edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
Transkript
edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
2012 yılı Dünya Kooperatifçilik yılı olarak ilan edildi! Tek Bir Ağaç Bile Kesilmeden! Dünyanın en bilinen çevre dostu kağıt üreticilerinden biri olan, “Dalum papir”, üretimi olan bu kağıt yüzde yüz geri dönüşümlü malzemelerden tekrar kazanılmıştır. Dolayısıyla çok daha düşük gramaj ile aynı kalitede görüntü imkânı da sunan bu kağıt ile yayınlanan gazetemiz de size ulaşırken tek bir ağaç bile kesilmemiştir… Birleşmiş Milletler 2012 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan etti. Öneri, 18 Aralık 2009 tarihinde 55 Birleşmiş Milletler üye ülkesinin konsensusuyla geçti. gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ www.edak.org.tr • [email protected] buluşuyoruz! ’de www.dalumpapir.dk Mart 2012 • Sayı 66 Kooperatifler birer Demokrasi okuludur. iletişim paylaşmaktır! Muammer Niksarlı Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Sayfa 4 İletişim çağında yeni bir ofis “Contact Center” ya da diğer adı ile “ Call Center” Alpay Onkardeşler Genel Müdür Yardımcısı Bu ay gazetemizin gündeminde “İletişim” konusu var. “İletişim de aynen kooperatifçilik gibi paylaşmaktır” diyen EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, 1923’den günümüze 89 yıllık bir iletişim yolculuğuna bizi davet ediyor… Sayfa 12 Sözsüz iletişim için “fark etmek” Devamı sayfa 10’da Cemal Bozkurt Yönetim Sistemleri Danışmanı, Eğitmen Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Sayfa 13 Mesaj Can Yücel ne güzel demiş; En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir, birbirini anlamayan…! Ecz. Ayşem Jale Kıhtır EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Hastalar ile direkt iletişim kurma imkânı tüm sağlık personeli içinde en fazla serbest eczacıların sorumluluğunda. Devamı sayfa 11’de Editörden Ecz. Hüsnü KAYA EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Şehirde yaşayan bir kişi günde ortalama 4200 mesaj almaktadır. Bu rakam size abartılı gelmesin. Gökyüzüne bakıp; “Yağmur yağacak” yargısı da bir mesaj sayesindedir. Konuşma; açık bildirim aktarmadır. Mesaj ise; kapalı bildirimdir ve çözmek için gayret, istek, beceri gerektirir. Beceri yeteneği ise geliştirilebilir bir olgudur… Devamı sayfa 11’de EDAK’ın İletişim Teknik Alt Yapısı Ömer Akman ve Necati Sonyıldırım Akman Telefon Sayfa 14 Neden 444? Sevda Karakaya İletişim Merkezi Yönetmeni Sayfa 16 Merhaba, Gazeteedak 66. sayısına hoş geldiniz! .. 2012 yılı sektörümüzdeki hareketliliğin devam ettiği bir başlangıç yaptı. Yeni yılın ilk aylarında SGK ve TEB arasında 1 Temmuz 2015’ e kadar geçerli olacak, İlaç Alım Sözleşmesi imzalandı. İlaç Alım Sözleşmesi ile İlaçta iskonto azaldı, SGK’ nın eczanelere reçete başına 25 kuruş vereceği açıklandı. İlaçta reklam konusu, TBMM’ne taşındı. TEB eski Genel Sekreteri ve CHP Manisa Milletvekili Eczacı Özgür Özel reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin reklamına ilişkin TBMM’ye soru önergesi verdi. Tarihi okumayanlar geleceği var edemezler diyen, SECOF Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli, “İki defa aynı suda yıkanılmaz” başlıklı makalesiyle Eczacının Sesi haber portalı’nda durum değerlendirmesi yaptı. Özerdemli, reçete başına alınan ücretin geleceği noktayı, benzer süreçleri bizden 40 yıl önce yaşayan Amerika’dan verdiği bir örnekle paylaştı. Buna göre sonunda bir asırlık eczanesini, Wall-Mart ve Target gibi büyük perakende noktalarına satmak zorunda kalan eczacı ailenin yaşadığı süreci anlatan Özerdemli, “yaşanmış olayları yok saymayalım” dedi. Ayrıca “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak da ayrı bir öneme sahip, Gümrük ve Ticaret bakanı Hayati Yazıcı’nın “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” toplantısında yaptığı konuşmada 2012’deki en önemli eylemin “Türkiye kooperatifçilik Strateji Belgesi”nin resmi belge haline getirilmesi olacağını söyledi. Yazıcı, belgede kooperatifçilikte yedi stratejik hedef belirlediklerini anlattı. Gazeteedak’ın gündeminde ise “İletişim” var. EDAK Yönetim Kurulumuzdan, Siz değerli ortaklarımıza ve çalışanlarımıza kadar iletişim hakkındaki düşüncelerimizi paylaştık. Ve tek bir ağaç bile kesilmeden elinize ulaşan özel kağıtı ile yeni gazeteedak’ı beğeneceğinizi umuyor, geleceğimize yatırım yapmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki ay tekrar görüşmek dileğimizle, Hoşçakalın… Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü gazeteedak 2 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Ecza Koop.’dan Ortaklarına İlaç Takip Sistemi Eğitimi! EDAK Ecza Koop. iştiraki olan EDAKOM Ltd. Şti işbirliği ile Tepe Kule Kongre Merkezi’nde ortağı eczacılarına “İlaç Takip Sistemi” hakkında bir Bilgilendirme Toplantısı düzenledi. ortak isteği hastalarımızın ilaca erişiminde sorun yaşamamaları. Geçmişimizden gelen kurum kültürümüzle ortaklarımızın karşılaşabileceği her türlü sorun karşısında hep bir adım önde ve daima yanlarında olacağız.” diye konuştu. kooperatif olarak ana amacımız ve varmak istediğimiz son nokta “insan sağlığı” olduğu için sistemin doğru işlemesini önemsiyoruz.” diye konuştu. İlaç Takip Sistemi ile ilgili uygulamada yaşanan sorunların da mercek altına alındığı toplantı, interaktif bir şekilde gerçekleşti. Toplantıya 200’ü aşkın eczacı katıldı. Bilgilendirme toplantısında bir araya gelen EDAK ortağı eczacılar, İlaç Takip Sistemi (İTS) uygulamaları ve uygulamada sık karşılaşılan sorunları da paylaşma olanağını buldular. Salondan genel görüntü Ecz. Devrim Ercan Yenihayat Eczanesi - Bornova / İzmir EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak eczanelerimize giren her ürünün, bu iade edilecek bir ürün bile olsa İTS bildirim işleminin yapılmasının gerekliliğini meslektaşlarına aktardı. Ecz. Bülent Ergin, Emine Türkçü (EDAKOM), Ecz. Emre Bacanak, sunumu gerçekleştiren EDAKOM çalışanları; Erdinç Cengiz ve Emre Batu. EDAKOM tarafından yapılan sunumda sistemin doğru uygulanması için gerekli tüm işlem ve prosedürler eczacılara aktarıldı. İlacın takibini gerçekleştirmek ve ilaçta sahteciliğin önüne geçme amacıyla, 2012 yılı Ocak ayında resmi olarak başlanan İlaç Takip Sistemi (İTS) II. Faz Uygulamaları, ilacın üretiminden, dağıtım kanallarına, eczanelere ve hastalara ulaşımı ile hastanelerin ilaçla ilgili her türlü eylemlerinde alım ve satış bildiriminin yapılmasını öngörüyor. Toplantı açılışında bir konuşma yapan EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu İlaç Takip Sistemi’nin (İTS) temelini oluşturan karekod uygulamasının sektörde bazı sıkıntıları olmasıyla birlikte 1.Faz uygulamasının devam ettiğini belirterek; “EDAK yeni sisteme yönelik alt yapımızı yine İLK olmak sıfatıyla önceden hazırlayıp tamamladı. EDAK Ecza Koop. olarak, birincil amacımızın ortaklarımızın verimlik ve yetkinliğini artırmak olması bilinciyle, bu süreçte yaşadığımız veya yaşabileceğimiz sorunlara karşı bir araya gelmenin gerekli ve faydalı olduğunu düşündük. Uygulamada hastalarımızın ilaca erişiminde sorun yaşamaması için ortaklarımızla bilgilerimizi paylaşmak ve bu süreçte yaşanması olası sorunlara karşı, sistemin uygulama esaslarını birebir aktarmak istedik. Çünkü eminiz ki; hepimizin Eğitim sırasında ortaklarımız İTS sürecinde yaşadıkları sistemsel sorunları aktardı. EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Bülent Ergin de, “Yaşanan bu hızlı süreç, uygulamada bir takım sorunları da beraberinde getirdi. O nedenle, eczacıların sisteme daha çabuk uyumunu sağlayacak bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Faaliyet bölgemiz içindeki diğer illerde de benzer eğitimleri planlıyoruz. Amacımız; ortak eczacılarımızın bu süreci sağlıklı yürütmesine katkı sağlayabilecek bilgileri aktarmak ve eczanelerde yaşanan sistemsel hataların en aza indirilmesini sağlamaktır. Türkiye’deki en büyük Ecza Kooperatiflerinden biri olan EDAK Ecza Koop., İlaç Takip Sistemi (İTS)’ne uygun alt yapı ve donanımı ile ortak eczacılarına ve dolayısıyla hastalarına bu alanda da en doğru ve kaliteli hizmeti verme çabası içindedir. Eczacılık mesleği icracıları ve İlaç Takip Sistemini uygulamasını yapıyordum. Bu eğitimin ayrıca bilmediklerimize bir ek getireceğini ya da çalışma hızımızı artıracağını düşünüyorum. O nedenle eğitimin yararlı olduğu kanısındayım. Ecz. Engin Dünyaoğulları Buca Eczanesi - İzmir’in Sahibi ve Mesul Müdürü Reddetmekle olmaz İTS 2008 yılından bu yana oturtulmaya çalışılan bir sistem. İlk duyduğumda karmaşık , zor ve pratikte mümkün olmayacağını düşünmüştüm. Stok takibi yapmıyordum, günlük süreç içerisinde yük getireceğini, oyalayacağını düşünüyor, elemanlarımı alıştırmakta zorlanacağımı zannediyordum. O günden bugüne geldiğimizde EDAK hep yol gösterici oldu gerek bilgilendirme toplantılarıyla, gerek internet sayfasından gerekse EDAKOM desteği ile adım adım geçiş yaptık bu süreci sıkıntısız atlattık. Hem sistemi öğrendik hem de stok takibi yapabildiğimiz için daha akılcı alımlar yapmaya başladık. Meslektaşlarımda şunu görüyorum (yapanları tenzih ederek ) yasal olarak geçilmesi gereken son dakikayı bekliyorlar ve deneme sürecinde öğrenmiyorlar. İnternetten açıklamaları takip etme, elemanlarını eğitme alışkanlıkları yok. Yasal tarih geldiğinde de hem kendileri kilitleniyor, birçok sorun yaşıyorlar ve yaşadıkları sorunların yansımasını domino etkisi gibi EDAK ve diğer eczaneler de yaşıyor(özellikle iadelerde), zincirleme problem büyüyor. EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Bülent Ergin Emre Batu. Erdinç Cengiz Reddetmek, ertelemek çözüm değil. Bir kural konuyorsa kaçınılmazsa onu bir an önce öğrenmemiz ve uygulamamız gerek. gazeteedak 3 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Ecza Koop.’dan Kızılay’ın Acil Yardım Çağrısına Destek! EDAK Işıkkent’teki Merkez Binası’nda Kızılay Ege Bölge Müdürlüğü ile işbirliği yaparak “Kan Bağışı” kampanyası gerçekleştirdi. EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman “Kızılay’a kurumsal desteğimiz sürecek” Özben Erden / Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı Kızılay’da kan olmalı ki, hastanelere verebilmeli” diye konuştu. EDAK Ecza Koop. Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi’nin “Kan stokları alarm veriyor” çağrısına duyarsız kalmadı. Konuyla ilgili açıklama yapan EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman, “ Kızılay Ege Bölge Müdürlüğü ile işbirliği içinde artık geleneksel hale gelen kan bağışı kampanyamızı gerçekleştirdik. Kooperatif olarak eczacı ortaklarımız ve çalışanlarımız ile birlikte sosyal sorumluluklarımızı farkındayız; kan bağışı da bunlardan biri, yıl da en az 2 defa Kızılay kan bağış ekiplerini EDAK Ecza Koop.’ta ağırlıyoruz ve İzmir’deki gönüllü eczacı ortaklarımız ve çalışma arkadaşlarımız kan bağışında bulunuyorlar. Kızılay’a verdiğimiz kurumsal destek ile “bir gün bize ya da sevdiklerimize de gerekebilir” gerçeğine dikkat çekmeyi ve “farkındalık” yaratmayı da hedefliyoruz. Son iki senede Kızılay’a yaklaşık 100 ünite kan bağışında bulunduk ve bugün itibariyle bu rakam 100 ünite’yi aştı. Toplumda kan bağışı hakkında eksik, yanlış bilgiler var. EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman’a Kızılay Ege Bölge Müdürlüğü’nden Doktor Mefküre Sezmener tarafından Teşekkür Belgesi verildi. Kan verin, hayat verin EDAK’ın Kızılay kan Bağış kampanyasında son üç yıldır sürekli kan bağışında bulunarak kadın hemcinslerine de örnek olan çağdaş eczacılar laboratuvarı ürün danışmanı Özben Erden, “Eğer kan değerleri müsaitse kadınlarında kan vermesini doğru buluyorum, kan vermek hayat vermektir” diye konuştu. Türk Kızılay’ından EDAK Ecza Koop.’a Teşekkür! EDAK’a Türk Kızılay’ından verilen teşekkür belgesi hakkında gazeteedak’a konuşan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak 23 Ekim’de meydana gelen Van depreminin tüm yurdumuzda büyük üzüntü yarattığını dile getirerek, felaketin hemen ardından bölgenin acil sağlık ve hijyen ihtiyaçlarının belirlenip derhal bölgeye sevk edilmesinin sağlandığını bu nedenle Türk Kızılay’ı ve Van Eczacı Odasıyla irtibata geçilerek ihtiyaçların tespit edildiğini mikrofonlarımıza aktardı. 23 Ekim’de meydana gelen Van depreminin ardından Türk Kızılay’ın dan EDAK’a teşekkür belgesi verildi. 23 Ekim’de Van ilimizde yaşanan büyük felaketin ardından hemen harekete geçen EDAK, duyarlı ortaklarının ve çalışanlarının desteği ile mağdur vatandaşlarımıza yardım elini uzattı. Bu bağlamda, Türk Eczacıları Birliği (TEB) aracılığıyla kampanyaya katılan ortaklarımızın talebi ile EDAK’tan kesilen 88 bin lira ve EDAK kampanyası olarak 132 ortak eczanemizin katılımı ile 28.740 TL ve ayrıca EDAK çalışanlarının kendi aralarında topladığı 6 bin Lira tutarındaki bağış afet bölgesine gönderildi. EDAK’ın yardımları nedeniyle, Kızılay İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Aslı Özer imzasıyla EDAK’a teşekkür belgesi verildi. Bu ihtiyaçlardan 4000 adet Hijyenik kadın pedi, 834 adet Bebek bezi, 2673 adet Bebek maması, 500 adet Islak mendil gibi ürünlerin Kızılay aracılığıyla gönderildiğine değinen Bacanak, “ EDAK ortağı eczacılar olarak bu dayanışmaya verilen destek için teşekkür ederim. Felaket zamanlarında ilk yardımımıza koşan Türk Kızılay’ına destek her duyarlı vatandaşında birinci önceliğidir.” diye konuştu. gazeteedak 4 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kooperatifler Birer Demokrasi Okuludur Kooperatiflerin Değerli Temsilcileri Bayanlar, Baylar Türkiye Kooperatifleri adına sizleri içtenlikle selamlıyorum Ailelerin parçalanması, çocukların sahipsiz kalıp sokaklara düşmeleri, madde bağımlılığı gibi önemli sorunlarla baş başa kalmaları, eğitimsizlik ve sokaklarda oluşan çeteler nedeniyle çocukların ve gençlerin potansiyel suçlu konumuna gelmeleri, toplumların geleceği açısından önemli bir sorun yaratmaktadır. Daha da önemlisi şiddet giderek artan bir şekilde dünyayı saran bir kültüre dönüşüyor. Ayrıca günümüzde bir kısım çocuk oyuncakları, bilim kurgu filmler, bilgisayar oyunları ve uzak doğu sporu olarak ifade edilen kanlı kavga gösterileri her toplum kesiminden çocukların gelişimini olumsuz etkilemektedir. Sorunun bu yönüyle çözümü devletlerin sosyal sorumluluklarını daha çok hatırlamalarıyla mümkün olabilecektir. Kooperatifçiler de, toplumun ekonomik gelişmesinin yanı sıra toplumsal barış, sevgi, kardeşlik duygularının gelişmesi için sorumluluk taşıdıklarından, bu mücadelede devlete yardımcı olmalıdırlar. Muammer NİKSARLI / Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Her ülkenin kendine özgü Kooperatifçilik sorunu vardır. Ancak ülke ve bölge ayrımı gözetmeden tüm dünyayı ve bu arada Kooperatifleri de ilgilendiren çok önemli bir sorundan söz etmek istiyorum. Bu sorun, şiddetin kültüre dönüşmesi ve tüm dünyayı sarsmasıdır. Bu sunum 2007 yılında Singapur’ da yapılan ICA Genel Kurulunda gündeme getirilmiş ve bu konuda çalışma yapılması kararlaştırılmıştır. Aradan geçen zaman içerisinde toplumun her kesiminde şiddet giderek artan bir seyir izlemiştir. Son yıllarda çocuklar arasında, aile içerisinde, çocuklara ve kadınlara karşı şiddet uygulanması her kesimi rahatsız edici bir hal almıştır. Ayrıca, bugün dünyamızda yaşanan önemli sorunların başında Demokrasiye geçiş ve özgürlük mücadeleleri gelmektedir. Unutulmamalıdır ki Kooperatifler birer Demokrasi okuludur. Demokrasi bilinci olmadan Demokrasi talebinde bulunanlar gerçek ve tam demokrasiye ulaşamazlar. rın sonuç getirebilmesi için hükümetlerin de bu çalışmalara destek vermesi sağlanmalıdır. Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin, şiddetin her türüne, savaşlara, baskıcı yönetimlere karşı özgürlük mücadelelerini desteklemek vb. konularda insanlığa öncülük etmesi kooperatifçilik değerlerinin de bir gereğidir. Ayrıca dünyamızda yaşanan büyük felaketler sonucunda yıkıma uğrayan bölge insanlarına ve son aylarda Afrika’ da sıkça rastlanan aç çocuklara yardımcı olmak yine önemli bir Kooperatifçilik görevidir. Bütün bunlar 2012 dünya Kooperatifler yılının anlamına uygun ve farkındalık yaratmak için önemli uygulamalar olacaktır. Birleşmiş Milletler öncülüğünde, hükümet, sivil toplum, özel sektör, akademi ve medyanın Kooperatifçiliğin toplumda doğru algılanması teşvik edilmesi için çaba harcamaları dünya barışı ve ekonomik istikrar açısından da önemli bir hizmet olacaktır. Teşekkür ediyor Kooperatifçi selamlarımı sunuyorum. 