138 Birlik mi, PYD`nin G G sterisi miErbil Anla mas ndan Sonra
Transkript
138 Birlik mi, PYD`nin G G sterisi miErbil Anla mas ndan Sonra
Rapor No: 138, Aralık 2012 BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ “UNITY OR PYD POWER PLAY? SYRIAN KURDISH DYNAMICS AFTER THE ERBIL AGREEMENT” ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi CENTERCenter FOR MIDDLE EASTERN STRATEGIC for Mıddle Eastern Strategıc STUDIES Studıes مركز الشرق األوسط للدراسات االستراتيجية ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ “UNITY OR PYD POWER PLAY? SYRIAN KURDISH DYNAMICS AFTER THE ERBIL AGREEMENT” ORSAM Rapor No: 138 Aralık 2012 ISBN: 978-605-4615-35-3 Ankara - TÜRKİYE ORSAM © 2012 Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır. ORSAM STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ Tarihçe Türkiye’de eksikliği hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun ve dış politika çevrelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 1 Ocak 2009 tarihinde Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) kurulmuştur. Kısa sürede yapılanan kurum, çalışmalarını Ortadoğu özelinde yoğunlaştırmıştır. Ortadoğu’ya Bakış Ortadoğu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadoğu ne de halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri, halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahiptir. Bölge halklarının bir arada yaşama iradesine, devletlerin egemenlik halklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadoğu’daki sorunların kavranmasında adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı inisiyatifleri cesaretlendirecektir. Sözkonusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir. Cepheleşen eksenlere dâhil olmadan, taraflar arasında diyalogun tesisini kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla sağladığı uluslararası desteği en etkili biçimde değerlendirebilmesi bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir. Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları ORSAM, Ortadoğu algalımasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik eder. ORSAM; bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir. ORSAM, web sitesiyle, aylık Ortadoğu Analiz ve altı aylık Ortadoğu Etütleri dergileriyle, analizleriyle, raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal ve uluslararası ölçekte Ortadoğu literatürünün gelişimini desteklemektedir. Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin, stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini kolaylaştırarak bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını sağlamaktadır. www.orsam.org.tr Wladimir van Wilgenburg Wladimir Van Wilgenburg özellikle Kürt siyaseti odaklı ve Irak, Suriye, Türkiye’yi ilgilendiren konularda uzmanlaşmış bir siyasi analisttir. 2011 yılında van Wilgenburg Utrecht Üniversitesi, Çatışma Çalışmaları ve İnsan Hakları programından yüksek lisans derecesi almıştır. Bu programda, Irak’taki Kerkük Arap siyasi yelpazesi üzerine yüksek lisans tezini tamamlamıştır. Çalışmalarının çoğu, van Wilgenburg’un bizzat kendisinin Irak’ta gerçekleştirdiği görüşmeler ve ilk elden araştırmalara dayanmaktadır. Kendisi şu an Exeter Üniversitesi Kürt Çalışmaları yüksek lisans programında çalışmalarını sürdürmektedir. van Wilgenburg, Jamestown Vakfı’nın hazırlamış olduğu: İstikrarsız Bölge: Irak ve Ayaklanma Hareketleri isimli eserine de katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda Jamestown’un saygın Terrorism Monitor and Militant Leadership Monitor yayınlarında da kapsamlı bir şekilde yazmaktadır. Jamestown’un yanısıra hâlihazırda Erbil, Irak Kürdistan Bölgesi merkezli, İngilizce ve Kürtçe yayınlanan çevrimiçi Kürt gazetesi Rudaw’da da yazmaktadır. Van Wilgenburg SETimes.com ile çeşitli STK ve düşünce kuruluşları gibi medya kuruluşlarına yorum ve önerilerini sunmaktadır. İlhan Tanır, Henry Jackson Cemiyeti Üyesi (Yerleşik olmayan) İlhan Tanır Vatan Gazetesinin Washington temsilcisi olmasının yanısıra çeşitli Amerikan ve Türk haber platformlarında da sık sık yorumları yer almaktadır. Türkiye-ABD ilşkileri, Suriye ve geniş Ortadoğu ile Avrasya bölgesine ilişkin konularda kapsamlı yazı ve yorumlar kaleme almaktadır. Aynı zamanda Tanır, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda Sada Gazetesi; WINEP (Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü)’te Fıkra Forum; Türkiye’de ORSAM; Birleşik Krallık’ta Henry Jackson Cemiyeti gibi İngilizce ve Türkçe yayın yapan bazı önde gelen düşünce kuruluşlarının yanısıra söz konusu ülkelerdeki Christian Science Monitor, Hurriyet Daily News, the Daily Star, Al Hayat, Al Monitor vs. çeşitli dergi ve gazetelerde de yayınları bulunmaktadır. Yüksek lisans derecesini Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesi’nden almış, lisans derecesini ise Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler bölümünden almıştır. Ömer Hossino, Henry Jackson Cemiyeti Yazarı Ömer Hossino Washington D.C.’de yaşamakta olan bir araştırmacıdır. Yüksek lisansını Amerikan Üniversitesi, Amerika Dış İlişkileri üzerine ve Amerika’nın Suriye ve Lübnan’daki anti-terörizm politikalarına odaklanarak yapmıştır. Henry Jackson Cemiyeti’nde Suriye’nin Kürt muhalafeti üzerine kaleme alınan iki raporun eş yazarlarındandır, ve bu raporlardan birine ilişkin New York Times, Washington Post, Time Dergisi, ve Reuters’ta alıntı yapılmıştır. Suriye’ye birçok kez ziyarette bulunan Hossino, Al-Hayat, Al-Monitor, ve Hurriyet Daily News gibi paltformlarda Suriye ayaklanmasına ilişkin makaleler yayınlamış; Associated Press, National Interest, ve Daily Zaman’da kendisinden alıntılar yapılmış, ve BBC Arapça, Kanada’daki CTV, ve Voice of America (Amerika’nın Sesi) TV’deki programlara sık sık konuk olarak katılmaktadır. TAKDİM Suriye’de yaklaşık 20 aydır süren iç çatışma ortamı, bu ülkeyi Ortadoğu bölgesel politikasında çok önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Bu ortamda Esad rejimi ile Suriyeli muhalif güçlerin etkinliği ve kuvveti çeşitli değerlendirmelere tabi tutulurken Suriyeli Kürtlerin, ülke içinde önemi yok sayılamayacak bir konum kazandıkları gözlenmektedir. Temmuz 2012 ortalarında, Esad rejimine bağlı birliklerin Suriye’nin kuzeyindeki yerleşim yerlerinden çekilmesinden sonra bu bölgelerde kontrolü ele geçiren Kürt aktörler, Suriye’deki iç savaş ve çatışmanın seyrini etkileyecek düzeyde bir güç odağı haline gelmişlerdir. Bu husus, aynı zamanda, Türkiye açısından da kritik bir önem arz etmektedir. Suriye’deki Kürt Hareketlerini genel bir bakış ile inceleyen, Ağustos 2012 tarihli raporumuzun ardından, elinizdeki çalışmada Suriye’deki Kürt dinamikleri detaylı bir şekilde incelenmektedir. ORSAM Danışma Kurulu üyelerinden İlhan Tanır ve çalışma arkadaşlarının kendi görüşlerini yansıttığı bu rapor, öncelikle Suriye Kürtlerinin siyasi etkinliği açısından bir dönüm noktası olan Erbil Anlaşmasının yarattığı ortamda mevcut Kürt aktörlerin kendi aralarındaki ilişkileri irdelemektedir. Raporun incelediği bir diğer husus ise Suriye’deki beli başlı Kürt muhalif hareketlerin Suriye muhalefeti ile geliştirdiği çelişkili ilişki biçimidir. Suriye’de artık hiçbir şekilde çatışma öncesi statükoya dönülemeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki dönemde Kürt aktörlerin hem Suriye siyasal hayatında hem de Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikasında doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Elinizdeki rapor, bu kapsamda, önceki raporumuzda olduğu gibi, Türkiye’de bu konuda yapılan çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla ilginize sunulmaktadır. Saygılarımla Hasan Kanbolat ORSAM Başkanı 4 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 İçindekiler Takdim ...........................................................................................................................................................4 Özet ...............................................................................................................................................................7 Giriş ...............................................................................................................................................................8 1.1. Erbil Anlaşması......................................................................................................................................8 1.2. Kürt Güvenlik Güçleri mi, PYD Güvenlik Güçleri mi?................................................................10 1.3. Erbil Anlaşmasının Kurtarılması.......................................................................................................11 2. Yerel Etkiler: Suriye Muhalefeti ve Kürtler Arasındaki İlişkiler.....................................................12 2.1. Silahsız Muhalefet.................................................................................................................................12 2.2. ÖSO ve Kürtler: Düşmanlık mı, Ortaklık mı?................................................................................13 3. Siyasi Aktörler...........................................................................................................................................16 3.1. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY)........................................................................................16 3.2. Türkiye.....................................................................................................................................................16 3.3. Amerika Birleşik Devletleri................................................................................................................18 4. Sonuç ve Tavsiyeler..................................................................................................................................19 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 5 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 Hazırlayanlar: Wladimir van Wilgenburg, İlhan Tanır Omar Hossino ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ* Özet Ilımlı Kürt gruplarının diğer Suriyeli Arap muhalif güçlerle Suriye İsyanı başladığından beri bir anlaşmaya varamamasının ardından, Suriyeli Kürtler kendi aralarında Erbil Anlaşmasıyla bir birlik kurma yoluna itildiler. Bu anlaşma ile Kürt Yüksek Konseyi (KYK – Supreme Kurdish Council) de doğmuş oldu. Bununla birlikte, birlik amaçlayan bu anlaşma, şimdiye dek PKK bağlantılı Demokratik Birlik Partisi, uluslararası kısaltmasıyla PYD’nin güçlenmesine ve radikallerin işine yaramıştır. Bölgesel anlamda ise Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve PKK bağlantısı olan PYD’nin silahlı Kürt militanları Türkiye’yi kaygılandırmıştır. Ayrıca Suriyeli Kürtlerin arasındaki anlaşmazlıkların çözmek ve farklı partileri desteklemek suretiyle, ciddi bir şekilde vakit ve enerji harcayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin jeo-politik profili de yükselmiştir. Esad rejimine bağlı güvenlik güçlerinin Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerden Temmuz ayı ortaları itibariyle çekilmesi, Suriyeli Kürtlerin kendi kendilerini yönetme ve yarı-özerklik hedeflerinde ciddi bir kazanımı beraberinde getirmiştir. Bütün bu gelişmeler, Suriye iç savaşında ve Esad sonrası dönemde çok önemli bir dönüm noktası olarak sayılabilir. PYD’nin, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Türkiye arasındaki ilişkilerden ve Türkiye’nin Suriyeli bu muhalif gücü kendi aleyhine provoke etmesinden kaynaklanan endişelerin iki taraflı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Bu endişeleri artıracak biçimde bazı ÖSO açıklamalarının PYD’ye karşı tehditkar bir ton taşıdığı ve PYD’nin de bu tehditlerin diğer rakip Kürt partileri tarafından teşvik edildiğinden şüphelendiği görülmüştür. Diğer taraftan ÖSO ile PYD arasındaki ilişkilerdeki muğlaklık ve iki grubun militanları arasındaki ortaklığın mahiyeti, hızla değişen savaş koşulları altında sürekli bir dönüşüm göstermektedir. ABD ve AB’nin konu üzerinde Türkiye ile koordineli bir şekilde angaje olmaması halinde, Suriye’nin çözülemeyen Kürt probleminin oldukça yıkıcı neticeler getirebileceği, ayrıca artan PKK terör eylemlerinin Esad rejiminin umulmadık şekillerde işine yarayabileceği de unutulmamalıdır. Özellikle Suriyeli Arap muhalif grupların ılımlı Kürtlerle bir anlaşmaya ulaşma noktasında dışarıdan bir türlü gelmeyen baskı ve destek, sonuçta PYD’nin güç kazanmasına ve Suriye’nin Kürt bölgelerinde nüfuzunu geliştirmesine neden olmuştur. ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 7 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM Giriş 11 Temmuz’da PKK bağlantılı PYD ve 15 partiden oluşan Suriye Kürt Ulusal Konseyi (KUK – Kurdish National Council) tarafından Suriyeli Kürtler arasındaki iç kavgayı önlemek ve Suriye’nin Kürt bölgelerini beraberce, bu anlaşmayla yeni kurulacak olan Kürt Yüksek Konseyi (KYK) aracılığıyla yönetmek adına bir anlaşma imzalandı. Erbil Anlaşması olarak kayıtlara geçen bu anlaşma sonrası PYD güçleri Suriye’nin Haseke ve Halep’te yoğunlaşan Kürt bölgelerinin bir kısmını kontrol altına aldılar. Uluslararası toplumu ve özellikle Türkiye kamuoyunu şaşırttığı gözlenen bu gelişmelerin ulusal ve uluslararası bağlamda Suriye’nin geleceği adına ciddi sonuçlar doğuracak çapta olduğu görülmüştür. Ulusal düzlemde Suriye isyanı başladığından beri çözülemeyen bir sorunu daha da karmaşık hale getirmiştir. Bu sorun, Kürtlerin özerklik veya federalizm taleplerine, Esad sonrası dönemde, çoğunluğu temsil eden Arap muhalefeti tarafından sıcak bakılmamasıdır. Bölgesel düzlemde çıkarılabilecek bir başka sonuç ise PKK ile bağı bulunduğu bilinen PYD’nin silahlı güçlerinin Türkiye açısından bir endişe kaynağı olması ve diğer taraftan Suriyeli Kürt partilerin arasındaki krizi çözmek adına ciddi bir çaba sarf ederek başarılı olan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin profilinin yükselmesidir. Bu rapor, ilk önce yeni kurulan bu Kürt Yüksek Konseyi (KYK)’nin Suriye içi ve dışındaki nüfuzunu, Erbil Anlaşmasının Suriye isyanına etkilerini ve aynı zamanda bu anlaşmanın ne düzeyde uygulandığını incelemektedir. İlerleyen bölümlerde ise rapor, aynı zamanda Suriyeli Kürt problemini çözme adına adımlar atan bölgesel ve uluslararası aktörlerin gayretlerini ve yaklaşımlarını inceleyerek, bu bağlamda bazı tavsiyelerde bulunmaktadır. 8 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 Rapor, daha önce ORSAM tarafından yayımlanan Suriye Kürtlerini incelediğimiz raporunun devamı olarak kabul edilebilir. 1.1. Erbil Anlaşması İlk olarak 11 Haziran 2012’de Suriye isyanı bütün hızıyla devam ederken, PYD’nin Batı-Kürdistan Halk Konseyi (BKHK) ile KUK bir araya gelerek Suriyeli Kürt parti ve taraftarlarının iç kavgalarını önlemek üzere, bir anlaşmaya imza attılar.1 Suriyeli Kürtlerin içindeki anlaşmazlıklar da diğer Arap muhaliflerin aralarındaki anlaşmazlıklara benzer ölçüde karmaşık dengelere sahip olduğundan bu anlaşmanın hükümlerini hayata geçirmek kolay olmamıştır. KUK’un içindeki bazı partiler teorik veya pratik sebeplerden ötürü PYD ile bir anlaşma metnine imza atmaktan kaçınmışlardır ve hatta bazı KUK mensubu partilerin, PYD’nin kendi üyelerini kaçırması ve suikast etmesinden yakındıkları da sıkça görülmüştür. Örneğin, KUK’un önceki lideri Abdülhekim Beşar’a göre, KUK’un ileri gelen liderlerinden olan Nasreddin Piro, PYD tarafından düzenlenen bir suikast sonucu öldürülmüş ve bunun PYD tarafından yapıldığına dair KUK’un elinde ‘’birçok delil mevcuttur.’’2 Buna karşılık olarak ise PYD üyeleri KUK’a üye olan partilerin Türk istihbaratı ve Türkiye’de konuşlanmış Özgür Suriye Ordusu üyeleri ile işbirliği halinde PYD’ye saldırı hazırlığında olduklarını iddia etmişlerdir.3 İşin özünde, PYD’nin PKK ile ilişkisi, birçoklarının iddia ettiğinin aksine, resmi olarak kabul edilmiştir. PYD, teknik olarak PKK’nın 1999’dan beri hapiste bulunan lideri Abdullah Öcalan’ın 2005 yılında kurduğu, amacı Irak, İran, Suriye ve Türkiye’deki Kürtleri bir konfederasyon altında toplayarak, bağımsızlık hedefleyen ve Irak’ın Kandil dağındaki liderleri tarafından yönetildiği bilinen Kürdistan Toplumları Birliği (KCK)’nin bir üyesidir. Tarihi perspektiften bakıldığında da, Abdullah BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ Öcalan’ın 1990’larda Şam’dan yönettiği PKK ve o sırada temellerini attığı PYD ile arasındaki farka dikkat çeken hemen hemen her argümanın, bu anlamda stratejik değil taktiksel bir nitelik taşıdığı değerlendirilmektedir. Erbil Anlaşması görüşmeleri sırasında KUK’un açık bir şekilde dezavantajlı olduğu görülmüştür. Öncelikle henüz yeni ve zayıf durumdaki Kürt siyasi partilerinden, gençlik gruplarından ve bağımsız figürlerden meydana gelen bu çatı örgütünün, taban desteğinden mahrum olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra, PYD’nin silahlı güçlerinin bulunması, PYD’yi yerel tabanda daha güçlü bir aktör haline getirmiştir. Ayrıca, Esad karşıtı protestolar organize eden Kürt gençlik gruplarının, KUK içinde bulunan geleneksel partilerden daha yüksek hareket kabiliyetine sahip oldukları ve genelde bağımsız hareket ettikleri görülmüştür. Bu dezavantajlara karşılık olarak da, KUK’un, Irak’da bulunan Mesut Barzani’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB)’ne yakın partilerinin kendi içinde yer almasından dolayı avantaj sahibi olduğu söylenebilir. Kürt grupların kaygı duyduğu iki husus KUK’un bir konsey olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Öncelikle, Kürt gruplar PYD’nin çok güçlü bir parti konumuna erişmesinden korkmaktadır. İkinci unsur da, 2011 yılının Ağustos ayında İstanbul’da kurulan ve Türkiye’nin Müslüman Kardeşler vasıtasıyla yönlendirdiğinden şüphe duyulan Suriye Ulusal Konseyi’dir. Suriye Ulusal Konseyi’nin üst düzey yetkililerinin birçoğunun, özellikle de medya ve finans kollarının Müslüman Kardeşlere bağlı üyeler olması dikkat çekicidir. Suriye’deki Kürt partilerin birleşmesinin en temel nedenlerinden birisi ise hiç şüphesiz ORSAM Kuzey Irak’daki Peşmergelere benzer bir şekilde, Suriye’nin Kürt bölgeleri için ortaklaşa bir güvenlik gücü kurulmak istenmesidir. IKBY Başkanı Barzani’nin doğruladığı gibi, şu an itibariyle, Suriye rejiminden kaçmış, sayıları 600 ila 3000 arasında olan bir grup Kürt’ün KDP’nin zerevani ismi verilen ve Peşmerge güçlerinin bir parçası olan polis kuvvetleri tarafından eğitildiği bilinmektedir.4 El-cezire’ye konuşan Barzani “Suriye rejiminden kaçan Kürt gençleri eğitim görmektedir. Suriye içindeki duruma doğrudan müdahale etmek amacında değiliz ama bu gençlerin eğitildiği doğrudur,” demiştir. Barzani ayrıca aynı mülakatta bu gençlerin KYK’nin emrinde ve Erbil Anlaşmasına göre hareket etmek üzere eğitildiğini de eklemiştir.5 Daha yakın bir zamanda Fransız dergisi L’Essentiel’e konuşan Barzani, IKBY’ne sığınan Suriyeli Kürt sayısını 15 bin olarak verirken, bu sığınmacıların bir kısmının silahlı eğitim aldığını söylemekle yetinmiştir.6 Bununla birlikte, bu güçlerin IKBY’nde eğitilmesinin Erbil Anlaşmasının bir maddesi olmadığını hatırlatmak gerekir. Suriye’deki Kürt bölgelerinde bulunan güçlerin ne şekilde bu resimde yer alacağı konusunda sorular henüz cevaplanamamıştır. Barzani’nin arabuluculuğuna boyun eğen KUK ve PYD, Temmuz ayında Erbil Anlaşmasını ikinci kez imzalayarak Suriye’nin Kürt bölgelerini ortaklaşa yönetmeye karar verdiler. IKBY’nin Dış İlişkilerinden sorumlu ismi Felah Mustafa Bekir, bu anlaşma esnasında Barzani’nin “kilit” bir rol oynadığını söyleyerek, bu süreçte kendisinin Suriyeli Kürtlerin birleşmesinde ve iç kavgaların önlenmesinde etkili olduğunun altını çizdi.7 Anlaşma her iki tarafın da Kürt Yüksek Konseyi’ne (KYK) her iki gruptan beşer kişi olmak üzere on kişi ile katılmasını öngörmektedir. Konseyin her iki Kürt grubundan beşer kişinin katılması suretiyle on kişiden oluşacak üç alt komiteyi kapsaması kararlaştırılmıştır. Bu komiteler: ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 9 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM 1. Dış ilişkiler Komitesi, 2. Yiyecek, enerji, yakıt ve gazın eşit şekilde dağıtılmasını sağlayacak Hizmetler Komitesi, 3.Kürt bölgelerinin güvenliğini sağlayacak Güvenlik ve Koruma Komitesi’dir. Görüşmeler boyunca KUK’nin tecrübesizliği, PYD’den herhangi bir taviz koparamaması şeklinde sonuca yansıdı. Örneğin, yine Esad rejiminden ayrılmış ve IKBY tarafından eğitilen (yukarıda IKBY’nin polis kuvvetleri zerevani tarafından eğitilenlerden farklı olan) askerlerin Suriye Kürt bölgelerine dönüşü üzerinde anlaşma sağlanamamıştır. Rapor hazırlanması safhasında özel olarak görüştüğümüz PYD’nin lideri Salih Müslim de bu askerlerin Suriye Kürt bölgelerine girişinin, kendilerinin bloke ettiğini kabul ederek bu güçlerin “Halk Savunma Ünitelerine (YPG) katılmaya hazır olduğunda girişine izin verileceğini”8 açıkça ifade etti. YPG güçleri, PYD’ye bağlı olarak 2011’de kurulmuş paramiliter birliklerdir. Müslim ayrıca YPG güçlerinin kendisinden değil KYK’nden emir aldığını ileri sürdü. Bununla birlikte KYK’nin bu güvenlik ünitelerinin üstünde bir komuta merkezine sahip olmadığı düşünüldüğünde bu iddianın pek de inanılırlığı olmadığı görülmektedir. 1.2. Kürt Güvenlik Güçleri mi PYD Güvenlik Güçleri mi? Suriye rejimi güçlerinin Kürtlerin yaşadığı bölgelerden çekilmesi Temmuz ayının ortalarına denk gelmiştir. 19 Temmuz 2012’de, yani Şam’da Suriye rejiminin dört üst düzey yetkilisinin bomba ile öldürülüşünün bir gün sonrasında, PYD’ye yakın güçler Kobani’deki kontrol noktalarını herhangi bir çatışma olmaksızın ele geçirdiler. 21 Temmuz’a gelindiğinde ise rejim güçlerinin çekilmesi sonucu PYD Afrin, Amude, Derik ve Suriye’nin en 10 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 büyük Kürt şehri olan Kamışlı’nın bazı kısımlarını ele geçirdi.9 Temmuz ayının sonunda ise Esad rejiminin çekildiği Kürt kasabalarının sayısı arttı ve al-Ma’abde, ‘Ayn al-’Arab, Ras al-’Ayn, Dirbasiyeh gibi yerleşim yerleriyle Halep merkez mahalleleri olan Şeyh Mahsut ve Eşrefiye’nin bazı kısımları PYD kontrolündeki bölgelere dahil oldu. PYD bu şehir ve kasabaları ele geçirirken herhangi bir şekilde bir çatışma olmadığını kabul etti ve Esad’a bağlı birliklere verdikleri ültimatom üzerine bu birliklerin kasabaları terk ettiğini ileri sürdü. Bu ultimatomda, “Kürt bölgelerinde bulunan Esad yanlısı birliklere barış içinde bu bölgelerden çekilsinler dendi. Diğer türlü arzularının aksine bu bölgelerden çekilmeleri sağlanacaktır,”10 şeklinde ifadeler bulunduğu ileri sürüldü. Her şeye rağmen, rejim güçlerinin bu kadar kolay ve hızlı bir şekilde Kürt bölgelerinden çekilmesi birçok şüphe yaratmış ve bunun PYD’yi güçlendirmek ve PKK tehdidini artırmak suretiyle Türkiye’ye karşı yeni bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturmak üzere Şam rejimi tarafından girişilmiş taktiksel bir hareket olduğu genel kabul görmüştür. Bilindiği gibi, Ankara’nın Suriyeli silahlı ve silahsız muhaliflere, finansal yardımlarda bulunmasından ve silahlandırmasından dolayı Şam ile ilişkileri daha da kötüleşmiştir. Son haftalarda meydana gelen ve Suriye rejim kuvvetlerinin Türkiye’nin sınır kasabası olan Şanlıurfa’ya bağlı Akçakale’yi bombalaması sonrasında Türkiye’nin tepki göstermesi ile iki ülke arasında sınırlı bir savaş çıkma olasılığı dahi ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin başbakanı Tayyip Erdoğan NATO’dan Suriye’nin kuzey bölgesinde bir uçuşa yasak bölge kurulması talebinde bulunmuştur ve aynı zamanda PKK kamplarının Suriye’de kurularak Türkiye’ye tehdit oluşturmasından ötürü Suriye’ye müdahale edilebileceği uyarısında bulunmuştur. Esad rejimine bağlı kuvvetlerin Suriye’nin kuzey bölgelerinde PYD ile anlaşarak çekilip çe- BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ kilmediği spekülasyonlarını, PYD lideri Salih Müslim “Bizim Esad rejimi ile hiçbir ilişkimiz yok ve bu rejimin yıkılmasını istiyoruz,”11 diyerek yalanlamıştır. Müslim, 2011 yılının Kasım aylarında verdiği demeçlerde, PYD’nin rejim güçlerinin Kürt bölgelerinden ayrılmaya başladığında bu bölgelerde kontrolü ele geçirmek için çalışmalar yaptığını ifade etmektedir: “Bizim partimiz Baas rejimi yıkıldığında kontrolü ele geçirecek kapasiteye sahip olacak şekilde organizasyonlar ve komiteler kurmakla meşgul.”12 PYD’nin kendi icraatları ile KYK’ye retorik olarak mal ettiği işler arasında çok ciddi bir fark olduğu göze çarpmaktadır. Örneğin şimdilerde KYK Suriyeli Kürt güvenlik güçlerini kontrol eden karar verici organ olarak gösterilirken, gerçekte PYD’nin Kürt bölgelerinde bir güç tekeline sahip olduğu bilinmektedir. Kürt Ulusal Konseyi’ne göre öncelikle KYK, PYD’ye bağlı olan YPG güçlerini tanımıyor ve YPG güçleri Erbil Anlaşması dışındaki faaliyetlerine devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında Erbil Anlaşmasında bulunan sınır kapılarını ve güvenlik güçlerini beraber yönetme maddesi fiiliyatta geçersiz denebilir.13 PYD son zamanlarda yaptıkları ile güç paylaşım anlaşmalarına uyma noktasında kendilerine duyulan güvensizliği haklı çıkardı ve çok da saklamaya gerek duymadığı bir şekilde asıl mücadelesinin Kürt bölgelerinde gücü ele geçirmek olduğunu gösterdi. Örneğin 18 Eylül’de YPG güçleri KYK’nin emirlerine uymayacaklarını açıkladılar.14 Sadece iki gün sonra YPG militanları KUK’nin Kamışlı’da bulunan üç parti binasını basarak, PYD’nin dışında Esad karşıtı protestoları rejimin müdahalesinden korumak isteyen tüm silahlı grupları engelleyeceklerini ilan etti.15 YPG güçleri bunun yanında Suriye rejiminin Kürtlerin yaşadığı Şeyh Maksud ilçesini bombalaması sonucu hayatını kaybeden 