EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.
Transkript
EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.
Değişen ve Gelişen Eczane Eğitimleri devam ediyor... Satış Etkinliğine bekliyoruz ! gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczanelerimizde! www.edak.org.tr • [email protected] Ocak 2013 • Sayı 71 Eczanelerde yeni dönem başlıyor 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, gazeteedak için eczanelerde yeni dönemi farmagelişim ve EDAK rafı projeleri ile birlikte anlattı. Sağlık sisteminde yaşanan hiçbir değişim sürpriz değildir diyen Bacanak, Farmagelişim projesini de mevcut serbest eczane eczacılığının varlığının bugünkü haliyle geleceğe taşınamayacağı öngörüsü ile başlanılan ve sistemin özgür eczacı sermayesi ile devam edebilmesi için geliştirilen bir yeniden modelleme projesi olduğunu söyledi. Aidiyet kavramı ile yeniden kooperatif ortağı olmanın önemine ve gücüne dikkat çeken Bacanak, EDAK Rafı ve EDAKTÜEL gibipazarlama sistemi ile özellikle de halka değen noktalarda “halk sağlığını korumak” hedefi ile gerçekleştireceğimiz proje bazlı çalışmalarda tüm EDAK ailesi olarak aktif rol alacağız” dedi. Eczacı Emre Bacanak EDAK Yönetim Kurulu Bşk. Sayfa 2 EDAK Bölge Toplantıları Devam Ediyor Devamı sayfa 9’da Sayfa 5 l Öze aj ort Röp Buket Uzuner ile keyifli bir söyleşi Sayfa 7 Edak Rafı Sadece Raf Değil farmagelişim Değişim Farmagelişim “değişim a. 1. Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü (TDK - Güncel Türkçe Sözlük)” Farmagelişim Projesinin ana hedefi serbest eczanelerin küresel sermayeye karşı mücadele edebilmelerini sağlayabilmektir. Dolayısıyla amaç, eczacı bağımsızlığının sürdürülmesi ve korunmasıdır. Proje ile eczanelerin büyümesi ve rekabetçi rollerinin artırılmasının sağlanması hedeflenmiştir. Devamı sayfa 10’da Değişim bir süreçtir ve içinden geçerken hemen kavramayabilir, ancak geç kalmış olabiliriz. Ecz. Hüsnü Kaya EDAK Ecza Koop. Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Editörden Ecz. Yakup Ercan Devamı sayfa 11’de Hakan Tolunay Farmagelişim Müdürü Sayfa 19 EDAK ve ÇEKOOP elele verdi Engelsiz İlaç Projesi Neden farmagelişim? EDAK Rafı Sayfa 19 Mesleğe 90’lı yılların başında başladım. 90’lı yılların ortalarına gelirken de eczanemi açmaya karar verdim. O yıllar eczanede metal dolaplardan, ahşap dolaplara yeni yeni geçilmeye başlandığı ve eczanelerin artık 25 m² değil, 35 m² olduğu yıllardı. Dolaplarımızda ahşapla birlikte beyaz dışında başka renkler kullanılmaya başlanmıştı… Devamı sayfa 19’da GAZETEEDAK 71. Sayısında iki önemli gündemimiz var. Bunlardan biri farmagelişim diğeri ise EDAK Rafı, EDAK Rafı’nı Özel Ürünler Ticaret Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz ile görüştük. Aşağıdaki sorularımızı yanıtlayan Kurtyılmaz, “Eczanelerimize taze kan olacak çözümler sunmaya çalışıyoruz. Devamı sayfa 18’de Yelken Sporlarında 200’ü Aşkın Kupa Ecz. Önder Kurtyılmaz Özel Ürünler Ticaret Şefi “Gündemimiz: Farmagelişim ve EDAK Rafı” Sayfa 20 Merhaba, Gazeteedak 71. sayısına hoş geldiniz. Kış geldi çattı ama İzmir’e kış bir geliyorum diyor bir vazgeçtim biraz daha bahar havası olsun diyor… Şaka bir yana bir soğuk, bir ılık ama arka arkaya sağanak yağmurları yaşadığımız bu günlerde barajlar dolsun ama sel olmasın verimli topraklar gitmesin dileğindeyiz. Ve umarız yeni yıl ülkemize ve sektörümüze uğurlu gelir. Bizim gündemimiz de yeni yılın yenilikleri ve değişimi var. Hüzün Kokan Ada Gökçeada / İmroz İlaç -Eczacılık gündemimizde ise geçtiğimiz yıldan beri yeni yılın başından itibaren uygulanacak-uygulanamayacak tartışmaları süren, e-reçete uygulanmaya başladı. 2012 Uluslararası Kooperatifçilik yılı Kapanış Toplantısı 21-23 Aralık tarihleri arasında Ankara’da gerçekleşti. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Altunyaldız yaptığı konuşmada “Uluslararası literatür bakımından adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” dedi. Bizim gündemimizde ise “Farmagelişim ve EDAK Rafı” projelerimiz ile önümüzdeki sayıda ayrıntılı yer vermek üzere “Yeni Adana Şube”mizin yapılanması yer aldı. Ve Ayrıca [email protected]’a yazılarınızı beklediğimizi de hatırlatarak, sizlere “MERHABA” diyoruz…72. Sayımızda görüşmek üzere, Hoşçakalın… Sayfa 23 Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü 2 gazeteedak 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanında faaliyet gösteren 30 ayrı türde 84 bin civarında kooperatif 8 milyondan fazla insanımıza hizmet sunuyor” dedi. Metin, gelişmiş ülkelerde kooperatiflere halkın katılım düzeyinin oldukça yüksek olduğunu ifade ederek, Japonya’da her 3 aileden 1’nin Kanada’da her 10 kişiden 4’ünün, Almanya’da da her 4 kişiden 1’nin en az 1 kooperatifin ortağı olduğunu kaydetti. 2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan edilmesinden sonra yıl içinde gerçekleştirilen etkinlikler ‘’2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı’’ ve Türkiye Kooperatifler Fuarı’nın açılışı ile sona erdi. “2012 Uluslar arası Kooperatifler Yılı Kapanış Toplantısı’ ATO Congresium’da yapıldı. Törene, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı ve çok sayıda kooperatifçi davetli katıldı. Kooperatiflere önem veriyoruz Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin yaptığı konuşmada, kooperatiflerin öneminin tüm dünyada kabul edildiğini, bu nedenle Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2012 yılının Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edildiğini dile getirdi. Hükümet ve bakanlık olarak kooperatiflere büyük önem verdiklerini ifade eden Metin, kooperatiflerin sosyal ve iktisadi kalkınmanın nimetlerinin daha geniş kesimlere ulaştırılmasını sağlayan en önemli araçlardan biri olduğunu kaydetti. Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin “Bakanlığımız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye’de ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev ve sorumluluk alanında faaliyet gösteren 30 ayrı türde 84 bin civarında kooperatifin 8 milyondan fazla insana hizmet sunduğunu belirten Metin, ‘’8 milyonu aşkın insanımızı ekonomik aktivitelerin içine katmayı başaran kooperatif işletmeler, özellikle kırsal alanda istihdamın arttırılması, iç ve dış ticaretin geliştirilmesi, piyasaların düzenlenmesi ile refah ve zenginliğin ülkemizin en ücra köşelerine kadar ulaşmasına öncülük ediyor, kooperatifçilik hem dünyada hem de ülkemizde önemli bir ekonomik girişim modeli olmayı başarmıştır ‘’ dedi. 17 Ekim’de açıklanarak yürürlüğe giren, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonluğunda hazırlanan Türkiye Kooperatifçilik Strateji ve Eylem planının devletin resmi bir belgesi haline geldiğini söyleyen Metin, bu çalışmada 7 tane stratejik hedeften söz edildiğini bu hedef altında da 36 tane eylem belirlendiğini, kooperatiflerin örgütlenme, yönetim, denetim ve sermaye yapıları teknik ve mali destek gibi alanlarda yeni ve sektör için çok önemli eylemlere yer verildiğini belirterek “Bunları hep beraber hayata geçireceğiz” dedi. gazeteedak 3 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kooperatifler yılı hiç bitmeyecek Törende konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Altunyaldız, Birleşmiş Milletlerin 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmesiyle, kuruluşların sosyo-ekonomik gelişmedeki rolünün tüm dünyada vurgulandığını belirtti. Altunyaldız, 2012 yılının değerlendirmesini yaptığı konuşmasında, “Uluslararası literatür bakımında adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” dedi. Kooperatifleri rasyonel ve bütüncül bir yaklaşımla değerlendirildiğinde, her alanda önemli bir üretim merkezi olarak görüldüğünü ifade eden Altunyaldız, kooperatifleri kendi kendine yardım eden, sorumluluk taşıyan, eşitlik, adalet ve demokrasinin gelişmesinde önemli bir nüve oluşturan kuruluşlar olarak ifade etti. Yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı dünyamızda, 2,5 milyar insanın yoksulluk sınırının altında 1,2 milyar insanın da açlık sınırında yaşadığına vurgu yapan Altunyaldız, kooperatiflerin bu tür değerleri savunan yapılar olarak varlığı ve gelişiminin daha da önem kazandığını söyledi. Günümüzde kooperatifçiliği sosyal ve ekonomik hayatın her noktasına temas eden sadece yüksek gelir getiren sektörlerde değil sosyal ve kültürel alanlarda da başarıyla çalışan bir bilişim modeli olarak tarif eden Altunyaldız, bu kapsamda dünyadan ve Avrupa’dan sağlık alanında örnekler verdi. gazeteedak 4 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sağlık alanında faaliyet gösteren kooperatifler ABD’de yaklaşık 1,4 milyon aileye, Brezilya’da nüfusun % 10’una yakın bir kesim olan yaklaşık 18 milyon kişiye hizmet sağlamaktadır. İtalya’da sağlık sisteminin %90’ının sunulmasından sosyal kooperatifler sorumludur. Ayrıca halkın sosyal hizmet, hasta, çocuk, yaşlı ve engelli bakımı da kooperatifler tarafından yapılmaktadır… Türkiye’deki kooperatiflerin sayısal açıdan dünyadaki tüm kooperatiflerin neredeyse yüzde 10’unu oluşturduğunu ifade eden Altunyaldız, ancak kooperatiflere halkın katılım oranının kooperatiflerin mali büyüklükleri, pazar payları ve piyasa derinlikleri açısından bakıldığında dünya ortalamasının çok gerisinde kaldığını söyledi. Türkiye’de 2010 yılında 1.547, 2011 yılında 1.033 olmak üzere 2 yılda 2 bin 600’e yakın yeni kooperatifin kuruluşunun gerçekleştiğini anlatan Altunyaldız, ancak söz konusu 2 yılda 3 binin üzerinde kooperatifin de kapandığını kaydetti. Altunyaldız, bu durumun Türkiye’deki kooperatiflerin genel karakteristiğinden ve yapısal sorunlarından kaynaklandığını belirtti. Bakanlık olarak, amaçlarının kooperatiflerin daha fazla hacimli daha üretken ve istikrarlı yapılar haline gelmeleri olduğunu söyleyen Altunyaldız, bu bağlamda tüm paydaş kurum ve kuruluşlar ile birlikte kooperatifçilik stratejik eylem planını hazırladıklarını ifade etti. Kooperatifler tek çatı altında ve dikey örgütlenmeli Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı Muammer Niksarlı yaptığı konuşmada, toplumun her kesiminde giderek artan şiddet olaylarına dikkat çekti ve “Kooperatifçilerde, toplumun ekonomik gelişmesinin yanısıra toplumsal barış, sevgi, kardeşlik duygularının gelişmesi için sorumluluk taşıdıklarından, bu mücadelede devlete yardımcı olmalıdırlar” dedi. Konuşmasında ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin tam bağımsız bir ülke olarak kabul edilemeyeceğinden söz eden Niksarlı “Önce kendi değerlerimize sahip çıkarak, kendi ürettiklerimizi koruyarak, yerli malı kullanma bilincini geliştirmeliyiz” dedi. Niksarlı, Bütün dünyada olduğu gibi kooperatiflerin de tek çatı altında toplanmasını ve dikey örgütlenmelerinin de zorunlu hale getirilmesi gerektiğini kaydetti. Konuşmaların ardından Kooperatif Yılı kapsamında çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine desteklerinden dolayı ödül ve plaketler verildi. Ardından, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız ve beraberindekiler Türkiye Kooperatifler Fuarı’nın açılışını gerçekleştirdiler. Öğretmenlerimizin gününü kutladık! 24 Kasım 2012’de EDAK Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, EDAK Kurucularından Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya ve Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Müdürü Sevgi Elibüyük ile beraber E.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Zeybek’i makamında ziyaret etti. gazeteedak EDAK Bölge Toplantılarına Devam Ediyor 5 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Adana, Burdur, Isparta ve Antalya’ da illerimiz de gerçekleşen bölge toplantılarında, EDAK Yönetimi meslektaşları ile bir araya geldi. Adana Alanya Manavgat gazeteedak 6 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Antalya Antalya, Alanya, Manavgat Bölge Toplantıları EDAK Yönetimi Bölge Toplantılarına Antalya, Alanya, Manavgat bölge ile devam etti. Antalya Eczacı Odası’nın desteği ile gerçekleşen toplantılarda Antalya bölge de birlik ve dayanışma mesajları verildi, “Geleceğin Eczaneleri” ve yeni projelerimizden “EDAK rafı” ve “Tek fatura” kategorisi anlatıldı. EDAK Yönetimi 2012 yılının son ayında da bölge toplantılarına devam etti. Aralık ayı içinde Antalya Bölge de gerçekleşen toplantılarda EDAK projeleri, kuruluşları ve “Geleceğin Eczaneleri “ konusu ortaklara aktarıldı. Ortaklardan gelen sorular yanıtlandı. EDAK projelerinden EDAK Rafı ile Tek Fatura EDAK eczanesi olmanın öneminin de paylaşıldığı toplantıda “geleceğin eczaneleri ilaç ve ilaç dışı sağlık ürünlerini halk sağlığı önceliği ile hastalarına sunabilen ve talep yaratabilen eczaneler olacaktır” mesajı verildi. Bu yönde EDAK’ın sosyal sorumluluk çalışmalarına verdiği önemin de aktarıldığı toplantı, Birleşmiş Milletler tarafından kooperatifler yılı olarak ilan edilen 2012’nin ana teması olarak dile getirilen “ kooperatif işletmeler daha iyi bir dünya kurar” mesajı ile sona erdi. Antalya’daki toplantıya EDAK Yönetiminden; Başkan Ecz. Emre Bacanak, Üyeler Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Nuri Korkmaz, Yedek üye Ecz. Esra Gürpınar, Denetleme Kurulu yedek üyesi Ecz. Onur Tatlıcan, Antalya Eczacı Odası Başkanı Ecz. Kerem Zabun ve yönetim kurulu üyeleri ile yaklaşık 95 eczacı ortağımız katıldı. Alanya’daki toplantımız da EDAK Yönetim Kurulu Isparta Antalya Üyeleri Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Nuri Korkmaz, Denetleme Kurulu yedek üyesi Ecz. Onur Tatlıcan, T.E.B. Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Murat Levent Koçak, Antalya Eczacı Odası Alanya Temsilciliği yöneticileri ve 30 eczacımız hazır bulundu. Manavgat’ta gerçekleşen toplantımıza EDAK ECZA KOOP. Yönetim Kurulu üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Nuri Korkmaz, Denetleme Kurulu Yedek Üyesi Ecz. Onur Tatlıcan, Antalya Eczacı odası Yönetim ku- Isparta rulu Başkanı Ecz. Kerem Zabun, Antalya Eczacı odası Manavgat Temsilciliği yöneticileri ve 24 eczacımız katıldı. gazeteedak Buket Uzuner ile keyifli bir söyleşi E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Kişisel okur yazarlık tarihimde Kumral AdaMavi Tuna ile başlayan “Buket Uzuner” yolculuğum “Balık İzlerinin Sesi”, “İki Yeşil Susamuru” “Benim adım mayıs”, “Ayın en çıplak günü” öyküleri, gezi seyahatnameleri derken Uzuner’in son çalışması Uyumsuz Defne Kaman’ın maceralarını anlattığı dörtlemesinin ilk kitabı olan insanlığın varoluşunun nedeni “Su” romanı ile devam ediyor… Ünlü Yazarımız Buket Uzuner ile “Su” adlı romanını, hayata ve eczacılığa bakışını teknolojinin nimeti e-postalarımızla konuştuk… keyifle yazıp, kolayca yayımlatan ve çok okunarak rahat bir maddi hayat süren insan olduğunu düşünen hayli çok sayıda romantik ve saf okura rastlıyorum, inanır mısınız? Sizin için gezmek de ayrı bir tutku, yazmakta ikisini nasıl bir araya getiriyorsunuz? Buket Uzuner: ‘Çok gezen mi, çok okuyan mı daha çok bilir?’ sorusu hayatta bana en çok sorulan sorulardandır. İkisini de çok severek yapmayı yıllardır sürdürdüğüm için benim yanıtım: çok okuyan bilir ama çok gezen iyi anlar. Başkalarını anlamaya başlamak, empatiyi geliştiriyor ve kendine benzemeyen ‘öteki’lere önyargıyı kırıyor. Önyargılarımız kırıldıkça, insanlığımız ortaya çıkıyor… “Başkalarını anlamaya başlamak, empatiyi geliştiriyor ve kendine benzemeyen ‘öteki’lere önyargıyı kırıyor. Önyargılarımız kırıldıkça, insanlığımız ortaya çıkıyor…” ‘Ciddi yazarlığın’ hiç şakası yoktur Yazarlığa nasıl başladınız? Buket Uzuner: Büyüyünce ne olacaksın diye sorduklarında; “astronot veya denizaltı kaptanı” diye yanıtlayan bir çocuktum, aynı zamanda bilim insanı olup hastalıklara çare bulmak da hayallerimin arasındaydı ancak yapmak istediğim herşey, özellikle macera ve heyecan neredeyse yalnızca erkeklere ayrılmış bir alanda cereyan ediyor, kadınlaraysa annelik, ev kadınlığı ve birkaç meslek dışında pek bir şey hayal etme umudu (bile) kalmıyordu. Liseden başlayarak hep bilim alanında eğitim almam, moleküler biyoloji, çevrebilim, su kirliliği konularında çalışmam biraz da bu konuların hayatî bilimlerin en maceralı alanları olmasındandı. Ancak çocukluğumdan beri hem okumaya düşkün, hem de hikâye etmeyi seven biri oldum. Lisedeyken bazı yazı yarışmalarına katılır, ödüller alır, yazılarım yerel gazete, dergilerde yayımlanırdı. Üniversitede moleküler biyoloji okurken o sırada yazarlık hevesi olan birçok genç gibi ben de Attila İlhan’ın editörlük yaptığı yayınevinde neredeyse bir edebiyat atölyesine dönüşen odasına sık sık gider olmuş, bir çeşit usta-çırak eğitimi şansı edinmiştim. Aynı yıllarda ilk hikâyelerim o zamanın önemli edebiyat dergilerine kabul edildiğinde artık yazarak aynı zamanda hem denizaltı kaptanı, hem de astronot olabileceğimi anlamıştım. Ancak daha sonraları insan hayatının ancak bir konuya adandığında en iyi sonucun alınma olasılığı olduğunu kavradım ve akademik hayatı bırakıp, kendimi tamamen yazmaya adamak istedim. Bu, benim hayatımın en önemli kararlarından biriydi, çünkü ‘Ben artık hayatıma yazarak devam edeceğim, yazarak yaşayacağım!’ dediğiniz anda maddi, manevi ve siyasi risklerle dolu bir yola çıkıyorsunuz. ‘Ciddi yazarlığın’ hiç şakası yoktur, tarihimiz şöyle bir bakarsanız ne dediğimi hatırlarsınız, keza bugünkü durum da ortada! Sadece siyasi olarak değil, korsan kitap alan okurların olduğu bir ülkede yazarlık yaptığınızı biran için düşünün... Yani asıl mücadele o karar, o tercihten sonra başladı ve hala devam ediyor... Yazarın, oturup Su romanı bir İstanbul romanı diyebilir miyiz? Hatta Kadıköy romanı, romanda Avrupa yakası bile sanki özellikle geri planda bırakılmış, asıl odak noktası Kadıköy? Buket Uzuner: Gerçekten de SU romanı bir Kadıköy romanı oldu. Bunu başından planlayarak yapmadım. Kadim Türk geleneği Kamanlık’ın dört unsurundan biri olan SU’yu Marmara Denizi ile sembolize etmeye karar verdiğimde aslında hem kayıp gazeteci Defne Kaman’ı hem de onu arayan komiser Ümit’i İstanbul’un herhangi bir sahil semtinde konumlandırabilirdim. Fakat hem bu iki karakter hem de sahile gelen yunus balığı bizim Kadıköy’e çok yakışır diye, düşünüp, yola çıktım. Bunun, yazarın yaşadığı ve çok iyi tanıdığı semti tercih etmesinin getirdiği kolaylıklar kadar orayı çok sevmesinin de etkisi olduğunu itiraf etmeliyim. İstanbul’da semtlerinin tarihi, coğrafi ve çok kültürlü özelliklerini farkında olup, korumak isteyen bir Kadıköylü ve Modalı insan profili olduğu düşüncesine katılıyorum. Kadıköy, İstanbul’un eğitim düzeyi ve yaşam standartları en yüksek ilçesi. Malumunuz, eğitim alma şansı arttıkça insanların birey olma bilinci de yükseliyor. Birey olan insan iyi yaşama hakları ve seçme özgürlüklerine sahip çıkıyor. Kadıköylüler, yeşil parklarından denizine, plajına, tarihi dokusundan kültürel çeşitliliğine kadar yüzlerce yıllık kimliğine sahip çıkmak isteyen vatandaşlar. Bu değerler aynı zamanda İstanbul’un ve Türkiye’nin de değerleri, ancak günlük siyasi kavgaların ve iktidar hesapları yüzünden bu değerler, ya intikam aracı ya da kumarda kullanılan kumarhane fişi gibi görülüp, harcanıyor. Oysa sonuç, hepimizin kaybına yol açıyor. Kadıköy, özellikle MODA, İzmir’in Karşıyaka’sına benzer, zaten ben hep ‘34,5 MODA’ derim! “Su” Romanınızda Türk geleneği “Şamanlık” ve bu geleneğin günümüze gelen ritüellerinden söz ediyorsunuz. Ve romanınız günümüz Türkiye’sine “Şamanizm” ekseninden bakarak, bir bütünü temsil ediyor. Bu romanınızın meselesi nedir sizin tabirinizle? Buket Uzuner: Türkiye’de ve dünyada tabiata karşı açgözlü yağmanın çıldırmışçasına arttığı günümüzde, binlerce yıl önce aralarında bizlerin nine ve atala- Özel Röportaj 7 Yeşim Erdemir rının olduğu insanların tabiata büyük saygı duyduğu zamanı merak ettim. Eskiden nasıldık ve neden sonra şimdiki kendini dünyanın sahibi sanan, kibirli, acımasız tüketicilere ve vicdansız tüccarlara dönüştük? Evet, sizin de belirttiğiniz gibi romanın ana meselelerinden ve motivasyonlarından biri bu. Başka yazarları bilemem ama bir roman yazarken ben dört-beş yıl beraber yaşadığım hem karakterlerden hem de romanın zamanı ile olaylarından etkileniyorum. DEFNE KAMAN’ın SU macerasını yazarken, geçmişten taşınan bilgiler, günlük hayatımıza yerleşmiş, nazar boncuğu taşımaktan, şeytanın kulağına kurşun dökmek için kendi kulağımızı çekip, ahşaba üç kez vurmaya, ağaçlara dilek çaputları bağlamaktan, Hıdırellez ve Nevruz’da ateşten