Bülten 01
Transkript
Bült Bülten BULLETIN PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • Sayı Number 1 • Mart March 2014 SAĞLIĞINIZA YAPIŞAN TEHLİKE SAYFA PAG E THE DANGER STUCK ON YOUR HEALTH RÖPORTAJ INTERVIEW RÖPORTAJ INTERVIEW Molyer Ayakkabı Süleyman Gürsoy Molyer Shoe Company Süleyman Gürsoy Kenda Farben Marco Barbic SAYFA PAGE 6 GEZİ TRAvEL Milano 8 SAYFA PAGE 10 MAKALE ARTICLE SAYFA PAG E 4 Binalar, Makinalar ve İnsanlar Buildings, Machines and People SAYFA PAGE 11 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 CEO’DAN MESAJ MESSAGE FROM CEO BİZDEN HABERLER NEWS FROM US YENİ BİR VAKIF, YENİ GİRİŞİMLER Palamut Group ailesi olarak uzun zamandır üzerinde çalıştığımız vakıf projemizi hayata geçiriyoruz. Tarafımızdan kurulan RABVE Vakfı, dünyanın herhangi bir yerindeki muhtaçlara, Türkiye’deki ihtiyaç sahiplerine, yoksullara ve burs yolu ile de öğrencilere yardımcı olmak gayesini taşıyor. Hepimize hayırlı olsun… Merhaba Dostlarım! Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong, bu deneyimini ‘Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım’ sözleriyle anlatır. Bence bu sözler, işi ister uzaya gitmek olsun ister sakız satmak olsun, yaptığından keyif alan her insan için geçerlidir. İçimizde, her sabah yeniden uyanıp işimizin başına koşmaya teşvik eden bir tutku varsa, attığımız her adımın büyük bir önemi vardır. Bilenler biliyor... Palamut Group olarak, kurulduğumuz günden bu yana, güçlü ve güvenilir bir çözüm ortağı olma vizyonuyla çalışıyoruz. Kendi alanlarında dünyanın en iyisi olan markaları, Türk Sanayi ve sanayicisinin hizmetine sunuyoruz. Yurtdışındaki çözüm ortaklarımızın yüzbinlerce avro tutarındaki AR-GE yatırımlarıyla geliştirdikleri en yenilikçi ürün ve hizmetleri, eş zamanlı olarak, Türkiye’ye getiriyoruz. Yurt içindeki şubelerimizle taleplerinizi çok yakınınızda olarak, hızlı ve etkili bir şekilde karşılıyor, sektörün ihtiyaçlarını ve potansiyelini yakından takip ediyoruz. İşte elinizde tutmakta olduğunuz bülten, Palamut Group’un 60 yılı aşkın ticari deneyiminin ve attığımız pek çok adımın belki de doğal bir sonucudur. Bu bülten aynı zamanda yarım yüzyılı aşan bu süre zarfında, her gün işini bir önceki günden daha iyi yapma isteğiyle çalışan Grubumuz için yeni ve heyecanlı bir yolculuktur. Çünkü daha iyi fikirlere ve işbirliklerine giden yolun, daima yeniliklere açık olmaktan geçtiğine inanıyoruz. Etrafımıza baktığımızda dünyanın her yerinde de ilerlemenin ve fark yaratmanın ancak bu şekilde mümkün olduğunu görüyoruz. Tek başına bilgi artık kâr etmiyor. Bilgiyi siz değerli dostlarımızla paylaşmak, yeniliğin öncülüğünü yapmak ve bunu bir hizmet olarak görebilmek, bugün dünya çapında tanınan firmaların ve markaların en büyük farkıdır... Bu bültende birçok yeniliğe yer vererek okurlarımızda yeni fikirleri tetiklemeyi, sektörel olarak dikkatimizi çeken konuları sizlerle paylaşarak ortak bir iletişim platformu oluşturmayı hedefliyoruz. Doğaya ve insana duyarlı teknolojilerin gelişimini daha geniş kitlelere duyurmak, işimizi çevre bilinciyle sürdürmenin artılarını paylaşmak, yöneticilerimizden ve yaratıcı zihinlerden ilham alarak hepimiz için yeni bakış açılarına aracılık etmek dileğiyle... Bu yolculukta hep birlikteyiz. Hep birlikte daha iyiyiz. HELLO MY FRIENDS A NEW ENDOWMENT, NEW ENTERPRISES As Palamut Group family, we are implemeting our endowment project on which we have been working for a long time. RABVE Endowment built by us, aims to help have nots all around the world and needy people in Turkey , and the poors and the students by the agency of scholarships.Congratulations to us all… MERHABA ANTEP Neil Armstrong, the first person to walk on the Moon, expresses his experience with “That’s one small step for a man, one giant leap for mankind”. I think these words are valid for all the people whether their job is selling gum or space travel. Every step we take has a great importance, if we have a internal passion that urge us every morning to get up and get to on our jobs. Gaziantep, Türk ayakkabı sanayisinde önemli bir yere sahip. Ayakkabı üretimi şehrin üç farklı bölgesinde, Ayakkabıcılar Sanayi Sitesi, Organize Sanayi Bölgesi ve Nizip Caddesi’nde sürdürülüyor. Üretimin büyük bir bölümü iç pazara ayrılırken son dönemde dış pazarlara ayrılan payda da bir artış söz konusu. Gaziantep günlük 30.000 – 40.000 çift ayakkabı ve milyon çift terlik imalatı yapabilme kapasitesine sahip olmasıyla ayakkabı sanayisi açısından dikkat çekici bir potansiyele sahip. As Palamut Group, since the day we were founded, we work with the vision of being a strong and reliable business solution partner. We put the world’s best brand in their fields at Turkish Industry’s and businessmen’s disposal. We are simultaneously bringing to Turkey of our international partners’ most innovative products and services, which are developed with R&D investments in amount of hundreds of thousands of Euros. With our domestic branches we meet your demands quickly and effectively, and monitor all the needs and potential of the industry closely. Palamut Group olarak Gaziantep bölgesindeki bu olumlu değişimi, yan sanayi ürünleri tedariki, teknoloji paylaşımı ve hizmet kalitemizle destekleyebilmek adına yeni bir girişimde bulunduk ve Gaziantep mağazamızı açtık. Temsilciliğini üstlendiğimiz güçlü markalarla, artık çalışma ortaklarımız olan müşterilerimize daha kaliteli ürünler ve daha uygun fiyatlarla en hızlı şekilde hizmet vermeyi hedefliyoruz. 1 mühendisimizin devamlı olarak hizmet vereceği Gaziantep mağazamız, müşterilerimizi mühendislik ve uygulama konusunda da destekliyor. HI ANTEP! The very newsletter you are holding is the natural outcome of the Palamut Group’s 60 years of business experience and many steps taken. This newsletter is also a new and exciting journey of more than a half century for our group who are willing to do their job better than yesterday. Because we believe in that the path to better ideas and collaborations lies in being open to new ideas consistently. When we observe around, we understand that advancement and making a difference is only possible with this way all over the world. Pure knowledge is not enough. Sharing the knowledge with you, our precious friends, being a pioneer in innovation and regarding this as a service are the main difference of the world wide known companies and brands. Gaziantep has a significant place in Turkey’s Shoe Industry. Shoe manufacturing has been maintained in three different regions of the city, Cobblers Industrial Estate, Organized Industrial Zone, and Nizip street. While most of the production is reserved for home market, also an increase in the marketshares of the foreign market is also on the carpet. Gaziantep has a remarkable potential in terms of shoe industry with its daily manufacturing capacity of 30.00040.000 pairs of shoes and a million pairs of slippers As Palamut Group we embarked on a new enterprise in order to support this affirmative change in Gaziantep region with procuration of subsidiary industry products, technology share and our service quality and we opened our Gaziantep store. With the strong brands we franchised we are aiming to service to our customers ,who longer become our working partners, with higher quality products and more affordable price in the fastest way. Our Gaziantep store, where one of our engineers will give service regularly, is supporting our customers also in respect of engineering and application. KÖY OKULUNA DESTEK Palamut Group, Viranşehir’de bir köy ilkokulu ve anaokulunu onararak açılışını gerçekleştirdi. Başta hayırsever işadamı Mustafa Palamut olmak üzere, Palamut Group ortakları Recep Palamut, Şaban Palamut, Hikmet Gündoğdu, Abdullah Uludağ, Hakkı Kılınç’ın üstlendiği proje sayesinde Viranşehir’e 35 km uzaklıktaki Karınca Köyü’ne bağlı Hisar İlk Öğretim Okulu yeniden eğitime hazır hale getirildi. Okulun açılış töreni, İlçe Kaymakamı Muhammed Lütfi Kotan, işadamı Mustafa Palamut, İlçe Milli Eğitim Müdürü Şube Müdürü, Özel İdare Müdürü ve köy halkının katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrasında okulun içini gezen heyet, Pekmezci Ticaret Hüsayin Özkağnıcı aracılığıyla çocuklara birer çift de ayakkabı hediye etti. In this newsletter, we aim to trigger new ideas in our readers’ mind by giving place to many innovations and aim to create a common communication platform by sharing attention grabbing sectoral issues. We wish to announce the development of nature and human conscious technologies of wider audience, to share plus values of maintaining environmental consciousness of our business, to assist to new perspectives for all of us with inspiration by our executives and creative minds. 51. AYSAF FUARI’NDAYDIK BIG SUPPORT TO VILLAGE SCHOOL We are all together in this journey. We’re better together. Palamut Group Bülten Regards, İmtiyaz Sahibi Palamut Group adına Recep Palamut [email protected] RECEP PALAMUT Yayına Hazırlayan & Tasarım iSeeCreative Reklam Hizmetleri www.iseecreative.com Palamut Group, CEO Baskı Gen Ajans M.F. Çakmak Mah. Bağcılar Cad. Cem Sultan Sok. No:39 Güngören - İstanbul www.genajans.com Ulusal, Türkçe ve İngilizce üç aylık sektörel yayındır. Ücretsiz olarak dağıtılır. Renovating a village primary school and preschool in Viranşehir, Palamut Group carried out the inauguration. Through the project especially benevolent business man Mustafa Palamut, Palamut Group’s partners Recep Palamut, Şaban Palamut, Hikmet Gündoğdu, Hakkı Kılınç, and Abdullah Uludağ have undertaken the Hisar Primary School existing in Hisar area attached to Karınca Village which is 35 kilometers away from Viranşehir is reprepared for education. The inauguration is carried out with the participation of District Governor Muhammed Lütfi Kotan, business man Mustafa Palamut, Provincial Directorate of National Education Unit Head, Special Provincial Directorate of Administration and the villagers. After the inauguration Mr. Hüseyin Özkağnıcı from Pekmezci Trade, involved in the comittee wondering the school, gave away one pair of shoes to each of the children. 