macbeth
Transkript
macbeth
İÇİNDEKİLER TABLE OF CONTENTS Sunuş 4 Türkiye’de Çin Kültür Yılı Etkinlikleri: Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu 6 Pekin Operası 7 Pekin Ejderha ve Aslan Sokak Gösterisi 7 Özel Proje: Kutluğ Ataman: Sılsel 8 Arzunun Bedeni 10 Dertsiz Oyun 11 Yola Çıktığım Gün Sakin Serin Bir Sabahtı 12 Aşk Mektupları 13 Hamlet 14 Yalnızlar Kulübü 15 Çehov Makinesi 16 Kraliçe Lear 17 Roof 18 Elin Elimde 19 Deplasman 20 İçtima-i Hakiki 21 Yaka Beyaz 22 Yedi 23 Üç Faz 24 Orfeo 25 Kafka’nın Maymunu 26 Lulabay “Bir Cihangir Hikâyesi” 27 Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im 28 Açık Pencere 29 Oyun 30 Tales in No Language 31 Ben Bertolt Brecht 32 Lokum 33 Antigone 34 Kupa Kızı 35 Oda ve Adam 36 Parti 37 Hans ya da Heiri 38 İnsan Sesi 39 Karşılaşma/lar 40 Soyun 41 Yorgun Sırlar 42 Olmamış Mı? 43 Bizde Yok 44 Gergedan 45 Antonius ile Kleopatra 46 Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler 47 Yeni Kiracı 48 İnsan Manzaraları 49 Daf / Kapan 50 Macbeth 51 Etkinlikler 52 Bilet Bilgileri 56 Gösteri Mekânları 67 Künye 68 Presentation 4 Year of Chinese Culture in Turkey Events: Shanghai Song and Dance Ensemble 6 Beijing Opera 7 Beijing Dragon and Lion Street Theatre 7 Special Project: Kutluğ Ataman: Sılsel 8 The Body of Desire 10 A Carefree Play 11 It Was a Calm And Chilly Morning The Day I Left… 12 Love Letters 13 Hamlet 14 Loners’ Club 15 The Chekhov Machine 16 Queen Lear 17 Roof 18 I Take Your Hand in Mine 19 Displacement 20 İçtima-i Hakiki 21 Collar is White 22 Seven 23 Three Phases 24 Orphée 25 Kafka’s Monkey 26 Lullaby “A Cihangir Story” 27 Oh My Smyrna, My Beautiful İzmir 28 Open Window 29 Play 30 Tales in No Language 31 I Am Bertolt Brecht 32 Turkish Delight 33 Antigone 34 Queen Of Hearts 35 The Room and The Man 36 The Party 37 Hans was Heiri 38 Human Voice 39 Encounter/S 40 Soyun=Undress Oyun=Play 41 Jaded Secrets 42 Isn’t It? 43 Not In Our Custody 44 Rhinocéros 45 Anthony and Cleopatra 46 Rosencrantz ve Guildenstern Are Dead 47 The New Tenant 48 Human Landscapes 49 Trap 50 Macbeth 51 Events 52 Ticket Sales 56 Venues 67 Colophon 68 3 SUNUŞ PRESENTATION 18. İstanbul Tiyatro Festivali başlıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı 40. yılını kutluyor ve Tiyatro Festivali yine sosyal dinamikleri irdeleyen, savaş, göç, insan hakları, şiddet gibi temaları sorgulayan yapımlardan oluşan zengin bir panaroma sunuyor izleyicilerine. Festivalde bu yıl Kutluğ Ataman gibi dünyaca ünlü bir çağdaş sanatçı özel bir performansla yer alıyor: Sılsel. Yine bu yıl yeni bir oluşuma imza atıyor Tiyatro Festivali ve dört yerli projeye ortak yapımcı oluyor. Ayrıca, Yeni Dalga başlığı altında dokuz genç topluluk kendi mekânlarında ve Salon’da buluşacaklar seyirciyle. Tiyatro Festivali, 2012 yılından başlayarak eğitim projelerine de daha geniş bir pencereden bakıyor ve bu çalışmalara süreklilik kazandırmayı amaçlıyor. Genç sanatçılara, tiyatro öğrencilerine yönelik atölyeler, seminer programları tiyatro ve dans alanında belli başlı kurumlarla uluslararası işbirliklerini geliştirecek şekilde düzenleniyor. Sergi ve konferanslar festivalin diğer önemli etkinlikleri. Ve 2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı kapsamında Tiyatro Festivali’nde yer alacak etkinlikler 5 Mayıs’ta başlıyor ve 8 Mayıs’ta, renkli bir sokak gösterisiyle bitiyor. Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu, Pekin Operası ve Pekin Ejderha ve Aslan Sokak Tiyatrosu’nun yanı sıra gençlere yönelik Uçurtma Atölyesi de 2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı’na özgü renkli buluşmalar… 18. Tiyatro Festivali 10 Mayıs’ta başlıyor. Herkese şimdiden iyi seyirler... Sanatın katkısı olmadan, onun varlığı özümsenmeden hayatın en önemli soruları cevapsız kalır der K.E. Osthaus. Tiyatro Festivali sunduğu programla işte bu cevapları arıyor... The Theatre Festival welcomes The 2012 Year of Chinese Culture in Turkey. It commences on May 5 and ends, on May 8, with a colourful street parade. In addition to the Shanghai Song and Dance Ensemble, the Beijing Opera and the Beijing Dragon and Lion Street Theatre, the Kite Workshop aimed at a younger audience are colourful events unique to the China Year... The Theatre Festival open on May 10th... As K.E. Osthaus says; without the involvement of arts, life’s most important questions can not be answered. The Theatre Festival is searhing for these answers... Dikmen Gürün Festival Direktörü Festival Director The 18th Istanbul Theatre Festival begins As we celebrate the milestone 40th anniversary of the Istanbul Foundation for Culture and Arts, the Theatre Festival presents a rich panorama of productions exploring social dynamics and questioning the themes such as war, immigration, human rights and violence... The Theatre Festival this year features a special performance by world-renowned contemporary artist Kutluğ Ataman: Sılsel. The Theatre Festival also takes part as co-producer in the creations of four local groups. Nine young groups invited to the festival under the title New Wave will meet their audience at their own venues and at Salon. From 2012 on, the Theatre Festival aims to revitalize and provide continuity to its educational projects. Workshops and seminar programs oriented towards young artists and theatre students will be organized to develop international collaborations with leading institutions in the field of theatre and dance. Exhibition and conferences are the other important events of the festival. 4 5 2012 TÜRKİYE’DE ÇİN KÜLTÜR YILI ETKİNLİKLERİ 2012 YEAR OF CHINESE CULTURE IN TURKEY 2012 TÜRKİYE’DE ÇİN KÜLTÜR YILI ETKİNLİKLERİ 2012 YEAR OF CHINESE CULTURE IN TURKEY ŞANGHAY ŞARKI VE DANS TOPLULUĞU SHANGHAI SONG AND DANCE ENSEMBLE PEKİN OPERASI BEIJING OPERA GROUP Kültür Devrimi’nden sonra, 1979 yılında kurulan Şanghay Şarkı ve Dans Topluluğu, yurtiçinde ve yurtdışındaki gösteri ile büyük beğeni topluyor. Çin’in en saygın gruplarından biri olan ekip Çin dansını yeniden keşfederek çeşitli türlerden yararlanarak etnik dans tiyatrosuna odaklanıyor ve bu yeni dille geniş bir seyirci kitlesine sesleniyor. Formed in 1979 after the Cultural Revolution, the Shanghai Song and Dance Ensemble has been one of the most prestigious companies in China, receiving international acclaim on its overseas tours to more than 30 countries. The ensemble has entranced audiences around the nation, as well. Founded with divisions that cover dance, song, and music, the Shanghai Song and Dance Ensemble focuses on ethnic dance drama, drawing on various genres to re-invent Chinese dance and speak to a broad range of audiences in a new language. 05.05.2012 Ct Sa 20.30 06.05.2012 Pz Su 20.30 Fulya Sanat Merkezi Biletler Tickets: 60, 40 TL Öğrenci Student: 20 TL De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 6 07.05.2012 Pt Mo 20.30 08.05.2012 Sa Tu 20.30 Fulya Sanat Merkezi PEKİN EJDERHA VE ASLAN SOKAK GÖSTERİSİ BEIJING DRAGON AND LION STREET THEATRE Biletler Tickets: 60, 40 TL Öğrenci Student: 20 TL “Doğu Operası” da denilen Pekin Operası Çin kültürünün başlıca geleneklerinden biridir. Opera, öykü anlatmak ve karakter çizmek için oyunculuk yöntemlerini kullanarak şarkı söyleme, okuma, rol yapma, dövüşme ve dansı harmanladığı bir gösteri biçimi geliştirmiştir. Pekin Operası’nda başlıca roller erkek, kadın, boyalı yüzler ve komik karakterlerdir; yardımcı roller de vardır. Rollerin kişilikleri, özellikleri ve kaderlerini sembolize etmeleri dolayısıyla makyaj ve özellikle de renkler, Pekin Operası’nın sanatının en özgün yanlarından biridir. Beijing Opera, also called “Eastern Opera,” is a principle tradition in Chinese culture. Beijing Opera blends singing, reading, acting, fighting, and dancing together by using acting methods to narrate stories and depict characters. The roles in Beijing Opera include the male, female, painted-face, and comedic roles. Besides, there are other supporting roles as well. In addition, the types of facial make-up, especially concerning the colour, are the most particular art in Beijing Opera, because they can symbolise the personalities, characteristics, and fates of the roles. 08.05.2012 Sa Tu 18.00 Tünel Meydanı İstiklal Caddesi Uçan ejderha ve aslanla renkli bir sokak şöleni. A colourful street parade with flying dragon and the lion. De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 7 KUTLUĞ ATAMAN: İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ ÖZEL PROJESİ KUTLUĞ ATAMAN: ISTANBUL THEATRE FESTIVAL SPECIAL PROJECT 12.05-05.06.2012, 12.00-19.00 Galata Rum İlköğretim Okulu Ücretsiz Free entrance Türkiye’nin uluslararası arenada en etkili çağdaş sanatçısı Kutluğ Ataman, İstanbul Tiyatro Festivali için gerçekleştireceği özel bir proje olan Sılsel ile festivalde. Aramice kanat çırpması anlamına geldiği düşünülen, Mardin’in eski Süryani evlerinin tavanlarına yapılmış gökyüzü tasviri Sılsel, kenarları zigzaglardan oluşan turkuaz renkte boyanan dikdörtgen bir motif. Rivayete göre çeşitli baskılardan dolayı sokağa çıkmaya korkan Süryaniler, evlerinin tavanına bu motifi yapar, böylece gerçek gökyüzü özlemlerini bir nebze olsun giderirlermiş. Mardin’in Süryani mahallesinde yaşayan Nasıra Hanım’ın Ataman’a anlattığı bu hikâye, Anadolu’nun şiddet dolu tarihinde hep bir özlem olarak kalan, herkesin korkusuzca altında yaşamaya hakkı olduğu ortak gökyüzü özlemini dile getiriyor. Sılsel performansı, bu özlediğimiz ortak gökyüzünü elbirliği ile biz çağdaşların örmesi, en azından bu özlemimizi ortak bir performansa dökme girişimi... Özgürlüklerden yana bir dünya isteyen herkesi bu sanatsal etkinliğin parçası olmaya davet ediyoruz. Kutluğ Ataman, the most influential contemporary artist from Turkey in the international arena, is taking part in the Istanbul Theatre Festival with a special © Okan Bayülgen SILSEL project titled Sılsel. The word is thought to mean the fluttering of wings in Aramaic is the language spoken by Jesus and the original language of the Bible. The Syriac language is an Aramaic variety by which Eastern Christianity was diffused. Sılsel is a depiction of the sky painted on ceilings of old Syriac houses in Mardin and takes the shape of a rectangular pattern with zigzag lines and painted turquoise. According to legend, oppressed Syriacs, fearing to set foot on the street, would paint this pattern on the ceiling of their homes to alleviate their deep yearning for the real sky. This story, retold to Kutluğ Ataman by Nasıra Hanım, who lives in the Syriac quarter of Mardin, expresses the common yearning for the sky that has remained just that throughout the violent history of Anatolia. The performance titled Sılsel is a collaborative weaving of the one, common sky we yearn to live under with no fear, or at least an attempt to express this yearning in a joint performance… We invite all who desire a world that supports freedom to come and become a part of this artistic event. 8 ARZUNUN BEDENİ THE BODY OF DESIRE DERTSİZ OYUN A CAREFREE PLAY Türkiye Turkey Altıdan Sonra Tiyatro Dans ve Metin Dance & Text by Ayrin Ersöz Görsel Tasarım ve Video Visual Design and Video Gülfem Erdoğan, Metin Çavuş Işık Tasarımı Light Design Ayşe Sedef Ayter İngilizceye Çeviren Translated into English by Ceren Yalın 11.05.2012 Cu Fr 20.30 12.05.2012 Ct Sa 18.30 Üsküdar Stüdyo Sahnesi 47’ sürer; ara yoktur. Lasts 47’; no intermission. Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Türkiye Turkey Arzumuzun bedeni hem konuşur hem dans eder. Dans ederiz çünkü arzudan dolayı acı çekeriz. Sahip oluğumuz beden her şeye anlam verir. Bir eksiklik, bir tamamlanmamışlık duygusu her zaman içimizdedir. Dolu dolu, eksiksiz bir varoluş içinde yaşama arayışımız hiç bitmez. Yokluklarımızın yerini doldurmak, kayıplarımızı, eksikliklerimizi gidermek isteriz. Dünya hep ötekinindir ve biz haset ve kıskançlık ya da doyum ve mutluluk yollarından geçmeden bunları asla yapamayız… The body of our desires both speaks and dances. We dance as we suffer from our desires. The body we have makes everything significant. A feeling of deficiency and of incompleteness is always deep in us. Our attempt to live well in a perfect existence in life never ends. We wish to replace what is missing in our lives and to make up for our losses and shortcomings. The world always belongs to the “other” we can never achieve all these unless we go through the paths of grudge and jealousy or satisfaction and happiness. 