TC MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Transkript
TC MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
T.C. MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Sayı : 26660611-640-[15189]-4722 Konu : Hukuk Davalarının Takibi 16/03/2015 İÇ GENELGE (2015/3) Mevzuatta yapılan değişiklikler ve Bakanlığımıza intikal eden dosyalardan tespit edilen bir kısım aksaklıkların giderilmesi, uygulamada birliğin sağlanması ve birden fazla İç Genelge ile düzenlenen hukuk işlerinin tek bir genelgede toplanması amacıyla hukuk davalarının takibi ile ilgili İç Genelge çıkarılması gerekli olmuştur. I-HUKUK DAVALARININ AÇILMASINDA, SAVUNULMASINDA VE TAKİBİNDE YAPILACAK İŞLEMLERE DAİR GENEL ESASLAR A-DAVALARIN AÇILMASI VE TAKİBİ 1) Bilindiği üzere, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin “Davaların Açılması” başlıklı 8 inci maddesinde yer alan; “İdareler adına dava açma veya icra takibine başlama talebi, üst yönetici veya iş ve işlemle ilgili merkez veya taşra birim amiri tarafından yapılır. Merkez veya taşra birim amirince yapılan talep üzerine davayı açmakla yetkili ve görevli olanlarca, maddi ve hukuki sebeplerle dava açılmasında kamu menfaati bulunmadığı yönünde görüş belirtilmesi halinde, üst yöneticinin talimatına göre işlem yapılır.” hükmü davaların açılması veya icra takiplerine başlanmasına ilişkin yetkiyi düzenlemekte olup bu yetki, üst yönetici veya iş ve işlemle ilgili merkez veya taşra birim amirine verilmiştir. Merkez ve taşra birim amirince yapılan talep üzerine, hukuk birimlerince maddi ve hukuki sebeplerle dava açılmasında kamu menfaati bulunmadığı yönünde görüş belirtilmesi halinde üst yöneticinin talimatına göre işlem yapılacaktır. KHK’nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel bütçeli diğer kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından Bakanlığımız merkez ve taşra birimlerine dava açılmak veya icra takibine başlanılmak üzere gönderilen işlerde, maddi ve hukuki sebeplerle kamu menfaati bulunmadığının anlaşılması halinde dava açılmasından veya icra takibi yapılmasından vazgeçme yetkisi ilgili idarelere aittir. Zira, henüz dava ve icra takibine başlanılmamış olduğundan KHK’nın 11 inci maddesinin dördüncü fıkrasının uygulanması söz konusu değildir. Bu aşamada yetki KHK’nın 8 ve 11 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ilgili idareler tarafından kullanılacaktır. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr Dava açılmak üzere bilgi ve belgeler muhakemat müdürlüğü veya Hazine avukatlığına intikal ettirildiğinde, maddi veya hukuki sebeplerle dava açılmasında ve icra takibinde fayda görülmeyen hallerde sebepleri belirtilmek suretiyle hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri dikkate alınarak ilgili idaresi ile yazışma yapılmak suretiyle, 659 sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddeleri gereğince vazgeçme konusunda idarenin vazgeçmeye ilişkin açık görüşü alınmalı, ilgili idaresince dava açılmasında ısrar edilmesi halinde derhal dava açılmalı, vazgeçilmesinin uygun görülmesi halinde ise yapılacak işlemi olmayan dosya saklıya alınmalıdır. Muhakemat müdürleriyle, Hazine avukatları ve daire amirleri müddetli işlerde hakkın düşmesini önleyecek tedbirleri almakla mükelleftirler. 2) Dava açılmasından önce veya dava esnasında delillerin tespitini istemekte fayda görüldüğü ve/veya zorunluluk bulunduğu durumlarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK)400-403 üncü maddeleri uyarınca “delillerin tespiti” yaptırılmalıdır. 3) İdarenin davalı olması halinde, savunmaya esas bilgi ve belgeler tam ve doğru olarak gönderilmemiş ise, ilgili idareden derhal gerekli bilgi ve belgeler istenilmeli, temin edilemediği durumlarda, HMK’nın 127 nci maddesi uyarınca mahkemeden ek cevap süresi talep edilmelidir. 4) 659 sayılı KHK’nın 8/2 maddesi gereğince; dava açılmasını veya icra takibine başlanılmasını isteyen idare veya birim, dava açılması talebi ile birlikte davaya dair bilgi ve belgeleri zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri dikkate alarak hukuk birimine göndermek zorunda olduğundan, süresinde gönderilmeyen veya eksik ya da yanlış gönderilen bilgi ve belgeden kaynaklanan sorumluluk bunu gönderen idare veya birime ait olup, bu konuda ilgili idare ve birimler uyarılmalıdır. 5) Davanın niteliğine göre ortaya çıkabilecek zararların önlenmesi ve ileride telafisi güç durumların ortaya çıkmasına meydan verilmemesi için, gerekli durumlarda mahkemeden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmeli ve verilecek kararın infazı (taşınmazlara ilişkin tedbir kararının tapu kütüğüne işlenmesi) sağlanmalıdır. 