larda Kamu Gîrevlilißine Kçsçtlama
Transkript
larda Kamu Gîrevlilißine Kçsçtlama
h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ k ay n a k Morales, Diego R. “Restricting Access to Public Office for Perpetrators of Crimes against Humanity: The Argentine Experience.” in Making Justice: Further Discussions on the Prosecution of Crimes against Humanity in Argentina. Center of Legal And Social Studies ve International Center For Transitional Justice, 2012. 50-69. Metnin çevirisi Necmiye Alpay tarafından Hakikat, Adalet, Hafıza Merkezi için Paula Arturo’nun İngilizce tercümesi kullanılarak yapıldı. İçİndekİler Giriş 1 Kamu Görevlilerine Yönelik İddialarla İlgili Bazı Genel Kavramlar 2 Arjantin’deki Geçiş Dönemi Adalet Mekanizmaları ve Arındırma Stratejilerinin Rolü 3 Arjantin’de Kamu Görevlilerini İnceleme ve Görevden Alma Mekanizmaları 7 Sonuç 16 Hakikat Adalet Hafıza Merkezi geçmişte yaşanan hak ihlallerine ilişkin hakikatlerin ortaya çıkmasına, toplumsal hafızanın güçlenmesine ve bu ihlallerden etkilenenlerin adalete erişmesine katkı sağlar. http://www.hafiza-merkezi.org 1979 yılında Arjantin’de diktatörlük döneminde kurulan CELS, çalışmalarına tutuklu/ kayıp yakınları için hukuki yardım ve danışmanlık yaparak başlamış ve 1983’ten sonra CONADEP’in (Kayıplar üzerine Ulusal Komisyon) ve mahkemelerin hak ihlallerini belgelemesi sürecinde sıklıkla başvurulan bir kurum olmuştur. http://www.cels.org.ar İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlarda Kamu Görevliliğine Kısıtlama Getirilmesi: Arjantin Deneyimi Diego R. Morales1** Giriş Geçmişin ağır insan hakları ihlalleriyle yüzleşildiği bir sırada demokrasinin ne ölçüde kaliteli olduğu meselesi pek çok Latin Amerika ülkesinde tartışılıyor. Ortaya çıkmış olan farklı çatışma türleri, olayların meydana gelmesinden bu yana geçen süre ve suçlarla yüzleşme süreçleri konusunda her ülkede farklılıklar gözleniyor, ancak kaygılar ortak. Güney [Amerika] ülkelerindeki tartışmaların çoğu, işkence, cinayet, zorla kaybetme, genel cinsel şiddet, özel olarak kadına yönelik cinsel şiddet, çocuk kaçırma ya da bunlarla ilgili hırsızlık gibi diğer suçlar dahil, ağır insan hakları ihlalleri işlemiş olanların cezai kovuşturması etrafında dönüyor. Bu ülkelerde ortak olan nokta, seçilmiş yönetimleri deviren2, insanlığa karşı suçları önce planlayıp sonra sistemli bir biçimde uygulamaya koyan, birbirine benzer (ancak, her seferinde daha sonraki siyasi süreçler üzerinde kuşku götürmeyecek etkilerde bulunan mantık farklılıkları gösteren) askerî ya da sivil-asker darbelere maruz kalmalarıdır. Diktatörlükler yeniden seçimlere ve demokrasiye dönüşle sonuçlandı. Bununla birlikte her ülke, geçici siyasi partilerin, paydaşların ve kurbanların hesaba katılması ya da yeni sistemin anayasallığı açısından farklılıklar gösterdi. Arjantin’de Mart 1976 darbesi, anayasal yönetimi devirmişti ve 1983 Aralık ayında demokrasiye geri dönüldüğünde, geçiş dönemlerinin tipik özelliği olan bir dizi tipik kurumsal tartışma patlak vermişti. Eski suçlar nasıl bir muameleye tabi tutulmalı? Cezai, siyasi ve idari alanlarda hesap sorma işlemleri nasıl ve nereye kadar uzanmalı? Kurumların yeniden inşası nasıl olmalı? Var olan kurumlar varlığını sürdürmeli mi?3 Tartışmaların çoğu henüz sonuçlanmış değil, bugün hâlâ devam ediyor. Bu tartışmalara, devlet terörizmiyle bağlantısı olan bireylerin kamu görevinde kalıp kalmayacakları meselesi de dahil. Demokrasiye geçişin ilk aşamasında, silahlı kuvvetler ve polis öncelik taşımakla birlikte, bu güçlerin sivil yönetime tabi kılınmalarının gerekliliği nedeniyle, çoğu kurum siyasi kararlara tabi tutuldu. Seçimle gelen yönetim ve ayrıca çok sayıda şirket, siyasi parti, insan hakları örgütü vb., demokratik kurumların oluşturulması için benimsenecek önlemlere karşı çıkıyordu. O zamandan bu yana aralıksız olarak, diktatörlüğün suçlarını işlemekle suçlanan bireylere karşı çıkışlar oldu ve hukuki itiraz 1 ** Avukat Diego R. Morales, CELS’in Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Program Direktörü’dür. 2010 yılına kadar aynı kuruluşta savunma avukatı olarak çalıştı. Yüksek lisans çalışmasını Şili Üniversitesi’nde tamamladı ve halen Universidad Nacional de Lanus ve Universidad de Buenos Aires Hukuk Fakültesi’nde ders veriyor. 2 Deneyimler suçların hangi siyasi sistem çerçevesinde ya da hangi dönemde işlendiğine göre değişebiliyor. Örneğin, Meksika’da “rejim suçları” (crímenes del régimen) işlenirken, El Salvador gibi ülkelerde silahlı çatışmalar yaşanmıştır. 3 Kaynaklardan birkaçı: Comparative Peace Processes in Latin America. Jose Zalaquett Daher. Cynthia Arnson. Woodrow Wilson Center Press/Stanford University Press, Washington, D.C. (1999), 1999; L. Filippini ve L. Magarell, Instituciones de la justicia de transición y contexto poltico, en Entre el perdón y el paredón. Preguntas y dilemas de la justicia transicional Universidad de Los Andes, Bogotá, 2005. 1 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ başvuruları yapıldı (uluslararası literatürdeki adıyla ‘lustration proceedings’4). İtirazlar demokratikleşme çerçevesindeki tartışmalarla dolaysız bir biçimde ilintiliydi. Bu yazı, söz konusu önlemlerin Arjantin’de nasıl uygulandığı noktasında odaklanıyor ve çeşitli etmenlerin, paydaşların, ortaklıkların bu amaca yönelik etkilerinin üzerinde duruyor. Kamu Görevlilerine Yönelik İddialarla İlgili Bazı Genel Kavramlar Kamu kurumlarında reform yapılması, otoriter rejimlerden demokratik bir yönetime geçmekte olan ülkelerde belirleyici önemde bir görev oluşturuyor. Bu değişim dönemlerinde kamunun bir zamanlar otoriter rejimi temsil etmiş olan dokusunu dönüştürerek, geçişi kolaylaştıracak ve hukukun üstünlüğünü sağlayacak hale getirme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu anlamda gerekli kurumsal reformların yapılması geçiş dönemindeki adalet sürecine başlıca iki yoldan katkıda bulunuyor. Birincisi, bu reformların gelecekteki olası suistimalleri önleyecek yeni mekanizma ve müdahaleleri yaratmasıdır, ki geçiş stratejisinde belirleyici hedeflerden biri budur. İkincisi, reformların kamu kurumları için, özellikle de adalet ve polis kurumları için geçmişteki ihlallerle ilgili hesap sorulmasını olanaklı kılmasıdır. Örneğin, reform yapılmış bir siyasi kurum, otoriter rejim sırasında meydana gelmiş suistimal vakalarını profesyonel bir biçimde soruşturabilir, arındırılmış bir adalet mekanizması da geçmişteki suistimal vakalarını tarafsız bir biçimde kovuşturabilir.5 Arjantin’deki gibi vakalarda bu nokta, askerî yönetimin dayattığı en az iki belirgin özellik nedeniyle, zorlu bir değişiklik anlamına gelmiştir. Birincisi, oradaki diktatörlüğün somut bir başlangıcı ve sonu vardır. İkincisi, diktatörlüğün yasadışı baskılar ile “yasal” kurumsal yapı arasındaki alanda iş görmüş olmasıdır. Olağan ve olağanüstü mevzuata ek olarak, başat özelliklerinin yanı sıra bir dizi örgütsel kural ve yasadışı eylemden oluşmak gibi bir özelliği de bulunan bir normlar düzlemi oluşmuş ve bunun sonucunda, silahlı kuvvetlerin resmî örgüt yapısının içerisinde tek seferlik (ad hoc) bir işleyiş yoluyla eşgüdümlenen bir yapı ortaya çıkmıştı.6 Dolayısıyla, terörü özendirmek için örgütlenmiş olan devletin belirlenen bir tarihe kadar bir bütün olarak köklü bir dönüşümden geçirilmesi ve insan haklarının korunmasını hedefleyen kurumlar ile uygulamaların yerleştirilmesi gerekmiştir. Alınabilecek potansiyel önlemlerin kapsamı geniştir.7 Bu nedenle de, söz konusu önlemler (Guatemala ve Arjantin konusunda göreceğimiz gibi) anayasada ya da (Doğu Avrupa ülkelerinde genellikle görüldüğü gibi) belirli yasalarda gözetilebilmekte, hukuki kararlardan kaynaklanabilmekte (çoğu ceza yasasının kamu görevi kısıtlamalarını cezai bir yaptırım olarak öngörmesi gibi) ya da geçmişin bu türdeki olaylarını kovuşturmak için kurulmuş olan Hakikat Komisyonlarından elde edilen sonuçlarda da söz konusu 4 “Bu tür siyasi dışlamalar İngilizcede Latincedeki ‘lustratio’ teriminden gelen ‘lustration’ sözcüğüyle anılıyor ve ‘geleneksel kurban edimi yoluyla arınma’ anlamına geliyor. Bu kavram, siyasi alana uygulandığında ‘political cleansing (siyasi temizlik)’ terimine çevriliyor. Bundan kasıt, geride bırakılan baskıcı-otoriter sistemin görevlilerinin yönetimden dışlanması ve yönetimin bu tür elemanlardan arındırılmasıdır.” (M. Maxit, “El caso ‘Patti’ y el desafío de asumirnos como una sociedad democrática transicional,” Revista jurídica de la Facultad de Derecho de la Universidad de Palermo içinde, Yıl 7, no. 2, Kasım 2006, s. 169). 