NİSAN 2014 DÖNEMİ 4. DENEME SINAVI KLİNİK
Transkript
NİSAN 2014 DÖNEMİ 4. DENEME SINAVI KLİNİK
NİSAN 2014 DÖNEMİ 4. DENEME SINAVI KLİNİK BİLİMLER SORU ve AÇIKLAMALARI Bu metinde sırasıyla Restoratif Diş Tedavisi, Protetik Diş Tedavisi, Ağız - Diş ve Çene Cerrahisi, Ağız - Diş ve Çene Radyolojisi, Periodontoloji, Ortodonti, Endodonti, Çocuk Diş Hekimliği soruları ve açıklamaları bulunmaktadır. 41. Restoratif diş hekimliğinde kullanılan ölçü maddeleri için aşağıda yapılmış olan eşleşmelerden hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E) agaragar aljinat model alçısı silikon polieter Mekanik özellik esnek esnek rijit esnek esnek 43. Diş hekimliğinde kullanılan Lazerlerin etkili olması için doku ile lazer arasındaki uyum ne şekilde sağlanmalıdır? sertleşme reaksiyonu fiziksel kimyasal fiziksel kimyasal kimyasal A) Lazer ışığının yansıma oranın dokunun absorbsiyonu ile orantılı olmalıdır. B) Lazer ışığının iletim oranın dokunun absorbsiyonu ile orantılı olmalıdır. C) Lazer ışığının dalga boyu ve dokunun adsporbsiyon bandı uyumlu olmalıdır. D) Lazer ışığının dalga boyunun genişliğinin doku ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. E) Lazer ışığının dağılma oranı dokunun absorbsiyon bandına uyumu olmalıdır. Doğru cevap: (C) model alçısı rijit fiziksel Tip (ve eş Anlamlıları) Mekanik Sertleşme Özel Davranış Reaksiyonu Türleri Model alçısı Rijit Kimyasal (irreversibl) - Ölçü karışımı Rijit Fiziksel (reversibl) - ZOE Rijit Kimyasal (irreversibl) - Aljinat Esnek Kimyasal (irreversibl) - Agar-agar Esnek Fiziksel (reversibl) - Polisülfit (kauçuk esaslı, Thiokol kauçuk) Esnek Kimyasal (irreversibl) - Silikon (Geleneksel veya yoğunlaştırılmış silikon) Esnek Kimyasal (irreversibl) - Polieter Esnek Kimyasal (irreversibl) Hidrofilik Polivinil siloksan (vinil polisiloksan, ilave silikon) Esnek Kimyasal (irreversibl) Hidrofilik Doğru cevap: (C) Lazer ışığının dalga boyu ve dokunun adsporbsiyon bandı uyumlu olmalıdır. Absorbe edilebilen dalga boyları dokunun yumuşak veya sert olmasına göre değişmektedir. Lazer ışığı madde tarafından adsorbe edilebilir, iletilebilir veya yansıtılabilir. Tedavide önemli olan adsorbe edilmesinin sağlanmasıdır. Bunun için lazerin dalga boyunun dokunun adsorbsiyon bandına uyması gerekmektedir. 44. Aşağıdakilerden hangisi herhangi bir restoratif tedavi yapılmadan önce muayenede yapılmaması gereken klinik uygulamadır? A) Çapraz enfeksiyon riski bilincinin yeterli olması B) Sadece restorasyon yapılacak olan dişin değerlendirilmesi C) Tedavi edilecek olan bölgede kullanılacak olan maddelerin bilinmesi D) Tedavi edilecek olan bölgede kullanılacak olan aletlerin bilinmesi E) Doğru bir diş anatomik bilgine sahip olmak Doğru cevap: (B) Sadece restorasyon yapılacak olan dişin 42. Amalgam restorasyonun üzerine gelen mekanik kuvvetlerin eşit dağılmaması sonucu oluşan yapısal korozyona ne ad verilmektedir? A) B) C) D) E) değerlendirilmesi Sadece restorasyon yapılacak olan dişin değerlendirilmesi yeterli değildir. Tüm dokular ve sistemik bulgular birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Stress korozyonu Kırılma korozyonu Esneme korozyonu Eğilme korozyonu kopma korozyonu 45. Aşağıdaki ifadelerden hangisi sekonder dentin için doğrudur? Doğru cevap: (A) Stress korozyonu A) Şiddetli bir stimulan ile yapımı başlar. B) Çok köklü dişlerin pulpasının tavan ve tabanında daha fazladır. C) Çok köklü dişlerin yan duvarlarında daha fazladır. D) Dental laminanın oluşumunu takiben yapımına başlanır. E) Mantle dentine komşu bir yapıdadır. Amalgamın üzerine gelen ve eşit olmayan kuvvetlere bağlı olarak meydana gelen korozyona stress korozyonu denilmektedir. 23 Doğru cevap: (B) Çok köklü dişlerin pulpasının tavan ve Hastanın pulpa ile ilişkili olmayan bir dentin çürüğünün olması ve kısa süreli uyaran ağrılarında etkilenmiş dentine kadar çürüğün temizlenmesi ve daha sonrada kalın bir kaide materyalinin üzerine direkt bir restorasyon yapılması uygun olacaktır. tabanında daha fazladır. Çok köklü dişlerin pulpa odasında sekonder dentin pulpa odasının tavan ve tabanında yan duvarlara nazaran daha fazla oluşma eğilimindedir. Sekonder dentin diş oklüzyona gelince oluşmaya başlar ve ömür boyu devam eder. 49. Aşağıdakilerden hangisi plak topluluğunun içeriğini belirleyen sınırlayıcı faktörlerden değildir? A) B) C) D) E) 46. Geniş bir çürüğe bağlı olarak tedavisi planlanan ve aşırı okluzal kuvvete maruz bir estetik restorasyon için ne tip kavite açılmalıdır? A) B) C) D) E) Geleneksel kavite Bizote edilmiş geleneksel kavite Modifiye kavite Genişletilmiş kavite Konservatif kavite Doğru cevap: (B) Mikroorganizma çeşitliliği Plak topluluğunun tüm kompozisyonunu kontrol eden bazı belirleyiciler; barınma alanları, pH, oksijen doygunluğu ve besin mevcudiyetidir. Plak organizmaları için en az mevcut olan gerekli faktör, bu türlerin popülasyon büyüklüğünü sınırlamaktan sorumlu (sınırlayıcı faktör) olandır. Plaktaki bu bakteri türlerinin çeşitli çoğalma gereksinimleri vardır ve bir türün çoğalmasını sınırlayan bir faktör diğerini sınırlamayabilir. Doğru cevap: (A) Geleneksel kavite Geniş yapılan kavitelerde mine desteği olsa bile sentrik okluzyona gelmesinden dolayı bizotaj yapılamayabilir. Ayrıca devamlılığını yitirmiş olan mine daha kırılgan bir yapıya sahiptir. Bundan dolayıda büyük kavitelerde kavite dentinde sonlanmalıdır. Dentinde yapılan kavitelerde ise geleneksel kuralların uyulması dayanıklılık ve birinci tutuculuk için geleneksel kavitelere uyulmalıdır. 50. Çürük ile zayıflamış olan cuspların varlığında aşağıdaki hangi restorasyonu tercih edilmelidir? A) Metal alaşım onley B) Yüksek bakırlı amalgam C) Pin destekli amalgam D) Mikro dolduruculu kompozitler E) Poliasit modifiye rezin kompozitler 47. Plaktaki yüksek asit değeri olan asitlerin daha düşük değerde asitlere dönüşmesine sebep olan mikro organizma aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E) Streptekok Laktobasilus Veillonella Aktinomyces Stafilokokus Doğru cevap: (A) Metal alaşım onley Kavite açılması esnasında cusplar kavite sınırlarında kalacak ise bu durumda döküm bir restorasyon seçilmesi yani onley yapılması daha dayanıklılık sağlayacaktır. Çünkü bu tarz kavitede yüksek basınç uygulanacaktır. Döküm restorasyon daha iyidir. Doğru cevap: (C) Veillonella Bazı bakteriler asit son ürünlerini kullanabilme özelliğine sahiptirler. Mesela Veillonella laktik asitle gelişebilir ve onu propionik asit ya da asetik aside dönüştürebilir. Bu ise kuvvetli asit olan laktik asidin daha zayıf asitlere dönüşmesi demektir. 51. Aşağıdakilerden hangisi non-rijid konnektörler için doğru değildir? A) Pier abutmant durumunda kullanılabilirler. B) Non-rijid konnektör distal dayanağın mezialine yerleştirilir. C) Non-rijid konnektörler, restorasyonun konnektör bölgesindeki stresi azaltır. D) Erkek parça distaldeki köprü gövdesinin mezialinde, dişi parça ise pier abutmantın distalinde olmalıdır. E) Karşıt çenede tam protez varlığında kullanılması gereksizdir. 48. Radyolojik olarak bir incelemede pulpa ile ilintili olmayan derin çürük vardır. Hastanın uyaranlarda ağrısı kısa süreli olmaktadır. Bu durumda en iyi tedavi aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E) Oksijene doygunluk Mikroorganizma çeşitliliği Barınma alanları Plağın pH miktarı Besin mevcudiyeti Pulpa kapaklaması ve geçici restorasyon Kanal tedavisi ve daimi restorasyon Ampütasyon ve daimi restorasyon Kısmi ampütasyon ve daimi restorasyon Kaide materyali yerleştirilmiş daimi restorasyon Doğru cevap: (B) Non-rijid konnektör distal dayanağın mezialine yerleştirilir. Doğru cevap: (E) Kaide materyali yerleştirilmiş daimi restorasyon 24 Non rijid konnektörler pier abutmant durumunda kullanılır. Orta dayanağın (pier destek) distalinde yer alır. Orta dayanağın distalinde dişi parça, distaldeki köprü gövdesinin mezialinde ise erkek parça bulunur. Karışımın monomer (likit) miktarı fazla olursa, polimerizasyon büzülmesi de fazla olacaktır. 55. Aşağıdaki dişlerden hangisi, diş destekli bir sabit bölümlü protez için en iyi dayanak desteğini sağlar? 52. Diş eksikliklerinin giderilmesi talebiyle kliniğe başvuran 42 yaşındaki erkek hastanın yapılan ağız içi muayenesinde 11 ve 21 numaralı dişlerinin eksik olduğu tespit ediliyor. A) 12 numaralı diş B) 34 numaralı diş C) 45 numaralı diş D) 42 numaralı diş E) 23 numaralı diş Tanımlanan klinik tabloda, diş destekli sabit bölümlü protez planlamasında destek olarak alınması gereken dişler aşağıdaki seçeneklerden hangisinde en doğru şekilde verilmiştir? Doğru cevap: (E) 23 numaralı diş A) 12 ve 22 B) 12,22 ve 23 C) 13,12 ve 22 D) 13,12,22 ve 23 E) 14,13,12,22,23 ve 24 Seçenekteki dişler arasında en uzun köke ve en fazla periodontal ligament membran alanına sahip olan diş sol üst kanin diştir. 