26 Şubat-1 Mart 2014 tarihleri arasında İstanbul CNR Expo’da düzenlenen Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı’nda biz de vardık. Ziyaretçilerimizle verimli sohbetler ettik, uzun zamandır görmediğimiz iş ortaklarımızla yeniden bir araya gelme fırsatı bulduk. Hoş anılarla bir fuarı daha geride bıraktık. Saygılarımla, 2 3 WE WERE IN 51th AYSAF FAIR We were in International Shoe Subsidiary Industry organized in İstanbul CNR Expo between the dates 26th February – 1st March 2014 as well. We conversed with our visitors efficiently and found the opportunity to gather with our working partners we haven’t seen for a long time. We left behind a fair full with nice memories, too. MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 Röportaj INTERVIEW Röportaj INTERVIEW Sanayi Komitesi’nin başkanıyım. Biz derneklerimizde faal oldukça eksiklerimizi görmeye başladık. MOLYER AYAKKABI SÜLEYMAN GÜRSOY ‘DÜNYANIN EN GÜZEL AYAKKABISINI DA ÜRETSENİZ , ONU TANITAMADIKTAN SONRA DEĞERİ YOK...’ ruz. Bundan sonraki hedef kendi markamızla mal satabilmek. Ama bu bir süreç. Şimdiki süreci yaşamadan o satışı yapamıyorsunuz. Ayrıca bu iş ilişkileri çok da öğretici oluyor, bizi adeta terbiye ediyor! Ayakkabı sektöründe markalaşmış ülkelerin talepleri ve öncelikleri bizi geliştiriyor, farklılaştırıyor. Mantalite değişmeden marka olunmuyor. 2014 YILIYLA İLGİLİ ÖNGÖRÜLERİNİZ NELER? Bizim tüccarımız, üreticimiz ağlamayı çok seviyor ama umutlu olmalıyız ki iyi şeyler yapabilelim. Bence ülkemizin önü açık. Siyasi fırtınalar dinip taşlar yerli yerine oturduğunda çok daha güzel işler yapacağız. SEKTÖRDE DİKKATİNİZİ ÇEKEN SORUNLAR VAR MI? Ben bu sektöre dışardan geldim. Koç Holding pazarlama grubu bünyesinde, oteller bölgesi Laleli’de çalışırken oradaki para hareketini görüp işimi bıraktım, bu işe girdim. Meslekten gelme ayakkabıcılar, işin tüccarlık tarafını bilmiyor. Bilmedikleri için de ürünlerine o kendi vermek istedikleri değeri veremiyorlar. Biz bu işe daha ticari baktığımız için buralara gelebildik. Yoksa eminim güzel ayakkabılar yapan nice ustalar var. Ama işte çok güzel ayakkabı yapsanız da, o ayakkabıyı kimse bilmiyorsa bir kıymeti yok. Bir de biz kendimizi pek yetiştirmiyoruz. Dil de bilmiyoruz mesela. Oysa yurt dışına mal satmak istiyorsanız yabancı dil Merhaba Süleyman Bey. Bize kısaca Molyer ayakkabıyı tanıtabİlİr mİsİnİz? Biz ilk olarak Merter’de küçük bir atölyede imalata başladık. Aslen ben ayakkabıcı değilim, bu işin tüccarıyım. Yani bu işten alıp-satarak para kazanmaya başladık. Fakat bir süre sonra imalatçılardan ve plansız programsız üretimden dolayı, aldığımız siparişlerde müşterilerimize yalancı çıkmaya başladık! Bu işi kendimiz yapalım da kendi ürünümüzü kendimiz satalım düşüncesiyle yola çıktık. Aşağı yukarı 20 senedir sektörde hizmet veriyoruz. ŞİRKETİNİZ HANGİ ÜLKE VE PAZARLARA İHRACAT YAPIYOR? HANGİ FUARLARA KATILIYORSUNUZ? HEDEFLERİNİZ NELER? Başlangıçta eskiden Demir Perde ülkeleri dediğimiz Rusya, Ukrayna ve Türk Cumhuriyetlerine ihracat yapıyorduk. Sonra hedeflerimizi büyüttük ve yeni pazarları tanımak için fuarlara katılmaya başladık. İran, Mısır, Suriye, Şangay, Güney Afrika derken birçok fuar gezdik ve bizim için önemli olan bölgelerdeki fuarlara hala gidiyoruz. Hâlihazırda İtal- DEVLET BİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR. YETER Kİ FAYDALANMASINI BİLELİM ya’daki MICAM fuarı için hazırlanıyoruz. Bu sene inşallah hem İtalya, Duesseldorf, Moskova ve sonra da İstanbul’da 4 fuar yaşayacağız. İşten yana bir sıkıntımız yok, gayemiz bilinirliğimizi ve Türkiye’nin çift başı üretimdeki değerini yükseltmek. Türkiye’de çift başı ayakkabı-terlik nerdeyse 9 dolara geliyor ki bu fiyat Çin’in bile altında. Biz kendi adımıza ne yapabiliriz düşüncesiyle daha yüksek, kalite ve moda arayan pazarları hedef seçtik. Bu yüzden de büyük fuarlara katılmaya önem veriyoruz. şart. Tercümanla giderseniz ticari sırları paylaşmak zorunda kalıyorsunuz. Tercüman başkasıyla iş yapmaya başlarsa sizin müşteriyi de alıp gidebiliyor. SEKTÖREL REKABETTE MARKANIZI FARKLILAŞTIRMA ANLAMINDA YATIRIMLARINIZ NELER? Hollanda da sadece ünlü markaların olduğu ve toptan satış yapılan Utrecht bölgesinde bir showroom açtık. Şu anda İran’da da bir yatırım yapmak niyetindeyiz. Tabi showroom açtığımız her ülkede iş yapacağız diye bir şey yok. Markamız tanındıkça işlerin geleceğini biliyoruz. Biz kendimizi ‘markaların markası’ olarak görüyoruz. İtalya’da 3, Hollanda’da 2, Rusya’da 2 ünlü firmaya üretim yapıyo- Hep söylüyorum, ilk intiba son intibadır. İtalya’da bir kap dondurmayı bile öyle bir sunumla getiriyorlar ki, 10 Euro’luk fiyatı haklı gösteriyorlar. Dolayısıyla Türkiye için 2 seçenek var: Ya fark yaratmayı öğrenip markalaşacağız ya da fasoncu olarak kalacağız. Kayıt dışı, merdiven altı, kaçak çalışmalar yüzünden ayakkabı sektörü tekstil sektörünün gerisinde kaldı. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği’nin yönetim kurulundayım ve İstanbul Ticaret Odası’nda Ayakkabı ve Deri 4 ÇOK BAŞARILI BİR FİRMASINIZ. TABİ BAŞARININ EN ÖNEMLİ KISTASLARINDAN BİRİ DE GÜÇLÜ ÇÖZÜM ORTAKLARIYLA ÇALIŞMAKTIR. BU ANLAMDA PALAMUT GROUP’UN MOLYER’LE OLAN İLİŞKİLERİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? İyi şeyler yapabilmek için kesinlikle iyi partnerlere ihtiyacımız var. İşini seven, değişikliği, modayı takip eden yan sanayiye ihtiyacımız var. Türkiye’de maalesef yan sanayi ayakkabıcıya pek destek veremiyor. Palamut Group’u bu konuda kendisini en iyi ve en hızlı geliştiren firmalar arasında görüyorum çünkü Recep Palamut Bey ileriye dönük, uzun vadeli bir bakış açısıyla iş yapıyor. Bu nedenle bu piyasada şu anda bu işi onlardan daha iyi yapan bir firma tanımıyorum. İstediğimiz, aradığımız çeşidi ve kaliteyi Palamut Group’ta bulabiliyoruz. Geçmişteki deneyimlerimizle çok ortaklık eledik. Palamut Group verdiği söze sadık bir firma. Onlar da bu işi severek yapıyor. Eh, zaten işini seven iki firma bir araya geldi mi ticaret çok kolay ve keyifli olur! TÜRKİYE’YE PALAMUT GROUP’UN GETİRDİĞİ SU BAZLI YAPIŞTIRICI KENDA FARBEN SİZİN ÜRÜNLERİNİZDE DE KULLANILIYOR. BU ÜRÜNÜN SAĞLADIĞI KATMA DEĞERDEN BAHSEDER MİSİNİZ? Biz günde 1000 adet ayakkabı üretiyoruz. Ama üretimde kaliteyi yakalayıp iyi ayakkabı yapabiliyoruz demek için bu üretimi iyi elemanlarla yapabilmeyi de önemsiyoruz. Elemanlarımızın hakkını, emeğini, sağlığını koruyup kollarsak onlardan iyi sonuçlar alıyoruz. Çünkü elbette üretirken makina kullanılıyor ama bizim işimiz emek yoğun bir iş. Dünyada da böyle bu iş, insan olmadan olmaz. 80’e yakın eleman çalıştırıyoruz. Bir elemanım bana gelip de ‘Senin yapıştırıcın yüzünden benim ciğerlerim hasar gördü’ derse ben bundan vicdan azabı duyarım. Çünkü benim çalışanlarıma karşı sorumluluklarım var. Bu nedenle su bazlı yapıştırıcıyı Türkiye’de ilk kullanan firmalardan biri olduk. Diğer taraftan, ekonomik olarak da kazançlı bir ürün. Alış fiyatı daha pahalı olsa da aynı orandaki diğer yapıştırıcılara göre %25 daha fazla verim sağlıyor. PEKİ SU BAZLI ÜRÜN KULLANIMINI TÜKETİCİLER DE TAKDİR EDİYOR MU? Bizim iç piyasadan üretim ve ürün sağlığı anlamında pek talep gelmiyor. Piyasa fiyat odaklı. Açıkçası ne tür malzeme kullandığınıza henüz kulak asan yok. Bizden daha kötü malzemeyle, sosyal güvencesi olmayan elemanlarla, daha ucuza imalat yapan çok firma var. Ama bu bizim için kabul edilemez bir durum. SEKTÖRE YÖNELİK DEVLET DESTEĞİNİ YETERLİ BULUYOR MUSUNUZ? Kime sorsanız devlet bize destek vermiyor der ama inanın devlet her türlü desteği veriyor. Yeter ki faydalanmasını bilelim. Bugün yurt dışında showroom açmak isteseniz, devlet kiranın, reklamın, fuarın, uçak paranızın %50’sini veriyor. Önemli olan bu destekleri emanet gözüyle kullanıp ülkeye müşteri ve döviz kazandırmak için çalışmak. Kalkınmanın tek yolu bu. Bizler ‘Sizden adam olmaz’ diye büyüdük ama yurt dışına açılmayı nihayet öğrendik. Ben bugün dünyanın her yerine gidip mal satabili- rim, cesaretim var. Eskiden Laleli’de oturduğunuz yerden sipariş alıyordunuz ama artık aktif satış zamanı. Fuarlara gideceğiz, birebir ilişkiler geliştireceğiz, müşteriye malı satmayı öğreneceğiz. SEKTÖRDEN ÇOK BAHSETTİK, BİRAZ DA SİZDEN BAHSEDELİM! İŞ GEREĞİ ÇOK SEYAHAT EDİYORSUNUZ, ÖZELLİKLE SEVDİĞİNİZ ÜLKELER VAR MI? Avrupa’nın nerdeyse tamamını gezdim ama geçenlerde İspanya’nın Santiago şehrine gittim ve hayran kaldım. Hristiyanların hac ettiği bir yermiş. Çok şirin bir şehir. Öte yandan Mısır ve Kahire hem tarih hem de pazar olarak çok ilginç bir yer. Güney Afrika’daki bir fuar için Johannesburg’a gittim, orayı da beğendim. Ben gezmeyi bir katkı olarak görüyorum. Ama gittiğin ülkedeki tarihi yerleri anlat deseniz anlatamam! Çünkü her gezdiğim yerde vitrin kolluyorum. Gözüm ayakkabı vitrinlerinde. Bizimkiler ziyaret değil ticaret gezileri oluyor! MEMLEKETİNİZ NERESİ PEKİ? Memleket Yozgat. 1966 doğumluyum ve 2 çocuk babasıyım. 1969’da İstanbul’a geldik. Bayrampaşa’da büyüdüm. Lise mezunuyum. Okumayı çok istedim ama 5 çocuklu bir ailenin çocuğuyum. 