5 Bkz. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, “Rule-of-law tools for postconflict states. Vetting: an operational framework,” 2006. 6 Bu konunun derinlemesine ele alındığı çok sayıda kaynak ve kaynakça bulunmaktadır. Birkaç örnek olarak, bkz. A. Conte ve E. Mignone, “El caso argentino: desapariciones forzadas como instrumento básico y generalizado de una política,” başlıklı bildiri, “La política dedesapariciones forzadas de personas,” Paris, 1981; CELS, Colección Memoria y Juicio, Buenos Aires, 1982; Nunca más. Informe de la Comisión Nacional sobre la Desaparición Forzada dePersonas, Eudeba, Buenos Aires, 1984; CELS, Terrorismo de Estado. 692 responsables, CELS, Buenos Aires, 1986; J. L. D’Andrea Mohr, Memoria debida, Colihue, Buenos Aires, 1999; F. Mittelbach ve J. Mittelbach, Sobre áreas y tumbas. Informe sobre desaparecedores, Sudamericana, Buenos Aires, 2000. 7 Bu önlemlerle ilgili olarak ayrıca bkz. M. Maxit, “El caso ‘Patti’ y el desafío de ser una sociedad democrática transicional,” agy. 2 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ olabilmektedir.8 Bu önlemler ayrıca kaynağını anayasadan9 alan çeşitli yükümlülük bileşimlerinin bir sonucu olabildiği gibi, Arjantin’de yaşandığı üzere, insan hakları sözleşmelerini uygulamak ve yorumlamakla görevli kurumların tavsiyelerinin bir sonucu da olabiliyor. Bunlara ek olarak kayda değer bir nokta da, devlet tarafından benimsenen önlemlerin diğer insan hakları yükümlülükleriyle tutarlı olup olmadıkları ve bu önemlerin istikrarlı birer yordama dönüşmek yerine istisna ve ayrıntı düzeyinde kalması konusunda belirli kaygıların varlığıdır. Bu anlamda, insan hakları örgütlerinin çalışmalarında hedeflerden biri de demokratik sistemin her zaman kesintisiz olarak güçlendirilmesi, belirli bir zamanda yaratılan özerk birtakım önlemlerden ibaret kalmaması olmuştur. Bu nedenle, kamu görevlilerine yönelik inceleme başlatılması ya da görevden alma gibi önlemler geliştirilirken adaletle ilgili usul ve erişimin gereğince gerçekleşmesi, yerine getirilmesi gereken devlet yükümlülüklerindendir. Bazı Doğu Avrupa ülkelerinin kamu yönetimiyle ilgili arındırma önlemleri konusundaki deneyimleri, kamu görevinden alınan her kişinin somut olarak hesap vermesini ve ayrıca söz konusu görevden alma işlemlerine karşı adalete başvurulabilmesini sağlayacak etkili önlemlerin yokluğu nedeniyle çok eleştiri konusu olmuştur. Sonuç olarak, bireylerin kamu görevlerinin incelenmesinde ve bu görevlerden alınmasında kullanılacak usullerin titizlikle gözden geçirilmesi, bu usullere kullanımları boyunca gereğince riayet edilmesi, ayrıca, daha sonraki yargılama ve adı geçen kararların (ya da bunların yokluğunun) hukuki bir konu değil, siyasi bir konu olarak gözden geçirilme ve nitelenme olasılığı: Bunların tümü, bireylerin görevleri dolayısıyla dava konusu edilmesi ve görevden alınmasıyla ilgili etkin önlemlerin diğer devlet yükümlülüklerine uygun olarak oluşturulmasında önem taşıyan noktalardır. Arjantin’deki Geçiş Dönemi Adalet Mekanizmaları ve Arındırma Stratejilerinin Rolü Arjantin’de, sözcüğün geleneksel anlamıyla resmî bir inceleme mekanizması bulunmamaktadır. Son askerî diktatörlük sırasında silahlı kuvvetlerin ve polis güçlerinin devlet terörizmine kitlesel bir biçimde iştirak etmiş olmaları, Arjantin devleti tarafından alınan ulus ötesi [transnational] önlemler “paket”inde büyük açıkların bulunması sonucunu vermiştir.10 1983’te demokrasinin gelişiyle, otoriter yönetimle yüzleşmede başlıca sorunun ağır insan hakları ihlalleri olacağı belliydi.11 Hakikatlerin araştırılması, ihlal olgularının soruşturulması, ve diktatörlük döneminde işlenmiş ihlallerden sorumlu olanlara cezai 8 El Salvador’la ilgili Hakikat Komisyonu’nun Rapor’u, tavsiyeleri arasında, silahlı kuvvetler ile kamu yönetiminin birbirinden ayrılmasına yönelik önlemlerin yanı sıra, ülkedeki ağır insan hakları ihlallerini saptamak için komisyon tarafından soruşturulmuş olan bireylere yönelik kamu görevi kısıtlamalarının uygulanmasını da içeriyor. Bkz. El Salvador’la ilgili Hakikat Komisyonu’nun Nihai Soruşturma Raporu’nun (Report of the Truth Commission for El Salvador) dolaysız sonucu olan tavsiyeler. 9 Burada kastedilen, Arjantin Anayasası’nın 36. maddesidir. Anayasal sistem ve insan hakları yükümlülükleriyle ilgili olarak, ayrıca bkz. V. Abramovich, “Una nueva institucionalidad pública. Los tratados de derechos humanos en el orden constitucionalargentino,” içinde, V. Abramovich, A. Bovino ve C. Courtis (Ed.), La aplicación de los tratados de derechos humanos en el ámbito local. La experiencia de una década (1994-2005), CELS and Del Puerto, Buenos Aires, 2007. 10 V. Barbuto, “Strenghtening Democracy: Impugnation procedures in Argentina”, Justice as prevention. Vetting public employees in Transitional Democracies, ICTJ, 2007. 11 1976’dan 1983’e kadar devlet bir cunta (kurul) tarafından yönetildi. Bu yönetimin başlıca sosyal denetim yöntemi, yoğun insan hakları ihlalleriydi. Zorla Kaybedilenler Ulusal Komisyonu (Comisión Nacional sobre Desaparición Forzada de Personas, CONADEP) tarafından hazırlanan rapor, cunta tarafından sistemli bir biçimde başvurulan uygulamaları açığa çıkardı: Zora dayalı kayıplar (rapor dokuz bin kayıp bireyi somut olarak teşhis edebildi), işkence, protesto yasakları ve daha başka gayrimeşru uygulamalar. 3 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ kovuşturma yoluyla yaptırım uygulanması, yeni uzlaşmayı yeniden tasarımlamak için hem devletin hem de sivil toplumun önündeki hedefleri oluşturuyordu. Bu noktadan hareketle, diktatörlüğün yapıp ettiklerini ve bugün hâlâ kaybedilmiş olarak kalan bireylerin durumunu raporlayacak bir komisyon kurulması mümkün olabilecekti.12 1985’te, Federal Temyiz Mahkemesi, ilk üç cuntanın şeflerini geçmiş uygulamalarından suçlu buldu.13 O arada, söz konusu ağır ihlallere karışmış bireylerin bulunması konusunda açılan çeşitli soruşturmalarda ilerleme kaydediliyordu. Buradan anlaşılıyor ki, soruşturmalar ile ardından olayların sorumlularına uygulanan cezai yaptırımlar daha erken birleştirilebilmiş olsaydı, olguların ve nihai yaptırımların açığa vurulmasıyla o süreçlere karışmış olanların kamu görevliliğine sınırlama ya da kısıtlama getirilecekti. Gelgelelim, hakikatlerin açığa çıkarılması ve cezai takibat yoluyla adalet aranması hedefi 1986’dan itibaren pek çok engelle karşılaştı. Bu engeller arasında, silahlı kuvvetlerin kendi kendisini arındırması fikrine dayalı bir soruşturma ve yaptırım stratejisi geliştirmekte başarısız kalınması14, Son Nokta (Full Stop; Punto Final)15 yaptırımı ve İtaat Zorunluluğu (Due Obedience; Obediencia Debida)16 yasalarının yanı sıra, yargı sisteminin kayıp kişilerin yazgısını ortaya çıkarmak konusundaki özensizliği ve geçmişte suç işlediği kesinleşmiş bireyler lehine çıkarılan af karar ve yasaları17 da vardı. Bu cezasız bırakma alışverişi, diktatörlüğün yaptıklarında dahli olmuş ve halen devlet yapılarında iş gören ya da devlet görevlisi olmaya çalışan bireylerin incelenmesiyle ilgili önemler üzerinde etkide bulundu. Ancak, 1994’te yapılan ve demokrasiye zor yoluyla son verenlerin kamu görevlerinde bulunmasını yasaklayan18 (ve geçici anayasa süreci çerçevesinde anlaşılabilecek olan)19 anayasa reformundan bu yana, kurbanlar, aileleri ve insan hakları örgütleri, var olan mekanizmaları --şu anki ve gelecekteki kamu görevlilerinin çeşitli gerekçeler ve 12 CONADEP 1983 yılında 187 Sayılı Kararname ile kurulmuştu ve amacı, devlet terörizminin arkasındaki hakikati açığa çıkarmak ve yüz seksen gün süreyle işlev görmekti. 13 Arjantin Federal Temyiz Mahkemesi, kararını 9 Aralık tarihinde yayımladı ve üç askerî kuvvetin mensuplarını suçlu buldu. 14 Oluşturulan usul, soruşturmaları askerî yargıya bırakıyordu. 