6) Davalara karşı cevaplar, etraflı ve gerekçeli olarak emsal nitelikte mahkeme kararları ile Yargıtay içtihatlarına da yer verilmek suretiyle hazırlanmalıdır. 7) Davaların keşiflerinde hazır bulunulmalı, mahalli bilirkişi, fen bilirkişisi ve tanıklara idare lehine olan soruların sorulması mahkemeden talep edilmeli, keşif zabıtlarından, düzenlenen krokilerden örnek alınarak takip dosyasına konulmalı, tebliğ edilecek bilirkişi raporlarına karşı, ilgili idarenin görüşü de alınmak suretiyle süresi içinde mahkemesine beyanda bulunulmalı, idaresinden görüş alınmadan Genel Müdürlüğümüzden görüş istenilmemeli, duruma göre mahkemesinden, ek rapor alınması veya yeniden keşif yapılması ve rapor düzenlenmesi talep edilmelidir. 8) Davaların takibi sırasında karşı tarafça iddia ve savunmanın genişletilmesi yönünde yapılacak yeni taleplere muvafakat edilmemelidir. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr 9) Bakanlığımızdan görüş talepleri için, dosyalar gönderilmeden önce varsa eksik bilgi ve belgeler tamamlanmalı ve müdürlük/Hazine avukatlığı görüşleri ile birlikte dosyalar gönderilmelidir. 10) Aleyhe sonuçlanan iş mahkemesi kararlarının, muhakemat müdürlüğüne/Hazine avukatlığına tebliğini müteakip davacı/alacaklı veya vekilinin ödeme talebi beklenmeksizin karar örneği ilgili idaresine gönderilmelidir. B- DAVALARIN AŞAMALARINDAN BİLGİ VERİLMESİ Davaların karar, temyiz sonucu ve kesinleşme aşamalarından; ilgili idaresine ve Bakanlığımız tarafından takipli işlerde idaresine bilgi verildiği de belirtilmek suretiyle Bakanlığımıza kararlar eşliğinde bilgi verilecektir. C- DAVALARIN SONUÇLANMASI HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi Harçlarda Ödeme Zamanı” başlıklı 28 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “... Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” şeklindeki hüküm uyarınca, Hazine aleyhine açılan ve Hazine lehine sonuçlanan ancak davacısı tarafından tebliğe çıkartılmayan kararların tebliği ve bu kararlar hakkında yapılacak işlemler için davacı tarafından kararın tebliğe çıkartılmasının beklenilmemesi, Hazine lehine olan işlemlerin avukatlarımızca yerine getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 492 sayılı Kanunun harçtan müstesna işlemler başlıklı 13 üncü maddesinin (j) bendi hükmüne göre Hazine harçtan muaf olduğundan Hazineye harç yüklenip yüklenmediği, karşı tarafa yüklenen harcın yasaya uygun olup olmadığı hususları incelenmeli, yargılama gideri ile avukatlık ücreti hesaplarının doğru yapılıp yapılmadığı kontrol edilmeli, faiz talebinin tam ve doğru olarak karşılanmış olmasına dikkat edilmeli, tespit edilecek noksanlık ve yanlışlıklar temyiz sebebi yapılmalıdır. D- KARARLAR HAKKINDA KANUN YOLUNA MÜRACAAT VEYA VAZGEÇME İŞLEMLERİ 1) Tamamen veya kısmen Hazine veya ilgili idare aleyhine verilen kararlar hakkında kanuni süreleri içinde kanun yollarına müracaat edilmesi zorunludur. 2) İdare aleyhine sonuçlanan kararlara karşı kanun yollarına müracaat edilmesinde, maddi veya hukuki sebeplerle yarar bulunmaması halinde, 659 sayılı KHK’nın 11 inci maddesi hükmü gereğince yetkili makamdan izin alınmak suretiyle kanun yollarına müracaattan vazgeçilebilecektir. 3) Kanun yoluna başvurulmasından vazgeçilmesi teklif olunan dosyalarda, Hazine/İdare hak ve hukukunun korunması yönünden vazgeçmeye ilişkin işlem sonuçlanıncaya kadar yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulması, vazgeçme teklifi üzerine verilecek karara göre hareket edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sorumluluk ilgili Avukata ait olacaktır. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr 4) Davaların niteliğine göre kanun yoluna müracaat sürelerinin farklılığı dikkate alınarak, kararlar hakkında işlem yapılmalıdır. 5) Bir hükmün temyizi kural olarak icrayı durdurmaz. (HMK m.367). Kural bu olmakla beraber, taşınmazlar üzerindeki ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe icra olunamazlar. Bu ve benzeri istisnai durum dışında kalan hükümler, temyiz talebine rağmen icra kabiliyetini haizdir. Bu nedenle, Hazine veya diğer idareler aleyhine verilen kesinleşmeden infaz edilebilecek kararlara karşı kanun yoluna müracaat esnasında "İcranın geri bırakılması (tehir-i icra)” talebinde bulunulmalıdır. 