12 Eylül darbesinden sonra babamın çalıştığı fabrika kapatılınca şartlar beni çalışmaya zorladı, üniversiteye gidemedim. Yeni gelen nesile de okumayı tavsiye ediyorum ama ben okulu sanal olarak görüyorum. Gerçek hayat burada. Hem okuyup hem de çalışmak lazım ki ikisini de öğrenebilsinler. Yoksa eksik kalıyorlar. Eleman aradığımızda elinde diplomayla çok insan geliyor ama öğrendiklerinin ne işe yaradığını bilmiyorlarsa anlamı yok. Bizde üniversite sayısı çok arttı ama ara eleman üreten düzgün kurumlar yok. YOZGAT’A GİDİYOR MUSUNUZ? GİDENLERE ÖNERMEK İSTEDİĞİNİZ YERLER VAR MI? İş-güç yoğun, senede bir kez gidebilirsek şanslıyız! Yolunuz düşerse bizim ilçemiz Sarıkaya’da 3000 yıllık tarihi bir hamam var. Ama işte ücra bir köşede olduğu için hiç tanıtılmamış. Oysa İtalya’da görüyorum, ellerindeki en küçük bir şeye bile bütün dünyayı çekmeyi başarıyorlar. Biz de biraz reklam yapsak da Anadolu’nun her tarafı daha iyi tanınsa. Anadolu insanı da başka insanları tanısa... İnşallah ulaşım geliştikçe ülkemizin her köşesi de hakkı olan ilgiye kavuşacak. İSTANBUL’DA GİTMEYİ SEVDİĞİNİZ YERLER VAR MI? Bizim işler İkitelli’de, ev de buraya yakın. Bu nedenle Taksim taraflarına gittik mi ‘Şehre indik!’ diyoruz. Emirgan Sütiş’e ailecek kahvaltı için gidiyoruz. Tabi yer bulmak zor! Balık yemeyi seviyorum, Sultanahmet’teki Balıkçı Sabahattin bence rakipsiz. İstanbul çok güzel bir şehir ama tarihi ve kültürü ön plana çıkarmak için İstanbul’un merkezini imalathanelerden arındırmak şart. OKUYUCULARIMIZA İLETMEK İSTEDİĞİNİZ SON BİR MESAJ VAR MI? Derginiz hayırlı olsun! Devamını bekleriz, sektöre hizmeti, katkısı olursa seviniriz! MOLYER SHOE COMPANY SÜLEYMAN GÜRSOY ‘’EVEN IF YOU PRODUCE THE MOST BEAUTIFUL SHOES IN THE WORLD, THEY HAS NO VALUE UNLESS YOU PROMOTE IT…’’ HELLO,MR SÜLEYMAN . WOULD YOU BRIEFLY INTRODUCE US MOLYER SHOES? We first started production in a small workshop in Merter. Originlly, I’m not a shoemaker, I am a merchant of this business. In other words, we started to earn money from this business buying and selling. However, after a while, because of production without any plans and programs, our customers started to perceive us as liars! We then decide to produce our own products and to sell them by ourselves. We have served for about 20 years in the industry.’’ the interpreter starts to do business with another one, he or she can leave you taking your customers. I always say that, first impression is the last impression. In Italy, they bring even a cup of ice cream with such a presentation that they show the prices of 10 Euros right. Thus, there are 2 choices for Turkey: we will learn to differentiate and brand or we will stay as contract producers. Shoe sector fell behind the textile sector because of the unrecorded, under the counter, illegal works. I am in the board of management of the Association of Shoe Industrialists of Turkey and I am the president of the Committee of Shoes and Leather Industry in İstanbul Chamber WHICH COUNTRIES AND MARKETS DOES YOUR COMPANY EXPORT? WHICH FAIRS DO YOU PARTICIPATE IN? WHAT IS YOUR TARGET? Our target countries in exports were Russia, Ukraine and Turkic Republics, which we called the ‘’Iron Curtain’’ countries. Then we enlarged our target and we started to participate in fairs in order to know new markets. We visited many fairs in many countries and cities such as Iran, Egypt, Syria, Shanghai and South Africa and we still go to the fairs in the regions important for us. At the moment, we are getting ready for the MICA fair in Italy. This year we hope we participate in 4 fairs in Italy, Düsseldorf, Moscow and then in Istanbul. We have no worries about the business, our purpose is to increase our reputation and Turkey’s value in production per pair. A pair of shoes or slippers costs almost 9 USD in Turkey and this prices is even under China. We selected higher markets seeking quality and fashion, with the thought of making better, for us. So, participating in big fairs is important. THE GOVERNMENT PROVIDES EVERY KIND OF SUPPORT FOR US, WE SHOULD LEARN HOW TO MAKE USE OF IT WHAT ARE YOUR INVESTMENTS IN TERMS OF DIFFERENTIATION OF YOUR BRAND IN COMPETITION? We opened a showroom where only famous brands existed and wholesale trade was made, in Utrecht region in the Netherlands. At the moment, we want to invest in Iran. Of course, it does not mean we are going to do good business in every country we open a showroom. We know that the business will go on well as our brand becomes well-known. We perceive ourselves as “the brand of brands’’. We are producing for 3 famous companies in Italy, 2 in the Netherlands and 2 in Russia. Our next target is to sell goods with our own brand. But, it is a process. We cannot make that sales without experiencing the process now. Moreover, these business relations teach us many things, it almost trains us! The demands and priorities of the branded countries in the shoe sector develop and differentiate us. of Commerce. We started to see our deficiencies as we become active in our associations. HOW DO YOU EVALUATE THE RELATIONS OF PALAMUT GROUP WITH MOLYER, AS A PARTNER? We absolutely need good partners in order to do good businesses. I regard Palamut Group among companies improving themselves in the best and quickest way because Mr. Recep Palamut does business with a forward looking point of view. We can find the variety and quality we want and seek in Palamut Group. We eliminated many partnerships with our experience in the past. Palamut Group is loyal to their promises. They also do this business loving it. When two companies doing their businesses with love come together, trade becomes very easy and enjoyable! WHAT ARE YOUR FORESIGHTS ABOUT 2014? Our merchants and manufacturers like whining very much but we should be hopeful to make good things. According to me, our country is promising. We will do much better businesses when the political storms end and everything falls into place. WHAT DO YOU THINK ABOUT THE ADDED VALUE OF WATER-BASED GLUE BY KENDA FARBEN? We produce 1000 shoes daily. However, we find making this production with good employees important to say we attain the quality and we can make good shoes. If we protect the labour, rights and health of our employees, we take good results from them. Because, of course machinery is used in the production but our business requires intensive labour. Even in the other places in the world, this business is like it, it can’t go on without human. We employ about 80 workers. If a worker comes to me and says ‘’My lungs were damaged because of your glue’’ I will be on a guilt trip. Because I have responsibilities against my employees. That’s why, we became one of the first firms ARE THERE PROBLEMS IN THE SECTOR? I come from commere background. The shoemakers coming from the profession don’t know the commerce part of the business. They can’t give the value to the products they want to give because they don’t know commerce. We could come to this point because we perceived this business in a more commercial way. Otherwise, there are many artisans making beautiful shoes. However, even if you make beautiful shoes, they have no value if nobody knows those shoes, in this business. As another problem, we also don’t know foreign languages. However, if you want to sell goods abroad, foreign language is a must. You have to share the commercial secrets if you go with an interpreter. If 5 using water-based glue in Turkey. On the other hand, it is also an economically profitable product . It provides 25 % more efficiency when compared to the other glues with the same rate, even if its purchase price is higher. DO THE CONSUMERS APPRECIATE THE USE OF WATER-BASED PRODUCT? There is not much demand from our domestic market in terms of production and production health. The market focuses on price. Strictly speaking, there is nobody who wants to learn about the kinds of materials you use. There are many companies who produce with worse materials, with employees without social security, with lower costs. But is a situation which cannot be accepted by us. DO YOU FIND THE SUPPORT OF THE GOVERNMT FOR THE SECTOR? Whoever you ask, they will say the government does not support us but believe me, it provides every kind of support. As long as we know how to make use of it. If you want to open a showroon abroad, the state gives the 50 % of the rental, advertisement, fair and your fare for airplane. What is important is to work for making the country earn customers and foreign exchange, using this support, regarding it as a trust. It is the only way for development. We grew hearing ‘’You can’t make a man’’ but we learnt to expand abroad. We used to take orders from the place we were in Laleli but now, it is the time for active sales. We will go to the fairs, we will develop one-to-one relations and we will learn to sell goods to the customers. LET’S TALK ABOUT YOU NOW! YOU TRAVEL A LOT, ARE THERE COUNTRIES YOU ESPECIALLY LIKE? I almost saw the whole Europe but I went to the city of Santiago in Spain and I admired it. Egypt and Cairo are very interesting places both with their history and as markets. I went to Johannes burg for a fair in South Africa and I also liked there. I regard travelling as a contribution. But, if you ask me to tell about the historical places in the countries I visited, I cant’ tell! Because, I look at shop windows everywhere I go. My eyes are on the shop windows of the shops selling shoes. Our trips are not visits, they are commercial trips! WHERE IS YOU HOMETOWN? My hometown is Yozgat. I was born in 1966 and I have 2 children. We came to İstanbul in 1969. I grew up in Bayrampaşa. I recommend studying for the new generation but I regard school as something virtual. Real life is here. They must study and work at the same time to learn the both. Otherwise, they have deficiencies. DO YOU GO TO YOZGAT? ARE THERE PLACES YOU WANT TO RECOMMEND IN YOZGAT? My business is very intensive, I’m lucky if I can go once a year! There is a 3000 years old historical bath in Sarıkaya, our district. But, it has never been promoted because it is in a remote area. I wish we advertised a little and everywhere in Anatolia would be known better. I wish the Anatolian people knew other people… I hope every corner in our country will attract the interest it deserves, as the transport