proje - Arma Elektropanc
Transkript
proje - Arma Elektropanc
PROJE : İŞYERİNDEN YAŞAM MERKEZİNE PALLADIUM TOWER SEYYAHNAME : FIRSATLAR ÜLKESİ AMERİKA RÖPORTAJ : SMMM YAKUP ŞENTEKİN MEDYA : İLETİŞİMİN YAPI TAŞI HEDEF KİTLE » editörden Necmi YILDIZ Müdür Satın Alma & Lojistik Departmanı Konfüçyüs’ün “Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.” demesinin üzerinden neredeyse 2.500 sene geçmiş ama her duyanın hayranlıkla içinden defalarca tekrar ettiği bu ve buna benzer yüzlerce sözün doğruluğudur Çinli filozofu ölümsüz kılan. nışmanı SMMM Yakup Şentekin. Kendisine sorduğunuz en basit bir soruyu bile size kanunlarla, fotokopilerle destekleyerek tüm ayrıntıları ile açıklamayı ilke edinmiş, işini çok severek yapan Yakup abimizinden asla yanıtsız ya da tatmin olmamış halde ayrılamazsınız. Üç kıtada birden iş yapan AE ArmaElektropanç, farklı coğrafyalarda olmasının avantajı ile bölgesel krizlerden etkilenmemeyi başararak yoluna devam ediyor. 2014 yılında Rusya, Azerbaycan, Cezayir, Türkiye ve Birleşik Arap Emirliklerinde toplam kapalı alanı 1 milyon metrekare, kontrat bedeli 250 milyon USD’yi geçen 8 proje alarak başarı merdivenlerini tırmanmaya devam ediyor. Dergimizin seyyahname bölümünde ise bir diğer değerli abimiz Makine Mühendisi Murat Alkım’ın 25 yıllık Amerika yaşamından süzülen damlalarla kaleme aldığı Amerika yazısını keyifle okuyacaksınız. Amerika için anlatılacak çok şey olduğunu düşündüğümüz için gelecek sayımızda da Amerika’yı yakın zamanda ziyaret eden başka bir arkadaşımızın “turist” gözünden deneyimlerine yer vereceğiz. 2015 yılının sektörümüze yeni fırsatlar getirmesini temenni eder; siz değerli okuyucularımıza ailelerinizle birlikte sağlık ve mutluluk dileriz. 1 Ekim - Kasım - Aralık Bu sayımızın proje bölümünde, elektromekanik olarak teslimatını gerçekleştirdiğimiz Palladium Tower projesinin detaylarını proje müdürümüz Aydın Kuran’ın kaleminden okuyabilirsiniz. Röportaj konuğumuz ise şirketimizin da- içindekiler Dergi Adı: AE Magazin 4 İmtiyaz Sahibi AE Arma-Elektropanç adına Demir Özkaya Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Necmi Yıldız Yayın Kurulu Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Merve Çıkrıkçıoğlu, Burcu Kızılhan, Atakan Naçar Yönetim Yeri Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394 Şişli / İstanbul T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41 [email protected] Kısa Kısa Rusya Federasyonu Temsilcisi Hakan İnce T: +7 495 775 01 49 [email protected] Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi Yavuz Güvener T: +971 2 628 22 40 [email protected] 10 Görsel Yönetmen Atakan Naçar Basım İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Çoban Çeşme Cad. No:14 Kağıthane / İstanbul T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32 Yayın Türü Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır. Ekim - Kasım - Aralık Basım Tarihi Ocak 2015 Proje / Palladium Tower Aydın Kuran 2 18 24 Röportaj / Yakup Şentekin Burcu Kızılhan Teknoloji / KNX Sinan Demiralay 28 32 Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu - Merve Çıkrıkçıoğlu Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri - 1 Murat Alkım 38 42 Kültür & Sanat / Fyodor Dostoyevski Buket Altaç Medya / Hedef Kitle Atakan Naçar AE Magazin Yıl 8 Sayı 32 / www.arma-elektropanc.com.tr 1 Başlarken / Editör Necmi Yıldız 4 Kısa Kısa 10Proje / Palladium Tower Aydın Kuran 18Röportaj / Yakup Şentekin Burcu Kızılhan 24Teknoloji / KNX 32Seyyahname / Amerika - 1 Murat Alkım 38Kültür & Sanat / Fyodor Dostoyevski Buket Altaç 42Medya / Hedef Kitle Atakan Naçar 44Basında Biz 48 AE Ailesi’nden 28Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu Merve Çıkrıkçıoğlu 3 Ekim - Kasım - Aralık Sinan Demiralay » kısa kısa AE Arma-Elektropanç 2014’te Kontrat Bedeli 250 Milyon Dolar’ı Aşan 8 Proje Üstlendi AE Arma-Elektropanç, 2014 yılını Rusya’dan Cezayir’e uzanan coğrafyada ve kapalı alan toplamı 1 milyon m2; kontrat bedelleri 250 milyon USD’nin üzerinde olan sekiz büyük proje ile tamamladı. Cezayir Camisi K Binası (Cezayir), Dubai Üniversitesi (Dubai), Al Maktoum Çok Amaçlı Yaşam Kompleksi (Dubai) isimli projelerin toplam kapalı alanı yaklaşık 1 milyon m2 ulaştı ve toplam kontrat bedeli 250 milyon USD’yi aştı. Türkiye, Rusya Federasyonu ve Orta Doğu’nun en güçlü teknik müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç, 2014 yılını uluslararası arenada ses getiren sekiz büyük projeyi üstlenerek tamamladı. Kurum, Dubai ve Moskova’da iki, İstanbul, Abu Dabi, Bakü ve Cezayir’deki birer olmak üzere birbirinden büyük sekiz inşaat projesinin elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) işlerin teknik müteahhitliğini üstlendi. AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kızılhan “Kurum olarak 2014 yılını başarılarla geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 3 kıtada üstlendiğimiz projelerle uluslar arası inşaat sektöründe ülkemizi gururla temsil ediyoruz. 2015 yılı için kendimize zor hedefler koyarak başarı çıtamızı yükseltmek istiyoruz” dedi. Ekim - Kasım - Aralık AE Arma-Elektropanç’ın 2014 yılında üstlendiği Bakü White City (Bakü), Abu Dabi Marina City Development-Plot C2 (Abu Dabi), Oasis Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Moskova), Garanti Bankası Pendik Teknoloji Kampüsü (İstanbul), Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Moskova), Büyük 4 AE Arma-Elektropanç bu yıl inşaat sektörünün en prestijli uluslararası dergisi Engineering News Record (ENR) tarafından yayımlanan “Dünyanın En Büyük 250 Müteahhitlik Firması” listesinde yer alan Türkiye’deki 42 müteahhitlik firması arasındaki tek teknik müteahhitlik firması olarak yer alma başarısı göstermişti. kısa kısa « Dubai’deki Dev Yaşam Kompleksi AE ile Hayat Bulacak Ana müteahhitliğini Hintli inşaat devi Shapoorji Pallonji Mideast LLC’nin üstlendiği projenin tüm MEP işlerinin anahtar teslimi AE Arma-Elektropanç tarafından yapıla- cak. Toplam dört binadan oluşan kompleksin içerisinde 311 oda kapasiteli 5 yıldızlı bir otel, rezidans ve ofis alanları yer alacak. Dubai şehrinin merkezinde yükselecek Al Maktoum, tamamlandığında 141 bin 674 m2’lik alana sahip olacak. MEP işlerinin kontrat bedeli 39 milyon 617 bin USD olan projenin 2016’nın Mayıs ayı sonunda tamamlanması planlanıyor. 5 Ekim - Kasım - Aralık Türkiye’nin en güçlü teknik müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç; Ortadoğu’da önemli projelere imza atmaya devam ediyor. AE son olarak Dubai’de yapımı devam eden Al Maktoum çok amaçlı yaşam kompleksi projesinin tüm elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) tesisat işlerinin teknik müteahhitliğini üstlendi. » kısa kısa Nurol Tower’da İşlere Hız Verildi AE Arma-Elektropanç’ın mekanik tesisat işlerinin teknik müteahhitliğini üstlendiği Nurol Tower’da işler hızlandı. Ekim - Kasım - Aralık 68 bin m2 kapalı alana sahip olan ve Nurol GYO’nın ana müteahhitliğini yürüttüğü Nurol Tower, nitelikli bir iş merkezinin sunduğu ayrıcalıklarla, lüks bir residence’ın konforunu tek bir yapı içinde buluşturarak “evofisev” konseptini 6 Türkiye’ye kazandıracak. Ayrıca çevre dostu uygulamalarıyla LEED Gold sertifikasının tüm kriterlerine uyarak, benzer nitelikteki binalara göre enerji tüketiminde %40’a varan verimlilik sağlamayı amaçlayan yapı AE Arma-Elektropanç’ın teknik müteahhitliği üstlendiği 8 yeşil bina projesinden biri. kısa kısa « Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi’nde İşler Sona Doğru Yaklaştı 43 bin 500m2’lik kapalı alana sahip olan çok amaçlı ofis kompleksinin bünyesinde; ofis, kantin ve kafe fonksiyon- larını bulunmakta. Bina; 2 yer altı ve 19 yer üstü olmak üzere toplam 21 kata sahip. Elektrik ve elektronik işlerinin teknik müteahhitliğinin kontrat bedeli 6 milyon 500 bin USD tutarında olan projenin 2015 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. 7 Ekim - Kasım - Aralık AE Arma-Elektropanç tarafından elektrik ve elektronik işlerinin teknik müteahhitliği yapılmakta olan Moskova Ticaret ve Sanayi Odası’nın Algorithm isimli çok amaçlı ofis kompleksinde işler sona doğru yaklaştı. » kısa kısa A. Medih Ertan ETMD Deneyimler Toplantısı’nın Beşincisine Konuşmacı Oldu AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Medih Ertan, Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği Deneyimler Toplantı serilerinin beşincisine konuşmacı oldu. Sektörün duayenlerinden, derneğin kurucu üyesi ve aynı zamanda 2. dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olan Ahmet Medih Ertan’ın katılımıyla 20 Aralık 2014 Cumartesi günü ETMD dernek merkezinde düzenlendi. Ekim - Kasım - Aralık 08 Nisan 1952 İstanbul doğumlu olan A. Medih Ertan, 1974 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesini bitirdikten sonra ilk mühendislik hayatına, aldığı burs sebebiyetiyle Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu ÇNAEM (Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi) TR-2 Reaktör Tevsii Grubunda başladı. 8 1976 yılında serbest hayata geçiş yaparak sırasıyla 1976 da Elektropanç Elektronik,1992 de Elektropanç Elektrik ve 2001 de AE Arma-Elektropanç’ın Kurucu ortağı olarak görev aldı. Keyifli geçen söyleşide A. Medih Ertan “Sistemli olarak çalışan mühendisin, hayat dahil her alanda belirlediği hedefe en kısa yoldan ulaşabilir” diye belirtti. Ayrıca söyleşinin ikinci yarısında katılımcılara “Elektrik tesisat mühendisliği nereye gidiyor?” sorusunu yönelten Ertan, katılımcılar ile bu mesleğin geleceğini tartıştı. 9 Ekim - Kasım - Aralık kısa kısa « » proje : Palladium Tower Ekim - Kasım - Aralık Aydın Kuran Proje Müdürü Palladium Tower 10 proje : Palladium Tower « İşveren, Tahincioğlu Holding Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım olup, işin ana müteahhitliğini aynı grubun firması Nida İnşaat üstlenmiştir. Binanın mimari projesi, birçok ödül sahibi uluslararası bir mimarlık firması olan Swanke Hayden Connell Architects imzasını taşımaktadır. Ataşehir, Küçükbakkalköy mevkii, Palladium AVM karşısında bulunan bina 100 bin m2 inşaat alanına sahiptir. Binanın Geneli Zemin, lobby ve kiralık alanlar ile zemin üzeri 43 kat, toplam 55 bin m2 kiralanabilir ofis alanları, zemin altı 4 kat otopark, depo alanları ve sosyal hizmet bölümleriyle birlikte işletme ve idari ofisler, güvenlik merkezi, 43. kat panoramik İstanbul manzaralı VIP lounge, ortak 9 adet toplantı salonları, seminer salonu, özel yemek salonları, mutfak, yemekhane, açık, kapalı restoran ve kafeler, 1012 araç kapasiteli kapalı otopark, vale park hizmeti, bisiklet park alanları, spor merkezi, kuru temizleme, kuaför, lostra, kırtasiye hizmetleri, depolama alanları ve ATM hizmetleri binanın genel yapısını belirlemektedir. 