ÖNE ÇIKANLAR
Transkript
ÖNE ÇIKANLAR
ÖNE ÇIKANLAR KİTAP CAN DÜNDAR TELEVİZYON ŞAFAK SEZER KÜLTÜR MİRASI HASANKEYF KARİYER GÜNDÜZ GEDİKOĞLU DÜNDEN BUGÜNE OYUNCAK STİL ANNELER GÜNÜ SAYI: 16 “Çocuklar geleceğimizin güvencesi yaşama sevincimizdir, bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.” EDİTÖR Anneler ve çocuklar için… Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiğim sözlerinden biri şöyle: “Kadının en büyük vazifesi evlattır. İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır. Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bugünün gereklerinden biri de, kadınlarımızın her hususta yükselmesini temindir. Bu sebeple kadınlarımız da ilim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin seçtikleri bütün tahsil derecelerinden seçeceklerdir. Sonra kadınlar Gülden GÜRAL sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyecek ve birbirinin Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi yardımcısı ve koruyucusu olacaktır.” Atamızın tüm sözleri herkesin ders alacağı mesajlarla yüklü. Özellikle de kadınlar ve çocuklarla ilgili söylediği sözlerde hep gelecekle ilgili vurgular var. Bizler de çağdaş medeniyetin kapısını kadınların ve çocukların açacağına inanan bir firma olarak, NG dergimizin bu sayısını 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı sebebiyle çocuklara, Anneler Günü nedeniyle de tüm annelere armağan etmek istedik. Dergimizin bu sayısında dünden bugüne oyuncağın eğlenceli dünyasına konuk olacak, çocukların anneleri için hayal ettikleri sofralarla yaratıcılıklarını izleyecek, neşeli gurme sayfalarımızdan ilham alacak ve çocuk sağlığı ile ilgili merak ettiğiniz pek çok sorunun yanıtını uzmanlardan öğreneceksiniz. Paylaşmanın mutluluğu ile hazırladığımız bu sayıdan keyif almanızı dileriz. Sevgi ve saygılarımla 6 İÇİNDEKİLER 66 10 SERGİ Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki ‘Görünmez Müzisyenler’ sergisi 46 YENİ SERİ Stella, Yasemin ve Aliza serisi porselen yemek takımları 12 KİTAP Can Dündar son romanı, Lüsyen’i anlattı 48 HOBİ Yöresel kıyafetleriyle Anadolu kadını, Zekiye Özkan’ın bebekleriyle hayat kazanıyor 14 YENİ SERİ Sujet kesim yöntemi ile kesilen Brezza camlarla hayalleriniz gerçeğe dönüşüyor 50 STİL Çocuklar anneleri için, Kütahya Porselen’in ürünleriyle yaratıcı sofralar hazırladılar 16 DEKORATİF Shine, Selen, Agat, Twist, Vivid, Evita ve Perla ile yaşam alanlarında Kütahya Seramik ayrıcalığı 54 GURME İpek Kuşçu’nun dinamik ve şaşırtıcı tarifleri ile çocuklara özel lezzetler 18 MİMAR Toplu konut kavramına yeni bir ivme kazandıran Atakent 1, 2, 3, Ispartakule 1. ve 2. kısım projelerini Mimar Reyhan Eriş anlattı 22 DÜNDEN BUGÜNE Çocukların hatta büyüklerin bile vazgeçilmezi olan oyuncağın yüzyıllar öncesinden bugüne uzanan hikayesi 50 26 ALIŞVERİŞ Kütahya Porselen’in sevimli bibloları ve magnetleri evinize renk katacaklar 30 TELEVİZYON Uzun soluklu reklam kampanyalarının ve dizilerin ünlü komedi figürü Şafak Sezer ‘hayatının kırılma noktalarını’ anlattı 34 KÜLTÜR MİRASI Geçmişteki tüm izleriyle bir tarih beldesi olan Hasankeyf’ten şaşırtıcı enstantaneler 38 KOLEKSİYON Seramik sanatçısı Özgür Kaptan, baykuşları hem sanatına hem de koleksiyonuna taşımış 42 KARİYER Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nın kurucusu ve Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu 58 USTA Ahşap işçiliğine çocuk yaşta başlayan Hüseyin Vardar’ın marangozluk aşkı 60 GEZİ Karlovy Vary, İzlanda, Budapeşte, Kütahya ve Afyon doğal kaynaklarıyla en çok konuşulan kentler arısında 66 STİL Menuet serisi ile klasik, Drop serisi ile country, Elanor ve Avangard serileri ile de modern şıklığı sofralara taşıdık 72 BAYİ Plus Minus ve Tasgül A.Ş’nin başarı hikayesi 76 ESTETİK DOKUNUŞ Divan Grubu Divan Bursa ve Divan Aslantepe’de Kütahya Porselen ürünlerini tercih ediyor 78 SAĞLIK Diş hekimi Günhan Alanoğlu ve Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş Aran en çok merak edilen soruları yanıtladı 82 SOSYAL SORUMLULUK Kahve Dünyası’nın Darüşşafaka Bardağı’nda Kütahya Porselen damgası 84 BİZDEN HABERLER 98 BULMACA SAYI: 16 NİSAN 2011 İmtiyaz Sahibi Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 [email protected] ngdergisi.com NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 8 Yayına Hazırlayanlar Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul. Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Tel: (0212) 326 30 16 Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu, Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Zeliha Köşlü Hasan Basri Cad. No: 4, Fotoğraflar Ahmet Gül, Ceren Can Sancaktepe, İSTANBUL Korkmaz, Haydar Erçin Tel: (0216) 585 90 00 SERGİ RAHMİ M.KOÇ MÜZESİ GÖRÜNMEZ MÜZİSYENLER Belçikalı B elçikalı vvakıf akıf A Automatia utomatia M Musica usica Foundation bünyesindeki mekanik F oundation b ünyesindeki 2250 50 m ek kanik müzik kutusundan özenle seçilen 80 parçanın yer aldığı ‘Görünmez Müzisyenler’ sergisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde açıldı. 10 ergilendiği tüm ülkelerde büyük ilgi toplayan, Avrupa müzik kültü- S rünün önemli bir parçası olan ‘Görünmez Müzisyenler’ (Invisible Musicians) sergisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde ziyaretçilerle buluştu. Avrupa ve Kuzey Amerika’da 12’den fazla ülkede üretilen parçaların yer aldığı sergi, 29 Mayıs’a kadar izlenebilecek. Automatia Musica Foundation’ın ‘mekanik müzik bilincinde bir yolculuk’ ana fikriyle bir araya getirdiği koleksiyonda müzik otomasyon sistemleri ve mekanik enstrümanlar, 1750’lerden günümüze müzik tarihini, mekanik ve mühendislik ağırlıklı yanıyla yansıtıyor. Aletlerin kusursuz biçimde çalışır durumda olması da dikkat çekiyor. Sergideki 80 laterna, org ve birçok farklı müzik kutusu ile mekanik müzik aletleri, Automatia Musica Vakfı’nın bünyesindeki 250 parçalık dev koleksiyon arasından seçilmiş. 1994 yılında Belçikalı işadamı Georges Dutry ve arkadaşları tarafından kurulan vakfın yönetim kurulu İsviçre, Fransa, Almanya, Belçika ve ABD’den koleksiyonerlerden oluşuyor. Üyeler, gramofonlar, laternalar ve piyanolara kendilerini adamışlar. ‘Görünmez Müzisyenler’ sergisi dünyayı Ortaçağ halk ozanları gibi dolaşıyor ve bu ‘yaşayan’ sergi, müzik aletlerinin hikayelerini anlatıyor. 1995 yılında Brüksel Solvay Kütüphanesi’ndeki ilk başarılı sergiden bu yana objeler Asya ve Avrupa’da dolaşmaya devam ediyor. Sergideki müzik kutluları, laternalar ve orglar toplumun tüm katmanlarında eğlencenin kaynağı olurken, 18. ve 19. yüzyıl yaşamının da bir yansımasına dönüşüyor. Ziyaretçiler, objelerin orijinalliği ve çeşitleriyle birlikte estetik güzelliklerine de şahit oluyor. O www.rmk-museum.org.tr Serginin en etkileyici yanlarından biri de kusursuz biçimde çalışan müzik kutuları ile ziyaretçilerine sunduğu nostaljik müzik ziyafeti. Bazısı kurmalı, bazısı para ile çalışan müzik kutularından çıkan müzik, saf ve katıksız hali ile büyüleyici... 11 KİTAP LÜSYEN TARİHİN KORİDORLARINDA SIRA DIŞI BİR AŞK Can Dündar son romanı “Lüsyen”de bir aşkın peşine takılarak tarihe tanıklık ediyor. Yazı Çiğdem Hasanoğlu 12 emirkırat ve Sarı Zeybek başta olmak üzere ha- kişiye yapabileceğiniz şeyler bunlar… O yüzden aranızda bir zırladığı önemli belgeseller ve yazdığı kitaplar ile gönül ilişkisi oluşuyor kaçınılmaz olarak… Yine de Atatürk’ten, adından sıkça söz ettiren araştırmacı gazeteci- İnönü’ye, Nazım Hikmet’ten Ecevit’e, Aşık Veysel’den Neşet yazar ve televizyoncu Can Dündar, Mustafa filminin ardından Ertaş’a kadar biyografisini çalıştığım karakterler içinde en me- şimdi de son romanı Lüsyen ile gündemde. Biz de fırsattan safeli durduğum ve eleştirel yaklaştığım kahramanın Hâmid ol- istifade Dündar ile Lüsyen’den yola çıktık tarihi bir aşka tanıklık duğunu söyleyebilirim. D ettik. Şimdi sıra sizde… Belki kitabın adı Lüsyen diye sanki anlatılan sadece Son kitabınız Lüsyen’i sıra dışı bir aşkın izlerinde yol Lüsyen Hanım’ın hikayesiymiş gibi geliyor ilk başlarda alan tutku dolu bir roman olarak tanımlamak mümkün. ama Şair-i Azam Abdülhak Hamit’in duygu dünyası da Fakat bu romanı sadece ‘aşk’ romanı olarak nitelendir- en az Lüsyen Hanım’ınki kadar çekici. Kitabın adı neden mek yersiz olur sanırım. Lüsyen nasıl bir yerde konum- Lüsyen? lanıyor? Hâmid’in, Lüsyen’e gelinceye kadar birkaç insanın ömrüne Roman diyemem. Bir ‘biyografi çalışması’ ya da sonsöz- denk bir hayat birikimi var. Kitapta buna çok küçük atıflarla gi- de söylediğim gibi ‘roman-tik belgesel’ diyebilirim. İçinde aşk rebildim ancak… Oysa Lüsyen’in neredeyse bütün hayat hika- da olan, aşkın sürüklediği bir dönem bel- y yesi bu kitapta var. Hâmid’in mektupları geseli bu… O aşkın peşine takılarak bir k kayıp ama Lüsyen’inkiler kitabı sürüklü- dünya savaşının, Avrupa’da ve İstanbul’da y yor. Kitap bir yerde Lüsyen’in zaviyesin- işgal yıllarının, İmparatorluğun çöküşünün, d den, kaleminden, gözünden Hâmid’i gö- Kurtuluş Savaşı’nın ve Cumhuriyet’in ku- r anlamaya gayret ediyor. rüp ruluşunun içinden geçiyoruz. Ve bu aşk, Bu aşkın hikayesi bir belgesele de tüm bu yıkım-doğum sarkacında ayakta d dökülebilirdi. Neden roman formunu kalmayı başarıyor. t tercih ettiniz? Kitapta belgeselci yanınızın izlerini Aslında bu ilişkiyi, birkaç yıl önce yap- sürüyoruz. Lüsyen’i yazarken gerçek t tığımız “Yüzyılın Aşkları” belgesel serisi ve kurgu arasında gelgitler yaşadınız i içinde ele almayı düşünmüştük. Ama bir mı? t televizyon belgeseli öncelikle görsel mal- Çoook… Doğrusu romanını yazmak z zeme gerektirir. Oysa Lüsyen’in Hamid’le biraz daha kolay olabilirdi. O zaman daha t tanıştıkları yıllarına dair elimizde kitabın derin analizler yapabilir, kahramanlarıma k kapağındaki çizim dışında hiçbir fotoğ- istediğimi söyletebilir, keyfimce yoğurabi- r yok. Birlikte tek kare görüntüleri yok. raf B Belgeler büyük oranda kayıp ya da tahrip lirdim. Ancak “Belgesi yoksa orada dur” komutu adeta genlerime sinmiş. O yüzden çoğu yerde tuttum kendimi… Kitabın ne- Lüsyen, Can Yayınları etiketi ile raflarda yerini aldı. olmuş durumda… O yüzden, şahsi belgeleri kullanırken, dönemi ve duyguları da redeyse tümü hatıralardan, mektuplardan, şiir ve oyunlardan, anlatmayı deneyen bu format daha sıcak geldi. Bana da biraz anılardan, tanık ifadelerinden oluşuyor. Bundan yakındığım sa- daha edebiyatın sularında yüzme imkanı verdi. nılmasın; çünkü hiçbir kurgu, beni hakikat kadar şaşırtmıyor. Gerçek karakterlerin dünyasına girerken o karakter- Lüsyen’i yazarken nasıl bir motivasyona sahiptiniz? Bitirdiğinizde değişen ne oldu? lerle aranıza nasıl bir mesafe koyuyorsunuz? Karakter- Baştaki motivasyonum, bu ilişkiyi anlatırken, alt metinde “ik- lerin, yaratım süreciniz dışında, gündelik hayatınıza nasıl tidar” meselesini sorgulayan bir kitaptı. Şair’in her dönem ikti- etkileri oluyor? darla arasındaki zorlu ilişki… Ona hep yakın durmak istemesi; Ne kadar uzak ve mesafeli durmaya çalışırsanız çalışın, on- ısınmak umuduyla yaklaştıkça yanması… Öte yandan kişisel ha- larla yoldaş oluyorsunuz. Araştırmaya başlamanızdan, baskıya yatında o iktidara sahip olma mücadelesi… Onu kaybettiğindeki girene dek onları didikleyip duruyorsunuz. Tanımaya, anlamaya hüznü… Onu başka şeylerle örtmek istemesi… Bunlar üzerinde çalışıyorsunuz. Yazdığı şiirin, mektubun satır altlarını okumaya kalem oynatmayı düşünüyordum. Ancak öykü çok güçlüydü ve çabalıyorsunuz. “O gün ne düşünmüştür, bunu duyduğun- baskın çıktı. İktidar meselesi bir parça gölgede kaldı. O da ne hissetmiştir”i dert ediyorsunuz. Ancak sevdalandığınız www.candundar.com.tr 13 Ateşle camın aşkı... YENİ SERİ BREZZA 14 rezza cam koleksiyonları yeni sujet kesimli özel tasarımları ile kişiye özel B seçenekler sunuyor. İsteğe göre ebat, renk ve desen seçenekleri sunan Brezza, camın sınırsız kullanım alanlarını hayal gücüyle birleştiriyor. Sujet kesim yöntemi ile kesilen Brezza camlarla yaratılan birbirinden güzel renk uyumları ile hayalleriniz gerçeğe dönüşüyor. Ana malzemesi cam olan Brezza koleksiyonlarında her bir cam, ayrı ayrı el emeğiyle üretiliyor. Brezza ürünlerinde her mozaik, renklerin ateşle dansı sonrasında hayat buluyor. Bu nedenle hiçbir mozaik diğerinin birebir aynısı değil. Brezza ürünlerinde gerek renk tonlarında, gerekse boyut ve son uygulamalarda küçük farklılıklar görülebilir. Tıpkı doğanın büyüleyici renklerinin eşsiz tonları gibi... Brezza ile okyanusun sınırsız mavileri, gün batımının kırmızıları, doğanın sonsuz yeşillikleri, güneşin altın tonları ve rüzgarın fısıltıları mekanlarınızda hayat buluyor. İtalyanca ‘meltem’ anlamına gelen Brezza, mekanlarınızda rengarenk meltem esintileri yaratıyor. Uygulama alanları sınırsız olan Brezza koleksiyonları sadece yer ve duvarlarda değil, dekoratif ürünlerde, lavabolarda, abajurlarda, kolonlarda ve havuzlarda bir süsleme sanatı olarak kullanılıyor. O 15 DEKORATİF KÜTAHYA SERAMİK AYRICALIKLI YAŞAMLAR Göz kamaştıran ışıltılarıyla Shine ve Selen, çarpıcı mekanlar için Agat, fark yaratan Senfoni, ışık oyunlarıyla Twist, zengin mekanlar yaratan Vivid, sade ama bir o kadar da gösterişli Evita ve mekanlarınızın incisi Perla ile Kütahya Seramik ayrıcalığını yaşayın. DERİNLİK DUYGUSU AGAT İşlevsellik ve kullanılabilirliği ön plana çıkaran Agat serisi, çizgiselliği ve kullanılabilirliği ile gözde mekanlar yaratıyor. 60x30 cm ebadında duvar, 42.5x42.5 cm ebadında yer karosu olarak bone, bej, gri ve vizon renk seçeneklerine sahip Agat serisi, döşendiği yere derinlik duygusu kazandırıyor. Parlak dokusu ile çekiciliğini arttıran seri, doğadaki saf halinden bir kesit görünümüyle de farklılığını sergiliyor. IŞIĞA YÖN VER SHINE Işığa yön verme özelliğine sahip Shine serisi, özgün ve sıra dışı stiliyle kullanıldığı mekanlara estetik bir dokunuş katıyor. Yansı- malarla kuvvetlenen serinin kare desenleri, metalik renklerdeki yüzeye ışıltı ve derinlik kazandırıyor. 66x33 cm ebadında, sırlı porselen karo olarak üretilen seri, disko, bar ve vitrin gibi özel mekanlarda tercih ediliyor. 16 IŞIK OYUNLARI TWIST Küçük, büyük tüm mekanlara kolayca uygulanabil- FARK YARATIN SENFONİ me özelliğine sahip, geçmişin izlerini modern çizgiler- Kütahya Seramik’in fark yaratan ürünlerinden Senfoni, rölyef- le anlatan Twist serisi, geometrik desenli dekorlarıyla li yüzeyi ile banyolarınıza hareketlilik kazandırıyor. 50x25 cm göz alıyor. 50x25 cm ölçülerinde, beyaz ve siyah ol- ebadında beyaz, siyah, mor ve kırmızı renklerinde üretiliyor. mak üzere iki renk alternatifi bulunan seride kullanılan Çiçek desenli özel rölyef dekoru ve 50x4 cm ölçülerindeki siyah ve beyaz renklerin kontrast özelliği, mekanlara platin bordürü ile mekanlarınız sade bir şıklığa kavuşuyor. farklı ışık efektleri kazandırıyor. Twist serisi, altın, platin dekor ve bordürleri ile hayallerinizdeki mekanları farklı konseptlerde tasarlama imkanı sunuyor. SADE AMA BİR O KADAR DA GÖSTERİŞLİ EVİTA Duru bir güzelliğe sahip olduğu kadar, asilliği ile de göz dolduran Evita serisi, mekanlara yeni bir soluk getiriyor. 60x30 cm ebadında üretilen seri, saten beyaz ve saten siyah renklerinde. Rölyefli dekorlarıyla mekanlarınıza zarif bir dokunuş kazandırabilirsiniz. ZENGİN MEKANLAR VİVİD Modern tasarımı ile alışılagelmiş seramiklerden farklı olan Vivid serisi estetik tasarımı ile sadelik ve şıklığı bir arada sunuyor. Sadece gri renk olarak 50x25 cm ebadında üretilen Vivid, özellikle dekoratif mekanlar yaratırken karmaşadan uzak durmayı tercih edenlerin seçimi. 