haber - Zorlu Holding
Transkript
haber - Zorlu Holding
1 Zorlu Grubu iç iletişim yayınıdır. Üç ayda bir yayımlanır. Ocak-Şubat-Mart 2014 Güçlü iletişim Güçlü grup 44 sunuş 01 Zorlu Holding iletişimde fark yaratıyor G ünümüzde kitle iletişim araçlarının son derece gelişmesi ve sayılarının sürekli bir biçimde artmasına bağlı olarak dünyanın daha küçük bir hale geldiği; aynı zamanda tüm medya ve iletişim anlayışının da sürekli olarak yeni baştan tanımlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Özellikle sosyal medya olarak nitelendirilen yeni medya türünün yaygın olarak kullanılmaya başlamasıyla birlikte, iletişimin iki yönlü hale geldiği; bilgi alanların içerik üretmeye, yorum yapmaya başladığı; iletişimin özgürleştiği ve demokratikleştiği “yeni bir medya düzeni”ne tüm dünyayla beraber ülkemizde de hızlı bir geçiş yaşandı. 2000’li yılların başında faks makinesi kullandığımızı, Facebook’un 2004’te açıldığını, iPad’in ise henüz 2010 yılında duyurulduğunu düşündüğümüzde yaşanan değişimin hızını ve boyutlarını daha iyi görebilmek mümkün. Bugün, bir kişinin 140 vuruştan oluşan bir “tweet”i bir saniyenin belki de yarısı kadar bir zaman içinde dünyanın öbür ucundaki binlerce, onbinlerce hatta milyonlarca insana ulaşarak dakikalar içinde uluslararası bir habere dönüşebiliyor. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, medya sektörü de sürekli ve geniş çaplı değişimler yaşıyor. Yeni medya olarak nitelendirilen internet gazete, radyo ve televizyonları, klasik medya araçları ile ciddi bir rekabet içerisine giriyor. Bugün, Newsweek dergisi baskıyı durdurup dijitale geçerken, New York Times da bunun için 2015 yılını hedeflerken, dünyanın pek çok yerindeki medya gruplarının da benzer nitelikte kararlar aldığını görüyoruz. Bu ortamda, kurumlar ve markalar için de iletişimi etkin bir biçimde yönetmek ve farklılaşmak her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. İletişimin iki yönlü hale gelmesiyle, tüketiciler başta olmak üzere tüm paydaşlarla daha etkin bir şekilde iletişim kurmak, onların fikirlerini, görüşlerini almak, daha doğrusu onları dinlemek gerekliliği arttı. “Halkla İlişkiler” kavramı, yerini “Stratejik İletişim Yönetimi” kavramına bırakırken pazarlama disiplininin bir alt faaliyeti olmaktan da çıkarak tam bir yönetim fonksiyonu olarak tanımlanmaya başladı. Hızla değişen çevre ve rekabet koşulları karşısında kurumların kendilerini yeni koşullara uyarlamaları, güvene dayalı ilişkiler kurmaları, itibarlarını doğru bir biçimde yönetmeleri her kurum için “olmazsa olmaz”lar haline geldi. Zorlu Holding olarak, iletişim dünyasındaki gelişmeleri yakında takip ediyor; kurumsal itibarımızı, markalarımızı, ürünlerimizi ve projelerimizi hem faaliyet gösterdiğimiz pazarlarda, hem de paydaşlarımızın zihninde rekabetçi bir üstünlüğe taşıma konusunda iletişime özel bir önem veriyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde, Zorlu markasını ayrıcalıklı bir konuma taşımak üzere pazarlama iletişiminden reklama, halkla ilişkilerden satış tutundurma faaliyetlerine iletişimin birçok disiplininden yararlanıyoruz. Görsel ve yazılı basında en çok reklam veren markalar arasında olan Vestel, marka kimliğinin genç, dinamik ve rekabetçi ni- teliklerini ön plana çıkaran yeni reklam kampanyasına başladı. Manisa Vestel City’deki mühendis ve tasarımcılarımız tarafından geliştirilen teknolojimizi, yeni sloganımız “Türkiye Vestelleniyor” ile tüketicilerin beğenisine sunuyoruz. Bu kampanya ile Vestel City’de üretilen teknolojinin gururunu Türkiye ile paylaşmayı hedefliyoruz. Zorlu Tekstil, her ihtiyaca cevap veren yenilikçi ürünleri ve Taç, Linens ve Valeron markalarıyla televizyondan açık havaya, sosyal medyadan yazılı basına birçok mecrada boy gösterirken, hedef kitlesine en doğru kanallarla ulaşıyor. Öte yandan, sosyal sorumluluk projemiz Bir De Sen Tasarla yarışmasını, sosyal medyada ve birçok mecrada aynı anda kullanarak çok sayıda gence duyurmayı başardık ve bu yıl büyük bir ilgiyle karşılandık. Zorlu Enerji, yatırımda yerli ve yenilenebilir enerjiye odaklanarak, sürdürülebilirliği en temel iş stratejisi olarak görüyor. Bu bakış açısının yansıması iletişimde de kendini gösteriyor. Özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarımızın iletişimi, bu dönemde odaklandığımız konular arasında yer alıyor. Bir hayali gerçeğe dönüştürdüğümüz Zorlu Center, en yoğun iletişim faaliyetleri yaptığımız projelerimizden biri oldu. Zorlu Center, farklı mecra kullanımıyla farklı hedef kitlelere ulaşmayı başarıyor. İletişime bu çok yönlü bakış açısıyla her ay dünyaca ünlü toplulukları ve sanatçıları ağırladığımız Zorlu Center Performans Sanatları Merkezimiz, her geçen gün daha fazla sanatseverin ilgisini çekiyor. Gayrimenkul sektörüne kazandıracağımız yeni projelerimizle de önümüzdeki dönemde iletişime devam edeceğiz. Zorlu Holding olarak tüm iletişim çalışmalarımızda savunma sanayi ve maden sektörü yatırımlarımızı ise her fırsatta vurguluyoruz. Yakın gelecekte bu sektörlerde Zorlu adını daha fazla vurgulayacağız. Zorlu Holding ve Grup şirketlerinin iletişimi açısından önemli bir gelişmeyi de paylaşmak isterim. Grubumuzun iletişim çalışmalarını daha etkin bir şekilde yönetebilmek amacıyla Kurumsal İletişim Genel Müdürlüğü’nü oluşturmuş bulunuyoruz. İş hedeflerimiz doğrultusunda iletişim çalışmalarımızın da koordineli ve daha etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla kurmuş olduğumuz Kurumsal İletişim Genel Müdürlüğümüzün, gerek Zorlu Holding bünyesinde gerekse Grup Şirketlerimizin iletişim birimleriyle birlikte başarılı çalışmalara imza atacağına inanıyorum. Hep birlikte önümüzdeki dönemde daha fazla mecrada ve daha fazla iletişim platformunda Zorlu adını duyurmaya ve iletişim çalışmalarımızla tüm sosyal paydaşlar nezdinde kurumsal itibarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Hepinize çalışmalarınız için teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla, Ahmet ZORLU 02 içindekiler 03 Türkiye’de ve Dünyada Zorlu Dergisi, Zorlu Holding A.Ş. yayınıdır. Para ile satılmaz. Katkıda Bulunanlar: Metin Salt / Vestek Genel Müdürü Metin Salt, 1990’da ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını yürüten Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş.’de genel müdür olarak görev yapıyor. ABD, Avrupa ve Türkiye patent enstitüleri tarafından verilen altı patenti bulunuyor. Ayşegül Güngör / Minerva Eğitim Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü 1989’da İstanbul Üniversitesi Ekonometri Bölümü’nden lisans derecesi, 1991’de Ekonometri Bölümü’nden yüksek lisans derecesi aldı. Bankacılık sektöründeki kariyerinin yanı sıra 1995’te Marmara Üniversitesi Çağdaş Bilimler Vakfı, Çağdaş İşletmecilik Sertifika Programı’nda hazine ve sermaye piyasaları konusunda dersler verdi. 2001’den bu yana yönetici ortağı olduğu Minerva Eğitim ve Danışmanlık bünyesinde, çeşitli kurum ve kuruluşlara eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Prof. Dr. Kerem Alkin / Nişantaşı Üniversitesi Rektörü-İndeks Konuşmacı Ajansı Üyesi İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. 1998’de doçentlik, 2004’te ise profesörlük unvanı aldı. Halen Nişantaşı Üniversitesi Rektörü olarak görev yapıyor. 12 Türkiye’nin ilk uluslararası şirketi “Vestel” 16 İstanbul’da Cats rüzgarı esti 32 Zorlu Enerji Grubu’na dördüncü kez “İnsana Saygı Ödülü” 34 Objelerle tasarım bir meydan okumadır 20 Linens, konsept mağazalarına yenilerini ekliyor 26 Kars Arpaçaylı çocuklara karne hediyesi 04 Kapak / Güçlü iletişim, güçlü grup 18 Ölümsüz aşkların mekanı... 22 Katma değer yaratan ekonomi 28 Taç’tan göz alıcı ve özgün koleksiyonlar… 30 Zorlu Tekstil, dijital baskıda ilklere imza attı 36 “En İyi Kurumsal Yönetim Ödülü” Zorlu Enerji’nin 37 Kadın çalışanların ayrıcalıklı günü 38 GAZDAŞ, Gaziantep’te yüzde 100’e ulaşıyor 39 Doğal gazı güvenle kullanmak için “10 altın kural” 40 Sağlık cepte! 44 Valeron 2014 Koleksiyonu göz dolduruyor 46 25 adımda enerji tasarrufu 48 Kibritçi Kız’da mutlu son 52 Zorlu Center’da çocuk olmak... 