1. bodrum - 43. kat arası hizmet veren 8 adet ve zemin - 4. bodrum arası hizmet veren 3 adet yolcu ile 4. bodrum - 43. kat arası hizmet veren, yük ve yangın rejiminde kullanılabilen asansörler bulunmaktadır. Çevreye duyarlılık hedefi, Leed Gold sertifikasıdır. Elektrik İşleri Kapsam ve İmalatlar Binanın kurulu gücü, 4 adet 1600 kVA ABB marka, yağlı, hermetik, elit A tip trafolar ile sağlanmaktadır. Trafoların 34,5 kV tarafı Ulusoy marka, 1250A iki giriş ve 630A dört çıkış hücreler ile beslenmektedir. 0,4 kV trafo çıkışları açık bara sistemi ile ilk bağlantı noktası TR-DP panolarına yapılmaktadır. Kurulu güç %100 oranında 4 adet 1650 kVA standby, Aksa marka jeneratörler ile yedeklenmiştir. 4 jeneratör 1 adet senkron panosu üzerinden, şebeke-jeneratör ana transferlerin yapıldığı JTP panoları ile yangın pompa 11 Ekim - Kasım - Aralık Palladium, kimilerine göre bir element, bazıları için güvenlik unsuru, meraklıları için ise tanrıça Pallas’ın Truva’yı koruyan heykeli anlamındadır. Anlamı, herkes için farklı olsa da Palladium Tower projesi bizler için tek bir anlam taşımaktadır; o da AE Arma-Elektropanç eserlerine bir yenisinin eklenmiş olmasıdır. Firmamız bu eserin, teknik müteahhitliğini üstlenmiş olup, elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) tesisat işlerine imzasını atmıştır. » proje : Palladium Tower panolarının otomatik transfer girişlerine bağlanmaktadır. Bina içi kuvvet dağılımı genel olarak 4 adet ADP panoları üzerinden yapılmaktadır. Katlarda, müşterek alan tesisatlarını ve kiralık alanları besleyen sayaç panoları, mekanik odalarda, asansör makine dairesinde ve Jet Fan sisteminde, MCC sistem panoları bulunmaktadır. Ana dağıtım, dikeyde ve yatayda EAE marka busbarlar ile yapılmış olup, tesisat altyapısında, gereğine göre EAE marka sıcak daldırma veya pregalvaniz kablo kanalları kullanılmıştır. Tali panolar, bulundukları noktada busbardan çıkış kutuları üzerinden kablo ile beslenmiştir. Aydınlatmada, genel ve sosyal alanlarda EAE marka, led armatürler kullanılmıştır. Anahtar priz serisi olarak Viko Karre ve Novella serileri tercih edilmiştir. Ekim - Kasım - Aralık Enerji sarfiyatını kontrol altında tutmak ve işletmede konfor sunması amacıyla aydınlatma tesisatının büyük bölümünde, Schneider KNX sistem aydınlatma otomasyon sistemi kullanılmıştır. Kontrol tek bir merkeze bağlıdır. Depolar, otoparklar, müşte- 12 rek kullanım mahalleri, ofisler, toplantı odaları, dış cephe aydınlatması bu sistem tarafından kontrol edilmektedir. Sistem konfigurasyonunda projesine göre, hareket sensörleri ve kontrol noktalarında ise otomasyon anahtarları kullanılmıştır. Sistemin devreye alınması ve supervisorluk hizmeti Schneider entegratörü Mas otomasyon tarafından yapılmıştır. Enerji tüketimini izlemek ve raporlama yapabilmek amacıyla enerji otomasyon sistemi kurulmuştur. Ana dağıtım ve tali panolarda, Socomec, diris serisi enerji analizörleri kullanılmıştır. Sistem modbus haberleşme protokolu üzerinden tek bir merkezde bulunan 5.000 I/O kapasitesine sahip scada bilgisayarı ile kontrol edilip, izlenmektedir. Sistem devreye alma ve supervisorluk hizmeti Socomec tarafından sağlanmıştır. Seslendirme ve acil anons sistemi Elektropanç imzalıdır. Sistem tek merkezden oluşmakta olup, yangın sinyalizasyon sistemi ile entegredir. Sistemin amacı, herhangi bir acil durumda veya yangın durumunda binanın istenilen mahallerine ve yangın zonlarına anons, normal şartlarda ise isteğe bağlı müzik yayını ve amacına uygun anons yapılabilmektedir. Müşterek ve kiralık alanlar olarak ayrılan zonlarda, mahallerin mimari ve teknik özelliklerine bağlı olarak, sıva altı, sıva üstü, kolon tiplerde hoparlörler kullanılmıştır. Sistem çalışma gerilimi 100V dur. TV yayın sistemi, binanın 45. katında kurulmuştur. Yayın kaynağında, Türksat, Hotbird ve Digiturk olarak 3 adet 120 cm çapında offset tip çanak antenler kullanılmıştır. Sistem konfigurasyonunda ikisi markası seçilmiş olup, devreye alma ve supervisorlük hizmeti Elektropanç Elektronik tarafından sağlanmıştır. 1.bodrumda bulunan 9 adet toplantı odalarında ses ve görüntü sistemleri tesis edilmiştir. Sistemde, odaların yapısına göre, motorlu perdeler, projeksiyonlar, led monitörler ile bağlantı ve dağıtım tesisatında aktif ve pasif ürünler kullanılmıştır. Odalarda, değişken tefrişe cevap verebilecek tarzda döşemede, yer kutularında kaynak bağlantıları için ses ve görüntü giriş noktaları yaratılmıştır. Projeksiyon cihazlarında Panasonic, sistem entegrasyonunda Kramer matrix switchler, ses siste- proje : Palladium Tower « minde ise Elektropanç marka aktif ürünler kullanılmıştır. Sistem konfigurasyonu ve supervisorluk hizmetleri Elektropanç tarafından yapılmıştır. Kapalı devre kamera güvenlik sistemi Honeywell olarak seçilmiştir. Kameraların dağılımı, bina çevresi, zemin kat giriş, otopark alanları, asansör holleri ve kabinleri, müşterek alanlar ve koridorlar şeklindedir. Kullanım yerlerine uygun farklı özelliklere sahip toplam 185 adet kamera kullanılmıştır. Görüntüler, merkezde toplam 10 adet led monitor ile izlenmekte ve sürekli görüntü kaydı gerçekleşmektedir. Bina zemin kat giriş turnikeleri, mekanik ve elektrik A.G/O.G odaları, işverenin belirlediği kritik mahaller, sistem ve zayıf akım odaları, yangın kapıları, kartlı geçiş, geçiş izleme ve acil geçiş butonu sistemi ile donatılmıştır. Sistem markası Honeywell olup, geçiş sistemi mifare özellikli kartlar ile çalışabilmektedir. Kartlı geçiş sisteminin entegre edildiği 10 kulvarlık turnikeler Tansa LTT111 modeldir. 13 Ekim - Kasım - Aralık Yangın sinyalizasyon sistemi Honeywell-Esser markadır. Sistemde mahal özelliklerine göre dedektörler ve görsel amaçlı flaşörler kullanıl- » proje : Palladium Tower Ekim - Kasım - Aralık mıştır. Yangın loopları, müşterek ve kiralık alanlar olarak bölünmüştür. Bina genelinde senaryo uygulaması 10 adet kontrol, 2 adet tekrarlama panellerinin birbirleri ve merkez ile haberleşmesiyle çalışmaktadır. Yangın senaryosuna bağlı olarak, alarm durumunda, havalandırma sistemi iptali, yangın egzoz ve basınçlandırma fanlarının devreye girmesi, yangın damperlerinin ve seksiyonel zon ayrım kapılarının kapatılması, araç bariyerlerinin ve turnikelerin açılması, binada zonlamaya uygun yangın ihbar anonsunun yapılması gerçekleştirilmektedir. Yangın sinyalizasyon, kartlı geçiş ve kapalı devre kamera sistemlerine ait ürün temini ve supervisorluk hizmeti İntermobil tarafından sağlanmıştır. 14 Telefon-data tesisatı TE/AMP marka ürünler ile yapılmıştır. Tesisat, omurga proje : Palladium Tower « Mekanik İşleri Kapsam ve İmalatlar Isıtma / Soğutma Sistemi Binanın ısı ihtiyacı, toplamda 3190KW lık 3 adet kazan ile sağlanmaktadır. Isıtılan su; sirkülasyon pompaları vasıtasıyla, bodrum kat radyator, lobby yerden ısıtma, alçak basınç ısıtma esanjoru ve yüksek basınç ısıtma esanjorune gönderilir. Esanjorden ise; 1-22. katlar arası (alçak basınç zonu), 23 - 43. katlar arası (yüksek basınç zonu)ofis içlerinde bulunan dört borulu FCU’ler ve santral dairelerindeki santrallere gönderilir. Binada soğutma işlemi, yazın 3 adet 1650 KW’lık su soğutmalı chiller tarafından, kışın ise 2 adet 1100KW’lık free-cooling esanjorleri vasıtasıyla yapılmaktadır. Sistemde soğutulan su pompalar vasıtası ile 1. bodrum 22.kat (alçak basınç zonu) ve yüksek basınç esanjorlerine gönderilir. Yüksek basınç esanjorlerinden ise 23 - 43. katlar arası (yüksek basınç zonu) ofis içlerinde bulunan dört borulu FCU’ler ve santral dairelerindeki santrallere gönderilir. Kışın ve geçiş aylarında binanın soğutulması, free-cooling esanjorleri ile açık tip soğutma kulesi ile yapılmaktadır. Ayrıca kışın free cooling kapasite olarak yetmediği yerlerde yedekli iki adet chillerde devreye girmektedir. Sıhhi Tesisat Sistemi Temiz su sistemi, bina da 2 adet toplamda 564 m3’lük temiz su deposu mevcuttur. Temiz su 43. kata kadar, bodrum 4, 11 .kat, 22. kat ve 34. katta bulunan hidroforlar tarafından basılmaktadır. Ayrıca, ısıtma-soğutma sisteminde ve mutfakta kullanılmak üzere yumuşak su, bodrum 4 ve 34. katta ki yumuşak su cihazlarında üretilmektedir ve 15 Ekim - Kasım - Aralık ve dağıtımda fiber optik, UTP Cat6, Cat3 tip kabloların kullanımı ile server merkezi, bina içi rack kabinler ve telefon regletleri arasında yapılarak, kullanıcı prizleri ile sonlandırılmıştır. Binanın telefon sistemi IP tabanlı olup, santral Alcatel marka seçilmiştir. Aktif ve pasif ürünlerin temini, supervisorluk hizmetleri Neocom ve Sistaş tarafından sağlanmıştır. Tüm zayıf akım sistemleri ve tesisat içeriği UPS prizleri, 2 adet UPS ana dağıtım ve bu panoların beslemiş olduğu bina içerisinde dağılmış olan tali UPS panoları üzerinden beslenmektedir. Sistemlerin kurulu gücü, 1 adet 20kVA ve 1 adet 30 kVA olmak üzere toplam 2 adet Inform marka UPS üzerinden beslenmektedir. » proje : Palladium Tower buralardan binada ki ihtiyaç yerlerine basılmaktadır. Bina da ayrıca, ilk 12 katta pisuar ve gömme rezervuarlarda ve bahçe sulama hattında kullanılmak üzere, bina yağmur suyunu değerlendirmek amacı ile kurulmuş gri su sistemi mevcuttur. 430 m3’lük yağmur suyu tankına gelen su, buradan kum filtresinden geçirildikten sonra 60 m3’lük ham su deposuna gönderilir. Buradan da hidroforlarla birlikte kullanma yerlerine basılır. Ekim - Kasım - Aralık Yangın Sistemi 16 Ana yangın pompa dairesinde sulu söndürme sistemleri için (1 asıl + 1 yedek) iki adet elektrik motor tahrikli pompa ve bir adet jokey pompa vardır. Ara yangın pompa dairesinde sulu söndürme sistemleri için (1 asıl + 1 yedek) iki adet YS-EP-3/4 kodlu elektrik motor tahrikli pompa ve bir adet YS-JP-4 kodlu jokey pompa vardır. Dördüncü bodrum katta yer alan yangın pompa dairesi, dördüncü bodrum kat (-14.40) ile 21. kat (tavan kotu +87.80) arası sulu söndürme sistemlerine hitap eder. Ana yangın pompa dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ilk basınç zonu dördüncü bodrum kat (-14.40 kotu) ile dokuzuncu kat (tavan kotu +41.0) arasıdır. Ana pompa dairesine bağlı olan ikinci basınç zonu ise onuncu kat (+41.0) ile 21. katları (tavan kotu +87.80) arasıdır. Kulenin 22. katında (+87.80 kotu) ara yangın pompa dairesi yapılan pompa grubu kulenin +87.80 ile +180.07 (asansör makina dairesi tavanı) kotları arasına hitap eder. Ara yangın pompa dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ilk basınç zonu üçüncü basınç zonudur. 