56. Aşağıdakilerden hangisi hareketli bölümlü protez kullanan hastaların uyması gereken kurallardan biri değildir? Doğru cevap: (D) 13,12,22 ve 23 İki diş eksikliğine yapılan karmaşık köprü sistemidir. A) Döküm kroşeler varlığında kroşe ucundan tutarak protez çıkarılabilir B) Protez ısırarak yerine oturtulmalıdır C) Protezler geceleri çıkarılmalıdır D) Çift taraflı çiğneme yapılmalıdır E) Bar kroşeler varlığında bar kroşelerden tutarak protez çıkarılmamalıdır Üst iki santral eksikliğinde yan kesiciler ve kaninler destek olarak alınmalıdır. 53. Posteriorda yapılacak bir köprüde, köprü gövdesi en fazla kaç diş eksikliğini restore edebilir? A) 1 diş eksikliği B) 2 diş eksikliği C) 3 diş eksikliği D) 4 diş eksikliği E) 5 diş eksikliği Doğru cevap: (B) Protez ısırarak yerine oturtulmalıdır Protezler ısırarak değil, parmak basıncıyla yerine oturtulmalı ve tüm iskelet elemanlarının doğru lokalizasyonda olduğu kontrol edilmelidir. Doğru cevap: (C) 3 diş eksikliği 57. Aşağıda verilen, Posteriorda yapılacak en uzun köprü kanin ve ikinci molar arasına yapılır ve 3 diş eksikliğini restore eder. I) Dişsiz boşlukların birbirleriyle olan ilişkisini göstermesi II) Çene ilişkilerinin artikülatörde incelenmesini sağlaması III) Gerektiğinde hekimi yasalar karşısında koruması IV) Hastayı bilgilendirmek için kullanılması 4 kesici diş eksikliği dışında, komşu 4 diş eksikliğinin diş destekli sabit bölümlü protez ile restore edilmesi kontrendikedir. İfadelerinden hangisi veya hangileri tanı modellerinin kullanım amaçlarındandır? 54. Aşağıdakilerden hangisi ısıyla polimerize olan polimetilmetakrilat için doğu değildir? A) I B) I ve II C) I ve III D) I, II ve III E) I, II, III, IV A) Monomer miktarı fazla olursa polimerizasyon büzülmesi az olur. B) Monomer miktarı fazla olursa, karışımın tepim kıvamına gelmesi uzun sürer. C) Monomer miktarı fazla olursa pörözite riski artar. D) Monomer miktarı az olursa karışım granüler yapıda olur. E) Monomer miktarı az olursa, akril hamuru ince detaylara ulaşamaz. Doğru cevap: (E) I, II, III, IV Teşhis Modelleri: Tanı modellerinden maksimum faydayı temin edebilmek için modellerin yarı ayarlanabilir bir artikülatöre bağlanmaları gerekir. Doğru cevap: (A) Monomer miktarı fazla olursa polimerizasyon büzülmesi az olur 25 Teşhis modelleri; - Okluzogingival boyutun belirlenmesinde - Dişsiz sahalarının sayı ve uzunluklarının tespit edilip rahatça görülmesinde - Dişsiz boşlukların birbirleriyle olan ilişkilerinin gözlenmesinde - Dişsiz bölgedeki ark eğiminin incelenmesinde - Dayanak dişin meziodistal eğimi, rotasyonu, fasiolingual yöndeki yer değişimlerinin tespitinde - Aşınmış diş yüzeylerinin sayıları, büyüklükleri ve konumlarının tespitinde - Okluzal düzensizliklerin, sentrik erken temasların ve yan hareketlerdeki çatışmaların gözlenmesinde - Karşıt dişsiz alanlara doğru sürmüş dişler ve yapılması gereken preparasyon miktarının belirlenmesinde - Dayanak dişin konturlarının veya genişliğinin değiştirilmesine yönelik çalışmaların planlanmasında - Hastanın tedavi sonucu hakkında görsel olarak bilgilendirilmesinin sağlanmasında - Hastanın tedavi öncesi durumunun bir kaydı olduğu için herhangi bir hukuki durum doğduğunda hekimi yasalara karşı korumada önemlidir. 60. Aşağıda verilen, I) Vertikal hareketler sırasında çift taraflı dengeli temasların olması II) Sentrik ilişkide erken temasların olmaması III) Hafif temasların implant üstü restorasyonlarda daha belirgin olması IV) Lateral hareketler sırasında çalışmayan taraftaki temasların korunması İfadelerinden hangisi veya hangileri implant destekli sabit restorasyonların varlığında sağlanması gereken okluzyonun sahip olduğu özelliklerdendir? A) I C) I ve II B) II D) I, II ve III E) I, II, III ve IV Doğru cevap: (C) I ve II İmplant üstü restorasyonlar varlığında; hafif okluzal temaslar doğal dişler üzerinde yoğunlaşırken, kuvvetli temasların implant ve diş yüzeyine eşit yayılımı gerekir. Lateral hareketler sırasında çalışmayan tarafta kesinlikle temas olmamalıdır. 61. Temporomandibuler eklem hastalıklarının tedavisinde uygulanan eminoplasti prosedürü ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? 58. Aşağıdaki kroşe sistemlerinden hangisinde tutucu kol büküm telden hazırlanır? A) Rekürrent mandibuler dislokasyonun tedavisi için uygun bir yaklaşımdır. B) Lateralden yaklaşılarak artiküler eminensin konturunun düzleştirilmesini tanımlar. C) İşlemin amacı, kondilin translasyonunun ardından spontan repozisyonunu kolaylaştırmaktır. D) İşlemin ardından sıklıkla eklem hipermobilitesi artar. E) Seyrek olarak atroskop ile uygulanabilir. A) Saç tokası kroşe B) Embraşur kroşe C) Geri etkili kroşe D) Halka kroşe E) Kombinasyon kroşe Doğru cevap: (E) Kombinasyon kroşe Doğru cevap: (D) İşlemin ardından sıklıkla eklem hiper- Tutucu kolun büküm, karşılayıcı kolun döküm telden hazırlandığı kroşe sistemi kombinasyon kroşedir. Diğer seçeneklerdeki kroşeler döküm telden hazırlanır. mobilitesi artar. ü Eminektomi uygulandığında kondil-disk kompleksinin hareketi kolaylaşsa da; lateral kapsül içeriye doğru büyüdüğünden eklem daha rijit hale gelmektedir. 59. Komşu iki implantın boyunları arasında en az kaç mm mesafe olması gerekmektedir? D seçeneğinde belirtilenin aksine eklem hipermobilitesi bu şekilde kısıtlanmaya çalışılır. A) 3.0 mm B) 2.5 mm C) 2.0 mm D) 1.5 mm E) 1.0 mm 62. Çiğneme kaslarının yoğun şekilde kullanımına bağlı interstisyel inflamasyon nedeniyle oluşan ve fonksiyonda artan künt ağrı aşağıdakilerden hangisidir? Doğru cevap: (A) 3.0 mm A) Miyospazm B) Fibromiyalji C) Lokal miyalji D) Polimiyozit E) Miyofasiyal ağrı Komşu iki implant arasındaki mesafenin minimum değeri 3.0 mm’dir. Doğru cevap: (C) Lokal miyalji 26 ü Lokal miyalji; çiğneme kaslarında künt karakterli ağrı ve sertlikle karakterizedir. 64. Aşağıdakilerden hangisi Le Fort 1 kırığına ait bir özellik değildir? ü İstirahat halinde genellikle ağrı azdır ya da yoktur. Fonksiyon sırasında ağrı artar. A) Sıklıkla esas kırık hattına ilave kırık hatları oluşur. B) Posterior dişlerin okluzyonunda açıklık meydana gelir. C) Segment gevşediğinde inferiora doğru sarkma meydana gelir. D) Kırık segment dorsokraniyal yönde disloke olur. E) Segmentin hareketli olması, yüz bölgesinde uzamaya neden olabilir. ü Lokal miyalji şu durumları içerir: o Temporomandibuler eklem ağrısı sonucunda oluşan koruyucu kas splintlenmesi o Kas yorgunluğu o Geç başlangıçlı ya da egzersiz sonrası kas ağrıları, bir kasın yoğun şekilde ya da alışılmamış kullanımına bağlı ağrısıdır. Bu aşırı kullanım interstisyel bir inflamasyona neden olur ve ağrı 8-24 saat sonra oluşur. Doğru cevap: (B) Posterior dişlerin okluzyonunda açıklık meydana gelir. ü Miyospazm durumunda istirahat sırasında da ağrı vardır. ü Guerin (Le Fort 1 kırığında) esas kırık hattı; dorsal yöne disloke olur, anterior bölümü ise kraniyal olarak disloke olur. ü Fibromiyalji ya da polimiyozit; yalnızca çiğneme kaslarına özgü değil; kas ağrısına neden olan sistemik durumlardır. ü Bu durum anterior açık kapanışa neden olur. ü B seçeneğinde belirtilenin aksine posterior dişlerde temas, anteriorda beans (açıklık) meydana gelir. ü Miyofasiyal ağrı inflamatuar bir durum değildir. 63. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisi odontojenik enfeksiyonların ampirik tedavisinde sık tercih edilen ilaçlardan biri değildir? 