MALAYANİ
Transkript
MALAYANİ Şeyh Bahuddin Efendi’nin 15 Eylül 2012 Sohbeti, Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam. Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam. Allahümme salli ve sellim ala Nebina Muhammed Aleyhi Selam. Salaten tedumu ve tuhda ileyh me marel le yali ve tuled devam. Ve salli Ya Rabbi ve sellim ala cemiyul Enbiya vel murselin ve ali kulli Ecmain Velhamdulillah Rabbil Alemin. Bitti! Bence bu yeter de artar bile. Elimizde böyle bir nimetin ve böyle bir aracın olması, başka hiçbir şey yapmaya ihtiyacınız yok. Onun için, Elhamdulillahi Rabbil Alemin. "Şükür ya Rabbi şükür Elhamdulillah"bu abim. "Tövbe Ya Rabbi, tövbe Estağfirullah"- bu da benim. Neden? Çünkü konuşmayı seviyorum. Kim konuşmayı seviyorsa "Tövbe Ya Rabbi" olmalı, çünkü ne kadar çok konuşursanız o kadar hata yaparsınız. Ne kadar sükut ederseniz de o kadar az hata yaparsınız. Ve insan konuştuğundan mes'uldür. Konuşursanız mes'ul olacaksınız. Çünkü "bu adam şöyle şöyle şeyler dedi, onun için mes'uliyet onda" derler. Belki bu günkü dünyamızda mahkemeye verirler. Saçma birşey söyleyince mahkemeye verirler. Hükümete, umuma karşı birşey söyleyince, birine kötü birşey söyleyince mahkemeye verir. Onun için konuşmanın da bir yıkıcılığı var. O yüzden birşey söylemeden önce iki kere düşünmek lazım. Gerçi ben hiç düşünmem, hemen söylerim. Ama Elhamdulillah Hacı Annemiz bize güzel edep ve terbiye verdiği için Elhamdulillah bunu ona borçluyuz, ne söylersek söyleyelim sorun yok, yine de çizgiyi aşmamış oluyor. Çizgiyi aşan hiçbir şey yok. Çok insanların bir şekilde rahatsız oldukları bir şey var. Aslında bunun hakkında konuşmak istemiyorum ama sanırım bahsetmem lazım. Çünkü çok insanlar bu gelen zibil film için "Şeyh Efendinin yorumu nedir, Şeyh Efendi ne diyor" diye soruyorlar. Bütün İslam dünyasını ayağa kaldırdı bu film. Aslında en güzeli böyle şeylere itibar etmemek, önemsememek. Duymamak, dinlememek ve bir reaksiyon göstermemek. Bu insanlar dininizi sevecek, veya iyiliği sevecek sanmayın. Bu insanlar sizin Peygamberinizi sevecek veya bu insanlar Cenab-ı Hakkı sevecek sanmayın. Gerçek Yahudilikte veya gerçek Hristiyanlıkta veya gerçek Budistlikte ve bütün dinlerin aslında kimse böyle basit bir davranışla saldıramaz. Bunun yolu bu değil, bu değil bunun yolu. Onun için insanlar kendi diğer dinlerinde inanç sahibi kimseler olsalar imanları olsa böyle birşeye evet demezlerdi. www.saltanat.org Page 1 Zaten bu yüzden bu cehalet ürünü işler oluyor, yalnız bugün değil yıllardır yüzyıllardır oluyor bunlar. Ama Elhamdulillah bir söz vardır, der ki "Köpek ürür kervan yürür" Bunlar köpek bile değil, yavru köpek ancak. Elhamdulillah, bu noktayı açıklığa kavuşturmak istedim çünkü çok insanlar soruyor, Şeyh Efendi'nin yorumu ne bunun için diye? Şeyh Efendi önemsemiyor çünkü billiyor ki büyük kervan yürüyor. Kimin umurunda diğerleri? Siz ne derseniz deyin Cenab-ı Hak Peygamberimize şeref verdi. Allah ona şeref verdi ve biz de onun sayesinde şereflendik. Düşünün, şimdi birisi benim hakkımda kötü şeyler söylese.. Kimin umurunda? Dinlemem. Neden iş büyüsün, neden büyük fitne çıksın? Hiç gerek yok. Gerçekten hiç gereği yok. Bu yalnızca bu işi açığa kavuşturmak için. Bu bizim kahve sohbetimizden değil ama şimdi kahve sohbetimizin ciddi kısmına doğru gidiyorum. Elhamdulillah bunu açıklamak istedim çünkü Şeyhimizin bize hep söylediği "Yahu siz kendi işinize bakın!" Çünkü Büyük Şeyh Efendi Hz "malayani" derdi. Malayaninin anlamı sizi ilgilendirmeyen, size ait olmayan işler demektir ki hep "buna bakayım, bu işe bakayım" dersiniz. Bugünün dünyası fitne dünyası. Bugünün dünyası, küçük bir kıvılcımın yangın çıkaracağı bir dünya. Onun için Şeyh Efendi Hz bu günlerde evlerde durun/muhafaza edin emri verdi. Muhafaza edin manası, kendinizi koruyun, kendi halinizde olun. Belki bunun 2 anlamı var, birincisi evlerinizde durun/muhafaza olun diğer anlamı da kendi içinizde olun, kendinizi koruyun. Çünkü sizin içinizde yeterli şey var, savaşmak ve yeniden inşa etmek için yeterli olan mevcut. Vazifeniz var, işleriniz var, göreviniz var. Onun için başka şeylere gitmeye, başka şeyler aramaya gere yok. Bugün İslam için yer yok. Bu gezegende İslam'ın yeri yok. İyi insanlara yer yok. İyi olmak isteyen insanlara yer yok. Çünkü bugünün saltanatı şeytanın saltanatı. Şeytan devraldı, artık onun saltanatı. Cenab-ı Hak ona verdi bu zamanı. Şimdi onun zamanı. Ve biz şimdi onun zamanındayız, şeytanın devrindeyiz. Şimdi şeytanın zamanında olduğumuz için vazifemiz kendimizi şeytanın saltanatından uzak ve temiz tutmak. Veya şeytanın hegemonyasından veya şeytanın idaresinden, vazifemiz bu. Onun için, çok insanlar Şeyh Efendi'ye gelip "Şunu yapmak istiyoruz" dediğinde "Önce kendinize bakmanız lazım, sonra çocuklarınıza bakmanız lazım sonra ailenize, sonra cemaatınıza bakmanız lazım. Yok cihat yapmanın, şunu bunu yapmanın sırası değil" der. Hayır, hayır. Allah şimdi bu saltanatı şeytana verdi. Herşey ona ait şimdi, herşey. Kimse "Hayır, değil" diyemez. Dese bile..Neyse söylemeyeceğim. Her yerde. Elhamdulillah, ama şimdi bizim kendimizi bu şeytanın saltanatından korumamız lazım. www.saltanat.org Page 2 Elhamdulillah burada güneş var, nur var, Şeyhimiz var. Elhamdulillah bize Hak yolu, doğru yolu gösteriyor, en güvenli yolu gösteriyor. Önemli, bu günlerde güvende olmak da çok önemli. Cenab-ı Allah bize bedenlerimizi, ona iyi bakmamız için verdi. Bize hayatımızı verdi, ona iyi davranmamız için. Bize nefes verdi ki, onu temiz tutalım sigara içmeyelim oksijenimizin gittiği yolu kirletmeyelim. Onun için Şeyh Efendi Hz her zaman sigaraya itiraz ediyor. Çünkü oksijenimizin yolunu kirletir diyor. En azından bunu temiz tutun, herşey zaten kirli bunu da içinize sokmayın. Şimdi ben de anlıyorum. Şimdi ben de anlıyorum neden Şeyh Efendi sigaraya bu kadar kızıyor. Nefret ediyorum sigaradan, diyor. Vücudunuzun girişini temiz bırakın. Hayır, hatta daha da iyileştirmeniz lazım. Elhamdulillah, bu Şeyhimizin hayatımızı en güvenli şekilde sürdürmemiz için, hayatımızı temizlemek için bize verdiği şeylerden birisi. Elhamdulillah, şimdi global dünyaya gelen bu ağır tecelli ile, bu karanlık tecelli ile artık onun dışında olacak yer yok, çünkü global. Şimdi herşey global oldu, hatta şeytanın saltanatı bile global oldu. Evet kesinlikle şeytan için global bir saltanat. Onun için birisi birşey söylese, veya bir iş yapsa "Oooo, umurlarında bile olmaz" diye düşünüyorlar. "Biz bu işi yapsak onlar birşey yapmazlar" diyorlar ama hayır, daha da fazla yaparlar. Çünkü gitgide daha akılsız oluyoruz. "Nasıl olsa kolayca tepkilerini çekeceğiz. Evet, şimdi anladık bu aptal Müslümanları nasıl yapacağımızı, bu yangını nasıl çıkaracağımızı ve şunu bunu nasıl yaptıracağımızı". Aptallar, söylüyorum bu aptallık. Bunu