Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke
Transkript
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke
Içindekiler 10 12 18 20 24 26 30 42 48 50 52 54 Dünyadan Kısa Kısa Türkiye’nin İlk Madencilik Dergisi Teknik Gezi - Latin Amerika Ekim, Kasım, Aralık 2014 Sayı 53 Yayın Türü Yaygın Süreli YÖNETİM İmtiyaz Sahibi: YMGV adına Prof. Dr. Güven ÖNAL Teknolojinin Nimetleri YMGV Yönetim Kurulu Prof.Dr. Güven Önal (Başkan), Prof.Dr. Işık Özpeker (Bşk.Yrd.), Murat Turan (Genel Sekreter) Prof.Dr. Erdoğan Yüzer (Danışma. Kur. Bşk.), Selçuk Buyurgan (Muhasip Üye), Selahaddin Anaç (Üye), Dr. Nijat Gürsoy (Üye), Alp Gürkan (Üye), İsmet Sivrioğlu (Üye) 4 Aralık Madenciler Bayramı Endüstriyel Mineraller Kısa Kısa Denetim Kurulu Dr. Dündar Renda, Günaydin Yirmibeşoğlu, Özer Altay YMGV’den YMGV Mütevelli Heyeti Tüzel Kişiler Altın Madencileri Derneği, MTA, Eti Bakır A.Ş., TKİ, Eti Maden, TTK, İTÜ Maden Fakültesi, Tümmer, MİGEM, Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Maden Müh. Odası, Türkiye Madenciler Derneği YMGV Mütevelli Heyeti Gerçek Kişiler Maden Türkiye 2014 Abdullah Mısırlıoğlu Ali Erguvanlı Ali Türkoğlu Alp Gürkan Antony Caouki Atılgan Sökmen Behçet Süleymanoğlu Caner Zanbak Cemil Ökten Dündar Ergunalp Dündar Renda Ekrem Yüce Enver Erdoğan Erdoğan Yüzer Gülhan Özbayoğlu Günaydın Yirmibeşoğlu Güngör Tuncer Güven Önal Halil Köse Halim Demirel Madencilik Tarihi Devlet Hakkı ve Yeni Kanun Tasarısı Briç Metal Borsası ANAGOLD MADENCİLİK YAYIN YÖNETİM ÖN KAPAK İÇİ ARKA KAPAK İÇİ IDC SONDAJ Oktar Kızılsencer Ömer Yenel Özer Altay Rıfat Kont Sabri Karahan Sadrettin Alpan Selahaddin Anaç Selçuk Buyurgan Selim Çiçek Senai Saltoğlu Suat Sarısoy Şeyda Çağlayan Taşkın Akdeniz Tolga Yalçın Tuğrul Erkin Ümit Akdur Yener Cander Yüceer Göver Zeki Doğan Zeki Yavuztürk Yönetim Yeri Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Cumhuriyet Cad.No.179/5, Daire:10 Harbiye –İSTANBUL Tel.: 0212.246 20 81 Fax: 0212.247 51 11 e-posta: [email protected] www.ymgv.org.tr Endüstriyel Mineral Fiyatları ÇOLAKOĞLU MÜH. Hayrettin Elmas Işık Özpeker Halil İbrahim Kırşan İlgin Kurşun İlhami Tezcan İsmail Hakkı Arslan İsmet Kasapoğlu İsmet Sivrioğlu Lütfi Çallı Mahir Vardar Melih Turhan Metin Balıbey Mevlüt Kemal Murat Dedeman Murat Turan Mustafa Sönmez Necati Kurmel Necret Durukan Nijat Gürsoy Nizamettin Çoban ARKA KAPAK ALEX STEWART ANALİZ HİZMETLERİ 9 ANT GROUP A.Ş. 23 METEK MAD.VE ENERJİ TEK. 29 ETİ BAKIR A.Ş. 41 HES SU YAP. DENETİM HİZ. LTD. ŞTI. 1 REMAS MAKİNA A.Ş. 47 ŞEN PLASTİK 3 ASOY İNŞAAT 49 TÜFEKÇİOĞLU KAUÇUK MAK. MAD. 4 AYDIN LİNYİT LTD.ŞTİ. 53 CİNER GROUP 5 ÜNAL MÜHENDİSLİK 57 ÇAYELİ BAKIR İŞLETMELERİ A.Ş. 6 META-MAK METALÜRJİ MAK. KİREMİTÇİLER MADENCİLİK 8 TÜPRAG MET. MAD.SAN. VE TİC.AŞ. 60 59 Yazı İşleri Müdürü: Prof.Dr. Işık Özpeker Yayın Koordinatörü: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp Yayın Kurulu: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp, Mad. Yük. Müh. Murat Turan Reklam Sorumlusu: Gülseren Koçer - [email protected] Grafik Tasarım: Özge Öztürkoğlu - [email protected] BASKI-CİLT Karakter Color Matbaası A.Ş. 100. Yıl Mah. Massit 3. Cadde No: 200 Bağcılar / İstanbul Tel: 0 212 432 30 01 Faks: 0 212 628 95 65 Sertifika No: 12799 SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680 SAYILI BASIN KANUNUN 9/2 MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYANNAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE TANZİM EDİLEN 04.04.2003 TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR YAYINLANMAKTADIR. SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR. DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE FOTOĞRAFLAR GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLANMASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR. www.sektormadendergisi.com Dünyadan Dr. B. Wills’e IMPC ödülü Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP Çin nadir topraklara vergiyi arttırıyor Son dört ayda nadir toprak fiyatlarının düşmesi Çin hükümetini harerete geçirdi. Yeni hazırlanan yasaya göre hafif nadir toprakalara %22, ağır nadir topraklara ise %35 “değer vergisi” geliyor. Çin halen bastnasit, monazit gibi hafif nadir topraklara 9,6 $/t, ağır nadir topraklara ise 4,8 $/t “kaynak vergisi” uyguluyor. Çin 2007 den beri nadir toprakların üretimini kontrol altına almaya çalışıyor. 2007’de 40.000 ton olan yıllık kota son olarak bu yıl içinde azaltılarak 15.000 tona indirildi. Mart Fransa Cumhurbaşkanı 7 milayında Dünya Ticaret Örgütünün yar dolarlık nikel madeninin Çin’i serbest ticaret kurallarını ihlal açılışını yaptı etmekten dolayı uyarması da Çin’in politikalarını etkilemedi. Yeni uyguFransa Cumhurbaşkanı François Hollanlanacak vergi reformunun fiyatları yude Yeni Kaledonia’da inşası 2008 den karı çekeceğine inanılıyor. beri devam edegelen Koniambo lateritik nikel madeninin resmi açılışını yaptı. 7 milyar Dolarlık proje Glencore ve So Demirin 12 yıllık balayı ciété Miniere du Sud Pacifique şirketlerinin ortak yatırımı. Yeni Kaledonia Avustsona erdi ralya’nın 1.000km doğusunda bulunuyor. 2013 yılında global demir üretimi 1.283 milyon tona ulaProjede bugüne kadar 2.750 doğrudan, şarak 12 yıldır aralıksız devam eden artışını sürdürdü. Bu sürek1.500 dolaylı istihdam yaratıldı. Bir süliliğin tamamen Çin’den gelen talebe bağlı olduğu aşikar. Demir redir üretimi devam eden madende yıl socevheri fiyatları 2013 Şubat ayında 159 $/ton seviyesini gördüknunda 60.000 ton/yıl olan tam kapasiteye ten sonra düşüşe geçti. 2014’ün ilk günleri % 62 Fe içeren demir ulaşılacağı açıklandı. konsantresinin cfr Çin limanı fiyatı 135 $/ton iken Eylül ayında aynı malın fiyatı 78 $/ton a kadar düştü. Aşırı kapasite olmasına rağmen Dünya demir ticaretinin %38 ini kontrol eden Vale, BHP ve Rio Tinto da dahil olmak üzere yatırımlar devam ediyor. Önümüzdeki birkaç yıl fiyatların 85-95 $/ton civarında seyretmesi ve bu süreçte yüksek maliyetli işletmelerin kapanması bekleniyor. 12 SEKTÖRMADEN 2014 {Nisan, Mayıs, Haziran} Türkiye’de özellikle de cevher hazırlamacıların yakından tanıdığı Dr.Barry Wills, bu sene IMPC tarafından Cevher Hazırlamaya yaptığı seçkin hizmetlerden dolayı büyük ödüle layık görüldü. Ödül ilk olarak 2008 de ABD li bir profesöre, iki yıl önce de bir Fransız akademisyene verilmişti. Dr. Wills 40 yıldır önceleri Camborne School Of Mines da eğitmenlik, son 22 yıldır da kendi kurduğu Minerals Engineering International vasıtasıyla sürekli yayınlar (Mineral Engineering) ve Türkiye de dahil Dünyanın her tarafında cevher hazırlama konusunda organizasyonlar düzenlemekte. Rio Tinto Glencore’un mega teklifini geri çevirdi Dünyanın 2 numaralı maden firması Rio Tinto Ekim ayında İsviçre menşeli Glencore Plc.nin yaptığı teklifi kabul etseydi 160 milyar Dolarlık devasa bir maden firması doğacaktı. Rio Tinto’nun işinin %90’ını oluşturan demirin fiyatlarının düşmesiyle bu birleşmeyi Rio Tinto yönetiminin onaylayacağı sanılıyordu. Glencore’un geçen yıl 46 milyar Dolara Xstrata’yı alması bugüne kadarki en büyük satın alma. Anlaşma gerçekleşseydi demir, Glencore’un bakır, nikel, çinko ve kömürden oluşan ürün portföyünü zenginleştirecek ancak borcunu da kabartacaktı. Resolution Kuzey Amerika’nın en derin kuyusunu açtı Arizona’da RioTinto ve BHP ortaklığı olan Resolution bakır projesinde çapı 8,5m olan kuyuda 2.118m derinliğe ulaşıldı. Kuyunun kazılmasına 2008 de başlanmışdı. Proje sona erdiğinde ABDnin bakır ihtiyacının %25ini karşılaması bekleniyor. Resolution projeye bugüne kadar çoğu kuyu açmak için 1 milyar USD harcadı. Kuyunun istatistikleri de etkileyici; 152 milyon adam-saat, 475.000 ton hafriyat, 50.000 m3 beton ve 21km boru. {Nisan, Mayıs, Haziran} 2014 SEKTÖRMADEN 13 Türk madencileri alma imkânı buldular. Gezi kapsamında ayrıca Şili’nin Başkenti Santiago’da yapılan Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresi’ne katılım sağlandı ve Brezilya’nın MTA’sı denilebilecek Maden Teknolojisi Kurumu CETEM’e bir ziyaret gerçekleştirildi. Latin Amerika’da Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülkelerine düzenlenen gezide katılımcılar, Şili, Brezilya ve Arjantin’deki önemli Bakır, Kurşun, Çinko, Altın ve Kömür maden ve tesislerini yerinde inceleme ve yetkililerden ilk elden bilgiler alma imkânı buldular. Y urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, amaçları doğrultusunda, madencilerin bilgi ve görgüsünü arttırmak, edinilen bilgilerin ülkemiz madenciliğinde uygulanarak kalite ve verimliliğin yükseltilmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve dolayısıyla ülke madenciliğinin gelişmesine katkı sağlamak üzere her yıl dünyadaki başlıca maden ve tesislerine teknik inceleme gezileri düzenliyor. Bu gezilerde madencilerin yeni üretim teknolojilerini, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusundaki uygulamaları yerinde görmesi, bilgi ve görgülerini arttırması hedefleniyor. Kazanılan teknik bilgi ve kültürün, ülkemizde uygulanması, üretimde verimlilik ve kalitenin arttırılması, maliyetin düşürülmesi ve iş güvenliği standartlarının yükseltilmesine olanak sağlayarak ülke madenciliğinin gelişmesine katkı sunuluyor. Bu kapsamda 19 Ekim -1 Kasım 2014 tarihleri arasında Güney Amerika ülkelerini kapsayan bir gezi düzenlendi. Madencilikle ilgili önemli kamu ve özel sektör kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan 30 kişilik bir kafile ile gerçekleşen gezide katılımcılar, Şili, Brezilya ve Arjantin’deki önemli Bakır, Kurşun, Çinko, Altın ve Kömür maden ve tesislerini yerinde inceleme ve yetkililerden ilk elden bilgiler Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın danışmanlığında ve Doç. Dr. Ekrem Yüce’nın başkanlığındaki gezi kafilesinde şu isimler yer aldı: Selahattin Erdoğan (MİGEM), Mehmet Tombul (MİGEM), Adil Tunç(TKİ), Ahmet Deniz(Koza Altın), Ali Türkistanlı(Esan), Aslı Yentüz Hakverdi(TKİ), Ayşe Koç(YMGV), Bayram Altıntop(Matel), Bülent Tüfekcioğlu(Tüfekçioğlu), Cengiz Uysal(Uysal Mad), Çiğdem Yenel, Erdoğan Karaman(Esan), Erkan Turan(Koza Altın), Fatih Mehmet Bilge(TKİ), Fatih Sarıca(TKİ), Gülenay Aşık, Hasan Yılmaz(Yılmaz Mad), İrfan Pullukçu(İbrice Mad), İsmail Ceran(TKİ), Kenan Aksoy(Migem), Kenan Emiralioğlu(TKİ), Mehmet Taksuk(TKİ), Meltem Kumyol(Çorlu Beton), Metin Aktan(TKİ), Muzaffer Çavdar(TKİ), Neşe Emiralioğlu, Selahattin Gülbeyaz(Ersel Mak.),Sevinç Aktaş. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 15 Teknik Gezi - Latin Amerika IMPS 2014 Kongresi 19 Ekim -1 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenen gezinin ilk durağında, Dünyanın en önemli bakır üreticilerinden biri olan ve ekonomisi esasen başta bakır olmak üzere madenciliğe dayanan Güney Amerika ülkesi Şili vardı. Gezi kafilesi, Brezilya’nın MTA’sı CETEM ilk olarak, 20-23 Ekim tarihlerinde başkent Santiago’da düzenlenen IMPC 2014 Uluslararası Cevher Hazırlama Kongresine katıldılar. IMPS 2014’de 26 adet çağrılı ve keynote, 321 sözlü ve 158 poster olmak üzere, toplam 505 bildiri sunuldu. Türkiye 45 katılımla, Şili, Çin, Avustralya, Kanada, Brezilya ve ABD’nin arkasından 7. sırada yer aldı. Türkiye’nin bildiri ve poster sayısı 26 olup, sıralamada 9. sıradaydı. Gezi kafilesi, Şili’de yaptığı incelemelerin ardından Güney Amerika’nın en büyük ülkesi ve dünyanın önde gelen ekonomilerinden biri olan Brezilya’ya geçti. Bu ülkedeki ilk durak, Brezilya’nın MTA’sı diyebileceğimiz CETEM yani Maden Teknolojileri Merkezi idi. Bilim ve Teknoloji Bakanlığına bağlı olarak, 1978’de kurulmuş olan CE- TEM’in 20.000 m2’lik alanda, 15 laboratuvar, 3 pilot tesis ve bir özel kütüphanesi bulunuyor. Gezi kafilesinin CETEM ziyaretinde merkezin çeşitli bölümlerinde incelemelerde bulunuldu ve yetkililerden bilgi alındı. Ayrıca, Prof. Dr. Güven Önal tarafından CETEM yetkililerine bir plaket takdim edildi. Los Tortolos Altın-Bakır Flotasyon Tesisi 24 Ekim tarihinde Şili’nin en önemli bakır üreticilerinden biri olan Anglo American şirketine ait Los Tortolos Bakır-Molibden Flotasyon Tesisi ziyaret edilerek incelemelerde bulunuldu. Bakır-Molibden madeni Ant Dağlarında 3.500 metre yükseklikte olup, burada üretilen % 0.6 Cu ve % 0.1 Mo tenörlü 150.000 ton/gün cevher, madende kırılıp öğütüldükten sonra 56 Km’lik boru hattı ile Los Tortolos flotasyon tesisine gönderiliyor ve burada Cu ve Mo konsantreleri elde ediliyor. Mevcut cevher rezervi 2.17 milyar ton olarak tespit edilmiş olup, Las Tortolos Flotasyon Tesisi rezerv arttırma çalışmaları devam ediyor. Bakır konsantresi % 22-24 Cu, Molibden ise, % 51 Mo düzeyindedir. Maden ve Tesiste toplam 1.700 kişi çalışıyor. 