atlamaya, Cemre’yi (düşerken neredeyse) gözle gördüğümüzü sanmaktan, Ayçöreğinden Ayçiçeğine, Ayhan’dan Ayten’e çocuklarımıza ve herşeye AY’la ilgili isimler vermeye kadar çoğunu artık düşünmeden yapmaya devam ettiğimiz kadim geleneklerin köküne inme şansım oldu. Geleneğimizde her canlı eşit derecede saygın ve değerli: bir çiçek, bir böcek ve insan eşit değerdeymiş. Örneğin atalarımız ve ninelerimizin bir ağacı kesmeden önce ondan özür dilemek ve ihtiyaçtan fazlasını yoketmemek, bir geyiği avlarken, doyduktan fazlasını öldürmeyeceğini hayvanla gözgöze gelerek söz vermek, bugün bize saçma veya komik gelebilir ama düşününce, bu davranış biçimlerinin insanların birbirine duyduğu saygı ve hayatın ekolojik devamlılığı açısından ne derece önemli, ciddi ve güzel olduğunu anlıyor insan. Bütün bunlar bende: Selçuklular’dan öncesi nedense karanlıkta kalmış kültürümüzün çok hümanist ve gurur duyulacak geleneklere sahip olduğunu öğrenmek gibi sevince neden oldu. Bu, biraz da gurur duyulacak büyük dede ve ninelerinizi keşfe benzer ferah, taze bir nefes gibi… “Su” Romanınızda en önemli karakterlerinizden biri Eczacı Umay Bayülgen… Defne Kaman’ın yeni maceralarında da Umay Ninesi ve diğer kahramanlarımız olacak mı? Buket Uzuner: Eczacı Umay Bayülgen aslında roman dörtlemesinin ana karakteri ‘Uyumsuz Defne Kaman’ın anneannesi olmasına rağmen bence ondan rol çalan(!) asıl karakterdir, denilebilir. O kadar baskın, güçlü ve ilginç bir kişilik Umay Nine. Bir kere yaşı seksene yaklaşmış olmasına rağmen hala dünyaya karşı meraklı, araştırmacı ve ilgili bir insan. Hayatta çocukları, torunları, kocası dışında kendisine ait bir dünya kurabilmiş, dirayetli, hayattan zevk almayı unutmadan derinlikli düşünen, uhrevi ve dünyevi hayatı birleştirici, ecdadımız bir Kaman/Şaman Anadolu kadını. Hem bilimden yana, eczacılık okumuş ve yapmış, hem de şifacı/otacı olacak kadar Tabiat Ana’nın sesini duyacak hassas duyulara sahip. ‘Uyumsuz Defne Kaman’ın SU, TOPRAK, HAVA ve ATEŞ Maceraları’nda Defne ve ailesi, özellikle Umay Ninesi hep bizimle olacak. Diğer karakterler değişecek… “…meyvenin çekirdeği gibi eczacılığın geleceği de tüketim hastalığını tedavi edecek ilacı icat etmekte saklı…” “Su” Romanınızdaki Eczacı Umay Bayülgen’in gözünden dünyaya baktığınızda, eczacılık mesleğini dünden bugüne ve geleceğe nasıl görüyorsunuz? Buket Uzuner: Eczacılık, otacılık/şifacılıktan başlayıp, 8 gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ durumlarında ilaç gibi işe yar Yaşam kalitenizi yükseltmek için neler yapıyorsunuz? tıp, moleküler biyoloji ve biyoteknolojinin içinde gelişmeye devam etmekte olan çok önemli bir hayat bilimidir ve insanlık varolduğu sürece de önemi devam edecektir. Ancak günümüzde bütün dünyada tüketmek herşeyden daha önemli işimiz haline getirildiğinden, bu durum doğal olarak eczacılık sektörünü de kötü etkiliyor. Ancak, eğer dünyanın sonu bu tüketim hastalığı yüzünden gelmeyecekse, taşlar yerine oturacaktır. Belki de meyvenin çekirdeği gibi eczacılığın geleceği de tüketim hastalığını tedavi edecek ilacı icat etmekte saklıdır. Hayatınızda eczacının yeri nerde? İlaçlarınızı hep aynı eczaneden mi alırsınız? Buket Uzuner: Yaşadığım her şehirde danıştığım en az bir eczacı dostum olur, İstanbul’daysa farklı semtlerde eczacılarım olacak kadar şanslıyım. Daha önce yaşadığım Amerika, Kanada ve Norveç’te çoğunlukla erkek olan eczacıların tersine bizde tersine kadın eczacıların çoğunluk olması nedeniyle benim eczacı dostlarım da kadınlar. Benim ve ailemin birçok sağlık sorusuna ilk danıştığımız uzmanlardır eczacılar. Hiç unutmadığım bir anımı aktarmak istiyorum. Ani bir baş dönmesiyle rahatsızlanıp, Vertigo olabileceği düşüncesiyle kulak-burun-boğaz uzmanına gidip, sağlam çıktım. O sırada annemin de eczacısı olan Kaya Eczanesi’nin eczacısı Sühendan Hanım, sıkıntımın boyun kireçlenmesi olabileceğini söyleyince araştırdık ve doğru çıkınca tedavi olma şansım oluştu. “Sigara içmiyorum ve kahve/kafein tüketimimi azalttım. Müzik, benim için sağaltıcı işlev taşır. Caz ve klasik müzik kadar, Santana ve Björk de farklı ruh Buket Uzuner: Çok erken yaşta biyoloji, ekoloji, genetik bilim eğitimi almanın etkisiyle gıda bilinci gelişmiş biri olma şansına da sahip oldum. Bu da beslenme konusunda haliyle bilinçli olmamı sağladı. Her yıl düzenli çekap yaptırıyorum. Uzun zamandır Hashimoto ve baba tarafından genetik olarak yüksek kolesterol gibi iki sağlık sorunum var, bu konuda düzenli kontrollerimi yaptırmaya özen gösteriyorum. Son zamanlarda düzenli spor yapmak üzere haftada en az iki kez spor salonuna gidiyor oluşum sağlık konusunda kendime verdiğim en büyük armağan diye düşünüyorum. Sigara içmiyorum ve kahve/kafein tüketimimi azalttım. Müzik, benim için sağaltıcı işlev taşır. Türk sanat müziği severim, mahur makamı dibe çöktüğümde beni iyileştirir. Edirne’deki DarülŞifa Osmanlı hastanesinin müzik ve su sesiyle şifa dağıtması bana çok mantıklı geliyor, gezmenizi öneririm. Caz ve klasik müzik kadar, Santana ve Björk de farklı ruh durumlarında ilaç gibi işe yarar. Siz İzmir’de de yaşadınız diye biliyorum. Birçok romanınızda İzmir’e göndermelerde de bulunuyorsunuz. Bir İzmir romanı da yazmayı düşünür müsünüz? Buket Uzuner: Annem ve babam yıllarca İzmir’de yaşadılar, Kadri Dayım hala İzmirlidir, ‘yavaş şehir’ Seferihisar sakinidir. Ben de kendimi ¼ İzmirli sayarım. Hatta eski ve köklü Ankaralı bir aileden gelen babamın Seğmen dansının, annemin İzmir’inin Zeybek dansına çok benzetirim, kıyafetleri de çok benzer zaten: ikisine de bayılırım, Seğmen ve Zeybek havası çaldığında yerimde duramam. ‘İki yeşil Susamuru’ romanının büyük bölümünü annem o sırada bebek olan oğluma bakarken Alsancak Sevinç Pastanesi’nde yazdım, hala her yıl mutlaka en az bir kere güzel İzmir’e gider, mutlaka Sevinç Pastanesi’nde otururum. İki yıl öncesine kadar mutlaka Kordon’da faytona binerdim ama Kordon’un araç trafiğine açılması gibi bence çok yanlış karardan sonra atların araçlardan korktuğunu gördüm ve artık vazgeçtim. Söyleşi için teşekkür ederiz. MEDİKAL İPUCU gazeteedak gündem özel 9 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczanelerde Yeni Dönem Başlıyor: Farmagelişim ve EDAK Rafı Bizde ise durum biraz farklı gerçekleşmiştir. Bizde yıllar içerisinde kooperatif ortağı olma olgusunda bir kültür erozyonu yaşanmış, bu erozyona karşı kurumlarımız bir refleks göstermiş ve “Aidiyet” kavramını geliştirmiştir. EDAK ise “Aidiyet uygulamasını” kavramsal olarak “network” projesi ile birlikte düşünmeyi tercih etmiştir. Dolayısıyla da “Aidiyet Uygulaması”nı bir alış-veriş ilişkisinden ziyade süreç içerisinde “network” kitlesini belirleme uygulamasına dönüştürmüş ve bu konuda ketum davranmıştır. Nihai olarak “Tek Fatura EDAK” kavramı ile entegrasyon kitlesinin büyüklüğü ortaya çıkmış ve oluşturulacak iş hacmi netleşmiştir. Ecz. Emre Bacanak EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Değerli meslektaşlarım, Gazetemizin bu sayısında sizlere bir miktar Farmagelişim projesinden bahsetmek istiyoruz. Eminim ki, bu proje birçoğumuz için merak konusudur. Her ne kadar çeşitli toplantılarda proje ile ilgili konuşmuş olsak da yoğun gündem içerisinde yeterince ayrıntılı bilgi almamış meslektaşlarımız bir hayli fazladır. İşte bu nedenle gazetemizin bu sayısında sizlerin meraklarını gidermeyi amaçlıyoruz. Farmagelişim projesi; temelde mevcut serbest eczane eczacılığının varlığının bugünkü haliyle geleceğe taşınamayacağı öngörüsü ile başlanılan ve sistemin özgür eczacı sermayesi ile devam edebilmesi için geliştirdiğimiz bir yeniden modelleme projesidir. Projenin ilk tohumları 2002-2003 yıllarında bizim de üyesi olduğumuz SECOF (Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu) bünyesinde Avrupa’daki diğer kooperatifler ile birlikte ortaya atılmış ve zamanla geliştirilmiştir. Her ülkenin kooperatifleri kendi projelerini kendi ülke gerçeklerine göre yorumlamış ve uygulamıştır. Bu nedenle her ülkenin “network” projesi kendine özgü gelişmiştir, ancak hepsinin temel yaklaşımı; standartları belirlenmiş ve geliştirilebilen, birbiri ile entegre hareket edebilen kooperatif eczaneleri yaratmaktır. O yıllarda da bugün olduğu gibi aslında sağlık sisteminde yaşanan hiçbir değişim sürpriz değildir. Dünya ekonomik konjonktürünün ve trendlerin hangi yöne doğru ilerlediğini takip etmek bir yol haritası çıkarabilmek için yeterlidir. İşte Farmagelişim projesi bizim ülkemize ve bizim ortaklarımızın üzerine uygun olarak dikmeye çalıştığımız yeni model bir elbise için takip edeceğimiz bir yol haritasıdır. Hepinizin bildiği gibi 13 tane eczanemiz bu projede gönüllü olarak çalışmaktadır. Bu eczaneler aslında bizim için birer laboratuvardır. Çünkü elbise tüm EDAK eczaneleri için özgün bir elbise olacağına göre önce provalarının daha küçük bir grupta deneme yanılma yöntemleri ile yapılması gerekmektedir. Bu özveriyi ve cesareti gösterdikleri için 13 eczacımız ve teknisyenlerine yürekten teşekkür ediyorum. Avrupa’daki diğer kooperatiflerin tamamında projenin uygulama stratejisi aynıdır. Küçük bir grup ile başlanmış, çalışılmış, birtakım hizmetler üretilmiş ve diğer ortakların bu çekirdek kadronun etrafında toplanmasının sağlanması hedeflenmiştir. Yani kısaca küçük bir “Network” kurulup daha sonra bu “Network”ün büyütülmesi stratejisi benimsenmiştir. Yani EDAK Avrupa’daki kooperatiflerden çok farklı olarak önce Network’ün sahiplerini ve genel ağ büyüklüğünü tespit edip içini iş ile doldurma yolunu seçmiştir. Laf aramızda bu yöntemin çok daha başarılı sonuç vereceğinden eminim. Bunun için elimizde yeterince veri oluşmuş durumdadır. Farmagelişim projesi 13 eczaneden önce Manisa -Sarıgöl bölgesindeki 8 eczacımız ile denenmiştir. Bu bölgede yapılan denemelerde pazarlama uygulamaları anlamında son derece başarılı sonuçlar elde edilmiş olmakla beraber gerek 8 eczanenin kendi içindeki entegrasyonu gerekse eczanelerin EDAK ile entegrasyonu konusunda yeterli seviye sağlanamamıştır. Bunun nedeni aslında “Network” gibi yeni bir iş modelini uygulamak konusunda hem eczacılarımızın hem de EDAK kadrolarının konuyu yeterince içselleştirememiş olmasıdır. Bu tespit bizi son derece önemli iki temel noktaya götürmüştür. Projenin başarılı olabilmesi için; 1) Eczacılarımızın proje amaçları konusunda önceden bilgilendirilmesi ve bir değişim algısı yaratılması zorunludur. 2) EDAK profesyonel kadrolarının yeni iş modelini içselleştirmeleri için ciddi bir irade ortaya konulmalıdır. 2010 yılı sonlarına doğru projenin bu iki temel unsur üzerine yeniden yapılandırılması için düğmeye basılmış, yönetim kurulumuz tarafından tüm bölgelerde bilgilendirme toplantıları düzenlenmiştir. Eş zamanlı olarak profesyonel kadromuzda proje sorumluları tayin edilmiş ve ardından 13 adet eczacımız belirlenerek çalışmalar başlamıştır. geliştirmeyi öngören 3 yaklaşım mevcuttur. Aşağıdaki tablo ile sanıyorum en basit şekilde kurguyu tanımlayabiliriz. Tablodan da anlaşılacağı gibi proje 3 tema üzerinde yürütülmektedir. 1) Pazarlama çalışmaları 2) Standartlar çalışmaları 3) Envanter yönetimi çalışmaları 2012 yılında FG eczaneleri 1. Temayı çalışmıştır. 2013 yılında EDAK eczanelerinde 1. Tema uyarlanırken FG eczaneleri 2. Temayı çalışıyor olacaklar. Yani EDAK Eczaneleri standartlar el kitabı taslağı üzerinde çalışarak standartlar kitapçığını şekillendirecekler. 2014 yılında Standartlar kitabındaki uygulamalar EDAK Eczanelerine uygulanmaya başlanırken, FG eczaneleri 2013 yılı sonlarına doğru tamamlanacak olan EDAK eczane yazılımının deneme sürümünü uygulamaya alacaklar ve hemen ardından yazılım tüm EDAK eczanelerinde uygulanmaya başlayacak. Projenin 1.Teması olan pazarlama çalışmalarında yer alan merchandising ve kategori yönetimi uygulamaları bu yıl yavaş yavaş eczanelerimizde yerleşecektir. Buna yardımcı olmak için gazetemizin ekinde sizler için bir pazarlama kılavuzu hazırladık. Profesyonel kadromuzla birlikte hazırladığımız bu kılavuz, içerisinde eczanelere özel olarak hazırlanmış genel bir kategori ağacı ve merchandising uygulamalarını da içeren kendi alanında bir ilktir. Sizler de bu kılavuzdan destek alarak kendi eczanenize özel uyarlamalar yapabilirsiniz. Bununla beraber EDAK Rafı ve EDAKTÜEL gibi pazarlama sistemleri ile kendimizi daha da geliştiriyor olacağız. Özellikle de halka değen noktalarda “halk sağlığını korumak” hedefi ile gerçekleştireceğimiz proje bazlı çalışmalarda tüm EDAK ailesi olarak aktif rol alacağız. Böylece hem mesleğimizi daha doğru bir biçimde icra edeceğiz hem de “EDAK” markası altında son tüketici tarafından tercih edilen eczaneler olmak yolunda her geçen gün daha fazla yol alacağız. Şimdi sizleri daha fazla detay bulabilmeniz amacıyla gazeteedak ile baş başa bırakıyorum. Sevgiyle kalın… Projenin aslında 3 temel yaklaşımı bulunmaktadır. Gelecekte düşündüğümüz eczanelerimizin yeni yapısının ve bu yapıya uygun iş alanlarının her biri için bir ECZANE BANKO ÖNÜ BANKO BANKO ARKASI NİCELİK Parafamasötik ürünler Hizmet sunumu Farmasötik ürünler NİTELİK Ürünler pazarlamaya duyarlıdır Ürün ve danışmanlık servisi verilir Ürünler reçeteye bağlı ve stabildir * Pazarlamak ayıp sayılıyor * Pazarlama bilgisi zayıf * Hiç zaman ayrılmıyor * Verilen hizmetlerin hiçbir standardı yok * Zaman sorunu nedeniyle kalite düşüyor * Yılgınlık nedeniyle kalite düşüyor * Asıl mesleğin icrası kaybediliyor TESPİTLER ÇÖZÜMLER FAALİYETLER * Pazarlama konusu sürekli gündem edilerek tabular yıkılmalı * Doğru pazarlama yöntemleri eczanelerde var edilmeli * FG eczanelerinde pazarlama çalışmaları yapıldı * Tüm bölgelerde pazarlama eğitimleri verildi * Saha ekibine eğitim verildi * Edak rafı çalışmaları tamamlandı * Edak dergi çalışmaları tamamlandı * Sunulan hizmetler standardize edilmeli * Eczacının eczacılığa odaklanması sağlanmalı * Eczacı mesleği konusunda yeniden motive edilmeli * Edak Akademi eğitimleri verildi * Kalite standartları el kitabı taslağı hazırlandı * FG eczaneleri standartları çalışmaya başladı * Ürün satışında ağır bürokrasi var * Kutu üzerinde işletme operasyonları var * Aşırı miktarda zaman tüketiliyor * Ürün envanteri kooperatif tarafından yönetilmeli * Eczacının işletmesel operasyon iş yükü hafifletilmeli * Yazılım için çözüm ortağı tespit edildi ve sözleşme imzalandı (Gemaş- Rx Media Farma) * Yazılım kavramsal tasarım tamamlandı 10 gündem özel gazeteedak Farmagelişim E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczacılarımıza yönelik; • Sonuçta; Bornova Ordu Eczanesi/ Bornova İlayda Eczanesi / Karşıyaka Derin Deniz Eczanesi / Alsancak Burçak Eczanesi / Konak Göztepe Eczanesi / Göztepe Dereli Eczanesi / Balçova Yeşildere Eczanesi / Balçova Atabey Eczanesi / Buca Semra Eczanesi / Çeşme Nisan Eczanesi / Kuşadası Esin Eczanesi / Ayrancılar Deniz Eczanesi / Sarıgöl Özyıldız Eczanesi / Sarıgöl; eczanelerinde çalışmalara başlandı. Hakan Tolunay Farmagelişim Müdürü Farmagelişim Projesinin ana hedefi serbest eczanelerin küresel sermayeye karşı mücadele edebilmelerini sağlayabilmektir. Dolayısıyla amaç, eczacı bağımsızlığının sürdürülmesi ve korunmasıdır. Proje ile eczanelerin büyümesi ve rekabetçi rollerinin artırılmasının sağlanması hedeflenmiştir. Buradaki rekabetten kastım asla eczaneler arası rekabet değildir. Bugün insan sağlığını ilgilendiren ürünler sağlık politikalarındaki boşlukların da etkisiyle ehil olmayan birçok yerde satılmaktadır. Rekabet bu noktalar ile yapılmalıdır. Toplum sağlığının korunmasındaki ilk ve en önemli şartın ‘’Sağlıklı Alışveriş ‘’ olduğuna inanıyorum. Sağlıklı Alışverişin en doğru adresi de eczanelerdir. Farmagelişim Projesinin kırmızıçizgisi de etik değerleri koruyarak eczanelerin halkın sağlık danışmanı rolünün pekişmesini sağlamaktır. Farmagelişim Projesi 3 aşamadan oluşmaktadır. 1- Satış ve Pazarlama – Banko Önü Çalışmaları 2- Kalite Standartlarının Belirlenmesi ve uygulaması 3- Envanter Yönetimi • Projenin uygulamaya başlanması için EDAK Yönetimi, 29 Mayıs 2011 Tarihinde yapılan 32. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda pilot uygulamanın gerçekleşmesi için yetki aldı. Pilot uygulamada ilk bakılacak ölçüt, eczanenin aidiyet uygulamasının başlangıcından itibaren en üst kategoride yer almış olması olarak belirlendi. • Projenin pilot uygulamasında en verimli sonucun izlenmesi için yukarıdaki birincil ölçüte ek olarak eczanenin yeri, konumu ile eczacının ilaç dışı sağlık ürünlerine olan bakış açısı, teknoloji ve yeniliklere olan yatkınlığı gibi ölçütler de değerlendirmeye alındı. Böylelikle odak noktası daha da belirginleşen listedeki eczanelere Pazarlama Bölümü beraberliğinde ziyaretler gerçekleştirildi. Birlikte yaptığımız eczane ziyaretlerinde 2 hafta gibi bir sürede 60’ı aşkın eczaneye gidilerek bu eczaneler; • Eczanenin konumu • Görünürlük durumu • Eczacının eczanede durması • Vitrin • Aydınlatma • Rafların durumu • Metrekare • İlaç dışı sağlık ürünlerine bakış açısı yönünden yerinde değerlendirildi. • Bu eczanelerde Çevre Analizi ve Genel Durum değerlendirmeleri yapıldı. EDAKOM ile teknik alt yapı tespitleri tamamlandı. Eczanelerde ‘’Gizli Müşteri ‘’ uygulaması yapıldı. Eczanelerin rafa etiketleme ve mesaj çalışmaları, promosyonlu ürünlerin tanıtım gibi satış artırıcı malzemelerin tespiti yapıldı. 2012 yılının Ocak ayı itibariyle bu eczanelerde banko önü çalışmalarına başlandı. Banko önü çalışmaları açıkçası halkın eczanelere genel anlamdaki bakış açılarından yola çıkarak planlanmıştır. Halkımız eczaneleri en güvenilir yerler olarak görüyorlar ve en yakın sağlık danışmanı olarak benimsiyorlar. Bununla birlikte Parafarmasötik ürünlerde bakış açısı olumsuz. Yapılan araştırmalar bu noktada eczaneleri; 1- Pahalı 2- Dağınık ve karmaşık 3- Ürün bulanamaması gibi olumsuz düşüncelerle değerlendiriyorlar. Banko önü çalışmalarda ilk hedefimiz bu 3 düşüncenin değişmesini sağlamaktı. Zor fakat oldukça zevkli çalışmalar yaptık. Çalışma arkadaşım Osman Tamer Şahin ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalara tüm eczane personeli de katıldı. Dağınık, karmaşık ve aranılan ürünün bulunamadığı eczane algısını yok etmek için raf düzenlemeleri, kategori çalışmaları ile ürünleri görünür hale getirdik. Plansız alışverişi, bir başka deyişle çapraz satışı artırmaya yönelik uygulamalarımız oldu. Pahalı eczane imajını yok etmek için ise radikal bir kararla ürüne fiyat etiketlemesi değil rafa etiketleme dönemini başlattık. Rafa etiketlemede piyasa fiyatlarını göz önünde bulundurarak hareket ettik. Eczanelerimizde en ucuz fiyat iddiamız olmadı, olamazdı da. Ama rahatlıkla söyleyebilirim ki, FG Eczaneleri hasta/müşterilerinde her geçen gün ‘’Uygun Fiyatlı‘’ imajını güçlendirmektedir. Bu çalışmalarla birlikte “Merhaba Yaz Satış Etkinliği”nde eczanelerimize uygun ürünlerin uygun fiyatla alımı sağlanmıştır. Bu çalışmalarla eş zamanlı olarak eczacılarımıza ve eczane teknisyenlerine yönelik eğitim çalışmalarına başladık. Yılın ilk 6 ayında neredeyse her Cumartesi-Pazar EDAK Merkez binasındaki eğitimlerde bir aradaydık. 