65. Pierre Robin Sendromu’yla aşağıda ilgili verilen ifadelerden hangisi doğrudur? A) 21. kromozom trizomisidir. B) Mandibulofasiyal dizostozis olarak da bilinir. C) Fibrilin gen defekti vardır ve başlıca ölüm sebebi aort diseksiyonudur. D) Olguların % 50’sinde yalnızca dudak yarığı görülür. E) Mikrognati ve glossopitoz nedeniyle havayolu obstrüksiyonlarına neden olur. A) Gentamisin B) Klindamisin C) Azitromisin D) Moksifloksasin E) Seftriakson Doğru cevap: (A) Gentamisin Doğru cevap: (E) Mikrognati ve glossopitoz nedeniyle ha- Odontojenik enfeksiyonların ampirik tedavisinde kullanılan antibiyotikler: vayolu obstrüksiyonlarına neden olur. ü A seçeneğinde verilen 21. Kromozom trizomisi Down sendromunun özelliğidir. Poliklinik hastaları: ü B seçeneğinde verilen “Mandibulafasiyal Dizostozis” “Tratcher Collins sendromu’’nu tarif eder. ü Amoksisilin (Alfoxil, Largopen) ü Klindamisin (Klindan, Cleocin) ü C seçeneğinde verilen fibrilin gen defekti Marfan sendromunda görülür ve Marfan sendromunda başlıca ölüm sebebi aort diseksiyonudur. ü Azitromisin (Azro, Azitro, Zitromax) Penisilin allerjisi olanlarda: ü D seçeneğinde verilen ifade Pierre Robin sendromu ile ilgili yanlıştır. Yalnızca damak yarığı olgularının %50 si Pierre Robin sendromunda görülür. ü Klindamisin ü Azitromisin ü E seçeneğinde Pierre Robin sendromunun özelliği verilmiştir. Pierre Robin sendromunda “mikrognati, glossopitoz ve hava yolu obstrüksiyonu” görülür. ü Moksifloksasin (Avelox) Yatan hastalar ü Ampisilin Sulbaktam (SAM) ü Klindamisin 66. Temporomandibular ekleme yönelik aşağıdaki işlemlerden hangisi artroskop ile gerçekleştirilemez? ü Ampisilin + Metronidazol Penisilin allerjisi varsa: A) Disk repozisyonu B) Artrosentez C) Debridman D) Sinoviektomi E) Gap artroplasti ü Klindamisin ü Seftriakson (Rocephin) ü Moksifloksasin (Özellikle Eikenella corrodens için) ü Vankomisin + Metronidazol ± Moksifloksasin Doğru cevap: (E) Gap artroplasti 27 Cherubism, otozomal dominant geçişli kalıtsal bir hastalıktır. İki ila dört yaşlarındaki çocuklarda, mandibula ve maksillanın posterior kısımlarında gelişen bilateral şişliklerle ortaya çıkar. Röntgende lezyonların multiloküler radyolüsent olduğu görülür. Histopatolojik olarak fibrohistiyositik proliferasyon zemininde sayısız osteoklast tipi dev hücrelerin bulunmasıyla karakterlidir. Kapiller damarlardan zengindir; mikro kanamalar ve bol hemosiderin pigmenti içerir. Puberteye kadar geriler, tamamen kaybolabilir. ü Sinoviektomi, artrosentez, debridman ve disk repozisyonu artroskopik yaklaşımla yapılabilirken temporomandibular eklemin ankilozunda tedavi metodu olan gap (boşluk) artroplastisi açık cerrahi ile yapılabilmektedir. 67. Aşağıda verilen anestezik maddelerden hangisi / hangileri topikal anestezi sağlar? I. II. III. IV. Brown tümör, sekonder hiperparatiroidizmde çene kemiklerinde görülen dev hücreli granülom lezyonudur. Yerleşim yeri, posterior dışındaki çene bölgeleridir; orta hatta da gelişebilir. Multiloküler radyolüsent görüntü verir. Mikroskopik özellikleri cherubismle çok yakındır. Küretajla çıkarılmalıdır. Lidokain Benzokain Tetrakain Etidokain A) Yalnız I C) I ve IV B) Yalnız II D) I, II ve III E) I, III ve IV Langerhans hücre histiyositozu (LHH), antijen sunan hücrelerden Langerhans hücrelerinin, bir uyaranla aşırı çoğalıp küme ve tabakalar oluşturmasıyla karakterlidir. Tümör değildir. Prolifere histiyositlerin nukleusu kahve çekirdeğine benzer (Birbeck granülü). Histiyositler arasında yoğun eozinofilik lökosit infiltrasyonu dikkat çeker. LHH’ nin en çok görülen tipi soliter eozinofilik granülomdur. Başlıca çene kemiklerinde ve dentoalveolar kısımda gelişir. Kemiği yıkarak yerleşir ve röntgende, mevcut dişlerin “yüzer diş görünümü” almasına neden olur. Diğer tipleri Hand-Schüller-Christian hastalığı ve Letterer-Siwe hastalığıdır. Doğru cevap: (D) I, II ve III ü Tetrakain, benzokain ve lidokain topikal anestezi sağlarken; etidokain sağlamaz. 68. İnferior alveolar sinir bloğu aşağıdaki işlemlerden hangisinin gerçekleştirilmesi için yeterli olmaz? A) Dilin anterolateralinde bulunan travmatik fibrom eksizyonu B) Kanin dişin lingualinde bulunan torusun çıkarılması C) Lateral dişe apikal rezeksiyon D) Birinci molar dişin çekimi E) İkinci molar dişin endodontik tedavisi Osteoblastoma, kemik dokunun benign fakat agressif davranabilen tümörüdür. Çenelerde oldukça enderdir. Kemikte kitle yapar. Röntgende düzgün konturlu, radyolüsentradyopakt miks görüntü verir. Komşu diş köklerini rezorbe eder fakat ankiloz göstermez. Mikroskopik olarak osteoblastik aktivite alanları, bol osteoklast ve sklerotik kemik yapımı gösterir. Cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra nüks edebilir. Doğru cevap: (D) Birinci molar dişin çekimi Fibröz displazi, kemik matürasyonunda fokal arrestle karakterli, gelişimsel bir hastalıktır. Çene kemiklerinde, özellikle maksillada izlenebilir. Kitle yapar. Röntgende, sınırları belirsiz, “portakal kabuğu” görünümünde miks görüntü verir. Esasta fibröz doku çoğalmasıdır; tipik özelliği ise Çin alfabesi figürlerine benzetilen biçimlerde, immatür kemik trabekülleri içermesidir. ü İnferior alveolar sinir bloğu ile anestezisi sağlanan bölgeler: o Orta çizgiye kadar mandibuler dişler o Mandibulanın gövdesi ve ramusun inferioru o Mental foramene kadar olan mukoza membranının anterior kısmı, bukkal mukoperiosteum o Dilin 2/3’lük ön kısmı ve oral kavitenin tabanı 70. Aşağıdaki hastalık-oral bulgu eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? o Lingual yumuşak dokular ve periosteum (lingual sinir) ü A, B, C ve E seçeneklerinde verilen işlemler için inferior alvolar blok yeterli olurken; D seçeneğinde belirtilen dişin çekimi için tamamlayıcı anestezi (bukkal blok) gereklidir. Hastalık A) Herpanjina B) El-ayak-ağız hastalığı C) Sekonder sifiliz D) Kawasaki hastalığı E) Tüberküloz 69. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi, çenelerin kalıtsal dev hücreli hastalığıdır? A) Brown tümör B) Cherubism C) Langerhans hücre histiyositozu D) Osteoblastoma E) Fibröz displazi Bulgu Yumuşak damakta veziküller Ekstremitelerde veziküller, ağızda ülserler Müköz yama (ülser) Oral papillomlar Kenarları kalkık, yıldız biçimli ülser Doğru cevap: (D) Kawasaki hastalığı Oral papillomlar Kawasaki hastalığı, 5 yaşa kadar çocuklarda ortaya çıkan bir vaskülittir. Bakteri ve virusların süperantijnleri ile aşırı düzeyde duyarlanan sitotoksik T lenfosit reaksiyonu olduğu kabul edilir. Oral bulguları, kırmızı çatlak dudaklar ile dilin çilek görünümü almasıdır. Doğru cevap: (B) Cherubism 28 Doğru cevap: (E) II ve III 71. X-ışını demetinin enerjisi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi ya da hangileri doğrudur? Radyasyona daha duyarlı hücrelerin özellikleri; yüksek mitotik hıza sahip olmaları, çok sayıda mitoza uğramaları ve farklılaşmada en primitif olmalarıdır. I. X-ışını dementindeki her foton aynı enerjiye sahiptir. II. kVp değiştirildiğinde x-ışını demetinin enerjisi değişmez. III. Kolimatör çapı azaltıldığında x-ışını demetinin total enerjisi azalır. IV. mA değiştirildiğinde x-ışını demetinin kalitesi değişmez. A) Sadece I C) Sadece IV 74. Aşağıdaki uygulamalardan hangisinde hasta radyasyon dozu artar? A) Voltajı artırmak B) Intensifying screen kullanmak C) Kısa kon yerine uzun kon kullanmak D) F hızlı film yerine D hızlı film kullanmak E) Ag halid grenlerinin boyutunu arttırmak B) I ve III D) II ve III E) III ve IV Doğru cevap: (C) Sadece IV Doğru cevap: (D) F hızlı film yerine D hızlı film X-ışını demetindeki fotonlar farklı dalga boyuna sahip, farklı enerjili fotonlardır. kullanmak kVp artarsa yüksek enerjili x-ışını fotonları oluşur ve demetin ortalama ve maksimum enerjisi artar. Voltajın artırılması, delicilik gücü yüksek x-ışını fotonlarının oluşumunu sağlar. Böylece, dokuları delip geçen x-ışını foton sayısı artar ve hasta radyasyon dozu azalmış olur. Kolimator x-ışınının hacmini ve büyüklüğünü belirler. Akım (mA) değiştirildiğinde x-ışını foton sayısı artar, kantite artar. Kaliteyi etkileyen kVp’ dir. İntensifying screen x-ışını ile parlama oluşturan fosfor kristalleri ile kaplıdır. Bu parlama sayesinde screen filmlerin hem x-ışını hem de görünür ışıkla ekspoz olması hasta radyasyon dozunu azaltır. 72. Termoiyonik emisyon hakkında aşağıdakilerden hangisi doğrudur? X-ışını kaynağı ile hasta arasındaki mesafenin 20 cm yerine 40 cm olması, x-ışını demetinin daha dar açılı olmasıyla ekspoz olan doku hacminin azalmasını sağlar. Böylece radyasyon dozu da azalmış olur. A) Gelen elektronlar, Tungten atomunun elektronlarını geçerek çekirdeğe çarpması B) Tungten atomunun en dış yörüngesindeki elektronun bir iç yörüngeye kayması C) Flament çevresinde, kinetik enerjileri olmayan elektron bulutu D) Elektronların targette yoğunlaşması E) Elektronların kinetik enerji kazanıp hızlanması F hızlı filmler x-ışınlarına daha duyarlıdır ve D hızlı filmlere göre daha az ışınlama gerektirir. Ag halid grenleri büyük olursa film hızlı olur. Doğru cevap: (C) Flament çevresinde, kinetik enerjileri 75. Aşağıdakilerden hangisi banyo işlemleri sırasında gümüşü gümüş bromidden ayırır? olmayan elektron bulutu A) kVp B) Fokal spot film mesafesinin yakın olması C) Hidrokinon D) Metol E) Sodyum thiosülfat Cihazın açılması tüpteki filament devresini tamamlar ve filamenti ısıtır. Tungsten atomlarının dış yörüngelerinden bu yolla ayrılan elektronlar, flament çevresinde, kinetik enerjileri olmayan, durgun bir elektron bulutu olarak kalırlar (Termoiyonik Emisyon). Gelen elektronlar, Tungten atomunun elektronlarını geçerek çekirdeğe çarpması.