gazete - EDAK ECZA KOOP.
Transkript
gazete - EDAK ECZA KOOP.
EDAK 33. Olağan Genel Kurulu 9 Haziran 2012 Cumartesi günü saat 11.00’de E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Konak/ İzmir’de. Katılımınızı bekliyoruz! 19 Haziran kuruluş yıldönümümüz EDAK 33 yaşında genç bir çınar! 27 Haziran’da MEDAK Kurucusu Ecz. Neş’e Gülersoy’u anıyoruz! gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ www.edak.org.tr • [email protected] www.dalumpapir.dk Haziran 2012 • Sayı 68 Büyük sermayelerle rekabet etmek için işletmenin sermayesi mi, yoksa kooperatif ortaklarının sermayesi mi büyütülmelidir? “...Tabi ki, kooperatifin amaçlarına uygun olarak ortaklarının sermayesi büyütülmelidir ancak sermayesi büyüyen ortaklar kapitalist egolarla kooperatiften uzaklaşmaktadırlar. Ya da kazanımlarını kişisel yatırımlarına kaydırarak toplam gücü azaltmaktadırlar. Bu durumda da eğilim işletmeye ve işletmenin sermayesinin büyütülmesiyle rekabet etmeye yönelir. İşletme sermayesinin büyütülmesi ise yönetim hiyerarşisinin de dikey büyümesine neden olur. Hâlbuki kooperatiflerde büyüme kooperatif ortağı sayısı ve bu ortakların ekonomisinin büyümesi ile ölçülür. (Buradaki ortak sayısı gerçek kooperatif ortaklarının sayısı anlamına gelmektedir. Sadece tabelada ismi olan ortak sayısının hiçbir değeri yoktur.) Yani kooperatiflerde yönetim hiyerarşisi yatay büyümelidir.” Devamı sf: 13’de Eczacı Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni Sayfa 2 EGElişim Günleri İzmir Milletvekili Ecz. Nesrin Ulema Sayfa 5 Farmavizyon 2012 Sayfa 8 Eczacı Emre Bacanak EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Kooperatif Eşittir Kötü Ecz. Hüsnü Kaya SECOF YÖNETİM ve GENEL KURUL TOPLANTISI İLK KEZ İZMİR’DE YAPILDI! Ecz. Serdar Karaağaç EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Editörden Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Toplantısı ilk kez İzmir’de EDAK Işıkkent’teki Merkez Binası’nda yapıldı. SECOF Genel Kurul Toplantısında SECOF’un “Network” çalışmalarını destekleme karar alması, örgütlü yapıda büyük bir adım olarak açıklandı. Toplantıda alınan bu kararı ve ardından gelen değişimi ve mesleğin eczacılık ve depoculuk faaliyetleri açısından geleceğini EDAK Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda SECOF İcra Komitesi Üyesi de olan Eczacı Serdar Karaağaç ile konuştuk. Devamı sf: 20’de Merhaba, Gazeteedak 68. sayısına hoş geldiniz. Dünya ve ülke gündemimizden birkaç satır başı; Suriye’de rejim karşıtı olaylar sonucu Mart ayından bu yana 13 bin kişinin ölmesi, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu seller, İMF tarafından Yunanistan’a borç uyarısının yapılması, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre, Türkiye’de 20022011 döneminde kredi kartı başına düşen işlem tutarının 3,5 kat artması ve Eurovision’da Can Bonomo ile yedinci olmamız… İlaç, eczacılık sektörümüzde Mayıs ayı ise yine hızlı değişimlere sahne oldu. Yerli ilaç sanayinin dışa bağımlılığı artarken eczacılık alanında; uzun zamandır beklenen 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’ da değişiklik yapan teklif, 17 Mayıs 2012 tarihinde TBMM Genel Kurulu’ nda kabul edildi. Yasa’da mesleki güncel sorunlara dair bir çözüm henüz yer almazken, eczane açma da planlama ve muvazaa’ya karşı etkili bir çözüm görülüyor. Ardından Antalya’da TEB Bölgelerarası toplantısı gerçekleşti… Ve Gazeteedak’ın 68. Sayısının gündemin de ise “Kooperatifçilik” var. SECOF Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli Eczacının Sesi Haber Portalında yayınlanan “Ecza Kooperatifleri” başlıklı makalesinde şöyle yazıyor; “Her zaman söylerim eğer kendinize ait bir dağıtım kanalınız yoksa kendinizi çıplak hissedin. Bugün tüm Avrupa coğrafyasında serbest eczanelerin tek varlık nedeni ecza kooperatifleridir. Bugün eğer serbest eczacıların mücadelesi hala devam ediyorsa, tek nedeni ecza kooperatiflerinin ortakları ile gösterdiği karşı duruş mücadelesidir.” Biz de bu karşı duruş mücadelesini meslek örgütlerimize ve ortaklarımıza sorduk ve “Kooperatifçilik Özel” başlığı altında gazetemizde yer verdik. Ayrıca; “2012 Uluslararası Kooperatifçilik Yılı” nedeniyle E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencileri ile işbirliği içinde gerçekleştirdiğimiz “Eczacılıkta ve Kooperatifçilikte EGElişim Günleri Öğrenci Sempozyumu”, Farmavizyon Eczacılık Fuarı, Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni ile dopdolu gazeteedak’ı beğeneceğinizi umuyoruz. Önümüzdeki ay tekrar görüşmek dileğimizle, hoşçakalın… Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü Sayfa 19 Atık İlaçlar Sevk Edildi Sayfa 22 Bilimsel Eczacılığın 173. Yılı Kutlu Olsun! E.Ü. Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz Sayfa 30 gazeteedak 2 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczacı Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni… Çocuklar Gelecek Hayallerini Çizdi! EDAK Ecza Kooperatifi’nin çocukların hayal gücünü ve sanata olan ilgisini geliştirmek amacıyla gerçekleştirdiği “İçimdeki Mutluluk ve Gelecek Hayallerim” temalı resim yarışmasının ödül töreni 11 Mayıs 2012 Cuma günü 19.00’da Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. uğraşan, sorgulayan ve algıları yüksek bireyler olarak yetiştirebilmek en büyük amacımız. Yarışmaya katılım gösteren tüm çocuklarımıza teşekkür ediyoruz. Onların hayal dünyalarına biraz olsun katkıda bulunabildiysek ne mutlu bize” diye konuştu. Uçar’ın konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Kardelen’in barış ve dostluk temalı resmi ödül aldı ile yarışmada 11-14 yaş kategorisinde ikincilik ödülünü alan İzmir Bayraklı Süleyman Eczacıbaşı İlköğretim Okulu öğrencisi 11 yaşındaki Huriye Kızkurt yarışma için teşekkür etti. Resim yapmaya devam edeceğini belirterek, “Doktor, mühendis, eczacı, avukat, tiyatrocu mesleğiniz ne olursa olsun mutlaka sizi bir öğretmen yetiştiriyor. Ben de bu nedenle öğretmen olmayı çok istiyorum.” dedi. Eczacı Hayati Yalçın Özel Ödülü Kardelen Bilgin’in oldu. Çocukların gelecek hayallerinde “Barış ve Dostluk” temaları ağır bastı. 4-14 yaş grubu arasındaki çocukların katılımına açık olan yarışma kapsamında İzmir Merkez ve ilçeleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanından gelen 1500’ü aşkın resim, ressam eczacılarımızdan ve EDAK yetkilisi olan 3 kişilik seçici kurulumuz tarafından değerlendirildi. Sergilenmeye hak kazanan 87 resim ile ödül kazanan 13 resmin sahibi çocuklara, 11 Mayıs 2011 Cuma günü saat 19.00’da Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM)’nde yapılan tören ile sertifika ve ödülleri verildi. Bu sene 16. sı gerçekleşen ödül töreninde EDAK yönetimi ve yöneticileri, yarışmaya katılan çocuklar, aileleri, öğretmenleri ve okul müdürleri ile biraraya geldi. Törende; EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Uğur Uçar açış konuşmasını yaptı. Uçar konuşmasında, yarışmanın öneminden ve öyküsünden söz etti. Etkinliğin iki yönden anlamlı olduğunu söyleyen Uçar, öncelikle 1999 yılında vefat eden EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Hayati Yalçın’ın anısını böylesine güzel bir etkinlikle sürdürüyor olmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade ederek, “Çocuklar geleceğimizin aynası, onları sanat ve bilimle Yarışma seçici kurulu tarafından Eczacı Hayati Yalçın Özel Ödülüne 11-14 yaş kategorisinden yarışmaya katılan Piyale İlköğretim Okulu öğrencisi Kardelen Bilgin layık bulundu. Tüm dünya halkları arasındaki eşitlik, barış ve dostluğu hayal ederek bu temayı resminde yansıtan Bilgin’e ödülünü ve sertifikasını EDAK Yönetim Kurulu üyesi Eczacı Uğur Uçar takdim etti. Törenimizin Özel Konukları Kiraz Solaklar İlköğretim Okulu Öğrencileri Yarışmada 7-10 yaş kategorisinde 3.lük Ödülünü kazanan İzmir’in Kiraz ilçesi Solaklar Köyü İlköğretim Okulu öğrencisi Sinem Efe ve resimleri sergilenmeye hak kazanan arkadaşları öğretmenleri ile birlikte bu seneki ödül törenimizin özel konukları oldular. Okul Müdürü Gündüz Eren’den gelen mesajı sizler ile paylaşıyoruz. “EDAK Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması nedeniyle sizlerle tanıştık. Her türlü yoksunluk ve de yoksulluğun yaşandığı bir yöreden çocuklarımızın yaptığı resimlerle sizlere ulaştık. Sergi açılışına bizleri davet ettiğiniz ve de öğrencilerimizi ağırladığınız için teşekkür ederiz. EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu sıcaklığın sürekli olmasını dileriz.” Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Ödül Töreni Fotoğraflarına EDAK Ecza Koop. / facebook sayfasından ulaşabilirsiniz. Huriye’nin hayali öğretmenlik Gelecekte öğretmen olma hayalini yansıttığı resmi gazeteedak 3 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Yarışma hakkında... EDAK Ecza Koop. bir mesleki kuruluş olarak ortakları ve diğer paydaşlarının ekonomik kazanımlarına yönelik projelerin yanı sıra sosyal anlamdaki beklentilerini de karşılamak, çocuklarının ilgi duyduğu alanları teşvik edebilmek ve hayatın her alanında ortak paylaşımlar yaratabilmek adına 1997 yılında EDAK ortaklarının ve çalışanlarının çocuklarına yönelik çocuk resimleri yarışmasını başlatmıştır. Yarışma, eczacı Hayati Yalçın’ın 1999 yılında vefatının ardından 2000 yılından itibaren Ecz. Hayati Yalçın Çocuk Resimleri Yarışması adını almıştır. EDAK Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü etkinlikleri kapsamında yarışma giderek İzmir geneline ve ardından yarışma duyurularının www.edak.org.tr kurumsal internet sitesinde duyurulması ile yurdumuzun her bölgesine yayılmıştır. 4 ile 14 yaş arasındaki çocukların 3 farklı yaş kategorisinde yarıştığı yarışmada, ödüle layık görülen resimler, Hayati Yalçın Çocuk Resimleri Takvimi’nde sergilenmeye hak kazanmaktadır. Eczacı Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması Sonuçları HAYATİ YALÇIN ÖZEL ÖDÜLÜ: KARDELEN BİLGİN 7-10 YAŞ KATEGORİSİ 1.ÖDÜLÜ AYŞEGÜL ORUÇ 2.ÖDÜLÜ ECEM AKKOYUNLU 3.ÖDÜLÜ SİNEM EFE MANSİYON DİLARA KURNAZ 11-14 YAŞ KATEGORİSİ 1.ÖDÜLÜ ZEYNEP EROK 2.ÖDÜLÜ HURİYE KIZKURT 3.ÖDÜLÜ MERVE SULTAN POYRAZ MANSİYON ESRA GÜL TUNDAR 4-6 YAŞ KATEGORİSİ 1.ÖDÜLÜ SENA ERBİÇER 2.ÖDÜLÜ AYTEN SU TOPAY 3.ÖDÜLÜ BARKIN KIRAN MANSİYON IRMAK SARI 1500’ü Aşkın Resim Arasından Seçim Yapmak Zor Oldu Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması seçici kurulu Ressam Ecz. Nazan Abacıoğlu, Ressam Eczacı Yılmaz Umar ve EDAK Üye Halkla İlişkiler Böl. Md. Sevgi Elibüyük’den oluştu. Yarışma için İzmir merkez ve ilçeleri ağırlıklı olmak üzere EDAK faaliyet alanlarındaki ortaklarımızdan ve Okullarımızdan gelen 1500’ü aşkın resim arasında değerlendirme yapan seçici kurulumuz seçim yaparken oldukça zorlandı. Birbirinden ilginç resimler arasından değerlendirme yaparken çocukların hayallerini resimle anlatma yeteneklerine hayran kaldıklarını ifade eden Ressam Ecz. Nazan Abacıoğlu ve Ressam Eczacı Yılmaz Umar ile Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Müdürü Sevgi Elibüyük ve Üye İlişkileri Şefi Burcu Yaylacık yarışmaya katılan tüm çocuklara teşekkür ettiklerini belirttiler. Pazarlama Müdürü Şenin Şen Yarışmaya katılan tüm çocuklarımıza teşekkür ederiz! 4 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk 11-14 yaş kategorisindeki çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Bülent Ergin 7-10 yaş kategorisindeki çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Uğur Uçar 4-6 yaş kategorisindeki çocuklara ödül ve sertifikalarını teslim etti EDAK Üye, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Sevgi Elibüyük gazeteedak 5 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EGElişim Günleri ile Türkiye’deki 12 Üniversite’den 250’i Aşkın Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Kuşadası’nda Buluştu! EDAK Ecza Kooperatifi’nin E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencileri ile işbirliği içinde 04-06 Mayıs 2012 tarihleri arasında Kuşadası’nda düzenlediği “Eczacılıkta ve Kooperatifçilikte EGElişim Günleri - Öğrenci Sempozyumu” Türkiye’deki 12 Üniversite’ye bağlı Eczacılık Fakülte’lerinden 250’i aşkın katılımcı ve 26 konuşmacıyı bir araya getirdi! 3 gün süren sempozyum boyunca Eczacılık mesleğinin geleceği ve mesleki örgütler ile kooperatif çatısı altında bir arada olmanın önemi vurgulandı. Sempozyumda, E. Ü. Eczacılık Fakültesi’nin akademisyenlerinin, kooperatif üst birlikleri yöneticilerinin, meslekte deneyimli konuşmacıların gerçekleştirdiği sunumların yanı sıra iletişimden, ekonomiye, görsel tasarımdan, fütürizme kadar farklı disiplinlerden alanlarında uzman konuşmacıların yer aldığı oturumlar yoğun ilgi çekti. Ayrıca sempozyumun ikinci günü gala gecesinde coşkulu anlar yaşayan öğrenciler, son gün gerçekleşen Şirince gezisi ile de moral depoladılar. lararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesi nedeniyle düzenlenen sempozyumda, genç meslektaşlarına kooperatifçilik ve gelecekteki iş modellerine göre üstlenilecek yeni rolleri hakkında da bilgiler verildiğini söyleyen Bacanak, “Eczacılık güvenilir ve katma değeri yüksek meslekler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bu güvenin devamı için mesleki bilgi donanımı, teknolojik yeterliliğin yanı sıra bu bilginin doğru mesajla aktarımı için iletişimin de önemli olduğunun bilinci ile kendini yetiştiren ve kooperatifçiliğin önemini bilen bir nesille mesleğin örgütlülüğü ve özgürlüğünü devam ettirebiliriz. Kooperatifler sığınabileceğiniz bir liman” diye konuştu.. Eczacı Nesrin Ulema/ Ak Parti İzmir il Milletvekili EGElişim Günleri Öğrenci sempozyumunun davetlileri arasında yer alan Ak Parti İzmir il Milletvekili Eczacı Nesrin Ulema yaptığı konuşmada, Mayıs Ayında mecliste görüşülmesi planlanan 6197 sayılı yasa ile eczacılık mesleğinin şartlarının yeniden düzenlendiğini açıkladı. Yasada eczacılık ve eczane tanımının yeniden yapıldığını altını çizerek belirten Ulema, bu düzenlemeler ile “zincir eczanelerin” de önüne geçileceğini söyledi. Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu “Gelecekte eczacıya daha çok ihtiyaç olacak” dedi. Sempozyumda E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu eczacıların birey, toplum ve sağlık finans sistemi açısından öneminin her geçen gün arttığını belirterek, “geleceğin sağlıklı olması için eczacıya çok ihtiyaç olacak” diye konuştu. Sempozyumu, Yeni Asır Gazetesi Sağlık Muhabiri Erkan Doğan da izledi. TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak “Kooperatifler sığınabileceğimiz liman” Sempozyum’un adına yakışır bilgi içeriği ile dolu dolu geçtiğini vurgulayan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, “Mesleğin geçmişte olduğu gibi bugün ve yarınlarda da değerli olduğunun altını çizdi.” 2012 yılının Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından “Ulus- Tüm Eczacı kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit de yaptığı konuşmada; eczacılık fakültesi öğrencilerinin kooperatifçilik bayrağını daha yükseklere taşıyacaklarını vurguladı. Sempozyumda, eczacılıkta yeni dönem açıklandı Bu ay mecliste görüşülerek onaylanan 6197 sayılı yasa ile eczacılık mesleğinin tanımından çalışma şartlarına kadar her alanda değişiklikler yapılıyor 6 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EGELişim Günleri’nden E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ulvi Zeybek Fitoterapi’nin gelişimini anlattığı sunumunda endüstrileşmiş ülkelerde tıbbi bitkiler ve bitkisel ilaçlar ( fitoterapotikler)’a daha çok önem verildiğine değindi. E.Ü. Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Bijen Kıvçak da rasyonel fitoterapi uygulamanın yollarını anlatarak; geleneksel fitoterapiden modern fitoterapiye geçildiğini söyledi. Bilkent Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Erinç Yeldan’da Küresel Ekonominin Türkiye’ye ve Sağlık Sektörüne Etkileri’ni anlattığı sunumunda; Küresel ekonomide yaşanan gelişmelerin her sektörü olduğu gibi ilaç sektörünü de etkilediğini ve İlaç Firmalarının Ar-Ge çalışmalarına yapılan yatırımı azaltma yoluna gittiklerine dikkat çekti. Fütüristler Derneği Başkanı Ufuk Tarhan “Gelecek sizin, Siz geleceğinizi şekillendirin” başlıklı sunumu ile öğrencilere teknolojik gelişmelerden uzak durmamalarını ve her sektörün bu değişimden payını aldığına dikkat çekti. Geleceğin dünyası teknoloji ile iç içe olacak diye konuşan Tarhan, “Dijitalleşin, dijital dünyayı kabul edin. Ve son teknolojiyi kullanın” mesajını verdi. E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrenci Temsilcisi Ümit Cömert EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır’a teşekkür plaketi takdim etti E.Ü. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayşen Temel Eğinli “Ne Kadar Doğru İletişim Kuruyoruz?” başlıklı sunumu ile katılımcılara iletişimin engin dünyasında interaktif bir yolculuk yaptırdı. Sempozyumu E.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğrencisi Deniz Büyükçıkrıkçı sundu Öğrenciler EGElişim Günleri’nin 3. Günü yapılan Kuşadası/ Şirince gezisi ile moral depoladılar. gazeteedak 7 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Vitamin 2012 İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu tarafından 21-23 Nisan 2012 tarihleri arasında İzmir Çeşme Altınyunus Otel’inde gerçekleştirilen “Vitamin 2012” sempozyumuna yurdun dört bir yanından gelen 700 eczacı katıldı. Ecz. Tuncay Sayılkan / 3. Bölge İzmir Eczacı Odası Başkanı İzmir Eczacı Odası Başkanı Eczacı Tuncay Sayılkan “Vitamin 2012”yi değerlendirdi Eczaneler için önemli bir dönem olan 2005 yılı başında, önce yeşil kartlıların sonrasında ise SSK’lı vatandaşlarımızın, devamında ise vatandaşlarımızın neredeyse tamamının eczanelerden ilaç alabilmesine olanak sağlayan gelişmelerin devamında kurumların birleşmesi ile oluşan SGK, ülkemizdeki ilacın tek satın alıcısı konumuna geldi. Siyasi otorite tarafından sağlık hizmetlerini önceden belirlenen kısıtlı bir bütçeyle sürdürmek için geliştirilen ve ısrarla tasarrufu önceleyen politikalar ise sadece ilacın maliyetini azaltmaya yönelik boyutlarda sürdürüldü. Tüm bu gelişmelerin ışığında; daralan ilaç pazarı, her yıl biraz daha düşen ilaç fiyatları ile cirosu ve buna bağlı olarak oransal karlılığı sürekli azalan ancak buna karşılık işletme giderleri hızla artan eczaneler içine düştükleri ekonomik sıkıntıları aşabilmek için çıkış yolları aramaya başladılar. Farklı bölgelerden gelerek misafirimiz olan 700’e yakın meslektaşımız, hocalarımız ve aileleri ile birlikte hem çok keyifli üç günü birlikte geçirdik, hem de konuklarımız evlerine yepyeni bilgilerle donatılmış olarak dönüş yoluna çıktılar. Ülkemizde en fazla meslek içi eğitimi gerçekleştiren İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu bu sıkıntılı dönemden çıkış yolu olarak eczacının danışman kimliğini öne çıkaracak, eczanelerin en kolay ulaşılan sağlık merkezleri vurgusunu güçlendirecek çözüm olarak; doğru yerde, doğru zamanda ve doğru kaynaktan bilgi edinmeyi sağlayacak etkinliklerle, mesleki donanımı artırarak danışmanlık hizmetinin kalitesini yükseltmeyi benimsedi. Son yıllarda ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayan eczanelerin bu zorlu dönemi aşabilmesi, sürekli yeni mesleki bilgilerin kazanılması, eczacı kimliğinin, ilaçtaki bilirkişiliğini ve sağlık danışmanı kimliğinin öne çıkarılması ile sağlanacaktır. İzmir Eczacı Odası’nın doğru bulduğu, inandığı ve benimsediği çözüm yolu budur… İlk kez yapılacak olması, aracı firma olmaması ve zamanın kısıtlı olması gibi önemli zorluklarına karşın, VİTAMİN 2012 sempozyumunu düzenlemek üzere harekete geçtik. Bu sempozyumda, vitaminlerin ve özellikle son dönemlerde bilgi kirliliği yaşanan bitkisel kökenli ilaçların doğru kullanılmasını hedefleyen bir program hazırladık. 