Sanayi toplumu, yerel değerlerin yerine evrensel değerleri koyma
Transkript
Sanayi toplumu, yerel değerlerin yerine evrensel değerleri koyma
1990’lı yılların ikinci yarısından sonra Türkiye’de yükselen milliyetçilik dalgalarının, TV reklamlarına etkisi: Cola Turka ve Mavi Jeans örnekleri GĠRĠġ 18. yüzyıl sonlarına doğru kavramsal ve fikirsel geliĢimi baĢlayan milliyetçilik akımı, 19. ve 20. yüzyıl boyunca geçirdiği anlamsal bölünmelerle marjinalden popülere uzanan geniĢ bir fonksiyonel skala üzerine yerleĢmiĢtir. Birçok akım gibi diğer düĢünsel akımlarla bağlantı içerisinde olmasıyla kendi benliğini indirgeyen milliyetçilik, medyanın da rolüyle popüler kültürün baĢlıca öğelerinden biri olmuĢ, kısaca sıradanlaĢmıĢtır. ĠĢte bu çalıĢmada, özellikle 20 yüzyılın ikinci yarısından baĢlayan küreselleĢmenin de etkisiyle artık sadece ayrıĢtırıcı değil de birleĢtirici fonksiyonları da olmaya baĢlayan milliyetçilik akımının, tarihsel lineer devinimini açıklamaya çalıĢacağız. Ġlk bölümde, Fransız Devrimi‟yle baĢlayan tarihsel anlatım günümüze kadar uzanarak açıklanmaktaıdr. Daha sonra ise milliyetçilikteki ana sorunsallardan biz-onlar olgusunu gördükten sonra Türkiye‟de milliyetçiliğin algılanma Ģekli incelenecektir. KüreselleĢme süresince ve sonucu kendini antitezi üzerinden açıklayan Türk milliyetçiliğinin özellikle reklam kampanyaları için kullanıma açık bir dayanak haline dönüĢmesi ve tüketim kültürü ile iliĢkisi çalıĢılacak ve ikinci bölüme geçilecektir. Ġkinci bölümde, 1990‟lı yılların ikinci yarısından sonra Türkiye‟de yükselen milliyetçilik dalgalarının, TV reklamlarına etkisi, Cola Turka ve Mavi Jeans örnekleri kullanılarak sonutlaĢtırılmaya çalıĢılmaktadır. Ali Taran yönetimindeki Mavi Jeans ve Serdar Erener yönetimindeki Cola Turka reklamları incelenirken milliyetçilik akımının iki değiĢik kullanımı gösterilmektedir. ÇalıĢmanın en sonunda ise TV reklamlarının genel reklam pastasındaki fonksiyonu da göz önünde bulundurularak bu iki markanın sağladığı faydalar rakamsal düzlemde de ifade edilmeye çalıĢılacaktır. http://www.denizyalcin.com.tr KüreselleĢme – Milliyetçilik ĠliĢkisi Milliyetçilik, Fransız Ġhtilali‟nden günümüze farklı toplumlarda farklı formatlarda ve toplumsal katmanlarda kök salmıĢtır. 2.Dünya SavaĢı‟nın ardından faĢist akımlar, tüm dünyada yasadıĢı ilan edilmiĢ, siyasi arenada marjinalleĢmiĢtir. Ancak bu siyasi yasağa rağmen faĢizm, bireyler nezdindeki varlığını çeĢitli Ģekillerde sürdürmeye devam etmiĢtir. Tarihi süreç içerisinde faĢist hareketler üç düzlem altında ayrıĢtırılabilir: Rejim / devlet biçimi düzlemi, örgütlü faĢist hareket düzlemi, sıradan / gündelik faĢizm (veya kök-faĢizm). 1 20.yüzyılın ilk yarısında Batı‟ya egemen olan nasyonal sosyalist hareketler ve bunların siyasi örgütlenme yansımaları ilk iki baĢlık altında değerlendirilebilir. Ancak yukarıda bahsi geçtiği üzere siyasi platformdan dıĢlanan ve açıkça ifade edilmesinin bile demokratik ilkeler gereği yasaklandığı günümüzün geliĢmiĢ ülkelerinde bile faĢizm, zihinlerdeki varlığını en salt biçimiyle sürdürmeye devam etmiĢtir. Bu yeni görünümüyle sıradan faĢizm, „milliyetçilik‟ kavramı altında sıradanlık düzeyine yerleĢmiĢtir. Bir baĢka deyiĢle sıradan faĢizm, milliyetçiliğin açıkça Ģiddet motifi içeren ve kendini partizanca belli eden tiplerinden ziyade merkezde mevzilenmiĢ ve „gündelik yaĢamın ağına karıĢmıĢtır‟. Yani sıradan milliyetçilik, “sürekli bir milliyetçilik durumudur ve milletlerin millet olarak sürekli yeniden üretilmelerine yarayan düşünce alışkanlıkları, gündelik pratikleri ve inançları kapsar. Ancak ünlü „kötünün sıradanlığı‟ (banality of evil) saptamasını yapan Hannah Arendt‟ın da belirttiği gibi sıradanlığı, bu milliyetçiliğin zararsız olduğu anlamına gelmez.2 Bu noktada öncelikle zararsız olmayan bu milliyetçilik ile küreselleĢme arasında görünürde çeliĢkili bağıntıyı açıklığa kavuĢturmakta fayda var. Ġlk bakıĢta küreselleĢme, küresel ekonomik ve sosyal değerler bütünüyle tüm yerel değerleri silikleĢtirmeye, tektipleĢtirmeye tâbi tutmuĢ görünmekle birlikte, diğer taraftan daha güçlü bir Ģekilde yerel değerleri tetiklemekte, milliyetçi hissiyatları piyasa koĢulları içerisinde yaĢatmaya devam etmektedir. Ünlü psikanalist Vamık Volkan, milletler arası etnik çatıĢmaların psikolojik temellerini incelediği “Körü Körüne Ġnanç” adlı çalıĢmasında aynı yanılgıya dikkat çekmektedir: 1 Tanıl Bora, Zifiri Karanlık Seçimleri: MHP ve Diğerleri, Birikim, sayı 121, Mayıs 1999, s.15 AyĢe Kadıoğlu, Su Canavarının Karaya ÇıkıĢı: Devlet ve MHP, Birikim dergisi, s.26, Haziran 1999, sayı 122, Birikim Yayınları, Ġstanbul 2 http://www.denizyalcin.com.tr Sanayi toplumu, yerel değerlerin yerine evrensel değerleri koyma gereksinimini duymuş ve yeni iletişim biçimleri kültürel asimilasyona ve sonuçta da etnik kimliklerin ortadan kalkacağı inanışına neden olmuştur. Bununla birlikte, görüldüğü kadarıyla bunun tam karşıtı bir durum gerçekleşmiştir. Çünkü çağdaşlaşmanın neden olduğu kişiliksizleştirme karşısında etnik kimlikler güç kazanmıştır.3 Nitekim milliyetçilik de halihazırda “liberal ve sosyalist söylemler ile eklemlendiği ölçüde sıradanlaşmaktadır”. 4 KüreselleĢmenin tüm ekonomik ve sosyal değerleriyle hız kazandığı ‟90‟ların dünyası, “son derece eklektik ve „esnek‟ olan post-faşizmin devridir”.5 Esneklik, faĢizmin 20.yüzyıl ortalarında Avrupa baĢta olmak üzere tüm dünyada kendini gösteren devlet düzeni veya örgütlü faĢist hareketlerden ziyade, çeĢitli düĢünce kalıplarıyla nesilden nesile aktarılan, bu yönüyle sabit ve değiĢmez düĢünce kalıplarına riayet etmekle birlikte bu düĢüncenin örgütlü bir eylemler bütününe dönüĢerek ve zamanın koĢullarına ayak uydurarak bekasını koruyan „flu‟ bir faĢizme iĢaret etmektedir. Sıradan FaĢizmde Medyanın Rolü Günümüzün küresel dünyasında faĢizm, “kitleleri seferber etmeye çalışmaz, ama bir „seferberlik hissiyatını‟ hep ayakta tutar”.6 Bu seferberlik hissiyatını oluĢturmak için, kitleleri oluĢturan her bir bireyin bilinçaltında nesiller boyu aktarılan bir „biz – onlar‟ ayrımını düzenli aralıklarla ama gizliden gizliye besleme görevini ise kitle iletiĢim araçları üstlenmektedir. Toplumun tüm segmentlerine eriĢim imkanına sahip bu aygıt, sıradan / gündelik faĢizmin yeniden üretilmesi iĢlevini görmektedir. Tanıl Bora, medyanın bu yeniden üretme iĢlevini Ģu Ģekilde açıklamaktadır: Medya, kütleleşmeyi / anonimleşmeyi formatlayan, bakiye ve mutasavver kimlikler ve bağlarla toplumsal anonimlik arasında imajiner bağıntı sağlayan bir rol üstlenmektedir. Toplumsal çözülme koşullarında vaadleri ve gündem tayin gücüyle yüklendiği bu „aşırı‟ işlevle medya, “küçük adam” hınçlarını ve fantazmalarını beslemekte mutlak rolü oynar. Medya, içeriğinden öte bizzat formatıyla da (velveleye verici anonslar; özellikle görsel medyanın sözü şemalaşmaya, vulgerleşmeye ve sür‟ate zorlayan işleyişi; fikri / savı çarpıcı kılma, stilize etme zorlaması; yine görsel medyada zihinleri ve hayat ritmini, dışına çıkılması tasavvur edilemeyecek bir normalliğe / rutine rapteden yayın akışı düzeni...) sıradan faşizme enerji veren bir manipülasyon kaynağıdır. 7 Kapitalist ekonominin kitleler üzerindeki en önemli araçlarından reklamlar da, medyanın toplumun milliyetçi hissiyatlarına yönelik bu manipülatif iĢlevini destekleyen öğelere ağırlık vermiĢtir. Nihayetinde reklamlar, kendi mamül / hizmetini satın alması için tutum değiĢikliğine yol açmak istediği müĢteri üzerinde psikolojik manevralar bütünüdür; bu bütünün de „kaĢınması en kolay‟ hissiyatı, her daim milliyetçilik olagelmiĢtir. 3 Vamık D.Volkan, Körü Körüne Ġnanç – Kriz ve Terör Dönemlerinde GeniĢ Gruplar ve Liderleri, s.40, Okuyan Us Yayınları, çev.D.Özgür Karaçam, I.Baskı, Ġstanbul, Eylül 2005 4 Kadıoğlu, a.g.e., s.27. 5 Bora, a.g.e., s.15. 6 Ahmet Çiğdem, Yirmi Yılın Hikayesi: Devlet Kapitalizmi Ġle Türk Usülü FaĢizm, s.43, Birikim, sayı 152-153, Aralık 2001 7 Tanıl Bora, FaĢizmin Halleri, s.33, sayı 133, Mayıs 2000, Birikim http://www.denizyalcin.com.tr KüreselleĢen Türkiye’de Milliyetçi Söylemler 1980‟lerde yeni sağ ekonomi politikalar ile dünya piyasalarına eklemlenme sürecine baĢlayan Türkiye, ‟90‟lı yıllarda artık küreselleĢmeyi tüm boyutlarıyla hissetmiĢ, dolayısıyla yerel hissiyatların tetiklenmesi sürecinden de kendine düĢen payı almıĢtır. Türkiye‟de süregelen milliyetçilikler ve siyasi platformdaki tarafları en kaba hatlarıyla 5 ana akıma ayrılabilir: Türkçü radikal milliyetçilik (MHP), Ġslamcılıktaki milliyetçilik (BBP), resmi Atatürk milliyetçiliği (TSK), Kemalist ulusçuluk (CHP, DSP) ve liberal milliyetçilik (ANAP). Bunlar içerisinde popüler kültür / tüketim kültürü ile en iyi bütünleĢen, liberal milliyetçilik olmuĢ; bu bütünleĢme süreci ise, ‟90‟lı yılların ikinci yarısına denk düĢmüĢtür. Bu yıllarda milliyetçiliği tetikleyici rolü, ekonomi düzleminde küreselleĢme oynarken, siyasi düzlemdeki rolü yurtiçi ve dıĢı olarak ikiye ayırabiliriz. Yurtiçinde „sürekli seferberlik hissiyatı‟nı, ‟90‟lı yılların baĢından itibaren „ĢehirleĢerek‟ yükselen Kürt milliyetçiliğine karĢı reaksiyon canlı tutmuĢtur. Bu dönemde PKK‟da somutlaĢan silahlı Kürt muhalefeti, Ġstanbul, Ankara, Adana gibi büyükĢehirlerde de eylemlere giriĢmiĢ; önceki 10 yıl süresince Doğu‟da süregelen terör, Batı‟da yaĢayan kitleler nezdinde ilk kez „görünür‟ boyuta taĢınmıĢtır. Yükselen Kürt muhalefeti, beraberinde toplumun geri kalanında Türklük sembolleri çevresinde toplaĢmayı getirmiĢtir. Nitekim bu ortamda gazeteler, çekiliĢsiz kurasız ayyıldızlı kolyeler dağıtmıĢ, Türk pop starları jandarma bandosu ile ortaklaĢa marĢlar seslendirmiĢ, arabaların plakalarına Türk bayrağı çıkartması yapıĢtırmak moda olmuĢtur. Uluslararası arenada ise erken Cumhuriyet yıllarından itibaren çeĢitli zamanlarda yükselen ama her daim varlığını sürdüren Batı karĢıtlığı, bu dönemde kendini ilk önce AB, sonrasında ise Amerikan karĢıtlığı Ģeklinde göstermiĢtir. 