(frenleme radyasyon) Bremsstrahlung) (Breaking radiation) Doğru cevap: (C) Hidrokinon Tungten atomunun en dış yörüngesindeki elektronun bir iç yörüngeye kayması. (karakteristik radyasyon) Hidrokinon radyografta kontrast oluşumunu etkileyen bir benzen türevidir. Bunu, metalik gümüşü gümüş bromid tuzlarından ayırarak gerçekleştirir. Solüsyonun birleşimine ve sıcaklık değişimlerine duyarlıdır, düşük sıcaklıklarda aktivitesi azalır. 73. Aşağıdaki hücre özelliklerinden hangisi ya da hangileri radyasyona duyarlılığı artırır? kVp ve FS film mesafesi bonyo işlemlerinden önceki etkenlerdir. Metol veya Elon: Anilin boyalarının yan ürünüdür, filmin gölgeli alanlarını, gri tonlarını geliştirir. Detayı ortaya çıkarır. Solüsyonun bileşimine ve sıcaklığına daha az duyarlıdır. Zamanla okside olup deri ve giysilerde koyu kahve renklenmelere neden olur. I. Düşük metabolik hız II. Çok sayıda mitoz III. Farklılaşmada primitif olma A) Yalnız I C) I ve II B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III 29 Na thiosülfat veya Ammonium thiosulphate (Hypo): X-ışınlarıyla etkileşime girmemiş Ag bromid kristallerinin film üzerindeki emülsiyondan ayırarak banyo solüsyonuna geçmesini sağlar. Tespit edici maddedir (Fixatör). açıortaya dik gelecek şekilde yönlendirilir (vertikal açılama). Vertikal açılama az olursa (merkezi ışın dişe dik gelirse) görüntüde uzama, çok olursa (merkezi ışın filme dik gelirse) görüntüde kısalma olur. Gümüş halid kristalleri film emülsiyonununda bulunur. Bu kristallerin boyutu görüntü boyutunu etkilemez. Detayı etkiler. 76. Aşağıdakilerden hangileri radyografik kontrastı düşürür? I. Voltajın artırılması II. Birinci banyonun az olması III. Birinci banyonun soğuk olması A) Yalnız I C) I ve II 78. Aşağıdaki radyografide maksilla sağ molar bölgede izlenen “fibrözdisplazi” tanısı konan lezyonun radyografik karakteristiğini ifade eden terminoloji aşağıdakilerden hangisidir? B) Yalnız II D) I ve III E) I, II ve III Doğru cevap: (E) I, II ve III kVp’nin artması kontrastı düşürür. 1. banyodaki Hidrokinonun aktivasyonu kontrastı etkiler. 77. Periapikal radyografide aşağıdakilerden hangileri radyografik görüntü boyutunu etkiler? I. II. III. IV. Vertikal açılama Obje- film mesafesi Fokal spot-obje mesafesi Gümüş halid kristallerinin boyutu A) Sun burst B) Cottonwoll C) Onion skin D) Orangepeel E) Honeycomb A) II ve III B) I, II ve III C) I, II ve IV D) II, III ve IV E) I, II, III ve IV Doğru cevap: (D) Orangepeel Sun burst malign karakterli periost reaksiyonu ifadesi, cottonwoll yığın şeklinde opasite özellikle kalsifiyeodontojenik tümör için geçerli, onion skin periost reaksiyonu, honeycomb iyi huylu ancak lokal agresiv multilokuler radyolusensiyi anlatır. Doğru cevap: (B) I, II ve III Obje-film mesafesinin artırılması ve fokal spot-obje mesafesinin azaltılması görüntüde magnifikasyona yol açar. 79. Trigeminal nevralji, aşağıdaki hastalıklardan hangisinin orofasiyal belirtisi olabilir? A) Dermatomiyozit B) Miyastenia gravis C) Graves hastalığı D) Multipl skleroz E) Sistemik sklerozis Doğru cevap: (D) Multipl skleroz Multipl skleroz, santral sinir sisteminde demiyelinizasyonla karakterli, otoimmün bir hastalıktır. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörler rol oynar. Özellikle 40 yaşından genç erişkinlerde en sık izlenen nörolojik hastalıktır. Genellikle ataklar ve düzelmelerle seyreder. En çok ağrılı kas spazmları vardır. Demiyelinizasyon nedeniyle oluşan gliozis (skarlar), görme bozuklukları, motor defisitleri, depresyon, tremor gibi belirtilere yol açar. Şekil (Soru 77): Açıortay teknikte film dişe olabildiğince yakın yerleştirilir ve merkezi x-ışını dişin uzun aksı ile film düzlemi arasındaki 30 Orofasiyal bölgede trigeminal nevralji, trigeminal sinirin nöropatileri ve fasiyal paralizi yapabilir. 83. Nötrofil lökositlerin kemotaksisi ve bakterisidal fonksiyonlarının bozuk olduğu, şiddetli alveoler kemik yıkımı ve dişlerin erken kaybıyla karakterize, otozomal resesif geçiş gösteren herediter hastalık aşağıdakilerden hangisidir? 80. Deride ve oral mukozada multipl papüller ve iç organlarda kanser gelişme riski ile karakterli kalıtsal hastalık, aşağıdakilerden hangisidir? A) NUG B) Kaposi sarkom C) Agranulositozis D) Chediak-Higasi sendromu E) Schönlein-Henonch purpura A) Heck hastalığı B) Mikulicz sendromu C) Cowden sendromu D) Cushing hastalığı E) Christmas hastalığı Doğru cevap: (D) Chediak-Higasi sendromu Nötrofil lökositlerin kemotaksisi ve bakterisidal fonksiyonlarının bozuk olduğu, şiddetli alveoler kemik yıkımı ve dişlerin erken kaybıyla karakterize, otozomal resesif geçiş gösteren herediter hastalık Chediac-Higasi sendromudur. Doğru cevap: (C) Cowden sendromu Cowden hastalığı, deri ve mukozalarda multipl papüller, deride keratozlar, deri eki lezyonları vs. ile meme, tiroid ve uterusda kanser gelişimine yatkınlıkla karakterli, otozomal dominant bir hastalıktır. Bir tümör süpressör gen olan PTEN’ de mutasyonla ortaya çıkar. 84. Aşağıdakilerden hangisi Bruksizme neden olan sistemik faktörlerdendir? A) Prematür kontaktlar B) Dişlerde uzama C) Diş çürükleri D) Dişlerde aşıma E) Hipertroid 81. Sigara içen bireylerde içmeyen bireylere göre 23 kat daha fazla oranda görülen mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? A) B.forsythus B) S.sangius C) A.viscosus D) Capnocythophagus E) Candidiazis Doğru cevap: (E) Hipertroid Birçok sistemik faktör bruksizme neden olabilir. Endokrin bozukluklardan hipertiroid de gerilim artar ve bruksizme neden olur. Beslenme bozukluklarının, gastrointestinal bozuklukların bruksizm nedeni olabileceği ileri sürülmüştür. Doğru cevap: (A) B.forsythus Sigara içen bireylerde içmeyen bireylere göre B.forsythus daha yüksek oranda bulunur. Bu oran içenlerde içmeyenlere göre 2,3 kat daha fazladır. Sigara içenlerin geleneksel periodontal tedaviye cevap vermemeleri de sigara içenlerde artmış B.forsythus, A.a ve P.gingivalis seviyesine bağlanmaktadır. 85. Aşağıdakilerden hangisi CPITN indeksinde kullanılan parametrelerden değildir? A) Ataçman kaybı C) Kanama 82. Patolojik olarak derinleşmiş gingival sulkus tanımı aşağıdakilerden hangisidir? B) Cep derinliği D) Diştaşı E) İatrojenik faktörler Doğru cevap: (A) Ataçman kaybı A) Gingival cep B) Gingivitis C) Gingival büyüme D) Dişeti çekilmesi E) Periodontal cep CPITN sistemin değerlendirdiği parametreler Kanama Diş taşı İyatrojenik faktörler Sondalanan cep derinliği Doğru cevap: (E) Periodontal cep Patolojik olarak derinleşmiş gingival sulkus tanımı “periodontal cep” tir. 86. Lamina dura tanımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Butressing bone formation B) Alveoler bone proper C) Dehissence D) Cribriform plate E) Howship lakuna 31 Doğru cevap: (B) Alveoler bone proper Periodontal hastalıkların etkilediği organlar; Lamina dura tanımı “alveoler bone proper” dir. Kardiovaskuler/serebrovaskuler sistemler • Atherosclerosis • Koroner kalp hastalığı 87. Periodontal ligamentin kemiğe yakın kısmındaki sharpey liflerinin gömüldüğü yer aşağıdakilerden hangisidir? A) Lamina lucida C) Lamina propria • Angina • Myocardial infarction • Serebrovaskuler hastalıklar B) Lamina densa D) Bundle bone E) Hemidesmosom Endokrine sistem • Diabetes mellitus Doğru cevap: (D) Bundle bone Üreme sistemi Periodontal ligamentin kemiğe yakın kısmında sharpey liflerinin gömüldüğü yer Bundle bone’dur. • Erken doğum ve düşük bebek ağırlığı Solunum sistemi • Kronik obstruktive pulmoner hastalık 88. Aşağıdakilerden hangisi stipling yapı özelliğidir? • Akut bakteriyel pnömoni A) Yeni doğanlarda görülür. B) Marjinal gingivada vardır. C) Yapışık dişetinde bulunmaz. D) 5 yaş civarında gözlenir. E) En iyi gingiva ıslak iken görülür. • (Carranza Clinical periodontology,nineth edition, page,230) 91. Maksillanın postnatal dönemdeki büyüme ve gelişimi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Doğru cevap: (E) En iyi gingiva ıslak iken görülür. A) Maksillanın 7 yaşına kadar anteriora doğru yer değiştirmesinde esas katkısı olan sirkum maksiller sütur sistemidir. B) Süt dentisyon döneminde pasif yer değiştirme en büyük katkıyı sağlamaktadır. C) Maksillanın 7-15 yaşları arasında gelişimine en önemli katkıyı süturalar sağlamaktadır. D) Kafa kaidesindeki sinkondrosisler maksillanın postnatal dönemde yer değiştirmesine neden olmaktadır. E) Maksillanın anteriora doğru olan büyümesi 15 yaşından sonra belirgin olarak azalmaktadır. Stipling yapı 5 yaş civarında görülür, en iyi kurutulmuş gingiv da gözlenir. Marjinal gingivada yok, attached gingivada mevcuttur. 