zo cam `d an Türk iy e `n in ilk te sisa tyaz ılım ı
Transkript
zo cam `d an Türk iy e `n in ilk te sisa tyaz ılım ı
Diyalog iZOCAM ‹zocam'dan Türkiye'nin ilk tesisat yazılımı Temmuz Ağustos Eylül 2012 Tesisat yalıtımıyla yüzde 30 tasarruf etmek mümkün, İzocam prefabrik borular TSE Belgesi aldı, İzocam “Adım Adım Yalıtım”ı anlatıyor, İç Anadolu ve Orta Karadeniz’in üç tarihi şehrindeyiz, Kangal'ın kalbi İzocam Taşyünü ile yenileniyor 2 Temmuz - Ağustos - Eylül 2012 İZOCAM Diyalog İzoc am Yayın Organı içindekiler Yayın türü Yerel, süreli, üç aylık dergi İzocam Adına İmtiyaz Sahibi A. Nuri Bulut Yayın Sorumlusu İpek Seyh an s. 04 Röportaj Tesisat yalıtımıyla yüzde 30 tasarruf etmek mümkün s. 08 Röportaj Tesisat yalıtımı ve iklimlendirme bir bütündür s. 12 İzocam’dan Haberler İzocam “Adım Adım Yalıtım”ı anlatıyor s. 14 Röportaj İzocam’dan Türkiye'nin ilk tesisat yazılımı s. 20 Yol Hikayeleri İç Anadolu ve Orta Karadeniz’in üç tarihi şehrindeyiz s. 26 Röportaj “Sivas’ın yalıtıma çok ihtiyacı var” s. 30 İzocam Kullananlar Kangal’ın kalbi İzocam Taşyünü ile yenileniyor s. 34 Kişisel Gelişim Vücudunuzu kışa hazırlayın Yayın Kurulu Fatih Öktem, İpek Seyhan, Volkan Biçer, Betül Kılıç Danışman Dr. Kemal Gan i Bayraktar Editör Demet Şeker Akgüneş Grafik Tasarım Kadir Kaymakçı Yazışma Adresi İzocam Tic. ve San. A.Ş. Dilovası Organize Sanayi Bölgesi, 1. Kısım Dicle Caddesi No: 8 Dilovası/Kocaeli Tel: (0 262) 754 63 90 Faks: (0 262) 754 61 62 kurumsaliletisim@izoc am.com.tr Yapım Konak Medya Selahattin Pınar Cad. Cemal Sahir Sok. Polat İş Merkezi No: 29 Kat: 4-5 D: 45 Mecidiyeköy / İstanbul Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com Renk Ayrımı ve Baskı Scala Basım Yay ım Tanıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mah. Girn e Cad. Dalg ıç Sok ak. No:3 4. Lev ent / İstanb ul Tel: (0212) 281 62 00 Faks: (0212) 269 07 34 04 08 20 30 Başlarken Tesisat yazılımımızla bir ilke imza attık Dergimizin Temmuz-Ağustos-Eylül sayısında tesisat yalıtımı konusuna değindik ve İzocam’ın yeni tesisat yazılımına yer verdik. Konuyla ilgili uzman kişilerin değerli görüşlerini sizlerle paylaştık. 2 012 yılının üçüncü Diyalog Dergisi ile sizlerle birlikteyiz. Bu sayıda tesisat yalıtımı konusuna ve bu konuda hazırladığımız yazılıma yer verdik. Bir binanın ısıtılması ve soğutulması için harcanan enerjinin azaltılmasında tesisat yalıtımının önemi büyük… Çünkü, binaların ısıtma ve soğutma tesisatlarının yalıtılması ciddi oranda enerji tasarrufu sağlıyor. Bu nedenle de mekanik tesisatı oluşturan boruların, vanaların, depoların, klima kanallarının ve diğer ekipmanların uygun özellikler ve kalınlıklardaki yalıtım malzemeleriyle yalıtılması gerekiyor. Tesisatta ısı yalıtımı genel olarak, sıcak hatlarda ısı kaybını, soğuk hatlarda ise ısı kazancını önlemek için yapılır. Tesisat yalıtımıyla enerji kayıp ve kazançları dışında, hattı oluşturan boruların yoğuşma nedeniyle korozyona uğraması da önlenir. Tesisat yalıtımında kullanılacak yalıtım malzemesinde aranması gereken özellikler; ısı iletim katsayısı, buhar difüzyon direnç katsayısı, yangına dayanım, uygulama rahatlığı, korozyon riskinin az oluşu ve dayanım sıcaklığıdır. Tesisat yalıtımında ülkemizde yaygın kullanılan malzemeler; Taşyünü, Camyünü, Kauçuk Köpüğü, Polietilen Köpük olup, tesisat yalıtımı için uygun malzeme seçiminin yanında uygun yalıtım kalınlığı da, diğer bir deyişle, optimum yalıtım kalınlığının seçilmesi de önemlidir. Kullanılacak yalıtım malzemesi ve uygulama detayı tesisatın sıcak ya da soğuk olmasına göre değişir. İzocam olarak, tesisat yalıtımı yazılımında bir ilke imza attık ve enerji kayıplarını belirleyen, ihtiyaca yönelik doğru yalıtımın uygulanmasını sağlayan yeni bir yazılım geliştirdik. Bu yazılım, başta sanayide olmak üzere boru, kanal, depo gibi tesisat elemanlarındaki enerji kayıplarını analiz ederek en doğru yalıtım çözümünü sunuyor. Yazılımla, yönetmelik ve tüzüklerle belirtilen sınırlarda tesisat elemanlarındaki kayıp ile kazancın ve yüzey sıcaklıklarının değişimi tespit edilebiliyor ve tüm bunların yanı sıra; CO2 salımındaki azalma, boru içinde ya da dışında yoğuşma ve donma kontrolü gibi işlevlerin ne ölçüde gerçekleştirilebileceği de hesaplanabiliyor. Yeni tesisat yazılımımızla, sektör temsilcilerine, mühendislere ve teknikerlere yol göstermeyi amaçlıyoruz. Geliştirdiğimiz yazılımın en önemli özelliği geniş kapsamlı ve analiz yapabilen bir yazılım olması; yani yazılımın standartlarda istenen kalınlıklarda yapılan yalıtımda ve standart üstü yalıtımda kullanılabilecek alternatif malzemelerle birlikte bir dizi çözüm içermesidir. Daha önce tesisat yalıtımıyla ilgili kullandığımız yazılım, kapsamlı ve esnek kullanımlı değildi ve bu durum bizi kısıtlıyordu. Yeni bir yazılıma ihtiyacımız vardı. Bunun için de konunun uzmanlarına başvurduk. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk ve Doç. Dr. Hasan Karabay ile Makina Mühendisi Bertan Kurtuluş değerli çalışmaları ile yazılımı hazırladılar. Sektöre verdikleri bu büyük katkı için kendilerine teşekkürlerimi sunarım. Dergide ele aldığımız konulardan birisi de geçtiğimiz günlerde yayına açtığımız www.adimadimyalitim.com adresli web sitemiz… Adım adım yalıtım projesiyle, insanların yalıtımla ilgili her türlü bilgiye ulaşmalarını ve yalıtım bilincinin artmasını amaçlıyoruz. Sitede, “Yalıtım nedir ve ne işe yarar?, En doğru nasıl ve ne zaman yalıtım yaptırılır?, Yalıtım yaptırmak istiyorum ama ustam yok, nereden bulabilirim?, Yalıtım yaptırmadan önce nasıl yapıldığını görmek istiyorum” gibi soruları yanıtlıyoruz. Web sitesinin kısa sürede amacına ulaşacağına inanıyoruz. Sizlerle paylaştığımız bir diğer haberimiz de, İzocam’ın “Camyünü ve Taşyünü Prefabrik Borular”ının uyumlaştırılmış TS EN 14303 Standardı'na göre TSE Belgesi alan “boru biçimli” ilk yalıtım ürünleri olması… TSE Belgesi kapsamında yapılan deneyler ile İzocam boru ürünlerinin “A1 yangına tepki sınıfı”nı sağladıkları ve muadillerine göre önemli ölçüde yüksek ısıl direnç sağlayan ürünler oldukları belgelendirilmiş oldu. İzocam ailesi olarak bu ayrıcalığın mutluluğunu yaşıyoruz. Dergimizin bu sayısında tesisat yalıtımı konusuna yönelik olarak röportajlar yaptık. Bayındırlık Bakanlığı Binalarda Enerji Verimliliği Dairesi Müdürü Murat Bayram ile görüşerek yaptıkları çalışmalarla ilgili bilgi aldık ve tesisat yalıtımıyla ilgili değerlendirmelerini öğrendik. TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz ile Meclis’in çalışmaları ve iklimlendirme sistemiyle tesisat yalıtımının ilişkisi üzerine röportaj yaptık. Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk ile İzocam için hazırladıkları yazılımın detaylarını konuştuk. Ayrıca TTMD Başkanı Gürkan Arı ile yaptığımız röportajda, TTMD’nin tesisat yalıtımıyla ilgili yaptığı çalışmaları, malzeme seçiminin önemini ve tesisat yalıtımının enerji verimliliğine katkılarını ele aldık. Tesisat yalıtımıyla ilgili verdikleri bilgiler için Sayın Bayram’a, Sayın Poyraz’a, Sayın Arı’ya ve Prof. Dr. Öztürk’e teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu sayıda Yol Hikayeleri bölümünde ise Sivas, Amasya ve Çorum’daydık. Dergimizde dört iş ortağımız ile gerçekleştirdiğimiz röportajları bulabilirsiniz. Ayrıca Sivas Belediyesi Yapı Denetim Servisi Şefi Osman Yılmaz, Sivas İl Özel İdaresi Plan Proje Yatırım ve İnşaat Müdürlüğü Makine Teknikeri Birol Arslanhan ile Sivas’taki BEP Yönetmeliği uygulamaları üzerine gerçekleştirdiğimiz röportajları da dergimizde bulabilirsiniz. Sevgi ve Saygılarımla, A. Nuri Bulut Genel Müdür 4 Röportaj Tesisat yalıtımıyla yüzde 30 tasarruf etmek mümkün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı Başkanı Murat Bayram, “binaların damarları” olarak nitelendirdiği tesisat boru ve kanalların yalıtılması durumunda enerji kaybına neden olmadan binayla birlikte uzun yıllar görevini yerine getireceğini söylüyor. Bayram, tesisat yalıtımının aynı zamanda tesisat ömrünü de uzatacağını belirtiyor. Ülkemizin enerji ithalatı 2011 yılında bir önceki yıla göre yüzde 40,56 oranında artarak 54 milyar 113 milyon 489 bin dolara ulaştı. Enerji tüketiminde yüzde 40 oranında ticari binaların ve konutların payı var. Bu nedenle binalarda enerji verimliliğini sağlamak son derece önemli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı, ülkemizde enerji verimliliğini sağlamak ve bu konuda halkı bilinçlendirmek için çeşitli çalışmalar yapıyor. Daire Başkanı Murat Bayram, il müdürlükleri bünyesinde Enerji Verimliliği Komisyonları’nın kurulmasını hedeflediklerini, Komisyonlar aracılığıyla halkın enerji verimliliğiyle ilgili sorularını yanıtlayacaklarını söylüyor. Binalarda enerji verimliliği sağlamada tesisat yalıtımının önemine değinen Bayram, Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği’ne uygun tesisat yalıtımı yapılmaması durumunda, yüzde 30 enerji kaybının oluşacağını belirtiyor. Bayram, tesisat yalıtımına tesisat mühendisleri tarafından yeterli derecede önem verilmediğini, ancak BEP Yönetmeliği ile birlikte mühendislerin de bilinçlenmeye başladığını dile getiriyor. Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı olarak yaptığınız çalışmalardan söz eder misiniz? Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı, Avrupa Birliği uyum süreciyle birlikte Avrupa Birliği direktifleri ve 2007 yılında yayımlanan Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında Bakanlığımıza verilen yönetmeliklerin hazırlanarak yayımlanması, uygulama ve denetim süreçlerinin oluşturulması, Ulusal Enerji Verimliliği Stratejisi kapsamında farkındalıkların oluşturulması ve kamu bilinçlendirilmesi alanlarında çalışmaların yapılmasından sorumluyuz. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, 5 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girdi ve 1 Ocak 2012 tarihinden sonra yapı ruhsatı alan binaların yapı kullanım izin belgesi aşamasında Enerji Kimlik Belgesi de alması uygulaması başlatıldı. Bizim bir diğer görevimiz, 5627 sayılı kanunun 7. maddesinin hükmü olan ülkemizdeki merkezi ısıtma sistemli binalarda, ısı ve sıcaklık kontrol ekipmanlarının kullanım zorunluluğunu yerine getiren, binalarda enerji tüketim miktarına göre gider paylaşımı yapmayı sağlayan yönetmeliğin hazırlanmasıdır. Yönetmelik, ısı ve sıcaklık kontrol ekipmanlarının (halk arasında ısı pay ölçer, kalorimetre ve termostatik vana olarak bilinir) kullanıldığı binalarda, bağımsız bölümlerin kullanım miktarlarına göre enerji giderlerinin paylaşımını nasıl ve kimlerin yapması gerektiği gibi konuları ve uygulamaları içeriyor. Bu kapsamda gider paylaşımını bina yönetimleri hesaplayabilecekleri gibi Bakanlığımızdan yetki alan yetkilendirilmiş ölçüm şirketlerinden de bu hizmeti alabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta birinci olarak, bu sistemlerin kurulumunun 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereği olmasıdır. İkincisi ise Bakanlıktan yetki alan firmaların sadece gider paylaşımını yapmak için bu yetkiyi almalarıdır. Ayrıca, sektörün ve vatandaşların bilinçlendirilmesi amacıyla, kurumsal bazda ve ülke olarak bu alanda daha da gelişmek için ulusal ve uluslararası projeler üretmemiz gerekiyor. Enerji verimliliğine yönelik olarak önümüzdeki yıllarda neler yapmayı planlıyorsunuz? Enerji verimliliği gerçekten çok hassas bir konu. 2011 yılında, enerji ithalatı bir önceki yıla göre artarak 54 milyar 113 milyon 489 bin dolar oldu. Bu, aynı zamanda enerji arz güvenliği açısından da çok önemli. Enerji tüketiminde yüzde 40 oranında ticari binaların ve konutların payı var. Bu sektör, enerji ihtiyacımızı azaltabileceğimiz yaklaşık yüzde 50 potansiyeli olan bir sektör. Avrupa 2020 hedefleri arasında sıfır enerjili binalar yer alıyor. Çalışmalarımız arasında binalarımızın depreme dayanıklı olması ve bilinçli bir şehirsel büyümenin yanında, enerji etkin ve kendi enerjisini üretebilen binalar üretmek de bulunuyor. Bilindiği üzere elektriğin dağıtım ve iletim kayıpları da çok fazla. Bu nedenle, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla birlikte enerjiyi başta tasarruflu ve daha etkin nasıl kullanabileceğimizi ve tasarlayacağımızı düşünmemiz gerekiyor. Önümüzdeki süreçte; Enerji Kimlik Belgesi uygulamasının yaygınlaşması ve 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereği 2 Mayıs 2017 tarihine kadar kapsamdaki tüm binaların Enerji Kimlik Belgeleri’ni almalarını sağlamak, sistemde bu bina bilgilerini kayıt altına almak, yıllara göre yeni hedefler geliştirmek ve Enerji Kimlik Belgesi’ne yönelik denetim mekanizmalarının kurulmasını sağlamak, yine aynı kanun gereği mevcuttaki merkezi ısıtma sistemli binalarında ısı ve sıcaklık kontrol ekipmanlarının kullanım zorunluluğuyla gider paylaşım uygulamasının sağlıklı yapılabilmesi için yetkilendirilen şirketlerin denetimlerini artırmak, özellikle eğitim öğretim çağından başlamak üzere çeşitli kademedeki eğitimler için projeler geliştirmek ve çevre bilincinin de artırılması için “ulusal çevre dostu bina” kavramını geliştirmek gibi hedeflerimiz var. Bu kapsamda da yakın bir zamanda il müdürlüklerimiz bünyesinde Enerji Verimliliği Komisyonları’nın kurulması için mevzuat çalışmalarımız devam ediyor. Artık bu komisyonlar üzerinden, her vatandaşın binalarda enerji verimliliğiyle ilgili soruları yanıtlanacak, yetkilendirmeler ve denetlemeler yapılacak. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nin bugün Türkiye’deki uygulamasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? Yönetmeliğin uygulanmasında sorunlar yaşanıyor mu? Ülkemiz için yeni konuları da kapsayan yönetmeliğimizin uygulamasında özellikle kavramlar açısından yaşanan sıkıntıları aşmak için ve uygulama açısından yaşanan zorluklar göz önüne alınarak 2009 yılında kapsamlı bir revizyon yapıldı. Uygulamaya yönelik olarak gelen her türlü görüş inceleniyor ve inceleme sonucuna göre değişiklik gerekliliği olup olmadığı konusunda değerlendirmeler yapılıyor. Değerlendirmeler sonucunda mevzuat geliştirilmesi işin doğası gereği olacaktır. Yönetmeliğin teknik konularda kurallar belirlenmesinden dolayı özellikle yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesi süreçlerinde ilgili idarelerin teknik personel sıkıntılarından kaynaklanan sorunlar oluyor. Ayrıca, hiç kuşkusuz önemli bir konu olan enerjinin verimli kul- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı Başkanı Murat Bayram lanımı noktasında proje üreten tasarımcılarımızdan uygulamayı gerçekleştiren müteahhide, yatırımcımızdan yapı denetim firmalarına kadar tüm süreçlerdeki aktörlerin yeterli seviyede eğitim almaları, uygulamalarda karşılaşılan sorunların aşılması noktasında önemlidir. Yalıtım sektörü açısından da özellikle vatandaşlarımızın yanlış yalıtım uygulamaları konusunda bilinçlenmesi ve yapılacak yatırımın doğru olması adına sektörün kendi içinde disipline olması gerektiğini gözlemliyoruz. Özellikle yalıtım yapılması zorunluluğu belirtilerek, bina yönetimleri korkutulmaya çalışılıyor, bunun yerine yapılacak yalıtımın faydalarının anlatılması hem toplum bilinci hem de uygulamanın sağlığı açısından daha doğru olacaktır. BEP Yönetmeliği’nde 11. maddede tesisat yalıtımından söz ediliyor. Sizce bu madde tesisat yalıtımı için yeterli mi? Uygulamada bu maddeyle ilgili sıkıntı yaşanıyor mu? Bu madde temel gereksinimleri belirtiyor. Ülkemizde bu Yönetmelik öncesinde tesisat yalıtımları sadece yatırımcı tarafından talep edilmesi halinde belli bir kritere uymaksızın yapılan bir uygulamayken, Yönetmelik sonrasında temel kritere uygun zorunlu yapılan bir uygulama haline geldi. Tasarımcılar tarafından tesisat tasarımı ve yalıtımı; enerji tasarrufu, sağlık, hijyen ve konfor koşulları da göz önüne alınarak yapılmak zorundadır. Bu da hem tasarımcı hem de yatırımcı açısından konunun öneminin kavranmasını sağladı. Uygulama denetim kısmı yapı denetim firmaları ve yerel yönetimlerin sorumluluğunda kalıyor. Uygulama sıkıntıları, genellikle uygulamanın doğru yapılmaması ve konu hakkında uygulayıcıların bilgili olmamasından kaynaklanıyor. Projelendirme ve uygulama arasındaki uyumsuzluklar sorunlara neden oluyor. Bu nedenle eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları çok önemli. Eğer yeterli eğitim verilirse ve bilinç oluşursa, uygulamalar da sorunsuz olur ve istenilen hedefe ulaşır. Enerji verimliliğinde tesisat yalıtımının önemi nedir? Tesisat yalıtımının Enerji Kimlik Belgesi’ne etkisi nedir? BEP-TR yazılımında hesaplama metodolojisinin de yer aldığı kanallar ve borulama sistemlerinin yalıtımıyla ilgili hesaplamalar bulunuyor. İlgili uluslararası standartlarda da belirtildiği gibi tesisat kayıpları önemlidir ve hesaplamalarda değerlendirilir. Bu kapsamda da Bina Enerji Performansı Hesaplama Yöntemi’nde de tesisat yalıtımlarıyla ilgili hesaplar yapılıyor. Söz konusu bina enerji performansı olduğu için tesisat yalıtımlarıyla ilgili her boru ve kanal için yalıtım malzemesi ve kalınlıklarıyla ilgili sorular yer almıyor, standartlara uygun olarak yalıtımla ilgili Yönetmeliğe uygun tesisat yalıtımının olup olmadığına bakılıyor. Dolayısıyla özellikle enerji taşıyan boru ve kanal hatlarının uzun olduğu binalarda tesisat kayıplarının önemi artıyor. Tesisat yalıtımı Yönetmelikteki kurallar göz önünde bulundurularak yapılan binalarla, tesisat yalıtımı uygulamada iyi yapılmamış binalar arasında gerek enerji verimliliği, gerekse tesisatın ömrü açısından ne gibi farklılıklar vardır? Özellikle ısı ve sıcaklık kontrol ekipmanlarının kullanımıyla gündeme gelen konulardan biri de sistem enerji kayıplarıdır. Bu kayıplar yine, 6 Röportaj gider paylaşımıyla ilgili yönetmelikte ve uluslararası ölçümleme yapılan uygulamalarda gözlemlenen sonuçlara göre bina enerji tüketiminin