53 Çocuklar “geri dönüşümü” sevdi 54 Kurbağa Prens, Anadolu Turnesi’nde büyük ilgi gördü 55 Çocukların hayalleri gerçek oluyor 56 Kontrolü ele almak 64 Zorlu Center’da çek, Instagram’da paylaş! 65 Zorlu Center PSM’de “Şehir Sahnesi” açıldı 66 Çanlar “aşk” için çaldı! 68 Başarının sırrı motivasyon 70 Stil, imaj, moda... 72 Bahar yorgunluğuna yenilmeyin! 74 Kısa kısa 78 Gökyüzünün getirdikleri 80 Kültür sanat 82 English summaries Zorlu Holding A.Ş. Adına Sahibi Olgun Zorlu İçerik Tasarım ve Uygulama Hizmetleri Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaprak Özer indeks içerik-iletişim danışmanlık Kore şehitleri Cad. Atılım İş Merkezi No: 28 K: 4 D: 4 34397 Zincirlikuyu-İstanbul Tel: 0212 347 70 70 Faks: 0212 347 70 77 e-mail: [email protected] web: www.indeksiletisim.com Yayın Kurulu Vedat Aydın, Lale İlalan, Necmi Kavuşturan Yayın türü: Yerel, süreli, 3 aylık Renk Ayrımı ve Basım Üniform Basım Sanayi Turizm Limited Şirketi 100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Sitesi No: 114 1. Cadde Bağcılar / İstanbul Tel: 0212 429 10 00 - 01 - 02 Faks: 0212 629 06 00 58 Kozalağın sihri… Dergi Yönetim Yeri Zorlu Plaza, 34310 Avcılar - İstanbul Telefon: 0212 456 20 00 Faks: 0212 422 00 49 e-posta: [email protected] 60 Esrarengiz, görkemli ve büyüleyici... Hong Kong “Zorlu” Dergisi’nin içerik ve tasarımı İndeks İçerik İletişim Danışmanlık tarafından yaratılmış olup, Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser olarak koruma altındadır. “Zorlu” Dergisi’nde yayınlanan yazı ve fotoğrafları yayma hakkı ve “Zorlu” markası ve logosu Zorlu Holding A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi, hak sahiplerinin yazılı izni olmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Dergide yayınlanan yazılar, yazarların kişisel görüş, yorum ve tavsiyelerini içermektedir, İndeks İçerik İletişim Danışmanlık veya Zorlu Holding A.Ş., yazılarda yer alan bilgi, görüş ve tavsiyeler nedeniyle doğabilecek maddi veya manevi zararlardan hiçbir şekilde sorumlu değildir. 04 kapak 05 Güçlü iletişim, güçlü grup Zorlu Grubu, tekstilden elektronik ve beyaz eşyaya, enerjiden gayrimenkule kadar faaliyet gösterdiği tüm alanlarda entegre iletişim çalışmaları yaparak marka değerini yükseltiyor, hedef kitlesine kolayca erişiyor, marka algısını sürekli güncel ve zirvede tutuyor. Ç ağımızın artan rekabet koşulları pazarlama ve iletişime de yansıyor. Zorlu Grubu’nun faaliyette bulunduğu, tekstilden enerjiye, gayrimenkulden madene tüm sektörlerde ihtiyaçlar ve hedef kitleleri farklılık gösterirken, Grup da dinamik yapısıyla bu farklılıklara ayak uyduruyor. Hedef kitleye ulaşmak, onları sadık birer müşteri haline getirmek için uygulanan yöntemler hem teknolojiye hem de tüketim alışkanlıklarına göre şekilleniyor. Bir marka yaratmak önemli ama daha da önemlisi bunu doğru konumlandırmak. İşte bu nedenle pazarlama dünyasının en yeni ve gözde aracı “fonksiyonel içerik” olarak değerlendiriliyor. Zorlu Grubu, başarıyla yürüttüğü marka iletişimi çalışmalarında hiçbir markasını bir diğerinin önüne geçirmeden, koordineli ve entegre çalışmalar ile yoluna devam ediyor; kendi içinde ve sektörler arasında farklılık gösteren hedef kitlelerine çok çeşitli araçlarla ulaşıyor. Bu sayede başarılı bir içerik iletişimi yürütüyor. Peki Zorlu Grubu markalarını hangi mecrada nasıl konumlandırıyor? Geleneksel mecra, sosyal medya, yüz yüze mecralar, kullanılan içeriklerin niteliği, kurgusu nasıl işliyor, iletişim kanallarını nasıl kullanıyor, birbirleriyle nasıl “konuşuyor”, doğrudan hedef kitleyi yakalamak için hangi çalışmalar yapılıyor ve tüm bu entegre süreç nasıl sürdürülebilir bir sistem olarak çalışıyor? Tüm araçlar ihtiyaca göre kullanılıyor Zorlu Grubu, yürüttüğü marka iletişimi çalışmalarında mevcut araçlardan en etkin şekilde yararlanıyor. Geleneksel mecra, açık hava, TV, radyo ve sosyal medya dahil olmak üzere tüm mecralarda yer alarak farklı fonksiyonlar için en doğru çözümleri geliştiriyor. Günümüzde sosyal medya her ne kadar yay- gınlaşmış olsa da Zorlu Grubu için geleneksel mecranın yeri ayrı. Bununla beraber Grup, ihtiyaç halinde aynı anda birçok mecradan yararlanabiliyor veya bazı mecraları belli dönemlerde kullanım dışı bırakabiliyor. Zorlu Center PSM için TV mecrası etkin şekilde kullanılırken Zorlu Center’ın marka iletişim çalışmalarında TV ve e-ticaret sitelerinin kullanılmamış olması buna en iyi örnek. Gazete, dergi, TV, açık hava reklamları, prestij yayınları, sosyal medya, mailing uygulamaları, web sitesi, e-ticaret siteleri gibi kullanılan her bir fonksiyonun farklı dinamikleri ve hedef kitlesi bulunuyor. Örneğin Performans Sanatları Merkezi, Zorlu Center Raffles Otel İstanbul, ofis, alışveriş merkezi ve rezidansların yer aldığı Zorlu Center, farklı hedef kitlelerine farklı kullanım alanları sunuyor. Dolayısıyla iletişim çalışmalarında, çeşitlilik gösteren mecra kullanımı gerekiyor. Farklı fonksiyonlar için farklı ihtiyaçlar, farklı mecralar söz konusu olsa bile, herkes için tek bir Zorlu Center algısı oluşturularak markanın bütüncül bilinirliğinin yerleşmesi de sağlanıyor. Zorlu Enerji Grubu’nda da tüm mecralar birbiriyle etkileşimli olarak kullanılıyor. Örneğin kampanya dönemlerinde entegre iletişim planı hazırlanarak tüm geleneksel mecralar değerlendiriliyor, açıkhava ve dijital mecralar kullanılarak etkisi artırılıyor. Çünkü her tüketicinin mesajı alma yöntemi farklılık gösterebiliyor. Bu nedenle tüm kanallarda aynı mesajı tutarlı bir dille vermeye dikkat ederken, yaratıcılığı da işin içine katarak etki artırılıyor. Zorlu Grubu’nun farklı projeleri ya da sosyal sorumluluk kampanyaları için konuyla ilgili özel dergi ekleri hazırlanıyor, ga- 06 kapak 07 Tüm mecralar, Zorlu Grubu’nun iletişim stratejileri doğrultusunda ortaya çıkan ihtiyaçlara göre, bir arada veya ayrı ayrı kullanılıyor. Geleneksel mecraların yanı sıra yeni medya unsurlarından da faydalanılıyor. zete ve dergilere ilanlar giriliyor. Zorlu Tekstil Grubu’nda, “Bir De Sen Tasarla” gibi sosyal sorumluluk odaklı çalışmalarda birçok mecra aynı anda kullanılarak daha fazla sayıda kişiye ulaşmak amaçlanıyor. Mehmet Zorlu Vakfı ve Zorlu Çocuk Tiyatrosu için tiyatro ve sanat dergileri, gazetelerin ilgili alanları periyodik olarak kullanılıyor. İki yıldır Facebook sayfası bulunan “Bir De Sen Tasarla” projesinin hem duyuruları hem de gençlere ilham verebilecek tasarımları sosyal medya üzerinden yapılıyor. Vestel, kampanyalarını ilanlar, TV reklamları, açık hava ilanları ile desteklerken, sosyal medya ve web sitesinden tüketicileri ve potansiyel müşterileriyle sürekli olarak iletişim kuruyor. http://www.vestel.com.tr adresinde E-Mağaza hizmeti de veren Vestel, ürünlerini mağaza satış fiyatlarına oranla indirimli olarak satıyor. Teknik servis konusunda özellikle son yıllarda yaptığı geliştirmelerle müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmayı başaran Vestel, bu konuda yine http://www.teknikvestelservisi.info adresinde kullanıcı dostu bir web sitesiyle hizmet veriyor. Prestij yayınlarına önem veriliyor Zorlu Grubu’nun iletişim çalışmalarında prestij yayınları ayrı bir önem taşıyor ve çok dikkat çekiyor. Z Mag, Zorlu Dergi, Teknolojinin Türkçesi, E-Made in Vestel gibi online veya basılı yayınlar her sayıda sundukları farklı ve kaliteli içerikleriyle, Zorlu Holding’in marka iletişim çalışmalarının birer unsuru olarak yıllardır var olmayı sürdürüyor. Mecralarla Zorlu Tekstil Grubu Zorlu Tekstil Grubu, tüm markalarıyla farklı mecralarda yer alıyor, iletişim kanallarının tamamından yararlanıyor. Taç, Linens ve Valeron markaları için dekorasyon, kadın, sağlık, yemek, cemiyet dergilerine ilan veriliyor. Proje ve kampanyalar süresince gazete mecrası sıkça kullanılıyor. Korteks markası için de dergi ve gazete ilan çalışmaları yapılıyor. Ayrıca Korteks, yurt içi ve yurt dışında fuarlara katılım göstererek tanıtımını ve uluslararası düzeyde marka bilinirliğini güçlendiriyor. Televizyon mecrası ise çoğunlukla TAÇ markası için tercih ediliyor. Dizi sponsorlukları, ürün entegrasyonu ve dönemsel olarak imaj ve