22. kat (+87.80 kotu) ile 33. katları (tavan kotu +134.60) arasıdır. Ara yangın pompa dairesinden alınan ve üzerinde basınç düşürücü olan ikinci basınç zonu dördüncü basınç zonu 34. kat (+134.60) ile asansör makina dairesi (tavan kotu 180.07) arasıdır. 4.bodrum katta bulunan ana yangın pompa dairesinde yangın için beton olan 2 adet 180 m3 su deposu vardır. Bakım, onarım gibi nedenlerle kullanılmadığı zamanlarda, sulu söndürme sisteminin devre dışı kalmaması için, depolardan ayrı hatlar ile pompa grubu emme kolektörüne bağlantılıdır. 22. kattaki ara yangın pompa dairesinde her biri 15 m3 kapasitesinde iki proje : Palladium Tower « Telefon santral odası, AG odası, güvenlik odasına çift kilitlemeli pre-action sprinkler sistemi uygulanmıştır. Ayrıca zemin kat açık alanda bulunan jeneratör odasına da ayrı bir çift kilitlemeli pre-action sprinkler sistemi uygulanmıştır. Sistem de toplam 2 adet çift kilitlemeli pre-action vanası bulunmaktadır. Server odasına ise gazlı söndürme sistemi yapılmıştır Her bir riser kolonundan kata bağlantı yapılan noktalarda birer adet izlenebilir kelebek kesme (açma-kapatma) vanası, birer adet çek valf, birer adet manometre ve boşaltılabilmesi için her bir riser yanından 2” çapında ana drenaj hatları çekilmiştir ve kat sprinkler hatlarına konulacak olan test ve drain vanaları (1¼”) ile drenaj borularına bağlantı yapılmıştır. Bodrum katlar için her katta dörder adet (S2, S4, S5 ve S6 merdivenleri veya merdiven yangın güvenlik holleri içerisinde) kule katlarında ise her katta birer adet (S2 merdiven yuvası içinde) itfaiye su alma ağızları vardır. İtfaiye su alma ağızlarının bağlantısı doğrudan sprinkler sistemi riser borularına yapılmıştır. İtfaiye geldiği zaman dış kısımdan içeriye su verebilmesi için, itfaiye araçlarının yanaşabileceği dış kısma 2½” boyutunda itfaiye normlarına uygun iki çıkış ağzı konulmuştur. Bu çıkış ağızlarına bağlı bir bağlantı borusu doğrudan binanın sulu yangın söndürme sistemleri hattına bağlanmıştır. Böylece, hatta verilen su, yangına müdahale için kullanılabilecektir. Kule genelinde hizmet verecek her bir yangın pompa dairesi için birer adet itfaiye su verme ağzı vardır. Hidrant sistemi için ana yangın pompa dairesi sulu söndürme sistem- leri kolektörü birinci basınç zonundan ayrı bir hat almıştır ve bina çevresinde ring sistemi oluşturularak, bina çevresinde toplam 8 adet hidrant yerleştirilmiştir. Palladium Tower projesinde, emeği, bilgisi olan, çalışma ortamında hiçbir fedakarlığı esirgemeyen, gereken özveriyi gösteren, ofiste ve sahada görev almış, elektromekanik takım arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Değerli yöneticilerimiz ve bizlerle tüm zorluk ve sıkıntıyı paylaşan merkezde görevli arkadaşlarımız ile yaratılan bu eserin gururunu paylaşırım. Aydın Kuran Proje Müdürü Palladium Tower 17 Ekim - Kasım - Aralık adet paslanmaz depo vardır. » röportaj : Yakup Şentekin Burcu Kızılhan Müdür Halkla İlişkiler Departmanı Yakup Şentekin SMMM Yakup Bey sizi tanıyabilir miyiz ? Ekim - Kasım - Aralık Ankara/Beypazarın’da 1950 yılında doğdum, İlk ve orta okulu Beypazarın’da okudum. O zamanlar Beypazarın’da lise olmadığı için ve maddi imkansızlıklar nedeni ile 1964 yılında İstanbul’a geldim. Gündüz çalışmam gerektiği için o zamanlar İstanbul’da 18 normal lise statüsünde Vefa Akşam Lisesi vardı. Akşam Ticaret Lisesine girmemim nedeni şu andaki yaptığım mesleğimin tabanını oluşturmaktı. Yani bu mesleği seçmeye o zaman karar verdim ve Akşam Ticaret Lisesi’ne kaydoldum. O zamanlar gece lisesi 4 yıldı. Dersler akşam 18’de başlar 22.10 da sona ererdi. Kalmadan 4 yılı başarı ile tamamladım. Okul gece devamlı olduğundan gündüzleri hayatımı devam ettirmem için çeşitli işlerde çalışmak zorunda kaldım. 18 yaşımda devlete ait kurumlarda çalıştım. Liseyi bitirdikten sonra muhasebe bürolarında çalıştım. Üniversite imtihanlarına girdim. O zamanlarda meslek liselerinden mezun olanlar klasik liselerin röportaj : Yakup Şentekin « Çalıştığım şirkette yükselme imkanım oldu. Bu deneyimlerim sonucu kendi muhasebe büromu açtım. O zamanlarda sadece bu mesleği yapanlar muhasebeci olarak değerlendirilirdi. 1980 sonrası merhum Turgut Özal’ın hükümeti zamanında vergi ve sigorta v.s kanunlarında büyük değişiklikler meclisten geçerek kanunlaşması dolayısıyla muhasebe mesleği de sadece kayıt tutan bir meslek değil okuyup yorum yapacak bir meslek haline geldi. Özellikle 1985 yılında Katma Değer Vergisi uygulamaların başladığından itibaren, mesleğe küçük yaşta başlamam ve her nedense muhasebe ve vergi, sigorta, Türk Ticaret Kanunu vs. okumak, okuduğumu karşı kişilere aktarmak bana büyük zevk vermeye başladı. Ve bu dönemde bu mesleği sadece kayıt yapan ve beyanname veren bir kimse olarak değil, bilgi veren ve bugünkü adıyla müşavirlik yapan bir kişi olarak o günün şartlarında yayınlanan hemen hemen bütün mesleği dergileri ve kitapları almağa başladım. Çünkü o dönemlerde mevzuat yayınları ve bu husustaki bilgiye ulaşmak bir hayli zordu. Bu hususta yayın yapan Lebib Yalkın yayınevine abone oldum. Belki inanılması zor ama yayınevi tarafından gönderilen zarflar geldiğinde çok mutlu oluyordum. Çünkü bilgim artıyordu. Hemen hemen her ay Cağaloğlunun’daki kitapçıları dolaşıp, mesleğim ile ilgili kitapları takip edip satın alıyordum. Klasik muhasebe bürosu değil bilgi veren o zaman henüz mali müşavirlik kanununa istinaden müşavirlik müessesesi oluşmamıştı. Kendimi bu hususta yetiştirmem gerektiğini düşündüm ve hem muhasebe işleri yapmak şirketlerde mali müşavirlik hizmeti vermeğe başladım. Bu hizmeti şirketin kendi işyerinde vermem daha doğru olduğunu düşündüm. Müşavirlik hizmetinin düzgün ve kaliteli olması içinde müşteri sayısının da fazla olmaması gerekmektedir. Bu nedenle her müşteriye haftanın aynı gün ve saatinde şirkette bulunmak üzere program yaparak hizmet vermeye devam ediyorum. Bu durumda hizmet verdiğim işveren ve muhasebe de çalışan çalışma arkadaşlarım memnun oluyor. AE Arma-Elektropanç’ın 30 yılı aşkın süredir mali müşavirliğini yapıyorsunuz, bu kadar uzun süredir bir firmayla çalışabilmenizin sırrı nedir? Sayın Kemal Beyi 1983 yılından beri tanımaktayım. Kendisini tanıdığım 19 Ekim - Kasım - Aralık girebileceği okullara girme hakları yoktu . Ticaret lisesini bitirenler sadece İktisadi Ticari İlimler Akademisi ve o zamanlarda akademiye bağlı yüksek okullara girebiliyorlardı ve bu okulu bitirenlerde okul kontenjanlarının sadece % 50’si sınırlı idi. Yine gündüz çalışarak akşam İstanbul’da bulunan İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine devam ettim. Bu dönemde şirketlerde çalışmaya başladım. Muhasebe mesleğinin çıraklığından başladım demek yanlış olmaz. » röportaj : Yakup Şentekin için gerçekten çok mutluyum. Muhasebe mesleğine çok çok önem veriyor. Kendisi çok disiplinlidir. Yaptığımız bu meslek işletmenin var veya yok oluşunda önemli rol oynar. Bir anlamda mühendislik mesleği gibidir. Nasıl ki inşaatın temelinin sağlam atılması inşaat için ne kadar önemli ise, bizim de kanunları uygularken doğru bilgi ve belgelerle yasal defter ve beyannamelere intikal ettirmemiz o kadar önemlidir. Kemal Bey ve şir- ketin diğer sayın ortakları bu hususları çok önemsedikleri için bu şirkete muhasebe hizmeti vermek bana sonsuz mutluluk ve haz veriyor. İşverenlerin sorularının yasal dayanaklarla kendilerine anlatılması veya yazılı görüş verilmesi işverenlerin tereddütlerini ortadan kaldırıyor. İşverenler yoğun işleri dolayısıyla ve her an değişen kanun, tebliğ, yönet- melik, sirküler ve özelgelerin takip edildiğini ve bu bilgilerin zamanında kendilerine ve muhasebe servislerinde çalışan arkadaşlara ulaşıldığını görmelerin kendi esas işlerine yoğunlaşmalarını sağlıyor. Benim çalışma sisteminde haftanın belirlenen günleri ve saatlerinde şirket merkezinde bulunmam veya şirket yönetiminin istediği gün ve saatlerde şirkette bulunmam şirket yönetimince kabul görmektedir. Her şeyden önemli karşılıklı saygı ve sevgiye asla bozmamak için gerekli özeni ben ve şirket ortak, yönetici ve çalışma arkadaşlarım karşılıklı olarak göstermekteyiz. Sizi tanıyanlar, sizden kitap gibi insan diye bahsediyor. Başarınızın sırrı nedir? Okumak gerçekten zor iştir. Hayatımın başlangıcında hayat ile mücadelede mutlaka bir şeyler yapmak gerekli olduğunu düşündüm. Fazlaca konuşmayan, sakin, heyecanlı bir kişiliğe sahip olduğumdan okumanın daha uygun olduğundan düşündüm. Hem meslekte başarılı olmak için mutlaka okumanın öne geçtiğini gördüm. Çünkü, yaptığımız iş çoğu zaman kanun, yönetmelik v.s mevzuatlar yayınlandığı gün yürürlüğe girmektedir. Bu gün için değil ama önceleri kanunlar tebliğler vs. Resmi Gazetede yayınlanır, gazete bir hafta on gün sonra elimize ulaşır, bunları okuyup anlayacaksınız ve ona göre yorum yapacaksınız. Mesleğin gerektirdiği bilgilerin aktarılması gerekir. Ekim - Kasım - Aralık Çalışma arkadaşlarıma her şirkete geldiğimde değişen mevzuatlar hakkında mutlaka sözlü olarak bilgi veririm. Gerektiğinde fotokopi çekerek kağıt bazında bilgilendiririm. Mesleğimizle ilgili her türlü sorunun sorulmasını özellikle isterim. Anlaşılmayan hususların defalarca sorulması kendilerinden rica ederim. Arkadaşların olayı sadece o an bilgi sahibi olmasını değil bu bilginin kaynağının detaylı bir şekilde (Kanun maddeleri, yönetmelik, tebliğ, sirküler tarihlerini de söyleyerek hafızada kalmasını öneririm.) 