söylediğim için üzgünüm ama Cenab-ı Allah aptal Müslümanları sevmez. Bunu söylediğim için üzgünüm çünkü Müslümanlar hiçbir zaman aptal olmadılar. Cenab-ı Allah kalplerine nur verdi ki en azından saf olan inanca geliyorlar. En saf iman Müslümanlara bahşedilmiştir. Buna şüphe yok, Elhamdulillah. Ve bunu bütün kardeşlerimle paylaştığım için mutluyum. Neden? Çünkü Allah bize en saf şeyleri verdi. "Alın, saf süt" buyurdu ve biz de "Hayır, hayır, böyle beğenmedim. Üzerine toz koyacağım, bilmediğim birşeyler katacağım içine öyle" La havle ve la kuvvete lla Billah. Bu hiç de kahve sohbeti olmadı şimdi. Kahve sohbeti yapmak istedik ama maalesef zaman gitgide daha ağırlaşıyor, daha ağır, daha ağır oluyor da elimizde olanın tadını alamıyoruz. Bizde bal var, Elhamdulillah. Ama bu zaman yüzünden global şeytani saltanattan gelen şeyler yüzünden Cenab-ı Allah'ın bize bahşettiği şeyin tadını alamıyoruz. Ama size şunu söyleyebilirim, Mehdi (as)'ın zamanı çok yakın. Çünkü tecelliler daha kuvvetli ve ağır geldikçe Mehdi (as)'ın yolu da daha yaklaşıyor, ve Cenab-ı Allah'ın Saltanatının açılışı da Mehdi (as) ile birlikte yaklaşıyor. Çünkü herşeyin başı ve sonu vardır. Bu kesin. Herşeyin başlangıcı var sonu var. Bu kaidedir, asla değişmez. Bu tam doğru, şaşmaz olan kuraldır. Bu Fransız lisanında. Şaşmaz. Doğru mu? İspanyolcada nasıl? Exakto. Bu İspanyol kardeşlerimiz için. SübhanAllah, onlar da herşeyi bırakıp geliyorlar. Hakikate geliyorlar, gerçeğe geliyorlar. Çünkü Hakikat globaldir. Cenab-ı Hak "Yok sen ona sahip olabilirsin, sen olamazsın" buyurmadı. Hayır, Hakikat herkes içindir, açık bir davettir. Ve bu açık davet kalplere ulaşıyor. www.saltanat.org Page 3 Bu birisinin kalbinizin kapısını çalıp sizin de "Evet, bu davet benim için" demenize benzer. Onun için bazısı daveti alır bazısı almaz. Onun için buraya gelen insanları gördüğünüzde anlayın ki bu davet onlara verilmiş. Bunun için Cenab-ı Allah'ın misafir- lerine karşı büyük hürmet göstermeliyiz. Çünkü onları davet eden O'dur. "Size davet yolluyorum" buyuran O'dur. Çok hoş bir kıssa var. Çok komik, Eşeğin birini bir düğüne davet etmişler. Eşek de gayet güzel giyinmiş süslenmiş. Nereye gidiyorsun, diye sormuşlar. "Düğüne davetliyim" demiş ve çok gururlanıyormuş düğüne gittiği için, bir düğüne davet edildiği için. Sonra düğün yerine geldiğinde "Hoşgeldin, hoşgeldin, seni bekliyorduk" demişler. Eşek de çok mutlu olmuş, bana hürmet ediyorlar, benim düğüne gelmemi istiyorlar diye. Sonra birden onu tutup arkasına 3-4 şişe su yüklemişler. "Tamam, hadi git misafirlere biraz su götür" demişler. "Ama ben düğüne davet olunmuştum!" "Evet, evet biliyoruz ama yapman lazım". Onun için bizim bunu ihvan kardeşlerimize yapmamamız lazım. Onlara çok güzel bir davranış şekliyle davranmamız lazım. Çünkü bizde de buna benzer olaylar var. Bizde de var ama bu demek değil ki böyle olması lazım. Ve başka bir kıssa daha var. Hz Musa dedi ki: "Ya Rabbi Sen'i kendi kavmımla birlikte büyük bir ziyafete davet etmek istiyorum. Davetime gelecek misin?" diye sormuş Musa (as). "Evet, davetine geleceğim" buyurmuş Allah. Ve Musa (as) da çok mutlu olmuş, heyecanlanmış "Allah yemek davetimi kabul etti" diyerek. Ve kavmına dönüp demiş ki:"Ey insanlar, Cenab-ı Allah yemek davetimi kabul etti. Hemen hazırlık yapalım, O'nun geleceği gün bu gündür". Büyük bir ziyafet sofrası hazırlamış. Ve bir aşağı bir yukarı