89. Aşağıdakilerden hangisi diş taşlarında bulunan kristal yapılardan değildir? A) Brushite B) Octacalcıum phosphate C) Megnesiumwhitlockite D) Hydroxyapetite E) Seeding agents Doğru cevap: (A) Maksillanın 7 yaşına kadar anteriora doğru yer değiştirmesinde esas katkısı olan sirkum maksiller sütur sistemidir. Doğru cevap: (E) Seeding agents Maksillanın postnatal büyüme ve gelişimi; Diş taşlarında 4 ana kristal yapı bulunur; brushite, octacalcıum phosphate, magnesium whitlockite ve hydrozyapetite’dır. (Carranza Clinical periodontology,nineth edition, page,184) • Maksilla postnatal dönemde aşağı – öne doğru yer değiştirmektedir • Maksillanın büyüme ve gelişiminde rol alan yapılar; kafa kaidesindeki sinkondrosisler ve sirkum-maksiller sütur sistemidir. • Sinkondrosisler sayesinde maksilla pasif olarak uzayda yer değiştirmesine; ‘’pasif displacement’’ denir. 90. Periodontal hastalık vücudun hangi sistemini etkilemez? Pasif displacement kafa kaidesindeki sinkondrosislerin kapanmaya başlanması ile azalır, bu yüzden doğumu takip eden 5-7 yıl boyunca pasif displacemet baskındır ve sütural büyüme daha az oranda büyümeye katkıda bulunur fakat ortalama 7 yaşından sonra esas etkili olan sirkummaksiller sütur sistemideki büyüme faliyetidir. A) Angina B) Diabetes mellitus C) Hepatit B D) Akut bakteryel pnömoni E) Koroner kalp hastalığı Doğru cevap: (C) Hepatit B 32 93. Üst çenede molar distalizasyonu ve maksiller ekspansiyon için kullanılan aparey aşağıdakilerden hangisidir? A) Pendulum B) Haas C) Hyrax D) Schwartz E) Pendex Doğru cevap: (E) Pendex İntraoral molar distalizasyonu için en sık kullanılan apareyler pendulum ve pendex ’dir. Pendulum apareyinin maksilla anteriordan destek alan bir akrilik parçası ve premolarlardan destek alan kolları bulunmaktadır. Maksillada hem molar distalizasyonun ve hem de ekspansiyon isteniyorsa pendex apareyi kullanılır. Pendex apareyi penduluma benzemektedir fakat tek farkı akrilik kısıma ilave edilen ekspansiyon vidasıdır. Şekil (Soru 91): Maksilla adolesan döneme kadar 10 yılda 5mm’ye yakın miktarda büyürken, adolesan dönemde ise 5 yıllık periyodda 5-7 mm büyümektedir. 15 yaşından sonra ise büyüme belirgin olarak azalmaktadır. 92. Aşağıdaki ekspansiyon apareylerinden hangisi en az bukkal kron tippingine neden olur? A) Hyrax C) Quad heliks B) Haas D) W ark Şekil (Soru 93): Pendex ekspansiyon apareyi E) Akrilik cap splint Doğru cevap: (E) Akrilik cap splint Ekspansiyon apaeyleri hareketli ve sabit olmak üzere iki gruba ayrılır. Hareketli apareyler en fazla bukkal kron tippingine neden olan apareylerdir. Sabit ekspansiyon apareyleri de bonded ve banded olmak üzere ikiye ayrılır. Banded ekspansiyon apareyleri içerisinden Haas ekspansiyon apareyi en az bukkal kron tippingine neden olan apareydir fakat bütün ekspansiyon apareyleri içerisinde en az tippinge neden olan bonded ekspansiyon apareyleridir. 94. Yüz maskesi tedavisi için tedavisinin en ideal başlangıç zamanı aşağıdakilerden hangisidir? Yavaş ekspansiyon; Doğru cevap: (A) Maksiller santral keserler sürdüğü A) Maksiller santral keserler sürdüğü dönem B) Miks dentisyonun sonlandığı dönem C) Pubertal dönem D) Postpubertal dönem E) Süt dentisyon dönemi dönem ü Hareketli ekspansiyon apareyleri ü W ark Yüz maskesi maksiller gelişim geriliği durumlarında kullanılan bir apareydir. Yüz maskesi büyüme potansiyeli kulanılarak gelişimin yönlendirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu yüzden hastanın büyüme gelişimi açısından en ideal dönemde kullanılması önerilmektedir. Bu yüzden maksillanın gelişim potansiyelinin en fazla olduğu dönemde yani maksiller santral keser dişlerin sürmesinin ardından uygulanması istenen etkiyi elde etmek için en uygun dönemdir. Yaş aralığı olarak ise 7-9 yaş arasında kullanılmalıdır. Yüz maskesinin üretmesi gerek ideal kuvvet ise 600 gram dır ve ağız içi ankraj ünitesi olarak da en sık kullanılan aparey bonded RPE apareylerinden akrilik cap splint’tir. ü Coffin springi ü Quad heliks Hızlı ekspansiyon apareyleri; ü Bonded ekspansiyon apareyleri; • Akrilik cap splint • Cast cap splint ü Banded ekspansiyon apareyleri; • Haas • Hyrax 33 96. Ortodontik tedavi gören bir hastanın analjezik kullanması gerekiyorsa aşağıdakilerden hangisi tercih edilmelidir? A) Parasetamol C) Naproksen B) Flurbiprofen D) Deksketoprofen E) Asetilsalisik asit Doğru cevap: (A) Parasetamol Ortodontik diş hareketi için en önemli mediatörler cAMP, PgE ve interlokin-1β’dır. Ortodontik tedavi sırasında rezorbsiyonun oluşabilmesi için PgE seviyesinin artması ve osteoklastların diferansiasyonu şarttır. Bu yüzden uzun süre prostoglandin inhibütörü kullanımı ile diş hareketi yavaşlamaktadır. Ortodontik diş hareketini yavaşlatmamak amacıyla periferal etkisi baskın olup PgE seviyelerini değiştirmeyen COX-3 inhibütörü, parasetamol grubu ilaçlar tercih edilmelidir. Şekil (Soru 94): Parasetamol dışında bütün NSAİİ grubu ilaçlar kronik kullanımlarında diş hareketini azaltmaktadırlar. 95. Ortodontik diş hareketleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Diş hareketinden primer sorumlu doku periodontal ligamenttir. B) Frontal rezorbsiyonda genellikle ağrı oluşmaz. C) Seperatör uygulaması ile frontal rezorbsiyon oluşur. D) İndirekt rezorbsiyonda hareket ortalama 7-14 günde gerçekleşmektedir. E) Ortodontik kuvvet uygulaması ile en önce artan sitokin PgE’dir. 97. Dişin direnç merkezi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Direnç merkezinden geçecek şekilde uygulanan kuvvet translasyona neden olur. B) Dişin direnç merkezinin yeri alveol kemiği yıkıma uğrarsa değişebilir. C) Direnç merkezinin yeri genellikle mine-sement bileşiminden 1/3 uzaklıktadır. D) Direnç merkezi, dişin ağırlık merkezine yakın bir noktadadır. E) Dişe uygulanan kuvvetler ile direnç merkezinin yeri değişebilmektedir. Doğru cevap: (C) Seperatör uygulaması ile frontal rezorbsiyon oluşur. Diş hareketinden primer sorumlu PDL’dir, primer sorumlu sitokinler ise; Doğru cevap: (E) Dişe uygulanan kuvvetler ile direnç ü cAMP, merkezinin yeri değişebilmektedir. ü PgE ve Direnç merkezi, dişin ağırlık merkezine bir yakın noktada bulunur ve geometrik merkezi olarak da değerlendirilebilir. Direnç merkezi dişin boyutları ya da çevre yapılar değişmediği sürece değişmeden kalır. Dişin yer değiştirmesiyle ya da kuvvet uygulamasıyla yeri değişmez. Genellikle kök üzerinde mine-sement bileşiminden 1/3-1/4 uzaklıkta bulunur. Çok köklü dişlerde ise furkasyona yakın bir noktadadır. Direnç merkezinden geçecek şekilde uygulanacak bir kuvvet ya da moment translasyona neden olur. ü interlokin-1β’dır. Frontal rezorbsiyona hafif kuvvet uygulaması neden olurken ağrı genellikle oluşmaz ya da minimal oluşur. Elektromanyetik alanda piezoelekrik kaynaklı rezorbsiyon tetiklendiğinden diş hareketi daha hızlıdır. Separatör uygulaması ile diş kuvvet uygulanan yöne doğru periodontal aralığı kullanarak hareket etmektedir. Seperatör eğer hareket oluşturacak kadar uzun süre ağızda kalmazsa rezorbsiyona yol açmaz. 98. Kraniyal kemiklerin postnatal gelişiminin büyük çoğunluğu aşağıdaki aralıklardan hangisinde gerçekleşmektedir? Rezorbsiyonla diş hareketinin başlayabilmesi için minimum iki günlük bir süre geçmesi gerekmektedir. İndirekt rezorbsiyon sürekli ağır kuvvet uygulaması ile oluşur ve diş hareketi ağır kuvvet uygulaması ile yavaşlar. İndirekt rezorbsiyonda hareket ortalama 7-14 günde gerçekleşmektedir. Bu yüzden iki seans arasında minimum 3 haftalık bir süre geçmelidir. A) 16-20 yaş C) 10-12 yaş B) 14-16 yaş D) 5-7 yaş E) 0-5 yaş Dişe sürekli hafif kuvvet uygulaması ile periodontal aralıkta ilk gözlenen sitokin PgE’dir. Doğru cevap: (E) 0-5 yaş Kraniyal kemikler doğumla birlikte vücudun geneline göre daha yüksek bir oranda gelişmiştir ve daha vücuda göre daha büyük orana sahiptir. Bununla beraber en fazla gelişim nöral 34 dokuların gelişimi ile gerçekleşir ki nöral dokuların en fazla geliştiği yaş aralığı; • Lateral kesme yapar ve şekillendirilmesinde kullanılır. • Eğimli kanalda eğimin başladığı noktayı geçmemeli kanalın düz kısımlarında kullanılmalıdır. 