17 MİMAR REYHAN ERİŞ KONUT KAVRAMI DEĞİŞİYOR MU? Atakent 1 projesi 1368 konutla, İstanbul’un tek parselde bir araya getirilen en büyük toplu konut projesi olarak biliniyor. Toplu Konut İdaresi’nin, Artaş İnşaat ile hayata geçirdiği bu projeler zincirinin mimarlarından Reyhan Eriş ile ‘konut’ kavramına mercek tuttuk. Yazı Fatma Özel Fotoğraflar Sabah Arşivi, Leyla Yaman 18 oplu konut alanın- üz üzerineydi. O yıllarda yüksek da İstanbul’un en bi bina yapma modası yeni baş- önemli projelerin- la lamıştı. Hocam da beni bu şe- den biri olan Avrupa Konut- ki kilde yönlendirmeye çalışıyor- 5 ları Atakent 1 projesi 2005 du Oysa ben o yıllarda arazisi du. a yılında gösterdiği başarıyla bü büyük olan bir yerde, tek bir bugüne kadar uzanan birr bi bina yapmaktansa daha az serinin de habercisi oldu. ka birkaç bina yapmayı tercih katlı Atakent 1, Atakent 2, Ata- ed ediyordum. Bugün de aynı dü- kent 3’ün ardından Isparta- şü şüncedeyim. Binaların kat yük- kule1., Ispartakule 2. Kısım se s sekliklerini belirleyen bir diğer projeleriyle de önümüzdeki fa a faktör de insanların tercihleridir. dönemlerde konut sektö- Ö Örneğin 1999 depreminden a rü bu hareketi konuşmaya so s sonra insanlar villaları tercih et- T u devam edeceğe benziyor. Bu meye başladılar. baş Ama deprem gerçeği abüyük projeler zincirinin mimarla- unutulduk şehir içinde toplu konutlaunutuldukça aki rından Reyhan Eriş ile dünyadaki katl binalara yönelim artıyor. ra ve katlı rini ve Türkiye’deki konut trendlerini konuştuk. d TOKİ kanalıyla toplu konut Biz de yapmay 2005’te başladık. Altı yıl yapmaya nde Mimarlık hayatınız içerisinde içinde geldiğimiz nokta bizi tatmin sizin için en önemli projeler han- n eder nitelikte. İnsanların konutları- gileri oldu, neden? b mızı beğenip satın almaları mesleki a Ko2005 yılından itibaren Avrupa doygu doygunluğa ulaşmamızı sağlıyor. nutları Atakent 1’le başlayan konut Türkiy Türkiye nüfusunun sürekli artış a ulaşserüvenimiz bugün 6500 konuta göste göstermesine paralel olarak konut mış durumda, halen bu seriyi devam ihtiya doğuyor. Bu nedenle büihtiyacı rkasının ettiriyoruz. Avrupa Konutları markasının tün Avrupa’da yapılan inşaat sa- den biri oluşmasında katkısı olan kişilerden yısın yısından daha fazlası İstanbul’da olduğum için bu proje benim için çok yap yapılıyor. Bu oluşum mimarimizin a Avrupa önemlidir. Atakent 1’i sırasıyla ge gelişimine katkıda bulunuyor. artakule 1 Konutları Tem, Atakent 2, Ispartakule To Toplu konutlar orta gelir grubu- ave 2 takip etti. Şu anda usta- a hitap ederken şehir merkezna lık eserimiz diyebileceğimizz le lerinde üst gelir grubuna hitap ü Avrupa Konutları Atakent 3’ü ed rezidanslar, yükselen bir eden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. tre trend olarak karşımıza çıkı- Dünyada konut konu-- yo Hollanda ve İspanya yeni yor. sunda nasıl bir eğilim varr ak akımlardan en çok etkilenen sizce? ül ülkeler olmakla birlikte ben- Bu soruyu cevaplayabil-- ce lider New York. Diğer bir mek için önce Türkiye’de du-- ak akım ise şehrin çekirdeğinde rumun nasıl olduğuna baka-- es binaların yeniden restoeski n lım. 1970’li yıllardan itibaren ra rasyonuyla 1+1 ve 1+0 dai- n ‘toplu konut’ kavramından re relerde sürdürülen yaşamlar. e Türkiye’de de söz edilmeye İn İnsanlar trafik keşmekeşinden başlandı. Okul yıllarında dip-- ku kurtulmak için otel tarzı küçük loma projem ‘toplu konutlar’’ ko konutlarda yaşamayı tercih 19 MİMAR REYHAN ERİŞ ediyorlar. Bu tarz yaşam alanları Beyoğlu ve çevresinde yay- Biraz geç kaldıklarını düşünüyorum. Bu denetimin daha önce gınlaşmaya başladı bile. olması gerekirdi. Kent yaşantısı sitelerle örülü alanlarla sınırlanmaya Yapı malzemeleri konusunda Türkiye sizce nasıl bir başladı. Büyük kompleksler içerisinde yaşamanın avan- noktada? Yapı malzemeleri anlamında ithal ürünleri mi, tajları ve dezavantajları var mı sizce? yoksa yerli üretimleri mi daha çok tercih ediyorsunuz? Bu sorunun cevabını mimar olarak değil de, normal bir va- Yapı malzemelerinde Türkiye’yi çok ileride buluyorum. Sü- tandaş olarak değerlendirmek istiyorum. Siteye taşınmadan rekli yeni ürünler piyasaya sürülüyor. Bu hıza yetişmek gerçek- önce kent içinde oturduğum dairede kendimi güvende hisset- ten zor. Çeşitliliği doğru olarak konutlarımıza yansıttığımızda miyordum. Hırsızlık olaylarının çok görüldüğü o dönemlerde modern, şık konseptler yaratmamızı sağlıyor. O geceleri huzur içinde uyumak mümkün değildi. Şimdi ise bu korkumdan eser kalmadı. Güvenlikli bir sitenin tüm nimetlerinden yararlanıyorum. Hafta sonları sağlık kulübünde spor yapıp hoşça vakit geçirmek mümkün, kapalı havuz keyfi de bu işin cabası. Geceleri bile site içinde yalnız başınıza yürüyüş yapma lüksüne sahipsiniz. Küçük çocukları olan aileler çocuk oyun alanlarında oynayan çocuklarını, evlerindeki TV ekranından izleyebiliyorlar. Teknik ofisten 24 saat yararlanılabiliyor. Arıza halinde teknik personel anında müdahale edebiliyor. Site içinde kuaför, market, eczane gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız dükkanlar var. Site yaşamının dezavantajı olduğunu düşünmüyorum, aksine ortak alanlarda sosyalleşmenin daha uygun olduğu fikrindeyim. Konut tasarımı artık çevre düzenlemesi ile iç içe geçen çözümler gerektiriyor. Sizin projelerinizde çevre faktörüne nasıl yaklaşılıyor? Konutla, ortak kullanım alanları birlikte mi düşünülüyor? Konut tek başına bir anlam ifade etmez, biz de bunun bilincinde olarak projelerimizde konutu tamamlayıcı sosyal alanlar, ticari alanlar, çocuk oyun alanları, spor ve sağlık kulübü, yü- HAKKIMIZDA... rüyüş parkurları, şelaleler, göletler ve yemyeşil peyzaj alanları oluşturuyoruz. Tüm bunları gerçekleştirmezsek bir fark oluşturmamız, bir ‘yaşam biçimi’ sunmamız mümkün olmaz. Sizin konut konusundaki kişisel tercihlerinizi sorsak? Ne tür bir konut sizin için ideal bir yaşam alanıdır? Siz nasıl bir yerde yaşamak isterdiniz? Bu projelerin hangi aşamalarında Kütahya Seramik ürünlerini kullandınız? Profesyonel olarak ve bir kullanıcı olarak Kütahya Seramik ürünleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Atakent 1’de 2005 yılında banyo seramikler- Bugün işimin gereği, site içinde 1+1 de yaşıyorum. İdeal inde, tercihimizi Kütahya Seramik’ten yana yaşam alanı, insanı yormayan bir planlamaya sahip olmalı. Mut- kullandık. Çok doğru bir seçim yaptığımıza fağında temizlemesi kolay, işlevsel, tüm ihtiyaca cevap veren inanıyorum, aradan altı yıl geçmiş olmasına ürünler kullanılmalı. Banyosu sade, temiz, rahat olmalı. Dolaplar rağmen. Kütahya Seramik’le ilgili tek bir şikayet ihtiyaca cevap verecek şekilde doğru tasarlanmalı. Gelecekte olmadı. Hatta benim dairemde de Kütahya Se- yeşille bütünleşen bahçeli bir villada yaşamayı planlıyorum. ramik ürünleri var. Bu ürünleri kolay temizle- İstanbul yeni yeni yapılan toplu konutlarla nasıl bir yapılaşma sürecini yaşıyor sizce? İstanbul’un, yeni yapılan toplu konutlarla büyük oranda ihtiyacını karşıladığını düşünüyorum. Büyükşehir Belediyesi ‘Estetik Kurul’ oluşturdu. Projeler denetime tabii tutulmaya başlandı. 20 nen, estetik ve güzel buluyorum. Ispartakule ise henüz yapım aşamasında ama yine bu projede de Kütahya Seramik, seçilen ürünler arasında. DÜNDEN BUGÜNE OYUNCAK OYUNCAK HİKAYESİ 22 Çocukların Ç ocukla hatta büyüklerin bile vazgeçilmezi va azgeçilm olan oyuncak, tarihi yyüzyıllar üzyılllar öncesine dayanan, gelişimi hızlandıran, h ızlan ndır zekayı geliştiren ve kişiliğe k işiliğe yyön veren harika bir buluş. Yazı Ya azı Selin nA Akal, Fotoğraflar Corbis yuncak, her çocuk için ayrı bir önem taşır. Çünkü insanoğlu bebek- O liğinden ergenlik dönemine kadar onlarla dünyayı anlamlandırıp, eğlenmiştir. Ünlü filozof Platon, çocukların altı yaşına gelene kadar kendi kendisine oynaması gerektiğini savunuyor ve çocukların ileride seçecekleri meslekleri, oyun oynarken keşfedebileceklerini belirtiyor yazılarında. Platon bu konudaki ilk eğitimin de, oyun ve oyuncaklar yoluyla alınabileceğini söylüyor kitaplarında. Dünden bugüne oyuncağın tarihine göz atıldığında, Platon’un da savunduğu gibi oyuncakların çocuklukların gelişim süreçlerine yön verdikleri görülüyor. TARİHTE BİLİNEN İLK OYUNCAK: TAHTA AT Yapılan araştırmalara göre, oyuncağın geçmişi milattan öncesine dayanıyor. Tarihte bilinen ilk oyuncaklar Mısırlılara ait. Yapılan kazılar, Mısırlı çocukların M.Ö. 5. yüzyıl itibariyle tahta atlarla oynadıklarını kanıtlamış. M.Ö. 2. yüzyıla gelindiğinde ise topaç ve misket, tahta atların yerini almış. Lagaş ve Pompei gibi eski kentlerde yapılan arkeolojik kazılarda da kilden yapılmış, hareketli kol ve bacaklara sahip bebeklere rastlanıyor. Bu bebekler aynı zamanda gerçek dünyanın minyatür birer kopyası niteliğindeler. Yıllar boyunca çeşitli kültürler ve uygarlıklara göre şekillenen oyuncaklar, Ortaçağ’a gelindiğinde sadelikten uzaklaşıp gösterişli renk ve formlarla göz doldurmuşlar. Rengarenk rüzgar değirmenleri, gerçeğinin minyatür birer kopyası olan atlar ve işlemeli tahta kılıçlar bu dönemin en sevilen oyuncakları olmuş. Suyun üzerinde yüzebilen basit oyuncak tekneler, çocukların hayal gücünü canlandıracak gösterişli görüntülere bürünmüşler. Ortaçağ ile Yeniçağ arasında bir köprü oluşturan Rönesans ile birlikte oyuncak tarihi de yön değiştirmiş. Artık meslek seçimlerinde oyuncakların oynadığı rol belirginleşmiş. Öyle ki, günümüzde kız çocukların oynadığı yemek takımları o dönemde sadece erkeklerin ilgisini çekiyormuş. Bu da, Rönesans döneminde aşçılığın erkeklere özgü bir iş olarak kalmasına neden olmuş. Ama yine de bu dönemde tahta gemilerle oynayan erkek çocuklar savaş gemilerine, bebeklerine elbiseler diken küçük kızlar ise terziliğe terfi etmişler. OSMANLI’DA OYUNCAĞIN ADRESİ: EYÜP Türk tarihine bakıldığında ise satılmak üzere yapılan oyuncaklar Osmanlı döneminde ortaya çıkmış. İstanbul’un Eyüp semti, hayvan bağırsağından yapılmış balonlar, tahta topaçlar, çemberler, tefler ve kilden yapılmış düdüklerin satıldığı büyük bir oyuncak pazarı olarak tarihe geçmiş. Osmanlı topraklarında yaşayan çocukların en çok oynadığı oyuncaklar ise kaynana zırıltısı, hacı yatmaz ve teneke bilyeler olmuş. 23 DÜNDEN BUGÜNE OYUNCAK 24 ENDÜSTRİ DEVRİMİYLE GELDİLER: TREN VE OTOMOBİL 1700’lü yıllarda Almanya’da seri olarak üretilen ilk oyuncak bebekler döneme damgasını vurmuş. 1800’lü yılların başında ise tahta, fildişi ve gümüşten tasarlanan minyatür süs eşyaları Avrupa’yı oyuncak yapım merkezi haline getirmiş. Göz kamaştıran oyuncak evler için üretilen milimetrik boyutlardaki koltuklar, yataklar, tencereler, yastıklar, vazolar bu dönemin oyuncak pazarında dikkat çekiyor. 19. yüzyıla kadar elle ya da kalıplara dökülerek yapılan oyuncaklar, bu tarihten sonra makineler aracılığıyla üretilmeye başlamış. Böylece oyuncak yapımı hızlanmış, daha çok sayıda ve ucuz oyuncak üretilmiş. İngiltere’den sonra bütün dünyada etkisini gösteren Endüstri Devrimi, 19. yüzyıl sonuna doğru tren ve otomobil gibi mekanik araçları oyuncak dünyasına sokmuş. O günden sonra da erkek çocuklarının en sevdiği oyuncaklar, arkalarından bir iple çektikleri minyatür tren ve otomobiller olmuş. Bunların ardından da raylar ve gelişmiş lokomotiflerin üretimi gelmiş. 1900’lü yıllara kadar zemberekli mekanizmalarla ve buharla çalıştırılan mekanik oyuncaklar, bu tarihten sonra elektrikle çalıştırılmaya başlamış. Rayları, tünelleri, uyarı ışıkları, lokomotifleri ve vagonlarıyla gerçek bir treni aratmayan minyatür elektrikli trenler, çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekmeyi başarmış. İlk minyatür otomobil ise 20. yüzyılın başında Amerika’da ortaya çıkmış. En küçük teknik detaya bile sadık kalınarak üretilen oyuncak otomobiller, üretildikleri gün tükenmişler. Dünden bugüne bakıldığında, yüzyıllar öncesinde gündelik yaşamdan esinlenilerek üretilen oyuncaklar, tüm dünyada büyük bir gelişim göstererek başlıca sanayi kolları arasına girmeyi başarmışlar. Yüzyıllar öncesi ile bugün arasındaki tek fark ise teknolojinin oyuncaklara bile hükmediyor olması. O Farklı dönemlerde üretilen oyuncakların en önemli ortak paydası üretildikleri döneme ışık tutmaları. Hayatın tümüyle küçük birer kopyası olan oyuncaklar yardımı ile dönemin stillerine, akımlarına ve yaşam tercihlerine dair fikir sahibi oluyoruz. 25 ALIŞVERİŞ BİBLO BİBLO KRALLIĞI 26 Kütahya Porselen’in satışa sunduğu birbirinden güzel biblolar, hem çocukların hem de yetişkinlerin vazgeçilmezi olacak. Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS Bu sayfada ‘B12278580181’ ayı biblo, (27 cm) 37,17 TL. ‘B131710581239’ tavşan biblo, (17 cm) 18,59 TL. ‘B55273181254’ şahin biblo, (27 cm) 39,41 TL. ‘B112312381113’ köpek biblo, (23 cm) 26,72 TL. Futbolcu biblo, 20-40 TL arasında değişiyor. Yan sayfada ‘B11436880179’ büyük boy köpek biblo, (43 cm) 71,22 TL. ‘B10341248079’ büyük boy kedi ve yavrusu biblo, (34 cm) 51,59 TL. Diğer biblolar, 20-70 TL arasında değişiyor. 27 ALIŞVERİŞ MAGNET SEVİMLİ KONUKLAR Kütahya Porselen artık evinizin her yerinde… Renkli porselen magnetler mutfağınıza neşe katacak. 10-12 TL arasında değişen fiyatlarla magnetler, tüm Kütahya Porselen mağazalarında. 28 TELEVİZYON ŞAFAK SEZER YILIN KOMEDYENİ Geçtiğimiz yıl hangi kanalı açsak karşımızda o vardı. Uzun soluklu reklam kampanyalarının ve dizilerin ünlü komedi figürüyle, bir bölümünü Paris’te yaptığı Vodafone çekimlerini ve kendi değimiyle ‘hayatının kırılma noktalarını’ konuştuk. Yazı Hakan Turpçu 30 eride bıraktığımız yılın en göze çarpan komedi fi- G gürü şüphesiz Şafak Sezer’di. Hem yılın en uzun soluklu reklam kampanyasının yüzü olarak, hem de sezonun en ‘kitch’ dizi karakteri olarak ona rastlamadan geçirdiğimiz bir gün neredeyse yoktu. 40 bölümü aşan Vodafone reklamları için kasım ayında Paris’te kamp kuran Şafak Sezer’in, Paris izlenimleri eşliğinde sinema-televizyon yolculuğu… Paris’teki romantizmden etkilendiniz mi? Hayatımda ilk kez gördüğüm Paris’in bence bütün dümeni Eyfel’in etrafında dönen ışıklandırma. Bana göre öyle ahım şahım bir yer de değil. Mesela bir Roma değil… Bizim Mimar Sinan’ın eserleriyle Paris’in tarihi yapıları dans bile edemez bence. Bir Ayasofya mesela, üç Notre Dame eder… Burada Noel münasebetiyle tüm dükkanları ışıklandırmışlar. Tamam, çok güzel olmuş… Ama aynısını bizde yapmaya kalksan olmuyor. Adam para harcayıp dükkanı buradakiler gibi ışıklandırsa, aynı gece onca ‘yanardöner’i gören muhitin tüm tinercileri camı kırıp içeri dalar. İstanbul’a döndüğünüzde Paris’i soranlara ilk ne anlatacaksınız? Paris’in imparatorları garsonlarını… Müşteriyle göz göze gelmemek için özel ders alıyorlarmış. O derece soğuklar yani… Her biri garson değil, sanki Napolyon Bonapart. Hepsinin al- ‘Kadın kılığına girmem’ kaprisi profesyonel bir oyuncuya yakışıyor mu? tında son model arabaları, güzel evleri varmış. Paris’in kralı on- Evlenip çoluk çocuk sahibi olunca bir başka düşünmeye lar anlayacağın. Mesela bir garsonla iki dakika muhabbet ettik. başladım. ‘Bu tür rollerde de olmayıvereyim’ duygusu sardı Geçenlerde bir maç izlemek için Türkiye’ye gelmiş. Beni tele- beni. O yüzden hemşire kılığına girme fikrine soğuk yanaşmış- vizyonda görmüş. Hemen tanıdı. “Sen o reklamlardaki ‘kırmızı’ tım. Zaten çevremden gelen ‘Şafak Sezer hemşire fantezisinin diyen adamsın” diyor. İki dakika hoşbeşten sonra bana “Prison sonudur’ eleştirileri doğru düşündüğümü kanıtladı. Ama iş işten Break izler misin?” diye sordu. “Hastasıyım” deyince, “ben o geçmişti artık. Hemşire kılığında aynı Ankara’daki ablama ben- dizideki Sarah ile birlikte oldum” dedi. Sarah ve yanındaki kız zedim. 47 yaşında ve hala evlenemedi. arkadaşıyla hem de… “Vicky Cristina Barcelona” filmindeki gibi Beş altı yıl kadar önce sizinle yapılan bir röportajda takılmışlar… Sarah bir kız arkadaşıyla Paris’te bunun çalıştığı ‘hayatınızdaki kırılma noktası’ olarak ‘İner Misin Çıkar dükkana gelmiş, bizimki zaten buraların imparatoru olduğu için Mısın’daki birinciliğinizi işaret etmiştiniz. Şu sıralar ise kızı tavlamış, birlikte olmuşlar. Bunu da bana anlatıyor. “Ülkende kariyerinizde yeni bir kırılma noktası yaşadığınız kuşku- ünlüsün diye kendini bir şey sanma” mesajı veriyor. suz. Bir yandan 40 reklamlık bir kampanya, bir yandan Reklamlarda oynadığınız karakter aslında rakip şirke- herkesin dilindeki Erman Kuzu tiplemesi… Hangi kanalı ti temsil ediyor. Aslında siz Vodafone’un değil de rakibin açsak her yerde Şafak Sezer var. İki kırılma noktası her ekran yüzü mü oluyorsunuz? kariyere nasip olmaz… Canlandırdığım Selim karakteri, başka operatörü kullanan İkinci kırılma noktası yaşadığım doğru. Ama bütün bunlar bir vatandaş. Sürekli kendi kullandığı operatörü övmeye çalı- olurken bir yandan da Kolpaçino’nun DVD’leri yok satıyor. Bir- şıyor ama sonunda Vodafone’un kırmızısı karşısına çıkınca si- birini etkiliyor. Bakın size gerçeği söyleyeyim; Kolpaçino sadece nirlenip kaçıyor. Selim’in yanı sıra bir de hemşire tiplemesi var. 600 bin seyirci yaptı. O dönem domuz gribi salgını vardı ‘sine- İnsanlar onu daha çok beğendi sanki… Aslında ben hemşire- maya gitmeyin’ falan diyordu herkes. Ama film şimdi bir patladı, ye karşıydım. Kadın kılığına girmek istemiyordum. Bunu ekiple arkadaşıma filmin DVD’sini götüreceğim, kaç haftadır bulamı- epey tartıştık. Ama reklam serisinde en çok izlenen ve ilgi odağı yorum hiçbir yerde. Reklamsa al sana reklam. Kendi filmimin olan hemşireli olanlar oldu. tanıtımını biraz geç de olsa kendim yapmış oldum. 31 TELEVİZYON ŞAFAK SEZER Şafak Sezer reklam serisinin bir ayağında Paris’te bir müzede Üç Silahşörler’le mahsur kalıyor ve çok masraflı olduğu için kendi tarifesinden tanıdıklarını arayamıyor. Aralık ayında sona eren Türk Malı dizisiyle ilgili ne zaman bir haber okusak, içeriği ya ‘sette tartışma çıktı’ oluyordu, ya da ‘falanca oyuncu Şafak Sezer’le anlaşamadı ve ayrılıyor’... Benimle ilgili bu tür haberlerin bilinçli pazarlandığını düşünüyorum. Önceleri set ekibi olarak sinirlerimiz bozuluyordu. Sonraları sallamamaya başlamıştık bu tür şeyleri. Ama önceleri acayip mevzusu oluyordu, okudukça deliriyorduk. Mesela bir keresinde Melek Baykal’ın odasında toplanıldı, “Ya Şafakçığım, biz bir haber duyduk, diziye katılmamız sorun olmuş” falan dediler… Hesapta setin ortasında “onlar gidecek” diye bağırıyormuşum. Melek Abla üzerime oturup istese beni oracıkta öldürür. Peki neden hep bu söylentiler çıkıyor? İsminizin önüne eklenmiş ‘asabi’ sıfatıyla yaşamak nasıl bir şey? Konu işse asabi olunur, normaldir. Vodafone çekimlerinde de asabiyet yaşadığım olmuştur. Mesela hemşire kılığına girmişim, makyajım yapılmış, rujum sürülmüş… Yönetmen İstanbul trafiğine takıldığı için bizi iki saat bekletince asabi oluyor tabii insan. Geciken arkadaşı o rujlu dudaklarımla azarladım. “Bekletiyorsunuz bari bu ruju sürüp bekletmeyin” şeklindeki bir asabiyet benimkisi. Siz hangi dizileri seyrediyorsunuz? İstisnasız hepsini izliyorum. Ama Ezel’in özellikle fanatiğiyim. Ufuk Bayraktar adında bir kardeşimiz var, Ramiz Dayı’nın gençliğini oynuyor… 10 numara oyunculuk yapıyor. Beni o 70’lerin başına götürüyor, o yıllarda yaşadığına inandırıyor beni resmen. Erman Kuzu’nun esin kaynağı kim? Erman Kuzu’nun gerçeği benim abim Süleyman’dır. Vodafone’la ilk iş görüşmemizi yapıyoruz. Benim o dönem arabam yok, abimin arabası var diye onunla beraber gittik görüşmeye… Toplantının ortasında davullu zurnalı bir müzik çalmaya başladı. Abimin cebi çalıyor. Oradaki herkes Erman Kuzu’nun esin kaynağının kim olduğunu o saniye anladı. Erman Kuzu ne yapar? Postanedeki işine gidip gelir, dünya çok da umurunda değildir. Abim de belediyede, böcek ilaçlamada çalışır. Dünya umurunda değildir. Önüne bir tabak makarna koyduğun anda ona her şeyi yaptırırsın. Yeni projeleriniz var mı? Öncelikle ‘Kolpaçino Bomba’ vizyona girecek. Ayrıca Sırrı Süreyya Önder’in bir hikâyesini çekeceğiz. Berlin Duvarı’na gecekondu yapan bir Türk’ün hikâyesi… Gerçek bir öykü… Almanya’da ‘Altın Ayı’ aldı senaryo dalında. O 32 “HAKKINI ASLA ÖDEYEMEM DEDİĞİM 5 İNSAN” MÜJDAT GEZEN: Ben 25 yaşında Ankara’dan İstanbul’a geldim. Ama İstanbul’da hiç dert çekmedim. Gelir gelmez Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne girdim. Müjdat Gezen beni hemen para sahibi yaptı. Çocuk merkezi kurdu; sihirbazlık gösterileri falan, sürekli benden bahsediliyordu o dönem. BORAN KAYA: Rahmetli Boran Kaya’nın sunduğu “İner Misin Çıkar Mısın” yarışmasının da yeri ayrıdır tabi… Müjdat Gezen’de her şey yolundaydı ama asker kaçağıydım. Askere gitmeye karar verdim, İstanbul-Alemdağ çıktı. “İner Misin Çıkar Mısın” yarışmasına askerdeyken komutanlarımdan izin alarak katıldım ve birinci oldum. Suadiye’de çok güzel bir dubleks evde oturmaya başladım. CEM ÖZER: Sonra Cem Özer reklam şirketi kurdu. Nokia’nın reklam işlerini aldı. Çok güzel bir teklifte bulundu bana. Hakan Yılmaz’la ikimiz Nokia reklamlarında oynamaya başladık. Çok güzel bir ikili olduk. OKAN BAYÜLGEN: Derken bir gün Okan Bayülgen aradı. Gece Kuşu programındaki skeçlerde oynamaya başladım. Zafer Algöz, Erkan Taşdöğen falan var projede. Teklifini seve seve kabul ettik. Sonra ‘Sıdıka’, ‘Baskül Ailesi’, ‘Vizontele’, ‘Şen Makas’ falan gibi birçok projede yer almamı sağlayacak o yolu bana açmış oldu. OZAN VARIŞLI: Ama en çok dert çektiğin anda seni kurtaracak bir telefon beklersin ya… O telefon çaldığında arayan Ozan Varışlı idi. En başarılı reklam kampanyalarının arkasındaki kreatif direktör… O benim hayatıma iki kere yok olduğumu sandığım anda girdi. 