develops. ARE THERE PLACES IN İSTANBUL YOU LIKE TO GO? Our workplace is in İkitelli, and my house is near here. Because of this reason, we say ‘’We have hit town’’ when we go to Taksim. I go to Emirgan Sütiş with my family for breakfast. Of course, it is hard to find places! I like to eat fish. Fisherman Sabahattin in Sultanahmet unrivalled, according to me. İstanbul is a very beautiful city but we have to purify the center of İstanbul from manufacture in order to feature the history and culture. IS THERE A LAST MESSAGE YOU WANT TO GIVE TO OUR READERS? Good luck with your magazine! We are expecting its continuation, we will be pleased if it has any service and contributions to the sector! MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 KAPAK KONUSU COVER STORY KAPAK KONUSU COVER STORY E K İ L H E T N A Ş I P A Y A Z I N I Ğ SAĞLI keticilerin ü t e d m e h in r e il hem üretic r a ıl ıc ır t ış p a y ne dersiniz? ı l a y z a a b m k t a n b e n lv a o d s ın k n a a y ıl dır kullan onuya daha r k a u l b ıl n y e e ir d d in n e im il t g e il r ü n Ayakkabı i çok yakında iz im p e H . r o iy d e it d sağlığını teh PAZARDA YENİ BİR OYUNCU TÜRKİYEAYAKKABISEKTÖRÜNEPALAMUT GROUP TARAFINDAN GETİRİLEN KENDA FARBEN MARKA FİNİSAJ VE YAPIŞTIRICI ÜRÜNLERİ BÜTÜN MÜŞTERİLERDEN TAM NOT ALIYOR Palamut Group, Kenda Farben’i, alanında 50 yıllık tecrübeyle İtalya gibi ayakkabı konusunda son derece ileri bir ülkenin en önemli firmalarından birisi olması sebebiyle tercih ediyor. Müşterilerine en iyisini sunmayı hedefleyen Palamut Group, geçmişteki deneyimlerinin bu kararı alırken ne kadar doğru adımlar attıklarını gösterdiğini belirtiyor. İlk başlarda alışkanlıkları kırmak kolay olmadığı için sektörde belli bir direnç olduğunu belirten yetkililer, özellikle ürünü kullanan firmalardaki ustaların el alışkanlıklarını bir anda terk etmelerinin kolay olmadığını biliyor. Firma olarak gece gündüz hizmet vererek ustaların daha rahat çalışabilmeleri açısından gerekli teknolojik yenilikleri de sunmayı başaran Palamut Group, hedeflerinin çok ötesinde olumlu sonuçlar elde ettiklerinin altını çiziyor. Yapıştırıcıların kullanımı tarih öncesi çağlara kadar uzanıyor. İnsanoğlu ilk zamanlarda yumurta akı, kurumuş kan ve bitki özleri kullanarak mağara duvarlarına resim benzeri şekilleri sabitliyorlardı. Tespit edilen en eski yapıştırıcıya ise İtalya’da rastlandı. Kayın ağacı, ağaç kabuğu ve katrandan oluşan yapışkan karışımla birbirine yapıştırılmış olan taşlar, insanlığın 200.000 yıl öncesinden bu yana yapıştırıcı kullandığının en eski kanıtı oldu. M.Ö. 3500 yıllarından itibaren Mısırlılar ve Sümerler hayvan derileri ve kemiklerini kaynatarak daha kuvvetli yapıştırıcılar elde ettiler. Eski Yunan ve Romalılar ise çeşitli hayvanlar ve balıklar, kemik, süt, peynir ve bitkileri kullanarak yapıştırıcılar ürettiler. Daha sonra bunlara nişasta bazlı yeni formüller de eklendi. Ne var ki yapıştırıcıların ciddi anlamda gelişmesi 17. yüzyıldan itibaren gerçekleşti. 20. yüzyılda sentetik maddelerle üretilen yapıştırıcılar popülerleşti. FARK NEREDE? Ayakkabı sanayisinde kullanılan yapıştırıcılar kullanım yoğunluğu itibari ile iki ana gruba ayrılıyor: Polikloroprenik yapıştırıcılar ve poliüretan esaslı yapıştırıcılar. Bu iki ana maddeden üretilen yapıştırıcıların üretiminde iki farklı çözgen madde kullanılıyor. Bunların başında ise piyasada yaygın olarak bulunan çeşitli solventler ve H2O geliyor. İkinci gruba giren su bazlı yapıştırıcılar, ayakkabı, çanta, kemer ve saraciye ürün gruplarında kullanılıyor. Aslında su bazlı yapıştırıcılar da solvent bazlı yapıştırıcılar gibi sonuçta kimyasal maddeler. Fakat solvent oda sıcaklığında çok çabuk ortama yayılıyor ve kanserojen madde ihtiva ediyor. Solvent esaslı sentetik yapıştırıcıların yapılarında insan sağlığını ve çevreyi tehdit eden Aseton, Hekzan, Toluen, Etil Asetat, Metil Etil Keton, Me- kullanımındaki tasarrufu nedeniyle bu fiyat farkı kapanıyor ve zararın aksine üreticiye %25 oranında daha ucuza mal oluyor. Ürünle ilgili bir başka merak konusu ise, kullanım aşamasında özellikle tabanın saya ile birleştirilmesinde temizliğin iyi yapılmaması sonucunda sorunlar çıkabildiği yönündeki duyumlar. Ancak bu durum aslında su bazlı yapıştırıcılara özel bir sorun değil. Taban çeşitlerine baktığımızda sektörde PVC, PU, TR, kauçuk, neolit, eva ve kösele gibi çok çeşitli ürünler kullanılıyor ve bunların büyük çoğunluğu yüksek oranda yağ içeriyor. Yağ ise yapıştırma işlemini önleyen bir madde. Bu yağ iyi bir şekilde temizlenmediği takdirde yapıştırıcı ister solvent ister su bazlı olsun, yüzeye yapışması tam anlamıyla gerçekleşmiyor. Taban, yapıştırma için iyi hazırlanmadığı taktirde solvent bazlı yapıştırıcılar daha agresif özelliğe sahip olduğu için ilk etapta başarılı gözükebiliyor. Fakat zaman içinde, su bazlı yapıştırıcılarda hemen gözlenecek olumsuzluklar, solvent esaslı yapıştırıcılarda da görülmeye başlıyor. SU BAZLI YAPIŞTIRICILAR, 2-3 KAT DAHA PAHALI OLSA DA, ÜRETİM AŞAMASINDA %25 DAHA UCUZA MAL OLUYOR! tilen Klorit, Tri Kloro Etan gibi çoğu yanıcı ve kolay uçucu kimyasallar bulunuyor. Su bazlı ürünlerde ise bu durum söz konusu olmadığı gibi kullanım kolaylığı ile üretim hızlanıyor ve finansal açıdan daha az maliyet getiriyor. Son üç senedir hızla artan su bazlı yapıştırıcı kullanımı ile çevre ve insan sağlığının yanı sıra üretim kalitesinde de büyük ilerlemeler meydana geliyor. Su bazlı yapıştırıcılar içeriklerinde kolay uçucu, yanıcı kimyasalları ve halojenleri bulundurmuyor. Tamamen teknolojinin ürünü olan su bazlı yapıştırıcılar, içerik olarak Poliüretan ve Kauçuk esaslı olsalar da sağlığımızı tehdit eden çözücüleri ihtiva etmiyor. Su bazlı yapıştırıcı kullanmak isteyenler firmaların bilmesi gereken bir diğer konu ise öncelikle adetli üretim yapma gerekliliği... Eğer adetli üretim yapmıyorsanız bu tür bir otomasyona geçmenin de pek bir anlamı olmuyor. Çünkü günün sonunda elde edeceğiniz yegane fayda, yapıştırıcı miktarınızın düşmesi oluyor. Eğer adetli iş yapmıyorsanız bu çok verimli olmayacaktır. ETKİLEYİCİ SONUÇLAR, MUTLU ÜRETİCİLER Üreticiler su bazlı yapıştırıcılarla ilgili olarak bugüne kadar hiçbir sorunla karşılaşmadıklarını belirtiyor ve eğer uygulayıcılardan kaynaklanan bir sorun yoksa negatif bir sonuç almanın mümkün olmadığını söylüyor. Hatta bu ürünleri kullanan firmaların, solvent bazlı ürünlerde karşılaştıkları sorunlardan kurtuldukları bilgileri geliyor. Örneğin A.B.D ‘ye ihracat yapan bir Türk firması konteynerde bekleyen solvent bazlı yapıştırıcıdan mamul ayakkabılarının gümrükte uzun süre beklemesi sonucunda büyük sorunlarla karşılaşırken, su bazlı ürünlerde bu sorunu yaşamadıklarını aktarıyor: Sıcaklıkları yaz aylarında 110 dereceyi bulabilen konteynerlerde 70 derecenin üzerinde tekrar aktive olan solvent bazlı yapıştırıcılar açılmalara neden olabiliyor. Halbuki su bazlı yapıştırıcılarda bu ısı dayanımı 155- 180 dereceye varıyor SOLVENT BAZLI YAPIŞTIRICILAR HASTA EDİYOR... FİYAT YÜKSEK AMA VERİM DAHA FAZLA Su bazlı yapıştırıcıların fiyat olarak biraz daha pahalı olması, ürünü kullanmak isteyenlerde soru işaretleri oluşturabilir. Ancak satın alma aşamasında solvent bazlı yapıştırıcılara göre 2 hatta 3 kat daha pahalı olmasına rağmen, su bazlı yapıştırıcıların daha kârlı olabildiğini hatırlatalım. Üretim aşamasının daha hızlı olması ve otomasyonlu ürün Endüstriyel çözücü olarak kullanılan uçucu organik kimyasallar, kanserojen yapılarıyla insan sağlığına ve sinir sistemine doğrudan etki ediyor. Yine ayakkabı sektöründe yoğun olarak kullanılan Halojen bileşikler ise flor, klor, iyot ve brom içeren kimyasal yapılarıyla biliniyor. Bu halojenler nedeniyle kansızlık, hormonal hasar, beyin hasarı, enerji düşüklüğü, hiperaktivite, şişmanlama veya zayıflama, kalp aritmisi, bağışıklık sistemi zayıflığı ve kanser gibi sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor. 6 Ürünleri kullanmaya başlayan firmalara bütün ekibiyle gerekli eğitimleri veren Palamut Group, bir de garanti sunuyor: ‘Eğer bu anlattığımız ürünlerin uygulanmasında veya kullanımında farklı bir sorunla karşılaşırsanız, başka bir şehirde olsanız bile bizim size ulaşmamız en fazla 1 gündür.” Firmaların hiç çekinmeden kendileriyle bağlantı kurmasını isteyen yetkililer, bunun sonucunda ürünlerde hata riskini minimum seviyelere çekebiliyor. Günümüzde su bazlı yapıştırıcılar solvent esaslı yapıştırıcıların tahtını almak üzere... Sektördeki firmaların çalışanlarını su bazlı yapıştırıcıya geçiş konusunda cesaretlendirmeleri uzun vadede hem insan sağlığı hem de firma saygınlığı ve güvenilirliği açısından önemli sonuçlar doğuracak. Eğer siz de işinize en son teknolojiyle değer katmak istiyorsanız Palamut Group’la iletişime geçin, uzmanlığımızdan faydalanın! THE DANGER STUCK ON YOUR HEALTH SOLVENT BASED ADHESIVES USED IN PRODUCTION OF SHOES HAVE BEEN A BIG THREAT FOR THE HEALTH OF MANUFACTURERS AND CONSUMERS FOR long tıme. LET’S HAVE A CLOSER LOOK... Adhesives are in use for hundreds of years. Humanbeing have used egg whites, dried blood and some plant extracts to draw pictures on the cave walls. Oldest adhesive is found in Italy. The rocks that have been stick together with birch tree, bark and tar was the oldest evidence for that adhesives have been in use for 200.000 years. Egyptians and Sumerians are boiled animal skins and bones to make adhesives stronger in 3500s BC. Ancient Greeks and Romans have producted adhesives by using animals, bone, milk, cheese, and plants. And then starch based new formulas are added to it. But real develepment on adhesives was on 17th century. Adhesives that producted by synthetic material has been popular in 20th century. Usually the high heat of containers harms to shoes if the solvent based adhesives are used. But water based adhesives stay definitely more resistant to the heat WHERE