1-2 - tesav
Transkript
1-2 - tesav
Kulak Burun Bo¤az Baß Boyun Cerrahisi’nde Güncel Yaklaß›m • Rinoplasti Burun Ucu Cerrahisi • Cilt: 1, Say›: 2, 2005 Ku l a k B u r u n B o ğ a z Baş Boyun Cerrahisi’nde GÜNCEL YAKLAÞIM Editör: Prof. Dr. Metin ÖNERCİ Konuk Editör: Prof. Dr. Bülent KARCI R‹NOPLAST‹ BURUN UCU CERRAH‹S‹ Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi’nde GÜNCEL YAKLAÞIM Editör: Prof. Dr. Metin ÖNERCİ Konuk Editör Prof. Dr. Bülent KARCI R‹NOPLAST‹ BURUN UCU CERRAH‹S‹ Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 YAZIM KURALLARI 1 A) Genel 1. Yaz›lar Microsoft Word döküman› ßeklinde ikili aral›k (double space) ile yaz›lmal›d›r. 2. Giriß sayfas›nda yazarlar›n ad› soyad›, çal›ßt›klar› kurum, ßu andaki pozisyonlar›, adres, e-mail, tel ve varsa fax numaralar› yaz›lmal›d›r. 3. Firma deste¤i ile yap›lan çal›ßmalar belirtilmelidir. 4. Yaz›n›n baß›na Türkçe ve ‹ngilizce özet ve anahtar kelimeler konulmal›d›r. 5. Yazarlar›n dergiye sunduklar› yaz›n›n tüm copyright hakk› yay›nc›ya aittir 6. Derginin içeri¤i konuk editörün sorumlulu¤undad›r 7. Yaz›lar yazar›n sorumlulu¤undad›r B) Referanslar 1. Referanslar metin içinde geçtikleri s›raya göre numaraland›r›l›r ve parentez içine konulur. Kesinlikle alfabetik s›ra içinde numaraland›r›lmamal›d›r Örnekler Dergi referanslar› Kaya S, Gürsel B, Önerci TM, et al: Sinus clearance . Otolaryngol Clin North Am 45:320-325, 1988 Kitap referanslar› Tam kitap Kaya S, Gürsel B, Önerci TM: Rinoplasti. Ankara, Güneß Kitabevi, 1988 Kitap bölümleri Kaya S, Gürsel B, Önerci TM: Akut sfenoidit, in ÖnerciTM, Turan E(eds): Sinüs hastal›klar›, vol 2(ed 3). Ankara, Güneß Kitabevi, 1988, pp 55-64 C) Tablo ve Resimler Tablo ve resimler net ve anlaß›l›r olmal›d›r. Bu özellikleri taß›mayan resimler editör taraf›ndan ç›kart›labilir, silinebilir veya de¤ißtirilebilir. Tablo ve resimlerin metin içinde nereye konulaca¤› bas›l› metinde kalem ile belirtilmelidir. 2. Tablo Tablolar arap numaralar›(Tablo 1, Tablo 2) ile numaraland›r›l›r. Ayr› bir sayfaya yaz›l›r. Her tablonun baßl›¤› ve metinden ba¤›ms›z olarak anlaß›labilecek aç›klamas› olmal›d›r. Tablonun baßl›¤› ve içeri¤i tablo üzerine, tablo ile ilgili k›saltmalar›n aç›klamas› tablonun alt›na yaz›l›r 3. Resim Resim, ßekil ve çizimler resim olarak ve arap numaralar› ile(Resim 1, Resim 2) numaraland›r›l›r. Resim altlar› anlaß›l›r olmal›d›r. Resimlerin arkas›na birinci yazar›n soyad›, resim numaras›, resimin üst taraf› belirtilmelidir. 4. Elektronik ortamda resimler Mümkünse TIFF yoksa JPEG ortamda renkli resimler 300DPI, siyah beyaz resimler 1200 DPI olmal›d›r 5. Daha önce baßka dergi ve kitaplarda bas›lan resimler için copyright hakk› sahibinden izin almak gerekir. Resim alt›na " ….izniyle bas›lm›ßt›r" yaz›l›r ve al›nt› yap›lan kaynak parantez içine numara verilerek referans bölümünde belirtilir. ÖNCEK‹ SAYILAR Allerjik Rinosinüzitler, Editör Salih Çanakç›o¤lu Mart 2005, cilt 1, say› 1 GELECEK SAYILAR Baß Boyun Kanserlerinde Temel Bilgiler, Editör Hakan Korkmaz, Eylül 2005, cilt 1,say› 3 Timpanoplasti, Editör Levent Sennaro¤lu, Aral›k 2005, cilt 1,say› 4 Parotis Tümörlerine Yaklaß›m, Editör Þefik Hoßal, Mart 2006, cilt 2, say› 1 Grafik Tasar›m, Dizgi ve Bask›: Rekmay Ofset Ltd. Þti. Tel: (312) 231 09 26, Ankara-2005 © Copyright 5846 ve 2936 say›l› telif haklar› yasas› gere¤ince, bu derginin bütün telif haklar› Türkiye E¤itim ve Sa¤l›k Vakf›’na ait olup kendisinden yaz›l› izin al›nmadan k›smen veya tamamen kullan›lamaz, ço¤alt›lamaz, kopyas› ç›kar›lamaz, fotokopisi al›namaz veya kopya anlam› taß›yabilecek hiçbir ißlem yap›lamaz. ISSN: 1305-4724 2 YAZARLAR Prof. Dr. Faz›l APAYDIN Ege Üniversitesi, T›p Fakültesi, Kulak-Burun-Bo¤az Hastal›klar› Anabilim Dal› Doç. Dr. ‹smet ASLAN ‹stanbul Üniversitesi, ‹stanbul T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Prof. Dr. Cemal C‹NG‹ Doç. Dr. Özcan ÇAKMAK Osmangazi Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB ABD Eskißehir Baßkent Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Prof. Dr. Bülent KARCI Ege Üniv:T›p Fak. KBB Anabilim Dal› Prof. Dr. Nesil KELEÞ ‹stanbul T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Uzm. Dr Raßit M‹D‹LL‹ Ege Üniversitesi T›p Fakültesi KBB Anabilim Dal› Doç. Dr. Murat Cem M‹MAN ‹nönü Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Malatya Uzm. Dr. Murat SARI Marmara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Kulak Burun Bo¤az Baß ve Boyun Cerrahisi Anabilim Dal› Prof. Dr. Orhan ÖZTURAN ‹nönü Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Baßkan› Baßkent Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal› Uzm. Dr. Erkan TARHAN Prof. Dr. Alper TUTKUN Marmara Üniversitesi, T›p Fakültesi, Kulak Burun Bo¤az Baß ve Boyun Cerrahisi Anabilim Dal› Prof. Dr. H.Halis ÜNLÜ Celal Bayar Üniversitesi, T›p Fakültesi, KBB Anabilim Dal›, Manisa Hacettepe Üniversitesi, Kulak Burun Bo¤az Anabilim Dal› Doç. Dr. Ö. Taßk›n YÜCEL 3 ‹Ç‹NDEK‹LER Nazal Lobül Anatomisi .................................................................................................. Raßit Midilli 7 Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi .......................................................................... 15 Murat Cem Miman Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu ................................................................................ 20 Orhan Özturan Rinit Sefalik Tip Rotasyonu ............................................................................................ 30 Alper Tutkun, Murat Sar› Bulböz Tip .................................................................................................................... 33 H. Halis Ünlü Dikiß Teknikleri .............................................................................................................. 40 Nesil Keleß Asimetrik Tip Cerrahisi .................................................................................................. 46 Ö. Taßk›n Yücel “Overprojekte” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri .............................................. 49 ‹smet Aslan Gergin Burun................................................................................................................ 55 Cemal Cingi Sekonder Tip Cerrahisi .................................................................................................. 57 Faz›l Apayd›n Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› ...................................................................................... 61 Bülent Karc› Eksternal Nazal Valv Kollaps› ........................................................................................ 67 Tar›k Þapç› Burun Taban› Rezeksiyonlar› .......................................................................................... 71 Erkan Tarhan, Özcan Çakmak 4 ÖNSÖZ Rinoplasti, son y›llarda KBB hekimlerinin yo¤un ilgisini çekerek dal›m›z›n populer bir cerrahisi olmußtur. Ancak, rinoplasti KBB camias› için yeni bir cerrahi de¤ildir. Bizleri yetißtiren hocalar›m›z›n 45-50 y›l önce bu cerrahiyi yapmaya baßlad›klar›n› biliyoruz. Do¤al olarak, di¤er cerrahilerde oldu¤u gibi rinoplastide de özellikle son y›llarda büyük gelißmeler olmußtur. Cottle, push-down, let-down derken, Joseph tekni¤i yayg›n olarak uygulanm›ß ve aç›k rinoplasti teknikleri tarif edilmißtir. En önemli de¤ißiklik rinoplastinin felsefesinde olmuß; az rezeksiyon - çok augmentasyon, ve sütür teknikleri ön plana ç›km›ßt›r. Rinoplastiyi di¤er cerrahi girißimlerden farkl› yapan baz› özellikleri vard›r. Operasyon öncesi planlaman›n yap›lma zorunlulu¤u, de¤ißik varyasyonlar›n birbiri ile uyumlu olarak düzeltilecek olmas›, cerrah›n yarat›c›l›¤›n› stimüle ederek düßünce ekzersizi yapmas›na neden olmaktad›r. Bu özellikleri nedeni ile iyi yap›lm›ß bir rinoplasti, cerrah› her bak›mdan tatmin etmektedir. Ancak cerrahinin iyi yap›lmas›, baßar›l› bir rinoplasti için yeterli de¤ildir. Rinoplastinin baßar›l› olmas› için birçok faktörün birlikte de¤erlendirilmesi gerekmektedir. Burun anatomik yap›s›n›n düzeltilmesi yan› s›ra fonksiyonun da düzeltilmesi veya korunmas›, burun-yüz uyumunun sa¤lanmas› baßar›da önemli kriterlerdir. Rinoplastide sonuçlar›n sa¤l›kl› de¤erlendirilebilmesi, uzun bir takip süresini gerektirmektedir. Geç dönemde ve yaß ilerlemesi ile olußan yumußak doku de¤ißiklikleri sonucu etkileyebilmektedir. Bu nedenle rinoplastide dinamik bir takip süreci yaßam sonuna kadar devam etmektedir. Bu takip süresi içindeki de¤ißiklikler cerrah›n uygulad›¤› tekni¤i sorgulamas› ve kendini gelißtirmesi bak›m›ndan da önemlidir. K›sa süre içinde çok say›da rinoplasti asiste etmek veya rinoplasti yapmak cerrah› deneyimli k›lmaz. Yapt›¤› cerrahileri uzun süre takip ederek elde etti¤i sonuçlara göre tekni¤ini gelißtiren cerrah deneyimlidir. Zamanla cerrah yapt›¤› de¤ißiklikler ile kendi tekni¤ini olußturmakta ve adeta kißili¤ini, karakterini rinoplasti tekni¤ine de yans›tmaktad›r. Rinoplastinin biraz da sanatsal yönünün olmas› nedeni ile, ben rinoplastiyi resim yapmaya benzetiyorum. Birçok ressam ayn› f›rça, palet ve malzemeyi kullanarak farkl› boyama teknikleri ile çok güzel tablolar ortaya ç›karmaktad›rlar. Rinoplastide de ayn› cerrahi aletler ile ve farkl› teknikler kullan›larak çok güzel sonuçlar elde edilebilmektedir. Rinoplastide en fazla cerrahi tekni¤in tarif edildi¤i ve cerrah›n kendini yeniledi¤i bölüm burun ucu (tip) bölgesidir. 25-30 y›l önceki asistanl›k dönemlerimizde dokunulmaz denilen bu bölgeye günümüzde çok baßar›l› girißimler yapabiliyoruz. O dönemlerdeki baßar›l› rinoplasti olgular›na bakt›¤›m›zda tip bölgesinin k›smen düßük ve düz oldu¤unu görürüz. Günümüzde ise de¤ißik yaklaß›m yollar› ile bu uyumsuzluk giderilebilmekte ve tip bölgesindeki her deformasyon baßar›l› bir ßekilde düzeltilebilmektedir. Say›n Prof.Dr. Metin Önerci’nin önerisi ile bu bölge deformitelerini toparlamak ve günümüzde uygulanan girißimleri siz meslektaßlar›m›za aktarmay› amaçlad›k. Rinolojinin tart›ß›lan ve s›k uygulanan girißimlerinin ele al›nd›¤› derginin bu say›s›nda, s›k görülen tip deformitelerine yönelik girißimler, deneyimli meslektaßlar›m›z taraf›ndan, kendi deneyimlerini de ilave ederek sizlere sunulmußtur. Prof.Dr.Bülent Karc› Ege Üniv.T›p Fak. KBB Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi 5 6 1 NAZAL LOBÜL ANATOM‹S‹ Raßit Midilli Özet: Nazal lobül, eksternal nazal piramidin alt üçte birlik k›sm›d›r. Lobül, nazal tip, alt lateral kartilajlar, burun kanatlar›, vestibular bölge ve kolumelladan olußur. Lobül üzerinde rinoplasti aç›s›ndan önemli anatomik noktalar, alanlar, oluklar, aç›lar bulunmaktad›r. Lobüle yap›lacak cerrahi müdahalelerde lobülün cilt yap›s›, kanlanmas›, innervasyonu ve hatta temel fizyolojik prensiplerin bilinmesi gereklidir. Anahtar Kelimeler: Nazal lobül, nazal tip, lateral kartilaj, nazal valv, anatomi, fizyoloji Summary: The nasal lobule makes the lower third of the external nasal pyramid. The lobule includes the tip, lower lateral cartilages, alae, vestibule, and columella. Several important anatomical points, areas, grooves, and angles on the lobule can be defined for rhinoplasty. One must have a good knowledge of skin structure, blood flow, innervation of the lobule and also basic physiological principles in order to perform a successful surgical procedure. Key Words: Nasal lobule, nasal tip, lateral cartilage, nasal valve, anatomy, physiology. Burun d›ß k›sm›n› üst 1/3 k›s›mda nazal kemikler, orta k›s›mda üst lateral kartilajlar›n olußturdu¤u nazal piramid ve alt k›s›mda alt lateral kartilajlar›n ßekillendirdi¤i lobül olußturur. Lobül, eksternal nazal piramidin, mobil olan alt üçtebirlik k›sm›d›r. Lobül, nazal tipi, alt lateral kartilajlar›, burun kanatlar›n›, vestibular bölgeyi ve kolumellay› içerir(1). Lobül supratip, tip ve infratip olmak üzere 3 alt alana ayr›l›r. Lateralden buruna bak›ßta, profilin en belirgin k›sm›na tip (apex nazi) ad› verilir. Tip, iki domun ve interdomal ba¤ dokusunun birleßmesinden meydana gelmiß ç›k›nt›d›r.Tipin hemen kraniyal k›sm›ndaki hafif çökük k›s›m supratip, nostril ve kolumella anteriorundaki lobül k›sm›na infratip ad› verilir(2). Burun lateral kanatlar› ala olarak adland›r›l›r. Alalar, alt lateral kartilajlar›n lateral kruralar›n›n ve üzerindeki kas ve cild yap›lar›n›n olußturdu¤u, lobulün hareketli lateral duvarlar›d›r. Nazal kaviteye giriß k›sm›n› yapan oval deliklere nostril (ostium externum, nares) ad› verilir. Nostril ile nazal valv alan› aras›nda kalan üzeri cilt ile kapl›, nostrilin devam›ndaki k›ll› bölgeye vestibül denir. Kolumella, iki naresi birbirinden ay›ran, alt lateral kartilajlar›n medial kruslar›n›n kaudal k›sm›n› örterek orta hatta burun-dudak ba¤lant›s›n› sa¤layan orta hat yap›s›d›r. Lobülün yap›s›na septumla beraber ßekil veren ve burun deliklerinin aç›kl›¤›nda rol oynayan kartilaj yap› alt lateral kartilajlard›r. Alt lateral kartilajlara, alar kartilaj veya lobuler kartilaj isimler de verilir. Alt lateral kartilajlar, anatomik olarak medial krus, orta krus (intermedial krus veya interkrural segment) ve lateral krus olarak üç ana k›s›mdan meydana gelmektedir(2) (ßekil 1). Medial krus, kolumella, nares ve tipi destekleyen k›s›md›r. Medial krusun kolumella ile ilißkide Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Þekil 1: Alt lateral kartilaj›n bölümleri a: lateral krus b +c: intermedial krus (orta krus) b: domal segment c: lobular segment d +e: medial krus d: kolumellar segment e: footplate segment olan k›sm›, kolumellar segment, daha posteriorda kalan etraf› gevßek konnektif doku ile çevrili k›sm› footplate segment ad›n› al›r(2) (ßekil 1). Natvig ve arkadaßlar› medial krusun 3 anatomik varyasyonda görüldü¤ünü belirtmißlerdir: Asimetrik paralel tip , alt k›sm› ayr›k paralel ve düz paralel (ßekil 2). Bunlardan en s›k görülen varyasyonun asimetrik paralel oldu¤unu bildirmißlerdir(3). Lateralden buruna bak›ld›¤›nda medial krusun kolumellar segmenti ile intermediate krusun lobuler segmentinin birleßti¤i noktada meydana gelen ç›k›nt›ya kolumellar k›r›lma noktas› (columella bre- Nazal Lobül Anatomisi 7 Þekil 2: Medial krusun yap›ßma varyasyonlar›(2) akpoint) ad› verilir (Þekil3). Bu aç›daki farkl›l›klar kaudal k›sm›n projeksiyonuna etki eder. nellikle oldukça k›sad›r ve alar kartilaj›n en ince ve dar k›sm›n› olußturur. ‹ki domal segment birleßerek nazal tipi ßekillendirir. Domal segmentin konkav olmas›, geniß olmas›, double dom gibi varyasyonlar, her iki taraftaki segmentin birbirine uzakl›¤› nazal tipin ßeklini de¤ißtirebilir. Domal segmentin aç›s›, karß› segmentle pozisyonu ve üzerindeki yumußak doku kal›nl›¤› domal segmentin eksternal görünümünü etkiler. Domal segment sefalik kenarlar› genelde bitißik veya hafifçe ayr›k olabilir. Domal segmentin kaudal kenar› oldukça düzensiz ve narin oldu¤undan infrakartilaj insizyonlar s›ras›nda zedelenmemesine dikkat edilmelidir. Her iki taraftaki domal segmentler birbirlerine bir demet ßeklinde horizantal uzanan, interdomal ligament olarak adland›r›lan fibröz konnektif doku ile ba¤lan›r(5). Bu lifler daha sefalik k›s›mda lateral krura aras›nda horizantal ve dermisle kruralar aras›nda vertikal uzan›r. Pitanguy bu liflerin hepsini dermokartilajinöz ligament olarak adland›rm›ßt›r(5). Bu ligament, aç›k septorinoplasti s›ras›nda septuma ulaß›rken kesilmesi gerekti¤inden ve burun ucundaki yumußak dokunun cerrahi olarak azalt›lmas› düßünüldü¤ünde ç›kar›lmas› gerekti¤inden önemlidir. Lateral krus alt lateral kartilaj›n en geniß kompanentini olußturur. Lateral krus sefalik kenar›n ßekline göre varyasyonlar gösterebilir(2) (Þekil 4). ‹ki lateral krus supratip alan›n› olußturacak ßekilde kranyale do¤ru birbirinden uzaklaß›r. Üst lateral kartilaj›n kaudal kenar› ile lateral krusun sefalik kenar› skrol alan› (Scroll area) olarak bilinir (Þekil 3). Bu alan rinoplasti s›ras›nda interkartilajinöz insizyonlar›n yap›ld›¤› aland›r. Bu alanda kartilajlar›n birbiri üzerlerine gelißteki de¤ißik yerleßimler varyasyonlar› yarat›r. Buna göre iki kartilaj aras›nda Þekil 3: Alt lateral kartilaj lateral görünüßü ve burunda meydana getirdi¤i önemli noktalar a: Supratip k›r›lma noktas› b: Tipi belirleyeci nokta c: Kolumellar k›r›lma noktas› 1: Skrol alan› 2: Supratip e¤imi 3: Supratip alan› 4: ‹nfratip alan› ‹ntermedial krus, lateral krus ve medial krusu ba¤layan k›s›md›r. ‹ki intermedial krus aras›ndaki aç› normalde 30 dereceden az olmal›d›r. Fazla olmas› bulböz veya boxy görünüme yol açar(4). ‹ntermedial krus, lobular segment ve domal segmentten meydana gelir (Þekil 1). Lobuler segmentin sefalik kenarlar› genelde birleßik iken, kaudal kenarlar› ayr›kt›r. Lobuler segmentin uzunlu¤u, konfigürasyonu ve aç›s› lobülün infratip bölümünün ßeklini, yüksekli¤ini ve protrüzyonunu belirler. Domal segment ge- 8 Nazal Lobül Anatomisi a. kenetlenmiß (scroll - %52), b. üst üste gelen (overlapping - %20), Þekil 4: Lateral krus aç›lanmas›n›n yaratt›¤› varyasyonlar a: konveks aç›lanma b: konveks + konkav aç›lanma c: konkav + konveks aç›lanma d: konkav aç›lanma Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 c. uç uca (end to end - %17), d. karß›t (opposed - %11) ßekilde eklemleßmeler olabilir(7) (Þekil 5). Þekil 5: Alt lateral kartilaj ile üst kartilaj›n skrol alan›ndaki ilißkisine göre varyasyonlar a: Kenetlenmiß tip b: Üst üste tip c: Uç uca tip d: Karß›t tip Lobül üzerindeki önemli alanlar (Þekil 6): Supratip alan›: Tipin hemen kraniyal k›sm›ndaki hafif çökük k›s›m ‹nfratip alan›: Nostril ve kolumella anteriorundaki lobül k›sm› Faset: Alalar›n ventrokaudal k›sm›ndaki düz alan Alar taban: Alalar›n yüz ile ba¤lant› yapan k›sm›. Alar taban›n yanak, dudak, kolumella ve nostril taban› ile olan ilißkisine göre Griesman 3 tip varyasyon tan›mlam›ßt›r(2,8). Buna göre yanak tipi alar taban, alar taban›n hiç aç›lanma yapmadan yana¤a yap›ßt›¤›, dudak tipi alar taban, mediale hafif bir aç›lanma ile duda¤a yap›ßt›¤› ve tüp tipi alar taban ise alar taban›n nostril taban›na bir tüp ßeklinde dönerek yap›ßt›¤› tiplerdir(ßekil 7). Alar rim: Alalar›n kaudal kenar› Medial krural ç›k›nt›: Kolumella posterolateral k›sm›nda yeralan medial kruslar›n yaratt›¤› kabar›kl›k Þekil 6: Nazal lobüldeki önemli noktalar ve alanlar 1:Tipi belirleyen nokta 2:Supratip alan› 3:‹nfratip alan› 4:Subnazale 5:Alar rim 6:Faset alan› 7:Alar taban 8:Supraalar oluk 9:Alar fasiyal oluk 10:Vertikal alar oluk 11:Medial krural ç›k›nt› 12:Midkolumellar oluk Þekil 7: Alar taban›n yap›ßma ßekline göre varyasyonlar a: yanak tipi b: dudak tipi c: tüp tipi Lobül üzerindeki önemli noktalar (Þekil 6): Kolumellar k›r›lma noktas›: Lateralden buruna bak›ld›¤›nda medial krusun kolumellar segmenti ile intermediate krusun lobuler segmentinin birleßti¤i noktada meydana gelen ç›k›nt› (columella breakpoint) Tipi Belirleyen Nokta (pronazale): Tipin anteriorda en ç›k›nt›l› noktas› Supratip k›r›lma noktas›: Normal estetik bir burunda domal segmentin en yüksek noktas›ndan Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Nazal Lobül Anatomisi 9 posteriora do¤ru e¤im yapt›¤› nokta. Estetik olarak önemli bir noktad›r. Çünkü nazal tipin sefalik s›n›r›n›, nazal dorsumun inferior s›n›r›n› belirler. Lobül üzerindeki önemli çukur alanlar (Þekil 6): Alar fasiyal oluk: Yüz ile burun kanad› aras›ndaki vertikal çukur Vertikal alar oluk: Dom ile burun kanad› aras›ndaki vertikal çukur Supraalar oluk: Burun kanad›n›n kraniyal k›sm›nda kalan horizantal çukur Midkolumellar oluk: Her iki medial krusun kaudal k›s›mlar› aras›nda meydana gelen çukur lateral duvar›, lateral krusun sefalik k›sm› ile üst lateral kartilaj›n posterior k›sm› aras›nda kalan daha sert bir ba¤ dokusu içeren k›s›md›r. Bu alanda ikiüç aksesuar kartilaj bulunabilir. Bu alan üst lateral kartilaj ve valv alan›n›n içe d›ßa hareketinde rol oynad›¤› için menteße bölgesi olarak da adland›r›l›r. 3. Kaudal lobuler çentik (Yumußak üçgen): Lateral krus ile intermedial krusun birleßimi s›ras›nda meydana gelen çenti¤i dolduran yumußak doku alan›d›r. ‹nfrakartilajinöz insizyonlar s›ras›nda bu bölgenin zedelenmesi postoperatif deformitelere neden olabilir(2). 4. Alar Yumußak Doku Alan›: Lateral krusun posteroinferiorunda kalan yumußak doku alan›d›r. Lobül ile ilgili aç›lar Lobüldeki yumußak doku alanlar› : Bunlar burunda sadece yumußak doku bulunan, kartilaj›n bulunmad›¤› alanlard›r (Þekil 8). (5) 1. Paraseptal Yumußak Doku Alan›: Septal kartilaj, lateral krus ve üst lateral kartilaj›n kaudal kenar› aras›nda kalan gevßek ba¤ dokusu içeren aland›r. 2. Lateral Yumußak Doku Alan› (Menteße alan› - eksternal lateral üçgen): Priform apertür Kolumellar-labial aç›: Kolumella ile üst duda¤›n kavisli bileßkesi Kolumellar-lobüler aç›: Kolumella ile infratip lobülün birleßti¤i aç› Di¤er terimler: Sesamoid kartilaj: Üst ve alt lateral kartilajlar aras›nda kalan küçük kartilajlar Aksesuar kartilaj: Alt lateral kartilaj›n lateral krusu ile priform apertür aras›nda kalan küçük kartilajlar Destek mekanizmalar› ve tripod teorisi Nazal tip kartilaj, kaslar, ligamentöz yap›lar, yumußak doku ve cilt gibi bir çok yap›n›n birleßmesiyle olußmuß stabil bir yap›d›r. Nazal tipin stabilitesini sa¤lamada baz› majör ve minör destek yap›lar› oldu¤u kabul edilmektedir(9). Nazal tipin major destekleri ßunlard›r: 1. Alt lateral kartilaj›n ßekli, kal›nl›¤› ve direnci 2. Medial kruslar› septal kartilaj›n kaudal ucu aras›ndaki ba¤lant› ve ba¤layan ligamentöz ba¤lar 3. Alt lateral kartilaj›n sefalik kenar› ile üst lateral kartilaj›n kaudal kenar› aras›ndaki ba¤lant› ve ligamentöz ba¤lar Nazal tipin minör destekleri ßunlard›r: Þekil 8: Nazal lobülün yumußak doku alanlar› 1. Paraseptal Yumußak Doku Alan›: 2. Lateral Yumußak Doku Alan› 3. Kaudal lobuler çentik 4. Alar Yumußak Doku Alan›: 10 Nazal Lobül Anatomisi 1. Anterior nazal spin 2. Membranöz septum 3. Kartilajinöz septal dorsum 4. ‹nterdomal ligament Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 5. Alar kartilaj›n lateral kruslar› ile piriform apertüre aras›nda yerleßen sesamoid k›k›rdaklar 6. Alar kartilaj›n üzerindeki cilt ve kaslara olan yap›ß›kl›¤› Anderson, nazal tipin projeksiyonunu, rotasyonunu ve nazolabial aç›n›n belirlenmesini etkileyen, nazal tipte bir tripod (üç ayakl›) mekanizma tan›mlam›ßt›r(9,10).Bu tripod mekanizma alt lateral kartilajlar taraf›ndan olußturulur ve tripodun bir baca¤›n› medial kruslar, di¤er iki baca¤›n› lateral kruslar meydana getirir (Þekil 9). Þekil 10: Nazal lobülün subunit alanlar› 5. Alar subunit 6. Tip 7. Yumußak doku üçgeni 8. Kolumella Þekil 9: Tripod mekanizmas› Lobülün cildi: Burun alt 1/3’lük k›sm›n›n cildi üst 1/3’lük k›sm›n›n cildine göre daha kal›nd›r ve daha fazla deri eki içerir(11). Nazal lobül ikisi alar subunit, ikisi yumußak doku üçgeni, biri tip ve biri da kolumella olmak üzere 6 estetik subuniteden olußur(12)(Þekil 10). Lobülün kaslar› (Þekil 11) Burun cildi ile burun kaslar› aras›nda, muskuloaponörotik yap› özellikleri gösteren, kaslar aras›ndaki koordinasyona ve kas kas›lmas› sonucu meydana gelen hareketleri bütünleßtirmeye yarayan SMAS (süperfisiyal muskuloaponörotik sistem) isimli tabaka bulunur(13) . Cerrahi disseksiyon s›ras›nda bu tabakan›n alt›nda olmaya özen gösterilmelidir. SMAS tabakas›n›n veya nazal kaslar›n rinoplasti s›- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Þekil 11: Nazal kaslar 1. Proserus kas› 2. Nazal kas›n transvers parças› 3. Nazolabial levator kas 4. Nazal kas›n alar parças› 5. Septumun depressör kas› ras›nda aß›r› zedelenmesi sonucu burun mimik hareketlerini kaybedebilir (mumya burun)(11). Nazal Lobül Anatomisi 11 Burun kaslar›n›n tümü fasyal sinirden innerve olur. Burun kanad› üzerine etki etmeyen tek kas, burun kökünden üst lateral kartilajlara uzanan, nazofrontal aç›y› dolduran proserus kas›d›r(1,11). Nazolabial levator kas, maksillan›n frontal ç›k›nt›s›ndan baßlar, üst dudakta ve lateral krus perikondriumunda sonlan›r. Burnu yukar› do¤ru kald›r›r ve burun deliklerini genißletir. Nazal kas›n transvers parças›, nazolabial sulkus ve kanin dißin üst k›sm›ndaki maksilla bölgesinden burun s›rt›na do¤ru uzan›r. Burun kanatlar›n›n istirahat halinde iken aç›k olmas›n› sa¤layan, naresi yukar› kald›r›p genißleten bir kast›r. Nazal kas›n alar parças›, burun kanad› içine yerleßmißtir. Bu kas lateral duvar› stabilizasyonu sa¤layan ve naresleri genißleten en önemli kast›r. Orbikularis oris kas› insisiv diß üst k›sm› hizas›ndan kolumellaya ve membranöz septuma yap›ßan bir demet gönderir ve bu kas septumun depressör kas› olarak bilinir. Burnu aßa¤›ya çeker. Gülme ve konußma s›ras›nda bu kas›n kas›lmas›na ba¤l› olarak burun ucu hareket edebilir. Kanlanmas› (Þekil 12) Burunda alar bölgeyi fasyal arterin dallar› kanland›r›rken, eksternal burnun lateral duvarlar›n› ve dorsumu oftalmik arterin dorsal dal› ve maksiller arterin infraorbital dal› kanland›r›r(14,15). Burunda venöz dönüß, fasiyal vene dökülen anguler ven ve oftalmik ven ile olur(11). Üst dudak ve burun venöz dönüß aç›s›ndan yüzün en tehlikeli alanlar› olarak an›l›r. Fasiyal ven kavernöz sinüs ile, oftalmik ven pterigoid plexus ile kavernöz sinüse ba¤lan›r. Yüzdeki venlerin kapakç›klar› olmad›¤› için enfeksiyonlar kolay bir ßekilde kavernöz sinüse yay›labilir. Þekil 12: Nazal lobülün kanlanmas› 1. Fasiyal arter 2. Lateral nazal dal 3. Superior labial arter 4. Angular arter 5. ‹nfraorbital arter 6. Dorsal nazal arter Sinirleri (Þekil 13) Burun üst k›sm›n› oftalmik sinirin infratroklear ve supratroklear dallar› innerve ederken, maksiller sinirin infraorbital dal›n›n eksternal uzant›s› nazal kanatlar›, internal uzant›s› nazal vestibül cildini innerve eder(14,15). Ayr›ca anterior etmoidal sinirin eksternal dal› nazal kemik ile lateral nazal k›k›rdak aras›ndan ç›karak burun s›rt› ile ucunu innerve eder(11). NAZAL F‹ZYOLOJ‹DE R‹NOPLAST‹ AÇISINDAN BAZI ÖNEML‹ NOTLAR: Burun solunum sisteminin ilk organ›d›r. Burunun fizyolojik fonksiyonlar›n› 5 ana baßl›kta toplayabiliriz (1,5,14,15): 1. Respirasyon: Solunum burun deliklerinde baßlar. 12 Nazal Lobül Anatomisi Þekil 13: Nazal lobülün innervasyonu 1. ‹nfraorbital sinir 2. Anterior etmoidal sinirin eksternal nazal dal› 3. ‹nfratroklear dal 4. Supratroklear dal Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 2. Olfaksiyon: Nazal kavite üst k›sm›nda, üst konka üzerinde 60-70 mikrometre kal›nl›¤›nda yaklaß›k 200-400 mm2’lik olfaktor epitel koku duyusunu sa¤lad›¤› gibi, tad almada da yard›mc›d›r. 3. Regülasyon: Solunan havan›n ›s› regülasyonu, nemlendirilmesi, solunum yolu rezistans›n›n ayarlanmas› gibi önemli fizyolojik fonksiyonlara sahiptir. 