99. Maloklüzyon oluşumunda en önemli lokal etyolojik faktör aşağıdakilerden hangisidir? • Frezler düşük hızda (750-1500 rpm), sırasıyla ve pasif olarak uygulanmalıdır. B) Dil itme D) Erken süt dişi kaybı E) Ağız solunumu • Aletin yüksek hızda ve basınçla kullanılması, yanlış açıyla kanala yerleştirilmesi ve eğimin ötesine zorlanması perforasyona yol açabilir. Doğru cevap: (D) Erken süt dişi kaybı • Nikel titanyumdan üretilen Gates-glidden frezler de mevcuttur. (Flexogates). Maloklüzyon oluşumunda en önemli local etyolojik factor erken süt dişi kaybıdır. Bununla beraber iskeletsel anomalilerde ve genel olarak maloklüzyon oluşumunda en önemli faktör genetiktir. • Gates glidden frezler büyükten küçüğe ya da küçükten büyüğe doğru step down ve step back tekniğiyle kullanılabilir. H tipi eğeler oldukça keskin bıçaklara sahiptir ve çekme hareketi ile kullanılırlar. Bu sayede dentinin kanal boyunca kaldırılmasında etkilidirler. 100. Orta hat diastemasını kapatmak için değerlendirme yaparken en önemli faktör aşağıdakilerden hangisidir? Lentülolar uzun spiral şeklinde özel frezlerdir ve kanal içi medikament veya patların kanala taşınmasında kullanılırlar. A) Dişlerin büyüklüğü B) Dişlerin vitalitesi C) Hastanın yaşı D) Overjet miktarı E) Molar ilişkisi Peeso reamerlar post preparasyonu ve koronaldeki gutta perkanın uzaklaştırılmasında kullanılırlar. Gates glidden frezlere benzer ancak daha uzun gövdeleri vardır. Doğru cevap: (C) Hastanın yaşı Tirnerfler pulpanın ve pamuk pelet gibi yabancı cisimlerin kanadan uzaklaştırılmasında kullanılırlar. Orta hat diasteması kapatırken dikkat edilmesi gereken en önemli konu hastanın yaşıdır. Burada soru aslında kaninlerin sürme durumunun öncelikli değerlerlendirme kriteri olduğunu dolaylı yoldan vurgulamaktadır. Soru diğer bir deyişle kaninler sürene kadar diastemanın normal olduğunu bilip, bilmediğimizi sorguluyor. Kaninler sürene kadar 2 mm e kadar olan diastemaların spontan kapanması beklenir fakat 2mm den büyük diastemalar çoğunlukla tedavi gerektirir. 102. Alınan dijital radyograf üzerinde referans noktasından itibaren kanal eğesi 20 mm, kanal boyu ise 24 mm olarak ölçülmüştür. Kanal eğesinin gerçek boyu 22 mm ise kök kanalının gerçek boyu aşağıdakilerden hangisidir? A) 18.3 mm C) 20,5 mm 101. Aşağıda verilenlerden hangisi kök kanal instrümentasyonu sırasında koronal üçlünün şekillendirmesinde kullanılır? A) H tipi eğe C) Peeso reamer üçlünün • Dentin birikimini kaldırarak düz bir giriş sağlar ve kanalın koronal ve orta 1/3 bölgesinde çabuk olarak koniklik oluşturur. ü Doğumdan 5 yaşına kadar’dır. A) Parmak emme C) Heredite koronal B) 20.0 mm D) 21.8 mm E) 26.4 mm Doğru cevap: (E) 26.4 mm B) Lentülo D) Gates glidden Soru kök kanal tedavisi sırasında çalışma boyunun radyografta ölçülmesi ile ilgili detay bilgi gerektiren ancak basit bir sorudur. E) Tirnerf Kök kanalının boyu radyograflar üzerinde belirlenirken röntgen tüpünün açısına bağlı olarak görüntüde uzama veya kısalmalar oluşmakta ve bunlar da çalışma boyunun belirlenmesini etkilemektedir. Doğru cevap: (D) Gates glidden Soru kök kanalının şekillendirilmesi sırasında kullanılan aletleri sorgulayan detay bilgi gerektirmeyen bir sorudur. Dijital radyograflar kolaylıkla üzerlerinde ölçüm yapmaya izin vermeleri ile röntgen tüpünün açılamalarına bağlı oluşan sapmaların giderilmesine yardımcı olurlar. Bir film üzerinde kanal aletininin gerçek boyundaki değişim ile kanalın gerçek boyunun değişimi doğal olarak doğru orantılıdır. Bu durumda “filmde 20 mm ölçülen alet gerçekte 22 mm ise; filmde 24 mm olan kanal boyu gerçekte kaç mm’dir ? ” şeklinde basit bir orantı kurulabilir. Bu durumda 22x24/20= 26.4 olarak gerçek kanal boyu hesaplanabilir. Gates glidden eğeler koronal üçlünün şekillendirilmesinde kullanılırlar ve genel özellikleri şöyledir: • Uç kısmı kısa, alev şekillidir. • Yan yüzleri kesici uç kısımları ise kesici değildir. • Gövdenin sapla birleştiği yer inceltilmiştir. Kırıldığında buradan kırılır ve kanaldan kolayca çıkartılır. • Gövde üzerindeki çizgilerle numaralandırılır. 1 den 6 ya doğru kalınlıkları artar. 1 numaralı eğenin çapı 0.50, numaralı eğenin çapı 1.5 mm’dir. Eğeler 0.20 mm kalınlaşır. 35 103. Aşağıda verilenlerden hangisinin servikal kök rezorpsiyonuna yol açması beklenmez? Temizleme ve şekillendirmede çalışma boynun korunması için özetle şunlara dikkat edilmelidir: 1. Sağlam ve tekrarlanabilir referans noktaları kullanılmalıdır. A) Devital beyazlatma B) Akut pulpitis C) Ortodontik tedavi D) Derin periodontal küretaj E) Periodontal cep 2. Aletlerin gövdesi ile dik açılı sabit ve güvenli lastik stoplar kullanılmalıdır. 3. Eğimli kanallar için paslanmaz çelik kanal eğeleri önceden eğimlendirilmelidir. Doğru cevap: (B) Akut pulpitis Soru servikal kök rezorbsiyonlarının sorgulayan genel bilgi sorusudur. 4. Referans noktalarına yaklaşılırken eğenin üzerindeki stoplar sürekli izlenmelidir. ektenlerini 5. Eğenin üzerindeki stoper eğeye verilen eğimin yönünü gösterecek bir işaret taşımalıdır. Bu işaret kanal eğesinin eğimli kanala doğru konumda yerleştirilmesini sağlar. Servikal rezorbsiyon bir tür eksternal kök rezorbsiyonudur. Mine sement sınırında asemtomatik radyolusent lezyon şeklinde görülür. Daha çok bu bölgedeki periodontal dokunun inflamasyonu sonucu meydana gelir. Akut pulpitis pulpanın şiddetli ama lokalize inflamasyonudur ve servikal rezorbsiyona yol açması beklenmez. 6. Eğenin olarak incelerken konumunu radyografik sabit radyografik açılar kullanılmalıdır. 7. Temizleme ve şekillendirme işlemleri esnasında kanalın orijinal şekli korunmalıdır. 8. Temizleme ve şekillendirme işlemleri esnasında bol irrigasyon yapılmalıdır. Servikal rezorbsiyonun etkenleri şu şekilde sıralanabilir: 9. Şekillendirme sırasında rekapitülasyon yapılmalı ve kanal yolunun açık olduğu kontrol edilmelidir. • Periodontal ligamentte yaralanma veya irritasyon • Ortodontik kuvvetler 10.Kanal eğeleri numara, doğru sırasıyla ve ebat atlanmadan tekniklerle kullanılmalıdır. • Diş erüpsiyonu sırasında oluşan basınç • Devital beyazlatma • Periodontal hastalıkların tedavisi 105. Soğuk lateral kompaksiyon yöntemi ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? • Bakteri A) B) C) D) E) 104. Aşağıda verilenlerden hangisi kök kanal şekillendirmesi sırasında çalışma boyunun korunmasında etkili değildir? A) Sabit referans noktalarının kullanılması B) Rekapitülasyon yapılması C) Bol irrigasyon yapılması D) Kanal aletlerinin sırayla kullanılması E) İrrigasyonun basınçsız yapılması Boyutsal kontrol zayıftır. Homojen bir kanal dolgusu oluşmaz. Spreader ile yapılır. Kökte çatlak oluşumu riski yüksektir. Her türlü şekillendirme tekniğinden sonra kullanılabilir. Doğru cevap: (A) Boyutsal kontrol zayıftır. Soru nen çok kullanılan kök kanal dolgu yöntemlerinden olan lateral kompaksiyon yönteminin uygulama prensiplerini, avantaj ve dezavantajlarını sorgulayan genel bilgi sorusudur. Doğru cevap: (E) İrrigasyonun basınçsız yapılması Soru çalışma boyunun korunmasında dikkat edilmesi gereken yöntemleri sorgulayan genel bilgi sorusudur ve kliniğe yöneliktir. Lateral kompaksiyon yöntemi oldukça yaygın uygulanan bir yöntemdir. Ana konun yerleştirilmesini takiben dentin duvarları ile arada kalan boşluklar yardımcı konlarla doldurulur. Bu sırada konulan tüm yardımcı konlar spreader (parmak sonduparmak spreaderı) ile sıkıştırılarak birbirine iyice yaklaştırılır. Bu yöntem hem soğuk hem de sıcak teknikle uygulanabilir. Her türlü kanal şekillendirme yönteminden sonra bu teknikle kanallar doldurulabilir. Şekillendirme sırasında irrigasyonun basınçsız yapılması apikalden taşmayı önlemeyi amaçlar çalışma boyunun korunması ile ilgili değildir. Sabit ve tekrarlanabilir referans noktaları ile sabit çalışma boyunda çalışılmalıdır. Uygulama: Rekapitülasyon şekillendirme sırasında bir küçük boy eğeye geri dönmektir. Bu sayede kanal içindeki debrisin alınması, çalışma boyunun kontrolü ve duvardaki düzensizliklerin giderilmesi amaçlanır. Dolayısıyla çalışma boyunun korunmasında etkilidir. • Preparasyondan sonra ana eğe ile aynı ebatta standart bir ana kon seçilir ya da standart olmayan konlar uçları kesilerek çalışma boyuna gidene kadar ucundan kesilerek uyumlanır. • Kanal yıkanır, kurulanır ve ana konun pozisyonu radyograf ile kontol edilir. Şekillendirme sırasında bol irrigasyon kanalda biriken debrisi uzaklaştırır ve kanalın debrisle tıkanmasını önleyerek çalışma boyunu korur. • Uygun kıvamda hazırlanan pat, dolguya hazır olan kanala ana apikal eğeden bir numara küçük bir eğe ile ve saat dönüş yönünün tersi yönde hareketlerle yerleştirilir. Kanal aletleri sırayla kullanılmalıdır. Aksi halde kanalda basamak oluşur ve çalışma boyu kaybedilir. 