2007’de ‘Kutsal Damacana’da başrol oynadım. Sonra işler iyice durdu. Ne arayan, ne soran var. Hiçbir teklif yok. O sırada Cheetos reklamı için Ozan’dan teklif geldi. İkimiz de Ankaralıyız. O reklam vesilesiyle iyi arkadaş olduk. O sıralar bana “Bir gün biz seninle bir kampanya yapacağız, bütün Türkiye bundan bahsedecek, unutma bunu,” demişti. 2009’da da Vodafone projesinde bu gerçek oldu. 249 ülkede var olan bir ürünün kampanya yüzü oldum. Ve bence asıl önemlisi 40’ı aşkın reklam çektik ve bu reklamlar yağ gibi kayıyor. KÜLTÜR MİRASI HASANKEYF AL GÖZÜM SEYREYLE HASANKEYF’İ Göz alabildiğine dümdüz bir coğrafyada Hasankeyf şaşkınlık verici bir vaha: Tarla bile saklanacak bu ttopraklar, Hasankeyf’te ffarelerinin l i i bil kl k delik d lik bulmakta b l kt zorlanacağı l ğ b kl H k f’t büyük bir sürpriz yaratmışlar... Yazı Nevzat Basım, Fotoğraflar Sabah Arşivi 34 ıllardır Hasankeyf’i görmek için fırsat yaratmaya çalışıyordum. Hasankeyf’in Yapılan açıklamalara bakılırsa, baraj suları Hasankeyf’in sadece % 20’sini kaplayacak. Ancak bu % 20 öyle bir % 20 ki, Hasankeyf’i Hasankeyf yapan her şey anlamına geliyor. Y Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak olması, bana, ‘kalecinin penaltı anındaki endişesine’ benzer bir endişe veriyordu: Sular altında kalmadan önce Hasankeyf’i mutlaka görmeliydim. Ocak ayında Hasankeyf’e giderken, bir büyük gazetenin seyahat ekinin editörü arkadaşımla, ‘ağır kış koşullarına’ göre hazırlandık. Bizi kar ve tipiden koruyacak kıyafetlerimizle Hasankeyf’i ‘karlar altında’ gezeceğimizi umuyorduk. Batman ikliminin bu mevsimde normali de bu zaten. Ucuza edindiğimiz uçak biletlerimizle, ‘ekonomik bir gezi’ planlıyorduk. Hasankeyf’in bağlı olduğu Batman’da da havaalanı var; ama sefer sayısı az. Bu yüzden bir sabah çok erken saatte Diyarbakır’a uçtuk. Diyarbakır ile Batman’ın arası 100 km. Batman-Hasankeyf arasındaki yol ise 35 km civarında. Bu yolu ‘şehirlerarası otobüslerle’ almaya, fazla zaman kaybedeceğimiz için cesaret edemedik. Yola çıkmadan önce araç rezerve ettiğimiz şirket bizi havaalanında karşıladı ve aracı teslim etti. Oto kiralama şirketleri günlük bedel üzerinden çalışıyorlar; yarım günlük araç kiralama için bile tam gün bedeli isteniyor. Ama Diyarbakır’da hala pazarlık usulü varlığını sürdürüyor. 1,5 gün için otomobili 150 TL+yakıt şeklinde kiraladık. Biz ağır kış koşulları beklerken, nefis bir güz güneşi ile karşılandık. Üstümüzdeki kalın giysiler, ağırlık yaptı. Pırıl pırıl bir güneş altında, son derece düzgün bir karayoluyla Hasankeyf’e ulaştık. Batman-Hasankeyf arası karayolu, Türkiye’de asla hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir özellik taşıyor. Burası petrol zengini Arap ülkelerini ya da Amerika’nın Teksas’ını hatırlatıyor: Yol boyunca sayısız ‘at başı’, bir inip bir kalkarak toprağın derinliklerinden petrol çıkartıyor. Bu seyahatin en ‘keyfe keder’ olayı şudur: At başlarının önünde fotoğraf çektirmemek. Nasıl olsa dönüşte çekeriz diye düşünerek, petrol pompaları önünde durmayı Hasankeyf gezisi dönüşüne erteledik; ama dönüş vakti akşam karanlığına kalınca bu niyetimizi gerçekleştiremedik. Orta Anadolu, Konya, Ankara, Eskişehir platolarını karayoluyla katetmiş olanların bileceği bir görüntü var bu coğrafyada. Göz alabildiğine uzanan düzlükler; hiçbir ‘doğal cazibesi olmayan’ topraklar... Ta ki, Hasankeyf görünene kadar. Hasankeyf bu coğrafyanın en büyük sürprizi. Bir tarla faresinin bile kaçacak deliği zor bulacağı bu dümdüz coğrafyada, Hasankeyf, nehrin oyduğu kayaların Hasankeyf sular altında kalınca, bu kayaların tamamı eriyip kaybolacak. Kayaların kalkerli yapısı, su karşısında fazlasıyla dayanıksız. 35 KÜLTÜR MİRASI HASANKEYF arasında bir tür ‘Ihlara Vadisi’. Hasankeyf’e ‘olağanüstülük’ niteliğini veren de zaten bu... Muhtemelen, geçmişin buraya yatırım yapan büyük uygarlıkları da, bu coğrafya sürprizine vurulmuşlar. Hasankeyf’in tarihini hiç yazmayacağım. Zaten her yerde bu tür bilgiler var. Hasankeyf kasabası, Türkiye’nin petrol çıkan tek ‘mekanı’ olan Raman dağlarının gölgesinde kalıyor. Dicle nehri, olanca yayılımıyla kasabanın dibinden, kasabanın evlerini yalayarak geçiyor. Nehrin kenarındaki mağaralar, uzun yıllar konut olarak kullanılmış. İddiaya baklırsa, bir zamanlar Süryaniler, bu mağaralarda otururlarmış. Bir gün gelmiş, Midyat’a göçmüşler. Bölge insanı, yakın zamana kadar bu mağaralarda oturmaya devam etmiş. Kasabanın büyümesi ve ‘devlet politikaları’ gereği, mağaralardan çıkıp şimdiki konutlara taşınmalarının mazisi, 20 yıl kadar... Dicle nehri kenarındaki Hasankeyf’e ‘örneği görülmemişlik’ niteliği kazandıran şey, yağmur ve rüzgarla eriyen kalkerli-kireçli taşı, toprağı. Hasankeyf’in tadına varabilmek için, mutlaka kalesini gezmek gerekiyor. Ancak kale 2010 Temmuz’undan bu yana kapalı. O tarihte koca bir kaya kütlesi kopup düşmüş, 70 yaşlarında bir satıcı hayatını kaybetmişti. Yola çıkmadan önce, kopup düşen kaya kütlesinin, olsun olsun bir insan hacminde olduğunu düşünüyordum. O kadarcık bir kaya düşmesi nedeniyle kalenin ziyarete kapatılmış olmasını da ‘anlaşılır’ bulmuyordum. Kaymakamdan aldığımız özel izinle, bir polis memuru eşliğinde kaleyi gezince anladım ki, gerçek, benim düşündüğümden çok farklı. Bir kere, düşen kaya kütlesi, 100 metrekarelik daire büyüklüğünde; devasa bir şey. Kaya düşmesinin gece saat 03.00 civarında yaşanmış olması, can kayıplarını çok azaltmış, Hasankeyf’i Allah korumuş. Hemen altında otopark bulunan bu kaya kütlesi gündüz, turist yoğunluğunun çok olduğu saatlerde düşseymiş, onlarca can kaybı yaşanabilirmiş... Bu yıl Nisan ayında tekrar turizme açılması beklenen kale ve çevresi, pek tekin değil. Haşmetli kayalar üzerinde derin çatlaklar var ki, insana korku veriyor. Hasankeyf’in büyük güzelliği kale ve çevresinin ‘çökmelere karşı’ korunabilmesi için, ciddi bir masraf yapmak gerekiyor. Sabah 10.00 gibi vardığımız Hasankeyf’te, saat 17.00’ye kadar tam 7 saat zaman geçirdik: İnanın zamanın nasıl geçtiğini bilemedik. Buraya gelecek olanların Hasankeyf gezisine bir tam günlerini ayırmalarında yarar var. Hasankeyf’in en büyük eksisi, yiyecek mekanı alternatiflerinin azlığı. Nehir kenarında çok güzel yerler var, ama çoğunda temizlik de lezzet de yiyeceklerin fiyatları da sorunlu. Eğer hijyen gözeten insanlardansanız, yanınızda güzel hazırlanmış sandviçler getirmenizde yarar var. Hasankeyf, kalınacak yer açısından da eksikli: Burada size kalmayı tavsiye edebileceğimiz yer, maalesef yok. Eğer Hasankeyf’i gezmeye gelecekseniz, konaklamak için şu dört alternatifi düşünmelisiniz: Batman’da, Midyat’ta, Diyarbakır ya da Mardin’de konaklamak. 36 Hasankeyf’teki tarihi yapıların ‘kesilerek taşınacağı’ iddiaları var. Ama konuştuğumuz restorasyon ekibi bunun imkansız olduğunu söylüyor: Yapılar öylesine hırpalanmış ki, kesildiği anda tuzla buz olup gider... Ancak Hasankeyf-Mardin-Midyat yolu şu sıralar biraz sorunlu. Yol genişletme çalışmaları nedeniyle kayalar dinamitlerle parçalanıyor. Bu yüzden de yol, gün içerisinde kapatılıyor. Biz arkadaşımla Batman’da, Batman’ın en iyilerinden bir olduğunu iddia eden bir otelde kalmayı tercih ettik. Ancak, hiç tavsiye etmeyiz: Baktığımız otellerin hemen hepsinde temizlik ve sıcak su sorunu var. Odaların tamamında daha önce aşırı biçimde sigara tüketilmiş olması da mekana kalıcı bir kültablası kokusu bırakmış. Önerimiz, akşam Diyarbakır’a geçip, Diyarbakır’da daha çok seçenek arasından temiz bir otel seçmeniz olabi- HASANKEYF’İ DAHA İYİ TANIYIN lir. Eğer bir gecikme olmazsa Hasankeyf, 2013 itibariyle yavaş yavaş sular Şu adreslerde Hasankeyf ile ilgili daha fazla bilgiye altında kalmaya başlayacak. Şu sıralarda, Suriye sınırına 45 km uzaklıkta, barajın ana gövde inşaatı devam ediyor. Ancak inşaatın, kredi sorunla- ulaşabilirsiniz: • http://www.hasankeyf.itgo.com/ • http://tr.wikipedia.org/wiki/Hasankeyf,_Batman rı nedeniyle 30-40 yıldır tamamlanamadığı düşünülürse, 2015’e-en çok • http://hasankeyfesadakat.kesfetmekicinbak.com/ 2020’ye kadar bu güzelliği görme şansınız olabilir. Daha da geç kalırsanız, • http://www.hasankeyfgezisi.com/news.php buraları görmemiş, bu coğrafyayı gözlerinize armağan etmemiş olmanın • http://www.hasankeyfhasbahce.com üzüntüsünü yaşayabilirsiniz... O • http://www.zeynepinyeri.com/hosgeldiniz/hasankeyf/ 37 KOLEKSİYON BAYKUŞ aykuşlar, tarihte betimlenen en eski kuş türü B olarak bilinir. Bu yüzden de haklarında pek çok efsane olması şaşırtıcı değil. Bu kuşlar geceleri ya da sabaha karşı gezmeyi tercih ettikleri için, hayvanlar KARANLIKLAR PRENSİ alem aleminin en esrarengiz canlılarından biri olarak bilinir. Hatta, Seramik sanatçısı Özgür Kaptan, ‘karanlıkların gizemli gözleri’ olarak bilinen baykuşları hem sanatına hem de koleksiyonuna taşıyor. Yüzlerce baykuş biblosundan oluşan zengin koleksiyonu, bu etkileyici kuşun bambaşka görüntülerini sergiliyor. ön yyargının tam tersine, baykuşların bilgeliğin ve yardımse- Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Ceren Can nan bir ürün bile yaratmışlar. Bu etkileyici kuş, yüzlerce farklı aynı sebepten halk arasında uğursuzluk getirdiklerine dair bir iinanç bile oluşmuş. ‘Bacana baykuş tünesin,’ ‘Başına bayk baykuş kona,’ ‘Damında baykuş öte’ gibi olumsuz cümleler k kullanılmış hep onlar için. Kızılderililer haklarındaki negatif verliğ verliğin sembolü olduğuna inanırlarmış. Yüzyıllar öncesinde güze güzel sanatların da sembolü olarak kabul edilen baykuşlar, Yuna Yunan mitolojisinde Athena’ya adanarak, Atina’nın simgesi olmu olmuş. Küçük sihirbaz Harry Potter sayesinde, artık çocukların sevgilisi olan baykuşlar görme ve işitme duyuları en gelişmiş kuşlar arasında gösteriliyorlar. Bir başka özelliği ise çok sessiz uçması. Öyle ki, Japon araştırmacılar baykuş tüyünü taklit eden parçalar şeklinde tasarladıkları pantograf benzeri sistem sayesinde, ‘işini en sessiz yapan tren’ ünvanını kazamalzemeyle yapılmış baykuş biblolarından oluşan ilginç bir koleksiyonun da konusunu oluşturmuş. Koleksiyon, seramik sanatçısı Özgür Kaptan’a ait. Kaptan, 1990 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’ne girmiş. 2003 yılından bu yana da aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Sanatçı Eskişehir ve Ankara’da dört kişisel sergi açmış. 1994-2008 tarihleri arasında ise yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye katılmış. 38 Koleksiyonunuzda ne tür parçalar var? zamanlar ithal kırtasiye İleride evimde yer kalmaz korkusuyla seçimimi küçük malzemesi kolay bu- baykuş biblolarından yana kullandım. Koleksiyonumdaki bay- lunmazdı. İlk baykuşum kuşlar seramik ya da porselen ağırlıklı. Cam, ahşap, metal, seramikten yapılmış bir plastik, kumaş, polyester ve yarı değerli taşlarla üretilmiş bay- kalemtıraş şeklindeydi ve kuşlarım da var. Son zamanlarda baykuş baskılı tişörtler, ku- Japon malıydı. Okul yıl- maş desenleri ve takı da topluyorum. Bu parçaları üzerimde larında kıyıp, kullanama- taşımak hoşuma gidiyor. mıştım. Hala ilk aldığım Baykuş hangi özellikleri ile sizi etkiliyor? bu parçayı saklıyorum. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Sizin tasarladığınız Bölümü mezunuyum ve aynı üniversitede öğretim üyesi ola- baykuşlardan bahse- rak çalışıyorum. Özellikle seramik baykuşlara olan ilgimin gü- der misiniz? zel sanatlar eğitimi almış olmamla da ilişkisi var. Ama bu ilgi büyük ölçüde çocukluğuma dayanıyor. Seramik yaparken Anneannem, bah- çalıştığım büyük formlar çesinde çok sayıda ağacı olan bir evde yaşardı. Bütün gece bittiğinde, elimde kalan baykuş seslerinden uyuyamamaktan şikayet eder ve onlara küçük çamurlarla küçük çok öfkelenirdi. Ben de anneannemi ziyarete gittiğimde bay- baykuşlar yaptığımı fark ettim. Sonraki çalışmalarımda konunun kuşların seslerine dikkat kesilir, gece karanlığından korkmama kendisini baykuşlar oluşturmaya başladı. Son zamanlarda ta- rağmen, kardeşimle birlikte gizlice bahçede bu gizemli kuşu sarladığım baykuşlardan ikisi Füreya Koral anısına düzenlenen aramaya çıkardım. Baykuş pek çok kültürde uğur ve şans ‘kuş evleri’ konulu karma sergi ile İstanbul’da ve Eskişehir’de objesi sayılırken bizim kültürümüzde uğursuz kabul edilir. Sa- sergilendi. Bu günlerde baykuşlu seramik panolar çalışıyorum. nırım bu bakış açısına duyduğum tepki de beni onlara yaklaş- Baykuşların en çok gözlerinden etkileniyorum ve bunu kendi tırdı. Bence hayvanlar aleminde keskin kulaklara ve gözlere heykellerime de yansıtıyorum. Şu sıralar sadece baykuşlardan sahip, boynunu 360 derece çevirebilen en mükemmel kuş oluşacak yeni kişisel sergimin çalışmalarına devam ediyorum. türlerinden biridir baykuşlar. Ne zaman koleksiyon yapmaya başladınız? İlk aldığınız parçayı hatırlıyor musunuz? İlk baykuşumu ortaokul yıllarımda aldığımı hatırlıyorum. O Koleksiyonunuzu zenginleştirirken özel bir seçiciliğiniz var mı? Yoksa bulduğunuz her tür baykuş formunu koleksiyonunuza ekliyor musunuz? Gittiğim her yerden baykuş almaya çalışıyorum. Baykuşları 39 KOLEKSİYON BAYKUŞ seçerken aldığım ülkenin özelliklerini üzerinde taşısın istiyo- yapıyorum. Hala vitrinimde duruyorlar, ama baykuşların sayısı rum. Örneğin Çin’den alıyorsam yeşim taşı ya da seledon sırlı hepsinin önüne geçmiş durumda. olanları, Barselona’dan alıyorsam Gaudi’nin mozaiklerini yansıtan örnekleri tercih ediyorum. Madrid’den aldığım bir bayku- Ailede biriktirmek, tasnif etmek konusunda hassasiyet gösteren insanlar var mıydı? şun başında flamenko dansçılarının gülü var mesela… Ama Annemin ve babamın geniş bir tablo koleksiyonları var. Ba- en çok sevindiklerim hocalarımın, arkadaşlarımın ve öğrencile- bamın antika kitaplarla dolu büyük kütüphanesi çocukluğum- rimin hediyeleri. Onların getirdiği baykuşların altlarına ülkesini, dan beri karıştırmayı en çok sevdiğimiz yer olmuştur. Heykel- yılını ve kimin aldığını yazıyorum ve yıllar sonra okuduğumda tıraş kardeşimin Volkswagen oyuncak araba koleksiyonu var. çok mutlu oluyorum. Balet olan küçük kardeşim ise antika araba ve araba motorları Biriktirmek çocukluk döneminde başlayan bir alış- toplar. Onları tamir eder ve kullanır. Eşimin deniz kabukları, ül- kanlıktır. Daha önce yaptığınız başka koleksiyonlar var kelerine göre kahve kupaları, tişörtleri ve fosil koleksiyonu var. mıydı? Kızım ise henüz 10 yaşında olmasına rağmen at bibloları ve Çocukluğumda küçük parfüm şişelerini ve enfiye kutularını biriktirmeyi çok severdim. Enfiye kutularına arada eklemeler oyuncakları topluyor. Gördüğünüz gibi dört tarafım koleksiyon merakı olan insanlarla çevrili. O “Baykuş pek çok kültürde uğur ve şans objesi sayılırken bizim kültürümüzde uğursuz kabul edilir. Sanırım bu bakış açısına duyduğum tepki de beni onlara yaklaştırdı.” 40 KARİYER PROF. DR. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU BİR BAŞARI HİKAYESİ Bizim Lösemili Çocuklar Vakf’nn kurucusu ve Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Bakan Prof. Dr. Gündüz Gedikolu’yla Amerika’da balayan kariyerini ve Türkiye’de imza att ilkleri konutuk. Yazı Selin Akal Fotoğraflar Haydar Erçin 42 stanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Dal- şık iki saat içinde koyuyoruz. Teşhis ve tedavi konusunda da las, Teksas Üniversitesi’nde Çocuk Sağlığı ve Has- Avrupa ya da Amerika’dan bir eksiğimiz yok diyebilirim. Biz talıkları, Hematoloji-Onkoloji dalında eğitim alan Prof. vakıf olarak bu anlattıklarım dışında, lösemili çocuğumuzun Dr. Gündüz Gedikoğlu, bir süre Amerika’da çalışmaya karar ailesinden aldığımız bilgilere de çok önem veriyoruz. Ailenin vermiş. Baylor University Medical Center, Wadley Research sizden korkmaması ama sizin hastanızdan korkmanız gereki- Institute&Blood Bank ve St. Paul Hospital gibi dünyaca ünlü yor. Böylece, asla hata yapmıyorsunuz. Bunu genç meslek- hastanelerde çalışan Gedikoğlu, Türkiye’ye döndükten son- taşlarıma her zaman hatırlatıyorum. Ülkemizde lösemi tedavisi ra tecrübelerini hayata geçirmeye başlamış. İstanbul Tıp yurtdışına göre çok daha ucuz. Biz de kemik iliği nakli 75 bin Fakültesi’nin ilk Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi ve Genetik Bi- dolar, ilaç tedavisi ise 55 bin dolara mal oluyor. İ lim Dalını, Türkiye’nin ise ilk kemik iliği transplantasyon merke- Aynı zamanda Haliç Üniversitesi’nin mütevelli heyeti zini kuran Gedikoğlu, yeni doğan bebeklerde kan değişiminin başkanısınız. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nın üniversit kurma amacı nedir? te de öncüsü olmuş. 