tarafından büyük ilgi gördü. Yıldız Teknik üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü (BÖTE) 3. sınıf öğrencilerinin tarafından verilen derslerde öğrenciler, yine kendileri gibi öğrenci olan arkadaşlarına grafik canlandırma programı olan Adobe Flash programını öğretti. 5 haftalık eğitim süreci sonunda, başarılı olan öğrencilere sertifikaları teslim edildi. Eğitime katılan öğrenciler, çalışma sonunda, öğrenciden öğrenciye verilen derslerle ilgili olarak görüşlerini “Bizim gibi öğrenci olan arkadaşlarımızdan aldığımız bu eğitimde, daha farklı bir ortamda, hem keyifli hem de öğretici bir 5 hafta geçirdik. Projeyi hayata geçiren YTÜ EBİLTEK öğrenci kulübü ve eğitimi veren (YTÜ BÖTE)’den öğrenci arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.” Şeklinde ifade ettiler. Eğitimi veren YTÜ BÖTE öğren- cileri ise eğitimi başlatma amaçlarının, bu alanla ilgilenen öğrencilere tasarım odaklı düşünerek, yaratıcılıklarını bilgisayar ortamına taşıma imkanı vermek olduğunu söylediler. yıldızlar sayı / 19 47 RAYLI SİSTEMLERİN GELECEĞİ YILDIZ’DA MASAYA YATIRILDI YTÜ ‘Raylı Sistemler Kulübü’nün Bu Yıl 2.’Sini Düzenlediği ‘Raylı Sistemler Zirvesi’nde Türkiye’deki Ulaşım Probleminin Röntgeni Çekildi. Hızlı, Ekonomik ve Çevreci Ulaşım Sistemi Olarak Ön Plana Çıkan Raylı Sistemlerin Mercek Altına Alındığı Etkinlikte, Sektör Profesyonelleri, Devlet Kurumlarının Üst Düzey Temsilcileri ve Akademisyenler Öğrencilerle Buluştu. Yıldız Teknik Üniversitesi Raylı Sistemler Kulübü tarafından düzenlenen Raylı Sistemler Zirvesi, sektör profesyonelleri, devlet kurumlarının üst düzey yöneticileri, akademisyen ve öğrencileri bir araya getirdi. 29 Nisan tarihinde YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Raylı Sistemler Zirvesi’nde gerçekleştirildi. ‘Fikirlerinizi Rayına Koyun’ ana temasıyla düzenlenen etkinlik, akademisyen, öğrenci ve sektör profesyonellerini buluşturdu. Etkinliğin açılışında konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Yardımcısı Yahya Baş, günümüz koşullarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ulaşımın önemli bir gösterge olduğunu söyledi. Ulaşımda yaşanan sorunların çözümü için özellikle raylı sisteme ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Baş, “Raylı sistemler, hızlı, ekonomik ve güvenilir bir ulaşım şekli olduğu için gelişmiş ülkelerde hep tercih edilmiş ve desteklenmiştir. Ama maalesef ülkemizde Cumhuriyet’in ilk yıllarında bir hamle yapılmış ve ondan sonra raylı sistemler kaderine terk edilmiştir. Hatta bir dönem, ‘gerek kalmadı, kaldıralım bunu’ deme noktasına gelinmiş.” diye konuştu. 48 yıldızlar sayı / 19 Türkiye’de belirli dönemlerde raylı sistemlerle ilgili projeler geliştirildiğini ancak bazı lobilerin baskısı ile projelerin rafa kalktığını aktaran Baş, son yıllarda raylı sistemlere yapılan yatırımların da aynı dirençle karşılaştığını ifade etti. Baş, istikrar ve raylı sistemlerde ısrar edilmesi sayesinde karşı çıkan grupların bundan vazgeçerek raylı sistemlerden pay alma mücadelesine girdiğini söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz da, ekonomik ve sosyal yaşamın en önemli unsurlarından olan ulaşımın gerek ülke gerekse şehir boyutunda pek çok faktörle yoğun bir etkileşim içinde bulunduğunu söyledi. Teknolojide meydana gelen gelişmeler, ekonomik ve sosyal alanda insanların daha rahat, güvenli yaşama ve zamanını daha verimli kullanma isteğini ön plâna çıkardığınıvurgulayan Ayvaz, “Raylı sistem ulaşımı; güvenli, hızlı ve ekonomik olması yanında şehirleşmenin getirdiği yoğun trafik ve çevre kirliliği gibi sorunların çözümü için de önemli bir alternatiftir. Raylı tasıma sistemleri, bugün hızlı ve plansız gelişen kentlerimizde ulaştırma sorununun çözülmesinde en önemli planlama aracı olarak kabul edilmektedir. Birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi raylı tasıma sistemlerine geçiş kaçınılmazdır. Önemli olan bunu zamanında planlayıp uygulamaktır. Bugün ve gelecekte, kentlerimizde raylı sistemlere ciddi anlamda ihtiyaç olduğu yadsınamaz bir gerçektir.” şeklinde konuştu. Ayvaz, bu nedenle raylı sistemlere ilişkin çalışmaları desteklemek, bu bilinci geliştirmek ve sisteme hizmet edecek nitelikli insanları yetiştirmenin üniversitelerin görevleri arasında olması gerektiğini dile getirdi. Makine Teorisi Sistem Dinamiği Kontrol Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi Güçlü ise, raylı sistemlerin Türkiye’de hak ettiği noktaya gelebilmesi için sadece devlet değil, özel sektöre ve üniversitelere de büyük görevler düştüğünü belirtti. Son dönemde raylı sistemlere yapılan yatırımlara değinen Prof. Dr. Güçlü, şehirler arası ulaşımda raylı sistemlerin yaygınlaşıp hızlı tren hatlarının devreye girmesiyle hem hız açısından hem konfor açısından daha tercih edilebilir ve karlı bir ulaşım haline geleceğini sözlerine ekledi. Gün boyu devam eden zirvede raylı sistemler konusunda uzman isimler sunum yaptı. Danışma Kurulu’nu Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek Makine Teorisi Sistem Dinamiği Kontrol Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi Güçlü, Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, İstanbul Üniversitesi Ulaştırma Ana bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Karaşahin ve Demiryolu Taşımacılığı Derneği Genel Müdürü Yaşar Rota’nın yaptığı zirvede, İzmir Metro A.Ş. Genel Müdürü Sönmez Alev, Burulaş Genel Müdürü Levent Fidansoy, Kayseray Genel Müdürü Feyzullah Gündoğdu, Demiryolu Taşımacılığı Derneği Genel Sekreteri Jan Berslen Devrim, Samulaş Genel Müdürü Kadir Gürkan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda önemli isim mühendis adayı öğrencilerle bir araya geldi. yıldızlar sayı / 19 49 yarışma İLK İŞİM GİRİŞİM ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU Yıldız Teknik Üniversitesi ve Çalık Holding İşbirliği İle Bu Yıl İkincisi Düzenlenen İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’nda 42 Şehir, 62 Üniversite, 2 Kurum Ve 30 Firmadan 261 Girişimci Mücadele Etti. Seçkin Üyelerden Oluşan Jürinin Değerlendirmesi Sonucu Dereceye Giren İlk Üç Girişimci 1 Milyon Tl’ye Kadar Yatırım Desteği Almaya Hak Kazandı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve Çalık Holding işbirliği ile düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’nda dereceye girenler belli oldu. 42 şehir, 67 üniversite, 2 kurum ve 30 firma olmak üzere toplam 261 projenin mücadele ettiği ‘İlk İşim Girişim’ de dereceye giren projeler 1 milyon liraya kadar destek almaya hak kazandı. Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve Çalık Holding işbirliği ile bu yıl 2.’si düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’ etkinliğinin final programı ve ödül töreni YTÜ Davutpaşa Kampüsü tarihi Otağ-ı Hümayun binası ve Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. 50 yıldızlar sayı / 19 kadar bireysel girişimciliğin önünü açmaya devam ediyor.” şeklinde konuştu. Tözge, İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı yarışmasıyla yeni fikri olan gençleri gerekli maddi ve manevi kaynaklarla buluşturmak, girişimcilik eko sisteminin gelişmesine katkıda bulunmak istediklerini belirtti. “67 ÜNİVERSİTE, 2 KURUM VE 30 FİRMADAN 262 GİRİŞİMCİ MÜCADELE ETTİ” Konuşmaların ardından finale kalan projelerin sahipleri jüri üyelerinin önünde sunumlarını gerçekleştirdi. Jürinin değerlendirmesi sonucu ilk üçe giren projeler düzenlenen tören ile ödüllerini aldı. “AR-GE ÜNİVERSİTESİ SIRALAMASINDA İLK 10’A GİRMEK YENİ HEDEFİMİZ” Final programının açılışında konuşan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversite olarak Ar-Ge üniversitesi olma noktasında bir arama konferansı düzenlediklerini ve hedeflerini bu yönde belirlediklerini söyledi. Rektör Yüksek, bugün düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’ ile birlikte YTÜ’nün Ar-Ge ve İnovasyon üniversitesi olma noktasında geldiği aşamayı gösterdiğini vurguladı. YTÜ’nün ‘Girişimci Üniversite’ sıralamasında 23.’lükten son yıllarda yaptığı çalışmalarla 11.’liğe kadar yükseldiğini dile getiren Rektör Yüksek, önümüzdeki yıl için ilk 10 hedefinin belirlendiğini belirtti. 21. yüzyılın üniversite anlayışında Ar-Ge, inovasyon ve ürün odaklı çalışma olduğunu söyleyen Rektör Yüksek, “Türkiye bu anlayışa son 15 yılda girdi. Daha önce eğitim-öğretim ve daha sonra gider piyasada öğrenir şeklinde bir anlayış varken, artık dünya üniversitelerinde olduğu gibi, proje odaklı, projelerin ürüne dönüşmesi odaklı bir çalışma sistemi mevcut.” dedi. “SANAYİNİN GÜÇLENMESİ AR-GE VE İNOVASYONA YAPTIĞI YATIRIMA BAĞLI” Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefi olduğunu söyleyen Rektör Yüksek şöyle konuştu: “Bu hedefe ulaşmak için gerekli olan, temel bilgi birikime, Ar-Ge ve inovasyon anlayışına sahip, finans kaynaklarını iyi yöneten bir ekip olması gerekiyor.” İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı etkinliğinin üniversite, sanayi, devlet işbirliği adına önemli bir örnek olduğunu kaydeden Rektör Yüksek, uzun vadede sanayinin güçlenmesi ve dünyada etkin olmasının bu ve benzeri etkinliğe vereceği destekten geçtiğini sözlerine ekledi. “GÜÇLÜ EKONOMİ, GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNİN OLUŞTURULMASINA BAĞLI” YTÜ TTO Koordinatörü Prof. Dr. Cengiz Kaya, dünyada girişimcilik eko sisteminin oluşturulmasının güçlü bir ekonomiye sahip olmak için önemli olduğunu dile getirdi. İnovasyonla desteklenen girişimcilerin yarattığı firmaların değerinin bazı zaman ülkelerin ortaya koyduğu GSMH’dan bile fazla olabildiğini vurgulayan Kaya şunları söyledi: “Girişimci ruhuna sahip gençlerin önünü açmak ve gerekli olan yatırım imkânlarına kavuşturulması güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomik güce sahip olmak çok kritik öneme sahiptir. Bu doğrultuda ülkemizin daha rekabetçi bir yapıya sahip olması için YTÜ olarak biz de üzerimize düşeni yapıyor ve girişimci öğrenci ve akademisyenlere her türlü imkânı sağlıyoruz.” Çalık Holding Finansal Hizmetler Grup Başkanı Galip Tözge ise, Türkiye’de önemli bir girişimcilik potansiyeli olduğunu ve bu potansiyelin kalkınmak, bilgi ve refah toplumu olabilmek adına mutlaka değerlendirilmesi, desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Bu yıl ikinci kez düzenlenen ‘İlk İşim Girişim Yeni ve Gelişen Teknolojiler Proje Pazarı’na katılımı artırmak için bu sene 5 şehir, 6 kampüste tanıtım toplantıları ve seminerler düzenlendi. Geçtiğimiz yıl 220 projenin katıldığı İlk İşim Girişim’e bu sene 42 farklı şehirden, 67 farklı üniversiteden, 2 kurum, 30 firma olmak üzere toplam 261 proje yarıştı. İlk aşamada seçkin bir jüri tarafından ilk 20 proje, ikinci aşamada ise ilk 10 proje seçildi. Final programında son sunumların yapılmasının ardından jürinin değerlendirmesi sonucunda dereceye giren projelere Aktif Bank aracılığıyla Çalık Holding tarafından 1 milyon TL’ye kadar yatırım imkanı sağlanabilecek. Ayrıca 1. olan girişimciye YTÜ Teknopark Kuluçka Merkezi’nde 1 yıl boyunca ücretsiz ofis, altyapı imkanları ve mentörlük sağlanacak. Jürinin değerlendirmesi sonucu dereceye giren projeler ise şöyle; 1 – “Akıllı Grafen Biyosensör” – YTÜ - Miray Tayfun 2 – Taşınabilir Fosfatemi ve Üremi Tanı ve Takip Cihazı - YTÜ – Özlem Tavukçoğlu 3- Hemen Görüş – Türkiye’nin Online Hastanesi – Imona Tech LTD – Bahadır Ödevci Girişimciliğin toplumsal refahın oluşturulmasında ve tabana yayılmasında en etkin rol oynayacak mekanizmalardan bir tanesi olduğunu aktaran Tözge, “21. Yüzyıl bilgi çağı olduğu kadar aynı zamanda artık bir girişimcilik çağıdır. Aslında bu iki olgu da birbirini destekliyor ve besliyor. Bilişim teknolojilerinin gelişmesi ve dünyada yaşanan dijital dönüşüm bilginin tabana yaygın hale gelmesi hiçbir dönemde olmadığı yıldızlar sayı / 19 51 ÖĞRENCİLER GELECEĞE MENTORLUK DESTEĞİ İLE HAZIRLANIYOR YTÜ Örkam Tarfafından Yürütülen Mentorluk Projesi İle Endüstri Mühendisilği Bölümü Öğrencileri Türkiye’nin Önde Gelen Şirketleri İle Ortak Noktada Buluşuyor. Endüstri Mühendisliği Bölümü İle Başlayan Mentorluk Projesinin İlerleyen Süreçte Örkam Vasıtasıyla Tüm Bölümlerde Uygulanması Hedefleniyor. YAPRAK METİN YILDIZLILARLA BULUŞTU MATRIX International Consultancy – Partner olarak başta Microsoft olmak üzere farklı uluslu şirketlerde öncelikle yetenek yönetimi, Reorganizasyon ve Yönetim Araştırma konularında aktif olarak çalışan Yaprak Metin, mentorluk projesi kapsamında Yıldızlı öğrencilerle bir araya geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün teşviki ile Endüstri Mühendisliği bölümü tarafından başlatılan ve daha sonra ÖRKAM (Öğrenci Kariyer Geliştirme Merkezi) tarafından yürütülen Mentorluk Projesi, Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü mezunlarının bilgi ve deneyimlerini öğrencilerin kariyer gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla; rektörlük, öğretim üyeleri, mezunlar ve öğrencilerin iş birliği içerisinde olduğu bir gönüllülük projesi olarak hayata geçti. MENTORLAR, KARİYER İPUÇLARINI PAYLAŞIYOR Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in desteği ile devam eden projede, öğrenciler YTÜ mezunu gönüllü iş adamlarıyla buluşuyor ve yıl boyunca iş adamının çeşitli organizasyonlarında eşlik ederek profesyonel yaşamla ilgili bilgi sahibi oluyor. 