reklam filmleri yapılıyor. Linens markası kendi perakende stratejisi doğrultusunda mağazalarının yer aldığı illerde açık hava mecrasını sıklıkla kullanıyor. Taç ise özellikle havaalanlarındaki açık hava mecrasını değerlendiriyor. Taç, Linens ve Zorlu Çocuk Tiyatrosu Facebook, Instagram ve Pinte- rest mecralarında yer alıyor. Sosyal medya çalışmalarına önem veren Zorlu Tekstil Grubu markaları özellikle Facebook hesaplarını çok aktif kullanıyor. Bu mecrada özel oyun aplikasyonlarından da yararlanılıyor. Dijital araçlardan sonuna kadar yararlanan Zorlu Tekstil Grubu’nda kampanyalar ve yeni koleksiyon duyuruları için mailing çalışmaları yapılıyor. Özellikle Taç ve Linens markaları için düzenli olarak, Valeron’da ise ihtiyaçlar doğrultusunda belirli dönemlerde mailing çalışmaları gerçekleştiriliyor. Markalar web siteleriyle de dikkat çekiyor. Zengin ürün gamına sahip Taç ve Linens’in web sitesiyle e-ticaret siteleri birlikte konumlandırılmış durumda. Valeron’un web sitesi ise bir dijital bir showroom niteliğine sahip; sitede ürünlerin tamamı incelenebilir. Taç’ın e-ticaret sitesinden ise bazı Valeron ve Pierre Cardin ürünleri satın alınabiliyor. İndeks İçerik – İletişim Danışmanlık tarafından hazırlanıp sunulan Zorlu Dergi, uzun yıllardır Zorlu Grubu’nun tüm renk ve seslerini bir arada sunan, alanında örnek teşkil edecek, editoryal anlamda son derece doyurucu bir yayın. Dergi, kurum içi iletişimin sağlanması ve motivasyonun yükseltmesine de hizmet ederek çok yönlü yarar sağlıyor. Üç ayda bir yayımlanan derginin her sayısında; Holding’in hizmet verdiği sektörlerdeki şirketlerinden en güncel haberler, röportajlar, hizmet verilen alanlara dair aydınlatıcı bilgiler, sosyal sorumluluk çalışmaları ve kişisel gelişim konuları yer alıyor. Alanında tecrübeli, profesyonel bir ekip tarafından hazırlanan dergi, enerjiden tekstile tüm Zorlu Grubu’nu bir yayında buluşturuyor. Zorlu Grubu’nun prestij yayınlarına katılan Z Mag dergisi de yayın hayatına başladı. Bir alışveriş merkezi dergisinden çok daha fazlasını sunan Z Mag yine tecrübeli bir ekip tarafından hazırlanıyor. Halil Özbayrak’ın Kreatif Direktörlüğünü üstlendiği Z Mag dergisinde Damla Gökdel Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapıyor, derginin yayın yönetmeni ise Ferhan İstanbullu. Özgün tasarımıyla dikkat çeken Z Mag, güçlü “life style” kimliği ve görsel diliyle hayat dolu bir yayın. Farklı okur kitlelerine hitap edebilmesi için dergide son derece sade bir dil kullanılıyor, görsellik ön planda tutularak içeriğin rahat okunabilmesine özen gösteriliyor. Derginin içeriğinde ustaca seçilmiş ilginç konular yer alırken, Zorlu Center’ın sunduğu “yaşam biçimi” ile içerik bağdaştırılıyor. Vestel, aylık olarak Teknolojinin Türkçesi ve E- Made in Vestel isimli iki adet elektronik bülten ile çok önem verdiği bayilerine ulaşıyor. E- Made in Vestel, markaya ait yeni ürünlerin özelliklerini anlatmasının yanı sıra Vestel’in gerçekleştirdiği önemli yatırımları, katıldığı fuarları, yöneticilerden önemli mesajları paylaşıyor. Ayrıca doğrudan bayilere seslenen Genel Müdür Ergün Güler’in yazısı, bayilere büyük bir ailenin önemli birer ferdi oldukları gerçeğini her sayıda anımsatarak işlevini yerine getiriyor. Bu yayınla bayilerin, büyük ve güçlü Vestel markası- nın parçası oldukları algısı pekişiyor, kurum ile birimler arası bütünlük sağlanıyor. Teknolojinin Türkçesi yine Vestel bayilerine ve Vestel çalışanlarına ulaşıyor. İsmiyle müstesna olan bu yayın; teknoloji dünyasında yaşanan çığır açıcı yenilikleri, son derece basit, anlaşılır, terminolojiden arındırılmış bir dille herkesin anlayabileceği şekilde aktarıyor. Bültende Vestel markası çok fazla ön plana çıkarılmazken sadece iki adet önemli Vestel haberine yer veriliyor. İletişimde devamlılık Zorlu markaları için iletişim farklı kanallarda kesintisiz olarak devam ediyor. Dönemsel olarak mevcut bütçeleri efektif biçimde kullanarak farklı kanallardan tüketicilere ulaşan Zorlu Grubu, faaliyet gösterdiği tüm alanlarda sahibi olduğu markaların bilinirliğini ve yaygın marka avantajını kullanarak nihai tüketiciye, bayilere ve distrübütörlere de kolayca ulaşıyor. Nihai tüketiciler için yapılan çalışmaların yanı sıra bayi ve distrübütörlerle ikili ilişkilerin güçlendirilmesi ve iletişimin geliştirilmesi için rutin toplantılar ve çeşitli motivasyon gezileri dü- zenleniyor. Yaygın mağazalaşma sayesinde tüketiciye kolayca ulaşan Zorlu Grubu markaları, mağaza içi iletişimi de efektif kullanıyor. Kısa dönemli çalışmalardan çok, uzun soluklu ve örnek olabilecek işlere imza atan Zorlu Grubu markaları bu sayede hedef kitlesini de tamamen yakalayabiliyor. Belirli aralıklarla basın bültenleri paylaşarak bilgilendirme ve farkındalık yaratma mesajlarını toplumla paylaşan Zorlu Grubu düzenli yapılan reklam çalışmaları, katıldığı prestijli fuarlar ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla kurum imajını pekiştiriyor ve akılda kalıcılığı sağlıyor. Hedef kitleyle doğru zamanda doğru şekilde iletişim kurabilmek için öncelikle kurum içinde tutarlı bir iletişim anlayışının gelişmiş olması gerektiği ana fikrinden yola çıkarak Zorlu Grubu kurum içi iletişim çalışmalarına da büyük önem veriyor. Zorlu Grubu, çalışmalarını sektörel portal, websitesi, e-bülten, e-mailing gibi dijital ortamlarla yürütüyor. Hızlı, şeffaf, düzenli ve dinamik iletişim için online mecralar hayati önem taşıyor. 08 kapak 09 Zorlu Grubu’nda periyodik olarak pazar araştırmaları, itibar araştırmaları, müşteri memnuniyeti anketleri ve çalışan memnuniyeti anketleri yapılıyor. Bunlardan çıkan sonuçlar dikkatle inceleniyor. Kısa ve orta vadeli ölçümleme ve planlama Çağımızda, tüketicilerin, yerli ve yabancı müşterilerin sesine kulak vermenin önemi aşikar. Bu nedenle Zorlu Grubu’nda, pazar araştırmaları, itibar araştırmaları, müşteri memnuniyeti anketleri ve çalışan memnuniyeti anketleri dikkatle takip ediliyor; gerekli aksiyonlar bu çalışmaların sonuçları ile paralel kurgulanıyor. Pazarlama, kurumsal iletişim, insan kaynakları gibi hedef kitleye dokunan tüm birimler, konusunda en iyi olan araştırma ve danışmanlık şirketleri ile çalışıyor ve en doğru sonuca ulaşmayı hedefliyor. Anket sonuçlarına göre güçlü ve zayıf yanlar üst yönetime raporlanıyor, eleştiriler tek tek analiz edilerek iyileştirme planları yapılıyor. Günümüz pazarlama anlayışı artık tüketiciyi yalnızca dinleme üzerine değil dinleyip, anlayıp ihtiyaçlarına da cevap verme üzerine kuruluyor. Zorlu Grubu da bu bakış açısını işlerine yansıtıyor. Grup markalarının iletişim çalışmalarının geri dönüşleri, anlaşmalı medya planlama ajansı tarafından düzenli olarak rapor ediliyor. Zorlu Enerji Grubu, hedef kitlesini iyi tanıyarak iletişim planlarını yıllık bazda üçer aylık periyotlarda hazırlıyor. Bu periyotlarda, Grup genelinde benimsenmiş hedefler yönetim çalışmaları kapsamında değerlendiriliyor, gerekirse revize ediliyor. Böylelikle hızlı ve etkili iletişim sağlamak kolaylaşıyor. Bu sayede basından gelen talepler de çok hızlı şekilde değerlendirilip bekletmeden yanıtlanabiliyor. Zorlu Tekstil Grubu, periyodik olarak yapılan marka sağlığı araştırmalarının sonuçlarını dönemsel olarak kıyaslıyor. Bu sayede hedef kitlenin en küçük eğilim değişikliğini dahi görmeyi sağlıyor. Ayrıca herhangi bir mecranın söz konusu hedefte ne kadar etkili olduğu da bu sayede öğreniliyor. Zorlu Gayrimenkul Grubu’nda ise iletişim ve medya planlama çalışmaları artık kısa ve orta vadede değerlendiriliyor. Özellikle Zorlu Center’ın iletişim çalışmaları 6 ayda bir düzenli araştırmalarla değerlendiriliyor. Her bir mecranın farklı dinamikleri söz konusu ancak bir iletişim dilinin her mecrada aynı mesajı vermesi gerekiyor. Bunun bilincinde olan Zorlu Grubu planlamasını mecranın dinamiğine göre yapıyor, mecrayı yine bu dinamiğe göre kurguluyor ve 360 Dinamik iş ortakları Zorlu Grubu entegre iletişimde farklı mecralar için farklı ajanslarla çalışıyor. PR ajansı, reklam ajansı, dijital ajans, sosyal medya ajansı ve medya satın alma ajanslarında Zorlu Grubu için çalışan özel ekipler yer