1980 yılında faaliyete giren Bizim Lösemili Çocuklar Vakıfta verdiğimiz hizmetler bize Vakfı’nın kurucusu ve Haliç Üniver- y yetmedi. İyi bir tıp fakültesi açmak sitesi Mütevelli Heyeti Başkanı da is istedik. Ancak o dönemde tıp fakül- olan Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu, t tesi açmak için fen-edebiyat fakül- kırk yılı aşan kariyer hikayesini bi- t tesi de kurmanız gerekiyordu. Zaten zimle paylaştı. b vakıf üniversitesi olarak, sadece bir Bizim Vakfı’nın Çocuklar t fakültesiyle ayakta kalmanız çok tıp kurucularındansınız. z zor. Biz de Haliç Üniversitesi’ni kur- Lösemili d ve branşlar açtık. Şu anda beş duk Vakıf fikri nasıl ortaya çıktı? f fakültemiz bulunuyor. Altı bine yakın Bu soruya cevap verebilmek için otuz yıl geriye gitmemiz gere- da öğrencimiz var. Yakın gelecekte kiyor. Amerika’dan döndüğüm fakülte sayımızı sekize çıkartmayı dönemlerde, Türkiye’de yan dal ya da ileri ihtisas belirgin bir hal almamıştı. Üniversite hastanelerinde lösemili çocuklar ile zatürre olan çocuklar bir arada tedavi ediliyordu. Kan hastalıklarının tedavisi de standardın altındaydı. Ben de yurtdışında gördüğüm ve öğren- amaçlıyoruz. “Herkes inandığı, istediği işi yapabilir. Yeter ki, severek ve çalışarak yapsın. Bir işi hevesle yapıyorsanız, size zaman bile yetmiyor. Bir bakmışsınız günler, aylar, yıllar geçmiş.” diğim yöntemleri Türkiye’de uygulamak istedim. Bu amacımı dostlarımla paylaştım. Düşündük, taşındık ve devletin gidemediği yere en kolay sivil toplum kuruluşlarının Gençlerin geleceklerine yön vermek ağır bir sorumluluk değil mi? Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, gençler Türkiye’nin geleceği. Onlara çok değer vermeli ve bir adım önümüze geçirmeliyiz. Geçmişini, dününü ve bugününü çok iyi bilen bireyler yetiştirmeliyiz. Tabi bunun en güzel tarifi dünya ne yapıyorsa aynı şeyleri yapmaktır. Biz vakıf olarak hep dünyayı takip ettik. Toplantılarımıza, gideceğine karar verdik. O dönemin İstanbul Valisi Nevzat kongrelerimize dünyanın dört bir yanından gelen insanlar katıl- Ayaz’la konuştuk ve bir vakıf kurmak istediğimizi söyledik. Bu dı. Bizimle bilgilerini ve deneyimlerini paylaştılar. konuşmanın ardından da 1 Kasım 1980 yılında, İstanbul’da Öğrencileriniz sizi mi örnek alıyorlar? Vali Konağı Caddesi’nde vakfımızı kurduk. Otuz yıldır da Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı olarak faaliyetimizi sürdürüyoruz. Türkiye’de lösemi ile mücadelenin temelinde neler var? Tedavi konusunda hangi aşamadayız? Konum itibariyle sizin örnek olmanız gerekiyor. Düşünsenize dün asistanınız olan bir öğrenciniz bugün profesör olmuş. On beş yıl önce hastanız olan bir çocuk ise master öğrenciniz. Bu beni çok gururlandırıyor. Her zaman söylüyorum, 150 Tanı çok önemli. Ayrıca vakit kaybetmeden de doğru te- sene yaşamak istiyorum çünkü bu güzelliklere hala doyama- daviye başlamak gerek. Günümüzde lösemi teşhisini yakla- dım. Ben kimseyle yarışmadım hayatım boyunca, yalnızca 43 KARİYER PROF. DR. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU kendimle yarıştım. Her güzel şeyden mutlu olup, daha iyilerini BİZİM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VAKFI BAĞIŞ BANKA HESAP NUMARALARI yapmaya çalıştım. Umarım yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz de bunları örnek almışlardır. Kariyerinde bu kadar başarılı biri olarak gençlere Vakıflar Bankası/ Şehremini Şubesi Hesap No: TR280001500158007286793086 Ziraat Bankası/ Şehremini Şubesi Hesap No: TR940001000866020166995002 İş Bankası/ İstanbul Tıp Fakültesi Şubesi Hesap No: TR210006400000112003155555 neler önerirsiniz? Herkes inandığı, istediği işi yapabilir. Yeter ki, severek ve çalışarak yapsın. Bir işi hevesle yapıyorsanız, size zaman bile yetmiyor. Bir bakmışsınız günler, aylar, yıllar geçmiş. Benim gençlere en önemli tavsiyem ise ‘yok’ sözcüğünü beyinlerinden atmalarıdır. Kariyeriniz boyunca keşke yapsaydım ya da yapmasaydım dediğiniz bir şeyler var mı? Geriye dönüp baktığımda yaptıklarımdan ve yaşadıklarımdan hiç pişman olmadım. Değişen tek şey yılların geçmesi ve aynaya baktığımda kendimi tanıyamıyor olmam. Ama şunu içtenlikle söyleyebilirim ki, bugün dünyaya gelsem yine aynı şeyleri yaşamak isterdim. Yöneticilik felsefeleriniz ya da ilkeleriniz neler? Hevesli olmak, çok çalışmak, dünyayı takip etmek ve insanları sevmek benim felsefelerim. Yönetici olunca etrafınıza da örnek oluyorsunuz. Yoğun bir iş hayatınız var. Bu yoğunluk içinde kendinize ayıracak vakit bulabiliyor musunuz? Cumartesi ve Pazar günlerini Tuzla’daki yazlığımda geçiriyorum. Tabiatla kucaklaşmak ve köpeklerimle beraber olmak beni dinlendiriyor. Ancak hafta içi çalışmaya devam ediyorum. Araştırmalar yapıyorum ve dünyayı takip ediyorum. O HAKKIMIZDA... Kütahya Porselen markası hakkında ne düşünüyorsunuz? Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı olarak Kütahya Porselen ile bazı işbirliklerimiz oldu. Kendileri bizim isteklerimizi hiç kırmadılar ve her zaman yardımcı oldular. Kırk yıllık köklü bir firma olmaları ve dünyanın dört bir yanında, ürünleriyle Türkiye’yi temsil etmelerinden dolayı da Kütahya Porselen ile gurur duyuyorum. 44 YENİ SERİ PORSELEN Stella serisi ‘3559’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. Bir ömür boyu... Kütahya Porselen’in müşterilerinin ihtiyaçlarını ve isteklerini dinleyerek tasarladığı Stella, Yasemin ve Aliza serisi yemek takımları, zorlu testler sonucu dayanıklılıklarını ispat ettiler. Sır içi, platin ve altın ağırlıklı tasarımlarıyla şıklıklarını ortaya koyan yemek takımları, bir ömür boyu sofraların yıldızı olacaklar. Yasemin serisi ‘10116’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. Yasemin serisi ‘10134’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. 46 Aliza serisi ‘10125’ yemek takımı, (85 parça) 635 TL. Yasemin serisi ‘10132’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. Stella serisi ‘10402’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. Yasemin serisi ‘6931’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL. 47 HOBİ EL YAPIMI BEBEKLER ANADOLU’DA KADIN Yöresel kıyafetleriyle Anadolu kadını, Zekiye Hartoka Özkan’ın bebek koleksiyonuyla belgesel nitelik taşıyan bir çalışmaya dönüşmüş. 45 bebekten oluşan bu renkli koleksiyon, akademik bir ders niteliğinde. Yazı Fatoş Özel Fotoğraflar İsa Arslan ekiye Hartoka Özkan, 1984 yılında meslek lisesi öğ- kaynağın oluşturulmadığı bir alan için, görsel bir tez hazırlamış retmenliğinden emekli olduktan sonra heyecanlı bir aslında. Kısacası etnografya müzelerinin yapması gereken işi, çalışmanın içerisinde bulmuş kendisini. Anadolu’nun tek başına gerçekleştirmiş. 45 parça bebekten oluşan bu ko- Z dört bir köşesinden farklı yöreleri, sosyal sınıfları sembolize eden bebekler hazırlamaya başlamış. Her biri en az 33 parçadan olu- leksiyon bir kültür hazinesi niteliğinde. Sizi bu koleksiyonu hazırlamaya yönelten ne oldu? şan giysileriyle bu özel bebekler, Özkan’ın maharetli ellerinde Kendimi bildim bileli milli kıyafetlere özel bir merakım vardı. ince ince şekil kazanırken gelecek kuşaklara bırakılabilecek en Gençlik yıllarımda folklor ile de uğraşmıştım. Ama bu koleksiyo- güzel belgelerden birinin de doğmasına sebep olmuşlar. Zeki- nu hazırlama fikri ancak emekli olduktan sonra doğdu. Çünkü ye Özkan belki de bilmeden, şu ana kadar her hangi bir yazılı yaptığım iş, ince detayları olan ve çok zaman alan bir çalışma. 48 Estetik duruşlarından öte belgesel niteliği olan bir yanı var bu koleksiyonun. Derin bir araştırma da gerektiriyor olmalı. Bu konu ile ilgili piyasada bulduğum çoğu ki- Bergama/ Kapıkaya Çankırı tabı inceledim. Zaten tek başına kıyafetleri konu alan basılı kaynağa da pek ulaşamazsınız. Anadolu kadın kıyafetleri çok derin bir konu. Kıyafetler sadece yörelerin özelliklerini yansıtmakla kalmıyor, sosyal sınıflara göre de çeşitlilik gösteriyorlar. Örneğin zengin, fakir, dul, evli, her birinin küçük nüanslarla farklılıkları var. Bu kıyafetlerin tamamını uygulamak için bir insan ömrü yetmez. Anadolu’da gittiğim yörelerde o bölgenin en yaşlı insanlarını bulup, onlarla konuşarak doğruyu uygulamaya çalıştım. Bu bilgiler ışığında bile yapKars/Hanak tığım koleksiyondaki her şeyin yüzde 100 doğru olduğunu düşünmüyorum ama en azından yüzde 50 doğruluk payı olduğundan eminim. Folklor kıyafetleri bir çıkış noktası olabiliyor mu sizin için? Tam olarak değil. Çünkü folklor oynarken hae reketi zorlaştırmaması için kıyafetlerin tümünde e zorunlu olarak bazı değişiklikler yapılıyor. Elbette belli ölçülerde fikir almak mümkün, ama benim bebeklere uyguladıklarım çok fazla detay içeriyor. Örneğin her bir kıyafette en az 33 parça var. Koleksiyonda bu sayının çok daha arttığı örnekler de var. Kullandığınız kumaşlar çok küçük boyutlarda. Dolayısıyla uygulanan desenlerr de küçülüyor. Uygun kumaşları nasıl temin Çorum ediyorsunuz? Desenli kumaşları doğrudan uygulamam mümkün değil çünkü deseninin kumaşın boyutu ile eşit oranda küçülmesi gerekir. Bu ne- İlkokulu Kütahya’da okuyan Zekiye Hartoka Özkan Kütahya bebeğinin giysilerini çocukluk anılarından ve Kütahyalı dostlarından edindiği bilgilerle tamamlamış. Zekiye Özkan 45 bebekten oluşan koleksiyonunu, kıymetini bileceğine inandığı kişi ya da kuruma bir bedel karşılığı devretmek istiyor. denle desenleri elde işliyorum ya da boyuyorum. Bebeklerin ayaklarındaki çarıkları gerçek deri ç kullanarak hazırlıyorum. Tümünde gerçek saç e kullandım. Birkaç bebekte kendi saçlarımı bile kullandım. Mankenleri siz mi hazırlıyorsunuz? Evet. Tel, pamuk, elyaf, seramik hamuru, alçı gibi çok farklı malzemeler kullanarak bebekleri hazırlıyorum. Zaten bebeklerin hepsi aynı boyutta olduğu için tüm kıyafetleri tamamladıktan sonra bebekleri giydiriyorum. O Rize/Yolkıyı Kütahya 49 STİL ANNELER GÜNÜ ANNELER EN İYİSİNE LAYIKTIR ‘Anneniz için sofra hazırlamanızı istesek, neler yapardınız? diye sorduk çocuklara. Sema Güral Sürmeli’nin oğlu Nafi Emir Sürmeli, Yelda Güral’ın oğlu Umut Güral, Fatma Özel’in oğlu Nart Özel, Aslıhan Sarp İşman’ın oğlu Mehmet Sarp İşman, Kütahya Porselen’den seçtikleri yemek takımlarıyla, bakın nasıl sofralar hayal ettiler anneleri için… Yapım Selin Akal Fotoğraflar Ahmet Gül/ PTS SABAH KAHVALTISI “ANNEME RENGARENK BİR KAHVALTI SOFRASI HAZIRLAMAK İSTERDİM. FARKLI ŞEKİLLERDEKİ TABAKLAR, BARDAKLAR VE ÇAYDANLIKLARI KULLANARAK, BUNLARIN RENKLERİYLE DE TAMAMLANAN ORKİDELER ALIRDIM,” SEMA GÜRAL SÜRMELİ’NİN OĞLU NAFİ EMİR SÜRMELİ. 50 Naturaceram serisine ait her ürünü Prestij, Harlek ve Selen serileri gibi diğer serilerle kombinleyebilirsiniz. ‘pera07bh14275’ sarı kase, 4,02 TL. ‘hr10up14275’ sarı peçetelik, 4,19 TL. ‘sl01tz14275’ tuzluk ve biberlik, 2,82 TL. ‘yı13cz14290’ turuncu yarım yıldız, 8,11 TL. ÖĞLE YEMEĞİ “ANNEMİN EN SEVDİĞİ RENKLER; KIRMIZI, MOR VE SİYAH. BEN DE BU RENKLERDEKİ YEMEK TAKIMLARINI SEÇERDİM. MASAYI DA BU RENKLERE UYGUN MUMLARLA VE ÇİÇEKLERLE SÜSLERDİM,” YELDA GÜRAL’IN OĞLU UMUT GÜRAL. En alttaki ‘per27td142106’ kırmızı yemek tabağı, (adedi) 32 TL. Üzerindeki ‘per20td142104’ siyah yemek tabağı, (adedi) 912,25 TL. ‘per23tc142106’ kırmızı çukur tabak, (adedi) 24,43 TL. Üzerindeki ‘per14ks142104’ siyah çorba kasesi, (adedi) 8,66 TL. ‘klp02ct142106’ kalpli çay fincanı, (adedi) 14,28 TL. ‘klp01br142106’ tuzluk ve biberlik, 9 TL. ‘per14td142106’ küçük boy kırmızı kare pasta tabağı, (adedi) 12 TL. ‘per14td142104’ küçük boy siyah kare pasta tabağı, (adedi) 7,64 TL. Pera serisinde her parçayı tek tek alabilirisiniz. 51 STİL ANNELER GÜNÜ ÇAY SAATI “KIRMIZILAR, TURUNCULAR, SARILAR ANNEMİN RENKLERİ. HASIR SEPETLERİ VE KETEN PEÇETELERİ DE ÇOK SEVER. PİKNİK SEPETİMİZİ HAZIRLAYIP, AÇIKHAVADA, KIR ÇİÇEKLERİYLE DONATTIĞIMIZ RENGARENK BİR ÇAY SOFRASI HAZIRLAMAK İSTERDİM ONUN İÇİN.” FATMA ÖZEL’İN OĞLU NART ÖZEL ‘4583’ servis tabağı, (adedi) 7 TL. ‘4583’ pasta tabağı, (adedi) 5,5 TL. ‘4583’ fincanlar, (adedi) 13 TL. Fincanların aynı renklerde kaseleri de mevcut. Ayrıca bu ürünleri tek parça olarak da alabilirsiniz. 52 AKŞAM YEMEĞİ “ANNELER GÜNÜ’NDE ANNEME AKŞAM YEMEĞİ HAZIRLAMAK İSTERDİM. BUNUN İÇİN DE BEYAZ YEMEK TABAKLARI, MUMLAR VE ÇİÇEKLER KULLANIRDIM,” ASLI SARP İŞMAN’IN OĞLU MEHMET SARP İŞMAN. ‘115117’ transparan yemek takımı, (85 parça) 790 TL. 53 GURME İPEK KUŞÇU Sofra Dergisi’nin okurları tarafından Missçilek ismiyle tanınan İpek Kuşçu, çocuklar için hazırladığı yaratıcı, dinamik ve şaşırtıcı tarifleri püf noktaları ile birlikte paylaştı . Yemek stilistliği ve yemek fotoğrafçılığı yapan Kuşçu’nun eğlenceli tariflerini Kütahya Porselen’in Naturaceram serisi ile buluşturduk. Yazı ve fotoğraflar Sofra arşivi CİVCİVLER Krema sürmeden önce, pandispanyanın tamamını bu şurupla “Pastaların hepsini, iki katlı yuvarlak kalıpla kesilmiş iki adet iyice ıslatın. pandispanyadan yaptım. Anne-baba için biraz daha büyük Şeker hamuru renklendirilmesi: yuvarlak kalıp, çocuklar için biraz daha ufak kalıp kullandım. Resimlerde gördüğünüz beyaz renk dışındaki renkleri, yine Baş kısımlarında yuvarlaklık için, pandispanya kenar kırıntılarını boya kullanmadan doğal olarak elde ettim. kullanarak kubbe oluşturdum. İki yuvarlak pandispanya katı- Sarı: 4 tatlı kaşığı balkabağı püresi nı şurupla ıslattım. Ardından ballı krema ve frambuaz ile ara Pembe: 4 tatlı kaşığı frambuaz ve vişne püresi karışımı katı oluşturdum. En son tüm pastayı yine krema ile kapladım. Yeşil: Toz antepfıstığı Buzdolabında bir saat beklettim. Ardından şeker hamurunu Kahverengi: Toz kakao merdane ile açarak, pastanın her tarafını beyaz şeker hamuru “Oluşan şeker hamurunu dörde böldüm. Sarı renk ve pembe ile kapladım. Modellemelerde yapıştırmaları genelde suya batı- renk için püreyi eklediğimde, hamurun formunu yeniden bul- rılmış fırça ile o bölgeyi ıslatarak yaptım. Bazı yerlerde, özellikle ması için şeker ilavesi gerekti. Toz halindeki fıstık ve kakaoya kanat kısımlarında, bir adet yumurta akını iyice çırpıp, bunu fır- gelince; şeker hamuru yaparken jelatinli karışımı derin kaseye ça ile yapışması gereken yere sürerek yapıştırdım.” aktardığımda iki çorba kaşığı kadar toz fıstık ve kakao ilave et- Şurup için: tim. Ardından pudraşekerini ekleyip hamuru oluşturdum. Yani • 1 çay bardağı tozşeker meyve püreleri hamur haline geldikten sonra, toz eklemeler ha- • 1 çay bardağı su mur oluşmadan ilave edildi. Kalan şeker hamurunu da daha • 2 tatlı kaşığı limon suyu sonra kullanmak için, streç filme iyice sarıp, buzdolabı poşetine Şeker ve suyu kaynatıp, ocağı kapatın. Limon suyunu ekleyin. koyarak oda sıcaklığında muhafaza edebilirsiniz.” sofra ocuklara tarifleri ç li e ş gıç. e n n la ş n a çu’nu zel bir b ü g in İpek Kuş iç k sevdirme kültürünü 54 KÖFTELİ KANEPE • 2 dilim çiçek kalıpla kesilmiş ekmek • Marul • Yuvarlak şekil verilip pişirilmiş köfte (en sevdiğiniz şekilde hazırlayın köftenizi) • 1 dilim kaşar peyniri+krem peynir • 1 adet yeşil biber • 1 dilim domates Öncelikle ekmekleri çiçek şeklinde kurabiye kalıbı ile kesin. Marulu üzerine yerleştirin. Kaşar peynirinden iki ufak halka keserek top köftelerin üzerinde gözlerini ve ağzını yapın (peynirin arkasına bıçak ucu ile krem peynir sürerek yapıştırın köftelere). Yeşil biberle gözlerini tamamlayın. Bir dilim domatesin üzerine top köfteyi yerleştirin ve diğer ekmek ile şapkayı tamamlayın. Ekmeği kürdan veya tahta çubuklarla sabitleyin. KARDAN ADAM PİLAVI • 1 adet kırmızı biber • Taze soğan sapları • Karanfil ya da siyah zeytin • Havuç • İki boy kase (gövde ve baş kısmını oluşturmak için) Pilavınızı bildiğiniz ölçüye ve tarife göre hazırlayıp, dinlendirin. Kaselere pilav doldurun sıkıca. Onları yavaşça üst üste yerleştirin. Karanfil ya da siyah zeytin ile gözlerini, havuç ile burnunu, kırmızı biber ile şapkasını yapın. Bildiğimiz pilav, bu kez kardan adamlara dönüştü bile!.. ‘PTJ20YK142’ (çapı 20 cm) yaprak kase. ‘KR08-10-12-14-16-18JK142, (çapı 8,10,12,14,16,18 cm) kare joker kase. ‘MD25TD’, (çapı 25, 29 cm) midye servis tabağı. ‘ELM29TD142’, (çapı 29 cm) elma servis tabağı. 