ortalama yüzde 30’luk dilimi içinde hesaplanıyor. Yani Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne uygun tesisat yalıtımı yapmazsak, enerjimizin yüzde 30’luk dilimini kayıp enerji olarak değerlendirebiliriz. Tesisatta yapılacak yalıtımla bu oran ciddi anlamda düşürülecektir. Merkezi Gider Yönetmeliği sayesinde yenilenen tesisatlara uygulanan yalıtımlı ve kurallarına uygun seçilmiş ekipmanlarla enerji tasarrufu ve verimliliği sağlanıyor. Tesisat yalıtımının bugün Türkiye’deki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapılması gerekenler, eksikler neler? Tesisat yalıtımının önemi maalesef ülkemizde sayısı çok az olan konunun uzmanı mühendislerimiz dışında pek bilinmiyor. Bina yalıtımı uygulaması aslında 1980’li yıllara dayanıyor olsa da, son 2, 3 yıldır toplumda bu konuda bilinçlenme başladı. Tesisat yalıtımına henüz tesisat mühendislerimiz tarafından yeterli derecede önem verilmediği düşüncesindeyim. Ancak özellikle BEP Yönetmeliği ile birlikte mühendislerimizde de bilinçlenme başladı. Bu bilinçle, Yönetmeliğin zorlayıcı hükmü bir araya geldiğinde yatırımcılarımız da bu uygulamanın önemli olduğu gerçeğini görüyorlar. Bu uygulamaların sağlıklı yapılabilmesi için en önemli olan konu, tesisat yalıtımının projelerde detaylı, uygulamacıya ve denetçiye kolaylık sağlayacak şekilde yer almasıdır. İkinci önemli konu ise, yapı denetim firmalarının denetçilerinin konu hakkında bilgiye ve deneyime sahip olmalarıdır. Bu konular aşıldığında, binalarımızın damarları olarak nitelendirebileceğimiz tesisat boru ve kanalları, enerji kaybına neden olmaksızın binalarla birlikte uzun yıllar görevlerini yerine getireceklerdir. Yani yapılacak tesisat yalıtımı aynı zamanda tesisat ömrünü de uzatacaktır. Türk toplumunun enerji verimliliği ve yalıtım konularına yaklaşımını nasıl buluyorsunuz? Bu konularda bilinçlenme söz konusu mu? Toplum olarak, hayatımız için çok önemli olan binalarımız konusunda yapılacak her türlü uygulama öncesinde çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. Ancak insanlar uzmanlara başvurup sordukları sorulara farklı yanıtlar alınca, söz konusu uygulamayı sorguluyor ve o uygulamadan uzak durmaya başlıyor. Bu durum, yalıtım konusunda da bu şekilde oluyor. Yalıtımla ilgili yanlış bilgi veren kişiler yüzünden bina yönetimleri uygulamadan kaçıyorlar. Bakanlık olarak bize ulaşan bina sahiplerine ve yöneticile- rine, uygulama için TS 825 Standardı'nın dikkate alınması gerektiğini söylüyor, uygulama yapacak firmalardan da özellikle yalıtım kalınlığı ve kullanılacak yalıtım malzemesiyle ilgili standarda uygun yalıtım raporunun oluşturulmasını istemelerini tavsiye ediyoruz. Son dönemde bu uygulamanın da arttığını bize gelen geri bildirimlerden gözlemliyoruz. Bu konuda toplumda bir farkındalık oluştu, bina sahipleri ya da yöneticileri bu konunun önemine vakıf oldular. Ayrıca, Enerji Kimlik Belgesi uygulaması da bu konunun anlaşılmasını sağladı. Son yayınlanan Yönetmelikler ve katıldığımız seminerler, konferanslar ve eğitimlerde halkın bilinçlenmesine katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Artık son tüketici, gerek bina yalıtımının, gerekse tesisat yalıtımının faydalarını biliyor. Mevcut bina sahipleri ve yeni ev alacaklar bu konuyu araştırıyorlar. Enerji Kimlik Belgesi uygulaması sonrasında bilindiği gibi mevcut binaların 2 Mayıs 2017 tarihine kadar Enerji Verimliliği Kanunu gereğince belgelerini almaları zorunluluğu söz konusu. Edindiğimiz bilgilere göre yaklaşık 2 bin 700 mevcut bina Enerji Kimlik Belgesi’ni gönüllü olarak aldı. Bunlardan yaklaşık yüzde 88’i yalıtım yaptıktan sonra belgeyi almayı tercih etti. Bu da EKB uygulamasından kaynaklanan bilinçlenme olarak değerlendirilebilir. İzocam'dan Haberler İzocam Isı Yalıtım Zirvesi’ne katıldı İZODER’in düzenlediği “Isı Yalıtımı Zirvesi”ne, konuşmacı olarak İzocam Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem katıldı. Enerji tasarrufu, doğru malzeme seçimi ve haksız rekabet konularına değinen Öktem, ülkemizde yalıtımın önündeki en büyük engelin düşük yalıtım kalınlığı olduğunu söyledi. Ülkemizde yalıtım bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapan İZODER, Cevahir Kongre Merkezi’nde 27 Eylül tarihinde “Isı Yalıtımı Zirvesi”ni düzenledi. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün katkılarıyla yapılan zirvede, İzocam da sponsor olarak yer aldı. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Belediye çalışanları ve sektör temsilcilerinin bulunduğu yaklaşık 400 kişinin katıldığı “Isı Yalıtımı Zirvesi”nde, sektörün en önemli başlıklarından olan doğru ve kaliteli yalıtım, yalıtım uygulamalarında kullanılan kalınlıklar, enerji verimliliği için ısı yalıtımı, haksız rekabet ve yalıtım sektöründe denetim gibi konular ele alındı. Zirvede açılış konuşması yapan İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, ülkemizde ve dünyada giderek önem kazanan kıt kaynakların verimli kullanımı sorununun, enerji verimliliğinin önemini artırdığını söyledi ve binalarda enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun en önemli yapı taşının ısı yalıtımı olduğunu belirtti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yrd. İrfan Uzun zirvede yaptığı konuşmada, günümüzde yapıların sürdürülebilir ve enerji verimli olması gerektiğini, sağlıklı yapılaşmanın temelinde kaliteli malzemenin yattığını ve bu yönde Bakanlık olarak gerekli yasal düzenlemelerin yanında denetim alanında gerekli çalışmaları yaptıklarını dile getirdi. Bloomberg HT Genel Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Kerem Alkin ise konuşmasında, küresel ölçekte ekonomik ve sosyal gelişmelere değinerek, gelecekte enerji verimliliğinin öneminin daha da artacağını ve ülkelerin bu alanda mutlaka önlem alması gerektiğini belirtti. Öktem: “Yalıtımın önündeki en büyük engel yalıtım kalınlığıdır” İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç'ın moderatörlüğünü yaptığı, “Isı Yalıtımında Doğru Malzeme Seçimi, Isı Yalıtımında Yanlış Malzeme Algısı ve Bunun Sonucu Oluşan Haksız Rekabet ve Çözüm Yolları” panelindeki konuşmasında Fatih Öktem, yalıtımın insanın örtünme ve korunma ihtiyacıyla başlayan bir olgu olduğunu, insanın en temel hakkı olan konfor şartlarını yakalamak için yalıtımı Batı’daki gibi uygulamak zorunda olduğumuzu söyledi. Ülkemizde 2000’li yılların başlarında 2 milyon metreküp olan yalıtım pazarının bugün 12 milyon metreküp olduğunu belirten Öktem, bu büyümenin iyi gibi göründüğünün, ancak ABD ve Avrupa’nın çok gerisinde olduğumuzun altını çizdi. Öktem, ülkemizde 2011 yılı enerji maliyetinin 55 milyar dolar olduğunu söyledi ve ekledi: “Bütün binaların TS 825 kurallarına uygun yalıtılması mın önündeki en büyük engelin yalıtım kalınlığı olduğunu belirten Öktem, çeşitli ticari kaygılarla hiçbir hesaba dayanmayan yalıtım kalınlıklarının kullanıldığının altını çizdi. Öktem konuşmasının sonunda, “Daha fazla yalıtım uygulamaları yapmamız, doğru malzemeyi doğru hesap yöntemiyle kullanmamız, akustik ve yangın kaygılarına da çözüm geliştirmemiz gerekiyor. Yalıtımı baştan sağma yapmak ne ülke ekonomisi, ne de tüketicinin ekonomisi açısından doğru bir çözüm değil” dedi. Fatih Öktem durumunda yılda yaklaşık yüzde 50-60 oranında tasarruf etmek mümkün. Bu da yıllık yaklaşık 15 milyar dolar tasarruf anlamına gelir.” Isı yalıtımı yaparken nelere dikkat edilmesi gerektiğine değinen Öktem, bu konuda yapılan en büyük hatanın, Erzurum ve İzmir gibi farklı iklim şartlarına sahip şehirlerde aynı kalınlıkta yalıtım ürünlerinin kullanılması olduğunu açıkladı. Öktem, doğru malzeme seçiminden de söz etti. Şu anda ülkemizde yalıtı- Moderatörlüğünü İZODER Başkanlar Kurulu Başkanı Sedat Arıman’ın yaptığı, “Isı Yalıtımı Sektöründe Malzeme ve Uygulamada Denetim ve Gözetim” başlıklı ikinci panelde, Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Genel Başkanı Hüseyin Kaya, Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yrd. Havva Deliismail, Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Yapı Malz. Daire Bşk. Yusuf Dülber ve İstanbul Çevre Konseyi’nden Zafer Murat Çetintaş konuşmacı olarak yer aldı. Üçüncü ve son panelde ise, “Enerji Verimliliği İçin Isı Yalıtımı ve Enerji Kimlik Belgesinin Yaygınlaştırılması” konusu ele alındı. Moderatörlüğünü YTÜ Makina Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Heperkan’ın yaptığı panele konuşmacı olarak, İstanbul Küçükçekmece Belediye Başkanı Dr. Aziz Yeniay, Makine Mühendisleri Odası Başkanı Ali Ekber Çakar, ÇŞB Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Bayram, TTMD Genel Koordinatörü Hakkı Buyruk ve İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen katıldı. 8 Röportaj Tesisat yalıtımı ve iklimlendirme bir bütündür TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, ısıtma, soğutma, havalandırma, yangın gibi emniyet gerektiren her türlü tesisatın yalıtılmasının gerekli olduğunu söylüyor. Doğru şekilde uygulanan tesisat yalıtımının, ısı kayıp ve kazançlarının önlenmesini sağladığını belirten Poyraz, yalıtımın sistemin daha rahat çalışmasını ve çevreye daha az salım olmasını sağladığını ifade ediyor. TOBB İklimlendirme Meclisi, ısıtma, soğutma, havalandırma, tesisat ve ekipmanlarıyla klima sistem ve ekipmanları alanında faaliyet gösteriyor. Meclis, bu alanlarda raporlar ve yayınlar hazırlıyor, çeşitli projeleri hayata geçiriyor. “Türkiye İklimlendirme Meclisi 2011 Sektör Raporu” ve “Dünya İklimlendirme Sektörü İthalatı Raporu” bu raporlar arasında yer alıyor. Ayrıca İklimlendirme Meclisi, üzerinde çalıştığı “İklimlendirme Meslek Standartları ve Mesleki Teknik Eğitim Çalışmaları”na yalıtım uygulamalarını da dahil ederek, yalıtım uygulamalarını meslek haline getirdi. İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, yalıtımsız bir iklimlendirme sisteminin düşünülemeyeceğini söylüyor. Bina ve tesisat yalıtımını sektörlerinin ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini belirten Poyraz, “Bir binaya ne kadar verimli tesisat koyarsanız koyun, yalıtım yoksa verimlilik sağlayamazsınız” diyor. Poyraz, yalıtımsız tesisatın; o tesisatın bağlı olduğu enerji üretim cihazının daha fazla çalışması, daha fazla enerji tüketmesi ve ömrünün kısa olması anlamına geldiğinin altını çiziyor. TOBB İklimlendirme Meclisi’nin yapısından söz eder misiniz? Bildiğiniz gibi İklimlendirme Meclisi, kanunlarla kurulan ve TOBB bünyesinde faaliyetlerini sürdüren 59 sektör meclisinden biridir. Meclisimizin temsil ettiği iklimlendirme sektörü ürün ve hizmet yelpazesi açısından oldukça geniş bir sektördür. Isıtma, soğutma, havalandırma, tesisat ve ekipmanlarıyla klima sistem ve ekipmanlarını kapsayan büyük bir aileyiz. Bu nedenle meclisimizin bünyesinde sektörümüzün tüm organları temsil ediliyor. ISKAV (Isıtma, Soğutma, Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı), İSKİD (İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği), ESSİAD (Ege Soğutma Sanayicileri ve İşadamları Derneği), DOSİDER (Doğalgaz Sanayicileri ve İşadamları Derneği), İZODER (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), SOSİAD (Soğutma Sanayi İşadamları Derneği), TTMD (Türk Tesisat Mühendisleri Derneği), MTMD (Mekanik Tesisat Müteahhitleri Derneği), İSEDA (İklimlendirme ve Soğutma Eğitim Danışma ve Araştırma Derneği) ve İSİB (İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği) meclisimizin iskeletini oluşturan kuruluşlarımızdır. Birlik ve beraberlik içinde sektörümüz mensuplarının talepleri, sorunları ve çözüm önerilerine yönelik başarılı çalışmalar yapıyoruz. Başarımızı, sektörümüzün örgütlerinden aldığımız güce, desteğe borçluyuz. Yaptığınız çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz? İklimlendirme Meclisimiz, bugüne kadar pek çok başarılı çalışma yaptı, sektörün nabzını doğru tuttu ve kamu nezdinde etkili istişarelerde bulundu. Meclisimizin yoğun bir çalışma temposu var. Sektörümüzü 2023 yılına taşıya- cak olan hedeflerimizi ve stratejilerimizi belirledik. Bu bilgileri tek bir çatı altında toplayarak “İklimlendirme Sektörü Hedefler ve Stratejiler” çalışmasını yayınladık. Ayrıca iklimlendirme sektörünü, sektör tanımından ürün gamına, istihdamdan dünya pazarlarındaki konumumuza kadar anlatan “Türkiye İklimlendirme Meclisi 2011 Sektör Raporu”nu yayınladık. Çok geniş kapsamlı hazırlanan raporumuzu tüm mensuplarımıza ulaştırdık. Sektör ihracatımızı artırmak ve dünya pazarlarında etkinliğimizi artırmak amacıyla, dünya iklimlendirme ithalatlarını mercek altına alan bir rapor hazırladık. “Dünya İklimlendirme Sektörü İthalatı Raporu” ile mensuplarımızın ufkunu genişletmeyi amaçladık. Bu yıl İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği öncülüğünde 10 ülkeye ticari heyet gönderdik. Bundan sonra dünyanın dört bir yanındaki projelerde daha fazla Türk iklimlendirme ürünleri göreceğiz. Hem iklimlendirme hem de yalıtımı çok yakından ilgilendiren “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” kapsamında ilgili Bakanlıklarla verimli görüşmeler yaptık. Yönetmelik kapsamında, binalara Enerji Kimlik Belgesi verilmesi aşamasında kullanılan BEP.TR yazılımının eksik yönlerine dikkat çektik, bir takım önerilerde bulunduk. Görüşmelerimiz neticesinde BEP.TR yazılımının iskan raporu aşamasında uygulanması kararının ertelenmesini sağlayarak, inşaat sektöründe yaşanması muhtemel bir kaosun önüne geçtik. Yönetmelikteki tüm eksikliklerin en kısa sürede giderilip daha verimli ve donanımlı bir yazılım olarak hayata geçirileceğini düşünüyoruz. TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz Ayrıca yine enerji verimliliğinin sağlanmasına dönük olarak hazırlanan “Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik” kapsamında da yapılan bazı yanlışlıklara parmak bastık. Merkezi ısıtma sistemiyle ısıtılan, binalarda zorunlu hale getirilen ısı payölçer kullanımında, ısınma giderlerinin bina malikleri arasında hakkaniyetli olarak paylaştırılması, uygulamada yaşanan sorunların ve eksikliklerin giderilmesi nedeniyle yönetmeliğin derhal revize edilmesi gerektiğini ifade ettik. Zira payölçer sistemi binada gerekli yalıtım yapılmadığı sürece bir işe yaramaz. Bu sistemde amaçlanan verimi alabilmek için yalıtımı önceden yapmak gerekiyor. Gerek BEP.TR, gerekse payölçerle ilgili Bakanlıklarımızın çalışmalarını takip ediyoruz. İklimlendirme ve yalıtım ayrılmaz bir bütündür. Bu nedenle, üzerinde titizlikle çalıştığımız ve Resmi Gazete’de ilan edilmesini beklediğimiz, “İklimlendirme Meslek Standartları ve Mesleki Teknik Eğitim Çalışmaları”na yalıtım uygulamalarını da ekledik. Bugüne kadar kimsenin düşünmediğini düşündük ve yalıtım uygulamalarını bir meslek haline getirdik. Çünkü biliyoruz ki, verimli bir yalıtımda uygulamanın büyük önemi var. Yalıtım bir meslek olduğu zaman daha bilinçli uygulanacak, daha yaygın bir hal alacak. Meclisimizin hayata geçirdiği başarılı çalışmalarından biri ise İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği’nin (İSİB) kurulmasıdır. İSİB’in kurulması için çok çalıştık. Tüm engellere rağmen, sektörümüz ihracatını tek elden, bizi anlayan, tanıyan, sorunlarımızı ve isteklerimizi bilen bir birlikle yapmak isteğimizi gerçekleştirdik. Nihayet geçtiğimiz yıl sonunda İSİB kanunen kuruldu ve aktif bir şekilde çalışmalara başladı. Sektörümüz İSİB ile daha fazla ihracat yapma, dünya pazarlarında daha etkili ve aktif olabilme, daha geniş ihracat pazarlarına ulaşma imkanlarını elde etti. Sektörümüzün, 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat hedefine İSİB ile beraber yürüyeceğiz. İklimlendirme sektörünün eksikleri neler? TOBB İklimlendirme Meclisi olarak bu konuda neler yapıyorsunuz? Sektörümüzün eksiklerini ve taleplerini sırayla hayata geçirmeye çalışmak bizim en önemli hedefimizdir. Bu kapsamda sektörümüzün ivedilikle gerçekleştirmek istediği bir konu daha var ki, bu konu gerçekten geleceğimiz açısından önemli. İklimlendirmeyi 2023 yılına taşımak adına bir İklimlendirme Mühendisliği bölümü kurulmasını istiyoruz. İklimlendirme teknolojileriyle donatılmış, ürettiğimiz ürünlere yön verecek, onları daha da ileri seviyelere taşıyabilecek, uluslararası arenada sektörümüze rekabet üstünlüğü sağlayacak beyin gücüne ihtiyacımız olduğu açıkça ortada. Sektörümüz artık sadece klimacılardan ya da soğutmacılardan oluşmuyor. İklimlendirme deyince kapalı ortamların konfor şartlarını sağlayan tüm organlar akla geliyor. Teknoloji bu konuda her gün gelişiyor. Bu nedenle müfredatı tamamen sektörel bilgilere dayalı bir İklimlendirme Mühendisliği bölümü kurulması için çalışıyoruz. YÖK’e gerekli başvurular yapıldı. Şimdilik İstanbul, Ankara ve İzmir’de İklimlendirme Mühendisliği bölümünün kurulmasını talep ettik. En kısa sürede bölümümüz açılacak. Bu vesileyle sektörümüze, iklimlendirme teknolojilerine hâkim, yetişmiş işgücü girecek. Öte yandan uzun zamandır talep edilen ve üzerinde çalışmalar yapılan akredite test laboratuarı projesi hayata geçiyor. Meclisimizin desteğiyle üyemiz ESSİAD öncülüğünde çalışmaları yürütülen ve İzmir’de kurulacak olan akredite test laboratuarı için yer belirleme çalışmaları tamamlandı. En kısa zamanda inşaat çalışmaları başlayacak. Sektörümüzün ürettiği ürünleri artık kendi ülkemizdeki akredite laboratuarımızda test edebilme imkânı elde edeceğiz. Öte yandan bu laboratuarın kurulması, sektörümüze yeni bir kapı açacak. Ülkemizin coğrafi avantajından yararlanarak bir test merkezi haline geleceğimize inanıyoruz. Türkiye İklimlendirme Meclisi Meclisimizin diğer bir projesi de Ar-Ge ile ilgili. Sektörümüzü Ar-Ge’ye daha fazla özendirmek için bir Tasarım Yarışması organize ediyoruz. 