alıyor. Global gelişmelere göre kuruma öneriler sunuyor, farklı kurgular geliştiriyorlar. Bu çalışma sistemi Zorlu Grubu’nun başarısını artırıyor. Zorlu Tekstil Grubu markaları için farklı ajanslarla çalışmayı tercih ediyor. TAÇ ve Linens’in kreatif ajansı Ad-Stop. Valeron markasının kreatif çalışmaları ise Friends tarafından gerçekleştiriliyor Linens için Wanda sosyal medya ajansıyla çalışılıyor. Tüm grubun medya planlama ve satın alma çalışmaları Mediacom tarafından yapılıyor. Zorlu Çocuk Tiyatrosu ve holdingin genel PR çalışmaları Grup 7 ile, tekstil markalarının PRçalışmaları ise NG PR Prorduction ile yürütülüyor. Bunun yanı sıra birçok bağımsız fotoğrafçı ve stüdyo ile özel çalışmalar da yapılabiliyor. Zorlu Enerji Grubu, iletişim çalışmalarını; basınla ilişkiler, tasarım, medya takip, medya satınalma ve web sitesi yapım konularında farklı ajanslar bünyesinde yaklaşık 50 kişilik sabit bir ekiple sürdürüyor. derece düşünüyor. Sonucunda ise her bir mecrada hedef kitleye kendini doğru içerik ve mesajla anlatmayı hedefliyor. Yeni paylaşım gücü: Sosyal medya Sosyal medya kanallarının giderek insanlar arasında yayılması, hayatımızın her saniyesinin sosyal medyada paylaşılması, iletişimde de dijital bir devrim niteliğinde. Sosyal medya ve internet kanalı, tüketiciler tarafından özellikle karşılaştırma ve inceleme yapmak için kullanılıyor. Görüş paylaşımında bulunmaya fırsat veren bu mecra, genç yaşlı farklı yaş gruplarından tüketicilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Zorlu Grubu, tüm markaları için bu gerçeğin bilincinde, bunun için her markanın ihtiyaç ve hedeflerine göre sosyal medyadan farklı şekillerde yararlanıyor. Örneğin Linens’in mevcut hedef kitlesi itibarıyla dijital mecra vazgeçilmez. Taç için de sosyal medya genç tüketicilere ulaşmak için özel bir araç anlamına geliyor. Vestel ise geçtiğimiz günlerde, 2014 marka tanıtım çalışmaları kapsamında bir yeniliğe gitti ve açtığı konkur ile reklam ajansını Concept Reklam Ajansı olarak belirledi. Yeni reklam anlayışında markanın inovasyon ve tasarımdaki gücü vurgulanacak. Zorlu Gayrimenkul Grubu, PR çalışmalarına H&K Strategies işbirliğiyle devam ediyor. Sosyal medya ajansı olarak Project House ile çalışılıyor. Reklam ajansı hizmetini Zorlu Center Güzel Sanatlar Reklam Ajansı’ndan, Zorlu Center AVM& Zorlu Center PSM ise Titri Fikir’den alıyorlar. İletişimde sınır olmadığını bilen Zorlu Grubu, açıkhava mecralarından da sonuna kadar yararlanıyor, yaratıcı ve ilginç çalışmalarla hedef kitlesinin dikkatini çekmeyi başarıyor. Enerjide dört marka aktif iletişim çalışmaları yapıyor Zorlu Enerji Grubu’nun sürdürülebilir iletişimde öncelikli hedefi prestijli çalışmalarda akla ilk gelen firma olmak! Grup, enerji sektörünün farklı alanlarında hizmet veren 30 şirketiyle, son tüketiciden dev sanayi kuruluşlarına, devlet kurumlarından yerel yönetimlere kadar oldukça büyük bir kitleyle iletişim kuruyor. Tüm şirketler arasında ise Zorlu Enerji Elektrik Üretim, Zorlu Elektrik Enerjisi İthalat, İhracat ve Toptan Ticaret ile Zorlu Gaz Grubu altında faaliyet gösteren GAZDAŞ Gaziantep ve Trakya Bölgesi Gaz Dağıtım, aktif marka iletişimi yapıyor. • Kampanyalarda yüz yüze iletişimin önemine inanan Zorlu Enerji Grubu buna paralel çalışmalar yapıyor. Bunlara en iyi örnek GAZDAŞ bankolarında ya da satış ekiplerinde görev alan çalışanların aldığı iletişim eğitimleri. Bu sayede çalışanlar müşteri ilişkilerini güçlendiriyor ve iletişim becerilerini de sürekli geliştiriyorlar. • Zorlu Enerji Grubu’nun sosyal sorumluluk yaklaşımıyla hayata ge- çirdiği “Enerjimiz Çocuklar İçin” projesi beraberinde pek çok değerli çalışmayı da getirdi. Bu projede çocuklara hediye edilen ve beş kitaptan oluşan çocuk kitapları serisi grubun gurur duyduğu yayınlar arasına girmeyi başardı. • GRI A seviyesinde çıkarılan Sürdürülebilirlik Raporu ve düzenli olarak yayımlanan CDP Raporlaması ile Zorlu Enerji Grubu paydaşlarıyla sürdürülebilirlik yaklaşımını paylaşmayı ihmal etmiyor, böylece sorumlu şirket algısını güçlendiriyor. • GAZDAŞ Gaziantep Bölgesi ve Trakya Bölgesi çalışanlarına özel olarak e-bülten yayınlanıyor. Aylık e-bültenlerde işle ilgili haberlerin yanı sıra yemek tarifleri, denemeler ve ilginç makaleler yer alıyor. • Zorlu Elektrik zaman zaman tüketicilerine yönelik bilgilendirme mailing çalışmaları yapıyor. 10 kapak 11 RENGİNİZİ SEÇİN, Sosyal medyanın giderek daha yaygın hale gelmesi Zorlu Grubu’nu da aksiyon almaya yönlendiriyor. Grup, tüm markaları için hedef ve ihtiyaçlar doğrultusunda sosyal medyadan yararlanıyor. TARZINIZI YANSITIN! Zorlu Center da sosyal medyayı efektif kullanan Zorlu markalarından... Açılış döneminden önce sponsor olunan Contemporary İstanbul fuarı için giriş bileti hediye edilerek bir kampanya gerçekleştirildi. Instagramda yeni başlatılan fotoğraf yarışmasında her ay belirlenen temalarda (Gurme, Moda, Bahar gibi) takipçilerin Zorlu Center’da çekilen fotoğrafları belirlenen hastag’lerle gönderiliyor ve seçici kurul ilk üç fotoğrafı belirliyor. Son dönemde Instagram’da gerçekleştirilen iletişim ve fotoğraf yarışmalarıyla her geçen gün takipçi sayısı artıyor ve Zorlu Center daha çok ilgi görüyor. ticilerin ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına doğrudan hitap eden Vestel, Vestel Smart Puzzle oyununu Vestel kullanıcılarına sundu ve onlarca ödül dağıttı. Vestel Mobil İmsakiye uygulaması ise AppStore ve Google Play’den kullanıcılara sunuluyor. Bunlarla beraber sosyal medyada oldukça yaratıcı ve ses getiren kampanyalara imza atıyor. Mutfaktakiler Web Dizisi’nde Facebook.com/EvinKalbi sayfasında Vestel buzdolabı içinde yer alan ve her biri birer karaktere dönüştürülen yiyecek ve içeceklerin esprili diyaloglarını içeren özel yapım videolar paylaşılıyor. Vestel, V-Online çatısı altında hedef kitlesi ile sıcak iletişim kurmak üzere sosyal medyayı ve dijital mecrayı etkin bir şekilde kullanıyor. Küçük Ev Aletleri, LED Aydınlatma, Smart Remote, Smart Center, Klima Sihirbazı mikrositeleriyle tüke- Facebook’ta ayrıca oyuna dönüştürülmüş temalar ile kullanıcının interaksiyonu sağlanıyor. Yine Facebook.com/ EvinKalbi sayfasında “Cuisine Abla”, mutfakla ilgili tüm sorunlar için uygulanabilir çözümleri eğlenceli bir şekilde paylaşarak marka sempatisini destekleyen bir içerik paylaşım platformu olarak hizmet veriyor. Vestel ayrıca viral video çalışmalarıyla da ürünleriyle endirekt ilişkili olarak tanıtımlar yapıyor. Sosyal medyada Linkedin, Facebook ve Twitter hesapları ile yer alan Zorlu Enerji Grubu ise bu hesaplarını 2011’de hayata geçirdi. Ayrıca Yeşil Ejderha’nın Facebook’ta kendi hesabı bulunuyor. Çocuklarla ve aileleriyle bu platformdan iletişim kuruyor. Grup, yatırımcı kimliğiyle ön planda olduğu için perakende odaklı sosyal medya yaklaşımı yerine hesaplardan itibar yönetimi yapabilecek şekilde yararlanılıyor. Aynı zamanda bu hesapları şirket bünyesinde gerçekleşen önemli etkinlik ve proje bilgilerini kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşmak ve etkileşim sağlamak amacıyla da kullanıyor. Zorlu Gayrimenkul NYT’da... Vestel’in bütünleşik pazarlama çalışmaları Zorlu Center’in hayata geçirilmesi sürecinde yapılan pazarlama iletişimi ve geliştirilen strateji, Zorlu Grubu’nun marka iletişim çalışmalarının bir örneği. Zorlu Center faaliyete geçmeden yıllar önce başlayan PR çalışmaları, online medya, yazılı basın, geleneksel mecra ve özellikle televizyonların etkin kullanılmasıyla desteklendi. 2008 yılından bu yana Zorlu Center, yarattığı değerlerle, rekabet üstü konumlandırıldı ve diğer gayrimenkul projelerinden ayrıştırıldı. Rakiplerden farklılaşacak şekilde Zorlu Center’ın değerleri öne çıkarıldı. Ardından Zorlu Center’ın fonksiyonlarına dikkat çekilerek, sanat iletişiminin de kullanılmasıyla genel bir algı oluşturuldu. Zorlu Center faaliyete geçtiğinde ise “Zorlu Center” marka algısı çoktan oturmuştu. Bu süreçte yerli-yabancı birçok iletişim aracından yararlanıldı. Bunların arasında ise New York Times gazetesi, Time dergisi gibi uluslararası düzeyde tanınan son derece prestjili kuruluşlar bulunuyor. Vestel, Nielsen Media’nın gerekleştirdiği “Türkiye’nin En Büyük Reklamverenleri” araştırmasının 2013 listesinde, ilk 50 firma arasında yer alıyor. 