55 GURME İPEK KUŞÇU BALKABAKLI KURABİYE • 3 adet yumurtanın akı • 250 gram pudraşekeri • 1 tatlı kaşığı tarçın • 1 çay kaşığı kakule (arzu edilirse) • 1 çay kaşığı toz hale getirilmiş karanfil (arzu edilirse) • 1 çay kaşığı taze zencefil rendesi • 350-400 gram toz badem • 150 gram balkabağı püresi • 1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi • 60 gram un • 2-3 damla limon suyu Yumurta aklarını bir fiske tuz ile kar haline gelene kadar çırpın. Pudraşekerini, limon suyunu ekleyin. Karışımdan dört çorba kaşığını ayırın. Tarçın, kakule, zencefil ve karanfili ilave edip, bir-iki karıştırın. Sırasıyla bademi, kabak püresini, portakal kabuğu ve unu ekleyerek, hafif ele yapışan bir hamur elde edin. Hamuru streç filme sararak 30 dakika buzdolabında bekletin. Dinlenen hamuru, istediğiniz şekli vererek yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin. Önceden 170 derecede ısıtılmış fırında, 10-15 dakika pişirin. İyice ılındığı zaman, glazürle süsleyebilirsiniz. Glazür (Pasta süsleme hamuru) için: İlk başta ayırdığımız dört çorba kaşığı glazürle, kurabiyelerinizi dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz. Ben bir çorba kaşığı balkabağı püresini glazürle karıştırarak sarı renk elde ettim ve bunu yaptığım süslemelerde kullandım. İster fırında en düşük ısıda 10-15 dakika tekrar fırınlayın kurabiyeleri, ister üstü açık kurumaya bırakın. Glazür kullanmak istemezseniz, tek başına bile oldukça tatlı kurabiyeler elde edeceksiniz. Bu durumda, hamuru hazırlarken ilk başta glazür ayırmanıza da gerek yok. ‘ARM12CZ142’, (çapı 12 cm) armut kase. 56 ‘ELM12CZ142’, (çapı 12 cm) elma kase ‘K120ST142’, (çapı 20 cm) kıvırcık salata kase. YI13CZ142-YI17CZ142’, (çapı 13-17 cm) yıldız çerezlik. SEVİMLİ PASTACIKLAR Pandispanya için: • 3 adet yumurta • 3 adet yumurtanın sadece sarısı (toplam altı yumurta kullanılıyor, üç tanesinin sadece sarısı, diğer üç adet yumurtanın tamamı kullanılıyor) • 3/4 su bardağı tozşeker • 1/4 su bardağı süt • 2 çorba kaşığı tereyağı • 3/4 su bardağı elenmiş tam buğday unu • 1 çay kaşığı karbonat • 1 çay kaşığı vanilya Unu ve karbonatı eleyin. Süt, yumurta, yumurta sarıları ve şekeri benmari usulü karıştırın. Vanilyayı ekleyin. Şeker eriyene kadar mikserle iyice karıştırın. Ocaktan alın ve bu kez iyice ılınıp, yumurtalı karışımın hacmi üç katına varana kadar karıştırın. Unun önce 1/3’ünü, ardından yavaş yavaş tamamını yumurtalı karışıma ekleyin. En son tereyağını ekleyin ve düz fırın tepsisine döküp, üstünü düzleştirin. Önceden ısıttığınız fırında 10 dakika kadar pişirin. Not: Ben orijinal tarifteki beyaz un yerine tam buğday unu, kabartma tozu yerine de karbonat kullandım. Mısır şurubu için: • 400 gram tozşeker • 16 çorba kaşığı (240 ml) su • Bir tutam tuz Şeker ile suyu beş dakika kaynatın. Altını kapatınca tuzu ilave edin ve soğumaya bırakın. Şeker hamuru için: • 5 çorba kaşığı su • 15 gram (4 çay kaşığı) toz jelatin • 5 çorba kaşığı mısır şurubu (glikoz da kullanabilirsiniz) • 800-900 gram ince şeker (pudraşekerini üç kez robottan çekerek kullanabilirsiniz. Hem ince şeker, hem de pudraşekerini denedim. Ancak ince şekerle çok daha ‘ELM12CZ142’, (çapı 12 cm) elma kase rahat çalışılan şeker hamuru elde edin.) Suyu kaynatın. İçine toz jelatini ekleyip, eriyene kadar karıştırın. Mısır şurubunu ilave edin ve iyice karıştırın. Derin bir kaba aktarın ve pudraşekeri ilave etmeye başlayın. Ele yapışmayan, biraz da sert bir hamur oluşacak. Şeker oranını siz buna göre yavaş yavaş ilave ederek ayarlamalısınız. Pasta kreması için: • 200 gram krem peynir ‘PTJ21YU142’, (çapı 21 cm) yumurta tabağı. • 200 gram süzme yoğurt • 4 çorba kaşığı bal • 250 gram frambuaz (arzu edilirse) Bütün pasta krema tarifleri açıkçası bana zor geldi. En basit ve en çok sevdiğim, kolaylıkla yaptığım bu kremayı uygulamaya karar verdim. Frambuazla birleşince de, harika oldu. Siz bu kremayı pasta dışında, istediğiniz meyvelerle de rahatlıkla ikram edebilirsiniz. Eğer kremanız, pastanızın üstüne yetmezse, bu miktarı iki katına çıkararak uygulayabilirsiniz. ‘ARM12CZ142’, (çapı 12 cm) armut kase. 57 USTA VARDAR MOBİLYA BABADAN OĞULLARINA VARDAR İMZASI Ahşap işçiliğine çocuk yaşta başlayan ve aşkla bağlanan Hüseyin Vardar, tamamı elişçiliğiyle hazırlanan mobilya koleksiyonlarını Vardar Mobilya’da sergiliyor . Yazı Zeliha Köşlü, Fotoğraflar Deniz Doğan Vardar Mobilya’nın kurucusu, Hüseyin Vardar. irçok önemli projede imzası olan Hüseyin Vardar, lerimizi kendi kumaş kartelalarımızdan seçilen kumaşlarla veya emekli olduktan sonra oymacılık işini oğulları Murat müşterilerimizin getirdikleri kumaşlarla kaplıyoruz. Deri çalıştı- ile Ayhan Vardar’a devretmiş. ğımız ürünler de oluyor. Bunlardan bir örneği T.B.M.M. Meclis B Oymacılık işine ne zaman başladınız? Vardar Mobilya nasıl doğdu? Başkanlığı koltuğudur. Müşterileriniz kimlerden oluşuyor? Marangozluk ve oymacılık işine ilkokul üçüncü sınıfta usta Çoğunlukla tavsiye üzerine sipariş alıyoruz. Birkaç yıl- yanında işçilik, zamanla kalfalık yaparak başladım. Vardar Mo- dır Gülsüm Güral’ın özel işlerini yapıyorum. Güral Sapanca bilya, 21 Şubat 1977 tarihinde, Yenişehir, Beyoğlu’nda atölye Oteli’nin kral dairelerini ve diğer mobilyalarını ürettik. Safiye olarak doğdu. Beş yıllık atölye çalışmasının ardından mağa- Soyman gibi ünlü sanatçıların evlerinin dekorasyonunda yer zamızı açtık ve Vardar Mobilya olarak hizmete devam ettik. aldık. Mimar Zeynep Sezgin vasıtasıyla birkaç yıl önce Ayşe 2002 yılında emekli olduğumda işi oğullarım Murat Vardar ve Hatun Önal’ın evini dekore ettik. Antalya Serik’teki Alva Don- Ayhan Vardar’a devrettim. Her ikisi de oymacılık konusunda na Hotel gibi özel projelerimiz de oldu. Türkiye Büyük Millet usta oldular. Meclisi’nin işlerini yaptım. ABD Başkanı Barack Obama, Tür- Mağazanızdaki ürünlerin tasarımlarını siz mi hazırlıyorsunuz? Mağazamızda sergilediğimiz ürünlerin tasarımları ve imalatı bana aittir. Ürünlerimizi kendi atölyemizde üretiyoruz. Atölyeniz hakkında bilgi verir misiniz? Atölyemizdeki deneyimli ustalarımız mobilya ve oyma imalatının yanında altın varak işçilikleriyle de hizmet veriyor. Ürün58 kiye ziyaretinde benim ürettiğim oymalı kırmızı koltukta oturmuştu. Müteahhit aracılığıyla yaptığımız çalışmalardan Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün büyük salonlarında, Heybeliada Deniz Müzesi’nde ve Beşiktaş Deniz Müzesi’nin dekorasyonunda da ürettiğimiz mobilyalar kullanıldı. O Dolapdere Mobilyacılar Çarşısı, Dereotu Sok. 51, Yenişehir, Beyoğlu, Tel: (0212) 237 85 19 Üstte ve solda Vardar Mobilya’nın iki kattan oluşan atölyesinde deneyimli ustalar mobilya ve oyma imalatının yanında altın varak işçiliği de gerçekleştiriyor. Sağda Hüseyin Vardar’ın oğlu Ayhan Vardar, atölyesinde oyma işçiliğini gerçekleştirirken. 59 Yazı Saffet Emre Tonguç, Fotoğraflar Sabah arşiv, Corbıs GEZİ SPA KENTLERİ Karlovy Vary DOĞAL CENNETLER KARLOVY VARY Karlovy Vary’de 1857 yılında kurulan ve krallara cam üreten Prag’a otobüsle iki buçuk saat uzaklıktaki Karlovy Vary, Moser fabrikasını gezebilirsiniz. Jan Becher, 1807 yılında adını bir kaplıca cenneti. Efsaneye göre kaplıcalar; 1350 yılında IV. verdiği Becherovka’yı üreten ilk kişi olmuş. Şehirde Jan Becher’in Charles’ın av köpeklerinden birinin bir sıcak su pınarına düş- müzesi de var. Grandhotel Pupp’un arkasındaki Diana Gözlem mesiyle keşfedilmiş. 16. yüzyılda da 200’ün üzerinde kaplıca Kulesi, 1914’de yapılmış ve şehrin manzarasının tadını çıkara- inşa edilmiş. 1800-1920 yıllarında zengin aristokratların Kar- cağınız yerlerden. Eğer Karlovy Vary’e günübirlik bir tur için gel- lovy Vary’yi keşfetmesiyle popüler hale gelen kent, Art Nou- mediyseniz kalacağınız oteli bulma konusunda Infocentrum (La- veau stilde evler, parklar, tiyatrolar ve otellerle donatılmış. Za- zenska, 1 Tel: 353 224 097 www.karlovyvary.cz) yardımcı oluyor. manında Atatürk’ün de bir ay kalıp şifa aradığı bu şirin kaplıca Şehirdeki en iyi tesis ise Grandhotel Pupp (Mirove namesti 2, Tel: kenti, masalsı izler taşıyor. İmparator I. Franz Josef, Kazanova, 353 109 111 www.pupp.cz) Orta Avrupa’nın en güzel otellerin- Kafka ve Beethoven da burada sağlıklarının peşine düşen ün- den olan Pupp’un spa’sı da çok iyi. Geçmişi 18. yy’a giden otel lülerden. Mozart ve Rus Çarı Pedro’nun evleri artık otel ya da Karlovy Vary Film Festivali için gelen konukları da ağırlıyor. kafe olarak kullanılsa da, Karlovy Vary’de hala Ortaçağ’ın kent dokusu hakim. Kent, porselenleri, Moser cam işleri, film festi- İZLANDA vali (www.kviff.com) ve ‘Becherovka’ adı verilen ve ağrılara iyi İzlanda termal kaynakların, şelalerin, buzul vadilerinin ve ye- geldiği rivayet edilen tarçınlı likörü ile ünlü. şilin ülkesi. Yazın güneşin neredeyse tüm gün etrafı aydınlattığı ‘Karl’ın Banyoları’ diye adını Türkçe’ye çevirebileceğimiz bu kuzey toprakları balinaları da yakından seyredebileceğiniz Karlovy Vary’de yazın orkestraların konser verdiği Mlynska Ko- yerlerden biri. Sularında 17 çeşit balina var. Balinaları görmeye lonada bulunuyor. 19. yüzyıldan kalma güzel spa’ların arasında gitmek için www.eling.is ve www.whalewatching.is adreslerini bazen 70’lerin facia mimarisinden örnekler de görüyorsunuz. tıklayabilirsiniz. Adada kuş çeşitleri de çok zengin, hatta bazı Tepla ve Ohre nehirlerinin aktığı bu Bohemya şehrinde her yer kuşlar restoranda yemek olarak önünüze geliyor. su. ‘Lazenska pohar’ dedikleri bardaklardan bir tane alıp 60 İzlandalılar tam bir parti çılgını, vur patlasın çal oynasın tarzı bin nüfuslu Karlovy Vary’deki 12 farklı termal suyun tadına ba- bir anlayışa sahipler. Ortalama ömür de bu yüzden midir bilin- kıp sağlığınıza kavuşabilirsiniz! Bunlar işe yaramazsa 13. olarak mez kadınlarda 83, erkeklerde ise 79. Çok yaşamak istiyor- geçen Becherovka’yı denersiniz! Thermal Hotel’in üzerindeki sanız İzlandalılardan ders alıp eğlenceyi yaşamınızın merkezi termal açık hava yüzme havuzlarında keyif yapabilirsiniz. yapın, etrafınızdaki negatif insanlara da kapıyı gösterin. 60 İzlanda Karlovy Vary İzlanda Doğa, bazı kentlere diğerlerinden çok daha cömert davranmış. Karlovy Vary, İzlanda, Budapeşte, Kütahya ve Afyon doğal kaynaklarıyla en çok konuşulan kentler arasında. İzlanda’nın tarihi 871 yılında Vikinglerle başlıyor. Norveç’te Attila’nın ele geçirdiği Roma kolonisi (Acquincum), 9. yy’da yaşayan bir grup Vikingli monarşiye hayır deyip soluğu bu yeni Macarların başkenti olmuş. 896’da Arpad yedi kavmin birliğini ülkede alıyor ve 930 yılında da ilk Parlamentoyu kuruyorlar. Mut- sağlayıp onlara önderlik yapmış. 1000 yılında Macaristan’ın ilk lu günler çok uzun sürmüyor. 1262’de Norveç’in, 1397’de de kralı olarak Stephen (Istvan) taç giymiş, ardından da aziz ilan Danimarka’nın işgali başlıyor. Kıtlık, salgın hastalıklar ve volkan edilmiş. Kanuni, 1526’daki Mohaç Savaşı’ndan sonra şehri patlamalarıyla devam ediyor. İzlandalıların yaşam mücadelesi Osmanlı topraklarına katmış. Türkler Buda’dan 1686 yılında gene de devam ediyor. 1874’de anayasalarını hazırlayıp 1944’de çıkmak zorunda kalmışlar, devreye Habsburglar girmiş. Ülke I. de bağımsızlıklarını kazanıyorlar. II. Dünya Savaşı esnasında da Dünya Savaşı sırasında topraklarının üçte ikisini kaybetmiş. II. ABD ve İngiltere’ye destek verip havalimanlarını kullandırıyorlar. Dünya Savaşı’nda kayıplarını telafi etmeye kalkışmaları Alman İzlanda ile ilgili broşürlerde çok sık görebileceğiniz kareler işgaliyle sonuçlanmış. Dünya savaşları sırasında tahrip olan genelde Mavi Göl’e (Blue lagoon www.bluelagoon.is) ait. Baş- ülke, 1947 yılında Sovyetlerin kontrolüne geçmiş. Önce sa- kentten 40 dakika mesafedeki termal havuzlarda yüzmek bü- vaşlar, ardından 1956’da komünist yönetime karşı bir öğrenci yük bir keyif. Sağlığa iyi gelmesi de işin bonusu. Vücudunuza gösterisiyle başlayan, daha sonra askeri birliklere ve işçilere sıç- bolca çamur sürmeyi ihmal etmeyin. Otobüs Terminali’nden rayan ayaklanma sırasında devreye Rus tankları girmiş. Tarihi Reykjavik Excursions (Tel: 562 10 11 www.bsi.is) ile Mavi Göl’e binalar, caddeler zarar görmüş, 25 bin kişi de hayatını kaybet- gidebilirsiniz. Golden Circle (Altın Halka) diye geçen Thingvellir miş. 1990’da ülkede ilk demokratik seçimler yapılmış, son Rus Milli Parkı’nda gayzerler, şelaleler ve dünyanın ilk demokrasisi birlikleri de Haziran 1991’de ülkeyi terk etmişler. Macaristan 1 olarak geçen eski Viking Parlamentosu var. Burası doğa ile bü- Mayıs 2004’te AB’ye üye oldu. Macaristan’ın batı dillerindeki tünleşmek için ideal. Thingvellir UNESCO Dünya Kültürel Mira- adı (Hungary, Ungarn gibi) Türkçe’deki On Ogur’dan (On kişi) sı Listesi’nde de yer alıyor. Gullfoss’ta 32 metreden düşen bir geliyor. Macarların Karpat Dağlarını geçmeden önce Türklerin şelale var. Geysir ise adı üzerinde gayzer. Geysir’in yanındaki yakınında yaşadığı ve On Ogur Kavimlerarası Birliği’nin par- Strokkur isimli gayzer 30 metre yüksekliğe kadar fırlıyor. çası olduğu düşünülüyor. Dillerimizin aynı kökten gelmesinin sebebi de bu. BUDAPEŞTE Budapeşte, Prag gibi iki bölümden oluşuyor, tek fark bu iki Romalılar bugünün Macaristan’ında hüküm sürerken 451 bölüm arasındaki, iş dağılımı. Tuna Nehri’nin bir tarafındaki yük- yılında Hunların lideri Attila ve Kardeşi Bleda buna son vermiş. sek ve ağaçlıklı kısım olan Buda, geçmişte devlet idarecileri ve 61 GEZİ SPA KENTLERİ Budapeşte Budapeşte Budapeşte Kütahya soylulara ev sahipliği yapmış. Diğer tarafta yer alan Peşte, önce KÜTAHYA tüccarların bir araya geldiği, daha sonra da sanayinin gelişti- Türkiye’nin en büyük kaplıcalarına sahip olan Kütahya, tarihi ği bölüm olmuş. Buda, mutlak hükümdarlığını temsil ederken, binaları, camileri ve hamamlarıyla görülmeye değer, huzurlu bir Peşte anayasal rejimlere ait kurumların merkezliğini üstlenmiş. şehir. Kütahya’ya 23 kilometre mesafedeki Harlek- Ilıca kaplıca- Büyük Pannonia Ovası’nın karşısında yer alan şehir, tarihte de ları ise şehrin en şifalı suları. Her derde deva olduğu düşünülen birçok yolun birleşme noktasında yer alıyor. Değim yerindeyse kaplıca rivayete göre; Kütahya Beyi’nin dillere destan güzel kızı ‘Macaristan’da her yol Budapeşte’ye çıkıyor.’ Konumunda- tarafından keşfedilmiş. Amansız ve bulaşıcı bir hastalığa tutulan ki bu özellik sayesinde tarih boyunca düşmanların hareketle- genç kız, lokman hekimlerden şifa bulunamayınca kimsenin yaşa- rini kontrol edebilen Buda, sırtını Buda Tepeleri’ne ve Gellert madığı bir yere götürülüp ölüme terk edilmiş. Bırakıldığı yerin ça- Dağı’na yaslamış, bu özelliğiyle de ‘savunma şehirlerine’ güzel murlu suyunda yatan genç kız, birkaç gün sonra iyileşmiş ve evine bir örnek oluşturmuş. 18. yy’da koşulların değişmesi ve daha dönmüş. Kütahya Beyi de kızını kurtaran bu çamurun tüm halka çok kamu ve idari yapılara ev sahipliği yapmasıyla Buda’nın şifa kaynağı olması için buraya bir kaplıca kurmuş. Kütahya’ya ‘savunma’ görevi kaybolmuş. Buda’nın karşısında konumlanan gelmişken Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılan Ulu Cami, 14. ve daha çok ticari roller üstlenen Peşte’de ilk ticaret merkezi yüzyıldan kalma Rüstem Paşa Medresesi ve 15. yüzyılda yapı- eski şehrin içinde kurulmuş, daha sonra şehir halka halka dı- lan Küçük Hamam gibi tarihi binaları da görebilirsiniz. 1848 yılında şarıya doğru genişlemiş. Budapeşte, tarih boyunca Viyana’nın Avrupa’da yaşanan ihtilalleri sırasında Osmanlılara sığınan Macar gerisinde kalmanın ezikliğini yaşamış, şimdi ise güzelliğinin bilin- ulusunun liderlerinden Lajos Kossuth’un Kütahya’ya gelip iki yıl cinde ve başkaldırıp meydan okuyor, en büyük destekçisi ise ikamet ettiği ev de görülmesi gereken yerler arasında. Türk- Ma- her yıl sokaklarını arşınlayan milyonlarca turist. Şehir gündüz çok car Kültür Anlaşması çerçevesinde restore edilerek, müze haline güzel ama Tuna Nehri’nin iki yakasını birleştiren köprülerde kar- getirilen Kossuth Evi’nde Macar liderinin özel eşyaları ve büstü de şılaştığınız manzara, gecenin ışıltısıyla birleşince, Budapeşte peri sergileniyor. Kütahya’ya otomobille bir saat uzaklıktaki Çavdarhi- masallarının başkentliğine soyunuyor. Kışın çok soğuk olan bu sar ilçesindeki Aızanoi Antik Kenti ise Roma döneminden kalan tarihi şehrin soğuğuna bile aşık olabilirsiniz, bu konuda en büyük tarihi bir miras. Kentte; Agora (pazar yeri), Zeus tapınağı, mozaikli yardımcınız ise geleneksel içkileri; Palinka ve fonda duyduğunuz hamam, sütunlu cadde ve tiyatro kalıntıları bulunuyor. Nekropaller çigan müziği... (mezarlıklar) ise kentin çevresine yayılmışlar. Zamanınız varsa bu 62 Afyon Kütahya Güral Afyon sonbaharda hizmete giriyor. mezarları keşfe çıkabilirsiniz. 1976 yılında kurulan ve Kütahya’nın babasının yanına dönmüş. Kızı için gece gündüz yas tutan Kral ilk porselen fabrikası olan Kütahya Porselen’in dünya porselenle- Midas, kızının iyileştiğini görünce çok sevinmiş ve bu suyun bu- rini sergilendiği müzesini gezebilir, 14. yüzyıldan günümüze kadar lunduğu yere bir hamam yapılmasını emretmiş. Afyon’un şifalı gelen porselenin hikayesini dinleyebilirsiniz. suları o günden sonra komşu uygarlıklarca da ziyaret edilmeye Şehrin en iyi oteli Güral Harlek Termal Resort&Spa (Tel: 0274 245 24 50, www.guralharlek.com) Otelin Spa’sı ve termal suları da rahatlamak için birebir. başlamış ve kaplıcaların ünü günümüze kadar ulaşmış. Frigyalılardan sonra Selçuklu ve Osmanlı döneminde inşa edilen hamamlar da günümüze kadar gelen tarihi eserler arasında. Hala hizmet veren bu hamamların çoğu kaplıcalardan AFYON gelen şifalı suları kullanıyorlar. Afyon denildiğinde ilk akla gelenler kaymak ve sucuktur. Sağlık ve huzur bulmak isteyenlerin tercih ettiği Afyon, yakın Oysa ki, açık hava müzesi görünümündeki doğası, zengin ta- zamanda Türkiye’nin en büyük termal oteline de ev sahipliği rihi, maden sodası, vişneli ekmek kadayıfı ve elbette ki insana yapacak. Hem otelcilik hizmetleri hem de doğal kaynakları ile huzur veren kaplıcalarını unutmamak gerek. Tarih kitaplarına öne çıkan ve sonbaharda hizmete girecek olan Güral Afyon, kralları iyileştiren şifalı sularıyla adını yazdıran Afyon, yüzyıllar Türkiye’nin en büyük termal resort&spa oteli olacak. boyunca farklı imparatorlukların egemenliğinde kalmış bir kap- Şehir merkezine 28 kilometre uzaklıkta Ayazini’yi de görmek- lıca cenneti aslında. Hititlerin mucize olarak nitelendirdiği, Frig- te fayda var. Buraya Afyon’un peri bacaları deniyor. Tüf kayalık- lerin ise çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inandığı bu kaplıcalar lardan oluşan yüzey aşınmayla, kumlu ve mikalı toprakla kaplan- efsaneye göre, Kral Midas’ın kızının hastalığına çare ararken mış. Bizans döneminde Metropolis yani büyük şehir adını alan bulunmuş. Yıllar boyunca tanrılara yalvaran Midas sonunda bir Ayazini, kaya oluşumlarının içi oyularak yapılmış büyük bir kilise, kız çocuğuna kavuşmuş ama kızı büyüdükçe vücudunu yaralar mezar odaları ve Avdalaz Kalesi ile tamamlanmış. Ayazini’de ayrı- ve ağrılar sarmış. Hiçbir hekimin iyileştiremediği hastalık yüzün- ca her yıl 21 Mayıs tarihinde başlayan şenlikler düzenleniyor. O den ağrılara dayanamayan genç kız yollara düşmüş. Afyon’a geldiğinde mola vermiş ve şans eseri vücuduna sürünen ça- Güral Sapanca Wellness Park ve Güral Harlek’in Anneler murlu suyun o bölgedeki yaraları iyileştirdiğini fark etmiş. Birkaç Günü’ne özel kampanyaları için www.guralsapanca.com ve gün boyunca çamur banyosu yapmış ve sağlığına kavuşarak www.guralharlek.com adreslerinden bilgi alabilirsiniz. 63 STİL MITTERTEICH BEYAZ DÜŞLER Sizin tarzınız hangisi? Mitterteich’ın Menuet serisi ile k klasik bir güzellik mi, Drop serisi ile country şıklığı mı, yoksa Elanor ve Avangard ile modern bir soluk mu? Seçim sizin… Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS 64 Country ‘DRP34DU00’ 34 cm çapında düz tabak. ‘TAD10KS00’ Tavola serisi kase. ‘AV25KY00’ Avangard serisi kayık tabak. Avangard serisi sos tabağı. 65 STİL MITTERTEICH Modern Elenor serisi yemek tabağı. Elenor serisi kayık tabak. ‘AV30KYC00’ 30 cm çapında Avangard serisi çukur kayık tabak. 