gidiyor, bekliyormuş, ve herşey yerinde düzgün olsun diye çok dikkat ediyormuş. Sonra vakit geçmiş, geçmiş... Hz Musa çok üzülüp hayal kırıklığına uğramış. Ve Tur dağına gitmiş. "Ya Rabbi, neden ziyafetime gelmedin?" "Edep Ya Musa, geldim". "Ama ben Sen'i görmedim". "Geldim ama yaşlı bir adam şeklinde geldim. Orada bir yerde oturuyordum ve sen bana "Hayır, orası senin yerin değil. Oradan kalk" dedin ve ayrıca "git insanlara yardım et" dedin. "Masana gelip oturan ve senin farketmediğin Ben'dim". O yüzden, Estağfirullah, bu şekilde ihvan kardeşlerimize nasıl davranacağımızı bilmemiz lazım. Bu çok önemli çünkü bu insanlar her şeylerini bırakıyorlar. Bizim için söylemesi kolay çünkü bu bize doğuştan verilmiş ama o insanlar için kolay değil. Yani bu nasıl, sanki kendinizi kendi üzerinizden soyunup farklı bir kişilik ile, farklı bir görüşle, farklı farklı.. geliyorsunuz ve tahayyül edin, biz de onlara bu düğün ve eşek kıssasındaki gibi söylüyoruz. "Sizi davet ediyoruz ama su da taşımanız lazım" diyoruz. Bu edep değildir. www.saltanat.org Page 4 Üzgünüm, bunu söylemem lazım çünkü herkes için çok önemli olan birkaç şeyi açıklamam lazım. Elhamdulillah, bizler kendimizi ev sahibi olarak düşünüyoruz. Ve inşa'Allah insanlar bize geldiklerinde onlara güzel davranışla muamele edeceğiz. Ve inşa'Allah Efendimizin (sav) davranışına sahip olacağız ki o bize güzel davranış ve edep içinde olmayı öğretti. İyi ev sahibi olup, alan olmayıp veren olmayı öğretti. Biz almak istemiyoruz, biz vermek istiyoruz. Şeyh Efendi bu, diyor ki "Oğlum, ver." Ver, ver. Hiç "Al" demez, hiç al dediğini duymadım. "Ver, ver". "Ya Baba, birşeyim kalmadı" "Ver, ver". Ver, ver! "Ama baba..." Nefis. Onun için inşa'Allah veriyormuş gibi yapmaya çalışacağız ve inşa'Allah sizin de veren olmanızı istiyoruz. Çünkü Efendimiz (sav) Hadisinde buyurdu: "Veren el alan elden üstündür". Onun için inşa'Allah, Cenab-ı Hak'kın bereketiyle alan taraftan alsak da tamam, veren taraftan olsak da tamam. Ama ben alan taraftan olacağımı sanmıyorum, çünkü babam hep "Ver, ver, ver.." Onun için bu sorun var bende. Sizi bilmiyorum ama benim için büyük bir sorun bu. Ve min Allahu tevfik. Bi hürmetil Habib, bi hürmetil Fatiha. Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam. Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam. Sübhanım Allah Sultanım Allah Nebim Muhammed Aleyhi Selam. Ve salli Ya Rabbi ve sellim ala ,cemiyul Enbiya vel murselin ve ali kulli Ecmain velhamdulillah Rabbil Alemin, El Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=5248&name=2012-09-15_en_Malayani.mp4 www.saltanat.org Page 5
Benzer belgeler
Mutluluğun sırrı
Ona;" Kendine yazık ediyorsun.Hastalığı sana geçer. Hem daha gençsin vakit
varken bu hasta kimseden ayrıl" dedi.
Eyüb Aleyhisselamın hanımı ise, şeytana;
" Onun üzerimdeki hakkı çoktur, ödeyem e m ...
Milli Ahlak Ve Tarih Şuuru
- Mademki suçunu da kabul ettin söyleyecek hiçbir şey yok, bu suçun cezası idamdır, dedi.
mürşid aşkı
bak". Başını yukarı kaldırmış ve insanların yukarısında yürüyen başka insanlar görmüş. Çok zarif, hoş,
düzen içinde, teker teker tavaf yapıyorlarmış ve bu tavaf yukarı doğru uzanıyormuş. Göremeyece...
kabe kimin için yapıldı?
günahkar bir kişiyiz. Ama Sema'nın mertebelerinden kalbimize varidat geliyor, böyle bir soru soruyoruz.
Biz de bilmiyoruz, biz de sizin gibiyiz. Basit bir kimse. "Allemenî Rabbî, Allemenî Rabbî- Ra...