6) Genel Müdürlüğümüz taşra teşkilatı tarafından takip edilen davalarda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 36 ncı maddesi hükmü uyarınca gönderilen mehil vesikalarına istinaden Yargıtay ilgili dairelerinden icranın geri bırakılması kararları Adalet Bakanlığı UYAP sistemi üzerinden yürütüldüğünden, mehil vesikalarının mahkeme dosyasıyla birlikte Yargıtay’a intikali sağlanmalı, mahkeme dosyasının Yargıtay’a gönderilmiş olması durumunda ise mehil vesikasının Yargıtay ilgili hukuk dairesine gönderilmesi mahkemesinden talep edilmelidir. E- TEMYİZ İNCELEMESİ DURUŞMALI OLAN DOSYALARDA YAPILACAK İŞLEMLER 1) Dava dosyalarının, Yargıtay’ın ilgili Dairesinde yapılacak duruşmalarına katılma yetkisi, Genel Müdürlüğümüz merkez kadrosunda görevli Hazine avukatlarındadır. Genel Müdürlüğümüzce görevlendirilme durumu dışında, mahalli mahkemelerde davayı takip eden il/ilçe Hazine avukatı ya da daire amirlerinin Yargıtay duruşmasına katılma yetkisi bulunmadığı bilinmelidir. 2) Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasında fayda görülmesi halinde; Hazinece bozma isteniyorsa temyiz dilekçesinde, onama isteniyorsa temyize cevap dilekçesinde duruşma talebine yer verilmelidir. 3) Duruşmalı temyiz edilen dosyalarda Yargıtay duruşma gününün tebliği sonrasında vakit geçirilmeksizin dava takip dosyalarındaki keşif zaptı, bilirkişi raporu, tanık ifadeleri, kadastro tutanağı, tapu kaydı vb. bilgi ve belge eksikliklerinin giderilmesi suretiyle dosyaların Bakanlığımıza gönderilmesine dikkat edilmelidir. 4) Duruşması yapıldıktan sonra mahalline iade edilen dosyalar Genel Müdürlüğümüzce de izlendiğinden, tekide mahal bırakılmadan tebliğ alınacak Yargıtay kararından örnek gönderilmelidir. F- KARARIN KESİNLEŞMESİ ÜZERİNE YAPILACAK İŞLEMLER 1) Hazine/idare aleyhine sonuçlanan ve konusu para alacağı olan davalarda; karar örnekleri (varsa Yargıtay onama ilamı ile birlikte) gereği için ilgili idaresine, bilgi için Bakanlığımıza gönderilmeli, ayrıca, davacı/alacaklı veya vekili ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr tarafından icra takibine başlanılmayıp ödeme için başvurulduğunda gecikmeye mahal verilmeden idaresine bilgi verilmelidir. Hazine aleyhine icra takibi başlatılmış ise, şikâyeti gerektiren bir husus bulunduğunda gereği yapılmalı, aksi takdirde icra emri derhal ilgili İdareye gönderilmelidir. 2) Hazine/idare lehine alınan ilamların (yasa gereği kesinleşmesi zorunlu olanlar hariç) kesinleşmeleri beklenilmeksizin icraları sağlanmalı, teminat alınmış ise bu teminatlar nakde çevrilmelidir. 3) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurularak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmelidir.(HMK m.20) Aksi takdirde dava açılmamış sayılacağından, herhangi bir hak kaybına ve sorumluluğa neden olunmaması için süresinde işlem yapılmasına dikkat edilmelidir. II- ÖZELLİK ARZ EDEN DAVALARIN TAKİBİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR A-TAŞINMAZA İLİŞKİN DAVALAR 1) Taşınmazın aynına ilişkin olarak Bakanlığımızı/Hazineyi temsilen dava açılmak üzere gönderilen bilgi ve belgeler esas alınarak dava açılmasının gerekip gerekmediği, gönderilen belgelerin dava açmaya yeterli olup olmadığı incelenmeli, eksiklik bulunması halinde bilgi ve belgeler zamanaşımı ve hak düşürücü süreler göz önünde bulundurularak Milli Emlak birimi veya ilgili idaresinden istenilmeli, eksikliklerin tamamlanmasını müteakip gerekli dava açılmalıdır. 2) İdarelerce gönderilen bilgi belgelerden taşınmazın orman ile ilişkisinin tespiti halinde; 6831 sayılı Orman Kanununun 6 ncı maddesi uyarınca ormanlara ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde öncelikli görevin Orman Genel Müdürlüğüne verilmiş olması nedeniyle, bu kapsamdaki davalar orman teşkilatınca yürütülmesini teminen mahalli orman teşkilatına, bulunmaması halinde Orman Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmelidir. 3) Hazine aleyhine açılan davaların takibi için gönderilen dava dilekçeleri ve ekleri incelenerek, dava konusu taşınmaza ilişkin idari tahkikat yapılması ve yapılacak inceleme sonucunda gerekli olan her türlü evrakın davaya cevap süresi içinde ve cevap vermeye yetecek zaman içinde gönderilmesi milli emlak biriminden veya ilgili idaresinden istenmeli ve yasal süresi içinde davaya cevap verilerek dava takip edilmelidir. 4) Toplanan bilgi ve belgeler sonucunda dava açılmasında Hazine/İdare menfaati olmadığı değerlendiriliyor ise, 659 sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddeleri gereğince ilgili idaresinden vazgeçme oluru alınmalıdır. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr 5) Keşiflerde hazır bulunularak mahkeme heyetince yapılan işlemler ve dinlenen teknik ve yerel bilirkişiler ile tanık beyanları hakkında beyanda bulunulmalı ve özellikle taşınmaza ilişkin gözlemlerin keşif tutanağına geçirilmesi hususuna dikkat edilmelidir. 6) Taşınmaza ilişkin davalarda keşifte belirlenecek dava değerine göre eksik harcın ikmali talep edilmelidir. 