Envanter Yönetimi
Transkript
Envanter Yönetimi
imleri Yarışması 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ecz.Hayati Yalçın 17. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni 10 Mayıs’ta E. Ü. Konak/ AKM’de resimleri sergilenmeye hak kazanan ve ödül alan tüm çocuklarımızı ve ortaklarımızı bekliyoruz. 14 Mayıs Bilimsel Eczacılığın 174. Yılı kutlu olsun. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun! gazeteedak Sevgili Çocuklar, içimdeki mutluluk ve gelecek hayallerim konulu Resim yarışmasına sizleri bekliyoruz! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ www.edak.org.tr • [email protected] Nisan 2013 • Sayı 72 EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak; Gazeteedak gündemimizde yer alan stok yönetimi konusunu, lojistik entegrasyondan, envanter yönetimine ve nihayet ihtiyaçlar hiyerarşisine değinerek yorumluyor. Bacanak; kooperatif ortaklarının, ortak hareket etmesinin öneminden, bireylerin değişen alışveriş alışkanlıklarına dek örnekler ile renklendirdiği yazısında meslektaşlarına; “Lojistik entegrasyon; EDAK Merkez, şubeleri ve eczanelerimizi bir bütün olarak kapsayacak bir envanter sistemi ile mümkün ancak satış frekansı yüksek olan ürünleri her seferinde depodan getirdiğinizde oluşan maliyet hepimizin cebinden çıkıyor” diyor Engellilere Sesli Reçete ’ün ardından Ecz. Şule İlkkurşunlu Sayfa 6 Gündem Röportajları: Eczacı Bülent Ergin Eczanede Stok Yönetimini Anlattı Ecz. Bülent Ergin Sayfa 16 1979’daki Eczacılık, 2013’deki Eczane Yöneticiliği Envanter Yönetimi Değerli meslektaşlarım, Kooperatifimizi bundan 34 yıl önce eczanelerimizde ihtiyacımız olan ürünlerin temini ve tevzii için kurduk ve büyüttük. O kadar büyüttük ki, 34 yılın sonunda kocaman bir lojistik organizasyonun sahibi olduk. Ecz. Emre Bacanak Sahibi olduğumuz bu lojistik organizasyon EDAK Ecza Kooperatifi ile ilişkilerimiz her ne kadar zaman içinde Yönetim Kurulu Başkanı müşteri ilişkisine dönüşse de son yıllarda birbirimize kenetlenerek aynı organizasyonun birer parçası haline dönüşme yolunda yeniden modelleniyoruz. Sevgili meslektaşlarım, Bu yılda Merhaba Yaz satış etkinliğimizin 5.’sini 7-10 Mart tarihleri arasında Antalya Manavgat’taki Starlight Otel’de gerçekleştirdik. Böylesi bir etkinlik düzenlemekteki amacımız; ortaklarımızın daha fazla Ecz. Meltem Kortel çeşitte ve piyasanın altında fiyat avantajı sağlayarak ürün temin etmesini sağlamaktı. İlki, kooperatifimiz için ilk tecrübemizdi. Her yıl bu yolda deneyimler kazanarak organizasyonumuzu geliştirdik ve katılımı artırdık. 150’ye yakın firmayla 1000 eczacımızı bu etkinlikte bir araya getirdik. Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetim Kurulu Üyesi Sayfa 19 Stok Yönetimi Üzerine Ecz. Sarp Yaklav /EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Sayfa 23 Eczanede Satışı Arttırmanın Yolları Bu yeniden modellenme çerçevesinde bir taraftan varlığımızın tek teminatı olan eczacılık mesleğine odaklanmaya, geliştirmeye ve bunu halkımıza en iyi şekilde sunmaya çabalarken diğer taraftan da aynı makinenin parçaları gibi hareket edecek bir lojistik entegrasyonun peşindeyiz. Bu entegrasyon doğal olarak ana merkezimizden hastalara kadar uzanan bir ürün hareket sisteminin tesis edilebilmesi ile mümkündür. Bu da ancak EDAK merkezin, şubelerimizin ve eczanelerimizin hepsini birden kapsayacak bir envanter yönetim sistemi ile mümkün olabilir. EDAK bu tasarımı gerçekleştirmek üzere çalışıyor. Ancak bu tasarımda küçük EDAK şubelerinin yani eczanelerimizin mikro düzeyde iyi bir envanter yönetiminin olması gerekiyor. EDAK Ecza Kooperatifi olarak ilaç da karlılığımızın düşüşüyle eczanelerimizde cirosal erimenin, kârlılığımızı Murat Selçuk kaybetmenin çaresi olarak ilaç dışı sağlık ürünlerinin eczanelerimizde yer almasını ve bu ürünleri marketlere Sayfa 24 kaptırmamanın mücadelesini verdik. Bu ürünleri sadece eczanelerimizde bulundurmanın yetmeyeceğini, doğru Mesleğin Dışında ve güvenilir ürün ile etkin pazarlamayı mesleki bilgimizi Ebru ve danışmanlık rolümüzü birleştirdiğimizde son tüketiciye Sanatı ulaşabileceğimizi ve ilaç dışı sağlık ürünleri pazarından Ecz. Seval Berberoğlu ciddi pay alabileceğimizi savunduk. Devamı sayfa 15’de Devamı sayfa 29’da Editörden Ünlüerler “Gündemimiz: Stok Yönetimi ve Merhaba Yaz 2013 Satış Etkinliğimiz” Merhaba, Gazeteedak 72. sayısına hoş geldiniz. İzmir’e bahar geldi. Arada Nisan yağmurlarını sağanak olarak yaşasak da artık yaz’a hazırlanıyoruz. Artık sıcak ve neşeli günlere adım atacağımızı düşünürken, ne dünya ne de Türkiye gündeminde maalesef şiddet hız kesmedi. Dünya’da ABD’nin Boston eyaletine yapılan terör saldırıları ve protesto gösterileri vardı. Biz de ise terör saldırılarını durdurmak için yapılan çalışmalar gündemi oluşturdu. Ama kadına şiddet ise maalesef hiç durmadı. EDAK’ın gündeminde; yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanan EDAK Rafı ve yeni dergimiz EDAKTÜEL, Değişen ve gelişen eczane ve medikal eğitimlerimiz, Uluslararası Örgütlerin EDAK ziyaretleri var. Bu kapsamda ilk olarak, Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun kooperatiflerle ilgili başdanışmanı Prof. Dr. Hüseyin Polat aracılığıyla EDAK’a gelen Mısırlı Kooperatifçilerin ziyareti ve Haziran ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun EDAK ve eczanelerimizi ziyaretleri planlanıyor. Ayrıca; 34. Olağan Genel Kurul Toplantımızın hazırlıkları ile gündemimiz hız kesmiyor. İlaç -Eczacılık gündemimizde ise geçtiğimiz yıldan beri yeni yılın başından itibaren uygulanacak-uygulanamayacak tartışmaları süren, e-reçete uygulanmaya başladı. Çoğunluğu ithal ürünlerden oluşan 500’e yakın ilaç, SGK ve ithalatçı firmalar arasında yaşanan sıkıntılar yüzünden piyasada bulunmuyor. Ayrıca [email protected]’a yazılarınızı beklediğimizi de hatırlatarak, sizlere “MERHABA” diyoruz…73. Sayımızda görüşmek üzere, Hoşçakalın… Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü Sayfa 26 Tahlillerin Dili Prof. Dr. Cevval Ulman Celal Bayar Ünv. Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Sayfa 27 gazeteedak Eczacı Sorumluluğu* 2 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ “Temiz su, temiz hava ve sağlıklı yaşam koşulları doğru ilacın doğru zamanda kullanılmasından öte sorumluluk taşımamız gereken özelliklerdir…” Mesleğimiz açısından ortalama insan yaşam süresi, yaşam kalitesi, çocuk ölümleri oranı, temel hastalıklarda korunma gibi kriterleri kapsayan bu kalkınma modeli içinde eczacılığa çok önemli görevler düşmektedir. Ecz. Vecihi Özerdemli Değerli meslektaşlarım, Günümüzde, toplumların gelişmişlik düzeyinin göstergesi, tek başına ekonomik kalkınma değildir. Bir toplumun gelişmiş sayılabilmesi için insani gelişme kriterlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yani aslolan insan merkezli kalkınmadır ki buna sürdürülebilir kalkınma da diyoruz. Son yıllarda sanayileşme ile birlikte çevre sorunlarının hızla artması toplumun tüm kesimlerini sürdürülebilir kalkınmanın yollarını aramaya sevk etmiştir. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye düşürmeden bugünkü nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak anlamına gelmektedir. Sağlıklı insandır gelişmişliğin en önemli göstergesi. Sağlıklı insan ise ancak sağlıklı çevre ile mümkündür. Bu anlamda gelişmiş ülkelerde artık tüm kurumlar, üretimlerinin insanı ve çevreyi ne ölçüde etkiledikleri ile değerlendirilmektedir. Tüm büyük firmalarda bilançolar; Finansal varlıklar, Çevreye etki ve Sosyal sorumluluk ile değer kazanmaktadır. Bu anlamda Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı “Stockholm Deklarasyonu”nu yayınlamıştır. Buna göre; ‘’İnsanın, hürriyet, eşitlik ve yeterli yaşam koşulları sağlayan onurlu ve refah içinde bir çevrede yaşamak temel hakkıdır… İnsanın bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumak ve geliştirmek için ciddi bir sorumluluğu vardır. ları doğru ilacın doğru zamanda kullanılmasından öte sorumluluk taşımamız gereken özelliklerdir. Bu anlamda toplumu hastalıklardan korumak öncelikli hedefimiz olmalıdır. Ve kimyasal bir zehir olan ilacın hem canlıları hem de doğayı kirletmemesine özen göstermeliyiz. Bunu sağlayacak tek meslek grubu olarak eczacılar önemli bir görev üstlenmektedirler. İlacın üretiminden tüketiciye ulaşması ve doğru kullanılması bir eczacılık sürecidir. Bu sürecin unutulmaması gerek ayağı ise hastaların kullanmadıkları ilaçların doğaya karışmadan toplanması ve imha ettirilmesidir. Akılcı ilaç kullanımı bu süreci de kapsamaktadır ve farmasötik bakımın önemli bir ayağıdır. Eğer süreçlerimizi kayıt altına almaya başlarsak sanırım hem hasta kontrolleri hem kontrendikasyonlar hem de ilacın tasarrufu konusunda önemli bir adım atacağız. Eczacılar çevre ve sosyal sorumluluk konularında toplumun rehberliği görevini bıkmadan yerine getirmelidirler. *Eczacı Dergisi Nisan 2013’den alıntılanmıştır. Bir sağlık çalışanı olarak eczacıların bu anlamdaki sorumluluğu mesleğinin içinde barındırdığı bir özelliktir. Temiz su, temiz hava ve sağlıklı yaşam koşul- EDAK’tan Dünya Saati Uygulamasına Destek! “EDAK olarak biz de Dünya Saati uygulamasına katılıyor ve dünyamızı tehdit eden iklim değişikliğinin önemine dikkat çekmek amacıyla 23 Mart Cumartesi günü 20:30-21:30 saatleri arasında merkez binamızın ışıklarını söndürüyoruz. EDAK olarak, eczacı ortaklarımız ile yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerimiz ile de sürdürülebilir bir yaşamın doğal destekçisiyiz. Bunun yanı sıra, doğayı koruma ve sürdürülebilirliğin önemini vurgulayan tüm etkinlikleri gönülden destekliyor, özellikle çocuklarımızı bu projelerde çok önemsiyoruz ve bu alandaki bütün çalışmaları yakından takip ediyoruz” dedi. EDAK, tüm dünyada, WWF öncülüğünde düzenlenen Dünya Saati uygulamasına, bu yıl da desteğini sürdürdü. EDAK, iklim değişikliği ve çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla, 23 Mart Cumartesi akşamımerkez binasının ışıklarını 1 saat süreyle söndürdü. Türkiye’nin öncü ecza kooperatiflerinden EDAK, WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla 2007 yılında başlatılan Dünya Saati uygulamasına geçtiğimiz yıl olduğu gibi, bu yıl da destek verdi. EDAK, dünya çapında düzenlenen bu etkinliğe, 23 Mart Cumartesi günü 20:30-21:30 saatleri arasında İzmir Işıkkent’teki merkez binasının ışıklarını söndürerek katkı sağladı. EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem jale Kıhtır, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, EDAK’ın doğanın korunması ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılması konusuna duyduğu hassasiyeti vurgulayarak sözlerine şunları ekledi: gazeteedak EDAK Balçova Şube, ortaklarımıza hizmet veriyor 3 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Balçova Şube Satış elemanı arkadaşlarımız Satış Yöneticimiz Tamer Yalçınkaya ile birlikte EDAK 2010 yılı Nisan ayında İzmir Işıkkent’teki yeni binasına taşındı. Bu süreçte şubelerinde hizmet veren satış elemanlarını da tek bir merkezden hizmet verir hale getirmek amacıyla merkez binasına taşıdı. Engin Bertan / Satış Elemanı Sağlık Bir Beden işi Değil, Bir Kafa Meselesidir. Mark Baker Eddy “Nasıl ki bir doktor hastayı iyileştirdiğinde mutluluk duyuyorsa bende o hastaya İlacını yetiştirdiğim zaman mutlu oluyorum…” Günümüz şartlarında sağlıklı olmak gerçekten kafa işidir. Kişi sağlıklı olmak için eskisinden daha fazla gayret sarf etmekte. Bizler bu işin aracılarıyız. Kendimi bu meslekte bir aracı olarak görmekten büyük zevk alıyorum. Nasıl ki bir doktor hastayı iyileştirdiğinde mutluluk duyuyorsa bende o hastaya İlacını yetiştirdiğim zaman mutlu oluyorum. Hemen hemen her köşede görmeye alıştığımız, ihtiyacımız olmasa dahi sohbet için bile olsa uğradığımız ‘ E, logolu ecza dolaplarımız yani eczanelerimiz… Onlar hayatımızın vazgeçilmez bir ihtiyacı. On dört seneye yakın bir zamandır bu mesleğin içerisindeyim ve hala ilk günkü heyecanla çalışmaktayım. Neredeyse bütün departmanlarında hizmet ettiğim bu kurumun adı bile yetiyor bazen sağlıklı olmama: EDAK!.. Evet, bu kurumla yatıp bu kurumla kalkıyoruz. Bizler bir ilacın hastaya ulaşana kadarki kısmı olmaktan gurur duyuyoruz. Bizler işimizi tam yapmak zorundayız. Bir ilacın hastaya ulaşana kadar geçirdiği süreç hastanın umurunda değildir. Hasta o ilacı alıp biran önce sağlığına kavuşmayı amaçlıyor. Bizler satış ekibi olarak siparişi aldığımız andan itibaren ilacın sahibine ulaşması ile hükümlüyüz. Sipariş hazırlanırken, paketlenirken, sevk edilirken ve teslim edilirken yaşanan problemler o hastanın gerçekten umurunda değildir. Fakat tam burada bir konu daha su yüzüne çıkıyor. Neden bu ilaç eczanenin rafında yok. Evet, birçok neden var. Maliyet, stok kontrolunü sağlayamamak, ilacın piyasada olmayışı, planlı raf takibi yapamamak vs… Peki, nedir bu işin çözümü? Tek bir çözümü var, o da eczanelerin satış temsilcileriyle iyi iletişim içerisinde olması. Sağlıklı ve güvenli bir iletişim bu sorunu ortadan kaldırır. Nasıl ki bir aylık reçete tesliminde hastalarına hiç yok çekmeyen bir eczane arayıp bize teşekkür edebiliyorsa bu iş oluyor demektir. Lütfen mutluluğumuzu paylaştığımız gibi hatalarımızı da paylaşalım. Ben ve satış ekibi arkadaşlarım her türlü öneri ve görüşlerinize ortak olmakla mükellefiz. Bizlere güvendiğiniz için tekrar tekrar teşekkür ederiz. Gülden Uzelli Gülfer Algıner Balçova Şube Müdürü Ecz. Mustafa Saltıkalp, Saha Yönetmenleri ve İşletme Çalışanları ile birarada gazeteedak 4 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Türkiye’nin sektöründe öncü Ecza Kooperatifi EDAK, yeni şubeleriyle büyümeye devam ediyor... EDAK Bornova Şubesi Hizmete Başladı! 1979 yılından bu yana ilaç üretim, temin ve dağıtım sektöründe, çağın ve iş yapış şekillerinin gerektirdiği teknolojiyi en iyi kullanan çağdaş ve kaliteli hizmet anlayışı ile Türkiye’nin öncü ecza kooperatiflerinden olan EDAK, yeni şubesi ile büyümeye devam ediyor... İzmir Şehir Merkezi’ne 17 km, Şehir Otogarı’na 2 km, Otobana 1 km mesafede ve yaklaşık 600 metrekarelik bir alanda kurulan Bornova şube, 14 Şubat’ta hizmete başlıyor. Bornova Şube; Bornova ilçesi, Ege Üniversitesi, Konak, Alsancak, Bayraklı, Altındağ, Yenişehir, Pınarbaşı bölgesi eczacılarının acil reçete ihtiyaçlarına hizmet verecek. EDAK Bornova Şube; 5500/3 sok. No: 6/B Çamdibi’nde yer alıyor. Yeni şube ile birlikte kooperatifçilik alanında yeni bir halka daha eklenmesinden duyulan memnuniyeti dile getiren EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak; “Türkiye’de mesleki anlamda en bağlı ve istikrarlı örgütlenme biçimi ecza kooperatiflerinde mevcut. Biz de bu dayanışma ve birliğin gelişmesi için çalışıyoruz. Bornova şubemizden İzmir’in reçete ile istenen acil ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere hazırlık yaptık. Bornova şubemizin geniş hizmet alanında yer alan Üniversite hastanesi ve kampus başta olmak üzere çok sayıda özel ve kamu hastanesi ile eğitim kuruluşları, otogar ve iş merkezleri de dahil olunca normaldeki nüfusunun gün içinde 4 katına ulaşan hareketli bir nüfusa sahip olması ile dikkat çekiyor. Dolayısıyla, bu bölgede İlaç’a ulaşım kolaylığı ile bölge eczacılarımıza ve hastalarımıza artık daha yakın olarak hizmet sunuyor olmaktan memnunuz” diye konuştu… Bölgesi’nin körfez bölgesinden, güneyde Akdeniz Bölgesi ve Adana şubesi ile Güneydoğu Anadolu’ya dek hizmet üreten dev bir yapıya ulaşmıştır. Ülke ekonomisine ve çalışma hayatına kendi değerleri içinde olumlu katkılar sağlamaktadır. EDAK 895 çalışanı, 4200 ortak eczacısı ve 13 şubeye ulaşmış yapısıyla ile hızla büyümekte olan bir kuruluştur. Gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye’de “Çevre Beratı”na sahip olan 17. Kurum olan EDAK, ayrıca “Küresel İlkeler Sözleşmesi (KİS)”ni dünyada imzalayan sayılı kurumlar arasında yer almaktadır. Detaylı bilgi için Kurumsal İletişim Sorumlusu: Yeşim Erdemir / 0 533 498 96 52 / 0 232 488 19 17 yesim. [email protected] EDAK hakkında: EDAK, 1979 yılında İzmir Eczacıları Kooperatifi olarak hayata başlamış, bugün Ege Eczane Teknisyenleri Derneği Yönetimi EDAK’ta İzmir Eczane Teknisyenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Ölçer, Genel Sekreter Davut Baltaş, Yönetim Kurulu Üyeleri Zehra Akyol Tunus ve Mehmet Ölmez, EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak’ı ziyaret etti. Soldan sağa Davut Baltaş, Oya Ölçer, Ecz. Emre Bacanak, Zehra Akyol Tunus ve Mehmet Ölmez Geçtiğimiz yıl kurulan Eczane Teknisyenleri Derneği İzmir Şubesinin yeni yönetimi, EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak’ı Kooperatifin Işıkkent’teki merkez binasında ziyaret etti. Dernek Başkanı Oya Ölçer, ziyaretlerinin EDAK yönetim kurulu başkanı ile tanışmak ve ortak projelerde yer almak amacıyla gerçekleştiğini söyledi. Ölçer, sektörün hızla değiştiğini ve bu sürece ayak uydurabilmek için eczane teknisyenleri olarak daha fazla meslek içi gelişim eğitimine ihtiyaç duyduklarını dile getirdi. Bu noktada EDAK ile Ortak bir projede yer almak istediklerini söyleyen Ölçer; “Kitabeler ayrı yazılırlar, beraber okundukları zaman anlam ifade ederler’ bizlerde birlikte hareket ederek mesleğimizin içinde bulunduğu bu zor dönemi daha kolay atlatacağımızı düşünüyoruz” dedi. gazeteedak EDAK Rafı Eczanelerde Yer Almaya Başladı 5 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ve EDAK Rafı Eczanelerimizde… EDAK Ecza Koop. ortaklarına sunduğu hizmetlere bir yenisini daha ekledi. Ve EDAK Rafı projesi kapsamında hazırlanan “EDAK Rafı” eczanelerimize yerleştirilmeye başlandı. EDAK Raf’larının eczanelere yerleştirilmesine eşlik eden Başkan Emre Bacanak, meslektaşlarına ortak amacımızın, eczane eczacılığının özgür eczacı sermayesi ile yürüyebilmesi ve bu amaçla her yeni projede, attığımız her adımda buna odaklandığımızı belirterek, bu projenin tüm ortaklarımıza hayırlı olmasını diledi. EDAK Ecza Kooperatifi’nin “EDAK size iyi bakar” sloganıyla yılbaşından itibaren uygulamaya başladığı projesi ile hasta ve son tüketiciye EDAK markası ile ulaşmak hedefleniyor. Rafların pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinin EDAK tarafından yürütüleceği proje kapsamında özel olarak yaptırılan EDAK Rafları, EDAK Eczanelerinde yer almaya başladı. EDAK Raf ürünleri toplam 10-15 çeşit üründen oluşacak ve iki ayda bir yenilenecek. EDAK Rafı’nı destekleyici 30 bin tirajlı EDAKTÜEL dergisi de rafa paralel olarak 2 ayda bir yayınlanıp EDAK Rafı’nın bulunduğu eczanelerden son tüketiciye sunuluyor olacak. Bir sağlık aktüel dergisi EDAKTÜEL Dergisinde rafa giren yeni ürünler ve akılcı ilaç kullanıma yönelik bilgiler de yer alacak. Yılmaz Eczanesi Onurtürk Eczanesi EDAK’ tan Eczanelere Yepyeni Bir Kanal: EDAK RAFI, eczaneleriniz için özel olarak ve son tüketicinin ilgisi¬ni çekecek şekilde tasarlanmış, eczanenizin en güzel yerinde yer alacak yepyeni bir pazarlama kanalıdır. EDAK RAFI ile Farkedilirsiniz! EDAK RAFI, sadece stratejisi değil görüntüsü ve uygulamaları ile de son tüketicinin dikkatini eczanenize çek¬meye ve kaliteli hizmet noktası olarak algılanmanıza yeter… EDAK RAFI ile takip edilirsiniz! EDAK RAFI, periyodik işleyeceği temalara paralel olarak temin edeceği ürünlerle eczanenizi sürekli dinamik tutacak ve değişimin habercisi olacak! Düşüm Eczanesi “EDAK Rafı eczanemde büyük ilgi çekiyor” EDAK RAFI ile satışlarınız artar! Çünkü EDAK RAFI içeriğindeki ürünler, hem size hem de son tüketiciye avantajlı olması için özel olarak seçilir. EDAK RAFI varsa tavsiye ve danışmanlık da var! EDAK RAFI, eczanenizden son tüketiciye ulaşmanız için çok önemli bir araç niteliğinde olup, danışman eczacı olarak görevinizi en iyi şekilde yerine getirmenize imkan ve olanak sağlar. Ecz. Şefkat Kuyumcu İzmir Mithatpaşa EDAK RAFI ile eczanenizde yalnız değilsiniz! Siz ve personelinizin yanında, EDAK saha yönetmeniniz de EDAK RAFI’nı en iyi şekilde yönetir, değerlendirir ve satışlarınızın artmasına katkı sağlar. EDAK RAFI’nda bulunacak ürünlerin özellikleri ve pazarlanması ile ilgili ha¬zırlayacağımız kısa eğitim videoları ile raftaki ürünler hakkında hazırlıklı olursunuz. EDAK RAFI ile her eczane bir marka! EDAK RAFI ile birlikte bir “EDAK eczanesi” olarak sadece sizin eczanenizden sunulan hizmetlere yenilerini eklersiniz: www.edakrafi.com ve EDAKTÜEL Dergisi... EDAK RAFI ile uzmanlaşırsınız! EDAK RAFI ile eczanenizde dönemsel ve etkili çalışmalar yapma pratiği kazanır, deneyim sahibi oldukça eczanenizin geri kalan kısmını da aynı etkinlikle yönetme alışkanlığı kazanırsınız. Buca Eczanesi Eczacı Şefkat Kuyumcu’nun eczanesine gelen müşterilerinin /hastalarının “EDAK Size İyi Bakar’da neler var başka bir daha inceleyelim” diyerek direkt EDAK Rafına yönelmeleri ve rafta avantajlı koşullarda yer alan ürünlerden de alım yapmaları bizleri çok mutlu etti. İzmir Mithatpaşa’da yer alan Şefkat Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü Eczacı Şefkat Kuyumcu, EDAK Rafı’na yer verdiğinden itibaren hastalarının/ müşterilerinin bu rafa ilgisinin artarak devam ettiğini belirtiyor. Kuyumcu, EDAK Rafı eczanemde büyük ilgi çekiyor. Bu da beni ayrıca mutlu ediyor. Çünkü rafta bulunan ürünler de önemli. Ve bizim için asıl önemli olan öncelikle halk sağlığı olduğundan ve adı ilaç dışı olarak geçse de aslında bu ürünlerin sağlıkla ilgili ve eczane de eczacı gözetiminde sunulması gereken ürünler olduğunun bilinciyle hareket ederek rafın önünde onlara bu ürünleri anlatıyor olmaktan da büyük zevk alıyorum. EDAK ile her projeye her yeniliğe varım diyor. 6 gazeteedak Başkan Bacanak EDAK Rafı’nı Yeni Asır TV’de anlattı! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Yapımcılığını ve sunumunu Gazeteci Erkan doğan’ın yaptığı, Yenia sır TV’de her cumartesi akşam saat 18.00’de yayınlanan “Sağlık Arenası” programına konuk olan Bacanak; EDAK Rafını bu kez izleyenlere anlattı. Bacanak; “hastalarımıza müşterilerimize ilaç dışı sağlık ürünleri sunarken de eczacının sağlık danışmanlığına güvenmelerini ve bu ürünleri de mutlaka eczanelerden almalarını sağlık veriyoruz” dedi. Engellilere Sesli Reçete* eczacılar, ses kaydı yapabilen kutulara, ilaçla ilgili bilgileri okuyarak, ilaçlarla birlikte görme engelli hastaya verecek. Braille alfabesi basan etiket makineleri kullanılacak. Çevreci Eczacılar Kooperatifi Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu İzmir’de EDAK Eczacı Kooperatifi ve ÇEKOOP (Çevreci Eczacılar Kooperatifi ) öncülüğünde örnek bir proje başlatılıyor. İlk etapta İzmir’de gönüllü olacak 150 eczanede uygulanması öngörülen projeye göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi ve Çağdaş Görme Engelliler Derneği ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi işbirliğiyle geliştirilen proje hakkında bilgi veren EDAK Eczacı Kooperatifi Başkanı Emre Bacanak, “Görme engelli yurttaşlarımızın ilaç kullanımını kolaylaştıracak aparatların, eczanelerde sunulmasını içeren bir projeyi İzmir’den başlatıyoruz. EDAK rafları da bu konuda birinci derecede rol oynayacak. Görme engelli yurttaşımız, kaç tane ilaç kullanacağını, nasıl kullanacağını bilmiyor. Belli bilgiler, ilaçların konulacağı ayrı bir kutudaki alıcıya okunacak. Hastanın ihtiyaç duyduğu bilgiler, hangi dozda ne kadar kullanılacağı gibi bilgiler. Brail alfabesiyle de etiketler oluşturacağız” dedi. EDAK Fortune 500’de 113. Sırada Türkiye’nin en büyük 500 şirketini belirlemek amacıyla hazırlanan Fortune 500 listesinde ecza kooperatifi büyük bir başarıya imza attı. Aylık ekonomi dergisi Fortune tarafından beşincisinin açıklandığı “Fortune 500” listesinde EDAK Ecza Koop, Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasına 113’ncü sıradan girerek dikkat çekti. EDAK hakkında: EDAK, 1979 yılında İzmir Eczacıları Kooperatifi olarak hayata başlamış, bugün Ege Bölgesi’nin körfez bölgesinden, güneyde Akdeniz Bölgesi, Mersin ve Adana şubeleri ile Güneydoğu Anadolu’ya dek hizmet üreten dev bir yapıya ulaşmıştır. Ülke ekonomisine ve çalışma hayatına kendi değerleri içinde olumlu katkılar sağlamaktadır. EDAK 895 çalışanı, 4200 ortak eczacısı ve Türkiye’nin 3 bölgesinde 13 şubeye ulaşmış yapısıyla ile hızla büyümekte olan bir kuruluştur. Gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri ile Türkiye’de “Çevre Beratı”na sahip olan 17. Kurum olan EDAK, ayrıca “Küresel İlkeler Sözleşmesi (KİS)”ni dünyada imzalayan sayılı kurumlar arasında yer almaktadır. Çevreci Eczacılar Kooperatifi Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu da eczacıların eksik kalan bir yanının bu projeyle tamamlanacağını belirterek, “Deontoloji tüzüğü ve Hasta hakları yönetmeliğine göre, eczacı, eczacılık hizmetlerini hasta farkı gözetmeden, onun anlayacağı şekilde sunmakla yükümlüdür. Şu an engelli hastalarımıza sunduğumuz eczacılık hizmetinde eksiklikler var. Bu konuda Eczacı Dr. Halil Tekiner’in görme engellilerin ilaca ulaşımıyla ilgili tezinden yararlanarak bu eksikliği gidermeye çalışacağız. *Cumhuriyet Gazetesi - Hicran Özdamar / 17 Mart 2013 gazeteedak EDAK Eğitimler 7 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Özel Ürünler Pazarlama Yöneticisi Hakan Tolunay tarafından verilen “Değişen ve Gelişen Eczane Eğitimi” Isparta ve Burdur’da gerçekleşti. Bölge eczacılarımız eğitimlere yoğun ilgi gösterdi. Burdur Isparta Isparta Medikal Ürün Eğitimleri Bodrum ve İzmir’de yapıldı Medikal ürün ihtiyacı olan hastalar artık ürünlerini eczanelerden de alabiliyor. Bu yönde ilk uygulamayı başlatarak geçtiğimiz yıl bünyesinde Medikal Ürün Satın Alma ve Pazarlama Bölümü oluşturan EDAK, ortağı eczaneleri aracılığıyla hasta ve tüketicilerin medikal ürüne ulaşımında kolaylık sağlıyor. Bu amaçla EDAK, eczacıların medikal ürünler ile ilgili bilgi donanımlarını ortak eczacılarına yönelik düzenlediği sürekli eğitimler ile sağlıyor. Eğitimlerde, medikal ürünlerin hastalara sunumundan, kullanımına, faturalandırılmasın ve geri ödeme sisteminin uygulanmasına dek detaylı bilgi veriliyor. Eczacılardan gelen sorular yanıtlanıyor. Sürekli güncellenen EDAK internet şubesi ile de eczacının geniş ürün yelpazesi ile tüm medikal ürünlere ve bilgilerine rahatlıkla ulaşımı sağlanıyor. EDAK Medikal Ürün Satın Alma Sorumlusu Evren Kundakçı, Türk Eczacıları Birliği(TEB)’nin bu yıl uygulamaya başladığı elektronik imza projesinin ardından değişen medikal ürün bayilik uygulamaları hakkında bilgi verdi. 