IS THE DIFFERENCE? There are two different groups of adhesives used in shoe industry: Polyurethane and Polikloroprenik based adhesives. for each one, different solvents are used. H2O and some solvents are most popular. Water based adhesives which is in the second group are used in shoe, bag, belt, saddlery industry. Actually water based adhesives are chemical material as well as solvent based adhesives. But solvent adhesives spread faster in environment and release carcinogen. The chemicals like Acetone, hexane, toluene, ethyl acetate, methyl ethyl ketone, methylene chloride, Tri Chloro Ethane as solvent adhesives are threats for human health. The ease of use, faster production and reasonable cost make the water based adhesives more advantageous. ALTHOUGH WATER BASED ADHESIVE IS MORE EXPENSİVE, IT’S 25% CHEAPER ON PRODUCTION! SOLVENT BASED ADHESIVES MAKES SICK… Industrial solvents made by volatile organic compounds are a big danger for human nervous system. Halogens used in shoe industry which contains fluorine, chlorine, iodine and bromine known as chemical as well. These halogens increase the risk of anemia, hormonal damage, brain damage, decreased energy, hyperactivity, putting on weight or weight loss, heart arrhythmias, weakness of the immune system and cancer. As a result of an increased use of water based adhesives, there are lots of positive developments in environment and human health as well as in the production quality. Water based adhesives has no harmful effects. HIGHER PRICE BUT HIGHER YIELD Higher price of water based adhesive may cause curiosity. However it must be emphasized that althought it is more expensive during the purchase it will be more profitable resulting in faster production and saving on automated product. Therefore, it’s 25% cheaper in total. PVC, PU, TR, rubber, neolite, EVA and leather are used in the industry. Most of them contains high amount of oil. Oil prevents adhesion. It does not adhere to surface if the oil isn’t cleaned well. Companies that want to use water based adhesive must remember that the profit coming from water based adhesive depends on the amount of production. It won’t be profitable if the amount of production is low. IMPRESSIVE RESULTS, HAPPY MANUFACTURERS Manufacturers state that they have no problem with water based adhesives as long as there is no problem during the production. They even state that they got rid of the problems that solvent based adhesives caused. For example, a Turkish company exporting shoes to U.S. reported that, due to the long shipping time during the exportation, shoes had to wait in the container in the customs, 7 A NEW PLAYER IN THE MARKET FINISHING AND ADHESIVE PRODUCTS BRAND KENDA FARBEN WHICH BROUGHT BY PALAMUT GROUP, ıs APPROVED BY THE CUSTOMERS. Kenda Farben chosen by Palamut Group has 50 years of experience and it’s Italy’s most important shoe company. Palamut Group’s biggest goal is to bring the best to its customers. Based on its past experiences Palamut Group is convinced that it’s a very good decision. It was not easy to break the habits of market and experts. We present the best technologies to our experts in order to provide them with a more confortable working area. We reached beyond our goals as Palamur Group. We also an education team and we’re pleased to providefuther assistance to the companies using our products. Palamut Group also guarantees: “ If you encounter a problem using these products, we will help you no matter where you are. And we will reach you in one day.” Therefore the company decreases the risk of mistake of their products. Water based adhesives are about the be more in demand than solvent based adhesives in the market. We encourage the companies to choose water based adhesives as it will clearly protect human health, increase company reputation and reliability. Contact Palamut Group if you want to make your business better with the higher technology ,and take advantage of our expertise. MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 Röportaj INTERVIEW Röportaj INTERVIEW arasındaki stratejik konumu ile en rekabetçi pazarların başında geliyor. Dünya çapında ayakkabı üretiminin %85’i Asya’da yapılıyor. Kaliteli ayakkabıların ve deri ürünlerinin en büyük ithalatçısını ise Avrupalılar oluşturuyor. Bu anlamda Türkiye herkesin ihtiyacını karşılayabilecek bir geçidin üzerinde konumlanmış bulunuyor. KENDA FARBEN MARCO BARBIC PİYASADA ARTAN REKABET KOŞULLARINDA KENDA FARBEN’İ NASIL FARKLILAŞTIRIYORSUNUZ? Kenda Farben, ayakkabı ve çanta sektöründe ihtiyaç duyulan kimyasalları tedarik ediyor ve küresel ürünlere sahip. Öncelikle kimyasallar ve deri konusunda uzman bir firmayız. Moda ise en büyük tutkumuz! Görev ilkemiz, dünyanın neresinde olursa olsun, prototip aşamasından geniş çaplı üretime kadar, yenilikçi ürünlerle çözüm sunarak müşterilerimizi memnun etmek; düsturumuz ise istikrarlı kalite ve miktar... ‘TÜRKİYE, STRATEJİK KONUMU SEBEBİYLE SEKTÖREL ANLAMDA ÇOK CAZİP BİR ÜLKE!’ DÜNYA EKONOMİSİ SON DÖNEMLERDE EPEY ÇALKANTILI. KENDA FARBEN İÇİN 2013 YILI NASIL GEÇTİ? Kenda Farben küresel bir firma olarak ayakkabı üretilen her bölgede varlık gösteriyor. 90’lı ve 2000’li senelerde dünya çapındaki yatırımlarımız sayesinde piyasa taleplerine yanıt verebilecek şekilde konumlandık. Müşterilerimiz ayakkabılarını üretmek için girdikleri ülkelerde aynı derecede tanınmış ve saygınlığa sahip Kenda Farben ürünlerine rastlayınca şaşırmıyor. Türkiye’de 2013 senesinde Kenda Farben’de çift haneli büyüme gerçekleştirdik, bu sayede diğer ülkelerde de aynı gelişimi başardık. Ancak toplam piyasa stabilitesini muhafaza ediyor. 2014 YILI İÇİN HEDEFLERİNİZ NELER? 2014 hedef ve planlarımızın başında, yeni ürünlerde payımızı arttırmak ve bilhassa çevre dostu ürünlerde yeni gelişmeler sağlamak geliyor. MERHABA! KISACA KENDİNİZİ VE FİRMANIZI TANITIR MISINIZ? Kenda Farben S.P.A. ayakkabı ve deri ürünleri için kimyasallar üreten İtalyan menşeli bir şirket. 1963 tarihinde o zamanlar Vigevano ayakkabıcılık bölgesinin gelişen merkezi olan Garlasco’da kuruldu. Şirket, ISO 9001 sertifikalı hem su bazlı hem de solvent bazlı yapıştırıcılar, ayakkabı cilaları, cilalar ve ayakkabı, çanta ve kemer üretiminde kullanılan her nevi boyayı imal ediyor. Kenda Farben çok uluslu bir aile şirketi. 6 ülkede doğrudan varlık gösteriyor ve 90 ülkede güçlü bir dağıtım ağı bulunuyor. KENDA FARBEN VE PALAMUT GROUP ORTAKLIĞI NASIL GERÇEKLEŞTİ? YENİ ALANLARA AÇILMA VEYA YENİ PAZARLARA YAYILMA GİBİ PLANLARINIZ VAR MI? Biz Türkiye’nin tamamında Kenda Farben ürünlerinin yayılımı için Palamut Group ile işbirliği içindeyiz. Ayakkabı ve çanta/ kemerler için su bazlı yapıştırıcılar zorunlu hale geliyor ve biz de bu yönde ilerliyoruz. Ayakkabı tabanları için su bazlı vernik küçük ancak gelişen bir pazar. Bu alanda geliştirilmiş ürünlerimiz mevcut. Başarılı bir diğer girişim ise, İtalyan teknisyenlerin Türkiye’ye yaptıkları sürekli ziyaretler... Satıcı çalıştırmaktansa teknik elemanlarla üretilen zekice çözümlerin müşterilerimizin beğenisini kazandığına şahit oluyoruz. Fuar ve showroom’larda ayakkabı ile ilgili nihai çözümlere ulaşıyoruz. Müşterilerimize koleksiyonlarını satmaları ve aynı üretimi yüksek kalitede sürdürmeleri için destek veriyoruz. Türkiye, İtalya ile birlikte Avrupa’daki en büyük ayakkabı ve deri ürün imalatçısı ülke. Avrupa ile Asya arasındaki geçiş konumu Türkiye’yi stratejik bir ülke yapıyor. Kenda Farben Palamut Group’u mevcudiyeti, rekabeti ve ileri görüşü ile muhtemel en iyi ortak olarak seçti. BULUNDUĞUMUZ ÇAĞda ŞİRKETLERİN BAŞARILI OLMAK İÇİN İZLEMELERİ GEREKEN STRATEJİLER NE YÖNDE DEĞİŞİYOR? Bizim sektörümüz oldukça tutucudur. Sıklıkla, ürünlerimizle ilgili olarak aldığımız tek soru: ‘Ürünlerinizin bir kilosuna ne kadar ödeme yapacağım?’ sorusudur. Yanıt basittir, ama sorunlarınıza çözüm sağlar mı? Müşterinizin ‘Bir çifti kaça?’ sorusu ile ilgili ilk aşama: Bir çift ayakkabı üretilirken 60 gram yapışkan, 4 gram mum ve cila kullanılır, taban 12 gram vernikle verniklenir. Yolun yarısını kat ettik. ‘Ne kadar kullanırsam tasarruf KENDA FARBEN TÜRKİYE DIŞINDA HANGİ ÜLKE VE PAZARLARDA FAALİYET GÖSTERİYOR? TÜRKİYE’NİN MEVCUT PAZAR KONUMUNU NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? Kenda Farben Çin, Brezilya, Vietnam ve Sırbistan’da kendi iştiraklerini kurmuş durumda. Türkiye, teknik yeterlilik ile göreceli olarak düşük maliyetlerin birleştiği bir yer olması ve Asya ile Avrupa 8 ederim? Bir çift ayakkabı için ne kadar?’ 30 Gram su bazlı yapışkan ile aynı kalite, yarı zamanlı püskürtme ve daha az atıkla işçilerinizin bu çözeltileri solumaları gerekmeden elde edilebilir. Uzun süreli, pırıl pırıl ayakkabıları muhafaza ederek 0.1 gram doğal bedelden mum kullanabilirsiniz ve ayakkabılarınızı kutularında muhafaza ederken 5 gram siyah sıvı kullanımı pırıl pırıl durumda kalmalarını sağlayabilir. Termo tabanlarınıza kirletmeden ve canlandırmak için çözelti kaybetmeden, matlaştırıcı su bazlı vernikten yarı miktarda sürebilirsiniz. Bu yeniliği keşfetmek güç mü? Bir sonraki soruyu biz müşterimize soracağız: ‘Bizim desteğimizle ne kadar daha fazla ayakkabı satabilirsiniz?’ KENDA FARBEN EVRE VE İNSAN SAĞLIĞI ALANINDA NASIL BİR YATIRIM YAPTI, NASIL BİR YOL İZLİYOR? Ayakkabılar, kemerler, mobilyalar için ECOSAR su bazlı yapıştırıcıları geliştirdik. Sentetik ayakkabı tabanları için su bazlı vernik ürettik. Evdeki deriyi boyamanız için renkler sunuyoruz. Biz hazırız, istemeniz yeterli! TÜRKİYE ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞINA DUYARLI ÜRÜNLER PAZARINDA KENDA FARBEN ÜRÜNLERİ VE PALAMUT GROUP SİZCE NEREDE? Bazı uluslararası ayakkabı şirketleri, dünya çapındaki tedarikçilerden solventsiz imal edilmiş ayakkabı sağlamalarını istiyor. Herkesi çevreye duyarlı ürün almaya davet ediyoruz. Böylece büyük markalar, üreticilerden solvent kullanımını azaltmaya yönelik sertifika soracaklardır. Kenda Farben ve Palamut Group sizin ortağınız olacaktır. ARTIK DÜNYANIN HER YERİNDE TEDARİKÇİLERDEN SOLVENTSİZ ÜRÜN İSTeyenler var. BİRAZ DA SİZDEN BAHSEDELİM. SIKI BİR GOLFÇÜ OLDUĞUNUZU DUYDUK! 