2012 yılından beri başarıyla devam eden Mentorluk projesi, her yıl Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri ve çeşitli alanlarda çalışan YTÜ mezunlarının katılımıyla büyüyor. Proje; ile kariyerinde başarılı, yeterli iş deneyimi olan, mentorluk konusunda tecrübeli mentorlarımız (mezunlarımız), öğrenci ihtiyaçlarını ve beklentilerini anlayarak , üniversite yaşamlarının verimli geçmesini, kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı ve gelecekteki kariyerleri için farkındalık yaratmayı hedefleniyor. 52 yıldızlar sayı / 19 Proje kapsamında, Türkiye’deki üniversiteler arasında mezun birlikteliği en gelişmiş, üniversitenin tüm bölümlerinde aktif olarak işleyişini gerçekleştiren, köklü yapıya sahip olan sürekli olarak fark ve değer yaratan, diğer üniversitelerin örnek aldığı, her aşamasıyla bir projeden daha fazlasını vaat eden bir yapıya sahip olmak vizyon edinildi. Bu kapsamda; öğrenci ve mezun birlikteliği ile uzun vadede iş hayatında Yıldız birlikteliği oluşturulması amaçlanıyor. Diğer yandan ise; mezunlar arasındaki iletişim ağının gelişimini sağlanması amaçlanıyor. Yıl içerisinde gerçekleştirilen çeşitli etkinlik ve organizasyonlarla bu birliktelik pekiştiriliyor. İBB GENEL SEKRETERİ DOÇ. DR. HAYRİ BARAÇLI KONUK OLDU YTÜ Endüstri Mühendisliği öğrencileri tarafından sürdürülen proje kapsamında İBB Genel Sekreteri ve YTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayri Baraçlı, konuk oldu. “Yıldız’da Mentorluk” başlıklı bir konuşma yapan Baraçlı, ardından öğrencilere kamu ve özel sektör işleyişi hakkında ipuçları verdi. Etkinliğin devamında Profesyonel Koç Azer Erdem’in ,proje katılımcılarına yol gösteren “Mentor-Mentee İletişim” konulu eğitimi ardından mentor ve menteeler birbirleriyle tanıştı. Yıldız Kampüsü Oditoryum’da gerçekleştirilen söyleşide Metin, işe alım süreçleri, şirketlerin insan kaynakları politikaları ve işe alım yöntemleri hakkında detaylı bilgiler vererek öğrencilerin kariyer yollarına ışık tuttu. Geleneksel mülakat anlayışının dışında günümüzün modern mülakat tek niklerini anlatıp katılımcılar arasından seçilen adaylara teoriyi pratiğe dönüştüren mülakat simülasyonu yapıldı. http://www.ytumentorluk.com https://www.facebook.com TARİHİ ÇEVREDE ÇAĞDAŞ TASARIMLAR YENİDEN DEĞERLENDİRİLDİ Yıldız Teknik Üniversitesi Tarihi Mirası Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi (TA-MİR) Mimarlık Vakfı’nın (MIV) birlikte düzenledikleri Tarihi Çevrede Çağdaş Tasarımların Tekrar Değerlendirilmesi (RE-ConD’15. Re-Evaluating Contemporary Designs in Historical Context) konulu uluslararası sempozyum 22-24 Temmuz 2015 günlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. Sempozyumun açılışına YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Ayvaz’ın yanı sıra, YTÜ Mimarlık Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Görün Arun, YTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Urfalıoğlu ve çok sayıda yerli yabancı akademisyen katıldı. Türkiye için de hayati önem taşıyan “tarihi çevrelerde yeni yapılar” konusu tarihi çev- 54 yıldızlar sayı / 19 re ile yeni yapı ilişkisi; tarihi çevrede yeni tasarımları etkileyen faktörler; tarihi çevrelerde inşa edilen yeni yapıların yapım yöntemleri ve malzemeleri; “yasal, idari, etik ve mesleki sorumluluklar” gibi çeşitli açılardan değerlendirildi. Sunulan 7 davetli, 31 bildiri, akademisyenler tarafından ilgi ile izlendi. Davetli konuşmacılar: Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Maria Gravari-Barbas (Fransa), Prof. Dr. Romuald Tarczewski (Polonya), Dr. Cristiano Luchetti (BAE), Dr. In-Souk Cho (G. Kore), Dr. William Pasuy Arciniegas (Kolombia), Y. Mimar Emre Arolat adına …… sempozyumun farklı konularına dikkat çekti. RE-ConD’15 Sempozyumu kapsamında uluslararası mimarlık okulları öğrencileri arasında açılan tasarım yarışmasına 7 ülkeden 39 proje katıldı. Proje posterleri sempozyum süresince Yıldız teknik Üniversitesi Oditoryum Sergi salonunda sergilendi. Jüri tarafından değerlendirilen proje yarışması sonuçları; 1. ödül: Stanislas Doin, Vincent Joyet, Clement Murigneux (National School of Architecture of Lyon, Fransa) 2. ödül: Camila Burgos Vargas (Polytechnic University of Madrid UPM – Architecture ETSAM, İspanya) 3. ödül: Manus Leung (University of New South Wales, Australia) Onur Mansiyonu: Engin Tayfun Bakış (Gediz Universitesi, Türkiye) Onur Mansiyonu: Mariella Bianchin, Erika Gineys, Clement Murigneux (National School of Architecture of Lyon, Fransa) Onur Mansiyonu: Ezgi Uz, Betül Elif Maraş (Yaşar Universitesi, Türkiye) olarak sempozyum kapanış oturumunda açıklandı. Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS’un Mimari Mirasın Analiz ve Restorasyonu Uluslararası Bilimsel Komitesi ISCARSAH’ın yıllık toplantısıyla bütünleştirilen ve Düzenleme Komitesi başkanlığını Prof. Dr. Görün Arun’un yaptığı sempozyum, 27 farklı ülkeden disiplinlerarası dinleyicilerin katılımıyla gerçekleşti. Tüm bildiriler bir kitapta bir araya getirilerek sempozyumun yaygın ve kalıcı olması sağlandı. yıldızlar sayı / 19 55 YTÜ TANITIM FUARLARI’NIN YILDIZI OLDU Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü, gelenek haline getirdiği tanıtım etkinliklerine her sene yenisini ekliyor. Birçok ilde gerçekleştirilen üniversite 56 yıldızlar sayı / 19 tanıtım fuarları aday öğrencilere Yıldız Teknik Üniversitesi’ni tanıma imkânı sağlamakla birlikte akıllarındaki soru işaretlerini de yanıtladı. İstanbul’a ve YTÜ kampüs gezisine gelemeyen aday öğrencilere, İletişim Koordinatörlüğü; fakülteler, bölümler, sosyal yaşam ve öğrencilere sağlanan akademik imkânları yüz yüze iletişim kurarak deneyimli kadrosuyla tanıttı. İletişim Koordinatörlüğü, verilen tanıtım katalogları, broşürler ve okul taban puanlarıyla geleceğin yıldızlarına üniversitemizi tanıttı. Yıldız Teknik Üniversitesi İletişim Koordinatörlüğü, 2014-2015 Eğitim – Öğretim döneminde, 14 üniversite tanıtım fuarına katıldı: 14 Kasım 2014 İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları 20-21 Kasım 2014 Bursa Üniversite Tanıtım Fuarı 27-28 Kasım 2014 İzmir Üniversite Tanıtım Fuarı 16-17 Aralık 2014 İstanbul Üniversite Tanıtım Fuarı 25-26 Aralık 2014 Adana Üniversite Tanıtım Fuarı 18-19 Şubat 2015 Bağcılar Belediyesi Üniversite Tanıtım Fuarı 19-20-21 Mart 2015 Antalya Üniversite Tanıtım Fuarı 26-27 Mart Konya 2015 Üniversite Tanıtım Fuarı 31 Mart- 1-2 Nisan 2015 Eskişehir Üniversite Tanıtım Fuarı 2-3-4 Nisan 2015 Samsun Üniversite Tanıtım Fuarı 6-7 Nisan Mardin 2015 Üniversite Tanıtım Fuarı 7-8-9 Mayıs 2015 Tokat Anadolu Lisesi Tanıtım Fuarı 12-13 Mayıs 2015 Kartal Anadolu Lisesi 3 Haziran 2015 Özel Florya Anadolu Lisesi İletişim Koordinatörlüğü olarak katıldığımız fuarlarda öğrencilere yardımcı olmak adına okulumuzla ilgili tanıtım kataloğu ve her fakülteyi özellikli olarak tanıtan, görsel içerikli fakülte broşürleri aday öğrencilere hediye edildi. Fuarlarda standımızı ziyaret eden öğrencilere anı olarak “Yıldız Hatırası” adıyla çekilen fotoğrafları ,İletişim Koordinatörlüğünün (ytuiletisim) sosyal medya hesaplarında paylaşıldı. yıldızlar sayı / 19 57 GELECEĞİN YILDIZLARI YTÜ’YE AKIN ETTİ 58 yıldızlar sayı / 19 Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından düzenlenen ‘YTÜ Tanıtım Günleri’ Davutapaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Tüm fakülte ve bölümlerden görevli akademisyenler tanıtım günleri için gelen Yıldız adaylarına eğitim, ders içerikleri, üniversite yaşamı, meslek seçimi gibi konularda detaylı bilgi verdi. YTÜ Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi Fuaye alanında gerçekleştirilen ‘YTÜ Tanıtım Günleri’ ne ilgi büyüktü. İki gün boyunca devam eden etkinliğe aday öğrenciler ve aileleri adeta akın etti. Fakülte ve bölümlerden akademisyenlerle birebir iletişim kurma imkanı bulan öğrenciler, bölümlerin tanıtıldığı özel oturumlarda tüm konularda bilgi sahibi oldu. Öğrenciler, akademik imkânların yanı sıra öğrenci topluluklarından sosyal tesislere, kütüphaneden burslara kadar birçok alanda fikir sahibi oldu. 10 fakültede 41 bölümden uzman akademisyenler 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kongre ve Kültür Merkezi Fuaye alanında kurdukları bilgilendirme stantlarıyla üniversite imkânları ve eğitim sistemi konusunda öğrencileri ve aileleri bilgilendirdi. yıldızlar sayı / 19 59 YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ’NDE DİPLOMA HEYECANI Yıldız Teknik Üniversitesi Bir Hafta Boyunca Mezuniyet Sevincine Sahne Oldu. Üniversite Eğitimlerini Tamamlyan 4 Bin 288 Yıldızlı Diplomalarını Alarak Profesyonel Hayata İlk Adımlarını Attı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki (YTÜ) eğitimlerini başarıyla tamamlayarak mezun olamaya hak kazanan öğrenciler diplomalarını aldı. Hep birlikte keplerini havaya atan mezunlar, sevinçlerini aileleriyle paylaştı. Mezuniyet törenleri Yıldız Teknik Tv’den canlı yayınlandı. 4 BİN 288 YILDIZLI PROFESYONEL HAYATA MERHABA DEDİ Yıldız Teknik Üniversitesi 2014-2015 eğitim/öğretim yılı mezunları diplomalarını aldı. YTÜ Davutpaşa Kampüsü 2010 Avrupa Kültür Başkenti Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen mezuniyet törenlerinde 10 fakülte, 2 meslek yükseko kulu ve 2 enstitüden mezun olan 4 bin 288 Yıldızlı diplomalarını alarak yeni hayatlarına ilk adımlarını attı. Mezuniyet törenlerine katılan aileler de çocuklarının yaşadıkları diploma sevinçlerine ortak oldu. Fakülte Dekanları, Bölüm Başkanları ve mezun öğrenciler adına dereceye giren öğrencilerin yaptıkları konuşmaların ar60 yıldızlar sayı / 19 dından, eğitimleri boyunca gösterdikleri başarı ile mezun olmaya hak kazanan öğrencilere diplomaları verildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, eğitimlerini mezun olan öğrencileri, öğrencilerin iyi bir eğitim alabilmeleri için emek veren öğretim elemanlarını ve aileleri tebrik etti. İnsana yapılacak yatırımların büyük bir sabır ve özveri istediğini aktaran Rektör Yüksek, “Eğitim zahmetli ve pahalı bir iştir, ancak eğitilmemenin bedeli, kişiler için de, ülkeler için de çok daha pahalıdır. “ şeklinde konuştu. “2015’İN EN RENKLİ MEZUNİYETİ YTÜ’DEYDİ” Yaklaşık 4 bin 300 öğrencinin profesyo- nel hayata ilk adımlarını attığı mezuniyet törenleri renkli olaylara da sahne oldu. YTÜ’nün mezuniyet törenlerine binlerce misafir önünde yapılan evlenme teklifi ve ünlü iş adamının 43 yıl önce bırakmak zo- runda kaldığı Yıldız’dan mezun olarak diplomasını alması damgasını vurdu. Eğitim Fakültesi diploma töreni sonunda sahneye çıkan YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Yunus Emşe Şakar, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden yeni mezun olan kız arkadaşı Gözde Turan’a sahnede sürpriz evlenme teklifinde bulundu. Büyük şaşkınlık yaşayan ve gözyaşlarını tutamayan Turan’ın ‘Evet’ cevabı salonda büyük alkış aldı. Makine Fakültesi mezuniyetleri ise büyük bir azim ve kararlılık hikayesine sahne oldu. 1970’li yıllarda dönemin siyasi atmosferi nedeniyle üniversitelerin 2 yıl tatil olması sonucu okulundan uzaklaşan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanvekili ve Öztiryakiler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki 43 sene sonra diplomasına kavuştu. 