31 Ekim 2011 BM / NEWYORK Uluslararası ölçekte önlem alınmaması halinde, önümüzdeki on yıllar bu açıdan daha da kaygı verici olacaktır. Tüm devletler ortak tavır almak ve ortak davranış sergilemek zorundadır. Kooperatifçiler olarak, dünya barışı ve kardeşliği için dünya çapında bir hareketi başlatmamız gerekiyor. ICA çatısı altındaki kooperatiflerce; gençleri, çocukları ve aileleri bilinçlendirmeye yönelik, şiddetin doğurabileceği fiziksel ve psikolojik zararları anlatan kapsamlı kampanyalar düzenlenmelidir. Başlatılan kampanyala- Yeşil Köşe Eczacının Karbon Ayak izi Her birimiz, yaşadığımız yerlerde bir iz bırakıyoruz; yürüdüğümüz yollarda, tanıdığımız insanlarda, eczanemize gelen hastalarımızda ve belki de en çok doğada, çünkü gerçekleştirdiğimiz her eylem, tükettiğimiz her ürün, harcadığımız her enerjinin doğada bıraktığı bir iz var. İşte; küresel ısınmaya neden olarak gösterilen sera gazı salınımıyla doğada bıraktığımız bu izi, çok basitçe, ‘Karbon Ayak İzi’miz olarak adlandırabiliriz. Günlük faaliyetlerimizin çoğunda direkt veya dolaylı olarak, sera gazlarının çıkışına neden oluyoruz. Örneğin, kullandığımız arabanın egzozundan çıkan gaz, ısınmak için kullandığımız ya- kıtlar, kullandığımız elektrik, atmosferdeki sera gazı salımını artıran eylemlerden sadece birkaçı. Ve bu artış dünya yüzeyinin sıcaklığını yükselterek kutuplara yakın buzların erimesine yol açıyor. Buzlar eridikçe yerlerini alan kara veya suların buza oranla daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla buzullarda daha da fazla erimeye neden oluyor. Birey olarak açığa çıkardığımız CO² yanında bir de eczacı olarak faaliyetlerimizin ortaya çıkardığı küresel ısınma var. Hem eczanelerimizdeki çalışmalarımızda, hem kooperatif ve depolarla çalışma biçimimizde, küçük bir farkındalık ve dikkatle bu ayak izimizi küçültebiliriz. Bir düşünelim. Acaba kaçımız sipariş verirken, birkaç kalem ilaç yerine toplu olarak verip, çok daha az kâğıt, yazıcı ve enerji harcanmasına dikkat ediyor. Veya stok takibi yapmayıp, kurye kullanımını artırarak hem masraf, hem de kirlilik yaratılmasına neden oluyor. Geri dönüşüme verdiğimiz katkı ne kadar? Karbon ayak izini azaltacak küçük önlemlerle, doğamızı koruyabildiğimiz gibi, zorunlu olarak verdiğimiz zararları telafi etmek de mümkün. Atmosferden CO² emerek, yerine oksijen salan ağaçlar küresel ısınmanın en önemli engelleyicileri. Biz de kooperatif üyesi eczacılar olarak, hem mesleki ayak izlerimizi azaltma, hem de mevcut izleri ortadan kaldırma amacı ile çalışmalar yaparak hiçbir meslek grubunda görmediğimiz duyarlılığı bir kez daha gösterebiliriz. ÇEKOOP gibi bir mesleki sosyal sorumluluk kooperatifi olarak bu konuda yaptığımız çalışmaları meslektaşlarımızla yakında paylaşacağız. Dünyaya bıraktığımız izler, paylaşım ve güzellikler olsun… ÇEKOOP Yönetim Kurulu gazeteedak 5 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Etkinliklerden Kısa Kısa... EDAK Akademi Eğitimleri Başladı! 2010 yılından itibaren gerçekleştirdiğimiz ve bu sene 3. eğitim yılına giren EDAK Akademi eğitim programı hem bölgelerde hem de İzmir’de başladı. Eğitimlere kayıt için www. edakakademi.com’a bakınız. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Gerçekleşen Sunumlarımız Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Kooperatifçilik paylaşımdır! EDAK Denetleme Kurulu üyesi Eczacı Hüsnü Kaya, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi son sınıf öğrencilerine “Ecza Kooperatifçiliğini ve EDAK”ı anlattı. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi konferans salonunda gerçekleşen sunum yaklaşık 2 saat sürdü. Ecza kooperatifçiliğinin kuruluş amacından, gelişimine ve gelecekte taşıdığı önemine değindiği sunumunda Kaya’ya öğrenciler de kooperatif hakkında çeşitli sorular yönelttiler. Kaya, “Kooperatifçilik bir yaşam biçimidir, paylaşımdır, birbirine yardım etmektir, kooperatif sadece ekonomik bir mesleki örgütlenme değil, topluma, çevreye ve ortaklarına karşı sorumlulukları ile sosyo-ekonomik bir örgütlenmedir. Kooperatif yapısına ortak olmak bu sorumluluğu da paylaşmaktır“ diye konuştu. ÇEKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ÇEKOOP Başkanı, E.Ü Eczacılık Fakültesi öğrencilerine “Atık İlaç”ı anlattı! Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde son sınıf öğrencileri ile bir araya gelen Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Şule ilkkurşunlu, “ İlacın sahibi olarak biz eczacıların ilacın üretiminden dağıtımına ve atık ilaç haline geldiği noktada insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde bertarafında da etkin rol almak durumundayız” diye konuştu. 6 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ve Altın Havan 2. kez EDAK’ ta! EDAK, sosyal sorumluluk alanındaki başarılı kampanyası ile ödül aldı. Türk Ecza Kooperatifçiliğinin öncü kuruluşu EDAK, Eczacı dergisi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen ‘Altın Havan 2011 Yılı İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri’nde, çocukların hayal dünyasına yaptığı katkı nedeniyle “Sosyal Sorumluluk Alanındaki Ödülü’ne değer görüldü. Sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı jüri tarafından ödüle değer görülen, EDAK ödülünü, 1 Kasım 2011 Salı günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlık Binası Keçecizade Fuat Paşa Konağı’nda gerçekleştirilen törenle aldı. Türkiye’nin ilk ecza kooperatiflerinden olan EDAK, Eczacı dergisi tarafından Türk ilaç ve eczacılık sektörünün birbirini tamamlayan tüm birimlerinin çalışmalarını ve hizmetlerini değerlendirmek, yetkinliklerini belgeleyerek çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla verdiği “Altın Havan İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri” organizasyonunda ikinci kez “Sosyal Sorumluluk Alanındaki” ödüle değer görülmenin mutluluğunu yaşadı. EDAK’ın bu ödüle layık görülmesinde; İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi yararına düzenlenen ve Onkoloji servisinin tamamen yenilenmesini sağlayan “1. Kumbara Kampanyası” ile elde edilen ilk Altın Havan ödülü ve bu kampanyanın devamı niteliğinde görülen “Oyuncak Toplama Kampanyası” ile çocukların hayal dünyasına ve bilişsel gelişimine olumlu katkı yapması etkili oldu. Altın Havan Ödülünü EDAK Ecza Kooperatifini temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, Merkez İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Mehmet Şapçı’ dan ve Altın Havan sertifikasını da Eczacı Dergisi ‘Mükemmel Eczacılık’ yazarı Kamil Gürorman’ın elinden aldı. “Bu ödülleri daha çok alacağız” EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak ödül töreninde yaptığı konuşmaya Kuşadası’ndaki bir meslektaşıyla Ecz. Kahraman Sarıhan ile EDAK hakkında sohbet ederken yaşadığı bir anekdotu anlatarak başladı. Meslektaşının EDAK hakkında ‘bu kurumun vicdanı var’ demesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bacanak; buna gönderme yaparak, “aynı duyguları şimdi burada tekrar yaşıyorum. Çünkü bu sadece bir sosyal sorumluluk projesi değil, aynı zamanda çocuklarımızı mutlu eden bir vicdani projeyi de hayata geçirmiş olduk. Ve bu böylesine değerli bir dergi ve böylesine değerli jüri üyeleri tarafından ödüle layık görüldü. Bunun için çok teşekkür ediyorum. Umuyorum ki; ikinci defa, üçüncü defa ve daha birçok defalarda bu ödülü tekrar kazanmak istiyoruz” diye konuştu. “Tüm meslektaşlarımıza ve çocuklarımıza teşekkür…” Törene EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, ‘Oyuncak Toplama Ka m p a nya s ı ’ n ı n proje sahibi EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem Jale Kıhtır ile birlikte katıldı. Altın Havan ve sertifikamız ile birlikte objektifimize bakarken projeye katkıda bulunan tüm meslektaşlarına ve oyuncaklarını bu proje için gönderen tüm çocuklara teşekkür ettiler. Mesleki örgütlerimizin Altın Havan Başarıları EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak ve Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Levent Kamacık ödülüne layık görülen İstkoop kurucularından Ecz. Asal Uçkunkaya ile birlikte mesleki örgütlen- menin üst çatısı Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) Başkanı Eczacı Abdullah Özyiğit’in yanında objektifimize poz verdiler. EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Altın Havan 2011 ödüllerinde; Eczacılık sektöründe eğitim-danışmanlık alanında “farmasyon” projeleri ile bu ödüle layık görülen, Bursa Ecza Kooperatifini temsilen Yönetim Kurulu Üyeleri Eczacı Yeşim Baş ve Eczacı Zekeriya Kolat ile birlikte objektifimize gülümsediler. Altın Havan ödül kategorileri ve sahipleri şöyle; Eczacılık İstihdam Dalında Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği – Dermokozmetik Elemanı Yetiştirme Projesi, Klinik Eczacılık Dalında Ecz. Hakkı Özçeltik – Bir Yudum Nefes, Eğitim – Danışmanlık Dalında Bursa Ecza Koop – www.farmasyon.com.tr, Sosyal Sorumluluk Dalında EDAK Ecza Koop – Oyuncak Toplama Projesi, Eczacılık Tarihi Dalında Prof. Dr. Afife Mat – İ.Ü.E.F. Eczacılık Müzesi, Sanayi Ürün Dalında Koçak Farma – Onkoloji ilaçları ve hammaddelerinin üretim projesi, Sanayi İlaç Dışı Ürün Dalında Sifar İlaçları – New Life Mena K2, Sanayi İstihdam Dalında İSPE Sağlık Birimleri Derneği – Eğitim Projeleri, Sanayi Ar-Ge Dalında Abdi İbrahim – Ar-Ge Merkezi, Sanayi Eğitim Dalında AstraZeneca – İlk Yardıma İlk Adım Projesi. Jüri Özel Ödüllerinden Ecz. Levent Kamacık Özel Ödülü ise meslek örgütlerindeki başarılı çalışmaları nedeniyle Ecz. Asal Uçkunkaya’ya verildi. Onur Ödülleri Türkiye’nin ilk kadın eczacılarından Ecz. Leman Başkur, Ecz. Nevhiz Pak ve Ecz. Lale Barlas’a takdim edildi. gazeteedak 7 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Çikolata kursu keyifli ve eğlenceliydi… Çikolata yapım kursumuzda Antalyalı eczacılarımızla günün stresinden uzak keyifli saatler geçirdik. EDAK Antalya İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı Ayşe Şerli’nin kaleminden çikolata kursu etkinliğimiz; Son dönemlerde eczacılık sektöründeki uygulamaların yaşattığı iş stresinden uzaklaşmak için, Antalya eczacılarının ve EDAK Antalya Şube Mesul Müdürü Ecz. Songül Çoban ve İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı olarak benim de katılımım ile çikolata kursu düzenlenmiştir. Ecz. Tuba Ekmekçioğlu (Konuksever Eczanesi / Antalya), Ecz. Aslı Önder (Önder Eczanesi / Antalya), Ecz. Melda Merey (Merey Eczanesi / Antalya) Antalya’da bulunan Hülya Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü olan Eczacı Hülya Solak etkinlik ile ilgili olarak, bu tarz sosyal aktivitelerin eczacılar arası sosyal paylaşımı artırdığını günlük olayların oluşturduğu iş stresinden uzaklaştırarak eczacıları mutlu ettiğini belirtti. Antalya’da bulunan Merey Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü olan Eczacı Melda Merey, bu organizasyondan çok memnun kaldığını, ilerleyen zamanlarda farklı sosyal aktiviteleri bizlerden beklediğini belirtti. Türkiye Mutfak Sanatı (TMS) Mutfak ve Aşçılık Sanatları Akademisi tarafından verilen eğitim, yaklaşık iki buçuk saat sürdü. Çikolata Kursuna Toplam 24 Eczacı ortağımız ve yakını katıldı. Kurs, İki grup halinde gerçekleşti. Eczacılarımızla, bir araya gelerek birlikte keyifli ve eğlenceli saatler geçirdik. Etkinlik sona ererken, eczacılarımızın ortak dileği, bu tarz aktivitelerimizin daha sıklıkla gerçekleşmesi yönünde oldu. Eczanesi), Ecz. Esra Doğru ( Ekin Eczanesi) , Ecz. Ebru Özmen Şahin, Gaye Demirok ( Karagöz Eczanesi ) , Ecz. İstem Gülen (Gülen Eczanesi), Ecz. Ayla Yavuz (Ayla Eczanesi) , Nilay Sert ( Ferah Eczanesi) , Ferah Abuhanoğlu( Ferah Eczanesi), Ecz. Duygu Tarhan, Ecz. Sevim Seçil Uygur ( Uygur Eczanesi), Ecz. Necati Uygur ( Uygur Eczanesi) , Ecz. Aslı Önder (Önder Eczanesi), Ecz. Hülya Solak (Hülya Eczanesi) , Ecz. Funda Berk( Melis Eczanesi), Ecz. Tuba Ekmekçioğlu ( Konuksever Eczanesi) , Ecz. Özlem Uluköy ( Özkent Eczanesi) , Ecz. Nurhan Ece( Nurhan Eczanesi), Ecz. Gülay Çatal ( Akasya Eczanesi) , Ecz. Neslihan Baykın ( Bilgehan Eczanesi), Ecz. Dilek Demiralp ( Seçkin Eczanesi), Ecz. Melda Merey ( Merey Eczanesi), Ecz. Dila Ceylanlı ( Nokta Eczanesi) , Ecz. Songül Çoban (Antalya Mesul Müdürü) , Ayşe Şerli ( İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı) Ecz. Neslihan Baykın (Bilgehan Eczanesi / Antalya), Ecz. Gülay Çatal (Akasya Eczanesi/ Antalya), Ecz. Dilek Demiralp (Seçkin Eczanesi / Antalya) Ecz. Duygu Tarhan Ecz. Burçin Turhan Kursa katılan eczacılarımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Ecz. Hülya Solak (Hülya Eczanesi / Antalya) ve Çikolata Şefi Şahin Çelikpençe Pasta ve lezzet işte burada! Ecz. Burçin Turhan ( Umay Eczanesi), Ecz. Amine Bıçakçı Demir( Bıçakçı Eczanesi), Ecz. Çağlar Kalkan (Koray Ecz. Melda Merey (Merey Eczanesi / Antalya), Ecz. Nurhan Ece (Nurhan Eczanesi/ Antalya) , Ayşe Şerli (EDAK) EDAK Kütüphane’ nin yıldızı parlıyor! EDAK Ecza Koop. olarak, kooperatif ortağı eczacılara sunduğumuz ürün ve lojistik faaliyetler dışında, ortaklarımızın kişisel gelişimi ve entelektüel kimliklerine de katkıda bulunacak yeni hizmetler sunmayı amaçlamaktayız. Bu amaç doğrultusunda kurulan EDAK Kütüphane’de bulunan yüzlerce kişisel ve mesleki gelişim, yeni yayınlanan roman, sanat, araştırma ve gezi kitaplarına EDAK internet şubesi üzerinden erişebilir ve tıpkı gerçek bir kütüphanede olduğu gibi ödünç kitap alabilirsiniz. Seçtiğiniz kitap, özel ambalajı içerisinde eczanenize gelecek ve ambalaj üzerinde yazılı olan iade tarihinde eczanenizden teslim alınacaktır. Hizmete girdiği tarihten gazetemiz baskıya hazırlanırken alınan son rakam göre, 2318 ortağımız EDAK Kütüphane’yi ziyaret etti ve 1254 kitap ödünç alınarak okundu. EDAK Kütüphane’de son bir ayda en çok okunan 5 kitap; Arzu Bodur Hızal (Kalite Yönetim Uzmanı), Sevgi Elibüyük (ÜHİT Müdürü), Arzu Canda (Yönetim Asistanı) İzmir Karşıyaka-Bostanlı’daki Roka Mutfak Atölyesi’nde EDAK ortak ve çalışanlarına özel gerçekleşen “Pastacılık” kursuna, EDAK çalışanlarından Kalite Yönetim Uzmanı Arzu Bodur Hızal, Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürü Sevgi Elibüyük ve Yönetim Asistanı Arzu Canda katıldı. • Nasıl Mutlu Olunur? - Sonja Lyubomirsky • Kalp Çarpar Beyin Böler - Yankı Yazgan • Küçük Şeyler 3 - Yaşama Yerleşmek - Prof. Dr. Üstün Dökmen • Avucunuzdaki Kelebek - Ahmet Şerif İzgören • En Son Yürekler Ölür - Canan Tan 8 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrencilerinden “Yedi Tepe, Yedi Konu” Başlıklı Eczacılık Kongresi 3 gün süren Kongre’de; 13 Üniversite’den, 300 katılımcı ve eczacılık mesleğinin çeşitli dallarında uzman 13 konuşmacı yer aldı. İstanbul, Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrencilerinin 14-16 Ekim tarihleri arasında Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ve Birim Kooperatiflerin sponsorluğunda düzenlediği , “Yedi Tepe, Yedi Konu” başlıklı Eczacılık kongresinde; eczacılık mesleğinin farklı yönleri, farklı bakış açıları ile ele alındı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan eczacılık fakültesi öğrencilerinin ağırlıklı olduğu kongrede, yaklaşık 300 eczacılık fakültesi öğrencisi ağırlandı. Kongre’de 13 Üniversite’nin temsilcilerine katkılarından ötürü Plaket verildi. Ecz. Ayşegül Yıldız Kongrede açış konuşmalarının ardından kooperatif kurucularından, Eczacı Ayşegül Yıldız da bir konuşma yaptı. Yıldız konuşmasında genç meslektaşlarına önce ilaç sanayideki gelişmeleri aktardı ardından ecza kooperatiflerinin kuruluş amacından ve öneminden söz ederek bu çatı altına genç meslektaşlarını da davet etti. Kongreye katılan en kalabalık öğrenci gruplarından biri olan Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencilerinden bir kısmı EDAK Roll Up’ı önünde objektifimize poz verdiler. Güler Sabuncuoğlu / Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fak. Kongre Kom. Üyesi Bunları Biliyor musunuz? İletişim ve detaylı bilgi için; Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı Özben Erden: Tel: 0.232.488 18 98 EDAK Itriyat ve Dermokozmetik Grupları Tel: 0.232.488 19 85 / 0.232.488 19 27 / 0.232.488 19 29 dağıtımı için için ISO 13485:2003 ve tedaviye yardımcı ilaç dışı ara ürünler, biyosidal ürünler, steril ve steril olmayan gaz kompres, gaz bezi, sargı bezi, elastik sargı bezi, elastik bandaj tasarım, üretim ve satışı için ISO:9001:2008 Kalite Belgelerimiz ile 30X80(30X40 2Adet)steril- 7,5X7,5 steril sargı bezi ve gaz kompres ürünlerimiz için CE Uygunluk Sertifikamızı aldık. Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı olarak sektörümüzde kalitede lider olabilmek, eczacılarımız ve tüm müşterilerimizin sürekli değişen ve gelişen beklentilerini karşılamak ve aşmak amacıyla kalite politikamızı oluşturduk. İstenilen kalitede ve yasal mevzuata uygun ürünleri GMP beklentileri doğrultusunda temiz ve hijyenik bir ortamda üretimimiz devam ederEcz. H. Çoşkun Özvarlık / Çağdaş Eczacılar ken Kalite Yönetim Sistemi şartlarına Laboratuvarı Yönetim Kurulu Başkanı uygun çalışıp etkinliğinin sürdürülTüm medikal ürünlerimizi yeni marmesini sağlayarak, hizmet kalitemizi kamız MEDİKOOP altında topladık ve süreçlerimizin etkinliğini sürekli iyileştirerek ve Medikoop Markası ile eczacılarımıza yeni ve daha ürünlerimizi en ekonomik şekilde ve zamanında çağdaş ambalajlarıyla sunduk. Çağdaş Eczacılar Labosunmayı hedefliyoruz. ratuvarının tüm medikal ürünlerini sayın eczacılarımız bundan sonra Kooperatiflerimizden Medikoop Markası Kalite Belgelerimizi almak için yaklaşık 1yıldır ki- ile temin edebilirler. Tıbbi çaylar ve gelecekte üretmeyi lit personelimiz ve kalite - yönetim danışmanının planladığımız tüm droglarla ilgili ürünlerimiz için de LEortak çalışması ile hazırlıklar yapıldı. 