2014’e hızlı başlayan Vestel’in iletişim mecralarını bütünleşik olarak kullandığı Sevgililer Günü çalışmaları beğeni toplamıştı. #14SubattaNeAlınmaz hashtag’i ile sosyal medyada görünürlük ve trafik sağlanırken reklam filmiyle de kampanya, bütünleşik bir pazarlama algısıyla tüketiciye ulaştırılmış oldu. Marka, farklı bir söylem geliştirerek sevgiliye ne alınması değil, ne alınmaması gerektiği üzerinden bir algı yönetimine gitti. Hediye paketinden ütü çıkan bir kadının hayal kırıklığının anlatıldığı reklam filminin sonunda “Sevgilinizi Mutlu Edecek Romantik Öneriler İçin” mesajı çıkıyor ve Vestel’in aynı zamanda online satış yaptığı web sitesine yönlendirme yapılıyor. Web sitesine gidildiğinde ise önerilerin yanı sıra 15 Şubat itibarıyla ütülerde başlayacak indirime dikkat çekiliyordu. Bu kampanya, Vestel’in marka pazarlama iletişim mecralarının entegre kullanımı için önemli örnekler arasında yer alıyor. Zorlu Center PSM Mobil Sitesi aldığı ödülle iletişim alanında yaptığı çalışmaların karşılığını aldı... Kişiye özel renk ve model seçenekleriyle Vestel For You Retro Serisi… Seçiminiz tarzınızı yansıtsın, görenler hayran kalsın. zorlucenter.com 12 röportaj 13 Türkiye’nin ilk uluslararası şirketi “Vestel” Kurulduğu günden bu yana adı “ihracat şampiyonluğu” ile anılan, 144 ülkede tüketici ile buluşan, son dönemde akıllı ürünleriyle gündemi belirleyen Vestel’in İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, Vestel’in gelecek planlarını anlattı. Vestel İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan A vrupa’nın tek çatı altında üretim yapan en büyük elektronik üreticisi olan Vestel, aralarında Myanmar, Brunei ve Micronesia gibi, birçok insanın sadece adını bildiği ülkelere ihracat yapıyor. “Avrupa’da, Avrupalı tek üretici” sıfatıyla anılan Vestel, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük üreticisi. Akıllı telefon üretimi için gün sayan Vestel’in yeni yapılanması, gelecek planları, insan kaynağı, teknoloji ve Ar-Ge çalışmaları ile savunma sanayiinde atılan dev adımları üzerine Turan Erdoğan ile konuştuk. İcra Kurulu Başkanı Erdoğan, ciddi bir Vestelli. Yirmi yılı aşkın süredir yönetimde. Bugün ulaşılan “144 ülke” onun eseri denebilir. Dünya elektronik ve beyaz eşya piyasasını avcunun içi gibi biliyor. Vestel’in yeni piyasalarda konumlanmasında, yurt dışı ataklarında imzası var. Vestel, dünya liginde oynuyor. Sunduğu ürünlerle yükselen bir trendin öncüsü. Vestel inovasyonda, tüketici alışkanlıklarında, katma değer yarattığı her sektörde üretim ve teknolojide ezber bozuyor. Teknoloji hızla tüketiciyle buluşuyor, buluştuğu anda tükeniyor, tüketici sürekli yenilik istiyor, buluştuğu anda “şimdi ne var” diye yenisini soruyor. Kalite, tasarım, servis, satış noktaları, rekabet… Tepedeki dinamiklerden bazıları. Erdoğan, Vestel’i anlattı. Z: Yılda 20-22 milyon cihaz üreten, Avrupa’nın “tek lokasyon” üzerine kurulu en büyük fabrikasına sahip Vestel’i, 25 yılı aşkın bir süre, neredeyse her evresine şahitlik eden biri olarak, bir bilemediniz iki cümlede tanımlamanızı isteyebilir miyiz? Turan Erdoğan: Bence Vestel, Türkiye’nin ilk yerli uluslararası şirketidir. Neden? Çünkü kurulduğu günden bu yana ihracat odaklı bir şirket olarak çalışıyor. Yurt dışındaki çalışan sayımız 1500’ü buluyor. Üstelik bu çalışanlarımız üretim, satış ve ArGe olmak üzere farklı departmanlara yayılmış durumda… Yurt dışındaki iş hacmimiz 25 yıl önce de yurt içinden daha büyüktü; bugün de aynı şekilde devam ediyor. Dış pazarlar oldukça dinamik. İnsanlar, yönetimler ve stratejiler sürekli değişiyor, yeni müşteriler ortaya çıkıyor. Biz de bu değişen koşullara göre stratejimizi güncelliyor, büyümek ve yeni müşteriler kazanmak için çalışıyoruz. Vestel aynı zamanda Türkiye için bir rol modeldir. Bugün, dünyanın 144 ülkesinde olan ve 4 milyar dolarlık iş hacmine ulaşan bir şirketten söz ediyoruz. Üstelik tüketici elektroniği ve beyaz eşya gibi rekabetin yoğun ve müşterinin gözünün her an üzerimizde olduğu bir sektörde faaliyet gösteriyoruz. Bu, dünya ölçeğinde teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, satış, iletişim ve servis performansı gerektiriyor. Üstelik tüm bunlar için dünyanın farklı ülkelerinde yetkinliği yüksek insan kaynağı istihdam edilmesi gibi bir gereklilik var. Vestel bunların hepsini yapabilmiş bir şirket. Böyle bir iş hacmine ulaşabilmek ve bunu sürdürülebilir kılabilmek gerçekten büyük başarı… Küresel ölçekte faaliyet gösteren bir şirketin tepe yöneticisi olarak Türkiye’nin insan kaynağını nasıl buluyorsunuz? İnsan kaynağınız varsa bir dünya şirketi olabilirsiniz. Dünyanın her yerinde çalışabilecek insanları yetiştirmemiz gerekiyor. Dünyayı anlayan ve iletişim kurabilen insanlar… Bence Türkiye bu konuda çok şanslı. Tarihimiz ve kültürel dokumuz dünyanın her yerinde rahatlıkla iletişim kurabilen bireyler yetiştiriyor. Hep deriz ya; Doğu ile Batı arasındaki köprü olan Türkiye… Hepimizin ailesinde Doğu’dan da Batı’dan da insanlar var, hepimizin ailesinde yerde yemek yemiş insan da var, en lüks restoranlarda yemek yemiş olan da… Çinliyle Çinli, Japonla Japon, İngilizle İngiliz olabilecek çok kültürlülüğe alışkın bir toplumuz biz. Türkiye’de böyle bir insan kaynağı var ve biz Vestel olarak İK’ya çok önem veriyoruz. Akıllı ve potansiyeli yüksek olan yeni mezunları erkenden seçip onları şirket kültürüne adapte etmeye çalışıyoruz. Mülakatlara çoğu zaman ben de katılıyorum. Bize başvuru yapan insanların sadece okuduğu üniversiteye değil, karakter ve aile yapısına da bakıyoruz. Açıkçası, biz yönetim kademesindekilerin yapacağı en iyi iş, Türkiye’nin potansiyeli en yüksek insanlarını Vestel’e kazandırmak olacaktır. Çünkü insan kaynağını doğru seçerseniz, doğru kullanır ve doğru potada eritirseniz işin yüzde 50’sini halletmiş olursunuz. Daha sonra onların önüne koyacağınız hedeflerle işin geri kalanını da gerçekleştirebilirsiniz. Bu yüzden yöneticilerimize de bu konuda sorumluluk yüklüyor ve işlerinin yüzde 25’ini insan seçimine ayırmalarını istiyorum. Küresel ekonomideki iniş çıkışlar bir yanda, seçime endeksli Türk ekonomisi ve yaşadığımız yoğun siyasi atmosferde, büyüme ve karlılıkta şirket performansını nasıl değerlendirirsiniz? Son iki yılda karlılıkta bir miktar kayıp yaşamıştık. Fakat “Operasyonel Mükemmellik” hedefiyle yola çıktık ve karlılığımızı artırmaya başladık. Üretim, satın alma, planlama, satış ve insan kaynağımızı yeniden şekillendirdik. 2013 yılında yüzde 70 civarında maliyet karlılığı yarattık. İç pazarda Vestel algısını olumsuz yönde etkileyen servis konusuna radikal bir çözüm getirdik. Pazarlama departmanının altında yer alan bu bölümü, Genel Müdürlük yapılandırması içerisinde yeniden konumlandırdık. Konsantrasyon ve odaklanma yükseldi, birçok yenilik ve çözüm önerisi uygulamaya konuldu. Son yaptığımız bayiler toplantısında aldığımız geri bildirimler, servis konusundaki şikayetlerin minimuma indiğini gösteriyor. Bu gelişme müşteri memnuniyetimizi de yükseltti. Biz ürünlerimizin tüm rakiplerimizden iyi olduğunu biliyoruz. Ancak bunu fiyatlarımıza yansıtamıyorduk. Servis kalitesinde yaşanan gelişmelerden sonra algımızın güçlene- “İnsan kaynağınız varsa bir dünya şirketi olabilirsiniz. Dünyanın her yerinde çalışabilecek insanları yetiştirmemiz gerekiyor. Dünyayı anlayan ve iletişim kurabilen insanlar… Bence Türkiye bu konuda çok şanslı...” 14 röportaj 15 “Akıllı telefon ya da tablet aslında hepsi bir bütünün parçası… Akıllı televizyon yaptıysanız, akıllı telefon ve akıllı tableti de yapacaksınız; aynı zamanda bunları birbirleriyle konuşturacaksınız. Biz Vestel olarak eve giren ne kadar cihaz varsa onların hepsine talibiz.” ceğini ve bunun da kar marjlarımıza yansıyacağını düşünüyorum. 2014 nasıl bir yıl olacak? Geçen yıl Avrupa televizyon pazarında ciddi bir küçülme oldu. Pazar yüzde 7’yi aşan oranda daraldı, buna karşın Vestel, pazar payını korudu. Şimdi Avrupa genel olarak toparlanıyor. Bunun da bize olumlu yansıyacağını düşünüyorum. 