21-23 Nisan tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz “Vitamin 2012” sempozyumu ilk kez gerçekleşen bir organizasyon olmasına karşın, ülkemizin dört bir yanından gelen 700’e yakın meslektaşımızın katıldığı, konularında uzman hocalarımızın oturumlarına ilginin ve katılımın inanılmaz yüksek olduğu bir sempozyum olarak gerçekleşti. 8 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczacılık Fuarı, etkinlikleriyle de gündem yarattı! Eczacılık sektörüne yönelik tüm gelişmelerin sektörle paylaşıldığı Farmavizyon Eczacılık Fuarı, 06-08 Nisan 2012 tarihleri arasında CNR EXPO İstanbul’da düzenlendi. Bu yılki ana teması “Hep birlikte geleceğe” olarak belirlenen fuar, ilaç ve eczacılık sektöründen yoğun ilgi gördü. Toplamda 8.356 ziyaretçinin gezdiği fuar, çalıştayları, Bilgi Platformu kapsamında düzenlenen etkinlikleri, Mezunlar Buluşması ve Öğrenci Platformu içeriği ile gündem oluşturdu. İlaç ve eczacılık konularındaki yeni ürün ve projelerin sergilendiği Farmavizyon, CNR Expo Fuarcılık ile TEKB (Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği) işbirliğinde TEB (Türk Eczacıları Birliği) ve KOSGEB desteklerinde gerçekleştirildi. Bir öncekine oranla %30 büyüme gösteren organizasyona, ilaç sektörünün devlerinin de aralarında bulunduğu 200 firma katıldı. Almanya, Hollanda, Çin, ABD ve Yunanistan fuarın katılımcı ülkeleri arasında yer aldı. Sektör, yasa değişikliğinin Meclis’ten kısa zamanda geçmesini bekliyor Fuarda konuşan sektör temsilcileri çağdaş bir yasanın eczacıların hakkı olduğunu belirterek, Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da yapılan değişikliklerin bir an önce meclisten geçmesini istediler. Fuara katılan AKP ve CHP’li milletvekilleri de yasada önemli değişikliklerin yapıldığını ve TBMM Başkanlığı’na sunulduğunu ifade ettiler. Bilgi Platformu’na yoğun ilgi Farmavizyon Eczacılık Fuarı’nda gerçekleştirilen Bilgi Platformu’nda, 3 gün boyunca eczacıların eğitimlerine yönelik seminerler, paneller ve çalıştaylar düzenlendi. Prof. Dr.Haydar Dümen, Gazeteci Ayşe Arman, Şair-Yazar Sunay Akın, Doktor Ender Saraç, Mustafa Kartal ve İsmet Topaloğlu etkinliklerde konuşan önemli isimler arasında yer aldılar. Fuarda, BM Genel Kurulu’nun 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmesi de duyurulurken, “Dünyada Ekonomik Gelişmeler, Ekonomide Kooperatifçiliğin Yeri” konulu panel de düzenlendi. Farmavizyon kapsamında yapılan çalıştaylar ise eczacıların ilaç dışı ürünler için yapabilecekleri uygulamalara yönelik konuları kapsadı. “Dermokozmetik ürünleri ve eczanelerdeki yeri”, “Cilt analiz cihazları”, “Tıbbi çaylar çalıştayı” “Doğal yağlar” “Probiyotikler”, “Doğal Besin Destekleri” ve “Pastiller” çalıştayların konu başlıkları arasında yer aldı. Farmavizyon 2012’de yedincisi gerçekleştirilen “Öğrenci Platformu”nda da “Fitoterapi Eczacıya “AKTAR”ılsın Bitkiler Masum Kalsın” konusu ele alındı. Ayrıca aynı eczacılık fakültesinde öğrenim görerek mezun olan eczacılar, fuar kapsamında görüşme fırsatı buldular. gazeteedak 9 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit, SECOF Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli’ye teşekkür plaketi takdim etti Büyük Usta Aydın Boysan İSKOOP standında kitaplarını imzaladı Oturumlar interaktif katılımla geçti Gazeteci Ayşe Arman TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit ile röportaj yaptı Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı San. Tic. A.Ş. Sunay Akın anlattı, düşündürdü Ecz. Emine Akgün BEK’in Farmasyon maskotu dikkat çekti 10 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ne Dediler? Egemen Hintlioğlu / EDAK Ecza Kooperatifi Saha Yönetmeni Ziyaretçilerimize EDAK’ın tanıtımını yaptık 7 senedir ilaç eczacılık sektöründeyim. Yaklaşık 1 senedir de EDAK’ta Saha Yönetmeni olarak görev alıyorum. İlk kez Farmavizyon Eczacılık Fuarı’na katılıyorum. EDAK standında fuar süresince eczacılarımıza ve eczacılık fakültesi öğrencilerine kooperatifimizi tanıtarak, kooperatif ile çalışmanın önemini aktardık. FARMAVİZYON’DA ÇEKOOP KARBON AZALTIMINA DİKKAT ÇEKTİ “Sizin karbon ayak iziniz kaç numara?” Mesleğimiz sosyal sorumluluğu içeriyor Öğrencilik yıllarımda da mesleki oluşumlara katılan bir öğrenciydim. Üniversite yıllarımda da TEMA vakfına üyeydim. Ve çalışmalarına aktif olarak katılıyordum. Eczanemi açınca da hem mesleğimi hem çevreciliği birleştirerek, Çevreci Eczacılar Kooperatifi ( ÇEKOOP) bünyesinde “Karbon Ayak İzi” başlıklı sunumu gerçekleştirdim. Toplumu bilinçlendirmek için mesleğimizin sosyal sorumluluk çalışmalarına ve bu bilincini aşılamaya çok yatkın olduğunu düşünüyorum. EDAK Standında Saha yönetmenleri; Bahadır Güz (İzmir), Egemen Hintlioğlu (İzmir), İdris Gezek (Manisa), Fırat Ergür (Denizli) görev aldı. Ecz. Cemaleddin Saraç / ÇEKOOP Farmavizyona ve diğer mesleki etkinliklere kesinlikle katılmalı, örgütlü olmalıyız! 17 yıllık eczacıyım. Eczanem Eskişehir’de. Farmavizyon’a ilk kez geliyorum. Gazi Üniversitesi mezunuyum. İzmir’de İLAYDA eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan Ecz. Sibel Gerdan ile aynı dönem arkadaşıyız. Farmavizyon Eczacılık Fuarı’na ve diğer mesleki organizasyonlara meslektaşlarım kesinlikle gelsinler. Örgütlü olalım. Eczanelerimiz içinde çok kapalı kalıpta görmediğimiz bilmediğimiz birçok şeyi buralarda görüyoruz. Benim ufkum açıldı. İlaç dışı ürünlere eczanemde daha önce yer vermiyordum. Ama bu fuarlara geldikçe artık eczanemde başka neler bulundurmalıyım diye düşünüyorum. Sosyal sorumluluk çalışmalarına ve bu bilincini aşılamaya çok yatkın olduğunu düşünüyorum. Ecz. Zehra Gültaş / Eskişehir – Sunay Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü Ecz. Musa Aydoğan /Bursa Aydoğan Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü ( BEK üyesi) Gelişmeleri takip etmeliyiz Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum, 31 yıllık eczacıyım. Varol Pabuççuoğlu, Bülent Ergin hepsi sınıf arkadaşım. Daha önce SSK’da çalışıyordum. Zamanımın %99,9’unu eczanemde geçiririm. Hastalarıma sağlık danışmanlığımı yapmaya çalışıyorum. Farmavizyon’a geçen sene katılmıştım. Özellikle bilgi platformu oturumlarına katılıyorum. Sektördeki gelişmeleri takip etmemiz için Farmavizyon’un devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. gazeteedak 11 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Farmavizyon’da bizim için çok değerli bir ismin yeğeni ile karşılaştık. BEK kurucusu Ecz. Naci Doğan ile aynı adı taşıyan ve amcasının yolunda ilereleyerek Eczacılık Fakültesi’nde okuyan yeğeni Naci Sarp Doğan ile EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ile birlikte Etkin Eczacılık Derneği’ni, Farmavizyonu ve geleceği konuştuk… Ecz. Ayşe Candan Günay Denizli Candan Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 4. Sınıf Öğrencisi Sevda Makineci Farmavizyona ilk kez geliyorum 2004 Ege Üniversitesi mezunuyum. Bir sene sonra hastane karşısında bir eczane açtım. İlaç dışı ürünlere fazla yer veremiyorum. Medikal ürünlerle ilgili eğitim alt yapımız yok. Hemen yanımızda medikal mağaza var. Medikal ürünleri satabilmemiz için 50-55 m²’lik bir mağazada hem kendimiz hem personelin medikal bilgisinin sahip olması gerekiyor. Ya da mağazamızın buna göre şekillenmesi gerekiyor. En azından bir dış cephe kaplaması olması gerek. Hem çeşitlilik hem de ne işe yaradığı hakkında eğitimli, bilgili olmalıyız. Doğru ürünü verebilmek için… Ama bu ürünler eczanemizde olmalı. Farmavizyon’a ilk kez katılıyorum. Ama beklentilerimi pek karşılamadı. Konuşmacılar keyifliydi. Ben sürekli EDAK’ın içindeyim zaten. Ve EDAK’tan çok memnunum. EDAK ile tek fatura çalışıyorum. Arkadaşlarımız her talebimi, beklentimi sağolsunlar yerine getiriyorlar. Teşekkür ederim. Egemen Hintlioğlu (EDAK Saha Yönetmeni): Eczacı Ayşe Hanım, “EDAK’ın içindeyim zaten” dedi. biraz önce çok doğru söylüyor. Eczacımız fuarın ilk günü EDAK standında idi. O sırada kalabalık bir Eczacılık Fakültesi öğrenci grubu standımızı ziyaret ettiler ve Eczacı Ayşe Hanım bir EDAK gönüllüsü gibi bir EDAK çalışanı gibi bizimle birlikte EDAK’ı ve kooperatif işleyişini anlattı. Çok teşekkür ediyoruz. EDAK çalışanının EDAK’ı anlatmasının yanı sıra EDAK ortağı bir eczacının EDAK’ı meslektaşlarına anlatması daha da güzel. Çok memnun olduk… Ecz. Ayşe Candan Günay:Erciyes Üniversitesinden geliyordu öğrenciler, “bize kooperatiften kimse gelmiyor” dediler. Mesleğe sahip çıkmalarını söyledim. Fakülteniz dekanlığından kooperatif hakkında bilgi istiyoruz diye talep etmelerini, bu dört senelik eğitim boyunca hiçbir anlarını boş harcamamalarını, Eczacı Odası’na, EDAK’a gitmelerini, hiçbir şey yapamasalar illerinde varsa EDAK şubelerindeki işleyişi görmelerini önerdim. Biz ailecek eczacıyız. Biz bu kooperatifçilik duygusunu yaygınlaştıralım ki ticari depoların yanında nefes alabilelim. Ayrıca Eczacılık Fakültelerimizdeki eğitim bizim mezun olduğumuz yıllara göre daha güncellenmiş ama yine de eczacı sürekli kendini geliştirmeli. Bu nedenle eğitimlere önem vermemiz de gerekiyor. Ben de eğitimlere çok önem veriyorum. EDAK’ın düzenlediği EDAK Akademi eğitimlerine odanın düzenlediği eğitimlere mutlaka katılıyorum. Yeni ürünleri araştırıyorum. Eczacı sürekli kendini yenilemeli sağlık danışmanlığını sürdürebilmeli… Farmavizyon öğrenci çalıştayında “fitoterapinin önemi ve eczacı fitoterapi ilişkisini” ele aldık. Bu anlamda Farmavizyon bizlere mesleğimize sahip çıkmak için iyi bir platform hazırladı Naci Sarp Doğan / Yeditepe Üniversitesi 5. Sınıf Öğrencisi Kendimi bildim bileli eczacı olmak istiyordum Yeditepe Üniversitesinde 5. Sınıf öğrencisiyim. Ecz. Ayşegül Yıldız’ın stajyeriyim. Etkin Eczacılık Derneği ile tanışmam Ecz. Ayşegül Hanım aracılığı ile oldu. Ayşegül Hanım, bana yarar sağlayabileceğini düşündüğü birçok eğitime beni de yanında götürdü. Belki diğer eczacılardan Ayşegül Hanımı ayıran nokta bu… Stajyerlerine, gençlere, mesleki örgütlere çok değer veriyor. Ve bu nedenle çok şanslıyım. Etkin eczacılar derneği ile birlikte farklılaşmanın bize neler sağlayacağını gördüm. Sıradan bir eczacı yerine halkımıza bilgi verirken bir şekilde farklılaşmamız gerekiyor. Etkin Eczacılık Derneği bize bu bakış açısını yani farklılaşmayı da veriyor. Farmavizyon’a dört senedir katılıyorum. Burada her ürün hakkında bilgi edinme şansımız var. Ayrıca çeşitli öğrenci çalıştayları var. Oturumlar var. Buradan her konuda bilgi edinmek isteyen bir eczacı iseniz çok yararlanarak çıkabilirsiniz. Ama buraya geliş amacınız önemli. Gelecek hayalin nedir? Bursa’ya dönüp eczane açmak istiyorum. Hayallerim arasında meslek örgütlerimizin içinde olma Oda ve Kooperatiflerimizin yönetiminde görev alma yani örgütlü yapıda nefes almayı istiyorum… Belki 10 sene sonra belki daha sonra örgütlü yapının başında olmayı gerçekten çok hayal ederim ve isterim. Biz eczacılar, ne kadar örgütlü isek o kadar başarılıyız diye düşünüyorum… Fitoterapi’nin önemi ve eczacılığın fitoterapi ile ilişkisini bu yıl ele aldık. Ve sloganımızı, “Fitoterapi eczacıya AKTAR’ılmalı bitkiler masum kalmalı” olarak belirledik. Biz tıbbi bitkiler ile ilgili fitoterapi eğitimini toplamda 3 yıl alıyoruz. Aslında yapmamız gereken bir şeye sahip çıkıyoruz. Amacımız halkımızı doğru bilgilendirmek. Çünkü ilaç etkileşimleri ve hastalıklar varken bitkilerin kullanımı çeşitli yan etkilere yol açabilir. Ve bunları bilgilendirmede bulunacak tek kişi eczacıdır. Kendi mesleğimize sahip çıkmak istiyoruz. Ve Farmavizyon’da bize bu yönde iyi bir platform hazırladı. O yüzden mutluyuz ekip olarak bir şeyler yapabildiğimiz için, ayrıca diğer fakültelerden arkadaşlarımızla bir araya geldik. Meslekteki sorunları dile getirdik, çözüm yollarını tartıştık. Meslek adına bir şeyler yapabiliyor olmak bizi çok mutlu etti. Gelecek planın nedir? Daha 1,5 yılım var mezun olmaya. Şu an fikirlerim sürekli değişiyor. Benim için en doğrusu neyse onu gerçekleştirmeye çalışacağım. Ama eğer serbest eczane açacak olursam kooperatifim ile çalışmayı isterim. Farmavizyon Öğrenci Çalıştayı toplu halde Teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. Teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. Naci Sarp Doğan ve Ecz. Ayşegül Yıldız EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ve kızı Mimar Sevi Kaya , Naci Sarp Doğan İle birlikte 12 Kooperatif Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kooperatifçilik Çünkü sistem aslında son derece basit bir temel üzerine oturuyor; toplumdaki bireylerin bencillikleri. Başka kişi haklarının bireyleri ilgilendirmediği her noktada kaybedilen o küçük değerler toplanarak yukarıya çıkıyor. Buna da sermaye birikimi deniyor. Küçük sermayelerden tırtıklanan her değer bir büyüğünü besliyor. Böylece büyük sermayeler daha da büyüyor. Sonuç olarak da toplumdaki sınıflar arası ekonomik farklılık giderek büyüyor. Rekabet olgusuyla bireylerin bencillikleri pompalandıkça ve insanlar daha da bireyselleştikçe bunun durdurulması imkânsız hale geliyor. Ancak dünyada sermayenin yukarıda birikmesi öyle bir noktaya geldi ki, artık sınıflar arasındaki bu fark açık EDAK Başkanı Emre Bacanak’ın kooperatifçiliği değerlendirdiği makalesinde; “Büyük sermayelerle rekabet etmek için işletmenin sermayesi mi, yoksa kooperatif ortaklarının sermayesi mi büyütülmelidir?” Sorusunu kooperatifçilik hakkında hazırlanan yeni yasa tasarısından kooperatif yeni projelerine adım adım yer vererek yanıtladı. Bacanak; “Kooperatifçilik ortak havuzunda farklı iş modelleri üretmeliyiz” dedi. Değerli meslektaşlarım, 2012 yılı Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak ilan edildi. Bizler toplum olarak henüz bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu algılamış değiliz. Hatta daha ileri giderek ifade edeyim Türkiye’de bu durum Babalar Günü’nden daha değerli değil. Çünkü yeterli algı henüz oluşturulamadı. Hâlbuki Birleşmiş Milletler gibi bir kurumun böyle bir yaklaşımı olması dünya çapında büyük bir sosyo-ekonomik kaygının ifadesidir. Dünya ekonomisindeki küreselleşme dalgası ve hükümetlerin bu dalgayı destekleyen liberal ekonomi politikaları artık neredeyse durdurulamaz bir noktaya geldi. bir ekonomik kölelik algısını oluşturmaya başladı. Bu durum dünyadaki tüm toplumların toplumsal huzurunu tehdit eder bir noktaya doğru ilerlemektedir. Dünya çapında domino etkisiyle yayılabilecek olan büyük çaplı bir toplumsal tepkinin önüne geçmek de neredeyse imkânsız olacaktır. Bu nedenle Birleşmiş Milletler henüz yol yakınken toplumsal huzurun korunabilmesi için küresel sermayenin karşısına birleştirilmiş ulusal sermayeyi yani kooperatifleri bir diyalektik olarak koymak istemektedir. Kooperatiflerin çalışma şekli küçük sermayeli toplum bireyleri için yaşamsal bir amacı ve umudu tesis etmektedir. Bu nedenledir ki; “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” toplumlar için son derece önemli bir sosyo-ekonomik yaklaşımın ifadesidir, aynı zamanda çok önemli de bir fırsattır. Yeni kooperatifler kanunu hazırlanıyor T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu yaklaşımdan hareketle kooperatifler strateji belgesi, bununla beraber çeşitli kooperatif destek programları hazırlamaktadır. Aynı zamanda da yenilenen Türk Ticaret Kanun’unun hemen arkasından yeni kooperatifler kanunu hazırlanacaktır. Tüm bunlar gösteriyor ki; Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi daha da liberalleşirken toplum huzurunun sağlanabilmesi için küçük sermayelerin hayat bulduğu kooperatiflere şiddetle ihtiyaç vardır. Ve siyasi irade bu diyalektiğin kurulması gerektiğinin farkındadır. Ancak aynı zamanda bürokrasinin çeşitli kademelerinde bazı çelişkiler mevcuttur. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi bizlerin sahibi olduğu ecza kooperatiflerinin vergi muafiyetinin kaldırılmasına yönelik oluşturulan baskılardır. Her ne kadar yapılan vergi inceleme raporları teknik temellere dayandırılmaya çalışılsa da aslında açık bir biçimde ecza kooperatiflerinin statüsü sorgulanmaktadır. Çünkü ecza kooperatifleri artık rakiplerinin lobi faaliyetlerine konu olacak kadar ciddi bir ekonomik hacme ulaşmıştır. Daha yalın bir ifadeyle ecza kooperatifleri sermaye depolarının eczacının küçük sermayesini sömürmesini engellemek için kurulmuştur. Bunu engellemenin yolu ise vergi muafiyetinden elde edilen değerin eczacı ortaklar lehine büyük sermayeye karşı küçükte olsa sürekli bir avantaj olarak kullanılabilmesidir. Yapılan lobi faaliyetlerinin konusu ise ecza kooperatiflerinin kurumlar vergisi ödemiyor olması nedeniyle ekonomik bir avantaj elde etmesidir. Bu durum bürokrasi mercilerine rekabete aykırı bir durum olarak lanse edilmektedir. Hali hazırda diğer şirket modellerinin hukukunu düzenleyen Türk Ticaret Kanunu Türkiye’deki ekonomik hayatın ağırlığını teşkil etmektedir. Doğal olarak da bürokrasimizin çeşitli mercilerinde görev yapan bürokratlar ekonomik hayata anonim şirketlerin penceresinden bakmaktalar yani konuyu rekabet anlayışıyla değerlendirmekteler. İşte çelişki tam olarak buradadır. Çünkü kooperatifler küçük sermayeyi rekabetin ezici çarklarından korumak için kurulur. Daha yalın bir ifadeyle ecza kooperatifleri sermaye depolarının eczacının küçük sermayesini sömürmesini engellemek için kurulmuştur. Bunu engellemenin yolu ise vergi muafiyetinden elde edilen değerin eczacı ortaklar lehine büyük sermayeye karşı küçükte olsa sürekli bir avantaj olarak kullanılabilmesidir. Şu sıralarda bürokratik mercilerin bu avantajı ortadan kaldırma çabaları ile siyasi iradenin kooperatifleri destekleme yaklaşımı çelişmektedir. Zira kooperatiflere rekabet ortamında sürekli avantajlı bir noktaya konumlandırmayacaksanız kooperatifler için akut destek programları hazırlamanın çok fazla bir anlamı olmayacaktır. İşin özü aslında Kooperatifleşmenin stratejisidir. Yani küçük sermayeyi rekabet ortamının bir adım önünde tutarak ona yaşama hakkı tanımaktır. Dünyada ve Türkiye’de ekonomik göstergeler her ne kadar bizler için karamsar görünse de bazen krizlerden fırsatlar yaratılabilir. Türkiye’de de esmekte olan kooperatiflerin ve kooperatifçiliğin desteklenmesi rüzgârı bizim için önemli bir fırsattır. Peki, ne yapabiliriz? Eczanelerimizin içine düştüğü ekonomik darboğaz ve küresel sistemin yarattığı meslekleri değersizleştirme olgusu hepimizin bildiği ve yaşadığı süreçlerdir. Böyle bir dünyada mesleğimizi değerli kılabilmek ancak kendi hayatımızı kendimizin yönetebilmesi ile mümkündür. Bu da ancak ekonomik özgürlüğümüzün devamı ile sağlanabilir. Değerli EDAK Ortakları, Biliyoruz ki biz eczacılar tüm meslek grupları içinde en örgütlü meslek grubuyuz. Örgütlenme kültürü öylesine içimize yerleşmiştir ki; şu anda eczacılık fakültelerinde henüz öğrenci olan müstakbel meslektaşlarımız bile birlikte ne yapabileceklerinin arayışı içinde örgütlenmektedirler. Böyle bir kültüre ve EDAK gibi çok ciddi bir gazeteedak Kooperatif Özel 13 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ deneyime sahip olan bizler bundan sonraki hayatımızı nasıl kendimiz yönetiriz noktasında çözümler üretebiliriz. Eczanelerimizin içine düştüğü ekonomik darboğaz ve küresel sistemin yarattığı meslekleri değersizleştirme olgusu hepimizin bildiği ve yaşadığı süreçlerdir. Böyle bir dünyada mesleğimizi değerli kılabilmek ancak kendi hayatımızı kendimizin yönetebilmesi ile mümkündür. Bu da ancak ekonomik özgürlüğümüzün devamı ile sağlanabilir. Bu durumda biz kooperatifçi eczacıların ivedilikle kurtulması gereken bir algı mevcuttur. ECZA KOOPERATİFÇİLİĞİ = ECZA DEPOCULUĞU Oysaki kooperatifçilik demokrasi ve paylaşım esasına dayalı sosyo-ekonomik bir yaşam biçimidir. Ecza depoculuğu ise bu yaşam biçimini benimseyen eczacıların ortaya koyduğu ve yönettiği bir iştir. Dolayısıyla aynı yaşam biçimini benimseyen aynı kooperatifçi eczacıların farklı operasyonlar veya farklı işler yaratmasının önünde hiçbir engel yoktur. İşte bu yaklaşımla yeni bir ko-operasyonu hayata geçirebiliriz. 