11 Temmuz AFY Markasını tescil ettirdik. Drog ve tıbbi çay ürünleri2011 tarihinde KALİTEST Belgelendirme ve Eği- mizi LEAFY Markasıyla yeni ambalajlarında çok yakında tim Hizmetleri Limited Şirketi tarafından denet- satışa sunacağız. lendik. Denetleme sonucunda steril ve steril olmayan gaz kompres, gaz bezi, sargı bezi, elastik sargı bezi, elastik bandaj tasarım ve gazeteedak 9 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ 7 Yıldızlı Eczacı Güney Ecza Kooperatifi, geleceği yakalayacak adımlarını atan eczacı ortağının yanında olarak, “7 Yıldızlı Eczacı” tanımını oluşturmak hedefiyle projeler üretmektedir. Eczanede yeni açılımlar yeni kazanımlar sonucunda Güney Ecza Kooperatifi ile, “GELECEKTEKİ YERİNİZİ bugünden AYIRTIN!..” Dünya Sağlık Örgütü’nün “7 yıldızlı eczacı” tanımına göre bir eczacıda olması gereken özellikler şöylece sıralanabilir: diyoruz… Hatay oluşturmak amacındayız. Eczanelerimizin gerçeği göz önünde bulundurularak mümkün olan en kısa sürede anlaşılır ve en üstün verim düşünülerek hazırlanan eğitim başlıkları; Adana 1- Hizmet sağlayıcıdır. 2- Hasta bakımında karar vericidir. 3- Sağlık ekibiyle iletişim kurucudur. 4- Liderdir. 5- Yöneticidir. 6- Yaşam boyu öğrenendir. 7- Yaşam boyu öğretendir. Bu yetkinliklere sahip olarak mesleğimizin icrasında “Danışman Eczacı” rolü üstleniyoruz. Özellikle kendimizi geliştirmemiz gereken alanlarda alacağımız profesyonel yardımlar bizi donatacaktır. Eczacı ortağımızın ve onların eczane çalışanlarının geleceğin eczanesine bakış açılarını değiştirecek eğitimlerle eczanelerimizi geliştirmek ve daha güçlü eczaneler - Kişilik Analizi ve Davranış Modelleri, - İletişim ve İletişim Teknikleri, - Hedef Belirleme ve Hedefe 12 Adım, - Soru Sorma Teknikleri ve Sorunun Gücü, - Müşteri Tipleri ve Sosyal Stilleri, - Müşteri Beklentisi, - Satış Teknikleri Eğitimi. Mersin Toplamda 20 saat olan bu eğitim 4 bölümde 15 gün arayla faaliyet bölgemiz içindeki 4 ilde en fazla 40 kişilik gruplarla gerçekleştirilmiştir. Adana, Mersin, Hatay ve Gaziantep’te tamamlanan bu eğitimlerin ardından, eğitime katılan istekli eczacılarımıza da Sayın Mustafa Özarslan tarafından birebir Eczane Koçluğu verilecektir. Eczanenin özelinde ziyaretlerin gerçekleştirileceği, öneri ve düzenlemelerin yapılacağı, çalışanların da aynı eğitimleri alacağı bu uygulama için birliğimizin gücüyle özel fiyat alınmıştır. Gaziantep 10 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ İletişim Paylaşmaktır! “Kanaatim odur ki; muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak; maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. Türkiye’nin say, hayat ve mevcudiyetini mütalaa edince birleşmeden mütevellit fayda ve menfaatlerin çok büyük olacağı kanaatıne varacağınızdan şüphe etmiyorum. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikayet edeceklerdir.” Mustafa Kemal Atatürk İzmir Ticaret Odası (1 Şubat 1931) “Asrımızın iktisat cidaline giderken münferit değil, fakat toplu bulunmak mecburiyetindeyiz. Çünkü asrın hazır iktisadiyatı bunu iltizam ediyor. Ferdi teşebbüsler, toplu yabancı iktisat dünyası karşısında ezilmeğe ve akim kalmağa mahkûmdurlar. Binaenaleyh her türlü şirketler vücuda getirmeli ve bilhassa memleketimizin ihtiyacatını tamamen ifade eden kooperatif şirketlere fazla ehemmiyet verilmelidir.” Mahmut Esat Bozkurt (İktisat Vekili) İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923) “Yapacağımız iş, eczanelerimizin dört duvarı arasından, bankomuzun arkasından çıkıp, önce dağıtımda yer almak, sonra da giderek üretime yönelmektir. Bu doğrultuda çaba sarfedip bu yönde örgütlenmektir. Bu örgütlenmenin biçimi ise KOOPERATİF’ tir. Eğer dağıtımda ve üretimde yer alırsak; ancak o zaman eczane, depo ve ilaç üreticilerinin bir bütün oldukları, çıkarlarının aynı doğrultuda olduğu söylenebilir. Unutmamalıyız ilaç konusunun tek sahibi bizleriz. Yaşadığımız ekonomik yapı içinde güçlü olan örgütlü olandır. Bu örgütlenmenin adı ise KOOPERATİF’ tir.” Ecz. Nur Işık BOYACIGİLLER “Kooperatif depo hakkında” makalesinden İzmir Eczacı Odası Bülteni (Haziran 1979) Değerli Meslektaşlarım, Gazetemizin bu sayısında “iletişim” konusunu ön plana çıkarmak istedik. Çünkü düşündük ki; iletişim de aynen kooperatifçilik gibi paylaşmaktır. Duygu ve düşüncenin alış-verişidir. İyi bir iletişim gülümsemekle başlar, paylaşmakla devam eder. Yukarıda hepimizin çok önemsediği üç değerli insanın sözlerini okudunuz. Her üçü de sizin için anlamlıysa ve anlaşılıyorsa, kendi hayatınız içinde yaşatılacak kadar değerliyse ve yaşatabiliyorsanız 1923’ten bu yana 89 yıllık bir iletişim söz konusu demektir ve iletişim kurabilmek için aynı dili kullanmak şart değil demektir. Yüzünüzden gülümseme hayatınızdan paylaşma eczanenizden EDAK eksik olmasın. Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Muhterem Meslektaşlarım, Matbuatımızın bu ayki münderecatında “beşeri münasebet ve muhaberat” mevzuunu neşretmeyi münasip gördük. Zira beşeri münasebetlerde tıpkı Kooperatifçilik gibi üleşmek esasına dayanır. Her türlü duygu ve fikrin alış-verişidir. Alâ bir münasebet tebessümle başlar, üleşmekle sürer. Yukarıda hepimizin ziyadesiyle ehemmiyet verdiği üç muhterem zatın mütâlaasını okudunuz. Her üç mütâlaa da sizler için manalı ve manidar ise ve dahi hususi hayatınıza dahledilebilecek kadar kıymetli ise 1923’ten beri 89 senelik bir muhabere ve idrak mevzu bahistir ki; beşeri münasebetlerde illa ki aynı lisanı telaffuz ediyor olmak zaruridir manası taşımaz. Yüzünüzden tebessüm, hayatınızdan üleşmek eczanenizden EDAK noksan kalmasın. Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Kooperatifi İdare Meclisi Reisi Arkadaşlar Merhaba, Gazetemizin bu ayki konusu iletişim. Çünkü bizce iletişim aynı kooperatifçilik gibi paylaşmaktan geçiyor. Sonuçta duygu ve düşünceleri birbirimize aktarıyoruz. Bizce gülümseme olmadan iletişim başlamaz ve kesinlikle devamında bir şeyler paylaşılmalıdır. Yukarıda üç büyüğümüzün üç güzel söylemini okudunuz. Eğer siz de onlarla aynı şeyleri düşünüyor ve hissediyorsanız, o fikirleri kendi hayatınız için özümsediyseniz ortada 1923’ten bu güne 89 yıllık bir iletişim oluşmuş demektir. Ayrıca insanların iletişim kurabilmesi için aynı dili konuşması da şart değil demektir. Yüzünüzden gülücükler hayatınızdan paylaşmak eczanenizden EDAK eksik olmasın. Ecz. Emre Bacanak EDAK Başkanı Değerli Meslektaşlarım, Gördüğünüz gibi hangi yaşta olursak olalım hatta hangi yüzyılda yaşarsak yaşayalım önemli olan ortak bir akla ulaşabilmek için doğru kelimeleri seçmek ve bunu doğru bir üslupla karşımızdaki insanlarla paylaşabilmektir. Doğru iletişim kurmak insana değdiğimiz her noktada daha kaliteli ve daha mutlu bir yaşamın anahtarıdır diye düşünüyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Ecz. Emre Bacanak …………………… gazeteedak 11 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Çünkü hastaların en ufak sağlık problemlerinde öncellikli olarak danıştıkları sağlık personeli bizleriz. Bu bağlamda, hastalar ile direkt iletişim kurma imkânı tüm sağlık personeli içinde en fazla serbest eczacıların sorumluluğundadır. Eczacılar bu imkânı iyi değerlendirerek hem hasta memnuniyetini sağlamış hem de mesleki sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar. Hasta ve eczacı arasındaki çift yönlü iletişimin doğru sağlanması iki tarafa da fayda sağlamaktadır. Hasta açısından bakıldığında, hastaların tıbbı bakım ve tedavisini anlamasının yanı sıra tedaviye uyumunu da artırmaktadır. Bu da hastanın hastalıktan daha çabuk ve kolay bir şekilde kurtulması anlamına gelir. “Hasta ve Eczacı İletişimi” konusunu ele alan Eczacı Ayşem Jale Kıhtır, “Hastalar ile direkt iletişim kurma imkânı tüm sağlık personeli içinde en fazla serbest eczacıların sorumluluğunda. Bu nedenle, hasta eczacı iletişimi her geçen gün daha da çok önem kazanıyor” dedi. Can Yücel ne güzel demiş; En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir, birbirini anlamayan…! Eczacı açısından ise hastaların artan tatmini eczacıya olan güvenin artmasına neden olacak, bu da eczacılığın özellikli bir meslek olması imajını tazeleyerek ortaya çıkaracaktır. Eczacılar temel görevleri olan ilacın hazırlanmasının yanında başka moral değerler ve anlamlar da kazanmaktadırlar. İyi bir iletişim, etkili geri bildirim, ilgili bir yaklaşımı, empatik dinlemeyi, göz temasının sağlanmasını, vücut dilini ve sözsüz iletişim unsurlarını doğru kullanmayı ve okuyabilmeyi ve de etkileşimi engelleyen bariyerleri mümkün olduğunca azaltmayı gerektirir. Akılcı ilaç kullanımın teşvik etmek, hasta odaklı tedavide hastalara yardımcı olmak, hastaların en kolay ulaşabilecekleri sağlık çalışanları olarak onlara ihtiyaçları doğrultusunda danışmanlık yapmak, tedavi süreçlerine hem psikolojik hem de uygulama açısından uyum sağlamaya yardımcı olmak mesleğin temel unsurları haline gelmektedir. Hekim, eczacı ve doktor üçgeninde her iki tarafla etkileşim içinde olmak, hekimlere yardımcı, hastalara destekleyici görev üslenmek eczacının görevidir. Bu amaçla eczacının iletişim becerilerini geliştirmeleri şarttır. Özellikle biz serbest eczacılar için hasta/müşteri yönlü iletişim gün geçtikçe daha çok önem kazanmaktadır. Eczacının danışmanlık hizmeti şu öğeleri içermelidir. - Hastanın reçete hakkındaki bilgisini tamamlamak, İnsan, sosyal bir varlık olarak diğer canlılardan ayrılır. Sosyal yaşamımızı; işimiz ve özel hayatımızdaki bireyler arası ilişkilerimizi doğru kanalize etmek ve olumlu sonuçlar almak ise iletişim becerilerimiz ile ilintilidir. ‘Dünya benim etrafımda dönüyor’ zannıyla yaşayanlar bunu beceremez. - Bilgi boşluklarını doldurmak, - Hastanın eczacı tarafından aktarılan bilgilerin anladığına emin olmak… Eczacıların hasta danışmanlığında temel becerileri de şunlar olmalıdır: - Kendini tanıtmak - Nazik olmak - Etkin dinlemek - İletişim kurmak - İhtiyaçlara yanıt vermek, - Anlaşılır konuşmak, - Doğru sorular sormak, - Açık uçlu sorular sormak, - Özetlemek, - Vücut dilini doğru kullanmak, - Hasta özelliklerini göz önünde bulundurmak - Hastaları soru sorma konusunda cesaretlendirmek - Hastaya ilgili davranmak, - Empati geliştirmek, - Hasta soruları için yeterli zaman ayırmak - Geri bildirimde bulunmak - Hastaya sözlü bildirimin yanında yazılı bilgi sunmak... Sağlıklı iletişim bu bileşenlerin hepsini taşırsa ancak başarıya ulaşabilir. Ancak tüm bunların yanında iletişimin tek yönlü bir süreç olmadığı her zaman akılda tutulması gerekir. Özellikle hasta eczacı iletişiminde eczacının yanı sıra hastalarında bu süreçte yer alması kaçınılmazdır. Aksi surette iletişim başarısız olur. Ne der, Can Yücel; En uzak mesafe, Ne Afrika’dır, Ne Çin, Ne Hindistan, ne seyyareler… Ne de yıldızlar, geceleri ışıldayan… En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir… Birbirini anlamayan... duygusu yaşamayacaktır. Bu kadar basit… Minik bir bebek ağladığı zaman, ‘Ne sıkıntısı var, ne istiyor ki?’ gibi soruları sormaya başlarız. Bu bir empati gayretidir, ancak bu gayreti günlük yaşantımızda muhatabımızdan sakınırız. Ama sonuç olarak da iletişim kazası yaşar derdini anlayamaz veya derdimizi anlatamayız. Konuşurken de karşı tarafa mesaj göndeririz, ancak sözsüz mesaj kavramı da vardır. Şöyle bir senaryo düşünelim… Hüsnü Kaya’nın kaleme aldığı mesaj yazısıyla, konuşma ve empatiden felsefeye kadar, yazılı ve sözsüz iletişimin engin dünyasında bizi gezdiriyor ve “bir adamın akıllı olduğunu nasıl anlarsınız?” diye soruyor… Ecz. Hüsnü KAYA / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Mesaj Şehirde yaşayan bir kişi günde ortalama 4200 mesaj almaktadır. Bu rakam size abartılı gelmesin. Gökyüzüne bakıp; “Yağmur yağacak” yargısı da bir mesaj sayesindedir. Konuşma; açık bildirim aktarmadır. Mesaj ise; kapalı bildirimdir ve çözmek için gayret, istek, beceri gerektirir. Beceri yeteneği ise geliştirilebilir bir olgudur. Felsefedeki adı, diğerkâmlık; psikolojideki adı, empati olan olgunun farkında olmak ya da bu olguyu incelemek işin en başıdır. Karşı tarafı anlamak için kendini onun yerine koymaktır empati… “Ben merkez’li yaşayan veya Eczacı ve yardımcıları banko arkasında çok meşgul bir şekilde çalışmakta, karşılarında ise üç, dört hasta veya hasta yakını beklemektedir. Tam bu sırada kapıdan yeni bir kişi girer ve sessizce o da beklemeye başlar. Eczacı ve yardımcıları yeni gelen kişiyi görememişler veya görmezden gelmişlerdir. Yeni gelen kişinin “Ben geldim, ben buradayım” mesajı havada asılı kalmıştır. Eczacı ve yardımcılarından da yeni gelen kişiye “Sen burada yoksun” mesajı gitmiştir bile. Bekleme süresi arttıkça mesaj “Sen hiçbir şeysin” haline döner. Yeni gelen için ortam olumsuza dönmeye başlamış, sabır zamanı başlamıştır. Sabrın sonuna gelindiğinde ise yeni gelen kişi çıkıp gitmiştir. Eczacı bir hastasını veya müşterisini kaybetmiştir. Oysa eczacının minicik bir hareketi bu olumsuzluğu yaratmayabilirdi. Yeni kişi geldiğinde başını kaldırıp yeni gelen kişi ile göz göze gelmesi, bir baş selâmlaması yeterdi. Bu göz göze gelmenin anlamı; “Sizin geldiğinizin farkındayım, meşguliyetim bitince sizinle ilgileneceğim” demektir. Yeni gelen kişi de bu mesajı alınca değersizlik Konuşma mesajdan farklı olarak bir de havada asılı kalan sözcükler içerir ki mesajdan da önemlidir. Konuşma eyleminde, konuşanın da dinleyenin de önemli görevleri vardır. Konuşan anlaşılır ve kısa konuşmakla yükümlüdür. Dinleyen de acele etmeden dikkatle dinlemek durumundadır. Dinleyici farkında olmadan onaylama, beğenme, yanlış veya doğru söylüyorsun mesajını mutlaka karşı tarafa verir. Konuşmacı da bu mesajlara bakıp, konuşmasının biçimini, biçemini değiştirebilir. Oysa her iki tarafın da acele etmemesi gerekir. Türkçe’nin dezavantajlı bir durumu vardır. Bir cümle söylendiği zaman karşı tarafça diğer dillerde 400 mili saniyede algılanırken, Türkçe 600 milisaniyede algılanır. Buna sebep yüklemin sonda olmasıdır. Bu sebeple konuşmada; dinleme ve konuşurken es verme çok önemlidir. Sözlü veya sözsüz mesajı karşı tarafa mutlaka veririz. Burada olumlu düşünmek çok önemlidir. Yaşama olumsuz bakanlar olumsuz, olumlu bakanlar olumlu mesaj üretir. Ghandi’nin bu konudaki düşüncesi şöyledir: “Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur. Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız olur. 12 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur. Değerleriniz pozitif olsun, çünkü değerleriniz kaderiniz olur.” Zeki insanlar hızlı konuşur ama akıllı adamlar tane tane konuşur. Bilge adama sormuşlar… - Bir adamın akıllı olduğunu nasıl anlarsın? - Konuşmasından… - Ya konuşmazsa - O kadar akıllı adam yoktur. Alpay ONKARDEŞLER / Genel Müdür Yardımcısı İLETİŞİM ÇAĞINDA YENİ BİR OFİS “CONTACT CENTER” Ya da DİĞER ADI İLE “ CALL CENTER” Dünyada son otuz yıldır en çok önem kazanan kavramlarından biri müşteri olmuştur. Ekonomik ve sosyokültürel dengelerin değişmesi, rekabetin artması, küreselleşme ile müşteriler her zamankinden fazla bilgiye çok kısa sürede sahip olabilir hale gelmişlerdir. Bu durumda hem ürün hem de hizmet üreticilerini müşteri üzerine odaklanmaya sevk etmiştir. Müşterilerin seçim alternatiflerinin artması rekabeti de kızıştıran bir başka nokta haline gelmiştir. Müşteriler artık istedikleri ürünleri, hız ve çeşit olarak çok alternatifli yerlerden temin edebilir durumdadırlar. Bu durumda yine yeni bir kavramı gündeme getirmiştir “müşteri sadakati “ Müşterilerin bu kadar kolay üretici ikamesi olduğu düşünüldüğünde; kurumları tercih etmemelerindeki en temel sebebin başında kötü müşteri hizmeti olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka açıdan düşündüğümüzde, müşterisini elinde tutmayı başaran şirketlerin karlılığının da daha fazla olduğu görünür bir gerçektir. Teknolojinin ve dolayısı ile telekominikasyon sektörünün hızla gelişmesi ile artık tüm iş yapma becerileri değişmeye başlamaktadır. Bunlardan birisi telefonda satış sektöründe yaşanmaktadır. Bu konuda çevremizde çeşit çeşit terimler duymaktayız... Call center, Çağrı merkezi, Contact center, agent v.s gibi… Cambridge Sözlük tanımına göre “Call center bir şirketin çalışanlarının telefon ile şirketin ürünleri ya da hizmetleri hakkında, müşterilere bilgi sağladığı, satış ve tanıtım yaptığı geniş bir ofis – departmandır ” İlk defa 1979’ların başlarında Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkmış olan çağrı merkezleri günümüzde birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. İlk call center 1970’lerde Continental Havayolları’nın tedarik ettiği ACD ( Automatic Call Distributor- Otomatik Çağrı Dağıtıcısı ) uygulaması bugünkü uygulamaları ile kıyaslanmayacak kadar pahallıydı ve fonksiyonel değildi. Günümüzde çağrı merkezleri büyük ve uluslar arası bir sektör haline gelmiştir ve bir çok alternatif ismi bulunmaktadır. Müşteri etkileşim merkezi, müşteri temas merkezi, çok kanallı çağrı merkezi, bağlantılı çağrı merkezi, müşteri temas merkezi, web uyumlu çağrı merkezi, müşteri destek merkezi, müşteri haberleşme merkezi, Müşteri hizmetleri merkezi, satış ve hizmet merkezi, yardım masası, müşteri ilgi merkezi gibi tüm tanımları, içine alacak ve yerine geçecek biçimde kullanılmaktadır. Çağrı merkezi tanımı teknolojinin de gelişmesi ile birlikte gün geçtikçe değişmektedir, fakat en basit tanımı ile farklı iletişim kanallarını bir merkezde toplayarak, belirli standartlar çerçevesinde tüm müşterilerle hızlı ve etkin olarak iletişimde bulunmaktır.” Incoming Call Managment Institute” (Gelen Aramalar Yönetimi