31.03.2012 01.04.2012 07.04.2012 28.04.2012 29.04.2012 05.05.2012 06.05.2012 12.05.2012 13.05.2012 Çatışmaları Yönetmek 1 Çatışmaları Yönetmek 2 Merchandising Profesyonel Satış Becerileri 1 Profesyonel Satış Becerileri 2 Vitrin Tema Tasarımı Nasıl Motive Ederim? Problem Çözme Teknikleri 1 Problem Çözme Teknikleri 2 Eczacı Teknisyenlerine yönelik ise; 24.03.2012 25.03.2012 08.04.2012 14.04.2012 15.04.2012 Başarılı Takım Üyesi Olmak 1 Başarılı Takım Üyesi Olmak 2 Üretken Olmak Profesyonel Satış Becerileri 1 Profesyonel Satış Becerileri 2 Pazarlama, iletişim ve kişisel gelişim ile ilgili eğitimleri tamamladık. Raf önü çalışmalarında eczacının sağlık danışmanlığını pekiştirecek ve daha fazla ön plana çıkaracak uygulamalarımız oldu. *“Eczacı en yakın sağlık danışmanımızdır‘’ *“Koruyucu ve önleyici tedavide eczaneler ilk ve doğru adrestir” Eczacının “Sağlık Danışmanlığı” rolünü ‘’Koruyucu ve Önleyici tedavi ‘’ ile destekleme çalışmalarına başladık. İlk olarak bebek ve çocukların güneşin zararlı etkilerinden korunması için ebeveynlerin bilgilendirilmesi oldu. Hasta/müşterilere bilgilendirme broşürleri ile ulaştık. GÜNEŞTEN NASIL KORUNMALIYIZ? Sıcak, rutubet ve ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için güneş altında özellikle sıcağın yoğun olduğu dönemlerde ( saat 11.00 – 16.00 arası ) uzun süre kalınmamalı, gölge yerler tercih edilmelidir. Güneşlenirken ilk günlerde 15-20 dakikanın aşılmaması ve bu sürenin kademeli olarak artırılması öneriliyor. Bu broşür; "Güneşi Boya" projesi kapsamında hazırlanmıştır. Sağlıklı nesiller yetiştirmenin, sağlıklı bir toplum oluşturduğu gerçeğinden hareketle, özenle hazırlanan ve eczacınız tarafından desteklenen bir projedir. Güneşten korunmak için en az 30 koruma faktörlü güneş koruyucu kremler, güneşe çıkmadan15-20 dakika önce uygulanmalıdır. Krem, su ile her temas sonrası ve gün içerisinde 2-3 saatte bir yenilenmelidir. Baş, şapka ile kapatılmalı, pamuklu (sentetik karışık giysiler su kaybını engeller) beyaz veya açık renkli, ince ve hafif giysiler giyilmelidir. Gözlerin korunması için, güneş ışınlarının yaklaşık yüzde 99'unu engelleyebilen ultraviyole koruyuculu güneş gözlüğü takılmalıdır. ÇOCUKLARIMIZI GÜNEŞTEN KORUYALIM Çocuklarımızın, özel olarak hazırlanmış boyama sayfalarını boyayarak hem eğlenmeleri hem de öğrenmeleri hedeflenmiştir. Günde en az altı-sekiz bardak su içilmelidir. A, E ve C vitaminlerinden zengin yeşil sebze ve meyveler de bol tüketilmelidir. Güneş ışığından doğal koruyucu özelliği olan ve özellikle havuçta bulunan karoten tüketiminin artırılması da önemlidir. Güneşten korunmayı sadece tatilde güneşlenirken değil, bütün mevsimlerde günlük alışkanlık haline getirmeliyiz. Sağlıklı beslenme gibi yaşamımız boyunca uygulanılacak bir kural olarak hayatımıza yerleştirmeliyiz. Eczacınız En Yakın Sağlık Danışmanınızdır. Ara öğünlerde meyve, komposto ve çiğ sebzeler tercih edin. 3- Yemekler yavaș yavaș, iyi çiğneyerek yenmeli. Her öğündeki salatanıza mutlaka bir kașık zeytinyağı ekleyin. 4- İftarda kızartma ve yağlı gıdalar yerine ızgara, hașlama, buğulama gibi usullerle pișirilmiș hafif yemekler tercih edilmeli. “Vücudunuza İyi bakın” Sıvı alımının günlük 2.5-3 litre olmasına özen gösterin. 5- Ağır tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. Öğle ve akșam yemeklerinde baklagil veya sebzenin yanında bulgur pilavı, tahıllı ekmek ve salata tercih edin. 6- İftar ile sahur arasında 2-2.5 litre su veya sulu içecekler içilmeli. Kabızlık Beslenme Tedavisi 7- Ara öğün yenecekse, meyve yemeli. Kabızlık beslenme tedavisindeki temel ilke, suda çözünen ve çözünmeyen posa kaynaklarının diyette arttırılmasıdır. 8- Çay ve kahve, demirin emilimini azalttığı için, yemekten bir iki saat sonra içilmeli. Diyette tüketilen posa düzeyini artırmak için; Tam buğday ekmeği, unu ve tam buğday içerikli ürünlerin diyette tüketimini arttırmak (6-11 porsiyon/gün) Sebze-meyve, kuru baklagiller ve yağlı tohumların tüketimini arttırmak (5-8 porsiyon sebze - meyve /gün) Yüksek posalı tahılları tüketmek Sıvı tüketimini arttırmak (Günde en az 2 litre) Ramazanda sağlık açısından yiyip içerken dikkat edilmesi gerekenler? 1- İftarda, ilk önce hafif, az yağlı gıdalar yenmeli. Çok yemek, boș olan mideye yüklenilmesine sebep olur. Bu durumda sindirim zorlașır, midede ağırlık, ekșime, yanma, bulantı, bağırsaklarda kabızlık, șișkinlik gibi sağlık problemleri yașanır. Bunun için ilk oruç açıldığında hurma, peynir, domates, zeytin, kepek ekmeği gibi kahvaltılıklar veya çorba, etli sebze yemeği gibi hafif yemeklerle iftara bașlanmalı, sindirime zaman tanıyarak 15-20 dakika sonra az yağlı ızgara et yemeği, kuru baklagil, sebze yemeği, salata, ayran, cacık gibi yemeklerle devam edilmeli. 2- Kan șekerini hızla yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı, glisemik indeksi düșük besinleri tercih etmeli. 9- Çok uzun açlıklarda kan șekeri ve tansiyon düșer, boș midede asit salgısı artar. Ertesi gün ise aç kalma süresinin uzamasıyla metabolik hız düșer, halsizlik, baș ağrısı görülür. Bunun için geceyi ve ertesi günü aç geçirmemek için mutlaka sahura kalkılmalı. 10- Sahurda yenilen besinlerin miktarı ve çeșidi çok önemlidir. Sahurda yağlı ve ağır besinler metabolizma hızı yavaș olduğundan vücuda alınan besinlerin yağa dönüșümü daha fazla olur. Ayrıca bu tür yağlı ve ağır besinler yenip ardından yatıldığında ciddi mide rahatsızlıkları görülebilir. Sahurda bunların yerine daha hafif, yağ oranı düșük, günlük alınması gereken protein ihtiyacının karșılanması bakımından protein içeriği yüksek, kan șekerini hızla yükseltmeyen kompleks șekerlerden olușan bir öğün tercih edilmeli. “Hazımsızlık ve Kabızlık Size Uğramasın” Süt, peynir, zeytin, kepekli ekmek, çorba, domates, salatalık, biber, reçel gibi kahvaltılık besinler veya süt, yulaf gevreği, meyve gibi besinlerden olușan hafif bir öğün en uygunudur. Günlük su ihtiyacı 2-2.5 litredir ve bütün gün su içilemeyeceğinden dolayı sahurda bol sıvı alınmalı. Eczacınız En Yakın Sağlık Danıșmanınızdır. gazeteedak gündem özel 11 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sigarada 4.000’in üzerinde zehirli kimyasal madde bulunur; bunların yaklașık 50 tanesi kansere yol açmaktadır. Karbon monoksit sigara dumanında ve egzoz dumanında bulunan zehirli bir gazdır. Karbon monoksit kanda oksijenin yerini alır ve ciğerlerinizin gereği gibi çalıșmasını engeller. Bunun sonucunda vücudunuzdaki hücreler ihtiyaç duydukları oksijenden mahrum kalır. Parmaklarınızı ve dișlerinizi sarartan yapıșkan kahverengi madde katrandır. Katran kansere neden olur ve akciğerlerinizi tahrip eder. Ciğerden atılamaz, tüpleri daraltır ve enfeksiyonlara karșı direncinizi azaltır. Sigara dumanının bebekler, çocuklar ve doğmamıș bebekler için ne gibi tehlikeleri vardır? Sigara dumanında binlerce zehirli kimyasal madde vardır. Bu zehirler sigara içenlerin yanında bulunan çocukların akciğerlerine girer. Sigara içilen ortamda büyüyen bebeklerin ve çocukların: Astım krizlerine ve göğüs enfeksiyonlarına yakalanma olasılığı iki kat fazladır. Daha birinci yașlarını doldurmadan hastaneye yatma tehlikeleri daha yüksektir. Hastalık nedeniyle okuldan geri kalma ihtimalleri daha yüksektir. Öksürüğe, soğuk algınlığına ve hırıltıya yakalanma riskleri daha yüksektir. Sigaraya ne kadar bağımlısınız? 1. Günün ilk sigarasını sabah uyandıktan ne kadar sonra içersiniz? a. İlk 5 dakika içinde (3 puan) b. 6-30 dakika içinde (2 puan) c. 31-60 dakika içinde (1 puan) d. 1 saatten sonra (0 puan) 2. Sigara içmenin yasak olduğu yerlerde sigara içmemek sizi zorlar mı? a. Evet (1 puan) b. Hayır (0 puan) 3. Ne zamanki sigaradan vazgeçmek sizin için daha zordur? a. Sabah ilk içilen sigara (1 puan) b. Diğer zamanlarda içilen sigaralar (0 puan) 4. Günde kaç adet sigara içiyorsunuz? a. 31 ve daha fazla (3 puan) b. 21-30 adet (2 puan) c. 11-20 adet (1 puan) d. 10 ve daha az (0 puan) 5. Sabahları günün diğer zamanlarına göre daha fazla sigara içiyor musunuz? a. Evet (1 puan) b. Hayır (0 puan) 6. Yatacak kadar hasta olduğunuzda da sigara içer misiniz? a. Evet (1 puan) b. Hayır (0 puan) Sorulara verilen cevaplara göre 7 ve üzerindeki puanlar güçlü bağımlılık belirtisi olarak değerlendirilir. “Sigarayı Bırakma Zamanı” Eczacınız En Yakın Sağlık Danıșmanınızdır. Temmuz- Ağustos aylarında iki ayrı konu ile çalışmalarımızı sürdürdük. Bırakmak için geç mi kaldım? Sosyal bağımlılığınız için; Sigarayı bıraktıktan sonra; Sigarayı nasıl ve ne zaman bırakacağınızı planlayınız. İlk 24 saat içinde kan basıncında ve akciğer fonksiyonlarında düzelme görülür. Sigaraya bir yılda verdiğiniz paranın hesabını yapınız ve bu parayla neler alabileceğinizin bir listesini çıkarınız. • Kabızlık ve Hazımsızlık • Sigarayı Bırakma. 48 saat sonra tat ve koku alma duyuları keskinleșmeye bașlar. 2-12 hafta içinde kan dolașımı iyileșir, bu da yürüme, koșma gibi fiziksel aktiviteleri kolaylaștırır. 3-9 hafta sonra öksürme, nefes darlığı, hırıltı gibi problemler azalır ve akciğerler güçlenir. 3 ay sonra kan dolașımı ve nefes alıp veriși fark edilir șekilde düzelir. 5 yıl sonra kalp krizi geçirme riski sigara içen birine oranla %50 azalmıș olur. Sigarayı bırakma kararınızı aileniz ve arkadașlarınızla paylașınız. Onlardan destek ve anlayıș isteyiniz. Eğer eșiniz de sigara içiyorsa birlikte bırakmayı teklif ediniz. Birbirinize destek olarak zorlukların üstesinden daha kolay gelebileceğinizi unutmayınız. Bırakma gününden önce sigara ile ilgili alıșkanlıklarınızı değiștirin.Örneğin yemekten sonra ,kahve ile içtiğiniz sigaraların zamanlarını değiștirin.Belli bir mekanda içiyorsanız,farklı mekanlarda için. Sigarayı bırakmanın ilk adımı nedir? Gün içerisinde arkadaș ortamları veya stres altında kalma gibi sigara içme isteği doğurabilecek durumlarla nasıl bașa çıkacağınızı önceden düșününüz. Ayrıca, sigara içme isteğinin șiddetlendiği anlarda öncelikle sigara bırakma konusunda kendinize verdiğiniz kararı hatırlayınız ve bedeninizde olușan olumlu değișiklikleri düșününüz. Öncelikle, sigara bırakmaya karar vermek,kendinizi fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak hazırlanmak ve kendiniz için ișe yarayacağını düșündüğünüz bir plan seçmek sigarayı bırakma yolunda ideal bir adımdır. Özellikle ilk günler sigara içilen ya da içme isteği uyandıran ortamlardan mümkün olduğunca uzak durunuz. Ayrıca bir süreliğine sigara isteğini tetikleyecek olan alkol ve kahveden uzak durunuz. Sigara bağımlılığının;fiziksel,psikolojik ve sosyal bir bağımlılık olduğunu unutmayınız.Siz karar vererek en önemli așamayı geçtiniz ama bedeninizin bağımlılığı ve sosyal bağımlılığınızdan da kurtulmanız gerek. Yoksunluk Belirtileri ve Bașa Çıkma Yöntemleri 10 yıl sonra akciğer kanserine yakalanma riski sigara içen birine oranla %50 daha az olur. Fiziksel bağımlılığınızın düzeyi yüksek ise mutlaka bir destek almalısınız.Bunun için kullanılan ilaçlar; 1.Nikotin replasman tedavisi 2.Bupopriyon 3.Veraniklin İlaçlar ile ayrıntılı bilgi için eczacınıza danıșınız. Öksürük: Bırakma sonrası vücudun solunum yollarını temizlemesine bağlı olarak kimi zaman öksürük görülebilir. Bol bol su için. İștah artıșı: “Kilo alır mıyım” bölümüne tekrar göz atınız. Sindirim sorunları: Bazen kabızlık veya ishal görülebilir Kabızlığınız olursa bol bol meyve, sebze yemeyi tercih edin. Yine bu uygulamaların hemen sonrasında hasta/ müşterilere yönelik olarak Sensodyne sponsorluğunda bir anket hazırladık. Ve tüm FG Eczanelerinde aynı anda uygulamaya başladık. Bu anket sayesinde, son tüketicilere ağız ve diş sağlığı konusunda öneriler sunulmuş ve bu kategori ürünlerinin eczanelerden satın alınması için bir bilinç oluşturulması sağlanmıştır. FG Eczanelerinde 2. aşama olan kalite standartlarının oluşturulması çalışmalarına geçilmiştir. Çalışmaları EDAK Ecza Koop. Kalite Yönetimi Uzmanı Arzu Bodur Hızal yapmaktadır. Baș dönmesi: Dokulara artık daha fazla oksijen gitmeye bașlamasına bağlı olarak baș dönmesi kimi zaman görülebilir. Oturun, kendiliğinden geçer. Uyku bozuklukları: Uyku düzeninde değișim, yorgunluk görülebilir. Özellikle uyku öncesi çay, kahve ve kola tüketmeyin. Bugüne kadar eczanelerimizde yaptığımız banko önü uygulamaları konusunda saha yönetmenlerimize de eğitimler verilmiş olup, “Tek Fatura EDAK” kategorisindeki eczanelerimize benzer çalışmalar yapıl- Duygu durumunda değișim: Bazen duygu durumunda değișkenlik görülebilir. Olumlu düșünün, duygularınızı eșinizle, çevrenizle paylașın. Psikolojik destek de alabilirsiniz. Kilo alır mıyım? Sigarayı bıraktığınızda iștahınız artabilir ve tat alma duygunuz gelișebilir; bu nedenle daha sık bir șeyler atıștırmak isteyebilirsiniz. Ayrıca sigarayı bıraktığınız için,daha önceden vücüdunuzun sigaradaki zararlı maddeleri atmak için harcadığınız enerji de harcanmadığı için ekstra bir kaloriye sahip olacaksınız. maktadır. Farmagelişim eczanelerinde 2013 yılında standartların oluşturulması ve uygulanması çalışmaları tamamlanıp “Tek Fatura EDAK” Eczanelerinde uygulamaya başlanacaktır. 2013 Haziran ayında SAP sistemine geçtikten sonra ise 2014 yılında projenin 3. aşaması olan “Envanter Yönetim Sistemi”ni çalışmalarına başlayacağız. Sonuç itibariyle Farmagelişim projesi ile zincir eczane gruplarına karşı ciddi bir kalkan oluşturuyoruz. Projemiz sayesinde, söz konusu grupların Türkiye’de faaliyet gösterme planlarını erteleyeceklerini düşünüyorum. Sağlıklı bir gelecek için Sağlıklı bir nesil için Sağlık için ‘’ Özgür Eczaneler ‘’ Sağlıkla Kalın. Değişim Fazladan hareket ederek bu fazladan kaloriyi harcayabilirsiniz. Büyük hacimde reçete üreten kurum sayısı tüm eczanelere yetmeyeceğinden kalan eczaneler çıkış yolunu başka yerlerde aramak durumundadır. Atıștırma ihtiyacınız olduğunda meyve, sebze ve bir miktar çerez gibi sağlıklı yiyecekleri tercih ediniz ve cips benzeri abur cubur ve kalorili ürünlerden kaçınınız! Șimdilik diyet yapmayın. Almıș olduğunuz “sigarasız hayat” kararınızda sebat edin. Düzenli bir egzersiz programına bașlayarak nikotin eksikliğine bağlı olarak azalabilen metabolizma hızınızı artırabilirsiniz. Bu durum, reçeteden vazgeçmek anlamını taşımaz. Aksine reçete daha da önemlidir. Çünkü reçete çalışmak eczaneye güven duygusunu kazandırır. Serbest eczane için en önemli nokta güvendir. Halkın serbest eczaneye olan güveni kuvvetli yanımızdır. Sigara içmek veya sigara dumanına maruz kalmak vücuduma ne yapar? Sigara, akciğer kanseri, kalp hastalıkları, bronșit ve amfizem gibi pek çok ciddi ve ölümcül hastalığa yol açar. Sigara içmek ayrıca birçok kansere, solunum hastalığına, felce yol açar ve doğurganlığı etkileyebilir. Yeni 6308 sayılı yasada eczanede satışa sunulabilecek ürün grup sayısı onbirdir. Bu onbir ürün grubundan bir tanesi “…ve diğer sağlık ürünleri” şeklinde tarif edilmiştir. Bu ucu açık tanımlama serbest eczanenin önünü açmaktadır. Ecz. Hüsnü Kaya EDAK Ecza Koop. Denetleme Kurulu Üyesi [email protected] “değişim a. 1. Bir zaman dilimi içindeki değişikliklerin bütünü (TDK - Güncel Türkçe Sözlük)” Değişim bir süreçtir ve içinden geçerken hemen kavramayabilir, ancak geç kalmış olabiliriz. Şurası muhakkak ki eczacılık mesleği 2005 yılından bu yana - evrilmese de - bir değişim içerisindedir. 2005 Şubat’ında SSK hastanelerindeki eczaneler kapatılıp, serbest eczanelerin devreye girmesi ile bu değişim süreci başlamıştır. Bu onbir grup kaba bir hesap ile 10 - 12 bin ürün çeşidine tekabül etmektedir. Bunun anlamı şudur: ülkenin neresinde olursa olsun, bu ürünlerin bir kısmı ile eczane ayakta tutulabilir (eczacılık mesleği kurtulur demiyorum). Bu yerine göre zirai ilaç, yerine göre veteriner ilaç yerine göre de parafarmasötikler ile çalışmak demektir. Bu konuda “küçük yerleşim birimlerinde dermokozmetik yapılamaz” gibi itirazlar bulunmaktadır. Tam burada yanlış bir algılamayı da ifade etmek gerekir ki; parafarmasötik uygulaması ile dermokozmetik uygulaması aynı şeyler değildir. Dermokozmetik, parafarmasinin alt birimlerinden birisidir. Bu değişimin nereye doğru uzandığı da artık malumdur. Evet, küçük yerleşim birimlerinde dermokozmetik uygulaması olmayabilir ama parafarmasötik uygulaması kesinlikle olur. Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu olan SECOF ile olan ilişkilerimiz sayesinde biliyoruz ki; değişim Avrupa’daki serbest eczacılık paralelinde gitmektedir. Orada da Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödediği reçeteler ile ilgili olarak ekonomik fayda azalmıştır. Eczacı sağlık ile ilgili bir elemandır. 6308 sayılı yasanın 6. Maddesi gereğince insan sağlığının dışında hayvan sağlığı ve bitki sağlığı konusunda da görev verilen yetkilidir. Sadece SGK reçetesi ile hayat devam edecekse, giderleri kontrol altında tutmak lüzumludur ve reçete hacminin de büyük olması gerekir. Bir başka nokta da alım yaparken ve eşdeğer çalışırken dikkattir. Bilinmektedir ki, bazı reçeteler başa baş, bazıları da zarar noktasındadır. Zarar da olsa eczacı yemini gereği ilacı vermemezlik edemez. Eczacı bunlara sahip çıkmalıdır. Sahip çıkmaz ise, doğa boşluk tanımaz kuralı gereği sahiplenecek birileri mutlaka bulunur. Geleceğin serbest eczaneleri bu sahiplenme becerisi üzerine var olacaktır. Geleceğin serbest eczaneleri sağlık konusundaki ürünlere sahip çıkarak ayakta kalabileceklerdir. Sadece sahiplenmek dışında bu konuda emek de harcamak gerekir. Parafarmasötik ürünlerde en önemli unsur ürünü tanımaktır. Bunun dışında alan yönetimi, kategori yönetimi ve merchandasing (tanzim - teşhir) bilmek çok önemlidir. Bu üç unsur günümüzde artık bilim konusu haline gelmiştir. Ve eczacı bilime sarılmak durumundadır. Şunu da bilmek gerekir ki; parafarmasi çalışmak, planlama, ölçme/değerlendirme, uygulama, fiyat takibi, sürekli eczanede bulunmak, eczane içerisini sürekli gözleyip izlemek vs kısaca, emek ister. Alan yönetimi, merchandising ve kategori yönetimini bilim ışığında uygulayan eczacı bunun ekonomik olan karşılığını alır. Bu uygulamada; plansız alışveriş, çapraz satış, kofre, bundle, banko üzeri ürün sergileme, doğru etiketleme, gereğinde ürün yanında bilgi kartı bulundurma, parafarmasötiklerde fiyatlandırma politikası, satış artırıcı destekleme malzemeleri kullanmak çok önemlidir. Eczacı artık bu konulardaki doğru bilgileri arayıp bulmalı ve daha önemlisi uygulamalıdır. 12 gazeteedak “…Farmagelişim başlangıcı olan ama sonu olmayan değişen ve gelişen bir eczane modelidir…” gündem özel E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Adnan Aygan Özyıldız Eczanesi/ Sarıgöl / Manisa ( sahibi ve mesul müdürü) ÇEKOOP II. BAŞKANI - TEKB Denetleme Kurulu Üyesi Küreselleşen dünyada rekabet hiç istemediğimiz bir olgu. Eczanelerimiz birer küçük işletmeyse ve liberal ekonomi içinde yaşadığımızı düşünüyorsak rekabet şartlarına hazırlıklı olmalıyız. Küreselleşmenin sonucu rekabet giderek sertleşmektedir. Küçük işletmelerdeki kolaycılık yerini yoğun bir mücadeleye bırakmıştır. Yani doymuş piyasa koşulları oluşmuştur. Bu yeni ortamda hayatta kalabilmek ve başarıyı yakalamak için YENİ YÖNETİM ve ÖRGÜT YAPISI arayışları ve uygulamaları ortaya çıkacaktır. Yeni örgüt yapısı içinde oluşan uygulamalardan biri olan FARMA GELİŞİM MODÜLÜ bizleri geleceğe emin adımlarla taşıyacak olan önemli bir araçtır. Doğru işin yapılması ve işin doğru yapılması artık olmazsa olmazdır. Okullarımızdan mezun olduğumuzda ne iletişim, ne pazarlama ne de finans konusunda bir eğitim aldık. Günlük rutin içinde boğularak mesleğimiz dışında her işle uğraşmak zorunda kaldık hem de amatörce. Peki, FG ne yarar sağlayacaktı bize. En başta ürünlerimizi pazarlamayı öğrendik. Pazarlamayı öğrenirken iletişimi, profesyonel anlamda problem çözmeyi ve paydaşımız olan eczacı arkadaşlarımızla paylaşmayı öğrendik, hem biz eczacılar hem de personelimiz. Toplam kalite standartlarına ulaşabilmek için çalışmalarımız eczane özeline uygun devam etmekte. Envanter yönetimi ile de bir küçük işletmeyi mükemmele yakın nasıl yönetebileceğimizi anladık. 1- Son 4 yılda her yıl ilaç fiyatlarındaki büyük düşüşlere rağmen ciro olarak ortalama %17’lik büyüme gerçekleşti. 2012 verisi de en az %15 büyüyeceğimizi gösteriyor. 2- Karlılık 4 yıl öncesine göre %14 arttı. 3- Çalışan memnuniyeti, gelişimleri ve katılımları üst seviyeye çıkarıldı. 4- Eczanemde danışmanlık görevimi yapmaya başladım daha fazla rutinlerden kurtularak. 5- Hasta ve müşteri odaklı çalışarak memnuniyet yarattık. 6- Sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirerek halka, biz sizin ve çocuklarınızın geleceğini de düşünüyoruz mesajını vererek, geleceğe de yatırım yaptık ve devam ediyoruz. 