23,049 sayılı yasanın 10. maddesi, Federal Temyiz Mahkemesi’ne Silahlı Kuvvetler Komitesi’nin eylemleri konusunda denetleme ve uyumsuzluk vakalarını Komite adına yönetme yetkisini tanıdı. En sonunda Temyiz Mahkemesi 4 Ekim 1984’te soruşturmayı bütünüyle kendi eline aldı. 15 “Final Stop (Nihai Son)” adıyla bilinen 23,492 sayılı yasa, adlî soruşturma aşamasını Aralık 1996’da kapattı. 16 “İtaat Zorunluluğu” adıyla bilinen 23,521 sayılı yasa, astlara yönelik cezai soruşturmaları yasaklıyordu. 17 1989’da, Başkan Carlon Menem, son diktatörlüğün şeflerinden Cunta Juntas davalarında suçlulukları kesinleşmiş olanları affetti. 18 Arjantin Anayasası’nın 36. maddesinden söz ediyoruz. Madde şöyledir: “Bu Anayasa, kurumsal düzene ve siyasi sisteme karşı şiddete dayalı edimler sonucu askıya alınsa bile yürürlükte kalacaktır. Adı geçen türden edimler geri dönüşsüz bir biçimde iptal edilecektir. Bu tür edimlerin failleri 29. madde hükümleri uyarınca yaptırıma tabi olacaklar ve kamu görevlerinden ebediyen yasaklanacak, her tür af hükmünden ya da cezanın hafifletilmesi kararından hariç tutulacaklardır.” Margarita Maxit bu konuda şöyle yazıyor: “Arjantin Anayasası’nın 36. maddesi, yukarıda açıklananlara benzer her tür edimin failleri için önemli ve zorunlu kural ve siyasi yaptırım olarak ömür boyu kamu görevlerinden men etme kavramını devreye sokuyor [...]. Bu anayasal madde yoluyla, kamu görevine uygunsuz biçimde demokratik düzene karşı girişimde bulunanları değerlendirme görevi, demokrasi karşıtı girişimlere yaptırım uygulama ve yoğun insan hakları ihlalleri işleyenleri kovuşturma ve cezalandırma görevine eklenmiştir.” (M. Maxit, agy., s. 168) 19 “Geçici anayasacılık, üstlenilen siyasi sistemin sınırlarını belirleyen ve yeniden tanımlayan ilkeler yoluyla bir önceki baskıcı yönetime karşılık verir. Bu tür anayasalar makable şamildir (geçmiş için de geçerlidir) ve aynı zamanda geleceği de kapsar; bir yandan da geçiş dönemlerinin belirgin bir özelliği olarak bir anayasal adalet kavramını içerir [...]. Bu durum, anayasa yorumlama işlemleri üzerinde etkide bulunur. Geçici perspektif ile ‘bidayetçi [kökenselci] yorum’ kuramı arasındaki ortak nokta, anayasaları anlamanın en iyi yolunun tarihsel ve siyasi bağlam içerisinde ele alınmaları olduğu ve anayasaların statüyle ilgili, dönüştüren ve dinamik amaçlarının bulunduğudur [...]. Zaman geçtikçe, geçici anayasanın maddeleri dinamik bir işleyiş gösterecek ve belirli yorumsal sonuçlar verecektir.” (Ruti Teitel, “Transitional jurisprudence: the role of law in political transformation,” The Yale Law Journal, New Haven, 1997) 4 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ Arjantin’deki hakikat ve adalet sürecinin ilerlemesi ya da yokluğu durumu uyarınca incelenmesine yönelik birer yordama dönüştürmek amacıyla-- stratejik bir biçimde kullanageldiler. Oluşturulan usuller arasında, askerî terfilerin incelenmesi ve silahlı kuvvetler mensuplarının görevden alınması, polis görevlilerinin incelenmesi ya da görevden alınması, yargı mensuplarının incelenmesi20 ve seçimle gelmiş görevlilerin incelenmesi işlemlerine yönelik usuller de vardır.21 İnceleme [vetting] eylemleri22 hakikat ve adalet sürecine belirli ölçüde eşlik etmiş ve insan hakları hareketinin mücadelesinde, hem cezai sürecin yokluğunda bir “destekleyici özellik” hem de bir “alternatif” olarak yenilikçi bir strateji oluşturmuştur. Bu süreçler ayrıca şu anki ya da gelecekteki kamu görevlilerinin geçmişleriyle ilgili verileri kurtarmak ve derlemek için fırsat da yaratmıştır. Benzer bir biçimde, söz konusu eylemleri farklı kaynaklardan doğrulamak da mümkün olmuştur. Kaynaklardan biri, Louis Joinet tarafından hazırlanan, insan hakları ihlallerinin faillerinin cezasız kalmasına ilişkin rapordur.23 Joinet, bu tür karşı çıkışların devletler için durumu onarma ve yinelenmesini önleme yükümlülüğü doğurduğu inancındadır. Yazar, kurbanların saygınlıklarının çiğnenmemesi için, diğer yükümlülüklerin yanı sıra “ağır insan hakları ihlallerine karışmış yüksek kamu görevlilerinin görevden alınması ve bu önlemlerin önleme amacına yönelik olmaları nedeniyle, baskıcı değil idarî olması ve görevlilerin her şeye rağmen güvence altında bulunması”24 yükümlülüğünün de var olduğu kanısındadır. Juan Méndez’in tezi de kullanılmıştır.25 Méndez’e göre, arınma ve geçmiş olayların faillerinin kamu görevinden alınması özerk bir devlet yükümlülüğü olup, devletin olguların soruşturulması, kamuya açıklanması, kovuşturulması, sorumlulara yaptırım uygulanması ve gereğince tazmini konusundaki yükümlülüklerine ek bir yükümlülüktür. 20 Bu vakayla ilgili olarak, bkz. M. J. Sarrabayrouse Oliveira, “Poder Judicial y dictadura. El caso de la Morgue Judicial,” Cuadernos de Trabajo del Instituto de Estudios e Investigaciones, no. 4, Defensoría del Pueblo de la Ciudad de Buenos Aires, Facultad de Filosofía y Letras, Buenos Aires, 2003. Bu çalışmada vurgulandığına göre Senato, adalet mensuplarının demokratik dönemde göreve devam edebilmesini sağlamak için, 1976-1983 yılları arasında yargıçlar söz konusu olduğunda gerekli olan çoğunluğu işlevsiz kılmak amacıyla, son diktatörlük döneminde Adlî Morg’da meydana gelen olaylarda adalet görevlilerinin sorumluluğunu saptamaya yönelik idarî soruşturmaları kullanmıştır. 21 V. Barbuto, “Impugnation Procedures in Argentina: Actions Aimed at Strengthening Democracy,” Uluslararası Geçiş Dönemi Adalet Merkezi’nin (International Center for Transitional Justice) İnceleme Araştırma Projesi (Vetting Research Project) çerçevesinde gerçekleştirilen araştırma, New York, 2007. 22 Bu yazının İspanyolca nüshasında “impugnación” ve “vetting” terimleri birbirinin yerine kullanılıyor. İlk terim yerel olarak bu tür karşı çıkışları tanımlamak için kullanılan sözcüktür [İspanyolcadaki sözcüğün Türkçe karşılığı “ret” oluyor -ç.n.]. İkinci terim “vetting” ise söz konusu işlemlere uluslararası alanda verilen addır. Oysa bu terimler birbirine benzeyen terimler değil; dolayısıyla, bu iki terimin bazı tartışmalar doğurabilmesi nedeniyle, belirli açıklamaların yapılması gerekiyor. Buradaki asıl mesele, insan haklarını ihlal etmiş olan kamu görevlilerinin görevden alınması için insan hakları örgütlerinin gerçekleştirdiği eylemlerin yalnızca adalet fikriyle ilgili olmayıp aynı zamanda bu amaçla oluşturulan demokratik kurumsal usullerin güçlendirilmesiyle de ilgili olmasıdır. Bu anlamda buradaki fikrin, terime örneğin Doğu Avrupa olayında verilen “arındırma” anlamına ya da genellikle, tartışmasız ve/ya da üstün bir konumda olup “veto” yetkisini kullanan bir aktöre göndermede bulunan bir inceleme anlamına geldiği söylenemez. Genellikle, tartışmalar, yönetmelik değişiklikleri, kamu etiği ilkeleri ve yalnızca birkaç paydaşa bağlı olmayan diğer sağlam usul yaratma biçimleri açılmış ve aynı süreç içinde, olağan kurumların içindeki kalıcı mekanizmalar dönüştürülmüştür. 23 Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu’nun 1996/119 sayılı kararı uyarınca L. Joinet tarafından insan hakları ihlallerinin (sivil ve siyasi) faillerinin cezasız kalması konusunda hazırlanan raporun gözden geçirilmiş nihai nüshası. Birleşmiş Milletler, E/CN.4/Sub.2/1997/20/Rev.1, 2 Ekim 1997. 24 Joinet bu çerçevede, “ağır insan hakları ihlallerine karışmış devlet memurlarıyla ilgili idari ya da diğer önlemler”in benimsenmesini salık vermektedir. 25 J. Méndez, “Derecho a la verdad frente a las graves violaciones a los derechos humanos;” M. Abregu and C. Courtis (Ed.), La aplicaciones de los tratados internacionales sobre derechos humanos ante los tribunales locales içinde, Del Puerto, Buenos Aires, 1997, s. 518. 