2013’ün sonbahar aylarında yarışmayı düzenleyeceğiz. Tüm katılımcılardan özgün, yaratıcı tasarımlar bekliyoruz. Amacımız kendi Ar-Ge’miz ve tasarımlarımızla, dünya pazarlarında fark yaratmak ve söz sahibi olabilmektir. Üniversitesanayi işbirliği çerçevesinde 2 gün sürecek bir çalıştay hazırlığı içindeyiz. Çalıştayımız 30 Kasım-1 Aralık tarihlerinde Antalya’da yapılacak. İklimlendirme sektörü tüm organlarıyla üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi için aktif bir çalışma içine girecek. Kısaca söylemek gerekirse, sektörümüz dünya iklimlendirme sektöründeki gelişmelere paralel olarak örgütlenme yapısını tamamlayan, meslek standartlarını oluşturan, iş etiği ilkelerini imzalayan, Türkiye İklimlendirme Sanayi Sektör Raporu’nu ve bizi 2023 yılına taşıyacak hedeflerini ve stratejilerini belirleyen ender sektörlerden biri oldu. İklimlendirme sektörü ve yalıtımın bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? İklimlendirme ve yalıtım sektörü, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla gelişiyor. İklimlendirme ve yalıtım ayrılmaz bir bütün haline geldi. Yalıtım da tıpkı iklimlendirme ürünleri gibi günümüzde olmazsa olmaz bir unsur olmaya başladı. Yaşam alanlarında konfor sağlamak ve enerji verimliliği elde edebilmek için yalıtımın şart olduğu artık bir gerçek. Yalıtım konusunda daha kat edilecek çok yol var. Öncelikle insanlarımızın yalıtım bilinci artırılmalıdır. Bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. Özellikle Meclis üyemiz İZODER bu konuda daha fazla aktif olmalı. İnsanlarımıza yalıtımın gerekliliği, faydaları doğru bir şekilde aktarılmalı. Yalıtım firmaları da bu konuda üzerine düşeni yapmalı. Biz de İklimlendirme Meclisi olarak bu bilincin art- ması, insanların yalıtımı daha uygun şartlarla yapabilmesi için ilgili Bakanlıklarla bir takım görüşmeler içindeyiz. Enerji verimliliği kapsamında yapılacak tüm yalıtım yatırımlarında, mülk sahiplerine ilave destekler sağlanırsa, yalıtım sektöründe hızlı bir değişim ve gelişim yaşanacaktır. Yalıtım sektörü, önü açık, geleceği parlak bir sektördür. Türkiye yalıtım konusunda gelişmiş ülkelere nazaran geri kaldı. Cebimizde kalacak olan bir yatırımı yapmakta bile halen tedirginlik yaşıyoruz. Türkiye’de yalıtımın gelişmiş ülke standardına yükselmesi için çabalamalıyız. Bildiğiniz gibi ülkemizde özellikle yönetmelik ve standartların oluşturulmasında Avrupa’daki mevzuat takip ediliyor ve çoğunlukla ya tamamen tercüme ediliyor ya da küçük düzenlemeler getirilerek Türk mevzuatına dahil ediliyor. Ülkemizde uygulanabilir olan doğru tercihlerin yapılabilmesi için her türlü mevzuatın mutlaka özel sektör, odalar ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla beraber oluşturulması son derece önemlidir. Aksi durumda günümüzde sıklıkla karşılaşıldığı gibi mevzuat yayınlandığı andan itibaren çoğu haklı eleştirilere maruz kalacak ve uygulanabilirliği konusunda büyük sıkıntılarla karşılaşılacaktır. Tıpkı BEP.TR ve payölçer yönetmeliklerinde olduğu gibi… Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, mevzuatın hazırlanması ve uygulanmasında ülkemize göre farklılıklar bulunur. Bu ülkelerin büyük çoğunluğunda mevzuat sektör tarafından hazırlanır, denetim ve kontrol mekanizmaları işletilir ve teşvikler uygulanır. Bunların tamamı maalesef ülkemizde ya hiç bulunmuyor ya da son derece yetersiz kalıyor. İklimlendirme sistemlerinde tesisat yalıtımının önemi nedir? Yalıtımsız bir iklimlendirme sistemi düşünülemez. Gerek bina, gerekse tesisat yalıtımını sektörümüzün ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bir binaya ne kadar verimli tesisat koyarsanız koyun, yalıtım yoksa verimlilik sağlayamazsınız. Isıtma, soğutma, havalandırma, yangın gibi içinden geçen akışkanın şartlandırıldığı tesisatların veya emniyet gerektiren her türlü tesisatın yalıtılması ve koruma altına alınması gerekir. Doğru şekilde uygulanmış tesisat yalıtımı, ısı kayıp/kazançlarının önlenmesinin yanında, sistemin daha rahat çalışmasını ve çevreye daha az salım olmasını sağlar. Tesisat yalıtımının ülke ekonomisine ve enerji verimliliğine ne gibi katkıları vardır? Hep söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz, yalıtımın ülke ekonomisine ve enerji verimliliğine katkısı su götürmez bir gerçektir. Yalıtımı ehil ellerle, en doğru şekliyle yaptığınız sürece maksimum enerji verimliliği sağlarsınız. Bu kapsamda günümüz şartlarını göz önüne aldığımızda yalıtımsız bina ve tesisat kullanımına kesinlikle müsaade edilmemesi gerekir. Yalıtımsız tesisat demek, aynı zamanda o tesisatın bağlı olduğu enerji üretim cihazının daha fazla çalışması, daha fazla enerji tüketmesi ve ömrünün kısa olması anlamına gelir. 10 Röportaj Enerji verimliliği için tesisat yalıtımı şart TTMD Başkanı Gürkan Arı, ısıtma ve soğutma tesisatlarının yalıtımsız olmasının ısı kaybı ve kazancına neden olacağını, bu nedenle sistemin aşırı yükte çalıştırıldığını söylüyor. Arı, “Bu da enerjinin verimli kullanımını olumsuz yönde etkiliyor ve gereksiz enerji tüketimi nedeniyle çevreye olan salımın artmasına neden oluyor” diyor. TTMD (Türk Tesisat Mühendisleri Derneği), tesisat mühendisliği alanında faaliyet gösteren, bu alanda çeşitli yayınlar hazırlayan, etkinlikler düzenleyen ve genç mühendisleri mesleğe kazandıran bir kuruluş. Düzenli olarak ayda bir kez üyelerine ve tesisat sektöründe hizmet veren mühendislere yönelik seminerler düzenleyen TTMD, bu seminerler aracılığıyla ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleşen teknolojik gelişmeler ve mevzuat konusunda meslektaşlarını bilgilendiriyor. Tesisat yalıtımıyla ilgili görüşüne başvurduğumuz TTMD Başkanı Gürkan Arı, enerji verimliliği ve diğer gereklilikler nedeniyle yapıların ısıtma ve soğutma tesisatının mutlaka yalıtılması gerektiğini söylüyor. Tesisat yalıtımında aranması gereken özelliklerin, ısı köprüsü oluşumunu engellemek, yalıtım kalınlığını doğru seçmek, ortam şartlarına ve sıcaklıklara göre doğru yalıtım malzemesini seçmek olduğunu belirten Arı, kullanılacak yalıtım malzemesinin özelliklerini ve nerelerde kullanılabileceğini çok iyi bilmek gerektiğinin altını çiziyor. Arı, tesisat sektörünün bugünkü durumunu “yetersiz” olarak değerlendiriyor ve “Genellikle sıkıntımız, standart eksikliğinden değil, yalıtım konusundaki bilinçsizlikten kaynaklanıyor” diyor. TTMD olarak tesisat sektörü ve yalıtımıyla ilgili ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? TTMD’nin kuruluş amacı; özellikle tesisat alanında profesyonel hizmet veren makina mühendisleri, yeni mezun mühendisler ve bu meslekte yetişmek isteyen öğrencilerin; uygulama alanındaki eğitimlerine, araştırmalarına, bilgi ve teknoloji transferlerine katkıda bulunmak, gerekli iletişim ve tartışma ortamını sağlamak, sektörel yayınlar yapmak ve mesleki eğitimler düzenlemek, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde projeler geliştirmek, ilgili Bakanlıklar, meslek odaları ve di- TTMD Başkanı Gürkan Arı ğer ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliğinde mevzuat çalışmalarına katkıda bulunmak, ulusal ve uluslararası projeler yürüterek ülkemize ve topluma yararlı olmaktır. Ayrıca genç mühendisleri tesisat mühendisliğine ve derneğe kazandırmak, gençlerle tecrübeliler arasında ve üniversitelerle tesisat mühendisleri arasında dinamik bir yapı oluşturmak da derneğimizin amaçları arasında yer alır. TTMD merkezi Ankara’dadır, bunun dışında Ankara, Adana, Antalya, Bursa, Denizli, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Samsun, Zonguldak illerimizde 13 temsilciliğimiz var. Temsilcilikler eğitim seminerleri düzenliyor, Eğitim Komisyonu, Enerji Komisyonu, Proje ve Fon Geliştirme Komisyonu, Üniversiteler ve Gençlik Komisyonu, Üye İlişkileri ve Sosyal Organizasyonlar Komisyonu gibi çeşitli komisyonlar çalışmalarını yürütüyor. 1997 yılında ASHRAE (American Society of Heating and Refrigeration Engineers), 2000 yılında REHVA (Federation of European Heating and Air Conditioning Association) ve 2009 yılında ise CLIMAMED (Joint Organization of HVAC&R Associations of France, Italy, Portugal, Spain) üyesi olan TTMD, bu ülkelerle geliştirdiği uluslararası işbirliklerinde etkin rol üstleniyor. Bu kapsamda, yurtdışındaki organizasyonlarda yer alıyor ve bildiri sunulmasını sağlıyor. Söz konusu ülkelerle işbirliğinde Türkiye’de düzenlenen benzer organizasyonlarda ise organizasyonun yürütücülüğü TTMD tarafından yapılıyor. TTMD, düzenli olarak her 2 yılda bir “Uluslararası Yapıda Tesisat Teknolojisi Sempozyumu”nu ve her yıl belirli bir konuyu ayrıntılı biçimde tartışmak üzere “Atölye Çalışması”nı düzenliyor. Yurtiçi ve yurtdışında sektörle ilgili düzenlenen fuar ve sempozyumlara katılıyor. TTMD ayrıca, üyelerinin ve sektördeki diğer aktörlerin mesleki gelişimini desteklemek üzere kitaplar yayınlıyor. TTMD dergisi adı altında sektöre yönelik her 2 ayda bir Türkçe olarak ve sektörü yurtdışında tanıtmak üzere yılda 1 kez de İngilizce dergi çıkarılıyor. Tesisat sektörü ile ilgili doğru ve çağdaş bilgiler içeren “El Kitapları”nın yayınlanması ve “Uygulama Kuralları”nın konması da temel hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bunların daima güncel tutulması ise dinamik, ilgili ve sürekli işleyen Komite ve Komisyonlarca gerçekleştiriliyor. Mesleğimizi uygularken, ülkemizin gelişimine katkıda bulunuyor, bu bağlamda insanların zamanının yüzde 80-90’ını geçirdikleri değişik yapılarda sağlıklı, güvenli, sıhhi, konforlu yani yaşanabilir ortamlar yaratıyor, doğanın imkânlarını da kullanarak enerji etkin ve çevreyi koruyan çözümler üretiyor ve bu amaçlar doğrultusunda diğer meslek ve uzmanlık gruplarıyla eşgüdüm içinde çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızla ülkemizde teknolojik açıdan gelişmiş ülkeler standardında tasarım ve uygulama yaparak çevreye duyarlı, yüksek konfor şartlarında, ekonomik işletim sistemlerini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Tesisat yalıtımı nedir? Tesisat yalıtımının amacı nedir? Isıtma, soğutma, havalandırma ve yangın tesisatlarındaki, istenmeyen ısı kayıp veya kazançlarının en aza indirilerek enerjinin verimli kullanılmasının sağlanması, tesisatın titreşimi nedeniyle meydana gelebilecek gürültünün azaltılması ve tesisatla kullanıcının güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan kaplama işlemine “tesisat yalıtımı” diyoruz. Isıtma ve soğutma tesisatlarının, vana ve diğer bağlantılı elemanlarla birlikte yalıtılmasıyla elde edilen enerji tasarrufunun büyüklüğü, söz konusu yalıtımın kendisini çok kısa sürede geri ödemesi, kolay uygulanabilir olması, sistemi rahatlatarak verimliliği artırması ve ilk yatırım maliyetinin kabul edilebilir sınırlarda olması gibi çok sayıdaki nedenden dolayı tasarımcı, uygulayıcı ve kullanıcılar tarafından tesisat yalıtımı önemsenmeli ve üzerinde hassasiyetle durulmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, mekanik tesisatı oluşturan boruların, tankların, depoların, klima kanallarının, vanaların ve armatürlerin, içinden geçen akışkanın sıcak veya soğuk oluşuna göre uygun özelliklere sahip ve uygun kalınlıktaki yalıtım malzemeleriyle yalıtılmalarıdır. ısıtma veya soğutma için belirli bir sıcaklıkta şartlandırılan akışkanın kullanım noktasına erişmeden ısısını kaybetmesine veya soğutmada ısı kazanmasına yol açacağından, kaybedilen bu enerji nedeniyle son kullanım noktasında istenilen konfor şartları çoğunlukla sağlanamıyor ve ısıtma veya soğutma sistemi aşırı yükte çalıştırılmak zorunda kalınıyor. Bu da enerjinin verimli kullanımını olumsuz yönde etkiliyor ve gereksiz enerji tüketimi nedeniyle çevreye olan salımın artmasına neden oluyor. Tesisat yalıtımında kullanılan malzemelerle ilgili bilgi verir misiniz? Taşyünü, camyünü, poliüretan köpük, polietilen, elastomerik kauçuk köpüğü gibi yalıtım malzemeleri mekanik tesisat sektöründe sıklıkla kullanılan malzemelerdendir. Bununla birlikte cam köpüğünün yanı sıra 1000°C’nin üzerindeki yüksek sıcaklıklarda seramik yünü ve melamin yünü gibi malzemeler de kullanılabilir. Tesisat yalıtımının bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün durumunu maalesef yetersiz olarak değerlendiriyoruz. Bu yetersizlik genellikle projeciden, uygulayıcıdan veya üreticiden değil, yatırımcılardan veya işin ehli olmayan, mühendislik formasyonu bulunmayan uygulayıcılardan kaynaklanıyor. Tesisat yalıtımında ürün seçiminden ve malzemenin doğru yerde kullanımının öneminden söz eder misiniz? Bildiğiniz gibi her malzemenin kullanım alanı farklı olabiliyor. Yalıtım malzemesinin seçimi, sıcak veya soğuk akışkanın sıcaklığı, yüzeyin büyüklüğü, yalıtılacak olan yüzeyle ortam sıcaklıkları arasındaki fark gibi faktörler dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle kullanılacak yalıtım malzemesinin özelliklerini ve nerelerde kullanılabileceğini çok iyi bilmek gerekir. Mekanik tesisatın yalıtımında, yalıtım malzemesinin ısı iletkenlik direnci, su buharı difüzyon direnç katsayısı, yangına dayanıklılık, uygulama rahatlığı, ekonomiklik ve dayanım sıcaklığı gibi temel özelliklerin bilinmesi ve uygulamanın bu bilinçle yapılması son derece önemlidir. Örneğin, 250°C’ye kadar sıcaklıklarda camyünü kullanılabilirken 650°C’ye çıkan sıcaklıklarda taşyünü kullanılması uygun bir seçim olacaktır. Diğer malzemelerin kullanımında da aynı şekilde dayanım sıcaklığı ve yukarıda sözünü ettiğimiz özellikler mutlaka göz önünde bulundurularak seçim yapılmalıdır. Tesisat yalıtımının enerji verimliliğine ve yapıya ne gibi faydaları vardır? Enerji verimliliği ve diğer gereklilikler nedeniyle yapıların ısıtma ve soğutma tesisatının mutlaka yalıtılması gerekir. Yalıtımsız tesisat, Tesisat yalıtımında aranması gereken özellikler nelerdir? Isı köprüsü oluşumunu engellemek, yalıtım kalınlığını doğru seçmek, ortam şartlarına ve sıcaklıklara göre doğru yalıtım malzemesini seçmektir. Proje aşamasında malzemeler ne kadar tanımlanabiliyor? Proje aşamasında malzemeler tam anlamıyla tanımlanıyor. Zira seçilen malzemelerin yalıtım değerleri ve teknik değerleri kullanılıyor. Projeyi yapan meslektaşlarımız kullanacağı yalıtım malzemesine kendisi karar veriyor. Tesisat yalıtımına yönelik standartlarla ilgili görüşleriniz neler? Standartlar yeterli mi? Genellikle sıkıntımız, standart eksikliğinden değil, yalıtım konusundaki bilinçsizlikten kaynaklanıyor. TTMD olarak mühendislerin eğitimiyle ilgili neler yapıyorsunuz? Sektörde eğitimli personel ihtiyacı var mı? Dernek merkezimize bağlı 13 temsilciliğimiz aracılığıyla düzenli olarak ayda bir kez üyelerimize ve tesisat sektöründe hizmet veren mühendislere yönelik seminerler düzenliyoruz. Bu seminerler aracılığıyla ulusal ve uluslararası düzeyde teknolojik gelişmeler, mevzuat, sektörel ve bireysel gelişim konularında meslektaşlarımız bilgilendiriliyor. Buna ilave olarak, üniversitelerin “Kariyer Günleri”nde ve “Mühendislik Haftaları”nda bu alanda eğitim alan gençlerin sektörü tanımalarını ve sevmelerini sağlamak amacıyla seminerler düzenliyor, meslekle ilgili bilgi paylaşımında bulunarak mühendislik deneyimlerimizi de paylaşıyoruz. Ayrıca, çok önemsediğimiz bu konuda ulusal ve uluslararası projeler de yürütüyoruz. Bu projelerden birisi, AB tarafından desteklenen “Binalarda Enerji Verimliliği Konusunda Gençlerin Eğitimi ve İstihdam Edilebilirliğinin Sağlanması Projesi”dir. Proje, Avrupa Birliği’nin “Genç İstihdamın Desteklenmesi Hibe Programı” kapsamında Türk Tesisat Mühendisleri Derneğimiz tarafından 01/12/201030/11/2011 tarihleri arasında yürütüldü ve başarıyla tamamlandı. Özellikle ara eleman eksikliğinin giderilmesine katkı sağlayacağına inandığımız bu tür projelerin devam ettirilmesi yönünde çalışmalarımızı genişleterek sürdüreceğimizi söyleyebilirim. Bina sektöründe enerji verimliliği alanında çalışmak üzere sertifikalandırılan mühendislerin teknik kapasitesini geliştirmek üzere başlattığımız ve hali hazırda yürüttüğümüz bir başka proje ise "Sertifikalı Bina Enerji Yöneticileri Kapasite Geliştirme ile Karbon Salımını Azaltma" (Decreasing carbon emission by capacity building of Certified Building Energy Managers) adlı projemizdir. Bu projenin gerçekleştirilmesi sonucunda “Sertifikalı Bina Enerji Yöneticileri”nin teknik kapasitelerinin artırılması hedefleniyor. Hali hazırdaki enerji yöneticisi eğitimi alarak sertifikalandırılan teknik personelin sertifikalandırma sürecinde aldıkları eğitimlerin çok kısa süreli olması ve çok sayıdaki eğitim konusunun bu süre içine sıkıştırılmış olması nedeniyle özellikle saha çalışmalarında inceleme, ölçme ve değerlendirme yapmada yeterli tecrübeye sahip olamadıklarının belirlenmesi üzerine bu projenin gerçekleştirilmesine karar verildi. Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Elektrik (Aydınlatma ve Cihazlar) Sistemleri ve Bina Zarfını içeren 5 ayrı uygulama ağırlıklı eğitim modülünün geliştirileceği bu projede, gerek yerli, gerekse yabancı uzmanların katkılarıyla ileri eğitim materyalleri ve kontrol listeleri hazırlanacak, enerji etüt ve inceleme çalışmaları yapılacak ve rapor hazırlanması tekniğini de içeren pilot eğitimler gerçekleştirilecek. Bu proje tamamlandıktan sonra da hazırlanan eğitim modülleri geliştirilerek TTMD bünyesinde kullanılmaya devam edecek, söz konusu eğitim modüllerinin her biri için ayrı ayrı eğitim programları düzenlenerek bu projenin sürdürebilirliği sağlanmış olacak. Proje, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da destekleniyor. Sektörde eğitimli personel ihtiyacı her zaman olduğu gibi günümüzde de vardır. Elbette burada salt eğitim yeterli değildir, bilinçlendirme de şarttır. 