Enstitusü) call center tanımını, “Müşteriye ve şirkete değer yaratmak için şirketin kaynaklarının ve farklı iletişim kanallarının etkili bir şekilde entegre edildiği, insanlardan, süreçlerden, teknolojilerden ve stratejilerden oluşan koordineli bir sistem” olarak yapmaktadır. Aslında çağrı merkezlerinin asıl amacı “iletişim kurmak”tır. Çağrı merkezlerinin yarattığı en önemli fayda bu iletişimi kolay ve resmi bir hale getirmektir. İletişim; kurumlarda her zaman vardı, peki çağrı merkezinin farkı ne? Günümüz yukarıda da belirttiğimiz gibi bilgi ve hız çağı. Bilgiye ve hıza en kolay ulaşabilen kurumlar her zaman bir adım önde olacaktır. Çağrı merkezlerinin de kurulma amacı müşteriye hız ve rahatlık sağlamak. Çağrı merkezleri, kurumlar ile müşteriler arasında köprü görevi görür, iletişim kaliteli ve kontrollü bir şekilde sağlanır, düzenli ve sürekli bir veri akışına imkân tanır, pazarlama faaliyetlerinin etkileşmesine imkân tanır, iyileştirmeler için geri besleme sağlar, maliyetlere olumlu etkisi vardır, verimlilikleri artırır. EDAK olarak bizde 2011 yılında iletişimi tek merkezde toplayarak; iletişim merkezi kavramını kooperatifimizde oluşturmaya başladık. Bugün artık iletişim tek merkezden yönetilmekte. Tek merkezden yönetilen merkezimizi takip etmek üzere bir yazılımımız mevcut. Peki, bu uygulamayı niçin yaptık? Yukarıdaki açıklamalarda da belirttiğim üzere bilgiye erişim hızını arttırmak hedefimizdi. Tek merkezden yönetim bilginin üyelerimize her yerde aynı ve daha hızlı gitmesini daha da kolaylaştıracaktı. Ayrıca, iletişimi daha standart hale getirmek ve üyelerimize daha hızlı cevap verebilmek, sistemi kurma hedeflerimiz arasındaydı. Müşteri bağlılığının en iyi teminatı, rekabete karşı en güçlü savunma şekli ve herhangi bir kurumun büyümesini destekleyen tek yol hizmet ve kalitedir. İletişim merkezi ve kullandığımız yazılım programı ile artık iletişim ile ilgili sayısal verilere ulaşabilmekteyiz. Ulaşabileceğimiz verilere örnek verirsek; günde kaç arama yapıldı, cevap verilen arama sayısı, cevapsız arama sayısı, beklemede olan aramalar, satış elemanı performansı vs. gibi. Ayrıca ortaklarımız ile yaptığımız görüşme kalitesini daha da artırmak amacı ile ses dinleme sistemine geçilecektir. Ses dinleme sistemi ile Satış Elemanı konuşma kalitesinin artırılması ve verimli iletişim sağlanması amaçlanmaktadır. Peki, ses dinleme işleminin hukuki boyutu nedir? İletişimin kayıt altına alınması, banka, iletişim ofisleri vb kurumların kullandığı bir uygulamadır. Bildiğiniz gibi bu kurumların yaptıkları telefon görüşmelerinde öncelikle telefon görüşmelerinin kaydedildiği bilgisi verilmekte ve daha sonra görüşmeye geçilmektedir. İletişimi kayıt altına alabilmemiz hukuki olarak, ancak iletişimi gerçekleştireceğimiz kişi ile her iletişime geçtiğimiz anda “ iletişim kayıt altına alınacaktır” bilgisinin verilmesi ile gerçekleştirilebilir. İletişimin kayıt altına alınacağına dair sözlü beyan, her görüşmede anons yöntemiyle gerçekleştirilir. Bu uygulamada ses kaydı yapılacak kişiden onay beklenmemektedir. Telefon görüşmesine devam etmesi kabul anlamına gelmektedir. Bunun yanında iletişim içinde bulunan ikinci tarafın (Örn: Satış Elemanları) ses kayıtlarının alındığına dair yazılı muvafakatlarının alınması gerekmektedir. EDAK olarak iletişimin daha kaliteli ve geriye dönük izlenebilir olması amacı ile tüm görüşmelerin kayıt altına alınması yönünde çalışmalarımız başlamıştır. İletişim Merkezi ile kooperatife sağlamayı düşündüğümüz diğer faydaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. • Müşteri memnuniyeti sağlamak: Ortaklarımızın kooperatifi ile iletişimlerini istedikleri kanaldan istedikleri zamanda, kaliteli bir biçimde sağlamak müşteri memnuniyeti artıracak bir unsur olacaktır. Bu amaca hizmet eden iletişim merkezleri, ortak sadakatinin oluşmasında da önemli bir katkıya sahiptir. • İletişim Kontrolü: İletişim merkezleri, müşteri ile iletişimi merkezileştirerek müşteri ilişkisi yönetiminin sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Sürekli kontrollü ve kaliteli iletişim müşterinin kuruma sadakatini ve çalışanın müşteri ile ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir. • Sonuç Odaklı Pazarlama: İletişimin bir merkezde toplanması, şirketler açısından hayati önem taşıyan müşteri bilgisinin de bir merkezde toplanmasını kolaylaştıracaktır. Müşteri bilgileri, tercihleri, demografileri ve şirket içi önemli olan veya olmayan tüm bilgiler sürekli düzenli olarak birçok kanalla bir merkeze akmaktadır. Önemli olan ise bu bilgilerin ortak bir veri tabanında toplanarak kurum yararına kullanılmasıdır. İletişim Merkezi ortak veri tabanı oluşturulma işini kolaylaştırırken sonuç odaklı pazarlama faaliyetlerine de girdi oluşturabilir. • Verimlilik Artışı: Çağrı merkezlerince yönetilen temas biçimlerinin maliyeti diğer iletişim türlerine göre çok daha düşüktür ve bu da kuruma orta ve uzun vadede kazanç getirmektedir. Otomasyon sayesinde müşteriler ile gerçekleştirilen görüşmeler çok daha etkin ve verimli hale gelmektedir. Gerçekleştirilen yatırımın geri dönüşü de diğer birçok alanda yapılan yatırama göre hızlıdır. • Kalite ve İyileştirme: Çağrı merkezi kurumun dış dünyaya açılan penceresi ve kulağıdır. Müşteri çağrı merkezine kurum hakkında birçok geri bildirimde bulunmaktadır. Çağrı merkezleri bu geri bildirimleri toplayarak sunulan ürün ve hizmetin iyileştirilmesinde kullanılması açısından büyük bir fırsat olarak ortaya çıkmaktadır. Kurumların sahip oldukları en temel değerlerden ikisi çalışanları ve müşterileridir. İletişim merkezleri bu değerlerin şirket yararına kullanılması için en önemli aracı ve sağlayıcısıdır. gazeteedak 13 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ancak belki de farkında olmadan kaçırdığımız çok şey de olmuştur. Büyük olasılıkla aşağıda okuyacaklarınız zaten bildiğiniz şeylerdir. Ama üzerinde düşünme ve kendini sorgulama olanağı vereceğine inandığım için “fark etmek ve fark ettirebilmek dileğiyle” bu gerçekleri bir daha önünüze seriyorum. Bilindiği gibi, kişilerarası iletişim ikiye ayrılarak tanımlanmıştır. Cemal Bozkurt / Eğitmen Sözsüz iletişim için “fark etmek” “Eczacı Aylin masasında yoğun bir çalışmanın içindeydi. Sabahtan beri bilgisayar başında iki büklüm oturmaktan sırtına ağrı girmişti. Ayağa kalkıp sırtını esnetirken yolda karşıdan karşıya geçmeye çalışan adama gözü takıldı. Caddeyi geçmeye çalışırken hızla akan trafik umurunda değildi. Sanki kendisinden başka hiç kimse yoktu yolda. Kornaların ona çaldığının farkında bile değildi. Nihayet ayaklarını sürükleyerek kaldırıma ulaştı. Belli ki ayağını, kaldırımı aşabilecek yüksekliğe kadar bile kaldıramıyordu. Tahminen 30 yaşlarındaydı. Duruşu yer çekimine yenik, bakışları mat, giysileri temiz ama uyumsuz ve eskiydi. Belli belirsiz söyleniyordu kendi kendine. İçindeki fırtınayla başa çıkmaya çalıştığı ortadaydı. Elindeki poşet bir başka eczaneden geldiğini düşündürüyordu. Kapıyı yavaşça araladı ve ardına kadar açmadan içeriye süzüldü. Eczacı kalfası Murat karşısındaki bayan müşterisinin işlemlerini yapmaya devam ediyordu. Diğer eczane personeli Ayşe raflara ilaç yerleştirirken “buyurun beyefendi” diyerek, ona doğru yöneldi. Adam elindeki reçeteyi uzatıp “bu ilaç var mı?” diye mırıldandı. Ayşe reçeteye bakarak eczacı Aylin’e uzattı. Son günlerde temininde zorluk çekilen bir insülün ilacıydı aradığı…” Bu öykü diliminde iletişim nerede başlıyor nerede bitiyor? Eczacı Aylin’in adamı fark ettiği, karşıdan karşıya geçiş sahnesinden itibaren başlayan ve tek kelime bile konuşmadan dakikalarca devam eden <hayatın içinden> bir sözsüz iletişim örneği değilmiydi? Ancak dikkat edecek olursak, Aylin’in adamı fark etmesiyle başladı. Aylin adamı fark etmeseydi, adamın <farkında olmadan> verdiği mesajlar ile dakikalarca devam eden sözsüz iletişim başlamayacaktı. Yani; sözsüz iletişimde <fark etmek> önemlidir. Fark edebilmek için duyarlı olmak gerekir. Diğer yandan <fark ettirebilmek> de önemlidir. Fark etmek / Fark ettirmek Günün içinde akıp giden birçok durum ve sonuç... Ayrıntıların kaçını kaçırıyoruz, kaçını fark ediyoruz kim bilir? İletişim konusunda yazılmış çok sayıda eser ve ortaya atılmış görüş olmasına rağmen hala bu konuda sorun yaşıyor olmamız düşündürücü değil mi? Evet, defalarca okuduğumuz ve hatta bildiğimiz birçok kuralı gerçekten yaşamımıza yansıtabiliyor muyuz? Farkındalık oluşturabilmek için ne yapmalıyız? Öncelikle kendi yetersizliğimizin nerelerde olduğunu bularak, kabul etmekle mi başlamalıyız acaba? Ama kendimizde yetersizlik göremiyoruz ki! Başkası bunları gördüğünde de genellikle sinirlenip, savunmaya geçiyor ve kabul etmiyoruz. Sosyal konumumuz ne olursa olsun her an iletişim içindeyiz. Bazen yeni doğmuş bebekle, bazen ömrünün kış mevsimini yaşayan bir büyüğümüzle, bazen aklınıza her kim geldiyse onunla iletişim içindeyiz. İşte bu süreçlerin hepsinde mükemmel sonuçlar elde edebilmek gerçekten çok keyifli olurdu. Mutlaka böyle deneyimlerimiz olmuştur. Sözlü İletişim; karşılıklı konuşma, mektuplaşma gibi yöntemlerle gerçekleştirilen iletişim şeklidir. Bu iletişimde doğal olarak ne söylendiği önemlidir. Burada kelime hazinesinin zengin olması, dili kullanma ustalığı önem kazanmakla birlikte, nasıl söylendiği de önemlidir. Sesin tonu, şiddeti, vurgulamalar, duraklamalar anlamı değiştiren unsurlardır. Sözlü iletişimde başarılı olabilmek için bu noktaların değerlendirmesini yapmak, geliştirilmesi gereken yönleri tespit edebilmek önemli olacaktır. Sözsüz iletişim ise daha fazla ayrıntıya sahiptir. Belli bir amaca yönelik olarak kasten gerçekleştirilen sözsüz iletişim dışında, kasten yapılmayan ancak karşı taraf için derin anlamlar oluşturan mesajlar da ortaya çıkmaktadır. Yüzümüzdeki ifade, el ve vücut hareketlerimiz, duruşumuz, göz temasımız sözsüz iletişimde gönderici görevi yaparlar. (Habersiz çekilen fotoğraflarımıza derin bakarsak, ilettiğimiz mesajların iletmeye çalıştıklarımızla aynı olup olmadığını fark edebiliriz belki de) • Başı “evet / hayır” anlamında sallamak, kaşları kaldırarak “hayır” - dudakları büzerek “belki” demek, omuzları silkerek “kayıtsızlık” ifadesi göstermek örnek olarak sayılabilir. • Yüzdeki ani korku ifadesi, ani hayret ifadesi gibi tepkisel olarak gösterilen yüz ve beden hareketleri, duygusal ifadeler ise niyet edilmemiş olarak ortaya çıkan sözsüz iletişim örneklerindendir. • Sergilenen bedensel hareketler ve bedensel temas ile bilerek veya bilmeyerek yine çeşitli mesajlar verilmektedir. Örneğin büyüklerin eli öpülürken, el sıkışırken veya karşıdakine dokunurken farklı bedensel temaslar kurarak karşımızdakine çeşitli mesajlar veririz. • Farklı kültürlerde alan kullanım alışkanlıkları farklıdır ve mesajın niteliğini etkiler. Başka insanlara olan uzaklığımızı azaltarak dostane veya artırarak tersi mesajlar yollarız. Büyük odalar, büyük masalar alan kullanımıyla ilgili belirli mesajlar taşımaktadır. Kişilere hangi mesafede yakın olmak istiyoruz? 0-40 cm “Mahrem Alan” olarak bilinir. Asansörlerde veya toplu taşıma araçlarında bu alan istemeyerek de olsa ihlal edilir. Bu durumlarda kişilerin göz temasından kaçınma isteği, “bu yakınlığı ben istemedim, biraz sonra buradan çıkacağız ve bir daha bu kadar yakınımda olamayacaksın” mesajını verir gibidir. 40-75 cm “Kişisel Alan” olarak bilinir. Bu alana da istediğimiz kişileri almak isteriz. Çok yakın arkadaşlar, aile fertleri bu alanı kullanabilir. 1-2 m “Sosyal Alan” olarak tanımlanmış olup, iş görüşmelerinde, sosyal aktivitelerde, yeni tanıştığımız ya da az tanıdığımız kişiler ile iletişimde kullandığımız mesafedir. • Ayrıca muhtelif araçlar vasıtasıyla iletişimde mesaj iletmeyi sürdürmekteyiz. Rozetler, bayraklar, sancaklar, flamalar, iktidar amblemleri, üniformalar, amaca özgün özel kıyafetler, kokular bunlara örnek olarak sayılabilir. Sergilenen bedensel hareketler, bedensel temas, alan ve araç kullanımı ile ortaya çıkan bu anlamlar dışında sözsüz iletişimde “İLK ETKİ” de önemlidir. Olumsuz yaratılan ilk etkinin ortadan kalkması oldukça zordur. Bu nedenle ilk etkiyi oluşturan bileşenlerin iyi tanınması ve gerçekten özen gösterilmesi çok önemlidir. Birinci boyutunda “İlk görünüş” diğer boyutunda ise “İlk davranış” rol oynamaktadır. • Görünüş: İlk bakışta göze çarpan ve görsel olan her şeydir. Öncelikle kişisel bakım (saç, sakal, diş vs) dikkat çekecektir. Giysilerin görünüşü diğer ayrıntıdır. Doğal olarak; temiz, ütülü ve uyumlu olması dışında, bedene yakışan giysi seçimi de önemlidir. Moda olan bir giysi her bedene uygun olmayabiliyor. Ayrıca giysinin ortama uygun olması da gerekmektedir. Nerede, ne zaman, ne giyilebileceği bilinmelidir. Görünüşü tamamlayıcı unsur, bedenin genel duruşudur. Kişinin özgüveninin ilk göstergesi bedenin duruşunda gizlidir. Omuzları düşük, göbeği dışarı çıkık, kafası önde giden biri size hangi mesajı verirdi? Yürürken, ayakta beklerken veya otururken bedenin pozisyonu güven verici olmalı ve kişinin kendinden emin olduğunu hissettirmelidir. İlişkide olduğu kişilerle doğru mesafede kalabilmeyi de unutmamalıdır. • Davranış: Güven verici tutum içerisinde, çözüm bulmaya istekli pozitif davranış modeli hemen dikkat çekici olacaktır. Bunu tamamlayıcı olarak da, mesleki ustalığını gösteren davranışlarıyla sürdürmelidir. Olumlu olarak yaratılan ilk etkinin devam etmesi için de mutlaka “aktif dinleme” becerisi gerekmektedir. Devam eden iletişimin can alıcı becerisi budur. Bu beceri olmadan oluşturulan olumlu etki zamanla olumsuza dönecektir. Birisini dinlerken; başka işleri yapmaya devam etmek, konuşma bitmeden soru sormak, leb demeden leblebiyi bulmaya çalışmak, başka düşüncelere dalmak ve ayrıntıya takılı kalmak gibi kötü alışkanlıklar varsa, “aktif dinleyici” olmak imkânsızdır. Konuşanın sürdürdüğü sözlü iletişim, dinleyenin sözsüz iletişimiyle amacına ulaşabilecektir. Bütün bunları bilerek, tuzağa düşmeden sürdürülen dinleme sürecinde, göz teması kurmak, bedeni konuşana yöneltmek ve konuşmanın akışına göre baş ve gözler ile geribildirim yaparak konuşanı cesaretlendirmek unutulmamalıdır. Bunların yapılabilmesi için ise “uygun zamanda” dinlemeye çalışmak gerekecektir. Öyle ya, yetişmesi gereken çok önemli bir işi yaparken konuşanı aktif olarak dinlemek nasıl olabilsin ki? Aktif dinleyici olabilmek için; dinlemeye yeterince zaman ayrılmalı, göz teması kurulmalı, söz kesmeden sonuna kadar, savunmasızca, yargılamadan dinlenmeli, önyargısız olunmalı, başka düşüncelere dalınmamalı, konuşmaya odaklanılmalı ve konuşanın beden diline dikkat edilmelidir. Söylediği sözlerden daha fazlasını beden diliyle söylüyor olacaktır zaten. Yazımın ilk bölümünde de belirttiğim gibi amacım sözsüz iletişim konusunda “duyulmamış, mucizevî yeni bilgiler” vermek değildi. Bugüne kadar çok kere okuduğunuz ve duyduğunuz ayrıntıları, “meli-malı” gibi gereklilikleri tekrarlamanın ötesinde bir amacım vardı. Sözde önemsediğimiz, ancak yaşama geçirmede vasat kaldığımız “sözsüz iletişim” becerisinin, insan yaşamında çok daha önemli olduğuna inanarak bilgi ve düşüncelerimi paylaşmaya çalıştım. Üzerinde düşünme ve bireysel sorgulama olanağı verebildiğimi umarak, “fark etmek ve fark ettirebilmek dileğiyle” yaşam boyu mutluluklar diliyorum. gazeteedak 14 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ gittim. Temelde hepsiyle ölçüleri, dozları, şekilleri farklı da olsa karşılıklı anlayış ve paylaşım içerisinde bir ilişki bu… Başarısı da çatışma yaşanmamasıyla ölçülebilir belki. Tarafların memnuniyeti önemli olmalıdır. Okuduğum dinlediğim ve yaşadıklarımdan öğrendiklerimle önceliği olumlu düşünmeye veriyorum. Önyargısız bakmayı, kısıtlayıcı kalıplardan sıyrılmayı, akıl okumamayı, geçmişle yaşamamayı başarabildiğimce çatışmalardan bir ölçüde kurtulabiliyorum. Ardından dinleme becerisi geliyor yine bence. Anlatılmak istenen önemsenerek, geri bildirimlerle, kendini karşıdakinin yerine koyarak dinleyebildiğinde konunun aslına odaklanabiliyorsun. O zaman gerçek ihtiyaca yönelik davranıyor ve ona uygun karşılık verebiliyorsun. Ecz. Mine YALÇIN / Güney Ecza Koop. Yönetim Kurulu Üyesi Gülen Yüz İletiyorum… EDAK Gazete’nin bu sayısındaki tema; “İletişim”. Ne kadar geniş bir konu olduğunu yazmaya başlayınca, beni alıp götürdüğünde fark ettim. Ben; anne, evlat, kadın, eczacı, hasta, yönetici, yönetilen, öğrenci, öğreten, çalışan, işveren, eş, sevgili, arkadaş, dost olarak kimlerle iletişim içindeyim ve ne ölçüde başarılıyım diye daldım, EDAK’ın İletişim Teknik Alt Yapısı EDAK ortaklarıyla iletişiminin kesintisiz sağlanması için teknik alt yapı donanım hizmetini aldığı Akman Telefon Firması sahibi Ömer Akman ve Necati Sonyıldırım da gazetemizin iletişim sayısının konukları arasında… Yaklaşık yirmi yıldır EDAK ile çalışan Akman Telekom bir çözüm ortağı olarak EDAK’ın teknik tarihçesini ve donanımlarını bize anlattılar. Sağ tarafta görmüş olduğunuz fatura ise EDAK’a kestikleri ilk fatura olarak ayrı bir öneme sahip…” Elbette ki, kendi duygu ve düşüncelerini yadsımadan, dayatmadan, doğrudan aktarabilmek de iletişimin başarısı için önemli oluyor. Bu doygunluk getiriyor, aksamadan, farklılaşmadan sonuca varıyor. Çok kalıp ifadeler kullandığımın farkındayım. Her bir ifadenin içi derya deniz anlam yüklü… Onca kitap da eğitim de bunları açıklıyor, yol göstermeye uğraşıyor. Ancak iletişim becerileri de her bilgi gibi uygulamayla hayata geçirilebiliyor. Deneyip başardığında, öğrendi- Geçmişi anmak insanda farklı duygular uyandırıyor. Kurmuş olduğum firmanın geçmişini anımsamak, EDAK ile ilk karşılaşmamızı gazeteedak’ ta dile getirmek dahi insana farklı bir heyecan veriyor. Hani geçmişi anımsadığımızda hepimizin söylediği gibi: Hey gidi günler hey!.. Akman Telefon 12 Aralık 1990 tarihinde yani 22 yıl önce Çankaya’da küçücük bir iş yerinde kuruldu. Dile kolay, çeyrek asırlık bir geçmiş. Geçen yıllarda şu an birlikte olduğumuz veya ayrılmak zorunda kaldığımız birçok Her şeyden önce kendini farkına varma. Sahip olduklarını, özelliklerini ve değerlerini farkına varma. Bu özgüvenle beklentilerini ortaya koyarak karşı tarafı farkına varma. Sonrası paylaşım. Açık ve net… Sonuç; iki tarafın da huzurlu memnuniyeti… Burada taraflar anne-çocuk, eczacı-hasta, kooperatif- ortak, işçi-işveren vs olabilir. Bu iletişimde kaybeden yok, iki taraf da kazanıyor. İletişimin yazılı olanında ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Sevdiğim, önem verdiğim ve sürekli öğrenmeye çabaladığım bir konuda yazmak benim için keyifliydi. Umarım size de öyle yansımıştır. Gülen yüzün iletişimdeki başarısını hatırlayarak hep yüzünüz gülsün diyorum. Koşullar ve bize dayatılanlara inat. Sevgiyle kalın… Hoşça kalın. 