1997 Lüksemburg Zirvesi‟nde Türkiye‟nin adaylık sürecinden dıĢlanıp Kıbrıs Rum Kesimi‟nin üyelik sürecinin kesinleĢmesi, Avrupa karĢıtı söyleme hız kazandırmıĢ; Türkiye – AB iliĢkileri, tam üyelik adaylığının teyit edildiği 1999 Helsinki Zirvesi‟ne kadar geçen 2 yıl süresince askıya alınmıĢtır. AB ile iliĢkilerin normalleĢtiği Helsinki Zirvesi‟nin hemen ardından toplumdaki Batı karĢıtı hissiyat, bu sefer Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Irak‟a saldırmayı ve bu savaĢta Kuzey Irak‟taki Kürt gruplarla iĢbirliğine gitmeyi planladığını açıkça ortaya koymaya baĢlayan ABD‟ye yönelmiĢtir. Yurtiçinde yükselen Kürt muhalefeti yanı sıra bir de Kuzey Irak‟ta kurulması muhtemel bir Kürt devleti karĢısında kendini kapana kısılmıĢ hisseden Türk toplumunun, ülke içerisindeki tüm „ötekiler‟ paranoyası bir anda su yüzüne çıkmıĢtır. Bu noktada bir parantez açmak gerekirse, bu çalıĢmada ileride ele alınacak olan iki reklam örneği, tam da yukarıda bahsi geçen Batı karĢıtı aĢağılanma duygusunun yükseliĢe geçtiği iki ayrı döneme denk düĢmektedir. Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” konseptli reklamları, Avrupa; Amerikalıların TürkleĢtirildiği Cola Turka reklamları ise ABD karĢısında eziklik yaĢanan dönemde yayınlanmaya baĢlamıĢtır.8 8 Cola Turka‟nın ilk reklamı, Kuzey Irak‟ta Amerikan askerlerinin Türk askerlerine yönelik operasyon düzenlediği ve operasyon sırasında askerlerin baĢına çuval geçirilmesi nedeniyle büyük tepki toplayan Süleymaniye baskınının gerçekleĢtiği gün yayınlanmıĢtır. http://www.denizyalcin.com.tr Yurtiçinde ve dıĢında geliĢen bu olaylar karĢısında kendini kapana kısılmıĢ hisseden ve Türklük etrafında toplaĢan Türk toplumunun siyasi tercihleri de milliyetçiliğe kaymıĢtır. Nitekim 18 Nisan 1999 seçimleri sonucunda oluĢan hükümet, Kemalist ulusçu Demokratik Sol Parti, Türkçü radikal milliyetçi Milliyetçi Hareket Partisi ve liberal milliyetçi Anavatan Partisi‟nden oluĢmaktaydı. Muasır Medeniyet Seviyesine UlaĢmıĢ Bir Türkiye’nin Göstergesi: Tüketim Kültürü Türk toplumunda milliyetçiliğin yükseliĢe geçtiği bu yıllarda popüler söylemle liberal milliyetçi söylemin hedefi, Türkiye‟nin „dünyanın 1.ligine çıkması‟ olmuĢtur. Bu söylemde milli kimlik, dünyanın ileri / zengin ülkelerinin, yani Batı‟nın düzeyine eriĢme Ģevki ve yeteneği temelinde tanımlanmaktadır. Bu söylemin ardındaki hedef, yerli piyasanın global piyasaya eklemlenme ve dünya piyasalarıyla aynılaĢma düzeyinin gösterilmesidir. Bu düzey de kendini en iyi tüketim alanında gösterir. Bu devirde „muasır medeniyet seviyesi‟nin de, „evrensel kültür‟ün de göstergesi tüketim kültürüdür. Tüketim kültürü vasıtasıyla Türk toplumu, siyasi alanda ezilmiĢlik hissettiği Batı dünyasına karĢı, aynı Ģeyleri tüketerek onlarla aynı hayatı yaĢadığı yanılsamasından hareketle bir karĢılık vermek istemektedir. Bu Türklük, artık modernleşmiş, Batılılaşmış olan Türklüktür. Popüler milliyetçiliğin ortaya çıkışının nedeni arasında Amerikalılaşmak olduğu söylenebilir. Temelde bir kimlik bunalımının yattığı ancak bunun ötesinde bir Batılı gibi olmak, onlarda olan ne varsa bizde de var mantığı ile hareket etmek.9 Nitekim bu modern Türk imajı, Türkiye‟de gündemi belirleme gücüne en fazla sahip olan gazetecilerden Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök‟ün yazılarında Ģu profille ifade edilmektedir: “Komplekssiz, bıyıksız, güzel, gürbüz, blucinli, hem Amerikan müziği hem Türk popu dinlemeyi seven, Atatürkçü, saçlarını GI gibi kestirip başlarına beyzbol şapkası takan, ancak en „in‟ barların kapılarına da Türk bayrağı dikmeyi ihmal etmeyen...”10 Bu kimlik bunalımının altında, Türk markalarının dünyanın ünlü markaları arasına girmesi, ülke tanıtımına önem verilmesi, „Türkiye‟nin reklamı‟ söylemleri vardır. Sonundaysa bizzat ülke markalaĢtırılır.11 “Türkiye’nin Markaları”: Mavi Jeans ve Ülker Mavi Jeans ve Cola Turka reklamları, modern Türklerin ideallerinde yerini alan Türkiye‟nin markalaĢması iĢlevini üstlenmiĢtir. Ġki ürünün üretici firmaları (Mavi ve Ülker), kapitalist ekonominin kuralları çerçevesinde çalıĢmıĢ, liberal ekonomi politikaları 9 Hürriyet Konyar, Magazin Medyasındaki Popüler Milliyetçi Söylemlerin ĠĢlevleri, s.79-84, Birikim, sayı 144, Nisan 2001, s.81. 10 AyĢe Kadıoğlu, Su Canavarının Karaya ÇıkıĢı: Devlet ve MHP, Birikim dergisi, s.23-28, Haziran 1999, sayı 122, Birikim Yayınları, Ġstanbul, s.27. 11 Konyar, a.g.e., s.81. http://www.denizyalcin.com.tr çerçevesinde Türkiye‟nin uyguladığı ihracata dayalı ekonominin tekstil ve gıda sektörlerinde baĢ aktörleri konumuna yerleĢmiĢlerdir. Mavi, milliyetçi öğelere vurgu yaptığı reklamlarının ilk yayınlandığı 1996 yılından sonra ihracat oranını 11 milyon dolardan 28 milyon dolara çıkarmıĢ ve 350 değiĢik ürünü kapsayan Batı piyasalarında etkin bir tekstil firması haline gelmiĢtir. 12 Avustralya, ABD, Danimarka, Ġngiltere, Kanada, Avustralya baĢta olmak üzere 50 ülkede 175 Mavi mağazasında, 4600 satıĢ noktasında satılan Mavi Jeans, tüm dünyada yılda 7.5 milyon jean satıĢ rakamına ulaĢmıĢtır. 13 Burada incelenmesi gereken, Mavi Jeans‟in Türkiye pazarından yurtdıĢına açıldıktan sonra milliyetçilik öğesine vurgu yapmasıdır. Temel iletiĢim öğeleri bağlamında yalın biçimde değerlendirildiğinde, her reklamın bütünüyle bir bildiri olduğunu ve bu bildirinin de bir çıkıĢ kaynağı, iletim kanalı ve bir alıcı kitlesi bulunduğunu söylemek kolaylaĢacaktır 14. Öyleyse Mavi Jeans‟in yurtdıĢına açılma hikayesinde Türklük öğesine vurgu yapması –ki bu vurguyu reklamlarda kullanılan mavi beyaz ay-yıldız ve Türklüğe dair simgelerle 15 pekiĢtirmiĢtir- markanın yurtiçinde daha geniĢ kitlelere ulaĢmasını ve olgunluk seviyesini korumaya yönelik olduğu sonucunu çıkarmamızı sağlar. Diğer taraftan reklam kampanyası boyunca markanın, diğer global markalarla karĢılaĢtırma yaparak, kalitesine vurgu yapması da içpazarda Türk malının tercih edilmesine yönelik bir hamle olduğu düĢünülebilir. Matematiksel bir söylemle: “Aynı kalitede, aynı fiyata ya da daha ucuza Türk malı alabilirsiniz.” mesajı iletilmeye çalıĢılmıĢtır. Ancak altını çizmek gerekir ki; bütün bu hamleler yurtiçindeki pazara yöneliktir. Türkiye‟de muhafazakar bir aile Ģirketi olarak tanınan Ülker ise, bu yönüyle 28 ġubat Süreci‟nde „yeĢil sermaye‟ olarak adlandırılarak marjinalleĢtirilmeye çalıĢılmakla birlikte, aslında Türkiye‟nin gıda sektöründe Ortadoğu, Orta Asya ve Doğu Avrupa baĢta olmak üzere dünya pazarlarında yer edinmeyi baĢarmıĢ bir Türk firmasıdır. Küresel ekonomiye onun kurallarıyla eklemlenen bu iki Türk Ģirketi, Türkiye‟deki reklamlarında milliyetçi öğelere vurgu yaparken, yurtdıĢı pazarlarında olumsuz imajı nedeniyle Türk markası kimliklerini vurgulamaktan kaçınmaktadırlar. Örneğin Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli, kendisiyle yapılan bir söyleĢide, kökeni Amerikan olan bir ürüne Türkçe bir isim koymanın bile baĢlı baĢına bir meydan okuma olduğunu belirtmekle birlikte, yurtdıĢı pazarlarındaki algı yönelimlerini Ģu sözlerle ifade ediyor: Biz Amerika'da olsun, yurtdışında diğer pazarlarda olsun, Türk olduğumuzu bağıra bağıra söylemiyoruz. Bunu yapmanın getireceği bir fayda yok bugün için. Çünkü günümüzde geçerli olan şey global olmak. Markaların kökenleri önemli değil. Dünya vatandaşı olmak önemli.16 12 “Size üç tane rakam vereyim. 98'de bizim grubumuzun toplam ihracatı 33 milyon dolar. Bunun 11 milyon doları Mavi Jeans markalı ürünler. 99'da bu rakam 44 milyon doları buldu. Bunun 18 milyon doları Mavi Jeans markalı ürünlerdir. 2000 yılındaki ihracat rakamı 65 milyon dolar, Mavi markalı ürünler ise 28 milyon dolar.” DıĢarda Bağıra Bağıra „Türküz‟ Demiyoruz, Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli ile söyleĢi Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. 13 Bu Kadar Zorlama Aklı Bozar, Ali Atıf Bir, Hürriyet, 24.04.2005 http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~74@sid~9@nvid~567787,00.asp 14 gelecek 15 “ay + yıldız” daki dolgusuyla hem Türk bayrağının özgün renk yapısına gönderme yapmaktadır. Çok Ġleri Giderek Mavi AfiĢi Okumak, Mete Çamdereli, Gazi Üniversitesi ĠletiĢim Dergisi, 2000/5 Bahar,Sayfa 103. 16 Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. http://www.denizyalcin.com.tr Reklam kampanyasındaki milliyetçi söylemlerin „aĢırıya kaçması‟ ihtimaline karĢı baĢtan tedbirli olduğunu açıkça ifade eden17 Mavi Jeans‟in aksine Cola Turka örneğinde Ertuğrul Özkök, Ülker‟i “küresel rekabet sınırları içerisinde kalma” konusunda uyardıktan sonra milli hassasiyetlerin Amerikan ürünleri karĢıtlığına dönüĢmesi riskine dikkat çekmektedir: Ben dünya piyasalarında küresel devlerle kapışan Türk şirketlerine hep hayranlık duydum. Mavi Jeans'i yaratan insanları hep takdirle izlerim. (...) Son günlerde Cola Turka adlı ürünün piyasaya sürülmesi dolayısıyla yapılan tartışmaları ve yaratılmak istenen psikolojik iklimi fevkalade tehlikeli buluyorum. Yaratıcıları bunu „pozitif milliyetçilik‟ ambalajı içinde sunmak istiyorlar. Hayır, bu pozitif milliyetçilik falan değil, düpedüz „kaba milliyetçilik‟tir. Bir Türk markası yaratmak başka bir şey, bu markayı „Biz Türküz, siz de onu değil bunu alın‟ konsepti üzerine kurmak farklı bir şey. Ülker, dünyadaki ve bölgedeki anti-Amerikan duygulara dayalı bir ürün pazarlama yöntemine geçiliyor. Bana göre bu „küreselleşen dünyada‟ kısa dönemli ve riskli bir konsepttir. Çünkü Ülker artık küresel bir şirkettir ve ekonominin küresel kurallarını, kendini milliyetçiliğin dar sınırlarına hapsetmek mecburiyetinde olan mahalli şirketlere göre çok daha kıskançlıkla korumalıdır. Milli duyguları ve etnik hassasiyetleri ekonomi hayatına bulaştırmamak, Ülker gibi şirketlerin ve genel olarak da Türkiye'nin yararınadır. Unutmayalım, Türkiye küreselleşmenin nimetlerinden iyi yararlanan bir ekonomi dehasına sahiptir. O yüzden bu ekonomiyi milli sınırlara kapatacak değil, tam aksine açacak stratejilere ihtiyaç var.18 Türk Tipi Reklam ve Pozitif Milliyetçilik Bu çalıĢmada toplumun milliyetçi hissiyatını etkileme çabası açısından ele alınan iki örnekten Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” kampanyası, “Türk tipi reklam” kavramını literatüre sokan ve bunun Türkiye‟deki en baĢarılı uygulayıcılarından biri olan Ali Taran‟ın imzasını taĢımaktadır. ATCW (Ali Taran Creative Workshop) isimli reklam ajansının sahibi olan ünlü reklamcı, Tokai (Çakar çakmaz çakan çakmak), Caprisun (Önce hüplet sonra gümlet), Derby (Ali Desidero), Ġxir (Banu Alkan), fındık (Aganigi naganigi) gibi reklamların yaratıcısı. Türkiye‟nin kendine özgü bir yapısı olduğunu ve reklamların da bu noktaların üzerine gitmesi gerektiğini vurgulayan Taran‟a göre reklamcı, “Türkiye‟de yaĢayan insanların bazı durumlardaki tutumlarının ne olduğunu bilmemiz gerektiğini bilme” yükümlülüğündedir. 