20 röportaj : Yakup Şentekin « İşinizle ilgili en yeni bilgileri genç arkadaşlarınızla paylaşmayı seviyorsunuz, üniversitede akademisyen olarak görev almayı hiç düşündünüz mü? Öğrenim zamanında üniversitede akademisyen olarak görev yapmayı düşünüyordum. Bu hususta gereken ortamı oluşturamadım. Sizin branşınızı seçmek isteyen genç arkadaşlarınıza, mesleğiniz ile ilgili öğütleriniz ne olur? Bilindiği üzere bu meslek her halde Türkiye de böyle bir mesleğe girişi çok az veya yoktur. Şöyle ki, asgari lisans düzeyinde sosyal eğitim yapan bir fakülteyi bitireceksiniz, bitirmek; diploma almak mesleği yapmak anlamına gelmiyor. Türkiye gibi bir ülkede iş bulacaksınız, bu işte mutlaka sigortalı olacak, mesleğe girmek için meslek kuruluşu tarafından staja başlama imtihanına gireceksiniz ve bu imtihanı kazanacaksınız. Stajda 3 yılınızı dolduracaksınız. Staj bitiminden sonra Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavına gireceksiniz ve de bunu başaracaksınız sonuçta bu ünvanı kazanacaksınız. Her meslekte olduğu gibi gelişen bir ülkede kanunlar yönetmelikler, tebliğler, tüzükler devamlı değişmektedir. Bunları günü gününe takip edeceksiniz. Muhasebe ve mali müşavirlik mesleği sadece vergi, defter ve belge işleri olarak görülmektedir. Bu meslekte vergi kanunları denildiğinde yaklaşık 18 kanun bunların tebliğleri, tüzükleri, yönetmelikleri, özelgeleri ve kurum uygulamaları, Sosyal Sigortalar Kanunu, İş Kanunu, İş Güvenliği Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, T. Borçlar Kanunu, Bağımsız Denetim vs. hakkında bir çok kanun hakkında çok kapsamlı bilgilerin olması gerekmek- tedir. Bu nedenle bu kanunları ve eklerini günü gününe takip etmek yani çok çok okumak, sadece bu kanunlar değil bu konuda yayınlanan aylık dergileri, internet ortamında yazılan ve uzman kişilerin görüşlerini mahkeme kararlarını mutlaka öncelikle okumak. Bu hususlarda düzenlenen kurs, seminer, toplantılara katılmak. Öncelikle yapılması gereken mesleğin her gün değişin konuları kapsadığını bu hususlarda yayınlanan mesleki yazıların okunmasını tavsiye ediyorum. Kanunlar ve vergi mevzuatları sürekli değişiyor, takiplerini nasıl yapıyorsunuz? Türkiye bugün için basılı ve internetten muhasebe ile ilgili kanunları yönetmelikleri, tebliğleri, özelgeleri vs. yayınlayan Lebib Yalkın yayınevine aboneyim. Bu kurum ayrıca aylık bir mesleki dergide yayınlamaktadır. Vergi Dünyası dergisi, Vergi Sorunları dergisi, Yaklaşım Dergisi, Diyalog 21 Ekim - Kasım - Aralık Her ay bu ay yapılacak işler ve genel bilgiler adı altında sirküler çıkarırım. » röportaj : Yakup Şentekin dergisi,Lebib yalkın mevzuat dergisi internet üzerinden yayınlanan muhasebe vergi sigorta iş Türk Ticaret ile ilgili internet sitelerini takip ediyorum. Her gün resmi gazeteyi okuyorum. Yaklaşık her ay kitapçılardan mesleğim ile ilgili bütün kitapları satın alıp okuyorum. İşinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir? Ekim - Kasım - Aralık 2004 yılından önce vergi beyannameleri kağıt ortamında verilmekte idi. Bazı beyannameler nüsha olarak isteniyordu aralarına karbon kağıdı olarak düzenleniyordu, vergi dairesine elden veriliyor çok sıra bekleniyor zaman kaybı çok oluyordu. Bu gün ise internet ortamında beyanname verilmesi gerçekten çok kolay oluyor. 22 Keza sigorta giriş işlemleri aylık ve 4 aylık bildirgeler sigorta kurumuna elden verilip tahakkuk fişi alınması zor ve zaman alıcı idi. Bu gün bu zorluk- lar ortadan kalktı. İnternette bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı ve bu gelişme çok olumlu oldu. Her kurumun internet sitesinde Kanun, yönetmelik, tebliğ, özelge vs. kolaylıkla her an ulaşılabilinmesi bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı. Taraf olduğumuz kamu kurumlarındaki görevlilerle uygulamalar hakkında bilgi paylaşımlarımızın istenilen düzende değildir. Karşı taraf her şeyi ben bilirim düşüncesinden çıkmış değildir. Ülkenin gelişmesi ile kamu kurum ve kuruluşları da gelişeceğinden kısa zamanda zorluklar daha da asgari düzeye indirilecek. Türkiye’de mali müşavirlik kavramı oturdu mu sizce ve bu konuya nasıl bakılıyor? Türkiye de 1989 yılında yasa ile düzenlenen mali müşavirlik kavramı henüz tam olarak istenilen seviyede bulunmamaktadır. Meslek ilk düzenlendiğinden meslek içinde 3 farklı meslek mensubu yer almakta iken, bugün bu sayı 2 ye düşmüştür. 1. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 2. Yeminli Mali Müşavir Türkiye de bir meslek içinde 2 farklı meslek mensubu var mı dır bilmiyorum. Bu iki meslek mensubu dayanışması maalesef yok. Bence iki meslek mensubunun tek unvan ve yetki altında toplanması gerekmektedir. Yurtdışında mali müşavirliğe nasıl bakılıyor ? Yurt dışında her ülkenin kendi özel kanunlarına göre işlem yapılması zorunlu olduğundan, Yurt dışı mali müşavirliğinde hizmet vermek ilgili ülke kanunlarına öncelikle hakim olmak gerekmektedir. röportaj : Yakup Şentekin « Yeminli Mali Müşavirlik sınavların büyük bölümü vergi kanunlarının uygulaması ile ilgilidir. Mali Müşavir ise Vergi Kanunları, Sosyal Sigortalar, İşsizlik, İş Güvenliği, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu v.s kanunlarına hakim olması söz konusudur. Üstelik Yeminli Mali Müşavirler defter tutamazlar, ama tutulan defterleri Maliye Bakanlığın vs. yetkilendirildiği işlemler hakkında rapor düzenlerler. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Bağımsız Denetim yetkilendirilmesinde Yeminli Mali Müşavirler ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler aynı unvan ile aynı işi yapmaktadırlar. Yani eşit yetki ve sorumlulara tabidirler. Gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde düzenlenen yasaların kontrol ve denetiminin gereği gibi yapılmamaktadır. Öncelikle yürürlük- te olan kanunların denetiminin kamu otoritesinde denetimin yapılması, denetim sonucu eksiklerin giderilmesi için yeniden meslek mensuplarına yaptırımların arttırılması zorunludur. İyi ile kötünün tespitinde mutlaka denetimin yapılması gerekmektedir. Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaptığım işin kaliteli olmasını istiyorum. Her iş için belirli bir zamanın ayrılması gerekiyor. Özellikle okumaya karşı aşırı bir tutkum var. Aylık dergilerimin gelmesini veya internetten yayınlanması ayın başından itibaren yemek içmek gibi bekliyorum. O dergileri her akşam mutlaka okuyorum. Tabiî ki bahsettim dergiler yaklaşık her ay 2.000 sayfa civarından, zaman içinde aldığım kitapları da göz önüne alırsam her ay 2.000 sayfa üzerinde mesleki kitap ve dergi okuyorum. Her gün mutlaka Resmi Gazeteye bakıyorum. Bunun haricinde vergi, sosyal sigortalar ve diğer kurumların internet sitelerindeki günlük yazıları okuyorum. Ailemin bana göstermiş olduğu olağan üstü özverileri sayesinde bu fırsatı yakalıyorum. Sonuçta her boş kaldığım zamanlarda mutlaka, mesleğim ile ilgili kitap dergi, makale, tebliğ, sirküler, özelge, yönetmelik, mahkeme kararlarını takip ediyorum. Ailemle geçirdiğim her an benim için en mutlu olduğum zamandır. Haftanın 4-5 günü günde 1 saatten aşağıda olmak üzere yürüyorum. Hafta sonlarında mümkün olduğunda İstanbul dışında geçiriyorum. Genelde televizyonda ekonomi haber ve yorumlarını, belgesel izlemeyi seviyorum. Burcu Kızılhan Müdür Halkla İlişkiler Departmanı 23 Ekim - Kasım - Aralık Yeminli mali müşavirlerin sayısı gün geçtikçe artıyor, sınavlar hakkında ne düşünüyorsunuz, yaptırımlar artmalı mı sizce ? » teknoloji : KNX Sinan Demiralay Bina Otomasyon Sistemleri Proje Uzmanı Viko Uzun zaman önce hayatımıza giren ve sayısız faydaları olduğu anlatılan, her derde deva gösterilen, insanların farklı amaçlarla da olsa kullanmak istediği bir teknoloji olan ve “akıllı” diye tanıtılan ev otomasyon sistemlerinden bahsedeceğiz yazımızda. Kimisi için tasarruf sağlayan teknoloji, bir diğeri için konforu sunarken, bir başkası da lüksü aradı kullandığı sistemlerde. Tek dokunuşla her şeyi yapabilen bu sistemin yıldızı parladıkça, firmalar kendine özgü yöntemlerle bu hayallerde yer almaya çalıştı. Kimisi de ısrarla KNX, nam-ı diğer EIB ya da ilk adıyla Instabus’u sundu sorulduğunda. Çok isimli olunca da dikkati çekildi teknoloji severlerin. Ekim - Kasım - Aralık Peki, nedir bu sistemi bu kadar popüler yapan? Sistemi kurarken nelere dikkat edilmesi gerekir? Teknik detaylara çok girmeden, genel kullanımda dikkat edilmesi gereken ve çoğu zaman gözden kaçan bazı noktalara değinmeye, kullanım alanlarından kısaca bahsedip fikir vermeye çalışacağız yazımızda. 24 Yıllar önce, birçok firmanın kendi geliştirdiği teknolojilere daha sonra des- tek verememesi ve kullanıcıların onca para verdikleri bu sistemlerden verim alamaması, hatta arıza durumunda servis dahi verilememesi, ortak bir dil konuşan, herkesin geliştirebileceği ve firmalardan destek alabileceği bir sistem arayışına itmiş Alman firmalarını. ve Insta isminde bir firma bulmuş beklenen BUS sistemini (Instabus). Ardından, Avrupa’yı saran bu sistem EIB (European Installation Bus) adıyla standart olarak anılmaya başlamış. Amerika’nın da sistemi kullanmaya başlaması ile KNX (Konnex) isminde karar kılınmış. KNX, iki tel üzerinden haberleşmekte ve birçok farklı otomasyon protokolünü de desteklemektedir. (Lonworks, Bacnet, Modbus, OPC ve Profi bus). Sistemi bu kadar popüler yapan, elektrik piyasasındaki büyük firmaların buna uygun ürünler üretmesidir demek yanlış olmaz. Sayıları gün geçtikçe artan KNX üreticileri de farklı ürünleri ile öne çıkmaya çalışmaktadır. Hal böyle olunca tüketiciler, çok sayıda ürün seçeneğini, daha rekabetçi fiyatlara bulabilirken, uygulama yapabilen servis sayınını artması da hizmet kalitesini olumlu yönde etkilemiştir. Endüstriyel alanlarda kalan diğer sistemlerin aksine, son kullanıcıya da hitap eden ürünleri ile KNX sistemleri, yükselen bir trendin içinde ve hatta başındadır. KNX olmayan sistemler de var ve olacak da mutlaka. Bununla birlikte, kablosuz olarak ya da sadece kendi protokolü ile haberleşen ürünlere sahip birçok firmanın, KNX üretici listesinde yer arıyor olmaları da göze çarpan bir başka konu. Bu kadar methettik de ne yapar bu KNX? Yaptığı projelerle ses getiren bir müteahhit, son teknoloji ile donatılmış bir ev sunarken kullanıcılarına ya da hayalleri tasarlarken bir mimar, güven tesis ederken bir mühendis neleri katmalı hesabına da herkese uygun bir sistem ortaya çıksın ve uzun yıllar sonra bile adından olumlu söz ettirsin. Bir mekanda kullanılan ve manuel olarak da kullanılabilen sistemlerin, kullanıcı alışkanlıklarını da dikkate alarak, merkezi bir noktadan ya da uzaktan, dış etkenlere ya da zamana bağlı olarak kontrol edilmesini, birbirleri ile entegre edilmesini sağlayan sistemleri tarif ediyoruz otomasyon teknoloji : KNX « olur. Ayrıca her aç-kapa yaptığında röleden gelecek ses, bir süre sonra ev sahibini de rahatsız edebilir. Elektronik switch (triac) tamamen sessiz çalışması ve mekanik ömür sınırlaması olmadığından tercih edilmelidir. Mermer ve ahşap farklı ısı geçirgenliği olan malzemelerdir. Ve yerden ısıtma sistemlerinde homojen bir ısı dağılımı sağlamak amacıyla zemin sıcaklığı da eşit seviyede planlanması gereken bir diğer konudur. Projelerde en çok karşılaşılan konulardan biri klima kontrolüdür. Sistem, kendi kumandalarıyla ihtiyaç duyulan kontrolleri (aç/kapa, fan hızı kontrolü, sıcak-soğuk-nem alma gibi mod değişimi, arıza bilgileri görüntüleme vs.) sağlarken, otomasyon ile bu fonksiyonlara ilave olarak, merkezi kontrol ve uzaktan yönetimi katılır ve mimari açıdan uygun bir ürünle birleştirilirse başarılı bir sonuç elde edilmiş olur. Bunu yaparken; cihazların kendi kumandalarını başka bir noktada konumlandırmak ve