10 Yazan, Tasarlayan, Yöneten Written, Designed, and Directed by Yiğit Sertdemir Koreografi Choreography İlyas Odman Altından Sonra Tiyatro’dan seyretme üzerine bir seyirlik, bir kara mizah: Dertsiz Oyun. Topluluğun 2011–2012 sezonu tasarımı olan “Kumbaracı50’de Gece Hikâyeleri” projesinin sonuncusu Dertsiz Oyun, bir oyunu seyreden 12 kişi arasında geçiyor. Dertsiz Oyun’u izlemeye gelen seyirciler, karşılarında bir oyun seyreden 12 kişiyi bulacaklar. Oyun, seyirci beklentilerinin ve seyrediş halinin nereye evrildiğini, seyredilen“şey”in nereye doğru gittiğini/götürüldüğünü araştıran sözsüz bir oyun. Tiyatronun yüksek ve ideal amacı olan insanı dönüştürmek hedefi nasıl gerçekleşebilir? Bir oyun seyrederken gerçekten bütün seyirciler dönüşürse o oyun ne olur? A Carefree Play is a “folk play” style play on watching, a black humour by Altıdan Sonra Tiyatro. The last play of the “Kumbaracı50’de Gece Hikâyeleri” (Bedtime Stories at Kumbaracı50) project of the Ensemble designed for the 2011– 2012 season, is about 12 people who are watching a play. The people who go to watch A Carefree Play will see 12 people watching a play. How can the lofty and ideal aim of drama to transform people be realised? What happens if all the audience is really transformed while watching a play? 11.05.2012 Cu Fr 23.00 12.05.2012 Ct Sa 23.00 13.05.2012 Pz Su 23.00 14.05.2012 Pt Mo 23.00 Kumbaracı50 50’ sürer; ara yoktur. Lasts 50’; no intermission. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL 11 Ve Diğer Şeyler Topluluğu Türkiye Turkey Yazan Written by Yeşim Özsoy Gülan Yöneten & Dramaturji Directed by & Dramaturgy Yeşim Özsoy Gülan AŞK MEKTUPLARI LOVE LETTERS Kenter Tiyatrosu Türkiye Turkey © Vahit Tuna, 2012, Lunapark serisi YOLA ÇIKTIĞIM GÜN SAKİN SERİN BİR SABAHTI IT WAS A CALM AND CHILLY MORNING THE DAY I LEFT… Yazan Written by A.R. Gurney Çeviren Translated into Turkish by Armağan Ersin Yöneten Directed by Müşfik Kenter 11.05.2012 Cu Fr 20.30 Kenter Tiyatrosu Having read the advertisement on the newspaper, these six people meet at the amusement park early in the morning, and they all have the same goal: “to be able to leave of their own free will”... It was a Calm and Chilly Morning the Day I Left is written and directed by Yeşim Özsoy Gülan, founder of VEDST Theater Group which has performed many time in the festival. The play states everything about today’s Turkey where violation of liberty and polarisation peaks but does not actually mention anything. 11.05.2012 Cu Fr 20.30 12.05.2012 Ct Sa 15.30, 20.30 Hamursuz Fırını 90’ sürer; ara yoktur. Lasts 90’; no intermission. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL Sabahın erken bir saatinde, alacakaranlıkta, gazetede gördükleri bir ilan üzerine bir lunaparkta buluşan altı kişinin tek amacı vardır; o da buralardan kendi rızalarıyla gidebilmek. İnsanların gün be gün kaybolduğu, katliamlar, zulüm, paranoya ve acı içinde yaşamalarına rağmen hiçbir şeyi tam olarak hatırlayıp adını koyamadıkları bu dünyada yaşamaktan bıkmıştır hepsi. Zaman ilerledikçe duydukları sesler, süregelen gariplikler onları birbirlerinden de şüphe duymaya iter. Paranoya ve şüphenin hâkimiyetinde çözüm aramaktansa birbirlerine düşerler. VEDŞT’nin kurucusu Yeşim Özsoy Gülan’ın yazıp yönettiği Yola Çıktığım Gün Sakin Serin Bir Sabahtı, özgürlük ihlallerinin ve saflaşmanın doruk noktasının yaşandığı günümüz Türkiye’sine dair her şeyi söylerken, hiçbir şeyden bahsetmez… 12 Kenter Tiyatrosu 1961’de kuruldu ve 2011’de 50. yılını doldurdu. İstanbul Tiyatro Festivali bu önemli yıldönümünü 2012’de kutluyor. Ünlü Amerikalı yazar A.R. Gurney’nin Aşk Mektupları adlı oyunu, her şeyi kitabına göre yapan uslu çocuk Andy ve asi sanatçı ruhlu Melissa’nın birbirlerine çocukluklarından başlayarak yaşamları boyunca yazdıkları mektuplarla anlatılan sıra dışı bir aşk hikâyesi. 1989’dan beri dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinde ünlü oyuncuların sahnelediği Aşk Mektupları’nı bu kez aşkları sahnede ve yaşamda otuz dört yıldır devam eden Müşfik Kenter ve Kadriye Kenter oynuyor. The Kenter Theatre was founded in 1961 and commemorated its 50th anniversary in 2011. Istanbul Theatre Festival acknowledges this remarkable anniversary in 2012. Acclaimed American playwright A.R. Gurney’s Love Letters is an extraordinary love story written in epistolary form and tells the story of good boy Andy and the rebellious, artsy Melissa with letters that have passed between them since their childhood. Love Letters has been staged by various distinguished actors in Turkey and worldwide since 1989 and this time it features Müşfik Kenter and Kadriye Kenter whose love has not ceased for thirty-four years, onstage and in life... 120’ sürer; 2 Perde. Lasts 120’; 2 Acts. Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL 13 YENİ DALGA NEW WAVE HAMLET YALNIZLAR KULÜBÜ LONERS’ CLUB schaubühne berlın Almanya Germany ikincikat tiyatro Türkiye Turkey © Arno Declair Yazan Written by Wıllıam Shakespeare Yöneten Directed by Thomas Ostermeıer Sahne Tasarımı Stage Designed by Jan Pappelbaum Müzik Music by Nıls Ostendorf Dramaturji Dramaturgy Marıus von Mayenburg Video Sébastıen Dupouey Işık Tasarımı Lighting Design Erıch Schneıder Ortak Yapımcılar Co-produced with The Hellenıc Festıval ın Athens, The Festıval d’Avıgnon Yazan & Yöneten Written & Directed by Sami Berat Marçalı Hamlet’inde, Shakespeare’in yirmiden fazla karakterini yalnızca altı mükemmel oyuncu canlandırırken, Hamlet ise olağanüstü bir oyuncu olan Lars Eidinger tarafından yorumlanıyor. Ostermeier Hamlet’te kamerayı özgün bir teknikle kullanarak seyirciye, odaklandıkları sahnede aynı anda görebilecekleri görüntülerde, oyun karakterlerinin tüm ayrıntılarını sunuyor. Hamlet, Buenos Aires’ten Londra’ya, Venedik’ten Şili’ye pek çok ülke ve şehirde kapalı gişe oynayarak seyircinin beğenisini kazandı. This most-quoted of plays is pushed to the extreme in the long awaited Istanbul debut of one of the world’s great theatre houses, Berlin’s Schaubühne. Ostermeier’s audacious production finds new human revelations and fresh political insights in the centuries-old story of Denmark’s corrupt court a system that has become a paranoid maze for Hamlet. Shakespeare serves up over 20 characters, shaping a political biosphere from the differing interests and intrigues. 12.05.2012 Ct Sa 20.30 13.05.2012 Pz Su 15.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 165’ sürer; ara yoktur. Türkçe üstyazılı. Lasts 165’; no intermission. With Turkish surtitles. Biletler Tickets: 180, 150, 90 TL Öğrenci Student: 20 TL Festival bu yıl, çağdaş tiyatronun yetkin isimlerinden biri olan, Avrupa’nın en önemli tiyatrolarından Schaubühne Berlin’in sanat yönetmeni Thomas Ostermeier’in çarpıcı yorumuyla sahneye koyduğu Hamlet’i seyirciyle buluşturacak. Tüm Avrupa’da saygın eleştirmenlerin övgüyle ve seyircilerin beğeniyle karşıladığı Nora, Hedda Gabler, Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Othello, Ostermeier’in sahnelediği önemli eserlerin arasında yer alıyor. Kendi deneyimleri ve hayata bakışıyla oyun arasındaki bağlantıyı ustalıkla kuran Ostermeier’in Sami Berat Marçalı’nın yazıp yönettiği Yalnızlar Kulübü’nde insanın sosyalleşmek için gösterdiği “çabaya” odaklanılıyor. Demet Sağlam, intihara meyilli hayatının yönünü değiştirmek için yeni bir yöntem bulmuştur: “Hayat Ritmini Bul.” Bu yöntemde tek bir kural vardır. Duygularını rutin bir şekilde ifade etmek yerine bunu istediği şekilde, istediği renkte, istediği ritimde yaşamak. Kendi hayatını düzenlemesine yardımcı olan bu egzersizi başkalarıyla da paylaşmak isteyen Demet Sağlam, üç yıldır bunu bir kursa dönüştürmüş ve son bir yılda da oldukça popülerleşmiştir. Oyun, bu kursa başvurup katılan bir grubun ilk dersten son derse kadar geçen dönemlerini kapsıyor. Katılımcılar bir yandan bu yöntemle ilgili teknikleri öğrenirken, diğer yandan sosyalleşmeye başlıyorlar. Written and directed by Sami Berat Marçalı, Loner’s Club is based on the individual’s “efforts” for socialising. Demet Sağlam, who has suicidal tendencies, has found out a new technique to change the course of her life: “Find the rhythm of life”. Willing to share this technique which had helped her to organise her own life, Sağlam designed a training course three years ago and became quite popular in the last year. The play is about the training period –from the first lesson to the last– of a group of people who have applied to this course. The attendees start socialising while they are learning these techniques. 12.05.2012 Ct Sa 20.30 14.05.2012 Pt Mo 20.30 ikincikat 90’ sürer; ara yoktur. Lasts 90’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 14 15 KRALİÇE LEAR QUEEN LEAR İstanbul Devlet Tiyatrosu İstanbul State Theatre Kenter Tiyatrosu Türkiye Turkey Türkiye Turkey Yazan Written by Mateı Vısnıec Yöneten & Dramaturji Directed by & Dramaturgy Müge Gürman Çeviren Translated into Turkish by Mete Gürman characters he has created in his plays during his life cycle till his death. Although they keep their essential peculiarities, these characters are independent of the plays in which they have been created and they look as if they have dropped from the space into the dreams of Chekhov. They meet in the scene formed on different platforms and in different contexts. It develops in the form of chain confrontations between Chekhov and the characters, whose destinies he has defined, questioning the reality Chekhov has stated... This absurd and surreal adventure is a chain which has extended from Chekhov over us and which also embraces the reality of today in its rings. 13.05.2012 Pz Su 20.30 14.05.2012 Pt Mo 20.30 15.05.2012 Sa Tu 20.30 Üsküdar Tekel Sahnesi 120’ sürer; 2 perde. Lasts 120’; 2 acts. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL İçinde Çehov’un da karakter olarak yer aldığı bu şiirsel oyun, büyük bir yazarın yaşam ve ölümü arasındaki döngüde oyunlarında yaratmış olduğu kendi karakterleriyle buluşması biçiminde gelişiyor. Bu karakterler özünü taşımakla birlikte, ait oldukları oyundan bağımsızlaşmış, sanki uzaydan Çehov’un düşlerine düşmüş hayaller gibidirler. Farklı bir düzlemde ve farklı bağlamlarda oluşmuş sahnelerde bir araya gelirler. Çehov’un anlatmış olduğu gerçeklikleri, yazgılarını belirlediği kendi karakterlerine ve yine kendi üzerinden sorgulatması biçiminde gelişen bir tür karşılaşmalar zinciri… Bu absürd ve gerçeküstü serüvenin Çehov’dan bizlere ulaşan ve günümüz gerçekliğini de halkaları arasına alan bir zincir… This poetic play, which features Chekhov as one of its characters evolves as the great playwright meets with the 16 Yazan Written by Eugene Stıckland Çeviren Translated into Turkish by Fatma Leyla Kenter Tepedelen Yöneten Directed by Yıldız Kenter © Banu Kaplancalı ÇEHOV MAKİNESİ THE CHEKHOV MACHINE Kenter Tiyatrosu 1961’de kuruldu ve 2011’de 50. yılını doldurdu. İstanbul Tiyatro Festivali bu önemli yıldönümünü 2012’de kutluyor. Kanadalı yazar Eugene Stickland’ın yazdığı oyun, yaşlanmak ve çeşitli bedelleri, kuşak farklarından çıkan çatışmalar ve bunun getirdiği komik ve dokunaklı durumları anlatıyor. Ortaya temelinde kadın ve yaratıcılık olan sıcak bir dostluk öyküsü, bir aşk hikâyesi çıkar. Kraliçe Lear Türk Tiyatrosu’nun büyük sanatçısı Yıldız Kenter’in rejisi ve oyunculuğuyla festival seyircisiyle buluşuyor. The Kenter Theatre was founded in 1961 and commemorated its 50th anniversary in 2011. Istanbul Theatre Festival acknowledges this remarkable anniversary in 2012. Canadian playwright Eugene Stickland’s work tells about ageing and some of its consequences, intergenerational disputes with their both funny and touching outcomes. The resulting product is a heart-rending story of friendship, a love story which puts women and creative power in its centre. Queen Lear meets the festival audience under the great artist Yıldız Kenter’s direction and permormance. 13.05.2012 Pz Su 20.30 Kenter Tiyatrosu 90’ sürer; ara yoktur. Lasts 90’; no intermission. Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL 17 YENİ DALGA NEW WAVE ROOF Türkiye-Almanya Turkey-Germany Tilbe Saran & Cüneyt Türel Türkiye Turkey © Emre Altan Konsept ve Koreografi Concept & Choreography Leyla Postalcıoğlu Performans Performance Benjamın Block, Leyla Postalcıoğlu Işık Tasarımı Light Design Asıer Solana Arce Müzik Music by Chrıstopher Wıllıts, Antonıo Machín Dramaturjik Destek Dramaturgical Assistance Carmen Mehnert Tek anlaşılan iletişimsizlik; tek duyulan sessizlik olursa... Söylenmeyenler, konuşulmayanlar nereye kaybolur? 14.05.2012 Pt Mo 18.30 Zamana mı bırakılmış olur?” roof sessizlik 15.05.2012 Sa Tu 18.30 üzerine kurulan bir yapıt... Yavaşlatılmaya Salon çalışılan bir saat ve duran iki kişi… 50 sürer; ara yoktur. We live on the roofs which shelter us Lasts 50’; no intemission. all together, which keep us close to each other, which sometime push us into the Biletler Tickets: 25 TL corners, which from time to time, cover Öğrenci Student: 15 TL us and which, sometimes, collapse on us... roof, which has been performed at Çatılarda yaşıyoruz, bizi bir arada Brotfabrick Berlin and Sophiensäle, is barındıran, yakınlaştıran, kimi zaman about two people who are trying to slow köşelere sıkıştıran... Kimi zaman down while running, and are trying to üzerimizi örten, kimi zaman üzerimize get closer while apart: “if the equilibrium çöken çatılar… Folkwang Hochschule’de tanışıp, Kassel Devlet Tiyatrolarında dans between the far and the close cannot be ettikten sonra, 2010’dan bu yana Berlin’de achieved... if the only intelligible thing is the lack of communication; if silence is bağımsız dansçı ve koreograf olarak what is only heard... where have the çalışmalarını sürdüren, Pina Bausch’un unuttered and unstated gone? Have they Tannhäuser Bacchanal adlı eserinde yer been left to time? roof is a work based on alan, yurtdışında pek çok başarılı çalışmaya imza atan Leyla Postalcıoğlu ve silence... a clock which is being tried to slow down and two persons who have Benjamin Block, geçtiğimiz yılın ekim stopped... ayında Berlin DOCK11’de prömiyerini gerçekleştirdikleri roof ile festivalde yer alıyor. Brotfabrik Berlin ve Sophiensäle’de gösterilen roof, koşarken yavaşlamaya çalışan, uzakken yakınlaşmaya çabalayan iki kişiyi anlatıyor: “Yakın ve uzak arasındaki o denge tutturulamazsa... 18 Ortak Yapımcı Co-produced with İstanbul Tiyatro Festivali Istanbul Theatre Festıval © Banu Kaplancalı ELİN ELİMDE I TAKE YOUR HAND IN MINE çalışıyorlar. Küçük Sahne’de Cüneyt Türel ve Tilbe Saran tarafından canlandırılacak, yazar Çehov ile oyuncu Knipper’in tutkulu ilişkileri; Zeynep Avcı’nın çevirisi, Işıl Kasapoğlu’nun ışık tasarımı, Metin Deniz’in sahne tasarımı, Selim Atakan’ın müzik direktörlüğü ve Başar Sabuncu’nun sahnelemesiyle festivalin önemli buluşmalarından birine tanıklık edecek. I Take Your Hand in Mine, is about the affair, which has lasted six years sustained by the correspondence from Yalta to Moscow and the brief dates, between Anton Chekhov and Olga Knipper who have met during the rehearsals of Chekhov’s The Seagull which was staged by Stanislavsky in Moscow. Written for Olympia Dukakis and her husband Louis Zorich by the American Chekhov specialist playwright and translator Carol Rocamora, I Take Your Hand in Mine has brought old friends together. Başar Sabuncu, Metin Deniz and Cüneyt Türel, who first worked together fifty years ago, come together again for this play which is supported by the festival as co-producer. Yazan Written by Carol Rocamora Çevirmen Translated into Turkish by Zeynep Avcı Yöneten Directed by Başar Sabuncu Sahne Tasarımı Stage Design Metin Deniz Müzik Direktörü Music Director Selim Atakan 14.05.2012 Pt Mo 20.30 15.05.2012 Sa Tu 20.30 Küçük Sahne 80 sürer; ara yoktur. Lasts 80’; no intemission. Biletler Tickets: 35, 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Elin Elimde, 1898 yılında Moskova’da Stanislavski’nin sahneye koyduğu, Çehov’un Martı oyununun provalarında tanışan, Anton Çehov ve Olga Knipper’in altı yıl süren, Yalta’dan Moskova’ya mektuplar ve kısacık buluşmalarla devam eden ilişkilerini anlatıyor. Amerikalı Çehov uzmanı, yazar-çevirmen Carol Rocamora’nın Olympia Dukakis ve eşi Louis Zorich için sekiz yüzü aşkın mektuptan derleyerek yazdığı Elin Elimde eski dostları buluşturdu. İlk kez elli yıl önce Küçük Sahne’de bir araya gelen Başar Sabuncu, Metin Deniz ve Cüneyt Türel, festivalin ortak yapımcı olarak destek verdiği bu oyunda yeniden birlikte 19 İÇTİMA-İ HAKİKİ İBBŞT Çağdaş Gösteri Sanatları Merkezi (ÇGSM) Istanbul Munıcıpal Theatre Contemporary Performıng Arts Center Tuğçe Tuna / RemDans Türkiye Turkey Konsept ve Koreografi Concept & Choreography Tuğçe Tuna Türkiye Turkey Ortak Yapımcı Co-produced with İstanbul Tiyatro Festivali Istanbul Theatre Festıval © Vahit Tuna 15.05.2012 Sa Tu 20.30 16.05.2012 Ça We 20.30 17.05.2012 Pe Th 20.30 Hasköy Yün İplik Fabrikası 60’ sürer; ara yoktur. Lasts 60’; no intermission. Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Tuğçe Tuna, projelerinin hayata geçmesinde gereksinim duyduğu tüm yaratıcılık ve araştırma disiplinlerine, mekâna ait eser üretimleri gibi farklı performanslara ve bu fikirlerini hayata geçirebilecek her türlü “beden, fikir, mekân” yaklaşımına açık olmayı tercih eden bir sanatçı. Festivale kurucusu olduğu RemDans ile katılıyor. Duygu veya dürtünün, kaynağına yöneltilmesinin tehdit ve sorunlar getireceği durumlarda, bir başka canlıya veya nesneye yöneltilmesine “deplasman” (yön değiştirme) deniyor. “Deplasman” yüzen bir cismin, etrafına taşırdığı suyun kütlesi olarak da ifade ediliyor. Tuğçe Tuna bu kavramlardan yola çıkarak çalışmasında, “Tehdit edilen, başa çıkılamayan özne veya uyarandan çekilen enerji, tavır ve fiziksel eylem diğer ‘emin’ olunan uyaran/uyaranlara aktarıldığında bedende, kişide, zihinde dengeler nasıl oluşturuluyor?” sorusunu soruyor. Tuğçe Tuna performs at the festival with her company RemDans. When directing emotions and impulses towards © Yasemin Nur DEPLASMAN DISPLACEMENT their sources poses a threats and problems, their course will be changed and they will be directed at a living soul or at an object, and this is called displacement (changing direction). “Displacement” is also expressed as the mass of the water overflown by a floating object. Starting from this concept, Tuğçe Tuna asks the question: “How is the equilibrium in the body, in the individual and in the mind achieved when the energy, behaviour and physical activity –sucked from the threatened, unmanageable subject or stimulant– are transferred to the other stimulant/ stimulants considered as ‘reliable’?” 20 kayıtlarıyla, “Ortadoğu ve Arap dünyasındaki” gelişmeleri takip eden aydın, gazeteci, çeşitli disiplinlerden Yazan (Derleyen), Yöneten Written sanatçılar ve bizi izlemeye gelen diğer (Adapted to Stage) and Directed by katılımcılarla bir arada gerçekleşecek. Emre Koyuncuoğlu For the sake of the mimesis of the daily political existence, we are interested in 17.05.2012 Pe Th 20.30 the concept of “thinking actor/actress” 18.05.2012 Cu Fr 20.30 beyond the actor/actress who creates and 19.05.2012 Ct Sa 20.30 performs. What kind of an action would Ali Paşa Han Eminönü the reality, which is formed between the audience and the actor/actress, generate? 80’ sürer; ara yoktur. And how can this action be materially Lasts 80’; no intermission. transferred into the political arena? We Biletler Tickets: 35 TL laid the great shift in the Middle East Öğrenci Student: 20 TL known as “The Arab Spring” on the table. In Arabic, “İçtima-i Hakiki” is used for Güncel politik varoluşun sahnedeki the stars which line up with equal yansımasını adına, yaratan oyuncu ve distance between each and a direct oynayan oyuncunun ötesinde, bir de translation would mean “True Assembly”. sahnede “düşünen oyuncu” kavramıyla Our assembly will be realized altogether ilgiliyiz. Seyirciyle oyuncu arasında with the intellectuals, journalists, artists oluşturulan gerçeklik nasıl bir eylem from different disciplines and üretir? Ve bu eylem nasıl somut anlamda participants who have come to watch us politik alana taşınır. “Arap Baharı” diye on the “social media” network and a tanımlanan Ortadoğu’daki büyük değişimi preferred venue with the recordings of masa üstüne yatırdık. “İçtima-i Hakiki”nin the body language and video-art, of the anlamı Arapçada birbirleriyle bir çizgi multimedia and of the sounds as action oluşturan ve birbirine eşit mesafede will have the first priority. duran yıldızlar demek olup, birebir çevrildiğinde “Hakiki Buluşma” anlamına da gelmektedir. Buluşmamız, günümüzde De€erli iflbirli€iyle birçok buluşmanın da gerçekleştirildiği Acknowledging the kind collaboration of “sosyal medya” ağları ve tercih edilmiş bir mekânda, eylemlilik ön planda olacağı için beden dili ve video-art, multimedya ve ses 21 YENİ DALGA NEW WAVE YEDİ SEVEN YAKA BEYAZ COLLAR IS WHITE İsveç-Türkiye Sweden-Turkey Tiyatro Hal Yazan Written by Paula Cızmar, Catherıne Fılloux, Gaıl Krıegel, Carol K. Mack, Ruth Margraff, Anna Deveare-Smıth, Susan Yankowıtz Yöneten Directed by Hedda Krausz Sjögren Türkiye Turkey Yazan & Yöneten Written & Directed by Özer Arslan 16.05.2012 Ça We 20.30 17.05.2012 Pe Th 18.30 Tiyatro Hal 16.05.2012 Ça We 18.30 Kenter Tiyatrosu 90’ sürer; ara yoktur. Lasts 90’; no intermission. 75’ sürer; ara yoktur. Lasts 75’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL “Evimizin yeri iyi, manzarası güzel... Kapıda güvenlik de var. Sıkıntı yok. Tatil için çok seçeneğimiz var, hangisini seçsek bu sefer? Güzel. Hoş. Hoş da, akşam uykudan önce komodinin üstüne koyduğun geçmişini sabah kim uyandıracak?” Yerli oyunlar oynanması yolunda adımlar atan ve yerli genç yazarlara kapısını açan Tiyatro Hal, yoluna kendi coğrafyasının hikâyelerini anlatarak devam ediyor. Topluluk, Özer Arslan’ın yazıp yönettiği Yaka Beyaz adlı oyunlarında, taşralı ve şehirli olma halini bir plaza yöneticisinin mahreminden yansıtıyor… Asırlardır çiftler arasında süren “güç” savaşı bir rezidansta, taşsız, sopasız, silahsız, yumruksuz nasıl gerçekleşir? Bu savaşı kim kazanır? “Our house is in the posh part of the town and it has a nice view...We have the security guards at the gate. Hence the peace. We’ve got lots of options for holiday, which one to choose this time? Fine. Lovely. Lovely but who, in the morning, will wake up the past you have put on the bedside table before going to sleep?” Taking significant steps to stage Turkish plays and opening its doors to the young Turkish playwrights, Tiyatro Hal carries on by performing the stories of their own geographical region. 22 Farida Azizi (Afghanistan), Inez McCormack (Northern Ireland), Marina Pisklakova-Parker (Russia), Anabella De Leon (Guatemala), Mukhtar Mai (Pakistan), Mu Sochua (Cambodia), Hafsat Abiola (Nigeria) will be acted by well-known Turkish actresses, journalists and the supporters of human rights in Seven. In this documentary play which is based on interviews with the seven women from seven different countries, the struggle of these women against violence on the women and the change of views they have created in the society. The story of these women who still survive and keep struggling is free from all boundaries, ethnicities and of social classes. Yedi adlı oyuna konu olan Farida Azizi (Afganistan), Inez McCormack (Kuzey İrlanda), Marina Pisklakova-Parker (Rusya), Anabella De Leon (Guatemala), Mukhtar Mai (Pakistan), Mu Sochua (Kamboçya), Hafsat Abiola (Nijerya) tanınmış Türk oyuncular, gazeteciler ve insan hakları savunucuları tarafından temsil edilecekler. Dünyanın yedi ayrı ülkesinden yedi kadınla yapılan röportajlara dayalı belgesel oyun Yedi ile bu kadınların kadına karşı uygulanan şiddetle mücadeleleri ve toplumsal alanda yarattıkları değişim ele alınıyor. Hâlâ mücadelelerini devam ettiren bu kadınların öyküsü ne sınır, ne etnisite ne de sınıf farkı tanıyor. Bugüne kadar 8 ülkede sahnelenen, 300 politikacı, aktör ve aktivist tarafından okunan Yedi’nin okuyucuları arasında Oscar ödüllü oyuncu Meryl Streep de var. AB Parlamentosu parlamenteri ve İsveçli yedi erkek parlamenter tarafından da okunmuş olan bu projede şimdiye dek 60 uluslararası organizasyon aktif rol aldı. De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 23 ORFEO ORPHÉE Aydın Teker Project Théâtre Natıonal de Chaıllot Türkiye Turkey Fransa France Ortak Yapımcı Co-produced with İstanbul Tiyatro Festivali Istanbul Theatre Festıval Koreografi Choreography Domınıque Hervıeu & José Montalvo Sahne ve Video Tasarımı Set and Video Design José Montalvo Kostüm Costume Domınıque Hervıeu Metin Texts by Catherıne Kıntzler Müzik Music Claudıo Monteverdı, Chrıstoph W. Gluck, Phılıp Glass Işık Light Vıncent Paolı © Salih Güner Konsept ve Koreografi Concept & Choreography by Aydın Teker Yaratıcı Dansçılar Creative Dancers Bilge Sürmeli, Irmak Altınbulak Kostüm Costume by Ayşegül Alev Platform Tasarım Platform Designed by Bereket Uluşahin Müzik Music by Charlıe Rabuel Işık Light Jıv Wagner 17.05.2012 Pe Th 20.30 18.05.2012 Cu Fr 20.30 Garajistanbul Birinci Faz (…) First Phase (...) İkinci Faz İki Second Phase Two Üçüncü Faz İsimsiz Third Phase No Name 40’ sürer; ara yoktur. Lasts 40’; no intermission. Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Üç Faz minimal ve kompleks bir iş. İçinde ayrı katmanlar barındırıyor. Eserde kullanılan platformlar, işe mimari bir bakış açısı getiriyor. Hareketli platformlar sayesinde düzlemler değişiyor ve bedenlerin bu düzlemlerle ve mekânla olan ilişkisi sorgulanıyor. Diğer bir katman ise kadını gündeme getiriyor. İki kadın, platformlar aracılığıyla, üç ayrı riskli durumda buluşuyorlar. Karakterlerin aralarında oluşan dinamikler hiçbir zaman tiyatroya dönüşmüyor ama soyut çağrışımlar yaratıyor. Bu durum yaratım sürecinde koreografın kendi dışında – hatta ona karşı– oluşmuştur… Three Phases is a minimal and complicated work formed of different layers. The platforms used bring an architectural dimension to the work. Due to the moving platforms, the levels change and the relationship of the body with these levels is being questioned. Another layer brings women to the agenda. Two women meet in three different risky positions by way of these platforms. The dynamics among the characters never turn out to be theatre but create the abstract associations. This has happened during the process of creation out of control of the choreographer–actually in spite of him/her. 24 © Laurent Philippe ÜÇ FAZ THREE PHASES Hervieu bir kez daha dansın aynı zamanda bir şenlik olduğunu vurguluyor bu çalışmasıyla... The festival welcomes the prestigious French choreographers Montalvo & Hervieu’s interpretation of Orpheus, hailed as a “multi-coloured alchemy”. The tale of this character of Greek 18.05.2012 Cu Fr 20.30 mythology is now being told in a 19.05.2012 Ct Sa 15.30 spectacular festivity in which baroque Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi dance mingles with hip-hop on a stage where the video production of 80’ sürer; ara yoktur. Montalvo & Hervieu, inspired by Lasts 80’; no intermission. Bruegel, Rubens and Picasso blends Biletler Tickets: 180, 150, 90 TL with the music of Monteverdi, Gluck Öğrenci Student: 20 TL and Philipp Glass. As expected of them, they combine different disciplines of Festival, prestijli Fransız koreograflar performing arts on the stage, together Montalvo & Hervieu’nün “çok renkli bir with the dancers of Cirque du Soleil who simya olarak nitelendirilen” Orfeo enthral the audience with their dances yorumunu ağırlıyor. Yunan mitolojisinin and lyrical voices. Orphée also stands out Orfeo karakteri bu kez Montalvo & as the last work of this duo that has Hervieu’nün Bruegel, Rubens ve worked together since the beginning of Picasso’dan esinlenen video projeksiyonu, the 80s and has staged countless Monteverdi, Gluck ve Philipp Glass’ın musicals... This work reassures müziklerinin buluştuğu bir sahnede barok Montalvo-Hervieu’s approach to dance as dansın hip-hop ile kaynaştığı görsel bir a festivity. şölenle anlatılıyor. Cirque du Soleil’in dansçılarıyla, hem sesleri hem de şarkı söylerken dans ederek seyirciyi büyüleyen lirik sesleri ile de sahne üzerinde sahne sanatlarının farklı disiplinlerini yeniden bir araya getiriyorlar. 1980’li yılların başında De€erli iflbirli€iyle birlikte çalışmaya başlayan ve sayısız Acknowledging the kind collaboration of müzikal eseri sahneye taşıyan bu ünlü ikilinin aynı zamanda son eseri olmasıyla da dikkat çekiyor Orfeo... Montalvo25 LULABAY Bir Cihangir Hikâyesi LULLABY A Cihangir Story Young Vıc Theatre Company İngiltere United Kingdom 19.05.2012 Ct Sa 20.30 20.05.2012 Pz Su 18.30 Kenter Tiyatrosu 60’ sürer; ara yoktur. Türkçe üstyazılı. Lasts 60’; no intermission. With Turkish surtitles. Biletler Tickets: 120, 80, 50 TL Öğrenci Student: 20 TL Kafka’nın Maymunu, Franz Kafka’nın “Bir Akademiye Rapor” adlı kısa öyküsünden uyarlamış bir oyun… Konuşmayı ve bir insan gibi davranmayı öğrenmiş olan bir maymunun monologuna dayanan bir öykü. Laurence Olivier Ödülü sahibi, Peter Brook gibi önemli yönetmenlerle çalışan Kathryn Hunter, usta oyunculuğuyla kendini korumak için insanlaşmaya çalışan bir Sponsor Türkiye Turkey Yazan Written by Aslıhan Erguvan Yöneten & Dramaturji Directed by & Dramaturgy Aslıhan Erguvan © Simon Annand Uyarlama Adapted by Colın Teevan Yöneten Directed by Walter Meıerjohann Performans Performed by Kathryn Hunter Sahne Düzeni Set Design Steffı Wurster Işık Light Mıke Gunnıng Ses ve Müzik Sound and Music Nıkola Kodjabashıa maymunun varoluş öyküsünü sahneye başarılı bir şekilde taşıyor. Her bireyin toplumda kendisi için yarattığı değişen kimlikler arasında nasıl maymunlaştığı ve yabancılaşma duygusu oyunun ana temasını oluşturuyor. Gittiği her ülkede kapalı gişe oynayan, olağanüstü eleştiriler alan Kafka’nın Maymunu İstanbul’da! Kafka’s Monkey is a play based on Franz Kafka’s short story titled “A Report to An Academy”. It’s based on the monologue of a monkey which has learned how to speak and behave like a human being. Laurence Oliver Awards under her belt and collaborations with eminent directors like Peter Brook, Kathryn Hunter successfully performs the story of a monkey who tries to behave like a human being just to be able to exist. Kafka’s Monkey has been performed to full houses and received outstanding worldwide reviews. De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 26 20.05.2012 Pz Su 20.30 21.05.2012 Pt Mo 20.30 Salon 80’ sürer; ara yoktur Lasts 80’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL Murat Daltaban, Mehmet Ergen, Işıl Kasapoğlu gibi önemli yönetmenlerle çalışan oyuncu Aslıhan Erguvan, yazdığı, yönettiği ve dramaturjisini yaptığı Lulabay’da bir taşınma hikâyesini anlatıyor. Geçtiğimiz yıl ilk yönetmenlik deneyimi olan Tilt adlı oyunu sahneye koyan sanatçı, eğitim için gittiği Londra’da Max Hohen’in yönettiği ve Arcola Theatre’da sahnelenen Queen of Spades’in yardımcı yönetmenliğini üstlendi. Halen Hareket Atölyesi’nde Zeynep Günsür ile çalışan Erguvan, Lulabay’da ruh ve bedenin yer değiştirmesi, evi olanlar ve evi olmayanlar, dış dünyaya direnen iç dünya, kendini gizleme ama becerememe, iki arada bir derede kalmış aşk ve bu gelgitte kaybolan sokak çocuğu ve ev kedisinin öyküsünü özgün bir üslupla sahneye taşıyor. Aslıhan Erguvan tells the story of a “house-moving” in her Lullaby which she is the writer, dramaturgist, and director © Sadi Güran YENİ DALGA NEW WAVE KAFKA’NIN MAYMUNU KAFKA’S MONKEY of. She staged Tilt her directorial debut, last year and worked as the assistant director to Max Hohen who directed Queen of Spades at Arcola Theatre in London where she had gone to study. Currently working with Zeynep Günsür at The Workshop of Movement, Erguvan, in her Lullaby, performs on stage, in her original style, the story of the interchange of the soul and the body, of the homeless and of the ones who have their homes, of the inner world of the individual who resists the outer world, of trying to cover oneself but failing to do so, of love which is “betwixt and between” and of a throwaway and a pet cat who are lost in this pandemonium. 27 AH SMYRNA’M, GÜZEL İZMİR’İM OH MY SMYRNA, MY BEAUTIFUL IZMIR YENİ DALGA NEW WAVE Tiyatro Pera Türkiye Turkey AÇIK PENCERE OPEN WINDOW Entropi Tiyatro Türkiye Turkey Ortak Yapımcı Co-produced with İstanbul Tiyatro Festivali Istanbul Theatre Festıval Yazan-Yöneten Written & Directed by Nesrin Kazankaya Dramaturji Dramaturgy Şafak Eruyar 20.05.2012 Pz Su 20.30 21.05.2012 Pt Mo 20.30 22.05.2012 Sa Tu 20.30 Tiyatro Pera 24.05.2012 Pe Th 20.30 27.05.2012 Pz Su 16.00 Caddebostan Kültür Merkezi 120’ sürer; 2 perde. Lasts 120’; 2 acts. Biletler Tickets: 35, 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği oyun 1923 yılında İzmir’de geçer. Savaş bitmiş, Rum ve Türk topluluklarının karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan Mübadele Yasası çıkmıştır. Köklü bir geleneğe ve kültüre sahip, zengin Rum ailesi Vlastolar, İzmir-Bornova’daki konaklarında göç hazırlığı içindedirler. Yıllardır Vlastolarla bir aile gibi bir arada yaşayan Türk yardımcıları da, bu göçün hüzünlü tanıklarıdır. Savaşın travmatik izleri ve zorunlu göç, Türk ve Rum aile bireylerini de karşı karşıya getirir ve bir arada yaşamanın imkânsızlığını derinleştirir. Kendilerini bir çatışma içinde bulan figürler, derin acılar içinde, çaresiz yarınlara, umutsuz hasretlere, imkânsız aşklara boyun eğmek zorunda kalır. Feci bir yangınla yanıp harabeye dönen, farklı toplumların, dinlerin ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada yaşadığı, efsanevi dünya kenti, güzel İzmir-Smyrna değildir yalnızca; koskoca bir geçmiş, gelecek, hayaller ve umutlar da küle dönmüştür. Written and directed by Nesrin Kazankaya, the play takes place in Izmir in 1923. The war is over, and the Bill of Population Exchange has just passed the parliament. The rich Turkish-Greek family, The Vlastoses, which has a long strain of gentility and of culture in this land, are preparing to emigrate in their stately home in Bornova, Izmir. The Turkish household who have been working for the Vlastoses and were threated like family. are all sad witnesses of this disaster. The traumatic marks of the war and the forced immigration reveal the confrontation between the Turkish and Greek family members and it seems to alleviate the impossiblity of living together. 28 Yöneten Directed by Umut Kırcalı Sahne & Metin Tasarımı Stage and Text Designed by Umut Kırcalı Dramaturji Dramaturgy Gülden Ateş, Erhan Çene Ses Tasarımı Sound Design Alper Maral Işık Tasarımı Light Design Murat Ersan Kostüm Tasarımı Costume Design Özgür Masur 22.05.2012 Sa Tu 20.30 23.05.2012 Ça We 18.30 Sahne Beşiktaş 45’ sürer; ara yoktur. Lasts 45’; no intemission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL özendirilen, diğeri olmaya zorlanarak farkında olmadan koşulsuzca kabul edilen rollere ve bu roller içinde görünenin altındaki insana, insanı anlayabilmeye odaklanıyor. Entropi Theatre stresses the search for and the realisation of the contemporary in performing arts and collaborates with many artists from diverse disciplines as well as designers. Their innovative approach which prioritises enthusiasm, excitement and dynamism is also evident in Open Window which brings August Strindberg’s Den Starkere and Samuel Beckett’s Spiel simultaneously to the stage. Entropi Tiyatro gösteri sanatlarında çağdaş olanın araştırılması ve uygulanması ilkesiyle hareket ederek çeşitli disiplinlerden birçok sanatçı ve tasarımcıyla birlikte ortak çalışmalar gerçekleştiren bir topluluk. Heyecanı, coşkuyu, eğlenceyi ve dinamizmi üst noktada tutan yenilikçi bir biçim sunmayı hedefleyen Entropi Tiyatro, August Strindberg’in Güçlü (Den Starkere) ve Samuel Beckett’in Oyun (Spiel) metinlerini bir araya getiren Açık Pencere ile iki metni belirli bir kurguyla eş zamanlı olarak aynı sahnede buluşturuyor. Oyunda, umut taşıyan bir söylemi, “umut yok” söylemiyle yan yana getirerek, bugüne ait kendi dilini, söylemini yaratan topluluk, bireye yüklenen, dayatılan, 29 OYUN PLAY TALES IN NO LANGUAGE İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Istanbul Munıcıpal Theaters Türkiye Turkey Türkiye Turkey Yazan Written by Samuel Beckett Yöneten Directed by Şahika Tekand Çeviri Translated into Turkish by Levent Mollamustafaoğlu 22.05.2012 Sa Tu 20.30 23.05.2012 Ça We 20.30 24.05.2012 Pe Th 20.