4 senelik eğitimini başarı ile tamamlayan Öztiryaki diplomasını, törene beraberinde getirdiği torunu ile birlikte aldı. Öztiryaki ayrıca kendisi için hazırlanan metal alaşımlı kepi de taktı. 61 yaşında mezun olduğunu söyleyen ünlü iş adamı Öztiryaki, 4 sene boyunca elinden geldiği kadar tüm derslere katılmaya çalıştığını belirterek, eğitimi boyunca özveri ile destek olan tüm Yıldız ailesine teşekkür etti. 43 sene sonra mezun olmanın heyecanını yaşadığını belirten Öztiryaki, eğitimi süresince öğrencilerin sorunlarına daha yakından tanık olduğunu belirterek, onlara yeni iş olanakları oluşturmak için ekstra gayret sarf edeceğini dile getirdi. Mezuniyet törenleri, http://yildiztekniktv. com/canli.html adresinden canlı verildi. yıldızlar sayı / 19 61 62 yıldızlar sayı / 19 yıldızlar sayı / 19 63 MEZUNİYET TÖRENİNDE SÜRPRİZ EVLİLİK TEKLİFİ Yıldız Teknik Üniversitesi Mezuniyet Töreni Süpriz Evlilik Telifi İle Renklendi. Eğitim Fakültesi Mezuniyet Töreninde Sahneye Çıkan YTÜ Mezunu Yunus Emre Şakar, Az Önce Diplomasını Alan Kız Arkadaşı Gözde Turan’ı Sahneye Davet Ederek Tüm Misafirlerin Önüde Evlenme Teklifinde Bulundu. Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezuniyet töreni, sürpriz evlenme teklifi ile renklendi. Eğitim Fakültesi mezuniyet töreninde sahneye çıkan YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Yunus Emre Şakar, saniyeler önce diplomasını alan Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunu kız arkadaşı Gözde Turan’a sahnede sürpriz evlenme teklifinde bulundu. Genç kızın şaşkına döndüğü evlenme teklifi salondan büyük alkış aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrenciler mezuniyet sevincini yaşıyor. YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen mezuniyet törenleri ailelerin ve öğrencilerin sevincine sahne oluyor. 4 gün boyunca devam eden mezuniyet törenlerinin ilk günü Eğitim Fakültesi, 64 yıldızlar sayı / 19 Elektrik, Elektronik Fakültesi ve İnşaat Fakültesi’nin diploma heyecanı yaşandı. Eğitim Fakültesi’nin diploma töreninde evlilik teklifi heyecanı yaşandı. Diplomaların verilmesinin ardından YTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu Yunus Emre Şakar sahneye çıktı ve kız arkadaşı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden yeni mezun olan Gözde Turan’ı tekrar sahneye davet etti. Evlilik teklifine Kuran-ı Kerim’den bir ayetle başlayan Yunus Emre Şakar, ardından “En güzel duam, gözümün nuru, cennetim olur musun? Benimle evlenir misin?” ifadelerini kullandı. Dizlerinin üzerine çöken Şakar, cebindeki yüzüğü çıkararak kız arkadaşı Gözde Turan’a uzattı. Teklif karşısında şoke olan Gözde Turan, göz yaşlarına hakim olamadı. Evlilik teklifine, çocuklarının mezuni- yet törenini izlemek için gelen aileler ve genç çiftin arkadaşları alkış ve ıslıklarla destek verdi. Sözlerine ‘Besmele’ çekerek başlayan Gözde Turan ise teklife “Allah’ın huzurunda bir ömür boyu seninle yaşamayı kabul ediyorum.” cevabını verdi. Turan’ın cevabı salondan büyük alkış aldı. İŞA DAMI ÖZTİRYAKİ DİPLOMASINA 43 SENE SONRA KAVUŞTU Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi mezuniyet töreninde Türkiye’nin önemli iş adamlarından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili ve Öztiryakiler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki, mezuniyet diploması aldı. 43 sene önce bırakmak zorunda kaldığı okuldan mezun olan Öztiryaki, 4 senelik eğitimi sonunda diplomasını torunuyla birlikte aldı. Yıldız Teknik Üniversitesi 2014-2015 eğitim dönemi mezuniyet törenleri İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi ve Makine Fakültesi’nin diploma coşkusu ile devam etti. Faruk Yiğit, Tahsin Öztiryakiler için özel olarak yaptırılan metal alaşımlı mezuniyet kepini ünlü iş adamının başına taktı. Diplomaların verilmesinin ardından Öztiryaki öğrencilerle birlikte mezuniyet kepini fırlattı. “DİPLOMASINI TORUNLARIYLA BİRLİKTE ALDI” Makine Fakültesi mezuniyet töreni ilginç bir diploma heyecanına sahne oldu. 1972 senesinde kazandığı Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki (İstanbul Mühendislik ve Mimarlık Akademisi) eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan iş adamı Tahsin Öztiryaki diplomasına 43 sene gecikmeli olarak kavuştu. Yüksek Öğretim affıyla fakültesine geri dönen Öztiryaki, YTÜ Makine Mühendisliği’ndeki 4 senelik eğitimini tamamladı. 61 yaşında mezun olma sevinci yaşayan ünlü iş adamı mezuniyet törenine 3 torunu Selim, Alp ve Mehmet ile birlikte geldi. Diplomasını YTÜ Rektör Yardımcısı ve Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Yiğit’in elinden alan Öztiryaki’yi, torunu Mehmet Urfalılar’da yalnız bırakmadı. “EN KIDEMLİ MEZUN DİPLOMASINA 43 YIL SONRA KAVUŞTU” Diplomanın tesliminin ardından Prof. Dr. Bir öğrencinin diplomasını aldıktan sonra en büyük hayalinin ve telaşının iş bulmak olduğunu söyleyen Tahsin Öztiryaki, kendisinin bu aşamayı yıllar öncesinden aştığı için böyle bir duygu içinde olmadığını ancak ders dönemi boyunca ve diplomasını almadan hemen önce öğrencilerle yaptığı görüşmede öğrencilerin heyecanına tanık olduğunu ifade etti. Öztiryaki, diploma alma sırasında beklerken kendisinin de haliyle heyecanlandığını söyledi. “ARTIK MEZUN OLDUN İŞ BAŞVURUSUNDA BULUNABİLİRSİN” Birçok iş adamı arkadaşından esprili mailler ve mesajlar aldığını belirten Öztiryaki, “Arkadaşlar mesajlarında ve maillerinde ‘Abi artık diploma da tamamsa bana iş müracaatında bulunabilirsin’ diyorlar. Hakikaten çok önemli bir an insan hayatında. Ben de diğer öğrenci arkadaşlar gibi heyecanlandım. Bu heyecanı anlatabilmek zor. Tabi ben bunu gençken de yaşamak isterdim. Ama gençken bunu yaşayamadım. Ben bu heyecanı yaşamak ve gençlerle tanışmak adına da bu okulda oldum. Dolayısıyla ben de onlar gibi heyecanlandım.” şeklinde konuştu. 1973’lü yıllarda hatta 1972’li yıllarda o zaman Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi adını taşırken bu okulu kazandığını aktaran Öztiryaki, o yıllarda Türkiye’de öğrenci olmanın çok zor olduğunu ifade etti. Yaşanan atmosfer sebebiyle Türkiye’de tüm üniversitelerin 2 yıl tatil edildiğini hatırlatan Öztiryaki, “Bu zaman zarfında çeşitli işler ortaya çıktı. Okullar da tatil olunca ben okulu bırakmak mecburiyetinde kaldım ve iş hayatına girdim. O günden bu güne kadar iş hayatındayım. O gün 100 -150 metrekare olan ve 15-20 kişinin çalıştığı bir işyerinden ailece şu anda 1200 kişi çalıştıran dünyanın bin 800 ülkesine ihracat yapan, Türkiye’nin 200. İhracatçısı olan bir firmanın yöneticisi ve ortaklarından birisiyim.” “ÖNCE İŞE GİTMEK İÇİN OKULU, SONRA DA OKULA GİTMEK İÇİN İŞİ BIRAKTIM” “Ben plağa biraz tersten başladım. Önce işe gitmek için okulu bıraktım, şimdi okula gitmek için de işi bıraktım, 4 senedir işten okula zaman ayırdım.” diyen Öztiryaki zaman zaman ‘Ben bu işi yapabilecek miyim?’ diye düşündüğünü belirterek şunları söyledi: “Zorlandım. İki sene bu kampüsteydik temel dersler burada oldu. Ama hakikaten bütün hocalar asistanlar bana inançla ve özveriyle yaklaştılar. Hayatımı kolaylaştırdılar ama ben onları hiçbir zaman zorda bırakacak bir konuma gelmedim. Her dönem 10 ders almış olsam, 4 senede 8 dönem var, 80 ders eder. 3’er tane imtihana girdik 240 imtihan eder. 2’şer sayfa yapsak 450 sayfalık kitap yazmışım gibi olmuş. Notlarıma tekrar baktım en son 1 metre yüksekliğinde kitap defter not birikmiş. Sabahları erken ben okula gidiyorum, sınava gidiyorum diye çıktım. Her sınav öncesi heyecanlandım. Çoğu zaman sınava gittiğim zaman tansiyon ilacımı kullandım. Yaşım 60 hatta 61. Bu benim bir eğitim hakkı alacağımdı ve bu hakkımı geri aldım. Mutluyum çünkü üniversiteye girerken hiçbir genç öğrencinin hakkını gasp etmedim. Çünkü ben girdim diye kontenjandan başka bir öğrenci girememezlik etmedi.” yıldızlar sayı / 19 65 YTÜ DAVUTPAŞA KAMPÜSÜ CAMİİ AÇILDI Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Camii, Kadir Gecesine Özel Programla Açıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Camii, Kadir Gecesi’ne özel programla açıldı. Davutpaşa Kampüsü Orta Bahçe’de gerçekleştirilen 1000 kişilik iftar yemeğinin ardından, caminin açılışı Kadir Gecesi’ne özel Mevlid-i Şerif’le gerçekleştirdi. Yıldız Teknik Üniversitesi Cami Yaptırma, Koruma ve Yaşatma Derneği tarafından hayırsever vatandaşların katkılarıyla YTÜ Davutpaşa Kampüsü Lojmanları’nın hemen yanına yapılan YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii’nin açılışı gerçekleştirildi. Açılış öncesinde YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Faruk Yiğit, Prof. Dr. Mesut Güner, Prof. Dr. Yusuf Ayvaz, akademisyenler ve çok sayıda davetli, iftar yemeğine katıldı. İftarın ardından Rektör Yüksek ve beraberindekiler yapımı tamamlanan YTÜ 66 yıldızlar sayı / 19 açılış Davutpaşa Kampüsü Camii’ne geçti. Kampüsün açılışı Kadir Gecesi’ne özel okutulan Mevlid-i Şerif ile gerçekleştirildi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nün son yıllarda hızla geliştiğini ve kampüsün içerisindeki 499 lojman ve 102 bin metrekare kapalı alana sahip 10 bloktan oluşan Teknopark ile tam bir yaşam alanına dönüştüğünü söyledi. Rektör Yükesk, 25 bin öğrenci, 3 bine yakın akademik ve idari personel ve Teknopark’ta çalışan 5 bine yakın Ar-Ge mühendisi ile ibadethane ihtiyacının ciddi bir şekilde arttığına dikkat çekti. Cami Hakkında: YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii yapımına yaklaşık 1 sene önce başlandı. Özellikle kampüs içindeki lojmanların faaliyete geçmesi, Teknoloji Gelitirme Bölgesi’nde çalışan 5 bine yakın Ar-Ge mühendisi ve 25 bine ulaşan öğrenci sayısı kampüs içinde ibadethane ihtiyacının artmasına sebep oldu. Yaklaşık 1000 kişi kapasiteli YTÜ Davutpaşa Kampüsü Camii, çevreden ibadet için gelecek vatandaşlara da açık olacak. yıldızlar sayı / 19 67 Doç. Dr. Yaşar AVŞAR Arş. Gör. Harun Akif KABUK YTÜ İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ÜZERİNE aittir. Dünyadaki doğal dengenin diğer paçaları olan bitkiler ve hayvanlar dünyanın yaratılışından bugüne, doğal dengenin devamı için çalışırlarken biz insanoğlu bu dengenin bozulması için çalışır hale geldik. Çevrenin dengesinin bozulmasına yol açan temel sebepler ise insanoğlunun aşırı tüketme hastalığıdır. Aşırı tüketim hırsı maalesef son 150 yıldır dünyadaki doğal dengenin bozulmasına neden olmuştur. Özellikle sanayileşmenin ilerlemesi daha çok üretim sağlanması için gösterilen gayretin, üretim sırası ve sonrasında doğal çevreye gösterilmemesi, dünyadaki doğal dengenin hızla bozulmasına sebep olmuştur ve hala olmaktadır. İnsanoğlu, çevreye gösterilen özeni bir mali külfet olarak gördüğünden, çevreye verdiği zararın telafisinin ise günümüzde daha büyük bir maliyet gerektirdiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Üstelik geri dönüşüm gayretleri sadece maliyetli olmamakta aynı zamanda aşırı bir çaba, iş gücü ve zaman gerektirmektedir. Bazen bunca çabalara rağmen istenen sonuçlara ulaşamamak ta ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Çevreye zarar veren birçok insan kaynaklı sebepler bulunmaktadır. Bu sebeplerin en temel başlıklarını