beğenilen otomasyon ürünü ile kontrol edilmesini sağlamak gerekir. Özellikle villalarda öne çıkan alarm sistemi kurgulanırken, tüm senaryolar düşünülmeli, bir alarm sonrasında geçmişe yönelik kayıtlara erişilebilir olmalıdır ki sinyalin nereden geldiği bulunabilsin. Kullanılacak ana ekranda bu özellik yok ise, alarm paneli görünmeyen bir noktaya mutlaka konulmalıdır. Hepsi bir arada olan kombine ürünlerin kullanımı göze hoş gelebilir. Bununla beraber, kullanım amacına uygun olarak konumları iyi tasarlanmalı, kurulan sistem hayatı zorlaştırıcı olmamalıdır. Mesela, termostatın tavsiye edilen yerden yüksekliği 150cm iken, sadece şık olsun diye aydınlatma anahtarını da aynı seviyede kullanmak, 3 yaşındaki bir çocuğun odasından oyuncak almak ya da ellerini yıkamak için ebeveynin ışığı yakmasını gerektiriyorsa, burada tasarlanan sistemin amacını yeniden gözden geçirmek gerekebilir. Tersi durumda geçerlidir elbet. Herkes kullansın diye termostatı da 110 cm seviyesine çeken bir bakış, teknik gereklilikleri de ihmal ediyor olabilir. Bu nedenledir ki otomasyon, fonksiyonların kullanımına engel değil, kolaylaştırıcı olmalıdır. Sistemin tamamına bu bakışı yaymak mümkündür ve olması gerekendir. Isıtmada konforu sağlamak amacıyla, her odada ayrı ayrı kontrol yapılabilmektedir. Yerden ısıtma ya da radyatör kullanılan sulu ısıtma sistemlerinde kullanılan selenoid vanalar kontrol edilirken mutlaka elektronik switch(tirac)’li ürünler tercih edilmelidir. Çünkü ortam ısısını ayarlanan seviyede tutmaya çalışan sistem, sürekli aç-kapa yaparak bunu sağlar ve bu durum mekanik kontrol sağlayan rölenin ömrünün kısalmasına neden Tüm teknik hassasiyetler ve kullanıcının istekleri dikkate alınarak tasarlanmış bir sistemin faydaları ise oldukça fazladır. Özellikle, otomasyonun tasarrufa yönelik kullanımını desteklemek amacıyla çalışmalar da yapılmakta. Binaların enerji kimliğinin oluşturulması ve derecelendirilmesi neticesinde, elektrik, su, gaz vb. kaynakların ucuza temin edilmesi mümkün olmaktadır. Son dönemlerde duyduğumuz; az yakıt harcayan araç- 25 Ekim - Kasım - Aralık denilince. Bu sistemleri; aydınlatma, perde/panjur, iklimlendirme (ısıtma/ soğutma/havalandırma), multimedya (tv, müzik sistemi vs.) güvenlik (yangın-hırsızlık alarmı/kamera) olarak genel başlıklar altında toplayabiliriz. Dikkat edilmesi gereken konu; entegrasyon yapılırken sistemlerin standart çalışmasına bir müdahale edilmemelidir ki; herhangi bir servis, kendi ürünü ile ilgili bakıma geldiğinde başka bir ekibe ihtiyaç duymadan işini yapabilsin. Bunu bir kaç örnekle açıklamak istiyorum. Tercih edilecek cihazların teknik değerleri de ayrı bir öneme sahiptir. Zira kullanımı oldukça yaygınlaşan led ürünlerinin ilk açılış anında çektiği yüksek anma akımları ile motorların kalkış anındaki güç ihtiyacı oldukça fazladır. Bu ürünlerin gruplandırılması iyi hesaplanmalı, kontrol edecek ürünlerin ise güç değerlerinin yüksek tercih edilmesi gerekir ki, cihazların uzun yıllar sorunsuz çalışmasını mümkün olsun. » teknoloji : KNX Kullanıcılar, evlerinde ya da ofislerinde bulunan perde/panjurları ayrı ayrı kontrol etmek yerine, tek tuşla hepsini açıp-kapatmak istemektedir. Güvenlik ile de entegre edilebilen sistemin güvenliğini sağlamak da otomasyon sayesinde mümkün olabilir. Bu konuyla ilgili şöyle örnek verebiliriz: Yüksek katlı binalarda kullanılan panjur sistemleri, yüksek rüzgar hızlarına maruz kaldığında zarar görebilmektedir. Mekanizmaların bozulmasını önlemek amacıyla, rüzgar hızı belirlenenin üzerine çıktığında panjurlar otomatik olarak açılır ve sistemin zarar görmesi engellenmiş olur. Bu durum ev hanımların çok hoşuna gitmese de güvenlik, öncelikli konudur. İklimlendirme lara, daha az elektrik harcayan beyaz eşyalara vergi avantajı sağlanması örnek olarak gösterilebilir. Başlıklar halinde sıralamaya çalışalım; da izlenebilmekte, böylece sisteme erken müdahale yapılabilmektedir. Aydınlatma Farklı kullanım alanları olmakla birlikte perde/panjur kontrolü; konutlarda daha çok mahremiyeti korumak amaçla tercih edilirken, ticari alanlarda ise çalışan konforunu sağlamak ve yaz aylarında soğutma performansını arttırmak amacıyla kullanılabilmektedir. Detayları diğer bölümde izah edeceğiz. Aydınlatmada enerji tasarrufunun ilk örnekleri sensörlü aydınlatmalar olarak ortaya çıktı sahneye. Hareket varsa ışık açılır yoksa kapanır. Oldukça yaygın olan kullanım şekli bugünlerde daha da gelişti. Algılama hassasiyeti oldukça yüksek olan sensörler, aydınlık seviyesini ölçerek ve varlık kontrolü yaparak, ışığı sadece ihtiyaç kadar açabilir duruma geldi. Böylece tasarruf maksimum seviyeye çıkarılmış oldu. Bir başka konu ise ürünler düşük seviyelerde de çalıştığında ömürlerinin uzaması olarak karşımıza çıkıyor ki işletmeler için dikkate alınası bir fayda olabilir. Ekim - Kasım - Aralık Işık seviyesini ayarlayabilen ürünlerin ilk örnekleri tasarruf sağlamazken, yeni teknolojiye sahip cihazlar kullanıldığı kadar enerji harcarlar. Böylece evlerimizde düşük ışık seviyesi ile gözler dinlenirken, gerçek tasarruf da sağlanmış olmaktadır. 26 Aydınlatmalar merkezi olarak yönetildiğinde; arızalı aydınlatma bilgisi, kitli aydınlatmaların akü şarj durumları Perde / Panjur Akıllı ev sistemlerine yönelik talepler incelendiğinde öne çıkan isteklerden bir tanesi de uzaktan klima ya da kombi kontrolü olarak çıkar. Temelinde yatan konfor ihtiyacı, beraberinde birçok avantajı da getirir. Oda bazında iklimlendirme kontrolü, farklı cephelere bakan odalarda ortam ısısını eşit seviyede tutarken, istenilen sıcaklığa ulaşan odanın kapanması, diğer odaların daha çabuk ısınmasını, dolayısıyla daha az enerji harcanmasını da beraberinde getirir. Daha az çalışan cihazların mekanik ömürlerinde uzama, bakım maliyetlerinde de azalma sağlanmış olur. teknoloji : KNX « Ofis kullanımda yaygın uygulama ise aydınlatma ile iklimlendirmeyi varlığa bağlı kontrol etmektir. Hassas sensörler, varlığa ve aydınlığa bağlı olarak ışığı kontrol ederken, ışıktan bağımsız olarak iklimlendirmeyi kontrol edebilirler. Çalışan odasında iken “comfort mod” (Örn: 24°C) da olan termostat, oda boşaldığında “stand-by mod” (Örn: 18°C) a geçer. Benzer kontrol zaman bağlı olarak da yapılabilir. Yemek ya da paydos saatlerinde, hatta daha öncesinde stand-by konumuna alınır, mesai öncesi de ortam sıcaklığı istenen seviyeye ayarlanabilir. Ofis kullanılmadığı zamanlarda tasarruf sağlanırken, çalışan konforundan ödün verilmez. Güvenlik Güvenlik sistemlerinin otomasyona entegre edilmesi ile uzaktan kontrol de sağlanmış olur. Ev kullanıcıları açık unuttukları (ya da öyle zannettikleri) suyu, gazı, prizde unuttukları ütüyü cep telefonundan kapatabilirler. Sistem bir alarm algıladığında da bu kontroller sağlanırken, ilgili uyarı güvenlik birimlerine de iletilebilir. Böylece en özel alanlarımız güvence altına alınmış olur. Bu kadar faydası olan sistemin hiç dezavantajı yok mu diye soranlar olacaktır. Sistemin kontrol ekipmanları panoda olunca, kablolama da bir artış söz konusu olmaktadır. Bu, kurulacak sistemin içeriğine bağlı olmakla birlikte %10-20 arasındadır diyebiliriz. Bununla birlikte pano boyutlarının da ekipman sayısına bağlı olarak büyüdüğünü de belirtelim. Sayıları giderek artan (şu an 300 civarında) KNX markaları sayesinde kurulum maliyetleri giderek gerilemektedir. %18-49 arası tasarruf potansiyeli taşıyan sistemin yatırım geri dönüşü 5-7 yıl arasına olabilmektedir. Yatırım geri dönüşlerinin 8-10 yıl olduğu düşünülürse, otomasyon lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmiştir. Kullanım amacı dikkate alınarak yapılmış sistemlerin nasıl tasarruf ve konfor sağladığını özetlemeye çalıştık yazımızda. Oldukça şık ürünlerin yer aldığı alanda, lüks severler de kendilerine uygun çözümler bulabilirler. Yapılabilecekler ve faydaları burada anlattıklarımızla sınırlı değil elbet. Ancak sayfalarımız sınırlı Size özel ve daha detaylı bilgiler için işin uzmanlarına danışmanızı öneririm... Sağlıcakla kalın... 27 Ekim - Kasım - Aralık Başka bir yöntem ise, yaz aylarında klima kontrolü ile yapılabilir. Neredeyse tamamı cam olan ofislerde cepheden gelen güneş çalışanın hem ışık, hem de sıcaklık olarak rahatsız eder. Perde kontrolü otomasyona bağlanıp, sensörler ile otomatik kontrol sağlanabilir. Işık alan cephenin perdeleri kapatılarak ortamın daha hızlı soğuması ve kontrollü bir aydınlık seviyesini de beraberinde getirir. Klimaların daha az çalışması, enerji ve bakım maliyetlerini düşürürken, ortam ses seviyesinde de azalma sağlanmış olur. » hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu Merve Çıkrıkçıoğlu Avukat YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu Ekim - Kasım - Aralık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“Borçlar Kanunu”) 179-182. maddelerinde “Ceza Koşulu” düzenlenmiştir. Ceza koşulunda borçlu alacaklıya belli bir ödemede bulunmayı taahhüt etmekte ancak borçlu bu ödemenin yapılmasını borca aykırı davranması koşuluna bağlamaktadır. Borç ilişkisinde alacaklının amacı borcun bu ilişkiye uygun olarak yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu amaçla sözleşmeden doğan borçlarda alacaklı borçludan çeşitli güvenceler vermesini isteyebilir. Borçlar Hukukunda sözleşmeden doğan borçlarda bu güvencelerden birisi de ceza koşuludur. Açıkça görüldüğü üzere ceza koşulunun amacı borçluyu borca uygun davranmaya sevk etmektir. 