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 60’ sürer; ara yoktur. Lasts 60’; no intermission. and serenity are depicted within the framework of an ordinary and tragicomic love triangle’s story. The fast-paced course of contemporary life that sweeps over identities finds its expression in a “play” composition that runs like a storm which drags the characters of “play” along. An entertaining process of spectating is created by means of the “game” played on the stage exactly in the present moment, here and now. Konsept ve Koreografi Concept & Choreography Aslı Bostancı Performans Performance Aslı Bostancı, İlyas Odman, Mutlu San Ses Tasarımı ve Canlı Müzik Sound Design & Live Music Mutlu San Ortak Yapımcılar Co-produced with Bımeras, Sprıngdance-EIM Aslı Bostancı has made a name for herself in Turkey and abroad with her choreographical and performance works since 2005. Her festival project Tales in No Language is based on “chromatic” stories occasionally with same names but different sounds. Becoming lost, losing, melting, invisibility, non-existing and becoming erased are the powerfull images that nourish this performance. 23.05.2012 Ça We 20.30 24.05.2012 Pe Th 20.30 Üsküdar Tekel Sahnesi 50 sürer; ara yoktur. Lasts 50’; no intemission. Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Küçük dünyalarına sıkışmış günümüz kentsoylu insanının, son özgürlük alanlarını da, giderek hareketsizleştirilerek ve aynılaştırılarak kaybettiği zorlu var olma ve kendini ifade etme mücadelesi; huzur ve dinginlik ararken içine düştüğü karmaşa, sıradan ve trajikomik bir aşk üçgeni öyküsü çerçevesinde dile getirilir. Çağdaş yaşamın kimlikleri ezip geçen hızlı akışı, “oyun” kahramanlarını önüne katıp sürükleyen bir fırtına gibi akıp giden bir “oyun” düzeninde ifadesini bulur. Sahnede tam şimdiki zamanda oynanan “oyun”la da eğlenceli bir seyir süreci yaratılır. The challenging struggle of today’s bourgeois man entrapped in her/his small world to exist and express De€erli iflbirli€iyle her/himself, in which s/he loses her/his Acknowledging the kind collaboration of last realm of freedom by getting gradually immobilized and identical; the confusion s/he falls into while seeking tranquillity 2005 yılından bu yana koreografi ve performans projelerini hem yurtiçinde hem de yurtdışında sergileyerek başarıya kavuşan Aslı Bostancı görünmezlik üzerinden ilham alarak kurgulanmaya başlayan bir beden, ses, obje enstalasyon ve koreografi projesi olan Tales in No Language ile festivalde yer alıyor. Konsept ve koreografisi Bostancı’ya ait olan performans, kaybolmak, yitmek, yitirmek, erimek, görünmez olmak, yok olmak, silinmek gibi güçlü imajların oluşturduğu bir dizi veriden yola çıkarak isimlerinin aynı olabildiği ama seslerinin farklı olduğu “kromatik” hikâyeler üzerine kurulu. Tales in No Language birçok karakter ve durum üzerinden oluşturulmuş katmanlarıyla hafıza kurcalayıcı bir buluşma noktası yaratmaya çalışırken diğer yandan da sahne üzerinde tasarlanan imajların verileri seyircinin hafızasında kendi hikâyesine kavuşuyor. 30 © Ann van Kooij Aslı Bostancı 31 BEN BERTOLT BRECHT I AM BERTOLT BRECHT LOKUM TURKISH DELIGHT Dostlar Tiyatrosu Prospero Dans Topluluğu Talin Büyükkürkciyan Prospero Dance Company Talin Büyükkürkciyan Türkiye Turkey Uyarlayan ve Yöneten Adapted and Directed by Genco Erkal Müzik Music Kurt Weıll, Hans Eıssler, Paul Dessau, Sarper Özsan Türkiye Turkey 24.05.2012 Pe Th 20.30 25.05.2012 Cu Fr 18.30 Üsküdar Stüdyo Sahnesi 23.05.2012 Ça We 20.30 24.05.2012 Pe Th 20.30 Kenter Tiyatrosu 45’ sürer; ara yoktur. Lasts 45’; no intermission. 85’ sürer; ara yoktur. Lasts 85’; no intermission. Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL Genco Erkal’ın yeni oyunu Ben Bertolt Brecht, usta oyuncu tarafından Brecht’e ait şiir, şarkı ve öykülerinden uyarlandı. Oyun için “Brecht’in dönüşü olsun” diyen Genco Erkal; insanın gözünü açan, ufkunu genişleten, sorduğu sorularla kışkırtan, uyaran, baştan çıkaran yazarı yeniden sahneye davet ederek “Şimdi Brecht zamanı!” diyor. Erkal’ın Tülay Günal ile birlikte rol aldığı oyun; izleyiciyi, dünyanın düzeni, kadının konumu ve savaş gibi konularda eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor. Piyanist Yiğit Özatalay’ın canlı performansı eşliğinde sahnelenen oyuna Kurt Weill, Hans Eissler, Paul Dessau ve Sarper Özsan’ın müzikleri imza atıyor. Genco Erkal’s new play I am Bertolt Brecht is an adaptation by the veteran actor from the great playwright’s poems, songs and stories. “Let this be Brecht’s comeback!” says Erkal and hails the return of the playwright who brings consciousness, widens one’s horizons, provokes with the questions he poses and seduces his audience. Genco Erkal shares the stage with actress Tülay Günal in a play that offers a journey on issues like the world order, position of women in the society and war. The play is to be accompanied live by pianist Yiğit Özatalay with pieces from Kurt Weill, Hans Eissler, Paul Dessau and Sarper Özsan 32 Tüm kadınlar dinlerinden, dillerinden ve ırklarından bağımsız olarak bedenleriyle sosyal ortamda kabul görmekle ilgili travmalar yaşıyorlar. Ermeni kadınlar ise genellikle sofralarının zenginliğinden dolayı etli butlu olmalarının yanı sıra tarihte yaşadıkları acıları da yemeğe katıp yedikleri için şişiyorlar. Bu çalışma 36 beden olmaya çalışan Ermeni kadının yemeğe kattıkları yüzünden bir türlü o bedene erişememesi üzerine ironik bir araştırma. No matter what their religions, languages and ethnicities are all women suffer traumatic experiences related to being physically approved in social life. Armenian women are not chubby only because they feast on rich dinner tables, they also add the agonies they have suffered throughout history to their meals and eat them up. This is an ironical work about an Armenian woman who tries to lose weight to have a size-36 body but she can never achieve it because she keeps adding all those things to her cooking. 33 YENİ DALGA NEW WAVE ANTİGONE ANTIGONE KUPA KIZI QUEEN OF HEARTS Diyarbakır Şehir Tiyatrosu Diyarbakır Munıcıpal Theatre Türkiye Turkey Türkiye Turkey Yazan Written by Sophokles Sophocles Uyarlayan ve Yöneten Adapted & Directed by Celâl Mordeniz Kürtçeye Çeviren Translated into Kurdish Zana Kılıç 25.05.2012 Cu Fr 20.30 26.05.2012 Ct Sa 15.30 Haldun Taner Sahnesi 50’ sürer; ara yoktur. Türkçe üstyazılı. Lasts 50’; no intermission. Kurdish with Turkish surtitles. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL 1991’de perdelerini açan ve günümüze kadar düzenli bir şekilde çalışmalarını sürdüren Diyarbakır Şehir Tiyatrosu 2000’lerle birlikte çokdilliliği esas alıp repertuarına Kürtçe oyunlar da ekledi. Bu özelliğiyle de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi. Bugüne kadar yurtiçinden ve yurtdışından birçok topluluk ve yönetmenle ortak projeler gerçekleştiren Diyarbakır Şehir Tiyatrosu festivale Sophokles’in Antigone’siyle katılıyor. Antigone, adalet ve yasa ikiliğini sorgulayan bir oyun. “Dünyaya kin değil, sevgi paylaşmaya gelen” Antigone’nin hikâyesi, Diyarbakır Şehir Tiyatrosu tarafından her bir karakterin tüm oyuncular tarafından canlandırılması fikrinden hareket edilerek yorumlanıyor. Oyunda herkes Antigone, herkes Ismene, herkes Kreon... The Diyarbakır Municipal Theatre commenced their performances in 1991 and has carried on steadily ever since. Adoption of multilingualism with the 2000’s made its mark on their repertoire which started to include plays in Kurdish making them the first in Turkey in this arena. They take part with Sophocles’ Antigone in the festival. Antigone is a play which questions the dichotomy of justice and the law. The story of Antigone who says: “Tis not my nature to join in hating, but in loving.” is being staged by the Diyarbakır Municipal Theatre based on the idea of acting each character by all the other characters in the play, everybody is Antigone or Ismene or Creon. De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 34 Konsept ve Koreografi Concept & Choreography İlkay Türkoğlu Koreografik Materyal ve Performans Choreographical Materials & Perfomances İlkay Türkoğlu, Şebnem Yüksel 25.05.2012 Cu Fr 18.30 26.05.2012 Ct Sa 18.30 Salon 25’ sürer; ara yoktur. Lasts 25’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL MSGSÜ Modern Dans Anasanat Dalı’ndan mezun olduktan sonra, yurtdışında, özellikle Budapeşte’de çeşitli dans topluluklarıyla ve koreograflarla çalışan İlkay Türkoğlu, Kupa Kızı adlı koreografisiyle festivalde yer alıyor. Sanatçı, bu çalışmasını şöyle dile getiriyor: “Zihinlerinde oluşan imgelerin gücüne ve imgelerin bedenlerinde yarattığı çağrışımların onları yolculuğa çıkarmasına izin verdiler. Yol boyunca yaratımları tarafından yaratıldılar. Yanıp küllere dönüşen Anka kuşunun kendi külleri içinden tekrar doğması gibi süreç onları önce yok ederken, yepyeni bir ‘ben’ olarak tekrar tekrar yarattı. Belki duydukları acı doğuran ananın değil, ölüp küllere dönüşen ve oradan yeniden beden bulmaya çalışan insanın sancısıydı.” İlkay Türkoğlu, who has worked abroad –particularly in Budapest– with various dance companies and choreographers after her graduation from Modern Dance department of the Mimar Sinan University of Fine Arts, performs her choreography titled Queen of Hearts in the festival. The artist’s account of the work is: “They allowed the associations triggered in their bodies by the images which came into being in their minds to take them on a journey. They have been created by their creations along the way. Just like the Phoenix which is reborn anew from its ashes, the process first destroyed and then recreated each of them over and over as a new “self”. The pain they felt was, perhaps, not that of the mother who gave birth to them but that of the human being who struggled to find a new body from its ashes of death.” 35 PARTİ THE PARTY Belçika Belgium ekip Yazan Written by Erıc de Volder Yöneten Directed by Mesut Arslan Dramaturji Dramaturgy Ata Ünal Çeviren Translated into Turkish by Şaban Ol Ortak Yapımcılar Co-produced with Mesut Arslan/Theater Onderhetvel, Kunstenfestıval 0090, Toneelhuıs, Belçika Belgıum Türkiye Turkey © Burak Bulut Yıldırım YENİ DALGA NEW WAVE ODA VE ADAM THE ROOM AND THE MAN Yazan & Yöneten Written & Directed by Cem Uslu Dramaturji Dramaturgy Ayça Seymen Şimşek, Seda Güney The main aim of EKİP is to achieve a dramatic performance which is of high caliber, modern, candid and responsive to the problems and issues of the country in which live in. This particular work of EKİP focuses on a meeting of six old friends at the bacheloris party after many years. The party starts very enjoyably chatting about the good old days. Could, however, a “certain” fact about the old days matter somehow? Is it possible that the people in this group may have forgotten something they have experienced all together? Can memory be a hundred per cent loyal to history? Can history in ones mind and language be trusted? In case it is possible to remember, will there be any use of it? 26.05.2012 Ct St 20.30 27.05.2012 Pz Su 18.30 Tiyatro Hal 26.05.2012 Ct Sa 20.30 27.05.2012 Pz Su 20.30 Garajistanbul 150’ sürer; 2 perde. Lasts 150’; 2 acts. 60’ sürer; ara yoktur. Lasts 60’; no intermission. expresses itself in the obscure details of daily life... The play is based on a single text which discusses, from two different Biletler Tickets: 35 TL perspectives, the man and the woman Öğrenci Student: 20 TL who both complete contradict with each other. The Room and The Man tours Oda ve Adam ifadesini gündelik about the ambiguous and transitional as yaşamın içindeki kuytu ayrıntılarda bulan well as the tense boundaries of the aşka ve ilişki olasılığına dair… Oyun, monologue and the dialogue, of the temelde kadın ve erkeğin birbirini hem colloquial and intellectual languages, of tamamlayıcı hem de yadsıyıcı bakış açılarından ayrı ayrı anlattığı tek bir metne the simple and the complicated, of the imagination and the reality and of the dayanıyor. Oda ve Adam monolog ve man and the woman. It confronts the diyalogun, sokak dili ve entelektüel dilin, audience both with the attempt of yalın ve karmaşığın, yalnız ve kalabalığın, mümkün ve imkânsızın, imge ve gerçeğin, following the simple story and with the kadın ve erkeğin muğlak ve geçişken ama multilayered associations of the blend of the language, sound, body and the aynı zamanda gerilimli sınırlarında image. On one end, it is the skyline dolaşıyor. Hem yalın bir öyküyü takip between the dream and the reality, on the etmenin gayretiyle hem de bir dil, ses, other, it is the intrinsic relationship beden ve imge harmanının çok katmanlı çağrışım alanlarıyla karşı karşıya bırakıyor among the woman, the man and the image. izleyiciyi. Bir