Prestij Fabrikası
Transkript
Prestij Fabrikası
SARTEN WORLD 2012 / 04 Sarten Ambalaj iç iletişim yayınıdır 4 ayda bir yayınlanır Sarten Karacabey Dairy Pak Prestij Fabrikası * Polisan CEO’su Erol Mizrahi’den yeni dönem büyüme planları * Kozmetikte doğal trend * Yeni Türk Ticaret Kanunu ne getirecek? www.sarten.com.tr Editör Kaliteyle geçen 40 yıl 2012 yılı bizim için özel bir yıl... Sarten World’ün geçtiğimiz sayısında da paylaştığımız gibi 40’ıncı yılımızı kutluyoruz. Biz kurumsallaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir aile şirketiyiz. 70’li yılların başında kurucumuz Yusuf Sarıbekir’in başlattığı serüvenimizde, 40 yılı geride bıraktık. Bu 40 yılda, çalışarak, daima işimize yatırım yaparak büyüdük. Bugün ambalaj sanayiinde Türkiye’nin en büyüklerinden biriyiz. Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’dan Ortadoğu’ya geniş bir coğrafyada faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Dünyanın önde gelen gıda, kozmetik ve endüstriyel ambalaj üreticilerine hizmet veriyoruz. İhracat rakamlarımız hızla büyüyor. Biz ambalajın süpermarketiyiz. 2020’ye kadar 1 milyar dolar cirolu bölgesel bir dev olmak istiyoruz. Bu hedefimize siz değerli çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte ulaşacağız. Geride bıraktığımız 40 yılı kendimizi sürekli geliştirerek, büyümemize ivme kazandırarak, sunduğumuz ürün ve hizmetleri çeşitlendirerek geçirdik. Bunda elbette ki bizimle birlikte bu serüveni paylaşan müşterilerimiz, tedarikçilerimiz ve çalışanlarımızın payı büyük. Ancak kaliteli üretim anlayışının Sarten sürdürülebilirliğinde anahtar rol oynadığı da bir gerçek. Sarten, kurulduğu ilk günden bu yana kaliteli ürün ve hizmet sunumuyla müşterilerine hizmet vermeyi başarmış bir şirket. Kaliteli üretim anlayışımız, mevcut müşterilerimizin bize daha fazla bağlanmasını, potansiyel müşterilerimizle de yollarımızın kesişmesini sağlamış durumda. Sarten ailesi olarak kalitede ulaşılacak bir sınır olmadığı görüşündeyiz. Bu nedenle kendi içimizde sürekli bu alanda çalışmalar yapıyor, yeni projeler üretiyoruz. Amacımız ise sektörümüzde kaliteli hizmet ve ürün anlayışımızla fark yaratmak ve bu anlamda rekabet avantajı sağlamak. Biz Sarten ailesi olarak uzun yıllardır “hız, kalite, uygun fiyat ve çevre” odaklı bir felsefeyle hareket ediyoruz. Bu felsefemiz gelecek stratejimizin de ana hatlarını oluşturacak. Önümüzdeki 40 yıllara da bu anlayışla ulaşacağız... Sarten World’ün dördüncü sayısıyla karşınızdayız. Keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz. Saygılarımızla Sarten World Yayın Kurulu 2012/04 - SARTEN WORLD 1 İçindekiler KÜNYE 06 İmtiyaz sahibi 04 Sarten’den haberler 34 Doğru beslenme sırları Ambalajın ay yıldızları açıklandı Sarten’den kalite atağı Sektörünün öncüsü oldu Sarkap fabrika müşterilere eğitim verdi Kurumsal diyetisyenlik ve kişisel özel diyet danışmanlığıyla tanınan Diyetisyen Canan Aksoy, doğru beslenme için soframızdan eksik etmememiz gereken gıda gruplarını anlattı. 06 Prestij fabrikası 38 40. yıl etkinlikleri devam ediyor Sarten Karacabey Dairy Pak, geçtiğimiz mart ayında faaliyetine başladı. Fabrikada, başta süt ve süt ürünleri olmak üzere Türkiye’nin büyük şirketlerine yönelik üretim yapılıyor. Sarten Ambalaj, kuruluşunun 40. yılı nedeniyle kendi iç müşterileri olan Sarten ailesine yönelik etkinliklerine kurumsal piknik organizasyonuyla bir yenisini daha ekledi. 12 “Amacımız rekabet avantajı sağlamak” 40 Bursa’nın camileri Teknoloji artık sektör bağımsız herkesin önceliği... Sarten de kuruluş aşamasından bugüne kadar geliştirdiği bilgi işlem teknolojileriyle rekabetin gerisinde kalmamayı amaçlıyor. 12 16 “5 yılda 2 kat büyüyeceğiz” Boya sektörünün önde gelen oyuncularından Polisan’ın CEO’su Erol Mizrahi’nin gelecek hedefleri oldukça iddialı. 5 yılda 2 kat büyüme planı üzerine şirketi yapılandırmış durumda. 20 “Kontrollü büyümeyi seviyoruz” Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan Bursa, inanç turizmiyle de ön planda. Yaklaşık 1620 adet camisiyle bu alanda görkemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasından Bursa Ulu Cami, Gazi Orhan Camii ve Yeşil Cami’yi inceledik. 42 Sürdürülebilir çevre için geri kazanım ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 400 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını sağladı. Geri kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı yaklaşık 1 milyar TL değerinde. 44 Güneşi geç batan ülke Burcu Gıda, Balıkesir’in önemli gıda şirketlerinden biri. Onlarca kategoride 400 çeşit ürünü var. 58 ülkeye ihracat yapıyor. Şirketin kaptan köşkünde oturan Burcu Gıda Genel Müdürü Cemil Bahadır’la şirketinin hızlı büyüme sürecini, iş yapma felsefesini konuştuk. . 46 “Devir” görücüye çıktı 48 English Summary 24 Doğal kozmetik Sektörün önde gelen oyuncularından CreaCosmetic, Biocura ve Gata Kimya, kozmetikteki yeni trendleri dergimize anlattı. Her 3 firmanın temsilcisi de doğal ürünlerin payının sektör içinde artacağını düşünüyor. 28 “Farkımız müşteri odaklı fiyatlandırma” Dünyada endüstriyel yağ sektörünün önde gelen oyuncularından LTD BSV-CHEM son dönemde geliştirdiği yeni ürünleriyle ön planda. Şirketin CEO’su Valery Proshyn, sektördeki en büyük farklılıklarını ve gelecek döneme ilişkin planlarını anlattı. 34 38 SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. adına Zeki Sarıbekir Yayın Kurulu Zeki Sarıbekir Zeren S. Güzelbahar Banu Bayıksel Ebru Tayman Editörler Banu Bayıksel, Ebru Tayman Ayşe Işık, Nesrin Kaya Tasarım Tolga Çoruh Fotoğraf Çağrı Kılıçcı Baskı Karagön Ofset ve Matbaacılık Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. Cemal Nadir Sok. No:24 Eminönü/Cağaloğlu - İstanbul Tel: 0212 511 27 29 İletişim Müjde Kösemen SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Merkez Tel : +90 212 275 76 60 Faks : +90 212 272 34 17 Adres : Barbaros Bulvarı, No:68/7 34349 Balmumcu İstanbul / TÜRKİYE E-mail : [email protected] www.sarten.com.tr SARTEN WORLD 30 “Rekabet gücü artacak” 2 31 yıldır iş dünyasına denetim, vergi ve mali hukuk, danışmanlık ve eğitim alanlarında hizmet veren PwC’nin Türkiye Denetim Hizmetleri Ortağı Burak Özpoyraz’la yeni Türk Ticaret Kanunu’nu konuştuk. SARTEN WORLD - 2012/04 2012/04 - SARTEN WORLD 3 Sarten’den Haberler WD 40 DENETİMLERİ KALİTEYİ GÖSTERDİ Sarten Silivri Fabrikası dünyanın değişik yerlerinde dolum yaptıran WD 40 şirketine kutu üretebilmesi için şirketin kendisi tarafından denetlendi. Yüksek standartlara sahip ve büyük miktarlarda üretim yapan şirket, daha önce iki kez denetimden başarıyla geçen Sarten Silivri Fabrikası’nı sistem denetimini yapmak üzere 23-24 Temmuz tarihinde ziyaret etti. Üç başarılı denetim sonrasında Sarten, çalışılabilecek şirketler listesine girmeye hak kazandı. Şirketle Sarten’in 2013 yılında çalışmaya başlaması hedefleniyor. SARTEN WORLD 4 SARTEN WORLD - 2012/04 ŞAMPİYONADAKİ YERİNİ GÜÇLENDİRDİ SARTEN ROSUPAK FUARI’NDA S arten, 18-22 Haziran 2012 tarihleri arasında Moskova’da düzenlenen ve dünyanın pek çok ambalaj T emmuz ayında gerçekleştirilen Işıklar Dünya Offshore 225 Şampiyonası’nın 6’ncı yarışı Van-Erciş Grand Prix’inin lideri şampiyonada hegemonyasını devam ettiren ECI Cosmetics Men takımı oldu. Sarten’in teknelerine sponsor olduğu Kerem Tuncer-Alpay Akdilek ikilisi 36.13.062’lik zamana imza atarak şampiyonadaki yerini güçlendirdi. Tuncer ve Akdilek ikilisi üst üste birincilik alarak sezon başı itibarıyla 6’ncı kupalarını almış oldu. SEKTÖRÜNÜN ÖNCÜSÜ fuarına katıldı. Sarten’in yeni ve teknolojik ürünleri büyük ilgi gördü. Rusya’nın ticari konumu itibarıyla katılan şirketler açısından büyük önem taşıyan fuarda Sarten’in ürünlerine ilgi büyüktü. S arten, uzun dönemli başarının kalite ve çalışan memnuniyeti olduğu gerçeğinden yola çıkarak şirket başkanı Zeki Sarıbekir’in ve üst yönetimin imzaladığı bir kalite bağlılık duyurusu hazırladı. Sarten bünyesinde kalite farkındalığı ve duyarlılığını geliştirmek için KALİTEM A isimli bir çalışma da yine üst yönetimin liderliğinde başlatıldı. Bu çalışma kapsamında önce şirket çalışanlarının ağzından “A Kalite” hedefini arten Ambalaj, her yıl yayınlanan 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sonuçlarına göre, 2010 yılında 127’nci sırada yer alırken, 2011 yılında 126’ncı sıraya yerleşti. Türkiye’nin en büyük 500 özel şirketinin 13 yıldır sıralandığı Capital 500 sıralamasında ise Sarten Ambalaj, ambalaj kategorisinde tüm rakiplerini geride bırakmayı başardı. 2010 yılına göre cirosal anlamda yüzde 32,1 büyüme gerçekleştirerek Türkiye’nin en büyük özel kuruluşları listesinde 240’ıncı sırada yer almasıyla dikkat çekti. AMBALAJIN AY YILDIZLARI AÇIKLANDI T 2012 Uluslararası Ambalaj SARTEN’DEN KALİTE ATAĞI S SE ve Ambalaj Sanayicileri Derneği tarafından düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2012 yarışması sonuçlandı. Düzenlenen törenle, Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nın şirketinin katıldığı Rosupak ödülleri sahiplerini buldu. 3 Eylül 2012’de Four Seasons Hotel’de yapılan ödül töreninde Sarten, ambalaj malzemeleri ve satış sonrası sergileme, sunum ve muhafaza ürünleri kategorilerinde 2 farklı ödül almayı başardı. Sarten, Sarkap fabrikasında üretilen Gold Kimya Kapaklı Ayakkabı Cilası ile gümüş, Petpak fabrikasında üretimi yapılan Akaş Akbalık Pet Jeep Kavanoz’la bronz ödül almaya hak kazandı. dile getiren, ortaya çıkarılan ürün ve hizmet kalitesinin aynı zamanda çalışanın kalitesi olduğunu vurgulayan bir kısa film hazırlandı. Bu film, uyumu ve takım çalışmasını vurgulayan bir başka kısa filmle birlikte her seviyedeki Sarten çalışanına gösteriliyor. Kalitem A kampanyası boyunca tüm Sarten fabrikalarında çalışanlarla yoğun bir etkileşim sağlanması, afişler hazırlanması, iyileştirme çalışmaları başlatılması amaçlanıyor. SARTEN ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU Sarten, mayıs ayında Silivri Belediyesi’nin düzenlediği kariyer günleri etkinliğine katıldı. Özellikle yeni mezunların büyük ilgi gösterdiği etkinlikte Sarten yetkilileri, öğrencilere ve kariyerini ambalaj sektöründe devam ettirmek isteyen kişilere bilgi verdi. 3 gün süren etkinlikte Sarten, çoğunluğu üniversite mezunu olan toplamda 39 kişiden cv topladı. SARKAP FABRİKA MÜŞTERİLERE EĞİTİM VERDİ S arten, Sarkap fabrikasındaki eğitim salonunda müşterilerine, kavanoz kapakla konserve kutuları kapsayan üretim ve dolum işlemleri eğitimi verdi. 33 farklı şirketten, 117 çalışanın katıldığı eğitim, Sarten’in kalite standartlarına verdiği önemi bir kez daha gösterdi. Sarten, verdiği bu eğitimlerle hem mevcut müşterilerini etkilemeyi hem de potansiyel müşterileri kendisine yönlendirmeyi başardı. SARTEN WORLD 2012/04 - SARTEN WORLD 5 Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak Prestij Fabrikası Sarten Karacabey Dairy Pak, geçtiğimiz mart ayında faaliyetine başladı. Fabrikada, başta süt ve süt ürünleri olmak üzere Türkiye’nin büyük şirketlerine yönelik üretim yapılıyor. Sarten Ambalaj Plastik Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz, “Karacabey’de böyle bir yatırımın yapılması, müşterilerimize yakın olma ve böylece onların isteklerine daha hızlı ve etkin çözümler getirme avantajı getirdi” diyor. Lekesiz’e göre Karacabey Dairy Pak, Sarten’in 40 yıllık deneyiminin sonucu olarak kurulan bir prestij fabrikası. B Karacabey Dairy Pak’a BRC ve TESCO standartlarında üretim yapabilmesi için yaklaşık 10 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. 6 SARTEN WORLD - 2012/04 ursa Karacabey, Sarten için çok önemli bir ilçe. Çünkü Karacabey’de Türkiye’nin önemli gıda üreticilerinin üretim tesisleri bulunuyor. Bu nedenle Sarten, bu bölgedeki ilk fabrikası olan Sarten Karacabey’de, 1997’den bu yana Tat, Tamek, Dardanel, Tukaş gibi Türkiye’nin önde gelen gıda şirketleri için teneke kutu üretiyor. Sarten Karacabey Dairy Pak ise Sarten’in Türkiye’deki 9 fabrikasından biri. Mart 2012’de faaliyete başlayan, açılışı Mayıs 2012’de yapılan fabrika, daha çok süt ve süt ürünlerindeki yüksek kalite ve hijyen standartlarını karşılamak üzere kuruldu. Yani bir anlamda uzman bir fabrika. Süt ve süt ürünleri kategorisinde Nestle, Yörsan, Sütaş, Pınar, Sek gibi Türkiye’nin 2012/04 - SARTEN WORLD 7 Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak “Sarten Karacabey Dairy Pak, bugün dünyada kullanılan en iyi makineleri, yardımcı tesisleriyle ve altyapısıyla rakiplerinden daha üstün konumda.” HANGİ PROJELER GÜNDEMDE? TASARRUF PROJELERİ Dairy Pak’ta bir süredir enerji tasarruf projeleri gündemde. Bu projeler sonucunda enerjide şimdiden yüzde 15’lik bir tasarruf sağlandı. SARTEN WORLD Sarten ekibi Karacabey Dairy Pak açılışında bir araya geldi. Sarten Karacabey Dairy Pak’da şu anda yıllık 8 bin 500 ton PP hammadde işleme kapasitesi mevcut. Bu kapasitenin 2013 yılında 10 bin tona çıkarılması planlanıyor. önemli şirketlerine hizmet veren Karacabey Dairy Pak’a BRC ve TESCO standartlarında üretim yapabilmesi için yaklaşık 10 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Sarten Ambalaj Plastik Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz, yatırım için Karacabey’in seçilmesinin nedenini şöyle anlatıyor: “Karacabey, gıda üretimi yapan müşterilerimizin yoğun olduğu bir bölge. Bu bakımdan Karacabey’de böyle bir yatırımın yapılması müşterilerimize yakın olma ve böylece onların isteklerine daha hızlı ve etkin çözümler getirme avantajı getirdi. Müşterilerimizle bir iş ortağı anlayışıyla çalışmamızı sağladı.” Sarten bu yatırımıyla daha önce farklı lokasyonlarda üretilen enjeksiyon ambalaj ve kapakları, daha yüksek standartlarda, uzman ve deneyimli bir mühendis ve teknisyen kadrosuyla ve altyapısıyla bir araya getirmeyi amaçlıyor. Böylece düşük maliyetli, daha kaliteli ve hijyenik bir üretim ortamı sağlamak da planlar arasında. 8 SARTEN WORLD - 2012/03 KAPASİTE ARTIRILACAK Fabrikada şu anda yıllık 8 bin 500 ton PP hammadde işleme kapasitesi mevcut. Bu kapasitenin 2013 yılında 10 bin tona çıkarılması planlanıyor. Sarten Ambalaj Plastik Ambalajlar Direktörü Ziya Lekesiz, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Karacabey fabrikamızda çok deneyimli ve konusunda uzmanlaşmış bir ekip oluşturuldu ve BRC standartlarında bir üretim anlayışı hedeflendi. Amacımız, müşterilerimizin beklentilerini aşan bir hizmet anlayışıyla ucuz, kaliteli ve tam zamanında ve çevreci bir üretim gerçekleştirmek ve böylece Türkiye’de tercih edilen bir ambalaj üreticisi olmak.” Şu anda Karacabey Dairy Pak’ta 20 beyaz yakalı ve 58 kişi mavi yakalı olmak üzere toplam 78 kişi istihdam ediliyor. Bugün 6 gün 24 saat faaliyet gösteren fabrikada, 3 vardiya çalışma yapılıyor. Yıl sonuna kadar ise 4 vardiyalı sisteme (7 gün/24 TAKIM ÇALIŞMALARI Ayrıca Kaizen, SMED, süreç analizleri ve yalın üretim gibi konularda takım çalışmaları da yapılıyor. Koruyucu ve önleyici bakım çalışmalarıyla duruş zamanlarını en aza indirgemek de hedeflerimiz arasında yer alıyor. SARTEN WORLD 2012/03 - SARTEN WORLD 9 Üretim&Teknoloji / Sarten Karacabey Dairy Pak “Karacabey fabrikasında amacımız, müşterilerimizin beklentilerini aşan bir hizmet anlayışıyla ucuz, kaliteli ve tam zamanında ve çevreci bir üretim gerçekleştirmek ve böylece Türkiye’nin tercih ettiği ambalaj üreticisi olmak.” SARTEN WORLD saat) geçilmesi planlanıyor. Her vardiya, bir ekip liderinin sorumluluğunda çalışmalarını sürdürüyor. Ziya Lekesiz, “Yeni fabrikamızda kadroları oluştururken önceliği eski çalışanlarımıza verdik” diyor ve ekliyor: “Onların en iyilerini bir araya getirdik. Dışarıdan konusunda başarısını kanıtlamış, deneyimli insanları da kadrolarımıza aldık. Bu konuda eğitim ve deneyim konularına en üst düzeyde önem verdik.” YENİ HEDEFLER Sarten Karacabey Dairy Pak’ta yeni kalıp ve makinelerin de devreye alınmasıyla birlikte yüzde 85’in üzerinde bir kapasite kullanımı yakın zamanda gerçekleştirilecek. 2013 yılında yeni makine ve kalıp yatırımlarıyla fabrikanın pazar payının ikiye katlanması hedefleniyor. Önümüzdeki 5 yılda Dairy Pak’ın yeni yatırımlarla ve ürün gamıyla konusunda lider konuma ulaşması planlanıyor. Kapasite kullanımında ise yüz10 SARTEN WORLD - 2012/03 de 90 seviyelerine ulaşma hedefi mevcut. Ziya Lekesiz, “Artan hizmet kalitesi ve hızıyla ambalaj kullanıcılarının bir numaralı tercihi olacağız” diyor. Dairy Pak’ın Sarten’in 40 yıllık deneyiminin sonucu olarak kurulan bir prestij fabrikası olduğunu söyleyen Lekesiz, “Sarten, burada oluşturduğu BRC standartlarına uygun üretim anlayışını en kısa zamanda diğer fabrikalarına da uyarlamayı hedefledi” diyor. Makine parkının büyütülmesi planlanan fabrikada, ürün yelpazesinin artırılması için de yeni projeler üzerinde çalışılıyor. FARK NEREDE? Sarten Karacabey Dairy Pak fabrikasını benzerlerinden ayıran pek çok önemli özelliği var. Ziya Lekesiz’e göre en önemli özelliği, konusunda deneyimli ve uzman insan kaynakları. Yönetici, bunun yanı sıra fabrikanın, bugün dünyada kullanılan en iyi makineleri, yardımcı tesisleriyle ve altyapı- sıyla rakiplerinden daha üstün bir konumda olduğunu belirtiyor. Fabrikayı rakip fabrikalardan ayıran farkları ise Ziya Lekesiz, şöyle anlatıyor: “İnsan kaynaklarımız, Avrupa ve Japon menşeili makine parkımız, modern altyapı ve yardımcı tesislerimiz üretimde bizi rakiplerimizin bir adım önüne çıkarıyor. Sarten olarak müşteri odaklı yaklaşımlarımız ve müşterilerimiz gibi düşünebilme becerilerimiz sayesinde onlara rakiplerimizin sunamadığı hizmeti verebiliyoruz.” S Zeki Lekesiz, “Yeni fabrikamızda kadroları oluştururken önceliği eski çalışanlarımıza verdik” diye konuşuyor. TÜRK EKONOMİSİNE ÖNEMLİ KATKI AÇILIŞA FİKİR ÖNDERLERİ KATILDI Mayıs ayında fiilen üretime başlayan Sarten Dairy Pak’ın açılışına pek çok bürokrat ve fikir önderi katıldı. Açılışa, AK Parti Bursa Milletvekilleri Önder Matlı ve Hüseyin Şahin, Karacabey Kaymakamı Dursun Balaban, Karacabey Belediye Başkanı Ergün Koç, Silivri Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Kadir Baran, Silivri Belediye Meclis Üyesi İnci Aydar, Silivri Belediyesi Başkan Koordinatörü Mehmet Has, Silivrili işadamları, ambalaj sektörü meslek kuruluşları başkan ve temsilcileri, Sarten Holding yöneticileri ile Bursa ve Karacabey protokol üyeleri katıldı. HEDEF İSTİKRARLI BÜYÜME Kürsüye ilk olarak çıkan Sarten Ceo’su Zeki Sarıbekir, Türk ambalaj sektöründe önemli yere sahip olan Sarten’in istikrarlı bir şekilde büyümeğe devam edeceğinin mesajını verdi. Bursa Milletvekilleri Önder Matlı ve Hüseyin Şahin ile Kayacabey Kaymakamı Dursun Balaban ve Belediye Başkanı Ergün Koç ayrı ayrı kürsüye gelerek, artan fabrika sayısının Türk ekonomisine katkısından bahsetti ve Karacabey’e yapılan yatırımdan dolayı Sarıbekir ailesine teşekkür ettiler. 2012/03 - SARTEN WORLD 11 Departmanlarımız / Bilgi işlem Teknolojideki değişim ambalaj sektörüne de yansımış durumda. Bunun bilincinde olan Sarten Ambalaj, hammadde tedariği, satın alma yönetimi, üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerinde teknolojinin nimetlerinden faydalanıyor. Bunu da güçlü bilgi işlem kadrosuyla gerçekleştiriyor. Tüm bu süreçlerin her birinde etkin rol oynayan departman, 15 yıldır bilgi işlem müdürü Salim Selçuk “Amacımız rekabet avantajı sağlamak” Tonta’ya emanet. Tonta, bilgi işlem departmanının geleceğe yönelik hedeflerini, “Sarten’in her zaman rekabetin önünde olmasını sağlamak ve sektördeki lider konumunu pekiştirmesini sürdürmek” olarak özetliyor. T eknoloji artık sektör bağımsız herkesin önceliği... Sarten Ambalaj da kuruluş aşamasından bugüne kadar geliştirdiği bilgi işlem teknolojileriyle rekabetin gerisinde kalmamayı amaçlıyor. Sarten Ambalaj’ın bilgi işlem departmanı ise 15 yıldır Salim Selçuk Tonta’ya emanet. 6 kişilik tecrübeli kadrosuyla hizmet veren bilgi işlem departmanı, Sarten Ambalaj’ın hammadde tedariği, sipariş, satın alma yönetimi, üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerinin verilmesi konularında operasyonlar yürütüyor. Sarten Ambalaj, bulunduğu sektör ve yaptığı iş nedeniyle kapsamlı ve detaylı iş yapma sürecine sahip. Tüm bu süreçlerin her birinde bilgi işlemin nimetlerinden faydalanan şirket, yönetim sistemlerinin sürekliliğini, süreçlerin etkin olarak kullanılmasına ve 12 SARTEN WORLD - 2012/04 2012/04 - SARTEN WORLD 13 Departmanlarımız / Bilgi işlem “Son 5 yıl içinde yaptığımız BT yatırımı 2,5 milyon dolar. Bunun 1,7 milyon dolarlık kısmı ERP sisteminin alınması, geliştirilmesi ve donanım yapısı için harcandı.” SARTEN WORLD Salim Selçuk Tonta, Sarten’in rekabetçi olmasını sağlamak için çalıştıklarını söylüyor. geliştirilmesine teknolojik altyapısıyla katkı sağlıyor. Tonta, Sarten Ambalaj içinde yer alan departmanların iş yapış şekillerini belirleyici çalışmaların içinde bilgi sistemlerinin yer aldığını söylüyor. İŞLEMLER TEK ÇATI ALTINDA Sarten bilgi işlem departmanı oldukça geniş bir yelpazede hizmet veriyor. Tonta, bilgi yönetim sistemleri sipariş yönetimi, malzeme ihtiyacının belirlenmesi, satın alma yönetimi, üretim planlama, üretim, satış, lojistik ve finansal işlem süreçlerinin verimli, etkin, hızlı, doğru ve sistematik bir biçimde yapılmasını sağladıklarını söylüyor. Bunun yanında müşteri ilişkileri yönetim sistemleriyle de müşteri memnuniyetini hedeflediklerini belirtiyor. Bilgi işlem, Sarten’in tüm BT teknik altyapısının sürekliliğini de sağlıyor. Kullanıcı tarafında teknik problemlerin çözümleri, sunucu altyapısının bakım ve onarımı, network altyapısının sürekliliğinin sağlanması bunlara sadece birkaç örnek. Şirke14 SARTEN WORLD - 2012/03 tin kullandığı programlara gelince... Salim Selçuk Tonta, Sarten’in hızla değişen koşullara hızla cevap verebilmek, acil siparişler, yeni ürünlerin üretim programına alınması, fiyat optimizasyonu gibi değişen pazar koşullarını, beklenmeyen arızalar gibi üretim koşullarını yönetmek üzere 2008 yılında Microsoft Dynamics AX ERP yazılımını kullanmaya başladığını söylüyor. Tonta’ya göre işletmelerin doğru stratejik karar vermesinde kullandığı en değerli kaynak işletmenin elinde olan veri. Bu nedenle ERP sistemleri büyük önem taşıyor. ERP sistemleri sayesinde tüm işlemler tek çatı altında toplanıyor ve tüm modüllerin birbiriyle tam entegre olması sağlanıyor. Tonta, “Etkin kullanılan bir ERP sistemi şirketin tüm kararlarının etkin verilmesine neden olacaktır” diye konuşuyor. Sarten Ambalaj’da malzeme girdi aşamasından, üretim, satış, finansal işlemler ve satış sonrası işlemlerde tüm departmanlarda Axapta kullanılıyor. Mail trafiği ise Microsof Exchange ve Blackberrry sunucuları üzerinde yönetiliyor. Günümüzün en önemli konularından biri olan bilgi güvenliği ve sürekliliği aşamalarında Symantec, Trend Micro, Mcafee ve Checkpoint kullanılıyor. Aynı şekilde ERP sistemi kullanıcı bilgisayarları ve bunlar üzerinde güvenlik yazımları bu network yapısıyla İstanbul merkez üzerinden çalışıyor.” MÜŞTERİYİ DİNLİYORUZ Salim Selçuk Tonta, CRM tarafında Axapta üzerinde mevcut olan yapıyı geliştirdiklerini söylüyor. “2012 yılının başında ‘Müşterinin Sesi’ adını verdiğimiz projemizle müşterilerimizle etkin bir iletişimi amaçladık” diye konuşuyor ve ekliyor: “Şirketlerin web sitesi oluşturmasıyla ürün, hizmet, haber, duyuru ve daha bir çok alanda müşterilerine daha hızlı ve kolay ulaşabilmesi verimliliklerini artırıyor. Müşterinin sesi projemizde yeni yıl itibarıyla güncellemiş olduğumuz web sitemize müşterilerimizin şikayet, öneri ve görüşlerinizi iletebileceği ‘Müşterinin Sesi’ bölümünü ekledik ve bunu Axapta üzerinde geliştirdiğimiz CRM ile bütünleştirdik. Müşterilerimizin web sitemizden yapacağı tüm bildirimler pazarlama, kalite ve üretim gibi ilgili departmanlara anında iletiliyor. Sarten Ambalaj’ın özellikle son yıllardaki ölçek büyümesine paralel bilgi işlemin de yükü artıyor. Tonta, sürekli gelişen ve büyüyen bir şirketin bilgi işlemini nasıl yönettiklerini ise şöyle anlatıyor: “Sarten sürekli büyümesinin yanı sıra coğrafi konum olarak da önemli bir alana yayılmış durumda. Adana, Manisa, Ayvalık, Karacabey, Gemlik, Çorlu ve Silivri gibi coğrafi olarak birbirinden uzak şehirlerde fabrikalara sahip. Bunu yönetebilmek için 2001 yılında merkezi yapıya geçtik ve tüm fabrikalarımızı data hatlarıyla İstanbul merkeze bağladık. 2008 ve 2010 yılında yaptığımız revizyonla tüm data bağlantılarımızı 10 mgb. radyo link ve fiber optik bağlantılara çevirdik. Tüm internet, mail hizmeti İstanbul merkez üzerinden veriliyor. ŞEFFAF SATIN ALMA SAĞLANDI Bilgi işlem departmanı özellikle son yıllarda yaptığı projelere hız vermiş durumda. Tonta, tüm departmanlara yönelik pek çok proje yapıldığını söylüyor. Ancak Sarten Ambalaj’ın tamamını ilgilendirmesi ve bir departmanın iş süreçlerinin etkinliğini artırması açısından satın alma projesinin önemli olduğunu belirtiyor. Projenin detaylarını ise şöyle anlatıyor: “Proje iki aşamadan oluşuyor. İlk aşamada satın alma onay yetki sistemi oluşturulurken ikinci aşamada merkezi satın alma prensiplerinin belirlenmesi ve uygulanması çalışmaları yapıldı. Proje haziran ayının başında her iki aşamasıyla uygulamaya alındı ve şu an süreçler çalışıyor. Bu projeyle satın alma prensiplerinin şartlarına uygun modern ve bilimsel bir ortamda rekabetçi, şeffaf bir satın alma yönetimi gerçekleştirdik.” Sarten Ambalaj bilgi işlem teknolojilerine ayırdığı bütçeyle de dikkat çekiyor. Tonta, sistemlerin geliştirilmesine yapılan yatırımların süreceğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Sistemlerin bir gelişme içinde sürekli olmasından yola çıkan Sarten, bu amaçla gerekli yatırımları yaptı ve yapmaya devam edecek. Biz verimli, etkin ve kârlı çalışıyoruz. Bu sistemi ölçecek ve yönlendirecek sistemlere sahip olmamız da gerekli. Son 5 yıl içinde yaptığımız BT yatırımı 2,5 milyon dolar. Bunun 1,7 milyon dolarlık kısmı ERP sisteminin alınması, geliştirilmesi ve donanım yapısı için harcandı. Değişen koşullara uygun olarak daha detaylı analizler istiyoruz ve yeni projelerle şirketimizin ihtiyaçlarını karşılıyoruz.” S 5 BAŞLIKTA SARTEN DÜNYASINDA BT’NİN ÖNEMİ 1 Bilgi teknolojilerinde ileride olmak Sarten’e maliyet tasarrufu, üretim zamanının azalması, verimlilik artışı, kalitenin artması ve müşteri memnuniyetinde artış olarak geri dönüyor. 2 Aynı zamanda daha iyi kaynak yönetimi, iyileştirilmiş karar verme ve yatırımların yönlendirilmesi de söz konusu oluyor. 3 Değişen pazar koşullarını yöneterek şirketin kendine rekabetçi avantaj sağlaması da yine bilgi teknolojileriyle mümkün. 4 Kendi sektörümüzde ürünü rekabetçi fiyatla üretmeyi, müşterilerimize zamanında ve kaliteli ürün vermeyi hedefliyoruz. Bu noktada hedeflere ulaşmamızda bilgi teknolojilerini kullanıyoruz. 5 Neyi, hangi maliyetle, ne zaman, ne kadar üreteceğimiz, ne zaman sevk edeceğimiz ve süreçlerin etkinliği bilgi teknolojileriyle yönetilebiliyor. SARTEN’İN TEKNOLOJİ FARKI NEREDE? l GELECEĞİ GÖRÜYORUZ Sarten ne istediğini bilen ve geleceği gören bir şirket. Kuruluşundan itibaren bilgi yönetim sistemlerini zamanın şartlarına uygun olarak kullanmaya başlamış ve IBM As/400 ile ERP süreçlerine girmiştir. l BT’YE İNANIYORUZ 2000 yılında As/720 sistemine geçiş ve bunun merkezileştirilmesiyle hızlanan süreç, 2008 yılında Axapta kullanımıyla devam etti. Sarten, bilgi işlem teknolojilerine inanıyor. Şirket yönetiminin vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor ve bu konuda sürekli yatırım yapıyor. l YATIRIM BÜYÜK AVANTAJ Yaklaşım olarak teknolojik değişim ve gelişime açık olan şirketimizin bu konuda bilinçli adımlar atarak geleceğe yatırım yapmasını büyük bir avantaj olarak görüyorum. 2012/03 - SARTEN WORLD 15 Müşterilerimiz / Boya sektörü “5 yılda 2 kat büyüyeceğiz” Polisan, boya sektörünü domine eden 4 önemli oyuncudan biri. Sektörde yarattığı pek çok ilkle ön planda... Polisan CEO’su Erol Mizrahi ise uzun zamandır şirketin kaptan köşkünde oturuyor. Yeni döneme ilişkin önemli hedeflere sahip olan Mizrahi, yatay ve dikey büyüme stratejileri olduğunu söylüyor. Mevcut işlerinin yanı sıra yeni faaliyet alanlarındaki atılımlarla da yollarına devam edeceklerinin sinyallerini veriyor ve “5 yıllık süreçte şirket büyüklüğümüzü 2 katına çıkaracağız” diyerek pazardaki iddiasını ortaya koyuyor. P olisan, 2 milyar dolarlık Türkiye boya pazarının önde gelen oyuncularından biri. Sektörde yarattığı ilklerle ön planda olan şirketin kaptan köşkünde Erol Mizrahi oturuyor. Mizrahi’nin yeni döneme ilişkin iddialı hedefleri mevcut. 5 yıllık bir süreçte şirketin büyüklüğünü 2 katına çıkarma planları olduğunu söylüyor. Sektördeki farklarını, “Hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz. ‘Her karar kendi koşullarında doğrudur’ felsefesini güdüyoruz, değişime ayak uyduruyoruz” şeklinde özetliyor. Şirket olarak global krizden fazla etkilenmediklerini belirten Mizrahi, “Kriz yönetiminde oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Polisan, her krizde büyük adımlar atarak büyüdü. Krizde zafiyet yaşamamak adına aldığımız birçok tedbirin içinde en önemlisinin gelir ve gider bütçelerimizin hassas takibi olduğunu ifade edebilirim” diye konuşuyor. Boya sektörünün önde gelen oyuncularından Polisan’ın CEO’su Erol Mizrahi’yle Polisan’ın performansını, gelecek hedeflerini ve mevcut yatırımlarını konuştuk: 16 SARTEN WORLD - 2012/04 YENİ FIRSATLAR NEREDEN GELECEK? l İlk “yağlı boya” muadili su bazlı parlak son kat boyası ile insan sağlığına önem veren, çevreci ve yenilikçi kimliğimizi ortaya koyduk. l Sektörün ilk fabrika üretimi ile aynı kaliteyi sağlayan su bazlı mix makinesini geliştirdik. l Sektörün ilk 7 özellikli iç, 9 özellikli dış cephe boyalarını geliştirdik. l Bu saydıklarım nice ilklerimiz ve yeniliklerimiz arasındaki sektörde devrim niteliği taşıyanlardır. Türkiye boya üretimi konusunda Avrupa ve dünyada kaçıncı sırada yer alıyor? Toplam pazarın büyüklüğü nedir? Dünya boya pazarının büyüklüğü 35 milyon ton, yani 107 milyar dolar olup, yüzde 40’ını Asya, yüzde 32’sini ise Avrupa pazarı oluşturuyor. Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük üreticisi konumunda. 