7) Taşınmaza ilişkin tapunun iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi veya tespit harici bırakılması ya da sınırlandırılması istemi ile açılacak davalarda; dava dilekçesinde mutlaka ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenilmeli, alınacak ihtiyati tedbir kararının tapuda derhal infazı sağlanmalıdır. Hazine tarafından açılacak bu tür davaların lehe sonuçlanması halinde uyuşmazlık konusu taşınmazın el değiştirmesinin önlenmesini teminen kesinleşme şerhini taşıyan kararın tasdikli bir örneği, en kısa sürede tapuda infazı sağlanmak üzere mahalli milli emlak birimine, karar taşınmazın tamamının ya da belirli bir kesiminin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin ise; tasdikli birer örneği aynı zamanda Orman İdaresine de gönderilmelidir. 8) Mahkemeden İİK 28 inci maddesi hükmüne göre ilamların tapu dairesine gönderilmesinin sağlanması istenmelidir. 9) 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30 uncu maddesi gereğince, Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devir olunacağından, yerel Milli Emlak birimince, bu tür taşınmaz malikleri ile ilgili olarak kayyım tayini ya da gaiplik ve Hazine adına tescil davası açılmasının istenilmesi halinde, 659 sayılı KHK gereğince dava açılmasından vazgeçilmesi hususunda ilgili birim ile yazışma yapılmalı ve ilgili bilgi ve belge örnekleri gereği yapılmak üzere Vakıflar İdaresine iletilmelidir. 10) HMK gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen "senetsizden tescil" davalarının konusu olan taşınmazların, Hazine ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığı araştırılarak Hazine adına tescil davası açılıp açılmayacağı hususu, milli emlak biriminden sorulmalı ve alınacak cevaba göre işlem yapılmalıdır. 11) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713 üncü maddesi uyarınca, Hazine aleyhine açılan tescil davalarında aynı maddenin altıncı fıkrasında yer alan “Davalılar ve itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.” hükmü gereğince, dava dilekçesi ve varsa ekleri Milli Emlak yerel birimine gönderilerek davaya konu taşınmazla ilgili idari tahkikat yapılarak sonucunun bildirilmesinin istenilmesi, sonucuna göre cevap dilekçesinin hazırlanması, davacı tarafın delilleri toplanarak davaya konu taşınmaz başında keşif yapıldıktan sonra keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları, teknik ve fen bilirkişi raporları vb. toplanan tüm delillerin eksiksiz olarak titizlikle incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda davaya konu taşınmaz üzerinde davacı ve varsa itiraz eden taraf lehine kazandırıcı zaman aşımı yolu ile mülk edinme koşullarının oluşmadığı kanaatine varılması halinde, taşınmazın Hazine adına tescilinin talep edilmesi gerekmektedir. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr 12) Kayyım tayini talebi ile açılan davalar sonucunda aleyhe verilen kararlara ilişkin olarak temyizden vazgeçme teklifleri, (henüz Hazineye intikal etmiş bir malvarlığından söz edilemeyeceğinden) kayyımlık makamına yapılmalı ve verilecek talimat doğrultusunda işlem yapılmalıdır. B- ECRİMİSİLİN GENEL MAHKEMELERDE İSTENİLMEMESİ 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinde; “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, ...komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır...”hükmü yer almaktadır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1984 tarihinden itibaren 2886 sayılı Kanunu 75 inci madde hükmü çerçevesinde komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisilin fuzuli şagilden tahsil edilmesine esas olmak üzere Hazinece istenilmesi yeterlidir, ayrıca dava açma zorunluluğu bulunmamaktadır. Kanunun 75 inci maddesi hükmüne göre Hazinece talep edilen ecrimisil alacaklarının; tahakkuk aşamasında fuzuli şagil tarafından idare mahkemesine, tahsil aşamasında da vergi mahkemesine başvurulmak suretiyle uyuşmazlık çıkarılması halinde bu uyuşmazlıklara idare ve vergi mahkemelerinde bakılacak ve bu mahkemelerde usul hukukunun davacıya yüklediği külfetlere davalı Hazine değil, davacı fuzuli şagil katlanmak zorunda kalacaktır. Öte yandan Kanunun 75 inci maddesi hükmüne göre Hazinenin ecrimisil talep edebilmesi için; Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmediği gibi fuzuli şagilin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Oysa haksız işgalin haksız eylem niteliğinde olması nedeniyle genel mahkemelerde açılacak ecrimisil davalarında mahkemece, fuzuli şagilden ecrimisil tahsiline karar verilebilmesi için Hazinenin, işgalden ötürü zarara uğradığını ispat etmesi gerekeceği gibi ayrıca davalının (fuzuli şagilin), Hazinenin zarara uğramasına kusurlu davranışıyla sebep olduğu olgusunun da gerçekleşmiş olması gerekecektir. 