4. Defans: Solunum havas›ndaki yabanc› partikülleri filtre eder ve solunum havas›yla giren antijenlerle Ig A ile ilk savunmay› baßlat›r. 5. Fonasyon: Sesin amplifikasyonu ve rezonans›nda rol oynar. Burun boßlu¤u önde nostrillerle baßlar ve arkada koana ile sonlanarak nazofarinkse aç›l›r. Bir yetißkinin günde yaklaß›k 10.000 litre hava inspire etti¤i tahmin edilmektedir(14). Solunan hava solunum yolu duvarlar›na temas etti¤i noktalarda direnç nedeniyle yavaß hareket ederken, temas›n olmad›¤› orta k›s›mda h›zl› hareket ederek laminer bir ak›m olußturur. Nazal kavitede, düzensiz duvarlar ve yan yana boßluklar oldu¤undan laminer bir ak›mdan çok türbülan ak›m meydana gelmektedir. Buruna giren hava burun deliklerinden girdikten sonra yukar› yönelir ve nazal çat›n›n ßekline göre aç›lan›r. Hava ak›m› nazal çat›ya ulaßt›¤›nda 80-90° arkaya döner. Nazofarenks arka duvar›na çarpana kadar horizontal bir yol izler. Nazofarenks arka duvar›nda karß› taraftan gelen hava ile birleßir ve 80-90° aßa¤› aç›lan›r. Bu aç›lanmalar›n oldu¤u noktalar çarpma noktalar› olarak adland›r›l›r ve partiküllerin uzaklaßt›r›lmas›n› kolaylaßt›r›r. Normal solunumda hava en çok orta konka hizas›ndan geçer. Kuvvetli burun çekmede hava olfaktor alana ulaß›r(16). Ekspirasyonda hava insprasyon yolunun tersine hareket eder. Burun içinden geçen havan›n bas›nc› 10-15 mmH2O, ak›m h›z› da 0-140 ml/dak. civar›ndad›r(17). Nazal valvde hava ak›m› çok h›zl›d›r. Valvden sonra havan›n ak›m h›z› yavaßlar. Nazal hava ak›m›n›n olußumunda bilinmesi gereken 3 önemli kavram vard›r: I. Ohm Yasas› (Hava Ak›m Fizi¤i): S›v›lar ve gazlar bas›nç gradyenti olan ortamlarda hareket ederler. Rezistans ise bu ak›ma karß› koyarak ak›m› yavaßlat›r. II. Bernouille Yasas›: Hava ve s›v›lar›n geçti¤i boßluk darald›kça ak›m için gerekli bas›nç azal›r, ak›m h›zlan›r. III. Venturi etkisi: Gaz›n ak›m› artt›kça bir vakum olay› ortaya ç›kar. Nazal hava ak›m›, bas›nc›n rezistans› yenmesi ile olußur. Nazal rezistans tüm hava yolu rezistans›n›n önemli bir k›sm›n› içerir. Nazal rezistans burundan geçen havaya karß› olußan burunun de¤ißik bölgelerinde ortaya ç›kan anatomik ve fonksiyonel direnç toplam›d›r. Temel olarak rezistans intranazal Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 boßlu¤un çap› ile respiratuar ak›m›n volüm ve h›z›na ba¤l›d›r. Burun içi rezistans 0.8-2 cmH2O aras›nda de¤ißir. Nazal rezistans›n en önemli ißlevi, solunan hava ak›m›n› yavaßlatarak burundan geçiß süresini uzatmak ve mukoza ile hava temas süresini artt›rmakt›r. Burun bu sayede ›s› regülasyonu ve nemlendirme ißlevlerini daha kolay yerine getirir. Nazal rezistanstan bahsedilirken nazal siklus da hat›rlanmas› gereken fizyolojik bir mekanizmad›r. Her iki burun pasaj›nda s›ra ile 2.5 ila 4 saat süren siklik nazal rezistans de¤ißiklikleri izlenir. Nazal rezistansta uzun süreli art›ß, cor pulmonale, kardiyomegali ve pulmoner ödeme neden olabilir(16). Nazal rezistans›n, nazal siklus, postür, egzersiz ve soluk tutma ile hiperventilasyondan etkilendi¤i unutulmamal›d›r(18). Burundaki bu rezistans bölgeleri baßl›ca 4 bölgeye ayr›l›r: Eksternal nazal valv, internal nazal valv, konkalar ve nazal septum(19,20). Nazal lobül yap›lar› özellikle bunlardan ilk ikisinin fonksiyonlar›n› etkiler. I. Eksternal nazal valv bölgesi: Nazal vestibül, alar kartilajlar ve kolumella taraf›ndan olußturulan, hareketleri çevre kaslar› taraf›ndan sa¤lanan dinamik bir aland›r (ßekil 14). Bu alan yumußak duvarlar› nedeniyle inspirasyon s›ras›nda olußan negatif bas›nç ile kollabe olmaya yatk›nd›r ve bu nedenle nazal rezistans› artt›rabilir. II. ‹nternal nazal valv: ‹lk olarak 1903 y›l›nda Mink taraf›ndan tan›mlanm›ßt›r. Alt konka ön ucu, üst lateral kartilaj, septum ve apertura priformis aras›ndaki aland›r, Cottle’›n 2. bölgesini olußturur ve burnun girißinden 1.5-2 cm içeride yer al›r (Þekil 14). Ayr›ca bölgedeki kaslar›n nazal valve etkileri de araßt›r›lm›ß ve dilatör nares kas› ile nazal kas›n nazal valv bölgesini aç›p stabilize etti¤i gözlenmißtir(21). Nazal valv dendi¤inde akla internal nazal valv gelmektedir. Bu alan nazal pasaj›n en dar yeridir ve yetißkinde hava yolu rezistans›n›n yaklaß›k yar›s›ndan fazlas›n› olußturur(14). Burada üst lateral kartilaj ile septum nazi aras›ndaki aç› 10-15 derece kadard›r(1,5,14,15). Negatif inspratuar bas›nçlar bu bölgeyi daraltabilir. Bu daralman›n derecesi, internal nazal ve atmosfer bas›nçlar› aras›ndaki farka, valv bölgesinin esnekli¤ine ve valv bölgesinin boyuna ba¤l›d›r. Normal bir burunda sakin bir solunumla valv kollabe olmaz. Çünkü valvin deste¤i transmural bas›nç ve Bernoulli etkisini ortadan kald›r›r. Nazal solunum esnas›nda olußan negatif inspratuar bas›nca ba¤l› olarak nazal valv daral›r, nazal rezistans artar ve hava ak›m›n›n h›z› azal›r. ‹nternal nazal valvin yap›s›na kat›lan kompartmanlar›n bir k›sm› vazoaktif ve erektil dokular oldu¤undan, anatomik yap›lanma kadar konjesyon da bu alanda meydana gelebilecek rezistans› etkiler(22). Nazal hava yolu direncinin önemli komponenti olan bu bölgede konkalara ve özellikle de septuma yap›lacak cerrahi müdahaleler Nazal Lobül Anatomisi 13 KAYNAKLAR Þekil 14: ‹nternal ve eksternal nazal valv alanlar› nazal havayolu direncini önemli ölçüde de¤ißtirebilir(23). Baz› araßt›rmac›lar, yapt›klar› rezistans alan çal›ßmalar›na dayanarak bu alan›n daha posteriorunda priform apertura civar›ndaki alan› bir rezistans alan› olarak tan›mlay›p, flow limiting segment (hava ak›m›n› k›s›tlayan segment) terimini kullanm›ßlard›r(24). Ancak bu terim fizyolojik aç›dan rezistans alan›n› iyi tan›mlayan bir terim almas›na ra¤men tarif edilen alan›n s›n›rlar› benimsenmemißtir. Bir çok çal›ßmada burun girißinden itibaren daha posterior gidilerek burunda rezistans›n en fazla oldu¤u alan›n nareslerden 1-3 cm uzakl›ktaki alan oldu¤u sonucuna var›lm›ßt›r ve bu alan da üst lateral kartilaj kaudal kenar›ndan priform aperturaya kadar uzanan bir alana denk gelmektedir. 3 cm’den sonra nazal rezistans›n belirgin azald›¤› saptanm›ßt›r. Bu nedenle internal nazal valv alan›ndan bahsederken, iki boyutlu bir çizgisel yap› tan›mlamaktan ziyade limen naziden baßlay›p priform aperturan›n 1 cm posterioruna kadar uzanan üç boyutlu bir alan tan›mlamak daha do¤rudur(25). III. Konkalar: Özellikle alt konka hava ak›m› türbülans›n› de¤ißtirerek nazal rezistans› etkiler. Konkalar vazodilatasyon ve vazokonstrüksiyon yeteneklerinden dolay› önemlidirler. Konkal erektil dokular›n konjesyon mekanizmas› tam olarak aç›kl›¤a kavußmam›ßt›r. Wright ve Burnham konkalar›n içinde arter ve venlerin yak›n seyri sonucu arterlerde dilatasyon olmas›yla erektil dokular› drene eden venöz pleksusa bas› meydana geldi¤ini ve bunun erektil dokularda konjesyona neden olabilece¤ini ortaya atm›ßlard›r(20). Normalde nazal erektil doku üzerine devaml› bir vazokonstruktör tonus vard›r ve sempatik sinir stimülasyonu ile sa¤lan›r. Nazal rezistans›n refleks kontrolünde otonom sinir sisteminin sempatik bölümü temel rol oynamaktad›r. Parasempatiklerin nazal rezistanstan çok nazal sekresyon üzerine etkileri mevcuttur. IV. Nazal septum: Nazal rezistansa etkili son alan nazal septumdur ve bu aç›dan septal valv olarak da adland›r›l›r. 14 Nazal Lobül Anatomisi 1. Graney DO, Baker SR.Anatomy, In: Cummings CW editor. Otolaryngology–Head And Neck Surgery, 2nd edition, Missouri, Mosby Year Book, 1993;(1): p:627-39 2. Oneal RM, Beil Jr RJ, Schlesinger J: Surgical anatomy of the nose, Otolaryngol Clin North Am. 1999;32(1):145-81. 3. Natvig P, Sether LA, Gingrass RP, Gardner WD. Anatomical details of the osseous-cartilaginous framework of the nose. Plast Reconstr Surg. 1971;48(6):528-32. 4. Ünlü H. Eksternal rinoplasti: Cerrahi Atlas olgu çal›ßmalar›. 1. Bask›, ‹stanbul: Turgut Yay›nc›l›k; 2004. s.8 5. Huizing EH, Groot JAM. Functional reconstructive nasal surgery, Stutgart-NewYork, Thieme,2003. 6. Pitanguy I. Surgical importance of a dermocartilaginous ligament in bulbous noses. Plast Reconstr Surg. 1965 Aug;36:247-53. 7. Dion MC, Jafek BW, Tobin CE. The anatomy of the nose. External support. Arch Otolaryngol. 1978;104(3):145-50. 8. Griesman BL.The tip of the nose. Eye Ear Nose Throat Mon. 1952;31(10):551-3. 9. Tardy ME Jr, Cheng EY, Jernstrom V. Misadventures in nasal tip surgery. Analysis and repair. Otolaryngol Clin North Am. 1987; 20(4):797-823. 10. Toriumi DM. Structure approach in rhinoplasty. Facial Plast Surg Clin North Am. 2002;10(1):1-22. 11. Janfaza P, Montgomery WW, Salman SD. Nasal Cavities and Paranasal Sinuses. In:Janfaza P editor, Surgical anatomy of the head and neck, Philadelphia, LWW, 2001,p:259-318 12. Larrabee WF, Sherris DA. Principles of facial reconstruction, Philedelphia, Lippincott-Raven Publishers;1995. p.68 13. Most SP, Murakami CS. Nasal osteotomies: anatomy, planning, and technique. Facial Plast Surg Clin North Am. 2002 ;10(3):279-85. 14. Lund VJ. Anatomy of the nose and paranasal sinuses, In: Kerr AG editor, Scott-Brown’s Otolaryngology, sixth edition, Oxford, Butterworth-Heinemann, 1997(1)5: p: 1-30 15. Tardy ME, Denneny JC, Denneny E. Surgical anatomy of the nose. In: Bailey BJ, Head&Neck Surgery-Otolaryngology, Philedelphia, JB Lippincott Company; 1993, p:2098-2112 16. Ballenger JJ: Burun ve paranazal sinüslerin klinik anatomi ve fizyolojisi. In:Ballenger JJ. Otolaringoloji-Baß ve Boyun Cerrahisi Çeviri Editörü Do¤an Þenocak. 2000;15:1-18 17. Bridger GP: Physiology of the nasal valve. Arch Otolaryngol 1970; 92(6):543-53. 18. Hasegawa M, Kern EB: Nasal Resistance (Nasal Cycle): does it influence the indications for surgery?: Facial Plast Surg 1990;(7):30-34. 19. Kat›rc›¤lu Osman S: Estetik septorinoplasti, 1997:1-11. 20. Eccles R: Evaluation of the nasal airway and nasal challange. In: In: Kerr AG editor, Scott-Brown’s Otolaryngology, sixth edition, Oxford, Butterworth-Heinemann, 1997; 4(4): 1-15. 21. Bruintjes TD, van Olphen AF, Hillen B, Huizing EH. A functional anatomic study of the relationship of the nasal cartilages and muscles to the nasal valve area. Laryngoscope. 1998;108(7):1025-32. 22. Cole P: The four components of the nasal valve. Am J Rhinol. 2003;17(2):107-10. 23. Haight JSJ, Cole P: The site and function of the nasal valve. 24. Laryngoscope. 1983 ;93(1):49-55. 25. Bridger GP, Proctor DF. Maximum nasal inspiratory flow and nasal resistance. Ann Otol Rhinol Laryngol. 1970;79(3):481-8. 26. Wexler DB, Davidson TM.: The nasal valve: a review of the anatomy, imaging, and physiology. Am J Rhinol. 2004;18(3):143-50. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 2 BURUN UCU ESTET‹K ANAL‹Z‹ VE MUAYENES‹ Murat Cem Miman Özet: Rinoplasti konusunda devleßmiß tüm cerrahlar›n kat›ld›¤› "kim burun ucuna hakim olursa rinoplastiye de hakimdir" görüßü, burun ucu estetik analizi ve muayenesinin önemini yans›tmaktad›r. Burun ucu problemlerinin tan›nmas›, farkedilmesi cerrahi davran›ßa karar vermede ustal›¤›n bir parças›d›r. Bu derlemede burun ucuyla ilgili oranlar, estetik özellikler ve muayenede önemli noktalar üzerinde durulacakt›r. Anahtar Kelimeler: Burun ucu, estetik analiz, muayene Abstract: The masters of the rhinoplasty agree on the concept of "Who masters nasal tip, masters rhinoplasty". This reflects the importance of the preoperative aesthetical analysis and the examination of nasal tip. The power of the ability of recognising "what is wrong for the nasal tip" is a part of the mastership of rhinoplasty. In this review, it was aimed to focus on the proportions, aesthetical properties of nasal tip and main points for its examination. Key Words: Nasal tip, aesthetic analysis, examination Giriß: Rinoplasti konusunda devleßmiß tüm cerrahlar›n kat›ld›¤› "kim burun ucuna hakim olursa rinoplastiye de hakimdir" görüßü, burun ucu estetik analizi ve muayenesinin önemini yans›tmaktad›r. Burun ucu problemlerinin tan›nmas›, farkedilmesi cerrahi davran›ßa karar vermede ustal›¤›n bir parças›d›r. Güzelli¤in vazgeçilmez ö¤eleri orant›l› bir vücut ve bir yüz, o yüzde estetik bir burun ve o burunda "hokka gibi" bir burun ucu olarak s›ralanabilir. Bu nedenle sadece burun ucu estetik özelliklerine odaklan›rken di¤er burun ve yüz özellikleri gözard› edilmemelidir. Bu derlemede burun ucuyla ilgili oranlar, estetik özellikler ve muayenede önemli noktalar üzerinde durulacakt›r. Metin boyunca geçen, oranlar için kullan›lan "olmal›d›r", "gerekir", "gereklidir" ifadeleri güzellik için bir kesinlik taß›mamakta, ideal olmas› gereken durumlar› belirtmektedir. Baz› oran bozukluklar›na ra¤men güzel bir yüz ve burun da olabilir ve bunu etkileyen daha baßka subjektif bak›ß aç›lar›n›n da bulundu¤u unutulmamal›d›r. Bu yaz›da öncelikle burun ucunun alt birimlerini olußturan anatomik bölgeler ele al›nm›ßt›r. Sonras›nda ise boyut ve projeksiyon, di¤er yap›lara göre aç›lanmalar, burun ucuna ait duruß-görünüß özellikleri gibi anatomik baßl›klar üzerinden burun ucu estetik özelliklerini incelemek sistematik bir yaklaß›m sa¤layacakt›r. Son bölümde ise burun ucu muayenesi özelliklerinden bahsedilecektir. Resim 1: iki ucu birleßtiren çizgi lateral bak›ßta burnun en ç›k›nt›l› bölgesi olmal›d›r. ‹nfratip lobül: Kolumellar-lobüler aç› ile burun ucu belirleyici noktalar› aras›ndaki lateral bak›ßta burun ucundaki ç›k›nt›l› bölge. Yumußak üçgen: Bazal bak›ßta alt lateral kartilaj›n medial ve lateral kruslar›n›n birleßti¤i, kaudal kenarlar›n›n aras›nda kalan ve içinde kartilaj bulunmayan tam kat deri bölgesi. Boyut ve projeksiyon: Anatomik isimlendirmeler (Resim 1): Burun ucu belirleyici noktalar› (klinik dom): Alt lateral kartilajlar›n domlar›n›n burun ucunda görünür en ç›k›nt›l› oldu¤u noktalard›r. Bu iki uç aras›ndaki mesafe interkrural mesafeyi belirtir. Bu Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Burun ucu projeksiyonu: Lateral bak›ßta burun ucu ile burun yanak birleßim yeri aras›ndaki mesafeyi yani burnun yüzde yapt›¤› ç›k›nt›y› ifade eder. Projeksiyonu belirten birden fazla metod vard›r. Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi 15 a: Ön-arka bak›ßtaki boyut özellikleri: - burun taban› genißli¤i, infraorbital rim ile burun taban› aras›ndaki mesafe kadar ve o da yüz orta 1/3’ünün genißli¤inin yar›s› kadard›r (Resim 2). Resim 4: Resim 2: - alar taban genißli¤i interkantal mesafeye yaklaß›k olarak eßit olmal›d›r. Asl›nda bu da ideal bir yüzde bir göz genißli¤ine eßittir (Resim 3). ‹nterkantal mesafe göz genißili¤inden küçükse burun taban› genißli¤ini interkantal mesafeden biraz daha geniß; büyükse biraz daha dar tutmak gerekebilir(1). - Burun taban›n›n eßkenar üçgen yap›s›ndan kaynaklanan burun ucu projeksiyonu ayn› zamanda ön-arka bak›ßta alar genißlik kadar olmal›d›r (1). - E¤er burun uzunlu¤u normal oranlarda ise burun projeksiyonu bunun 2/3’ü kadar olmal›d›r(3). - Tip projeksiyonu ile ilgili di¤er metodlar ise ßöyle s›ralanabilir: - Subnazale ile nazal tip aras›ndaki mesafe, subnazale ile vermilion hatt› aras›ndaki mesafeye eßit olmal› veya ameliyatta bu mesafeler eßitlenmelidir (Simon metodu). - Crumley metoduna göre tip projeksiyonu hesaplamas›nda burun öncelikle kenarlar› aras›nda 3-4-5 oranlar› olan bir dik üçgene benzetilir. Bu üçgende nazion-tip aras›ndaki uzakl›k hipotenüsdür, yani en uzun kenard›r. Bu üçgenin di¤er kenarlar› nazion-alar-fasiyal kavßak (4 oran›ndaki kenar), alar-fasiyal kavßak-tip aras›ndaki hatlard›r (3 oran›ndaki kenar). Burun projeksiyonu bir burunda 3 oran›na sahip kenar kadar olmal›d›r. Aç›lanmalar: Resim 3: b: Lateral bak›ßtaki boyut özellikleri (projeksiyon): - Üst dudak projeksiyonu normalse, maksiller hipoplazi yoksa, buna te¤etsel çizilen vertikal çizgi burun projeksiyonu için çizilen horizontal çizgiyi keser. Kesißim yerinin önünde projeksiyonun %5060’› bulunmal›d›r(2) (Resim 4). Bundan az veya fazla de¤erleri aß›r› ve düßük projeksiyonu gösterir. 16 Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi a: Nazolabial aç›: Lateral bak›ßta, burun ucu rotasyonunu belirten, burnun en ç›k›nt›l› ön ve en ç›k›nt›l› arka noktalar›ndan geçen çizginin horizontal fasyal plana dik olan vertikal fasyal planla yapt›¤› aç›d›r (Resim 5). Kad›nlarda 95-100 derece, erkeklerde 90-95 derece civar›nda olmas› gerekir(1). Bu oranlar kimi yazarlarca erkeklerde 90-105 derece, kad›nlarda 100-120 derece olarak da belirtilmektedir(4). Belki de bu farkl› aç›lanma raporlar› yöntem farkl›l›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Zira nazo-labial aç›y› Frankfort hatt›n› hiç dikkate almadan üst duda¤a te¤etsel geçen çizgi ile kolumellaya te¤etsel geçen çizgi aras›ndaki aç› ßeklinde tan›mlayanlar da bulunmaktad›r. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 5: Resim 7: b: Burun ucu rotasyonu: Alar tabanda fikse olan burun ucunun sefalik veya kaudal hareketi ile aç›lanmas›d›r. - Burun ucunda dört belirleyici nokta (supratip, infratip lobül, burun ucu belirleyici noktalar›) aras›nda dengeli bir ilißki ve mesafe olmal›, bu noktalar› birleßtiren çizgiler horizontal planda iki eßit üçgen yaratmal›d›r. Cerrahi plan›nda bu mesafesel ilißkiyi bozan nokta özellikle ele al›nmal› ve düzeltilmelidir(1). c: Kolumellar-labial aç›: Kolumella ile üst dudak aras›nda lateral bak›ßta gözlenen aç›d›r d: Kolumellar-lobüler aç›: Lateral bak›ßta infratip lobül ile kolumella aras›nda gözlenen aç›d›r. 3045 derece kadard›r (Resim 6). Nazolabial aç› normal olsa dahi (rotasyon normal olsa dahi), bu aç›n›n büyümesi rotasyonun art›ß› gibi bir izlenim yaratabilir(1). Bazal bak›ß özellikleri: Bazal bak›ßta alar taban eßkenar üçgen görünümü vermelidir. Burada kolumella ile infratip lobül aras›nda 2:1 oran› idealdir (Resim 8). Nostrillerin damla ßeklinde ve simetrik olmalar› estetik görünüß sa¤lar. Kolumellan›n tabana do¤ru erkenden kal›nlaß›p yay›lmas› alt lateral kartilaj medial krus pabuçlar›n›n geniß ve ayr›k yap›s›na ba¤l›d›r. Resim 6: Duruß-görünüß özellikleri: Ön-arka bak›ßtaki duruß özellikleri: - Alar kenarlar hafif aßa¤› ve d›ßar› do¤ru bir yaylanma göstermelidir (Resim 7). Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 8: Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi 17 Damla ßeklindeki nostriller bu nedenle küçük ve k›salm›ß olarak görülebilir(1). Kolumellar-alar ilißki: a: Ön-arka bak›ßtaki ilißki özellikleri: - Kolumella ve burun girißinde alar rimler hafifçe uçan bir mart› silüeti verecek ßekilde simetrik ve yaylanm›ß olmal›d›r(5) (Resim 9). Aß›r› yaylanma infratip lobül fazlal›¤›n›n; yaylanma azl›¤› ise lateralde kolumellar ç›k›nt› eksikli¤inin veya alar rim sark›kl›¤›n›n belirtisidir. Kolumellar-lobüler aç› bu yaylanman›n en alt noktas› (mart›n›n gövdesi), alar rimler ise en üst noktas›d›r (mart›n›n kanatlar›). Vertikal planda bu mesafe alar rimler ile burun ucu belirleyici noktalar› aras›ndaki mesafeye eßittir(6). Bu eßitlik lateral bak›ßta da gözlenebilir. Resim 10: Resim 11: Resim 9: b: Lateral bak›ßtaki ilißki özellikleri: - Kolumellar ç›k›nt›: Lateral bak›ßta kolumellan›n kaudal ucunun alar rimin yaklaß›k 2-3 mm önünde görülmesidir (Resim 10)(5). - Lateral bak›ßta nostrillerin oval ßekilde görülmesi estetik yönden istenen bir özelliktir. Bu oval görüntünün büyüklü¤ü ve ßekli kolumellar ç›k›nt›n›n boyutu, alar rim retraksiyonu veya alar rim derisinin sark›kl›¤› ile de¤ißebilir. ‹deal oval nostril eni 1-2 mm civar›ndad›r(6). Burun ucu muayenesi(7): a: Alar kartilaj muayenesi: Alar kartilajlar›n direnci, ßekli ve büyüklü¤ü, sefalik ve kaudal kenar› iki parmak aras›na al›narak palpasyon veya ballotman› ile anlaß›labilir (Resim 11). Bu muayene ile 18 Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi alar kartilajlara yap›lacak girißimler için bir ön planlama yap›l›r. b: Burun ucu direncinin de¤erlendirilmesi: Burun ucunun üst duda¤a do¤ru bast›r›lmas› ile çöküp ve sonra yeniden yükselmesi ile nazal tipin kuvvet ve destek durumu, anterior septal aç›n›n pozisyonu ve gücü de¤erlendirilir (Resim 12). Nazal tip deste¤i zay›f olan burnun mutlaka güçlendirilmesi gereklidir. Bu olgularda alar kartilajlara yap›lacak agresif girißimler tehlikelidir; kartilajlara yap›lacak tip girißimleri çok muhafazakar planlanmal›d›r. c: Burun ucunda bifidite: Burun ucunda domlar birbirinden ayr›lm›ß, bifid yap›da olabilir (Resim 13). Burun ucu ißaret ve baßparmak aras›nda hafifçe s›k›larak domlar aras›ndaki mesafe ve aradaki dokunun karakteri anlaß›lmaya çal›ß›l›r. d: Subnazale bölgesinin muayenesi: Nazal taban patolojilerinde, anterior maksillar spin ve septumun kaudal uzunlu¤u belirlenir (Resim 14). Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 12: Resim 14: 15). Fasiyal ve nazal kaslar›n membranöz septum üzerine etkisi oldukça fazlad›r. Bu hastalarda membranöz septumdan geçerek kaudal septuma tutunan depressor septi nasi kas› fibrillerinin kesilmesi uygun olacakt›r. KAYNAKLAR Resim 13: Geniß nazolabial aç› varl›¤›nda bu durumdan hangi yap›n›n sorumlu oldu¤u, kolumellada subluksasyon varl›¤› de¤erlendirlir. e: Burun ucunun gülerken düßmesi: Gülerken levatör labii süperioris alaque nazi kas› ile depressör septi nasi kaslar›n›n birlikte kas›lmalar› nazal tipin belirgin olarak kaudal depresyonuna, supratip bölgesinin yuvarlaklaßmas›na ve burnun geçici olarak uzun görünmesine yol açar (Resim 1- Gunter JP, Hackne FL. Clinical assessment and facial analysis. Gunter JP, Rohrich RJ, Adams WP (eds). Dallas Rhinoplasty; nasal surgery by the masters. Quality Medical Publishing, Missouri, 2002, s:55-71. 2- Goode R. The five major aesthetic masses of the face. Powell N, Humphries B (eds). Proportions of the aesthetic face, Thieme-Stratton, New York, 1984. 3- Byrd HS, Hobar BC. Rhinoplasty: a practical guide for surgical planning. Plast Reconstr Surg 1993;91:642-54. 4- Quatela VC, Slupchynskyj OS. Surgery of the nasal tip. Facial Plast Surg. 1997;13(4):253-68. 5- Sheen J: Aesthetic rhinoplasty, (2nd ed). Quality Medical Publishing, St. Louis, 1998, s:67-128. 6- Gunter JP, Rohrich RJ, Friedman RM, Hackney FL. Importance of the alar-columellar relationship. Gunter JP, Rohrich RJ, Adams WP (eds). Dallas Rhinoplasty; nasal surgery by the masters. Quality Medical Publishing, Missouri, 2002, s:105-116. 7- Tardy ME. Refinement of the nasal tip. Byron J. Bailey’s Head and Neck Surgery – Otolaryngology, (3rd ed). Lippincott Williams and Wilkins, 2001, s:2255-2271. Resim 15: Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Burun Ucu Estetik Analizi ve Muayenesi 19 3 R‹NOPLAST‹DE C‹LT VE C‹LTALTI DOKUSU Orhan Özturan ÖZET: Rinoplasti ameliyat›, nazal kemik ve kartilaj iskeleti ßekillendirmeye yönelik cerrahi girißimler olarak anlaß›l›r. Burun derisinin kißiye özgü özellikleri rinoplasti sonuçlar›n› do¤rudan etkiledi¤i halde s›kl›kla yumußak dokular ve onlar›n önemi ihmal edilir. ‹nce ve kal›n ciltli olgular cerrahlara farkl› zorluklar sunarlar. Sekonder burun ameliyatlar›nda ve yaßl›larda planlanan ameliyatlarda da burun cildinin yap›sal özellikleri dikkate al›nmal›d›r. Kal›n ve sebase bir nazal cilde sahip olan büyük ve/veya pitotik burunlu hastalarda istenilen estetik ve fonksiyonel sonuç için horizontal, vertikal veya horizonto-vertikal nazal cilt rezeksiyonlar› gerekebilir. Rinoplastik cerrahide cilt ve ciltalt› dokular›n durumu uygun bir ßekilde hesaba kat›larak yap›lan ameliyatlar ile al›nacak sonuçlar›n kal›c› baßar›lar olaca¤› görülecektir. Anahtar Kelimeler: Rinoplasti, cilt, ciltalt› SUMMARY: Rhinoplastic surgery is generally considered as reconfiguration of the osseocartilaginous framework. Although individual characteristics of nasal skin and soft tissue directly influence the surgical outcomes, the value of nasal skin and soft tissue is frequently ignored. Thin and thick nasal skins present different difficulties to the surgeons. Structural features of the skin should be regarded in the aged patients and patients undergoing secondary surgeries. Horizontal, vertical or horizonto-vertical skin excisions may be indicated in the patients with large and/or ptotic noses overlain by a thick and sebaceous skin. Durable patient contentment can be obtained by taking the features of the nasal skin and soft tissue into account in rhinoplastic surgery. Key Words: Rhinoplasty, skin, soft tissue Rinoplasti ameliyat›, burun cildi ve ciltalt› yumußak dokusunun üzerini sard›¤› kemik-kartilaj iskeleti ßekillendirmeye yönelik cerrahi girißimler olarak bilinir. Temel rinoplasti kaynaklar›nda burnun görünümünde sa¤lanacak iyileßmeler için s›kl›kla yumußak dokular ve onlar›n önemi ihmal edilerek en mühim cerrahi ißlem olarak osseokartilajinöz teknikler üzerine yo¤unlaß›l›r. Halbuki, burun cilt ve ciltalt› dokusu rinoplasti ile sa¤lanabilecek nihai sonuç için çok temel bir öneme sahiptir(1). Rinoplastik cerrahiye ilgi duyan ve bu konuda kendini gelißtirmek isteyen hekimler, kemik ve kartilajlarda redüksiyon, ogmentasyon veya onlara ameliyat öncesi planlanan ßekilleri vermeye yönelik yöntemleri ö¤renmeye çal›ß›r ve uygularlar. En az›ndan konuya yeni baßlayanlar taraf›ndan nazal cilt ve ciltalt› dokusunun önemi fark edilmez, orta seviyede ise s›kl›kla göz ard› edilir. Cerrahlar zaman içerisinde olgular›n› de¤erlendirdiklerinde osseokartilajinöz patolojileri düzeltme konusunda deneyimli bir seviyeye geldikleri halde istedi¤i sonuçlar› tam olarak alamad›klar›n› hissederler. Bu safhada burnun kemik-kartilaj iskeletini saran ve daha önceleri nazal iskeleti ßekillendirmeye yönelik teknikler üzerine yo¤unlaßarak yeteri kadar de¤er vermedikleri cilt ve yumußak dokular›n cerrahi planlamada, operatif girißimlerin etkinli¤inde ve ameliyat sonras› fonksiyonel ve estetik sonuçlara ulaß›lmas›ndaki rolünü ve önemini farkederler. Deneyimli hekimler nazal derinin özelliklerine göre osseokartilajinöz cerrahi girißimlerini planlarlar. 