28 hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu « Hukuki Niteliği Ceza koşulunun kendisi başlı başına bir borcun konusu değildir. Ceza koşulunda daima ifası gereken bir borcun varlığını şart koşar. Ortada ifası gereken bir borç bulunmalıdır ki bunun yerine getirilmemesi halinde talep edilebilecek bir ceza koşulu bulunsun. Ceza koşulu, hukukî niteliği itibariyle asıl borca bağlıdır. Bir başka ifadeyle, ceza koşulu fer’i bir nitelik taşır. Asıl borç yoksa ceza koşulu da yoktur. Asıl borç herhangi bir sebeple geçerli olmazsa, ceza koşulu da geçerli olmaz. Aynı şekilde, asıl borcun herhangi bir sebeple sona ermesi de, ceza koşulunu kendiliğinden sona erdirir. Ceza Koşulunun Türleri a. Seçimlik Ceza Koşulu Borçlar Kanunu madde 179/1 seçimlik ceza koşulu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi de sözleşmeden anlaşılmadıkça, alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Alacaklı, seçimlik bir hakka sahiptir. Bu bağlamda, seçimlik ceza koşulu söz konusu ise, alacaklı hem borcun ifasını hem de cezanın ödenmesini talep edemez. b. İfaya Eklenen Ceza Koşulu Borçlar Kanunu madde 179/2 ifaya eklenen ceza koşulu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ifaya eklenen ceza koşulunda, alacaklıya, borç belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmediği takdirde hem borcun ifasını, hem de bu yüzden maruz kaldığı zararlarının tazminini isteyebilme yetkisi tanınmıştır. Ancak alacaklı, borçlu edimini zamanında ifa etmemesine rağmen ceza koşulu talep etmeyeceğini beyan etmişse ya da borçlunun geç ifasını ceza koşulu alacağını saklı tutmadan kabul etmiş ise, artık ceza koşulu talep edemez. c. İfa Yerine Ceza Koşulu Borçlar Kanunu madde 179/3 dönme cezası düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre dönme cezası esasen bir ceza koşulu değildir.Ceza koşulunun amacı borçlunun borcuna uygun hareket etmesini temin iken; dönme cezasında borçlu, borcu ifa yerine bizzat ceza koşulu ödemek suretiyle borçtan kurtulma olanağına sahiptir. Bir başka ifadeyle, burada borçlu borcuna aykırı davranmamakta, borcu ifa etmek yerine ceza koşulunu ödeyerek sözleşmeden dönebilmektedir. Bir ba- 29 Ekim - Kasım - Aralık Ceza koşulu borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi üstlendiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Ceza koşulu zararı tazmin amacı değil, sözleşmeden doğan borcun ifasını sağlama amacı güder. Ceza koşulunda borçlu genellikle yüksek miktarlarda tayin edilen cezayı ödememek için borca uygun davranmaya gayret gösterir. Günümüzde akdedilen sözleşmelerin bir çoğunda ceza koşulu hükümlerine rastlamak mümkündür. Son dönemde sözleşmenin feshi yoluna giden birçok sözleşme tarafı açısından ceza koşulu konusu büyük önem taşımaktadır. Taraflarca kararlaştırılan ceza koşulunun aşırı olması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Taraflar alacak borç ilişkisine girerken; alacaklı alacağını güvence altına almak için borçluya gözdağı vermek amacıyla sözleşmeye ceza koşulu maddesi koydurmaktadır. » hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu kıma, ceza koşulu ifanın yerini almaktadır. Dönme cezasında, seçimlik ve ifaya eklenen ceza koşulundan farklı olarak, borçlunun borca aykırı davranması koşulu aranmamaktadır. Borçlu, borca aykırı davranışı bulunmadığı hâlde, ceza koşulu ödeyerek sözleşmeden dönme olanağına kavuşmaktadır. Diğer yandan, seçimlik ceza koşulunda seçim hakkı alacaklıya tanındığı hâlde, ifa yerine ceza koşulunda seçim hakkı borçluya aittir. Ceza ile zarar arasındaki ilişki Borçlar Kanunu madde 180 uyarınca, alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir. Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez. İspat yükümlülüğü Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre, borçlunun edimini yerine getirmemesi halinde alacaklının aynen ifa ve tazminat talep hakkı olsa da, alacaklı öncelikle uğramış olduğu zararı ve miktarını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Halbuki ceza koşulu ödemesinde durum tazminat meselesinden farklıdır. Ceza koşulu alacaklı yönünden zarar koşulunun ispatını gerektirmeksizin talep edilebilmesi sonucunu doğurur. Diğer bir deyişle, sözleşmede düzenlenecek ceza koşulu alacaklıya ispat yükümlülüğü yüklemeden doğrudan kararlaştırılan miktarı talep etme hakkı vermektedir. Ceza koşulu genellikle alacaklıya bir miktar paranın ödenmesi şeklinde ortaya çıkar. Ceza Koşulun Geçersizliği Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez. Ekim - Kasım - Aralık Cezanın miktarı ve indirilmesi Sözleşmeler hukukunun hakim olan temel ilkesi sözleşme serbestisi olup, bu serbestinin bir görünümü de tarafların - kanunun çizdiği sınırlar içinde kalmak kaydıylasözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğüdür. Ceza koşulun miktarını taraflar sözleşmede açıkça belirlemektedirler. Taraflarca kararlaştırılan ceza koşullarının aşırı olması oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Her ne kadar taraflar cezanın miktarını belirlemekte serbest olsalar da, hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir. Yasa koyucu bu olumsuzlukların önüne geçmek ve zayıf olan sözleşme tarafını korumak için, hakime aşırı gördüğü ceza koşulu indirme yetkisi vermiştir. Hakim aşağıdaki şartların gerçekleşmesi halinde aşırı ceza koşulun indirilmesine karar verecektir. 1. Ceza koşul borcunun muaccel olması: Ceza koşul muaccel olmadan önce bağımsız bir alacak niteliği taşımadığı için böyle bir ceza koşulun indirilmesi de istenemeyecektir. 30 hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu « 3. Ceza koşulun aşırı fahiş olması: Her ceza koşulun aşırı olduğu iddiası kabul edilemez. Hakim, adalet ve hakkaniyet esaslarına uyarak, ceza koşulun aşırı olup olmadığına karar verecektir. Kanun koyucu, hakimin ceza koşulun aşırı olup olmadığını belirlemede kullanacağı özel bir takım ölçüler belirlememiştir. Ancak pratikte uygulama alanı bulan birtakım ölçüler vardır. Örneğin ceza koşulun korunması gereken menfaatlerle karşılaştırıldığında, hakkaniyete açık bir şekilde aykırı düşmesi halinde onun aşırılığından söz edilecektir. Aynı şekilde alacaklının göz önünde tutulması gereken menfaatleriyle kıyaslandığında, açık bir oransızlık içinde bulunan ceza koşulu da aşırı sayılır. Aşırılığın tespitinde kullanılan başlıca ölçütler şunlardır; a. Alacaklının Menfaatleri Aşırılığın tespitinde hakim ilk olarak alacaklının menfaatlerini göz önünde tutmalıdır. Gerçekten, ceza koşulun yüksekliğinin, adalet ve hakkaniyet hislerini incitecek derecede olmaması gerektiği gibi, yapılacak indirimin, alacaklı bakımından aynı şekilde adaletsiz olmamasına dikkat edilmelidir. Aşırılığın tespitinde tarafların ekonomik durumlarının ve özellikle borçlunun ödeme gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ceza koşulun yerine getirilmesi, borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olmamalıdır. b. Borcun ihlalinin ağırlığı Ceza koşulun aşırılığının tespitinde göz önünde tutulması gereken bir diğer önemli husus da, borçlunun, taahhüdüne ne ölçüde uygun davrandığı ve özellikle borcun ihlalinin ağırlık derecesidir. Alman Medeni Kanunu’nda aşırı ceza koşulunun hakim tarafından indirilebilmesi için borçlunun talepte bulunması gerektiği hükme bağlanmış olmasına karşılık Türk/İsviçre Borçlar Kanunu bu konuda herhangi bir hükme yer vermemiştir. Bu yüzden görülmekte olan bir davada hakimin dosya içeriğinden ceza koşulunun aşırı olduğunu görmesi halinde borçlunun bir talebine gerek kalmadan re’sen indirim yoluna gidip gidemeyeceği tartışmalıdır. Kanun metninin ifadesi karşısında hakim görüş ceza koşulunun hakim tarafından re’sen indirileceği doğrultusundadır. Bu çerçevede borçlu tarafından ileri sürülmese bile hakimin aşırı bulduğu ceza koşulunu indirmesi gündeme gelecektir. c. Kusurun ağırlığı Hakkaniyetin söz konusu olduğu her yerde, borçlunun kusurlu olup olmadığının büyük önemi vardır. Borçlunun, kusursuzluğunu ispat etmesi suretiyle, ceza koşulun muaccelliyetine engel olması, yani ceza koşulu ödemekten kurtulması mümkündür. Bu durumda kusurun miktarının az olması halinde de ceza koşulu miktarını indirmek mümkün olacaktır. Borçlunun Talepte Bulunması Merve Çıkrıkçıoğlu d. Tarafların ekonomik durumları YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı 31 Ekim - Kasım - Aralık 2. Ceza koşulu borcunun henüz ifa edilmemiş olması: İndirim ancak ifa edilmemiş bir ceza koşulu borcunda mümkün olacaktır. Bu bağlamda ceza koşulu borcunu ödeyen borçlu, sonradan ceza koşulun indirilmesi için hâkime başvuramayacaktır. » seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I Ekim - Kasım - Aralık Murat Alkım PE, LEED AP, CFPS Müdür - Mekanik İşler Proje Dizayn Departmanı 32 seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I « Devletin kökü Washington DC`den işlevini sürdürür. Washington DC, hiçbir eyalete bağlı olmayan, federal devletin arazisi sayılabilecek bağımsız bir bölgedir. Beyaz saray ve senato binası burada yer alır. Eskiden halka açık olan her iki bina da, ikiz kulelere yapılan saldırıdan sonra ziyaretçilere artık kapalı. Coğrafya olarak – ABD çok büyük bir ülke. Doğu kıyısıyla batı kıyısı arasında 3 saat saat-farkı var. Kuzeyde kar kış sürerken, güneyde denize girilebiliyor. Buzulların erimediği iklim bölgelerinden çöl iklimleri içeren bölgelere geçebiliyorsunuz. Yüzyıllardır kese kese, yaka yaka hala ormanlar bitirilememiş, yeşilin çok bol olduğu bir ülke. Öyle ki, ciddi statik tasarım gerektirmeyen her yapı, ucuz olduğu için kereste kullanılarak yapılmakta. Fazlaca başınızı ağrıtmadan, ilginç, görülmeye değer, neşeli konulara girelim. Tabi en başta New York City. New York, eyaletin adı. New York City, bizim New York olarak bildiğimiz şehir. Gökdelen zafiyeti geçiren bir şehir. Arazi inanılmaz pahalı, öyle olmasına rağmen Central Park (merkezi park) denilen inanılmaz büyük bir park alanı var şehrin göbeğinde, değeri paha biçilmez. Bugüne değin en ufak bir parçasına, ne olursa olsun, kim olursa olsun hiç kimse göz dikememiş. Tüm parklar öyle ki ben; 25 senelik ABD yaşamımda nerede olursa olsun en ufak bir parkın yerine bina dikildiğini görmedim. New York City dünyanın her köşe- 33 Ekim - Kasım - Aralık ABD kendi iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde federal bir devlete bağlı 50 eyaletten oluşuyor. Eyaletleri seçimle iş başına gelen valiler yönetiyor. Devletin kökü devlet başkanı, senato ve meclisten oluşmakta. Yasama, meclisin geçirdiği kanunların senatoda da kabul edildikten sonra devlet başkanının da onayına sunumuyla oluşmakta. Devlet başkanı bağımsız bir seçimle iş başına gelmekte. Yürütme, devlet başkanı ve bağlı devlet kuruluşları tarafından yapılmakta. Yargı, bağımsız bir seçimle iş başına gelen yargıçlarca yürütülmekte. Yasama, yargı ve yürütmenin birbirinden bağımsız işlemesi, demokrasinin temeli dediğimiz ilkeler olduğu için, yapının demokratik olarak işlediği varsayılabilir. » seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I sinden insanların yaşadığı, kendi mahallelerini kurdukları, kültürlerini sundukları inanılmaz bir şehir. Her türlü dile rastlayabileceğiniz bir yer. Bu kültürel zenginlik, insanların yaşamları boyu her gün yeni bir deneyim yaşamasını sağlayabilir. Bir hafta Çinlilerin yeni yıl kutlamasını, diğer hafta zencilerin karnavalını, sonraki hafta Tarkan’ın yada Celine Dion’un Central Parktaki (ücretsiz) gösterisini izlemeye gidebilirsiniz. Ekim - Kasım - Aralık New York City semt semt paylaşılmış gibi. Hemen hemen tüm yaşayanların Rus olduğu yada İtalyan, Yahudi, Hispanik olduğu semtler var. Öyleki Hispanik kökenli bir insan New York’ta bir kelime İngilizce öğrenmeden tüm yaşamını kurabilir, çarşısı pazarı okulu hastanesi herşey var o mahallede. 