okuma parçası - Goethe
Transkript
okuma parçası - Goethe
Galiplerin yazmış olduğu tarih, Belgrad’da bir yaya Soru yönelten: Biz Gavrilo Princip hakkında fikirler topluyoruz ve sizin onun hakkında bildiklerinizi araştırıyoruz. Yaya: Gayet tabi onun hakkında bilgim var! Soru yönelten: E o zaman anlatmaya başlayın. Yaya: Bilindiği gibi (kahretsin!) Birinci Dünya Savaşı’nda (Franz veliahtı) Ferdinand’ı Saraybosna’da öldürdü. Hatırladığım kadarı ile, “Genç Bosna”nın da bir üyesiydi. O zamanların Avusturya-Macaristan’ında bir organizasyondu – o zaman adı öyleydi – ve Saraybosna’ya gitti. Seramoni sırasında – (veliaht ve eşi oturuyorlardı) arabada – “Genç Bosna” suikastı düzenledi. Habsburg monarjisinde öyleydi, orada yalnızca Sırplar vardı – Müslümanlar yoktu o zamanlar ne olarak anılıyorlarsa-, ve herkes Habsburg Monarşisi’nin terörüne bir son vermek ve onları yok etmek istiyordu. O zamanlar suikastların düzenlenmesi çok normaldi. Yani, tamam belki çok normal değildi tabi, ama buna yaklaşıktı. Ve ondan sonra şu Gavrilo da ne yapacaksa yaptı: şu Ferdinand’ı öldürdü, şeyle birlikte… onunla birlikte arabada oturanla. Ve sonra savaş başladı, Birinci Dünya Savaşı. Savaşı ilan ettiler. Şavaş o zaman, o olayları takip eden zamanda başladı ve her şey ondan sonra oldu. Ve şimdi o günlere baktığımızda 1912?... 1913?... 1915… bilmiyorum, yani yaklaşık 100 yıl önce… ve halen Gavrilo Princip’ın orada bir hata yaptığı söylenir. Maalesef bu caddenin adı da Gavrilo Princip adını taşır, yaşadığım yerde, burada değil, buradan çok uzakta değil… O zamanlar o bir kahramandı, bugün – günümüz politikasında – onun bunu yapmaması gerektiği söylenir. O zaman Prens Milan ve Prens Miloš’un hüküm sürdüğü yerlerde (burada muhtemelen 1882 1889 arası Sırbistan Kralı olan Milan Obrenović ve babası Miloš Obrenović’den bahis ediyor) akıllıca insanların öldürülmemesi sağlanmalıydı, onun yerine bir verme ve alma sistemi geliştirilmeliydi zaman zaman kaytanlar gevşetilmeliydi zaman zaman gerilmeliydi. Ama o zamanlar karşı tarafa izin vermek yoktu ki, yok etmek, suikast, o zaman kimin kim olduğu biliniyordu. Onun hakkında bildiğim bu kadar. Bu (zamansal) mesafeden şunu söyleyebilirim, bazı kişiler için o Sırbistanla ilgili olanlar ve Sırbistan için halen bir kahraman. Bazı kişiler de yaptıklarının yanlış olduğunu söyler. Yani, yaklaşık 100 yıl sonra, bu olaya daha farklı bakacağız, yani doğru adım olup olmadığına bakışımız farklı olacak. Eh işte, bu cadde halen o adını (Princip’in) taşıyor, kimse bu adı kaldırmadı. Çoğu zaman bu yada şu iktidar sahibi, …. yılından itibaren… şu an yılı aklıma gelmedi… birbirlerinin yerine geçerek, o kişiliğin kendileri için önemi doğrultusunda, caddenin adını değiştirmişlerdi. Ve biri artık öneminini kaybetti ise, karşıt görüşlere sahip olmaya başladıysa, ve AB Politikaları ile ters düşüyorsa (caddeye isim veren) veya… bilemiyorum şimdi, kiminle ne şekilde birlikte çalışıldığını, ve neler yaptıklarını, ancak bu kişide (Princip) şaşırmazdım… ben neredeyse onu sileceklerine inanmıştım, onu (tarihi hafızadan) sileceklerini ve onun yerini daha erken tarihten biri ile değiştireceklerini düşünecektim… ama tarihten gelen birini… Bugün (resmi olarak) tarih (sayılan) olan, aslında 50 yıl önce veya daha da önce (gerçekten) olanları göstermiyor. Yani bu (cadde) Gavrilo Princip olarak anıldığı sürece, iyidir bence. Yani en azından bu adam birşeyler için savaştı. Tıpkı Tepić gibi (muhtemelen Copyright © Goethe-Institut Athen Alle Rechte vorbehalten www.goethe.de/athen 1991 yılında, Hırvat eski askeri birlikler tarafından sarılmış, içinde silahların depolandığı bir alışveriş merkezi ile (Hırvat birliklerine teslim edilmesin diye) havaya uçmuştu) O bir teğmendi, üstteğmen ya da buna benzer bir şey, hava kuvvetlerinde… binbaşı idi, tamam. O daha da kahraman biri. Evet, o adam savaştı. Onun uçağını düşürmüşlerdi. Öldürülmüştü. Onu kahraman ilan ettiler. Ama bu daha yeni bir kahraman ve bu (Princip) o 100 yıl öncesinin kahramanı. Bana kalırsa 100 veya daha çok yıl öncesindeki kahramanlar 10 yıl önceki kahramanlardan daha dürüsttüler, daha iyidiler ve daha gerçekçiydiler. Bilinmez aslında. Ve savaş da (Birinci Dünya Savaşı) çelişkili. Bu