2013 yılının ilk eğitimleri Bodrum ve İzmir’de gerçekleştirildi. Eğitimleri EDAK Medikal Ürün Satın Alma Sorumlusu Evren Kundakçı ve Pazarlama Sorumlusu Sinem Kaya sundu. Eğitimde Kundakçı, Ulusal Bilgi Bankasına yapılacak bayilik başvurusunda form üzerindeki açıklama kısmının özellikle doldurulması gerektiği konusunda hatırlatma da bulundu. Buna göre; açıklama kısmına eczane adı ve eczacı adı girilecek. Kundakçı’nın ardından Medikal Ürünler Pazarlama Sorumlusu Sinem Kaya, ürün tanıtımı ve hastaya sunumunda geri ödeme kapsamındaki uygulamaları hakkında bilgiler verdi. EDAK Medikal Ürün Pazarlama Sorumlusu Sinem Kaya, medikal ürünleri birebir tanıtımını yaparak, nasıl kullanıldığını gösterdi. 8 gazeteedak Eczacılara “Güvenli ve Sağlıklı Cinsel Yaşam” Eğitimi E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Engin Dünyaoğulları / İzmir - Buca Ülkemizdeki genç nüfusun giderek orta yaşa doğru ilerlemesiyle kamuoyunda sık sık gündeme gelen 3 çocuk tartışmaları sürerken, halkımızı ve özellikle üniversite çağındaki gençleri doğum kontrol yöntemleri ve üreme sağlığı üzerine doğru bilgilendirmek üzere gerçekleşen eğitimde, eczacıların sık karşılaştıkları sorulara yanıtlar alındı. layışıyla çalışmalarımıza devam ediyoruz diye konuşan Bacanak, “bu eğitim sonrası gönüllü eczacılar arasından seçilecek bir eczacı grubuna daha detaylı, derinlemesine eğitimler verilecek ve diğer faaliyet bölgelerimizde yapılacak eğitimlerin bu eczacılar tarafından verilmesi planlanmaktadır” dedi. EDAK Akademi eğitimleri kapsamında Bayer Firması ve İzmir Kent Konseyi ile işbirliği içinde gerçekleştirilen “Güvenli ve Sağlıklı Cinsel Yaşam” hakkındaki eğitime EDAK ortağı eczacıların ilgisi büyük oldu. Halkımızı özellikle üniversite çağındaki gençlerimizi “Güvenli ve sağlıklı cinsel yaşam” konusunda bilgilendirmek için gerçekleştirilen eğitimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sezai Şahmay’ın sundu. Eğitimde Şahmay, Ülkemizde çocuk yaşta, çocuk sahibi olan kızlarımızın çokluğuna dikkat çekerek, planlı ve istenen gebelikler, kadın ve çocuk sağlığı ve tedavi yöntemleri, doğum kontrol yöntemleri, doğru Değerli meslektaşlarım; Gençlerimiz eczanelerimize gelerek sık sık doğum kontrol yöntemleri, sağlıklı cinsel yaşam hakkında bilgilere başvuruyor, ürün ve ilaç talebinde bulunuyorlar. Konuyla ilgili; birçok yanlış bilinen, bilinmeyen noktalar ve bilinçsiz kullanımlar olduğunu gözlemliyoruz. Eczacı en yakın, güvenilir ve ulaşılabilir sağlık danışmanı olduğuna göre, bu konularda gençlerimize en doğru bilgileri vermek de görevlerimizden biridir diye düşünüyoruz. Kooperatifimiz bu taleplerimizden yola çıkarak üyelerinin akademik bilgilerinin yenilenmesi, tamamlanması için “Güvenli Ve Sağlıklı Cinsel Yaşam “eğitimleri başlatmıştır. Artık bir proje halini alan bu çalışmalarımızda ilk olarak Cerrahpaşa Tıp Fak. Kadın Hast. ve Doğum ABD Öğretim Üyesi sayın Prof Dr.Sezai Şahmay bizlere çok güncel ve güzel örneklerle bir sunum yapmıştır. Ecz. Barış Gürkan Ünşan/ İzmir Alsancak ilaç kullanımı ve ilaç etkileşimleri hakkında eczacılara bilgiler verdi. Eğitimde açış konuşmasını yapan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak konuşmasında özetle şunlara değindi. EDAK Akademi Eğitimleri kapsamında yaklaşık 4 senedir Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile işbirliği ile mesleki ve kişisel eğitimlere yer verdiklerini belirten Bacanak, şimdi ise, ilaç firmaları ile yapılan işbirliği ile eğitimlere yeni bir boyut daha eklendiğini vurguladı. Eczacı Engin Dünyaoğulları’nın fikir öncülüğü ile başladığımız bu proje de eczacı halk sağlığını ilgilendiren her konuda söz sahibi olmalı, bilgilerini güncellemeli ve sadece raftan ilaç alıp veren kişi konumunda olmamalı an- Eğitimin fikir öncülerinden Eczacı Engin Dünyaoğulları’nın görüşlerini aldık Yine, yeni bir eğitimde buluşmak umuduyla... En kolay ulaşılabilen, en ucuz danışılabilen, en rahat konuşulabilen ve bu kadar özelliğe sahipken; eğitimli olmanın ayrıcalığına bir katkının da EDAK’tan geldiği yeni bir eğitimde daha buluştuk. Herkesin hakkında bir şeyler bildiğini sandığı, güvenli ve sağlıklı cinsel yasam hakkında, daha çok kulaktan kulağa bilgilendiği, duyduklarıyla öğrenmeyi tercih eden bir toplumun parçayız... Bu yüzden biz eczacıların; öğrendiklerimizi, doğru aktarma ve kısaca bilgilendirebilme becerisindeki katkılarından dolayı EDAK, BAYER ve İzmir Kent Konseyi’ne teşekkür ediyoruz ... Önümüzdeki günlerde bu projede çalışmak isteyen gönüllü eczacılarımızla, gençlerimize aktarabilmeleri için bir dizi eğitim, ardından gençlerin (Ör: Eczacılık Fak. Öğrencileri) eğitimi ve sonuçta da bu gençlerimizin “akran eğitimleri” yaparak geniş kitlelere ulaşması planlanmıştır. Gençlerin sağlık durumu, geleceğimizin sağlık durumunda önemli rol oynamaktadır. Sağlıklı bir gelecek için “Güvenli ve Sağlıklı Cinsel Yaşam” diyor ve gençlerimizi bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. Böylelikle EDAK’ ın sorumluluk bilinci yüksek, akılcı ilaç kullanımına inanmış, farmasotik bakımın öneminin farkında olan üyeleri, eczacılığın al sattan ibaret olmadığını mesleğimizde vazgeçilmez olduğumuzu bir kez daha göstermiş olacaklardır. Teşekkür ederiz. gazeteedak EDAK Rafı Eczacılarına Probiyotik Eğitimi Verildi 9 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK ve Nobel firması işbirliği ile düzenlenen probiyotik eğitiminde eczacılara, vücudumuz için yararlı bakterilerin yaşamasını sağlayan probiyotik ürünlerin tanıtımı ve kullanımı hakkında bilgiler verildi. EDAK’ın bu yılbaşında uygulamaya koyduğu EDAK Rafı projesi kapsamında gerçekleşen eğitim ile rafta yer alan ürünlerin eczacılara tanıtımı gerçekleştirilmeye başlandı. EDAK Raflarında yer alan ürünler ile öncelikle eczacının mesleki bilgisinin hasta/müşterisine aktarabilmesi amaçlanıyor. Eğitimler ile eczacının ilaç ve ilaç dışı sağlık ürünleri alanındaki bilgileri tazelenerek, uzmanlığı pekiştirilecek. EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak eğitim öncesi yaptığı açış konuşmasında, “eczacılığımızı geliştirmek ve bunu halka sunmak için buradayız. Eczacılığın değerli bir iş olduğunu ve bizi yaşatacak şeyin mesleğimizi halka anlatmak olduğunu biliyoruz” dedi. Nobel firması Ege Bölgesi Yöneticisi Ozan Kardeş yaptığı açış konuşmasında; “bu bir farkındalık yarışı ve bu yarışta ön plana çıkan eczacı kendisine yatırım yapan eczacıdır” dedi. paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesilmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini bozmuştur. Bu dengeyi dışarıdan alınan ürünler ile desteklenmesi gerekebilir” dedi. Eğitimin ardından mikrofonlarımızı eczacılarımıza uzattık, bakın eğitimle ilgili neler söylediler Ecz. Nurhal Ertem/ İzmir Seferihisar “Teorik bilgilerdense bu tarz eğitimler daha yararlı oluyor” Çok net soru işareti bırakmayan bir eğitim oldu. Gördüğüm nadir eğitimcilerden biri. Bizden beklediğiniz başka eğitimler, eğitim konuları var mı? Geçen sene Oda’nın düzenlediği vitamin eğitimi vardı. Vitamin konusu çok geniş… Çok geniş konulu eğitimleri herkesin bildiği bilgileri aktaran eğitimler yapıyorlar. Ve bu eğitimler artık bize gereksizmiş gibi geliyor. Ama probiyotik konusuna yarım gün ayrılır mı bu kadar süre de biter mi diyorduk. Evet, yarım gün ayrılabiliyormuş ve bu sürede yeterli olabiliyormuş. Daha özellikli konularda eğitimler bekliyoruz. Hem ürünlerle hem de hastalıklar ile ilgili ama daha özellikli konularda. Sadece A vitamini şudur, B vitamini şudur değil de, bu eğitim gibi çok dar bir konu karşılıklı konuşma ile ele alınabilir. Zaman dar tutuluyor konu geniş tutuluyor herkes bildiği konular olduğunu düşünüyor ve ilgi dağılıyor. Eğitimler de bizzat hasta ile birebir karşılıklı kalan hekimler ile birebir karşılıklı diyalogla bir eğitim düzenlenirse daha iyi olur. Yani klinikte bu konuyla karşılaşan bir hekim olursa çok iyi olur. Bizim işimiz artık klinik eczacılığın eczanedeki uygulamaları o nedenle, eczacının ezacıya verdiği eğitimlerdeki hekim eksiğini ancak bu tarz eğitimler ile kapatabiliriz. Eczacıda bu eğitimi çok daha etkin bir şekilde hastasına yansıtır. Bu tip eğitimler çok iyi oluyor. Bildiğiniz şeyler tazeleniyor. Üstüne yeni bilgiler ekliyoruz. Çok yararlı oluyor. Deniz mevsimi havuz başlıyor, yaz nedeniyle rastlanılacak birçok hastalıkta gerçi bizim denizlerimiz temiz ama probiyotikleri tavsiye edebileceğiz. Bu tarz eğitimlerin devam etmesini istiyoruz. Teorik bilgilerdense ürüne yönelik olursa daha iyi olur. Eğitim çok yararlıydı. Teşekkürler. Ecz. Çağdaş Gündüz /İzmir-Mithatpaşa Dr. Emre Bülbün / Nobel Firması Medikal Uzmanı “Herkes probiyotikleri bildiğini sanıyor ama aslında bilmiyorlar…” Nobel Firması Medikal Uzmanı Dr. Emre Bülbün’ün gerçekleştirdiği eğitimde, özellikle antibiyotik kullanan hastalarda probiyotiklerin de kullanılması gerektiğinin altı çizildi. Ürünlerin kullanımında hekim önerisi ve eczacı danışmanlığının büyük rol oynadığına değinen Bülbün; “herkes probiyotikleri bildiğini sanıyor ama aslında çok iyi bilinmiyor. Antibiyotik kullanımı ile vücuttaki zararlı bakteriler yok edilirken, yararlı bakterilerde yok ediliyor ” dedi. Sayıları 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar diyen Bülbün; “bu bakteriler ve mantarlar 300 metrekare büyüklüğünde bir yüzey oluşturan bağırsağın sümüksü zarını, koruyucu bir tabaka şeklinde döşer. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararları yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar. Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artış olması ve buna Ecz. Nuri Karakaya/ İzmir Torbalı-Pancar Beldesi “Bu eğitim çok iyiydi. Bunun gibi daha özellikli konularda eğitimler bekliyoruz” Torbalı pancar beldesinde eczacılık yapıyorum 1-2 yıldan beri de tek fatura EDAK eczanesi olarak çalışıyorum. EDAK Rafı eczanesiyim. Ege Üniversitesi mezunuyum. Farmakolojide yüksek lisans yaptım. Yüksek lisansın bitişinden sonra da 2005 yılında Torbalı’da eczane açtım şimdi pancar beldesinde devam ediyorum. Eğitimi veren doktor çok iyiydi, yeterliydi. Sorunları başlangıçtan sona kadar götürmesini çok yararlı buldum. Doğumdan başlayıp, probiyotiğe getirdi. Probiyotiklere gerçekten inandığım için de geldim. Etkili oldukları düşünüyorum. Kendim de kullanıyorum. Şu anda piyasada olan bir yoğurdu kullanıyordum. Eğitimden sonra fikirlerim değişti. Probiyotiklerin bu şekilde şase formlarının da alınması daha uygun olacak. Ama çok başarılı bir sunum… Başarılı bir ürün olduğunu düşünüyorum. Nobel Firması Ege Bölgesi Yöneticisi Ozan Kardeş 10 gazeteedak Saha Yönetmenlerimiz de Probiyotik Ürün Eğitimi Aldı E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Nobel Firması ile işbirliği içinde EDAK Rafı’nda yer alan ürünlerin saha yönetmenlerimize verilecek eğitimlerine probiyotik ürün eğitimi ile başlandı. Nobel Firması ege Bölge Temsilcisi Ozan Kardeş, EDAK İzmir saha yönetmenlerine ilk olarak probiyotik ürün tanıtımı ve eğitimi gerçekleştirdi. Tijen Aysel / Saha Yönetmeni Ecz. Seren Özden / EDAK Bornova Şube Mesul Müdürü “Bizler de eczacılarımızın A-Z’ye eczane ile ilgili her konuda en yakın danışmanlarıyız, o nedenle bu eğitim çok yararlı oldu” Eğitim çok yararlı idi Eğitimi çok yararlı buldum. Bizler eczacılarımıza eczanelerinde bulundurmaları gereken ürün tavsiyesinde bulunurken, ilk önce o ürünü doğru anlayarak anlatabilmeliyiz diye düşünüyorum. Nasıl ki eczacılarımız sıradan bir insan olarak bizlerin en yakın sağlık danışmanı ise biz de saha da görevimizi yaparken onların en yakın ürün, hizmet, finans, stok, kısacası A-Z’ye eczane ile ilgili her konuda danışmanı olarak doğru ürün seçiminde ve sunumunda onlara doğru katkıda bulunmamız için sürekli bilgi donanımımız güçlendirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Bu nedenle bu eğitimin çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Teşekkürler. Mevzuatın sürekli değiştiği, artık eczacıların eczanelerinde ne yapacağını bilemedikleri şu günlerde yeni ürün ve hizmetler ile EDAK eczacıyı bu tünelin ucundaki ışık misali tünelden çıkarmaya çalışıyor. Eğitim çok yararlı idi. Probiyotiklerin önemini bir kez daha bu kez daha odaklanarak görmüş olduk. Eğitimden çok memnun oldum. Meslektaşlarımın da eczanelerinde yeni ürün ve hizmetlere yer verirken ilaç dışı sağlık ürünlerine ayrı bir önem vermelerini söyleyebilirim. Teşekkürler. EDAK’ta Kan Bağışı Kampanyası Düzenlendi EDAK Ecza Koop “Kan bağışı hayat kurtarır” sloganıyla kurulduğu günden bu yana Kızılay ile işbirliğini düzenli aralıklar ile sürdürüyor. EDAK’ın 20 Şubat Çarşamba günü İzmir Işıkkent’teki Merkez binasında 41 EDAK çalışanı kan bağışında bulunarak destek verdi. Bağışlanan bir ünite kandan üç kan ürünü elde edilebiliyor. Unutmayın, Kan bağışı hayat kurtarır! gazeteedak Işık Ağabey’imizi Andık 11 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ “…O kadar sevdim ki resmini işte bugün konuştu benle… Geceleri resmine baktım, olanları anlattım… Okuduğum her cümlede, gördüğüm her güzellikte sen de varsın, sen hep varsın…” EDAK Ecza Kooperatifi’nin kurucularından Ecz. N. Işık Boyacıgiller ölümünün 13. yılında sevgi ve özlemle anıldı. İzmir Bayraklı’daki Tepekule Kongre Merkezi’nde gerçekleşen anma etkinliğinde sevilen şarkılarıyla Yeni Türkü grubu sahne aldı. Yeni Türkü solisti Derya Köroğlu’nun Işık Boyacıgiller’in resmine atfederek söylediği “resim” şarkısı ile duygulu anlar yaşandı. Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Onu sadece anmak değil anlamak için de bir aradayız Anma etkinliğinde açış konuşmasını yapan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak “Ecz. N. Işık Boyacıgiller’i sadece anmak için değil, onu anlamak için de bir aradayız ve tüm gayemizde bu yönde” dedi. Geçtiğimiz yıllardaki anma töreninde Işık Ağabey’imize yazdığı mektubu ve ondan gelen yanıtı okuyan EDAK Başkanı Emre Bacanak “bu sene mektup yok ama anladım ki ona mektup yazmak ve bunu sizler ile paylaşmak benim için yaptığım onlarca konuşma ve yazıdan daha değerli. Çünkü ben bu mektupları yazarken Işık ağabey’i anlamaya çalıştım, onun gibi düşünmeye onun baktığı yolu okumaya çalıştım. Bu nedenle onu sadece anmak değil, anlamak için de bir aradayız” dedi. Konuşmasında herkesin Işık Boyacıgiller’i anmak için farklı bir nedeni var diyen Bacanak, “Kimileri dostluğuna özlemden, kimileri kooperatifçiliğine, kimileri sanatçı kişiliğine, kimileri vizyonuna, geleceğe bakışına kimileri paylaşımcılığına vurgu yaparak onu anıyor. Bense Işık ağabey’i anmaktan ziyade anlamaya çalışıyorum ve benim Işık Ağabey’den anladığım; çok çalışacaksın, ‘bugün, bugünün çıkarları için çalış’ diyen herkese rağmen yarın için herkes için çalışacaksın ve bunların hepsini herkesle paylaşacaksın. Her birimiz onun bir parçasını anlayabilsek ve bu parçaları birleştirsek bunun adının ‘EDAK’ olacağını hepimiz göreceğiz” dedi. TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit Bacanak’ın ardından söz alan TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit’te, 2012 yılının Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edilmesi ve süregelen etkinlikler ile kooperatifçiliğin öneminin anlaşıldığına değindiği konuşmasında, Ecz. N. Işık Boyacıgiller’in açtığı bu yolda emin adımlarla yürüdüklerini söyledi. Ardından sahne alan Yeni Türkü grubu sevilen parçalarından derledikleri şarkılarla geceye renk kattılar. Anma etkinliğine başta Işık Boyacıgillerin sevgili eşi Ecz. Asuman Boyacıgiller ve annesi Muazzez Boyacıgiller ile kızkardeşi Azize Ekin olmak üzere Manisa Milletvekili Eczacı Özgür Özel, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İlaç Eczacılık Şube Müdürü Eczacı Meltem Aytekin, Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli, Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit ve Yönetim Kurulu Üyeleri Ecz. Mustafa Turunç ve Ecz. Yasemin Şen, EDAK Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile çok sayıda EDAK ortağı ve çalışanı katıldı. Ecz. N. Işık Boyacıgiller kimdir? 1948 Manisa doğumlu olan Nur Işık Boyacıgiller, 1971’de İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı Yıl, Ege Üniversitesi Farmasötik Kimya Kürsüsü’nde asistanlık yaptı. 1973’te İzmir’de Dost Eczanesini açtı ve yaklaşık 9 yıl fiili eczane eczacılığı yaptı. 1978’de Çağdaş Eczacılar Grubu’nun oluşumunda yer aldı. Aynı yıl İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi.1980 yılının sonuna kadar sürdürdüğü bu görevi esnasında, eczacı kooperatiflerinin kuruluşuna öncülük etti.1978’de, Manisa’da İzmir Eczacı Odası’nın genel sekreteri olan Neşe Gülersoy ile birlikte bir kooperatif kuran Boyacıgiller, 1979 yılında İzmir’de EDAK’ın kurulmasında rol oynadı.1999 yılında İzmir’de Vefat etti. Ülkemiz eczacılık tarihinde önemli bir yere sahip olan Boyacıgiller, çağdaş eczacılık hareketinin temel politikaları arasında yer alan eczacı kooperatiflerinin gelişmesine öncülük etmiş ve yaşamı boyunca eczacının sorunlarına ışık tutarak eczacı haklarının savunucusu olmuş değerli bir insandır. Ecz. N. Işık Boyacıgiller 12 gazeteedak SECOF 2012 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ 2012 yılında ilaç eczacılık sektörümüzde birçok değişim ve yenilik yaşadık. Peki, Avrupa’da durum nasıldı? SECOF İcra Kurulu Üyesi ve aynı zamanda EDAK Yönetim Kurulu II. Başkanı Ecz. Serdar Karağaç ile SECOF toplantılarındaki izlenimlerini gazeteedak okurlarıyla paylaştı. İşte, Avrupa’da sektörümüzde yaşananlar, konuşulanlar… Ecz. Serdar Karaağaç EDAK Yönetim Kurulu II. Başkanı Almanya, Belçika, Fransa, İspanya, Portekiz ve Türkiye’deki eczacı kooperatiflerinin bir araya gelerek oluşturdukları SECOF (Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu)’ta bu ülkeleri Fransız Sanastera, İspanyol Cecofar, İtalyan CTF Grup, Portekizli Udifar ve Türk TEKB temsil etmektedir. Temel amacının bilgi paylaşımı, gelecek stratejileri oluşturma ve lobi faaliyetleri olan bu topluluğun Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Ecz. Vecihi Özerdemli yürütmüştür. İcra Kurulu Üyesi olarak katıldığım tüm toplantılardan edindiğim izlenimlerimi şu başlıklar altında özetlemek isterim: AVRUPA’DA DURUM • Sağlık sigortası kurumlarının baskıları tüm Avrupa’da devam etmiştir. Bu baskılar sonucunda depoculuk ve eczacılık kârlılıkları azalmış ve tüm ilaçların fiyatlarının düşürülmesiyle ilaç pazarı daralmıştır. 2009 yılı ile karşılaştırıldığında %30’luk Pazar düşüşü tüm Portekiz eczanelerini sarsmıştır. 2011 ile karşılaştırıldığında İspanya’da Pazar %12, Fransa’da ise %1 düşmüştür. Geri ödeme kurumlarının stratejileri doğrultusunda büyüyen Jenerik ürünlerin gelişimi ise depocular ve eczaneler üzerindeki operasyon ve stok maliyetlerinde artışa yol açmıştır. • Daralan kârlılıklar yüzünden bazı üreticiler, dağıtım kanallarını aradan çıkararak ilacı doğrudan eczaneye göndermeye başlamışlardır. Fransa’da %38’e ulaşan doğrudan dağıtım modeli sonucu eczaneler büyük stok yüklerinin altında kalmışlardır. • Eczane hizmetlerinin piyasalaştırılması ve rekabetin önünün açılması çalışmaları 19 Mayıs 2009 tarihli Avrupa Adalet Divanı kararı ile yavaşlatılmış olmasına rağmen İspanya ve İtalya’daki sağlık otoriteleri eczaneler arası serbest rekabeti tekrar gündeme getirmektedirler. • Sürekli değişen ilaç geri ödeme koşulları ve fiyat düşüşleri sonucu daralan karlılıklar, depoculuk faaliyet giderlerinde artışa sebep olmuştur. Artan ilaç düzenlemeleri yüksek faaliyet maliyetine yol açarken, sahte ilaçların yasal tedarik zincirine girmesine karşı hazırlanan ve 2013 Haziran ayında yürürlüğe girmesi beklenen “İyi Depoculuk Uygulamaları” adı ile yönetmelik taslağı hazırlanmıştır. Bu taslak maddeler herbir Secof ortağı ülkesinde farklı uygulanmaktadır. Örneğin Fransa ve Almanya “ Üreticiler hastaların ihtiyaç duyduğu miktarda ilacı depolara sevk etmelidirler” maddesini 28.09.2012 tarihinde uygulamaya koymuştur. Böylece eczanelere doğrudan dağıtımın önü kesilmiştir. Fransa: İlaç pazarı ilk defa 2012 yılında düşmüştür. Sağlık otoritesi depoculuk karını %6,68 olarak sabitlemiştir. Fransız Depocular Birliği’nin raporuna göre sadece reçeteli ilaç satışından elde edilen gelir faaliyet giderlerini karşılamamaktadır. İlaç dışı sağlık ürünlerinden elde edilen kaldıraç etkisi ise 2014 yılında yetmez hale gelecektir. Benzer sıkıntıların yaşandığı eczaneler için ise Eczacılar Birliği, Sağlık Otoriteleri ile birlikte 2014 yılından itibaren hastaya yönelik verilen hizmetler için ücretlendirme çalışması yürütmektedir. İspanya: İlaç fiyat düşüşleri devam etmekte, depocu ve eczacı karlılığı hızla erimektedir. Ödeme listesinden çıkarılan ilaç sayısı arttığı için eczanelerin stok yapıları bozulmaktadır. Bozulan eczane ekonomileri yüzünden bankalar da eczacılara verdikleri kredileri oldukça kısmışlardır. Dolayısı ile hem eczaneler hem de depolar hızla değişen bu sürece adapte olmakta zorluk çekmektedirler. Portekiz: İspanya’da olduğu gibi İlaç fiyat düşüşleri devam etmekte, depocu ve eczacı karlılığı hızla erimektedir. Ödeme güçlüğüne düşerek kapanan eczane sayısı artmakta ve işsiz eczacı sayısı çoğalmakadır. 1.500 € seviyesinde olan eczacı maaşları, 800 € ya kadar gerilemiştir. Piyasadaki bu daralma, Udifar’ın bazı radikal önlemler almasına sebep olmuştur. 6 olan şube sayılarını 2 ye, 650 olan personel sayılarını 350 ye, günde 4 olan sevkiyat sayılarını 2 ye düşürmüşlerdir. Sıkı risk takibine başlayarak ödeme sıkıntısı çeken eczanelere mal sevkiyatlarını durdurup çok sıkı tahsilat politikası uygulamaya başlamışlardır. Türkiye: Her Cuma günü yaşanan düzenli fiyat düşüşleri ve sık sık değişen geri ödeme koşulları ile uğraşan eczane ve depolar 2012 yılında bir de İTS ile de başetmek zorunda kalmışlardır. İlacın hareket gördüğü her aşamada sisteme bildirimin zorunlu hale gelmesi ile iş yapış süreleri uzamış, personel ve ekipman artışı zorunlu hale gelmiştir. Bu da hem depoların hem de eczanelerin faaliyet giderlerinin artmasına ve hizmet kalitelerinin düşmesine sebep olmuştur. SECOF’UN FAALİYETLERİ SECOF bünyesinde yer alan her bir kooperatifimizde yürütülen ürün tedariği, pazarlama, dağıtım, IT, finans yönetimi, lojistik ve eczane hizmetleri gibi işlerle ilgili olarak bilgi paylaşımı ve ortak projeler geliştirme yönünde önemli adımlar atılmıştır. SECOFLogistics: Depoculuk faaliyetlerini geliştirmek ve bilgi paylaşımında bulunmak üzere teknik yöneticilerden oluşan ekiplerin bir araya geldikleri organizasyondur. İlk toplantı 2009 yılında SchäferPEEM’in organize ettiği Logistica10 etkinliğinde Graz, Avusturya’da yapılmıştır. Bu etkinlik sayesinde depo otomasyonları konusunda son teknolojik gelişmelerin takip edilmesi sağlanmıştır. SECOF ortağı kooperatifler kendileri zincir kurmazlar ama oluşan zincir yapılarına karşı ayakta kalabilmek için ortaklarıyla birlikte yeni oluşumlar yaratabilirler. Eczane Gelişiminin Desteklenmesi: Eczanelerin üçüncü kişilerce sahipliği hakkındaki yasağın kaldırması, yeterli sermaye ile eczane zincirlerini yöneten rakiplerin ortaya çıkması sonucunu doğurabilir. Bugün biliyoruz ki, böyle bir değişiklik AB’den değil fakat ulusal hükümetlerden gelebilir. Almanya’da veya daha az derecede Fransa’da görüldüğü gibi “Franchise” eczane ağları gelişebilir. SECOF ortağı kooperatifler kendileri zincir kurmazlar ama oluşan zincir yapılarına karşı ayakta kalabilmek için ortaklarıyla birlikte yeni oluşumlar yaratabilirler. Bu oluşumların faydalarını analiz etmek ve bilgi paylaşımını sağlamak için 2009 yılından bu yana “Eczacı Network Günleri” düzenlenmektedir. 2010 yılında Madrid’te, 2011 yılında İstanbul’da ve 2012 yılında Nice’te düzenlenen toplantılarda elde edilen sonuçlara göre her kooperatif kendi network çalışmalarına yön vermektedir. SECOF Eczaneleri Kalite Standartları: Fransa ve Portekiz’de uygulanan eczane kalite standartları ve gizli müşteri uygulamaları, İspanya, İtalya ve Türkiye’nin katılımı ile oluşturulan komisyon ile geliştirilecek ve bölgesel farklılıklar da dikkate alınarak eczane kalite standartlarının yükseltilmesi sağlanacaktır. Çevre Duyarlılığı: 2011 ve 2012 yıllarında CERP Rouen uyguladığı tedbirlerle dağıtım faaliyetleri için harcadığı 3.300.000 litre akaryakıtın %15’ini geri kazanmayı başarmıştır. Türkiye’de çevreci eczacılar tarafından kurulan ÇEKOOP ise “Atık İlaç Toplama” ve “Atık Kâğıt Toplama”, biotorba kullanımı gibi çevre dostu faaliyetlerle eczacıların çevreye verdiği önemi başarıyla göstermiştir. 2012 yılı sonunda Ecz. Vecihi Özerdemli Başkanlık görevini Fransız meslektaşı Ecz. Alain Bertheuil’e, Yönetim Kurulu Üyeliği görevini de Ecz. Abdullah Özyiğit’e devretmiştir. Geçtiğimiz yıl Nisan ayında SECOF Yönetim ve Genel Kurul toplantısı ilk kez İzmir’de EDAK’ın merkez binasında gerçekleşti. Özel Röportaj gazeteedak O, Güzel İnsanların* “Güzel” Çocuklarından Biri 13 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Gazeteedak geçtiğimiz sayısında “Hüzün Kokan Ada” yazısı ve fotoğraflarıyla katkıda bulunan Ecz. Engin Dünyaoğulları ve Ecz. Hülya Şenoğlu’na bu güzel söyleşi ve fotoğraflar için de ayrıca teşekkür ediyoruz… taya çıktı. Herkesi falakaya yatırdılar. Babam şiirini yazdı. Şiirde, Adana’nın sıcağında mahkûmları attıkları Dip Kapalıyı anlattı. Vaziyet kötüydü. Dışarıya şiiri çıkartırken üzerinde bu şiiri buldular. Hapishane müdürü çok kızmıştı. O günden sonra babamın üstünde hep şiir aradılar. Herkesin üzerinde silah uyuşturucu ararlarken onun üzerinde şiir arıyorlardı. Şiirin ve şairin ne menem tehlikeli olduğunu 10-12 yaşlarında anlamıştım. Başka mahkûmlar bu şiirleri dışarı çıkarmaya yardım ederlerdi. Eve gelen şiirlerden babamın ne halde olduğunu anlardık. Bizde dışarıda direndik. Suçsuz olduğunu bir çeviriden dolayı yattığını biliyorduk. Hapis insanları içeriye kapattıkları yerdir. Ama bunu o tersine döndürdü. Zaten kendisinde var olan bu enerjiyi şiire dönüştürdü. Babam “Bir Siyasinin Şiirleri” adli kitabını yayınladı. Hapishane bir anlamda şiirini ve dolayısıyla yaşamını görünür kıldı… Onun bilgeliği belki de orada oluştu. Bir yaz boyu tatil yapamamıştım, personel izinleri, kararsızlık, plansızlık derken tatil sırasının bana gelmesi epey zaman aldı. Bayram tatili benim için güzel bir fırsattı. Bir eczacı arkadaşımın çağrısı ilginç gelmişti; hiç gitmediğim bir yere, hiç tanımadığım üçüncü bir kişi ile birlikte yolculuk yapacaktık. Dört günlük Gökçeada yolculuğumuzda adını duyduğum ve tanışmaktan onur duyacağım biriyle birlikte olmak tatilime öyle “güzel”likler (! ) kattı ki; bu mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim… İşte, Sayın Güzel Yücel Gier ile sohbetimiz… ED: Sohbetimize okurlarımıza sizi tanıtmakla başlayalım. GYD: Yücel ailesindenim. İzmir’de yaşıyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilimdalı’nda öğretim üyesiyim. ED: Güzel Hanım, “hayatta ben en çok babamı sevdim ...” diyerek babasını, “Sen ki, çiçekleri toplayan güzelim, çiçekleri sulayan çocuk ve ben ki buruk ve kavruk, bir ihtiyar adamım artık, Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok...” dizeleriyle de sizi yazan Can Yücel’in kızısınız. Yüreğimizin taa derinlerine işlemiş bir şair Can Baba. Sevdalarımızı dizelere dökmüş; insanca, hakça yaşamın savunucusu olmuş duyarlı bir sanatçı. Can Babanın kızı olmak nasıl bir duygu? GYG: Uzun süre babamı anlatmakta zorlandım. Onun gidişini ölümünü kabul etmek zordu. Onu anlatmak bunu kabul etmek gibi geldi hep. Onun için ise ölüm ve hayat hep iç içeydi. Hayatından biri kayıp gittiği veya yeni biri geldiğinde kalemi kâğıdı alır, şiir yazardı. Ama bu şiirler bazen çok sonradan da gelebilirdi. “Hayatta en çok babamı sevdim” adlı şiiri, babasının ölümünden çok uzunca bir süre sonra yazmıştı. Dediğim gibi insanın babasını anlatması zor. Hele, hele “Can baba” olmuş bir şairi. Belki de işin giriftliği buradan geliyor. Çok sade aynı zamanda karmaşık olan Can’ı Can yapan… Çevirdiği iki kitaptan 15 yıla mahkûm olmuştu. Hapishaneden şiir yollardı. Bir gün koğuşta bir hengâmede, kavgada üzümden şarap yaptıkları or- Hapishaneden çıktığı dönemde ben ortaokulu bitiriyordum. İstanbul-Boğaz’da, oturduğumuz yalıda ufak bir kayığımız vardı. Onunla balık tutar midye toplar, yazın üzerinden inmezdik. Bu arada söylemeden edemeyeceğim babam iyi midye dolması yapardı. Bol bol sohbet ederdik. Meslek konularında da konuşurduk. “İnsanın yaptığı işi adam gibi yapması gerektiğini” söylerdi. Bu yüzden özellikle bizimle meslek, yaptığımız iş hakkında çok konuşurdu. Beykoz’da Japonların kurduğu denizcilik-balıkçılık meslek lisesi açılmış. Bana “bu memlekette bu kadar deniz var fazla adam yetişmiyor sen denizi de seviyorsun burayı bir dene” dedi. Biz de o tarihten itibaren denizle ilgili çalışıp duruyoruz. ED: Siz aynı zamanda cumhuriyetimizin efsane milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel’in torunusunuz. Babamın eczacılık diplomasında onun imzası var, bu diplomayı eczanemizde gururla sergiliyoruz ve yeni kuşaklara Hasan Ali Yücel ‘i anlatıyoruz. O Köy Enstitülerinin kurulması ile bu ülkeye çok şey kazan- dırdı. Devlet konservatuarının kurulması, dünya klasiklerinin Türkçeye çevrilmesi gibi birçok girişim de onun zamanında olmuştu. Torunu olarak siz o döneme ait neler vurgulamak istersiniz? G.Y.G: Dedemle tanışamadan o bu diyarlardan gitmiş. Ama ne gariptir onu hep hissetmiş onu tanıdıkça daha bir zenginleştiğimi fark etmişimdir. Hiç beklemediğim bir zamanda, aniden, bıraktığı izler, eserler karşıma dikilivermiştir. Bazen aile arasında anlatılan anılarda, bazen onun yaptıklarını öğrendiğimde, bazen de yazdıklarını okuduğumda bu izleri sürmüşümdür. Mesleğim hem biyoloji hem de mühendislik karışımı bir meslek. Denizcilik Meslek Lisesinin ilk bölümü olan Balık Üretme bölümündeyken balık havuzlarını ve binanın bir kısmını biz öğrenciler yapmıştık. Geçenlerde yine balıklar üzerinde yaptığım çalışma için gittiğim bir köyde köylüler balık çiftliklerinin hocası, profesörü ile konuşmamı sağlık verdiler. Hocanın köy enstitülü olduğunu öğrenince bir yandan çiftlik ile ilgili bilgileri alırken bir yandan da köy enstitülerine girişinden itibaren öğrenciliğini, öğretmenliğini ve şimdi yaptıklarını anlattı. Hoca köy enstitüsünden mezun olduktan sonra nasıl okulsuz köylere okul, buğdayı olup da öğütülecek değirmenleri olmayan köylülere değirmeni, yani eğitimi sadece okul sıralarında değil köy kahvelerinde de yaptığını anlattı. Şimdi ise emekli idi. Emekliliği sırasında ise yıllardan beri köyün ortasından akan (acı su) dereyi, çoraklaştırdığı topraklarda havuzlar yaparak deniz balığı yetiştirmeye başlamıştı. Şimdi ise böyle tam 60 tane çiftlik var. Bu çiftliklerin çevreyi etkilememesi gerekiyor. Devletteki çalışanlar ceza sistemini önerirken hoca onlara eğitimi öneriyordu. Eğitimin hayata geçmesini, gündelik hayata dokunmasını istiyordu. Bu öğretmenlere sadece Milas’ın Savran köyünde değil, Türkiye’nin diğer köylerinde de rastlamak mümkündü. Şimdi sayıları öylesine azaldı ki… Genel politik planda baktığımızda köy enstitüleriyle, köy içinden kalkınma ana fikrinden hareket ederek bir büyük handikabı atlatmamız mümkün olacaktı. Köyden şehre göç durulacaktı. Köyler sahipsiz kalmayacaktı. Tarım alanları, tohumlarına, akarsularına sahip bilinçli köyler, köy kooperatifleri olacaktı. Çünkü köyde nalbandıyla, balıkçısıyla, ebesiyle, tarımıyla, sulamasıyla öğretmenin başkanlığında kurulacak olan kalkınma projesinin esaslarından biri de köyü kendi içinde kalkındırma tasarımı idi. Bu tasarım gerçekleşmiş olsaydı o zaman köyden akım bu kadar felaket haline gelmeyecekti. E.D: Dedenizin babası amiralmiş, ailede denize ilgi geçmişten beri varmış diyebilir miyiz? 14 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ G.Y.G: Hasan Âli annesinin babası kaptan Ali Bey, Ertuğrul gemisinin süvarisi... Dönemin sultanı II. Abdülhamid dış siyasette uzlaşmacı bir tutum izlerken, ülke yönetiminde sert bir politika uygular. Uzakdoğu’ya Osmanlı’nın varlığını hissettirmesi için Japonya’ya bir sefer düzenler. Sene 1887’dir. Hepimizin “Ertuğrul faciası” olarak bildiği olayda gemi Japonya dönüşü sulara gömülür. Sülâlede bir kaptan daha var. 1802’de III Selim zamanı Rus muharebesine katılmış İsmail Tosun Ağa. Bahriye Miralayı Şükrü Bey ise ana tarafından bir akraba. Süveyş Kanalı açıldığında ilk geçen Türk gemisinin kaptanı…Denizle bu kadar haşır neşir olmamda biraz da sülalenin etkisi var galiba. “Gezgin gittiği yerden değişmiş biri olarak döner. Bence önemli olan budur...” varlığı ve hala el değmemiş olması bu alanlarda yapılacak çalışmalar için çok değerli. Bu tip çalışmalarla buranın biyolojik zenginliği ortaya konularak ada çok daha iyi tanıtılabilir. Tuz gölü ve şelale çok değişik habitatların oluşması açısından önemli… Deniz Biyologu Prof. Dr. Bülent Cihangir ve Doç. Dr. Herdem bizleri adayı gezdirdiklerinde bu çalışmalarından da bahsettiler. Burada iki eğitim kurumu var. Biri Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Çanakkale 18 Mart Üniversitesine bağlı diğeri ise İstanbul Üniversitesine bağlı Gökçeada Deniz Araştırmaları Birimi. Ayrıca burada ilk kez korumaya alınan “Deniz Koruma Alanı” var. Umarım ilerde burası Ege Deniz’ini araştırma için ve birçok diğer çalışma için merkez haline gelir. Ege adalarını gezerken Yunan adalarının krizden çok etkilenmediğini fark ettim. Adalar kendilerine özgü ürünleri ve yaşam kalitesi ile kendilerine has olabildiğince bağımsız ekonomilerini oluşturmuşlar. Gökçeada’daki adalılar bunu başarırlarsa, kendi değerlerini korursa olur bu iş… E.D: Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz, seçtiğiniz meslekten kişilere çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Sizce yeterli sayıda meslektaşınız, yeterli okullarımız ve tesislerimiz var mı? GYG: Türkiye genelinde Su Ürünleri ile 16’ya yakın fakülte ve bizim gibi 3 tane Deniz Bilimleri Enstitüsü var. Önemli olan bu sayı değil. Denizler ile ilgili birbiri ile iletişimde olan ileriye yönelik vizyonları olan kurumların olması. Buna ulaşmak için epey birkaç fırın ekmek yememiz lazım. E.D: Birlikte Gökçeada’yı gezdik, sizce yolculuk nedir? Gökçeada bu anlamda sizde nasıl bir değişime neden oldu? G.Y.G: Yolculuklar bir çeşit meraktır. O yüzden yolculuğu ne kadar planlarsanız planlayın yolculuğun kendi akışı içinde kendiliğinden biçimlenir. Geldiğiniz yeri tanımaya başladığınızda, bildik coğrafyaların dışındaki güzellikleri ruhsal ve hatta bazen fiziki sıkıntıları bile unuturuz. Bu yolculukların sonunda şu kadar kilometre yol gitmiş, bunu da görmüş pek fazla mühim değildir… Bunlar pek önemli sayılmayabilir, gezgin gittiği yerden değişmiş biri olarak döner. Bence önemli olan budur. “Adalı olmak farklı bir duygudur…” Ben İstanbul’da Heybeliada’da ve Kınalıada’da büyüdüm. İlkokulu adada okudum. Daha sonra yazları Heybeliada’ya gittik. Adalı olmak farklı bir duygudur. Doğanın sana etkisi direktir. Özellikle günlerce esen rüzgâr iletişimin kesilmesi, hastalıklar, doğumlar bunların birlikte yaşanması insanları birbirine daha yakınlaştırır. Adadaki bitki ve hayvan dokusu nasıl ana karadan farklı ise bence bir süre sonra adalılarda da bu değişim olur. Doğanın sesine daha fazla kulak vermenin verdiği bir değişimdir bu. Birbirini tamamlayan ilişkileri yanında getirir, adalı olmayı ada kültürünü oluşturur. Adalı olmak komşu olmak, doğayı anlamak, kimseden çekinmemek, kendi kendine yetmektir aynı zamanda… Ege denizinde birçok adayı gezdim ama bu ada İstanbul kokuyordu. İşin ilginç yanı adanın Türk olmasından değil bu oradaki Rumlar bana Heybeliada’yı ve Kınalıada’yı hatırlattılar. Bu çok özel kültür beni çocukluğuma götürdü. E.D: Gezerken farkettim ki siz koyları, kıyıları hep mesleğiniz açısından da irdelediniz, bizimle bu gözlemlerinizi paylaşır mısınız? Adada neler yapılabilir? GYG: Gökçeada’daki koyların, plajların kumulların E.D: Peki yapılan çalışmalar ne düzeyde, denizlerimizden yeterince yararlanabiliyor muyuz? Neler yapılabilir? Bildiğim kadarıyla siz Piri Reis araştırma gemisi ile birçok araştırmaya katıldınız. Yurt içinde ve yurt dışında ne gibi projelerde yer aldınız? GYG: Su ürünleri yetiştiriciliği, sulak alanların korunması, konusunda çalışmalarım var. Üniversiteden mezun olduktan sonra balık yavrusu üreten kuluçkahanelerde, çiftliklerde çalıştıktan sonra üniversitede akademisyen olarak denizlerle ilgili çeşitli projelerden çalıştım. Önümüzdeki yıl özellikle Akdeniz ülkeleriyle ortak projelerde çalışmayı hedefliyoruz. Akdeniz buna Ege de dahil dünyanın en eski uygarlıklara eşlik etmiş bir deniz. Bu yönden çalışmalara hız vermeyi planlıyoruz. E.D: Gezi sırasında aldığınız notlar, adayla ilgili broşür ve kitapçıkları bir çırpıda okuyup bizimle paylaşmanız, ada halkı ile hemen sıcacık diyaloglar kurmanız, okuduğunuz kitaplarla ilgili yaptığımız sohbetler... Ve daha niceleri, genlerinizde, damarlarınızda sanat ruhu ve memleket aşkı olduğunun izleriydi, sizi tanımak büyük bir keyifti. Bu güzel paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Röportaj: Ecz. Engin Dünyaoğulları - Buca Eczanesi-İzmir [email protected] Fotoğraflar: Ecz. Hülya Şenoğlu - Güzelyalı Eczanesi-İzmir [email protected] *başlık alıntısı “O Güzel İnsanlar” Zeynep Oral * Gazeteedak 71. Sayısında yer verdiğimiz Hüzünlü AdaGökçeada/imroz’un devamı niteliğindeki bu güzel röportajla gazeteedak’a yaptığı katkı için eczacı Engin Dünyaoğullarına ve fotoğraflarıyla katkıda bulunan eczacı Hülya Şenoğlu’na teşekkür ederiz. gazeteedak Envanter Yönetimi… Gündem Özel 15 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak; Gazeteedak gündemimizde yer alan stok yönetimi konusunu, lojistik entegrasyondan, envanter yönetimine ve nihayet ihtiyaçlar hiyerarşisine değinerek yorumluyor. Bacanak; kooperatif ortaklarının, ortak hareket etmesinin öneminden, bireylerin değişen alışveriş alışkanlıklarına dek örnekler ile renklendirdiği yazısında meslektaşlarına; “Lojistik entegrasyon; EDAK Merkez, şubeleri ve eczanelerimizi bir bütün olarak kapsayacak bir envanter sistemi ile mümkün ancak satış frekansı yüksek olan ürünleri her seferinde depodan getirdiğinizde oluşan maliyet hepimizin cebinden çıkıyor” diyor. Ancak bu tasarımda küçük EDAK şubelerinin yani eczanelerimizin mikro düzeyde iyi bir envanter yönetiminin olması gerekiyor. İşte bu yüzden eczanede envanter yönetimi sadece bireysel olarak biz eczacıların kârlılığını etkileyen bir faktör değil aynı zamanda tüm EDAK sisteminin hayatiyetini etkileyecek son derece önemli bir olgudur. Envanter yönetimi anlam bakımından işletmelerin tüm mal ve varlıklarının yönetimini ifade eder. Stok yönetimi ise sadece mal hareketinin yönetimini ifade eder. Bizim ihtiyacımız olan şey mevcut kaynaklarımızla mal hareketini yönetmek olduğu için ben yazımın bundan sonraki kısmında da “Stok yönetimi” kavramı yerine “Envanter yönetimi” kavramını kullanmayı tercih edeceğim. Gelin; en basit şekli ile envanteri iyi yönetilen 1400 lokasyonlu bir organizasyon ile envanteri kötü yönetilen 1400 lokasyonlu bir organizasyon arasındaki farkları hayal etmeye çalışalım. Eczanelerimizde 2000 çeşit ürün 50 bin TL stok olduğunu varsayalım. EDAK merkezde 40 Milyon, 13 şubede ise 4’er milyon stokumuz bulunuyor olsun. Organizasyonumuzun toplam stok miktarı; git-gel sayısı artar, sistem tümüyle % 4.7 verimsiz çalışmaya başlar. Örnek 3: • Eczanelerimiz 2000 çeşit ürün gamını 200 çeşit azaltarak stok miktarını düşürürlerse; Burada tüm ürünlerin aynı fiyata ve aynı satış hızına sahip olduğunu varsayalım; 200 / 2000 X100 = %10 çeşitte azalma 2000-200 = 1800 çeşit ürün satışta demektir. 2000 çeşit ürün = 50 Bin TL 1800 çeşit ürün = 45 Bin TL 162 Milyon X %10 = 16.2 Milyon TL 162 – 16.2 = 145.8 Milyon TL (EDAK organizasyonunun yeni toplam hacmi) Burada herhangi bir stok verimsizliği yoktur. Ancak tüm EDAK organizasyonumuz aynı alanda aynı kadroyla aynı maliyetlerle %10 daha az satış yapmaktadır artık. Faaliyet giderlerimizin brüt karımıza oranı artar ve ciddi bir verimsizlik başlar. Çünkü 200 çeşit ürünü artık EDAK eczaneleri değil başkaları satıyor demektir. Değerli meslektaşlarım, 50 bin X 1400 =70 Milyon TL (Eczanelerimizde) 4 Milyon X 13 = 52 Milyon TL (Şubelerimizde) 40 Milyon (Merkez) + 70 Milyon + 52 Milyon = 162 Milyon TL toplam ideal stokumuz olsun. Eczanelerimizde ideal stok devir hızının 45 gün, ideal çeşit miktarı 2000 kalem ve ideal stok miktarının 50 bin TL olduğunu var sayarak şimdi bazı örneklere ve sonuçlarına göz atalım. Ecz. Emre Bacanak EDAK Yönetim Kurulu Başkanı “Kaynaklarımızı verimli kullanmak zorundayız. Çünkü sermaye imkânlarımız kısıtlı. Aşağıda verdiğim üç örnek simülasyondan yola çıkarak birkaç noktayı çok iyi anlamamız gerek; verimli envanter yönetiminden kasıt; maximum stok değil, maximum çeşit olmalıdır.” Değerli meslektaşlarım, Kooperatifimizi bundan 34 yıl önce eczanelerimizde ihtiyacımız olan ürünlerin temini ve tevzii için kurduk ve büyüttük. O kadar büyüttük ki, 34 yılın sonunda kocaman bir lojistik organizasyonun sahibi olduk. Sahibi olduğumuz bu lojistik organizasyon ile ilişkilerimiz her ne kadar zaman içinde müşteri ilişkisine dönüşse de son yıllarda birbirimize kenetlenerek aynı organizasyonun birer parçası haline dönüşme yolunda yeniden modelleniyoruz. Bu yeniden modellenme çerçevesinde bir taraftan varlığımızın tek teminatı olan eczacılık mesleğine odaklanmaya, geliştirmeye ve bunu halkımıza en iyi şekilde sunmaya çabalarken diğer taraftan da aynı makinenin parçaları gibi hareket edecek bir lojistik entegrasyonun peşindeyiz. Bu entegrasyon doğal olarak ana merkezimizden hastalara kadar uzanan bir ürün hareket sisteminin tesis edilebilmesi ile mümkündür. Bu da ancak EDAK merkezin, şubelerimizin ve eczanelerimizin hepsini birden kapsayacak bir envanter yönetim sistemi ile mümkün olabilir. EDAK bu tasarımı gerçekleştirmek üzere çalışıyor. Örnek 1: • Eczanelerimiz daha fazla kâr etmek için aşırı stok çekip stok devir hızını 50 güne çıkarırlarsa; 50-45=5 5/45 X100= %11 70 Milyon X 1.11 = 77.7 Milyon TL 77.7 – 70 = 7.7 Milyon TL 7.7/ 162 Milyon X 100 = % 4.7 - Eczanelerimizin envanterindeki %11’lik bir stok maliyeti tüm sistemin % 4,7’lik fazla stok maliyetiyle çalışmasına neden olur. Örnek 2: • Eczanelerimiz stok devir hızını 40 güne düşürürlerse; 40-45= -5 -5/45 X 100= -%11 70 Milyon X 0.89= 62.3 Milyon TL 62.3 – 70= - 7.7 Milyon TL -7.7 / 162 milyon X100= -%4.7 - Burada; eczanelerimizden azalan 7.7 milyon TL tutarındaki stok sistemden eksilen yük değildir. Çünkü tüm organizasyonun ideal stok volümü 162 Milyon TL’dir. Bu durumda EDAK organizasyonundan hizmet alan hastalara sağlanacak hizmet için gerekli volüm 162 Milyon TL değerindeki stok demektir. Bu durumda da eczanelerden eksilen 7.7 milyon TL stok EDAK Merkez ve Şubelerinde birikir. Toplam stokumuz yine 162 Milyon TL olur. - Sonuç: Tüm EDAK Organizasyonu içinde MerkezŞube- Eczane arası lojistik operasyonlarda araçların Yukarıdaki üç örnek simülasyondan anlamamız gereken çok önemli birkaç nokta vardır; 1) Bundan sonraki hayatımızı mutlak suretle (EDAK merkez-Şubeler-Eczaneler) EDAK lojistik organizasyonu olarak tanımlamalıyız. Tüm verimlilik hesaplarımızı bu üçgen seviyesinde ölçmeli ve değerlendirmeliyiz. (Ölçmek konusunda EDAK gerekli çalışmayı SAP geçişi sonrasında yapacaktır.) 2) Verimli envanter yönetimi demek asla çok stok yapmak demek değildir. Gereksiz yere stok yapmak kaynaklarımızın verimli kullanılmasına dolayısıyla çeşit kırılmasına neden olacağı için çok daha ciddi bir maliyete neden olmaktadır. 3) Doğru envanter yönetiminin esası tüm eczanelerimizde satılabilecek maksimum ürün çeşidinin doğru bir frekans ile satın alınmasına dayanır. Bu noktada düşen ilaç fiyatları ve kâr daralması sonucu eczanelerimizde stok yapamıyoruz belki. Ancak unutmayalım ki satışı frekansı yüksek olan ürünleri her seferinde depodan getirdiğinizde oluşan maliyet hepimizin cebinden çıkıyor. Bununla da kalmıyor eczanelerimiz kamuya ve topluma karşı hoş bir görüntü vermiyor. Bu noktada sizlere bir kavramdan bahsetmek istiyorum. İhtiyaçlar hiyerarşisi Toplumdaki bireylerin ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçlarını karşılama noktasındaki önceliklerini belirleyen bir kavramdır. Bu kavram dahilinde bir takım bilimsel araştırmalar yapılır. Yeni öğrendiğim bir çalışmaya göre; Toplumdaki bireylerin alışveriş yaptıkları mekanlar için tercihlerinin neye göre şekillendiğini araştırmışlar. Bu araştırma 1970’li yıllarda yapıldığında bireylerin alışveriş mekânı tercihini belirleyen faktörlerden birinci sırayı “Fiyat” faktörü almış. Aynı araştırmanın bugünkü sonuçları son derece önemli… 1) Yakınlık (mesafe) 2) Çeşit 3) Fiyat 16 gazeteedak Gündem Özel E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Bu durum süper marketlerin neden mahallelerimizde express mekânlar açtığının açıklamasıdır. Çünkü toplum artık daha sedenter yaşıyor ve daha az zamanı var. Bu nedenle de evine yakın yerleri tercih ediyor. İkinci sırada ise “Çeşit” var. Bu da bize gösteriyor ki; Doğru envanter yönetiminin hedefi maximum stok değil, maximum çeşit olmalıdır. Ancak bizler aynı zamanda kaynaklarımızı verimli kullanmak zorundayız. Çünkü sermaye imkânlarımız kısıtlı. Bu durumda hayatımızda iki önemli unsuru gözden geçirmemiz gerekiyor. 1) Eczanemizdeki her bir ürününün satış frekansı /satın alma frekansı oranını değerlendirerek satın alma yapmalıyız. Gündem Röportajları: Ecz. Bülent Ergin Eczanede Stok Yönetimini Anlattı Gazeteedak’ı geçtiğimiz yıldan bu yana gündemli yayınlıyoruz bu kez konumuz “stok yönetimi” ve eczacı Bülent Ergin Eczanede stok yönetimini gazeteedak için anlattı. 2) Hasta/müşteri istiyor diye aynı tip (muadil) ürünlerin her birini bulundurmak zorundayız gibi yanlış bir algı bizi ürün kirliliğine ve atıl stoka götürür. Bizler artık ön tarafta müşteri tercihlerini yönlendirebilen arka tarafta ise kaynaklarını belirli ürünlere odaklayabilen bir organizasyon olabilmeliyiz. Hepinize saygılar sunarım. Stok = Para gerçekleştiririz. Müşterilerimiz açısından da aynı şey geçerli, toplam müşterilerimizin yüzde yirmisi ile ciromuzun yüzde seksenini yaparız. Buradan baktığımızda eczanemizde hareket gören aylık ortalama 1000 kalem üründen 200’ünün stok takibini sağlıklı yapabiliyorsanız cironuzun yüzde seksenini garanti altına almışsınız demektir. Buradaki ürün hareketliliğimize baktığımızda da işlem çokluğundan dolayı bilgisayarı kullanmamız artık şart… Teknolojiyi kullanarak stok takibi yapmamız kaçınılmaz oldu çünkü kalem sayısı çok artı. temimizde öncelikle eczanemizdeki tüm ürünlerin kayıtlı olması gerekir. Tüm giriş ve çıkış hareketlerini, veresiye, elden verdiğimiz, hatta kendimiz için aldığımız ürünlerin bile giriş çıkışını bilgisayara işliyor olmamız gerekir ki gerçek verileri elde edelim. Başlangıçta günlük koşuşturmanın içinde nasıl yapacağız sorusu mutlaka olacaktır. Kararlılıkla işlemleri uygulayarak bunu rutine bindirdiğimiz zaman işlerin çok kolay olduğunu görüyoruz. Biz ilk olarak eczaneye giren tüm ürünlerin giriş çıkışını sıkı bir şekilde kontrol altında tutuyoruz. Beşeri ilaçlar için İlaç Takip Sistemi dediğimiz uygulama var, bu nedenle bilgisayar zaten olmazsa olmazımız. Eğer bunun için kullanıyorsak diğer ürünlerimiz için neden olmasın… Bunu yaptığımızda ürünlerin hareketliliğini gözlemlediğimizde bilgisayar o ürünle ilgili satış hızımızı bize veriyor, buradan elde ettiğimiz sonuçları değerlendirerek sipariş verdiğimizde gereksiz stok ta yapmamış oluruz. Ecz. Bülent Ergin Erginler Eczanesi-Güzelyalı / İzmir En başta eczanemizde işimizin başında bulunacağız ve işimize sahip çıkacağız. EDAK’ta eczane yönetim sistemi ile yapılan çalışmanın sonucunda eğer ben eczane yönetim sistemimi depo yönetim sistemiyle de bağdaştırabiliyorsam eczanemde yok satma oranım azalacak. Yine buna bağlı olarak sipariş vermek ile uğraşmayacağım sistemde raftaki ürün belli bir sayıya düştüğünde otomatik sipariş verebileceğiz. Bunları gerçekleştirebildiğimiz zaman eczacılık mesleği daha güzel yönetilebilir bir hale gelecek. Bizim yerimize sisteme yükü atabilirsek, bizim hastalarımıza ayıracağımız zaman çoğalacaktır. Hepimiz bulunduğumuz noktada toplum sağlığı için çalışıyoruz sonuçta elde ettiğimiz ekonomik kazanım da bizim ayakta durmamız için gereklidir. Bir eczanede stok yönetimi olarak ilk yapılması gereken nedir? Öncelikle eczanede ürün hareketliliğini tamamen kontrol altına almak gerekir. Şimdiye kadar yaptığımız tüm uygulamalarda eczacılar hep kendi alışkanlıklarına göre, hep tahmini öngörüleriyle stok takibi yapmaya çalıştılar. Ama şu anda teknoloji bu kadar gelişmişken elimizde bu kadar çok olanak varken bunları değerlendirmemek olmaz. Gelişmelere ayak uyduramamak bu işin dışında kalmak demektir ki bu da eczacılar için bu kabul edilemez bir durum. Eczacıların yapması gereken şey; doğrudan bu işi kontrol altına almaktır. Bugün orta ölçekli bir eczanede yaklaşık 3500-5000 kalem ürün vardır. Bunlar içinde yaklaşık aylık ortalama 1000 kalem hareket görür. Genel kabul görmüş bir kural vardır. Stoklarımızın yüzde yirmisi ile toplam ciromuzun yüzde seksenini Bugün ortalama bir eczanedeki ürün çeşitliliği nedir? Bugün baktığınızda sektörde 10 bine yakın beşeri ilaç ve yaklaşık bunun iki katı kadar da ilaç dışı sağlık ürünleri var. Tabi ki bunların hepsini bulundurmak olanaklı değil. Ürün çeşitliliği açısından bulunduğunuz lokasyon çok önemli, müşteri talepleri beklentileri çok önemli, ürün seçiminde kaliteli ürünü takip etmek çok önemli, talep edilen ürünü bulunduruyor olmak çok önemli. Ölü stok yapmamaya gayret etmeliyiz. Dönem dönem satılır ümidiyle aldığımız ürünler olabilir, bunlarda da istenilen düzeyde bir hareket görmüyorsak, bunları bir an önce elden çıkarmamız gerekir ki artık bugün “Stok=Para” dır. Başka bir açıklaması yok. Stoğun değişik tanımları olsa da bu benim yaptığım tanımdır. Sonuçta maliyettir bu. Stok maliyetini mümkün olduğunca düşürüyor olmamız gerek. Stok devir hızını iyi hesaplıyor ve stok devir hızını artıyor olmamız gerek. Bir başka deyişle daha az ama daha verimli stokla daha fazla kazanç elde etmeliyiz. Peki stok devir hızını nasıl hesaplarız? En basit yolla Eczanede satılan tüm malların maliyetini dönem başı ve dönem sonu envanter değerlerinin ortalamasına böldüğümüz zaman ortaya çıkan değer stoklarımızı kaç kere devir ettiğimizi gösterir.(Stok devir Hızı=Satılan Malın Maliyeti / ((dönem başı stok+dönem sonu stok)/2). Stok devir hızı hesaplanmasında daha farklı yöntemler olmakla beraber en kısa yöntem budur. Bu hesaplama eczanemizdeki toplam stoğun devir hızını verecektir. Bunun dışında ürün bazında devir hızları da aynı formülle hesaplanabilir. Bu hesaplamaların yapılabilmesi için bilgisayarımızdaki eczane yönetim sis- Eczanemizde yaptığımız güzel bir uygulama var ondan da söz etmek isterim. Az önce toplam hareket gören kalem sayısının yüzde yirmisini tam olarak takip edebiliyorsak, çok fazla sıkıntı yaşamayız demiştim. Bunun dışında ayrıca hastalarımızın ilaçlarının süre takibini yapıyoruz. Medula sisteminden hastanın ilaç bitiş günlerini zaten görebiliyoruz. Bunu sisteme kaydedebiliyoruz. Burada rutin olarak yaptığımız bir uygulama var. Her haftasonu önümüzdeki haftanın stok planlamasını yapabilmek için ilaç günleri gelen, ilaçları biten hastalarımızın tespitini yapıyoruz. Hangi ilaçlarının bittiğini tespit gazeteedak Gündem Özel 17 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Bülent Ergin ve Eşi Ecz. Cemile Ergin ediyoruz. Öncelikle raporlu hastalarımızla başladık. Yaklaşık 2 aydan beri sürdürüyoruz. Bu süre içerisinde önümüzdeki hafta hangi gün olursa olsun raporlu ilaçlar 2 hafta öncesinden reçetelendirilebildiği için önümüzdeki bir hafta içerisinde ilacı bitecek hastalarımızın eğer cep telefonu varsa sms yoluyla, normal ev ya da iş telefonu kayıtlı ise arayarak ilaçlarının bitiş günlerini hatırlatıyoruz. Reçete yazdırması gerektiğini hatırlatıyoruz. Oradaki rakamlara bakarak, aynı ürünlerin önümüzdeki hafta satılacağını varsayarak siparişlerini veriyoruz. Hasta geldiği zaman ilacında eksik olmaması tam olarak karşılanabilmesi için doğru satın almalarını yaparak haftaya yeterli stokla giriyoruz. Bu bize çok büyük bir artı getirdi. Hastalarımız da bundan çok memnun… Biz eczacı olarak da zaten temel işlevlerimiz içerisinde farmasötik bakımı ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Hastalarımızın ilaçlarını doğru zamanda tedarik etmesini ve kullanması sağlamak da farmasötik bakımın bir parçası… Hasta ilacını almayı unutabiliyor, takip edemiyor, bunları hatırlattığımızda bize o kadar olumlu geri dönüşler oluyor ki, çok memnun oluyorlar. Bununla ilgili toplu sms mesaj yazılımını EDAKOM’dan satın aldık. Ayrıca kişiye özel de mesaj gönderebiliyoruz. Mesaj yoluyla “ …… ilaçlarınız için reçete yazdırılabilirsiniz, sağlığınız bizim için önemlidir” yazarak onlara ulaşmaya çalışıyoruz. Gittikçe bu iletişim ağımızı genişletmeye çalışıyoruz. Bu bize bir artı getiriyor. Hizmette bir adım öne gidebilirsek ne mutlu bize… Firmalar kendi satışlarını artırmak adına “mal fazlası” dediğimiz uygulamalar ile daha fazla stok ve mal almamızı sağlamak üzere bir takım girişimleri oluyor. Bir başka deyişle kendi ellerindeki fazla stokları eczanelere yıkmak için kampanyalar düzenliyorlar. Bu durum da eczanede stok dengesini bozan bir yaklaşımdır. Keşke tüm ürün alımlarımızda mal fazlaları olmasa da sabit vade ile alımlar yapabilsek. Ama bunun ön koşulu Eczacı karlılığının artırılmasıdır. Kar marjını artırabilmek adına mal fazlası tuzağına düşmek durumunda kalıyoruz. Stok devir hızları bu tip kampanyalı satılan ürün miktarlarıyla uygun düşüyorsa bu tip ürünleri almak uygun bir eylem olacaktır. Burada önemli olan sadece mal fazlası var daha fazla karlılık sağlayacağım düşüncesiyle stok devir hızı düşük ödeme vadesi yakın ürünleri almak tuzağına düşmemektir. Verimli bir stok yönetimi için eczanelerimizde stok seviyesini bizim belirliyor olmamız gerekir. Danışman eczacı kimliği böylece hayat buluyor… Bununla ilgili yurtdışındaki örnekleri incelediğimizde, İngiltere’de eczacılar hastaların ilaç kullanım- larını gözden geçirme hizmeti adı altında mesleki bakımla ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’ (NHS) ndan meslek hakkı alıyorlar, para kazanıyorlar. Bu da onun bir parçası Türkiye’de bunun alt yapısı henüz tam anlamıyla hazır olmasa da başlangıç için küçük bir adım olarak düşünülebilir. Buna ek olarak hastalarınızın periyodik dönemlerde ilaç etkileşimlerini gözden geçirebilirsiniz. Hastalarınızın ilaçlarını doğru kullanıp kullanmadığını kontrol edebilirsiniz. Neyi ne zaman kullanması gerektiği konusunda onlara danışmanlık hizmeti verebilirsiniz. Bunlar için atılmış bir adımdır bu. Ama tüm bunları gerçekleştirirken stoklarınızı doğru yönetemiyorsanız yaptıklarınızın bir anlamı kalmıyor. Şöyle ki hasta reçetesini getirdiğinde ilaç yok dediğimizde hasta için bir olumsuz imaj yaratmış oluyorsunuz. Tabi burada maliyetleri de göz önüne almamız gerek. Bunları tedarik ederken mutlaka ve mutlaka ürünlerin stok devir hızlarını hesaplamamız gerekiyor. Her zaman gereksiz stok tutulmasından kaçınmalıyız. Daha önce bunları EDAK’ta Sarıgöl’de yaptığımız çalışmalar da gördük. Bölgedeki eczanelere satın alması gereken uygun vade ve şartlardaki öneriler de de bulunuyorduk, bu oraya doğru giden bir adımdır. Stok yönetiminin daha da başarıya ulaşabilmesi için EDAK’ta sürdürülen EDAK-Eczane networkü ile ilgili bir çalışma var. Bu sonuçta EDAK’ın da ürün tedarik etmesi ve stok yönetmesine de katkı koyacaktır. Biz kooperatif üyesi eczacılar olarak sonuçta ürünü tedarik eden depomuz başta olmak üzere, biz de o deponun şubeleri gibi çalıştığımızı varsaydığımızda, ürünün doğru yerde doğru zamanda bulunuyor olmasını sağlamak temel görevimiz. Doğru ürünü doğru fiyata elde edebilmek de çok önemlidir. Stok seviyesinde doğru oranı tutturmak ve aynı zamanda piyasadaki rekabet koşullarına da uygun hareket etmek gerekiyor. Eğer rekabetçi fiyat uygulayamıyorsanız tedarikçinizi bu konuda uyarmak, yönlendirmek gerekiyor. En büyük tedarikçimiz EDAK olduğu için ve EDAK’ta görev yapan profesyonellerimizin de bu konuda özveri ile çalıştıklarını biliyoruz ama bizler de EDAK’ın dışarıda gözü kulağı olmalıyız. Hem belirsizlik kalkıyor o üründen ne kadar alınacağı ile ilgili hem de karşılıklı kazan-kazan ilkesiyle verimliliği yakalıyoruz. Kesinlikle, buna bağlı olarak eğer stok hareketi bilgilerimi ben EDAK ile paylaşıyor olsam ve benim gibi tüm meslektaşlarım da aynı şeyi yapıyor olsalar, EDAK belirli dönemlerde hangi ürünü ne kadar satabileceğinin planlamasını doğru olarak yapabilir. Belki buna uygun olarak satış garantisi vererek, sanayi ile pazarlığını yapabilir. Daha iyi alım koşulları sağlayabilir, eczane karlılığı, EDAK karlılığı her konuda artabilir. Bunların hepsi zincirleme olarak, bir ekip işi ile olabilecek unsurlardır. Herkesin aynı pencereden bakıyor ve aynı doğrultuda düşünüyor olması lazım. Sonuçta bir ekonomik değer yaratmaya çalışıyorsak herkes payına düşeni alması için elinden geleni yapması gerek. Kendimizi her zaman kooperatif üyesi eczacı olarak EDAK’ta çalışan ekibin bir parçası olarak gördük. Temel hareket noktamız bu. Bunun için eczanemizde bir yazılım sistemi kullanıyoruz. Bilişimin de bir takım gereksinimleri var. Teknolojik araç ve gereci daima güncel tutmamız gerek. Buradan hareketle EDAK’ın iştiraki olan EDAKOM bize bu hizmeti gerektiği gibi veriyor. EDAKOM’dan aldığımız hizmetleri şöyle bir sıralamak istesek; Tüm bilişim donanımımız için yılık bakım anlaşması yapıyoruz. Bu anlaşma ile herhangi bir şekilde bilgisayarlarımız da bir arıza meydana geldiğinde, yazıcımız bozulduğunda EDAKOM tarafından hemen müdahale edilerek cihazımız onarılıncaya kadar yerine konsinye cihaz bırakılarak eczanedeki işlerimizin aksamadan yürütülmesi sağlanıyor. Program güncellemeleri ile ilgili EDAKOM’dan destek alıyoruz. Eczanede ısı ve nem takibi ile ilgili EDAKOM’un çıkardığı Telemetri cihazını kullanıyoruz. Bu sistem aracılığıyla eczane iç ortam ve aşı dolabı ısısı İnternet üzerinden her yerden takip edilebiliyor. Herhangi bir şekilde eczanedeki ısı ve nem oranlarında belirlenen limitlerin dışında bir sapma olursa cep telefonuma mesaj olarak internetten de e-mail olarak uyarılarını alıyoruz. Gerekli önlemi almamızı sağlıyor. Bununla ilgili yaşadığımız bir örnek de var. Eczanede olmadığımız bir tatil sürecinde buzdolabımızın bağlı olduğu sigorta atıyor ve aşı dolabındaki soğuk zincir kırılıyor. Tek sigortadan yaptırdığımız eczane paket sigortası teminatı bu durumu da kapsama alıyor. Sigortaya başvurduğumuz da bununla ilgili bir rapor olup olmadığını sordular. Telemetri raporlama sistemi sayesinde bunu kanıtlayabildik. Bu zararımızın karşılanmasıyla Telemetri için yaptığımız yatırımın da karşılığını şimdiden almış olduk… EDAKOM ayrıca internet bağlantımızı sağlıyor, GSM iletişimi için de Cepte EDAK kullanıyorum. EDAKOM’da ne varsa bende de var, herkes aynı şekilde bakarsa ve kaynaklarımızı verimli kullanırsak hayat daha güzel... Herkese tavsiye ederim… Konunun biraz dışına çıktık ama söz EDAKOM’a gelince çenem düşüyor,kendimi tutamıyorum. Stok yapmadan işletmenin sürdürülebilirliği gittikçe güçleşir hatta olanaksızlaşır. Bir dönem “Stoklu çalışmayın” sözü sevgili Işık Ağabey’in söylediği bir söz, Işık Ağabey’in bunu söylerken “EDAK’ı eczanenizin arkasında bir depo olarak düşünün biz her zaman için sizin adınıza stok tutuyoruz, biz istediğiniz anda bunu size tedarik ederiz” anlamında kullandığını düşünüyorum.. Bu dönem içinde biraz meslektaşlarımız tarafından çarpıtıldı gibi geliyor. Eczanemizde satabileceğimiz ürünleri mutlaka eczanemizde stokta tutuyor olmamız gerekir diye düşünüyorum. Ama tedarikle ilgili ilk başvuracağımız yer EDAK olmalıdır diye yorumluyorum ben Işık Ağabey’in mesajını. Bu böyle yorumlanırsa gerekli miktarda, gerekli ürünü mutlaka stokumuzda tutmalıyız. Öte yandan da şöyle bir paradoks yaşıyoruz. O stoktaki ürünler ile ilgili herhangi bir fiyat indirimiyle karşılaştığımızda zararımızın karşılanması ile ilgili sıkıntı çekiyoruz. Her işletmenin bir maliyeti vardır. Sonuçta ticaret biraz risk gerektiren bir iştir. Önemli olan akılcı yönetimle en az riskle işleri sürdürebilmektir. Eczane için bugün “Dermokozmetik-Kozmetik -Ağız Diş Sağlığı - Medikal-Veteriner ilaçları-Bitkisel ürünler” hepsi yeni birer gelir kapısı haline geldi. Bunları satışlarını yapabilmek için de eczaneye alıp sadece stoklarımıza koymak değil, eczanenin görsel düzenlemesini de yaparak stoklarımızı düzgün bir şekilde sunmak ve müşterinin dikkatini çekebilmek gerekir. 18 Gündem Özel gazeteedak Stok Üzerine E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ kısa sürede eczanelerimizin finansal dengesini bozacak, kaliteli stok oluşturulmaması nedeniyle yok oranımızın artışına neden olup, eczanelerimizde yer alan sermayelerimizin erimesine i yol açacaktır. Gelin çok uzun bir konu olan stok yönetiminin değerlendirilmesini dilim döndüğünce sizlerle bu ayki sayımızda paylaşalım. İlk iş: Stok Takibi… Ersen Evren EDAK Ecza Koop. Finansman ve Risk Takip Yöneticisi [email protected] Literatürde işletmeler; Mamul üretip satanlar, ticari mal alıp satanlar ve son olarak da hizmet üreten işletmeler şeklinde kategorize edilmiştir. Günümüzde eczaneler; uzun yıllar evvelki meslektaşlarınızın yaptığı gibi, “birçok nedenden dolayı” aktif üretimi bir kenara bırakmış, birer ticari işletme kimliği kazanmışlardır. Bunun yansıması olarak da gelir vergisi mükellefiyeti oluşmuş, yapılan faaliyet sonucu sorumlu olduğu birçok resmi kurum ile ticari ilişki içerisine girmiştir. Diğer tüm ticari işletmeler gibi; “eczaneleriniz” de ” kar etmek, ve karlılıklarının sürdürülebilirliğini sağlamak zorundadır. Faal eczanelerin ekonomik yapıları şu an neredeyse tamamen Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nun ödemelerine endeksli hale gelmiş, kurum ıskontolarının yükselmesi, ticari ıskontoların buhar olması; bunun yanında artan maliyetler nedeniyle karlılıklarının devamlılığında kesintiler oluşmuştur. Mevcut bu ortamda eczanelerinizin yönetiminin önemi geçmişte olduğundan bir kat daha önem kazanmıştır… Bu durum tespitinden sonra eczanelerinizi farklı bir gözle değerlendirerek yazıma devam etmek istiyorum. Eczanelerin iki temel unsuru bulunmakta. Bunlar; beşeri ve maddi unsurlar. • Beşeri unsurlar: Tabi ki sizler ve eczanelerinizde istihdam etmiş olduğunuz çalışanlardan oluşmaktadır. • Maddi unsurları ise; birer işletme olan eczanelerinizin, demirbaş ve stokları olarak ifade edilebilir. Eczaneler için beşeri unsurların başında gelen sizleri, değerlendirme dışında bırakırsak; en önemlisinin “ticari mal stoku” olacağı konusundaki tespitime sanırım hepiniz katılacaksınız. Ticari işletme olan eczanelerinizin stoklarını; ilaç, ilaç dışı sağlık ürünleri ve diğer stoklar oluşturur. Ticari bir işletme olan eczanelerinizin yapmış olduğu faaliyeti başka bir ifade ile “stokların yer değişmesi” olarak da kısıtlı da olsa ifade edilebileceğini düşünüyorum. Bu denli eczaneleriniz için önemli bir unsur olan stoklarınız, hele ki günümüz de diğer tüm işletmeler gibi yönetilmesi gereken bir kavram olarak hele ki günümüz de değerlendirilmesi gerekmektedir. Karlılıkların çok yüksek olduğu dönemlerde stok yönetimi kavramının en önemli bacağının, “son kullanma tarihi” olduğu günlerden şu an çok uzaktayız. Bu günlerde konunun biraz daha profesyonel bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekmekte... Profesyonelce yapılmayan stok yönetiminin sonrasında; ne finansal bir disiplinin, ne de yönetsel bir başarının eczanelerimizde gerçekleştirilmesinin mümkün atı olmayacağını ifadesinden sonra hepinizin başınız ile onayladığını görür gibiyim. Stok yönetimi yapılmadan gerçekleştirilen alımlar Eczanelerinizde çok çeşitli stok kaleminin olması, stokların takip edilmesi açısından zorluk yaratabilir. Fakat ana faaliyet konunuzun hastalarınıza ilaç temini olduğunu göz önüne aldığımızda ne denli önemli bir ayrıntı olduğunu belirtmenin gerek olmadığına inanıyorum. Mevcut stokumuz ile eczanemizin günlük ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olmak zorundayız. Stok takibi ile çalışma durumunuza göre haftalık, aylık satış tahminleri gerçekleştirerek alım yapmanız; hem hak ettiğiniz mal fazlasının eczanenizin kar hanesine yazılmasına, hem de yok satmanızdan dolayı satış kaybına yol açmamasına neden olacaktır. Aslında kast ettiğim şey “optimum stoktan” başka bir şey değildir. Optimum stokun alt sınırı yok satmak, üst sınırı ise tahmin edeceğiniz gibi fazla stok bulundurmak anlamına gelmektedir. Bu durumda sermayemizi stoka bağlamış oluyoruz. Günümüz koşullarında fazla bir cazibesi olmasa da, mesleğim gereği “sermayenin alternatif maliyetini” her zaman göz önünde bulundurmak gerektiğine inananlardanım. Ayrıca ilaç fiyat düşüşlerinin olduğu bir ortamda fazla stok, sermayenin alternatif maliyeti kaybının yanında direk eczanemize zarar da yazabileceği gerçeğini unutmamak gerek. Stoklarımız içersinde yer alan ıskonto kalemleri içerisinde “Mal Fazlası”… Mal fazlası denildiği zaman ilk aklımıza gelen konunun, ilgili ürün ile o ürünün stok devir hızının aklımıza geliyor olması gerekmektedir. Bir üründen ayda 10 adet satarken sırf satış koşulu uygun diye, 60 gün vadeli şekilde 50+15 ürün almanın emin olun aydaki satış hızımız olan 10 adedi katlayamazsak, eczanemize hiçbir yansıması olmayacaktır, kredi veya birikimlerin eczanelerimize yansıtılmasının dışında… Tabi bu tahminlerin yapılabilmesi için stoklarımızın envanterinin çıkarılması başka bir deyim ile sayılması gerekmekte. Ama ne zaman ? Hemen hemen tüm eczaneler aralıklı envanter sistemini uygulamakta. Aralıklı Envanter; bir yıl boyunca EDAK’ tan ilaç alınması, 31.12.2012 günü yapılan sayım sonrasında çıkarılan envanter ile stoğumuzun maliyet bedelleri ile çarpılarak muhasebecilerimize bildirilmesi anlamına gelmekte. Bu uygulamanın olumsuzlukları ise inanın bana say say bitmez. Elimizdeki stok tutarının sene sonuna kadar bilinmemesi, stok maliyetinin hesaplanamaması ve en önemlisi ise satış karımızın tespit edilemiyor olmasıdır. İnanın hesaplanamaz!... Ta ki, muhasebecinizin hesaplamasına kadar... Yani eczanemiz kar mı ediyor, yoksa karımız rafımızda mı? bunu tespit etmeniz mevcut sistemde neredeyse imkansız. O halde yapılması gereken sürekli envanter uygulamasına geçmek. Hele ki bu, barkod sistemi ile entegre edilmiş bir yazılımla birlikte kullanıldığı zaman eczanemizin durumunu gün ve gün izleyebiliriz. Dönem başı stoklarınız raflarınızda maliyet bedelleri ile yer alır, dönem içinde yapmış olduğunuz alımlar da raflarınıza yerleştirilir, yıl içersinde yaptığınız satışlarda barkot sisteminiz aracılığıyla stokumuzdan reel satış bedeli ile düşülür. Küçük bir işlem ile alım faturalarınızın tamamının aktarılmış olması sonrasında eczanenizin o anki mali durumunu kolaylıkla tespit edebilirsiniz. Bu tamamen stok takibinin sürekli envanter yolu ile yapılıyor olmasının bir getirisi olarak ifade edilebilir. Oluşturulan bu sistem ile barkot sisteminin de yardımıyla tabiî ki dönemsel olarak satılan ürün cinsini dahi tespit edebilir, mal fazlası ıskontonu eczane kazanımları içersine daha sağlıklı şekilde dahil edebilirsiniz. Bu kadar artısı olmasına rağmen bu sistemi kaç eczane uyguluyor sorusuna ise “inanın o kadar az ki…” diye yanıt verebiliyorum. Neredeyse tüm eczanelerimiz aralıklı envanter yönetimi uyguluyor. Sene sonuna kadar da eczanelerindeki ilaç stok tutarını, ilaç satış maliyet tutarını, ilaç satış karını bilmeden faaliyetini sürdürüyor. Dahası uygulanan aralıklı envanter yönteminde sene sonunda yapmış olduğu stok sayımında ilaç bazında maliyet fiyatları ile ilişkilendirilip stok tutarını hesaplamaya çalışıyor. İnanın bana ben eczanenin stokunda yer alan ürünlerin bu kadar çeşitli ıskontonun olduğu bir ortamda toplam stok tutarını doğru şekilde hesaplayamam… Doğru şekilde hesaplanamayan stok sonrasında, takdir edersiniz ki satışların maliyeti ve kadar gerçek şekilde hesaplanamamaktadır. Uygulamada performans denetiminin de olması nedeniyle muhasebecileriniz tahmini olarak hesaplamalar yapıp, kar oranı üzerinden tüme varıyor. Yapılan bu işlemde eczanelerinizin stoklarının artmasına, fazla kar ve fazla vergi vermesine neden olmaktadır. Bu işlem sonrası eczaneniz hem ödemesi gerekenden fazla vergi ödemiş; hem de fiili stokundan defter stokunun fazla olması nedeniyle her hangi bir incelemede sıkıntıya düşme ihtimali oluşmuştur. Oysaki defter bağlama olarak da ifade edilebilen, oran ile hesaplanan eczanenizin karı nedeniyle stoku kâğıt üzerinde artmıştır. Denetçi ise muhasebe kaydının fiili sayımdan fazla olması durumunda eczanenize “faturasız mal satışından dolayı bu fark oluşmuş” tespitinde bulunup size fatura kestirip, fazla KDV ve bir kez daha fazla vergi ödemenize neden olabilir. Gecikme faizi ise cabası… Bu durum; yapılacak iyi bir çalışma ile denetçiye anlatılabilir. Çünkü en büyük alıcınız SGK, üretim neredeyse hiç yok. Tüm alımlar faturalı ve EDAK’ tan… Ama inanın o kadar iyi hazırlanmak ve o kadar mesai harcamak gerekir ki anlatamam sizlere… Eczanelerinizin karlılığının devamlılığını sağlamak ve faaliyet sonuçlarınızın en sağlıklı şekilde tespit edilmesinin yolu “stok takibinden ve stok yönetiminden” geçmekte… Esen Kalın… Gündem Özel gazeteedak 1979’daki Eczacılık, 2013’deki Eczane Yöneticiliği 19 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sevgili Işık’ın sıklıkla tekrarladığı kavramlardan birisi; “Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” dır. Bir diğer deyişi de “atı arabanın arkasına değil, önüne koşmak gerekir”. Günümüzde serbest eczacılık yapmak, bir işletmeyi idare etmek demektir. Bir işletmeyi idare etmenin de kuralları vardır. Bu kuralların dışında iş yapmaya çalışmak, atı arabanın arkasına koşmaktır. Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktır. Ecz. Hüsnü Kaya EDAK Denetleme Kurulu Üyesi [email protected] Eczacının eczanesinde stok yönetimi yapmaması veya yapamaması farkında olmadan kooperatifine de zarar verir. Acil istenen her ürün fazladan bir maliyettir. Ve bu maliyet kaybı aslında kooperatifin asıl sahibi olan eczacının da kaybıdır. 1979 yılında İzmir Eczacı Odası Başkanlığı’nı yürüten Ecz. Nur Işık BOYACIGİLLER önderliğinde yine bir hareket içerisindeydik. İzmir Ticaret Odası, eczacıları resen üye yapmaya başlamıştı. Bizler de buna karşı çıkıyorduk. Temel savımız da; bizim kanun ile kurulmuş kendi Birliğimiz, Eczacı Odamız var ve “Eczacı tüccar değildir” idi. Mahkemeleştik ve kazandık. Bu kazanım bir anlamda eczacının tüccar olmadığını ispat etmekti. İzmir Ticaret Odası’nın o zamanki hamlesi şimdi artık her cepheden ve geri döndürülemeyecek halde geliyor. Örneğin bugün eczacının kullandığı çek karnesi üzerinde “Tacir” yazar. Eczanenin bir işletme olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Türk Ticaret Kanunu’nda ise işletmenin “basiretli tacir” gibi yönetilmesi gerektiği yazar. O tarihlerde Türkiye’de karma ekonomi vardı. Şimdi ise istesek de istemesek de liberal ekonomi var. Liberal ekonominin kuralları vardır. Bu kuralların dışında kalarak işletme idare etmek mümkün değildir. İşletmeyi idare etme kurallarından ihlal ettiğimiz bir tanesi de; yeterli işletme sermayesi olmadan eczane açmak ve idare etmeye çabalamamızdır. İşletme sermayemizin yetersizliği bizi sıkıntıya sokar. Optimum stok seviyesi ile çalışmamızı engeller. Kritik stok miktarı belirleyemeyiz. Evet, ilâç fiyatları düşerken stok yapmanın anlamı yoktur, zarar ettirir. Ancak stoğu çok az bulundurmak da bizi iş yapamaz hale getirir. Basiretli davranıp bu iki uç arasında orta bir yerde iş yapış şekli geliştirmemiz gerekir. Bu da “stok yönetimi” denilen kavramı bilmeyi gerektirir. Öncelikle ifade etmek gerekir ki parafarmasötiklerde ve bunun kırılımı olan OTC ürünlerinde fiyat düşüşü olmamakta hatta fiyat yukarıya doğru gitme eğiliminde bulunmaktadır. Demek ki bu tür ürünlerdeki stok yönetimini rahatlıkla yapabiliriz. Yani ciroya ve satış hızlarına paralel olarak denklemler kurup, elimizde bulundurmamız gereken sayıları bulabiliriz. Bu teknik konular gazetemizin diğer sayfalarında anlatılmaktadır. Fiyatı düşme ihtimali olan ilaçlar ile ilgili olarak da yapılması gereken öncelikle bunların sirkülasyonunu takip etmektir. Bunun için de bilgisayardan yardım alabiliriz. Artık hepimizin elinin altında olan bilgisayarlarda birçok veri biz istemesek de ve eksi bakiye şeklinde de olsa birikiyor. Yeter ki Medula çalışırken aktarma programı da çalışsın. Buradaki verileri inceleyerek en çok satılan ilk ikiyüz ürünü mercek altına aldığımızda, bu ürünlerin getirdiği ciro ve stok devir hızlarına göre alım periyodu ve minimum stok seviyesi belirleyebiliriz. (En çok satılan ikiyüz ürün listesi yakın bir zaman sonra saha yönetmenleriniz tarafından sizlere ulaştırılmaya başlanacaktır). Bu ikiyüz ürünü yöneterek hem kârlılığınızı yükseltmiş hem de stok yönetimini layıkı ile yapmış olursunuz. Ancak şunu bilmek gerekir ki; layıkı ile stok yönetimi yapmak için işletme sermayenizin yeterli seviyede olması gerekir. Eğer bu gereklilik yerine getirilmemiş ise; “gölün taşı ile gölün kuşu vurulmaz” misali sıkıntı hiç eksik olmaz. Eczacının eczanesinde stok yönetimi yapmaması veya yapamaması farkında olmadan kooperatifine de zarar verir. Acil istenen her ürün fazladan bir maliyettir. Ve bu maliyet kaybı aslında kooperatifin asıl sahibi olan eczacının da kaybıdır. Oysa günümüz kaosunda, eczanelerimizin buna bağlı olarak da kooperatifimizin tasarruf yönetimi yapması gerekir. Son yedi yıldaki fiyat düşüşleri hem eczanelerimize hem de kooperatifimize kan kaybettirmiştir. Artık daha fazlasına tahammülümüz kalmamıştır. Bunun için oyunu kuralına göre oynayıp, atı arabanın önüne koşmalıyız. “Ne yapmalıyız?” sorusuna gelince; ürünün sirkülasyon hızına göre zaman dilimleri belirleyerek örneğin, A ilaçtan 15 günde 25 tane satıyorsak ve ay sonunda bu ürünün MF’si varsa 50 tane alındığında veya MF’si yoksa haftalık 12 tane alım stok yönetimini yerine getirilmiş olur. Burada kritik nokta işletme sermayesinin yeterliliğidir. Eczanenizin hacmine göre ne kadar bir işletme sermayesi gerektiğini muhasebeciniz ile yapacağınız çalışmada bulabilirsiniz. İşletmeyi basiretle yönetmek matematik işidir ve matematik gerçekliğin aksi yönünde işletme yönetilmez. Evet, ilâç fiyatları düşerken stok yapmanın anlamı yoktur, zarar ettirir. Ancak stoğu çok az bulundurmak da bizi iş yapamaz hale getirir. 20 Gündem Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Gündem Röportajları: Satın Alma Yöneticisi Nejat Talimciler ve Lojistik Yöneticisi Onursal Atlı, EDAK’taki Stok Yönetimini anlattı. Gazeteedak’ı geçtiğimiz yıldan bu yana gündemli yayınlıyoruz bu kez konumuz “Stok Yönetimi” ve EDAK profesyonellerine de mikrofonlarımızı uzattık. Kooperatifimizin Satın Alma Yöneticisi Nejat Talimciler ve Lojistik Yöneticisi Onursal Atlı konuklarımız… 21. yüzyılda kürselleşmenin etkisiyle ezici bir rekabetten söz edilmeye başlandı. Kooperatifler de pazarda hâkimiyet kurdukları bölgelerde güçlü rakipler ile boy ölçüşür hale geldi. Sektörümüze 29 yıl emek veren bu emeğin 25 yılını EDAK’ın kuruluşundan başlayarak halen aynı inançla devam ettiren Satın Alma Yöneticisi Nejat Talimciler ile Gazetemiz Yayın Kurulundan Eczacı Hüsnü Kaya ile birlikte stok yönetimi üzerine değişen dengeleri ve sektörü konuştuk. Bugüne baktığımızda iki ulusal kanal depo ve kooperatiflerin kaldığı bir pazardan söz ediyoruz ve hala bazı eczacılarımızın kooperatiflerin bir denge unsuru olduğunu fark etmemeleri beni üzüyor diyen Talimciler; “Doğru yapılmayan satın almalar başta müşteri ve imaj kaybına yol açar. Düzenli yapılan stok, etkinliği ve verimliliği artırır” diye konuştu. zında da değişir. Bu stok devir hızını mümkün olduğunca fazla çevirmesi gerekmektedir. Bunun ideali eczane için ayda bir olmalıdır. Depo olarak baktığımızda 21 gündür. Diyelim ki ortalama bir eczane de bir üründen bir yıl içinde 2200 adet satıyor. Bir yılı 300 işgünü olarak varsayarsak; şöyle bir hesap yaptığımızda 2200 /300 eşittir günde ortalama 7 tane ürünün düştüğünü kabul edelim. Demek ki, her gün o eczanenin rafında o üründen en az 7 tane olması gerekiyor… Aynen sizin yaptığınız gibi stok yönetimi böyle bir hesap işidir. Evet, en az 7 tane olması gerekiyor. Hatta o ürünün avantajlı şartları ile en yüksek mal fazlası varsa ona göre en kârlı satın almasını yapması gerekiyor. Hatta o ürünün muadilini de bulundurması gerekiyor. Yani aslında 7 adet değil, belki 10 adet rafında o üründen bulundurması gerek ki, yok satmasın… Kritik stok dediğimiz unsur o halde eczanenin lokasyonuna göre en az 7 adet ürünün altına inmeden bulundurması gerekiyor. Hayır yedi tane değil, yedi tanenin de üzerinde bulundurması gerekiyor. Yok, sattığınız her ürün bir maliyettir. Peki, stok yönetiminde iki tane kavram var bilmemiz gereken FİFO ve LİFO… Öncelikle bunların açılımı nedir ve bunları bir eczacının nasıl değerlendirmesi gerekir? Açılımı şöyle; FİFO First İn Firs Out (ilk giren ilk çıkar), LİFO Last İn First Out (son giren ilk çıkar). Bu mantığa göre önce yakın miatlıyı eritme yönünde hareket edilmesi gerekmektedir. LİFO çok az bir sektörde ham madde ya da girdisi olan ürünler için enflasyonist dönemlerde kullanılan bir sistemdir. Ve eczacıların her aldığı ürünle ilgili miat kontrolünü yapması gerek. Ürünün miadı yakınsa raftaki konumlandırılması da daha önde olmalıdır. O halde sektörüne göre değişse de, eczacılık sektörüne göre FİFO mutlaka olmalı. Peki, ilaçta fiyat düşmeleri yaşanırken stok yönetimini nasıl yapmalıyız? Nejat Talimciler EDAK Satın Alma Yöneticisi [email protected] Nejat Bey, işletmeler stok yönetimi yapmadan da hayatlarını sürdüremezler mi? veya az stoklu çalışılamaz mı? Belli bir stok dengesi olması gerekiyor. Hiç stok yapmadan hayatlarını sürdüremezler çünkü piyasada sürekli değişkenler var. Bu değişkenler nedir? Mevsim özellikleri devreye girer, firmalardan dolayı satın alma yapılan ürünler olur bunun gibi stok yapmak zorundadırlar. Eczacı evet, fazla stok yapmadan satabileceği ürünü alacak. Ve aldığı her ürünü teknolojinin de katkısıyla ne kadar alacağını ne zaman alması gerektiği bellidir. Peki, az stokla çalışılamaz demiştik, buna bağlı olarak kritik stok miktarı nedir? Nasıl belirlenir kritik stok miktarı? Kritik stok eczacının stok devir hızına bağlı olarak belirlenmesi gerekir. Bu, eczaneye göre değişir, kimi eczane bir ayda stokunu eritir, kimi eczanenin iki aylık bir stok devir hızı vardır. stok devir hızı ürün ba- İlaçta fiyat değişiklikleri son zamanlarda hep pazartesi ve salı günleri uygulanıyor. İlaçların fiyatlarının düşmesi ve artması hangi ürünlere bağlı, özellikle kan ürünleri, özellikli ürünler ve fiyatı yüksek olan ürünlerde uygulanıyor. Pazartesi günü artışlar yaşanıyor, salı günü ise fiyatlar düşüyor… İEGM yayınladığı listeleri biz her sabah kontrol ediyoruz. Bu listeleri eczacılarımızda kontrol edebiliyor. Fiyatı düşmesi beklenen ürünleri bir hafta öncesinden belirlenince, bu ürünler ile ilgili firmalardan gelen kampanyalara dikkat edilmesi ve stok yapılmaması gerekiyor. Stok yönetimi içerisinde bir kavram var; “satış frekansı” ne demektir? Ve bu frekansa göre satın alma nasıl olmalıdır? Satış frekansı o ürünün hangi zamanda ne kadar gittiğidir. Her eczanenin kullandığı bir eczane programı var. Buradaki istatistiklerine baktığınızda hem doğru ürünü teşhis eder. Hem de doğru bir satın alma yapar. Ürünü en az bir aylık kullanımına göre değerlendirmesi gerekir. Eskiden fiyat artışları yaşanırken şimdi fiyat düşüşleri yaşıyoruz. 10 kalem ilacın fiyatı artarken 40 kalem ilacın fiyatı düşüyor. 1 Mayıs’tan itibaren geçerli olacak bir kurum ıskontoları değişiyor. 15 TL üstündeki ürünlerde; yüzde yedi olanlar yüzde dörde, dört olan sıfıra düşüyor. O yüzden bu ürünlerin sayısına baktığımızda 40’a yakın firmanın listesi geldi, internet sitemizde de yayınlayacağız. Aslında bu gizli bir zamdır. 1 Mayıs’tan sonra alacağı her üründe kurum ıskontosu almayacak ve yapmaya- cak. Bu ıskonto oranın da avantajlı duruma geçecek. Peki, bu grup ilaçlarda fiyat düşüşleri olmayacak anlamını taşır mı bu? Hayır, taşımaz. Fiyat düşüşleri ile kurum ıskontoları farklı bir olay. Eczacılık sektöründeki acil ilaç kavramı ile moto-kuryeler ortaya çıktı. Her ilaç acil sayılmalı mıdır sizce? Kritik stok seviyesini eczacımız belirlediği zaman rafında ürün mutlaka bulunacaktır. Ve gelen reçete oranında bu ürünleri karşılayabilir. Ama rafında ürün bulunmadığı zaman eczacı acil şıkkını kullanıyor. Depoların da maliyetleri artmış durumda ve eczacının acil dediği her ürün normalde acil değildir. Bir ağrıkesici mesela… Ama kanser hastası için istenen ürün acildir ve bu ürünlerin aslında acil olmayan ürünler nedeniyle altını çizemiyorsunuz. SECOF ülkelerinde böyle motokuryeler ve acil uygulaması var mı? Motorla sevkiyat diye bir kavram kesinlikle yok. Hatta günde bir defalık sevkiyat var, ikinci sevkiyat bölgesine göre çok nadir. Bir tek Türkiye’de bu uygulama var. Her ürün stok yapılır mı? Her ürün stok yapılmaz. Sirkülasyonu az olan ürünlerin stoğu yapılmaz. Çok olanın stoğu belli hesaplamalara göre yapılır. Az önce sizin yaptığınız günlük, haftalık, aylık satış miktarlarına göre tespit edilerek ürün her zaman o tespit edilen miktar kadar bulundurulur. Hangi ürünler stok yapılmalı? Alırken kazanacağı ürünleri stok yapması ve satış frekansına göre stok yapması gerekir. Şimdi e-reçete uygulaması başladığından beri, eczacı elinde daha avantajlı aldığı ürünle reçeteyi karşılaması mümkün. Bundan önce hasta ilacı yazdırdığında bana bunu vereceksin diyebiliyordu. O nedenle her ürünü stok yapması gerekmiyor. Ayrıca parafarmasötik ürünlerde kampanyalar takip edilerek bunlarda stoğa gidilebilir. Satış sirkülâsyonuna bakarak, oradaki ucuz maliyetli ilaçların stokunu yapmak gerekiyor diyebiliriz? Zaten onu kesin yapması gerek. Ve artık fiyatlar o kadar dibe düştü ki, nerden baksanız Bugün 10 sene öncesinin cirosunu yapar hale geldi eczaneler… Stok maliyeti nedir? Ürünün atıl olarak stokta durduğu süredir. Stok maliyeti eczacımızın eczanesinde kullandığı her türlü birimin elektriğinden suyuna çalışanına kadar kullandığı her türlü gideriyle gelirinin matematiksel oranıdır. Bunu formül olarak şöyle ifade edebiliriz: Stok Devir Hızı = Satılan Mal Maliyeti (SMM)/ Ortalama Envanter Satılan Mal Maliyeti : Bir yıl içinde yapılan satışın toplam maliyeti Ortalama Envanter : Bu değer farklı farklı hesaplanabilir, en bilinen şekli “(Yılbaşı Envanter Değeri + Yıl Sonu Envanter Değeri)/2 formülüdür. Bir diğer şekli ise her ayın belirli bir gününe (ayın başı, sonu, ortası gibi …) ait envanter değerinin bütün yıl için toplanarak 12’ye bölünmesidir. gazeteedak Gündem Özel 21 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Peki, bir eczane için stoksuzluğun bir maliyeti var mı? Yok satıyorsanız zaten en büyük maliyet bu!.. Hasta bekleyecek durumda değil ve eczaneye gelip bir ürünü sorduğunda yok yanıtını alıyorsa, eczane hem itibar kaybediyor, hem para kaybediyor bu nedenle ürünü en azından kritik stok seviyesinde tutmak gerekiyor. Yönetim Kurulu Başkanımızın bir sunumunda bir söylemi vardı pek beğenmiştim… “Savaşta cephane geride değil cephede bulunmalıdır. Biz eczacılar ne yapıyoruz? Cephaneyi depoda tutup, savaşın çetin yerinde cephane bekliyoruz. Bu kabul edilebilir bir şey değildir”. Üstelik bunun sadece eczacı değil, kooperatif içinde bir maliyeti var. Motokurye istemek maliyetlerin yükselmesine ve kooperatifin karlılığının azalmasına neden olmaktadır. Satın alma dediğimizde ilaç ve ilaç dışı sağlık ürünleri dediğimiz parafarmasötik ürünler de girdi eczanelerimize Evet, eskiden 5000-6000 üründen seçim yapmamız gerekirken, bugün sadece ilaç dışı sağlık ürünleri 15 bini geçiyor. Tabi bu 15 bin kalem depo tarafından baktığımızda ortaya çıkıyor. Eczanelerimizde hayat artık parafarmasötiklerde… İlaçtan artık para kazanamıyoruz. Bizimde eczacımıza önerimiz rafın önüne geçmeleri ve İlaç dışı sağlık ürünleri parafarmasötikleri mesleki bilgisi ile bütünleştirerek hastalarına müşterilerine sunması gerekiyor. yani eczanelerimizde doğru zamanda ve miktarda ürün bulundurduğumuzda gereksiz kaynak kullanımını engeller ve tüm sistem için fayda sağlar, verimlilik yaratırız. Stok yönetimi eczacı için neden önemlidir? Bildiğimiz üzere sistem içinde yer alan tüm paydaşlar kendilerine tanımlı alanda aynı kaynakları kullanarak hizmet almaktadırlar. Doğal olarak tüm bileşenlerin doğru stok yönetimi, ait olduğu kurumun ya da grubun verimli çalışmasını sağlar. Bu kazanç netice olarak her ortağın kendisine dönecek olan önemli bir sonuç oluşturur. Onursal Atlı Lojistik Yöneticisi “Her işletmenin stok yönetimi ile ilgili gerçeğinin başka olduğunu bir tespit olarak söylemek mümkün. Yani bu tamamen ne ve nasıl yapmak istediğiniz ile ilgili bir çalışmadır.” Bu gün sizinle stok yönetimi hakkında konuşmak istiyoruz. İlk söz niyetine ne söylersiniz? Her işletmenin stok yönetimi ile ilgili gerçeğinin başka olduğunu bir tespit olarak söylemek mümkün. Yani bu tamamen ne ve nasıl yapmak istediğiniz ile ilgili bir çalışmadır. İşletmelerin stratejileri ne ise, satışları ve alım koşulları o dönem için nasıl sürüyorsa ve tabi ki finansal beklentileri nasıl gerçekleşiyor ise bu parametrelere göre kararlar vermelidirler. Ve eğer piyasa şartlarını siz belirlemiyorsanız bu süreç sürekli değişkenlikler gösterecektir. Bu neden ile her zaman tek bir doğru sonuç çıkmaz. Tüm bu bilgileri bir havuza koyduğunuzda ve belli bir zaman hedefinde ancak optimum stok seviyesini ve verimliliği yakalarsınız. Netice olarak yukarıda da bahsettiğim gibi hem talep edenler ve talebi yaratanlar hem de arz edenler stok yönetimini farklı stratejileri ile çalıştırdığı için sistemdeki tüm paydaşları etkileyen bir sistem oluşmaktadır. Bu süreç sonuçta nihai tüketicinin karar vermesine yol açacak argümanların kullanımı ile yönlendirilmesine kadar gider. Kendi yaptığımız işe döndüğümüzde ise şunu söylemek mümkün. Nihai tüketiciye en yakın noktada “Ben FMCG sektöründen (Hızlı tüketim malları) gelen bir kişiyim. Bu sektör içinde her ürünün stok yönetiminde istenilen optimizasyonunun her zaman sağlanamadığını gördüm.” Ben FMCG sektöründen ( Hızlı tüketim malları ) gelen bir kişiyim. Bu sektör içinde her ürünün stok yönetiminde istenilen optimizasyonunun her zaman sağlanamadığını gördüm. Yine de stabilitenin yüksekliği başarıyı kolaylaştırmaktadır. İlaç sektörü dinamikleri ve insan sağlığı gerçeği açısından diğer kanallardan çok farklı… FMCG sektöründe bir kutu dayanıklı sütün ya da yoğurdun 1 saat gecikmesi önemli bir anlam taşımaz iken, ilacın bir dakika bile gecikmesi hiçbirimizin düşünmek istemediği sonuçları oluşturabilir. Ama bizlerin yapabileceği en önemli şey en azından bu hassasiyete daha az sahip olan ürünlerinden hareket hızı yüksek ve avantaj sağlayanlarında uygulanabilir bir hesaplama yapılabilmektedir. Dönüp baktığınızda pek çok eczane yazılımlarında ya da EDAK portali internet yüzlerinde bu planların yapılabileceği veriler olduğunu biliyorum. Bu planlamayı hep birlikte doğru yapabilirsek hem kaynak kullanımımız efektif olacak hem de sık almak yerine doğru alım yaparak avantajlar yakalayabileceğiz. O zaman şunu çerçeve olarak söyleyebilir miyiz? Her üründe mutlaka stok yönetimi yapılmasına gerek yoktur? Yoktur demek yerine, şöyle ifade etmek daha doğru olacaktır. Öncelikle her ürün için stok yönetimi yapmalıyız. Fakat öyle ürünler vardır ki maliyeti ve ömrü ya da ürün özelliği gereği minimum seviye bulundurduğunuz zaman bile size fayda sağlamaz. Ek maliyetler getirebilir. Ürün atıl kalabilir. Sürekli kontrol İlaçta stok yönetimi biraz problemli olsa da mümkün ama ilaç dışı sağlık ürünlerinde stok yönetimi yapmamak için hiçbir neden yok diyebilir miyiz? Evet, kesinlikle. Eczacının danışmanlık rolü ile birlikte eskiden var olan eczane modeli de değişecektir. İlk olarak eczanelerimizde gerçekleştireceğimiz kategori yönetimi ile bu değişimi başlatabilir ve ilaç dışı sağlık ürünlerine daha fazla yer verebiliriz. Nejat bey verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı? Son söz niyetine şunu söylemek gerekir ki; ortak eczacılarımız kendi belirledikleri belli ürünlerde stok yapmadan kesinlikle kazanamazlar. Eğer kazanmak istiyorlarsa stok yönetimini mutlaka yapmalıdırlar. etmek gerekecektir. Olaya bu çerçeveden bakmak lazım... İşte bu durumlar bizim kurum olarak bulunduğumuz yerde, ortağımıza destek olmamız gereken bir yer. Bu neden ile eczacılarımıza çok ciddi bir misyon da yüklememek gerek bu anlamda. Envanter ne demektir? Stok yönetiminden farklı bir kavram mıdır? Geniş manası ile envanter herhangi bir işletmenin muayyen bir tarihteki varlıkları ile borçlarının sayılması ve değerlenmesi neticesinde bulunan kesin miktar ve kıymetlerin tafsilatlı olarak tespit edilmesi ve gösterilmesidir. Dar manası ile ele alındığında ise envanter, yalnız mal stokunun veya mamul ve yarı mamullerin veya ham madde ve malzemenin sayılarak değerlenmesini ifade eder. Bu neden ile stok yönetimi ile envanter bir birlerinden farklı kavramlardır. Ürün stoğu sürekli hareket eden ve çeşitli mali formlara dönüşen bir konumdadır. Bu neden ile bizim üzerinde durduğumuz kavram stok yönetiminde her ikisinin de birleştiği “İnventory stock control ” diye tabir edilen, tanımda izlenmektedir. Bu stoğu durağan olduğu bir anda finansal değer olarak görmek yerine hareket ettiği her konumda yönetmek anlamına gelir. Stratejik kararlara göre stok yönetiminde oluşturduğunuz malzeme hareketleri ile kendi içinde birim maliyetinde de değişimler olur. Stok gün sayısı, stok devir hızı nedir? Stok gün sayısı; eldeki stoğun, öngörülen kullanım hızına göre tükenme süresi olarak tanımlanmaktadır. Burada kritik terim öngörülen kullanım hızına göre tükenme süresidir. Stok Devir Hızı ise stokların belirli bir dönem içinde kaç defa yenilendiğini gösterir. ( Stok devir hızı =Satılan malın maliyeti / Ortalama stok ) Bu değeri hesaplarken pek çok parametre kullanabilirsiniz. Ürüne yönelik alım şartlarını, ne kadar aldığınız ve ne kadar sürede satacağınızı belirlerken aslında depoda ne kadar zaman tutmanız gerektiğini de belirliyorsunuz. Bu da sizin işletme envanter değerinizi oluşturuyor. Dolayısıyla, stok yönetimi stratejik olarak her zaman değişecek bir parametredir. Literatür olarak baktığınızda, 7 farklı stok gün ve devir hızı hesaplama yöntemi vardır. Her işletme bunlardan en az bir tanesini, hatta bazı durumlarda en az iki üç tanesini birlikte kullanır. Minimum stok seviyesi ürüne yönelik hareket hızı ve talep dalgalanması ile ilgili bir sonuçtur. Doğal ola- 22 Gündem Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ rak bu sonuçta belirlenecek emniyet stok seviyesi ihtiyacın belirme noktası ve şiddeti ile ürün teminindeki zaman ile bağlantılı. Özet ile teslim süresini de dikkate alarak rafta sıfıra düşmeden talep etmeliyiz. Peki, eczacı için bunu söyle tarif edebilir miyiz? Şimdi bahar ayına geldik, önümüzde yaz var. Elimizde kış ilaçları bazılarında farklılaşıyor. Öyleyse eczacı bir önceki dönem yaz ayındaki verilerini, sattığı ürünleri mi baz almalı? Eğer eczanenin bulunduğu yerde, coğrafi ve demografik olarak bir değişiklik olmuyor ise mutlaka aynı dönemdeki eski değerlerine bakması gerekiyor. Eczane aynı yerde, herhangi bir yapılanma yok, hastane, sağlık ocağı vb. bir kurum açılmıyor, insan sayısında bir değişiklik olmuyorsa, çalışma şeklinde ve satışında da semt eczanesi, çarşı eczanesi bir değişiklik olmuyorsa, çok değişim olmadan aynı şekilde satmaya devam edecektir. Tabi eğer orada olağanüstü bir pazarlama katkısı ya da ek çalışma yoksa. Geçen sene aynı dönem verileri içine hedeflenecek sapmaları da ekleyerek hesaplamasında fayda vardır. Stok yönetiminde ölçme ve değerlendirme ne demektir? Değerlendirme kriterleri nelerdir? Yukarıda da bahsettiğim gibi 7 farklı şekilde hesaplayabiliyorsunuz. Sapma yaratacak özel durumları, firma kampanyalarını vb. ek değişkenler olarak üstüne ekleyebiliyorsunuz. Ele alacağınız kriterler basit anlamda; satış, ortalama stok seviyesi ve gün sayısıdır. ( SGS = Gün Sayısı / ( Ortalama Stok Miktarı ya da Stok / Satış Miktarı ) Bu üç değeri istediğiniz yedi farklı şekilde rakamsal olarak yorumlayabilirisiniz. Dikkat etmemiz gereken en önemli kavram gün sayısı. Mali tablolarda envanter değeri için yapılan hesaplar genelde finansman ve mali grup için 30 iş günündendir. Ama stoğa değer değil bir miktar olarak bakar ve hareket hızını hesaplayacaksanız, gerçekte satış gününü baz almanız gerekmektedir. Yani geçmiş döneme baktığımızda kaç gün çalışıyorsunuz o çalışma gününe bölmeniz gerek. Çünkü aktif olarak o gün kadar çalışıyorsunuz. Elinizdeki stok bu satış günü kadar ihtiyacınızı karşılar. Bu stok maliyeti dediğimiz kavramı doğurur herhalde… Evet, bu stok maliyetini ve finansman maliyetini oluşturur. Bazı dönemlerde gerçekten satamayacağımız, satmadığımız bir ürünü de mal fazlası ya da alım iskontosu avantajı nedeniyle almanın faydası olmayabilir. Aslında kar ettiğimizi düşündüğümüz şeyden kar etmiyoruzdur. Tüm bu farkı hesaplarken ürünün satışı beklediği süredeki işletme ve finansman maliyetini de hesaplamak gerekir. Stok yönetimi ile satın almanın ne ilişkisi vardır? Aslında birbirinden çok farklı devam eden süreçler. Satış, Pazarlama ve Dağıtım firmalarında bu süreçleri mutlaka birbirinden ayırırlar. Satın alma, bir ihtiyaç planlaması ile alımlarını oluşturur. MRP’in ( Malzeme İhtiyaç Planı ) amacı, ana alım planı ve mevcut satış kapasitesini de göz önüne alarak daha gerçekçi malzeme ihtiyaç planı elde edebilmektir. Satın alma birimi İşletme ihtiyaçlar ile pazardaki gelecek muhtemel riskleri de takip ederek alım yaparlar. Stok yönetimi ise alınan miktarın gerçekte satılıp satılmadığına, ne kadar sürede ve nerede satılacağına, nerede satılmak istendiğine göre değişen parametreler ile onu besler, çalıştırır ve yönetir. Birbirinden farklı süreçlerdir ama mutlaka birbirlerine değerler ve birbirlerini denetlerler. Stok yönetimi bir bakıma kontrol mekanizması görevi de görür. Orada kastedilen şey az önce bahsettiğiniz satamayacağı ilacı veya ürünü MF’sine kanarak alma hikâyesi bu aslında değil mi? Kesinlikle evet. EDAK bu değerlendirmeleri sürekli yapmaktadır. Alımı yapılan avantajlı ürünün verimsiz olacağı eşik değeri aşmadan uygun satış aktiviteleri ile satışa önerilmesi gerekiyor. Aksi halde yaşlanan bir stok yapısı ile karşılaşırsınız ki bu da stok maliyetinin yanında ürünün kullanım ömrüne yönelik riskleri oluşturur. Belli bir süre önce bu durumu öngöremez ve önlemler almazsanız Dört beş ay sonra ortaya çıkan şey “elimizdeki mallar kaldı, miatları yakın, biz bunları ne yapacağız?” olur. Yani işletme zararı. Dikkat ederseniz iki önemli noktaya temas ettik. Hızlı devreden stoğun planlı ve avantajlı alımı, bir diğer bu alımın stok maliyeti yaratmayacak analizde alımı. Son yıllarda motokurye diye bir kavram çıktı, motokurye ne kadar doğru bir sistem? Eğer özel durumlar için adı üstünde acil durumlarda bu kaynağı kullanırsanız gerçek değerinde tüm paydaşların katkı aldığı bir sistemi oluşturursunuz. O zaman bu noktada acil talep ne demektir onu tanımlamak lazım. Şu anda bizler için acil, eczaneden talep eden kişinin istediği ürünün rafta olmadığı durumdur. Ve ihtiyacın şiddeti o ürünün mali ve sağlık değerinin yüksekliği ile katlanır. Motorlu dağıtım çok acil ve öncelikli olan bir ihtiyacın cevaplanmasıdır. Kaynağı buna göre belirlenmiştir. Ve termini de yoktur. Olabilecek en kısa sürede ihtiyacın teslimi gerekmektedir. Bu noktada EDAK olarak acil talebi belirlenme inisiyatifini eczacımıza bıraktık. Ama beklediğimiz özellikte çalışmıyor. Bazı ürünler var ve ürün hareket hızlarına baktığınızda ( stok yönetimin faydası buradadır ) mutlaka eczane rafında olması gerekiyor. Bu ürünlerin planlı dağıtım ile talep edilmesi doğru olacaktır. Ancak burada bu fonksiyon da çalışmıyor. Bunu biliyoruz. Dolayısıyla bunların ayırt edilebildiği ölçüde bir fayda sağlar. Bu sistemi istenilen verimde çalıştıramazsanız ne motor sayısı yeterli gelir ne de teslimat zamanında istenilen kaliteyi sağlayabilirsiniz. Örneğin bazı şubelerimizde biz acil ile ilgili planlı dağıtım modeli uyguluyoruz. Çünkü talep edilen siparişlerin miktarı acil kodunun dışında ve yüksek hacimli… Bu neden ile Motorlar şubelerden belirlenen rota bazında belli saat aralıkları ile çıkıp standart zamanlarda teslimat yapmaktadır. Dağıtımı yaparken diyoruz ki, gelen her siparişin bir sevk zamanı var, planlı olarak göndeririz. Aslında baktığınız zaman bu acil ürüne yönelik bir teslimat şekli değil. Ancak işletme gerçeğine döndüğünüzde bu bölgelerden hizmet alan ortaklarımız bu çıkışları planlı bir dağıtım olarak düşündükleri için olabilir, önceliği olan ürünlerin dışında olanlar içinde sipariş vermekte ve netice itibari ile hacim olarak çok yüksek ve zaman terminli bir dağıtım oluşmaktadır. Motokurye dediğimiz zaman ek maliyet getirdiği malum… Elbette. Kullandığınız motorun ihtiyacını ve sayısını asla tam belirleyemiyorsunuz. Sipariş dalgalanmasına göre değişiyor. Bazen öyle bir zaman geliyor ki, tahsis edilen sayının 2 katı motor az gelebiliyor. Bir bakıyorsunuz ertesi gün aynı zamanda hiçbir parametre değişikliği yok yarısı bile fazla. Talep edilen acil siparişteki ürün içeriği kullanılan motorun verimli çalışmasını etkiliyor. Sipariş içeriğinde doğru hacim motorun tek seferde uğrama noktasını arttırıyor ve ulaşımı kısaltıyor. Sıklıkla yaşadığımız bir durum, motorun tek başına bir eczaneye acil için gitmesidir. Elinizdeki tüm kaynağı bir anda tüketiyor. Bu şekilde kaynağı anlatılan içerikte ve özellikte kullanmak, diğer ortaklarımızın önceliğini de alır bir sonuç çıkarır ki bu en kötüsüdür. Çok nadiren ihtiyaç olduğunda, gerçek anlamda ve değerde acil talep eden eczacılarımızdan bizim en çok aldığımız şikâyet budur; “Ben sadece gerektiğinde alıyorum, günde 2-3 seferi geçmiyorum ve bu hizmeti alamıyorum” diyerek veryansın etmeleri normaldir. Ve tüm üyelerimize sunduğumuz bir hizmet değil bu… Bunu biraz açar mısınız? Tabi, biz motokurye hizmetini sadece şehir içinde bu hizmeti alabilecek yakındaki aidiyette olan eczacılarımıza sunabiliyoruz. Ama onun dışında şehir dışındaki eczacılarımız günde planlı iki sevkiyatla en fazla üç sevkiyatla gününü idare ettirebiliyorlar. Şehir içindeki eczacılarımıza gün içinde planlı üç sevkiyat ve bunun üzerine ortalamada 7-8 defa da acil hizmeti verdiğimizde uğrama sayısı artıyor. Satış Lojistik maliyetlerimizin yüzde 42’si motokurye giderleri oluşturur ki bu değere baktığınızda oldukça yüksektir. Dolayısıyla bunun biraz olsun azalması hem maliyet hem de hizmet kalitesi açısından önemli katkılar sağlıyor. Kuruma çok ciddi bir artı sunuyor. Planlı sevkiyat daha ucuzdur. Biz elimizden geldiğince ortaklarımızı bu modele yönlendirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da siparişleri ertesi güne acaba kaydırabilir miyiz diye hesaplamamız da bundan ileri geliyor. Bu yüzden eczacılarımıza stok yönetiminin önemini anlatıyoruz. Bazı ürün gruplarında en azından çok hareket görenlerde bunu yaparsanız siz bu işletmeye ve diğer paydaşlarınıza çok önemli bir kaynak aktaracaksınız, çok önemli bir planlama sağlayacaksınız diye söylememizin sebebi budur. Bunu yapamadığımız, sermaye açısından yapamayacak eczacılarımızın olduğunu da biliyoruz. Ama bu hepimize dönecek bir değer oluşturacaktır. Bir örnek vereyim; şehir içinde motokurye hizmeti alan eczacılarımızın % 25’i alımlarının % 85 ve üstünü acil olarak motor ile cep şubelerden talep ediyorlar. Bu çok önemli bir dengedir. Kutu sayılarının ve hacmin yüksekliğinden bahsediyorum. Bu o motorun çıktığı zaman beş altı eczaneye uğrayabilecekken sadece iki eczaneye uğrayıp gelmesi demektir. Biz o motorun içine bir tane daha acil eczane siparişi koyabilsek, herkesin istediğini bir zamanda ve doğru şekilde iş yapmış olacağız. Son olarak stok yönetimi ile ilgili şunu sormak istiyorum. İlaçta stok yönetimi zor görünüyor. İlaç fiyat düşüşleri nedeniyle ama parafarmasötik ürünlerde stok yapmak için hiçbir neden yok diyebilir miyiz? Hiçbir neden yok. Hem ihtiyacın karşılanma süresine, talebin geldiği yönteme ve maliyetine baktığınızda stok yapmamak için hiçbir neden yok. Hatta ilaçta da bazı ürünlerde tamamı değil yüzde kırka yakın bir kısmı da biraz daha kontrol edilebilir görülüyor. Bize ayırdığınız vakit için teşekkür ederiz. Son söz niyetine ne söylemek istersiniz? Stok yönetimi bir işletmenin can damarıdır. Sonuçları hemen hissedilmez. Bir planlama ve öngörüdür. Ancak yapılmadığında telafi edilemeyecek sonuçlar çıkabilir ve bazı durumlarda çok geç kalınmış olabilir. Herkese iyi günler dilerim. gazeteedak Stok Yönetimi Üzerine Gündem Özel 23 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Stokdevir hızı: Satışlar(maliyet bedeli) Stoklar İşletmelerde bu stok devir hızının yılda en az 1 den fazla olması istenir. Eczanelerde ise ortalama stok devir hızının yılda en az altı, ideal olarak da 12 olması rantabıldır. Ecz. N. Sarp Yaklav / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi “Burada anlattıklarımı yeterli görmesem de, bundan ötesi artık iktisat biliminin sınırlarına girer.” EDAK ana sayfasında eczane işletmeciliği üzerine daha önceleri yazdığım yazıların bir bölümünde stok ve stok yönetimi üzerine açıklamalarda bulunup bununla ilgili özet bilgiler vermiştim. Eczane işletmelerinde stok yönetimini tekrar irdelemeye kalkarsak önce stok tarifinden başlamak gerekir. Stok: Emtia (mal) envanteri demektir. Bunu açarsak eczanenin gelecekte satmak üzere elinde bulundurduğu ilaç, itriyat, kozmetik, parfümeri, parafarmasi ürünleri gibi tüm ürünlerin tamamına stok denilmektedir. Bu stok’un rasyonel bir şekilde, talebe göre arzı sunmada tıkanıklık yapmayacak şekilde denge kurmak amacıyla yapılan planlama, örgütleme ve kontrol işlemlerinin tümüne stok yönetimi denilmektedir. Eczanelerde ve işletmelerde stok’un çeşitli kontrol yöntemleri vardır, bunları sıraya koyarsak; a) Gözle kontrol yöntemi b) Çift kutu yöntemi c) ABC analizi d) Sürekli gözden geçirilen yöntem(sabit miktar yöntemi) e) Periyodik gözden geçirilen yöntem(sabit aralık yöntemi) f) Maximum-minumum yöntemi diye adlandırılmaktadır. Stok bulundurma maliyetine gelince: Malın stokta durduğu süre zarfında malın maliyetine kira, elektrik, sigorta, vergi, personel ücreti, bozulma, kırılma vs. gibi ilavesi ile bu dönem zarfında stoğa bağlanan sermayenin de getiri maliyetinin eklenmesi ile oluşan değerdir. Yani formüle edersek; Stokta bulundurma maliyeti = stoktaki malın alış maliyeti + isabet eden giderler + sermaye (finans) maliyeti getirisi diye açıklayabiliriz. Yine açıklanması gereken tariflerden bir tanesi de stok devir hızıdır. Örneklersek; -En yüksek stok düzeyi=bir seferde sipariş edilen miktar=X -Ortalama stok düzeyi=X/2 -Birim stokta bulundurma maliyeti=E -Malın satın alma fiyatı=P -Satın alma fiyatı üzerinden stokta bulundurma maliyet yüzdesi=Z Yıllık ortalama stok seviyesi: Sene başı stok+sene sonu stok 2 Stokta bulundurma maliyeti; X * E = X * P*Z 2 2 olarak hesaplanır. Aylık satış cirosunun bu rakamın üzerinde olması istenir. Birim stokta bulundurma maliyeti (E)=P*Z şeklinde hesaplanır. Bu yaptığımız tariflerden sonra iyi bir stok yönetimi uygulamak için belirlenen kriterleri kapsayan birçok eczane ve stok yönetim programları bilişim sektöründe oluşturulmuş ve stok yönetimi takip edilebilir hale getirilmiştir. Bu stok yönetimini iyi uygulayabilmek için gerekli olanlar şunlardır: -İyi bir eczane veya stok yönetim programına sahip olmak -Stok devir hızı yüksek mallara stoku yöneltmek, bunun için sıkı bir stok kontrolü yapmak -Satın alınan mallarda miat kontrolüne dikkat edip yakın miatlı malları stok’a sokmamak iade etmek -Stokları satışa sunarken FİFO yöntemi uygulamak (stok’a ilk giren ilk çıkar yöntemi) -Malların asgari stok seviyelerinin tespitini yaparak ona göre mal çeşidini sınıflandırmak ve arzı dengelemek -Eczanenizde stok kontrol yöntemlerinde saydığımız sınıflandırmadaki a,c,d,e,f yöntemlerinden birisini veya birkaçını birlikte uygulayarak yılda en az iki defa fiili stok sayımı yapmak (yılda bir kez muhakkak yapılmalı) Eczaneler için stok kontrol yöntemlerinden en uygun olanı A B C yöntemi olarak gözükmektedir. A B C analizi: stokta bulunan kalemlerin toplam envanter içindeki kümülatif yüzdelerine göre sınıflandırılmasından ibarettir.(A-B) Yüksek değerli A-B grubu kalemlerden (ilaç için 4. ve 5. kademe)az miktarda bulundurmak ancak kontrolünü sıklaştırmak doğru ve ayrıntılı kayıtlar tutmak gerekir. Stok düzeyini sürekli izlemeye, sayımları sık sık yapmaya, sipariş miktarı ve sıklığına önem göstermek gereklidir. Düşük değerli C kalemlerinden sermayeye göre yeterli miktarda bulundurmalı, kontrol, kayıt ve sipariş sistemi biraz daha basit tutulmalı ki sık sık gözden geçirmeye ve sık sipariş işlemlerine gerek kalmasın. A B C analizi ile büyük harcama gerektiren malları dikkatli seçmek, böylece A grubunun stok değerlerini düşünerek stok maliyetini azaltmak amaçlanır. Bazen C kalemlerinin yokluğu oluşursa bu yok kalemler B ve A grubuna dahil edilerek takip edilir. Bütün bu stok kontrol yöntemlerinin işleyiş şekilleri iktisat biliminde formüle edilmiş, pozitif bir hesaplama şekline getirilerek açıklanmıştır. Bütün bu açıklamalardan sonra eczanelerimizde stok yönetimi üzerine yapmamız gerekenleri özetlersek; - SGK(sut-but) mevzuatını iyi takip etmek, mesleki bilgilerimizi ve ürün bilgi dağarcığımızı genişletip devamlı güncellemek - Sıkı bir ürün takibi yapmak - Bilgi işlem kapasitemizi (donanım, yazılım) arttırmak, rantabl kullanmak - Arzımızı stok devir hızı yüksek mallara yönlendirip, stok devir hızı düşük malları bulundurmaktan kaçınmak - Giderimizi iyi kontrol etmek (stok maliyetini arttırır) - Sıkı bir finans takibi yapmak - Sık sık miat kontrolü yapmak gerekir. Burada anlatmaya çalıştığım stok yönetimi üzerine yapılan açıklamalar ve bilgiler tarafımdan yeterli görülmemekle birlikte, bundan ötesi artık iktisat bilimini ilgilendirdiğinden satırlarıma burada son vermek hâsıl olmuştur. Esen kalın! 24 gazeteedak Eczanede Satışı Artırmanın Yolları Gündem Özel E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Murat Selçuk / [email protected] Amacım eczaneden alışveriş yapılabileceğine inanmanız! Bunu söylediğim tüm eczacılar bana şu karşı tezle geliyorlar: Ama biz marketlerle rekabet edemiyoruz ki… Bende onlara şöyle diyorum: Rekabet etmenize gerek yok zaten en ucuz sizsiniz! Ayrıca tüketici size güveniyor ve sizden alışveriş yapmak istiyor¹ keticiye değer katan, fayda katan ürünlerin bir listesini çıkarmalısınız. Çünkü her ürün satış için uygun değildir. Öncelikle “hedef ürünler” çıkarıp onlara neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Örneğin bir güçlü içerikli şampuan çok uygun bir hedef ürünken çok tercih edilen bir grip ilacı pazarlama için uygun olmayacaktır. Ayrıca çoğu firma pekte işe yaramayan ürünleri için sizlere oldukça popüler ticari avantajlar önerebilir ve bunları müşterilerinize yansıtmanızı isteyebilirler. Unutmayın! Eczacı halk sağlığı danışmanıdır ve tavsiye ettiğiniz ürünler olumlu ya da olumsuz sizin kimliğinize, eczanenize etiketlenir. Eczane içi pazarlamada da temel amacımız halka sağlığına olumlu etkisi olan güçlü ürünlerle çalışmak olmalıdır; beşeri ilaçlarla değil diğer alanlarda ticari pazarlama yöntemlerini kullanmalıyız. Hedef ürünler çıkarırken birkaç özel tanımlı ürünler almak işe yarayacaktır. Bunları; Havuç ürün, avantajlı ürün ve endikasyon ürünleri olarak ayırabiliriz. Eczanede satış nasıl yapılır? Eczane de satış yöntemlerini kullanmadan önce tü- Temelde hedeflediğiniz kutu veya ürün adedine göre kendinize “smart” hedefler koymalısınız. Smart hedefler pazarlamak istediğiniz ürüne yol haritanızı açacaktır. Sonrasında belirlediğiniz ürün(ler) için tedarikçinizden aldığınız ticari olanakları kendi belirlediğiniz ticari şartlarla birleştirmelisiniz. Belirleyeceğiniz bu satış yönetim planına bir de personel ödül olanağını da ekleyebilirseniz hızlı satışa geçebilirsiniz. Elbette bu sistem her ürün için geçerli değildir. Ayrıca stok durumu bu ürünler için yapacağınız kampanya planı süresince satabileceğiniz hedef değerlerdir. Yani stok, kampanyanın kendisidir. Cironuzu üçe katlamak mümkün… Küçük bir örnek yapalım. Örneğin, siz ayda 10 adet şampuan satan bir eczane olun ama hedefimiz aynı şampuandan ayda 250 adet satmak olsun. Satabilir misiniz? Sorunun cevabı kocaman bir EVET! Bu şampuan için tüketiciye “3 al iki öde” şeklinde kofreli bir kampanya planlamanız ve personelinize hedef+ödül vermeniz yeterli olacaktır. O zaman 250 adet, bir anda 50 kofreye düşüverir. İki teknisyeniniz varsa her birinin hedefi 25’er adet kofre satmak olabilir. Yani aşağı yukarı günde bir kofre satış… Zor mu? Bence hiç zor değil çünkü bu örnek daha önce gerçek oldu… Konuyu detaylandırırsak: Satın alma kararlarının % 60’ı raf önünde ve o anda oluşuyor.² Bugünlerde sayısı 7P’ye çıksa da pazarlamanın değişmeyen 4P kuralı: Product (Ürün), Price (Fiyat), Promotion (Promosyon) ve Place (Yer)dir. Kural basittir; hangi ürünü, ne fiyatla, nasıl bir tanıtımla nerede satacağınızı tarif etmenizi ister. Eczane’de etkili ve sürdürülebilir bir ticari faaliyet için bu 4P kuralı etkin uygulanmalı ve değerlendirilmelidir. Ticari pazarlamada zaten bu değerler üzerinden hareket ederek çalışır. Eczanede ticari pazarlama aslında yeni bir kavram değil. Beşeri ilaç üreticileri bile sık sık basit ticari kampanyalar yapıp mal fazlaları ile eczacıya ticari faydalar sunuyorlar. İlaç dışı, besin destek, dermokozmetik vb. diğer alanlarda ise bu faaliyetler çok daha etkin uygulamalarla ilerliyor. Bazı firmalar cilt bakımı bazı firmalar karbonmonoksit ölçümü bazıları ise beden kitle endeksi vb. çalışmaları ile tüketiciye ulaşmaya çalışıyorlar. Bunlarla birlikte özellikle dermokozmetikte yapılan kofre, bundel (iki ya da birkaç ürünün bir arada sunulması) gibi uygulamalar ile yine “2 al bir öde” veya “yılbaşına özel +4 taksit” vb. ticari pazarlama yöntemleri kurgulanmakta. Ticari pazarlama ister markette isterse eczanede olsun tüketiciye alternatif alış imkanları yarattığından dolayı çok etkili bir çalışma yöntemidir. Öyle ki tüketici satın alma refleksi çoğu zaman planlı hareket etmez. Satın alma kararlarının % 60’ının raf önünde ve o anda oluştuğunu düşünüp, özellikle eczaneye reçetesini yaptırmaya gelen hastaların %80’inin de eczanede en az 5 dakika geçirdiğini varsayarsak; tüketicinin bu zaman diliminde alışveriş etmemesi için hiç bir neden yoktur. Çünkü eczane sadece ilaç satılan bir yer değildir ve tüketici, sağlığını ilgilendiren birçok ürünü eczacısına ya da sağlık teknisyenine danışarak güvenle alabilir. bitirmek olmalıdır. Ya da kış aylarına girmeden bağışıklık artırıcı ürünler için başka bir promosyonlu bir kampanya planlayabilirsiniz. Firmadan gelenler: 200 adet şampuan + 50 adet kampanya MF’sı + vitrin folyo çalışması + fotoblok. Olsun. Sizin yapabilecekleriniz: Kofre çalışması, personel ödül sistemi, banka ekstra taksit, display kampanya mesajları ve fiyat etiket çalışması, raf bandı vb… olsun Havuç ürünler, perakende fiyatı genellikle 10 TL’ye kadar olan ürünler veya fiyatı daha yüksek olup rekabette öne çıkacağımız ürünler olarak adlandırılır. Örneğin diş macunları, bebek mamaları, şampuanlar vb. olabilir… Avantajlı ürünler ise fiyatı 20 TL’ye kadar olan kofreli ve/veya hediyeli promosyonlu özel indirimli ürünlerdir. Örneğin: ikincisi bedava diş macunu kofresi, hediyeli cilt bakım ürünü vb. olabilir… Endikasyon ürünlerine gelince, her kategoriden özel endikasyonlu ve soruna çözüm olacak ürünler düşünülüp, planlanarak alınmalıdır. Örneğin: Çocuklar için yutulabilir diş macunu, akneli ciltlere özel temizleyici, ayak kokusu önleyici sprey vb. olabilir… Tüm bunları yıllık plan dahilinde bir kampanya planı ile çalışmalısınız. Örneğin yılbaşı, sevgililer günü, sigarayı bırakma günü, her ayın son haftası, her cumartesi vb. zamanlara özel çalışmalar planlayıp ayrıca mevsimsel olarak da satış avantaj uygulamaları yapabilirsiniz. Mesela yaz dönemine gireceğimiz şu sıralar, almış olduğunuz güneş koruyucuları iskontolu hızlı bir ticari pazarlama strateji ile avantaja dönüştürebilirsiniz. Örnek plan şöyle olabilir: Mayıs ayında standart bir fiyatla ürünü satışa çıkarmak, Haziran ayında 1.kampanyayı planlamak, Temmuzda 2.kampanya ve son olarak Ağustosta vurucu kampanya ile ürünü Hesap kitap: Kolaylık için maliyet ve satışları tüm vergilerden arındırdığımızı düşünelim… Bu şampuanın perakende satış fiyatının 35 TL, Fatura bedelimizin çıplak olarak 5.000 TL ve birim şampuan gazeteedak Gündem Özel 25 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ • Kofre • Tanıtım • Anket/Ölçüm/Özel gün vb. • Kupon • Çekiliş • Ödül / puan • Geri ödeme / iade • Garanti • Deneme süresi maliyetinin de 25 TL olduğunu varsayalım. MF’yi de katarsak birim maliyetimizi 20.00 TL’ye çekebiliriz. Personelimizin de satışı takip etmesi ve yönetmesi için her kofre başına 2 lira verdiğimizi düşünelim. Bu şampuan için tüketiciye “3 al iki öde” şeklinde kofreli bir kampanya planlarsak hesabımız şöyle olurdu: Satış fiyatı: 35 TL x 2 adet şampuan=70 TL Kofre birim maliyet: 20 TL x 3 adet= 60 TL Kofre başına personel ödülü: 2 TL Kofre başına brim kar: 8 TL Toplam eczane karı: 50 kofre x 8 TL = 400 TL Tüketici karı: 35 TL Tüketici algısı bu pazarlama operasyonunda şöyle çalışır: “105 lira eden 3 ürünü 70 liraya alabilirim…” Super! Bu hesaptan önce toplam 250 adet şampuanı eczane normal fiyatından satarsa belki çok daha fazla kar elde edilebileceğini aşikar; ancak bunu hangi zaman aralığında satacağı önemli. Belki 3 ay belki bir sene… Ticari pazarlama ile bundan çok daha kısa sürede hızlı satışlar yapmak olası. Daha az kar edildiği gibi bir düşünce ise bizi çok doğru bir hesaba götürmüyor. Hesap, tamamen kaç tane ürünü ne kadar bir fiyata ve ne kadar zaman içinde sattığınızla doğru orantılı. Üstelik tüketici yararına kendimize de sadık müşteriler yaratmak adına bu yöntem eczane için olmazsa olmazlardan… Unutmayın! En Smart Hedef Ölçümleme iyi pazarlama yöntemi kulaktan kulağa olandır… Ayrıca eczanede satışı artırmanın yolu bir tane değildir… Eczane İçi Pazarlama Enstrümanları • Kredi kartı • Sadakat kartı • Kampanya • MF indirimi • İskonto • % indirim • Vade, taksit • Peşin ödeme avantajı • Promosyon • Bundle Stok Yönetimi Hakkında… Ecz. Deniz Çetin/ Deniz Eczanesi- Milas/Muğla 3 ayda eritemeyeceğim ürünleri almıyorum Ortalama 3 aylık stokla ürün alıyorum. 3 ay da eritemeyeceğim ürünleri almıyorum. Ama özellikle medikal ürünlerde miat problemi olmadığından daha fazla alabiliriz. Bu ürünleri daha uzun vadeli alabiliyorum. Benim bulunduğum bölgede ilaç dışı sağlık ürünleri ve medikal satan yer olmadığı için bölgenin tamamını biz karşılıyoruz ama çok fazla stoklu çalışmıyorum. Ecz. Ertan Akkuzu Nazilli-Aydın ve Saha Yönetmeni Özgür Yılmaz Birlikten güç doğar Stok yönetimi yapıyorum. İki aylık periyodlar ile çalışıyorum. Ne alacağımızı bilerek Merhaba Yaz satış etkinliğine geldim. Eczane programlarından stok durumumu ve hangi üründen ne kadar almam gerektiğini görüyorum. Bu etkinliğinde bize çok faydası oluyor. Arkadaşlara tavsiyem birlikte olduk mu daha güçlü oluyoruz. Daha fazla bir arada olalım ortak hareket edelim. Teşekkürler. S.M.A.R.T. İngilizce sözcüklerin bas harflerinden oluşmaktadır. Buna göre bir hedef, Spesific – Açıkça tanımlanmış, belirlenmiş Measurable / ölçülebilir Achievable / ulaşılabilir Relevant / hedefle ilgili, bağlantılı Timely / zamanı belli olmalıdır. Hedef Ürünler İçin Notlar • Her ay 20 civarında ürün belirleyin • Her kategoriden ürünler olmasına dikkat edin • Teknisyenlerinizle birlikte kararlaştırın • Ürünlere kampanya planlayın • Ödül koyun… Dip notlar: 1-Edak eczaneler araştırması 2011 2-Tüketici eğilimleri araştırması 2010 Ne Dediler? Kevser Dede / Canan Eczanesi - Eczacı Teknisyeni 6 aylık stok yapıyoruz ve İlaç dışı sağlık ürünleri stoğumuz da oldukça yer tutuyor Merhaba, 10 senedir İzmir Çeşme’de bulunan Canan Eczanesi’nde eczacı teknisyeni olarak çalışıyorum. Merhaba Yaz Satış Etkinliğini sürekli takip ediyoruz. Eczanemiz turizm eczanesi ve o nedenle stoklarımız en az altı aylık oranlarda düşünülerek alımları yapılıyor. Satamayacağımız ürünü almıyoruz. Ve turizm bölgesi olduğu için eczanemizde ilaç kadar ilaç dışı sağlık ürünlerine de oldukça yer veriyoruz. Bu ürünlerin görsel sunumu da çok önemli. Bu anlamda eczanemiz görsel olarak da müşterilerimize hastalarımıza hitap ediyor. Bu ürünlerin detaylı bilgilendirmesi ile sunumunu yapıyoruz. Eczacı Canan Hanımın bize verdiği eğitimler ve ürünler ile ilgili firma yetkililerinin ve tabi ki EDAK saha yönetmeni Bahadır Güz ve İlaç dışı ürünler elemanı Zafer İşel’in bu ürünler ile ilgili bilgilendirmeleri ile bilgilerimizi sürekli güncelliyoruz. Böyle bir etkinlik düzenlediğiniz için EDAK’ a teşekkür ediyoruz. 26 Mesleğin Dışında gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Gazeteedak’ta “mesleğin dışında” köşemiz ile eczacılık mesleğinin dışındaki uğraşılarınıza yer veriyoruz. Geçtiğimiz sayılarda adını koymadan yaptığımız bu sohbetlere ve yazılara şimdi Gazeteedak yayın komisyonu üyesi eczacı Hüsnü Kaya’dan gelen öneri ile “mesleğin dışında” başlığıyla yer bulduk… Beğeneceğinizi umduğumuz bu başlık ile “Sizin hayatınızın ek’i (ing:atachment) nedir?” diyerek sizlerin de mesleğin dışındaki uğraşlarınıza hobilerinize yer vermeyi diliyoruz. Köşemizin adı konulur konulmaz ilk resmi konuğumuz ise ebru sanatı’nı bizlere yaptığı birbirinden güzel eserler ile anlatan Manisa Turgutlu’da Yedi Eylül Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan Eczacı Seval Berberoğlu Ünlüerler oldu. Keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz. Ebru Sanatı Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu olan Ecz. Seval Berberoğlu Ünlüerler aslen İzmirli ancak meslektaşı Ecz. Uğur Ünlüerler ile olan evliliği nedeniyle Turgutlu’da yaşıyor, İTÜ Endüstri Mühendisliğini bu sene kazanan Türker Oğuz ve 6. Sınıfa giden Yağız olmak üzere iki tane dünya yakışıklısı oğlu ve Şanslı isimli bir de dünya şanslısı kedisi var. 2003 yılından beri resimle başlayan sanatla ilişkisini son dört yıldır ebru sanatı ile pekiştiriyor. Eczanesinin arka tarafında düzenlediği atölyesi ile hem mesleğinden uzaklaşmadan kendine yeni bir yaşam alanı yaratan Ünlüerler, aynı zamanda mesleki örgütlerde de yer alıyor. Havanın değişkenliğinin üstünde olduğu soğuk ve lodoslu bir günde, Üye Halkla İlişkiler Müdürü Sevgi Elibüyük ile beraber, Turgutlu’ya doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1 saat süren yolculuğumuzun ardından Seval Hanımın eczanesinde alıyoruz soluğu. Eczacı Seval Hanımın Eczanesi Turgutlu’nun işlek caddelerinden birinde yer alıyor. Eczanesinde göz gezdirirken duvarlarda birçok ebru sanatı eserlerinin yer aldığını görüyoruz. Ama en çok ilgimizi “Atatürk” eseri çekiyor. Atatürk silüetinin, ebru uygulaması yaparken önce mavi zemin ebrusu ve kuruduktan sonra üzerine AKKASE EBRU yöntemiyle ikinci ebru yapılarak ortaya çıktığını öğreniyoruz. Gerçekten de paha biçilmez bir tablo olarak karşımızda Ulu Önderimiz “Atatürk” tüm gerçekliğiyle duruyor. Bu anı ölümsüzleştirmek için hemen deklanşöre basıyorum. Bu arada eczane kalabalıklaşıyor. Yedi Eylül Eczanesinin sadık bir hasta/ misafir kitlesi var diyebiliriz. Küçük yerde yaşamanın artılarından eczaneye gelen herkes eczacı Seval Hanımı tanıyor ve bizim moda çekimi gibi süren fotoğraf çekimlerimize ve mesleğin dışındaki söyleşimize de katkı da bulunuyorlar. Eczacı Seval Hanım hastaları/misafirleriyle ilgilendikten sonra eczanesinin arka tarafındaki atölyeye geçiyoruz. Ve eczanedeki / atölye’deki ebru çalışmalarını ve 2003 yılından beri uğraşı olan ebru Sanatı’nın öyküsünü onun ağzından dinliyoruz. Dalgalı Ebru Önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İzmir doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi İzmir’de liseyi Denizli lisesinde bitirdim. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. Halen Manisa Turgutlu ilçesinde serbest eczacılık yapmaktayım. Eşimde eczacı ve 2 oğlum var. Manisa’da 4 yıl Manisa Eczacı Odası Denetleme Kurulu’nda görev aldım ve son üç yıldır Haysiyet Divanı üyesiyim. Aynı zamanda Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu Üyeliğim de bir yıldır devam ediyor. Resim ve ebru çalışmalarınız nasıl başladı? Resim maceram 2003 yılında kara kalem ve pastel çalışmaları ile başladı, 6-7 yıl sürdü. 2010 yılında Ebru’ya başladım. Klasik ebru çalışıyorum. Resim yaparken biri Manisa’da, diğeri Ankara’da, 4’ü de Turgutlu’da olmak üzere toplam 6 karma resim sergisine katıldım. 2010 yılında da karma ebru sergisine katıldım. Ebru sanatı nedir? Nasıl yapılıyor? Ebru’nun geçmişi 15. Yüzyıla kadar dayanıyor ne zaman ve nasıl çıktığına dair kesin bir kayıt bulunmamakla birlikte bu sanatın doğu ülkelerine has bir süsleme sanatı olduğu düşünülüyor. Ama bu yüzyılda başladığı ve ilk defa ciltçilikte kullanıldığını biliyoruz. Bazı kaynaklara göre ilk olarak Hindistan’da ortaya çıktığı söylenir. Bazı kaynaklara göre de Türkistan’daki Buhara kentinde doğmuş, İran yoluyla Osmanlılar’a geçmiştir. Tarihimizde bilinen kayıtlı en eski ebru 1519 yılına aittir. Ebru’nun kısaca EBR-İ bulutumsu veya ebru ( hare gibi damarlı ) gibi kelime anlamları vardır. Batıda ebru “Türk kağıdı” ya da “mermer kağıt” olarak da adlandırılmaktadır. Özetle Ebru, yoğun kıvamlı bir su üzerinde kökboyaların yüzdürülerek ve çeşitli şekiller verilerek yapılan eski bir Osmanlı sanatıdır. Su üzerinde boyaların yüzmesini büyük baş hayvan ödü ile gerçekleştiriyoruz. Fırçalar gül dalına sarılmış, at kılından yapılarak kullanılır. Ebru Çeşitleri; Ecz. Seval Berberoğlu Ünlüerler Gül, Papatya) ve Dalgalı ebru’dan oluşuyor. Çiçekli Ebrularda Allah adını lale, Muhammed adını karanfil temsil eder. Ebru yapılırken boyalar kıvamlı suya atılır şekil verilir ve kâğıt üzerine çekilerek kurutu Battal ebru, Gel git ebrusu, Şal ebrusu, Taraklı ebru, Tavusi ebru, Bülbülyuvası, Akkase ebru, Hatip ebrusu, Çiçekli ebrular ( Lale, Karanfil, Menekşe, Sümbül, Battal Ebru Dalgalı Zemin Üzerine Lale Ebrusu Meslektaşlarınıza mesajınız? Mutlaka bir hobi edinin ve mümkünse sanatla uğraşın derim… Bu güzel eserler ve verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. gazeteedak Tahlillerin Dili 27 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Hastalar doktorlarına çok detayını soramadığı tahlillerini en ince ayrıntısına kadar eczacılarına sorarlar. Peki, ne der tahlillerin dili? Ve Aslında hastanız size ne sorar? Bu konuda Manisa Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Spina Bfida Derneği Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Cevval Ulman’ın yazısına yer veriyoruz. Sayın Ulman’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz. lişir. Toplumdaki şeker hastalarının %10 kadarı tip1 şeker hastasıdır. Tip2 (İnsüline bağımlı değil): İnsülin var ama işlevi bozuktur. Genetik geçişli, aileseldir. Genellikle geç yaşta başlar (>40yaş), hastaların çoğu şişmandır. Şeker hastalarının %80-90’ı tip2 şeker hastasıdır. Şeker hastalığı tanısı, 75 gr’lık bir glikoz tolerans testi(GTT) sonucunda 2.saatte 200mg veya üstü olursa ve herhangi bir saatte 200mg/dl geçen bir değer varsa konur. 2.saatte 140-200 mg arası bir değer elde edilirse bozulmuş glikoz toleransı denir. Hasta takibe alınır. Gebelik şekeri tanısı ise, çok riskli ve orta riskli gebeliklerde 75 gr Glikoz tolerans testi adıyla gebeliğin 21-28. haftalarında yapılan bir tarama testidir. Açlıkta 95 mg/dl, 1. Saat kan şekeri %180 mg/dl üstü bulunursa veya 2. Saat kan şekeri 155 mg/dl üzerinde bulunursa Amerikan diyabet derneğinin önerilerine göre gebelik şekeri tanısı konur. Gebelik şekeri olduğunda bebek ölümleri, gebelik problemleri, bu annelerde daha sık görülür. Yakın takip gerekir. HOMA İndeks İnsülin rezistansı (İR) homeostasis model assessment (HOMA) yöntemiyle hesaplanır. Prof. Dr. Cevval Ulman Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, Manisa Bu yazı eczacılara halktan gelen sorulara cevap verebilmeleri için düzenlenen toplantılarda konuşulanlardan yola çıkılarak yazılmıştır. Kan Tahlili ne zaman yapılmalıdır? Kan tahlillerinin gece saat 10.00dan sonra hiçbir şey yiyip içmeden AÇ olarak sabah 8:00-10:00 saatleri arasında yapılması önerilmektedir. Açlık kan şekeri 10-16 saatlik açlık sonrası sabah bakılan açlık kan şekeri düzeyidir. Normali %70-100 mg /dl’dir. Diyabet hastalığı tanısı Amerikan Diyabet Derneğinin kurallarına göre 3 şekilde konabilir 1.Açlık kan şekeri> %128 mg/dl üzerinde bulunduysa veya 2.Herhangi bir zamanda AÇ veya tokken kan glukoz değerinin >200 mg/dl bulunması ve yanında klasik diyabet semptomlarından idrar miktarı artışı, susama hissi ve sebebi bilinmeyen kilo kaybı ile birlikte bulunması veya 3. 75 gramlık oral glukoz testinde 2. Saat örneğinde kan glukozu >200 mg/dl ise yine tanı konur. Bu üç kriterden birinin varlığında yanında hiperglisemi veya metabolik semdrom bulguları yoksa başka bir gün açlık kan şekeri testinin tekrarı ve yine >128md/dl bulunduğunda tanı kesinleşmiş olur. Şeker hastalığı iki tiptir. Tip 1(İnsüline bağımlı): İnsülin yetersizliği ile karakterizedir. Pankreas beta hücreleri hasarı sonucu ge- HOMA-indeks=Açlık kan şekeri (mg/dl) X İmmünoreaktif insülin (µU/ml)/405. Homa -İR >2.5 ise insülin direnci olarak kabul edilir. İnsülin direnci diyabet hastalığının geliyorum demesi ve öncelikle normal kiloda olma ve haftada 3 defa en az30 dakikalık egzersiz yaparak hareketli bir yaşam tarzına geçişi gerektiren bir durumdur. HbA1c, şeker hastalarının son 120 gün boyunca kan şekeri seyrini gösteren bir testtir. Tedaviye cevabı ve şeker hastalığının kontrolünü monitörize eder. %3-6 normal, %6.5 üzeri anormal olarak kabul edilir. Dünya sağlık örgütü Şeker hastalarında HbA1c nin %7 civarında olmasını önermektedir. Bunun Diyabet komplikasyonlarını azalttığı kanıtlanmıştır. Total Kolesterol Total kolesterol genellikle kalp hastalığı riski için tahlil edilen ve yüksekliğinde diyet ve ilaç tedavisi önerilen bir kan bileşenidir. Total Kolesterol için arzu edilen değer <%200 mg/dl dir. %200-249 mg/dl sınır değer, >%250 mg/dl riskli olarak değerlendirilmelidir. LDL Kolesterol LDL kolesterol (düşük dansiteli veya kötü kolesterol) karaciğerden dokulara giden kolesteroldür. Aterosikleroz (damar sertliği) için risk faktörüdür. Damar iç yüzünde birikerek damar tıkanıklığına sebep olur. LDL için <%130 mg/dl arzu edilen, %130-159 mg /dl sınır, >%160 mg /dl riskli değer olarak kabul edilmektedir. HDL Kolesterol Dokudan karaciğere gelen (yüksek dansiteli, iyi kolesterol) kolesteroldür. Yani vücuttaki fazla kolesterolü karaciğere taşıyarak kullanılmasına aracılık eder. HDL kolesterol için >%55 mg/dl arzu edilen, %34-54 mg /dl sınır, <%35 mg riskli değerdir. Sigara HDL’yi düşürür. LDL’yi artırır. Sigara içimi aterosikleroz için tek başına risk faktörüdür. Zeytinyağı ile beslenme ise HDL’yi arttırarak Akdeniz tipi diyet, normal kiloda olmak ve hareketli bir yaşam tarzı ile beraber aterosikleroz için koruyucu kabul edilmektedir. Ceviz ve fındık gibi çerezleri iç kabuğu ile tuzsuz olarak tüketmek diyetteki fitokolesterolleri artırarak barsakta emilim sırasında kolesterol ile yarışma sonucu kolesterol emilimini azaltmaktadır. Emilim sırasında fitokolesterol emildiğinde tekrar barsağa atılarak barsakta tekrar yarışamaya girmesi sebebi ile kolesterol emilimini ciddi oranda düşürmektedir. Ağır yemeklerden hemen sonra 2-3 ceviz veya beş fındığı tatlı niyetine tüketmek fazla kolesterol emilimini azaltmak için iyi bir yoldur. Ağır yemek sonrası hemen tüketilen çay da kolesterol emilimini bir miktar azaltarak midede bir rahatlama hissi yaratmaktadır. Ancak çayın çok kullanılması özellikle deniz seviyesindeki yerleşimlerde demir emilimini bozarak kansızlığa da sebep olabilir. Trigliserid Trigliserid yaş ve diyetle değişen, açlık ve tokluktan etkilenen, vücudun yakıt olarak kullandığı bir yağ metabolizması bileşenidir. Erişkin erkekte normal değeri 40-160 mg/dl, erişkin kadında 35-135mg/dl. dir. Uzun süreli düzenli egzersiz, total kolesterol düzeyine etkisizdir. Ancak trigliserid ve LDL düzeylerini düşürür. HDL düzeyini ise yükseltir. Damar hastalıklarında risk faktörü plazma homosistein: Homosistein, kükürt içeren ve metionin aminoasitinden türeyen bir bileşiktir. Genetik ile diyetetik faktörler ve B kompleks vitaminleri ( folat, B12, B6 gibi) Homosisteinin plazma düzeylerini kontrol ederler. Son yıllarda, Homosisteinin, serebral, koroner, ve periferik damarları etkileyen aterosklerotik damar hastalıkları için bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Yüksek Homosistein düzeyi ise hayvansal proteinden zengin diyete bağdaştırılmaktadır. Amerika’da, 15 000 doktor arasında yapılan taramada, son beş yıl içerisinde homosistein düzeyi 15 mmol/L ve üzerinde olanların kalp krizi geçirme oranının diğerlerine göre 3 kat arttığı, Homosisteini 12 mmol/L’den yüksek düzeylerine sahip kişilerin “Felç ve Kalp krizi için yüksek risk ‘e sahip olduğu gösterilmiştir. Homosistein düzeyini düşürmenin yolu olan az et yeme ve B6, B12 vitaminleri ile folat desteğinin alımı, zararsız hatta ucuz bir tedavi yöntemidir. PSA (Prostat Spesifik Antijen) PSA ürolojik onkolojide bir devir açmıştır. PSA; normal, hiperplazik ve kanserli prostattan sentezlenir. Sperm sıvısında spermatozoidlerin serbestleşmesini gazeteedak 28 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ gerçekleştirmektedir. Benign prostat hipertrofisinde (BPH)(3 kat) ve prostat kanserinde (10-30 kat) artmış serum PSA düzeyleri bulunur. Serbest kısım (free-PSA) ise total PSA’ nın %5-40’ ını oluşturmaktadır. Prostat kanserinde f-PSA/t-PSA oranı%5-20, BPH’ da ise %15-35 olarak belirlenmiştir. PSA için normal değerler 0-4μg/L’ dir. PSA’NIN KLİNİK YARARI; Prostat Kanserinin erken tanısında, Prostat Kanserinin evrelendirilmesinde ve Prostat Kanseri Tedavinin izlenmesi olarak üç farklı yöndedir. PSA’nın kanserin tekrarlamasının saptanmasında %97.1’ lik bir sensitiviteye sahip olduğu bulunmuştur. PSA ameliyatı izleyen ilk 1. yılda her 3 ayda bir, 2. yılda her 4 ayda bir, sonraki yıllarda her 6 ayda bir izlenmelidir. Dünya sağlık Örgütü 50 yaş üzeri erkeklerde yılda bir PSA testi yapılmasını önermektedir. PSA yükselmesi ile klinik kanser görülmesi arasındaki zaman bir yıldır. Gebelikte Kullanılan Tarama Testleri Değişik doğumsal anomalilerin görülme sıklığı: İkiz gebelik için 1/80, Down Sendromu 1/800, Açık spina bifida 1/1800 (1/666 Ege Bölgesi), Trizomy 18 1/3500, Omfolosel 1/6000, Gastrokizis 1/10 000 olarak bulunmuştur. Gebelikteki Tarama Testleri arasında İkili Test; birinci trimesterde, gebeliğin 9-13. haftalarında yapılan bir testtir. Pregnancy associated Protein A (PAPP-A), Serbest beta HCG, Ultrason ile NuchalTranslucency(NT), ense kalınlığı ölçümü yapılarak sonuçlar bilgisayar programında yorumlanmaktadır. Down Sendromu tespit oranı %90, yalancı pozitiflik %5 civarındadır. Anne yaşı, kilosu, bebeğin burun kemiği varlığı ve önceki gebelik riskleri de bilgisayar programında yapılan risk hesabında kullanılmaktadır. Yine Gebelik sırasında kullanılan tarama testlerinden Üçlü test ikinci trimestirde (14-22haftalar) anne yaşı, kilosu, anne serum unkonjuge estriol(E3), total human korionik gonadotropin (thCG) ve alfa fetoprotein (AFP) testlerinin sonuçları bir bilgisayar programı ile daha önceki verilere göre yorumlanarak bir risk hesabı yapılır. Üçlü testte Down Sendromu Tanı oranı % 60, yanlış pozitif (FP) oranı % 5’dır. Üçlü test Sonucunda genel olarak en sık kullanılan cut off değeri 1/250 dir. Kişinin hesaplanan riski 1/250 den büyükse amniosentez önerilir. Amniosentez gerekirse 20. haftadan önce yapılmalıdır. %1 düşük riski her amniosentez için geçerlidir. Dörtlü TEST ise Üçlü test sonuçları ile serum İnhibin A testi sonuçlarının birlikte değerlendirildiği ve tanısal doğruluğu üçlü teste göre daha artmış bir tarama testidir. Tanısal doğruluğu %85dir. İkili test zamanını kaçıran, yaptıramayan gebelere önerilir. Gebelikte görülen bazı anomalileri önlemek için gebe kalmadan en az 1 ay önce başlayarak her gün 0.4-5 mg folik asit kullanımı doğurgan çağdaki tüm kadınlara öneriliyor. Gebelik öncesi başlayarak ilk 3 ay folik asid kullanımının önlediği anomaliler arasında karın ön duvar anomalileri, Spina bifida, Kalp anomalileri, bazı böbrek anomalileri ve tavşan dudak damak anomalileri bulunmaktadır. Bu nedenle yeni evlenecek kızlara veya hamile kalmayı düşünen kadınlara bu bilgiyi vermeniz sağlıklı bebekler için önemli olacaktır. Üre: Üre, protein yıkılması sonucu oluşan temel azot içeren metabolik üründür. Ürenin %90’ı idrar ile kalanı gastrointestinal sistem ve cilt yoluyla atılır. Normal üre değeri=15-39 mg/dl, Normal BUN (üre azotu) değeri=7-18g/dl olarak söylenebilir. Üre değeri yetersiz sıvı alımında artar. Bu yalancı bir artıştır. Kreatinin: Serum kreatinin 1.0mg/dl iken %GFR 100 kabul edilirse, serum kreatinin 2.0mg/dl iken %GFR 50 kabul edilir. Yine serum kreatinin 4.0mg/dl iken %GFR 25 kalmış kabul edilir. Kanda kreatinin normal değeri: Kadında 0,7-1,3 (mg/dl), Erkekte 0,8-1,8 (mg/dl)dir. Ürik Asit: Ürik asit pürin bazlarının (protein) yıkımı sonucu karaciğerde meydana gelir. Temel olarak böbrekler yolu ile atılır. Normal Değerler: Erkek:7mg/dl, Kadın 6mg/dl. Ürik asit kronik böbrek yetmezliği ve bazı ilaçların kullanımında (salisilatlar) serumda artmış düzeylerde bulunur. Son olarak sağlıklı yaşam için bazı öneriler: • Az tuzlu ve yeteri kadar beslenin. Normal kilonuzu korumaya çalışın. • Sigara içmeyin, kapalı alanlarda yanınızda içirmeyin. • Hareketli bir yaşam tarzı benimseyin. Haftada en az üç kez 30 dakika tempolu yürüyüş öneriliyor. • Akdeniz tipi zeytinyağlı sebze ağırlıklı beslenin. • Sevdiğiniz işi yapın, Çalışın, Şükredin. Mutluluk Kendiliğinden Gelir. Kreatinin arginin, glisin, ve metioninden böbrek ve Yeni Türkü de yeni bir türkü söylemek istiyoruz demiştik. O halde Yeni Türkü ile bu sayımızda sizlere “merhaba” demek ve Grubun solisti Derya Köroğlu ile Yeni Türkü’yü, yeni albümlerini, eczacılığı ve İzmir’i konuşalım istedik… Derya Köroğlu’nun dediği gibi; “Hepimizin hayatında bir yeni türkü şarkısı vardır”… Peki, sizinki hangisi? Hepimizin hayatında bir Yeni Türkü şarkısı vardır *Derya Köroğlu Kurucularımızdan Ecz. N. Işık Boyacıgiller’i anma etkinliğimizde dillerden düşmeyen parçalarıyla Yeni Türkü gurubu bizimle oldu. Yeni albümlerinden parçalara da yer verdikleri repertuarlarıyla hem kulağımızın pasını silen hem de gecenin sonunda Işık Ağabey’imizi “Resim” parçasıyla bir kez daha anan grubun solisti Derya Köroğlu ile gazeteedak için röportaj yapma şansına da sahip olduk. 1979 yılında kurulan YENİ TÜRKÜ müzik hayatına “Şimdi ve Sonra” albümleri ile devam ediyor… Biz de Yeni Türkü’den esinlenerek, kooperatifçilik şimdi ve yarınlar için yapılmalı, mesleğin geleceğinde yeni bir yol haritası çiziliyor ve sizlerle birlikte bu yolda biz karaciğerde sentezlenir. Kaslarda kreatin spontan olarak kreatinine döner. Kreatinin böbrekler yolu ile atılır. Kreatinin böbrek hastalıkları açısından daha iyi bir göstergedir. Çünki; diyetten etkilenmez, böbrek öncesi nedenlerden etkilenmez. Ancak böbrek fonksiyonunda 2/3 kayıp olana kadar kan kreatinin düzeylerinde artış saptanmaz. Kan kreatinin düzeyleri ile % glomerüler fitrasyon hızı arasında ters bir ilişki vardır. Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Müzik, Eczacılık ve İzmir hakkında bize neler söylemek istersiniz? Ecza kooperatifinin bu anlamlı gecesinde sizinle birlikte olmak bizim içinde çok hoş… Işık Bey’in ışığıyla yola çıkılmış, bizimle aynı yaşta ve dönemsel bir bağımızın olması çok güzel… Her şeyden önce “belki de her başlangıçta bir anlam vardır” diye bir şiiri vardır Edip Cansever’in onun gibi… Bir kere hakikaten bizim de bir grup olarak hareket ediyor olmamız sizinde bir kooperatif olarak hareket ediyor olmanız çok güzel, insanları iyi amaçlar için bir araya getirmek zaten bambaşka bir şey, bundan mutlaka iyi bir şey çıkar. Üstelik bu güzelliği zamanın şartları içerisinde koruyabilmek de çok zor ama anlaşılan burada o sağlanıyor. Biz de son albümümüzde “eyvallah” klibiyle herkese ulaşmaya çalıştık. İşte dedik, yaşa- Özel Röportaj dıklarımıza bir selam duralım dostluğa umuda selam duralım… Dolayısıyla burada da EDAK ile birlikte bu selamı insanlara verelim istedik... Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim İzmir’de olmak da ayrı bir güzellik bizim için benim bütün ailemin burada olduğunu da belirteyim. Bir ben kaldım İstanbul’da, Balçova ve Güzelbahçe’de oturuyorlar. Sonuçta eninde sonunda İzmir’e döneceğiz… Eczacılığa bakışınız, alışveriş yaptığınız belli bir eczacı var mıdır? Kesinlikle sağlıkla ilgili ürünleri eczanelerden alıyoruz ama belli bir yer edinmedim şimdiye kadar belki de iyi bir şeydir bu… Ama şimdi aklıma gelen bir ayrıntı da 79’dan 80’lere doğru ilk konser verdiğimiz yer Ankara Eczacılık Fakültesi’dir. 80 döneminin o kötü ortamında, nadir güzel konserleri yaptığımız yer Beşevlerdeki Ankara Eczacılık Fakültesidir. Orada çok da güzel kızlar vardı ( gülüyor) Peki, en çok hangi parçanız sizin için özeldir? Bu zor bir ayrım oluyor ama genellikle biz en çok şiirleri besteleyen bir grubuz o nedenle şairlerden yola çıkıyoruz. Can Yücel, Can baba’nın “başka türlü bir şey” benim için gerçekten başkadır. Destina da öyle… Eczacılarımıza mesajınız var mı? Hayatta eczanız müzik olsun, sağlığın ilacı hem eczane hem müziktir… gazeteedak Eczacılar Merhaba Yaz Satış Etkinliğinde Antalya’da Buluştu! 29 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Ecza Kooperatifi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen “Merhaba Yaz 2013 Satış Etkinliği” 7-10 Mart 2013 tarihleri arasında Antalya Manavgat’da gerçekleşti. Etkinlik ile EDAK’ın faaliyet alanındaki eczacı ortakları ve firma yetkilileri bir araya geldi. eğitimleri olarak belirlendi. Eğitimler, EDAK profesyonellerinden Medikal Ürün Satın alma Sorumlusu Evren Kundakçı ve Özel Ürün Pazarlama Yöneticisi Hakan Tolunay ile Rx Media Pharma ekibi tarafından gerçekleştirildi. “Merhaba Yaz 2013 Satış Etkinliği” ile kooperatif ortağı eczacıların farklı ürün kategorilerinde yer alan ürünler ile avantajlı koşullarda ürün alımının sağlanması hedeflendi. Bu sene eğitimlerinde yer aldığı etkinlikte, eczacıların halk sağlığı üzerine bilgilerini tazelemek ve donanımlarını artırmak da hedeflendi. Bu kapsamda düzenlenen eğitimler; “Medikal ürünler”, eczane bilgi kaynağımız “Rx Media Pharma” ile “Değişen ve Gelişen EDAK Eczaneleri” 150’i aşkın firma ve toplam 500 firma üst düzey yetkilisinin katıldığı etkinliğe eczacıların da ilgisi büyük oldu. 1000 eczacı merhaba yaz satış etkinliğine katıldı. Son yıllarda oldukça sıkıntılı günler yaşayan sektörümüze biraz olsun nefes aldırmayı hedefleyen ve artık gelenekselleşen bu organizasyonumuz ilaç eczacılık sektörünün buluşma noktalarından biri haline geldi. Etkinlik ile ilgili EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak, “Sektörümüz sürekli yenilenmeyi ve gelişmeyi gerektiriyor. Yeni ürün ve farklı kategoriler ile eczanemizde bulunacak her ürün sağlık anlamında öncelikli olarak değerlendiriliyor. Bu etkinliğimizi de 5 yıldır gerçekleştiriyoruz. Eczacılarımıza ve sektörümüze katkısı büyük oluyor.” diye konuştu. Merhaba Yaz Satış Etkinliğinin sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi olan Eczacı Meltem Kortel de bu sene eklenen eğitim programları ile kapsamının genişlediğine dikkat çektiği etkinliğin, sadece turizm bölgesi eczanelerine değil, belde eczanelerine de yararlı olduğunu kaydetti. Merhaba Yaz 2013’ün Ardından den arta kalan zamanlarda eczacılarımız eğitim salonlarını doldurdu. Medikal ürünler, eczane bilgi kaynağımız Rx Media Pharma ile Değişen ve Gelişen EDAK Eczaneleri Eğitimleri eczacılarımız tarafından ilgiyle izlendi. Eğitimler, EDAK profesyonellerinden Medikal Ürün Satın alma Sorumlusu Evren Kundakçı ve Özel Ürün Pazarlama Yöneticisi Hakan Tolunay ve Rx Media Pharma yetkilisi Dr. Ecz. Mehmet Ali Ege tarafından gerçekleştirildi ve eczacılarımız sorularına anında yanıt alabildiler. Bu sene eğitimlerimizde olduğu gibi medikal ürünlere etkinliğimizde de ayrı bir önem verdik. Ve 40’a yakın medikal firma etkinliğimize katıldı. Eczacılarımızın da bu alana daha fazla önem vermesi için EDAK medikal ürünlerde de her yıl ürün çeşitliliğimizi ve pazardaki payımızı artırıyoruz. Ecz. Meltem Kortel EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Sevgili meslektaşlarım, Bu yılda Merhaba Yaz satış etkinliğimizin 5.’sini 7-10 Mart tarihleri arasında Antalya Manavgat’taki Starlight Otel’de gerçekleştirdik. Böylesi bir etkinlik düzenlemekteki amacımız; ortaklarımızın daha fazla çeşitte ve piyasanın altında fiyat avantajı sağlayarak ürün temin etmesini sağlamaktı. İlki, kooperatifimiz için ilk tecrübemizdi. Her yıl bu yolda deneyimler kazanarak organizasyonumuzu geliştirdik ve katılımı artırdık. 150’ye yakın firmayla 1000 eczacımızı bu etkinlikte bir araya getirdik. EDAK Ecza Kooperatifi olarak ilaç da karlılığımızın düşüşüyle eczanelerimizde cirosal erimenin, kârlılığımızı kaybetmenin çaresi olarak ilaç dışı sağlık ürünlerinin eczanelerimizde yer almasını ve bu ürünleri marketlere kaptırmamanın mücadelesini verdik. Bu ürünleri sadece eczanelerimizde bulundurmanın yetmeyeceğini, doğru ve güvenilir ürün ile etkin pazarlamayı mesleki bilgimizi ve danışmanlık rolümüzü birleştirdiğimizde son tüketiciye ulaşabileceğimizi ve ilaç dışı sağlık ürünleri pazarından ciddi pay alabileceğimizi savunduk. Bu yıl fuarımızda sadece satış etkinliği olarak eczacılarımıza sıcak satış teknikleri, eczanelerimizde bu ürünleri hastalarına müşterilerine sunarken eğitimler ile mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak istedik. 3 gün süreyle hergün dönüşümlü olarak eğitimlerimiz tekrarlandı, alışverişlerinden ve dinlenmesin- Ayrıca bu etkinliğimizin bir önemi de; etkinlikte EDAK Rafı’nın da yer alması idi. EDAK rafı birçok eczacı meslektaşımın merak ettiği bir projemizdi. Ve etkinlik süresince EDAK Rafı ile ilgili detaylı bilgi aldılar. Rafta yer alacak ürünlerin seçiminden, o ürünlerin hastalarına/müşterilerine sunulmasına dek, hangi adımların yer aldığını ayrıntılarıyla gördüler. Bu proje ile EDAK’ın asıl hedefinin yine her zaman olduğu gibi eczacıyı kazandırmak olduğunu birebir anlatabildik. Öncelikle eczacı ayakta kalmalı ki halk sağlığını koruma ve iyileştirmeye dönük sosyal sorumluluk projelerimiz ile halk gözünde fark yaratabilelim istedik. Bizce eczacı mesleki donanımı ile kendisini ve eczanesini sürekli güncelleyen çağa ayak uyduran, gelişmeleri yakından takip eden entelektüel ve duyarlı bir kişidir. Biz de EDAK rafı ile hem eczacıyı ön plana almak hem de ilaç dışı sağlık ürünlerini de hem eczanemizi ayakta tutabilmek hem de toplum sağlığını gözeterek, eczanelerimize geri kazandırmayı amaçladık. Merhaba yaz satış etkinliğimizde bu çabamızın bir ürünü olarak ortaya çıktı ve eğitimler ile de mesleki donanıma dönük yanını pekiştirdik. Kısa Kısa “Merhaba Yaz Satış Etkinliği” • 5. yılında. • 3000 metrekarelik etkinlik alanın da; • Türkiye’de 1500 oda kapasitesi ile hizmet veren en uygun otel’de gerçekleşti. • Bu seneki etkinlikte ilk defa eğitimlere yer verildi. • 3 gün boyunca 3 ayrı eğitim tekrarlandı. • Etkinliğe katılan firma sayısı geçen yıla göre %25 arttı. • Etkinliğe 475 Merhaba Yaz çocuğu katıldı. • Oyun alanları ile çocuklara ve Pastacılık kursu gibi büyüklere yönelik farklı etkinliklere de yer verildi. Etkinliğimizin bir başka güzel yönü de birlik beraberlik ile dolu sosyal ortamı oldu. Eczacılarımız aynı çatı altında aynı hayat görüşü ile mesleğe aynı yerden sahip çıkarak bir arada olmayı bizim gibi çok önemsiyorlar. Biz de büyük EDAK ailesi olarak bu etkinlikle bir arada olmaktan ötürü büyük mutluluk duyuyoruz. Tekrar bir arada oluncaya dek sevgiyle ve sağlıklı kalın… Sanatçı Ziynet Sali hediye çekilişi gerçekleştirdi 30 gazeteedak Merhaba Yaz 2013’ün Ardından… E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ RX Media Pharma Eğitimi Değişen ve Gelişen Eczane Eğitimi Hediye Çekiliş Alanı Pastacılık Kursu gazeteedak Merhaba Yaz 2013’ün Ardından… Ne dediler? 31 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ahmet Erdemir/ GSK Ankara Merhaba Yaz Satış Etkinliğinde bulunmaktan, yıllardır katıldığımız bu etkinlikte yer almaktan çok memnuniyet duyuyorum. GlaxoSmithKline (GSK) Ankara Bölge Müdürüyüm. Güçlü markalarımız ile eczacılarımıza yıllardır verdiğimiz desteği bu etkinlikte devam ettirmekten de çok mutluyuz. Ecz. Serap Duygu Selin /Milas Ali Yanar /SANDOZ İlaç Sanayi Ege Akdeniz Bölge Satış Operasyonları Müdürü “Artık sadece ilaç ile var olan eczane kalmadı” “Merhaba Yaz Satış Etkinliğine ilk kez katılıyoruz” İlk defa katılıyorum fuara Antalya’ya ilk gelişim çok güzel. Ürün skalası ürün gamı çok geniş, yeni çıkan ürünleri tanıma anlamında çok faydalı, yeni ürünleri tanımak ve uygun olanları almak için hem tatil hem alışveriş amaçlı katılıyoruz. İlaç dışı sağlık ürünlerinde eksiklerim çok fazlaydı. Onları tamamlamayı istiyorum. Artık sadece ilaç ile var olan eczane kalmadı nerdeyse ilaç kadar da ilaç dışı sağlık ürünlerini de almamız gerekiyor. Örneğin, eczanemizde yüzde elli oranında ilaç varsa yüzde elli oranında da ilaç dışı sağlık ürünleri dermokozmetik ve medikal olması gerekiyor. İlaç ve ilaç dışı sağlık ürünlerimin stok durumunu internetten takip ediyorum. Bu konuda EDAK yetkilileri saha yönetmenim Tufan Güven’de, firma yetkililerim de çok yardımcı oluyor. Vadenin uzun olması bizim için çok avantajlı bu nedenle EDAK’a çok teşekkür ederim. Hepimize iyi fuarlar teşekkürler EDAK! Etkinlikte bulunmak bizim için güzel bir deneyim oldu. Yeni ürünlerimizin eczacılarımıza ulaşması anlamında bizim için iyi bir fırsat oldu. Aynı zamanda satış etkinliği de oldu. Bu fırsatı yarattığınız için teşekkür ediyoruz. Alev Demirel / Antalya Ecz. Hulki Demirel /Antalya Bu Merhaba Yaz EDAK’a Yakıştı! Eşimle birlikte beş senedir eczane işletmesinde yardımcı oluyorum. Emekli İngilizce öğretmeniyim aslında. Ama evliliğimizin başında üniversiteyi birlikte bitirdik. Beş senedir de işletmesinde yardım ediyorum. Çünkü artık eczacılık eskiden bildiğimiz eczacılık değil, marketing, kategorileşme girdi işin içine artık bildiğiniz o klasik semt, hastane eczaneleri yenilendi. Görsellik ön plana çıktı. Müşterinin hangi rafa yönlendiğini gözlemlemeniz ve oraya uygun ürün koymanız gerekiyor. Müşterinin isteklerini bilmeniz gerekiyor. Yani her kurumda olduğu gibi sanki eczanenin içinde de bir müşteri temsilciliği, halkla ilişkiler olması gerekiyor gibi geliyor bana… Tabi bu konuda EDAK’ın çok büyük destekleri var. Eczane dizaynında, etiket konusunda, eleman konusunda olsun, saha yönetmenlerimiz, telefoncularımız her konuda bize destek oluyor. Bu bizim için çok önemli. Ve mecburen eczacıyı tek başına bırakamıyorsunuz artık eczanede mutlaka birileri olmalı. Yani artık eczaneler küçük kurumlar halini aldı. Kurumsallaşmak zorunda da… Eczanede kategoriye uygun olarak ayrı uzmanlık alanında yetişmiş elemanlarınız olmalı. Bu seneki Merhaba Yaz Satış Etkinliği organizasyonu da çok güzel oldu. Kapıdan girdiğimiz andan itibaren orkestra ile karşılandık, hiç otel mensubu ile muhatap olmadan işlemlerimizi yaptırdık. Hemen kendimizi fuar alanında bulduk. Fuar alanı çok ferah bu kadar büyük bir guruba hitap ederken bu kadar sorunsuz işlemesi kolay bir şey değil. Bu fuar EDAK’a yakıştı. Teşekkürler… “Benim birinci depom EDAK” Ecz. Kerem Zabun Antalya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı “Örgütlü olmanın gücü burada yatıyor” Merhaba Yaz satış etkinliğimize katılan Antalya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Kerem Zabun, EDAK Rafı’nın da yer aldığı EDAK standında EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak ile sohbet etti. Zabun; “Bu etkinliğin ve EDAK’ın her zaman yanında olduklarını belirterek, örgütlü olmanın gücü burada yatıyor” dedi. 30 yıldır eczacılık yapıyorum. Antalya Manavgat’ta eczanem var. Kooperatif üyeliğim çok eski hem Bursa Ecza Koop hem de EDAK üyesiyim. Merhaba Yaz satış etkinliğine de beş senedir geliyorum. Çok güz<el çok yararlı bütün alacağımız ürünleri bir arada görebiliyorsunuz. Pazarlık yapabiliyorsunuz. Bütün eczacıların bilgisayar kullanmasını öneriyorum Ben 1993 yılından bu yana eczane programı kullanıyorum. Her yıl ne sattığımı biliyorum ve bu etkinliğe de hazırlanarak geliyorum. Ne satacağımı bilerek geliyorum. Ben bir turizm bölgesi eczacı olarak tüm doneleri alarak satın almamı yapıyorum. Bu sene dünya kupası maçları var mı? Savaş var mı? Tüm hazırlıklarımız buna göre yapıyoruz. Geçen sene ne sattık bu sene ne satabiliriz hedeflerimizi belirleyerek geliyoruz. Stoklarımızı 6 aylık yapamaya çalışıyoruz. Biz de medikal, kozmetik aklınıza gelen her türlü ürün var. Ama turizm eczanesi olduğumuz için dermokozmetik, kozmetik, güneş ürünleri, alerji, ishal, kulak problemleri daha çok geliyor. Biz de vakalarımızı belirleyip ona göre firmalarla pazarlık yaparak alım yapıyoruz. Meslektaşlarıma özellikle genç meslektaşlarıma, mutlaka ve mutlaka en az bir kooperatif üyesi olmalarını öneriyorum. Mutlaka kooperatif üyesi olmaları gerek. Kooperatifleri mutlaka ayakta tutmamız gerek. Mal fazlası denen şeyi bilmezken kooperatif açıldıktan sonra gördük öğrendik bunları… Benim birinci depom EDAK… Teşekkürler… 32 gazeteedak Merhaba Yaz 2013’ün Ardından… Ne dediler? E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Serdar Karaca /GSK İzmir Eczane Kanalı Satış Uzmanı Eczacımızın danışman rolünü EDAK ile birlikte yapmış olduğumuz işbirliği ile daha da ön plana çıkarmak gibi bir derdimiz var. Evet, Merhaba Yaz satış etkinliğine bu sene beşinci kez katılıyoruz. Üç yıldır da ana sponsorluğunu üstlendiğimiz bir etkinlik. Umarım daha nice yıllar aynı etkinlikte aynı heyecanla devam ediyor oluruz. Eczacılık hala dünyada en güvenilir meslek gruplarından biri. Bu anlamda eczacımızın danışman rolünü EDAK ile birlikte yapmış olduğumuz işbirliği ile daha da ön plana çıkarmak gibi bir derdimiz var. Dönem dönem bu ön plana çıkarmak istediğimiz ürünler ile ilgili yapmak istediğimiz etkinliklerde oluyor. Bunlardan biri “hasta bilinçlendirmesi” eczacılarımızla birlikte yapmış olduğumuz çalışmalar var. EDAK ile birlikte yapmış olduğumuz çalışmalar var. Örneğin; her üç ayda bir diş fırçasının değişmesi gerektiği ile ilgili kampanyamız büyük ilgi gördü. EDAK’ta bu kampanyada bizi destekledi. Çok olumlu geri dönüşler aldık. Derdimizi sahaya çok güzel anlatabildik. Buna ilave olarak söyleyebileceğim bir konu da sigara bırakma kategorisinde oldu. Bu bizim çok önemsediğimiz bir kategori ve eczacının danışman rolü özellikle sigar bırakmak isteyen kişilerde çok çok önemli. Bu manada beraber yürümek istediğimiz alanlar bunlar. Eczacılarımız mutlaka çeşidi tüketiciye göstermek zorunda Stok yönetimine gelince de; eczacılarımız mutlaka bu konuyla ilgili çeşidi tüketiciye göstermek zorundalar. Bununla ilgili firmalarında pek çok girişimi var. Aktif olarak firma ve eczacı olarak beraber bu alanda ürünü ne kadar çok tüketiciye ulaştırabiliriz derdinde olurlarsa daha olumlu sonuçlar alacaklardır. Aslında sahadaki tüm arkadaşlarımızda bu konuda ürünle ilgili danışmanlık hizmeti vermeye hazırlar. İşbirliği yürüttüğümüz EDAK ile bu konuda zaten çalışmaları var EDAK Rafı’nda olduğu gibi takdir ediyor ve takip ediyoruz. Eczacılarımıza da bu konuda son olarak çeşide ve stok yönetimine daha çok önem vermeleri... Etkinliğe katılan tüm eczacılarımıza teşekkür ediyoruz. İlgilerinin her sene artarak devam etmesini diliyoruz. Teşekkür ediyoruz. Ecz. Hakan Kenan Taşoluk/ İzmir Bornova “EDAK Rafı uygulaması büyük bir değer” EDAK Rafı Uygulaması çok büyük bir değer, EDAK tek ekranda online olarak bizim stokumuzu da görebilir İzmir Bornovada eczacılık yapıyorum. Hakan Eczanesinin sahibi ve mesul müdürüyüm yaklaşık yedi yıldır. Daha önce Trakya’daydım. 11 sene kadar Edirne Keşan’da eczacılık yaptım. Şimdi İzmir’deyim sizlerle birlikteyim çok da memnunum. EDAK üyesiyim ve yaklaşık 6 yıldır EDAK ile aidiyet eczanesi olarak çalışıyorum ve çok memnunum. Özellikle sizler ile çalışmak büyük bir keyif bizim için. Stok Yönetimi konusunda; öncelikle değişen koşullar ilaç dışı ürünleri tercih etmemiz yönünde. Hükümet politikası sizlerin de bildiği gibi eczanelerdeki ilaç satışlarını mümkün mertebe perakendeciliğe doğru sürüklüyor. Dolayısıyla bizler eczanelerimizde stokumuzu artık bundan sonraki dönemlerde de perakende satış diverse dediğimiz ağırlığı ön plana almak için daha çok ilaç dışı ürünlere doğru kaydırmak durumundayız. Ama bu tercihleri yaparken öncelikle eczacı kontrolünde bir stok yönetiminden yana tavır almak durumundayız. Personelin bu konudaki hâkimiyetine çok sıcak bakmıyorum. Her şeyden önce bir eczacı eczanesinde bulunmalı diyorum. Onun dışında medikal sektörle ilgili bir sıkıntı var benim sürekli hissettiğim. Hastane karşısında olduğu için eczanem, bizler medikal ürünler ile ilgili satışta ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Farklı fiyat politikaları ve bu ürünlerin sürekli farklı pazarlarda değerlendi- Mehmet Can / Seda itriyat Ege ve Antalya Temsilcisi Bu etkinliğe dördüncü kez katılıyoruz. Geçen senelerde sürekli artarak ilgi devam etti bu sene de daha iyi olacağını düşünüyoruz. rilmesinden kaynaklanıyor. Bununla ilgili de bir düzelme yapılmasından yanayım en azından alt yapı oluşturulmalı. Medikal ürünler de eczanelerde satılmalı. İlaç dışı ürünler pazarında medikal ürünlerde eczane de bulunabilmeli. Stok yönetimine gelince; Eczanelerdeki ürünlerin hepsinin takibi, stok yönetimi kesinlikle planlanmış bir şekilde olmalı yani bir bilgisayar yazılımı olmadan stok yönetimi yapılmasını çok sağlıklı bulmuyorum. Aynı zamanda eczacı arkadaşlarımızın da buradaki tercihi öncelikle stok yönetimi açısından maksimum rayici oluşturarak örneğin; 30-60-90 günlük stokla satışlarını plana alarak yapabilmeli. EDAK’ta gördüğümüz ve bizlerin büyük bir artı değeri olarak kabul edilen aidiyet uygulamasında saha yönetmeni olan arkadaşlarımızla işbirliği içinde olmamız ve stokumuzu onlarla birlikte yönetiyor olmamız büyük bir avantaj. En azından satılabilirliğini ön plana almak adına mesela; EDAK Rafı uygulaması çok büyük bir değer. Ve bu değeri bizlerin lehine çeviren EDAK’a ben sonsuz teşekkür ediyorum. Stok yönetiminde de ileriki aşamada olmasını beklediğim temennim olarak değerlendirilebilecek nacizane bu konudaki talebim stokumuzu online bir şekilde takip edilebilmesini de sağlamak. Saha yönetmeni arkadaşlarımıza bu konuda elbette sorumluluk düşüyor ama yine de EDAK tek ekranda bizim stokumuzu, satılabilirliğimizi de görebilir. Bununla ilgili alt yapıyı da oluşturmak çok zor değil. Son olarak meslektaşlarıma şunu söyleyebilirim. Alımlarımızı planlı olmak zorunda... Alımlarımızı planlı yaparsak ve daha akılcı bir yöntemle alırsak hem bulunabilirliği sağlamak adına hem de raf maliyetini düşürebilmek adına bilinçli bir tüketim alışkanlığını eczacı arkadaşlarımıza kazandırmak gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu ürünler rafa girdikten sonra tekrar iade durumuna düşmemeli. Çünkü bu koşullar bizim gibi daha mütevazı yaklaşan arkadaşlarımıza zarar olarak yansıyor. O iade edilen ürünler rafta beklemiş ve kutusu bir şekilde deforme olmuş ürünler bizlere yeni ürün gibi gelebiliyor. O yüzden bizler bu konuda sıkıntı duymak istemiyoruz. Tabi genel olarak konuşuyorum. Akılcı ve mantıklı alımlar ile önçalışması yapılmış olan bir satış etkinliği her iki koşulda hem EDAK için hem de ortakları için daha mantıklı olur diye düşünüyorum. Daha planlı ve daha kaliteli bir alışveriş şekli olur diye düşünüyorum tekrar teşekkürler. Gazeteedak 71. Sayısında sayfa 20’de yer verdiğimiz “yelken yarışlarında 200’ü aşkın kupa” başlıklı söyleşi haberimizde, İzmir Çeşme ilçesinde bulunan Canan Eczanesinin Sahibi ve Mesul Müdürü Eczacı Canan Aydemir ile Fatih Eczanesi sahibi ve mesul müdürü olan eşi Eczacı Fatih Aydemir’in isimleri fotoğraf içinde şehven “Aytekin” olarak yazılmıştır. Düzeltir Özür Dileriz. gazeteedak 33 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ “Etkinliğe ilk defa katılıyorum çok güzel buldum, hastane karşısı bir eczane olarak ilça dışı sağlık ürünlerine eczanemde yer vermeye başladım. EDAK rafı ile bir giriş oldu. Medikal ile devam ediyor. İnşallah örnek olur. Gençlere de kooperatifler ile çalışmalarını öneriyorum” Cansu Eczanesi Basınsitesi İzmir bölgesinde hizmet veriyorum. 30 yıllık eczacıyım. Daha önce eşimin işi nedeniyle İstanbul’daydım. İzmir’e gelir gelmez EDAK’a üye oldum. 25 yıldır da EDAK üyesiyim. Ecz. Emel Canayak / Basınsitesi - İzmir İlaç dışı sağlık ürünlerine eczanenizde yer verebiliyor musunuz? Ben hastane karşısında bir eczanem var. Bu işe ilk defa başlayacağım. Senelerdir reçete eczanesiydim. EDAK Rafı ile bir giriş oldu zaten. Şubat ayında EDAK Rafım geldi. Medikal ürünler ile de tekrar bir giriş yapmayı düşünüyorum. Hastane karşısı bir eczane olarak bir adım attım. Merhaba Yaz Satış Etkinliğini de çok güzel buldum. İlk defa katılıyorum. Bakalım inşallah Hastane karşısı eczaneler içinde bir örnek olur. Halk içinde eczacı yönlendirmesi ile bu ürünlerin satılması çok faydalı. Mesleğin geleceği ile ilgili meslektaşlarına ne söylemek istersiniz? Ben mesleğimi 30 yıldır çok severek yaptım. Gençlerimize mesleklerine sahip çıkmalarını, kendilerine saygılı, vatandaşa saygılı, etik çalışmalarını 30 yıllık bir meslektaşları bir ablaları olarak tavsiye ederim; özellikle edak üyesi olmalarını tavsiye ederim. Her sene benim stajyer eczacılarım oluyor. Onlara da Kooperatifleşmenin ne olduğunu, kooperatiflerin bize nasıl destek olduğunu anlatarak, kooperatifleşmenin önemini aktarmaya çalışıyorum. Gençlere de kooperatifler ile çalışmalarını öneriyorum… ÇEKOOP Şubeleşiyor İzmir Merkezli Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP), Denizli ve Mersin’de şube açtı. teriyor muyuz? Tarımda kullanılan ilaçlar, çöpe atılan ilaçlar, klozete dökülerek imha edildiği düşünülen ilaçlar… Hepsi yeraltı sularına karışarak insana ve doğada bulunan canlı cansız tüm varlıklara zarar verecek bir döngünün içine giriyorlar… Ne yapılmalı? ÇEKOOP Mersin Şubesi aracılığıyla toplanan 2,5 ton atık ilacın tamamı ÇEKOOP bütçesinden karşılandı Çevrenizde kime sorsanız, “atık ilaçları çöpe atıyorum; ya da tuvalete döküyorum” en sık alacağınız yanıt olacaktır. Ne yazık ki böylesi yöntemlerle imha gerçekleştirilmiş olsa bile; doğaya ve insan sağlığına verilecek doğrudan veya dolaylı zararların önüne geçilememiş olacaktır. Bu nedenle kullanılmayan ve çeşitli nedenlerle atık hale gelen ilaçlar çöpe / klozete atılmamalı; eczanelere teslim edilerek doğru yöntemlerle imhası sağlanmalıdır. ÇEKOOP ÇEKOOP Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ecz. Birsel Gültekin Mersin(de çalışmaları izledi Ecz. Reşit Tok / Mersin Bereketli Topraklar - Çukurova ve Akdeniz’in incisi: MERSİN “Bereketli Topraklar Üzerinde”; Çukurova’da yaşıyoruz. Bir başka açıdan baktığımızda Akdeniz’in incisi deriz Mersin için. Peki, bu topraklara; Akdeniz’in incisine “gözümüz gibi” bakıyor, gereken özeni gös- 2010 yılında İzmir’de kurulan Çevreci Eczacılar Kooperatifi - ÇEKOOP üye / ortak eczaneler ile çalışan, kar amacı gütmeyen, eczacılık mesleği ve çevre ile ilgili projeler üreten bir eczacı kooperatifidir. Başlangıçta İzmir’de kurulan ve bu bölge için projeler geliştiren Çevreci Eczacılar Kooperatifi’nin kuruluş öyküsü “Atık İlaç Hareketi”ne dayanıyor. Bir grup eczacının girişimiyle oluşturulan Atık İlaç Hareketi, eczanelerde miadı geçen ya da evlerde kullanılmadan kalan ve sonuçta çöpe atılan; kanalizasyona karışan ve doğaya çeşitli zararlar veren ilaçların toplanarak güvenli bir şekilde imhasını amaçlıyor. İşte bu ihtiyaçtan ÇEKOOP doğuyor ve bugün artık Türkiye’nin değişik bölgelerindeki üyeleriyle Türkiye’nin toprağını, suyunu ve havasını kısacası doğasını korumak için çalışıyor. Yalnızca insan sağlığı için değil, bitkiler ve hayvanlar için de ilaç atıklarının gelişigüzel doğaya bırakılmaması gerekiyor. Bu amaca hizmet etmek için ÇEKOOP’un İzmir’deki merkezinin yanı sıra artık Denizli ve Mersin’de de birer şubesi var. Ecz. Elvan Göksu / Denizli 1 Şubat’ta ÇEKOOP Denizli Şubesi Ecz. Elvan Göksu ve Ecz. İbrahim Altındağ’ın şube yetkilisi olarak atanmasıyla şubeleşme çalışmalarına başlandı. ÇEKOOP Mersin Şubesi ise 1 Mart’ta Ecz. Diler MADENOĞLU ve Ecz. Reşit TOK’un Şube yetkilisi olarak atanmasıyla çalışmalarına başladı. Hemen ardından da Mersin’e gelen ÇEKOOP Başkanı Ecz. Şule İLKKURŞUNLU ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ecz. Birsel GÜLTEKİN’in gözetiminde, 4 Mart tarihinde Mersin’den ilk atık ilaç sevkiyatı yapıldı. Mersin ve ilçelerindeki eczanelerde yıllardır çöpe atılmadan (!) bekletilmiş olan son kullanma tarihi geçmiş ilaçlar, önce Mersin, Tarsus ve Erdemli’deki toplama merkezlerinde toplandı, ardından buradan, İzmir’deki ÇEKOOP Merkezi’ne oradan da atık imha tesisine gönderildi. ÇEKOOP Mersin şubesi aracılığıyla toplanarak, bertaraf edilen toplam 2,5 ton atık ilaç’ın tamamı ÇEKOOP bütçesinden karşılandı. Böylelikle, atık ilaçların çevreye vereceği zarar asgari düzeye düşürülmüş oldu. Eczacı Elvan Göksu, Denizli Eczacı Odasının atık ilaç çalışmalarına verdiği önemi en son toplanarak imhaya gönderilen atık ilaç miktarının 4.980 kg olduğunu belirterek “eczacı sorumluluğunu ÇEKOOP ‘un şube çalışmaları ile devam ettiriyor” dedi. gazeteedak 34 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Neden Kooperatif? Ecza kooperatifi kurma çalışmaları 1978 yılında başlamış, 11 Aralık 1978 tarihinde MEDAK ve 19 Haziran 1979 tarihinde EDAK kurulmuştur. Biraz daha gerilere gidersek; 1976 yılında Ankara Eczacı Odası seçimlerini kazanan Çağdaş Eczacılar Grubu üyeleri ve İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir Gaziantep’deki idealist eczacılar daha o tarihlerde eczacıya ait bir ecza deposu kurma girişiminde bulunmuşlar, bunun yapısının ne olacağını çalışmaya başlamışlardır. İşte o çalışmalarında şirket türlerini incelemeye başlamış, eczacı için en uygun olanın kooperatif şirket olduğu sonucuna ulaşmışlardır. 1978’lerde çalışan Çağdaş Eczacılar Grubu üyelerinin çalıştığı bu dersleri hatırlamak için biz de bir bakalım ve neden A.Ş. değil de kooperatif olduğunu algılamaya çabalayalım. Öncelikle Türkiye’deki temel şirket türlerine bakalım. • Limited Şirket, • Anonim Şirket, • Komandit Şirket • Kolektif Şirket • Kooperatif. Görüldüğü gibi kooperatif de temel şirket türlerinden birisidir. Neden A.Ş. Değil, Neden Kooperatif? LİMİTED ŞİRKET KOLEKTİF ŞİRKET Bir Limited Şirket en az iki gerçek veya tüzel kişi ile kurulur. Hissedarların sorumluluğu hisseleri oranında sınırlıdır. Asgari sermaye gereksinimi 10.000 TL olup şirket halka açılamaz, hisse senetleri borsada işlem göremez. Kolektif şirketlerin yapısı komandit şirketlere benzemekle birlikte, Kolektif şirketlerde yalnız gerçek kişiler hissedar olabilir. Asgari sermaye gereksinimi olmayıp hissedarların sorumluluğu hisseleri oranında sınırlıdır. Hissedarların sorumluluk ve yükümlülükleri Şirket Kuruluş Sözleşmesi ile belirlenir. ANONİM ŞİRKET Anonim şirketler en az 5 gerçek veya tüzel kişi ile kurulur. Hissedarların sorumluluğu hisseleri oranında sınırlıdır. Asgari sermaye gereksinimi 50.000 YTL olup şirket halka açılabilir, hisse senetleri borsada işlem görebilir. Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu, Anonim şirketlerin zorunlu organlarıdır. Anonim şirketler, Türk Ticaret Kanunu dışında Sermaye Piyasası Kanunu’na da tabidir. KOOPERATİF Bir kooperatif en az yedi gerçek kişi ile kurulur. Her ortağın bir oy hakkı vardır. Kâr bölüşümü yılsonundaki risturn dağıtımı ile olur. Her ortak kooperatifi ile çalıştığı oranda pay alır. KOMANDİT ŞİRKET Komandit şirketlerde bazı hissedarların sorumluluğu hisselerinin oranında sınırlı olmakla birlikte bazı üyelerin sorumluluğu sınırsızdır. Tüzel kişi hissedarların sorumluluğu hisseler oranında sınırlıdır. Asgari sermaye zorunluluğu bulunmamaktadır. Hissedarların sorumluluk ve yükümlülükleri Şirket Kuruluş Sözleşmesi ile belirlenir. Anonim Şirketler Kooperatifler A.Ş.’lerde oy kullanma, hisse oranına göredir. Hissesi çok olan daha fazla söz ve karar hakkına sahiptir. (Altını çok olan kuralı koyar) Kooperatiflerde ise her bireyin bir tek oy ve karar hakkı vardır. A.Ş.’lerde bir kişi hisse satın alarak şirketin tamamına da sahip olabilir. (diğer dört kişi o tek kişinin yakınları olabilir ve bu semboliktir) Kooperatiflerde fazladan hisse alınamaz dolayısıyla işletmenin tamamına tek kişinin sahip olması mümkün değildir. A.Ş.’lerde kişi hissesi oranında kar payı alır. Dolayısı ile kâr payı tek kişiye ait olabilir. Kooperatiflerde ise çalıştığı oranda risturn alınır. Elde edilen kâr ortaklara dağıtılmış olur. Ecza Deposu A.Ş. olursa tevzi ilâç dağıtımında büyük hisse sahibi istediği miktarda alabilir. Ecza deposu kooperatifi tevzi ilâç dağılımında herkes, eşitlik kavramı doğrultusunda hak ettiği miktarda alabilir. A.Ş.’lerde demoktarik bir yapı bulunmamaktadır. Bu sebeple şeffaf olamazlar. Kooperatifler tamamen demokratik yapıdadır. Kooperatifler tamamen şeffaf yapılardır. Ortaklardan hissesi çok olan yönetici olabilir. Her ortağın yönetici olma hakkı vardır. gazeteedak 35 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Çağdaş Kampanya Kod: 53632 Beden Kodları: 54325..... Beden Kodları: 54005..... Kod: 53683 Kod: 53706 ZINC STICK Dünyayı saran ZINC STICK artık Türkiye de! Günesin en kavurucu oldugu kıtadan, Avustralya dan çıkıp bütün dünyaya yayılan ZINC fenomeni Türkiyede! Zinc Stick cildinizin burun, yanak ve kulak gibi en hassas noktalarını mineraller ile kapatır fiziksel bir koruma saglar. Özellikle çocukların hassas ciltlerini korumak için benzersiz bir ürün ZINC STICK ile tanısın. 3 farklı rengi ile sizlerle! Kod: 53631 72 li Stant Bütün çesitlerinde SPF 30 koruma! Beden Kodları: 53805..... Morsa & Cyberg Medikal Ürünler BU YAZIN DA VAZGEÇILMEZI! UYKU KULAK TIKACI / DUŞ KULAK TIKACI VAZELİNLİ PAMUK KULAK TIKACI / DOĞAL BALMUM KULAK TIKACI SİLİKON KULAK TIKACI / ÇAMTİPİ KULAK TIKACI İletişim ve detaylı bilgi için; Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı Pınar Aşkan: Tel: 0.232.488 19 98 36 gazeteedak Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı San. Tic. A.Ş.’de Yönetim Değişikliği E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu’nda değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kanun maddesi gereğince 15.10.2012 Tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapılarak Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu yeniden oluşturulmuştur. EDAK Ecza Koop, Güney Ecza Koop ve Bursa Ecza Koop’u temsil edecek yeni Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeleri şunlardır: Yönetim Kurulu Başkan: Ecz. Engin Dünyaoğulları Üyeler: Ecz. Hikmet TAŞTAN, Ecz. Burak Diker, Ecz. Meltem Ayyıldız Denetleme Kurulu Ecz.Barış GÜRKAN ÜNŞAN, Ecz.Erol ÖZDAYI, Ecz.Gülçin AZİZOĞLU Eczane Rafı EDAK Kod EDAK Adı Birim EDAK MF MF’li Birim Tavsiye Edilen P.S.F. 182269 Prima (HFS) Junior 26’lı 12.50 5+1 10.41 14.50 54778 Prima (HFS) Maxi 32’li 12.50 5+1 10.41 14.50 54782 Prima (HFS) Midi 37’li 12.50 5+1 10.41 14.50 18297 Prima (HFS) Mini 46’lı 12.50 5+1 10.41 14.50 51111 Orkid Platinum Normal 10’lu 2.75 4+1 2.20 3.00 51110 Orkid Platinum Uzun 8’li 2.75 4+1 2.20 3.00 51112 Orkid Platinum Gece 7’li 2.75 4+1 2.20 3.00 18026 Orkid Ultra Deo Fresh Normal 9’lu 2.52 4+1 2.01 2.80 18027 Orkid Ultra Deo Fresh Uzun 7’li 2.52 4+1 2.01 2.80 1811 Orkid Ultra Kanatlı Normal 10’lu 2.52 4+1 2.01 2.80 1812 Orkid Ultra Kanatlı Uzun 8’li 2.52 4+1 2.01 2.80 1793 Orkid Ultra Gece 7’li 2.52 4+1 2.01 2.80 Değerli Ortağımız; Prima ve Orkidlerde 5 + 1 ve 4 + 1 kampanya çıkarıyoruz Kampanya stoklarla sınırlı olup, stok bitiminde mal fazlasız olarak satılacaktır Kod K2052 Ürün Adı Fotokopi Kağıdı / A4 - 80 gram Birim MF MF’li Birim 6.75 5+1 5. 62 Değerli Ortağımız; Fotokopi Kağıdı A4 80 Gramda 5 + 1 Mal Fazlası ile kampanya çıkarıyoruz Kampanya stoklarla sınırlı olup, stok bitiminde mal fazlasız olarak satılacaktır gazeteedak 37 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sigortacınız diyor ki! Bunları Biliyor Muydunuz? Mesleki Risklerinizi ve SGK Kesintilerinizi Sigortalatabileceğinizi Biliyor Muydunuz ? Aysun Uysal Tek Sigorta Satış Pazarlama Bölge Temsilcisi [email protected] Tel: 0 232 472 25 00 MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI Günümüzde pek çok meslek grubu faaliyetlerinden dolayı olaşabilecek riskleri sigortalatmaktadır. Hatta devletin zorunlu tuttuğu meslek grupları da mevcuttur. Eczacılık da artık risklerini sigortalatabilen meslekler arasındadır. Eczacı Mesleki Sorumluluk Sigortasıyla , Eczacı ve SGK ’lı çalışan eczane teknisyenleri mesleki faaliyetlerini yerine getirirken yapacakları mesleki hatalardan dolayı açılacak maddi , manevi tazminat talepleri , SGK fatura kesintileri ,Avukatlık masrafları güvence altındadır. SİGORTA Mesleki Sorumluluk Sigortanızı TEK Sigorta’dan temin edebilirsiniz. Acenteliği Ltd. Şti. Herkes için Mutlu Emeklilik! KONUT SİGORTASI NELERİ KAPSAR ? İster ev sahibi olun ister kiracı evinizin ya da eşyanızın uğrayabileceği zararlara karşı önemlinizi bugünden alabilirsiniz. Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık Tek Sigorta’da! Evinizi , yangın ,hırsızlık , sel ve su baskını , deprem , infilak ,cam kırılması , doğal afetler ,gıda bozulması , terör vb. gibi risklere karşı güvence altına alabilirsiniz. Konut poliçesinde bulunan yardım paketleriyle anlaşmalı bölge dahilinde ücretsiz çilingir, elektrik işleri , tesisat işleri hizmetlerinden de yararlanabilirsiniz. Gelin, geleceğinizi beraber planlayalım… Ayrıntılı Bilgi için; 0232 472 25 00 0232 475 25 02 [email protected] www.teksigorta.com.tr Konut sigortasıyla evinizin ve eşyalarınızın yanı sıra , sorumluluk teminatlarıyla sizden kaynaklı komşularınıza gelebilecek zararlar da sigorta kapsamındadır. ECZACILARIMIZA VE ECZANE ÇALIŞANLARINA ÖZEL İNDİRİMLİ KONUT SİGORTASI TEK SİGORTA’DA. BİR KURULUŞUDUR gazeteedak 38 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ NEDEN STOK YÖNETİMİ? Merhaba; Bu yazıdaki amacımız; eczacılarımızın çok önemli olduğunu bildiği fakat çoğu eczacımızın ertelediği ya da bir şekilde devamlılığını sağlayamadığı, özellikle son zamanlarda önemini daha fazla arttıran “Stok Yönetimi” konusunda hatırlatma yapmaktır. Murat Çelikli EDAKOM alış ve özellikle satış faturalarında gerekli değişikliklerin yapılması, muhasebe ile entegre bir otomasyon programının oluşturulması gibi bazı düzenlemelerin yapılması zorunluluğu vardır. Bu yazılımlar zaten eczaneler tarafından kullanılmaktadır. İsimleri farklı ama yaptığı iş genel olarak hepsinde aynıdır. Fakat kullanılmakta olan eczane otomasyon programlarının yeterince bilinmemesi, program değişikliklerinde yaşanan adaptasyon sorunu, eczaneye yapılan tüm giriş ve çıkışların tam ve doğru olarak programa entegre edilmemesi gibi sorunları uzun zamandır gözlemlemekteyiz. Bildiğiniz gibi son zamanlarda Sağlık Bakanlığı’ nın yürütmekte olduğu sağlık politikaları sonucu ilaç kâr oranları sürekli düşmekte, kurum iskonto oranları artmaktadır. Bunlarla birlikte sürekli artan işletme maliyetleri, kurum geri ödeme süreleri gibi birçok nedenden dolayı eczanelerin belki de her işletmeden daha fazla kâr-zarar durumunu takip etmesini gerektirmektedir. Bunuda sağlamanın en önemli faktörü; doğru ve devamlılığı sağlanabilen stok yönetimidir. Kâr marjı daha yüksek olan; ıtriyat, dermokozmetik, protez ve medikaller yanında, bitkisel çayların bile ilaçlara göre daha geniş bir kitleye hitap etmesi eczaneye giren tabiri yerindeyse sıcak paranın girişini ciddi anlamda etkilemekte ve bunların takibinin önemini artırmaktadır. Burada belirttiğimiz ve üzerine ekleyebileceğimiz birçok önemli nedenin bilinmesine rağmen eczacılarımız tarafından bize yöneltilen “neden başaramıyoruz” sorusuyla sürekli karşılaşıyoruz. Öncelikle eczanenin her şeyden önce kâr amacı güden bir işletme olduğunu ve yıllık eczacı kârının (yıllık ilaç satış kârının) doğru ve gerçeğe uygun olarak belgelenebilmesi için yıl sonunda KDV’den arındırılmış ilaç stok tutarının sayımla belirlenmesi gerekmekte olduğu gerçeğini unutmaması gerekiyor. Yapılan araştırmalardan çıkan sonuç; eczane işletmelerinde sürekli envanter yönteminin uygulanması hem eczacılık kârının hem de stok şişmesinin önlenmesi açısından uygulanabilecek en uygun uygulama olduğu görülmüştür. Bu uygulamanın yapılabilmesi için eczane işletmelerimizin AYIN İPUCU Sonuç olarak sürekli değişen ekonomik değerler ışığında bir eczanenin kâr ve zararını görmesi her geçen gün önemini arttırmaktadır. Satılmayan fakat raflarda duran, miadı dolarak atıl hale gelen vb toplamda ekonomik anlamda eczaneyi ciddi zararlara sokan bu sorunlardan kurtulabilmek için stok takibi konusunun bilincine daha fazla varılarak eczacı ve eczane teknisyenleri ile sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir. Edakom olarak stok sayımı ve yönetimi konusunda uzman kadromuzla gerekli eğitim desteği siz değerli eczacılarımıza vermekteyiz. Bunda ki amacımız eczanenizin kâr ve zararını kontrol altına almanızı sağlayarak işletmenizin devamlılığında sizlere yardımcı olmaktır. gazeteedak 39 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız Esin Kıraç Eczanesi Ecz. Esin Kıraç Seyhan Adana Çubuk Eczanesi Ecz. Gülce Çubuk Çay Afyonkarahisar Kumru Eczanesi Ecz. Alpaslan Kumru Afyon Merkez Afyonkarahisar Akdenizli Eczanesi Ecz. Sevdanur Akdenizli Alanya Antalya Damlataş Eczanesi Ecz. Bahattin Akbay Alanya Antalya Kumköy Eczanesi Ecz. Filiz Aydemir Manavgat Antalya Çıray Eczanesi Ecz. Selma Çıray Antakya Hatay Barış Eczanesi Ecz. Pınar Peynircioğlu Karabağlar İzmir Bayram Eczanesi Ecz. Banu Papatya Bayram Buca İzmir Narlıdere Eczanesi Ecz. Baransel Akıncı Narlıdere İzmir Nefes Eczanesi Ecz. Ramadan Ataseven Rezanko Karabağlar İzmir Yılman Eczanesi Ecz. Nigar Yılman Fethiye Muğla Medikal İpucu ekstansor adeleler epikondil tendon ağrı bölgesi EPİKONDİLİT BANDI (Tenisçi Dirsekliği) • Üç başlı silikon pet desteği ile epikondilit başlarına içten baskı ve kompresyon uygulama imkanı verir. • Epikondilit tedavisinde kompresyon uygulayarak tendonlardaki yükü azaltır. • Tenisçi dirsekliği hastalığı olarak bilinen hastalığın tedavisinde kullanılır Söz ‘’Güç, fiziki kapasiteden değil, boyun eğmeyen iradeden gelir.’’ Mahatma Gandhi ÖZGÜR KÖŞE Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı [email protected] e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır. gazeteedak 40 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Tüm Bilişim İhtiyaçlarınız, Tek Bir Çatı Altında ! edakomonline.com - 0850 222 3356 - 0 232 472 2930 SUPERONLINE Ses Abonesi Olun, EDAK ile Ücretsiz Konuşun! 385,50TL +%18KDV 385,50TL Ürün Kodu: K3419 0850 222 3325 25TL 0850 222 EDAK Edakom ADSLKampanyası ile Dünya parmağının ucunda! 29,90’DAN BAŞLAYAN FİYATLARLA! +%18KDV Ürün Kodu: K3422 MB451DN MFC LASER YAZICI ML1120 NOKTA VURUȘLU YAZICI Baskı - Tarama - Kopyalama - Faks – Eposta. 29 sayfa baskı hızı. Standart Ağ Bağlantısı. Standart çift taraflı baskı, tarama ve kopyalama. PC to Faks. Kimlik Kopyalama İğne Sayısı:9. Kolon Sayısı:80. Maksimum Baskı Hızı: 375 KARAKTER/SN. Paralel+Seri+USB arabirim JENERATOR AKSA AAP 8000E BENZİNLİ Elektrikli FUJITSU L20T-2 20” LED,1600x900 2000TL Ürün Kodu: K4096 Ayrıntılı Bilgi için edakom.com.tr sitesini ziyaret edin! 197,97TL +%18KDV Ürün Kodu: K4075 Ekran Boyutu: 20” Wide. Maximum Çözünürlük: 1600x900 pixel. Tepki Süresi: 5 ms. Parlaklık Oranı: 250 cd/m. Kontrast Oranı (maks): 5,000,000:1. Renk: Parlak Siyah. Hoparlör:Var. Tanzim ve Teşhir Ürünleri A4 A4 AFİŞ ÇERÇEVESİ Ürün Kodu: K4566 A4 Kırmızı afiş çerçevesi. Ürün Kodu: K4581 A4 Şeffaf afiş çerçevesi. 1,72 +%18KDV MF10+1 MF20+3 MF30+5 KANALLI PANO DUVAR ASKISI 25cm Ürün Kodu: K4596 20cm Ürün Kodu: K4572 RAF ÖNÜ PROFİLLERİ Cam Raf Ürün Kodu: K4563* Ahşap Raf Ürün Kodu: K4561* 39mm yükseklikte etiketlere uygun raf önü profili. (1 metre birim fiyatıdır) 1,67 +%18KDV ASI DOLABI UGUR USS374 DTK- YG Ürün Kodu: K5100 374 litre hacimli, tek kapılı, ürünlerin göz alıcı görünmelerini sağlayan floresan iç aydınlatma. Tümü kilit donanımlı kapı modelleri. 3,43 945,35 +%18KDV +%18KDV HAP KIRICI DR.PLUS İLAÇ TAŞIMA KUTUSU DR.PLUS SET- 5 PLUS 4’LÜ+ MİNİ 3’LÜ Ürün Kodu: K4545 Ürün Kodu: K4549 İnsan sağlığına elverişli orijinal hammadde ile üretilmiştir.BPA ve PVC içermez. Günlük 4’lü plus - 12’li kutu + Günlük mini 3’lü - 24’lü kutu 4,40 22,35 +%18KDV +%18KDV Sipariş üzerine getirilmektedir, renk seçenekleri bulunmaktadır. Sipariş üzerine getirilmektedir, renk seçenekleri bulunmaktadır. 172,23 +%18KDV +%18KDV NE YAKA KARTI AKRİLİK MIKNATISLI Ürün Kodu: K1219 *** ÖNEMLİ NOT*** KALP PİLİ KULLANANLARIN YAKA KARTI MIKNATISLI OLDUĞUNDAN DOLAYI KALP ÜSTÜNE TAKMASI SAKINCALIDIR. ECZACI ÖNLÜK BAY-BAYAN Yazlık ve kışlık olarak beden seçenekleri bulunmaktadır. Bedenler ve Fiyatlar için mavikasa’yı ziyaret edin. 278,07 5,52 +%18KDV Eczane içi teşhir ürünlerinin tümü www.mavikasa.com’da +%18KDV Ecz. Emre BACANAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ecz. Ayşem Jale KIHTIR E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ PASPAS ECZANE LOGOLU Ürün Kodu: K4030 60x90 cm ebadında 41,04 +%18KDV CEPTE EDAK hariç tüm fiyatlara KDV ilave edilecektir. Fiyatlar MF’li peşin fiyatlardır. Edak Ecza Koop. adına Sahibi: gazeteedak +%18KDV KT 29,10 MÜŞTERİ KARŞILAMA KOLTUĞU SEHPALI İKİLİ Ürün Kodu: K3611 2,23 ÖR Beden seçenekleri bulunmaktadır. KOLLU OFİS SANDALYE Ürün Kodu: K3604 Çanta ve cebinizde her yere rahat taşıyabileceğiniz ebattadır.BPA ve PVC içermez.İnsan sağlığına elverişli orijinal hammadde ile üretilmiştir.1 pakette 12 adet ürün bulunmaktadır. İR V-YAKA TAKIM UNISEX Ürün Kodu: K1627 S Ürün Kodu: K1643 M Ürün Kodu: K1644 L Ürün Kodu: K1645 XL İLAÇ TAŞIMA KUTUSU DR. PLUS 7 GÜN Ürün Kodu: K4526 Genel Yayın Koodinatörü ve Editör: Ayşe Yeşim ERDEMİR Yönetim Yeri ve İletişim: EDAK Ecza Koop. Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak No:4 Işıkkent - İzmir Tel : 0 232 488 19 19 Faks : 0 232 472 15 75 [email protected] http://www.edak.org.tr Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına, Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR) Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Caddesi No: 94 BEGOS 3. Bölge Buca / İzmir Tel: 0.232 290 33 11 Baskı Tarihi : 29 Nisan 2013
Benzer belgeler
EDAK`ın gelecek stratejisini iki model üzerinden kuruyoruz
bir yenisini daha ekledi. Ve EDAK Rafı projesi kapsamında hazırlanan “EDAK Rafı” eczanelerimize yerleştirilmeye başlandı. EDAK Raf’larının eczanelere
yerleştirilmesine eşlik eden Başkan Emre Bacana...
edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
günü 20:30-21:30 saatleri arasında İzmir Işıkkent’teki merkez binasının ışıklarını söndürerek katkı sağladı.
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem jale Kıhtır,
konuyla ilgili yaptığı açıklamada, E...
EDAK Bölge Meclisleri
başdanışmanı Prof. Dr. Hüseyin Polat aracılığıyla EDAK’a gelen Mısırlı Kooperatifçilerin ziyareti ve Haziran ayında Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nun EDAK ve
eczanelerimizi ziyaretleri planlanıyor. Ayr...