5 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ “Polis güçleri içinde” ağır insan hakları ihlallerini “işlemiş, emretmiş ya da bu ihlallere göz yummuş olan kişilerin görevine son verilmesi”26 zorunluluğu vardır. Bu kişilerin yönetim kurumlarından alınması, “geçiş sonrası rejimlerinde insan haklarının etkinliği ve bu haklara riayet edilmesinin sağlanması konusunda temel gerekliliklerden biridir ve bu, toplumun insan hakkı ihlalcilerinden arınmış demokratik kurumlara sahip olma hakkını oluşturur”.27 İnceleme süreçlerinde kullanılan bir başka kaynak, Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonu’nun (Inter-American Commission on Human Rights; IAHRC), “Ríos Montt” vakasına28 ilişkin kararıdır. Bu karar, anayasal düzene karşı girişimde bulunmuş olan kamu görevlilerinin görevden alınmasına yönelik önlemlerin, demokratik sistemi korumayı ve savunmayı hedefleyen önlemler olduğu görüşündedir. LAHRC, Guatemala Anayasası’nda bulunan bir yasağa dayanarak ‘de iure (hukuka uygun, meşru)’ olarak karar vermiştir. Söz konusu olan, başkanlık seçimlerinde aday olmayı demokratik sistemin anayasal düzenine aykırı bir biçimde engelleme girişiminde bulunma yasağıdır. Komisyon’un vardığı sonuca göre bu anayasa hükmü İnsan Hakları Amerika Sözleşmesi’nin (siyasi hakları düzenleyen) 23. maddesine aykırı değildir, çünkü söz konusu hüküm Orta Amerika’nın yerleşik anayasal geleneklerinde yeri olan, demokratik sistemin korunmasını ve savunulmasını amaçlayan bir hükümdür. Uluslararası Yurttaş Hakları ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin (International Covenant on Civil and Political Rights) uygulanmasından sorumlu olan İnsan Hakları Komitesi’nin vardığı sonuca göre, Arjantin örneğinde devlet, “cezasız kalma duygusu”nu29 değiştirmek amacıyla, son askerî diktatörlük dönemindeki ağır insan hakları ihlali şüphelilerini görev dışı bırakmak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Komite’nin Kasım 2000 tarihli nihai gözlemlerinde şunlar vurgulanıyor: 9. İtaat Zorunluluğu ve Son Nokta yasalarının 1998’de yürürlükten kaldırılması dahil, geçmişteki adaletsizliklerin giderilmesi için son zamanlarda alınmış olan olumlu önlemlere karşın Komite söz konusu yasalara uygun olarak davranmış olan pek çok kişinin askerî ve kamusal görevlerde bulunmaya devam etmesinden ve hatta bazılarının daha sonraki yıllarda terfi ettirilmiş olmasından kaygı duymaktadır. Bu nedenle Komite, askerî yönetim dönemindeki ağır insan hakları ihlallerinde faillerin cezasız kaldığı duygusuyla ilgili kaygılarını bir kez daha dile getirir.30 Komite, 1995 yılında Arjantin devletine şu tavsiyede bulundu: [...] Silahlı kuvvetler ve polis kuvvetleri mensupları içinde geçmişte ağır insan hakları ihlallerine karıştıkları konusunda yeterli kanıt bulunanların görevden alınmasını sağlayacak uygun usuller tesis edilmelidir.31 Bu nedenle, adı geçen kararda da, aşağıdaki tavsiye yer alıyor: Askerî yönetim döneminde yurttaş hakları ve siyasi haklar alanında meydana gelen ağır ihlaller kovuşturulmalı ve kovuşturma, faillerin yargılanmasını sağlamak için gerekli her tür makable şamil sonucu da kapsayacak biçimde gereken uzunluktaki sürelerle devam etmelidir. Komite, bu amaçla sıkı çabaların gösterilmesini ve ağır 26 J. Méndez, agy., s. 526. 27 J. Méndez ve G. Chillier, “La acción del Congreso y las obligaciones internacionales de la Argentina en materia de derechos humanos,” AAVV: “El caso Bussi. El voto popular y las violaciones a los derechos humanos.”, Imprenta del Congreso de la Nación, Buenos Aires, 2002, s.. 45 vd. 28 Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonu (Inter-American Commission on Human Rights), dava no. 10 804, “Ríos Montt vs. Guatemala”, 1993Anual Report. 29 İnsan Hakları Komitesi’nin Nihai Gözlemleri: Arjantin 11/Mar/2000. CCPR/CO/70/ARG, bkz. http://www. unhchr.ch/html/menu2/6/hrc/hrcs68.htm#70th . 30 İnsan Hakları Komitesi’nin Nihai Gözlemleri: Arjantin 11/Mar/2000. CCPR/CO/70/ARG, bkz. http://www. unhchr.ch/html/menu2/6/hrc/hrcs68.htm#70th . 31 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi (United Nations Human Rights Committee), CCPR/C/79/ Add.46, Toplantı no. 1411, Oturum no. 53, 5 Nisan 1995. Vurgulamalar bizimdir. 6 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ insan hakları ihllallerine karışmış olanların silahlı kuvvetlerde ya da kamudaki görevlerinden alınmasını sağlamak için önlemlere başvurulmasını tavsiye eder.32 Son olarak, Arjantin Seçim Kurulu’nun the “Muñiz Barreto Juana y otros s/impugnación de candidatura de Luis A. Patti” davasındaki (aşağıda ele alacağımız bir seçim inceleme vakasıdır) tutumu kayda değer. Bu davada mahkeme, ağır insan hakları ihlalleriyle ilgili bir ceza soruşturmasının varlığını özel olarak dikkate almış ve bu nedenle seçim kurulunun, adayın seçilme hakkının bulunup bulunmadığını değerlendirirken alacağı önlemler arasında, adaylığın kabulü durumunda bundan adaletin işleyişi için doğabilecek potansiyel engellerin analiz edilmesinin de bulunması gerektiğini belirtmiştir. Son bir nokta olarak: İnceleme yapma ve kamu görevinden alma işlemini, ister tekrarın önlenmesi ya da bir tazmin şekli olarak (Joinet), ister insan haklarının etkin olması ve bu haklara uygunluğun sağlanması için temel bir zorunluluk olarak (Méndez), demokratik sistemin korunmasından ve savunulmasından doğan bir yükümlülük olarak (IAHRC), cezasız kalma duygusunun üstesinden gelme yükümlülüğü olarak (İnsan Hakları Komitesi), ya da istersek, yürütülmekte olan cezai kovuşturmaları desteklemenin bir biçimi olarak (Arjantin Seçim Kurulu) görelim, gerçek şudur ki devletler, özellikle Arjantin devleti, ağır insan hakları ihlalleri işleyen ya da gelecekte işleyecek olan görevlilerin incelenmesi ya da görevden alınması yükümlülüğünün gerektirdiği önlemleri almak görevini yerine getirmek zorundadır. Arjantin’de Kamu Görevlilerini İnceleme ve Görevden Alma Mekanizmaları Arjantin’de ağır insan hakları ihlallerini işlemiş olan ve gelecekte işleyecek olan kamu görevlilerinin incelenmesine yönelik mekanizma ve usullerin geliştirilmesini ve bir sonuca ulaştırılmasını destekleyen tezleri vurgulamak istiyoruz. İlk olarak, insan hakları örgütlerinin, silahlı kuvvetler içerisindeki terfiler etrafında dönen tartışmalara hangi yollarla katıldığını anlatacağız. İkinci olarak, Luis Patti’nin Kongre adaylığıyla ilgili incelemeye odaklanacağız, çünkü bu tür önlemlerin demokratik toplumlardaki potansiyel geçerliliği konusunda en çok tartışma yaratan inceleme odur. Arjantin deneyimini analiz ederken, söz konusu mekanizmaların geçmişi hatırlamak ve günümüz için önlemler almak için ek bir araç sağladığı söylenebilir. Silahlı Kuvvetler ve Polis Kuvvetleri Mensuplarının Terfilerinin İncelenmesi İnsan hakları hareketi tarafından diktatörlük sonrası kurumlara demokrasi getirmeye yönelik stratejinin bir parçası olarak kullanılan mekanizmalar arasında, Senato’nun onayını gerektiren askerî terfiler meselesi ortaya çıktı. Söz konusu mekanizma, Silahlı Kuvvetler’i, Yürütme’yi ve Yasama’yı kapsayan karmaşık bir sistem oluşturuyor. Askerî terfilerin onaylanıp onaylanmaması, temelde kamu görevlilerinin atanmasıyla da ilgisi olan siyasi bir karardır.33 Kural uyarınca Yürütme, terfi edecek görevlilerin listesini Kongre’ye sunar. Liste, askerî personelle ilgili konuları düzenleyen 19,101 sayılı yasaya göre hazırlanır. O aşamada, önerilen mensupların yerleşik şartlara uygun durumda olup olmadıklarının saptanmasından bir denetleme kurulu sorumludur. Daha sonra Temsilciler Meclisi, Yürütme’nin sunduğu listeyi Anlaşmalar Komisyonu’na (Comisión de Acuerdos) iletir. Bu komisyon, kamu görevlileriyle ilgili olarak Yürütme’den gelen tüm talepleri karara bağlamak 32 İnsan Hakları Komitesi Nihai Gözlemleri: Arjantin. 11/Mar/2000. CCPR/CO/70/ARG, bkz. http://www.unhchr.ch/html/menu2/6/hrc/hrcs68.htm#70th . 33 Arjantin Anayasası’nın 99. madde 13. fıkrasında başkana “Senato’nun onayıyla, ülkenin askerî personelini atama, yüksek rütbeli subaylarını ve muhariplerini terfi ettirme” yetkisi verilmektedir. 7 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ yetkisine sahiptir.34 Daha sonra her meclis bir karar çıkarır; bu kararlar ortak oturumun görüşüne ve oyuna tabidir. Demokrasiye dönülmesinden 2003 yılına kadar tüm yönetimler, ağır insan hakları ihlallerine karışmış bireylerin terfisini desteklemiş ve bu tür adayları kamu önünde savunmuşlardı. 1987’de Raúl Alfonsín hükümeti (19831989), Deniz Kuvvetleri Teknik Okulu’ndaki (Escuela de Mecánica de la Armada, ESMA) gizli tutukevinde kötü ün yapmış bir ihlalci [repressor] olan Alfredo Astiz’in terfisini önermişti.35 O yıl, Savunma Bakanlığı Denetim Kurulu (Junta de Calificaciones), Astiz’in kıdemli yüzbaşılığa terfisini önermişti. Bakanlık, İtaat Yasası’ndan yararlanmış olanların askerlik mesleğine her zamanki gibi devam edebilecekleri iddiasıyla söz konusu terfiyi destekledi. 