2014’ün ilk iki ayında pazar kötü değildi. Peki, sokaktaki insan Vestel için ne düşünüyor? Büyüklüğünüz, sokağa ne kadar yansıyor? Sokaktaki tüketicinin algısı tam olarak bu şekilde değil, bizi ihracat şampiyonluğuyla daha fazla özdeşleştiriyorlar. Üç sene üst üste Türkiye’nin en çok ihracat yapan şirketi olduk. Diğer taraftan Vestel, kendi markalarıyla olduğu kadar orijinal dizayn imalatçısı (Original Design ManufacturerODM) olarak dünyanın en büyük markalarına da ürün hazırlıyor. Bundan 25 sene önce Japonlar bize bir eskiz çizer, “Şöyle bir televizyon istiyorum” derdi, biz de ona göre üretim yapardık. Şimdi çok pahalı olduğu için tasarımcı ya da mühendis çalıştırmak istemiyorlar. İş fason üretimden çıkarak bambaşka bir boyuta ulaştı. Artık bu markalar bizimle teknoloji değil alternatif tasarımları konuşuyorlar. Bizler örneklerimizi gösteriyoruz, onlar da seçiyorlar. Sizin anlayacağınız tasarım, teknoloji ve Ar-Ge’yi ve hatta servisi de içine alan bu yöntem, yepyeni bir anlayışı temsil ediyor. Dünyada bu işi, bu şekilde yapabilen şirket sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Fakat onların çoğu da bizim kadar ‘müşteriye özel’ çalışabilecek durumda değiller. Hepsi seri üretim yapıyor, bizdeki yapıyı ve müşteriye özel üretimi ise hayranlıkla izliyorlar. Vestel markasını nasıl etkiliyor bu gelişme? Tabii marka yaratmak öncelikle bir tercih… Ayrıca çok ciddi bir yatırım gerektiriyor. Üstelik Türkiye, teknoloji ülkesi olarak anılmadığından bu bizler için daha da zor. Farklı ve başarılı örnekler dünyada mevcut. Bugün Apple için üretim yapan Foxconn, 100 milyar dolarlık piyasa değerine ulaşmış durumda ama kendi markası ile üretim yapmıyor. Bu bir tercih meselesi… Diğer taraftan tek marka ile hızla büyümek ise mümkün değil. Biz bunun yerine marka satın almayı yeğliyoruz. Örneğin 2011’de satın aldığımız Servis, İngiltere’nin en çok bilinen markaları arasında yer alıyor. Yine 2008’de satın aldığımız Finlux markamız da Kuzey Avrupa ve İskandinavya’da çok iyi tanınıyor. Lisans hakkını aldığımız Telefunken markası; İtalya, İspanya, Almanya ve Portekiz olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde satılıyor. Kendinizi tüketiciye daha farklı bir ton ve dille anlatmaya başladığınızı gözlüyoruz. Neden ve nasıl, açıklayabilir misiniz? Reklam-tanıtım dilimizde daha gerçekçi ve anlatmak istediğini doğrudan ifade eden bir dil geliştirmeyi hedefliyoruz. Yeni nesil böyle bir dil tercih ediyor. Ayakları yere sağlam basan ve içerisinde dozajı iyi ayarlanmış mizah unsuru bulunan bir dil olacak bu. Farklılıklar reklam diliyle sınırlı değil, mağazalarda, mağazacılıkta ve bayilerde gözlenen değişikler var. Tam olarak nasıl tarif edersiniz? Mağazacılık anlayışımızı değiştirdik. Perakende elektroniği mağazalarına daha önce ürün vermiyorduk. Fakat yaptığımız araştırmalar, bu yaklaşımımızın doğru olmadığını ve belirli bir müşteri kitlesini bu yüzden kaçırdığımızı gösterdi. Pazarın yarısında olmamak kabul edilebilir gibi bir şey değil. Şimdi bu mağazalara da ürün vermeye başladık. Aradan geçen kısa sürede, bu tür zincirlere yakın Vestel bayilerinin de satışlarının arttığını gördük. Bu da bizim ne kadar isabetli bir karar aldığımızı gösteriyor. Diğer taraftan logomuzu ve mağaza tasarımlarımızı değiştirdik. Bayileri modern yerlerde konumlandırıyoruz. Bayi eğitimlerine de ağırlık veriyoruz. Beyaz eşya alanında güçlü bir yapılanma içerisindesiniz. Ancak elektronikle daha fazla anılıyorsunuz. Beyaz eşyada planınız nedir? Beyaz eşya sektörüne biraz geç girdik. 1998’de beyaz eşya üretimine başladığımızı düşünürsek, daha gidecek çok yolumuz olduğunu söyleyebilirim. Büyüme potansiyelimiz çok yüksek. Özellikle yeni ve fark yaratan ürünlere ağırlık vermeyi planlıyoruz. İklimlendirme ürünlerinde büyük fırsatlar olduğunu görüyoruz. Havayı iyileştiren ve temizleyen, ortamların nem ya da sıcaklığını insan sağlığını da göz önüne alarak otomatik olarak değiştiren cihazlara odaklanacağız. Teknoloji olarak dünya ile rahatlıkla rekabet edebilecek düzeydeyiz. Dünyanın en az su kullanan çamaşır makinesi, dünyanın en az elektrik tüketen çamaşır makinesi ve en verimli bulaşık makinesi gibi çok ciddi başarılarımız ve bu konularda aldığımız ödüller var. Beyaz eşyada yaptıklarımız gerçekten dünya çapında adından söz ettiren işler… Bir süre önce akıllı telefon üreteceğinizi duyurdunuz… Şu anda hangi aşamadasınız? Akıllı telefonun Vestel algısını daha da yukarı çekeceğini düşünüyoruz. Sosyal medya ve gelişen dijital yaşam bize çok büyük fırsatlar sunuyor. Gerçekten tüketicinin beğenisini kazanan bir ürün ile çıkarsak bunun çok hızlı yayılacağını düşünüyoruz. Çünkü hedef kitle istediğini direkt olarak söylüyor ve beğendiğini etrafındakilere hızlı bir şekilde duyuruyor. İnsanların devamlı ellerinde tuttukları bir cihazın kalitesinden ve tasarımından emin olmak gerekiyor. Yeni ve kaliteli bu ürünün fiyatı ve özellikleri de iyi olduğu sürece, Vestel imajını yukarı çekeceğini düşünüyorum. İnce eleyip sık dokuyoruz, bu yüzden lansmanı biraz geciktirdik. Aslında şu an telefonumuz hazır ama hala geliştirilecek, mükemmelleştirilecek yönleri var… Sizin ‘akıllı’ diye tabir ettiğiniz dünya nasıl bir dünya? Akıllı telefon ya da tablet aslında hepsi bir bütünün par- çası… Akıllı televizyon yaptıysanız, akıllı telefon ve akıllı tableti de yapacaksınız; aynı zamanda bunları birbirleriyle konuşturacaksınız. Biz Vestel olarak eve giren ne kadar cihaz varsa onların hepsine talibiz. Beyaz eşya ve tüketici elektroniğini de kapsayan akıllı evler bizim hayalimizdeki dünyayı yansıtıyor. milyar dolarlık piyasa değeri ile halka arz oluyor, Facebook’un değeri 155 milyar doları aşıyor. Bu, gelecek beş yıl içerisinde de benzer şirketlerin çıkıp, hızla büyüyebileceğini ve geniş kitlelere ulaşabileceğini gösteriyor. Bu sebeple Ar-Ge ve inovasyonun günlük hayatın bir parçası olması gerekiyor. Biz de Vestel’de bu kültürü geliştirme hedefiyle ilerliyoruz. Akıllı ürün aslında bir protokol, ürünler bunun sadece görünen kısmı. Gelecekte bütün evler akıllı olacak. İnsanlar tabletini, cep telefonunu, televizyonunu, bulaşık makinesini, çamaşır makinesini, klimasını, perdelerini, alarm sistemlerini tek bir noktadan kontrol edecek ve tüm bu cihazlar da birbiri ile konuşacak. Bu cihazlar arası iletişim için ise bir lisansa ya da başka bir ifade ile protokole ihtiyaç var. Biz, hem bu cihazları üreteceğiz hem de protokollerin yazılımını yapacağız. Yakında prototip bir akıllı ev hazırlıyoruz, bunun için bir showroom tasarladık. Eve girdiğinizde kepenkler açılacak, odaya girdiğinizde ışıklar yanacak, perdeler kapanacak, duvara bir deniz manzarası yansıyacak, evde kuşlar ötecek ya da dalgaların sesini dinleyebileceksiniz… Vestel sadece tüketici elektroniği ve beyaz eşya sektöründe faaliyet göstermiyor. Aynı zamanda farklı fonksiyonlar icra eden bir elektronik devi olma yolunda ilerliyor. Diğer üretim yaptığınız alanlar hakkında neler söylemek istersiniz? LED aydınlatma ve İnsansız Hava Araçları (İHA) gibi iki farklı konuya odaklandık. LED aydınlatma daha kısa vadeli ama İHA üretiminin sonuçlarını görmek için uzun zamana ihtiyacımız var. Burada uluslararası standartlar, NATO kriterleri, güvenlik kriterleri, ülkelerin savunma sanayi politikaları gibi farklı etkenler gündeme geliyor. Bu biraz sanayi üretiminin dışında değerlendirilmesi gereken bir alan ve uzun soluklu bir iş… Çok güçlü bir Ar-Ge’niz var. Bunu nasıl başardınız? Açıkçası Ar-Ge’nin bir sonu yok. Biz Türkiye’nin en iyi mühendisleri ile çalışıyoruz. Yeterli mi? Tabii ki değil. Şu anda Ar-Ge’mizde 1000 kişi çalışıyor. Büyüme hedeflerimize paralel olarak Ar-Ge’mizi üç sene içerisinde 2000 kişiye çıkarmayı planlıyoruz. Çalışan sayısını artırmanın yanı sıra kaliteyi de daha üst seviyeye çıkarmayı, yabancı uyruklu profesyonelleri istihdam etmeyi hedefliyoruz. Fikir üretiminin hiç olmadığı kadar önem kazandığı bir dönemdeyiz. Beş, altı sene önce katıldığım bir konferansta; “Beş sene içinde dünyanın en büyüğü konumuna yükselecek şirketlerin adını şu anda hiçbirimiz bilmiyoruz” demiştim. Aradan geçen zaman benim ne kadar doğru bir tespit yaptığımı gösteriyor. Bugün “Whats-app” 19 milyar dolara satılıyor, LinkedIn’in 9 Tabii savunma sanayi alanında yaptıklarımız sadece İHA’lardan ibaret değil. Biz işin daha çok yazılım tarafına ağırlık veriyoruz. Savaş gemilerinin konsollarını ve radar sistemlerinin parçalarını üretiyoruz. LED aydınlatmaya neden bu kadar çok önem veriyorsunuz? Ürettiğimiz televizyonlarda LED kullanıyoruz. Sizin anlayacağınız bu konuya hiç de uzak değiliz. Pazarda yerli rakibimiz yok. Henüz iki senedir bu alanda faaliyette bulunmamıza rağmen pazar lideriyiz. Sokak lambalarının LED ile değiştirilmesi için bir ihale yapılacak ve bu ihale sonucunda 6 milyon sokak lambası değişecek. Biz şu anda birçok ihaleyi kazanmaya başladık. TAV’ın LED aydınlatmalarını da Vestel vermeye başladı. Şirket olarak bu konuda öncü ve lider olmaya devam edeceğiz. Fatih Projesi’nde aldığımız ihale ve LED ihaleleri oldukça büyük işler. Bunlar önümüzdeki dönemde büyümemizin sürükleyici güçleri olacak. 