21 Kürdü kullanarak genç Kürtleri kendi güçlerine katmaya çalıştı–ki bu ORSAM davranış da Erbil Anlaşmasının öngördüğü Kürt jandarma kuvvetleri birlikleri yapısına aykırı düşüyordu.16 27 Ağustos 2012’de KUK’un Amude’de bulunan yerel şubesi, PYD’nin yakıt satmak için sürekli rüşvet istemesini ve devlet imkanlarını kontrolü altında bulundurduğu için bunu kendi çıkarları dahilinde kullanmasını ileri sürerek kendisinin Erbil Anlaşmasıyla öngörülen şekilde KYK’ye olan üyeliğini askıya aldığını ilan etti.17 Bunu takiben PYD güçleri KUK’a yakınlığıyla bilinen üç muhalifi tutuklamasının ardından bölgede PYD karşıtı gösteriler yapıldı ve yaralananlar oldu.18 Ancak 2 Eylül’de KYK’nın talep etmesiyle PYD bu muhalifleri serbest bıraktı. PYD’nin Erbil Anlaşmasını imzalama nedeni ne olursa olsun, imzadan itibaren süregelen zamanda PYD’nin Suriye’nin Kürt bölgelerinde kontrolü artırdığı görülüyor. PYD şimdi yakıt kaynaklarına, gıda dağıtımına, Kürt bölgelerinde yer alan sınır kapılarına ve buradan gelen vergi ve diğer harcırah gelirlerine YPG silahlı güçleri vasıtasıyla el koymaktadır. Suçlamalar özellikle KUK’nin başkan yardımcısı Mustafa Cuma’nın kaçırılması ile arttı. Kaçırılma olayından sadece iki gün önce Cuma PYD’yi 200 milyon dolar toplamakla itham etmiş; ancak bu iddia PYD tarafından reddedilmişti.19 Bu raporun hazırlanması esnasında görüşü sorulan bazı KUK üyelerinin PYD’nin birçok politikasını eleştirdiğini ama bu eleştirilerinin açıkça yayınlanmasına farklı nedenlerle karşı çıktıklarını hatırlatmakta yarar var. 1.3. Erbil Anlaşmasının Kurtarılması Erbil Anlaşmasının bir türlü uygulamaya geçirilememesi nedeniyle Eylül ayının başında Suriyeli Kürt partileri bir kez daha IKBY’nin başkentine giderek, Başkan Barzani’nin baş müsteşarı Fuat Hüseyin ile görüştü. Bu görüş- ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 11 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM meye katılan partiler, Erbil Anlaşmasının uygulanması için bu kez de bir uygulama planı üzerinde anlaştılar: 1. Kamışlı bölgesi KYK’nin merkezine ev sahipliği yapacak ve Derik, Amude, Kobani ve Âfrin’de şubeler açılacak, 2.Sınır kapıları noktaları Konsey emirleri doğrultusunda iki partinin katılımıyla yönetilecek, 3.KUK ve PYD arasındaki anlaşmazlıkları çözmek üzere bir toplantı yapacak, 4. İnsani yardımları organize etmek üzere bir komite kurulacak, 5. Adalet Komisyonu kurularak Kürt bölgelerindeki hukuk sistemi rayına oturtulacak. Bu maddelerin hayata geçirilmesi için 15 Ekim 2012 son tarih olarak belirlendi.20 KYK’nin sözcüsü Ahmet Süleyman’a göre Suriyeli Kürtlerin bu protokolü uygulamaktan başka bir şansı bulunmuyor.21 Bunun yanında Konsey şimdiden beş ofis açtı,22 Kobani‘de ortak güvenlik kontrol noktası kuruldu ve siyasi parti logo ve bayrakları yerine Konsey’in logosu konuldu.23 Bu üçüncü toplantıdaki uzlaşmacı retoriğe rağmen birçok KUK üyesi halen Temmuz anlaşmasının ölü bir mektup olduğunda ısrar etmektedir. Bu üyelerce şimdilik kabul edilen tek nokta KUK’nin PYD ile bir çatışmaya giremeyeceği ve iki tarafın da bir iç savaşı önlemek zorunda olmasıdır.24 2. Yerel Etki: Suriye Muhalefeti ve Kürtler arasındaki ilişkiler 2.1. Silahsız Muhalefet Suriye isyanı başladığından beri Kürtlerin özerklik ve federalizm talepleri Suriyeli muhalif bloklar arasında bir çıkmazın oluşmasına 12 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 yol açtı. Arap Sünnilerin baskın olduğu SUK ile KUK arasında aylar süren ve başarısızlıkla sonuçlanan görüşmelerden sonra aslen Amudeli bir Kürt olan Abdül Basit Seyda’nın 10 Haziran’da seçilmesi, Suriyeli Kürt azınlıklara el uzatmak gayreti olarak algılandı. Suriyeli Kürtler yaklaşık olarak Suriye nüfusunun %15’ini oluşturmaktadır. KUK ve PYD liderleri Seyda’nın Kürt sokağının taleplerinden olan özerklik ve federalizm konularında yeteri kadar destek göstermediğini ileri sürerek, Seyda’ya uzak durdular. Kahire görüşmelerinin de gösterdiği gibi Seyda’nın SUK’un lideri olması da bu iki blok arasındaki anlaşmazlıkları gidermekte yetersiz kaldı. Kahire toplantısı öncesinde Washington’da ziyaretlerde bulunan KUK’un o zamanki lideri Abdülhekim Beşar, bu raporun iki yazarına Kürtlerin talebi olan federalizmden vazgeçebileceğini ve güçlü bir adem-i merkeziyetçi sistemi kabul edebileceğini ifade etmişti. Beşar bunun yanı sıra konu ile ilgili görüşü sorulmasına binaen, Esad sonrası dönemde ikili bir yasama organının da olabileceğini söyleyerek, üst kamaranın (senato benzeri) eşit bir şekilde bütün illeri temsil edebileceğini ifade etti. Dahası, Beşar aynı zamanda adem-i merkeziyetçiliğin Suriye’yi iç savaşa sürüklenmekten kurtaracak tek çözüm olacağını ve bu bağlamda Kürtlerin taleplerinin çoğunun karşılanması halinde federalizm hedefinden de vazgeçilebileceğini ifade etti. Bu taleplerin içinde Kürt azınlığın Suriye Anayasasında tanınması, laik sistem, erkek ve kadın arasında anayasal eşitlik ve Baas döneminden gelen ve Kürtleri baskıya alan kanunların kaldırılması, “Araplaştırma” politikasıyla el konulmuş Kürt topraklarının geri verilmesi ve bu zararlardan dolayı da tazminat ödenmesi gibi hususlar mevcuttur.25 KUK’un pozisyonundaki yumuşamanın ise Barzani’nin Erdoğan ile Mayıs 2012’de ve sonrasında Amerikan ve AB yetkilileri ile görüşmesinin ardından gelmesi dikkat çekiciy- BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ di. KYK’nin Kürt bölgelerini yönetme iddiası diğer Arap muhalefeti tarafından kimi zaman küçümsendi kimi zaman ise rejimle ortak hareket etmelerine bağlandı. Bilindiği gibi, Suriyeli Kürt ve Arap muhalefeti Esad’ı koltuğundan etme amacında birleşmiş olsalar da, Esad sonrası vizyonlarında ciddi farklar bulunmaktadır. Ağustos aylarında PYD’nin Amude, Kobanı ve Afrin gibi kasabalarını ‘özgürleştirme’ ilanı yine aynı şekilde Arap muhalefet grupları tarafından rejimle yapılan taktiksel uzlaşıya bağlandı ve rejim kontrol noktalarını bıraktıkça da PYD bu yerleşim bölgelerinin kontrolünü ele aldı. Bu raporun bir yazarının 2012 yılında Şam, Halep ve İdlib şehirlerine yaptığı gezilerden de görüldüğü gibi Suriye’de bulunan Sünni Arap muhalif çevrelerin hemen hemen tümü Suriyeli Kürtlerin özerklik veya bağımsızlık hedeflerine sıcak bakmamaya devam ediyor. İdlib, Hama, Halep ve Şam’ın Yerel Koordine Komiteleri (YKK) sözcüleri değişik zamanda yaptıkları açıklamalarda Suriye Kürtlerini devrime yeterince katılmamalarından dolayı suçlarken, öte yandan tam aksine olarak isyanı kullanarak özerklik hedeflerine ulaşmaya çalışmakla suçladı. Örneğin İdlib’in YKK sözcüsü İbrahim Zeydan yazarlardan birine şunu ifade etti: “Her ne kadar kendi bölgemizde fazlaca Kürt bulunmasa da, Suriye içindeki muhalifler Kürtlerin ayrılıkçı hedeflerine ve PKK’ya karşılar. Temelde Kürtlere olan kızgınlık onların isyana yeterince katılmamasından ve birçok kere Kürtlerin rejimle birlikte ve hatta Suriye Devrimine karşı çalışmasından kaynaklanıyor.”26 Hama şehrinin Devrim Yüksek Konseyi sözcüsü Salih al-Hamvi konuyla ilgili özel mülakatta şunları söyledi: “PKK ayrılıkçı bir parti olarak Suriye halkından ayrılmak istiyor ve bizim onlarla hiçbir bağlantımız yok. Biz modern ve birleşik, sivil bir ülke hedefiyle etnik veya mezhepsel ayrılıklara karşıyız.’’27 ORSAM Suriyeli Selefi bir din adamı olan ve Suudi Arabistan’da yaşayan, bununla birlikte Suriye içindeki Selefi ve İslamcı kanatlar arasında ciddi bir etkiye sahip bulunan Adnan alArur ise bu konuyla ilgili belki de en sert kamuoyu açıklaması yapan muhalif figür oldu. Temmuz’un 22’sinde Arur özerklik isteyen Kürtlere şu mesajın verilmesi gerektiğini söyledi: “Ne isterseniz yapın, biz Suriye’nin etnik bölgelere ayrılmasına izin vermeyeceğiz, izin vermeyeceğiz, izin vermeyeceğiz!”28 Arur’un bu açıklaması sadece İslamcı değil birçok Arap muhalif grupların duygularını da yansıttığının altı çizilmelidir. Not edilmesi gereken bir başka nokta ise Suriyeli Kürtlerin önceliklerinin diğer Suriyeli Arap muhalif grupların amaçlarına çoğunlukla aykırı düşmesidir. KUK, Temmuz ayında İstanbul’da düzenlenen konferansta SUK ile anlaşamazken, PYD’nin bu konferansa katılmayı dahi reddetmesi bu bağlamda hatırlanmalıdır. KUK’un İngiltere temsilcisi Heyam Akil’ın bu rapor için verdiği demece göre KUK’un SUK ile ilişkisi “diğer muhalif gruplara göre göreceli olarak daha iyi ama iki grup arasında tartışmalı konular varlığını sürdürüyor. SUK halen Kürtlerin tarihi ve coğrafi olarak Suriye’deki varlıklarını ve milli arzularına cevap vermedi. Bu talepler iradeli bir şekilde diğer Suriyeli muhalif gruplar ve SUK tarafından göz ardı edilmeye devam ediyor.” 2.2. ÖSO ve Kürtler: Düşmanlık mı, Ortaklık mı? Özgür Suriye Ordusu tek bir merkezi komuta sistemine sahip olmadığından ve bunun yerine gevşek bir şekilde bağlı bulunan düzinelerce tümen ve bölükten oluştuğundan dolayı, ÖSO ile Kürtler arasındaki ilişki hakkında oldukça farklı açıklamalar basına yansımaktadır. Bundan dolayı ÖSO’nun henüz Kürt ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 13 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM silahlı militanları hakkında standart bir politikasının bulunmadığı söylenebilir. Örneğin, çok yakın zamana kadar Hatay’da bulunan ÖSO merkezindeki Riyad el-Esad ve yardımcısı Abdülmalik el Kürdi’nin PYD hakkında zaman zaman çok sert açıklamalarda bulunduğunu ve bu açıklamaların PYD tarafından farklı şekilde algılandığını görmekteyiz.29 Salih Müslim’e göre “İstanbul ve Antakya’da yaşayan ÖSO üyelerinin PYD karşıtı yaptığı açıklamalar kimseyi temsil etmiyor. Ne ÖSO’yu ne de Suriye Devrimini.”30 Aynı zamanda KUK üyesi olan Azadi Parti lideri Mustafa Cuma, önce Suriyeli Kürtlerin ÖSO milislerinden, PYD’nin artan gücüne karşı yardım istemesi gerektiğini ileri sürmüş olsa da, Ağustos ayında ÖSO’yu Kürt bölgelerinde kabul edilemez olarak tanımladı. Bu açıkça görülen ÖSO ile Kürt parti ve gruplarının arasındaki ilişkilerdeki değişken ve berrak olmayan karakterin genel olduğu not edilmelidir.31 Bir taraftan ÖSO liderleri PYD’yi Suriye rejimi ile birlikte hareket etmekle suçlarken, PYD’nin ise ÖSO’yu Türkiye ve/veya İslamcılar tarafından kontrol edildiği suçlamasıyla itham ettiğini görüyoruz. Diğer yandan, PYD ÖSO’yu Kürt bölgelerinde istememektedir; çünkü o halde Kürt bölgeleri de, diğer Sünni bölgeler gibi rejime bağlı birliklerin saldırısına uğrayabilecektir. Suriyeli Kürtlerin, büyük çoğunlukla ÖSO’yu Kürt bölgelerinde istemediği ama diğer bölgelerde rejim ile giriştiği kavgada desteklediğini söylemek, yanlış olmaz.32 ÖSO liderleriyle Ağustos ayında İdlib ve Halep’te yüz yüze yapılan mülakatlarda, Suriyeli Kürtler konusu açıldığında kullanılan temkinli dil dikkat çekici idi. Bir taraftan PYD, ÖSO’nun Türkiye bağlantılarından ve Türkiye’nin ÖSO’yu PYD’ye karşı kullanacağından kuşkulanırken, bu kuşku- 14 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 nun tek taraflı olmadığı da not edilmelidir. ÖSO’nun Antakya’daki liderliğinden gelen birçok açıklama da PYD’ye karşı açık tavır takınma tutumu olarak yorumlandı. PYD ise bu durumu, diğer Kürt rakip grup veya partilerin ortaklaşa bir girişimi olarak tanımladı. Örneğin, PYD, diğer Kürt parti bloğu olan rakibi KUK’un ÖSO’yu kendilerine karşı bir vekaleten savaş (Proxy war) unsuru olarak kullanmakla suçladı. Bir taraftan ÖSO’nun PYD’ye olan tehditkar tutumu ve açıklamaları PYD tarafından KUK’un iyi hazırlanmış bir oyunu olarak görülürken, Afrin bölgesinde 29 Haziran ile 3 Temmuz arasında ÖSO ile PYD güçlerinin çatışması sonucu ÖSO yanlısı olarak kabul edilen Hannan Naasan ve Abdülnasan Ali hayatını kaybederken, yine PYD üyesi olan Ahmet Cekdar da aynı şekilde öldürüldü.33 Mustafa Cuma Temmuz ayında PYD tarafından Suriye-Türkiye sınırında yakalanarak tutuklandı ve Ankara tarafından hazırlanan bir komplonun parçası olmakla suçlandı.34 Bu tutuklamanın öncesinde ise Irak’ın kuzeyindeki Türk Konsolosluğunda bulunduğu iddia edilen bazı belgelerde, Türkiye’nin PYD’nin etkisini kırmak için planların bulunduğu ileri sürüldü ve bu haberler basında oldukça büyük yer kapladı.35 Bu söylentiler, PYD içinde endişeye yol açarak, Türkiye’nin rakip Kürt partileri ve isyancı gruplarını PYD’ye karşı birleştirildiği izleniminin, en azından PYD taraflarında, doğmasına neden oldu. PYD’nin bu korkularının yersiz olmadığını gösteren bir gelişme ise, Suriyeli Kürtler tarafından kurulan ve Selahattin Eyyübi ismi verilen tümenin ÖSO ile olan çok iyi ilişkileri oldu. Bu grupla yakın ilişkilerde bulunan Muhammet Ferid’le yapılan özel mülakatta, Eyyübi tümeninin ÖSO’ya bağlı olduğunu ve kendi tümenlerinin PYD’ye karşı olduğu açıkça ifade edildi. Eyyübi tümeninin Kürtler ara- BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ sında daha iyi ilişkiler istediği de daha önce basına yansımıştı.36 Afrin bölgesinde Şeyh Nasan ailesi ve PYD arasında yukarıda değinilen