1993’te Carlos Menem (1989-1999) yönetimi döneminde daha da güçlü kurumsal yansımaları olan bir vaka yaşandı. Bu vakada “ESMA”nın Görev Birimleri’nin (Unidad deTareas) tanınmış mensupları olan Juan Carlos Rolón ile Antonio Pernías’ın terfisi söz konusuydu. Temsilciler Meclisi, insan hakları örgütlerinin talebi doğrultusunda Astiz’in terfisinin incelenip incelenemeyeceğini tartıştı. Başkan Alfonsin terfiyi destekledi, ancak aynı anda Astiz’in emekliye sevkedilmesi emrini de verdi. Bu emir hiçbir zaman uygulanmadı.36 Rolón ve Pernías davasında, bu kişilerin ağır suçlara37 iştirakleri konusunda kurbanların ve ailelerinin sağladığı bilgiler büyük yankı uyandıran bir skandalı ortaya çıkardı ve sonuçta Savunma Bakan Yardımcısı ile aynı bakanlığın üç müsteşarı istifa ettiler. Arjantin Senatosu’nda bu terfilerle ilgili tartışmalar 1995’e kadar devam etti ve o yılın ağustos ayında her iki görevli de emekliye ayrılmak zorunda bırakıldılar.38 Olayın ardından Kongre bu ordu mensuplarının geçmişi konusunda İnsan Hakları Daimi Meclisi’nden (Permanent Assembly for Human Rights; Asamblea Permanente por los Derechos Humanos, APDH)39 ve CELS’ten resmî bilgi talep etmeye başladı. Benzer bir talep de (halen bakanlık statüsü kazanmış olan) Arjantin İnsan Hakları Müsteşarlığı’na sunulmuş, müsteşarlık CONADEP’e ait olan dosyaları depolamış, ve ilk dosyadan sonra daha başka dosyalar da müracaat etmişti. Bunun anlamı, sorgulamalarla yetinilmediği, yeni belgelerin de işlemlere dahil olmaya başladığıydı. Bu resmî talepler Senato Anlaşmalar Komisyonu’nun nezdinde toplantılar yapmanın ve oturumlara katılmanın yolunu açıyordu. Kayda değer bir başka nokta da, diğer etmenlerin yanı sıra insan hakları örgütlerinin güdümü sayesinde Senato’nun 2002 tarihli düzenlemesiyle ilan usullerinde yapılan reformlar ve davaların kamuya açılmasıyla listelerin yayım kapsamının genişlemesi ve 34 Senato İçtüzüğü’nün 70. maddesi. 35 ESMA, son diktatörlük döneminde gizli bir tutukevi olarak işlev gördü. Demokrasiye geçişten bu yana ise baskının bir simgesine dönüşmüş durumda. 36 Astiz 1990’da bir Fransız mahkemesi tarafından, Fransız rahibeler Alice Domon ve Léonie Duquet’nin kaçırılması ve zora dayalı olarak kaybedilmesi olayından gıyabında suçlu bulundu. Astiz ayrıca aynı suçları 1977 yılında Plaza de Mayo Annelerinden bir gruba karşı da işlemiş olmakla suçlanıyordu. Astiz ancak, Tres Puntos Magazine’e kendisinin “teknik açıdan herhangi bir kimseden çok bir politikacıyı ya da gazeteciyi öldürmeye daha hazır” olduğunu söylemesinin ardından askerî hizmetlerden atıldı. Yürütme, Astiz’i askerî hizmetlerden 83/98 sayılı kararnameye göre atmıştı, bunun sonucu olarak silahlı kuvvetler mensubu olduğu süre içerisinde kazanmış olduğu tüm haklarını yitirdi, ama aynı zamanda özgürlüğüne kavuştu. O yılın mayıs ayında bir sivil kovuşturmaya tabi tutuldu ve mal varlığına el konuldu. 37 Sayfa 12, “Premios y castigos,” 28 Aralık 1993. 38 2001 yılında Pernías, yargıç Bonadío tarafından bir kişinin kaybedilmesine ve hırsızlığa neden olma suçlamasıyla gözaltına alındı. O zaman yine kendi eylemlerini savunmuş ve yargıca “bir emektar olarak değil, adi bir suçlu olarak” yargılanmakta olduğundan yakınmıştı (La Nación, “Pernías and Rolón have been detained on the count of their involvement in crimes carried out during the dictatorship that are being investigated in different cases,” 22/Ağustos/01). 39 APDH Aralık 1975’te kuruldu ve kendisini şöyle tanımladı: “[APDH, f]arklı sosyal, siyasi, düşünsel kesimlere, sendikalara ve dinsel örgütlere mensup bir grup insanın” tüm ülkede “artan şiddete karşı en temel insan haklarının etkisiz kalması karşısında” kendiliklerinden bir araya gelmesidir. APDH, diktatörlük döneminde, baskılara ilişkin tanıklık ve bilgi derlemek için yoğun çalışmalar yaptı. 8 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ listelere itirazın mümkün kılınmasıdır. Örneğin, Yürütme tarafından yollanan listeler kamuya açık oturumlarda tartışılmakta ve olası itirazlar için Kurul’da gazetecilerin kullanımına açılmaktadır: Yurttaşlar listenin Kongre’ye sunulup Salon’da okunmasından itibaren yedi işgünü içinde itirazda bulunabiliyor. Listeler inceleme aşamasındayken Komisyon da adaylarla ilgili gözlemleri dinliyor.40 Arjantin Kongresi bunların yanı sıra farklı türde ilan ve yurttaş katılımı usullerini kabul etti. Bir yandan yurttaşların tartışmaları dinleyip zabıtlara erişebildiği kamuya açık oturumlar düzenlenebiliyor. Bu arada, 2002’den bu yana, kamuya açık oturumlar [celseler] düzenlenebiliyor.41 Yönetmeliğe göre, kamuya açık oturum: [...] yurttaşlar için, yasamaya yönelik karar alma süreçlerine katılma fırsatıdır; bu katılım, bireylere ve söz konusu kararlardan etkilenebilecek ya da özel ilgi alanlarına girdiği için görüşlerini bildirmek isteyebilecek resmî kuruluşlara bir alan açılması anlamına gelmektedir. Bu oturumların amacı, bir meseleyi ya da projeyi incelemekten sorumlu olan komitenin paydaşlarla doğrudan temasa gelerek ilgili meseleye farklı bakış açılarına aynı anda ve eşit ölçüde erişim sağlayabilmesidir.42 Terfi inceleme mekanizmaları daha başka önemli değişikliklerin de yolunu açtı. İlk olarak, askerler için, sorgulama durumunda mensuplarının aklanması olanağını yarattı. Bu anlamda, Savunma Bakanlığı aday olan mensuplarına bir askerî dosya ekleme uygulamasını başlattı. Bu bilgi, resmî belge eksikliği durumunda çok büyük bir önem kazanmaktadır. Bir başka örnek, polis güçleri mensuplarıyla ilgili usullerin incelenmesidir. Silahlı kuvvetlerdeki gibi burada da devlet terörizmi çerçevesinde işlenen ağır insan hakları ihlalleri için resmî inceleme usulü bulunmuyordu. Bu nedenle, 1983’ten bu yana insan hakları örgüleri diktatörlük döneminde suç işlemiş mensuplarının görevden alınması taleplerini yinelemektedir. Bu talepler polis güçlerine nezaret eden bakanlığa iletilmiştir (yönetim yapısında daha sonra yapılan reformlar uyarınca bazı vakalarda İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanları vb.) Kamu görevinde olup ağır insan hakları ihlallerine karışan bireylerle ilgili bir başka somut durum daha, bireyleri konu alan kamuya açık tartışmaları alevlendirdi. 1966’da Carlos Menem yönetimi, Federal Polis Kurban Yönlendirme Merkezi’nin (Centro de Orientación a la Víctima de la Policía Federal) başına polis şefi Ricardo Scifo Módica’yı atadı. 27 Mayıs 1996’da yerel gazete La Nación, yeni bölümün görevlerini açıklayan bir rapor yayımladı. Club Atlético, El Banco ve El Olimpo olarak bilinen gizli tutukevlerinde kalıp hâlâ hayatta olanlar bu şefi tanıdılar: Bu kişi, “Alacrán” (Akrep) adlı Görev Grubu mensuplarındandı.43 Gerek insan hakları örgütleri, gerekse bazı milletvekilleri, bu atamayı kamuya açık bir biçimde incelerken44, CELS de İçişleri Bakanı Carlos Corach’a bir mektup yazarak bu atamaya ilişkin kaygısını dile getirdi. İnsan hakları örgütlerinin, demokratik yönetimin bütününe yönelik eylemleriyle tutarlı olan bu talep, söz konusu kişiyi demokratik kurumsal mekanizmalar yoluyla görevden almak gerektiği temeline dayanıyordu: 40 Arjantin Senatosu İçtüzüğü’nün 22. maddesi. 41 2003’ten itibaren geçerli olmak üzere kabul edilmiş olan bu hükmün istisnası, yargıçların atanmasına yönelik kamuya açık oturumlardı. 42 Arjantin Senatosu İçtüzüğü Madde 99. 43 Suça iştirakine ilişkin hukuki kayıtlar da vardı, çünkü 1985’teki ilk duruşmalarda ihlalci [repressor] olarak teşhis edilmişti. 44 Bu incelemeler, UCR adına Jesús Rodríguez ve Federico Storani tarafından, Frepaso adına ise Mary Sánchez, Alfredo Bravo ve Alfredo Villalba tarafından gerçekleştiriliyordu. 