2012 Yılında Yeni Bir Kooperatifi Hayata Geçiriyoruz! BİO- TORBA VE BİO-AMBALAJ ÜRETİMİ Bu dosyada ana sözleşme metni ve üyelik koşullarının dışında Bio-torba üretimi konusunda aşağıdaki soruların cevaplarını bulacaksınız. 1) Neden yeni bir kooperatif? 2) Neden Bio-torba? 3) Nasıl? 1) NEDEN YENİ BİR KOOPERATİF? Neden bu işi EDAK bünyesinde yapmak varken yeni bir kooperatif kurarak yapalım? Kooperatifçiliğin sosyal ve toplumsal amaçlarını bir tarafa bırakacak olursak ekonomik anlamda kooperatifçilik küçük sermayelerin bir araya getirilerek pazarda büyük sermayeler ile rekabet edebilmesi için yapılır. Rekabet ise sürekli büyümeyi gerektirir. Fakat piyasanın tüm aktörleri rekabet edebilmek için büyürken kooperatiflerin ikili yapısının hangisinin büyümesi gerektiği konusunda ciddi bir handikap vardır. O da şudur: Büyük sermayelerle rekabet etmek için işletmenin sermayesi mi büyümelidir, yoksa kooperatif ortaklarının sermayesi mi büyütülmelidir? Tabi ki kooperatifin amaçlarına uygun olarak ortaklarının sermayesi büyütülmelidir ancak sermayesi büyüyen ortaklar kapitalist egolarla kooperatiften uzaklaşmaktadırlar. Ya da kazanımlarını kişisel yatırımlarına kaydırarak toplam gücü azaltmaktadırlar. Bu durumda da eğilim işletmeye ve işletmenin sermayesinin büyütülmesiyle rekabet etmeye yönelir. İşletme sermayesinin büyütülmesi ise yönetim hiyerarşisinin de dikey büyümesine neden olur. Hâlbuki kooperatiflerde büyüme kooperatif ortağı sayısı ve bu ortakların ekonomisinin büyümesi ile ölçülür. (Buradaki ortak sayısı gerçek kooperatif ortaklarının sayısı anlamına gelmektedir. Sadece tabelada ismi olan ortak sayısının hiçbir değeri yoktur.) Yani kooperatiflerde yönetim hiyerarşisi yatay büyümelidir. Şu anda üç tane büyük ecza kooperatifimiz mevcuttur. Bu üç kooperatifin her birinin dört bin civarında ortağı ve seçilmiş üç ayrı yönetim kurulu vardır. Yani üç ayrı hiyerarşi mevcuttur. Bu üç kooperatifin yönetim kurulları yakın geçmişte ölçek ekonomisi içinde daha fazla değer yaratmak amacıyla kooperatiflerin güçlerini nasıl birleştiririz sorusuna cevap aramışlardır. 2004-2005 yıllarında tartışılan konu “Kooperatiflerimizi birleştirip tek bir kooperatif mi olalım? Yoksa işlerimizi birleştirip bir ortak satın alma organizasyonu mu kuralım?” Şeklinde olmuştur. Bu günden bakıldığında o günkü yönetim kurullarının büyük öngörüsüyle son derece doğru bir kararla Farmalojistik A.Ş. kurulmuştur. O günkü kararın doğruluğunu bu gün şöyle açıklayabiliriz; Hepinizin bildiği gibi Avrupa’nın en büyük ecza deposu Celesio Türkiye’de yapılanmak üzere harekete geçmiş ve Hedef Grubu’nun zaten bir yabancı ortaklığı bulunması nedeniyle öncelikle Selçuk Ecza Deposu’nu satın almak veya ortak olmak teklifinde bulunmuştur. Teklif Selçuk Ecza deposu tarafından kabul edilmeyince üçüncü büyük organizasyon olan Farmalojistik A.Ş.’ye aynı teklif yapılmıştır. Bu teklifin Farmalojistik A.Ş.’ye yapılmasının nedeni büyüklüğü olmakla beraber o büyüklüğün tek merkezden yönetilebiliyor olmasıdır. Eğer 2005 yılında tek kooperatif olarak birleşme kararı alınsaydı sermayenin gözü o birleşik kooperatifin yönetiminde olurdu. Çünkü tek merkezden yönetilebilen büyük bir ekonomiden bahsediyor olurduk. O nedenledir ki, Celesio üç ayrı kooperatife herhangi bir teklifte bulunmamıştır. Çünkü bu durumda üç yönetim kurulunu da ayrı ayrı ikna etmesi ve üç kooperatifi de ayrı ayrı ele geçirmesi gerekmektedir. Bu durum bize gösteriyor ki; sermaye dikey hiyerarşiye sahip büyük ekonomileri sevmektedir. Çünkü uluslararası sermaye o kadar büyük ki yönetim sorununu ancak dikey hiyerarşi ile çözebilir. Kooperatiflerin gücü ise işte tam buradadır. Kooperatifler yatay hiyerarşi ile yönetilen dağınık organizasyonlardır. Büyük sermaye ise dağınık organizasyondan korkar çünkü yönetemez. O nedenle de yaklaşmaz. İşte tam burada yeni kooperatifle ilgili şu sorunun cevabını verebiliriz. Bio-torba üretme işini neden EDAK çatısı altında değil de farklı bir kooperatif kurarak üretiyoruz? Eczanelerimizin ekonomisini büyütmek için farklı işlere yatırım yapmaya karar verdiysek bunu EDAK çatısı altında da yapabiliriz. Ancak o zaman tek merkezden yönetilebilen birileri için iştah kabartan bir yapı haline geliriz. Birçok işten değer yaratabilen dev bir ekonominin sadece en tepesini yani yönetimini ele geçirerek tüm sisteme sahip olmak çok kolay olabilir. Bugün üç kooperatif birleşmiş olsaydı bu gün sermayenin gözü bu birleşik kooperatifin yönetim kurullarında olurdu. Belki de sert rekabet koşulları altında kooperatiflerimizi sermayeye satmak zorunda kalabilirdik. Avrupa’da bazı kooperatiflerde olduğu gibi… İşte bu nedenledir ki, biz kooperatifçi eczacılar yapacağımız yeni ko-operasyonlarda yönetim erkini dağıtmalı hiç korkmadan sonuna kadar demokrasiye sığınmalıyız. Aramızda her işin altından kalkabilecek nitelikli genç arkadaşlarımız var. Ve hepimiz eğitimli insanlarız. Geçmişte EDAK’ta olduğu gibi güçlerimizi, sermayelerimizi ve akıllarımızı birleştirerek harikalar yaratabiliriz. Demokratik yollarla aramızdan seçeceğimiz başka arkadaşlarımızla yeni yönetim kurulları yaratıp EDAK eczacılarını birbirlerine daha sıkı kenetleyebiliriz. Çünkü EDAK ortaklığı sadece ecza depoculuğunda bir iş ortaklığı değil hayata aynı açıdan bakan ve ortak paydası eczacılık olan bizlerin bir ortaklık havuzudur. EDAK Eczacıları olarak gelin başka işlerde de hayatı paylaşalım. Ve bu paylaşım en iyi bildiğimiz şekliyle KOOPERATİF olsun. Bu nedenle biz kooperatif ortakları farklı işlerden değer yaratacaksak yani holdingleşeceksek sermayenin birikimini işletmenin tepesindeki tek noktadan değil ortaklıklarımız için demokratik yollarla seçtiğimiz farklı yönetim kurulları ile dağınık bir biçimde yönetmeliyiz. Aynı ortak havuzundan farklı iş modelleri türetmeliyiz. Bu bizi yani EDAK ortaklığını çok daha güçlü kılacaktır. Holdingleşmek bir sermayedarın ana işini yeterli bir büyüklüğe ulaştırdıktan sonra daha fazla büyümek için birbirini destekleyen yan işletmeler kurarak toplam bir fayda yaratmak üzere organize olmak demektir. Holding altında çalışan farklı işletmeler farklı işlerden değer yaratıyor olsalar da hem birbirleri için maliyet verimliliği yaratırlar hem de toplam faydayı arttırırlar. Ve bu toplam faydanın nihai birikim noktası holding merkezidir, yani sermayedardır. Kooperatiflerde ise sermayedar tüm ortaklardır. Bu nedenle biz kooperatif ortakları farklı işlerden değer yaratacaksak yani holdingleşeceksek sermayenin birikimini işletmenin tepesindeki tek noktadan değil ortaklıklarımız için demokratik yollarla seçtiğimiz farklı yönetim kurulları ile dağınık bir biçimde yönetmeliyiz. Aynı ortak havuzundan farklı iş modelleri türetmeliyiz. Bu bizi yani EDAK ortaklığını çok daha güçlü kılacaktır. Çünkü EDAK’ın asıl gücü sermayesinde değil bizi birleştiren maneviyatındadır. 2) NEDEN BİO-TORBA? Bio-torba üretmenin ve bu konuda eczacılar olarak atılımda bulunmanın birden fazla avantajı bulunmaktadır. a) Tüm dünyada müşteri memnuniyeti kavramının geldiği noktada artık sadece ürün ya da hizmetlerle farklılık yaratmak yeterince doyurucu değildir. Artık beklenti yapılan işlerde topluma ve dünyaya ne kadar fayda sağladığınız yönündedir. Bu anlamda tüm dünyada büyük şirketler yaptıkları işlerle veya ürettikleri ürünlerle toplumsal faydayı ve çevre bilincini ön plana çıkaracak sosyal sorumluluk çalışmaları yapmaktadırlar. Son derece de doğru bir yaklaşımdır. Tabi ki burada asıl olan sadece reklam kokan projeler değil yapılan tüm işlerde bu yaklaşımla hareket etmektir. Bu anlamda biz hem EDAK olarak hem de birinci basamak sağlık kuruluşu diye tarif ettiğimiz eczanelerimizde çevreci bir yaklaşımı ortaya koymuyor olmamız abesle iştigaldir. Bu anlamda biz eczacıların bio-ambalaj konusunu işlemesi mesleğimizin itibarı açısından son derece değerlidir. b) Çevrecilik ve doğa bilincinin toplumdaki algısı bakımından bio-torba ürünü son derece tipik ve somut bir örnektir. Kuvvetle muhtemeldir ki çok yakın bir gelecekte toplumun firma ve markaları değerlendirirken kullanacağı önemli bir değerlendirme kriteri olacaktır. O kadar ki çok yakın bir gelecekte bio-çözünür nitelikte olmayan ambalaj kullanan yapılar toplum tarafından ayıplanır olacaktır. Özellikle de bizim serbest eczanelerimiz gibi günde onlarca poşet sarf edilen bir sağlık kurumu olup da hala doğada çözünmeyen ambalaj kullanmak toplumun gözündeki itibarımız açısından son derece olumsuz olacaktır. c) Türkiye de eczane başına günde ortalama 50 reçete gelmektedir. Küçük büyük perakende satışlarla birlikte her birimizin eczanesine günde yaklaşık 70 kişi girmektedir. Bu demek oluyor ki günde yaklaşık 70 adet ambalaj tüketiyoruz. Eczane başına aylık tüketim yaklaşık 1500 adettir. Bio-torba pazarının sadece 4500 EDAK ortağının eczanesi ile sınırlı olduğunu varsaysak dahi neredeyse 7 milyon adet/ay pazardan bahsediyoruz demektir. Ancak bu rakamlar böyle bir işe girmek için yeterli kriter değildir. Kaldı ki, eczacılarımızın bu konudaki duyarlılığı bugün için yeterli değildir. Böyle bir kooperatifin ekonomik hedefi EDAK ortağı eczacılardan ibaret olamaz. Ekonomik anlamda bizim için en kolay hedef müşteri ilaç sanayii olmalıdır. Bunun dışında ambalaj kullanan tüm sektörler bu kooperatifin hedef müşteri kitlesi olmalıdır. Ancak ilaç sanayii ile olan yakın ilişkilerimiz ve poşet ilaç sanayii için hali hazırda kullanılmakta olan bir promosyon malzemesi olması bizim için ciddi bir 14 Kooperatif Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ avantajdır. d) Eczacılık mesleğinin geldiği noktada geleceğimizin hastaya ve son tüketiciye standartları belirlenmiş yüksek kalitede bir sağlık hizmeti sunmak ve bunu topluma, kamuoyuna, siyasi iradeye ve iş yaptığımız tüm paydaşlara en iyi şekilde pazarlamaktan geçtiğini, üstelik bunu bireysel eczaneler olarak değil hep birlikte yapmak mecburiyetinde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. EDAK ortakları olarak Tek faturalı EDAK Eczaneleri çatısı altında EDAK RAFI kanalı ile ve gelecekte FARMAGELİŞİM projesi ile standardize edilmiş eczanelerimizle bu küresel oyunda biz de bir oyuncuyuz iradesini hep birlikte ortaya koyduk. EDAK bu konuda var gücüyle çalışmaktadır. Kısa bir süre sonra EDAK Eczacıları da durumu ve stratejiyi daha iyi algılayıp bu doğrultuda çok daha ciddi bir performans göstereceklerdir. İşte tam bu noktada bio-torba aslında harika bir pazarlama aracı olarak kullanılabilir. Bio-torba üzerine istenilen her türlü ilan, reklam ve mesaj baskılanabilen bir üründür. 100 bin kişi aileleriyle birlikte günde 400 bin tiraj anlamına gelmektedir. Şöyle ki; yaklaşık 1500 adet tek faturalı EDAK eczanesi mevcuttur. 1500 eczaneye günde yaklaşık 100 bin kişi girmekte ve alış-veriş yapmaktadır. Bio-torba üzerine istenilen her türlü ilan, reklam ve mesaj baskılanabilen bir üründür. 100 bin kişi aileleriyle birlikte günde 400 bin tiraj anlamına gelmektedir. Bu gün bildiğimiz en büyük ulusal gazeteler bile günde 400 bin tirajı yakalayamamaktadırlar. Pazarlama kanalı mantığıyla bakıldığında biz eczacılar nasıl bir hazinenin üzerinde öylece hareketsiz oturduğumuzun farkında bile değiliz. Hal bu ki biz eczacılar organize hareket ettiğimizde televizyon ve gazete dahil bilinen tüm pazarlama kanallarından daha etkili bir pazarlama silahına sahibiz. Biz eczacılar dağınık şekilde yapılanmış ama tüketiciyle birebir etkileşen bir iletişim kanalıyız. Tek sorunumuz organize olmayışımızdır. Bio-torba’nın ekonomik faydaları Bio-torba bir pazarlama kanalı olarak bize iki ekonomik fayda sağlayacaktır. Birincisi EDAK Rafı ile birlikte EDAK markasını son tüketicinin zihnine güvenilir bir imajla kazıyacak tüm projelerimizde kullanacağımız mesajları son tüketiciye ulaştırmak için mükemmel bir görsel materyal olacaktır. Bu anlamda bu kooperatif hizmet satan, EDAK ise hizmeti satın alan olacaktır. İkinci faydası ise aynı pazarlama kanalını kullanmak isteyen ilaç ve ilaç dışı ürün üreticilerinden sağlanacak olan reklam geliridir. Bu anlamda elde edilecek pazarlama geliri bio-torba satışından elde edilecek gelirin çok üstünde olacaktır. e) Raporun girişinde belirttiğimiz “Eczacı gözünde kooperatifçiliğin ecza depoculuğu ile özdeşleştirilmesi nedeniyle kısır kalması” sorununun çözümü ancak ve ancak yeni ve ekonomik getirisi olan başarılı bir kooperatif deneyiminin hayata geçmesiyle sağlanabilir. Bu anlamda Bio-torba, üretimi yapılacak bir ürün olarak son derece basit, ayrıntısız günümüz trendlerine uygun fazla maliyet gerektirmeyen yaygın kullanımı olan/olabilecek, hatta hayal gücümüzle sınırlı bir pazara sahip, başarısızlık şansı düşük olan bir üründür. Bu anlamda 33 yıllık geçmişi olan EDAK’ın ardından kurulacak olan ekonomik kaygı taşıyan ilk kooperatif deneyiminin başarılı olması eczacıları bundan sonraki dönemde yeni kooperatifler kurmak ya da iştirak etmek konusunda cesaretlendirecektir. Bu nedenle bu kooperatife olması gerekenden fazla görev ve misyon yüklenmemelidir. 3) NASIL? Bu kooperatifin işleyiş şekli bildiğimiz kooperatif kültürümüzden farklı olamaz. EDAK’ın kooperatif kültürü nasıl ise son derece doğal olarak bu kooperatifte aynı teamüllerle işleyecektir. Çünkü burada asıl olan EDAK ortaklık havuzunun kullanılmasıdır. Kurulan ve kurulacak olan kooperatifler arasında işleyiş ve yönetim bazında yasal mevzuat gereği hiçbir organik bağ bulunamaz. Buradaki holding mantığında kooperatifler arasındaki tek bağ EDAK kültürü ve EDAK maneviyatıdır. Bu nedenle ortaklığa kabulde bu sıkı sıkıya korunması gereken bir özellik olmalıdır. Aksi halde yapılar zamanla birbirinden ayrışmaya başlayacaktır. Yeni kooperatif kurumlar vergisine tabi olacak “Kooperatifçilik” Hakkında Meslek Örgütlerimizin Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz de Görüşlerini Paylaştı. Bu kooperatif EDAK’tan farklı olarak eczacının asli iştigal konusundaki yardımlaşma organizasyonu değil tamamen farklı bir iş kolundaki faaliyetlerini konu almaktadır. Dolayısıyla bu kooperatifin kurumlar vergisi vermesi kaçınılmazdır. Ayrıca yapısı itibariyle eczacı ortaklarının reel sektördeki portföyünün değerlendirilmesi söz konusu olduğu için EDAK’tan farklı olarak sermaye yapısının daima cirosuna oranla güçlü kalması gereklidir. Bu nedenle ortaklığa kabul sırasında ortak başına ödemesi gereken sermaye payı, her sene şirket değerinin ortak sayısına bölünmesi sonucu ortaya çıkan “üye başına düşen şirket değeri” rakamı kadar olmalı ve peşin tahsil edilmelidir. Sene sonu bilançosu sonucu ortaya çıkan net kârın belli bir oranı EDAK’ta olduğu gibi kooperatif işletmesine öz sermaye olarak kaydedilmeli, bugün bizim EDAK’ta “risturn” olarak ortakların ticari alış-verişi oranında dağıttığımız kâr payı bu kooperatifte eşit olarak senelik hak edişine göre dağıtılmalıdır. Ayrıca öz sermaye yapısı güçlü olacağı için kâr payının belli bir süre işletmede tutulmasına da bu kooperatifte gerek olmayacaktır. Bunun dışındaki hemen her şey genel kurullarımızca ve genel kurullarımızda demokratik yollarla seçtiğimiz yönetim kurullarımızca karar verilecek olup işletme faaliyetleri için tayin edeceğimiz profesyonel kadrolar aracılığıyla yürütülecektir. Bundan sonraki aşamada kurucu üyelere düşen en önemli görev böyle bir kooperatifin ana sözleşmesini hazırlayıp gerekli yasal başvuruları yaparak bio-torba üretim kooperatifini kurmaktır. Sonraki örgütlenme ve büyüme süreci ise tüm ortakların görevi olacaktır. Kooperatiflerimize sadece sözde değil, sadece eczanelerimizde de değil, her yerde ve herkese karşı sahip çıkmalıyız. Değerli EDAK Ortakları, Eczanelerimizin ve eczacılığımızın başına gelenleri konuşmak ve sorunlarımızı birbirimizle paylaşmak hepimizi rahatlatıyor olabilir. Ancak ko-operasyon birlikte çalışmayı gerektirir. Hem de bazı zamanlarda çok çalışmayı gerektirir. Artık birileri bizim için çok çalışsın diye beklemeyi bırakıp hepimiz için yeni bir hayatı kurmak için hep birlikte çok çalışmalıyız. Genel kurullarımız birlikte kuracağımız hayata irade ve katkı koymak için ve hep birlikte çalışabilmek için senede bir kez karşımıza çıkan bir fırsattır. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Senede bir gün eczanelerimizde değil genel kurul salonunda hep birlikte çalışmalıyız. Her şeyden önemlisi de kooperatiflerimize sahip çıkmalıyız. Kooperatiflerimize sadece sözde değil, sadece eczanelerimizde de değil, her yerde ve herkese karşı sahip çıkmalıyız. Bu duygular içinde hepinizin 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılını kutluyor, hepimize bu yoğun çalışma dönemimizde başarılar diliyorum. Ecz. Salih Kozalı / 21. Bölge Aydın Eczacı Odası Başkanı Kooperatifler neden önemli? Birleşmiş Milletler 2012 yılını Uluslararası Kooperatif yılı olarak ilan etmiştir. Buradan hareketle bu senenin, kooperatifleri halkımıza iyi tanıtmak ve bilinçlendirmek adına panel, seminer ve eğitimlerle dopdolu geçmesini temenni ediyorum. Biz Eczacılar penceresinden baktığımız zaman bugün için 13.000 eczaneye hizmet veren Ecza Kooperatiflerinin tüm Türkiye sathında 25.000 eczaneye hizmet vermesini arzu etmekteyiz. Kooperatif çatısı altında ne kadar çok eczane olursa o kadar güçlü oluruz diye düşünüyorum. Büyük sermaye gruplarına karşı ayakta kalabilmek için eczacıların maddi ve manevi güçlerini birleştirerek dayanışma içerisinde örgütlenmelerinin çok önemli olduğu açıktır. Kooperatiflerin koruması altında bu örgütlü gücümüzü kullanarak hareket etmemizin yıllardır korktuğumuz zincirin de, diğer tehditlerin de panzehiri olduğunu düşünüyorum. Birlikten güç doğar inancıyla, tüm yurdu adeta kılcal damarlar gibi saran eczanelerimizle ve ecza kooperatiflerimizle elele vererek mesleğimizi zirveye taşıyacağımıza inanıyorum. Ayrıca TBMM’de kabul edilerek geçen 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki Yasa’nın da beklenen umutları yeşertmesi ve tüm meslektaşlarıma aydınlık ve mutlu günler getirmesi dileğiyle… gazeteedak Kooperatif Özel 15 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kooperatifler çölde vaha gibi! Değerli meslektaşlarım, 2012 Dünya Kooperatifler yılı… Acımasız bir kapitalist düzende sermayesi insan olan bir kuruluş olmak adeta çölde vaha gibi bir olgu... Ecz. Vecihi Özerdemli /Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu Başkanı Sanayi devrimi sonunda oluşan sanayileşmiş toplum, sosyal düzenini kuramadan, ürün çıkmazına girmiş, bu ekonomiyi kısır bir döngü içine sokmuş, parayı da bir meta olarak gören finans çevreleri yepyeni bir oyunu piyasaya sürmüş ve bu büyük oyun bir büyük kriz olarak dünyanın üzerine kâbus gibi çökmüştür. Bu kriz kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen karmaşık finansal ilişkileri sebebiyle tüm dünyayı etkiledi. Şu bir gerçek ki, dünya devletleri ekonomik entegrasyonlar kurarak yenidünya düzeninde pozisyon alırken [Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması (Nafta)-, Avrupa Birliği (AB), Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü (APEC) gibi] uluslararası şirketler de buna paralel olarak büyük evliliklerle dünya işlerini paylaşım yönünde hareket ettiler. Sanayi devrimi sonunda oluşan sanayileşmiş toplum, sosyal düzenini kuramadan, ürün çıkmazına girmiş, bu ekonomiyi kısır bir döngü içine sokmuş, parayı da bir meta olarak gören finans çevreleri yepyeni bir oyunu piyasaya sürmüş ve bu büyük oyun bir büyük kriz olarak dünyanın üzerine kâbus gibi çökmüştür. Bu kriz kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen karmaşık finansal ilişkileri sebebiyle tüm dünyayı etkiledi. Çevrilebilir borç anlayışı ile yürüyen ekonomimiz Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’ndan aldığı özelleştirme talimatları ile devleti küçültmeyi yeğlemiş ama öngörüldüğü gibi özel sektörde istenilen gelişme oluşmayınca, ülkemiz büyük bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya gelmiştir. Bir zamanlar, Amerika Birleşik Devli girişimlerde bulunmak, ortaklarının hak ve çıkarlarını korumak amacıyla başladı. Eczacıyı ilaç simsarlarının kapısında bekleşmekten, bugünkü konumuna taşıyan kooperatifleşme hareketidir. Unutulmamalıdır ki kooperatiflerimiz ilaç piyasasının en önemli denge unsurudur. Bu anlamda, kooperatifler sadece üyesi olan meslektaşlarımıza değil, olmayanlara da önemli katkılar sağladı ve sağlamaya da devam ediyor. Ecz. Meliha Nalân Can / 29. Bölge Manisa Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı “…güçlü olan örgütlü olandır. Bu örgütlenmenin adı KOOPERATİF’ tir…” Kooperatif, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma içinde sağlayıp, korumak amacıyla bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk teşkilatlardır. Kooperatiflerde temel amaç kâr değil, işbirliği ve dayanışmadır. İnsanların karşılanmasında zorluk çektiği ihtiyaçlarını temin etmek için maddi, manevi güçlerini birleştiren mükemmel bir dayanışma aracıdır. Türkiye’de Ecza Kooperatifçiliği 1978 yılında, ekonomik koşulların çok kötü olduğu bir dönemde, eczacı ortaklarının ihtiyaçlarını karşılamak, onların temin, dağıtım ve gerektiğinde üretim çalışmalarını düzenlemek için çeşit- O yıllardaki koşullarda ilaç temini ve tevzii amacıyla kurulan kooperatiflerimiz, bu misyonunu yerine getirmiştir. Bugünün koşullarıyla kooperatiflerimizin sorumluluğu değişmiştir. Depoculuk hizmeti sürdürülürken, eczacının bağımsız eczacı sermayesiyle varlığını sürdürmesine destek olacağı yeni sorumluluklar üstlenilmiş, kurulan şirketler aracılığıyla eczacının mesleğini icra ederken kooperatif dışında hiçbir kuruma gereksinim duymadan çalışabilmesi sağlanmış, network ağı, eczane eğitimi, eczane işletmesiyle ilgili gerekli bilgilerin aktarılması gibi eczaneye verdiği artı hizmetler verilmiş, “Çağdaş Eczacılar Labaratuvarı” gibi bir yapı kurularak, üretim alanındaki, Eczacı eksikliği giderilmeye çalışılmıştır. Eczacı kooperatifleri, kuruluşlarından bu yana, mesleki dayanışmasının mesleki geleceğe nedenli olumlu katkılarda bulunabileceğini gösteren kuruluşlar olmuş ve ortaklarından aldıkları destekle her geçen yıl daha da büyüyen bir güç haline gelmeyi başarmışlardır. Kooperatifçilik yılı olan 2012 yılında, ecza kooperatiflerinin 34 yıllık geçmişi ve üyelerinin aidiyeti ile kooperatifçiliğin en başarılı örneklerinden biri olduğunu görüyoruz. Serbest eczacılığın korunmasıyla ilgili noktada, gelecek adına önemli bir görev yapan ecza kooperatifi hareketinin mutlaka yanında olmak, o yapıyla beraber yürümekle ilgili zorunluluğumuz söz konusudur. Çünkü yurtdışındaki gelişmelere bakıldığında, o süreçte ancak kooperatif üyesi olan ve kooperatif desteği alabilen, kooperatif çalışmalarının içinde olmuş eczacıların bu letleri (ABD) Başkanı Clinton’un Ekonomi Danışmanı ve Dünya Bankası 2. Başkanı olan ünlü ekonomist Prof. Stiglitz’e kulak vermeliyiz: “Dünya Bankası baş ekonomistliğine geçiş yaptığımda farkına vardığım en tehlikeli durum IMF ve ABD hazinesinin yurt dışında, yurt içinde uğruna savaştıklarımızın tam tersini dayatıyor olmalarıydı. İçeride sosyal güvenliğin özelleştirilmemesi için savaşırken dışarıda özelleştirilmesini aşılıyorduk...” Bu anlamda ulusal program çerçevesinde IMF ve Dünya Bankası’nın da öngördüğü adımların atıldığı bu ortamda eczacılık mesleği de artık yeni bir dünyaya yelken açmak üzeredir. Anlaşılır bir biçimde çıkışı ekonomik entegrasyonlarda arayan devletler ve şirketler gibi büyük bir öngörü ile kurulmuş olan ecza kooperatifleri de eczacı için bir ekonomik entegrasyon platformudur ve bugünden yarına yepyeni bir strateji içinde ortaklarını yeni dünyaya hazırlama görevini üstlenmiştir. Bugün tüm Avrupa coğrafyasında eczacıların kooperatif biçiminde örgütlenmeleri bir rastlantı değildir. İnsan öğesinin iş gücünü ekonomik bir büyüklüğe taşıyan kooperatifler, bugün serbest düzende daha da aranan limanlar olacaklardır. Son gelişmeler kooperatiflerimizin varlığının eczanelerimizin geleceği için ne kadar hayati olduğunu ortaya koymuştur. Bu anlamda tüm kooperatif ortaklarının kooperatifçilik yılını kutluyor, gelecekte öngörülen verimli ve etkin eczanelerin kooperatif eczaneleri olacağından hiç kuşku duymuyorum... Sağlıkta elele ve özgür... düzen değişikliği noktasında geleceğe kendilerini sağlıklı taşıyabildiğini görebiliyoruz. Kooperatiflere sahip çıkmak da önemli bir görev Türkiye’de 1978 yılından bugüne kadar toplam 28 tane eczacı kooperatifi kurulmuş ancak günümüzde beş tanesi varlığını sürdürmektedir. Bu da gösteriyor ki, kooperatifin kurulması yanında, kooperatiflerimize sahip çıkma sorumluluğu da önemli bir görev, görevden de öte bir zorunluluktur. Kooperatifçilik ruhunun temeli olan “dayanışma duygusu”, sürekli güncel tutulması ve geliştirilmesi gereken bir kavramdır. Özellikle biz Manisa‘lı eczacılar, Türkiye de ilk kurulan ve ne yazık ki kapanan ecza kooperatifinin üyeleri olarak, kooperatife sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun bilinciyle bugün kooperatife en büyük katılım ve aidiyetle sahip çıkıyoruz… Olabildiğince şeffaf, tüm ortakların dâhil olduğu bir tartışma zemininde kooperatiflerimizin büyümesini, gelişmesini ve hayatımızın yönlendiricisi olmasını sağlamalıyız.. Ama hepsinden önce küresel sermayenin hakim olduğu ilaç piyasasında daha çok söz söylemek ve bu sektöre yön verebilmek için kooperatiflerimizle daha sıkı çalışmalı, kooperatiften kaçan her liranın, geleceğimizden çalınan bir tuğla olduğunu unutmamalıyız. Günümüzde ekonomik örgütlerin önemi gittikçe artmaktadır. TEB ve Ecza Odaları olarak, ekonomik birlikteliğimiz olan Kooperatiflerimize sahip çıkmalı ve tüm gücümüzle desteklemeliyiz. Gelecekteki eczacılık modelinin nasıl olacağını kurgularken, birlikte, bir arada durabilmek gerektiğinin altını çiziyor; bunun yolunun da eczacılarımızın kooperatiflere üye olmasından, üye olanların aidiyetlerini arttırmasından geçtiğini bir kez daha vurgulamakta yarar görüyor, yazımı Işık BOYACIGİLLER ‘i anarak, onun ünlü sözüyle bitirmek istiyorum;” ...güçlü olan örgütlü olandır. Bu örgütlenmenin adı KOOPERATİF tir.” 16 Kooperatif Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Şirket değil de, kooperatif oluşumuna karar veren, Neş’e Gülersoy, Nur Işık Boyacıgiller, Naci Doğan ve kooperatif kuruluşunda yer alan çalışma arkadaşlarının, ne kadar ileri görüşlü olduklarının açık göstergesidir. Eğer onlar o gün kooperatif değil de, şirket kurma kararı vermiş olsalardı, bu şirketler mutlaka belli bir sermaye grubuna teslim olacaklardı. Ancak, kooperatifler ortakları ve çalışanları istediği sürece var olurlar ve sermaye grupları tarafından ele geçirilemezler. 6197 sayılı eczacılık kanunundaki değişim Ecz. Abdullah Özyiğit /TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Abdullah Özyiğit; gazeteedak için 3 ana başlıkta derlediği yazısını kaleme aldı. • Birincisi; 2012 yılı BM Genel Kurulu tarafından Uluslar arası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi, • İkincisi; 6197 sayılı eczacılık kanunundaki değişim, • Üçüncüsü; sektördeki son gelişmeler doğrultusunda eczane ekonomisinin değerlendirilmesi… 2012 yılı BM Genel Kurulu tarafından Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edildi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kooperatiflerin sosyoekonomik kalkınmaya, özellikle yoksulluğun azaltılmasına, istihdam yaratılmasına ve sosyal bütünleşmeye olan katkılarını vurgulayarak, 2012 yılını Uluslararası Kooperatif Yılı olarak ilan etmiştir. Bu yılın ilanı, “Kooperatif İşletmeleri Daha İyi Dünya Kurar” ana temasıyla, tüm dünyada kooperatiflerin kurulması ve gelişmesini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Dünya üzerinde, büyük bir hakimiyet kuran sermaye grupları, küçük sermaye sahiplerine yaşama şansı vermemektedir. Küçük sermaye sahiplerinin, varlığını sürdürebilmelerinin tek yolu, kooperatif çatısı altında güçlerini birleştirerek, maddi-manevi bir dayanışma sergilemeleri gerekir. Kooperatif modeli, kişilerin küçük sermayelerini birleştirdikleri, sermaye yoğunlaşmasının gerçekleşmesine, yani; bir veya birkaç kişinin eline geçmesine olanak sağlamayan tek ticari yapılanma şeklidir. Kooperatifler; ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaç ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen bir işletme yoluyla karşılanmak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk yapılanmalardır. Bunun yanında, ortakların sahipliği, ortaklarına hizmet etme, ortaklarınca yönetilme, kendi kendine yetme, demokrasi, eşitlik, adalet, dayanışma ve birlik olma özelliklerini barındırır. Ecza Kooperatifleri, ülkemizde 33 yıllık geçmişe sahip kooperatifçiliğin en başarılı örneklerinden biridir. Dünyanın tamamen sermaye gruplarının eline geçmeden BM’nin kooperatifçiliğe dikkat çekmesi ve 2012 yılını Uluslararası Kooperatifçilik Yılı ilan etmesi memnuniyet vericidir. 6197 sayılı Eczacılık Kanunundaki değişiklik, eczacılık için ekonomik anlamda kısa vadede büyük değişiklikler getirmeyecek olsa da orta vadede eczanelerdeki verimliliği arttıracak ve eczacılık hizmetinin daha kaliteli yapılabilmesine olanak sağlayacaktır. Yıllardır, eczacılık fakültelerinden mezun olan meslektaşlarımızın %90’ı eczane eczacılığını tercih ederek, mesleği bu alanda ifa etmeye karar verdiler. Adeta eczacılık, serbest eczane eczacılığından ibaretmiş gibi bir algı oluştu ve zaman içerisinde gelişigüzel açılan eczaneler, birbirlerini ekonomik anlamda aşağıya çekmek suretiyle, eczanelerde bir verimsizliğin ortaya çıkmasına neden oldular. Yasanın hayata geçmesinden sonra ise, hastanelerde, üretimde, klinikte, eczanelerde ikinci eczacı olarak eczacılar faaliyet gösterecek ve mesleğin kalitesinde artışı sağlanacaktır. Yeni yasa ile Sağlık Bakanlığı’nın ruhsat verdiği ürünlerin, münhasıran eczanede satılması iyi bir gelişme, ancak diğer bakanlıkların ruhsat verdiği ilaç formundaki ürünlerin bu kategoride de değerlendirilmemesi ise hala insan sağlığını tehdit eden çok önemli bir eksikliktir. Bundan sonraki dönemde, Sağlık Bakanlığı ruhsat almasa da, ilaç formundaki ürünlerin, besin desteklerinin, mamaların, sadece eczaneden temini ile ilgili alanda mücadele verilip, insan sağlığı ile daha fazla oynanması engellenmelidir. Sektördeki son gelişmeler doğrultusunda eczane ekonomisinin değerlendirilmesi Eczane ekonomisine gelince; eczacılar, SSK, Emekli Sandığı ve Bağkur’un, tek çatı altında toplanması ile birlikte resmi kurumlara yaptığı iskontonun yanında yeni bir iskonto ile karşılaştılar. Bu iskontonun adı, kamu kurum iskontosu idi ve aslında eczacıyı hiç ilgilendirmeyip, üreticinin SGK’ya yaptığı bir iskontoyu ifade etmekte idi. Ancak; bunun tahsili, direkt olarak eczanenin kurumdan olan tahsilatından çekilerek gerçekleştirilmeye başlandı. Böylelikle; ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği ilaç fiyatları dışında, yeni bir fiyat oluştu: SGK FİYATI Eczacı , depocu fiyatından tahsil ettiği kamu kurum iskontosunun perakende satış fiyatından kuruma ödemeye başladı. Bu, başlangıçta makul oranlardaki iskontolar nedeniyle, eczaneler tarafından tolere edilebilir nitelikte idi. Ancak, ilerleyen zamanda, KKİ’ler öyle bir seviyeye ulaştı ki, artık eczane ekonomisi üzerinde telafisi imkansız tahribatlar oluşturmaya başladı. Özellikle 2009 yılında yaşanan global kriz nedeniyle, ülkemizdeki ilaç harcamaları gayrisafi yurt içi hasılanın %1,3’ü olarak planlanmışken, ülkede yaşanan %4,8’lik ekomomik küçülme nedeniyle, bu oran %1,65 seviyesine çıktı ve oluşturulan ekonomi koordinasyon kurulu tarafından, bugüne kadar hiç olmayan oranda KKİ’ler yükseltildi ve bu işlemin eczane üzerinden yürümesinde eczane ekonomisine büyük zarar verdi. 3 yıllık bir plan yapıldı ve 2011 yılının Kasım ayında ise KKİ’leri bir kere daha önemli oranda yükseltildi. Peki, ne yapmalı? Öncelikle belirtmek gerekir ki; SGK’nın, KKİ’yi başlattığı dönemde bunu direkt olarak ilaç firmalarından tahsil etmeye, teknolojik alt yapısı yeterli değildi. Ancak, günümüzde gerek İTS (İlaç Takip Sistemi), gerekse de MEDULA sistemi kanalıyla hangi firmanın kaç kutu ilacının satın alındığı kayıt altındadır. Avrupa’daki örneklerinde olduğu gibi bu bilgiler kullanılarak, ilaç firmasından tahsilât yapılabilir, hatta firmaların pazardaki büyüme oranlarına göre de esnek iskonto oranları uygulanarak gerçekleştirilebilir. Böylelikle, Türkiye’de ilaç fiyatları yeniden Sağlık Bakanlığının belirlediği fiyatlar ile halka ulaşır, kurumlarla arasındaki muhasebe ayrıca görülür. Bunun eczane cirolarını %25-30 seviyesinde arttırması sonucunda eczacılar göreceli bir nefes alabilirler. Bunun yanı sıra ilaç endüstrisinin gerçekleştirdiği iskontoları eczane ekonomisine katmakla ilgili keyfiyete meydan bırakmayacak bir uygulamaya ihtiyaç vardır. Çünkü eczane bilançolarını incelediğinizde, ortalama ciroya sahip bir eczanede, eczane işletme giderleri %20’lerin üzerine çıkmıştır. Tabiri caiz ise; eczacılar ekonomik anlamda en büyük krizini yaşamaktadır. Ancak; her kriz, fırsatı da beraberinde getirir. Bugüne kadar, eczanelerimiz büyük oranda doktordan gelen reçeteleri karşılamaktan ibaret bir işlem gerçekleştirmekte idi. Bu alandaki reçete yoğunluğu, bizim, kişilerin genel sağlığıyla ilgili tespitleri yapıp onlarla paylaşma noktasından bizleri geri tutuyordu. Şimdi ise; kooperatiflerimizde çeşitli çalışmalar bulunmaktadır, bunlar; eczanelere yeni ürün kazandırma noktasından tutun da, eczane dizaynına, eczane yönetimine kadar eğitimler ve uygulamalardan oluşuyor. Artık hepimiz biliyoruz ki, sadece SGK’ya ait reçeteleri karşılayarak eczanelerin ayakta durması ve geleceğe taşıması mümkün olamamaktadır. Ancak bu dönemde, her şeyden daha çok dikkat etmemiz gereken konu ise örgütlülüğümüzle ilgilidir. Eğer, kooperatif çatısı altında güçlerini her zamankinden daha büyük bir bilinçle birleştirir isek, bu kriz döneminden birlikte el ele çıkmayı başarırız. Çünkü kooperatiflerde üretilen artı değer direkt olarak eczane ekonomisine yansıtılır ve eczanenin daha karlı çalışmasına katkı sağlar. Yeni projelerin gelişmesi de; kooperatif ortağı eczacıların projeyi sahiplenmesi ile mümkün olacaktır. Hepimiz, şartların hızla aleyhte değiştiği bir ortamda alışkanlıklarını ve davranışlarını değiştirmeden, hiçbir şey olmamış gibi yaparak geleceğe kalamayız. 2012 yılı, mesleğimiz adına önemli değişmelerin yaşandığı bir yıl, bir yandan 60 yıllık eczacılık kanunu, eczacı örgütlerinin isteği doğrultusunda değişiyor; öte yandan 33 yıldır emek verdiği kooperatifçilik, BM tarafından tüm dünyadaki ülkelere öneriliyor ancak ilaç fiyatlarının referans alınan ülkelerinde de %52’nin altında satılması nedeni ile sektörel anlamda büyük bir darboğaz yaşıyor. Bunun için, 2012’de ekonomimiz, gelir-gider dengemize her zamankinden çok daha fazla dikkat edip, örgütlülüğü en üst seviyeye çıkartıp, geleceğe umutla bakmalıyız. Sevgi ve Saygılarımla gazeteedak Kooperatif Özel 17 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Tabii ki bu önemli girişim birçok etkinliği de beraberinde getirecek. “Kooperatif Girişimleri Daha İyi Bir Dünya İnşa Eder” temasının işleneceği bu yıl süresince, tüm dünyada kooperatiflerin kurulumu ve gelişimini teşvik etmek için çalışmalar yapılacak olması hepimizi heyecanlandırıyor. Tüm bu özellikleriyle 2012, dünyanın dört bir yanındaki kooperatifler için büyük bir anlam taşıyor. Sektörümüzün yaşadığı zor günleri paylaşarak, birlikte hareket edip, problemlere birlikte çözüm arayarak en kısa zamanda aşacağımıza inanıyor, ecza kooperatifçiliğine gönül veren tüm meslektaşlarımızın “Kooperatifçilik Yılı’nı kutluyorum. Ecz. Tuncay Sayılkan / 3. Bölge İzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri Bursa Ecza Kooperatifi (BEK) Yönetim Kurulu Başkanı Birlikten kuvvet doğar… Kooperatifçilik Kooperatifler özetle, küçük sermayelerin örgütlü bir yapıyla birleştirilmesi ile oluşan, ortaklarının haklarını koruyan ve onlara sunulan hizmet kalitesini arttırmak için çaba gösteren kuruluşlardır. 1978 yılından itibaren kurulmaya başlayan ve kısa sürede ülke geneline yayılarak bugün en güçlü mesleki birliklerden biri haline gelen eczacı kooperatifleri, ülkemizde kooperatifçilik hareketini en güzel temsil eden yapılardan biri. Bu başarıda en büyük pay şüphesiz kooperatif ortaklarının inanç ve aidiyetinden geliyor. Eczacı kooperatifleri ise; 70’li yılların sonunda eczanelerin ilaca ulaşmadığı, ticari depoların eczaneleri ayırarak segmente ettiği dönemde, önemli bir karşı duruş ve devrimci bir ruhla kurulmuş, eşitlik ve dayanışma esasına dayanan, sıklıkla vurguladığımız gibi birlikteliğin güce dönüştüğü, gerçek sahibi eczacıların olduğu ve ilaç satış koşullarının belirlenmesinde çok önemli misyona sahip yapılardır. Sevgili ağabeyim N.Işık Boyacıgiller ile aynı yönetim kurulunda çalışma olanağı bulmuş, daha da önemlisi onu yakından tanıma şansını yakalamış bir eczacı olarak benim için kooperatif demek; * Çok uluslu küresel sermayelere karşı güçlerini birleştiren, * Dayanışma duygusunu öne çıkartan, * Birlikteliği güce dönüştürebilen, * Ortakların eşit haklara sahip olduğu bir birliktelik, * Ortaklarını koruyan ve onlara artı değer sağlayan yapılardır. Eczacı kooperatiflerimizi daha güçlü kılmak ve geleceğe güvenle bakabilmek için; son dönemlerde değişik gerekçelerle biraz uzaklaşılmış bir görüntü verilse de, ortakların tamamını önemseyen, oyuna katan ve sürekli iletişim ile memnuniyet testleri yapabilen bir yaklaşım kaçınılmazdır. Kooperatifçilik ruhundan uzaklaşarak herhangi bir şirket veya sermaye kuruluşu gibi davranma yanlışına düşmeden; eczacılık fakültelerinden başlayarak yeni nesillere kooperatifçiliği bıkmadan anlatmalı, ortaklar ile iletişimi artıracak olan bölge meclislerini yeniden hayata geçirmeliyiz. Tek bir meslektaşımızın bile kooperatiften uzak kalmaması, uzak durmaması için çaba harcamak, en önemli gücümüz olan birlikteliği sağlamak için üyelerin ve çalışanların kooperatifçilik bilincini yüksek tutmak zorundayız. Devamında ise zor koşullarda sığınacağımız limanlar olarak tanımladığımız eczacı kooperatiflerimizin var olması ve güçlenmesi için hep birlikte çaba harcamalıyız. 