sıralayacak olursak; hızlı nüfus artışı, plansız kentleşme, plansız endüstrileşme, doğal kaynakların kullanılmasındaki israf Kirlilik, gerek fiziksel anlamda ve gerekse de soyut anlamda bakıldığında mevcut dengenin bozulmaya başlaması durumudur. Bu dengenin bozulduğu fiziksel olarak tanımladığımız çevredeki karşılığı ise esas anlamda Çevre Kirliliği olarak tarif edilmektedir. Çevre, tüm canlı ve cansız varlıkların karşılıklı ilişkilerini sürdürdükleri fiziki, biyolojik, sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik ortamların tümüdür. Diğer bir ifade ile çevre, canlı ve cansız varlıkların yaşadıkları ya da bulundukları ortam ve şartlardır. Çevre kavramı dünyanın yaratıldığı andan bu güne kadar var olagelmiştir. Dünyada 68 yıldızlar sayı / 19 sağlıklı, düzenli, kaliteli ve sürdürülebilir bir yaşam ancak, çevrenin ve ona ait dengelerin korunması ile mümkündür. Kâinat yaratılırken bir nizam ve intizam üzere yaratılmıştır. Kâinatta yaşanan her bir süreç diğer süreçlerle ilişki halinde devam etmektedir. Dünya için de bu durum aynıyla geçerlidir. Dünya üzerinde yaşanan, fiziksel, kimyasal ve biyolojik faaliyetlerin her biri birbiri ile binlerce yıldır karşılıklı bir denge içinde gerçekleşmektedir. Ancak, bu düzen son yüzyılda çeşitli etkenler dolayısıyla sekteye uğramakta ve dünyadaki yaratılmış olan doğal denge hızla bozulmaktadır. Bu dengenin bozulmasında etken başrol ise maalesef biz insanlara gibi başlıklar şeklinde ifade edilmesi mümkün olabilmektedir. Sanayileşme ve endüstrileşme esnasında altyapı çalışmalarına gereken önemin verilmemesi birçok alanda çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Şehirlerde ve endüstrilerde oluşan atıksuların, atık gazların, katı atıkların gerekli arıtım işlemlerine tabi tutulmadan doğal alıcı ortamlara verilmesi, ciddi oranda su, hava ve toprak kirliklerine sebep olmaktadır. Bununla birlikte, gelişen şehirleşmeyle birlikte kişi başına olması gereken yeşil alanların dikkate alınmaması da sorun oluşturmaktadır. Bu durum bir yandan doğal dengenin bozulmasına sebep olurken, diğer yandan insanın kendisine de zarar vermektedir. Ayrıca plansız kentleşme ve şehirleşme sonucu gürültü kirliliği de çevreye verilen diğer bir zarardır. [1]. Bu konudaki eksikliklerin temeli ise çocukların okulda aldığı yetersiz çevre bilinciyle birebir ilişkilidir Üretilen malzemelerin geri dönüşümü veya yeniden kullanımı için altyapıların olmaması ya da yetersiz olması da doğal kaynakların hızla tükenmesine sebep olmaktadır. Tarımda kullanılan suni gübreler ve zirai ilaçlar, taşımacılıkta kullanılan kalitesiz yakıtlar, ucuz olması açısından kullanılan tehlikeli hammaddeler, bilinçsizce tüketilen doğal kaynaklar gibi faaliyetler, geldiğimiz süreç itibariyle hem doğanın dengesini bozmakta (en basit kirlilik tanımı olarak) hem de günümüz ve gelecekteki insan sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir. [2]. Bu duruma karşılık yapılan tespitlere bakıldığında; bilginin, yapay ortamlarda öğretilmesinden ziyade doğal ortamlarda, uygulamaya yönelik ve günlük yaşamda kullanılabilir şekle dönüştürülmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Özellikle okullarda arzu edilen çevre eğitiminin etkin bir şekilde verilebilmesi için her şeyden önce bu okullardaki eğitimcilerin gerekli çevre bilincine sahip olmaları gerekmektedir. Bundan dolayı bu okullarda çalışan diğer personelin de hizmet içi eğitimle veya seminerlerle çevre bilinçlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Çevreye verilen bütün bu zararların oluşturduğu sıkıntılı durum karşısında birçok kurum ve kuruluş çevreye karşı duyarlılığı arttırmak ve doğal dengeye verilen zararı azaltmak için birçok çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Bu çalışmalar neticesinde çeşitli çalıştaylar, konferanslar ve eğitimler düzenlenmektedir. Bu faaliyetlerden biri olan 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiştir. Bu karar ile temel olarak insanlardaki çevre bilincinin ve hassasiyetinin oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda bu tarihten bugüne her yıl tüm dünyada çeşitli etkinliklerle insanlar çevre konusunda bilinçlendirilmeye ve çevreye karşı daha duyarlı bireyler haline getirilmeye çalışılmaktadır. Zaten çevreye verilen zararın önlenmesi ya da azaltılması, ancak kişilerin bilinçlenmesi ile olacaktır. Aksi takdirde çıkarılan yasal mevzuatlar, yapılan etkinlikler, kişilerde çevre bilinci ve hassasiyeti oluşturulamadığı müddetçe çevre konusunda sürdürülebilir bir ilerleme kaydedilmesi düşünülemez. [1]. Çevre eğitiminin okullardaki önemine dikkat çeken çalışmalarda şu gerçeklik ortaya çıkmaktadır ki özellikle eğiticilerin, çevresel eğitimleri sonucunda çevreye yönelik çok yönlü bilgiler edindiklerini belirlenmiş olup ayrıca bu anlamda kişilerde yeterlilik düzeylerinin arttığı, gerekse çevrenin korunması ile ilgili görüşlerin olumlu yönde değiştiği anlaşılmıştır [3]. Buradan da anlaşılacağı üzere toplum olarak çevre bilinci ve hassasiyetini kazanmak için hemen her bireyin farklı seviyelerde de olsa çevre eğitimine ihtiyacı bulunmaktadır. Bu gibi eğitimler neticesinde toplum olarak çevreye, doğal hayata daha duyarlı bir düzeye çıkacağımızı söylemek yanlış olmasa gerek. Çevre eğitimlerinde uygulamalı doğal ortamda yapılan eğitimlerin ise çok daha etkili olduğu çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur [4-5]. ABD’de 1983-2004 yılları arasında yapılan bir araştırmada, çevre eğitim ile ilgili projelerin çocukların çevreye karşı duyarlılıklarının, bilinçlerinin ve çevreye karşı yaklaşımlarının %97 oranında olumlu manada değiştiği rapor edilmiştir. [6]. Hayatın her alanında olduğu gibi çevre bilincinin kazanılmasında da eğitimin önemli bir rolünün olduğu yapılan bilimsel araştırmalarda ortaya konulmaktadır. Bizler birey olarak statü ve mesleğimiz ne olursa olsun önce birey olarak çevre bilincini edinmeli sonrasında da bu bilinç ve kazanımlarımızı başta yakın çevremiz olmak üzere tüm bireylere aktarmalıyız. Böylece daha yaşanılabilir bir dünyayı hep beraber inşa edebiliriz. Çevremize verdiğimiz zararların giderilmesi ve onun doğal dengesine yeniden kavuşmasını sağlamak hem uzun yıllar almakta hem de çok ciddi ekonomik harcamalara sebep olmaktadır. Çevremizin, doğal hayatın denge içinde devamlılığını sağlamanın en kolay, ekonomik ve sürdürülebilir yolu çevremizi hiç kirletmemektir. KAYNAKLAR [1] Erten,S. (2004): ‘’Çevre Eğitimi Ve Çevre Bilinci Nedir, Çevre Eğitimi Nasıl Olmalıdır?’’, Çevre ve insan Dergisi, Çevre ve Orman Bakanlığı Yayın Organı. Sayı 65/66. 2004/25 Ankara. [2] Şimşekli, Y. (2004): ‘’Çevre Bilincinin Geliştirilmesine Yönelik Çevre Eğitimi Etkinliklerine İlköğretim Okullarının Duyarlılığı’’, Eğitim Fakültesi Dergisi XVII (1), 83-92. [3] Güler, T. (2009): ‘’Ekoloji Temelli Bir Çevre Eğitiminin Öğretmenlerin Çevre Eğitimine Karşı Görüşlerine Etkileri’’, Eğitim ve Bilim, Cilt 34, Sayı 151, 30-43. [4] Farmer, J., Knapp, D., Benton, M. G. (2007): ‘’An elementary school environmental education field trip: long-term effects on ecological and environmental knowledge and attitude development”. The Journal of Environmental Education Reports&Research, Vol. 38, No.3, 33-42. [5] Ozaner, F. S. (2004). “Türkiye’de okul dışı çevre eğitimi ne durumda ve neler yapılmalı?” V.Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi 5-8 Ekim 2004 Taksim International Abant Palace, Abant İzzet Baysal Üniversitesi & Biyologlar Derneği, Abant- Bolu. Bildiri Kitabı (Doğa ve Çevre), 67-98, Biyologlar Derneği, İzmir. [6] Council for Environmental Education (CEE). (2004b). Project Wild K-12 Curriculum & Activity Guide U.S.A. Çevresel eğitime en olumlu tepkinin alınacağı kitle şüphesiz çocuklardır. Küçük yaşta onlara kazandırılacak olan çevre bilinci ve hassasiyeti gelecek adına ümitlerin yeşermesini sağlayacaktır. “Ağaç yaşken eğilir” atasözümüz ise bunu en güzel şekilde ifade etmektedir. Çocuklarımızın temiz dimağlarına işlenecek bir çevre bilinci, sevgisi, hassasiyeti onların hayatları boyunca bilinçli bireyler olmalarını sağlayacaktır. Yetişkin bireyler için çevre bilincinin oluşturulması çocuklara göre daha zor ve zaman alıcı olmaktadır. Ayrıca ülkemizde birçok yaş ve eğitim grubundan kişilerle yapılan çalışmalarda çevre bilincinin tam anlamıyla oturmadığını ortaya koymuştur yıldızlar sayı / 19 69 haber ROBOTLAR YILDIZ SAVAŞLARINDA MÜCADELE ETTİ YTÜ Robotik Otomasyon Kulübü’nün Düzenlediği Yıldız Savaşları Robot Yarışması Tam Bir Güç ve Dayanıklılık Savaşına Sahne Oldu. Görsel Şölene Dönüşen Yarışmanın ‘Yıldız Savaşları’ Özel Kategorisinde Ateş Fırlatan, Çekiçle Saldıran ve Testereli Robotlar Birbirlere Karşı Kıyasıya Mücadele Etti. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Robotik ve Otomasyon Kulübü’nün düzenlediği “Yıldız Savaşları” robot yarışmasında, geleceğin robot teknolojisi mücadele etti. ‘Yıldız Savaşları’ özel kategorisine katılacak savaşçı robotlar, ateş topu, testere gibi silahlarla birbirine saldırdı. “574 ROBOT MÜCADELE ETTİ Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Robotik Otomasyon Kulübü tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Yıldız Savaşları 2015” robot yarışması, 28-29 Mart 2015 tarihlerinde gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda üniversite ve liselerden 574 takım robotlarıyla ‘Yıldız Savaşları’nda yarıştı. Yarışmanın açılışında konuşan Robotik Otomasyon Kulübü Danışmanı ve Elektrik-Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip Cansever, “Teknolojinin çok hızlı bir şekilde gelişme kaydettiği günümüzde, teknolojinin getirmiş olduğu yenilikler insan hayatının bir parçası olmuştur. 70 yıldızlar sayı / 19 Bu yeniliklerden insanları haberdar etme ve yenilikleri insanlara sunma bir zorunluluk haline gelmiştir. Globalleşen Dünya’da iletişimin teknolojik ve bilimsel olarak çok artması insanları değişik dünya pazarlarına yöneltmiştir. Artık kaliteli ürünü daha ucuza imal etmek rekabet piyasasında bir zorunluluk olmuştur.” diye konuştu. İnsanların fiziksel yapılarından dolayı bedensel olarak bütün işleri yapma imkanına sahip olmadıkları için gücünün yetmediği yerlerde kullanmak üzere tarih boyunca değişik makineler geliştirdiğini aktaran Cansever, “İlk çağlarda ilkel ve fonksiyonel olmayan bu makineler, teknolojinin gelişme süreci içerisinde insanlar tarafından geliştirilmiş ve insan meziyetlerine yakın meziyetlere sahip olan makineler üretilmiştir. İlk önceleri insan yardımı ile çalışan bu makineler zamanla geliştirilerek ve çeşitli çevre bilimlerini de beraberinde kullanarak insana ihtiyaç duymadan otomatik olarak çalışır hale getirilmiştir. Sanayide kullanılmak için tasarlanmış birçok robot bulunmaktadır. Robotlar genellikle üretim maliyetini düşürme ve daha kaliteli üretim yapmak için kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu. “GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÜRETİM SİSTEMLERİ OTOMASYON TEKNOLOJİLERİNE EMANET” Ekonomik olarak gelişmiş olan ülkelerin üretim sistemleri incelendiğinde otomasyon teknolojilerinin etkin bir şekilde kullanıldığı ve günümüzde artık 4. Nesil otomasyon kullanılmaya başlanması ve güvenliğin ön planda olduğu yerlerde Nükleer Santrallerde, Petrokimya tesislerinde, Sinyalizasyon sistemlerinde güvenlik özelliği SIL4’lere çıkan büyük ve modern fabrikaların ve işletmelerin olduğu görüldüğünü aktaran Cansever şunları söyledi: “Otomasyon sisteminin önemli bir parçası olan endüstriyel robot kolların önemi her geçen gün artmaktadır. Üretim sistemlerini robot teknolojisi ile donatan ülkeler diğer ülkelere rekabet şansı tanımamaktadırlar. Ekonomik re- kabet güzümüzü artırabilmek için, üretim sistemlerimizi dünyada gelişmekte olan teknoloji ile donatmamız gerekmektedir. Son zamanlarda yaygınlaşmaya başlayan robotların tanıtılıp ülkemizdeki