16 haber 17 İstanbul’da Cats rüzgarı esti Yaşamın ta kendisi Müzikalin öyküsü kediler arasında geçse de aslında yaşamın ta kendisini yansıtıyor. Grizabella, kendisinin de bir parçası olduğu Jellicle Kedileri’ni, dünyayı tanımak için terk eder ama dünya ona hiç iyi Broadway’in ünlü müzikali Cats, Zorlu Center PSM’de İstanbullu sanatseverlerle buluştu. İzleyenlerin büyülendiği gösteri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir fenomene dönüştü. Cats, eleştirmenlerden ise tam not aldı. Z Ayşe Arman kedi oldu Gazeteci Ayşe Arman, Cats müzikalinin yönetmeni ve oyuncularıyla gerçekleştirdiği röportaj esnasında kedi kostümü giydi. Sahne makyajının da yapılmasının ardından objektiflere poz veren Ayşe Arman, 22 kişilik oyuncu kadrosunun sahnelediği bu müzikali kızı Alya ile tam iki kez izlediğini belirtti. Hazırladığı haber çalışmasında müzikali çok beğendiğini söyleyen Arman şu ifadeye yer verdi: “Böyle büyük Broadway müzikallerini seyredebilmek bizim için hayaldi, o yüzden de izleyebilenler için hava atılacak bir şeydi... Nihayet 2014’te gerçek oldu. Artık Türkiye’de Cats gibi büyük prodüksiyonları izleyebiliyoruz. Buna uygun bir salon var. Ama ne salon. Zorlu Performans Sanatları Merkezi gerçekten müthiş. Bize böyle dünya çapında müzikal izleme imkanı yaratan herkese binlerce teşekkür...” davranmaz. Örselenmiş, yıpranmış ve gururu kırılmış olarak Jellice Kedileri’ne geri döner. Ancak kabullenilmez ve dışlanır. Acaba Grizabella özlediği o eski günlerini tekrar yakalayabilecek midir? orlu Center PSM’nin, “Broadway İstanbul’da” başlığı ile sunulan, 2013-2014 programındaki ikinci Broadway müzikali; Londra’dan gelen ve müzikaller tarihinin en bilinen/beğenilen eserlerinden Cats oldu. En son 2008 yılında İngiltere çapında çok başarılı bir turne yaparak kapalı gişe oynayan Cats, yoğun istek üzerine bu yıl yeniden turneye başladı. “En iyiler ve ilkler”i hedefleyen Zorlu Center PSM’nin de bu turnede yer almasıyla beraber Türk seyirciler bu efsanevi müzikali izleme fırsatı buldular. Üç hafta boyunca toplam 50 bin kişinin izlediği bu gösteri için provalar bir ay öncesinden başlamıştı. fisiyle büyüleyici bir müzikal.... Elbette bu başarıda oyuncuların da rolü büyük. Gösteri boyunca performanslarını sergileyen oyuncular, gösteri öncesinde de en az 45 dakika boyunca hem sesli hem de fiziksel prova yapıyor. Gösteri yaklaşırken başlayan tatlı heyecan ise yerini makyajın ciddiyetine bırakıyor. Çünkü Cats ekibinde makyöz bulunmuyor, oyuncular makyajlarını kendileri yapıyor. Makyajın yapılması ise yaklaşık bir saat sürüyor. Ekipte yer alan oyuncuların hepsi gruba katılmadan önce makyaj eğitimi aldığı için ortaya bu benzersiz görüntüler çıkıyor. Cats, T.S. Eliot’un Old Possum’s Book of Practical Cats adlı eserine ve Andrew Lloyd Webber’in rekorlar kıran uyarlamasına dayanan, Broadway’in en uzun soluklu müzikallerinden biri. Bugüne kadar 26 ülkede, 300’den fazla şehirde, 50 milyondan fazla kişi tarafından izlenerek gerçek bir fenomene dönüşen müzikal, 21 Ocak – 2 Şubat tarihleri arasında Zorlu Center PSM’de sahnelendi. Sahnede 22 oyuncunun görev aldığı Cats müzikalinde altı kişilik yedek oyuncu kadrosu da bulunuyor. Olası hastalık ya da benzer durumlarda bu oyuncular sahne alıyor. Ayrıca yine sahne arkasında görev alan sekiz müzisyen ve bir müzik yönetmeninden oluşan orkestra da gösteri boyunca oyuncularla koordineli olarak performans sergiliyor. Cats’in teknik detayları 7 Tony ödülü Müziğin, dansın, şiirin, hayallerin, tiyatronun ve aşkın mükemmel uyumunu taşıyan Cats, En İyi Müzikal ve En İyi Yönetmen dalları dahil olmak üzere Broadway’de 7 kez “Tony Ödülü”nü kazandı. En İyi Müzikal kategorisinde Olivier ve En İyi Orijinal Kadro kategorisinde Grammy ödülü bulunan CATS; muhteşem set tasarımı, olağanüstü kostümleri ve mükemmel koreogra- • Gösteri için kullanılacak tüm malzemeler tam 7 konteynerle taşındı. • Müzikal 20 kişilik yerel ekiple kuruldu ve toplandı. • Dekorun kurulumu yaklaşık bir buçuk gün, toplaması ise 8 saat sürdü. • Gösteri öncesinde ve esnasında, sahne yönetimi, gardrop, peruk, ses ve ışık dahil olmak üzere 17 kişilik sahne arkası ekibi görev aldı. 18 haber 19 Ölümsüz aşkların mekanı... Sevgililer Günü için Zorlu Center AVM’de tek seferde 200 TL’lik alışveriş yapan ziyaretçiler arasından çekilişle belirlenen şanslı çiftlerin aşkları, ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut’un objektifinden yansıyan karelerle ölümsüzleşti. B irbirinden renkli ve eğlenceli etkinliklere imza atan Zorlu Center AVM, Sevgililer Günü’nü Şubat ayı boyunca süren bir aktiviteyle kutladı. Zorlu Center AVM’de, 5-13 Şubat arasında, tek seferde en az 200 TL tutarında Sevgililer Günü alışverişi yapan çiftler çekilişe katıldı. Şanslı çiftler 15-16 Şubat tarihlerinde Sevgililer Günü için hazırlanan özel stüdyoya girerek aşklarını ölümsüzleştirme şansı yakaladı. Mehmet Turgut ile foto prodüksiyon tecrübesi Ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut’un görüntülediği çiftler, pro- fesyonel bir fotoğraf çekiminin kişiye özel styling, saç-makyaj uygulaması ve prodüksiyonu gibi tüm aşamalarını birebir yaşayarak unutulmaz bir deneyime sahip oldu. İki gün süren Sevgililer Günü fotoğraf aktivitesi, dileyen ziyaretçiler tarafından çekim alanında, DJ müzikleri ve ikramlar eşliğinde izlendi. Aşkları belgelendi Zorlu Center AVM, sıcacık ve aşk dolu konseptiyle bu özel günde aşkları da kare kare belgeledi. Turgut’un çektiği kareler, kendi imzasıyla çiftlere hediye edildi ve aktiviteden görüntüler Zorlu Center AVM’nin Facebook, Twitter ve Instagram hesaplarında paylaşıldı. Ayrıca Zorlu Center AVM’nin Şubat ayı boyunca kırmızı kalplerle donatılmış özel dekoru, pek çok markanın Sevgililer Günü’ne özel oluşturdukları konsept ve etkinlikler de ziyaretçileri “aşk” temasıyla buluşturdu. Özel hediye alternatifleri ve gurme lezzetler ise 14 Şubat’ı taçlandırdı. 20 haber 21 Linens, konsept mağazalarına yenilerini ekliyor Linens Pazarlama Genel Müdürü Erkmen Onbulak, Linens’in gelişimini değerlendirdi. 