2011 yılında, 2.8 milyar dolarlık bir yatırım yapılarak Los Bronces’ın üretim ve tesis kapasitesinde revizyona gidilmiş. Bu iyileştirmenin ardından tesisin üretim kapasitesi de yılda 400.000 ton’a çıkarılmış. Şirket yetkililerinin verdiği bilgiye göre, yenileme çalışmaları 2012 yılı sonunda tamamlanan tesiste revizyon öncesi günlük tüvenan (ham) bakır üretimi yaklaşık 900 ton civarında imiş. Los Bronces, 2011’de yaklaşık 179 bin ton konsantre bakır üretmiş. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bakır ve molibden üretiminin daha da arttırılması planlanıyor. 150 yıldır faaliyette olan madenin kalan ömrünün 30 yıl olduğu tahmin ediliyor. Madende bir yandan da rezerv geliştirme çalışmaları devam ediyor. Maden ve tesiste dikkat çeken bir ayrıntı ise iş kazaları ile ilgili istatistikî bilgilerin, günlük olarak bir panoda duyurulması. Yamana Gold Inc. - Chapada Bakır-Altın madeni Kafile 27 Ekim tarihinde Yamana Gold Inc. Şirketine ait Chapada Bakır-Altın madenine gitti. Goias Eyaletinde, Brasilia kentinin 270 km kuzeybatısında bulunan maden 2007 yılında üretime başlamış. Madenin sahibi olan Yamana Altın Şirketi Brezilya, Arjantin, Şili, Meksika ve Kanada dahil kıta genelinde altın madenleri ve zenginleştirme tesisleri bulunan Kanada merkezli önemli bir altın üreticisi. Chapada madeninde açık ocak madeninin genişliği 1100 m, uzunluğu 4400 m, derinliği ise 180 m. Buradan çıkarılan cevher yıllık 22 milyon ton zenginleştirme kapasitesi olan flotasyon tesisinde zenginleştiriliyor. Tesiste 2013 yılında 110,618 oz (3.5 ton) altın ve 130.2 milyon lb (65100 ton) Bakır üretimi gerçekleştirilmiş. Maden yetkilileri, 2013 yılı verilerine göre, bakır cevheri tenörünün %0,355; altın tenörünün ise 0,264 g/ton olduğu bilgisini veriyorlar. 2013 yılı rakamlarına göre sahadaki 16 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} kanıtlanmış ve mümkün altın rezervi 3.8 milyon oz. (119 ton), Bakır rezervi ise 11,6 milyon ton düzeyinde. Madende üretimin 2024 yılında tamamlanması ve madenin kapatılmasından sonra, 2029 yılında da reklamasyonun bitirilmesi planlanıyor. Chapada Bakır-Altın madeni akım şeması Teknik Gezi - Latin Amerika Vazante Çinko Madeni Teknik inceleme gezisinin Brezilya’daki sonraki durağında önemli bir Çinko-Kurşun madeni ve zenginleştirme tesisi vardı. Madenin ve tesisin sahibi olan Votorantim Metals şirketi % 100 Brezilya sermayeli bir şirket. 1996’da kurulmuş olan Votorantim Metals Çinko üretiminde Latin Amerika’nın en büyüğü olmakla birlikte dünyanın da en büyükleri arasında. Votorantim’in Vazante ve Paracatu (Morro Agudo) şehirlerinde iki ana madeni bulunuyor. Yıllık 730 bin ton Çinko üretim kapasitesine sahip şirket, geçirdiği genişleme projesinin ardından dünyanın 5. büyük çinko üreticisi konumuna yükselmiş. Brezilya (4), Çin (1), ABD (4) ve Peru (l) olmak üzere dört ayrı ülkede 10 ayrı üretim tesisi bulunan Votorantim Metals, Çinko oksitte dünya lideri ve çinko tozu üretiminde ikinci konumda bulunuyor. Şirket, Jeolojik arama, madencilik ve konsantre üretimi (Pb/Ag Konsantresi ve Çinko Silikat Konsantresi) alanında faaliyet yürütüyor. Çinko silikat konsantresini, kendi smelter’ları ile nihai ürene çeviriyorlar. Pb/Ag konsantresini yurt dışına ihraç ediyorlar. Maden, 20.000 nüfusu bulunan Vazante şehrine 7.5 km. Mesafede yer alıyor. Yeraltı madenin güney ve kuzeyi arasındaki mesafe 12 km’dir. Vazente Çinko madeni 1951 yılında keşfedilmiş. 1961’de araştırmalara başlanmış, 1969’da açık ocak işletme faaliyetlerine, 1983 yılında ise yeraltı faaliyetlerine başlamış. 1993 yılında ise madende endüstriyel ölçekte üretime geçmiş. 2009 yılında açık işletme kapatılmış ve 2012 yılında da Pb/Ag konsantre üretimine başlanmış. Vazante madeninde 14.6 milyon ton rezerv bulunuyor ve yıllık 1.4 milyon ton tuvenan cevher üretiliyor. Maden derinliği 350 m olup, akifer içinde olması nedeni ile büyük ölçüde su mücadelesi yapılıyor ve 297 m’den 12.200m3/ saat su basılıyor. Bu su atımını sağlayan pompa istasyonunun dünyanın en büyüğü olduğu belirtiliyor. Ortalama Zn tenörü % 10.7 olup, çinko mineralı willemit’dir. 1.4 milyon ton /yıl (170t/saat) kapasiteli flotasyon tesisinden %40 Zn tenörlü 135.000 ton/yıl Zn konsantresi %90 verimle elde ediliyor. Kurşun flotasyonu ile 4.645 ton/yıl Pb-Ag konsantresi üretilmekte olup, Pb tenörü %35, gümüş ise 2.000 gr/t’dur. Tesiste Kurşun kazanma verimi %65, gümüş kazanma verimi ise %55 seviyesinde. Toplam 867 kişinin çalıştığı madende 2014 yılında 15.000 m yerüstü sondajı, 70.000 m yeraltı sondajı yapılmış. Butia Kömür Madeni Gezinin Brezilya’daki son durağı ise Brezilya’da kömür işletmeciliğinin öncüsü olan ve günümüzde ülkenin endüstriyel kömür kullanımının %80’inden fazlasını karşılayan COPELMI şirketi idi. Brezilya’nın en büyük özel kömür üreticisi olan şirket, 1883’den beri kömür üretimi yapıyor ve 3 milyar tondan fazla kömür rezervini elinde bulunduruyor. da açık ocak yöntemi ile kazı aralığı 40 m’den 80 m derinliğe kadar olan strip-mining yöntemi ile üretim yapılıyor ve çıkarılan tüvenan kömür zenginleştirme tesislerine naklediliyor. COPELMI‘de, farklı kömür tabakalarının ayrı yıkanabilirlik ve kalite özellikleri göz önüne alınarak, her bir tabakadaki kömür ayrı ayrı zenginleştirme proseslerine tabi tutuluyor. COPELMI’nin, Porto Alegre, Butiá, Minas do Leâo, Arroio dos Ratos, Cachoeira do Sul, Charqueadas ve Triunfo şehirlerinde işletmeleri bulunuyor. Başlıca üretim yaptığı maden, yıllık 30 milyon tondan fazla dekapaj ve 2 milyon ton kömür üretimi yapılan, Butiá ve Minas do Leâo şehirlerinin arasında bulunan Mina de Recreio. Mevcut sahalar- Açık ocak üretiminin yapıldığı Butia Madeninde 65 adet kamyon ve 37 adet yükleyici çalışıyor. Ocaktan 2013 yılında, 1.5 milyon ton tüvenan kömür üretilmiş. Kömür zenginleştirme tesisi 500 ton/saat kapasiteli olup, -50 +1 mm Baum jiglerinde -1 mm hidrosiklonda 50 mikron altı atılarak 1 - 0,05 mm arası kömür spirallerde zenginleştiriliyor. Maden ve tesislerde yaptıkları incelemelerle, kurum ziyaretleriyle ve Kongre katılımıyla teknik bilgi görgülerini arttıran katılımcıları, gezinin kültürel ayağı kapsamında da Santiago, Rio de Janeiro, Belo Horizante, Brasilia ve Buones Aires kentleri ile Iguasu Şelaleleri’ne düzenlenen turlarla da buraların doğal ve tarihsel güzelliklerini yakından görme fırsatı buldular. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 19 Teknolojinin Nimetleri Outotec’den Dünyanın en büyük flotasyon hücresi Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP İngilizlere göre kazaları cezalar değil teknoloji önler Soma faciasının ardından dönemin Türkiye Başbakanı İngiltere’de 1800’lü yıllarda meydana gelen büyük maden kazalarına atıfta bulununca, İngiltere 2007’den bu yana madenlerde sadece 13 ölümlü kaza olduğunu hatırlattı. İngilizler bunu sadece kanun ve kurallar değil, teknoloji kullanımına bağlıyor. Örneğin Transport Solutions adlı İngiliz elektronik firması herhangi bir araca monte edilebilen ve araca takılma ihtimali olan 100m yakındaki yüksek gerilim hatlarını haber veren bir sensör geliştirdi. Benzer sensörler madenlerdeki iş makinalarında operatörlerin göremediği ölü noktalar için de yaygın kullanılmaya başlandı. Belki bu sensörleri karayollarımızda damperleri açık seyahat etmeyi seven kamyonlara da mecbur tutmalı. Hatta iş makinasının altına girip uyumayı seven insanları da bu sensörler sayesinde kurtarabiliriz. Chrysler’den yeraltı işletmeleri için jip ABD ordusu için tasarlanan yeni Jeep J8 197 HP güç üreten 2.8lt turbo dizel motora sahip. Araçta Chrysler’in 5 ileri otomatik şanzımanı kullanılmış. Taşıma kapasitesi 1150kg, çeki kapasitesi ise 3. 5 ton olarak veriliyor. Kompresör üreticisi VMAC de bu araç için geliştirdiği 2 m3/dak debili, 12 atü basınç veren yeni cihazını eş zamanlı tanıttı. Motor kapağının altına yerleştirilen kompresörün hava tankı 88x15 sm ebatlarında ve 67kg ağırlığında. Gamma ışınıyla altın analizi CSIRO (Avustralya) ve Mevex (Kanada) klasik kimyasal metodlara göre iki üç kat daha hassas altın analizi yapabilen bir Gamma Aktivasyon Analizi geliştirdi. Teknik oldukça basit. Plastik bir kabın içine 500 gr kadar kırılmış numune konuyor ve numuneye yüksek enerjili X ışını veriliyor. Bu şekilde aktive olan numunedeki altın birkaç saniyeliğine radyoaktif oluyor ve bu arada hassas bir detektör vasıtasıyla altının çıkardığı gamma ışınları sayılıyor. Böylece numunedeki altın atomlarının sayısı, dolayısıyla da konsantrasyonu tespit ediliyor. Konveyör bantta çevrimiçi analiz IMA Mühendislik (Innovative Mineral Analyzers and Engineering) bakır-nikel ve bakır-çinko cevherleri için geliştirdiği bant üzerinden analiz yapacak cihazlarını Finlandiya’da kullanmaya başladı. 0 – 400mm ebatlarında farklı bant kapasitelerine uygulanabilen XRF cihazı primer kırıcıdan gelen cevheri değirmenlere girmeden analiz ediyor. Aynı firmanın patlatma delikleri ya da kırıntı sondajından temsili numune almak için geliştirdiği 8 torbalı otomatik numune alıcılar da jeologların ilgisini çekiyor. 20 SEKTÖRMADEN 2014 {Ocak, Şubat,Mart} Finlandiya firması Outotec’in yeni flotasyon hücresi tam 630m3 hacmında. Outotec’in FloatForce karıştırma teknolojisi ile donatılan yeni hücrenin daha verimli hava dağıtma ve karıştırma kabiliyeti olduğu ve aşınmaya karşı daha dayanıklı olduğu iddia ediliyor. Bir ufak modeli olan e300’e kıyasla birim başına yatırım maliyetinin %1020 daha az. Kurulu gücü 500kW olan hücrenin çapı 11m, yüksekliği ise 7 m. Değişken hızlı sürücü ile hem metalurjik hem de enerji optimizasyonu mümkün. Güneş enerjisi kullanımına bir örnek de Şili’den Şili’de bakır-molibden madeni Antofagasta enerji ihtiyacının bir kısmını SunEdison firmasının Atacama çölünde kurduğu 69.5 megawatt kapasiteli Javiera güneş enerjisi projesinden karşılamaya karar verdi. Antofagasta 2013’teki 721.000 ton bakır konsantresi, 9.000 ton molibden konsantresi ve 293.800 oz. altın üretti. Maden kısa sürede enerji ihtiyacının %30’unu yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor. Kontinü maden makinaları yaygınlaşıyor Açık işletmelerde üretim giderek daha çok kontinü makinalarla yapılmaya başlandı. Son örnek bu konuda öncülerden olan Wirtgen’e ait. Surface Miner 2200 SM’in 25 cm. kazı derinliği, 3.8m. kazıcı tambur genişliği ve 708 kW motoru var. Essa madeninde iki yıldır kullanılan makina dakikada 15-20m. 20 cm derinlikte kazı yapmakta. Bu şekilde 895 ton/saat üretimi 0,12 lt/ton yakıt tüketerek gerçekleştirmekte. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 21 4 Aralık Madenciler Bayramı Kazaların gölgesinde Madencilik Bayramı Karanlıkta Uyananlar Etkinlikler kapsamında 4 Aralık 2014 günü İTÜ Maçka Sosyal Tesislerinde Güvenli, Güvenceli Çalışma ve Güvende Yaşama Hakkı konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Nedret Durukan, İş Hukuku Uzmanı Dr. Murat Özveri, DİSK Uluslararası Dairesi Md. Kıvanç Eliaçık ve Maden Mühendisi Ümit İzibelli katıldı. Panelin ardından Madencilikte İlkler-2014 ödül töreni düzenlendi ve dereceye girenlere plaketleri verildi. Daha sonra meslekte 40.-50.-60.-70.yılını dolduran madencilere ödülleri verildi. Dünya madenciler Günü etkinlikleri kapsamında yapılan bir diğer etkinlik de İTÜ`de, “Karanlıktan Uyananlar” belgesel gösterimi ve söyleşisi oldu. 1 Aralık tarihinde İTÜ Genç Maden öğrencilerinin düzenlediği etkinlik, Maden ve Cevher Hazırlama Mühendisliği öğrencileri ve Doç.Dr. A.Ekrem Yüce’nin katılımıyla Maden Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Bor filmi çekiliyor M aden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle bir dizi etkinlik düzenledi. Etkinlikler kapsamında, 4 Aralık 2014 Perşembe günü Taksim Atatürk Anıtı önünde bir tören düzenlendi ve basın açıklaması yapıldı. İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Nedret Durukan tarafından okunan basın açıklamasında madenlerde yaşanan iş kazalarında yaşamını kaybeden emekçiler anılarak şöyle denildi: “Başta Soma olmak üzere Ermenek`te, Şırnak`ta, Zonguldak`ta, Yatağan`da ve adını sayamadığımız onlarca yerde yaşanan iş kazalarında canlarını kaybeden, aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.” Ka22 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} zaların ardından esas sorumlular hiçbir yaptırımla karşılaşmazken, maden mühendislerinin günah keçisi seçilerek davalar açıldığı belirtilen açıklamada, “Oysa yargı önüne çıkması gerekenler; ülkemizde Santa Barbara döneminde yapılan madenciliğe izin verenler, izin vermekle kalmayıp bekçiliğini yapanlar, bekçilik yapmakla da kalmayıp dayıbaşılık gibi çağdışı bir uygulamanın devamı için gerekli koşulları sağlayanlardır,” denildi. Taslak halinde bulunan Yeni Maden Kanununun sektörün sorunlarını çözmek yerine daha da ağırlaştıracağı savunulan açıklamada, “Bu kanunla ülkemiz maden sektöründeki işletmeler yok edilecek ya da uluslararası sermaye ile yandaş şirketlere peşkeş çekilecek,” denildi. Bor madeninin yeryüzünde oluşumundan son kullanıcıya kadar uzanan serüveni filme çekiliyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün 2Medya Yapım şirketi ile ortaklaşa yürüttüğü belgesel film projesi ile “sanayinin tuzu” olarak bilinen Bor mineralinin tüm detaylarının ortaya konulması amaçlanıyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Kırka Bor işletmesinde çekimlerine başlanan belgesel filmin sunuculuğunu Maden ve Jeoloji Mühendisi Barış Yıldırım, Yönetmenliğini ise Emre Akgül yapıyor. Çuvaldızı önce kendimize batıracağız..! S oma ve Ermenek’te yaşanan faciaların ardından, Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birisi haline gelen iş sağlığı ve güvenliği konusunda, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından, 4-5 Aralık tarihlerinde “Uluslarası Madenlerde İş sağlığı ve Güvenliği Konferansı“ düzenlendi. Haliç Kongre Sarayı’nda yapılan Konferansa, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Müs. Yard. Dr. Nevzat Kavaklı, Kanada Büyükelçisi John T.Holmes, Avustralya Başkonsolosu Lino Strangis başta olmak üzere, birçok sendika temsilcisi, özel sektör yetkilisi, akademisyen ile birlikte, iş sağlığı ve güvenliği konusunda, uluslararası alanda isim yapmış uzmanlar katıldı. Maden şehitlerimizin anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından lk sözü alan oturum başkanı Şeyda Çağlayan, konferansta iş sağlığı ve güvenliği konusunun masaya yatırılacağını belirterek “tabiri caizse çuvaldızı önce kendimize batıracağız,” şeklinde konuştu. TMD Başkanı Atılgan Sökmen ise, madenciliğin insanlık açısından çok önemli aynı zamanda da çok zor ve riskli bir iş olduğunu söyledi. İş kazalarının önlenebilir olduğuna dikkat çeken Sökmen “Çağımızda, geliştirilen teknolojik düzey, ulaşılan iş 24 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} güvenliği seviyesi bu kazaları kader olmaktan çıkarmıştır. Bugün bunu başarmış ülkeler mevcuttur. Avustralya madenlerinde son 10 yılda ölümlü iş kazası sayısı sıfırdır. Biz, bugün bu konumdan oldukça uzaktayız, ama hedefimiz bu olmalıdır” dedi. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı adına konuşan Müs. Yard. Dr. Nevzat Kavaklı, kazalar sonucunda ortaya çıkan maddi kayıpların, kazaların önlenmesi için yapılan harcamalardan 5 kat daha yüksek olduğunu belirterek, iş güvenliğine yatırım yapmanın sürdürülebilir, verimli bir işletme için son derece, önemli olduğunu vurguladı. Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş, maden kazalarını sebebinin aşırı kar hırsı olduğunu ifade ederek, “Madencilik sektörün- deki özel şirketlerin bu işin ciddiyetini anlamadıklarını bütün dünya gördü. Bu iş yasaların arkasından dolanarak ya da denetimleri farklı yöntemlerle atlatarak yapılabilecek bir iş değildir. Bu sektörü bilmeyen, sermaye gücü yetersiz olanlar bu işi yapmamalıdır” dedi. Amerikan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü (NIOSH) için 2002-2012 yılları arasında kıdemli danışman olarak çalışan Dr. Güner Gürtunca ise Kömürün Amerika’da da, Türkiye’de de aynı fiyattan satıldığına dikkat çekerek “Orada işçiler daha iyi koşullarda çalışıyor, daha iyi ekipmana sahip ve daha fazla kazanıyor. Türkiye’de ise yatırımcılar hâlâ para kazanamadıklarını söylüyor. Bu bir tek şeyle açıklanabilir: İş bilmezlik. Bilimi, teknolojiyi ve maden makinelerini devreye sokarsak daha az işçiyle daha güvenli madenler işletilebilir,” şeklinde konuştu. Gürtunca, ülkemizde 3 bin işçi ile gerçekleştirilen bir maden üretim işini, Amerika’daki işletmelerin 200 işçi ile yapabildiğini belirterek, Amerika’da pahalı teknoloji ve yüksek iş güvenliği maliyeti olmasına rağmen işverenlerin daha çok kar elde edebiliyor olmasının altında da, daha çok işi daha az işçi ile yapabilme kapasitesinin yattığını söyledi. Endüstriyel Mineraller Barit ve Manyezit üreticilerinin keyfi yerinde Ekim ayında Hindistan’dan hem 4.20 hemde 4.10 yoğunlukta barit ihracatı durdu. Buna karşılık Çin limanı, fob, 4.20 yoğunlukta OCMA kalitesi ham barit fiyatı 115-125 $/ton arasında, 4.10 kalitesinde ham barit ise $ 110-115 $/ton arasında satmaya devam etti. Türk bariti ise 2012 deki 150-155 $/ton, fob Antalya fiyatının %8 kadar üzerinde seyrediyor; 1.5 tonluk torbalarda, öğütülmüş, OCMA kalitesi 164-168 $/ton arasında. Türk baritinin fiyatı Kuzey Afrika ve Avrupa’dan gelen talepler sayesinde bu seviyeleri de aşacak gibi. Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP Kalsine Dunit rağbet görüyor Dunit %90’ dan fazlası olivine olan bir mineral. Başlıca uygulama alanları sinter, yüksek fırın, döküm. Geçtiğimiz aylarda İspanyol Pasek Calcidun adını verdiği kalsine duniti refrakter imalatında denenmeye başladı. Önceden %15 oranında kullanılan dunitin şimdi refrakter karışımına %40 oranında katılabildiği ifade ediliyor, ki bu da üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen bir faktör. Firma yılda 700.000 ila 900.000 ton dunit üretmekte. Dunitin kullanım alanları refrakter ile sınırlı değil; mineral yünü, gübreler, akışkan yatak kumları, seramiklerde de dunit kullanılabilir. Eylül ayından beri Çin manyezit ürünlerinin fiyatları artıyor. Çinli kaynaklara göre bunun sebebi Çin’deki kota sistemi gereğince ihracat lisans ücretinin 130 $/ton olması. Ayrıca manyezit madencilerinin ödediği 2,44 $/ton kaynak ve 0,21 $/ton su tüketim vergileri. Sonuçta % 90 MgO luk fob Çin, DBM parça manyezit fiyatı yakın zamanda 255-270 $/ton dan 270-290 $/ton aralığına çekildi. Çin 2014’ün ilk yarısında 2013’e göre %23 daha fazla manyezit ihraç etti. Şifacı mineral kardeşler; Kaolin ve Montmorillonit Imerys muradına erdi Kaolin eskiden beri morfinle karıştırılarak mide şikayetlerinde, ishal tedavisinde ve cilt bakımında yüz maskesi olarak kullanılagelmekte. Sindirim sistemini toksinlerden, cildi ise kir ve yağdan arındırmakta birebir. Şimdi Imerys’in bir parçası olan Goonvean Ltd. 20 yıldır kaolin pazarının hakimi. Fiyatlar kaolinin cinsine göre 1000 ile 2000 $ arasında değişmekte. %70 den fazla montmorillonit içeren bentonitlerin vücudu toksinlerden arındırdığı bilinmekte. Bu mineraller absorpsiyon kapasiteleri, katyon taşıma kabiliyetleri sayesinde ağır metalleri, mantarları vücuttan uzaklaştırmakta. Geçen yıl Amcol’u son anda elinden kaçıran Imerys Kasım ayında bentonitin diğer devi S&B Industrial Minerals’ın hisselerinin tamamını 525 milyon Euro karşılığında satın aldığını ilan etti. Türkiye’de de feldspat, kalsit ve perlit çalıştıran Imerys Dünya’da kaolin başta olmak üzere pekçok endüstriyel mineralde lider. Bu satınalma ile de bentonit, perlit ve wollastonit üretiminde Dünya lideri olacak. S&B nin Yunanistan’daki boksit madenleri bu satınlamanın haricinde tutuldu. Birleşmenin ABD ve Avrupa rekabet kurullarının anlaşmayı tetkikinden sonra 2015’in ilk çeyreğinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Birleşmeyi takiben Imerys’in mevcut çalışan sayısı 18.000 e ulaşacak. Bu satınalma ile birlikte Imerys Iko, Stollberg, Nyco, Ibeco, Otavi markalarını da bünyesine katacak. Şifacı minerallerin faydalarını bilmeye bir gün herkesin ihtiyacı olabilir; • Radyasyonun sebep olduğu ağız yaralarını tedavide kaolin koruyucu bir tabaka oluşturur • Gastrik ve peptik ülserde mideyici koruyucu bir tabaka oluşturur. • Montmorillonit, psyllium lifleriyle karıştırıldığında, bağırsak- ları toksinlerden temizler • Cıvalı diş dolgularını değiştirdikten sonra montmorillonit almak dolgu işlemi sırasında sindirim sistemine karışan cıvayı dışarı atar • Ağır kanamalarda gazlı bezle yapılan tampona kaolin ilavesi kanamayı durdurup kanın pıhtılaşmasına yardım eder • Aflatoxin, aspergillus mantarının hububatlarda ürettiği kanserojen bir madde. Hayvan yemlerine %1 oranında kaolin veya montmorillonit katarak aflatoxinin gıda zincirinden insanlara bulaşmasını %90 oranında önlemek mümkün. • Son çalışmalar, kaolinin Hepatit-C virüsüne ve E-koli bakterilerine karşı da etkili olduğunu gösteriyor Bu dönemde yüzü gülmeyen üreticiler de var. Antimuan fiyatları düşmeye devam ediyor. Eylül ortasında fiyatlar 200 $/ton daha geriledi. Çin’de inşaat ve imalat sanayilerinde durgunluk yangın geciktirici olarak kullanılan antimuanı etkilemişe benziyor. 20 tonluk partilerde satılan, % 99,5 Sb2O3 , Fob Çin fiyatı 7.700-7.900 $/ton seviyesinde. Türkiye soda pazarında iddialı Soda pazarında dengeler değişmeye devam ediyor. Global sanayi etüdleri yapan IHS’ye göre soda tüketimi önümüzdeki on yılda ortalama yılda %3.3 büyüyerek, 55.5 milyon tondan 76.5 milyon ton seviyesine ulaşacak. Bugün itibarıyla bunun %75’i sentetik olarak, Solvay prosesi ile, % 25’i ise tronadan elde ediliyor. Bu pazarda tronadan elde edilen sodanın payı giderek artıyor. Bu rekabetten en çok etkilelenen önce Kenya’da 360.000 ton/ yıl, ardından İngiltere’de 560.000 ton/ yıl kapasiteli tesislerini kapatan Hintli Tata firması oldu. Kapanan tesislerin en belirgin etkisi İngiltere’de görüldü. 2013’ün ilk yarısı sadece 50.000 ton ithalat yapan İngiltere, 2014 ün ilk yarısında 155.000 ton soda ithalatı yapmak zorunda kaldı ve bununda %40’ı Türkiye’den. Benzer şekilde Solvay Portekiz’deki 230.000 ton/ yıl kapasiteli tesisini kapatınca ülke sodayı tamamen ithal etmek zorunda kaldı. Avustralya 340.000 ton/yıl kapasiteli Osborne tesisini kapatınca yıl- da 300.000 ton sodayı ABD den ithal etmeye başladı. Türkiye için bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, projeler gecikmeye devam ediyor. Ciner Grubu’nun 2.5 milyon ton/yıl kapasiteli projesinin birinci fazı olan 1.5 milyon ton/yıl bölümünün 2014’de devreye alınacağı söylenmesine rağmen gerçekleşmedi, ve tesisi devreye alma tarihi 2018 olarak revize edildi. Aynı şekilde, 2012’de biteceği söylenen Eti Maden’in 500.000 ton/yıl kapasiteli tesisinin revize açılış tarihi 2016. BACANORA yılda 25.000 ton Borik asit üretmeye hazırlanıyor Bacanora Minerals Meksika’da Magdalena bor projesinde 25.000 ton/ yıl kapasiteli borik asit tesisi kurmaya hazırlanıyor. Sonora eyaletindeki madende bugüne kadar 1,17 milyon ton asgari %8’lik bor cevheri tespit edilmiş durumda. Aynı eyalette firmanın 2,68 milyon ton, 2.000ppm lityum karbonat eşdeğerinde, bir lityum projesi de var. Diğer yandan Sırbistan’da Piskanja bor yatağında çalışmalarına devam eden Erin Ventures rezervini %30,8 B2O3 içeren 5,6 milyon ton olarak açıkladı. Bu arada Rio Tinto da Sırbistan, Jadar’daki bor etüdüne devam ediyor. Rio Tinto bu yılın üçüncü çeyreğinde 127.000 ton bor ürettiğini açıkladı. Firma artan talebi Kernit’i doğrudan çözündürme metoduyla işlediği tesisi sayesinde karşılamayı planlıyor. YMGV’den Kazalar madenciliğe itibar kaybettiriyor YMGV 55. Danışma Kurulu Toplantısı yapıldı Y urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nın 55. Danışma Kurulu Toplantısı 15 Kasım 2014 Cumartesi günü, İTÜ Vakfı Sosyal Tesislerinde 45 üyenin katılımı ile gerçekleştirildi. Prof. Dr. Erdoğan Yüzer’in yaptığı açış konuşmasında toplantının asıl gündeminin son dönemde meydana gelen elim maden kazaları olduğu belirtildi. Toplantıya ilk kez katılan üyeler Ümit Aras, Atilla Togay ve Prof. Dr. Yücel Yılmaz’ın Kurul’a takdim edilmesinin ardından, Prof. Dr. Güven Önal Kurula, Vakfın 2014 Nisan – Kasım dönemi faaliyetleri ile ilgili bir sunum yaptı. Bu dönemde madencilik tanıtım faaliyetleri ile ilgili önemli adımlar atıldığını belirten Önal, TV programları yapıldığını, kısa metrajlı tanıtım filmi yarışması açıldığını ve kamuoyuna duyurulduğunu, ancak bu programın yaşanan 28 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} maden kazalarından dolayı iki kez ertelendiğini söyledi. Prof. Önal özetle şu bilgileri verdi: “Yurt içi (Beypazarı, Balya) ve yurt dışına (Brezilya) çeşitli teknik inceleme gezileri düzenlendi; öğrenci gezileri desteklendi; Antalya’da Kayagazı ile ilgili bir çalıştay düzenlendi; Vakıflar Haftası vesilesiyle bir dizi etkinlik düzenlendi; eğitim seminerleri periyodik olarak devam etti; eğitim ile ilgili olarak, 30 öğrenciye burs verilmeye devam ediliyor; madencilik mevzuatı ile igili çalışmalar sürdürüldü, ortaya çıkan görüş ve öneriler ilgili mercilere iletildi; Uluslararası Cevher Hazırlama Sempozyumu Kuşadası’nda düzenlendi; Maden Türkiye 2014 Fuarı için çok ciddi bir hazırlık süreci geçirildi.” Prof Güven Önal’ın sunumunun ardından, Sürdürülebilirlik Madencilik ve Çevre Sorunları ile ilgili sunum Hüseyin Budak tarafından yapıldı. Maden atıklarının değerlendirilmesi üzerinde uzun zamandır çalışıldığını ifade eden Budak, AB mevzuatı çerçevesinde bu konu ile ilgili posa, artık, atık gibi tanımların mutlaka çok net olarak yapılması gerektiğini söyledi. Budak, Çevre ile ilgili kamu kurumlarında maden mühendisi istihdam edilmesinin gereğine de değindi. Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu, Torba Yasaların madenciliğe neler getirdiği ile ilgili bir sunum yaptı. Madencilik sektörünü ilgilendiren pek çok önemli düzenlemenin Torba yasalar ile yapıldığını bildiren Topaloğlu, önümüzdeki dönemde de sektörü doğrudan ilgilendiren düzenlemelerin yapılacağını söyledi. Rodövans ve ruhsat devirleri ile ilgili ciddi düzenlemelerin yolda olduğunu bildiren Prof. Topaloğlu, bu değişikliklerin sektörde çeşitli sıkıntılar doğurabileceğini, bunların iyi irdelenmesi gerektiğini söyledi. Toplantıda son olarak, yaşanan üzücü maden kazalarının önlenmesine yönelik nasıl bir strateji yürütülebileceği tartışıldı. Soma’da yaşadığımız büyük felaketin yaraları sarılmadan Ermenek’te meydana gelen kaza ile bir kez daha sarsıldığımızı dile getiren toplantı katılımcıları, bu kazaların önemli bir sonucunun da Türk madenciliğinin kamuoyu nezdinde itibar kaybına uğraması, yaralanması olduğunu ifade ettiler. Soma faciasının ardından Vakıf Yönetim Kurulu tarafından bir uzman heyet oluşturulduğu ve ülkemizdeki tüm madencilik şirketlerine iş güvenliği önlemleri ile ilgili bir yazı gönderilerek bir eksikleri olup olmadığı sorulduğu, fakat toplam 241 kurum ve 2244 sahsa gönderilen bu yazılara tek bir yanıt alındığı ifade edildi. Söz alan Sadrettin Alpan madencilikte ilk prensibin emniyet olduğunu belirterek, yer altı personelinin eğitim ve kontrolünün önemine dikkat çekti. Alpan, madencilikte bir anlayış ve kültür reformunun şart olduğunu söyleyerek, “En önemlisi dışarıdan denetlenmeyi, kendimizde bir kusur bulunur endişesiyle pek de kabul etmek istemiyoruz. Yalnız kaidelere uymak değil, teknolojiyi, bilgiyi kontrol şart,” şeklinde konuştu. Madencilik eğitiminin de gündeme geldiği toplantıda söz alan İTÜ Maden Fakültesi Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural, iş güvenliğinin sağlanmasında eğitimli maden mühendislerinin öneminin farkında olduklarını belirterek, öğrenclerin bu konudaki bilgi ve görgüsünün arttırılması, kazalar sonrasında oluşan korku ve çekincenin giderilmesi için teknik gezi, staj ve benzeri faaliyetlerin önemine dikkat çekti. Murat Turan son dönem açılan pek çok Maden Mühendisliği bölümünde yeterli eğitim verilmediğini belirtirken, İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Arslan, madencilik eğitiminde bir sorun olduğu fikrine katılmadığını ifade etti ve madencilik şirketlerinin eğitime ve üniversitelerdeki projelere daha fazla destek vermesi gerektiğini belirtti. Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi’nde nöbet değişimi Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi’nin 21 Ekim 2014 tarihinde yapılan Genel Kurulunda, Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu Üyeleri ile Yönetim Kurulu Başkanı yenilendi. Birlik tarafındanSektörmaden dergisine yapılan açıklamaya göre; yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak Ümit Akdur seçildi. Akdur aynı zamanda Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürütüyor. Önceki Başkan İsmet Kasapoğlu bu seçimde yeniden aday olmadı. YMGV’den Madencilerin gündemi iş kazaları Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi tarafından düzenlenen ve madenciliğin sorunlarının ele alındığı toplantıda ana gündem maddesi sektörde son dönemde yaşanan büyük iş kazaları ve bunların madenciliğe etkileri idi. Y urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi, madenciliğimizin ve madencilerimizin sorunlarını ele almak üzere 22 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Ramada Otel’de bir toplantı düzenledi. Başta Trakya bölgesi olmak üzere madencilik kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getiren toplantıya, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, MİGEM Metalik Madenler ve Kömür Daire Başkanı Mehmet Tombul, Trakya Madenciler Derneği Başkanı Cahit Sağlam ve Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi Başkanı Kani Alp gibi isimler de katıldı. Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi Başkanı Kani Alp, açılışta yaptığı konuşmada Komite olarak maden mevzuatı ile ilgili gelişmeleri anlatmak ve madenciler arasındaki dayanışmayı pekiştirmek amacıyla, yılda bir kaç kez bu tür toplantılar düzenlediklerini ifade etti. Trakya Madenciler Derneği Başkanı Maden Mühendisi Cahit Sağlam, Soma ve Ermenek’te meydana gelen kazalarda şehit düşen madencileri anarak başladığı konuşmasında, madencilik sektörünün önemini ve ülkemiz ekonomisine sunduğu vazgeçilmez katkıları vurguladı. Sürekli kazalarla gündeme gelmenin madencileri ve madencilik sektörünü olumsuz etkilediğini belirten Sağlam, madenciler olarak enerji ve motivasyonlarını kaybettiklerini fakat mücadeleyi bırakmayacaklarını, tüm olumsuzluklara rağmen ekonomik ve sosyal yaşama katkı sunmaya devam edeceklerini söyledi. Sağlam, bu zor süreçlerde kendilerine destek olan onları motive eden Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı’na ve Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’a teşekkür ederek, “ Kömür geleceğin enerji kaynağıdır. Biz pes etmeyeceğiz. Aydınlık gelecek için, insanlarımızın refahı için hizmete devam edeceğiz,” şeklinde konuştu.” Mevzuatın altında kalacağız MİGEM Metalik Madenler ve Kömür Daire Başkanı Mehmet Tombul, madenciliğin zor ve riskli bir iş olduğunu belirterek, iş güvenliği önlemlerinin önemine dikkat çekti. Tombul şöyle konuştu: “Bilime, iş güvenliğine, işçi sağlığı kurallarına uyacağız. Uymayacaksak bu işi yapmayacağız. Olmazsa olmazımız iş sağlığı güvenliği. Dünyanın yaptığını biz ülke olarak neden yapamayalım. Belirli noktalarda ileri gitmiş bir ülke olarak maden sektöründe de neden ileri gitmeyelim. Bunun için yeni mevzuatlar geliyor. Çok ağır bunlar. Bazılarımız bu mevzuatların altında kalacak, bazılarımızın maden ocakları kapatılacak. Bunu şimdiden belirtiyorum. Ama istersek biz bunları başarabiliriz. Aynı damarda, aynı havza içerisinde parça parça üretim dönemi bitti. Birleşeceğiz, bu üretimleri bir arada yapacağız. Bütün teknik kuralları yerine getirerek, daha da ekonomik yapacağız” Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal da konuşmasında son dönemde yaşadığımız maden facialarına dikkat çekti ve gereken önlemlerin alınması durumunda bu tür kazaların yaşanmayacağını vurguladı. Önal “Dünya da eşi benzeri olmayan bir kaza meydana geldi. Bu kaza maalesef Soma’da gerçekleşti. İnşallah bir daha böyle bir olay yaşanmaz. Maden işletmeciliği uluslar arası standartlarda projeler ile yapılmalıdır. İşçi sağlığı, iş güvenliği de bu projelerde yer alacağından kaza riski en aza indirilecektir. Konuşmaların ardından soru-cevap şeklinde devam eden toplantı katılımcılara plaket verilmesiyle sona erdi. YMGV’den Maden Türkiye 2014 rekor kırdı Maden Türkiye Fuarı alan büyüklüğü bazında %35, katılımcı sayısı olarak %30 ve ziyaretçi sayısında da %47 oranında büyüme sağlayarak sektörün geleneksel buluşma adresi olma iddiasını bu yıl da pekiştirdi. YMGV’den Y urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve TÜYAP işbirliği ile hazırlanan “Maden Türkiye 2014” 6. Uluslararası Madencilik, Maden, Makine ve Ekipmanları, İş Makineleri Fuarı büyük bir başarı ile gerçekleştirilirken rekor bir katılıma da sahne oldu. Maden sektörünün Avrasya coğrafyasında düzenlenen en kapsamlı fuarı olan ve düzenlenmeye başladığı 2004 yılından bu yana gösterdiği istikrarlı büyüme ile 2014 yılı itibariyle “uluslararası” unvanını almış bulunan Maden Türkiye 2014, 27-30 Kasım 2014 tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar Merkezinde yapıldı. Fuar, Çin ve Kanada ülkelerinin milli katılımları ve 29 ülkeden 412 firma ve firma temsilcisi ile 1291’i yurt dışından olmak üzere 9371 profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Alan büyüklüğü bazında %35, katılımcı sayısı olarak %30 ve ziyaretçi sayısında da %47 oranında büyüme sağlayan 6. Maden Türkiye Fuarı 71 ülkeden yabancı ve 73 ilden yerli ziyaretçiyi katılımcılar ile buluştururken sektörün geleneksel buluşma adresi olma iddiasını bu yıl da pekiştirdi. Katılımcı firmalar yapılan ikili görüşmelerde ürün ve hizmetlerini nitelikli ziyaretçilere tanıtma imkânı buldular. Açılışta önemli mesajlar Maden Türkiye 2014 Fuarının açılış töreninde kürsüye çıkan sektör temsilcileri önemli mesajlar verdiler. Fuarın düzenleyicisi olan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, açılışta yaptığı konuşmasına son dönemde yaşanan maden kazaları ve can kayıpları dolayısıyla yaşadığı burukluğu dile getirerek başladı. Maden Türkiye Fuarı’nın geçen 10 yıl içerisinde almış olduğu mesafenin kendileri için bir gurur vesilesi olduğunu ifade eden Önal, madenlerimizin daha büyük oranda işletilmesinin Türkiye’nin geleceğine katkı sağlayacağını, fakat yaşanan kazaların ardından madencilik aleyhine çıkan seslerin yükseldiğini vurguladı. Madenciliğin uygarlığın temeli olduğunu belirten Prof. Önal ona karşı olmanın uygarlığa karşı olmakla aynı anlama geldiğini söyledi. Prof. Güven Önal, “2013 yılındaki cari açığının yüzde 85’i enerji hammaddeleri ve maden ürünleri ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla ülkelerin yaşamında, medeniyetin gelişmesinde ve ülkelerin ekonomisinde bu denli önemi olan bir işkolunun, yapılmamasını isteyenlere olumlu bakmak olası değildir,” şeklinde konuştu. İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’nin önüne koyduğu ekonomik hedeflere ulaşmasında madencilik sektörünün çok önemli olduğunu belirterek bunun için artık hammaddeden çok katma değerli ürünler üretir hale gelmemizin gereğini vurguladı. Bunun yolunun bilim, teknoloji, Ar-Ge, sanayi-üniversite işbirliğinden geçtiğini ifade ederek, devletin bu yönlü bir teşvik politikası geliştirmesinin önemine dikkat çekti. Bahçıvan, maden kazaları ve kamuoyundaki madencilik karşıtı tutumlarla ilgili olarak da şöyle konuştu: “Bütün mesele risklerin analizini doğru yapmak, tehditlerin analizini doğru yapmak, teknolojinin ve bilimin katkısını kullanarak, akılla bunu birleştirip bu konularda çözüm üretmek. Onun için biz asla madenciliğe küsmemeliyiz, asla yeraltı zenginliklerimize küsmemeliyiz. Bunları kendi teknolojimizle, kendi imkânlarımızla, mümkün olduğu kadar sanayimizle buluşturarak, Türkiye’nin sanayisinin hizmetine vererek dünyada rekabet eder boyutta, diğer ülkeler nasıl yapıyorsa bu noktada geliştirmeliyiz.” Bütün sektörleri harekete geçiren lokomotif bir sektör durumundaki mamadenciliğimiz aynı zamanda sanayinin dışa bağımlılığını azaltan, bölgesel ve yerel kalkınmayı arttıran ve göçü önleyen bir özelliğe sahiptir. çildiğini ifade etti. Erdoğan, “2010 yılından önce ruhsat müracaatlarımız yaklaşık 15 bin adetken , 2010 yılından sonra bu sayı 5000 civarına düşmüştür. Toplumda baktığımız zaman bugün geldiğimiz noktada geçmişte 35 bine ulaşan arama ruhsat sayısının 7500’e düştüğünü, işletme ruhsatlarının ise, belirli oranda artarak 13 bin 500’e ulaştığını bilmekteyiz. 2013 yılında toplamda 5000 adet ruhsat müracaatının, 2014 yılında da Kasım ayı itibariyle 2900 adet ruhsat müracaatının olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum,” dedi. Maden Türkiye 2014 Fuarı’nın açılışında kürsüye çıkan isimlerden biri de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden İşleri Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Erdoğan oldu. Konuşmasında madencilik mevzuatı ile ilgili bilgiler veren Erdoğan, 2010 yılında maden kanununda yapılan değişiklikle sektörde ruhsat ticaretinin önüne ge- Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Madenciliğimiz sanayinin dışa bağımlılığını azaltan, bölgesel ve yerel kalkınmayı arttıran ve göçü önleyen bir özelliğe sahiptir. Madencilik sektörü bütün sektörleri harekete geçiren lokomotif sektör durumundadır. Biz madencilikte içerde ve dışarıda rekabet edebilecek marka ürünler oluşturmalıyız. Önce insan dediğimiz zaman pek çok sorunu çözmüş olacağız diye düşünüyorum. İş sağlığı ve iş güvenliği hem madenlerde hem diğer sektörlerde birinci önceliğimiz olmalıdır. Madencilik faaliyetleri özellikle taşrada, kırsal kesimlerde yapıldığı için sosyal faydalarını arttırmalıyız.” {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 35 36 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 37 YMGV’den Emin Kayalı -ECS Kimya Adnan Erdoğan - Minerva Mühendislik Sektör büyüdükçe Fuar da büyüyor Fuarda 25 senelik tecrübemizi tanıtıyoruz “ECS Kimya olarak arıtma kimyasalları ve maden flotasyon kimyasalları konusunda çalışıyoruz. 2003 yılında kurulan firmamız, maden sektöründeki büyümeye paralel olarak gelişiyor.” “Bizler, iki arkadaş olarak yaklaşık 25 yıl uluslararası şirketlerde, arama gruplarında, arama faaliyetlerinin en başından en sonuna kadar, ön fizibiliteden fizibilite aşamasına kadar altın ve değerli metaller konusunda edindiğimiz tecrübe ve bilgi birikimini, Türkiye’deki madenlere yatırım yapacak yerli ve yabancı şirketlere ve ruhsat sahiplerine sunmak üzere bu yıl Nisan ayında Minerva Mühendislik’i kurduk.” “Bundan bir 5-6 sene önce Türkiye’de madencilik düşük seviyedeydi, özel sektörde özellikle. Özelleştirmeler oldu, yeni sahalar açılmaya başlandı, tesisler açılmaya başlandı. Bu son 2-3 yıla baktığınızda son duraklamadan önce ciddi bir ivme kazanmıştı. Fakat son 1-2 içerisinde bir duraklama görüyoruz.” “Fuar iki senede bir yapılan bir fuar. 2012’de de buradaydık. 2014’te de olmak istedik. Çünkü sektörle beraber biz de her zaman, sektörün içinde olduğumuzu göstermek istedik. 2012’ye göre daha büyümüş bir fuar görüyoruz katılımcı açısından baktığımız zaman. Ziyaretçi açısından da daha zengin. Bu aslında her şeyi birbirine bağlıyor, sektör büyüdükçe fuar da büyüyor, insanların ilgisi artıyor ve yeni şeyler görmek istiyorlar. Bu anlamda fuar iyi gidiyor.” “Fuara yeni başlayan bir şirket olarak kendimizi tanıtmak için katıldık. Sektörde bizim düşündüğümüz seviyede danışmanlık ve mühendislik hizmeti veren şirket sayısı az, özellikle küçük maden şirketlerinin ve yatırımcıların erişebileceği ekipler yok. Bu alana yönelik olarak kendimizi tanıtmak üzere geldik ve şu ana kadarki ilgiden de memnunuz.” Leman Sezginsoy - Ersencer Mühendislik Jackson Wang - Nanchang Kama Keşke her sene olsa İlk defa katıldık, çok memnunuz “Asıl iş konusu mühendislik hizmetleri ve iş makinelerine yönelik yedek parça temini olan Ersencer Mühendislik 1993 yılında kuruldu. Madenlerde kullanılan ekipmanların birçoğunun şanzıman, tork, aks gibi yedek parça ve bakım hizmetleri sağlıyoruz uzun bir süredir. Yaptığımız bakım hizmetleri bizi kendi makinelerimizi üretmeye, nasıl daha iyi makineler yapabiliriz, nasıl kendi madencilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabiliriz diye düşünmeye sevk etti ve Talpa ortaya çıktı. Şu an üç Talpa modelimizle fuardayız.” “Çin’de bir devlet yatırımı olarak başlayan ve 60 yıllık bir geçmişi olan şirketimiz Nanchang Kama, başka pek çok şeyin yanında yeraltı madenciliğiyle ilgili servis aracı, üretim hattıyla, drenajla ilgili makineleri üretiyor.” “Fuarın iyi geçtiğini düşünüyorum ben. İlk gün ve ikinci gün pek çok sektör temsilcisi ile tanışma olanağı bulduk. Epeydir görmediğimiz pek çok madenciyi tekrar görme olanağı bulduk. Çünkü çok fazla kimse işletmelerden çıkamıyor haliyle. En azından iki yılda bir de olsa çok yararlı olduğunu düşünüyorum, keşke her sene olsa diye düşünüyorum.” “Gelişmekte olan ülkelerin maden sektöründe yaşadıkları problemler ve iş güvenliği problemlerini çözmek için ucuz yöntemler sunuyoruz.” “Fuara ilk defa katılıyoruz. Burada sektörden pek çok profesyonelle tanışma ve ilişki kurma fırsatı yakaladık. Bu anlamda beklentilerimizi fazlasıyla karşıladığını söyleyebilirim. Kişisel olarak son derece memnunum.” Hüseyin Şen - Şen Plastik Tony Zheng - Liaoning Rainbow İş güvenliğinde daha almamız gereken yol var Fuar hedef pazarımızın giriş kapısı oldu “Şen Plastik olarak madencilik sektörüne yönelik iş güvenliği ekipmanları sağlıyoruz. 25 yıl önce bu işe başladığımızda sektörde iş güvenliği standartları neredeyse yok denecek düzeyde idi. Aradan geçen zamanda bu konuda bir hayli yol almış durumdayız, ama hala tam olarak yeterli olduğunu söyleyemeyiz.” “Liaoning Rainbow 40 senelik bir geçmişi olan uluslararası bir firma. Halihazırda Vietnam’a madencilik üzerine ekipman satışı yapıyoruz. İkinci hedef pazarımız Türkiye.” “Fuara çok yüksek beklenti ile gelmiyoruz. Ama burada başka firmalarla tanışıyoruz, ilişki kuruyoruz, varolan ilişkilerimizi geliştirme fırsatı yakalıyoruz. Belki fuar boyunca çok fazla sipariş almıyoruz ama burada kurduğumuz ve geliştirdiğimiz ilişkilerin meyvelerini sonrasında topluyoruz.” 38 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} “Fuardan, aldığımız bir e-posta davetiyesi ile haberdar olduk ve katılmaya karar verdik. Burada çeşitli firma temsilcileri ile tanıştık, kartvizit değişimleri yaptık, Çin’li ekipman firmalarının acentalığını yapan bazı şirketlerle ilişki kurduk. Türkiye bizim Vietnam’dan sonra pazara giriş yaptığımız ikinci ülke. Fuardan beklediğimizi fazlasıyla aldık.” {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 39 YMGV’den Madenlerde İş Sağlığı, Güvenliği ve Torba Yasa Gerçeği M aden Türkiye 2014 fuarı kapsamında, 28 Kasım günü “Madenlerde İş Sağlığı, Güvenliği ve Torba Yasa Gerçeği” başlıklı bir açık oturum düzenlendi. Başkanlığını Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın yaptığı açık oturumda konuşmacı olarak Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mustafa Sever, “A “Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Abdullah Dündar, TOBB Madencilik Meclisi Başkanı İsmet Kasapoğlu ve Koza Altın İşletmeleri Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu yer aldı. Maden facialarında hayatını kaybeden madenciler anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan açık oturumun sunuş konuşmasını yapan Prof. Dr. Güven Önal, son dönemde meydana gelen maden kazalarının bütün yurttaşlar yanında en fazla da madencileri üzdüğünü belirterek, bunların aynı zamanda madencilik aleyhinde konuşmak isteyenlere uygun bir ortam yarattığını söyledi. Madenciler olarak bu durumu düzeltmenin gereğini vurgulayan Önal, “Bunun için de öncelikle kendi içimizde tartışıp, özeleştiri yapmalı ve alacağımız sonuçlar üzerine geleceğimizi planlamalıyız” şeklinde konuştu. Madenlerde yaşanan iş kazaları, Torba Yasanın madenciliğe getirdikleri ve Maden Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklik tasarısının artıları ve eksileri konularının tartışıldığı açık oturumda konuşmacılar yaptıkları sunumlarda özetle şu görüşleri dile getirdiler. İş güvenliği proje aşamasında başlamalı Abdullah Dündar, açık oturumda yaptığı konuşmada, Soma ve Ermenek’te meydana gelen maden kazalarının önlenebilir nitelikte kazalar olduğunu vurgulayarak, bunların temel sebebinin iş güvenliği konusuna yeterli önem verilmemesi ve gereken en temel önlemlerin bile alınmayışı olduğunu söyledi. Abdullah Dündar, denetim konusuna da dikkat çekerek, etkin bir denetimin yapılabilmesi için bu konudaki mevzuatın son derece açık olması, denetim görev ve sorumluluklarının, hangi kurumlar tarafından yerine getirileceğinin açıkça tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Mevcut durumda bu konuda büyük bir muğlâklık ve çok başlılık olduğunu belirten Dündar, gerek torba yasada gerekse de Başbakanlıkta bekleyen Maden Kanunu değişiklik taslağında bu muğlâklık ve çelişkilerin giderilemediğini ifade etti. 40 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} Açık oturumda, madenciliğin son derece zor ve meşakkatli bir faaliyet alanı olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan İsmet Sivrioğlu, İş güvenliği ile ilgili sürecin daha proje aşamasında başlaması gerektiğini belirterek “Madencilik çalışmalarında insan odaklı olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız. Çalışanlarımızın emniyetini her şeyden üstün tutmalıyız,” şeklinde konuştu. Türkiye’de yasal düzenlemelerin iyice düşünülmeden, aceleyle, etki-tepki süreçlerinden hareketle yapıldığını söyleyen Sivrioğlu, Soma faciasının ardından çıkarılan yasanın da buna örnek oluşturduğunu ifade etti. 16 Haziran 2012 tarihli Başbakanlık Genelgesinin madencilik sektöründe bir kaosa neden olduğunu da söyleyen İsmet Sivrioğlu, yeni çıkacak yasanın da bu kaosu daha da derinleştireceğini sözlerine ekledi. MİGEM Daire Başkanı Mustafa Sever de ülkemizde maden ve inşaat sektörlerinde çalışan işçilerin eğitim düzeyinin çok düşük olduğunu belirterek, yaşanan kazaların önemli sebeplerinden birinin bu olduğunu söyledi ve çalışanların eğitiminin önemine dikkat çekti. Denetlemek yol göstermektir Konuşmacılardan İsmet Kasapoğlu da denetimin sadece ceza vermek olarak algılandığını oysa gerçekte denetimin yol gösterici, iyileştirici bir süreç olması gerektiğini vurgulayarak mevcut uygulamada denetimin yapıcı değil yıkıcı bir şekilde yapıldığını vurguladı. Soma kazasının ardından çıkarılan Torba Yasa ile getirilen düzenlemeleri de eleştiren Kasapoğlu, “Yasaya başlangıç şuydu, işçiye güvenli bir ortam sağlamaktı değil mi? Halbuki burada hiç ortam filan yok, kaybettiğimiz işçilere biraz maddi yardım, hepsi o kadar. Yani yeraltına ineceklere de şunu diyoruz: Sen öleceksin gene ama, biz sana biraz daha para vereceğiz. Böyle şey olur mu? Bu Torba Yasanın özeti bu,” seklinde konuştu. Son olarak, konuşan Prof. Dr. Önal, “Son dönemde oluşan kazaların sektörde bir milad olduğunu, ülkeyi yönetenler başta olmak üzere, bürokratların, üniversitelerin, işverenlerin, denetçilerin, mühendisler ile çalışanların durumlarını gözden geçirmeleri gerekir. Eğitim her işin başında geldiği için sürekli eğitimin temel alınması esastır,” diyerek toplantıyı kapattı. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 41 INERMA (International Energy Raw Materials and Energy Summit) Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Clarion Event işbirliği ile 1-2-3 Ekim 2015 tarihlerinde, İstanbul Hilton Kongre ve Sergi Merkezinde düzenlenecektir. Dünya’da, Türkiye’de enerji ve enerji stratejileri, enerji hammaddeleri (kömür, petrol, doğalgaz, kayagazı, hidroelektrik, nükleer hammaddeler, jeotermal, güneş ve rüzgâr) konularının yer alacağı kongreye özet teslim tarihi 30 Nisan 2015’dir. Detaylı Bilgi İçin İletişim: [email protected], [email protected] YMGV’dan “Madencilikte İş Sağlığı ve Güvenliği” Eğitim Semineri Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, eğitim programları çerçevesinde “Madencilikte İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu bir eğitim semineri düzenledi. Madencilik sektörünün iş kazaları ile gündemde olduğu bir dönemde düzenlenen ve iki gün süren seminer, 13-14 Ekim 2014 tarihlerinde Ankara’daki TKİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Madencilik firmalarının teknik ve idari personeli ile yöneticilerine yönelik olarak düzenlenen seminere yaklaşık 100 kişi katıldı. Seminerde, iş güvenliği alanındaki ulusal ve uluslar arası mevzuat, iş güvenliği uygulamaları ve bu uygulamalarda teknoloji kullanımı gibi konular uzmanlar tarafından katılımcılara aktarıldı. Uluslararası Cevher Hazırlama Sempozyumu Kuşadası’nda düzenlendi Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü işbirliği ile düzenlenen 14. Uluslar arası Cevher Hazırlama Sempozyumu ve Sergisi 15-17 Ekim 2014 tarihlerinde, Kuşadası, Pine Bay Otel’de gerçekleştirildi. “Cevher hazırlama her şeyde” tema- 42 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} sıyla gerçekleşen Sempozyumda 12 ayrı oturumda toplam 55 sözlü ve 93 poster bildiri sunumu yapılırken, 28 farklı ülkeden 58’i yabancı olmak üzere 500’ün üzerinde kişi katıldı. Eş zamanlı olarak düzenlenen sergide de 20 ulusal ve 8 uluslararası firma açtıkları stantlarda ürünlerini tanıttılar. Maden Tarihi Osmanlı’da yabancı maden mühendisleri Yrd.Doç.Dr. Özkan Keskin Bu yazı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Yrd.Doç.Dr. Özkan Keskin’in “Osmanlı Devleti’nde Yabancı Maden Mühendislerinin İstihdamı ve Osmanlı Madenciliğine Hizmetleri” başlıklı makalesinin kısaltılmış halidir. Yazının tamamını İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitisü tarafından yayınlanan Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisinin 2007 yılı 11 sayısında okuyabilirsiniz. M Kozlu maden işçileri 19. yüzyılda Osmanlı madenlerinin yeniden verimli hale gelebilmesi için öncelikle madencilik alanında bilgi sahibi ve yeni teknikleri madenlerde uygulayabilecek nitelikli elemanların istihdamı gerekliydi. Ancak ülkede bu tür elemanları yetiştiren bir eğitim kurumu bulunmadığından, maden mühendisi ihtiyacı Avrupa Devletlerinden karşılanmaya çalışıldı. 44 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} adenler, Osmanlı İmparatorluğu’nda hazinenin önde gelen gelir kaynaklarından biri olmasının yanı sıra, ordunun ihtiyacı olan top, gülle, mermi, barut, çivi, balta gibi pek çok harp malzemesinin yapımında ve tedavüldeki para ihtiyacının karşılanmasında hayati bir yere sahipti. Bunun yanı sıra köprü, cami, medrese, han, kervansaray, külliye vb. gibi halkın ortak kullanımına ait sivil, dini ve mimari yapıların inşa ve tamiri ile ziraat aletlerinin üretiminde önemli bir unsurdu. Alman ve Balkan deneyimlerinden de istifade eden Osmanlı maden teknolojisi XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa ile yarışacak seviyedeydi. Ancak özellikle XVIII. yüzyıldan itibaren maden üretimindeki gelişmelere ayak uydurulamamasından dolayı Osmanlı madenciliği gerilemiş ve madenler devleti zarara uğratan bir sektör haline gelmişti. Dolayısıyla madenlerin yeniden verimli hale gelebilmesi için öncelikle madencilik alanında bilgi sahibi ve yeni teknikleri madenlerde uygulayabilecek nitelikli elemanların istihdamı gerekliydi. Ancak XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nde müstakil olarak maden mühendisi yetiştiren herhangi bir eğitim kurumu bulunmuyordu. Bu nedenle XIX. yüzyıl başlarından itibaren bilhassa zarar eden madenleri ıslah ederek yeniden kârlı ve verimli hale getirmek amacıyla tecrübeli ve alanında bilgili maden mühendisi ihtiyacı, madencilikte çok daha ileri seviyelerde bulunan Avrupa Devletlerinden karşılanmaya çalışıldı. Osmanlı madenciliği acınacak durumda Bu mühendislerden Maden-i Humâyûn Başmühendisi olarak istihdam edilen Avusturyalı Gustave de Pauliny en çok göze çarpan isimler arasında yer almaktadır. Tanzimat’ın ilanı arifesinde Keban-Ergani madenlerinin ıslahı için davet edilen, daha sonra deneyimlerinden lstanbul’da da yararlanılan Pauliny, maden başmühendisi ve Ma’âdin Meclisi azası sıfatıyla çeşitli madenlerin ıslahı konusunda birçok rapor hazırladı. Osmanlı Devleti adına Anadolu’daki tüm kurşun, bakır ve gümüş madenlerini gezen ve yedi aydan fazla süren teftişi esnasındaki izlenimlerini Ocak 1837 tarihli bir raporda toplayan Pauliny’e göre Osmanlı madenciliği acınacak durumdaydı. Üretim oldukça ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Avrupa’da yüzyıllardır kullanılan ve elzem görülen makineler Anadolu madenlerinde bulunmadığı gibi, cevher çok zor şartlar altında ve küçük torbalar içinde yeryüzüne Ereğli Madeni çıkarılıyordu. İmalattaki bu ilkelliğe ek olarak maden işleme metotları da oldukça kötüydü. Zorlukla çıkarılan cevher küçük atölyelerde büyük üretim kayıplarıyla işlenebiliyordu ve bu işlemin yapıldığı fırınlar Avrupa’dakilerin l/10’u büyüklüğündeydi. Ayrıca fırınlardaki körüklerde daha çok el kuvveti kullanılmakta, su gücünden istifade yöntemleri bilinmemekteydi. Pauliny’nin Keban ve Ergani’deki çalışmaları sırasında gördüğü eksiklikleri bir rapor halinde İstanbul’a iletmesinin ardından, 1843’te Keban’da maden üretimini artırıcı ıslah çalışmaları yapıldı. Ancak, üretimde küçük bir artış sağlanmasına rağmen kalıcı bir başarı elde edilemedi. Pauliny’e göre Osmanlı madenciliği acınacak durumdaydı. Üretim oldukça ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Avrupa’da yüzyıllardır kullanılan ve elzem görülen makineler Anadolu madenlerinde bulunmadığı gibi, cevher çok zor şartlar altında ve küçük torbalar içinde yeryüzüne çıkarılıyordu. “Sürü halinde gelen muhtekirler” 1800’lerin ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti’nde yabancı madenci istihdamının artmasının temel sebebi, 1861 yılında yürürlüğe giren ilk maden nizamnâmesdir. Çünkü nizamnâme hükümleriyle Edirne, Selanik, Manastır, Yanya, Bosna, Niş, Hüdâvendigâr, Kastamonu, Ankara, İzmir, Konya, Sivas, Harput ve Trabzon eyaletlerinde birer maden başmühendisi ve bunların maiyetinde maden mühendisleri bulundurulması kararlaştırılıyordu. Ayrıca yabancıların Kırım Savaşı’ndan sonra Osmanlı madenlerine olan ani ve yoğun ilgisi, maden mühendisi ihtiyacını artıran nedenler arasındadır. Kefalet akçesi alınması henüz mecburi olmadığından “sürü halinde gelen muhtekirler” çok sayıda imtiyaz talebinde bulunuyorlardı. Mukavelelerden bazıları uygulamaya geçerken büyük bir kısmı tatbik edilmiyordu. Çünkü adı geçen grup, imtiyazını aldıkları madeni işletmekten ziyade, haklarını başkalarına devrederek veya mukavelenin herhangi bir maddesinden istifade ederek devletten fesih tazminatı koparmaya çalışıyorlardı. Dolayısıyla 1861’de yürürlüğe giren ilk Maden Nizamnâmesi ile imtiyazların çerçeveleri çizilerek bu gibi suiistimaller engellenmekle birlikte, madenlerle ilgili işlemleri de arttıracağından maden mühendisi açığı daha da büyüyordu. 1861 Maden Nizamnâmesi”nin ilanından kısa bir süre sonra Temmuz 1866’da Osmanlı Devleti hizmetine giren Alman Emest Weiss’ın tüm yabancı maden mühendisleri arasında çalışma süresi ve istikrarı açısından ayrı bir yeri vardır. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 45 Maden Tarihi ay 15.000 Frank maaş ve Paris’ten Bağdat’a kadar olmak üzere 2500 Frank harcırah verilecekti. Diğer bir Alman maden mühendisi Wilhelm Fischbah ise 1877’de aylık 2500 kuruş maaşla Ergani madeninde görevlendirildi. Fischbah, 2,5 sene kontratsız olarak istihdam edildikten sonra, bir süre Hazine-i Hassa’da çalıştı. Alman mühen- dis, yüzyıl başlarında imtiyazı Hazine-i Hassa’ya ait olan madenlerin işlemlerinin tetkik ve koordinasyonunda görev aldı. Daha sonra ise 1200 kuruş maaşla vilayet maden mühendisliğine atandı. 1880’de malî sıkıntıların giderek artması üzerine, Weiss ve Deroz dışında kalan Avrupalı maden mühendislerinin kontratları yenilenmeyerek ülkelerine gönderildi. Eduard Coulant’a göre Ereğli kömür madeni coğrafi konumu, jeolojik durumu ve ticarî önemi dikkate alındığında dâhilî ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabileceği gibi, İngiltere gibi uzak ülkelerden Osmanlı Devleti’ne getirilen kömürlerle rekabet edebilecek düzeyde idi. İtalyan mühendisin kömür raporu Osmanlı’da maden işçileri Sürü halinde gelen muhtekirler”, imtiyazını aldıkları madeni işletmekten ziyade, haklarını başkalarına devrederek veya mukavelenin herhangi bir maddesinden istifade ederek devletten fesih tazminatı koparmaya çalışıyorlardı. Alman mühendis, ulaşım ve nakliye kolaylığından ötürü özellikle sahillerde bulunan madenlerin ıslah ve keşfi için getirilmişse de ilerleyen yıllarda Ergani ve diğer büyük madenlerde üretimi artırmak için çalışmalarda bulundu. Ayrıca sözleşmesinde olmamasına rağmen Maden Mektebi’nde derslere giren Weiss, bu hizmeti karşılığında nişân ve maaş zammı ile ödüllendirildi. 1880 tarihli kontratına göre Weiss’ın başta ev kirası olmak üzere diğer özel harcamaları tamamen kendisine aitti ve bu masraflar için maaşı haricinde bir ödeme yapılmıyordu. Weiss, Anadolu’da bulunan birçok madeni teftiş ederek İstanbul`a çalışmaları ile ilgili raporlar gönderiyordu. Bu raporlardan birine göre Maden Nizamnâmesi’nin ilanından sonra bir hayli maden keşfedilmiş ise de bunların neredeyse tamamı tesadüfen bulunmuştu. Osmanlı toprakları genellikle maden tabakalarına en az sahip olan kayalardan meydana geldiğinden kalay, kobalt, nikel ve bismot madenlerinin oluşumuna müsait eski tabakaların seyrekliği bu madenlerin nadiren bulunmasına yol 46 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} açıyordu. Buna rağmen Anadolu ve Rumeli’nin pek çok yerinde bulunmuş olan kromlu demir madenleri Avrupa piyasalarının tamamına yetecek seviyede olmasının yanı sıra, Ergani’deki pirit Eskişehir’deki lületaşı dikkate değer kıymetli madenler arasındaydı. Kurşun, Bulgardağı ve Keban’da olduğu gibi damar halinde veya Gümüşhacıköy ve İmroz Adası’ndaki gibi küçük parçalar halinde bulunmaktaydı. Ayrıca İran hududunda Mendeli şehrine yedi saat mesafede 30 kadar petrol kaynağı vardı. Bu kaynakların etrafına birkaç arşın derinliğinde çukurlar açılıp, biriken petrol tulumlara doldurularak Mendeli’ye naklediliyordu. 100 kıyyesinden 38 kıyye saf petrol elde edilen kaynaklardan senelik ham petrol üretimi 170.000 kıyye civarmdaydı. Saf petrolün kıyyesi 2 kuruşa mal ediliyor ve 5 kuruşa satılıyordu. Weiss’den birkaç yıl sonra Fransa’dan getirilen Deroz, Bağdat vilayeti maden mühendisi olarak istihdam edildi, ayrıca İstanbul’daki işlerle de ilgilenecekti. Fransız mühendise İstanbul’dan hareket ettiği günden itibaren her Bu arada Ernest Weiss’ın otuz üç sene gibi uzun bir memuriyet döneminin ardından 1899’da vefatıyla başmühendisliğe l883’te Osmanlı Devleti’nde maden mühendisi olarak göreve başlayan Eduard Coulant tayin edildi. Aslen İtalyan olan Coulant, bir yıl Gümüşhacıköy ve Bulgardağı madenlerinde üretimin artırılması ve fırınların ıslahında görev yaptı. Başarılı çalışmalarından dolayı 1884’te Mecidiye nişanıyla taltif edilen ve Maden Heyiet-i Fenniyesi üyeliğinde de bulunan İtalyan mühendis Orman ve Ma’âdin Mektebi’nde dersler de verdi. Coulant’ın belki de en dikkate değer çalışması, Ereğli Kömür Madenleri’nde üretimin artırılmasına yönelik hazırladığı rapordur. Rapora göre Ereğli ve Amasra madenleri olarak anılan Karadeniz karbon tabakası oldukça büyük olup muhtemelen tek parça olarak bulunuyordu. Bölgede 50-60 seneden beri imalat yapılmasına rağmen hafriyat usullerinin eski olması sebebiyle bu madenler el değmemiş sayılabilirdi. Hatta mevcut kazılar su hizasından daha derine inememişti. Bu nedenle çlkarılmakta olan kömür miktarı ile maden rezervi kıyaslanamayacak derecedeydi. Maden coğrafi konumu, jeolojik durumu ve ticarî önemi dikkate alındığında dâhilî ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabileceği gibi, İngiltere gibi uzak ülkelerden Osmanlı Devleti’ne getirilen kömürlerle rekabet edebilecek düzeyde idi. Ereğli kömürü cinsi bakımından Avrupa kömürlerinden aşağı değildi. Madenin gerçek değerinin tespiti için arazinin keşif çalışmaları yapıldıktan sonra, mil ve burgu ile aramalara başlanmalı, biriken sular da düzenli bir şekilde ve devamlı surette boşaltılmalıydı. Ayrıca mağara ve kuyulara hava verilmesi ve çıkarılan kömürün yüzeye nakli için yeni makineler kullanlımalıydı. Madencilikte nakliyat ile maliyet arasında doğrudan ilişki bulunduğundan mağara ve kuyular ile iskele arasında sevkıyatı en ucuz ve kolay şekilde temin için yollar açılmalıydı. Ereğli madeninin yeniden yapılandırılmasından sonra gerçekleştirilecek üretimle, iç piyasa ihtiyaçları tamamen karşılanacağı gibi artan miktarın yurtdışına satılması dahî mümkündü. Tüm bu maden mühendislerinden başka kısa süreli görev yapan ve faaliyetleri hakkında pek fazla bilgi sahibi olamadığımız yabancı maden mühendisleri de Osmanlı hizmetinde bulunmuşlardı. Nitekim Edime ve Filibe arasındaki arazinin teftişi ve tabakaların haritasını yapmak üzere 500 Sterlin maaşla görevlendirilmiş olan İngiliz Arthur Lenvek ve Ocak 1867’den itibaren iki yıllık kontrat yapılan Polonyalı mühendis Roşten bu tür mühendislerdendir. Almanya’dan getirilen Konrad 1865’de Bosna ve Kratova madenlerinin keşfinde görev almış, daha sonra yerine Macar bir mühendis tayin edilmişti. Bağdat Eyaleti’ndeki madenlerin keşif ve muayenesi için ise Alman Olschlegel’den istifade edilmişti. 1863’de Fransa’dan getirilen Şoso ve Beral adında iki maden mühendisi Bereketli, Bulgardağı, Keban, Ergani ve Gülek madenlerinin ıslah çalışmalarında bulunmuşlardı. Avusturyalı maden mühendisi Strauss Aurel Schamu ise Ereğli Madenleri’nde istihdam edilmiştir. Sonuç olarak XIX. yüzyıl ortalarından itibaren giderek hızlanan ve özellikle büyük madenlerin ıslahı için istihdam edilen yabancı maden mühendislerinin çalışmaları neticesinde birkaç madende küçük çapta ilerlemeler kaydedildi. Ayrıca 1861 Maden Nizamnâmesi sonrasında vilayetlerde maden mühendisi bulundurulmasının hükme bağlanması ile taşrada bu alanda nispeten daha ciddi bir yapılanmanın temelleri atıldı. Bu gelişmelerle birlikte Osmanlı Devleti’nde ilk defa bir Maden Mektebi açılarak acil ihtiyaç duyulan ikinci sınıf maden mühendisi yetiş{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 47 Maden Tarihi tirilmeye başlandı. Ancak teknolojik altyapı ve yetişmiş eleman eksikliği gibi pek çok unsur, madenlerin modemizasyonunun birkaç yabancı maden mühendisinin çalışmalarıyla düzelmesine imkan vermeyecek kadar ciddi engeller yaratıyordu. Nitekim adı geçen mühendislerin zaman zaman aylar süren çalışmalarından sonra hazırladıkları ve madenlerin ıslahına yönelik raporların çoğu, Zonguldak Madeni maliyetlerinin bütçeye yapacağı baskılar göz önüne alınarak uygulanamıyordu. Her ne kadar başarılı bir sonuç alınamasa da bu teşebbüs devlet kademelerinde görevli bir grup Osmanlı idarecisinin, devlet gelirlerinin artması için pek çok alanda giriştikleri modernleşme adımlarından birini, madenlerin idaresi konusunda atmaya çalıştıklarını göstermektedir. Baruthane Fabrikası Alman mühendis öncülüğünde ilk Maden Mektebi Ernest Weiss’ın belki de en önemli hizmetlerinden biri Osmanlı Devleti’nde bir Maden Mektebi’nin açılması yolundaki çabalarıydı. Devlet, madencilik alanındaki uzman ihtiyacının karşılanması için Avrupa`dan mühendis getirirken, daha seyrek olarak yurtdışına madencilik eğitimi almaları amacıyla öğrenci de gönderiyordu. Ancak her iki yöntem oldukça masraflıydı ve kalıcı çözüm olmaktan da uzaktı. Bundan dolayı bir maden mektebi açılarak mühendis yetiştirilebileceği düşünüldüyse de, mükemmel bir mektebin tesisi için tahmin edilenden daha çok zamana ve paraya ihtiyaç duyulduğu anlaşıldı. Fakat vilayetlere tayin edilmek üzere acilen ihtiyaç duyulan ve kendilerinden madenlerin keşfi, cevherin çıkartılması ve eritilmesi gibi daha basit işleri yürütmeleri beklenilen ikinci sınıf maden mühendislerinin yetiştirileceği bir mektep kurulabilirdi. Mesele hakkında görüşü alınan Maden İdaresi Başmühendisi Ernest Weiss’a göre, Orman Mektebi örnek alınarak rüştiye mezunlarından ve Arapça, Farsça, hesap ve coğrafya bilen diğer isteklilerden Maden İda- resi’nde bir maden mektebi açılması mümkündü. Weiss’a göre iki sene tahsilden sonra vilayetlerde maden mühendisliği yapabilecek ve Maden Nizamnâmesinin hükümlerini tatbik etmeye muktedir ikinci sınıf mühendisler yetiştirilebilirdi. Weiss, mektepte birinci sınıfı bitirenlerin Avrupa’daki maden mekteplerine daha rahat uyum sağlayabileceklerini düşünüyordu. Ayrıca mektebe hoca bulunamadığı takdirde bazı dersleri de verebilecekti. Weiss’ın çizdiği genel çerçeve ilgili kurumlarca değerlendirildi ve Maden Mektebinin kurulmasına karar verildi. Okulda fenn-i madeniyât, hesap, hendese ve topoğrafya derslerinin askeri okullarda bulunan zabitân tarafından verilecek, madenciliğe ait geri kalan dersleri ise asli görevlerini aksatmayacak şekilde Weiss ve diğer yabancı mühendis Deroz tarafından okutulacaktı. Mezunlar yabancı mühendislerin maiyetinde uygulamalı çalışmalar yaparak tecrübe kazanacaklardı. Böylelikle, 3 Şubat l874’te Osmanlı Devletinin ilk Maden Mektebi kuruldu. Makale Prof. Dr. Mustafa TOPALOĞLU Avukat – YMM b) II. Grup (b) bendi madenlerde % 2, ancak bu madenlerin yurt içindeki kendi tesisinde işlenerek uç ürün haline getirilmesi durumunda %1, I- Devlet Hakkı kavramı ve için vergi oranlarını arttırma yetkisini işletmelerdeki fiyattan az olmama ve kısıtlamakta ise de, maden şirketleri piyasadaki maden satış fiyatından az dünyadaki yaklaşımlar c) III. Grup ve V. Grup madenlerde %4, Maden ruhsat sahası yapılan üretim miktarı üzerinden Devlet hakkı (royalty) alınmaktadır. Devlet hakkının oransal (nispi) olarak alınmasının temeli İngiltere’ye dayanmaktadır. Ortaçağda madencileri yaptığı yatırımı geri alıncaya kadar vergiden muaf tutulmaktaydı. Ülkenin kralının çıkarılan cevherden hemen pay almak istemesi, devlet hakkının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kralın hüküm ve tasarrufu altındaki madenin işletilmesine izin vermek için üretim ve kardan aldığı pay, zamanla devlet hakkı haline gelmiştir. Türk hukukunda Devlet hakkı uygulaması, yürürlükten kalkan 1954 tarihli 6309 sayılı Maden Kanunu’nda öngörülmüş ve 3213 sayılı Maden Kanununda da yer almıştır. Geçmişte her bir madencilik projesinin özelliğine göre karşılıklı görüşmelerle uygulanacak mali rejimi yatırım anlaşmasında belirleme anlayışı yaygındı. Fakat Dünyadaki yeni eğilim, karşılıklı anlaşma gerektirmeyen açık bir mali rejimin yasalarda belirlenmesi yönündedir. İyi bir mali rejim, madencilik yatırımları için öngörülen bütün mali yükleri ülkenin yatırım çekme kabiliyetini engellemeyecek şekilde açık ve kesin olarak belirleyen rejimdir. Vergi hukuku madencilik yatırımlarının özelliklerini dikkate almalı ve makul bir devlet hakkı, yatırım malları için düşük oranlı gümrük vergileri, arama masraflarının aktifleştirilmesi ve hızlandırılmış amortisman uygulaması öngörmelidir. Bazı ülkeler madencilik yatırımlarına cazibenin arttırılması düşüncesiyle yatırım süresi boyunca mali mevzuat hükümlerinin sabitlenmesi konusunda maden kanunlarına hükümler koymaktadırlar. Her ne kadar bu hükümler, Devletin bütçe açığını kapatmak ç) IV. Grup madenlerde %2, ancak Altın, Gümüş ve Platin madenlerinde %4, DEVLET HAKKI VE YENİ KANUN TASARISINDA İLGİLİ HÜKÜMLER 50 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} tarafından yatırımlarının karlılığını belirleyebilmelerini olanaklı kıldığından çok fazla rağbet görmektedir. Bazı ülkelerde yatırıma başladıktan sonra belirli bir süre boyunca maden işletmelerine vergi indirimleri tanınmaktadır. II- 5177 ve 5995 sayılı kanunlarda devlet hakkı 3213 sayılı Maden Kanunu 5177 sayılı Kanun’dan önce Devlet hakkını yıllık işletme bilanço brüt karı üzerinden alınması esasını öngörüyordu. Ancak uygulamada maden işletmelerinin birtakım bilanço manipülasyonları yapmaları sonucu karları çok düşük gösteriliyor ve buna bağlı olarak da tahsil edilen Devlet hakkı miktarları çok düşük seviyelerde kalıyordu. 5177 sayılı Kanun ile yıllık işetme bilanço brüt karı üzerinden Devlet hakkı alınması sisteminden vazgeçilerek yıllık satış tutarı üzerinden Devlet hakkı alınması sistemine geçilmiştir. 5995 sayılı Kanun ise 5177 sayılı Kanun ile getirilen uygulamayı daha da somutlaştırmıştır. Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 85. maddesine göre, ruhsat sahibi, her yıl Nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl gerçekleştirdiği, işletme faaliyetleri ile ilgili olarak her işletme izni için ayrı ayrı Ek Form - 16’daki örnek satış bilgi formunu doldurarak MİGEM’e vermek zorundadır. Ek Form - 15’de Devlet hakkına esas ocak başı satış fiyatı ve toplam tutarı gösterilmektedir. Yönetmeliğin 86.maddesinde belirlenen ölçütlere göre hesaplanacak ocak başı satış fiyatının tespitinde benzer ” olmama gibi nisbi alt sınırlar getirilmiştir. Ayrıca, “Devlet hakkı işletme ruhsat harç miktarından az olamaz” denilmek suretiyle de mutlak alt sınır getirilmiştir. Gösterilen bu tutar üzerinden Devlet hakkı tahakkuk ettirilmektedir. Ocak başı satış tutarı, kural olarak, ham işlenmemiş (tüvenan) maden ocağında bulunan cevherin satış fiyatıdır. Tüvenan cevherin ocak dışında satılması durumunda, ocak başı satış tutarının nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyattır. Bu fiyat, işletme yöntemi, tenör/kalite, üretilen bölge, aynı pazar ortamı ve diğer özellikler göz önünde bulundurulduğunda, benzer işletmelerdeki emsal fiyatlardan az olamaz. Piyasada baz alınacak ürün satış fiyatı oluşmadığı durumlarda benzer tesisler emsal alınarak madenlerin ocak başı satış fiyatı belirlenmektedir. Üretilen cevherin ruhsat sahibinin kendi tesisinde kullanılması durumunda, benzer işletmelerdeki ocak başı satış tutarı esas alınarak hesaplama yapılmaktadır. Ancak benzer işletmelerde ocak başı satış tutarı bulunamıyor ise yukarıdaki esaslar uygulanır. Üretilen madenlerden alınacak Devlet Hakkı; a) I. Grup ve II. Grup (a) bendi madenler ile mıcır, kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddelerinde ocak başı satış fiyatı boyutlandırılmış ve/veya yıkanmış olarak satılan fiyatı olup, bu madenlerden %4, d) VI. Grup madenlerden %4, oranında alınır. Birden fazla işletme izniyle kompleks cevher üretiliyorsa işletme projesinde beyan edilen tüvenan kompleks üretim miktarı üzerinden Devlet hakkı alınır; kompleks değilse her maden için ayrı ayrı Devlet hakkı alınır. Devlet hakkının tahakkuk edeceği tarih, madenin sevkiyat tarihidir. Devlet hakkının tahakkuku açısından ocaktan dışarıya satış veya dışarıdaki bir başka tesise nakil arasında fark yoktur. Ancak, üretim sahasında stokta bekletilen madenden Devlet hakkı alınmayacağı esası getirilmiştir. Buna karşılık, stokta bekleyen madenin satışı yapıldığı an, Devlet hakkı tahakkuk etmektedir. Sahada pasa olarak atılan yada stoklanan madenlerin ileriki yıllarda satıldığı zaman satış tutarı üzerinden Devlet hakkı alınır. Söz konusu pasa malzemelerinin kamu kurum ve kuruluşlarınca bedelsiz olarak kullanılması ise Devlet hakkına tabi değildir. Ruhsat sahibinin aynı pazar ortamındaki emsallerinden az olarak ocak başı satış fiyatı beyan etmesi nedeniyle Devlet hakkı ödemesinde belirlenen fark, gecikme zammı eklenerek tahsil edilir. Ancak bu halde hataya ilişkin Kanunun 10.maddesi hükmü uygulanmaz. Yeni düzenlemeyle Devlet hakkına esas belgeleri yeminli mali müşavirlere tasdik olanağı da getirilmiştir. Buna göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı, Devlet hakkının, Kanun hükümlerine uygun ve doğru bir şekilde hesap ve beyan edilmesine ilişkin tüm hususları, yeminli mali müşavirlerin tasdikine tabi tutabilir. III- Yeni Maden Kanunu değişiklik tasarısında Devlet Hakkı Taslakta, Devlet hakkının tespitine yönelik olarak asgari emsal ocak başı satış fiyatı bölge bazında MİGEM tarafından belirlenerek ilan edileceği esası getirilmiştir. Taslak metnine göre, I(a) Grubu madenlerde Devlet hakkı, valiliklerce belirlenen ve ilan edilen boyutlandırılmış ve/veya yıkanmış piyasa satış fiyatı üzerinden alınacaktır. I(b) Grubu madenler için de %4 Devlet hakkı alınacağı öngörülmüştür. Bu hüküm, önceki düzenleme ile oran olarak aynı olup, sadece I(b) Grubu madenler ayrı bir bentte gösterilmiştir. II(a) Grubu madenlerde Devlet hakkının boyutlandırılmış malzeme fiyatı üzerinden alınacağı belirtilmiş, ancak boyutlandırılmadan ve kırma/elemeden geçirilmeden kaba inşaat, baraj, gölet, liman gibi yapılarda kullanılan tüvanan hammadde olarak kullanılan II(a) Grubu madenlerinde boyutlandırılmış fiyattan değil, tüvanan satış fiyatı üzerinden Devlet hakkı alınacağı kuralı getirilmiştir. Doğal taş ve mermer grubu ile ilgili olarak II(b) grubu madenlerde Devlet hakkı, %2’den %4’e çıkarılmıştır. Bu madenlerin yurt içinde işlenmesini teşvik için kendi tesislerinde işleyenler için %1 Devlet hakkı istisnası korunmuştur. III.Grup madenlerde kaynak tuzları için Devlet hakkı %4’ten %1’e indirilmiştir. Aynı grupta yer alan diğer madenler için ise Devlet hakkı %5’e çıkarılmıştır. IV.Grup madenlerde üç ayrı Devlet Hakkı tarifesi uygulanacaktır. Birinci kategoride yer alan turba madeni için Devlet hakkı oranı %2 olarak korunmuştur. İkinci kategori oluşturan altın, gümüş ve platin madenleri için Devlet Hakkı oranı %14’e çıkarılmıştır. Turba, altın, gümüş ve platin dışındaki diğer tüm IV.Grup madenlerinden de %4 oranı üzerinden Devlet hakkı alınacaktır. V.Grupta yer alan değerli taşlara ilişkin %4 olan Devlet hakkı korunmuştur. VI.Grup olarak düzenlenen radyoaktif madenlere ilişkin Devlet hakkı da iki kat artırılarak %8’e çıkarılmıştır. Taslakta “İşletme izni olan maden ruhsatlarından her bir işletme izni için her yıl en az ruhsat taban bedeli kadar Devlet hakkı alınır.” denilmek suretiyle alınacak Devlet hakkının alt limiti de yükseltilmek istenmiştir. Ayrıca mevcut yürürlükteki Kanunda yer alan Devlet hakkının alt limiti için esas alınan “ruhsat harcı” yerine “ruhsat taban bedeli” esası getirilmiştir. Arama ruhsatlarında ruhsat taban bedeli 1.000 TL, işletme ruhsatlarında ruhsat taban bedeli 7.000 TL olup, bu bedel ile Kanun gereğince uygulanan idari para cezaları her yıl 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı nispetinde arttırılacaktır. Buna göre, arama ruhsat aşamasında üretim yapılıyorsa Devlet hakkı taban bedeli =işletme izni sayısı X 1.000.-TL,; İşletme ruhsat aşamasında ise Devlet hakkı taban bedeli = işletme izni sayısı X 7.000.-TL olacaktır. Görüldüğü gibi bu suretle bir artış yapılarak Devlet hakkında katmerli bir artış gelmesi beklenmektedir. Sonuç olarak; Devlet hakkında bu kadar artışa gidilmesi, sürdürülebilir madencilik ilkesine aykırı olduğu gibi, hem madencilik sektörüne yapılacak yerli yatırımları hem de Türkiye’ye yapılacak doğrudan yabancı yatırımları azaltıcı etkisinin olacağı açıktır. {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 51 Trefli 9’lunun Öyküsü Eliniz ♠ A2 ♥ AKQJT97 ♦ A5 ♣ AT7 Güneyde oturuyorsunuz, 2♣ açtınız ortağınız iki rua (!) anlamına gelen 2♥ dedi ve 3♥’ünüzü de dörde yükseltti. Şimdi?... Masada Güney 5♥ dedi, Kuzey bunu ekstra sorusu olarak aldı, ancak iki valeyi yeterli görmeyip pas dedi ve kontrat tam oldu. İşte dört el: [email protected] ♠ K86 ♥ 86543 ♦ KJ ♣ J63 ♠ Q975 ♥ T2 ♦ Q73 ♣ K852 Turnuva Sonuçları 27 Kasım 7 Aralık tarihleri arasında Boston’da Kuzey Amerika Şampiyonaları yapılmıştır. Bu turnuvanın bir kısmı olan Blue Ribbon İkili turnuvasında ülkemiz milli sporcularından Süleyman Kolata ve İsmail Kandemir çifti 294 çiftin arasında 4. olmuştur. Bu büyük başarılarından dolayı kendilerini tebrik ederiz. Ayrıca briç sezonu açısından yoğun olduğumuz bu aylarda oynanan bazı turnuvaların dereceye giren sporcuları aşağıda yer almaktadır. İsmail Kandemir Süleyman Kolata çifti Genel 1: Refik ÖZYURT-Yiğit ÖZTOSUN Genel 2: Berk BAŞARAN-Salim YILANKIRAN % 59.74 Genel 2: Bora ER-Turan YAVUZ % 60.65 Genel 3: Volkan DENİZCİ-İhsan TOSUN % 58.01 Genel 3: Kudret METİN-Erdal Olcay ERCAN % 60.10 % 56.80 Karışık 1: Arzu SÖNMEZ-Hüseyin CESUR % 58.28 Karışık 1: Fikret AYDOĞDU-Sevil AKIN Kadın 1: % 60.80 Ayşe TANSI-Lale GÜMRÜKÇÜOĞLU % 55.05 Senyör 1: Sacit KUTLAY-Ömer ALTINTERİM % 53.00 Necmettin Sünget Açık İkili Şampiyonası (26/27.10.2014) B D G ♠ A2 ♥ AKQJT97 ♦ A5 ♣ AT7 Cumhuriyet Açık İkili Şampiyonası (01-02.11.2014) Salvador Assael Ege Açık İkili Şampiyonası (22/23.11.2014) Genel 1: Mustafa Cem TOKAY-Alfredo VERSACE % 63.46 Kadın 1: Ferda BALCIOĞLU-Sırma SANUS ♠ ♥ K875 ♦ AKT4 ♣ 32 % 54.50 Akçakoca Palamut Briç Festivali Açık İkili Şampiyonası (18/19.10.2014) K B D Tan ÇİMEN-Dursun BAYSAL % 62.10 Genel 1: Süleyman KOLATA-Altuğ GÖBEKLİ % 63.09 Genel 2: Yusuf SOHTORİK-Dilek YAVAŞ % 60.63 Genel 2: Yusuf SALMAN-Uras ŞAMİLOĞLU % 61.20 G Genel 3: Kudret METİN-Erdal Olcay ERCAN % 58.07 Genel 3: Hakan PEYRET-Erdoğan KAYA % 60.96 Karışık 1: Bedia ALACAKAPTAN-Özgür KANLI % 56.84 Kadın 1: Aslı ACAR-Yelda MUMCUOĞLU % 59.56 Kadın 1: % 56.28 Karışık 1: Özden Emine BAŞTUĞ-Faik FALAY % 58.68 Senyör 1: Reyhan TEKELİ-Recep KAZANCI % 58.46 ♠ J72 ♥ J4 ♦ Q87 ♣ AJ654 Senyör 1: Mehmet Emin ÇOPUR-İlker ERKMAN % 54.31 52 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} Çözüm: ♠Ruaya gidilir ve ♣As çekilip trefli oynanır yerden ♠As atılır. Sekiz lövemiz var ( 3 pik, 3 karo, 2 trefli). Eli alan Doğu pik dönerse trefliyi sağlamak için ele bir antre yaratmış olduk. Kırmızı renklerden birini dönerse zaten dokuzuncu lövemiz oluyor. İsrailli Smuel Friedman’ın bu oyunu Dünya Briç Yazarları Birliği tarafından 1991’de yılın oyunu seçilmiş. İlginç Eller: ♠ ARD ♥ K875 ♦ AKT4 ♣ 32 B Yılın Eli ( 1991 ) Senyör 1: Mehmet E. ÇOPUR-Çetin Şener GEBECELİ % 54.65 28 Onör puanına rağmen “kabak” bir kontrat değil. Atağı alıp yerden trefli çevirdiniz ve Valeyi koyup sürpriz bir şekilde kazandınız. Doğuda trefli dörtlü ise kontratı garantilemenin bir yolunu görüyor musunuz? K Gördüğünüz gibi trefli çıkışı dışında 6♥’ün oluru yok. Ancak bir küçük kağıt veya bir marka değişse 6♥’ün batarı kalmıyor. Örneğin yerdeki ♣3’lüyü karo yaparsak eldeki üçüncü trefliyi; eldeki ♣7’liyi karo yaparsak bu kez üçüncü karoyu yere çaktırarak şilemi yapabiliyoruz. Treflilerimiz değil de karolarımız 3-3 olsa karo empası ile şilemi yine yapabiliyoruz. Acaba Kuzeyin ♣7’si 9’lu olsaydı ve 5♥’e pas deseydi, ortak fazladan iki valen varmış, niye şilem demedin der miydiniz? Gördüğünüz gibi eldeki veya yerdeki üçüncü trefli 9’lu yaparsak atağa çakılmazsa kontratın batarı kalmıyor. Genel 1: İrem ÖZBAY-Hatice ÖZGÜR ♠ JT43 ♥ ♦ T98642 ♣ Q94 K Takım maçı, zondasınız, ortak 1♦ açtıktan sonra Güneyde 3NT oynuyorsunuz. Atak ♠4. D G ♠ J72 ♥ J4 ♦ Q87 ♣ AJ654 3NT kontratına geldiniz, atak ♥4. Başarı şansınızı nasıl artırabilirsiniz? Çözüm: Karo eşit dağılmışsa ikişer kör ve trefli ile beş karo lövesi ile dışarı el vermeden kontratımızı yapıyoruz. Karo eşit dağılmamışsa piklere yetişemeyeceğimiz için bize gereken löveleri trefliden çıkarabiliriz. Trefli 3-2 ise yine kontratımız garantidedir. Bu eldeki problem treflinin 4-1 olduğu durumda dokuz löveye ulaşabilmektir. Trefli Doğuda dörtlüyken yapabileceğimiz bir şey yoktur, fakat Batıda dörtlüyken önlem alabiliriz. Bunun için ♣As çekilip –elden 9’lu debloke edilerek- 8’liye doğru trefli oynanır. Batı ilk turda QJT’den birini ve ikinci de boş verirse, artık açık olan trefl empası yapılarak amaca ulaşılır. Umarım aklınıza QJT Doğuda dörtlü ise de kontratı As çekmeden 9’luya doğru oynayarak yapıyorum diye bir şey gelmesin, bu kez 3-2 iken batarsınız! {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 53 Endüstriyel Mineral Fiyatları MİNERAL TİP/KALİTE ÖZELLİKLER FİYAT ALUMİNA Kalsine Öğütülmüğ, %98.5-99.5 Al2O3, Dökme, Fob ABD 755-850 $/t ANTİMUAN Trioksit %99,5 Sb2O3, 5 Tonluk Lotlar, Cif Antwerp 7750-7850 $/t Sondajlık OCMA/API, s.g.4.20, Torbalı, Fob Türkiye 164-168 $/t BARİT BOKSİT BENTONİT BORLAR KALSİT SELESTİT KROMİT DİATOMİT Na-FELSPAT FLORİT Sondajlık OCMA/API, s.g.4.10, Dökme, Fob Çin 110-125 $/t Kimyasal Kalite Çin Menşeli, Cif Meksika körfezi 161-180 $/t Refrakter Çin Menşeli, 0-25mm, 85 Al2O3/1,8 Fe2O3,Fob Xingang 320-335 $/t Aşındırıcı Çin Menşeli, Fob Zhanjiang 335-350 $/t IOP Ham, Dökme, Wyoming İşletmede 68-72 $ /t Ocma/Döküm Ham, Kurutulmuş, Dökme, Fob Milos 60-80 €/t Kolemanit 40–42 B2O3, Ögütülmüş, Torbalı, Fob Arjantin, 630-690 $/t Uleksit %46–48 B2O3, Fob Lima 675-720 $/t Borik Asit Fob Buenos Aires 620-900 $/t 3 mikron Fob ABD 179-195 $/t 1 mikron Stearat Kaplı, Fob ABD 285-420 $/t Konsantre Asgari %96 Sr2SO4, Fob İskenderun 90-100 $/t Kimyasal %46 Cr2O3 , Dökme, Fob G.Afrika 220-250 $/t Refrakter %46 Cr2O3, Dökme, Fob G.Afrika 300-330 $/t Metalürjik %40 konsantre, Fob G.Afrika 165-200 $/t Kalsine Filtrasyon Kalitesi, ABD Tesiste 605-670 $/t Ham - 10mm Dökme, Fob Güllük 22-23 $/t Flote -150 Mikron, Torbalı, Fob Güllük 53-55 $/t Asit Çin Menşeli,Yaş, Fob Çin 290-310 $/t Metalürjik Çin Menşeli, Asgari %85 CaF2, Cif Rotterdam 290-310 $/t Amorf Toz, %80-85 C, Çin Menşeli, Avrupa’da Teslim 430-480 $/t Kristal %85-87 C,100-80 Meş, Cif Avrupa Limanı 700-800 $/t İLMENİT Konsantre Asgari %54 TiO2, Dökme, Fob Avustralya 150-165 $/t İYODİN Kristal Asgari %99,5 Varilde, Spot 31-36 $/kg Kızıl tip 130 % 90 Fe2O3, Torbalı, Fob Çin 1.434-1.637$/t GRAFİT DEMİR OKSİT KAOLİN Kağıt kaplama 1 no, Georgia Tesiste 130-180 $/t KYANİT Ham %54-56 Al2O3, ABD Fabrikada Teslim 224-320 $/t LİTYUM MANYEZİT MİKA OLİVİN PERLİT NADİR TOPRAK MİNERALLERİ RUTİL SİLİS KUMU SODA KÜLÜ Konsantre %56,5-57,5 LiOH, Çin Menşeli, Torbalı, Avrupa’da Teslim 7-8 $/kg Spodumen %5 Li2O Konsantre, Cif Avrupa 450-500 $/t “Dead-Burned” Parça, %90 MgO, Fob Çin 270-290 $/t Kalsine % 90-92% MgO, Parça, Fob Çin 275-320 $/t Ergimiş %96 MgO, Parça, Fob Çin 600-630 $/t Öğütülmüş Hint Menşeli,Yaş, Cif Avrupa 600-900 $/t Refrakter Dökme, ABD Tesiste 75-150 $/t Ham Kırılmış, Dökme, Fob Türkiye 85-90 $/t Cerium oksit Asgari %99, Fob Çin 4.5-5.5 $/kg Europium oksit Asgari %99, Fob Çin 700-800 $/kg Neodimiyum oksit Asgari %99, Fob Çin 70-85 $/kg Konsantre Asgari % 95, Fob Avustralya 840-1000 $/t Cam Konteynerde, ABD Tesiste 27-30 $/t Sentetik Ağır ve Hafif, Fob Çin 190-205 $/t Doğal Fob Wyoming 300-330 $/t 54 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 55 LONDRA METAL BORSASI ALTIN 1 YILLIK ALUMİNYUM 1 YILLIK KOBALT 1 YILLIK KURŞUN 1 YILLIK 30.75 x 1000 USD/t 27 Nov ‘14 2,065.07 USD/t 27 Nov ‘14 ÇİNKO 1 YILLIK MOLİBDEN 1 YILLIK PLATİN 1 YILLIK 2,,270.54 USD/t 27 Nov ‘14 20.75 x 1000 USD/t 27 Nov ‘14 38,66 x 1000000 USD/t 1 Dec ‘14 GÜMÜŞ 1 YILLIK TERMAL KÖMÜR 1 YILLIK TOZ DEMİR 1 YILLIK 1,179.01 USD/ozt 1 Dec ‘14 2,099.02 USD/t 27 Nov ‘14 BAKIR 1 YILLIK 3.00 USD/Ib 27 Nov ‘14 FEROKROM 1 YILLIK 2,090.00 USD/t 4 Nov ‘14 56 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık} 15,84 USD/ozt 1 Dec ‘14 58.46 USD/t 25 Nov ‘14 82.76 USD/t 31 Sep ‘14 {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 57 Türkiye’den ve Dünya’dan Etkinlik Takvimi Mart 2015 Haziran, 11-12 Physical Separation ‘15, Falmouth, İngiltere, Email: [email protected] Mart, 5-6 7.Uluslararası Kırmataş Sempozyumu, İstanbul Sheraton Otel-Maslak www.kirmatas.org Haziran, 14-17 PbZn 2015, Dusseldorf, Almanya Mart, 24-25 21. Marble Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı , İzmir www.marble.izfas.com.tr Nisan 2015 Nisan, 06-10 68. Türkiye Jeoloji Kurultayı Ankara http://www.jmo.org.tr/etkinlikler/kurultay/ Nisan, 14-17 IMCET 2015 - Türkiye 24. Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi, Antalya www.imcet.org.tr/ Nisan, 22-24 2nd Congo International Mining Conference & Exhibition Brazzaville, Republic of Congo www.ciemcongo.com Haziran, 16-19 XVI Balkan Mineral Processing Congresses (XVI BMPC) Belgrad Sırbistan www.bmpc2015.com Temmuz 2015 Temmuz, 6-8 Copper Cobalt Africa - 8th Base Metals Conference 2015, Victoria Falls Livingstone, Zambia Raymond van der Berg, Email: [email protected] Temmuz, 6-8 12th International Council for Applied Mineralogy Congress, Istanbul, Turkiye [email protected] Ağustos 2015 Ağustos,11-13 Heavy Minerals Conference 2015, Sun City, Güney Afrika Camielah Jardine, [email protected] Mayıs 2015 Eylül 2015 Mayıs, 3-7 CHoPS 2015, Tel Aviv, Israil Prof. Haim Kalman, Email: [email protected] Eylül, 3-5 Mühjeo 2015, Ulusal Mühendislik Jeolojisi Sempozyumu Trabzon www.muhjeoder.org.tr/ Mayıs, 9-13 CIM 2015 Convention, Montreal, Kanada Eylül, 7-8 MetPlant 2015, Perth, Avustralya Sienna Deano, Email: [email protected] Mayıs, 11-12 Precious Metals ‘15, Falmouth, İngiltere Email: [email protected] Mayıs, 13-14 Nickel Processing ‘15, Falmouth, İngiltere Email: [email protected] Mayıs, 14-15 9. Uluslararası Endüstriyel Hammaddeler Sempozyumu http://www.maden.org.tr/etkinlikler/ehs/ Mayıs, 14-16 MINEX 5. Madencilik, Doğal Kaynaklar ve Teknolojileri Fuarı, İzmir http://www.izfas.com.tr/tr/fuarlar/fuar-takvimi/ Mayıs, 23-27 37th International Symposium on the Application of Computers and Operations Research in the Mineral Industry (APCOM 2015), Fairbanks, ABD [email protected] Eylül, 7-10 European Symposium on Comminution and Classification, Gothenburg, İsveç Email: [email protected] Eylül, 20-24 SAG Conference 2015, Vancouver, Kanada Ekim 2015 Ekim, 1-3 Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi, Hilton Bosphorus Hotel, İstanbul Ekim 5-8 The 2015 Pittsburgh Coal Conference Pittsburgh, PA, USA www.engineering.pitt.edu/pcc/ Ekim, 5-9 21st International Biohydrometallurgy Symposium (IBS 2015), Bali, Endonezya M.Zaki Mubarok, Email: [email protected] Mayıs, 23-30 ALTA 2015 Nickel- Cobalt-Copper, Uranium-REE and Gold-Precious Metals Conference & Expo, Perth, Avustralya Allison Taylor, [email protected] Ekim, 18-22 XXVI Brazilian Meeting on Mineral Processing and Extractive Metallurgy (ENTMME) 2015, Minas Gerais, Brezilya Prof. Dr. Maurício Guimarães Bergerman, Email: [email protected] Haziran 2015 Kasım 2015 Haziran, 9-10 Computational Modelling ‘15, Falmouth, İngiltere, Email: [email protected] Kasım, 16-19 Flotation ‘15, Cape Town, Güney Afrika Email: [email protected] 58 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
Benzer belgeler
YIL 2012, SaYI: 45 EKİM, KaSIM, aRaLIK
Maden, TTK, İTÜ Maden Fakültesi, Tümmer, MİGEM, Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Maden Müh. Odası, Türkiye
Madenciler Derneği
YMGV Mütevelli Heyeti Gerçek Kişiler
Türkiye`den Haberler - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa
Yayın Koordinatörü: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp
Yayın Kurulu: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp,
Mad. Yük. Müh. Murat Turan
Reklam Sorumlusu: Gülseren Koçer - [email protected]
Grafik Tasarım: Ö...