Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl
Transkript
Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl
ÖNE ÇIKANLAR KİTAP İPEK ÇALIŞLAR MİMAR MUSTAFA TONER KOLEKSİYON MUHTAR KATIRCIOĞLU TELEVİZYON ENGİN ALTAN DÜZYATAN PORTRE TULUHAN TEKELİOĞLU SÖYLEŞİ DENİZ HERTZ SAYI: 14 “Arkadaşlar! Devrimimiz Türkiye’nin yüzyıllar için mutluluğunu üstlenmiştir. Size düşen onu kavrayarak ve takdir ederek çalışmaktır.” İÇİNDEKİLER 46 8 SANAT GÜNCESİ Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki ‘Ağa Han Müzesi Hazineleri’ ve Londra Design Museum’daki ‘Drawing Fashion’dan izlenimler 10 KİTAP Latife Hanım ve Halide Edip biyografilere imza atan, İpek Çalışlar 12 ALIŞVERİŞ Sevdikleriniz için en güzel yılbaşı alternatifleri 46 STİL Porselen ve seramiğin muhteşem birlikteliği 50 GEZİ Gündüzü ile gecesi farklı güzelliklerle dolu olan şehir, New York 54 MİMAR Türkiye’nin önde gelen mimarlarından, Mustafa Toner 58 STİL Yılbaşı sofralarınız için alternatifler 16 YENİLİK Kütahya Seramik sujet uygulaması ile hayalinizdeki deseni hayata geçirin 18 YENİ SERİ İşlevsellik ve uygulama kolaylığı ile dikkat çeken Versatile koleksiyonu 20 DEKORATİF Işığa yön veren Shine ve yalınlığın zarafetini temsil eden Diana serileri 22 PORTRE Ekranların en renkli yüzlerinden Tuluhan Tekelioğlu ile 40’ında 40 kadın sergisi üzerine yaptığımız sıcak röportaj 30 26 DÜNDEN BUGÜNE Yeryüzünün en karizmatik içeceği kahve hakkında merak ettiğiniz her şey 30 STİL Kütahya Porselen’den şık kahve fincanları 32 SÖYLEŞİ Satış ve pazarlama dünyasının başarılı isimlerinden Deniz Herz 36 FUAR Paris Maison&Objet fuarından en yeni ürünler ve tasarım dünyasından en son haberler 38 TELEVİZYON Engin Altan Düzyatan ile oyunculuk ve hayat üzerine 62 MODA Dört ünlü modacıdan yılbaşı gecesi için stil önerileri 66 GURME Kütahya Porselen’in şık ve zarif yemek takımlarıyla tamamlanan Güral Sapanca Wellness Park Otel’in yılbaşı menüsü 72 YENİ SERİ Sofranıza neşe katacak balık formlu porselenler 74 GEZİ Kendine has mutfağı, tarihi, doğası ve kültürüyle Karadeniz’in gözde şehri Trabzon 72 ESTETİK DOKUNUŞ Kütahya Seramik ürünleriyle güzelleşen mekanlar 82 MAĞAZA Kütahya Porselen’in Via Port AVM’de açılan şık mağazası 84 MAĞAZA Kütahya Porselen ailesinin yeni üyeleri Mecidiyeköy Plaza ve Dudullu Plaza mağazaları 86 BAYİ Kütahya Seramik’in Düzce bayiliğini yapan Erdi Yapı 42 KOLEKSİYON Menü koleksiyonu ile gurmeliğe farklı bir boyut katan Muhtar Katırcıoğlu 90 BİZDEN HABERLER Yayına Hazırlayanlar Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız 98 BULMACA SAYI: 14 ARALIK 2010 İmtiyaz Sahibi Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 [email protected] NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 6 Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul. Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Tel: (0212) 326 30 16 Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Fotoğraflar Ahmet Gül, Hasan Basri Cad. No: 4, Ceren Can Korkmaz, Koray Işık Sancaktepe, İSTANBUL İsa Arslan Tel: (0216) 585 90 00 EDİTÖR Yerel birikim, global başarı Anadolu toprakları tüm dünyayı kıskandıran eşsiz zenginlikte bir hazine. Bu topraklarda yeşerip, yine aynı toprakların birikimi ve insan emeğiyle gücüne güç katarak, dünya markası olma yolunda ilerlemek ise bizim gibi tüm yerli üreticilerin en büyük övünç kaynağı. Kalite ve güven konusunda taviz vermeden yıllara meydan okuyan bir kurum olarak Kütahya Porselen, Kütahya Seramik ve Kütahya Ambalaj uluslararası fuarlarda ve yarışmalarda aldığı ödüllerle, sektördeki başarı motivasyonunun ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni Gülden GÜRAL Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi koleksiyonlar ile dünyanın en prestijli seramik fuarlarından Cersaie Uluslararası Seramik, İnşaat ve Banyo Aksesuarları Fuarı’ndaki başarımız, 54. Avrupa Kalite Kongresi kapsamında düzenlenen 23. Altın Ambalaj yarışmasında aldığımız ödüllerle başarı ödüllerimize yenilerini ekledik. Gücünü Anadolu topraklarından alan bir kurum olarak, ailemizin bu mutlu tablosunu NG dergimiz aracılığı ile sizlerle paylaşmak istedik. Başarının hiç durmadan kendini yenileyerek ilerlemek olduğunu düşünen bir firma olarak Yeni Yıl’ı umutlara açılan bir pencere olarak görüyoruz. Her sayımızda ilk günkü heyecanla çalıştığımız NG dergimizde, yenilikçi çizgimizi, başarılı kariyer hikayelerini, sanat dünyamızın yıldız etkinliklerini, edebiyat ve moda dünyasında öne çıkanları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Yeni Yıl’ın sevdiklerinizle birlikte mutlu ve umut dolu geçmesi dileğiyle… 7 SANAT GÜNCESİ GEÇMİŞ GÜN IŞIĞINA KAVUŞUYOR En değerli İslam sanat eserlerini bünyesinde barındıran Ağa Han Müzesi’nin başyapıtlarını, 27 Şubat 2011 tarihine kadar Sakıp Sabancı Müzesi’nde görebilirsiniz. Yazı Çiğdem Hasanoğlu enginlik, ihtişam, medeniyet, çağdaşlık ve zarafetle birlikte anılan Ağa Han Z Kültür Vakfı, 1988’den bu yana, dünyanın önemli merkezlerinde faaliyet- lerini sürdürmeye devam ediyor. En değerli İslam sanat eserlerini içinde barındıran bir koleksiyon ile 2013 yılında Toronto’da ziyarete açılacak olan Ağa Han Müzesi’nin başyapıtları da ilk kez ‘Ağa Han Müzesi’nin Hazineleri’ isimli bu sergi sayesinde sanatseverlerle buluşuyor. Sergi ayrıca ilk kez halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede gerçekleştirilmesi açısından da bir ilke imza atıyor. İslam dünyasının, Endonezya’dan Sicilya’ya, Endülüs’ten Çin’e uzanan farklı coğrafyalarda aynı döneme denk gelen yansımalarını gözler önüne seren sergide; seramik, ahşap, metal, kumaş gibi malzemelerden yapılmış ve üstlerinde Kuran’dan metinlerin yer aldığı objelerin yanı sıra, elyazmaları ve minyatürler de yer alıyor. İslam sanatlarının gelişimini vurgulayan sergideki eserler arasında, Şah Tahmasp’ın ünlü Şehname’sinden minyatürler, İbn-i Sina’nın Avrupa’da tıp konusundaki en yetkin kaynak olarak kabul edilen ‘El-Kanun fi’t-Tıb’ adlı yapıtının en eski elyazması yer alıyor. ‘1001 Gece Masalları’nın bilinen bütün nüshalarından daha eskiye, 500 yıl öncesine tarihlenen yeni bulunmuş bir elyazması ve Osmanlı padişahı II. Selim’in Reis Haydar Nigâri’ye atfedilen portresi de, dikkat çeken eserler arasında bulunuyor. Sergi, Kuran’dan nadir sayfaları, tezhipli Kuran ciltlerini ve mavimsi yeşil boyayla renklendirilmiş parşömen üzerine altın harflerle yazılı ünlü Mavi Kuran’ın bir sayfasını da içeriyor. www.muze.sabanciuniv.edu 8 MODAYI YARATMAK 20. ve 21. yüzyılların en dikkat çekici moda çizimlerini derleyen ‘Drawing Fashion Fashion’ sergisi, sadece dönemlerin moda stilleri ve ruhu hakkında bilgi vermiyor, aynı zamanda dünya coutre’ünün ve yüksek modanın arkasındaki ihtişamı da gözler önüne seriyor. hanel, Dior, Comme des Garçons, Poiret, Lacroix ve C McQueen başta olmak üzere, dünya modasına yön ve- ren önemli isimlerin orijinal çizimlerinin görülebileceği ‘Drawing Fashion’ sergisi, 6 Mart 2011 tarihine kadar Londra’daki Design Museum’da izleyicileriyle buluşuyor. Moda dünyasına yön veren artistler ve moda ile ilintili sanatların kolektif gücünden destek alan sergideki çizimler, Art Nouveau, Art Deco ve Pop Art gibi dönemlerin tarzlarına göre koleksiyonlara ayrılmış. Moda tarihçisi, yazar ve serginin ortak küratörü Colin McDowell’in “Kariyerlerinin doruk noktasındaki sanatçıları rüzgar gibi estikleri dönemlerde görmek,” olarak yorumladığı sergide orijinal illüstrasyonların yanı sıra, dönemlere damgasını vuran filmler, video klipler ve müzikler de bulunuyor. Dönemlerin sosyo-kültürel değişimlerini moda ekseninde gözlemlemek isteyen herkes bu sergiyi izlemeli. www.designmuseum.org 9 KİTAP İPEK ÇALIŞLAR BİYOGRAFİLERDEN GÜÇ ALMAK MÜMKÜN Latife Hanım ve Halide Edib gibi iki adet eşsiz biyografiye imza atan İpek Çalışlar ile son kitabı Halide Edib vesilesiyle kadın olma halleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Yazı Çiğdem Hasanoğlu atife Hanım’ın biyografisinden sonra şim- Biyografi kişisi olarak onlardan daha iyi isimler bulamam diye di Halide Edib’in hayatını anlatan kitabınızla düşünüyorum. İkisi de üzerinde büyük keyifle çalışılacak kadın- gündemdesiniz. Hayatını araştırıp aktardığınız lardı. Bu iki biyografiyi yazarken en büyük motivasyonum onları yazarların kadın olması tesadüf değildir herhalde. Latife yeniden keşfetmekti. Erkeklerle eşitlik için mücadele etmişlerdi. Hanım ve Halide Edip’in hayatını araştırırken ne gibi mo- Latife Hanım’ın lider Mustafa Kemal ile eşit ilişki kurma gayreti tivasyonlarınız vardı? beni hayran bıraktı. Halide Edib’in de liderlerle siyasi tartışma- L Tarihi sürecin, kadınları buldozer gibi silip atması beni bir süredir tedirgin ediyordu. Kadın tarihine duyduğum ilgiyi çalışmalarıma döktüm. Latife Hanım ile Halide Edib’i seçerken tesadüften ziyade tercihlerim rol oynadı. Bugüne kadar kapalı lara girmesi, muhalefet duygusu, rejime yönelttiği eleştiriler çok hoşuma gitti. Bu iki kadın figürünü seçmenizin altında benzer nedenler var mı? kalmış pek çok yönleri vardı. Latife ile Halide, üzerinde büyük İkisi de mücadeleci ve hayata eleştirel yaklaşan kişiler. Çok keyifle çalışılacak kadınlardı. Siyasi anlamda önemliydiler; ka- insiyatifliler. Halide ile Latife kendilerini önemseyen, gölge ola- dın kimlikleri ile de beni büyülediler. Hayatları roman gibiydi. rak kalmayı reddeden ve bu geleneği altüst eden kadınlar. Bu 10 yüzden beni kışkırttılar. Onları seçmemdeki ikinci neden de şu. Bu iki kadını yıllar boyu yeterince görmemiş oldu- İPEK ÇALIŞLAR’IN KÜTÜPHANESİ’NDEN ğumuzu düşündüm. Zaten kitapları yazdıktan sonra “bu • Cevdet Bey ve Oğulları-Orhan Pamuk “Yıllar sonra geri dönüp Orhan Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları isimli ilk kitabını okudum. Hakikaten hayran kaldım. Romanında anlattığı yıllar, Halide Edib’in hayatıyla kesişen yıllar olduğu için çok ilgimi çekti başlangıçta. Kitabı okurken, Orhan Pamuk’un Türkiye’nin bütün sorunlarını daha gencecikken dert edindiğini gördüm.” kadınları bize siz tanıttınız,” diyen çok oldu. Halbuki biri Mustafa Kemal’in eşi idi, diğeri de Osmanlı’dan günümüze ayakta kalmayı bilmiş bir kanaat önderi. Ne var ki, her ikisini de çok eksik ve yanlış tanımıştık. Halide Edib gibi Türkiye tarihinde ilklere imza atan bir kadının hayatının incelikleriyle tanışmak kadınlık hakkındaki düşüncelerinizi etkiledi mi? Bir kere fikri anlamda çok zenginleştiğimi düşünüyorum. Kadınlara saygım arttı, kadınları daha fazla önemsiyorum. Kadın ile erkek arasında hiç fark gözetmediğim yıllar oldu. Kadınlık üzerine yazılmış kitaplar ve makaleler kendime ve başka kadınlara değişik bir gözle bakmamı sağladı. Şimdi de bu kadınların yaşamlarını böyle didik didik incelerken onlardan kuvvet alıyorum. Kitabın okurları da benzer bir güç alıyorlar. Gazetecilik geçmişinizin hayatınızdaki yeri nedir? Türkiye’de kadın olmak başlı başına dertli iken bir de araştırmacı gazeteci kimliğini taşımak yorucu oldu mu? Ben bugün de bir tür gazetecilik yapmaktayım. Tarih sayfalarından arayıp bulduğum haberleri biriktirip biriktirip kitap yapıyorum. Hem Latife Hanım hem de Halide Edib biyografisi aynı mantıkla ortaya çıktı. Şöyle bir fark var günlük gazetede çalışan kişiyle aramda: Haber kovalamada ben kendi kendimin efendisiyim. Talimatımı kendim alıp veriyorum, editörlüğümü de yine kendim yapıyorum. Her iki kitapta da sayısız haber var. Ama ben kendimce ulaştığım haberleri bağırtmadan hikaye gibi anlatıyorum. Muhakkak kaynak da gösteriyorum. Araştırmacı gazetecilikten ziyade esas yorucu olan kadın olmak. Kadınlığın zor yanları maalesef çok. Hayatın sevilmeyen gündelik işleri hep kadınların sırtında; buna karşılık toplumun en yoksul kesimi yine kadınlar. Toplumun en dezavantajlı kesimi yine kadınlar. Haklarımızı arama konusunda ısrarcı davranmamız gerekiyor. Kadın, anne, araştırmacı-gazeteci, yazar kimliklerinizin çatıştığı durumlar oluyor mu? Hayatın öncelikleri kimlik dinlemez. Bu yüzden elbette çatışmalar oluyor. Oğlumuz 32 yaşında ama bizimle yaşıyor. Üç kişi aynı evde yaşarken sayısız problem çıkıyor. Kimi sessizlik istiyor, kimi başka bir şey. Ama • Ali ile Ramazan-Perihan Mağden “Perihan Mağden’in öfkesini dile getirme biçimini çok etkileyici buluyorum. Seçtiği sözcükler derdini anlatırken derdi yanı başınıza getiriyor. İki eşcinsel gencin dramını anlatan bu kitabı önemsedim. Yerli edebiyatımıza eşcinsellik mevzusu yeni yeni girmeye başladı. Bu da bir viraj olmuş.” • Günlükler 1906-1948-Kazım Karabekir “Kazım Karabekir’in günlüklerini heyecan verici buldum. Eli kalem tutmaya başladığı günden beri günlük tutmuş. Tarihe merak salan benim gibi birisi için doğrusu büyüleyici. Latife ve Halide çalışmalarım sırasında kapalı kalmış pek çok noktayı benim için aydınlatmış oldu.” • Geçmişiniz İtinayla Temizlenir -Cemil Koçak “Cemil Koçak’ın ‘Geçmişiniz İtinayla Temizlenir’ ismini verdiği çalışması değişik dönemlerde kaleme aldığı makalelerden oluşuyor. Tam altı yıldır 1900’lü yılları öğrenmeye çalışıyorum. Ama hep bir şeyler eksik kalıyor. Bu kitap kafamdaki parçaları bir araya getirdi. Ne demek istediğimi şöyle anlatayım: Bir albüme bakıyoruz, 1930’lu yıllarda batılı giysileri içinde bir kadınımızın son derece afilli fotoğrafını görünce müthiş etkileniyoruz. Yahu nereden nereye diyoruz. Halbuki bu fotoğrafta gördüğümüz suret tamamen şekilden ibaret bunu fark etmiyoruz. 1930’lu yıllarda Türkiye’de hüküm süren baskı rejimi fotoğrafa aksetmiyor. Bu kadının örneğin sahip olduğu gayrimenkul yine fotoğrafa yansımıyor. Fotoğrafa sadece baloda dans eden ya da dekoltesiyle poz veren bir anneanne ya da babaanne yansıyor. Cemil Koçak’ın belgelere dayanarak anlattığı geçmiş hiç de övünülecek tozpembe bir geçmiş değil.” • Suyu Arayan Adam-Şevket Süreyya Aydemir “Okuduğum bir diğer kitap ise Şevket Süreyya’nın hayatı, ‘Suyu Arayan Adam’. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en ısrarlı biyografi yazarını merak ettiğim için onun hayatını anlatan kitabı okudum. Çok da beğendim.” üçümüz de beraberliğimizden memnun olduğumuz için küçük fedakarlıklar yaparak durumu idare ediyoruz. 11 ALIŞVERİŞ YILBAŞI YENİ YIL HEDİYENİZ! Yeni yılı karşılarken sevdiklerinizle mutluluğunuzu paylaşmanın yollarından biri de onlar için özenle seçeceğiniz hediyelerdir. Kütahya Porselen’in koleksiyonlarından şık ve zarif yılbaşı hediyeleri seçtik. Bu yılbaşında sevdiklerinizi modası asla geçmeyecek bir hediye ile mutlu etmek istiyorsanız, sır altı tekniğiyle üretilen ve solmama garantisine sahip olan çerez seti tam size göre! Çerez seti, (4 parça) 27,50 TL. 1 12 Servis tabağı, kahve fincanı, lokumluğu, fincan kapağı ve su bardağı ile tam hizmet veren kahve seti, geleneksel kahve keyfinden vazgeçemeyenler için ideal. ‘YP06TF1283678’ Türk kahvesi seti, 265 TL. 3 Sevdiklerinizin armağan ettiğiniz hediyeyi her gün kullanmasını istiyorsanız, göz dolduran desenleri ile bu set, tam sizin aradığınız hediye! ‘CRN87YT9013226’ Armina yemek takımı, (87 parça), 590 TL. 4 Kahve tiryakileri için şık ve sıra dışı bir hediye mi arıyorsunuz? O halde farklı desen alternatifleri ile aklınızı karıştıracak olan bu fincanlara mutlaka göz atın! ‘Estel’ kahve fincanı seti, (4 parça) 34 TL. 2 Klasik desenleri ile dikkat çeken Sahra yemek takımı, 30 cm porselen supla tabaklarını da içeriyor. ‘CDN97YT9013955’ Sahra yemek takımı, (97 parça) 800 TL. 5 Yetişkinleri bile kıskandıran Corner Mama Seti, dünyanın en neşeli hediyesi olmaya aday. Şık kutusu ile de dikkat çeken ürünün farklı desen alternatifleri de mevcut. ‘Corner’ mama seti, (5 parça) 32 TL. 6 13 ALIŞVERİŞ YILBAŞI Renkli ve neşeli bir dünyanın temsilcisi olan Naturaceram ‘Perge’ serinin parçalarından istediğiniz adette satın alabiliyorsunuz. 7 Servis tabağı, fincanı ve fincan tabağı ile üç parçadan oluşan bu özel seri, el yapımı ürünler arasında en çok sevilen örneklerden biri. 8 Soğuk kış günlerinde sofralara baharın sıcaklığını getirecek olan bu kahvaltı setleri, güne pozitif enerji ile başlamanızı sağlayacak. Elektrikli ısıtıcısı dahil 44 parçadan oluşan ‘CRN44KH9015207’ İmren kahvaltı seti, 399 TL. Elektrikli ısıtıcısı dahil 44 parçadan oluşan ‘CRN44KH901511’ Bengü kahvaltı seti, 399 TL. 9 14 Naturaceram Şato serisinin renkli parçaları ile yaratacağınız set, hayal gücünüzle şekillendirebileceğiniz rengarenk hediye alternatifleri sunuyor. 