Gece Bitmeden - Kültür Sanat
Transkript
Gece Bitmeden - Kültür Sanat
This Is Horror Ödülü EN İYİ ROMAN •Michigan Notable Book ÖDÜLÜ Bram Stoker Ödülü EN İYİ İLK ROMAN FİNALİSTİ • Goodreads En İyi Korku Romanı FİNALİSTİ James Herbert Korku Ödülü FİNALİSTİ • Shirley Jackson Korku Ödülleri FİNALİSTİ “Stephen King hayranları bayılacak.” –Publishers Weekly Ön ma oku GÖRÜLMEMESİ GEREKEN KORKUNÇ BİR ŞEY… ONA ATILAN BİR BAKIŞ KİŞİYİ ÖLÜMCÜL BİR DELİLİĞE SÜRÜKLÜYOR. NE OLDUĞUNU VE NEREDEN GELDİĞİNİ İSE KİMSE BİLMİYOR. www.ithaki.com.tr | İnternet satış: www.ilknokta.com twitter.com/ithakiyayinlari facebook.com/ithakiyayin S/04/ Eylül 2015 İÇİNDEKİLER w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r ÜFLESEN YÜREĞİME İLE MANEBRA! Yok Artık, 25 Eylül’de vizyonda! 22 SİNEMA 40 Erdem yeni romanını anlatıyor ETKİNLİK 36 KİTAP MİNYONLAR ZAMANI 8’DE / EĞLENCE DEVAM EDİYOR 26’DA / DÜNYANIN EN GÜZEL GÜLÜŞÜ 32’DE / RAFTAKİLER 43’TE / NE VAR NE YOK 44’TE / 5 LİRAYA 500 KM YAPABİLİRSİNİZ 46’DA / ASIRLIK KEBAP HİKAYESİ 54’TE / İSMAİL HACIOĞLU’NUN SON FİLMİ KAFES GELİYOR! 56’DA Sizin için alışverişe çıktık! 48 ALIŞVERİŞ Mekan mekan sanat aradık! 50 GEZİ İÇİNDEKİLER Eylül 2015 /S/05 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r YÖNETMEN KIVANÇ BARUÖNÜ İLE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ KOCAN KADAR KONUŞ: DİRİLİŞ SETİNDEN! 34 www.kultursanat.com.tr [email protected] / kultursanatim - ÜCRETSİZ SAYI: 06 TARİH: EYLÜL 2015 / kultursanatim SİZ DE YERİNİZİ ALIN! AYLIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ Dergimizde siz de haber yayınlamak istiyorsanız bize yazın: [email protected] Yayın Yönetmeni SEZGİN IRMAK NERELERDEYİZ? AYLIK SÜRELİ YAYIN [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü NESİBE DAMAR IRMAK Yazı İşleri HARUN DORUK [email protected] [email protected] Reklam ve Projeler UMUT DURAN [email protected] BURCU ÖZKAYA [email protected] İmtiyaz Sahibi BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder. w w w.kultursanat.com.tr / Türkiye geneli tüm Cinemaximum salonları, IOS ve Google Play Uygulamaları. YASİR DAMAR [email protected] NESLİHAN YILDIZ [email protected] Grafik / Tasarım BEKA SANAT REKLAM AJANSI [email protected] w w w.viralreklam.com.tr / BEKA SANAT Yayınıdır REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1 KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03 w w w.bekasanatyayinlari.com / w w w.bekasanat.com Baskı: Umur Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Adres: Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2. Cadde No: 5 P.K. 34776 Ümraniye İstanbul - TÜRKİYE Tel: +90 216 645 62 00 S/8/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İ İ H A R N T 5 O 1 Z Y 20 - V İ ylül 4 E Minyonlar zamanı Çılgın Hırsızlar animasyonuyla herkesin gönlünü kazanan Minyonlar, şimdi de yeni bir kötü patron bulmak için 1960’ların New York’una heyecan dolu bir yolculuğa çıkar U niversal Pictures ve Illumination Entertainment’in Minyonlar (The Minions) filminin hikayesi zamanın başlangıcıyla aralanıyor. Tek hücreli sarı organizmalar olarak doğan Minyonlar, zaman içinde gelişir ve her zaman efendilerin en çılgınına hizmet ederler. T-reks’ten Napolyon’a kadar bu efendileri elde tutma konusunda sürekli başarısız olan Minyonlar, hizmet edecekleri kimseleri kalmayınca büyük bir depresyona girerler. Ama Kevin adlı minyonun bir planı vardır. Genç asi Stuart ve sevimli minik Bob ile birlikte kardeşlerinin izinden gideceği kötü bir patron bulmak üzere işe koyulacaklardır. Üçlü, sonunda kendilerini yeni potansiyel efendileri, dünyanın ilk dişi süper kötüsü olan Scarlet Overkill’e götürecek olan heyecan dolu bir yolculuğa çıkarlar. Soğuk Antarktika’dan 1960’ların New York’una seyahat eden Minyonlar, tüm Minyonları yok olmaktan kurtarmak olan o güne kadarki en büyük sınavlarnı vermek için modern Londra’ya varırlar. Bugün bile hâlâ kültürümüze nüfuz etmiş olan 60’ların hit müziğini taşıyan Minyonlar (Minions) filminin yapımcıları Illumination’dan Chris Meledandri ve Janet Healy. Yönetmenler Pierre Coffin ve Kyle Balda. Senaryo Brian Lynch’e ait. Chris Renaud ise filmin sorumlu yapımcısı olarak görev almakta. MİNYONLAR OYUNCULAR: Pierre Coffin, Chris Renaud, Sandra Bullock TÜR: Animasyon YÖNETMEN: Pierre Coffin, Kyle Balda SÜRE: 91 dk. GEÇEN AY KAZANANLAR: Münevver Özkaya, @BayKarizma81, @kivircikispinoz, @omestav S/10/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r ROBINSON CROUSE & CUMA’dan kahkaha tufanı İ M E R S T l l - G Ö Ey ü 4 I ssız adaya düşüşünün 15. yılını kutlayan Robinson Crusoe ve Cuma, yaşadıkları yalnızlığa dair sıkıntıları ayyuka çıkmışken ada sahiline yanaşan bir gemi görürler. Bu yelkensiz ve direksiz gemiden Viktor isminde maceracı bir adam iner. Viktor, gemisine doldurduğu hayvanlarıyla yozlaşan dünyanın kötülüklerinden kaçmış ve yaşayabileceği yeni bir dünyanın arayışına girmiştir. Üstelik bu adaya yalnız da gelmemiştir. Biri öz, biri evlatlık iki güzel kızı da onunla birlikte bu seyahate çıkmışlardır. Viktor’un kızları Donelya ve Yanarin manastır terbiyesiyle yetişmiş, genç ve güzel iki kızdır. Robinson ve Cuma bu konuklarını memnuniyetle adalarına kabul ederler ve yalnızlık içinde geçen sıradan yaşamları böylelikle birden renklenmeye başlar. Kısa sürede Viktor’un kızlarına hayranlık derecesinde aşık olan ikili vuslata erebilmek için türlü İ R İ H TA 2015 yollar denemeye başlarlar. Ancak kıskanç bir kız babası olan Viktor, muhafazakar tavırlarıyla onlar için önemli bir engel olur. Robinson ve Cuma ise aşkları uğruna azimle mücadele etmeye devam eder. ROBINSON CRUSOE & CUMA OYUNCULAR: Serhat Kılıç, John Nyambi, Beyti Engin TÜR: Komedi YÖNETMEN: Gürcan Yurt SÜRE: 97 dk. S/12/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Taşıyıcı: Son Hız’ıyla devam ediyor A rtık eski hızlı hayatını terketmiş olan Frank Martin (Ed Skrein), Fransa’nın güneyinde yaşamakta ve sadece bazı çok gizli teslimatlarla ilgilenmektedir. Ancak yaptığı son teslimat başına büyük iş açacaktır. 3 güzel kadına şoförlük yaptıktan sonra, onu ziyarete gelmiş babasının Rus mafyası tarafından kaçırıldığını öğrenir. Babasını kurtarabilmek için Anna (Loan Chabanol) önderliğindeki kadınlarla tehlikeli bir işbirliğine girişmek zorunda kalacaktır. - V İ Z Y O N TAŞIYICI: SON HIZ OYUNCULAR: Ed Skrein, Loan Chabanol TÜR: Aksiyon YÖNETMEN: Camille Delamarre SÜRE: 96 dk. T A R İ H İ - 4 Eylül 2015 ‘Piyasadan Büyük Alacağımız Var’ Yeni kurgusuyla Mucize vizyonda Ocak ayında izleyiciyle buluşan ve izlenme rekorları kıran Mucize filmi, bu kez yönetmen Mahsun Kırmızıgül’ün kurgusuyla yeniden düzenlenerek vizyona giriyor. Film, 1960’lı yıllarında sefalet içinde yaşayan darbenin içinde debelenen Türkiye’nin panoramasına ışık tutuyor. Yaşanmış bir hikayeden yola çıkılarak yazılan Mucize, fakirliğin hüküm sürdüğü yıllarda, okumayı bekleyen yüzbinlerce çocuğun ve öğretmenlerin hikayesini anlatıyor. Her şey Egeli bir köy öğretmeninin Anadolu’nun ücra bir köşesine sürgün gelmesiyle başlıyor. MUCİZE OYUNCULAR: Talat Bulut, Mert Turak, Mahsun Kırmızıgül TÜR: Dram, Komedi YÖNETMEN: Mahsun Kırmızıgül SÜRE: 136 dk. O yuncu üç arkadaş, oyunlarına seyirci gelmemesi nedeniyle bir çıkış yolu aramaya başlar. Ediz, Tarık ve Kadir; bahtsız yönetmen Ertem ve yardımcısı Ayşen ile bir araya gelerek, Genç Kafa ekibini kurarlar ve bir dizi projesi hazırlayarak kanallarla görüşmeye başlarlar. Görüştükleri kanallardan birine projelerini beğendiren ekip, umutla dizi için haber beklerken, kanalın diziyi araklayıp, başka bir ekiple çektiğini görür. Bu çılgın ekip bakalım haklarını nasıl arayacaklar? Yapımcılığını Sami Dündar’ın, yönetmenliğini Genç Kafa ekibinden Ekin Akçay’ın, yaptığı komedi filminin senaryosu da Genç Kafa’dan Okan Metin, İzzet Başlak ve Ekin Akçay’a ait. PİYasadan Büyük Alacağımız Var OYUNCULAR: İzzet Başlak, Baran Erdoğan, Ali Yiğit San TÜR: Komedi YÖNETMEN: Ekin Akçay SÜRE: 85 dk. ’DA BU AY Eylül 2015 /S/13 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Aşk, terapi ile yeniden şekil buluyor L ambert Levallois oldukça çapkındır, ancak bu çapkınlık ona çok şey kaybettirmiştir. Bu nedenle evlilik terapisti olarak temiz bir sayfa açmaya çalışmaktadır. Judith Chabrier da tıpkı Lambert gibi seks düşkünüdür, bu onun işini kaybetmesine neden olsa da bunu sorun etmemektedir. Bir gün Judith’in iş başvurusu sırasında karşılaşan ikili birbirinden çok hoşlanır, ancak güzel kadının AŞK VE TERAPİ tüm çabalarına rağmen Lambert duygu ve güdülerine hakim olarak, onunla temeli cinsel ilişkiye dayanmayan sağlıklı bir arkadaşlık kurmaya kararlıdır. - V İ Z Y O N OYUNCULAR: Sophie Marceau, André Wilms, Patrick Bruel TÜR: Komedi, Romantik YÖNETMEN: Tonie Marshall SÜRE: 88 dk. T A R İ H İ - 4 Eylül 2015 Eğlenceli parti kabusa dönüşür Bir grup genç, zihinsel problemli çocuklara uyguladığı korkunç tedavi yöntemleri ile bilinen terkedilmiş bir akıl hastanesinde şehirden ve polislerden uzak bir parti düzenler. Gece boyunca her şey yolunda gider fakat sabaha karşı eğlenmek için ruh çağırma seansı düzenleyen grup, başına büyük bir bela alır. Gizemli bir güç, içlerinden birinin vücudunu ele geçirir. Amatörce şeytan çıkarmaya karar veren gençler, sorunu çözmek yerine farkında