7- Her şeyden önemlisi tüm aktivitelerimizi ölçme ve değerlendirme şansına kavuştuk. Tüm bunları EDAK ECZA KOOPERATİFİ ile birlikte yaptık ve yapıyoruz. Peki, neden EDAK? Çünkü kooperatif, vurguncu (spekülatif) kapitalist sektöre karşı bireyleri birleştirerek ekonomik yönden savunmalarını sağlamakla beraber, ortaklarının özel mülklerini ve işletme bütünlüklerini yoketmez. Aksine onları müşterek bir ekonomik amaç uğruna birleştirmek süretiyle, onların ekonomik bağımsızlık ve özgürlüklerini arttırmaktadır. Şöyle bir örnek vereyim bulunduğum ilçe en yakın denize 250 km uzakta. Ama eczanemiz her yıl ortalama 400-500 adet güneş kremi satar duruma geldi. Kimse zannetmesin ki sadece ilaç dışı ürünlerde artış var. Farmagelişim eczanemi kurumsallaştırmak için ne gerekiyorsa üretiyor. Artık mesleğimden daha fazla keyif alıyorum. İşbirliği yaptığım başta EDAK olmak üzere tüm profesyonel arkadaşlara ve eczacı arkadaşlarıma teşekkür ederim. Farmagelişim başlangıcı olan ama sonu olmayan değişen ve gelişen bir eczane modelidir. Kooperatifler, TEB ve Eczacı Odalarımız haricinde hiçbir yapı eczanelerimizi artı değer katmazlar. Peki, ne oldu bugün itibarıyla, “evet, burası kozmetik eczane…” dermokozmetik ürün çalışmaları ilk başlarda “A, burası kozmetik eczane olmuş” tepkisini alsa da -insanlar alışık olmadığı için-, sonraları asıl dermokozmetik ve kozmetik ürünlerinin gönül rahatlığıyla alınabilecek yerlerin aslında “Kozmetik” eğitimini ciddi anlamda lisans eğitimlerinde gören biz eczacılar ve eczaneleri olduğunu anladılar. Şimdi çok memnunlar. Hatta eczaneye girip artık “ Çok hoş bir eczane olmuş, insanın bir şeyler alası geliyor” dediklerine şahit oluyoruz. Biz de bu yorumlardan çok memnun oluyoruz. Ecz. Semra Yoğurtçu Semra Eczanesi/Çeşme-İzmir EDAKTÜEL: Eczanenizde hastalarınıza/ müşterilerinize dönük ne gibi değişiklikler yaptınız? Ecz. Semra Yoğurtçu: Neler yaptık, bizim için ve birçok eczacı için devrim niteliğinde olan sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlere yer vermeye başladık. Aslında bu mesleki geçmişimizde vardı ama uzunca bir süredir ilaç yoğunluklu / reçete yoğunluklu eczane olarak hayatımızı devam ettirirken halk sağlığı anlamında ilaç dışı olsa da sağlıkla ilgili olan ve eczane de olması gereken birçok ürünün ehil olmayan yerlerde yer almaya başlaması bizi hareket geçirdi diyebilirim. Böylelikle, eczanelerimizde ilaç dışı ürünlere de yer vermeye başladık. İlk defa bundan on sene önce başlattığım EDAKTÜEL: Hastalarınız yeni eczane dizaynınızdan memnunlar mı? Hastalarımız mutlaka ilacı görmek istiyorlar, karekod uygulaması yüzünden ilaçların barkodlu taraflarını raflara diziyoruz… İlacın ismini hatırlayamayanlar özellikle kutu tarifi, ilaç tarifi ile geliyorlar. RX Media Pharma programımızdan ürün resmini göstererek çözüm buluyoruz. EDAKTÜEL: Eczanenizde başka ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Ecz. Semra Yoğurtçu: Evet, daha birçok çalışmamız var. EDAK’ın sunduğu yeni ürün ve hizmetleri biz de hastalarımız için hayata geçiriyoruz. Hatta şu anda EDAK Farmagelişim ve Kalite bölümlerinden arkadaşlarımız burada, eczanemizi kalite standartlarında nasıl daha iyi hizmet verir hale getiririz onun çalışmasını yapıyoruz. Her ürünün, ürün tarif etiketinin bulunmasını sağlıyoruz. Temasal çalışmalar yapıyoruz. Hangi ürün hangi dönem de çok gidiyor, başka neler olabiliri araştırıyoruz. Hasta profilimizi çıkararak, en uygun ürünlere eczanemizde yer veriyoruz. Halkı bilinçlendirici, sosyal sorumluluk çalışmalarımıza mümkün olduğunca yer veriyoruz. EDAKTÜEL: Hatta dergimizi okuyan hastalarınızda var. J Ecz. Semra Yoğurtçu: Evet! J Eczanem küçük yerde olduğu için eczaneme gelen tüm hastalarım aynı zamanda arkadaşlarım / dostlarım onlar ile hayatı da paylaşıyoruz. Bu da bizi moral anlamında da bütünlüyor. gazeteedak Dur Bak Dinle Geç gündem özel 13 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Günlük hayatımızda kim bilir kaç kez söylemişizdir ‘dur bir dakika’ diye, ama genellikle aceleden ‘du bi dakka’ diyerek. Yeni gelişen bir durum karşısında hızlıca karar vermek için düşünürken ya da dışarıdan bize doğru yöneltilen çeşitli uyarıları birkaç dakikalığına da olsa Ecz. Kahraman Sarıhan yok sayarak o an kenNisan Eczanesi /Kuşadası - Aydın di işimize yoğunlaşmak istediğimizde. Aslında burada istediğimiz şey sadece bize yönelen dış uyarıların bizim kontrolümüzde olarak bizim hazmedebileceğimiz sıklık da bize ulaşmasıdır. Zaman zaman bilgisayarlarımızda der bize ‘dur bir dakika’ diye, kendi lisanınca. Program yedeklemesi yapılıyor, dosya bakımı yapılıyor lütfen bekleyiniz mesajıyla. Ya çok dosya açılmıştır, ya belli programların çalışması için belli bakımların yapılması gerekiyordur ya da bizim tabirimizle şişmiştir, kasıyordur. Ya da olması gerektiği gibi kendi bakımını yapıyordur. Sözü nereye bağlayacağıma gelince; FARMAGELİŞİM eczanesi olduğumuzu öğrenince EDAK bizi belli bir plan ve takvim çerçevesinde eğitime aldı. Eğitim veren uzman, bizim yıllarca nice angaryayla şişmiş beyinlerimizi görüp, geleceğimize ait belirsizliğin oluşturduğu endişelerimizi fark edince, ilk olarak bize bir şekilde ‘durun bir dakika’ dedi. Bizde durduk. Yanı başımızda çalışan bir kompresör durduğunda nasıl güzelliğini fark edersek sessizliğin, derin bir sessizlik oluverdi içimizde ve o ana kadar dış seslerin ne kadar çok içimizde yankılandığını fark ediverdik. Yok ödemelerdi, Yok SGK, Yok sistem çalışıyor çalışmıyordu, Yok muhasebeden aradılardı, Yok fiyatlar düşüyordu, Yok hani düşüyordu, Yok cirolar ne olacaktı, Yok zincir gelecek mi acaba gelirse ne taraftan gelecek, Yok stok zararı, Yok ilaç piyasaları, Yok değişen yasa ne getirdi ne götürdü, Yok ben ne yapıyorum, ne yapmalıyım, v.s Ve durduk. İnsan ancak durduğu zaman koordinatlarını belirleyebiliyor. Neredeyiz biz? Şu anda Güneş sistemi içinde dünya gezegeninde kuzey yarı kürede Asya kıtasında Türkiye’de Ege bölgesi İzmir Pınarbaşı’nda EDAK binası 3. kattayız. Oh çok şükür birisi neredesin diye sorsa söyleyecek cevabımız var. Nerede olduğunu bilen gideceği yeri de bilir. Dünya üzerindeki keşifler yıldızların hareketinden pozisyon belirleyebilen usturlabın bulunmasından sonra başlamıştır malumunuz. Bu bağlamda, Dünyada ilaç-eczacılık sektörü ne durumda, uluslararası ilaç tekellerinin hükümetler üzeri politikaları nelerdir, Türkiye bu politikaların neresinde ne şekilde var, hükümet ve SGK’ nın sektörle ilgili gelecek projeleri, TEB’in 5-10 yıllık öngörüleri, eczacı odaları, diğer ilaç dağıtım kanalları, sisteme entegre olmaya çalışan yeni aktörler ya da figuranlar, eczaneler, eczacılarımız, çalışanlarımız ve EDAK. Durup nerede olduğumuzun farkına sakin kafayla vardıktan sonra toplantılarımız birinde eğitim veren uzman BAK’ın dedi. Nereye bakalım dedik önce kendimize bakalım dedi ve başladı bize yurt içinden ve yurt dışından eczane tasarımlarını iç dekorasyonunu dış cephelerini vitrinlerini göstermeye üzerinde konuşa konuşa tartışa tartışa. Vay canına neler varmış dediğimiz çok oldu ama kafamızdaki ben ne yapabilirim kendi eczanemde sorusuna da cevap getirdi. Çok paralar harcamaya gerek olmadığını anlıyor insan ufak dokunuşlar bile fark yaratmak için yeterli olabiliyor. Gördüğümüz slaytlarda yılların o gözümüze eski gözüken eczanelerinin bağırırcasına evet ben yılların eczanesiyim, yılların tecrübesiyim, kurumsallaşmış bir işletmeyim algısının eski dokunun korunarak ve günümüz teknolojisi kullanılarak nasıl verilebildiğini gördük. Renk deyip geçmemek gerektiğini, ana kokusu gibi eczane kokusunun da insanlar üzerindeki etkileri olabileceğini, tavana koyduğumuz lambanın nasıl Alaaddin’in sihirli lambası haline dönüştürülebileceğini öğrendik. GELİŞİM eczaneleri için adı; Ayna ayna söyle bana en güzel kim? İnternette bir video dolaşıyor bu aralar, bir maymun bulduğun aynanın sağını solunu kurcalarken aynayı yüzüne tutuyor ve gördüğü görüntü üzerine çığlık atıp fırlayıp kaçması bir oluyor. İnanın Edak’ın ilgili personeli eczanemin bilişim altyapısını, haberleşme alt yapısını, raf düzeni ihtiyaçlarını incelemeye eczaneme geldiklerinde bir şekilde bizim göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz yüzümüzü ayna tutarak bize gösterdiler. Maymunun attığı çığlığa yakın çığlık attığımı hatırlıyorum durumumu rapor halinde bana sunduklarında. Neymiş bilgisayar yetersizmiş, Neymiş güvenlik kamerası kayıt cihazı eksikmiş, Neymiş sigorta yetersizmiş, Neymiş vitrin şöyle böyleymiş, Neymiş hasta karşılama bölümü şöyle olmalıymış, Neymiş aydınlatma yetersizmiş, Neymiş klimanın gücü arttırılmalıymış, v.s v.s Bütün bunları size söyleseler sizde çığlık atarsınız ama ne yazık ki aynada gördüğümüz kendi gerçeğimiz. -Du bakalım acele etmeyin biraz para kazanalım hallederiz dedim Sonra DİNLE dediler. Farmagelişim Müdürü utana sıkıla eczacı bey arabaya bile benzin yola çıkmadan konuyor, halk arasında tabir vardır eşeğin sırtına yük atmadan önüne ot atılır, mademki siz buradan ekmek yiyorsunuz, yiyeceksiniz önce depoyu dolduracağız sonra istediğimiz yere gideceğiz bunun için eczanenin karnının tok sırtının pek olması gerekir dedi. Dinleyelim dedik, demez olaydık. İlk öğrendiğimiz şey karşımızdakini, çevreyi hiç dinlemediğimiz oldu. Dinliyor gözüktüğümüz anlar konuşmaya ara verdiğimiz anlardı aslında. Dinliyor gibi yapıyor- muşuz demek ki. Derken başladık dinlemeye. Durum böyle olunca eğitmenimiz başladı bizi, bize anlatmaya. Problem çözme tekniklerinden, eczanede yaşanan sorunların kaynaklarına, bizim personeli nasıl gördüğümüzden, personelimizin bizi nasıl gördüğüne(aynı zaman sürecinde eczane personeli de eğitimden geçiyordu),kişisel gelişimimizin işimize Bir şey diyemedik etkilerinden, ekip ruhuna kadar. Bu eğitabii cevap olarak, timler hafta sonları yapılıyor, hafta içindoğru söze ne dedede eğitimlerden öğrendiğimiz küçük nir. ipuçlarını eczanemizde uygulamaya koyuyor sonra merakla sonuçlarını izleyip, Gelelim bir sonraki ders arkadaşlarla paylaşıyoGEÇ’me işine ruz ve olumlu geri dönüşler biz de heye- DUR BAK DİNLE GEÇ can yaratıyor. Bu arada ilk toplandığımız- Tren yolu geçitlerida 13 eczaneydik. Edak tarafından özellikle birbirine nin çoğunda yukarıda görülen tabelalardan olur. benzemeyen değişik segmentdeki 13eczane seçilmişti FARMAGELİŞİM projesi için. Eczacılar, çalışan perDur-Bak-Dinle-Geç soneller ve bu eczanelerin saha yönetmenleri(ki eğitimde aldıkları bilgileri diğer tek fatura eczaneleriyle Güvenli geçiş için bu şarttır. Aksi taktirde gelmesi paylaşmak ve onlara projeyi tanıtma görevleri vardı) muhtemel bir trenin altında kalmak kaçınılmazdır. ve başımızda da Farmagelişim sorumluları. Kontrolsüz bir şekilde demiryolundan geçerken çarpan trenin etkisiyle sürüklenerek bir miktar yol yaBirkaç haftalık eğitimden sonra aslında bu 13 birbiripanlar, darmadağan olup rayların dışına savrulunne benzemez eczanenin aslında çok benzer eczaneler caya kadar hareket halinde olduklarını, gittiklerini olduğunu gördük. En büyük benzerlikleri ise hepsinin sanacaklardır. Doğrudur. Ancak gidecekleri son duaynı hedefe gidiyor olmalarıydı. Kısaca aynı kaderi rak hurdalıkdır. Bizler aynı aracın içinde seyahat eden paylaşacaklardı. Bunu algılamamız bile bizi birbirimive aynı hedefe giden insanlarız. Bir vücudu oluşturan ze kaynaştırmaya yetti, kısa sürede okul arkadaşı gibi organlar gibiyiz. Kimimiz bu yolculukta göz, kimimiz olduk birbirimizle. kulak olacağız. Gözün göremediğini kulak duyacak. Ne demişler göz yolu gösterir kulak yolu buldururmuş. Bu eğitimler sürerken eczanelerde de değişimler başDeneyimlerimizi paylaşacak, standartlarımızı oluştuladı. racak yolumuza sağ salim devam edeceğiz. Bana göre bu arada EDAK yeni bir modül açtı FARMA- Hepimize Hayırlı yolculuklar… gazeteedak Farmagelişim Eczaneleri Değerlendirme Toplantısı Yapıldı 14 gündem özel E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Farmagelişim eczanelerinin gelişiminin değerlendirildiği toplantı EDAK’ın İzmir Işıkkentte’ki merkez binasında gerçekleşti. 2011 Yılı Ekim ayından itibaren uygulanmaya başlanan Farmagelişim eczaneleri projesinin değerlendirme toplantısı yapıldı. Farmagelişim eczanelerinin gelişiminin değerlendirildiği toplantı EDAK’ın İzmir Işıkkentte’ki merkez binasında gerçekleşti. Toplantıda EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak başta olmak üzere Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Denetleme Kurulu Üyesi Ecz. Hüsnü Kaya, Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk, Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay, Özel Ürünler Ticaret Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz, Farmagelişim Sorumlusu (merchandising) Tamer Şahin ve farmagelişim eczacılarımız hazır bulundu. Farmagelişim projesinin uygulanmaya başlanmasını ve amacını kısaca özetleyerek konuşmasına başlayan Başkan Bacanak farmagelişimin bir üst adımı olarak EDAK Rafı projesine geçildiğini söyledi. Bacanak “13 eczane de uygulanan bu sistemi, tek fatura EDAK sözünü veren eczacılarımıza da uygulayacağız” dedi. Ecz. Semra Yoğurtçu Semra Eczanesi / Çeşme - İzmir Hakan Bey’in yaptığı etiketleme işlemlerini, kampanyaları yaparken “hala ben bunları içime sindiremiyorum. Biz marketlerde eczane olmasın derken eczanelerimizi markete çeviriyoruz” dedim. Ve bunu Hakan Bey ile de paylaştık. Ama ona rağmen o işlemler ve kampanyalar yapıldı, eczanemizdeki ilaç dışı sağlık ürünlerini etiketledik bunu içimize sindirmeye çalıştık. Farmagelişim projesi çerçevesinde eğitimler aldık, eğitimlerimiz çok güzeldi. Bu eğitimleri çalışanlarımız da aldı ve çok mutlu oldular önemsendiklerini hissettiler. Hep beraber eczanemizde gerçekleştirdiklerimizle eğitimlerin de faydasını göreceğimizi umuyorum. Farkındalığımız arttı. İlaçların veya ürünlerin dizilişinde de nerde hangi ürün kullanılacağını öğrendik. Eğitimlerinde çok faydası oldu. Kalite standartları çalışmalarına da başladık. Teşekkür ederiz. Ecz. Burak Öztan Derin Deniz Eczanesi / Alsancak - İzmir yordum. Çünkü bu konuda çok okudum. EDAK’ taki geçmişimde de birçok şeyi bildiğimi düşünüyordum. Türkiye’de 3500 eczane, Avrupa’da 500 eczane gezdim. Ondan sonra eczanemi açtım. Dediğim gibi, bu konuda çok şey bildiğimi düşünüyordum. Ama Hakan ve Tamer eczaneme geldiğinde beni ters köşeye yatırdılar. Çok şey öğrendim. Bir sistematik kazanmaya çalışıyorum bununla ilgili ve hala kazandım diyemiyorum. Ama bununla ilgili en bariz söylenecek şey şudur; eczanelerin belli bir ciro aralığı vardır örneğin “ben her gün eczanemde 2 ila 5 lira arasında günlük ciro yapıyorum” diyebilirsiniz. Bu en düşük 2 liradır, en yüksek 5 liradır. Farmagelişimdeki bu basit pazarlama aktivitelerini yaptıktan sonra benim eczanemde ortalamam hep 3,5 oldu. Bu ortalamadan hiç düşmüyorum. Kendime çok net bir çizgi edindim. Sadece pazarlama açısından baktığımda, insanlar gelip kendileri alıyorlar, ciromuzu takviye ediyorlar. Eczanem artık hiç o minumum seviyeye inmiyor hatta öyle ki eczane de ben olmasam bile ürünler satılır hale geldi. Marketlerde de böyle gidiyor bunu öğrendim. Tabi bizim farklılığımız, güven unsuru ile sağlık danışmanlığımız ile ön plana çıkıyor. Umarım standardizasyonla beraber çok daha iyi bir yerlere oturacak. Teşekkür ederim. Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: İnanıyorum ki, farmagelişim en çok buna yarayacak. Çünkü yaptığımız hiçbir işin standardizasyonu yok. Standardizasyonun en büyük faydası denetlenebiliyor olmasıdır. Çünkü el yordamıyla yaptığınız hiçbir şeyi denetleyemezsiniz. Kontrol mekanizmaları yoktur. Ama standardize ettiklerinizi denetleme şansınız vardır. Aslında biz standartların da birçoğunu belirledik, pazarlama alanında belli bir seviyeye getirdik. Sadece yazılı kısma geçmedi. Bizim insanımızda bazı şeyler yazılı hale gelmeden, kural olmaz. O nedenle, farmagelişim eczanelerde de hem eczane hem eczacı standartları oluşturma da bir rehber olacağına inanıyorum. Sağlık bakanlığının hazırlamaya çalıştığı standartlara da bir kılavuz olacağına inanıyorum. Çünkü sanayi ve sektörün içine girdikten sonra birçok insanla görüştükten sonra en çok ihtiyacımız olan şeyin bilgi olduğunu görüyoruz. Gelecekte de en pahalı olan şeyin bilgi olacağına inanıyorum. Bizi farklı kılacak olan şey bilgi ve farmagelişim eczaneleri ile de bu data biz de olacak ve bu bilgi birikimini çoğaltacağız. Ne Dediler? Gazeteedak Sorumlu Yazı işleri Müdürü Eczacı Ayşem Jale Kıhtır bizim için meslektaşlarına sorularımızı yöneltti. Farmagelişim eczanesi olmak ne demek, nerden nereye geldiler, beklentileri gerçekleşti mi? meslektaşlarına ne mesajlar vermek isterler… Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Farmagelişim sizler için ne ifade ediyor, ne umuyordunuz, ne buldunuz? “Farmagelişimden hala beklentim yüksek” Ecz. Semra Yoğurtçu Farmagelişimin hedefleri hep benim de aklımda olan ama bir türlü hayata geçiremediğim şeylerdi. Bu vesileyle bunları yapacağım diye düşündüm. Ve hala Farmagelişim’den beklentim yüksek, “bazı eczacılarımız değişime açık değil” diye bir tespitiniz vardı gerçekten ben de hala bu aşamaya gelmeme rağmen bu kadar değişiklik yapmama rağmen hala tutucu yanlarım var, eczanemde Farmagelişim Müdürümüz Ecz. Burak Öztan Derin Deniz Eczanesi - Alsancak - İzmir “Bir sistematik kazanmaya çalışıyorum” Farmagelişim gibi bir projede yer almaya hep en az ihtiyacı olan eczanenin benimki olduğunu düşünü- Ecz. Melih Dümbek Deniz Eczanesi - Sarıgöl - Manisa “Bir uçak gemisi gibiyiz, döndürdüğümüz dümenin sonucunu 10 dakika ya da 10 yıl sonra göreceğiz” gazeteedak gündem özel 15 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Meslekte 10. Yılım. Ama önümüzdeki dönemde gördüğümüz tüm emareler, sistemin gittikçe daha büyük sistemler haline gelmeye başladığı ve küçüklerin altta kaldığı bir sisteme doğru gittiği görülüyor. Türkiye’deki eczane yapısı, 24 bin eczaneden oluşan çok parçalı bir yapı. Bu bir taraftan dezavantaj olmasına rağmen, aynı zamanda avantaj bence de. Ancak tek yolu var bu işin ilerde zincir ya da başka bir tehdit geldiğinde ürün seçimini, stok yönetimini ve pazarlama satışını bizden çok iyi yapabilecek firmalar var. Ama onların yapamayacağı bir şey var. Sağlık danışmanlığını düzgün ve sistemli bir şekilde verebilecek böyle bir bilgi birikimine sahip eczane yapıları yok. Varsa da bunu birebir Türk insanının alışık olduğu şekilde yapacak sistemli bir yapıları yok. Bizi diğerlerinden ayırabilecek, bizim ayakta kalmamızı sağlayacak tek şey bizim bilgi birikimimiz ve hizmet standartları kalitemiz. Bu her anlamda hizmet kalitemiz, müşteriyle olan ilişkilerimizde ve hem de sağlık danışmanlığı anlamında. Farmagelişim ile önümüzde bulunan bu büyük tehlike de, 5-10 yıl sonraki süreçleri konuşuyoruz. Bizden sonra gelecek olan eczacılarımıza mesleği bırakabileceğimiz bir ortam bırakmamız gerekiyor. Belki biz karşılaşmayacağız bununla ama bizden sonraki eczacılarımızda kendi eczanelerini açabilmeli… Bir uçak gemisi gibiyiz. Şu an yaptığımız hareketin, döndürdüğümüz dümenin sonucu 10 dakika sonra ya da 10 yıl sonra göreceğiz. Ama batmamız imkânsız… Sürat teknesi gibi değiliz. Bir sürat teknesi batabilir ama uçak gemisi çok yavaş hareket eder ama batması mümkün değildir. Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Evet, teşekkür ederiz. Peki, gazetemiz için sorularıma devam ediyorum. Farmagelişim eczanesi olarak yapılan uygulamalardan sonra hastalarınızdan nasıl tepkiler aldınız? Ecz. İldeniz Atabey Atabey Eczanesi / Buca - İzmir “Çalışanlarımızın arttı” motivasyonları Ben eczanemde tadilat yaptım. Tadilattan sonra eczane değişti. Ve aldığımız o eğitimlerden sonra çalışanlarımla birlikte kılık kıyafetten, hastaya/müşteriye yaklaşımımıza kadar daha olumlu yönde değiştik. O yüzden her gelen hastamız çok güzel oldu eczaneniz diye mutlaka söylüyor. İyi geri dönüşler olduğunu düşünüyorum. Özellikle çalışanlarımızın motivasyonları ile ilgili de çok olumlu değişiklikler olduğunu düşünüyorum. Kalite standartları ile de sürdürülebilirliği artıracağımızı düşünüyorum. Ecz. Ayşem Jale Kıhtır: Peki, gelecekte farmagelişim eczanesi olarak kendinizi 5 sene sonra nerede görüyorsunuz? Ecz. Kahraman Sarıhan Nisan Eczanesi / Kuşadası - İzmir “…sistem kurmak zorundayız” Fransa’nın peynirleri meşhur biliyorsunuz. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin bir göstergesi de standart kalitede peynir yapabilmesi… Mesela herkes mandıralardan peynir alıyor ama aynı peynirin o gün alınan ikincisi ya tuzlu olur, ya tadı değişik olur… Ya bu olmamış dersiniz… Miterand bir peynir fabrikasını ziyarete gitmiş ve bone takmadan gezmiş, o gün üretilen tüm peynirleri imha etmişler… Yani standart çok önemli… Farmagelişim eczane standartları listesi var. Okudum. İçinde 21 yerde sistem kurulacak yazısı geçiyor. Yani biz bir sistem kurmak zorundayız. Bu sistem buradaki arkadaşlar ile kurulacak. Şu toplantı halini sürekli olarak kendi aramızda veyahutta sizinle bu kanalı açık tutabiliyor olmamız gerek. EDAK Rafını gördüm ben açıkçası böyle bir şey beklemiyordum. Bu projeyi diğer arkadaşlara da anlatabilmek gerek. Ecz. Adnan Saygan: Biz gelecekte de öncelikli olarak halk sağlığı bakımından ürünlerini değerlendirerek eczanelerimizde bulunduracağız. Bu da bizim farklılığımızı ortaya koyacak. Ecz. Burak Öztan: Çok zor 1 yıl beş yıl on yıl olacak, çok çaba sarf edeceğiz ama ulaştığımız yer muhteşem olacak. Bu süreçte çok acı çekeceğiz. Biz ilk olacağız. Birçok insan bizi görüp bir şeyler yapmaya çalışacak. Bizi takip edenler olacak. Ama ortak hareket edebildiğimiz anda çok farklı bir boyuta geçmiş olacağız. Başka şansımız da yok, bunu yapmak zorundayız. Gönlümüz EDAK’taki bu projenin sonuna kadar gitmesinden yana… Ecz. İldeniz Atabey: Marka olacağımızı düşünüyorum ve daha çok eczacı meslektaşımızın bize katılacağını düşünüyorum. Örneğin; saha yönetmenim Toygun bu konuda çok çalışıyor. Eczaneme sürekli eczacı meslektaşlarımı getiriyor. Ve benim eczanemi gören eczanesini değiştirmeye karar veriyor. Bu da iyi bir iş yaptığımızın göstergesi diye düşünüyorum. Ve bana iyi bir enerji veriyor. Ecz. Adnan Aygan: Süreç içinde hem mesleki gelişime devam edeceğiz. Hem de piyasa koşullarına uygun hareket edeceğiz. Ecz. Çağdaş Ballar Göztepe Eczanesi / Göztepe - İzmir “Çok iyi şeyler olacak” Çok, çok iyi şeyler olacak ve oluyor zaten. Şu an tutunduğum dal farmagelişim yani sizlersiniz. Sabah kalkıyorum aklımda eczanemizde neler yapabiliriz var. Şuraya broşür koysak mı, vitrine ne yapsak gibi… Sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Hatta arkadaşlarımı da geliştirmeye çalışıyorum. Nöbetlerimde başka bölgelerden arkadaşlarım geliyor, herkese elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. 16 gündem özel gazeteedak “EDAK Rafı” Eczanelerde! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Rafı Lansman toplantısına çok sayıda firma yönetici ve temsilcisiyle, basın mensupları katıldı. Projenin tanıtımını yapan EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak amaçlarının eczanelerin üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak ve yeni eczane modeli oluşturmak olduğunu söyledi. Basında EDAK Rafı EDAK Ecza Kooperatifi’nin “EDAK size iyi bakar” sloganıyla yılbaşından itibaren uygulanmaya başlanan projesi ile hasta ve son tüketiciye EDAK markası ile ulaşmak hedefleniyor. Rafların pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinin EDAK tarafından yürütüleceği proje kapsamında özel olarak yaptırılan EDAK Rafları, yılbaşından itibaren EDAK Eczanelerinde yer almaya başladı. Raf ürünleri toplam 10-15 üründen oluşacak ve iki ayda bir yenilenecek. EDAK Rafı’nı destekleyici 30 bin tirajlı EDAKTÜEL dergisi 2 ayda bir yayınlanacak. EDAKTÜEL Dergisinde rafa giren yeni ürünler ve akılcı ilaç kullanıma yönelik bilgiler de yer alacak. EDAK Rafı Lansmanı İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde Gerçekleşti EDAK Ecza Kooperatifi’nin 26 Kasım 2012 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirdiği Eczanelerde yeni dönem EDAK Ecza Kooperatifi anlaşmalı bin 400 eczanesinde ilaç ve ilaç dışı ürünlerin sergileneceği EDAK Rafı kuracak. Projenin tanıtımını yapan Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak, amaçlarının eczanelerin üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak ve yeni eczane modeli oluşturmak olduğunu söyledi. Eczacıların üzerindeki ekonomik baskıyı azaltmak, önümüzdeki dönemin yeni eczane modelini belirlemek için çalışma yapan EDAK Ecza Kooperatifi, yeni projesi “EDAK Rafı”nı tanıttı. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Emre Bacanak, pazarlama faaliyetlerinin EDAK tarafından yürütüleceği projenin eczane ve ecza depoları üzerindeki ekonomik baskıyı kaldırmayı hedeflediğini dile getirdi. “Eczaneleri yeniden modellemeye başladıklarını söyleyen Bacanak, “Sektörde Sosyal Güvenlik Kurumu tekeli ile karşı karşıyayız. En büyük fiyat belirleyici durumunda SGK bulunuyor. Bunun karşısında durabilmek pazarlama sorununu çözmek amacıyla EDAK Rafı ve EDAK Eczaneleri projelerini geliştirdik. EDAK rafı eczanelerin en gözde yerlerinde olacak. Rafın sahibi Edak olacak, sözleşmeli eczanelere verilecek. Rafın içeriği iki ayda bir değişecek ve EDAK tarafından belirlenecek. Bu değişim bin 400 eczanede eş zamanlı yapılacak. Raflarda 10-15 ürün yer alacak. Firmalardan ürünleriyle ilgili son tüketiciye ulaşacak kısa videolar hazırlamalarını isteyeceğiz. Daha sonra şifreli alandan bu videoları eczacılarımıza ve eczacı teknisyenlerine göndereceğiz. Amacımız ilaçlarla ilgili pazarlama işlerini eczacı ya da ecza teknisyenlerinin yapması, eczaneleri birer klinik haline çevirmek. Eğer biz eczanede bunu yapmazsak ehil olmayan kişiler pazarlama işini ele alacak bu da halkın sağlığını etkileyecek ciddi sorunlara yol açabilecek. EDAK 34 yılık deneyimini eczacılar için kullanmaya çalışacak. ‘Bundan sonra EDAK size de iyi bakar’ diyoruz” dedi. Tanıtım çalışmaları kapsamında 30 bin tirajlı, iki ayda bir yayınlanacak olan Edaktüel adlı bir de dergi çıkardıklarını belirten Bacanak, Edak Rafı Projesi’nin 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren eczanelerdeki yerlerini almaya başlayacağını anlattı. Tanıtım projeleri kapsamında her zaman olduğu gibi sosyal sorumluluk projeleri de yürüteceklerini kaydeden Bacanak, “Spina Bfida isimli bir omurga hastalığı var. İlk çalışmamız merkezi İzmir’de bulunan Spina Bfida Derneği ile EDAK Eczaneleri birlikte çalışıp, ge- beleri hastalığı önleyen folik asit kullanımı hakkında bilinçlendireceğiz. Bu herkesin fayda göreceği bir çalışma olacak” diye konuştu. KOOPERATİF SERMAYEYE KARŞI Tüm sektörlerde olduğu gibi eczacılık sektöründe de piyasa yapısının yavaş yavaş değişeceğini, sermayenin eninde sonunda zincir eczanelerle sektöre gireceğini ifade eden Bacanak, kooperatif yapısıyla yeni düzene karşı koymaya çalışacaklarını dile getirdi. Bacanak, “Biz bir kooperatifiz, zincir mekanizmasını sermayenin hiyerarşik düzeni içinde çalışmayan bir yapıyız. Zincir denilen şey piyasa getirisidir, yasayla olmayacaktır. Bu bir perakende sektörünün kendini yeniden yapılandırmasıdır. Sosyal güvenlik kurumu istediği iskontoyu uygulamaya başladı. EDAK küçük bir zincir olabilir ama kar odaklı bir zincir değiliz. Biz birilerinin buraya gelmesini engelleyebiliriz. Dünyada büyük sermayeye karşı koyabileceğiniz tek argüman kooperatiftir. Biz eczanelere bir kalkan yaratmaya çalışıyoruz bu kalkan hepimizi korur. Büyük bir sermaye organizasyonu çok acımasız. Perakende de çok dramatik sonuçları oluyor. Bu yapı yavaş yavaş Türkiye’ye geliyor. İstediğimiz kadar karşı koyalım sonuç aynı olacak. Buna hep birlikte karşı koymayı teklif ediyoruz” dedi. *Turan GÜLTEKİN/ İZMİR (DHA) Sanayinin gözünden EDAK Rafı Serkan Soykan (GSK Dermokozmetik Dermotoloji Grubu Satış Koordinatörü ) “Sunum Netti” Sunum son derece netti. Beklentilerimizi karşıladı. Özellikle soru cevap kısmındaki sorular bazı taşların yerine oturmasını sağladı. Umarım bu proje herkese hayırlı olur. Projeyi daha önce duyan şanslılardanım. Ama dediğim gibi kafamda çok soru işareti vardı. Burada netleşti. Bence son derece yeterli bir sunumdu. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen EDAK Rafı lansmanına 200’ü aşkın firma üst düzey yetkilisi katıldı. EDAK Başkanı Emre Bacanak, interaktif geçen lansman toplantısında firma yetkililerinden gelen sorulara da yanıt verdi. gazeteedak gündem özel 17 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ halka danışmanlık yapmak küçük videolar ile halkın bilgilendirilmesi hastalığın bilgilendirilmesinden bahsedildi. Bunun yanında eczanenin temel ihtiyacı olan finansal yönetim açısından da bir yazılımdan bahsedildi. Bu yazılım aynı zamanda hem envanteri kontrol edebilecek hem de eczane içersinde eczane işletim programını sunabilecek, stok yönetimi yapabilecek bir yazılım önemli bir şey… İnsan kaynakları yönetimi açısından bakıldığında 35 eczaneye bir temsilciden bahsedildi yanlış duymadıysam, belki merchandising hizmeti verecek bir ekipten söz edildi. Bu da danışmanlık açısından eczanelere önemli bir hizmet olacağını düşünüyorum. Şimdilik 1400 eczane ilk etapta olan bu bir başlangıç bence en kısa sürede çığ gibi büyüyecektir. Şahin Şahin Sanofi Ulusal satış Müdürü Depo kanalından sorumlu “Çok önemli bir adım” Sunumu izledim. Geleceğin eczane yönetimi açısından müthiş bir şey... Bugünkü yasalar ile ilaç kanadında çok mümkün olmasa da gelecekte var olacak bir sistemin ilk adımları olduğunu düşünüyorum. Önü oldukça açık… Bugünkü yasalar çerçevesinde diyorum çünkü birkaç tane temel konu var. Bunlardan bir tanesi etken madde konusu INN bir diğer konuda OTC yasası bu iki konu geldikten sonra eczanede bu tip ürünlerin serbest rekabet edilebilme olasılığı ortaya çıktıktan sonra çok rahatlıkla bu yöntemin uygulanabileceğini düşünüyorum. Fakat öncelikle eczacılık mesleği için ve ilerde tekelleşmenin önüne geçilmesi adına bunun çok büyük dev bir adım olduğunu düşünüyorum. Ve aslında her şey düşünülmüş, akılcı ilaç kullanımıyla ilgili bir şey geçmese de orada direkt halka ulaşmak, İfade etmeye çalıştığım gibi yasal engeller burada çok önemli diye düşünüyorum. İlk etapta parafarmasötik ürünler ile bu görmüş olduğunuz eczane rafları ile halka direkt ulaşılabilecek düzeyde duran raflar kullanılabilir. Ama bunlar tezgah önü raflar, tezgah arkasında bunun olup olmayacağını zaman gösterecektir. Çok önemli bir adım… “EDAK Öncü Oldu” Bu projeyi çok yaratıcı buldum. Sektördeki malum herkes tarafından bilinen sıkıntıları ve tıkanmışlığı aşmak adına öncü bir proje… Sektör çok dağınık ve birçok paydaşa sahip bir sektör… Bugüne kadar böyle derli toplu herkesin düşünüpte uygulamak istediği ama adını bir türlü koyamadığı netleştiremediği bir proje yoktu. EDAK öncüsü oldu bunun. Onun için EDAK’ı tebrik etmek lazım. Yaratıcı genç yönetim kurulundan da böyle projeleri zaten daha önce de görmüştük. Şimdi tekrar ispat ettiler. Ben de sektörün temsilcisi olarak bu projenin hem kendi firmama hem tüm firmalara destek olacağını düşünüyorum. Çünkü biz doğru ürünün, doğru hastayla, doğru şekilde buluşmasından orta ve uzun dönemde kazançlı çıkılacağını düşünü- EDAK Rafı’nın Eczacılarımıza tanıtımından kareler Mahmut Şevket Türkoğlu (Servier İlaç ve Araştırma A.Ş) Satış İdaresi Departman Müdürü yoruz. Yani herkesin zannettiği gibi kısa dönemde çok kar edelim, kısa dönemde çok paralar kazanalım öyle bir amaç yok olmamalı da zaten… Sektörü etik, bilimsel çalışmaya itecek bir proje bu… Ve buna çok canı gönülden katılıyorum… Aynı zamanda eczacılarında kendi mesleklerini zevkle, ihtiyatla yapmalarını sağlayacak onlara destek olacak bir proje… Çok teşekkür ediyorum. Bütün yönetim kurulunu temsilen Sayın Ecz. Uğur Uçar’a ve size de teşekkür ederim… 18 gündem özel gazeteedak EDAK Rafı E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK Rafıyla eczaneye ve eczacıya ne katmak istiyorsunuz? EDAK Rafındaki satışa sunulan tüm ürünler ile ilgili eğitim ve bilgilendirmeler yapılacak ve buna bağlı olarak satış bilgisi desteği eczacının yanında olacaktır. Burada hedefimiz doğru ürünü doğru bilgiyle doğru yerden satışa sunmak. Eczacımıza hasta ve müşterilerinin duyduğu güveni artıracak bir hizmet sağlamaktır. EDAK Rafı kimlerde olacak? EDAK Rafı kooperatif bilincini ve gücünü bizimle paylaşan tek fatura diye nitelendirdiğimiz eczacılarımızdan isteyen her eczanede olacaktır. Gerek büyük boy 160-220, gerek orta boy, 80-220 ve gerekse giydirme formatıyla… EDAK Rafındaki ürünleri neye göre belirlediniz? Ecz. Önder Kurtyılmaz Özel Ürünler Ticaret Şefi GAZETEEDAK 71. Sayısında iki önemli gündemimiz var. Bunlardan biri farmagelişim diğeri ise EDAK Rafı, EDAK Rafı’nı Özel Ürünler Ticaret Şefi Ecz. Önder Kurtyılmaz ile görüştük. Aşağıdaki sorularımızı yanıtlayan Kurtyılmaz, “Eczanelerimize taze kan olacak çözümler sunmaya çalışıyoruz. Artık hedefimiz son tüketici… EDAK Rafı ile son tüketiciye doğru ürünü, doğru bilgiyle, doğru yerden satışa sunmak ana amacımız” dedi. Ecz. Önder Kurtyılmaz, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldu. Mezun olur olmaz Dokuz Eylül ve Ege Üniversiteleri hastanelerinde İzmir Eczacı Odası’nın sorumlu eczacısı olarak görev aldı. Ardından EDAK Ecza Kooperatifinde mesul müdür ve Satınalma şefi olarak çalışmaya başlayan Ecz. Önder Kurtyılmaz, daha sonra İzmir Balçova Ata Caddesinde hizmete açtığı Nar Eczanesi ile serbest eczane eczacılığı yaptı. Ardından sadece eczanede durmak bana yetmiyordu, mesleğe dair bir şeyler yapmalıydım diyerek, radikal bir kararla eczanesini kapatan Kurtyılmaz, EDAK’ta özel ürünler ticaret şefi olarak çalışmaya başladı. Ve EDAK rafı projesinde merak ettiklerimizi A-Z’ye anlattı… Neden EDAK Rafı? Eczanelerimiz devlete bağımlı memuriyet zihninden yani SGK’ya bağımlı olmaktan az da olsa uzaklaşmak ve kendi ayaklarının üzerinde olmak zorundalar, EDAK Rafı projesi OTC, parafarmasi veya diğer bir değişle reçeteli satış olan ürünler dışındaki tüm ürünlerin satışının artırılmasına destek bir projedir. EDAK Rafındaki ürün çeşitliliğimiz EDAKTÜEL dergimizle paralel hareket edecektir. Yani 2’şer aylık periyotlarda dergimiz için oluşturduğumuz tema çalışmalarına uygun olan, eczacılarımıza ekstra değerler yaratacak, eğitim ve bilgilendirme desteği veren ve eczanelerimiz ile hastalarımız arasında var olan güven duygusunu güçlendirecek ürünleri seçmekteyiz. EDAK Rafının bir bedeli olacak mı? EDAK Rafının eczacılarımızda raf bedeli diye alınacak bir ücreti yoktur. Fakat EDAKTÜEL Dergi, eğitimler, saha yönetmenlerimizin vereceği satışa yönelik destek çalışmaların gücünü artırabilmek için 100 TL’lik aylık bir aidatı olacaktır. Ürünler konsinye olacak mı? Ürünlerimiz kesinlikle konsinye şeklinde sunulmayacaktır. Firmalardan aldığımız tüm değişiklikler elbette ki sisteme ve eczacımıza yansıtılacaktır. Tüm EDAK Raflarındaki ürün çeşitliliği ortak şekilde ve ortak fiyatla oluşturulacaktır. Fakat eczanelerimizin konumları ve ürünlerdeki çıkış hızları sürekli kontrol edileceğinden bölgesel adetlendirmeleri değişiklik gösterecektir. Kısacası hangi eczanemiz hangi üründe daha başarılıysa bu hıza bağlı olarak destek verilecektir. TÜEL dergimizle paralel olarak 2 aylık sürelerde değiştirilecektir. Fakat rafın güzelliğini ve gücünü artırmak amacıyla 2 aylık sürenin içinde anlık haftalık çalışmalar da olacaktır. EDAK Rafında ortalama 1015 adet ürün çeşitliliği olacaktır. Bu adet temaya ve kampanyalara göre değişiklik gösterebilir. EDAKTÜEL nedir ve ne amaçlanıyor? EDAKTÜEL eczanelerimizden hasta/ son tüketiciye dağıtılmak üzere oluşturulmuş, EDAK Rafının, EDAK’ın kısacası eczanelerimizin yüzünü yansıtmak amacıyla oluşturulmuş bir yayın aracıdır. Hasta ve son tüketiciye uzanan bir köprüdür. Eczacının iletişim noktasıdır. EDAK’ın marka çalışmasıdır. EDAK eşittir eczacıdır diyoruz hep, hastaya eczacının sağlık danışmanlığını aktaracak, bu konuda eczacıyı destekleyecek bir yayındır. Akılcı ilaç kullanımına ve danışman eczacı olgusuna katkı veren bir çalışmadır. Ayrıca ilaç dışı ürünlerde de eczacının eczanesindeki ürünlerin yer aldığı ve bu yönde müşteri talebi oluşturmaya dönük bir pazarlama kanalıdır. EDAK Rafının değerini artırmak amacıyla yapacağınız çalışmalar olacak mı? Evet, tabi olacak. İlk etapta İzmir’de merkezi bulunan Spina Bfida Derneği ile işbirliği yaparak başlıyoruz. Toplumumuzu bilinçli hamileliğe ve hamilelikte folik asit kullanımının önemine dikkatleri çekmeyi planlıyoruz. Spina Bfida açık omurilikten çıkan sinirlerin çalışamaz hale gelmesiyle oluşan doğumsal bir rahatsızlık ve hamilelik döneminde yaşanan folik asit eksikliği nedeniyle oluşuyor. Türkiye’de her yıl 5 bin bebek “açık omurilik” anlamına gelen spina bfida hastalığı ile dünyaya geldiği bilgisi veriliyor. Ülkemizde hatırı sayılır bir sayıda olan bu hastalığın gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı ise binde 1-2 arasında değişiyor. Kalıcı hasara neden olan bu hastalık maalesef ülkemizde bu kadar yaygın olmasına rağmen yeterince bilinmiyor. Bu alanda yapacağımız çok şey var: Üreme çağındaki kadınları bilgilendirmek, yeterli folik asit almalarını sağlamak, beslenme alışkanlıkları konusunda toplumu bilinçlendirilmek... Ve daha birçok konu ile topluma sürekli mesaj vereceğiz. Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim. EDAK Rafında pazarlama ve eğitim desteği kimler tarafından verilecektir? Tek Fatura eczanelerimiz ile bilgi paylaşımı için oluşturulmuş şifreli alanlarımızda tüm ürünler ile ilgili eğitimler ve bilgilendirmeler oluşturulacaktır. Ayrıca saha yönetmenlerimiz satışa yönelik aldıkları eğitimler ve pazarlama güçleriyle eczacılarımızın her zaman yanında olacaktır. Raftaki ürün sayısı ve ne kadar süreylerafta kalacak? EDAK Rafındaki ürünlerimiz EDAK- Gazetemiz için röportajı gerçekleştiren Saha Yönetmenimiz Egemen Hintlioğlu’na teşekkür ediyoruz. gazeteedak EDAK Rafı sadece raf değil gündem özel 19 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ periferdeki eczane, orkestra şefinin bagetinden gelen en küçük bir uyarı ile kendi geleceğine yön verecek. EDAK Eczaneleri, bir arı kolonisinin çalışma uyumu içinde, hepsi başka yerlerde ama hepsi aynı şekilde davranan arılar gibi hareket edecek. Bugün raflarımızın birini yöneten EDAK, gelecekte tüm eczanelerimizi tek bir bütünün parçaları gibi yönetecek. EDAK Eczaneleri her biri özgür faaliyetini yürütecek ama aynı zamanda bütünün hareketiyle tam bir uyum içinde olacaklar. Ecz. Yakup Ercan Yeni Hayat Eczanesi/ Bornova-İzmir EDAK Rafı aslında sadece bir raf değil. EDAK Rafına bakıp belki de şöyle bir hayal kurulabilir... Bir süre sonra EDAK Eczaneleri diye bir kavram konuşulmaya başlanacak. EDAK Eczaneleri, filozofun dediği gibi yan yana akan ama birbirine karışmayan ırmaklar gibi çoğalacak. EDAK, binlerce satış noktası olarak öngördüğü eczanelerini bir orkestra şefinin zarafeti ile yönetecek. En EDAK, eczanelerinin her birinin nerde olduğunu, ne yapmakta olduğunu, neyi ne kadar ne zaman sattığını, günlük ticari faaliyetinin sayısal olarak ne olduğunu merkezden izleyecek ve ona göre stratejilerini oluşturacak. EDAK, büyük bir organizma gibi her organının nabız atışını izleyebilecek. EDAK Eczanelerinin eczacıları, piyasanın en güvenilir ürünlerini halka sunacaklar. Eczacı, hastayı/müşteriyi/tüketiciyi bir insan sıcaklığı ile karşılayacak. EDAK eczacılar, hem bilimsel bilgi ile donanmış olacak hem de insan sıcaklığını paylaşmayı bilecekler. EDAK Eczanelerinin eczacıları, insanı hiçbir zaman tüke- tim nesnesi olarak görmeyecekler. İnsanlar, eczanelerimize güven duygusu içinde adım atacaklar. Bilecekler ki, burada kendilerine, ihtiyacı olan şey en insancıl ve ekonomik koşullarda sunulacak. EDAK Eczaneleri, piyasayı kirleten kaynağı belirsiz ürünleri raflarına koymayacaklar. EDAK Rafı sadece bir raf değil... Serbest eczacılık mesleğinin sürdürülebilir olmasını sağlayacak bir tünel de aynı zamanda. Bu tünel ışığa doğru kazılmalıdır. EDAK Eczanelerinin eczacıları, bir arı kolonisinin arıları gibi olacaklar. EDAK Eczacıları çok iyi bilmektedirler ki, hiç bir arı tek başına bal yapamaz. Bal, ancak arıların ortaklaşa çabalarının ürünü olabilir. Her arı kendine göre bir yaşam yörüngesinde hareket edecek fakat aynı zamanda tüm arılar bütün koloninin hareket yörüngesini izleyecekler... Tüm EDAK Eczacıları raflarına ekledikleri bal oranında hep birlikte ışığa doğru gidecekler. EDAK rafı böylece bir anlam kazanacak. Neden Farmagelişim? Ecz. Ayşem Jale Kıhtır EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi ‘Şu akıp giden kum seline bak; ne durması var, ne dinlenmesi bak birden bire nasıl bozuluyor dünya, nasıl atıyor başka bir dünyanın temelini...’* *Mevlana Celaleddin Rumi Mesleğe 90’lı yılların başında başladım. 90’lı yılların ortalarına gelirken de eczanemi açmaya karar verdim. O yıllar eczanede metal dolaplardan, ahşap dolaplara yeni yeni geçilmeye başlandığı ve eczanelerin artık 25 m2 değil, 35 m2 olduğu yıllardı. Dolaplarımızda ahşapla birlikte beyaz dışında başka renkler kullanılmaya başlanmıştı. Eczanelerde bilgisayar yoktu. Çoğumuz ya yalnız çalışıyor ya da sadece bir personelle çalışıyorduk. Tüm kurumlara ayrı ayrı faturaların kesildiği, reçete arkasına yapılan dört işlemle reçetelerin hesaplandığı yıllardı. İlaç dışı sağlık ürünleri ve dermokozmetik deseniz hepimiz -“onlar ne?” derdik, hatta ayıp sayardık bu ürünleri satmayı… O yıllar enflasyonla birlikte eczacıların iyi para kazandığı yıllardı ve bizlerin bu ürünlere ihtiyacı da yoktu... 