çatışmalardan sonra, PYD’nin lideri Salih Müslim IKBY Başkanı Barzani ve diğer üst düzey KDP yetkilileri ile görüşmek üzere IKBY bölgesine gitti. PYD kaynaklarına göre, ancak Barzani’nin baskısıyla PYD ve KUK bir araya gelerek Erbil Anlaşmasını imzaladılar. Bununla birlikte, daha sonraki gelişmeler anlaşmanın uygulanmasını tehlikeye sokmaya devam etti. Kürtler ile ÖSO arasındaki ilişkilere geri dönersek: 10 Temmuz’da, ÖSO, ağırlıklı şekilde Kürtlerin yaşadığı Afrin’e daha çok Arap ve Türkmenlerden oluşan Azaz tarafından girmeye çalıştı ve PYD’nin Halk Koruma Komiteleri ile çatışmalara girdi.37 1 Ağustos’ta ise PYD, ÖSO’nun Halep’in Kürt kasabası olan Robarlik’de kontrol noktaları kurmasını yasakladığını ilan etti. Aradaki birçok soruna rağmen, ÖSO ile Kürtler arasındaki ilişkilerin olumlu olduğu dönemler de yaşandı. Örneğin, Daha önce Halep’teki ÖSO kontrol noktasından geçen PYD konvoyunun rejim kontrol noktasında üstüne ateş açılması sonucu bir PYD’li ölürken, PYD’nin bunun karşılığı 6 rejim askerini öldürdüğü haberleştirildi.38 Los Angeles Times’in haberine göre de, ÖSO üyeleri, Suriye hava kuvvetlerinin MIG savaş jeti ile Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Şeyh Maksud mahallesine bıraktığı bomba sonucu ölen 21 Kürt sonrası, Salih Müslim’in izniyle, başsağlığı dilemek üzere Afrin’i ziyaret ettiler. Bunun dışında da Salih Müslim ile bu rapor için yapılan özel mülakatta özellikle Suriye içindeki ÖSO birliklerine karşı Müslim’in oldukça olumlu ve temkinli üslubu dikkat çekti. Yukarıda da görüldüğü gibi PYD ve ÖSO arasındaki ilişkileri tanımlama veya anlamada farklı ve hatta birbirinin zıddı nitelikte olan ORSAM olaylar ve açıklamalar, özellikle hızla farklılaşan savaş şartları altında değişmeye devam ediyor. Örneğin, Halep’teki en büyük ÖSO tümeni olan Tevhid’in, PYD’nin hem ÖSO’yu hem de rejim kuvvetlerini Halep’in Kürt mahalleri olan Şeyh Maksud’a girişlerine izin vermemesi üstüne, PYD’yi tehdit ettiği gözlerden kaçmadı.39 Buna rağmen, Tevhid tümeninin içinden dahi PYD’ye gelen tepkilerin değiştiğini ve bazen birbiriyle çeliştiğini görmekteyiz. 3 Ağustos’ta, bir isyancı grubun, sebze satan bir Kürdü “Kürtleri sevmedikleri için” kaçırdığı iddia edildi.40 Tevhid tümenini kırsal alan liderlerinden olan Şeyh Tevfik Ebu Süleyman’ın araya girmesi ile kaçırılan kürdün bilahare serbest bırakıldığı daha sonra basına yansıdı. Müteakiben, 7 Ağustos’ta bu kez PYD militanlarının, ÖSO taburlarının Eşrefiye mahallesinde rejim güçlerine saldırmasına izin verdiği ve bunun da PYD’nin ÖSO’ya Halep’e silah getirme noktasında yardım edip etmediği konusunda soruları yeniden alevlendirdiğini görüldü.41 Bu konuda ÖSO kırsal tabur komutanı Şeyh Tevfik’in bu raporun hazırlayıcılarından birine yaptığı açıklama önemli görünüyor: “Onlar (PYD) bize Esad güçleri ile savaşmamıza yardım etmeyecekler ama bununla birlikte aramızda bir soğuk barış olduğunu söyleyebiliriz.’’42 Hasakah ilinde ise ÖSO ile PYD arasındaki ilişkilerin pek de iyi olmadığı görülmektedir. 12 Ağustos’ta Youtube’da yayınlanan bir video ile ÖSO’nun Hasakah ilinde bir Askeri Konsey kurdukları duyuruldu. Aynı gün bir başka Kürt yerleşim yeri olan Kamışlı’da “Zehra’nın şehitleri Taburu” kuruldu ve 18 Ağustos’ta da yine Kamışlı’da bulunan istihbarat merkezi bombalandı. 9 Eylül’de ise ÖSO, bu kez ‘’Birleşik Kamışlı Tümeni’ kurduğunu ilan etti. 27 Eylül’de Afrin’de Selahattin Eyyübi militanları ile PYD arasındaki çatışmada ise PYD’nin 3 militanı hayatını kaybettiği bildirildi.43 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 15 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM Bu olay sonrası PYD’nin medya ofisinden yapılan açıklamada ÖSO’ya karşı düşmanca bir tavır görülmektedir. Basın açıklamasında şunlar söylenmiştir: “Hiç şüphe yok ki son zamanlarda Kürt bölgelerinde gelişen olaylar ve ÖSO’nun kurduğu Askeri Konsey, ÖSO’nun Kürtlere karşı tehditleri ve müdahale söylentileri, bu gelişmelerin Türk istihbaratının faaliyetleri olduğuna işaret ediyor. Bu faaliyetler, Türk ve Amerikalıların bazı Suriyeli muhalif unsurların Kürt bölgelerinde kendilerinin varlıklarını ve örgütlülüklerini belirgin hale getirmesinden sonra meydana gelmiştir.” 3. Politik Aktörler 3.1. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) IKBY Suriye’deki Kürtler arası siyasi oyunda oldukça aktif bir rol üstlendi. Öncelikle Erbil Anlaşmasının taraflarından KUK, IKBY Başkanı Barzani’nin gözetimi altında PYD ve PKK’ya karşı bir denge oluşturulması için 2011’in Ekim ayında kuruldu.44 Türkiye Barzani’nin PYD’nin etkisini azaltıcı faaliyetlerini örtülü olarak destekledi. KUK kurulmadan önce, PYD, Batı Kürdistan Halk Konseyi (BKHK)’ni diğer partileri de içine alacak şekilde kurma girişiminde bulundu; bu girişim fakat siyasi çıkar farklılıklarından dolayı başarısız oldu.45 Bunun yanı sıra, Barzani’nin peşmerge kuvvetleri, KUK’un paramiliter güçleri başta olmak üzere büyük bir sayıda Kürdü eğitti. Barzani bir sonraki adımda ise PYD ve KUK arasında arabuluculuk yaparak, Kürtler arasında bir iç savaşı önlemiş oldu.46 Yukarıda tartışıldığı gibi bu anlaşmanın PYD’nin otoritesini artırmaya yönelik zemin hazırladığı yönünde şikayetler ciddi boyutlara varmıştır. Barzani’ye bağlı birlikler tarafından IKBY’nde eğitilen Suriyeli Kürtlerin Suriye’ye tekrar giriş yapma girişimi, PYD’nin, bu bölgelerde sadece PYD’ye bağlı YPG güçlerinin askeri oto- 16 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 riteye sahip olması gerektiğini ileri sürmesiyle birlikte engellendi. PYD’nin bu hamlesi, Erbil Anlaşmasında ‘güvenlik sorumluluklarının paylaşılması’ konusundaki maddeye bir zıtlık teşkil etti. Müslim, bu rapor için kendisi ile yapılan mülakatta, YPG’nin bunlara giriş için izin vermediğini kabul ederek, “Bu Kürt askerlerin YPG’ye katılıma hazır olmasını bekliyoruz,47” demiştir. PYD’nin silahlı militanlara sahip olmasına rağmen, her ne kadar Azadi Partinin Selahattin Eyyübi Tugayı ile ilişkisi olduğu yönünde bazı söylentiler olsa da; KUK’un geleneksel olarak silahlanmaya yakın durmadığını ve halen kendi özel militanlarını kurmadığını da not etmek gerekir.48 3.2. Türkiye Türkiye, diğer birçok devlet gibi, Ortadoğu’da çıkan isyanlara hazırlıksızlık yakalandığı izlenimini verdi. Suriye’de başlayan devrim ateşi de, aradan on dokuz ay geçmesine ve Ankara’nın Tunus ve Mısır’da olduğu gibi hızlı bir değişim arzulamasına rağmen henüz net bir sonuç vermedi. Türkiye’nin hazırlıksız yakalandığı tezine karşı çıkan Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal, bu rapor için verdiği özel mülakatta şunları söyledi: “Türkiye bütün Arap ülkelerinde yeni oluşan siyasi hareketleri ve iç değişimleri yakından izliyordu. Bu özellikle Suriye için geçerli. Suriye rejimine birçok kez eğer reforma gitmezlerse Arap Baharı dalgalarının onları da etkileyeceğini söyledik.” Suriye’deki Kürt sorunu, özellikle içeride PKK ile süren çatışma ortamı devam ettikçe Türkiye’nin hesaplarını karıştırıcı bir rol oynamaktadır. Son zamanlarda yayımlanan Uluslararası Kriz Grubu raporunda da görüldüğü üzere Türk güvenlik güçleri ile PKK arasındaki çatışmalar son zamanlarda rekor bir seviyeye gelmiştir. Bununla birlikte, şiddetteki bu artışın hangi ölçüde Suriye’deki krize ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ özerklik adımlarına bağlı olduğu yoğun bir tartışma ve spekülasyon sebebidir. Şu ana kadar Suriye’nin kuzeyindeki PYD militanları ile Türk güvenlik kuvvetleri arasında kaydedilen tek çatışma 2 Ekim’de birkaç PYD’li militanın Mardin’in Kızıltepe ilçesinin sınır noktasından Türkiye’ye sızmaya çalışmasıyla meydana gelmiştir. Bu çatışmada Türk güvenliklerinin kendilerine ateş açılması sonucu verdikleri cevapta iki PYD’linin öldüğü resmi dokümanlara yansımıştır.49 Türkiye başbakanı Erdoğan, tarihte, bir Türkiye Başbakanı olarak ilk kez Türkiye’de bir Kürt sorunu olduğunu 2005 yılında Diyarbakır şehrinde yaptığı bir konuşma ile kabul ettiği izlenimini vermiştir. Türkiye’nin güneydoğusunda yaşayan Kürtlerin 20. yüzyıl boyunca Türk Cumhuriyeti tarafından çeşitli şekillerde baskıya maruz bırakıldığı ve otoriter politikalar sonucu birçok kültürel, sosyal, ekonomik ve politik haklarından mahrum kaldığı bir gerçektir. ABD, AB, Türkiye ve daha birçok ülke tarafından terör örgütü olarak ilan edilen PKK, Türk güvenlik güçleri ve sivil hedeflere yaptığı saldırılara esasen 1980’lerin ortalarından başlamış ve arada bazı ateşkesler ilan edilse de, çatışmalar günümüze kadar devam etmiştir. 2008 ve 2009 yıllarında, AK Parti hükümetinin Kürt problemini çözmek üzere bir dizi reform hareketine başlayacağını açıklaması ve bunu ‘Kürt açılımı’ olarak isimlendirmesi ilk etapta olumlu bir ortam yaratmış olsa da; bu girişimin kısa bir zamanda farklı nedenlerden dolayı sekteye uğradığı bilinmektedir. Bu açılım Kürtçe kişi ve yerleşim yeri isimlerine izin verilmesi, Kürtçe eğitim ve yayımına izin verilmesi, ileriye doğru PKK’lılara af ve son olarak da bu değişimlerin Anayasa ile güvence altına alınması gibi hususları hedeflemekteydi.50 Kısa süren bahar havasının ardından, Türk güvenlik kuvvetleri eski güvenlik odaklı po- ORSAM litikalarına dönerken, KCK üyeleri savcı ve polis tarafından daha aktif bir şekilde aranmaya ve tutuklanmaya başlamış, PKK’ya karşı operasyonlar artırılmış; buna karşılık olarak PKK da saldırılarını sıklaştırarak, 2012 yılı yaz mevsimindeki şiddet düzeyini 1990’lı yılların başlarındaki en kanlı seviyelerine getirmiştir. Bilindiği gibi Türkiye nüfusunun yaklaşık olarak %20’sini veya 15 milyon kadarını oluşturan Kürtlerin, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler de eklendiğinde ciddi oranda bir büyüklükleri vardır. AK Parti liderliğinin, Silahlı Kuvvetlerin ve Türkiye toplumunun çok ciddi bir kısmının Suriye’nin kuzeyinde ortaya çıkacak bir özerk veya federal Kürt bölgesinin PKK için yeni bir güvenli sığınak olmasından endişelenmekte görülmektedir. Aynen 1980’li ve 1990’lı yıllarda, dönemin Suriye diktatörü Hafız Esad’ın PKK’ya ve Öcalan’a sahip çıkıp, her türlü lojistik yardımı yapmasından ötürü, böyle bir özerk bölgenin Türkiye için ciddi bir sorun olacağı endişesi bulunmaktadır. Ortadoğu bölgesini saran ayaklanmalar boyunca, Suriyeli Kürtler konusu herhangi bir şekilde Türk medyasında bir görünürlük kazanmadı. İlk kez Suriyeli Kürtlerin dikkat çekici bir şekilde manşetleri ve gündemin ilk sıralarına taşınması, Temmuz ayının ortalarında Esad rejiminin Şam ve Halep’te ÖSO birliklerinin saldırılarının artırması sonucu, merkeze uzak bölgelerdeki güçleri bu en önemli iki şehre yardım etmek üzere göndermesi ile birlikte (ağırlıkla PYD’ye bağlı olan) çeşitli Kürt grupların, Türkiye ile Suriye sınırına komşu kasaba ve şehirleri hızla bir şekilde ele geçirip, bayraklarını yükseltmesiyle meydana geldi. PYD’nin Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki şehir ve kasabaları ele geçirdiğini açıklaması ile birlikte de, Başbakan Erdoğan 26 Temmuz günü açık bir ültimatom verdi: “Kuzey Suriye’de bir terör örgütünün kamplaşmasına ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 17 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM ve bunun ülkemize tehdit unsuru oluşturmasına asla izin vermeyiz. PKK-PYD dayanışması içerisinde yanlarına farklı oluşumları alarak adım atsalar dahi bizim bu işe müsamaha göstermemiz mümkün değil.” Hemen sonrasında Kanal24 ile yaptığı bir mülakatta ise, PKK kamplarının sınırın öte tarafına sızdığının tespit edilmesi halinde, Türkiye’nin duruma müdahale edeceğinin altını çizdi. Aynı günlerde Türk tank ve topçu birliklerin Suriye sınırının farklı yerlerine konuşlanması, birçok uçak-savar, füze ve diğer askeri teçhizatın yine aynı şekilde sınıra ve özellikle PYD’nin kontrol ettiği noktalara yakın konumlara gönderilmesi tansiyonu iyice artırdı. Aynı zamanda PYD’nin rejimin terk ettiği noktaları ele geçirmeye başlaması, yaz mevsimi boyu Türkiye’de artan terör saldırılarına da paralel gelişti. Örneğin 23 Ağustos’ta, terör saldırılarına maruz kalmayan Gaziantep ilinde –ki Halep şehrinin tam karşısında yer alır- uzaktan kumandalı bomba yüklü bir aracın patlatılması sonucu dokuz kişi hayatını kaybetti. Erdoğan, bu hadisenin hemen sonrasında, Milli Güvenlik Kurulu’nu toplayarak, PKK ve PYD’ye yeniden sert mesajlar gönderdi ve yeni bir terörist yapılanmanın oluşmasına izin verilmeyeceğini; bu noktada da Ankara’nın tutumunun Suriyeli muhalif gruplarla örtüştüğünün altını çizdi.51 Ankara hükümeti Suriye Kürtleriyle ilgili konuları genelde Suriye Ulusal Konseyi ve IKBY Başkanı Mesut Barzani üzerinden yürütmeyi tercih etti. 1 Ağustos’ta IKBY’nin başkenti Erbil’e giden Davutoğlu, burada Cumhurbaşkanı Barzani ile görüşerek, Suriye rejiminin Kürt bölgelerinde kontrolü kaybetmesi meselesini de masaya yatırdı. Daha sonra Davutoğlu, KUK ve SUK temsilcileri ile de görüştü ve bu görüşmelere PYD tarafından tepki gösterildi. PYD’ye göre bu görüşmelerin seyri Erbil Anlaşmasının altını boşaltmak üzere, kendi aleyhlerine gelişiyordu. Belki de bundan dolayı, PYD’ye ek olarak, KUK da bir 18 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 açıklama yaparak Suriye’ye herhangi bir Türkiye müdahalesine karşı olduklarını açıkladılar.52 Sonuçta Davutoğlu, retorik olarak hem Suriyeli Kürtlerin özerklik kazanmasını hem de geniş anlamda halkların özgürlük taleplerini destekleyecek bir yol buldu. Davutoğlu, Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerin özerklik taleplerine kategorik olarak karşı olmadığının altını çizerken, böyle bir gelişmenin ancak Esad sonrası dönemde Suriye halkının kabulüyle mümkün olabileceğini kaydetti. Suriyeli Arapların çoğunluğunun böyle bir adıma karşı çıktığı düşünüldüğünde, Ankara’nın bu pozisyonu kolay ve pratik bir çıkış yolu olarak çözüm getirmiş oldu.53 Selçuk Ünal, rapor için yaptığımız mülakatında bu konuya ilişkin olarak, Türkiye’nin bu pozisyonunun Suriye’deki Kürtlerle sınırlı olmadığını, aksine Suriye’deki diğer azınlıkların da Suriye halkının olurunu aldıktan sonra Türkiye tarafından tanınacağının altını çizdi.54 Bazı analistler Türkiye’nin Barzani ve KDP’yi PYD’ye karşı kullandığını ileri sürdüler.55 Bununla birlikte, böyle bir amaç varsa da, şimdiye kadar bu planın geri teptiğini ve PYD’nin gücünü daha da artırdığını görüyoruz. Diğer taraftan Barzani’nin, Bağdat’taki Maliki Hükümeti ile petrol sebebiyle bozulan ilişkilerinden ötürü Türkiye’ye daha bağımlı olduğunu hatırlatmakta yarar var. Ankara’nın, bütün bunlar olurken, IKBY’nin yardımıyla Bağdat’ı adeta aradan tamamen çıkaracak şekilde K.Irak ile Türkiye’yi bağlayan yeni petrol boru hatları döşediğini de not etmek gerekmektedir. 3.3. Amerika Birleşik Devletleri ABD’nin Suriyeli Kürtlere karşı pozisyonu oldukça açıktır. ABD, her ne kadar Suriye muhalefetinin her farklı azınlık grubunu içermesini istese de, PKK ve Kürt ayrılıkçı hareketleri konusunda NATO müttefiki olan Türkiye’nin politikalarını takip etmektedir. PYD’nin ABD BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ diplomatik kanallarına ulaşmak ve muhatap alınmak istemesine rağmen şimdiye kadar pek de başarılı olamadığının altını çizmek gerekir. ABD’nin şu anki pozisyonu aynı zamanda Suriye’de Kürt özerk yönetimine de karşı bir duruş sergiliyor. 2011 yılının Mayıs ayında KUK delegasyonu, o zamanki SUK lideri Burhan Galyun ve Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile görüştükten sonra ABD’yi ziyaret ederek resmi görüşmelerde bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Clinton, İstanbul ziyareti esnasında ABD’nin Türkiye’nin endişelerini paylaştığını ve PKK’nın “ne şimdi ne de Esad rejimi yıkıldıktan sonra” Suriye’de güvenli bir alana sahip olmasına izin verilmeyeceğinin altını çizdi. Bununla birlikte Clinton ayrıca yeni Suriye devletinin bütün azınlıkların haklarını koruması gerektiğini ekledi.56 Bunlara ek olarak, ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi Francis J. Ricciardone de, ABD’nin “Suriye’nin bütünlüğünün” devam etmesinden yana olduğunu ve PKK eylemlerinin sadece Türkiye’nin değil, Suriye ve Irak’ın da zararına olduğunu ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon ise Temmuz ayında İstanbul’a yaptığı ziyarette, yine aynı hususu tekrarladı: “Suriye’nin birlik içinde kalmasını görmek istiyoruz. Özerk bir Kürt bölgesi veya toprağının Suriye’nin geleceğinde yeri olmadığını düşünüyoruz.”57 Son olarak, ABD Başkanı Obama Eylül ayında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Suriye’nin geleceğinin birlik içinde ve kapsayıcı olması gerektiğini ifade ederken, “Sünnisi, Alevisi, Kürdü ve Hristiyanıyla, tüm Suriyeliler yönetimde söz sahibi olmalıdır,”58 dedi. Bütün bunlardan ötürü, PYD Dış ilişkiler Ofisinin 2 Ağustos günü “Kendi kendini yöneten bir Kürt bölgesinin barış içinde kurulması” ORSAM için Batı’ya yönelttiği destek talepleri59 herhangi bir şekilde karşılık görmedi. 4. Sonuç ve Tavsiyeler KUK’un PYD ile yaptığı Erbil Anlaşması, Suriye Ulusal Konseyinin ve özellikle Konsey içinde en güçlü rolü oynayan Müslüman Kardeşlerin ve diğer Arap muhalefet gruplarının Suriyeli Kürtler ile bir anlaşmaya varamamasının doğrudan sonucu olarak görülebilir. Şu anki tablo, gerek Suriye’nin silahlı ve silahsız muhalif gruplarının gerekse de Türkiye’nin Suriye-Kürt problemini Esad sonrası döneme bıraktığı izlenimini vermektedir. Her ne kadar birçok ÖSO üyesi, lideri ve sempatizanı PYD’yi Esad rejimine yakın görse de; ara sıra çatışmalar meydana gelse de, ÖSO ve PYD arasında bir “soğuk barış” sağlanmıştır. AK Parti hükümeti, açıkça, Suriye’deki PYD hedeflerini vurma tehdidinde bulunsa da, şimdiye kadar bu tehditlerini hayata geçirmemesinin birçok nedeni vardır. En önemli nedenlerden birisi ise hiç şüphesiz PKK ile devam eden ve on yılları bulan çatışmalardan sonra, bir diğer ülkede buna benzer bir maceranın ne getireceğinin belirsizliğidir. Bunun yanı sıra, Suriye’ye bir başka müdahale şekli olan insani koridorun açılması projesi de Ankara hükümetinin ne iç kamuoyu ne de uluslararası kamuoyunda yeteri kadar desteğe sahip olmayışından dolayı şimdiye kadar mümkün olmamıştır. Sonuçta, bugün itibariyle PYD’nin Suriye’nin Kürt bölgelerine ve özellikle Halep’in Kürt bölgelerine üstünlüğünü kabul ettirdiğini söylemek yanlış olmaz. Bununla birlikte Suriyeli Kürt partilerin Türkiye’yi kendilerine düşman etmesinin kendi avantajlarına olmadığı açıktır. Salih Müslim’in de defalarca Türkiye ile barış aradığını söylemesi ve özellikle “Türk halkına” zeytin dalı uzatması, yaz mevsimi boyunca verdiği mülakatlarda görüldüğü gibi, bu rapor ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 19 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM için verdiği mülakatta da tekrarlanmıştır. Bununla birlikte Müslim’in AK Parti hükümeti ile ilgili düşünceleri ise bunun tam tersine ve hasmane olarak nitelendirilebilir. PYD’nin Türkiye ile barış aramasının en önemli nedenlerinden biri hiç şüphesiz Esad sonrası dönemin belirsizliğidir. Bundan dolayı, PYD’nin Türk askeri gücünü karşısına almaması için PKK ile herhangi bir bağının olmadığını ileri sürmesi noktasında birçok nedene sahiptir. Bununla birlikte, her ne kadar PYD lideri, kendisi ile yapılan röportajda, kendi grubunu isyanın bir parçası olarak tanımlamış olsa bile; PYD’nin çıkarlarının kendilerine özgü ve Esad rejimine karşı başlayan isyandan farklı olduğu da görülmektedir. Financial Times gazetesinin Ekim ayı başındaki bir haberinde, Haseke’deki bir protestoda, Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından İmralı ziyareti sonrası getirildiği söylenen60 bir mesajda şöyle denmiştir: “Esad’ın dışında, Esad’a karşı olan diğer muhalefetin dışında üçüncü bir güç olmalısınız. 15 bin asker hazırlayarak Kürt bölgelerini korumalısınız. Eğer bu stratejiyi takip etmezseniz saldırı altında bozguna uğrarsınız... Her Kürt, memleketini korumak üzere bu orduya katılmaya hazır olmalıdır.”61 Bunlara ek olarak KUK ve PYD de Erbil Anlaşmasına olan bağlılıkları ve bu anlaşmanın oldukça kırılgan yapısı nedeniyle ilişkilerini bozmayı göze alamamaktadırlar. Esad sonrası dönemde ise PYD’nin güç paylaşımını ve daha ılımlı Kürt partileri ile barışçıl bir denge sağlamayı öğrenmesi gerekecektir. Bütün bu kırılgan süreçte, Batı’nın ve özellikle ABD’nin bir Kürt iç savaşını önlemek, Kürtlerle Araplar arasındaki benzer bir savaşa meydan vermemek ve nihayet PYD ile Türkiye arasında bir savaşı önlemek için daha ciddi bir sorumluluk alması gerekmektedir. Hem ABD hem de Türkiye, Suriyeli Kürtlerin ılım- 20 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 lı kanadını temsil eden KUK ile görüşmeler yapmıştır ama ileriye doğru, bu Kürt grubun SUK, ÖSO ve diğer muhalif partilerle entegre olması için çok daha aktif bir rol oynaması gerekmektedir. KUK kanadının diğer Suriyeli muhalif gruplarla yakınlaşması ve bütünleşmesi, PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde kamplar kurmasının önüne geçilmesi için de önemli bir nedendir. Diğer türlü, PKK ve aşırı uçların kuvvet kazanması Türk askeri gücünü bölgeye çekecek ve yaşanacak sıcak temas sonucu bölge daha da istikrarsızlaşacaktır. Kürt bölgelerinde şimdiden, iç göçten kaynaklanan bir göçmen sorunu yaşanırken, yukarıda değinilen senaryo, bunu daha da yakıcı bir hale getirecektir. Bu bağlamda, ABD, AB ve Türkiye’nin PYD ve Kürt partilerine aşağıda bazılarına değinilmiş araçlarla daha çok baskı uygulayarak, PYD’nin diğer Kürt partileri ile eşitliği sağlanarak ve Kürt bölgelerindeki hakimiyetine son verilerek, Barzani hükümeti tarafından eğitilen Suriyeli Kürt güçlerin entegre edilmesi sağlanmalıdır. PYD Erbil Anlaşmasını uygulama yönünde teşvik edilmeli, PKK’nın logo ve sembollerinin kaldırılması, ortak güvenlik, hizmet ve diğer enstitü mekanizmalarının kabulü Suriye’nin kuzeyinin güvenliği için elzemdir. Esad sonrası dönemde PYD’nin Kürt bölgelerindeki güvenlik güçleri üzerindeki tekelinin sona erdirilmesi, bir insan hakları bildirgesi ve PYD’nin uluslararası tanınması karşılığında sağlanabilir. Türkiye’nin SUK, Suriyeli Müslüman Kardeşler ve IKBY Başkanı Barzani ile yakın ilişkileri, KUK içindeki daha ılımlı Kürtlerin politik ve sivil haklarının daha derin bir şekilde masaya yatırılması ile Suriye muhalefetinin içine yerleştirilmesi sağlanabilir. Bu tür bir yaklaşım, ılımlı Kürtlerin tabanda daha da güçlenmesine ve PYD’nin de yukarıdaki dengeye uymama eğilimi gösterdiği takdirde daha da izole edilmesine yarayabilir. BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Esad sonrası dönemde seçimlerin yapılması gerekliliğini açıkça belirtmiş ve şöyle demiştir: “Parlamento kurulmalı ve içinde Kürtler, Türkmenler ve Araplar olmalı. Beraber olup, özerklik veriyoruz dedikten sonra bu size bağlıdır. Buna biz karşı çıkmayız.”62 Bununla birlikte Ankara hükümetinin Suriye’nin kuzeyinde PKK kampları kurulmasına izin vermeyeceğini açıkça belirttiğini hatırlatmakta yarar var. PYD’nin şiddeti reddettiği takdirde, Esad sonrası dönemde faaliyetlerine devam edebileceği bir senaryoyu düşünmek birçok nedenden dolayı mümkündür. PYD’nin öncelikle KUK’a göründüğünden daha çok ihtiyacı olduğu ve o olmadan meşruiyetini kabul ettiremeyeceği ve bundan dolayı da tavizler vermeye zorlanacağı da kesin gibidir. PYD lideri Salih Müslim, bu rapor için verdiği mülakatta da kendilerinin Batı diplomatik kanallarına ulaşım gücü olmadığını kabul etmiştir ve özellikle ABD ile olmak üzere, bu kanalları açma noktasındaki arzularını açıkça ifade etmiştir. PYD’nin Dış İlişkiler Temsilcisi Dr. Alan Semo, PYD’nin pozisyonunu, ÖSO’nun Kürt bölgelerine girmediği takdirde ÖSO’yu desteklemeye hazır olarak belirtmiştir. Buna ek olarak silahsız, sivil halkı, Batının bir güvenli bölge kurulması için destek sağladığı takdirde, Kürt bölgelerinde ağırlamaya ve korumaya açık olduklarını söylemiştir. Bu senaryo, Suriyeli Kürtlerin, aynen Iraklı Kürtlerin 1991 ila 2003 yılları arasında Saddam’a karşı korunmasına benzer bir modeli öngörmektedir. Buna benzer olarak, şimdiye kadar Suriye’nin Kürt bölgelerinde kendini yönetmeye başlayan Kürt partileri, PYD’de liderinin bizzat bu rapor için de tasdik üzere, ayrılıkçı bir hedeflerinin olmadığında ısrar etmişlerdir ve Batı da bu sözleri doğru kabul ederek, Yüksek Kürt Konseyi ile görüşmelere bir an önce başlamalıdır. Dış İlişkiler Konseyinin bu amaç için var olduğunun altını çizmek gerekir. ORSAM Türkiye de bu görüşmelerin yapılması ve Suriyeli Kürt probleminin çözümü için önayak olmalıdır. Aksi taktirde Ankara, Türkiye için ciddi bazı siyasi ve güvenlik risklerinin oluşmasına göz yummaktadır. Bununla birlikte, Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerle aktif bir diyalog kurmaya yönelirken, daha önce girişimde bulunduğu “Kürt açılımı” projesini yeniden ve en kısa bir zamanda başlatması gereklidir. Bunu yaparken, otuz yılı aşkın bir süredir sonuç getirememiş ağır terörle mücadele taktikleri yerine, bölgedeki değişen koşullar çerçevesinde çözümler aranmalıdır. Bu raporun hazırlık sürecinde görüşülen birçok Suriyeli Kürdün Ankara’nın Suriyeli Kürtler ile ilgili pozitif bir rol oynamasının, öncelikle Türkiye’deki Kürt sorununu çözmekten geçtiğinin altını çizdiklerini hatırlatmak gerekiyor. Bu tür bir gelişmenin Türkiye’nin Kürt sorununun bölgesel anlamda çözümünde bir rol oynamasının en önemli koşullarından biri olduğu açıktır. Bu anlamda Başbakan Erdoğan’ın, yakın zamanlarda PKK lideri Öcalan’la yeniden diyaloga başlama niyetini açıklaması ve Öcalan’dan gelen olumlu cevaplar, bu yolun başlangıcı olarak da görülebilir. Bugün, Türkiye ile IKBY arasındaki yumuşak güç politikasından doğan yakınlaşma ve işbirliği bir başarı hikayesidir. Birkaç yıl önce pek az kimsenin tahmin edebileceği Barzani’nin Ankara’nın vazgeçilmez müttefiki olabileceği, bugün bir gerçektir. Bu model, Suriyeli Kürtler için de, hem Ankara hem de Barzani’nin tecrübelerinin yardımı ile, bir an önce hayata geçirilmelidir. * Raporun İngilizce orijinaline ulaşmak için: http://henryjacksonsociety.org/2012/10/15/ unity-or-pyd-power-play-syrian-kurdishdynamics-after-the-erbil-agreement/ ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 21 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM DİPNOTLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 22 “New Document: Cooperation agreement between the People’s Council of West Kurdistan and the Kurdish National Council”, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2570&z=en&cure=245, Kurdwatch.org, July 1, 2012. KNC Leader: Syrian Kurds are Disappointed by PYD’s Actions. http://www.rudaw.net/english/interview/5030.html July 1, 2012 Van Wilgenburg, Wladimir, “PYD-KNC Agreement Step Forward”, http://vvanwilgenburg.blogspot. nl/2012/08/rudaw-column-pyd-knc-agreement-step.html (Accessed 30 August, 2012). “Syria’s Kurds Build Enclaves as War Rages” http://online.wsj.com/article/SB10000872396390443862604 578032381512705730.html, 3 October, 2012. “Syrian Kurds given training in Northern Iraq says Barzani” http://www.todayszaman.com/news-287475syrian-kurds-given-military-training-in-northern-iraq-says-barzani.html Daily Zalam, 24 July 2012. Barzani: 15 bin Suriyeli Kürt’e silahlı eğitim veriyoruz http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=Radi kalDetayV3&ArticleID=1103108&CategoryID=81 Speech Falah Mustafa Bakir, Amsterdam, lecture organized by Dutch Ministry of Foreign Affairs, 20 September 2012. PYD lideri Salih Müslim ile özel röportaj, Eylül 12, 2012 In Syria, role of Kurds divides opposition. http://www.washingtonpost.com/world/middle_east/in-syriarole-of-kurds-divides-opposition/2012/08/18/a841e1c2-e896-11e1-936a-b801f1abab19_story_1.html, 18 August, 2012. “Kurds Give Ultimatum to Syrian Security Forces” http://www.rudaw.net/english/kurds/4979.html 21 July, 2012. “PYD Leader: We Have no Relations With Syrian Regime, We Want it to Fall” http://www.rudaw.net/english/ interview/5242.html 25 September, 2012. “Kurdish Leader: We Oppose Foreign Intervention in Syria”, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/ syria/4142.html KNC’nin İngiltere temsilcisi Heyam Aqil ile özel röportaj, Eylül 10, 2012 “We decided not to abide to the decisions of the Supreme Kurdish Council”, ANF, 19 September, http:// ar.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=3882 “Raiding party offices (KDP - Yekiti - Progressive) in the village of Karki Zera by masked and armed elements belonging to the popular protection committees””http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5505& niviskar=1&cure=3&kijan= PYD Kills Syrian Soldiers in Revenge Attack, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/syria/5180.html “Amude: Local committee of the Kurdish National Council suspends cooperation with the PYD “, Kurdwatch.org, 11 September, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2630&z=en&cure=245 “Amude: Further PYD kidnappings”, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2626&z=en&cure=245, Kurdwatch.org “PYD Accused of Abuse of Power in Kurdish Areas of Syria”, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/ syria/5214.html Mustafa Jumu’aha ‘Welati’: “We agreed on the important things in our meeting in Hawler to put all the armed groups of the two councils under the dome of the Supreme Kurdish [Council]’ http://welati.net/nuce. php?ziman=ar&id=5346&niviskar=1&cure=3&kijan=, Welati, 15 September, 2012. “Ahmed Suleiman: Setting a timetable for the implementation of all the terms of the Hawler [agreement] completed by October 15”, http://dimoqrati.info/?p=18551, Dimoqrati.info, 9 September 2012 “West-Kurdistan: High Kurdish Council opens five centres”, http://www.diekurden.de/news/westkurdistanhoher-kurdischer-rat-eroeffnet-fuenf-zentren-4713845/, DieKurden.de, 16 September, 2012. “Reporter Welati: Security Commitee of the Kurdish Authority proceeds with the Supreme [Council] in Kobani” http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5564&niviskar=1&cure=3&kijan=, 26 September, 2012. Kurdish leaders of Syria urge parties to implement Erbil agreement http://aknews.com/en/aknews/4/327397/ AKnews, 22 September Authors interview with Dr. Abdul Hakim Bashar, Washington D.C. 23 May 2012 Author interview with Ibrahim Zaydan, 5 September 2012 Author interview with Salih al-Hamwi, 5 September 2012 Kurdish Leader Detained by PYD and Accused of Turkish Plot http://www.rudaw.net/english/news/ syria/4898.html Rudaw, 29 July ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 ORSAM Van Wilgenburg, Wladimir, “Cold PKK-FSA Truce in Syria”, Wladimir, http://www.rudaw.net/english/science/columnists/5063.html, Rudaw, 8 August, 2012 The PYD has weapons and we don’t. They will kill us all.”, Kurdwatch.org, http://www.kurdwatch.org/syria_ article.php?aid=2612&z=en&cure=240, June 22, 2012. “Mustafa Juma Bakir: No Decision to Change the Kurdish Flag”, http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id =4694&niviskar=124&cure=3&kijan, Welati, 14 August, 2012. Report Welati: “Free Army saviour of the Syrian revolution, do not want to repeat the new tragedies of the opposition to the regime and be safe”, http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5048&niviskar=1&cure= 5&kijan=, Welati, 1 September, 2012 Van Wilgenburg, Wladimir, “Danger of Kurdish Civil War in Syria”, http://www.rudaw.net/english/science/ columnists/4931.html, Rudaw, 8 July, 2012 Abdulmajid, Adib, “Kurdish Leader Detained by PYD and Accused of Turkish Plot”, http://www.rudaw.net/ english/news/syria/4898.html, Rudaw, 29 June, 2012 “Syria concept with ‘Hewler as central command’ creates controversy”, http://www.firatnews.com/index. php?rupel=nuce&nuceID=64636, Firat News Agency, 25 June, 2012. Van Wilgenburg, Wladimir, “Syrian Kurds Try to Maintain Unity”, http://www.rudaw.net/english/news/ syria/4964.html, Rudaw, 17 July, 2012. “Zivilbevölkerung von Efrin vereitelt Einmarsch der FSA in die Provinz”, http://www.diekurden.de/news/ zivilbevoelkerung-von-efrin-vereitelt-einmarsch-der-fsa-in-die-provinz-4510305/, DieKurden.de, 12 July 2012. Kurdish forces kill six Syrian soldiers in Aleppo, http://www.aknews.com/en/aknews/3/318894/, Ak News, 27 July, 2012. Solomon, Erika, “Syria rebels struggle to advance in new Aleppo offensive”, http://www.chicagotribune. com/news/sns-rt-us-syria-crisis-clashesbre88r0mj-20120928,0,5755737.story, Reuters, 28 September, 2012. Interview Tawheed commander Abdul Qadir Salih, Al Jazeera, http://www.youtube.com/watch?v=kZnnOz 4yo0s&feature=youtu.be, 8 August, 2012. Kurdish Militias Help Out Syrian Rebels in Aleppo” http://www.rudaw.net/english/news/syria/5082.html 13 August, 2012. Sherlock, Ruth, “Syria: United rebels gain ground as slow war comes to Aleppo”, the Telegraph, Sherlock, Ruth, “Syria: United rebels gain ground as slow war comes to Aleppo”, the Telegraph, http:// www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/syria/9382582/Syria-United-rebels-gain-ground-asslow-war-comes-to-Aleppo.html, 6 July, 2012. YPG calls for cleaning up armed gangs”, http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=68915, 27 September, 2012. Mansour, Renad, “Iraqi Kurdistan & the Syrian-Kurd Pursuit of Autonomy”, http://studies.aljazeera.net/en/ reports/2012/09/201291910402907471.htm#_edn12, 24 September, 2012. Van Wilgenburg, Wladimir, “Syrian Kurds Try to Maintain Unity”, http://www.rudaw.net/english/news/ syria/4964.html, Rudaw, 17 July, 2012. “Minutes of the Meeting”, Kurdwatch.org, http://www.kurdwatch.org/pdf/KurdWatch_D027_en_ar.pdf Salih Muslüm ile yapılan özel röportaj, Eylül 12, 2012 Sirwan Kajjo ile yapılan özel röportaj, 21 August, 2012. Mardin Valiligi, http://www.mardin.gov.tr/web/mardinvaliligi/haberdetay.asp?id=2837&kategori=BASIN AÇIKLAMALARI Kirisci, Kemal, The Kurdish Opening in Turkey: Origins and Future? https://www.carnegieendowment. org/2009/12/01/kurdish-opening-in-turkey-origins-and-future/2ndb “Fiery Erdogan Slams Assad, Iran” http://www.assafir.com/Windows/PrintSection.aspx?EditionId=2226& MulhakId=4173&reftype=menu&ref=rm, Al-Safir, August 8, 2012 Van Wilgenburg, Wladimir, “Assessing the Threat to Turkey from Syrian-Based Kurdish Militants”, http:// www.jamestown.org/single/?no_cache=1&tx_ttnews[tt_news]=39749&tx_ttnews[backPid]=588, Jamestown Foundation, August 9, 2012. Davutoğlu says Turkey not against Kurdish autonomy in post-Assad Syria, http://www.todayszaman.com/ news-289023-davutoglu-says-turkey-not-against-kurdish-autonomy-in-post-assad-syria.html, Today’s Zaman, 9 August, 2012. Türkiye DIşişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal ile email aracılığıyla yapılan mülakat, Ekim 6, 2012 Coles, Isabel, “Syrian Kurd party says Turkey should not fear its rise”, http://news.yahoo.com/syrian-kurdparty-says-turkey-not-fear-rise-120549891.html, Reuters, August 7, 2012. ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 23 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM 56 57 58 59 60 61 62 24 “US warns Kurdish autonomy in Syria could be slippery slope”, Today’s Zaman, http://www.todayszaman. com/news-288108-us-warns-kurdish-autonomy-in-syria-could-be-slippery-slope.html, 30 July 2012 “US warns Kurdish autonomy in Syria could be slippery slope”, Today’s Zaman, http://www.todayszaman. com/news-288108-us-warns-kurdish-autonomy-in-syria-could-be-slippery-slope.html, 30 July 2012 “Full speech: President Obama’s UNGA address”, http://www.aljazeera.com/news/americas/2012/09/201292514540693845.html,Al Jazeera, 25 September, 2012. PYD call for support of self-governed Syrian Kurdish region http://en.firatnews.com/index. php?rupel=article&nuceID=4997 Öcalan’ın avukatlarını bir yılı aşkın bir zamandır görmediği bilindiğinden, FT muhabirinin muhtemelen yakın zamanda Öcalan’ı ziyaret eden kardeşi demek istemesi gerekir. Syria’s Kurds prepare for life after Assad financial times, http://www.ft.com/cms/s/0/707b7fa8-0bf2-11e28e06-00144feabdc0.html, 2 October 2012 Davutoğlu says Turkey not against Kurdish autonomy in post-Assad Syria, http://www.todayszaman.com/ news-289023-davutoglu-says-turkey-not-against-kurdish-autonomy-in-post-assad-syria.html, Today’s Zaman, 9 August, 2012. ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ ORSAM ORSAM RAPORLARI ORSAM Rapor No: 1 Mart 2009 Deniz Haydutluğu ile Mücadele ve Türkiye’nin Konumu: Somali Örneği (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 2 Nisan 2009 60. Yılında Nato ve Türkiye (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 3 Mayıs 2009 Irak’ın Kilit Noktası: Telafer (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 4 Temmuz 2009 2009 Lübnan Seçimleri: Kazananlar, Kaybedenler ve Türkiye (Tr) ORSAM Rapor No: 5 Ağustos 2009 Türkiye-Lübnan İlişkileri: Lübnanlı Dinsel ve Mezhepsel Grupların Türkiye Algılaması (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 6 Kasım 2009 Tuzhurmatu Türkmenleri: Bir Başarı Hikayesi (Tr - Eng - Ar) ORSAM Rapor No: 7 Kasım 2009 Unutulmuş Türkmen Diyarı: Diyala (Tr - Eng - Ar) ORSAM Rapor No: 8 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 1 Aralık 2009 Karadeniz’in Bütünleşmesi İçin Abhazya (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 9 Ocak 2010 Yemen Sorunu: Bölgesel Savaşa Doğru mu? (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 10 Yemen İç Savaşı: İktidar Mücadelesi, Bölgesel Etkiler ve Türkiye ile İlişkiler (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 11 Şubat 2010 Unutulan Türkler: Lübnan’da Türk Varlığı (Tr – Eng – Ar) ORSAM Rapor No: 12 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 2 Şubat 2010 Rusya Federasyonu’nun Bakışı: Irak Faktörünün Türkiye’nin Ortadoğu Politikasına Etkisi (1990-2008) (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 13 Şubat 2010 7 Mart 2010 Irak Seçimleri Öncesi Şii Kökenli Parti ve Seçmenlerin Politik Davranışlarının Analizi (Tr) ORSAM Rapor No: 24 Ocak 2011 Kuveyt Emirliği: Savaş ve Barış Arasındaki El Sabah İktidarı ve Türkiye ile İlişkiler (Tr) ORSAM Rapor No: 14 Şubat 2010 Seçim Öncesi Irak’ta Siyasal Durum ve Seçime İlişkin Beklentiler (Tr) ORSAM Rapor No: 25 Ocak 2011 Hukuki ve Siyasi Yönleriyle Güvenlik Konseyi’nin İran Ambargosu (Tr) ORSAM Rapor No: 15 Mart 2010 Orsam Heyetinin 7 Mart 2010 Irak Seçimlerine İlişkin Gözlem Raporu (Tr) ORSAM Rapor No: 16 Nisan 2010 Oman Sultanlığı: Arap Yarımadasında Geleneksel ile Modernite Arasında Bir Ülke (Tr) ORSAM Rapor No: 17 Nisan 2010 7 Mart 2010 Irak Parlamento Seçim Sonuçlarının ve Yeni Siyasal Denklemin Değerlendirilmesi (Tr) ORSAM Rapor No: 18 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 3 Mayıs 2010 Komşuluktan Stratejik İşbirliğine: Türk-Rus İlişkileri (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 19 Eylül 2010 Türkiye’ye Yönelik Türkmen Göçü ve Türkiye’deki Türkmen Varlığı (Tr) ORSAM Rapor No: 20 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 4 Ekim 2010 Kırgızistan’da Mevcut Durum, İktidar Değişiminin Nedenleri ve Kısa Vadeli Öngörüler (Tr) ORSAM Rapor No: 21 Kasım 2010 Irak’tan Irağa: 2003 Sonrası Irak’tan Komşu Ülkelere ve Türkiye’ye Yönelik Göçler (Tr) ORSAM Rapor No: 22 Ocak 2011 Türkiye-Yemen İlişkileri ve Yemen’deki Türkiye Algısı (Tr – Eng – Ar) ORSAM Rapor No: 23 Ocak 2011 Katar-Irak-Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Mümkün mü? (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 26 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 5 Şubat 2011 Kırgızistan’da Son Gelişmeler: Dün, Bugün, Yarın (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 27 Şubat 2011 Mısır Devriminin Ayak Sesleri: Bir Devrin Sonu mu? (Tr) ORSAM Rapor No: 28 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 6 Şubat 2011 Uluslararası Deniz Hukukunda Kıyı Devletlerinin Gemilere El Koyma Yetkisinin Sınırları: Gürcistan’ın Karadeniz’de Seyreden Gemilere El Koyması (Tr) ORSAM Rapor No: 35 Mart 2011 Irak’ta Mevcut Siyasi Durum ve Önemli Siyasi Gelişmeler (Tr) ORSAM Rapor No: 36 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 1 Mart 2011 Eu’s Water Framework Directive Implementation in Turkey: The Draft National Implementation Plan (Eng) ORSAM Rapor No: 37 Mart 2011 Tunus Halk Devrimi ve Sonrası (Tr) ORSAM Rapor No: 38 Mart 2011 Libya Savaşı, Uluslararası Müdahale ve Türkiye (Tr) ORSAM Rapor No: 39 Mart 2011 Tarihten Günümüze Libya (Tr) ORSAM Rapor No: 40 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 2 Mart 2011 İklim Değişiminin Güvenlik Boyutu ve Ortadoğu’ya Etkileri (Tr) ORSAM Rapor No: 29 Şubat 2011 Tunus Halk Devrimi ve Türkiye Deneyimi (Tr) ORSAM Rapor No: 41 Mart 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak-1 (Tr) ORSAM Rapor No: 30 Şubat 2011 Kerkük’te Mülk Anlaşmazlıkları: Saha Araştırmasına Dayalı Bir Çalışma (Tr) ORSAM Rapor No: 42 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 3 Nisan 2011 Nil Nehri Havzasının Hidropolitik Tarihi ve Son Gelişmeler (Tr) ORSAM Rapor No: 31 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 7 Mart 2011 Afganistan ve Pakistan’da Yaşanan Gelişmeler ve Uluslararası Güvenliğe Etkileri (Tr) ORSAM Rapor No: 43 Nisan 2011 Kuzey Irak’ın Sosyal-Siyasal Yapısı ve Kürt Bölgesel Yönetimi’nin Türkiye ile İlişkileri (Tr) ORSAM Rapor No: 32 Mart 2011 Suudi Arabistan’da Şii Muhalefet Sorunu ve Etkileri (Tr) ORSAM Rapor No: 33 Mart 2011 Irak’ta Türkmen Varlığı (Tr) ORSAM Rapor No: 34 Mart 2011 Irak’ta Türkmen Basını (Tr – Ar) ORSAM Rapor No: 44 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 4 Nisan 2011 Meriç Nehri Havzası Su Yönetimi’nde “Uluslararası İşbirliği” Zorunluluğu (Tr) ORSAM Rapor No: 45 Nisan 2011 Suriye’de Demokrasi mi İç Savaş mı? : Toplumsal-Siyasal Yapı, Değişim Senaryoları ve Sürecin Türkiye’ye Etkisi (Tr) ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 25 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM ORSAM Rapor No: 46 Mayıs 2011 Suriye’de İktidar Mücadelesi, Uluslararası Toplumun Tepkisi ve Türkiye’nin Konumu (Tr) ORSAM Rapor No: 47 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 5 Mayıs 2011 Türkiye-Suriye İlişkileri: Sınıraşan Sularda Örnek İşbirliği Olarak Asi Dostluk Barajı (Tr) ORSAM Rapor No: 48 Mayıs 2011 Orsam Söyleşileri - 2 Iraklı Araplar, Azınlıklar ve Akademisyenler-1 (Tr) ORSAM Rapor No: 49 Mayıs 2011 Orsam Söyleşileri - 2 Irak Türkmenleri-1 (Tr) ORSAM Rapor No: 50 Mayıs 2011 Orsam Söyleşileri - 3 Iraklı Kürt Yetkililer, Akademisyenler ve Gazeteciler-1 (Tr) ORSAM Rapor No: 51 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 8 Mayıs 2011 75. Yılında Montrö Boğazlar Sözleşmesi Karadeniz’in Değişen Jeopolitiği Çerçevesinde (Tr) ORSAM Rapor No: 52 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 9 Mayıs 2011 Afganistan ve Bölgesel Güvenlik (Ortadoğu, Orta ve Güney Asya, Rusya Federasyonu) (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 53 Mayıs 2011 Madagaskar: Bağımsızlığın 50. Yılında Kazanımlar, Kaçan Fırsatlar ve Türkiye ile İlişkiler (Tr) ORSAM Rapor No: 54 Mayıs 2011 Iraklı Grupların Temel Siyasi Sorunlara Bakışı ve Türkiye İle İlişkiler: Saha Araştırmasına Dayalı Bir Çalışma (Tr) ORSAM Rapor No: 55 Haziran 2011 Suriye Muhalefeti’nin Antalya Toplantısı: Sonuçlar, Temel Sorunlara Bakış ve Türkiye’den Beklentiler (Tr) 26 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 ORSAM Rapor No: 56 Haziran 2011 Seçimler ve Ak Parti’nin Tecrübesi (Tr – Ar) ORSAM Rapor No: 68 Eylül 2011 Karikatürlerde Usame Bin Ladin Operasyonu ve Yankıları (Tr) ORSAM Rapor No: 79 Ekim 2011 Yaklaşan Seçim Öncesi Tunus’ta Siyasal Denklemler (Tr) ORSAM Rapor No: 57 Haziran 2011 12 Haziran 2011 Türkiye Genel Seçimlerinin Ortadoğu Ülkelerindeki Yansımaları (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 69 Eylül 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 4 (Tr) ORSAM Rapor No: 80 Ekim 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 5 (Tr) ORSAM Rapor No: 58 Temmuz 2011 Karikatürlerin Dilinden 12 Haziran 2011 Türkiye Genel Seçimlerinin Ortadoğu’daki Yansımaları (Tr) ORSAM Rapor No: 59 Temmuz 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 2 (Tr) ORSAM Rapor No: 60 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 6 Temmuz 2011 Mekong Nehri Suları Üzerinde İşbirliği ve İhtilaf (Tr-Eng) ORSAM Rapor No: 61 Temmuz 2011 Antalya’da 1-2 Haziran 2011 Tarihlerinde Gerçekleşen “Suriye’de Değişim Konferansı” nın Tam Deşifresi (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 62 Ağustos 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 3 (Tr) ORSAM Rapor No: 63 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 7 Ağustos 2011 Görünmez Stratejik Kaynak: Sınıraşan Yeraltı Suları (Tr) ORSAM Rapor No: 64 Ağustos 2011 AK Parti’nin 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerindeki Zaferi (Tr – Ar) ORSAM Rapor No: 65 Ağustos 2011 Karikatürlerin Dilinden Arap Baharı - 1 (Tr) ORSAM Rapor No: 66 Ağustos 2011 Karikatürlerin Dilinden Libya İç savaşı ve Uluslararası Müdahale - 1 (Tr) ORSAM Rapor No: 67 Ağustos 2011 Somali: Bir Ulusun Yok Oluşu ve Türkiye’nin İnsani Yardım Girişimi (Tr) ORSAM Rapor No: 70 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 10 Eylül 2011 XXI. Yüzyılda Rusya ve Türkiye’nin İran Politikaları (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 71 Eylül 2011 Gazze Sorunu: İsrail Ablukası, Uluslararası Hukuk, Palmer Raporu ve Türkiye’nin Yaklaşımı (Tr) ORSAM Rapor No: 72 Eylül 2011 Ortadoğu Ülkelerine Dair İstatistikler (Tr) ORSAM Rapor No: 73 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 11 Ekim 2011 Anadolu Etki Alanı (Tr-Eng) ORSAM Rapor No: 74 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 12 Ekim 2011 Ukraine in Regress: The Tymoshenko Trial (Eng) ORSAM Rapor No: 75 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 13 Ekim 2011 Kazaklar ve Kazakistanlılar (Tr) ORSAM Rapor No: 76 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 14 Ekim 2011 İtalya’da Unutulmuş Türk Varlığı: Moena Türkleri (Tr - It) ORSAM Rapor No: 77 Ekim 2011 ABD’nin Çekilmesinin Ardından Irak Politikasının Bölgesel, Küresel Etkileri ve Türkiye’ye Yansımaları (Tr) ORSAM Rapor No: 78 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 8 Ekim 2011 Türkiye’de ve İsrail’de Yapay Sulak Alanlar ile Atıksu Arıtımı ve Atıksuyun Sulama Amaçlı Olarak Tekrar Kullanımı (Tr) ORSAM Rapor No: 81 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 15 Ekim 2011 Büyük Güçlerin Afganistan Politikaları (Tr-Eng) ORSAM Rapor No: 82 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 16 Ekim 2011 Bölge Devletlerinin Perspektifinden Afganistan (Tr-Eng) ORSAM Rapor No: 83 Kasım 2011 Suriye’de Değişimin Ortaya Çıkardığı Toplum: Suriye Türkmenleri (Tr) ORSAM Rapor No: 84 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 9 Kasım 2011 Somali’nin Açlık Felaketi: “Siyasi Kuraklık” mı Yoksa Doğal Afet mi? (Tr-Eng) ORSAM Rapor No: 85 Kasım 2011 Suriye Politik Kültüründe Tarihsel Pragmatizm, Beşar Esad Dönemi Suriye Dış Politikası ve TürkiyeSuriye İlişkileri (Tr) ORSAM Rapor No: 86 Kasım 2011 Geçmişten Günümüze Irak Türkmen Cephesi’nin Yapısı ve İdari Durumu (Tr) ORSAM Report No: 87 Kasım 2011 Turkmen in Iraq and Their Flight: A Demographic Question? (Eng) ORSAM Rapor No: 88 Kasım 2011 Irak’ta Bektaşilik (Türkmenler – Şebekler – Kakailer) (Tr) ORSAM Rapor No: 89 Kasım 2011 Değişim Sürecindeki Fas Monarşisi: Evrim mi? Devrim mi? (Tr) ORSAM Rapor No: 90 Kasım 2011 Arap Dünyasının İstisnai Krallığı: Yerel Aktörler ve Arap-İsrail Uyuşmazlığı Çerçevesinde Ürdün Krallığı’nın Demokratikleşme Deneyimleri (Tr-Eng) BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ ORSAM Rapor No: 91 Aralık 2011 Türkiye ve Arap Birliği’nin Suriye’ye Yaptırım Kararları ve Olası Sonuçları (Tr) ORSAM Rapor No: 92 Aralık 2011 Irak’ta İhtilaflı Bölgelerin Durumu (Tr) ORSAM Report No: 93 ORSAM Water Research Programme Report: 10 December 2011 Turkey and Wfd Harmonization: A Silent, But Significant Process (Eng) ORSAM Rapor 94: Aralık 2011 Türkiye-Fransa Krizinde Algının Rolü: Fransızların Türkiye Algısı (Tr) ORSAM Rapor No: 95 Aralık 2012 Karikatürlerle Arap Baharı – 2 (Tr) ORSAM Rapor No: 96 Aralık 2011 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak – 6 (Tr) ORSAM Rapor No: 97 Ocak 2012 Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak – 7 (Tr) ORSAM Rapor No: 98 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 17 Ocak 2012 Kırgızistan’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi ve Türkiye ile İlişkilerine Etkisi (Tr) ORSAM Rapor No: 99 Ocak 2012 Türk Siyasal Partilerinin Hatay’daki Suriyeli Sığınmacılar Konusundaki Açıklamaları ve Hatay’daki Siyasi Parti Temsilcileri ile Hareketlerin Suriye Olaylarına Yaklaşımları (Mart-Aralık 2011) (Tr) ORSAM Rapor No: 100 Ocak 2012 Irak İstatistikleri (Tr) ORSAM Rapor No: 101 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 11 Ocak 2012 Emniyetli İçme Suyu ve Sanitasyon Hakkı (Tr) ORSAM Rapor No: 102 Ocak 2012 Irak Hangi Şartlarda, Nasıl Parçalanabilir?: En Kötüye Hazırlıklı Olmak (Tr – Eng) ORSAM Rapor No: 103 Ocak 2012 Irak’ta Petrol Mücadelesi: Çok Uluslu Şirketler, Uluslararası Anlaşmalar ve Anayasal Tartışmaların Işığında Bir Analiz (Tr) ORSAM Rapor No: 104 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 12 Şubat 2012 Sınıraşan Akiferler Hukuku Taslak Maddeleri Üzerine Bir Değerlendirme (Tr – Eng) ORSAM Rapor No: 105 Şubat 2012 Irak Hukuk Mevzuatında Azınlıkların Siyasal Hakları (Tr) ORSAM Rapor No: 106 Şubat 2012 Irak Hukuk Mevzuatında Azınlıkların Siyasal Hakları (Tr) ORSAM Rapor No: 107 Şubat 2012 Uluslararası Hukuk ve Irak Anayasası Açısından Azınlıkların İnsan Hakları (Tr) ORSAM Rapor No: 115 Nisan 2012 Suriye’de Güvenli Bölge Tartışmaları: Türkiye Açısından Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 116 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 14 Nisan 2012 Fayda Paylaşımı Kavramı, Teorik Altyapısı ve Pratik Yansımaları (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 117 Nisan 2012 Musul’a Yatırım Geleceğe Yatırım Demektir (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 118 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 19 Mayıs 2012 Ukrayna - Türkiye Ticari - Ekonomik Münasebetlerinin Analizi (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 119 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 20 Mayıs 2012 Bölgesel Gelişimin Trend ve Senaryolarının Araştırılmasındaki Araç: Jeopolitik Dinamikler (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 108 Şubat 2012 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) Geleceği (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 120 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 21 Mayıs 2012 Kazakistan Siyasi Sisteminin Gelişimi: 2012 Parlamento Seçimleri (Tr) ORSAM Rapor No: 109 Şubat 2012 Türkiye’nin Yükselişi ve “Bric” Bölgesi (It) ORSAM Rapor No: 121 Mayıs 2012 Musul’da Yerel Siyaset ve Irak Siyasetinde Yeni Dinamikler (Saha Çalışması) (Tr - Eng - Ger) ORSAM Rapor No: 110 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 13 Mart 2012 İran’da Su Kaynakları ve Yönetimi (Tr) ORSAM Rapor No: 122 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 15 Mayıs 2012 Irak’ta Su Kaynakları Yönetimi (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 111 Mart 2012 Suriye Kürt Muhalefetine Eleştirel Bir Bakış (Tr) ORSAM Rapor No: 123 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 22 Haziran 2012 Küresel Göç ve Avrupa Birliği ile Türkiye’nin Göç Politikalarının Gelişimi (Tr) ORSAM Rapor No: 112 Mart 2012 İran İslam Cumhuriyetinde Anayasal Sistem ve Siyasi Partiler (Tr) ORSAM Rapor No: 124 Temmuz 2012 Türkiye Afrika’da: Eylem Planının Uygulanması ve Değerlendirme On Beş Yıl Sonra (Tr - Eng - Fr) ORSAM Rapor No: 113 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 18 Nisan 2012 Mongolia: A Developing Democracy and a Magnet for Mining (Eng) ORSAM Rapor No: 114 Nisan 2012 Karikatürlerle Suriye Sorununu Anlamak - 8 (Tr) ORSAM Rapor No: 125 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 23 Temmuz 2012 Rusya’nın Ortadoğu Politikası (Tr) ORSAM Rapor No: 126 ORSAM Su Araştırmaları Programı Rapor No: 16 Temmuz 2012 Yeni Çerçeve Su Kanunu’na Doğru: Su Kanunu Taslağı Üzerine Notlar (Tr) ORSAM ORSAM Rapor No: 127 Ağustos 2012 Suriye’de Kürt Hareketleri (Tr) ORSAM Rapor No: 128 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 24 Eylül 2012 Günümüz Şartlarında Türkiye - Belarus Ekonomik Münasebetlerinin Gelişimi (Tr - Rus - Eng) ORSAM Rapor No: 129 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 25 Eylül 2012 Belarus-Türkiye: Devletlerarası İşbirliğinin Pozitif Dinamikleri (Tr - Rus - Eng) ORSAM Rapor No: 130 Kasım 2012 Suriye Çerkesleri (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 131 Kasım 2012 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 26 “Üçüncü Dalga”: Postmodernizmin Jeopolitiği (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 132 Kasım 2012 Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Kerkük Ziyareti (Tr) ORSAM Rapor No: 133 Kasım 2012 Irak Kürdistan Bölgesi’nde Muhalefetin Doğuşu ve Geleceği (Tr) ORSAM Rapor No: 134 Kasım 2012 Irak Çerkesleri (Tr - Eng) ORSAM Rapor No: 135 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 27 Kasım 2012 Türkiye’nin Eski Sovyet Cumhuriyetleriyle Münasebetlerinin Özellikleri (Tr - Rus - Eng) ORSAM Rapor No: 136 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 28 Kasım 2012 Türk-Ukrayna İlişkilerinde Entegrasyon Faktörü Olarak Türk-Kırım Münasebetleri (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 137 BLACK SEA INTERNATIONAL Rapor No: 29 Aralık 2012 Belarus’un Enerji Politikası ve Belarus’un Rusya ve AB ile Enerji Alanında Geliştirdiği İşbirliği (1992-2011) (Tr - Rus) ORSAM Rapor No: 138 Aralık 2012 Birlik mi, PYD’nin Güç Gösterisi mi? Erbil Anlaşmasından Sonra Suriye Kürt Dinamikleri (Tr) ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 27 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM AKADEMİK KADRO Hasan Kanbolat Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Doç. Dr. Tarık Oğuzlu Doç. Dr. Harun Öztürkler Doç. Dr. Mehmet Şahin Doç. Dr. Özlem Tür Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) Habib Hürmüzlü Doç. Dr. Didem Danış Doç. Dr. Canat Mominkulov Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya Dr. Abdullah Alshamri Dr. Neslihan Kevser Çevik Dr. Jale Nur Ece Doç. Dr. Yaşar Sarı Dr. Süreyya Yiğit Elmira Cheremisova Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Pınar Arıkan Sinkaya Volkan Çakır Tamer Koparan Bilgay Duman Noyan Gürel Oytun Orhan Sercan Doğan Seval Kök Nebahat Tanriverdi Shalaw Fatah Uğur Çil Leyla Melike Koçgündüz Ufuk Döngel Göknil Erbaş Aslı Değirmenci Jubjana Vila Mavjuda Akramova ORSAM Başkanı ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu Ekonomileri - Afyon Kocatepe Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ ORSAM Danışmanı, Avrasya ORSAM Danışmanı, Ortadoğu ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü ORSAM Uzmanı, Avrasya, El Farabi Kazak Milli Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Ahi Evran Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ORSAM Danışmanı, Ortadoğu ORSAM Danışmanı, Ortadoğu ORSAM Danışmanı, Deniz Emniyeti ve Güvenliği ORSAM Danışmanı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv. Ögretim Üyesi ORSAM Danışmanı, Avrasya ORSAM Ortadoğu Danışmanı, St. Petersburg Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü ORSAM Danışmanı, Afrika ORSAM Yönetici Editörü ORSAM Uzmanı, Ortadoğu ORSAM Danışmanı ORSAM Uzmanı, Ortadoğu ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu ORSAM, Ortadoğu ORSAM, Ortadoğu & Projeler ORSAM, Ortadoğu ORSAM, Karadeniz ORSAM, Ortadoğu ORSAM, Ortadoğu ORSAM, Ortadoğu ORSAM Su Araştırmaları Programı Dr. Tuğba Evrim Maden Dr. Seyfi Kılıç Kamil Erdem Güler Çağlayan Arslan ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı ORSAM Su Araştırmaları Programı ORSAM Su Araştırmaları Programı ORSAM DANIŞMA KURULU Dr. İsmet Abdülmecid Prof. Dr. Ramazan Daurov Prof. Dr. Vitaly Naumkin Dr. Abdullah Alshamri Hasan Alsancak Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Prof. Dr. Ahat Andican Prof. Dr. Dorayd A. Noori Prof. Dr. Tayyar Arı Prof. Dr. Ali Arslan Büyükelçi Shaban Murati Başar Ay Hediye Levent Prof. Dr. Mustafa Aydın Doç. Dr. Ersel Aydınlı Yaşar Yakış Patrick Seale Prof. Dr. Hüseyin Bağcı Prof. Aftab Kamal Pasha Itır Bağdadi Prof. Dr. İdris Bal Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar Dr. Sami Al Taqi Kemal Beyatlı Barbaros Binicioğlu Safarov Sayfullo Sadullaevich 28 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 Irak Danıştayı Eski Başkanı Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü, Direktör Yardımcısı Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Direktörü ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ORSAM Riyad Temsilcisi İhlas Holding CEO ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Devlet Eski Bakanı, İstanbul Üniversitesi Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Yardımcısı Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı İstanbul Üniversitesi, Tarih Bölümü Arnavutluk Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Türkiye Tekstil Sanayii İşveren Sendikası Genel Sekreteri Gazeteci (Suriye) Kadir Has Üniversitesi Rektörü Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı & Fulbright Genel Sekreteri Büyükelçi, Dışişleri Eski Bakanı Ortadoğu ve Suriye Uzmanı ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hindistan Batı Asya Araştırmaları Merkezi Başkanı İzmir Ekonomi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü TBMM 24. Dönem Milletvekili Karadeniz Teknik Üniversitesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı Orient Research Center Başkanı Irak Türkmen Basın Konseyi Başkanı Ortadoğu Danışmanı Tacikistan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ Prof. Dr. Ali Birinci Doç. Dr. Mustafa Budak Doç. Dr. Hasan Canpolat E. Hava Orgeral Ergin Celasin Volkan Çakır Doç. Dr. Mitat Çelikpala Çetiner Çetin Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Doç. Dr. Didem Danış Prof. Dr. Volkan Ediger Dr. Serdar Aziz Prof. Dr. Cezmi Eraslan Prof. Dr. Çağrı Erhan Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Dr. Amer Hasan Fayyadh Dr. Farhan Ahmad Nizami Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Cevat Gök Mete Göknel Osman Göksel Timur Göksel Prof. Dr. Muhamad Al Hamdani Numan Hazar Habib Hürmüzlü Doç. Dr. Pınar İpek Dr. Tuğrul İsmail Prof. Dr. Alexandr Koleşnikov Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Doç. Dr. Şenol Kantarcı Selçuk Karaçay Doç. Dr. Nilüfer Karacasulu Prof. Dr. M. Lütfullah Karaman Doç. Dr. Şaban Kardaş Doç Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli Prof. Dr. Aleksandr Knyazev Prof. Dr. Erol Kurubaş Prof. Dr. Talip Küçükcan Arslan Kaya Dr. Hicran Kazancı İzzettin Kerküklü Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu Dr. Max Georg Meier Prof. Dr. Mosa Aziz Al Mosawa Prof. Dr. Mahir Nakip Doç. Dr. Tarık Oğuzlu Prof. Dr. Çınar Özen Murat Özçelik Muhammed Nurettin Doç. Dr. Harun Öztürkler Dr. Bahadır Pehlivantürk Prof. Dr. Victor Panin Doç. Dr. Fırat Purtaş Prof. Dr. Suphi Saatçi Doç. Dr. Yaşar Sarı Ersan Sarıkaya Dr. Bayram Sinkaya Doç. Dr. İbrahim Sirkeci Dr. Aleksandr Sotnichenko Zaher Sultan Dr. Irina Svistunova Semir Yorulmaz Doç. Dr. Mehmet Şahin Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin Mehmet Şüküroğlu Doç. Dr. Oktay Tanrısever Prof. Dr. Erol Taymaz Prof. Dr. Sabri Tekir Dr. Gönül Tol Av. Niyazi Güney Doç. Dr. Özlem Tür M. Ragıp Vural Dr. Ermanno Visintainer Dr. Umut Uzer Prof. Dr. Vatanyar Yagya Dr. Süreyya Yiğit ORSAM Polis Akademisi Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Milli Savunma Bakanlığı Danışmanı 23. Hava Kuvvetleri Komutanı ORSAM Danışmanı, Afrika Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Gazeteci (Orta Doğu) YÖK Başkanı ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü ORSAM Danışma Kurulu Üyesi Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Ankara Üniversitesi, Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Bağdat Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı Oxford Üniversitesi İslami Çalışmalar Merkezi Yöneticisi ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku Irak El Fırat TV Türkiye Müdürü BOTAŞ Eski Genel Müdürü BTC ve NABUCCO Koordinatörü Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Emekli Büyükelçi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Diplomat ORSAM Avrasya Danışmanı ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Vodofone Genel Müdür Yardımcısı Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Fatih Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Çukurova Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Rus-Slav Üniversitesi (Bişkek) Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü KPMG ,Yeminli Mali Müşavir Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Kerkük Vakfı Başkanı Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Hanns Seidel Vakfı Proje Müdürü (Bişkek) Bağdat Üniversitesi Rektörü Erciyes Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Büyükelçi Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Afyon Kocatepe Üniversitesi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Pyatigorsk Üniversitesi (Pyatigorsk, Rusya Federasyonu) Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Kerkük Vakfı Genel Sekreteri ORSAM Danışmanı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv. Ögretim Üyesi Türkmeneli TV (Kerkük,Irak) ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlşkiler Bölümü Regent’s College (Londra, Birleşik Krallık) St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu) Lübnan Türk Cemiyeti Başkanı Rusya Strateji Araştırmaları Merkezi, Türkiye-Ortadoğu Araştırmaları Masası Uzmanı (Gazeteci, Mısır) ORSAM Ortadoğu Danışmanı,Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Enerji Uzmanı ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü ODTÜ, Kuzey Kıbrıs Kampusü Rektör Yardımcısı İzmir Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Middle East Institute Türkiye Çalışmaları Direktörü Prens Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü 2023 Dergisi Yayın Koordinatörü Vox Populi Direktörü (Roma,İtalya) İstanbul Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri St. Petersburg Şehir Parlamentosu Milletvekili, St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu) ORSAM Avrasya Danışmanı ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 29 ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ ORSAM ORTADOĞU ETÜTLERİ YAYIN KURULU Meliha Benli Altunışık Bülent Aras Tayyar Arı İlker Aytürk Recep Boztemur Katerina Dalacoura F. Gregory Gause Fawaz Gerges Ahmet K. Han Raymond Hinnebusch Rosemary Hollis Bahgat Korany Peter Mandaville Emma Murphy ODTÜ Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Uludağ Üniversitesi Bilkent Üniversitesi ODTÜ Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık) Vermont Üniversitesi (ABD) Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık) Kadir Has Üniversitesi St. Andrews Üniversitesi (Birleşik Krallık) City Üniversitesi (Birleşik Krallık) Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık) George Mason Üniversitesi (ABD) Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık) ORTADOĞU ANALİZ YAYIN KURULU Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Hasan Kanbolat Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen 30 ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012 ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü ORSAM Başkanı ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi ORSAM Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ORSAM Mithatpaşa Caddesi 46/6 Kızılay-ANKARA Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48 www.orsam.org.tr, [email protected]
Benzer belgeler
Reyhanli`da Suriyeliler ile Soylesiler – II
halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri,
halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği baş...