olmadan daha güçlü, öfkeli ve hepsini öldürmek isteyen bir ruhun ortaya çıkmasına sebep olurlar. ŞEYTANIN GECESİ OYUNCULAR: Jenny Shakeshaft, Brittany Curran, Stephen Lang TÜR: Gerilim, Korku YÖNETMEN: Marcus Nispel SÜRE: 91 dk. Her Şey Güzel Olacak mı? Sevgilisiyle tartışmanın ardından öfkeyle sürdüğü arabasıyla bir çocuğa çarparak ölümüne sebep olan yazar Tomas, (James Franco) aradan geçen 12 yıl boyunca vicdan azabından kurtulamamış, hayatına eskisi gibi devam etmeyi bir türlü başaramamıştır. Yazar acaba iç huzuruna kavuşabilecek mi? HER ŞEY GÜZEL OLACAK OYUNCULAR: Rachel McAdams, James Franco, Peter Stormare TÜR: Dram YÖNETMEN: Wim Wenders SÜRE: 100 dk. Eski dostlar yeniden bir arada Metropol şehir İstanbul’dan Karadeniz Bölgesi’ne yaşamaya gelen gençler farklı hayat görüşlerine sahiptir. Üniversite yıllarındaki kurdukları müzik grubu en büyük tutkularıdır ve müzik onları gitgide yakınlaştırmaktadır. Fakat farklı mekanlarda çalmaya başladıktan bir süre sonra pek çok müzisyenin düştüğü ikileme onlar da düşer ve ‘piyasa müziği/’ideal müzik’ yapma arasında kalırlar. İşin içine maddiyat da girince fikir ayrılığı ile dağılırlar. Bu arkadaşlar, ölüm kalım savaşı veren yakın bir dostlarını kurtarmak için yeniden bir araya geleceklerdir. KARAYEL POYRAZ OYUNCULAR: Yüksel Arıcı, Numan Çakır, Hikmet Karagöz, TÜR: Dram, Komedi YÖNETMEN: Levent İnanır SÜRE: 90 dk. S/14/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r İ R İ H T A N 5 O Z Y 201 - V İ ylül 11 E New York sokaklarında bir tesadüf: Gece Bitmeden S oğuk bir New York gecesinde Nick (Chris Evans) elinde trompeti, Grand Central tren istasyonunda ertesi gün katılacağı seçmeye hazırlanmaktadır. Otele verecek beş kuruşu yoktur. Bu sırada yanından hızla koşup geçerken telefonunu düşürüp kıran Brooke (Alice Eve) ise Boston’a giden son treni kaçırmamak için elinden geleni yapsa da başarısız olur. Son tren kalkıp da istasyon kapatılınca kendilerini soğuk New York gecesinin ortasında bulan ikilinin gidecek yeri yoktur. Nick, telefonu kırılan, üstüne de çantasını çaldıran Brooke’un kocasından önce eve varmasını sağlayıp kahraman olmak ister; bu sayede yüzleşmekten kaçtığı kendi sorunlarından da uzaklaşacağını umuyordur. Geri dönülmez bir yola girdiğini bilen Brooke ise, Nick’in hayatında ufak değişiklikler yapmasına yardımcı olarak, bu yeni tanıştığı adamı mutlu etmek ister. Ancak çok uzun sürecek bu gecede kahramanlarımız başka yerlerde aradıkları her şeyin aslında yanı başlarındaki kişide olduğunu fark edeceklerdir… GECE BİTMEDEN OYUNCULAR: Chris Evans, Alice Eve , Emma Fitzpatrick, Daniel Spink TÜR: Dram, Komedi, Romantik YÖNETMEN: Chris Evans SÜRE: 89 dk. ’DA BU AY Eylül 2015 /S/15 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Yönetmen ve başrol oyuncusu Chris Evans: Aşk için doğru yer! - Gece Bitmeden’deki New York gecesinin 90’ların, 80 ve 70’lerin filmlerinde New York gecelerinden farkı nedir? New York’un şimdiki gece hayatı filmin hikayesine nasıl etki etti? O filmlerin çoğu New York’u gece boyunca uyumayan bir hayvan gibi resmediyor. Bu da her zaman New York’ta beklenmedik olayların ve tahmin edilemez karakterlerin karşınıza çıkması demek. Gürültülü bir şehir yerine sessiz bir şehir portresi çizmek istedim. İki insanın birbirini tanıdığı sıcak bir şehir olarak göstermeye çalıştım New York’u. Şehrin kendiliğinden romantik bir havası var. Bir aşk hikayesini anlatmak için harika bir yerdi. - Senaryo elinize nasıl geçti? Bu filmi çekmeye nasıl karar verdiniz? Senaryoyu 2007’de menajerim göndermişti. O zaman sadece oyuncu olarak yer almayı düşünüyordum. Filmin bir potansiyeli olduğuna hep inandım. Makul süresi olan az oyunculu filmleri seviyorum. Etkileyici bir havası oluyor öyle filmlerin. - Görsel olarak New York’u gece resmetmenin sizin için önemli yanı neydi? Bunun için hangi ışık tekniklerine başvurdunuz? Hangi ekipmanları kullandınız? Doğal ışıktan yararlandım ve uzun lensleri kullanmayı tercih ettim. New York sokakları ve dükkanları öyle ışıl ışıl ki hiçbir şeye fazla ışık uygulamak istemedim. Elimden geldiğince gerçek görüntüler olsun istedim. Tüm sahneler el kamerasıyla çekildi. Uzun lensler arka plandaki görüntüleri flulaştırdığı için her şey hafiften dans ediyormuş gibi göründü. - Filminiz daha hiçbir gösterimi olmadan Rick Linklater’ın “Önce” serisiyle karşılaştırıldı. Bu filmlerden etkilendiniz mi? “İki insan ve bir gece” fikrine yaklaşımınız nasıl bir farklılık gösteriyor? Hikaye çatılarımız benzer. İki insan tanışır ve geceyi birbirlerini tanıyarak geçirir. Gün Doğmadan (Before Sunrise, 1995) daha yaralı iki karakterle başlıyor. O anlamda farklıyız. İki filmde de karakterler bir şeylerden kaçıyor. Linklater’ın filminde ilk bakışta karakterler arasında bir kimya ve çekim olduğu göze çarpıyor. Gün Doğmadan’da karakterler birbirlerine daha geç güven duymaya başlıyor. Bunların dışında görüntü yönetiminde de bariz farklılıklar var. Çekimler sırasında New York’ta akan gündelik yaşam sizi sıkıntıya soktu mu? O anlamda çok şanslıydık. Ara sıra sahnelere sızan huysuz bir New Yorklu dışında şehir bize çok iyi davrandı. Her yer buz gibiydi. Aralık’ta hava korkunç şekilde soğuk olabiliyor. S/16/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bu Ziyaret çocuklara korku salacak! F ilm, iki küçük kardeşin uzak bir çiflikte yaşayan büyükanne ve büyükbabasının yanına bir haftalığına ziyarete gitmelerinin öyküsünü işliyor. Çocuklar çiflik evine vardıklarında, büyüklerin son derece rahatsız edici bir olaya dahil olduklarını fark ederler. Eve geri dönmeyi istedikleri anda ise kaçma şansları kalmamıştır. Gerilim türüne unutulmaz yapıtlar armağan eden M. Night Shyamalan’ın yazıp yönettiği filmde başrolleri Kathryn Hahn, Ed Oxenbould ve Olivia DeJonge paylaşıyor. ZİYARET OYUNCULAR: Kathryn Hahn, Ed Oxenbould, Peter McRobbie, TÜR: Komedi, Korku YÖNETMEN: M. Night Shyamalan SÜRE: 96 dk. - V İ Z Y O N T A R İ H İ - 11 E y l ü l 2 0 1 5 Sıradışı Anne iş başında Film, artık yaşlanmış ve çocuklarıyla ilişkisi kötüye gitmiş olan bir rock yıldızının, biraz garip olan çocuklarıyla yeniden bir bağ kurmak için kollarını sıvamasını konu alıyor. Yönetmenliğini Jonathan Demme’nin üstlendiği filmin senaryosu daha önce Juno, Kana Susadım ve Genç Yetişkin gibi filmlerin de senaryosuna imza atmış olan Oscarlı senarist Diablo Cody’ye ait. Filmin oyuncu kadrosunda ise Meryl Streep başı çekerken kendisine Sebastian Stan, Meryl Streep’in kızı Mamie Gummer, Kevin Kline, Ben Platt ve Rick Springfield eşlik ediyor. SıraDışı Anne OYUNCULAR: Meryl Streep, Kevin Kline, Mamie Gummer, Ben Platt, TÜR: Dram, Komedi, Müzikal YÖNETMEN: Jonathan Demme SÜRE: 102 dk. Dabbe serisine bir yenisi daha Dabbe serisi ile yerli korku sinema türüne damgasını vuran Hasan Karacadağ, hepsi cin temalı olan Dabbe filmlerine bir yenisini daha ekliyor. Serinin devam filminde en tehlikeli cin kabilesi olarak kabul edilen Cuhenna kabilesi beyazperdeye aktarılıyor. DABBE 6 OYUNCULAR: Murat Seviş, Sema Şimşek, Nilay Gök TÜR: Korku YÖNETMEN: Hasan Karacadağ SÜRE: 90 dk. Bir cinayetin perde arkası Üniversite kampüsünde bir dizi intihar ve cinayet olayları gerçekleşmektedir. İntihar eden en son kişi de, Duygu’nun alt kat komşusu, üniversiteden arkadaşı Aslı’dır. Duygu bir tesadüf eseri Aslı’nın laptopunu karıştırırken, daha önce bilmediği bazı bilgilere ulaşır. Bunun üzerine Aslı’nın ölümünün intihar olduğunu düşünmemeye ve olayı araştırmaya başlar. Araştırması ilerlerken, bir tesadüf eseri 4 yıldır hiç karşılaşmadığı eski erkek arkadaşının da olaya dahil olması ile işler iyice esrarengiz bir hal alacaktır. ASİMETRİK OYUNCULAR: Duygu Urgan, İnci Aslan, Caner Gezirgen TÜR: Gerilim YÖNETMEN: A. Giray Urhanoğlu SÜRE: 96 dk. ’DA BU AY Eylül 2015 /S/17 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Yeni gelin geleneklere karşı gelirse H alil Özer’in yönettiği ve Canan Atalay, Oktay Gürsoy, Barış Gönenen ile İsmail Korkmaz’ın oynadığı Firak, önümüzdeki aylarda Rok Yapım tarafından vizyona sunuluyor. Orhan ve Ali insanlardan uzak, bir dağın tepesinde yaşamaktadır. Abi kardeş torlukçuluk (odun köpürü) yaparak geçimlerini sağlamaktadır. Ali’nin evlenmesiyle gelin olarak eve gelen Bahar bütün düzenlerini FİRAK bozar. Taşranın yıllardır akan rutinine, geleneklerine karşı çıkan Bahar, geçmişten beri akan hikayeyi sonlandırır. - V İ Z Y O N OYUNCULAR: Canan Atalay, Oktay Gürsoy, Barış Gönenen TÜR: Dram, Romantik YÖNETMEN: Halil Özer SÜRE: 102 dk. T A R İ H İ - 11 Eylül 2015 Soykırım mağduru bir aile Endonezya’da yaşanan soykırımdan sağ kurtulmayı başaran bir aile, aralarından birinin ölümünden sorumlu olan adamlarla yüzleşir… Yönetmen Joshua Oppenheimer’ın 2012 tarihli belgeseli The Act of Killing, dünya çapındaki festivallerde çok ses getirmiş ve Oscar adayları arasına da girmişti. Aynı tarihi olay üzerinden ilerleyen ikinci film, bu sefer soykırım mağduru bir aileyi odak noktasına alarak, yaşanan acıları tüm çıplaklığı ile yeniden beyazperdeye taşıma amacı güdüyor. Filmin yapımcılığını ise Signe Byrge Sørensen üstleniyor. Sessİzlİğİn Bakışı YAPIM: Danimarka, Finlandiya, Endonezya, Norveç, İngiltere TÜR: Belgesel YÖNETMEN: Joshua Oppenheimer SÜRE: 90 dk. Bir oyunculuk serüveni Filmde, evli