1993 yılı Ekim ayının ilk haftasında EDAK’ta ilk görüşmemiz gerçekleşti. Ahmet Bey benden, telefonda sipariş alan arkadaşların kullanabileceği piyasadaki en iyi kulaklığı getirmemi ve en çok sorunu olan arkadaşa takmamı istedi. İki gün sonra piyasada bulabildiğim en iyi kulaklık-mikrofon ile EDAK’a döndüm ve en çok şikâyeti olan arkadaşınızın telefonuna uyarladım. Kulaklık EDAK’ta on gün denendi. Kulaklığı kullanan arkadaşı sık sık arayıp memnun olup olmadığını sordum. Her seferinde olumlu yanıt aldım. Bunun üzerine Ahmet Bey ile bir telefon görüşmesi daha yaptık. Ahmet Bey telefon faturasını getirmemi ve bu arada Kooperatif Başkanının da orada olacağını söyleyip tanışmamızı istedi. – Ömer gel! diyerek beni çağırmıştı. Rahmetli Işık Boyacıgiller ile ilk tanışmamızdı. Akman Telefon ve EDAK Tek başına yaşamadığımıza göre bu dünyada, istesek de istemesek de iletişim içerisinde olacağız. İyi ya da kötü iletişim hayat kalitemizi belirleyecek. İş başarısından dost çevresine kadar etkili ise iletişim, üzerinde düşünmeli, çalışmalı, geliştirmeli ve uygulamalıyız. Zor değil. Doğamızda var. Sadece farkındalık ve bilgi ya da bilgi ve farkındalık gerekiyor. firmaya hizmet verdik, değerli dostlar edindik. Bu değerli dostlarımızdan birisi Akman Telefon olarak beni EDAK’ın değerli Müdürü Sayın Ahmet Karakuş’a tavsiye etmiş. Kısa bir süre sonra Ahmet Bey’in telefonu ile EDAK ile ilk bağlantımız kuruldu. Konuştuğumuz saatte EDAK’ta hazır bulundum. Ahmet Bey beni uzaktan görmüş ve Ömer Akman / Akman Telefon’un Sahibi ğinin keyfine varıyor ve tekrar tekrar uygulamak istiyorsun. Sonunda düşünmeden uygulayabilir oluyorsun ve otomatik davranışa dönüşüyor. Işık Bey ile kısa ama samimi bir karşılaşma olmuştu. Işık Bey, telefon santralı ve bu sistemde kullanılan telefonlar üzerine bilgi istedi. Gereken açıklamaları dinledikten sonra bana döndü : - “Bizim çalışma şeklimizi gördün, ihtiyacımızın ne olduğunu biliyorsun, bize önereceğin yeni cihazlar varsa bir teklif hazırla” dedi ve yanımızdan ayrıldı. Elimdeki faturayı kesip Ahmet Bey’e uzattım. Ahmet Bey faturaya baktı ve bana döndü. - Ömer, ben sana en iyi kulaklığı getirmeni söyledim, sen bana ucuz bir malzeme getirmişsin, bu nasıl oluyor? Biz kullanıp memnun kalmadığımız kulaklıkları bundan çok daha pahalıya aldık, bu nasıl iyi kulaklık? diye sordu. Şaşırmıştım… - “Pahalı cihaz iyi olacak diye bir kural yok, siz kötü cihazı iyi diye almışsınız; Şimdi bizden iyi cihazı ucuza alıyorsunuz” diye yanıtladım. Ahmet Bey faturayı ödedi ve benden “Aylık bakım teklifini yaz getir” dedi. Ve birkaç gün sonra EDAK ile ilk “Bakım Sözleşmesini” imzaladık. EDAK ile tanışmış ve birlikte çalışmaya başlamıştık. O günlerden ilgi çekeceğini düşündüğüm bir anımı da sizlere anlatmak istiyorum. “Bir gün, işim bitmiş atölyeme dönmek üzereydim. Ahmet Bey ile karşılaştım; - “Nereye Ömer?” diye sordu. İşimin bittiğini ve gideceğimi söyledim. - “Yok, öyle kaçmak, bize yardım edeceksin” dedi. Bir kamyon ilaç gelmiş boşaltılması gerekiyordu. Ve Ahmet Bey başta olmak üzere, tüm çalışanlar ilaç kutularını kamyondan indiriyorduk. Manzarayı hiç unutamam, gazeteedak 15 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Yukarıdaki fotoğrafta 1992 yılında alınan EDAK’ın ilk santrali yer alıyor. 2004 yılına kadar EDAK’ın Pınarbaşı’ndaki merkezinde çalıştı. Daha sonra 2004 yılında yeni santral alınması ile parçalanıp Aydın, Muğla, Manisa ve Afyon şubelerinde çalıştı. Şimdi ise küçük bir santral olarak TEK Sigorta Ltd. Şti.’ne hizmetine devam etmektedir. EDAK’ın iletişim teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesi ise deponun Pınarbaşı’na taşınması ile başlar. EDAK’ta taşınmalar veya büyük işler hep bayramlarda yapılırdı. Benim askerden teskere aldığım gün de bayrama rastlar, teskere alıp İZMİR’e döndüğümde deponun taşınacağını o günde çalışmamız gerektiğini söylediler. Benim hayal kırıklığımı düşünün... Bu tarih: 1993… bir direk numara vererek eczanelerin direk telefoncularını aramasını sağladık. Fakat konuşma tutarları halen çok fazlaydı. Bu maliyetleri aşağı çekebilmek için bütün depolarla kendi aralarında konuşma maliyetini sıfıra çekip tek bir merkezden yönetilmesi sağlandı. Bu yatırım EDAK Yönetim Kurulu Karar Defterinde yer alan, 31 Ocak 1980 Tarihli telefon kiralanması hakkındaki karar… bayan arkadaşlar yüksek topuklu ayakkabılarıyla zorlanıyorlardı ama hiç kimse şikâyet etmiyordu. Geçmişin zorluklarını düşünürseniz şu an EDAK’ta çalışanlar bu günün kıymetini çok daha iyi anlamalı ve değerlendirmeliler kanısındayım. İsmini hatırladığım veya hatırlayamadığım birçok arkadaşın mesai mevhumu düşünmeden EDAK’ın bu günlere gelmesine büyük katkıda bulunduklarını biliyorum. Rahmetli Işık Bey ne istediğini bilen, ileriyi gören bir kişiydi. EDAK Sayın Boyacıgiller’in AKMAN Telefona emanetidir. En azından ben Ömer Akman olarak böyle düşünüyorum. Ve emanete elimden gelen en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğim. AKMAN Telefon olarak EDAK’ı kuran, bu güzide kuruluşa sahip çıkan Eczacı arkadaşlara teşekkür eder beraberliklerinin daim olmasını dilerim. İzmir’de ilk sesli yanıt sistemini EDAK’ta kurduk Necati SONYILDIRIM: 1989 yılından beri sektördeyim, 1992 den beri de EDAK’ la çalışıyoruz. Firmamız AKMAN telefon ise, 1990 yılından beri ASELSAN TBX ve AASTRA İletişim Sistemleri ( Enterprise Communication Systems ) pazarına ilişkin ürünlerinin (PABX telefon sistemleri, veri ağları, kablosuz haberleşme sistemleri, çağrı merkezi sistemleri vs.) kurulu olduğu mevcut müşterilerine teknik servis hizmetleri vermektedir. EDAK ile ilk çalışmamız 1992 yılında, satış elemanlarına kulaklıklı telefon yapmakla başladı. Satış elemanları telefonla konuşurken ahizeyi bir sağ omuzlarına bir de sol omuzlarına koyarak bütün gün konuşmaya çalışıyorlardı, yaptığımız kulaklıklı telefonla onları büyük bir eziyetten kurtardık. Sevgi Elibüyük Üye ve Halkla İlişkiler Tanıtım Müdürü Necati Sonyıldırım EDAK santralinin kapasitesi 24 İç abone, 12 Telekom abonesi yani 7 tane satış elemanı var, biz satış elemanlarının bulunduğu yere 50 abonelik kablo çekmiştik… Işık Bey, bize bu kablonun fazla olduğunu söyledi. Fakat kısa bir süre sonra o kablo yetmedi biz santral kapasitesini ikiye katladık. EDAK’ın telefon trafiği çok hızlı artıyordu. Öyle ki, telefonların meşgul çalmaya başladığı ile ilgili şikâyet almaya başladık. Yani TT hatları yetmiyordu. O zamanlar Satış Bölümünün Şefi Mustafa Solak, 30 olan Telekom hattını 150’ ye çıkardı. Bu da şu anlama geliyor; Satış odasında telefoncu başına ortalama 3 hat düşmeye başladı. Fakat problem değişti, telefonların bu yoğun çağrıdan çalıp açılmaması problemi baş gösterdi. Bunu yenmek için İzmir’de ilk kez sesli yanıt sistemini kurduk. Sistemi ilk kurduğumuzda sesli yanıt sistemine sipariş veren bile oldu. EDAK’ ın telefon trafiği o kadar arttı ki, Ege Bölgesi’nde en çok fatura ödeyen ve çağrı alan ikinci firması oldu. Fakat telefonların açma kapatma tuşları sık açma kapatmadan ortalama bir hafta da bozuluyordu. Bu problemi çözmek için 1997 yılında resimdeki kulaklı telefonları kullandırmaya başladık bu da depolar arasında ilktir. Fakat bu telefonların bile tuşları o kadar açma kapatmaya dayanmadı ve 2004 yılında resimdeki digital telefon santralini kurduk. Bu telefon santrali ile her telefoncuya Görüşleriniz bizim için önemlidir kabul ederek 7-24 sizi dinliyor. Çünkü siz zaman ayırarak görüşlerinizi bildiriyorsunuz bu ne demektir? “Hala sizinle bir bağım var ve sorunuma cevap verin” demektir. EDAK şikâyet dostu bir kurumdur. Şimdi bu cümleyi okuduğunuz da şunlar aklınızdan geçiyordur eminim. Kim şikâyet almaktan memnun olur ki, bu kadar sorunla kim uğraşır ki. Evet, EDAK siz değerli ortaklarından gelen tüm şikâyetleri bir armağan olarak Şikâyet en yalın haliyle beklentilerin karşılanmamış olduğunun ifade edilmesidir. Bunun yanında belki de daha önemlisi; kurumlar açısından ürünündeki ya da hizmetindeki kusuru düzelterek mutsuz bir müşterinin hoşnutsuzluğunu gidermek için bir fırsattır. Bu bakımdan şikayet müşterinin iş yerine verdiği bir armağandır. Armağan paketini dikkatle açıp içine bakmak kurumların yararınadır. İşte bu nedenle EDAK şikayet dostu bir kurumdur. Sunduğumuz hizmetleri iyileştirmek, beklentilerinize eksiksiz cevap verebilmek için 7 gün 24 saat sizi dinliyoruz. ile EDAK tüm konuşma faturalarından %40 tasarruf sağladı. Ve ilk nöbet telefonlarını İzmir’e yönlendirdik. Bu yönlendirmeden sonra yine bölgelerdeki telefoncuları 2 hafta içinde İzmir’e taşıdık. Bölgelere gelen telefonların sanki Muğla’da Afyon’da, Aydın’da cevaplanıyormuş gibi İzmir’de cevaplanmasını sağladık. Fakat EDAK’ın çağrıların raporlanabilmesi, çağrıların ne kadar sürede cevaplandığı gibi raporların alınması çağrıların yönetilmesi için EDAK CALLCENTER/ (İletişim Merkezi) kurulumunu geçekleştirdik. Tüm Türkiye’den EDAK’ın kurumsal bir numarası olsun diye 444 5 ECZ (444 5 329) alındı. Teknoloji özellikle bilgi teknolojileri ve iletişim çok hızlı değişiyor, yenilikleri takip etme bakımında bir çözüm ortağı olarak EDAK’ı nasıl görüyorsunuz? Bu gün EDAK’ın 11 şubesinde değişik kapasitelerde ürünler kullanıyor. Hepsi mevcut superonline alt yapısını kullanarak SIP protokolüyle VOIP üzerinden haberleşiyor. EDAK, kendi ihtiyaçlarına en uygun çözümü bulabilmek için titiz çalışmalardan geçerek en iyi fayda/maliyet oranı kapasite değerlerini, tasarrufunu sağlayan yeni teknolojiler kullanmaktadır. Işık Boyacıgiller ile bir anı… EDAK çok hızlı geliştiği için bayramlar da olduğu gibi, cumartesi günleri de çalışma yapıyorduk. Satış odasının bir düzenlenmesinde cuma akşamı çalışma başlayacak pazartesi sabah bitecekti. Biz cuma günü çalışmalara başladık, pazartesi gününe kadar da evlere gitmedik. O kadar yorulmuştum ki, pazartesi sabah Işık Ağabey’in odasındaki koltukta uyuya kalmışım. Işık Ağabey sabahları erken gelirdi. Sabah odasına gelmiş beni uyandırmadan masasında çalışmaya devam etmiş… Işık Ağabey’i buradan rahmetle anıyorum. Görüşleriniz bizim için önemlidir. www.edak.org.tr üzerinden iletişim formu ile tüm görüşlerinizi bizlere ulaştırabilirsiniz. Bu alandan yapmış olduğunuz tüm yazışmalar kooperatifimizin yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyelerine ayrıca ilgili tüm bölüm yöneticilerine anında ulaşmaktadır. Üye halkla ilişkiler ve tanıtım bölümü olarak sizlerden gelen bu çağrılar (istek, öneri, memnuniyet, şikayetler) değerlendirilerek ilgili bölümlere çözümü için yönlendirilmektedir. Hedefimiz ilk 24 saat içinde sizlere dönebilmektir. İstek, öneri ve şikâyetleriniz bizim için armağandır! Lütfen bizi arayın. gazeteedak 16 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK İletişim Merkezimiz günde 15 bin çağrıya yanıt veriyor! İletişim Merkezi çalışanlarımız toplu halde Neden 444? nıtlanacaktır, dolu ise ikinci satış elemanınızda çağrınız çalmaya devam eder, İkinci satış elemanınız tüm hatlarını dolu değilse çağrınız yanıtlanacaktır dolu ise üçüncü satış elemanınızda çalmaya devam eder. Üçüncü satış elemanınız da birinci ve ikinci satış elemanınızda olduğu gibi senaryo devam eder. Çağrınız yanıtlanamaz ise takımda müsait olan satış elemanında çalmaya devam eder ve yanıtlanır. Neden kendi satış elemanıma bağlanamıyorum? 444 53 29 nolu hattı aradığınızda satış elemanınızda çağrınız çalacaktır. Tüm hatları dolu değilse çağrınız yanıtlanacaktır. Cevapsız çağrınıza neden geç dönülüyor? 444 53 29 nolu hatta cevapsız çağrı bıraktığınızda size tanımlı 3 satış elemanın ekranına cevapsız çağrınız aynı anda yansır. Satış elemanlarınızın tüm hatlar dolu değilse sizi hemen geri arayacaklar. Cevapsız çağrınız aranmadığı taktirde 1 dk sonra çağrınız tüm takımdaki satış elemanlarının ekranına yansır. Hatları dolu olmayan satış elemanımız hemen çağrınızı geri arayacaktır. Sevda Karakaya / İletişim Merkezi Yönetmeni Farklı illerde bulunan tüm ortaklarımızın alan kodu çevirmeden tek bir numara ile kendi satış elemanına ulaşması, EDAK Ecza Koop. İletişim giderlerinin azalmasını sağlar. Neden Ücretlendiriliyorum? 444 53 29 nolu hattı sadece bir kez ring sesinin duyulması durumunda arama kapatılmalıdır. Edak’a hoş geldiniz anonsu duyulduğu an telefon açıldığı için ücretlendirilme başlayacaktır. Neden Açılmıyor? 444 53 29 Nolu telefonu arandığında öncelikle ücretlendirmemeniz için cevapsız çağrı senaryosu devreye girecektir. Ardından Edak’a hoş geldiniz sesi ile telefonunuz açılacaktır. Kendi satış elemanınızda çağrınız çalacaktır. Satış elemanınız tüm hatları dolu değilse çağrınız ya- Ücretsiz 444 53 29 nolu hattı arayabilir miyim? Cevapsız çağrı bırakarak ücretsiz bize ulaşabilirsiniz. Eski Süreç, • Satış elemanınızın sabit hat, cep telefonu , santral ve şube telefon numaraları vardı. • Her ortağımıza tanımlı bir satış elemanı • Satış elemanları Şubelerin bünyesinde yer almaktaydı • Etkin raporlama yapılamıyordu • Nöbet saatlerinde geri aranmanız için not alınıyordu, Yeni Süreç, • Farklı illerde bulunan Tüm ortaklarımızın alan kodu çevirmeden tek bir numara ile kendi satış elemanına ulaşabiliyor • Her ortağımızın telefonlarını yanıtlayacak 3 satış elemanı tanımlı • Tüm satış elemanları tek bir çatı altında tüm ortaklarımıza hizmet veriyorlar • Etkin raporlama yapılıyor • Nöbet saatlerinde tüm satış elemanlarımız çağrılarınızı yanıtlayabiliyor. EDAK İletişim Merkezi’mizde 75 satış elemanımız, Hafta içi 08.30 - 23.00, Cumartesi 08.30 - 22.00 Ve Pazar günü 10.00 - 17.00 arası siz değerli ortaklarımıza hizmet veriyor. İletişim Merkezimiz günlük ortalama 15 bin adet çağrıya yanıt veriyor. gazeteedak 17 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ İletişimin Sosyal Medya Hali: “Aileme bir çemkirme mesajı attım. Babam twitter’dan, kardeşim friendfeed’den, annem de facebook’tan ayrı ayrı yanıt verdiler ”* kışta bireyler veya küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar gibi görünse de, paylaşılan bilgi veya içerikle ilgilenen kişi sayısı oldukça hızlı ve fazla şekilde artıyor. İnternet kullanıcılarının olumlu ve olumsuz deneyimlerini internet ortamında paylaşmaları şirketler için fırsatları ve tehlikeleri beraberinde getiriyor. Yeşim Erdemir/ Kurumsal İletişim Şefi Şaka değil, gerçek!.. Artık bir masadan bir masaya mesajlaşmak, görsel göndermek o kadar rutin bir iş oldu ki… Hayatımızdaki yeni normalimiz bu oldu. İletişimde hal böyle olunca da; kurumların sosyal medyaya ayırdığı bütçe de giderek artıyor, teknoloji ve mobil hizmetler sunan servis sağlayıcılar kurumlara bu bakir ve devasa alanda yeni iş fırsatları ve en önemlisi yeni pazarlar yaratıyor. Geleneksel medyadan farkı: diyalog Bireylerin internette birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımlar sosyal medyayı oluşturuyor. Sosyal ağlar, bloglar, mikro bloglar, anlık mesajlaşma programları, sohbet siteleri, forumlar gibi insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde internet kullanıcıları aradıkları ve ilgilendikleri içeriklere ulaşma fırsatına erişiyor. İlk ba- 21. yüzyıl da küreselleşme tüm sektörlerin iş yapış şekillerini de doğal olarak değiştirdi. Endüstrileşmiş toplumlarda, kitlesel yapı “Biz” olma duygusunu yok etmektedir. Biz olmak empati ile mümkün olan bir kavramdır. Ve aidiyet duyulan topluluklara karşı geliştirilen bir empati kanalıdır. İşte bu aidiyeti beslemek ve sadakati kalıcı hale getirmek için kurumlar sosyal medya’da pazarlama iletişimine ağırlık veriyor. Trend uzmanı Özgür Alaz’ın “rakamlarla sosyal medya pazarı” başlıklı sunumunda; sosyal network çağı kavramından söz ediyor. Bu kavramı, uygun stratejiyi oluşturmak, buna uygun dijital projeler geliştirmek ve bunların topluluk yönetimine uygulanması olarak açıklayan Alaz, rakamlar ile sosyal medya’nın gücünü de gözler önüne seriyor. Tüm dünyada 500 milyondan fazla aktif facebook kullanıcısı var ve Türkiye’de bu sayının 29 milyon kişi ile İstanbul nüfusunun iki katını geçtiği görülüyor. Dijital dünyanın araştırma şirketi ComScore’e göre, Türk kullanıcıların % 82’si Facebook’ta yer alıyor. Ortalama bir Türk Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı var. Yani anında 130 kişiye ulaşan bir medya gibi düşünün… Yani sadece 7.500 kişi bir araya gelerek 1 milyon kişiye ulaşma gücüne erişebilirsiniz. Üstelik Facebook’ta geçirilen ortalama süre 56 dk. Ve son bir yılda bu süre iki katına çıktı. Sosyal Medya’nın dili: yalın, kısa ve sonuç odaklı lığı… Endüstrileşme ile kaybedilen insan ilişkileri sanal ortamda tekrar tanımlanıyor. Ulus devlet sınırlarını aşan uluslararası boyutta bir iletişim söz konusu oluyor. Sosyal medyanın en önemli özelliği, bilginin hızla yayılması ve dili’nin yalın, kısa ve sonuç odaklı olması geliyor. Bunun için sosyal medya kampanyaları da aynı dille hazırlanıyor ve mikro yayınlar, hızlı sade, güncel içerik üzerine kurulu oluyor. Sağlık sektörü de artık sosyal medyada Küresel şirketler, ilaç firmaları, eczacılar, doktorlar, paydaşlar… Artık sosyal medya’da olmak ya da olmamanın olmak kısmı sağlık sektörü için de daha ağır basıyor. 