2886 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra adli yargı yerinde açılan davalarda, dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil istenebilirken, 2886 sayılı Kanununun 75 inci madde hükmüne göre Hazinenin talep tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık ecrimisil talep etmesi mümkündür. Bu nedenle; Hazine taşınmazlarının fuzuli işgali nedeniyle Defterdarlık Milli Emlak Müdürlükleri/Malmüdürlükleri tarafından fuzuli şagilleri aleyhine ecrimisilin tahsili için adli yargı yerinde dava açılması talep edildiğinde; 2886 sayılı Kanunun 75 inci maddesi ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr çerçevesinde tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinden bahisle konunun bir kez daha değerlendirilmesi istenilmeli, anılan Müdürlükler tarafından gerekçeleri de belirtilerek dava açılmasında ısrar edilmesi halinde dava açılmalıdır. C- RÜCU DAVALARI 659 sayılı KHK’nın 5 inci maddesinin 1/b fıkrası uyarınca, İdareler, muhakemat hizmeti ihtiyacı duymaları halinde Bakanlığımızdan hizmet talep edebilmektedirler. Yargı kararları gereğince ödenen tazminatlar nedeniyle meydana gelen Hazine/İdare zararının tazminine ilişkin rücu davası açılabilmesi için, zararın miktarı ile sorumlu kişi/kişilerin kimlik bilgileri ve tebligata yarar en son adreslerinin idarelerce bildirilmesi gerekmektedir. Bu hususlar yerine getirilmeden Hazine avukatlarının görevinin başladığından söz edebilmek mümkün değildir. Hazine avukatlarınca takip edilen davalarda mahkemeler tarafından verilen kararlar gereğince Bakanlığımız veya idareler tarafından yapılan ödemelerden dolayı rücu edilmesini gerektiren bir durum bulunması halinde, mahkeme kararları eşliğinde idaresine bilgi verilmesine ilişkin yazılarda; “Mahkeme kararı gereğince yapılacak ödemeler nedeniyle meydana gelecek Hazine/İdare zararının rücuen tahsiline ilişkin dava açılmasının talep edilmesi halinde, ödeme belgeleri ile sorumluluğu tespit edilen kişi veya kişilerin kimlik bilgileri ve tebligata elverişli adreslerinin zamanaşımı süresi de dikkate alınarak gönderilmesi gerektiği” ifadelerine yer verilmelidir. İlgili idare tarafından rücu davası açılmasının talep edilmesi halinde, maddi ve hukuki nedenler yönünden gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak rücu davası açılmalı veya dava açılmak üzere davalının adresi dikkate alınarak ilgili muhakemat müdürlüğüne/Hazine avukatlığına gerekli bilgi ve belgeler (ödeme belgeleri örnekleri dahil) intikal ettirilmeli, maddi ve hukuki nedenlerle dava açılmasında yarar görülmediğinin değerlendirilmesi durumunda ise, ilgili idaresine vazgeçmeye ilişkin görüş belirtilerek, 659 sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddelerine dava açılmasından vazgeçilmesi istenilmelidir. Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, 2644 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinde; Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla, ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemlerinin, ödeme tarihinden itibaren iki yıl, her halükarda zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, ağır kusura dayalı sorumluluğu bulunan personel için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi hükümlerinin saklı olduğu hükmüne yer verilmiş bulunduğundan, TMK’nın 1007 nci maddesi kapsamında açılacak davalarda bu hususa dikkat edilmelidir. Ç- TAPUDA İSİM/SOYADI TASHİHİ DAVALARI Bu davaların ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğinden, Hazine hasım gösterilmek suretiyle dava açılmış ise husumet itirazında bulunulmalıdır. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr Söz konusu davalar sonucunda mülkiyetin haksız el değiştirmesine yol açılmaması için gerekli araştırmanın mahkemece yapılmasına, dosyada nüfus ve tapu kayıtları ile murise ait isim düzeltilmesi talebi varsa veraset ilamının ibraz edilmiş olması hususlarına dikkat edilmelidir. Ayrıca, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2003/3126 E. ve 2003/4022 K sayılı kararında; “Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. C.Başavcılığı aracılığıyla taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka birinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. İstem konusunda tanık dinlenmelidir. Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. …davanın niteliği ereğince yargılama harcı ve gerektiği hallerde vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.” denilmiştir. Bu mahiyette açılan davaların takibinde, Yargıtay’ın söz konusu kararında yer verilen hususlara dikkat edilmelidir. D- KEFALET SANDIĞININ HAK VE ALACAKLARININ TAKİBİ 2489 sayılı Kefalet Kanununun 6 ncı maddesinin son fıkrası, "Kefalet Sandığının hak ve alacakları Maliye Vekaletince takip olunur" hükmünü içerdiğinden, Bakanlığın bağlı kuruluşu olan Sandığın alacaklarının takibi Hazine avukatları tarafından yapılmaktadır. Sandığın, hak ve alacaklarına ilişkin dava ve icra takibi açılmasından vazgeçilmesi, açılmış dava ve icra takibinden sarfınazar edilmesi ve verilen kararların temyizinden vazgeçilmesi hususlarında doğrudan Kefalet Sandığı Başkanlığı ile yazışma yapılmak suretiyle alınacak talimat dairesinde işlem yapılması gerekmektedir. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr E- 6292 SAYILI KANUN UYGULAMASI 26/04/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile; 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun hükümleri dikkate alınarak, tapuda kişiler adına kayıtlı olup 2/B kapsamında kaldığından bahisle Hazine tarafından kayıt malikleri aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davalarına münhasır olmak üzere; ilgililer tarafından idareye (Milli Emlak Müdürlüğüne) başvurulması veya İdarece resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, başvuranların talebinin doğru olduğunun tespit edilmesi ve davadan vazgeçilmesinin uygun olduğunun bildirilmesi halinde, kayıt malikleri aleyhine açılan ve konusu kalmayan davaların takibinden vazgeçilmesi hususunda yetki devrine ilişkin İç Genelge uyarınca işlem yapılmalıdır. F- KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE AÇILAN TAZMİNAT DAVALARI Mülga 466 sayılı Kanun gereğince kanun dışı yakalanan ve tutuklanan kimselere tazminat ödenmesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141, 142, 143 ve 144 üncü maddelerinde düzenlenmiştir. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 6 ncı maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 141-144 madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise 466 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği hükme bağlanmıştır. Bu itibarla; suç soruşturması veya kovuşturması sırasında 141 inci maddede sayılan koruma tedbirlerine muhatap olan kişiler, karar veya hükmün kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde, oturdukları yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza mahkemesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde maddi ve manevi zararlarını tazmin isteminde bulunulabilir. Bu tür davaların açılmasında suistimaller tespit edildiğinden (aynı sanık tarafından aynı kararla ilgili olarak birden fazla yerde tazminat davası açılması gibi); davanın takibi esnasında, davanın süresi içinde yetkili ve görevli mahkemede açılıp açılmadığı, istemde bulunanların 144 üncü maddedeki kişiler olup olmadığı ve davanın hangi koruma tedbiri nedeniyle açıldığı, aynı konuda daha önce dava açılıp açılmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarına dikkat edilmeli, mahkemesinden aynı şahıs tarafından aynı konuda dava açılıp açılmadığının UYAP ortamında araştırılması istenilmeli ve mükerrer ödeme yapılmasını önlemek için bu kapsamda açılan tüm davalar Bakanlığımıza bildirilmelidir. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr CMK 143/2 maddesinde, “Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbirleri ile ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kamu görevlilerine rücu eder.” hükmüne yer verildiğinden, 1/6/2005 tarihinden sonraki koruma tedbirleri hakkında ilgili idaresine rücu için yazılacak yazılarda; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat başlıklı 141 inci maddesi gereğince hükmedilen tazminatın ödenmesi nedeniyle meydana gelen Hazine zararının aynı Kanunun 143/2 maddesi hükmü gereğince rücu edilip edilmeyeceği hususunun anılan hüküm uyarınca incelenmesi, varsa tespit edilecek sorumluların zamanaşımı süresi içerisinde bildirilmesi” hususuna yer verilerek, alınacak cevaba göre işlem yapılmalıdır. G- KAMULAŞTIRMA VE KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMA DAVALARI 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7 nci maddesi gereğince kamulaştırmayı yapacak idare, kamulaştırma planı içinde bulunan taşınmazların sahiplerini tapu kaydı, yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettikten sonra öncelikle Kanunun 8. maddesinde düzenlenmiş olan satın alma usulü ile taşınmazı kamulaştırma yoluna gidecek, uzlaşma sağlanamadığı takdirde ise 10 uncu maddedeki usule göre taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için dava açılması yoluna gidecektir. Bu nedenle; 1) 2942 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine dayanılarak dava açılmadan önce satın alma konusunda taşınmaz malikine uzlaşmaya çağrı yapılmasının yasal zorunluluk olması nedeni ile Kanunun 7. maddesinde sayılan tüm yerlerden adres araştırmasının yapılmış ve bu araştırmaların belgelere bağlanmış olmasına, bu kişilerin uzlaşmaya davet edilmiş olmasına, açılan davanın eksik araştırma nedeni ile reddedilmesinin önlenmesi açısından tebligat ve kamulaştırmaya ilişkin belgelerin eksiksiz gönderilmiş olmasına dikkat edilmeli, eksik belge ve bilgi olması halinde ise 659 sayılı KHK’nın 8/2 maddesi gereğince eksiklerin giderilmesi halinde dava açılabileceği idaresine bildirilmelidir. 