12 İzocam'dan Haberler İzocam “Adım Adım Yalıtım”ı anlatıyor İzocam, Eylül ayında yayına başlayan www.adimadimyalitim.com internet sitesinde, yalıtımla ilgili merak edilen soruları yanıtlıyor. Pratik bilgilerin, yalıtım çözümlerinin, video’ların ve oyunların yer aldığı web sitesinde yalıtıma dair her bilgiyi bulmak mümkün. Küresel ısınmayla mücadelede en ekonomik ve etkili çözüm olan yalıtım hakkında bilinçli bir toplum oluşturmayı kendine misyon edinen İzocam, www.adimadimyalitim.com web sitesiyle yalıtımla ilgili bilinmesi gerekenlere açıklık getiriyor. Yalıtımın önemine vurgu yapmak ve marka bilinirliğini sosyal ağlar aracılığıyla daha da yaygınlaştırmak amacıyla kurulan www.adimadimyalitim.com, “Yalıtım nedir ve ne işe yarar?, En doğru nasıl ve ne zaman yalıtım yaptırılır?, Yalıtım yaptırmak istiyorum ama ustam yok, nereden bulabilirim?, Yalıtım yaptırmadan önce nasıl yapıldığını görmek istiyorum” gibi soruları detaylı şekilde yanıtlıyor. Yalıtımın önemini gerçekleştirdiği bilinçlendirme çalışmalarıyla vurgulayan İzocam’ın hazırladığı www.adimadimyalitim.com’da, yalıtım hakkında her türlü bilgiye ulaşmak mümkün. Web sitesindeki “Yalıtım Nasıl Yapılır” sihirbazıyla, müstakil evler ve apartmanlar için uygun yalıtım çözümleri incelenebiliyor. Sitedeki “En Yakın Usta” bölümünde, tüketici gerekli bilgileri site üzerinden doldurarak kendisine en yakın çözüm noktasına ulaşabiliyor. Yalıtımla ilgili merak edilen sorulara verilen yanıtlar “Sıkça Sorulan Sorular” bölümünde tüketicilerle paylaşılıyor. “Isıtmaya çok fazla para harcıyorum, yalıtımla tasarruf sağlayabilir miyim?, Bir binanın üst katında oturuyorum. Yazın çok sıcak oluyor. Yapabileceğim bir şey var mı?, Odamdan evin içine ve diğer katlara çok ses gidiyor ne yapabilirim?” yanıt verilen sorular arasında yer alıyor. www.adimadimyalitim.com’da evde uygulanabilecek pratik yalıtım çözümleri de bulunuyor. Kışın radyatörlere uygulanabilecek yalıtım çözümleri, pencere ve kapılardaki ısı kayıpları, evde enerji tasarrufu gibi pek çok işe yarar bilgi mevcut. Web sitesinde yalıtım malzemelerinin uygulama video’larını da görmek mümkün. Öğretici video’lar aracılığıyla malzemelerin nasıl uygulandığı pratik olarak görülebiliyor. Ayrıca web sitesindeki oyunlar hem eğlenceli zaman geçirmeyi hem de yalıtımı öğrenmeyi sağlıyor. 14 Röportaj İzocam’dan Türkiye'nin ilk tesisat yazılımı Kocaeli Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nün katkılarıyla İzocam için hazırlanan tesisat yazılımı, enerji kayıplarını belirliyor ve bu sayede ihtiyaca yönelik doğru yalıtımın uygulanmasını sağlıyor. Yazılımdan sektör temsilcileri, yalıtım konusunda eğitim alan mühendisler ve teknisyenler yararlanıyorlar. Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü, İzocam için enerjinin taşınması ve depolanması konusunda verimli yalıtım yapılabilmesine olanak sağlayan bir tesisat yazılımı geliştirdi. Yazılımla, başta sanayi yapıları olmak üzere çeşitli yapılarda; boru, kanal ve depo gibi tesisat elemanlarındaki ısı kayıpları ve kazançları analiz edilerek en doğru yalıtım çözümüne ulaşılabiliyor. Aynı zamanda yazılım, değişik yalıtım uygulamaları için malzeme seçimine çözüm önermekle beraber, uygulanacak yalıtım kalınlıklarının farklı durumlarını da analiz eden bir yazılım. Tesisat yazılımını makina mühendisi Bertan Kurtuluş hazırladı, Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk ve Doç. Dr. Hasan Karabay da çalışmaya destek verdi. Prof. Dr. Öztürk, bugüne kadar sektörde bu kadar geniş kapsamlı bir yazılımın yapılmadığını söylüyor. Yazılımın, tesisat yalıtımı konusunda kullanıcıya bir dizi alternatifi ve çözüm önerilerini aynı anda sunabilen bir yazılım olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk, yazılımı 2 yılda tamamladıklarını ifade ediyor. Kocaeli Üniversitesi’nde ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? TTMD’de sorumlu olduğunuz eğitim ve seminerlerden de söz eder misiniz? Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyeliği yapıyorum. Ayrıca ikinci dönem TTMD (Türk Tesisat Mühendisleri Derneği) Kocaeli Temsilcisiyim. Makina Mühendisliği bölümünde termodinamik, ısıtma, soğutma, iklimlendirme ve enerji yönetimi konularında lisans ve lisansüstü dersleri veriyorum ve bu konularda araştırmalar yapıyorum. Kocaeli TTMD temsilcisi olarak da, TTMD’nin prensipleri dahilinde yılda ortalama 8 seminer düzenliyoruz. Yarım gün süren bu seminerler, konusunda uzman kişiler tarafından veriliyor. Seminerlerde mekanik tesisat, enerji verimliliği, enerji verimliliği mevzuatı, yalıtım ve yangın güvenliği gibi konular ele alınıyor. Seminerlerle bölgedeki tesisat mühendislerine ve makina mühendisliği son sınıf öğrencilerine son gelişmeler ve teknolojik yenilikler aktarılıyor. Ayrıca Kocaeli Üniversitesi, TTMD ve İYEM (İzocam Yalıtım Eğitim Merkezi) işbirliğiyle, yılda ortalama 3 kez ve bir hafta süreyle Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk “Uygulamalı Kalorifer Tesisatı ve Uygulamalı Klima Tesisatı” eğitimi veriliyor. Bu eğitimlerde de sektörde faaliyet gösteren veya çalışacak makina mühendislerine teorik ve uygulamalı eğitim vermek amaçlanıyor. Ayrıca eğitimlerde üniversite, TTMD ve sanayi işbirliğinin güzel bir örneği de sergileniyor. Tüm bu seminer ve eğitimlere katılanlardan herhangi bir ücret talep edilmiyor. Tesisat yalıtımı yazılımını geliştirmek için İzocam ile nasıl bir araya geldiniz? İzocam yetkilileriyle 1998 yılında tanıştım. İYEM’de verilen eğitimlerde gördüğüm kadarıyla, İzocam’ın yalıtım konusuna çok farklı bir bakış açısı var. İzocam, yalıtımı yaygınlaştırmanın yolunun yalıtım konusunda eğitilmiş uzman kişiler sayesinde olabileceğini düşünüyordu. 1998 yılından sonra çeşitli platformlarda İzocam’ın teknik personeliyle birlikte çalışma fırsatım oldu. İzocam teknik personelinin yalıtımla ilgili kullandığı programları da görme imkanım oldu. Dolayısıyla İzocam’la birlikte geçirdiğimiz bu süre zarfında birbirimizi yakından tanıma fırsatımız oldu, karşılıklı olarak bir güven ortamı oluştu ve etkin işbirliği yapabilir duruma geldik. İzocam’ın tesisat yazılımıyla ilgili daha önce kullandığı program, basit ama çok detaylı değildi. Yabancı dilde hazırlanmıştı ve bazı özel durumlar için programa ilaveler ya da prog- ramdan çıkartmalar yapılması gerekiyordu. Doğal olarak böyle bir programa müdahale etme imkanı yoktu. Bu durum İzocam teknik personelini kısıtlıyordu. Bu konuda yeni ve özgün bir yazılıma ihtiyaç duyduklarını bana aktardılar. Bunun üzerine ben de üniversitemizin Makina Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve öğrenciliği sırasında bu tür programlar yazmaya karşı yetenekli olan makina mühendisi Bertan Kurtuluş ile görüştüm. Kendisiyle birlikte İzocam’ın tesisat yalıtımıyla ilgili kullandığı programı inceledik ve yeni bir programın rahat bir şekilde hazırlanabileceğine karar verdik. İzocam yetkilileriyle yaptığımız toplantı sonunda da programın hazırlanmasına karar verildi. Programı Bertan Kurtuluş hazırladı, ben ve meslektaşım Doç. Dr. Hasan Karabay da programa gereken desteği vermeye çalıştık. İzocam’ın tesisat yazılımını nasıl hazırladınız? Ne gibi çalışmalar yaptınız? Yazılımın hazırlanmasına karar verildikten sonra, üç aşamalı bir yol haritası hazırlandı. Birinci aşamada, bu konudaki yani tesisat yalıtımı konusundaki mevcut olan yalıtım yazılımlarını, tesisat yalıtımı konusundaki mevcut ve yeni çıkan standartları, yönetmelikleri ve ASHRAE’nin bu konudaki çalışmalarını inceledik. Bu aşama, literatür çalışmasının yapılmasını kapsayan aşama oldu. İkinci aşama, yazılımın kapsamı ve bu kapsam dahilinde ya- zılımda yer alacak hususların ortaya konduğu, yazılımı besleyecek bilgilerin ve yazılımdan alınacak sonuçların belirlenmesi, yazılımın çözümlerini yaparken referans alacağı standart ve hesaplama kurallarının belirlenmesi ve bu işlemlerin görsel bir biçimde sunulması çalışmalarını içeren, kısacası programın hazırlanması aşamasıydı. Son aşama ise programın test edilerek elde edilen sonuçların doğruluğunun kontrol edildiği test ve kontrol aşamasıydı. Bütün bu çalışmalar 2 yıl sürdü. Tesisat yazılımına neden ihtiyaç duyuldu? Yazılımın amacı nedir? 2007 yılında çıkan Enerji Verimliliği Yasası ve devamındaki yönetmelikler çerçevesinde, enerji verimliliğini artırma yöntemlerinden biri olan yalıtım alanında, tesisat yalıtımı daha detaylı sorgulanmaya başlandı. Soğuk ve sıcak akışkan kullanmasıyla beraber, farklı çalışma şartlarını kapsadığı için tesisattan istenilen performansın elde edilebilmesi, ancak yapılacak yalıtımın doğru bir şekilde hesaplanarak uygulanması sonucunda mümkün olacaktır. Ayrıca değişik yalıtım durumlarının da gözden geçirilerek karar verilmesi gerekir. Böyle bir çalışma için uzman birisine, hesapların yapılması ve analiz edilmesi için de zamana ihtiyaç vardı. Ayrıca bu konuda Türkçe bir yazılım yok ve yabancı dildeki yazılımların kullanılması da sınırlı oluyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, tesisatta yalıtımı daha doğru ve bilinçli yapmak için böyle bir yazılım gerekliydi ve yazılımın hazırlanma zamanı da gelmişti. Yazılımın kapsamından söz eder misiniz? Hazırladığımız yazılım, enerji verimliliği için büyük öneme sahip olan, ısıl enerjinin taşınması ve depolanması konusunda etkin yalıtım yapılabilmesine imkan tanıyan bir yazılım olarak adlandırılabilir. Yalıtım yazılımıyla, başta sanayi yapıları olmak üzere çeşitli yapılarda; boru, kanal, depo vb. tesisat elemanlarındaki ısı kayıpları ve kazançları analiz edilerek en doğru yalıtım çözümü tercih edilebiliyor. Yazılım, sıcak ve soğuk akışkan taşıyan borularda, kanallarda, sıcak ve soğuk akışkan depolayan depolarda, yalıtımla birlikte akışkanın sıcaklığının düşmesini ya da yükselmesini, kaybettiği ya da kazandığı ısı miktarını, yüzey sıcaklıklarının değişimini, akışkan iki fazlı ise çıkıştaki faz durumunu, yoğuşma ve donma kontrölünü, değişik yalıtım kalınlıkları için aynı anda sorgulayarak yapabiliyor. Ayrıca enerji tasarrufuna yönelik olarak atmosferde, değişik yakıtların kullanılması durumunda karbondioksit salımındaki azalmayı da hesaplayarak yalıtımın çevreye olan etkisini de ortaya koyuyor. Tesisat borularının ve hava kanallarının bina içinde, dışında ve toprağa gömülü olması durumlarını da değerlendirebiliyor. Ayrıca fırınların ve soğuk hava depolarının yüzeyine uygulanması gereken yalıtım kalınlıklarını ve sonucunda yüzey sıcaklıklarını da hesaplayabiliyor. Bu yazılım, değişik yalıtım uygulamaları için malzeme seçimine çözüm önermekle beraber, uygulanacak yalıtım kalınlıklarının farklı durumlarını da analiz eden bir yazılımdır. Yazılımı kimler, hangi amaçla kullanıyor? Yazılımı, tesisat yalıtımı konusunda faaliyet gösteren sektör temsilcileri, yalıtım konusunda eğitim alan mühendisler ve teknisyenler kullanıyorlar. Kullanma amaçları ise; mevcut ve yeni tasarlanacak tesisat yalıtımlarına uygulanacak standartlara uygun yalıtım malzemesini seçmek ve yalıtım kalınlığını belirlemek, standardın da üzerinde yapılacak yalıtım kalınlıklarında elde edilecek kazançları belirleyebilmek ya da müşterilerine çok hızlı şekilde hesap sonuçlarına dayalı doğru bilgileri sunmaktır. Yazılım standartlara uygun mu? Bu konuda hangi noktalara dikkat edildi? Tesisatta yalıtım yazılımı geliştirilirken öne çıkan 3 önemli sandart, yönetmelik ve tüzük kullanıldı. Bunlar: TS 12241 (2009) ve EN ISO 12241 (2008) “Bina Donanımları ve Endüstriyel Tesisatlar İçin Isıl Yalıtımı-Hesaplama Kurallar”, Enerji Verimliliği Yasası ve ekiyle Enerji Verimliliği Yönetmeliği (yüzey ve ortam arasındaki sıcaklık farkı 5oC ve daha düşük olacak şekilde yalıtılmalı), İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü (yüzey sıcaklığı 60oC’den daha yüksek olmayacak şekilde yalıtılmalı). Ayrıca 2001 AHSRAE’nin “Temel El Kitabı” (Isı Geçişi, Endüstriyel ve Ticari Yalıtım Uygulamaları, Yüzey Yoğuşmalarının Önlenmesi ve benzeri bölümler), İzocam’ın teknik yayınları ve muhtelif ısı geçişi kitaplarından da kaynak olarak yararlandık. Sektörde bu kadar geniş kapsamlı bir yazılım var mıydı? Bu yazılımın diğerlerinden farkları neler? Sektörde bu kadar geniş kapsamlı bir yazılım maalesef yoktu. Bu yazılımın öne çıkan özellikleri; yazılımın analiz yapabilen bir yazılım olması, yani standartlarda istenen kalınlıklara uyularak yapılan yalıtımda ve standart üstü yalıtım yapıldığında kullanılabilecek alternatif malzemelerle birlikte bir dizi çözümü aynı ekranda sonuçlar ve grafiklerle görsel olarak kullanıcıya sunmasıdır. Mevcut yazılımlarda genellikle yüzey sıcaklıkları istenir ve onun üzerine yapılacak yalıtım ön plana çıkar. Bu çözüm, yaklaşık çözümdür ayrıca herhangi bir analiz yapılmaz. Kapsamlı bir değerlendirme için her bir yalıtım durumuna yönelik çözümlerin ayrı ayrı elde edilerek sonradan birleştirilip yorumlanması gerekir. Hazırlanan bu yalıtım programında, iç taraftaki akışkanın sıcaklık değişimini, su buharı ise faz değişimini, ayrıca boru ya da kanalsa değişik yalıtım kalınlıklarında boru ya da kanal boyunca taşınan akışkanın sıcaklık değişimini de hesaplar. Sonuç olarak bu program, tesisat yalıtımı konusunda kullanıcıya bir dizi alternatifi ve çözüm önerilerini aynı anda sunabilen bir program. İzocam gibi sektöründe öncü olan bir şirketin tesisat yazılımı hazırlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bence yalıtım malzemesi üreten tüm şirketler, sadece standartlara uygun üretim yaparak ve ürettikleri ürünleri pazarlayarak sorumluluklarını tam olarak yerine getiremezler. Aynı zamanda bu ürünleri tasarımlarında kullanan ya da uygulayan mühendisleri ya da teknisyenleri, doğru uygulama konusunda bilgilendirmeli ve bu kapsamda seminer ve eğitimler düzenlemeli, kitap ve yazılım hazırlayarak bilinçli bir yalıtım malzemesi tüketimini desteklemelidirler. İzocam, söz ettiğimiz bu sorumlulukları yalıtım sektöründe başarıyla yerine getiren öncü bir yalıtım şirketidir ve tesisat yalıtımı yazılımıyla ülkemizde bir ilke daha öncülük etmiştir. İzocam yetkililerini bu yaklaşım ve tutumlarından dolayı tebrik ediyorum. Ülkemizde üniversitelerde enerji verimliliği ve tesisat yalıtımı konusuna ne kadar önem veriliyor? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 1996 yılında Yüksek Öğretim Kurulu’na, tüm üniversitelerimizin makina, elektrik, kimya, endüstri ve çevre mühendisliği bölümlerinde enerji verimliliğiyle ilgili derslerin müfredata alınmasına yönelik bir yazı iletti. Enerji verimliliğiyle ilgili dersler, halen güncellenerek üniversitelerimizde okutuluyor. Bizim bölümde hem binalarda hem de tesisatta yalıtımı da kapsayan “Enerji Ekonomisi” dersi 1975 yılından beri veriliyor. Dersin adı 1996’da “Enerji Yönetimi” (haftada üç saat) olarak değiştirildi ve bu ders “Isı ve Enerji” dalını seçen öğrencilere zorunlu ders olarak okutuluyor. Bunun yanı sıra “Isı ve Enerji” dalını seçen öğrenciler, bu konularda proje ve bitirme ödevi yapma imkanına da sahipler. 16 İzocam’dan Haberler Tesisat yazılımı nasıl hazırlandı? İzocam’ın sektörde bir ilke imza atarak hazırlattığı tesisat yazılımının oluşum aşamaları, neden hazırlandığı, hazırlanırken nelerden yararlanıldığı ve kapsamıyla ilgili notları, Prof. Dr. İlhan Tekin Öztürk ve İzocam Teknik Pazarlama Sorumlusu ve Enerji Yöneticisi Tahsin Karasu’dan aldığımız bilgiler doğrultusunda derledik. Tesisat sektörünün yalıtım hesaplarında kullanabileceği geniş kapsamlı bir programın olmaması uzun zamandır sıkıntı yaratan bir durumdu. Daha önce yalıtım malzemelerinin, özelliklerine bağlı olarak yapılması gereken hesaplamalar yapılmadan, kişiden kişiye değişen kabuller yoluyla kalınlıklar ve malzemeler belirleniyordu. Tesisat yazılımıyla ilgili sek- törde bugüne kadar kullanılan programlar genel olarak basit, ancak çok fazla detaylı değildi. Ayrıca yazılımlar yabancı dildeydi ve ülkemizde üretilen malzemelerin teknik özelliklerini tamamen karşılayan değerleri içermiyordu. Program yazılım kodları elimizde olmadığı için de yerli üretilen ürünlerin program dahilinde eklenememesine sebep olu- yordu. Bu durum, program kullanıcılarını kısıtladığından, sektörde bu konuda yeni ve özgün bir yazılıma ihtiyaç duyuluyordu. Bugüne kadar özellikle HVAC sistemlerinde yalıtım hesaplamalarını belirleyen bir yönetmeliğin olmaması, binalarda kullanılan enerjinin tam olarak belirlenmesine engel oldu. Oysa Türkiye’de 2000 yılından beri zorunlu olarak uygulanan TS 825 Standardı binalardaki enerji kayıplarını teorik olarak belirlemekte kullanılıyor. 