ucunda gerçekle düş arasındaki ufuk çizgisi, diğerinde kadın, erkek ve imge arasındaki iç ilişki. The Room and The Man is about the probability of love and relationship which 36 Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL EKİP’in temel hedefi, havasını soluduğu ülkenin meseleleriyle ilgili, farklı sosyal sınıflara ulaşabilen, dönüştürebilen, nitelikli, çağdaş ve samimi bir tiyatro yapabilmek… Topluluğun Parti adlı çalışması ise altı eski arkadaşın yıllar sonra, bir bekârlığa veda partisindeki buluşmasına odaklanıyor. Parti çok güzel başlar. Herkesin keyfi, neşesi son derece yerindedir. İçkiler yudumlanır, müzik dinlenir, kahkahalar eşliğinde sohbet edilir, görüşülemeyen o uzun zaman dilimi içerisinde ne yapılıp edildiğinden konuşulur, eski günler yâd edilir… Fakat yıllar öncesine dair “kesin” bir gerçek söz konusu olabilir mi? Bir grup insan, başlarından geçmiş ortak bir hatırayı gerçekten de unutmuş olabilir mi? Hafıza, tarihe yüzde yüz sadık kalabilir mi? İnsan zihni ve dilindeki tarihe güvenilebilir mi? Hatırlamak mümkünse eğer, bu bir işe yarayabilir mi? 37 HANS YA DA HEIRI HANS WAS HEIRI İNSAN SESİ HUMAN VOICE Zımmerman & de Perrot bïteatral İsviçre Switzerland Türkiye Turkey İsviçreli Martin Zimmermann ve Dimitri de Perrot. Zekâ ve espri güçleriyle süsledikleri Hans ya da Heiri ile bir şekerleme sunuyorlar seyirciye… İkiliyle özdeşleşen, sözsüz ve şaşırtıcı gösteri, sirk, dans, tiyatro arasında gidip gelirken küçük farklılıkların, detayların altını çiziyor. Hans ya da Heiri insanların birbirlerine benzemesinin yarattığı sıkıntıyı, kıstırılmışlık hissini ele alan bir iz düşüm oyunu. Zimmermann & de Perrot, gizli olanı açığa çıkarmak, kabuğu kırarak altındakini göstermek gibi bir yeteneğe sahipler ve bunu yedi sanatçının hareketiyle, beden diliyle, objelerle, farklı tınılarla, canlı müzikle, seslerle yapıyorlar. Like magicians conjuring up something out of nothing, Zimmermann & de Perrot elicit hidden meanings from objects, bodies and sounds. Hans was Heiri builds on the insight that we humans are surprisingly similar when it comes to basic needs and desires. Does life often seem to fail simply because we, as individuals, try so hard to be unique and different? In Hans was Heiri, Zimmermann & de Perrot approach this conundrum with wit, humour, frustration and philosophical depth. 26.05.2012 Ct Sa 20.30 27.05.2012 Pz Su 15.30 28.05.2012 Pt Mo 20.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 80’ sürer; ara yoktur. Türkçe üstyazılı. Lasts 80’; no intermission. With Turkish surtitles. Biletler Tickets: 150, 120, 80 TL Öğrenci Student: 20 TL Sponsor 38 28.05.2012 Pt Mo 20.30 29.05.2012 Sa Tu 18.30 Üsküdar Stüdyo Sahnesi 60’ sürer; ara yoktur. Lasts 60’; no intermission. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL İnsan Sesi terk edilmiş âşık bir kadının son telefon konuşması... Telefonun bir ucunda sesi duyulmayan bir adam, diğer ucunda terk edilmiş, acı çeken fakat çektiği acıyı gizleyen bir kadın var. Telefon adamla arasındaki son bağ olarak, hem nefes almasını sağlayan hem de kapandığında havasız kalacağı bir cinayet aleti gibidir. Kadının tek amacı, yalanını itiraf etmesi için erkeğe bir fırsat vermektir. Uzayan telefon konuşması acıyı derinleştirip, bitişi yakınlaştırır. Biten bitmiştir. Seyircinin replikler ve sessizlikler arasındaki gizli olanı bulması gerekecek, hikâyeyi tamamlayabilmek için… Jean Cocteau’nun sıra dışı üslubu oyunun anlatımında da gösteriyor kendini. Sıra dışı bir yazarın sıra dışı yaşadığı hayatının izlerini taşıyan bir hikâye, Ayşe Lebriz Berkem’in oyunculuğuyla bütünleşiyor. Ayşe Lebriz Berkem’s company bïteatral performs Jean Cocteau’s Human Voice in the festival. It is the last phone call of an abandoned woman in love. © www.klikstudyo.com Konsept, Mizansen, Sahne Tasarımı Concept, Direction and Stage Design Zımmermann & de Perrot Müzik Music Dımıtrı de Perrot Koreografi Choreography by Martın Zımmermann Dramaturji Dramaturgy Sabıne Geıstlıch Işık Tasarım Light Design Ursula Degen Ses Tasarım Sound Design Andy Neresheımer Dekor Construction Decor Ingo Groher, Chrıstıane Voth, Théâtre Vıdy Lausanne Yazan Written by Jean Cocteau Yöneten Directed by Cem Baza Dramaturji Dramaturgy Canan Kırımsoy Işık Tasarımı Light Design Kemal Yiğitcan © Mario Del Curto / Strates Ortak Yapımcılar Co-produced with İstanbul Tiyatro Festivali Istanbul Theatre Festıval Cocteau’s unconventional style reveals itself in the performance of the play. The story, which bears the impressions of the marginal life of the marginal playwright, integrates with Berkem’s performance as an actress. 39 KARŞILAŞMA/LAR ENCOUNTER/S Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu sOYUN SOYUN=UNDRESS OYUN=PLAY Türkiye Turkey noland Türkiye Turkey Metin Text by Tiyatro Boğaziçi Yöneten Directed by İlker Yasin Keskin, Aysel Yıldırım, Özgür Eren, Özgür Çiçek Proje Danışmanları Project Advisers Ömer F. Kurhan, Metin Göksel 29.05.2012 Sa Tu 20.30 30.05.2012 Ça We 20.30 Haldun Taner Sahnesi 110’ sürer; 2 perde. Lasts 110’; 2 acts. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL Karşılaşma/LAR, ayrı düşmüş kardeşlerin hikâyelerine odaklanıyor ve Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı toplumsal dönüşümün, toplumun çeşitli kesimleri üzerindeki etkisini tartışıyor. Rauf Bey... Büyük bir inşaat şirketinin kurucu ortaklarından ve Cumhuriyet ideallerine sadık zengin kuşağın son temsilcilerinden... Cenazesi kaldırılıyor... Rauf’un tek mirasçısı ise evlatlık oğlu Doktor Mehmet... Estetik cerrah... Doktor Mehmet’in şirket işleriyle ve de siyasetle pek arası yok... Rauf Bey, evlatlığına yüklü bir mirasın yanı sıra, kulağına fısıldanacak bir “sır” bırakıyor. Mehmet babasından kalan –biri resmi, diğeri “gayri resmi”– iki mirasla ne yapacağını bilemez halde, herkesin almasını beklediği kararı erteleyerek, hiç tanımadığı annesini ve kardeşlerini aramaya çıkıyor. Farklı hayatlara savrulmuş kardeşleriyle karşılaşması böylelikle gerçekleşiyor. Yöneten & Koreograf Directed by & Choreography Esra Yurttut 2004’ten bu yana Saat Kaç?, Kağıt Gemi, Onlar, Sus-Dur-Kaç, Parantez, Dis.KO gibi çalışmalarıyla seyirciyle buluşan noland şimdi de sOYUN isimli çalışmasıyla merak uyandırıyor. Parantez projesinde tüm kırılganlığıyla “ya içim görünürse” diyen Esra Yurttut bu sefer de “Soyun! bu bir oyun” diyor. Müzisyen ve dansçılardan oluşan ekip sıradanlığın doğallığı ve samimiyetin gerçekliği üzerinden naif bir anlatım diliyle keyifli bir hikâye sunuyor. Established in 2004 by Esra Yurttut, Emre Nişancı and Burak Kolcu, project group noland joins the festival wtih their latest work sOYUN. “I’m not “it”! and I did not say “You’re out!”, either. When stripped, everybody is naked! The spontaneity among the ordinary and the reality in intimacy... If real were the events, everybody would be dressed. “Undress! This is a performance! It’s OK if you go naked” or “concealed”... 29.05.2012 Sa Tu 20.30 30.05.2012 Ça We 18.30 Üsküdar Tekel Sahnesi Encounter/S focuses on the stories of siblings fallen apart from each other and discusses the impact of the social transformation Turkey has been experiencing on the various sections of the society. Rauf Bey is one of the shareholders of a big construction company and is one of the last of the generation who have always been faithful to the ideals of Republic of Turkey... Now it is his funeral... His only heir is his adopted son Dr. Mehmet... He is a plastic surgeon... Dr. Mehmet is not really interested in either the company business or politics. Rauf Bey bequeaths a considerable sum and a “secret” whispered in his ear on the deathbed. Dr. Mehmet is confused with these two items of inheritance, one formal and the other private, and postpones his decision which everybody is expecting him to make. He starts looking for his mother, brothers and sisters he has never seen. Then he meets his brothers and sisters who have different lives. 40 40’ sürer; ara yoktur Lasts 40’; no intermission. Biletler Tickets: 30 TL Öğrenci Student: 20 TL 41 İDT+ İstanbul Dans Tiyatrosu Istanbul Dance Theatre Türkiye Turkey Koreografi Choreography by Geyvan McMıllen, Devrim İleri Tozkoparan Sahne Enstalasyonu Stage Installation Dilara Akay (HAYAKA ARTI) Dansçılar Dancers Sernaz Demirel, Devrim İleri Tozkoparan, Tan Temel, Özerk Tozkoparan © Infared: NASA/JPL-Caltech / B. Williams (NCSU) YORGUN SIRLAR JADED SECRETS her zaman hayranlık duyduk. Geldik gidiyoruz. Var olmak, yok olmak, sırlar ve sırlarımız bizimle birlikte sonsuza kadar...” Exploiting the wealthy resources of rich Anatolian history and of the variety of its culture, IDT+ was founded to 30.05.2012 Ça We 20.30 produce interdisciplinary projects 31.05.2012 Pe Th 20.30 enriched withAnatolia’s history and Garajistanbul cultural diversity in the national and international milieu. Geyvan McMillen, 40’ sürer; ara yoktur. Dilara Akay, Sernaz Demirel and Tan Lasts 40’; no intermission. Temel, founders of the company, keep Biletler Tickets: 30 TL seeking their original language of art Öğrenci Student: 20 TL departing from the social and cultural milieu which they belong to. Geyvan İDT+ Anadolu’nun zengin tarihi ve McMillen describes their project Jaded kültür çeşitliliğinden beslenerek, ulusal ve Secrets as: “Although our eyes and souls uluslararası sanat ortamına disiplinlerarası are not always aware of the magnificence projeler üretmek üzere kurulan bir of the creation, we have always admired topluluk. Topluluğun kurucu ve yaratıcı this extraordinary event. Here we have üyeleri Geyvan McMillen, Dilara Akay, come, there we go. ‘To be or not to be’, Sernaz Demirel ve Tan Temel ait oldukları the secrets and our secrets with us to the sosyal ve kültürel ortamdan yola çıkarak eternity...” kendi özgün sanat dillerini araştırıyorlar. İDT+’nin sanat yönetmeni McMillen, yıllardır ürettiği çeşitli projelerle eserlerini ulusal ve uluslararası platformlarda sergilemiş, modern dansın Türkiye’de 35 yıldır gelişmesinde katkıda bulunarak öncülük yapmış ve uzun yıllar Devlet Opera ve Baleleri bünyesinde çalışmış bir sanatçı. McMillen, bu projelerini şöyle dile getiriyor: “Gözlerimiz ve ruhumuz çoğu zaman yaradılışın muhteşemliğinin farkında olmasa da, bu olağanüstü olaya 42 YENİ DALGA NEW WAVE OLMAMIŞ MI? ISN’T IT? Studıo 4 İstanbul Türkiye Turkey Yöneten Directed by Fatih Gençkal Dramaturji Dramaturgy İbrahim Halaçoğlu Ortak Yapımcılar Co-produced with Deniz Buga, Onur Karaoğlu 31.05.2012 Pe Th 20.30 01.06.2012 Cu Fr 18.30 Salon 70’ sürer; ara yoktur. Lasts 70’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL Turkish and foreign playwrights which they interpret with a new theatrical approach. In Atış Serbest (Shoot the Bull) Studio 4 Istanbul, yerli ve yabancı their last play staged in Istanbul, they yazarların oyunlarını yeni bir tiyatro viewed Turkey’s young population living arayışıyla yorumladığı projelerin yanı sıra kendi tasarlayıp kurguladığı performanslar surrounded with violence. In their new project Isn’t It?, they go back to the sergiliyor. Topluluk, İstanbul’da childhood days of these young people sahnelenen son oyunu Atış Serbest’te Türkiye gençliğinin şiddetle iç içe yaşadığı seeking how the environment they have hayatları irdelerken, yeni projesi Olmamış grown up framed their lives in their youth. Mı?’da o gençlerin çocukluk yıllarına dönerek, büyüdükleri dünyanın bugünkü yaşamlarını nasıl şekillendirdiğine odaklanıyor. Tiyatro, müzik, film, edebiyat, tasarım ve başka alanlardan sanatçıları ortak bir anlatının parçası olarak bir araya getirirken, 90’lardaki kendi hikâyeleri üzerinden Türkiye’de büyümek ve genç olmak temalarını ve bunların getirdiği birçok başka meseleyi sahne dilinde araştırıyorlar. Studio 4 Istanbul presents performances which themselves design and frame as well as works of 43 YENİ DALGA NEW WAVE BİZDE YOK NOT IN OUR CUSTODY Théâtre de la Vılle-Parıs Tiyatro Artı Fransa France Türkiye Turkey Yazan Written by Eugène Ionesco Yöneten Directed by Emmanuel Demarcy-Mota Sahne ve Işık Tasarımı Set & Lighting Design Yves Collet Müzik Music Jefferson Lembeye Ortak Yapımcılar Co-produced by Grand Théâtre de Luxembourg–Le Grand T, scène conventıonnée de Loıre Atlantıque Yönetmen Yardımcısı Assistant Director Chrıstophe Lemaıre Yazan & Yöneten Written & Directed by Ufuk Tan Altunkaya 01.06.2012 Cu Fr 16.00, 17.30, 19.00, 20.30 02.06.2012 Ct Sa 16.00, 17.30, 19.00, 20.30 Mekan Artı 45’ sürer; ara yoktur. Lasts 45’; no intermission. Biletler Tickets: 25 TL Öğrenci Student: 15 TL Tiyatro Artı, farklı sahneleme teknikleri üzerine arayışını sürdürüyor. Daha önce tek seyircilik oyun konsepti gibi farklı türlerde denemeler yapan topluluk bu sefer farklı bir deneme ile festival seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Bizde Yok ile simulatif bir kurgu içine yerleştirilen seyirci, gerçeklikten uzaklaşarak kendini kurgunun içinde buluyor. Seyir algısını değiştirmeyi hedefleyen oyun, seyirciyi “izleyen” konumundan çıkararak oyunun bir parçası haline getiriyor. Esir alınma, esir olma ve otorite-güç-kurban üçlüsü üzerinden hareket ederek Türkiye yakın tarihine odaklanan oyun, Türkiye’nin siyasi tarihine ve insan hakları sürecine de yoğunlaşarak Cumartesi Anneleri üzerinden kurgusunu tamamlıyor. Tiyatro Artı keeps searching alternative staging techniques. Having done some avant-garde experimentation such as the concept of an audience of a single person, The company is again preparing for their rendezvous with the audience in the festival with a distinctive experimentation. For their play Not in Our Custody, the audience, situated in a simulated atmosphere, find themselves in that fictional atmosphere far from reality. 