9 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ Adı geçen kurum, yukarıda belirtilen ciddi gerekçelerle, söz konusu atamanın yalnızca yerel bakış açısıyla değil, bütün bir insanlık açısından bakıldığında da etik dışı olması ve gerek anayasal yönetimin gerekse Federal Polis’in zararına tepkilere yol açacağında kuşku bulunmaması nedeniyle inceleme konusu yapılması gerektiği kanısındadır. Arjantinliler, hakikat ve adalet ilkeleri temelinde barış içinde bir arada yaşamanın özlemi içindedir. Bu nedenle, söz konusu ilkelere aykırılık oluşturan benzer haksız aklamaları önlemek gereklidir. Bu arada Arjantin devleti, haksız aklamaların kabulü durumunda ihlal edilmiş olacak uluslararası sözleşmeler imzalamış, onaylamış ve anayasal hiyerarşiye dahil etmiştir.45 Gelgelelim, güvenlik güçleri söz konusu olduğunda, mensuplarının ağır insan hakları ihlalleri konusunda geçmişe yönelik denetimlerin yapılabilmesini sağlayacak usullerin yerleştirilmesi açısından doğru dürüst bir ilerleme kaydedilmemiştir.46 Bununla birlikte, bu eksiklikten ileri gelen tartışmalar polis güçlerinin şiddet ve yolsuzluklarının ortaya çıkardığı diğer sorunlara eklenince, sonuçta Havaalanı Güvenlik Polisi’nin (Policía de Seguridad Aeroportuaria) kuruluşu sırasında daha sağlıklı mekanizmaların oluşturulmasının yolunu nihayet açmış oldu. Gerçekten de, 2006 yılında, 26,102 sayılı yasanın 36. maddesi şöyle diyordu: Yukarıdaki madde hükümlerine herhangi bir halel gelmeksizin, aşağıda belirtilen kişilerin Havaalanı Güvenlik Polisi’ne alınması yasaktır: 1. Arjantin Anayasası’nın 36. maddesi ve Ceza Yasası’nın II. Kitap X. Bölüm’ü uyarınca, kurumsal düzene ve demokratik sisteme karşı zora dayalı girişimlere iştirak etmiş bireyler; affa uğramış olmaları ya da haklarındaki şikâyetin geri alınmış olması hali dahil. 2. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Sekreterliği’nin ya da gelecekte bunun yerini alabilecek her tür kuruluş veya kamuya bağlı yapının dosyalarında, hakkında tespit edilmiş bir insan hakları ihlali bulunan her birey. Demektir ki, Havaalanı Güvenlik Yasası söz konusu olduğu ölçüde, mensuplar insan hakları alanında sabıkalı olamaz. Bu madde, geçmişteki ağır insan hakları ihlallerini de kapsayacak şekilde anlaşılmaktadır. Mevcut duruma göre şunu söyleyebiliriz: Hukuk sisteminin yasalar ve çıkarılan aflar nedeniyle 2005 yılına kadar harekete geçmemiş olması, ihlal suçlarını işleyenlerin teşhis edilmesini engellediyse de, bunun dışındaki durumlarda, diktatörlük döneminde suça karışmış görevlilerin incelenmesi ve görevlerinden alınması için --konumları nedeniyle edinmiş oldukları haklar ihlal edilmeksizin-- siyasi “alternatif”lere başvurulması olanağını ortadan kaldırmadı. Arjantin deneyimi bu duruma çözüm bulunmasını sağlayan ad hoc (tek seferlik) mekanizmalar kurmanın olanaklılığını kanıtlamış durumda. 2005’ten sonra, cezai kovuşturma stratejilerini “desteklemeye” yönelik inceleme ve ayırma mekanizmalarının tanımlanması gibi somut bir ihtiyaç ortaya çıktı: Özellikle de, ağır insan hakları ihlallerinde sorumluluk taşıdıkları için cezai kovuşturmalarda rapor edilmiş ve/ya da soruşturma altında olan alt düzey mahkeme yargıçlarının sorgulanmasının ardından. Bir sonraki bölümde, seçimle gelinen görevlere yönelik adaylıkları inceleme sürecinin üzerinde duracağız. 45 CELS’ten, Bakan Carlos Vladimiro Corach’a 17 Temmuz 1996 tarihli mektup. 46 V. Barbuto, “Strenghtening Democracy: Impugnación procedures in Argentina,” agy. 10 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ Seçimle Gelinen Görevlere Adaylıkların İncelenmesi – Luıs A. Pattı’nin Adaylığı Vakası 2009 Haziran ayında Seçim Kurulu47, ayın 28’inde yapılacak Kongre seçimlerinde Alianza Con Vos Buenos Aires, Movimiento por la Dignidad y la Independencia ve Partido Unidad Federalista (PAUFE) tarafından önerilmiş olan Luis Patti’nin aday olamayacağını kararlaştırdı. Bu karar Luis Patti’nin, son diktatörlük döneminde Gastón Gonçalves ve Diego Muniz Barreto’yu işkenceyle öldürmek, ayrıca Juan Fernández, Carlos Souto, Luis ve Guillermo D’Amico ve Osvaldo Ariosti’ye karşı daha başka insan hakları ihlallerinde bulunmak suçlarına iştirakten sorumluluğunu hukuken tespit sürecinin devamlılığını sağladı. 14 Nisan 2011’de San Martin Federal Sözlü Tanıklık Mahkemesi Luis Patti’yi müebbet hapse mahkûm etti. Karar ayrıca on yıllık bir davayı da sonuçlandırmış oluyordu. Bu on yıllık süre boyunca, kurbanlar, akrabaları ve insan hakları örgütleri, Luis Patti’nin adaylığının insan hakları hukukuna aykırı olduğunu, çünkü Patti’nin geçmişte ağır insan hakları ihlallerine etkin iştirakten şüpheli olduğunu savunmuşlardı. Gerçekten de, CELS 1999 yılında Patti’nin Buenos Aires eyaleti valiliğine adaylığını inceleme konusu yapmıştı. O sırada, Eyalet Seçim Yasası’nın öngördüğü yasal süre uyarınca Eyalet Seçim Kurulu’ndan48, valilik makamına anayasal uygunluk için geçerli koşulları doğrulaması istenmişti. Ne var ki, yarım sayfadan ibaret bir karar veren kurul, Seçim Kanunu’nda öngörülen adaylık koşulları başka bir gerekçeye yer vermediğinden, kendi yetkilerinin yalnızca usul yönünden denetimle (yaş, ikamet adresi vb. ile) sınırlı olduğu tespitinde bulunmuştu. 2005 yılında Patti, vekil olmak için gerekli oyları aldı. Ancak, 23 Mayıs 2006’da Temsilciler Meclisi özel çoğunluğa49 dayanarak, Patti’yi Buenos Aires Eyaleti PAUFE (Partido Unidad Federalista) temsilcisi olarak kabul etmeme kararını aldı.50 Bu işlemde kurbanların ve insan hakları örgütlerinin sunduğu kanıt ve bilgiler hesaba katılmıştı. Seçim Kurulu ise, seçilen temsilcinin son askerî diktatörlük döneminde ağır insan hakları ihlallerine iştiraki olasılığını Arjantin Anayasası’nın 64. maddesi temelinde51 değerlendirerek, Kongre’ye katılmak için gerekli etik ve ahlaki standartlara uygun olduğu sonucuna vardı. Patti seçim konularıyla ilgili yargı sistemine başvurdu, çünkü Temsilciler Meclisi’nin, seçilmiş temsilcilerin seçilme hakkını etik ya da ahlaki açıdan değerlendirme yetkisine sahip olmadığı görüşündeydi. Her ne kadar Temsilciler Meclisi’nin kararı Ekim 2006’da birinci kademe yargıcı Servini de Cubría tarafından onaylandıysa da, Seçim Kurulu52 kendi kararını yürürlükte tuttu. Kurul bu kararında Kongre’nin uyguladığı usulü adamakıllı eleştiriyor ve Arjantin Anayasası 64. Madde içeriğinin, Seçim Kanunu Madde 60 ve 61’de de dikkate alındığı görüşünü savunuyordu. Adayların adaylıklarını inceleme konusu yapabilmek için bu maddelerde öngörülen usuller genellikle, seçimle gelinen görevlere getirilmek konusundaki anayasal koşullara uygunluk temeline dayalıdır. Seçim Kurulu’na 47 Arjantin Seçim Kurulu, seçimlerle ilgili konularda görevli tek temyiz mahkemesidir ve aldığı kararlar ilk kademe mahkemeler için bağlayıcıdır. Yetkileri ve yetki alanı için bkz. <www.pjn.gov.ar>. Yargıçları: Santiago H. Corcuera, Alberto Dalla Via ve Rodolfo E. Munne. Temyiz Mahkemesi Sekreteri: Felipe González Roura. 48 Kurul, merkez bölge Yüksek Adalet Mahkemesi, Sayıştay ve üç adet temyiz mahkemesinin başkanlarından oluşur. Bkz. Buenos Aires Eyalet Anayasası’nın 62. maddesi. 49 Özel çoğunluk, Temsilciler Meclisi’nin üçte ikisinden oluşur: 162 evet oyu ve 62 hayır oyu. 50 Seçim Kurulu’nun verilerine göre PAUFE 394 398 oy almıştır, bu da tüm oyların %5.25’i demektir. Bkz. <http://www.pjn.gov.ar/electoral/documentos/Buenos_Aires-1235-d.pdf> 51 Arjantin Anayasası’nın 64. maddesi hükmü şöyledir: “Her Meclis kendi üyelerinin üyeliklerinin geçerliliği ve sıfatları konusunda karar hakkına sahiptir.” 