2000’li yıllara geldiğimizde değişim başladı. Önce bilgisayarla tanıştık sonra eczane programlarıyla… Ve nihayet RX Media Pharma hayatımıza girdi ve bizim hayatımızı kurtardı. Böylece ilaçla ilgili her bilgiye tek tuşla ulaşır olduk. Değişim bununla bitmedi önce kurumlar kendi programlarını yapmaya başladılar ayrı ayrı sonra hepsi SGK altında birleşti ve bir gecede Medulayla tanıştık. Değişim daha bitmemişti; KKİ, İTS girdi hayatımıza, artık eczanelerimizde dermokozmetik satar olduk derken OTC denilen kavram eczanelerimizin başköşesine oturdu. Tüm bunlar olurken artık bir bilgisayar, bir personel yetmez oldu. Artık hepimiz iyi bir eczacı olmanın yanında; *iyi bir bilgisayarcı, *iyi bir muhasebeci, *iyi bir yönetici, *iyi bir iletişimci, *iyi bir satın almacı, *iyi bir pazarlamacı, olmak zorunda bırakıldık, tam bunları öğrenmeye çalışırken kendi mesleğimizi, danışman eczacı rolümüzü yapamaz olduk. Ünlü bir düşünürün dediği gibi, hastalarımızın bıraktığı yerde olabiliriz ama bıraktıkları gibi değildik artık... Geçen onyedi yıl mesleğimizden ve bizden çok şeyi değiştirmişti ve geldiğimiz noktada hepimiz sürekli birbirimize şu soruları sorar olduk: *Acaba eczacılığın geldiği son noktada mıyız? *Dibe vurduk mu? Yoksa vurmaya az mı kaldı? *Ne olacak bu mesleğin hali? *Acaba gelecek yıl benim eczanem ayakta kalacak mı? *Zincir gelecek mi? *Gelecekse nasıl olacak?...vb gibi sorular en çok konuştuğumuz konular halini aldı. Artık yeni bir şeyler söyleme ve yeni bir şeyler yapma zamanı… 34 yıldır her an iyisiyle kötüsüyle yanımızda olan EDAK olarak, eczacıların ekonomik örgütü olmanın verdiği sorumluluk ile hareket ederek neler yapabileceğimizi araştırmaya başladık... Hepimizin bildiği gibi EDAK olarak Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu (SECOF)’na üst birliğimiz olan Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) ile üyeyiz ve tüm bu süreçte biz bunları yaşarken “Avrupa neler yapıyor?” diye onları izledik ve gördük ki, onlar da bizden farklı durumda değiller. Avrupa’daki meslektaşlarımız bizim geçirdiğimiz bu süreçleri on yıl önce yaşamış ve bir takım önlemler alıp yeni düzenlemeler yapmışlar. İncelediğimiz bu modeller içinden bize en yakın ve uygun olanını uygulamaya karar verdik. Amacımız bugünkü gibi özgür eczacı sermayesinin sahip olduğu eczanelerimizi geleceğe taşımak… O yüzden bu projeye beraber gelişip, hayatiyetimizi sürdürmek için Farmagelişim adını verdik. Çünkü biliyorduk ki, EDAK eczaneleri olmazsa EDAK’ ta olmaz. “..Farmagelişim Projemiz; Merchandising ve Standardizasyonlar ayağı ile Eczane yazılımı olmak üzere üçayaktan oluşmakta…” 2011 yılında çalışılmaya başlanan projenin ilk ayağı seçilen 13 eczanede 2012 yılında pilot olarak uygulanmaya başlandı. Böylece bu 13 eczane ile ilk ayağın bütün artı ve eksileri öğrenilmiş oldu. 2013 yılına geldiğimiz bu yıl pilot eczaneler projenin ikinci ayağı olan standardizasyonu çalışırken, biz 1400 tek fatura eczaneleri hepimiz Farmagelişimin ilk ayağı olan, merchandising uygulamalarını çalışmaya başlıyoruz. Gelecek yıl bu pilot eczaneler eczane yazılımı çalışırken bizler eczane standardizasyonlarını çalışıyor olacağız. Ve 2015’te hepimiz tüm proje ayaklarını bitirerek projeyi tam olarak uygulamaya başlamış olacağız. Biz bu projeyle gelecekte EDAK eczaneleri olarak hasta ve son tüketicinin tercih ettiği /edeceği eczaneler olmak, temiz ve düzenli eczanelerimizde standardize bir şekilde hizmet ederek, danışman eczacılığımıza daha çok zaman ayırmak ve böylece hastalarımızla daha çok yan yana olacağımıza inanıyor ve bunu istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki; zorlukları karşılamanın iki yolu vardır ya zorlukları değiştirirsiniz ya da zorlukları çözmek için kendinizi... Saygılarımla… 20 gazeteedak Yelken sporlarında 200’ü aşkın kupa E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Üniversite yıllarında başlayan bir aşk ama sanki daha yeni filizlenmiş gibi taze ve heyecanlı. Bu heyecanı diri tutan ise kızları “Naz” ve ortak hobileri olan “Yelken Yarışları”… Fatih Bey 10 yaşından beri deniz tutkunu. Canan Hanım ile tanıştıktan sonra yelken yarışları da ortak hobileri oluyor. Üstelik Canan Hanım teknenin dümeninde ve kaptanlığını yapıyor. Kadın denizci sayısının zaten çok az olduğu 3 tarafı denizler ile çevrili güzel ülkemizde yat sınıfındaki yelken yarışlarında teknenin dümeninde yer almak ve kaptanlığını yapmak kolay olmasa gerek… Ama o kadar keyifle ve o kadar tutku ile bu işi yapıyorlar ki, onlara kattığı adrenalin ile yıllar onlarda hiç iz bırakmadan geriye doğru gidiyor. Onları dinlemekte, seyretmekte çok keyifli… Şimdiye kadar yerel, ulusal, uluslararası yarışlarda toplamda 200’ü aşkın kupa kazanan çift, “bu bir ekip çalışması ve biz eczanemizde olduğu gibi bir ekibiz” diyor... Biz de mesleğin dışında köşemizde bu “tutku”yu konuştuk… Keyifle okuyacağınızı ümit ediyoruz… Önce sizi tanıyabilir miyiz? Canan Hanım: 85 yılında Ege Üniversitesi’nden mezun olduk. 85 Mezunumu? Evet, ( gülüşmeler) biraz birbirimize iyi baktık. Bir de güzel bir yerde yaşamamızın da etkisi ile olabilir. Hep Çeşme’de miydiniz? Canan Hanım: İzmir’deydik ama tabi zaten ben burada olduğum için… Fatih Bey: Biz 82 yılından beri birlikteyiz. 86’da ilk Canan’ın eczanesini burada açtığımızdan beri Çeşme’ye ilgimiz var. 87’de Konak’taki eczaneyi açtık yazın devamlı buradaydık, kışında gelip gidiyorduk idealimiz her zaman buraya yerleşmekti. Kızımız üniversiteye girdiğinden beri aşağı yukarı 5-6 yıldır da devamlı buradayız. Ecz. Fatih Aydemir: “10 yaşımdan beri bu sporu yapıyorum” Çeşme’de hep aynı yerde miydiniz? Fatih Bey: Daha önce birkaç dükkân daha aşağıdaydık kendi yerimizi alınca buraya geçtik. Canan Hanım: 3 yıl önce Fatih’in eczanesini taşıdık ama ondan önce buraya yerleşmeye başladık. Yelken sporu nasıl başladı peki? Fatih Bey: Bu yelken sporu ile ilgili de benim aşağı yukarı 40 yıllık bir geçmişim var. İlkokuldan beri devam ediyor. Üniversite yıllarımda ara vermek zorunda kaldım. Devam edemedim. Ama üniversiteye girene kadar 7 kez milli ve 2 kez Türkiye şampiyonu oldum. Nasıl bu kadar küçüklükten başladınız? Böyle bir spora aileden gelen bir esinlenme mi oldu? Fatih Bey: Öyle bir heves oldu. Arkadaşlar da bu sporla ilgileniyordu. O zamanlar Küçükyalı’da yaşıyorduk ve körfezde bu spor yapılıyordu. Ben de Karşıyaka’da “Ege Yat Kulübü”nde bu spora başladım. Göztepe kulübü olmasına rağmen ilk arkadaşlarım orada diye orada başladım. Üniversite yıllarına kadar devamlı bu sporu yaptım. Ancak üniversite yıllarında ara verdim. O zamanlar eczacılık fakültesi yazında devam ediyordu. Ege Üniversitesi’nde okudunuz değil mi? Fatih Bey: Biz bir sene İnciraltı’nda okuduk sonra şimdiki Bornova Kampüs’e geçtik. Üniversite yıllarında tabi ara verdim. Evlendikten sonra Canan’ında büyük desteği oldu devam etmem yönünde… Canan Hanım: Ben direkt yat yarışçılığıyla başladım. Fatih Bey: 2000 yılından beri de yat sınıfında yarışıyoruz… Daha önce Center Bot dediğimiz daha küçük yelkenliler kullanıyorduk belki görürsünüz körfezde belli bir yaşa uygun yelkenlilerdir ve onlar ile tek kişi en fazla iki kişi yarışılır… Nasıl vakit buluyorsunuz? Fatih Bey: Yazları işimiz yoğun olduğu için ancak kış aylarında yapabiliyoruz. Kış yarışları zor oluyor. Bir de biz tekneyi Türkiye’nin her tarafına nakil ediyoruz. Marmaris’te, İstanbul’da bir yarış olduğunda tekneyi mecbur deniz yoluyla gece gündüz oraya biz götürüyoruz. Hava şartları ve deniz zorlayıcı oluyor. Canan Hanım: Kış yarışlarında teknemizi transfer ederken, deniz çok zorlayıcı oluyor ama artık alışıyorsunuz. “Offshore yarışlarında 18 saat dümen tutmuşluğum vardır…” Artık müptelası olduk, deniz kokusu alamadan duramıyoruz diyebilir miyiz? Canan Hanım ve Fatih Bey: Tabi, tabi… Fatih Bey: Bir kere tuzlu suyu yediğin zaman artık yine istiyorsun… Ecz. Canan Aydemir Canan Hanım: Tabi yarış artık başka bir boyut oluyor. Orada tamamen her şey maksimumda adrenalin, güç ve dikkat gerektiriyor. Ve bu sonuçta bu bir aşk yani… Yoksa yapamazsınız. İçinizde yarış ruhu olmalı. Benim tipim ne kadar göstermese de… Ben aynı zamanda hem kaptanım hem de dümenciyim. Genelde bu erkek ağırlıklı bir spor olmasına rağmen profesyonel yarışçılar içinde ben de bir ilk olarak buna devam ettiriyorum. Yaptıktan sonra oluyor. Fatih Bey: Bunun dışında iki yıldır da “Çeşme Sailing” adında eğitimde vermekteyiz. Yelken okulumuz var. Çeşme ve Levent Marina’da da teknemiz var Canan Hanım: Bunu tabi idealistlik olarak yapıyoruz. Bundan para kazanmıyoruz. Şu kupalarımızı bile bu- raya koymamızın nedeni bu spora insanları özendirebilmek amacıyla yapıyoruz. Ben de birçok kadını bu spora yönlendirdim. Toplam kupa sayısı ne kadar? Canan Hanım: Toplam kupa sayısı 150-200’ü geçmiş durumda… Dörde bölünmüş bir halde kupalarımız… Fatih’in küçükken kazandığı kupalar diğer evimizde… Siz de derin hatıralar bırakan var mı içlerinde? Canan Hanım: Onları kazanmak kolay bir şey değil evet, siz baktığınızda onları kupa olarak görüyorsunuz ama benim için onlar hep bir mücadelenin simgesi… Bazıları çok gösterişli bazıları, küçük görünse de ben onların hepsini hatırlıyorum ve büyük mücadeleler ile alınmış kupalar olduklarını biliyorum. Bazıları uluslararası yarışlarda alınmış kupalar. Aşağı yukarı 200 tekneyle yarışıyorsunuz. Fatih Bey: Hepsi derin izler bırakıyor. Bazı yarışlarda sakatlandığımız olabiliyor. Yarışlar süre ve etap olarak nasıl oluyor? Fatih Bey: Buradan Marmaris’e kadar olan da var. Çok daha uzun yarışlarda var. Değişiyor. Canan Hanım: Benim Offshore yarışta 18 saat dümen tutmuşluğum vardır. Kendimiz bile şaşırıyoruz düşününce... O ayrı bir duygu bunu ancak spor yapan anlayabilir. Hatta hafif havada yarışmak daha zordur. Rüzgarı koklarsınız. Ama sert hava da da hem mental olarak sağlam, hem de ekipman olarak doğru ekipmanla olmanız gerekiyor. “… Bu bir ekip işi… Saniyeler, saliseler bile önemli anında karar vermeniz ve odaklanmanız gerekiyor...” Kaç kişi oluyorsunuz teknede? Fatih Bey: 10 kişi. Teknesine göre bazen sekiz kişi de olabiliyoruz. Tam bir ekip işi… Canan Hanım: Benim işim dümencilik, kaptanlık çok havalı gözükse de aslında çok zor. Tam bir konsantrasyon gerektiriyor. Ve tam bir ekip işi şimdi büyük şirketler de ekip ruhu anlamında böyle bir deneyim kazanmak için bize geliyorlar. Kısa sürede çok iyi bir gazeteedak 21 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ şey yapmanız gerekiyor. Anında karar vermeniz ve odaklanmanız ve herkesin işini iyi yapması gerekiyor. Öyle ki, saniyeler, saliseler bile önem kazanıyor. O nedenle şimdi ders alanlar çoğaldı, genelde bankalar holdingler, şirketler departmanlar olarak geliyorlar. Aynı şekilde biz de eczanede böyle bir ekibiz. Onlar da deniz de yarışmayla birlikte, birebir ekip ruhunun ne demek olduğunu anlıyorlar. Evet, çok doğru… Teşekkür ediyoruz bize zaman ayırdığınız için, son olarak meslektaşlarınıza ne iletmek istersiniz? Mesleğe ve hobinize dair… Canan ve Fatih: Biz eskiden beri bu işin içinde olduğumuz için buralara kadar geldik. Ama yeni başlayan arkadaşlarımızın işi zor…Önce eczacılıkları olsun belli bir yere geldikten sonra, hobileri her zaman olsun ama vakitlerini sonradan ayırsınlar… Hobilere fazla vakit ayırıp eczaneyi ihmal etmesinler… Teşekkür ederiz. Biz de teşekkür ederiz. Çağdaş Kampanya Morsa Cyberg markalı tüm ürün ve beden alternatifleri için www.edak.org.tr alışveriş sayfasından mavikasa’ya bakınız. Çağdaştan Yenilikler üzere 40’dan fazla Ülkeye Medikal ürün ihraç etmektedir. Üretiminin % 80’i yurt dışına ihraç eden Morsa-Cyberg 300’e yakın ürün yelpazesi ile Medikal ve Ortopedik ürünlerde sektörün önemli bir markasıdır. ISO-13485:2003, ISO-9001:2008 ve CE kalite belgesine sahiptir. Uzm.Ecz.Leman KOÇAK Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu Başkanı Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı’ndan bir yeniliği daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Medikal ürünlerin son dönem Eczane raflarında önemli bir yer edinmesiyle birlikte bizde bu konuda ne yapılabilir, Çağdaş Eczacılar Lab. Olarak uygun fiyatlı ve kaliteli medikal ürünleri Eczacılarımızla nasıl buluşturabiliriz diye düşündük ve bir araştırma yaptık. Medikal ürünlerde bilindiği gibi çok fazla çeşitlilik ve fiyat aralığı mevcut… Kaliteli ve uygun fiyatlı ürün arayışımız bizi MORSA -CYBERG ile buluşturdu. 2001 yılında Medikal sektöründe faaliyete başlayan Morsa-Cyberg, İstanbul ve Uşak’taki modern üretim tesislerinde üretim yaparak başta Avrupa ülkeleri olmak Morsa-Cyberg, ürün kalitesi, uygun fiyatı ve Çağdaş Ecz.Lab. Güvencesi ile Kooperatif raflarında ki yerini almıştır. Ürün portföyü içerisinde ilk akla gelenler; bel korseleri, dizlikler, el ve ayak bileklikleri, ayak sağlığı ürünleri, boyunluklar vb’dir. Eczanelerde satışı yapılan Medikal ürünlerin ilaç dışı ürünler içinde büyük paya sahip olduğu düşünülürse bu konuda sadece ürünü tedarik etmek değil ürünler hakkında bilgilendirmek de önem arz etmektedir. Çağdaş Eczacılar Lab. Olarak ürünlerimizle ilgili Eğitim Toplantıları başlamıştır. Öncelikle Kooperatiflerde çalışan sipariş elemanlarının eğitimi yapılmaktadır. Bölgesel Eğitimler bir takvim çerçevesinde 2013 yılında da devam edecektir. Medikal Ürünlerle birlikte Çağdaş Ecz. Lab. Önemli bir adım atmıştır. Daha çok kazanmak ve güvenilir ürünlerle Medikal’de söz sahibi olmak istiyorsanız tercihiniz ‘’ MORSA- CYBERG’’ olsun.. Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı San. Tic. A.Ş.’de Yönetim Değişikliği Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu’nda değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Kanun maddesi gereğince 15.10.2012 Tarihinde Olağanüstü Genel Kurul yapılarak Çağdaş Eczacılar Lab. Yönetim Kurulu yeniden oluşturulmuştur. EDAK Ecza Koop, Güney Ecza Koop ve Bursa Ecza Koop’u temsil edecek yeni Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeleri şunlardır: İletişim ve detaylı bilgi için; Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı Özben Erden: Tel: 0.232.488 19 98 YÖNETİM KURULU Başkan: Uzm.Ecz.Leman KOÇAK Üyeler: Ecz. Hikmet TAŞTAN, Ecz. Burak Diker, Ecz. Meltem Ayyıldız, Ecz. Engin DÜNYAOĞULLARI DENETLEME KURULU Ecz.Barış GÜRKAN ÜNŞAN, Ecz.Erol ÖZDAYI, Ecz.Gülçin AZİZOĞLU gazeteedak 22 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Eczacılık camiasının unutulmaz kişiliği Levent Ağabey’imizi aramızdan ayrılışının 4. Yılında özlemle andık… me geldi. Kamacık’ın entelektüel bakışına ve yazar kimliğine de doğal atıfta bulunarak onun adına “kısa öykü yarışması” düzenlenmesi öneren Ecz. Sema Gümrükçüoğlu, “onun yazar kimliğini de böylece yaşatmış olacağız” dedi. “Kurumsal bir vefa olarak buradayız” Ecz. Tuncay Sayılkan 1987 - 1997/1999 - 2002 yılları arasında İzmir Eczacı Odasında başkanlık yapan Eczacı Levent Kamacık, Türk Eczacıları Birliği (TEB)’de 28. dönem 2. başkanlık görevini de yerine getirmişti. İlaç - Eczacılık camiasının bu unutulmaz kişiliği, devrimciliği, çağdaşlığı, Cumhuriyete ve Atatürk İlEcz. Levent Kamacık kelerine bağlılığı ile tanıdığımız aydın insan, Ecz. Levent Kamacık, aramızdan ayrılışının 4. yılında, İzmir-Buca Kaynaklar mevkiindeki kabri başında dostları ve meslektaşlarının oluşturduğu kalabalık bir topluluk ile özlem ve saygıyla anıldı. Anma töreninde; İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan, Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu SECOF Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli, EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak, Çekoop Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu hazır bulundu. Levent Kamacık kısa öykü yarışması düzenlensin önerisi İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan törende yaptığı konuşmada kurumsal bir vefa duygusuyla buradayız diyen Sayılkan “eski Oda Başkanımızın aramızdan ayrılışının 4. Yılında onu anmak için buradayız. Vefa duygusunun çok yüksek olduğu bir örgütüz ve bu ülkeye bu örgüte halk sağlığı ile ilgili, ilaç eczacılık ile ilgili, bir adım katkısı olsa bile herkesi unutmadan, onları yeri geldiğinde anarak ve onların başlattığı çalışmaları devam ettirerek bu noktalara geldik. Aramızdan ayrılan insanların bıraktığı izler o nedenle bizi ilgilendiriyor.” dedi. 30 Ekim 2012 Cuma günü saat 12.30’da Buca Kaynaklar yeni mezarlıktaki kabri başında bir araya gelen meslektaşları ve sevenlerinin Eczacı Levent Kamacık ile ilgili ortak anılarını paylaştığı törende, Levent Kamacık adının bir sosyal etkinlik ile de yaşatılması konusu günde- Yeşil Köşe EDAK ve ÇEKOOP elele verdi “engelsiz ilaç projesi” EDAK ve Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) insan ve çevre sağlığına yaptıkları katkılara bir yenisini daha ekledi. İzmir’deki Çağdaş Görmeyenler Derneği ile işbirliği yapan EDAK ve ÇEKOOP, görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları sorunlara çözüm olacak “engelsiz ilaç” projesini geliştirdi. İki kooperatifin ortaklaşa gerçekleştireceği Proje ile görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları zorluklara çözüm sağlanacak. Bu kapsamda “engelsiz ilaç” projesi ile görme engellilere özel ilaç kutusu hazırlanacak ve görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları sıkıntılara çare olacak. Eğitim toplantısı yapıldı Proje kapsamında Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu, Çağdaş Görmeyenler Derneği üyeleri ile biraraya gelerek engelsiz ilaç projesi ile ilgili bir eğitim toplantısı düzenledi. Toplantıda, görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımı ile ilgili yaşadıkları sorunlarını dinleyen ve çözüm önerilerini sunan yönetim kurulu üyeleri, “Engelsiz ilaç projesi”ni de detayları ile aktardı. Buna göre; proje kapsamında görme engellilere özel brail alfabesi ile her ilacın üstüne günlük kullanım şekli ve dozu ile ilacın ismi yazılacak. Brail alfabesi kullanmayan vatandaşlar için sesli ilaç kutusu da kullanılacak. Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen eğitim ile ilgili yaptığı açıklamada, “Atık ilaç ve ilaç kullanımı konusunda bu eğitimle ufkumuz açıldı. Ama daha da önemlisi yaşama bizim durduğumuz yerden bakan eczacı dostlarımızla tanışmış olduk” diyerek proje’yi düzenleyen ve katkı veren herkese teşekkür etti. Eğitimde Çağdaş Görmeyenler Derneği Üyesi görme engelli vatandaşlarımız ile Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule ilkkurşunlu ve Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen başta olmak üzere ÇEKOOP Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ecz. Birsel Gültekin ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Seval Ünlüerler ile EDAK Ecza Kooperatifi Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir de hazır bulundu. gazeteedak 23 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ecz. Engin Dünyaoğulları’nın izlenimleri ve Ecz. Hülya Şenoğlu’nun fotoğraflarıyla Hüzün Kokan Ada: Gökçeada / İmroz Tepeköy’de Yorgo Emmi (Barba Yorgo) den adanın hikayesini dinlemek hoştu, yeyip, içtiklerimiz bize kalsın ama gerçekten özgün ve güzeldi hepsi. Retiahtapot ızgarası, sakızlı na şarabı , muhallebisi, dibek kahvesi, bademli un kurabiyesi adanın ünlüleri. “Denizin diplerinde, uçurumlarda, Tenedos’la kayalık İmroz arasında Bir mağara vardır; geniş, kocaman. Dinlendirirdi orada atlarını POSEİDON; yeri sarsan”… Homeros İlyada adlı eserinde böyle bahseder adadan. Poseidon’un kanatlı atlarının ahırlarının burada olduğu söylenir. Yolculuğumuz sabah 05.30’da başladı. Türkiye’nin en batısındaki en uç noktaya ulaştığımızda saat: 15.00’i bulmuştu. Feribot adaya yaklaştıkça bir krater adası görünümü dikkati çekiyordu. Adayı gezdikçe gördüğümüz coğrafi yapı çeşitliliği şaşırtıcıydı. Dağlar, koylar, vadiler, tuzgölü, şelale... İlk durak ve otelimiz Kaleköy’de… Günbatımı harika. Adaya özel sabunların yapım atölyesi de burada, çeşit çeşit aromalı, renkli sabunlarla karşılaşmak ve onları üretmenin mutluluğunu yaşayan iki sempatik insanla tanışmak keyifliydi. Bu bir gezi yazısı izlenimlerimi aktarmaya çalışıp, çok fazla bilgi ve tarih yüklememeye özen göstersem de; kısa bir notla bitirmeye çalışacağım Sevr Antlaşması ile vazgeçirildiğimiz haklarımızı Lozan antlaşması(24 Temmuz 1923) ile değişik bir statüde geri almışız ve İmroz Türkiye Hâkimiyetine geçmiş. Orada bir adamız var uzakta gidilmeli, görülmeli, açıp hikâyesi okunmalı, sormalı, öğrenmeli. Mitolojiye ilgi duyan, yakın tarihimizi merak eden, sualtı canlıları araştırmaları ile uğraşan, sörf yapmak isteyen, adada yaşamı merak eden herkese önerebileceğim bir yer Gökçeada. Bu geziden çıkardığım sonuç: Adayı bilen, seven sizi coşku ile gezdiren bir tanıdığınız; kafa dengi iki yol arkadaşınız varsa gezinin tadına doyulmuyor. “Bırakmak işi gücü Unutmak ekmeği tuzu Çıkarıp potinleri Denize daldırmak vakti Yalın ayakları “ diyorsanız Orhan Veli gibi... Ada sizi bekliyor... Dereköy’deki iplik ve zeytinyağı fabrikası köydeki evler gibi yıkık. Birçok çamaşırhane var, yortu günleri ziyaret ediliyor ve önlerinde kazanlarla yemekler yapılıp hep birlikte yenip içiliyor, eğleniliyormuş sabahlara kadar (her yıl 15 ağustosta). 