2007 yılında çıkan Enerji Verimliliği Yasası ve devamındaki Yönetmelikler çerçevesinde enerji verimliliğini artırma yöntemlerinden biri olan yalıtım, tesisatta da daha detaylı sorgulanmaya başlandı. Sadece ısıtma tesisatlarında değil, diğer bütün HVAC tesisatlarını da kapsayacak şekilde çıkan BEP Yönetmeliği, yalıtım kalınlığının belirlenmesi için gerekli şartı ortaya koydu. Farklı yalıtım durumlarının gözden geçirilerek karar verilmesi gerekiyordu. Böyle bir çalışma için uzman birisiyle birlikte hesapların yapılması ve analiz edilmesi için de fazla zamana ihtiyaç duyulacaktı. Bu konuda geniş kapsamlı bir programın olmaması, yabancı programların da kendi malzeme özel- liklerine göre hesaplama yapması, Türkiye’de bütün bunları yapacak bir yazılımın eksikliğini hissettirdi. larıyla kullanılacak yakıta bağlı olarak çevreye verilen karbondioksit salımındaki azalmayı da hesaplıyor, yalıtımın çevreye olan etkisini de gösteriyor. Yazılım, tesisat borularının ve hava kanallarının bina içinde, bina dışında ve toprağa gömülü olması durumlarını da değerlendiriyor. Ayrıca yazılım, farklı yalıtım uygulamaları için malzeme seçimiyle birlikte çözüm önermekle beraber, uygulanacak yalıtım kalınlıklarının farklı durumlarını da analiz edebiliyor. Yazılımın hazırlık aşamaları Yazılımın hazırlanmasına karar verildikten sonra 3 aşamalı bir yol haritası hazırlandı. Birinci aşamada, bu konudaki yani tesisat yalıtımı konusundaki piyasada mevcut olan yalıtım yazılımlarının, tesisatta yalıtım konusunda mevcut ve yeni çıkan standartları, yönetmelikleri ve ASHRAE’nin bu konudaki dokümanları ve çalışmaları temin edilip incelenerek değerlendirildi. Diğer bir deyişle birinci aşama, literatür çalışmasının yapılmasını kapsayan aşama oldu. İkinci aşama, yazılımın kapsamı ve bu kapsam dahilinde yazılımda yer alacak hususların ortaya konması, yazılımı besleye- Ayrıca 2001 AHSRAE’nin Temel El Kitabı (Isı Geçişi, Endüstriyel ve Ticari Yalıtım Uygulamaları, Yüzey Yoğuşmalarının Önlenmesi ve benzeri bölümler), İzocam’ın teknik yayınları ve muhtelif ısı geçişi kitaplarından da kaynak olarak yararlanıldı. Daha önce sektörde bu kadar geniş kapsamlı bir yazılım yoktu. Bu yazılımın öne çıkan en önemli özelliği, yazılımın analiz yapabilen bir yazılım olması. Mevcut yazılımlarda genellikle yüzey sıcaklıkları istenir ve onun üzerine Yazılımın kullanım alanları cek bilgiler ve yazılımdan alınacak sonuçların belirlenmesi, yazılımın çözümlerini yaparken referans alacağı standart ve hesaplama kurallarının belirlenmesi ve bu işlemlerin görsel bir biçimde sunulması, kısacası programın hazırlanması aşamasıdır. Son aşama ise programın test edilerek elde edilen sonuçların doğruluğunun kontrol edilmesi veya test ve kontrol aşaması olarak açıklanabilir. Tesisatta yalıtım yazılımı geliştirilirken 3 önemli standart, yönetmelik ve tüzük kullanıldı: 1- TS 12241 (2009) ve EN ISO 12241 (2008) “Bina Donanımları ve Endüstriyel Tesisatlar İçin Isıl Yalıtımı-Hesaplama Kurallar”, 2- Enerji Verimliliği Yasası ve eki Enerji Verimliliği Yönetmeliği (Yüzey ve ortam arasındaki sıcaklık farkı 5oC ve daha düşük olacak şekilde yalıtılmalı) 3- İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü (yüzey sıcaklığı 60oC’den daha yüksek olmayacak şekilde yalıtılmalı). Yazılım hazırlanırken sadece HVAC sistemleri değil, sanayide yalıtım ihtiyacı hissedilen her noktadaki hesaplamaları yapabilecek bir yazılım olmasına dikkat edildi. Yazılım, enerji verimliliği için büyük öneme sahip olan, ısıl enerjinin taşınması ve depolanması konusunda etkin yalıtım yapılabilmesine imkan tanıyan bir yazılım olarak adlandırılabilir. Tesisat yazılımıyla başta sanayi yapıları olmak üzere çeşitli yapılarda; boru, kanal, depo ve benzeri tesisat elemanlarındaki ısı kayıpları ve kazançları analiz edile- rek en doğru yalıtım çözümü tercih edilebilir. Her türlü sistemde ihtiyaç duyduğumuz, sıcak ve soğuk akışkan taşıyan borularda, sıcak ve soğuk akışkan depolayan depolarda, kanallarda yalıtımla birlikte, akışkanın sıcaklık düşmesini veya yükselmesini, kaybettiği veya kazandığı ısı miktarını, yüzey sıcaklıklarının değişimini, akışkan 2 fazlı ise çıkıştaki faz durumunu, yoğuşma ve donma kontrölünü, değişik yalıtım kalınlıkları için aynı anda sorgulayarak yapabilir. Bütün bunların yanında yazılım, yapılacak yalıtım uygulama- yapılacak yalıtım ön plana çıkar. Bu çözüm, yaklaşık bir çözümdür ayrıca herhangi bir analiz yapılmaz. Kapsamlı bir değerlendirme için her bir yalıtım durumunda çözümler ayrı ayrı elde edilerek sonradan birleştirilip yorumlanmalıdır. Hazırlanan yalıtım programında ise, iç taraftaki akışkanın sıcaklık değişimi, su buharı söz konusu ise faz değişimi, ayrıca boru veya kanalsa değişik yalıtım kalınlıklarında boru veya kanal boyunca taşınan akışkanın sıcaklık değişimi de hesaplanıyor. Sonuç olarak program, tesisat yalıtımı konusunda kullanıcıya bir dizi alternatifi ve çözüm önerilerini aynı anda sunabiliyor. Kimler kullanacak? İzocam’ın tesisat yazılımını, tesisat yalıtımı alanındaki sektör temsilcileri, yalıtım konusunda eğitim alan mühendisler ve teknisyenler; mevcut ve yeni tasarlanacak tesisat yalıtımlarına uygulanacak standartlara uygun yalıtım malzemesi seçimi ve yalıtım kalınlığının belirlenmesi veya standardın da üzerinde yapılacak yalıtım kalınlıklarında elde edilecek kazançları belirleyebilmek veya müşterilerine çok hızlı şekilde hesap sonuçlarına dayalı doğru bilgileri sunmak için kullanabilecekler. 18 İzocam'dan Haberler İzocam prefabrik borular TSE Belgesi aldı İzocam Camyünü ve Taşyünü Prefabrik Borular, uyumlaştırılmış TS EN 14303 standardına göre TSE Belgesi alan boru biçimli “ilk” yalıtım ürünleri oldu. İzocam müşterilerinin talep ve beklentilerini, eksiksiz, zamanında, küreselleşen dünya ve kalite standartlarına uygun şekilde karşı- layarak çevrenin korunması ve iyileştirilmesini de gözeterek faaliyetlerini sürdürüyor. Bu çerçevede bir başarıya daha imza atan İzocam’ın “Camyünü ve Taşyünü Prefabrik Borular”ı, uyumlaştırılmış TS EN 14303 standardına göre Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Belgesi alan “boru biçimli” ilk yalıtım ürünleri oldu. İzocam boru ürünleri TSE Belgesi kapsamında yapılan deneyler ile “A1 yangına tepki sınıfı”nı sağladıklarını ve muadillerine göre önemli ölçüde yüksek ısıl direnç sağlayan ürünler olduklarını belgelendirmiş oldu. Ürünlerin kalitesi, TSE belgesine sahip olmanın yanı sıra, belgede beyan edilen performans değerlerinin üstünlüğüyle de dikkat çekti. Türk Standartları, Türkiye’nin AB muktesebatına uyum programı çerçevesinde, AB ülkelerinde de geçerli olan uyumlaştırılmış EN standartlarına muadil olmakla yükümlü. Mineral yün prefabrik boru ürünler geçmişte, Avrupa’da muadili olmayan TS 7232 standardına göre belgelendiriliyordu. Mineral yün borular için artık uyumlaştırılmış bir EN standardı bulunduğu için belgelendirme TS EN 14303 standardına göre yürütülüyor. Sistemi’ni tesislerinde uygulayan İzocam’ın, mineral yün ürünleri EUCEB Belgesi’ne sahip olmasıyla farkını ortaya koyuyor. İzocam mineral yün ürünlerinin; Taşyünü ve Camyünü için sadece bio ürün kategorisine verilen EUCEB sertifikası bulunuyor. Binalarda kullanılan İzocam ürünleri, uluslararası bir yönetmelik olan Yapı Malzeme Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre, “Ürünün yönetmelikte belirtilen temel gerekleri karşılamasına imkân veren malzeme” anlamına gelen “CE” işaretiyle piyasaya arz ediliyor. Tüm İzocam ürünleri TSE kriterlerine de uygun olarak üretiliyor. İzocam’ın Kalite ve Yönetim Sistemleri politikası İzocam sıcağa, soğuğa, sese, yangına ve suya karşı koruma sağlayan geniş ürün yelpazesi ve teknik danışmanlık hizmetleriyle yalıtım sektöründe lider konumda yer alıyor. ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği İzocam ile sanata “Enerji’K Bakış” Bursa’da İzocam ve İFSAK işbirliğinde gerçekleştirilen Enerji’k Bakış projesi, 5-26 Eylül 2012 tarihleri arasında Bursa Kent Meydanı AVM’de Bursalı sanatseverlerle buluştu. İzocam ve İFSAK, gelecek nesillere enerji konusunda ışık tutmak, enerji verimliliğine farklı bakış açıları geliştirmesini teşvik etmek amacıyla hayata geçirdiği “Enerji’K Bakış” projesi ile sanat ve enerjiyi bir araya getiriyor. Proje kapsamında, aralarında birçok tanınmış ismin de yer aldığı, farklı meslek gruplarından birçok kişi “enerji”yi sanatsal yaklaşımla yorumluyor. Sergilenen eserlerin bir albüm haline getirilip gelecek nesillere ışık tu- tacak bir sanat rehberine dönüştürüldüğü “Enerji’K Bakış” sergisinde “Enerji Verimliliği” temalı 120 fotoğraf ve o fotoğraflardan yola çıkarak yazılmış 120 metin ve karikatürle birlikte projeye özel hazırlanmış iki beste, bir kısa film ve bir animasyon film yer alıyor. Sanat dünyasının önde gelen isimlerinin de destek verdiği sergide, küresel gündem konuları arasında yer alan enerji verimliliği teması işleniyor. “Enerji’K Bakış” sergisi, İstanbul Modern Sanatlar Galerisi, Ankara, Adana, Kıbrıs, İzmir ve İstanbul Beyoğlu Cumhuriyet Sanat Galerisi’nin ardından, 5-26 Eylül tarihleri arasında Bursa Kent Meydan AVM’de Bursalı sanatseverlerle buluştu. 05 - 26 Eylül 2012 Kent Meydanı AVM / Bursa İzocam ve Weber’e teşekkür plaketi! Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı Denetleme Serbest Müdürlüğü, eski hükümlülerin katılımlarıyla verilen “Isı ve Ses Yalıtımı” eğitimini tamamlayan 14 kursiyer sertifika almaya hak kazandı. Cumhuriyet Savcılığı, Halk Eğitim Müdürlüğü, Ceza İnfaz Kurulu ve çeşitli kurumların yetkililerinin katıldığı bir törenle başarılı olan kursiyerlere sertifikaları teslim edildi. Türkiye’de yalıtım sektörünün lideri İzocam ve endüstriyel harç üretiminde dünya lideri Weber de projeye dahil olarak yalıtım malzemesi ve eğitim desteği verdi. Törende İzocam’ı temsilen Adana Bölge Müdürü Mustafa Rüştü Uz ve Bölge Sorumlusu Mehmet Ali Elbek’e birer teşekkür plaketi takdim edildi. Koruma Kurulu Başkanlığı’nın Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğü’nün hazırladığı proje kapsamında, 14 eski hükümlüye meslek ve sanat edindirmek amacıyla ısı ve ses yalıtımı kursu açılarak eğitim verildi. Düzenlenen eğitimle Mersin’de bulunan 600 m2’lik bir okulun dış cephesine ısı ve ses yalıtımı yapıldı. İzocam ve Weber, eğitim sürecinde ihtiyaç duyulan terratherm-manto paket sistem yalıtım malzemelerini karşıladı. Kursta aynı zamanda Weber uygulama uzmanı tarafından eğitim desteği de verildi. İzocam 330 kişiyle İtalya'da maç heyecanı yaşayacak! İzocam her yıl olduğu gibi bu yıl da bayi ve müşterilerini unutmadı. Dünyanın önde gelen şehir ve ülkelerinin tarihi yerlerini, doğal güzelliklerini ve önde gelen turistik merkezlerini görme imkanı tanıyan İzocam, bu yıl İtalya’da maç izleme şansı sunacak. ramına katılmaya hak kazanacak. Gösterdikleri başarıyla bu eşsiz ödüle layık görülen 330 bayi ve müşteri, Roma şehrinin tarihi ve doğal güzelliklerine tanık olurken, Şubat ayında gerçekleştirilecek Roma-Juventus maçı heyecanına da ortak olacaklar. Camyünü ve XPS ürünlerinde, Eylül-EkimKasım döneminde belirlenen hedefe ulaşan İzocam bayi ve müşterileri, Şubat ayında İtalya’ya yapılacak 3 gece 4 günlük seyahat prog- İzocam daha önce de bayi ve müşterilerine Barselona, Kişinev, Minsk, St. Petersburg, Kiev ve Bangkok/Pataya gibi dünyanın büyülü şehirlerini görme fırsatı sundu. 20 Yol Hikayeleri Amasya İç Anadolu ve Orta Karadeniz’in üç tarihi şehrindeyiz Dergimizin bu sayısında İzocam bayileriyle birlikte Amasya, Çorum ve Sivas’taydık. Yeşilırmak’ın kıyısındaki güzel Karadeniz şehri Amasya, Anadolu’daki en eski yerleşim yerlerinden Çorum ve tarihi güzellikleriyle Sivas şehirlerindeki dört bayimizi ziyaret ettik. Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz bölümünde yer alan Amasya, doğuda Tokat, güneyde Tokat ve Yozgat, batıda Çorum ve kuzeyde Samsun ile çevrilidir. Şehirde, Karadeniz iklimi ve kara iklimi arasında bir geçiş iklimi görülür. Yeşilırmak vadisi Harşena Dağı eteklerine kurulan Amasya, tarihi boyunca krallık başkentliği yaptığı için bilim adamları, sanatkârlar ve şairler yetiştiren, ayrıca şehzadelerin eğitim gördüğü bir şehirdir. Kurtuluş savaşının başlangıç temelleri de Amasya’da atılır. Amasya, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, özellikle Yeşilırmak kıyısına yapılan Yalıboyu Evleri ile ünlüdür. Dünyanın en güzel misket elması, kirazı, şeftalisi ve bamyasının üretildiği Amasya, tarih ve doğanın buluştuğu antik bir kenttir. 8 bin 500 Yıllık Tarih Amasya, Anadolu’nun eski yerleşim alanların- dan biridir. Eski kayıtlarda ve buluntularda şehrin adı Amesseia, Amacia ve Amaccia olarak geçer. Yapılan arkeolojik araştırma ve bulgulara göre Amasya’da ilk yerleşme 8 bin 500 yıl öncesine dayanır. Amasya sırasıyla, Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellenistik-Pontus, Roma, Bizans, Danişment, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı egemenliği altına girer. 700 yıl Bizans egemenliğinde kalan Amasya’yı, Alparslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi 1075 yılında fethederek burada ilk Türk egemenliğini kurar. 1386’da Şehzade Yıldırım Bayezid Amasya’yı Osmanlı topraklarına katar. Amasya, “Şehzadeler Şehri” olarak anılır. Çünkü Osmanlı döneminde şehzadeler, sancak olan Amasya’da eğitim görürler. 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da başlayan Milli Mücadele’nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Amasya’ya gelmesiyle atılır. Ünlü Amasya Evleri Amasya’da şehrin pek çok yerinde, özellikle Yeşilırmak sahil şeridinde geleneksel Osmanlı evleri yer alır. Amasya evleri, daha çok 19. yüzyıla aittir ve 1992’de koruma altına alınır. Genellikle yan yana, bitişik olarak düzenlenen evlerin en güzel örnekleri Yalıboyu Evleri olan konut dokusudur. Evler, bodrum üzerinde bir ya da iki katlıdır ve bahçe ya da avluya sahiptir. Evlerde taş temeller üzerine kerpiç ve hımış yapı tekniklerin uygulanması söz konusudur. Amasya’daki evlerin plan ve cephe yapıları, Kastamonu, Safranbolu ve Bursa’daki evlerle benzerlik gösterir. 1915 yılında Amasya’da çıkan yangın evlerin bir kısmının yanmasına neden olur. Amasya evlerinden günümüze gelen ve en iyi korunan evler arasında Hazeranlar Konağı, Hacı İlyas Evi ve Yalıboyu Evleri bulunur. Amasya Müzesi Şehrin en zengin müzesi olan ve 1925’te hizmete açılan Amasya Müzesi'nde, 13 farklı medeniyete ait arkeolojik, etnografik, sikke, mühür, el yazmaları ve mumyaların olduğu 24 bine yakın eser yer alıyor. 14. yüzyıl İlhanlı döneminden erkek, kadın ve çocuklara ait mumyaların olduğu bölüm, müzenin en önemli ve en çok ziyaretçi çeken bölümüdür. 3 katlı olan müzenin; ikinci katında sikke ve arkeolojik eserler salonu, üçüncü katında ise Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin teşhir edildiği etnografik ve mumyalar salonu, konferans ve sergi salonu, el sanatları reyonları bulunuyor. Müzenin bahçesindeyse lahitler, mezar stelleri, mil taşları, sütun ve sütun başlıkları, İslami dönem kitabe ve sandukaları teşhir ediliyor. Ayrıca, bahçe içinde Selçuklu Sultanı I. Mesud’a ait türbe ve Osmanlı Dönemine ait Narlıbahçe Çeşmesi de yer alıyor. hamam kalıntıları ve kayaya oyulmuş Pontus Kral mezarları bulunur. Şehrin bir diğer tarihi kalıntıları, Amasya Kalesi’nin yamaçlarında yer alan ve M.Ö Amasya’da hüküm süren Pers Pontus krallarına ait mezarların yer aldığı Kral Kaya Mezarlarıdır. Kral Kaya Mezarları’nın en büyüğü, yüksekliği 15 m., genişliği 8 m. ve derinliği 6 m. olan “Büyük Kral Mezarı”dır. Kral Kaya Mezarları, bazı dönemlerde hapishane ve cezalandırma mekanı olarak da kullanılmış. Borabay Gölü Amasya’da görülmeye değer doğa harikasından birisi Borabay Gölü’dür. Göl, doğa yürüyüşü, piknik ve kamp için uygun bir yerdir. Denizden 800 m. yükseklikteki göl, doğal bir set gölüdür. Bakanlar Kurulu tarafından Turizm Merkezi olarak ilan edilen Borabay Gölü’nde 9 vardır. Çorbalar arasında en çok yapılanları çatal çorba, toyga çorbası, kesme ibik çorbası ve yarma çorbasıdır. Yörenin etli yemekleri, bakla dolması, etli bamya, keşkek, ciğer sarması, madımak, mıhlama, mumbar, işkembe, pastırmalı pancar, sirkeli ciğer ve sulu köftedir. Amasya çöreği, yağlı ya da katmer, kabak kavuklu pilav, akıtma, döndürme, ekmek aşı (papara), haşhaşlı cevizli çörek, kıymasız mantı yörenin hamur işlerindendir. Ayrıca kuymak, yuka tatlısı, elma tatlısı, fırın sütlaç, gelin parmağı, gömlek kadayıfı, kalbur tatlısı, höşmerim, şeker böreği ve vişneli ekmek tatlılar arasında yer alır. “İzocam’ın kurumsallığından ve kalitesinden memnunuz” bungalov ev, kamp ve piknik alanları, doğa yürüyüşü parkuru ve dinlenme alanları vardır. Bu nedenle Borabay Gölü, yerli ve yabancı ziyaretçilerin çok sık uğradığı bir merkez durumundadır. Gölün etrafında kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçları yer alır ve göl zümrüt yeşilidir. Ziyaretçiler göl etrafında temiz havada yürüyüş yapmanın yanında, gölde kayıkla tur atabilirler. Ayrıca Belediye tarafından işletilen orman içi dinlenme tesisleri mevcuttur. Canlı türlerini korumak için gölde avlanmak yasaktır. Yedikuğular Kuş Cenneti (Yedikır Barajı) Yedikır Barajı, Tersakan Çayı üzerinde, sulama amacıyla 1982-1985 yılları arasında inşa edilmiş bir baraj. Kızılkanat, sazan ve turna balıklarıAmasya Kalesi ve Kral Mezarları nın yaşadığı Yedikır Barajı, olta balıkçılığı için Amasya Kalesi, Amasya’nın şehir merkezinin Karadeniz’deki ender göllerden biridir. Yeşilkuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerinde yer ırmak’ın bir kolu olan Tersakan Çayı ile beslealır. “Harşena Kalesi” adıyla da bilinir. Kalenin nir. Baraj gölünün kuzeydoğusunda yer alan Pontus Kralı Mithridates tarafından yaptırıldığı araziler çam türleriyle ağaçlandırılır. Göl, çok sasöylenir. Bazı kaynaklara göre de Kale, yıda su kuşuna da ev sahipliği yapar. Angıt, yeKumandan Harsana yaptırdığı için Harşena isşilbaş ve büyük karabaş martı bu kuşlar aramini alır. Persler, Romalılar, Pontus ve sında yer alır. Baraj gölü 1989 yılında, “Yaban Bizanslıların egemenlikleri döneminde saldırıya Hayatı Koruma Sahası ve Doğal Sit Alanı” ilan uğrayan Amasya Kalesi, yüzyıllar içinde yıkılır edildi. Koruma sahası ilan edildikten ve her seferinde yeniden inşa edilir. İZOCAM PREFABRİK sonra göle Amasya Valiliği taraRoma ve Pontuslular arasında KLİMA KANALI fından “Yedikuğular Kuş geçen savaşlar sırasında Havalandırma ve klima kanallarına Cenneti” adı verildi. önemli oranda tahrip olan ihtiyaç duyulan tüm yapılarda ısı ve ses Amasya Kalesi, 1075’te yalıtımıyla yangın güvenliği için kullanılır. Türklerin Amasya’yı fetAmasya Mutfağı hetmesinden sonra onaAmasya, köklü bir tarih ve rılır. 18. yüzyıla kadar kulkültür yaşamının yanında lanılan Kale, bu yüzyıldan ekolojik yapısı gereği sonra askeri önemini kayzengin bitki örtüsüne ve beder. Kalede sarnıçlar, dolayısıyla zengin mutfak su depoları, Kale eteklekültürüne sahiptir. Her yörerinde Osmanlı dönemine ait nin kendine özgü yemekleri Erdemler İnş. Tes. Malz. Proje Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti. Sahibi Ahmet Gökhan Erdem: “Makina mühendisiyim. Şirketimizi 1972’de rahmetli babam kurdu. 