25 yıl önce bazı arkadaşlarım beni bir golf kulübünde kahvaltıya davet ettiler. Onları oynarken gördüm. Bende merak uyandırdı, denemek istedim ve o zamandan beri golfçüyüm. BU SPORU OKURLARIMIZA TAVSİYE EDER MİYDİNİZ? Golf bana konsantrasyonumu artırmada ve uzun süre muhafaza etmede, riske girmeden stratejik kararlar almamda yardımcı oldu. Bu sporun harika bir okul olduğunu ifade etmeliyim! DUYDUĞUMUZA GÖRE KAYAK DA YAPIYORMUŞSUNUZ. FAVORİ KAYAK MERKEZLERİNİZ HANGİLERİ? Çok uzun zamandan beri kayak yapıyorum. Alp dağları harika kayak merkezleri ile kayak yapmak için mükemmel. Şahsen kayak yapmak için MilkyWay veya SellaRonda gibi büyük kayak bölgelerini tercih ediyorum. Beğendiğim kayak merkezleri arasında şüphesiz birinci sırada araç trafiğine kapalı ve harika yokuşlara sahip Zermatt (Matterhorn) geliyor. DENİZE AÇILMAYI DA SEVDİĞİNİZİ ÖĞRENDİK! TEK BAŞINIZA MI YOKSA EKİPLE Mİ AÇILMAYI TERCİH EDİYORSUNUZ? Tekne dümeninde olmayı seviyorum. Ayrıca, arkadaşlarımla açılmak ve denizin heyecanını paylaşmak kadar güzeli yok. Dalmaçya sahili yüzlerce adası, yunus balıkları ve rengarenk doğasıyla tercih ettiğim ve tavsiye edebileceğim bir yer. ONCA İŞ YOĞUNLUĞUNUZ ARASINDA BÜTÜN BU SPOR FAALİYETLERİNE ZAMAN AYIRMAYI NASIL BAŞARIYORSUNUZ? Tek çabam aktif olmak, doğayla iç içe olmak ve bu özgür dakikaların tadını çı- karmak. Öğle arasında golf oynuyorum. Kışın hafta sonları kayıyorum ve yaz tatillerinde denize açılıyorum. kez ziyaret ettim. Özellikle güzel sahil şeridinde tatil yapma imkânları yakaladım. PEKİ YA TÜRK YEMEKLERİ? TÜRK MUTFAĞINDA DENEYİP SEVDİĞİNİZ YEMEKLER VE TATLILAR VAR MI? Türk mutfağı, dünyanın önemli mutfaklarından biri. Bu bölgenin uzun tarihini yansıtıyor. Ben özellikle kebapla beraber sofranızdaki çok çeşitli taze sebze seçeneklerini seviyorum. Tatlılardan Cezerye ve Lokum favorilerim. KİTAPLARLA ARANIZ NASIL? OKUMAYA FIRSAT BULUYOR MUSUNUZ? İşimden dolayı çok sık seyahat ediyorum. Uçarken kitap okumaya bayılırım. Gençlik kitapları yazan klasik ve çağdaş yazarları okumayı tercih ediyorum. FUARLAR DIŞINDA TÜRKİYE’Yİ GEZME FIRSATINIZ OLDU MU? TÜRKİYE’DE NERELERİ ZİYARET ETTİNİZ? Türkiye’yi biliyorum ve seviyorum, pek çok SON OLARAK OKUYUCULARIMIZA İLETMEK İSTEDİĞİNİZ BİR MESAJINIZ VAR MI? KENDA FARBEN DO YOU RECOMMEND THIS SPORT FOR OUR READERS? Golf has assisted me in increasing my concentration and maintain it for a long time, taking strategic decisions without any risk. I must admit that this sport is a perfect school! ACCORDING TO WHAT WE HAVE HEARD YOU SKI. WHAT ARE YOUR FAVORITE SKI CENTERS? I have ski for a long time. Alps are perfect with its wonderful ski centers. I prefer big ski areas like MilkyWay or SellaRonda. Zermatt (Matterhorn) which is auto-free and has perfect slopes comes first in the ski centers that I prefer. ‘’CONSIDERING ITS STRATEGIC POSITION TURKEY IS A VERY ATTRACTIVE COUNTRY FOR THE SECTOR IN QUESTION’’ HOW HAS BEEN KENDA FARBEN AND PALAMUT GROUP PARTNERSHIP ESTABLISHED? Turkey is the greatest manufacturer of shoes and leather products as well as Italy in Europe. Its transit position between Europe and Asia makes Turkey is a strategic country. Kenda Farben has selected Palamut Group as best possible partner based on its existence, competitive position and farsightedness. HOW DO YOUS ASSESS TURKEY’S CURRENT MARKET POSITION? Turkey is leading most competitive markets since it is a place where technical possibilities and low costs are combined and has a strategic position between Asia and Europe. 85% of global shoe manufacturing has been carried out in Asia. Europeans are the most important importers of quality shoes and leather products. Thus Turkey is a very attractive country on the basis of sector since it is located at a passage, which may meet everyone’s need. HOW DO YOU DIFFERENTIATE KENDA FARBEN IN THE INCREASING COMPETITIVE CONDITIONS? Kenda Farben supplies the chemicals required in shoe and bag industries and has global products. First of all we are expert in chemicals and leather products. Fashion is our greatest passion! Our duty principle is to satisfy our customers by offering innovative solutions from prototype stage and wide scale production all around the world and our principle is substantial quality and quantity. EĞER GENÇ İŞ ADAMLARINA BİR TAVSİYE VERECEK OLSAYDINIZ BU NE OLURDU? İşlerinden keyif alabilmeleri ve tatmin olmaları için dürüst olmalarını, sağlıklı ve güçlü hayat prensiplerine sahip olmalarını, açgözlü olmamalarını, dinlemelerini, iletişim kurmalarını, hatalarını anlamalarını ve seçimlerini savunmalarını öneriyorum I saw them while they were playing. It aroused my interest, I wanted to try it and I have been a golfer since then. MARCO BARBIC HI! COULD YOU BRIEFLY DESCRIBE YOURSELF AND YOUR COMPANY FOR OUR READERS PLEASE? Kenda Farben S.P.A. is a corporation which is originated from Italy and manufactures chemicals for shoes and leather products. It has been established in 1963 at Garlasco called as the developing center of shoe-making area in Vigevano. Company has been certified by ISO 9001 and manufactured both water-based and solvent-based adhesives, shoe shines and all kinds of paints used in the manufacture of shines and shoes, bags and belts. Kenda Farben is a multinational family corporation, performs its activities directly in 6 countries and has an effective distribution covering 90 countries. Burada yaptığım işten memnun kaldım ve Türkiye’deki ortaklarımızı müşteri olarak değil beni ailemle beraber dinlendiren, rahatlatan zamanlar geçirdiğimiz arkadaşlarım olarak görüyorum. GLOBAL ECONOMY IS QUITE UNSTEADY. WHAT ABOUT 2013 FOR KENDA FARBEN? As a global firm, Kenda Farben is present in every area related to shoe manufacturing. Thanks to our global investments in 1990s and 2000s we have been positioned to meet the demands of markets. Our customers are not surprised when they see Kenda Farben products with same popularity and reputation while entering in a country for shoe manufacturing. As Kenda Farben we have obtained a growing rate with double digits and thus we have developed to same extent in other countries. But total market preserves its stability. Our sector is quite conservative. Only question asked frequently is “How much will I pay per a kilogram?”. Answer is simple but does it respond to your problems? First stage of the question of your customer; ”How much is a pair?” While a pair of shoes is manufactured, 60 gram of adhesive, 4 gram of wax and varnish are used and 12 gram of varnish is applied to sole. We have gathered halfway. “ How long should I use to economize it? “, “How much is a pair of shoes?” Products with same quality may be obtained with 30 gram of water-based adhesive, halftime spraying and less waste and furthermore it is not necessary for your workers to inhale these solutions. You may use 0.1 gram of wax at natural price and preserve the shoes brilliantly for a long term and use of 5 gram of black liquid may enable them to remain brilliant while preserving them in their boxes. You may apply one-half quantity of matting water-based varnish to the soles without contaminating them and losing solution for revitalizing them. Is it hard to discover this innovation? We will ask the next question to our customers: “How much more shoes can you sell thanks to our support?” EVERYWHERE AROUND THE WORLD, PRODUCTS wıthout solvent ARE MORE ıN DEMand. WHAT ABOUT YOUR TARGETS IN 2014? To increase our share with new products and to carry out new developments especially with environment-friendly products are primary in our targets and goals for 2014. WHAT ABOUT THE INVESTMENT POLICY AND ROAD MAP OF KENDA FARBEN CONCERNING THE ENVIRONMENT AND HUMAN HEALTH? We have developed ECOSAR water-based adhesives for shoes, belts and furniture. We have manufactured water-based varnish for synthetic sole. We have offered colors to you to paint the leather products at home. We are ready, just request it! DO YOU HAVE ANY PLAN TO OPEN UP TO NEW AREAS OR NEW MARKETS? We are in cooperation with Palamut Group for the emission of Kenda Farben products all around Turkey. Water-based adhesives become a necessity for shoes and bags/belts and accordingly we act. Water-based varnish constitute little but developing market for sole. We have products for the matter involved. Frequent visits made by Italian Technicians to Turkey constitute another successful attempt… We have witnessed that smart solutions produced by technical staff are liked by our customers rather than employing sellers. We have obtained final solutions related to shoe in fairs and exhibitions. We support our customers in selling their collections and maintaining their production at high quality. WHAT ABOUT THE POSITION OF KENDA FARBEN PRODUCTS AND PLAMUT GROUP IN THE MARKET OF HUMAN HEALTH AND ENVIRONMENT FRIENDLY PRODUCTS IN TURKEY? Some international shoe firms want worldwide suppliers to sell the shoes manufactured without solvent. We invite everybody to purchase environment friendly products. In this way big brands require manufacturers to submit their certificates on the decrease of solvent usage. Kenda Farben and Palamut Group will be your partner. LET’S TALK A LITTLE BIT ABOUT YOU. WE HEARD THAT YOU ARE A RIGOROUS GOLFER! Some friends invited me to play golf 25 years ago. CONSIDERING THE CURRENT ERA, HOW ARE THE BUSINESS STRATEGIES CHANGING? 