360 şapel var tabii ki hepsini göremedik ama gezi boyunca saymaya çalışırken bol esprisi oldu, ne kadar da çoktu. Asırlık çınar altları tarihte ne buluşmalara sahne olmuş, şahitlik etmiştir kimbilir. Biz gittiğimizde köyün delikanlıları, kızları piknik yapmaya gitmişlerdi. Sorduk Isparta’dan gelmişti aileleri, Isparta depreminden sonra oraya getirilip yerleştirilmişler! Isparta yaşam biçimi adaya uyar mı? (!) Bir de Trabzon’da sonra getirilenler var. Açık cezaevinselden de kalan mahkûmların aileleri de gelmiş yerleşmiş ada halkı profilini varın siz düşünün. Bir yanda köklebir yanda yaşamlarını rinden uzak insanlar , devam ettiren, giderek azalan sayıda rum aileler. Mübadele her iki taraf için de acı... Yıkık, taş kaplı rum evleri adım başı karşımıza çıkıyor, pencerelerinden her an bir Eleni görecekmişiz, avlusundan Hristo ‘nun ayak sesini duyacakmışız gibi , sanki daha dün buradaymışlar gibi. İçiçe geçmiş yaşamlar, dostluklar umut verse de hüzün yakamızı bırakmıyor. Ekim ayında doğan Dimitri ve Dimitra’ların isim gününün kutlamasına davet edilmek, barış yollarının iki halk arasında hep açık olduğunun küçük ama anlamlı bir göstergesiydi. Köyün papazı hem Dimitri’leri kutladı hem de bizim bayramımızı. Sonra da birlikte kadeh kaldırıp, sirtaki oynadık omuz omuza. İki güzel koyu yanına, eski Ceneviz kalesi İskiter’i arkasına alan, KALEKÖY, adanın en eski yerleşim yeri ve KALEKÖY’de güneşin batışını seyretmek, ibadet etmek gibi... Ayrıca İMROZA SABUNLARI’nın üretimi de KALEKÖY’de yapılmakta. “Ada’nın balkonu” diye nam salmış Bademli’den Kaleköy’ü, Kaleköy’ün ardından Thetis’in görkemli sarayını ve sonrasında da bazen görünüp bazen kaybolan, başı bulutlu Semadirek (Samotrake) Ada’sını görebilirsiniz. Adını aldığı zeytin bahçelerinden geçip, daracık sokaklarında kaybolmak hissini yaşamaya niyetlendiren Zeytinliköy’de, bir kahve içmenin hatırını kırmamak lazım. Kıvrıla kıvrıla çıkılan dar yoluyla, sizi zirvelere ulaştıran Tepeköy, bir masal dağı gibi… Kuzulimanı’ndan çıkıp, Ada’nın merkezi’ne doğru giden kısacık yolda Ege’nin kutsal zeytin ağaçlarını ve sağdan soldan çıkan keçileri görmek içinizi rahatlatacak. Ada merkezi’nin özensiz, soğuk hali canınız sıkmasın, bir küçük soluklanıp asıl macerayı başlayabilirsiniz. Ada merkezi’ne en yakın ve en eski yerleşim, bugün Yeni Mahalle olarak anılan yer. Dar Ege sokakları, beyaz badanalı ya da taş kaplı, sardunyalı evler, zakkumlu sokaklar her ne kadar adı yeni de olsa eskinin izlerini taşımakta. Merkez’e en yakın denize girilecek yer, 4 km ilerde Yıldızkoy. Küçük bir koy burası ve Sualtı Milli Parkı’nın başlangıç noktası. Koyun bir ayağı Yeni Bademli Köyüne, bir ayağı da Kaleköy’e uzanıyor. Daha büyük plajlar ve koylar daha çok Ada’nın güneyinde ve güneydoğusunda. Ada’daki deniz, kum, güneş, Ege’nin tanıdık yüzü. Buna bir de rüzgar eklenince, Ada kendini göstermeye başlıyor. Onu kavramak ve anlamak içinse uzu zamanlar yaşamak gerekiyor. Özellikle de, en eski yerleşim yerleri olan köylerinde. Yakın geçmişe kadar Türkiye’nin en büyük köyü olan Dereköy de bu gün, büyük olan şey hüzün. İnadına ayakta kalmaya direnen eski, boş, yıkık evlere kol kanat germiş koca çınarıyla Dereköy yaşamaya değer. Boş ve yıkık evlerde herkes kendi hayalleriyle bir yaşantı kurup, sonra onları orada bırakıp döner geriye. Kimisi bırakamaz, ara ara gelip ziyaret eder onları, kimi de bizim gibi onlara yakın olmak için her şeyi bırakıp gelir yerleşir yanlarına. 24 gazeteedak Antalyalı eczacılarımıza hizmet için varız! E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ ürün portföyümüzü sunarak, onların hastalarına/müşterilerine daha iyi hizmet verebilmeleri için biz de çok yoğun çalışıyor, sürekli kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz, biliyoruz ki biz, eczacılarımız ve EDAK olarak bir bütünüz ve kooperatifin olduğu her yerde eczacılarımızda bu bütünlüğü ve farkı yaşamalıdır” EDAK Antalya Satış elemanı arkadaşlarımız toplu halde objektifimize gülümsedi. Soldan sağa; Abdullah Demirok, Hasan Kurt, Alime Kasap, Gülden Karataş, Mustafa Okumuş, Engin Türkseven yer alıyor. EDAK 2010 yılı Nisan ayında İzmir Işıkkent’teki yeni binasına taşındı. Bu süreçte şubelerinde hizmet veren satış elemanlarını da tek bir merkezden hizmet verir hale getirmek amacıyla merkez binasına taşıdı “Biz bütünüz” Abdullah Demirok (EDAK Antalya Bölgesi Satış Elemanı) 1997 yılından beri EDAK’ta satış elemanı olarak hizmet veren Abdullah Demirok, 1990 yılından beri bu sektörün içinde olduğunu belirtiyor ve bu sürecin 7 yılını eczanede çalışarak geçirdiğini ve eczanedeki işin aciliyetini hissederek burada da aynı duygular ile çalıştıklarını ifade ediyor. Antalya EDAK bölgesi eczacı ortaklarımıza 2010 yılı Ocak ayından beri hizmet verdiğini söyleyen Demirok, “Antalya bölgesi eczacı ortaklarımıza geniş EDAK Çalışanları Öğrencileri sevindirdi! İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim Okulu Öğrencileri, EDAK çalışanlarının desteğiyle alınan okul malzemeleri ile sevindi. Ders zili çalmasıyla yeni eğitim öğrenim yılının heyecanı devam ediyor. Bu heyecana ortak olmak isteyen EDAK Ecza Kooperatifi çalışanları, Üye İlişkileri Şefi Burcu Yaylacık ve Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir, 200’ü aşkın kooperatif çalışanının katkılarıyla toplanan bağış ile alınan malzemeleri Solaklar Köyü Merkez İlköğretim Okulu Müdürü Gündüz Eren ve öğrencilerine takdim ettiler. “İzmir’e çok yakın bir mesafede bulunan okulumuzun ihtiyaçlarına bir nebze olsun katkıda bulunduğunuz için mutluyuz” İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim Okulunda tek öğretmenle birleştirilmiş öğrenim yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine yardımcı ders kitapları, bağışçılardan gelen öykü, roman ve hikâyeler başta olmak üzere, resim araç ve gereçleri ile oyunlardan oluşan yardım paketi, Okul Müdürü Gündüz Eren’e takdim edildi. Ecz. Hayati Yalçın 16. Çocuk Resimleri Yarışması nedeniyle EDAK ile tanıştık diye konuşan Gündüz Eren, “Her türlü yoksunluk ve de yoksulluğun yaşandığı bir yöreden çocuklarımızın yaptığı resimlerle sizlere Sinem Efe ulaştık.“EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu sıcaklığın sürekli olmasını dileriz” dedi. Neden Solaklar Köyü İlköğretim Okulu? EDAK Ecza Kooperatifi’nin bu yıl mayıs ayında düzenlediği Ecz. Hayati Yalçın Çocuk Resimleri yarışmasına katılan 5000 resimden, dereceye giren 13 resim arasında Solaklar İlköğretim Okulu öğrencilerinden Sinem Efe’nin de resmi yer aldı. EDAK desteğiyle, Solaklar Köyü ilköğretim Okul Müdürü ve öğretmenleri öğrencilerinin de katıldığı ödül töreni sonrasında da Okul’un ve öğrencilerin ihtiyaç duyabilecekleri malzemeler tespit edildi. EDAK çalışanlarının düzenlediği yardım kampanyası ile toplanan bağış ile ihtiyaç malzemeleri alındı. Yardım paketinde 1 adet dizüstü bilgisayar, 1 adet masaüstü bilgisayar, ısıtıcı, temizlik hijyen ürünleri, ilk yardım malzemeleri, 36 adet okul çantası, 1 sınıftan 4. Sınıfa dek yardımcı ders kitapları, çeşitli öykü ve romanlar, her öğrenci için resim araç ve gereçleri, müfredata uygun oyunlar gibi öğrencilerin ve öğretmenlerinin yeni eğitim ve öğretim yılında yararlanabilecekleri her türlü okul ihtiyacı bulunuyor. Okulun en miniği gazeteedak Adanalı Genç Eczacılar EDAK’ta 25 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ EDAK’ın İzmir Işıkkent’teki Merkez Binasında Adana Eczacı Odası Yönetimi ve EDAK Adana Bölgesinde hizmet veren genç eczacılar biraraya geldi. Toplantıda bölge eczacıları bölgedeki kooperatif /depo hizmetleri ve EDAK’ın yeni projeleri üzerine bilgi aldılar. Yaklaşık 3 saat süren toplantı EDAK Adana bölge eczacılarımızın EDAK merkez binasını gezmesinin ardından sona erdi. “Kooperatif için Pazar Payı Kaygısı Olamaz” EDAK Yönetimi, Adana Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ersun Özkan başta olmak üzere Adanalı genç eczacı ortakları ve meslektaşlarını İzmir Işıkkent’teki merkez binasında ağırladı. Toplantıda küreselleşmenin sektörümüze yaptığı etkiler sonucu değişen iş yapış biçimlerinden oluşan yeni iş modellerine de değinen Başkan Emre Bacanak; “Kooperatif için Pazar payı kaygısı diye bir şey olamaz. Kooperatif ortaklar için yapılır. EDAK bugün geldiği noktada faaliyetlerini nasıl yapacağından ziyade EDAK ortaklarına nasıl bir hayat çizeceğinin kavgasını veriyor. Sonuçta ana amaç; Eczacının bulunduğu noktadan bir ileri noktaya nasıl taşırımın kaygısıdır ” diye konuştu. E.Ü. İşletme Öğrencilerinin EDAK Ziyareti Operasyon Müdürü Tamer Yalçınkaya, iş yaşamındaki başarı için öncelikle işlerini sevmeleri ve sürekli kendilerini geliştirmeleri gerektiğini söyledi. 80’ni aşkın çalışanın görev yaptığı İletişim Merkezi’nin günlük çalışma programı hakkında öğrencilere bilgi aktaran Yalçınkaya “EDAK’ta bilgi donanımı ve işinizi severek yapmanın önemi büyük, kendini geliştiren her çalışanımızı bir üst kademeye alarak emeğini gördüğümüzü ispatlıyoruz” diye konuştu. Bölüm ziyaretlerinin ardından Kalite Yönetim Uzmanı Arzu Bodur Hızal tarafından gerçekleştirilen Kurumsal yapı, Kalite kültürü ve Yönetişim hakkındaki interaktif sunum büyük ilgi topladı. Ege Üniversitesi SBE İşletme Yüksek Lisans Programı öğrencileri Yrd. Doç. Dr. Tamer Keçecioğlu ile birlikte, EDAK İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi Bölümünün davetlisi olarak, İzmir Işıkkent’teki EDAK Merkez Binası’nı ziyaret ederek bölüm yöneticilerinden iş süreçleri hakkında bilgi aldı. EDAK Genel Müdür Yardımcısı Alpay Onkardeşler, EDAK’ın İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi alanında yaptıkları çalışmaları son 5 yıldır E.Ü. İşletme Fakültesi’nde verdiği derslerde anlattıklarına değinerek öğrencilerin teoride gördükleri uygulamaları ve bölümlerin iş süreçlerini yerinde görmek amacıyla bu ziyaretin planlandığını söyledi. Öncelikle işinizi sevin Öğrencilerin çalışma hayatı ve sektör hakkındaki sorularına da yanıt veren EDAK yöneticilerinden Satış 26 gazeteedak Lastik-İş Sendikasından Nezaket Ziyareti E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Dayanışma ve örgütlülüğün en güzel örneklerinden biri olan EDAK, çalışanlarının da örgütlü olması ile de fark yaratıyor. İlaç eczacılık sektöründeki gelişmelere bağlı olarak değişen iş yapış şekillerinin ve çalışma düzeninin değerlendirildiği ve karşılıklı beklentilerin de paylaşıldığı toplantıda EDAK Yönetimi, Lastik iş Sendikası İzmir Şubesi yetkilileri ve Sendika liderleri bir araya geldi. EDAK - Business Cup’ta İlk 5’te! İlk kez bu yıl Business Cup Turnuvasına katılan EDAK, 22 Takım arasında ilk 5’de yer aldı. EDAK ilk kez katıldığı Business Cup turnuvasında çeyrek finale yükselme başarısını gösterdi. Çeyrek final eleme maçlarında GATES takımına yenilerek elenen takımımız grubunda aldığı galibiyetler ve centilmen oyunu ile göz doldurdu. İzmir’in 22 güçlü ve büyük şirketinin takımlarının 4’er gruplara ayrıldığı Business Cup İzmir Turnuvasında C grubunda yer alan EDAK, ilk haftaki kura çekiminde yer almazken, ikinci hafta “OPET AYGAZ” ile üçüncü hafta “LİSİ” ile dördüncü hafta “Kristal Yağları” ve beşinci hafta “ROY ROBSON” ile karşılaştı. Business Cup web sayfasında (http:// www.businesscup.com.tr) karşılaşmalardan detayları görebilirsiniz. EDAK Business Cup Turnuvasında yer alan kadrosu; Zafer Getboğa (kaleci), Adem Baran, Murat Zor, Cüneyt Çelik (Kaptan), Onur Ersu, Serkan Alptuğ Aktuğ, Arif Habib, Arif Turan, Tansu Irmak, Ahmet Altun, Murat Giray Kozanlı ve Çağlar Er’den oluştu. Takım Yöneticilerimiz EDAK Yönetim Kurulu Sekreter üyesi Ecz. Uğur Uçar başta olmak üzere, Hakan Topal ve Halil Uzun ile Takım Doktorumuz Nusret Erol oldu. EDAK Takımımız Opet/Aygaz - EDAK: 2-5 EDAK-Lisi: 1-4 EDAK-Kristal Yağları: 3-1 EDAK- Roy Robson: 9-3 2. Tur EDAK - CMS Jantları: 7-6 Çeyrek Final GATES - EDAK: 6-2 Takımımız 6 maç’ta 81 gol sayısı ile 13,5 ortalama kaydetti. Bu sonuçlar ile Business CUP İzmir takımları arasında ilk 5’te yer aldı. gazeteedak Eğitimler E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Aliağa Bölgesi eczacılarımıza “medikal ürünler eğitimi” gerçekleştirildi. Değişen ve Gelişen Eczane Eğitimi İzmir ve Denizli’de gerçekleşti EDAK Ecza Kooperatifinin Işıkkent’teki merkez binasında Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay tarafından gerçekleştirilen eğitime Karşıyaka bölgesinden 17 eczacımız katıldı. Farmagelişim Müdürü Hakan Tolunay; sağlık sektöründeki gelişmeler ile eczane algısının sağlık ve kişisel bakımla ilgili her türlü ürünün bulundurulduğu, sağlık merkezleri olarak değiştiğine dikkat çekti. Tolunay, eczanelerde ilaç dışında ilaç dışı sağlık ürünlerinin de var olması ve bu ürünlerin hasta ve müşterilere eczacının bilgi birikimi ve sağlık danışmanlığı ile sunulmasının önemine değindiği eğitim toplantısında eczanelerin önceliğinin halk sağlığı olduğunun bilinciyle perakende noktalarından farklı hareket edildiğini kaydetti. Denizli Şiir Otel’de gerçekleştirilen eğitimimize ortaklarımız büyük ilgi gösterdi Hakan Tolunay Farmagelişim Müdürü Eğitimde Yönetim Kurulu Üyesi Ayşem Jale Kıhtır ve Genel Müdür Yrd. Ömer Mutlutürk, Karşıyaka Bölge Müdürü Tamer Yönet hazır bulundu. Eğitim toplantısında özetle; EDAK’ın yeni ürün ve hizmetler ile oluşturduğu yeni pazarlarına sahip çıkarak, eczanelerimizi ve kendimizi geliştirmeliyiz mesajı verildi. 27 28 gazeteedak “Biz” Olmayı Anlattı E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ handising konusunda bilgilerini aktarması, parafarmasötikler konusunda tecrübeleri, çalışanlarına yaptığı eğitimler, eczacılık mesleğinde nasıl diğer eczanelerden farklı olunabileceği konusunda ve mesleğin geliştirilmesi açısından önemli noktalardı. Zamanından ayırıp tecrübelerini bizimle paylaşan Hüsnü Bey’e ve EDAK’a teşekkür ediyoruz. Huriye Dere E.Ü. Ecz. Fak. 5. Sınıf Öğrencisi Ecz. Hüsnü Kaya EDAK Denetleme Kurulu ve Kurucu Üyesi Eczacı Hüsnü Kaya, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi son sınıf öğrencilerine “Serbest eczane eczacılığı ve kooperatifçilik” dersi verdi. E.Ü. Eczacılık Fakültesi -EDAK işbirliği ile gerçekleşen eğitim kapsamında, öğrencilere sektör ve mesleğin gelişimi ve değişimi aktarıldı. Mezun olduklarında büyük çoğunluğu serbest eczane eczacılığını tercih edecek olan öğrencilere iş yaşamına atıldıklarında karşılaşacakları her duruma hazırlıklı olmalarını sağlamak için eğitimin planlandığını aktaran Eczacı Hüsnü Kaya, “Prof. Dr. Levent Üstünes hocamızın da desteğiyle, yaklaşık 4 hafta süren eğitim programını gerçekleştirdik. Amacımız mezun olduklarında kendilerini yapayalnız değil, “biz” olarak kooperatifleri ile birlikte hareket edecekleri bir iş yaşamının onları beklediğini vurgulamak” dedi. Ne dediler? Mahmut Cemaloğlu ve Osman Şahinal E.Ü. Eczacılık Fakültesi 5. Sınıf Öğrencileri Mahmut Cemaloğlu 5. sınıf Öğrencisi “Büyük katkı oldu” Her meslek grubunda olması gerektiği gibi eczacılıkta da meslek birliği, mesleğin geleceği açısından önemlidir. Bu konuda EDAK çatısı altında Hüsnü Bey’in yapmış olduğu derslerin büyük katkısı olduğunu düşünmekteyim. Eczacılık me sleğinin okuldaki teorikler dışında işin pratiğini bize aktarması, mesleğimizin nasıl icra edilmesi konusunda bize gayet faydalı oldu. Eczacı-hasta ilişkisini örnekleyerek göstermesi, merc- farklı olması gerek ürün dinamiklerinin farklı olması nedeniyle eczane işleyiş şekilleri de farklılıklar göstermektedir. Bundan dolayı EDAK yönetimi ve Fakültemizden en önemli isteğim Hüsnü Beyin anlattığı konuların daha zamana yayılmış bir şekilde birden fazla serbest eczacının katılımı ile gerçekleştirilmesidir. Böylelikle farklı eczanelerde işleyişin pratikte nasıl olduğunu görme fırsatı bulmuş olacağız. Bize bu fırsatı tanığı için Hüsnü Beye, eğitim konusunda bizi her şekilde destekledikleri için ise EDAK yönetimine çok teşekkür ediyorum ve desteklerini her sene daha çok arttırmaları dileğimi kendilerinden bu yazı vasıtası ile istiyorum. “Ders içeriği kapsamlı ve günceldi” Yasin Doğan E.Ü. Ecz. Fak. 5. sınıf Öğrencisi Ders hakkında Rebul Eczanesi sahibi Mehmet Müderrisoğlu katıldığı birçok eğitim ve organizasyonda eczacılık fakültesi eğitimi konusuna değindiğinde her seferinde “Biz uzayda eczacı yetiştiriyoruz.” diyordu. Ne yazık ki bahsettiği konuda sonuna kadar haklıydı. 5 yıllık eczacılık fakültesi eğitimi boyunca sadece 6 ay eczane yüzü görmüş kişiler öğretim üyesi olmakta ve büyük bir çoğunluğu eczane açacak biz öğrencilere eğitim vermekteydi. Birçok hocamızın tek amacı araştırma yapmak olduğu için bizi yetiştirirken bir eczane eczacısından çok araştırma yapacak bir bilim adamı gibi yetiştiriyordu. Bunun sonucunda ise mezun olduğunda eczane açma düşüncesinde olan ancak ne yapacağını bilmeyen mezun eczacılar ordusu oluşmaktaydı. Günümüzde dünya her zamankinden daha hızlı dönüyor ve değişiyor. Tabiî ki eczacılık mesleği de bu değişimden en çok etkilenen meslekler arasında başı çekiyor. Şuan eczanelerde görev yapan eczacılarımız bile bu değişime ayak uydurmakta zorlanırken, gerçek hayattan bihaber şekilde eğitim gören biz öğrencilerin bu değişime ayak uydurması çok daha zor olmaktadır. Gerçek anlamda bir serbest eczane eczacısının dersimize gelerek bize bir eczanede işlerin pratikte nasıl ilerlediğini anlatması bizim için büyük şanstı. Eğitim sistemimizdeki uyumsuzluk bir nebze olsun Hüsnü Bey’in verdiği bilgiler sayesinde giderildi. EDAK Denetim Kurulu Üyesi ve serbest eczane eczacısı Hüsnü Bey sayesinde sadece stajlarımızda çok kısa sürelerde gördüğümüz serbest eczane uygulamalarını 3 hafta gibi bir sürede tekrar gözden geçirme fırsatımız oldu. Serbest eczacılarımızın unutmaya başladığı, benim ise ilk kez duyduğum sürşarj kelimesini Hüsnü Bey’in dersinde öğrendim. Bunun dışında günümüzde bir eczane nasıl olmalı, profesyonel anlamda bir eczane nasıl yönetilir, eczanede hasta ve hasta yakınları ile doğru iletişim, merchandising uygulamaları ve kategori yönetimi nasıl olmalı gibi daha birçok konuda bunları bizzat uygulayan kişiden eğitim alarak öğrenmek bizler için çok önemliydi. Arkadaşlarımız son senenin verdiği rehavetten dolayı derslere yeterince ilgi gösteremeseler de 5. Sınıf dersleri arasında en verimli geçenlerden biriydi. Ancak farklı eczanelerde gerek müşteri profillerinin Serbest eczane uygulamaları dersine katılan Hüsnü hocamız bize iş hayatımızda karşımıza çıkacak pek çok konu hakkında bilgi verdi. Yıllardır serbest eczacılık yapmış birisi olarak oldukça tecrübeliydi ve tecrübelerini yeni eczacı adaylarına aktarma konusunda istekliydi. Hüsnü Bey’den eczane yönetimi nasıl olmalı, çalışanlar nasıl eğitilmeli ve ilişkiler nasıl olmalı, eczanede ürün teşhirinin nasıl yapılması gerektiği, ilaç dışı ürünlerde satışların artırılması için yapılabilecekler ve eczane karlılığının nasıl hesaplanacağı gibi pek çok konuda bilgi aldık. Kendisi dersin içeriğini oldukça kapsamlı ve güncel hazırlamıştı. Faydalı bir ders olduğunu düşünüyor, kendisine teşekkür ediyoruz. Osman Şahinal E.