44 © Jean-Louis Fernandez GERGEDAN RHINOCÉROS uzak kalarak ele alan yazarlara dönem dönem geri dönmek gerektiğini savunuyor. Sahnede yarattığı dille hem gerçekdışı hem somut arasında gerilimi yaratırken şehrin sağır edici sesleri ile düzensizliği ortaya koyuyor. A rhinoceros’ attack on a city followed by the panic experienced and caused by people turning into rhinoceroses... Renowned playwright Eugène Ionesco’s text which reflects the historical and political turmoil of the 1950s is restaged by Emmanuel Demarcy-Mota, director of Théâtre de la Ville and Paris Festival d’Automne, with bold references to the present and the distinct discoveries of the of the young director... Emmanuel Demarcy-Mota advocates that it is necessary to go back, from time to time, to the playwrights who approach the position, the role, the responsibility and the freedom of thought of the individual in the common consciousness of the history refraining from all sorts of individualistic forms. He creates a tension between the surreal and the material and presents chaos with the deafening noise of the city through the use of a stage language he has created. 01.06.2012 Cu Fr 20.30 02.06.2012 Ct Sa 20.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 105’ sürer; ara yoktur. Türkçe üstyazılı. Lasts 105’; no intermission. With Turkish surtitles. Biletler Tickets: 150, 120, 80 TL Öğrenci Student: 20 TL Bir kente saldıran bir gergedan ve bu olayın peşi sıra gergedana dönüşen insanların yarattığı ve yaşadığı panik... Ünlü yazar Eugène Ionesco’nun 1950’li yılların tarihsel ve politik dalgalanmalarını aktardığı metin Théâtre de la Ville ve Paris Festival d’Automne Festivali’nin yönetmeni Emmanuel Demarcy-Mota tarafından yeniden sahneye konmuş... Bu defa genç yönetmenin farklı buluşları ve günümüze yaptığı cesur göndermelerle... Emmanuel DemarcyMota, ortak tarih bilinci içinde bireyin yerini ve rolünü, sorumluluğunu, düşünce özgürlüğünü her türlü bireyci biçimden De€erli iflbirli€iyle Acknowledging the kind collaboration of 45 ANTONIUS İLE KLEOPATRA ANTONY AND CLEOPATRA ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER ROSENCRANTZ AND GUILDENSTERN ARE DEAD Oyun Atölyesi Türkiye Turkey Oyunbaz Yazan Written by Wıllıam Shakespeare Çeviren Translated into Turkish Bülent Bozkurt Yöneten Directed by Kemal Aydoğan Sahne Tasarımı Stage Design Bengi Günay Müzik Music Tolga Çebi Işık Tasarımı Light Design İrfan Varlı 01.06.2012 Cu Fr 20.30 02.06.2012 Ct Sa 20.30 Oyun Atölyesi 125’ sürer; 2 perde. Lasts 125’; 2 acts. Kleopatra: Pekala, madem gerçekten âşıksın, O zaman, ne kadar, onu söyle. Antonius: Ölçülebilen aşk zavallı bir aşktır. Kleopatra: Peki, ya ben ölçmeye kalkarsam? Antonius: O zaman kendine yeni bir dünya bulacaksın. Shakespeare’in dizeleriyle dile gelen tarihin en büyük aşkı Antonius ile Kleopatra 1947’den sonra ilk kez oyun atölyesi sahnesinde seyirci ile buluşacak. Antonius ile Kleopatra, 26-27 Mayıs’ta, Londra’da, “Shakespeare’s Globe’s 2012 International Shakespeare Festival”inde Türkiye’yi temsil edecek; 1-2 Haziran 2012’de de İstanbul Tiyatro Festivali’nde seyirciyle buluşacak. Türkiye Turkey Cleopatra: If it be love indeed, Tell me how much. Antony: There’s a beggary in love that can be reckon’d Cleopatra: I’ll set a bourn how far to be belov’d. Antony: Then must thou needs find out new heaven, new earth. The greatest love in history as told by Shakespeare, the love between Antony and Cleopatra, is to be staged for the first time since 1947 by Oyun Atölyesi. Antony and Cleopatra will represent Turkey at the Shakespeare’s Globe’s 2012 International Shakespeare Festival on May 26–27 in London and meet its auidence at the Istanbul Theatre Festival on June 1–2, 2012. 46 Yazan Written by Tom Stoppard Yöneten & Dramaturji Directed by & Dramaturgy Abdullah Cabaluz / Oyunbaz Çevirilerinden derlenmiştir Compiled from the translations of Hamit Çalışkan 02.06.2012 Ct Sa 20.30 03.06.2012 Pz Su 15.30 Üsküdar Tekel Sahnesi 120’ sürer; 2 perde. Lasts 120’; 2 acts. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL For Oyunbaz, theatre is a means of expression and existence and they continue performing with faith in their experience and in the art of theatre while endeavouring to bring a long-lasting, fresh approach to this art form. They perform Tom Stoppard’s Rosencrantz and Guildenstern are Dead at the festival. The play focuses on the story of the “little men” who have got stuck in the middle of big events and cannot change their destiny – cannot even do anything to change it. Tiyatroyu bir ifade ve var oluş şekli olarak benimsemiş olan Oyunbaz, sanata uzun soluklu ve yenilikçi bir bakış açısı getirmeye çalışarak, edindikleri deneyim ve tiyatro sanatına olan inançlarıyla yoluna devam eden bir topluluk. Oyunbaz, Tom Stoppard’ın Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler adlı oyunuyla İstanbul Tiyatro Festivali’nde yer alıyor. Arka plan olarak Shakespeare’in Hamlet’ini kullanan oyun, Hamlet’in üniversiteden iki yakın arkadaşı olan Rosencrantz ve Guildenstern’in sonları Shakespeare tarafından yazılmış, değiştiremedikleri yazgılarını anlatıyor. Rosencrantz ve Guildenstern Öldüler, büyük olayların içine hapsolmuş yazgısını değiştiremeyen ve değiştirmek için de bir şey yapmayan küçük insanların hikâyesine odaklanıyor. 47 YENİ KİRACI THE NEW TENANT İNSAN MANZARALARI HUMAN LANDSCAPES BiTiyatro Hollanda-Türkiye Holland-Turkey Türkiye Turkey Yazan Written by Eugéne Ionesco Yöneten Directed by Laçin Ceylan Çeviren Translated by Pınar Güzelyürek Çelik Dramaturji Dramaturgy Selen Korad Birkiye 02.06.2012 Ct Sa 20.30 03.06.2012 Pz Su 18.30 Küçük Sahne 90’ sürer; ara yoktur. Lasts 90’; no intermission. Biletler Tickets: 35, 30 TL Öğrenci Student: 20 TL Müzik Music Selim Doğru Şiirler Poems by Nâzım Hikmet, Judıth Herzberg Yorumlayanlar Interpreters: Hazal Selçuk founder of BiTiyatro, criticizes the mentality of the consumer’s economy imposed by capitalism revealing absurdity of our lives in which our personal relations, human values and even our genuine feelings of love and affection have been razed by this imposingly consumptive economic system. Ionesco handles his characters, who ineptly try to have more and more, in his peculiar absurd style. To be Sung: Elısa Roep soprano Fıe Schouten klarnet clarinet Eva van de Poll viyolonsel cello Konuk Sanatçılar Guest Artists: Emma Breedveld keman violin Oğuz Büyükberber basklarnet bass clarinet Alper Kekeç vurmalı çalgılar percussions 03.06.2012 Pz Su 20.30 04.06.2012 Pt Mo 18.30 Haldun Taner Sahnesi BiTiyatro, kurucularından Laçin Ceylan’ın yönetiminde, absürd tiyatronun en güzel örneklerinden biri olan Eugéne Ionesco’nun Yeni Kiracı oyunu ile festivalde. Kapitalizmin insana dayattığı tüketim mantığını eleştiren oyun, tüketimi dayatan bu sistemin, bireysel ilişkiler, değer ölçüleri, hatta gerçek aşkı ve sevgiyi yerle bir ettiği hayatlarımızın uyumsuzluğunu anlatıyor. İnsan, kazandığını düşündüğü noktada, yenilgisini başlatmış olur. Eşyalar ve nesneler, bizi bir kenara iterek, hayatımızın başrolünü eline geçirmiştir artık... Tükettikçe anlamsızlık duygusu, tatminsizlik, yetersizlik duygusu azalacağına, katlanarak devam eder. Ionesco, Yeni Kiracı’da anlamsızca çoğalma telaşı içindeki insanı, kendine özgü absürd yaklaşımıyla ele alıyor. Eugéne Ionesco’s The New Tenant, which is one of the best leads of absurd theatre, directed by Laçin Ceylan, 50’ sürer; ara yoktur. Lasts 50’; no intermission. Biletler Tickets: 35 TL Öğrenci Student: 20 TL 48 Hollanda’da yaşayan besteci Selim Doğru’nun hazırlayıp müziklerini bestelediği İnsan Manzaraları adlı gösteri Türkiye ve Hollanda’dan iki büyük şair; Nâzım Hikmet ve Judith Herzberg’in şiirleri üzerine kurulu bir çalışma. Şiirle müziğin alışılmışın çok dışında bir birliktelik sergilediği bu gösteri edebiyat, tiyatro ve müziğin birbiri içine geçtiği teatral bir konser olarak, Nâzım Hikmet’in ölüm yıldönümü olan 3 Haziran’da festival seyircisiyle buluşacak. Oyuncu, şarkıcı Hazal Selçuk, Trio To be Sung ve üç solist tarafından yorumlanacak İnsan Manzaraları seyircinin kolay unutamayacağı bir gösteri olacak. Human Landscapes is a project developed and composed by Selim Doğru, who lives in the Netherlands. It is based on the poetry of Nâzım Hikmet and Judith Herzberg. An unusual collaboration of literature, theatre and music, the project will be presented as a theatrical concert. Human Landscapes is performed by actress, singer Hazal Selçuk, trio To be Sung and three soloists and promises a unique experience for the audience. 49 DAF / KAPAN TRAP MACBETH Tiyatro Avesta Türkiye Turkey Yazan Written by Aydın Orak Yöneten Directed by Murat Garipağaoğlu © Murat Hasarı Türkiye Turkey MACBETH Pangar guard along with the mines and death, turn into a border syndrome: It is a pointless border they keep guarding... A trap they have set up for the others. The moment when the violence becomes 60’ sürer; ara yoktur. ordinary, death becomes a simple action Türkçe üstyazılı. and the man with the weapon in his Lasts 60’; no intermission. hand turns wild is the moment the Kurdish with Turkish surtitles. downtrodden becomes insignificant! Biletler Tickets: 35 TL Trap is the action of disintegration of the Öğrenci Student: 20 TL metaphor of the border/trap in which the boundary an individual fixes in the mind Bir sınırda dünyanın herhangi iki askeri; of the other and imprisoned, as well. nöbet esnasında birbirleriyle çatışmalarıtartışmaları, mayın ve ölümlerle bir sınır sendromuna dönüşüyor: Korudukları anlamsız bir sınır… Başkaları için kurdukları bir kapan. Bu kapanın zaman ilerledikçe zihinlerindeki kapan olduğunu fark etmeleri ve bu dönüşümün usulca yayılması, içine sürüklendikleri bir büyük yalana evriliyor. Onlar tahakküm kuran kişi veya sistemlerin hiçbir zaman özgür olamayacaklarını anlamayacak kadar gözü kara ve öfke dolular. Onlar ellerindeki silaha, korudukları sınıra, girdikleri zihinsel kapana alıştıkça yabacılaşır, yabancılaştıkça alışırlar. Şiddetin sıradanlaştığı, ölümün basitleştiği, bireyin elinde silahla vahşileştiği an mazlumun hiçleştiği andır! Kişinin kişiye, zihnine koyduğu ve hapsolduğu sınır/kapan metaforunun parçalanma eylemidir Daf/Kapan oyunu. Any two soldiers on any border... Their conflicts and arguments while on 03.06.2012 Pz Su 20.30 04.06.2012 Pt Mo 20.30 Garajistanbul 50 Yazan Written by Wıllıam Shakespeare Yöneten & Dramaturji Directed by & Dramaturgy Mehmet Birkiye Çeviren Translated into Turkish by Sabahattin Eyüboğlu İktidar hırsı niye böylesine başımızı döndürür? Neden iktidar uğruna insanı insan yapan tüm değerlerden kolayca vazgeçip, içimizdeki korkunç karanlıklara yöneliriz? Kısa bir an için bile olsa, bu dünyayı ele geçirmek uğruna niye akıl almaz bedeller ödemeye hazırız? Macbeth iktidarı ele geçirmeseydi yine Macbeth olmayacak mıydı? Yoksa sadece bir “isim” olarak mı kalacaktı? Macbeth’i Macbeth yapan kanla, ölümle inşa ettiği iktidar mıdır? Var olmak için yok etmek zorunda mıyız? Why does the passion for the power intoxicate us so much? Why do we easily quit all our virtues which make us feel human and we tend to introspect the grim dark side in us? Why are we so willing to pay an incredible price for a short period of sovereignty? If Macbeth had not seized the power, would he not have still been Macbeth? Or would he not have gone beyond being nothing else than an obscure “name”? Is it the power –he has built on bloodshed and murder– which makes Macbeth the “Macbeth”? Do we have to annihilate to be able to exist? 