52 Arjantin Seçim Kurulu’nun 14 Eylül 2006 tarihli kararı: “Patti Luis Abelardo s/promueve acción de amparo c/Cámara de Diputados de la Nación” 11 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ göre, adaylıkların incelenmesiyle ilgili meseleleri karara bağlamak konusunda tek yetki sahibi, seçimlerden sorumlu yargıçlardı. Bu yetki meselesi böyle bir sonuca bağlandığında, seçilmiş adayların durumunu değerlendirmenin ve denetlemenin olanağı kalmıyordu.53 Geçmiş askerî diktatörlük dönemindeki ağır insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak Seçim Kurulu’nun öne sürdüğü araştırma usullerinin etkinliği kesin değildi ve uygulamada hiç işlemiyordu. Yargı sistemi, pek çok vakada, seçilmiş görevlilerin diktatörlük döneminde işlenmiş suçlardan dolayı incelenmesine katılabilmiş, birkaç vakada ise inceleme taleplerini karara bağlamaktan kaçınmanın resmî yollarını bulmuştur. En sonunda, Eylül 2006’da Temsilciler Meclisi, seçilmiş temsilcinin görevden alınmasına ilişkin kararın meşru olup olmadığını değerlendirmek amacıyla Yüksek Mahkeme’ye bir olağanüstü federal temyiz başvurusunda bulundu. Bu dava çözülme sürecindeyken Patti, kefalete bağlı olmaksızın tutuklanmıştı ve hakkında insanlığa karşı suçlardan açılmış birkaç kovuşturma vardı. Patti 8 Nisan 2008’de, bu nedenle bir cezai tutukevinde tutulduğu sırada, Arjantin Yüksek Mahkemesi (CorteSuprema de Justicia de la Nación, CSJN) Meclis’in görevden alma kararının geçersizliğini onayladı, Patti’nin görev yemini etmesine izin verdi54 ve böylelikle, tutukluluğuna son verilmesi için dokunulmazlıktan yararlanma başvurusunda bulunmasına olanak sağladı. Mahkeme bu kararında, Başsavcılığı dinledikten sonra55 bir sayfalık bir karar çıkararak, bir önceki yıl “Bussi” vakasında56 belirtilmiş olan gerekçelere göndermede bulundu. Çoğunluğun görüşü, Meclis’in (Arjantin Anayasası’nın 64. maddesine göre ve Mahkeme’nin yalnızca usul gerekleri ile sınırlı görüş bildirdiği gerekçesiyle) kendi denetleme yetkilerini aştığı yönündeydi, çünkü söz konusu kararda, yetkisi bulunmadığı halde adayın etik uygunluğuyla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş ve bu nedenle, yine yetkili olmadığı halde, seçilmiş görevlinin kuruma kabulünü engellemişti. Patti’nin bir ceza mahkemesi tarafından kovuşturulup hapse gönderilmiş olması nedeniyle, adı geçen karar bildirildiğinde avukatları, tahmin edildiği gibi dokunulmazlık gerekçesiyle hemen salıverilmesini talep ettiler. San Martin Federal Temyiz Mahkemesi, yani müdahil mahkeme, “görevden alınmasına kadar, tutukluluğuyla ilgili sonuçların” askıya alınması kararını çıkardı ve ihlalci, 16 Nisan 2008 tarihinde salıverildi.57 Meclis, 23 Nisan günü, Patti’nin görevden alınmasıyönündekarar verdi ve bu karar ertesi gün 196 lehte58, 9 aleyhte59 ve 11 53 Bkz. Arjantin Seçim Kurulu’nun 18 Haziran 2009 tarihli kararı, “Muniz Barreto Juana María y otros s/ impugnan candidatura a Diputado Nacional,” 15, 16 ve 17. paragraflar. 54 “Patti” davasıyla ilgili karar, dört lehte (Ricardo Lorenzetti, Carlos Fayt, Carmen Argibay ve Raúl Zaffaroni) ve üç aleyhte (Elena Higton de Nolasco, Enrique Petracchi ve Carlos Maqueda) oyla alınmıştı. Aleyhte oy verenler, Kongre’nin Patti’yi kuruma kabul etmeme yönündeki kararının anayasal normlara ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun olduğuna inanıyorlardı. 55 Başsavcılığın 19 Temmuz 2007 tarihli ve Luis Santiago González Warcalde imzalı tavsiye kararı, Yüksek Mahkeme’nin kararıyla aynı yöndeydi, ancak Başsavcılığın daha önce “Bussi” davasıyla ilgili olarak verdiği tavsiye kararıyla tutarsızlık içeriyordu. “Bussi” davasında Başsavcı, Meclis’in eski bir ihlalciyi etik, ahlaki ve anayasal uygunsuzluk nedenleriyle aldığı dışlama kararını takdirle karşılamıştı. 56 CSJN, “Bussi, Antonio D. c/Estado nacional,” 13 Temmuz 2007 tarihli karar. 57 CELS aynı gün, Meclis’in toplanıp konuyu tartışması için ısrar etti ve “[Patti’nin] yemin etmiş olmasını gerektirmeksizin görevden alınmasını olanaklı kılan, insanlığa karşı işlenmiş başka suçlarla ilgili davaları”nın da var olduğunu hatırlatarak, “yetkililer [Patti’nin] yeniden tutuklanmasına kadar, kaçmasını önlemek ve tanıkları, akrabalarını, avukatlarını ve ilgili soruşturmanın görevlilerini korumak amacıyla medyaya konuşmalıdır” talebinde bulundu. 58 Lehte oy verenler arasında, görevli parti (Frente Para la Victoria) ve UCR içindeki müttefikleri ile Coalición Cívica, Partido Socialista, ARI Autónomo mensubu muhalefet temsilcileri, UCR’nin bir bölümü ve münferit temsilciler bulunuyordu. Movimiento Popular Neuquino ise, önce karşı tezler ileri sürmüş, ancak sonra lehte oy vermişti. 59 Görevden alınmasına karşı oy verenler arasında PRO mensubu temsilciler, onların Recrear içindeki müttefikleri, Mendoza’dan demokratlar, “radicales” Héctor del Campillo ve José Ignacio García Hamilton ile, PAUFE temsilcisi Adriana Tomaz da vardı. 12 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ çekimser60 oyla onaylandı. Bunun sonucunda Kongre Patti’nin dokunulmazlığını kaldırdı ve federal adalet makamları yeniden tutuklanması emrini çıkardı. Patti’nin sekiz gün boyunca serbest bırakılmasını sağlamış olan Yüksek Mahkeme kararına karşı başlıca eleştiriler, Mahkeme’nin, Meclis incelemesini doğru bir biçimde değerlendirmediği ya da kurumsal düzlemde böylesine büyük önem taşıyan bir kararı yeterince gerekçelendirmediği yönündeydi. Mahkeme’nin kararı, Arjantin’in insanlığa karşı suç işleme sanığı olan bireylerin kamu görevlerine getirilmesini önlemek yönünde gerekli önlemleri almak konusundaki uluslararası yükümlülüğünü görmezden gelmişti. Mahkeme, devlet terörizminin bir mirası olarak bu davanın olağandışı niteliğini ve ardından gelen dokunulmazlık nedeniyle, son diktatörlük dönemine ait zalimane insan hakları ihlallerinden sorumlu kişilerin otuz yıl sonra kovuşturulup zamanında cezalandırılmalarının engellendiğini değerlendirememişti. Patti’ye karşı yürütülmekte olan davaların durumunu da göz önünde bulundurmamıştı. Bu davaların bazılarında Patti zaten insanlığa karşı suç işleme savlarıyla kovuşturulmakta ve kefaletsiz olarak tutuklu bulunmaktaydı. Bütün bu nedenlerle, Arjantin Seçim Kurulu’nun, ağır insan hakları ihlallerinden ötürü kovuşturulmakta olan Luis Patti’nin adaylığına izin vermeme kararı özel bir önem kazanıyor. Gerçekten de, Kurul, özlü kararında anahtar önemdeki iki hususu dile getirmektedir. Birincisi, Patti 2008’de Temsilciler Meclisi’nde görevden alındığı için, bu işlemin nedeni olan cezai kovuşturmanın sonuçlanmasına kadar aynı göreve talip olamayacaktır. Seçim Kurulu ikinci nokta olarak, Patti’nin adaylığına izin vermenin onunla ilgili adlî soruşturmayı engelleyeceğini, çünkü seçilmesi halinde, serbest bırakılmak için parlamenter ayrıcalıklarını öne sürebileceğini göz önünde bulundurmuştur. Kurul, söz konusu suçların insanlığa karşı işlenmiş suçlar olması nedeniyle, Patti’nin soruşturulması ve kovuşturulması için yönetimin tüm kurumlarıyla birlikte hareket etmesi gerektiğini düşünmüştür. Yukarıda belirtildiği gibi, 14 Nisan 2011 tarihinde Patti, San Martin 1 No.lu Federal Tanıklık Mahkemesi tarafından, kendisinin 2008’de görevden alınmasına yol açan olaylardan suçlu bulunmuştur. “Patti” davası emsal niteliğinde bir dava, çünkü bu son on yıl içerisinde farklı adaylıkları incelemek yönünde çeşitli girişimler oldu. Bunlar arasında, bu tür incelemelerin tek bir adayı etkileyen somut olaylardan ibaret kalmasını engellemeyi ve incelemeler ile, incelemeye konu olanların eşit savunma araçlarına sahip olacağı usullere dönüştürmeyi, böylece incelemenin kabul edilebilir olup olmadığını karara bağlayacak olanların bu kararlarını kurala bağlanmış kamuya açık usuller çerçevesinde verebilmesini amaçlayan strateji ve politikalar da vardır. Bunun yanında, inceleme ve görevden alma süreci de kendi kendisini bir siyasi grubun diğerinden intikam alması durumundan ayırmakta ve kozmopolit bir insan hakları bakışına ait etik değer ve ilkeler alanında yeni bir anlam kazanmaktadır.61 Bu emsal vakanın bir belirgin özelliği daha var. Luis Patti’nin bir Temsilciler Meclisi üyesi olarak eyalet valiliğine adaylığı, bir kurulu düzen söylemine, adi suçlara “sert” davranma anlayışına ve suçların soruşturulmasında yerleşik yasal usullere karşı açık bir saygısızlık temeline dayanıyordu. Patti, polisin bir suçu soruşturmak için en az dört 60 UCR’den 8 temsilci ve Frejuli’den, Rodríguez Saá kardeşlere bağlı olarak çalışan 3 temsilci, oy kullanmaktan kaçındılar. 61 Baskılar ile, kamusal alan aracılığıyla evrenselleşmiş olan yerel değerlere dayanmaktan kaçınma [ilkesi] arasındaki mücadeleden doğmuş belirli bir tür etik ya da ahlaki değerleri dile getirmek için, Boaventura de Sousa Santos’un kozmopolit insan hakları görüşü kavramını aldım (“Hacia una concepción multicultural de los derechos humanos,” Lua Nova, no. 39, Cedec, San Pablo, 1997). 