21. Yüzyıl da küreselleşme her alanda değişim sunuyor. Hastaya /müşteriye sunulan hizmetlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. İlaç, hastalık bilgileri, etkileşimleri, en yakın eczane, doktor araştırmaları artık hep internetten yapılıyor. Özellikle hastalık ve ilaç ile ilgili yorumlar kısmına dikkat ediliyor. Özel grupların forumlarında hastalıklar, ilaçlar tartışılıyor. Alaz’ın topluluk yönetiminden kastedilen de aynen bu. “Biz” kendi topluluğumuza yani bizi takip eden topluluğumuza kendi markamızı hizmetlerimizi ve yeni ürünlerimizi doğru strateji ile paylaştığımızda, dijital projemizde başarılı olur. Nedir başarılı olmasının şartı? Dikkat çekiyor mu? Sürekli güncelleniyor ve taze bilgi geliyor mu? Ve sosyal bir değer katıyor mu? Eğer hepsine evet diyorsak, başarılıyız demektir! Kaynak: http://www.kurumsalhaberler.com/pr/sosyal-medya-nedir.aspx 25.01.2012 tarihinde indirilmiştir. * http://www.slideshare.net/marketallica/rakamlarla-sosyal-medya-sunumu-wgundem-ozguralaz 25.01.2012 tarihinde indirilmiştir. *http://joy.yasar.edu.tr/makale/no20_vol5/3_BVural_MBat.pdf Özetle; sosyal medyanın geleneksel medyadan en büyük farkı, monolog değil, diyalog olması ve bağımsız- EDAK Facebook sayfamızı beğendiniz mi? İnternetin hayatımızda aldığı rol, gün geçtikçe artıyor. Dünya da internet kullanıcıları sayısı 2 milyarı geçti, Ülkemizde ise 29 milyona ulaştı. Artık internet kullanıcıları sadece Y nesli diye anılan gençler değil üstelik. Kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk... Kısacası artık herkes internet kullanıyor. Bilgi ve videoların paylaşıldığı, yorumların yer aldığı bu devasa iletişim ağında biz de EDAK olarak varız. İletişimin yeni mecrası olan bu sanal ama etkin alanda bundan böyle, Kurumsal içerikli bilgi ve hizmet akışımızı ile etkinliklerimizi facebook sayfamızdan da takip edebilirsiniz. Beğeniniz için şimdiden teşekkürler! 18 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ne Dediler? Hakan Baç / Saha Yönetmeni Saha Yönetmeni Tufan Güven ile birlikte objektife gülümseyen, Eczacı Öner Kaytan “EDAK ile iletişim anlamında hiçbir sıkıntım yok” diyor. Kendimizi karşı tarafın yerine koymadığımız için ve karşı tarafta kendini bizim yerimize koymadığı için bazen sıkıntı yaşıyoruz. Eczacımız bir an önce işinin çözülmesi için çaba harcıyor. Sonuçta eczacının karşısında hastası var bir an önce cevap vermek zorunda ama bir takım teknik ya da bir takım başka aksaklıklardan dolayı o bilgiyi anında aktaramadığımız zamanlar oluyor. Bu da sıkıntı doğuruyor. Burası diğer çağrı merkezleri gibi değil. Çünkü biz çağrı alan bir merkez değiliz, sürekli arıyoruz. O nedenle İletişim Merkezi adı… Biz arama yaparken çağrı bırakılıyor, “o gelen çağrıyı gördüm” diye tekrar dönüp, arama yapıyoruz. Böyle olduğu zaman hem zamanı iyi kullanmak hem de mümkün olan en az hata ile işimizi yapmak için daha çok çaba gösteriyoruz. Ve herşeye rağmen iyi olduğumuzu düşünüyorum. Mesleğimi seviyorum. Son 3-4 aydır karekodlu sisteme geçilmesi iş yoğunluğumuza hatırı sayılır bir yük getirdi. Sistem yerine oturdukça sıkıntılarda bitecektir. Kısaca, İletişim iki taraflı bir süreç… İki tarafta birbirini anlamaya vakıf olursa herhalde sıkıntı olmaz… Teşekkür ederim. Birbirimizi doğru anlamak ve oldu- İletişimde önce gülen yüz olmalı Ecz. Öner Kaytan / Kaytan Eczanesi-Muğla ğumuz gibi kabul etmek gerekiyor 4 yıldır EDAK’ ta çalışıyorum. İletişim denilince aklıma İlk gelen şey; bir insanın başka bir insana dili veya yazıyı kullanıp kendini ifade edebilme sanatıdır. Yaşadığımız toplumda her an ihtiyaç duyduğumuz ve hayatımızın sonuna kadar devam edecek bu kavram yaşımız ilerledikçe kendimize özgü bir hal almaktadır. Toplum içinde kendimizi iyi ifade edebilmek, iş hayatımızda bize verilen görevleri doğru yerine getirmek, iletişimi doğru kullanmak ile mümkün olabilir. Yakın bir tarihe kadar sadece yüzyüze ve telefonla yapılan görüşmelerle inşa edilen iletişim, teknolojinin gelişmesi ile çok daha hızlı ve geniş bir alana yayılmıştır. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden bir çok insan ve kurum kendini diğer insanlara ve kurumlara çok hızlı ve detaylı olarak ifade etmeye başlamıştır. EDAK’ ta kurulduğu günden bu yana kendini ve çalışanlarını geliştirerek üyeleriyle ve diğer kurumlarla olan iletişim seviyesini yükseltmiş ve yükseltmeye devam etmektedir. Biz saha yönetmenleri olarak EDAK’ ın üyeleri ile iletişim kurması ve geliştirmesi konusunda önemli görevler üstlenmekteyiz. Örnek verecek olursam yeni mezun olan bir eczacının kooperatifimize üye olma talebi gerçekleştiğinde ilk iletişim kurduğu kişi eczanesinin bulunduğu bölgeden sorumlu saha yönetmeni arkadaşımızdır. Bu ilk görüşmede her iki taraf kendini ifade ederken dili, mimik ve jestlerini doğru kullanarak, uzun yıllar devam edecek sağlam ilişkilerin başlamasına zemin hazırlamaktadır. Örnekte de bahsettiğim gibi sağlam ilişkilerin oluşabilmesi için doğru ve etkili iletişimin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunun için zamanlamanın, ilk görüntünün, ses tonunun, vücut dilinin önemi büyüktür. Başlangıçta yaşanabilecek aksaklıklar telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Hayatımızın her noktasında bukadar büyük öneme haiz olan iletişim kavramının, ilişkilerin oluşması ve geliştirilmesinde temel faktör olduğunu unutmamak gerekmektedir. Gelecek nesillere daha samimi ve güven dolu bir dünya bırakabilmek için en temel ihtiyacımızın birbirimizi doğru anlamak ve olduğumuz gibi kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olalı 5 sene oldu. Bir sene askerliğimi yaptıktan sonra 4 yıldır aynı yerde eczane eczacılığı yapıyorum. Eczanem hastane karşısında ve eczaneme gelen her hastam ile birebir ilgilenmeye çalışıyorum. Yani SGK ve diğer bürokratik işlemlerden arta kalan zamanda mutlaka sağlık danışmanlığımı uygulamaya çalışıyorum. Gülen bir yüz iletişimin anahtarı diye düşünüyorum. Ayrıca eczanemde hastalarıma dönemsel tema uygulamalarınıza yer vererek de iletişim köprüsü kurmaya çalışıyorum. Örneğin, yılbaşında hem EDAK afişi ile hem de kendi çalışmalarımızla dönemsel uygulamaların mesajını da hastalarımıza / müşterilerimize sunuyoruz. Bu da ayrı bir iletişim kanalı oluyor diye düşünüyorum. EDAK ile iletişim anlamında hiçbir sıkıntım yok. İletişim formunu kullanmama gerek bile kalmıyor çünkü Saha Yönetmenim Tufan Güven her konuda desteğini bize sunuyor. Telefoncum, tahsilatçım hepsi ile iletişimimiz iyi. Teşekkür ediyorum. Fethi TAYGON / Satış Elemanı İletişim için en önemli üç şey: Dinlemek, Empati ve Güven… 20 seneden beri EDAK’ ta çalışmaktayım. Bu çalışmanın ilk 6-7 senesinde saha da çalışıyordum. O dönem ortak eczacılarımızı ziyaret ederek hem satış, hem tahsilât yapıyorduk. 13 senedir de ofis ortamında satış elemanı olarak çalışıyorum. Bence İletişim, karşımızdaki kişiyi ilk önce doğru anlayabilmektir. Bunun için karşımızdaki kişinin yerine kendimizi koyabilmek yatıyor yani empati kurabilmek önemli. Peki, biz telefondaki iletişimde neler yaşıyoruz? Sait Mataracı / EDAK Satış Elemanı İletişim İki Taraflıdır 16 senedir EDAK’ ta çalışıyorum. Karşıyaka, Bergama, Menemen bölgesinde 42 eczacı ortağımızı arıyorum. Telefonda iletişim de bazen birbirimizi anlamıyoruz. Zorlandığımız anlar tabi ki oluyor. Ama bunu eczacımızı iyi bir şekilde dinlersek, dileğini, şikâyetini veya önerisini iyi anlayabilirsek, ona yardımcı olabiliriz diye düşünüyorum. O halde öncelikle dinlemesini bilelim. Sonrasında da kendimizi onun yerine koyabilelim yani empati yapabilelim. Bir de iletişimde en önemli konulardan biri karşınızdaki kişiye güven verebilmektir. Karşınızdaki kişide o güveni yaratabildiyseniz, sizin onu anladığınızı dileğini ve varsa sorununu çözmek için harekete geçtiğinizi bilir ve “Fethi, beni anladı, bu sorunu çözecek ” diye düşünür. İletişim, dinlemek, empati ve güvenle var olur diye düşünüyorum. Teşekkür ederim. gazeteedak 19 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Ayşe Özlem Kanbalakoğlu / Nisan Eczanesi - Yeşilyurt - İzmir Sahibi ve Mesul Müdürü İletişim ve Kitapların Büyülü Dünyası… Onaltı yıldır İzmir, Yeşilyurt’ta sağlık merkezlerine yakın bir semt eczanesi olarak adlandırabileceğimiz eczanesinde sağlık hizmetini veren Nisan Eczanesi’nin Sahibi ve Mesul Müdürü Eczacı Ayşe Özlem Kanbalakoğlu ile bu ayki konumuz olan iletişimi ve kitapları konuştuk. Neden mi kitaplar? Çünkü EDAK kütüphane hizmetimizden en çok yararlanan eczacı ortaklarımız arasında ilk sıralarda Eczacı Özlem Hanım da yer alıyor. O nedenle, Özlem Hanım ile iletişim, EDAK ile iletişim, Hasta-Eczacı iletişimi, Eczacı-Eczacı iletişiminin nasıl olması gerektiğini ve tabi ki kitapları konuştuk. Sizce iletişim nedir? Gazete edak’ta bu sayımızda İletişimi çok boyutlu ele alıyoruz. EDAK_Eczacı, Eczacı-Eczacı, Eczacı-Hasta iletişimi nasıl Olmalı? EDAK ile İletişim denince ilk önceleri internet şubesinden hiç hoşlanmamıştım. EDAK’ ta telefonla iletişim kurduğumuz satış elemanlarımız hep arkadaşlarımızdı ve onlar ile konuşmak daha iyi geliyordu. Çünkü uzun süre belli bir telefoncu ile çalışırsanız, o sizin tepkinizi, ne istediğinizi, kısaca sizi anlar hale geliyor. Ama sık değiştikçe kurulan o bağ da kalkıyor. Benim çok sık telefoncum değişti. Sık telefoncu değişikliği nedeniyle doğal olarak internet şubesine ağırlık vermeye başladım. Özellikle belirtmek istiyorum, sık telefoncu değişikliğini çok doğru bulmuyorum ama zamanla herkesin buna döneceğini de biliyorum. Benim derdim herkes internete dönerse, telefoncu arkadaşlarımızın hali ne olacak diye düşünüyorum... 3 yıldır ağırlıklı olarak internet şubesini kullanıyoruz. Saha yönetmenimden de çok memnunum. Eczacı-eczacı iletişimimiz yok. Okuldan direkt eczaneye geçince hiçbir şey bilmeden çaba gösteriyorsunuz. Bir tane ilacın peşine düşüyoruz. Ben satmasam o satacak zihniyeti var. İTS’ ye geçince artık takas ve borç gibi işlemlerimizde kalktı. Bölge eczacılarımı ayrı tutuyorum tabi ki, ama sosyal bir topluluk değiliz. Hasta-eczacı iletişimine gelince; dediğim gibi 16 yıldır buradayım. Bir ara daha hareketli bir yere yer değişikliği düşündüm. Ama burada hizmet verdiğim bir kitle oluştu. Çocukluktan beri tanıyorum birçoğunu ve artık hastalarımın ne yediğini, ne içtiğini dahi biliyorum. Onlarda sağlıkla ilgili konularda önce bana gelip danışıyorlar ve önerilerim üzerine aile hekimine ya da başka bir sağlık merkezine giderek muayene oluyorlar. İlaçlarını benim tavsiyelerim ile alıyorlar. da kitaplardan söz edelim. EDAK kütüphane hizmetimiz hakkında düşünceleriniz? Ve bu yoğun kitap okuyuculuğunuzda size en vurucu gelen işte dönüm noktam dediğiniz kitap var mıdır? Meslektaşlarınıza hangi kitapları okumalarını önerirsiniz? Bana saha yönetmenim EDAK Kütüphane hizmetinizden söz etti. Ancak o dönem çok ilgilenememiştim. Ama sonra Paulo Coelho’nun “Simyacı” adlı kitabını okudum. Ve hala Simyacı’yı çok geç okuduğumu düşünerek hayıflanıyorum. O kitap ben de bir dönüm noktası oldu. Artık elimden kitap düşmez oldu. Haftada en az 3 kitap okuyorum. Ve yine hayatımda EDAK Kütüphane benim için çok şey fark ettirdi. EDAK Kütüphane hizmetinizden önce bir kitapçım vardı ona sipariş verirdim. Ve çok kitap okuduğum için epey de maliyetli olurdu. Ama sonra bir gün web sayfanızda “EDAK Kütüphane’ye yeni kitaplar geldi” duyurunuzu gördüm. Ve onları görünce inanamadım. O kitapçı arkadaşıma sipariş verdiğim tüm kitaplar EDAK kütüphane’de yer almıştı. Biraz önce gördünüz… Burada hastalarım-müşterilerim bile sağlık konuları kadar, benimle kitap konuşuyor, okudukları kitapları değerlendiriyoruz. Kitap öneriyorlar. Tek sıkıldığım nokta EDAK Kütüphane’den haftada 2 kitap alabiliyor oluşum. Meslektaşlarıma önerim; Paulo Coelho’nun tüm kitaplarını okuyabilirler. Ben ne bulursam okuyorum. Onun dışında ben de iz bırakan, Buket Uzuner’in “İki Küçük Su Samuru”, Debbie Macomber’in “Küçük Mucizeler Dükkânı” Kitabını özellikle tavsiye ederim. Kitabın adının KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKÂNI olduğuna aldanmayın. Okurken yüzünüze kocaman bir gülümsemenin yerleştiğini göreceksiniz. Ve bir anda o gülümsemenin sevinç gözyaşlarına dönüştüğünü. Küçücük bir adımın ne kadar büyük mucizeler yarattığını da… Burada kitaplarımızı yardımcımla birlikte okuyoruz ve en son Franz Kafka’nın “Dava” adlı kitabını okuduk. Bir solukta okuyup, ardından kitap hakkında değerlendirmemizi yapıyoruz, nerdeyse o kitabı yaşıyoruz. Neden bu kadar çok okumaya çalışıyorum? Kızım için… O henüz anaokuluna gidiyor. Ama kitaplara ilgisi çok yoğun… Ona akşamları masallar okuyorum. Hatta kendi okuduğum kitaplardan da özetler yapıyorum örneğin, Simyacı’ yı ona da anlattım. Bu yaşlarda hiçbir şey unutmuyorlar. Örneğin Simyacı’ da geçtiği için “Mısır’da gerçekten altın var mı anne?” diye merak ederek sorması bile çok hoşuma gidiyor. Peki, sonuç olarak İletişim ve kitaplar hakkında meslektaşlarınıza ne söylemek istersiniz? Gülümsemeyi unutmayın ve bol bol kitap okuyun derim Teşekkür ederim. Teşekkürler Hüsnü Demiröz / E.Ü. Eczacılık Fakültesi Son Sınıf Öğrencisi Peki, eczacı kimliğimizi bir yana bırakırsak, sıradan bir insan olarak iletişimde sizce neye önem vermemiz gerekir? Önce gülümsemek lazım! Peki, biz sizi EDAK Kütüphanemizi en çok kullanan eczacılarımız arasında olduğunuz için de tanıyoruz. Biraz Eczaneler arasındaki farkı yaratan iletişimdir Tüm yaşamı boyunca, psikolojik olarak insanın, varlığını bildirmek ve varlığının farkındalığının kendisine bildirilmesi ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç içindeki insan, sözlü veya sözsüz çeşitli iletişim yollarına kaçınılmaz olarak başvurur. Her türlü iletişim insanın psikolojik gereksinmelerinin sonucudur. Kendisini tanıması, tanıtması ve dönüt alarak kendini değerlendirmesinde bu iletişim süreçleri önemli rol oynar. Bizim mesleğimizde de iletişim önemli rol oynar. Çünkü hastalar reçeteleriyle ve ya sorunlarıyla eczanelere gelir ve her eczanede o hastanın ihtiyacı bir şekilde karşılanır. Ancak bu ihtiyaç karşılama her eczanede farklıdır. Bunun nedeni ise her kişinin iletişim kurma şeklinin farklı olmasıdır. Yani eczaneler arasındaki farkı yaratan aslında iletişimdir. Ayrıca son yıllarda mesleğimiz çok sancılı bir dönem yaşıyor. Hükümetin eczacılara uyguladığı yaptırımlar eczacılarımızın hastalarıyla daha çok iletişim kurmasına neden oluyor. Muayene katılım ücretinin eczaneler tarafında alınması eczacıları hastalar karşısında zor duruma sokuyor. Çünkü hastalar ilaç aldıktan sonra muayene ücretlerine itiraz ediyor ve hatta eski dönemlerden kalan muayene ücretlerinin de ortaya çıkmasıyla hastalar bilmeden eczacılara kötü bir gözle bakmalarına neden oluyor. Meslektaşlarımızın bu zor dönemden çıkması için hastalarıyla etkili bir iletişim kurması gerekiyor. Mesleğimiz hastalarımızın sorunlarını dinlemek, onların sorunlarına çözümler getirmek ve bulduğumuz çözümleri onlara etkili bir şekilde anlatmaktır. Bizler bu süreçte ne kadar başarılıysak o kadar başarılı eczacıyızdır. Herkese bol iletişimli günler diliyorum. Toygun Sapanlı / Saha Yönetmeni EDAK GÜVEN’nini ortaklarımıza hissettirebilmek önemli! 