04.06.2012 Pt Mo 20.30 05.06.2012 Sa Tu 20.30 Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 120’ sürer; 2 Perde. Lasts 120’; 2 Acts. Biletler Tickets: 35, 30, 25 TL Öğrenci Student: 20 TL 51 ETKİNLİKLER EVENTS SERGİ EXHIBITION PANELLER PANELS REFİK AHMET SEVENGİL: REFİK AHMET SEVENGİL’İ ANMAK OSMANLI DÖNEMİ TİYATRO AFİŞLERİ REMEMBERING REFİK AHMET OTTOMAN THEATRE POSTERS FROM SEVENGİL REFİK AHMET SEVENGİL ARCHIVE 28.05.2012 Pt Mo 18.00 Refik Ahmet Sevengil’e ait Osmanlı Salon dönemi tiyatro afişleri Türkçe açıklamaları Belgesel Gösterimi ve Konuşma ile festival boyunca Harbiye Muhsin Documentary Screening and Discussion Ertuğrul Sahnesi’nin fuayesinde festival “Refik Ahmet Sevengil Bir Aydınlık Adam” seyircisiyle buluşacak. Ottoman theatrical posters from Refik “An Enlightened Man, Refik Ahmet Sevengil” Ahmet Sevengil archive with their Turkish transcriptions will be on display at Harbiye Muhsin Ertuğrul Stage’s foyer MURAT GÜLSOY, YEKTA KOPAN, during the festival. AYFER TUNÇ İLE UBOR METENGA BULUŞMALARI UBOR METENGA MEETS MURAT GÜLSOY, YEKTA KOPAN AND AYFER TUNÇ 27.05.2012 Pz Su 18.00 SALT Galata Ubor Metenga ekibi Ayfer Tunç, Murat Gülsoy ve Yekta Kopan bu sefer tiyatro festivalinde Ahmet Hamdi Tampınar’ın modern Türk edebiyatının başyapıtlarından Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün yeni bir tiyatro deneyimi ile ele alıyorlar. “Ubor Metenga Meets” series focuses on “Ahmet Hamdi Tanpınar and The Institude for the Readjustment of Clocks” 52 EUGÈNE IONESCO USTALIK SINIFLARI MASTERCLASS 02.06.2012 Ct Sa 16.00 Fransız Kültür Merkezi Institut Français de Turquie SHAKESPEARE’İN ŞİFRESİNİ KIRMAK DECYPHERING SHAKESPEARE Gürhan Elmalıoğlu & Mark Olsen Belgesel Gösterimi ve Konuşma Documentary Screening and Discussion “Eugène Ionesco” (53’) * Türkçe altyazılı Turkish Subtitles 29-30.05.2012 10.00–13.00, 14.00–17.00 Kadir Has Sahne Kadir Has Stage Yazan, Yöneten Written and Directed by Sonıa de Leusse –Le Guıllou & Frédèrıc Romade Ustalık sınıfı 2 gündür katılımcı sayısı 25 kişi ile sınırlıdır. Masterclass lasts two days and is limited to 25 participants. Eugène Ionesco’nun kızı Marie-France Ionesco ve Gergedan’ın yönetmeni Emmanuel Demarcy-Mota ile söyleşi. A panel with Eugène Ionesco’s daughter Marie-France Ionesco and Emmanuel Demarcy-Mota, director of Rhinocéros. Shakespeare’in oyuncuya metinde verdiği; ses, imge, fiziksel eylem, duygu, düşünce, karakter özellikleri, atmosfer gibi şifreleri tanımlamak, çözmek ve sonra da bu çözümlemelerin fiziksel eylemlere dönüşmesi ve form bulabilmeleri için seçim yapma dürtülerinin “nasıl” harekete geçirilebileceği üzerine iki gün süren WEDDING VİDEO GÖSTERİMİ VE PANEL uygulamalı bir atölyedir. Atölye SCREENING OF VIDEO WORK çalışmasında kullanılacak metinler WEDDING AND PANEL DISCUSSION önceden verilecek ve hazırlıklı gelinmesi istenecektir. Konuşmacılar Panelists: Prof. Dr. Leyla A workshop on defining and analysing Neyzi, Prof. Dr. Arzu Öztürkmen, the cyphers which Shakespeare attributes Adnan Yıldız, Köken Ergun to the actors in his text such as sound, image, physical activity, emotion, idea, 02.06.2012 Ct Sa 14.30 characteristics to be followed by exercises Salon on how to instigate the selective motives to convert these analyses into physical Köken Ergun’un Berlin’deki Türk movements. Texts to be given göçmenlerin düğün törenleri üzerine beforehand and preparations to be yaptığı “Wedding” adlı video required. çalışmasından yola çıkılarak yapılacak olan panelde ritüel dinamikleri, dans, göç, kimlikler ve kolektivite gibi konular tartışılacak. The panel will focus on topics such as dynamics of rituals, dance, migration, identities and collectivity taking by Köken Ergun’s video work “Wedding” which examines the wedding ceremonies of Turkish immigrants in Berlin. 53 ATÖLYE ÇALIŞMALARI WORKSHOPS FOLKWANG SANAT ÜNİVERSİTESİ DANS USTALIK SINIFI FOLKWANG UNIVERSITÄT DER KÜNSTE DANCE MASTERCLASS SPOLIN ATÖLYESİ SPOLIN WORKSHOP Ege Maltepe Franco Schmıdt 27-28.05.2012 10.00–13.00, 14.00–17.00 Kadir Has Sahne 24-25-26.05.2012 Saat daha sonra açıklanacaktır. Hours to be announced. Atölye çalışması 2 gündür ve katılımcı sayısı 20 kişi ile sınırlıdır. Workshop lasts two days and is limited to 20 participants. Atölye çalışması 3 gündür ve katılımcı sayısı 20 kişi ile sınırlıdır. Workshop lasts 3 days and is limited to 20 participants. SPOLIN-IST’in kurucusu, oyuncu/yönetmen Ege Maltepe’nin yürüteceği iki günlük çalışma duyu farkındalığı ile bedensel ve sezgisel farkındalık egzersizlerinin yanı sıra Spolin oyunlarını içerecektir. Run by actor/director Ege Maltepe, founder of SPOLIN-IST, this two-day workshop will focus on sensual awareness, awareness through movement and intuitive awareness as well as Spolin plays. ORFEO DANS ATÖLYESİ ORPHÉE DANCE WORKSHOP Tarih, mekân ve detaylar daha sonra açıklanacaktır. Date, venue and details to be announced. Atölye katılımcı sayısı 20 kişi ile sınırlıdır. Workshop is limited to 20 participants. UÇURTMA ATÖLYESİ KITE-MAKING WORKSHOP Tarih, mekân ve detaylar daha sonra açıklanacaktır. Date, venue and details to be announced. 2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı kapsamında As part of 2012 Year of Chinese Culture in Turkey HANS YA DA HEIRI HAREKET ATÖLYESİ HANS WAS HEIRI MOVEMENT WORKSHOP Tarih, mekân ve detaylar daha sonra açıklanacaktır. Date, venue and details to be announced. Atölye katılımcı sayısı 15 kişi ile sınırlıdır. Workshop is limited to 15 participants. 54 Atölyelere ve ustalık sınıflarına başvuru 15 Nisan 2012’den itibaren tiyatro.iksv.org/tr adresinde yayımlanacak olan başvuru formları üzerinden alınacaktır. Applications to workshops and masterclasses to be made through forms to be published at tiyatro.iksv.org/en as of April 15, 2012. 55 BİLET BİLGİLERİ TICKET SALES GENEL SATIŞ Festival biletleri 7 Nisan Cumartesi günü saat 10.00’dan itibaren satışta. Biletler İKSV binasındaki ana gişeden (10.00–19.00) ve aşağıdaki kanallardan alınabilir: • BİLETİX Satış Noktaları • BİLETİX Çağrı Merkezi (216) 556 98 00 • www.biletix.com TICKET SALES Ticket sales for the Festival begins on April 7, Saturday, at 10.00 Tickets will be available for purchase or delivery at İKSV (10.00-19.00) and on all sales channels: • BILETIX retails • BILETIX Call Centre (216) 556 98 00 • www.biletix.com İKSV binasından yapılan satışlardan hizmet bedeli alınmaz. İKSV ana gişesi 8 Nisan Pazar hariç, Pazar günleri kapalıdır. Service fee is not applicable for sales made through İKSV main box office. İKSV box office is closed on Sundays, except on April 8, Sunday. Bu yıl da öğrenciler için sınırlı sayıda indirimli bilet satışa sunulacaktır. A limited number of discounted tickets will be available for students. LALE ÜYELERİ İÇİN ÖNCELİKLİ SATIŞ Öncelikli satış döneminde Siyah ve Beyaz Lale üyeleri 2 ve 3 Nisan tarihlerinde, Kırmızı ve Sarı Lale üyeleri 4, 5 ve 6 Nisan tarihlerinde biletlerini alabilir. Lale üyelerine özel indirimler, öncelikli satış döneminden sonra Festival süresince de geçerli olacaktır. Siyah ve Beyaz Lale Üyeleri %25, Kırmızı ve Sarı Lale üyeleri %20 oranında indirim hakkına sahiptir. Siyah, Beyaz, Kırmızı Lale üyelerimizin öncelikli bilet satın alma hakkı her gösteri için 2 (iki), Sarı Lale üyelerimizim 1 (bir) biletle sınırlıdır. Bu adedin üzerindeki bilet talepleri normal ücret tarifesinden 7 Nisan Cumartesi günü itibariyle temin edilebilir. ADVANCE TICKET SALES FOR TULIP MEMBERS Advance sale dates April 2-3 for Black and White Tulip members, and April 4, 5, and 6 for Red and Yellow Tulip members. Tulip members who have not purchased their tickets within the priority period may still benefit from the abovementioned discounts in all price categories after April 7. Black and White Tulip members are entitled to a discount of 25% while 20% is applicable for the Red and Yellow Tulip members. Black, White, and Red Tulip Card holders discount is limited to two tickets; Yellow Tulip Card holders discount is limited to one ticket for each performance. Additional tickets can be purchased at regular prices starting from April 7, Saturday. Üyelik ve ayrıntılı bilgi için www.lalekart.org For more information and membership visit www.lalekart.org 56 57 GÖSTERİ MEKÂNLARI VENUES Ali Paşa Han Yorgancılar Cad. No: 65 Küçükpazar Eminönü Caddebostan Kültür Merkezi Bağdat Cad. Haldun Taner Sok. No: 11 Caddebostan T: (216) 467 36 00 Fulya Sanat Merkezi Hakkı Yeten Cad. Selenium Plaza 10 C Fulya Beşiktaş T: (212) 215 60 29 Garajistanbul Yeniçarşı Cad. Kaymakam Reşit Bey Sok. No: 11a Galatasaray T: (212) 244 44 99 Haldun Taner Sahnesi İBB Şehir Tiyatroları Kadıköy T: (216) 349 04 63 Hasköy Yün İplik Fabrikası Kırmızı Minare Sok. No: 5 Hasköy Beyoğlu Kumbaracı50 Kumbaracı Yokuşu No: 50 Kat: 2 Beyoğlu T: (212) 243 50 51 Küçük Sahne, İstanbul Devlet Tiyatrosu İstiklal Cad. No: 131 Atlas Pasajı Beyoğlu T: (212) 244 52 56 Mekan Artı Üftade Sok. No: 31 Harbiye T: (212) 224 57 56 Kenter Tiyatrosu Halaskargazi Cad. No: 9 Harbiye T: (212) 246 35 89 Salon Nejat Eczacıbaşı Binası Sadi Konuralp Cad. No: 5 Şişhane T: (212) 334 07 00 Hamursuz Fırını Şair Ziya Paşa Yokuşu No: 13 Kuledibi Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi İBB Şehir Tiyatroları Darüllbedayi Cad. No: 3 Harbiye T: (212) 455 39 19 Kadir Has Sahne Kadir Has Üniversitesi C Blok Kat: 1 Cibali / Fatih T: (212) 533 65 32 Galata Rum İlköğretim Okulu Kemeraltı Cad. No: 25 Galata T: (212) 293 63 73 İkincikat İstiklal Cad. Olivio Geçidi Sok. No: 1 Kat: 2 Beyoğlu T: (212) 292 32 47 Oyun Atölyesi Dr. Esat Işık Cad. No: 3 Moda-Kadıköy T: (216) 345 39 39 SALT Galata Bankalar Cad. No: 11 Karaköy T: (212) 334 22 00 Sahne Beşiktaş Sinan Paşa Mah. Lesker Sok. No: 4 Beşiktaş Tiyatro Hal Büyükdere Cad. Eski Osmanlı Sok. No: 3/A Mecidiyeköy T: (212) 274 74 78 Tiyatro Pera Sıraselviler Cad. No: 26 Taksim T: (212) 245 44 60 Üsküdar Tekel Sahnesi Üsküdar Stüdyo Sahnesi İstanbul Devlet Tiyatrosu Paşa Limanı Cad. No: 66 Üsküdar T: (216) 532 02 03 67 FESTİVAL KİTAPÇIĞI FESTIVAL BOOKLET Yay›ma Haz›rlayan Editor Evren Bar›n Egrik FEST‹VAL KAMPANYASI YARATICI EKİBİ FESTIVAL CAMPAIGN CREATIVE TEAM Çeviri Translation Toros Öztürk Aykut Şengözer Nazım Dikbaş Reklam Ajans› Advertising Agency Alametifarika İngilizce Düzelti English Proofreading Aykut Şengözer Yaratıcı Yönetmen Creative Director Uğurcan Ataoğlu Sanat Yönetmeni Art Director Elif Yalçınkaya Grafik Tasar›m Graphic Design Emre Ç›k›no€lu, BEK Grafik Uygulama Graphic Application Ferhat Balamir, ‹KSV Bask› ve Cilt Printing and Binding Format Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Dumanlı Sok. No: 2 4. Levent 34418 İstanbul © ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› Tüm haklar› sakl›d›r. Bu yay›n›n herhangi bir bölümü ‹stanbul Kültür Sanat Vakf›’n›n yaz›l› izni olmadan kay›t, fotokopi ve bilgi depolama dahil olmak üzere hiçbir elektronik veya mekanik yöntemle yeniden bas›lamaz veya ço€alt›lamaz. All rights reserved. No part of this publication may be reproduced in any form or by any electronic or mechanical means, including photocopy, recording or other information retrieval systems, without permission in writing from the ‹stanbul Foundation for Culture and Arts. ‹stanbul Tiyatro Festivali ‹stanbul Kültür Sanat Vakf› Istanbul Theatre Festival Istanbul Foundation for Culture and Arts Nejat Eczacıbaşı Binası Sadi Konuralp Caddesi No: 5 Şişhane 34433 İstanbul T: (212) 334 07 45 F: (212) 334 07 05 E: [email protected] tiyatro.iksv.org 68
Benzer belgeler
Çıplak Ayaklar Kumpanyası
The Theatre Festival this year features a special performance by world-renowned
contemporary artist Kutluğ Ataman: Sılsel.
The Theatre Festival also takes part as co-producer in the creations of fo...