normal bir savaş mıydı yoksa zorla mı çıkarıldı, ya da her ne ise işte. Ve nasıl savaşlar olduğunu biliyoruz ve ne tipte kahramanlar olduklarını da biliyoruz… Yani 45’den bu yana kimin partizan kimin Tschetniks olduğunu bilmez olduk. Benim zamanımda, ben tarih dersinde kimlerin partizan kimlerin Tschetniks olduğunu öğrenmiştim, ki bu çok doğaldı, ve Tschetnikslerin neler yaptığını da (…) Zaman geçtikçe, belirli bir açıdan bakıldığında ikisi birbirinden farksız gibi geliyor insana. Yani, kısa bir süre sonra, Princip ve Ferdinand arasında o kadar büyük farklılık olmayacak, biri bir diğerini öldürmesine rağmen, ve o zaman “hata” diyecekler, şimdi veya on yıl sonra Princip’in Ferdinand’ı öldürüşü bir hata olmuş olacak. Ve o zamanlar biliniyordu… Zamanlar değişiyor, ve şöyle de deniyor ya; tarih kazananlardan yazılır diye. Yakın zamanda, “Gavrilo Princip de kim ki? Unutun onu, ben bilirim” diyecekler. Ne yazık ki biz basit insanlara hiç sorulmaz, yalnızca kişisel olarak hayran olduğum Gavrilo Princip ile bunu yapan, güçte olanlar sorulur… bazen benim için de yeter dediğim zamanlarda… Birkaç gün önce birinin evinde hırsız vardı. Nefsi müdafa çerçevesinde onu öldürdü, aslına bakılırsa o onun öldürülmesini istememişti, yalnızca kendini korudu. Şimdi ona karşı dava açılıyor. Hırsız onun hakkına tecavüz etmesine rağmen, onun yaşam alınını tehdit etti, onun evini, onun ailesini… şimdi ise bana taktılar. Peki şimdi ben ne yapmalıyım? Ben kendimi savunmak zorundayım. Kendimi savunmak için de, her türlü yolu kullanırım. Daha kuvvetliysem ya da daha iyi vurabiliyorsam ve o ölüyorsa, ben ne yapabilirim ki? Bir haksızlık diğerini kovalıyor burada, tarihte de olduğu gibi. Gavrilo Princip, Avusturya-Macaristan, savaş, baskıcılık, sömürü… ve o buna karşı direniyordu. Ve bir organizasyon da vardı o zaman. O ona ne dendiyse inandı. Partizanların da yaptığı gibi. Ve 50 ile 60 yıl arasında ne olduysa, 100 yıl sonra da bu olaylar hakkında yazılar yazılacak. O zaman savaşa değip değmediği bir hata olup olmadığı yazılabilecek. Olaylar oldukları gibidirler işte. Bu konu hakkında bildiklerim bundan ibaret. Soru yönelten: Çok teşekkürler. Kimse sizin anlattığınız kadar anlatmadı. Bize çok yardımcı oldunuz. Yaya: Tüm bunları tarih dersinden hatırlıyorum. Ben çocukların bunları bugün okulda öğrenip öğrenmediklerini, onu (Princip) müfredattan çıkarıp çıkarmadıklarını bilmiyorum. Soru yönelten: Bugün de okulda bunları öğreniyorlar. Yaya: Evet ama o, tarih kitabında yalnızca bir satırdan ibaret. Ve kim bilir, hangi bağlamda… Tschetniks veya Partizanlar çıkmazı bugün de hala varlığını sürdürüyor. Bunu ben böyle öğrendim. Kimin Tschetniks ve kimin Partizan olduğu biliniyordu. Copyright © Goethe-Institut Athen Alle Rechte vorbehalten www.goethe.de/athen Şimdi ise, aralarında fark olmadığı gibi ele alınıyorlar. Geçmişte, güç sahibi kişiler “Bu böyledir” derlerdi, bugünün güç sahipleri ile: “o öyle değil böyle” diyor. Bunun doğrusunu kim bilebiliyor peki? Olayların içinde olmayan ve o olayları yaşamayan bizler ne biliyoruz ki? Kime inanayım? Sehirciler… her kimin ise kurbanları demeli ki… ya tamam, nötr görüşe sahip üçüncü kişilerin yardımı ile olabilir, çünkü biz hep taraf tutarız. Biz asla normal bir mahkeme kuramayız, bunu bir başkası kurmalı, bir karşılaşma hakemi gibi, demeli ki “dur, foul. Bu buydu, bu da bu, ve bu da yapmadı” ve ondan sonra puanlar verililr ve biri der ki”oradaki partizan veya Tschekiksler haklıdırlar” veya: “şimdi ödeştiniz”. O çok karanlık bir zaman. Her şeyde olan tirbulanlar, politikada… herşeyi silgi ile siliyorlar, onu siliyorlar, kimbilir daha neler olacak… Copyright © Goethe-Institut Athen Alle Rechte vorbehalten www.goethe.de/athen
Benzer belgeler
okuma parçası - Goethe
biliyorum. Yani bu bana okuldayken öğretildi demek istiyorum. Ben burada doğdum, ama
şeyi biliyorum…. Bunu şimdi mikrofona söyleyemem.
Soru yönelten: Yok lütfen devam edin, biz bunun için buradayız...
Bir kahraman eyleminin etkilerinden oluşan olaylar - Goethe
bir alışveriş merkezi ile (Hırvat birliklerine teslim edilmesin diye) havaya uçmuştu) O bir
teğmendi, üstteğmen ya da buna benzer bir şey, hava kuvvetlerinde… binbaşı idi, tamam.
O daha da kahraman...