20 Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu Burun kemik-kartilaj iskeletini örten yumußak doku: cilt, ciltalt› ya¤l›-gözeli doku, süperfisiyal müsküloapenörotik sistem (SMAS), derin gözeli doku ve perikondriyum-periosteum tabakalar›ndan olußur(2,3). Burun cildinin lenfatikleri ve nörovasküler yap›lar› SMAS içinde veya üzerinde seyrederler(4). Rinoplastik cerrahide SMAS›n alt›ndaki derin gözeli doku ile perikondriyumun aras›ndaki vasküler ve lenfatik damarlara zarar vermeden, nispeten kans›z bir planda ilerlenir ve olabildi¤ince kal›n bir yumußak doku yast›k盤› kald›r›l›r. Ameliyat›n baßlang›c›nda yap›lan infiltrasyon da bu doku plan›na uygulan›r. SMAS›n korunmas›, do¤al, ameliyat izi taß›mayan bir burun sa¤larken, yumußak dokuyu do¤all›ktan uzaklaßt›ran çekme ve bozulmalardan korur, postoperatif hipoestezi ve intranazal skar doku gelißimini azalt›r(1,3). Burun Kemik-Kartilaj ‹skeletini Saran Yumußak Doku Tabakalar› • Cilt • Ciltalt› ya¤l›-gözeli doku • Vasküler-Fibromüsküler tabaka (SMAS) arter) o Dorsal nazal arterler (anterior etmoidal o Lateral nazal arterler (infraorbital ve angüler arterler) Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 o Kolumellar arterler (süperior labial arter) o Lenfatikler ve vasküler damarlar SMAS içinde üzerinde seyrederler • Derin gözeli doku • Perikondriyum-Periosteum Burun cildi nazal dorsum boyunca farkl› kal›nl›ktad›r. Rinion bölgesinde en ince olan nazal cilt, sefalik yönde nazionda ve kaudale do¤ru supratip bölgede kal›nlaß›r (Resim 1). Nazal dorsumun sefalik 3/5inde sebase glandlar ve ciltalt› ya¤ dokusu az miktardad›r. Bu bölgedeki cilt, kemik-kartilaj iskelet üzerinde Resim 1. Nazal dorsum oldukça mobil ve boyunca farkl› kal›nl›kta nispeten ince yap›uzanan burun cildi. Rinion (4,5) bölgesinde en ince olan nazal dad›r . Burun s›rcilt, sefalik yönde nazionda ve t›ndaki kamburun kaudale do¤ru supratip ve tip al›nmas› s›ras›nda bölgesinde kal›nlaß›r. düz bir dorsal profil olußturulmas› için nazal dorsum boyunca farkl›l›k gösteren kal›nl›k dikkate al›narak rinion bölgesinde hafif bir yükseklik b›rak›lmaya çal›ß›l›r. Burun s›rt›ndaki kamburun düz bir hat halinde düßürülmesi, nazal dorsumu örten cildin farkl› seviyelerde de¤ißen kal›nl›kta olmas› nedeniyle günümüzde göze hoß gelmeyen oyuk görünüme sahip bir dorsal profil ile sonuçlan›r(3,6,7). Burun ucundaki cilt, hastadan hastaya çok fazla de¤ißkenlik gösteren özelliklere sahiptir. Buradaki cilt, altta uzanan kartilaj iskelete s›k›ca yap›ß›k ve nispeten daha az hareketlidir. Genç hastalardaki cildin elastikiyeti ve nazal iskeleti yüksek sarma becerisi, az hareketlili¤i telafi edecek niteliktedir(3). Burun ucu cildinin elastikiyeti hastan›n yaß›n›n ileri olmas› oran›nda zay›flam›ß oldu¤undan orta ve ileri yaß gruptaki olgular›n ameliyatlar›nda farkl› tekniklere ihtiyaç duyulur. Burun ucu cildi, alt›ndaki kartilaj›n en hafif yap›sal ßeklini yans›tacak ßekilde çok ince bir cilt alt› dokusuna ve az miktarda sebase glandlara sahip olabilece¤i gibi, neredeyse rinofima olarak de¤erlendirilebilecek kadar kal›n ve bol miktarda sebase glandlara sahip olabilir. Burun derisinin kißiye özgü özellikleri, karakteri, elastikiyeti, kal›nl›¤›, yap›s› ve sebase içeri¤i rinoplasti sonuçlar›n› yak›ndan etkiler. Ameliyat sonunda burna Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 verilen yeni ßekil statik de¤ildir. Burnun nihai d›ß görünümü, nazal cilt ve ciltalt› dokusunun kontraksiyonu ile sadece sütürlerle ßekillendirilmiß veya ilaveten greftlerle desteklenmiß nazal iskeletin direnci aras›nda y›llarca süren bir dinamik etkileßime ba¤l›d›r (Resim 2). Burun iskeleti yeteri kadar güçlü de¤ilse, yumußak dokular›n çekme-sarma etkisi (shrink-wrap effect) özellikle burun ucundaki kartilajinöz yap›y› s›kmaya devam edebilir, cerrahi girißim nedeniyle zay›flam›ß kartilajlar› bükebilir ve görünümü bozabilir(8). ‹nce derili burunlardaki nazal iskelette yap›lacak aß›r› de¤ißiklikler uzun dönemde kötü etkiler olußturabilir. Bunun aksine, kal›n ve sebase derili bir olguda arzulanan belirgin de¤ißikliklerin farkedilebilmesi için daha agresif tekniklere ihtiyaç duyulabilir(1). Alt lateral kartilajlar› saran cilt ve yumußak dokular tek baß›na minör tip deste¤ini teßkil ederler(3). Operasyon öncesinde ißaret ve baß parmaklar aras›na al›narak palpe edilen nazal cildin kal›nl›¤›, elastikiyeti ve doku kalitesi ve yak›n inspeksiyon ile sebase gland miktar› de¤erlendirilir (Resim 3). Burun ucu cildi ve ciltalt› dokusunun üzerini sard›¤› alt lateral kartilajlar›n da do¤ru cerrahi planlama için muayene edilmesi gereklidir. Her bir lateral krusun ißaret ve baß parmaklar aras›nda veya her iki ißaret parmak aras›na al›n›p palpe edilmesiyle alar kartilajlar›n lateral kruslar›, mevcut burun ucu direnci ise ißaret parma¤› ile burun ucundan posteriora do¤ru bast›r›l›p burun ucunun tekrar ayn› noktaya nas›l geldi¤i de¤erlendirilerek anlaß›labilir (Resim 4,5). Resim 2. Burnun nihai d›ß görünümü, nazal cilt ve ciltalt› dokusunun kontraksiyonu ile kemik-kartilaj iskeletin direnci aras›nda y›llarca süren bir dinamik etkileßime ba¤l›d›r. Rinoplasti sonras› iskelette yap›lan de¤ißikliklerin üzerini yeterince örtebilecek bir yumußak doku yast›k盤› olmal›d›r. Bu nedenle preoperatif planlamada sadece nazal iskelet de¤il, nazal cildin özellikleri de dikkate al›nmal›d›r. Hastan›n genç veya yaßl› olmas› da önem taß›r. Gençlerde cilt elastiki- Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu 21 Resim 3. ‹ßaret ve baß parmaklar aras›na al›nan nazal cilt palpe edilerek kal›nl›¤›, elastikiyeti ve doku kalitesi de¤erlendirilir. Resim 5. ‹ßaret parma¤› ile burun ucundan posteriora do¤ru bast›r›l›p burun ucunun tekrar ayn› noktaya nas›l geldi¤i de¤erlendirilerek burun ucu direnci anlaß›labilir. ‹nce Ciltli Burunlar Resim 4. Her bir lateral krus her iki ißaret parmak aras›na al›n›p palpe edilerek yap›sal özellikleri de¤erlendirilir. yeti, kontraksiyon derecesi ve ameliyat sonras› alttaki kemik-kartilaj iskeletini sarma becerisi iyi bir seviyede oldu¤u halde, hastan›n yaß› ilerledikçe ciltte gevßeme ve cildin alttaki nazal iskeleti sarmas› için gereken sürede belirgin bir uzama söz konusudur(1,9,10). Rinoplasti için ideal derinin ne çok ince, ne de çok kal›n olmas› arzu edilir. ‹deal burun cildi bu her iki aß›r›l›¤›n aras›nda orta kal›nl›ktad›r, sebase gland ve geniß porlar en az orandad›r. Böyle bir burun cildi, kemik-kartilaj iskelete kazand›r›lan iyileßtirilmiß ßekli d›ßa yans›tan ve kemik-kartilajlarda düzeltilemeyen küçük düzensizlikleri gizleyebilen bir kal›nl›¤a sahiptir. Bu nedenlerle planlanan ve uygulanan cerrahi yaklaß›mda o hastaya ait cilt ve ciltalt› dokusunun özellikleri dikkatle hesaba kat›lmal›d›r(3,7). 22 Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu ‹nce ciltli buruna sahip hastalarda ameliyat sonras› daha az ödem meydana gelir ve olußan bu ödem daha h›zl› kaybolur(3). Bu olgulara yap›lan rinoplasti ameliyatlar›nda burun iskeletindeki hafif düzensizlikler d›ßar›dan fark edilebilen deformitelere yol açabilir. Ameliyat sonras› erken dönemde dikkat çekmeyen bu düzensizlikler, yara iyileßmesinin tamamlanmas› ve ödemin kaybolmas› ile kolayca görünür hale gelebilir. Cilt-yumußak doku zarf›n›n, SMAS›n alt›nda ve perikondriyumun hemen üzerindeki bir doku plan›ndan ciltalt› dokular›n tümüyle korunarak kald›r›lmas› ile kartilaj iskeletin örtülmesi ve varsa düzensizliklerin gizlenmesi kolaylaß›r. Bu olgularda nazal cildin inceltilmesine yönelik cerrahi girißimlerden mutlaka kaç›n›lmal›d›r. Bu nedenlerle ince ciltli burna sahip hastalarda, kemik-kartilaj iskeleti örten ciltalt› yumußak dokular olabildi¤ince kal›n olarak kald›r›lmas›, kemik-kartilaj iskelet konturunda bir düzensizlik b›rak›lmamas›, keskin kößeler ve aç›lanmalar bulunmamas›, burun ucu cildinde olabilecek gerginliklerden sak›n›lmas› gibi temel cerrahi prensiplere titizlikle uyulmal›d›r(11). Uzun y›llar içinde burun iskeletini örten cilt ve yumußak doku zarf›, özellikle burun ucundaki kartilajinöz yap›y› s›kmaya devam edebilir. Çekmesarma etkisi (shrink-wrap effect) ile cerrahi girißim nedeniyle zay›flam›ß olan kartilajlar›n ßekillerini bozabilir(8). Özellikle ince ciltli burna sahip olgularda zaman içerisinde cilt-yumußak doku zarf›n›n s›kmas› ile olußabilen ve kartilajinöz iskelete verilen yeni yap›da gelißebilecek bükülme ve bozulmalara karß› burun ucu deste¤inin güçlü bir ßekilde korunmas› veya yeniden kurulmas› sa¤lanmal›d›r(12) (Resim Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 6). Primer rinoplasti yap›lan alt lateral kartilajlar› zay›f olgularda, burun ucundaki üç ayakl› sehpa kavram›n› dikkate alarak, bu sehpan›n orta baca¤› olan medial kruslar kolumellar destek ve lateral bacaklar olan lateral kruslar ise lateral krural greftler ile desteklenir. Alt lateral kartilajlar› yap›lan aß›r› rezeksiyonla zay›flat›lm›ß olgulara yap›lacak sekonder rinoplasti olgular›nda da ayn› amaçlarla uygun ve güçlü destekler kullan›lmal›d›r. Resim 7. Temporal fasiya kullan›larak kemik-kartilaj iskeletin üzerini saran yumußak dokular kal›nlaßt›r›labilir. Temporal fasiyan›n burun iskeleti üzerindeki önden (a), yandan (b) ve koronal (c) görünümleri. Resim 6. ‹nce ciltli olgularda burun iskeletini örten cilt ve yumußak doku zarf›, burun ucundaki cerrahi girißim nedeniyle zay›flam›ß olan kartilajinöz yap›y› çekme-sarma etkisi (shrink-wrap effect) ile s›karak zaman içinde bozabilir. Erken dönemde gözlenen memnun edici sonuçlar uzun zaman içinde kötüleßebilir. Dom sütürleri, ßapka greftleri ve kalkan greftleri burun ucuna belirginlik ve güç kazand›ran metodlard›r. Dom sütürleri burun ucuna yeterli bir destek ve belirginlik sa¤lad›¤› taktirde bu girißimle yetinilir. Ancak ihtiyaç olan hastalarda belirli cerrahi prensipler ›ß›¤›nda ßapka ve kalkan greftleri de uygulanarak destek artt›r›labilir ve yumußak bir belirginlik sa¤lanabilir. Uzunca bir zaman sonra hastan›n yaßlanmas› ile ciltalt› ya¤ dokusunda gelißen fizyolojik azalma sonucunda tip greftleri aß›r› belirginli¤e yol açabildi¤inden ince ciltli olgularda kullanmaktan kaç›n›lmas› tavsiye edilir(13). Bu yerinde endiße, ço¤u olguda kartilaj greftlerde keskin ve sert kößeler b›rak›lmamas› ve kenarlar›n e¤imli bir ßekilde olmas› ile giderilebilir. Çok ince ciltli olgular›n primer ameliyatlar›nda ve yumußak dokusu incelmiß sekonder rinoplasti olgular›nda temporal fasiya veya ezilmiß kartilaj grefti kullan›larak kemik-kartilaj iskeletin üzerini saran yumußak dokular›n kal›nlaßmas› sa¤lanabilir(14,15). Bu ißlem için timpanoplasti ameliyatlar›nda greft olarak kulland›¤›m›z derin temporal fasiya, 3x5 cm boyutunda ve olabildi¤ince kal›n olarak al›n›r. Primer ve sekonder rinoplastilerde kemikkartilaj iskeletin üzerine sütürlerle sabitleßtirilerek yumußak doku yast›k盤› kal›nlaßt›r›l›r (Resim 7). Uygulanan temporal fasiyan›n estetik yarar›n›n yan›nda klinik ve histolojik incelemeler ile uzun dönemde canl›l›¤›n› korudu¤u gösterilmißtir (Resim 8) (14). Daha ileri olgularda frontal ve proserus kas›n›n endoskopik yolla al›ndan nazal dorsum üzerine çevrilmesi ile burun s›rt›nda ve ucunda etkin ve yeterli bir yumußak doku kal›nl›¤› olußturulabilir(16). Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 8. ‹nce nazal ciltli ve burun ucunda çad›r dire¤i deformitesi olan bir olgunun sekonder rinoplastisinde temporal fasiya greftinin kemik-kartilaj iskeletin üzerine sütürlerle sabitleßtirilmesi ile yumußak doku yast›k盤› kal›nlaßt›r›labilir. a, c: sekonder rinoplasti öncesi, b,d : sekonder rinoplastiden 3 ay sonras›, e:temporal fasiyan›n uygulanmas›. Bülböz burunlarda alt lateral kartilajlar›n orta krusundan taban› sefalik kenarda olan üçgen veya yamuk ßeklinde bir kartilaj rezeksiyonu ile lobüler kartilaj ark› k›r›l›r ve arkas›ndan uç uca dikilir. ‹nce bir ciltle örtülü bülböz burunlarda ilaveten kenarlar› inceltilmiß ve zay›flat›lm›ß kartilaj tip greftleri uygulanarak burun ucunun desteklenmesi, düzensizliklerin gizlenmesi ve hafif bir belirginlik sa¤lanmas› amaçlan›r. ‹nce Ciltli Olgular o Subkutan yumußak dokunun tamamen korunmas› o Tip ve dorsum elevasyonunun perikondriyumun hemen üzerinden yap›lmas› o Cilt inceltilmesinden sak›n›lmas› o Tip deste¤inin güçlendirilmesi veya korunmas› (kolumellar destek, lateral krural greft vs.) o Düzensizliklerin kamuflaj›ndaki s›k›nt› o Ezilmiß kartilaj, kalkan greft ve ßapka greft uygulamas› Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu 23 o Temporal fasiya ile cilt kal›nlaßt›r›lmas› o Çekme-Sarma etkisi (Shrink-Wrap etkisi) Kal›n Ciltli Burunlar Kal›n ve sebase ciltli buruna sahip olgular cerrahlara farkl› zorluklar sunarlar, postoperatif ödem daha fazlad›r, iyileßme h›z› ve nazal iskeleti sarma becerisi daha yavaßt›r(3). Alttaki nazal iskeleti sarma becerisi aç›s›ndan cildin kal›nl›¤›, onun sebase olma özelli¤inden daha önemlidir(17). Büyük burunlarda kal›n cilt genellikle küçültülmüß burun iskeletine uymak yerine, kontrakte olmas›ndaki güçlük ve haf›zas›n›n idamesi nedeniyle kendi ßeklini devam ettirme ve ölü boßluklar olußturma e¤ilimindedir. Olußan ölü boßluklar›n skar dokusu ile dolmas› sonucunda kemik-kartilaj iskelete verilmiß oldu¤u düßünülen güzel görünüm, d›ßar›dan anlaß›lmayan belirsiz ve amorf bir burun ucu ve supratipte yumußak doku papa¤an gagas› (polly beak) deformitesi ile sonlanacakt›r (Resim 9). Böyle kal›n bir cilde sahip bir burun, ince ciltli burunlara göre daha uzun bir süre boyunca ödemli bir durumda olacakt›r(17). Bu nedenlerle kal›n ciltli olgularda burun iskeletinin de¤ißtirilmesinde temel hedef, iskeletin boyunda ve hacminde önemli bir küçültme yapmadan ßeklini düzeltmek olmal›d›r. Böylece burun ucunda göze hoß gelen bir belirginlik sa¤lanacakt›r. Bu nedenlerle kal›n ciltli büyük burunlar›n iskelet yap›s›nda aß›r› küçültmeler yapmamal› ve üzerinde uzanan kal›n ve a¤›r cilt ve ciltalt› dokusunu taß›yacak ßekilde güçlendirilmelidir. Kal›n ciltli orta ve küçük burunlarda ise kemik-kartilaj iskelette küçültme yerine büyültme ve güçlendirme yaparak burun ucunda kolayca alg›lanan bir belirginlik sa¤lanmal›d›r(18) (Resim 9). Medial kruslar›n aras›na güçlü bir kolumellar destek rutin olarak uygulanarak tip deste¤inin artt›r›lmas› için güçlü bir temel olußturulur. Tip deste¤i güçlü olmad›¤› taktirde kartilaj iskelet üzerinde uzanan kal›n cilt ve ciltalt› dokusunu taß›makta zorlan›r. Kal›n ciltli nazal tiplerde destek ve dar bir görünüm sa¤lamak için s›kl›kla kartilaj tip greftlerine ihtiyaç duyulur. Bu amaçlarla ßapka ve kalkan greftleri kullan›labilir. Kal›n ciltli olgularda kullan›lan tip greftlerinde, ince ciltlilerin aksine, kenarlar ve kößeler bilerek belirgin ve keskin bir ßekilde b›rak›larak kal›n cildin alt›ndan belli olmas› arzu edilir(1). Bu belirgin köße ve kenarlar hastan›n kal›n cildini oldu¤undan ince gösterme gibi faydal› bir göz yan›lg›s› da sa¤lar. Kal›n ciltli bülböz burunlarda orta krusun kesilmesi (Goldman prosedürü), kartilaj iskelette düzensizliklerin olmas›, ince ciltli olgulara göre önem taß›mayan konulard›r. Çünkü kal›n cilt bu düzensizlikleri kolayca gizleyebilir. E¤er kalkan grefti burun ucunda bir mezar taß› gibi görünüyor veya kal›n yumußak doku kalkan grefti e¤i- 24 Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu Resim 9. Büyük ve kal›n ciltli bir olgunun burun iskeletinin gere¤inden fazla küçültülmesi ile 3.aydan sonra nazal ciltte gelißen sarkman›n estetik ve fonksiyonel sorunlara yol açabilir. Böyle bir olguya ilk ameliyattan 75 ay sonra cilt rezeksiyonu ile birlikte yap›lan revizyon cerrahisi yap›lm›ßt›r. Revizyon cerrahisinden 8 ay sonraki görünümü. yor ise, ilave bir destek temini, e¤ilmenin engellenmesi veya mezar taß› görünümünün giderilmesi için kalkan greftin üst ucunun hemen arkas›na ve burun ucunun üstüne bir destek grefti sütüre edilir. E¤er alt lateral kartilajlar zay›f veya burun ucunu daraltmak için fazla miktarda sefalik rezeksiyon gerekiyorsa, lateral krural greftler kullan›lmal›d›r. Kolumellar destek ve lateral krural greftler ile alt lateral kartilajlar, üzerindeki a¤›r ve kal›n yumußak dokular› ve burun ucundaki greftleri güvenle taß›yabilir. Kal›n ciltli olgularda da yumußak dokular SMAS›n alt›ndan ve perikondriyumun üzerinden kald›r›l›r. Fakat bu olgularda tip ve supratip bölgelerdeki cilt alt› dokular, e¤ri Fomon makas› ile vasküler ve lenfatik damarlara ve müsküler yap›lara zarar vermeden, dikkatli ve muhafazakar inceltmeler yap›labilir(1) (Resim 10). Fakat cilt kal›nl›¤›n›n di¤er bir nedeni olan SMAS üzerindeki ya¤l›-gözeli dokunun inceltilmesi mümkün de¤ildir. Büyük burunlu olgularda cildin alttaki iskeleti daha etkin sarabilmesi için maksilla kemi¤in ön yüzünde vertikal olarak pupil hatt›na kadar iki tarafl› geniß yumußak doku elevasyonu önerilmektedir(16). Yumußak dokular al›nd›ktan sonra alttaki nazal iskeleti sarmay› kolaylaßt›rmak için ciltalt› dokusuna 11 nolu bistüri ile 1 mm arayla vertikal ve horizontal insizyonlar yap›labilir. Bu birbirine dik insizyonlar kal›n cildi inceltir, cilt haf›zas›n› zay›flat›r ve daha kolay ßekil verilebilir hale getirir(1). Kal›n Ciltli Olgular o Cildin kontrakte olmadaki isteksizli¤i ve haf›zas›n›n idamesi nedenleriyle kendi ßeklini sürdür- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 rilmemiß veya bir kez ßißirilmiß ve indirilmiß baßka bir balonun halinin k›yaslanmas› örne¤i verilerek kolayca anlaß›labilir. Çok kez ßißirilip indirilmiß balonun yüzeyi elastikiyetini kaybetmiß ve pütür pütür bir görünümdedir. Bu nedenle revizyon olgular›nda kemik-kartilaj iskeletinde küçültme yapmadan biçimlendirme yap›lmal›d›r. Çeßitli tip greftleri ile kartilaj iskelet güçlendirilmeli ve kontrakte olma özelli¤ini kaybetmiß burun cildinin alt› doldurularak belirginlik sa¤lanmal›d›r(13,18). Yaßl›larda Burun Cildi Resim 10. Kal›n ciltli olgularda tip ve supratip bölgelerdeki cilt alt› dokular, e¤ri Fomon makas› ile vasküler ve lenfatik damarlara ve müsküler yap›lara zarar vermeden, dikkatli ve muhafazakar bir ßekilde kesilerek inceltilebilir. me gayreti ile alt›nda yeniden ßekillendirilmiß osseokartilajinöz iskelet aras›ndaki uyumsuzluk o Ölü boßluklar olußumu o Papa¤an gagas› deformitesi o Daha uzun süreli tip ödemi o Cildin burnun alt yar›s›nda dikkatlice inceltilmesi o Ciltalt› dokusuna birbirine dik vertikal ve horizontal insizyonlar o Geniß yumußak doku elevasyonu o Nazal iskeletin aß›r› küçültülmesinden kaç›n›lmas› o A¤›r cilt-ciltalt› dokusunu taß›yacak iskelet deste¤in güçlendirilmesi (kolumellar destek grefti, lateral krural greft) o Keskin ve belirgin kenarl› tip greftleri ile kal›n cilde ra¤men burun ucuna ßekil verilmesi o Þapka ve kalkan greft uygulamas› o Nazal cildi iskelete uydurmak ve ölü boßlu¤u azaltmak için postoperatif uzun süreli bandajlama o ‹ntraoperatif ve postoperatif dönemde Triamcinolone infiltrasyonu Sekonder Rinoplastilerde Burun Cildi Birden fazla ameliyat gerektiren olgularda, burun cildinin primer ameliyatta sahip oldu¤u kontrakte olma, düzeltilen ve yeniden ßekillendirilen kemik-kartilaj iskeleti sarma özelli¤inde önemli bir azalma söz konusudur. Bu durum, tekrar tekrar ßißirilip indirilen bir balonun sönmüß hali ile hiç ßißi- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Yaßlanma ile burun cildinde, ciltalt› dokusunda ve kemik-kartilaj iskelette çeßitli de¤ißiklikler meydana gelir(10,12). Yaßlanma ile burun cildi ince ve gevßek bir durum al›r, elastikiyetini kaybeder. Özellikle erkeklerde burun ucu cildi kal›nlaß›r ve sebase bir hal al›r. Derinleßen porlar ve a¤›rlaßan burun ucu cildi, tip pitozunu artt›r›c› bir rol oynar. Subkutan dokuda ya¤lar yavaß yavaß absorbe olur. Kan damarlar› sklerotik ve k›r›lgan, nazal kemikler ve maksilla incelir, gevrek ve kolay k›r›labilen hale gelirler. Bu nedenle osteotomi s›ras›nda parçal› k›r›klar olußabilir. Medial kruslar aras›ndaki ve anterior nazal spin ile medial kruslar aras›ndaki fibröz ba¤lar›n gevßemesi sonucunda medial kruslar›n posteriora kaymas› ile tip projeksiyonunda azalma ve kolumellar retraksiyon gelißebilir. Premaksillan›n boyu küçüldükçe nazal destek k›smen azal›r ve burundaki kaudale do¤ru uzama daha belirgin hale gelir. A¤›z çevresinde yaßlanma ile gelißen yumußak doku retraksiyonu ve burunda kaudale do¤ru uzama ile nazolabial aç›da daralma meydana gelir. Kartilajinöz çat› giderek bütünlü¤ünü ve elastikiyetini kaybederek daha yumußak ve gevrek hale gelir. Septal kartilaj›n bir k›sm› kalsifiye olur. Alar kartilajlar›n sefalik kenarlar› ile üst lateral kartilajlar›n kaudal kenarlar› aras›ndaki büklümlü eklemin gevßeyip aç›lmas› ve buradaki ba¤ dokusunun uzamas› ve bütünlü¤ünü kaybetmesi, kartilajlar›n inferiora kaymas›na ve burnun uzamas›na katk› sa¤lar. Tip deste¤i bozularak burunda uzama ve tip pitozu ile sonuçlan›r. Alar kartilajlar›n kaudale yönlenmesi ve tip deste¤inin kayb› olußur. E¤er burun ucundaki yumußak doku kal›n ve a¤›r ise, tip kartilajlar› yeterince taß›ma deste¤i sa¤layamayabilir ve burun kanatlar›nda inspiratuar kollapsa yol açabilir. Cilt elastikiyeti kaybolur, ince k›r›ß›kl›klar ortaya ç›kar ve telenjiektaziler gelißebilir. Kal›n ciltli ve bol sebase glandl› hastalarda yaß ilerledikçe burun derisinin daha ileri bir kal›nlaßma ve sebase gland porlar›nda genißleme ortaya ç›kabilir. Önceleri var olan burun ucu belirginli¤i büyük oranda kaybolarak ßekilsiz bir burun haline gelir. Al›n ve kaß pitozu radiksde aß›r› cilt fazlal›¤›na, horizontal k›r›ß›kl›¤a, lateral nazal du- Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu 25 varlarda oblik k›r›ß›kl›klara yolaçar(10). Yaßl›larda nazal cilt daha az agresif tarzda iyileßti¤inden daha ince bir skarla sonuçlan›r. Bu nedenle yaßl›larda nazal cilt rezeksiyonlar›na daha kolay karar verilebilir. Yumußak dokular›n nazal iskeleti sarmas› için yaßl›larda uzun süreli bandajlama yap›lmal›d›r (Resim 11-13). Resim 13. Pitotik ve dar nazolabial aç›l› bir burun nedeniyle ameliyat edilen 72 yaß›ndaki bir olgunun horizontal cilt eksizyonu ile birlikte yap›lan septorinoplasti ameliyat›ndan önceki(a) ve 6 ay sonraki(b) görünümü. Resim 11. Pitotik ve dar nazolabial aç›l› bir burun nedeniyle ameliyat edilen 55 yaß›ndaki bir olgunun horizontal cilt eksizyonu ile birlikte yap›lan septorinoplasti ameliyat›ndan önceki ve 18 ay sonraki görünümü. o Dorsal hamp s›kl›kla tip pitozuna ve projeksiyon kayb›na ba¤l› olarak psödohamp tarz›ndad›r. Bu nedenle dorsal hamp redüksiyonu muhafazakar olmal›d›r. o Nazal cilt elastikli¤ini kaybetti¤i için majör de¤ißiklikler sonucunda cildin sarma becerisi zay›ft›r. o Kemikler gevrek ve k›r›lgan oldu¤u için osteotomiler s›ras›nda eßit olmayan k›r›lmalar veya parçal› k›r›klar gelißebilir. Mümkünse osteotomi yap›lmamal›d›r. o Yüz ve vücut imaj› tam olarak yerleßmiß oldu¤u için muhafazakar bir yaklaß›m tavsiye edilir. o Yara iyileßmesi agresif olmad›¤› için gereken olgularda cilt rezeksiyonu yap›labilir. o Postoperatif dönemde uzun süreli bandajlama yap›l›r. Resim 12. Pitotik ve dar nazolabial aç›l› bir burun nedeniyle ameliyat edilen 72 yaß›ndaki bir olgunun horizontal cilt eksizyonu ile birlikte yap›lan septorinoplasti ameliyat›ndan önceki(a) ve 6 ay sonraki(b) görünümü. Yaßl›larda cerrahi noktalar o Agresif rezeksiyondan kaç›n›l›r. o Alar kartilajlar için yeniden yönlendiren ve destekleyen teknikler uygulan›r. Zay›flayan yap›lar›n güçlendirilmesi temel bir esast›r. 26 Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu Postoperatif Tedbirler Ameliyat›n tamamlanmas› ile burun d›ß›na standart bir ßekilde flaster bandaj ve termoplastik bir splint uygulan›r. Kolumellar sütürler 4. gün al›n›r. Termoplastik splint ve flaster bandaj 8-12. günler aras›nda kald›r›l›r. Kal›n ciltli büyük burunlu olgularda supratip bölgede ölü boßlu¤un giderilmesi için septumun anterior septal aç›s› ile supratip bölgedeki yumußak doku birbirine 5-0 Vikryl sütür ile yaklaßt›r›l›r(19) (Resim 14). Kal›n ciltli olup biraz fazlaca küçültülmüß olgularda her defa 7 gün süreyle tutulan flaster bandajlamaya 3 kez daha devam edilir. Flaster Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 lißebilir(23). Burun ucu kartilaj iskeleti güçlü bir ßekilde kurulmal› ve hatta uygun ßekil ve boyutlarda kartilaj greftleri ile de desteklenmelidir. Bu rinoplastik tedbirlere ra¤men nazal iskeleti uygun bir ßekilde kontrakte olarak sarmas›n›n mümkün olmayaca¤› kadar kal›n ve sebase bir nazal cilde sahip olan büyük ve/veya pitotik burunlu hastalarda istenilen estetik sonuçlar için nazal cilt rezeksiyonlar› gerekir(25,26). Ameliyat tamamland›ktan sonra burun derisi penset veya iki parmak aras›na al›narak cilt fazlal›¤› ve miktar› belirlenir. Nadiren böyle olgularda rinofimalarda uygulanan cilt traßlamas› da primer cerrahinin sonunda veya 1 y›l veya daha sonra yap›labilir(24). Resim 14. Kal›n ciltli ve büyük burunlu olgularda supratip bölgede ölü boßlu¤un giderilmesi için septumun anterior septal aç›s› ile supratip bölgedeki yumußak doku birbirine 5-0 Vikryl sütür ile yaklaßt›r›labilir. bandaj›n bask›s› ile SMAS, alt›nda uzanan kemikkartilaj iskelete s›k›ca tutunarak ölü boßlu¤un olußmamas›na, dolay›s›yla skar dokusunun azalmas›na ve burun ucunda gelißebilecek belirsizleßmeye engel olunmaya çal›ß›l›r(11). Özellikle kal›n ciltli olgularda supratip bölgeye ve bazen de tip bölgesine 10mg/ml dozunda triamcinolone acetonide infiltrasyonu yap›larak skar ve/veya ödem azalt›larak belirginlik artt›r›labilir(11,20). Nazal Cilt Rezeksiyonlar› Rinoplastide eksternal cilt insizyonlar› ve rezeksiyonlar›n›n uygulanmas›, bu cerrahinin baßlang›c› kadar eskilere dayan›r. Plastik cerrahinin babas› olarak ifade edilen Dieffenbach(21), geniß bir burunu 1 cm genißlikte bilateral cilt eksizyonlar› yaparak küçültmüßtür. Joseph(22) ise büyük burunlu 43 olguda eksternal insizyonlar kullanarak burun küçültme ameliyatlar› uygulam›ßt›r. Standart bir rinoplasti sonras› burun derisinin do¤al elastikiyeti, cildin çekmesine ve küçültülmüß ve ßekillendirilmiß kemik-kartilaj iskeletin üzerine sar›lmas›n› sa¤lar(23). Rinoplastideki en zor problemlerden biri kal›n hiperplastik ve sebase ciltli olgularda uygun bir tip belirginli¤inin sa¤lanmas›d›r(24). Böyle olgularda standart rinoplasti tüm olgularda baßar›l› sonuçlar vermez ve ßekilsiz bir burun ucu ve supratipte papa¤an gagas› deformitesi ge- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Horizontal nazal cilt eksizyonlar›, nazion bölgesinde veya supratip-tip bölgesinde uygulan›r. ‹nsizyon hatt›, cildin gerginlik hatlar› veya k›r›ß›kl›¤›na, supratip-tip bölgesinde nazal altbirim s›n›rlar›na uydurulur(9,27). Cilt ve SMAS, perikondriyum ve periosteum seviyesine inilerek keskin bir ßekilde eksize edilir. Cilt alt›nda skar dokusu varsa, onun al›nmas› da burun görünümünü iyileßtirir. Ameliyat›n baß›nda cilt eksizyonuna karar verilen olgularda eksizyon için yap›lan insizyonlar›n aras›ndan mümkünse rinoplastik girißimler de uygulanabilir. Cilt alt› dokular 5-0 poliglaktin (Vikryl), cilt ise 6-0 polipropilen (Prolen) ile sütüre edilir. Cilt sütürleri postoperatif 5-7. günlerde al›nd›ktan sonra steristrip ile desteklenir. Gereken olgulara postoperatif 6. haftada dermabrazyon yap›labilir. Horizontal nazal cilt eksizyonu s›kl›kla hipotrofik ve içe çökük skarlara yol açabilir(23). Bu nedenle baz› olgularda cilt alt› yumußak dokular korunarak sadece cilt eksizyonu yap›l›r. Horizontal cilt eksizyonlar› aß›r› uzun burunlar› k›saltmak ve yaßlanma ile burun ucu pitotik hale gelen olgularda tercih edilir. Tipte sefalik elevasyon sa¤lar ve supratip papa¤an gagas› deformitesini düzeltir(23,28). Burun ucunun kalkmas› nazal valvi açarak nazal solunumda rahatlama sa¤lar(27) (Resim 15a,b). Resim 15. Nazion bölgesinde (a) veya supratip-tip bölgesinde (b) uygulanabilen horizontal cilt eksizyonu. Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu 27 Vertikal ortahat cilt eksizyonlar› elips ßeklindedir ve nazion ile tip aras›ndaki bölgede gerekti¤i kadar uzunlukta ve genißlikte yap›l›r (Resim 16). Kapatma tarz›, horizontal cilt eksizyonunda oldu¤u gibidir. Vertikal orta hat cilt eksizyonu tip belirginli¤ini artt›r›r, dorsal projeksiyonu düßürür ve supratip dolgunlu¤u giderir(28). Burun s›rt›nda elips ßeklindeki cilt eksizyonu sonras›nda olußan vertikal skar, burun uzunlu¤unu hafifçe artt›r›r (Resim 17,18). Büyük ve uzun burunlarda en uygun düzeltme için, vertikal orta hat cilt eksizyonuna horizontal yar›m ay cilt eksizyonu da eklenebilir(23) (Resim 19,20). Vertikal ortahat insizyonunun aras›ndan mümkünse rinoplastik girißimler yap›labilir. Resim 18. Resim 17 deki olguya ait peroperatif görüntüler. Hastan›n cerrahisi dorsal insizyon aras›ndan yap›ld›. Bu insizyon 3 adet geçici sütürle kapat›ld›ktan sonra dorsal cilt fazlal›¤› belirlenerek vertikal ortahat cilt eksizyonu yap›ld›. Resim 16. Nazion ile tip aras›ndaki bölgede gerekti¤i kadar uzunlukta ve genißlikte yap›lan elips ßeklindeki vertikal ortahat cilt eksizyonu. Resim 19. Büyük ve uzun burunlarda en uygun düzeltme için, vertikal ortahat cilt eksizyonuna horizontal yar›m ay cilt eksizyonu da eklenebilir. Nazal Cilt Rezeksiyonlar› o Burun cildi çok fazla olan olgular o Burun cildi çok fazla ve gevßek olan olgular o Yaßl› ve ptotik burunlar Horizontal cilt eksizyonu o Nazion ve nazal tip subüniti bölgeleri lar› o Cilt gerginlik hatlar› veya nazal subünit s›n›r- o Alttaki skar dokusu, kal›n cilt alt› dokunun rezeksiyonu Resim 17. Çok geniß bir cilt ve yumußak dokusu olan 18 yaß›ndaki erkek hastada vertikal ortahat cilt eksizyonu ve bilateral alar cerrahi ile birlikte dorsal insizyon aras›ndan yap›lan septorinoplasti ameliyat›ndan önceki (a) ve 3 ay sonraki (b) görünümü. 