1984’te de şirkete ben dahil oldum. 6 yıl önce babamın vefat etmesine kadar babamla birlikte çalıştım. İlk kurulduğumuz günden beri inşaat ve tesisat malzemeleri üzerine faaliyet gösteriyoruz. Yıllar içinde faaliyetlerimize seramik ve yalıtım ürünleri satışıyla yeni bayilikleri ekledik. Çok yoğun olmamakla birlikte yalıtım uygulamaları da yapıyoruz. Amasya’da sanayi olmadığı için ağırlıklı olarak konutlara uygulama yapıyoruz. 1973’ten beri İzocam bayisiyiz. İzocam bayisi olmaktan, İzocam’ın kurumsallığından, kalitesinden, sektöre yön veren öncü bir firma olmasından ve eğitimlerinden çok memnunuz. Ben aynı zamanda Amasya’da Makina Mühendisleri Odası Başkanlığı'nı yapıyorum. İzocam’ın meslek örgütümüze verdiği destekten de çok memnunuz. İzocam, ‘sağolasın İzocam’ sloganlı reklamıyla bile halkı yalıtım konusunda bilinçlendirmiş, yalıtımı halkın beynine kazımıştır. Tanıştığımız günden beri İzocam’ın bütün yöneticileri ve personelini, sevdiğim ve saydığım iyi insanlar olarak değerlendiriyorum. Her konuda desteklerini ve dostluklarını gördük. İzocam, her zaman yenilikleri takip ederek sektörün ihtiyaçlarını yeni ürünlerle destekledi. Amasya’da İzocam çatı şiltesi çok satan bir ürün. Dış cephe ısı yalıtım sistemleri çok kullanılıyor. Ayrıca İzopor levhalarla yalıtım yapılıyor. Amasya küçük bir şehir olmasına rağmen yalıtım bilinci oturdu. Eski tarihlerde kişi başı camyünü tüketimi en fazla olan şehirlerden birisi Amasya’ydı. Şehrimizde yalıtımsız bina yok denecek kadar azdır. Makina Mühendisleri Odası olarak şehrimizde meslektaşlarımızı eğitiyoruz. Ayrıca yapı denetimdeki mühendis arkadaşlarımıza işin doğruluğunu kontrol etmeleri için eğitim veriyoruz. Şu anda Amasya’da yeni yapılan binalarda 8 cm yalıtım kalınlığı uygulanıyor. İş dışında kitap okumayı seviyorum. Haftanın bir günü spor yapıyorum.” 22 Yol Hikayeleri Çorum Çorum, Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz bölümünde yer alır ve topraklarının bir kısmı İç Anadolu Bölgesi’nde bulunur. Yeryüzü şekilleri ve iklimi, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi arasında geçiş özellikleri gösterir. Coğrafi konumu itibarıyla İç Anadolu’yu Karadeniz’e, Doğu Anadolu’yu Batı’ya bağlayan işlek yol güzergâhı üzerindedir. Şehir, doğuda Amasya, güneyde Yozgat, batıda Çankırı, kuzeyde Sinop, kuzeydoğuda Samsun ve güneybatıda Kırıkkale ile çevrilidir. 2011 sayımına göre nüfusu 261 bin 973 olan şehir, kültür turizmi açısından ülkemizin en önemli merkezlerinden biridir. Tarihi Kalkolitik Çağa Dayanır Çorum’da en eski yerleşime ait kalıntılar Kalkolitik Çağa (yaklaşık M.Ö 6000-3000) aittir. Eski Tunç Çağı’nda bölgeye Hattiler hakimdir. Bu dönemde Çorum, maden zenginliği nedeniyle Anadolu’nun merkezlerinden biri olur. Çorum’da bu döneme ait aralarında altın, gümüş ve tunç eserlerin de bulunduğu önemli buluntular, Alacahöyük’teki mezarlarda ele geçer. M.Ö. 18. ve 17. yüzyıllar, Hattiler ve Hititler arasındaki mücadeleyi Hititler kazanır ve Hattuşa yeni kurulan Hitit devletinin başkenti olur. M.Ö. 13. yüzyıl sonuna doğru Hitit İmparatorluğu’nda yaşanan taht kavgaları imparatorluğun sonunu getirir. Daha sonra Frigler döneminde Boğazköy, Alacahöyük ve Pazarlı merkez olarak gelişir. Keltler, Roma ve Bizans İmparatorluğu egemenliği altına giren bölge, 1071’de kazanılan Malazgirt Savaşı’yla Anadolu Selçuklu hakimiyetine girer. Şehrin Simgesi Saat Kulesi Çorum’un simgesi olan Saat Kulesi, 1894 yılında 2. Abdülhamit döneminde padişahın Beşiktaş Muhafızı olan Hasan Paşa’nın desteğiyle yaptırılır. Kulenin çanı Hasan Paşa tarafından seçilerek İstanbul’dan gönderilir. 27,5 metre yüksekliğinde olan Saat Kulesi’nin tabanı sekiz köşelidir. Kuleye 81 basamaklı döner merdivenle çıkılır. Uzmanlar Saat Kulesi’ndeki mimari yapının diğer kulelerden farklı olduğunu, kullanılan taşın dayanıklı olmamasına karşın, kolay işlenen bir malzeme olduğunu söylerler. Saatin çanının sesinin ilk yıllarda çok güçlü olduğu ve merkeze bağlı köylerden bile duyulduğu söylenir. Saat Kulesi’nin kapısı üzerinde eski yazıyla bir kitabe vardır ve Muhammet Nuri Bektaşi (Korman) tarafından yazılır. Saat Kulesi’ne halk arasında “Çan Saati” de denilir. Hattuşa-Boğazkale Çorum’un 80 kilometre güneybatısında, Boğazkale ilçesinde bulunan Hattuşa, Anadolu’nun büyük bir kısmına M.Ö. 12000 yıllarına kadar hükmeden Hititlerin başkentidir. Bölge 1988 yılında Tarihi Milli Parklar statüsüne alınır. Hattuşa, 1834’te Fransız mimar Charles Texier tarafından keşfedilir. 1893-94’te Ernest Chantre’nin ilk çivi yazılı tabletleri bulunur. 2. Dünya Savaşı nedeniyle verilen aradan sonra 1952’de yeniden başlatılan kazılar, Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından sürdürülür. İlk yerleşim izlerine Kalkolitik Çağ’da (M.Ö. 5000) rastlanır. Bölgenin yerli halkı olan Hattiler, burada bir kent kurup Hattuş adını verirler. Hitit İmparatorluğu döneminde şehir yaklaşık 6 kilometre uzunluğunda bir surla çevrilir. Daha sonra bu surların önüne ikinci bir duvar daha örülerek kent daha sıkı şekilde savunulur. Bu yeni sur üzerinde bulunan, anıtsal şehir kapılarının çoğu günümüze kadar kalır. Aslanlı Kapı ve Kral Kapı bunların en önemlileridir. Yapılan kazılarda ortaya çıkan Hitit metinlerinde sık sık “Hattuşa ülkesinin bin tanrısından” söz edilir. Tanrıların çoğu Hattuşa’da kendilerine bir tapınak yeri yaptırırlar. Hattuşa’da bugüne kadar 31 tapınak bulunur. Alacahöyük Çorum’un tarihi yerlerinden birisi de Alacahöyük’tür. Şehrin 45 km güneybatısında bulunan Alacahöyük, Eski Tunç Çağı ve Hitit Çağı'nda çok önemli bir dini tören ve sanat merkezidir. Alacahöyük ile ilgili 4 uygarlık çağı ortaya çıkartılır. Bunlar; Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu-Osmanlı dönemleridir. Hitit merkezlerinden biri olan höyük, 310 m. genişliğinde ve 20 m. yüksekliğindedir. 1835’ten beri çeşitli araştırma ve kazılar yapılan höyükte, tam anlamıyla 1935’te başlayan kazılar sonunda 4 kültür çağı ve 14 yapı katı tespit edilir. Birinci kültür çağı denilen döneme ait hö- yükte, kerpiç, kamış ve ince ağaç dallarından yapılan evlerin kalıntıları, mezarlar, çanak ve çömlekler bulunur. İkinci kültür çağında 14 kral mezarı ortaya çıkarken, üçüncü kültür çağında 4 yapı katı göze çarpar. Dördüncü kültür çağına ait ise çanak, çömlek, para gibi eserler ortaya çıkarılır. Alacahöyük’te çıkarılan eserler bugün orada yapılan müzede sergileniyor. eserlerin çokluğu nedeniyle ihtiyaca cevap veremez duruma gelir. Bunun üzerine Çorum Endüstri Meslek Lisesi’nin yanında bulunan bina, 1986 yılında Yeni Çorum Müze binası olarak restore edilmek üzere Milli Eğitim Bakanlığı’ndan devralınır. 1989 yılında müze hizmet binası olarak kullanılmak üzere restore edilmeye başlanır. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeni Çorum Müzesi 2003’te hizmete açılır. Yeni müze binasında, arkeolojik ve etnografik teşhir salonları vardır. 4 kattan oluşan arkeolojik salonda; Alacahöyük, Kuşsaray ve Büyük Güllücek kazılarında bulunan eserler, Hitit dönemi eserleri, müze koleksiyonunda özel bir yere sahip olan, restoran olarak hizmete açılan Katipler Konağı ve Alaybey Konağı gösterilebilir. Çorum Leblebisi ve Mutfağı Çorum hepimizin de bildiği gibi leblebisi ile ünlüdür. Çorum’un sarı leblebisi kuru nohuttan yapılır ve nohut bir buçuk ay gibi uzun bir sürede leblebiye dönüşür. Çorum, yöresel yemekler bakımından zengindir. Şehrin yemekleri arasında mayalı, yanıç, cızlak, kömbe, oğmaç, hingal, haşhaşlı çörek, borhani (hamurlu, yumurtalı, mantarlı), helise, çullama, tirit, iskilip dolması, keşkek, kara çuval helvası, hedik, has baklava sayılabilir. Çorum Kalesi Şehrin güneyinde, alçak bir tepe üzerinde kurulan kalenin kesin yapım tarihi bilinmiyor. Kale, Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan tarafından inşa edilir. Kare planlı olan kalede yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, moloz taş ve Roma-Bizans dönemlerine ait devşirme taşlar kullanılır. Kale içinde küçük bir camiyle konutlar yer alır. Ulu Cami üzeri çivi yazılı Hitit Kralı 2. Tuthaliya’ya ait ünik bronz kılıç, Ortaköy-Şapinuva kazısı küçük buluntuları, Bizans ve İslami dönem sikkeleri sergilenir. Çorum Evleri Çorum’un mimari mirası içinde korunması gereken eski Çorum Evleri önemli bir yer tutar. Ancak bu evlerin hepsinin özelliklerini günümüze kadar koruduklarını söyleyemeyiz. Bugün Çorum’da geleneksel Türk evi niteliklerini taşıyan az ev vardır. Bu evlerin, 19. yüzyılın sonu ya da 20. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı bilinir. Çorum Evleri genellikle iki katlıdır. Evlerin yapımında ahşap ve kerpiç dolgu kullanılan “hımış” tekniği tercih edilir. Evlerin dışarıyla ilişkisi kesiktir. Özellikle kadınların bahçe içinde rahatlıkla çalışabilmesi için bahçenin etrafı yüksek kerpiç duvarlarla çevrilir. Eski Çorum Evleri'nin birinci katı Caminin Selçuklu Sultanı 3. Alaattin Keykubat zamanında yaptırıldığı söylenir. Cami, bugüne kadar pek çok kez onarılır. 1446 tarihinde 2. Beyazıd zamanında meydana gelen büyük depremde harap olan cami, Mimar Sinan tarafından onarılır. 4. Murat Erivan Seferi’ne giderken Çorum-Boğacık Köyünde konaklar, cami bu dönemde tekrar tamir ettirilerek etrafına medreseler ve akarat yaptırılır. 1790 yılındaki depremde tekrar hasar gören cami, 1810 yılında ahşap, tek kubbeli olarak tamir ettirilir ve bugünkü görünümünü alır. Caminin son cemaat yeri ve üst katı 2. (zemin kat) genellikle mutfak, kiler Meşrutiyetin ilanından sonra gibi kısımlardan oluşur. Ayrıca İZOCAM VANA CEKETİ yapılır ve doğu tarafına bir Kapalı ya da açık ortamlardaki standartlara kışın çok soğuk geçen günminare ilave edilir. ler için bir de kışlık oda buuygun üretilmiş tüm vana ve pislik tutucuların ısı yalıtımında kullanılır. lunur. Esas yaşamın geçtiği bölüm ikinci kattır. Bu Çorum Müzesi kata genellikle ahşap, dö1968 yılında kurulan ner bir merdivenle çıkılaÇorum Müzesi, rak sofaya açılır. ÇoÇorum’da son yıllarda rum’daki tescilli evlere örhareketlilik kazanan arkenek olarak, restore edilip olojik kazılar ve elde edilen “İzocam’ın bayrağını gururla taşıyoruz” Karaalemdar İnş. Malz. Tic. ve San. A.Ş. Sahibi Enver Bayrak: “1976 Çorum doğumluyum. 12 yıldır şirkette dördüncü kuşak olarak görev yapıyorum. Şirketimizin temelleri 1901 yılına dayanıyor. Babamın dedesi İstanbul Kadıköy’de deri ticaretiyle faaliyete başlamış. 1960’da Çorum’a taşınan şirketimiz, Komutan Ticaret ismiyle faaliyetlerini sürdürmüş. Dedelerim komutanmış, seferlerde bayrak taşırlarmış. Biz de şirketimize Karaalemdar ismini verdik. Babamın amcasının oğluyla iki yıl öncesinde vefatına kadar birlikte çalıştık. Şu anda şirkette benden başka aileden kimse yok. Ağırlıklı olarak inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Isıtma ve soğutma ürünleriyle yalıtım üzerine bayiliklerimiz var. İzocam bayiliğini babam işin başındayken 1975 yılında aldık. O yıllardan beri de gururla bayiliği sürdürüyor ve İzocam’ın bayrağını taşımaya çalışıyoruz. Bizim için kalite çok önemli. Başımızı ağrıtacak bir ürünü şirkete sokmuyoruz. İzocam’ın ürünü söz konusu olduğu zaman fiyat bile sorulmadan ürün istenebiliyor. Bunda İzocam’ın kalitesinin büyük etkisi var. İzocam’ın uzun yıllar bayisi olmamızı karşılıklı ahde vefa ve iyi niyete bağlıyorum. Çorum’da daha çok Foamboard, Camyünü ve Taşyünü satışı yapıyoruz. Ürünleri satarken zorlanmıyoruz. Çünkü özellikle İzocam ürünlerini isteyenler bize geliyorlar. Yıllardan beri kemikleşmiş bir müşteri portföyümüz de var. Yalıtım konusunda insanlar yavaş yavaş bilinçleniyor. İnsanlar yalıtımı yaptırıp daha az fatura ödemeye başladıkça birbirilerini de bilinçlendiriyorlar. Uygulamaların daha da yoğunlaşmasını bekliyoruz. Bu konuda bizim de bir projemiz var. Şirketimizin bünyesinde mantolama üzerine bir departman kuracağız. Mantolama konusunda tecrübeli olan bir arkadaşımız, mağazanın altında kuracağımız showroom’da sadece İzocam mantolama ürünlerinin satışından sorumlu olacak. Bu konuda talebin artacağını düşünüyoruz. BEP Yönetmeliği’nin ardından yalıtım uygulamalarının hızlandırılması gerekiyor. Yalıtım sektörü önü çok açık bir sektör. Yıllardır motosiklet kullanıyorum. 6-7 yıldır motosikletle seyahatlere de katılıyorum.” 24 Yol Hikayeleri Sivas Sivas, İç Anadolu Bölgesi’nin doğusunda, Anadolu’daki tarihi İpek Yolu güzergâhlarının kesiştiği noktada bulunur. Ünlü Kral Yolu da Sivas’tan geçer. Şehrin topraklarının büyük bölümü Yukarı Kızılırmak, bir bölümü de Yeşilırmak ve Fırat havzalarında yer alır. Sivas, kuzeyde Giresun, Ordu ve Tokat, doğuda Erzincan, Güneyde Malatya, Kahramanmaraş ve Kayseri, batıda ise Yozgat ile komşudur. İç Anadolu Bölgesi’nin en soğuk ili olan Sivas’ta karasal iklim görülür. Yazları oldukça kurak geçer. Şehrin nüfusu 310 binin üzerindedir. Sivas Tarihi Çifte Minareli Medrese, ne yazık ki büyük yıkıma uğradığı için bugün çok az bir kısmı ayaktadır. Yapı, harap olması nedeniyle 1882’de ilk önce hastane, sonra okul haline getirilir. Ön cephesi Halil Edhem Bey’in çabasıyla yıkılmaktan kurtarılır. 2 katlı, 4 eyvanlı bir yapıdır. Taç kapının üzerindeki tuğla minareler çini bezemelidir. Bitkisel ve geometrik motiflerle süslü taç kapı, yapıya hareketli bir görüntü kazandırır. Son yıllarda yapılan kazıların da ortaya koyduğu gibi Çifte Minareli Medrese, yalnız medreseden ibaret değildir, çevresinde diğer bazı yapıları da içine alır. Sivas’ta ilk yerleşim M.Ö. 7000-5000 yıllarına uzanır. Hititlerin yerleşim alanı içinde bulunan Sivas, Friglerin, Lidyalıların, Romalıların ve Bizanslıların egemenliğine girer. Romalıların döneminde “Sebasteia” adını alır. Şehrin ilk kuruluş yeri, Topraktepe adı verilen yükseltinin üzerine yaptırılan kaledir. 1071’de Danişment Beyliği, Sivas’ı topraklarına katar. 1220 yılında Sultan İzzettin Keykavus, Sivas’ı Selçuklu Devleti’nin başkenti yapar. 1256-1343 yılları arasında şehir İlhanlıların egemenliği altına girer. 1398’de Osmanlı’nın egemenliği altına girer ve Eyalet-i Rum adını taşıyan geniş bir bölgenin eyalet merkezi konumuna girer. 4 Eylül 1919’da toplanan Sivas Kongresi ile Cumhuriyetin temellerinin atıldığı şehir olan Sivas, Atatürk ve kongre üyelerini ağırlayarak Cumhuriyet tarihinin önemli şehirlerinden birisi haline gelir. Çifte Minareli Medrese Sivas’taki Çifte Minareli Medrese, Anadolu’nun en ünlü tarihi yapılarından birisidir. İlhanlıların büyük veziri Sahip Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271-1272 yılları arasında yaptırılır. Anadolu’da yapılmış en abidevi medreselerden biri olan ve “Darülhadis” adıyla da tanınan lılar, İlhanlılar ve Osmanlılar zamanında kale onarılır. Şehri tamamen kuşatan dış surların 5 ya da 7 kapısı vardır. Her onarımda yeni kapılar açıldığı ve kapandığı için kapı sayısında değişimler söz konusudur. Kayseri Kapısı, Dolap Kapısı, Şalpur Kapısı, Bağdat Kapısı, Tokat Kapısı gibi kapı isimleri vardır. Sivas Ulu Cami Ulu Cami, şehrin en eski yapılarındandır. 119697 yılları arasında Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Kılıçarslan’ın oğlu Kutbettin Melikşah döneminde, Kızılarslan Bin İbrahim tarafından yaptırılır. Caminin 1. İzzeddin Keykavus tarafından 1212 yılında onarıldığı, 1213’te de minaresinin yapıldığı bilinir. Cami 1955’te Sivas Valiliği tarafından onarılır. Onarım çalışmaları sırasında caminin hem yapım hem de onarım yazıtı bulunur. Gök Medrese Sivas Kalesi Sivas şehir merkezinde, Topraktepe üzerinde bulunan Sivas Kalesi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmez. Kalenin Roma İmparatorluğu döneminde ya da daha önce yapıldığı sanılır. Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, Eretna- Çok sayıda tarihi ve kültürel zenginliklere sahip olan Sivas’taki en güzel Selçuklu eserlerinden birisi Gök Medrese’dir. Tarihi yapı, 4. Kılıçarslan’ın oğlu 3. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde Vezir Sahip Ata Faahreddin Ali tarafından 1271 yılında yaptırılır. Türk mimarisinin ve süslemesinin bir arada olduğu önemli yapılardandır. Medresenin giriş kapısının kemerinin iki yanında çeşitli hayvan figürleri vardır. Giriş kapısının sağ üst köşesindeki yaprak kabartma üzerinde ise Orta Asya burç figürleri, 12 hayvanlı Türk takvimi sembolleri yer alır. Gök Medrese’nin mermer taç kapısı zengin bir görünüme sahiptir. Kapının iki yanında simetrik olarak işlenen, vazoda yapraklar, çiçekler ve narlardan oluşan bitkisel tablo figürleri vardır. 