2 yıldır EDAK’ ta çalışıyorum. Her gün en az 20 ortağımızı eczanelerinde ziyaret ediyoruz. Doğru iletişim bence önce gülümsemek ile başlar ve varsa sorunlar siz gülümseyince daha çabuk çözülür. Ayrıca, işimiz gereği sürekli saha da olduğumuz için İletişim de beden dili’nin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kıyafetimizden, eczane’deki duruşumuza ve tarzımıza, seçtiğimiz kelimelere ve kullanma şeklimize değin her an iletişim halindeyiz. Ve her an çevremize mesaj veriyoruz. Karşılıklı iyi niyet ve saygı çerçevesinde karşılaştığımız her olayda çözüm üretiyoruz. EDAK ve kurumsal yapısıyla özdeşleşen “güven” unsurunu attığımız her adımda ortaklarımıza hissettirerek ilişkilerimizi yürütüyoruz. Ve ortaklarımızda bu güvenle bizim önerdiğimiz bir çözümün / konunun art niyetsiz ve ortak fayda içerdiğinin bilincine sahipler. Ortaklarımız da, bizi biliyorlar ve aynı iyi niyet çerçevesinde ortak karar alarak çözüm üretmemiz bu nedenle kolay oluyor. Bu da bizi ayrıca gururlandırıyor. Teşekkür ederim. gazeteedak 20 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Her ortak eczanemiz bizim için özeldir Volkan Kılıçdağı / Tahsilât Elemanı 7 yıldır EDAK’ta çalışıyorum. Daha önce özel sektöre muhasebe, finans, müşteri ilişkileri alanında deneyimim vardı. Bizim işimiz mesafeyi koruyan bir samimiyet içinde iyi niyet ve saygı çerçevesinde yürüyor. Her eczanemiz bizim için özeldir. İş yapış şeklimizde hem kurumumuzun faydasını hem de eczacımızın faydasını gözeterek işlem yaparız. İki tarafında memnuniyeti bizim için çok önemli. O nedenle eczacı-kurum iletişimin hassasiyetini gözetir ve attığımız her adımda ağzımızdan çıkan her sözcükte kurum imajını ve güvenini ön plana alırız. Ortak eczacılarımızın bu yapı ile çalışmasından doğan avantajlarını ve memnuniyetlerini daim tutmak için biz de EDAK’ın yüzü olarak hizmet vermekten onur duyuyoruz. İletişim için önce bizim bir adım atmamız gerek, verici olmalıyız her şeyden önce bir tebessüm, güleryüz göstererek, “Sizi dinliyor ve önemsiyorum” anlamında göz teması ile iletişime geçmek gerekiyor diye düşünüyorum. Teşekkür ederim. Sizleri ilaç ve ilaç dışı kategorisinde yaz sezonu boyunca en uygun ürünü eczanenizde en avantajlı şekilde bulundurabilmeniz ve müşterilerinize sunmanız için hazırladığımız “Merhaba Yaz 2012” Satış Etkinliği’ne bekliyoruz!” 9-10-11 Mart 2012 09-12 Mart 2012 tarihleri arasında düzenlenecek 3 günlük “Satış Etkinliği”nde sizlere özel satış şartlarının yanı sıra, eğlenceli bir gala gecesi, sürpriz çekilişler ve sektörel büyük bir buluşma imkanı sunuyor olacağız. “Merhaba Yaz” bu yıl da büyüyerek 2000 m² alanda, 2 ayrı katta, 120 firma ve 6000 değişik ürünü sizlerle buluşturacak. Deniz Seki Etkinlik Sponsoru 10 Mart 2012, Cumartesi Sürpriz EDAK Çekilişleri 9-10-11 Mart 2012 14:00 ve 16:00 Bilgi ve katılım için saha yönetmenleriniz size yardımcı olacaktır veya online kayıt için www.edak.org.tr veya www.merhabayaz.com adresine başvurabilirsiniz. 160.000 m² üzerinde kurulu olan Starlight Hotel, ilk çağlardan günümüz modern çağına kadar olan süreyi mimarisinde barındırmakta ve Manavgat bölgesinin tüm doğal güzelliklerini büyüleyici atmosferi ile sunmaktadır. Toplantı & kongre turizmine yönelik salonlarıyla ve Oditoryumu ile Starlight Hotel, Merhaba Yaz 2012 etkinliğine ev sahipliği yapacak! Merhaba Yaz süresince çocuklarınızın da keyifli vakit geçirebilmesi için ücretsiz mini club hizmetinden yararlanabilirsiniz. www.merhabayaz.com gazeteedak 21 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Işığın yolumuzu 33 yıldır aydınlatıyor! EDAK kurucularından Ecz. N. Işık Boyacıgiller ölümünün onikinci yılında EDAK’ ta, kabri başında ve anma etkinliği ile sevgi ve özlemle anıldı. 30 Aralık 1999 tarihinde kaybettiğimiz Eczacı Nur Işık Boyacıgiller için ilk tören EDAK’ta gerçekleşti. EDAK’ın İzmir Işıkkent’teki Merkez Binası 3. Katındaki, İletişim Merkezi’nde gerçekleşen törene yaklaşık 100 EDAK çalışanı ve yöneticisi katıldı. Törende, EDAK Yönetim Kurulu başkanı Eczacı Emre Bacanak, SECOF Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli ve EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Eczacı Hüsnü Kaya hazır bulundu. Tören, EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak’ın yaptığı açış konuşması ile başladı. sahadaki arkadaşlarımıza ve eczacılarımıza bu konuda tam destek vermenizi istiyorum” diye konuştu. İlaç dışı ürünlerin artık vazgeçilmezler arasına girdiğine değinen Bacanak, “ilaç dışı ürünün adı medikal olur, veteriner ürün olur, diyabet ile ilgili ürünler olur, ıtriyat olur ama ne olursa olsun bizim için yeterli bilgi ve bu bilgi ile ürünün doğru aktarımı hastalarımıza/müşterilerimize dönük çalışmalarımızda bize destek olacaktır” dedi. EDAK’ın tam aidiyet kavramı ile hareket etmeye başlayacağı bu yeni döneme konuşmasında işaret eden Bacanak, bu dönemde de Işık ağabey’in ışığı yolumuzu aydınlatıyor ki, tam aidiyetle çalışan ortak sayımızda hızla artıyor” diyerek konuşmasını tamamladı. dığını, insanların yaşamlarının da olduğunu söyleyerek başladı. EDAK’ın bir devrim niteliğinde kurulduğunu söyleyen Özerdemli, ancak bunun asık suratlı bir devrim olmadığına dikkat çekti. Yaşamı sevmek, engelsiz olmak, sağlıklı olmak’ta bir mutluluktur diye konuşan Özerdemli, çalışanlarının yeni yılını da kutladı. Ecz. Emre Bacanak / EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Işık Ağabey’in ışığı yolumuzu aydınlatıyor ki, tam aidiyetli ortak sayımız artıyor Bacanak çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada, sektörün ciddi bir değişime uğradığının altını çizdi. Eczacı ve dağıtım kanalı yapısında bu değişimin nasıl olması gerektiği ile ilgili yol haritalarını çizdiklerini ve yeni bir kavram ortaya koyduklarını söyleyen Bacanak, “ artık ortak satış pazarlama kavramından söz ediyoruz. İlaç tabi ki vazgeçilmezimiz ama sizlerden ilaç dışı ürünlerde de söz sahibi olmamız için yeterli bilgi donanımı ile Miras o kadar sağlam ki, Yaşayan EDAK’ı konuşuyoruz! Vecihi Özerdemli / SECOF Yönetim Kurulu Başkanı Asık suratlı bir devrim asla değil SECOF Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli de çalışanlara yaptığı konuşmada, EDAK’ın sosyo ekonomik bir yapı olduğunu ama bu yapının altında sadece paranın olma- EDAK kurucu üyelerinden ve aynı zamanda Denetleme Kurulu Üyesi de olan Eczacı Hüsnü Kaya’da, Işık’ın bize bıraktığı miras o kadar sağlam ki, yaşayan EDAK’ı konuşarak onu anıyor ve bu ışığın devam ettiğini görüyoruz diyerek konuştu. Kaya; Işık Boyacigiller’i tanıma şansına erişmiş çalışma arkadaşlarımıza da söz verdi. 22 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ali Gökçe/ EDAK Satış Elemanı Bize çok şey öğretti Kaya’nın söz verdiği Satış elemanı Ali Gökçe; “rahmetli Işık ağabey bize çok şey öğretti. Biz de onun izinden yola devam ediyoruz bu da çok gurur verici” diye konuştu. EDAK’tan Işık Ağabey’imize karanfiller yolladık Ömer Mutlutürk/ EDAK Genel Müdür yrd. Lider bir yönetici idi Işık Bey döneminde Firma yetkilisi olarak görev yapan EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk’te Işık Bey’in o dönem sektörde lider bir yönetici olarak nasıl göründüğünü anılarıyla anlatarak, çalışanlarına EDAK’ın gerçekten de çok özel bir yapı olduğunu söyledi. Mutlutürk, “Keşke Işık Bey’le beraberde çalışabilseydik” dedi. Ecz. N.Işık Boyacıgiller kabri başında da anıldı. gazeteedak 23 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Işık Ağabey’imizi Andık! 30 Aralık 1999’da yitirdiğimiz Çağdaş Eczacılık Hareketi’nin önderi, EDAK kurucularından Eczacı Nur Işık Boyacıgiller, ölümünün onikinci yılında E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi’ nde gerçekleşen Ahmet Şerif İzgören’in sunduğu “Sizin Dükkân Torunlara Kalır mı?” semineri ile anıldı. EDAK Başkanı Eczacı Emre Bacanak Işık Ağabey’den mektup var diyerek başladığı konuşmasında; ironik bir dille kaleme aldığı mektubu ortaklarına okudu. Boyacıgiller’in eczacılık mesleğine ve kooperatifçiliğe bakışını günümüz koşullarına uyarlayan Bacanak, “EDAK ortakları ve çalışanlarıyla kocaman bir aile, bu yapıda yer alan eczacı yalnızlaşmaz ama bu yapının devamı için çok mücadele etmek gerekir” dedi. 13 Ocak’ta Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen anma töreninde, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Saymanı, İzmir ve Manisa Eczacı Odaları Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bursa Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi, Çevreci Eczacılar kooperatifi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri ile Boyacıgiller’in ailesi, EDAK yönetimi ve yöneticileri ile çalışanları ve çok sayıda kooperatif ortağı eczacı hazır bulundu. Anma töreninde açış konuşmasını yapan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, “Işık Ağabey’den mektup var” başlığı ile Boyacıgiller’in günümüz koşullarındaki eczacılığa ve kooperatifçiliğe bakışını ironik bir dille ortaklarıyla paylaştı. Bacanak, geçtiğimiz seneki anma töreninde yaptığı konuşmada “Işık Ağabey’e Mektup” başlığı ile meslek olarak eczacılığı, eczacı ortaklarının kooperatifçiliğe bakışı ve aidiyet kavramının önemi üzerinde durduğu bir mektubu Işık Boyacıgiller’e yazmıştı. Bu sene de “Işık Ağabey’den mektup var” başlığıyla, ondan gelen cevabi mektubu okuyan Bacanak, Boyacıgiller’in ileri görüşlülüğü ile Türkiye’de ecza kooperatifçiliğinde her alanda öncü olunduğuna değinerek; “Onların başardıklarını ve bize bıraktıkları mirası en iyi şekilde ileriye götürme amacındayız. Kooperatifçilik hayata birlikte bakabilmektir. Bireysel değil bütünü göz önüne alarak hareket etmektir. EDAK ortakları ve çalışanlarıyla kocaman bir aile, bu yapıda yer alan eczacı yalnızlaşmaz ama bu yapının devamı için çok mücadele etmek gerekir. Kooperatifçiliği 1979-80’li yıllardaki gibi sahiplenerek, günümüz koşullarına uygun hareket edebileceğimiz yaşam alanları yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Bacanak’ın “Işık Ağabey’den mektup var” konuşması ayrıntılarıyla haberimizin devamında yer almaktadır. Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Saymanı Eczacı İsmail Başdil de yaptığı konuşmada “mesleğimizin geleceği için kooperatiflerimizin önemini farketmemiz gerekiyor. Işık Boyacıgiller, eczanelerimiz, odalarımız, meslek örgütlerimiz ve kooperatiflerimiz arasındaki bağın önemini fark etti ve bunu hepimize göstermeye çalıştı, ondan sonra bizler bu fikri yaygınlaştırmak için odalarımızda etkin mücadele etmek ve kooperatiflerimizle aktif olmamız gerektiğini biraz yavaşta olsa bu süreçte kavradık. Işık Boyacıgiller’in hatırası önünde başımızın dimdik durması için daha çok çaba sarf etmeliyiz” dedi. Işık Boyacıgiller’in eşi Eczacı Asuman Boyacıgiller de yaptığı konuşmada, şu an yaşanan en büyük sıkıntının ilacın meta olarak satılmasından kaynaklı olduğuna değindi. Boyacıgiller; “İlacın meta olarak görülmediği süreçlere hepimizin ihtiyacı var. İlacın meta olmadığı ve mesleğimizi yapabiliyor olduğumuz zamanlar çok keyifli olacak. Bugünlerde atılan adımlarında buna çok yararı olacağına inanıyorum” diye konuştu. “Sizin Dükkân Torunlara Kalır mı?” semineri ile Ahmet Şerif İzgören, işletmelerimizi yarınlara nasıl taşımalıyız? İletişim ve kurum kültürü nasıl olmalı? gibi sorulara yanıtlar verdi. İzgören, eczacıların son dönemde yaşadığı sıkıntılarda kriz yönetimini nasıl yapmaları gerektiğini de anlattı. Işık Ağabey’den Mektup Var! girmiştir ve mutlaka yayılmak isteyecektir. Bu hastalığın tek ilacı ise paylaşmaktır. Hayatı ne kadar çok kişiyle paylaşmayı başarırsanız herkes için o kadar güvenli bir hayat kurmuş olursunuz. Ama hastalık iliklere kadar işlemişse veya kangren olmuşsa o zaman vakit kaybetme, başka hastalara bak. Çünkü herkes için beklersen hiç yürüyemezsin. Geldiğiniz noktanın eczacılık mesleği ve kooperatifçilik hayatı açısından ne kadar dramatik bir noktada olduğunu bilmiyorum. Ama ortaklarımız seni ve ekip arkadaşlarını bu gemiyi kumanda etmekle görevlendirdiler ise yapmanız gereken çok önemli bir şey var. Belirli aralıklarla işaret parmağınızı yalayıp havaya kaldıracaksınız. Rüzgârı hissedeceksiniz. Eğer fırtınanın yaklaştığını hissederseniz demir alma vakti gelmiş demektir. O zamana kadar limandan mümkün olduğu kadar çok kişiyi gemiye alabilmek sizin göreviniz. Ama unutma ki fırtınalar karayı vurur. Gemiyi karaya çarparak parçalarlar. O nedenle vakti geldiğinde yola çıkmak gerekir. Bu noktadan sonra bir naçizane tavsiyem daha olacak; eğer geminin yükü ağır geliyorsa yeterince hızlı yol alamıyorsanız bazı yüklerden kurtulmanız gerekecektir. Kooperatifi yavaşlatan ve onu aşağı çeken tek yük bencilliktir sevgili kardeşim. Sen ve ekip arkadaşların ne yapıp edip EDAK’ı bencilliklerden temizlemelisiniz. Biliyorsun biz mesleğe ve EDAK’a yıllarını vermiş ağabeyleriniz olarak sizlere tavsiyelerde bulunmaya bayılırız. Eee biz ustaysak sen de çıraksan bunları dinleyeceksin. Zamanın dinamiklerine göre bu tavsiyelere uymak veya uymamak senin bileceğin iş. Umarım seni sıkmıyorumdur ama yaşadıklarımızı ve deneyimlerimizi ve en önemlisi EDAK kültürünü siz gençlere aktarmak bizlerin en önemli görevidir. Sevgili Kardeşim Emre, Bu görev bilinciyle sana bir uyarıda daha bulunmak istiyorum. Son derece önemlidir. EDAK’ ta bizim sıkı sıkıya bağlı olduğumuz bir ilke vardır. “İlkesel birliktelik, örgütsel bağımsızlık”. Yazdığın mektubu büyük bir zevkle ama birazda üzülerek okudum. Yazdıklarından anladığım kadarıyla kooperatifçiliğin mücadele ettiği merkeziyetçi sermaye geçen bu süre içerisinde daha fazla yol almış. Çünkü eğer bana yazdığın gibi ortaklarımızın belli bir bölümünün gözü başka sofrada ise ve EDAK’a olan borçlarını ödeme noktasına geldiklerinde “Kooperatif bizi korumalı” algısı oluşmaya başlıyor ise ortaklarımız her geçen gün daha fazla ekonomik faydayı ön planda tutuyor demektir. Toplumun en örgütlü meslek grubu olan eczacılar bile bir anlamda bencilleşiyor ise bütün toplumun ne kadar yalnızlaştırıldığını düşünmek bile istemiyorum. Zira bencilleşmek daima yalnızlaşmakla eş değerdir. Daha doğrusu bir toplumu yalnızlaştırmak istiyorsan kullanacağın en etkili silah o toplumun bireylerinin şahsi menfaatlerini ön plana çıkarmak olur. Biliyorsun EDAK ve diğer kooperatifler o dönemin eczacı odalarının bir projesi olarak ortaya çıkmıştır. Bizler o dönemde oda yöneticiliği yapan insanlardık. Ve çağdaş eczacılar grubu olarak böyle bir projeyi hayata geçirmeyi ve yaşatmayı başardık. Bu yapıları yaşatmamızda hayati öneme sahip noktalardan bir tanesi işte bu “İlkesel birliktelik, örgütsel bağımsızlık” ilkesidir sevgili kardeşim. Biz o dönem oda yöneticileri olmamıza rağmen kurduğumuz bu kurumu bağımsızlaştırdık. Çünkü meslek odaları mesleğin siyasetini yapmak üzere kurduğumuz örgütlerdir. Kooperatifler ise ekonomik örgütlerimizdir. Bu iki örgüt iç içe girmeye başlarsa veya bir diğerine amirlik yapmaya soyunursa eczacılık bundan zarar görür. Ben oradayken rakipler şöyle bir söylem geliştirmeye başlamışlardı; “ Ya eczacım kooperatif gerçekten de çok önemli, piyasayı regüle ediyor. Sizi koruyan bir yapı oraya mutlaka destek vermeniz gerekli. Biz de zaten kooperatifi rakip olarak görmeyiz. Bizim rakibimiz belli. Bizim EDAK’la ilişkimiz daima iyi olmuştur. Siz de EDAK’a destek vermelisiniz bence. Ama bir taraftan da ticaret yapıyorsunuz. Kendinizin ve çocuklarınızın geleceğini de bu eczaneden sağlayacağınıza göre karlılığınızı da biraz düşünmeniz lazım öyle değil mi?” diye başlayıp ticari argümanları sıralamaya başlarlardı. Ne kadar sempatik değil mi kardeşim? İnsanı ne kadar kibarca sadece kendini düşünmenin son derece doğal bir şey olduğuna inandırıyorlar. Senin yazdıklarından anladığım kadarıyla meslektaşlarımızın belli bir bölümü bu yemi yutmuş ve zaman içerisinde yalnızlaşmaya başlamışlar. İşte mektubunda beni üzen nokta burasıydı. Demek ki, toplumun tüm kesimleri sermayenin istediği doğrultuda yalnızlaştırılıyor. Bu durumda gün geçtikçe örgütlenmesi zorlaşıyor demektir. Bu da demektir ki, gelecekte sizleri daha güvensiz daha yalnız bir hayat bekliyor olacak. Ama ben biliyorum ki her etkinin bir de tepkisi olur. Sen de mektubunda bu tepkinin oluşmaya başladığını yazmışsın aslında bana. Dediğin gibi EDAK ortaklarıyla ve çalışanlarıyla kocaman bir aile olmaya başladıysa yalnız kalmak istemeyen bir dolu insan var demektir. Bu umut vericidir ama sürekli mücadele etmeyi gerektirir. Bu anlamda da sanıyorum ki en şanslı grup EDAK’ tır. Çünkü EDAK ortakları doğru bir amaçla hep birlikte yürüme kültürüne sahip her yönetim kurulunun arkasında hissetmek isteyeceği türden güçlü bir kitledir. Ama Sevgili Kardeşim, bir ağabeyin olarak seni bir konuda uyarmak istiyorum. Bencillik bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalık sahip olduğunuz aile içine Genç bir meslektaşım olarak sana diyorum ki; seni bu anlamda meslek siyasetinin içine çekmek isteyecek ya da senden taraf olmanı bekleyecek veya tarafmışsın gibi davranacak insanlar olacaktır. Aman kardeşim. Sakın... Sakın ola ki böyle bir şey yapmayasın. Böyle bir olayı sezersen buna en sert şekilde tepki vermelisin. Bulunduğun konum itibarıyla senin tek bir tarafın vardır. EDAK’ a gerçekten sahip çıkan gerçek kooperatif ortağı eczacılar. Senin bundan başka tarafın olamaz. Üff yeter bu kadar iş konuştuk. Daha sonra yine yazışır yine dertleşiriz. Sevgili eşine selamlarımı ilet lütfen. Bak yine dayanamayacağım yine bir tavsiyede bulunacağım. Sakın işe güce fazla dalıp eşini ve aileni ihmal etmeyesin. Evet, Sevgili Kardeşim Yavaş yavaş mektubumu sonlandırıyorum. Anneme, sevgili eşim Asuman’a, Vecihi’ye, Hüsnü’ye, Sarp’a, Şule’ye, Süha’ya, Emine’ye, İbrahim’e ve şimdi ismi aklıma gelmeyen tüm arkadaşlarıma, senin yönetim kurulunda beraber çalıştığın ekip arkadaşlarına tüm EDAK ortaklarına ve EDAK çalışanlarına sevgilerimi iletiyorum. Bir de senden özel bir ricam olacak. Orada sizler hep birlikteyken başta sevgili eşim Asuman için ve hepiniz için bir şarkı çalmanı istiyorum. Benim çok sevdiğim bir şarkı. “Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya” Hepinize sevgiler… Işık… gazeteedak 24 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sigortacınız diyor ki! BES’ de Vergi Avantajını Biliyor musunuz? Yıllık beyanname veriyorsanız, beyan edilen gelire bağlı olarak yıllık katkı payı tutarını gelir vergisi matrahınızdan düşebilirsiniz. Ücretli olarak çalışıyorsanız BES’e ödediğiniz tutarları gelir vergisi matrahınızdan düşebilirsiniz. Bireysel Emeklilik Sistemi ile İlgili Bilmeniz Gereken Hususlar Aysun Uysal / Tek Sigorta Satış Pazarlama Bölge Temsilcisi [email protected] Tel: 0 232 472 25 00 Bireysel Emeklilik Sistemi ile hayalinizdeki emekliliği planlayabilirsiniz! Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) Nedir? Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), çalışma hayatınız süresince düzenli tasarruf yapıp bunların yatırıma yönlendirilmesini sağlayarak oluşacak birikimle çalışılmayan dönemde de aynı hayat standardını devam ettirmeyi amaçlayan gönüllülük esasına dayalı bir sistemdir. Kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı niteliğindedir ve devlet tarafından vergi avantajıyla desteklenir. Neden Bireysel Emeklilik? BES’ne yatıracağınız katkı payları sizin seçeceğiniz farklı yatırım araçlarını içeren fonlarda profesyonel fon yöneticileri tarafından yönetilir. En az 10 yıl ödeme yaparak 56 yaşınızı doldurduğunuzda birikimlerinizi toplu para olarak veya emekli maaşı şeklinde almaya hak kazanıp daha rahat bir emeklilik dönemine başlangıç yapabilirsiniz. • Katkı payı tutarınızı değiştirebilirsiniz. • Birikimlerinizi başka bir emeklilik şirketine aktarabilirsiniz. Bunun için emeklilik sözleşmenizin yürürlülük tarihinden itibaren en az bir yıl geçmelidir. • Aynı veya başka şirketlerde açılmış olan bireysel emeklilik hesaplarınızı birleştirebilirsiniz. • Emeklilik sözleşmesi süresi boyunca katkı payı ödemeye ara verebilirsiniz. Ancak katkı payı ödenmeyen süre emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında dikkate alınmaz. • Yılda 6 defa fon dağılım oranlarınızı ve 4 defa emeklilik planınızı değiştirebilirsiniz. Sistemden emekli olabilmeniz için 10 yıl düzenli ödeme yapmanız ve 56 yaşınızı doldurmanız yeterlidir. • Emekliliğe hak kazanmadan önce dilediğiniz zaman sistemden ayrılabilirsiniz. Sistemden erken ayrılma durumunda birikimlerinize stopaj ve varsa giriş aidatı kesintileri uygulanır. • Emekliliğe hak kazandıktan sonra tercihinize göre birikimlerinizi ister toplu para, ister aylık maaş ya da bir kısmını toplu para bir kısmını maaş olarak alabilirsiniz. • Sisteme erken girerek hedeflediğiniz emeklilik maaşına ya da toplu birikime daha az katkı payı ödeyerek sahip olabilirsiniz. SİGORTA Acenteliği Ltd. Şti. Herkes için Mutlu Emeklilik! Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık Tek Sigorta’da! Gelin, geleceğinizi beraber planlayalım… Ayrıntılı Bilgi için; 0232 472 25 00 0232 475 25 02 [email protected] www.teksigorta.com.tr BİR KURULUŞUDUR Hadi gelin, emekliliğinizi Tek Sigorta’da birlikte planlayalım! İzmir Eczacı Odası onuncu yılında da TEK SİGORTA ile anlaştı. 10 yıldır TEK Sigortalıyız! İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan’a sigorta poliçeleri bizzat TEK SİGORTA İşletme Müdürü Mehmet Toprakdeviren ve Aviva Sigorta Ege Bölge Müdürü Gürcan Çetin’in de hazır bulunduğu toplantıda takdim edildi. gazeteedak 25 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Okuyucu Köşesi Ecz. Mustafa Çağdaş GÜNDÜZ GSM: 0532 3337189 • [email protected] Geleceğin eczacılığı: İYİ ECZACILIK Artık iyi eczacılık uygulamalarını hayata geçirmek ve eczacının hizmet sunumunda etkin rol almasını sağlamamız gerekiyor. Aksi takdirde sağlıkta dönüşümün faturasını eczacılar olarak hep birlikte göğüslemeye devam edeceğiz. İlaç üzerindeki fiyat baskısı bundan sonra da devam edecek. Meslek olarak sağlık hizmeti sunumunda bir değer yaratmamız gerekiyor. Yoksa firma - eczane – devlet ilişkisinde ortada ezilmeye devam ederiz. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilacın tek ve en büyük alıcısı olması, ilaç firmaları ve eczaneleri giderek baskı altında tutmasına neden oluyor. SSK (2005 Şubat) öncesi dönemde ilaç firmaları ve eczanelerin bu günün şartlarına göre daha rahat hareket edip esnek faaliyet gösterebildiklerini söylemek mümkün. SSK öncesi dönemde eczanelerin en büyük tehdidi yakınındaki diğer eczaneydi. Birbirimizi rakip olarak görüp birbirimizin sırtına binmeye çalışmaktan geleceğe ve mesleğe yatırım yapmayı unuttuk. (Bu genellemeler için beni mazur görün çünkü bunlar gerçek.) Devlet baskısının bu kadar hissedilmediği dönemde firmalar da ilaç fiyatlarını daha rahat belirleyebiliyorlardı. 2005 yılından bu yana süreklilik gösteren ilaç fiyat düşüşleri beraberinde bazı soru işaretlerini de getirdi. Bu fiyatlardan hangisi gerçek? Tam da ‘artık fiyatlar dibe vurdu daha da düşmez’ derken Kasım ayı ile birlikte son hamle de yapıldı. Buna artık ‘Sağlıkta dönüşüm’ kapsamında ilaç sektörünün liberalizasyonu diyebiliriz. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikârdır. Çok uluslu büyük firmalar yüzlerce personelini işten çıkarıyor. Birçok sektör çalışanı ilerlemiş yaşlarında işsiz kalıyor. Bununla birlikte piyasaya her gün yeni bir firma ve yeni ürünler giriyor, onlar da pazardan pay kapmaya çalışıyor. Reçeteli ilaç pazarı devlet baskısına boyun eğerken, firmalar reçetesiz ürün pazarına yöneliyor. Biz eczacılar ekonomik olarak uçu- rumun kenarında ama kritik bir noktada duruyoruz. Bizden, kurulacak yeni düzene uyum sağlamamız isteniyor. ‘Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur’ derler. Biz eczacılar ne yazık ki ‘Sağlıkta dönüşüm’ sürecine sessiz kalarak bu oyunu en başından kaybettik. Ağzımıza çalınan bir kaşık balı kapma savaşı içerisinde 2005 Şubat ayından bu güne testiyi su akarken dolduralım savaşı verdik. bir endişeniz olmasın. Pozitif bilime dayalı hiç bir meslek yok olmaz. Eczacılık da bilimin ışığında gelişecek ve varlığını arttırarak devam ettirecektir. Asıl sorun; bizim bu geleceğin neresinde olacağımıza kimin karar vereceği? Buna biz değil de başkaları karar verirse sonuç ne olur? Eczacının bağımsız sermayesinde olan eczaneler başka sermayenin eline bırakılır mı? Hangisi halk sağlığını olumlu etkiler? Yol haritamız olmalı İyi Eczacılara İhtiyacımız Var Artık deniz bitti. Bu iyiden iyiye gözüküyor. Şimdi meslek kritik bir eşikte. Bundan sonrası için bir planımızın ve yol haritamızın olması gerekiyor. Yol haritamızı ya biz kendimiz çizeceğiz; ya da başkalarının bizim adımıza çizdiği yolda yürüyeceğiz. Yaşanan son gelişmeler ekonomik olarak bizi dibe vursa da, aslında elimizde bir silahımız daha var. Bundan sonra mesleğimiz adına yapabileceğimiz tek şey nitelikli ve daha etkin bir eczacılık hizmetini hayata geçirmektir. Çünkü bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gideceğimiz yön de ‘İyi eczacılık uygulamaları’ ve bu kapsamda standartları ve ilkeleri belirlenmiş etkin bir eczacılık hizmeti vermek olmalıdır. Bu soruların cevaplarının bizim ve toplumun lehine olabilmesi için kendimizi tekrar konumlandırmamız ve ‘İyi eczacılık Uygulamaları’ nı mutlaka hayata geçirmemiz gerekiyor. Eczacılık hizmetlerinin standartlarının belirlenmesi ve hasta odaklı eczacılık hizmetlerinin sağlanması için çalışmalıyız. Kendinize şu soruyu sorun? Kim iyi eczacı? İyi yer tutup daha çok reçete yapan mı; yoksa halk sağlığına katkı veren mi? Dünya eczacılık sürecinde bu durumu incelersek birçok ülkedeki meslektaşımızın durumunun da bizimle benzerlik taşıdığını görebiliriz. Eczacı, dünyanın her yerinde değişen koşullara uyum sağlamak, ayakta kalmak ve var olmak için mücadele veriyor. Geleceğin iyi eczacısı; Eczanesinin başında bulunan, Mesleğine ve işi ile ilgili tüm konulara hâkim, Bilgili, faal ve sürekli gelişime ve öğrenmeye açık iyi bir eczacıdır. Hepinize iyilik dolu günler dilerim. 5 Eylül 1993 ‘de Tokyo’da F.I.P. (Uluslararası Eczacılık Örgütü) konsey toplantısında ilk defa iyi eczacılık uygulamaları için uluslararası bir kılavuz belirleniyor. 1997 yılındaki FIP kongresinde iyi eczacılık uygulamaları onaylanıyor. FIP (Uluslararası Eczacılık Örgütü) tarafından ‘Eczacılık Hizmetlerinin Kalite Standartları’ belirleniyor. Bu çerçevede hasta odaklı eczacılık modeli benimseniyor ve eczacının sağlık sektörü içerisinde daha etkin olması ve daha fazla sorumluluk alması savunuluyor. Bunun için de eczacının mesleki bilgisi ile hasta sağlığı için artı değer yarattığını göstermesi gerekiyor. Uluslararası Eczacılık Örgütü tüm ülkelere bu standartlar çerçevesinde meslek politikalarını geliştirmeleri için tavsiyede bulunuluyor. Yönetmelik yayınlandı Türkiye de 25 Kasım 1999 tarih ve 23887 sayılı resmi gazetede İYİ ECZACILIK UYGULAMALARI yönetmeliği yayınlanıyor. Ancak bu zamana kadar dişe dokunur, kayda değer pratiğe dönük bir uygulama yapılmıyor. Bu yönetmelikte yazılanlar hayata geçirilmiyor. Eczacılık kendi sürecine bırakılıyor. Bu gün geldiğimiz durum ise hepimizin malumu... Bu dokümanlara internet üzerinden (www.e-kutuphane. teb.org.tr) ulaşabilir veya TEB ’den kitap olarak isteyebilirsiniz. Yardıma ihtiyaç duyarsanız aşağıdaki iletişim bilgilerimden bana da rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bundan sonra bizim ne yapacağımız çok önemli. Meslek adına OKUYUCU KÖŞESİ Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı gazeteedak@ edak.org.tr e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır. gazeteedak 26 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczane Rafı Kod Ürün Adı Birim 51248 Breathe Right 1 + 1 Normal 10.94 51247 Breathe Right 1 + 1 Büyük 10.94 Breathe Right NORMAL ile birlikte Breathe Right MENTOLLÜ aynı pakette 1 kutu fiyatına! • Ürünler stoklarla sınırlıdır. (Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki iskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan ayrıca düşülecektir.) (Bu ürünler internetten ve Mavi kasa’dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.) Mart 2012 Kampanyası eczanenize özel ofis ürünleri KOD ÜRÜN KODU BİRİM FİYATI K 4301 KAREKOD OKUYUCU SPIDER SP200 275 TL + KDV K 4307 KAREKOD OKUYUCU HONEYWELL 1900 360 TL + KDV Mart Ayı Fırsat Kampanyası LENOVA THINKCENTRE Edge 71- SGLE2TX i5-2400/4/500/OB/ WIN7 HMPRE TR İşletim Sistemi : WINDOWS 7 Home Premium 64 Bit Türkçe İşlemci : i5-2400s; 2.50 GHz Ram : 4GB 1333MHz DDR3 Sabit Disk : 500GB (7200rmp,SATA 3.0Gb/s) Monitör : Yok Optik Sürücü : DVD-ROM/DVD-RW USB : 2*USB(ön taraf ),4*USB(arka taraf ) Kart Okuyucu : Var Klavye / Mouse : Edge USB Klavye, Edge Mouse I/O Bağlantı Noktaları : VGA, Standart DVI Garanti : 3 yıl servis merkezinde 9 1 7 DV $+K Ürün stoklarla sınırlıdır. Ürün bedeli fatura tarihindeki Merkez Bankası Döviz Kuru baz alınarak hesaplanır. Baskı hatalarından firmamız sorumlu değildir. gazeteedak 27 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız ÖZDOĞRU ECZANESİ ECZ.MEHMET KEMAL ÖZDOĞRU Seyhan Adana YENİ ÖZTÜRK ECZANESİ ECZ.BURCU FATMA ÖZTÜRK Bayrakli İzmir BULUT ECZANESİ ECZ.MEHMET BULUT Seyhan Adana SPİL ECZANESİ ECZ.YELDA DEMİR Balçova İzmir TEKİR NİSAN ECZANESİ ECZ.HAKAN KURU Pozanti Adana GÖZDE ECZANESİ ECZ.GÖZDE ÖZDEMİR Yeşilyurt İzmir GÜLCE ECZANESİ ECZ.HÜLYA BOSTANOĞLU Kepez Antalya SELEN ECZANESİ ECZ.İBRAHİM ETEM BACANAKGİL Karşiyaka İzmir ECZANE MÜJGAN ECZ.MÜJGAN ÇUBUK Muratpaşa Antalya İRFAN ECZANESİ ECZ.NEZAHAT AKKOL Ödemiş İzmir DOĞA ECZANESİ ECZ.PINAR TETİK Antalya Merkez Antalya KURTOĞLU ECZANESİ ECZ.MESUT KURTOĞLU Manisa Merkez Manisa İŞSEVER ECZANESİ ECZ.NEDRET İŞSEVER Manavgat Antalya HAYAT ECZANESİ ECZ.MEHMET SENCER TÜRKMEN Alaşehir Manisa KIRCAMİ ECZANESİ ECZ.ALİ GÜZEL Elmali Antalya ELİF ECZANESİ ECZ.ELİF BURCU ÇİMEN Salihli Manisa YEŞİLKÖY ECZANESİ ECZ.GİRAY OKTAY Kaş Antalya NEVGÜL ECZANESİ ECZ.DİLŞAD NEVGÜL ÖZDEMİR Toroslar Mersin BALTAKÖY ECZANESİ ECZ.MURAT ŞAHİN Baltaköy Aydin BİRTAN ECZANESİ ECZ.ÖMER BİRTAN ÜRÜN Akdeniz Mersin SEHER ECZANESİ ECZ.ALİ KÖMÜR Şehit Kamil Gaziantep SİMA ECZANESİ ECZ.EMİNE CEREN DEMİRCİOĞLU Tarsus Mersin GÜRSES ECZANESİ ECZ.M.İHSAN GÜRSES Antakya Hatay ECZANE GÜLÇİN ECZ.GÜLÇİN DEMİR Yenişehir Mersin ÇARŞI ECZANESİ ECZ.ÖMER YAR Antakya Hatay KAHYAOĞLU ECZANESİ ECZ.AYHAN KAHYAOĞLU Tarsus Mersin ÇARE ECZANESİ ECZ.İSMAİL BAYRAKTAROĞLU Antakya Hatay SONER ECZANESİ ECZ.HASAN SARIKABADAYI Mersin Merkez Mersin NAR ECZANESİ ECZ.ELİF CANDEMİR Antakya Hatay MAVİ ECZANESİ ECZ.GÖKÇE TETİK Fethiye Muğla AY ECZANESİ ECZ.SUAT AY İskenderun Hatay PERİ ECZANESİ ECZ.PERİHAN GÜLNAZ YAPRAKLI Fethiye Muğla SAĞLIK ECZANESİ ECZ.ESİN LEBLEBİCİ Torbali Izmir AYSUN ECZANESİ ECZ.AYSUN YABA Fethiye Muğla TEZCAN ECZANESİ ECZ.MEHMET TEZCAN Çeşme İzmir LOKMAN HEKİM ECZANESİ ECZ.HALİL KIDIK Osmaniye Merkez Osmaniye SIHHAT ECZANESİ ECZ.HÜSEYİN FADIL KAYNAK Konak İzmir GÜLTEPE ECZANESİ ECZ.SERDAR SERTKAYA Birecik Şanliurfa AKIN ECZANESİ ECZ.MEHMET AKİF AKIN Gaziemir İzmir ÖZLEM ECZANESİ ECZ.HÜSEYİN ZORA Uşak Merkez Uşak EDAK Ecza Koop. üyeleri farmapara ile kazanıyor! Mavikasa’dan yapacağınız tüm alışverişlerde %1 oranında farmapara bizden size hediye! www.mavikasa.com alışveriş sitesinden yapacağınız tüm alışverişlerinizde EDAK’tan farmapara kazanın, biriktirin, kullanın! Farmapara avantajlarını takip edin! www.farmapara.com www.mavikasa.com Ayın ipucu Windows +Shift + Yukarı ve Windows + Shift + aşağı: Windows 7’ de aktif pencereyi, genişliğini değiştirmeden ekranı dikey boyutta kaplaması için Windows +Shift + Yukarı ok eski haline getirmek için de Windows + Shift + aşağı ok kısayollarını kullanabilirsiniz. Kaliteli sözler “Yaratıcılık” yeni şeyler düşünmek; “Yenilik” yeni şeyler yapmaktır. Lewitt gazeteedak 28 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sizlere iletişim konusundaki giderlerinizi minimuma indirmek ve teknolojiden hesaplı bir şekilde faydalanmanız için CEPTEEDAK iletişim paketlerini hazırladık! CEPTEEDAK, tüm EDAK ortağı eczacıların dâhil olabileceği, bunun yanı sıra grup dışında da her yöne diledikleri gibi görüşebilecekleri süper avantajlı iletişim paketlerinden oluşmaktadır. Sizlere sunacağımız CEPTEEDAK paketlerinden ihtiyacınız ve konuşma alışkanlıklarınıza göre kendinize en uygununu seçip iletişim giderlerinizde tasarruf ve kontrol sağlayabilirsiniz. CEPTEEDAK ile, GSM görüşmelerinize ek olarak ihtiyaçlarınıza göre sabit telefonla* da aynı avantajlardan faydalanabileceğiniz teknik donanım, internet erişimi, 3G kablosuz modem, hediye cep telefonu ve akıllı telefon seçeneklerini de içeren paketleri tercih edebilirsiniz. CepteEDAK’lılara özel EDAK grup içi arama numarası İletişim paketlerinde eczanenizden verilen hizmet kalitesini de unutmadık! Seçeceğiniz CEPTEEDAK paketi ile eczanenizdeki soğuk zincir dolaplarınızın uzaktan kablosuz takibini de yapabileceksiniz. 3325 Tüm CEPTEEDAK paketleri hakkında detaylı bilgi için cepte.edak.org.tr sayfasını ziyaret edebilir yada saha yönetmeniniz ile irtibata geçebilirsiniz. (E D A K) Alternatiflerimizin ayrıntılı hali ve diğer paketlerimiz için www.edakomonline.com’u ziyaret ediniz. ECZ ACI İletişim Giderlerinizi En Aza İndirmek İçin Size Özel Paketler! Cepte EDAK'lılar EDAK ile grup içi sınırsız** görüşme fırsatı "3325" *CEPTEEDAK paketinizin görüşme avantajını “EKOMİNİK” adı verilen cihaz yardımı ile sabit telefon görüşmelerinizde de sağlayabilirsiniz. **EDAKOM ve EDAK işbirliği ile hazırlanan CEPTEEDAK paketlerinden Grup içi 6000 dakika ile sınırlıdır. Nokia 1616 Alternatif 1 ile T20 Maxiphone Alternatif 4 paketi ile ücretsiz verilmektedir. Telefon modelleri stoklar ile sınırlıdır, stoklar tükendiğinde muadil telefonlar verilecektir. Size en uygun Alternatifler için Saha yönetmeninize danışabilir, cepte.edak.org.tr sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Edak Ecza Koop. adına Sahibi: Ecz. Emre BACANAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ecz. Ayşem Jale KIHTIR gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Genel Yayın Koodinatörü ve Editör: Ayşe Yeşim ERDEMİR Yönetim Yeri ve İletişim: EDAK Ecza Koop. Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak No:4 Işıkkent - İzmir Tel : 0 232 488 19 19 Faks : 0 232 472 15 75 [email protected] http://www.edak.org.tr Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına, Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR) Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık Fatih Caddesi No:105/123 35090 Çamdibi / İzmir Tel: 0.232 459 61 05 Baskı Tarihi : 01 Mart 2012
Benzer belgeler
EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.
portalı’nda durum değerlendirmesi yaptı. Özerdemli, reçete başına alınan ücretin geleceği noktayı, benzer süreçleri bizden 40 yıl önce yaşayan Amerika’dan verdiği bir örnekle paylaştı. Buna göre so...
edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
da ayrı bir öneme sahip, Gümrük ve Ticaret bakanı Hayati Yazıcı’nın “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” toplantısında yaptığı konuşmada 2012’deki en önemli eylemin “Türkiye kooperatifçilik Strat...