34 Türk ve Yunanlıların yoğun olarak yaşadığı bölge Astoria. Burada bizim alışık olduğumuz her türlü yiyeceği marketten almak, lokantalarda bulabilmek mümkün. Şehir merkezine de oldukça yakın. ABD’de müzeler parasız, bağış esasına göre işliyor. New York’ta en görülmeye değer Guggenheim Müzesi (özellikle mimari yapısının ödüller aldığı bir müze), Museum of Natural History (Doğal Tarih Müzesi) ve Metropolitan Museum of Art (Sanat Müzesi) görülmesi gerekli yerlerden biri. Guggenheim’daki program sık sık değişir. Genelde modern sanat müzesi olan müzenin bir köşesinden Picasso ve benzeri ressamlar eksik olmaz. Museum of Natural History, dinazorlardan, Afrikadaki kabilelerin kuruttu- ğu kafataslarına kadar çok zengin sunumların olduğu bir tabiat müzesidir, buradaki program genellikle aynıdır. Darwin - Evrim meraklıları için de zengin bir sunuma sahiptir. Metropolitan Museum of Art, bir kısmı zaman zaman değişen, bir kısmı sabit sanat yapıtlarının bulunduğu bir müze. Eski mısırdaki yazıtlardan, klasik resme, klasik heykellerden günümüz sanatına uzanan bir sunum içerir. Gezme süresi için Guggenheim hariç birer gün ayırmanız lazım. Guggenheimi birkaç saatte görebilirsiniz. Özgürlük abidesini uzaktan görseniz yeter. Eskiden en tepesine kadar çıkılabiliyordu, o nedenle gidip yakından incelemek eğlenceliydi ama son zamanlarda çıkılmasına izin vermiyorlar. Yapabileceğiniz en uygun şey seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I « yorlar. En az 2 saat ayırmanız lazım. Biz gittiğimizde çiçekleri büyüterek yaptıkları bir orkestra vardı, viyolonsel, harp, keman, piyano, bateri, öyle şekillendirmişler ki oturup dinleyesiniz geliyor. Washington DC görülmeye değer. Hem mimari olarak hem de müzeler açısından çok zengin bir şehir. Her ne denli içine artık giremiyorsanız da hem senato binasını hem de beyaz sarayı yakından görmek güzel bir deneyim. Washington DC’de müzeler arasında benim en sevdiğim The National Air and Space Museum (Milli Havacılık ve Uzay Müzesi). Burada The Wright Brothers`ın (ilk uçağı tasarlayan kardeşler) yaptıkları ilk maket uçaklardan, aya inip dönmüş uzay kapsüllerine kadar uzanan tarihsel bir sıralamayla havacılığın geçmişini görebilmek mümkün. İlginç gelen diğer müzeler - Madame Tussauds tanınmış insanların gerçek boy balmumundan yapılmış heykellerini sunuyor, National Postal Museum (Milli Posta Müze- Senato binasının bahçesinde botanik park mutlaka görülmeli. Çöl bitkilerinden tropik bitkilere uzanan çok zengin bir bitki yapısını, türlerin yetişme ortamına göre mekanik olarak şartlandırılmış bölümlerde yetiştiri- si) yüzyıllardır ABD’deki posta servisini özetliyor. Kovboy filmlerinden bir şerit izler gibisiniz bu müzede. En kuzeyde Kanada sınırında Niagara şelalesi görülmesi gereken bir doğa harikası. Çok soğuk geçen kışlarda şelalenin donması, belki de akan halinden daha ilginç gelebilir. Niagara’dan biraz güneye inince, Boston uzun zamandır ABD’nin R&D merkezi. Özellikle ecza firmalarıyla başlayan, değişik teknolojiyle dallanıp budaklanan, MIT’nin (Massachusetts Institude of Technology) katkısıyla gelişen bir teknoloji şehri denilebilir. MIT ve Harvard başta olmak üzere ABD’nin hemen hemen en fazla üniversitesi bu bölgede. Genç ve aydın nüfusu, teknolojiye yapılan 35 Ekim - Kasım - Aralık Manhattan’ın en güney ucundan Staten Island Ferry denilen feribota binip (ücretsiz) yarım saatlik bir yolculuk yapmak. Özgürlük abidesinin oldukça yakınından geçiyor, görmek ve fotoğraf çekmek için mükemmel. Ekim - Kasım - Aralık » seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I 36 yatırım, geçmişte ve gelecekte Massachusetts’i çok uzun seneler ABD’nin teknolojik önder eyaleti olarak belirlemiş. tarda kartal ve timsah görmek mümkün. Kartallar uçup gidiyor yaklaşınca ama arabadan inip timsahları sevmek isterseniz, onlar kaçmıyor... Boston’dan Miami’ye bir araba seyahati yapmak isterseniz yol 3 yada 4 gün sürer… Ama yol üstünde New York’ta 3 - 4 günlüğüne konaklamak lazım. Sonra Washington DC için 2 gün yeter. Arkasından Florida eyaleti (Orlando ve Miami). İlk durak Cape Canaveral - NASA’nın merkezi. Uzay mekiğinin içine girmek hoş bir deneyim. Uzay gemilerinin inşa edildiği bina, büyüklüğünü anlamak için bina üstünde görünen Amerikan bayrağındaki şeritlerdeki her değişik renk bir otobüs genişliğinde. Yerleşime kapalı olduğu için Cape Canaveral bir doğal tabiatı koruma alanı. Bol mik- Orlando eğlence merkezi. Çocuklar için Disney World, yetişkinler için Universal Studios… Çocukların yönetimi sizde olduğu için doğrudan Universal Stüdyolarını tavsiye ederim. İki günde ne kadar delice roller coaster varsa hepsine binebilirsiniz. İnsan binerken korkudan ölüyor ama inince tadılan o zevk çocuklarınızı Disney World’den mahrum etmeye değiyor... Tamam ille de bencil olmayalım derseniz, çocuklara da Disney World’de ömürleri boyunca unutamayacakları bir macera yaşatın. Çevredeki tatil köylerinde kalabilirsiniz veya önceden bir ev ayarlayabilirsiniz. Tatil si- teleri genelde pek pahalı değil, ama evler çok daha ekonomik ve rahat. En güneyde Miami var, Miaminin güzelliği buradan Karayiplere kalkan cruise gemileri... İnanılmaz bir denize inanılmaz lüks bir gemide inanılmaz bir fiyata (herşey dahil) krallar gibi ulaşabilirsiniz. Genelde turlar bir hafta, mevsimine göre adam başı günlük 100 - 150 dolar civarında, hem otel hem seyahat hem de yemek içmek dahil, çok pohpohlandığınız baş tacı edildiğiniz bir deneyim... Gemiler genelde 12 katlı, içinde asansörler, yemek salonları, çeşitli lokantalar, 3 öğün yemek servisi dışında 24 saat açık büfe, diskotek, spor salonları, gazinolar, yüzme havuzları, çocuklar için oyun alanları vb. alanlar var. Odalar günde 3 kez düzelti- seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I « Yada bir yerde serenat eşliğinde tekila balık yaparsınız (biraz cahil kalmışlar daha rakı balığı bile bilmiyorlar...) Doğu yakasından iç bölgelere geçildiğinde en görülmeye değer yer Grand Canyon. Nehrin yüzbinlarce yıl oyarak oluşturduğu bir vadi. Hemen hemen tüm kovboy filmlerinde görmüşsünüzdür. Grand Canyon doğal güzelliğinin yanı sıra tükenmekte olan bazı hayvan türlerinin yaşam alanı olarak koruma altında. ABD’nin kara sınırları içinde olmayan ama eyaleti iki turizm cenneti de Hawaii ve Porto Riko (Puerto Rico), Hawaii Pasifik okyanusunun ortasında, mercan adaları ve harika deniziyle kış mevsimi tanımayan bir eyalet. Porto Riko, Karayipler’de Küba’nın doğusunda kalıyor. Her iki eyalet de deniz ve dalma meraklıları için mükemmel adalar. Alaska doğrudan ABD ile sınırı olamayan diğer bir eyalet, Kanada’nın batısında yer alıyor. Soğuk hava, kar ve buz seviyorsanız tercihiniz olabilir. Eğer bir gün ziyaret etmeyi düşünürseniz, daha ayrıntılı bilgi için her zaman bana ulaşabilirsiniz. Seyahat için birkaç faydalı bilgi; uçak rezervasyonlarınız için Travelocity web sitesini muhakkak ziyaret edin, en uygun fiyatları ben oradan ediniyorum: www.travelocity.com ABD’de arabasız yapamazsınız, en uygun fiyatları ben budget kiralama firmasından ediniyorum: www.budget.com Otel rezervasyonları için genelde Travelocity veya Expedia sitelerini kullanıyorum: www.expedia.com Murat Alkım PE, LEED AP, CFPS Müdür - Mekanik İşler Proje Dizayn Departmanı 37 Ekim - Kasım - Aralık liyor, odaya her girişte havlulardan yapılmış değişik hayvan figürleriyle karşılaşıyorsunuz. Gemi geceleri seyahat ediyor, gündüzleri bir limanda geçiriliyor. Benim son gezimde önce Meksika (Cozumel), sonra Honduras, arkasından Beliz ve en son Cayman Islands’da mola verildi. Tüm bu molalarda, tropik parkları ziyaret edebileceğiniz gibi, dalarak deniz altındaki mercan adalarına da ulaşabilirsiniz. » kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski Ekim - Kasım - Aralık Buket Altaç Makine Mühendisi Teklif Departmanı 38 kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski « Tam adıyla Fyodor Mihayloviç Dostoyevski.. 1821’de, Moskova’da, kendi babasının da cerrah olarak çalışmakta olduğu bir yoksul hastanesinde dünyaya gelir. (Yazarın tam doğumgünü tarihinin 30 Ekim mi 11 Kasım mı olduğu muallak olmakla beraber, 30 Ekim günü dünyada Dostoyevski günü olarak kutlanmaktadır). Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu. Dostoyevski, 13 yaşındayken Moskova’nın en iyi okullarından birine yatılı olarak verilir. 16 yaşına geldiğinde babasının ısrarları üzerine Petersburg Askeri Okulu’na girer. Aynı yıl annesini kaybeder. Dostoyevski babasından hayatı boyunca nefret etmiş, kitaplarında bahsettiği gibi babasını öldürme isteği de duymuştur. Babasının muhtemelen köylüler tarafından öldürülmesinden sonra Dostoyevski büyük bir suçluluk duygusuna kapılmıştır. Dostoyevski’nin epilepsi hastalığı ve ilki Petersburg’da sokaktan geçen bir cenaze alayını gördüğü zaman geçirdiği epilepsi nöbetleri bu zor çocukluğuna bağlanır. Budala’daki Prens Mişkin ve Karamazov Kardeşler’deki Smerdyakov karakterleri kendisi gibi epilepsi hastalığını anlatmıştır. 1837’de girdiği Petersburg Askeri Mü- hendis Okulu’nu bitirdi. Öğrencilik yıllarını Rus ve Avrupa edebiyatının önde gelen yazarlarının eserlerini okuyarak geçirdi. Kısa bir süre askerlik yaptıktan sonra ayrılıp edebiyatla uğraşmaya başladı. Topraklarında çalışan köylüler tarafından öldürülen babasından az bir miraz kalmıştı. İlk romanı “İnsancıklar”ı 1846’da yazdı. Bu eserin basılmasından sonra ünlendi. 1846’da yazdığı ikinci romanı “Öteki” yeterli ilgiyi görmedi. Ünü giderek kayboldu. “Ev Sahibesi”, 1848’de yazdığı “Beyaz Geceler” ile “Yufka Yürekli” romanları da ilgi görmedi. 1849’da yazdığı “Netoçka Nezvanova” romanı da beklenen başarıyı getirmedi. Politikayla ilgililenmeye başladı genç liberallere katıldı. Çar 1. Aleksandr’ın güvenlik güçleri tarafından, “devleti 39 Ekim - Kasım - Aralık Gerek ilmek ilmek işleyip oluşturduğu eşsiz karakterlerle, gerek karakteri bizden biriymişçesine benimseyebilmemizi sağladığı derin ruh çözümlemeleriyle, gerekse geniş çerçevede yaptığı ruhsal analizleriyle, benim hayatım boyunca okuduğum yazarların en derine dokunanı ve bugün “klasikleri okumak” denince hepimizin aklına gelen, gerçekçilik akımının öncüsü yazarlardan birisidir Dostoyevski. Ekim - Kasım - Aralık » kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski 40 yıkmaya çalıştığı” suçlamasıyla arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. İdama mahkum edildiler. Kendisinin kurşuna dizilmesi hazırlıklarını izlemek onda derin etkiler bıraktı. İdamdan son anda vazgeçildi, Sibirya’da 4 yıl ağır hapse ve 4 yıl askerlik yapmaya mahkum edildi. Sibirya’daki cezaevi günlerinde birlikte yaşadığı mahkumları gözlemleyerek Rus halkını daha yakından tanıma fırsatı buldu. Ancak zor koşullar nedeniyle sara nöbetleri geçirmeye başladı. Bu rahatsızlığın etkileri de birçok eserine yansıdı. 