10 15 YENİLİK SUJET UYGULAMA ÖZGÜR DESENLER Alışılagelmiş seramik tasarımlarından sıkıldıysanız, nasıl bir desen istediğinize karar vermeniz yeterli. Kütahya Seramik, sujet uygulamasıyla hayalinizdeki modeli ve deseni, sadece size özel olarak üretiyor. 16 ütahya Seramik yüksek ba- K sınçlı su sistemiyle ürettiği özel kesimli bordür, dekor ve panolarıyla kişiye özel çözümler sunuyor. Sınırsız desen ve ebat seçeneğine sahip olan özel tasarımlı ürünler, bilgisayar uygulamaları ile desteklenen sujet makinelerinde kesiliyor. Soğuk kesim sistemi ile yapılan sujet uygulamalarda herhangi bir bozulma, esneme, erime ve sertleşme sorunları yaşanmıyor. Ürün istenilen incelikte, pürüzsüz bir şekilde kesilebiliyor. Özellikle mimarinin, dekorasyonun ve özgür tasarımların vazgeçilmezi olan bu teknolojiyle her desen en küçük ayrıntısına kadar seramiğe ve cama uygulanabiliyor. Eşsiz renk ve desenleri ile olağanüstü bir yorum kazandıran Brezza cam koleksiyonları da (üstte solda), sujet uygulamaların en gözde parçaları arasında. 17 YENİ SERİ VERSATILE SERAMİKTE BİR DEVRİM VERSATILE Seramik sektörünün başrol oyuncularından biri olan Kütahya Seramik, üç boyutlu seramik koleksiyonu Versatile ile Türkiye’de ve dünyada yenilikler sunmaya devam ediyor. Versatile ‘Arc’ serisi. 18 Versatile ‘Arc’ serisi. Versatile ‘Axis’ serisi. İşlevselliği, değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versatile, çok yönlü kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı başlatıyor. Versatile koleksiyonu, kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan, farklı mekan kurguları ile birçok duyguyu ve estetiği içinde barındırıp, geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı ve estetik kurallarla sergiliyor. Koleksiyon, kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı döşeme seçeneği sunuyor. Böylece her uygulamayla mekanlar farklı kimlikler kazanıyor. Arc ve Axis olmak üzere iki farklı modelden oluşan koleksiyonun dikkat çeken en önemli özelliklerden biri, her iki serinin birbirinden farklı tasarımlara sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçişin mükemmel bir uyum içinde yapılabilmesi. Versatile koleksiyonu, üç boyutlu olma özelliği, işlevselliği, farklı tasarım seçenekleri ve uygulama kolaylığı ile mimari projelere özgün ve yenilikçi çözümler sunuyor. Mimari uygulamalara farklı bir bakış açısı kazandıran Versatile ürünleri, plaza, ofis, lobi, salon, yatak odası gibi her ölçekte tüm iç mimari mekanlara uygulanabiliyor. Koleksiyonun Arc serisi 12.5x29 cm; Axis 12.5x22 cm ölçülerinde kahve, mavi, beyaz, bordo, siyah, krem renklerinde, mat ve parlak doku seçeneklerine sahip. 19 DEKORATİF SHINE/DIANA LÜKS EFEKTİ Işığa yön verme özelliğine ve yalınlığı sahip ‘Shine’ ‘Sh zarafetle buluşturan ‘Diana’ serileri, ssade ama göz alıcı mekanlar yaratmak için ideal. GÖZ KAMAŞTIRAN IŞILTILAR Işığa yön verme özelliğine sahip olan ‘Shine’ serisi, özgün ve sıra dışı stiliyle kullanıldığı mekanlara estetik bir dokunuş katıyor. Yansımalarla kuvvetlenen serinin kare desenleri, metalik renklerdeki yüzeye ışıltı ve derinlik kazandırıyor. 66x33 cm ebadında, sırlı porselen karo olarak üretilen seri, disko, bar ve vitrin gibi özel mekanlarda da tercih ediliyor. SADE, ZARİF VE ASİL Kütahya Seramik’in 2011 koleksiyonunun en gözde ürünü olan ‘Diana’ serisi, sadeliği zarafetle buluşturuyor. 50x25 cm ölçülerinde duvar karosu, 33x33 cm ölçülerinde yer karosu olarak üretilen serinin, siyah ve beyaz olmak üzere iki alternatifi bulunuyor. Yalın bir tasarım anlayışının sergilendiği serinin en iddialı ürünü ise, kabartma efektli platin dekorlar. Sade ama göz alıcı bir mekan yaratmak isteyenler için üretilen platin dekorlar, zarafeti ve asaleti de yaşam alanlarına getiriyor. 20 PORTRE TULUHAN TEKELİOĞLU ‘Ben 40’ımda büyüdüm’ Ekrranın en renkli Ekranın ren nk kli yüzlerinden biri Tuluhan Tekelioğlu. b iri T uluhan T eekelioğlu. Türkiye’de kadın T ürkiye’de ka adıın olmayı ‘40’ında ‘4 40’ın nda 40 40 kadın’ kad dın’ sergisiyle irdeleyen Tekelioğlu, 40 yaşın kendisi için de milat olduğunu söylüyor. Yazı Sevgi Su Yürük Fotoğraflar Yasin Acar 22 uluhan Tekelioğlu röportajlarıyla gündem yaratan bir O beni çok mutlu etti. Şöyle düşünüyorum, güçlü kadın ya gazeteci. Kendine özgü röportaj tekniğini video yer- da cesur kadın rehberi oldu o kitap. Başlangıçta bir kitap yaz- leştirmelere ve belgesellere de taşıyor. Bunun en gü- ma fikrim yoktu. Tam anlamıyla bunu bir belgesel, bir fotoğraf zel örneklerinden biri de ‘40’ında 40 kadın’ sergisi. Bu serginin sergisi yapmak istedim. Mesela Okan Bayülgen’in programında amacı onun deyimiyle ‘40’ına giren kadınların farkındalığını or- elimde katalog vardı, zannetmişler ki, bu bir kitap. Ve kitapçılara taya koymak.’ Etrafa yaydığı etkiden, amacına fazlasıyla ulaştığı gidip bu kitabı sormuşlar. Bana çok telefon geldi kitapçılardan, hemen anlaşılıyor. 40’ında 40 kadın sergisini şimdi de ‘50’sinde bunun kitabı yok mu diye. O sırada yoktu, sadece bir sergi ka- 50 Erkek’ izleyecek. Biz de Tekelioğlu’na sorduk ‘40 yaşına gi- taloğuydu. Daha sonra oturdum ve üç hafta içinde bunu kitap- rince hayatınızda neler değişti?’ laştırdım. Şimdi kitap her yerde, serginin ya da filmin ulaşama- T Gazeteci kimliğiniz dışında video yerleştirmelerinden yacağı en ücra köşelerde de var. Dolayısıyla memnunum. Şunu oluşan sergileriniz çok konuşuldu. Röportaj alanında bi- düşünüyorum; gazetecilik ya da televizyonculuk sadece bize linen en iyi gazetecilerden birisiniz, bu sergiler mesleği- sunulan mecralarda yapılmaz. İnsanların ulaşabileceği her yer- nizin bir uzantısı gibi duruyor çünkü hepsi bir tür röportaj de yapılır. Bunu kanıtlamak istedim ben ve bu projelerim devam tekniğine dayanıyor. Siz de bu çalışmaları mesleki bir edecek. Her sene bir projeyle devam edeceğim. Şimdi sırada uzantı olarak görüyor musunuz? ‘50’sinde 50 Erkek’ var. 15 senelik gazeteciyim. Değişen dünyada ve Türkiye’de ‘40’nda 40 kadın’ sergisinde karşınızdakilere yönelt- video yerleştirmelerin, belgesellerin insanları her yerde yakala- tiğiniz soruların benzerini size sorsak, neler değişti ha- yacağını düşünüyorum. İnsanları yakalamak ve bilgilendirmek yatınızda? Kendinize de doğum günü hediyesi olarak bu için sadece gazete, televizyon, dergiler değil; aslında alışveriş kitabı vermişsiniz… merkezleri, onların sıklıkla dolaştıkları sergi mekanları, sinema 5 Mart’ta doğdum ben. 1970 doğumluyum. Sergiyi 3 Mart’ta salonları olabilir diye düşündüm ve bu yüzden gazeteciliğimi açtık ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Yani hem kendime insanların yoğun olarak birlikte vakit geçirdikleri yerlerde de hem de ülkemde yaşayan bütün kadınlara hediye etmek istedim göstermek istedim. Dolayısıyla ilk yaptığım ‘Ayaküstü Cevap- yaptığım çalışmayı. Günlük hayatımda değişen bir şey yok ama lar’ sergisi Türkiye’deki 150 insana, ünlü ünsüz, sorduğum altı iç dünyamda çok şey değişti. Her kadının da bu yaşa geldiğinde basit sorudan oluşuyordu. Ondan önce Türkiye’nin en büyük hayatında bir şeyleri değiştirdiğini düşünüyorum. Çünkü bu yaşa ve en prestijli sanat galerilerinden birinde, Milli Reasürans Sa- yaklaşırken, sadece benim içimde değil, pek çok kadının içinde nat Galerisi’nde sergilendi. Daha sonra bu sergi Türkiye’nin pek fırtınalar kopuyor. Yakın çevremden gözlemledim kadınları. Çok çok yerine gitti. Bursa’ya gitti, Antalya’ya gitti, Adana’ya gitti yakın arkadaşlarım var ve bana şunu söylediler, özellikle bir ta- ve alışveriş merkezlerinde insanlarla buluştu. Bu benim için çok nesi beni çok şaşırttı: “Hayır diyebilmeyi 40 yaşında öğrendim. önemli bir şey, çünkü yaptığım işin her yerde insanları yakalaya- Bugüne kadar kimseye hayır diyemiyordum, kimseyi kıramıyor- bileceğini düşünüyorum. dum, hep verici davranıyordum ama baktım, yaptıkça yaptıkça İkincisi, bu sene yaptığım sergi; sadece bir sergi boyutu yok- karşılığında hiçbir şey alamıyorum.” Teyzemin kızı 40 yaşında tu aynı zamanda bu bir belgeseldi. Belgesel çekmek için yola eşinden boşandı ve aşık olduğu, kendisinden yedi yaş küçük bir çıktım. Neden sergi yaptım aynı zamanda? Çünkü İstanbul’un adamla evlendi mesela. Bunu cesaretle anlatma ve uygulama çok farklı semtlerinde yaşayan kadınlara ulaştım. Amacım durumu 40 yaşında oldu. O kadar enteresan şeyler gördüm ki 40’ına giren kadınların farkındalığını gösterebilmekti herkese. Ve çevremde. Benim hayatımda ne oldu? Çok büyük bir değişik- bu kadınların bir arada bulunması mümkün değildi. Onları biz lik olmadı hayatımda ama anladığım kadarıyla kendimi 40’ımda belgeselde gördük, daha sonra kitaplaştırdık, kitapta gördük tanıdım. Ben 40’ımda büyüdüm. Olgunlaşmadım büyüdüm di- ama sergi yapmamın amacı, açılış gecesinde o kadınların hep- yebiliriz. Kendimle hesaplaşamadığım bazı şeyleri İstanbul’daki sini bir araya toplayabilmekti. İstanbul’un kokoşlarıyla varoşları çok uzak semtlerdeki kadınların ağzından aldım, içimdeki bütün bir sergide buluştular. Bunu sağlayabilmekti, bu yüzden orada duyguları onlar konuştular. Onları konuşturtarak kendimle barış- bir açılış yapmak, hepsini bir araya getirmek istedim. Ve başarılı tım. Yani 40 bana iyi geldi, her kadına geldiği gibi. Her kadın aynı olduğunu düşünüyorum projenin. şeyi yaşıyor bence ve daha sonra sükunete eriyor. 40’ında 40 kadın kendi dalgasını aldı gidiyor, kitaplaştı. 40 yaşına gelen, 40 yaşına yaklaşmakta olan kadınlar birbirlerine doğum günü hediyesi veriyorlarmış kitabı... Sizce başarıya ulaşmakta yaş ne derece önemli bir faktör? Peki ya şans? Yaş çok önemli değil ama deneyimler, tecrübeler yaş al23 PORTRE TULUHAN TEKELİOĞLU makla oluyor herhalde. Belli yaşlarda idealleriniz, hayalleriniz, açılmıştı. Patronu Ufuk Güldemir’di. Çok az insandık ve çok hırslarınız var ama her şey birlikte gitmiyor. Oturmuşluğunuz zor koşullarda, diskodan bozma, izbe, Ataköy Marina’da bir yaşla geliyor, o çok doğru bir şey. Deneyimler yaşla geliyor. stüdyoda Türkiye’ye yayın yapıyorduk. O gün kanalizasyonlar Şunu da kabul etmiyorum, mesela bazı banka dergileri benimle patladı. Her taraf feci böyle, pislikler vs. ve konuğum Nükhet röportaj yapıyor, bireysel emeklilik vs. Hiç kendimi emekli ola- Duru‘ydu. Nükhet Hanım yayına girmeden önce stüdyoyu feci cağım yaşta hissetmiyorum. Bireysel emeklilik denen şeyi yap- bir koku basmıştı. Ben kendisine ne içersiniz diye sordum, tırmam çünkü daha emeklilik benim için çok uzakta gördüğüm çay içeyim Tuluhan’cım dedi. Onun, o sıcaklığını unutamam. bir şey. Dolayısıyla yaşlanmaya, özellikle ruhun yaşlanmasına Çayı içebilme cesaretini gösterebildi orada. O yüzden severim inanmıyorum. Tabii ki bedenimiz yaşlanıyor, tabii ki yer çekimi Nükhet Hanım’ı. Pek çok şey var, gazetede de pek çok şey denen şey var, tabii ki hepimiz bir gün yaşlanacağız vs. ama yaşıyorum. Bazıları bende kalıyor tabii ama ileride bunları kitap- burada anneannemi örnek aldım. 98 yaşında bir Selanik kadını- laştıracağım. dır ve ruhu genç kız gibidir. Bedeni 98 yaşında ama… Hepimiz onu örnek aldık ailemizde herhalde. Biz de hayata onun kadar bağlıyız. Ve bütün bu yaptığım işler, hayallerim beni hayata bağlıyor. O yüzden çalışmak çok önemli. Çalışmak, benim için hayallerimi gerçekleştir- İnsanlarla bu kadar ilgili biri için mekanlar da önemlidir herhalde, yaşam alanınıza özenir misiniz? İşte bu evden gördünüz. Özenirim, yani rahat olmasına özenirim. Mesela Gümüşsuyu’nda küçük bir dairede yaşarken oğlum için Kendimle hesaplaşamadığım bazı şeyleri İstanbul’daki çok Röportaj yapmak empati kurmayı gerektirir. uzak semtlerdeki kadınların Sizi röportaja yönelten ağzından aldım, içimdeki bütün ne oldu? duyguları onlar konuştular. Onları Meraklı kişiliğim herhalde, çocukluğumdan beri konuşturtarak kendimle barıştım. öyle. Geçtiğimiz gün Reha Yani 40 bana iyi geldi, her kadına Muhtar’ın bir yazısını okudum, Guardian’da galiba. 14 geldiği gibi. Her kadın aynı şeyi yaşında ne olmayı hayal ediyaşıyor bence ve daha sonra yordunuz ya da ne yapmayı hayal sükunete eriyor. ediyordunuz, şu an neredesiniz? O mek demek. kadar tuhaf ki; düşündüm, ben 14 yaşında Ankara’daydım, Ankaralıyım. Ankara’da, daha konforlu ve bahçeli bir eve taşındık. Bahçemizde yazın özellikle arkadaşlarım gelir, büyük yemekler yaparız. Bunu seviyorum. Benim için ev kalabalık olmak demek. Ailenin gelmesi, arkadaşların gelmesi; benim için evi canlı ve hayat dolu kılan şey o. Bunu sıklıkla yapabiliyor muyuz? Hayır, çünkü aileler Ankara’da vs. ama olabildiğince onların buraya gelmesini arzu ediyorum ve geldikleri zaman çok eğleniyoruz hep birlikte. Dekorasyon anlamında açıkçası böyle takıntılarım yoktur ama bir dönem dekorasyona girerim, fokuslanırım, ondan sonra çıkarım. Her Tunalı Hilmi Caddesi’nde, elimde bir defter ve kalem, o za- an evime şunu alayım diye bir şeyim yok. Sadece annemden man yeni çıkan bir çete vardı, Kobralar diye, motosikletle dola- gelen tablolar var. Annem önemli bir sanat galerisi yöneticisi- şan, benden 4-5 yaş büyük ağabeyler, ablalar. Onların peşine dir ve onun oluşturduğu bir koleksiyon var. Annemi çok sevi- takılıp, “Siz ne yapmak istiyorsunuz, ne yapıyorsunuz, neden yorum çünkü istediğim bütün tabloları bana verdi. Benim için böyle yaşıyorsunuz, neden saçlarınız uzun,” gibi meraklı me- evde aksesuar demek, tablo demek. Örtü koymayı, kullanmayı raklı sorular sormuştum. İstediğim için, sadece merak ettiğim sevmiyorum. Galiba şundan, kafamız çok karışık. Çok insanla için, merakımı tatmin etmek için onlarla röportaj yapmıştım. karşılaşıyoruz, çok hareketli bir beyin… Medyadaki bütün arka- Şimdi bakıyorum yine aynı yerdeyim, hala sorularıma devam daşlarım için bunu söyleyebilirim. Beynimizin çok fazla kısmını ediyorum. çalıştırmaya çalışıyoruz, çok farklı alanlarda beynimizi çalıştırı- Hiç unutamadığınız röportajlarınızdan birine örnek verebilir misiniz? yoruz. Dolayısıyla zaten beynimiz karışık, evde de o karışıklığı çok görmek istemiyorum. Daha bir sakinlik seviyorum evde. Çok var. 15 sene oldu gazetecilikte, bunun sekiz sene- Çok aksesuar sevmiyorum. Hepsini kaldırdım, kayınvalidem si gazete muhabirliği, yedi senesi televizyon. İkisinde de çok gelince koyuyorum onları. Ne yapayım, soruyor çünkü. Hat- şey yaşadım. Mesela bir tanesi, Habertürk televizyonu yeni ta, “Tuluhan’cım, neden o sana hediye ettiğim takıyı takmıyor- 24 HAKKIMIZDA... Kütahya Porselen ürünlerini beğeniyor musunuz? Evde anneannemden bize gelen bir alışkanlık daha vardır. Anneannem her zaman evinde porselen kullandı. Ben evlendiğimde, anneannemin çeyiz hediyesinde porselenler vardı. Evde hiçbir zaman seramik kullanılmaz. Porselen benim için çok önemli, bütün yemek takımlarım porselen. Dolayısıyla Kütahya Porselen’i çok seviyorum. Bir de eşimin anne tarafı Beyaz Rus. Onun büyük teyzesi, porselenlerin kenarına işler yapmış zamanında. Öyle de eski bir porselen takımım var. 24 kişilik, nasıl işlemiş bilmiyorum. Hiç bozulmamış. sun?” dememesi için, o gelince takılarıma dahi özen gösteririm. tabilmek için esinlendiğim çok şey oluyor. Böyle takıntılı şeyler Neyse ki sıklıkla gelmiyor! yapıyorum bazen, çok komik. Bazen de hemen yazıyorum ve ‘Günlük hayatınızda kendinizi en çok nerede huzurlu hissedersiniz?’ diye sorsak ne cevap verirdiniz? Çalışma odamda, benim için çok önemli orası çünkü. Mesela geçen sene o çalışma odasında bir belgesel ve iki kitap ürettim. Herkes yatağa çekilince ya da evde olmadıkları saatler- bitiyor. Çalışma odamı seviyorum. Başka, yaşadığımız alanı seviyorum, bahçeyi seviyorum, bahçede çıplak ayak dolaşmayı seviyorum. Çoğu insan için mutfak ve sofra bir terapi alanı? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? de, ben orada fikirlerimi döküyorum kağıtlara ya da bilgisayara. Mutfağı sevmiyorum. Bu eve geçince kocamın en çok iste- Orada çok huzur buluyorum. Yazı yazarken çok huzur buluyo- diği büyük bir mutfaktı. Yukarıda çok büyük bir mutfağımız var. rum. Açıkçası gazete bana çok geldi televizyondan sonra. Bir Ve o balık çorbası yapmayı çok seviyor. Yılda bir kez kazanlarla dönem ara vermiştim gazeteye. Şimdi gazeteyle bütün düşün- balık çorbası kaynatırız. Sonra onu alır, deep freeze’e koya- celerim toplanıyor, beni sakinleştiriyor, meditasyon gibi oluyor rız, kışın hazır olsun diye. O bir ritüeldir. Balık kafaları konulur, gazete benim için. Yazmak meditasyon gibi. Çarşamba günleri yanında pırasalar, diğer sebzeler pişer, balık suyuyla birleştiri- röportaj yazma günüm. Perşembe sayfa yapıyorum Sabah lir. Çok zor bir prosedürdür. Onu, o yapar. Haftada bir, pazar Gazetesi’nde. Çarşambaları çok seviyorum işte. Akşamları ye- günleri arkadaşlarımızı çağırırız, balık ya da mangal yaparız. O mekten sonra yukarı çıkıyorum ve orada yazmaya başlıyorum. işleri o yapmayı seviyor mutfağa girip. Ben sadece alışveriş ve Bazen bir cümle için birçok kitap karıştırıyorum. O havayı yara- mutfak organizasyonu yaparım. 