sistemlere adapte edilmesi gerekir.” Robotik Otomasyon Kulübü Başkanı İsmail Güngör de, kulüp olarak 10 yıldır YTÜ çatısı altında faaliyet gösterdiklerini belirtti. Güngör, “Kulübümüzün vizyonu; Sanayi-Üniversite-Öğrenci üçgenindeki bağları güçlü kılarak teknolojiye ivme kazandırmak, teknolojiyi herkesin kullanımına açmayı hedefleyerek sosyal sorumluluğun bilincinde olmak ve mühendisliğin etiğine her zaman bağlı kalmak, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Bilim ve Teknoloji alanındaki gelişmelerine katkıda bulunmasına yardımcı olmak, Ar-Ge çalışmaları ile yeni Ar-Ge mühendislerinin yetişmesini sağlayarak tüketen değil üreten bir toplum olmayı sağlamaktır.” şeklinde konuştu. ROBOTLAR 5 AYRI KATEGORİDE YARIŞTI 5 ayrı kategoride gerçekleşecek olan yarışmanın ilk dört kategorisi; çizgi izleyen, sumo, mini sumo ve serbest kategori gibi geleneksel robot yarışması kategorisi oldu. Müsabakalara eklenen “Yıldız Sa- vaşları’’ kategorisi ise, yarışmayı görsel bir şölen haline getirdi. ‘Yıldız Savaşları’ özel kategorisinde özgün tasarımlı ve dayanıklı robotlar sahne aldı. Takımların en iddialı robotları, ‘Yıldız Savaşları’nda rakipleriyle mücadele etti. Yıldız Savaşları Özel Kategorisi’nde uzaktan kumandalı robotlar 3m x 5m’lik kapalı arenada kıyasıya mücadele etti. Testere, çekiç, ateş gibi saldırı ekipmanları bulundurabilen robotlar, rakibini etkisiz hale getirmeye çalıştı. YILDIZ SAVAŞLARI ROBOT YARIŞMALARINDA KATEGORİLER VE DERECEYE GİREN EKİPLER Çizgi izleyen; Robot Adı 3. İGÜ-8 2. Pendik-2 1. Pendik-1 Okul İst Gelişim Üni Pendik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Pendik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Minisumo; 3. Arslan 2. Kara-2 1. Albatros Bilecik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Samandıra Endüstri Meslek Lisesi Bilecik Mesleki veTeknik And Lisesi Sumo: 3. Sasuke 2. Sakura 1. Senju h-tech robot ekibi h-tech robot ekibi h-tech robot ekibi Serbest Kategori: 3. Eldiven Güdümlü hareket robot 2. Tiercoid 1. Virtual checkers Gaziantep Özel Deva Okulları KOç Üni IEEE ras ekibi Mufe Robotics Özel kategori(robot savaşı) 3. Kültiğin 2. Müptezel 1. Bilge kağan ASO Teknik Koleji İst Gelişim Üni ASO Teknik Koleji yıldızlar sayı / 19 71 Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Mehmet ÖZKAN YTÜ Beden Eğitimi Bölüm Başkanı 6 NİSAN: ULUSLARARASI SPOR VE FİZİKSEL AKTİVİTE GÜNÜ Bilindiği üzere her yıl 6 NİSAN, “Uluslararası Spor ve Fiziksel Aktivite Günü” adı altında kutlanmaktadır. UNESCO’nun 192. Yürütme Kurulunun 14 Ağustos 2013 tarihindeki oturumunda aldığı karara istinaden, UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihleri arasında Paris’te icra edilen 37. Genel Konferansı kapsamında, 8 Kasım 2013 tarihinde Sosyal Bilimler Komisyonunda ilan edilmiştir. Anılan gün, 23 Ağustos 2013 tarihinde icra edilen Birleşmiş Milletlerin 67. Genel Kurulunda “Kalkınma ve Barış için Uluslararası Spor Günü” olarak ilan edilmiştir. Bu söylemlerden yola çıkarak Fiziksel Aktivite, Egzersiz ve Spordan kısaca bahsetmek gerekir. Fiziksel Aktivite; en basit tanımı ile temel vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dallarını kullanarak enerjiyi harcamak için vücudun hareket etmesidir. Fiziksel aktivite günlük yaşam içerisinde kas ve eklemlerimizi kullanarak enerji tüketimi ile gerçekleşen, kalp ve solunum hızını arttıran ve farklı şiddetlerde yorgunlukla sonuçlanan aktiviteler olarak tanımlanabilir. Yürüme, koşma, sıçrama, yüzme, bisiklete binme, çömelme, kalkma, kol ve bacak hareketleri, baş ve gövde hareketleri gibi temel vücut hareketlerinin tümünü ya da bir kısmını içeren çeşitli spor dalları, dans, egzersiz, oyun ve gün içerisindeki aktiviteler fiziksel aktivite olarak kabul edilebilirler. 72 yıldızlar sayı / 19 Egzersiz; düzenli olarak yapılan fiziksel aktivitedir. Egzersiz, düzenli ve tekrarlı vücut hareketlerini içerir. - Spor, gençlik güçlendirir sağlığı teşvik ederek, eşitlik, karşılıklı saygı ve fair play gibi BM değerlerini derinleştirir. Spor; insanların ferdi veya toplu olarak fiziki, ruhi ve düşünme kabiliyetini kendine ve bir rakibine karşı, önceden belirlenmiş bir düzen içinde başarı kazanmaya yönelik ve mücadele heyecanını yaşamak için yaptığı beden hareketlerinin bütününe verilen genel isimdir. Spor; Sistem, Program, Organizasyon ve Rekor işlevlerini içermektedir. Futbol, hentbol, voleybol, binicilik, kayak, avcılık, denizcilik, güreş, atletizm, basketbol gibi branşlar sporun çeşitli kollarıdır. - Spor, barış mesajları yayarak toplumsal değişimin itici ve Binyıl Kalkınma Hedeflerin gelişmesine yardımcı olur. Başka bir deyişle Spor, evrensel kültürün bir parçası dünyada dili ırkı dini farklı insanları birleştiren önemli bir vasıtadır. Dünya barışına katkı sağlayan bir etkinliktir diyebileceğimiz gibi çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da olumlu yönde etkilemek sosyal ve moral kazançlar sağlamak amacı ile yapılan hareketler topluluğu olarak da tanımlayabiliriz. Görüldüğü gibi sporun belirli sözcükle kalıplaşmış klâsik bir tanımı yoktur. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon; 6 Nisan 2014 Yılı Mesajında; 2014 yılında ilk kez kutlanacak olan; 1. Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor Günü’ne ilişkin olarak; sporun evrensel bir dil olduğu, sporun gelişmesi ile farklı grupları ve ulusları birleştirdiğini ifade ederek; - Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor Günü’, insan haklarını geliştirmek için spor potansiyelini vurgulamak engelleri ortadan kaldırmak ve küresel dayanışmayı teşvik eder. Hükümetler, uluslararası organizasyonlar, spor sektörü, sivil toplumu ve diğerleri; hedeflerimize ulaşmak için, her sahada oyunculara ihtiyaç bulunduğunu her yıl 6 Nisanda kutlanacak olan Uluslararası Kalkınma ve Barış için Spor Günü’ne katılmak için tüm ülke vatandaşlarını davet ederek ve herkes için daha iyi bir dünya inşa etmek için sporun gücünden yararlanılması gerektiğini vurgulamıştır. Birleşmiş Milletler tarafından, bugün çatışmasız ve savunmasız olarak yapılan sporun daha yaygın olarak erişilebilir hale gelmesini sağlamak, spor kullanarak veya geri kalmış bölgelerde kalkınmayı sağlamak, yoksulluk ve eşitsizliği ortadan kaldırmak spor yapmayı ve sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik ederek, sporun toplumda oynadığı rolü onurlandırmak için, BM Üye Devletleri ve diğer ortak kuruluşlar tarafından her yıl kutlanacağı ifade edilmektedir. yarışma REKLAM VE PAZARLAMANIN TRENDLERİ İLE ADMARK’15 Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü Reklam ve Pazarlama Sektörünün Önde Gelen İsimlerini Öğrencilerle Buluşturdu. Yıldız’ın Yanı Sıra ODTÜ, Hacettepe, KTÜ Gibi Türkiye’nin Önde Gelen Üniversitelerinden Öğrencilerin İlgi Gösterdiği Etkinlikte Sektörle İlgili Merak Edilen Sorular Cevaplandı, Reklam ve Pazarlamanın Püf Noktaları İle İlgili Önemli Bilgiler Paylaşıldı. 74 yıldızlar sayı / 19 Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Kulübü tarafından düzenlenen ‘AdMark’15’ etkinliğinde pazarlama ve reklam dünyası YTÜ’de ağırlandı. Sektörün önde gelen isimlerinin öğrencilerle buluştuğu etkinlikte, sektörle ilgili merak edilen soruların cevapları verildi. reklamcılık sektörünün bilinmeyenlerinin masaya yatırıldığı etkinliğe Yıldız’lı öğrencilerin yanı sıra, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi gibi pek çok üniversiteden öğrenciler katıldı. YTÜ İşletme Kulübü tarafından düzenlenen AdMark’15 etkinliği 17-18 Mayıs tarihlerinde Elektrik-Elektronik Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Pazarlama trendleri, konvansiyonel ve dijital pazarlama stratejileri, kreatif düşüncenin reklama dönüşüm süreci ve “DİGİTAL REKLAM, TV REKLAMINI YOK ETMİYOR” Etkinliğin ilk oturumunda Star Tv Satış Başkan Yardımcısı Dafne Uluçınar katılımcılarla buluştu. Uluçınar, televizyon sektörünün son yıllarda geldiği noktadan, Türkiye’de sektörün durumundan ve öğrencilerle paylaşan Kumcuoğlu, pazarlamanın diğer disiplinlerle olan yadsınamaz bağından da bahsetti. Oturum sonunda öğrencilerin sorularını yanıtlayan Kumcuoğlu, “Hayallerinizin peşinden koşmayı asla bırakmayın.” tavsiyesinde bulundu. AdMark’15 ikinci gününde de sektörün önde gelen isimleriyle devam etti. İlk oturumda Hepsiburada.com Dijital Pazarlama Müdürü İbrahim Öztürkcan, Kıdemli Dijital Pazarlama Uzmanı Serhat Dönmez, Dijital Pazarlama Uzmanı Barış Kasap katılımcılarla buluştu. İbrahim Öztürkcan sözlerine Hepsiburada.com için 2015’in çok farklı bir olacağından ve Hepsiburada.com’un artık dijital ajans rolü üstleneceğinden bahsederek başladı. Öztürkcan, “Hepsiburada.com şu an Türkiye’nin en büyük internet piyasası ve Orta Doğu, Afrika, Rusya ve Orta Asya ile Doğu Avrupa’nın en büyük internet girişimi.” olduğunu aktardı. “JINGLE İLE GELEN BAŞARI” “Reklamın İşitsel Gücü: Kulaktan Kulağa Reklam” başlıklı oturuma katılan Jingle Jackson Kurucusu Emre Irmak Jingle nedir?” sorusuna cevap vererek konuşmasına başladı. Bir süre profesyonel olarak müzikle ilgilenen Irmak, çalışılan reklam ajansındaki reklamcının jingle yapmada etkisini de belirtti. Jingle yapmak için farklı tarzda müzikler hakkında fikir sahibi olunmasının önemini vurguladı. Oturum sonlarına doğru öğrencilerin sorularını yanıtlayan Emre Irmak, “Hürriyet Benim” reklam müziği ile Altın Elma ödülünü aldıklarını belirtti. müşterilerin beklentilerinden bahsetti. Televizyonların izlenme oranları (Rating) hakkında da önemli bilgiler de veren Uluçınar, öğrencilerin sektörle ilgili merak ettiği soruları cevapladı. Türkiye’nin büyük çoğunluğunun televizyon izlediğini ve televizyonun hala reklam verenler için güçlü bir platform olduğunu aktaran Uluçay, televizyon reklamcılığının dijital reklamcılığın ortaya çıkmasıyla yok olmadığını aksine iki mecranın birbirini desteklediğini ifade etti. İkinci oturumunda ise Girişimcilikte Reklam Stratejileri oturumu ile Saatchi&Saatchi Reklam Yazarı Gökhan Akgündüz, Kreatif Direktör Hakan Seyrek, Blab Kreatif Direktörü Taylan Yapıcı, Concept Kreatif Direktörü Kerem Özkut AdMark’15’teydi. Oturum, katılımcıların kendilerini, kariyerlerini ve ajansların kreatif departmanlarını tanıtmasıyla başladı. Reklamın kreatif gücünü oluşturmanın yoğun bir tempo gerektiğinden, yeni markaların bir hafta sonrası için bile reklam isteyebildiğinden, kaliteli ve hızlı bir iş çıkarabilmek için de oldukça yoğun bir çalışma süreci geçirildiğinden bahsedildi. AdMark’15’te ilk gününün oturumunda ise Philips Dijital Pazarlama Müdürü Eren Kumcuoğlu konuk oldu. Kumcuoğlu, üniversitede pazarlamaya olan ilgisini keşfettiğini, ardından açtığı blog ile sektöre dair düşüncelerini paylaştığını ve bu sayede birçok yerden iş teklifi aldığını belirtti. Kariyerinde deneyimlediği olayları, çalıştığı firmalarda kazandığı başarıları Titrifikir Kreatif Direktörü Özgür Akpınar da ,“Düşün-Yarat-Uygula” başlıklı oturuma katıldı. İyi bir reklamın olmazsa olmazlarından bahseden Akpınar, güçlü slogan, güçlü müzik ve güçlü hikayenin çok önemli olduğunu vurguladı. Özellikle etkili bir slogan bulmanın çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi. Türk reklamcılığında genellikle komedi tarzı reklamların tercih edildiğini, bunun sebebinin de karşı tarafta etki yaratacak en doğru ve etkili metodun komedi olmasının etkili olduğunu aktardı. Bir markayı güzel lanse edebilmek için reklamın öneminden bahseden Akpınar, “Sonuç olarak güçlü bir müzik, hikaye ve sloganınız varsa tüketicinin kalbine dokunursunuz.” diyerek devam etti. Etkinlikte İşletme Kulübü Yöneticileri katılımcılara fidan bağış belgesi taktim etti. yıldızlar sayı / 19 75 YILDIZLI SPOR HABERLERİ YTÜ ERKEK HENTBOL TAKIMIMIZ DA NAMAĞLUP ŞAMPİYON …. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonunun 2014-2015 faaliyet programında yer alan, 30 Mart - 28 Nisan 2015 tarihleri arasında Sabancı Üniversitesi’nde gerçekleştirilen Hentbol Erkek 2. Lig müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Bölümü Okutmanı Şener Günay idareciliğinde ve Nejat Körpeli antrenörlüğünde; sporcu öğrencilerimiz Burhan Yıldırım, Cankat YTÜ KORFBOL TÜRKİYE 3.’SÜ Türkiye Üniversite Sporları Federas- Fuat Tugay Ergin, Halit Aydın, Mehmet Yiğit Özçelik, Murat Alten, Murat Gürbüz, Onur Uslu, Osman Lütfullah Kahveci, Saim Çek, Serhat Mert Kolaylı, Sinan Kızanlık, Şerafettin Reşid Sarıyer ve Tanju Cezayir’den oluşan YTÜ HENTBOL ERKEK Takımımız müsabakalar sonucunda namağlup olarak ŞAMPİYON olmuş ve üniversitemizi 1. Ligde temsil etme hakkını kazanmıştır. Gerik, Doğukan Tosun, Erkin Can Kılınç, yonu tarafından 22 - 27 Mart 2015 tarihleri arasında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde gerçekleştirilen SÜPERLİG Korfbol Türkiye Şampiyonası müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Okutmanları Çetin Erdem Sonal idareciliğinde Milli Takım Antrenörlerimizden Gülsüm Sonalı’ın antrenörlüğünde; Sporcu Öğrencilerimiz Edge Eren Varlı, İhsan Işık, Turgut Karatop, Çağlar Özkan, Uğur Akyıldız, Halil İbrahim Yüce, Süleyman Çağrı Na- YTÜ KIZ VE ERKEK TAKIMLARIMIZ BAŞARILARINA BİR YENİSİNİ EKLEDİ… Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Antalya’da gerçekleştirilen 2. Lig Tenis Grup Birinciliği müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Okutmanları Gülsüm SONAL öncülüğünde; Sporcu Öğrencilerimiz Beril Ertınmaz, Merve Ünsal, Merve Dönmez, Ece Kibar ve Aysun Kangör’den oluşan YTÜ Bayan TENİS Takımımız tüm maçlarında galip gelerek grubunda ŞAMPİYON olup üniversitemizi 1. Ligde temsil etme hakkı kazandı. BİR BAŞARI DA YTÜ BADMİNTON TAKIMIMIZDAN… Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 2014-2015 faaliyet programında yer alan 2. Lig BAMİNTON Grup Birinciliği müsabakaları sonucunda; Beden Eğitimi Okutmanı A. Selim Akbıyık idaresinde; Tüm ekibe teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz. kilcioğlu, Yunus Emre Bardız, Berkan Aydın, Tuğçe Öztürk, Dilara Şardoğan, İpek Aydın, Eda Aslan, Dilara Başaran, Gülşah Güngör, Ecem Şentürk, Özge Kortel ve Melis Kement’ten oluşan YTÜ KORFBOL Takımımız müsabakalar sonucunda SÜPERLİG Korfbol Türkiye 3.sü olmuştur. Tüm ekibe teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz. Aynı müsabakada Berkay Bezal, Okan Demirışık, Güneş Kolaşin, Kemal Kutay Furtun ve Ferhat İbrahimoğlu’ndan oluşan YTÜ Erkek TENİS Takımımız ise turnuvayı 2. olarak tamamlayıp kupalarını aldı. Yine aynı ekiplerden oluşan YTÜ Kız ve Erkek takımlarımız Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından Antalya’da yapılan Unilig Tenis Şampiyonas’ında müsabakalarda yer almış ve aynı sonuçları elde etmiştir. Sporcu Öğrencilerimiz Murat Saka, , Emre Kayıhan, İsmail Altaş, Tahir Kürşat Yılmaz, Arif Aslan Melike Seçilmiş, Büşra Çalışkan, Asel Kübra Hacıahmetoğlu ve Leyla Yılmaz’dan oluşan YTÜ BADMİNTON Takımımız tüm maçlarında galip gelerek grubunda ŞAMPİYON olup üniversitemizi 1. Ligde temsil etme hakkı kazandı. yıldızlar sayı / 19 77 BU PANAYIRIN KAPILARI ‘KARİYER’E AÇILIYOR YTÜ Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün Düzenlediği Kariyer Panayırı, Gençlere Kariyer İmkanı, Ünlü İsimlerle Buluşma ve Eğlenceyi Bir Arada Sundu. 3 Gün Devam Eden Panayırda, Genç ve Başarılı Oyuncu Selin Şekerci, Güldür Güldür Şov’un Sevilen İsimleri İrem Sak, Onur Atilla ve Burak Topaloğlu Öğrencilerle Bir Araya Geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kalite ve Verimlilik Kulübü (KVK) tarafından düzenlenen Türkiye’nin en büyük öğrenci kariyer etkinliklerinden ‘Kariyer Panayırı’ öğrenciler ile iş dünyasını bir araya getirdi. Etinlikte sanatçılar da öğrencilerle buluşarak kariyer çalışmaları ve hedefleri ile ilgili sohbet etti. Yıldız Teknik Üniversitesi KVK tarafından düzenlenen Kariyer Panayırı Davutpaşa Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Eski Fen Edebiyat Fakültesi önünde bin 400 metrekarelik alan da gerçekleşen etkinlikte, kurumsal firmaların yanı sıra sponsor firmalar ve sivil toplum kuruluşları öğrencilerle buluştu. 78 yıldızlar sayı / 19 etkinlik Her üniversiteden öğrencinin katılımına açık olan organizasyon, öğrencilere yönelik iş ve staj imkânları ile birlikte öğrencilerin eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayan yarışmalar ve sosyal aktiviteler ile keyifli bir hal aldı. Sektörlerinde öncü 30’u aşkın firmanın katılımıyla üç gün boyunca öğrenciler iş ve staj başvurularında bulundular ve firmaları yakından tanıma şansını elde ettiler. EKRANLARIN RENKLİ İSMİ SELİN ŞEKERCİ İLE KEYİFLİ BİR SÖYLEŞİ Genç ve başarılı bir oyuncu olan Selin Şekerci, panayırın ilk gününde Yıldızlı öğrencilerle buluştu. Çadırda ayrılan renkli köşede gerçekleşen söyleşide Şekerci, soruları içtenlikle cevapladı. Kaçak Gelinler dizisi ile ekranlara hızlı bir dönüş yapan ünlü oyuncu, oyunculuk hayatı ve kariyeri ile ilgili ayrıntıları da paylaştı. Bol kahkahalı söyleşi soru-cevap şeklinde ilerledi. Söyleşinin ardından kulübün bandanası, fidan bağış belgesi, dergi ve gazetesi oyuncuya takdim edildi. Selin Şekerci ile bol bol fotoğraf çektiren öğrenciler sosyal medya hesaplarından memnuniyetlerini duyurdular. GÜLDÜR GÜLDÜR OYUNCULARI DA KARİYER PANAYIRI’NDAYDI! Kariyer Panayırı’nın üçüncü gününde Güldür Güldür’ün sevilen isimleri İrem Sak, Onur Atilla ve Burak Topaloğlu ile keyifli bir sohbet gerçekleştirildi. Soru-cevap şeklinde ilerleyen sohbette öğrenciler, ekibe dair merak ettiklerini sordular. Oyunculuk, tiyatro ve ekip ruhunun da sorular arasında olduğu söyleşi, bol kahkahalı geçerken ekibin hayranı olan bir kız çocuğunun da sahneye davet edilmesi herkesi gülümsetti. İrem Sak’ın “Benim kızımsın artık!” çıkışı söyleşi alanında keyifli dakikalar yaşanmasını sağladı. Söyleşi bitiminde bol bol hatıra fotoğrafı çektiren ekip, sosyal medya hesaplarından İşletme Kulübü’ne teşekkürlerini sundular. Ekibe kulüp bandanası, fidan bağış belgeleri, kulüp dergisi ve gazetesi ile birlikte Redbull’un sponsorluğunda panayırda bulunan Presstagram’dan da söyleşi boyunca çekilen fotoğraflar sunuldu. TURNUVALAR VE YARIŞMALAR Panayır boyunca düzenlenen turnuva ve yarışmalar neticesinde tavla turnuvası birincisine Enrique Iglesias konser bile- ti, Presstagram’dan fotoğrafını bastıran bir şanslı kişiye Jessie J konser bileti ve son olarak da #KariyerPanayiri hashtagi ile tweet atan bir şanslı kişiye konser bileti hediye edildi. Ayrıca katılımcıların panayırda langırt, havalı hokey, mangala oynayabilecekleri keyifli bir ortam oluşturuldu. Panayırın ana sponsorluğunu üstlenen Decathlon, düzenlediği çeşitli spor turnuvaları ile de bol ilgi gördü. Ayrıca Yonca Baygın, organizasyonun ikinci gününde Show Radyo’ya ait yayın otobüsü ile gelerek programının canlı yayınını panayır alanından yaptı. yıldızlar sayı / 19 79 31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü SİGARA DOĞAL AFETLERDEN DAHA ÇOK CAN ALIYOR! Bağımlılıklar, kuşkusuz sağlığımızı hem bireysel hem de toplum olarak en çok tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. Bağımlılıkların depremden, doğal afetlerden daha fazla can kaybına yol açtığını belirten Yeşilay; “Halen dünyada 1 milyar 300 milyon kişinin düzenli sigara içmesi, her yıl binlerce kişinin alkolden veya sebep olduğu trafik kazalarından ölmesi bağımlılığın ne kadar tehlikeli bir boyutta olduğunu bizlere göstermektedir” açıklamasında bulundu. Tütün tüketimi kanser ölümlerinin yüzde 22’sinden sorumlu Ülkemizde her yıl 50 bin yeni akciğer kanseri vakası ortaya çıkıyor. Bunların 80 yıldızlar sayı / 19 yüzde 80-90’ı tütün ürünlerinin tüketiminden kaynaklanıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tütün, kanserden ölümlerin yüzde 22’sinden sorumlu. Sigaranın yanında 1990’lı yıllardan itibaren nargilenin popülaritesinin hızla artması ve özellikle gençler arasında kullanımının yaygınlaşması, nargile salgınını halk sağlığında yeni bir mücadele alanı olarak ortaya çıkarıyor. Nargile dumanı akciğer kanseri, mesane kanseri, oral kanserlere yol açtığı bilinen toksik ajanları yüksek oranda içeriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2005’te yaptığı bir araştırmaya göre bir nargile seansında çekilen duman hacmi 50 sigaraya eşittir. Nargile içerken çok daha uzun sürelere dumana maruz kalınır ve bu da KOAH olma riskini arttırır. Aromatik tütünlerde bulunan şekerin yanmasıyla ortaya çıkan toksik maddeler ve bunların nikotinle olan etkileşimi nargilenin bağımlılık yapıcı etkisini arttırır. Nar Dünyanın en büyük sağlık sorunu Dünya Sağlık Örgütü (WHO/DSÖ) dünyada en büyük sağlık sorununun sigara olarak gösteriyor. DSÖ’nün istatistiklerine göre ‘sigara içmek’ dünya çapında bir problem olup, tahminen her 3 yetişkinden biri sigara kullanmaktadır. Sigara içme akciğer kanseri oluşumunda en önemli faktördür. Sebep olduğu diğer kanserler, kalp-damar ve solunum hastalıklarıyla birlikte her yıl yaklaşık 6 milyon kişi sigara sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Sigara yasaklarının destekçisiyiz Sigara içmenin sadece kişinin kendisine ve pasif içici olan çevresine değil, aynı zamanda ülke bütçesine de zarar veriyor. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte birinin sigara içicisi olduğu tahmin edilmektedir. Tütün endüstrisinin bilhassa gençlere yönelik politikalarını engellemek, toplumu endüstrinin kirli oyunlarından uzak tutmak elimizdedir. Yeşilay olarak, toplumu tehdit eden bu büyük felakete karşı uygulanan ve uygulanacak olan güçlü ve kararlı politikaları sonuna kadar destekliyoruz. Sigaranın zararlarını, bırakma yollarını öğrenmek ve danışmanlık hizmeti almak isteyenler Sağlık Bakanlığı Alo 171 Sigarayı Bırakma Hattını arayarak gerekli desteği alabilirler. Gelin kendinize bir iyilik yapın ve sigarayı bırakın. Aynı zamanda bu iyiliği çocuklarınıza ve çevrenizdeki sevdiklerinize de yaptığınızı unutmayın. gile ayrıca hepatit, tüberküloz, herpes gibi çok çeşitli bulaşıcı hastalığın yayılmasına neden olur. Ülkemizde ve dünyada görülen kanser vakalarının her geçen yıl artması acı bir gerçeği daha gün yüzüne çıkarıyor: Bundan sadece yirmi yıl öncesine kadar Türkiye’de dördüncü en sık ölüm nedeni olan kanser, günümüzde nedeni bilinen ölümler arasında yüzde 22’lik oranla kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci sıraya yükseldi. Yeşilay, kanserin önemli bir toplum sağlığı sorunu olduğunu belirterek, “Kanser yapıcı etkileri bilinen maddelerden korunmak, kanserden korunmada en önemli faktördür” açıklamasında bulundu. Yapılan araştırmalar neticesinde, 2030 yılında 24 milyon kişinin kansere yakalanacağı, 17 milyon insanın kanser nedeniyle yaşamını yitireceği, 75 milyon insanın ise kanserle yasayacağının öngörüldüğünü belirten Yeşilay, “Kanser korunulabilir bir hastalıktır. Erken tanısı ve tedavisi mümkün bir hastalık grubudur. Doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir.” açıklamasında bulundu. İçinde 4 bin çeşitten fazla kanser yapıcı ve zehirli madde bulunan sigara ve diğer tütün ürünleri, akciğer, gırtlak, idrar torbası gibi pek çok kanser türüne sebep olduğunu ve ülkemizde her yıl 50 bin yeni akciğer kanseri vakasını ortaya çıkarıyor. yıldızlar sayı / 19 81 Kulüpler Birliğinden Sosyal Sorumluluk Seferberliği 82 yıldızlar sayı / 19 YTÜ MAKEDONYALI ÇOCUKLARLA ÇOCUK OLDU Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği tarafından organize edilen sosyal sorumluluk ve farkındalık projesinde üniversiteliler, Makedonyalı kardeşlerine, hem teknik, hem sosyal destek verdiler. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Kulüpler Birliği, tarafından bu yıl 9.uncusu gerçekleşen “Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi” Makedonya Radoviş Krste Petkov Misirkov İlköğretim Okulu, Radoviş’in köylerinde ve Üsküp Tefeyyuz İlköğretim okulunda gerçekleşti. Proje dahilinde okulun teknik aksaklıklarının giderilmesinin yanı sıra, öğrencilerle bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerde bulunarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını ve sosyal sorumluluk projesini aynı çatı altında birleştirilmesi hedeflendi. Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci kulüplerinden Çevre, Çocuk ve Eğitim, Erasmus Student Network, Havacılık, Sosyal Sorumluluk, Spor, Şehir ve İnsan, Tarih ve Medeniyet, Robotik Otomasyon, Müzik, İEEE ve Yapı kulüplerinin katılımıyla gerçekleşen projeyle ilgili açıklamada bulunan kulüp temsilcileri etkinliğin amacını ve sonuçlarını değerlendirdiler. YTÜ Kulüpler Birliği Başkanı Kaan Berkay Esen: “Bu yıl ilk kez yurtdışında düzenlenen sosyal sorumluluk ve farkındalık projemizle, 23 Nisan coşkusunu burada bulunan çocuklarımızla birlikte yaşamayı hedefledik. Köy çocukları ve okulda okuyan öğrencilerle yaptığımız etkinliklerin yanı sıra asıl hedefimiz, kalıcı izler bırakmak.” Çocuk ve Eğitim Kulübünden Rabia Şaki: “Etkinliklerimizle çocuklara manevi açıdan yalnız olmadıklarını” hissettirmek bizlere büyük keyif verdi. Çocuklar dışında, kendi deyimleriyle canlı mirasımızı koruyan yörük köylerindeki büyüklerimizle de tanıştık, hemhal olduk. Mazimizi zor şartlarda sürdürdükleri için teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunduk.” Şehir ve İnsan Kulübünden Belida Önlü: “Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen sosyal sorumluluk ve farkındalık projemiz aracılığıyla, Makedonya’nın çeşitli bölgelerinde okuyan öğrencilerimizle birlikte 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mızı coşkuyla kutladık. Özellikle köy okullarına yapılan ziyaretler ile hedeflediğimiz; burada yaşayan çocuklarımıza ve dolayısıyla ailelerine manevi açıdan destek olmaktı. Onlara, farklı coğrafyalarda yaşayan dostlarının varlığını ve ait oldukları ancak toplumsal dışlanma yaşadıkları topraklarda unutulmadıklarını bildirmek adına oldukça önemli olan bu projeyi, başarıyla gerçekleştirdik. Gerek bizlere en iyi şekilde ev sahipliği yapan buradaki dostlarımıza, gerek projeye hayat verme adına emek veren tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim.” yıldızlar sayı / 19 83 YILDIZLI ÖĞRENCİLERDEN MANİSALI ÇOCUKLARA DESTEK Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ)’lü öğrenciler sosyal sorumluluk projesi kapsamında Manisa’nın Salihli İlçesi Gökeyüp Köyü İlköğretim Okulu’na yardım elini uzattı. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in de katıldığı programda YTÜ Kulüpler Birliği üyesi öğrenciler okulun tüm sınıflarını boyayıp tadilattan geçirdi. Etkinlikte Manisalı öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Kulüpler Birliği bu yıl 3.sünü düzenlediği Sosyal Sorumluluk Projesini Manisa’nın Salihli ilçesinin Gökeyüp Köyü İ.Ö.O’nda gerçekleştirdi. Okuldaki fiziki şartların iyileştirilmesinin ve çatısı, elektrik sistemi, okul içerisindeki tüm kapıların, bilgisayar odasının ve anasınıfının tamamen yenilenmesinin yanı sıra çocuklarla çeşitli faaliyetler yapıldı. Etkinliğe YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in yanı sıra, Genel Sekreter Bahar Sivri, İletişim Koordinatörü Doç. Dr. Zehra Yumurtacı ve beraberindeki heyetin yanı sıra öğrenci kulüplerinden Çevre Kulübü, Çocuk ve Eğitim Kulübü, Robotik ve Otomasyon Kulübü, Müzik Kulübü, Plastik Sanatlar Kulübü, Sinema Kulübü, ve Havacılık Kulüplerinden 30 kişilik ekip katıldı. 84 yıldızlar sayı / 19 “YÜZLERDE BOYA GÖNÜLLERDE HUZUR” Etkinlik kapsamında ellerine boya fırçalarını alan Yıldızlı öğrenciler işe okulun tüm sınıflarını boyayarak başladı. Öğrenciler ardından tamirat ekipmanlarını alarak sınıflarda gerekli tadilatları gerçekleştirdi. Okulun eskimiş ve sorun çıkaran elektrik tesisatını yenileyen Yıldızlılar, kış günlerinde akan ve sorun çıkaran çatıyı da tamir etti. Etkinlik kapsamında okulun arızalı olan tüm kapılarını yenileriyle değiştirildi ve bahçe ağaçlandırıldı. Ana sınıfının tamamen yenilendiği proje kapsamında bilgisayar sınıfının eksikleri giderildi ve son teknoloji bilgisayarlarla donatılmış yeni sınıf oluşturuldu. Okuldaki tüm sınıflara projeksiyon cihazının takıldığı etkinlik kapsamında, Gökeyüp Köyü Manisalı çocuklara çeşitli hediyeler de verildi. MANİSALI ÇOCUKLARDAN REKTÖR AMCALARINA PARMAK BOYALI SÜPRİZ Ayrıca etkinlik boyunca Yıldızlı öğrenciler ve Manisalı çocuklar birlikte pek çok etkinlik gerçekleştirdi. Etkinlikleri büyük bir dikkatle izleyen Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Manisalı çocuklarla tek tek ilgilendi. Çocukların sıkıntı ve sorunlarını dinleyen Rektör Yüksek, sorunların giderilebilmesi noktasında Manisalı yetkililerle de görüştü. Rektör Yüksek’in ilgisine Manisalı çocuklar sıcak bir şekilde karşılık verdi. Rektör Yüksek’in gömleğini parmak boyası ile boyayan Manisalı çocuklar, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, eğitimde fırsat eşitliğinin önemine işaret ederek, bu yıl bu anlamda 3. Sosyal sorumluluk projesini gerçekleştiren YTÜ Kulüpler Birliği’ne teşekkür etti. Eğitimin sadece devletin desteği ile istenen noktaya gelmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yüksek, “Türkiye’mizin geleceği eğitimli gençlerinin çağın gerekleri ve ihtiyaçlarına göre eğitilebilmesine bağlı. Ülkemizin gençleri, iş dünyası, üniversiteleri ve tüm kurumlarıyla eğitimimizi Türkiye’nin hedeflerine uygun noktaya getirilmesi noktasında gayret sarf etmesi gerekiyor” dedi. Kendisinin de bir köyde yetiştiğini belirten Rektör Yüksek, başarı için gerekli olanın fiziki şartların yanı sıra azim, kararlılık ve cesaret olduğunu belirterek, asla vazgeçmemeleri gerektiğini vurguladı. Kulüpler Birliği Başkanı Kaan Berkay Esen projeyle ilgili şunları söyledi: “ Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi adını verdiğimiz bu projeyi bu yıl 3. kez gerçekleştiriyoruz. Çocuklar bizim geleceğimiz, onlara en ufak bir mutluluk yaşatabildiysek ne mutlu bizlere. Onlara rol model olmak ve kalıcı izler bırakmak için özveriyle çalışan ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” dedi. YTÜ Çocuk ve Eğitim Kulübünden Melike Geçer “ Bu tarz sosyal sorumluluk projeleri ile birlikte avantajlı ve dezavantajlı bölgeler de öğrenim gören öğrencilerin arasında ki statü farkını en aza indirmeye gayret gösterdik. Yaptığımız projede ekip olarak oldukça özverili çalıştık ve hem çocuklar hem de proje de emeği geçenler olarak farkındalık kazandık. Çocukların minicik kalplerine dokunabilmeyi basardıysak eğer, projemiz başarıya ulaşmış ve emeğimizin karşılığını almışız demektir.” Çevre Kulübünden Tufan Üçüncü ise “Çocuklar birer tohum, onları toprakta unutmamak gerekir zira yıllar sonra hepsi birer çınar olacaklardır. Dileriz bu tarz projelerin yapılacağı ne tek bir okul ne tek bir öğrenci kalsın, ancak onlar var oldukça bizler de elimizden gelenin en iyisiyle onlara yardıma koşmaya devam edeceğiz. “ dedi. yıldızlar sayı / 19 85 etkinlik YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ KULÜPLER BİRLİĞİ ZAFERİN 100. YILINDA ÇANAKKALE’DE ! Yıldız Teknik Üniversitesi Kulüpler Birliği Yurtiçi Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık adını verdiği proje kapsamında Çanakkale Zaferi’nin 100. yılında Çanakkale Korubaşı Köyü’nde Korubaşı İlkokulu, Ortaokulu ve Anaokulu’na sosyal sorumluluk projesi kapsamında yardım etti. Proje, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrenci kulüplerinden Çevre, Çocuk ve Eğitim, Denizcilik, Eğitim ve Bilişim Teknolojileri, Fotoğraf, Havacılık, Kültür ve Gezi, Müzik, Plastik Sanatlar, Sinema, Sosyal Sorumluluk, Spor, Tiyatro ve Yapı kulüplerinin katılımıyla gerçekleştirildi. ‘Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi’ ile Korubaşı İlkokulu, Ortaokulu ve Anaokulu’nun teknik aksaklıklarının giderilmesinin yanı sıra, öğrencilerle bilimsel, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerde bulunulup, sosyal sorumluluk konusunda farkındalık oluşturulması hedeflenerek bunlara yönelik sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlendi. 86 yıldızlar sayı / 19 Hedeflerinin kalıcı şeyler bırakmak olduğunu dile getiren Sosyal Sorumluluk Proje ekibi buna paralel olarak faaliyetlerde bulunup işlevsiz durumdaki odaların güzelleştirilmesi, boş alanların da aktif ve verimli hale gelmesi için bir hafta çalıştı. Aynı bahçeyi paylaşan üç eğitim grubu da projenin merkezinde olup faaliyetlere ortak kullanim alanları olan geniş fakat kullanıma uygun durumda bulunmayan bahçenin donatılması, hobi bahçeleri oluşturulması, spor alanlarının düzenlen- mesi, ağaçlandırma çalışmaları, duvar renklendirme destekleriyle faaliyete açık aktif bir bahçe oluşturuldu. Kullanıma kapalı olan kütüphane, gereksiz kitaplardan arındırılıp yeni raflarla donatıldı. Bilgisayar dersliği olarak okulda yer tutan oda bilişim desteği ile gereksiz ekipmanlardan arındırılarak, bilgisayarlar nitelikli hale getirildi. Bilgisayar kullanım Anaokulu grubu için geniş bir düzenlemeye gidilmiş olup. Yaş grubuna hitap etmeyen masa sandalye oyuncak grubu elenerek sağlık ve gelişim standartlarına uygun etkinlik masa sandalye, eğitici oyuncak desteği sağlandı. Tüm bu fiziksel iyileştirme faaliyetlerinin yanı sıra farkındalık uyandırma esaslı etkinliklerini yürüten Kulüpler Birliği Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık ekibi her yaş grubuna özgü eğitici etkinlikleri ile ilgili öğrenci kitlesi ile verimli bir hafta geçirdi. Zaferin 100. yılında şüheda topraklarına yardım eden ekip projesine ecdad ziyareti ile son vererek dönüşünü gerçekleştirdi. Projeyle ilgili açıklamada bulunan YTÜ Kulüpler Birliği Başkanı Kaan Berkay Esen, projeleriyle ilgili şunları söyledi: “Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Projesi adını verdiğimiz bu projeyi bu yıl 8. kez gerçekleştiriyoruz. Köy çocukları ve okulda okuyan öğrencilerle yapacağımız çeşitli etkinliklerin yanı sıra hedefimiz, kalıcı şeyler bırakmak.” Proje koordinatörlerinden Narin Ata da projedeki hedeflerle ilgili “Bu projede sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirmenin yanı sıra farkındalığı hedefliyoruz. Çocukların daha önce yapmak istedikleri ancak yapmak için fırsat bulamadıkları şeyleri gerçekleştirmeyi planlıyoruz” dedi. Yahya Kaya ise “Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yılı sebebiyle çocuklarla bir arada olmanın yanı sıra, onlara verdiklerimiz kadar bizler de buranın manevi ikliminden istifade edeceğiz. 120 bin insanımızın yaşadığı bu şehirde 250 bin şehidimiz var. Bu topraklar çok daha fazla şeyler hak ediyor” şeklinde konuştu. Gerek okul yönetimi gerekse köy halkının takdirini kazanan ekip bir hafta süresince sosyal sorumluluk ve farkındalık adına gösterdiği üstün başarı ile Yıldız Teknik Üniversitesi’ni en iyi şekilde temsil etmiştir. alanı ve kütüphane formatının birleştirilmesiyle araştırma sınıfı oluşturuldu. Bu kapsamda verimsiz iki alan kullanıma açılıp, öğrencilere fayda sağlayacak ekipmanlarla donatıldı. motifli etkinlik sahnesine kavuştu. Spor faaliyetleri kapsamında düzenlenen turnuvaların yanı sıra depo olarak kullanıma açılan spor odası yenilerek, spor malzemeleri ile desteklendi. Sanatsal faaliyet amacı ile boş bir oda akustik düzen ve sahne ile birleştirildi. Duvarlarına dekorlarla hareket verilen oda müzik aletleri ile zenginleştirildi. Sanat odası için son olarak ekibin fırçaları konuştu ve sanat odası Kulüpler Birliği Logo Sunum yetileri ve öz güven aşılamada yeri büyük olan sahneleme olgusunu pekiştirme amaçlı konferans salonu oluşturuldu. Bu kapsamda geriye perde dekoru ve boyamalarla aktif bir salon ve sahne bırakıldı. yıldızlar sayı / 19 87 YILDIZ AİLESİ İFTARDA BULUŞTU Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü Tarafından Geleneksel Olarak Yapılan İftar Organizasyonu, Yıldızlı Akademisyen, leri İdari Personeli ve Öğrencileri Bir Araya Getirdi. Birlik ve Bareberlik Havasının Hakim Olduğu İftarda Yıldız Ailesi Mensupları Ailecek Hasret Giderdi. 