1854’te cezaevinden çıkıp askerliğe başladı. Subaylığa kadar yükseldi. 1857’de dul bir kadınla evlendi. Bu evlilik maddi sorunlarını artırdı. Tekrar yazmaya karar verdi. Askerlik cezasının da bitmesi üzerine Petesburg’a döndü. Yeni Çar 2. Aleksandr’ı destekledi. Kardeşi Mihail ile birlikte “Vremya” adlı bir dergi çıkardı. Bu dergi ve dergide yayınlanan romanları yeniden tanınmasını ve eski ününü kazanmasını sağladı. 1862’de Fransa, İngiltere ve İtalya’yı kapsayan bir yurtdışı gezisi yaptı. Aynı yıl dergikapatıldı. Dostoyevski, Almanya’nın Wiesbaden kentine gitti. Burada kumara başladı. Rusya’ya dönüşünde “Epoha” isminde yeni bir dergi çıkardı. 1864’te eşini ve kardeşi Mihail’i kaybetti. Borca battı. Kurtulmak için Avrupa’ya kaçtı. Wiesbaden’de kumarda bütün parasını kaybetti. Yayıncısından borç alıp 1865’te Rusya’ya döndü. 1867’de steno ile romanlarının yazımında kendisine yardım eden Anna Snitkina ile evlendi. Bir kere daha borca boğulduğu için yeni eşiyle yine yurt dışına çıktı. Yoksulluk ve para peşin- de ülke ülke dolaştı. Ama romanlarını yazmayı da sürdürdü. Bir kere daha yayıncısının desteğiyle Petersburga’a döndü. Tutucu bir haftalık dergi olan “Grajdanin”in başına geçti. 1 yıl sonra bıraktı. Bu dönemde eksi itibarını ve ününü tekrar kazandı. En büyük romanı “Karamozof Kardeşleri” yazmaya 1879’da başladı. 1880’de şair Aleksander Puşkin’in ölüm töreninde konuşmayı o yaptı. Petersburg Bilim ve Sanat Akademisi’nin edebiyat bölümüne seçildi. Yaşamının son döneminde Petersburg yakınlarında küçük bir kasaba olan Staraya Russa’da yaşadı. 9 Şubat 1881’de burada yaşamını yitirdi. Günümüzde de en çok okunan yazarlar arasında yer alır. Eserlerinde iki dünya savaşı arasında yaşayan bir kuşağı rahatsız eden ahlaksal, dinsel, siyasal kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski « kaygıları Dostoyevski ile başlar. Ünlü yazar Herman Hesse göre ise “Dostoyevski’yi ne zaman okumalıyız” sorusuna yanıt olabilecek şekilde şöyle tespitte bulunur: “Ancak tükenmişsek artık, acı çekme yetimizin sonuna değin acı çekmişsek ve yaşamın bütününü kor gibi yakan tek bir yara olarak duyumsuyorsak, eğer çaresizlik soluyorsak ve umutsuzluğun ölümlerini ölmüşsek işte o zaman okumalıyız Dostoyevski’yi.” Edebi anlamda, kendisine kadar olan gerçekçilik anlayışında bir yeniliktir “Suç ve Ceza”. Roman sanatının dış dünyayı anlatma konusunda düştüğü tekdüzelikten, yani nesnel dünyanın sadece yansıtılmasından, insanın iç dünyasında olup bitenlerin de işin içine sokulmasıyla kurtulması, insan psikolojisinin derinliklerine inme Dostoyevski; eserlerindeki insanlık durumlarının, kahramanı olarak seçtiği karekterlerin en uç davranışlarını, sahip olabilecekleri en abartılı zaafları anlatır. Dahiliği de bu sefil yaşamları olabilecek en sıradan, en doğal şeyler gibi anlatmasındadır. Dostoyevski kahramanlarının davranışlarındaki bu tutarsızlıklar, kişiliklerinde barındır- dıkları tüm çelişkiler ve zayıflıklar birçok sıradan insanda da bir bir ortaya çıkar. Bazı eleştirmenlere göre, Dostoyevski okurları, “Dostoyevski’ciler” ve onu anlamayanlar karşı gruptakiler olarak ayrılmaktadır. Bugünün bazı hekimleri Dostoyevski’nin kendi hastaları olması halinde onu iyileştirmek istemeyebileceklerini, sağlıklı ama, ortalama kabiliyetli bir insan için bir edebiyat devini yere seremeyeceklerini söylemekteler. Dostoyevski epilepsi hastası olmasaydı, bir “Budala” literatüre girmeyecek, ya da Raskolnikov olmayacaktı. Buket Altaç Makine Mühendisi Teklif Departmanı 41 Ekim - Kasım - Aralık konuları etkileyi bir dil ve ustalıkla dile getirdi. Gözlemlerinin keskinliği, ayıntılara verdiği önem, karmakarışık yaşamından çıkardığı sağlam karakterleri ve roman kurgulamadaki ustalığıyla Avrupa’da ve ülkesinde kendisinden sonra gelen hemen tüm yazarlar üzerinde etkili oldu. Batılı ülkelerin edebiyat ve düşün yaşamında önemli bir rol oynadı. Varoluşçuluk akımının temel kaynaklarından biri sayılır. » medya : Hedef Kitle Atakan Naçar Müdür Yardımcısı Halkla İlişkiler Departmanı Ekim - Kasım - Aralık Herhangi bir marka yada kuruluşun, iletişim sürecinin başarısını belirleyecek en önemli unsurlardan biri hedef kitledir. Öyle ki; hedef kitlenin doğru belirlenmesi ve özelliklerinin doğru bilinmesi, iletişim ve tanıtım sürecinin nasıl şekilleneceğinden başlayıp ne kadar başarılı olabileceği sonucuna kadar gidebilmekte. Hedef kitlenin belirlenmemesi ve tüm nüfusa oynarcasına yapılan iletişim çalışmalarının başarılı olabilme şansı, hedef kitlenin belirlenerek yapılması karşısında oldukça düşük kalacaktır. 42 Örneğin Türkiye’nin önde gelen GSM operatörlerinden birini ele alalım; büyük ve ulusal bir marka olmasına karşın yaptığı iletişim ve tanıtım çalışmalarını kitle açılımını genişleterek çeşitli gruplara ayırmıştır. Bu gruplara örnek vermek gerekirse genç, yaşlı, çalışan, çiftçi, aile gibi toplumu oluşturan temel insan grupları diyebiliriz… Bu büyüklükteki markaların bilinirliğini devam ettirebilmesi ve konumunu pekiştirebilmesi içinde doğru olan yol bu olmakta… Hedef kitlenin özelliklerini göz önünde bulundurulmadan yapılan iletişim çalışmaları, çalışmalarının başarısız olmasına ve iletişim kaynaklarının boşa harcamasına neden olur. Günümüzde hedefte bulunan gruplar dahi içlerinde ayrılarak “hedef kitle” kavramını “hedef birey” kavramına doğru kaydırmaya başlamıştır. Çünkü her bireyin zevki ve iradesi birbirinden farklı özellikler gösterebilmekte. Gelişen teknoloji ile kişisel olarak kullandığımız her cihaz hedef birey olmamızın önünü açan gelişmelerin başında gelmekte. Ellerimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlar, evimizde ve iş yerinde kullandığımız bilgisayarlar hedef birey olmamızı sağlayan en büyük araçlardır. Bu cihazlar ile ziyaret ettiğimiz internet sitelerinin (ki bunlar bir giyim markasının sitesinden tutun bir futbol yorum sayfasına kadar uzanabilir) cihazlarınızda barındığı çerezler ve toplanan bilgiler ile başta servis sağlayıcı ve GSM operatörleri tarafından ardından büyük sosyal ağ ile gezdiğiniz diğer bu teknolojiye sahip internet siteleri ve kullandığımız mobil uygulamalar tarafından okunmasıyla karşınıza çıkan reklamlar sayesinde hedef birey olabiliyoruz. Bir örnek vermek gerekirse Galatasaray resmi internet sayfasında bir haber okudunuz ve ertesi gün ürün yelpazesi geniş bir giyim e-ticaret sitesine girdiniz. Bu e-ticaret sitesinin ana sayfasında Galatasaray formasını görmeniz daha önce ziyaret ettiğiniz Galatasaray resmi internet sayfasının bilgisayarınızda bıraktığı çerezler sayesinde gayet mümkün. Tabi bu her internet sitesi için geçerli... Eğer bu gezintiyi akıllı cihazınız ile yaptıysanız kullandığınız GSM operatörünün topladığı kişisel bilgilerinizi 3. parti firmalar ile paylaşması ile durup dururken “Galatasaray forması sadece 49 TL” gibi bir SMS almanız işten bile değil… Hiç “çıkış” yapmadığınız sosyal ağlarda beğendiğiniz her şeyin size reklam olarak dönebileceğinden de emin olabilirsiniz… medya : Hedef Kitle « bir reklama tıklamamızın bizi nasıl “hedef birey” yaptığının adeta hayata geçmiş hali… Twitter ise geçtiğimiz günlerde reklam verenler için hedef kitle iletişim sistemini bir tık öteye taşıdı. Bu sistem sayesinde bir ülkedeki GSM operatörlerinden sadece istediklerinizde reklam yayınlatabiliyorsunuz. Örneğin bir GSM operatörü “Sizin operatör az çekiyorsa bize gelin” diye rakip firma kullanıcılarına yönelik reklam yapabilecek iken diğer operatör ise “Sizde 500 dakika çok pahalı, bizde daha ucuz” diye reklam yapabilme şansı elde etmiş durumda. Tabi bu reklam veren sizde olabilirsiniz başka bir marka da… Buna benzer pek çok sistem hali hazırda kullanımda iken bu ve benzeri sistemlerin gelişmesi, markaların yapacağı iletişim çalışmalarının geleceğini, başarı şansını ve göreceğimiz reklamların, haberlerin daha “bize özel” olmasına ön ayak olmakta… Görüşmek üzere… Atakan Naçar Müdür Yardımcısı Halkla İlişkiler Departmanı 43 Ekim - Kasım - Aralık Google yakın bir zamanda online reklam gösterimlerinin ve tıklamaların normal mağaza satışlarına katkısını göstermek için Google reklamları ile mağaza ziyaretleri arasındaki ilişkiyi anlamak adına kullanılabilecek yeni bir ölçütü kullanıma açmayı hedefliyor. “Mağaza Ziyaretleri” adı verilen bu sistem, veriyi iOS ve Android işletim sistemli cihazlarında lokasyon geçmişini aktifleştirmiş olan Google Maps kullanıcılarının, reklam verenlerin fiziki mağazalarına yakınlıklarından yola çıkarak hesaplama algoritmasına dayanıyor. Bu sistem Ekim - Kasım - Aralık » basında biz 44 Yayın Adı : Indergi Tarih : 01.09.2014 Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi Tarih : 01.09.2014 basında biz « Tarih : 25.10.2014 45 Ekim - Kasım - Aralık Yayın Adı : Vatan Gazetesi Ekim - Kasım - Aralık » basında biz 46 Yayın Adı : Indergi Tarih : 01.09.2014 Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi Tarih : 01.09.2014 47 Ekim - Kasım - Aralık basında biz « » AE Ailesi’nden Kemal Kızılhan Yeni Yaşını Kutladı AE Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kızılhan yeni yaşını Bakü White City projesi çalışanlarıyla beraber kutladı. AE Arma-Elektropanç Bakü White City personelinin orga- nize ettiği sürpriz partide Kemal Kızılhan“Bu güzel kutlama için hepinize çok teşekkür ederim, birlikte nice yıllara ve projelere” dedi. AE Arma-Elektropanç ailesi olarak, Kemal Kızılhan’a nice sağlıklı ve mutlu seneler diliyoruz. İstanbul merkez ofisimiz Mühendislik Departmanımızda Elektrik Panoları Müdürü olarak görev yapan Sn. Yusuf Çakmak’ın 14 Ekim 2014 tarihinde biricik oğlu Umut Ali Çakmak dünyaya geldi. Çakmak ailesini tebrik ediyoruz. İstanbul merkez ofis Mühendislik Departmanı’mızda Mekanik İşler Müdürü olarak görev yapan Sn. Samuray Çavdar’ın annesi, Tülay Çavdar Ekim - Kasım - Aralık vefat etmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. 48
Benzer belgeler
Röportaj / Haluk Yanık
Dergi Adı: AE Magazin
İmtiyaz Sahibi
AE Arma-Elektropanç A.Ş. adına
Demir Özkaya
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve
Yazı İşleri Müdürü
Necmi Yıldız
Yayın Kurulu
Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Turgay E...