Ü. Ecz. Fak. 5. Sınıf Öğrencisi “Bu ders sadece son sınıfta değil, her sene olmalı” Aldığımız eğitim süresince eczane açma ve yönetme konusunda çok iyi bilmemiz gereken fakat sadece stajlarda öğrenme şansını bulduğumuz bilgileri Hüsnü beyin derste anlatması ve kendi uygulamalarından örnekler vererek bize sunması oldukça faydalı oldu. Mezunlarının %90’ından fazlasının eczane açtığı fakültemizde bu dersin sadece son sınıfta değil önceki yıllarda da verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun yanı sıra eczanelerin ilk açılış sırasında karşılaştığı problemler ve bu problemlere alternatif çözümler, bunun yanı sıra eczane açılışının öncesi ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenler, hem yeni eczacılar hem de tecrübeli eczacılar tarafından farklı bakış açılarıyla samimi bir şekilde sunulabilir. Örneğin yeni eczane açan arkadaşlarımın en sık karşılaştığı problemler; açılış mallarının alınması konusunda sıkıntı, mal fazlası konusu, kalfa alırken nelere dikkat edileceği… Ecz. Hüsnü Kaya eczacılık fakültesi serbest eczane uygulamaları dersinde, eczane yönetimi, teknisyenlerin yetiştirilmesi, eczanede raf&ilaç düzeni, ilaç dışı ürünlerde etiketleme gibi konularda bize deneyimlerini aktardı. Kendisinin ve eşinin eczanesinden örneklerle dersi oldukça eğlenceli bir hale getirdi. Hüsnü beyin derslerini ilgiyle takip ettik. Deneyimli bir eczacının bizlerle tecrübelerini paylaşması, bizi meslektaşları olarak görmesi mesleğimize olan ilgimizi de arttırdı. Hüsnü bey, EDAK’la ilgili merak ettiklerimiz de açıkladı. EDAK’ın diğer ecza depolarından farkını EDAK’ın içinden bir eczacıdan öğrenmemiz bizim için faydalı oldu. gazeteedak 29 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Sigortacınız diyor ki! Bunları Biliyor Muydunuz? BES’te Devlet Katkısı lı bireysel emeklilik sözleşmesine katkı payı ödenen herkes belirlenen limitler dahilinde devlet katkısından yararlanabilmektedir. Mehmet Toprakdeviren / Tek Sigorta İşletme Müdürü [email protected] Tel: 0232 472 25 00 Bireysel Emeklilik Sistemi’ndeki yeni düzenlemeyle yatırdığınız primin %25’i kadar devlette katkıda bulunuyor. Devlet katkısı nedir? Katılımcı tarafından ödenen katkı paylarının %25’i oranında devlet tarafından katılımcının emeklilik hesabına ödenen tutardır. Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren ödenen katkı payları için devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır. Devlet katkısından kimler faydalanabilir? Bir bireysel ya da gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesine katkı payı ödeyen tüm katılımcılar belirlenen limit dahilinde devlet katkısından faydalanabilirler. Devlet katkısı tutarı ne kadardır? Katılımcı adına ödenen katkı payının ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla, %25’i devlet katkısı olarak hesaplanır. Hesaplanacak devlet katkısı için üst sınır var mı? Evet, bir katılımcının bir takvim yılı içinde alabileceği devlet katkısı tutarı, ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının %25’ini geçemez. Limit hesabı katılımcı bazında yapılır. Devlet katkısından yararlanabilmek için yeni bir sözleşme mi düzenlemek gerekiyor? Mevcut sözleşmeler de devlet katkısından yararlanabilecek mi? Sözleşmenin yürürlük tarihinden bağımsız olarak 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren ödenen katkı payları için devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır. 1 Ocak 2013 tarihinden sonra da, ödediğim katkı paylarını vergi matrahımdan indirerek vergi avantajını kullanmaya devam etmek istiyorum. Devlet katkısı yerine bu uygulamayı tercih etme şansım var mı? Hayır, katılımcıların ödedikleri katkı payı tutarını vergi matrahından indirim yapmak sureti ile kullandıkları vergi avantajı uygulaması 31 Aralık 2012 tarihinde sona ermiştir. 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren devlet katkısı uygulamasına geçilmiştir. Eşim adına katkı payı ödüyorum. Eşim devlet katkısı alabilir mi? Evet, devlet katkısından yararlanabilmek için katılımcı ad ve hesabına katkı payı ödeyen kişinin katılımcının kendisi olma koşulu aranmaz. Bireysel veya gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesine ödenen katkı payı tutarları için ödeyen tarafa bakılmaksızın devlet katkısı hesaplaması yapılmakta ve katılımcının emeklilik hesabına devlet tarafından ödenmektedir. Katkı payı ödüyorum ancak gelir vergisi ödemiyorum. Devlet katkısı alabilir miyim? Evet, vergi mükellefi olsun olmasın bireysel veya gruba bağ- Sistemde katkı payı ödediğim farklı şirketlerde iki sözleşmem var. Tüm sözleşmelerim için devlet katkısı alabilir miyim? Devlet katkısı tutarına ilişkin üst sınır katılımcı bazında uygulanmaktadır. Aynı dönemde birden fazla sözleşmesine katkı payı ödeyen katılımcının ödediği toplam katkı payı tutarı için hesaplanan devlet katkısı tutarı, ilgili ayda sözleşme başına ödenen katkı payının ağırlığına göre sözleşmelerine dağıtılmaktadır. Bir takvim yılı içinde ödenen ve devlet katkısı hesaplamasında dikkate alınacak katkı payı tutarı, yıllık brüt asgari ücret kadardır. Devlet katkısından faydalanmak için yapmam gerekenler nelerdir? Makbuzları muhasebeye vermem gerekiyor mu? Devlet katkısından yararlanabilmek için katkı payı ödemesi yapıldıktan sonra katılımcı tarafından yapılması gereken bir işlem bulunmamaktadır. Devlet katkısı hesaplaması ödenen katkı payları üzerinden otomatik yapılmakta, katılımcının herhangi bir beyanı ya da bildirimi aranmamaktadır. Kredi kartı ile katkı payı ödüyorum? Devlet katkısı kredi kartından çekim yapılır yapılmaz hesaplanacak mı? Hayır, katkı payı tahsilatının blokaj süresi sonunda nakden şirket hesaplarına intikal ettiği aya ilişkin devlet katkısı hesaplamasında dikkate alınacaktır. müne hak kazanılmaktadır. Örneğin 10 yılını dolduran işveren grup emeklilik sertifikası kapsamındaki birikimler 1 yılını dolduran bireysel emeklilik sözleşmesine aktarıldığında devlet katkısına hak kazanmaya esas süre 1 yıl olarak korunur. Sözleşmeme ek katkı payı ödemek istiyorum. Bu tutar için devlet katkısı alabilir miyim? Evet, katılımcı adına ödenen düzenli, ek, başlangıç adı altında yapılan tüm katkı payı ödemeleri için belirlenen limit dahilinde devlet katkısı alınabilmektedir. Sözleşmem kapsamında ilk katkı payını emeklilik şirketi ödeyecek. Bu tutar için de devlet katkısı alacak mıyım? Hayır, emeklilik şirketleri ya da diğer ilgili kurumlar tarafından ek fayda kapsamında yapılan ödemeler devlet katkısı hesabında dikkate alınmamaktadır. Diğer şirketten aktarımla getirdiğim tutar için devlet katkısı alabilir miyim? Başka şirketten aktarımla gelen tutarlar, devlet katkısı hesaplamasına dahil edilmez. 2012 yılında katkı payını yıllık olarak ödemiştim. Bu tutarın 2013 yılına denk gelen bölümü için devlet katkısı alabilir miyim? 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yapılan katkı payı ödemeleri için devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır. 2012 yılında, 2012 yılından sonraki dönemlere ilişkin yapılmış katkı payı ödemeleri için devlet katkısı hesaplanmaz. Devlet katkısı hesaplamasını kim yapacak? Devlet katkısı hesaplaması şirketler tarafından iletilen veriler üzerinden Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) tarafından yapılmaktadır. SİGORTA Devlet katkısı ödemesini nasıl alacağım? Müsteşarlık tarafından EGM’ye, EGM tarafından da sözleşmenin bulunduğu şirkete iletilen devlet katkısı tutarı, şirket tarafından sözleşme kapsamındaki devlet katkısı hesabına aktarılmaktadır. Devlet katkısı tutarı ve getirisi katılımcı tarafından devlet katkısı hesabından izlenebilecektir. Devlet katkısı nasıl değerlendirilecek? Devlet katkısı, şirket tarafından devlet katkısı fonu olarak tanımlanmış ve portföy sınırlamaları Müsteşarlıkça belirlenmiş fonlarda değerlendirilir. Çalıştığım şirket benim adıma bireysel emeklilik sistemine katkı payı ödüyor. Bu ödeme için devlet katkısı alabilir miyim? İşveren tarafından katılımcı adına ödenen katkı paylarına devlet katkısı ödenmemektedir. İşverenler, ücretliler adına ödenen katkı payını Kanun’da belirlenen limit (ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’i ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarı) dahilinde ticari kazançlarının tespitinde gider olarak indirim konusu yapabilmektedir. İşveren grup emeklilik sözleşmesinde hak kazandığım tutarı sistemde geçirdiğim süre ile birlikte bireysel emeklilik sözleşmeme aktardım. Bu süre devlet katkısı hak kazanmaya esas süre hesabında dikkate alınır mı? Hayır, ilgili süre devlet katkısına esas süre hesabında dikkate alınmaz, sadece katılımcının bireysel emeklilik sözleşmesinin süresi dikkate alınarak hesaplama yapılır. Bununla birlikte, emeklilik hakkı kazanma durumunda devlet katkısı ve getirisinin tü- Acenteliği Ltd. Şti. Herkes için Mutlu Emeklilik! Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık Tek Sigorta’da! Gelin, geleceğinizi beraber planlayalım… Ayrıntılı Bilgi için; 0232 472 25 00 0232 475 25 02 [email protected] www.teksigorta.com.tr BİR KURULUŞUDUR gazeteedak 30 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Ayın İpucu Outlook’ta Randevu zamanlama Randevular, takviminizde zamanladığınız, ancak başkalarını davet etmeyle ilgisi olmayan etkinliklerdir. 8. Randevu sekmesinde, Eylemler grubunda, Kaydet ve Kapat seçeneğini tıklatın. İpucu: Yeni randevu oluşturmak için takvim kılavuzundaki herhangi bir boş alanda çift tıklatın. Randevu oluşturma Randevuyu Değiştirme 1. Takvim’de Giriş sekmesindeki Yeni grubunda, Yeni Randevu’yu tıklatın. Ya da takvim kılavuzundaki bir saat bloğunu sağ tıklatıp Yeni Randevu’yu tıklatabilirsiniz. Klavye kısayolları Outlook’taki herhangi bir klasörde bir randevu oluşturmak için Ctrl+Shift+A tuşlarına basın. 2. Konu kutusuna bir açıklama yazın. 3. Konum kutusuna yeri yazın. 1. Değiştirmek istediğiniz randevuyu açın. 2. Aşağıdakilerden birini yapın: Bir serinin parçası olmayan randevunun seçeneklerini değiştirme Konu, yer ve saat gibi değiştirmek istediğiniz seçenekleri değiştirin Bir serideki tüm randevuların seçeneklerini değiştirme 4. Başlangıç ve bitiş saatlerini girin. İpucu Başlangıç Saati ve Bitiş Saati kutularına tarih yerine belirli sözcük veya tümcecikler yazabilirsiniz. Örneğin Bugün, Yarın, Yılbaşı, Yarından İki Hafta Sonra, Yılbaşından Üç Gün Önce ve çoğu tatil gününün adını yazabilirsiniz. 5. Bu süredeki uygunluk durumunu diğerlerine göstermek için Randevu sekmesinde, Seçenekler grubunda Farklı Göster kutusunu ve ardından Serbest, Belirsiz, Meşgul veya İşyeri Dışında’yı tıklatın. 6. Randevuyu yinelenen randevu yapmak için, Randevu sekmesinde, Seçenekler grubunda Yinelenme ‘yi tıklatın. Randevunun yinelenmesini istediğiniz sıklığı (Günlük, Haftalık, Aylık, Yıllık) tıklatın, sonra da sıklık seçeneklerinden birini tıklatın. Tamam’ı tıklatın. Not: Bir randevuya yinelenme ekleme Randevu sekmesini Yinelenen Randevu olarak değiştirir. 1. Serileri aç’ı tıklatın ve değiştirmek istediğiniz seçenekleri değiştirin. 2. Yinelenme seçeneklerini değiştirmek için, Yinelenen Randevu sekmesindeki Seçenekler grubunda Yinelenme’yi tıklatın, seçenekleri değiştirin ve Tamam’ı tıklatın. Bir serinin parçası olan tek bir randevunun seçeneklerini değiştirme 1. Bu yinelemeyi aç’ı tıklatın. 2. Yinelenen Randevu sekmesinde istediğiniz seçenekleri değiştirin. 3. Randevu veya Yinelenen Randevu sekmesinde, Eylemler grubunda Kaydet ve Kapat seçeneğini tıklatın. İpucu: Takvim içinde randevuyu farklı bir tarihe sürükleyebilirsiniz. Açıklama metnini tıklatıp F2 tuşuna bastıktan sonra değişikliklerinizi yazarak konuyu da düzenleyebilirsiniz. Varolan bir randevuyu yinelenen yapma 1. Yinelenmeye randevuyu açın. HAZAL ECZANESİ ECZ.EREN EREN SEYHAN ADANA SÜKÜROĞLU ECZANESİ ECZ.OĞUZ ŞÜKÜROĞLU AFYON MERKEZ AFYONKARAHİSAR HÜLYA ECZANESİ ECZ.HÜLYA ALTUN ABA MANAVGAT ANTALYA NEVA ECZANESİ ECZ.MEHMET ÖZTÜRKER DENİZLİ MERKEZ DENİZLİ VARDAR ECZANESİ ECZ.AYŞE SONYÜREK ÖDEMİŞ İZMİR ATIKE ECZANESİ ECZ.ATİKE ER ÖDEMİŞ İZMİR BUYUK HALK ECZANESİ ECZ.CAHİDE YILMAZ BALÇOVA İZMİR HAKAN YILMAZ ECZANESİ ECZ.HAKAN YILMAZ PINARBAŞI İZMİR AKSOY ECZANESİ ECZ.MEHMET CEM AKSOY BUCA İZMİR ALYA ECZANESİ ECZ.SEÇIL DUYAR KONAK İZMİR GİZEM ECZANESİ ECZ.UĞUR YILDIRIM KARŞIYAKA İZMİR ALYA ECZANESİ ECZ.SEÇİL DUYAR KONAK İZMİR ÇİĞDEM ECZANESİ ECZ.ÇİĞDEM TEKELİ KARŞIYAKA İZMİR YENI KUTER ECZANESİ ECZ.NİLAY CANLI KARŞIYAKA İZMİR ARAT ECZANESİ ECZ.KUTAY ARAT SELÇUK İZMİR ERAYDIN ECZANESİ ECZ.HATİCE ERAYDIN DEMİRCİ MANİSA İLKAY ECZANESİ ECZ.İLKAY YILDIZ MEMİŞ MUĞLA MERKEZ MUĞLA MİDTOWN ECZANESİ ECZ.ELÇİN SİBEL TİLEV BODRUM MUĞLA istediğiniz 2. Randevu sekmesinde, Seçenekler grubunda, Yinelenme düğmesini tıklatın. 3. Randevunun yinelenmesini istediğiniz sıklığı (Günlük, Haftalık, Aylık, Yıllık) tıklatın ve sıklıkla ilgili seçenekleri belirleyin. 7. Varsayılan olarak randevunun başlama zamanından 15 dakika önce bir anımsatıcı görünür. Anımsatıcının görünme zamanını değiştirmek için, Randevu sekmesindeki Seçenekler grubunda Anımsatıcı kutusu okunu tıklatın ve ardından yeni anımsatıcı zamanını seçin. Anımsatıcıyı kapatmak için Yok’u tıklatın. Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız ayarlamak 4. Yinelenen Randevu sekmesindeki Eylemler grubunda Kaydet ve Kapat seçeneğini tıklatın. Özgür Köşe Hazin bir anı Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın geçtiği Çukurovada, çiftçilikle uğraşan ailem, tüm yöre çiftçileri gibi bir tarım/satış kooperatifi olan Çukobirlik’in üyesi idi. Bazı yerlerdeki Tariş, Pankobirlik vb. gibi… Çukobirlik, köylülerin ihtiyaç duyduğu tarım girdilerini köylülere kredili olarak temin eder, hasat sonunda da hem köylülerin ürününü satın alır ,hem de köylülerin kooperatiflere olan mazot, gübre, tohum, tarım ilacı gibi girdilerin borcunu tahsil ederdi. Çukobirlik aynı zamanda köylülere ihtiyaç duydukları sabun, yağ kumaş vb. maddeleri köylülere neredeyse ücretsiz olarak verirdi. Çukobirlik köylülerin ürünlerini satın aldığı için, serbest piyasaya karşı çiftçileri koruyan bir kalkan görevi görürdü… 61 anayasasının köylüyü kalkındırma düşüncesinin yukardan aşağıya bir uygulaması olan tarım/kredi kooperatifleri, üretici köylüler tarafından, bir bilinçle algılanmadı. Herşey onlara ‘’devlet baba’’ tarafından bahşedilmişti. Yılda bir ne anlama geldiği pek de bilinmeyen toplantılarda bazı adamlar bazı konuşmalar yaparlardı… Yıllar içinde gelişen siyasal yönelişler, kooperatifi siyasetin arka bahçesi hali- ne getirdi. Kooperatif kadroları siyaset yandaşları ile şişirildi ve akılcı olmayan çoğu uygulamalar ile, kooperatifler, ticari faaliyetini yürütemez duruma getirildiler. Sonrasında ise özelleştirme rüzgarının ortalığı kasıp kavurduğu günlerde, kooperatifler tüm fonksiyonlarını yitirdiler. Çukurova köylüleri, kendilerine verilen şeylerin neden verildiğini sorgulamadı. Kendi birikimleri ile oluşturulan yapıların da elinden alınmasına itiraz etmedi. Yani, kooperatiflerin varlığı bir bilinç süreci ile sorgulanmadığı gibi, yokluğu da aynı bilnçle sorgulanamadı. Kalkanını kaybeden Çukurova köylüsü, kasaba girişlerinde kendilerini bekleyen tarım ürünü tüccarlarının insafına sığınmaktan başka çare bulamıyorlar. Şimdilerde, bizim oralarda, tarım ürünü tüccarları köylülerin ürettiği ürünleri istediği fiyattan satın alıyorlar ve parasını da istediği vadede ödüyorlar. Hatta o yörelerde, tüccarların köylülerin tüm ürünlerini toplayıp ortadan kaybolduğuna dair hikâyeler de anlatılıyor. Ecz. Yakup Ercan Yeni Hayat Eczanesi / Bornova - İzmir [email protected] gazeteedak 31 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Tüm Bilişim İhtiyaçlarınız, Tek Bir Çatı Altında ! edakomonline.com - 0850 222 3356 - 0 232 472 2930 Liste Fiyatı $ 74 9 LENOVO THINKCENTRE LENOVO B590 E72-RCEC4TX Liste Fiyatı $689 $649 CPU Ailesi İşlemci Modeli Cache Bellek Standart Sistem Belleği (MB) Ekran kartı Sabit Disk (GB) Optik sürücü tipi İşletim Sistemi Satış Garanti Süresi ECZACI Çanta ve Mouse Hediyeli! İşlemci Hızı : İ5-3210M - 2.5 GHz İşlemci Cache : 3 MB Ekran Boyutu : 15.6 LED 1366x768 Ekran Kartı Belleği : 1 GB Nvidia GeForce GT 610M Sistem Belleği : 4GB 1333 MHZ DDR3 Disk Kapasitesi : 500 GB 5400 RPM Optik Sürücü : DVD±RW Ethernet : Gigabit Ethernet LAN Usb - HDMI : 1x HDMI 1 USB 2.0 + 2 USB 3.0 Video Portu : 15 pinli VGA video konnektörü İşletim Sistemi: WINDOWS 7 HOME PRE 64BIT TÜRKÇE OEM Garanti Süresi : 24 Ay Resmi Lenovo Servisi INTEL CORE i5 Intel Core i5 3.2 GHz 6 MB 4096 INTEL Graphics 500 DVD-RW WIN 7 Home Pre. 64Bit TR 3 Yıl Servis Merkezinde JENERATOR AKSA AAP 8000E BENZİNLİ Elektrikli Ürün Kodu: K4096 Ayrıntılı Bilgi için edakom.com.tr sitesini ziyaret edin! .00 59-354223 Intel Core i5 39TL’ye Grup içi 6000 Dk Her Yöne. 750 Dk. $729 Yağ Alarm Sistemi Büyük Tank ve Seviye Göstergesi (15-25 lt) Sabit voltaj için otomatik voltaj regülatörü Şalter ile korumalı devre kesici İkili ve üçlü priz çıkışı Voltmetre 3600 d/dk, 4 zamanlı OHV motor DC çıkışı VAR VAR VAR VAR VAR VAR VAR VAR 1845.00 Tanzim ve Teşhir Ürünleri ETİKET TAŞIYICI Ürün Kodu: K4703 Sert PVC malzemeden üretilmiş, her yöne dönebilen etiket taşıyıcı 2,13 A4 A3-A6 ÇERÇEVE AYAKLARI, MODEL RA2, 15° EĞİMLİ Ürün Kodu: K4578 A3,A4,A5 ve A6 çerçevelerin düz yüzeyler üzerinde dik durmasını sağlayan ayak. A3,A4,A5 ve A6 çerçeveleri asmak için kullanılan asma halkası. 0,81 YAPIŞKANLI BROŞÜR TAŞIYICI Ürün Kodu: K4700 Kendinden yapışkanlı broşür taşıyıcı A4. Ürün Kodu: K4701 Kendinden yapışkanlı broşür taşıyıcı A5. A3 ve A6 ÇERÇEVELERE BAĞLANTI ELEMENTİ Ürün Kodu: K4595 A3,A4,A5 ve A6 çerçeveleri kombine olarak asabilmek için kullanılan bağlantı elemanı. 0,55 A5 YAPIŞKANLI BROŞÜR TAŞIYICI 3,13 A3-A6 ÇERÇEVEYE PARALEL ASMA HALKASI, ŞEFFAF Ürün Kodu: K4594 0,61 ÜRÜN TANITIM SARI KAĞIT A4 Ürün Kodu: K3528 PASPAS ECZANE LOGOLU Ürün Kodu: K4030 500’lü Sarı Kağıt 60x90 cm ebadında 22,79 39,10 ASI DOLABI UGUR USS374 DTK- YG Ürün Kodu: K5100 374 litre hacimli, tek kapılı, ürünlerin göz alıcı görünmelerini sağlayan floresan iç aydınlatma. Tümü kilit donanımlı kapı modelleri. 945,35 3+1MF BANKO ÜSTÜ ETİKETLİK, AKRİLİK, YATAY(8x5cm) Ürün Kodu: K4571 Raf ve/veya banko üstünde kullanılabilir. Ürün açıklaması veya broşür teşhiri için kullanılmak üzere dizayn edilmiştir. 2,00 1,38 Eczane içi teşhir ürünlerinin tümü www.mavikasa.com’da FIRSAT ÜRÜNÜ KAĞIDI DIS FIRCASI KABI EXDOZ Perforeli Herbiri 20x3 A4 ebadında dağılma ve deforme olmaması için dip tutkallı. 1. Hamur 115 gr. Ürün Kodu: K4530 Ürün Kodu: K3527 5+1MF 5,53 1,03 PED KUTUSU EXDOZ 12’Lİ Ürün Kodu: K4529 5+1MF 13,82 CEPTE EDAK hariç tüm fiyatlara KDV ilave edilecektir. Fiyatlar MF’li peşin fiyatlardır. Kaliteli Söz ÖZGÜR KÖŞE Meraklı olun. Bolca okuyun. Yeni şeyler deneyin. İnsanların zekâ dediği şeyin özü meraktır. Aaron Swartz Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı [email protected]. tr e-mail adresine veya 0.232.472 15 91 faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde yer alacaktır. gazeteedak 32 E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ 7 - 8 - 9 - 10 Mart 2013 4 Gün 3 Gece Etkinlik 7 Mart Her Gün Çekilişler DAĞLI t ATEŞ 013 Sua 2 Sürpriz Hediyeler Eğitimler Taverna Gecesi 13 8 Mart 20 Sizleri ilaç ve ilaç dışı kategorisinde en uygun ürünü eczanenizde en avantajlı şekilde bulundurabilmeniz ve müşterilerinize sunmanız için hazırladığımız Merhaba Yaz Satış Etkinliği 2013’e bekliyoruz ! Rezervasyon için saha yönetmenleriniz size yardımcı olacaktır veya online kayıt için www.edak.org.tr, www.merhabayaz.com adreslerine başvurabilirsiniz. 9 Mart 20 13 Ziynet SALİ www.merhabayaz.com Edak Ecza Koop. adına Sahibi: Ecz. Emre BACANAK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Ecz. Ayşem Jale KIHTIR gazeteedak E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ Genel Yayın Koodinatörü ve Editör: Ayşe Yeşim ERDEMİR Yönetim Yeri ve İletişim: EDAK Ecza Koop. Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak No:4 Işıkkent - İzmir Tel : 0 232 488 19 19 Faks : 0 232 472 15 75 [email protected] http://www.edak.org.tr Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına, Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR) Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Caddesi No: 94 BEGOS 3. Bölge Buca / İzmir Tel: 0.232 290 33 11 Baskı Tarihi : 30 Ocak 2013
Benzer belgeler
“25 Eylül Dünya Eczacılık Günü” Olarak kutlanacak!
Altunyaldız yaptığı konuşmada “Uluslararası literatür bakımından adı kapanış toplantısı olsa da bakanlığın çalışmaları bakımından kooperatifler yılı bitmeyecek. Her sene kooperatifler yılı olacak” ...
edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
kaynaklandığını belirtti. Bakanlık olarak, amaçlarının
kooperatiflerin daha fazla hacimli daha üretken ve
istikrarlı yapılar haline gelmeleri olduğunu söyleyen
Altunyaldız, bu bağlamda tüm paydaş k...
gazete - EDAK ECZA KOOP.
kapsamında çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerine desteklerinden dolayı ödül ve plaketler verildi.
Ardından, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı...