Sayı 4 - 2014 - Nisan - Chassis Brakes International Türkiye
Transkript
Sayı 4 - 2014 - Nisan - Chassis Brakes International Türkiye
KalDer 12. Kalite ve Başarı Sempozyumu Vizyon - Misyon Çalıştayı Tamamlandı Konuk Yazar Haluk MESCİ Özel Yazı İş Güvenliği EDİTÖRCE 2 Ve, bahar geldi... Derya ÇORUH ÖZVATAN Türkiye Kurumsal İletişim Uzmanı Baharın gelişiyle canlanan bir doğa... Doğa ile canlanan bizler... Bahar tüm renkleriyle kapımızda, evlerimizde, balkonlarda, sokakta! Şimdi tekrar enerji depolamanın, kendimizi hiç olmadığı kadar iyi hissetmenin, sokaklara çıkmanın vakti! Paltolar ortadan kalksın, incecik hırkalar giyilsin. Tezgahlardan sevenlere çağla, isteyenlere erik... Yaz meyvelerini de birbir hatırlamanın, hatta ne zaman çıkacak diye konuşmanın da tam vakti. En sevdiklerimizle uzun uzun sohbet etmenin, doğaya karışmanın, yürüyüş yapmanın, bir demet çiçek toplamanın, küçük şeylerden mutlu olmanın vakti... Topladığınız kır çiçeklerini en sevdiklerinize hediye ettiğinizde ya da küçücük bir vazoya koyduğunuzdaki o küçük mutluluk... Ilık bir akşamüstünde evinizin pencereleri sonuna kadar açıkken içtiğiniz o demli çay, çat kapı gelen bir misafiriniz, havayı güzel bulup sizi de ikna ederek bilmediğiniz yemyeşil bir yere götüren bir arkadaş... Tüm bunlar hep baharın güzellikleri... Büyük küçük problemlerimiz elbette var. Ama sanki bahar gelince her şeyin üstesinden gelmek çok daha kolay! Baharla birlikte yenilenmemek mümkün olmadığına göre şimdiden içimizden dolup taşan enerjiyle yeni planlar yapabiliriz. Bahar, yaratmanın, üretmenin mevsimi... Biz de dergimizin bu sayısında bahar gibi renkli, dopdolu bir içerik hazırladık. Kısacası bu sayıda biz baharı örnek aldık. Chassis Brakes Wolrd dergisi ile fabrikamızdan en güncel haberleri vermeye devam ediyoruz. Bu sayımızda yer alan birbirinden farklı ve yeni konularımızın ilginizi çekeceğini umuyor, her türlü önerinizi bizimle paylaşmanızı arzu ediyoruz. Umarız bu bahar hepimize birçok güzel getirir. Yeni sayımızda görüşmek üzere. Saygılarımla. GENEL MÜDÜR’den Değerli Arkadaşlar, 3 Dergimizin yeni bir sayısında sizlere hitap etme ve bu vesile ile sizlerle bazı önemli bulduğum düşüncelerimi paylaşıyor olmaktan mutluyum. Uygar ETİ Genel Müdür Operasyonel Mükemmellik yılı Beklediğimiz gibi, yeni çalışma yılına, yeni projelerimizle hızlı bir şekilde başladık. Geride bıraktığımız ilk üç aylık dönemde, değerli katkı ve özverili çalışmalarınız ile gösterdiğimiz performansın, hem ticari hem de teknik başlıklardaki hedeflerimiz ile uyum içinde gerçekleştiğini görmek bizleri mutlu etti. Yılbaşında belirlediğimiz hedefleri sapmasız yakalamak anlamında, gerekli düzeltici ve önleyici aksiyonları tanımlama ve hayata geçirme konusunda yeterli disiplin, cesaret, donanım ve kararlılığa ekip olarak sahip olduğumuzu görmek bize güven vermektedir. Daha önceki yazı ve konuşmalarımda sizlerle paylaştığım üzere, bu yılı operasyonel mükemmellik yılı olarak belirledik. Bu hedefi belirlemekteki amacımız da insanı, emek ve değeri merkeze alan bir yönetim anlayışını hayata geçirmek arzumuz. Bu yeni anlayışın kalite, iş güvenliği ve işçi sağlığı, çevre performansı ve çalışan memnuniyeti anlamında da meyvelerini şimdiden yavaş yavaş toplamaya başlamış durumdayız. Yılın sonuna geldiğimizde, bu inisiyatifi kurumsal atılımları ile desteklenir ve şirketimizin tüm katmanlarına yayılmış şekilde bütünü ile hayata geçirmiş olmayı hedefliyoruz. Böylece önümüzdeki geleceğe daha hazır hale gelebileceğiz. Bunların yanında, sizlerle ilk yaş günümüzü kutlarken paylaştığım vizyonumuz doğrultusunda, şirketimizin ticari hacmini büyütme ve yarınlara daha da emin adımlar ile yürüme konusunda yaptığımız çalışmalar da son hızı ile devam etmektedir. Yakında sizler ile bu alandaki özverili çalışmaların da somut sonuçlarını detayları ile birlikte paylaşabileceğiz. Umut dolu yarınları hep birlikte oluşturmak dileği ile…. Sevgi ve saygılarımla. 4 2014 SAYI: 4 NİSAN İÇİNDEKİLER 16 0 PPM ile geçen 2. Yıl 2013’de 1 milyon 168 bin 128 ürünü 0 PPM ile üreterek iki yıl üst üste başarısını sürdürdü. YAYIN ve İMTİYAZ SAHİBİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL OTOMOTİV SAN. ve TİC. A.Ş. adına sahibi GENEL MÜDÜR Uygar ETİ 19 İşim, işim güzel işim! 10. ve 25. yılını dolduran çalışanlar ödüllendirildi. 21 5S Ödül Sistemi 2014 Birinci Dönem (OcakŞubat-Mart) 5S Ödülleri sahiplerini buldu. 26 Röportaj Emrah Öztürk EDİTÖR Derya Çoruh ÖZVATAN DERGİ HAZIRLIK EKİBİ Motivasyon Grubu KATKIDA BULUNANLAR Dr. Emin MENEKŞE YÖNETİM YERİ CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL Otomotiv San. ve Tic.A.Ş. DOSAB, Yeni Yalova Yolu Cd. No: 612 Osmangazi / BURSA T: 0 224 270 68 00 F: 0 224 261 09 82 chassisbrakes.com.tr GRAFİK TASARIM ANL CREATIVE Kükürtlü Mh. Zübeyde Han. Cd. Tayan Apt. No: 10 D/2 Osmangazi / BURSA T: 0 224 234 24 42 F: 0 224 234 02 42 anlcreative.com BASKI AK Mat Akınoğlu Matbaacılık San. Tic. A.Ş. YAYIN TÜRÜ Bülten 3 ayda bir yayınlanır. Her hakkı Chassis Brakes International Otomotiv San. ve Tic.A.Ş.’ye aittir. Para ile satılamaz. 05 Sendika Köşesi 06-07 Ayın En İyileri 08 Ekip Ruhu 09-12 Federal Mogul ile Kalite Toplantısı 13 2014 Yılı Çevre ve İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı 14 Şirketler Arası Bowling Turnuvası 15 0 PPM ile Geçen 2. Yıl 16 Vizyon - Misyon Çalıştayı 17 Tavla Turnuvası 18 İşim - İşim Güzel İşim 19 Kalder 12. Kalite ve Başarı Sempozyumu 20 5S Ödül Sistemi 21 Yüksekte Güvenli çalışma, İş sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri 22 Temel İlkyardım Eğitimi 23 İK Gündem 24 Yeni İşe Girişler 25 Röportaj 26-27 Konuk Yazar: Haluk MESCİ 28 Özel Yazı: Güvenlik Kültürü 29 Teknoloji; Hayatımızda Bir “Akıllı” Daha 30 Karikatür 31 Spor 32 Doktorum Köşesi 33 HSE 34-35 Kamboçya / Laos / Vietnam 36-38 Bulmaca Etkinliği 39 Bunları Biliyor musunuz? 40 Kültür-Sanat 41-42 Performansı Değerli Kılma Eğitimi İK GÜNDEM 5 Yaşam Çarkı Arzu ÖNEYMAN Türkiye İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü Merhaba, Genel olarak hayattaki mutluluğunuz ve doyumunuz ne kadar? 1 ile 10 arasında puanlandırsanız sizin için kaç olurdu? Bu soruyu ilk duyduğumda “yani, aslında mutluyum, çok bir sorunum da yok, bununla birlikte doyum derseniz bilemiyorum, hiç düşünmedim. Hakikaten ne kadar olabilir ” demiştim. Sonra bir model ile tanıştım ve bu model hayatımın tüm alanlarını değerlendirmeme olanak sağladı. Bu sayımızda sizleri bu model ile tanıştırmak istiyorum; Bazen her şey yolunda olmasına rağmen bir şeyler canımızı sıkar. Bir genel memnuniyetsizlik halimiz vardır. Enerjimiz hem var hem yok gibidir. Kimileri bunu havaların dengesizliğine bağlar, kimileri genel yorgunluğa. Tespit edemediğimiz bu memnuniyetsizlik halimiz aslında her alandaki performansımızı da olumsuz etkilemektedir. Dolayısı ile bu bir kısır döngü gibi düşük performans memnuniyetsiliğimizi daha da arttırır. Peki ne yapsakta kurtulsak bu durumdan? Yaşam çarkı, tüm hayat alanlarımızı değerlendirmemizi sağlayan bir koçluk çalışmasıdır. Hayatımızın çeşitli alanlarına yukarıdan bir bütün olarak bakmamızı ve farkındalık kazanmamızı sağlar. Bu çalışma ile hedef belirlemeden aksiyon adımlarına kadar farklı sonuçlar elde edebiliriz. Yaşam çarkında her bir madde için memnuniyet düzeyinizi 1 ile 10 arasında puanlayıp işaretleyin. Çark üzerinde işaretlediğiniz noktaları birbirine bağlayın. Buraya yaşamınızda önemli olduğunu düşündüğünüz her şeyi ekleyebilir veya çıkarabilirsiniz. Şimdi hazırsanız kendinize şu soruları sıra ile sormanızı öneririm; 1- Bu tabloda neyi kutluyorsun? Kendinizi takdir edin. Bunun için cimri davranmayın. Güçlü yanlarınızı değerlerinizi ortaya çıkarın. Güçlü yanlarınız sizin yol arkadaşınız, bilerek hayata taşımalısınız. 2- Neyi görüyorsun? 3- Hangisini burada görmek sana iyi geliyor? 4- Kendinle ilgili neyi takdir ediyorsun? 5- Nereyi görmek seni rahatsız ediyor? Ne var orada? 6- Şu an nereye odaklanmak istersin? 7- Odaklanmak istediğin şey kaç olsa tatmin olurdun? ( diyelim ki 5 görüyor, 9 istiyor) 8- 9 da nasıl bir sen varsın? 9- Sende neyi değiştirmeye ihtiyacın var? 10- Neyi fark ediyorsun ki buna karar verdin? 11- Odaklandığın konu 9 olsa bu durum seni ve başkalarını nasıl etkiler? Yeni durumun olumlu etkilerini görmek kişiyi eyleme geçirecektir. Son olarak kendinize şu soruyu sormanızı öneriyorum; Yaşam amacımız, bizim derin memnuniyetimizle dünyanın gereksinimlerinin buluştuğu yer. Senin için bu yer neresidir? Boş bir sayfa alın ve bu sorunun cevabını yazmaya başlayın. Yazarken “neden bunu yazıyorum, yazmak istiyor muyum gibi cümleler ile de başlayabilirsiniz. Yaşam amacınızı düşünerek yazın. Derin memnuniyetiniz neresi? Mutluluk, sağlık, huzur ve başarı isteyen herkes, kendini ve yaşamını istediği şekle getirmeyi, değişmeyi planlayabilir ve kişi pozitifteyken de eyleme geçer. Hep pozitif enerjinizin yanınızda olması dileği ile... Sevgilerimle. SEN SENDİKA KÖŞESİ 6 Adem MUTLU Türk Metal Sendikası İş Yeri Baştemsilcisi BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZİ GÜÇLENDİREREK MUHAFAZA EDELİM Değerli Arkadaşlarım; Zaman ne kadar da çabuk geçiyor! Şöyle başımızı geriye çevirip, iki yıl önceki toplu sözleşmemizi hatırlayalım. Meclisimizin tatilde olması sebebi ile yeni sendikalar yasasının gecikmesi ile başlayan, daha sonra da toplu sözleşmelerin uzaması ile devam eden çok zorlu bir süreçten geçmiştik. Fakat her şeye rağmen bu süreç, biz çalışanlar için hayırlı ve mutlu bir sonla noktalanmıştır. Bu yıl da toplu sözleşme yılımız. Zorlu ama kararlı bir sürecin başlama arifesindeyiz. Adından da belli olduğu gibi, bir çok fabrikanın dahil olduğu, sendikamız ve işveren sendikasının arasında yürütülen bir toplu iş sözleşmesidir. Bu şirketler arasında, gelir farklılıkları var elbette. Amaç, herkesin kabulleneceği ortak bir pay da buluşmaktır. İnanıyorum ki geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yılda başarılı bir toplu iş sözleşmesine imza atacağız. Sonuç olarak biz kazanacağız, işverenimiz kazanacak TÜRKİYE kazanacak. Saygılarımla. NDİKA 7 GÖNÜLLERİ BİRLEŞENLER SELAM SİZLERE… Türk Metal’in sosyal kapsamını genişleten bu anlayış sendikal harekete yeni bir ivme kazandırmıştır. Değerli arkadaşlarım; iyi ki varsınız, iyi ki varız! Varlığımızla bu şehri, bu ülkeyi, bu dünyayı tam kılıyoruz! Çok iftiharla ve açıkça söylüyorum ki Türk Metal felsefesinde bir işçi sendikası yalnız bugünün değil yarının sendikacılığını koruyor. Yaptığı işler, hizmetler değeri bakımından yarını şekillendiriyor. Türk Metal’in kapsamını arttırırken sosyal sendikacılığın yanında aktif sendikacılığa da ihtiyaç vardır. İşte burada söz güçlü bir örgütlenmeye ve aktif bir teşkilatlanma çalışmasına geliyor. Nasıl ki son 3 yılda 25.000 metal işçisini Türk Metal ailesine kazandırdıysak mücadelemiz önümüzdeki süreçte bu sayıların daha da üstüne çıkmak olacaktır. Sanayinin kalbi ve gözbebeği olan Bursa’mızda artık çıtayı daha da yukarıya taşıyarak tek bilek, tek yürek olarak yola devam edeceğiz. Değerli Arkadaşlarım; Sendikaların anlayışlarını, yaklaşımlarını, hizmetlerini, siz emekçilerin taleplerine ve koşullarına göre güncellemesi artık kaçınılmazdır. Bugün resmi rakamlara göre, metal iş kolunda çalışan hemen her 3 metal işçisinden 2’si Türk Metal Sendikamıza üye. Dolayısıyla bu saatten sonra hem iş kolu bazında hem de Türkiye genelinde sendika olarak Türk Metal’in büyüklüğü ve gücü tartışılmaz durumdadır. Türk Metal Sendikamızın, metal işçileri için gerçekleştirmek istediği anlayış ve uygulamaların tamamı sosyal sendikacılık olarak tarif edilebilir. Sosyal sendikacılık kavramı, Türk sendikal literatüründe, Türk Metal Sendikası ile birlikte yer aldı. Daha önce böyle bir kavramı kavramdan da öte sendikal anlayışı kullanan bir sendika bugüne kadar olmadı. Türk Metal’in asli görevi bu çatı altındaki metal işçilerinin hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek sendikamızın birinci görevidir. Bugüne kadar olan sürece baktığımızda, bu konuda Türk Metal’in hem iş kolunda ki hem de diğer iş kollarındaki diğer sendikalardan gerçekten de daha iyi, kaliteli ve samimi bir performans sergilediğini görüyoruz. Genel başkanımız bir sözünde; “Bizim de sorumluluklarımız var, sendikamıza üye olan bir metal işçisinin sorumluluk alanında nasıl ki eş ve çocukları yani ailesi varsa üyemizin ailesi de bizim sorumluluk alanımızın içinde olmalı, işte bu mantıkla hareket ediyoruz. Çünkü biz büyük bir aileyiz.” Değerli Arkadaşlarım; önümüzde bizim için çok önemli olan Türk Metal Sendikası ile MESS arasındaki 01/09/2014 – 31/08/2016 Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başladı. MESS’deki iş yerlerinin % 90’ı Türk Metal’de bulunuyor. Bununla iftihar ediyoruz. Büyük sendika. Büyük insan, büyük emel, büyük ideal bu işin ayrılmaz bir parçası. Önce hepimizin şunu iyi bilmesi gerekiyor. Türk Metal sıradan bir sendika değil. 50 yıl boyunca onurla, gururla, haysiyetle metal işçilerinin ekmek kavgasına damgalarını vurmuş bir sendika. Çalışanlarımızın ekmek davasından taviz vermemiş bir sendika. Dün olduğu gibi bugün de toplu görüşmelerimizden taviz vermeden ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK sloganından yola çıkarak üyelerimize kazandırmak istiyoruz. Siz oldukça birliğimiz devam ettikçe biz de var olacağız. İşçi hakkı kul hakkıdır, bu hakkı sahibine Türk Metal’den başkası teslim edemez. Saygılarımla, İSMAİL CİRİT N I Y A EN EN İYİLERİ SEÇTİK 8 EN NEŞELİ 2007 Temmuz ayından itibaren fabrikamızda QMM montaj kalite operatörü olarak çalışmaktadır. Hayata bakış açısı her zaman pozitif, iyi niyetli ve güler yüzlü. Neşesini her zaman dışa vurup diğer arkadaşları ile paylaşmak isteyen çevresine pozitif enerji veren değerli bir çalışma arkadaşımızdır. Emre AYDIN YENİ DOĞAN ÇOCUKLARIMIZ Ailenin yeni üyeleri Uzun ve sağlıklı bir ömür dileriz. Aydın Doğan Küçük oğlu MeteKağan Tuba Turgut Filiz Kızı Nehir Tayfun Gülsevdi Kızı İlknur EKİP RUHU 9 2013 yılı “Yılın Önerisi” ‘ni Kalite bölümü tarafından verilmiş olan (Gürcan Yakışık - Engin Çağlar ve Selgün Yıldız) “Maliyet düşürme” ile ilgili öneri kazandı ve öneri sahipleri yılın önerisi ödülü olan 10.000Euro’luk Tatil Ödülü’nün sahipleri oldular. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. 2014 yılı içerisinde güzel önerilerinizi bekler, bugüne kadarki tüm öneri veren arkadaşlarımızı katkılarından dolayı tebrik ederiz. Kalite Bölümü Tanıtımı Murat Coşkunmeriç Selgün Yıldız 1988 yılında stajer olarak başladığım fabrikamızda 1990 yılında işe girdim 1 yıl kalıp atölyesinde kalıp bakım operatörü olarak çalıştıktan sonra 1991 yılında kalite bölümünde kalibrasyon labaratuvarında işe başladım, 5 yıl kalibrasyon labaratuvarında sonra 3 yıl teknik kabul numune onay sürecinde, 8 yıl Giriş kalitede daha sonra yine 3 yıl kalibrasyon labaratuvarında görev aldım. Halen kalite bölümü çalışma grubu liderliği ve montaj kalite ile talaşlı imalat kalite bölümlerinin sorumluluğu görevlerini yapmaktayım. İşe giriş tarihi: 01.08.2008 (6yıl) Görevim: Laboratuar Takım Lideri Mezuniyetim: Uludağ Ünv. Makina Mühendisliği Görevlerim: Fabrikamızda bulunan Fonksiyonel Test Lab., Malzeme Lab., Kalibrasyn Lab. Takım Lideriyim, ayrıca Kalite ile ilgili proje toplantılarına katılmaktayım(yeni veya mevcut ürün ile ilgili değişiklikler). Özgür Susam Ali Yavuz 2007 yılından beri çalışmaktayım. 2012 yılında kalite bölümdeki görevime başladım, talaşlı imalat labaratuvarında 3D CMM ölçüm operatörü olarak görevime devam etmekteyim. 2007 mart ayında başladığım bu işte son 5 aydır QMM Talaşlı İmalat bölümünde Ölçüm Operatörü olarak görev yapmaktayım. EKİP RUHU 10 Kalite Bölümü Tanıtımı Engin Çağlar Ufuk Kurubaş 2007 temmuz ayından beri fabrikamızda, 2008 kasım ayından beri kalite bölümünde, 2009 mayıs ayından beri ise Malzeme Laboratuvarı’nda çalışıyorum. Fabrikada 09.09.1997 yılından beri, Kalitede ise 14.03.2011 tarihinden itibaren 3 yıldır Kalibrasyon laboratuvarında çalışıyorum. İş tanımım şöyle; İş tanımım şöyle; Fabrikamız bünyesindeki montaj hatlarında üretilen mamullerin, bu mamullerin üretiminde kullanılan döküm, alüminyum, metal, kauçuk ve plastik detay parçaların ve müşteri iadelerinin Temizlik Denetimi ‘nin yapılması, sonuçların raporlanması ve arşivlenmesi. Ölçüm ve kontrol araçlarının kalibrasyonunu yapmak. Yeni yaptırılan ve alınan ölçüm ve kontrol araçlarının kartlarını açarak kalibrasyon takip sistemine dahil etmek. İşletme içinde ve dışında yaptırılan kontrol aparatlarının ve mastarlarının kabulünü yapmak. Yaptırılan ve alınan ölçüm ve kontrol araçlarının kartlarını açarak kalibrasyon takip sistemine dahil etmek. Ölçüm cihazlarının bakımını yapmak / yaptırmak. Dış kalibrasyon firmalarına yaptırılan kalibrasyonların tekliflerini almak, siparişlerini açmak ve kalibrasyon zamanının randevusunu almak. Montaj edilmek üzere yansanayi firmalarından fabrikamıza gelen tüm döküm, alüminyum, metal, kauçuk ve plastik detay parçaların ilgili şartnamelerine göre malzeme kontrol testlerinin ve kaplamalı detay parçaların ilgili şartnamelerine göre korozyon dayanım testlerinin yapılması, tüm test sonuçlarının raporlanması ve arşivlenmesi. Döküm parçaların FRF (Frekans Cevap Fonksiyonu) testlerinin yapılması, sonuçların raporlanması ve arşivlenmesi. Gökhan Bakış Emre Aydın 25.11.2013 tarihinden beri Giriş Kalite bölümünde çalışmaktayım Fabrikaya tedarikçi firmalardan gelen malzemelerin kontrolunu yapmaktayım. 2007 7.aydan beri fabrikamızda çalışmakta olan bendeniz 2009 yılından bu yana montaj hatları kalite sorumlusu olarak çalışmaktayım. Son derece hareketli olan fabrikamızdaki üretimin son 2 yıldır 0 PPM (hatasız) de olması bu işi ne kadar istekli dikkatli yaptığımızı gösteren çalışanlarımızdan sadece biriyim. Kendi adımıza ; genel üretime dolaylı olarak katkıda bulunmak,hatasız yarınların bugünden geçtiğini bilmek demektir... EKİP RUHU 11 Hasan Taşan Gürcan Yakışık 16.04.1984 yılında işe başladım. Bugüne kadar olan çalışma sürecinde Ppap teknikeri, Çalışma grubu liderliği ve Giriş kalite sorumluluğu görevlerinde bulundum. 06.05.1986 yılından beri Kalite bölümünde, ilk 5 yıl giriş kalitede, daha sonra ise Malzeme Laboratuvarında olmak üzere 28 . yılında fabrikamızda çalışmaktayım İş tanımım şöyle; Tamer Hamit Vanlı Bu aileye 12.01.2004’ te katıldım ve 10 yılı tamamlamanın gururunu yaşamaktayım. İlk geldiğim günden bu yana Kalite bölümünde çalışmaktayım. Müşteri Kalite Sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Müşteri şikayetleri, iadeleri ve problemleriyle ilgilenip, onlara geri bildirimlerde bulunup müşteri memnuniyetini sağlamaya çalışmaktayım. Fabrikamız bünyesindeki montaj hatlarında üretilen mamullerin, bu mamullerin üretiminde kullanılan döküm, alüminyum, metal, kauçuk ve plastik detay parçaların ve müşteri iadelerinin Temizlik Denetimi ‘nin yapılması, sonuçların raporlanması ve arşivlenmesi. Montaj edilmek üzere yansanayi firmalarından fabrikamıza gelen tüm döküm, alüminyum, metal, kauçuk ve plastik detay parçaların ilgili şartnamelerine göre malzeme kontrol testlerinin ve kaplamalı detay parçaların ilgili şartnamelerine göre korozyon dayanım testlerinin yapılması, tüm test sonuçlarının raporlanması ve arşivlenmesi. Döküm parçaların FRF (Frekans Cevap Fonksiyonu) testlerinin yapılması, sonuçların raporlanması ve arşivlenmesi. Hasan Korkmaz Zafer Polat Bu işyerinde 1997 yılından itibaren çalışmaktayım. İlk bu işyerinde işe başladığım zaman talaşlı imalat ve montaj hatlarında çalıştım. 2009 yılından beri fonksiyonel test labaratuvarında çalışıyorum. Fonksiyonel test labaratuvarında fabrikamızda üretilen ilk numune ve frenlerin fonksiyonel olarak teknik döküman ve normlara göre müşteri isteği doğrultusunda her yılın başında yapılan planlamaya göre periyodik olarak kontrol etmek ve raporlamaktır. 2007 yılının 3. ayında fabrikada montaj hattında çalışmaya başladım. 2010 yılı 11.aydan beri kalite bölümü montaj kalite operatörü olarak görev alıyorum. EKİP RUHU 12 Kalite Bölümü Tanıtımı Canan Öztekin Atalay Onur Topgül Çalıştığım bölüm: PUR-QMM Ünvan: Yan Sanayi Kalite ve Giriş Kalite şefi Haziran 2001’ den beri kalite bölümünde çalışmaktayım. Haziran 2013’ e kadar kalite bölümünün içerisinde çeşitli görevlerde bulunduktan sonra bu tarihten itibaren kalite müdürlüğü görevini yürütmekteyim. 25 burada yıldır çalışıyorum İTÜ Metalurji Mühendisliği Bölümünden mezun oldum.Metalurji yüksek mühendisiyim. Firmamızda Kalite Bölümünde çalışmaya başladım, Laboratuar ve Yansanayi Kalite sorumluluğunu birlikte sürdürürken Yan Sanayi Kalite Sorumluluğu Satınalma Organizasyonuna geçti. Bu nedenle 2006-2012 yılları arasında Satınalma Kalite Şefi görevini sürdürdüm. 2012 yılında gerçekleşen Bosch Fren Foundation bölümünün satışı sonrasında firmamız CBI’da Yansanayi Kalite ve Giriş Kalite şefi olarak çalışmaya devam ediyorum. Çalıştığım süre içinde bir çok projede özellikle yan sanayi yerlileşme projelerinde yer aldım.Bu projelerde yan sanayi ile birlikte yeni bir çok proses oluşturduk. Bunun yanısıra firma ve firma dışında toplam kalite, süreç yönetimi, sürekli iyileştirme ve EFQM çalışmalarında bulundum. Yıllardır enerjisi yüksek bir ekiple çalışıp bir çok başarıya bu sinerji ile ulaştık. Bundan sonra da başarıların devam edeceğine inanıyor ve bu motivasyonla çalışıyorum. Çalışıp başardığını görmek bence motivasyon için en önemli adım. Yeni projeler nedeniyle aktif çalıştım ve bunca yıl monotonluğu hissetmedim. Kalite bölümünün yönetilmesi, bölümünün aktivitelerini yürütmesi için gerekli planlamaların yapılması, iç ve dış denetimlerin planlanması/yürütülmesi, müşteri kalite ilişkilerinin yönetilmesi, kalite hedeflerinin takibi ve raporlanması, merkezi kalite birimleri ile fabrikanın koordinasyonunun sağlanması. Mesut Çavaş 15.03.2004 yılında montaj hattında montaj operatörü olarak göreve başladım. 05.12.2013 tarihinde kalite bölümünde giriş kalitede görev yapıyorum. Emre Güner 2005 yılının 5. Ayında silindir talaşlı imalat hattında çalışmaya başladım, belli bir dönemdan sonra takımhanede kesici ölçüm odasında görev yaptım. 25.11.2013 tarihinden itibaren kalite bölümü talaşlı imalat labaratuvarında görev yapmaktatım. TEDARİKÇİLERİMİZ Canan ÖZTEKİN ATALAY Yan Sanayi Kalite ve Giriş Kalite Şefi Federal Mogul ile Kalite Toplantısı 17.04.2014 tarihinde önemli bir balata yan sanayimiz, Federal Mogul İtalya ve İngiltere ile fabrikamızda kalite toplantısı gerçekleştirdik. Bu toplantıda kalite problemlerini, firmanın aldığı düzeltici önleyici faaliyetleri, 2014 hedefleri ve bu hedeflere göre son durumlarını birlikte gözden geçirdik. Sürekli iyileşme bakış açısı ile gerçekleştirdiğimiz bu toplantıda yan sanayimiz ile montaj hattını ziyaret ederek üretimde karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Bu toplantının her iki tarafa da katma değer yarattığına inanıyoruz. Toplantıya Katılanlar; Federal Mogul : Bill Hynes, Oezhan Nas, Philippe Charrier, CBI Avrupa : David Marchand, Gautier Legrout, CBI Bursa: Canan Öztekin Atalay, Onur Topgül, Murat Kaya, Hasan Taşan, Köksal Azizağaoğlu, Ahmet Yurtseven, Doğan Kalındıvar. 13 BİZDEN Aktivitelerimiz 14 Alt İşveren HSE Bilgilendirme Toplantısı 2014 Yılı Çevre ve İş Sağlığı ve Güvenliği Çalıştayı 2014 Yılı Çevre ve İş Sağlığı ve Güvenliği Hedeflerimizi ve bu hedeflere ulaşmak için aksiyonlarımızı hep birlikte belirledik! 26 Şubat tarihinde tüm bölümlerimizin katılımıyla 2014 yılı HSE Çalıştayımızı gerçekleştirdik. Çalıştay, HSE bölüm Müdürü Sn. Ali D.Arı’nın açılış konuşması ile başladı, ardından bir önceki yıl gerçekleştirilen aksiyonlar hakkında yapılan bilgilendirmeler yapıldı, sonrasında tüm bölümler; 2014 yılı HSE aksiyonlarını beyin fırtınası yöntemi ile belirledi. Çalıştay aksiyonların sunumu ile sona erdi. Firmamızda bizlerle birlikte çalışan paydaşlarımızla “İş Sağlığı ve Güvenliği” kapsamında 07 Şubat 2014 tarihinde bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıya katılan paydaşlarımıza; fabrikamız sınırları içinde daha güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak ve İş Sağlığı ve Güvenliği yasal mevzuatları kapsamında CBI tarafından aylık olarak izlenmesi gereken kayıt ve bildirimler konusunda bilgi verildi. Karşılıklı fikir alışverişinin de yapıldığı toplantı 10 yan sanayimizden temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. BİZDEN Aktivitelerimiz 15 KalDer Genel Kurulu’nda yeni üyelere rozet Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Bursa Şubesi 18.Olağan Genel Kurulu 8 Şubat 2014 tarihinde düzenlendi. Genel Kurul’da KalDer ailesine 2014 yılında katılan yeni üyelere rozetleri takıldı. CBI Chassis Breaks International Kalite Müdürü Onur Topgül de KalDer ailesine katılan yeni üyelerden biri oldu. Topgül rozetini alarak resmen KalDer üyesi oldu. KalDer Genel Kurulu gündemdeki diğer maddelerin konuşulmasının ardından sona erdi. Şirketler Arası Bowling Turnuvası 2014 yılı içerisinde 15-16 ocak tarihleri arasında Anatolium Alışveriş Merkezi’nde gercekleştirilen Tekstilciler ve Otomotivciler Bowling Turnuvasında şirketimiz adına Sinan Canbaş, Emre Aydın, Fatih Yoldaş, Halis Bayrak, Adem Mutlu, Ufuk Kurubaş, Ahmet Kara, Abdullah Yaşar katıldık. Turnuvaya katılan arkadaşlarımız şirketimizin her yıl düzenlemiş olduğu bowling turnuvasında en yüksek skorları elde eden ve derece yapan arkadaşlarımızdan seçilerek 2 takım olarak turnuvaya katıldı. Çok çekişmeli gecen maçlar sonucunda bir takımımız 944 ve diğer takımız 929 puan toplayarak turnuvaya çeyrek finalde veda etti. Katılımlarından dolayı tüm arkadaşlara teşekkür eder, diğer organizasyonlarda tekrar bir arada olmak ve daha iyi dereceler elde etmek ümidiyle herkese iyi çalışmalar dileriz. BİZDEN Aktivitelerimiz 16 Merhaba, paylaşacağım. uğum bir sürprizi old ış lam zır ha için Sizinle eşim k sunmak istedim. la çalıp, kaydedere ar git yı rça pa bir i ayarak). Şarkı nde kendisine sevdiğ imden hiç umutlu olm nd (ke üm nd şü dü Eşimin doğum günü i ğim amer ve Hamit yı kendim yapabilece et (küçük kızım), T uk B , ım) kız k Sonra belki bu parça yü (bü ilge (eşim), Bahar sözlerinin içinde B ; dım şla ba zmaya geçmeliydi. Sonra ya dünyama İyi ki doğdun girdin olmak var ya Ne güzel seninle Bahar hayatıma Senden sonra geldi muradıma Tam erdim derken et daha un verdin bir Buk Hamd (Hamit) ols kadın... Bilge hatun, Bilge isine sundum. k kaydettim ve kend ra pa ya ste be e ler ve sonrasında bu söz Şeklinde devam etti anlı Tamer Hamit V Chassis Brakes International Bursa, 2013’de 1 milyon 168 bin 128 ürünü 0 PPM ile üreterek iki yıl üst üste başarısını sürdürdü Binek ve hafif ticari araç segmentinde fren üretimi konusunda dünyanın sayılı firmaları arasında yer alan Chassis Brakes International Bursa fabrikası, 2013 yılında 1.168.128 adet ürünü sıfır hata ( 0 PPM ) ile üreterek büyük bir başarıya imza attı. Başkanımız sayın Martina Merz’den, üst üste 2. yılımızı da 0 PPM kalite/şikayet performansı ile kapatmış olmamız vesilesi ile gönderilmiş ödülü Genel Müdürümüz Sn. Uygar Eti tüm Chassis Brakes Bursa çalışanları adına Kalite Müdürümüz Sn. Onur Topgül’e teslim etti. Bu vesile ile tüm çalışanlara tebrik mesajı gönderen Sn. Eti “Bu gurur tablosunun ortaya çıkartılmasında emeği geçen tüm çalışanlarımızı kutlar, başarılarımızın devamını dilerim” dedi. BİZDEN Aktivitelerimiz 17 Vizyon - Misyon Çalıştayı Tamamlandı “Misyon, Vizyon, Temel Beceriler ve Temel Değerler” çalıştayı sektörün duayenlerinden Sn. Haluk Mesci’nin moderatörlüğünde 6 Şubat 2014 tarihinde Chassis Brakes Bursa fabrikası yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. Çalıştay’ın ana başlıkları; şirketimizin Misyonunun ve Vizyonunun incelenip özümsenmesi, ihtiyaç varsa yorumlanarak gerek içerik gerek ifade bakımlarından netleştirilmesi, Temel Değerlerin ve Temel Becerilerin aynı yol ve yöntemle incelenmesi ve netleştirilmesi idi. Önümüzdeki günlerde yapılan çalışmalar tüm paydaşlar ile paylaşılacak olup, hedefimiz kurumumuz içinde herkesin özümseyip sahiplenmesini sağlamak olacaktır. BİZDEN Aktivitelerimiz 18 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Chassis Brakes 2014 Tavla Turnuvası Chassis Brakes’ in gelenekselleşen tavla turnuvası bu senede tüm katılımcılara heyecan yaşatan, iş stresinden biraz da olsa uzaklaştıran, eğlenceli dakikalar geçirmemizi sağlayan, kıyasıya bir mücadele ile gerçekleşti. Önceki senelerde olduğu gibi yine bütün katılımcılara, finale kalanlara, ilk üç sıraya giren yarışmacılara, kupa, madalya ve birbirinden değerli hediyeler verildi. İlk 3’e giren arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Bir sonraki organizasyonlarda tekrar buluşmak üzere... 1. Mehmet Ayhan 2. Doğan Yıldız 3. Nurdoğan Düvenci 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi. Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Ülkemizde de ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor. Tüm dünyanın kutladığı bu özel günde Chassis Brakes Ailesi de emekçi kadınlarını unutmadı. Motivasyon Grubu tarafından Dünya Kadınlar Günü’nde organize edilen öğle yemeği tüm bayan çalışanları bir araya getirdi. Bu özel güne özgü düzenlenen yemekte, hem sohbet hem de müzik ve eğlence hakimdi. Yemeğin ardından kahve keyfi yapan grup, kendilerini özel hissetmenin mutluluğunu yaşadı. Bununla birlikte yemeğe katılamayan bayan çalışanları unutmayarak kendilerine çiçek hediye edildi. “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” M.K.Atatürk BİZDEN Aktivitelerimiz 19 İşim, işim güzel işim! 10. ve 25. yılını dolduran çalışanlar ödüllendirildi Firmamızda 10. ve 25. yılını tamamlayan çalışanlar, gösterdikleri derin bağ ve verdikleri emeklerden dolayı ödüllendiriyor. Yıl içerisinde düzenlenen törenlerde bu çalışanlarımıza 10 yılı ve/veya 25 yılı aşan birlikteliğimizin ve ebedi kalmasını temenni ettiğimiz hatıraların anısına cam plaket veriliyor, ayrıca 10. Yılını dolduran çalışanlarımıza gümüş şekerlik, 25. Yılını tamamlayan çalışanlarımıza ise gümüş tabak takdim ediliyor. Bunun yanı sıra 25. Yılını dolduran çalışanlarımıza ilgili ayda 1 maaş tutarında ikramiye ödeniyor. Bu çeyrekte 10. Yılını dolduran çalışanlarımız şöyle: Tamer Hamit VANLI, Ali Kamil SEREN, Abdullah EREN, Recep KAYA, Murat KURİ, Mustafa ECE, Mesut ÇAVAŞ, İbrahim CENGİZ, Mutlu SÖNMEZ Bu vesile ile emektarlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor ve birlikteliğimizin devamını diliyoruz. Abdullah EREN Ali Kamil SEREN Mesut ÇAVAŞ Murat KURİ Mutlu SÖNMEZ Recep KAYA Tamer Hamit VANLI BİZDEN Aktivitelerimiz 20 KalDer 12. Kalite ve Başarı Sempozyumuna sponsor olduk. Bu yıl 12. düzenlenen “Kalite ve Başarı Sempozyumu” 18.-19.04.14 tarihleri arasında Almira Oteli’nde gerçekleşmiştir. 2003 yılından bu yana KalDer Bursa şubesi her yıl değişik bir tema çerçevesinde çağdaş kalite anlayışını yaşamın her alanında uygulanması için bu paylaşım platformunu oluşturuyor. 12. Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun oturum sponsorlarından biri de Chassis Brakes International firması oldu. İki gün süren ve “Yolculuk Nereye?” başlığıyla düzenlenen sempozyumda birbirinden değerli konuşmacılar tecrübelerini paylaşarak başarıya ulaşmanın yollarını tartıştılar. İkinci günün akşamında gerçekleşen “Yaşam Kalitesi” panelinde usta oyuncu Genco Erkal ve yazar Enver Aysever katılımcılara doyumsuz bir söyleşi sundu. 12. Kalite ve Başarı Sempozyumu “Bursa Kalite Ödül Töreni” ile son buldu. Kalite ödül süreci Eylül 2013’te başlayan ve yapılan uzun değerlendirmeler sonucunda dereceye giren kurum ve kuruluşlar, “Kalite ve Başarı Sempozyumu”nun kapanışında törenle açıklandı. Özel sektör kategorisinde Ficosa Otomotiv, kamu kategorisinde ise Gemlik Kız Teknik ve Meslek Lisesi ‘ne “Bursa Kalite Büyük Ödülü” verildi. BİZDEN Aktivitelerimiz 21 5S Ödül Sistemi 2014 Birinci Dönem (Ocak-Şubat-Mart) Kalite Ödül Töreni Chassis Brakes International, otomotiv endüstrisi fren sektöründe en yüksek kalite ve güvenilirlik gereksinimlerini desteklemekte ve müşterilerine hatasız ürünler sunmak için çaba sarfetmektedir. Yıllık hedefini “0 PPM” olarak belirleyen Bursa fabrikası, bu hedefe ulaşmak için “Kalite Ödül Sistemi”’ni kurmuştur. Sisteme göre; her bir üretim hattında 3 aylık periyotlarda “0” müşteri şikayeti olduğunda, ilgili hatta çalışan tüm direk/endirek çalışanlar bir küçük altın ile ödüllendirilmektedir. Ayrıca her bir periyodun sonunda yapılan ödül töreninde tüm çalışanlar kalite performansı konusunda bilgilendirilmekte, hatları temsil eden çalışanlara madalya takdim edilmektedir. Üç ayda bir düzenlenen Kalite Ödül Sistemi Törenleri ile müşteri şikayeti almayan ve bu nedenle de altın almayı hak eden bölümlere madalyaları verilerek yemekhanemizde ufak organizasyonlar gerçekleştirilmiştir. Bunun yanı sıra 2013 yılından bu yana dağıtılan “5S Oscar”ları sahiplerini buldu. BİZDEN Etkinlikler - Eğitimler 22 Yüksekte Güvenli Çalışma Eğitimi Aramıza yeni katılan Bakım bölümü çalışanlarımız İlker Dinler ve Ramadan Çavuşoğlu nun katılımıyla firmamızda 8 Nisan tarihinde Avrasya Eğitim Danışmanlık firması Eğitim Uzmanı Selçuk Demir tarafından Yüksekte Güvenli Çalışma eğitimi gerçekleştirilmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi 31 Ocak 2014 tarihinde Adal Çevre tarafından DOSABSİAD Konferans salonunda gerçekleştirilen “İş Sağlığı ve Güvenliği” eğitimine tüm çalışanlarımız katılmış ve 6 saatlik programı tamamlamışlardır. Eğitim Programı İşyeri hekimi tarafından Meslek Hastalıklarının Sebepleri, Hastalıktan Korunma Prensipleri ve Korunma Tekniklerinin Uygulanması konusuyla başlayıp sırasıyla, Ahmet Sevimli tarafından Çalışma Mevzuatı İle İlgili Bilgiler ,Çalışanların Yasal Hak ve Sorumlulukları, İş Kazası ve Meslek Hastalığından Doğan Hukuki Sonuçlar, ardından Remzi Dizman ile Aşkın Şentuna tarafından Kişisel koruyucu donanım kullanımı olarak ve Suna Şensoy tarafından sunulan Çevre Bilgilendirme Eğitimi ile tamamlanmıştır. Eğitim programının bir bölümünde Mavi Balon tarafından sergilenen Enerji konulu interaktif tiyatro gösterisi çalışanlarımızın da katılımıyla hem farkındalık oluşturmuş hem de keyifli bir eğitim gerçekleşmesine katkıda bulunmuştur. BİZDEN Etkinlikler - Eğitimler - Emeklilik - Ödül 23 Temel İlkyardım Eğitimi 05-12 Ocak 2014 tarihlerinde Adal Çevre firmasının eğitmenleri Dr.Boğaç Ulutaş ve Dr.Hatice Karabaş tarafından gerçekleşen İlkyardım eğitimine firmamızdan 18 çalışanımız katılmış ve İlkyardımcı sertifikalarını almaya hak kazanmışlardır. Emekliliğe Adım Atanlar Sn.İbrahim Umut, 07.10.1987 tarihinde fabrikamızda işe başlayarak uzun yıllar Üretim bölümünde çalışmaları ile firmamıza katkı sağlamış ve 10.03.2014 tarihi itibari ile de emekli olmaya hak kazanmıştır. Kendisine değerli katkılarından dolayı teşekkür eder ve bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluk dolu yıllar dileriz. İnsana Saygı Ödülü Gelen 6.306 başvurudan 6.296 adayımıza 2 gün içinde geri dönüş yaparak % 99,84 oranında başarı sağladık. Bu verilerimiz ile 2013 yılı İnsana Saygı Ödülünü almaya hak kazandık. İnsan Kaynakları alanında yürütülen başarılı çalışmaların ödüllendirilmesini hedefleyen Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri, bu yıl 12 Şubat 2014 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleşti. BİZDEN Etkinlikler - Eğitimler 24 Performansı Değerli Kılma Eğitimi 28-29 Mart 2014 tarihleri arasında Baltaş-Baltaş firmasının eğitmeni Nergis Tüter Çelikten tarafından ADAL Çevre Tesisleri’nde gerçekleşen Performansı Değerli Kılma eğitimi firmamızdan 10 çalışanımızın katılmı ile gerçekleşmiştir. REFA Eğitimi 13-29 Mart 2014 tarihleri arasında MESS Eğitim Vakfı eğitmeni Mustafa Gencer tarafından gerçekleşen REFA eğitimine firmamızdan MOE bölümü Takım liderlerimiz Mehmet Ayhan, Emrah Çelik ve Şevket Köksal Azizağaoğlu katılmış ve 60 saatlik programı başarı ile tamamlayarak sertifika almaya hak kazanmışlardır. Eğitimcinin Eğitimi 03-24 Ocak 2014 tarihleri arasında Dale Carnegie Eğitim firmasının eğitmeni Tamer Yakut tarafından gerçekleştirilen “Eğiticinin Eğitimi” eğitimine firmamızdan 8 çalışanımız katılmış ve 42 saatlik programı başarı ile tamamlamışlardır. Eğitim katılımcılara eğitmenlik vizyonunu kazandırma, yetişkin eğitiminin özelliklerini anlama, eğitim hazırlama tekniklerini kavrama, sunum becerilerini geliştirme konularında uygulama ve gelişim olanağı sağlamıştır. BİZDEN Etkinlikler - Yeni İşe Girişler 25 17 Mart 2014 tarihi itibari ile MOE1 bölümünde “Seri Üretim Tezgah İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşlarımız Sn.Tamer ÖNEN, Sn.Ahmet DÜRÜÇ, Sn.Murat AK, Sn.Mehmet EĞİLMEZ, Sn.Ömer UYSAL . 06 Ocak 2014 tarihi itibari ile TEF3 bölümünde “Elektro Mekanik Ürünler Onarım ve Servis İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşlarımız Sn.İlker DİNLER. 17 Mart 2014 tarihi itibari ile CLP Departmanı’nda “Yarı Zamanlı Destek Elemanı” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşımız Sn. Onur YAVUZ. 10 Şubat 2014 tarihi itibari ile FIN Departmanı’nda “Yarı Zamanlı Destek Elemanı” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşımız Sn. Doğan ERİM. 17 Mart 2014 tarihi itibari ile TEF3 bölümünde“İşletme Elektrik İşçiliği” görevi ile aramıza yeni katılan arkadaşımız Sn.Ramadan ÇAVUŞOĞLU. BİZDEN Röportaj 26 Emrah ÖZTÜRK Yedek Parça Satış Sorumlusu Kendinizden kısaca bahseder misiniz? 2005 yılında Uludağ Üniversitesi Endüstriyel Elektronik bölümünden mezun oldum. 2008 yılında askerden döndükten sonra Eskişehir Üniversitesi İşletme Fakültesi ‘ne başladım. Öncelikli hedefim uluslararası bir firmada çalışmaktı. Fabrikamızla tanışmam 2010 yılında oldu. Bakım bölümünde elektrik teknikeri olarak göreve başlamamın ardından 4 yıla yakın bir süre geçerken, eğitimime devam ederek hem okulumda hem de iş hayatımda kendimi geliştirmek için yoğun bir sürece girdim. Fakülteyi bir an önce bitirmek için derslere yoğunlaşırken bir yandan da takviye eğitimler alarak kendimi geliştirmeye çalıştım. Bununla beraber özel hayatımda eğlence organizasyonları yapıp, yöneterek birçok kişiyle ortak çalışma yapma imkanı buldum, bu da hem sosyalleşme, hemde sorumluluk almamı sağladı. İşletme fakültesinin bitmesiyle Bahçeşehir Üniversitesi (Master of Business Administration) MBA yapmaya karar verdim, 1,5 yıl süren zorlu bir master sürecinin ardından projemi de teslim ederek hedeflerimi teker teker ulaşmanın haklı bir gururunu yaşamaktaydım. 2014 yılının Şubat ayında Satış&Projeler bölümünün bir üyesi olarak Aftermarket Satış Sorumlusu görevine atandım. Beni bu süreçte destekleyen çalışma arkadaşlarım, amirlerimle çalıştığım için kendimi şanslı hissetim diyebilirim. Artık yeni bir iş, yeni bir hayat beni bekliyordu, takım arkadaşlarımın beni sıcak bir şekilde karşılaması benim işime ve kendime olan özgüvenimi bir kez daha arttırırken daha kısa sürede işe konsantre olmamı sağladı. Artık sorumluluğum daha da arttığını farkındayım, her gün bir şeyler öğrenerek kendime ve firmam için faydalı olmak için yoğun çaba sarf ederken “Her gün yeni bir başlangıç” diyorum. Neden Chassis Brakes International? Kendini geliştirmek için fırsatlar sunan bir firmada çalışmak insana yeni değerler katarken kendisini değerli hissettiriyor. CBI’da tam bir aile sıcaklığı ile karşılanıyorsunuz, işler profesyonelce yürürken insan ilişkileri oldukça samimi, sıcak ve doğal bir şirkette çalışmak herkesin hayalini kurduğu bir çalışma ortamı olarak görüyorken CBI da çalışıyorum demekten de gurur duyuyorum. Hem okuyup hem çalışırken zorlandınız mı? Tabi ki hem çalışıp hem de eğitimime devam etmek çok da kolay oldu diyemem, planlı bir şekilde çalışmanın sonucunda ancak iş hayatımdaki deneyimlerimle BİZDEN Sercan NAMLI 27 Müşteri Planlama Uzmanı Ne derler bilirsiniz Savaş ne kadar zorsa kazanılan zafer bir o kadar tatlıdır. Hep beraber çalışıp başarının tadına hep beraber varabileceğimiz, geçmişi başarılarla dolu olan Chassis Brakes Interanational Türkiye gibi her an çalışanlarına yeni fırsatlar tanıyan bir firmada işe başladığım için çok mutluyum. Böyle büyük bir ailenin, bir parçası olma fırsatını bana tanıyan öncelikle departman müdürümüz Murat KAYA’ya ardından tüm CLP Departmanı çalışanlarına ve tüm mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. eğitimimdeki teorileri birleştirdiğimde birçok artı yönün yanı sıra olaylara farklı bakış açısından bakmayı öğrendim diyebilirim. Başarının tesadüfle geldiğine inanan biri olmadığımdan en baştan beri elle tutulan hedefler koydum, bunun neticesinde hedefe ulaşacağımı düşünmek beni motive etti diyebilirim. Bu motivasyonla hep yüksek tuttuğum moralimi iş hayatımda ve özel hayatımda da devam ettirdim. Satınalma destek elemanı öğrendiğiniz şeyler nelerdir? göreviniz boyunca Firmamız uluslararası bir firma olduğu için yapılan raporlamalar ve hesap verilebilirlik çok önemli. Karşınızdaki ve yanınızdaki iş arkadaşlarınızın ne yaptığının farkında olmanız gerekmekte. Bu da sahip olduğunuz sorumluluğa daha geniş pencereden bakmanızı sağlıyor. Departmanımızda altüst ilişkisinden ziyade bir takım lideri- takım üyesi ilişkisi var. Bunu, birçok firmanın oluşturmak istediği ve çoğu firmanın başaramadığı Jenerasyonu’nun bir ürünü olarak görüyorum. Satınalma’da uzun yıllar çalışan takım liderlerimin engin bilgileri, geleceğe daha umutlu, bilgili ve heyecanlı bakmamı sağlıyor. Özellikle bu, özel sektörde çalışmak isteyen bir öğrencinin mutlaka sahip olması gereken bir tecrübe olmalı. KONUK YAZAR KONUK YAZAR 28 Haluk MESCİ Marka - Reklam Danışmanı Kurumsal iletişimi kavrayışımız bir yanılgıya mı dayalı? Pazarlama iletişiminin eskilerinden biri olarak bir tür mesleki sorumluluk duyduğum, kendimi suçlu hissettiğim, dolayısıyla hep kafamı kurcalayan bir şeyi paylaşmak istiyorum: Kurumsal iletişim konusunu ülkemizin profesyonel yöneticileri, iletişimcileri, akademisyenleri olarak nasıl kavradığımız ve icra ettiğimiz bir yana, ‘kurumsal iletişim’ terimini doğru icat ettiğimizden, doğru kullandığımızdan emin değilim! Bunlardan çıkması gereken sonuç, sorunun ‘corporate’ sözcüğünü nasıl anladığımızda veya çevirdiğimizde yattığı… Hep yaptığımızı hatayı yapmışız ve kurum ile kuruluşu birbirine karıştırmışız zamanında. ‘Kuruluş reklamı’ veya ‘Kuruluşun reklamı’ diyecek yerde ‘kurumsal reklam’ veya ‘kurumsal iletişim’ demeyi seçmişiz. Dikkatsizlik, özensizlik yapmışız. Eskilerden biri olarak, terimi mesleki alanda ve buna ilişkin yazılarda, yazışmalarda yaygın kullanan biri olarak, bu hale gelmesinde katkım (!) ve suçum olabilir. Baştan belirtmiştim. Benim gördüğüm sorunu ortaya koyabilmek için İngilizceden (pazarlama ve iletişim konularının genelde kök dili o, malum) biraz yardım alacağım. ‘Kurumsal iletişim’i gerisin geriye İngilizceye çevirirsek ‘institutional communication’ dememiz gerek. Oysa biz ‘corporate communication’ karşılığı gibi kullanıyoruz! Sorunu daha da pekiştirip, karmaşık hale getirerek, ‘kurumsal iletişim’ terimini genelleştirip ‘halkla ilişkiler’ bütünü için veya yerine kullanıyoruz. İngilizceden son bir açıklama yardımı alarak şunu da eklemeliyim: Klasikleşmiş sözlükler ‘corporate’ sözcüğünü ‘kuruluşa ait’ anlamına gelecek biçimde açıklıyor. Daha kapsamlı bakanlar ise Latince kökenine iniyor, ‘corpus … corporare … corporatus … corporate’ biçiminde bir gelişimden söz ediyor: ‘Gövde’ ile başlıyor ‘bir bütün oluşturmak’ ile devam ediyor, bugünkü kullanımı 15. yüzyılın sonlarına tarihliyor. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü, Türkçenin bağlamsal bir dil olmasının güzel bir örneğini sergiliyor ve ‘kurum’ karşılığı olarak şunları gösteriyor: 1. isim Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is 2. isim hukuk Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese 3. isim Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür ‘Institutional advertising’ kabaca ‘belli bir kitlenin belli bir bakış açısına desteğini kazanmak için yapılan reklam’ diye tanımlamak mümkün. Yani, temelinde bir dünya görüşüne, siyasi veya toplumsal ideolojiye taraftar kazanmak çabası var. Evet, bunu bazen bir ticari kuruluş da yapabilir ama tanımdan görüleceği gibi, işin içinde doğrudan ‘ticari’ bir amaç yok. Öte yandan, ‘corporate advertising’ ise, ‘ürün veya hizmet satmaktan çok, bir kuruluşu tanıtmayı amaçlayan’ reklam diye tanımlanıyor. Eh, mecralardaki kurumsal iletişim faaliyetlerine ve reklamlara bakarsak, en çok bu 3. maddedeki tanıma uyduklarını söylemek yanlış olmaz. Acaba diyorum, boşuna mı suçluluk duygusu barındırıyorum? Çeviride yanlış yaptıysak bile, kuruluşlar ve iletişimciler ‘büyüklenme’ anlamındaki kurumu mu anladılar yoksa? Gerçek, olması gerektiği gibi – hadi aynı terimi kullanalım- kurumsal iletişimin ilkelerini belki başka bir yazıda ele alabiliriz. R KONUK YAZAR Özel Yazı Nalan ÇETİNDAĞ 29 ADAL A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çevre Mühendisi İSG Uzmanı Güvenlik Kültürü Hepimiz biliriz; Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından oluşturulmuş olan Maslow Teorisi veya bir diğer adıyla İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi’ni. Abraham Maslow 1943 yılında ortaya attığı bu teoride; insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha ‘üst ihtiyaçlar’ı tatmin etme arayışına girdiklerini söz konusu etmektedir. Bu teoriye göre bireyin kişilik gelişimi; o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlenir. Maslow’un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçlarını tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez. “Güvenlik” ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinde, bireyin fiziksel ihtiyaçlarından – yani nefes almak, su içmek, beslenmek, uyumak vb. gibi en temel ihtiyaçlardan- hemen sonra gelmektedir. Bireyin kişisel gelişim basamaklarında kendisini üst seviyelere taşıyabilmesi için, 2.sırada yer alan “Güvenlik” şartını sağlaması, kendisini evinde, işinde, günlük hayatında “Güven”de hissetmesi gerekmektedir. Güvenli çalışma ortamlarına sahip çalışanlar; kişisel gelişim basamaklarında güvenle ilerleyebilecek, refah ve olgunluk seviyeleri artacak, işyerlerinde motivasyonu yüksek, olaylara bakış açısı geniş ve daha verimli iş ortamları oluşmasına neden olacaklardır. “Güvenli işyerlerinin oluşturulması”, çalışan katılımının sağlanamaması ve güvenliğin yaşam biçimi haline gelmediği sürece; maalesef sürekliliği sağlanamayacak ve başarılı olamayacaktır. İlk olarak 1986 yılında Çernobil’de meydana gelen nükleer kazadan sonra hazırlanan raporlarla literatüre giren “Güvenlik Kültürü” kavramı, tam da bu noktada önem kazanmaktadır. HSE (Health&Safety Executive) (1993) güvenlik kültürünü; bir organizasyonun sağlık ve güvenlik yeterliliği ve tarzı ile birey ve grup değerlerinin, tutumların, algıların, yetkinliklerin ve bağlılığı belirleyen davranış örüntülerinin bir ürünü olarak tanımlamaktadır. Kuruluşlarda güvenlik kültürünün oluşturulması ve devamlılığının sağlanması; kuruluşun tüm seviyelerindeki çalışanlarının ve paydaşlarının katılımı, yönetimin taahhüdü ve güvenli davranışın tüm çalışanlar tarafından yaşam biçimi olarak benimsenmesi ile mümkün olabilmektedir. Güvenli davranış ve güvenli ortamlarının oluşturulması CBI’da şirket kültürünün en önemli yapı taşlarından biridir, yapılan tüm çalışmalarda 1.öncelik olarak dikkate alınmakta ve uygulanmaktadır. Yapılan çalışmalar; çevre, iş sağlığı ve güvenliği alanlarında örnek gösterilecek düzeydedir. TEKNOLOJİ 30 Nursel TETİKCAN Bilgi Teknolojileri ve Bilgi Güvenliği Müdürü Hayatımızda Bir “Akıllı” Daha Televizyonlar, bir zamanlar sadece analog veya dijital yayınları izlemek için kullanılırken günümüzde ise tek bir iş yapma her işi yap modasına uyarak medya oynatıcıdan, internet gezginine, interaktif oyunlardan, sosyal medya erişimine kadar neredeyse akıllı bir cep telefonu yeteneklerinin ya da günlük bilgisayar alışkanlıklarının evimizin duvarına gelmesini sağlamıştır. internette dolaşmaya başladı. Virüslerin, sadece bilgisayarlar için olmadığını hatırlatmak isteriz; Cep telefonları, tabletler ve akıllı televizyonlar da virüs tehdidi ile karşı karşıyadır. Televizyonunuzda web sayfalarında gezinirken kontrolünüz dışında başka bir siteye yönlendirilmeniz güvenlik açıklarını kullanan zararlı kodların kontrolü ele geçirmesi için yeterli olabilir. Dijital uydu platformlarının yanında, IP (web) tabanlı televizyon platformları, video paylaşım siteleri akıllı televizyonlara olan talebi günden güne arttırmaktadır. İnsanlar, televizyonlarına harici bir cihaz bağlamak yerine tüm yeteneklerin bir arada bulunduğu tek bir cihaz kullanmayı tercih etmektedir. Böylece, kumanda ve kablo karmaşası ortadan kalkmış hem de nispeten enerji tasarrufu sağlanmış olmaktadır. Ürünlerdeki 3D yeteneği, dahili uydu alıcısı, medya desteği, internet yetenekleri, sosyal medya, IP TV, Dijital uydu platformları, aynı anda birden fazla görüntü verebilme (çifte ekran teknolojisi), evdeki diğer cihazlar ile kablosuz bağlanabilme, cep telefonundan kontrol gibi özellikler bu cihazların cazibesini her geçen gün artırmaktadır. Sadece internet mi? Elbette ki hayır; film izlemek için kullandığınız USB Bellek veya taşınabilir diskler de televizyonlarınız için de aynı tehdidi sunabilir. Bahsettiğimiz kamera ve mikrofon özelliklerini bir kez daha düşünelim… Bir de bunların kontrolümüz dışında devreye girdiklerini… Bazı modeller web kamera desteği sunmakta ve hatta dahili kamera barındırmaktadır. Bu sayede kullanıcılar Skype veya benzeri sosyal mesajlaşma araçlarını görüntülü ve sesli olarak kullanabilmektedir. Yani neredeyse “Zeki Müren de bizi görebilecek mi?” repliği gerçek oldu diyebiliriz. Aynı zamanda bu kameralar ile kullanıcının hareketleri algılanarak interaktif oyunlar oynanabilmekte, el hareketleri ile televizyon kontrol edilebilmektedir. Aynı şekilde TV üzerinde yer alan mikrofon sayesinde TV’lere sesli komutlar da verilebilmektedir. Hızlı teknolojik gelişmeler hayal edilenlerin gerçeğe dönüşmesini çok daha kısa sürede sağlayarak; ultra yüksek çözünürlüklü, esnek veya hologram ekranlı televizyonların da yakın zamanda yaşantımızın bir parçası olacağının habercisidir. Bu yazımızda amacımız hangi TV tercih edilmeli gibi önerilerde bulunmak değil, bilgisayarları taklit edecek kadar akıllı olan bu cihazların kişisel bilgilerinizi sır gibi saklayabilecek kadar akıllı olup olmadığıdır. Televizyonlarda internet kullanımı ile birlikte birçok güvenlik ve anti-virüs firması bu konudaki tereddütlerini dile getirdiler. Öyle ki bazı TV modellerinin hackerlar tarafından ele geçirilmesi haberleri Ne yapmalı; • Ev ortamında ortak bir kullanım olduğunu varsayarak sadece TV’deki gerekli (istenen) özellikleri aktive etmek için kullanılacak olan ortak hesaplar kullanın. • Facebook, Twitter vb. sosyal medya hesaplarınızın şifrelerinin birbirlerinden çok farklı olmasına özen gösterin, bu şifreleri düzenli aralıklarla değiştirin ve güvenmediğiniz ortamlarda kayıtlı kalmasına izin vermeyin. • TV’nizin sadece sizin istediğiniz zamanlarda internet bağlantısının olmasına özen gösterin. Üretici tarafından sağlanan tüm güncellemeleri gerçekleşmesine izin verin. • TV’nizde kamera ve mikrofon var ise kullanmadığınız zamanlarda bu özellikleri devre dışı bırakın. • USB Bellek, taşınabilir diskler ve ağdaki diğer cihazların virüslere karşı korunduğundan emin olun. • TV’deki uygulamalara, erişmek istediği bilgilere dikkat ederek onay verin. Her yeni teknoloji ile “hackerlar” sistem açıklarını bulmaya, “üreticiler” bu riskler için önlemler geliştirmeye devam ederken “tüketiciler”e düşen görev; TV, telefon gibi tüm akıllı cihazları bilinçli bir biçimde kullanmaktır. Hepinize, her gün gelişen ve yaşam konforumuzu artıran teknolojiler ile keyifli bir yaşam diliyoruz. Saygılarımla. KARİKATÜR 31 Murat Kuri 1982 yılı Bursa doğumluyum. 10 yıldır bu firmada çalışmaktayım. Bekarım. Resim yapmayı. karikatür çizmeyi, gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi çok severim. SPOR 32 Beste Nur FEYZİOĞLU COŞKUN Malzeme Planlama Uzmanı Bahar tüm yeşilliği ve güzelliğiyle geldi. Ee hal böyle olunca kendimizi açık alanlara atma isteğimiz de tavan yaptı. Bu şartlar altında size paintball’dan başka birşey anlatmam uygun olmazdı herhalde. Paintballun çok eski bir geçmişi yok. Türkiye’de yaklaşık 10-15 yıldır yaygın olarak biliniyor ve oynanıyor. Bir rivayete göre California’da orman korucularının kesecekleri ağaçları işaretlerken sıkılıp bunu bir eğlenceye çevirmeleriyle başlıyor. 15 yaş üzeri herkes paintball oynayabilir. Peki oyun nasıl oynanıyor? Bir grup oyuncu rakip takım oyuncularını içi boya dolu plastik mermili silahlarla vurmaya çalışıyor. Amaç görevi tamamlamak, yani “senaryoyu uygulamak”. Senaryo olarak bir rehineyi kurtarmak, başkanı güvenli bir şekilde hedefe ulaştırmak, karşı takımın tamamını elemek, karşı takımın kalesindeki bayrağı ele geçirmek, bir kaçağı yakalamak, köprüyü uçurmak, vurulmadan kalan son kişi olmak gibi farklı birçok alternatiften birini seçebilirsiniz. Temel kural çok basit. Üzerine gelen mermi ile boyanan oyuncu ölür; yani oyundan çıkar. Vurulma merminin direkt temasıyla olur, merminin başka bir engelde dağılıp sıçramasıyla geçerli sayılmaz. Mermi çok hızlı atıldığı için çıplak vücutta çok can yakıyor. Bu sebeple korunmasız oynamak kesinlikle yasak. Size verilen özel maske ve kıyafetleri giymeniz gerek. Bunun için bir kural daha koymuşlar: 5 metre kuralı. Oyuncular birbirlerine 5 metreden daha az mesafede ateş edemez. Oyun için verilen süre her sette 15 dk olmak üzere 3 set. Aralarda da 5’er dk dinlenme verilir. Oyun, herkes kendi kalesinin arkasına geçtikten sonra hakemin düdüğüyle başlar. Düdük sesinden önce ateş etmek yasak. Vurulan oyuncu, ellerini ve silahını başının üstüne kaldırıp, ceza bölgesine gider veya paintball alanını hakem nezaretinde terk eder. Oyun sırasında vurduğunu veya vurulduğunu hisseden oyuncu, hakemlere kendini veya rakip oyuncuyu kontrol ettirmelidir. Bu sırada oyun hakemin düdük sesiyle durdurulur, oyuncular bulundukları yeri değiştiremez ve ateş edilemez. Mermilerin bitmesi halinde mola alınarak mermi takviyesi yapılır ve oyun devam eder. Senaryosunu başarıyla tamamlayan takım oyunu kazanır ve oyun biter. Takımın bütün oyuncuları vurulmuşsa veya oyun dışı kalmışsa da aynı şekilde oyun sona erer. Gördüğünüz gibi oyun koordinasyon ve hızlı düşünmeye dayalı. Takım ruhu ve strateji gerektiriyor. Sadece fiziki gücü olan bir takımın çok iyi organize olmuş bir takım karşısında başarı şansı çok düşük. Kendine güvenenler! Takımlarınızı kurmaya hazır mısınız? DOKTORUM KÖŞESİ Dr. Emin MENEKŞE İç Hastalıklar Uzmanı 33 Bel Ağrısı Ağrı hastayı hekime götüren en önemli şikayettir. Diğer ağrılar gibi bel bölgesi ağrıları da hastalık olmayıp bir hastalık belirtisidir. Oldukça sık karşılaşılan bir sorundur. Birçok toplumda sağlık kuruluşuna başvurma nedenleri arasında hemen her zaman ilk üç sırada yer alır. Toplumun yüzde 80’inden fazlası yaşamının herhangi bir döneminde bel ağrısından şikayetçi olmuştur. Çalışanları etkileyerek ücret, iş gücü kaybı ve tedavi masraflarına yol açar. Bel ağrısı başlangıcına göre, yeni başlayan (akut) ve uzun süreli (kronik) olarak sınıflanabilir.Oluşturan sebepler göz önüne alarak mekanik, romatizmal ve yansıyan bel ağrıları olarak da gruplandırılab ilir. Akut bel ağrıları 12 hafta kadar sürebilir. Tüm bel ağrılarının %70-90’nı oluşturur. Kas, disk yırtılması, kırık gibi durumlar akut ağrı sebeplerindendir. Akut bel ağrılarının daha az görülen diğer nedenleri mide ülseri, rahim ve yumurtalık iltihapları, prostat iltihabı, böbrek taşı, safra kesesi taşı, pankreas iltihabı ve aort anevrizması(genişleme) gibi hastalıklardır. Bu hastalıklarla ilgili başka belirtiler de görüldüğünden, bel ağrısı esas yakınma olmaktan ziyade ek bir yakınma olarak karşımıza çıkar. Kronik bel ağrıları 3 aydan daha uzun sürer. Genellikle romatizmal hastalıklardan , karın içi organların ve bölgesel kas iskelet sisteminin enfeksiyonlarından (brusella, osteomyelit, diskit, tüberküloz), Kemik erimesi(Osteoporoz),Kireçlenme(osteoartrit),ke mik ve omurilik tümörlerinden kaynaklanabilir. Mekanik Bel Ağrısı: Kas, kemik, bağ, disk gibi yapıların zorlanması sonucu ortaya çıkan kas, iskelet sistemi ve omurga ağrılarıdır. Hareketsiz yaşantısı olanlar, fazla kilolu kişiler, ağır yük kaldıranlar, eğilme hareketini yanlış yapanlar, duruş bozukluğu, bacakta kısalık durumu, zayıf karın ve bel kasları olanlar, ağır sporlarla uğraşan, sigara içen, stres ve depresyonda olan kişilerde mekanik tipte bel ağrıları sık görülür. Bu tip bel ağrılarına yol açan rahatsızlıklar; travma, bel fıtıkları ,bel kayması , bel omurilik kanalının darlığı,enfeksiyon, kemik erimesi gibi hastalıklardır.Mekanik bel ağrıları genellikle başlangıç zamanı veya başlatan olayın net olarak bilindiği ağrılardır.30-50 yaşları arasındadaha sık görülür. Ağrıyan bölge belirgin olup hasta ağrının olduğu bölgeyi eliyle gösterebilir. İstirahatle azalan, ancak ayakta durma ve aktivite ile artan bir ağrı vardır. Romatizmal Bel Ağrısı: Kronik bel ağrısının en önemli ikinci nedenini oluşturur.Omurganın ve omurga ile komşu eklemlerin spondilartrit adı verilen romatizmal hastalığı söz konusudur. Bu hastalık grubu içinde Ankilozan Spondilit, Sedef hastalığı (psöriazis) artriti, Ülseratif Kolit veya Crohn Hastalığı gibi kronik barsak hastalıkları ile birlikte görülen artritler, belli başı bazı bakterilerle oluşan idrar yolu enfeksiyonu veya ishal olayından 2-4 hafta sonra ortaya çıkan(Reaktif) artritbulunmaktadır. Genellikle 20-30’lu yaşlarda görülür.Bel ağrısı sinsi başlangıçlı, kronik seyirlidir. Hasta ağrının ne zaman başladığını net olarak hatırlamaz.Gecenin ikinci yarısında olan ,sabah tutukluğu(1 saat ya da daha uzun)olması, gün içinde yataktan kalkıp hareket etmekle azalan ağrı romatizmal bel ağrısının en belirgin özelliklerindendir. Yansıyan Bel Ağrısı : Bu ağrılar genellikle periton denen karın zarının arkasında ortaya çıkan iç organ, lenf bezi ve damar büyümelerinden kaynaklanır. Daha çok 50 yaş üzerinde görülür. Sinsi başlangıçlı olup başlangıç zamanı ve yeri tam olarak tanımlanamaz. Gece ağrıları belirgindir. Yatış pozisyonunun değiştirilmesinden,İstirahat ve egzersizden etkilenmez. Esas hastalıkla ilgili ek belirtiler görülebilir. Kanser gibi hastalıkların halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş gibi şikayetleri bel ağrısına eşlik edebilir. HANGİ DURUMLARDA UZMAN HEKİME BAŞVURMALI -Yeni başlayan şiddetli kıvrandırıcı ağrı (Böbrek taşı. Aort yırtılması, iç organ delinmesi, yırtılmaları), -Ağrıya eşlik eden ateş, titreme, terleme, kilo kaybı durumlarının olması, -Yürümekle artan, bacağa yayılan, öne doğru eğilip oturma ile gerileyen ağrı (Dar omurilik kanalı) -Sabah yataktan kalkma ile kötüleşen, 30 dakikadan uzun süren ağrı ve tutukluk((spondilartrit), -Eforla ortaya çıkan dinlenmekle saniyeler içinde geçen ağrı(damar kökenli ağrı), -His kusurları,hareket bozuklukları, mesane barsak işlev yetersizliği (omurilik ve sinir basısı) -Uygun pozisyon sağlanmasına rağmen gerilemeyen, 2 aydan uzun süren ağrı ,durumları varsa mutlaka hekime başvurulmalıdır. Bel ağrısına sebep verebilecek bölgesel problemleri ortaya çıkarmada en duyarlı incelemeler, MRI(Manyetik Resonans görüntüleme), Bilgisayarlı tomografi gibi tetkiklerdir. Yaşamımızda karşılaştığımız bel ağrılarının çoğu mekanik kökenlidir.Çoğu zaman birkaç gün (yaklaşık yarısı ilk 1 haftada) ve bir-iki ay içinde kaybolur.Bu ağrılı dönemin daha rahat geçirilmesi için kısa süreli istirahat, ağrı kesici ve adale gevşetici ilaçlar kullanılabilir.Egzersiz ve yaşam biçim değişikliği uygulamalarının iyileşmeyi hızlandırmasının yanında bel ağrılarının tekrarlamasını da önleyici faydaları vardır. HSE İş Sağlığı ve Güvenliği Köşesi 34 Suna ŞENSOY Çevre ve İş Güvenliği Sorumlusu Küresel Isınma Yüzücülerin boğulmasına pek rastlanmaz. Özellikle doğal olarak genlerinde varsa... Ama küresel ısınmanın etkileri sonucu aslında çok iyi birer yüzücü olan kutup ayıları en acı verici ölümlerden biri olan boğulma ile yüzyüze geliyor. Kutup ayıları aslında muhteşem yüzücüdürler. Suda yüzmeleri için tasarlanmış güçlü uzuvlara, palet görevi gören gelişmiş ön pençelere ve suda daha az efor sarfederek kalabilmelerini sağlayan yağ tabakasına sahipler. Bu sayede Arktrik Denizinin dondurucu sularında 100 km gibi muazzam bir mesafeyi yüzerek aşabilirler. Son yıllarda artan fok avcılığı nedeniyle besin bulamayan kutup ayıları besin bulabilmek için daha uzun mesafelerde yüzmek zorunda kalıyorlar. Küresel ısınma nedeniyle buz tabakaları kırılarak eridiği için bu uzun mesafelerde dinlenecek bir buz kütlesi bulamuyor ve yorgun düşerek boğuluyorlar. Özellikle annelerinin peşinden giden yavru kutup ayılarının ölümüne neden olan küresel ısınma nedir ? Çeşitli insan etkileri sonucunda atmosferdeki sera gazlarının artması ve bu artışa bağlı olarak sıcaklıkların artmasına küresel ısınma adı verilmektedir. Bir başka deyişle; atmosferdeki doğal sera etkisinin kuvvetlenmesi. Atmosferde doğal olarak bulunan CO2, CH4, su buharı, nitröz oksit, kloroflorokarbon gibi gazlara sera gazları denir. Aslında bu gazların dünyamız için oldukça yararlı bir görevi var. Yaşamın varolması için gerekli sıcaklığın oluşumunda rol oynuyorlar. Eğer bu gazlar doğal olarak atmosferde bulunması gereken miktarlarda bulunmasaydı dünyamız şu anki mevsim normallerinden 30 ila 33 °c daha soğuk olacaktı. İşte bu özellkleri ile sera gazlarını bir battaniyeye benzetebilirsiniz. Bu koruyucu battaniye dünyamızın ısınmasını sağlıyor. Yaşam için gereken sıcaklığı sağlayan bu sera gazları, fosil yakıt kullanımının artması, sanayileşme, hızlı kentleşme, ormansızlaşma, tüketim alışkanlıklarının artması gibi nedenlerle atmosferde bulunması gereken konsantrasyonların üzerine çıkıyor ve bunun sonucu bu sera etkisi kuvvetleniyor. Bunu dünyanın üzerine ikinci bir battaniye atmış gibi düşünebiliriz. Böylece dünyamız ısınması gereken miktardan daha fazla ısınıyor ve küresel ısınma meydana geliyor. Peki küresel ısınma bizi nasıl etkileyecek? Malesef dünyamızda küresel ısınmanın etkileri görülmeye başladı bile. Yapılan araştırmalara göre, dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yy boyunca 0.6 °c artmış. Son 50 yıldır atmosferin 8 km’lik kısmında sıcaklıklar yükselmiş, kar örtüsü ve buzlanma % 10 azalmış. Peru’da bulunan 1600 yıllık buz kütlesi son 25 yılda eridi. Ernest Hemingway adlı Amerikalı yazarın Klimanjaro’nun Karları isimli kitabı bizden sonraki nesiller için pek bir anlam ifade etmeyecek. Çünkü Sience Dergisine göre Klimanjaro’daki karların %85’i erimiş. Uydu verilerine göre 20 yıl içinde Klimanjaro’nun beyaz şapkası yok olacak. Klimanjaro’daki buzulların erimesinin bir sonucuda bölge halkının kuraklıkla yüz yüze gelmesi. Dünyanın bir bölgesi kuraklık ve açlıkla mücadele ederken bir başka tarafında fırtınalar, hortumlar ve kasırgalar tüm canlı hayatı tehdit ediyor. Küresel ısınmaya dayanan iklim ådeğişikliklerinin en fazla görüldüğü 35 ülkelerden biri de Türkiye... Türkiye’nin son 9 aydaki kuraklık haritası Meteroloji Müdürlüğünün sitesinden incelendiğinde tüm yurdun kuraklık içinde olduğu gözlemlenebilir. Nasrettin Hocanın maya çaldığı Akşehir Gölü, Doğancı Barajı, Melen Çayı kuraklığın pençesindeki su kaynaklarından sadece birkaçı. Bu hızla devam ederse ağır etkilerle karşılaşmaya devam edeceğiz. Yazla kış, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkları azalacak bunun sonucunda dünyadaki fırtınalar, fırtına hız ve rotaları etkilenecek. Deniz seviyelerindeki artış nedeniyle kıyı kentleri su altında kalacak. Birçok hayvan ve bitki türü yokolacak. Afet bölgelerinden insan göçleri yaşanacak. Her ne kadar bizler etkileri yaşamaya başlasakta; iklim değişiminin etkilerini çocuklarımız ve onların çocukları daha çok yaşayacaklar. Bu nedenle, okullarda iklim değişimi konusunda eğitici programlar düzenlemek, enerji ve su tasarrufunu projelendirerek uygulamaya sokmak, yeni su kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynakları bulmak,sera gazlarını azaltacak önlemleri ve denetimleri artırmak,altyapı ve yerleşim planlamalarında iklim değişimi etkilerini göz önüne almak büyük ölçekte belediyelerin ve hükümetlerin yapması gerekenlerden bazıları. Ama bireysel olarak bizimde yapabileceklerimiz var. Evde en çok kullanılan 5 ampülü en az enerji tüketen cinslerle değiştirmek. 2.5 milyon evde yapılan bu uygulama ile 1 yılda 800.000 aracın atmosfere verdiği sera gazına eşdeğer tasarruf yapmış oluyoruz. Kirlenen Klima filtreleri hava akışını yavaşlatacağından cihaz daha fazla enerhi harcamasına sebep olur. Kirlenen filtreleri 3 ayda bir değiştirmek enerji tasarrufu sağlar. İşyerinize veya evinize alacağınız yeni ekipmanların mutlaka enerji tasarrufu fazla olanlarını tercih edin. Su kullanımındaki savurganlık, hem enerji tüketimini, hem de su tüketimini artırmaktadır. Örneğin, diş temizliğinde ve traş olurken musluklar mutlaka kapatılmalıdır. Tuvaletlerin sifonları, sızıntılara karşı gözden geçirilmelidir. Aracınızı yıkarken minumum su tüketimi sağlayacak şekilde yıkamaya özen gösterin. Evinizde ve işyerinizde, kullanmadığınız zamanlarda, TV, radyo, bilgisayar gibi elektronik cihazların fişlerini çekin. Ağaç dikin. Her ağaç atmosferden önemli ölçüde sera gazı (CO2) emer. Yakın mesafelere yürüyün. Uzun mesafeler için metro ve tramvayı tercih edin. Tüketimi azaltın. Aracınızı düşük hızda kullanın. Ve en önemlisi çevrenizdekileri de bu konularda bilinçlendirin. Küçük çocuğu olanlar bilir. En korulan şeylerden biri yüksek ateştir. Çocuğunuzun ateşine ilk baktığınızda hafif ateşi var diye düşünürsünüz. Ama önlem almazsanız çok kısa sürede hızla yükselir. Eğer müdahale etmezseniz bu artışı bir süre sonra kontrol edemez hale gelirsiniz. Hala müdahale edebilme şansımız varken küresel ısınmaya son demezsek ondan sonra kalıcı etkileri olan çok ağır sonuçlarla yüzyüze geleceğiz. Saygılarımla. GEZELİM GÖRELİM 36 Ali Düzgün Arı Bakım-İş Sağlığı Güvenliği ve Çevre Müdürü KAMBOÇYA / LAOS/ VİETNAM Düşün, planla ve gerçekleştir. Bence bu insanoğlunun sahip olduğu en güzel yetenek. Ocak ayında, soğuk bir günün sabahında, düşümü gerçeğe dönüştürüyorum. Yanıma aldığım günlük bir sırt çantamla havaalanının yolunu yarılamıştım bile. Saat olarak uzun sürse de, bana hiç uzunmuş gibi gelmeyen uçak yolculuğumdan sonra Kamboçya’dayım. Ülkenin bulunduğu coğrafya nedeniyle hava oldukça sıcak, 36 derece. Ayağımda sandalet, üzerimde şort, tişört ve sırtımda çantamla iki haftalık uzakdoğu maceram başlamıştı. Daha önceki faaliyetlerimde olduğu gibi, yine birbirini hiç tanımayan kişilerden oluşturdumuz bir grupla, hiç birimizin daha önce gitmediği, bu uzak diyarlardaki maceranın akışına kendimizi bıraktık. Başkent Phnom Penh’deyiz. Rotamız ıssız ormanlar ve muhteşem okyanus sahilleri. Ancak bunun öncesinde mutlaka görmemiz gereken çok önemli iki yer var. “Güvenlik 21” soykırım müzesi ve “ölüm tarlaları”. Çok yakın bir tarih olan, 1975 – ’78 yılları arasında dünyanın en büyük katliamlarından birinin yaşandığı yer, Kamboçya. Bu tarihler arasında ülke nüfusunun yarısı olan, üç milyondan fazla insan Pol Pot rejimi tarafından vahşice katledilmişti. Bu katliamların gerçekleştirildiği yerleri gördüğümde, adeta insanlığımdan utandım ve o günlerin acılarını tüm kalbimde hissettim. Günün akşamında bu karanlık bölgeyi arkamızda bırakmak istercesine, dünyanın en uzun nehirlerinden olan Mekong nehrinin kıyısına ulaştık ve geceyi bu bölgede geçirdik. Sabah kavaltımızdan sonra yönümüzü orman içinde bulunan bir köye çeviriyoruz ve yerel yaşamın kalp atışının tam içine buluyoruz kendimizi. Bölgenin bakirliğine hayran olmamak imkansız. Öğlen sonrası yerel balıkçı köyleri ve uzun nehirleri görmek için köyün dışına yol alıyoruz. Burası muhteşem günbatımı ve yerel balıkçıların yaşamlarını görmek ve onlarla çok güzel anlar geçirmek için harika bir yer. Elektrik yok, teknoloji yok ama çok değerli birşeyleri var, bozulmamış doğaları. Köyde konuk olduğumuz evin ahalisiyle geceyi geçiriyoruz. Su kadar temiz ve kocaman yürekli insanlar. Sabah kahvaltımız sonrası misafiri olduğumuz evlere veda ederek Tanrı Şiva’ya adanmış 7. yy yapıtı Sambor Prei Kuk’u ziyaret ediyoruz. Ardından Hint Okyanusu kıyısındaki pek de bilinmeyen güzel Sihanoukville sahillerine 3 saat kadar sürecek bir yolculuk yapıyoruz ve kendimizi adeta tropik bir cennetin içinde buluyoruz. Okyanusa 1 metre mesafede bulunan güzel bir mekana yerleşip, hiç vakit geçirmeden okyanus sularına atlıyoruz. Harikulade bir gökkubbenin altında geçirdiğimiz bir gecenin ardından, kiraladığımız bir tekne ile, günün GEZELİM GÖRELİM 37 ilk ışıklarıyla tamamen ıssız olan bir adaya doğru dalagalar eşliğinde yol alıyoruz. Bir saatin sonunda adadayız. Dalları okyanus sularına kadar değen ağaçların kapladığı, daha önce hiç duymadığımız seslerin sahibi hayvanların yaşadığı tarifsiz bir orman bizi karşılamıştı. Bize sadece günü yaşamak kalmıştı ve bizde öyle yaptık. Akşam olup rüyamız sona erdiğinde, teknemizle geri dönüp, bir sonraki hedefimiz olan Kamboçya’nın tapınaklar bölgesi Siem Reap’a gitmek için yolculuğumuza başladık. Sabah Siem Reap’a varıyoruz ve hiç zaman kaybetmeden Tonle Sap Gölü ve Floating Village Köyü’ne doğru yol alıyoruz. Çocukların yürümeden önce yüzmeyi öğrendikleri Mangrov Ormanları arasında, dünyada başka hiçbir yerde göremeyeceğimiz bir mekandayız. Film sahnelerini aratmayan bu göl ve nehir insanlarının yoksul, doğal yaşamlarının etkileyemeyeceği yürek yok diyebilirim. Bütün günümüzü, gövdelerinin yarısı suyun içinde olan Mangrov ormanında, yerel sandallarla gezerek geçirdik. Buradan, akşam güneşini batırmaya Angkor Buda Tapınağı’na doğru yola çıkıyoruz. Güneşi burada batırdıktan sonra, sırada Siem Reap’ın bir birinden güzel ve ilginç olan yerel lezzetlerini tatmak vardı. Uyuyarak zaman kaybetmek istemiyorduk ve sabah gün doğmadan önce dünya üzerindeki en güzel tapınaklar arasında sayılan ve yapıldığı tarihten itibaren hiç bozulmamış Unesco kültür mirası listesinde bulunan Angkor Vat Tapınağı’ na gidiyoruz. Tapınağın muhteşem yapısının, gündoğumundaki suya yansımasının o doyumsuz zevkini yaşıyor ve fotoğraflıyoruz. Öğleye kadar buradayız ve sonrasında Angkor Thom tapınak kompleksini ve Ta Phrom orman tapınağını keşfe gidiyoruz. Burada tropik asma dalları ve devasa ağaç köklerinin, tapınakları nasıl istila ettiğini gördüğümüzde gözlerimize inanamıyoruz. Biz şaşkınlıklarımızı yaşarken akşam olmuştu ve Kamboçya’dan ayrılma zamanı gelmişti. Arabadan çok bisiklet ve motosikletlerin kullanıldığı bu ülke ruhunuza izi kalıcı kocaman bir çizik atmıştı. Kısa bir uçuştan sonra günün sabahında Laos ülkesinin eşsiz başkenti Luang Prabang’a varıyoruz. Bir saat sonrasında ise, nehir kenarında olan, ağaçlarından orkidelerin sarktığı, yerlerden rengarenk çiçeklerin fışkırdığı bir ortamda buluyoruz kendimizi. Bütün gün çevrenin doyumsuz güzelliklerini yaşıyor ve bölgeyi geziyoruz. İnsan ruhunun derinliklerine, tarif edemediğim bir huzur veren bu bölgede daha fazla kalmamaya karar veriyoruz. Birkaç gün kalıp, ayrılmanın GEZELİM GÖRELİM 38 ne kadar zor olacağını hemen anlamıştık ve bir günün ardından Vietnam’a uçtuk. Kafamızdaki gün, tarih ve kurallı yaşam kavramları tamamen silinmiş olarak başkent Ha Noi’ye indik. Günü özgürce dolaşarak geçirdik. Akşam yerel mekanlarda yediğimiz yemekler, dünya gurmelerinin bile damağını çatlatan cinstendi diyebilirim. Sabah kahvaltı sonrası 4 saatlik bir araç yolculuğuyla yine Unesco kültür mirası olan Ha Long Bay’a gittik. Yol sadece 120 km olasına rağmen dört saat sürmüştü. Denizin ortasında yüzlerce Karadeniz yeşilliğinde adalar takımı ve devasa bir körfez düşünün. İşin içine bir de Hint Okyanusu mavisini ve içinde bulunduğumuz tekneyi ekleyince Ha Long Bay işte böyle bir mekan. Teknemizle gün boyu bir adadan diğerine geçiyoruz ve harika doğasıyla, gizemli mağaralarının tadını çıkarıyoruz. Akşam oluyor, gün kararıyor ve biz hala Hint Okyanusun maviliklerinde bir teknedeyiz. Daha ne isteyebiliriz ki. Vietnam yerel tarzında hazırlanmış, tamamı deniz ürünlerinden oluşan yiyeceklerle başlayan gecemiz, biraz uzamış olmalıydı ki, güvertenin üzerinden gördüğümüz kızıl güneş, bize sabah olduğunu söylüyordu. Bu uzak ve bizim için gizemli diyarlarda daha gezip göreceğimiz yerler vardı. Zaman kaybetmeden kıyıya döndük ve Ha Noi’ye geldik. Burada liderleri Ho Chi Minh’ in anıt mezarı ile Vietnam’ın ilk üniversitesini ve görülmesi gereken bir çok yeri dolaştık. Daha da gezip görülecek muhteşem o kadar çok yerler var ki, maalesef günler yetmiyordu. Her günü bir birinden doyumsuz tam iki haftalık maceramızın sonuna gelmiştik ve dönüş yolculuğu bizi bekliyordu. Kafamız dinç, yüreğimiz dolu ve bedenimiz hafiflemiş durumda uçağımızın koltuğuna oturmuştuk. İstanbul uçuşumuz Malezya Kuala Lumpur aktarmalıydı ve tam dört buçuk saat aktarma süremiz vardı. Bu süreyi havaalanında bekleyerek geçirmeye hiç niyetimiz yoktu. Vize sorunu olmadığından kendimizi hemen Kuala Lumpur caddelerine attık. Akşam saatleri olduğundan, her yer pırıl pırıl aydınlatılmış ve ortalık çok kalabalıktı. Belki de iki haftalık sakin ve bakir ortamlardan geldiğimizden, biz öyle hissediyorduk. Hazır buradayken, Petronas ikiz kulelerine dokunup, altında bir kahve içmeden edemezdik vede öyle yaptık. Sonra mı? Şimdi yeni bir “düşün, planla ve gerçekleştir”in planlamasını yapıyorum. BULMACA ETKİNLİĞİ 39 Dergimizin bir önceki sayısında hazırlanan bulmacayı doğru çözenler arasında yapılan çekişilte MOE ZOH-1 Disk Fren montaj hattı çalışanımız Fikret Kurtulan D & R Hediye Çeki” kazanmıştır. Fikret beye ve diğer katılımcı arkaşlarımıza katılımlarından dolayı teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Bundan sonraki ödüllü bulmacalarımızda görüşmek dileğiyle. SOLDAN SAĞA 1. VATAN 3. BİR ŞEYİ YAPMAYI ÜSTÜNE ALDIĞINI BİLDİREN YAZILI KAĞIT 8. YOLU KAPATAN ENGEL 12. TATLI ÇÖREK 14. (gramer) VURGU 15. ŞİKAR 19.KIYI, SAHİL 20.VERME, ÖDEME 22.YARDIM 23. TANRI, RAB 25. ANADOLU AJANSI’NIN KISALTMASI 28.BAĞIŞLAMA 30.AĞIZI SIKI HERKES İLE HERŞEYİ PAYLAŞMAYAN 33. AŞAMASIZ ASKER, ER 35.İŞÇİ, EMEKÇİ 36.TEMEL BESİN MADDESİ 37. UYGUN BULMAMA 38.DEMİR KİRİ 39.AVUKATLARIN BAĞLI OLDUKLARI MESLEK KURULUŞU 40.BÜYÜK TREN İSTASYONU 42.MAVİ 44.BİR AY ADI 45.COĞRAFYA’DA OTLAK 47.TANELİ BİR MEYVA 49.YOKSUL 52.ARAŞTIRMA 53.ÇEKİCİLİK 55.NİKEL’İN SİMGESİ 56.SORU 57.ASRİ 60.GÖZ 62.ATIN AĞIZINA TAKILAN DEMİR ARAÇ 63.YİYECEK DOLABI 65. AĞAÇ YADA KUMAŞTAN YAPILAN BİR KANAL İÇİNDE HAREKET EDEREK AÇILIP KAPANAN PERDE 66. SU 67. VALİDE YUKARIDAN AŞAĞI 2. TANRI, İLAH 3.UZUN ARAÇ 4. KIRMIZI 5. AĞIRLIK ÖLÇMEK İÇİN KULLANILAN ALET 6. ACI, ÜZÜNTÜ 7. (İNGİLİZCE) LİSTE BAŞI 9. BALIKLARIN TUZLAMASI 10. ERKEK 11. YAYLA ATILAN ÇUBUK 13. BARYUMUN SİMGESİ 14. ARKASI SIRLI CAM 16. İŞ İÇİN VERİLEN SÖZ 17. AY IŞIĞI 18. KÜL RENGİ 21. TANTAL’IN SİMGESİ 24. EV, KONUT 26. MACERA 27. BASUR 29. ATEŞLİ TARAFTAR 30. HEMŞİRE BAŞLIĞI 31. ORTASI ÇUKUR KAP 32. KUZU SESİ 34. OY 41. AKARSU KROSU, BİR TÜR SPOR 43. ANNE, BABA VE ÇOCUKLAR 46. YEL 48. AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ 50. CEYLAN, KARACA 51. ATÖYLE 54. PARA YATIRILAN YER 56. YÜZ, ÇEHRE 58. ENSİZ 59. VİLAYET 61. BİR GÖZ RENGİ 64. MESLEK ÖDÜL 12 Mayıs 2014 tarihine kadar bulmacanın cevaplarını getiren Chassis Brakes çalışanları arasında çekiliş yapılacaktır. Kazanan sürpriz hediyeye sahip olacaktır. BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Kadriye Tunalı HIDIR 40 İdari İşler Sorumlusu • Bir sineğin ortalama hızı 8 km’dir. • Bir devekuşunun gözü beyninden daha büyüktür. • Kaplanların derileri çizgilidir. Tüyleri değil. • Kutup ayıları solaktır. • Bir ahtapotun 3 tane kalbi vardır. Bunun nedeni fazla • Maviyi gören tek kuş baykuştur. kollara sahip olmasıdır. • Pisi balığının 27.000den fazla tat alma duyusu • Evde kalmış dişi gelincikler eğer uzun süre çiftleşecek vardır ve bu özelliği onu tat alma konusunda hayvanlar bir erkek gelincik bulamazlarsa intihar edebilirler. dünyasında ilk sıraya koyar. • Yunus balıkları, seslerin dalgalarını duyabilecek kadar • Bir karıncanın koku alma yeteneği, en az bir köpeğinki hassas bir duyu yapısına sahiptir. Titreşimler ilkten kadar gelişmiştir. kafatasını geçer oradan da iç kısımdaki duyu organını • Dünyanın en büyük hayvanı mavi balinadır. Aynı etkiler. Bu şekilde sesleri duyarlar. zamanda hayvanlar aleminin en hızlı büyüyen • Tautara Kertengele’si Yeni Zelanda’da yaşayan bir hayvanıdır. Kilosu 22 ayda 26 tona kadar ulaşır. türdür. Bu kertengelelerin toplamda 3 adet gözü vardır. • Atlar bir aya kadar ayakta kalabilirler. İki sağ da ve solda, üçüncüsü ise kafasının tepesinde • Karıncalar hiç uyumaz. olmak üzere bu hayvanlar üç adet göze sahiptir. • Hastalanmayan tek hayvan köpekbalığıdır. • Boğalar renk körüdür; bundan dolayı matadorun • Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar. elindeki beze saldırırlar, rengi ne olursa olsun. • Yunuslar gözleri açık uyur. • Timsahlar geriye doğru hareket edemez ve dillerini • Kangurular geri geri yürüyemez. dışarı çıkaramazlar. • Kirpiler suda batmaz. • Kediler 100’ün üstünde ses çıkarabilirler, fakat • Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar. köpekler 10 değişik ses çıkarırlar. -Dünyada insanlardan daha çok tavuk var. -Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir. -Bir bardak sıcak su, buzdolabında soğuk sudan daha çabuk donar. -İnsanın kalça kemiği betondan daha sağlamdır. -Dünyada bir yılda gerçek paradan daha fazla Monopol parası basılıyor. -Hiçbir kağıt 7 defadan fazla 2’ye katlanamaz. Bunları biliyor musunuz? -Bir yılan 3 yıl uyuyabilir. -Bal bozulmayan tek gıdadır. -Ördeğin sesi yankı yapmaz. -İçtiğimiz sular 3 milyar yaşındadır. -Karınca iki hafta su altında yaşayabilir. -Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır. -Türkiye’de Mehmet adında 1 milyon 229 kişi var. -Sabahları elma kahveden daha fazla uykunuzu açar. -Vücudumuzdaki tüm damarları uç uca ekleseniz 19 bin 200 kilometre eder. -Çin’de İngilizce konuşan kişi sayısı Amerika’dan daha fazladır. -Yerçekimsiz ortamda mum alevi küre şeklinde olur. -Elma, soğan ve patatesin tadı aynıdır. Fark sadece tamamen kokularından kaynaklanır. Aslında hepsi tatlıdır. -El tırnakları ayak tırnaklarından 4 kat daha hızlı uzar. -13 rakamının uğursuz olarak bilinmesi nedeniyle ABD’de birçok otelde 13. katta oda bulunmaz. -Otomobil sayısı insan sayısından 3 kat daha hızlı artıyor. -Doğum gününüzü en az 9 milyon kişiyle paylaşıyorsunuz. KÜLTÜR SANAT Kitap Burcu GÜNAY 41 Bordro, İşe Alım ve Eğitim Uzmanı Nick ve Teslanın Olağanüstü Heyecanlı Bilim Laboratuvarı Nick ve Tesla’nın Olağanüstü Heyecanlı Bilim Laboratuvarı Nick ve Tesla bilime ve teknolojiye ilgi duyan, meraklı mı meraklı iki kardeştir. Bu kardeşler, Bir tarım projesi için Özbekistan’a giden anne babaları tarafından amcaları Newt’un yanına gönderilirler. Newt Amca bir mucittir; aynı zamanda kendine özgü huyları olan, çılgın biridir. Çocuklar Newt Amcanın evine geldikten kısa bir süre sonra, mahallede bazı esrarengiz olayların meydana geldiğini fark ederler ve kendilerini heyecanlı bir serüvenin içinde bulurlar. Bu gizemli olayların neyin nesi olduğunu çözmek ve hatta kendilerini kurtarabilmek için, birbirinden yaratıcı fikirler geliştirmek ve evde bulunabilecek malzemelerden türlü türlü teknolojik cihaz yaratmak zorunda kalırlar! Siz de Nick ve Tesla’yla bu maceraya katılmak ve elektromıknatıs ya da hırsız alarmını nasıl yapabileceğinizi öğrenmek ister misiniz? Edebiyatımızın çınarı, büyük usta Yaşar Kemal’in Tek Kanatlı Bir Kuş kitabı, toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkunun destansı bir romanı. Halkının neden terk ettiği bilinmeyen, gizemli karanlık bir kasaba, bu kasabaya atandığı halde gidemeyen bir posta müdürü, yalnızlığın timsali bir istasyon şefi, “Alamancı” bir genç kadın...Ve bütün fantastikliğine karşın son derece gerçekçi gelen bir dünya... Metafor mu? Alegori mi yoksa? Şaşırtıcı ve çok katmanlı olay akışı, kişilerinin zenginliği ve derinliği, zaman zaman bir röportaj keskinliği kazanan masalsı diliyle tam bir Yaşar Kemal romanı. Tek Kanatlı Bir Kuş’da toplumda bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan korkuyu anlatan Yaşar Kemal, kitabın ana teması korku ile ilgili “Ben hep korkudan korktum. Korkudan çok korktum. Roman yazdığım zaman içimde bir korku istemezdim. O yüzden bu kitapta da korkuyu anlattım. Kayseri’de askerlik yaptığım kasabanın üzerinde büyük bir taş vardı ve bütün kasaba bu taşın üzerlerine düşeceğinden korkuyor, taşı üzerilerine düşmesin diye demir zincirlerle bağlıyorlardı. Madem korkuyorsunuz o zaman çekin gidin derdim. Seneler senesi bu korkuyu yazmak istedim” diyor. Romanının başkahramanları olan Posta Müdürü Remzi Bey ve karısı Melek Hanım’ın çileli yolculuğundan ve o dönem için şartları çok daha ağır olan postacılık mesleğinden bahseden Yaşar Kemal, “O dönemde Anadolu’da postacıdan daha önemli bir kişi yoktu. Özellikle benim için postacı çok önemliydi. O zaman bana mektuplar geliyordu. Bu mektupları benden önce jandarmalar okuyordu. Bazen makale yazar gazeteye göndermek isterdim. Bu makaleler bazen gider, bazen de gitmezdi” diye ekliyor. Yaşar Kemal’in 1960’ların sonunda yazdığı ve şimdi yayımlamaya karar verdiği Tek Kanatlı Bir Kuş romanı, okuru 1960’lı yılların Anadolusu’na götüren tarihi bir belge olmanın yanı sıra büyük ustanın edebiyatında önemli bir dönemi de gözler önüne seriyor. Tek Kanatlı Bir Kuş KÜLTÜR SANAT 42 Burcu ONARANEL İnsan Kaynakları Destek Elemanı Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘49. Uluslararası Bursa Festivali’, 12 Haziran Cumartesi günü senfonik açılış konseri ile başlıyor. 18. Ulusal Psikoloji Kongresi, Uludağ Üniversitesi tarafından Türk Psikologlar Derneği Bursa Şubesi işbirliği ile 9-12 Nisan 2014 tarihleri arasında Bursa’da gerçekleştirilmiştir AŞK BULMACASI Ünlü Fransız senarist-yönetmen Cedric Klapisch, New York’ta geçen taptaze, enerji dolu, seksi romantik komedi Aşk Bulmacası ile beyazperdeye dönüyor. Kahramanımız Xavier artık kırk yaşına gelmiş ve henüz boşanmıştır. İngiliz olan eski eşi Wendy’nin peşinden, çocuklarının da yaşadığı New York’a gelir; kendine Çin Mahallesi’nde bir ev tutar. Ne var ki, Xavier’nin varoluşsal sorunları sürüp gittikçe, eski aşk meseleleri sökün ettikçe ve hatta Hegel’in hayaleti de ziyarete gelince anlaşılır ki, burada da hayat pek öyle sakin geçmeyecektir. Atiye & Volga Tamöz Bursa Konseri 2 MAYIS Cuma YER: 22.02 (Bursa) TEL:0224-235-2202 SAAT:22:00 Duman Konseri 17 Mayıs Cumartesi YER: Bursa Kültür Park Açıkhava Tiyatrosu TEL:0224-234-4912 SAAT:20:00 KÖTÜ KOMŞULAR Kelly ve Mac Radner yeni doğan bebekleriyle birlikte sakin mi sakin bir muhitte yaşayan genç bir çift. Radner’lar yaşadıkları yeri ve komşularını fazlasıyla sevmekteyken yeni taşınan yan komşularını da aynı samimiyetle karşılarlar. Ne var ki yeni komşular hem mahallenin hem de ailenin huzurunu tehdit etmeye başlarlar. Öğrenci derneği olarak kullanılan bu evde yaşanan şamata Radner’ları çileden çıkarır ve aile yeni komşularına küçük çaplı bir savaş açar. En zorlu rakipleri zorba Teddy ile başa çıkmaları ise bir hayli zahmetli olacaktır. Nick Stoller’ın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Seth Rogen, Zac Efron ve Rose Byrne paylaşıyor.
Benzer belgeler
Sayı 9 - 2015 - Temmuz - Chassis Brakes International Türkiye
EDİTÖR
Derya ÇORUH ÖZVATAN
DERGİ HAZIRLIK EKİBİ
Motivasyon Grubu
KATKIDA BULUNANLAR
PR West Global Consulting
Dr. Emin MENEKŞE
YÖNETİM YERİ
CHASSIS BRAKES INTERNATIONAL
Otomotiv San. ve Tic.A.Ş.
DO...