28 Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu o Uzun burunlar›n k›salmas› ve pitotik burunlarda tip elevasyonu o Nazal solunumda rahatlama Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 kusurlar› gizlemesi veya göstermesi, burun ucunu belirsizleßtirmesi veya belirginleßtirmesi gibi birçok etkilere sahiptir. Rinoplastik cerrahide cilt ve ciltalt› dokular›n durumu uygun bir ßekilde hesaba kat›larak yap›lan girißimlerle al›nacak sonuçlar›n kal›c› baßar›lar olaca¤› görülecektir. KAYNAKLAR Resim 20. Çok geniß dorsal cilt fazlal›¤› olan 56 yaß›ndaki erkek hastaya vertikal ortahat cilt eksizyonuna horizontal yar›m ay cilt eksizyonu da eklenerek septorinoplasti ameliyat› yap›ld›. Ameliyat öncesi ve 21 ay sonras› görüntüler. Vertikal ortahat cilt eksizyonu o Vertikal orta hat insizyon aras›ndan mümkünse rinoplastik girißim o Orta hattaki skar dokusu ve kal›n cilt alt› dokusunun al›nmas› ile dorsal yükseklikte azalma ve supratip dolulu¤un giderilmesi o Tip belirginli¤inde art›ß Nazal cilt eksizyonu her hastaya uygulanacak bir cerrahi teknik de¤ildir. Diyet yaparak vücut a¤›rl›¤›n› azaltan çok say›da insan ayn› elbiselerini giymeye devam etti¤i halde, sadece aß›r› kilolu insanlar›n fazla a¤›rl›klar›ndan kurtulmas› sonucunda giysilerini yenileme mecburiyeti oran›nda ihtiyaç duyulan bir cerrahi girißimdir. Olgular›n›n nazal cilt yap›s›n› dikkate alarak cerrahi girißimlerini planlayan bu konunun yazar›, hastalar›n›n sadece %2.5’unda nazal cilt eksizyonu yapmak zorunda kalm›ßt›r. Nazal cilt eksizyonu girißimi iyi bir estetik ve fonksiyonel sonuç için faydas› olaca¤› umulan durumlarda ve ayn› sonuca baßka teknikler ile ulaß›lamayacak olgularda uygulan›r. Cilt eksizyonu yap›lmas› düßünülen hastalar ile ameliyat öncesinde yeterli zaman ayr›larak konußulmal› ve burun üzerinde çok belirgin olmasa da fark edilebilecek cilt skar› konusunda onaylar› al›nmal›d›r. Rinoplasti teknikleri burun iskeleti de¤ißikliklerine odakland›¤› halde, cerrahi planlamada bu iskeleti saran cilt ve ciltalt› dokusunun kalitesi ve etkisi dikkatle ve titizlikle hesaba kat›lmal›d›r. Yumußak dokular›n kalitesi, nazal cildin altta uzanan iskeleti yeniden sarma becerisi veya gevßek kalmas›, küçük Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 1. Adamson PA, Morrow TA. Soft tissue rhinoplasty. J Otolaryngol 1994; 23:335-43. 2. Letourneau A, Daniel RK. The superficial musculoaponeurotic system of the nose. Plast Reconstr Surg. 1988; 82:48-57. 3. Tardy ME, Brown RJ. Surgical anatomy of the nose. New York: Raven Press, 1990. 4. Toriumi DM, Mueller RA, Grosch T, Bhattacharyya TK, Larrabee WF Jr. Vascular anatomy of the nose and the external rhinoplasty approach. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 1996; 122:24-34. 5. Daniel RK. The nasal tip: anatomy and aesthetic. Plast Reconstr Surg. 1992; 89:216-224. 6. Sheen JH, Sheen AP. Special problems. In: Sheen JH, Sheen AP eds. Aesthetic rhinoplasty. St.Louis: Mosby, 1987: 807-1126. 7. Johnson CM, Toriumi DM. Open structure rhinoplasty.Philadelphia: W.B. Saunders, 1990. 8. McKinney P. Discussion: component dorsal hump reduction: the importance of maintaining dorsal aesthetic lines in rhinoplasty. Plast Reconstr Surg. 2004;114:1309-10. 9. Kabaker SS. An adjunctive technique to rhinoplasty of the aging nose. Head Neck Surg. 1980; 2:276-81. 10. Rohrich RJ, Hollier LH Jr, Janis JE, Kim J. Rhinoplasty with advancing age. Plast Reconstr Surg. 2004; 114:1936-44. 11. Whitaker EG, Johnson CM. Skin and subcutaneous tissue in rhinoplasty. Aesthetic Plast Surg. 2002; 26: Suppl 1:19. 12. Romo T, Soliemanzadeh P, Choe KS, Sclafani AP. Reduction structured rhinoplasty. Facial Plast Surg. 2003; 19:317-23. 13. Sheen JH. Tip graft: a 20-year retrospective. Plast Reconstr Surg. 1993; 91:48-63. 14. Baker TM, Courtiss EH. Temporalis fascia grafts in open secondary rhinoplasty. Plast Reconstr Surg. 1994; 93:802-10. 15. Hamra ST. Crushed cartilage grafts over alar dome reduction in open rhinoplasty. Plast Reconstr Surg. 2000; 105:792-95. 16. Daniel RK, Rhinoplasty. New York: Springer-Verlag, 2002; 389, 467-72. 17. Gunter JP, Hackney FL. Clinical assessment and facial analysis. In: Gunter JP, Rohrich RJ, Adams WP. Eds. Dallas rhinoplasty: nasal surgery by the masters. St.Louis: Quality Medical Publishing, 2002; 53-71. 18. Sheen JH. Rhinoplasty: personal evolution and milestones. Plast Reconstr Surg. 2000; 105:1820-52. 19. Guyuron B, DeLuca L, Lash R. Supratip deformity: a closer look. Plast Reconstr Surg. 2000; 105:1140-51. 20. Hanasono MM, Kridel RW, Pastorek NJ, Glasgold MJ, Koch RJ. Correction of the soft tissue pollybeak using triamcinolone injection. Arch Facial Plast Surg. 2002; 4:26-30. 21. Dieffenbach JF. Die operative chirurgie. Leipzig: F.A. Brockhaus, 1945. 22. Joseph J. Nasenverkleinerungen (mit Krankenvorstellung). Dtsch Med Wochensch. 1904; 30:1094. 23. Lemperle G, Biewener A. External skin excision in the sebaceous nose and supratip deformity. Aesth Plast Surg. 1992; 16:303-7. 24. Peck GC, Michelson LN, Peck GC. The external shaving technique in aesthetic rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 1996; 97:33-9. 25. Vilar-Sancho B. The use and abuse of external incisions in rhinoplasties. Aesth Plast Surg. 1989; 13:63-4. 26. Botti G. Thick skin and cosmetic surgery of the nasal tip: how to avoid the cutaneous polly beak. Aesth Plast Surg. 1996; 20:421-7. 27. Schlosser RJ, Park SS. Functional Rhinoplasty. Oper Tech Otolaryngol Head Neck Surg. 1999; 10:203-8. 28. Quatela VC, Sherris DA, Johnson CM. Skin excision revision rhinoplasty. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 1993; 119:542-6. Rinoplastide Cilt ve Ciltalt› Dokusu 29 4 R‹N‹T SEFAL‹K T‹P ROTASYONU Alper Tutkun, Murat Sar› Özet: Nazal tipin yetersiz rotasyonu, tipin lateral ve frontal planlarda aßa¤›ya do¤ru düßük olmas›yla karakterizedir. Tip rotasyon cerrahisinde amaç nazal tipin daha yukar› do¤rultuda repozisyonu ve kolumella, üst dudak ve de nazal dorsum ile uyumlu ilißkisini olußturmakt›r. Ameliyat sonras›nda burun do¤al ve opere olmam›ß görünümünde olmal›d›r. Sefalik rotasyonda ßu cerrahi teknikler uygulanabilir: Lateral krusun sefalik kenar›n›n rezeksiyonu, septumun kaudal ucundan kartilaj rezeksiyonu ve üst lateral kartilaj›n alt kenar›n›n rezeksiyonu. Anahtar Kelimeler: Rinoplasti, tip rotasyonu Abstract: An inadequately rotated tip is characterized by a downward sloping appearance of the tip on the lateral and frontal views. In tip rotation surgery, the operative goal is to reposition the nasal tip in a more superior direction and to create a harmonious relationship with the columella and the upper lip as well as the nasal dorsum. After the operation the nose should appear natural and not have an operated look. The following surgical methods may be used: Trimming the cephalic margin of the lateral crus, resecting cartilage from the caudal septal end, and resecting the lower margin of the upper lateral cartilage. Key Words: Rhinoplasty, tip rotation SEFAL‹K T‹P ROTASYONU Tip rotasyonu, nazal tipin alar tabandan aßa¤›ya ve yukar›ya do¤ru hareketidir ve nazolabial aç›n›n ölçümüyle de¤erlendirilir (Þekil 1)(1). Bu aç›y› subnazalden superior vermilliona çizilen çizgi ile kolumelladan te¤et olarak subnazale çizilen çizgi aras›nda kalan aç› olußturur ve lateral profil analizi ile de¤erlendirilir. ‹deal nazolabial aç› erkeklerde 90-100, kad›nlarda 100-110 derecedir. Nazolabial aç›s› normal de¤erlerden daha dar olan hastalar›n nazal tipine rinoplasti ameliyat› s›ras›nda sefalik (baßa do¤ru, superior) rotasyon yapt›r›l›r. Geçmißte nazal tipin yukar› rotasyonu rinoplasti prosedürünün hatal› bir sonucu olarak de¤erlendirilmekteydi. Günümüzde rinoplasti ameliyat› uygulanan pek çok hastada nazal tip kompleksinin (alar k›k›rdaklar, kolumella ve nazal taban) sefalik rotasyonu, cerrahinin en önemli k›s›mlar›ndan birini olußturmaktad›r. Tip rotasyonunun planlanmas›nda de¤ißik faktörler rol oynamaktad›r. Bunlar(2): 1. Burun uzunlu¤u 2. Yüz uzunlu¤u 3. Üst dudak uzunlu¤u 4. Yüz oranlar› 5. Hastan›n estetik beklentileri 6. Cerrah›n estetik karar› ‹deal tip rotasyonu, ideal tip projeksiyonu ile birlikte olmal›d›r (Resim 1-2) (3). Nazal dorsal profil belirlenmeden tip rotasyonuna karar verilemez. Yüksek bir dorsum düßük tip rotasyonu görünümü verir. Nazal tip yukar›ya rotasyon yapt›kça, tip noktas› ile nasion aras›ndaki mesafe küçülür. Þekil 1: Nazolabial aç› 30 Rinit Sefalik T›p Rotasyonu Nazal tip cerrahisinde transkartilajinöz, interkartilajinöz ve marginal insizyonlar kullan›l›r. Tipe yaklaß›m teknikleri ise retrograd teknik, luksasyon tekni¤i ve eksternal yaklaß›m tekni¤idir. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 yöntemdir. Bu yöntemde ayr›lmam›ß, bütünlü¤ü korunan alar kartilaj segmentleri nazal tip için daha güçlü bir destek olußtururlar (Þekil 2). Resim 1: Hastan›n preoperatif lateral foto¤raf›. Þekil 2: Komplet strip tekni¤i. Alar kartilajlar›n sefalik rezeksiyonu ne kadar fazla yap›l›rsa tip rotasyonu o kadar fazla olur. Interrupted strip tekni¤i daha fazla sefalik rotasyon ihtiyac›n›n oldu¤u durumlarda kullan›l›r (Þekil 3). Bu teknik uygulan›rken burunda hafif-orta derecede projeksiyon kayb› olaca¤› unutulmamal›d›r. Resim 2: Hastan›n postoperatif lateral foto¤raf›. Hump rezeke edilmiß, tip rotasyonu ve tip projeksiyonu sa¤lanm›ß. Nazal tipin rotasyonu farkl› yöntemler kullan›larak yap›labilir. Bunlar: 1. Lateral krusun sefalik kenar›n›n rezeksiyonu 2. Septumun kaudal ucunun rezeksiyonu 3. Üst lateral kartilaj›n alt kenar›ndan kartilaj, cilt ve mukoza rezeksiyonu 1- Lateral krusun sefalik kenar›n›n rezeksiyonu Nazal tipin sefalik rotasyonunda en efektif yöntem lateral krusun sefalik kenar›n›n rezeksiyonudur(4). Bu ißlemle sefalik rotasyon sa¤lan›rken lobül de daralt›lm›ß olur. Kartilaj rezeksiyonu iki farkl› ßekilde yap›labilir: Komplet strip tekni¤i ve interrupted strip tekni¤i. Bunlardan komplet strip tekni¤i nazal anatomi izin verdi¤i ölçüde daima öncelikli tercih edilen Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Þekil 3: Interrupted strip tekni¤i. Rezeksiyonda ne kadar ç›kar›ld›¤› de¤il, ne kadar b›rak›ld›¤› önemlidir. Bu nedenle sefalik rezeksiyonlarda lateral kruslarda en az 5-7 mm’lik ßerit b›rak›lmal›d›r. Ne kadar rezeksiyon yap›l›rsa o kadar çok rotasyon gerçekleßir fakat lateral kruslarda yap›lacak aß›r› rezeksiyon nazal tip deste¤inde zay›flamaya neden olur. 2- Septumun kaudal ucunun rezeksiyonu Septumun kaudal ucunun kenar›na yap›lacak k›k›rdak parça rezeksiyonu nazal tipe sefalik rotasyon yapt›r›labilir (Þekil 4). Lateral krus rezeksiyonunun yetersiz oldu¤u durumlarda uygulan›r. Bu rezeksiyon, alar kenar göz önüne al›narak yap›lmal›d›r. Aksi halde hastada kolumella retraksiyonu Rinit Sefalik T›p Rotasyonu 31 gelißebilir. Bunun sonucunda da destek kayb› nedeniyle tip düßmesi gerçekleßir. Þekil 4: Septumun kaudal ucunun rezeksiyonu, üst lateral kartilaj›n alt kenar›ndan kartilaj rezeksiyonu, septal wedge eksizyonu ile birlikte yüksek septal transfiksiyon, medial kruran›n yüzeyel konveksitesinin redüksiyonu 3- Üst lateral kartilaj›n alt kenar›ndan kartilaj, cilt ve mukoza rezeksiyonu Sefalik rotasyonda üçüncü yol üst lateral kartilaj›n kaudal serbest kenar›ndan cilt ve mukoza içeren k›k›rdak üçgen parça rezeksiyonudur (Þekil 4). Ayn› zamanda lobül genißli¤i daralt›lm›ß olur. Nazal valvin fonksiyon hasar›ndan kaç›nmak için bu yöntem özenli bir cerrahi ve valv rekonstrüksiyonu gerektirir. 32 Rinit Sefalik T›p Rotasyonu Rotasyon ilüzyonu Rotasyon ilüzyonu, nazal tipin daha yukar› rotasyon yapt›¤› görüntüsünü verecek manüplasyonlard›r(5). Bunlardan ilki, pitotik tipin projeksiyonudur. Tip projeksiyonu artt›r›ld›¤›nda burnun nazofrontal noktadan tipe kadar olan mesafesi k›salm›ß gibi görünür, bu da rotasyonun artt›¤› hissini verir. ‹kincisi nazal dorsumun alçalt›lmas›d›r. Bu ißlemin sonucunda tip daha belirgin olur ve daha fazla rotasyonlu görülür. Ayr›ca nazolabial aç›y› keskin halden künt hale getirmekle de benzer bir ilüzyon elde edilebilir. KAYNAKLAR 1. Tardy ME Jr, Dayan S, Hecht D. Preoperative rhinoplasty: evaluation and analysis. Otolaryngol Clin North Am. 2002 Feb;35(1):1-27, v. 2. Daniel RK, Letourneau A. Rhinoplasty: nasal anatomy. Ann Plast Surg. 1988 Jan;20(1):5-13. 3. Tardy ME Jr. Graduated sculpture refinement of the nasal tip. Facial Plast Surg Clin North Am. 2004 Feb;12(1):5180. 4. Daniel RK. The nasal tip: anatomy and aesthetics. Plast Reconstr Surg. 1992 Feb;89(2):216-24. 5. Tardy ME Jr, Becker D, Weinberger M. Illusions in rhinoplasty. Facial Plast Surg. 1995 Jul;11(3):117-37. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 5 BULBÖZ T‹P H. Halis Ünlü ÖZET: Bülböz tip bazalden buruna bak›ld›¤›nda tip bölgesinin geniß veya kößeli ßekildeki görünümüdür. Bu makalede bülböz tip deformitesinin düzeltilmesinde kullan›lan yöntemler gözden geçirilmiß ve bu problemin düzeltilmesinde kullan›lan yöntemler algoritmik bir yaklaß›mla tart›ß›lm›ßt›r. Anahtar Kelimeler: Bulböz tip; geniß tip ABSTRACT: The bulbous tip is characterized by a broad, or rectangular appearance of the tip lobule on basal view. In this article, the available techniques for correction of the bulbous tip are reviewed and an algorithmic approach for the management of this problem is discussed. Key Words: Bulbous tip; boxy tip. Bazalden lobüle bak›ld›¤›nda tip bölgesinin k›k›rdak ve yumußak doku anomalisine ba¤l› üçgen ßekli yerine geniß, yuvarlak bazen kare ßeklinde, ki buna boxy tip diyoruz, ßekil bozuklu¤u göstermesidir (Resim 1,2). Bulböz tip deformitesinin düzeltilmesinde en önemli aßama deformitenin ve bu deformiteye neden olan yap›lar›n incelenmesidir (Make a good diagnosis and you’ll make a good cure)(1). Bulböz tip deformitesini geniß ve kal›n alar k›k›rdaklar, interdomal yumußak doku fazlal›¤› ve kal›n deri dokusu olußturabilir. Baz› yazarlar ince derili olgulardaki deformiteyi boxy tip kal›n derili olgulardaki deformiteyi ise bulböz tip deformitesi olarak ta tan›mlamaktad›rlar. Rohrich ve Adams bu tip deformitelerini analiz ederek üç gruba ay›rm›ßlar ve rekonstrüksiyon yöntemlerini deformitenin tipine göre tan›mlam›ßlard›r(2). Buna göre Tip I deformite interkrural aç›n›n 30 dereceden fazla oldu¤u yani interdomal mesafenin geniß oldu¤u olgulard›r ve bu olgularda alar k›k›rdaklar›n genißli¤i dom bölgesinde 4mm veya daha alt›ndad›r yani normaldir. Tip II ise interkrural aç› 30 derece yani normaldir buna karß›l›k dom bölgesinde alar k›k›rdaklar 4 mm den fazla genißli¤e sahiptirler. Tip III te ise hem interkrural aç› geniß hemde alar k›k›rdaklar dom bölgesinde genißlemißtir. Bulböz tip olgular›nda preoperatif analizde derinin özelli¤i de önemlidir. Özellikle ince derili hastalarda ameliyat esnas›nda dikkatli davran›lmas› gerekir. Tip cerrahisinde rekonstrüksiyon yaparken baßl›ca üç unsur dikkate al›nmaktad›r(3): 1-Projeksiyon 2-Rotasyon 3-Refinement Bu amaca yönelik olarak bulböz tip deformitesinin düzeltilmesinde sütür, rezeksiyon ve greft yöntemlerinden yararlanmaktay›z. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 SÜTÜRLER: ‹nterdomal, transdomal, intradomal, dom eßitleme, lateral krural spanning ve lateral krural matrix sütürlerinden yararlanmaktay›z. Yukar›daki s›n›fland›rmaya göre Tip I deformitelerde oldu¤u gibi interdomal mesafenin interkrural aç› genißli¤ine ba¤l› oldu¤u olgularda domlar aras›ndaki mesafeyi azaltmak için interdomal sütürü tercih etmekteyiz. Dom eßitleyici sütür de yine domlar aras› mesafeyi azaltmak için uygulad›¤›m›z bir çeßit interdomal sütür yöntemidir. Transdomal ve intradomal sütürler ise sadece domlar aras› mesafey› azaltmaz ayn› zamanda alar k›k›rdaklar›n dom bölgesindeki aç›lanmas›n› da azalt›r yani daha dar aç›l› hale getirirler. Tebbetts’in lateral krural spanning sütür ve Gruber ve Friedman’›n lateral krural matriks (Mustarde) sütürlerde lateral kruslara uygulanan ve konveksiteyi düzeltmeye yönelik ißlemlerdir(4,5). REZEKS‹YONLAR: S›kl›kla bulböz tip deformitelerinde geniß ve kal›n alar k›k›rdaklarla karß›laßmaktay›z. Bu olgularda alar k›k›rdaklardan sefalik rezeksiyon yaparak geniß olan alar k›k›rdaklar› normal boyuta indirmeliyiz. Burada aß›r› rezeksiyonlardan kaç›nmak gerekir. Ç›kartt›¤›m›z de¤il b›rakt›¤›m›z materyal önemlidir. En az 5-6 mm’lik lateral krus b›rak›lmal›d›r. Geniß ve kal›n alar k›k›rdaklardan fazlal›k lateral krusta ise oradan intermediate yada middle krusu da içeriyorsa bu k›sm›da içine alacak ßekilde genißletilmiß (extended) sefalik rezeksiyon yap›lmal›d›r. Daha sonra dom sütürleri ile ißlem tamamlan›r(1,3). Baz› olgularda bulböz tip deformitesi ile birlikte projeksiyon fazla olabilir. Bu tip durumlarda baz› yazarlar dom truncation ad› verilen yönlerle dom bölgesinin rezeke edilmesini önermektedirler ancak bu konuda deneyimimiz yoktur. Ancak dom bölge- Bulböz Tip 33 sinden rezeksiyon yap›ld›¤›nda mutlaka kalan k›k›rdaklar anatomik bütünlü¤ü sa¤layacak ßekilde sütüre edilmelidir aksi halde özellikle ince derili olgularda ciddi komplikasyonlar gelißebilir. Bulböz tip deformitesi ile birlikte overprojeksiyon olan olgularda kißisel uygulamam›z Lippsett manevras› ile projeksiyonu azaltmak rezeksiyon ve sütür ile ißlemi tamamlamakt›r(3). Tip bölgesinden yumußak doku rezeksiyonunu bulbözitenin düzeltilmesinde tercih etmiyoruz çünkü Ronald Gruber’in dedi¤i gibi "defatting does more harm than good."(5). krural flep olußturarak k›salt›yoruz (Resim 2). Projeksiyon düßük ise o zaman flep yerine Kridel in tan›mlad›¤› lateral krural steal denilen ißlemi yap›yoruz(6). Dom bölgesinin lateralinden bir miktar k›k›rda¤› mediale katacak sekilde dom sütürleri uygulamaktay›z. Her iki ißlemde lateral k›k›rda¤› k›saltarak bulbözitenin düzelmesine katk› sa¤lar. Olgularda dom bölgesinde asimetri, yeterli projeksiyonun sa¤lanamamas› ve infratip lobülün desteklenmesi gereken olgularda ise kolumellar strut veya shield greftleri ilave olarak kullanmaktay›z. GREFT UYGULAMALARI: Kolumella strut greft: Bulböz tip olgular›nda hem projeksiyonu artt›r›r hemde interdomal mesafenin kontrolünde iyi bir nirengi noktas› olußturur(4). Shield greft: Projeksiyonu düßük ve bulböz tip olgular›nda hem projeksiyonu artt›rmak hemde tip bölgesinin konturlar›n› düzeltmek amac›yla uygulamaktay›z.Yine ince derili olgularda kullan›lmas› sak›ncal›d›r(3). Lateral krural strut greft: Gunter’›n tan›mlad›¤› bu greft yöntemi ile bulböz tip deformitesindeki lateral krustaki aç›lanmay› düzeltmek amac›yla lateral krus ile vestibül cildi aras›na yerleßtirilir(3,4). BULBÖZ T‹P DEFORM‹TELER‹NE YAKLAÞIM ALGOR‹TM‹ Kendi uygulamalar›m›zda bu tip deformitelerde aßa¤›daki algoritme uygun olarak rekonstrüksiyon yapmaktay›z: Hafif derecede bulbözitesi olan olgularda interdomal mesafe normalse transkartilajinöz yaklaß›mla minimal sefalik rezeksiyon uygulamaktay›z. ‹nterdomal mesafe geniß ise o zaman eksternal yaklaß›mla minimal sefalik rezeksiyon ve dom sütürlerini uygulamaktay›z. Orta derecede bulbözitesi olanlarda ise eksternal yaklaß›mla lateral krusun medialinden sefalik rezeksiyon baz› olgularda intermediate krusuda içine alacak sekilde genißletilmiß (extended) sefalik rezeksiyon uygulamaktay›z.Ayr›ca gereken olgularda lateral krural spanning ve matriks sütürleride bu olgularda kullanmaktay›z (Resim 1). ‹leri derecede bulbözitesi olan olgular ise zor vakalard›r. Sefalik rezeksiyon ve dom sütürleri bu tip olgularda lateral krusun tam olarak düz hale gelmesini sa¤layamayabilir. Bu tip durumlarda öncelikle Tebbetts in tan›mlad›¤› lateral krural spanning veya Gruber ve Friedman’›n matriks sütürünü kullan›yoruz yeterli olmazsa lateral krural strut greft ile konveksiteyi düzleßtiriyoruz. Baz› olgularda lateral krusun fazla uzun olmas› nedeniyle konveksite ve sonuçta bulbozite olußabilir bu tip olgularda e¤er projeksiyon normalse ise lateral 34 Bulböz Tip a b Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 f c d e Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 g h › Bulböz Tip 35 i l Resim 1: Orta derecede bulbözite ile birlikte eksternal nazal deformitesi olan bir olgumuzun frontal(a), bazal(b) ve lateral(c) den ameliyat öncesi görüntüleri. Olgunun intraoperatif alar k›k›rdaklar›n›n kal›n ve geniß görüntüsü(d), sefalik rezeksiyon ißlemi( e), dom sütürleri(f ve g) ve dom eßitleme sütürü(h,› ve i) ve olgunun ameliyat sonras› görüntüleri izlenmekte(j,k ve l). J k 36 Bulböz Tip a Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 d b e c f Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Bulböz Tip 37 g › h 38 i Bulböz Tip Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 KAYNAKLAR 1- McKinney P.: Management of the bulbous nose, Plast Reconstr Surg, 2000, 106: 906-917. 2- Rohrich RJ., Adams WP.: The boxy nasal tip: Classification and management based on alar cartilage suturing techniques, Plast Reconstr Surg, 2001, 107:1849-1863. 3- Ünlü H.H.(Ed), Eksternal Rinoplasti, Turgut Yay›nc›l›k, ‹stanbul, 2004, p:26. 4- Tebbetts JB.(Ed), Primary Rhinoplasty, Mosby, Inc., St. Louis, Missouri, 1998, p:390. 5- Gruber RP., Friedman GD.: Suture algorithm for the broad or bulbous nasal tip, Plast Reconstr Surg, 2002, 110: 1752-1768. 6- Kridel RW., Konior RJ., Schumrick KA., Wright WK.: Advances in nasal tip surgery: the lateral crural steal, Arch Otolaryngol Head Neck Surg, 1989, 115: 1206-1209. J Resim 2: ‹leri derecede bulbözite ile birlikte eksternal nazal deformitesi olan bir olgumuzun frontal(a), bazal(b) ve lateral(c) den ameliyat öncesi görüntüleri. Olgunun intraoperatif alar k›k›rdaklar›n kal›n, geniß ve uzun görüntüsü(d), sefalik rezeksiyon ve dom sütürleri sonras› lateral krusu k›saltmaya yönelik lateral krural flep ißlemi (e, f, g, ve h) ve olgunun ameliyat sonras› görüntüleri izlenmekte(›, i vej). Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Bulböz Tip 39 6 D‹K‹Þ TEKN‹KLER‹ Nesil Keleß ÖZET: Tip kartilajlar›n›n ßekil de¤ißikli¤i için günümüze kadar pek çok dikiß tekni¤i tan›mlanm›ßt›r. Dikiß teknikleri kartilajlar›n yap›sal bütünlü¤ünü bozmadan hem kartilaj hem de yumußak doku kontrolünde kullan›labilirler. Dikiß teknikleri gelißtikten sonra rezeksiyon ve kartilaja zarar veren ezme teknikleri hemen hemen terk edilmißtir. Dikiß uygulamalar› aç›k rinoplasti tekni¤i ile daha kolay olmaktad›r. Ancak tip kartilaj› için tan›mlanan dikiß teknikleri her ne kadar zor da olsa kapal› rinoplasti yaklaß›m›nda da kullan›labilir. Dikißler kartilajlar›n ßekillerini kal›c› olarak sa¤lamakla sorumlu de¤illerdir. Postoperatif dönemde fibrozis gelißinceye kadar, k›k›rda¤› istenilen pozisyonda tutarlar. Bu bölümde dikiß tekniklerinin endikasyonlar›, avantaj ve dezavantajlar› tart›ß›lm›ßt›r. Anahtar Kelimeler: dikiß teknikleri, tip plasti, SUMMARY: Over the years, a number of suture techniques have been proposed to modify the shape of the tip cartilages. Suture techniques can be used to control both cartilage and soft tissue without disturbing structral integrity. The need for scoring and crushing , which damages cartilage, is drastically reduced when sutures are employed. Sutures are easiest to place when performing open rhinoplasty. However, many of the sutures to be described for tip plasty can in fact be used for closed approach. Sutures are not responsible for permanent maintenance of cartilage position. In the postoperative period, sutures hold the cartilages in desired position until fibrosis develops . In this article indications, advantages and disadvantages of suture techniques were discussed Key Words: suture techniques, tip plasty Rinoplastide nazal tip’i ßekillendirmede uygulanan non-destrüktif tekniklerin en önemli amac› alar kartilajlar›n yap›sal bütünlü¤ünü bozmadan tip’e ßekil vermektir.1 Dikiß teknikleri özellikle kartilaj ve yumußak dokuyu kontrol etmek amac›yla kullan›l›rlar.2 Bir dokuyu di¤erine yaklaßt›rman›n (dikißlerin konvansiyonel ißlevi) yan› s›ra do¤ru uygulanan dikiß teknikleri ile kartilaj›n ßekli de de¤ißtirilebilir. Dikißler kartilajlar›n ßekillerini kal›c› olarak sa¤lamakla sorumlu de¤illerdir. Postoperatif dönemde operasyon sahas›ndaki ba¤ dokusu kartilajlar›n yeni ßeklini korumak için biyolojik bir alç› gibi görev yapar. Fibrozis olußuncaya kadar k›k›rda¤› istenilen pozisyonda tutmak için kal›c› ya da yar› kal›c› dikiß materyalleri kullan›l›r. Kullan›lan dikiß materyalleri kal›c› naylon dikißler ya da yar› kal›c› PDS olabilir. 6 aydan fazla kalan herhangi bir dikiß materyali yeterli olacakt›r. Kartilaj›n gerilim alt›nda olmas› söz konusu oldu¤unda kal›n (4-0) dikiß materyali tercih edilir. Dikiß teknikleri gelißtikten sonra kartilaja zarar veren çizme ve ezme teknikleri hemen hemen terk edilmißtir. Dikiß uygulamalar› aç›k rinoplasti tekni¤i ile daha kolay olmaktad›r.3 Ancak tip kartilaj› için tan›mlanan dikiß teknikleri her ne kadar zor da olsa kapal› rinoplasti yaklaß›m›nda da kullan›labilir. Bu durumda s›kl›kla tip delivery(rim ensizyonu, inter- 40 Dikiß Teknikleri kartilajinöz ensizyon) tekni¤i kullan›l›r. Kapal› yaklaß›mda kullan›lamayacak olan dikiß teknikleri lateral krural spannig dikiß ve dorsum/radiks’e ait greftlere uygulanacak dikißlerdir. Hangi dikiß tekni¤i kullan›l›rsa kullan›ls›n, dikißin yap›sal etkilerini görmek için en az 5 dakika beklemek de yarar vard›r. Çünkü zaman içerisinde kartilaj›n katlanmas› ya da kaymas› hafif ßekil de¤ißikliklerine neden olabilir. Dolay›s›yla orijinal dikißin de¤ißtirilmesi ya da kuvvetlendirilmesi gerekir. Dikißler en çok tip ßekillendirme de, dorsal greftlerde, tip greftlerini yerinde tutmada ve alar taban daraltma ißlemlerinde yararl›d›r. Þaß›rt›c› olsa da dikiß tekniklerinin geçmißi, rinoplasti kadar eskidir. Dikiß Tekniklerinde Temel Prensipler Geniß lateral krus b›rak›lmal›(yaklaß›k 6mm): Lateral krus sefalik rezeksiyonu geride yeterli miktarda (yaklaß›k 6mm) kartilaj b›rakacak ßekilde yap›l›rsa, geride kalan lateral krus üzerinde ißlem yapmaya müsait olacak kadar kuvvetli olur. (Resim 1) E¤er geride kalan lateral krus 5-6 mm’den dar olursa, dikißleri yerleßtirmek zor olur.4 Ayr›ca kartilaj›n fazla rezeksiyonu sonucunda kartilaj yeni ßeklini koruyamayacak kadar zay›flayabilir. K›saca- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 s› kartilaj›n hem dikißle ßekillendirilmesi hem de ßeklini korumas› güçleßir. Kolumella-septal dikiß: E¤er tip yüksekli¤inde(dorsal septuma göre) de¤ißiklik yap›lmas› gerekiyorsa, kolumella-septal dikiß kullan›l›r. Bu dikiß aßa¤›da belirtilen amaçlarla kullan›lmaktad›r: 1. Transfiksiyon/interkartilajinöz ensizyonlarla kaybolabilecek tip destek ve devaml›l›¤›n› sa¤lamak 2. Tip projeksiyonunu art›rmak 3. Tip rotasyonu sa¤lamak 4. Hanging kolumellay› düzeltmek 5. Overprojeksiyonu azaltmak(deprojeksiyon) Resim 1: Lateral krus sefalik rezeksiyonu geride yeterli miktarda (yaklaß›k 6mm) alar kartilaj b›rakacak ßekilde yap›lmal›d›r. Dikißlerin geç dönem etkileri: Dikißlerin yaratt›¤› etkiler operasyon süresi içerisinde de¤ißebilir. Bu durum özellikle dom dikißleri için geçerlidir. Bu dikißler dome bölgesine ilk uyguland›¤›nda, dom yeterince simetrik görünebilir. Ancak burnun di¤er bölgeleri düzeltilip, dom bölgesine geri dönüldü¤ünde, dikißler ilk uyguland›¤›nda belli olmayan bir asimetri belirgin hale gelebilir ya da dom genißli¤inde istenmeyen de¤ißiklikler ortaya ç›kabilir. Ayr›ca, tip kartilajlar›nda yap›lan herhangi bir de¤ißiklik bir önceki ad›mda uygulanm›ß olan ßekil ya da aç›lar› de¤ißtirebilir. E¤er böyle bir sorun olursa cerrah dikißleri yeniden uygulayabilir ya da tümüyle alabilir. Önemli olan operasyonun baß›nda uygulanm›ß olan dikißlerin sonuçlar›n›n gözlenmesi ve gere¤inde de¤ißikliklerin yap›lmas›d›r. Dikiß çeßidi ve kal›nl›¤›: Dikiß çeßit ve kal›nl›¤›n›n seçimi dikiß prensiplerinin çok fazla önemi olmayan k›sm›d›r. Yukar›da da belirtildi¤i gibi k›k›rda¤›n gerilim alt›nda oldu¤u koßullarda kal›n (4-0) dikiß materyalleri önerilir. ‹nce kartilajlar için de s›kl›kla 5-0 dikißler kullan›l›r. Dikiß at›l›rken, üzerinin yumußak doku ile örtülmesine özen gösterildi¤i ve vestibüler cilt ile mukozadan geçmemesine dikkat edildi¤i için dikißlerin d›ßar›dan görülmesi gibi bir sorunla s›kl›kla karß›laß›lmaz. Ayr›ca dikiß materyalinin rengi de çok önemli de¤ildir. ‹¤ne olarak tercih edilen ise keskin i¤ne yerine atravmatik i¤nedir. Keskin i¤neler özellikle i¤nenin bir kaç kez girip ç›kmas› gerekti¤i durumlarda kartilaj yap›s› ince olan alar kartilajlara zarar verebilir. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Kolumella-septal dikiß at›lmadan önce, tip kartilajlar›n›n nazal dorsuma göre yüksekli¤inin ne kadar olmas› gerekti¤ine karar vermekte yarar vard›r. Genellikle dom yüksekli¤i dorsumun 6-8mm üzerinde olmal›d›r. Her ne kadar tip projeksiyonu için bu miktar fazla gibi görünse de, supratip bölgesinde ki cilt di¤er bölgelere göre, örn:radiks daha kal›nd›r. Yükseklik kal›n ciltli hastalarda 10mm’ye kadar olabilece¤i gibi, ince ciltli hastalarda ise 68mm’den daha az olabilir.3 ‹nterkartilajinöz ensizyonla birlikte uygulanan transfiksiyon ensizyonu tip kartilajlar›n›n aras›ndaki ba¤lant›y› azalt›p, tip’in düßmesine neden olabilece¤inden kolumella-septal dikiß s›kl›kla (her zaman de¤il) gereklidir. Dikißler ile tip deste¤inin gerekli olup olmad›¤› transfiksiyon ve interkartilajinöz ensizyonlar uygulanmadan hemen önce ve uyguland›ktan hemen sonra tip kartilajlar›na basarak anlaß›l›r. Kolumella-septal dikißler tip greftleme ve kolumellar strut gereksinimini azalt›rlar. Tip greftlerinin pek çok avantajlar› olsa da, kolumella-septal dikißler ya da di¤er tip dikißler› kullan›ld›¤›nda greftlerin kullan›lmalar›na gerek kalmayabilir. Ayr›ca tip projeksiyonu için tip greftleri gerekse bile, dikiß kullan›ld›¤›nda daha az›na gereksinim olacakt›r. Kolumella-septal dikißlar tip projeksiyonu ve uygun tip yüksekli¤i sa¤larlar. Her ne kadar s›k kullan›lmasa da, overprojekte bir burunda kolumella-septal dikißler tip kartilajlar›n› indirmek için de kullan›labilirler. Dikißin amac› ister tip kartilajlar›n› indirmek ister yükseltmek olsun, hafif bir gerginlik yeterlidir. Teknik: ‹¤ne middle kruslar›n yapraklar›n›n aras›ndan geçirildikten sonra daha önce yap›lm›ß olan transfiksiyon ensizyonundan ç›kart›l›r. Dikiß middle kruslar›n aras›nda ki fibröz septadan geçirildi¤i için güvenli bir dikißdir. Dikiß daha sonra kaudal septumda (membranöz de¤il) cerrah›n tip kartilajlar›n›n projeksiyonunu sa¤lamak istedi¤i seviyeden geçirilir. ‹¤ne daha sonra tekrar middle kruslardan geçirilerek dü¤üm at›l›r. (Resim 2) Dü¤üm at›l›rken fazla gerilmesi kolumellar retraksiyona neden olabilir. Kolumella retraksiyonuna neden olmamak için kolumella septal dikiß dü¤ümü biraz gevßek ba¤lanma- Dikiß Teknikleri 41 l›d›r. Middle kruslar ile kaudal septum aras›na küçük klemp gibi bir aletin girebilece¤i kadar boßluk b›rak›lmas› yeterli olur. Tip kartilajlar›n›n projeksiyonu için tek dikiß yeterlidir. Septum mukoperikondriumunun kolumella vestibuler cildine yak›nlaßmas›n› sa¤layan transfiksiyon dikißinin aksine, kolumella septal dikiß kartilaj- kartilaj onar›m dikißidir ve dolay›s›yla daha sa¤lam ve uzun ömürlüdür. Teknik: Öncelikle dom’un altta kalan mukoperikondriumuna bir miktar lokal anestetik enjekte edilir. Böylece i¤nenin vestibüler ciltten geçmesi önlenir.(Resim 4) Genellikle dü¤üm domun medial bölümünde kalacak ßekilde 4-0 naylon ile matres dikiß at›l›r. (Resim 5) ‹¤nenin vestibüler ciltten geçmedi¤ini teyid etmek için, k›k›rda¤› geçtikten sonra i¤ne k›sa bir süre k›k›rdakta b›rak›l›r. Daha sonra metali hissetmek için portegü ile lateral kruslar›n alt k›sm›na dokunulur. Resim 4: Transdomal dikiß at›l›rken i¤nenin vestibüler ciltten geçmemesine dikkat edilmelidir.3 Resim 2: Kolumella-septal dikiß middle kruslar› kaudal septuma ba¤lar.3 Transdomal dikiß: Transdomal dikiß ilk olarak Daniel ve Regnault2 ve Tardy taraf›ndan kullan›lm›ßt›r.5 Transdomal dikiß öncelikle dom’u daraltmak, ikincil olarak da lateral krus konveksitesini azaltmak amac›yla kullan›l›r. Ayr›ca az da olsa tip projeksiyonunu artt›r›r. (Resim 3) Resim 5: Transdomal dikiß dü¤ümler domun medial yüzünde kalacak ßekilde at›l›r.3 Transdomal dikiß dü¤ümlendi¤inde, tip kartilajlar›n›n daralmas›yla beraber, hafif bir projeksiyon art›ß› da görülür. E¤er transdomal dikiß çok s›k› dü¤ümlenirse, dom çok sivri olur. Normal dom yuvarlak olup, keskin kenarlar› olmaz. Son olarak da dü¤ümün domun medial taraf›nda olmas› tercih edilmelidir. Lateral tarafta kal›rsa lateral krusun ßeklini bozabilir. Resim 3: Transdomal dikiß nazal tipi daralt›rken hafif projeksiyon sa¤lar. 42 Dikiß Teknikleri Domlar›n aß›r› ßekilde daralt›lmamas›na dikkat edilmelidir. Dom fazla daralt›l›rsa alt bölümde kalan cildin dar çat›ya uyum göstermesi zor olur. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Transdomal dikiß domu daralt›r ve hafif bir projeksiyon sa¤lar. ‹nterdomal dikiß: ‹nterdomal dikiß dom yüksekli¤inde asimetri saptand›¤›nda, interdomal mesafe daralt›lmak istenildi¤inde veya dom kartilajlar›n›n zay›f olmalar› nedeniyle ayr›lma e¤iliminde olduklar›nda uygulan›r. Asimetri ve interdomal genißlik en iyi ameliyat masas›n›n baß›ndan bak›larak de¤erlendirilir. Dom dikißleri çok simetrik olarak at›lm›ß olsa da, bazen tip kartilajlar› bükülebilir ve dikiß at›lmadan öncesine göre daha asimetrik olabilir. Asimetri genellikle transdomal dikißler at›ld›ktan sonra daha belirgin hale gelir. Bu teknik bir problem olmaktan çok basitçe tip kartilajlar›n yap›s›ndan dolay›d›r ve iç kuvvetler kartilajlar›n asimetrik olmas›na neden olur. Böyle bir sorun ç›karsa, middle kruslar›n interdomal dikiß ile birbirine dikilmesiyle kolayl›ka çözülebilir. ‹nterdomal dikiß olas› her türlü asimetriyi düzeltebilir. Teknik: ‹nterdomal dikiß, domun yaklaß›k 34mm arkas›nda 4-0 naylon dikiß ile middle kruslar› yaklaßt›racak ßekilde at›l›r. Dikiß yeri domlar›n yeterince arkas›nda (genellikle 1-3mm) kalacak ßekilde seçilmeli, ancak dikiß middle kruslar› simetrik olarak bir arada tutabilmelidir.(Resim 6) Resim 6: ‹nterdomal dikiß middle kruslar›n medial yüzlerini yaklaßt›rmak amac›yla dom yüksekli¤inin birkaç milimetre alt hizas›ndan 4-0 naylon ya da PDS at›l›r.3 ‹nterdomal dikiß asimetri hangi nedenle olursa olsun tip kartilajlar›n›n simetri ve stabilizasyonunu sa¤lamaya yard›mc› olur. (Resim 7) Resim 7: ‹nterdomal dikiß tip kartilajlar›n›n simetri ve stabilizasyonunu sa¤lar. ‹nterkrural dikiß: ‹nterkrural dikiß middle kruslar›n medial yüzüne kolumella genißli¤i ve aç›kl›¤›n› azaltmak için at›l›r.3 Middle kruslar›n medial yüzüne at›ld›¤›nda, interkrural dikiß middle kruslar›n diversiyon aç›s›n› kontrol eder. Ayr›ca tip kartilajlar›n›n d›ßar›ya do¤ru aç›lmas›n› önler ve kolumellay› daralt›r. Sefalik k›sma at›ld›¤›nda, interkrural dikiß sadece asimetriyi düzeltmez, ayr›ca domlar›n sefalik uçlar› aras›ndaki mesafeyi ayarlar. (Resim 8) Resim 8: ‹nterkrural dikiß middle kruslar›n medial yüzüne at›l›r.3 Teknik: ‹nterkrural dikißde i¤ne bir krusun medial yüzünden girip vestübüler ciltten geçmeden lateral yüzünden ç›kar ve tekrar lateral yüzden girip medial yüzden ç›kar. Di¤er krusada benzer ißlem yap›ld›ktan sonra dü¤üm at›l›r. Dikiß kolumellada istenilen daralmay› sa¤lad›ktan sonra fazla gerilmeden di¤er dü¤ümler at›l›r. ‹nterkrural dikißler, kolumellar strut stabilizasyonunu sa¤lamak amac›yla da kullan›lan dikißlerdir.(Resim 9) Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Dikiß Teknikleri 43 zamanl› olarak tip projeksiyonunu artt›r›r. Tek bir lateral krural spanning dikiß lateral alar kartilajlar› düzeltirken rutin olarak tip projeksiyonunu da 1-2 mm artt›r›r.1 Bu dikiß aßa¤›da belirtilen amaçlarla kullan›labilir: 1. Lateral alar konveksitenin düzeltilmesi 2. Tip lobül rotasyonu 3. Tip projeksiyonunu artt›rmak 4. ‹nterdomal mesafeyi düzeltmek 5. ‹nterkrural mesafeyi(domlar üzerindeki tip aç›kl›¤›) ayarlamak 6. Lateral krus rotasyonunu düzeltmek Resim 9: ‹nterkrural dikißler kolumellar strut stabilizasyonunu sa¤larlar. ‹nterdomal dikiß tip asimetri problemlerini düzeltir. ‹nterkrural dikiß kolumella genißli¤ini düzeltir. Her iki dikiß hafif bir tip deste¤i ve projeksiyon sa¤lar. Lateral krural spanning dikiß: Lateral alar konveksite primer rinoplastide en s›k karß›laß›lan deformitedir. Lateral alar kartilajlar tip bulbozitesine neden olurlar. Tip bulbozitesinin düzeltilmesi için çok çeßitli agresif cerrahi girißimler uygulanm›ßt›r. Maalesef destrüktif teknikler alar kollaps ya da uzun dönemde alar kartilajda çökme gibi problemlere neden olup, lateral kruslar›n yap›sal bütünlü¤ünü ve fonksiyonlar›n› bozarlar. ‹lk olarak Tebbets6 taraf›ndan tan›mlanan lateral krural spannig dikiß lateral kruslarda herhangi bir yap›sal bütünlük kayb›na yol açmadan, sekonder deformite riskini azaltarak tip bülbözitesini düzeltir. Lateral konveksite genellikle her iki alar kartilaj›n 2 mm’den az yaklaßt›r›lmas›yla düzeltilebilir ve "boxy tip" görünümü "triangular tip" e dönebilir. Olgular›n ço¤unda deformitenin tam olarak düzeltilmesi için toplam 3 mm’den az bir yer de¤ißtirme gereklidir. Alar kartilajlar›n ßeklinde ki hafif de¤ißiklikler nazal tipteki pek çok deformiteyi düzeltir.1 Dikißler dü¤üm at›l›rken kuvvet uygulad›klar›ndan, dü¤ümün hafif s›k›lmas› yeterlidir. Dikkat edilmesi gereken dikiß dü¤ümünün fazla s›k›lmamas›d›r. Dü¤ümün aß›r› s›k›lmas› normal anatomik ba¤lant›lar› bozabilir. Lateral krural spanning dikiß 4-0 PDS ya da naylon dikiß materyali ile bir taraf lateral krus sefalik bölümüyle di¤er taraf lateral krus sefalik bölümü aras›na at›lan horizantal matres dikißdir. (Resim 10) Her ne kadar genellikle horizontal matres dikiß olsa da basit dikiß de kullan›labilir. Dikiß gerildi¤inde, direk kuvvetler konveksiteyi azalt›rken, lateral kruslar›n uzun aks›na uygulanan indirek kuvvetler eß 44 Dikiß Teknikleri Resim 10: Lateral spanning dikiß lateral kruslar›n sefalik k›sm›na at›l›r.3 Teknik: Lateral krus sefalik bölümü rezeke edildikten sonra, dikiß genellikle dom seviyesinin 6-8 mm alt›na at›l›r. Çünkü dom ço¤u olguda septal dorsum seviyesinin 6-8 mm üstünde olmal›d›r. Cilt ne kadar kal›nsa, supratip cilt kal›nl›¤›n›n kamufle edilebilmesi için tip septal dorsumdan o kadar yüksek olmal›d›r. Lateral krus spannig dikiß sa¤ krus medial yüzeyinden i¤ne mukozan›n üzerinde olacak ßekilde baßlan›r, i¤ne lateral kartilaj›n cilt taraf›ndan ç›kart›l›r. ‹¤ne tekrar lateral kartilaj›n kaudal taraf›ndan geçirilir. Ayn› ißlem di¤er lateral kartilaja da uygulan›r ve cerrahi dü¤üm at›l›r. Bütün tip kartilaj dikißlerinde oldu¤u gibi bu dikißle de burnu aß›r› daraltmak veya projeksiyonu fazla artt›rmak mümkündür. Ameliyat esnas›nda cerrah masan›n baß›na geçip bu dikiß ile lateral kruslarda ne kadarl›k bir daralma elde edildi¤ini, lateral kruslar›n gere¤in- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 den fazla medyale getirilip istenmeyen bir alar retraksiyona neden olup olmad›¤›n› görebilir. Spanning dikiß sadece burnu daralt›p, tip kartilaj konveksitesini azaltmaz, ayr›ca dikiß septal dorsum üzerinde oldu¤undan tip deste¤ini sa¤lamada da yard›mc› olur.3 Spannig dikißin nazal dorsal septumdan geçirilmesi tip kartilajlar›n› fikse edece¤inden, rinoplastinin sonunda yap›labilecek de¤ißikliklere olanak tan›maz. Bu nedenle dikißlerin septal dorsumdan geçirilmemesinde yarar var. Ancak, dorsal septumun üzerindeki spanning dikißler tip’in a¤›rl›¤› nedeniyle septal aç›n›n önüne düßerlerse, dorsal septumdan geçirilmeleri uygun olur. Bu spanning dikißin di¤er bir 4-0 dikißle dorsal septuma dikilmesiyle gerçekleßir. Böylece supratip deformitesi önlenir. Spanning dikiß nazal tipi daralt›r ve tip projeksiyonunu sa¤lamada yard›mc› olur. Her olguda bütün dikißlerin kullan›lmas› gerekli de¤ildir. Amaç bir ya da daha fazla dikiß kullan›p ideal anatomik ßeklin elde edilmesidir. Ayr›ca bir dikißten ilk denemede en iyi sonucu elde etmek her zaman mümkün de¤ildir. Dikißler de¤erlendirildikten sonra yenilenebilir. Ayr›ca dikiß at›ld›ktan 5 dakika sonra tekrar de¤erlendirilip, istenilen fonksiyonu yerine getirip getirmedi¤i gözlenmelidir. S›kl›kla ilk baßta kartilajlar› do¤ru bir ßekilde tutan dikißler, kartilajlar e¤ilip bükülüp yeni bir ßekil ald›¤›nda etkisini kaybedebilir. E¤er böyle bir ßey olursa dikißi yenilemek, tekrar denemek, veya yeni bir dikiß atmak yeterli olur. DORSAL GREFT D‹K‹ÞLER‹ Dorsal greftler ister aç›k ister kapal› teknikle yerleßtirilsinler, iyi bir cep olußturulmad›¤› sürece kayma e¤ilimindedirler.3 ‹yi bir cep olußturulmas› da her zaman kolay de¤ildir. Dorsal greftler sefalik olarak yer de¤ißtirme e¤ilimindedirler. Dolay›s›yla dorsal grefti kaudal uçtan dikmek istenilen ßekli elde etmede yard›mc› olabilir. S›kl›kla 4-0 PDS veya naylon dikiß ile greftin en kaudal ucundan direk dorsuma dikilmesi yeterli olur. (Resim 11) Greftin orta bölümüne tek dikiß at›lmas› genellikle yeterlidir. Greftin iki taraf›na dikiß at›lmas› idealdir ancak teknik olarak zordur. Dikißin at›lmas›nda ki en küçük bir hata greftin orta hattan kaymas›na neden olur. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 11: Dorsal greft dikißi ile dorsal greftlerin stabilizasyonu sa¤lan›r.3 T‹P GREFT D‹K‹ÞLER‹ Tip greftlerinin satbilizasyonu aç›k teknik ile gerçekleßtirilir. Kullan›lacak olan greft tipe uygun bir aç›da bir penset ile tutulur ve No 27 i¤ne greft ve burun dokusundan geçerek grefti stabilize eder. Daha sonra grefti yerinde tutacak olan dikiß önce greftin arka (kaudal) bölümüden geçip anterior septal aç›dan ç›k›l›r.‹¤ne daha sonra tekrar greftten geçirilir ve dü¤üm at›l›r. Di¤er dikiß tekniklerinde kullan›lan›n 4-0 dikiß materyeli yerine burada kartilaj›n ince olmas› nedeniyle 5-0 dikiß materyali kullan›l›r. KAYNAKLAR 1. Tebbets J. Secondary tip modification : Shaping and positioning the nasal tip using non-destructive techniques. In Tebbets J ed. Primary Rhinoplasty A new approach to the logic and techniques.St. Louis:Mosby-Year Book, 2000, pp 261-311. 2. Daniel RK, Regnault P, eds. Aesthetic Plastic Surgery. Boston:Little, Brown,1993,pp253-255. 3. Gruber RP. Suture techniques.In Gunter JP, Rohrich RJ, Adams WP eds.Dallas Rhinoplasty Nasal surgery by the masters .St. Louis:Quality Mediacal Publishing Inc.,2002, pp.254-270. 4. Gruber RP, Friedman GD. Suture Algorithm for the broad and bulbous nasal tip. Plast. Reconstr. Surg. 110:1752-68, 2002. 5. Tardy ME Jr, Patt BS, Walter MA. Transdomal suture refinement of the nasal tip :Long-term outcomes.Facial Plast Surg 9:275, 1993. 6. Tebbets J. Shaping and positioning the nasal tip without structural disruption:"a systematic apprach." Plast Reconstr Surg 94:61,1994 Dikiß Teknikleri 45 7 AS‹METR‹K T‹P CERRAH‹S‹ Ö. Taßk›n Yücel ÖZET: Asimetri, rinoplasti ameliyatlar›nda pre operatif ve post operatif olarak karß›laß›labilecek bir durumdur. Asimetri nedeni olabilecek bölgelerden biriside tip bölgesidir. Tip bölgesindeki asimetri preoperatif dönemde de¤erlendirilmeli ve alar k›k›rdaklardaki patoloji de¤erlendirilerek gerekli yaklaß›m planlanmal›d›r. Bu yaz›da alar k›k›rdaklarda olabilecek asimetri tipleri ve bunlara yönelik cerrahi yaklaß›mlar tart›ß›lacakt›r. Anahtar Kelimeler: Burun ucu, asimetri ABSTRACT: Asymmetry can be seen preoperatively or postoperatively in rhinoplasty operations. Tip region is one the sites that causes asymmetry at the nose. Asymmetry at the tip must be cautiously evaluated preoperatively and alar cartilage problem must be addressed during surgery. In this paper, alar asymmetry types and surgical approaches to these problems will be discussed Key Words: Nasal tip, asymmetry Tip asimetrisi rinoplasti hastalar›nda s›kl›kla karß›laß›lan bir durumdur. Ameliyat öncesi de¤erlendirmede veya operasyon s›ras›nda gözden kaçmas› post operatif devrede problem ç›raracak durumlar›n ortaya ç›kmas›na neden olabilir. Bu nedenle preoperatif de¤erlendirmede tipdeki asimetrilere dikkat edilmeli ve cerrahi planda detaylara önem verilmelidir. Tip asimetrileri temelde iki ana nedene ba¤l› olarak ortaya ç›kabilir. Bunlar tip elemanlar› d›ß›nda ki anatomik yap›lar›n etkisiyle ortaya ç›kan nedenler (ekstrensek) ve tipdeki anatomik olußumlara ba¤l› olarak ortaya ç›kan nedenler olarak ayr›labilir (intrensek)(1). Ekstrensek nedenler septum deviasyonlar›, üst lateral k›k›rdak asimetrileri nazal kemik asimetrilerine ba¤l› olarak görülür (2;3). ‹ntrensek nedenler ise alar k›k›rdaklar›n asimetrilerine ba¤l› olarak ortaya ç›kar. Bu asimetrilerin neler olabilece¤ini bilmek için alar k›krdaklar›n anatomisini tekrar gözden geçirmekte yarar vard›r. ALAR KIKIRDAKLAR: Alar k›k›rdaklar medial krura, intermediate krura, dome bölgesi ve lateral kruralardan olußur. Medial kruralar nazal spine önünde kolumellan›n yaklaß›k 4/5 k›sm›nda yer al›rlar, indermediate kruralar medial kruralar›n birbirinden uzaklaßt›¤› ve yaklaß›k 60-90 derece birbiriyle aç› yapt›¤› yap›lar ßeklindedir. Dome bölgesinde tepe noktas›n› olußturan alar k›krdaklar buradan superior ve laterale do¤ru uzanarak lateral k›k›rdaklar› olußtururlar. Bu k›k›rdak yap›lara göre Rohrich ve ark. (4) dört ana tipte tip asimetrisi tarif etmißlerdir. (Tablo 1) Tip I: Medial kruslarda görülür. Genellikle konveks olan krura, konkav ve medial kruraya göre daha bask›n durumdad›r. E¤er yaln›zca medial kruralarda asimetri mevcutsa ve dome bölgesine ilerlemiyorsa d›ßardan asimetri fark edilmiyebilir. Bunun yan›nda özellikle tabandan görünümde görülen bu asimetriye septum kaudal ucundaki deviasyonlarda neden olabilir. E¤er asimetriye septum neden oluyorsa bunun septuma müdahale edilerek düzeltilmesi gereklidir. Tip II: Bu asimetride medial kruralardan kaynaklan›r. Ancak bu durumda kruralar›n boylar›nda eßitsizlik söz konusudur ve dolay›s›yla bu durum dome bölgesinde asimetriye neden olur. Daha uzun olan medial Tablo 1. Tip asimetrilerinde alar k›k›rdak s›n›fland›rmas› Tip I MED‹AL KRUS ‹NTERMED‹ATE KRUS LATERAL KRUS B‹R TARAF KONVEKS UZUNLUK FARKI VAR NORMAL D‹ÚER TARAF KONKAV, UZUNLUK FARKI VAR Tip II UZUNLUK FARKI VAR NORMAL NORMAL Tip III NORMAL UZUNLUK FARKI VAR NORMAL B‹R TARAF GEN‹Þ AÇILI Tip IV 46 FARK OLAB‹L‹R Asimetrik Tip Cerrahisi FARK OLAB‹L‹R FARK OLAB‹L‹R Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 krus tek tarafl› olarak over projeksiyon gösteren dome görünümü olußur. Bazal görünümde herhangi bir asimetri mevcut de¤ildir. E¤er bu manevralarla simetri sa¤lanamazsa projeksiyonu az olan tarafa cap greft uygulamas› da gerekli olabilir(7,8) (Þekil 1). Tip III: Bu tip patolojide medial kruralar aras›nda asimetri mevcut de¤ildir. Alar k›k›rdaklaradan birisi d›ßar› do¤ru daha geniß bir aç› çizmektedir. Tek trafl› olarak boxy tip görünümü mevcuttur. Tipi belirleyen noktalar aras›ndaki, mesafe artm›ßt›r. Genellikle d›ßar› do¤ru aç›lan k›k›rdak taraf›nda dome noktas› di¤erine göre daha aßa¤›dad›r. Bazal görünümde asimetri mevcut de¤ildir ancak yukar›dan görünümde asimetri mevcuttur. Tip IV: Bir çok hastada yukar›daki asimetrilerin bir kombinasyonu mevcuttur. Rohrich ve arkadaßlar› asimetrik tipi bu ßekilde s›nfland›rmaktad›r, ancak kendileri lateral krus asimetrilerinin pek önemli olmad›¤›n› belirtmekle beraber birçok burunda bu tarzda asimetrilerinde bulundu¤u ve bir tarafta uzun olan lateral krusun özellikle yukardan bak›ßta asimetrelere neden oldu¤u görülmektedir. Tip asimetrilerine yaklaß›mda ekstrensek nedenlerinde yani burunda genel olarak deviasyona neden olan septum deviasyonu, nazal kemiklerde asimetrinin tek baß›na veya tip asimetrileriyle beraber bu asimetrilere neden olabilece¤ini ak›lda tutmak gereklidir. T‹P AS‹METR‹LER‹NDE CERRAH‹: Tip cerrahisinde anatomik olußumlara daha iyi hakim olunmas› , özellikle asimetrilerin düzeltilmesinde cerraha avantaj sa¤lamas› ve yap›lacak manevralar›n (sütür uygulamas›, eksizyonlara, k›k›rdak greft uygulamas› gibi) daha hassas bir ßekilde yap›labilmesi nedeniyle genellikle aç›k yaklaß›m tercih edilen yöntem olarak karß›m›za gelmektedir (5,6). Asimetrilerin düzeltilmesinde kapal› yöntemle kamuflaj greft uygulamalar›da denenebilir, ancak bu uygulamalarda greft için olußturulacak cebin büyük hassasiyetle olußturulmas› gerekmektedir. Tip 1 asimetrilerde cerrahi yöntem: Bu tip asimetrilerde genellikle eßitleyici sütür uygulamas›yla, strut greftlerin yerleßtirilmesi yeterli olmaktad›r. Transdomal sütür uygulamalar› iki taraf aras›nda asimetrinin art›ß›na da neden olabilirler, tek bir alar k›k›rda¤a yerleßtirilecek olan sütür bu k›k›rdakta projeksiyon art›ß›na neden olacakt›r. Bu nedenlerden ötürü interdomal sütür uygulamas› asimetrik alar k›k›rdaklar›n ayn› hizaya gelmesini kolaylaßt›racakt›r. ‹ki k›k›rdak aras›na yerleßtirilecek olan strut hem projeksiyon kayb›n› önleyecek hem de iki k›k›rdak aras›ndaki asimetrinin düzelmesine katk›da bulunacakt›r. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Þekil 1. Asimetri Tip I ve cerrahisi Tip 2 asimetrilerde cerrahi yöntem: Tip 2 asimetrilerde medial kruralar aras›na uzunluk farkl›l›¤› mevcuttur. E¤er normal projeksiyona sahip olan taraf uzunsa k›sa olan taraf›n ba¤lant›s›ndan ayr›l›p sütürlerle ve strut uygulamas›yla uzun olan tarafa eßitlenmesi gereklidir. E¤er k›sa olan taraf›n projeksiyonu normalse bu durumda uzun olan taraf›n medial kruras›nda kesi yap›larak k›saltma sa¤lanmal› ve k›sa olan tarafa strut ve sütürlerle tespit yap›lmal›d›r (Þekil 2). Tip 3 asimetrilerde cerrahi yöntem: Bu tip asimetrilerde medial kruralarda problem yoktur. Dome bölgesinde k›k›rdak daha geniß bir aç› çizmektedir. Bu durumda görünüm tek tarafl› boxy tip deformitesi görünümündedir. U deformitede sütür uygulamalar› ve strut uygulamas› ile sonuç elde edilebilir(9) (Þekil 3). Tip 4 asimetrilerde cerrahi yöntem: Yukar›da say›lan tip deformitelerinin çeßitli kombinasyonlar› bu tipi olußturmaktad›r. Yukar›da say›lan cerrahi uygulamalar bu asimetride de geçerlili¤ini korumaktad›r. Ancak bunlar›n yan›nda özellikle lateral kruralarda olan asimetrilerde tipde Asimetrik Tip Cerrahisi 47 asimetrilere neden olmaktad›r. Bu durumda tek tarafl› vertikal k›k›rdak insziyonlar› ve uzunlu¤u fazla olan k›k›rda¤›n ç›kar›larak kalan uçlar›n karß›l›kl› dikilmesi gerekli olmaktad›r(10)(Þekil 4). Þekil 2. Asimetri Tip II ve cerrahisi Þekil 4. Lateral krus asimetrisi ve cerrahisi Sonuç olarak tip asimetrilerinde iyi sonuç alabilmek için iyi bir de¤erlendirme ve buna uygun olarak seçilecek cerrahi yaklaß›ma ihtiyaç oldu¤u görülmektedir. Bu problemi olan hastalarda aç›k yaklaß›m›n tercih edilmesi ve önceli¤in sütür uygulamalar›na verilmesi, ancak gerekli oldu¤u durumlarda da k›k›rdak greft ve k›k›rdak ay›ran (vertikal dome division) yöntemlerin kullan›lmas› gerekli görülmektedir. KAYNAKLAR 1. Foda HM. External rhinoplasty: a critical analysis of 500 cases. J Laryngol Otol. 2003 Jun;117(6):473-7 de la Fuente A, Martin del Yerro JL. Calibrated nasal tip: review of 100 cases.Aesthetic Plast Surg. 1994 Fall;18(4):357-61 3. Farkas LG, Kolar JC, Munro IR. Geography of the nose: a morphometric study.Aesthetic Plast Surg. 1986;10(4):191-223 4. Rohrich RJ, Griffin JR. Correction of intrinsic nasal tip asymmetries in primary rhinoplasty. Plast Reconstr Surg. 2003 Nov;112(6):1699-712 5. Kridel RW, Yoon PJ, Koch RJ. Prevention and correction of nasal tip bossae in rhinoplasty.Arch Facial Plast Surg. 2003 Sep-Oct;5(5):416-22. 6. Behmand RA, Ghavami A, Guyuron B. Nasal tip sutures part I: the evolution Plast Reconstr Surg. 2003 Sep 15;112(4):11257. Guyuron B. Footplates of the medial crura.Plast Reconstr Surg. 1998 Apr;101(5):1359-63. 8. Gillman GS, Simons RL, Lee DJ. Nasal tip bossae in rhinoplasty. Etiology, predisposing factors, and management techniques.Arch Facial Plast Surg. 1999 Apr-Jun;1(2):83-9 9. Constantian MB. An algorithm for correcting the asymmetrical nose. Plast Reconstr Surg. 1989 May;83(5):801-11 10. Constantinides M, Liu ES, Miller PJ, Adamson PA. Vertical lobule division in rhinoplasty: maintaining an intact strip.Arch Facial Plast Surg. 2001 Oct-Dec;3(4):258-63. 2. Þekil 3. Asimetri Tip III ve cerrahisi 48 Asimetrik Tip Cerrahisi Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 8 “OVERPROJEKTE” BURUNA YAKLAÞIM: DEPROJEKS‹YON TEKN‹KLER‹ ‹smet Aslan ÖZET: Burnun bütün bir ßekilde fasyal düzlemden anteriora olan uzan›m› olarak tan›mlanan nasal projeksiyonun fazlal›¤› beraberinde hem fonksiyonel hem de kozmetik sorunlar› getirir. Fonksiyonel sorun genellikle nasal valve bölgesinden kaynaklan›rken kozmetik sorun aßikard›r. Bu sorunun düzeltilmesi fasyal orant›sal harmonileri bozmadan güç bir ißlemdir. Bu yaz›da böylesine güç bir sorunun çözülebilmesi için sorunun etyolojik anatomik nedenleri ve olas› korreksiyon alternatifleri sistemli bir ßekilde özetlenmißtir. Anahtar Kelimeler: projeksiyon, nasal valve SUMMARY: Defined as the anterior protrusion of the nose off the facial plane, overprojection of the nose brings along both functional and cosmetic problems. While the functional problem usually originates from the nasal valve area, the cosmetic problem is obvious. The surgical correction of the problem without disturbing the facial proportional harmony is not easy. In this article, the etiological anatomic deformities that underlie the problem and the possible theurapeutic alternatives are outlined in a systematic way. Key Words: projection, nasal valve Klasik redüksiyon rinoplastisi mevcut bir fazlal›¤› ortadan kald›rmay› amaçlar. Olmayan bir yap›n›n ortaya ç›kar›lmaya çal›ß›ld›¤› "augmentasyon" rinoplastisi ise rinoplasti cerrahlar› aras›nda çok daha zor bir ißlem olarak kabul edilir. Klasik redüksiyon rinoplastisi teknikleri aras›nda kabul edilmesine karß›l›k projeksiyonu fazla olan bir burnu fasyal oran ve harmonileri bozmadan yüz plan›na yak›nlaßt›rmak kolay bir ißlem de¤ildir (Resim 1). Çünkü yüz plan›ndan projeksiyonu aß›r› fazla olan bir burunun rinoplastisi temel olarak tip cerrahisi ile geçekleßtirilir ve nasal tipin cerrahi korreksiyonu rinoplastinin en güç ve sonucu önceden tahmin edilemesi en zor bölümüdür(1). Tan›mlayan tip projeksiyonu 2 ßekilde tan›mlanabilir(2). Birincisi özellikle burun projeksiyonunu tan›mlayan, vertikal yüz plan›ndan nazal tipe kadar olan mesafedir ve ala çizgisinden burun tip tan›mlama noktas›na (tip defining point) kadar olan mesafe olarak ölçülür (Þekil 1). Di¤eri ise daha çok nazal tip projeksiyonunu tan›mlayan lateral yüz görünümündeki dorsal burun çizgisinin üzerinde kalan tip projeksiyonudur (Þekil 1). Nasal tip projeksiyonu hem estetik aç›dan (fasyal harmoni), hem de fonksiyonel aç›dan (yeterli hava ak›m›) son derece önemlidir. Tip projekisyonunu azaltan herhangi bir girißim nasal valve bölgesini etkileyerek hava ak›m›n› azaltabilir ve postoperatif dönemde burun t›kan›kl›¤›na yol açabilir(3). Bu nedenle estetik kayg›lar› ortadan kald›rmak isterken fonksiyonel hava yolu sorunlar› yaratmamak için projeksiyonu fazla olan bir burnu preoperatif dönemde çok iyi analiz etmek ve planlamas›n› çok dikkatli bir ßekilde yapmak zorunludur. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 1: Nasal tip over-projeksiyonu Þekil 1: Tip projeksiyonunun ßematik olarak gösterilmesi “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri 49 Fasyal plandan anteriora uzanan tip projeksiyonu, burnun uzunlu¤u ve tipin projeksiyonu aras›ndaki hassas bir dengeden olußur. Örne¤in projeksiyon burun uzunlu¤una göre fazlaysa burun protruziv ve genellikle k›sa olarak görünür. Di¤er bir ßekilde, e¤er burun uzunlu¤u normalden daha k›sa ise tip projeksionu normal s›n›rlarda olmas›na karß›l›k aß›r› projekte olarak alg›lanabilir. Preoperatif analiz esnas›nda fasyal proporsiyonlar›n analizi çok iyi yap›lmal› ve görsel illüzyonlara yan›l›p pseudoprojeksiyonlar tedavi edilmeye çal›ß›lmamal›d›r. Tip projeksiyonunun kantitatif de¤erlendirilmesi için sefalometerik ölçümlere dayanan bir çok bir çok matematiksel formüller gelißtirilmißtir (4, 5, 6). Bu formüllerin karmaß›kl›¤› ortadad›r ve sonuçta temel olan burun son ßeklinin hekimin ve hastan›n gözüne hoß gelmesidir. Ama ßuras› da unutulmamal›d›r ki cerrahi esnas›nda yap›lan minör de¤ißiklikler postoperatif hastan›n görünümünde büyük de¤ißikliklere yol açabilir. Tip projeksiyonu için geniß bir kabul edilebilirlik marj› oldu¤undan dolay› cerrahi esnas›nda uygulanacak minor bir tip retrodeplasman manevras›, postoperatif dönemde burun görünümünde belirgin bir düzelme sa¤layabilir. Anterior septal aç› bölgesinde aß›r› gelißmiß bir septum bulunmas› tip projeksiyonunun fazlal›¤›na yol açar. Bu etki klinik olarak çad›r dire¤i (tent-pole) deformitesi ßeklinde tip projeksiyonuna, üst duda¤›n çekilmesine ve nasolabial aç›n›n silinmesine yol açar ve bu ßekilde maksillogingival mesafe belirginleßir (Resim 2). Di¤er taraftan anterior nasal spinan›n büyümesi premaksiller bölgede rahatl›kla palpe edilebilir ve lateral yumußak doku röntgenogramlar›nda ortaya konabilir (Resim 3). Her iki durumun da cerrahi düzeltme septal kartilaj ve/veya anterior nasal spinan›n redüksiyonuna ba¤l›d›r. Klinik pratik esnas›nda, overprojekte bir burun tipi ile karß›laß›ld›¤› zaman (pinokyo burnu) bu görünümün etyolojisi belirlenmelidir: 1- Aß›r› gelißmiß baz› anatomik yap›lar a. Alar kartilajlar i. Medial krus ii. Median krus iii. Lateral krus b. Septal kartilaj (dorsal ya da kaudal septum) c. Nasal spina Resim 2: Primer olarak septum nedenli tip projeksiyonunda artma Resim 3: Anterior nasal spina hipertrofisi kaynakl› tip overprojeksiyonu Benzer bir ßekilde nazofrontal aç›s› derin bir k›sa burnun (Resim 4) ya da saddle deformitesindeki bir nazal dorsuma ba¤l› pseudoprojeksiyonlar›n (Resim 5) tedavileri dorsal greftler ile augmentasyondur. d. Kombine anatomik deformiteler 2- Komßu yap›lar›n yetersizli¤i(pseudoprojeksiyon) a. Derin nasofrontal aç› b. Nasal dorsumun saddle (e¤er) deformitesi c. Mandibuler retrusyon 3- Maksillan›n anterior deplasman› Nazal tip overprojeksiyonuna yol açan yukardaki anatomik bozukluklar›n yan›nda osteokartilajinöz burun iskeletini saran cildin aß›r› anteroposterior boyutu (kal›nl›¤›) burun projeksiyonunun de¤erlendirilmesinde dikkate al›nmas› gerekli durumlardan biridir. Burun üzerindeki cilt osteokartilajinöz iskelet üzerinde gerçekleßtirilen redüksiyona uyum sa¤layabilmelidir. E¤er cilt redüksiyon sonras›nda yeterli derecede kontrakte olam›yorsa, tan›mlama noktalar›nda (defining points) kay›p ortaya ç›kabilir. Bu da nihayi sonuçta tatminden uzak bir sonuç elde edilmesine yol açabilir. 50 “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri Resim 4: Derin nasofrontal Resim 5: ‹atrojenik saddle aç›ya ba¤l› overprojeksiyon deformitesine ba¤l› illüzyonu pseudooverprojeksiyon Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Bunun yan›nda asl›nda projeksiyonu normal olan fakat mevcut mandibuler retrognati nedeniyle aß›r› projekte olarak görünüm alan burunlar›n cerrahi tedavileri mandibuler osteotomiler ile anatomik korreksiyonun ya da basit çene implantlar› ile görsel düzeltmenin sa¤lanmas›d›r (Resim 6). Son olarak overprojeksiyonun temel nedeni olan anterior uzan›ml› maksilla deformitelerinde Le Fort I osteotomiler yard›m› ile retropozisyon sa¤lanabilir (Resim 7). Resim 8a, 8b: Alar kartilajlar›n intrensek deformitesine ba¤l› gerçek overprojeksiyon Resim 6: Mandibuler retrognati nedeniyle projeksiyonda artma izlenimi Resim 7: Anterior uzan›ml› maksilla deformitesine ba¤l› tip projeksiyonunda artma Yukarda say›lan deformitelerin hepsi aß›r› projekte burunlar›n sekonder ya da ikinci planda kalan nedenleri olarak kabul edilebilir. Nazal tip overprojeksiyonunun temel nedeni ise bu olußumun ana elemanlar› olan alar kartilaj segmentlerindeki deformitelerdir. Anatomik anormallik alar kartilajlarda ise (Resim 8a, 8b) kruslar›n kendi aras›nda ve ayn› zamanda kruslar ile tipin geri kalan elemanlar› aras›nda (kaudal septum, upper lateral kartilajlar, anterior nasal spina vb) bulunan ince ve kompleks ilißkiye hasar vermeden korreksiyona gidilmelidir. Bu bölge öylesine hassas bir bölgedir ki ufak bir hata hem kozmetik olarak kabul edilmeyecek sonuçlara, hem de ciddi fonksiyonel hava yolu problemlerine neden olabilir. Bu nedenle alar kartilajlar›n krural segmentlerinin modifikasyonu esnas›nda çok dikkatli bir analiz ve cerrahi planlama yap›lmal›d›r. Nasal tip projeksiyonunun modifikasyonunda Anderson’un tarif etti¤i tripod konsepti tip dinamiklerinin anlaß›lmas› bak›m›ndan son derece önemlidir (Þekil 2)(7). Anderson’un tripod konseptine göre burun tipi yüzün vertikal plan›na 3 ayakl› bir tripod ßeklinde oturur. Alar kartilajlar›n lateral kruslar› tripodun arkadaki iki aya¤›n›, her iki alar kartilaj›n birleßik medial kruslar› tek bir yap› olarak tripodun anterior (k›sa) aya¤›n› olußturur. Bu konsepte göre Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Þekil 2: Tripod konsepti e¤er tripodun di¤er ayaklar› sabit kalmak koßulu ile anterior (k›sa) aya¤› (birleßik medial kruslar) k›sal›rsa burun tipi rotasyon kaybeder ve düßerek ptotik olur. E¤er tripodun arka ayaklar› (lateral kruslar) simetrik ßekilde k›sal›rsa burun tipi rotasyon kazan›r, fakat projeksiyonda bir kazan›m olmaz. E¤er tripodun arka ayaklar› simetrik olmayan ßekilde bir taraftan k›salt›l›p modifiye edilirse nasal tip orta hattan sapar (ya da asimetrik ise bu ßekilde bir manevra ile tip simetrisi sa¤lanabilir). E¤er nasal tripodun her 3 aya¤› da eßit ve orant›sal bir ßekilde k›salt›l›rsa burun tipi fasyal plana (posteriora) yaklaß›r; deprojeksiyon sa¤lan›r. Tripodun 3 aya¤›n›n bütünlü¤ünün sa¤layan temel yap›lar alar kartilajlar›n kruslar›d›r. Yanl›z nasal tirpoddaki oynamalar sadece kartilajlar›n rezeke edilmeleri ile ortaya ç›kmaz. Basal tripodun önemli baz› destek yap›lar› vard›r. Tipin stabilizasyon sa¤layan destek noktalar›nda ortaya ç›kan baz› durumlar tripod ayaklar›nda gevßemelere, güç kay›plar›na ve dolay›s›yla yukarda anlat›lan dinamik tripod deformasyonlar›na yol açabilir. Medial kruslar bir bütün olarak fibröz ligamanlar ile septumun kaudal bölümüne yap›ß›r ve bu ßekilde büyük güç kazan›rlar. Bu, tripodun ön aya¤› için temel “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri 51 destek noktas›d›r. Septoplastilerde septuma kaudal uçtan yaklaß›m için uygulanan hemitransfiksiyon insizyonu bu deste¤in yar›s›n›, kapal› rinoplastilerde ulaß›m yolu olarak uygulanan bilateral komplet transfiksiyon insizyonu ise bu deste¤in tamam›n›n kayb›na yol açar. Aç›k teknik rinoplastide ise bu bölgeye insizyon ulaß›m yolu olarak kullan›lmad›¤›ndan tipin major stabilizasyon yap›lar›ndan biri olan bu ligamanlar hasar görmemiß olur. Ayn› ßekilde alar kartilajlar ile upper lateral kartilajlar aras›nda birbirinin içine geçecek ßekilde olußmuß fibroz ba¤lant› lateral kruslar için, yani tripodun arka ayaklar› için major bir destek yap›d›r. Bu yap›n›n zedelenmesi (ör: interkartilajinöz insizyon) tripod yap›s›n›n yani nasal tipin temel destek yap›lar›ndan birinin zedelenmesine yol açar. Yine ayn› ßekilde kapal› rinoplastide interkartilajinöz insizyon kullan›ld›¤›ndan bu destek hasar görebilirken aç›k rinoplastide bu destek yap›s›na dokunulmam›ß olur. Tripodun destek yap›lar›ndan bir di¤eri ise alar kartilajlar›n lateral kruslar›n›n priform aperturaya oturdu¤u bölgede bulunan sesamoid kartilaj kompleksleridir, ki lateral kruslara büyük destek sa¤lar. Bunun yan›nda alar domlar›n interdomal fibroz bandlar ile birbirlerine ve anterior septal aç›ya olan ba¤lant›lar› tripodun bir di¤er destek yap›s›n› olußturur. Alar kartilajlardan burun cildine giden fibröz ligamanlar da (Pitanguy ligamanlar›) tipin geri kalan destek yap›lar›n› belirler. Nasal tipin projeksiyonunu sa¤layan normal destek yap›lar›n› olußturun bu elemanlar her hangi bir cerrahi müdahele esnas›nda hasar görürse, tipin bu destek yap›lar› hasar görür ve derecesine göre projeksiyon kaybeder. Bir burun tipinin projeksiyon kaybetmesi için mutlaka kartilaj rezeksiyonu yapmak gerekmez. Bu destek noktalar›nda ortaya ç›kabilecek zedelenme burnun çökmesine ve dolay›s›yla projeksiyon kayb›na neden olabilir. ler Tip Projeksiyonunu Azaltan Cerrahi Teknik1- Cerrahi yaklaß›m ßekli: Aç›k? Kapal›? Yukarda anlat›lan tip destek mekanizmalar›n› etkileyerek (zay›flatarak), osteokartilajinöz iskelete ulaß›m için uygulanan insizyonlar burun tipinde projeksiyon kayb›na yol açabilir. Aç›k teknik septorinoplasti agressif bir cerrahi girißim olarak görülmesine karß›l›k yukarda say›lan tip destek mekanizmalar›ndan sadece alar kartilajlar ile cilt aras›ndaki Pitanguy ligamanlar›n› etkiler. Kapal› teknik ile uygulanan "kartilaj delivery" yaklaß›m› interkartilajinöz ve marjinal insizyonlar ile hem interdomal ligamanlar› zay›flat›r, hem de bu yaklaß›m ile upper lateral kartilaj ile alar kartilajlar aras›nda bulunan fibröz ba¤lant› kesilmiß olur. E¤er transfikasiyon insizyonu yap›l›rsa medial krus ve septum aras›nda 52 “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri bulunan ligamanlar da kesilmiß olur. Septuma ulaß›m için e¤er transfiksiyon insizyonu membranöz septumdan de¤ilde daha yüksek bir noktadan (Killian transkartilajinöz insizyonu ßeklinde) yap›l›rsa septum-medial krus aras›ndaki ligamanlar korunur ve dolay›s›yla tipin bu major stabilizasyon mekanizmas› korunmuß olur. Osteokartilajinöz iskelete hiç bir müdahelede bulunulmadan sadece bu insizyonlar ile de burun tipinde projeksiyon kayb› yaratmak mümkündür. Bu durum pratik hayatta daha çok rinoplastinin bir komplikasyonu olarak karß›m›za ç›kar. Overprojeksiyonu bulunan bir burnun cerrahi korreksiyonunda ise baßka ek projeksiyon düßürücü manevralar da yapmak gerekir. 2- Sütür Teknikleri Ça¤daß rinoplastide sütür teknikleri her zaman agressif rezeksiyon tekniklerine tercih edilmelidir. Bir rinoplasti ne kadar konservatif ßekilde uygulan›rsa postoepratif amaçlanan neticeye ulaßmak o denli mümkündür. Agresif bir cerrahi sonras›nda ortaya ç›kabilecek komplikasyon oran› hem kozmetik hem de fonksiyonel aç›dan daha yüksektir. Tip projeksiyonunu azaltmak için uygulanan sütür teknikleri önceleri Rafaty(8) taraf›ndan ortaya at›lm›ß, ayn› teknik daha sonra Tebbetts(9) taraf›ndan gelißtirilerek 3-4 mm’lik deprojeksiyonlar sa¤lanabilmißtir. Tebbetts uygulad›¤› bu sütürleri PCS (projection control sutures) olarak isimlendirmißtir. PCS uygulanarak gerçekleßtirilen deprojeksiyon girißimi tip kompleksinde intrensek olarak bulunan mobiliteden faydalan›larak gerçekleßtirilir. Baß ve ißaret parma¤› ile kolumellay› tutup posteriora do¤ru iterek nasal tipte belirgin bir projeksiyon kayb› yaratmak mümükündür. PCS bu simülasyonun ayn›s›n› gerçekleßtirir (Þekil 3). Medial kruslar ile kaudal septum aras›ndaki do¤al ligamanlar kesilerek medial kruslar, do¤al ba¤lant› noktalar›n›n yaklaß›k 3-4 mm posteriorunda olacak ßekilde kaudal septuma emilmeyen sütür mataryelleri ile dikilip sabitlenir. Kullan›lan sütür materyeli 5/0 kal›nl›kta, i¤nesi keskin olmayan atravmatik bir materyel olmal›d›r. PCS uygulamas› effektif bir yöntemdir. Yanl›z PCS etkisi ile medial kruslarda e¤ilmeler ortaya ç›kmas› muhtemeldir. Bu da kolumella sarkmas›na ve kolumella lobul aç›s›n›n de¤ißmesine yol açabilir. Bu ßekilde medial kruslardaki e¤ilip bükülmeleri engellemek için medial kruslar› ve dolay›s›yla kolumellay› stabilize edecek interkrural strut uygulanmas› gereklidir. Sütür teknikleri uygulayarak deprojeksiyon yaratan tekniklerinin en zor k›sm› teknik uyguland›ktan sonra burnun geri kalan k›s›mlar›ndaki harmoninin bozulmas›n›n engellenmesidir. Örne¤in projeksiyon kontrol sütürleri ile tipte deprojeksiyon sa¤land›¤› zaman alar kartilajlar›n lateral kruslar›nda ya da Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 riorda kesilerek lateral tabanl› bir flep olußturulur (flep lateral krus, dom ve medial krusun bir bölümünden olußur). Olußturulan bu flebin medial ucundan tam kat kompozit bir segment (vestibül cildi ile birlikte) rezeke edilir ve daha önceden kesilen medial krusun posterior ucuna dikilerek retrodeplasman sa¤lan›r. Þekil 3: Tip projeksiyonunun azalt›lmas›nda projeksiyon kontrol sütürünün ßematik gösterilmesi dom bölgesinde ßißkinlik ortaya ç›kabilir Ortaya ç›kan bu ßekildeki bir harmoni bozulmas› bir ßekilde kompanse edilmelidir. Agressif cerrahi yöntemlerden olan lateral krus segmentinin ya da dom bölgesinin rezeksiyonu yerine daha konservatif yaklaß›mlar ile bu sorun giderilebilir. Örne¤in LCSS (lateral crus spannin sutur) ya da DSS (dome spanning sütür) uygulanarak çok daha konservatif bir ßekilde bu deformite ortadan kald›r›labilir. Olgular›n büyük bir k›sm›nda kartilaj transeksiyonu ya da rezeksiyonu gerekli de¤ildir. E¤er konservatif nondestrüktif yöntemler baßar›s›z olursa kartilaj transseksiyonu veya rezeksiyonu gerçekleßtirilebilir. Ancak kartilaj transseksiyonu yap›l›rsa ard›ndan hemen uçuca rekonstrüksiyon, kartilaj rezeksiyonu uygulan›rsa ard›ndan hemen onlay rekonstrüksiyon gerçekleßtirilmelidir. Bu ßekilde tip destek mekanizmalar›n›n tekrar sa¤lanmas› gerçekleßtirilir ve uzun dönemde doformite riski azalt›l›r. Daha sonra bu yöntemin bir çok modifikasyonlar› denenmißtir. Berman ayn› yöntemi vestibül cildini koruyarak uygulam›ß ve dom morselizasyonu yapm›ßt›r(11). Goodman, Spina ve McCurdy temel olarak medial krus rezeksiyonu yap›lan bu yöntemin modifikasyonlar›n› gerçekleßtirmißlerdir(12,13,14). Conrad medial krusun birden fazla seviyeden rezeksiyonunu ve ortaya ç›kan dom-lateral krus segmentinin morselizasyonunu tarif etmißtir(15). Lateral kruslar›n rezeksiyonu: Lateral kruslar›n rezeksiyon yöntemleri günümüze kadar bir çok araßt›rmac› taraf›ndan denenmiß olup halen bu yöntemin güvenilirli¤i hakk›ndaki tart›ßmalar devam etmektedir. Conroy lateral krusun tamam›n› rezeke etmiß ve ciddi bir postoperatif estetik ya da fonksiyonel sorun ile karß›laßmad›¤›n› idda etmißtir(16). Safian lateral krusun en lateral ucunu rezeke etmiß(17), Peck ise bu ißleme dom bölgesinin skorlamas›n› ilave etmißtir(18). Brennan lateral krusun hemen dom lateralindeki segmentinin rezeksiyonunu tercih etmiß (Resim 9)(19), Levinson ise e¤ilip bükülmeleri engellemek amac›yla lateral krus orta k›sm›ndan V ßeklinde kartilaj segmenti rezeke etmißtir(20). Projeksiyon kontrol sütürleri at›ld›ktan sonra tip harmonisinde ortaya ç›kmas› muhtemel bir di¤er sorun medial kruslar›n tabanlar›ndaki lateral protrüzyondur. Her iki medial krus taban› aras›ndaki gözeli dokunun eksizyonu ve sonras›nda aradaki interkrural strut ile birbirine dikilmesi bu sorunu ortadan kald›rabilirse de basit olarak medial krus tabanlar›n›n protrude olan k›s›mlar›n›n eksizyonu da problemi çözebilir. Resim 9: Lateral krus rezeksiyonu ve rekonstrüksiyon 3- Rezeksiyon Teknikleri Medial kruslar›n rezeksiyonu: Medial kruslar›n rezeksiyonunda bir çok yöntem gelißtirilmißtir. Kartilaj medial kruslar›n rezeksiyonu ile birlikte vestibül cildinin de rezeke edilip edilmemesi hakk›nda tam bir fikir birli¤i yoktur. Lipsett medial krus rezeksiyonunu ilk ortaya atanlardan biridir(10). Transfiksiyon-alar rim insizyonu yap›larak medial krus ante- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Temel olarak tarif edilen bu rezeksiyon tekniklerinin tümü tipin major destek mekanizmalar›n› bozar ve neticede mutlaka kartilaj devaml›l›¤› sütürler ile sa¤lan›p kaybolan bu destek mekanizmalar› yerine konmal›d›r. Bu yöntemler agresif metodlard›r ve mümkün oldu¤unca ikinci planda tercih edilmelidirler. “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri 53 Dom rezeksiyon teknikleri: Yine ayn› ßekilde dom bölgesinin rezeksiyonu için bir çok modifikasyonlar gelißtirilmiß, cerrahlar kißisel tercihlerine göre tip projeksiyonunu azaltmak için dom rezeksiyonu gerçekleßtirmißlerdir. Lewis üçgen bir dom segmenti ç›karm›ß(21), Close ise medial krus ve lateral krus bölgelerinden eß miktarda kartilaj rezeksiyonu gerçekleßtirmißtir(22). Kridel ve Konior ise dom alt›ndaki vestibül cildini eleve etmiß, daha sonra kal›c› horizontal interdomal matress sütürleri koymuß ve bu stabilizan sütürün anterior bölümünde kalan overprojekte dom bölgesini rezeke etmißlerdir(23). Lateral krus rezeksiyon teknikleri için yap›lan ve gerçek olan eleßtirilerin tümü dom rezeksiyon teknikleri için de geçerlidir. Bu teknikler agressif tekniklerdir. Destabilizan etkileri çok güçlüdür. E¤er yap›lmak zorunda kal›nm›ß ise mutlaka bütünlü¤ü sa¤lay›c› önlemlerin al›nmas› zorunludur. Dom rezeksiyonundan sonra rezeke edilen bölümün üzerine onlay greft koymak kamuflaj aç›s›ndan son derece önemlidir. Tüm rezeksiyon tekniklerinde kartilaj alt›ndaki vestibül cildinin de rezeke edilip edilmemesi üzerinde araßt›rmac›lar aras›nda tam bir fikir birli¤i yoktur. Vestibul cildinin elastik olmad›¤› ve kartilaj ßekillendirmesinden sonra çeßitli yap›ß›kl›klara yol açabilece¤inden dolay› rezeke edilmesini savunanlar›n yan›nda(17), vestibül cildinin alttan bir destek sa¤lad›¤›n› ve bu nedenle korunmas› gerekti¤ini idda edenler de vard›r(24). Ancak ßuras› unutulmamal›d›r ki vestibül cildinin rezeksiyoundan sonra vestibül stenozu gelißebilir ve bu da çözümü en güç olan fonksiyonel sorunlar›n baß›nda gelir. Özellikle tip projeksiyonunu azaltmak için uygulanan lateral krus rezeksiyonlar›nda çok dikkatli olunmal›d›r. Tripod konseptine göre dikkatli bir ßekilde planlanmadan yap›lacak lateral krus rezeksiyonlar› projeksiyonu azaltay›m derken aß›r› bir tip sefalik rotasyonuna neden olabilir. Yaz›n›n içinde de de¤inildi¤i gibi e¤er bu ißlem simetrik olarak yap›lmaz ise tipte ciddi defleksiyonlara neden olabilir. Her türlü rezeksiyondan sonra kartilaj devaml›l›¤› sütürler ile sa¤lanmal›d›r. Aksi takdirde revizyon ile cerrahi korreksiyonu son derece güç durumlar ortaya ç›kabilir. Sonuç olarak söylemek gerekirse projeksiyonu fazla bir burnu yüz plan›na yaklaßt›rmak kolay bir ißlemdir fakat hem estetik hem de fonksiyonel aç›dan iyi sonuç alabilmek son derece güçtür. Burun bölümleri aras›ndaki harmonik uyumu ve fonksiyonel hava yolu yeterlili¤ini sa¤layarak bu amac› gerçekleßtirmek için preoperatif dönemde çok dikkatli bir analiz yapmak ve bu analizin gerektirdi¤i ßekilde operasyonu planlamak iyi bir sonuç almak için tek ßanst›r. 54 “Overpnojeke” Buruna Yaklaß›m: Deprojeksiyon Teknikleri KAYNAKLAR 1- Papanastasiou S, Logan A, Aesth. Plast. Surg. 2000;24:353-356. 2- Tebbetts JB. Primary Rhinoplasty, A New Approach to the Logic and the Techniques, Mosby Inc St. Louis, 2000. p. 397-403. 3- Bernd RN, Plast Reconst Surg, 2001;108:768-770. 4- Larrabee WF: Facial analysis for rhinoplasty. Otolaryngol Clin North Am 1987;20:653-674. 5- Hilger PA, Webster RC, Hilger JA et al: A computerized nasal analysis system. Arch Otolaryngol 1983;109:653661. 6- Byrd SH, Hobar PG: Rhinoplasty: A practical guide for surgical planning. Plast Reconstr Surg 1993; 91:642-647. 7- Anderson J: A reasoned approach to nasal base surgery. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1984;110:349-358. 8- Rafaty EM: Correction of the overrojecting nasal tip by the suture technique. Arch Otolaryngol 1997; 103:361-365. 9- Tebbetts JB: Shaping and positioning the nasal tip without structural disruption: A new systematic approach. Plast Reconstr Surg 1994;94:61-77. 10- Lipsett EM: A new approach to surgery of the lower cartilaginous vault. Arch Otolaryngol 1959;70:42-47. 11- Berman WE: Surgery of the nasal tip. Otolaryngol Clin North Am 1975;8:563-574. 12- Goodman WS: External approach to rhinoplasty. Can J Otolaryngol 1973;2:207-210. 13- Spina V, Kamakura L, Psillakis J: A new method for correction of the prominent tip. Plast Reconstr Surg 1973;51:416-420. 14- McCurdy JA: Reduction of the excessive nasal tip projection with a modified Lipsett technique. Ann Plast Surg 1978;1:478-480. 15- Conrad K: Nasal tip reduction—Predictable part of rhinoplasty. J Otolaryngol 1981;10:420-432. 16- Conroy WC: Simple nasal tip setback. Plast Reconstr Surg 1964;33:564-567. 17- Safian J: The split-cartilage tip technique of rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 1970;45:217-220. 18- Peck G: The difficult nasal tip. Clin Plast Surg 1977;4:103110. 19- Brennan HG:Dome splitting technique in rhinoplasty with overlay of lateral crura. Arch Otolaryngol 1983; 109:586592. 20- Levinson SR: V-wedge crura resection in nasal tip surgery. Laryngoscope 1992;102:832-836. 21- Lewis JR Jr: Atlas of Aesthetic Plastic Surgery. Little Brown Boston, 1973. p. 122. 22- Close LG, Schaefer SD, Schultz BA: The over-projecting nasal tip: Precise reduction without rotation. Laryngoscope 1987;97:931-936. 23- Kridel RW, Konior RJ: Dome truncation for management of the overprojected nasal tip. Ann Plast Surg 1990; 24: 385396. 24- Smith TW: Reliable methods of tip reduction. Arch Otolaryngol 1978;104:564-569. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 9 GERG‹N BURUN Cemal Cingi Özet: Burun aks›n›n orta hatta bulundu¤u ancak burun projeksiyonunun çok oldu¤u deformitelere gergin burun ad› verilir. Burun ç›k›nt›s› normalden daha fazlad›r. Nazal spin belirgindir. Projeksiyonun fazlal›¤›n› ba¤l› olarak nazal valvde daralma ve solunum fonksiyonunda bozulma eßlik edebilir. Etyoloji genellikle gelißimseldir. Cerrahi girißimin amac› projeksiyonu azaltmak ve gerekli durumlarda tip rotasyonu sa¤lamakt›r. K›k›rdak piramitten geniß bir rezeksiyon gerekir. Alar k›k›rdaklar›n medial ve lateral kuruslar›n›n çok gelißmiß oldu¤u durumlarda lateral kuruslarda rezeksiyon ve sütürler uygulanabilir. Anahtar Kelimeler: gergin burun, pinokyo burun, nazal deformite Summary: Tension nose is the deformity of the nose with nasal projection which is more than normal. The nose is in the midline and there is no deviation. Nose and nasal spine is more prominent which results in narrowing of the nasal valve and impairment of respiratoy function. Etiology is generally developmental. The purpose of the surgery is to decrease the projection and to rotate the tip. Bony and cartilage pyramid is resected as much as necessary to decrease the tension. If medial and lateral crura are very well developed, lateral crura can be corrected with resection and sutures Key Words: tension nose, pinochio nose, nasal deformity Gergin burun, burun aks›n›n orta hatta bulundu¤u ancak burun projeksiyonunun çok oldu¤u, di¤er bir de¤ißle burun ç›k›nt›s›n›n normalden daha fazla oldu¤u deformitelere verilen isimdir(1,2). Gergin burun veya over projekte buruna sahip kißiler genellikle önden görünüßlerinden ßikayetçi olmazlar. Burun aks› orta hatta oldu¤u ve nazal dorsum genißli¤i fazla olmad›¤› için önden bak›ßta genellikle sorun olmaz. Onlar› rahats›z eden yan görünüßleridir. Projeksiyonun fazlal›¤›na ba¤l› olarak nazal valvde daralma ve solunum fonksiyonunda bozulma eßlik edebilir. Etyoloji genellikle gelißimseldir. S›kl›kla kemik yap› normal boyutlardad›r. K›k›rdak piramid ve bunlar› taß›yan septum normalden daha fazla gelißti¤i için, burun piramidi daralm›ß ve öne do¤ru itilmißtir(3). Septum düzgün ve genißtir. Üst lateral k›rdaklar iyi gelißmißtir. Alar k›rdaklar ise güçlü ve özellikle medial kruralar normalden daha uzundur. Nazal spin belirgindir. Bu yap› sonucu burun delikleri dar ve uzundur. Uzun burunlu masal kahraman›na ithafen pinokyo burnu veya Cyrano de Bergerac adlar›yla da an›l›r. Cerrahi girißimin amac› projeksiyonu azaltmakt›r. Gerekli durumlarda tip rotasyonu sa¤lamakt›r. Genelikle burun projeksiyonunda yap›lmas› gereken 2-3 mm lik küçültme bu olgularda yeterli olmayacakt›r. Yap›lmas› gereken rezeksiyon 8-10mm civar›ndad›r(4). Bu grup hastalar burunlar›n›n çok büyük oldu¤undan ßikayetçi olduklar› için yap›lan orta derecedeki iyileßtirme girißimleri, postoperatif dönemde hasta taraf›ndan, baßar›l› bir sonuç olarak alg›lanmayabilir. Bu olgularda burun ucu s›kl›kla simetrik ve düzgündür. Bu nedenle bu bölgede ißlem yapmak gerekli olmayabilir. Alar k›k›rdaklar›n lateral kuruslar›n›n çok gelißmiß oldu¤u durumlarda lateral Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 kuruslarda rezeksiyon ve sütürler uygulanabilir. Septum ve alar k›k›rdaklar düzgün ve dirençli oldu¤u için operasyon s›ras›nda tip projeksiyonunu sa¤lamak genellikle sorun olmaz. Alar k›k›rdak medial kruslar›n›n, eleve edilerek septumun iki yan›na do¤ru yerleßtirilmesi ve sütüre edilmesi iyi sonuç verir(5). K›k›rdak piramitten geniß bir rezeksiyon gerekir. Buna orant›l› olarak gerekirse kemik dorsum da indirilmelidir. Medial kruralar›n rezeke edilerek boylar›n›n k›salt›lmas› ve nazal spinin rezeke edilmesi gerekir. Projeksiyon çok azalt›ld›¤›nda burun kanatlar› çok aç›labilir. Bu durumda restorasyon gerekli olabilir. Resimlerle operasyon basamaklar›: Resim1: Burun yap›lar› önden incelendi¤inde burun aks›n›n orta hatta oldu¤u görülmektedir. Aks›n orta hatta olmad›¤› durumlarda ek girißimler planlan›r. Gergin Burun 55 Resim 2-2b: Oblik görünümde k›k›rdak yap›n›n fazla gelißmiß ve güçlü oldu¤u, septum, üst lateral k›k›rdaklardan planlanan rezeksiyon görülmektedir. Dorsumu düzeltmek için kemik dorsumdan da az miktarda rezeksiyon planlanabilir. Septumun anterior kenar›ndan yap›lan rezeksiyon rotasyona yard›mc› olacakt›r. Resim 3-3b: Bazal görünüßte septumun ve alar k›k›rdaklar›n medial kruslar›n›n fazla gelißti¤i ve normalden uzun oldu¤u görülmektedir. Önce gerekli ise septumdaki düzeltmeler yap›lmal›d›r. Septum bazalden strip ç›kart›larak k›salt›labilir. Resim 5: Projeksiyondaki azalmay› sa¤lamak için kesilen medial kuruslar›n alt ve üst bölümleri yan yana getirilerek sütüre edilir. Septum genellikle düzgün ve uygun oldu¤u için medial kuruslar›n aras›na al›narak sütürlerle stabilizasyon sa¤lan›r. Medial kuruslar›n aras›na her iki taraf› eleve edilen septumun yerleßtirilmesi projeksiyonun azalt›lmas›nda da yard›mc›d›r. Resim 6: Yap›lan ißlem sonras› hastan›n preop ve postop görüntüsü KAYNAKLAR Resim 4: Önce medial kuruslar serbestleßtirilir. Burun mukozas› eleve edilir. Daha sonra k›saltmak için medial kuruslara kesi yap›l›r. Her iki kurusa yap›lan kesilerin ayn› hizada olmamas›na dikkat edilir. Ayn› hizadan yap›lan kesiler daha sonra bir yöne lateralizasyona neden olabilir. 56 Gergin Burun 1. Behrbohm H. The functional tension nose, the over projected nose. In: Berhohm H., Tardy M.E., Essentials of septorhinoplasty, Stuttgart, Georg Thieme Verlag 2004, p. 186-200. 2. Huizing E.H., Groot JAM.: Functional Reconstructive Nasal Surgery, Stuttgart, Thieme, 2003, p. 59-61. Papel ID., Mabrie DC.: Deprojecting the nasal profile, Otolaryngol Clin North Am. 1999 Feb;32(1):65-87. 3. Tardy E.: The art and science of rhinoplasty, Saunders, USA, 1997, p:788-789 4. Foda HM.: Alar setback technique: a controlled method of nasal tip deprojection. Arch Otolaryngol Head Neck Surg. 2001 Nov;127(11):1341-6. 5. Kridel RW, Scott BA, Foda HM.: The tongue-in-groove technique in septorhinoplasty. A 10-year experience, Arch Facial Plast Surg. 1999 Oct-Dec;1(4):246-257. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 10 SEKONDER T‹P CERRAH‹S‹ Faz›l Apayd›n Özet: Sekonder tip cerrahisi, do¤al anatomide de¤ißme, skar varl›¤›, vaskülerite azalmas› ve cildin esnekle¤ini kaybetmesi nedeniyle daha zor bir cerrahi ißlemdir. Böyle bir cerrahiye yol açan nedenlerin baß›nda fasiyal analiz hatas›, hastan›n beklentileri konusunda uzlaßamama, fazla veya az rezeksiyon ve kontür bozukluklar› gelmektedir. Bu cerrahinin endikasyonlar› ise rotasyon ve projeksiyon sorunlar›, lobül, kolumella ve ala deformiteleridir. Bu sorunlar›n giderilmesinde temel felsefe, altta yatan nedene göre öncelikle sütür tekniklerini kullanmak, gerekli görüldü¤ünde ise çeßitli greftlerden yaralanmakt›r. Anahtar Kelimeler: Burun ucu, sekonder Summary: Secondary tip surgery is more difficult than primary tip surgery due to changes in natural anatomy, the existence of scar tissue, diminished vascularity and lack of skin laxity. The main reasons for such surgery are faulty facial analysis, controversy with the patients’ desires, more or less tissue resection, and contour irregularities. Its main indications are the problems of rotation and projection, the deformities of lobule, columella and ala. The philosophy in correcting these problems is to find the underlying etiology and to reconstitute the normality, either by suture techniques and/or grafts. Key Words: Nasal tip, secondary Tip cerrahisi, s›k rinoplasti uygulayan birçok cerrah taraf›ndan rinoplastinin en zor k›sm› olarak kabul edilmektedir. Sekonder ve revizyon rinoplasti terimleri genel olarak pratikte ayn› anlamda kullan›lmaktad›r. Ancak en yayg›n kabul gören ßekil ikinci kez rinoplasti yap›ld›¤›nda "sekonder" teriminin kullan›lmas›, "revizyon" teriminin ise cerrah›n kendi taraf›ndan yap›lan olgular için yap›lan ikinci girißimler için kullan›lmas›d›r. Sekonder rinoplasti cerrah›n çal›ßt›¤› yere, hastalar›n beklentisine göre çok farkl›l›klar göstermektedir. Genel olarak ortalama olarak s›k rinoplasti yapan bir cerrah›n sekonder rinoplasti oran› % 8-15 aras›nda bildirilmektedir. Deneyimsiz cerrahlarda bu oran›n daha fazla oldu¤u da eklenmißtir(1). Major revizyon gerektiren olgular›n % 80’den fazlas›nda sorunlar tipten ziyade dorsumda bulunmaktad›r. Minör revizyon gerektiren olgularda ise sorun % 25 dorsum ile ve % 75 tip ile ilgilidir(2). Sekonder tip cerrahisinden kaç›nman›n en önemli etkeni koruyucu önlemlerdir (Tablo 1). Öncelikle çok iyi bir fasiyal analiz yap›lmal›d›r. Özellikle iyi bir tip analizi yap›lmadan ameliyat plan› yap›lamaz. Daha sonra plan›m›z› hastayla tart›ßmak ikinci önemli koßuldur. Çünkü rinoplasti cerrahisi hastayla uzlaß›larak yap›lmas› gerekli bir cerrahidir. Yani biz kendi istedi¤imizi de¤il, hastan›n istedi¤ini analiz, muayene, doku özellikleri, burnun estetik güzellik durumu gibi de¤ißkenlerin süzgecinden geçirerek cerrahiyi yapmay› hedeflemeliyiz. Üçüncü önemli kural ise uygun doku planlar›nda çal›ßmak- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 t›r. Tipte belirgin de¤ißiklik yapmay› hedefleyen iki temel erißim yolu vard›r. Do¤urtma yöntemi kullan›lacaksa lateral krus, dom ve medial krusta olanak oran›nda kartilaja yak›n diseksiyon yap›lmal› ve SMAS bütünlü¤ü korunmal›d›r. Aç›k teknikte ise kartilaj anatomiye zarar vermeden ve gerekli en az diseksiyonu yapmak uygun olacakt›r. Dördüncü önemli anahtar ise konservatif rezeksiyondur. Modern rinoplasti anlay›ß›nda art›k sadece rezeksiyon de¤il, daha çok yeniden yap›land›rma ön plana geçmiß durumdad›r. Bu nedenle s›n›rl› sefalik ç›karma ve olanak oran›nda alt lateral kartilaj›n bütünlü¤ünü bozmaktan kaç›nmak gereklidir. ‹stenen de¤ißiklikler öncelikle sütür teknikleri ile, yeterli olmad›¤› takdirde de greftler ile sa¤lanmaya çal›ß›lmal›d›r. Rezeksiyon yöntemleri en son baßvurulacak yöntemler olmal›d›r. Beßinci koruyucu önlem ise atravmatik cerrahi uygulama gere¤idir. Bunun için öncelikle ameliyat›n baß›nda uygun planlara yap›lan lokal anestezik ajanlar›n etkisiyle kans›z bir alanda çal›ß›lmas› sa¤lanabilir. Daha sonra ise ince ve keskin makaslar›n, tek veya ikili çengeller, kibar doku pensetlerinin kullan›lmas› cerrahi s›ras›nda travmay› en aza indirebilir. Alt›nc› önemli nokta ise iyi bir e¤itim ald›ktan sonra rinoplasti ameliyat›n›n›n s›k uygulanmas›d›r. Böyle bir e¤itim ve s›k uygulama ßans› yoksa benim önerim bu cerrahiye hiç girilmemesidir. Son koruyucu önlem ise rinoplasti uygulanan hastalar›n bir protokol içinde takip edilmesi ve bu ßekilde uygulad›¤›m›z yöntemlerin sonucun de¤erlendirebilme olana¤›n›n yakalanmas›d›r. Sekonder T›p Cerrahisi 57 Tablo 1: Sekonder rinoplastiden kurtulmak için koruyucu önlemler • Fasiyal analiz • ‹stekler konusunda uzlaßma • Uygun doku planlar›nda çal›ßma • Konservatif rezeksiyon • Atravmatik cerrahi • Cerrahi uygulama s›kl›¤› • Takip Sekonder tip cerrahisi endikasyonlar› Revizyon tip cerrahisi primer cerrahiye göre baz› riskler taß›r(2): 1. Do¤al anatomi de¤ißmiß ve genellikle bozulmußtur. 2. Kartilaj ve yumußak dokular›n eksizyonu yükseltme ißlemlerine yol açabilir. 3. Skar dokusu vard›r ve vaskülerite azalm›ßt›r 4. Destek yap›n›n kayb› fonksiyonel sorunlara yol açabilir. 5. Cilt esnekli¤i azalm›ßt›r ve teknik manevralar›n sonuçlar›n› s›n›rlayabilir. Sekonder tip cerrahisi yap›lacak hasta bu riskler konusunda bilgilendirilmelidir. Ayr›ca cerrah›n da rinoplasti konusunda deneyimli olmas› ve müdahele s›ras›nda bu riskleri unutmamas› gerekmektedir. Rotasyon sorunlar›: 1. Tip düßmesi: K›sa veya zay›f medyal kruslar buna yol açabilir. Ayr›ca aktif m. depressor nasi de bu iße yard›mc› olabilir. Kolumellar strut, çukurda dil tekni¤i veya kaudal septum uzatma grefti ile güçlendirme yap›larak bu durum ortadan kald›r›labilir. 2. Aß›r› rotasyon: K›sa burun veya domuz burnu alt lateral kartilajlar›n aß›r› k›salt›lmas› ve/veya septum kaudal ucunun fazla ç›kart›lmas›na ba¤l› olabilir. Ortadan kald›rmak için ßu manevralar yap›labilir. • Nazolabial aç›daki yumußak dokunun ç›kart›lmas› veya medyal kruralar›n k›salt›lmas› • Kalkan greft • Kaudal septum uzatma grefti • Valv alan›ndaki skar dokusunun ç›kart›lmas›ndan sonra kartilaj greft yerleßtirilmesi • Yeterli vestibüler cilt ve mukoza yoksa üst ve alt lateral kartilajlar aras›na konkadan kompozit bir greft 3. Nazolabiyal aç›: Derinleßtirilirse rotasyon azal›r, burun ucu düßer ve burun uzunlu¤u k›salm›ß gibi görünür. Bu aç› artt›r›l›rsa rotasyon artm›ß gibi 58 Sekonder T›p Cerrahisi gözükür ve burun k›sal›r. Bu ißlem için küçük kartilaj greftler, uzun kolumellar strut ve premaksiller greftler kullan›labilir. Ayr›ca silikon v.b. alloplastik materyeller de premaksiller greft gibi kullan›labilir. Benim premaksiller greft olarak iki tercihim vard›r: 1) etmoid laminaya komßu kal›n septal kartilaj, 2) kal›n vomer veya vomeri içine alan kret. Projeksiyon sorunlar› 1. Aß›r› projeksiyon: Deneyimsiz cerrahlar projeksiyonu azaltacak manevralardan genellikle çekinirler. Bu nedenle aß›r› projeksiyon düzeltilmeden kal›r. Deprojeksiyon gereken durumlarda lobül simetrik ve uygun yükseklikteyse medyal ve lateral krus tabanlar› k›salt›labilir. E¤er lobüler asimetri varsa ve lobül çok yüksekse vertikal dom kesisi yap›labilir. Çok projeksiyon gösteren burunlarda her iki manevray› da yapmak gerekebilir veya dom trunkasyonu yap›labilir. 2. Projeksiyon kayb›. Çeßitli yöntemlerle çözülebilir. a. Kolumellar strut b. Lateral krustan çalma tekni¤i. Bu teknik ile lateral krustan kazan›lan 2 mm kadar bir k›s›m projeksiyon art›ß›n› sa¤lamaya uyard›mc›d›r. Ancak bu manevran›n rotasyonu artt›rmas› ve lobülde bir deformasyon yaratmas› nedeniyle infratip lobül greftleri kullan›m› gerekebilir. c. Çukurda dil tekni¤i d. Kaudal septum uzatma grefti Lobül deformiteleri 1. Bossa olußumu: Lateral kruslar›n sefalik eksizyonu fazla yap›ld›¤›nda kartilaj zay›fl›¤› ortaya ç›karak domun lateralinde bir konveksite ortaya ç›kabilir ve interdomal mesafede bir genißleme ve yumru ßeklinde ç›k›nt›ya yol açabilir (bossa). Lateral kruslar üst lateral kartilaj ile birleßme yerinde serbestleßtirilerek medyalize edilir ve simetri sa¤lan›r. Bu ißlem s›ras›nda sütür teknikleri, yap›sal greftleme yöntemleri ve vertikal dom ayr›lmas› kullan›labilir. 2. As›l› Infratip Lobül: Do¤u Akdeniz insan›nda dom ark› genel olarak genißtir. Infratip lobül ve kolumellan›n daha bariz görünmesine yol açar (as›l› infratip lobül ve kolumella). E¤er bu durum gözden kaç›r›l›rsa veya lateral krus sefalik rezeksiyonu fazla yap›larak alar retraksiyon ortaya ç›karsa sonuç çok ßoke edici olabilir. Sadece infratip lobül belirgin ise medyal krusun konveks kaudal s›n›r›n›n traßlanmas› yeterlidir. Daha geniß dom arkuslar› vertikal dom ayr›lmas› ile medyal kruslar›n rotasyonunu sa¤layabilir. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 3. Retrakte Lobül: Bu durum lateral krusun aß›r› rezeksiyonu ve domun medyalizasyonu ile ortaya ç›kabilir. Bugün birçok hasta daha güçlü ve çift k›r›lma noktas› olmayan bir burun istemektedir. Bu amaca ulaßmak için bir kalkan grefti koyularak duruma göre adapte edilebilir. Kolumella 1. Retrakte kolumella: Bu durum genellikle septum kaudal ucunun aß›r› rezeksiyonu ile olußur. Burun fonksiyonunu olumsuz etkileyebilir. Tedavisinde kolumellar strut ve premaksillan›n augmentasyonu gerekebilir. Ayr›ca deviye septumun düzeltilmesi, ileri durumlarda kompozit konkal kartilaj ile membranöz septum onar›labilir. 2. As›l› kolumella: As›l› kolumellan›n nedenleri ayr› ayr› analiz edilmelidir. 1. Medyal krusun konveks kaudal s›n›r› 2. Membranöz septal mukoza fazlal›¤› 3. Uzun nazal septum kaudal ucu Bu durumlardan hangisi soruna katk› sa¤l›yorsa giderilmelidir. Baz› durumlarda birden fazla nedene yönelik tedavi gerekebilir. Ala Rim retraksiyonu: Lateral krusun sefalik k›sm›n›n aß›r› ç›kart›lmas› sonucu olußabilir. En az 7 mm kadar kartilaj korunmal›d›r. Bu durum ince derili kißilerde aniden ortaya ç›kabilir ve düzeltmesi zordur. Teknikler ßöyledir(2, 3, 4): 1. Vestibüler cildin mobilizasyonu ve marjinal bir insizyondan alar kartilaj greft yerleßtirilmesi 2. Lateral krusa onlay kartilaj greft 3. Vestibüler cilt kayb› ile giden ileri durumlarda kompozit auriküler greft 4. Membranöz septum ve medyal kruslara kondrokutanöz flepler 5. Lateral krural destek grefti 6. Alar kontur grefti As›l› ala: Retrakte kolumelladan ay›rtedilmelidir. Düzeltme 1. Lateral krusun sefalik k›sm›ndan rezeksiyon 2. Nostril s›n›r›ndan fuziform eksizyon Di¤er 1. Amorf Tip: Aß›r› kartilaj rezeksiyonu veya kal›n cildin kötü yerine oturmas› sonucu tipte büyük skarlaßma ortaya ç›kar. Bu durum Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 1. Kontur elde etmek için yap›sal onlay kartilaj greftleri 2. Yara dokusunun eksizyonu ve kamuflaj yöntemleri ile daha iyi hale getirilebilir. Halledilmesi en güç sorunlar›n baß›nda gelmektedir. 2. S›k›lm›ß tip: Genellikle lateral krusun aß›r› sefalik rezeksiyonu sonucu üst lateral kartilajla eklem yapt›¤› yerde bir konkavite demektir. Bu durum genellikle bossa olußumu, knuckling veya valv kollaps› ile birliktedir. Tedavisinde valv alan›ndaki skar dokusu eksize edilir ve lateral krus serbestleßtirilir. Daha sonra da tüm lateral krusu kaplayan bir onlay otolog kartilaj grefti yerleßtirilir. Bir baßka yöntem de lateral krus alt› disseke edilerek lateral krural destek grefti yerleßtirilmesidir. 3. Genißlemiß burun taban›: Burun ucu geriye al›n›rsa bu durum ortaya ç›kabilir. Nostril boyu, ekseni, alar kenarlar aras› uzakl›k de¤ißir ve burun taban› genißler. Böyle bir durumda alar taban› daraltma ißlemleri uygulanabilir. 4. Deplase alar kartilajlar: Özellikle marjinal insizyon sütürlerinin kötü at›lmas› lateral krusun vestibül içine taß›nmas›na yol açabilir. Bu durum fonksiyonel ve estetik sorunlara yol açabilir. ‹nsizyon yeniden yap›lmal› ve tekrar sütüre edilmelidir. 5. Nares stenozu: S›k görülen bir durum de¤ildir. Yar›k damak rinoplastisi sonras› en s›k görülebilir. Di¤er bir neden gere¤inden fazla alar taban rezeksiyonu ve rinoplasti s›ras›nda nareste ortaya ç›kan yaralanmalard›r. Düzeltilmesi kolay de¤ildir. Genellikle kulaktan al›nan kompozit bir greft veya burun kanad› lateralinden kayd›r›lan bir flep ile onar›labilmektedir. Sonuç olarak sekonder tip cerrahisi için söylenecek en önemli ßey, öncelikle gerekli titizli¤i göstererek primer cerrahi ile sorunu gidermektir. Yeniden bir cerrahi girißim gerekti¤inde de hastayla iyi bir iletißim kurarak sorunu saptad›ktan sonra sütür teknikleri ve greftler yard›m›yla daha iyi bir tip elde etmek için harekete geçilebilir. Tablo 2: Sekonder rinoplastiye yol açan nedenler • Fasiyal analiz hatas› • Hastayla iletißim sorunu (Gerçek d›ß› bek lentiler) • Fazla rezeksiyon • Yetersiz rezeksiyon • Kontür bozukluklar› • Yumußak doku-çat› uyumsuzlu¤u • Cilt yap›s› (Kal›n-ince cilt) • Atlanm›ß veya düzeltilememiß septum deviasyonu Sekonder T›p Cerrahisi 59 Tablo 3: Sekonder tip cerrahisi endikasyonlar› 1. Rotasyon sorunlar› a. Tip düßmesi b. Aß›r› rotasyon c. Nazolabiyal aç› de¤ißiklikleri 2. Projeksiyon sorunlar› a. Aß›r› projeksiyon b. Projeksiyon kayb› 3. Lobül deformiteleri a. Bossa olußumu b. As›l› infratip lobül c. Retrakte lobül 4. Kolumella a. Retrakte kolumella b. As›l› kolumella 5. Ala a. Rim retraksiyonu b. As›l› ala 6. Di¤er a. Amorf Tip b. S›k›lm›ß tip c. Genißlemiß burun taban› d. Deplase alar kartilajlar e. Nares stenozu Resim 1: Daha önce baßka bir yerde yap›lan septorinoplasti sonras› hastan›n burun t›kan›kl›¤› ve nazal deformite yak›nmalar› ortadan kalkmam›ß. Sekonder rinoplasti s›ras›nda önce septum deviasyonu düzeltildi. Bazal bak›ßta daha belirgin olarak izlenen asimetri ve sa¤a kayma septum deviasyonu ve sol lateral krusun sa¤a oranla daha uzun olmas›na ba¤l› oldu¤u görüldü. Aç›k teknik rinoplasti yaklaß›m› ile girildi¤inde özellikle dom ve lateral kruslar›n üzerlerinin ileri derecede sikatrize doku ile kapl› oldu¤u ve lateral kruslar›n da kal›nlaßm›ß oldu¤u izlendi. Sol lateral krus lateralden vertikal kesilerek kesik uçlar üst üste kayd›r›ld› ve sütüre edildi. Bu ßekilde tripod prensibine göre simetri sa¤land›. Ancak tip belirginli¤i ve projeksiyonunu artt›rmak için konkal kartilajdan elde edilen shield greft yerleßtirildi. Hastan›n ameliyattan 3 ay sonraki hali resimlerde izlenmektedir. Hasta uzakta oturdu¤undan sadece 3. ay kontrolüne gelebilmißtir. KAYNAKLAR 1. Kamer FN, McQuown SA. Revision rhinoplasty. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1988; 114:257-266. 2. Adamson PA. The failed rhinoplasty. In: Current Therapy in Otolaryngology-Head & Neck Surgery. Toronto, ON: BC Decker; 1990:137–144 3. Rodrich RJ, Raniere J, Ha RY: The alar contour graft: correction and prevention of alar rim deformities in rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 2002: 109, 2495-2505, 4. Gunter JP, Friedman RM: Lateral crural strut graft: technique and clinical applications in rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 1997: 99; 943-952 60 Sekonder T›p Cerrahisi Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 11 T‹P CERRAH‹S‹ KOMPL‹KASYONLARI Bülent Karc› Özet: Her cerrahi teknikte komplikasyon e¤ilimi bulunmaktad›r ve ancak operasyon yapmayan cerrah›n komplikasyonu yoktur. Nazal cerrahi komplikasyon oranlar›, %4-18 aras›nda de¤ißmektedir. Bu oran, genellikle cerrah›n deneyiminin artmas› ile gerilemektedir. Tip cerrahisi komplikasyonlar›, rinoplasti komplikasyonlar› gibidir ve baßl›ca dört s›n›fa ayr›lmaktad›r: *Operasyon s›ras›nda *Hemen postoperatif dönemde (yo¤un bak›mda) *Erken postoperatif (6 aydan az) *Geç postoperatif (2 y›ldan fazla) Komplikasyonlar›n azalt›lmas› için, hasta seçiminin iyi yap›lmas›, olußabilecek deformitelerin ve düzeltme tekniklerinin iyi anlaß›lmas› gerekir. Anahtar Kelimeler: Tip cerrahisi, rinoplasti komplikasyonlar› Summary: Every surgical operation has a tendency to complications, and only the surgeon who does not operate, has no complications. The complication for nasal surgery varies from 4-18%. This rate generally falls as surgical experience accumulates. Complications of tip surgery are the same as rhinoplasty and may be divided into four basic categories as follows: *Intraoperative *Immediate postoperative (in the recovery ward) *Early postoperative (less than 6 months) *Late postoperative (more than 2 years) The surgeon minimizes complications by careful selecting patients, by having a thorough understanding of deformities and correction techniques. Key Words: Tip Surgery, rhinoplasty complications Tip cerrahisi sadece rinoplastinin de¤il, tüm fasiyal plastik cerrahinin en zor ve en karmaß›k cerrahisidir. Bu bölgedeki komplikasyonlar›n düzeltilmesi ise zorlu¤unu daha da artt›rmaktad›r. Bu bölümde tip cerrahisinin komplikasyonlar›ndan genel olarak bahsedilecektir. Baz› komplikasyonlar›n düzeltilmesinde, di¤er bölümlerde ayr›nt›l› bilgi verildi¤i için, ayr›nt›ya girilmeyecektir. Rinoplastiyi di¤er cerrahilerden farkl› k›lan bir özelli¤i, sanatsal yönünün de olmas›d›r. Rinoplasti; sanat ve bilimin bulußtu¤u bir cerrahidir. Bu nedenle cerrah; kißisel becerilerini de rinoplastiye yans›tmaktad›r. Her olgunun kendine göre bir özelli¤i olmas› nedeni ile preoperatif de¤erlendirmenin çok iyi yap›lmas› gerekir. Her cerrahi de oldu¤u gibi rinoplastide de komplikasyon olabilir ve bu olas›l›¤›n hasta ile önceden paylaß›lmas› gerekmektedir. Özellikle tip cerrahisinin daha yayg›n olarak uyguland›¤› son y›llarda, komplikasyonlar›n da artt›¤› gözlenmektedir. Operasyon öncesi deformitenin çok iyi belirlenmesi ve cerrahi tekni¤in çok iyi uygulanmas› gerekir. Cerrahi s›ras›nda, yumußak doku, k›k›rdak ve kemik üzerinde yap›lacak manipulasyonlar›n k›sa ve uzun sürede hangi Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 sonuçlara yol açaca¤›n›n bilinmesi çok önemlidir. Aksi halde komplikasyon riski daha da artacakt›r. Özellikle tip cerrahisisnde rezeke edilen ve geride b›rak›lan k›k›rdaklar›n dengesi de önemlidir. Geride b›rak›lan k›k›rdak, ç›kart›lana göre daha de¤erli bir dokudur. Tip cerrahisinde az rezeksiyonaz manipulasyon ile çok de¤ißiklik amaçlanmal›d›r. Rinoplastide baßar›l› olman›n s›rr›, hastan›n ilk görüldü¤ü anda çok iyi de¤erlendirilmesi ile baßlar(1,2). Hastan›n ilk baßvuru nedeni, psikolojik durumu, beklentileri ve cerrah›n ne yapabilece¤i, yetene¤i bir bütün olarak de¤erlendirilmelidir. Komplikasyonun en iyi ellerde bile %10 civar›nda oldu¤u hastaya hat›rlat›lmal›d›r(3,4). Rinoplasti de istenen sonuçlar›n elde edilememesinin bir nedeni de, cerrah›n mükemmel bir burun yaratma iste¤i, arzusudur. Oysa ki, bir burnu en alt basamaktan en üst basama¤a, yani mükemmele ç›kartmak ço¤u kez mümkün olmamaktad›r. Her zaman "mükemmel" de¤il "daha iyi" hedeflenmelidir. Mükemmele ulaßmak arzusu ile yap›lan gereksiz manipulasyonlar komplikasyon riskini daha da artt›rmaktad›r. Yani rinoplastide, "Mükemmel", "Daha ‹yi"nin düßman› olmaktad›r. Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› 61 Rinoplasti de tip Cerrahisi komplikasyonlar›n›; lokal veya genel anestezi ilaçlar›na ba¤l› anafilaktik reaksiyonlar›n› konumuz d›ß›nda tutarsak, baßl›ca 4 grup içinde toplayabiliriz(5,6,7). lar -Operasyon s›ras›nda görülen komplikasyon- -Postop yo¤un bak›mda görülen komplikasyonlar -Erken postoperatif dönemde ve -Geç postoperatif dönemde görülen komplikasyonlar. Operasyon sonras›nda ilk 6 ayda ödemin azald›¤› rezolüsyon dönemini erken postop dönem ve fibrozis- skar dokusunun olußtu¤u 1.-2. y›ldan sonraki dönemi geç dönem olarak kabul edebiliriz. E¤er revizyon cerrahisine karar verilecek ise, en az 1 y›ll›k dönemin geçmesi gerekmektedir. Bu bölümde, rinoplastinin tüm komplikasyonlar›ndan de¤il sadece tip cerrahisinde görülen komplikasyonlardan bahsedilecektir. -Operasyon s›ras›nda görülen komplikasyonlar: -Kanama: Her burun operasyonunda görülebilen bir komplikasyondur. Konjenital veya sonradan olußan koagulopati nedeni ile olabilir. Preop.dönemde kanama faktörlerinin araßt›r›lmas› ve özellikle kanamaya neden olan aspirin gibi ilaçlar›n 10 gün önceden kesilmesi gerekmektedir. Operasyon, genel anestezi alt›nda dahi yap›lsa lokal olarak hemostatik ilaçlar›n kullan›lmas›, genel anestezide mümkünse hipotansif anestezi kullan›lmas› ve agresif cerrahiden kaç›n›lmas› ile kanama en aza indirilebilir. de cilt nekrozu ve skar gelißmesi gibi sak›ncalar› vard›r. -Postoperatif Yo¤un bak›mda gelißen komplikasyonlar: Ekstübasyon sonras›, kan aspirasyonu ve laringospazm gelißebilir. Burun tamponu veya intranazal splint aspirasyonu sonucu hava yolu obstruksiyonu riski unutulmamal›d›r. Operasyon s›ras›nda kullan›lan lokal anestetik ve vazokonstriktör ajan›n vazospazm veya tromboemboliye neden olmas› ile oftalmik iskemi meydana gelebilir. Hastada geçici veya kal›c› körlük olabilir ve göz konsültasyonu gerekir. -Erken Postoperatif Komplikasyonlar: -Hemoraji: Her burun cerrahisinde oldu¤u gibi %2-4 oran›nda görülen bir komplikasyondur. Özellikle rinoplasti ile birlikte septum ve konka cerrahisi yap›lan olgularda s›k› tampon konulmamas› sonucu görülür. Kanama oda¤›n›n saptanarak hemostaz sa¤lanmas› ve tamponun tekrar düzgün konmas› gerekir. -Septum hematomu: Hematomun belirlenip drene edilmesi ve antibiotik tedavisi gerekir. -Enfeksiyon: Lokalize olarak, selülit, abse veya granulom gelißebilir (Resim 1). Görülme s›kl›¤› %2 kadard›r. Yabanc› greft materyali kullan›lmas›, enfeksiyon riskini artt›rmaktad›r. Enfeksiyon fark edilmez ise septisemi riskinin oldu¤u unutulmamal›d›r. -Mukoperikondrial fleplerin y›rt›lmas›: Dikkatli ve sab›rl› bir cerrahi teknik ile yap›lan operasyonda ender görülür. Daha önce cerrahi geçiren ve travmatik deformitesi olan hastalarda septumda disseksiyon s›ras›nda daha da dikkatli olmak gerekir. Tek tarafl› septum mukoperikondrial y›rt›lmalarda iyileßme spontan olur, ancak iki tarafl› y›rt›lmalarda araya gref konularak rekonstrüksiyon gerekir. -Dü¤me deli¤i defekti: Özellikle dom bölgesinde cilt elevasyonu s›ras›nda cildin kesilmesi sonucu meydana gelir. Fark edildi¤i anda gergin olmayan sütürler ile dikilmelidir. Aksi halde skar deformitesi gelißecektir. -Koter yan›¤›: Özellikle aç›k rinoplastide kolumella ensizyonu ve cilt elevasyonu s›ras›nda hemostaz amac› ile koter kullan›rken dikkatsizlik sonucu çevre dokuda yan›k olußabilir. Erken dönem- 62 Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› Resim 1: Postoperatif erken dönemde enfeksiyon gelißmesi. -Toksik ßok sendromu: Erken post op. dönemde kusma, ateß, diare olmas› ve kanama olmaks›z›n hipotansiyon gelißmesi, ciltte güneß yan›¤› ßeklinde eritamatöz lezyonlar toksik ßok sendromunu düßündürmelidir. Ciddi olgularda ßok tablo- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 su gelißme riski vard›r. Tabloyu olußturan etken, Stafilokokus Aureus un üretti¤i "Toksik Þok Sendrom Toksin-1" (TSST-1) isimli süpertoksin dir. Fark edildi¤i anda burun tamponu hemen al›nmal› ve beta laktamaz etkili antistafilokokal antibiotik verilmelidir. Hasta yo¤un bak›m koßullar›nda tedavi edilmelidir. Burun cerrahisi sonras› görülme s›k›l›¤›, %0,016 oran›ndad›r, ancak mortalite riski %11 dir(3,4,8). -Ödem: Tip cerrahisi sonras›, dom bölgesinde ödem meydana gelmektedir. Operasyon s›ras›nda iv dexamethasone uygulanmas›, post op.dönemde belden itibaren baß elevasyonu, burun çevresine so¤uk uygulanmas› ve operasyonun kontrollü hipotansif anestezi ile yap›lmas› ödemi en aza indirecektir. Ancak nazal tip bölgesinde ödem ve his kayb›n›n aylar sonra düzelebilece¤i hastaya önceden söylenmelidir. -Cilt nekrozu: Özellikle dom bölgesinde cilt alt› dokusunun aß›r› al›nmas›, burun cildinin inceltilmesi ve bilinçsizce bu bölgede koter kullan›lmas› sonucu gelißebilir. S›k› tampon ve fiksasyon da vaskuler dolaß›m› bozarak nekrozu kolaylaßt›rabilir. Nekroz fark edildi¤inde, debridman yap›lmal› ve sekonder iyileßmeye b›rak›lmal›d›r. Daha sonra lokal steroid injeksiyonu, dermabrazyon, laser uygulamas› veya flep ile rekonstrüksiyon yöntemleri kullan›labilir. Greft olarak otogreft d›ß› kullan›lan materyaller de nekroza yol açabilmektedir. Geç dönem komplikasyonlar: -Rinoplasti sonras› burun t›kan›kl›¤› gelißmesi: Özellikle tip cerrahisinin daha yayg›n yap›ld›¤› son y›llarda rinoplasti sonras› geç dönemde kal›c› burun t›kan›kl›¤› görülmesi ciddi sorun yaratmaktad›r. Burun t›kan›kl›¤›na neden olan en önemli 2 faktör; 1-Septum deviasyonu, konka hipertrofisi ve mukozal hastal›k gibi patolojilerin operasyon öncesinde fark edilmemesi, 2-Rinoplasti sonras› nazal valv alan›n›n daralmas›d›r. Olgular›n ço¤unda ikinci faktör daha etkili olmaktad›r. Yap›lan çal›ßmalarda, estetik amaçl› yap›lan rinoplastilerin yaklaß›k %10’unda geç dönemde burun t›kan›kl›¤› meydana gelmektedir (Resim 2). Önceden belirti vermeyen, deviasyon, konka hipoertrofisi ve mukozal hastal›k, rinoplasti sonras› burun t›kan›kl›¤›na neden olabilmektedir. Rinoplasti de yap›lan redüksiyon ve üst-alt lateral k›k›rdaklar›n aß›r› rezeksiyonu sonucu nazal valv alan› %25, apertura piriformis alan› ise %13 oran›nda azalmaktad›r(4,6,9,10). Yap›lan rinomanometrik çal›ßmalarda, valv bölgesindeki 1 mm lik daralma nazal direnci belirgin olarak artt›rmaktad›r (4,8,10,11). Rinoplastide dorsum redüksiyonu ile, üst lateral k›k›rdaklar septumdan ayr›lmakta ve medialde destek kaybolmaktad›r. Aß›r› k›k›rdak rezeksiyonla- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 2: Tip bölgesinde asimetri ve düzensizlik olußmas› ve geç dönemde burun t›kan›kl›¤›n›n gelißti¤i bir hasta. r›nda ve deste¤in sütür, greft gibi teknikler ile tekrar sa¤lanamamas› durumunda, üst lateral k›k›rdaklar dorsal septal aç›ya do¤ru daral›r ve ters V deformitesine yol açar. Bu durum nazal valv alan›n›n darlmas›na neden olur. Ayn› durum, üst lateral k›k›rdaklar›n nazal kemik ve alt lateral k›k›rdaklar ile ba¤lants›n›n aß›r› bozulmas› ve tekrar konstrükte edilmemesi sonras› da meydana gelir. Örne¤in üst lateral k›k›rdaklar›n kaudal ucu veya alt lateral k›k›rdaklar›n sefalik kenar›n›n aß›r› rezeksiyonu ile skroll alan› zay›flar ve üst lateral k›k›rdaklar inferomediale do¤ru yer de¤ißtirir. Hem valv alan› daral›r, hem de alar kollaps meydana gelebilir. Apertura piriformiste çok alttan yap›lan lateral osteotomilerde, infraktürün de olmas› ile nazal kemik ve üst lateral k›k›rdaklar mediale do¤ru kayarak valv bölgesini daralt›p burun t›kan›kl›¤›na neden olur(4,11,12). Ayr›ca interkartilajinöz ensizyonlar da düzgün kapat›lmaz ise skar gelißerek valv fonksiyonunu bozabilmektedir. Tip cerrahisinde, medial krus veya kolumellar deste¤in zay›flat›lmas› ve dome division tekni¤i ile k›k›rdak rezeksiyonu yap›lmas› tip düßüklü¤üne neden olmaktad›r. Tip düßüklü¤ü, valv bölgesini daraltan ve burun t›kan›kl›¤›na neden olan faktörlerden birisidir. Tip cerrahisinde valv bölgesini etkileyebilecek her manipülasyonun burun t›kan›k›¤›na neden olabilece¤ini unutmamal›y›z. Özellikle operasyon öncesi de¤erlendirmede, k›sa nazal kemik, dorsumun dar olmas›, alar kartilaj›n malpozisyonu gibi bulgular saptan›rsa, tip cerrahisinde daha dikkatli olmal›y›z (13,14,15). -Polly beak deformitesi: Dorsum k›k›rdak bölümün ve superior septal aç› bölgesinin iyi düzeltilememesi sonucu, supra tip boßluk olußmamaktad›r (Resim 3). Ayr›ca, bu bölgede yumußak doku birikmesi veya tip deste¤inin kayboldu¤u durumlarda da sekonder olarak gelißebilmektedir(3,4,16). Polly beak deformitenin olußmamas› için operasyon öncesi analizin çok iyi yap›lmas› gere- Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› 63 Resim 4: Sol alar kollaps. Resim 3: Pollybeak deformitesi kir. Burun cildinin kal›nl›¤›, tip deste¤i, septal aç› ve lobuler k›k›rda¤›n dinamik ilißkisinin iyi de¤erlendirilmesi gerekir. Kal›n cilt ve zay›f medial krura, sekonder olarak deformitenin gelißmesini kolaylaßt›rmaktad›r. Tedavide, etiolojik faktör belirlenir ve duruma göre; kartilaj dorsum ve sup. septal aç› bölgesinde redüksiyon ve/veya bu bölgede yumußak doku eksizyonu, kolumellar strut gibi destekleyici greftler gerekir. - Nazal valv kollaps›: Tip bölgesinde sefalik rezeksiyon gibi k›k›rdak rezeksiyonlar›n aß›r› yap›lmas› sonras› meydana gelir (Resim 4)(8,10). (Bak›n›z alar kollaps bölümü) Zay›f olan bölgeye destek k›k›rdak greftler konmal›d›r. -Nazal stenoz: Belirgin burun t›kan›kl›¤›na neden olur. Genellikle sirkumskript (çepeçevre) ensizyonlarda doku rezeksiyonu sonucu olußur (Resim 5). Ensizyonlar›n tekrar sütüre edilmesinde dikkatli olmal›, dokular›n karß› karß›ya gelmesine ve doku kayb› olmamas›na özen gösterilmelidir. De¤ißik rekonstrüksiyon yöntemleri ile tedavi edilir. -Bossa formasyonu: Dom bölgesinde operasyon sonras›nda ortaya ç›kan ç›k›nt›lard›r (Resim 6). Ortalama görülme s›kl›¤› %2 dir (3,7,14). Bilateral ve simetrik ise dikkati çekmeyebilir, ancak tek tarafl› ve asimetrik bir görüntü olußturuyorsa tedavi edilmelidir. ‹nce derili, kartilaj yap›s› sert ve interlobuler bifiditesi olan hastalarda daha s›k ortaya 64 Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› Resim 5: Nazal stenoz ç›kan bir deformitedir. Operasyondan sonra ödemin kayboldu¤u fibröz ve skar dokunun olußtu¤u geç dönemde fark edilir. Özellikle vertikal dome division yap›lan olgular, lobuler k›k›rda¤› zay›flatmak için ensizyonlar›n yap›lmas› ve dom bölgesine konulan greftlerin yer de¤ißtirmesi, deformitenin olußmas›nda etkili faktörlerdir. Tedavide; tip de simetriyi sa¤lamak için; greftlerin restorasyonu, çökük taraf›n augmentasyonu veya ç›k›nt›n›n redüksiyonu gibi teknikler uygulan›r. Bossa deformitesi için aday olan hastalar, operasyon öncesinde iyi de¤erlendirilmeli ve operasyon s›ras›nda, sefalik rezeksiyon sonras›nda, geride kalan k›k›rdaklar›n simetrik olmas›na dikkat edilmeli, konulan greftlerin keskin kenarl› olmamas›na özen göstermeli ve interlobuler bifidite için inter domal sütür teknikleri veya obliterasyon teknikleri tercih edilmelidir. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim 8: Geç dönemde tip düßüklü¤ünün olußmas› Resim 6: Bossa deformitesi - Tip daralmas› (pinched tip, s›k›lm›ß burun): Aß›r› k›k›rdak rezeksiyonu yap›lan, destrüktif tekniklerin kullan›lmas› sonucu meydana gelir (Resim 7) .Beraberinde bossa formasyonu ve alar kollaps da eßlik edebilir. birbirine tekrar sütüre edilmesi gerekmektedir. Medial kruralarda fazla doku saptan›rsa kruralar›n parsiyel rezeksiyonu da gerekebilir. - Sark›k (hanging) kolumella: Medial kruralar›n derin yerleßimli olmas›, septal kartilaj›n kaudal projeksiyonu ve/veya lateral kartilaj›n aß›r› rezeksiyonu sonucu skar gelißimi ile geriye çekilmesi gibi faktörler sonucu meydana gelir (Resim 9). Tedavisi etiolojiyi saptamak ile mümkündür. Medial krura veya septum kaudal ucu rezeksiyonu gerekebilece¤i gibi, lateral krural segment yerine kompozit gref ile rekonstruksiyon da gerekebilir. - Alar sarkma: Lateral kruran›n, kolumellaya oranla daha az ve orant›s›z rezeksiyonu sonucu olußur. E¤er çok belirgin ise, kolumella strut veya nazolabial greftler ile düzeltilebilir. - Alar çentik: Lateral kruran›n aß›r› rezeksiyonu sonucu skar gelißmesi ile olußmaktad›r (Resim 10). Geride kalan krura mobilize edilerek, defektin kompozit gref ile oblitere edilmesi gerekir. Resim 7: Pinched (s›k›lm›ß) burun - Tip düßüklü¤ü gibi (Resim 8) projeksiyon deformiteleri ve Tip asimetrisi di¤er bölümlerde detayl› olarak bahsedilmektedir. - Geniß kolumella: Genellikle operasyon öncesi bulunan fakat fazla dikkat çekmeyen olgulard›r. Operasyon s›ras›nda medial kruralar aras›ndaki fazla dokunun ç›kart›larak medial kruralar›n Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 - Retrakte nazolabial aç›: Septal kartilaj›n ve özellikle posteror septal aç› bölgesinin aß›r› rezeksiyonu sonucu gelißir (Resim 11). Bu bölgeye konulacak greftler ile retraksiyon önlenebilir. - Greft ve implantlar›n migrasyonu: Tip cerrahisinde kullan›lan greft veya implantlar›n at›lmas›, rezorpsiyonu veya yer de¤ißtirmesidir. Allogreftlerde risk otogreftlere göre çok daha fazlad›r. E¤er enfeksiyon meydana gelmiß ve tedavi ile gerilemez ise greft ç›kart›lmal›d›r. Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› 65 Resim 11: Sa¤ alar retraksiyon bölümünde anlat›ld›¤› gibi, yüz ile uyum içinde olmal›d›r. Aksi halde iyi yap›lm›ß bir burun yüzde uyumsuz ve estetik bütünlük olußturmaz. Özellikle maksilla, mandibula ve dental komponentlerin preoperatfi dönemde çok iyi de¤erlendirilmesi gerekir. KAYNAKLAR Resim 9: Sark›k kolumella Resim 10: Geç dönemde olußan sol alar çentik deformitesi - Orant›s›z Tip: Burun ve tip yüz ile uyumlu olmal›d›r. Operasyon sonras› bulgular, fasiyal analiz 66 Tip Cerrahisi Komplikasyonlar› 1. Tardy ME Jr, Dayan S, Hecht D. Preoperative rhinoplasty. Evaluation and analysis Otolaryngol Clin North Am. 2002 Feb; 35(1):1-27. 2. Kim JT, Kim SK. Endoscopically assisted, intraorally approached corrective rhinoplasty. Plast Reconst Surg 2001; (108)1:199-205. 3. Bagal AA, Adamson PA. Revision rhinoplasty, Facial Plast Surg, 2002; 18:233-243. 4. Thumfort WF, Völklein C. Systmic and other complications. Facial Plast Surg 1997; (13):61-69. 5. Kamer FM, Churikian MM, hansen L. The nasal bossa:A complication of rhinoplasty. Larygoscope 1986; (96): 307-309. 6. Kern EB, Wang TD. Nasal valve surgery. Rhinoplasty 1993; 613-630. 7. Guyuron B,De Luca L,Lash R. Supratip deformity: a closer look. Plast Reconstr Surg 2000;105:1140-1153 8. Constantian MB. The incompetent external nasal valve:pathophysiology and treatment in primary and secondary rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 1994; (93):919-931. 9. Regaldo-Briz A.Aesthetic rhinoplasty with maximum preservation of alar cartilages: Experience with 52 consecutive cases. Plast Reconst Surg 1999; (103)671-82 10. Roithman R, Chapnik J, Cole P, Role of external nasal dilator in the management of nasal obstruction. Laryngoscope 1998; (5):712-715. 11. Grymer LF, Gregers-Petersen C, Pedersen B. Influence of lateral osteotomies in the dimensions of the nasal cavity. Laryngoscope 1999; (109):936-938 12. Gruber RP,Friedman GD. Suture algorithm for the broad or bulbous nasal tip. Plast Reconstr Surg. 2002, 110;1752-1768. 13. Constatian MB. Functional effects of alar cartilage malposition. Ann Plast Surg 1993; (30):487-499. 14. Rohrich RJ, Adams WP. The boxy nasal tip: Classification and management based on alar cartilage suturing techniques, Plast Reconstr Surg 2001; 107:1849-1863. 15. Tardy ME Jr. Graduated sculpture refinement of the nasal tip. Facial Plast Surg Clin North Am 2004; Feb; 12(1):51-80. 16. Huizing EH. Incorrect terminology in nasal anatomy and surgery, suggestions for improvement. Rhinology 2003; (41):129-133 Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 12 EKSTERNAL NAZAL VALV KOLLAPSI Tar›k Þapç› Özet: Eksternal nazal valv kollaps›, burunda solunum güçlü¤ü yaratan önemli patolojilerden biridir. En s›k sebebi rinoplasti ameliyat›nda bölgenin fazla rezeksiyonudur. Eksternal nazal valv kollap tedavisi tart›ßmal›d›r, tedavide cerrahi veya cerrahi d›ß› tedavi ßekilleri mevcuttur. Cerrahi d›ß› tedaviler; eksternal nazal dilatörler ve nazal kaslar›n güçlendirilmesidir. Bu yöntemler geçici çözümler sa¤lamaktad›r. Cerrahi kesin tedavi ßeklidir. Amaç zay›f ya da defekli kartilaj alanlar›n›n güçlendirilmesidir. Greft uygulamalar›nda amaç kollaps olan alana eksternal olarak kartilaj greft yerleßtirerek kollaps› engellemektir. Greft uygulamalar›nda s›kl›kla iki teknik kullan›l›r. Bunlardan biri "alar batten greft" uygulamas›, di¤eri "lateral krural strut geft" uygulamas›d›r. Anahtar Kelimeler: Eksternal nazal valv, cerrahi, alar batten greft, lateral krural strut geft, nazal dilatör. Summary: External nasal valve collapse is one of the very important pathologies causing nasal obstruction. The most common etiologic factor is overresection during rhinoplasty operations. Although there are nonsurgical treatment modalities such as external nasal dilators, the main treatment is surgery. The purpose of the surgery is to reinforce the defective or overresected cartilage to prevent collapse. The most popular grafts are alar baten grafts and lateral crural strut grafts. Key Words: external nasal valve, surgery, alar baten grafts, lateral crural strut grafts, nasal dilators Eksternal nazal valv bölgesi, alar kartilaj›n lateral kruras›, alar lobül ve apertura piriformise komßu fibröz dokular taraf›ndan olußmuß hareketli bir yap›d›r (Þekil-1). ‹nspiryum s›ras›nda bu bölgenin içe do¤ru çökmesi eksternal nazal valv kollaps› olarak isimlendirilir(1). Þekil-1: Eksternal nazal valv anatomisi Etyoloji Eksternal nazal valv kollaps›n›n en s›k sebebi rinoplasti ameliyat›nda bölgenin fazla rezeksiyonudur. Bunun d›ß›nda problemin ortaya ç›k›ß›na sebep olan baßka nedenlerde vard›r (Tablo-I). Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Tablo-I: Eksternal nazal valv kollaps etyolojisi 1. Konjenital 2. Travmatik 3. Senil 4. Nörojenik 5. ‹diopatik Konjenital olan vakalarda genellikle lateral krura malformasyonlar› vard›r. Bunlar paradoksal lateral krura, lateral kruran›n normal konveksitesinin olmamas›, lateral kruran›n lateral ve kaudale do¤ru yer de¤ißtirmesi olabilir. Seniliteye ba¤l› kollaps vakalar›nda problem, yaßl›l›k ile bölgedeki konnektif doku elastisitesinin azalarak, alar deste¤in kaybolmas›d›r. Nörojenik nedenlere ba¤l› kollaps vakalar›nda, intrensek nazal dilatatör kas fonksiyonlar›nda kay›p söz konusudur. Bu durum genellikle fasyal sinir parazi veya paralizilerinde görülür. Hiçbir sebebe ba¤l› olmayan, erißkin yaßta görülen durumlarda söz konusudur. Bunlar genellikle idiopatik grup olarak de¤erlendirilir. Literatürde gebelik sonras› ani eksternal nazal valv kollaps› gelißen bir vakada neden bulunamam›ß ancak gebelikteki hormonal de¤ißime ba¤l› konnektif doku deste¤indeki azalma suçlanm›ßt›r(1-4). Tan› Eksternal nazal valv kollaps›n›n tan›s› hikâye ve klinik muayene ile konur(1,5). ‹nspiryum s›ras›nda burun kanatlar›n›n içe çökmesi en önemli bulgudur. Eksternal Nazal Valv Kollaps› 67 Tedavi Eksternal nazal valv kollaps tedavisi tart›ßmal›d›r. Tedavide cerrahi veya cerrahi d›ß› tedavi ßekilleri mevcuttur. Cerrahi d›ß› tedavi Cerrahi d›ß› tedaviler; eksternal nazal dilatörler ve nazal kaslar›n güçlendirilmesidir. Eksternal nazal dilatörler genellikle plastikten yap›lan, burun deliklerinden içeriye lateral duvarlara yerleßtirilerek lateral duvarlar›n d›ßa hareketini sa¤layan apereylerdir (Nozovent®) (Resim-1)(6). laj› olmayan revizyon vakalarda aurikuler konkal kartilaj tercih edilir. Nazal septum kartilaj›n›n avantaj› sert ve kal›n olmas›d›r. Aurikuler konkal kartilaj septuma göre daha ince olmakla birlikte konveks yap›s› üstünlü¤üdür. Teknik aç›k veya kapal› rinoplasti prosedürü ile uygulanabilir. Kapal› teknik uygulamas› lokal anestezi alt›nda yap›labilir. Greft genellikle nazal septal kartilaj›n hafif konveksite gösteren alan›ndan veya konveks aurikuler konkal kartilajdan 10-15mm uzunlu¤unda, 4-8mm genißli¤inde haz›rlan›r. Ciddi kollapslarda daha geniß greftler haz›rlanabilir. Kenarlar›nda keskin kößeler olmamas› için uçlar› yuvarlan›r. Kartilaj›n yerleßtirilece¤i kollaps alan›na endonazal yol ile kartilaj›n girebilece¤i büyüklükte bir cep haz›rlanmas›n›n ard›ndan greft cebe yerleßtirilir. Eksternal valv kollaps›nda greftin yerleßimi internal valv kollaps›ndan farkl›d›r. Burada greft lateral kruran›n kaudal bölümünden sefalik bölümüne do¤ru alar lobülü destekleyecek ßekilde yerleßtirilir. ‹nternal valv kollaps›nda ise yerleßim defekt alan› olan lateral krura ile upper lateral kartilaj aras›ndad›r (Þekil-2). Resim-1: Eksternal nazal dilatör (Nozovent®) Bunlar genellikle uykuda solunumu rahatlatmak amac›yla kullan›l›r, hastan›n cerrahiden fayda görüp görmeyece¤inin test edilmesinde çok yararl›d›r. Ayr›ca cerrahiyi kabul etmeyen hastalarda alternatiftir. Nazal kaslar›n güçlendirilmesi çok yeni tarif edilmiß bir tedavi ßeklidir. Burunda yer alan levator labii süperioris alaquae nasi, anomalous nasi, nasalis, dilator naris posterior, depressor septi, dilator naris anterior, compressor narium minor isimli kaslar›n elektrik stimülasyonu ile uyar›lmas› ve istemli burun egzersizleri yapt›r›larak bölgenin güçlendirilmesi tedavinin uygulama ßeklidir(7). Cerrahi Cerrahide amaç zay›f ya da defektli kartilaj alanlar›n›n güçlendirilmesidir. Bu amaçla lateral alar kartilajda ßekil ve yer de¤ißtirmeleri ile greft uygulamalar› yap›lmaktad›r. Greft uygulamalar›nda amaç kollaps olan alana eksternal olarak kartilaj greft yerleßtirerek kollaps› engellemektir. Greft uygulamalar›nda s›kl›kla iki teknik kullan›l›r. Bunlardan biri “alar batten greft” uygulamas›(8), di¤eri “lateral krural strut geft” uygulamas›d›r(9). Alar batten greft, nazal septum kartilaj› veya aurikulan›n konkal kartilaj›ndan haz›rlanabilir. Genellikle nazal septum kartilaj› ilk tercihtir, septum karti- 68 Eksternal Nazal Valv Kollaps› Þekil-2: Alar batten greft uygulamas› (A:internal valv kollaps›nda uygulama, B:eksternal valv kollaps›nda uygulama) Greftin konveks yüzeyinin lateralde olmas› önemlidir. Bu sayede lateral nazal duvar›n kollabe olan bölgesinde laterale do¤ru destek yarat›lm›ß olur. Ayr›ca konveksite alandaki cerrahi ödemin rezolüsyonunu geciktirerek mediale do¤ru skar kontraktür riskini de azalt›r(3). Kapal› teknikte greftin sütür ile fiksasyonuna gerek yoktur. Aç›k teknikte sütür ile fiksasyon ßartt›r, sütür materyali olarak 5/0 prolen, PDS, vikril tercih edilebilir. Dü¤ümlerin inferiorde b›rak›lmas› ince cildi olan hastalarda önemlidir(3,8,10,11). Lateral krural strut greft olarak nazal septal kartilaj tercih edilir. Ancak aurikuler konkal kartilaj ve kostal kartilajda kullan›labilir. Bu teknikte alar batten greftin aksine geft lateral kruran›n alt›na yerleßtirilir. Greft aç›k ve kapal› teknikler ile uygulanabilir ancak greft yerleßtirme ve sütür koymadaki kolayl›k nedeniyle aç›k teknik tercih edilir. Greft 3-4 mm gelißli¤inde ve 15-25mm uzunlu¤unda dikdörtgen ßeklinde haz›rlan›r. Greftin uzun olmas› kollaps›n giderilmesinde en önemli kriterlerden biridir. Lateral kruran›n inferiorunda olußturulan cebe lateral krura boyunca yerleßtirilen Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 greftin bir ucu lateral krura bitimine, di¤er ucu apertura priformis kenar›na kadar uzat›l›r (Þekil-3). riorde b›rak›lmas› ince cildi olan hastalarda önemlidir. Stabilizasyonun sa¤lanmas› için mutlaka medial kruralar aras›na strut greft uygulanmal›d›r. Her iki dom bölgesinde asimetri olmas› durumunda kamuflaj amaçl› cap greft uygulamalar› yap›lmal›d›r (2). I-Eksternal nazal valv kollabs›na neden olan alar kartilaj lateral krura zay›fl›¤› Þekil-3: Lateral krural strut greft uygulamas› Cebin haz›rlanmas› s›ras›nda vestibül derisi mutlaka korunmal›d›r. Geft stabilizasyon aç›s›ndan lateral kruraya 2 veya 3 noktadan sütüre edilir. Sütür materyali olarak 5/0 prolen, PDS veya vikril tercih edilebilir. Dü¤ümlerin inferiorde b›rak›lmas› ince cildi olan hastalarda önemlidir(9,12). Her iki greft tekni¤inde de özellikle tek tarafl› uygulamalarda, burun ucu asimetrisi olmas› durumunda di¤er tarafa kamuflaj amaçl› greft uygulamalar› yap›labilir. Lateral alar kartilajlarda ßekil ve yer de¤ißtirme, özellikle konjenital lateral krura malformasyonlar›na ba¤l› kollapslarda kullan›lan tekniklerdir. Bunlar içinde lateral kruralar›n ters çevrilmesi veya transpozisyonu en s›k uygulanan yöntemlerdir. Lateral kruralar›n ters çevrilmesi, özellikle medial konveksitesi fazla olup, normal inspiryumda bile kollapsa ba¤l› naresleri kapanan hastalarda uygulanabilir. Cerrahi mutlaka aç›k teknik alt›nda yap›l›r. Her iki alar kartilaj tamamen görünür hale getirildikten sonra lateral kruran›n alt›ndaki vestibül derisi tamamen serbestleßtirilir. Dom korunarak hemen alt›ndan lateral kruraya horizontal bir kesi yap›l›r. Kruran›n serbest ucunda 2-3mm lik kartilaj b›rak›larak ikinci horizontal kesi ile lateral krura d›ßar› al›n›r. Serbest uçta kartilaj b›rak›lmas› kruran›n repozisyonu s›ras›nda olußabilecek malpozisyonlar› engellemek ve sütür koymay› kolaylaßt›rmak aç›s›ndan çok önemlidir. Ancak lateral krurada malpozisyona ba¤l› malformasyonun düzeltilmesi yap›lacak ise kruran›n serbest ucunun total olarak serbestleßtirilmesi gerekmektedir. D›ßar› al›nan lateral kruralar konveksitesi lateralde olacak ßekilde ters çevrilerek ve gerekliyse küçük düzeltmeler yap›larak ayn› tarafa veya ters tarafa sütüre edilirler (Resim-2). Sütür materyali olarak 5/0 prolen, PDS veya vikril tercih edilebilir. Dü¤ümlerin infe- Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 II-Lateral krura süperior kenar›na ensizyon yap›lmas› III-Kartilaj›n alt vestibül derisinden eleve edilmesi IV-Alar lateral kruran›n önden eksizyonu Eksternal Nazal Valv Kollaps› 69 V-Alar lateral kruran›n elevasyonu Resim-4: Geçirdi¤i rinoplastiye ba¤l› eksternal valv kollaps› olan hastaya revizyon aç›k teknik rinoplasti yap›ld›, kollaps tamiri için lateral krural strut greft uyguland›. Hastan›n bazal preop ve postop görünümü. VI-Alar lateral kruran›n arkadan eksizyonu Resim-5: Konjenital tek tarafl› eksternal valv kollaps› olan hasta, aç›k teknik rinoplasti ile opere edildi, kollaps alar baten greft kullan›larak giderildi. Olgunun lateral preop ve postop görüntüsü. KAYNAKLAR VII-Lateral kruran›n ters çevrilerek repozisyonu Resim-2: Alar kartilaj lateral kruran›n ters çevrilmesi tekni¤i (I-VII) Resim-3: Konjenital eksternal valv kollaps› olan hasta, aç›k teknik rinoplasti ile opere edildi, kollaps lateral kruralar›n ters çevrilmesi ile giderildi. Olgunun lateral preop ve postop görüntüsü. 70 Eksternal Nazal Valv Kollaps› 1. Armengot M, Campos A, Zapater E, Alba JR, Basterra J. Upper lateral cartilage transposition in the surgical management of nasal valve incompetence. Rhinology 2003; 41: 107–12. 2. O’Halloran LR. The lateral crural J-flap repair of nasal valve collapse. Otolaryngol Head Neck Surg 2003; 128: 640–9. 3. Toriumi DM, Josen J, Weinberger M, Tardy ME Jr. Use of alar batten grafts for correction of nasal valve collapse. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1997;123:802–8. 4. Toriumi DM. Surgical correction of the aging nose. Facial Plast Surg 1996;12:205–14. 5. Fuleihan N. The evaluation and management of nasal valve dysfunction. Curr Opin Otolaryngol Head Neck Surg 1999;7: 26–32. 6. Peltonen LI, Vento SI, Simola M, Malmberg H. Effects of the nasal strip and dilator on nasal breathing – a study with healty subfects. Rhinology 2004;42:122–5. 7. Vaiman M, Eviatar E, Segal S. Muscle-building therapy in treatment of nasal valve collapse. Rhinology 2004; 42:145–152. 8. Tardy DM, Garner ET. Inspiratory nasal obstruction secondary to alar and nasal valve collapse: technique for repair using autologous cartilage. Operative Tech Otolaryngol Head Neck Surg 1990;1:215–8. 9. Gunter JP, Friedman RM. Lateral crural strut graft: technique and clinical applications in rhinoplasty. Plast Reconstr Surg 1997;99:943–52. 10. Millman B. Alar batten grafting for management of the collapsed nasal valve. Laryngoscope 2002;112:574–9. 11. Becker DG, Becker SS. Treatment of nasal obstruction from nasal valve collapse with alar batten grafts. J Long Term Eff Med Implant 2003;13:259–69. 12. Gunter JP, Rohrich RJ.Augmentation rhinoplasty: Dorsal onlay grafting shaped autogenous septal cartilage. Plast Reconstr Surg 1990;86.39–45. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 13 BURUN TABANI REZEKS‹YONLARI Erkan Tarhan, Özcan Çakmak ÖZET: Burun taban›, burnun önemli yap›lar›ndan biri olup ideal estetik görünümde önemli bir role sahiptir. Ancak burun taban› ameliyat öncesi nazal muayenede ayr›nt›l› olarak s›kl›kla de¤erlendirilmemektedir. Burun taban› patolojilerinin s›n›fland›r›lmas› cerrah›n ameliyat plan›n› yapabilmesine olanak vermektedir. Uygulanacak cerrahi tekni¤in belirlenmesine olanak verecek ßekilde patolojiler s›n›fland›r›lm›ß ve optimal postoperatif sonuçlara ulaß›labilmesi için kategorilerine göre cerrahi plan› sunulmußtur. Anahtar Kelimeler: Burun taban›, s›n›fland›rma, cerrahi, rinoplasti ABSTRACT: Alar base is an integral structure of the nose and posses an important role in the ideal appearance and balance of the nose. However, alar base is not frequently assessed separately during nasal examination at the time of surgery. The classification of alar base abnormalities presents the basis on which the surgeon creates an operative plan. A systemic approach to such a classification is presented and is convoyed by a depiction of the dynamic alterations and optimal surgical procedures that would best benefit for patients within each category. Key Words: Alar base, classification, surgery, rhinoplasty ‹deal estetik burun de¤erlendirmesinde, burun yüzün di¤er özellikleri ile dengede olmal›d›r. Do¤al görünümlü rinoplastilerde burunun farkl› elementlerinin de birbiri ile uyumlu olmas› gerekir. Burun taban›n›n genißli¤i, fasial analizde göz önünde bulundurulmas› gereken en önemli noktalardan biridir. Burun taban› cerrahisi pre-operatif dönemde fasial analiz yap›l›rken planlanmal›d›r. Bu de¤erlendirmeye hastan›n inspeksiyonu ile baßlan›r ve ard›ndan operasyonun estetik kazan›mlar›n› saptayabilmek için foto¤raflar üzerinde analizler ve yumußak doku sefalometrik de¤erlendirmeleri yap›l›r. (1,2) Uygulanacak cerrahi tekni¤in belirlenmesinde patolojilerin do¤ru s›n›flamas› çok önemli role sahiptir. Hastalara kategorilerine göre cerrahi plan› sunulmas› optimal postoperatif sonuçlara ulaßmam›zda yol gösterici olacakt›r. Burun taban› de¤erlendirmesi, horizontal ve vertikal planlarda yap›l›r. Frontal görüntüde medial kantuslar›n orta noktas› belirlenerek, yüzün üst bölümünün orta noktas› (Resim 1-A) saptan›r. Sonra filtrumun orta noktas›, üst duda¤›n orta noktas› (Resim 1-B) ißaretlenir. A ve B noktalar› birleßtirilerek vertikal fasial (Resim 1-V) plan çizilir. Daha sonra her iki medial kantus birleßtirilir (Resim 1-H1). ‹kinci horizontal çizgi subnazaleden H1’e paralel (Resim 1- H2) çizilir. Medial kantuslardan vertikal fasial plana paralel iki vertikal çizgi (Resim 1-R,L) daha çizilir. Frontal görüntüde bu çizgiler alar taban›n d›ß s›n›r›n›n 1 mm medialinden geçmelidir (1). Bazal görüntüde burun taban›n›n genißli¤i (inter alar genißlik), yayg›nl›¤› (alar flare) ile alar ve nostril s›n›r› de¤erlendirilir. Alar flare preoperatif dönemde mevcut olmaks›z›n, cerrahi müdahaleleri takiben, özellikle de tip projeksiyonun azalt›ld›¤› vakalarda gelißebilir. postoperatif alar flare komplikasyonu izlenebilir(3). Alar flare (AF-AF), alar lobulün konveks e¤imini ifade etmektedir. Nostril taban›n›n genißli¤i Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005 Resim1: Frontal görünümde ßematik, burun taban› de¤erlendirmesi (interalar genißlik) (AÇ-AÇ) ise alar çizgiler (AÇ) aras›ndaki uzakl›kt›r (Resim 2). Bazal görüntüde interalar genißlik (AÇ-AÇ), interkantal genißlikten (MK-MK) 2 mm’den daha fazla ise müdahale düßünülmelidir (Resim 2). Resim 2: Bazal gönürümde burun taban› de¤erlendirmesi. Burun Taban› Rezeksiyonlar› 71 Sheen burun taban› eksizyonlar›n› 3 tipe ay›rm›ßt›r(4)(Resim 3): a Resim 3: Eksizyon tipleri Tip1 eksizyonda alar tabana cerrahi müdahalede bulunularak alar flare azalt›l›r. Anterior görünümde bu daralma fark edilirken, baziller görünümde gerçek interalar genißlik de¤ißmemektedir. Tip 2 eksizyon alar taban› ve nostril s›n›r›n› içerdi¤inden alar flare ile birlikte nostril büyüklü¤ü de azalt›lm›ß olur. Tip 3 eksizyonda ise, burun taban›, nostril s›n›r› ve nostril taban›na müdahalede bulunularak alar flare, nostril boyutu ve interalar genißlik azalt›l›r. Ayr›ca, gerekli oldu¤u durumlarda sadece direkt nostril taban eksizyonu da yap›labilir (Resim 3). Ameliyat öncesi, burun taban›na yap›lmas› planlanan eksizyonun s›n›rlar› kalemle ißaretlenir (Resim 4 a). Taban çengel ile stabilize edilir. Alt insizyon yukar› do¤ru yönlendirilirken, üst insizyon düz transverse seyirlidir. Alar artere s›kl›kla koagulasyon gerekir (Resim 4 b). Derin planda 5/0 vicryl veya PDS ile vestibül/nostril taban› yaklaßt›r›l›r, cilt insizyonu 6/0 düz kat-güt veya prolen sütürle kapat›l›r (Resim 4 c-d). Alar taban cerrahisi yap›lan bir hastam›z›n pre ve post operatif bazal görünümleri resim 5’de izlenmektedir (Resim 5 a,b). a b Resim 5 a,b: Burun taban›na cerrahi müdahale yap›lan hastan›n pre ve post operatif foto¤raflar›. zeye yans›yan sonucu kötü yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle, simetriyi sa¤lamak için farkl› yaklaß›mlara baßvurulmas› gerekebilir (5). Son olarak, alar redüksiyonda gereken eksizyon miktar› artt›kça olußabilecek skar riskinin de artaca¤› unutulmamal›d›r(6). Bu yüzden cerrah estetik öngörüsünü ön planda tutmal› ve gerekirse skar dokusunu kamufle edecek yöntemlere baßvurmal›d›r. b KAYNAKLAR d c Resim 4 a,b,c,d: Burun taban›na cerrahi müdahale aßamalar›. Nostril taban› ve alar taban asimetrilerinin düzeltilmesinde de yukar›da bahsedilen teknikler kullan›labilir. Ancak, asimetrilerinin düzeltilmesi oldukça zordur. Çünkü altta yatan kemik priform asimetrisi, yü- 72 Burun Taban› Rezeksiyonlar› 1. Guyuron B, Behmand RA. Alar base abnormalities. Clinics in Plastic Surgery 1996;23(2):263-270. 2. Larrabee WF. Facial analysis for rhinoplasty. Otolaryngologic Clinics of North America 1987; 20(4): 653-674. 3. Gilbert SE. Alar reduction in rhinoplasty. Arch Otolaryngol Head Neck Surgery 1996; 122:781-784. 4. Sheen JH, Sheen AP. Aesthetic Rhinoplasty (2nd ed.). St. Louis, Mo:Mosby Year Book Inc; 1987:252-272. 5. Daniel RK. Aesthetic Plastic Surgery Rhinoplasty (1st ed.). Boston:Little, Brown and Company, 1993:307-312. 6. Daniel GB, Weinberg MS, Grene BA, Tardy ME. Clinical study of alar anatomy and surgery of the alar base. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1997;123:789-795. Cilt 1 - Say› 2 - Haziran 2005
Benzer belgeler
06 nazal valf 61-80
Rinoplasti, son y›llarda KBB hekimlerinin yo¤un ilgisini çekerek dal›m›z›n populer bir cerrahisi
olmußtur. Ancak, rinoplasti KBB camias› için yeni bir cerrahi de¤ildir. Bizleri yetißtiren
hocalar›m...