2) Kanunun 14 üncü maddesinde; “Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre tespit edilen malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında taşınmaz malın gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde davaya bu gerçek malik, tapu malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da davaya dahil edilerek davaya devam olunur” hükmüne yer verilmiştir. İdare adına açılan davada buna benzer bir durumla karşılaşıldığı takdirde davanın gerçek malike yöneltilmesi ya da malikin daha önce ölmüş olduğu anlaşılır ise mirasçılarının davaya dahil edilmesi konusunda mahkemeden talepte bulunulmalıdır. 3) Kamulaştırma bedellerinin mahkeme tarafından tespit edilmesi sırasında Yargıtay 5. ve 18. Hukuk Dairesi kararları gereğince davaların seyri tamamen taşınmazın bulunduğu yere göre, tarla ise Gıda Tarım ve Hayvancılık İl/ İlçe Müdürlüklerinden gönderilen verim-masraf-fiyat rakamlarına, arsalarda ise emsal ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr değerlere bağlı kılındığından, davaların takibi sırasında kamulaştırmayı yapan idare ile irtibat kurularak teknik bilgi ve görüş istenilmelidir. 4) Kanunun 10 uncu maddesine göre açılan davaların, maddeye 11.4.2013 tarihinde 6459 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen ek fıkra ile kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletileceği düzenlemesi getirilmiş olduğundan, davaların takibinde sürelere özen gösterilmelidir. 5) Kanunun 18 inci maddesine göre, dava konusu taşınmazda mülkiyet ihtilafının bulunması halinde mahkemece, taşınmaz mal hakkındaki mülkiyet ihtilafı ile ilgili davanın tüm taraflarına 10 uncu madde uyarınca tebligatların ve ilanların yapılması sağlanmalıdır. 6) Kanunun 27 inci maddesine göre “Acele Kamulaştırma” halinde aceleliğine Bakanlar Kurulu tarafından karar alınmış olan işlere ait kamulaştırmalarda; mahkemede açılan davanın niteliği, taşınmaza el konulmadan önceki durumunun ve değerinin belirlenmesi istemini içeren tespit davası niteliğinde olduğundan, bu madde kapsamında açılan davalar sonucunda verilen kararların temyizinin, ancak bedel tespiti ve tescil davası sonunda verilen nihai kararla mümkün olması nedeniyle, tespit kararının temyizinden vazgeçilmesi teklifinde bulunulmamalıdır. 7) Kanunun 23 üncü maddesine dayanılarak açılan davalarda, davanın maddede öngörülen sürede açılıp açılmadığına dikkat edilmelidir. 8) Kamulaştırılan dava konusu taşınmazın üzerinde ipotek, haciz gibi yükler olduğu takdirde bu yüklerin mutlaka bedele yansıtılarak taşınmazın İdare/Hazine adına tesciline karar verilmesi mahkemeden talep edilmelidir. 9) 18/6/2010 tarih ve 5999 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanununa eklenen Geçici 6 ncı madde ile “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” hükmü getirilmiş bulunduğundan; idareler aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davasının bu madde kapsamında kalıp kalmadığına ve dava şartının yerine getirilip getirilmediğine dikkat edilmelidir. Ğ- BABALIK DAVALARI 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301 inci maddesi gereğince çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesi talebi ile açılan davaların Hazineye ihbar edilmesi sonucunda davaya müdahil olunup olunmaması ve verilen kararların temyizinden vazgeçilmesi hususlarında yetki muhakemat müdürlüklerine, müdürlük olmayan yerlerde yetkilendirilen Hazine avukatına aittir. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr Hazinenin, nesebin belirlenmesine yönelik babalık davasından miras hukuku açısından etkilenebilmesinin hukuki dayanağı, 4721 sayılı TMK’nın 501 inci maddesinde yer alan "Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer." hükmüdür. Bu tür davaların mahkeme tarafından Hazineye ihbarı halinde; ihbar yazısı ve varsa dava dilekçesi örneği, Defterdarlık milli emlak müdürlüğü veya ilgili malmüdürlüğüne miras hukuku yönünden araştırılmak üzere intikal ettirilmeli, nüfus idarelerinden davalı babanın üst ve alt soyunu gösterir vukuatlı nüfus aile kayıt tablosunun temin edilmesi istenilmeli, hakkında babalık davası açılan kişi sağ ise, fiil ehliyetine sahip olup olmadığı araştırılmalı ve fiil ehliyetine sahip olmayıp kısıtlı ise babalık davasının idari araştırmada ve