66 Mitterteich’ın ‘yemek beyazla güzeldir’ felsefesiyle tasarladığı yepyeni serileri ile tarzınıza uygun bir sofra hazırlayabilirsiniz. Birbirleriyle de kombinleyebileceğiniz Mitterteich Porselen serilerini ister tek tek, ister takım olarak satın alabilirsiniz. www.mitterteich-porzellan.com 67 STİL MITTERTEICH 68 Klasik ‘MNT17DU00’ 17 cm çapında Menuet serisi yemek tabağı. ‘MNT21DU00’ 21 cm çapında Menuet serisi yemek tabağı. ‘MNT10KS00’ Menuet serisi çorba kasesi. ‘MNT17KT00’ Menuet serisi kase. ‘MNT26DU00’ 26 cm çapında Menuet serisi kayık tabak. ‘MNT01CR00’ Menuet serisi çorba kasesi. ‘MNT01TZ00’ ve ‘MNT01BR00’ tuzluk- biberlik. Avangard serisi sos tabağı. 69 BAYİ TASGÜL A.Ş. ‘Kaliteyi ön plana çıkardık’ asgül AŞ 1983 yılında bir aile şirketi olarak ku- T rulmuş. Müteahhitlik ve hafriyat işlerine, 2005 yılında seramiği de eklenmiş. 2008 yılında çelik-hasır, etriye-boy demir fabrikaları ve 2011 yılında Gebze’de çelik-hasır fabrikalarını kurmuşlar. Firmanın 1983 yılında 450 m2 mağaza büyüklüğü, 15 çalışanı ile başlayan ticari yaşamı, 2010 yılında 5500 metrekare fabrika alanı, 5500 metrekare depo, 2000 metrekare mağaza ve 140 çalışana ulaşmış. Tasgul A.Ş.’nin ana iş kolları yap-sat, çelik-hasır, inşaat malzemesi, hafriyat ve taahhüt işlerinden oluşuyor. Aile üyelerinden her biri kendi alanında uzmanlaştığı işin başında. Firma yöneticilerinden İsmail Tasgül, “İşimizin başında olmak, aile içinde birbirimize saygılı olmak, her konuda güç birliği yapmak ailemizin temel değerleri arasında,” diye özetliyor çalışma prensiplerini. Kütahya Seramik’le ne zaman tanıştınız, işbirliğinizden bahsedebilir misiniz? Kütahya Seramik ile 2007 yılından bu yana çalışıyoruz. İki yıldır Bölge Ciro Birinciliği ödülünü kazanıyoruz. Kütahya Seramik ile Tarsus’ta kaliteyi ön plana çıkardık. Çalıştığınız iş kolunda partneriniz iyiyse başarı kolay oluyor. Kütahya güçlü bir aile, o gücü iş ortaklarına yansıtıyor ve bu güçten sonuna kadar faydalandırıyor. Bizim işimizde müşteri anında bilgi istiyor. Kütahya Seramik çok dinamik bir yapıya sahip. Bilgiye hemen ulaşıyoruz, bu da bize satış potansiyeli kazandırıyor ve manevra gücümüzü artırıyor. Başarınızın sırrı nedir? Yap-sat, çelik-hasır, inşaat malzemesi, hafriyat ve taahhüt işleriyle giderek büyüyen Tasgül A.Ş. 2007 yılından bu yana Kütahya Seramik ile çalışıyor. Firmanın yöneticilerinden İsmail Tasgül, güven ve aile içi bağlılığın, başarıya atılan en önemli adımlar olduğunu söylüyor. Güleryüz, güven ve aile içi bağlılığımız başarımızdaki en önemli kriterler. Fakat bunlar yetmiyor. Çok çalışmak, işi bilmek, işi zamanında yapmak ve müşteriye çözüm ortağı olmak gerekiyor. Biz tüm müşterilerimizi ustalarımızı, müteahhitlerimizi, mimarlarımızı sürekli ararız, onlarla çok yakın ve güven içinde bir iletişim ortamımız var. İşi sevmek, işi başarmaktır. Biz işimizi ve müşterilerimizi seviyoruz. Bizim işimizde hizmette sınır yoktur. Bölgemizde en ücra noktalara kadar hizmet götürüyoruz. Hani ‘kuş uçmaz kervan geçmez’ deyimi vardır, kimi zaman hizmet götürdüğümüz yerler bu tanıma çok uyuyor. Yeni hedefleriniz var mı? 2011 yılı sonuna kadar Adana-Mersin Karayolu, Tarsus mevkiinde kendimize ait 1000 metrekare büyüklüğünde bir showroom açmayı hedefliyoruz. O 70 BAYİ PLUS MİNUS “Doğru markaları partner seçtik” Kütahya Porselen markası ile başarılı projelere imza atan Plus Minus, executive chefler ve üst sınıf A kalite ihtiyaçlara yönelik marka hizmeti veriyor. lus Minus Endüstriyel Mutfak Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. P Şti. otel ve restoran sektörünün ihtiyaçları ve bu doğrultu- daki müşteri portföyüne yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Firma, gastronomi alanındaki executive chefler ve üst sınıf A kalite ihtiyaçlara yönelik sadece marka hizmeti verme ilkesi ile ilk adımını atmış. Şirketin Satış ve Pazarlama Koordinatörü Yasin Uçkun ile Plus Minus’ün Kütahya Porselen ile işbirliğini konuştuk. Kütahya Porselen’le ne zaman tanıştınız? Kütahya Porselen ve Mitterteich markaları ile 2007 senesinde ilk işbirliğimizi yaptık. Hizmet verdiğimiz profesyonel ekipmanlarda marka ve kalite standardını yakalamayı hedefleyen firmamız, tek marka ve güven çerçevesinde Kütahya Porselen markası ile başarılı projelere imza attı. Müşterilerimiz ve sektörün ileri gelen duayenlerinden gelen istekler doğrultusunda kalite ve zamanında teslim çalışmaları ile Kütahya Porselen, firmamıza büyük destek verdi. Kütahya Porselen’in ürünleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Kütahya Porselen ürün çeşitliliği ve sağlamlığı ile işimizi tam anlamıyla kolaylaştırıyor. İsteğe özel yapılan dekorlu çalışmalarla da pekişen çeşitlilik, üretimin zamanında teslimatı müşterinin öncelikli olarak bizi tercih etmesini sağlıyor. Başarınızın sırrı nedir? Plus Minus, adında barındırdığı eksi ve artıları aynı anda doğru biçimde çözüme ulaştırdığı için başarılı. Artıları, doğru markaları kendine partner seçmiş ve marka kirliliği yerine partnerleri ile çözüme giden bir firma olmasında saklı. Yaptığımız çalışma, müşterinin kafasını karıştırmak yerine, tek noktaya ve markaya yönelten pazarlama çalışmaları sayesinde, butik tedarikçi diye de adlandırılabilir. Yeni açılan Avcılar showroom’umuz aynı zamanda firmamızın merkezi. Buranın iç mekan tasarımı sadelik çerçevesi içinde, ürünü ön plana çıkaran bir konsept düşünülerek yapıldı. Kuzey Irak -Erbil, KKTC-Girne’de de şubelerimiz bulunuyor. Yeni hedefleriniz var mı? Gelişen turizm sektöründeki tüm yenilikleri Kütahya Porselen sayesinde takip edebiliyor ve bizim araştırmalarımıza da değer veren Kütahya Porselen markası ile yeni projelere imza atmak istiyoruz. KKTC-Girne showroom’umuz için start verildi ve geliştirmeler devam ediyor. Kuzey Irak- Erbil’de ise showroom desteği ile ekibimiz çalışmalarını Orta Doğu’da sürdürecek. O 71 ESTETİK DOKUNUŞ DİVAN GRUBU Divan Bursa için Kütahya Porselen’in Jüpiter serisi tercih edilmiş. Bursa Divan Oteli’nin Genel Müdürü Ercüment Uluçer. BİRİNCİ TERCİH Divan markası, Divan Bursa ve Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena, Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen ürünlerini tercih ediyor. Yazı Zeliha Köşlü izmet kalitesiyle her zaman beğeni toplayan Divan Divan Pastanesi, 320 kişi kapasiteli havuzbaşı, 2.400 metre- markasının Bursa Divan Oteli’nin Genel Müdürü Er- kare alana sahip SPA, termal hamam, fitness center, 24 saat cüment Uluçer’e yeni açılacak otellerini ve Kütahya Porselen concierge hizmetleri, oda servisi, business center, valet servisi, markasını neden tercih ettiklerini sorduk. isteğe bağlı doktor ve çocuk bakıcısı, lüks araç kiralama ve H Divan Bursa hakkında bilgi verir misiniz? şehir içi transferler Divan Bursa’nın konuklarına sunduğu diğer 2011 Haziran ayı ortalarında hizmete girecek olan Divan hizmetleri arasında yer alıyor. Bursa’nın 30 metrekare ile 45 metrekare arasında değişen geniş balkonlu 105 standart odası bulunuyor. Otelimizin odaların- Kurumunuzda Kütahya Porselen markasını kullanmayı neden tercih ediyorsunuz? da misafirlerimizin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek konfor Kütahya Porselen’in son yıllarda yapmış olduğu ciddi yatı- planlamasının yanında elektronik kartlı anahtar sistemi, kablo rımlarla, sektörün tercih edilen markaları arasına girmiş olması, ve uydu yayınları, mini bar, çay-kahve seti, yastık menüsü gibi ürün yelpazesinin çeşitliliği ve aynı zamanda ürünlerinin görsel hizmetlerimiz yer alıyor. Ayrıca 10 kişiden 200 kişiye, farklı yer- olarak misafir profilimize uygun olması en önemli nedenler ara- leşim düzenlerinde hazırlanabilen 10 adet de salonumuz mev- sında yer alıyor. Bununla beraber fiyatlarının da uygun olması cut. Toplantı salonlarımızda projeksiyon sistemleri, flipchart, yatırımcının tercihini bu markaya yönlendiriyor. DVD oynatıcı, kablosuz mikrofon ve yüksek erişim internet hizmeti bulunuyor. 115 kişi kapasiteyle hizmet veren Bursa Divan Pub, geleneksel Divan mutfağını Bursalı konuklarına sunuyor. 74 Divan Bursa’da Kütahya Porselen’in hangi serisini kullanacaksınız? Jüpiter serisini kullanacağız. O Kütahya Porselen, Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena’da hizmet veren Divan VIP alanlarının tek tercihi oldu... Galatasaray Aslantepe Stadı’nda da verdiğiniz hizmet hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Aslantepe’de yer alan Türk Telekom Arena, Galatasaray’ın yeni açılan stadıdır. Divan olarak biz Galatasaray Stadı VIP alanlarında da toplamda 8000 kişiye hizmet vermekteyiz. Bu sayının yaklaşık 4500 kişisi loca ve VIP koltuk sahipleridir. Geri kalan 2000 kişilik bölüm ise VIP ile protokole ayrılmıştır. Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen markasını kullanmayı neden tercih ettiniz? Kütahya Porselen’in tedarikinin kolay ve fiyatlarının uygun olması bizim için en önemli tercih sebebi oldu. Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena VIP alanlarında hizmet veren Divan’da Mitterteich markasının Mikado serisi kullanılıyor. Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen’in hangi serilerini kullanıyorsunuz? Aslantepe Stadı’nda Mitterteich markasını kullanıyoruz. Bu markanın Mikado serisini tercih ettik. O 75 İstanbul’da görev yapan Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş Aran hedeflerinin anneleri ve bebeklerini evlerine sağlıklı olarak göndermek olduğunu söylüyor. SAĞLIK ARZU ÇAĞDAŞ ARAN ‘BEN DE İKİZ ANNESİYİM’ Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş Aran ile gebelik döneminde başlayan fiziksel ve mental değişimlerin anne ve bebek üzerindeki etkilerini konuştuk. Yazı Zeliha Köşlü adın hastalıkları ve doğum uzmanı Arzu Çağdaş Aran, Ağrısız doğum nedir? 1991 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitir- Anne adayının fiziksel ve mental yapısı vajinal doğum şartla- miş. Uzmanlık eğitimini 1996 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakülte- rına uygun olmadığında abdominal doğum (sezaryen) uygula- si Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde tamamladıktan malarını tercih ediyoruz. Bu uygulamalar genel anesteziyle ya- sonra İsviçre’de Basel Üniversitesi Kadın Hastanesi Doğum pıldığı gibi epidural anestezi ile de yapılıyor. Uygulamada normal ‘Yüksek Riskli Gebelikler’ Bölümü’nde gözlemci olarak ça- doğumdan farklı olarak göğüs altından itibaren duyu ve motor lışmış. 2004 yılına kadar da sırasıyla 29 Mayıs TDV, İstanbul fonksiyonları durduruluyor. Bunun avantajı, annenin bebeğin Cerrahi, Gayrettepe Florence Nightingale Hastaneleri’nde çıkış anını görmesi ve bunu babayla paylaşması oluyor. Ayrıca görev yapmış. 2004 yılından bu yana özel muayenehanesin- aynı yolla ilk 24 saat analjezi de sağlanıyor. Doğum şeklini be- de Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışmalarına lirlerken, ister vajinal, ister abdominal olsun önemli olan sonuç devam ediyor. Kendisi de ikiz bebek sahibi olan Aran, ha- oluyor. Hedefimiz eve sağlam, sağlıklı bebekler götürmek. K milelik dönemi ve doğum konusunda en çok tartışılan konu başlıkları hakkında bilgiler verdi. Hamilelik döneminde anne adaylarının stressiz bir gebelik süreci geçirmeleri bebeği etkiliyor mu? Doğum teknikleri konusunda bizi bilgilendirir misiniz? Yeterli çalışma olmamasına rağmen yoğun stres altında ka- Doğum şekilleri vajinal ve abdominal (sezaryen) olarak iki- lan gebelerin bebeklerinin ileriki yaşamlarında kronik hipertan- ye ayrılır. Anne adayı ile doğum şekillerine karar verirken ideal sif olma oranlarının daha yüksek olduğu bulunmuş. Normalde olan, fiziksel ve mental olarak uygun olan şekli seçmek. Vajinal stres hormonlarının plasentadan geçebildiği düşünüldüğünde, doğum, anne açısından iyileşme sürecinin kısa olması dolayı- gebelerin çalışma ve özel hayatlarını buna göre ayarlamalarının sıyla birinci tercih oluyor. Hastalar tarafından sezaryene dönüş büyük önem taşıdığı anlaşılıyor. yapmanın en sık sebebi ise doğum ağrılarına duyulan korku. Anne adaylarına önerileriniz nelerdir? Bu nedenle anne adaylarına ağrısız doğum ya da epidural Gebelik hastalık değil, fizyolojik bir süreçtir. Belli tedbirlere uy- anestezi ile doğum öneriliyor. Epidural anestezi vajinal doğum- mak kaydıyla normal yaşantıya devam etmeli, bunun yanı sıra da ağrı duyumunu azaltıp, doğum sürecini kısaltarak hastanın yüzme, yürüyüş, pilates, yoga gibi uygulamalarla düzenli spor yorulmamasını, ıkınma evresi dediğimiz son evrede doktorla yapmalı. Gebeliğin fizyolojik ve mental değişikliklerinin bilincinde kooperasyonun iyi olmasını sağlıyor. Ayrıca normal doğum sı- doğuma hazırlanılmalı. Anne adayı beslenmede de belli kurallara rasında olabilecek yaralanmaları önlemek ve çıkımı rahatlatmak uymalı. Az ve sık beslenmeli. Üç ana, üç ara öğün almalı. Her gün amacıyla perine kaslarına epizyotomi adı verilen kesi yapılıyor. süt ve süt ürünleri, bol sebze, meyve tüketmeli. Haftada dört, beş Epidural anestezi sayesinde bu kaslar daha da iyi gevşediği için kez iyi pişmiş kırmızı et, iki kez balık (küçük balıklar tercih edilmeli) daha ufak kesi yapılıyor ya da hiç yapılmıyor. Bu nedenle tıbbi yemeli. Düzenli beslenen, doğal yolla balık, saf zeytinyağı, ceviz bir gereklilik yok ise hastanın fiziksel ve mental yapısı uygun ise içi gibi demir ve omega3 besin değerlerini alan bir gebenin bunun vajinal doğum öneriyoruz. dışında ekstra vitamin almasına gerek kalmıyor. O 76 SAĞLIK DR. K.GÜNHAN ALANOĞLU ünhan Alanoğlu, periodontoloji dalında doktora çalışması yapmış Diş hekimi K. Günhan Alanoğlu Eskişehir’de görev yapıyor. G bir diş hekimi. Yani diş, çene kemiği ve dişeti üçlüsünün hasta- lıklarının tedavisi ve hastalıklardan korunma üzerine çalışmalar gerçekleştirmiş. Alanoğlu, çocuklarda diş temizliği ve ağız sağlığı disiplininin oluşturulması konusunda önemli ipuçları veriyor. Periodontoloji nedir? Periodonsiyum, periodontal hastalıklar, bu hastalıklardan korunma ve bunların tedavilerini inceleyen bir bilimdir. 35 yaşına kadar dişler çürük nedeniyle kaybedilirken, bu yaştan sonra da dişeti hastalıkları diş kaybına yol açıyor. Her hastalıkta olduğu gibi dişeti hastalıklarında da erken tanı, erken tedavi kadar korunma bilinci de önem taşıyor. Dişler üzerinde biriken bakteri plağının (diş taşları) kontrolü dişeti bakımı için dikkate alınmalı. Etkili plak kontrolü, temizliğin dişlerin tüm yüzeyine uygulanmasına bağlı oluyor. Bunun için diş fırçaları, diş ipi, diş macunu, dişler arası fırça kullanımı, ağız çalkalama sıvıları, basınçlı diş yıkama cihazları kullanılıyor. Çocuklara diş fırçalama alışkanlığı hangi yaşta ne şekilde kazandırılmalı? Çocuklarımızın ilk dişleri altı aylıkken çıkmaya başlar. İki yaşına gelinceye kadar 20 sütdişi ağızda yer alır. Sütdişleri beslenme (çiğneme), konuşma (fonetik) gibi temel ihtiyaçların yanı sıra altı yaşından sonra çıkan kalıcı dişlerin düzenli dizilebilmelerinde de rol oynar. Çocuklar diş fırçalama alışkanlığını edinene kadar ebeveynler parmaklarına gazlı bez dolayarak çocuğun diş temizliğini sağlayabilir. Ebeveyn kendi dişlerini fırçalarken çocuğu da yanına alarak özendirmeye çalışabilir. Çocuklara küçük ve yumuşak, hoşlanacağı bir fırça edinmek onun el yeteneği kazanmasına da yardımcı olur. Diş temizliği alışkanlığı oyun olarak da başlatılabilir. Çocuklar için hangi diş fırçaları seçilmeli? Çocuklarımızın kendi zevkine, kendi seçimine ve isteğine uygun özel üretilmiş kolay temizlenebilir, ele kolay oturan, kaymayan küçük ve naylon kıllı bir çocuk diş fırçası uygun olacaktır. Çocuğun el yeteneğini kazanma- DİŞ DOSTU ya başla başladığı iki yaşından sonra, tadından hoşlanacağı bir diş macunuyla düzenli fırçalamaya geçilebilir. Diş fırçalamanın yanı sıra ağız hijyeni nasıl sağlanmalı? Diş fırçalamanın asıl amacı, dişlerde biriken bakterilerin dişin yüzeyinden her gün tam olarak uzaklaştırılmasıdır. Bütün sorun, plak kontro- Çocuklarda diş fırçalama alışkanlığının oluşturulması, doğru fırça seçimi ve ağız hijyeni ile ilgili altın kuralları, diş hekimi Günhan Alanoğlu ile konuştuk. Yazı Zeliha Köşlü lünü bireyin günlük işleri arasında rutinine sokmaktır. Düzenli diş hekimi kontrolü yapılması da ortaya çıkabilecek sorunları başlamadan ortadan kaldırmada en önemli etken oluyor. Böylece ciddi ekonomik kazanımlar da elde edilebilir. Ebeveynlere çocuklarının diş sağlığı hakkında neler önerirsiniz? Öncelikle çocuklara diş dostu beslenme alışkanlığı kazandırılmalı. Çocuk diş problemleri henüz oluşmadan diş hekimi ile tanıştırılmalı ve dost olmaları sağlanmalı. Ağız sağlığı uygulamalarının zorunluluktan öte alışkanlık haline dönüşmesi için sabah kahvaltısının ardından, akşam yatmadan önce yapılacak üçer dakikalık ağız bakımının önemi konusunda bilinçlendirilmeli. O 78 SOSYAL SORUMLULUK KAHVE DÜNYASI+KÜTAHYA PORSELEN EĞİTİME DESTEK Kahve Dünyası Marka ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Eda Terçin. Kahve Dünyası’nın, Darüşşafakalı öğrenciler ve endüstriyel tasarımcı Yeşim Bakırküre ile birlikte gerçekleştirdiği ‘Darüşşafaka Bardağı’ projesi için seçilen bardakların tümü Kütahya Porselen tarafından üretiliyor. Yazı Zeliha Köşlü ahve Dünyası’nın Darüşşafaka ile birlikte gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk pro- K jesinin adı Darüşşafaka Bardağı adını taşıyor. Bu ilginç projenin hayata geçiriliş hikayesini, Kahve Dünyası Marka ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Eda Terçin anlattı. Proje katılımcıları kimlerden oluşuyor? Bu proje kapsamında Darüşşafaka okullarının tasarım kulübü öğrencileri, endüstriyel tasarımcı Yeşim Bakırküre ile birlikte workshop çalışmalarına katıldılar. Bu çalışmaların sonucunda Darüşşafaka Bardağı projesinde kullanılmak üzere 12 farklı desen ortaya çıktı. Kütahya Porselen’in projedeki yeri nedir? Kütahya Porselen projede üretici olarak yer aldı. Darüşşafaka Bardağı bir sosyal sorumluluk projesi olduğundan normal üretim fiyatlarının daha altında bir fiyatla üretimi gerçekleştirdiler. Yani Kütahya Porselen’in de projeye önemli bir katkısı bulunuyor. Projenin kapsamı ve amacı hakkında bilgi verir misiniz? Kahve Dünyası gençlerin ve çocukların geleceklerine, eğitim süreçlerine katkıda bulunmayı çok önemsiyor. Bu kapsamda Darüşşafaka Bardağı projesinde Kahve Dünyası, Darüşşafaka okullarına destek olmayı amaçlıyor. Darüşşafakalı öğrenciler tarafından yapılan 12 bardağın her biri koleksiyon değerinde, çünkü tasarımların sahibi olan öğrencilerin adları hem bardakların altına, hem de şık kutularının üstüne yazılıyor. Bardaklar mağazalarımızda satışa çıktığı ilk günden bu yana büyük ilgi görüyor. Darüşşafaka bardaklarının fiyatı 15 TL. Bu özel ürünler ne kadar çok kahve sever tarafından alınır ise Darüşşafaka okullarına o kadar çok destek sağlamış oluyor. O 80 Kütahya Porselen tarafından üretilen, üzerlerinde tasarımların sahibi olan Darüşşafakalı öğrencilerin adlarının yazılı olduğu 12 bardağın her biri koleksiyon değeri taşıyor. RÖPORTAJ ALİ DERELİ BİLİNÇLİ BESLENME Güral Sapanca Otel’in bünyesindeki Aliva Wellness, diyetisyen Ali Dereli ve üç ayrı egzersiz uzmanı ile kişiye özel beslenme ve egzersiz danışmanlığı konusunda hizmet veriyor. Yazı Zeliha Köşlü Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz iyetisyen Ali Dereli’den Güral Sapanca D Aliva Wellness ve uygulamaları hak- kında bilgi aldık. Eğitiminiz ve iş deneyimleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz? 1981 yılında Ankara’da doğdum. Erciyes Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden, 2004 yılında mezun oldum. Özel bir klinikte ve Yaşasın Hayat Kliniği’nde görev yaptım. Üç yıldır Güral Sapanca Aliva Wellness’da çalışmaktayım. Güral Sapanca Aliva Wellness hakkında bilgi verir misiniz? Güral Sapanca Aliva Wellness, 2008 yılından bu yana Güral Sapanca Otel’in bünyesinde hizmet veriyor. Merkezimizde ben ve konularında uzman üç egzersiz uzmanı ile kişiye özel beslenme ve egzersiz danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Programımıza katılanlar için boya, kiloya ve yaşa özel çoktan seçmeli mönülerimiz bulunuyor. Beslenme programımızdaki mönüGüral Sapanca Otel’in bünyesindeki Aliva Wellness’da diyetisyen Ali Dereli’nin programına katılan Berk Kangal, 8 aylık bir sürede 160 kilodan 100 kiloya düşmeyi başarmış. 82 lerimizde ağız tadı farklılığı ayrı bir önem taşıyor. Egzersiz seçimlerini de kişiye özel oluşturuyoruz. Bu özellikleriyle Güral Sapanca Aliva Wellness, kendinizi özel hissedeceğiniz ve doğru “Bana göre önemli olan beslenmenin 5N1K’sı neyi, neyle, ne zaman, ne sıklıkta, ne kadar yediğinizdir, kalori değil.” Diyetisyen Ali Dereli. beslenmeyi öğrenebileceğiniz bir merkez. Burada birinci kural öğrenmek, ikinci kural ise öğrenilenleri uygulamak oluyor. Merkezimizde misafirlerimiz 7 gün, 10 gün, en fazla bir ay kalıyorlar. Buradan ayrıldıklarında günlük hayatta ağırlıklarını koruyup, koruyamadıklarını takip ediyoruz. Eğer kilolarını korumada başarılı değiller ise tekrar kabul etmi- Güral Sapanca Aliva Wellness’a gelen misafirler kilo vermek adına öncelikle beslenme tarzlarını değiştiriyor. 8 ay içinde 160 kilodan 100 kiloya inen Berk Kangal da bu şanslı misafirlerden biri. yoruz. Merkezimizde en değer verdiğimiz olgu ise eğitim. Aliva Wellness’a gelenler sadece zayıflamakla kalmıyor, beslenme ile ilgili problemlerini de düzenliyorlar. Güral Sapanca Aliva Wellness’da 160 kilodan 100 kiloya düşen Berk Kangal programınıza nasıl dahil oldu? Berk Kangal bir dergide Güral Sapanca Aliva Wellness hakkında bilgiye rastlamış ve buraya gelmeye karar vermiş. Kendisi merkezimizde sekiz aylık bir sürede 160 kilodan 100 kiloya düşmeyi başardı. Berk Kangal bir gün boyunca nasıl bes- Çok inişli çıkışlı, ruhsal açıdan zor bir süreç... Berk Kangal, Güral Sapanca Aliva Wellness hakkın- lendi? Sabah kahvaltılarında pratik olmasından dola- da bilgiye rastlamış ve yurtdışı deneyimlerinin ardından yı genellikle yoğurtla beraber müsli yerken, arka kilo vermek için buraya gelmeye karar vermiş. Güral Sa- arkaya aynı şeyleri yemeyi bırakarak haftanın 2-3 panca Aliva Wellness’da 160 kilo ile zayıflama sürecine günü klasik zeytin, peynir ve domatesli kahvaltı ya- başlayan Berk Kangal, sekiz ayın sonunda 100 kiloya pıyordu. Öğle ve akşam yemeklerinde salata hariç düşmeyi başarmış. Berk Kangal, bu sürecin çok inişli en az üç çeşit yemek yiyordu. Her öğününde mut- çıkışlı, ruhsal açıdan çok zor ve uzun soluklu olduğunu laka çorbası vardı. Günde yedi, bazen sekiz öğün besleniyordu. Her iki saatte bir kuru kayısı, ceviz, meyve veya yoğurtla yapılan ara öğünleri vardı. belirtiyor. Kangal deneyimlerini “Sürecin her dakikası aynı tempoda geçmiyor. Bıktığınız, kendinizden nefret İdeal kilo nedir? ettiğiniz dönemler oluyor. Ama sonuçlar dışarıdan gelen Her bireyin standart olması gibi bir zorunluluğu tepkilerle belli oluyor ve motivasyonunuz artıyor. Zayıflar- olmadığından, önemli olan laboratuvar bulgula- ken disiplinin ve ruhsal olarak öncelik sırası yapılmasının rının iyi olduğu ve kendinizi iyi hissettiğiniz kiloda önemi büyük. Kendiniz için bir şey yapmanız çok güzel olmanızdır. Beslenme biçiminizi düzene sokmak bir yemek listesine uymak ile değil, hayat tarzını biçimlendirmekle mümkün oluyor. O bir duygu. 160 kiloyken çektiğim ağrılar bugün artık kalmadı ve bileklerim rahatladı” olarak aktarıyor. 83 BİZDEN HABERLER Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları tarafından 27 Ocak- 02 Şubat tarihlerinde Antalya Rixoss Lares Otel'de düzenlenen “Yükselen Değerler ve Bizim Ekip Toplantıları” toplam 650 kişinin katılımıyla gerçekleşti. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘’Bizim Ekip’’ buluşması 27-30 Ocak tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen 432 satış temsilcisinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı kapsamında Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları 2010 yılı değerlendirme sunumları ardından, perakendecilik, kişisel imaj ve ikna, Kütahya Seramik ve yapı kimyasalları ürünlerine ilişkin teknik eğitimler, Antalya showroom ziyareti ve turnuvalar düzenlendi. 29 Ocak’ta düzenlenen gala gecesinde Şule Güleç ve Mustafa Keser sahne aldı. Gala gecesinde 2010 yılı Satış temsilcileri ödülleri ve turnuva şampiyonlarının ödülleri takdim edildi. YILIN SATI TEMSLCS ÖDÜLLER Adana Yln Sat Temsilcisi Oya Seyhan (Dönmez Yap-Adana), Ankara Yln Sat Temsilcisi (Tayyar Çan-Arma Seramik Ankara), Antalya Yln Sat Temsilcisi (Fikret Uslu-Uslu Ticaret Alanya), Bursa Yln Sat Eleman (Cem As-Metin Yap-Bursa), Diyarbakr Yln Sat Temsilcisi (Serdar Beyazgül- Harran naat), stanbul Anadolu Sat Temsilcisi (Aydn Düzce -Erdi Yap-Düzce), stanbul Avrupa Yln Sat Temsilcisi (Devrim Demir-Çalklar n.-stanbul) , zmir Yln Sat Temsilcisi (Fatma Serap Uur-Büke Yap- Denizli), Samsun Yln Sat Temsilcisi (Abdulkadir Platin- Kadolu naat-Erzurum) arasnda paylald. 84 Geleneksel Futbol Turnuvası sıralaması; • Futbol Tunuvası Şampiyonu- Antalya Bölge • Futbol Turnuvası İkincisi- Bursa Bölge • Futbol Turnuvası Üçüncüsü- Diyarbakır Bölge şeklinde gerçekleşti. 30 Ocak-02 ubat tarihlerinde düzenlenen Kütahya Seramik ve Kütahya Yap Kimyasallar i ortaklar toplantsnn ardndan i ortaklar, Antalya’da bulunan Türkiye’nin en büyük showroomu olan 5.500 m2’lik showroom’un açlna katld. M arka bilinirliinin artrlmas ve yeni ürünlerin müterilere en doru ekilde sunulmas amacyla açlan showroomun kurdelesi Nafi Güral ve tüm i ortaklar tarafndan hep beraber kesildi. 16 ubat’ta zmir, Kütahya, Antalya ve stanbul’da 5 showroom birden açacaklarn müjdeleyen Güral, Denizli ve Samsun’da da iki showroom inaatna baladklarn belirtti. Güral sözlerini öyle sürdürdü: “Denizli ve Samsun’daki showroomlarn çalmalar planladmz gibi giderse yl sonunda açllarn yapacaz. 2011 ylnda ise Bodrum ve Milas karayolu üzerine bir showroom yapmay planlyoruz. nsanlarn kendilerine yakan mekanlarda yaam kurabilmeleri açsndan bu showroomlar çok önemli. Her ya grubuna ve bütçeye uygun 01 ubat akam düzenlenen gala gecesinde ürünler bulunuyor. 2011 ylna ait kreasyonlarda fonksiyonel, farkl, salkl, sahne alan Safiye Soyman ve Faik Öztürk çifti görsel olarak insanlarn sevgisini kazanan ürünler dikkat çekiyor. Bu özellikleri tayan ürünlerin hepsi bizde var.” katlmclara unutulmaz bir akam yaatt. Gala gecesinde her yl heyecanla beklenen 2010 yl bölge ve Türkiye ciro ödülleri sahiplerini buldu. 85 BİZDEN HABERLER 4 FARKLI ŞEHİR 5 YENİ SHOWROOM Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen, 16 Şubat Çarşamba günü, İstanbul, Antalya, İzmir ve Kütahya’da gerçekleştirilen eş zamanlı törenlerle 5 yeni showroom hizmete açtı. İş, sanat ve cemiyet hayatından önemli isimlerin davetli olduğu İstanbul Mecidiyeköy’deki showroomun açılış töreninde bir konuşma yapan Kütahya Porselen San. AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, gerçekleştirdikleri yatırımlarla ülke ekonomisine milyonlarca liralık girdi sağladıklarına dikkat çekti. on yıllarda yenilikçi tasarımları ve yükselen marka ima- ti. Binlerce kişiye iş imkanı sağladıklarına vurgu yapan Güral, S jıyla dikkat çeken sektörünün öncü markaları Kütah- açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Temellerini 1970 yılında ya Seramik ve Kütahya Porselen, 16 Şubat Çarşamba günü, attığımız bu büyük aileyi bugün açtığımız beş mağazamız ile 4 ayrı ilde 5 büyük showroom açtı. İstanbul, Antalya, İzmir ve daha da büyütüyoruz. Açtığımız mağazalarla yatırımlarımıza hız Kütahya’da gerçekleştirilen eş zamanlı törenlere Kütahya Por- verirken Türk ekonomisine istihdam sağlamanın sevincini de selen San. AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral ve ailesi yaşıyoruz. Türkiye’nin dört büyük kentinde açtığımız beş yeni ev sahipliği yaptı. showroom, müşteri odaklı çalışmamızın ürünlerini yansıtma- İş, sanat ve cemiyet hayatından önemli isimlerin davetli ol- ya devam edecektir. Nafi Güral’a bağlı olup seramik, porse- duğu İstanbul Mecidiyeköy’deki showroomun açılış töreninde len, ambalaj ve turizm alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz- bir konuşma yapan Kütahya Porselen San. AŞ Yönetim Kurulu deki yaklaşık 4.000 çalışanımız, üretim kapasitemiz, Türkiye’nin Üyesi Sema Güral Sürmeli, gerçekleştirdikleri yatırımlarla ülke dört bir yanına yayılmış geniş bayi ağımız ve dünyanın pek çok ekonomisine milyonlarca liralık girdi sağladıklarına dikkat çek- ülkesine gerçekleştirdiğimiz ihracatımız ile sektörün başrol 86 oyuncusu olmaya devam ediyoruz. Şirket olarak hedeflerimize uygun büyümenin meyvelerini toplarken, Türkiye’nin en büyük showroomları’nı hizmete sokmanın da haklı gururunu yaşıyoruz.” TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SERAMİK SHOWROOM’U ANTALYA’DA Antalya-Burdur karayolu üzerinde Yeşilbayır mevkiinde bulunan ve 5.500 m2 alana sahip olan Antalya showroom’u Türkiye’nin en büyük seramik showroom’u olma özelliğine sahip. Showroomlar Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor. Kütahya Antalya Showroom Seramik’e ait bölümlerde yenilikçi ve modern tasarımlara sahip seramik ve cam koleksiyonları, profesyonel çözümlere yönelik teknik ürün grupları (dış cephe-antiasitantislip-ral serileri), özel tasarımlı sujet dekorlar ve IF Product Design 2011 Ödülü’nün sahibi Versatile Koleksiyonu sergileniyor. Kütahya Seramik ürettiği yepyeni koleksiyonları ile büyük iş merkezleri, alışveriş merkezleri, üniversiteler, okullar, sağlık merkezleri, oteller gibi tesislerin iç mekan ve dış cephe kaplamalarında hem nihai tüketicilerin hem de mimar, müteahhit gibi yapı profesyonellerinin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunarak Antalya Showroom fark yaratıyor. Kütahya Porselen showromları’nda ise porselen sofra takımları, Sanat Evi koleksiyonları ve modern tasarımlarıyla porselen dünyasının vazgeçilmezleri arasında yerini alan Arte Bianco serisi, farklı parçalardan oluşan alternatifleri ile tazeliği yaşam alanlarınıza taşıyan Naturaceram ürünleri sergileniyor. Showroomlarda Kü- İzmir Showroom İzmir Showroom tahya Yapı Kimyasalları ürünleri, derzler, izolasyon ve mantolama ürünleri de bulunuyor. Showroom ve bayi açılışları ile hem yatırımlarına ivme kazandırmayı, hem de Türk seramik sektörüne ve ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlamayı amaç edinen Kütahya Seramik, geçen yıl 46 bayi mağazası açtı. Firma toplam 35.000 m2’lik mağaza ve showroom yatırımı ile seramik sektörüne ivme kazandırdı. O ANTALYA SHOWROOM Antalya Burdur Karayolu Altınkale Mah. Akdeniz Bulvarı No:99 Yeşilbayır, Antalya. Tel: 0242 443 23 53 0242 443 23 56 0242 443 23 57 & F: 0242 443 23 54 MECİDİYEKÖY SHOWROOM Ortaklar Cad. Bahçeler Sok. No:20 Efehan Mecidiyeköy, İstanbul. Tel: 0212 273 25 76 & F: 0212 273 00 04 İmes Showroom Mecidiyeköy Showroom İMES YOLU SHOWROOM Şerifali Mah. Edep Sok. No:56 Yukarı Dudullu Ümraniye, İstanbul. Tel: 0216 466 84 04 & F:0216 466 88 55 İZMİR SHOWROOM Akçay Cad. No:59 Gaziemir, İzmir. Tel: 0232 253 59 60 & F: 0232 253 59 60 KÜTAHYA SHOWROOM Atatürk Bulvarı 8. Km 43001, Kütahya. Tel: 0274 225 08 08 - 0274 225 17 56 Kütahya Showroom 87 BİZDEN HABERLER Arman Kırım’dan ‘farklı’ dersler İş hayatı ve ekonomi üstüne yazdığı kitaplarında ortaya koyduğu tezler ile, Türk iş dünyasına ‘farklılaşma’ ve ‘innovasyon’ gibi pek çok önemli kavramı benimseten kişi, Prof. Dr. Arman Kırım, 21-22-23 Şubat 2011 tarihlerinde Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen çalışanlarıyla, “Rekabette Öne Geçmek İçin Nasıl Fark Yaratırız?” adlı eğitimde buluştu. rof. Dr. Arman Kırım’ın verdiği üç gün boyunca süren Arman Kırım’ın sunumu sonrasında daha küçük gruplar P 88 eğitime Kütahya Porselen Yön. Kur. Bşk. Nafi Güral ile çalışma takımları oluşturuldu ve eğitime katılan herkesin ve yönetim kurulu üyeleri, Kütahya Seramik’in satış ağında katılımının sağlanmasına özen gösterildi. Eğitimde ilk önce görev alan bölge müdürleri, bölge çalışanları, bölge mimar- “Dogma Sorgulaması Çalışması” yapılarak serbest düşün- ları, ihracat sorumluları ve pazarlama ekibi katıldı. “Bana Bi me alışkanlığının getirilmesine ve şirkette kişiye göre varolan Akıl Ver Hocam” adlı kitabında değinmiş olduğu örneklerin dogmaların tartışılması ve hazırlanmış olan duvar şemala- açılımlarını ve danışmanlık yaptığı şirketlerde nasıl farklılaşma rına yazılması sağlandı. İkinci olarak “Beyaz Alan Fırsatları yaratılmasını sağladığını anlatan Kırım, Kütahya Seramik ve Çalışması” ile şirketin mevcut iş modeli içerisinde yer al- Kütahya Porselen içinde farklılaşma önerilerinin bulunabilme- mayan yepyeni beceriler, süreçler ve faaliyetlerin düşünül- si için değişik bakış açıları getirilmesine yardımcı oldu. mesine, bunların şemalarının yazılmasına olanak sağlandı. Kütahya Seramik’in ve Kütahya Porselen’in yapmış ol- Üçüncü olarak “Müşteri Tespiti Çalışması” yapılarak hangi duğu yatırımlar ve yüksek eğitimli personel gücüne hayran müşterilere hitap edildiği ve daha başka hangi müşterilere kalan Kırım, daha yüksek performanslı ve daha çok kaza- hitap edilmesi gerektiği saptandı. Dördüncü olarak yapılan nan Kütahya Seramik yaratabilmek adına bu eğitimde tec- çalışma da “Müşteri Segmentasyonu” çalışması idi. Bu ça- rübelerini anlattı. 70 kişinin katılmış olduğu eğitim, interak- lışma sonucunda, müşteri yapılanması ve gruplandırılıması tif bir biçimde ve grup çalışmalarıyla gerçekleşti. Prof. Dr. sonucuna ulaşıldı. O 6.KAMPÜS GELM GÜNLER Nafi Güral gençlere seslendi: “Risk almaktan korkmayn” Türk seramik sektörünün öncü markalarndan Kütahya Seramik’in Yönetim Kurulu Bakan Nafi Güral, ODTÜ’de organize edilen 6. Kampüs Geliim Günleri’ne katlarak örenciler ile 50 yllk i deneyimini paylat. ODTÜ Yönetim ve Mühendislik Günleri ve ODTÜ Kampüs Gelişim Günleri’ne katılarak (sağda) konuşmalar yapan Nafi Güral’a her iki organizasyonda da plaket verildi. art ayı başında ODTÜ Kongre Merkezi’nde düzenlenen bilgi veren Nafi Güral, Kütahya Seramik’in küçük bir atölye- ve Türkiye’nin en önemli üniversite etkinliklerinden biri den dünya markasına nasıl dönüştüğünü de anlattı. Başarısı- olan ‘6. Kampüs Gelişim Günleri’ne katılarak oturumda bir ko- nın sırrını “çok çalışmak” diye açıklayan Güral, sözlerini şöyle nuşma yapan Nafi Güral, öğrencilere “Hiçbir zaman risk almaktan sürdürdü: “Kendinize güvenin, çok çalışın ve hayal edin. Be- korkmayın” tavsiyesinde bulundu. “Mutlaka kendinizi yenileyin, nim en büyük hayalim sektöre yetenekli gençleri, yeni ufukları bilginizi tazeleyin, riskten korkmayın” diyen ve ‘öğrenmenin yaşı ve deneyimli profesyonelleri kazandırmak. Hiçbir zaman işçi- yoktur’ felsefesini benimseyen deneyimli işadamı, üniversiteler- patron, kadın-erkek ayrımı yapmayın. Ben hala çalışanlarımla deki etkinliklere katılmanın keyifli olduğu kadar öğretici olduğunu beraber yemek yerim. Şirketimizde işçi, yönetici, patron aynı da düşünüyor: “Ben gittiğim üniversite etkinliklerinde sadece ko- yemekhaneyi kullanır.” M nuşmayı değil gençleri dinlemeyi de tercih ederim. Yaşımız kaç Hesabı doğru yapanlar… olursa olsun gençlerden öğreneceğimiz çok şey var. Bu yüzden Yine ODTÜ’de düzenlenen 11. Yönetim ve Mühendislik onların anlattıkları her şeyi çok önemsiyorum. Aktardıkları tecrü- Günleri’ne de katılan Nafi Güral’a, ODTÜ Verimlilik Topluluğu beleri, verdikleri örnekleri can kulağıyla dinliyorum. Bu benim bilgi tarafından da bir plaket verildi. Öğrencilerle girişimcilik ve risk haznemi genişletiyor. Kimden ne öğreneceğinizin bir sınırı yok konularında deneyim ve tecrübelerini paylaşan Güral, Kütahya aslında…” Porselen’in bugünlere gelmesinin çok kolay olmadığını, başarı “İşçi-patron ayrımı yapmayın…” getiren en önemli iki faktörün “hesap yapma” ve “risk yönetme Porselen ve seramik sektörünün gelişim süreci hakkında becerisi” olduğunu söyledi. O 89 BİZDEN HABERLER 9. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri FESTİVAL GİBİ GEÇTİ… Kütahya Porselen ve Mitterteich, 9.Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri ile dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere ve yarışmacılara geniş ürün gamını tanıtmanın dışında yarışmacılara ürün desteği de sağlayarak tam anlamıyla ev sahipliği yaptı. 9.Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, Türk mutfağını dünyanın diğer mutfak kültürleri ile buluşturmak, ülkemizin aşçıları ile dünyanın önde gelen aşçıları arasında yakınlaşmayı ve karşılıklı bilgi alışverişini sağlamak amacıyla 17-20 Şubat 2011 tarihleri arasında, Kütahya Porselen ve Mitterteich’ın tam desteği ile TÜYAP’ta gerçekleşti. üm Aşçılar Federasyonu’nun 2008 yılında WACS’a Carrol, Martin Kobalt ve Srecko Kokliç gibi önemli isimler de T üyeliğinin kabul edilmesinin ardından dokuzuncusu ger- jüri üyeliği yaparak festivale katkı sağladılar. Türkiye’nin dört çekleştirilen ve 18 ülkeden toplam 1242 kişinin katıldığı festival bir yanından gelen yüksek okullar ve meslek liselerinin farklı niteliğindeki Mutfak Günleri, uluslararası anlamda bu yıl daha kategorilerde rekabet ettikleri fuar, renkli şovlara sahne oldu. da önem kazandı. Dünya Şefler Birliği’nin (WACS) belirlediği Bugüne kadar yarışmacıların yapacakları sunumlar için yanla- standartlar çerçevesinde yapılacak yarışmalarda başarı göste- rında getirdikleri tabaklar, bu yıl Kütahya Porselen ve Mitterte- ren şefler madalyaların yanı sıra dünya genelinde geçerliliği olan ich Porselen tarafından verildi. Kalitesi ve modern tasarımları ile sertifikaların da sahibi oldu. çok beğenilen Kütahya Porselen ve Mitterteich, yarışma öncesi Display ve pratik alanında 70’den fazla kategoride yarışma- başvuran her yarışmacıya ürünlerini tanıtarak, doğru seçimler nın yapıldığı organizasyonda dünyaca ünlü Robert Oppeneder yapabilmeleri için ürün görselleriyle beraber teknik bilgilerini de jüri başkanı, WACS Başkanı Gissur Gudmundson ise jüri baş- aktardı. Böylelikle yarışmacılar katılacakları kategoriye uygun kan yardımcısı olarak görev aldı. Bu isimlerin dışında Charles ürünü seçerek daha profesyonel sunumlara imza attılar. O 90 SAPANCA’DA FERRARI KADAR ÖZEL BR GÜN Ferrari ve Maserati markalarının distribütörü olan Fer- hareket etti. Sapanca’da hazırlanmış olan özel parkurda Mas, Güral Sapanca Wellness Park’ta Ferrari tutkunlarına test sürüşüne çıkan davetliler, Ferrari 458 Italia modelini de eşsiz bir deneyim yaşattı. FerMas’ın, Güral Sapanca Well- yakından inceleme fırsatı buldular. Etkinlik boyunca Güral ness Park ve Bridgestone işbirliği ile Sevgililer Günü’ne özel Sapanca Wellness Park’ın eşsiz doğasının tadını çıkaran düzenlediği organizasyon için 22 araçlık Ferrari konvoyu, Ferrari tutkunları, kokteylin ve öğle yemeğinin ardından 13 Şubat Pazar sabahı İstanbul’da buluşarak Sapanca’ya Welness Park’ın spasında dinlendirici saatler geçirdi. Kütahya Seramik “Örenci Geliim Günleri’’ çerçevesinde ODTÜ’lü örencilerle bulutu 1-4 Mart tarihlerinde ODTÜ IEEE Örenci Topluluu ttı mini anla ti e n ö y k ğu Teknik l ris l Ortado kan Güra al, ra Erk ü G n a ndan şkanı Erk ğu tarafı lu lu p o TÜGİK ba T lilik hendislik esi Verim m ve Mü ti Üniversit e n ö Y . katıldı. edilen 11 ı olarak c a m ş organize u n ko timi Risk Yöne tkinliğine e e v ri z le ri n K ü ü G in ar gün önetimin 2011 Paz ral, risk y ü G 27 Şubat n a ş rek onu klendire anelde k cini örne konulu p re ü s m ti nı Erkan ve yöne İK Başka G Ü T ilkelerini . tı p ya Lami ir sunum Direktörü detaylı b İK h s o B Üretim birlikte n Gövde a s Güral ile to O rd e ğlu ve Fo nı paneld Yağcılaro en de ay im rg.tr Ç t. ri v b .odtu o ürü Sa w d w ü w M r. n a Ala yer aldıl cı olarak konuşma tarafndan düzenlenen ‘’Kampüs Geliim Günleri’’ etkinliinde Kütahya Seramik de yer ald. ODTÜ’lü mimarlk örencilerine yönelik düzenlenen çaltayda Kütahya Seramik’in uzman eitimcileri; Kütahya Seramik yer-duvar seramikleri, srl porselen seramik, cam mozaik serileri, yap kimyasallar ve izolasyon malzemelerine ilikin ürün bilgileri ve bu ürünlerin nerede, nasl uygulanaca hakknda detayl bilgileri örenciler ile paylat. Dört gün süren etkinlik boyunca Kütahya Seramik stand ODTÜ’lü örencilerden youn ilgi gördü. 91 BİZDEN HABERLER EN GÜZEL SOFRA ütahya Porselen, CarrefourSA ve Sofra CarrefourSA süpermarket zincirleri tarafından Kütahya Porselen sponsorluğunda gerçekleştirilen ‘En Güzel Sofra’ yarışmaları, katılımcılara sofra düzeni konusundaki yaratıcılıklarını ortaya koyma fırsatı tanıdı. K Dergisi’nin düzenlediği en güzel sofra yarış- ması dokuz hipermarkette şenlik havasında gerçekleşti. Evlerinde kendi kurdukları masaların fotoğraflarını bizlerle paylaşan yarışmacılar arasından en başarılı masa düzenlemesini yapanlar, 9 hipermarkette yarışmak üzere davet edildiler. Yarışmacılardan Kütahya Porselen ürünleriyle sofra tasarlamaları istendi. Yarım saat içerisinde, market arabaları ile sofra aksesuarları seçen yarışmacılar, yine yarım saat içerisinde sofralarını tasarladılar. Sofra kurallarına dikkat etmek ve yaratıcı olmak yarışma kriterlerinin başında geliyordu. Jüri üyeleri her markette altı yarışmacı arasından ilk üçü seçti. Birinciye Kütahya Porselen’den yemek takımı, ikinciye CarrefourSA’dan 150 TL değerinde, üçüncüye ise CarrefourSA’dan 50 TL değerinde hediye çeki armağan edildi. Katılımcıların tümüne ‘Sofra Özel’ kitabı ve daha birçok ödül verildi. O 92 Solda 5 ayrı kıtada 40’dan fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracatı ile sektörün başrol oyuncusu Kütahya Seramik fuar alanında sanat galerisini andıran bir stand açtı. Altta Kütahya Porselen San. AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Güral. KÜTAHYA SERAMİK’İN FARK YARATAN TASARIMLARI UNICERA’DAYDI D ünyanın en büyük seramik üreticilerinden biri olan Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda UN bilinirliğinin artırılmasında önemli rol oynayan UNICERA 23. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı geçtiğimiz Mart ayında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. 23. UNICER UNICERA Fuarı’na bu yıl 19 ülkeden 226 firma ve firma temsilciliği katıldı. Türk seramik sektörünün öncü markası Kütahya Seramik, 2’nci holde bulunan ve 480 metrekare alan üzerine kurulu standında el üretimi Brezza, 3 boyutlu Versatile ve kişiye özel tasarlanan Sujet serisi gibi birbirinden özel koleksiyonlarının yanı sıra yeni ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Kütahya Seramik, UNICERA 23. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda sanat galerisini andıran standında el işçiliğiyle üretilen Brezza, 3 boyutlu Versatile, kişiye özel tasarlanan Sujet serileri gibi birbirinden özel koleksiyonlarını sergiledi. Üç ana sergileme bölümünden oluşan fuar standının galeri mekanında 60x60, 66x33 ve 100x50 sırlı porselen karolar, yaşayan mekanlarda metalik efektli karolar, üç boyutlu Versatile serisi ve dijital karolar sergilendi. Standın “Seramik Müzesi” bölümünde ise cam mozaikler, yeni dijital serileri ve sırlı porselen karolar yer aldı. Sanat galerisi yaklaşımı ile ziyaretçilerini karşılayan stand, ferah ve uzun koridorları, sakin ve dinlendirici sergilemeleri ile dikkat çekti. Standın kafe mekanında ise sujet dekorlar yer aldı. Bu yılın seramik trendlerinde porselen karolarda mermer ve taş desenleri, duvar karolarında duvar kağıtları, dijital karolarda ise mermer tasarımlar dikkat çekti. Kütahya Seramik silis kum görünümlü Arena, taş dokusu görünümlü Atrium, metalik efektli Shine, mermer görünümlü dijital karoları Majesty, ahşap görünümlü Tayga, mermer karo görünümlü Aspendos ve traverten görünümlü dijital karo Prestige gibi serileri ile bu yılın modası olan pek çok ürünü standında sergiledi. O 93 BİZDEN HABERLER KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI: ERP SSTEM KYK’da kaynaklarn verimli ve etkin kullanlmas ve tüm süreçlerin bütünleik yönetilmesi için de irket içerisinde yatrmlar yaplyor. “Kurumsal Kaynak Planlamas” (ERP) yazlm ile malzeme yönetimi, satn alma, sat, sevkiyat, sipari alma, muhasebe, finans, kalite kontrol ve üretim gibi süreçler takip ediliyor. Ayrca tüm depo süreçleri ERP ile entegre çalan “depo otomasyon yazlm” ile yönetiliyor. Ürünler barkodlanarak, üretiminden müteriye sevkine kadarki tüm depo hareketleri, sistem üzerinden takip ediliyor ve tam olarak izlenebilirlik salanyor. ERP sistemine dahil olan bir baka yazlm ile birlikte sipari girileri web üzerinden yaplabiliyor, stoklar görülebiliyor, cari hesaplar kontrol edilebiliyor. KYK’DA, ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİ Kütahya Yapı Kimyasalları yaptığı yatırımlarla araştırma ve geliştirme çalışmalarını güçlendirmeye devam ediyor. Ar-Ge departmanı için ayırdığı bütçeyi her yıl artırarak, geliştirdiği yeni ürünlerle sektördeki yerini daha da sağlamlaştıran KYK’nin Ar-Ge laboratuarı su yalıtım ürünleri ve ısı yalıtım sistemlerini de test edebilecek şekilde geliştirildi. Ar-Ge laboratuarında her bir ürün grubu için istihdam edilen Ar-Ge uzmanı ve mühendisler ürün geliştirme çalışmalarını sürdürürken, ürünlerde innovasyonu sağlayacak çalışmalara da imza atıyorlar. KYK SATIŞ EKİBİ BÜYÜYOR Kütahya Yapı Kimyasalları iş gücü yatırımına da büyük önem veriyor. Kaliteli üretim anlayışı, gelişen ürün gamı, artan pazar payıyla birlikte istihdamını da hızla artırıyor. Satış departmanında yeni bir yapılanmaya giden şirket, bayi ve proje yönetimleri olarak satış organizasyonunu bölümlendirdi. KYK Yapı Kimyasalları, tüm Türkiye’deki satış faaliyetlerini, Eskişehir Merkez, Samsun, Adana, Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve Antalya Bölge Müdürlükleri ile 9 bölgede sürdürüyor. Bayi yönetimi Bölge Müdürleri ve Bölge Yöneticileri tarafından gerçekleştirilirken, Proje yönetiminde, yeni oluşturulan ve İnşaat Mühendislerinden oluşan Proje Satış Yöneticileri ekibi görev alıyor. Proje Satış Ekibiyle birlikte şantiyeler yakından takip edilerek, ihtiyaçlara anında çözüm sunularak teknik destek veriliyor ve ürün uygulama eğitimleri gerçekleştiriliyor. 94 YENİ ÜRÜNLER KYK yeni ürün grubu olan mastikleri de dahil ederek ürün gamını geliştirmeye devam ediyor. • KYK PU MASTİK LM Poliüretan esaslı, yüksek elastikiyete sahip, düşük modüllü derz dolgu macunudur. Tek bileşenli ve nem kürlüdür. Binaların ve ağır yapıların genleşme derzlerini sızdırmaz ve kalıcı elastik şeklide doldurmakta kullanılır. • KYK PU MASTİK HM Poliüretan esaslı, yüksek elastikiyete sahip, yüksek modüllü derz dolgu macunudur. Yüksek mekanik etkilere dayanıklı olup, tek bileşenli ve nem kürlüdür. Zeminlerdeki birleşim ve hareket derzlerinde özellikle yaya ve araç trafiği olan (örn; otoparklar, kaldırımlar vs.) iç ve dış mekan uygulamalarında kullanıma uygundur. AMBIENTE FUARI’NDA KÜTAHYA PORSELEN DAMGASI! Kütahya Porselen’in yıllardır düzenli olarak katıldığı Ambiente Fuarı, bu yıl 11-15 Şubat 2011 tarihleri arasında Almanya'nın Frankfurt şehrindeki Messe Frankfurt Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Züccaciye sektörünün en büyük ve en kapsamlı fuarı olan Ambiente'de, Kütahya Porselen 250 m2'lik standı ile dünyanın en büyük firmaları arasında kendini gösterdi. eş günlük fuar süresince yüzlerce misafiri ağırlayan Kütahya B Porselen, hem müşterilerinin hem de rakiplerinin beğenisini topladı. Fuarda ilk kez görücüye çıkan yeni ürün ve dekorlar büyük ilgi gördü. Fuar sırasında özellikle dünya çapında organizasyonların üst düzey yöneticileri ile yapılan görüşmeler, Kütahya Porselen'in global pazarların ana tedarikçisi olarak kabul edildiğini bir kez daha teyit etti. Tüm ziyaretçiler, geliştirilen kapasitesi ile Kütahya Porselen’in başta Avrupa olmak üzere dünyada porselen sektörüne yön veren firma olacağı görüşünde. Firmanın kapasitesini ve lojistik imkanlarını fark eden market zincirleri de doğrudan Kütahya Porselen'den ürün tedarik etmek istediklerini özellikle belirttiler. Gerçekleştirilen değerlendirmeler, 2011 yılının Kütahya Porselen açısından oldukça yoğun bir yıl olacağının ilk işaretlerini vermesi açısından çok önemli. O 95 BİZDEN HABERLER Red Dot Design Award Best Of The Best 2011 Versatile ile Kütahya Seramik’in oldu! Seramik sektörünün önde gelen markalarından Kütahya Seramik, Yiğit Özer’in imzasını taşıyan Versatile koleksiyonu ile tasarım alanında dünyanın en büyük ödülü olan ‘Red Dot Design Award Best Of The Best 2011’in sahibi oldu. ütahya Seramik, Versatile koleksiyonu Arc ve Axis se- tetiği içinde barındırıp geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı ve es- K rileriyle dünya çapında tasarım alanında uluslararası tetik kurallarla sergiliyor. Kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı kalite onayı kabul edilen Red Dot Tasarım Ödülleri’nde ‘Red döşeme seçeneği sunan ürünlerle, aynı mekan farklı kimliklere Dot Design Award Best Of The Best 2011’ ile ‘En İyinin İyisi’ bürünebiliyor. Kullanıcıyı da işin içine katan karolarla kişi, kendi ödülünü kazandı.1953 yılından bu yana endüstriyel tasarım, kombinasyonunu tasarlayabiliyor. Karonun ark (yay) şeklindeki ambalaj tasarımı, reklam ve interaktif medya gibi tasarımın çe- yükseltilmiş yüzeyi farklı ışık stilleri ve şartlarında çeşitli ışık oyun- şitli dallarında verilen Red Dot Tasarım Ödülleri, yakın geleceğin larını açığa çıkarıyor. Böylece karonun orijinal 3 boyutlu yüzeyi, trend yaratıcılarını gün ışığına çıkarmak ve tanıtmak amacıyla kullanıcıların tercih ettiği ya da yarattığı farklı döşeme biçimle- 60 ülkeden 4433 farklı ürünün katılımıyla gerçekleştirildi. Tasa- rinin ve fikirlerinin uygulanmasına olanak sağlanıyor. 3 boyutlu rım uzmanlarından oluşan bağımsız jüri, tasarımların yenilik de- olma özelliği, fonksiyonelliği, farklı tasarım seçenekleri ve uygu- recesi, estetik kalitesi, hayata geçirilebilme potansiyeli, işlevsel- lama kolaylığı ile mimari projelere özgün ve yenilikçi çözümler liği, ergonomisi gibi kriterlere göre değerlendirip sıra dışı tasarım sunan Versatile, plaza, ofis, lobi, salon, yatak odası ve otel gibi konseptlerini uluslararası itibara sahip ‘Red Dot’ ile ödüllendirdi. her boyuttaki mekanların iç mimarilerinde kullanılabiliyor. Arc ve Versatile koleksiyonu, ARC serisi ile geçtiğimiz aylarda tasarım Axis olmak üzere iki farklı modelden oluşan koleksiyonun dik- alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden kat çeken en önemli özelliklerden biri, her iki serinin birbirinden biri olan ‘IF Product Design 2011’i de kazanmıştı. farklı tasarımlara sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçi- Fonksiyonelliği, değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versati- şin mükemmel bir uyum içinde yapılabilmesi. Koleksiyonun Arc le, çok yönlü kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı baş- serisi 12.5x29 cm, Axis 12.5x22 cm ölçülerinde siyah, kahve, latıyor. Kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan Versatile krem ve beyaz renklerinde parlak ve mat, mavi ve bordo renk- koleksiyonu, farklı mekan kurguları ile pek çok duyguyu ve es- lerinde de parlak seçeneklerine sahip. O 96 BULMACA Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Hazırlayan Ali Bakın W Kütahya Porselen’in bir kahvaltı takımı Hayal dünyası W Romanya’nın para birimi W W Kategori Meşime, plasenta 25 W W 12 Bir peygamber Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 W Seramik sektörünün en büyük fuarı En az W W Hektometrenin kısa yazılışı 8 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. W W Kütahya Porselen’in katıldığı fuar İskambilde çift Yunancada bir harf W W W Adet Bir tür hamur işi Postu değerli bir hayvan Eski dilde bağırsaklar Seryumun simgesi W W İslamiyet öncesi Kâbe’deki üç puttan birisi W 23 W Yapağıdan elde edilen kaba kumaş 17 W Kütahya Porselen’in bir yemek takımı W Araba okunun ekseni Sodyumun simgesi Kıta 4 W W W W Faiz, ürem Itırlı bir bitki 21 Buhar Platinin simgesi W W 2 Çıplak Anahtar W W 3 W W W Bir meyve W W Ordubozan Bir müzik aleti Rus hükümdarı Bir tür küçük atmaca W W W W 13 14 W Hızlı koşan bir hayvan W W 20 W Bir şeyin olmasına çok az kalmak İri yapılı genç 29 Güral Sapanca’da gerçekleşen otomobil etkinliği Bir şeyin niteliklerini övme W Lorentiyumun simgesi W W W Boyun eğen Eski dilde ayaklar Kabza Eski çağ uygarlıkları ile ilgili G.Amerika’ya özgü bir müzik aleti W Kütahya Porselen’in renkli sofra ürünleri markası W Kalıtım İstanbul’un eski adlarından biri Gök Gökler Briçte sanzatunun simgesi W W W 19 Kütahya Porselen’in bir yemek takımı Hollanda’nın plakası Genişlik W W Makat W W Bir sayı W 26 Kütahya Seramik’in metalik efektli serisi W Gözü açık Konya ilinde bir baraj Gereksiz, önemsiz söz Gaye, erek W 15 W Kardeş kadar lakın olan kimse 20 18 27 Versatile koleksiyonun kazandığı dünyaca ünlü tasarım ödülü 1 2 3 4 5 6 7 16 17 18 19 20 21 22 23 Nazi gizli polis örgütü W W W Taşıma, aktarım W Neodimin simgesi W W W ANAHTAR CÜMLE W Asarak adam öldürme Kütahya Seramik satış temsilcileri toplantısı 98 W Erzincan’ın bir ilçesi W W W W Temiz Afrika’da bir ülke Nişan, alamet Bir kas kümesinin istem dışı hareketi Eisenhower’ın takma adı Bir sayı Kayak Gizlice kötülük yapan W Bir peygamber Kiloamperin simgesi W Kriptonun simgesi W W W Şaman W 7 W W W Sigara ağızlığında biriken zifir Valide Bir sayı Bir sigorta türü W 30 W 6 Soylu W İlkel benlik W W Tasdik W W Oruca başlama zamanı 16 W Utanma W Osmiyumun simgesi W W W Bir nota Anlam Sümerlerde bir tanrı Ateş Piyangoda en düşük ikramiye 11 Bir seslenme sözü W W Akılla ilgili W Bir nota Yöresel W W Rusya’da bir plaj kenti 5 W Hırvatistan’ın plakası W W W İri taneli bir bezelye türü W W 28 Çölden esen rüzgâr Eski dilde su W W Henüz mayalanmamış üzüm suyu W Bir nesnenin uzayda kapladığı yer 9 Avrupa’da bir başkent 8 9 10 11 12 13 14 15 24 25 26 27 28 29 30 31 1
Benzer belgeler
Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
info@...
alabilirsiniz
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
info@...