36 • Ana kon pata bulanarak istenen pozisyonda konumlandırılır. • Yardımcı konlar kullanılırken daha ince kıvamlı bir pat kullanılır. etkisini yaklaşık 7 günde gösterdiği için en az gün kanalda bekletilmesi gerekir. Apeksifikasyon tedavisinde ise bu süre 3-18 ay arasında değişebilir.. Çalışmalar kök kanalında uzun süre kalan kalsiyum hidroksitin kök kanalını kırılganlaştırdığını göstermiştir. • Spreader ana konun yanından apikalden 1 mm. kısa olan mesafeye kadar yerleştirilir ve gutta perka sıkıştırılır, spreader saat yönüne ve tersine çevrilerek gevşetilir ve kanaldan çıkarılır. Spreaderın derin penetrasyonu sızıntı riskini azaltır. Çok önemli bir dezavantajı ise kök kanalındna tamamen uzaklaştırılamaması ve kök kanalında kalan kalsiyum hidroksit artıklarının kanal dolgu patlarının kök kanalına adaptasyonunu engellemesidir. Kanal da oluşturduğu yüksek pH ayrıca rezin içerikli patların polimerizasyonunu ve adezyonunu bozar. Bu da ileride sızıntı riskini artırır. Ancak kalsiyum hidroksit sert doku çözemez ve bu nedenle de erozyona sebep olmaz. Sadece nekrotik artıkları uzun sürede ve yavaşça eritebilir. Dolayısıyla C şıkkında verilen bilgi yanlıştır. Kök kanalında erozyona sebep olan EDTA gibi sert doku çözen şelatör ajanlardır. • Uygun bir yardımcı kon seçilir, pata bulanır ve spreaderın bıraktığı boşluğa yerleştirilir. • Spreaderın penetrasyon derinliği ölçülmeli ve yardımcı kon bu mesafeye ulaşmalıdır. • Kanalın koronal üçlü bölümü doldurulana kadar bu işleme devam edilmelidir. Soğuk lateral kompaksiyon yönteminin avantaj ve dezavantajları şunlardır: Avantajları Dezavantajları Kanaldaki tüm düzensizlikleri dolduramaz. Homojen kanal dolgusu elde edilemez. Boyutsal kontrol iyidir. Uygulama kolaydır. Pek çok klinik durumda kullanılabilir. 108. On yaşındaki erkek hasta bisikletten düşmüş ve sağ santral dişinde komplike kuron kırığı ile 72 saat sonra kliniğe başvurmuştur. İlgili dişin aynı zamanda linguale doğru yer değiştirdiği görülmüştür. Kökte kırılma riski vardır. Yukarıda verilen hasta için uygulanacak öncelikli tedavi yaklaşımı ne olmalıdır? A) İndirekt pulpa kaplaması –2 hafta semirijit splintleme B) Direkt pulpa kaplaması – 4 hafta semirijit splintleme C) Parsiyel pulpotomi – 2 hafta semirijit splintleme D) Total pulpotomi – 4 hafta semirijit splintleme E) Pulpektomi – 4 hafta splintleme 106. Aşağıda verilenlerden hangisi kök kanalının ısıtılmış gutta perka ile doldurulması sırasında kullanılmaz? A) System B C) Beefill B) Obtura D) Touch’n Heat E) EndoVac Doğru cevap: (D) Total pulpotomi – 4 hafta semirijit splintleme Doğru cevap: (E) EndoVac Soru dental travmatik yaralanmalardan ikisini bir araya getirerek önerilen uygun splintleme süresini sorgulayan bir vaka sorusudur. Her iki travmatk yaralanmanın birlikte değerlendirilmesini gerektirir. Soru sıcak kök kanal dolgu yöntemlerinde kullanılan cihazları marka isimleri üzerinden sorgulamaktadır. EndoVac, pozitif ve negative basınçlı bir irrigasyon cihazıdır. Bir taraftan kanala solüsyonu verirken diğer taraftan aspire ederek apikalden taşmayı önlemeyi amaçlar Vaka incelendiğinde 10 yaşındaki çocuğun santral dişinde kök ucunun henüz açık olduğu anlaşılmaktadır. Komplike kuron kırığı pulpanın ekspoz olduğunu ifade eder. Bu tür durumlarda ilk 24 saat pulpa kaplaması veya parsiyel pulpotomi ile apeksogenezisin devamı için ideal sürelerdir. Ancak 72 saat sonra gelen hastada inflamasyon derinleştiği için total pulpotomi yapılması apeksogenezisin devamı için önemli bir seçenektir. Bu vakada kök ucu kapalı olsaydı pulpektomi seçeneği uygun olabilirdi çünkü total pulpotomi apeksi kapalı dişlerde önerilmemektedir. Bunun sebebi başarı şansının daha düşük olması ve endodontik tedavi ile yeterli başarı sağlanabilmesidir. Diğer taraftan dişin linguale doğru yer değiştirmesi lateral lüksasyon olarak adlandırılır ve bu durumda önerilen 4 hafta semirijit splintleme yapılmasıdır. Sytem B, Obtura, Beefill, Touch’n Heat ise ısıtılmış gutta perka ile kanalın doldurulması sırasında kullanılan cihazlardır. 107. Aşağıda verilenlerden hangisi kök kanalında kalsiyum hidroksit kullanılmasının dezavantajlarından biri değildir? A) Etkisini uzun sürede göstermesi B) Uzun dönemde kökü kırılganlaştırması C) Kök dentininde erozyona yol açması D) Kök kanalından tamamen uzaklaştırılamaması E) Patların kanal duvarına adaptasyonu engellemesi 109. Aşağıda verilen durumların hangisinde kök kanal tedavisi kontrendikedir? Doğru cevap: (C) Kök dentininde erozyona yol açması Soru endodontinin en önemli ajanlarından biri olan kalsiyum hidroksitin limitasyonlarını sorgulamaktadır. Kalsiyum hidroksit endodontide pek çok amaçla kullanılan bir ajandır. Sıklıkla, antibakteriyel olduğu için kök kanalının dezenfeksiyonunda ve yüksek pH’ı ile sert doku yapımını uyarması için apeksifikasyon tedavisinde kök kanalına yerleştirilerek kullanılır. Ancak kök kanalındaki antibakteriyel A) İleri pulpal inflamasyon varlığında B) Ortodontik tedavi sırasında C) External inflamatuar kök rezorbsiyonu varlığında D) Gerçek kombine lezyonlarda E) Ankiloze dişlerde 37 Doğru cevap: (E) Ankiloze dişlerde e. Ağız planlaması açısından önem taşımayan dişler Soru temel olarak endodontik tedavinin endikasyon ve kontrendikasyonlaır üzerinde kurulmuş genel bilgi sorusudur. f. Vertikal kırıklar: Oblik kırıklarda çözümler bulunabilmesine karşın, vertikal kırıklar ve çatlak dişlerin tedavisi için çevresel olarak ligatüre etme, amalgam implantlar, küçük fragmanın alınması, polietilen fiber’ların kullanımı, çabuk olarak yapılan kuronla parçaların fiksasyonu gibi tedavi seçenekleri olsa da elde edilebilen başarı oranı oldukça düşüktür. Ankiloze dişler periodontal ligamentin kaybolup kökün sement kemik dentin benzeri karışık bir doku ile istila edildiği durumdur. Yer değiştirme reorbsiyonu veya replasman rezorbsiyonu da denebilir. Bu durum tamamen periodontal inflamasyon kaynaklıdır ve kanal tedavisi ile iyileştirilemez. Yapılması gereken dişi takip etmektir. İleri pulpal inflamasyon ile kast edilen geri dönüşümsüz pulpitistir ve kök kanal tedavisi endikedir. g. Önceki kök kanal tedavisi: Tekrarlayan tedavilerle önceki başarısızlığı oluşturan etmenler ortadan kaldırılamayacaksa kök kanal tedavisi kontrendikedir. Orotodontik tedavi endodontik tedaviye engel değildir. Tercih edilen, tüm tedaviler gibi endodontik tedavinin de önceden bitirilmesidir. Ancak tedavi sırasında pulpal patoloji gelişirse istenildiği zaman endodontik tedavi yapılabilir. 110. Endodontik cerrahi sonrası kök ucunda sementogenez ne zaman tamamlanır? Eksternal inflamatuar kök rezorbsiyonu oldukça yıkıcı hatta en agresif rezorbsiyon şeklidir ve tedavi edilmezse diş kaybedilene dek devam eder. Etkeni hem pulpal hem de periodontal inflamasyondur ve pulpal inflamasyonun ortadan kaldırılması için kök kanal tedavisi yapılmalıdır. A) 10. gün C) 21. gün B) 14. gün D) 28. gün E) 40. Gün Gerçek kombine lezyonlar pulpal ve periodontal patolojinin ayrı ayrı başlayıp birleştiği endo-perio lezyonlarıdır. Dolayısıyla bu durumda hem endodontik hem de periodontal yaklaşım şarttır. Doğru cevap: (D) 28. gün Soru endodontik cerrahi sonrası sert dokuda yara iyileşmesi evreleri ile ilgili detay bilgi gerektiren bir sorudur. Kök kanal tedavisinin endikasyonları Sementogenez kök ucu rezeksiyonundan 10-12 gün sonra başlar. Sementoblastlar kökün periferinde gelişir ve merkezine doğru ilerlerler. Sementogenezisi düzenleyen hücreler kemik ya da dğer çevre dokulardan değil de diş germindeki ektomezenşimal hücrelerden köken alırlar. Dentinin kendi içerisindeki medyatörler presementoblastların kök yüzeyine tutunmasını sağlar. Rezeke edilen kök ucu 28. günde sementle kaplanır. Cerrahiden yaklaşık 8 hafta sonra, yeni oluşan periodontal ligament hücreleri de yeni oluşan sementten kemik trabekülasına doğru uzanır. 1. İleri pulpal patolojili ve nekrotik olgularda 2. Çürük, atrizyon, erozyon, abrazyon veya travma gibi nedenlerle pulpanın açıldığı ve direkt pulpa tedavisi ve amputasyon tedavisinin endike olmadığı durumlarda 3. Vital pulpa tedavilerinin başarısız olduğu durumlarda 4. İyatrojenik nedenlerle inflame olan pulpanın tedavisinde 5. İnternal rezorpsiyonlarda periodonsiyuma aşırı büyük açılmaların oluşmadığı olgularda 6. Kök kanalından destek alınması gereken restorasyonlarda (overdenture, post-core yapımı) 111. Aşağıda verilen travma yaralanmalarında uygulanan splint süreleri azdan çoğa doğru sıralanırsa aşağıdakilerden hangisi doğru olur? 7. Karşı çenedeki dişlerin erken çekimleri nedeniyle soketinden uzayan dişlerin kuronlamasında preparasyon sırasında pulpanın açığa çıktığı durumlarda I. II. III. IV. 8. Pulpal veya periodontal etkenlerle periradiküler dokuların iltihabi durumlarında 9. Konservatif ve cerrahi olarak tekrarlanması gereken endodontik tedaviler. A) I, II, III ve IV C) III, II, I ve IV Kök kanal tedavisinin kontrendikasyonları Kontrendikasyon olarak gösterilen durumlar hasta, diş ve çevre dokular ile ilgili olabilir. Her durum kendi içerisinde ve o birey için ayrıca değerlendirilmelidir. B) II, IV, III ve I D) IV, III, I ve II E) III, IV, II ve I Doğru cevap: (B) II, IV, III ve I II) Ekstrüzyon 1-2 hafta I - Hasta İle İlgili Faktörler IV) Avülsiyon (Ağız dışı süre >60 dk) 4 hafta a. Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu tedaviye izin vermiyorsa II) Kemik hasarlı lateral lüksasyon 7-8 hafta II - Diş ve Çevre Dokular İle İlgili Faktörler I) Servikal kök fraktürü 4 ay a. Yetersiz periodontal destek b. Kanal enstrümantasyonunun yapılamadığı koşullar c. Koronal restorasyonu yapılamayan dişler d. Geniş rezorpsiyonlar Servikal kök kırığı Ekstrüzyon Kemik hasarlı lateral lüksasyon Avülsiyon (Ağız dışı süre >60 dk) 38 Doğru cevap: (D) Çan 112. Aşağıdakilerden hangisi dentinogenezis imperfektanın özelliklerinden değildir? Çan dönemi diş taslağının oluşumunda önemli bir role sahiptir. Hücreler dış görünüm ve içyapı bakımından gelişimini bu safhada tamamlar. Kronun alacağı son şekil bu safhada oluşur. A) Kahverengimsi sarı renkleşme B) Hem süt hem sürekli dişler etkilenir C) Mine en ufak basınçla kolaylıkla dentinden ayrılır D) Pembe ıslanmış şeker rengi E) Pulpa odasının dentinle dolması Doğru cevap: (A) Kahverengimsi sarı renkleşme 115. Aşağıda verilen şıklardan hangisi veya hangileri süt dişi amputasyonunda kullanılan rejeneratif ajanlardan değildir? Dentinogenesis İmperfekta: “irsi saydam dentin hipoplazisi” de denir. Tek başına olabildiği gibi, “Osteogenesis imperfekta” sırasında da ortaya çıkabilir. Cinsiyete bağlı olmayıp, baskın karakter olarak iletilmektedir. Süt ve sürekli diş dizisinin her ikisini birden ilgilendirebilir. I. II. III. IV. V. Klinik muayenede, dişlerin tümü, ya da çoğunun bu anomaliye uğradıkları görülür. Diş sürmesinde gecikme, sayı ve büyüklük anomalileri de olabilir. Dişler gri, esmer, mavimtırak, pembe, ıslanmış şeker gibi çeşitli renklerde olup, aydınlatıldıklarında saydam görülürler. Aşırı aşınma gösterirler, en ufak travmada kırılırlar. Fazla aşınma ile kapanış yüksekliği değişeceğinden, çene eklemi bozuklukları ortaya çıkabilir. A) Yalnız I C) II, III ve IV B) I, II ve III D) II ve V E) I ve III Doğru cevap: (E) I ve III Radyografik kontrolde, kronlar ekvator bölgesindeki mesiodistal çaplarını korumakla birlikte, köle bölgesinde aşın bir daralma olduğu görülür. Kökler güdük, kısa ve dardır. Bu yapı, dişe çan tokmağı görünümünü verir. Henüz kök gelişimini tamamlamadan, pulpa odası tüm olarak silinip, kanallar daralabilir. Amputasyonda kullanılan materyaller ve yöntemler Fiksatifler • Formokrezol • Glutaraldehit Kimyasal yapısı normal olmakla birlikte minenin kırılgan olmasının nedeni, mine-dentin sınırının düz olmasıdır. Bundan ötürü en ufak baskıda hemen mine dentinden ayrılır. Rejeneratif materyaller • Ca(OH)2 • MTA 113.Aşağıda verilen çürük önleme tedavi tekniklerinden hangileri girişimsel olmayan tedavi teknikleridir? I. II. III. IV. V. Ferrik sülfat TGFβ Glutaraldehit Kollajen MTA • TGFβ • Kollajen Oral hijyen alışkanlığı Koruyucu rezin restorasyon Florlu vernik Fissür örtücü Kompomer Koruyucu ve kan durdurucu materyaller • Ferrik sulfat Yöntemler A) I ve II B) I, II ve III C) I, III ve IV D) II, III ve V E) III, IV ve V • Elektrocerrahi • Lazer 116. Aşağıdakilerden hangisi üst çene santral ve lateral dişlerin değişimi sırasında gözlemlenmez? Doğru cevap: (C) I, III ve IV A) Süt kesiciler bölgesindeki interdental kullanımı B) Kaninler arası mesafenin artışı C) Dental arktaki anterior genişliğin artışı D) Kesici dişlerin eksen eğimlerinin değişimi E) Leeway yer rezervinin kullanımı Operatif olmayan tedavi teknikleri; ağız sağlığı alışkanlıklarının iyileştirme, fissürlerin örtülmesi ve florid kullanımı gibi diş çürüklerini önlemede kullanılanlarla aynıdır. Genellikle kaviteleşmemiş lezyonlarda kullanılır. Doğru cevap: (E) Leeway yer rezervinin kullanımı 114. Dişlerde şekil anomalileri embriyolojik dönemlerden hangisinin etkilenmesi ile en sık görülebilir? A) Mineralizasyon C) Apozisyon boşluklar Sürekli kanin ve premolar dişlerin sürmesi sırasında Leeway yer rezervinin kullanımı söz konusudur. B) Takke D) Çan E) Tomurcuk 39 KESİCİ DİŞLERİN DEĞİŞİMİ 119. Aşağıdaki veriler ışığında olası teşhis aşağıdakilerden hangisidir? • Süt kesiciler bölgesindeki interdental boşluklar I. Daimi Kesiçi ve 1. Molar dişlerde aşırı kemik kaybı ve cep oluşumu II. En sık rastlanan organizma Actinobacillus actinomyctemcomitans III. IgG titrasyonunda artış IV. Nötrofil kemotaksi defekti • Kaninler arası mesafenin artışı • Dental arktaki anterior genişliğin artışı • Kesici dişlerin eksen eğimleri Ugly duckling (çirkin ördek yavrusu) aşaması A) B) C) D) E) 117. Süt dişine gelen travma sonrası daimi dişte meydana gelen gelişimsel bozukluklar en sık aşağıdaki hangi tip süt dişi yaralanmasından sonra görülür? A) Sublüksasyon C) Ekstrüzyon B) Lateral lüksasyon D) İntrüzyon E) Avülsiyon Doğru cevap: (A) Juvenil periodontitis Juvenil periodontitis çoğunlukla daimi dentisyonda ve en sık 11-15 yaş arası gözlenir. Hastaların %90’nında Actinobacillus actinomyctemcomitans mevcuttur, tedaviyle azalır. IgG titrasyonunda artış söz konusudur. Doğru cevap: (D) İntrüzyon Bir süt dişine gelen travmanın kolaylıkla arkasından gelecek sürekli dişe iletildiği belirtilmiştir. Daimi dişlerdeki gelişimsel bozuklukların en büyük kısmı süt dişindeki intruzyonlardan sonra görülmektedir Tedavisinde detertraj, küretaj, Yaşa göre 2 hafta günde 4 kez sistemik tetrasiklin (250mg) veya 1 hafta günde 3 kez Metronidazole 250 mg)+ Amoksisilin (375mg) kombinasyonu verilir. 118. Yeni doğan bebeklerde görülen alveolar mukozada beyaz veya grimsi beyaz renkte lezyonlar aşağıdakilerden hangisinde lokalizasyonlarına göre doğru adlandırılmıştır? Epstein İncileri Bohn Nodülleri B) C) D) E) 120. Klasik olarak aşağıdaki 3 aşamayı kapsayan davranış yönlendirmesi aşağıdakilerden hangisidir? Dental Lamina Kistleri I. Hastaya sakinleşebilmeyi öğretme II. Korkularının kökenini temsil eden uyarıları hiyerarşik olarak derlemek III. Hastayı, korkuya neden olan unsurlarla sırayla yüzleştirmek Kretlerin bukkal yüzlerinde Mandibulada dental kretin sırtları Kretlerin lingual Maksillada dental Damakta orta hat yüzlerinde kretin sırtları Maksillada dental Kretlerin bukkal Damakta orta hat kretin sırtları yüzlerinde Maksillada dental Mandibulada dental Damakta orta hat kretin sırtları kretin sırtları Kretlerin bukkal Kretlerin lingual Damakta orta hat yüzlerinde yüzlerinde A) Damakta orta hat Juvenil periodontitis Eozınofilik granulom Papillon le fevre Prepubertal periodontitis Herediter gingival fibromatozıs A) Sözel olmayan iletişim B) Anlat-göster-uygula yöntemi C) Dikkat dağıtma D) Ses kontrolü E) Duyasızlaştırma Doğru cevap: (A) Doğru cevap: (E) Duyasızlaştırma Epstein İncileri Bohn Nodülleri Dental Lamina Kistleri Damakta orta hat Kretlerin bukkal yüzlerinde Mandibulada dental kretin sırtları Çocukta gerilime neden olan korkuların eliminasyonunda yararlanılan bir tekniktir. Klasik olarak 3 aşamayı kapsar ki bunlar; • “hastaya sakinleşebilmeyi öğretmek”, EPSTEİN İNCİLERİ: Damakta orta hat boyunca dizilirler. Epitel dokunun artıkları olarak kabul edilirler. • “korkularının kökenini temsil eden uyarıları hiyerarşik olarak derlemek” • “hastayı, korkuya neden olan unsurlarla sırayla yüzleştirerek onu duyarsızlaştırmak tır. BOHN NODÜLLERİ: Kretlerin bukkal ve lingual yüzlerinde, damakta orta hattan uzak yerlerde görülürler. Bunlar Epstein incilerinden histolojik olarak farklıdırlar ve muköz bezlerin artıkları olarak düşünülürler. DENTAL LAMİNA KİSTLERİ: Dental lamina artıklarından oluşurlar. Maksilla ve mandibulada dental kretin sırtlarında görülürler 40
Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. Fethiye ÇAKMAK OKLÜZYON Oklüzyon: Karşılıklı
C) Monomer miktarı fazla olursa pörözite riski artar.
D) Monomer miktarı az olursa karışım granüler yapıda
olur.
E) Monomer miktarı az olursa, akril hamuru ince
detaylara ulaşamaz.
gömük kanin dişlere ortodontik yaklaşım
yerleşir ve röntgende, mevcut dişlerin “yüzer diş görünümü”