2 milyar dolar seviyesindeki Türkiye boya sektörü, dünya pazarlarından yüzde 2’lik pay alıyor. Sizin Polisan olarak pazardaki mevcut konumunuz nedir? Polisan, sektörü domine eden 4 önemli şirketten biri. Pazar payımızı da sürekli artırıyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki sektörde bu 4 şirketin pazar payları da birbiriyle paralellik sergiliyor ve yüzde 20 seviyelerinde. Polisan’ın ana faaliyet alanını dekoratif boyalar olarak ifade edebiliriz. Biz özellikle iç cephe segmentinde Elegans, dış cephede ise Exelans ile sektöre örnek olduk. Bu alanlarda 2 marka çıkardık ve bu markalar sayesinde boyayı tüketiciye daha iyi anlatmayı başardık diyebilirim. Geçen yılı ne kadarlık bir ciroyla kapattınız? Hedeflerinizi gerçekleştirebildiniz mi? Bu yıl sonu hedefiniz nedir? Holding olarak 2011 ciromuz yaklaşık 600 milyon TL seviyelerindeydi. Global ekonomik durgunluğa rağmen 2012 yılında ciromuzu minimum yüzde 15 artırma hedefimiz mevcut. Sektörün önde gelen oyuncularından birisi olarak teklifler alıyor musunuz? Bunlara nasıl bakıyorsunuz? İstikrarlı, sürekli ve kârlı büyüme grafiği ile Polisan Holding şirketlerimizin her biri ayrı ayrı global dev oyuncuların ilgi odağı durumunda ve bu devam edecektir diye düşünüyorum. Geçtiğimiz aylarda Polisan Holding’e bağlı Polisan Kimya Sanayi ile Averis GmbH (Almanya) & Averis AS (Norveç) arasında genleşebilir polistiren imalatı amacıyla lisans, mühendislik ve Ar-Ge katılım anlaşmaları imzalandı. Bu sayede Polisan, bir kimya şirketi olmanın avantajını kullanarak, sektöründe fark yarattı. Köpüğün hammaddesinin üretimine soyundu. Yapılacak yatırımla ilk aşamada 60 bin ton/yıl EPS üretimi hedefliyoruz. Diğer iştiraklerimize de benzer şekilde ilgi yoğun ve görüşmelerimiz devam ediyor. Erol Mizrahi, Polisan’ın pazarı domine eden 4 oyuncudan biri olduğunu söylüyor. 2012/04 - SARTEN WORLD 17 Müşterilerimiz / Boya sektörü erol mizrahi, “hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz” diyor. tüketicimize çağdaş ve sağlıklı ürünler sunmak, ülke ekonomimize ihracatçı bir sektör konumu kazandırarak mevcut AB entegrasyon sürecine sektörel bazda katkı yapmak” şeklinde özetleyebiliriz. Önemli bir girişimci olan Necmettin Bitlis Bey’le uzun yıllardır birlikte çalışıyorsunuz... Bunun size katkıları neler oldu? Kurucumuz ve yönetim kurulu başkanımız Necmettin Bey, Türkiye’nin ilk sanayicilerinden olup zekası ve cesareti ile birçok ilke imza atmış, çevreye son derece duyarlı örnek ve yön veren bir girişimcidir. Bizler, profesyonel kadrolar olarak kendisinden almış olduğumuz öğretilerle şirket kültürünü oluşturduk ve geliştirdik. Çalışanlarımız, müştrilerimiz, tedarikçilerimiz ve temasta bulunduğumuz tüm kurumlarla oluşturduğumuz ilişki modeli şirketimizin en önemli gücüdür. Sektörde home cosmetics kavramını yaratmak adına çalışmalar yapıyordunuz. Bu çalışmaların neresindesiniz? SARTEN WORLD 2008 yılında uygulamaya başladığımız pazarlama konsepti “Home Cosmetics” ile hedef kitlemizi kadın tüketiciler olarak belirledik. “Home Cosmetics” ismi dünyada Polisan adına tescilli. “Home Cosmetics” kavramını detaylandıracak olursak; “Home Cosmetics” sloganı, Polisan Boya’nın uzun dönem stratejisinin temelini oluşturan bir unsur. Evlerde boyama kararını veren özellikle kadın tüketiciye erişimi hedefleyen ve bu hedefe giderken de kadınların değişmeyen gündemi ve önceliğini oluşturan “çekicilik ve kozmetik” ögelerinin kullanımı “Home Cosmetics” ile inşa edilecek yolun ilk kilometre taşları. Özetle markamızın diğer boyalara göre farklılaşması ve boyama süre- cine karar veren kadın tüketicilerin renk dışında marka tercihinde de belirleyici olması ve tercihini Polisan Boya’dan yana kullanmasını hedefliyoruz. Boya tüketimini artırmak adına yaptığınız çalışmalar neler? Şu anda boya tüketiminde Türkiye’de durum nedir? Gelişmiş ülkelerde yıllık 20-25 kg seviyelerinde olan kişi başı boya tüketimi Türkiye’de 12 kg seviyesindedir. Polisan’ın faaliyetinin ağırlığını oluşuturan dekoratif boyalarda ise kişi başı boya tüketimi 7 kg civarındadır. Boya bilincini ve tüketimini artırmaya yönelik Polisan’ın da üyesi olduğu BOSAD (Boya Sanayicileri Derneği), 2003 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor. BOSAD’ın kuruluş amacını “Türk boya sanayisinin gelişimine katkıda bulunmak, ulusal boya tüketimini artırarak POLİSAN’IN PAZARDAKİ YERİ l Polisan, sektörü domine eden 4 önemli şirketten biri konumunda. Pazar payımızı da sürekli artırıyoruz. l Sektörde bu 4 şirketin pazar payları da birbiriyle paralellik sergiliyor ve yüzde 20 seviyelerinde. l Holding olarak 2011 ciromuz yaklaşık 600 milyon TL seviyelerindeydi. l Global ekonomik durgunluğa rağmen 2012 yılında ciromuzu 18 SARTEN WORLD - 2012/03 minimum yüzde 15 artırma hedefimiz mevcut. l İstikrarlı, sürekli ve kârlı büyüme grafiği ile Polisan Holding şirketlerimizin her biri ayrı ayrı global dev oyuncuların ilgi odağı durumunda ve bu devam edecektir. l Hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz, “Her karar kendi koşullarında doğrudur” felsefesini güdüyoruz, değişime ayak uyduruyoruz. Mevcut rekabeti düşündüğünüzde ön plana çıkmak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Hızlı karar alıyoruz, ezber bozmaktan çekinmiyoruz. “Her karar kendi koşullarında doğrudur” felsefesini güdüyoruz, değişime ayak uyduruyoruz. Yaşanan kriz sizi nasıl etkiledi? Bu krizin etkilerini az hissetmek için ne tür önlemler aldınız? Şirket olarak kriz yönetiminde oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Polisan, her krizde büyük adımlar atarak büyüdü. Krizde zafiyet yaşamamak adına aldığımız birçok tedbirin içinde en önemlisinin gelir ve gider bütçelerimizin hassas takibi olduğunu ifade edebilirim. Son dönemde artan konut talebi ve arzı boya sektörüne bir etkide bulundu mu? lişim, şans ve tesadüfün eseri değil. Profesyonel kadrolarla birlikte doğru zamanda yapılan doğru işlerin bir sonucu. Tam profesyonel yönetim organizasyonu çerçevesinde inşa edilen kurumsal ve şeffaf yapımızı daha da pekiştirmek adına halka arz sürecine karar verdik. Yurtiçi taleplerde, bireysel yatırımcılarda 5 katına varan talep fazlalığı kurumumuza ve markalarımıza duyulan güvenin bir göstergesi. Yeni inşaatların toplam satışlar içindeki payı yüzde 5-10 civarındadır. Dolayısıyla konut talebi ve arzındaki değişimler boya pazarını çok fazla etkilemez. Tüm mevcut binaların 4 yılda bir kez boyandığını göz önüne alacak olursak yenileme pazarındaki dalgalanmalar boya sektörünü daha çok etkiler. Halka arz sonrası elde edilen kaynak ise işletme sermayesi ihtiyacında ve planlanan yatırımların finansmanında kullanıldı. Son 1 yıldaki hallka arzlar arasında yerli yatırımcılardan en yüksek talebi Polisan aldı. Bunu neye bağlıyorsunuz? Önümüzdeki döneme yönelik hedefleriniz neler? Bundan 5 yıl sonra Polisan Holding’i nerede göreceğiz? 1920’li yıllarda Malatya’da Bitlis Ailesi’nin başlattığı kumaş ticareti girişimi bugün çatısı altındaki 7 güçlü iştirak şirketi ve 1000’i aşkın çalışanı ile Türkiye’nin öncü ve güçlü holding şirketleri arasında yerini aldı. Bu ge- Yatay ve dikey büyüme stratejilerimiz mevcut. Hem mevcut işlerimizi büyüteceğiz hem de yeni faaliyet alanlarındaki atılımlarımızla 5 yıllık bir süreçte şirket büyüklüğümüzü 2 katına çıkaracağız. S Erol Mizrahi, yenileme pazarındaki dalgalanmaların boya sektörünü çok etkilediğini savunuyor. Halka arz sonrası elde ettiğiniz kaynağı nasıl kullandınız? 2012/03 - SARTEN WORLD 19 Müşterilerimiz / Gıda sektörü “Kontrollü büyümeyi seviyoruz” Burcu Gıda, Balıkesir’in önemli gıda şirketlerinden biri. Onlarca kategoride 400 çeşit ürünü var. 58 ülkeye ihracat yapıyor. Şirketin genel müdürü Cemil Bahadır, en önemli önceliklerinin dürüstlük ve kalite olduğunu söylüyor. “Kontrollü büyümeyi seviyoruz” diyen Bahadır, 2012’nin iyi geçtiğini ve hedefleri 12’den vuracaklarını belirtiyor. Üçüncü fabrikaları için yatırım çalışmalarının sürdüğünü anlatan Cemil Bahadır, 2016’da bu fabrikanın devreye gireceğine dikkat çekiyor. büyümek isterken ortaklarımız olanı korumayı tercih ediyordu. Biz iki kardeş risk alıp ortaklarımızla yolu ayırdık ve hisselerin tamamını satın alarak 1993 yılında şirketin tümüne sahip olduk. Tüm hisseleri alma nedeniniz hızlı büyümek miydi? Ticarette bence biraz cesaret lazım. Ben o cesareti kullandım diyebilirim. Bu nedenle satın almayı gerçekleştirdik. *Aldığınızda bu müessesede ne üretiliyordu? Sadece küçük miktarda hazır yemek, konserve üretimi vardı. Eski koşullarda konserve üretimi yapılıyordu. Bir günde toplam 5-6 ton salça üretiliyordu. Yani günde aşağı yukarı 50 ton domates işleniyordu. Bugün, şirketimizde 1300 ton domates işliyoruz. 1800-2000 ton domates da Bergama’daki tesislerimizde işleniyor. Tüm tesislere toplamda baktığımızda, bir günde 4000-4500 ton domates işleme kapasitesine sahibiz. “Büyük bir cesaretle üretim merkezimize yatırım yapıp büyüttük. Türkiye’nin birçok yerine yayılmış bir satış ağına sahip olduk.” Hızlı büyüdüğünüzü söylediniz. Büyürken nasıl zorluklar yaşadınız? Sektöre çok yabancıydık. Hiç gıda üretimi yapmamıştık. Ancak buna karşılık alım ve satımı çok iyi bilen, pazarlamaya hakim bir kültürden geliyorduk. Üretimi bilmememiz zayıf noktamızdı. 2-3 yıl sonra başka arkadaşlarımızın benzer tesislerini gezerken farklılıkları görüp bunlara dikkat etmeye başladım. Büyük bir cesaretle bu üretim merkezine yatırım yapıp büyüttük. Türkiye’nin birçok yerine yayılmış bir satış ağına sahip şirket konumuna geldik. Çünkü iyi bir pazarlama altyapısına sahiptik. Siz bu pazarlama tecrübesini nasıl edininiz? Bakkallıktan edindik. Lisede okurken küçük bir bakkal dükkanımız vardı. Daha sonra bunu büyütüp bir markete ve hiper markete dönüştürdük. Yani Hakkari’de bayağı büyüdük. O dönemler mesela bir öğretmenin Hakkari’ye B urcu Gıda, Balıkesir, Burhaniye’de sırtını oksijen deposu Kazdağlar’a, önünü Ege Denizi’ne dayayan dünyanın en güzel coğrafyalarından birinde, en taze ve doğal sebzelerini iki fabrikasında işleyerek ürettiği 400 çeşit ürünü ülkemizin dört bir yanına ve dünyanın 58 ülkesine ihraç eden bir gıda üretim firması…. Bir aile şirketi olan Burcu Gıda Cemil Bahadır tarafından, bakkallık döneminin heyecanı, titizliği ve heyecanı ile yönetiliyor. Yönetim kurulu başkanlığını oğlu Müjdat Bahadır’a devir eden Bahadır, üretimin her aşamasında halen bulunmayı ihmal etmiyor. Kontrollü büyümeyi tercih eden, hazır bulunan iki fabrikasına 2014 yılında 20 SARTEN WORLD - 2012/04 3’üncü fabrikayı dahil etmeyi planlayan Burcu Gıda’nın kurucusu Cemil Bahadır, önceliklerinin sadece büyümek olmadığını söylüyor. Dürüstlük ve kaliteli büyümenin kendileri için önemli olduğuna vurgu yapıyor. Burcu Gıda Genel Müdürü Cemil Bahadır, şirketinin hızlı büyüme sürecini, iş yapma felsefesini dergimize anlattı: Burcu Gıda ne zaman kuruldu? Nasıl bir kuruluş öykünüz var? Şirketimiz 1989’da kuruldu. İlk aldığımız işletme küçük, 600 metrekarelik bir müesseseydi. 1992’de mevcut ortaklarımızla büyümenin zor olabileceğini anladık. Biz risk alarak kontrollü bir şekilde SARTEN WORLD tayini çıkmış. Ona gelirken diyorlardı ki “Giderken yumurtanı, sucuğunu götür. Orada bir şey bulamazsın.” O öğretmen, Hakkari’ye gelip bizim markete uğradığında her şeyin olduğunu görüp şaşırıyordu. Kardeşim Lezgin Bahadır’la birlikte tek bir marketle Doğu Anadolu’da iyi bir etki yarattık. Çünkü mal tedarik etmediğimiz kapı, çadır, köy, fabrika yoktu. Mal almak için her yere gidiyorduk. Bugün bu noktaya gelmemizde o dönemde edindiğimiz tecrübenin ve yarattığımız itibarın payı büyük. Çok dürüst ticaret yaptık. Aldığımız her malın bedelini önce nasıl ödeyeceğimizi düşündük. Hesabımızı iyi bildik. Büyük bir sermayemiz olmamasına rağmen istikrarlı bir ödeme sistemi yaratarak kredibilitemize yatırım yaptık. Hangi esnafın kapısını çalsak ardına kadar kapılar bize açılıyordu. Keza büyük fabrikalar için de geçerliydi bu durum. Bütün bunların tek bir nedeni vardı: Babamızın bize aktardığı dürüstlük sermayesiyle oldu bunlar. O dürüstlük bugün bizim hazinemiz oldu. “ÜRÜNÜN 3’TE 1’İNİ AMBALAJ OLUŞTURUR” Ambalaj ve ürün arasında nasıl bir ilişki var? Ambalaj ürünün 3’te 1’ini oluşturur. İşçilik, hammadde ve ambalaj ürünün maliyetini oluşturur. Ambalaj bu nedenle çok önemli. Son yıllarda ambalajda çok kaliteli üretimler yapıldı. Tenekeye yepyeni bir yön verildi. Ambalaj, vitrinde bir manken gibi kullanılmaya başlandı. Gıdanın en doğrusu tenekenin içinde olandır. Daha sağlıklıdır. Sarten, tenekeyi Türkiye’ye ve sektöre sevdirdi. Şekil verdi, yön verdi, göze getirdi, vitrin yaptı. Sarten Ambalaj ile işbirliğimiz ne zaman başladı? 1992 yılında tanıştık. O günden bugüne ayrılmadık. Biz şirket olarak çalıştığımız bir ortağımızdan memnunsak kolay kolay değiştirmiyoruz. Hızlı yürümen gerekiyorsa sana en iyi hizmeti getirenle çalışıyorsun. Macera aramaya gerek yok. Sarten ile biz hiç macera yaşamadık. Bize her zaman iyi hizmet sundular. Her zaman kaliteli hizmet ulaştırdılar. Hata yaptılar, hatalarını düzeltmek için ellerinden geleni yaptılar. Bunlar bizim için önemli şeyler. Yani hiç hatasız bir firma arayışımız olmadı. Sarten bugün benim gözümde sadece Türkiye’de değil dünyada önemli bir yere sahip. Ambalaj konusunda dünyada ciddi bir kurum. 2012/04 - SARTEN WORLD 21 Müşterilerimiz / Gıda sektörü “Biz her zaman çok dürüst ticaret yaptık. Aldığımız her malın bedelini nasıl ödeyeceğimizi düşündük. Hesabımızı iyi bildik.” Peki istediğiniz yerlerde var mısınız? Varız. Ama “Yeterli mi” derseniz, hayır değil. Ama ben şöyle düşünüyorum. İstediğin yerlerde olursan kazan-kazan oluyor. Gittiğiniz kişiler de memnun oluyor. Bu sefer o memnun kişinin çevresindekilere de ulaşma şansı doğuyor. İhracatınız da var. Nerelere gidiyorsunuz? Kapasitemizin 3’te 1’ini ihraç ediyoruz. Ortadoğu’da, birçok Avrupa ülkesinde, Afrika ve Amerika’nın belli yerlerinde varız. 58 ülkeyi aştık. Hedefinizde neler var? Ben ülke sayısını dikkate almıyorum. Bizim hedefimiz, üretimimizin yüzde 50’sini ihraç etmek. Ama Türkiye pazarı bizim için çok önemli. Türkiye, çok ciddi bir pazar. Bunu iyi değerlendirmek istiyoruz. Bu pazarda iyi bir noktaya geldiğinizde ihracat kapıları da size açılıyor. Türkiye’de mütevazı, iyi bir pazarımız var. Buraya biz ne kadar iyi hizmet götürürsek yurtdışı pazarımızın da o ölçüde büyüyeceğine inanıyorum. SARTEN WORLD Burcu Gıda ile ilgili biraz bilgi verir misiniz? Nasıl bir üretim tesisiniz var? 4000-4500 ton günlük domates işliyoruz. Sektöre baktığınızda da bunun iyi bir rakam olduğunu görürsünüz. Bu kadar büyük miktarı ancak pazarın olunca işleyebilirsin. Bunun dışında biz kaliteye daha ilk günden çok önem verdik. Tüketicinin her şikayetini birinci önceliğimiz olarak aldık. Esas hedefimiz de bu oldu. Çünkü bizim en önemli sermayemiz, birincisi dürüstlük, ikincisi kalitedir. Bilgimiz dahilinde her zaman en kaliteli ürünü tüketicimize ulaştırmaya çalıştık. Kalitenin sonu yok. Çalışarak her gün daha iyi üretimin, daha kaliteli üretimin peşinden koştuk. Tüketicimiz de bu çabamızı gördü. Şirketiniz yılda ortalama ne kadar büyüyor? Geride bıraktığımız dönemlerde zaman zaman sıkıntılar yaşadık, duraklama dönemlerine girdik. Ama geldiğimiz noktada bu kalite anlayışımız bizi ayakta tuttu. Biz öne çıkmayı çok seven bir grup değiliz. Eğer geldiğin noktayı hak ediyorsan zaten seni öne çıkarırlar. Tüketicinin seni öne çıkarması lazım. Bu da yaptığın işin niteliğiyle ilgilidir. Kapasitene, büyüklüğüne bağlı değildir. Türkiye’nin her yerinde ürünleriniz bulunuyor mu? Girmek istediğimiz her yerde varız. Gideceğimiz yere hizmet götürebileceksek oraya gidiyoruz. Her rafta görünmek gibi bir kaygımız yok. “WEB SİTEMİZ BİZİ TÜKETİCİYE YAKINLAŞTIRDI” Online satış da yapıyorsunuz. Bunun size nasıl bir getirisi oldu? Çok enteresan bir web sitesi hazırladık. Hem tüketiciye zamanında ulaşabilmek hem de isterse tüketicinin bu site aracılığıyla alışveriş yapmasını sağlamak istedik. İmalatı ilk yaptığımız yere, yani Körfez bölgesindeki fabrikamıza satış reyonları kurduk. Bunun büyük faydasını gördük. Çünkü buraya alışveriş yapmaya 22 SARTEN WORLD - 2012/03 gelen tüketicimizle iletişim kurduk, görüşlerini aldık. Kalitemizi artırmamıza büyük katkısı oldu. Çünkü çalıştığınız distribütör, toptancı veya dağıtıcı, tüketici şikayetlerinin tümünü sana iletmiyor. İşte bu web sitesi bu anlamda bize yardımcı oldu. Tüketicilerimizin beklenti ve şikayetlerini doğrudan alma şansımız oldu. Tabii eskiden bu kadar çok iletişim kaynağı yoktu. Dolayısıyla tüketicinin bilgi ve şikayetlerine bu kadar kolay ulaşılamıyordu. Bugün tüketiciden daha hızlı dönüş alabiliyorsunuz. Ben hiçbir zaman tüketici şikayetlerinden korkmadım. Benim ekibim de korkmadı. Ben her gelen şikayeti sevinerek karşıladım. Çünkü bunların her biri benim için bir bilgi kaynağıydı. Siz eğer gelen şikayeti düzeltebiliyorsanız önemli olan budur. Tüketicinin isteklerini, beklentilerini yerine getirirken kalitemizi de hızla artırdık. Biz kontrollü büyümeyi seviyoruz. Yönetim olarak şirketin dışına çıkmıyoruz. Çok ağır ve zor bir sektördeyiz. İşlerimiz çok zor. Çünkü tarladan gelen ürünleri, kurumsal bir yapının içine sokmanın bedelleri ağırdır. Eskiden daha büyük sorunlar vardı. Ama yeni yasalarla daha bir düzene girdi. Çiftçiler de sanayiciler de daha bilinçlendi. Siz sözleşmeli çiftçilerle mi çalışıyorsunuz? Tabii. Sözleşme de yapıyoruz. Yine de çiftçiyle çalışırken çok dağınık bir sistemde işler yürüyor. Dünyada domates kalitesi iyi olan 3 ülke var. Amerika ve Türkiye domates kalitesi ve tadıyla dünyada ayrı bir yere sahiptir. Çin salçası ortaya çıkınca Türkiye biraz sıkıntıya girdi. Ancak kalitesi düşük olunca Türkiye salçası yerini korudu. Siz ağırlıklı olarak yurtdışına salça mı ihraç ediyorsunuz? Konserve, hazır yemek, soslar, mayonez gibi çeşitli ürünler ihraç ediyoruz. 2011’i nasıl geçirdiniz? Geçen yıl satışlarda hedeflerimizi neredeyse yakaladık. 1-2 puan hedeflerin altında kaldık. Kapasite artırma yatırımları yaptık. Çanakkale tarafında ikinci bir fabrikayı 49 yıllığına kiraladık. 2016 için üçüncü bir fabrikanın temellerini ve altyapısını hazırlıyoruz. Bu yatırımımız İzmir’e yakın bir bölgede olacak. 2016’da devreye girmesini planlıyoruz. “Kaliteye ilk günden büyük önem verdik. Tüketicinin her şikayetini birinci önceliğimiz olarak aldık.” Bazı sektörlerden 2012’de sıkışıklık, durgunluk sinyalleri geliyor. Sizin sektörünüzde durum nedir? 2012’de, 2011 yılında yapılan hatalar nedeniyle sektörümüz sıkışıklık yaşıyor. Ne gibi hatalar bunlar? Yanlış üretim, piyasayı tam araştırmadan, bilmeden ürün üretmek bu hatalardan biri. Biri bezelye üretiyorsa herkes aynı şeyi üretmeye başlıyor. Sektördeki en büyük sorun bu. 2012, 2011’den çok daha verimli bir yıl. Geçen yıl yapılan hatalar etkisini bu yıl gösterdiği için sıkıntı yaşanıyor. Maliyetin altında satış yapılıyor. 2012, bence iyi bir yıl. Hedeflerin 12’den vurulabileceği bir yıl. Biz de hedefleri 12’den vurmak istiyoruz. S Peki Burcu Gıda denince akla en çok gelen kategori hangisi? Burcu Gıda denince, bence tüketici kaliteli bir mal aldığını düşünüyor. Burcu Gıda, şeker paketleyip onu da satsa kaliteli olacağı biliniyor. Esas farkımız da bu. Ürün portföyü içinde ise salça en büyük kategorimizi oluşturuyor. Benim büyüklük hedefim yok. Büyüklük hedefi, değerli tüketicidir. Tüketici yönünü sana çevirirse, en büyük sermaye budur. 2012/03 - SARTEN WORLD 23 Müşterilerimiz / Kozmetik “KÜÇÜK PERAKENDECİLERİN YERİNİ AVM’LER ALDI” A li Eker, 44 yıldır kozmetik sektöründe çalışıyor. Şirketi Aromel Kozmetik, 2000’li yılların yükselen şirketlerinden biriydi. Daha sonra Aromel’i Evyap’a satarak yeni bir şirket kurdu. CreaCosmetic ile yola devam eden Ali Eker, sektörü yakından tanıyan bir isim. Kozmetiğin gıdadan sonraki en iyi sektör olduğunu söyleyen Ali Eker, “Kozmetik dünyanın en iyi sektörlerinden biridir. Krizden en az etkilenen alanlar arasında yer alır. İnsanların umuda, morale ihtiyaçları var. 1999 yılında İstanbul’da büyük deprem olduğunda Bursa’daki distribütörümüz 22 bin saç tokası sattı. Bu rekor bir satıştı. Çünkü insanların eşyaları enkaz altında kaldı. Bu örnek, kozmetiğin işlevini anlatması açısından ilginçtir. Biz Chicco ile toplantıdayken Bosna Hersek barışı imzalandığında sadece Chicco’dan 6 milyon dolara yakın ürün alındı. O küçücük nüfus için bu inanılmaz bir rakam Yani sektör çok iyi” diye konuşuyor. FİYAT REKABETİ Gata Kimya Kozmetik Sanayi A. Ş. Genel Müdürü Tevfik Tezcan, Crea Cosmetic Solutions Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eker Biocura Yönetim Kurulu Üyesi Turhan Çelik “Doğal” kozmetik Bilinçli tüketici, hemen hemen her sektörde taşları yerinden oynatıyor. Doğal, bitkisel ve organik ürünlere doğru bir yönelme söz konusu. Kozmetik sektörü de bu değişimden payını alıyor. Henüz payı küçük olsa Yine de Türkiye’de kozmetik sektörünün iyi kullanılmadığı kanaatinde olan Ali Eker, fiyat bazlı rekabetin gelişmenin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyor. İşadamı, Türkiye’de sektörün kendi içinde inanılmaz bir rekabet içinde olduğunu söylüyor ve şöyle konuşuyor: “Türkiye, dünyanın aerosol ihtiyacının yüzde 9’unu karşılamasına rağmen inanılmaz rekabet var. Fiyat bazlı bir rekabet mevcut. Burada en büyük lokomotif görevini Sarten görüyor. Şu anda Türkiye’de 40’ın üzerinde aerosolcu var. Bana göre Sarten olmasa hiç kimse bir şey yapamaz. Bu alanda Sarten, ihtiyacın yüzde 65’ini karşılıyor.” da kozmetik sektöründe trendler, doğal ürünlerden yana gelişiyor. Sektörün önde gelen oyuncularından DEĞİŞİM SÜRÜYOR CreaCosmetic, Biocura ve Gata Kimya, kozmetikteki yeni trendleri dergimize anlattı. Her 3 firmanın Kozmetikteki en büyük yeniliğin dağıtımda yaşandığını anlatan Ali Eker, geç- temsilcisi de doğal ürünlerin payının sektör içinde artacağını düşünüyor. 24 SARTEN WORLD - 2012/04 CREA COSMETIC NASIL KURULDU? “Aromel Kozmetik’i 2006’nın sonunda ortak anlaşmazlığı sebebiyle Evyap’a sattık. Daha sonra 1 yıllık bir boşluk süreci yaşadık. Sonrasında ise CreaCosmeticSolutions’ı kurduk. Bu şirketimizde private label üretim yapıyoruz. Yani yurtdışındaki yabancı firmalar için burada dolum yapıyoruz, gönderiyoruz. İstanbul firmalarına göre çok büyük bir şirket değiliz. Orta ölçeğin biraz altındayız. Biz bu işi geçmişten gelen adımızla yapıyoruz. Daha da büyümek istemiyoruz. Hacmimizi 20-22 milyon adete çıkarsak yeterli olur. Şu an yıllık 16 milyon adetteyiz. 4 yılda bu adetlere ulaşmak başarılı bir sonuç. Kalite olarak en iyilerden biriyiz. Müşteri kaybetmek pahasına kalitemizden ödün vermiyoruz.” mişte sektörün en büyük destekçilerinin Anadolu’daki ve büyük şehirlerdeki küçük perakendeciler olduğunu söylüyor. Bu perakendeciler, AVM’lerin ve organize perakendenin yükselişe geçmesiyle yavaş yavaş yok oldu. Bir araştırmaya göre kozmetik ihtiyacının yüzde 82’si AVM’lerden karşılanıyor. Küçük perakendecilerin kapanmasının yerli üreticilere olumsuz etkilediğini düşünen Ali Eker, “AVM’lerin yükünü kaldırmak çok zor. Böyle ciddi bir sıkıntı var” diyor. Müşteri taleplerinde de değişim yaşandığını söyleyen işadamı, sektördeki erkek ürünlerinin payının hızla artarak yüzde 38-39’lara yükseldiğine dikkat çekiyor. TALEP DEĞİŞİYOR Türkiye’deki tüketicinin hem kaliteli hem ucuz ürün istediğini söyleyen Eker, ayrıca marka olan ürünü de ucuza alma talebi olduğunu söylüyor. Bu isteğin de markaların imitasyonlarının yapılmasına neden olduğuna dikkat çekiyor. Ali Eker, “Türkiye pazarında 1 EDP’ye karşılık 4 deodorant satılıyor. Türkiye’de deodorant satışları yıllardır yukarı çıkmıyor. Şampuan tüketimi az. Türkiye’de Ankara’yı geçtikten sonra kozmetik tüketimi düşüyor. Türkiye’de kullanım oranları gelir düzeyine paralel olarak da artmıyor. Selektif ürün alanlar da Avrupa’ya gidiyor” diye konuşuyor. İşadamı dünyada doğal ürünlere doğru bir yönelme da olduğuna dikkat çekiyor. 2012/03 - SARTEN WORLD 25 Müşterilerimiz / Kozmetik “DOĞAL OLAN MALİYETLİDİR” O “UZUN DÖNEMLİ PLANLAR YAPIYORUZ” “Gata, üretiminin yüzde 95’ini ihraç eden bir firmadır. Bundan dolayı tüm değerlendirmelerimizi dünyadaki sektörel ve ekonomik gelişmelere göre yapıyoruz. Gata olarak en önemli özelliğimiz, hızlı karar alıp uygulayabilmemizdir. Uzun zamandır dünyayı etkileyen ekonomik kriz, bizleri de etkiliyor ve bize uzun dönemli planlar yaptırıyor. Yıl sonu hedeflerini hesaplamaktan çok dünyanın ekonomik gidişatına göre stratejiler belirlemenin daha doğru olacağı düşüncesindeyiz. 2013 yılı hedeflerimiz gelişmek, geçmişte gelişirken yaptığımız hatalardan arınmış, ekonomik, güçlü, dinamik, yenilikçi ve rekabetçi özelliğimizi korumaktır. Bu özelliklerimizden dolayı piyasadaki rakiplerimizden büyük ölçüde sıyrılıyoruz.” “ÜRÜNLERİMİZİN ÇEVRECİ OLMASINA ÖZEN GÖSTERİYORUZ” G ata Kimya Kozmetik Sanayi, 2006 yılında İzmir’de kuruldu. Deneyimli kadrosu ve geniş ürün yelpazesiyle önemli bir yere sahip olan firma, üretiminin yüzde 95’ini ihraç ediyor. Dünyadaki trendleri ve gelişmeleri bu doğrultuda yakından izliyor. Şirketin genel müdürü Tevfik Tezcan, kozmetik sektöründe trendin, çok daha çevreci, çok daha doğal ve her şeyden önce çok daha hesaplı fiyatların hakim olacağı ürünler yönünde olduğunu söylüyor. Tezcan, “Gata, aerosol olarak üretilen ürünlerin imalatı üzerine hizmet veriyor. Çevreye ve sağlığa duyarlılığın gün geçtikçe arttığı, insanların bedenlerine ve doğaya zarar veren gazları içeren ürünlerden uzak durmaları konusunda bilinçlendiği bir dünyada yaşıyoruz. Bundan dolayı da ürettiğimiz ürünlerin çevreci ve mümkün olduğunca doğal olmasına özen gösteriyoruz. Bu konulara hassasiyet gösteren firmaların yeni trendi yakalamış olacağı kanaatindeyiz” diyor. BİRLEŞMELER HIZ KAZANACAK Kozmetik sektöründe uluslararası firmalar arasında birleşmelerin hız kazanacağını söyleyen Tevfik Tezcan, yerli ve yabancı şirketler arasında da birleşmelerin gündeme geleceğine düşünüyor. Tezcan, “Önümüzdeki dönemde gündeme gelecek 26 SARTEN WORLD - 2012/04 tel ekipmanları, beyaz eşya gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren Biocura, 2008 yılındaki krizden sonra sektör arayışına girdi. Şirketin yönetim kurulu üyesi Turhan Çelik, çeşitli araştırmalardan sonra kozmetikte karar kıldıklarını söylüyor. Çünkü kozmetik sektörünün ivmesinin hep yukarı doğru olmasının onları etkilediğini anlatan Çelik, bütün firmaların yapısını incelediklerini ve esnek üretim modeliyle sektörün her alanında faaliyet göstererek başarılı olabileceklerini gördüklerini söylüyor. Bu mantaliteyle yola çıkan Biocura ve ekibi 480 çeşit ürün üretiyor. Bu nedenle Çelik ve ekibi, sektörün nabzını iyi tutuyor. Konvansiyonel pazarınTürkiye’de giderek büyüdüğünü söyleyen Çelik, bilinçlenen tüketiciyle birlikte sektörün de değiştiğine dikkat çekiyor. BİLİNÇLİ TÜKETİM olan uluslararası firmaların yerli firmalarla gerek fason üretim gerek birleşme, satın alma veya ortak olma eğilimlerinin artmasını yerli firmaların çok efektif değerlendirmeleri gerektiği düşüncesindeyiz” diye konuşuyor. SÜREKLİ GELİŞİM “Bizim gibi uluslararası pazarlarda iş yapan firmaların Ar-Ge çalışmalarına daha fazla önem vermesi, kaliteden ödün vermeden dünyadaki güncel trendi takip etmesi, sürekli yenilenmesi ve ürün gamını geliştirmesi gerekiyor” diyen Tevfik Tezcan, şöyle devam ediyor: “Gata olarak biz, ürünlerimizdeki gelişmelerimizi sürdürürken markalaşmanın bir gereği olarak ürün gamımızı da zenginleştiriyoruz. Bu yılın sonunda Lumberjack markalı kadın ve erkek parfüm ve deodorantı piyasaya süreceğiz. Lumberjack parfümlerimizi Fransa’da ürettirip dünya pazarlarına kazandırırken deodorantlarını da İzmir’de yerleşik fabrikamızda üretip yurtdışı ve yurtiçi piyasalara süreceğiz. Bunun yanı sıra doğal ve çevre dostu GreenPasion serimize ait ürünlerimizin üretimi tüm hızıyla devam ediyor. 2013 yılında bu serideki ürün gamımızı daha da genişletecek çalışmalarımızın en son aşamasına gelmiş olacağız.” Biocura Yönetim Kurulu Üyesi Turhan Çelik, bilinçli tüketim doğrultusunda doğala doğru sektörde bir yönelmenin başladığını düşünüyor ve bunu şöyle anlatıyor: “Mesela oda spreyi. Artık insanlar, bu ürünleri çocuklarının odasına koymuyor. Üzerinde bebek resmi olsa dahi kullanmıyorlar. Daha seçiciler. Doğal ürünlere doğru bir yönelme var ama bu ürünlerin toplam pazar içinde yüzde 1,8-2 gibi bir payı var. Bu payın da her yıl yaklaşık 2 kat büyümesi bekleniyor.” Doğal ürünlerin sektördeki payının artmasının kişilerin gelir seviyesi ve yaşam standardıyla alakalı olduğuna dikkat çeken Çelik, “Her doğal ürünüm diyen de doğal olmuyor. Bilgi kirliliği var. Kurduğumuz www. cozumsensin sitemiz de bu kirliliği ayırt etmeye hizmet eden sektöre yönelik bir portal olacak. Bir anlamda bir sosyal sorumluluk projesi diyebiliriz” diye konuşuyor. EKSTRA MALİYET Sektörde 1.434 kadar kayıtlı kozmetik şirketinin olduğuna ve bir o kadar da kayıt dışı üreticinin varlığına dikkat çeken Turhan Çelik, bu durum ve sektördeki fiyat baskısının bazı üreticilerin yanlış kanallara yönelmesine yol açtığını söylüyor. Bu nedenle sektörün yüzde 100 doğal ürünlere yöneldiğini düşünmenin yanlış olacağını ekliyor. Doğal ürünlere yönelmenin maliyetli bir süreç de olduğunu söyleyen Çelik, “Doğal olanı saklamak zordur. Doğal olanı taşımak zordur. Doğal olanı üretmek zordur. Bütün bunlar da ekstra maliyet demek” diye konuşuyor. Doğal ürünlere yönelişin standartlarla ilgili olduğuna dikkat çeken Çelik, değerlendirmesine şöyle devam ediyor: “Bugün hala ülkemizin belli yerlerinde, hayatlarında hiç deodorant kullanmamış insanlar var. Fesleğeni odasında sineklere çare olsun diye kullananlar, ısırgan otunu üzerine sürüp beni sivrisinek ısırmasın diyen insanlarımız mevcut. Evet, pazar çok büyük ama daha bölgesel pazar bile tam oturmuş değil. Dolayısıyla ilk önce bölgesel pazar büyüyecek, yaşam standardının yükselmesine paralel olarak da organik ve doğal ürünler büyüyecek diye düşünüyorum.” “BIOCURA EMEKLEME DÖNEMİNDE” “Kozmetiğin hemen hemen her alanında 480 çeşit ürün üretebilen bir tesisimiz var. Hem kendi markalarımız var hem de başka markalara üretim yapıyoruz. Bizim ana stratejimiz bölgesel tedarikçi olmaktır. Yani bir marketin kozmetik raflarındaki ürünleri, A’dan Z’ye tek merkezden tedarik edebileceği, içinde lojistik hizmeti de olan bir şirket olmak istiyoruz. Bu yönde de ilerliyoruz. A101, BİM, Koçtaş gibi güçlerle yurtdışında ise zincir mağazalarla çalışıyoruz. İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, Kuveyt gibi ülkelerle iş yapıyoruz. Bugün yüzde 15-20 gibi bir ihracat oranımız var. Bu bizim için iyi bir rakam. Çünkü daha şirketimiz emekleme döneminde. İstanbul’da ilk konsept mağazamızı açtık. Adı shopnature. Burada sektöre farklı bir yaklaşım getirmek istiyoruz. Şu anda www. cozumsensin.com diye deneme yayınında olan bir portalımız var. 6 aydır deneme yapıyoruz. Üye toplamaya çalışıyoruz.” 2012/04 - SARTEN WORLD 27 Yurtdışı Müşterilerimiz / Endüstriyel yağ “Farkımız müşteri odaklı fiyatlandırma” Dünyada endüstriyel yağ sektörünün önde gelen oyuncularından LTD BSV-CHEM son dönemde geliştirdiği yeni ürünleriyle ön planda. Şirketin CEO’su Valery Proshyn, sektördeki en büyük farklılıklarının yüksek kalite ve düşük fiyatlı teklif vermeleri olduğunu söylüyor. Rekabet çi fiyat verebilmelerini ise entegre süreçlerine bağlıyor ve “Müşteri odaklı fiyatlandırma bizi sektörde güçlü kılan en büyük farkımız” diye konuşuyor. L TD BSV-CHEM, endüstriyel yağ sektörünün önde gelen oyuncularından biri... Şirketin CEO’su Valery Proshyn, kendilerini sektörde güçlü kılan özelliklerinin müşteri odaklı fiyatlandırma olduğunu söylüyor. Bunun dışında yüksek kalite ve düşük fiyat teklifi vermelerinin de kendilerine avantaj sağladığını düşünüyor. LTD BSV-CHEM’in en fazla Rusya ve eski Sovyet ülkelerine hizmet sunduğunu belirten Proshyn, yakın gelecekte Türkiye’ye yatırım yapmak gibi bir planları olmadığını da sözlerine ekliyor. Şirketlerinin mevcut krizden de pek fazla etkilenmediğine değinen Proshyn, “Biz Avrupa’daki müşterilerimizle direkt çalışmıyoruz. Bu da bizim riskimizi minimize ediyor” diye konuşuyor. LTD BSV-CHEM’in CEO’su Valery Proshyn ile şirketin mevcut performansını, güçlü oldukları pazarları ve sektörlerindeki farklılıklarını konuştuk: 28 SARTEN WORLD - 2012/04 Pek çok farklı sektöre hizmet sunuyorsunuz? Bu sektörlere sunduğunuz yenilikçi ürünleriniz neler? Şirketimiz çok geniş bir ürün çeşit portföyüne sahip. Havacılık sektörü için yağlar, hidrolik yağlar, soğutucular için yağ grupları, ayrıca metal işlemeler için özel yağlar üretiyoruz. Bunun yanı sıra farklı kimyasal ürün üretimi de gerçekleştiriyoruz. Mevcut portföyümüzde sizin de belirttiğiniz gibi çok farklı sektöre hizmet sunuyoruz. “sahip olduğumuz entegre üretim sürecimiz, bize maliyet avantajı sağlıyor.” Halihazırda operasyonunuz olan alanlar ve ülkeler hangileri? Hangi ülkeler sizin cironuzdan daha fazla pay alıyor? En fazla Rusya ve eski Sovyet ülkelerine hizmet sunuyoruz diyebilirim. Bu bölgelerdeki tüketicilerin ihtiyaçlarına çözüm üretiyoruz. Son zamanlarda ise bizim açımızdan uzak mesafe olarak görülen Hindistan ve Çin gibi ülkelerin piyasalarına giriş yapıyoruz. Bu ülkelerin tüketim açısından oldukça önemli bir potansiyeli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle bu pazarlara yönelik çalışmalarımız hızlı şekilde sürüyor. Sizi rakiplerinizden farklı kılan yönleriniz neler? Pazardaki en güçlü yönleriniz nedir? Bizi pazarda güçlü kılan en önemli özelliğimizin müşteri odaklı fiyatlandırma olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun yanında yüksek kalite ve düşük fiyat teklifi vermemiz de bize avantaj sağlıyor. Biz tüketicinin ne istediğini çok iyi analiz edebiliyoruz. Yeni ürünler ortaya çıkarırken de bu konuya son derece önem veriyoruz. Tüketicinin beklentileri uyarınca bu süreci yönetiyoruz. Müşterinin ne istediğini nihai müşteriyle birebir temasta olduğumuz için bizzat öğreniyor ve işe ondan sonra başlıyoruz. Yeni ürünlerle ilgili piyasa araştırmasını da yine müşterilerimizle yapıyoruz. Gereken ön çalışmaları onlarla yürütüp daha sonra ürünümüzü piyasaya sunuyoruz. SARTEN WORLD Dünyada yaşanmakta olan kriz sizi nasıl etkiledi? Bu kriz Avrupa merkezli olduğu için bizi fazla etkilemedi diyebilirim. Biz Avrupa’daki müşterilerimizle direkt olarak çalışmıyoruz, bu sayede riskimiz de minimize olmuş oluyor. Rekabetçi fiyat vermeyi nasıl başarıyorsunuz peki? Türkiye’de şu anda faaliyette değilsiniz. İleride bir yatırım yapma planınız olabilir mi? Bu bizim için aslında oldukça kolay diyebilirim. Çünkü son derece entegre bir üretim sürecine sahibiz. Bu da bize maliyet avantajı sağlıyor. Sonuçta hammadde üretimiyle başlayıp, nihai ürüne kadar tam bir üretim sürecine hakimiz ve bu döngüyü kendi içimizde yönetebiliyoruz. Türkiye pek çok nedenden dolayı bizim açımızdan şu anda potansiyel bir pazar değil. En azından yakın gelecekte Türkiye’de bir şube açma hedefimiz yok. Sektörünüzde önemli bir yeriniz var. Bu büyüklüğe ulaşmanızdaki en büyük sır nedir size göre? Bizim için insan kaynağı çok önemli. Şirketimizin en değerli varlığı da kendi geleceğine güvenen güler yüzlü insan kaynağı diyebilirim. Şirketimizdeki her çalışan firmamızın organik şekilde gelişmesini hedefliyor. Bu da bize güç katıyor ve büyümemize ivme kazandırıyor. İnovatif ürünler özelinde baktığımızda oldukça dinamik bir yapıya sahipsiniz. Ürün geliştirme sürecinizden biraz bahseder misiniz? “SARTEN’LE ÇALIŞMAK ÇOK KOLAY” l ÇOK SAYIDA TEKLİF ALDIK Sarten’le işbirliğimiz 2007 yılında başladı. O zaman biz 17lt (madeni yağ) teneke kutu tedarikçisi arıyorduk. Çok sayıda teklif aldık. Ancak Sarten bizim numune talebimize cevap veren nerdeyse tek şirket oldu. l MÜŞTERİ İSTEKLERİNİ DİNLİYOR İşbirliğimiz hakkında çok şey söyleyebilirim... En önemli olan hususlar ise Sarten her zaman müşteri isteklerini dinlemiş ve müşterinin karşısına çıkan sorunlarına anlayışla yaklaşıp mutlaka iki şirket için en kazançlı çözüm yollarını sunmuştur. Sarten’le çalışmak her zaan çok hoş ve kolay diyebilirim. 2012/04 - SARTEN WORLD 29 Türk Ticaret Kanunu “Rekabet gücü artacak” P ricewaterhouseCoopers (PwC), 158 ülkedeki 169 bin çalışanıyla bir dünya devi. 1981’de Türkiye pazarına giriş yapan şirket İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa ofislerinde çalışan 1.250’nin üzerindeki uzmanıyla Türk iş dünyasına hizmet veriyor. PwC, Türk şirketlerine denetim hizmetleri, vergi ve mali hukuk hizmetleri, danışmanlık hizmetleri ve eğitim hizmetleri sunuyor. PwC Türkiye Denetim Hizmetleri Ortağı Burak Özpoyraz, “Türkiye’de hizmet sunduğumuz tüm süre boyunca her şeyden önce müşterilerimizle sağlam ve güvene dayalı ilişkiler kurduk. Bunun dışında günlük yönetim kararları, uzun vadeli vizyonların belirlenmesi ve uygulanması konusunda da onlara destek oluyoruz” diyor. Peki Türk şirketleri, PwC’dan ağırlıklı olarak ne tür hizmetler talep ediyor? Şirketlerin taleplerinin kendi ajandalarına göre farklılık gösterdiğine dikkat çeken Özpoyraz, “Bazen strateji ve yönetim danışmanlığı ön plana çıkarken bazen olası bir halka arz veya iş birleşmesi veya satın alma sebebiyle halka arz ve bağımsız denetim hizmetlerimiz ön plana çıkabiliyor” diyor ve ekliyor: “Yurtdışında şirket kuruluşundaki vergi yapılandırması ve transfer fiyatlandırması konuları da önem arz ediyor. Türkiye’de yerleşik şirketler, son aylarda doğal olarak Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olabilmek adına bizden hizmet talep ediyor. Bu hizmetleri de genel anlamda ifade etmem gerekirse organizasyonel yapı, iç denetim, mali işler, bilgi teknolojileri ve hukuk alanlarında değerlendirmeler olarak paylaşabilirim.” YENİ DÖNEM 13 Ocak 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve 14 Şubat 2011 tarihinde resmi gazetede yayımla- “Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun hazırlanmış ve bağımsız denetimden geçmiş mali tabloların, Türk şirketlerini uluslararası lige hazırlayacağı şüphesiz.” SARTEN WORLD nan Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK) 1 Temmuz 2012’den itibaren yürürlüğe girdi. Yeni kanun, şirketler dünyasına pek çok önemli değişim getiriyor. Şirketlerin bu yeni kanuna uyum sağlamasında PwC gibi şirketler kritik rol oynuyor. Yeni TTK’nın şirketlerin kurumsallaşmasına, şeffaflaşmasına ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu katkılar yapacağını söyleyen Burak Özpoyraz, “Bu değişim, Türk şir- TTK’NIN KURUMSAL YÖNETİM YAKLAŞIMI NASIL? PricewaterhouseCoopers (PwC), dünyaca ünlü bir danışmanlık şirketi. 31 yıldır iş dünyasına denetim, vergi ve mali hukuk, danışmanlık ve eğitim alanlarında hizmet sunuyor. PwC Türkiye Denetim Hizmetleri Ortağı Burak Özpoyraz, son aylarda şirketlerin yeni Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olabilmek için hizmet talep ettiklerini söylüyor. Ona göre yeni kanun şirketlerin kurumsallaşmasına, şeffaflaşmasına ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu katkı sağlayacak. Özpoyraz, “Bu değişim, Türk şirketlerinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırarak daha kolay l ŞEFFAFLIK Yeni kanunun kurumsal yönetim yaklaşımı, 4 ana temel üzerine oturuyor. Bunlar: Şeffaflık, adillik, hesap verilebilirlik ve sorumluluk. Bu 4 ana temel, kurumsal yönetim öğretisinde evrensel nitelikte. l HESAP VERİLEBİLİRLİK Adillik, menfaatler dengesi kurularak ve nesnel adaletle sağlanıyor. Hesap verilebilirlik, yönetim kurulu raporlarında, bilgi akışında, geniş bilgi ve inceleme haklarında somutlaştırılıyor. Sorumluluk ise hesap verilebilirliğe paralel olarak düzenleniyor. Pay sahiplerine tanınan dava, aktif ve pasif bilgi alma, inceleme hakları, kolay işleyen hukuki mekanizmalar eşliğinde oluşturuluyor. Azlık hakları listesi zenginleştiriliyor ve imtiyazlı paylar sınırlandırılıyor. l DİĞER YENİLİKLER NELER? Yönetim kurulunda pay sahipleri grupları ile azlığın temsil edilmesi olanakları artırılıyor. Sermaye Piyasası Kurulu’na kurumsal yönetim kodeksi yapma tekeli veriliyor. Bu yetki, kodeksin güncelliğini ve dinamizmini sağlayacak. Halka açık yönetim kuruluna kurumsal yönetim raporu yayımlamak zorunluluğu getiriliyor. Organlarda profesyonelliğe ve uzmanlaşmaya vurgu yapılıyor. Türk Ticaret Kanunu’nun güncellenmesi, Türkiye’nin ticari yaşamını ve Türk şirketlerini derinden etkileyecektir. sermaye, kredi ve ortak bulabilme imkanına kavuşmasına yardımcı olacak” diye konuşuyor. 30 SARTEN WORLD - 2012/04 2012/04 - SARTEN WORLD 31 Türk Ticaret Kanunu DENETİM ZORUNLULUĞU Yeni TTK, tüm şirketlere bağımsız denetim yükümlülüğü getiriyordu. Ancak 6335 sayılı yeni TTK değişiklik kanunu ile kanunun 397’nci maddesine eklenen yeni bir fıkra ile bağımsız denetime tabi şirketlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceği belirtildi. Burak Özpoyraz, “Bakanlar Kurulu kararı çıkana kadar TTK’yla hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağını halihazırda öngöremiyoruz. Belki kademeli bir geçiş olabilir, bekleyip göreceğiz” diyor. Ancak henüz netleşmese de bağımsız denetim, iş dünyasında çok önemli bir konu. Çünkü bağımsız denetimden geçen bir şirketin, sadece mali tabloları değil, bunların oluşumunda yer alan mali ve finansal raporlama sistemi ve beraberinde operasyonla ilgili süreçlerin tamamı da denetleniyor. Özpoyraz’a göre bu durum, şirketlerin daha disiplinli bir şekilde, tutarlı ve sağlıklı mali bilgi üretebilme ivmesini hızlandıracak. Özpoyraz, “Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları ile uygun hazırlanmış ve bağımsız denetimden geçmiş mali tabloların, Türk şirketlerini uluslararası lige hazırlayacağı ve uluslararası bir kabul sürecine de dahil edeceği şüphesiz” diye devam ediyor. YENİ ZORUNLUKLAR “Yeni TTK şirketlerin kurumsallaşmasına, şeffaflaşmasına ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasına olumlu katkı yapacak.” 32 SARTEN WORLD - 2012/03 ketlerinin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırarak daha kolay sermaye, kredi ve ortak bulabilme imkanına kavuşmasına yardımcı olacak. Aynı zamanda yabancı yatırımcılar için de güvenilir bir yatırım ortamı sunacak” diyerek yeni kanunun önemine dikkat çekiyor. Yeni kanunun özellikle yönetim kurulu üyeliği bağımsız üye sayısı, iç ve bağımsız denetim mekanizması, finansal planlama, şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumlulukların dağılımı, yönetim kurulunun yetki ve görevleri, risk yönetimi gibi konularda Türk ticaret hayatına çok önemli değişiklikler getireceğini söylüyor. Burak Özpoyraz, yeni kanun ile gelen yükümlülükleri ise şöyle anlatıyor: “Tek üyeli yönetim kurulu olanağı Türk hukukuna kazandırıldı. Yönetim kurulu üyesinin görevine başlayabilmesi için pay sahibi olması şartı kaldırıldı. Tüzel kişinin de yönetim kurulu üyesi olabilmesi olanağı sağlandı. Profesyonel yönetim kurulu açılımı gerçekleştirildi. Pay sahibi gruplarının yönetim kurulunda temsil edilebilmesinin kanuni altyapısı oluşturuldu. Yönetim kuruluyla icra kavramları arasındaki farkı ortaya koyan sistem hükme bağlandı. İç denetim açısından ise yeni TTK, iç denetim ve risk yönetimi konusunda önemli kriterlere yer veriyor. Aslına bakılırsa TTK’nın iç denetimle ilgili getirdiği düzenlemelerin, şirketlerin kurumsallaşma yönünde atacağı adımlar için genel çerçeveyi ortaya koyduğunu görüyoruz.” KURUMSALLAŞMA GELİŞECEK Yeni kanunun 366’ncı maddesinde kurumsal yönetim ilkelerine vurgu yapılıyor. Buna göre yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırla- mak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilecek. Özpoyraz, buradaki iç denetim vurgusu ile madde 378 ile pay senetleri borsada işlem gören şirketler için zorunlu hale gelen “Riskin Erken Teşhisi Komitesi”nin oluşturularak risklerin erken saptanması ve yönetimi için sistemin oluşturulmasının risk yönetimi ve iç denetim kavramlarını şirketlerin operasyonlarının bir parçası haline getireceğini düşünüyor. Burak Özpoyraz, “Kanundaki buna benzer iç denetim ve risk yönetimi hakkında öngörülen yapılar, iç denetim mesleğinin ve aslında şirketlerdeki kurumsallaşmanın gelişmesi adına önemli gelişmeler. Yeni kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte de bu konuların hızlı bir şekilde ele alınarak şirketlerde hayata geçirileceğini düşünüyoruz” diye konuşuyor. İLGİ NE DÜZEYDE? Peki Türkiye’deki şirketler, halka açık olanlar hariç bırakıldığında bağımsız denetime yeterince önem veriyor mu? Burak Özpoyraz, “Mali tablolarını bağımsız denetimden geçirmekle yükümlü olan şirketler dışında kalanların, bağımsız denetim süreci ile ilgili tecrübelerinin az olduğu veya bağımsız denetime az ilgi gösterdiklerini söylememizin pek uygun olmayacağı düşüncesindeyim” diye konuşuyor. Çünkü ona göre bu kategoriye giren şirketlerin önemli bir bölümü, faaliyet gösterdikleri iş kolları, iş hacimleri, yabancı ortaklarının ihtiyacı, yabancı ortak arayışı, olası bir iş birleşmesi, kendilerine kredi temin eden kuruluşların beklentileri, katıldıkları ihale süreçleri ve bunlara benzer birçok sebep paralelinde bağımsız denetim sürecini bir şekilde yaşıyor. Özpoyraz, değerlendirmesine şöyle devam ediyor: “Bu gruba giren şirketlerin tamamı, bağımsız denetimden geçmiş olan mali tablolarını halka açık şirketlerde olanın aksine kamuyla paylaşmıyor olduklarından dolayı şeffaflıktan da uzaklaşmış gibi bir intiba veriyor. Bağımsız denetime hiçbir hal ve şartta tabi olmamış şirketlerimizin, özellikle Türk ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ’lerin sayısını da kesinlikle göz ardı edemeyiz. Bu durumun, şeffaf olmaya az ilgi göstermekten ziyade, büyüyen ve dünyayla bütünleşen Türkiye ekonomisinde alınan ticari pozisyonun, yatırım kararlarına, büyümeye, yönetim bakış açısına, kurumsallaşma hedefine getirmiş olduğu konsantrasyon ve misyon olduğundan bahsedebiliriz.” S “Türkiye’de yerleşik şirketler, son aylarda doğal olarak Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olabilmek adına bizden hizmet talep ediyor.” “SARTEN’LE UZUN YILLARDIR BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ” l ORTAKLARIMIZIN SAYISI ARTIYOR Öncelikle Türkiye ekonomisinin büyüme trendinin devam ettiği, Türkiye’ye olan ilginin ve yatırım iştahının zaman içerisinde arttığı, Türkiye’de iş yapış şeklinin de zaman içinde değişmekte veya değişmek zorunda olduğu bir gerçek. Bunun yanında aile şirketi yapılanmasından daha ziyade kurumsallaşmayı ön plana çıkarmak ihtiyacı tespitlerinde buluşursak ifade etmek isterim ki burada uzun soluklu olarak yer almak isteyen, hedeflerini koymuş, bu doğrultuda daha kurumsal olmak isteyen, operasyonel ve finansal raporlama riskini olabildiğince minimal seviyelere indirmek isteyen şirketlerle bizim iş ortaklıklarımız da son yıllarda doğal olarak artıyor. l SARTEN’LE ORTAKLIĞIMIZ PwC olarak Sarten ile çok uzun yıllara dayanan bir iş ortaklığımız var. Bu uzun süreçte vergi ve mali hukuk hizmetleri ve denetim hizmetleri öncelikli olmak üzere pek çok farklı konuda bir araya gelmiş olsak da süreklilik anlamında bakarsak Sarten’in bağımsız denetçisi olarak görev yapıyoruz. 