1926 yılında müze haline getirilen Gök Medrese, 2006 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sonunda Selçuklu Müzesi olarak hizmete açılacak. Aşık Veysel Müzesi Sivas Mutfağı Sivas’ın en önemli değerlerinden birisi Sivrialan Köyü’nde dünyaya gelen dünyaca ünlü halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu’dur. Ozanın Sivrialan Köyü’ndeki evi 1979 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kamulaştırıldı ve 1982’de de müze olarak ziyarete açıldı. Müzede Aşık Veysel’in kişisel eşyaları, fotoğrafları, şiirleri ve onunla ilgili yayınlanan eserler sergileniyor. Aşık Veysel’in anısını yaşatmak için her yıl 9-11 Temmuz tarihleri arasında Sivas’ta ve Sivrialan Köyü’nde anma törenleri düzenleniyor. Ayrıca “Aşık Veysel Aşıklar Bayramı” adı altında bir festival gerçekleştiriliyor. Sivas mutfağı, ülkemizde kendine özgü bir yere sahiptir. Yöre yemekleri daha çok unlu yemeklere dayanır. Keş, peskütan ve çökelek, süt ürünlerinden hazırlanan yiyeceklerdendir. Yazları ayranlı çorba, pancarlı çorba, evelik ve düğücek aşı gibi yemekler yapılır. Kışları ise tırhıt, sübüra, kelecoş, tarhana, içli köfte, hingel gibi hamurlu yemekler yenir. Şehirde genellikle sebze yemekleri yapılmaz. Sivas kebabı ünlüdür. Tandırda kül çöreği, fotla, patates ya da peynirle yapılan kömbe, kete, lavaş yörede yaygın ekmek çeşitlerindendir. Ayrıca Sivas köftesiyle de ünlüdür. Sığır etinden yapılan köftenin eti özel olarak bekletilir ve içine un ve kırmızı biber konularak hazırlanır. Sızır Şelalesi, Şuğul Vadisi Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınan Sızır Şelalesi, Gemerek ilçesinin Sızır kasabasına 1 km uzaklıktadır. Şelale, Çat Ormanları içinde, Göksu Çayı üzerinde bulunur. Yöre sakinlerinin sık geldikleri dinlenme yeri olan Sızır Şelalesi, doğa yürüyüşüne de elverişlidir. Sivas’ın bir diğer doğal güzelliği olan Tödürge Gölü de şehrin önemli mesire yerlerindendir. Kayıkla geziler yapılan göl, dalış sporu için de uygundur. Çoban Köpeği olarak da bilinen kangal köpeği, uzun çalışma saatlerine dayanabilen bir türdür. Mükemmel bir içgüdüsü, sahiplenme ve koruyucu duygusu nedeniyle bugün Anadolu’da besi hayvanlarını, kurt ve ayı gibi yırtıcı hayvanlarına karşı korumak amacıyla Sivas Kangal Köpeği kullanılır. Bu köpekler, dünya köpek ırkları arasında kurtlara karşı koyabilen tek köpek ırkıdır. Kangal Köpekleri en zor iklim ve çalışma şartlarında verilen görevi canı pahasına yerine getirme özelliğine sahiplerdir. “İzocam’ın tabelası bizim için itibardır” Gölün deniz seviyesinden yüksekliği 1295 metredir. Tödürge Gölü, Sivas’ın en büyük gölüdür ve içinde 2 tane ada vardır. Gölün derinliği 4-10 metre arasında değişir. Suyu kireçli ve tuzlu olan gölde çok sayıda balık yaşar ve etrafında da çeşitli kuş türleri vardır. Kangal Balıklı Kaplıca Kangal Balıklı Kaplıca, “doktor balıklar” diye anılan, dişi olmayan balıklarıyla ünlüdür. Kaplıcadaki balıklar, 36-37 derece sıcaklıktaki suyun yumuşattığı yara kabuklarını deriden uzaklaştırarak kaplıca suyunun deriye ulaşmasını sağlar ve deri pürüzsüz hale gelene kadar o bölgeyi temizler. Balıklı Kaplıca, deri hastalıklarından özellikle sedef hastalığının ve romatizmal hastalıkların (kırıklar, kas hastalığı) tedavisinde ün yapmış bir kaplıcadır. Bu kaplıcanın önemi, suyun kimyasal özelliklerinden ve içinde yaşayan balıklardan ileri gelir. Kangal Köpeği Sivas Kangal Köpeği’nin kökeninin Orta Asya’ya dayandığı söylenir. Kanglı Türk boyunun Orta Asya’dan göçü sırasında hem insanları hem de koyunlarını korumak için kangal köpeklerini yanına aldığı söylenir. Orta Asya’dan beri Türklerle birlikte olan ve onlarla birlikte Anadolu’ya gelen Sivas Kangal Köpeği, soyunu günümüze kadar korur. Anadolu Sivas Demir Çekme San. ve Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Turan Yıldız: “Şirketimiz bir aile şirketi. 1963’te babam şirketi kurdu. Daha sonra işi bize devretti. Sivas Demir Çekme şirketini iki kardeşimle birlikte 1985’te kurduk, 1986’da şirketimiz faaliyete geçti. İlk yıllarda ana faaliyet alanımız inşaat demiriydi. 1990’lı yıllarda yalıtım ürünleri, galveniz sac, gaz beton ve çatı kaplama ürünlerini de satmaya başladık. Merkez ofisimizde alım, satım ve koordinasyon işlerini ben yürütüyorum. Ortanca kardeşim Ahmet ve küçük kardeşim Murat, depoda görev yapıyorlar. Sivas’a doğalgazın gelmesiyle birlikte insanlar yüksek doğalgaz faturası ödemeye başladılar, biz de herkese örnek olmak için yalıtım uygulamaları yapmaya başladık. 6 yıl uygulama yaptık. 2008’de amacımıza ulaşınca uygulamayı bıraktık. Merkez satış ofisimizin dışında bir de 440 metrekarelik depomuz var. Şirket olarak ticari prensibimiz gereği, ürünü satmadan önce tanıyor, daha sonra müşteriye anlatıyoruz. İzocam bayisi olmak için talepte bulunduk. O dönemde iki Sivas bayisi vardı. 1 yıl tali bayi olarak çalıştık. 2000’de de İzocam bayisi olduk. İzocam bayisi olmaktan çok memnunuz. Bugüne kadar hiçbir sorun yaşamadık, ürünlerle ilgili şikayet gelmedi. İzocam bayisi olmak, şehrin iyi tüccarı olduğunuz anlamına geliyor. Bu nedenle İzocam bayisi olmak bir seçkinliktir, İzocam’ın tabelasına sahip olmak bizim için itibardır. Kaliteye önem veriyoruz. Her sattığımız ürünün sonuna kadar arkasındayız. İzocam ürünlerini satarken de içimiz çok rahat. Sivas’ta İzocam’ın ağırlıklı olarak Foamboard ürününü satıyoruz. Şehrimizde sanayi olmadığı için Taşyünü satamıyoruz. Bu yıl EPS satışına başladık. Bu ürünün satışları da iyi gidiyor. Sivas’ta yalıtım malzemeleri konusunda çok mücadele verdik. Yıllarca malzemeleri ve kalınlıkları anlattık. Şu anda şehrimizde 7 cm yalıtım kalınlığı uygulanıyor. Yalıtım bilinci zamanla oluştu. İlk önceleri 6 cm’lik çatı şiltesi satarken, bugün 10-12 cm’lik şilteler satıyoruz. İzocam’a bize destek verdiği için çok teşekkür ediyorum. Onların verdiği destek ve kaliteli ürünle başarıyı elde ediyoruz.” “İzocam’ı emanet gibi görüyoruz” Şardaşlar Yapı ve Isı Sistemleri Şirket Ortağı Babur Şardaş: “ODTÜ Makina Mühendisliği bölümünden mezunum. Üniversiteden mezun olduktan sonra üçüncü kuşak olarak şirketimizde çalışmaya başladım. Şirketimizin kurucusu dedem müteşebbis bir insanmış. 1940’lı yıllarda nalburluk alanında faaliyet gösteren şirketimizi kurmuş. Ardından babamı yetiştirmiş. Kaba inşaat malzemeleri, seramik, vitrifiye, batarya satışı ve yalıtım malzemelerinin satışını yapıyoruz. İnşaat mühendisi ve makine mühendisi olan iki kardeşimin işe dahil olmasıyla birlikte faaliyetlerimize tesisat, ısıtma ve soğutma ürünlerinin satışını da ekledik. İki tane mağazamız var, bir tane daha açmayı planlıyoruz. İzocam ile 40 yılı devirdik. 1968’den beri İzocam bayisiyiz. İzocam’ın en eski bayilerinden biriyiz. İzocam kurulduktan sonra ürünlerini satmaya başlamışız. O dönemde insanlar yalıtımı bilmiyorlarmış. Ürün satmak için önce ürünün ne olduğunu anlatmak gerekiyormuş. Aslında ben çok şanslıyım. Çünkü İzocam ile çocukken tanıştım ve doğruyu bulmak için araştırma yapmadım. Dedem ileriyi gören birisiymiş. Sivas’a pek çok yenilik getirmiş. İzocam’ın ilk Genel Müdürü Ferdi Vardarman Sivas’a gelmiş. İzocam ürünlerini Sivas’ta kimin satabileceğini araştırmış ve tavsiyeler üzerine Dedem Necmettin Şardaş’ı bulmuş. Böylece İzocam bayisi olmuşuz. İzocam bayisi olmak bir prestijdir, bir ayrıcalıktır. İzocam, olmazsa olmaz. İnsanlar bizim için, ‘İzocam herkese bayilik vermez, İzocam bayilik verdiğine göre iyi bir firmadır’ diye düşünüyorlar. Biz de İzocam’ı emanet olarak görüyoruz. İzocam ailesi de bizi eski bayi olduğumuz için böyle görüyor. Sivas’ta yalıtım uygulamalarının el yordamıyla yapıldığını söyleyebilirim. Mesleğim gereği insanlar boş yere para harcamasınlar, yalıtımda optimumu bulsunlar diye çalışıyorum. Sivas’ta Camyünü satışı giderek geriliyor. Daha çok Foamboard tercih ediliyor. Yalıtım denince burada Foamboard anlaşılıyor. Türkiye’de yalıtımın kredi ayağının eksik olduğunu düşünüyorum. Ayrıca KDV’nin düşmesi gerekiyor.” 26 Röportaj Sivas Belediyesi Yapı Denetim Servisi Şefi Osman Yılmaz: “Sivas’ın yalıtıma çok ihtiyacı var” “Sivas Belediyesi Yapı Denetim Servisi olarak, BEP Yönetmeliği kapsamında, yapı denetim firmalarının kontrolünden sonra inşaatların projedeki yalıtım hesapları ve kalınlıklarına bakarak gerekli kontrolleri yapıyoruz. Sonrasında da Enerji Kimlik Belgesi’ni makina mühendisleri veriyor. Sivas genelinde dış cephede 6 cm, çatılarda 12 cm ve bodrumlarda 6 cm yalıtım kalınlığı kullanılıyor. Sivas’ta şu anda müteahhitler dışında kimse Enerji Kimlik Belgesi ile ilgili bilgi sahibi değil. Bugüne kadar halktan kimse bize Enerji Kimlik Belgesi’ni sormadı. Ama biz halkı bilinçlendirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sivas’ta 2010’da üniversiteler ve Bakanlıkların katılımıyla, 10 bin kişiye büyük bir seminer verdik. Halka yalıtımın önemini anlatmaya çalıştık. Üniversitedeki termal kamera görüntülerini halka göstererek iyi yapılmayan yalıtımın bir anlamı olmadığını anlattık. Sivas’taki okullara konuyla ilgili broşürler dağıttık. Uygulamalardaki sıkıntılardan dolayı 20092010 yıllarında İZODER’den eğitmenler getirerek 200 ustaya kurs verdik. Kurs sonunda belge verdik ve belgesi olmayan ustalara uygulama yaptırmadık. Daha önce yalıtım uygulamaları konusunda bilgi olmadığı için sıvacı ve boyacılar bile yalıtım ustalığı yapıyordu. 2012 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından inşaat işçilerinin tamamına sertifika alma zorunluluğu getirilmişti. Ancak bu uygulama daha sonra 2014 yılına ertelendi. Şu anda ustalara geçici sertifika veriliyor. Bu nedenle yalıtım ve ustalık anlamında uygulamada sıkıntı yaşıyoruz. Malzeme ne kadar kaliteli olursa olsun, işçilik iyi olmazsa yapılan uygulamanın bir anlamı olmuyor. Sivas’ta yeni binaların tamamı yalıtımlı. Eski binalarda da yalıtım uygulamaları arttı. Çünkü insanlar enerji tasarrufu sağladığını gördükçe yalıtıma yöneliyorlar. Soğuk iklim kuşağında olduğu için Sivas’ın yalıtıma çok ihtiyacı var.” Sivas Belediyesi ve İl Özel İdaresi’nden, Sivas’taki yalıtım ve BEP Yönetmeliği uygulamalarını öğrendik. Sivas İl Özel İdaresi Plan Proje Yatırım ve İnşaat Müdürlüğü Makine Teknikeri Birol Arslanhan: “Yalıtım farkındalığını artırdık” “Yapı Denetim Kanunu 2011’de Sivas’ta uygulanmaya başlandı. Kanun kullanım alanı 200 metrekarenin üzerinde olan yapılar için uygulanıyor ve biz İl Özel İdaresi olarak köylere bakıyoruz. Bugüne kadar Kanunun öngördüğü şekilde bir bina karşımıza çıkmadığı için henüz BEP Yönetmeliği ile ilgili bir uygulama yapamadık. Daha önce BEP Yönetmeliği hazırlık çalıştaylarına katıldım. Yönetmeliğin uygulanabilirliğinde sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Yönetmeliklerin daha çok sahada uygulanabilirliğinin araştırılıp ona uygun çıkarılması gerektiği kanaatindeyim. Ancak o zaman Türkiye’deki uygulamalar artacaktır. Yönetmelik eksiksiz şekilde uygulanırsa, Erzurum’da doğan ve Sivas’ta büyüyen soğuğa karşı, halkın ve ülkenin ekonomisine katkı sağlayacağımıza, enerji kullanımını azaltacağımıza inanıyorum. 2017’de herkes Enerji Kimlik Belgesi çıkartmaya yönelecektir. Benim tespitlerime göre Sivas’taki binaların yüzde 60’ı yalıtımlı. Bunun çok iyi bir oran olduğunu düşünüyorum. İleride yalıtım uygulamalarının artacağı kanaatindeyim. İzocam’ı yalıtımla ilgili çalışmaları nedeniyle takdir ediyorum. Ne kadar kaliteli malzeme üretirseniz üretin, kullanıcı ya da uygulayıcı konuyu bilmediği zaman ürünün kalitesinin önemi kalmıyor. Bu noktada diğer firmaların aksine İzocam, hem kullanıcı hem yönlendirici hem denetleyici hem de uygulayıcılarla ilgileniyor ve sektöre bütün olarak katkı sağlıyor. Yalıtıma ilgim 7 yıl önce evime yalıtım yaptırmamla başladı. Sivas Belediyesi’nde de 22 yıl inşaat kontrol amirliği yaptım ve o dönemde yalıtım adına birçok faaliyette bulundum. Belediyede yalıtımı olmayan binalara iskân vermeyi engelleyen Dış Cephe Mantolama Uygulama Yönetmeliği’ni hazırladık. Halkın yalıtımla ilgili sorularına yanıt vermek için “Yalıtım Hattı”nı kurduk. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek makina mühendislerine eğitimler verdik. Sivas’taki 3 bin konutu, 3 yıl içinde izlemeye aldık, yalıtımlı ve yalıtımsız konut farkını ortaya koyduk. Bugün bu konutlardan birisi satın alınmak istendiğinde, konutu alacak olanlara hemen konutun harcadığı enerji bilgisini verebiliyoruz. Uluslararası Enerji Konferansı’na konuşmacı olarak katıldık. Sivas’ta yalıtım farkındalığını artırdık.” Sokak Röportajı Tesisat yalıtımı nedir? Adı-Soyadı: Ali İhsan Mustanoğlu Yaşı: 71 Mesleği: Mobilyacı Adı-Soyadı: İbrahim Kolbaş Yaşı: 46 Mesleği: Tekstilci Adı-Soyadı: Yalçın İskender Yaşı: 40 Mesleği: Kuyumcu “Küflenmeyi önler” “Mantolamanın bir türüdür” “Isının dışarı kaçmasını engeller” “Tesisat yalıtımı boruların sıcak kalması ve evin içine su akmaması için yapılır. Binanın içindeki boruların malzemelerle kaplanması şeklinde uygulanır. Kalorifer borusunu yalıtırsanız evinizi daha sıcak tutarsınız, boruların küflenmesini ve paslanmasını önlersiniz.” “Tesisat yalıtımı, binalara yapılan mantolamanın bir türüdür. Binanın tesisat sistemine uygulanır. Isı ve elektrik tasarrufu sağlar. Enerjiden tasarruf ederek daha az doğalgaz faturası ödenmesine yardımcı olur.” “Tesisat yalıtımı, binanın tesisatındaki soğuğun ve sıcağın dışarı kaçmasını engeller. Aslında mantolamayla aynı işlevi görür. Enerji tasarrufu sağlar. Tesisat malzemelerinin uzun ömürlü olmasını sağlar.” Sokak röportajı bölümü için sokağa çıktık ve “Tesisat yalıtımı nedir?” diye sorduk. Sorduğumuz kişilerin hepsi tesisat yalıtımının enerji tasarrufu sağladığını söylüyor, bir kısmı da binanın tesisat sistemini koruduğunu dile getiriyor. Adı-Soyadı: Leyla Pözüt Yaşı: 39 Mesleği: Ev hanımı Adı-Soyadı: Mahmut Sezgin Yaşı: 24 Mesleği: Nalbur Adı-Soyadı: Cihani Aydoğan Yaşı: 35 Mesleği: İşletmeci “Malzemeleri korur” “Evin olmazsa olmazıdır” “Boruların ısısını ayarlar” “Tesisat deyince aklıma evin altyapısındaki malzemeler geliyor. Tesisat yalıtımı, malzemeleri ileriye yönelik korumak için ve enerji tasarrufu için yapılır. Aynı zamanda nemi önler ve oksijenin evin içine girmesini sağlar. Yalıtım her şeyden önce temiz bir dünya demektir.” “Tesisat yalıtımı evin olmazsa olmazıdır. Binanın zeminine, su giderlerine, vanalarına, sıcak ve soğuk su borularına yapılan yalıtım uygulamalarıdır. Tesisat yalıtımı da bunların yalıtılmasıdır. Yalıtım yapılmayan borular tıkanabilir.” “Tesisatla ilgili her türlü iç ekipmanın yalıtımıdır. Bunların arasında su boruları da vardır. Boruların ısısını ayarlar, eve suyun sıcak ya da soğuk olarak verilmesini sağlar. Evin nem oranını ayarlar. Türkiye’de yaşayıp da yalıtım alanında İzocam’ı bilmeyen yoktur.” 28 Proje Sivas Tugay Komutanlığı’nda İzocam imzası Sivas’taki 5. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nın 4 katlı 3 bloktan oluşan binasında çatı ve dış cephe yalıtımı yapıldı. Çınar İnşaat tarafından yalıtım uygulamaları yapılan proje İzocam ürünleriyle yalıtıldı. Binanın yalıtımında 6 cm, 5 bin 500 metrekare Manto Taşyünü ile çatı yalıtımında 600 metrekare 12 cm kalınlığında TİP 300 Çatı Şiltesi kullanıldı. Sivas Devlet Lojmanları’nda İzocam ürünleri tercih edildi Sivas Kümbet Mahallesi’ndeki Devlet Lojmanları, 3 blok, 5 kattan oluşuyor. Mehmet Akif Aksoy şirketi tarafından Devlet Lojmanları’nın mantolaması gerçekleştirildi. İzocam ürünlerinin tercih edildiği projenin mantolamasında 2 bin 400 metrekare, 7 cm Foamboard, çatı yalıtımında ise 500 metrekare, 7 cm Foamboard kullanıldı. Projede mantolama ve çatı yalıtımı 2 ay içinde tamamlandı. Amasya’daki Orkide Sitesi’nde İzocam ürünleri kullanıldı Amasya şehir merkezindeki Orkide Sitesi, 4 katlı, 32 daireli ve 4 bloktan oluşuyor. Evlerin 4+1 olarak tasarlandığı sitenin inşaatına 2011 yılında başlandı. 2013 yılının Haziran ayında tamamlanması planlanıyor. Kent-Kur İnşaat Ltd. Şti. tarafından inşa edilen sitede İzocam’ın yalıtım ürünleri tercih edildi. Sitede, 3 bin metrekare, 80 mm Manto İzopor Plus'lı terratherm-manto paket sistem kullanıldı. Seda Apartmanı'nın mantolaması İzocam ile yapıldı Sivas’taki Seda Apartmanı’nın 48 daireden oluşan A Bloğu mantolandı. Müteahhit firma olarak Ev Tasarım Atölyesi’nin yer aldığı projede, İzocam’ın mantolama ürünleri tercih edildi. Apartmanın mantolamasında 50 mm, 2 bin 600 metrekare Foamboard kullanıldı. 30 İzocam Kullananlar Kangal’ın kalbi İzocam Taşyünü ile yenileniyor Sivas’ta faaliyet gösteren EÜAŞ (Elektrik Üretim A.Ş.) Kangal Termik Santrali İşletme Müdürlüğü’nde revizyon çalışmaları yapılıyor. Santral’deki 3 ünitenin dış cephesine İzocam Taşyünü Sanayi Levhası uygulanıyor. Santral’de farklı özellik ve kalınlıklarda 5 bin 500 metrekare Taşyünü kullanılıyor. EÜAŞ (Elektrik Üretim A.Ş.) Kangal Termik Santrali İşletme Müdürlüğü, 1989’da Sivas’ın Kangal ilçesinde faaliyete geçti. 3 üniteye sahip olan Santralde, kömürden elektrik üretiliyor. Kangal Termik Santrali’nin yıllık elektrik üretim kapasitesi 8 milyon megawatt. Santral, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 3’ünü karşılıyor. Termik Santralin zaman zaman revizyon ve bakım çalışmalarına ihtiyacı oluyor. Santralde, EÜAŞ’ın alt yüklenici firmalarından Gizem Otomotiv San. Tic. Ltd. Şirketi tarafından bu yıl Ağustos ayında yeni bir revizyon çalışmasına başlandı. Çalışmalar kapsamında Santralin 3 ünitesinin dış cephesi İzocam Taşyünü Sanayi Levhası ile kaplanıyor. Şirketin Sahibi Mustafa Budak, 7 yıldır gerçekleştirdikleri bütün santral revizyon projelerinde İzocam ürünlerini kullandıklarını ve İzocam’dan çok memnun olduklarını söylüyor. İzocam’ın yıllardır kalitesinden ödün vermediğini belirten Budak, “Her zaman ilk tercihimiz İzocamdır” diyor. Şirketinizin kuruluşu ve faaliyetlerinden söz eder misiniz? Gizem Otomotiv San. Tic. Ltd. Şirketi’ni 1998’de kurdum. İlk olarak Kangal Termik Santrali’nde çalışarak bu işe başladım. Askerden geldikten sonra kendi firmamı kurarak termik santrallerin bakım işlerini üstlendim. Şirketimizin ana faaliyet alanı, termik santrallerin mekanik işleri ve yalıtım uygulamaları dahil olmak üzere, her türlü bakım ve revizyon işlerini yapmaktır. İlk olarak Kangal Termik Santrali’nin bakım işlerini yaptık. Daha sonra Soma Termik Santrali ve Bursa Orhaneli Termik Santrali’nde çalışmalar yürüttük. Şu anda yine Kangal Termik Santrali’nde çalışıyoruz. Firmamızda 150 kişi teknik bakımcı, 30 kişi de işçi olarak görev yapıyor. EÜAŞ Kangal Termik Santrali İşletme Müdürlüğü ne zaman kuruldu? Santralin elektrik üretim kapasitesinden söz eder misiniz? Santral 1989’da 2 üniteyle faaliyete geçti. 3. ünite 1999’da faaliyete geçti. Santralin yapımı 7 yıl kadar sürdü. Santral 3 üniteden oluşuyor. Her bir ünite günde 7 bin ton kömür tüketiyor ve 150 megawatt elektrik üretiyor. Yıllık elektrik üretim kapasitesi ise 8 milyon megawatt. Santral, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 3’ünü karşılıyor. Sivas’tan, Türkiye’de elektrik ihtiyacı olan her yere elektrik dağıtımı yapılıyor. Santral ne kadarlık bir alanı kaplıyor? Termik Santral 1,5 milyon metrekarelik bir alanı kaplıyor. Maden sahası 7,5 milyon metrekare, kül sahası ise 2 milyon metrekareden Gizem Otomotiv Sahibi Mustafa Budak oluşuyor. Maden sahası santralden 7 km ileride yer alıyor. Maden sahasındaki toprak kazılarak santral için kömür çıkartılıyor. Termik Santralde kaç kişi görev yapıyor? Kangal Termik Santrali, Elektrik Üretim A.