19 17 “Irkçılıktan uzak durabilmek için bu konuda yapılan bütün yaklaşımları elimizle bir kenara ittik.” Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. 18 Bu, Pozitif Değil Kaba Milliyetçiliktir, Ertuğrul Özkök, Hürriyet, 15.07.2003, http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~10@sid~9@tarih~2003-07-15-m@nvid~290790,00.asp 19 Ve Ali Taran da Sonunda KonuĢtu, Marketing Türkiye, http://www.media.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=3138 http://www.denizyalcin.com.tr BaĢarı için kimlerle konuĢtuğunu bilmenin önemini vurgulayan Taran, bunun için Mavi Jeans reklam filmini örnek göstermiĢtir: “Pis milletiz. Bizim kadar insanına ve olaylara küfreden bir millet yoktur. Biz birbirimizi çok tanır ve bunun böyle olduğunu çok iyi biliriz. Avrupa'ya gidip gelince bunu çok daha fazla söyleriz. Ama birisi bize pis olduğumuz söylediğinde kızıp bozuluruz. Biz bunu bildiğimiz için Mavi Jeans‟te kendimizi en fazla aşağılandığımız hissettiğimiz ülke ve şehir olan Amerika ve New York'u kullandık. Böylece kompleksimizi bizimde sizden iyi olduğumuz noktalar var mesajı ile incinmiş duyguları yücelttik. O yüzden de reklam ses getirip başarılı oldu.”20 Taran, Mavi Jeans reklamıyla Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen 10. Kristal Elma YarıĢması‟nda tekstil dalında en iyi reklam ödülünü almasına rağmen reklam dünyasında bazı kesimler tarafından avamlıkla suçlanmaktadır. Örneğin ünlü reklamcı Haluk Sicimoğlu‟na göre, Türkiye‟de markaların önündeki en önemli sorunlardan biri, yeni konseptler üretmeye yanaĢmamaları ise; diğeri de, „avamlıktan kurtulmaya çalıĢan‟ Türk halkını avamlıkla besleyip bundan gurur duymaları. Reklamcı iki yola gidebilir: Ya popüler kültüre çok fazla bulaşmadan kendini net ifade etme yoluna asil bir şekilde gidebilir; ya da lumpenleşebilir. Kristal Elma'da, lumpenleşen ve lumpenliği ön plana çıkaran işlere ödül verildikçe iş iyice çığırından çıkıyor. Burada bir de „Halk ne istiyorsa onu vermek lazım‟ durumu oluşuyor.21 Ülker‟in gazlı içecek pazarına girdiği markası Cola Turka‟nın reklam kampanyası ise, Mavi Jeans‟in kimileri tarafından „Türk tipi reklam‟, kimileri tarafından ise „avamlık‟ olarak değerlendirilen milliyetçi hissiyata oynayan reklamlarına yeni bir kavram ekledi: Pozitif milliyetçilik. Cola Turka‟nın basın lansmanında Y&R/Reklamevi Genel Müdürü Serdar Erener tarafından dile getirilen ve sonrasında basında büyük tartıĢmalara yol açmıĢtı. Hazır Kart (Özgür Kız), Garanti Bankası (Su satan çocuk, 12 Dev Adam) Arçelik (Robot Çelik) reklamlarıyla tanınan Erener, bu kavramı Ģöyle tanımlıyor: “Güler yüzlü, üreten, Türk‟ün Türk‟e propagandasını yapmayan, hatta tam bunun karĢısında olan, iyiyi yapıp bunu dünyaya sunmaya çalıĢan milliyetçilik”. Erener, ayrıca pozitif milliyetçiliğin arkasında anti-kültür emparyalizmi, anti-emperyalizm gibi „demode‟ kavramların olmadığını da ısrarla vurguluyor. Buralıyız, buranın hal ve gidişini seviyoruz. Kötü taraflarımızı da düzeltmeye çalışıyoruz. O Tanzimat münevveri mantığı ile bakmıyoruz. Kişisel olarak onurumu kırıyor bu bakış açısı.22 Tespih sallayan ve yenge ve çoluk çocuğun hatırını soran, ardından da „Bendensin‟ diyen Coni, dolma yapan kadın, misafirler uğurlanırken bir kova su dökülmesi, Dağ BaĢını Duman AlmıĢ gibi Türk öğelerinin kullanıldığı reklam filmi, Süleymaniye baskınının olduğu 20 Kiminle KonuĢtuğunu Bileceksin!, Marketing Türkiye, 4.12.2004 http://www.media.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=3757 21 Avamlığı Beslemekten Gurur Duyuyoruz, Murat Ermert, Marketing Türkiye, 1.12.2003. 22 Alafranga Çocuklar Değiliz, AkĢam, 14.07.2003, http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/07/14/yasam/yasamprn2.html http://www.denizyalcin.com.tr gün yayınlanmaya baĢlamıĢ ve Türkiye‟deki Amerikan karĢıtı dalgayı arkasına alarak kola pazarından büyük bir pay kapmayı amaçlamıĢtır. Mayıs 2002‟de Çamlıca tesislerini satın alarak Gazlı Ġçecekler kategorisine giren, hemen ardından da Sunny ve Link markalarını lanse eden Ülker, Gazlı Ġçecekler kategorisinin %65‟ini oluĢturan kola segmentine ise Temmuz 2003‟te Cola Turka ile girmiĢtir. Ülker Ürün Grup Müdürü ġebnem Nasi, Cola Turka‟ya yerleĢtirmek istedikleri algıyı Ģu sözlerle ifade ediyor: “Cola Turka‟yı çıkarırken odak noktalarımız, tüketici ve özgünlük oldu. Bu, bizim kolamız”. 23 Cola Turka‟nın reklam kampanyaları neticesinde Gazlı Ġçecekler pazarına yerleĢmesine rağmen reklamın temel söylemin oluĢturan pozitif milliyetçilik, medyada büyük eleĢtirilere hedef olmuĢtur. Çetin Altan, reklamı „Türk‟ün Türk‟e propagandası‟ Ģeklinde yorumlarken Zaman gazetesinden Fikret Türkel, “Amerikan aleyhtarlığına kuru bir slogan yerine, en büyük Amerikan ürününe rakip olma iddiası çok sıcak geliyor herkese” cümleleriyle reklamın söylemini sempatik bulduğunu belirtiyordu. 24 Bu dönemde medyada pozitif milliyetçiliğe karĢı en ağır yazılardan birini kaleme alan Zeki CoĢkun ise, “Milliyetçi Kola, Nası Bi ġey Ola?” baĢlıklı yazısında Ģunları söylüyordu: Amerikalılar Kuzey Irak'ta Türk karargahını basıp 11 askerimizi esir alırken gösterime girdi 'New York'ta Bir Morning' reklamı. Ve yüreğimizin yağları eridi: Alın işte, kendi evinizde, yurdunuzda kendi silahınızla-kolanızla vuruyoruz sizi, Türkleştiriyoruz, ey gafil Amerikalılar! Planlasan bu kadar olmaz. Bir tarafta 'çiğnenen onur' muhabbeti ve beraberinde epeydir unutulan, silinen 'Çirkin Amerikalı' lafının yeniden dolaşıma girmesi, ve tam o sırada New York'ta Bir Morning reklamı. İçenin bir kimliği yok fıkrada da reklamda da. İçilen yerin, ülkenin de kıymeti harbiyesi yok. Dedik ya, sihirli iksir var. Anında her şeyi, herkesi değiştiriyor, 'bizden'leştiriyor. İletişim uzmanlarına göre pozitif miliyetçilikmiş bu. Bence tam tersi. Negatiften, eksiden başlıyorsunuz her şeye, bütün milliyetçiliklerde olduğu gibi. İşin komiği, ne Amerika'nın haberi var bundan, ne de Amerikalı'nın. Kendi kendine gelin güvey olma durumu. Çünkü söz konusu ürün ve reklam sadece iç pazara yönelik.25 Reklam, Chevy Chase gibi Amerikalı ünlü bir oyuncunun Amerikan karĢıtı bir reklam filminde baĢrolde olması nedeniyle yabancı reklam dünyasında da büyük ilgi uyandırmıĢtı. 26 23 Ülker'in Bombası, AkĢam, 8.7.2003 http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/07/08/ekonomi/ekonomiprn1.html 24 Benim Colam Senin Colanı Döver, Enis Tayman, Tempo, 17.7.2003 http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/02719/ 25 Milliyetçi Kola, Nası Bi ġey Ola?, Zeki CoĢkun, Radikal, 11.7.2003 http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=81078&tarih=11/07/2003 26 “Advertising Age dergisi Chevy Chase'in rol aldığı Cola Turka kampanyası ile ilgili haberinde, kampanyanın Türkiye'de anti-Amerikan duyguların yükseldiği bir zamanda yayına girdiğine dikkat çekiyor. Kampanya ve Cola Turka ile ilgili detaylı bilgilerin aktarıldığı haberde, Hollywood aktörlerinin yabancı reklamlarda oynamalarına sık rastlandığı ancak Chase'in siyasal açıdan tansiyonlu bir dönemde, üstelik Amerikan rakiplerine karşı pazara çıkan bir yerel kolanın reklamında oynamasının pek rastlanmayan bir örnek oluşturduğu belirtiliyor.” Cola Turka Kampanyası AdAge'de, Media Cat, Temmuz 2003, http://www.mediacatonline.com/haber.asp?haber=734 http://www.denizyalcin.com.tr Nitekim Marketing Türkiye‟nin dünyaca ünlü reklam eleĢtirmeni Bob Garfield‟la mülakatına da Cola Turka damgasını vurmuĢtu. Cola Turka tarzı milliyetçi ürün reklamlarının herhangi bir sakıncası olup olmadığına dair soruya Garfield Ģu cevabı veriyor: Bırakın „var mı‟yı, bu tür çıkışların sakıncalı olmayan tek bir tarafı bile yok! Bunun adı, ürün satmak adına halkların önyargılarını sömürmek ve özellikle de nefret yaratmaktan başka bir şey değildir. Ben bu tür kampanyaların uzun vadede işe yarayacağına inanmıyorum. Hatta ters tepeceğini düşünüyorum. (...) Reklam bir dekor değildir. Bizzat kültürün oluşturucusudur. Bu yüzden de özel bir sorumluluğu vardır. Dahası, reklam, sadece hedef kitlenin değil, onun dışındaki kitlelerin evlerinin de davetsiz misafiridir. Hele hele, hem davetsiz misafir, hem sorumsuz olamazsınız.27 I. BĠRĠNCĠ BÖLÜM MĠLLĠYETÇĠLĠK AKIMININ TARĠHSEL ANALĠZĠ VE TÜRKĠYE‟DE MĠLLĠYETÇĠLĠĞĠ GELĠġĠMĠ Bu bölümde faĢizm ve milliyetçilik arasındaki süreç iliĢkisi incelendikten sonra milliyetçiliğin tarihsel geliĢimi -küresellik nosyonuyla iliĢkilendirilerek- kısaca açıklanmaya çalıĢılacaktır. Devamında ise, Türkiye‟de milliyetçiliğin katettiği yol, felsefi açıdan ziyade siyasi platformda incelenerek, politik kültürün geçirdiği değiĢim anlatılacaktır. Medyanın milliyetçiliğin geliĢmesindeki oynadığı rol ile birlikte, son bölümde, kavramsal altyapı kurulup tüketim kültürüne değinilmektedir. 27 Çok ġapka, Az Ġnandırıcılık Demektir , Marketing Türkiye, 15.10.2003 http://www.denizyalcin.com.tr I.1KüreselleĢme – Milliyetçilik ĠliĢkisi I.1.1KüreselleĢme Çağında FaĢizmin Bekası Milliyetçilik, Fransız Devrimi‟nden günümüze farklı toplumlarda farklı formatlarda ve toplumsal katmanlarda kök salmıĢtır. 2.Dünya SavaĢı‟nın ardından faĢist akımlar, tüm dünyada yasadıĢı ilan edilmiĢ, siyasi arenada marjinalleĢmiĢtir. Ancak bu siyasi yasağa rağmen faĢizm, bireyler nezdindeki varlığını çeĢitli Ģekillerde sürdürmeye devam etmiĢtir. Tarihi süreç içerisinde faĢist hareketler üç düzlem altında ayrıĢtırılabilir: Rejim / devlet biçimi düzlemi, örgütlü faĢist hareket düzlemi, sıradan / gündelik faĢizm (veya kök-faĢizm). 