25 DÜNDEN BUGÜNE TÜRK KAHVESİ Kahverengi aşkımız Milyonlarca insan, güne ancak bir fincan kahvenin mis gibi kokusunu içine çektikten, sıcacık lezzetini damağında hissettikten sonra başlıyor. Yeryüzünün en karizmatik içeceği olan kahve, Türkler tarafından dünyaya armağan edildi. Yazı Senem Coşkun 26 er Türk’ün belleğinde du- meyvesinden yiyorlarmış. Kaldi de me- manı mis gibi tüten köpük- rak edip meyvelerden yemiş. Ve biraz lü kahvelerin lezzeti önemli çokça kaçırınca, uykusunun kaçtığını, bir iz bırakmıştır. Yaşı biraz ileri olanlar zindeleştiğini fark etmiş. İnsanoğlu kıtlık yılları olarak bilinen 1950’ler ve sonra onun çekirdeklerini çıkarmayı, 70’lerin sonunu daha net hatırlarlar. O onları kavurmayı ve suyunu kaynatıp yıllarda döviz kıtlığından dolayı kahve içmeyi keşfetmiş. H ithalatının yasaklanmasıyla baş gös- Önceleri kahve Yemen ve teren yokluklar o kadar bunaltıcıdır ki, Etiyopya’da yetiştirilir, dünyada pek Edebiyat Fakültesi profesörlerinden Ali bilinmezmiş. O yıllarda “İslam’ın şara- Nihat Tarlan, 1950’lerdeki kıtlıkta kağı- bı” denilirmiş kahveye. İslam dünyası dı kalemi eline alıp yakın dostu İstanbul alkolsüz olmasına rağmen bu içeceği Valisi’ne şiirli bir dilekçe döşenmiştir. de pek kolay kabul etmemiş, uzun yıl- Halden anlayan zamanın valisi, dize- lar kahve konusunda ikiye bölünmüş. lerle yakaran dostuna 200 gramlık bir 15. yüzyılda ise tüm Arap ülkelerinde kahve karnesi yollamıştır şiiri alınca. zevkle içilir olmuş. Şeyh Şani, “Biz kah- Efsaneye göre kahve, yüzlerce yıl veyi ibret eder gibi yudum yudum içtik. önce Yemen otlaklarında keçilerini Siz de bilinçli ve akıllı kişilerle kahve içi- güden çoban Kaldi’nin, güttüğü keçi- niz. Kim kahvenin zevkini, faydasını in- lerin niye neşeyle oynaştıklarını merak kar ederse Allah onun yüzünü kapkara etmesiyle keşfedilmiş. Kaldi, bir gece etsin” diyerek noktalamış tartışmaları. her zaman o saatlerde uyuttuğu ke- Kahve İmparatorluğun başkenti çilerinin çılgınca hoplayıp zıpladıklarını İstanbul’a da bu sıralarda gelmiş. Ye- fark etmiş. Sopasına dayanıp kalkmış men Valisi Özdemir Paşa, ilk kez sara- ve hayvanlarının yanına gitmiş. Keçi- ya 1500’lerin ortalarında kahveyi geti- ler gidip gelip bodur bir ağacın kırmızı rip padişaha tanıtmış. O günden sonra 27 DÜNDEN BUGÜNE TÜRK KAHVESİ Kahvenin lezzetini çekirdeklerinin tadı kadar, kavrulma derecesi de etkliyor. Az kavrulmuş kahve damağı tırmalıyor, çok kavrulan ise acı oluyor. İşin sırrı, her kahveyi özelliğine göre tadını en iyi vereceği ısı derecesinde kavurmakta... sarayda kahve pişirilmesi adet olmuş. masının ardından, dünyayı da fethetmiş. Yine aynı yıllarda Halep’ten gelen Ha- Osmanlı ordusu 1863’de ünlü Viyana ku- kem ile Şam’dan gelen Şems adlı iki or- şatmasını kaldırıp geri çekilirken, birçok tak Taht-ül-kala’da (bugünkü Tahtakale) yüküyle beraber 500 çuval kahvesini de 1554’de ilk kahve dükkanını açmışlar. Bu Viyana’da bırakmış. Kahveyi o zamana kahve dükkanları ve kahvehaneler öyle bir dek tek tük duyan Viyanalılar bu gani- hızla yayılmış ki, 1574’de padişah III. Mu- meti kavurup içmeye başlamışlar. Ar- rat yayılmasından endişelenip, halkın yö- dından üst üste kahvehaneler açılmış ve netimle ilgili dedikodu yapmasını önlemek Viyana’da oluşan kahve içme alışkanlığı için kahveleri kapattırmış. Zamanla kaçak Avrupa’nın dört bir yanına yayılmış. kahveler türemiş, yeniçeriler de buralara Kahve bundan sonra iyice çeşitlen- gidip halkla kaynaşır olmuşlar. Bu, son- miş. Osmanlı geleneksel bakır cezvele- raki padişahları da çileden çıkarmış. III. rinde sade kahve pişirmeyi sürdürürken, Murat ise işi daha ileri götürüp, kahve Avrupa’da önce sütlü kahve keşfedilmiş, ve tütün içerken yakalananların boynunu ardından filtre etme yöntemi, sonra da vurdurtmuş… Din adamları da karşı çık- ilkel espresso aletleri ve nihayet de esp- mışlar kahveye. Şeyhülislam Ebussuud resso makineleri icat edilmiş. Avrupa ül- Efendi, “Kömür oluncaya kadar kavrulup keleri Yemen ve Etiyopya’dan istedikleri yakılan nesnenin şurubu caiz değildir,” kadar kahve alamayınca, Ekvator kuşa- diye fetva vermiş. İstanbul’a Yemen’den ğındaki sömürgelerinde kahve tarımını kahve getiren gemiler batırılmış, çuvallar başlatmışlar. Kısacası kahve ilk atağını dolusu kahve Haliç’in dibini boylamış. Osmanlılar’a, sonraki muazzam hızda Kahve, Osmanlı sınırlarında yayıl- 28 yayılmasını ise Avrupalılar’a borçlu. SANAT TULUYHAN UĞURLU Dumanı üstünde Türk kahvesinin sunumu da en az lezzeti kadar önemli. Kütahya Porselen’in Türk kahvesi tiryakileri için özel kutuları ile ürettiği şık ve zarif kahve fincanı setleri, keyfinize keyif katacak. Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS 30 Bu sayfada ‘ABLMG08KT66920’ Limagos kahve fincanı takımı, orijinal kutusunda canlı ve soft renklerde, (dörtlü set) 228 TL. Yan sayfada ‘ABALC06KT6615485’ Alice kahve fincanı takımı, kristal bardağı ile orijinal kutusunda, (tekli set)112 TL; (ikili set) 210 TL. 31 SÖYLEŞİ DENİZ HERTZ 32 Almanya-Türkiye arasında bir köprü Deniz Hertz, ilk olarak Formula 1 organizasyonlarında basında adından sıkç sıkça söz ettirmişti. Şimdilerde yoo ailesine katılan Hertz ile satış ve pazarlama alanındaki başarılı kariyer yaşamını paylaştık. Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Leyla Yaman 1970 yılında Almanya’da dünyaya gelen Deniz Hertz, lise ve üniversite öğrenimini Almanya’da tamamlamış. Hamburg Üniversitesi’nde Japon Dili ve Kültürü üzerine talepler doğrultusunda bir dönüşüm yaşanıyor. Emlak yatırımları konusunda Avrupa’nın Türkiye’ye bakışını nasıl gözlemliyorsunuz? yüksek lisans eğitimi alan Hertz, yine Hamburg’da lüks Dünya haritasına baktığınızda Türkiye’nin Avrupa’yı ve markaların satış ve pazarlaması alanında koçluk eğiti- Asya’yı birleştiren olağanüstü konumu hemen gözünüze mi almış. İş hayatına Lufthansa Hava Yolları’nda başla- çarpacaktır. Türkiye’nin ekonomisi çok hızlı gelişiyor ve yan Hertz, Öger Tours ile turizm sektörüne adım atarak, büyük bir ekonomik potansiyele sahip. Türkiye sadece sırasıyla Gulet Tours ve Magic Life otel zincirinde görev Avrupa’nın değil, pek çok kültüre hayat vermiş zengin almış. 1996 yılında Cape Town’da Bella Ev’de Satış ve dokusu sayesinde Körfez ülkeleri ve Rusça konuşulan ül- Pazarlama Müdürlüğü, 1997–1999 yılları arasında ise For- kelerin de yatırım ve tatil tercihlerinin üst sıralarında yer mula 1 organizasyonlarını düzenleyen Incentive Tours & alıyor. Events’de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Hertz, 2005 yılında yoo ailesine katılarak Satış ve Pazar- Yooistanbul projesi ile Philippe Starck adını duymaya başladık. Bu ilişki nasıl kuruldu? lama Temsilcisi olmuş. Şu anda da yooistanbul projesinin Türkiye çok uzun süredir yoo’nun fokusundaydı. Dün- Satış ve Pazarlama Müdürü olarak çalışıyor. Deniz Hertz yanın 27 ülkesinde 57 proje gerçekleştiren yoo artık proje ile şu sıralar dünyanın bir numaralı tasarımcısı Philippe haritasında İstanbul’u görmeyi büyük bir tutkuyla hedefli- Starck’ın da adıyla basında çok konuşulan bu yeni projeyi yordu. yoo’nun kurucu ortağı ve kreatif direktörü Philippe ve Almanya-Türkiye arasında geçen başarılı kariyer hika- Starck İstanbul’a kalıcı, estetik değeri yüksek bir rezidans yesini paylaştık. projesi yapmayı çok arzuluyordu. Say Yapı Yönetim Kuru- Emlak dünyası son birkaç yıldır daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir hareket yaşıyor. Siz bu hareketi neye bağlıyorsunuz? Ev her zaman insan hayatında çok temel bir yerde lu Başkanı Sabri Yiğit’in vizyoner bakışı ve projeye tutkusu yooistanbul’un gerçekleşmesini sağladı. Gerçekten yooistanbul projesinden satın almak üzere Hollywood starları sırada mı? Kimlerin adı geçiyor? durmuştur. Hepimizin kendimizi ifade edebildiği, kendi Dünyanın en çekici 27 ülkesine dağılan tüm projeleri- tercihleri doğrultusunda oluşturduğu kalelerimiz olmuştur. mizde ev sahibi olan pek çok ünlü isim var. Ancak müş- Diğer yandan her dönemde insanlar için en güvenli ve ka- terilerimizin özel hayatlarını ve gizliliklerini korumak bizim zançlı yatırım aracı olma özelliğini hiç kaybetmiyor. Ev ka- için çok temel. dar sahibine güven veren başka bir yatırım aracı yok. Bu geçmişte de böyleydi, gelecekte de böyle olacaktır. Diğer Yooistanbul ultra lüks evler vaad ediyor, peki ya siz nasıl bir evde yaşamak istersiniz? yandan herkesin yaşayacağı mekanla ilgili beklentileri arttı. Benim için önemli olan şey kalitedir. Kişisel alanlarım Yaşadığımız mekan dışında hemen yanı başımızda çocu- sade, minimaldir. Bu bana huzur veriyor. Ama aynı za- ğumuz için bir havuz, komşularımızla bir araya gelebile- manda bu mekanların kendi içinde hikayesi olan renkli ceğimiz sosyal alanlar istiyoruz. Özellikle İstanbul’da bu alanlar olmasını tercih ediyorum. 33 SÖYLEŞİ DENİZ HERTZ Lüks markaların satış ve pazarlaması alanında koçluk eğitimi aldınız, bize lüksün tanımını yapabilir misiniz? Sizin için lüks ne anlam ifade ediyor ? Cevabım çok kısa ve net: Kaliteli zaman ve değer görmek... Günün sonunda kendinizi doğru ve iyi hissetmeniz… Lüks kavramı ülkeden ülkeye de değişim gösteriyor olabilir mi? Örneğin Türkiye ile Almanya’yı karşılaştırırsanız iki ülke arasında lüks kavramı farklılıklar gösteriyor mu? Elbette ülkeden ülkeye lüks anlayışı farklılık gösteriyor. Ama şu da var ki dünya artık gerçekten küçük bir koy gibi, nereye giderseniz gidin bizim müşterilerimizin yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları, beklentileri çok büyük benzerlikler taşıyor. Ulusal kimlikler, tercihleri farklılaştırsa da temelde aynı zevkleri paylaşıyorlar. Kariyerinize turizm sektörü ile başladınız şimdi ise emlak alanına yöneldiniz. Satış ve pazarlama yaparken uğraştığınız sektör sizin için önemli mi yoksa her konuda satış ve pazarlama beni heyecanlandırır diyor musunuz? Benim için çalıştığım sektör önemli. Kendi kişiliğime uygun olmayan bir hizmet veya ürünü prezante edemem. Hizmet sektöründe olmaktan her zaman çok heyecan duydum, büyük bir bağlılıkla çalıştım. Turizm ve gayrimenkul geliştirme pek çok ortak noktası olan iki alan. İyi ev sahipliliği ve iletişim her iki sektör için de ‘On altı yaşındayken sahip olduğunuz hayalleri asla unutmayın. Bu hayaller size her zaman aslında kim olduğunuzu hatırlatacak ve hayattaki gerçek değerlerinizi kaybetmemenizi sağlayacak.’ anahtar kelimeler. Turizm alanında çalışırken müşterilerime “En çok bronzlaştığınız tatiliniz değil, güzel anılarla döndüğünüz tatiliniz en iyi tatilinizdir,” derdim. Benzer bir durum gayrimenkul sektörü için de geçerli aslında, Philippe Starck da “Biz komşularınız etkilensin diye şa- HAKKIMIZDA... tafatlı daireler yapmıyoruz. Biz mutluluğunuzun yaşadığınız mekana zarafet kattığı yaşam alanları yaratıyoruz,” diyor. Kariyerinde başarılı olmuş biri olarak gençlere neler öneririsiniz? On altı yaşındayken sahip olduğunuz hayalleri asla düşünüyorsunuz? Yerel motiflerden çok etkileniyorum, bir ülkenin ve bir kültürün tüm dokusunu anlayabilmemizi, hissedebilmemizi sağlayan unutmayın. Bu hayaller size her zaman aslında kim ol- markalara çok büyük saygı duyuyorum. duğunuzu hatırlatacak ve hayattaki gerçek değerlerini- Yıllardan beri Türkiye-Almanya arasında mekik zi kaybetmemenizi sağlayacak. Kalbinizi dinleyin, asla dokuyorum. Yabancı arkadaşlarıma hediye olarak ama asla kendinizi veya yaptığınız işi fazla ciddiye alma- ne götürebilirim soruma ‘Kütahya Porselen’ her yın. Ünvan sadece bir ünvandır… Ve çok seyahat edin. zaman çok doğru bir cevap olmuştur. Bu, size başka hiçbir durumun yapamayacağı kadar çok şey katacaktır. 34 Kütahya Porselen markası hakkında ne FUAR MAISON&OBJET 1, 2 DEDON Philippe Starck’ın Dedon için tasarladığı ‘Play’ sandalye ve koltuklar, bronz, taş rengi, terra-cotta gibi farklı renkler; alüminyum ve tik gibi malzeme varyasyonları ile karşımıza çıkıyor. 3 STEP İlk kez Maison&Objet Fuarı’nda ziyaretçilerilere sunulan ‘Infusion’ koleksiyonu, Isparta güllerinin 2010 hasatıyla renklendirilerek sınırlı sayıda üretildi. Paris’ten mesaj var Özel Ö zel h hayatın ayatın ssınırlarının ınırllarının aartık rtık iiyice yice daraldığı d araldığı ççağımızda, ağımızda eevlerimiz vlerimiz ruhumuzu yansıtıp mahremiyetimizi koruduğumuz alanlar olarak daha da önem kazandılar. Ve lütfen öyle kalsınlar! İç mimari alanında dünyada yapılan en önemli fuarlardan biri olan Maison&Objet, her yıl olduğu gibi bu yıl da dekorasyondaki yeni eğilimlerle birlikte tasarım üzerinden yaşam felsefesi üstüne önemli mesajlar verdi. 1 ekorasyon fuarları genel olarak baktığımızda katılım- D cılarına yeni koleksiyonlarını lanse etmek ve güçlü iş kontakları sağlamak için iyi birer platform oluştururlar. Ziyaretçiler için de esas olan, bu fuarların iş dünyasına açılan bir kapı niteliğinde olmasıdır. Doğru bir platform olmalarının yanı sıra iç mimari ve tasarım dünyası için şık birer buluşma noktası olan bu fuarlar hepsinden önce her iki taraf için de muhteşem birer ilham kaynağıdır. MEUBLE PARİS İLE EVLİLİK Yap›m Asl› l› Sarp İşman Ocak ve Eylül olmak üzere yılda iki kez Paris’in Parc des Exp positions Villepinte bölgesinde gerçekleşen Maison&Objet, bu yıl d da tasarım dünyasının tüm yeni dinamiklerini gözler önüne serdi. M Maison&Objet’nin bu yıl ses getirecek en önemli özelliklerinden b biri de sektörün önemli organizasyonlarından Meuble Paris-Paris M Mobilya Fuarı ile yaptığı birleşme oldu. İki önemli fuar güçlerini b birleştirerek, çevreci tasarım kalitesiyle öne çıkan, metal ve camın b birlikte, kullanıldığı tavanı ile gün ışığı alan 7. holün açılmasıyla birllikte daha etkili ve kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yaptıllar. Bu yıl 1344’ü yabancı olmak üzere 3039 firmanın renk kattığı M Maison&Objet’nin, her zaman olduğu gibi ayaklarıma kara sular iindiren renk ve tasarım cümbüşüne göz atmadan önce biraz sahn ne arkasına bakalım… LÜTFEN RAHATSIZ ETMEYİN! 2 Özel hayatın sınırlarının artık iyice muğlak olduğu çağımızda, e evlerimiz ruhumuzu yansıtıp mahremiyetimizi koruduğumuz alanllar olarak iyice önem kazanıyorlar. Maison&Objet’nin yaratıcıları da h her yıl bir sonraki yıla damgasına vuracak etkileri üç ayrı bölümle a anlattıkları enstalasyon parkurunda bu yıl şu mesajı verdiler: “Her ş şeyi çok hızlı tüketiyoruz. Dünyamız fazlasıyla gürültülü. İhtiyacımız o olan tek şey azıcık sükunet ve iç huzuru…” Maison&Objet ekibinin ö önemli bir ismi olan ünlü trend tahmin ajansı NellyRodi için çalışan ttrend avcısı Vincent Gregoire’nin ‘Please Disturb-Lütfen Rahatsız E Edin’ temalı enstalasyonları yaşadığımız kaotik durumu özetler ni- 3 36 ttelikteydi. ‘Artık mahremiyet diye bir şey yok. Kameralar tarafından 2 filme çekiliyoruz, uydudan izleniyoruz ve Facebook’ta kendimizi 3 ifşa ediyoruz. Çağımız ‘Big Brother’ dan izler taşıyor.’ BU YILIN MODASI NE? Ben Maison’da bu sene ‘Bu yıl hangi renkler moda?’ ya da daha da kötüsü(!) ‘Bu yılın modası ne?’ sorusunun cevabından daha fazlasını buldum. Zaten artık bu tip fuarlardan tekdüze ya da tek tip çıkarımlar yapmak mümkün değil. Çünkü malzeme, renk ve formlardaki çeşitlilik her yıl endüstrinin ve teknolojinin gücüne paralel olarak artıyor. Tasarımcılar da sanatçı kişiliklerinden dolayı dünyayı 360 derece görebildikleri için ‘çeşit çok’. Ve klasik 4 tabiriyle her malın da bir alıcısı var. Çantadan ambalaja, takıdan aydınlatmaya iç ve dış mekan tasarımına yönelik binlerce tasarıma ev sahipliği yapan Maison&Objet’de geri dönüşüm ve çevreci tasarımlar son birkaç yıldır olduğu gibi önemli bir yer tutuyordu. Ama bu fuarda akrilik ya da plastik tasarımların olmadığı anlamına da gelmiyor. Çevreci tasarımların en çok göze çarptığı hol, hiç kuşkusuz ki dünyanın yerel renklerini ayağımıza getiren ‘Ethnic Chic’ holü oldu. Sofra Aksesuarları bölümü, her zamanki gibi en fazla yeniliğin göze çarptığı holdü. Alessi ve İngiliz Joseph bu bölümün en afacan, en muzip ve doğal olarak en akıllı çocukları gibiydiler. Ev tekstili bölümü sizi saran renk ve doku rüzgarıyla belki de fuarın en ilham verici bölümlerinden biriydi. Hamam ve Zorlu Tekstil bir Türk markası olarak şık standlarıyla ve yeni koleksiyonularıyla ilgi topladılar. Ralph Lauren, Andrew Martin, Riviera Maison ve Lexington gibi firmaların doğal bir ev ortamı yarattıkları büyük metrekareli standları, kişiye özel alanların öne çıktığı sami- 1 HAMAM Havlu ve bornoz üretiminde dünyanın bir numaralı markası haline gelen Hamam’ın ‘Marine’ koleksiyonundan kaşmir şal… 2,3 B&B OUTDOOR B&B’nin Antonio Citterio imzalı ‘Charles’ koltuk sistemleri, fuarda yeni dış mekan versiyonu ile karşımıza çıktı. Son derece hafif olan bu mobilyalar sağlam ve modern duruşlu gövdeleri ve canlı renklerdeki kumaşlarıyla dikkat çekiyor. 4,5 ETHNICRAFT Tik ağacının tüm doğallığını gözler önüne seren ‘Pop’ taburesehpa ve meşe ‘Azur’ yatak, bir Belçika markası olan Ethnicraft’tan. 1 mi ve sıcacık mekanlardı. ‘SADE’ VE ‘İÇTEN’ 5 Anahtar kelimeler de bu yıl için buydu zaten. Maison&Objet için her yıl tematik olarak hazırlanan ve okuyucularına yeni sezonun trendleri konusunda sağlam referanslar sunan Inspirations kitabının iki yıl önce ‘Simple’ olan adı bu yıl ‘İntime’ idi. Kuratörler, trend avcıları ya da stil guruları, aslında aynı mesajı verip duruyorlar ama birileri anlamamakta ısrarlı… 37 TELEVİZYON ENGİN ALTAN DÜZYATAN Yazı Duygu Ertürk, Fotoğraflar Sabah Arşivi “Bir yere ait olmaktan hoşlanmıyorum” 38 Son yılların şüphesiz en çok konuşulan isimlerinden biri. Dikkatleri her ne kadar önce yakışıklılığı ve ses tonuyla çekse de güçlü oyunculuk performansı es geçilecek cinsten değil. Engin Altan Düzyatan’la oyunculuk ve hayat üzerine konuştuk. ngin Altan Düzyatan son yıllarda adından en çok nadım. Çok güzel roldü. Sonra DOT’ta Kürklü Merkür… Bu söz edilen sanatçılardan biri. Bir kere yakışıklı. Parla- iki rolü oynadıktan sonra “İyi ki öncesinde tiyatroya iş yap- ması, tüm gözlerin ‘kimmiş bu çocuk?’ makamında mamışım. Başlangıcım böyle olmuş” dedim. O yüzden devlet ona çevrilmesi de şüphesiz bu fiziksel başarısı vesilesiyle oldu. tiyatrosu sistemine karşıyım çünkü verilen her rolü oynamak Önce TV’de, derken tiyatroda ve en nihayetinde beyaz perdede zorundasınız. Bir süre sonra iş matematik olup, sizin yaratıcı- birbirinden muteber oyuncularla, birbiriyle yarışacak başarıda lılığınızı öldürüyor. E işlere imzasını attı. Bizim Otel ve Tarık Akan’lı Koçum Benim’le Şimdi televizyona iş yapmaktan memnun musunuz başlayan oyunculuk özgeçmişine, Cennet filminde canlandır- yoksa ‘para kazanayım bu işleri bırakıp tiyatroya yatırım dığı zeka özürlü Can’ı katmışlığı da var, Kenter Tiyatrosu’nun yaparım’ düşüncesi var mı? sahnelediği Anna Karenina’da Kont Vronski’yi de. Ortada böy- Oyun oynamaktan zevk alıyorsanız, nerede yaptığınız le geniş bir yelpazeye yayılabilmiş güçlü bir oyunculuk olma- önemli değil. Kaliteli bir şeyse, içinde görünmen keyif veriyorsa sı da Düzyatan’ın bunca ilgiye, alakaya rağmen ‘beni siz ya- fark etmez. Bu TV de olur, sinema da, tiyatro da. TV’yi beğen- rattınız’ tavrından nasıl uzak kalabildiğinin makûl açıklaması. miyorsan yapma. Kötü yaparsın o zaman. Memur gibi gider, Düzyatan’la sohbete hikayesinin kavşağı olan tiyatro ve sine- gelirsin. madan girip ‘yeni Yeşilçam’ Cihangir’den çıktık… Türkiye’deki dizi sektörüyle ilgili ne düşünüyorsunuz? 9 Eylül Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi aldınız. İşe di- TV’ler dizi istiyor. 170 tane dizi var şu anda. 170 yönetmen, rekt tiyatroyla başlamak yerine neden TV dizilerini tercih sanat yönetmeni yok ama. Doğal olarak bir süre sonra sette ettiniz? Mimar Sinan üçüncü sınıf talebesiyle dizi çekiyormuş gibi ola- 21 yaşında üniversiteyi bitirdim. Sıkı bir eğitiminden çıkmı- bilirsiniz yapımda bir sorun varsa. Ortada bir problem var yani. şım. Bir şeyler yapmam gerekir. O zamanlar da TV diye bir şey Bu sistem değişmedikçe dizilerin değişmesini de bekleyemez- vardı ama biz İstanbul’da okumadığımız için haberdar değildik. siniz. Ama teklif beklemekle olmaz. Sen yaratmak zorundasın. Eğer oyunculuk yapmak istiyorsan birkaç tane alternatifin var- Aklı başında insanların ortak iş yapmaları lazım. dır. Ya devlet tiyatrosuna girersin ya özel tiyatroya girersin ya Romantik Komedi tam bir gişe filmiydi, Cennet’te da kendin tiyatro kurarsın. Eh, İstanbul’da sadece tiyatro ya- zeka özürlü Can, bir tarafta TV dizileri, diğer tarafta ti- parak ayakta kalabilmen mümkün değil zaten. Ben de devlet yatro oyunları. Birbiriyle alakasız görünen bu işlerin sizi tiyatrosundaki sisteme, disipline ayak uydurabilecek biri deği- çeken ortak noktası neydi? lim. Alternatifim kalmadı o yüzden. Tiyatroyu eninde sonunda yapacaksınız yani. Tiyatro virüs gibi kana işliyor herhalde. Vazgeçmek mümkün değil… Kesinlikle. Öyle bir şansınız yok. Ne kadar ‘tiyatro ölmüş’ dense de hala çok önemli bir sanat. Öldü mü gerçekten? Durum, oyuncuların ‘kimse oyunlara gelmiyor’ dediği kadar var mı? Hepsinin birbirinden ayrı olmaları. Bir kere seni bir kalıba sokmaya çalışıyorlar. Yakışıklıysan biraz, şu rolü oynayamaz diyorlar. Çok gereksiz bir şey. Biray da benim zeka özürlü birini oynayabileceğimi düşünmüş. Çok keyifli bir durum bu. Zordu ama çok eğlenceliydi o projede yer almak. Bu kadar yüksek bir oyunculuk performansı varken yakışıklılıkla ön plana çıkmak nasıl bir şey? Saçma buluyor musunuz ilginin bu tarafa kaymasını? Yani 200 bin seyirci vardır, yoktur. Yüksek bir sanat bu. Bu, dünyanın her yerinde böyle. Medya bunu iyi bir mal- Kitlesi belli. Diğer kitleyi de eğitmezsen ya da ekonomik duru- zeme olarak kullanıyor. Bir dönem de en seksi erkek Ahmet munu yükseltmezsen istediği oyuna gelemez. Ama İstanbul’da Mete Işıkara seçilmişti. Bence de çok seksiydi yaptığı şeyler. durum çok iyi. Çok fazla tiyatro var. Öyle ya da böyle ayakta Bizde bütün oyuncular için yakışıklı olsa da olmasa da o sıfat kalabiliyorlarsa, izleyeni de vardır. İlk soruyla bağlayayım; İzmir kullanılır zaten. Ağzımıza yapışmış. Başka yakışıklı, başka sek- böyle bir yer değildi ve oyunculuk yapmak için başka bir yere si gelene kadar seni yazarlar. gitmem gerekiyordu. İstanbul’a geldim. Burada yaşayabilmek Oyunculuğu etkiliyor mu bu durum? için televizyon işi yapmak zorundasınız. Ondan sonra nasılsa Bu bir oyuncu için hiç iyi bir durum değil tabii. Gizeminizi tiyatro yapabilirsin. Aynen düşündüğünüz gibi oldu değil mi? TV’den tiyatroya da sıçradınız… Evet. Teklif geldi. Kenter Tiyatrosu’nda Kont Vronski’yi oy- kaybediyorsunuz. Oyuncu gizemli olmalıdır. Zaten bir oyuncuyu kendi haline bıraktığın zaman gizemlidir çünkü saçma sapan şeylerle uğraşır. Okuduğu senaryolar, provaları, düşünme şekli… Garip bir adamdır zaten. O yüzden zaten mar39 TELEVİZYON ENGİN ALTAN DÜZYATAN 40 jinal durursun. Bir de her yere çıktığın zaman özel hayatın kalmıyor. Özel hayatın kalmayınca artık sen bir kalıp haline gelirsin. Yaptığın her şey de o kalıba girer. Ben bir kalıbım olsun istemiyorum. Magazinden de gizeminizi korumak için mi kaçıyorsunuz? Kesinlikle. Bir oyuncuyu kolay kolay her yerde göremezsiniz. Fotoğrafı çekilirken arıza yaratır. Alışveriş yapmışım geçenlerde, çekmiş. Kimin umurunda ki? Çok ortada olmamak lazım. Ortada olmak demişken… Yeni nesil oyuncuların Cihangir’de toplaşmalarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Takılıyor musunuz Cihangir’e? Takılmıyorum. Çünkü takılırsanız kalırsınız. Çok güzel bir bölge orası. Orayı yaşamak için seçmiş iyi oyuncular var. Ama ‘onlar oradaysa ben de oradayım. Çekin beni!’ deme durumu, ‘abide pişer, bize de düşerse ne güzel olur’ durumu… O benim anlayabildiğim bir durum değil. Bir yere ait olmaktan hoşlanmıyorum. Yalnız mı ölürüm, bilmiyorum. Kapalıçarşı dizisi bu sezon da devam ediyor. İzmir’de büyümüş biri olarak Kapalıçarşı izlenimleriniz neler? Diziyi Kapalıçarşı’da çekmiyoruz. Aynı seti kurduk. Ama Kapalıçarşı’yla ilgili bir hikaye anlatabilirim size. TRT’ye ‘Mühürlü Güller’i çekiyoruz. Saçlarım da uzun o aralar. Serseri bir herifi oynuyorum. Kapalıçarşı’nın içinde koşmam lazım. Kamera kurmak mümkün değil, gizli kurduk. Ben koşacağım, iki adam da beni kovalıyor. Hırsız zannetmişler beni gerçekten. Arkamdan iri yarı bir adam yumruk sallamış. Dursam ağız, burun bir şey kalmayacak yani. ‘Abi, dur napıyorsun? Çekim mekim…’ deyince durdu adam. Bu sene yoğun geçiyor. “Canlı Para’da” canlı performansla izliyoruz sizi... ‘New York’ta Beş Minare’ filminde de oynuyorsunuz. Rolünüzü anlatır mısınız? Evet öyle. Bir kere filmin sözü çok güzel. 11 Eylül’den sonra bütün Müslümanlar terörist oldu. Mümkün mü böyle bir şey? O zaman her Hıristiyan da Haçlı benim için. Mahsun’un buradan yola çıktığı üç ayaklı bir hikaye. Ben New York ayağındayım. Haluk Abi’nin (Bilginer) oynadığı rolün iş yerlerinden birini işletiyorum. Mahsun Kırmızıgül nasıl bir yönetmen peki? “Oyun oynamaktan zevk alıyorsanız, nerede yaptığınız önemli değil. Kaliteli bir şeyse, içinde görünmen keyif veriyorsa fark etmez. Bu TV de olur, sinema da, tiyatro da.” ‘Çalışan kazanır, elması kızarır’ diyorum ben. Gerçekten yaptığı işe çok saygı duyuyor ve işi tutkuyla seviyor. Bu büyük başarı. Bizim jenerasyondan beklediğim başarı dediğim bu işte. Konservatuar bitir, türkü söyle sonra yönetmen ol. Yapıyor. 41 KOLEKSİYON MENÜ Eski menü avcısı Küçük sürprizler hayatımıza her zaman renk katar. Peki ya o sürprizleri bir hayat biçimi haline getirdiğimizde? Muhtar Katırcıoğlu, ilginç konulardaki koleksiyon merakını hayatının sürprizleri haline dönüştürmüş. Gurmeliğini menü koleksiyonuyla, seyahat merakını eski haritalarla, hatıralara verdiği değeri ise kahve fincanlarıyla bütünleştirmiş. Yazı Fatma Özel Ç ok şaşırmıştım. Söylenenleri duyuyor ama inan- ünlü restoranlardan birinin Noel yemeği menüsü: “Şehriyeli at mak istemiyordum. Öğle saatleri olmasına rağ- eti çorbası, köpek ciğeri, mayonezli kedi eti köftesi, domates men açlık hissim kaybolmuştu. Anlatılanların sosu ile köpek filetosu, fırında mantarlı kedi-köpek kotletleri doğruluğu, önümde duran gerçek bir menüde tekrar tekrar bezelye ile, fare etinden köfte, köpek eti yanında fare kuyruk- yüzüme vuruyordu. İstemeden o yılları düşündüm. Tarih 1 Ka- ları, puding, Chateau Margaux Bordeaux şarabı.” sım 1890, Paris Almanlar tarafından kuşatılmış. Noel gecesi Muhtar Katırcıoğlu ile menü koleksiyonu üzerine sohbe- heyecanını yoksulluğun acısıyla çoğu insan anılarına gömmüş. timiz bu çarpıcı örneklerle başladı. Tarihe aralanan geçitler- Birkaç yıl önceki parlak şölenler ve kutlamalar çoktan hafızalar- den geçip hiç yürünmemiş yollardan ilerliyorduk. Önümüzde dan silinmiş. Her şeye rağmen yeni bir yıla umutla başlamanın duran yüzlerce menü, gerçeğin birer aynasıydı. Nisan 1940 tek yolu Noel yemeği. Peki ama nasıl? Haftada bir yumurta ve tarihli bir menüde şaşırtacak zenginlikteki şaraplara dikkatimi karneyle verilen ekmekle mi? Hayır, bunun çözümü şehrin en çekti Muhtar Bey. Zamanın Avrupa’sının meşhur balık lokan- büyük hayvanat bahçesinde. Işıltılı günlerin mutluluk çığlıkla- tası Prunier’in 72 çeşit şampanya ve şarabına rağmen, me- rının yerini karanlık günlerin umutsuz bakışlarına bıraktığı hay- nünün bir kenarında ‘bir ordövr veya bir çorba alabilirsiniz’ ya vanat bahçesi. Ve sonuç önümde duran menüde. Paris’teki da ‘ekmek isterseniz tatlı almazsınız’ diye belirtiliyordu. Diğer 42 bir köşeye, “Salı, Çarşamba ve Cuma landırmıştır. Mesela, bazı Fransız menüle- içki servisi yasaklanmıştır” diye not rinde rastladığım soslar var ki bugün artık düşülmüştü. Savaş yıllarının sıkıntıla- unutulmuş ve bugünkü anlayışta ilkel sos- rını hissediyordum. Her şey böylesine lar. Yemekler de öyle. Yemeklerin sırası karamsarken bir anda 1930 tarihli bir değişiyor zaman içerisinde. Bu anlamda başka menüye yöneldik. Bu, İngiliz da birer tarihi vesika menülerin her biri’’ di- malikanesinde verilen özel bir yemeğin yor Muhtar Bey. Peki ya resimsel değerleri? menüsüydü. Pembe tüylerle giydiril- Çok az menü olabildiğince sade. Bunların miş bir kadının yer aldığı menü kapağı içinde özellikle Osmanlı menüleri, hiçbir muhtemelen ev sahibi tarafından, elle bezemeye gerek görmeden sadece padi- hazırlanmıştı. Yemek listesi şöyley- şahın tuğrası ile renklendirilmiş. Avrupa’da di: “Greyfurt, Dana kuyruğu çorbası, ise her sanat akımının izleri menü Daire biçiminde dil balığı, Fırında kapaklarından okunabiliyor. Toulo- dudu sülün, portakallı salata, ahududu use Lautrec’in ya da Picasso’nun takal kremalı tatlı, ev yapımı portakal resimlerinden etkilenerek yapılmış rmış likörlü İngiliz pudingi, kızarmış illüstrasyonlar olabildiği gibi, ger- eynir ekmek üzerine sardalya, peynir çekte bu sanatçıların imzalarını ve şekerleme”… “Tipik bir üst taşıyan örnekler de müzayedelerin düzey İngiliz yemeği” diye be- paha biçilmez parçaları. 1 milyar li- ün lirtti Muhtar Bey, ilk menünün raya kadar çıkabilen fiyatları, nadir e. etkisini azaltmak istercesine. bulunan bu örneklerin bir tablo gibi eHer şey oyun gibiydi. Me- düşünülmesini sağlıyor. n tarihlerin Muhtar Bey için elindeki en üstünden atlayarak seyahatt değerli menüler, Amerikalı bir gru- eder gibiydik. bun belli aralarla düzenlediği ziya- nülerin arasında 1830’lardan günümü- fet menüleri. San Francisco’da on ze uzanan yüzlerce me- beş-yirmi kişilik gruplar halinde bir nünün yer aldığı ilginç bir araya gelen bu topluluğun çoğun- koleksiyona sahip Muhtar luğu doktor. “Ah keşke ben de o yemekte Katırcıoğlu. Bugün şöval- olsam, diye içimden geçirdiğim menüler ye ünvanıyla Chaine des Rotisseurs’ün bunlar. Amerika ile böyle zengin menüleri ük yaşlardan l d üyesi olan Muhtar Bey, küçük bağdaştırmak çok zor ama bu menü ‘ah itibaren Büyükelçi olarak görev yapan ve keşke’ dedirtiyor bana. Yemeklerin büyük önemli bir gastronom olan dayısı Hulusi bir zevkle yapıldığı belli. Tatların sırası son a Fuat Tugay ile birlikte bu alana derece bilinçli. Bunlar bü- ilgi duymuş. Menü koleksi- yük ihtimalle birinci nesil yonu ise dayısının vefatından Amerikalılar…” sonra onun evrakı arasın- bir masaya oturmuş on dan çıkan birkaç eski menü beş kişi canlanıyor gö- başlamış. O gün bu gündür zümde. Önlerinde günler özellikle İngiltere’de katıldığı önceden titizlikle yapılan kitap fuarlarından ve müzaye- çalışmalarla tespit edil- delerden topladığı menülerle,, miş yemekler, suskun- yemek tarihine ışık tutuyor.. luk içinde tadılıyor. Bu u “Döneminde ne yeniyordu? Bu grubun 1945-55 tarihleri nsoru beni her zaman heyecan- arasındaki Upuzun menülerine 43 KOLEKSİYON MENÜ göz atıyoruz Muhtar Bey ile. Hemen hepsinde Macar g a asıllı olabileceğini tahmin ettiğimiz Dr. Luigi’nin adı gözük küyor. Grupta ağırlığı olan bir isim bu. “San Francisco’ya g gidip bu adamlar hakkında bilgi toplamak istiyorum” diyyor Muhtar Bey. “Bazı mektuplar buldum grup üyelerin ne ait. Çeşitli bahanelerle düzenledikleri yemekler var. M Mesela BM ana sözleşmesinin imzalanma yıldönümü ya d da bir arkadaşlarını seyahate uğurlamadan önce verdikle leri veda yemeği, bir araya toplanmalarının gerekçeleri olmuş. Bu yemeklerden sonra eleştirilerini de yazıyorlar bu kağıda. Yemekte içilen şarapları birincilik ve dördüncülük arasında sıralayıp ‘ilk içilen harika bir şaraptı diğeri ise birincinin nefasetinden dolayı daha silik’ şeklinde tanımlamalar yapıyorlar. Yemeklerin içeriği, sunumu ve sırası üzerine de öneriler de sunuyorlar. Yemekleri ve menüleri ise kendileri hazırlıyor. Hepsi yüksek damak zevkine sahip gerçek gurmeler.” İşte bu bir macera aslında. Bir menüden yola çıkıp yıllar öncesinden insanlarla tanışıyorsunuz. Hayatlarına ilişkin bilgiye kısa bir araştırmayla ulaşmak mümkün ama, onların yıllar önce hangi gün ne yediğini ve yediği yemeği beğenip beğenmediğini bilmek biraz ürpertiyor Her biri özenle yapılmış yemekler, şaraplar ve hatta konserlerle dönemin aynası olan menüler… Muhtar Katırcıoğlu’nun menü koleksiyonu, bir tür sosyal antropoloji dersi niteliğinde... insanı. Balolar, özel davetler, prensler ve hükümdarlar şerefine verilen ziyafetler, Noel kutlamaları ya da malikanelerde verilen ev ziyafetleri… Her biri özenle yapılmış yemekler, şaraplar ve hatta konserlerle dönemin aynası olan menüler… Bazen tek kelimeye takılıyor Muhtar Bey. Cemal Paşa’nın Birinci Dünya Savaşı’nda verdiği bir yemeğin menüsünü gösteriyorlar. Listenin sonlarına doğru bazı isimler var. Bunlardan birini eliyle işaret ediyor : “Sadr-ı makyan” adında bir yemek. “Bu yemeğin ne olduğunu bulmak beni çok uğraştırdı” diyor. “Günlerce araştırdım. Bilme ihtimali olan herkese tek tek sordum. Sonunda tesadüfen Bosnalı bir dil bilimciyle konuşurken çarçabuk açıklayıverdi bana anlamını. Arapça bir kelime olan ‘sadr’, ‘büyük kanat’ demekmiş. ‘Makyan’ ise Farsça ‘göğüs’ anlamına gelirmiş. Onca çabam sonucu şu bizim tavuk göğsü çıkmasın mı karşıma!” Aramak, keşfetmek ve bilgiye ulaşmanın mutluluğunu yaşamak. Serüveni hep böyle yaşamış Muhtar Katırcıoğlu. Sadece menüler değil, haritalar da hayatının bir parçası olmuş. Bu koleksiyon da yine keşfetmenin heyecanıyla doğmuş. Öğrenciliğinde İngiltere’yi arabasıyla gezerken büyük paftalı haritalarla tanışmış, ardından artık kullanılmayan eski haritalar girmiş hayatına. Şimdi ise pek çok haritanın yanı sıra Anadolu’nun en eski üç ha- 44 ritası da Muhtar Katırcıoğlu’nda. Tıpkı menülerinde olduğu gibi haritalarında da derin araştırmalar yapıyor. Yurt dışındaki büyük müzayedeleri izliyor ve tüm harita kataloglarını toplamaya çalışıyor. Koleksiyonerliği bir yaşam biçimi haline getiren Muhtar Bey bir de kahve fincanı koleksiyonuna sahip. Kısacası, saymakla bitmeyecek keşiflerle dolu bir hayat sürmüş. Dayısı Hulusi Fuat Tugay’ı anımsıyor tekrar sohbetlerimizin sonlarına doğru. Koleksiyonerliği de, gurmeliği de tamamıyla ona borçlu olduğunu söylüyor. Bu arada saatlerdir çevremizde menüler, haritalar ve kahve fincanları hararetle hiç durmadan sohbet ettiğimizi fark ediyoruz. Kapıda Muhtar Bey’in eşi Julia Katırcıoğlu gözüküyor. Elinde bir tepsi, öğle yemeğimizi hazırlamış. Aramak, keşfetmek ve bilgiye ulaşmanın mutluluğunu yaşamak… Serüveni hep böyle yaşamış Muhtar Katırcıoğlu. Sadece menü koleksiyonu değil, eski haritalar da hayatının bir parçası olmuş. Hep birlikte sofraya oturuyoruz. Menüde balkabağı çorbası, çavdar ekmeği, brie peyniri, marul, yoğurt ve portakal var… San Francisco Bohemian Club’ta sıra dışı bir akşam yemeği, yıl 1947 ”Sözünü ettiğimiz doktorlar grubu, George Sellek’in önderliğinde Temmuz 1947 akşamı Harold Price’ın dört d değişik 11 T k H ld P i ’ temin i ettiği iği dö ği ik senenin Cheval Blanc şaraplarını tatmak için San Francisco’nun Bohemian Club’ında bir araya geldiler. Toplam on kişiydiler. Tadılacak şarapların, seneleri 1920, 1921, 1933 ve 1934’tü. Bunlar 1928 ve 1929 hariç Bordeaux şarapları içinde en başarılı yılların şaraplarıydı. Cheval Blanc şarapları, St. Emilion bölgesinde yer aldığından Bordeaux şaraplarının ünlü 1855 değerlendirilmesine dahil edilmemiş, ancak St. Emilion’un 1958 tarihli ilk sıralamasında, en üst düzey sayılan Premier Grand Cru Classe’den sonra ikinci sıraya layık görülmüştü. Senelik üretim 12.500 kasa düzeyinde olan bu şarapta kullanılan üzüm türleri, yüzde 60 Cabernet Franc türüne daha fazla önem vererek son derece başarılı olan Cheval Blanc, her sene meşe fıçılarında 20 ay bekletilip, 12 sene sonra içilmeye hazır sayılıp, yıllandırma ömrü 40 yıl olarak kabul edilmektedir. Değeri konusunda bir fikir verebilmek için Eylül 1997’de Londra’daki Christie’s’de yapılan ‘Grand Crus’ mezatında 1947 yılına ait bir şişesi 3 bin pounda kadar alıcı bulmuştur. Yemekte, geleneksel şekilde şampanya üreten aile şirketi olan Pol Roger’nin Brut şampanyası da içildi. Pol Roger Brut, daha çabuk olgunlaştığı için tercih edilen Magnum (1.5 litre) şişelerde servis edilmişti. Yemeğin sonunda da Otard marka konyak takdim edildi. Menüye gelince: Başta pilav üzerinde Amerikan usulünde hazırlanmış yengeç eti. İkinci yemek ise İspanya’nın ünlü Xeres şarabı ile tatlandırılmış deniz kabuğu çorbası. Ana yemek olarak dana rostosu, garnitür olarak tereyağda kızartılmış kabak ve haşlanmış mısır taneleri. Tatlıdan önce ise dördüncü Cheval Blanc’a refakat etmek üzere Parmesan suflesi geliyor. Yemeğin sonunda hafif bir tatlı; Marasquin’li bir meyve salatası. Dengeli bir menü ve enfes şaraplar!...’’ 45 STİL PORSELEN/SERAMİK D O K UN Fotoğraf asistanı Ayhan Edik 46 H İS S Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS E T Yapım Çiğdem Hasanoğlu ‘CIR97YT90151256’ Dantel serisi yemek takımı, (97 parça) 1.195 TL. ‘Illusion’ siyah karo, (50x50 cm). VE Kütahya Porselen’in birbirinden şık yemek takımlarını, Kütahya Seramik’in stil sahibi seramikleri ile bir araya getirdik. Doğal renklere ve modern formlara gönderme yapan bu yenilikçi tasarımlar, yaşam alanlarına farklı bir bakış açısı taşıyacak. MODERN VE KLASİĞİN BİRLİKTELİĞİ TOPRAK VE GÜNEŞ ‘BC85YT42015103’ Wish serisi yemek takımı, (85 parça) 1.490 TL. ‘Medera’ bej karo, (66x33 cm). 47 STİL PORSELEN/SERAMİK KARARLI FORMLAR ‘TP85YT42015103790’ Shady serisi yemek takımı, (85 parça) 790 TL. ‘Magmatech Gri Platin Dekor’ karo, (66x33 cm). 48 ROMANTİK BEYAZ ‘HLN83YT00’ Helen serisi yemek takımı (83 parça) 550 TL. ‘Illusion’ beyaz karo, (50x50 cm). 49 GEZİ NEW YORK BİR DÜNYA ŞEHRİ NEW YORK New York gündüzü ayrı, gecesi farklı güzelliklerle dolu bir şehir. Enerjisiyle uçacaksınız, kesinlikle... Yazı Saffet Emre Tonguç, Fotoğraflar Corbis 50 New adres bulmak çok kolay. Cadde ve Orleans’tan gelen cazcılar büyük ve 1920’lerde cazın vatanı onu kesen sokak numarasını söylemek lezzetli bir elmaya benzetmişler N.Y.’u, yeterli. 5. Cadde ise Manhattan’ı ikiye ısırdıkça ağzınızın suyunu akıtan. Son- ayırıyor. Geceleri kullanmayı pek tav- rasında da adı “Big Apple” kalmış. N.Y. siye etmeyeceğim; 24 saat açık olan ışıkların hiç sönmediği, çok ırklı, dinli, metro 1150 kilometre uzunluğa sahip. dilli, değişik kültürlerin içinde eridiği bir GÖRÜLMESİ GEREKEN dünya başkentidir. Bazen huysuz ve YERLERİ LİSTENİZE KOYUN kaprislidir ama çoğunlukla da cömert CENTRAL PARK ve tüketilmeye açık hem de tüm sınırsızlığıyla... N.Y. aslında beş bölümden olu- 19. yüzyıl ortalarında Frederick Olmsted ve Calvert Vaux tarafından planlanan N.Y.’un ciğerleri. Gölden, şuyor ama siz Staten Island, Bronx, hayvanat Brooklyn ve Queens’i unutun, çünkü heykellere her şey var. 59. ve 110. so- ne varsa adını Mannahatta kızılderilile- kaklar arasında yer alıyor, 340 hektarlık rinden alan Manhattan’da var. N.Y.’u bu parkta 93 kilometrelik yürüyüş yolu keşfetmenin güzel bir yolu bulunuyor. bulunuyor. İçindeki Boathouse ve Ta- Hemen bir “Hop on Hop off” yani “Hop vern on the Green şehrin en iyi ve pa- in Hop bin” (www.graylinenewyork. halı restoranlarından. Stage veya Car- com) bileti alın. Bu otobüslerin özelliği negie Delicatessen’lerinden (şarküteri) şehrin bütün önemli tarihi ve turistik alacağınız bir sandviçle ya da somonlu yerlerinde durmaları. İstediğiniz durakta bir “Bagel” ile parkta yürüyün. Sheep iniyor, işinizi bitirip bir sonraki otobüsle Meadow’da kitap okuyun, varsa Gre- devam ediyorsunuz. at Lawn’da bir konser dinleyin. Ya da Şehrin ilk sahibi Hollandalılar kızılderililerden sadece 24 dolara, o da incik bahçesine, çeşmelerden, gökyüzüne bakıp bulutlara şekil verin. 5.CADDE boncuk karşılığı alıyorlar Manhattan’ı ve 59. Sokak’tan başlayarak aşağı- “Yeni Amsterdam” olarak adlandırıyor- ya doğru yürüyün. Yol boyunca kar- lar. Nüfus sadece 1000 kişi. 1664’te şınıza Fransız Rönesans şatolarını şehri ele geçiren İngilizler ise Kralın kar- hatırlatan deşi York Dükü’nden esinlenip “Yeni Steuben Glass, Bergdorf Goodman, York” diyorlar bu şehre. Manhattan 20 İrlandalı aziz Patrick’in kilisesi, Roc- kilometre boyunda, 4 kilometre eninde, kefeller Center, Saks Fifth Avenue çı- sadece 80 kilometrekarelik bir yarıma- kacak. Yol üzerinde New York Public da aslında. Doğusunda Doğu Nehri Library’i var, batısında ise buraya 1609’da ayak 38. Sokak’taki Lord&Taylor’dan sonra basmış İngiliz denizciden adını alan 34. Sokak’ta başınızı yukarı kaldırın. Hudson Nehri. N.Y. 1785’de başkent Empire State’e geldiniz bile. Sağa sa- oluyor, ardından George Washington parsanız, dünyanın en büyük mağa- da ilk başkan. 1850’lerde göç başlı- zası diye lanse edilen Macy’s’i göre- yor. Özellikle Avrupa’dan yığınlar, akın- ceksiniz. Plaza Hotel, Tiffany&Co, (Kütüphane) göreceksiniz. lar halinde bu “Yeni Dünya” ya geliyor. EMPIRE STATE BİNASI Nüfus 1870’de bir, 1913’te beş milyo- 1931’de dönemin moda mima- na çıkıyor. Şehri birbirlerine paralel 12 ri akımı Art Deco tarzında inşa edilen bulvar ve bunları kesen 220 sokakla dünyanın ilk gökdelenlerinden. İkiz ku- dikdörtgenlere ayırmışlar. Dolayısıyla lelerin yıkılmasından sonra yüksekler51 GEZİ NEW YORK • METROPOLİTAN MÜZESİ www.metmuseum.org 1000 Fifth Avenue, 82 Street Bazı eleştirmenlere göre Hermitage, Louvre, British ve Prado müzeleriyle beraber dünyanın en önemli beş müzesinden biri. Müzedeki Mısır tapınağı Dendur’u görmeyi unutmayın. Pazartesi günleri kapalı olan müzenin giriş fiyatı size bırakılmış. Onlar 5-10 $ arası bir bağışı tavsiye ediyorlar. • GUGGENHEİM MÜZESİ www.guggenheim.org 1071 Fifth Avenue, 88 Street Frank Lloyd Wright’ın yaptığı mimarlık tarihinin en önemli eserlerinden biri olan sümüklüböcek de denilen bu binada 20. yüzyıl ressam ve heykeltıraşlarının çalışmaları var ağırlıklı olarak. • MODERN SANATLAR MÜZESİ www.moma.org Japon mimar Yoshio Taniguchi uzun yıllardır kapalı olan müzeyi yeniden yarattı ve MOMA modern ve çağdaş eserlerin merkezi halinde. • DOĞA TARİHİ MÜZESİ www.amnh.org Central Park West, 79 Street Dinazorlar da dahil yaklaşık otuz milyon parçadan oluşan bir koleksiyon! Önerilen giriş fiyatı 5-12 $ arası ama daha da az verebiliyorsunuz. Rose Center, Planeterium, Space (Uzay) Müzesi ve Imax Tiyatrosu bölümleri de var. 52 den N.Y. manzarası seyredebileceğiniz katlı ve 1903’te yapılmış. nadir yerlerden. Girişten bir kat aşağıya CHELSEA, SOHO VE TRIBECA inip biletinizi alıyorsunuz. George Was- Chelsea’de evler eski Yunan mima- hington ileri görüşlü bir adam olarak risini andırıyor. Çok sayıda bar, restoran N.Y.’un ileride yeni bir imparatorluğun ve dükkan var. Hafta sonları bit pazarı merkezi olabileceğini söyleyip, “Empi- 26. caddede kuruluyor. South of Ho- re State” demiş şehirle aynı adı taşıyan uston yani Houston Sokağı’nın güneyi eyalete. Bu arada işin komik kısmı N.Y. anlamına gelen bölgede Amerika’nın eyaletinin başkenti N.Y. değil, sadece en güzel dökme demir binalarını gör- 100.000 kişilik bir nüfusu olan Albany. mek mümkün. Soho, 1970’li yıllarda o ROCKEFELLER CENTER dönemin sanatçıları sayesinde mimari Art Deco tarzında yapılmış, 1939’da bir rönesans yaşadı. Stüdyolar, butik- tamamlanmış bir gökdelenler ve tiyat- ler, restoranlar ve iki yüzün üstünde rolar kompleksi. Gerçek bir mikro şe- sanat galerisi var. Anlamı Kanal So- hir. Dünyaya ateşi getiren Promete’nin kağının altındaki üçgen demek olan altın renkli heykelinin altında kışın buz Tribeca ise N.Y.’un entellektüel taba- pateni pisti var ve Noel zamanı kosko- kasının, sanatçıların, film yapımcılarının, caman çam ağacının durduğu bu yer borsacıların, eleştirmenlerin, yazarların şehrin de en hareketli bölgesi. ABD’nin oturduğu bir semt. Tribeca Grill’in sahi- en büyük kapalı tiyatrosu Noel ve bi ünlü aktör Robert de Niro da buranın Paskalya konserleri meşhur olan altı sakinlerinden. bin kişilik Radio City Music Hall de bu CHINA TOWN kompleksin içinde. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BİNASI San Francisco’dan sonra Asya dışında Çinlilerin ikinci en büyük yerleşim Önünde yaklaşık ikiyüz üyesinin merkezi. Yaklaşık 40 blokluk bir alanda bayrağı dalgalanmakta olan bina 153 150.000 kişi yaşıyor. Şubat ayında kut- metre yüksekliğinde ve 39 katlı. Mima- ladıkları Çin Yeni Yılı’nda çok hareketli rı Le Corbusier N.Y.’u “Çok büyük bir bir bölge. Hemen yanında ise “Little boyutta muhteşem bir felaket” olarak Italy” olarak geçen daha ziyade İtalyan yorumlamış. Binanın bahçesinde dün- kökenli Amerikalıların yaşadığı “Küçük yanın çeşitli ülkelerinden hediye edilmiş İtalya” var. heykeller var, karşısında da Türkiye HARLEM Başkonsolosluğu bulunuyor. WALL STREET Zenci yerine kullanılan yeni bir terim var, Afrikalı-Amerikalı. Bu etnik grubun Gerçi pek işe yaramamış ama Hol- ağırlıklı olarak yaşadığı Harlem maale- landalılar şehri korumak maksadıyla sef şehirde sefaletin en fazla olduğu sur inşa etmişler. Bugün ülkedeki fi- yerlerden biri. 1920’lerde rönesansını nansal aktivitelerin %70’inin döndü- yaşamış bu bölgede Afrikalı-Amerikalı ğü “Duvar Caddesi”nin adının kısa müzisyenler, yazarlar, artistler toplan- öyküsü bu. N.Y.’ta 2000 civarında mış. 1960’larda suç işleme oranının, büyük şirket ve 250 banka var. N.Y. nüfusun ve fakirliğin artmasıyla beraber Borsası’nın temelleri 24 broker tara- bir gettoya dönüşmüş. Apollo Tiyatro- fından 1792’de atılmış, 1929’daki bü- su Ella Fitzgerald ve Duke Ellington gibi yük ekonomik kriz esnasında 48 saat sanatçıların üne kavuştuğu mekan ola- hiç durmadan çalışmışlar ama nafile, rak süslemekte Harlem’i. Harlem’e gel- ülkede ekonomi göçmüş. Bina 17 meden önce yol üstünde 1754 yılında açılmış Harvard, Yale ve Princeton gibi, ABD’nin en iyi üniversitelerinden biri olan Columbia’nın kampüsünü de göreceksiniz. HÜRRİYET ABİDESİ Paris’teki Eyfel Kulesi’ni yapan Gustave Eiffel’in de katkıda bulunduğu bu eser, model olarak annesini kullanan heykeltıraş Frederic Bartholdi’ye ait. 225 ton ağırlığında ve 93 metre yüksekliğinde. Tacındaki yedi ışın, yedi deniz ve dünyayı temsil ediyor. Heykelin üzerinde dikkat çekici bir cümle var:”Bana özgürlük için yanıp tutuşan yorgun ve yoksul kitleleri verin.” Ne de olsa burası göçmenlerin ülkeye ilk giriş işlemlerini yaptırdıkları Ellis Adası’nın yanı. Adaya Battery Park’tan gemiyle gidiyorsunuz. Özellikle haftasonları ve bayramlarda çok kuyruk bekleyebilirsiniz. TAVSİYELER… • Japon mutfağı gözdelerimden, şehrin en restaurant.com), daha önce Nobu’da harika- Size sadece N.Y.’luların bildiği bir şık sushi restoranı kesinlikle Masa, onun ka- lar yaratan şef Masaharu Morimoto artık bu yeni sırrı vereyim. Biraz ileriden Staten dar lezzetli ama daha uygun fiyatlı bir adrese mekanında. ihtiyacınız varsa, Birleşmiş Milletler binası com), hafif loş bir Adası’na giden ücretsiz gemiler Buddakan (www.buddakannyc. mekan, tepeden aşağıya yakınındaki Sushi Yasuda’yı tercih edin. kadar avizeler iniyor. Çok şık bir dekorasyon ve olduğu Japon ev yemekleri içinse Soho’daki Omen’e damakları fetheden yemekler var. Greenwich adaya uğramıyor ama muhteşem gidiyorum. Sanatçılar, modacılar o bohem Village’da bulunan Gusto ise son zamanların hava ve Japon yemeği için Soho çok doğru en gözde İtalyanı, Bloody Mary’s ve taze mey- bir bölge. Çin makarnası (Noodle) yemek iste- velerle hazırlanan Proseccolarını (köpüklü şa- görüntüleyebiliyorsunuz. Biraz ileri- diğimde de 9. Cadde’de, 2 ile 3. sokaklarda rap) denemeyi unutmayın. Çıkışta da Magnolia de de Boğaz Köprüsü’nü hatırlatan bulunan Sobaya’da alıyorum soluğu, servis Bakery’e gidin ve bu pastanenin meşhur cupca- ve adını 1524’te N.Y. Limanına ilk harika, fiyatlar makul, yemeklerse cennetlik. ke pastalarını deneyin. kalkıyor. Gerçi heykelin N.Y. manzaralarını seyredip, heykeli Chinatown’daki Won Ton Garden Çin mut- gelen denizciden alan Verrazano • Gece hayatına gelince, Ritz-Carlton fağı için bir başka doğru seçim. Michelin’in Battery Park Hotel’in 14. katındaki barı Köprüsü’nü görüyorsunuz. iki yıldızını alalı beri biraz kuyrukta bekliyorsunuz Rise, N.Y.’ta en güzel dolunay seyre- BROOKLYN KÖPRÜSÜ ama 4.50 dolara karnınızı doyurabilirsiniz. Eğer dilen yer. MO Mandarin Oriental Hotel’in 5. Cadde’de dolaşıyorsanız Takashimaya’daki (www.mandarinoriental.com , 212-8058800) Tea Box’a uğrayın, kendinizi harika bir öğle ye- barının adı, küçük ama tıklım tıkış bir yer, tahta meğiyle ödüllendirebilirsiniz. masalarda otururken, dergilerden fırlamış ka- Mimarı bir gün buz yüzünden karşıya geçemeyince köprüyü yap- • Yemek sonrası alışveriş için Ted dınları seyrediyorsunuz. Rafine şıklıklar da var, Muehling’e gidin, fiyatlar yüksek olsa da mü- paranın görkemi de. PM Lounge (www.pmlo- cevherler inanılmaz, hemen yakınlarındaki De ungenyc.com) son dönemlere imzasını atan arası uzunluk 486 metre. Yapıldığı Vera’da da çok güzel objeler ve takılar var. Moda- bir mekan, Donna Karan’ın tasarımcısı Robert 1883’te dünyanın en uzun asma nın öncüleri içinse aynı bölgede bulunan Opening Mc Kinley tarafından yaratılan bu gece kulübü Ceremony çok doğru bir alternatif. Sanat seven- yüksek tavanlarıyla bir mabet havasında. Gan- lerdenseniz Chelsea’ye uzanın. Cohan ve Leslie sevoort Hoteli’ndeki AER Lounge gündüz spa, baharsa bir akşamüstü köprünün Gallery ve şehirdeki en iyi fotoğraf galerisi olan gece kulüp olarak hizmet veriyor. Geceye nok- Brooklyn tarafından Manhattan’a Yossi Milo ruhunuzu doyuracak, White Columns ta son dönemlerin avant-garde bölgesi Meat- ve Bellwether Gallery diğer gözdelerimden. packing District’teki Cielo’da (212-6455700) maya karar veriyor. 16 yılda 600 işçi tarafından yapılıyor. Kuleler köprüsü unvanını alıyor. Mevsim doğru yürüyün. N.Y.’un ikiyüzün üzerindeki gökdeleninin silüeti keyif • Akşamları dışarı çıktığımda gittiğim belli restoranlar var. Morimoto (www.morimoto- konuluyor. Seksi kırmızı ışıklar, yüksek volümlü müzik ve haftanın acısını çıkaran yığınlar. verecek size. 53 MİMARLIK R İ D İ M İ Ç İ B M A Ş A Y BİR MİMAR MUSTAFA TONER 54 Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Mustafa Toner, mimarlığın içine doğmuş. Çocukluk hayallerinde mimarlıktan başka bir meslek olmadığını söyleyen Toner’e göre analiz yeteneğiniz yoksa iyi bir mimar olmanız mümkün değil. Yazı Çiğdem Hasanoğlu “Az çizgi kullanarak çok işlev gerçekleştirmek.” Mustafa Toner’in mimarlık anlayışını bu cümle özetliyor. Birçok uluslararası markanın şirket binası ve önemli sayıda konut Toner Mimarlık imzasını taşıyor. Daha çok iç mimari konusunda çalışan firmanın kurucusu Mustafa Toner ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Toner Mimarlık’ı ne zaman kurdunuz? Nasıl bir çalışma sisteminiz var? Toner Mimarlık 2000 yılında kuruldu. Şirket özellikle iç mimari proje ve uygulama çalışmalarında bir bütün olarak hizmet vermeyi hedeflemektedir. Bu nedenle kendi tasarımımızı kendi kalite anlayışımıza uygun gerçekleştirebilecek projeleri tercih ediyoruz. Çalışma ortamımız kalabalık bir mimar kadromuz olmasına rağmen oldukça özgün bir ortamda disiplinli bir mekan olarak tarif edilebilir. İlham kaynaklarınız veya etkilendiğiniz şeyler var mı? Mimari anlayışınızı besleyen unsurlar neler? Tasarım sürecinde özellikle geçmiş akımlar, doğal malzemeler ve kalıcı fikirlerden ilham alıyorum. Güncel eserleri de dikkatle takip etmeye önem veriyorum. Türkiye’de mimarlığın gidişatını nasıl buluyorsunuz? Türkiye’de mimarlık özellikle son 10 senede büNişantaşı’nda bulunan Armaggan mağazası Toner Mimarlık imzasını taşıyor. yük ilerleme gösterdi. Bu doğal olarak konut sektörünün gelişimine paralel olarak oluştu. Eskisine göre kaliteli konutların üretilmesi ve talebin bu yönde oluşması projelere kaynak aktarılmasını zorunlu hale getirdi. Yine de özellikle proje süreleri ve ücretleri konusunda Batı’daki çalışma koşullarından çok geride olduğumuzu düşünmüyorum. Mimar kimliğinizle İstanbul’a baktığınızda neler görüyorsunuz? Şehri kurtarmak için nasıl bir yol izlenmesi gerekiyor? Bu noktada mimarlara nasıl bir görev düşüyor? İstanbul’un hedeflenen anlamda ideal şartlara kavuşmasını hayal olarak görüyorum. Kabul etmeliyiz ki bu şehir bu kaotik halinden kurtulamaz. Belki bunun keyfini çıkarmak mümkün olabilir sadece. İstanbul’da imar yönetmeliklerinin yaratıcılığı desteklemekten çok uzak, çok katı olduğunu, bunun çok haklı gerekçeleri olmakla birlikte farklı uygulama mantıkları geliştirilebileceğini düşünmekteyim. Tabii mimarların da burada kendilerine verilebilecek 55 MİMAR MUSTAFA TONER esneklikleri pozitif yönde, ranta dönük olmadan değerlendirmeleri şart. Son dönemde imza attığınız ve gelecekteki projelerinizden bahseder misiniz? Şu anda Nuruosmaniye’de eski Milliyet Gazetesi binasını Armaggan markası için çok katlı mağazaya dönüştürme projesi üzerine çalışıyoruz. Proje, tüm binayı ve içini yeniden yapılandırmayı kapsıyor. Beymen, Beymen Club ve Boyner mağazalarının da yoğunluğu devam ediyor. Ajda Pekkan‘ın Saklıkoru’daki evinin tasarım ve uygulaması da devam ediyor. W Hotel’in restoran, lounge, vb. genel kullanım alanlarını da yeniden düzenliyoruz. Müşteri ilişkilerinizi nasıl yürütüyorsunuz? Projelerimizde önceliği gerekene sonra da işverenin isteklerine veririz. Tabii bu öncelikler pratikte birbiri ile girift şekilde yürür. Burada müşterinin kişiliği ve projenin gerekleri de çok belirleyici faktörlerdir. Hayalinizde ne var? Hayalimde her zaman söylediğim hiç kapı ve perdesi olmayan büyük bir ev tasarlamak var. Bu ev çok büyük bir arazinin ortasında yer almalı ve içinde yaşayanlar isterlerse birbirlerini hiç görmeden günlük hayatlarını sürdürebilmeliler. Genç mimar adaylarına tavsiyeleriniz var mı? Genç mimar adaylarına ve mimarlara tek tavsiyem var; işinizi kendinizi vererek yapın. Çalıştığınız ofiste zaman geçirmeye ve sadece söylenenleri yapmaya değil, kendinizi geliştirmeye ve düşünülmüş, mantık süzgecinden geçmiş fikirler üretmeye odaklanın. Mimarlık bir yaşam biçimidir. İşten çıkınca da tüm zamanlarınızı mesleki gelişiminiz için kullanın. HAKKIMIZDA... Herhangi bir projenizde Kütahya Seramik ürünü kullandınız mı? Çok samimi olmak gerekirse bugüne kadar 1-2 proje dışında Kütahya Seramik ürünü kullanmak kısmet olmadı. Ama ilerki projelerimde Kütahya Seramik pazarlama grubu ile görüşmek isterim. 56 Krea Grup tarafından projelendirilen L’ist İstinye Suites’teki sosyal tesis ve örnek dairelerin dekorasyonu da Mustafa Toner’e ait. 57 Kütahya Porselen’in zarif tasarımlı ürünleri ürünleri, yeni yıl sofralarının yıldızı olacak olacak. Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS, Fotoğraf Asistanı Ayhan Edik 58 Altın yaldızlı olduğu halde sır içi üretilen ve bulaşık makinesinde yıkanabilen ‘IR87YT4905089’ Private yemek takımı, (87 parça)1.397 TL. Şarap kadehi, (6’lı set) 235 TL. Kristal ‘Altın’ serisi şampanya kadehi, (6‘lı set) 137 TL. 59 STİL YILBAŞI 60 ‘BC85YT47015110’ Bonny yemek takımı, (85 parça) 1.449 TL. Salata servis tabağı, 100 TL. ‘Bohemya’ karaf, 175 TL. Kristal ‘Altın’ serisi şarap bardakları, (6‘lı set) 235 TL. Supla, 5 TL. 61 MODA YILBAŞI ÖNERİLERİ DÖRT KADIN DÖRT TARZ Dört ünlü moda tasarımcısı koleksiyonlarında vazgeçemedikleri detayları ve yılbaşı gecesi için stil önerilerini anlattı. Yazı Şebnem Kırmacı ZEYNEP TOSUN Markanızda her sezon vazgeçemediğiniz öğeler var mı? Yüksek belli, cesur ve maskülen çıkışlı parçalardan vazgeçemiyorum. Stilimi genç, dinamik ve modern bir kadına yönelik olarak tanımlayabilirim. Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tanımlar mısınız? 2011 yaz koleksiyonumda yine maskülen detaylardan yola çıkarak yaptığım tasarımları feminen kumaşlar ile birleştirdim. Yüksek bel pantalonları şifon gömleklerle kombinledim.Teni açıkta bırakan şifon gömlekler ve elbiseler tasarladım. Vintage bir görünüm elde etmek için Fransız danteli ve eski nakışlar kullandım. Renklerde ise siyah, bordo, hardal ve bebek mavisini kombinledim. Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlarsınız? Kendine güvenen, cesur giyinmeyi seven, modern, cool kadınlar. Benim koleksiyonumu tercih edenler genellikle erkeksi bir tarzla dişiliği yakalamayı seven kadınlardır. Yılbaşı için stil önerileriniz neler? Yılbaşı, çılgın davranabileceğiniz, eğlenceye yönelik kıyafetler giyebileceğiniz bir zaman dilimidir. Mesela kırmızı bir erkek smokinini erkek pantalonu ve beyaz gömlekle kombinleyebilir veya gömleksiz giyebilirsiniz. Kırmızı veya ten rengi deri bir elbise ile kırmızı dantel bir body önerebilirim yılbaşı gecesi için. Gideceğiniz mekan ve gecenin eğlence konsepti dahilinde kıyafetlerinizi farklı detaylar ile süsleyebilirsiniz. www.zeyneptosun.com 62 BEGÜM SALİHOĞLU Markanızın genel çizgisini nasıl tanımlarsınız? Begumsalihoglu markası her sezon ufak ama orijinal detaylardan asla vaz-geçmiyor. İlk sezon fermuar ve payet ikili detayıyla markamız dikkat çekti, ikincii sezonda ise özel yapım kesilmiş tüllerden yarattığımız kumaşlar çok ses getirdi.. Üçüncü sezonumuz olan sonbahar-kış 2010/2011 koleksiyonunda kalınlı-incelii u metal görünümlü detayları etek uçlarında, kollarda ve kemerlerde kullandık. Bu ufak detaylar koleksiyonda modası hiçbir zaman geçmeyecek olan siyah, bej,, p beyaz, mürdüm renklerini daha farklı şekilde göz önüne çıkardı ve sadece gelip geçici, bir sezonluk koleksiyon olmamasını sağladı. Yani tam da markamı ko-a numlandırmak istediğim gibi hem klasik, modern ve zamansız, hem de piyasada ihtiyaç duyulan bir koleksiyon yaratmış olduk. Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tanımlar mısınız? Son koleksiyonumda elbiselere ağırlık verdim. Fakat klasik bir siyah elbise-m yi nasıl zamansız bir şekilde tasarlayabilirimin üzerinde yoğunlaştım. İstediğim n amaca sanırım ulaştım çünkü şimdiden müşterilerim bu koleksiyonu her sezon k rahatlıkla giyebileceklerini söylüyorlar. Kumaşlarda krep, organza, taşlanmış ipek h kullandım. Renklerde ise su yeşili, beyaz, taş rengi, ekru, kiremit, tarçın ve siyah e tonlarını tercih ettim. Toprak renklerini ağırlıklı olarak kullandığım için ise her tipte ten rengine uygun olsun diye gold veya lame detaylarla canlandırdım. Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlarsınız? Önceki sezonlarda yaş aralığımız 15-35 iken, şimdi 20-55 oldu. Benim müş-terilerim değişen olayları ve sanatsal aktiviteleri takip eden, yeni fikirlere çok açık,, belli hayat standartları olan ve kaliteden anlayan bir kesim. Yılbaşı için stil önerileriniz neler? Yılbaşı için bu sezon çok moda olan şarap rengi ve kırmızı kadifeye odaklanabilir-siniz. Bu parçaları siyah aksesuarlarla kombinlemelisiniz. Eğer kırmızı asla size gitme-e yecek bir renk ise yılbaşının vazgeçilmezi olan gold veya siyah bir elbise, kırmızı kadife ayakkabılarla da aynı cesur görünümü yakalayabilir. www.begumsalihoglu.com 63 MODA YILBAŞI ÖNERİLERİ ZEYNEP ERDOĞAN Koleksiyonlarınızda her sezon vazgeçemediğiniz öğeler var mı? Ben gerçek bir vintage tutkunuyum. Bu yüzden her sezon mutlaka vintage ilhamı içeren parçalarım olur. Bir de her sezon mutlaka ceket bulunur koleksiyonlarımda. Son koleksiyonunuzu ana hatları ile tanımlar mısınız? 2011 yaz koleksiyonumun adı ‘Touch Me’; el fo formunda detaylar ve bu formun soyutlamalarıyla s süslü bir koleksiyon. Eğlenceli show piece’lerin yanı s sıra mini büstiyerler, bol paça uçuşan pantalonlar ta tasarladım. Kısacası bu koleksiyona 70’lerin silüeti h hakim. Renkler ise geçen koleksiyonumun aksine g gayet yumuşak. Hitap ettiğiniz kadın profilini nasıl tanımlars sınız? Çok farklı kadın profillerine, farklı açılardan cazip g gelebiliyor koleksiyonlarım. Kitlem, kendine has bir ta olan, yaratıcı işlerde çalışan kadınlar. tarzı Yılbaşı gecesi için farklı tarzlarda farklı stil ö önerileriniz var mı? Yılbaşı gecesi her anlamda özel bir gece. İster is istemez bir şaşaayı ve göz alıcılığı barındırıyor içind Yılbaşı için kendi koleksiyonumdan payet ve de. tü tüllerle yaptığım tütü etekleri ve elbiseleri öneririm. Ayrıca el detaylarıyla süslü parçalarım da yılbaşında eğlenceli olabilir. www.zeyneperdogan.com.tr 64 GÜL AĞIŞ Koleksiyonlarınızda vazgeçemediğiniz detaylar var mı? Koleksiyonlarımın mutlaka bir teması oluyor. Asimetrik formlar ve kalıplarla kalite vazgeçemediğim ana unsurlar. Renk olarak griden asla vazgeçebileceğimi düşünmüyorum. Müşterilerim de en güzel grinin, benim koleksiyonlarımda olduğunu söylüyorlar. Bunu duyunca da çok mutlu oluyorum. Zaten bu sezon gri çok moda. Benim vazgeçemediğim bir öğenin, bu yıl ön plana çıkması da hoşuma gidiyor. Tasarımlarınızı çoğunlukla kimler tercih ediyor? Tasarımlarım ‘high-end’ olduğu kadar farklı duruşu olan kadınların tercih ettiği bir marka. Benim müşteri profilim sanatçı ruhu olan, giydiğini görebilen, yakıştırabilen, yalın ve sade çizgilerinin içinde gizemli olmayı başarabilen kadınlar. Bu yüzden Tilda Swinton, Cate Blanchett, Charlotte Gainsbourg’dır benim kadınlarım. Son koleksiyonunuzu ana hatlarıyla tarif edebilir misiniz? Galata Moda Haftası ve yılbaşı için çok eğlenceli ve farklı bir koleksiyon yaptım: Adı ‘Fun.’ Bu koleksiyon her yaştan kadının rahatlıkla ve severek giyeceği kaşmir karışımlı trikolardan oluşuyor. Temanın konsepti bile eğlenceli: ‘60’ların Mary Quant’ı Martin Margiela ile evlenseydi ne olurdu?’ sorusundan yola çıktım. Kaşe mini elbiseler, etekler, mini paltolar, cape’ler, kalın babaanne hırkaları ve plinin her hali var tasarımlarımda. Ana renklerim ise bordo, kırmızı, gri ve siyah. Yılbaşı gecesi için farklı tarzlarda stil önerileriniz var mı? Püskül bu sezon çok gözde. Bence püskül detaylı elbiselerle, hem sadeliği hem de şıklığı yakalayabilir kadınlar. Özellikle benim koleksiyonumda yer alan antik taşlı, el işlemeli cape’leri gecenin şıklığını bütünlemeleri için öneririm. www.lugvonsiga.com 65 GURME GÜRAL SAPANCA Yeni yıla özel tatlar Güral Sapanca Wellness Park Otel’in yılbaşı menüsü, Kütahya Porselen’in şık ve zarif ‘Pure’ yemek takımıyla tamamlanıyor. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz 66 ‘IR87YT49020104’ Pure yemek takımı, (87 parça) 1.490 TL. Omlete sarılı mezgit fileto • 3 adet yumurta Kavrulmuş bademli kaşık salatası • 1 adet kırmızı kaliforniya biberi • 1 adet domates, ince ince doğranmış ince ince doğranmış • 1/4 dere otu, kıyılmış • 1 adet salatalık, • 150 gr mezgit fileto ince ince doğranmış • 1 adet limon • 10 gr bitkisel krema Buyabez • 1adet sivri biber, • 20 gr süzme yoğurt • 80 gr somon fileto ince ince doğranmış • 1 tutam maydanoz • 70 gr mezgit fileto • 1 adet taze soğan, • Tuz, beyaz biber • 100 gr jumbo karides ince ince doğranmış • 50 gr kerevit eti • 1 tutam maydanoz, Hazırlanışı Mezgit filetoyu bıçak • 1/2 kök kereviz ince ince kıyılmış ile açarak inceltin. Yumurtaları • 1 adet havuç • 1 adet limon çırpın ve yuvarlak tavada omlet • 2 adet defne yaprağı • 15 gr badem içi yapın. Omletin üzerine ilk önce • 10 gr tane karabiber • Nar ekşisi filetoyu sonra da kırmızı biber • 1 adet limon • Zeytinyağı ile dere otunu yerleştirip, folyo • 2 yemek kaşığı zeytinyağı ile rulo şeklinde sarın. Ruloyu, • Tuz Hazırlanışı Domates, salatalık, biber, soğan 100 derecelik buhar konumu ayarlanmış fırında 20 dakika Hazırlanışı Sebze ve balıkları bir tencerede ve maydanozu salata pişirin. Soğuduktan sonra ince haşlayın. Haşlanan malzemeyi tencereden alıp, kasesine alın. Bademleri dilimler halinde kesin. Krema, suyunu ayırın. Diğer bir tencerede zeytinyağı ve tavada kavurup hazırlamış süzme yoğurt, limon suyu ve rende havuçları kavurun. Süzmüş olduğunuz olduğumuz salatanın dereotunu karıştırıp sos haline balık suyunu içine ilave edin. Birkaç dakika üstüne ilave edin. Salatayı getirin. Sosu, mezgit rulonun bekledikten sonra haşlanmış olan deniz ürünlerini zeytinyağı ve nar ekşi ilave yanına dökerek servis edin. de ekleyip, kısık ateşte 5 dakika kaynatın. ederek servis edin. 67 GURME GÜRAL SAPANCA Yaban mantarlı ve keşkekli bonfile ızgara • 230 gr dana bonfile • 50 gr yaban mantarı • 100 gr buğday • 10 gr sebze çeşni • 10 gr tereyağı • Taze kekik • Tuz, karabiber Hazırlanışı Bonfileyi taze kekik, sebze çeşnisi, tuz ve karabiberle marine edip ızgarada pişirin. Buğdayı geniş bir tencerede kaynatın. Suyunu süzüp, mikserden geçirdiğiniz buğdayları tereyağı ile karıştırarak keşkek hazırlayın. Diğer taraftan mantarları ızgarada pişirin. Marine ettiğiniz bonfileyi keşkeğin üzerine koyun. Yanına mantarları yerleştirerek servis edin. 68 Cappuccino cream cake • 2 pat pandispanya • 85 gr fildişi kuvertür • 25 gr sütlü kuvertür • 25 gr bitter • 10 bardak su • 10 toz şeker • 10 gr glikoz • 5 gr nescafe • 110 gr süt kreması, çırpılmış Hazırlanışı Nescafe, su, şeker ve glikozu karıştırarak kaynatın. Bir kaba aldığınız karışıma, eritilmiş fildişi küvertür ile krema ilave edip karıştırmaya devam edin. Kek kalıbına önce pandispanyayı sonra karışımı koyup buzdolabında bir gece dinlendirin. Servis ederken sütlü küvertür ve bitter ile süsleyin. 69 D YENİ SERİ BALIK KOLEKSİYONU 70 ENİZ D N İ R E Kütahya Porselen’in Balık serisi, koleksiyona yeni katılan ürünlerle daha da zenginleşiyor. Serideki ürünler sadece fark yaratmak isteyen profesyonellerin değil, sunuma özen gösteren tüm kadınların da vazgeçilmezi haline gelecek. Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Deniz Doğan 71 GEZİ TRABZON Nefes kesen manzarasıyla Sumela Manastırı mutlaka görmeniz gereken adresler arasında Karadeniz yollarında... Kendine has mutfağ›, tarihi, doğas› ve kültürüyle Karadeniz’in gözde şehri Trabzon’a doğru mimar Banu Altay ile keyifli bir yolculuğa ç›kt›k. Yazı Tuğba Karatmanlı, Fotoğraflar Ceren Can 72 MUTLAKA GİDİN, DENEMEDEN DÖNMEYİN • Atatürk Köşkü • Sumela Manastırı’na yürüyüş • Uzungöl’de keyif • Ayasofya Müzesi’ni ziyaret • Saymakla bitmeyen yöresel lezzetler… • Tarihini denk getirebilirseniz yayla şenlikleri • Çarşıbaşı • Kemeraltı • Han ve Hamamlar • Doğa Sporları • Jeep safari onbahara veda etmeden keşif adresimizi bu mev- çarşılarıyla Trabzon adeta gizli bir vaha… Biz kısıtlı vaktimize simle özdeşleşebilecek bir bölgeye, yeşilin her to- sığdırabileceğimiz adresleri programlarken bir dahaki sefere ge- S nunu bulabileceğimiz ve yağmuru en rahat koklaya- zilecek yerlerin listesini yapmayı da ihmal etmiyoruz. Otelimiz- bileceğimiz Karadeniz’e doğru çevirmeye karar verdik. İlk defa den çıktıktan sonra Trabzon’daki ilk rotamız şehir merkezine gideceğimiz Trabzon’da bize en iyi rehberlik edecek ismi düşü- oldukça yakın olan Atatürk Köşkü. Soğuksu semtinde bulunan, nünce aklımıza ilk gelen kişi Ağaoğlu Şirketler Grubu dekoras- 1890 yılında inşa edilen ve dönemin Avrupa mimarisinin özel- yon proje müdürü Banu Altay oldu. Trabzon’da Ali Ağaoğlu’na liklerini taşıyan köşk, özel bir mülkken Atatürk tarafından çok ait evin dekorasyonunu yaparken uzun süre buraya gelip giden beğenilince kendisine Trabzonlular tarafından armağan edilmiş mimarın bizim için en doğru rehber olacağına karar verdik. ve daha sonra da Atatürk Müzesi olarak düzenlenmiş. Mimar Banu Altay ile havaalanında buluşmak üzere rande- Tarihi ve mimari açıdan önem taşıyan ve mutlaka görülmesi vulaşıyoruz. Yaklaşık bir buçuk saatlik uçuştan sonra Trabzon’a gereken Atatürk Köşkü’nü gezdikten sonra biraz alışveriş yap- varıp otelimize doğru yola çıkıyoruz. Baştan size önerimiz bu mak için Bakırcılar Çarşısı’na yöneliyoruz. Eski dönemlerde sa- şehre en az üç gününüzü ayırmanız. Çünkü gerek mimari açı- dece mutfak eşyası üzerine olan bakır imalatı, şimdilerde yerini dan önem taşıyan gerekse doğasıyla özdeşleşen tarihi mekan- her türlü dekoratif eşya imalatına bırakmış. Çarşıya geldiğinizde ların yanında denemekle bitmeyecek kendine has mutfağı ve birçok farklı dükkânda zevkinize uygun bakır eşyalar bulabilirsi73 GEZİ TRABZON Farklı kültürlerin izlerini taşıyan mimarisiyle dikkat çeken Ayasofya Müzesi görülmeye değer yerlerden. niz. Eğer tüm mağazaları görmek, hatta atölye gezmek istiyor- tamız deniz kenarındaki Nihat Usta… Yemeden dönmemeniz sanız size önerimiz buraya pazar günü dışında bir gününüzü gereken Akçaabat Köftesi için en doğru adreslerden olan Nihat ayırmanız olacak. Bakırcılar Çarşısı’nı gezdikten sonra Çarşı- Usta’da en güzel köfteyi ve en taze balığı bulmanız mümkün. başı’na doğru yola çıkıyoruz. Hedefimiz, Trabzon Çarşıbaşı’na Yemeğimizi yedikten sonra sohbetimize yolda devam edip özel bir dokuma olan “keşan”ların dokunduğu atölyeler. Oto- Sumela Manastırı’na doğru yöneliyoruz. Yaklaşık bir saatlik yol bana çıktıktan sonra Karadeniz’i sağınıza alıp yavaş yavaş ye- bizi bekliyor. Bu sırada listelemekle bitmeyen, denememiz ge- şilliklerin arttığı yolda kısa bir yolculuk yaptıktan sonra Çarşıba- rekenler üzerine sohbet ederken, Trabzon ekmeği almadan ol- şı’na geleceksiniz. Masa örtüleri, keşanlar, heybeler, çoraplar maz deyip yol üzerindeki fırınlarda mola veriyoruz. Ekmeğimizi ve daha bir çok el dokuması eşyayı burada bulabilir ve dokuma aldıktan sonra, yavaş yavaş yeşilin arttığı tepelerde tek başına tezgâhlarını görebilirsiniz. Biz Keşan’ım adlı dükkâna girip biraz duran evlerin bizi karşıladığı Maçka yolunda ilerlemeye başlı- alışveriş yaptık ve dükkânın sahibi Ayşe Teyze’den keşanlarla yoruz. Trabzon - Sumela arası yaklaşık 54 km. Ama size öne- ilgili biraz da bilgi aldık. rimiz plan yaparken yağabilecek yağmuru ve dağ yolunu da Eğer vaktiniz olursa denize karşı Ayşe Teyze’nin bir çayını hesaba katmanız. Maçka’ya geldiğinizde manastıra varana ka- içip, el emeği eşyaların hikayesini dinlemenizi öneririz. Kendimi- dar sizi masal gibi bir yol karşılayacak. Biraz dar ve virajlı olan ze birer keşan aldıktan sonra aynı yoldan geri dönerken Banu bu yolda, akan derenin serin suyunun ve gittikçe yoğunlaşan Altay bize Akçaabat’ta mola verip yemek yemeyi öneriyor. Ro- çam kokusunun sizi bir süre başka diyarlara alıp götüreceğinin 74 Zamanında Atatürk’e hediye edilen Atatürk Köşkü, Trabzon’daki sivil mimari örneklerinden. garantisini verebiliriz. Size önerimiz camlarınızı açıp kendinizi bu kokuya teslim etmeniz. Dağ yolunda ilerlerken Milli Park girişine geleceksiniz. Giriş ücreti 8 YTL. Bir süre bu yolda devam ettikten sonra arabanızı park etmeniz gerekecek. Karşıda uçurum kenarına konumlanmış manastırın içini de görmek için yaklaşık 15-20 dakikalık bir yol yürümeniz gerekiyor. Biz vazgeçmeyip, ayağınıza rahat bir ayakkabı giymenizi ve hemen yola çıkmanızı öneriyoruz. Çünkü gittikçe yaklaşan bulutlar, derinlerden gelen gök gürültüsü ve ağaçların kokusundan mıdır bilinmez, manastıra geldiğimizde ihtişamı bizi alıp götürüyor. Yine de hava kararmadan vakitlice KONAKLAMAK İÇİN • Grand Zorlu Otel (0462) 326 84 00 • Funda Hotel (0462) 323 17 61 • Maçka Büyük Sumela Otel (0462) 512 35 40 TARİH İÇİN • Atatürk Köşkü (0462) 321 10 23 • Ayasofya Müzesi (0462) 223 30 43 • Sumela Manastırı (0462) 531 10 64 arabanıza dönseniz iyi olur. Manastırdan ayrılmadan şişenizi dağ suyu akan çeşmeden doldurmayı da ihmal etmeyin. Dönüş yolunda, hayalini kurduğumuz bahar yağmuru da bize eşlik etmeye başlıyor. Son durağımız akşam yemeğimizi yiyeceğimiz otantik Yörük Çadırı. Burada Karadeniz’e karşı yöresel tatları denedikten sonra üzülerek havaalanına doğru yöneliyoruz. Temiz havanın hafif sarhoşluğu ile uçak saatimizi beklerken, ALIŞVERİŞ İÇİN • Bakırcılar Çarşısı • Çarşıbaşı • Kemeraltı • Özen İş: (0462) 321 78 73 • Keşan’ım: (0462) 821 27 03 biriktirdiğimiz anıları çantamıza koyup Trabzon’a veda ediyoruz. 75 ESTETİK DOKUNUŞ PELİT PASTANESİ TATLI KAÇAMAK Pelit Pastanesi İş Geliştirme Direktörü Oya Ayan, markasının neden Kütahya Porselen’i tercih ettiğini anlatıyor. Yazı Selin Akal ‘San Marco’ ‘Risus’ ‘Risus’ Pelit Pastanesi’nden kısaca bahsedebilir misiniz? Pelit’in marka serüveni, kurucusu Kazım Ayan’ın 1939 yılında çalışmak üzere Sivas’tan İstanbul’a gelmesiyle başlamış. Kazım Ayan, bir otelde birkaç ay çalıştıktan sonra Tepebaşı’ndaki Tilla Pastanesi’nde 16 yıl aralıksız görev yapmış. Bu arada Tilla Pastanesi, İstiklal Caddesi’ne taşınma kararı almış. Bu karar, Kazım Ayan için de bir dönüm noktası olmuş. Üç çalışma arkadaşıyla Tepebaşı’ndaki pastaneyi devralan Ayan, Pelit ismini verdikleri yeni pastanelerinde sanatçıları ve siyasileri ağırlamaya başlamış. Yıllar içinde ortaklarından ayrılan Kazım Ayan ve oğlu Selahattin Ayan Pelit’i devralıp, aile şirketi kurmuşlar. Şu anda İstanbul’da 35 adet şubemiz bulunuyor. İstanbul dışındaki ilk şubemizi ise kasım ayı içinde Ankara Çukurambar’da açtık. Kütahya Porselen’in hangi ürün grubunu kullanıyorsunuz? Pelit Pastaneleri’nde Mitterteich Porzellan’in ‘Risus’ serisini kullanıyoruz. Bu seri, sade ve hacimli duruşu nedeni ile tercih edildi. Kütahya Porselen ile çalışmaktan memnun musunuz? Şube açılışlarımızda ve sunum değişikliliklerimizde bize çok destek oluyorlar. Bize özel ürünler üretiyorlar ve bu ürünleri hızlı bir şekilde ulaştırıyorlar. Zaten Kütahya Porselen ile çalışma nedenlerimizin başında da çözüm odaklı olmaları ve ürünlerini hızlı bir şekilde bize ulaştırmaları geliyor. Mitterteich Porzellan’in ‘Risus’ serisini zarifliği ve dayanıklılığı nedeni ile tercih ediyoruz. 76 ESTETİK DOKUNUŞ GRAND CASINO Sofraların sultanları Girne’de konumlanan Merit Crystal Cove H Hotel M it C t lC t l bünyesindeki Grand Casino’nun Satın Alma Müdür Yardımcısı Murat Çetin, kaliteli ürünleri ve sınırsız hizmet anlayışı sebebiyle Kütahya Porselen’i tercih ettiklerini vurguluyor. Casino’nuzdan kısaca bahsedebilir misiniz? Evet memnunuz. Ürün çeşitliliği, Grand Casino Club, Net Holding ilgi ve alakaları bizleri ve işletmemi- iştiraklerinden Voyager Kıbrıs Ltd. zi tatmin etmekte. Ayrıca, Kıbrıs'a İşletmesi’nde bulunan Casino’lar gelip ürünlerini bizlere tanıtmaları, topluluğudur. Kıbrıs genelinde Girne yeni gelişmelerden sürekli haberdar ve Lefkoşa’da geniş bir yelpazede etmeleri ciddi bir avantaj. hizmet veren tek kuruluş olma özelliğinin yanında, her biri konularında Neden Kütahya Porselen’i seçtiniz? uluslararası tecrübeye sahip, yetkin Başlıca tercih sebebimiz kaliteli çalışanlarıyla kaliteli bir eğlence or- ürünleri oldu. Diğer önemli etken tamı ve hizmet sunmaktadır. ise ürün devamlılığı garantisi. Aynı Kütahya Porselen kullanarak yapılan uygulamalar neler? seri ürün ile üç Casino’da binlerce kişiye hizmet veriyoruz. Bir ürünün Casino’da kullanılan tüm porse- devamının bulunması diğer marka- len ürünler, Kütahya Porselen tara- larda sıkıntı olabiliyor. Ancak Kü- fından bize özel tasarlandı. tahya Porselen ile böyle bir sıkıntı Kütahya Porselen ile çalış- 78 maktan memnun musunuz? yaşamadık. Mekanın ihtişamlı havasını güçlendiren zarif çizgiler taşıyan bu yemek takımı Kütahya Porselen tarafından Girne’deki Grand Casino’ya özel olarak üretildi. MAĞAZA VIA PORT Porselen cenneti Bir porselen cennetinde gezintiye çıkmak istiyorsanız Kütahya Porselen’in Via Port AVM’deki şık mağazası vazgeçilmez durağınız olacak. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz urtköy’deki Via Port Alışveriş Merkezi’ndeki K Kütahya Porselen satış mağazası, hem outlet hem de sezon ürünlerini müşterilerinin beğenisine sunuyor. 300 metrekare alana sahip olan mağazada girişin sağ tarafı outlet ürünlere, sol tarafı ise sezon ürünlerine ayrılmış. Güler yüzlü ve profesyonel satış ekibi ile Via Port AVM’nin ‘en iyi mağazası’ seçilen Kütahya Porselen’in sezon ürünlerinin sergilendiği bölümde uygun fiyatlı çeyiz kampanyaları, şık yemek takımları, ikram setleri ve el yapımı ürünler bulunuyor. Outlet bölümünde ise geçmiş yılların ürünlerinin yanı sıra dilediğiniz serileri bir araya getirip, zevkinize ve tarzınıza göre bir takım oluşturabiliyorsunuz. Son yılların en beğenilen serisi olan ve Kütahya Porselen’in renkli yüzünü temsil eden ‘Naturaceram’ ürünlerini de Via Port mağazasında bulmak mümkün. 80 MAĞAZA MECİDİYEKÖY PLAZA/DUDULLU PLAZA Kalitenin yeni adresleri Kütahya ailesine yeni katılan Mecidiyeköy Plaza ve Dudulu Plaza sizleri porselenin büyülü dünyasına davet ediyor. Fotoğraflar İsa Arslan ütahya ailesinin yeni adresi Meci- K diyeköy Plaza, 1000 metrekaresi Kütahya Seramik showroom’u 1000 metrekaresi ise Kütahya Porselen satış noktası olmak üzere toplam 2000 metrekarelik bir alanda hizmet veriyor. İki kata yayılan mağazanın giriş bölümünde tamamı el yapımı olan ‘sanat evi’ ürünleri ve birbirinden çarpıcı yemek takımları teşhir ediliyor. Üst katta ise Kütahya Porselen kalitesine yakışır kadeh ve sofra aksesuarlarının yanı sıra cıvıl cıvıl renkleri ile Naturaceram ürünleri ve günlük hayatınıza neşe katan biblolar, kahvaltı takımları ve tek parça olarak da satın alınabilecek ürünler bulunuyor. Profesyonel satış ekibinin hizmet verdiği mağazada, sıcak bir kahve eşliğinde, porselenin büyülü dünyasında yolculuğa çıkabilirsiniz. Adres: Ortaklar Cad. Bahçelievler Sok. Efe Han, No: 20, Mecidiyeköy, İstanbul. Tel: (0212) 274 42 84 82 G üler yüzlü satış ekibi ile porselenin zarif dünyasını keşfetmenizi ve bu zarif dünyanın müdavimi olmanızı sağlayacak en yeni adreslerden biri de Dudullu Plaza. Dört katlı mağazanın giriş katında el yapımı ürünler ve modern tasarımlarıyla porselen dünyasının vazgeçilmezleri arasında yerini alan Artebianco serisini görebilirsiniz. Farklı parçalardan oluşan alternatifleri ile renkliliği yaşam alanlarınıza taşıyan Naturaceram serisi ise hem estetik hem de işlevselliğiyle yine ön planda. 650 metrekareye yayılan porselen satış mağazasının ikinci ve üçüncü katları ise seramik showroom’u ve ofis olarak hizmet veriyor. Adres: Şerifali Çiftliği Mah. Edep Sok. No: 56, Yukarı Dudullu, İstanbul. Tel: (0216) 466 94 84 83 BAYİ ERDİ YAPI BAŞARININ SIRRI Sektördeki başarının, doğru üretici, doğru dağıtım ağı ve doğru müşteri ile mümkün olduğunun altını çizen Kütahya Seramik Düzce bayii Erdi Yapı’nın ortaklarından Mehmet Keskin ile başarılarının sırrını, gelecek hedeflerini ve yeni projelerini konuştuk. İnşaat sektörü ile nasıl tanıştınız? için yepyeni bir yaşam tarzı. 1985 yılında İTÜ İşletme Bölümü’nden mezun oldum. 10 Kütahya Seramik markası sizin için ne ifade ediyor? yıl boyunca, Batı Karadeniz Bölgesi’nin inşaat malzemeleri ko- Kendimi, Kütahya Seramik ailesinin bir bireyi gibi hissedi- nusunda en büyük firması olan Adnan Gösterişli’de çalıştım. yorum. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan, çalışma ortamın- Satış görevlisi olarak başladığım görevimi şirket müdürü olarak dan ve bu markanın ürününü satmaktan keyif alıyorum. En gü- noktaladım. 1994 yılında kendi işimi kurmak istedim. Ortağım zel yanı da diplomasi yok. Patron ve en üst düzey yöneticilerle ve dostum Savaş Şen ile uzun ve zorlu bir yola koyulduk. çok rahat iletişim kurabiliyorum. Erdi Yapı’nın başarısının arkasında neler var? Ortağım Savaş Şen ile aramızdaki güven ve saygı bu ba- Tüketici veya satıcı neden Kütahya Seramik’i tercih ediyor? şarının temelidir. Ticarette başarı istiyorsanız önce dürüst ola- Kütahya Seramik’in bir marka olarak çok güçlü yanları var. caksınız. Bizim sektörde, verdiğiniz sözü tutmak çok önemlidir. Kaliteden yana hiç kimsenin de endişesi yok. Pazara, doğru Şirketimizi kurarken sermayemiz olan iş çevremiz, başarımızın ürünü adapte edebiliyor. Bayi kanalında güçlü ve doğru insan- asıl mimarıdır. Batı Karadeniz Bölgesi’nin en lüks sitesi olan larla çalışılıyor. Kültür Park Residence projesini kriz döneminde bitirdik. Bu proje markamıza prestij kazandırdı. Kültür Park Residence projesinden biraz bahseder misiniz? Bundan sonraki ticari yaşamınızda neler hedefliyorsunuz? Batı Karadeniz Bölgesi’nde pazara hakimiz ve belirleyici bir rol oynuyoruz. Temelden çatıya, izolasyondan cepheye birçok En son yaşam trendleri düşünülerek planlanan projede iş- ürün satıyoruz. Ürüne inanmak çok önemli. Bu nedenle doğru levsel ve teknolojik daire planları tercih edildi. Site, kentin mer- markaları tercih ediyoruz. Yeni iş kolları üzerinde de çalışma- kezinde mimarisi, yeşilliği ve konforu ile dokuz blok ve seksen larımız var. Özellikle satış ve pazarlamada yeni modeller geliş- dört daireden oluşuyor. Konsepti, modern hayatı seven aileler tirmek istiyoruz. 84 TÜKETİCİ GÖZÜYLE ESRA TOĞRUL GÜCÜYENER “Kütahya Porselen Türk kültürünü özetliyor” Dünyaca ünlü kongre ve organizasyonları Türkiye’ye getiren İntra Turizm Genel Müdür Yardımcısı ve Teamcon Yönetim Kurulu Üyesi Esra Toğrul Gücüyener, neden Kütahya Porselen’i seçtiğini anlattı. Yazı Selin Akal, Fotoğraflar İsa Arslan Kütahya Porselen’i tercih etme nedenleriniz nedir? arasındaki koordinasyon mükemmel işliyor. “Bana 1000 tane Bizim amacımız dünyada düzenlenen her türlü kongre ve kahve seti gerekli,” diyorum. Üç gün sonra istediğim miktarda organizasyonu Türkiye’ye getirebilmek. Ancak bunu yaparken ürün hazır. Elbette başka markalar da bunu sağlayabilir ancak ülkemizi de tanıtmamız, anlatmamız gerekiyor. Görüşmelere Kütahya Porselen’in motiflerini, tasarımını ve kalitesini hiçbir gittiğimizde yanımızda Kütahya Porselen’in Türkiye’nin tarihini, şeye değişmem. dokusunu, kültürünü ve güzelliklerini anlatan serilerinden alıyoruz. Diyelim ki görüşmeler olumlu geçti ve Türkiye’ye kongreyi Müşterilerinizin Kütahya Porselen ürünleri hakkında görüşleri nedir? aldık. Dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerimize de yine Çok beğeniyorlar. Kütahya Porselen’in aldığınız ürün hakkın- ülkemizi anlatan Kütahya Porselen ürünlerinden hediye ediyo- da bilgi alabileceğiniz, tarihini öğrenebileceğiniz bir bilgilendirme ruz. Böylece Türkiye’den kalıcı bir anı ile dönüyorlar. notu var. Özellikle onu çok beğeniyorlar ve kendilerini özel his- Kütahya Porselen ile çalışmaktan memnun musunuz? sediyorlar. Bazı müşterilerimiz mağazanın adresini alıp, buraya gelerek kendileri de alışveriş yapıyorlar. Daha önce kongre için Çok memnunum. Hem çalışmaları kaliteli hem de çok pro- İstanbul’a gelip alışveriş yapan kişiler, bir sonraki İstanbul seya- fesyonel bir ekip tarafından yönetiliyorlar. Mağaza ile merkez hatlerinde de Kütahya Porselen’e uğramayı ihmal etmiyorlar. 86 BİZDEN HABERLER BANİO YAPI MARKET AÇILDI Alanya Yapı Merkezi (AYMER) 1200 metrekarelik yenilenen showroom’unu 22 Ekim’de Alanya’da hizmete açtı. Düzenlenen açılış törenine Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu Başkanı Onur Sürmeli, Alanya Kaymakamı Hulusi Doğan, bir çok müteahhit, mimar, iş adamı ve yörenin önde gelen isimleri katıldı. Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları markalarının bölge bayiliğini yapan AYMER, inşaat malzemeleri satış ve pazarlaması alanında bölgenin en önemli isimleri arasında yer alıyor. Alanya Opal Yapı, 1200 metrekare alana kurulmuş yenilenen showroomu’nun kapılarını 22 Ekim’de hizmete açtı. Yenilenen dış cephesi ve iç mekan teşhir uygulamalarındaki farklılıkları ile beğeni toplayan mağaza yeni sezon için hazırlıklarını tamamladı. Mağaza teşhirinde yer alan otel proje konsept uygulamaları, yeni ürün koleksiyonları ile proje çözümlerine yenilikçi bir anlayış kazandırıyor. 88 Özka Yapı Market ikinci şubesi Banio Yapı Market’i 16 Ekim’de Uncalı’da hizmete açtı. Açılışa, Kütahya Seramik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TÜGİK Başkanı Erkan Güral, Büyükşehir Belediye Başkan vekili Hasan Gürsel Karabayır ve Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek katıldı. Antalya’nın en büyük showroom’u olan Banio Yapı Market, 5 bin 500 metrekare kapalı alana sahip. Açılışı ile birlikte yoğun bir ilgi gören yapı markette, 3. gün sonu itibari ile ziyaretçi sayısı 14 bine ulaştı. Onur Kaya, Osman Kaya, Ahmet Kaya, Durmuş Kaya ve Abdülkadir Kaya ortaklığıyla büyüyen ÖZKA markası Antalya’nın en büyük yapı market zinciri olma hedefi ile çalışmalarını sürdürüyor. SOSYAL SORUMLULUK Kütahya Yapı Kimyasalları, Avrupa Birliği ve TEMA Vakfı tarafından finanse edilen Kaçkar Dağları ve Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Projesi kapsamında İzoder işbirliği ile, Artvin Kaçkarlar’da daha az ağaç kesilmesi adına 3 kamu binasının yalıtımını üstlendi. Yalıtımı Kütahya Yapı Kimyasalları tarafından bedelsiz yapılan Altıparmak (Barhal) İlköğretim Okulu, Ballıca Köyü Konuk Evi ve Yaylalar Köyü İmamevi ile bölge halkının sürdürülebilir orman kullanımı ve enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmesine katkıda bulunuldu. Bölgedeki binaların tamamına yalıtım yapılırsa, her yıl 50 bin ağaçtan 20 bini kurtarılarak ormanların korunması sağlanacak. MET-İN YAPI YENİ YERİNDE Met-İn Yapı İnşaat Malzemeleri Kütahya Seramik showroom’unu İzmir Yolu üzerinde hizmete açtı. Metin ve Murat Aydoğdu ortaklığı ile 21 yıldır inşaat sektöründe hizmet veren ve Bursa’nın önemli kuruluşları arasında yer alan Met-İn Yapı, Kütahya Seramik showroom’unu 14 Ekim’de Bursalılarla buluşturdu. Düzenlenen açılış törenine, AKP Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral ve çok sayıda davetli katıldı. Met-İn Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Metin Aydoğdu açılışta yaptığı konuşmada “Üç katlı ve yaklaşık 2 bin metrekare alana sahip yeni Kütahya Seramik Showroom’umuzu Bursalı dostlarımızla buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. ENDÜSTRİYEL ZEMİNLERDE DOĞRU SEÇİM MEGAEPOXY Kimyasallarla üretim yapılan, trafiğin çok yoğun olduğu, üzerinde ağır yük taşınan zeminlerde, zamanla derzlerde aşınma, çatlama, yüksek kimyasal etki ile yapıştırıcıların işlevlerini yitirmesi gibi sorunlar yaşanır. Bu sorunlara karşı; yüzeyleri kimyasal etkilerden koruyan ve hijyen sağlayan, endüstriyel zeminlerde tercih edilmesi gereken epoksi esaslı yapıştırıcıların ve derz dolguların kullanılması gerekir. Kütahya Yapı Kimyasalları’nın ürünü Megaepoxy, epoksi reçine esaslı, çift bileşenli, yapıştırıcı ve derz dolgusu olarak kullanılabilir özellikte bir ürün. Yüksek düzeyde hijyen standartlarının gerekli olduğu gıda sanayi, sağlık tesisleri, ticari mutfak ve kafeteryalarda; kimyasal etkilerin yoğun olduğu tekstil, boya, ilaç, otomotiv, kimya-petrokimya tesislerinde; yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu hipermarket, iş-alışveriş merkezi gibi ticari tesislerde endüstriyel zemin ihtiyaçlarını tam ve en iyi şekilde karşılamak için tasarlanmış. Megaepoxy aynı zamanda metal gibi zorlu yüzeylerde seramik yapıştırma işleminde de güvenle kullanılan bir malzeme. 89 BİZDEN HABERLER Kütahya Seramik’in, 11 ve 18 Ekim tarihlerinde Kütahya’da düzenlediği “İstişare Toplantısı”na Türkiye’nin dört bir yanından gelen 65 satış ortağı katıldı. Başkanı Nafi Güral’ın açılış konuşmasıyla başlayan Otel ekipmanları bayileri için dört dörtlük bir eğitim semineri toplantı, 2010 yılı genel değerlendirmesi ve 2011 yılı Kütahya Porselen otel ekipmanları bayileri, ürün, pazarlama ve satış hedeflerinin görüşülmesi ile 18-19 Ekim tarihlerinde Mitterteich ve Kütahya devam etti. Toplantı sonunda Kütahya Seramik satış Porselen fabrikalarına ziyarette bulundu. En ortaklarına göstermiş oldukları başarılardan dolayı yeni otel ürünlerinin tanıtıldığı programa katılan plaket takdim edildi. Toplantı, Güral Harlek Thermal bayiler porselen üretim aşamaları, dekor ve Otel’de düzenlenen gala gecesiyle son buldu. dekorlama teknikleri, porselen sofra eşyası Kütahya Porselen San. A. Ş. Yönetim Kurulu ürün standartları ve sert porselenin teknik özellikleri konusunda düzenlenen eğitim seminerine katıldı. DENİZCİLER BOAT SHOW’DA BULUŞTU İstanbul’da deniz üzerinde düzenlenen tek yatçılık fuarı olan İstanbul Shop&Miles Boat Show, NTSR Fuarcılık hizmetleri tarafından 20-25 Ekim tarihlerinde Marintürk İstanbul City Port’ta gerçekleştirildi. Fuarda, son yıllarda tekne ve yat dekorasyonlarında sıkça tercih edilen Kütahya Seramik imzalı Brezza cam mozaikler, göz alıcı renk ve desenleri ile dikkat çekti. Fuarda sergilenen deniz temalı Kütahya Porselen “Marin” koleksiyonu da ziyaretçilerden tam not aldı. 200’ün üzerinde firma, 300 adet son model yat ve 600’ü aşkın ulusal ve uluslararası markanın sergilendiği fuara, 30 binin üzerinde ziyaretçi katıldı. Megayat, motoryat ve yelkenlilerin çok özel modellerini ilk kez görme şansı veren İstanbul Shop&Miles Boat Show’da sergilenen teknelerin toplam değeri 300 milyon Euro’nun üstünde. 90 Kütahya Seramik, tekne ve ev kullanımı için özel olarak hazırlanan “Marin” serisi ve Brezza cam mozaik markasıyla Boat Show’da yerini aldı. FUAR KÜTAHYA SERAMİK İTALYA’DA TREND ÖNCÜLÜĞÜ YAPTI ETKİNLİK 1. KYK ESKİŞEHİR RALLİSİ Kütahya Yapı Kimyasalları’nın (KYK) ana sponsorluğunda Eskişehir Otomobil ve Motor Sporları Kulübü (ESOK) tarafından organize edilen 1. KYK Eskişehir Rallisi, 18-19 Eylül tarihlerinde yapıldı. Ekipler Eskişehir’in kuzeyindeki Bozdağlar’da yer alan 3 farklı etabı 2 kez geçip 58.8 kilometresi özel etap olmak üzere toplam 172.7 kilometre yol katederek yarışı tamamladılar. İlk kez düzenlenen ve amatörlerin yanında profesyonellerin de yoğun ilgi gösterdiği ralliyi Uğur Soylu ve Fatih İnan ekibi kazandı. Şirketimizi temsilen Erkan Güral ve Özgür Gür’de ralliye katıldı. Oldukça başarılı bir yarış çıkaran ikili teknik arıza nedeni ile yarışı tamamlayamadı. Espark Alışveriş Merkezi önünden start alan 49 otomobilden 31’inin tamamlayabildiği ralliye, Dünya Ralli Şampiyonası’nda puan alan tek Türk olan Volkan Işık da onur konuğu olarak katıldı. Yarışta Hakan Kargan ve Burçin Korkmaz ekibi ikinci, Sinan Pulat ve Tibet Celepgil ekibi üçüncü oldu. Kütahya Seramik, her yl olduu gibi bu yl da yeni koleksiyonlar ile dünyann en prestijli seramik fuarlarndan Cersaie Uluslararas Seramik, naat ve Banyo Aksesuarlar Fuar’nda yerini ald. Bu yl 28.si düzenlenen fuara 100x50, 60x60, 66x33, 50x50 cm büyük ebatl serileri, özel yüzey ve boyut uygulamalarnn yer ald teknik ürün gruplar, 3 boyutlu seramik koleksiyonu Versatile ve Brezza cam uygulamalar ile katlan Kütahya Seramik, farkl ebat ve modeldeki dinamik ve estetik ürünleri ile tasarmdaki iddiasn bir kez daha ortaya koydu. Kütahya Seramik’in Bologna’daki geni metrekareli ferah stand ise firmann sektördeki modern ve yenilikçi çizgisini baar ile tamamlyordu. 91 HABER SERAMİK YARIŞMASI Kütahya Porselen 40. Yıl Seramik Yarışması 3. Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu ve 1. Avrasya Seramik Kongresi 6-8 Ekim tarihlerinde Kütahya’da gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında gerçekleşen “Kütahya Porselen 40. Yıl Seramik Yarışması’’ geleceğin seramik sanatçılarına yeni ufuklar açtı. Üstte Mine Poyraz’ın Artistik Seramik Tasarım kategorisinde başarı ödülüne layık görülen çalışması. Sağda Torna Seramik kategorisinde başarı ödülünü alan Kadir Ertürk’ün seramik tasarımı. 3. Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu ve 1. Avrasya Seramik Kongresi, Kütahya Valiliği, Kütahya Belediye Başkanlığı, Seramik”, “Endüstriyel Seramik” ve “Torna Seramik” olmak üzere üç farklı kategoride gerçekleştirildi. Dumlupınar Üniversitesi Rektörlüğü, Kütahya Ticaret ve Sana- Artistik Seramik Tasarımı kategorisinde ikinci aşamaya ge- yi Odası ve Çiniciler Odası’nın katkılarıyla 6-8 Ekim tarihlerinde çen 33 eser arasında; Başarı Ödülü’ne Mina Poyraz, Mansiyon Kütahya’da gerçekleştirildi. Sempozyum ve kongreye seramik, Ödülü’ne Betül Aytepe, Jüri Özel Ödülü’ne Dilek Aklan Özdemir cam, emaye, sır, çimento ve çini alanlarında yurt içi ve yurt dışın- layık görüldü. Ayrıca 30 eser sergilenmeye değer görüldü. Torna da çalışan akademisyenler, sanatçılar, tasarımcılar ve ilgili sektör Seramikleri Tasarım kategorisinde ikinci aşamaya geçen toplam çalışanları katıldı. 10 eser arasında, Kadir Ertürk Başarı Ödülü, Burak Yıldırım Man- 3. Uluslararası Kütahya Çini Sempozyumu ve 1. Avrasya siyon Ödülü, Serkan Öner ve Burak Tatar Jüri Özel Ödülü’nü Seramik Kongresi kapsamında düzenlenen “Kütahya Porselen almaya hak kazandı ve 6 eser sergilenmeye değer bulundu. En- 40. Yıl Seramik Yarışması” sergi ve ödül töreni, 7 Ekim’de Por- düstriyel Seramik Tasarımı kategorisinde ikinci aşamaya geçen selen Müzesi’nde yapıldı. Uluslararası genç seramik sanatçılarını 4 eser sergilenmeye değer görüldü, bu kategoride başarı, man- desteklemek, sanat ortamına yeni eserler kazandırmak, Kütahya siyon ve jüri özel ödülüne layık eser bulunamadı. seramik sanatının ilerlemesi noktasında sürdürülen sanatsal fa- Yarışmada dereceye girenlere Kütahya Porselen tarafından, aliyetlere destek vermek ve buna bağlı olarak seramik sanatçı- başarı ödülü 2000 TL, mansiyon ödülü 1000 TL, jüri özel ödülü larının verimlerini artırmak amacıyla düzenlenen yarışma “Artistik olarak da 85 parça yemek takımı hediye edildi. 92 HABER KÜTAHYA AMBALAJ Kütahya Ambalaj’a başarı ödülü Kütahya Ambalaj, Kütahya Porselen kahve fincanı koleksiyonu için özel olarak hazırladığı ambalaj tasarımı ile 23. Altın Ambalaj Yarışması’nda başarı ödülünü kazandı. ürk Standartları Enstitüsü (TSE) ev sahip- Ayrıca dereceye giren ürünlerinin üzerinde, TSE liğinde 26-27 Ekim tarihleri arasında dü- tarafından belirlenen logo tasarımını kullanarak T zenlenen 54. Avrupa Kalite Kongresi sona erdi. başarılarını tüketiciyle paylaşabilecekler. Türkiye’de üçüncü kez yapılan kongrenin kapa- Ambalaj sektörünün en önemli firmaları ara- nışının ardından gerçekleşen törende, 23. Altın sında yer alan Kütahya Ambalaj, oluklu mukavva Ambalaj Yarışması’nda başarıya ulaşan 26 fir- üretiminde teknoloji ve bilgi temelinde müşterile- ma ödüllerini aldı. 31 firmanın 57 ürünle katıldığı rinin beklentilerinin üzerinde kaliteli ürün ve hiz- yarışmada Kütahya Ambalaj, Kütahya Porselen met sunan, güçlü rekabetçi yapıda bir kuruluş kahve fincanı koleksiyonu için özel olarak hazırla- olma misyonu ile çalışmalarını sürdürüyor. dığı ambalaj tasarımı ile başarı ödülünü kazandı. Günümüzün en ileri teknolojileri ile flexo ve Yarışmada dereceye giren firmalar, Dünya ofset baskı ambalaj tesislerine sahip Kütahya Ambalaj Örgütü (WPO) tarafından düzenlenen Ambalaj, müşterilerinin her türlü ambalaj ihtiya- WorldStar yarışmasına katılmaya hak kazandı. cına kaliteli çözümler sunuyor. 11 HABER TÜGİK KOKTEYL VE TÜGİK BALOSU Genç İşadamlarının Antalya Buluşması Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu üyeleri, TÜGİK’in 6. kuruluş yıldönümü kapsamında, 4-7 Kasım tarihlerinde, Antalya IC Green Palace Otel’de buluştu. T ÜGİK’e bağlı 7 Federasyon, 77 dernek ve çok sayıda üye Antalya’da buluştu. IC Green Palace Otel’de gerçekleşen buluşmanın ilk gü- nünde Federasyon Başkanları toplantısının yanı sıra Yönetim Kurulu toplantısı da gerçekleştirildi. Genel Başkan Erkan Güral’ın başkanlık ettiği toplantılarda TÜGİK’in hedefleri, önümüzdeki döneme ilişkin çalışma takvimi ve üyelerin önerileri masaya yatırıldı. Antalya buluşmasının ikinci gününde ise, aday derneklerin başkanları ile tanışma toplantısı düzenlendi. Ayrıca TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı öncesinde bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, TÜGİK’in 77 dernek ve yaklaşık 9 bin üyesiyle Türkiye’nin en büyük genç işadamı kuruluşu olduğunu belirten Erkan Güral, 250 bin kişiye direkt istihdam, dolaylı olarak da 1 milyon kişiye istihdam sağladıklarını ve 60 milyar doların üzerinde de ciroya sahip olduklarını açıkladı. Türk ekonomisinin performansının gelecek adına kendilerini umutlandırdığını kaydeden Erkan Güral, Türkiye’nin gösterdiği ekonomik performansıyla, dünyada yıldızı parlayan ülkelerden biri olduğunu da sözlerine ekledi. 94 IC Green Palace Hotel’in havuzbandaki kokteyle Genel Bakan Erkan Güral ve TÜGK üyeleri eleriyle birlikte katld. Kokteyl sonrasnda TÜGK aile fotoraf çekildi. TÜGK’in kuruluundan bugüne kadar emei geçen bakan ve üyelere plaket takdiminden sonra yemee ve ardndan baloya geçildi. Baloda konuma yapan Erkan Güral, Antalya bulumasnn TÜGK’in bugünü ve gelecei adna son derece önemli ve deerli bir aama olduuna yürekten inandn belirterek, “toplantlarmz boyunca masaya yatrdmz bütün konular ve basn toplantmzda verdiimiz mesajlar sadece TÜGK için deil, ülkemiz için de yol gösterici ve ufuk açc olmutur,” dedi. Sanatç Bülent Sertta’n sahne ald programda ise TÜGK üyeleri elenceli saatler geçirdiler. BULMACA Eski Mısır’da bir tanrı 13 Hazırlayan Ali Bakın Matematikte sabit bir sayı Yumuşak bir tür keçi derisi Bitki özleriyle yapılan bir masaj Kara Kuvvetleri’nin kısa yazılışı İstanbul’un eski adlarından biri Habeş soylusu Sigara ağızlığında biriken zift 26 Bir taş atma aracı “Güral Sapanca …” (Grubumuza ait otel) Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılır Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. Bir nota Ölçeksiz plan Nişastalı tanelerin bulamaç kıvamına getirilmişi Halkın aşağı tabakası Kütahya’nın bir ilçesi Olağandan daha hacimli Asurluların başkenti Utanma Mesafe 15 Fasıla Vilayet Kızıldeniz’i Hint Okyanusu’na bağlayan körfez Kötülük Bir deri hastalığı 18 3 Bir süs bitkisi Atasözü Bir kara yumuşakçası Vücudundan kan akmak Düğünçiçeğigillerin bilimsel adı Öz su Üzeri emayla kaplanmış olan 1 Şaman 4 Kütahya Seramik’in katıldığı uluslararası fuar Arnavutluk’un para birimi 12 Parlaklık Yanlışlık, hata Sözleşme Kazaklarda seçimle gelen başkan Defa İskambilde çift Çok güzel kadın Asya’da bir göl Birleşik Krallığı simgeler Genişlik 2 Sahip, iye Akıl 24 Sınırdaş olan ülkelerde vatandaşlara kısa süreli dolaşım için verilir Kırgınlığını öfkelenmeden belirtme Ramazan ayında kılınan namaz Canlılık Yılışık, yüzsüz Lahza Yabancı 11 Vietnam’da hüküm sürmüş eski bir hanedanlık Tanrıtanımaz Bizmutun simgesi Hatıra Orta Çağ’da üç bentten oluşan bir şiiri türü Aktinyumun simgesi Başlıca içeceğimiz Samaryumun simgesi Mezar 17 Lityumun simgesi 5 Soğukla sıcak arası 1 2 3 4 5 6 7 12 13 14 15 16 17 18 8 19 9 10 11 20 21 22 23 24 25 26 27 7 Garp 27 ANAHTAR CÜMLE Arapça’da ben Megatonun kısa yazılışı Karayolu taşımacılığında kullanılan uzun kamyon Garez 98 9 Türkü 22 Doğum yaptıran kadın 16 Başarısız İspinozgillerden bir kuş Özenli, düzgün Kütahya Porselen’in renkli sofra ürünleri markası Anlamlı Litrenin kısa yazılışı Bir soru eki 25 ABD’de bir kent 6 Unvan Argoda esrar Adale Bir yüzölçümü birimi Maldiv Adaları’nın plakası 21 Hareket olaylarını inceleyen bilim dalı İğdiş etme Arak Yaratılmış bütün canlılar 8 Görüngü Boyacılıkta kullanılan kimyasal bir madde Desise, hile 23 Karakter Seryumun simgesi Kütahya Porselen’in bir yemek takımı Hak edilen ceza Avukatların bağlı olduğu meslek kuruluşu Acı tadı olan bir tür içki Beddua Neşeli Bir bağlaç Araba okunun ekseni Apansız Araç taşımakta kullanılan bir deniz taşıtı 19 Çek Cumhuriyeti’nin plakası Yunan mitolojisinde aşk tanrısı Posta Kutusu’nun kısa yazılışı Kalitatif 20 Görelik 14 Kütahya Porselen’in bir yemek takımı 10
Benzer belgeler
Kütahya Seramik Bodrumlularla buluştu
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 ...