13 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ ya da beş suç işlemek zorunda olduğu görüşünü kamu önündeki konuşmalarında teyid etmişti.62 Kayda değer bir başka nokta, Patti’nin diktatörlük dönemi ya da demokrasiye geçildikten sonrası için kendisine yöneltilen suçlamaları ve işkence suçlarını seçim kampanyası sırasında hiçbir zaman inkâr etmemiş oluşudur. Dolayısıyla Patti seçimlerde, başka pek az kişide görülen bir şeyi yapıyor, yerel düzeni yasa hükümlerinin ya da toplumsal uzlaşmazlıkların çözülmesiyle ilgili diğer her tür çözüm aracının getirdiği düzenden üstün tutabilmek için yasadışı polis usullerinin üstünlüğünü öneren bir görüşü temsil ediyordu. Bu acınası siyasi söylem ve bakış açısı, kendisine tekrar tekrar oy veren pek çok kimse tarafından da destekleniyordu. Bununla birlikte, Arjantin Seçim Kurulu’nun kararı, kamu görevi yapabilme koşullarının saptanmasına yönelik yasama ölçütleri oluşturulması konusunda Kongre’de yapılan tartışmayı destekliyordu. Gerçekten de Arjantin Seçim Kurulu’nun kararında şöyle deniliyordu: Yasa koyucunun kararı etrafındaki bu tartışmayı güdüleyen problem türünden problemlerin genel çözümü, siyasi haklara ilişkin bir genel düzenleme olarak yasa koyucunun yetkileri dahilindedir önermesi doğru bir önermedir. Ancak, şunu da söylemek yerinde olacaktır: Söz konusu problemlere getirilecek her çözüm, problem yetkili mahkemelerin önüne getirildiğinde, yargıçlara ait olacaktır; İlgili meselede yasa koymak değil, Giriş hükümlerinde öngörüldüğü üzere, davayı “adaleti uygulamak” amacıyla çözmek (bkz. arg. Ruling 312: 496).63 Siyasi Partiler Reformu Yasası olarak bilinen ve 23,298 sayılı yasada değişiklik amacıyla çıkarılmış olan 26,571 sayılı yasa, 11 Aralık 2009’da onaylandı. Bu yasa hükümlerine göre: Madde 15. Siyasi Partileri Düzenleyen Kuruluş Yasası’nın, yani 23,298 sayılı yasanın 33. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilecektir: Madde 33. Aşağıda belirtilen kişiler, seçimle gelinen kamu görevleriyle ilgili ön seçimlerde ve genel seçimlerde aday olmaktan ve bu tür görevleri üstlenmek üzere atanmaktan men edilmiştir: a) Var olan mevzuatın sonucu olarak seçim listelerinden çıkarılmış olanlar; b) Arjantin Silahlı Kuvvetleri’nin hizmete çağrılmış muvazzaf ya da emekli, üst ya da alt düzey personeli; c) Ulusal ve eyalet polis güçlerinin hizmete çağrılmış muvazzaf ya da emekli, üst ya da alt düzey personeli; d) Yerel, eyalet ya da Özerk Buenos Aires Kenti düzeyindeki tüm yargıçlar ve yargı görevlileri ile, belediye mahkemesi yargıçları; e) Ülkenin, eyaletlerin, Özerk Buenos Aires Kenti’nin, belediyelerin ya da otarşik ya da merkezdışı varlıkların hesabına hizmet şirketleri ya da bayındırlık işleri imtiyazı bulunan şirketlerin üst düzey yöneticileri ya da şirketi temsil yetkisi bulunan kişiler; f) Soykırım, insanlığa karşı işlenmiş suçlar, ağır insan hakları ihlali oluşturan yasadışı baskılar, işkence, zorla insan kaybetme, çocuk kaçırma ve diğer ağır 62 “Çok açık konuşacağım. Bir suçu soruşturmak için, polisin kendisi de en az dört ya da beş suç işlemek zorundadır. Aksi halde hiçbir vaka ortaya çıkarılamaz. Bu, Arjantin için de, dünyanın diğer tüm ülkeleri için de böyledir. Hangi suçlardan bahsediyoruz? Yasadışı tutuklama, yasadışı arama, yasadışı girme gibi suçlardan. Polis görevlileri bir davadaki olayları ortaya çıkarmakta başarısız oluyorlarsa, bunun nedeni, bizim dilimizle söylersem, işi yolunca yordamınca yapmamalarıdır.” (Clarín, 4/OCT/90). “Patti: Manual del buen torturador.” içinde, CELS, Dokümantasyon Merkezi Dosyası, 1999. 63 Arjantin Seçim Kurulu, “Muñiz Barreto, Juana María y otros s/impugnan candidatura a diputado nacional,” 18/HAZİRAN/2009 tarihli karar. 14 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ insan hakları ihlallerini işlemiş olanlar, ya da 24 Mart 1976 ile 10 Aralık 1983 tarihleri arasında yer almış her tür olay için, Roma Statüsü [Rome Statute] çerçevesinde suç oluşturan davranışları Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetki alanına giren suç olarak kabul edilmiş kişiler; g) Bir önceki paragrafta tanımlanan suçlardan herhangi birini işlediği sabit olmuş bireyler (hükmün infaz edilebilir olmadığı durumlarda bile). (Yukarıdaki metnin altını çizen, yazarın kendisidir.) Siyasi partiler, yerel kamusal seçimlerde [domestic public elections] yukarıdaki hükümleri ihlal eden adaylar gösteremez. Dolayısıyla, siyasi partiler kendi adaylarını çıkarırken bu kurallara uymak zorundadırlar ve son askerî diktatörlük dönemindeki ağır insan hakları ihlallerinden ötürü haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülmekte olanları aday gösteremezler.64 Geriye doğru baktığımızda görüyoruz ki, Luis A. Patti’nin incelenmesi sırasında geliştirilen eylem stratejisi, kuralların konulmasını ve bağlamsallaştırılmasını, uluslararası hukuki gerekçelerin tanıtılarak daha sonraki tartışmalara açık bir biçimde bu davaya uygulanmasını içermekte, ayrıca konuyla ilgili olarak karar verme yetki ve sorumluluğunu taşıyanları ikna etmekte ve onlarla olan ittifakları güçlendirmektedir. Sonuç Devletin demokratikleştirilmesi ve cezasızlığın sona ermesini sağlayan alternatif kurumsal ya da destek mekanizmaları ile ilgili tartışmayı başlatmak konusunda Arjantin deneyimini gözden geçirdik. Bazı örneklerde, kamu görevlilerini incelemek ve şu anki ya da gelecekteki kamu görevlilerini görevden almak için kurumsal olanak arayışı, bu kişilerin geçmişteki suçlarla ilgili sorumluklarının saptanmasına yönelik cezai usullerin bulunmaması durumunda bir alternatif oluşturmuştur. Başka bazı örneklerde ise bu mekanizma arayışı Arjantin’de 2001’den bu yana süren ve 2005’ten bu yana da güçlü bir biçimde gelişen açık cezai soruşturmayı desteklemiştir. Kamu görevlilerinin incelenmesi etrafındaki tartışma ayrıca cumhuriyette kamu görevinde bulunmanın ahlaki ve etik şartlarının tartışılmasını da içeriyor. Kamu görevine kurala bağlanmış net sınırlamalar getirilmesi, sistemi günlendirecektir; yeter ki sınırlamalar açık, katılımcı ve yayın konusu olsun. Getirilecek sınırlamaların net, açık ve ayrıca insan hakları ilkeleri gibi, siyasi sisteme yol gösteren temel ilkelere dayalı olması şarttır. Geçiş aşamaları çeşitli tasfiyelere, arıtmalara ve işten almalara yol açmıştır. Arjantin’de, yirmi beş yılın ardından, çeşitli alternatif stratejilere girişilmiştir. Bu durum bir yandan bugün siyasi dokunulmazlık kazanmış olan bir süreç içerisinde dev zorlukların bir örneğini oluştururken, diğer yandan da siyasi sistemin meşruluk ilkeleri ve adı geçen kurumlara yol göstermesi gereken norm ve usuller üstüne derin tartışmaların açılmasına hizmet etmiştir. Radikal önlemler alınmış olsa ulaşılması olanaklı olmayacak bir çözümdür bu. Arjantin, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku’nu kendi hukuk sisteminin bünyesine aldı ve bunu temsilciler (Arjantin Kongresi, anayasal sözleşmeler) düzeyinde derin tartışmalar yoluyla gerçekleştirdi. Ulaşılan siyasi uzlaşmalar genellikle diğer zeminlere ya da çoğunluk kararlarına havale ediliyor, çünkü bunlar genellikle doğrudan oylamaya konulmayan uzlaşmalar. Bununla birlikte, insan haklarıyla ilgili tartışmalar 1983’ten bu yana Arjantin demokrasisinin belirgin özelliği haline geldi ve devlet terörizmi çerçevesinde yer almış geçmiş olayların güdümlediği ve demokrasinin 64 Ceza Usul Kanunu’nun 306. maddesi şöyle diyor: “Bir suçun oluştuğunu ve bu şüphenin kendi görev alanlarına girdiğini [accessory in its commission] desteklemeye yetecek öğe bulunması kaydıyla yargıçlar ilk duruşmadan sonraki onuncu (10’uncu) günden itibaren sanığın kovuşturulmasını emretmek zorundadır.” 15 h a k İ KAT a d a l e t h a f ı z a Çevİrİ belirgin özelliği olan derin siyasi tartışmalar, yapısal insan hakları ihlalleri nedeniyle, halen devam etmekte. Söz konusu ilkeler ve uluslararası örgütlerin ilgili norm ve tavsiyeleri, Arjantin’i insanlığa karşı işlenmiş suçlara karışmış kamu görevlilerini görevden almak yoluyla demokratik kurumlar inşa etmek zorunda bırakıyor. Latin Amerika’nın toplumsal tarihsel bağlamı ve iç mevzuatı göz önünde bulundurulduğunda, bireyleri söz konusu gerekçelerle kamu görevlerinden menetmek için özgül ölçütlerin sisteme dahil edilmesi mümkündür, anayasaldır ve etkilidir. Bu arada, Arjantin Seçim Kurulu’nun “Patti” davasında verdiği karar gibi kararlar, bu tür önlemlerin bu soruna küresel bir çözüm oluşturacağını göstermektedir.` 16
Benzer belgeler
dosyayı indir - Hafıza Merkezi
Hakikat, Adalet, Hafıza Merkezi için Paula
Arturo’nun İngilizce tercümesi kullanılarak
yapıldı.
İçİndekİler
Giriş