28 20.yüzyılın ilk yarısında Batı‟ya egemen olan nasyonal sosyalist hareketler ve bunların siyasi örgütlenme yansımaları ilk iki baĢlık altında değerlendirilebilir. Ancak yukarıda bahsi geçtiği üzere siyasi platformdan dıĢlanan ve açıkça ifade edilmesinin bile demokratik ilkeler gereği yasaklandığı günümüzün geliĢmiĢ ülkelerinde bile faĢizm, zihinlerdeki varlığını en salt biçimiyle sürdürmeye devam etmiĢtir. Bu yeni görünümüyle faĢizm, „milliyetçilik‟ kavramı altında sıradanlık düzeyine yerleĢmiĢtir. Bir baĢka deyiĢle sıradan faĢizm, milliyetçiliğin açıkça Ģiddet motifi içeren ve kendini partizanca belli eden tiplerinden ziyade merkezde mevzilenmiĢ ve „gündelik yaĢamın ağına karıĢmıĢtır‟. Yani sıradan milliyetçilik, “sürekli bir milliyetçilik durumudur ve milletlerin millet olarak sürekli yeniden üretilmelerine yarayan düşünce alışkanlıkları, gündelik pratikleri ve inançları kapsar. Ancak ünlü „kötünün 28 Tanıl Bora, Zifiri Karanlık Seçimleri: MHP ve Diğerleri, Birikim, sayı 121, Mayıs 1999, s.15 http://www.denizyalcin.com.tr sıradanlığı‟ (banality of evil) saptamasını yapan Hannah Arendt‟ın da belirttiği gibi sıradanlığı, bu milliyetçiliğin zararsız olduğu anlamına gelmez.29 Bu noktada öncelikle zararsız olmayan bu milliyetçilik ile küreselleĢme arasında görünürde çeliĢkili bağıntıyı açıklığa kavuĢturmakta fayda var. Ġlk bakıĢta küreselleĢme, küresel ekonomik ve sosyal değerler bütünüyle tüm yerel değerleri silikleĢtirmeye, tektipleĢtirmeye tâbi tutmuĢ görünmekle birlikte, diğer taraftan daha güçlü bir Ģekilde yerel değerleri tetiklemekte, milliyetçi hissiyatları piyasa koĢulları içerisinde yaĢatmaya devam etmektedir. Ünlü psikanalist Vamık Volkan, uluslararası etnik çatıĢmaların psikolojik temellerini incelediği “Körü Körüne Ġnanç” adlı çalıĢmasında aynı yanılgıya dikkat çekmektedir: “Sanayi toplumu, yerel değerlerin yerine evrensel değerleri koyma gereksinimini duymuş ve yeni iletişim biçimleri kültürel asimilasyona ve sonuçta da etnik kimliklerin ortadan kalkacağı inanışına neden olmuştur. Bununla birlikte, görüldüğü kadarıyla bunun tam karşıtı bir durum gerçekleşmiştir. Çünkü çağdaşlaşmanın neden olduğu kişiliksizleştirme karşısında etnik kimlikler güç kazanmıştır.”30 Nitekim milliyetçilik de halihazırda “liberal ve sosyalist söylemler ile eklemlendiği ölçüde sıradanlaşmaktadır”.31 KüreselleĢmenin tüm ekonomik ve sosyal değerleriyle hız kazandığı ‟90‟ların dünyası, “son derece eklektik ve „esnek‟ olan post-faşizmin devridir”.32 Esneklik, faĢizmin 20.yüzyıl ortalarında Avrupa baĢta olmak üzere tüm dünyada kendini gösteren devlet düzeni veya örgütlü faĢist hareketlerden ziyade, çeĢitli düĢünce kalıplarıyla nesilden nesile aktarılan, bu yönüyle sabit ve değiĢmez düĢünce kalıplarına riayet etmekle birlikte bu düĢüncenin örgütlü bir eylemler bütününe dönüĢerek ve zamanın koĢullarına ayak uydurarak bekasını koruyan „flu‟ bir faĢizme iĢaret etmektedir. I.1.2 Sıradan FaĢizmde Medyanın Rolü 29 AyĢe Kadıoğlu, Su Canavarının Karaya ÇıkıĢı: Devlet ve MHP, Birikim Dergisi, s.26, Haziran 1999, sayı 122, Birikim Yayınları, Ġstanbul 30 Vamık D.Volkan, Körü Körüne Ġnanç – Kriz ve Terör Dönemlerinde GeniĢ Gruplar ve Liderleri, s.40, Okuyan Us Yayınları, çev.D.Özgür Karaçam, I.Baskı, Ġstanbul, Eylül 2005 31 Kadıoğlu, a.g.e., s.27. 32 Bora, a.g.e., s.15. http://www.denizyalcin.com.tr Günümüzün küresel dünyasında faĢizm, “kitleleri seferber etmeye çalışmaz, ama bir „seferberlik hissiyatını‟ hep ayakta tutar”.33 Bu seferberlik hissiyatını oluĢturmak için, kitleleri oluĢturan her bir bireyin bilinçaltında nesiller boyu aktarılan bir „biz – onlar‟ ayrımını düzenli aralıklarla ama gizliden gizliye besleme görevini ise kitle iletiĢim araçları üstlenmektedir. Toplumun tüm segmentlerine eriĢim imkanına sahip bu aygıt, sıradan / gündelik faĢizmin yeniden üretilmesi iĢlevini görmektedir. Tanıl Bora, medyanın bu yeniden üretme iĢlevini Ģu Ģekilde açıklamaktadır: “Medya, kütleleşmeyi / anonimleşmeyi formatlayan, bakiye ve mutasavver kimlikler ve bağlarla toplumsal anonimlik arasında imajiner bağıntı sağlayan bir rol üstlenmektedir. Toplumsal çözülme koşullarında vaadleri ve gündem tayin gücüyle yüklendiği bu „aşırı‟ işlevle medya, “küçük adam” hınçlarını ve fantazmalarını beslemekte mutlak rolü oynar. Medya, içeriğinden öte bizzat formatıyla da (velveleye verici anonslar; özellikle görsel medyanın sözü şemalaşmaya, vulgerleşmeye ve sür‟ate zorlayan işleyişi; fikri / savı çarpıcı kılma, stilize etme zorlaması; yine görsel medyada zihinleri ve hayat ritmini, dışına çıkılması tasavvur edilemeyecek bir normalliğe / rutine rapteden yayın akışı düzeni...) sıradan faşizme enerji veren bir manipülasyon kaynağıdır.”34 Kapitalist ekonominin kitleler üzerindeki en önemli araçlarından reklamlar da, medyanın toplumun milliyetçi hissiyatlarına yönelik bu manipülatif iĢlevini destekleyen öğelere ağırlık vermiĢtir. Nihayetinde reklamlar, kendi mamül / hizmetini satın alması için tutum değiĢikliğine yol açmak istediği müĢteri üzerinde psikolojik manevralar bütünüdür; bu bütünün de „kaĢınması en kolay‟ hissiyatı, her daim milliyetçilik olagelmiĢtir. I.2.KüreselleĢen Türkiye’de Milliyetçi Söylemler I.2.1. 90’lı Yıllarda Türkiye’de Milliyetçiliği Tetikleyen Faktörler 1980‟lerde yeni sağ ekonomi politikalar ile dünya piyasalarına eklemlenme sürecine baĢlayan Türkiye, 1990‟lı yıllarda artık küreselleĢmeyi tüm boyutlarıyla hissetmiĢ, dolayısıyla yerel hissiyatların tetiklenmesi sürecinden de kendine düĢen payı almıĢtır. Türkiye‟de süregelen milliyetçilikler ve siyasi platformdaki tarafları en kaba hatlarıyla 5 ana akıma ayrılabilir: Türkçü radikal milliyetçilik (MHP), Ġslamcılıktaki milliyetçilik (BBP), 33 Ahmet Çiğdem, Yirmi Yılın Hikayesi: Devlet Kapitalizmi Ġle Türk Usülü FaĢizm, s.43, Birikim, sayı 152-153, Aralık 2001 34 Tanıl Bora, FaĢizmin Halleri, s.33, sayı 133, Mayıs 2000, Birikim http://www.denizyalcin.com.tr resmi Atatürk milliyetçiliği (TSK), Kemalist ulusçuluk (CHP, DSP) ve liberal milliyetçilik (ANAP). Bunlar içerisinde popüler kültür / tüketim kültürü ile en iyi bütünleĢen, liberal milliyetçilik olmuĢ; bu bütünleĢme süreci ise, ‟90‟lı yılların ikinci yarısına denk düĢmüĢtür. Bu yıllarda milliyetçiliği tetikleyici rolü, ekonomi düzleminde küreselleĢme oynarken, siyasi düzlemdeki rolü yurtiçi ve dıĢı olarak ikiye ayırabiliriz. Yurtiçinde „sürekli seferberlik hissiyatı‟nı, 1990‟lı yılların baĢından itibaren „ĢehirleĢerek‟ yükselen Kürt milliyetçiliğine karĢı reaksiyon canlı tutmuĢtur. Bu dönemde PKK‟da somutlaĢan silahlı Kürt muhalefeti, Ġstanbul, Ankara, Adana gibi büyükĢehirlerde de eylemlere giriĢmiĢ; önceki 10 yıl süresince Doğu‟da süregelen terör, Batı‟da yaĢayan kitleler nezdinde ilk kez „görünür‟ boyuta taĢınmıĢtır. Yükselen Kürt muhalefeti, beraberinde toplumun geri kalanında Türklük sembolleri çevresinde toplaĢmayı getirmiĢtir. Nitekim bu ortamda gazeteler, çekiliĢsiz kurasız ayyıldızlı kolyeler dağıtmıĢ, Türk pop starları jandarma bandosu ile ortaklaĢa marĢlar seslendirmiĢ, arabaların plakalarına Türk bayrağı çıkartması yapıĢtırmak moda olmuĢtur. Uluslararası arenada ise erken Cumhuriyet yıllarından itibaren çeĢitli zamanlarda yükselen ama her daim varlığını sürdüren Batı karĢıtlığı, bu dönemde kendini ilk önce AB, sonrasında ise Amerikan karĢıtlığı Ģeklinde göstermiĢtir. 1997 Lüksemburg Zirvesi‟nde Türkiye‟nin adaylık sürecinden dıĢlanıp Kıbrıs Rum Kesimi‟nin üyelik sürecinin kesinleĢmesi, Avrupa karĢıtı söyleme hız kazandırmıĢ; Türkiye – AB iliĢkileri, tam üyelik adaylığının teyit edildiği 1999 Helsinki Zirvesi‟ne kadar geçen 2 yıl süresince askıya alınmıĢtır. AB ile iliĢkilerin normalleĢtiği Helsinki Zirvesi‟nin hemen ardından toplumdaki Batı karĢıtı hissiyat, bu sefer Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Irak‟a saldırmayı ve bu savaĢta Kuzey Irak‟taki Kürt gruplarla iĢbirliğine gitmeyi planladığını açıkça ortaya koymaya baĢlayan ABD‟ye yönelmiĢtir. Yurtiçinde yükselen Kürt muhalefeti yanı sıra bir de Kuzey Irak‟ta kurulması muhtemel bir Kürt devleti karĢısında kendini kapana kısılmıĢ hisseden Türk toplumunun, ülke içerisindeki tüm „ötekiler‟ paranoyası bir anda su yüzüne çıkmıĢtır. Bu noktada bir parantez açmak gerekirse, bu çalıĢmada ileride ele alınacak olan iki reklam örneği, tam da yukarıda bahsi geçen Batı karĢıtı aĢağılanma duygusunun yükseliĢe geçtiği iki ayrı döneme denk düĢmektedir. Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” konseptli http://www.denizyalcin.com.tr reklamları, Avrupa; Amerikalıların TürkleĢtirildiği Cola Turka reklamları ise ABD karĢısında eziklik yaĢanan dönemde yayınlanmaya baĢlamıĢtır.35 Yurtiçinde ve dıĢında geliĢen bu olaylar karĢısında kendini kapana kısılmıĢ hisseden ve Türklük etrafında toplaĢan Türk toplumunun siyasi tercihleri de milliyetçiliğe kaymıĢtır. Nitekim 18 Nisan 1999 seçimleri sonucunda oluĢan hükümet, Kemalist ulusçu Demokratik Sol Parti, Türkçü radikal milliyetçi Milliyetçi Hareket Partisi ve liberal milliyetçi Anavatan Partisi‟nden oluĢmaktaydı. I.2.2 GeliĢmiĢ Medeniyet Seviyesine UlaĢmıĢ Bir Türkiye’nin Göstergesi: Tüketim Kültürü Türk toplumunda milliyetçiliğin yükseliĢe geçtiği bu yıllarda popüler söylemle liberal milliyetçi söylemin hedefi, Türkiye‟nin „dünyanın 1.ligine çıkması‟ olmuĢtur. Bu söylemde milli kimlik, dünyanın ileri / zengin ülkelerinin, yani Batı‟nın düzeyine eriĢme Ģevki ve yeteneği temelinde tanımlanmaktadır. Bu söylemin ardındaki hedef, yerli piyasanın global piyasaya eklemlenme ve dünya piyasalarıyla aynılaĢma düzeyinin gösterilmesidir. Bu düzey de kendini en iyi tüketim alanında gösterir. Bu devirde „muasır medeniyet seviyesi‟nin de, „evrensel kültür‟ün de göstergesi tüketim kültürüdür. Tüketim kültürü vasıtasıyla Türk toplumu, siyasi alanda ezilmiĢlik hissettiği Batı dünyasına karĢı, aynı Ģeyleri tüketerek onlarla aynı hayatı yaĢadığı yanılsamasından hareketle bir karĢılık vermek istemektedir. “Bu Türklük, artık modernleşmiş, Batılılaşmış olan Türklüktür. Popüler milliyetçiliğin ortaya çıkışının nedeni arasında Amerikalılaşmak olduğu söylenebilir. Temelde bir kimlik bunalımının yattığı ancak bunun ötesinde bir Batılı gibi olmak, onlarda olan ne varsa bizde de var mantığı ile hareket etmek.”36 Nitekim bu modern Türk imajı, Türkiye‟de gündemi belirleme gücüne en fazla sahip olan gazetecilerden Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök‟ün yazılarında Ģu profille ifade edilmektedir: “Komplekssiz, bıyıksız, güzel, gürbüz, blucinli, hem Amerikan müziği hem Türk popu dinlemeyi seven, Atatürkçü, saçlarını GI gibi kestirip 35 Cola Turka‟nın ilk reklamı, Kuzey Irak‟ta Amerikan askerlerinin Türk askerlerine yönelik operasyon düzenlediği ve operasyon sırasında askerlerin baĢına çuval geçirilmesi nedeniyle büyük tepki toplayan Süleymaniye baskınının gerçekleĢtiği gün yayınlanmıĢtır. 36 Hürriyet Konyar, Magazin Medyasındaki Popüler Milliyetçi Söylemlerin ĠĢlevleri, s.79-84, Birikim, sayı 144, Nisan 2001, s.81. http://www.denizyalcin.com.tr başlarına beyzbol şapkası takan, ancak en „in‟ barların kapılarına da Türk bayrağı dikmeyi ihmal etmeyen...”37 Bu kimlik bunalımının altında, Türk markalarının dünyanın ünlü markaları arasına girmesi, ülke tanıtımına önem verilmesi, „Türkiye‟nin reklamı‟ söylemleri vardır. Sonundaysa bizzat ülke markalaĢtırılır.38 II. ĠKĠNCĠ BÖLÜM TÜRKĠYE’NĠN MARKALARI: MAVĠ JEANS VE ÜLKER Ġlk bölümde kurulan fikirsel altyapının ardından, bu bölümde Türk reklam sektöründeki milliyetçilik akımı Mavi Jeans ve Ülker örnekleri üzerinden çalıĢılacaktır. Alt baĢlıkların ilkinde Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” reklamıyla baĢlayan milliyetçilik eğilimi açıklandıktan sonra, devamında Ülker‟in Cola Turka için izlediği reklam stratejisi, satıĢ rakamları ve piyasa analizleriyle incelenecektir. Son bölümde ise bu markaların TV reklamları ve analizler görülebilir. 37 AyĢe Kadıoğlu, Su Canavarının Karaya ÇıkıĢı: Devlet ve MHP, Birikim dergisi, s.23-28, Haziran 1999, sayı 122, Birikim Yayınları, Ġstanbul, s.27. 38 Konyar, a.g.e., s.81. http://www.denizyalcin.com.tr II.1 Mavi Jeans ve Ülker’in Reklam Stratejilerine Genel BakıĢ Bütün bu anlatılanlar çerçevesinde, milliyetçiliğin dünyada ve Türkiye‟de izlediği geliĢimi gördükten sonra, milliyetçilik akımından etkilenen ve aynı zamanda bu alımdan yararlanan Türk reklam sektöründen iki örneği incelemekte yarar olacaktır. Mavi Jeans ve Cola Turka reklamları, modern Türklerin ideallerinde yerini alan Türkiye‟nin markalaĢması iĢlevini üstlenmiĢtir. Bu iki ürünün üretici firmaları, kapitalist ekonominin kuralları çerçevesinde çalıĢmıĢ, liberal ekonomi politikaları çerçevesinde Türkiye‟nin uyguladığı ihracata dayalı ekonominin tekstil ve gıda sektörlerinde baĢ aktörleri konumuna yerleĢmiĢtir. II.1.1 Mavi Jeans Mavi Jeans, milliyetçi öğelere vurgu yaptığı reklamlarının ilk yayınlandığı 1996 yılından sonra ihracat oranını 11 milyon dolardan 28 milyon dolara çıkarmıĢ ve 350 değiĢik http://www.denizyalcin.com.tr ürünü kapsayan Batı piyasalarında etkin bir tekstil firması haline gelmiĢtir. 39 Avustralya, ABD, Danimarka, Ġngiltere, Kanada, Avustralya baĢta olmak üzere 50 ülkede 175 Mavi mağazasında, 4600 satıĢ noktasında satılan Mavi Jeans, tüm dünyada yılda 7.5 milyon jean satıĢ rakamına ulaĢmıĢtır.40Burada altı çizilmesi gereken, Mavi Jeans‟in Türkiye pazarından yurtdıĢına açıldıktan sonra milliyetçilik öğesine vurgu yapmasıdır. Temel iletiĢim öğeleri bağlamında yalın biçimde değerlendirildiğinde, her reklamın bütünüyle bir bildiri olduğunu ve bu bildirinin de bir çıkıĢ kaynağı, iletim kanalı ve bir alıcı kitlesi bulunduğunu söylemek kolaylaĢacaktır 41. Öyleyse Mavi Jeans‟in yurtdıĢına açılma hikayesinde Türklük öğesine vurgu yapması –ki bu vurguyu reklamlarda kullanılan mavi beyaz ay-yıldız ve Türklüğe dair simgelerle42 pekiĢtirmiĢtir- markanın yurtiçinde daha geniĢ kitlelere ulaĢmasını ve olgunluk seviyesini korumaya yönelik olduğu sonucunu çıkarmamızı sağlar. Diğer taraftan reklam kampanyası boyunca markanın, diğer global markalarla karĢılaĢtırma yaparak, kalitesine vurgu yapması da içpazarda Türk malının tercih edilmesine yönelik bir hamle olduğu düĢünülebilir. Matematiksel bir söylemle: “Aynı kalitede, aynı fiyata ya da daha ucuza Türk malı alabilirsiniz.” mesajı iletilmeye çalıĢılmıĢ ve alıcı kitlesi eskiye oranla daha geniĢ alanlara açılmıĢtır. Ancak belirtmek gerekir ki; bütün bu hamleler yurtiçindeki pazara, yani Türkiyeli alıcılara yöneliktir. Mavi Jeans yaptığı bu hamle sonucunda pazar payını gözle görülür ölçüde yükseltmiĢ ve kendi içinde tutarlı reklam stratejisiyle marka imajını da belirli bir seviyede tutmayı baĢarmıĢtır. Devam eden analiz Türkiye‟deki jean pazarında Mavi Jeans ve diğer markaların Pazar paylarındaki mevsimsel ve yıllık hareketlenmeyi göstermektedir. Türkiye‟de Jean pazarı büyüklüğü son araĢtırma sonuçlarına göre 838 milyon dolar‟a ulaĢarak, toplam hazır giyim pazarı içerisinde % 8,26‟lık pay almaktadır. Hazır giyim Pazar büyüklüğü toplam 10,2 milyar dolardır. Jean Ürün Kategorisi Dönem Bazında Marka Payları 39 “Size üç tane rakam vereyim. 98'de bizim grubumuzun toplam ihracatı 33 milyon dolar. Bunun 11 milyon doları Mavi Jeans markalı ürünler. 99'da bu rakam 44 milyon doları buldu. Bunun 18 milyon doları Mavi Jeans markalı ürünlerdir. 2000 yılındaki ihracat rakamı 65 milyon dolar, Mavi markalı ürünler ise 28 milyon dolar.” DıĢarda Bağıra Bağıra „Türküz‟ Demiyoruz, Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli ile söyleĢi Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. 40 Bu Kadar Zorlama Aklı Bozar, Ali Atıf Bir, Hürriyet, 24.04.2005 http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~74@sid~9@nvid~567787,00.asp 41 Çok Ġleri Giderek Mavi AfiĢi Okumak, Mete Çamdereli, Gazi Üniversitesi ĠletiĢim Dergisi, 2000/5 Bahar 42 “ay + yıldız” daki dolgusuyla hem Türk bayrağının özgün renk yapısına gönderme yapmaktadır. Çok Ġleri Giderek Mavi AfiĢi Okumak, Mete Çamdereli, Gazi Üniversitesi ĠletiĢim Dergisi, 2000/5 Bahar,Sayfa 103. http://www.denizyalcin.com.tr Açık Pazar ve diğer alımları dıĢarıda tutularak değerlendirildiğinde 2005 yaz döneminin yükselen markası Levi‟s‟tır. Levi‟s 10.36‟lık payı ile 2004 yaza göre iki katından daha fazla bir perfomans göstermiĢtir. Ġlk kez bu dönem ikinci sırada yeralan Mavi Jeans ise 2004 yaza göre payını arttırsa da 2004-2005 kıĢa göre pay kaybetmiĢtir. Diğer markalar içerisinde ise Colins son 4 dönemdir (2 yıldır) düzenli pay kazanan markadır. Ancak ilk sıradaki marka ile arasında 5 kat fark sözkonusudur. Dönem bazında açık Pazar ve diğer kanallar dışında kalan markalı ürün satılabilecek kanallarda marka payları: 20032004 20042005 200304 kıĢ sezonu MARKA yaz sıra 05 kıĢ sıra yaz sıra 04 KıĢ(%) sıra (%) 4 1 2 3 8 5 9 6 10 12 4 1 3 2 6 5 7 10 11 9 2 1 4 3 6 5 7 8 9 10 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Levis Mavi Jeans Rodi Leke LC Waikiki Collezione Colins Little Big Diesel Loft Diğer Toplam Jean 2004 Yaz 200405 KıĢ (%) 4,79 7,45 5,00 7,42 1,88 2,69 1,59 0,87 0,70 1,27 66,34 8,64 9,12 5,72 6,91 3,05 3,20 1,92 1,66 1,66 1,21 56,91 10,36 7,75 6,79 6,77 2,60 2,49 2,44 2,01 1,11 1,03 56,65 (%) 100,0 100,0 100,0 100,0 Toplam Jean (milyon USD) 393,0 306,0 428,8 300,3 Ek bilgi: HTP, Türkiye‟de “tek” hane tüketim paneli yapan araştırma şirketidir. 1996‟dan beri çalışmalarını sürdürmektedir. Hazır Giyim Tüketim Endeksi için hane verileri 2000 yılından itibaren toparlanmaya başlamıştır. Dolayısıyla makalemizin konusu içerisinde bahsi geçen yıllarda bu çalıĢma yapılmadığı için, o zamanki reklamların Mavi Jeans‟in pazar payını ne Ģekilde etkilediğini net Ģekilde karĢılaĢtırmalı olarak görememekteyiz. Ancak Mavi Jeans Ģirket yetkililerinin verdiği bilgilere göre, Mavi Jeans‟in 1996 yılından bu yana pazar lideri olduğu belirtilmektedir . Pazar payları % (Toplam hazır giyim pazarı 6,1 milyar dolar/yıllık) 2002 yaz 2002-03 kıĢ 2003 yaz 1,6 1,1 1,7 0,7 1,4 1,2 1 0,9 1,2 http://www.denizyalcin.com.tr (%) 5,95 8,74 7,45 6,74 1,82 3,17 1,15 2,93 0,83 0,51 60,71 Kaynak: Hazır Giyim Tüketim Endeksi 2005 yaz dönemi Jean Analizi – 17 Kasım 2005 Retailing Institute&HTP “Tüm hazır giyim” markaları arasındaki sıralama Marka sıralaması Adidas Collezione Mavi jeans 2005 Yaz LCW Polaris Nike Sarar Levi's Rodi Gezer 0,9 0,8 0,6 1,2 0,4 0,7 0,7 1,4 0,2 0,5 0,7 0,5 0,9 0,2 1,1 1 1 0,9 0,8 0,8 0,6 II.1.2 Ülker Türkiye‟de muhafazakar bir aile Ģirketi olarak tanınan Ülker ise, bu yönüyle 28 ġubat Süreci‟nde „yeĢil sermaye‟ olarak adlandırılarak marjinalleĢtirilmeye çalıĢılmakla birlikte, aslında Türkiye‟nin gıda sektöründe Ortadoğu, Orta Asya ve Doğu Avrupa baĢta olmak üzere dünya pazarlarında yer edinmeyi baĢarmıĢ bir Türk firmasıdır. Bir önceki bölümde incelenen Mavi Jeans örneğiyle birlikte Ülker için Ģu karĢılaĢtırma yapılabilir. Küresel ekonomiye kendi kurallarıyla eklemlenen bu iki Türk Ģirketi, Türkiye‟deki reklamlarında milliyetçi öğelere vurgu yaparken, yurtdıĢı pazarlarında olumsuz imajı nedeniyle Türk markası kimliklerini vurgulamaktan kaçınmaktadırlar. Örneğin Mavi Jeans Genel Müdürü Nurettin Kantarelli, kendisiyle yapılan bir söyleĢide, kökeni Amerikan olan bir ürüne Türkçe bir isim koymanın bile baĢlı baĢına bir meydan okuma olduğunu belirtmekle birlikte, yurtdıĢı pazarlarındaki algı yönelimlerini Ģu sözlerle ifade ediyor: “Biz Amerika'da olsun, yurtdışında diğer pazarlarda olsun, Türk olduğumuzu bağıra bağıra söylemiyoruz. Bunu yapmanın getireceği bir fayda yok bugün için. Çünkü günümüzde geçerli olan şey global olmak. Markaların kökenleri önemli değil. Dünya vatandaşı olmak önemli.43 Reklam kampanyasındaki milliyetçi söylemlerin „aĢırıya kaçması‟ ihtimaline karĢı baĢtan tedbirli olduğunu açıkça ifade eden44 Mavi Jeans‟in aksine Cola Turka örneğinde Ertuğrul Özkök, Ülker‟i “küresel rekabet sınırları içerisinde kalma” konusunda uyardıktan sonra milli hassasiyetlerin Amerikan ürünleri karĢıtlığına dönüĢmesi riskine dikkat çekmektedir: “Ben dünya piyasalarında küresel devlerle kapışan Türk şirketlerine hep hayranlık duydum. Mavi Jeans'i yaratan insanları hep takdirle izlerim. (...) Son günlerde Cola Turka adlı ürünün piyasaya sürülmesi dolayısıyla yapılan tartışmaları ve yaratılmak istenen psikolojik iklimi fevkalade tehlikeli buluyorum. Yaratıcıları bunu „pozitif milliyetçilik‟ ambalajı içinde sunmak istiyorlar. Hayır, bu pozitif milliyetçilik falan değil, düpedüz „kaba 43 Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. “Irkçılıktan uzak durabilmek için bu konuda yapılan bütün yaklaşımları elimizle bir kenara ittik.” Hürriyet, 8.2.2001, http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/01/02/08/ekonomi/11eko.htm. 44 http://www.denizyalcin.com.tr milliyetçilik‟tir. Bir Türk markası yaratmak başka bir şey, bu markayı „Biz Türküz, siz de onu değil bunu alın‟ konsepti üzerine kurmak farklı bir şey. Ülker, dünyadaki ve bölgedeki antiAmerikan duygulara dayalı bir ürün pazarlama yöntemine geçiliyor. Bana göre bu „küreselleşen dünyada‟ kısa dönemli ve riskli bir konsepttir.Çünkü Ülker artık küresel bir şirkettir ve ekonominin küresel kurallarını, kendini milliyetçiliğin dar sınırlarına hapsetmek mecburiyetinde olan mahalli şirketlere göre çok daha kıskançlıkla korumalıdır. Milli duyguları ve etnik hassasiyetleri ekonomi hayatına bulaştırmamak, Ülker gibi şirketlerin ve genel olarak da Türkiye'nin yararınadır. Unutmayalım, Türkiye küreselleşmenin nimetlerinden iyi yararlanan bir ekonomi dehasına sahiptir. O yüzden bu ekonomiyi milli sınırlara kapatacak değil, tam aksine açacak stratejilere ihtiyaç var.”45 TÜRKĠYE SatıĢ Tutarı (000 YTL) Tem 2003 Ags. 2003 Eyl. 2003 Ekm.2003 Ksm.2003 Ara.2003 Oca.2004 Sbt.2004 Mar.2004 Nis.2004 Toplam pazar 129.858,30 138.134,00 119.330,70 97.698,51 103.457,97 91.962,11 79.330,95 84.495,04 82.610,30 98.854,02 83.396,92 92.582,52 80.278,10 66.417,66 73.846,88 65.967,69 56.320,58 58.889,99 56.990,80 67.610,47 Normal 4.612,34 4.558,89 4.173,77 3.725,22 3.552,99 3.277,35 3.264,35 3.545,69 3.756,07 4.514,19 Diet 25.395,64 24.796,30 20.920,80 16.365,53 16.327,73 14.345,36 12.218,94 13.933,09 13.403,61 16.619,31 Flavor 139,60 174,60 138,01 128,47 86,78 100,98 119,04 125,80 127,46 138,36 Soda-tonic 1.177,83 1.200,14 972,24 728,84 574,88 450,33 384,17 494,26 430,15 546,69 Lemon&lime 15.135,96 14.821,56 12.847,81 10.332,80 9.068,71 7.820,40 7.023,87 7.506,21 7.902,21 9.425,00 Plain TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG IHLAS FRIGOPAK DIGER Toplam 80.847,98 26.475,38 1,01 15.567,81 0,00 1.721,80 2.230,06 0,00 3.014,24 129.858,28 79.150,86 25.916,72 0,00 26.405,35 0,00 1.673,53 2.135,60 0,00 2.851,94 138.134,00 68.615,44 22.508,51 0,00 22.668,01 13,90 1.389,46 1.715,93 0,00 2.419,49 119.330,74 45 57.688,13 17.490,37 0,00 18.153,08 22,61 1.042,03 1.365,50 0,00 1.936,79 97.698,51 62.148,56 16.134,95 0,00 20.839,94 9,77 1.069,46 1.434,48 0,00 1.820,81 103.457,97 56.441,29 14.565,02 0,00 16.989,01 7,36 1.072,66 1.483,28 0,00 1.403,49 91.962,11 50.118,08 12.843,83 0,00 13.108,28 6,38 932,20 1.177,99 0,00 1.144,19 79.330,95 54.080,71 14.112,84 0,00 12.898,53 3,96 1.000,97 1.205,88 0,00 1.202,73 84.505,62 52.221,92 14.814,20 0,00 12.368,24 0,51 1.025,73 1.164,82 0,00 1.014,88 82.610,30 Bu, Pozitif Değil Kaba Milliyetçiliktir, Ertuğrul Özkök, Hürriyet, 15.07.2003, http://www.hurriyetim.com.tr/yazarlar/yazar/0,,authorid~10@sid~9@tarih~2003-07-15-m@nvid~290790,00.asp http://www.denizyalcin.com.tr 62.794,89 18.069,76 0,00 14.026,08 5,09 1.220,33 1.428,18 0,00 1.309,69 98.854,02 TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG 62,30% 20,40% 0,00% 12,00% 0,00% 1,30% 57,30% 18,80% 0,00% 19,10% 0,00% 1,20% 57,50% 18,90% 0,00% 19,00% 0,00% 1,20% May.04 Haz.2004 59,00% 17,90% 0,00% 18,60% 0,00% 1,10% Tem.2004 60,10% 15,60% 0,00% 20,10% 0,00% 1,00% Ags.2004 61,40% 15,80% 0,00% 18,50% 0,00% 1,20% Eyl.2004 63,20% 16,20% 0,00% 16,50% 0,00% 1,20% Ekm.2004 64,00% 16,70% 0,00% 15,30% 0,00% 1,20% Ksm.2004 63,20% 17,90% 0,00% 15,00% 0,00% 1,20% Ara.2004 Toplam pazar Normal Diet flavor Soda-tonic Lemon&lime Plain 111.076,46 76.179,40 4.722,14 18.783,71 136,49 620,65 10.634,07 126.622,26 86.729,51 5.185,18 21.463,33 154,26 787,23 12.302,75 148.542,55 102.459,40 5.703,74 24.634,93 167,63 1.041,55 14.535,30 155.540,01 106.690,50 5.667,50 26.569,19 170,85 1.171,82 15.270,15 140.439,10 97.006,28 5.211,39 23.054,90 161,21 933,13 14.072,19 133.436,46 95.080,88 5.008,37 20.077,16 125,90 738,29 12.405,86 131.126,33 95.934,02 4.419,27 19.504,63 108,91 634,41 10.525,09 105.792,80 75.744,50 4.139,32 15.934,49 137,00 559,57 9.277,92 TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG IHLAS FRIGOPAK DIGER Toplam 71.135,68 20.746,83 0,00 15.246,75 7,40 1.243,84 1.422,66 0,00 1.543,30 111.346,46 80.405,06 22.726,26 0,00 18.549,29 7,14 1.402,27 1.722,78 0,00 1.809,46 126.622,26 93.248,31 25.354,78 0,00 24.268,19 7,45 1.634,39 1.775,17 12,27 2.242,01 148.542,57 99.067,11 26.195,05 0,00 24.175,49 3,71 1.746,77 1.717,70 91,19 2.542,96 155.539,98 89.436,47 24.100,54 0,00 21.004,63 1,60 1.721,22 1.614,71 99,28 2.460,65 140.439,10 86.574,38 23.178,02 0,00 18.433,90 1,59 1.494,80 1.332,63 125,08 2.296,07 133.436,47 86.404,15 21.616,59 0,00 18.470,82 0,00 1.311,03 1.261,99 136,09 1.925,67 131.126,34 70.266,85 17.342,08 0,00 14.111,07 0,00 1.228,96 1.073,44 152,83 1.617,57 105.792,80 63,70% 17,20% 0,00% 15,00% 0,00% 1,20% 1,10% 0,10% 1,80% 1,60% 0,00% 1,50% 64,90% 17,40% 0,00% 13,80% 0,00% 1,10% 1,00% 0,10% 1,70% 1,50% 0,00% 1,40% 65,90% 16,50% 0,00% 14,10% 0,00% 1,00% 1,00% 0,10% 1,50% 1,40% 0,00% 1,40% 66,40% 16,40% 0,00% 13,30% 0,00% 1,20% 1,00% 0,10% 1,50% 1,40% 0,00% 1,20% TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG IHLAS FRIGOPAK DIGER 1,70% IHLAS 0,00% FRIGOPAK 2,30% DĠĞER 64,00% 18,40% 0,00% 13,70% 0,00% 1,10% 1,30% 0,00% 1,40% 1,50% 0,00% 2,10% 63,50% 17,90% 0,00% 14,60% 0,00% 1,10% 1,40% 0,00% 1,40% 1,40% 0,00% 2,00% http://www.denizyalcin.com.tr 62,80% 17,10% 0,00% 16,30% 0,00% 1,10% 1,20% 0,00% 1,50% 1,40% 0,00% 2,00% 63,70% 16,80% 0,00% 15,50% 0,00% 1,10% 1,10% 0,10% 1,60% 1,40% 0,00% 1,80% 63,50% 18,30% 0,00% 14,20% 0,00% 1,20% 1,40% 0,00% 1,30% Oca.2005 Sbt.2005 Mart.2005 Nis.2005 May.05 Haz.2005 Tem.2005 Ags.2005 Toplam pazar Normal Diet flavor Soda-tonic Lemon&lime Plain 98.948,28 70.492,03 3.998,81 15.806,32 141,56 518,36 7.991,20 94.382,26 67.130,60 4.029,63 14.692,55 136,05 528,70 7.864,73 95.175,82 66.470,00 4.029,52 15.554,74 130,12 554,01 8.437,43 112.775,82 77.196,08 4.657,73 20.400,23 148,52 703,32 9.669,94 128.461,49 87.739,17 5.250,57 23.313,45 146,13 931,90 11.080,27 143.121,40 98.990,67 5.545,92 24.998,56 191,35 1.285,50 12.109,40 160.386,41 110.892,50 5.797,17 27.451,34 242,10 1.929,11 14.074,19 175.369,21 121.008,20 6.141,91 29.844,10 252,16 2.337,76 15.785,08 TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG IHLAS FRIGOPAK DIGER Toplam 66.182,02 15.583,70 0,00 13.436,91 0,00 1.240,26 1.142,29 97,59 1.265,53 98.948,30 62.794,95 15.342,61 0,00 12.799,20 0,00 1.191,90 1.069,17 51,17 1.133,25 94.382,25 63.723,10 15.807,47 0,00 12.167,08 0,00 1.230,74 1.009,12 46,35 1.191,96 95.175,82 76.514,47 18.946,99 0,00 13.351,53 0,00 1.342,46 1.079,90 36,40 1.504,08 112.775,83 86.667,33 21.311,50 0,00 15.778,06 10,85 1.667,28 1.216,97 37,10 1.772,41 128.461,50 96.285,34 24.297,75 0,00 17.512,46 17,82 1.891,93 1.138,11 60,20 1.917,78 143.121,39 108.863,20 27.680,49 0,00 18.227,46 9,70 2.197,61 1.201,58 55,99 2.150,37 160.386,40 119.106,10 30.522,40 0,00 19.452,79 5,56 2.506,59 1.209,93 65,09 2.500,79 175.369,25 TCCC PBG CAMLICA ULKER REKOR ULUDAG IHLAS FRIGOPAK DIGER 66,90% 15,70% 0,00% 13,60% 0,00% 1,30% 1,20% 0,10% 1,30% 66,50% 16,30% 0,00% 13,60% 0,00% 1,30% 1,10% 0,10% 1,20% 67,00% 16,60% 0,00% 12,80% 0,00% 1,30% 1,10% 0,00% 1,30% 67,80% 16,80% 0,00% 11,80% 0,00% 1,20% 1,00% 0,00% 1,30% 67,50% 16,60% 0,00% 12,30% 0,00% 1,30% 0,90% 0,00% 1,40% 67,30% 17,00% 0,00% 12,20% 0,00% 1,30% 0,80% 0,00% 1,30% 67,90% 17,30% 0,00% 11,40% 0,00% 1,40% 0,70% 0,00% 1,30% 67,90% 17,40% 0,00% 11,10% 0,00% 1,40% 0,70% 0,00% 1,40% Yukarıdaki tablolarda, Ülker grubunun Cola Turka‟sının Türkiye‟deki gazlı içecek grubundaki performansı, Türkiye‟nin genel gazlı içecek pazarı ve rakiplerinin verileri ile karĢılaĢtırmalı olarak yer almaktadır. Türkiye‟de Temmuz 2003‟te gazlı içecek pazarına girmesi ile birlikte pazara ivme getirmekle beraber, pazarın genel hacmindeki oynamalara rağmen rakiplerinden pay da alarak pazarda yerini almıĢtır. Pazara giriĢi ile birlikte reklam kampanyalarına da baĢlayan Cola Turka, milliyetçilik ögeleri yogun Tv reklamları ile karĢımıza çıkmaktadır.Pazarda yer aldığı günden itibaren reklam politikası olarak milliyetçilik ögelerini kullanmıĢ ve belirli dönemlerde kullanmaya devam etmektedir. Özellikle milliyetçi ögelerin reklamlarda kullanıldığı dönemlerde pazar payında da eĢ zamanlı artıĢlar gözlemlenmektedir. Bununla beraber “Ġbrahim Kutluay‟ın elindeki çiçek” rumuzlu reklam filmi ile aynı etkiyi yakalayamadığını söyleyebiliriz. Aynı dönemde pazarda küçülmeler oluĢmuĢ olsa da toplam içerisindeki payı % olarak büyüme göstermiĢtir. Ayrıca bu reklam filmi için Ali Atıf Bir de Hürriyet gazetesindeki köĢesinde “Pozitif milliyetçiliğe ne oldu?” baĢlıklı yazısında “Cola Turka Light filmi hiç komik değil, üstelik klişe bir yaratıcı stratejiden yola çıkıyor, üstelik de Cola Turka daha önce kullandığı pozitif milliyetçilik değerlerini de hiçe sayıyor, resmen „„Amerikanım‟‟ imajını köküne kadar http://www.denizyalcin.com.tr kullanıyor. Şimdi soruyorum ilk stratejide satan milliyetçilik ve mizah olduğuna göre burada ne satacak? Prestij konumu mu? Böyle bir prestijden gerçek diyet kola kitlesinin etkileneceğini hiç sanmıyorum. Light Cola'da „„Daha öne Amerikan malı diye içmiyordum şimdi köküne kadar bir milliyetçi diyet ürün var‟‟ diye içilecek bir şey değil ki!” 46 ifadesini kullanmıĢtır. Ali Atıf Bir, aynı köĢe yazısında ayrıca Ģu ifadelere yer vermiĢtir: “BİZ Cola Turka'nın yeni filmini beklerken Cola Turka Light'ın filmi çıktı geldi. Çok gerekliymiş gibi. Öncelikle şunu söyleyeyim şu anda Cola-Turka'nın gereksinimi olan şey normal Cola Turka reklamıydı, Cola-Turka Light değil. Hangi akla hizmet light reklamına başlandı pek anlamadık. Ama başlanmış başlanmış bize eleştirmek yakışır. Reklamda New York'ta bir Türkish Night yazmasa ilk strateji ile bağlantı kurmak mümkün değil. Zaten bu reklamda Chevy Chase olmadığına göre reklam niye New York'ta geçiyor anlamak zor. İbrahim Kutluay'la Demet Şener kel alaka durmuyorlar, üstelik dikkat çekiyorlar ama ürünü kullandırmaya da isteklendirmiyorlar.” 47 Bunun yanı sıra, ağustos 2003 tarihinde “New York‟ta bir morning” reklam kampanyası ve Temmuz 2003‟te olduğu gibi 2004 yılının Nisan ayında da yayınlanan “Biber dolması yapan Amerikalı kadın” reklamları da Cola Turka‟nın milliyetçilik ögesi iĢlenen reklamlarındandır. Ancak, Cola Turka‟nın ilk olarak pazara ilk giriĢinde yayınladığı “Biber dolması yapan Amerikalı kadın” reklam filminin tekrarında yani 2004 nisanında aynı etkiyi gösteremediği görülmektedir. Marketing Türkiye Yayın Kurulu Üyesi Murat Ermert‟in Rafineri Reklam Ajansı‟nın Stratejik Planlama Direktörü Aslı Yorgancıoğlu ile yaptığı röportajda Cola Turka reklamları için Aslı Yorgancıoğlu Ģu ifadeleri kullanmıĢtır: “Cola Turka filmi de boyutunu o kadar aşarak bir farklı bir yerlere geldi ki, bunun böyle olacağını normalde yurtdışından birisi katiyen tahmin etmezdi. Ben o kadar bilinçli olduğuna da inanmıyorum, tesadüfler olayı besledi.”48 Murat Ermert ise aynı yazıda Ģu ifadelerine yer vermiĢtir: “Pozitif milliyetçilik falan... Söylediği bir damar vardı. Ama lansman yapıldığı gün, bizimkilerin kafasına çuval geçirdiler. İstesen bu kadar olmaz. Ama asıl önemli olan bir yere gelmekten ziyade orada ne yapabileceğin.”49 46 Ali Atıf Bir, Hürriyet,14.03.2004 Ali Atıf Bir, Hürriyet,14.03.2004 48 Marketing Türkiye, Murat Ermert,01.10.2003 49 Marketing Türkiye, Murat Ermert,01.10.2003 47 http://www.denizyalcin.com.tr II. 2. Türk Tipi Reklam ve Pozitif Milliyetçilik II.2.1 EleĢtirel Bir BakıĢ Bu çalıĢmada toplumun milliyetçi hissiyatını etkileme çabası açısından ele alınan iki örnekten Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” kampanyası, “Türk tipi reklam” kavramını literatüre sokan ve bunun Türkiye‟deki en baĢarılı uygulayıcılarından biri olan Ali Taran‟ın imzasını taĢımaktadır. ATCW (Ali Taran Creative Workshop) isimli reklam ajansının sahibi olan ünlü reklamcı, Tokai (Çakar Çakmaz Çakan Çakmak), Capri Sun (Önce Hüplet Sonra Gümlet), Derby (Ali Desidero), Ġxir (Banu Alkan), fındık (Aganigi Naganigi) gibi reklamların yaratıcısı. Türkiye‟nin kendine özgü bir yapısı olduğunu ve reklamların da bu noktaların üzerine gitmesi gerektiğini vurgulayan Taran‟a göre reklamcı, “Türkiye‟de yaşayan insanların bazı durumlardaki tutumlarının ne olduğunu bilmemiz gerektiğini bilme” yükümlülüğündedir. 50 BaĢarı için kimlerle konuĢtuğunu bilmenin önemini vurgulayan Taran, bunun için Mavi Jeans reklam filmini örnek göstermiĢtir: “Pis milletiz. Bizim kadar insanına ve olaylara küfreden bir millet yoktur. Biz birbirimizi çok tanır ve bunun böyle olduğunu çok iyi biliriz. Avrupa' ya gidip gelince bunu çok daha fazla söyleriz. Ama birisi bize pis olduğumuz söylediğinde kızıp bozuluruz. Biz bunu bildiğimiz için Mavi Jeans‟te kendimizi en fazla aşağılandığımız hissettiğimiz ülke ve şehir olan Amerika ve New York'u kullandık. Böylece kompleksimizi bizimde sizden iyi olduğumuz noktalar var mesajı ile incinmiş duyguları yücelttik. O yüzden de reklam ses getirip başarılı oldu.”51Taran, Mavi Jeans reklamıyla Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen 10. Kristal Elma YarıĢması‟nda “Tekstil Dalında En Ġyi Reklam” ödülünü almasına rağmen reklam dünyasında bazı kesimler tarafından avamlıkla suçlanmaktadır. Örneğin ünlü reklamcı Haluk Sicimoğlu‟na göre, Türkiye‟de markaların önündeki en önemli sorunlardan biri, yeni konseptler üretmeye yanaĢmamaları ise; diğeri de, „avamlıktan kurtulmaya çalıĢan‟ Türk halkını avamlıkla besleyip bundan gurur duymaları. “Reklamcı iki yola gidebilir: Ya popüler kültüre çok fazla bulaşmadan kendini net ifade etme yoluna asil bir şekilde gidebilir; ya da lumpenleşebilir. Kristal Elma'da, 50 Ve Ali Taran da Sonunda KonuĢtu, Marketing Türkiye, http://www.media.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=3138 51 Kiminle KonuĢtuğunu Bileceksin!, Marketing Türkiye, 4.12.2004 http://www.media.ankara.edu.tr/reklam/yazi.php?yad=3757 http://www.denizyalcin.com.tr lumpenleşen ve lumpenliği ön plana çıkaran işlere ödül verildikçe iş iyice çığırından çıkıyor. Burada bir de „Halk ne istiyorsa onu vermek lazım‟ durumu oluşuyor.52 Ülker‟in gazlı içecek pazarına girdiği markası Cola Turka‟nın reklam kampanyası ise, Mavi Jeans‟in kimileri tarafından „Türk tipi reklam‟, kimileri tarafından ise „avamlık‟ olarak değerlendirilen milliyetçi hissiyata oynayan reklamlarına yeni bir kavram ekledi: Pozitif milliyetçilik. Cola Turka‟nın basın lansmanında Y&R/Reklamevi Genel Müdürü Serdar Erener tarafından dile getirilen ve sonrasında basında büyük tartıĢmalara yol açmıĢtı. Hazır Kart (Özgür Kız), Garanti Bankası (Su satan çocuk, 12 Dev Adam) Arçelik (Robot Çelik) reklamlarıyla tanınan Erener, bu kavramı Ģöyle tanımlıyor: “Güler yüzlü, üreten, Türk‟ün Türk‟e propagandasını yapmayan, hatta tam bunun karĢısında olan, iyiyi yapıp bunu dünyaya sunmaya çalıĢan milliyetçilik”. Erener, ayrıca pozitif milliyetçiliğin arkasında anti-kültür emparyalizmi, anti-emperyalizm gibi „demode‟ kavramların olmadığını da ısrarla vurguluyor: “Buralıyız, buranın hal ve gidişini seviyoruz. Kötü taraflarımızı da düzeltmeye çalışıyoruz. O Tanzimat münevveri mantığı ile bakmıyoruz. Kişisel olarak onurumu kırıyor bu bakış açısı”.53 Tespih sallayan ve yenge ve çoluk çocuğun hatırını soran, ardından da „Bendensin‟ diyen Coni, dolma yapan kadın, misafirler uğurlanırken bir kova su dökülmesi, Dağ BaĢını Duman AlmıĢ gibi Türk öğelerinin kullanıldığı reklam filmi, Süleymaniye baskınının olduğu gün yayınlanmaya baĢlamıĢ ve Türkiye‟deki Amerikan karĢıtı dalgayı arkasına alarak kola pazarından büyük bir pay kapmayı amaçlamıĢtır. Mayıs 2002‟de Çamlıca tesislerini satın alarak Gazlı Ġçecekler kategorisine giren, hemen ardından da Sunny ve Link markalarını lanse eden Ülker, Gazlı Ġçecekler kategorisinin %65‟ini oluĢturan kola segmentine ise Temmuz 2003‟te Cola Turka ile girmiĢtir. Ülker Ürün Grup Müdürü ġebnem Nasi, Cola Turka‟ya yerleĢtirmek istedikleri algıyı Ģu sözlerle ifade ediyor: “Cola Turka‟yı çıkarırken odak noktalarımız, tüketici ve özgünlük oldu. Bu, bizim kolamız”.54 Cola Turka‟nın reklam kampanyaları neticesinde Gazlı Ġçecekler pazarına yerleĢmesine rağmen reklamın temel söylemin oluĢturan pozitif milliyetçilik, medyada büyük 52 Avamlığı Beslemekten Gurur Duyuyoruz, Murat Ermert, Marketing Türkiye, 1.12.2003. Alafranga Çocuklar Değiliz, AkĢam, 14.07.2003, http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/07/14/yasam/yasamprn2.html 54 Ülker'in Bombası, AkĢam, 8.7.2003 http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2003/07/08/ekonomi/ekonomiprn1.html 53 http://www.denizyalcin.com.tr eleĢtirilere hedef olmuĢtur. Çetin Altan, reklamı „Türk‟ün Türk‟e propagandası‟ Ģeklinde yorumlarken Zaman gazetesinden Fikret Türkel, “Amerikan aleyhtarlığına kuru bir slogan yerine, en büyük Amerikan ürününe rakip olma iddiası çok sıcak geliyor herkese” cümleleriyle reklamın söylemini sempatik bulduğunu belirtiyordu. 55 Bu dönemde medyada pozitif milliyetçiliğe karĢı en ağır yazılardan birini kaleme alan Zeki CoĢkun ise, “Milliyetçi Kola, Nası Bi ġey Ola?” baĢlıklı yazısında Ģunları söylüyordu: “Amerikalılar Kuzey Irak'ta Türk karargahını basıp 11 askerimizi esir alırken gösterime girdi 'New York'ta Bir Morning' reklamı. Ve yüreğimizin yağları eridi: Alın işte, kendi evinizde, yurdunuzda kendi silahınızla –kolanızla- vuruyoruz sizi, Türkleştiriyoruz, ey gafil Amerikalılar! Planlasan bu kadar olmaz. Bir tarafta 'çiğnenen onur' muhabbeti ve beraberinde epeydir unutulan, silinen 'Çirkin Amerikalı' lafının yeniden dolaşıma girmesi, ve tam o sırada New York'ta Bir Morning reklamı. İçenin bir kimliği yok fıkrada da reklamda da. İçilen yerin, ülkenin de kıymeti harbiyesi yok. Dedik ya, sihirli iksir var. Anında her şeyi, herkesi değiştiriyor, 'bizden'leştiriyor. İletişim uzmanlarına göre pozitif miliyetçilikmiş bu. Bence tam tersi. Negatiften, eksiden başlıyorsunuz her şeye, bütün milliyetçiliklerde olduğu gibi. İşin komiği, ne Amerika'nın haberi var bundan, ne de Amerikalı'nın. Kendi kendine gelin güvey olma durumu. Çünkü söz konusu ürün ve reklam sadece iç pazara yönelik”.56 Reklam, Chevy Chase gibi Amerikalı ünlü bir oyuncunun Amerikan karĢıtı bir reklam filminde baĢrolde olması nedeniyle yabancı reklam dünyasında da büyük ilgi uyandırmıĢtı. 57 Nitekim Marketing Türkiye‟nin dünyaca ünlü reklam eleĢtirmeni Bob Garfield‟la mülakatına da Cola Turka damgasını vurmuĢtu. Cola Turka tarzı milliyetçi ürün reklamlarının herhangi bir sakıncası olup olmadığına dair soruya Garfield Ģu cevabı veriyor: “Bırakın „var mı‟yı, bu tür çıkışların sakıncalı olmayan tek bir tarafı bile yok! Bunun adı, ürün satmak adına halkların önyargılarını sömürmek ve özellikle de nefret yaratmaktan başka bir şey değildir. Ben bu tür kampanyaların uzun vadede işe yarayacağına inanmıyorum. Hatta ters tepeceğini 55 Benim Colam Senin Colanı Döver, Enis Tayman, Tempo, 17.7.2003 http://www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika/02719/ 56 Milliyetçi Kola, Nası Bi ġey Ola?, Zeki CoĢkun, Radikal, 11.7.2003 http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=81078&tarih=11/07/2003 57 “Advertising Age dergisi Chevy Chase'in rol aldığı Cola Turka kampanyası ile ilgili haberinde, kampanyanın Türkiye'de anti-Amerikan duyguların yükseldiği bir zamanda yayına girdiğine dikkat çekiyor. Kampanya ve Cola Turka ile ilgili detaylı bilgilerin aktarıldığı haberde, Hollywood aktörlerinin yabancı reklamlarda oynamalarına sık rastlandığı ancak Chase'in siyasal açıdan tansiyonlu bir dönemde, üstelik Amerikan rakiplerine karşı pazara çıkan bir yerel kolanın reklamında oynamasının pek rastlanmayan bir örnek oluşturduğu belirtiliyor.” Cola Turka Kampanyası AdAge'de, Media Cat, Temmuz 2003, http://www.mediacatonline.com/haber.asp?haber=734 http://www.denizyalcin.com.tr düşünüyorum (...) Reklam bir dekor değildir. Bizzat kültürün oluşturucusudur. Bu yüzden de özel bir sorumluluğu vardır. Dahası, reklam, sadece hedef kitlenin değil, onun dışındaki kitlelerin evlerinin de davetsiz misafiridir. Hele hele, hem davetsiz misafir, hem sorumsuz olamazsınız.”58 II.2.2 Reklam Pastasında Televizyon TOPLAM REKLAM YATIRIMI YILLAR TV REKLAM YATIRIMI TV PAYI % 1997 1306 400 31 1998 1239 378 31 1999 924 389 32 2000 1365 459 31,9 2001 734 232 31,6 2002 953 347 36,4 2003 1173 462 39,3 2004 1308 956 39,1 Kaynak: Reklamcilar Dernegi yillik reklam sektoru buyuklugu aciklamalari. Veriler, RD`nin web sitesinden alinmistir. Televizyon, özellikle 2002 yılından bu yana, mecra yatırımları dağılımında payını artırmaktadır. 59 Bu olgudaki en önemli etken Ģüphesiz ki, Türkiye`de yaĢayan insanların %98`ine ulaĢan eriĢim kapasitesi, giderek artan izlenme oranları ve bunun yanı sıra, gün basına düĢen TV izleme saatindeki artıĢtır. 