Ş.’ye (EÜAŞ) ait. Santralde, devlet personeli olarak 450 kişi, EÜAŞ’ın alt yüklenicisi olan firmalardan da 500’ün üzerinde kişi görev yapıyor. Alt yüklenici firmalar, bizim gibi santralin bakım ve revizyon işlerini yapıyor. Termik Santralin çalışma sistemi ve elektrik üretimiyle ilgili bilgi verir misiniz? Termik santralde kömürle elektrik elde ediliyor. Santralde yakıcı madde olarak mazot, fuel oil ve kömür kullanılıyor. Ancak asıl yakıcı madde kömürdür. Santral'deki 3 ünite; kazan, tribün ve şalttır (elektriğin toplandığı ve dağıtıldığı yer). Santralin temeli kazandır. Kazanda kömürler kırıcı sistemden kırılır, daha sonra işlemden geçtikten sonra değirmene gelir ve burada un haline getirilir. Daha sonra püskürtme yoluyla kazana üflenir ve burada yanmaya başlar. Kazanın içi borularla kaplıdır ve kömür bunun içindeki suyu ısıtır. Daha sonra tribüne geçer, tribündeki kazanın suyu buharlaşır, buradan da pervanelerle çevrilerek jeneratörleri çalıştırır ve elektrik üretilmiş olur. Termik Santralin Sivas’a ne gibi katkıları oldu? Sivas’ın Kangal ilçesi, ekonomik yönden geri kalmış, sanayinin olmadığı bir ilçeydi. Kangal’da işsizlik söz konusuydu. Termik Santral, Kangal’ın tek sanayi yapısı ve santral olmasa Kangal bir köy. Termik Santral, Kangal’ın kalbidir. Santralin faaliyete başlamasından sonra işsizlik azaldı. Çünkü burada Kangal’daki her evden, en az bir sigortalı işçi çalışıyor. Kangal Termik Santrali, Kangal için olmazsa olmazdır. Zaten genel olarak baktığımızda termik santraller ülkemizin dışa bağımlılığını azaltan değerlerdir. Santralin yakıtı olan kömür, bizim öz varlığımızdır. Özellikle kırsal bölgelerde termik santrallerin yöre insanına iş sağladığı için ciddi katkıları vardır. Termik santraller, orada çalışanlar için de birer okuldur. Santrallerde çalışan kişiler yalıtımdan mekaniğe, kay- naktan motora kadar her türlü bilgiyi edinebilirler. Termik santralde kendisini yetiştiren kişi her yerde başarılı olur. Termik Santralin çevreye olumsuz etkilerini azaltmak için bir girişimde bulunuldu mu? Kangal Termik Santrali’nde, çevreye karşı duyarlı olmak ve çevreye verilen zararı azaltmak adına 7 yıl önce çalışmalar başlatıldı. Bacalardan yoğun duman çıkıyordu. Bunun için filtre sistemi uygulandı. Ayrıca santralden çıkan zehirli atıkların çevreyi kirletmemesi için arıtma tesisi kuruldu ve atık havuzları yapıldı. Atık sular havuzda çökeltiliyor, daha sonra temizlenen su, doğaya bırakılıyor, doğada çökeltilen atıklar da toprak altına gömülüyor. Bu şekilde oluşan kül sahasında küller düzeltilerek üzerine toprak serildi ve bu bölge çimlendirildi. Ayrıca bu yıl ihale açılarak 1. ve 3. üniteye de arıtma sistemi kurulması planlanıyor. Santralde dünya standartlarına ulaşılmaya çalışılıyor. İzocam ürünlerini kullanmaya nasıl ve ne zaman başladınız? 7 yıldır yalıtım uygulamaları yapıyoruz. İlk günden beri de İzocam ürünlerini tercih ediyoruz. Diğer yalıtım markalarıyla yaptığımız karşılaştırmadan sonra, ustalarımızın da tavsiyelerini göz önünde bulundurarak İzocam ürünlerini kullanmaya başladık. Kangal Termik Santrali’nde revizyon yapılan her yerde sadece İzocam ürünlerini kullandık. İzocam ürünlerinden çok memnun kaldık, bundan sonra da kullanmaya devam edeceğiz. Çünkü İzocam ürünleri çok kaliteli ve uygulama sonrasında hiçbir sıkıntı yaşatmıyor. İzocam yıllardır kalitesinden ödün vermiyor. Bu nedenle her zaman ilk tercihimiz İzocamdır. Kangal Termik Santraldeki çalışmalarda bize destek olan İzocam’ın Sivas bayisi Sivas Demir Çekme’ye çok teşekkür ediyoruz. Termik Santralde ne tür revizyon çalışmaları yapıyorsunuz? Projede İzocam’ın hangi ürünlerini kullanıyorsunuz? Santralin 1., 2. ve 3. ünitesindeki dış cephede deforme olan yalıtım uygulamalarını yeniliyoruz. Şu anda 35 işçiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzocam’ın Taşyünü Sanayi Levhası ürününü kullanıyoruz. Bugüne kadar şirket olarak yenileme çalışmaları yaptığımız termik santrallerde toplam 50 bin metrekare İzocam Taşyünü kullandık. Kangal Termik Santral’de toplam 5 bin 500 metrekare İzocam Taşyünü Sanayi Levhası kullanacağız. Taşyünü, santralin kazan, boru ve dış cephe gibi farklı bölüm- lerinde, farklı kalınlıklarda kullanılabiliyor. Isı değerlerinin yüksek olduğu yerlerde daha kalın Taşyünü Levha kullanmak gerekiyor. Bir de bizim için lambda önemli. Isıyı geçirmemesi için en düşük lambdalı taşyününü kullanmak zorundayız. Santralde, 1998-2000 yılları arasında da büyük bir revizyon çalışması yapıldı. O dönemde 25 bin metrekare Taşyünü kullandık. Termik Santralde yalıtım malzemelerinin kullanılmasının ne gibi faydaları var? Yalıtım malzemelerinin iki işlevi var: Sıcaktan ve soğuktan koruyor. Sivas Kangal’da kışın sıcaklık -35, hatta -43 dereceye kadar düşüyor. Kışın bir boru hattının donması, bütün sistemin tıkanmasına neden olur. Kazanda lambdası düşük olmayan, kalitesiz bir ürün kullanırsanız, kazandaki ısı değerleri artar ve ünite devre dışı kalır. Bu nedenle kullanılan yalıtım malzemesinin kalınlığı, lambdası ve kalitesi çok önemli. 20 cm malzeme kullanılacak yerde, 10 cm kullanırsanız ısı değerini yakalayamazsınız, değer yükseldiği zaman da sistem devre dışı kalır. Özellikle yazın sıcaklık 35 dereceye yükseldiği zaman, santral içinin sıcaklığı 55-60 dereceye kadar çıkıyor. Bu yüksek sıcaklığı ancak yalıtımla önleyebilirsiniz. Ayrıca yalıtım malzemeleri boru ve kazanların ömrünü de artırıyor. 32 İzocam Kullananlar Polis Lojmanları İzocam Foamboard ile mantolanıyor Sivas 180 Daire Polis Lojmanları, İzocam ürünleriyle mantolanıyor. 19 bloktan oluşan lojmanların mantolamasında ve çatı yalıtımında İzocam Foamboard kullanılıyor. Yalıtım çalışmalarını yürüten Nurel İnşaat’ın Sahibi Hikmet Yurt, “İzocam söz konusu olunca hiç düşünmüyoruz, ürünlerini gönül rahatlığıyla kullanıyoruz” diyor. Nurel İnşaat Sahibi Hikmet Yurt Sivas 180 Daire Polis Lojmanları, Sivas’ın Karşıyaka Mahallesi’nde bulunuyor. 20 yıllık lojman, 180 daire ve 18 bloktan oluşuyor. Ayrıca Sivas’ın Aydoğan ilçesinde de 20 daireden ve 1 bloktan oluşan Polis Lojmanı mevcut. Toplam 200 daireden oluşan Polis Lojmanları’nda mantolama çalışmaları yapılıyor. Nurel İnşaat tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, Polis Lojmanları’ndaki bloklar İzocam Foamboard ile mantolanıyor ve blok çatıları Foamboard’la yalıtılıyor. Nurel İnşaat’ın Sahibi Hikmet Yurt, yıllardır Sivas’ta yer aldıkları projelerin çoğunda İzocam ürünlerini kullandıklarını, Polis Lojmanları’nda da İzocam ürünlerini tercih ettiklerini söylüyor. Yurt, “Bugüne kadar İzocam ürünlerini kullandığımız hiçbir projeden şikayet almadık. Bu da bizim için çok önemli” diyor. Sivas’ta 6 cm yalıtım kalınlığının tercih edildiğini, Polis Lojmanları’nda ise mantolamada 7 cm Foamboard, çatıda 14 cm Foamboard kullandıklarını belirten Yurt, en az yüzde 50-60 oranında enerji tasarruf edeceklerini ifade ediyor. Nurel İnşaat ile ilgili bilgi verir misiniz? Nurel İnşaat 1990’da kuruldu. Ağırlıklı olarak yap-sat işleri yapıyoruz. Bunun yanında taahhüt işlerini de yürütüyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar Sivas’ta iki tane okul inşa ettik. Daha çok konut işleriyle ilgileniyoruz. Ayrıca binalarda tadilat ve bakım işleri de yapıyoruz. Şirketimizde çalışan sayısı işin potansiyeline göre değişiyor. Şu anda 40’a yakın işçiyle çalışıyoruz. Sivas 180 Daire Polis Lojmanları’yla ilgili bilgi verir misiniz? Sivas 180 Daire Polis Lojmanları, Emniyet Müdürlüğü’ne ait. Lojmanlar 20 yıl önce inşa edildi. Sivas’ta iki tane polis lojmanı var. Bu lojmanlardan birisi şu anda bizim çalışma yaptığımız, Sivas-Ankara yolu çıkışında, Karşıyaka Mahallesi’nde bulunuyor. 180 daire ve 18 bloktan oluşuyor. Diğer lojman da Aydoğan’da bulunuyor ve orada 20 daireden oluşan 1 blok var. Yani lojmanlar toplamda 200 daireden oluşuyor. 180 daireden oluşan polis lojmanlarıyla ilgili bilgi verir misiniz? Proje, çok geniş bir alana yayılmış durumda, 15 bin 400 metrekareden oluşuyor. Lojmanda bir kültür merkezi ve İlköğretim Okulu bulunuyor. Lojmanın girişinde bir cami var. Her bloğun önünde oturulacak çardaklar var. Lojmanın yukarısında piknik alanları mevcut. Girişte güvenlik var. Özellikle yabancıların girmeme- sine çok dikkat ediliyor. Burası büyük, güzel ve nezih bir lojman. Lojman tamamen dolu mu? Polislerin görev yeri değiştiği için lojmanlar çok sık boşalıyor. Şu anda doluluk oranı yüzde 95 oranında. Nurel İnşaat olarak lojmanda çalışmaya ne zaman başladınız? Lojmanda nasıl bir uygulama yapıyorsunuz? Bu yıl Temmuz ayında çalışmalara başladık. Lojmandaki blokların mantolamasını ve çatı yalıtımını yapıyoruz. İşimizin yüzde 93’ünü yalıtım uygulamaları oluşturuyor. Ayrıca dairelerin pencere önü denizliklerini değiştiriyor, tavana 60 cm yüksekliğinde traverten kaplama yapıyoruz. Bir de binanın etrafındaki tretuvarlara karo döşüyoruz. je tamamlandığında yaklaşık 15 bin metrekare Foamboard kullanmış olacağız. Pencere önünde içlik olarak Foamboard kullanıyoruz. Ayrıca lojmandaki çatılara 14 cm kalınlığında Foamboard döşeyeceğiz. Aydoğan’daki 1 bloklu lojmanda da aynı yalıtım uygulamalarını yapacağız. Şu anda 20 kişi ile işleri yürütüyoruz. Size göre İzocam ürünlerinin benzerlerinden farkları neler? İzocam ürünleri her şeyden önce çok kaliteli. Bugüne kadar İzocam ürünlerini kullandığımız hiçbir projeden şikayet almadık. Bu da bizim için çok önemli. Yalıtım uygulamalarının doğru şekilde, doğru malzemelerle yapılması beraberinde iyi sonuçlar getiriyor. İzocam’ın yıllardır yenilikleri takip etmesi ve ürün portföyünü sürekli yenilemesi de çok büyük bir avantaj. Polis Lojmanları’nda İzocam’ı tercih etme nedeniniz nedir? Daha önce başka projelerinizde İzocam ürünlerini kullandınız mı? Uzun süredir projelerimizde İzocam ürünlerini kullanıyoruz. İzocam’ın kalitesinden çok memnunuz. İzocam’ın bayisi Sivas Demir Çekme Ltd. bizim her yönüyle geniş kapsamlı çalıştığımız bir firma. Bu projede de onlarla çalıştık. Bugüne kadar Sivas’ta 700 daire inşa ettik. Bunların yarısının mantolamasında, çatısında, zemininde ve terasında İzocam ürünlerini kullandığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. İzocam, gerçekten bizim beğendiğimiz ve takdir ettiğimiz bir marka. İzocam söz konusu olunca hiç düşünmüyoruz, ürünlerini gönül rahatlığıyla kullanıyoruz. Lojmanda hangi İzocam ürünlerini, nerelerde kullandınız? Ağırlıklı olarak İzocam’ın 7 cm kalınlığında, Foamboard 3500 ürününü kullanıyoruz. Pro- Sivas gibi soğuk iklim kuşağında yer alan bir şehirde konutların yalıtımlı olmasının ne gibi yararları var? Sivas, kışın çok soğuk oluyor. Soğuk iklimde yalıtımın önemi artıyor. Çünkü yakıt için ödenen fatura bedelleri çok yüksek oluyor ve ısınma sorunu yaşanıyor. Sivas’ta yalıtım uygulamalarında 6 cm kalınlıkta malzeme kullanmak yeterli oluyor. Ancak biz lojmanda 7 cm kalınlık kullanmayı tercih ettik. İnanıyorum ki yaptığımız yalıtım uygulamaları en az yüzde 50-60 oranında enerji tasarrufu sağlayacaktır. Lojmanda merkezi sistem var. Bu kış sonunda lojman yetkilileriyle görüşüp kullanılan kömür miktarını öğreneceğim. Gerçekten ben de sonucu merak ediyorum. İnşaat sektöründe yalıtımın öneminden söz eder misiniz? Nurel İnşaat olarak yalıtıma yaklaşımınızı öğrenebilir miyiz? Yalıtımı çok önemsiyoruz. Her projede mutlaka en iyi ürünü kullanıp uygulamayı en iyi şekilde yapmaya özen gösteriyoruz. Yalıtım günümüzde gerçekten önemi giderek artan ve büyüyen bir sektör. İnşaat sektöründe de yalıtım olmazsa olmaz. Bugün yalıtımsız bir proje düşünülemez. Aslında benim gönlümde yatan aslan Taşyünü. Projelerimizde dış cephede Taşyününü kullanmayı çok istiyorum. Taşyünü binanın ömrünü de uzatıyor. Ama ne yazık ki maliyeti yüksek olduğu için kullanamıyoruz. Maliyetler düşürse seve seve Taşyünü kullanacağımızı söylemek isterim. Polis Lojmanları’nda kullandığımız Foamboard da çok güzel, orijinal bir ürün. Fire olan yalıtım malzemelerinin geri dönüşümü olsa ülke ekonomisine ciddi anlamda katkıda bulunmuş oluruz. 34 Kişisel Gelişim Vücudunuzu kışa hazırlayın Kışın vücudumuzu hastalıklardan korumak ve hastalıklara karşı bağışıklık sistemini güçlendirmek için beslenmemize çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu dönemde antioksidan vitaminler olan A, C ve E vitaminlerini besinlerle almak, bol su tüketmek, omega 3 ve D vitamini ihtiyacını karşılamakta yarar var. Sonbahar ve kış mevsimleriyle birlikte vücudun direncini kaybetmesi, bununla birlikte halsizlik ve yorgunluk söz konusu oluyor. Bu nedenle grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara daha kolay yakalanabiliyoruz. Havanın soğumasıyla birlikte vücudumuzu kışa hazırlamamız gerekiyor. Birçok kişi sağlığını korumak için vitamin ve mineral tabletleri kullanıyor. Ancak uzmanlar tavsiye etmeden rastgele vitamin takviyesi almak doğru değil. Çünkü bazı vitamin ve mineraller karaciğerde depo ediliyor ve bunun vücuda çeşitli etkileri olabiliyor. Doğal yollarla alınan vitamin ve minerallerin vücuda çok daha fazla yararı var. Ayrıca doğal besinlerden vitaminin yanı sıra posa ve karbonhidrat gibi çeşitli besin grupları da bir arada alınabiliyor. Brüksel lahanası ve yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak) bol miktarda C vitamini içerir. Tüm bunların yanında bağışıklık sistemini güçlendiren besinlerden birisi de sarımsaktır. Sarımsak, antimikrobiyel özelliği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca kanın akışkanlığını sağlayarak kolesterolün düşmesini sağlar. Kışın vücut direncini artırmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için yemeklerin ve salataların içine sarımsak eklemekte yarar var. Antioksidan vitaminler Bol su için Bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidan vitaminler A, C ve E vitaminleridir. Bu vitaminler hücre ve doku hasarına yol açan serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırmasında önemli rol oynar. A vitaminini yumurta, süt, balık, ıspanak, havuç, kayısı gibi sarı, turuncu, yeşil sebze ve meyvelerden alabiliriz. A vitamini, vücutta savunma sisteminde görev alıyor, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu artırıyor. Böylece enfeksiyonlara karşı vücudu koruyor. Bir diğer antioksidan olan E vitamini, fındık, ceviz ve badem gibi yağlı tohumlar, sıvı yağlar, kurubaklagiller ve tahin gibi besinlerde bulunuyor. Yemeklere sıvı yağ koyarak ve haftada iki kez kurubaklagil tüketerek vücudumuzun ihtiyacı olan E vitaminini almış oluruz. Su içmek, bağışıklık sistemini güçlendirir ve yeni hücre üretimini hızlandırır. Her gün 2,5-3 litre sıvı tüketmek gerekir. Günde 8-10 bardak su içip, bol sebze meyve tüketerek sıvı ihtiyacı karşılanabilir. Kışın su kaybı daha az olduğu için susama hissi azalır, ancak su ihtiyacını yine de karşılamak gerekir. Kışın daha çok sıcak içecekler tüketilir. Sıcak içecekler arasında daha çok kafein içeren kahve ile tenin içeren çay tercih edilir. Oysa kışın grip ve soğuk algınlığında etkili yöntemlerden birisi de bitkisel çaylar içmektir. C vitamini yönünden zengin olan kuşburnu, bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi sayesinde özellikle gribe karşı etkilidir. Yine soğuk havalarda adaçayı ve ıhlamur da tercih edilebilir. Zencefil, rezene, anason gibi bitkiler de soğuk algınlığı ve gribe karşı çok yararlıdır. Ancak bu çayları yan etkilerine karşı günde 1-2 fincandan fazla tüketmemek gerekir. Vücut direncini artırmak için C vitamini tüketmek de gerekiyor. C vitamini bakterilere karşı savaşan savunma hücrelerine nüfuz ediyor ve vücudu zararlı maddelere karşı koruyor. Bu sayede enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltıyor, enfeksiyon oluşmuşsa hastalığın daha kısa sürede atlatılmasını sağlıyor. Narenciye (portakal, mandalina, greyfurt), kivi, karnabahar, lahana, brokoli, Az yağ, bol protein Uzmanlar aşırı yağ tüketiminin, vücuttaki bağışıklık sistemini olumsuz etkileyeceğini ve hastalıklara yakalanma riskini artıracağını söylüyor. Bu nedenle fazla yağ tüketmekten kaçınmakta yarar var. Yemeklerden alacağınız yağ vücut için yeterlidir. Dolayısıyla ekmeğe yağ sürüp tüketmek, kırmızı etin yağlı bölümlerini yemek ve yararlı diye zeytinyağına fazla ekmek bandırmak sakıncalı. Bir diğer önemli nokta da beslenmede protein tüketimini artırmak. Çünkü bağışıklık hücrelerinin neredeyse yüzde 90’ı kaynağını proteinden alıyor. Ayrıca demir içeriği yüksek olan kuru meyveler ve pekmez gibi gıdaların tüketimi de kış boyunca vücut enerjisini artırır. Omega 3 ve D vitamini Kışın enfeksiyonlara karşı direnci artıran bir diğer madde de omega 3 yağ asitleridir. Balık ve balık yağında bol bulunan omega 3’ün kış aylarında bolca tüketilmesi bağışık- lık sistemini güçlendirir. Kış aylarında yeterince güneş görmediğimiz için ciltte D vitamini sentezi yetersiz kalır. D vitamini eksikliğinde de enfeksiyonlar daha zor atlatılır. D vitamini bağışıklık sistemi için mutlaka gereklidir. Bu nedenle havanın güneşli olduğu günlerde yürüyüş yaparak 20-25 dakika kadar güneş ışığından direkt olarak yararlanmak ve haftada 2-3 kez balık yiyerek kemiklerin güneş ve D vitamini eksikliğini daha az hissetmesini sağlayabiliriz. 36
Benzer belgeler
Enerji` Bakış
Dilovası Organize Sanayi Bölgesi,
1. Kısım Dicle Caddesi No: 8 Dilovası/Kocaeli
Tel: (0 262) 754 63 90 Faks: (0 262) 754 61 62
kurumsaliletisim@izoc am.com.tr