bir Broadway yönetmeni, bir hayat kadınını filminde oynatmaya karar verir ve akabinde kadına oyunculuk kariyerinde adım adım en büyük yardımcısı olur. ABD yapımı olan filmin yönetmen koltuğunda Peter Bogdanovich’in oturuyor. İLİŞKİ Durumu: Kaçamak OYUNCULAR: Jennifer Aniston, Owen Wilson, Imogen Poots TÜR: Komedi YÖNETMEN: Peter Bogdanovich SÜRE: 93 dk. Küçük Kurtarıcılar Dietrich Grönemeyer’in 15 dile çevrilmiş popüler fantastik kitabından uyarlanan film, 12 yaşındaki Nano’nun öyküsünü anlatıyor. Şeytani profesör Schlotter’ın planının tanığı olan Nano, büyük babasına enjekte edilen bir virüs sebebiyle zorlu bir sınavın eşiğine gelir. Nano ilk olarak Dr. X’ten yardım ister. Fakat Micro Minitec adlı bilim adamının aklına daha yaratıcı bir fikir gelir. Nano’yu küçülterek, büyük babasının vücuduna yollama kararı alırlar. Böylelikle genç Nano’nun fedakarlığının sınandığı fantastik bir macera başlar. Küçük Kurtarıcılar OYUNCULAR: Annette Potempa, Milena Karas, Christiane Paul TÜR: Animasyon, Aile YÖNETMEN: Peter Claridge SÜRE: 75 dk. S/18/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Zirveye adım adım giderken: Everest E verest, insanlığın karşılaştığı en sert kar fırtınalarından biriyle sınırlarının ötesinde zorlanan iki farklı seferin şaşırtıcı yolculuğunu anlatıyor. Hayat boyu süren tutkuları nefes kesen bir yaşam mücadelesine dönüşürken gezegenin en acımasız doğa gücüyle azimleri sınanan dağcılar, imkansıza yakın engellerle karşılaşacaklar. Bu epik macerada Jason Clarke, Josh Brolin, John Hawkes, Robin Wright, Michael Kelly, Sam Worthington, Keira Knightley, Emily Watson ve Jake Gyllenhaal rol alıyor. Everest’in yönetmenliğini Baltasar Kormákur üstlenirken, yapımcılığını ise Tim Bevan, Eric Fellner, Brian Oliver, Tyler Thompson, Nicky Kentish Barnes ve Kormákur yapıyor. Film, stüdyo dışında Nepal’de Everest’in eteklerinde, İtalyan Alpleri’nde ve Roma’da Cinecittà Stüdyoları ile İngiltere’de Pinewood Stüdyoları’nda çekildi. - V İ Z Y O N EVEREST OYUNCULAR: Josh Brolin, Keira Knightley, Jason Clarke TÜR: Macera YÖNETMEN: Baltasar Kormákur SÜRE: 122 dk. T A R İ H İ - 18 Eylül 2015 Her şey detaylarda gizli Taner ve Burak mimarlık şirketleri olan iki ortaktır. Düzenlenen bir parti sonrası Taner’in gecesi kabusa döner. Ofise gelen, birlikte gizli işler çevirdiği bir güvenlik firmasının müdürünün kazara ölümü ile başlar her şey. Aldığı bir telefonla ofiste bir bomba olduğunu öğrenen Taner’in telefonu, tableti, bilgisayarı, ofisin alarm ve kamera sistemi ele geçirilmiştir. Taner’in ailesini ve gizli sevgilisini de oyuna dahil eden Uzman, bütün kirli oyunları, çevirdiği dolapları bir bir ortaya çıkarmaya başlar. Zaman Taner’in aleyhine işlemektedir. Detay OYUNCULAR: Yosi Mizrahi, Burak Hakkı, Deniz Uğur TÜR: Gerilim, Psikolojik YÖNETMEN: Korhan Bozkurt SÜRE: 95 dk. Can Tertipler güldürecek! Bütün hayatını aylaklıkla geçiren Şakir ve tek hayali askerlik yapmak olan İlyas’ın yolları aynı asker ocağında kesişir. İlyas’ın saflığını fark eden Şakir, başındaki beladan kurtulmak için İlyas’ı kandırırak askerden kaçmaya ikna eder. İkili, Yüzbaşı Yılmaz’ın arabasını alarak askerden kaçar. Durumu kendisine yediremeyen Yüzbaşı Yılmaz da onların peşine düşer. CAN TERTİP OYUNCULAR: Ümit Erdim, Volkan Demirok, Tuğba Özerk TÜR: Komedi YÖNETMEN: Burak Kuka SÜRE: 110 dk. Meksika’da kiralık katiller Denis Villeneuve’nin yönettiği ve Emily Blunt, Benicio Del Toro, Josh Brolin ile Jon Bernthal’in oynadığı Sicario, Chantier Films tarafından vizyona çıkarılıyor. ABD ve Meksika arasındaki kanunsuz sınırda idealist bir FBI ajanı (Emily Blunt) elit bir devlet görevlisinin (Josh Brolin) yanında uyuşturucu savaşında görevlendirilir. Karanlık bir geçmişe sahip olan danışman (Benicio Del Toro) tarafından yöneltilen gizli operasyon Kate’i, hayatta kalmak için inandığı her şeyi sorgulamaya zorlar. Not: Meksika’da kiralık katillere “Sicario” denir. Sicario OYUNCULAR: Emily Blunt, Benicio Del Toro, Josh Brolin TÜR: Dram, Gizem, Suç YÖNETMEN: Denis Villeneuve SÜRE: 121 dk. ’DA BU AY Eylül 2015 /S/19 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r T O N Z Y ü - V İ l y l 18 E İ İ H A R 201 5 Şimdi sıra dış dünyada: Labirent: Alev Deneyleri Zorlu deneylerden kurtulan gençlerin sınavı, serinin devam f ilmi Labirent: Alev Deneyleri ile devam ediyor 2 014 tarihli roman uyarlaması bilimkurgu aksiyonu Labirent: Ölümcül Kaçış’ın devamı olan filmde, kapana kısıldıkları Labirent deneyinden kurtulmayı başaran gençleri bu sefer dış dünyada hiç de ummadıkları tehlikeler bekliyordur. Kıyamet sonrası bir manzarayla karşılaşan ve bir şekilde ‘değerli’ olduklarına inanan gençler, kendileri için hazırlanan planların ikinci aşamasına geçtiklerinden haberdar değildir. Wes Ball’ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde Dylan O’Brien, Kaya Scodelario, Thomas Brodie-Sangster bulunuyor. LABİRENT: ALEV DENEYLERİ OYUNCULAR: Dylan O’Brien, Kaya Scodelario TÜR: Bilim Kurgu, Gerilim, Aksiyon YÖNETMEN: Wes Ball SÜRE: 110 dk. S/20/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Algı Eke’den müthiş performans Y arım Elma, Geniş Aile gibi sevilen televizyon projelerine imza atan yönetmen ve senarist Ömer Uğur’un 10 yıl aradan sonra yeniden kamera arkasına geçtiği uzun metrajlı filmi, toplum içerisindeki sınıfsal farklılıkları sanatın birleştirici gücü açısından ele alıyor. Komedi türündeki filmde heykeltraş bir kadın ile onun atölyesinde yeni işe başlayan vasıfsız bir işçinin hikayesi anlatılıyor. Sanatın değiştirici ve dönüştürücü etkisi bu iki insanın ilişkisi çerçevesinde sorgulanıyor. Filmin başrollerini paylaşan genç oyuncu Algı Eke, gösterdiği başarıyla filmi zirveye taşıyor. GURULDAYAN KALPLER OYUNCULAR: Necip Memili, Algı Eke, Devin Özgür Çınar TÜR: Komedi YÖNETMEN: Ömer Uğur SÜRE: 97 dk. - V İ Z Y O N T A R İ H İ - 18 Eylül 2015 Bozkurt şimdi Kara Bela! Hayatı hep kuralına göre yaşamış Kudret’in düzeni, yaşadığı sürpriz olaylarla tepetaklak olur. O da çok sevdiği arabasına atlayıp Antep’e doğru yola çıkar. Yolculuk boyunca hem arabasının hem de Kudret’in başına gelmeyen kalmaz. Kudret yüzlerce kilometrenin sonunda hem dostluğun önemini keşfedecek hem de kuralsız yaşamın keyfini öğrenecektir. Yönetmenliğini ve senaristliğini Burak Aksak’ın üstlendiği Kara Bela’nın başrollerinde Cengiz Bozkurt, Seda Bakan, Erkan Kolçak Köstendil paylaşıyor. KARA BELA OYUNCULAR: Cengiz Bozkurt, Seda Bakan, Sadi Celil Cengiz TÜR: Komedi YÖNETMEN: Burak Aksak SÜRE: 120 dk. Bir terk ediliş animasyonu Japon yapımı animasyon Stand by Me Doraemon’un yönetmenliğini Tony Oliver ve Ryuichi Yagi, senaryosunu ise Takashi Yamazaki üstleniyor. Nobita’nın hayatının Doraemon onu terk ettiğinde nasıl değişeceğinin hikayesini izleyeceğimiz Stand by Me Doraemon, Fujio F. Fujiko’nun sevilen mangasından beyazperdeye uyarlandı. Stand by Me Doraemon SESLENDİRENLER: Satoshi Tsumabuki, Minae Noji TÜR: Animasyon, Komedi YÖNETMEN: Takashi Yamazaki SÜRE: 95 dk. Hitler’e Suikast planının itirafı Nazi karşıtı marangoz Georg Elser Hitler’in Münih’te konuşma yapacağı ünlü Bürgerbräukeller salonuna bomba yerleştirir. Amaç Hitler’i ve partinin önde gelen isimlerini yok etmektir. Ancak Hitler o toplantıda konuşmasını kısa tutmuş ve parti liderleriyle birlikte erken ayrılmıştır. Elser, İsviçre sınırından geçmeye çalışırken dedektifler ve Gestapo yöneticisi Heinrich Müller tarafından yakalanıp sorguya çekilir ve suikast girişiminin başarısız olduğunu bu şekilde öğrenmiş olur. Günler süren işkencelerde itirafta bulunup ayrıntıları anlatmaya başlar... Hİtler’e Suİkast OYUNCULAR: Katharina Schüttler, Burghart Klaußner TÜR: Dram YÖNETMEN: Oliver Hirschbiegel SÜRE: 114 dk. S/22/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - V İ Z Y O N T A R İ H İ - 25 Eylül 2015 Filmi sosyal medyadan da takip edebilirsiniz. Facebook - Twitter Instagram / yokartikfilm Ünlü isimlerin bir araya geldiği ‘ Yok Artık’ sinema filmi seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor Tam Gaz Komedi Y önetmenliğini oyuncu Caner Özyurtlu’nun üstlendiği, senaryosunu ise karikatürist Serkan Altuniğne’nin kaleme aldığı Yok Artık ’ın zengin oyuncu kadrosunda Erkan Kolçak Köstendil, Ceren Moray, Çağlar Çorumlu, Şebnem Bozoklu, Algı Eke, Murat Akkoyunlu, Demet Evgar, Serkan Keskin, Funda Eryiğit, Necip Memili, Gökhan Kıraç ve Güven Murat Akpınar yer alıyor. ‘Taksici Fikret’ karakterinin gözünden birbirinden komik olayların perdeye aktarıldığı Yok Artık’ın yapımcılığını Şebnem Bozoklu, Caner Özyurtlu ve Kaan Yıldırım üstleniyor. Yeni sezona “Tam Gaz Komedi” sloganıyla hızlı bir giriş yapmaya hazırlanan film, 25 Eylül’de Cinemaximum Salonları’nda. YOK ARTIK OYUNCULAR: Erkan K. Köstendil, Ceren Moray, Şebnem Bozoklu TÜR: Dram, Romantik YÖNETMEN: Caner Özyurtlu SÜRE: 120 dk. S/24/ Eylül 2015 ’DA BU AY w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Yanlışlıkla zengin olursanız! Maksut ve Şimşek, Adana’da tesisatçılıkla hayatlarını kazanan iki çalışandır. Bir yılbaşı gecesi bankada sıkıntı yaratan bir su tesisatını tamir etmekle görevlendirilirler. Fakat öyle bir iş yaparlar ki yanlışlıkla bankanın kasa dairesinin duvarı yıkılır! İkili şimdi banka kasasındaki paralarla baş başadır! Fakirlikten kurtuluş yolunu bulduklarına inansalar da bela peşlerini bırakmaz. - V İ Z Y O N ADANA İŞİ OYUNCULAR: Melih Selçuk, Ceyda Ateş, Murat Akkoyunlu TÜR: Komedi YÖNETMEN: Ali Adnan Özgür SÜRE: 105 dk. T A R İ H İ - 25 Eylül 2015 Madımak: Carina’nın Günlüğü MADIMAK: CARINA’NIN GÜNLÜĞÜ OYUNCULAR: Denise Ankel, Füsun Demirel, Altan Erkekli TÜR: Belgesel, Dram YÖNETMEN: Ulaş Bahadır SÜRE: 100 dk. Y ıllardan 1993’tür ve kadının toplumdaki yerini araştırmak için genç bir araştırmacı olan Carina Cuanna Türkiye’ye gelir. Temmuz ayında Sivas’ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için aralarında Aziz Nesin’in de olduğu geniş bir yazar-müzisyengazeteci ve şairler topluluğu ile yola çıkar. Fakat gerici güçlerin provokasyonu sonucu konakladıkları Madımak oteli önünde tansiyon artar. Çıkartılan yangın sonrası yaşanan katliamda Carina da yaşamını kaybeder. Fakat son nefesine kadar her anını günlüğüne kaydetmeyi başarır. Senaristliğini ve yönetmenliğini Ulaş Bahadır’ın üstlendiği projede başrol Denise Ankel’in. Oyuncuya eşlik eden deneyimli isimlerse Füsun Demirel, Rıza Akın, Altan Erkekli, Mustafa Alabora ve Erdal Tosun... ’DA BU AY Eylül 2015 /S/25 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Bestseller Küçük Prens beyazperdede A ntoine de Saint-Exupéry’in klasikleşmiş eseri ‘Küçük Prens’ten sinemaya uyarlanan animasyon türündeki yapıtta, bir pilot kendisini ıssız bir çölün ortasında bulur ve çok uzak bir gezegenden gelmiş olan küçük bir çocukla karşılaşır. Kung Fu Panda’nın yönetmeni Mark Osborne’un yönetmenliğini yaptığı filmin orijinal seslendirme kadrosunda Rachel McAdams, James Franco, Marion Cotillard, Jeff Bridges ve Paul Giamatti gibi ünlü isimler bulunuyor. KÜÇÜK PRENS SESLENDİRENLER: R. McAdams, Marion Cotillard, James Franco TÜR: Animasyon, Fantastik YÖNETMEN: Mark Osborne SÜRE: 108 dk. - V İ Z Y O N T A R İ H İ - 25 Eylül 2015 Neye göre ideal erkek? Film, artık evlenmek ve bir aile kurmak isteyen ama kendisine uygun dahası kafasında çizdiği ideal erkek profiline uygun bir koca adayı bulamamış bir kadın ile yakışıklı bir taksi şoförü arasında ansızın ortaya çıkan aşkı anlatıyor. Romantik komedi türündeki filmin başrollerinde Ayça Erturan ve Faik Ergin yer alırken, yapımın senarist ve yönetmenliği Semra Dündar’a ait. Filmde ayrıca Eylül Öztürk, Oya Aydoğan, Kadir Çöpdemir, Doğancan Özadlı, Mustafa şen, Leyla Üner Ermaya ve Selahattin Taşdöğen gibi usta isimler yer alıyor. AŞK NEREDE? OYUNCULAR: Ayça Erturan, Kadir Çöpdemir, Selahattin Taşdöğen TÜR: Komedi, Romantik YÖNETMEN: Semra Dündar SÜRE: 95 dk. 3 boyutlu yazıcı ve Frankenstein Xavier Samuel ve Carrie Anne-Moss’un başrollerinde yer aldığı Frankenstein, önceden yapılmış olan hikayelerinden bambaşka. Bu hikayede karşımızda 3 boyutlu yazıcı ile oluşturulan ve sonra öldü diye çöpe atılan bir Frankenstein var. Yönetmenliğini Bernard Rose’un üstlendiği bu gerilim filmi, ilk ülkemizde vizyona girecek. FRANKESTEIN OYUNCULAR: Xavier Samuel, Carrie-Anne Moss, Danny Huston TÜR: Korku, Fantastik YÖNETMEN: Bernard Rose SÜRE: 114 dk. Robert De Niro 70’lik bir dul! Academi Ödüllü Robert De Niro ve Anne Hathaway Warner Bros. Pictures’ın, Stajyer / The Intern filminin başrollerinde yer alıyor. Oscar Adayı ve ödüllü film yapımcısı Nancy Meyers da, bu dramatik komediyi kendi yazdığı senaryodan yönetiyor. Stajyer filminde De Niro’nun canlandırdığı 70 yaşındaki dul, Ben Whittaker, emekliliğin hiç de beklediği gibi olmadığını düşünmektedir. Tekrar iş yaşamına dönmek için fırsat kollarken, Jules Ostin tarafından kurulan ve yönetilen bir moda web sitesinde stajyer olarak işe başlar. STAJYER OYUNCULAR: Robert De Niro , Rene Russo, Anne Hathaway TÜR: Komedi YÖNETMEN: Nancy Meyers SÜRE: 121 dk. S/26/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - KOCAN KADAR KONUŞ: DİRİLİŞ Eğlence kaldığı yerden devam ediyor Kocan Kadar Konuş ile ilk serisinde 2 milyon seyirci yakalayan filmin ikinci serisi ‘Diriliş’in çekimleri sona erdi. Film 1 Ocak’da vizyonda Y apımını BKM, yapımcılığını Necati Akpınar’ın üstlendiği, yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün yaptığı, başrollerinde Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın yer aldığı Kocan Kadar Konuş filminin devamı olan Kocan Kadar Konuş: Diriliş filminin oyuncuları, geçtiğimiz gün filmin Beykoz Kundura Fabrikası’nda bulunan setinde basınla bir araya geldi. 1 Ocak 2016’da vizyona girecek olan Kocan Kadar Konuş: Diriliş filminin ekibi, son set günlerinde film için duydukları heyecanı paylaştılar. Serinin ilk filminde, Efsun’un çocukluk aşkı Sinan rolünde izleyiciyle buluşan Murat Yıldırım, “İkinci filmin çekileceğini hem yapımcımız Necati Akpınar hem de yönetmenimiz Kıvanç Bey, ilk filmden sonra bizlere müjdeyi vermişlerdi. Ne mutlu bize, bunu da gördük. Birincisinde ne kadar keyif aldıysak ikinsinde de o kadar keyifle oynadık. İlk filmde seyirci çok eğlendi, ikincisinde de öyle olacağını düşünüyorum. Kendi adıma çok gurur duyduğum bir iş oldu.” dedi. İkinci filmde Kocan Kadar Konuş: Diriliş ekibine katılan, Sinan’ın babannesi Cavide rolünde izleyici karşısına çıkmaya hazırlanan usta oyuncu Hümeyra, “Böyle bir ailenin içinde olmayı büyük bir sevinçle kabul ettim. Çok keyifli çalıştık. Belalı bir babanne rolündeyim. İnşallah bu duyguyu seyirciye de geçirebilirim. Filmde Cavide’yi gördükleri zaman ‘eyvah yine geldi bu kadın’ dedirtebilirim inşallah. Oynadığım kadın tiplerinin içinde benim için çok ters köşe olan bir kadındı Eylül 2015 /S/27 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Cavide. Rol olarak beni çok tatmin etti,” dedi. Nevra Serezli ise, “Peyker rolüne fena halde alıştım. Bazen evde bile kendimde Peyker’lik buluyorum. Harika oyuncu arkadaşlarımla çalıştım, Hümeyra’yla çalışmak ayrı bir keyifti,” ifadelerini kullandı. Şebnem Burcuoğlu’nun çok satan romanı Kocan Kadar Konuş’tan beyazperdeye uyarlanan ilk film gişede büyük başarı elde etmiş, eleştirmenler ve seyircilerden de tam not almıştı. Efsun’un aslında Türk kadınının hikayesini anlatan aşkı, sevgiyi ve dürüstlüğü aradığı serüveni Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın oyunculuklarıyla izleyenleri büyülemişti. KAHKAHAYA DEVAM Efsun’un (Ezgi Mola) unutamadığı lise aşkı Sinan’la (Murat Yıldırım) ilişkisinin ikinci perdesinde, evliliğe doğru gittikleri yolda aşk hayatının önündeki engeller azalmıyor. Efsun’un kendi kaotik ailesinden sonra bu defa Sinan’ın ailesi, özellikle de babaannesi Cavide Hanım’la uğraşması gerekiyor ve olaylar çığırından çıkıyor. Kocan Kadar Konuş: Diriliş, izleyiciye tıpkı ilk filmdeki gibi romantik ve eğlenceli bir hikaye vaat ediyor, serinin ikinci filminde de kahkaha hiç eksik olmuyor. USTA OYUNCULAR BİR ARADA Başrollerini Ezgi Mola ve Murat Yıldırım’ın paylaştığı, Hümeyra, Nevra Serezli, Gülenay Kalkan, Eda Ece, Begüm Öner, Gül Arıcı, Muhammet Uzuner, İsmail İncekara, Nilgün Kasapbaşoğlu, Hakan Salınmış, Enis Arıkan, Bora Akkaş, Güven Murat Akpınar, Güçlü Yalçıner, Mehmet Baran Erdoğan, Tolga Çıklaçiftçi, Romina Özipekçi, Gözde Seda Altuner, Burak Topaloğlu, Emine Gülsüm Göznümer, Ayten Mısırlıoğlu yer alıyor. S/28/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Başarılı Yönetmen Kıvanç Baruönü: ÖNCELİĞİM NAMUSLU BİR FİLM ÇEKMEK Reklamcılık sektöründen sinemaya uzanan başarı dolu hikayesiyle yönetmen koltuğunda üçüncü filmine imza atan Kıvanç Baruönü ile son filmi Kocan Kadar Konuş: Diriliş ve sektöre dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik Eylül 2015 /S/29 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Sinema sektöründe bir çok projede yer aldınız. Yönettiğiniz filmlerden bahsedecek olursak? Patron Mutlu Son istiyor, Kocan Kadar Konuş filmiyle istediğim başarıyı elde ettim. Şu anda Kocan Kadar Konuş: Diriliş ile kendi yönettiğim üçüncü filmim olacak. Daha öncesinde Kelebeğin Rüyası, Gora, Dansöz gibi bir çok filmde başka koltuklarda oturdum. - Kocan Kadar Konuş, oldukça farklı bir filmdi. Türk yapılarından uzakta illüzyonlar, farklı çekim teknikleri vs. kullandınız. Diriliş’te de bunu görebilecek miyiz? Tabii. Bu Efsun’un dünyası. Hikaye el verdiği kadarıyla bunda da illüzyonlar, rüyalar, hayali kahramanlar çevresinde gezineceğiz. Açıkcası seyirci başka bir filmle karşılaşmayacak. Aynı samimiyet devam ediyor. - Kitaba ne kadar sadık kaldınız? Geçen sefer kitaba daha sadıktık. Sinemanın imkanlarıyla kitaba yakın durduk. Bu sefer hikaye biraz daha kitaptan bağımsız ilerliyor. Karakterlerin yolculuğunu daha iyi anlatabilmek için sahne değişikliği ve ilaveler gerçekleştirdik. Biraz daha geniş bir uyarlama oldu diyebiliriz. - Bu sefer Hümeyra Hanım da dahil oldu projeye? Evet, bu sefer evliliğe giden bir yol olduğu için aileler de devreye girmiş olacak. Hümeyra’yı Sinan’ın babaannesi olarak göreceğiz. Ailede sözü geçen ve ağırlığını koyabilen bir isim Hümeyra. Yani rol ismiyle Cavide Sultan. Bu sefer Efsun’un anneannesi Peyker’in karşısına Hümeyra’yı çıkarıyoruz. Böylelikle aşk devam ederken, aile çatışması bu ikili üzerinden veriliyor. - Murat Yıldırım’a komedi filminde yer vererek risk görmediniz mi? Bu filmde Murat Yıldırım’ı komiklik yaparken görmüyoruz aslında. Çünkü biz bütün karakterlerin komik olmasını istemedik. Zaten olaylar ve düştükleri durumlar yeterince komik gözüküyor. Murat’a yani Yönetmen Kıvanç Baruönü, Kültür Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sezgin Irmak’ın sorularını yanıtladı. S/30/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Sinan’a baktığımızda her ailenin isteyeceği çok düzgün bir karakter... Dinginliği ve temizliği hoşuma gitti. Aydınlık yüzlü ve güzel bakıyor. Aslında komedi kısmından çok romantik kısmında işi var. Diriliş’te ise komediye biraz daha yaklaşıyor. Şimdi Efsun ve Sinan’ın hikayesini göreceğiz çünkü. Ezgi’nin (Mola) karşısına kimi alabiliriz dediğimizde Murat Yıldırım’dan başkasını düşünememiştim açıkcası. - Peki film için genel eleştiriler nasıl? Aslında çok olumlu eleştiriler aldık. Ve bu beni epey korkuttu diyebilirim. Çünkü ikincisi için üzerimize ağır bir yük bindirmesine sebebiyet vermiş oldu. Baktığınızda çok basit bir hikaye. Sonu bile sürpriz değil. Ama önemli olan işi nasıl ele aldığınız bence. Bu anlamda da şansımız oldukça yüksekti. - Ciddi bir gişe yakaladınız? Tatmin edici mi? Elbette! İki milyon kişiyi filme çekmeyi başardık ve güzel bir DVD satışı yakalamış olduk. Kısacası ikinciyi çekmek için cesaret almış olduk. - Peki gişeden beklentileriniz neler? Gişe olarak da ben kendimle yarışıyorum. Patron Mutlu Son İstiyor ve Kocan Kadar Konuş’la gişeyi hep artırarak geldim. Yine hedefim kendi gişemi geçmek olacaktır. Bunun sonu yok elbette. Ama dediğim gibi bana bir sonraki filmimi çekebilecek enerjiyi versin isterim. Beğeniye yönelik iş yaptığımız için bu yarış adrenalinini seviyorum. - Peki BKM ile ilerlediğiniz noktada hep komedi mi çekeceksiniz? Biraz haince belki ama Ezgi’nin ağladığı yerlerde inanılmaz keyif alıyorum. Öyle bir şey yok aslında. Tarih bile çekebilirim. Örneğin Kelebeğin Rüyası’nda çok keyif almıştım. Kendi özümde komedi çekebilecek birisi değilim demek doğru olur. Tamamen denk geldi diyebiliriz. Biraz reklam ve farklı sektörlerde geçmişim var. Belki filmdeki gördüğünüz o tat ve dinamizm hep önceki birikimlerimden kaynaklanıyor. Komedi dışında başka işler de var cepte. Aslında bundan sonra biraz kendi projelerime de el atmak istiyorum. - BKM’den sizinle ilgili başka proje bekliyor mu bizi? Ben BKM ile çok rahat çalışıyorum. Sektörün öncülerinden. Oyuncusuna ve teknik ekibine inanılmaz bir saygısı var. Sektörü kötülemek için söylemiyorum elbet, ama en azından oyuncuya, yönetmene, senariste nasıl imkan sunarız diyen ve sektörün gelişmesini sağlayan bir yapıya sahip. Bu seri dışında başka konuştuğumuz projeler var elbet. - En çok keyif aldığınız sahneler neler? Biraz haince belki ama Ezgi’nin ağladığı yerlerde inanılmaz keyif alıyor ve eğleniyorum. Çok güzel ağlıyor. Birisine ağlamak bu kadar mı yakışır... Aslına bakarsanız sette kimi senaryolar edebi eser gibi Eylül 2015 /S/31 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Kocan Kadar Konuş serisinde Murat Yıldırım, Sinan karakterini, Ezgi Mola ise Efsun karakterini canlandırıyor. olur. Oyuncuların doğaçlama şansı yoktur. Biz de ise senaryoya birebir bağlı kalmak diye bir şey yoktur. Çünkü ekibimizdeki oyuncular senaryoyu köpürtmeye müsait oyunculardı. Özellikle Hümeyra ya da Ezgi’nin sahnelerini hemen kesmezdim. Çünkü sonuna mutlaka bir şey ekleyerek bizi koparabiliyorlardı. Bütün oyuncular filmi büyüttü. - Yola çıkış hikayeniz nedir? Önce namuslu bir film olsun istedim. Çünkü sektörde duayen isimlerle çalışıyorum. Herkes arkasına dönüp baktığında iyi ki yapmışız diyebilsinler. Bu gişeye bağlı bir şey değil. Çünkü Türkiye’de iyi gişe yapmış filmlere iyi filmler denemez. Orda başka hesaplar var. Seyircinin beğenisi illa onun iyi bir film olduğunu göstermiyor. Bizim için de geçerli elbette. Ama gelen seyircinin verdiği parayı helal edebilmesi ve eğlendik diyebilmesi önemli. Bu bana yetiyor. - Filmin biraz fantastik oluşu yapım tarafını korkutmadı mı? Elbette bu film ilk başta yapım tarafında bir soru işaretiydi. Çünkü Türkiye’de fantastik öğeler tutar mı, hayali bir karakter siyah beyaz olacak, ana karakter kameraya bakarak konuşacak vs. Bu anlamda Ezgi bizim için çok büyük bir şanstı. Çünkü kameraya bakıp konuştuğunda seyirci Ezgi’yi sevmese, dertleşiyor, dedikodu yapıyor diyerek kabul etmeseydi bir anda her şey çökebilirdi. Saolsun BKM bunu kabul etti. Çünkü ben bu işin olacağını söyleyerek inandım. Zaten diğer filmlerden bizi ayırt eden özellik de bu oldu. Önce namuslu bir film olsun istedim. Herkes arkasına dönüp baktığında iyi ki yapmışız diyebilsin... S/32/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Kamera Arkası - D ünyanın En Güzel Gülüşü, arkadaşlıkla başlayan, sonunda aşkın bambaşka haline dönüşen bir modern zaman masalı... Bugün artık aşkın, ilişkilerin çöktüğüne inanan ve alabildiğine hoyrat yaşayan Hakan, hayattan beklentisini azaltmış Derya ve onların çocuk özlemi ile başlayan, sonunda bir masal haline gelen aşklarını konu edinen Dünyanın En Güzel Gülüşü, hayatın kendisi kadar can acıtan bir film... “Aşk, hipermetrop bir hadise, yani yakını görememek” diyen film, yanı başında duranı fark edenlerin neler yapabileceğini gösteriyor. Derya ve Hakan yeni bir şey yaşamak için yola çıkıyor ve insanlığın en eski duygusunu yeniden keşfediyor. Dünyanın En Güzel Gülüşü, hayatı, ilişkileri çözdüğünü düşünen ve en başından beri var olan hisleri görmezden gelmeye alışmış günümüz insanının mutlaka görmesi gereken bir hikaye. Ünlü şarkıcı Mehmet Erdem’in de duygu dolu şarkılarıyla eşlik ettiği film, 9 Ekim’de sinemalarda. Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Çekimleri İstanbul ve Amsterdam’da yapılan, başrollerinde Tuba Ünsal ve Rıza Kocaoğlu’nun yer aldığı, senaryo ve yönetmenliği Uğur Yağcıoğlu’na ait olan Dünyanın En Güzel Gülüşü’nün çekimleri sona erdi /S/33 S/36/ Eylül 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Deli Divane, Çiçek Kızları, Huysuz ve Ruhsuz kitaplarının başarılı yazarı ve İnadına Aşk dizisinin senaristlerinden: Nehir Erdem: Hedefini yüksek tut beklentilerini düşük Wattpad’de başlayan yolculuğuyla birbirinden ilginç romanlara imza atan Nehir Erdem, Müptela Yayınları’ndan çıkan son kitabı Huysuz ve Ruhsuz’u anlatırken başarı hikayesini bizlerle paylaşıyor - Öncelikle Nehir Erdem’i tanıyalım? İstanbul-Beylerbeyi doğumluyum. Aslen TrabzonSürmeneliyim. Belki bundan dolayıdır; deniz aşığıyım. Uzun yıllar önce ilk aşk heyecanını tattım ve kaçırmak olmaz dedim, evlendim. İyi ki de evlenmişim… İki çocuğumla mutluluğumun üstüne mutluluk eklendi. 16 yaşında kızım, 10 yaşında oğlum var. Hayatımın odak noktası ailem, hayatımdaki nefes alma boşluğum ise kalemim. Yaşamak için yazanlardan değil, yazdığı için yaşayanlardanım. - Wattpad’de başlayan yolculuğuyla bu zamana gelen başarısını konuştuğumuz 2. yazar olacaksınız. Sizin maceranız nasıl başladı? Benim maceramın başlangıcı dolaylı yoldan eşimle, direk olarak kızımla bağlantılı. Ben haftada en az beş kitap okuyan biriyim. Bir gün eşim bana “Kitaplara verdiğimiz paraya asla acımıyorum ama gözlerine ve beynine yazık diyorum. Bu kitap haftada üç kitaba düşse senin için çok iyi olur,” dedi. Dedi demesine ama belki Karadeniz damarım, belki kitap aşkım bu iyi niyetli uyarıyı pek umursamadı. O sırada kızım bana WattPad’den bahsetti. İstediğim zaman ulaşabileceğim bir kitap sitesi, daha ne olsun, dedim. Ama açıkçası ilk siteye girdiğimde hayal kırıklığına uğramadım dersem yalan olur. Okunacak iyi hikayeyi nasıl aratacağımı da çok bilmediğimden sanırım, tarzım olmayan ve bana saçma gelen hikayelerle karşılaştım. Bir süre ara verdim. Sonrasında yine bir tesadüf sonucu WattPad’de yakaladığım çok sağlam bir kurgunun peşinden okuyucu - KİTAP - Eylül 2015 /S/37 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r olarak sürüklendim ve çok geçmeden kendi hikayelerimi orada yazmaya başladım. İlk başlarda sitenin ciddiyetini fark etmediğimden olacak; taslak havasında yazıyordum. Sonraları ciddi olarak asıldım ve şimdi buradayım. - Güçlü ve cesur bir kaleminiz var. Aşkı ve tutkuyu işlerken doğrudan anlatmayı seçiyorsunuz. Bu seçimi bazen risk olarak görüyor musunuz? Yoksa duygular arasındaki samimiyeti yakalamak için gerekli mi? Yazmak adına inandığım en önemli şey, cesur yazmazsanız, eksik yazarsınız. Ben romantik kurgu ağırlıklı yazıyor olsam da dram ve çeşitli kurgularda da denemelerim var ve onlarda da korkak yazmıyorum, yazamıyorum. Kaleminiz cesur değilse, hangi gerçeği çıplak haliyle yazabilirsiniz ki? Aşk ve tutkuyu çok cesur yazmak, bunu ham haliyle yazmakla aynı şey değil bana göre. Cesur yazarsınız ancak edebi dilinizi öyle bir kullanırsınız ki o çıplaklığı muhteşem bir tülün altında tüm estetikliğiyle sunarsınız. Aşkın içinde tutkuyu aramak, ya da aşktan tutkuyu ayırmak o kadar yanlış ki bana göre… İlahi bir güce duyduğunuz aşk size ona doğru şekilde ulaşmanın tutkusunu getirir… Doğaya duyduğunuz aşk size yağmura karşı hissettiğiniz tutkuyu getirir… Dostluğa duyduğunuz aşk size dostunuzu sahiplenme tutkusunu yaşatır… Karşı cinse duyduğunuz aşk da size onu sınırsız yaşama tutkusunu getirir. İki insan arasındaki tutku doğal olarak ortak bir dilde buluşmalı. İşte burada bizler bunu cinsellik etiketi altında değerlendiriyoruz. HAYRANLARI GENÇ KESİMDEN Büşra Küçük’ün hayranları genel itibarıyla genç kesimden oluşuyor. Okurlar yazarı imza gününde yalnız bırakmıyor. Aşk ve tutku… Biri diğerinin yansıması değil, tamamlayıcısıdır bana göre. Ve biz bir gerçeği yazarken, diğer gerçeği görmezlikten gelirsek, korkak yazarsak asla okuyucuya veya izleyiciye bir bütünü sunamayız. Risk mi sorusuna gelirsek elbette risk. Riskli ama saklı talepkârları çok. Bizler millet olarak gündüz inkar edip, gece yorgan altında nice fikirlerin saklı destekçisiyiz ki bu her konuda geçerli. - Yakın zamanda çıkan yeni kitabınız ‘Huysuz ve Ruhsuz’ ile okurlarınıza ne anlatmak istiyorsunuz? İlk önceliği kadının hiçbir baskıya boyun eğmemesi gerektiğini göstermek ki; bu vurgu benim her kitabımda var olan bir şey. Bir kadın gururu mu, aşkı mı, diye bir ikilemde kalınca, aşk uğruna gururundan vazgeçmemeli diyorum. Evet. Belki bir kadını en fazla olgunlaştıran evrelerden biridir aşk ama ne olursa olsun bir insan gururunu yok saymamalı. Bu kişiyi ezik hale getirir ki; ezik insanda aslında hiçbir kararında mutlu sona ulaşamaz, mutlu edemez. Bir başka vermek istediğim şey de ikinci şansın çok kötü bir şey olmadığı! Evet, gururumuz pahasına aşk diyemeyiz ancak yine salt gurur için inatlaşarak affedemiyorsak elimizden kaçıp gidenin arkasından da bakmak zorunda kalırız. Bir kadın tek başına çocuk büyütebilir. Bunu Huysuz ve Ruhsuz’da görebiliyoruz. Ama tek başına yaşanan aşkın, kadınlığımızdan da çok şeyleri bastırdığını görüyoruz. Bu çok ince ve hassas bir konu ve ben bu konuyu olabilecek en hafif çizgide göstermeye çalıştım. Yine cesaret, yine dik duruş. Konu her ne olursa olsun. Kitaptaki Yağız ve Doğa karakterleri nasıl ortaya çıktı? Biraz bahseder misiniz? Uzun zamandır düşündüğüm bir kurguydu ama karakterler, bir S/38/ Eylül 2015 - KİTAP - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r hikayede görmek istediklerimi harmanlayınca ortaya çıktı. Çünkü inanın bana, zayıf ve erkeğe ezilen kadın karakterler görmekten, kadını hayvansı bir ilkellikle sahiplenip “Bir tek ben ezerim, ezdirmem,” dürtüsüyle hareket eden çakma sadist adamlar okumaktan bıktım. Bu değişmeli dedim kendi kendime. Aşkı yeni tanıyan bir kızın masumluğundan, güçlü bir kadına dönüş hikayesini görmek istedim. Ya da bir erkeğin aşk uğruna nasıl kırılıp, içinde var olanı ortaya serdiğini… Karakterinin kodundan ödün vermeden. - Yağız ve Doğa başka bir dönemde, mesela 1940 ya da 1950 yıllarında aşk yaşıyor olsaydı, değişen ne olurdu? Sınırları olur muydu mesela? Elbette olurdu. Belki hislerinde değil, ama koşullarında kesinlikle olurdu. Örneğin; Doğa’nın ailesinin veya Yağız’ın ailesinin bu ilişkiyi kabullenişleri farklı olabilirdi. Çünkü o dönemlerde bu kadar rahat kabullenişler ve onaylamalar olmadığı için aileler daha farklı açıdan bakabiliyorlardı. Her şey için geçerlidir ki; örnekler çoğaldıkça kabul edilirliği de aynı oranda kolaylaşıyor. - Yazdığınız kitaplar dışında bir de sezonun konuşulan dizisi ‘İnadına Aşk’ın senaryosunu Ferda Eryılmaz ile birlikte kaleme alıyorsunuz? Bu projeyle birlikte aklınızdaki hedefte bir değişiklik oldu mu? Benim ilkem şudur: Hayallerini yüksek tut, beklentilerini düşük. Bunun çok avantajını görmüşümdür. Hayallerim için didinirken, karşılaştıklarımın beni hayal kırıklığına uğratmamasına sebep oluyor. Bu dizide benim hayal penceremi elbette genişletti. Hedefimi yükseltti. Ama ilk ilkeme hala sadık kaldığım için, rotamda çok büyük bir sapma olmadı. Yeni projem bir Karadeniz hikayesi - İnadına Aşk dizisinde kitaplarınızda olduğu gibi aşk ve tutku ön planda. Bu duyguları uzun uzun anlatıp kitaplaştırmak mı daha keyifli, senaryoya dökmek mi? Her zaman kitaptan yanayım. Okurken de, yazarken de… Ama bizim şöyle bir avantajımız oldu bu dizide. Karakterlerimiz gerçek anlamda yazdıklarımızla çok örtüştü. Bir şeyleri yazıp, sonrasında izlerken hayal kırıklığı yaşamadık. Bu yüzden İnadına Aşk oyuncularına buradan teşekkür etmeliyim. - Kitaplarınızdan biri sinema filmine uyarlanmak istense, bu hangi kitabınız olurdu? Ya da aklınızda sinemaya uyarlamak için başka bir hikâye var mı? Aklımda neler var neler ama ne kadarı gerçek olur bilemem. Açıkçası bilindiğim tarzın çok dışında yazdığım bir hikayem var. Benim için kalemimi denediğim en kuvvetli kurgum. Onun sinema filmi olarak çekildiğini görmek isterdim. - Bizleri ne gibi projeler bekliyor? 1955 yıllarında geçen, Karadeniz dönem hikayesi yazmaya başladım. 1914-1920 yılları arasında meydana gelen sancılı sürecin Trabzon’da bıraktığı bir çok iz ve etkilerini de görebileceğimiz, hafif geri dönüşlerle bu yıllar arasında geçen, yine tadı damağımızda bir aşkla süslenen bir kitap olacak. Ancak net bir tarih veremiyorum. KÜNYE Sayfa Sayısı: 448 Cilt Tipi: Karton Kapak Kağıt Cinsi: Kitap Kağıdı Boyut: 13.5 x 21 cm - KİTAP - Eylül 2015 /S/39 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Raftakiler - Kelebeğin Hayat Sırları Bir Kavanoz Aşk Baba Kalbin Kanamış Kalbin Yardımcı Fiilleri Ücretsiz kitap isteyen? Bir hayal ürünü: Ay ve Güneş İnsan nasıl yaşarsa parlar? Nasıl yaşarsa mutluluğu yakalar? Nasıl yaşarsa yaşadığına değer? Nil Karaibrahimgil’in kelebeklerde keşfettiği hayat sırları, 296 sayfadan oluşan bu kitapta okurlarıyla buluşuyor. 17 yaşıma dönseydim, kendime şunları söylerdim: En önemli şey aşk; onu doya doya yaşa! “Şikâyet ettiğimiz her kadının mazisinde bir erkeğin neden olduğu yaralar saklıdır,” düşüncesiyle yola çıkan Volkan Durak’ın ustalıkla kaleme aldığı Baba Kalbin Kanamış isimli kitabı, 176 sayfadan oluşuyor. Bu bir bekleyiş ve belki de bir gelmeyiş... Gazeteci-Yazar Sezgin Irmak’ın ikinci kitabı Cesaret’i, Google Play’den ücretsiz indirebilirsiniz. 320 sayfalık roman, doğuda bir çocuğun ailesiyle yaşadığı dramı gözler önüne seriyor. Satır aralarında hayatınıza dokunacak bu kitabı bitirdiğinizde hayata daha sıkı sarılacaksınız. “Umut ediyorum ki, bir gün gerçekten hak ettiğimi umduğum o küçük evi, içinde beni kırmak için değil yaralarımı öpmek için duracak birini bulacağım. Hayata dair tek umudum, budur!” Buket Özdal’ın kaleme aldığı Bir Kavanoz Aşk, 440 sayfadan oluşuyor. Çağdaş Macar edebiyatının en önemli, en yenilikçi yazarlarından Péter Esterházy, 126 sayfadan oluşan Kalbin Yardımcı Fiilleri isimli kitapta, ana-oğul ilişkisinin boyutlarını, ölümle gelen yas sürecini, Macaristan’ın yakın tarihindeki gündelik yaşamdan çarpıcı kesitlerle aktarıyor. Şehrzad bir kadın. Onu öldürmek, ölümcül bir günah işlemek demektir. Çok satan yazar Vonda N. McIntyre, hayal gücünün farklılığını kaleme aldığı Ay ve Güneş romanıyla kanıtlıyor. Macera, mitoloji ve bilimkurgusal öğelerin birleşimi olan kitap, 544 sayfadan oluşuyor. S/40/ Eylül 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Dostluk için bir araya geldik Ezber bozan evrensel bir Karadeniz albümüyle çıkış yapmaya hazırlanan Manebra, albümleriyle kemençeyi kaptan, diğer dünya sazlarını ise tayfa olarak tanımlıyor Yasir Damar Fatih Söylemez Can Yılmaz - ETKİNLİK - Eylül 2015 /S/41 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r etkilendik ki! Bu şarkıları bir proje haline getirmek istedik. Böylece Manebra grubunu kurmuş olduk. - Grup elemanlarını kısaca tanıyabilir miyiz? - Grubun adı neden Manebra? Bir anlamı var mı? Yasir Damar: Manebra “Dost” demek. Bizi en iyi anlatacak kelimenin bu olduğunu düşündük açıkcası... - Manebra grubu nasıl bir araya geldi? Can Yılmaz: Biz aslında çok eski dostlarız. Herkes müziğin farklı dallarında bir şekilde bu büyük deryanın içinde başarılı işler yaparken, arada da kendimize küçük buluşmalar organize edip, beraber meşk ediyorduk. Yine bu buluşmalardan birinde Fatih yeni besteler yaptığını söyledi. Aslında bizde Fatih’in karedeniz uşağı olduğunu bildiğimiz için ne tarz bir müzik türü olduğunu tahmin etmekte çok zorlanmadık. Bir parça okudu, başka var mı diye sorduk heyecanla. Günün sonunda baktık ki iki albüme yetecek kadar eser yapmış. Yasir Damar : Aslında sorduğumuza pişman olduk. Çünkü gün boyu karadeniz şivesini anlamaya çalıştık :) Tabii ki işin latifesi. Can Yılmaz: O kadar Can Yılmaz: 1984 İstanbul doğumluyum. Aslen Amasyalıyım. Hala İ.T.Ü. Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Müziği Ana Sanat Dalı Ses Eğitimi Bölümü öğrencisiyim. Bu komik gelebilir belki ama okulu bitirmeye vaktim bile olmuyor. Çünkü bir anda sektörde kendimi aranjör olarak buldum. Bir çok müzik tarzlarında beste çalışmalarım var ve halen devam etmekte. Farklı sanatçıların albümlerinde bir çok bestem yer aldı. Bu çalışmalarımın yanı sıra, bir çok konserde solist ve enstrumanist olarak da yer almaya devam ediyorum. Yani aslında uyandığımda müzikle nefes almaya başlıyorum... Yasir Damar: 1983 İzmir doğumluyum. Müziğe olan tutkumdan dolayı liseyi bitirir bitirmez İstanbul’a geldim. Burada Pera Güzel Sanatlar Flemanko Gitar bölümüne girdim ve eğitimimi tamamladım. Sonrasında Haliç Üniversitesi Türk Sanat Musıkisi Ud bölümünü okumaya hak kazandım ve halen öğrenimime devam etmekteyim. Özel bir Üniversitede Öğretim görevlisi Manebra “Dost” demek. Bizi en iyi anlatacak kelimenin bu olduğunu düşündük... S/42/ Eylül 2015 - ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r olarak eğitim veriyorum. Bir çok konser de klasik gitar icracısı olarak yerimi aldım. Bunun yanısıra farklı bir çok albümde klasik, akustik, elektro ve perdesiz gitar icracısı olarak katkıda bulundum. Aslında işimizin en önemli parçası disiplin diyebilirim. Gerek konser gerek albüm, bu tarz çalışmaların hepsi belli bir kurguya dayalı. Ben kendi yaptığımdan ziyade tüm ekibin sound’unu seviyorum. Yani merakla bu ayrı parçaların birleşimini bekleyip sonundaki o hazzı duyup paylaşmayı seviyorum. Fatih Söylemez: 1976 Trabzon Arşin ilçesinde doğdum. Klasik laz uşağuyim :) On yıldır Türk Musikisi ve Tasavvuf Musikisi ile uğraşıyorum. Karadeniz yöresinin çocuğu olduğum için, kendimden de bir şeyler yapmak istedim. Zaman oldukça bir şeyler karaladım. Ve çeşitli sanatçılara besteler vermeye başladıkça bu anlamda mesleğimi icra etmeye başladım. Anladım ki aslında kendimi anlatmaya başlamışım. Halen bestekar olarak sanatçılara beste vermeye devam ediyorum. - Manebra olarak müziğinizi nasıl adlandırıyor sunuz? Can Yılmaz: Aslında tam olarak şu tarz demem doğru olmaz. Çünkü biz Karadeniz’in yöresel ruhunun yanı sıra kendi hissettiklerimizi de bu albümde bir araya getirmek istedik. Bu yüzden Karadeniz müziği ile kimi zaman caz, kimi zaman Flamenko bir çok batı müziği tarzının içinde ülkemizin yöresel tınılarını da elimizden geldiğince birbiriyle harmanlayarak icra etmeye çalıştık. Bu yüzden biz müziğimizi hem Karadeniz insanına hem de ülkemizdeki bütün yörelerdeki kardeşlerimize, annelerimize, babalarımıza, nenelerimize, dedelerimize sevdirmeyi hedefliyoruz. Kemençe kaptan, diğer sazlar ise tayfa olarak hem coşturup hem de hüzne boğacağımızın kanısındayız... Yasir Damar: Albümde bir çok tarzın nüanslarına değindiğimizi düşünüyorum. Bu yüzden tarzımıza evrensel müzik diyebilirim. Fatih Söylemez: “Ben önce dedim ki noliyi uşagum :) dedum ula sonumuz harap.” Tabi bu çılgın uşaklar kafalarının ve yüreklerinin içinde gezinen tarzları bir araya getirdiğinde, erken karar vermişim dedim. - ETKİNLİK - Eylül 2015 /S/43 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Enteresan bir şey çıkacağını bekliyordum ama itiraf etmeliyim ki bu kadarını ben de beklemiyordum. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim; içinde bu kadar batı müziğinin tınıları olduğu halde, Karadeniz’in yöresel müziğinden hiç bir uzaklık hissi uyandırmıyor. Ve bugüne kadar sadece kemençe ile Karadeniz’i temsil etmenin yeterli olduğunu zannederken, aslında kemençeyi dünya sazları ile buluşturmanın daha cazip olacağına bu albümde tanık oldum. Manebra: Dünya müziği çerçevesinde kemençe kaptan, diğer sazlar ise tayfa olarak Karadeniz’i hem coşturup hem de hüzne boğacağımızın kanısındayız... - Peki Manebra bundan böyle Karadeniz albümü yapacak diyebilir miyiz? Can Yılmaz: Manebra olarak evet. Ancak benim ve Yasir’in kalbinden geçen başka projeler de var. Bunlardan biri enstrumantal bir albüm olacak. Bu albüm aslında Yasir Damar’a ait solo bir albüm olacak ancak grup Manebra’nın albümünde olduğu gibi yine bütün düzenlemeler ve aranjmanlar da beni görebileceksiniz. Çünkü biz bu yolda BekaSound olarak gerek kendi gerekse de bizimle buluşmak isteyen ve hayalleri “uçuk” olan herkes ile gönül birliği ediyoruz ve buna da devam edeceğiz. Manebra albümünün çok dışında bir tarz ile solo bir albüm de yapmayı düşünüyorum. Henüz repartuar oluşturma aşamasında. Fatih yazdığı eserle bizi şaşırtabildiği için, ne çıkar hiç bir fikrim yok, yarın bir bakmışız çok farklı bir tarz ile yeni bir proje yapmaya başlamışız. Kim bilebilir ki... - Bu albümde kaç kişilik bir ekiple çalıştınız? keman ve Karadeniz kemençesi ile bizlere eşsiz tatlar sundu. Can Yılmaz: Dinlediğinizde en azından kırk kişilik bir ekip işi olduğunu göreceksiniz ancak gerçekte durum böyle değil. Kısaca bahsetmek gerekirse, saksofonlar: Gürtuğ Gök, gitarlar: Yasir Damar ve Can Yılmaz, bağlama ve perdesiz gitar: Can Yılmaz, ud: Yasir Damar, tulum: H. Ertuğrul Özdemir, klarnet: Yasin Öztürk, kavalada: Abdullah Evliyaoğlu, vokaller: Fatih Söylemez, Can Yılmaz, Yasir Damar, Ceren Yılmaz, back vokaller: Ceren Yılmaz, Yasir Damar, Can Yılmaz, Ahmet Can Erman, Mustafa Kaya... Bir de hayatımızda çok enteresan ve şimdiye kadar gördüğümüz en yetenekli müzisyenlerden biri diyebileceğimiz Sezgin Yaman var. Ondan ayrı bahsetmek istiyorum çünkü bizi her koşulda sıkılmadan destekleyen bir dost. Albümde; kemança (azeri kemanesi), telli tanbur ve yaylı tanbur, buzuki, Yasir Damar: Sezgin Yaman ile ilgili bir kaç cümle de ben söylemek isterim. İnsanlığının ve duruşunun yanı sıra inanılmaz bir bağlama virtüözü. Ana sazı bağlama olmasına rağmen diğer sazları da mükemmel icra ediyor. Fatih Söylemez: Ula bi de ben konuşayum uşaklar :) Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. Başta bu işi kurgulayan, yöneten, aranje eden, düzenlemelerini yapan ve dijital enstrümanları da icra eden, yani albümün iskeletini oluşturan Can Yılmaz’a sonsuz teşekkürler... - Kültür Sanat okurları için hangi parçanızı canlı okumak istersiniz? Manebra: Sizin için albümün adını aldığı “Üflesen Yüreğime” adlı eseri akustik versiyonu ile seslendirmek isteriz. Ancak albümde bu eser size caz bir alt yapı ile Türk sazları eşliğinde keyifli bir Karadeniz müziği dinletisi sunacak... Ceren Yılmaz KÜLTÜR SANAT OKURLARI İÇİN CANLI PERFORMANS - ETKİNLİK - S/44/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - Bir İlhan İrem vardı Galata isimli müzik albümüyle 2014 yılının Altın Plak Ödülü’ne layık görülen Sibel Can, İzmir’de muhteşem bir konser gerçekleştirmeye hazırlanıyor. 12 Eylül’de İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu ’nda izleyenleri kendisine hayran bırakacak. İZMİR İSTANBUL Düşsel bir atmosferde gerçekleşen İlhan İrem konserleri yoğun duygu paylaşımlarının yaşandığı aşk ayinlerine dönüşüyor. Nadir olarak verdiği konserlerinden biri ile 5 Eylül Cumartesi günü Harbiye Açıkhava Tiyatrosu sahnesinde. En güzel eserlerini seslendirecek İstanbul’un renkli mutfak kültürünün parçaları olan mezeleri MSA şeflerinden öğreneceksiniz. Siz de hemen en sevilen meze tarifleriyle dolu bu workshop’ta yerinizi alın ve lezzetli mezeler yapın. Workshop, 04 Eylül saat 19:00’da başlayacak. Kahve tutkunları USLA’nın bu etkinliğinde buluşuyor. Siz de farklı kültürlerin kahvelerini pişirme yöntemlerini merak ediyorsanız USLA mutfağına davetlisiniz.. Bir çeşit kahve ve çok farklı tatlar için 16 Eylül’de bu eğitimi kaçırmayın. Yeniden ‘‘MAMMA MIA!’’ Ustaya saygı konseri Festivalin gelenekselleşen etkinliklerinin ‘Ustaya Saygı’ bölümünde bu sene Türkiye’nin en önemli değerlerinden 1999’da aramızdan ayrılan besteci, söz yazarı ve rock müziği sanatçısı, Barış Manço anılacak. 17 Eylül’de CRR Konser Salonu’nda seslendirilecek. İSTANBUL İSTANBUL 20 yıldır 54 milyon kişi tarafından izlenen ve şarkıları her gün binlerce kez farklı yerlerde yayınlanan dünyanın en ünlü müzikali MAMMA MIA!, BKM organizasyonuyla bir kez daha İstanbul’da! Müzikal 30 Eylül’de Zorlu Performans Sanatları Merkezi ’nde sahnelenecek. İSTANBUL Kahve demleme metodları İSTANBUL Masalarınız renkleniyor - ETKİNLİK - Eylül 2015 /S/45 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Ne Var Ne Yok - Tangonun ritmine kapılın Yapmış olduğu albümler, sahneye taşıdığı hikayeler, Türkiye’de hiç görülmemiş sahne performansları, şarkı sözlerindeki derinlik ile ilk albümünden beri her zaman kendisinden söz ettiren Hayko Cepkin, 19 Eylül’de Ooze Venue’de... İZMİR İSTANBUL Müzikal bir şölen yaşatacak La Juan D’Arienzo Orkestrası ’nın yanı sıra, birbirinden etkileyici dans performansları ile La Juan D’Arienzo Tango Orkestrası, “Tango’nun Ritimi” adlı gösterisi ile 30 Eylül’de TİM Show Center’da sahne alıyor. Hayko ile nostaljik konser Farklı kültürler ile tanışmak, onları keşfetmek ve lezzetlerini tatmak için baharat mucizesi Hint mutfağı turuna davetlisiniz. Efsane lezzetler hazırlamak istiyorsanız 11 Eylül’de Soffa Mutfak Atölyesi ’nde gerçekleşecek etkinliği kaçırmayın. Konu et olunca öğrenecek çok şey var. Tüm sorularınıza cevap bularak yepyeni teknik ve yepyeni püf noktaları öğreneceğiniz, üstüne üstlük et lezzetine doyacağınız enfes bir workshop 19 Eylül’de MSA’da gerçekleşecek. Güldür Güldür geliyor Kenti Yiyen Adam 2004 yılından bu yana ülkenin dört bir yanında standup gösterisiyle seyirci karşısına çıkan İlker Gümüşoluk, aynı zamanda Rock FM ’de radyo programı yapmakta. Gümüşoluk, “Kenti Yiyen Adam” isimli gösterisiyle 4 Eylül’de BKM Mutfak Sahne’de! İSTANBUL İSTANBUL Güldür Güldür birbirinden eğlenceli skeçleri ve sürprizleriyle izleyenlere unutulmaz bir akşam yaşatacak. Günlük hayatın sıradan konularına farklı bir bakış açısı ile yaklaşan Güldür Güldür, 15 Eylül’de Harbiye Cemil Topuzlu Sahnesi ’nde komik bir akşam yaşatacak. İSTANBUL Etler ve pişirme teknikleri İSTANBUL Soffa dünya Hint mutfağı S/46/ Eylül 2015 - EĞİTİM - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r - Haberler - 5 lira ile 500 kilometre yol giden ilk aile arabası Türk tasarımcıya Facebook ve Google’dan iş teklifi İTÜ Güneş Arabası Ekibi ’nin tasarlayıp ürettiği, Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk aile arabası ‘Aruna ’nın sponsorları, bir araya geldi. Aruna, kilometrede 1 kuruşluk enerji harcıyor. Ortalama 70 kilometre hızla, 5 liraya 500 kilometre yol gidebilecek. Öğrencilerden oluşan ve 11 yıldır 7 arabayla 19 kupa kazanan İTÜ Güneş Arabası Ekibi, Türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk 4 kişilik aile arabasını üretmenin gururunu yaşıyor. Çankaya Üniversitesi Matematik-Bilgisayar bölümünden mezun olan genç tasarımcıya teknoloji devleri Google ve Facebook’ta çalışma fırsatı sunuldu. Rıza Selçuk Saydam, Facebook’u tercih ederek ekim ayından itibaren bir Türk tasarımcı olarak görev yapacak. Tasarım, matematik ve yazılımı bir araya getirerek kendini teknoloji alanında geliştiren, online bir portföy hazırlayan Saydam’ın çalışmaları dikkat çekti. Yat tasarımı için Türk ve Japon ortaklığı Yeditepe Üniversitesi’nden sosyal medya eğitimi Türk ve Japon endüstriyel tasarım öğrencileri, İzmir için deniz ulaşım araçları tasarlayacak. Proje, İzmir Ekonomi Üniversitesi ile Japonya Shizouka Kültür ve Sanat Üniversitesi işbirliğiyle 5-12 Eylül tarihleri arasında İzmir ve Bodrum’da gerçekleştirilecek. Merutemu adı verilen çalıştaya, 11 Japon öğrenci gelirken, Türk öğrencilerden ise 20 kişilik bir grup katılacak. Yeditepe Üniversitesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak bilgi teknolojileri ve sosyal medyayı bir araya getiren yeni bir yüksek lisans programı açtı. Bölüme katılan bireylerin eğitim, bilgisayar teknolojileri ve sosyal-dijital medya alanlarında mevcut bilgi-bilişim ve eğitim teknolojileri hizmetlerini etkili bir şekilde kullanabilmeleri için gerekli teknik donanım ve eğitim becerileri kazanmaları hedefleniyor. - ALIŞVERİŞ - S/48/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r eskitme fenere yer açın Bahçenizde 210 TL B ahçe dekorasyonunuza renk katacak bir tasarım! Eskitme tekniğiyle üretilen mavi metal fener, yaz akşamları bahçenizde dostlarınızla birlikte yapacağınız keyifli sohbetlerin tanığı olacak. 18x18 cm Yükseklik: 45 cm Bu Hawaii havası nereden geliyor? 8x19x16 cm Fotoğraf Alanı : 7x11 cm T 29 L Billabong’un renkli yazlık tasarımlarından olan ve tarzınızı ortaya koyabileceğiniz bu şapka, 100 % polyester. Çizgili deseni ve Hawaii TL baskılı paneli ile duruşunuza hava katacağınız bu şapka, ön kısmının köpük dolgulu olması ile de rahat etmenizi sağlayacak. daha fazlası! En özel anlarınızı evinizin ya da masanızın en değerli köşesine koymaya ne dersiniz? Evino’nun şık dekoratif ve bir o kadar da farklı çerçeveleri ile değerli anlarınız yanı başınızda dursun. 31 13 TL Bir çerçeveden Lavanta bahçesine ne dersiniz? Evinizi veya ofisinizi en sevdiğiniz kokular sarsın istiyorsanız, Bambu Çubuklu Oda Kokuları tam size göre! Doğal çiçek kokularının yayılacağı çubuklar, kalıcı etkisiyle bulunduğu mekanın havasını uzun süre ferah tutacak. Lavanta, Okyanus, Yasemin ve Misk kokularından dilediğinizi tercih edebilir ve online olarak satın alımını gerçekleştirebilirsiniz.. - GEZİ - S/50/ Eylül 2015 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Sanatı gezdim, U zaktan bir müzik çalınıyor kulağınıza, heyecanla okuduğunuz kitabın sayfalarını çevirerek huzuru çekiyorsunuz içinize ve masada ince belli bardakta demli çayınızdan yudumlarken kendisini sevdirmek için bir kedi dolanıyor bacaklarınıza... Huzur... İşte bu huzura ulaşmak için güzide bir kaç mekan önerisi: Cafe & Shop Cafe & Shop İçerisinin genişliğine nazaran daha ufak bir bahçeye sahip olan, retro dizaynı ile sizleri eskiye götürecek harika bir mekan. Mis gibi kokan çay eşliğinde rahat koltuklarına adeta gömülerek ister derginizi, ister kitabınızı okuyup arkadaşlarınızla tatlı sohbetlere dalabilirsiniz. Çalan müzikler o kadar dinlendirici ki kitap okurken yada sohbet ederken sizleri hiç rahatsız etmiyor. Adından da anlaşılabileceği üzere bu kafede yemek yediğiniz tabaktan çay içtiğiniz bardağa kadar dükkanda ki beğendiğiniz ürünleri satın alabiliyorsunuz. Ayrıca size tavsiyem, herkesin dilinde dolanan ıspanaklı kekini denemeden mekandan ayrılmayın. T: 0216 4499330 A: Kadıköy Merkez › Caferağa Mahallesi, Hacı Şükrü Sokak, No 11, Kadıköy, İstanbul Cherrybean Coffees Salaş tarzda bir atmosfere sahip olan mekan, içinizi huzurla dolduracak. İsterseniz içeride oturup ders çalışın veya bir toplantı gerçekleştirin. Çünkü iç dizaynı gerçekten rahat bir ortam sunuyor misafirlerine. Özel olarak dizayn edilmiş çalışma masaları mevcut mekanın içerisinde. Ama en güzel yanı ise arka tarafta bulunan gizli bahçeye geçip kahvenizi yudumlarken kitap okumanın keyfine varmak. Zengin bir kitaplığa sahip mekana isterseniz kitap bağışı yapabiliyor veya beğendiğiniz bir kitaba takas yaparak sahip olabiliyorsunuz. Birbirinden farklı lezzetli kahvelere sahip mekanın fiyatları da ortalama düzeyde. T: 0216 4147669 A: Moda › Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, No 122, Kadıköy, İstanbul Cherrybean Coffees - GEZİ - Eylül 2015 /S/51 w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r gördüm, tattım! Minoa Books And Coffee T: 0212 2369452 A: Akaretler › Vişnezade Mahallesi, Süleyman Seba Caddesi, Park Apartmanı, No 52/A, Beşiktaş, İstanbul Minoa Books And Coffee Sessiz bir çevreye sahip olan bu güzide mekanda dışarıda otursanız bile gürültü sizi rahatsız edecek boyutlara varmıyor. Böylece içeceklerinizi yudumlarken kitabınıza dalıp farklı alemlere varabiliyorsunuz. Pek fazla masa sayısına sahip olmayan mekan ise birbirinden güzel kitaplar ile sizi sarmalıyor. Özellikle kitaplardan alıntı yapılan cümlelerin merdivenlere yazılması ile oluşturulmuş atmosferi çok seveceksiniz. Ayrıca mahzende çizgi roman sevenler için özel bir köşesi bile var. Bulamadığınız kitapları belki de bu mekanda bulabilir ve en güzel yanı satın alabilirsiniz. Yiyecek ve İçecekler lezzetli ama fiyatları ortalama üzeri diyebilirim. S/52/ Eylül 2015 - GEZİ - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Fahriye Cafe Fahriye Cafe Eski eşyalar ile döşenmiş, bir yanda eski plaklar bir yanda kitaplar... Bir insan daha ne ister ki? Mekan sahiplerinin sinema sevdalısı olmaları nedeniyle bir çok sinema ile ilgili dekor görmek mümkün mekan içerisinde. Sıcacık ortamı ile bu mekan, hepinizi çocukluğunuza götürebilecek bir atmosfere sahip. Geniş kitaplığından seçtiğiniz kitabı okurken plaktan çalan şarkılar ile mest olacaksınız. Nostalji sevenlerin rahat edeceği bu mekanın menüsünde bulunan yiyecek ve içecekler gayet lezzetli ve uygun fiyatlar ile misafirlerin beğenisine sunuluyor. T: 0505 881 1348 A: Moda › Caferağa Mahallesi, Moda Caddesi, Leylek Sokak, No 3/A, Kadıköy, İstanbul Kafe La Mekan Kuzguncuk’un o kendine has huzurlu atmosferini mekanda da bulabiliyorsunuz. Samimi ve güler yüzlü çalışanları ile bu minik kafe iş stresinden uzaklaşabileceğiniz harika bir ortam sunuyor misafirlerine. Etrafınızdan eksik olmayan sevimli kedileri unutmamak lazım. İster manzaranın tadını çıkarın isterseniz de sakin bir ortama sahip kafede ders çalışın. Kitaplara düşkünseniz demli bir çay sipariş edin ve saatlerin nasıl geçtiğini anlamadan kitabınızın içine dalın. Ayrıca lezzetli kurabiyelerini tatmanızı öneririm. Fiyatlarıda gayet uygun bu şirin mekanın. T: 0216 3912998 A: Kuzguncuk › Kuzguncuk Mah., İcadiye Caddesi, No 37/A, Üsküdar, İstanbul Kafe La Mekan S/54/ Eylül 2015 - MEKAN - w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r Asırlık Kebap Hikayesi Çekmeköy Adanalı Hasan Kolcuoğlu Anadolu Mutfağı’nın eski damak tatlarından biri olan kebabın asırlık ustası Adanalı Hasan Kolcuoğlu geleneği, zengin menüsü ile Çekmeköy’de Ç ekmeköy’ün nezih mekanlarından Adanalı Hasan Kolcuoğlu, Türk mutfağının seçkin lezzetlerini, Adana kebabının 1910’dan beri değişmeyen lezzetini hızlı servisi ile sunuyor. Konuklarına nezih ve rahat bir ortamda keyifli bir buluşma mekanı sunan tesis, Çekmeköy Ağaoğlu Eltes Gold rezidansının altında yer alıyor. 250 kişilik geniş ve ferah oturma kapasitesiyle öğlen ve akşam yemeklerinde, nişan ve düğün organizasyonlarınızda, doğum günü partilerinizde ve iş yemeklerinizde sizlere profesyonel kadrosuyla hizmet vermeye devam ediyor. Köklerine bağlılığını aslına sadık kalarak ürettikleriyle gösteren Adanalı Hasan ÇEKMEKÖY Kolcuoğlu, geçmişle geleceği 4 kuşaktır bir arada yaşatıyor. Adana kebabındaki değişmez lezzeti sunan Adanalı Hasan Kolcuoğlu Restaurantları, hızla büyüyen şubeleriyle, konuklarına ve müşterilerine kaliteden ödün vermeden hizmette bulunmaya devam ediyor. Çekmeköy Adanalı Hasan Kolcuoğlu tüm müşterilerinin rahatlığını her alanda düşünüyor. Mekanda özel otopark ve özel vale hizmetlerinin yanı sıra, başında uzman kadrosu ile çocuk oyun bahçesi ve çocuk salonu ile ailecek keyifli zaman gerçirebileceğiniz bir atmosfer. İ Y EN KALORİSİ AZ LEZZETİ ÇOK Akd eniz Chi c McB ken ites Izga Tavu ra klu To Bal n ıklı Izg Tavuara San klu dviç Ürünlerin sunumuna servis takımı dahil değildir.
Benzer belgeler
Tarih: 16 Ocak 2015, Cuma Saat: 14:15
terbiyesiyle yetişmiş, genç ve
güzel iki kızdır. Robinson ve Cuma
bu konuklarını memnuniyetle
adalarına kabul ederler ve
yalnızlık içinde geçen sıradan
yaşamları böylelikle birden
renklenmeye başla...
1.Orjinal Adi:ALL QUIET ON THE WESTERN FRONT
Brooke (Alice Eve) ise Boston’a
giden son treni kaçırmamak için
elinden geleni yapsa da başarısız
olur.
Son tren kalkıp da istasyon
kapatılınca kendilerini soğuk
New York gecesinin ortasında
bulan ...