2012/03 - SARTEN WORLD 33 LIFE STYLE Doğru beslenme sırları İş yaşamı oldukça stresli. Araştırmalar Canan Aksoy’a göre stres doğru beslenmeyle dengelenebilir. uzun yürüyüşlerin, düzenli egzersizlerin stresi azaltmada oldukça etkili olduğunu gösteriyor. Ancak bunu doğru beslenmeyle desteklemek şart. Kurumsal diyetisyenlik ve kişisel özel diyet danışmanlığıyla tanınan Diyetisyen Canan Aksoy, doğru beslenme için soframızdan eksik etmememiz gereken 5 gıda grubu olduğunu söylüyor ve bunları şöyle sıralıyor: “Ekmek veya tahıllar, sebzeler, meyveler, proteinler ve süt, yoğurt gibi kalsiyum zengini ürünler.” Aksoy’a göre bu gruptaki gıda ürünlerini dengeli bir şekilde tüketilmesi önemli. Diyetisyen Canan Aksoy’dan doğru beslenmenin detaylarını öğrendik. İşte o detaylar… S ağlıklı beslenme son dönemin en popüler konularından. Bu alanda pek çok uzman da mevcut. Diyetisyen Canan Aksoy ise bu alanda farkını ispat etmiş bir isim. Kurumsal diyetisyenlik yapan Aksoy, kişisel diyet danışmanlığıyla da tanınıyor. Aksoy, son dönemde insanların çalışma ortamı ve dış etkenler nedeniyle stresli günler geçirdiğine dikkat çekiyor. Bu durumun bile doğru beslenmeyle dengelenebileceğine vurgu yapıyor. Doru beslenme için sofralarda mutlaka bulunması gereken ürünleri, ekmek veya tahıllar, sebze, meyve, protein ve kalsiyum bakımından zengin ürünler olarak özetliyor. 34 SARTEN WORLD - 2012/04 Aksoy stres durumunda immün sisteminin baskılanmasına ise özellikle dikkat çekiyor. Bu yüzden C ve A vitaminlerine ihtiyacın arttığına değiniyor ve ekliyor: “Taze meyve ve sebzeleri, salatalık malzemelerini her öğünde soframızda bulundurmak stresle mücadeleyi kolaylaştırır. Yüksek miktarda kafain tüketimi de stres mekanizmasının tetikler. Bu nedenle önerilen kafain miktarı günde 2 fincan kahve veya 4 bardak çay olabilir.” Canan Aksoy, sağlıklı ve doğru beslenme formülünü, sofralarımızda mutlaka bulundurmamız gereken ürünleri dergimize anlattı: STRES NASIL ETKİLER? “Hem İstanbul’da yaşamak hem de çalışma ortamlarımız oldukça stresli. Stresin beslenmemiz üzerinde iştah artırıcı ya da azaltıcı etkilerini görebiliyoruz. Stresle bazı bireyler daha fazla yiyerek baş ederken bazılarında ise iştah azalması görülüyor. Stres altında bazı hormonlarımızın çalışmasında farklılıklar olabilir. Kortizol ve tiroid hormonlarının artması, uyku düzeni ve iştah mekanizmasında değişikliklere yol açarken azalan endorfin ve serotonin salgısı şekerli besinlere karşı ilgiyi artırabiliyor. Serotonin hormonunu artırmak için triptofandan yüksek Canan Aksoy, “Ambalajlar olmasa pek çok besine sağlıklı şekilde ulaşamayacaktık” diye konuşuyor. 2012/04 - SARTEN WORLD 35 LIFE STYLE HANGİ ÜRÜNLERDEN UZAK DURMALI? Rafine edilmiş, şeker içeren, yüksek tuz içeren, katı yağlar, kızartılmış besinler, salam, sucuk, sosis gibi nitrit nitrat içeren şarküteri ürünleri gibi besinlerden özellikle uzak durmalıyız. SARTEN WORLD besinler tüketilmesini öneriyorum. Örneğin tavuk, hindi, yumurta, süt, kuru baklagiller, muz, sarımsak gibi… Endorfin hormon salgısını artırmak içinse kompleks karbonhidrat yani sebze, meyve, kuru meyveler, kuru baklagiller, makarna gibi gıdaların tüketilmesini tavsiye ederim. Stres durumunda immün sistem baskılanır. Bu yüzden de C ve A vitaminlerine ihtiyacımız artar. Bu yüzden de taze meyve ve sebzeleri, salatalık malzemelerini her öğünde soframızda bulundurmak stresle mücadelemizi kolaylaştırır. Yüksek miktarda kafein tüketimi stres mekanizmasını tetiklediği için kafein tüketimin sınırlandırılması gerekir. Önerilen kafein miktarı, bu dönemde günde 2 fincan kahve veya 4 bardak çay olabilir. Düzenli egzersiz veya uzun yürüyüşler yapmanın stresten korunabilmenin en iyi yollarından biri olduğu pek çok çalışmayla desteklenmiştir. NASIL BESLENMELİYİZ? Değişen besin teknolojisiyle beraber marketlerdeki rafları çok çeşitli yiyecek ve içecek- ler kaplamaya başladı. Daha fazla rafine (saflaştırılmış) edilmiş, daha şekerli, daha tuzlu besinler tüketmeye başladık. Ancak sağlık için soframızda 5 besin grubuna yer vermemiz gerekir: İlk grupta, ekmek veya tahıl grubu diye adlandırdığımız kan şekerimizi düzenleyen ve B vitaminlerinin çoğunu karşıladığımız grup yer alır. Bu gruptaki besinleri tüketirken tam taneli olanlara daha fazla yer vermek gerekir. Beyaz ekmek yerine tam buğday veya çavdar ekmeği, pirinç yerine bulgur veya frik pirinci gibi. İkinci grup sebze grubudur. Sebzeler, vitamin-mineral ve posa ihtiyacımız için her mevsim soframızda yer vermemiz gereken besinlerdir. Bu grubu tüketirken öncelikle sezondakileri tüketmeye gayret etmeliyiz. Pişirirken de az yağ veya sıvı yağ kullanmamız sağlımız için daha olumlu olur. Üçüncüsü meyve grubudur. Meyveler de tıpkı sebzeler gibi posa-vitamin-mineral ve antioksidant öğeler açısından zengindir. Meyve tüketirken de sezonundaki meyveleri tüketmek ve çeşitliliğe yer vermek önemlidir. Her meyve ve sebzenin içinde farklı farklı vitamin DENGELİ BESLENMENİN PÜF NOKTASI ve mineraller olduğunu unutmamalıyız. Tek tip meyve veya sebzeyle beslenmek hep aynı tip vitamin ve mineralleri almamızı sağlarken bazı vitamin-mineralleri hiç almıyor olduğumuz anlamına gelecektir. Dördüncüsü süt-yoğurt, yani kalsiyum grubudur. Süt ve yoğurt, kalsiyum alımımız için en temel besinlerdir. Kalsiyum, kemik sağlığımız için olduğu kadar tansiyonumuzu düzenlemek için de gerekli olan en önemli mineraldir. Yetişkinlerin süt ve yoğurdun yağsız olanlarını tercih etmesi, doymuş yağı daha az aldıkları anlamına geleceği için tercih sebebidir. Son gruptaysa et-tavuk-balık-yumurta ve peynirin olduğu proteinler yer alır. Protein, kaslarımızın temel yapısını oluşturur ve protein içeren besinlerden aynı zaman da demir, fosfor gibi vücudumuz için önemli mineralleri de sağlarız. AMBALAJ ÇOK ÖNEMLİ Pek çok besini artık ambalaj içinde satın alıyoruz. Bazen ambalajların güzelliği sayesinde bazı yiyecekler daha çok gözümüze ilişiyor veya seçim yaparken tercihlerimizi değiştirebiliyor. Ambalajlar olmasa pek çok besine, sağlıklı bir şekilde ulaşma imkanımız olmayacaktı. Ambalajlar olmasa pek çok besini evde korurken de zorluk çekecektik. Ambalajlar olmasa aldığımız yiyecekler hakkında bu kadar detaylı bilgiye sahip olabilme şansımız da olmayacaktı. Besinin bize ulaşırken izlediği yolda sağlıklı kalabilmesi için bazı besinlerde ambalajlama elzemdir, olmazsa olmazdır. Gıda ambalajlarının başlıca işlevi, besinleri tüketiciye ulaşana kadar korumasıdır. Ambalajlar gıdayı uygun bir bariyer oluşturarak, mikropların gıdalara geçmesini engelleyerek bozulmadan korur. Ambalaj malzemesi yeterli uygunlukta olmadığında gıdalar nem, oksijen, ısı geçişiyle de bozulabilir. Burada ambalajlar gıdaların dış çevreyle bağlantısını keserek gıdanın korunmasını sağlar. Ambalajlar aynı zamanda gıdaların başka gıdalarla temasını koruduğu gibi kimyasal ajanlardan korunmasını da sağlar. Sağlımızı korumak için güvenilir gıda tüketmemizi uygun ambalaj sağlar. Paketlenmiş gıda satın alırken öncelikle üretim ve son kullanma tarihine dikkat edilmeli. Bazı ürünlerde son kullanma tarihi yerine raf ömrü şeklinde de bir ibare olabilir. Etiket üzerinde TSE veya ithal ürünse Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ibaresi mutlaka bulunmalıdır. Üretici firmanın yeri, adresi, telefon bilgileri mutlaka olmalıdır. İçindekiler bilgisi mutlaka etiketlenmenin içine konulmalıdır.” S Türkiye’de sağlıklı beslenmeyi anlatmak için besin yoncası denilen basit bir sistemi anlatıyoruz. Tabağımızı 4 eşit parçaya böldüğümüzde her bir bölümü farklı besin gruplarıyla doldurarak tüketirsek dengeli beslenme sağlamış oluruz. SARTEN WORLD BUNLARA DİKKAT ETMELİYİZ... l Katı yağ (bitkisel hidrojenize yağ şeklinde yazılmış olabilir) içeren ürünlerden kalp-damar, kolesterol ve yüksek tansiyon hastaları uzak durmalı. l Şeker, glikoz, mısır şurubu yazan besinlerden insülin rezistansı olanlar ve diyabet hastaları tüketmemeli. l Nitrit, nitrat içeren besinler yüksek kanserojen içeriği yüzünden tüketilmemeli. l Besin intoleransı olanlar etiketleri mutlaka iyice okumalı, tolere edilmeyen fenilalanin-aspartam-gluten içeren ürünler kullanmamalı. 36 SARTEN WORLD - 2012/03 l Tuz içeriği yüksek besinler (etiketlemede sodyum olarak geçer) tansiyon ve böbrek hastaları için zararlı olduğundan tercih edilmemeli. l Monosodyum glutamat içeren besinlerden gebe-emzikli kadınlar ve çocuklar uzak durmalı. l Enerji sınırlaması yapan bireylerin etiketlerdeki enerji kısmını dikkatlice okuması; bir paket mi yoksa 100 gramın enerjisi mi belirtilmiş olduğu konusunda dikkatli davranmaları gerekir. 2012/03 - SARTEN WORLD 37 Kurumsal 40. yıl etkinlikleri devam ediyor Sarten Ambalaj, kuruluşunun 40. yılı nedeniyle kendi iç müşterileri olan Sarten ailesine yönelik etkinliklerine bir yenisini daha ekledi. Kurumsal piknik organizasyonu düzenleyerek Sarten çalışanlarının bir araya gelmesini ve tek bir kültür etrafında hareket etmesini amaçlayan Sarten, piknik organizasyonlarından ilkini genel merkeze yönelik olarak haziran ayında Polonezköy’de gerçekleştirdi. S arten Ambalaj, 40 yıllık serüvenine pek çok ilki sığdırmayı başarmış bir şirket. Yıllar içinde üretimini geliştirmesi, kapasitesini artırmasıyla dikkat çekti. Kurduğu fabrikalar, ekonomiye önemli katkılar sağladı. Şu anda ise şirket, sadece Türkiye’ye değil Avrupa’dan Ortadoğu’ya kadar geniş bir ağa üretim yapmasıyla dikkat çekiyor. Sarten, kuruluşunun 40. yılını görkemli etkinliklerle kutluyor. Bunlardan birisi de kurumsal piknik etkinliği. İlki merkez çalışanlarına yönelik düzenlenen etkinlik, haziran ayında Polenezköy’de gerçekleştirildi. Piknik organizasyonunun eylül ayında da fabrikalarda devam ettirilmesi planlanıyor. Sarten Ambalaj’ın tüm yönetim kurulu üyelerinin ve yönetim kurulu başkanı Zeki Sarıbekir’in katıldığı etkinlikte çeşitli oyunlar ve aktiviteler düzenlendi. Canlı langırt, tavla turnuvaları, ip çekme gibi oyunlar oynandı. Oyunlarda başarılı olanlara ödüller ve hediyeler de verildi. Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir’in konuşmasıyla başlayan etkinlikte çalışanlar keyifli saatler geçirdi. Çalışanlar, tavla turnuvaları, ip çekme, canlı langırt gibi aktivitelere aileleriyle katıldı. 38 SARTEN WORLD - 2012/03 Organizasyonda Sarten’e emeği geçmiş çalışanlara plaket verilmesi dikkat çekiciydi. Sarten Ambalaj’da 10, 15, 20, 25, 30, 35 ve 40 yıldır çalışan kişiler bu vesileyle onurlandırılmış oldu. Çalışanlar arasında Sarten Ambalaj’ın kuruluşundan bu yana görev alan isimler de yer aldı. 2012/03 - SARTEN WORLD 39 Gezi / Bursa Camileri Bursa’nın Camileri Türkiye’nin en büyük metropollerinden biri olan Bursa, inanç turizmiyle de ön planda. Yaklaşık 1620 adet camisiyle bu alanda görkemli yapılara ev sahipliği yapıyor. Önde gelen pek çok cami arasından ise özellikle Bursa Ulu Cami, Gazi Orhan Camii ve Yeşil Cami, mimari yapısı ve tarihi özellikleriyle ön plana çıkıyor. En Görkemlİ Camİ U lu Cami, Bursa’nın en görkemli ve en önemli tarihi yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Ulu Camii, Osmanlı Devleti’nin dördüncü hükümdarı I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılıyor. Rivayete göre Sultan, Niğbolu Zaferi öncesinde savaşı kazanmak için Tanrı’ya yalvarmış ve 20 cami yaptırmayı adamıştı. Zaferden sonra damadı Emir Sultan’ın önerisiyle 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmaya karar verdi. Caminin zaferden elde edilen ganimetle yapılması planlandı. 1402 ’deki Ankara Savaşı’nda sultanın esir düşmesinden sonra Timur camiyi ahır olarak kullandı. 1403 yılında Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin yaktırdı, 1413 yılında Karamanoğlu Mehmet Bey’in kuşatması sırasında cami tekrar yandı. Onarımı, Bayezıd’ın oğlu 1. Mehmet gerçekleştirdi ve cami 1421 yılında ibadete tekrar açıldı. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde 17 kubbesi çöken cami, onarım görerek 1862 yılında tekrar ibadete açıldı; 1889 yangınında da hasar gördü. Bursa Ulu Camii, aslen zaviye olarak yapılan, sonradan cami olarak kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen çok ayaklı cami şemasının en klasik ve anıtsal örneklerinden biri. Dikdörtgen planlı cami, yaklaşık 5 bin metrekare boyutlarında, 20 kubbe ile örtülü. Sekizgen kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik beş sıra halinde dizilmiş durumda. BURSA’NIN SON CEMAAT YERİ S ultan Orhan Cami, 1339 yılında II. Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından yaptırılmış Bursa’nın önde gelen camilerinden biri. Bursa’da yan mekanlı veya ters T planlı olarak nitelenen cami planlarının erken örneklerinden biri olarak biliniyor. Bursa’da son cemaat yeri de ilk kez burada ortaya çıkmış. Yığma taş, kesme taş ve tuğla örülmüş olan caminin beş bölümlü son cemaat yeri ortada üç küçük kubbe, yanlarda birer aynalı tonoz ile örtülü. Cephelerde tuğla rozet, güneş kursu, iki katlı kirpi saçaklarla zengin bir görünüm kazandırılmış durumda. Camide Bizans sütun ve sütun başlıkları gibi devşirme malzemelerin yer alması, arkaik bir hava yaratıyor. Camide yer alan motiflerin oldukça sade olması da dikkat çekici. Mihrap üzerinde farklı ve göz alıcı alçı süslemeler yer alıyor. Girişten mihrap ekseni üzerinde peş peşe iki mekan bulunuyor. Oldukça büyük kemerle ikiye ayrılan bu mekanlardan ikincisine üç basamakla çıkılabiliyor. Mihrabın da yer aldığı bu mekan ibadete ayrılmış durumda. Bu mekanların üzerleri sekizgen kasnağa oturmuş iki büyük kubbe ile örtülü. Caminin iç kısmında pencere sayısı oldukça az. Bu da camiye loş bir görünüm kazandırıyor. İbadet mekanının yanındaki bölümler duvarlarla ayrılıyor. Dar geçitlerin yardımıyla bu duvarların birbirleriyle bağlantıları sağlanıyor. Bu bölümlerin devletin idari işlemleri veya mahkeme salonu olarak kullanıldığı düşünülüyor. Ulu Cami, çok ayaklı cami şemasının klasik örneklerinden biri. Sultan Orhan Cami, T planlı camilerin erken örneklerinden biri. ÇİNİ KAPLAMALARIYLA ÜNLÜ CAMİ B ursa Yeşil Cami, Bursa’da ilk dönem Osmanlı mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alıyor. Caminin ünü, çini kaplamalarından geliyor. Bursa Yeşil Cami ve külliyesinin çini süslemeleri, ilk dönem Osmanlı sanatında çininin ulaştığı düzeyi sergilemesi açasından da önemli. Cami, adını verdiği Yeşil semtinde yer alıyor. “Yeşil” adını, bir zamanlar minarelerinde bulunan yeşil renk ağırlıklı süslemelerinden aldığı düşünülüyor. Halen aktif olarak kullanılan caminin kapasitesi 2 bin kişi civarında. Kuzey cephe ortasındaki taç kapısında bulunan Arapça kitabeye göre caminin mimarı Hacı İvaz Paşa, bitirildiği tarih ise Aralık 1419... Yapının dikkat çeken nakkaşlarını ise “Nakkaş Ali” olarak da bilinen İlyas Ali yapmış. Süslemelerinin tamamlandığı tarih 1424 olarak biliniyor. Osmanlı sultanlarından Çelebi Mehmet’in emri ile yapılan cami; Sultan’ın ölümü üzerine II. Murad devrinde tamamlanmış. 40 SARTEN WORLD - 2012/04 2012/04 - SARTEN WORLD 41 Çevre Sürdürülebilir çevre için geri kazanım 2011 Yılı Tasarruf Özeti Çevresel Etki Birim Ağaç Kesiminin Önlenmesi (adet) ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 400 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını sağladı. Geri kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı yaklaşık 1 milyar TL değerinde. Vakıf sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin oluşturulması, sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve yaygınlaştırılması için de çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. 2.728.500 Fosil Yakıt Tasarrufu (m )238.098 3 Su Tasarrufu (m3)4.269.300 Depolama Alanı Tasarrufu (m3)2.409.000 Sera Gazı ( Co2) Salınımının Önlenmesi (m3)481.800 Toplam Tasarruf ( Tl ) 1.052.424.000 400 BİN TONLUK GERİ KAZANIM G ündelik hayatımızda çok sık kullandığımız, cam, metal, plastik, kompozit ve kağıt/karton ambalajlar, bizler içindeki ürünleri keyifle, afiyetle, sağlıkla tükettikten sonra da işe yaramaya devam ediyor. Aslında onlar, çöp değil. Çünkü ambalaj atıkları, geri dönüşüm sistemine kazandırıldıklarında, çeşitli faydalarla hayatımıza katkı sağlamaya devam ediyor. Bizlere, enerji tasarrufu, doğal kaynakların korunması, temiz ve sağlıklı bir çevre, güzel bir gelecek olarak geri dönüyorlar. İşte birkaç örnek: • • • • • • 42 SARTEN WORLD - 2012/04 670 adet metal ambalajın geri dönüşümü sonucu bir adet bisiklet elde edilebilir. Sadece 1 metal içecek kutusunun geri dönüşümünden elde edilen enerjiyle 100 vatlık bir ampul 20 saat çalıştırılır. Geri dönüştürülen 1 ton cam atık ile 100 litre petrol tasarrufu sağlanır. Geri dönüştürülen 1 ton kağıt/karton atıkla 17 ağacın hayatı kurtulur. Plastik ambalaj ve atıklarının geri dönüşümünden, elyaf içeren tekstil ürünleri, atık su boruları ve marley gibi malzemeler üretilir. Kompozit ambalaj atıklarının geri dönüşümünden, karton koliler, yalıtım malzemeleri ve mobilya gibi ürünler üretilir. ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı, Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin kurulmasına katkıda bulunmak amacıyla, 1991 yılında ülkemizin 14 önde gelen sanayi kuruluşunun girişimleriyle kuruldu. Vakit kâr amacı gütmüyor. ÇEVKO Vakfı bugün, içlerinde Sarten Ambalaj’ın da olduğu 55 üyesiyle faaliyetini sürdürüyor. ÇEVKO Vakfı, bugünkü adıyla T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluş ilan edildiği 2005 yılından bu yana ambalajlı ürün piyasaya süren firmaların cam, metal, plastik, kağıt, kompozit ambalaj türlerinde geri kazanım yükümlülüklerini devralmaya devam ediyor. ÇEVKO Vakfı, üstendiği yükümlülüğü yerine getirirken yerel yönetimlerle ve lisanslı şirketlerle işbirliği içinde çalışıyor. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriyor. ÇEVKO Vakfı, 2011 yıl sonu itibarıyla yaklaşık 400 bin ton ambalaj atığının geri kazanımını sağladı. Geri kazanılan ambalaj atıklarının ekonomiye olan katkısı yaklaşık 1 milyar TL değerinde. ÇEVKO Vakfı sürdürülebilir bir geri kazanım sisteminin oluşturulması, sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. • • • • • da 1 aracın 65 milyon km. yol gitmesine yetecek miktarda benzine denktir. Yaklaşık 33 bin ton CO2 emisyonunun açığa çıkması engellendi. Bu da 1 uçağın dünyanın çevresini 1650 kez dönmesi sonucu açığa çıkan CO2 miktarıdır. Geri kazanımı sağlanan 109 bin ton plastik ambalaj atığıyla; 1,74 milyon varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu da 6 milyon aracın bir depo benzin miktarına denktir. 629 milyon kwh elektrik tasarrufu sağlandı. Bu da yaklaşık 228 bin ailenin yıllık elektrik tüketim miktarına denktir. Geri kazanımı sağlanan 27 bin ton metal ambalaj atığıyla; 7,9 milyon litre benzin tasarrufu sağlandı. 80 bin metreküp düzenli depolama alanından tasarruf edildi. Bu da yaklaşık 11 futbol sahası büyüklüğüne denktir. Bir metal içecek kutusunun geri dönüşümüyle bir ampul 20 saat çalışıyor ÇEVKO kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. ÇEVKO VAKFI’NIN ÇEVREYE KATKISI Geri kazanımı sağlanan 147 bin ton kağıt/karton ambalaj atığı ile; • • • 2,5 milyon yetişkin ağacın kesilmesi önlendi. Bu da 25 bin dönüm ormanlık alana denktir. 4 milyar litre su tasarrufu sağlandı. Bu da İstanbul’un ortalama 2 günlük su ihtiyacına denktir. Geri kazanımı sağlanan 103 bin 500 ton cam ambalaj atığıyla; 65 bin varil petrol tasarrufu sağlandı. Bu 2012/04 - SARTEN WORLD 43 48 Saatte Dünya / İskoçya Güneşi geç batan ülke “Bu yolculuk boyunca, yemyeşil İskoçya manzarasının tadını çıkardık. Haziran ayı olmasına rağmen hava 15-16 derecelerde, kapalı ve ara sıra yağmurluydu. Bu doğa şartları ülkenin başlıca geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu bize gösterirken bu bölgeye giden ziyaretçilere yanlarında muhakkak şemsiye bulundurmalarını da tavsiye ederiz.” n Selin Kantarcı, İrem Özsürücü İ “15-16 derece olan hava, kapalıydı ve ara sıra yağmur yağdı.” 44 SARTEN WORLD - 2012/03 ngiltere pazarının en büyük aerosol müşterilerinden birini ziyaret için Glasgow’a olan yolculuğumuz direkt uçuş olmamasından dolayı İstanbul Atatürk Havaalanı’ndan Londra aktarmalı olarak başladı. Heathrow Havaalanı, İngiltere’nin 2012’de olimpiyatlara ev sahipliği yapmasından ötürü konuyla ilgili dekore edilmişti. Heathrow, İngiltere’nin en büyük havaalanı olmasından ötürü ziyaretçilerine bekleme sürelerince alışveriş, restoran, çeşitli pub ve lounge’ları ile alternatifler sunuyor ve bekleme sürecini bile oldukça da keyifli kılıyor diyebiliriz. Toplam 7,5 saat süren yolcuğumuzun sonunda, havalanından taksiyle 20 dakika uzaklıkta bulunan, şehir merkezindeki otelimize 19: 30’da vardık. Müşterimizin tavsiyesi ile gittiğimiz Carlton George Otel, şehri bizim gibi ilk defa ziyaret eden yabancılar için, gerek bulunduğu konum gerek odaların rahatlığı açısından biçilmiş kaftandı. Otelimiz ve odalarımız İskoçya’ya özgü kilt eteğinin deseninde yatak örtüsü, halı ve perdelerle dekore edilmiş durumdaydı. Her odada İskoç viskisi, rom ve vodka bulunan özel dolaplarda ikram mevcuttu. Akşam yemeğimizi yemeden evvel şehir merkezinde güzel bir yürüyüş yaptık, Çiçek Pasajı’nı andıran “Merchant Square” adında, üstü kapalı bölgedeki restoranlardan o saatte tek yemek servisi olan Metropolitan Restaurant’da akşam yemeğimizi yedik. Fiyatlar her bütçeye uygundu. Bu gezi sırasında hepimize ilginç gelen konular ise saat 22:30 olmasına rağmen havanın kararmamış olması, sokakların neredeyse terk edilmiş kadar tenha olması, çoğu restoranın saat 21:00’den sonra mutfaklarını kapatması ve bu saatten sonra yanlızca içki servisine devam edilmesiydi. Bizim gibi restoranların geç saatlere kadar hizmet verdiği bir ülkeden gelen ziyaretçilerin bu konuya dikkat etmesinde fayda var. Yemek sonrasında otelimize dönüp ertesi günkü toplantı için son hazırlıkları yaptık. Ertesi sabah, otelin çatı katındaki güzel Glasgow manzarasına karşı kahvaltımızı yaptıktan sonra toplantımız için yola çıktık. Müşterimizin fabrikası araba ile Glasgow’a 80 dakika mesafede bulunan Irvine’daydı. Bu yolculuk boyun- ca, yemyeşil İskoçya manzarasının tadını çıkardık. Haziran ayı olmasına rağmen hava 15-16 derecelerde, kapalı ve ara sıra yağmurluydu. Bu doğa şartları ülkenin başlıca geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu bize gösterirken bu bölgeye giden ziyarteçiler yanlarında muhakkak şemsiye bulundurmalarını da tavsiye ederiz. Toplantı sırasında, İskoçya’ya özgü Short Bread kurabiyeleri ikram edildi ve bizler de dönüş yolunda kendimize bunlardan almayı ihmal etmedik. Kesinlikle tavsiye ediyoruz. İyi geçen toplantı sonunda, havalanında kendimizi güzel bir yemekle ödüllendirdik. Amsterdam aktarmalı döndüğümüz İskoçya yolculuğumuzu da böylelikle tamamlamış bulunduk. İskoçya’yı diğer ülkelerden farklı kılan özelliği şüphesiz, geç batan güneşi ve yemyeşil doğasıydı. S “Geç batan güneşi ve yemyeşil doğası İskoçya’yı farklı kılıyor.” 2012/03 - SARTEN WORLD 45 Sinema “Devir” görücüye çıktı Sarten Ambalaj’ın katkılarıyla usta yönetmen Derviş Zaim’in son filmi Devir görücüye çıktı. Zaim’in yeni filmi öncekilerden oldukça farklı. İlk kez profesyonel olmayan oyuncular ve hazır olmayan senaryoyla çalışan Zaim, farklı bir işe imza attı. Beşiktaş The Plaza Otel’de düzenlenen basın toplantısında filmi kamuoyuna tanıtan Zaim, çekimlerin 8 ay gibi bir süre aldığını belirtti. Film için Burdur’un Kefenni İlçesi’nin Hasanpaşa Köyü’ne 4 kez gittiklerine dikkat çeken Zaim, filmin köyde uzun süredir devam eden bir geleneği konu aldığını sözlerine ekledi. U sta yönetmen Derviş Zaim’in son filmi “Devir” görücüye çıktı. Çekimlerine 2011 Ağustos ayında başlanan film, Beşiktaş The Plaza Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Filmin başrol oyuncularından Ali Özel, normal hayatında çobanlık yaptığından sürüsünü babasına emanet edip İstanbul’a gelerek basın toplantısına katıldı. Düzenlenen toplantıda konuşan Derviş Zaim, filmin çekimlerinin uzun bir zaman aldığına dik46 SARTEN WORLD - 2012/03 OYUNCULAR KÖY HALKI KENDİ HAYATINI OYNADI Derviş filminde bütün oyuncular köy halkından oluşuyor. “Ali Çoban” rolündeki Ali Özel koyunlarını babasına emanet ederek toplantıya katıldı. Derviş Zaim, profesyonel olmayan oyuncularla çalışmanın hem zor hem de kolay yanları olduğuna vurgu yaptı. “Profesyonel oyuncunun yerel halkla kimyasının uyuşması bu kadar kolay olmaz” diye konuştu. Filmi çekerken kendisinin büyük zevk aldığını aktaran Zaim, “Filmin ne kadar seyirci alacağı, ne kadar gişe yapacağı gibi konularda bir şey söylemek istemem. Her filmin kendi göbek bağı vardır, o bağı kendi kesecektir” diye konuştu. Zaim, filmin ne zaman gösterime gireceğinin dağıtım firmasının yapacağı çalışmanın ardından netleşeceğini de sözlerine ekledi. Filmde başrollerden birini paylaşan Ali Özel, ilk defa kamera karşısına geçmenin büyük heyecan yarattığını söyledi. Yine de kendi hayatını oynadığı için çok zorlanmadığını kaydetti. Özel’in uzun vadede profesyonel oyunculuk yapmak gibi bir niyeti de yok. Yine de bu konuda açık kapı bırakan Özel, “Memleketten kopmayı istemiyorum, ancak ileride ne olur bilemem” şeklinde konuştu. Filmde rol almaya başladıktan sonra arkadaşlarının “Artist mi oluyorsun” şeklinde şaka yaptığını ifade eden Ali Özel, bu sözlere fazla kulak asmayarak çalışmaya devam ettiğini de anlattı. Devir filmi, 31. İstanbul Uluslararası Film Festivali Köprü Buluşmalar Yapım Aşaması’na katıldı. Film ayrıca 17-23 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek 19. Adana Altın Koza Film Festivali’nde de yarışacak. kat çekti. Film için Burdur’un Kefenni İlçesi’nin Hasanpaşa Köyü’ne 4 kez gidildiğini belirten Zaim, filmin köyde uzun süredir devam eden bir geleneği konu aldığını kaydetti. Zaim, filmin daha önce yaptıkları projelerden farklı olduğunu da sözlerine ekledi. Zaim profesyonel olmayan oyuncular ve hazır olmayan senaryoyla çalışarak kendi alanında da önemli bir ilke imza attı. Tecrübeli yönetmen, “Devir”in kendi kariyerinde çok zevk aldığı, aynı zamanda zorlandığı bir film olduğuna da değindi. 2012/03 - SARTEN WORLD 47 English Summary Factory / Sarten Karacabey Dairy Pak Prestige Factory Sarten Karacabey Dairy Pak started its activities in the last March. In the factory, milk and milky productions are coming first, production for the great companies of Turkey is being realized. Ziya Lekesiz, the director of Sarten Package and Plastic Packages, says that: “Making such an investment in Karacabey, brought the advantage of being close to our customers and finding rapid and effective solutions to their problems.” According to Lekesiz, Karacabey Dairy Pak is a prestige factory as the result of a 40 year experience. B ursa Karacabey is a very important town for Sarten. Because there are important food producers’s and production establishments in Karacabey. That’s why Sarten, in its own factory Sarten Karacabey, is producing tin box for Tat, Tamek, Dardanel, Tukaş since 1997, which are important food companies of Turkey. Sarten Karacabey Dairy Pak is one of the 9 factories of Sarten in Turkey. The factory started its activities on March 2012 and its formal opening realized on May 2012. It was founded up to respond the high quality and hygiene standards in milk and milky productions. It is an expert factory. Karacabey Dairy Pak is giving service to important companies of Turkey like Nestle, Yörsan, Sütaş, Pınar, Sek in the category of milk and milky productions. About 10 million dollar valued investment has been realized for Karacabey Dairy Pak for it to make production in the standards of BRC and TESCO. The director of Sarten Package and Plastic Packages Ziya Lekesiz is telling why Karacabey had been chosen for investment as follows: “Karacabey is a place where our customers who are making food production are intensive. That’s why such an investment in Karacabey gave us the advantage of satisfying the needs of our customers and finding solutions fast to their problems. It gave us the opportunity of working with our customers with a business partner perception. Sarten is aiming to produce injection package and covers, which were being produced in the different places before. It is aiming to bring together the things needed for production; an expert and experienced engineer and technician team and substructure in a higher quality. So, lower costed, more qualified and hygienic production environment is being tried to be realized. This is also being planned.” THE CAPACITY WILL BE INCREASED The factory has a capacity of 8.500 tons PP raw material processing per year. This capacity is being planned to be increased to 10.000 tons. The director of Sarten Package and Plastic Packages Ziya Lekesiz is telling their aims as follows: “A very experienced and experted team on their subjects have been composed and a production perception in the BRC standarts have been aimed. Our aim is to be a preferable package producer in Turkey by supplying a cheap, qualified, on time and environmentalist production.” 20 white – collar and 58 blue collar, totally 78 workers are being employed now in Karacabey Dairy Pak. Today, the factory is working 24 hours in 6 days in 3 shifts. Until the end of the year, it is being aimed to pass 7 days / 24 hours, 4 shifts system. Every shifts are working under the responsibility of a team leader. Ziya Lekesiz says that: “When we were constructing our new staff teams, we have given the priority to our old workers. We brought the best ones together. We added successful, experienced people to our personal list. We have given importance at the top level to the subjects like education and experience.” 48 SARTEN WORLD - 2012/03 2012/03 - SARTEN WORLD 49 English Summary Our Customers/Painting Sector We Will Double Our Growth In 5 Years Polisan is one of the most important 4 player dominating the painting sector. It’s on the front with many first things it created in the sector…The Ceo of Polisan, Erol Mizrahi has been sitting in the pilothouse of the company for a long time. He has important goals belonging to the new period. He says that they have vertical and horizontal growth strategies. He is giving the signals of the leaps in the new activity areas with the existing affairs. He is displaying his claim in the market by saying “we are going to double our company growth in the following 5 year period.” P olisan is one of the towering players of the painting sector in Turkey which has a 2 billion dollars market. The company is in the front with the first things it has created in the sector. Erol Mizrahi is sitting in the pilothouse of the company. He has strong goals belonging to the new period. He says that they have a plan, which will be used to double the company growth in the following 5 years. He is summarizing their differences in the sector with this statement: “We are deciding fast, we are not abstaining from destroying the memorized patterns. We have a philosophy; every decision is right in its own conditions. We are fixing ourselves according to the changes.” We have talked to Erol Mizrahi, CEO of Polisan which is one of the most important players in the painting sector, the performance, existing investments and future goals of Polisan: What is the place of Turkey about paint production in the Europe and in the world? What is the growth of the total market? The world paint market is 35 million tons, that is 107 Billion dollars. % 40 of it is composed of Asia Market and % 32 of it is composed of Europe Market. Turkey is the 6th great consumer. Turkey paint market is about 2 Billion Dollars and has a share of % 2 in the world market. advantage of being a chemistry company. It started to the bubbles raw material production. With the investments in the first stage, we are aiming 60 thousand tons / year EPS production. The interest to our other participations is also high as the same as the others and our negotiations are going on. What is your goals belonging to the following period? Where will we see Polisan Holding after 5 years? We have horizontal and vertical growth strategies. We will both make our existing businesses bigger and double our company growth in a 5 year period with our leaps in the new activity areas What is your existing position in the market as Polisan? Polisan is one of the most 4 important companies dominating the sector. We are permanently increasing our market share. I want to indicate especially that all of these four companies’ shares are parallel to each other and are about 20 percent levels. The main activity area of Polisan can be described as decorative paints. We became example to the sector with Elegans in the inner front segment and Exelans in the outer front. We have created two trade marks in these areas and I can say that we have succeeded to tell paint to the customer thanks to these trade marks. What was your revenue last year? What is your target for the end of this year? As the holding, our revenue was about 600 million TL in 2011. Despite the global recession, we have a goal to increase our 2012 revenue minimum % 15. As one of the most important players of the sector, do you receive offers and what is your reaction to these? Polisan holding companies with their stable and profitable growth graphics are, desperate to each other, focused by the great global players and I think that this situation will continue. In the proceeding months, a license, engineering and R & D agreement between Polisan Chemistry Industry and Averis GmbH (Germany) & Averis AS (Norway) aiming the expandable polystyrene production. Thanks to this agreement, Polisan has made difference in its sector by using the 50 SARTEN WORLD - 2012/03 2012/03 - SARTEN WORLD 51 English Summary OUR CUSTOMERS/ FOOD INDUSTRY Controlled Growing Burcu Food is one of the important food companies of Balıkesir. It has 400 kinds of products in different categories. It has an export to 58 countries. Cemil Bahadır, the general manager of the company, says that their priority is honesty and quality. He says that: “We love controlled growing. We will reach our targets, 2012 passed very well. Our investment works are going on for the third factory. This factory will start to work in 2016.” was bought. Today, the establishment became a 4000 – 4500 tons of tomato processing capacity foundation. The general manager of the company, Cemil Bahadır, says that they have no target like becoming great. He says they give much importance to the quality and honesty and they are in the preparation of founding the third company which will start to work in 2016. Burcu Food General Manager Cemil Bahadır told the rapid growing prcess of his company and his business philosophy to our magazine: When was Burcu Food founded? What is your foundation story? Our company has been founded in 1989. Our friends had bought it. It was a small, 600 meter square business. We decided in 1992 and became the partners of the company. In 1993 we bought the whole share of the company. What was this business producing when you bought it? B urcu Food is one of the important food companies of Balıkesir. It has 400 kinds of products in different categories like canned food, tomato paste, package food. The company has an export to 58 countries. It has an employment to avarage 250 – 300 people. This figure may chage a bit up 52 SARTEN WORLD - 2012/03 to the seasonal workers in the summers. Burcu Food is a family company. The company has come to today with the efforts of Cemil and Lezgin Bahadır brothers. Today, the president of the company is Müjdat Bahadır, the son of Cemil Bahadır. The company was able to process 50 tons of tomato when it Only package food with little amount and canned food production existed. There were canned food productions in the old conditions. 5 – 6 tons of tomato paste was being produced per day. That is, 50 tons of tomatos were being processed. Today, we are processing 1300 tons of tomato in our company. 1800 – 2000 tons of tomato are being processed in our Bergama establishments. When we have a look at all of our establishments, we can say that we have a capacity of 4000 – 4500 tons of tomato processing. If our partners in those days could see this potential, they were going to be in a great surprise. It became good for them to be departed, because as the business is getting bigger and bigger, being departed is becoming too much difficult. Our partners made goodness both for themselves and us. not made food production ever. Despite this difficulty, we had been coming from a culture, which had been dominant to marketing and had known buying and selling very well. Non – knowing the production was our weak point. Our biggest mistake was that we had not known what we had been buying. After 2 – 3 years, when I was looking round he similar establishments of our friends, I became aware that we had not bought a production center but we had bought a chicken coop. We don’t know making or selling of canned food. With a great bravery, we made investments to this production center and made it bigger. We became a company, which has a selling network all around Turkey. Because we had a very good marketing substructure. How much is your company growing as average? We like controlled growing. We, as the management, are not going out of the company. We are operating in a very difficult sector. Our affairs are very difficult. Because the costs of inserting the products from the agricultural fields into an institutional structure are heavy. We had greater difficulties in old times. But it became more regular with the new laws. Both farmers and industrial producers have become more conscious. You said that you had grown fast. What kinds of difficulties had you had during your growth? We were new in the sector. We had 2012/03 - SARTEN WORLD 53 English Summary P ricewaterhouseCoopers (PwC) is a worldwide giant in 158 countries with its 169 thousand workers. The company entered the Turkish Market in 1981. It is giving service with more than 1250 experts to the Turkish business life in its offices in İstanbul, Ankara, İzmir and Bursa. PwC is giving service to the Turkish companies in the fields of supervision, tax, fiscal law and education. Burak Özpoyraz, The Partner of PwC Turkey Supervision Services, says that: ”We have first made hard and confidential relations with our customers during our services. In addition to this, we are supporting them in the daily administrative decisions and to determine the long term visions and to apply them.” the new Turkish Trade Law will help the companies to be institutionalized, to be transparent and its continuity. This change will help the Turkish Companies increase their competition force in the international markets and help them find capital, credit and partner. Besides, it will give a suitable investment environment fort he foreign investors. He is stressing the importance of the new law. He says that the new trade law will bring very important changes to the Turkish Trade Life in the subjects of becoming member to the administration board, inner and outer supervision mechanism, financial planning, transparency, accountability, the distribution of the responsibilities, the authorities and the duties of the administration boards and risk administration. THE OBLIGATION OF SUPERVISION The new Turkish Trade Law is bringing an independent supervision obligation to the all companies. But a new paragraph is added to the 397th article of the 6335 no. New Turkish Trade Law, according to this arrangement it is determined that the council of ministers is authorized to determine the companies which are obligated to receive independent supervision. Burak Özpoyraz says that: “We can not predict which companies will receive the obligation of receiving independent supervision until the council of ministers’ decision will be clear. Maybe a gradual passage may be. We will wait and see.” But although it is not clear yet, independent supervision is very important subject in the business life. Because, not only the fiscal tables of an independent supervised company is being supervised, but also the fiscal and financial reporting system in the foundation of these and with it, all of the processes about the operation are also being supervised. According to Poyraz, this situation will accelerate the consistent and healthy fiscal information production of the companies as a more disciplined style. Özpoyraz adds that the fiscal tables; which are in accordance with the International Financial Reporting Standarts, prepared in accordance with Turkish Accounting Standarts and independently supervised; will prepare the Turkish companies to the international league and will no doubt implicate into an international acceptance process. What kind of services do the Turkish companies demand from PwC? Turkish Trade Law THE COMPETITION FORCE WILL INCREASE PricewaterhouseCoopers (PwC), is a famous consultancy company worldwide. It is giving service to the business world in the fields of supervision, tax, fiscal law and education. Burak Özpoyraz, The Partner of PwC Turkey Supervision Services, says that the companies demanded service in the last months to be in accordance with the new Turkish Trade Law. According to him, the new law will be positive about the subjects like company institutionalization, transparency and continuity. Özpoyraz says that: “This change will help Turkish companies find opportunities about credit, capital and partner finding by increasing their competitive powers in the international markets 54 SARTEN WORLD - 2012/03 Özpaoyraz says that the demands of the companies may differ from each other according to their agendas and adds: “Sometimes strategy and administration consultancy comes first, sometimes initial public offering or business merger or independent supervision services may be in the first plan”. He says that: “Out of Turkey, in abroad, tax configuration and transfer pricing are very important too. The local companies in Turkey are demanding service from us in the last months about being in accordance with the new Turkish Trade Law. I can summarize these services as organizational structure, inner supervision, fiscal affairs, information technologies, and law affairs services. NEW TERM The new Turkish Trade Law has ben accepted on 13 January 2011 in the Turkish Great National Assembly. It was published in the Formal Newspaper on 14 February 2011 and has come into effect on 1 July 2012. The new law brings many important changes to the world of the companies. The companies like Pwc are playing critical roles for the companies to be in accordance with the new law. Burak Özpoyraz says that 2012/03 - SARTEN WORLD 55 English Summary Department OUR AIM IS TO HAVE COMPETITION ADVANTAGE The changes in the technology has also reflected to the package sector. Sarten package is aware of this fact and uses the benefits of technology in the raw material supply, buying administration, selling and services after selling. The data processing department which is playing effective role in all these processes, has been given under the responsibility of Salim Selçuk Tonta for 15 years. Tonta is summarizing the future goals of the data processing department as follows: “To make the Sarten always be in front of the competition and make continue the hardening of the leadership position in the sector. T he technology sector is primary for everybody now. Sarten package is also aiming not to be behind the competititon with the data processing technologies from the beginning of its foundadion to today. The data processing department has been given under the responsibility of Salim Selçuk Tonta for 15 years. The data processing department is giving service with its 9 – 6 peroned team. The department is organizing the operations about Saren Package’s raw material supply, buying administration, selling and services after selling subjects. Sarten package has detailed and comprehensive business making process because of the sector it is in and the business it makes. The company is benefiting from the avantages of the technology in everyone of these processes. It is assisting the continuity of the administration systems, the effective usage of the processes and their improvment with its technological substructure. THE OPERATIONS ARE ON ONE HAND Data processing is supplying the continuity of all BT technique substructure. The solution of the tecnical problems in the side of the user, the controll and fixing the server substructure, the supplying of the continuity of the network substructure are a few examples. When we want to talk about the programs company use, we can say these: Salim Selçuk Tonta is saying that Microsoft Dynamics AX ERP software started to be used in 2008 to respond the rapidly changing conditions of Sarten. Market conditions like rgent orders, taking the new products to the production program, the price optimization; production conditions like unexpected accidental failures are aimed to be managed by this software. According to Tonta, the most valuable source of the companies they have, is the data used in the right strategic decision making. That’s why ERP systems have great importance. Thanks to the ERP Systems, all of the operations are being collected on one hand and it is ensured for all of the modules to be integrated exactly with each other. Tonta is saying that: “An effective used ERP System causes all of the decisions of the company be determined effectively.” 56 SARTEN WORLD - 2012/03
Benzer belgeler
Karacabey - Sarten Ambalaj
önemli bir ilçe. Çünkü Karacabey’de
Türkiye’nin önemli gıda üreticilerinin üretim tesisleri bulunuyor. Bu nedenle
Sarten, bu bölgedeki ilk fabrikası olan Sarten Karacabey’de, 1997’den bu yana Tat,
...
Polisan - Superbrands
tanınan Diyetisyen Canan Aksoy, doğru beslenme için soframızdan
eksik etmememiz gereken gıda gruplarını anlattı.