22 ulusal, 17 bölgesel, 222 yerel ve yüzlerce farklı içerikli programla herkese hitap eden, en dominant mecra olma özelliğiyle, TV her zaman reklamveren firmaların gözbebeği olmaya devam etmektedir. Mavi Jeans: “Çok Oluyoruz” Kampanyası Mavi Jeans, “Çok Oluyoruz” kampanyasına 1997 yılının mayıs ayında baĢladı. Yaz aylarında devam eden ve temmuz sonunda sona eren kampanya, iddialı söylemi ve `yabancı jeans markalarına kafa tutan marka` konumlandırmasıyla çok konuĢuldu. Dünyanın en büyük parasal ve endüstriyel merkezi konumundaki New York`ta bulunduğumuzu reklam filminin sonundaki gökdelen manzaralı fonla anlıyor olsak bile, bir toplantı odasında iĢ konuĢan George ve John bize ABD`de bulunduğumuz mesajını veriyor. 58 Çok ġapka, Az Ġnandırıcılık Demektir , Marketing Türkiye, 15.10.2003 Reklamcılar Dernegi yıllık sektör büyüklüğü açıklamaları. Tabloda yer alan rakamlar, RD internet sitesinden alınmıĢtır. 59 http://www.denizyalcin.com.tr “Cok Oluyoruz” 1997 Superpoze: New York 1997 -Merhaba George, gelsene. Avrupa ve Ortadoğu Sorumlusu olarak, söyler misin Tanrı aşkına, Türkiye`de neler oluyor George? Neydi o marka? - Mavi, Mavi Jeans. - Her neyse ! Bunlarin bizim kalite standartlarimizla uretimi Turkiye`de yapmaları mümkün mu? - Biz de üretimimizi Turkiye`de yapıyoruz John… - Peki ya kumaş? - Kumaş da aynı… Onlar da Kayseri`den aliyor, biz de… Hatta dikiş de bazı… - Bazı ne? - Bazı artıları bile var. - George, biz çok büyük bir markayız, bunu asla aklından çıkarma ! Ve sakin bana bir Turk firmasıyla başa çıkamayacağız deme! - Ama bütün bunlar karlılığımızı engellemiyor ki. Biz dünyaca ünlü bir marka olduğumuzdan, aynı malı %50 daha pahalıya, yani %50 daha büyük bir karla satabiliyoruz. Aynı malı John! - Aynı malı deme George, yani malı deme! Sen açık açık Turklerin bu işi bizim kadar kaliteli yaptığını mı söylemek istiyorsun yani? - Hm, itiraf etmek gerekirse… - Ee, yeter! Bu Turkler de, çok oluyorlar artık! EDS: Çok Oluyoruz, Mavi Jeans. `Packshot` adı verilen ve ekranda firma adı ve temel mesajın göründüğü reklam filminin son bölümünde, aslında kendi baĢına bir afiĢ ya da bir fotoğraf olarak algılanabilecek ve yorumlanabilecek bir görüntüyle karĢı karĢıya kalıyoruz: Bu durağan görüntü, “Her reklam ürünü söyler (bu onun düz anlamıdır), ama baĢka bir Ģey anlatır (bu onun yan anlamdr)” diyen Barthes`ın ifade ettigi gibi, içinde pek çok anlam barındıryor. Ancak bu anlamlar karıĢık değil, aksine yalın göstergeler son derece kolaylıkla okunabiliyor. Gökyüzündeki deforme edilmiĢ ay yıldız, bize direk olarak Türk bayrağını çağrıĢtırırken, arka plandaki gökdelenler bize ABD`de olduğumuzu bir kez daha anımsatırken, ay-yıldızın ABD semalarında http://www.denizyalcin.com.tr görünmesi bir ilerleme, bir büyüklük, bir gurur olgusunu da beraberinde getiriyor. 60 Öte yandan, reklam sloganı da, kısa ve dilsel karmasadan uzak yalınlıgıyla dikkat çekerken, hedef kitlesinde, Türklerin, kendilerinden beklenmeyecek ölçüde ilerledikleri mesajını veriyor, neredeyse `makus tarihlerini yendikleri` duygusunu uyandırıyor ve gururunu okĢuyor. Mavi Jeans: “Çok Ġleri Gittik” Kampanyası 1999 yılında ABD pazarına tamamen girmiĢ olan Mavi Jeans, ilk kampanyanın devamı niteliğindeki “Çok Ileri Gittik” kampanyasıyla hafızalarımızı tazeleyerek, bize kahramanlarimiz George ve John`un baĢka bir diyaloğunu dinlemeye davet ediyor: “Çok Ileri Gittik” 1999 Superpoze: New York 1999 - Oh my god. Oh my god! George… George! - Evet John, ne oldu? - Söyler misin tanrı aşkına George? Neler oluyor? - Türkiye`de mi? - Burda, Amerika`da. Bunlar, burada mı burdalar? - Maalesef John… - Burnumuzun dibinde, New York`ta! - Nerdeyse butun Amerika`da John. - Ne? - Evet, xxx`e ve xxx`e de girdiler. - Senin kulağından çıkanı ağzın duyuyor mu George ? Bunlar Amerika`nin en büyük mağaza zincirlerinden. - Evet. - Hadi canım, Amerika`da kim alır bu markayı George? - Ozellikle gençler aliyor John. - Gençler mi alıyor? - Evet. Ve en önemlisi de… - Evet, en önemlisi ne? 60 Cok Ileri Giderek Bir `Mavi` Afisi Okumak Ya Da Bir Reklam Afisinin Gostergebilimsel Cozumlemesi, Mete Camdereli. http://www.denizyalcin.com.tr - Bizden daha pahalıya satıyorlar… - Bizden daha pahalıya mı satıyorlar? Aynı malı ? - Aynı malı John. - Aynı malı deme George, aynı malı deme ! - Sen dedin John ! - Sana birşey konuşıym mı George? Bu Türkler çok ileri gittiler, çok ileri gittiler, anlıyor musun? Çok ileri! EDS: Çok İleri Gittik. Mavi. Jeans. 2000 yılında yeni jeans renkleri olan Zapp ve Ziftt`i tanitmak amaciyla yeni bir reklam kampanyası yapan Mavi Jeans, 2001 yılında pek çok firma gibi, ekonomik kriz nedeniyle kesilen medya bütçeleri sonucunda TV`de iletiĢim yapmıyor. 2002 yılında “Mavi Amerika Türkiye`de” kampanyasinın ardından 2002 yılında ise `celebrity using-ünlü kullanımı` yöntemiyle, Deniz Akkaya, Kenan Doğulu, Doğa Rutkay, Nejat IĢler, Nurgül YeĢilçay gibi gençler arasında yüksek rating alan kiĢilerlere Mavi giydirerek bir imaj kampanyası yapıyor. Bu kampanyayı takiben, Kopenhag, Londra, Sidney ve Montreal mağazalarının açılıĢlarına vurgu yapan ve böylece markanın artık sadece ABD`de değil, tüm dünyada satıĢ yapan ve tanınan bir marka haline geldiği mesajini veriyor. 2004 yılından baĢlayarak, milliyetçi unsurlara gönderme yapan iletiĢim dilinden uzaklaĢan Mavi, reklam kampanyalarında TV filmleri kullanmaya devam ediyor. YILLAR TV REKLAM HARCAMALARI (USD) 1997 $7,822,616 1998 $4,186,382 1999 $7,421,385 2000 $5,598,600 2001 $0 2002 $3,572,145 2003 $19,046,784 2004 $16,868,429 2005 $13,334,795 Kaynak:Bilesim Medya Adexpoler 2005 Uretim tarihi:16/11/2005 http://www.denizyalcin.com.tr Cola Turca ve “New York`ta Bir Morning” Cola Turca`nın lansman filmi olan “New York`ta Bir Morning”, 2003 yılının Temmuz ayında yayına girdi ve tüm yaz boyunca, yarattığı pozitif milliyetçilik tartıĢmalarıyla reklamcıların gündemine oturarak devam etti. Çok güçlü bir medya bütçesiyle yıl boyunca TV iletiĢimine devam eden Cola Turca, lansman filminin ertesinde, daha çok Türk olmayı simgeleyen göstergeleri kullanarak, hayatımızın çok içinde olan, gündelik yaĢantımıza dair tavla oynamak, balkondan bakkala sepet sarkıtmak, hamama gitmek gibi eylemlerimizi, zihinlerde Cola Turca ile birleĢtirmeyi hedefleyen mesajlar verdi. Son yıllarda Ramazan ayında yüksek bütçeli TV kampanyaları yayına sokan Coca Cola gibi Cola Turca da, 2003 yılından itibaren “Iftar Time” ve “Ramazanda Bendensin” filmleriyle ramazan pazarından pay almak için gerekli adımları attı. Milliyetçi öğeler üzerine kurduğu iletiĢim stratejilerinden ödün vermeyen Cola Turca, 2004 yılında da yıllık reklam bütçesinden en büyük payı iki kampanyaya ayirdi: Ġlki, ramazan ayında gerçekleĢtirdiği ve kola kapaklarina porselen tabak hediyesi promosyonunun kampanyası için hazirlanan filmdi. Diğeri ise, yayınlandığında epeyce konuĢulan “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” kampanyası idi. Yıl boyunca bir çok reklam filmini yayına sokan Cola Turca, ġubat-Haziran ayları arasında, Chevey Chase`in ve eĢini canlandiran `biber dolması yapan` TürkleĢmiĢ Amerikali kadının yer aldığı filmle özellikle gençler arasinda gündemde kalmayı baĢardı. Yaz aylarından itibaren yönünü spora çeviren Ülker, Ibrahim Kutluay - Demet ġener ikilisini kullandığı filmle eĢ zamanlı olarak, ünlü futbolcu Van Hoijdonk`u da Chevey Chase`in ardindan TürkleĢtirerek milliyetçi stratejisini celebrity`lerle güçlendirdi. 2005 yilinda “Ġçindeki Turca Çıksın Ortaya” sloganıyla aynı çizgide iletiĢimine devam eden Cola Turca, Galata Kulesi`nden atlayan modern Hezarfen motifini kullandığı kampanyayı yaz aylarında yayınladı. Eylül ve Ekim aylarını ise 2003 ve 2004 yıllarında olduğu gibi yüksek frekanslı bir ramazan kampanyasıyla geçırdi. Bir önceki yıl Van Hoijdonk`un kullanıldığı spor aksında ise bu sene Emre Belezoğlu yer aldı. Cola Turca, 2003 yılında 52, 2004`te 146, 2005 yılı ekim ayı sonuna kadar ise 297 milyon USD medya bütçesiyle (tarife fiyatları üzerinden verilmistir) ve her sene yayınladığı yaklaĢık 8 yeni filmle Coca Cola karĢısında güçlu bir konum elde etmeyi baĢardı. http://www.denizyalcin.com.tr COLA TURCA TV REKLAM HARCAMALARI HARCAMA (USD) 350000000 300000000 297,299,822 250000000 200000000 Series1 150000000 Series3 146,446,888 100000000 52,093,374 50000000 0 2003 1 2004 2 YILLAR Kaynak: Bileşim Medya Adexplorer. http://www.denizyalcin.com.tr 2005 3 SONUÇ ÇalıĢmada görüldüğü üzere, milliyetçilik „90lı yılların sonunda, ABD ve AB ekseninde yaĢanan politik geliĢmelere de paralel olarak, Türk reklam sektörünün en güçlü örneklerinin kavramsal bazı olmuĢtur. Zaten, bir reklam kampanyasının bir iĢletmenin gerçekleĢtirmeyi hedeflediği reklam çabalarının tümü olduğu ve bu çabanın tek vuruĢluk çalıĢmalardan ziyade kendi içinde ve devam eden bir süreç olduğu düĢünüldüğünde, milliyetçiliğin ne denli etkili bir araç olduğu görülmektedir. SatıĢ teması, hedef kitle, hedef pazar ve ürünün kullananlar gibi reklamın çeĢitli temalarını kapsayan bu örnekler, doğru strateji ile baĢarıyı yakalamıĢtır. Mavi Jeans‟in “Çok Oluyoruz” ve “Çok Ġleri Gittik” reklamları, Cola Turka‟nın baĢtan sona kadar devam ettirdiği reklam stratejileri sonucu, milliyetçilik sömürülen bir düĢünce olmaktan çıkıp hem reklam fikirlerinin bazını oluĢturmuĢtur hem de farkındalık yaratma açısından tanıtımı yapılan ürünlere katma değer sağlamıĢtır. “BaĢkası” kavramının da mizahi bir dille kullanılmasıyla, bu ürünler iç piyasa paylarını fark edilir Ģekilde geliĢtirmiĢtir. Böylece, reklamın -çeĢitli evrelerindehatırlatma, ikna, farkındalık ve ürünü kullanmak için teĢvik etme fonksiyonları da Türklükle iliĢkilendirilip, hızlı geri dönüĢ alınmıĢtır. Sonuç olarak, Ģu söylenmelidir ki, çalıĢmamızın baĢında belirlediğimiz sorunsal; bu iki marka üzerinden kolaylıkla açıklanmaktadır. Milliyetçilik, Türk reklam sektöründe kullanılan bir temadır ancak baĢarının yakalanabilmesi için bu akımın içinde taĢıdığı aggresif ve kendine katıcı özelliklerin göz ardı edilmesi gerekir. Diğer türlü, Mavi Jeans ve ColaTurca‟nın yaptığı dıĢında, reklam kampanyaları sempati yaratmaktan çıkıp itici bir unsur haline dönüĢebilir. Elbette ki reklam sadece söylemek istediğini söyler, ama yanlıĢ anlamaların oluĢmasının minimalize edilmesi dikkat ve tutarlılık gerektirmektedir. http://www.denizyalcin.com.tr
Benzer belgeler
AYNI ANDA HEM YEREL HEM KÜRESEL HEM DE POPÜLER
Öyleyse Mavi Jeans‟in yurtdıĢına açılma hikayesinde Türklük öğesine vurgu yapması –ki bu
vurguyu reklamlarda kullanılan mavi beyaz ay-yıldız ve Türklüğe dair simgelerle 15
pekiĢtirmiĢtir- markanın ...