88 yıldızlar sayı / 19 Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen geleneksel personel iftar yemeği, Yıldız ailesini bir araya getirdi. Akademik eğitim kadar sosyal aktiviteler ve aidiyet duygusuna verdiği önemle bilinen Yıldız Teknik Üniversitesi, hayatın her alanındaki sosyal faaliyetlerine devam ediyor. Yüksek, orucunu öğrencilerle birlikte açtı. Yemeğini öğrencilerle birlikte sıraya girerek alan Yüksek, öğrencilerle üniversite sorunları ve Türkiye genel durumu hakkında sohbet ederken tüm öğrencilerle tek tek ilgilendi. Rektör Yüksek ardından akademik personelle bir araya gelerek sohbet etti. İftar sofrasının en önemli özelliğinin toplumun her kesiminden insanlara ortak bir manevi amaç için aynı sofra etrafında toplanma fırsatı verdiğini belirterek, bu değerli fırsatın, insanların birbirine daha yakınlaşmasına, paylaşımda bulunmasına ve bugünlerde en fazla ihtiyacımız olan toplumsal bütünleşmeye katkıda bulunduğunu vurguladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü, Ramazan ayının manevi ortamına uygun bir etkinlik düzenleyerek, tüm Yıldız ailesini iftar sofrasında bir araya getirdi. Yıldız Kampüsü Mimarlık Fakültesi’nin önünde kurulan iftar sofrasında Yıldız Teknik Üniversitesi akademik ve idari kadro ile öğrenciler birlikte iftar açtılar. Yıldız ailesinin fertlerinin iftara aileleri ve çocuklarıyla birlikte gelmesi, Yıldız Akşam ezanının okunmasının ardından Yıldız ailesi hep birlikte iftarlarını açtı. İftar yemeğinin ardından kampüsünü adeta bayram yerine çevirdi. hep birlikte çaylar içildi ve Yıldız ailesi mensupları Yıldızlı öğrenci, akademik ve idari personelin samimi bir ortamda sohbet etme imkanı buldu. aileleriyle birlikte katıldıkları iftarda Rektör İsmail yıldızlar sayı / 19 89 OKUR’DAN ŞİİR Sevgili ‘’yıldızlar ‘’ dergisi okuyucuları; ‘’BİR ŞİİRDİR YAŞAMAK HER GÜN YENİ MISRALAR EKLEDİĞİMİZ ‘’ dizelerinden yola çıkarak ‘’OKURDAN ŞİİR’’ sayfamızı ilgilerinize sunuyoruz. Hayata dair göndereceğiniz şiirlerle boy verecek, filizlenecek bu sayfa elbette. Şiir tadında yaşayın, şiirle kalın sevgili dostlar. Fakruşuara/KIZKULESİ Yıldız ailesinin şiir tutkunu gönül dostları, şiirlerinizi [email protected] adresine bekliyoruz. AŞKI OYUN SANANLAR Dışarısı soğuk ve ayaz, Kar yağıyordu İstanbul’da Baktım penceremden kar sensiz Estikçe akşam yeli saçlarına Savururdu kar tanelerini Denizin azgın dalgaları kabardıkça, ben sensiz. Mevsimler hazana döndü, aylardan Eylül Haykırmak istiyorum seni herkese, duysunlar Görsünler sevgimizi göz göze el ele Anlatamadığım çok şey var içimde Ben hala sevdalıyım sana içim yanıyor Utanıp da söyleyemediğim “Seni seviyorum”u Şimdi haykırıyorum sahillerde sen olmadan Karlar artık benim yüreğime yağıyor Ayaz gecelerde sensiz sabah olmuyor 90 yıldızlar sayı / 19 Hatıralar dün gibi gözümün önünde Plakçılar da bir şarkı çalıyor, delice, sevda yüklü Uyumadım ki uyanayım yeşil gözlüme Ne olur anlat bana beni sevdiğini gönlümce Ömürler mevsim gibidir gelir de geçer Ayrılıklar hüzün verir acısı bir ömür sürer Artık vuslat olmaz, giden geriye dönmez Ne olur anlat bahçemdeki çiçeklere sevgini Yıllar çabuk geçse de unutulmaz anılar Çalan her bir şarkıda senin adın var Böyle mi olacaktı ömürdeki sonbahar Vefasız kuşlar değil elbette Aşkı oyun sananlar... Eser KAÇKAROĞLU GÖZLERİNDE GÖRDÜKLERİM Sis bulutları ile kaplanmış hüzünlü gözlerin sahibiydi o Gözlerine baktığımda hep duygular yakaladım Yarım kalmışlıklar Yıpranmış içtenlikler Kullanılmış saflıklar Kederin bakışını gördüm ta içten derinden Bir gün gelir de o hüzün bulutlarının kapladığı gözler açılıverirse birden Hüzne alışmış gözlerin mutluluğu yakalayacağını hiç zannetmem Artık düşler gözlerle düet yapmaz Gerçekler bu düşlere ters düşer Asıl şimdi gözlerini kaybetmiştir Gözler görür ama ne gördügünü henüz bilmez Düşlerini arar kaybolan çocuğun annesini aradıgı gibi, Artık düş değil herşey gerçektir. Alegre yıldızlar sayı / 19 91 ROMAN KİTAP TÜRKLERDE EZAN VE SALA MUSİKİSİ UYGULAMALARI Ugur ALKAN Parafiks Yayınevi Türklerde gerek bireyler nezdinde gerekse devlet düzeyinde İslamiyet ile buluşması elbette hayatın her aşamasında, doğal olarak gelenekleri ve görenekleri etkisi altına almıştır. Bu etkilenmeden en güçlü payı müskinin aldığı söylenebilir. Türklerin güçlü musikilerinin olduğu Çin, Moğol, Rus ve Türk kaynaklarında açıkça ifade edilmektedir. Bu musiki içerisinde devlet ve halk tabanlı iki ayrı tür olduğu ,her iki türünde kendi alt katmanlarını oluşturduğu bilinmektedir. Devlet elinde gelişen Musikinin han ,Kağan yani Hun döneminden Osmanlı’ya nevbet tabıl ve mehter aracılığı ile aktarıldığı ve bu aktarımın güçlü bir Mevlevi musikisi ile Türk Sanat/ Saray musikisi ve Türk Din musikisini oluşturduğu, halk elindeki musikinin deyiş ve nefesler aracılığı ile dergahlarda da Halk musikisi ve tasavvuf musikisini oluşturduğu anlaşılmaktadır. ROMAN Tüm bu gelişmeler içerisinde konumuz ile doğrudan bağlantısı olan Türk Din musikisinin konuları arasında yer alan cami musikisinin yeri hem Türkler için, hem de İslam inancı için çok özel bir konumda bulunmaktadır. OSMANLI’NIN SIRRI Murat ÇAVGA Parafiks Yayınevi Osmanlı’nın Sırrı Temmuz 2014’te 11. Baskısı Parafiks yayınevi tarafından gerçekleştirilen tarihi bir romandır. Hakikaten konuşulmaya ve tartışılmaya layık bir eser.. Oğuz Atay’ın eseri gibi sarmal bir dokuya sahip. İlk bakışta onun gibi basit ama okudukça onun kadar zor algılanan bir olaylar zinciri olduğu sanılıyor. Hiç sıkılmaksızın, büyük bir merak ve hazla okunur bir roman. 2. Abdülhamid, Theodor Herzl, Üzeyir Garih gibi tarihi isimlerin de eserde yer alması özellikle yakın tarihe meraklı olanların esere ve yazara gösterdiği ilgiyi açıklamaya yeterli. Hele de Siyonist casuslar ve 2. Abdülhamid’in jurnal mekanizması arasındaki müthiş çekişme, dedektif ve casus romanları hayranlarını da listeye eklemeye yetiyordur. Öte yandan gerek tasavvuf gerekse doğaüstü gizemcilerin ilgisine mazhar olan gizli ilim sanatı; Kabala ya da İslam kültüründe yer alan adı ile Cifir de bu alanlara meraklıları esere yönlendiriyor olabilir… Üzeyir Gafir’in ölümü ile 2. Abdülhamid’in ölümden döndüğü suikast anı arasında ustaca ve takdire şayan bir bağlantı kuran yazarı, ilginç kurgu ve bu coğrafyanın gerçeği olan buluşundan dolayı kutlamak gerekiyor. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Anahtar kelimeyi bulan ve [email protected] adresine gönderen ilk okurumuza sürpriz hediye takdim edilecektir. 9 1 2 8 4 5 6 7 3 Hazırlayan: Mekin Gani Pehlivan a d n ı Bas z ı d Yıl 94 yıldızlar sayı / 19 yıldızlar sayı / 19 95 YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ 96 Promosyon Malzemesi Web Duyurusu Fotoğraf Çekimleri Sosyal Medya Paylaşımı Basındaki TV Yansımaları Basındaki Yazılı Yansımalar Fuar Mekan Kiralaması Video Paylaşımı Stand çalışmaları Dizi-Film Çekimleri LED Ekran Kurgu Video Çekimi Ortaöğretim kurumlarına YTÜ’nün ve bölümlerinin tanıtımını yapmak Üniversitemizin medya aracılığı ile tanıtımını yapmak Öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetlerine destek olmak Akademisyenlerimizin bilimsel ve sosyal etkinliklerine destek olmak Üniversitemiz dergisinin yayına hazırlanması Üniversitemiz salonlarının üniversite içi ve dışı kullanımlara organize etmek Üniversitemiz mekanlarının (dizi film, reklam çekimi, stant, vs.) iç ve dış kullanımlara tahsisini organize etmek Üniversitemizde yapılan etkinliklerin çekimi, web ortamında yayınlanması, arşivlenmesi Üniversitemiz ile ilgili haberlerin internet ortamında duyurulması Yıldız Kampüsü, 34349 Yıldız, Beşiktaş-İstanbul Tel: (0212) 260 08 00-01,Faks: (0212) 327 37 69 http//www.yildiz.edu.tr E-posta:[email protected] yıldızlar sayı / 19 İstanbul’un merkezinde Oditoryum Yıldız Teknik Üniversitesi, Beşiktaş Kampüsü, Barbaros BulvarıBeşiktaş / İstanbul İletişim Koordinatörlüğü yıldızlar sayı / 19 0212 383 www.yildizhisar.com 31 26-27 97 SEZGİNMAN HOCAMIZ İÇİN SON GÖREV Önceki Gün Vefat Eden Yıldız Teknik Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Sezginman için Üniversitede Tören Düzenlendi. Törene Katılan İbrahim Sezginman’ın Öğrencileri ve Mesai Arkadaşları Sezginman İçin Son Görevlerini Yerine Getirdi. cenazesi Esentepe Nimet Abla Camii’ne gönderildi. Şilli’deki evinde önceki gün 86 yaşında vefat eden Yıldız Teknik Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Matematik Bölümü emekli Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Sezginman için Yıldız Teknik Üniversitesi YTÜ Beşiktaş Kampüsü Oditoryum’da tören düzenlendi. Törene Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in yanı sıra Prof. Dr. İbrahim Sezginman’ın ailesi, sevenleri, öğrencileri ve mesai arkadaşları katıldı. Sezginman’ın Türk Bayrağı’na sarılı cenazesi Oditoryum’a getirildi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek de bir dönem kendi hocalığını da yapan Sezginman’ın cenazesinin bulunduğu tabuta omuz verdi. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, Prof. Dr. İbrahim Sezginman’ın Yıldız Teknik Üniversitesi’ne yıllarca hizmet verdiğini belirterek, bu görevi esnasında kendisinin de öğrencisi olma şerefini yakaladığını söyledi. Merhum Sezginman’ın öğrenciye bakışı, ders sırasındaki tahtayı kullanmasının verdiği hizmet açısından önemine işaret eden Yüksek, yazdığı kitaplarla da ölümsüzleştiğini ifade etti. İnsanların hizmetleriyle anıldığını aktaran Rektör Yüksek, Prof. Dr. İbrahim Sezginman’ın de bu anlamda hep güzel ifadelerle anılacağını ifade etti. Yüksek konuşmasının sonunda merhum Prof. Dr. İbrahim Sezginman’a Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve dostlarına da başsağlığı diledi. Yükseki’in ardından Sezginman’ın öğrencileri ve mesai arkadaşları kısa konuşmalar yaparak Sezginman’ı anlattı. Önceki gün vefat eden Yıldız Teknik Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Sezginman için, Yıldız Teknik 98 yıldızlar sayı / 19 Üniversitesi’nde Sezginman’ın ailesi, yakınları, öğrencileri ve mesai arkadaşlarının katıldığı törenin ardından Sezginman’ın Edilen duaların ardından Sezginman’ın cenazesi, cenaze namazının kılınacağı Esentepe Nimet Abla Camii’ne uğurlandı. A.Rumeli Hisarı Mah,Salih Bey Sk No:6 Hisarüstü-Sarıyer/İstanbul T.0212 287 70 45 - 0212 257 11 10 - 0212 257 17 00 F.0212 257 11 10 www.yildizhisar.com DEĞİŞEN İHTİYAÇLARA ÇOK HIZLI ADAPTE OLAN DÜNYANIN İLK MERKEZ ANAHTARI Huawei Agile Switch S12700: Daha esnek, daha hızlı... Huawei Agile Switch, tam programlanabilir mimarisiyle yüksek hızlı bir Hızlı Gelişim: ENP çipine sahip. Bu sayede kendi modellerinizi ve davranışlarınızı • Donanım tanımlı ağdan yazılım tanımlı ağa doğru gelişim tanımlayabiliyorsunuz. Ayrıca algoritma yapabilme özelliği sayesinde 4 • Daha hızlı hayata geçen işler, daha az yatırım maliyeti kata kadar daha hızlı ve size özel servis imkanına sahip oluyorsunuz. Alışılagelmiş yöntemlerle kaybedilecek zaman yok. Hızlı İşletme: Şirketlerin yaşadığı problemlerin çoğu bağlantıyla ilgili ve • İstikrarlı kullanıcı deneyimi için “kesintisiz hizmet” artık bu sorunlar alışılagelmiş cevaplarla çözüme kavuşamıyor. Hızlı Yönetim: • Tüm ağda güvenlik işbirliğini destekleyen büyük veri analiz desteği • Daha etkin ağ yönetimi için gözle görülür IP kalitesi • Daha basit ağ yönetimi için kablolu ve kablosuz ağ uyumu 444 91 19 e.huawei.com/tr [email protected]
Benzer belgeler
Dergi Sayı No - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
Öğrenciler Geleceğe Mentorluk Desteği İle Hazırlanıyor
Dergi Sayı No: 20 - Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı
,JǵJMJL4BMPO
5JZBUSP
,POHSFWF,POTFS4BIOFTJ
4PO5FLOPMPKJ4FT4JTUFNJ
4JNàMUFOF4JTUFNJWF"EFU,VMBLML