incelemede tespit edilecek delillerle reddi sağlanmalı, kişinin ölümü halinde terekenin Hazineye intikal etmesi gerekip gerekmediği belirlenmelidir. Defterdarlık veya malmüdürlüklerince, Hazineye ihbar edilen davanın Hazineyi ilgilendiren bir yönünün bulunmadığının bildirilmesi halinde yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. İdare tarafından, gönderilen bilgi ve belgelere dayanılarak Hazineye ihbar edilen davaya müdahil olarak katılınmasının istenilmesi halinde; alınan cevabi yazı ve bilgi ve belgeler değerlendirilerek ihbar edilen davaya asli müdahil sıfatıyla katılınmalı, aksi takdirde, davaya müdahil olarak katılmaktan vazgeçilmesi için Muhakemat müdürlüğünden müdürlük olmayan yerlerde Hazine avukatlığından olur alınmalıdır. H- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI Hazinenin ortak (paydaş) olduğu taşınmaz mallardaki ortaklığın giderilmesi için açılan davaların aşağıda belirtilen hususlar doğrultusunda takip edilmesi gerekmektedir. 1) Böyle bir dava açıldığı takdirde, mahkemece kıymet takdiri yaptırılması beklenilmeksizin taşınmazın ve varsa üzerindeki muhdesatın değerlerinin tespit ettirilmesi ilgili milli emlak biriminden istenilmelidir. 2) Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları varsa itirazları bildirilmek üzere milli emlak birimine gönderilmeli ve alınacak cevaba göre mahkemesine beyanda bulunulmalı, mahkemenin yaptırdığı kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporuna karşı itiraz süresinin iki hafta olduğu (HMK.md.281) dikkate alınarak, bilirkişi raporunun bir örneği mutlaka ilgili idareye gönderilerek görüşü alınmalıdır. 3) Bu kapsamdaki davalarda, mahkemelerce verilen kararlarda Hazine aleyhine harca hükmedildiği tespit edildiğinden (satış bedeli üzerinden alınması gereken harç dahil), bu konuda mahkemeye beyanda bulunulmalı, aksi yönde verilen kararlar sürenin kısalığı da dikkate alınarak temyiz edilmelidir. 4) Ortaklığın giderilmesi davaları sonunda satış yoluyla ortaklığın giderilmesi şeklinde verilen kararlara istinaden yapılan satış ihalelerine girilip girilmeyeceği, ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr girilecekse hangi oranda girileceği konusunda karar verilebilmesini teminen satış memurluğunca belirlenecek satış tarihleri ilgili milli emlak birimine bildirilmelidir. 5) Bu tarz davalarda esas bedel satış memurunca belirlenen bedel olacağından buna ilişkin kıymet takdirinin idaresine gönderilerek alınacak cevaba göre gerekmesi halinde süresi içinde itiraz edilmelidir.(İİK.128/a) 6) Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davalarında satış memurunun işlemlerine karşı şikayetleri inceleme görevi sulh hukuk hakimliğine aittir. Sulh hukuk mahkemesi, icra müdürünü satış memuru olarak tayin etmiş ve bu nedenle satış icra dairesi tarafından yapılmış olsa bile, satış icra takibiyle ilgili bulunmadığından, sulh hukuk mahkemesi görevli olup şikayetleri, İİK'na göre ve icra mahkemesi sıfatıyla inceler. Bu nedenle, İİK 128/a maddesindeki “Şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet kesin olarak reddedilir.” hükmüne dikkat edilmelidir. III-YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN GENELGELER 19/02/2009 tarihli ve 2009/2sayılı,29/04/2009 tarihli ve 003 sayılı29/04/2009 tarihli ve 004 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 005 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 006 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 007 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 008 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 009, 29/04/2009 tarih ve 010 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 020 sayılı, 07/04/2011 tarihli ve 029 sayılı, 31/08/2012 tarihli ve 33 sayılı, 12/06/2013 tarihli ve 38 sayılı, 05/09/2013 tarihli ve 40 sayılı BAHUM İç Genelgeleri yürürlükten kaldırılmıştır. Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre ifasını rica ederim. Arslan NARİN Bakan a. Başhukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU Telefon: 4151324 Faks: 4175915 e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
Benzer belgeler
6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU`NDA DAVA
yazışma yapılmalı ve ilgili bilgi ve belge örnekleri gereği yapılmak üzere Vakıflar
İdaresine iletilmelidir.
10) HMK gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen "senetsizden tescil"
davalarının k...
2013 yılı faaliyet raporu - Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat
B- ECRİMİSİLİN GENEL MAHKEMELERDE İSTENİLMEMESİ
2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinde; “Devletin özel
mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallar ve Vakıfla...