21 Aralık 1844’te günümüz anlayışına uygun ilk kooperatifin İngiltere’nin Rochdale Kasabası’nda kurulması vesilesiyle bu tarihi her yıl “Kooperatifçilik Günü” olarak kutluyoruz. Ülkemizde 1863 yılında Mithat Paşa’nın kurduğu ve “Memleket Sandığı” adını verdiği ilk kredi organizasyonu ile tanıştığımız kooperatifler Cumhuriyet sonrası Atatürk’ün desteği ve öncülüğünde çıkarılan yasalar ile gelişerek günümüze taşınmıştır. Atatürk bu desteğini “Kooperatif yapmak; maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir” vecizesi ile de vurgulamış, kooperatifçilik hareketine dikkatleri çekmiştir. Ecz. Neşe Gülersoy, kurucumuz Ecz. Naci Doğan ve Ecz. Işık Boyacıgiller olmak üzere öncü meslektaşlarımızın vizyonu ile 1978 yılından itibaren kurulmaya başlanan eczacı kooperatifleri de kısa sürede ülke geneline yayılarak bugün en güçlü mesleki birliklerden biri haline geldi. Bugün TEKB çatısı altında yer alan 5 eczacı kooperatifi yürütülen başarılı çalışmalar ile mesleğimizi onurlandırmaya devam etmekte. Bu başarıda en büyük pay şüphesiz mesleki dayanışmayı bireysel ticari kazancın önüne koyan, birlikte hareket etmenin gücüne inanan kooperatif ortağı meslektaşlarımızın inanç ve aidiyetinden gelmektedir. BEK, ÇEKOOP, EDAK, GEK ve İSKOOP bugün yaklaşık 13 bin eczacı ortağına sadece ürün temini ve dağıtımı sağlamakla kalmayıp, gerek eczanelerin gerekse ilaç sektörünün gelişimine katkıda bulunacak, ortaklarının hak ve çıkarlarını koruyarak sektörde eczacıyı da söz sahibi yapacak çalışmalar yürütmektedirler. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği 2012 yılını; kooperatiflerin sosyo-ekonomik gelişime olan etkisini, özellikle de yoksulluğun azaltılması, istihdam yaratılması ve sosyal entegrasyon alanlarındaki katkılarının önemini vurgulamak adına “Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak ilan etti. Uluslararası Kooperatif Birliği’nin (International Cooperative Alliance) verilerine göre dünyada 800 milyondan fazla kişi kooperatif üyesi ve 2007 verilerine göre kooperatifler dünya genelinde 100 milyondan fazla kişiye iş imkanı sağlamakta. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un da söylediği gibi, “Kooperatifler, ekonomik canlılığın ve sosyal sorumluluğun bir arada yürütülmesinin mümkün olduğunu topluma hatırlatmaktadır”. Ecz. Ayşem Jale İliş Kıhtır EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Kooperatifler ve sosyal sorumluluk Dünya tarihinde ilk kez dünya nüfusunun çoğunluğu; demokrasi ile yönetilen ülkelerde ve pazar ekonomisine dayalı ekonomik bir sistem içinde yaşıyor. Ekonomik, teknolojik ve politik gelişmeler dünyada herkesin birbirine olan bağımlığını artıyor. Refah düzeyinin geliştirilmesi ve sürdürülebilir kılınması için bireylere olduğu kadar kurumlara da önemli sorumluluklar düşüyor. Başta BM, AB, OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası örgütler, kurumsal sosyal sorumluluk kavramına önem veriyor çünkü sürdürülebilir ekonomik gelişme için şirketlerin yaşadıkları ve etkin oldukları topluma ilişkin bilgi ve ilgileri geliştirmeleri gerekiyor. Günümüzde işletme başarısından; sadece kalite, hizmet, fiyat, yarar gibi geleneksel faktörler değil, aynı zamanda işletme uygulamaları, çalışan davranışı, toplumsal sorumluluk, çevre gibi diğer değişkenler de etkilidir. Kooperatifler vicdanlı kurumlardır. En önemli özelliklerinden biri de egoistliği önleyen kurumlar olmalarıdır. Bireysel çıkarların yerini ortak amaç ve hedefler alır. Bu yüzden sosyal sorumluluk; kooperatiflerin en önemli işlevlerinden biridir. Yaşam sorumluluk ister EDAK olarak bizler bu güne kadar yürüttüğümüz projelerle, toplum sağlığını korurken, çevrenin sürdürülebilirliğini sağlamak için yeni projelere imza attık. Yaptığımız tüm bu işlerde toplumsal farkındalığı artırırken, kendi üyelerimizin de farklılaşmasını sağladık. Bundan sonra da ÇEKOOP ile birlikte sosyal sorumluluk projelerimize devam edeceğiz. Yaşam sorumluluk ister. İçinde yaşadığımız toplumda, ülkemizde, ve dünyada, yaşam kalitesinin arzuladığımız düzeye gelmesi için kişisel ve kurumsal olarak sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Biz EDAK olarak hazırız! Ya siz? 18 Kooperatif Özel gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Neden bir Kooperatif örgütlenmesini tercih ettik? Sevgili Kooperatifçi Meslektaşlarım, Bildiğiniz gibi, 2012 tüm dünyada kooperatifçilik yılı olarak ilan edildi. Temelinde yardımlaşma ve dayanışma bulunan kooperatiflerin öneminin bir kez daha anımsandığı bu yılın, aynı zamanda kooperatiflerimizin daha da büyümesi ve yeni kooperatif modelleri geliştirilmesi için bir fırsat yaratmasını diliyoruz. Ecz. Şule İlkkurşunlu /Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Tüketim için yaşayan bir toplum modelinden, geleceğe sağlıklı ortamlar sağlayan bir toplum modeline geçişin önemini vurgulayarak bu anlamda dünyadaki gelişmelere uygun adımlar atıyoruz. Mesleki, üretim, barınma gibi konularda sorunların çözümü için mükemmel model kooperatifçilik olarak kabul edilmektedir. O halde konu geleceğimiz ve dünyamız olduğunda da işbirliği, paylaşım, dayanışmayı da içinde barındıran “Kooperatifçilik” elbette yine tercih edeceğimiz model olacaktır. 1978 yılından başlayarak kurulan ecza kooperatifleri, eczacının tek başına çözemediği, meslek ile ilgili yaşanan sorunları, bir araya gelerek çözebilmek amacı ile kuruldu. Zaten kooperatifçilik, bir ihtiyacın karşısında örgütlenmek ve bu ihtiyacı birlikte karşılamak anlamına geliyor. Üretim, Temin, Dağıtım, Eğitim gibi konuların yanı sıra geleceğe yatırım yapmak da kooperatiflerin amaçları arasında. Bu anlamda günümüz eczacı kooperatiflerinin tek amacının eczacıya ilaç dağıtımı değil, aynı zamanda geleceğin mesleğimize getireceklerini önceden görüp, gereken yapılanmayı gerçekleştirebilmektir. Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’nin kurulması döneminde ve daha sonra da en sık karşılaştığımız soru, “Neden bir kooperatif örgütlenmesini tercih ettiğimiz?” sorusu idi. Mesleki, üretim, barınma gibi konularda sorunların çözümü için mükemmel model kooperatifçilik olarak kabul edilmektedir. O halde konu geleceğimiz ve dünyamız olduğunda da işbirliği, paylaşım, dayanışmayı da içinde barındıran “Kooperatifçilik” elbette yine tercih edeceğimiz model olacaktır. *Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon “Kooperatifler, ekonomik bakımdan sürdürülebilirliğin ve larının belirli ekonomik menfaatlerini, özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan teşekküllerdir. Kooperatifin bu tanımından çıkarılan bazı ortak noktalar şunlardır; 1- Kooperatifler ortaklarının mesleki sosyal ve ekonomik çıkarlarını korur ve iyileştirirler. 2- Ortaklarına ucuz ve kaliteli mal sağlamayı amaç edinirler. 3- Küçük tasarrufları büyük yatırımlara dönüştürürler. Ecz. İbrahim Ertürk / 32. Bölge Muğla Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı 1970’li yıllarda tevzi ilaçları alabilmek için, içinde hangi ilaçların olduğunu bilmediği kolileri almak zorunda kalan meslektaşlarımız ile depoların büyük cirolu eczaneleri koruyarak, küçük cirolu eczanelere ekonomik baskı uygulaması sonucu zor duruma düşen meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin gerekliliğine inanmışlar, bu konuda atılan her adıma ve yapılan her çalışmaya destek olmuşlardır. Kooperatifçilik Yazıma başlamadan önce tüm meslektaşlarıma ve Gazeteedak okuyucularına sevgi ve saygılarımı iletirim. Bu yazımızın konusu kooperatifçilik... Kooperatif, ortak- 1970’li yıllarda serbest eczacılık yapan meslektaşlarımız ve şu anda fiilen eczanesi olan meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin önemini daha iyi bilirler. 1970’li yıllarda tevzi ilaçları alabilmek için, içinde hangi ilaçların olduğunu bilmediği kolileri almak zorunda kalan meslektaşlarımız ile depoların büyük cirolu eczaneleri koruyarak, küçük cirolu eczanelere ekonomik baskı uygulaması sonucu zor duruma düşen meslektaşlarımız eczacılık mesleğinde de kooperatifçiliğin gerekliliğine inanmışlar, bu konuda atılan her adıma ve yapılan her çalışmaya destek olmuşlardır. Bu sıkıntılar içinde boğuşan meslektaşlarımız bugünde kendisini rahmet ve şükranla andığımız değerli meslektaşımız Ecz. Nur Işık Boyacıgiller’in 19 Haziran 1979 tarihinde kurmuş olduğu EDAK etrafında birleşerek, eczacılık mesleğinde bir boşluğu doldurup, EDAK’ımızı güçlenerek günümüze kadar getirmişlerdir. Yaşadığımız ekonomik yapı içinde güçlü olan örgütlü olandır, ilkesiyle bizlerde EDAK’a destek olarak daha ileri götürmek zorundayız. Bu mesleğimiz için, geleceğimiz için bir gerekliliktir. Bunun için tüm üyelerimizi ve tüm meslektaşlarımızı bilinçlendirmek EDAK kooperatifimize katılımı ve desteği arttırmak birinci görevimizdir. Çünkü geleceğimiz birlik olmaktır, geleceğimiz kooperatiftir, geleceğimiz EDAK’tır. sosyal sorumluluğun bir arada yürütülmesinin mümkün olduğunu toplumlara hatırlatan örgütlerdir” diyor. Bu anlamda, kooperatifçiliğin temel ilkeleri ile ÇEKOOP’un çalışma alanlarını karşılaştıracak olursak; Kooperatifler, - Sürdürebilir iş modelleridir: Bu anlamda “ÇEKOOP Atık İlaç Hareketi” sürdürülebilirliğin en güzel örneğidir. Bu proje ile toplumumuzdaki büyük bir eksikliğin farkındalığını yaratıp bunun çözümlenmesi konusunda ortak bir proje oluşturduk. - Yaşam şartlarını iyileştirir; ÇEKOOP olarak daha yaşanılası bir dünya yaratmak için başlattığımız çalışmaları karbon ayak izi, engelsiz ilaç gibi projelerle sürdürüyoruz. Tüketim için yaşayan bir toplum modelinden, geleceğe sağlıklı ortamlar sağlayan bir toplum modeline geçişin önemini vurgulayarak bu anlamda dünyadaki gelişmelere uygun adımlar atıyoruz. - İnsanlara sorumluluk kazandırır: Mesleğimiz zaten insan odaklı sorumlu davranmak gerektiren bir meslektir. ÇEKOOP da insanımıza, mesleğimize ve çevreye sorumluluğumuzu ortaya koyacağımız projeleri çalışıyor. - Katılımcıdır: Gerek düşünsel, gerek eylemsel, gerek sorumluluk ve gerekse yönetim konusunda eşitlik ve katılımcılık sağlayan yapılardır kooperatiflerimiz... Tüm yürüttüğümüz projelerde üyelerimiz aktif rol oynar. İşte yukarıda saydığımız tüm bu nedenler; Neden ÇEKOOP? olduğunu açıklıyor sanırım. 2000’li yılların başında atık ilaç ile başladığımız yürüyüşümüzü 2010 yılında kurduğumuz ÇEKOOP ile kurumsallaştırıyoruz. Tüm kooperatif paydaşlarının bu anlamlı yılını kutlarız... Işık Boyacıgiller ile tanışma Yazımı bitirmeden rahmetli meslektaşım Ecz. Nur Işık Boyacıgiller ile ilgili bir anımı da yazmak isterim. Ben 15 Haziran 1982 tarihinde yedek subay olarak İzmir Güzeyalı Hava Hastanesi’ne geldim. Bugün hastanelerde yaşanan etik dışı tüm olaylar o gün yaşanmaktaydı. Hasta yönlendirme, usulsüz reçete v.b. gibi. Göreve başladıktan 1 ay sonra hastane eczanesinde görev dağılımını ve imza yetkilerini değiştirdim. Evim Güzelyalı Oyak Sitesi’ndeydi. Bir gün mesai bitiminde, evime gitmek üzere hastaneden çıktığım sırada koşarak yanıma beyaz önlüklü bir eczane kalfası geldi. “İbrahim Bey, sizi Işık Bey, tanışmak ve bir çay içmek için eczanesine davet ediyor” dedi. Işık Bey’in ismini ve Güzelyalı Hava Hastanesi’nin karşısında bir eczanesi olduğunu daha önce duymuştum fakat kendisiyle tanışmamıştık. Kalfasına “peki” dedim ve eczanesine gittim. İçeri girince beni o güler yüzüyle karşıladı ve söylediği ilk söz şu oldu “15 Hazirandan sonra hastanede bir şeylerin değiştiğini sezdim, biraz araştırınca eczaneye yeni bir yedek subay eczacının geldiğini öğrendim ve tanışmak için iki kez hastaneye geldim fakat başın çok kalabalık olduğu için yanına giremedim” dedi. Sonra EDAK’tan bahsetti, “terhis olunca seni de aramızda görmek isteriz” dedi, ben de kendisine İzmir’de kalamayacağımı memleketim Fethiye’ye döneceğimi fakat bu oluşuma her zaman destek vermeye hazır olduğumu söyledim. Kendilerini bugün tekrar rahmetle anıyorum. Gelecekte daha güçlü, daha güzel günlerde birlikte olmak dileğimle saygılar sunarım. gazeteedak Kooperatif Özel 19 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ (%25,9’u). Bir yapı kooperatifine kolunu kaptıranların sayısı ile ilgili sayısal bir veri yok ama ciddi bir rakam olduğu kabul edilmektedir. Yapı kooperatifinden dayak yemiş bunca insan varken, doğaldır ki çevresine; kooperatif eşittir “kötü” imajını yayacaktır. Ve bundan herkes etkilenecek, kooperatiflere karşı mesafeli duracaktır… Nitekim öyle de olmuş, kooperatifçilik konusundaki bilgi ve algı iklimi artık kirlenmiştir. Gerçek kooperatifçiler de bunun böyle olmadığını anlatabilmek için çırpınmaktadır. Dünyada kooperatiflere ortak olan insan sayısı 1 milyar civarındadır. Aile nüfusu dikkate alınırsa, dünya nüfusunun yarısının geçiminde kooperatif girişimlerin katkısı vardır. Küresel ekonomide kooperatifler üçüncü sektör olarak bilinirler (Devlet, Özel Sektör, Kooperatif). Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Kooperatif Eşittir Kötü Genellikle psikiyatristlerin kullandığı bir kelime oyunu vardır. “Siyah” denildiğinde, karşı taraf aklına ilk geleni söyler; - “Gece”… -“Mavi”… -“Deniz”… - “Ev”… -“Barınak”… Bu oyunda biz “kooperatif” desek, karşı taraf hemen yapıştırır; “Batık” veya batık sözcüğüne yakın bir kelime. Bu cevabı veren haklıdır da... Ülkemizde kooperatifçilik denince ilk akla gelen imaj “kötü” şeklindedir, sonrasında ağız kötü imajın paralelinde sözcük düşürür yere. Ben de otuz beş yıl öncesinden bir yapı kooperatifizedeyim. Kooperatif tamamen yok olmadı ama üzerine bir taş da konulamadı. Türkiye’de seksen yedi binin üzerinde kooperatif varken bunun altmış bini yapı kooperatifidir (%67,7’si). Tüm kooperatiflerde sekiz buçuk milyon ortak varken, yapı kooperatiflerindeki ortak sayısı iki milyon iki yüz bindir 2008 finansal krizi süresince, pek çok geleneksel ve özel banka girişimleri varlığını sürdüremezken, kooperatif bankaları tüm dünyada tasarruf ve kredi hacmi olarak büyüme göstermişlerdir. Küresel düzeyde tarım ürünlerinin % 50’sinden fazlasının kooperatifler tarafından pazarlandığı kestirilmektedir. Dünyadaki en büyük 300 kooperatifin 2008 yılı cirosu, 1,6 trilyon dolar olup, dünyanın 9. büyük ekonomisinin eşdeğeridir. Kooperatifçiliğin “kötü” değil de “iyi” olduğunu ispat eden daha birçok rakam verilebilir ancak Albert EINSTEIN yine de haklı çıkar; “Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur” Ecza kooperatifleri arasında da yok olanlar vardır. 1978’de başlayan ecza kooperatifçiliği hareketi 1999 yılına gelindiğinde kooperatif sayısı otuzu bulmuştu. Bunlardan yirmi altısı artık yok. Ancak iftiharla söylenebilir ki; tek bir tanesi bile şaibe ile aramızdan ayrılmadı. O dönemde ecza depoculuğu sektöründe dört yüz elli depo vardı. Çoğu kapandı, on beş veya yirmi tanesi ayakta kalabildi. Giden ecza kooperatiflerimiz 1999 yılındaki bu kıyım içerisinde yok oldular ama arkalarında borç bırakmadılar. 1928 yılında Türkiye’nin ilk ecza kooperatifinin kuruluş hazırlıkları başladığında adı; Türkiye Eczacıları Darülistihzarı Kooperatifi Şirketi’dir. Ancak sonradan adı Türkiye Eczacıları Darülistihzarı T.A.Ş. olarak değiştirilen yapı kendisini tanıtırken şu iki cümle ile ifade eder; - “Bu müessese kar amacıyla kurulmamıştır hatta zarar da edebilir”. - “Türkiye ilaç pazarı ecnebi hegomonyasından kurtarılmalıdır.” Bu iki cümle tam anlamı ile kooperatifçiliği anlatmaktadır. Kaldı ki, EDAK dahil mevcut ecza kooperatiflerimiz otuz üç yıldır hiç zarar bildirmemişlerdir. Ecza kooperatiflerinin varlığı ortak olmayan eczacılara bile fayda sağlamaktadır. Şurası kesin ki; ecza kooperatifleri olmasaydı, bugünkü eczane sayısı çok daha az olurdu. Türkiye’de ecza kooperatifçiliği güven anlamında rüştünü ispat etmiştir. Bu otuz üç yıldır yürünen uzun, ince yoldaki önemli bir başarıdır. Bu gün ülkemizde yirmi üç bin dört yüz altmış (23.462) serbest eczacı vardır. Bunların ancak % 50’si kooperatif ortağıdır. Hele aktif çalışan ortak sayısı daha da azdır. 4-5-6 Mayıs’ta EGELİŞİM Öğrenci Sempozyumu’ndaki oturumlardan biri “Kooperatif Bilinci” idi. Ve sonuç “Maalesef” olarak ortaya çıktı. Bilinç; genel olarak insanların deneyimleri sonucu ortaya çıkar ve çok uzun zaman alır. Oysa insanoğlu deneyimlerinin yanında, bilimsel düşünce ve akıl kullanarak daha kısa sürede bilince varabilir. Bunun için yapılması gereken Albert EINSTEIN’a inat kooperatifçilik konusundaki ön yargıyı tekrar akıl masasına yatırmaktır. EDAK taze kan gibi geldi! İlimizde 1. hizmet yılını dolduran EDAK Ecza Kooperatifi, alımlarını %90 kooperatiften karşılayan meslektaşlarımıza taze kan olarak geldi. Her zaman yinelediğimiz bir şey var, o da ecza kooperatiflerinin eczacının sigortası olduğudur… Kooperatiflere destek verilmesi gerektiğini her zaman söylüyoruz, çünkü sahibi eczacılar, eczacının kan damarı, piyasanın denge unsuru… Sekiz yıldır Uşak Eczacı Odası’nda, bunun altı yılını Başkan olarak yürüttüğüm görevim süresince en fazla istenen şey, Uşak’ta Edak Ecza Kooperatifimizin cep depo açması isteği idi. Sağ olsunlar bizi kırmadılar, cep depo açarak piyasada denge oluşturdular. Bundan en fazla faydayı yine eczacılarımız sağladılar. Çünkü ecza kooperatiflerinde eczacı mal sahibidir, söz sahibidir, kazanç sahibidir. Kooperatifler gözbebeğimizdir, bu nedenle sahiplenmeliyiz diyorum. Ecza kooperatiflerimiz olmazsa, bizler olmayız. Ecz. Halime Özen / 46. Bölge Uşak Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı EDAK Ecza Koop Uşak Şube, 3 Haziran 2011 Cuma günü düzenlenen bir törenle bölge eczacılarına tanıtıldı. gazeteedak 20 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ SECOF Yönetim ve Genel Kurul Toplantısı İlk Kez İzmir’de Yapıldı SECOF Network Çalışmalarını Destekleme Kararı Aldı! Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Toplantısı ilk kez İzmir’de EDAK’ın Işıkkent’teki merkez binasında yapıldı. SECOF Genel Kurul Toplantısında SECOF’un “Network” çalışmalarını destekleme kararı alması örgütlü yapıda büyük bir adım olarak açıklandı. olan Eczacı Serdar Karaağaç ile konuştuk.. SECOF İcra Komitesi Üyesi Ecz. Serdar Karaağaç ile söyleşi SECOF İcra Komitesi Üyesi olarak, toplantı hakkında genel izlenimlerinizi alabilir miyiz? Avrupa’daki kooperatiflerin durumunu da bilen bir eczacısınız, bize neler aktarırsınız? Neler konuşuldu? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: SECOF Avrupa Ecza Kooperatifleri Topluluğu’nun yapılanması Avrupa’daki kanuni durum nedeniyle mecburen şirket statüsünde… Ama zaten sadece eczacı kooperatiflerinin işbirliği ile yapılanmış olan bir yapı. Burası aslında bir bilgi paylaşım platformu, bir iş yapış yeri değil… Burada bizim temel amacımız Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde eczacılık ve ecza depoculuğu alanında yaşanan gelişmeleri, faaliyetleri, bilgileri ve edindiğimiz tecrübeleri birbirimize aktarmalı. EDAK Yönetim Kurulu Üyesi ve SECOF İcra Komitesi Üyesi Ecz. Serdar Karaağaç 13 Nisan 2012 Tarihinde gerçekleşen toplantıya SECOF Yönetim Kurulu Başkanı Vecihi Özerdemli başta olmak üzere SECOF Yönetim Kurulu Üyeleri Alain Bertheuil (Sanastera), Juan Pedro Cortes Jimenez (CECOFAR), Dr. Maurizio Pagnoncelli Folcieri (Farmintesa Logistica) ve Genel Müdür Alain Roudergues (Sanastera) yanı sıra TEKB Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Abdullah Özyiğit, TEKB Danışman Eczacı Ayşegül Yıldız ve EDAK Yönetim Kurulu ve SECOF İcra Komitesi Üyesi Eczacı Serdar Karaağaç ve yönetici kadroları katıldı. Tam gün süren toplantı sonrası SECOF Yönetimi ile birlikte EDAK merkez binası tanıtıldı, iletişim merkezinden sevkiyat alanına kadar bölümler ve şubeler arasındaki işleyiş anlatıldı. İlk kez İzmir’de gerçekleşen SECOF Yönetim Kurulu ve Genel Kurul Toplantısı sonunda, SECOF’un “Network” çalışmalarını destekleme kararı alması ile örgütlü yapıda büyük bir adıma atıldı. Toplantıda alınan bu kararı, ardından gelen değişimi ve mesleğin eczacılık ve depoculuk faaliyetleri açısından geleceğini EDAK Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda SECOF İcra Komitesi Üyesi SECOF’un üye kuruluşlarının cirosu 2010 yılı sonunda toplam 13 milyar Avro’nun üzerine ulaştı. SECOF’un üyesi kooperatiflere bir yaptırımı var mıdır? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Hayır… Sadece şöyle bir yatırımı var: Eğer bu belirlediğimiz kriterler dışına çıkan bir yapı olursa, hisselerini satmak ya da devretmek ve gruptan ayrılmak zorunda. Buna nasıl çok çarpıcı bir örnek verebilirim; kooperatiflerden biri hisselerini özel bir şirkete satarsa / devrederse grubun dışına çıkartılır. Ama burada temel amaç bilgileri paylaşmak ve “birlikte ne yapabiliriz?”i sorgulamak… Bunun için İzmir’deki toplantı kuvvetli bir merdiven basamağı oldu. İlk kez İzmir’de yapılıyor değil mi? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: İlk kez İzmir de yapıldı. Her sene düzenli olarak toplantılardan bir tanesi Türkiye’de yapılıyor ama bugüne kadar da İstanbul’da yapılıyordu. İlk kez İzmir’de yapıldı. Bu toplantı SECOF için güzel bir basamak oldu. İlk kez tam gün süren bir toplantı yapma şansımız oldu. Ve buradaki hem Genel Kurul vasıtası ile hem de Yönetim Kurulu toplantısı sırasında güzel bazı adımlar attık. Bunlardan en önemlisi, her ülkenin network çalışması var. Bizde de “Farmagelişim” bunun en iyi örneklerinden bir tanesi. Avrupa’daki meslektaşları- mız yıllardır bu çalışmayı sürdürüyorlar ve biz de kendimize oradan çeşitli örnekler alıyor, kendi ülkemiz şartları içinde revize ederek bunları uyguluyoruz. Onlarda bizden bazı şeyleri görüp öğrenerek kendilerine uyguluyorlar. Bu seneki toplantıda atılan en önemli adımlardan bir tanesi SECOF’un strateji olarak network çalışmalarını destekleme karardır. Bu karar artık hep gündemimizde olacak bir karar. İcra kurulu da artık bu doğrultuda çalışmalarını yürütecek. Mayıs ayında Fransa’da İcra Kurulunun network toplantısını yapıldı. Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinden oraya meslektaşlarımız katıldı. Farmagelişim eczanelerinden bir eczacı meslektaşımız ve Farmagelişim Müdürümüz ile beraber katıldık. Avrupa’daki meslektaşlarımız network’te yaşadıkları sorunları veya kendilerine katılan artı değerleri toplantıda ifade ettiler. Güzel bir bilgi konsolidasyonu oldu diye düşünüyorum. Bize oldukça ışık tutacağına inandığım bir toplantı oldu. Asıl amaç kooperatifçiliğin Avrupa’da da devam etmesi ve tabi ki örgütlü yapının sürdürülebilirliği… Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Mutlaka öyle… Avrupa’daki örgütlü çalışma ve Kooperatif şemsiyesi altında olan eczacı sayısı bizim ülkemizden kat kat fazla… Daha bilinçliler… Örneğin komşumuz Yunanistan’da 20’yi aşkın eczacı kooperatifi var. Pazar’ın %80’ine hakimler. İspanya’da, Fransa’da yine aynı şekilde çok yüksek pazar paylarına sahipler ve daha örgütlüler. O yüzden oradaki eczacılar zincir eczane tehdidini ve eczanelerin liberalleşme sürecini bizden çok daha önce yaşadıkları için mecburen kendilerini örgütlü bir yapı altında görmenin ve bu örgütlü yapının önemini çok önce gördüler. Ve başarıyla devam ettiriyorlar. EDAK binamızı gezerken, Karekod İTS sistemimizle çok ilgilendiler, orada henüz bu uygulanmıyor mu? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : İTS ilk kez Türkiye’de uygulanan bir sistem. Ama Avrupa Ülkeleri de bu konu üzerinde duruyor. Avrupa’da uygulama sistemleri bizden biraz daha değişik olacak. Biz ilacın her hareketini takip ediyoruz. Ama onlarda sadece üretiminden satışına kadar olacak. Yani İlaç firmalarında üretim aşamasında ve bir de eczanelerden satışında İTS sistemine bir bildirim yapılacak. O nedenle arkadaşlarımız merak ettiler. gazeteedak 21 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ dini büyüten ve genişleten bir proje. Eğer Avrupa’daki serbest eczaneler hala ayaktaysalar ise bunu network çalışmasına borçlular. Sanırım biz de aynı yolda yürüyeceğiz. EDAKOM’un icadı makinemiz Orada depo tarafında bir faaliyet olmayacak... yani... Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : Evet, olmayacak. Bu nedenle merak ettiler. Ben daha önce Lizbon’da yapılan bir toplantıda arkadaşlarımıza işleyişi anlatmıştım. İzmir’e geldikleri zamanda tekrar bir sunum yaptım. Akabinde de EDAK’taki işleyişi tam tabiriyle “on the job” yani işbaşı eğitimleri ile onlara gösterdik. Tabi, hayran kaldılar. Bir kere bu kadar zorlu ve çılgınca yapılan bir işteki emeğegerçekten saygı duydular. Ve bu iş yoğunluğuna bulduğumuz çözümlere de hayret ettiler. EDAKOM tarafından icat edilen makineye hayranlıklarını dile getirdiler. Altını özellikle çiziyorum, “icat etmek” sözüne onlar da çok takıldılar ama makineyi görünce “Evet, hakikaten siz yeni bir şey icat etmişsiniz” dediler. Hatta bu makineye sahip olmak için de teklif verdiler. Makinenin özelliği eğer karekod okunmazsa otomatik uyarı verip geri göndermesi, öyle değil mi? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ : Evet. Avrupa’daki eczacılar tehlikeyi daha önce gördüler dediniz. Peki, oradaki projenin adı nedir? Onların network sistemi nasıl olacak? Banko önü, envanter sistemi ve stok takibi, eczanenin danışmanlık hizmeti gibi adımların hangisinde yer alacak ya da hepsini kapsayıp daha geliştirecek mi? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Aslında hepimizin ulaşmak istediği nokta aynı… Ama onlar henüz bunu sonuçlandırabilmiş değiller. Hepimiz hala yoldayız. Önemli olan aynı yolda beraber yürümek isteyen özgür sermayesi ile kendi eczanesinde bu işi yapmak isteyen eczacılar ile bir arada aynı iş yapış modeli ile beraber yürümek. Yoksa hiç kimse zincirleşelim derdinde değil. Zincire karşı biz kendi zincirimizde neler yapabilirizin derdinde herkes ve hala çabalamaya devam ediyor. Proje sürekli ken- Tamamen birleştiğimiz nokta nedir? Meslek açısından pazarlama mı önde olmalı, meslek hakkı olmalı mı olmamalı mı derken 25 kuruş reçete başı fiyat geldi. Bunun gibi çok şey konuşuluyor. Ama asıl mesleğe sahip çıkmak için ne yapmak gerek sizce? Yani sadece eczanemizde pazarlama unsurlarını iyi yapmak ya da sadece meslek hakkını almak yeterli mi? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Son yıllarda bu gerek SGK gerekse İTS’ nin eczacıya dayattığı bir takım zorluklar var. Eczacı şu anda bilgisayara kilitlenmiş tuşlara basmaktan öteye geçemiyor. Oysa eczacılık bu değil. Eczacıyı buradan kurtarmak zorundayız. Ama eczacı tek başına kaldığı zaman bu işi bu şekilde sürdürmeye mahkûm gibi gözüküyor. Oysa bizim EDAK olarak yapmak istediğimiz ve Avrupa’da da modellerini gördüğümüz şey; “Eczacıyı eczacılık yapar halde tutmak”… Bizim için bu önemli. Arka tarafta işleyen bir takım işleri eczacının üstünden alıp EDAK tarafından tek çatı altında yapılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu fiziki olarak düşünecek olursak, eczanede bankonun ön tarafını aktifleştirmek ki, bu farmagelişim bölümümüz tarafından yapılan ve farmagelişim projesi kapsamında uyguladığımız bir yöntem. İlaç dışı ürünlerde satışı artırmaya yönelik faaliyetler ile özellikle büyük marketlerden bu ürünleri almak yerine eczacıdan eczacı danışmanlığı ile almalarının yolunu açmaya çalışıyoruz. Banko önü eczacının ilaç üzerindeki sağlık danışmanlığını yaptığı yer. Eczacı burada istediği gibi bilgisini aktaracak. Eczacıyı asıl yoran ve zamanını alan kısım banko arkası stok takibi. İster istemez eczanenin hayatta kalabilmesi için gerekli olan karlı satın almayı eczacılarımız şu anda hep içgüdüleri ile yapıyorlar veya en ihtimalle bilgisayar programlarıyla yapmaya çalışıyorlar. Biz istiyoruz ki, eczacımız hiç bunlar ile vakit harcamasın kafasını bunlara yormasın ve burada para kaybetmesin. Bu işleri otomatik olarak EDAK yapsın. Avrupa’daki meslektaşlarımızın da varmak istediği son nokta burası. Bizim de, varmak istediğimiz nihai nokta zaten burası. Onlar bizden biraz daha öndeler ancak henüz tam anlamıyla başarmış değiller. Ama herkesin gitmek istediği nokta bu… Çünkü eczaneyi yaşatacak para kaynağı orada. Eczacı eczacılığını yapsın istiyoruz. Bundan daha güzel eczacıyı mutlu edecek bir şey yoktur… İlaçların reçetelendirme sisteminde de bazı yenilikler geliyor örneğin; reçeteye etken maddenin yazılmasının eczacıya getirisi ne olacak? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde hali hazırda etken madde reçetelendiriliyor. Bizim de Temmuz ayında beklediğimiz, reçeteye etken madde yazılıması uygulaması Avrupa’da uzun yıllardır var. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde çeşitli stratejiler izlenmiş, İzmir’de yaptığımız toplantıda bunu uzun uzun konuşma şansı bulduk. Bunun bazı artıları ve eksileri olacak. Benim kişisel görüşüme göre, etken maddeye göre ilaç yazımında eczacıya artı değer katma imkânımız var. İlaç firmalarının pazarlama bütçeleri artık eczacılar içinde harcanmaya başlanacak. Böylece eczacıya artı değer yaratılacak. Bu artı değer; artı iskonto, artı mal fazlası şeklinde yansıyabilecek. Avrupa’daki meslektaşlarımızla görüştüğümde, burada da gün geçtikçe aleyhimize dönebilecek bazı sıkıntılar olduğunu belirttiler. Bunlarında altını çizmek gerek. Ayrıca bununla ilgili bir rapor da yayınlamayı düşünüyorum. Örneğin İlaç fiyatlarında hala düşmeler olacak gibi görünüyor. SGK’da “ben artık ilacın en ucuzunu öderim” diyebilecek. Önemli olan EDAK şemsiyesi altında bir arada ortaklar olarak sağlam durmak; Artı değer yaratılabilecek nokta asıl burası. EDAK ortakları adına son derece karlı ve sağlam bütçeler yaratabilecek. Avrupa’da SECOF bölgesindeki ecza kooperatiflerinde ilaç lojistiği anlamında neler yapılıyor? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Lojistik faaliyet, ecza depoculuğunda giderlerin en büyük kısmını oluşturan bölüm… Burada tasarruf yapmamız gerekiyor. SECOF yönetiminin en çok hayret ettiği şey bizim motokurye ile yaptığımız hizmet oldu. “Biz bunun masrafını kaldıramayız” dediler. Avrupa’da normal araçla genellikle günde iki sevkiyat var. Şehir merkezinde çok acil durumlarda günde üç sevkiyat var. Aslında bu başarılması zor bir olay, yapılamayacak bir şey değil. Bizim de varmak istediğimiz nokta bu. Düzenli envanter takibi ile zaten acil motokurye ihtiyacı kalmıyor. Örneğin, periferde, Marmaris’te eczanesi olan bir eczacı olarak ben motokurye kullanmam, şubem bana 60 kilometre uzaklıkta olduğu için kullanamam da. Ama bir sıkıntı yaşamıyorum, düzenli envanter ile günde iki sevkiyat bana yetiyor da artıyor bile… Şehir içindeki eczanelerimizin de EDAK olarak envanter yönetimi ve stokları planlanırsa motokurye kullanmalarına gerek kalmayacak. Tüm toplantılarımızda üstüne basa basa dediğimiz şey; “EDAK’ın bütçesi ortakları ile birlikte büyük bir bütçedir. Bu bütçeyi ortakları ile birlikte hep beraber konsolide edip tasarruf etme imkanını hep birlikte yakalayabilmeliyiz.” Çünkü fazladan harcadığımız her bir motokurye aslında hepimizin cebinden çıkan birkaç kuruş ama bu kuruşları yan yana getirdiğimizde çok büyük paralar ediyor. Bunu hep beraber tasarruflu bir şekilde optimum fayda sağlayarak yapmak zorundayız. O nedenle yaptığımız tüm düzenleme çalışmalarında bu amaca ulaşma gayreti var. Eczacılık tüm dünyada kabuk değiştiriyor Önemli olan bu süreçte kooperatif çatısı altında özgür ve elele hep beraber bir şeyler yapma isteğimizin devam etmesi ve bunun için de gerekli alt yapıyı hazırlayabilmektir. Meslektaşlarınıza mesajınız nedir? Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Eczacılık mesleği sadece ülkemizde değil Avrupa’da da aynı sıkıntıları yaşıyor. Biz burada ne sıkıntılar yaşıyorsak aşağı yukarı Avrupa’da da aynı sıkıntıları eczacılar ya bizimle aynı zamanda, ya da bizden önce yaşıyorlar. Ve eczacılık tüm dünyada kabuk değiştiriyor. Önemli olan eczacının kendi özgür sermayesi ile eczanesine sahip çıktığı, meslektaşlarımızın hep beraber bir şeyler yapma isteğinin devam etmesidir. Tabi ki, kooperatiflere düşen görevde, bu kabuk değiştirme süresince serbest eczaneyi ve özgür eczacıyı eczanesinde yaşatmak için gerekli alt yapıyı hazırlamaktır. Teşekkür ederim. Ecz. Serdar KARAAĞAÇ: Ben çok teşekkür ederim… SECOF Hakkında SECOF (Sociédad Europea de Cooperacion Farmaceutica/Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu) İspanyol kanunlarına bağlı olarak kurulan bir ortaklık gurubu olup, Almanya, Belçika, Fransa, İtalya, İspanya ve Türkiye’de faaliyet gösteren beş ana kooperatifi çatısı altında toplamaktadır. Bu beş ana birlik her gün üyelerinden 36.000 eczaneye ilaç hizmeti vermektedir. • Astera (CERP Rouen SAS ve Cerp SA) • CECOFAR (Centro Cooperativo Farmacéutico) • Farmintesa Logistica İtalyan eczacı kooperatiflerinin oluşturduğu üst birliktir. COROFAR, COSAFACA, CTF GROUP, FAP, FARMACENTRO SERVIZI E LOGISTICA, NORD EST FARMA, SAFAR, UNIFARM ve UNIONE FARMACISTI LIGURI birliğin çatısı altında bulunan kooperatiflerdir. • Sanacorp eG Pharmazeutische Großhandlung (Sanacorp Pharmahandel GmbH) • TEKB (Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği), Türk ecza kooperatiflerinin üst birliğidir. İskoop, BEK, EDAK birliğin çatısı altında hizmet veren ana kooperatiflerdir. 22 gazeteedak ÇEKOOP Atık Yönetimi Sempozyumu’na Katıldı! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün öncülüğünde, atık yönetimi ile ilgili uygulamaların güçlendirilmesi, geliştirilmesi ve ilgili paydaş gruplarla (üniversiteler, özel sektör, STK’lar, oda ve birlikler, enstitüler, belediyeler) bilgi alışverişinde bulunulması ve atık yönetimi alanındaki yeniliklerin değerlendirilmesi amacı ile 24-26 Nisan 2012 tarihleri arasında Sueno Otel Side/ANTALYA’da 3 gün süren “2. Atık Yönetimi Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyuma ÇEKOOP’u temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ve Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Birsel Gültekin katıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “ 2. Atık Yönetimi Sempozyumu” Antalya’da gerçekleştirildi. Sempozyuma ÇEKOOP da “ Sağlık Kuruluşları Atıkları Yönetimi ” oturumuna “Atık İlaçların Yönetimi ” konusunda katılımcı oldu. Oturum Yöneticisi Özlem Özsaraç, İzmir’de gerçekleştirilen Atık İlaç Projesi’nin; atık ilaç konusunu Türkiye’nin gündemine getirdiğini söyleyerek, yönetmelik hazırlanması çalışmalarının devam ettiğini ve 2013 yılına kadar tamamlanacağını düşündüklerini söyledi. Daha sonra ÇEKOOP adına Ecz. Şule İlkkurşunlu söz ala- rak, 2009 yılında gerçekleştirilen atık ilaç toplama çalışmasını, sonraki gelişmeleri, ÇEKOOP’un kuruluşunu ve çalışmalarını, çevresel ve mesleki açıdan değerlendiren bir sunum gerçekleştirdi.* www.çekoop.org.tr sayfasından 14 Mayıs 2012 tarihinde alınmıştır. Eczacılar Buca’da 111 Ton Atık İlaç Topladı Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’nin, Buca Belediyesi ve EDAK Ecza Kooperatifi’nin desteği ile yürüttüğü atık ilaçların toplanması ve imhası projesinde daha önce toplanan 100 ton atık ilaçtan sonra 11 ton daha atık ilaç toplandı. İlaçlar imha için İzmit’e gönderildi. Başkanı Eczacı Şule İlkkurşunlu, Denetleme Kurulu Üyesi Eczacı Birsel Gültekin, Buca Belediyesi Çevre Müdürü Sakine Akyüz ile birlikte ilaçların yüklenmesini denetleyen Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, projeye katkıda bulunanlara teşekkür etti. ‘Bu kampanya dünyaya ilaç gibi gelecek’ sloganıyla başlatıldığını anımsatan Başkan Ercan Tatı, “İZKA’nın desteğini alan projenin ilk bölümü tamamlandıktan sonra Belediyemiz ve Çevreci Eczacılar örnek bir çalışmaya önderlik etti. Bu projenin devam etmesini sağladık. Çalışma sonucunda toplanan atık ilaçların envanteri yapılıyor. Hangi ilaçların kullanılmadan atıldığı ortaya çıkıyor. Bu ilaçlar aynı zamanda toprağa karışmadan, havamızı, suyumuzu kirletmeden imha ediliyor. “ dedi. *http://haberekspres.com.tr/bucada-111-ton-atik-ilac-toplandi. htm yararlanılmıştır, 26 Nisan 2012’de alınmıştır. Çekoop Yönetim kurulu Üyesi Eczacı Birsel Gültekin, Başkan Eczacı Şule İlkkurşunlu, Yönetici Asistanı Sevi Kaya ile birlikte… Atık ilaçların imhası projesine destek veren OTOKENT Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın ile birlikte ÇEKOOP ÇEKOOP Başkanı Eczacı Şule İlkkurşunlu Bakanlık dikkate aldı ÇEKOP Başkanı Şule İlkkurşunlu ise, yapılan envanterlerin Sağlık Bakanlığı’na gönderildiğini belirtti. İlkkurşunlu, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı’ya proje nedeniyle teşekkür ederken şunları söyledi: Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, toplanan atık ilaç miktarına dikkat çekerek, “biz gücümüz yettiğince destek olmaya çalışacağız ama devletten sürekli bir destek sağlanması gerek” diye konuştu. malar sonucu kullanılmayan ilaçların hangileri olduğu daha net olarak ortaya çıkıyor.” dedi. “Sağlık Bakanlığı atılan ilaçları da dikkate alarak özellikle raporla verilen ilaçların kullanılmadan atılmasını engelleyecek önlemler almaya başladı. Bu da önemli bir tasarrufun sağlanacağına dair ilk işaret oldu. Bu çalış- gazeteedak 23 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Atık İlaç Öykümüz “Bu projeye katkı koymaktan mutluyuz” EDAK Ecza Kooperatifi’nin ilk olarak 2008 yılında başlattığı “Miadı Geçmiş Ürünlerin Toplanması ve Bertarafı”projesi ile kamuoyunun dikkatini atık ilaç konusuna dikkat çeken eczacılar, 2009 yılında İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde evlerdeki atık ilaçların toplanması ile atık ilaç hareketini başlattılar. Ve 2010 yılında Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’un kurulması ile bu yönde kalıcı çözümler sağlanması yönünde önemli bir adım atıldı. 2009 yılından beri,“Atık İlaç Ayrıştırma Merkezi” tahsisi ile Buca Belediyesi ve atık ilaçların eczanelerden merkeze toplanmasını sağlayan EDAK Ecza Kooperatifi, çevreye karşı duyarlı eczacılarımızın halkımızı yönlendirmesi ile projenin sürdürülebilirliğine aralıksız destek oldu. Bu bağlamda, proje kapsamında İzmir’de 100 ton atık ilacın kontrolsüz bir şekilde çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden toplanması sağlandı. Son 2 ayda toplanan 11 ton atık ilacın imha edilmesi için Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)’un sponsorluk çağrısına duyarsız kalmayan Otokent Yönetimi, bertaraf için sponsor oldu. Otokent Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın’da yaptığı konuşmada, “Bir sivil toplum kuruluşu olarak sosyal projelere önem veriyoruz, daima sosyal projelere desteğimiz sürecek ve bu projeye de katkı koymaktan mutluyuz” diye konuştu. Otokent Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Akın BEK 33. Olağan Genel Kurulu Gerçekleştirildi Bursa Ecza-Koop’un 2011 yılındaki çalışmalarını ve 2012 hedeflerini ortaklarıyla paylaştığı 33. Olağan Genel Kurul Toplantısı 5 Mayıs Cumartesi günü Bursa Altınceylan’da yapıldı. 233’ü ortağımız olmak üzere toplam 320 kişinin katılım sağladığı toplantıya BEK Yönetimi ve ortaklarının yanı sıra CHP Manisa Milletvekili Ecz. Özgür ÖZEL, TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Sertaç ÖZMEN, TEKB Yön. Kurulu Üyesi Mustafa KUNDURACILAR, Çağdaş Ecz. Lab. Başkanı Ecz. Coşkun ÖZVARLIK, Farmalojistik A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Selim DÖNMEZ, TEB 5. Bölge Konya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Tevfik GÖÇER ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 7. Bölge Bursa Eczacı Odası Başkanı Ecz. Kubilay AYDIN ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 9. Bölge Eskişehir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Yücel YENİLMEZ, TEB 19. Bölge Tekirdağ Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ufuk Bekir ERSÖZ ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 20. Bölge Sakarya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Orhan YONTAR ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 30. Bölge Balıkesir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Adil TOSUNER ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 31. Bölge Kocaeli Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Sinan USTA ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TEB 35. Bölge Kütahya Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyeleri ile TEB 36. Bölge Çanakkale Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. BEK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri açılış konuşmasında, 2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesinin anlamlı bir başlangıç olduğunu ifade etti. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri, zor zamanlardan geçildiğini, bu durumun sektörde bazı fırsatçı zihniyetlerin doğmasına neden olduğunu belirterek, ortakların her türlü ihtiyacının giderilmesine yönelik hizmetleri Bursa Ecza Kooperatifi’nin verdiğini ifade etti. BEK’in ortakları ile var olduğunu, geleceğe de ortaklarıyla yürüyeceğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Ebubekir Beyri “Kendi derdimizin çaresi yine kendimiz olacağız” diyerek sözlerini tamamladı. BEK’in 33. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda 2011 yılı işletme faaliyetleri, bilanço ve gelir-gider hesapları değerlendirildi, yeni döneme ilişkin kararlar alındı. Gündem maddeleri görüşülerek oy birliğiyle karara bağlandı. Katılımcılar toplantı sonrası organize edilen kokteyl prolonge’da sektör ve alınan kararlar ile ilgili görüş alışverişinde bulundular. 24 gazeteedak BP - Farmayakıt E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Değerli Kooperatif Ortaklarımız, Tüketimden gelen gücümüzü kullanarak, 4 yıldır uyguladığımız TEKB - BP Farmayakıt projemize, bir bankayı daha ilave ederek, burada sağladığımız akaryakıt alımlarındaki indirimi %10’a çıkarttık. Projenin, en önemli yanının; araçtan inmeye gerek kalmadan, yakıt alabilmemize olanak sağlaması olduğunu, özellikle bayan ortaklarımızdan gelen teşekkür mesajlarından daha iyi anladık. Şimdi , projeye Finansbank’ı da dahil ederek, bu alanda, üç kurumun yan yana geldiği ilk projeyi gerçekleştiriyoruz. Bu projeyi uygularken BP Farmayakıt kartına, birer kredi kartı tanımladık ve harcamalarımızı o kredi kartından yapıyoruz. Düşündük ki; bu kredi kartlarını da konsolide ederek, yani burada da birlikte davrana- rak bir değer oluşturabiliriz.(fayda sağlayabiliriz). Bu konuda bankalar ile yaptığımız görüşmeler sonucunda, Finansbank ile bir uzlaşı sağladık ve böylelikle akaryakıt alımlarında sağladığımız indirimi %10’a çıkarma fırsatını yakaladık. 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılında, tüketimden gelen gücümüzü de değerlendirerek, dayanışmamızın ve kooperatifçiliğin değerini yaşamış olacağız. Bu çalışmalar, siz değerli ortaklarımızın katılımı ile gerçekleşecek ve anlam kazanacaktır. Doğaldır ki; böyle bir projenin gerçekleşmesi için, projenin içinde yer alan kesimlerin tamamının memnuniyet duyması gerekmektedir. Bunu sağlamak adına, Finansbank’ın da projeden beklediği faydayı elde edebilmesi için Finansbank kredi kartı olan VadeKart’a sahip olmamız gerekiyor. Bu da, eczanemize hiçbir ilave maliyet yüklemeyecektir. Ayrıca bunun yanında; POS cihazlarını kullanmamız gerekecek veya , SGK alacağımızı Finansbank üzerinden tahsil etmemiz gerekecektir. (Bu işlemden dolayı bir kereye mahsus 1.000TL parapuan, yılda da 12.000TL’ye kadar parapuan kazanılabiliyor.) 14 Mayıs Eczacılık Günümüzü ve 2012 Uluslararası Kooperatifler yılını kutlarken, desteğinizin artarak devam etmesini diliyorum. Saygılarımla, Ecz. Abdullah Özyiğit TEKB Yönetim Kurulu Başkanı gazeteedak GEK 25. Olağan Genel Kurulu Yapıldı 25 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ 05 Mayıs 2012 tarihinde yapılan GEK 25.Olağan Genel Kurulumuz sonucunda seçilen Yetkili Kurullarımız ve Görev Dağılımı aşağıdaki şekildedir. YÖNETİM KURULU ASİL 1) Ecz.Tarkan BİR (MERSİN) 2) Ecz.Aytekin SARPKAYA (TARSUS/MERSİN) 3) Ecz.Oğuzhan SÜRME (ADANA) 4) Uzm.Ecz.Ercan MERT (MERSİN) 5) Ecz.Mehmet KANSU (MERSİN) 6) Ecz.Mustafa Bülent ALTUNAY (İSKENDERUN/HATAY) (MERSİN) 7) Uzm.Ecz.Somer HELVACI YÖNETİM KURULU YEDEK 1) Ecz.Tuğba BOZKURT 2) Ecz.Hacer DAYE 3) Ecz.Çağdaş DUTLU 4) Ecz.Ahmet Cemil YENMİŞ 5) Ecz.Eser PEKDAĞ (MERSİN) (MERSİN) (MERSİN) (İSKENDERUN/HATAY) (TARSUS/MERSİN) 6) Ecz.Ahmet Gökhan ÖNAL 7) Ecz.Engin BİÇER DENETİM KURULU ASİL 1) Ecz.Serdari DALSÜREN 2) Ecz.Hakan Ecevit GÜLMEZ 3) Ecz.Kurtuluş ZENGİN DENETİM KURULU YEDEK 1) Ecz.Ali ERDEM 2) Ecz.Dilşad KÜÇÜKKEMAH 3) Ecz.Ahmet ALTUNBAŞ (ADANA) (GAZİANTEP) (GAZİANTEP) (KAYSERİ) (TARSUS/MERSİN) (ŞANLIURFA) (KAYSERİ) (MERSİN) T.E.K.B. DELEGELERİ ASİL 1) Ecz.Abdullah ÖZYİĞİT (MERSİN) 2) Ecz.Ercan ATASOY (MERSİN) 3) Ecz.Mehmet İrfan DEMİRCİ (GAZİANTEP) 4) Ecz.Çağatay ÇAKAR (TARSUS/MERSİN) 5) Ecz.Mine YALÇIN (MERSİN) T.E.K.B. DELEGELERİ YEDEK 1) Ecz.Çiğdem ZİYLAN 2) Ecz.Bilge KAYA 3) Ecz.Çağlar GÖK 4) Ecz.Bilgehan AKPINAR 5) Ecz.İlker Erdem MEYDANCI (TARSUS/MERSİN) (MERSİN) (OSMANİYE) (KAHRAMANMARAŞ) (MERSİN) BAŞKAN : Ecz. Tarkan BİR II.BAŞKAN : Ecz. Aytekin SARPKAYA KATİP ÜYE : Ecz. Oğuzhan SÜRME ÜYE : Ecz. Ercan MERT ÜYE : Ecz. Mehmet KANSU ÜYE : Ecz. Mustafa Bülent ALTUNAY ÜYE : Ecz. Somer HELVACI Kitap Fuarında Eczacı Gülnur Güçlü 17 Nisan 2012 Tarihinde gerçekleşen İzmir Kitap Fuarı’nda Eczacı Gülnur Güçlü “maviye tutsak” şiir kitabını okurları için imzaladı. Saha Yönetmeni Başar Yelken ile kendisini ziyaret ettik. Eczacı Gülnur Güçlü’den meslektaşlarına; “Sanatla iç içe olalım…” 18 yıllık eczacıyım. Bergama doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun oldum. Mesleğimi çok seviyorum. Ve günümün büyük yoğunluğu eczanemde geçiyor. Ancak, eczacılığımın yanı sıra edebiyat, resim ve şiir ile de ilgileniyorum. Edebiyatla yolculuğum, öncelikle çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığım yazılar ile başladı. Ama bu sefer kısa yazı değil bir şiirle okurlarıma merhaba demek istedim. Ve“Maviye Tutsak” şiir kitabım ile yazdıklarım yaşama geçsin, herkesin elinde olsun istedim. Bu arada resim de yapıyorum yakında resim sergisi haberimi de alacaksınız. Meslektaşlarıma mutlaka sanatla ilgilenmelerini öneriyorum. Ecz. Gülnur Güçlü/ İzmir Karşıyaka Bostanlı- Güçlü Eczanesi ‘nin Sahibi ve Mesul Müdürü 26 gazeteedak EDAK İnternet Şubesi Yenilikleri! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Ecza Koop. olarak ihtiyacınız olan bilgiye kaynağından en kısa zamanda ulaşabilmeniz ve böylelikle faaliyetlerinizi daha doğru ve kısa zamanda gerçekleştirebilmeniz için internet şubemizi sizlerden gelen talep, istek ve katkılar doğrultusunda sürekli geliştiriyoruz. İşte sizlerden gelen taleplere göre şekillenen ve EDAK internet şubesi menüsü ve alışveriş bölümünde sizlere sunduğumuz yepyeni hizmetlerimiz; Ürün Fatura Sorgu Ürün Fatura Sorgu Edak Ecza Kooperatifi’nden aldığınız ürünün fatura numarası, sevk bilgisi ve fatura tarihi bilgilerine bu ekrandan ulaşabilirsiniz. 1. İnternet şubesinde yer alan ürün fatura sorgu ekranını seçiniz. Varan 1 İade Kaydı: EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye yerleştirilen “İade Kaydı” butonu ile artık ürünleri fiziksel olarak iade etmeden önce gerekli kayıtları online olarak bildirebilir ve bildirdiğiniz iade kaydı doğrultusunda hazırladığımız iade faturası örneğine yine online olarak ulaşabilirsiniz. 2. Fatura bilgisini öğrenmek istediğiniz ürünü okutunuz. Varan 2 İnternet Alışverişlerinizde Sevkiyat Türü Seçimi: Artık internet şubesi üzerinden verdiğiniz siparişlerde teslimat türünü de seçebilirsiniz! EDAK Aidiyet Uygulaması kapsamındaki eczanelerimize yönelik olarak EDAK İnternet şubesinde hayata geçirdiğimiz yeni hizmetimiz, “Alışveriş” bölümünde kullanılmaktadır. Yeni Hizmetimizle siparişinizi oluşturmadan önce teslimat türünüzü seçerek ihtiyaç duyduğunuz an siparişlerinizin acil olarak teslim edilmesini sağlayabilirsiniz. 3. Arama sonucunda ürünün nereden alındığı, fatura numarası, sevk numarası ve tarih bilgisini görüntülenecektir. PROBLEMLİ KAREKODLAR Problemli Karekodlar 1. İnternet şubesine giriş yapınız. 2. Sol taraftaki işlemler menüsünden problemli karekodlar programını seçiniz. İlk olarak EDAK Karşıyaka bölgeye bağlı rotalarda yer alan eczanelerimizde hayata geçen bu uygulamamız kısa süre içerisinde tüm bölgelerimizde uygulanmaya başlayacaktır. Varan 3 Problemli Karekod Bildirimi: Eczanenizde stok giriş veya satış işlemlerinde karşılaşabileceğiniz olası karekod sorunlarıyla ilgili olarak bu problemleri kayıt altına almak ve çözümü için gerekli takipleri yapmak artık çok kolay! EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye yerleştirilmiş olan “Problemli Karekodlar” butonu ile artık karşılaştığınız karekod problemlerini, problem yaşadığınız ürünün karekodunu sisteme okutarak anında kayıt altına alabilir ve problem hakkında şubenizin açıklamasını yine aynı alandan takip edebilirsiniz. Böylelikle karşılaştığınız karekod sorunlarını satış elemanınız ya da bağlı olduğunuz şube ile iletişime geçmeye gerek kalmadan çok daha pratik, hızlı ve sağlıklı bir şekilde çözebilirsiniz. 3. Açılan programda ürün karekodunu okutunuz. 4. Açıklama girişine ürünle ilgili problemi yazıp, “Kayıt Oluştur” butonunu seçiniz. 5. Problemle ilgili çözüm sağlandıktan sonra, problemli karekodlar menüsünün yanında çözüldüğüne parantez içinde sorunu çözülen ürün miktarı görülecektir. Varan 4 Ürün Fatura Sorgu: EDAK İnternet şubesi ana sayfasındaki size özel menüye yerleştirilmiş olan “Ürün Fatura Sorgu” butonu ile artık kooperatifinizden almış olduğunuz tüm ürünlerle ilgili fatura, sevk ve tarih bilgilerine erişebilirsiniz. Bilgilerine erişmek istediğiniz ürünün sadece karekodunu okutarak, ürünle ilgili bilgilere bu ekran üzerinden rahatça ulaşmak mümkün! Eczanenize özel ürün ve sipariş yönetimi için; www. edak.org.tr internet şubesi 6. Problemli karekodlar programını tekrar seçerek, çözümle ilgili depo tarafından yapılan açıklamayı görüntüleyebilirsiniz. gazeteedak Fotoğraf Sanatçısı Eczacı Metehan Özcan 27 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Manisa Eczacı Odası’nın 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği Fotoğrafçı Eczacılar Sergisine ilgi büyük oldu. Kuşları fotoğraflamak merakı da biraz buradan geliyor aslında, gitmesinler kalsınlar istediğimden. Tek tek fotoğrafların hikayesine gelirsek; Yortan deresi fotoğrafım, bir akşamüstü Demirci Yortan deresinde bir tepenin üzerinde güneşin batmasının ardından ışık yavaş yavaş kaybolurken, meydana gelen tonlamalar ve gölgeler ile güçlenen manzara ve renklerin öyküsüdür. Tilki fotoğrafım ise; arı kuşlarını çekmek için yeni aldığım 400 mm objektifi denemeye gittiğim Baklacı köyünde, dere kenarında eğilip arı kuşlarını fotoğraflarken yanımdan fırlayan, çok yakın olduğu için en başta kadraja bile giremeyen en son da bana bir güzellik yapıp çalıların içinden son bakışı ile poz veren kurnaz bir hayvanın öyküsüdür. Kukumavlar; zarafet ile sabır ile yol kenarlarında bana poz veren centilmen baykuşların hikayesidir. Arap Bülbülü Hayallerin uçup gitmesi gibidir kuşların uçuşu ve gidişi. Kuşlar uçar, yani çoğunluğu uçar ve uçup gittiklerinde hep bir yerleri, birilerini geride bırakırlar en çok da beni. İşte o yüzden, o kanatlar her uzun yolculuğa açıldığında bir parça da keder ve hüzün katarlar onların ardından bakanların hayatlarına… Arap bülbülü; Her sene “EDAK merhaba yaz fuar” ında otelin bahçesinde gördüğüm, en iyi bu sene kareleyebildiğim bahar göçmeni güzel ötüşlü kuşların hikayesidir. Fotoğraf Sanatçısı Eczacı Metehan Özcan’ın kaleminden; 14 MAYIS MANİSA ECZACI ODASI “FOTOĞRAFÇI ECZACILAR SERGİSİ” 14 Mayıs’ta eczacıların bir fotoğraf sergisi açacağı Manisa Eczacı Odası tarafından duyurulduğunda çok sevinmiştim. Artık son dönemde çektiğim fotoğrafları ve onların hikayelerini, yaşattıklarını ve yansıttıklarını daha çok insan ile paylaşabilecektim. İnternet siteleri, sosyal paylaşım ağları, çeşitli gazete ve dergilerin dışında sergiler de önemli bir şans fotoğraflarımı paylaşmak için. Her fotoğrafçının kendine ait bir hikâyesi vardır aslında ve bu hikâyeyi anlatırlar, fotoğrafların kendi hikâyeleri aracılığı ile. Böylece düşlerini, hissettiklerini gördüklerini ve görmek istediklerini yansıtırlar. Kontrbaslı yaşlı adam fotoğrafı ise belki bir öyküden çok uzun soluklu bir sinema filmi senaryosu bile olabilir. Prag’da Yahudi mahallesinde karelediğim bu yaşlı adam kimbilir daha neler anlatacaktı bizlere. Baalbeck Antik kentinde bulunan Dionysos tapınağı; Yeryüzünde bulunan en büyük Roma dönem Tapınağıdır, oraya gidenlere kendisi anlatır hikayeyi gidemeyenlere anlatma görevi de fotoğrafçılara düşer. Kelebekler ise kısa ömürlerinin fotoğraflar ile ölümsüzleşmesinden bir hayli keyif alarak verirler, güneşli havalarda pozlarını. İşte bu sergideki fotoğrafların bir parça öyküleri bu şekilde. Aslında her fotoğraf karesi kendisi anlatır hikayesini bu yüzden de sergileri gezip dinlememiz gerekir anlatılanı… Benim fotoğraflarımda ise genelde kuşların hikâyeleri, kelebekler, doğa ve seyahatlerim var. Kendimi bildim bileli, doğada olmayı, canlıları gözlemlemeyi çok sevdim, bu yüzden eczanemin adı bile DOĞA ECZANESİ… Doğada gördüğüm binlerce güzelliği paylaşmak için anlatmanın yetmediğinde imdadıma fotoğraflar yetişti. Böylece gördüklerimi, başkaları da görebilecekti. Kuşlara gelince; kendimi bildim bileli gözlerim kuşları görebilmek için hep ağaçlarda, sularda, tellerde, en çok da gökyüzünde oldu. Tilki Yüzü Fotoğraf çekmeye başladığımdan beri karelerim de kuşlarla dolu. İzmir kuş cennetinde çektiğim bir fotoğraf “Gülkurusu Hüzün” Çok güzel bir gün batımında, güneş ışınlarının en son renk oyunlarında, pilin bitmesi, şarj problemleri gibi türlü aksiliklere rağmen çekebildiğim bir kare. Bu fotoğraf benim en çok sevdiğim fotoğraf. Çünkü içinde kuşlar var, hüzün var, en sevdiğim renk olan gülkurusu var, kavuşma var AŞK var… Gazeteedak ‘ta bu güzel etkinliği ve fotoğraflarının öyküsünü paylaştığı için Eczacı Metehan Özcan’a teşekkür ediyoruz… Kelebekler Kukumavlar Kontrabaslı Adam Yontan Deresi “Kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir Ben ayrılıkların Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını Ben hasretlerin” diyor ya şair. İşte ben de kuşların adlarını ezberledim hasretlerle, hüzünlerle beraber. Her kuş sesinde, kanat sesinde isimleri döküldü dilimden. Hayallerin uçup gitmesi gibidir kuşların uçuşu ve gidişi. Kuşlar uçar, yani çoğunluğu uçar ve uçup gittiklerinde hep bir yerleri, birilerini geride bırakırlar en çok da beni. İşte o yüzden, o kanatlar her uzun yolculuğa açıldığında bir parça da keder ve hüzün katarlar onların ardından bakanların hayatlarına. Gülkurusu Hüzün Dionysos Tapınağı 28 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sigortacınız diyor ki! AXA SİGORTA VE TEK SİGORTA İŞBİRLİĞİ İLE SİZ DEĞERLİ ÜYELERİMİZE ÇOK ÖZEL FİYATLARLA KONUTLARINIZI SİGORTALAMA ŞANSI !!! ÜYELERİMİZE ÖZEL; BİNA;100.000 TL EŞYA; 20.000 TL TÜM TEMİNATLAR VERİLMİŞ GENİŞ KAPSAMLI KONUT POLİÇESİNİN PRİMİ 150 TL Aysun Uysal Tek Sigorta Satış Pazarlama Bölge Temsilcisi [email protected] Tel: 0 232 472 25 00 OLUP BUNU K.KARTI İLE 9 EŞİT TAKSİT OLARAK ÖDEYEBİLİRSİNİZ. TEK Sigorta EGElişim Günleri’ne 250’yi aşkın katılımcıya “Ferdi Kaza Sigortası” yaptırarak katkı verdi! SİGORTA 2012 Yılının Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan edilmesi nedeniyle EDAK Ecza Kooperatifi’mizin ana sponsorluğunda 4-6 Mayıs 2012 tarihleri arasında Kuşadası‘nda düzenlenen ‘’Eczacılıkta ve Kooperatifçilikte EGElişim Günleri‘’ öğrenci sempozyumunun sponsorlarından biri de TEK Sigorta oldu. Acenteliği Ltd. Şti. Herkes için Mutlu Emeklilik! TEK Sigorta 250’yi aşkın katılımcıya Ferdi Kaza Poliçesi hediye etti. Katılımcılar sempozyum süresince ‘’Ölüm Hali, Sürekli Sakatlık Hali, Tedavi Masrafları‘’ teminatlarıyla korundular. Sempozyum süresince Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi‘nden iki öğrencimiz başlarından geçen üzücü bir olay sonucunda poliçelerini kullanmak durumunda kaldı. Kendilerinin tedavi masrafları TEK Sigorta tarafından düzenlenen poliçeden karşılanan öğrencilerimizin tarafımıza gönderdikleri teşekkür mailini sizlerle paylaşıp kendilerine tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık Tek Sigorta’da! Gelin, geleceğinizi beraber planlayalım… “… TEK Sigorta Yanımızdaydı…” ‘’Biz Marmara Üniversitesi Eczacılık son sınıf öğrencilerinden Canan Akarsu ve Seda Cosgun, Kusadasi’nda katıldığımız EDAK sponsorluğunda düzenlenen EGElişim Günleri etkinliğinde başımıza talihsiz bir olay geldi. Denize girdiğimiz esnada ayağımıza batan denizkestanesi sebebiyle zor durumda kaldık. Neyse ki Tek Sigorta yanımızdaydı. Kongre kapsamında bizi sigortalamış olan Tek Sigorta hastane masraflarımızı karşıladı. Bu talihsiz durumda yanımızda olan Tek Sigorta’ya teşekkürü bir borç biliriz. ‘’ Ayrıntılı Bilgi için; 0232 472 25 00 0232 475 25 02 [email protected] www.teksigorta.com.tr BİR KURULUŞUDUR gazeteedak Okuyucu Köşesi 29 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Cemile Ergin (İzmir- Güzelyalı / Erginler Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü) Şimdiye kadar ülkenin gezdiğimiz değişik yerlerinde karşılaştığımız en sıcakkanlı insanlar burada yaşıyor dersem abartmış sayılmam. Bence sadece bu misafirperver, sıcak insanları görmek için bile Beypazarı’na mutlaka gitmeniz gerekiyor. Halise Teyze’nin yaprak sarmasını, Fatma ana’nın katmerini, gözlemesini tatmak için, Semra Hanım’ın kendi tasarımı takılarını, Mutlu Bey’in gümüşlerini almak için Beypazarı’na gitmek gerek. Halise Teyze’nin yaprak sarmasını, Fatma ana’nın katmerini, gözlemesini tatmak için, Semra Hanım’ın kendi tasarımı takılarını, Mutlu Bey’in gümüşlerini almak için Beypazarı’na gitmek gerek… Beypazarı’nı Gezmek da Yaşayan Müze’de Osmanlı dönemindeki hayatı bir nebze olsun yaşama imkânına sahip olursunuz. Ayrıca etnoğrafik müzelerde ki dokunma, fotoğraf çekme, oraya basma gibi uyarılarla karşılaşmadan tarihi dokunarak, fotoğraf çekerek deneyimlersiniz... Yaşayan Müze’nin içerisinde göreceğiniz bazı aktiviteler şunlardır: Ebru, Hat Sanatı, Ihlamur Baskı, Kurşun Dökümü, Türk kültüründe kahve ve şerbet kültürü, Türk Masalları Anlatımı, Hacivat-Karagöz Perde Oyunu, Çocuk oyunları, oyuncakları ve aktiviteler... Bu gerçekten çocuklar ve yetişkinler için büyük bir eğlence. Yaşayan Müze sürprizlerle dolu bir müze… Her hafta farklı etkinlikler sahne alıyor. Dolayısıyla haftada bir dahil gezdiğinizde farklı aktiviteler deneyimleyebileceğiniz tek müze...” Beypazarı’nın güzel evlerini duymayanınız kalmamıştır. Biz de bu evlerin güzelliğini, yöresel özelliklerini duyduğumuzdan beri hep bir fırsat yaratarak gitmek istedik. Nihayet 23 Nisan’da bu isteğimiz gerçek oldu ve biz Beypazarı’ndaydık. *http://www.beypazarliyiz.com/ sayfasından 21 Mayıs Yöreye özgü yemekleri ise tatmaya değer güzellikte ve lezzette; Testi (kebabı) Kapaması için İnözü Vadisine gitmelisiniz. Yörede yetişen üzümlerin yapraklarından hazırlanmış incecik yaprak sarması, 80 katlı baklavası, Beypazarı Kurusu mutlaka tatmanız gereken lezzetler. Beypazarı Kurusu demişken, sadece Beypazarı Kurusu değil tüm sebzelerin kurusunu da burada bulabilirsiniz. Sarımsağın bile kurusunu hazırlamışlar. Tatlı olarak Havuç Dönerini de yemenizi ayrıca tavsiye ederim. Türkiye’de bir ilk olan Canlı / Yaşayan Müzeyi* de gezmeden dönmeyin. Ankara’ya kadar uçakla gittikten sonra araç kiralayarak Beypazarı’na ulaştık. Kentin mimarisiyle ünlü evlerinin yer aldığı eski yerleşim bölgesi özenle korunmuş, belediyenin de desteği ile yenileme çalışmaları yapılmış, her yer tertemiz, pırıl pırıldı. Belediye tarafından özellikle eski yerleşim yerinde ev sahiplerine turizme yönelik ev –otel pansiyonculuğu konusunda eğitimler gerçekleştirmiş ve sonucunda da her ev konuk ağırlama işlevini yerine getirmek için ufak dokunuşlarla eski özelliklerine zarar vermeden özenle hazırlanmış. İşyerlerinde göze çarpan yöresel gıda maddelerinin çeşitliliği ve çalışanlarının çoğunluğunun kadınlardan oluşmasıydı. Esnafı güler yüzlü, konuksever, insana değer veren ve yaptıkları işin hakkını veren kişiler. Şimdiye kadar ülkenin gezdiğimiz değişik yerlerinde karşılaştığımız en sıcakkanlı insanlar burada yaşıyor dersem abartmış sayılmam. Bence sadece bu misafirperver, sıcak insanları görmek için bile Beypazarı’na mutlaka gitmeniz gerekiyor. Beypazarı halkını anlatmak için kelimeler yetersiz kalıyor, yaşamak gerek… *Beypazarı Yaşayan Müze “Zamana hükmetmek masal kahramanlarına özgü diye düşünmeyin! Yaşayan Müze sizleri evin kadınının Osmanlı, beyinin beyefendi, komşuların akraba, evlerin ise küçük birer fabrika gibi çalıştığı zamanlara küçük bir gezinti yapmak üzere bekliyor...” Bu konak Beypazarı’nın ileri gelen tüccarlarından Katırcıoğlu Ali’nin torunu, Büyük Abbas Ahmet’in oğlu Abbaszade Mustafa Efendi tarafından 19. yüzyılda yapımına başlanılan ve 2 yıl içerisinde tamamlanan yan yana iki konaktan birisidir. Beypazarı’nın kuzeyinde, bir tepenin yamacındaki kayalıklara sırtını veren konak; Osmanlı döneminin mimari yapısını yansıtmaktadır. Şu anda “Yaşayan Müze” olarak Türkiye’de yeni bir müzecilik anlayışının tek örneğidir. Neden bir ilk? Yaşayan Müze bugüne kadar somut olanı koruyan etnoğrafik müzecilik anlayışı yerine, geleneği ve kültürü korumayı amaçlayan bir müzedir. Bu bağlam- 2012 tarihinde indirilmiştir. OKUYUCU KÖŞESİ Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı [email protected] e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır. 30 gazeteedak Bilimsel Eczacılığın 173. Yılı İzmir’de Kutlandı! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Bilimsel Eczacılığın 173. Yılı törenlerinde , “eczanelerimizin birinci basamak sağlık sistemi içinde yer alması” konusu damga vurdu. Bilimsel eczacılığın 173. Yılı kutlamaları kapsamında 14 Mayıs 2012 Pazartesi günü İzmir’deki ilk tören saat 09.30’da Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtına çelenk konulması ile başladı. Ardından E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde yapılan tören ile eczacılık günü etkinliklerine devam edildi.. Pabuççuoğlu: Eczacının birinci basamak sağlık sistemi içinde yer almasını sağlamalıyız E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu Bilimsel eczacılığın 173. Yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikler kapsamında E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde gerçekleşen törende yaptığı konuşmada; eczacılık mesleğinin ülkemizin içinde bulunduğu koşullarına değinerek, eczacının farklı disiplinlerde de görev almasının önemine vurgu yaptı. Bu bağlamda eczacının istihdam sorunu olduğuna dikkat çeken Pabuççuoğlu, “Sağlık sisteminde bugüne kadar eczacının sadece serbest eczanede hastaya ilacı nakleden bir aracı” olarak görüldüğüne dikkat çekti. Eczacıdan sağlık personeli olarak yararlanmayı sağlık otoriteleri, yasa ve yönetmelikler ile sağlamaya çalışmak kadar bu konuda eczacı meslek örgütlerinin ve eczacının da birlikte bireysellikten uzak çalışması gerektiğini konuşmasında vurgulayan Pabuççuoğlu, “Eczacının birinci basamak sağlık sistemi içinde azami yarar sağlayacak bir modele adım atılması şarttır.” Dedi. Sayılkan: Eczanelerdeki yangın artarak sürüyor Pabuççuoğlu’nun ardından söz alan İzmir Eczacı Odası Başkanı Eczacı Tuncay Sayılkan konuşmasına; geçen seneden bu yana sistemde nelerin değiştiğini irdeleyerek başladı. 6197 sayılı yasadan, eczacının mesleki sorumluluğuna varıncaya kadar birçok konuda eczanedeki yangın artarak sürüyor diyen Sayılkan, geçtiğimiz ay İzmir Çeşme’de gerçekleşen Vitamin 2012 kongresine değinerek, eczacıların sağlık danışmanlığını uygulayabilecekleri bu eğitimleri büyük bir kararlılıkla takip ettiklerini vurguladı. Mesleğe dair umutlarının bir arada olduğumuz sürece devam edeceğini söyleyen Sayılkan, tüm meslektaşlarının 14 Mayıs Eczacılık Gününü kutladı. Yılmaz: Sağlıkta erozyon ciddi sonuçlar doğurur E.Ü. Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’da yaptığı konuşmada; Hekimlik –Eczacılık- Hemşirelik mesleğinin aynı kaygıları ve sorunları yaşadıklarını ifade etti. Sağlıkta yaşanan dönüşümün meslekte ciddi anlamda erozyona yol açtığına dikkat çeken Yılmaz, “Genel anlamda birçok meslekte değersizleştirme olabilir ama sağlık alanında yaşanan değersizleştirme çok ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Eczacılığın Birinci basamak sağlık merkezi olarak algılanmasını sağlamak için daha çok çaba sarfederek, daha çok bir arada olmalıyız” dedi. Prof. Dr. Mekin Tanker (Emekli Öğretim üyesi Ankara Üniversitesi Eczacılık Fak. Farmakonozi Anabilimdalı) 14 Mayıs Eczacılık günü etkinlikleri kapsamında E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde gerçekleşen törende Prof. Dr. Mekin Tanker de yer aldı. Prof. Dr. Mekin Tanker, eğitim öğ- retimden, mesleğin ilk yıllarına ve mesleki örgütlenmeye kadar mesleğin 50 yıllık geçmişini ilgi çekici anıları birlikte meslektaşlarıyla paylaştı. MANİSA’DA ECZACILIK BAYRAMI MANİSA ECZACI ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ İLE EDAK YÖNETİM KURULU ÜYESİ ECZACI UĞUR UÇAR’IN VE ORTAKLARIMIZIN DA KATILDIĞI GO-KART TURNUVASI İLE KUTLANDI. gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ 14 Mayıs Eczacılık Günü etkinlikleri kapsamında, E.Ü. Eczacılık Fakültesi Bahçesinde EDAK Geleneksel Pilav Döner Etkinliğini gerçekleştirdi. 31 32 gazeteedak Teşekkür ve Bir Aşk Hikayesi E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Gazeteedak’ta bizim için çok özel olan bir mektubu paylaşıyoruz. Mektup sahibi Eczacı Kahraman Sarıhan’ın da iznini alarak, bizi okurken bile alt üst eden bu yazıyı, daha doğrusu yaşananları “Kooperatifçiliği” ele aldığımız bu sayımızda, insani değerlerimizi ve “Biz” olma duygusunu bize çok güzel aktardığı için Eczacı Kahraman Sarıhan’a derin teşekkürlerimizle sizinle paylaşıyoruz... • “Virüsün neden olduğu bir vaka ancak tespiti zor, tespit etsek bile hastanemizde şu anda ilacı yok.” Allah kimsenin başına vermesin deyip, kulağımızı çekiştirip tahtaya vurduğumuz anlardan birisi tam başıma gelmişti. Yanımızda dostlarımız, içeride babam, henüz teşhis edilmemiş hastalığı ve olası hastalığın olmayan ilacıyla bir sarkaçta gelip gidiyor gibiydim. İnsanın çaresizliğine çare, içgüdüleri oluyor, hangi ilaç gerekli dedim. -“Zoviraks flakon” dediler. Gece saat 21.20 gibi Saha Yönetmenim İmre Kundakçı’yı aradım durumu anlattım. Ama atı koşturan ayağındaki nal, nalı tutan mıh’dır. Mıh küçük bir çividir sonuçta, ama olmazsa olmazıdır, nalın atın, atın, binicinin. Bu sizin yaptığınız işler aşk olmadan yapılamaz, gönül işidir. Ortada böyle bir uyum, meşk varsa aşk da vardır. Mıh gibi kenetlenmişlik vardır. O yüzden bu bir aşk hikâyesidir. Bu bağlamda hastamızın kritik anında insiyatif alarak gerekli ilacın gece demeden elimize ulaştırılmasını sağlayan Sayın Erol Kızılgüneşler, İmre Kundakçı, Tuçenk Yarmaç, Hakan Tosun’a Şükranlarımı sunuyorum. Bu kurumun başında bulunan sizleri de yürekten kutluyorum. Bundan sonra tam bir aşk hikayesi… Depoda 4 kutu varmış. -“Olsun, bir başlayalım da, doktora 2 saate kadar alıp geliyorum ilacı” dedim, şaşırdı “bu saatte nasıl buldunuz?” dedi. Telefonum çaldı. İmre, “Eczacı Bey, durum acilse biz gönderelim ilacı” dedi. “Haydi, gönder” diyemedim. “Olur mu?” Dedim. Saat 22.15’i gösterdiğinde EDAK Aydın Şubeden Hakan Tosun ve Tuçenk Yarmaç ellerinde Zoviraks flakonlarla acil servis kapısında belirdi. 22.20’de ilk doz babama verilmişti bile, o kargaşada tek hatırladığım, EDAK arabası 2 takım elbiseli adam, soğuk, karanlık ve ip gibi yağan yağmurdu. Sabah oldu bekleyişimiz sürüyordu. Hastanenin koridorunda İmre belirdi. Elinde Zoviraks flakonlarla, tam o sırada da hastamızın kendine geldiği haberini aldık. Derin bir ohh çektik. Ecz. Kahraman Sarıhan / Nisan Eczanesi- Kuşadası 8 Şubat sabahı babamı bilinç kaybıyla hastaneye kaldırdım. Gün boyu tetkikler yapıldı, akşam saatlerine kadar henüz teşhis konulamamıştı. Gece saat 21 sularında yoğun bakım ünitesi önündeki bekleyişimiz hala sürüyordu. Doktorlar yapılan tetkiklerde herhangi bir bulguya rastlanılmadığını ancak hastanın durumunun kötüye gitmekte olduğunu söyleyip, eklediler: İşte mıh, İşte nal, İşte at, İşte binici, İşte bayrak, Bu ruh daime bizi/sizi diri ve taptaze tutacaktır. Bir mıh orduyu, ordu ülkeyi kurtarır. O yüzden Aşk olsun diyoruz, Aşk’ınız daim olsun… İmre gece EDAK Aydın Şubesindeki ilaçları bana göndermiş aynı anda Manisa Şubesinde bulunan ilaçları gece EDAK İzmir’e çektirip sabaha kargo yaptırılmasını sağlamış ve kargo arabasını Kuşadası’nda karşılayıp ilaçları hastaneye getirmişti. Sevgili arkadaşlar, sizlere can borcum var. Büyütülecek bir şey değil abartıyorsun diyebilirsiniz. İmre gibi “biz ne yaptık ki?” de diyebilirsiniz. Şifa Eczanesi E.Ü. Eczacılık Fakültesi’nde! EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Eczacı Hüsnü Kaya E.Ü. Eczacılık Fakültesi’ndeki Şifa Eczanesi’ni gezdi. İzmir’in en önemli tarihi değerlerinden biri olan ve Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın sahibi olduğu Şifa Eczanesi, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde “müze eczane” olarak yeniden hayata geçirildi. Tamamına yakını orijinal malzeme ve ürünlerden oluşan Şifa Eczanesi, Eczacıbaşı Topluluğu tarafından Ege Üniversitesi’ne bağışlanarak, üniversite bünyesindeki Eczacılık Fakültesi’ne nakledildi.Kaynak: http://www.eczacibasi.com.tr/ gazeteedak Ubuntu ile Kooperatifçilik Arasındaki Benzerlik: “Ben, Biz Olduğumuz için Ben’im” 33 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Afrika’da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır. Onlara “hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak” der. O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU’ dur, nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki? Ve UBUNTU’ nun anlamını açıklarlar onların dilinde “Ben biz olduğumuz için “Ben’im” demektir* * EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk’ten gelen bu iletiyi bizimle paylaştığı için teşekkür ediyoruz. Cam Kenarı Bırakın yapsınlar Bırakın geçsinler Dur demeyin kimseye Açlığa bile Ecz. Selami Şimşek Burçak Eczanesi / Konak İzmir Herkese iş Herkese aş Eşit olacak hayaller Uykuda düş Bir yol daha olmalı Hannibal’ı aşan Güvercin ile konuşan Çırp kanatları çırp biraz Nasıl verilecek yoksa Herkese cam kenarı Ecz. Selami Şimşek, SON GÖZYAŞI, Sf:58, Etki yayınları, Mart 2012, İzmir Çizgili Köşe Mert Çakmak gazeteedak 34 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczane Rafı Kod Ürün Adı Birim MF MF’li Birim 19579 Gilette Blue III 6’lı 11.79 4+1 9.43 Gillette Blue III’de Çifte Şans!!! Dedorant hediyeli ürünlerimiz 4+1 satış şartları ile… Bu fırsatı kaçırmayın!* * Uygulama stoklar ile sınırlıdır. Ürün konsept ürün olup devamı gelmeyecektir. * (Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki ıskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan ayrıca düşülecektir ) * (Bu ürünler Mavi kasa dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.) Kod Ürün Adı Birim 52910 Kraft Göğüs Pedi Jelli 50 4.66 Çok Özel Fiyat ile KRAFT GOGUS PEDİ JELLİ 50 ‘Lİ Hem fiyat hem de adet olarak avantajlı!* *Uygulama stoklar ile sınırlıdır. * (Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki ıskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan ayrıca düşülecektir.) *( Bu ürünler Mavi Kasa’dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.) Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız KARABIYIK ECZANESİ ECZ.RAZİYE KARABIYIK MİLAS MUĞLA BULUT ECZANESİ ECZ.BURHAN BULUT NİZİP GAZİANTEP NEHİR ECZANESİ ECZ. FEYZİ GÜLER ŞAHİNBEY GAZİANTEP MERKEZ ECZANESİ ECZ.İLKER AKIN SUBAŞI ŞAHİNBEY GAZİANTEP DOĞAN ECZANESİ ECZ.NURULLAH DOĞAN ŞANLIURFA MERKEZ ŞANLIURFA SAFİR ECZANESİ ECZ.MEHMET KABLAMA ŞANLIURFA MERKEZ ŞANLIURFA KARŞIYAKA HÜLYA ECZ. HÜLYA SEL KARŞIYAKA İZMİR KÖMÜRCÜ ECZANESİ ECZ.HALİL İBRAHİM BARUTÇU MİLAS MUĞLA AL ECZANESİ ECZ.ABİDİN BURAK ALICIGÜZEL MANAVGAT ANTALYA YENİ YEŞİM ECZANESİ ECZ.HAMİDE GİTAL KONAK İZMİR Ayın ipucu Dosyaların Uzantılarını Görüntülemek Bilgisayarım’ı açıp üst menüde yer alan; araçlar (Windows 7 için “düzenle”) sekmesinden -> klasör seçenekleri -> Görünüm-> Bilinen Dosya Türleri için uzantıyı gizle işaretini kaldırarak işlem adımlarını onaylayın. Bu şekilde dosyaları uzantısı ile birlikte görüntüleyebiliyor olacaksınız. gazeteedak 35 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kod Ürün Adı Fiyat MF Birim Fiyat MEDİKOOP SARGI BEZLERİ 2432 MEDİKOOP SARGI BEZİ 7x150 0.79 10+10 0.40 2431 MEDİKOOP SARGI BEZİ 10x150 0.88 10+10 0.44 8493 MEDİKOOP SARGI BEZİ 15x150 1.07 10+8 0.60 2434 MEDİKOOP ELAS.SARGI 8X200 0.93 10+8 0.52 2433 MEDİKOOP ELAS.SARGI 10x200 0.98 10+7 0.58 20787 SARGI BEZİ 10 X 50 METRE (ÇAĞDAŞ) 8.76 5+2 6.26 MEDİKOOP BANDAJLAR 20781 MEDİKOOP BANDAJ 6x150 (TEN) 2.28 5+2 1.63 20782 MEDİKOOP BANDAJ 8x150 (TEN) 2.78 5+2 1.99 20783 MEDİKOOP BANDAJ 10x150 (TEN) 3.14 5+2 2.24 20784 MEDİKOOP BANDAJ 12x150 (TEN) 4.12 5+2 2.94 20785 MEDİKOOP BANDAJ 15x150 (TEN) 4.46 5+2 3.19 2425 MEDİKOOP BANDAJ 6x150 BEYAZ 2.08 5+2 1.49 2426 MEDİKOOP BANDAJ 8x150 BEYAZ 2.53 5+2 1.81 2427 MEDİKOOP BANDAJ 10x150 BEYAZ 2.70 5+2 1.93 2428 MEDİKOOP BANDAJ 12x150 BEYAZ 3.14 5+2 2.24 2429 MEDİKOOP BANDAJ 15x150 BEYAZ 4.41 5+2 3.15 MEDİKOOP GAZLI BEZLER 2411 MEDIKOOP GAZ KOMPREX 25.AD 2.46 5+2 1.85 2412 MEDIKOOP GAZ KOMPREX 50.AD 3.93 5+2 2.81 2413 MEDIKOOP GAZ KOMPREX 100.A 6.92 5+1 5.77 2414 MEDIKOOP GAZLI BEZ 30x80 1.41 5+3 0.89 52120 BEDEN DERECE DIJITAL- GENIALTEC 3.94 1+1 1.97 İletişim ve detaylı bilgi için; Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı Özben Erden: Tel: 0.232.488 18 98 EDAK Itriyat ve Dermokozmetik Grupları Tel: 0.232.488 19 85 / 0.232.488 19 27 / 0.232.488 19 29 Kaliteli Sözler “Peşinden gitmeye cesaretin varsa tüm hayaller gerçek olabilir” Che Guevara gazeteedak 36 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Haziran Ayı Fırsat Kampanyası LENOVO THINKCENTRE E71-SGLE2TX i5-2400S 4GB 500GB /W7HMP İşlemci Cinsi Intel Core i5-2400S Processor (6M Cache, 2.50 GHz) İşlemci Hızı ( mhz) 2.50 GHz Ön Bellek 6 MB Bellek4096 Maksimum Bellek 8 GB Bellek Slot Sayısı 2 Sabit Disk 500 GB 18 Optik Sürücü DVD Recordable $+% Ekran Kartı Integrated Intel Graphics Speaker Internal SPEAKER Network Kartı Realtek 8111E-?VB 10/100/1000 Slot Sayısı 1PCI Express x16 , 2 PCI Express x1 I/O Port 6 USB , 1 seri optional , 1 paralel optional , microphone , headphone , 3 sata İşletim Sistemi WINDOWS 7 HOME PREMIUM 64BIT TÜRKÇE OEM Garanti ( Yıl, Açıklama) 3 Yıl Servis Merkezinde 689 KDV APPLE IPAD 2 16GB Wi-Fi SİYAH Ürün Kodu MC769TU/A İşletim Sistemi iOS5 İşlemci 1 GHz dual-core Apple A5 I/O Port 30-pin dock bağlantı çıkışı 3.5-mm stereo kulaklık minijak Dahili hoparlör Mikrofon Dahili Hafıza 16 GB Kapasite 16 GB 3GYok BluetoothVar Wi-Fi 802.11 a/b/g/n DV $+K KameraVar Ekran Boyutu 9.7” Ekran Çözünürlüğü 1024 x 768 Pil Dahili saatte 25-watt ile şarj edilebilen Li-polymer pil Pil Ömrü 10 saat Boyut (mm) 241.2 mm x 185.7 mm x 8.8 mm Ağırlık (gr) 601 gr. 509 Edak Ecza Koop. adına Sahibi: Ecz. Emre BACANAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ecz. Ayşem Jale KIHTIR gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Genel Yayın Koodinatörü ve Editör: Ayşe Yeşim ERDEMİR Yönetim Yeri ve İletişim: EDAK Ecza Koop. Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak No:4 Işıkkent - İzmir Tel : 0 232 488 19 19 Faks : 0 232 472 15 75 [email protected] http://www.edak.org.tr Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına, Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR) Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık Fatih Caddesi No:105/123 35090 Çamdibi / İzmir Tel: 0.232 459 61 05 Baskı Tarihi : 04 Haziran 2012
Benzer belgeler
“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak!
E.Ü. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayşen Temel Eğinli “Ne
Kadar Doğru İletişim Kuruyoruz?” başlıklı sunumu ile katılımcılara iletişimin engin dünyasında interaktif bir yolculuk yaptırdı.
edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
Töreni Fotoğraflarına EDAK Ecza Koop. / facebook sayfasından ulaşabilirsiniz.
EDAK ECZA KOOP. KURUM HABERLERİ Ecz Vecihi Özerdemli
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