9 WE HAVE HEARD THAT YOU LIKE SAILING! DO YOU PREFER TO SAIL ALONE OR WITH A TEAM? I like steering. Furthermore it is quite pleasant for me to sail with friends and to share the excitement of sea with them. Dalmatia coast with hundreds of islands, dolphins and multicolored nature is a place that I have preferred and may recommend. HOW YOU CAN ALLOCATE TIME FOR YOUR SPORTIVE ACTIVITIES OTHER BESIDES SUCH WORK LOAD? WHAT IS YOUR SECRET? There is no secret. My single effort is to be active, to commune with mother nature and to enjoy these free minutes. I play golf at lunch break. I ski at the weekends in winter and sail in summer vacations. ARE YOU GOOD WITH BOOKS? DO YOU FIND ANY OPPORTUNITY TO READ? I travel frequently because of my job. I love reading while flying. I prefer to read the works of classical and modern authors writing juvenile books. HAVE YOU EVER VISITED TURKEY EXCEPT FAIRS? WHERE HAVE YOU VISITED IN TURKEY? I know and love Turkey, I have visited many times Turkey. Especially I had some opportunities to spend my holiday at the beautiful coastline. ARE THERE ANY FOODS AND DESERTS THAT YOU HAVE TRIED AND LIKED IN TURKISH CUISINE? Turkish cuisine is one of the most important cuisines of the world. They reflect the long history of this region. I like especially various fresh vegetable options as well as kebabs. Cezerye and Turkish delight are my favorites as deserts. DOU YOU HAVE ANY MESSAGE FOR OUR READER? I am very glad for the business herein and I regard my partners in Turkey as not my clients but my friends with whom I experience the times relaxing and resting me together with my family. IF YOU HAD ANY RECOMMENDATION FOR YOUNG BUSINESSMEN, WHAT WOULD IT BE? I recommend them to be honest and to have sound and strong life principles, not to be rapacious, to listen and communicate and to understand their mistakes and to defend their selections in order to enjoy and to be satisfied by their business MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 MART PALAMUT GROUP BÜLTEN BULLETIN • MARCH 2014 GEZİ TRAVEL MAKALE ARTICLE Bİnalar, Makİnalar ve İNSANLAR TARİHİN VE LEZZETİN İZİNDE... MILANO Görkemli Roma ve Floransa’nın yanında İtalya’nın finans ve moda merkezi Milano’nun çoğu kez lafı edilmez. Oysa 7,5 milyon nüfusa sahip olan bu Avrupa şehri, huzur dolu kanalları, muhteşem restoranları ve alışveriş rotalarıyla birkaç güzel gün geçirmek için ideal bir kaçış noktası olabilir! FOLLOWING THE HISTORY AND TASTE… COMPARED TO MAgnificent rome AND FLORENCE, Italy’s financial and fashion centre Milan IS USUALLY UNDERRATED. However this European city with a population of 7.5 million may be an ideal getaway spot for spending a few nice days with its peaceful channels, fabulous restaurants and shopping routes! DUOMO KATEDRALİ Şehrin kalbinde yer alan katedral Milano için sadece tarihi bir yapı olmaktan çok fazlası. Adeta yer ve zaman Duomo’ya göre ölçülüyor. La Scala’ya mı gideceksiniz? Milanolular için cevap ‘Duomo’dan 2 dakika mesafede!’ Son Yemek tablosunu mu görmek istiyorsunuz? ‘Duomo’dan 10 dakika yürü, ordasın!’ Yapımına 1386 yılında başlanan katedral, 500 yıl sonra ancak tamamlanabilmiş. Dünyanın en büyük gotik katedrali olan Duomo’nun çatısına çıkarsanız şehrin ve Alp dağlarının nefis manzarasıyla karşılaşacaksınız. QUADRILATERO D’ORO Nam-ı diğer Altın Dikdörtgen, Milano’daki bütün haute-couture mağazalarını barındıran meydana verilen isim. Milano İtalya’nın finans merkezi olduğu kadar önemli bir moda şehri de olduğundan sokaklarında sezon defilelerinden fırlamış gibi görünen şık insanlara rastlamak çok kolay. İşte bu küçük meydan da tasarım ürünler arayanlar için bir tür buluşma noktası. Armani, Chanel, Missoni, Prada, Versace… İster alışveriş yapmak ister vitrin bakmak için olsun, siz de uğrayın! KANAL KEYFİ Kanal deyince İtalya’da akla ilk gelen yer Venedik’tir. Oysa Milano’da kanallar üzerine kurulmuş bir şehir. Ticino ve Po nehirlerini şehre bağlayan kanallarda tekne turu yapmak, şehrin tarihini ve güzelliklerini daha yakından tanımak için harika bir açık hava aktivitesi. 17. yüzyıldan yadigar iskelelere yanaşacağınız gezide, kanal boyunca sıralanan kafeleri, restoranları, minik butikleri, antikacı ve kitapçı dükkanlarını gezebilir, hele hava da güzelse unutulmaz bir gün geçirebilirsiniz. LEZZET TURU Via Sirtori’deki Rosy E Gabriele, yıllardır çizgisini koruyan bir aile restoranı. İçi pek gösterişli değil ama, nefis pizza ve makarnalarıyla eşsiz bir adres. Milano mutfağının geleneksel et yemeklerinden tatmak isteyenler ise Viale Pasubio’daki Antica Trattoria della Pesa’yı denemeli. Yemek için fazla vaktiniz yoksa Bar della Crocetta’yı öneriyoruz. 100 farklı çeşit sandviç arasında seçim yapmak zor olacak! Nefis bir bardak İtalyan kahvesi için ise istikamet Duomo Meydanı’ndaki kafeler… DUOMO CATHEDRAL QUADRILATERO D’ORO CHANNELS PLEASURE This cathedral which takes part at the heart of the city is more than being a historic structure. Nearly it is being measured the time and place according to Duomo. Will you go to La Scala? For the people of Milan the response is “It is 2 minute walk from the Duomo!” Do you want to see the table of the Last Supper? “Walk 10 minutes from the Duomo, you’re there!’ The cathedral whose building had been started in 1386 was completed hardly after 500 years. If you take on the roof of the Duomo, you will meet with stunning views of the city and Alpine mountains. Also known as the Golden Rectangle, this is the name given for the square that holds all the haute-couture shops in Milan. It is very easy to encounter the chic people who appear as shot out from their fashion show in the streets of Milan as Milan is an important fashion city as much as it is Italy’s financial centre. Here a kind of meeting point for those searching design products in this small square. Armani, Chanel, Missoni, Prada, Versace… Whether you want to shop whether you want to look at showcase you also stop by! It is Venice that comes to mind firstly when it is said Channel. However Milan also is a city that was founded on the channels. Making a boat trip on these channels that link Ticino and Po rivers to the city is a wonderful fresh air activity for recognising closer the city’s history and beauty. You may tour cafes, restaurants, tiny boutiques, antique shops and bookstores that range along the canal, and especially if the weather is fine you can spend an unforgettable day. Rosy E Gabriele that is in Via Sirtori is a family restaurant that has been maintaining its quality for many years. An exquisite address with its delicious macaroni and pizza, although it’s interior is not so flashy. If you like to taste traditional meat dishes of the Milan cuisine you must go to Antica Trattoria della Pesa, in Viale Pasubio. We propose you Bar della Crocetta that transforms even a sandwich into an artwork if you do not have much time to eat. And finally, visit Duomo Square for a delicious cup of Italian coffee. 10 TASTE TOUR FUTBOL SEVDASI San Siro stadyumu, futbol fanatikleri için adeta kutsal bir yer! 85 bin seyirci kapasiteli stadyum dünya futbolunun en güçlü takımlarından AC Milan ve FC Internazionale’nin ortak stadı. Bu 2 güçlü rakibin unutulmaz karşılaşmalarına tanıklık eden yapıyı ve müze kısmını gezerseniz sadece takımların tarihi hakkında değil dünya futbolu hakkında da pek çok ilginç bilgiye, futbolcu heykellerine ve anı değeri yüksek kişisel eşyalara rastlayacaksınız. FOOTBALL AMBITION San Siro stadium is nearly a sacred place for football fanatics! It is a joint stadium of AC Milan and FC Internazionale which are those of the strongest teams in world football and it has the capacity of 85 thousand spectators. You will meet not only the information about the history of their teams but also the interesting much information about the world of football, footballer sculptures and personal goods whose memory value is high if you trip the structure and museum section that witness the unforgettable matches of these two competitors. Ülkemizde memuriyetin ve sigortalı bir işin önemi her zaman abartılmıştır. Hatta öyle ki otuz, otuz beş yıl öncesine kadar, esnafa hatta tıp doktorları hariç serbest çalışana kız verilirken; değil iki, üç kez düşünülürdü. Halen bile ev kuracak insanda aranılan önemli(!) iki kriter; evinin ve arabasının olmasıdır… Güvenlik bildiğimiz gibi, temel fizyolojik ihtiyaçlardan hemen sonra gelen ve olmayışı ciddi rahatsızlıklar yaratabilen bir ihtiyacımızdır. Ancak bu ihtiyacı fazlaca hissediyorsak; bilmeliyiz ki, yeterince güçlü, hayata karşı hazırlıklı ve öz güvenli değiliz demektir. Güven arayan insanların pek çoğu, kendilerinden çok başka birilerine dayanmak, inanmak, güvenmek isteyenlerden çıkmaktadır. İş hayatına dönecek olursak; iş yaşamında bile, bu eğilim kendisini göstermektedir. Beni her zaman hayrete düşürmüş olan durum ise, müteşebbis ruhları, dolayısıyla özgüvenleri kanıtlanmış olan pek çok iş sahibi yani, patronun bile gerek evine gerek iş yerine ciddi yatırımlar yaparak, şatafatlı ve şaşaalı binalara deli paraları gömmeleridir. İşin acısı, işletmesinde nakit darboğazı çeken ve Kral Oranı olarak bilinen (ROI Oranı (Return On Investment)) giderek küçülen, çalışanlarının ücretlerini dahi kronik olarak geç ödeyen patronlar bile bu hataya düşmektedirler. Mazeret veya cevap hazırdır: “Bina en iyi yatırım. Sıkışırsam satarım…” Oysa biliriz ki; eldeki gayrimenkuller adeta yapılacak hiçbir şey kalmayıncaya dek kıyılıp satılmaz, beklenir. Satılmak istendiğinde ise, sıkışıklık nedeniyle, çoğu kez emsal bedelin çok altında fiyatla satılırlar. Öyle ki, bu iyi senaryo dahi, o yerler zaten bankalara ipotek edilmemişlerse geçerli olur! Bu durumda da; “Evet bina iyi yatırımdır. Ancak sıkıştığında satana değil, o sıkışandan alana…” sözümün doğruluğu açığa çıkar. Ben çocukken, annemin “Bir ev alalım Nazım” isteklerine, babamın şu cevabı verdiğini hatırlarım: “Ben eve vereceğim parayı, işletmemde 1-2 kez daha çeviririm. Sizleri de isterseniz bütün bir yıl, en lüks otelde yatırırım.” Bu sözü daha sonra işletme okurken de defalarca doğruladım. Çoğunlukla geçerli olduğunu gördüm. Ülkemizde, hemen hemen istisnasız yapılan bir hata var: “Bizim müteşebbisimiz, önce binalara, sonra makinalara, para ve fırsat kalırsa da insanlarına yatı- BUILDINGS, MACHINES AND PEOPLE rım yapmaktadır.” Oysa rasyonel bir müteşebbis, bunun tam aksini uygulamalıdır ve uygulamaktadır. Kısaca doğru olan, “Önce insanlara, sonra makinalara ve nihayet en sonunda da binalara yatırım yapılmalıdır.” Doğal olarak çoğu zaman özel dizayn gerektiren ve özel mülk olması daha doğru olabilen fabrika bina ve arsalarını ayrı tutuyorum. In our country the importance of a govern- In our country, the one mistake that is almost always ment job and a regular insured employment made: ‘’Our entrepreneur’s first invest in buildings, job has always been exaggerated. So much than the machines and if any money and chances are so, thirty, no even thirty five years ago, when left the people.’’ giving the hand of the daughter to a tradesman or even to a self-employed person (be- However a rational entrepreneur should and will do sides doctors); not twice but three times it was the exact opposite. In other words the right thing to thought over. Even now, the two important crite- do is, ‘’Investments should be made first to people, rias that are looked at in a person that is going to than the machines and lastly the buildings.’’ Natural- start a family are; that they own a house and a car. ly I’m excluding; Factory buildings and plots that are generally in need of private designs and are better Trust, as we all know, is a need that comes right off being privately owned. after the basic physiological needs and not hav- Peki neden, yatırımın sırası; insan, makina ve bina olmalıdır? Bunun cevaplarını aşağıda paylaşmaya çalışacağım: Bir işletmenin en değerli aktifi, bilançolarında doğrudan görülmeyen insanlarıdır. Yani personelidir. Bizler müteşebbis olarak; • Çalışanlarımıza liderlik edebiliyorsak, • Onları piyasa şartlarının altında değil, kabilse, olabildiğince üzerinde tatmin edecek ücret ve diğer alt yapıyı hazırlamışsak, • Kısaca, • Binadan önce, “İyi ücrete” • Binadan önce, “Eğitime ve personel geliştirmeye” • Binadan önce, “Liderliğe, doğru ve etkili liderlik yapmaya” • Binadan önce “Sistem kurmaya ve sisteme uymaya” kaynak ayırırsak, şikâyet etmekten kurtulur, daha da kârlı olmak için gereken profesyonel çareler ile davranışları öğrenir ve uygularız. ing it could cause a serious discomfort. But, if So then why should the investment order be: person, we feel too much of this need; we should machine, building? I will try to share these answers know that we are not strong, not prepared down below: An establishment’s most important as- for life and not self confident enough. set, which is not shown in the balance sheets, are the Most of the people who search for trust people. In other words it’s employees. We as entre- are most likely those who would rather be supported, believe, want to be trusted by others rather than themselves. preneur’s: • If we are being good leaders to our employees, • If we, as much as it’s possible, prepare suitable pay (instead of under market conditions) and other in- If we would go back to the working life; even there, this trend shows itself. The thing that surprises me the most is that, the entrepreneur spirits, in other words business owners who have proven their self confidences, the bosses, either in their own homes or in their work place use a lot of money to put immense work into making it look glam- frastructures, • In other words, • Before the building, ‘’Better Pay’’ • Before the building, ‘’Education and Employee Improvement’’ • Before the building, ‘’To be leaders, guide them towards true and effective leadership’’ orous and luxurious. The worst part is that, the • Before the building, ‘’To build the system and to bosses who go through financial bottleneck, who are adapt to those systems’’ we can allocate resource, late in payment of people who are in badly need of where it could be free of complaints and we could money and even the workers who’s pays drop be- learn and apply the professional needs and atti- cause of the ROI percentage (Return On Investment) tudes that are needed to be even more profitable. drop, fall into this mistake. The solution, to be free of the vicious cycle and to Kısır döngüden kurtulmanın ve Kral Oranını (ROI) yükseltmenin çaresi her alanda sistemli, bilgili ve bu bilgiyi uygulayacak motivasyon sahibi insan gücündedir. İnsan gücüne yapılan yatırım, • İnsanın doğru kullanılacağı, • İnsanın kaliteli ve verimli sonuçlar alacağı, • Makinaların daha doğru seçilip, kullanılmasını sağlarken; • Artan verim gösterişli olmasa da, işe en uygun olacak binaların sahibi olmayı da getirir. Gördüğüm odur ki; önce bina, kalırsa makina ve nihayet en sonunda da insana (o da bazen) yatırım yapan işletmeler; büyük ölçüde verim kaybı ile yüzleşebilmekte verimleri yavaş yavaş düşerken; ellerindeki insan gücünü de, en önce en iyilerden başlamak üzere, kaybedebilmektedirler. Their excuse or answer is ready: ‘’A building is the raise the ROI percentages, is working systematic, best investment. If later I’m in need of money I can knowledgeable and having the strength of motivated always sell...’’ However what we know, the estates people that can apply this knowledge in any field. The in their hands, until there is nothing left to do with investment done into people’s strength, them, are not sold; they wait until the very last mo- Is something that people will be used correctly, ment. When it wants to be sold, because of the hard Is something that the people will get quality and pro- times, almost always it’s sold much lower than the ductive results, imputed cost. Of course, this scenario can only be • Is something that will, provide better knowledge played out at the places that haven’t already been in choosing and using machines while; mortgaged to banks. In this situation; ‘’Yes, a building • Even though the rising production is nothing glam- is a good investment. But not when it’s sold because orous, bring forth the ownership of buildings that money is tight; When it’s taken from the one that is are right for the job. tight...’’ the truthiness to my words is understood. The thing that I see is; the establishments who invest, When I was just a child, I remember very clearly what my firstly to the building, if anything left than to the ma- father’s answer was for my mother’s wishes ‘’Let’s get a chine and lastly to the people (which is sometimes), house Nazım’’: he replied ‘’My dear Bihin, with the mon- can later on come face to face, with production loss ey I would give to a house, I could use it once or twice on huge scales and while produc- more in my business. If you also want, I could let both of tion drops little by little; they can you sleep in a luxurious hotel for an entire year.’’ I re-con- lose their man power starting firmed this saying again and again when I was studying from losing their very best ones. business management. I saw this to be mostly true. AHMET LEVENT ÖNER Uzman Eğitmen & Kıdemli Danışman Expert Instructor & Senior Consultant 11 SED Stratejik Eğitim ve Danışmanlık 20 yıldır Dünyayı ayağınıza getiriyoruz... Palamut Group temsilciğini yaptığı Dünya markalarıyla, ayakkabı yan sanayi sektöründe 20. Yılında. Bringing the world to your feet for 20 years... Palamut Group is in its 20th year in the footwear sub-industry, with the World’s leading brands it represents. 444 1 662 Palamut Group Aymakoop Sanayi Sitesi A3 Blok No:10 34306 İkitelli - İSTANBUL Tel Fax : +90 444 1 662 : +90 212 671 41 98 [email protected] www.palamutgroup.com.tr www.palamutgroup.com.tr Aymakoop Şube / Branch Gedikpaşa Şube / Branch Merter Şube / Branch Gaziantep Şube / Branch Aymakoop Sanayi Sitesi B-8 Blok No:23 34306 İkitelli - İSTANBUL Mimar Hayrettin Mah. Gedikpaşa Cami Sokak, Suat Bey İş Hanı No:16/A Beyazıt - İSTANBUL Sancaktepe Sanayi Mahallesi Sancak Sokak No: 24/B Güngören - İSTANBUL GATEM Ayakkabıcılar Sanayii Sitesi 1. Ada C Blok No:3 Şehitkamil - Gaziantep Tel Fax Tel Fax Tel Fax Tel Fax : +90 212 549 49 97 : +90 212 549 88 39 [email protected] : +90 212 458 88 40 : +90 212 458 89 58 [email protected] : +90 212 637 27 33 : +90 212 637 17 34 [email protected] : +90 342 238 10 53 : +90 342 238 10 54 [email protected]
Benzer belgeler
Bülten 03
maintaining environmental consciousness of our
business, to assist to new perspectives for all of
us with inspiration by our executives and creative minds.
Bülten 02
maintaining environmental consciousness of our
business, to assist to new perspectives for all of
us with inspiration by our executives and creative minds.
Bülten 09
Well, what kind of companies and brands are consisting your customer group?
We are able to meet wide range of customer expectations. We supply the insole for many shoe companies
like Greyder, Flo. ...
Bülten 07
inauguration. Through the project especially benevolent business man Mustafa Palamut, Palamut Group’s partners Recep Palamut, Şaban Palamut, Hikmet Gündoğdu, Hakkı Kılınç, and Abdullah Uludağ have ...
IS SYSTEMATIZING NOAH`S ARK FOR COMPANIES?
inauguration. Through the project especially benevolent business man Mustafa Palamut, Palamut Group’s partners Recep Palamut, Şaban Palamut, Hikmet Gündoğdu, Hakkı Kılınç, and Abdullah Uludağ have ...
The art of leadership
maintaining environmental consciousness of our
business, to assist to new perspectives for all of
us with inspiration by our executives and creative minds.
Bülten 06
maintaining environmental consciousness of our
business, to assist to new perspectives for all of
us with inspiration by our executives and creative minds.