2014 itibariyle mevcut mağaza sayısından Linens’in sosyal medya stratejisine dek pek çok ayrıntıyı paylaşan Onbulak, tüketici beklentilerinin hızla değiştiğini ifade etti. L inens, kendi kategorisinde fark yaratan bir marka. Özgün mağaza konsepti, ürün çeşitliliği ve hizmet anlayışı ile uzun yıllar bu rolünü sürdürmeyi hedefliyor. Bu hedef ışığında hızlı büyüyen Linens elbette güncel gelişmelerden de yararlanarak sürekli yenileniyor. Linens Pazarlama Genel Müdürü Erkmen Onbulak dünyadaki fuarları ve sektörel gelişmeleri yakından takip ederek güncel kaldıklarını belirtiyor. “Alışveriş ortamında yaşanan hızlı dönüşüm, organize perakende de yaşanan gelişmeler ve AVM’lerin son dönemdeki büyüme trendi de, bize bu noktada önemli bir ivme kazandırdı” diyen Erkmen Onbulak Linens’in mevcut durumunu değerlendirdi. Erkmen Onbulak, yurt içinde Erkmen Onbulak 44 merkez, 26 bayii mağazası olmak üzere toplam 70 mağaza, yurt dışında ise 21 mağaza bulunduğunu ifade etti. Beş yıl önce cironun yüzde 65’inin bayiler aracılığıyla gerçekleştiğini belirten Onbulak, ilerleyen dönemlerde merkez mağaza operasyonunun gelişmesi ile birlikte yüzde 75’lik kısmının merkez mağazalara kaydığını söyledi. Bayi mağaza açılışları konusunda net bir sayı belirlemediklerini belirten Erkmen Onbulak merkez mağazalarının sayısını yüzde 30 ila 40 oranında artıracaklarını dile getirdi. Onbulak sözlerine şöyle devam etti: “Son 5 yılda satış kanalımızda franchising sisteminden, merkez mağaza açılışlarına tüketiciye erişme yönünde değişimler oldu. Bu değişimlerin temelinde tüketici davranışındaki gelişmelerin, AVM’lerin yaygınlaşmasının ve dağıtım kanalının çeşitlenmesinin getirdiği etkilerin önemli bir yere sahip olduğunu gözlemliyoruz. Linens’in ev tekstil sektöründeki hızlı büyümesini özgün mağaza konsepti, ürün çeşitliliği ve hizmet anlayışı gibi nedenlere bağlayabiliriz. AVM’lerin büyüme trendi ve organize perakendede yaşanan gelişmeler Linens’in son beş yıldaki büyümesinin nedenleri olarak açıklanabilir.” “Tüketicinin beklentisi her geçen gün değişiyor” Erkmen Onbulak, tüketicinin hem alışveriş ortamı hem de hizmet kalitesi anlamında beklentilerinin değiştiğini söyledi. Ev tekstilinde mega trendleri inceleyen tasarım ofislerinden yararlandıklarını belirten Onbulak, fuarlar ve yurt dışı bağlantılarıyla da güncel trendlerin sektör yansımalarını ve ilham verici uygulamaları yakından izlediklerini söyledi. Yenilik ve çeşitlilik beklentilerinin arttığını belirten Erkmen Onbulak, “Bu beklentileri bayiler aracılığı ile karşılamak hem finansal hem de iş yapış alışkanlıkları açısından son derece zordur” dedi ve şöyle devam etti: “Bizler de trendlere uygun şekilde, ürünlerimizin fonksiyoneliğinden, desen ve tarzlarına, kullanılan materyalden doğa ve dünya ile ilişkisine kadar her aşamada dikkatli ve özenli olmak durumundayız. Bu sağduyu ile hareket ediyor, hizmet verdiğimiz alanlarda da bu faktörlere özen gösteriyoruz.” Yaşanan tüm gelişmelerin ciddi yatırımlar ve finansal yükler getirdiğini dile getiren Onbulak, “Mevcut iş modelleri ile bu finansal yüklerin altına girmeleri, firmalar için ciddi risk artışlarına neden oluyor. Bu noktada, fiyatlarda yaşanan düşüşleri ve maliyetlerin genel anlamda artmasını da göz ardı etmemek gerekir, karlılık oranlarının düşmesi, aracılı ticaretin her geçen gün azalmasına neden oluyor. Tüm bu gelişmeler perakendecilikte özellikle ana firmaların inisiyatifi ele almasını bir zorunluluk haline getiriyor” dedi. Online alışveriş sitesi için yeni projeler tasarlanıyor Erkmen Onbulak, online satış ve alternatif dağıtım kanallarının tüketici üzerindeki etkilerini de göz ardı etmemek gerektiğini, bu satış kanalında da yatırımlarını artıracaklarını dile getirdi. Online satışın iyi etkilerinin mağazalara yansıyacağını dile getiren Onbulak, bu konuda olumlu geri dönüşler aldıklarını belirtti. Alternatif kanalların gelişme aşamasında olduğunu söyleyen Onbulak, “Alternatif kanallar ciromuzdan çok küçük paylar almakla birlikte, bu kanallarımızın da büyüme oranları ve hızı son derece olumlu ve bizim açımızdan heyecan vericidir” dedi. Online satışta her yıl yüksek oranlarda büyümeler kaydettiklerini söyleyen Erkmen Onbulak, “Bu yıl içinde de önceki yıl olduğu gibi, hem sitemizin kullanıcı deneyimini hem de hizmet kalitemizi artıracak yatırımlar hedefliyoruz. Bu yatırımlarımızın satışlarımıza ciddi etkileri olacağını düşünüyorum. Online mağazalar hem ticari bir alan hem de müthiş bir bilgi kaynağı. Dolayısıyla online mağazalara sadece ciro olarak bakmak kısıtlı bir yaklaşım olur” dedi. İlkbahar - yaz sezonu için “wedding” temalı bir kampanya programı hazırladıklarını belirten Onbulak her ay belli ürün gruplarında indirim uygulanacağını, tüketicilerin de bu kampanyaya yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Sosyal medya ve iletişim İletişim faaliyetlerinin her firma için son derece önemli olduğunu ifade eden Onbulak, bu konuda her mecrayı doğru şekilde kullanmak gerektiğini belirtti. İletişimin gerçekleştiği mecra kadar frekansının da önemli olduğunu vurgulayan Onbulak sosyal medya çalışmalarına değindi. Linens’in sosyal medyada özellikle Facebook, Instagram ve Pinterest sayfalarıyla aktif olarak yer aldığını belirten Onbulak, Facebook sayfasını, Temmuz 2012’de yayına aldıklarını ve güncel olarak 118 bin civarı takipçisi olduğunu belirtti. “Facebook sayfamız üzerinden, marka değerimizi ön plana çıkaran, koleksiyonlarımızı en iyi şekilde tanıtabileceğimiz ürün odaklı içerikler ve güncel kampanya içerikleri paylaşıyoruz. Bu içeriklerimizin yanı sıra markamızın tarzına uygun olarak, dekoratif öneriler, özel gün içerikleri ve kullanıcılarımızın özellikle dikkatini çektiğini düşündüğümüz ilginç tasarım örneklerine de yer veriyoruz” diyen Onbulak, “İçeriklerimizi değerlendirecek olursak kullanıcılarımızın, çiçek desenli; özellikle nevresim takımı ve banyo grubu ürünlerini beğendiklerini söyleyebiliriz” ifadesine yer verdi. 22 haber 23 Katma değer yaratan ekonomi “Yüksek katma değer ile yüksek teknolojiyi birbirine karıştırıyoruz. Yüksek katma değer üretiyor olmak, yüksek teknolojiye sahip mal üretmek anlamına gelmiyor. Önemli olan daha fazla katma değerin ülkemizde kalmasını sağlayacak şekilde markalaşmaktır. Türkiye’nin çözmesi gereken tam da budur.” fıza kaydının daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü göreceğiz. 2050’lere geldiğimizde Asya’nın dünya ekonomisindeki rolünü yüzde 60’lara taşıyacağını yapılan bütün uzun dönemli araştırmalarda rahatlıkla görebilirsiniz. E konomi, en az galaksi kadar, evren kadar, karmaşık, hatta kaotik bir yapı. Atmanız gereken adımı doğru zamanda atmanız, doğru zamanlamayı çok iyi kurgulamanız gerekiyor. Türkiye ekonomisinin son dönemde içinden geçtiği durum, bunu çok daha anlaşılır kılıyor. Yapılması gereken bir sürü şey var ve bunların hepsi çok iyi birer zamanlama istiyor? Bazıları çok uzun dönemli çözümler, bazıları ‘hemen, şimdi’ atılması gereken adımlar. Hangisinin ne zaman yapılacağı ise politika uygulayıcılarının atacağı adımlarla şekilleniyor. Bu ve benzeri birçok sorunun cevabı için çok daha vizyoner bir bakış açısı gerekiyor. Bu işi Türkiye’de çok iyi yapanlardan biri de ekonomist, Prof. Dr. Kerem Alkin. Kısa bir süre önce Nişantaşı Üniversitesi Rektörü olarak atanan Kerem Alkin, Türkiye ekonomisinin sorunlarını ve yapılması gerekenleri, küresel bir bakış açısıyla sizler için yorumluyor… Merkez, arka koltuktan ön koltuğa geçti Türkiye’de, piyasa profesyonellerinin, TCMB’nin 28 Ocak’taki son faiz kararına ilişkin olarak, Merkez Bankası’nın arka koltuktan, ön koltuğa geçtiği yönündeki değerlendirmeleri oldukça isabetli. Eğer, 28 Ocak’ta, TCMB o kritik önemdeki adımı atmasa idi; o gün için 2,45-2,60 TL bandında bir dolar kurunu konuşuyor olabilirdik. Genel anlamda, ekonomide atmanız gereken adımları doğru ve gerekli zamanda atamazsanız süreci toparlamak için, ondan çok daha büyük bir adım atmanız gere- kir. Nitekim TCMB’nin de 5,5 puan gibi hayli iddialı bir faiz artışı kararı almasında, 2013 yaz ortası ve 2013 Aralık ayındaki Para Politikası Kurulu toplantısında faiz arttırmamış olmasının etkisi yüksek oldu. 21 Ocak 2014 toplantısını da es geçtikten sonra, 28 Ocak’ta ajanda dışı toplantı ile faizleri daha yüksek oranda artırmak durumunda kaldı. Bugün ise değişen piyasa koşullarında faiz oranlarında küçük çaplı bir indirim bekleniyor. Asıl sorun sermaye ve tasarruf açığı Aslında Atlantik ve Pasifik arasında birkaç yıldan bu yana gidip gelmekte olan, üretimde merkez olma süreci var. Temel olarak Pasifik Okyanusu’na kıyısı olan ülkelerde ciddi bir sermaye ve yasal sürecin varlığına şahit oluyorsunuz. Japonya, Çin, Singapur, Tayvan bir yönüyle bakıldığı zaman dünyada artık birçok ekonomik sorunu önemli ölçüde çözmüş ülkeler olarak karşımıza çıkıyor. Japonya için bu saatten sonra bir ekonomik problemden söz etmek ihtimaller dahilinde değil. Atlantik’e geldiğinizde aynı sorunu Kanada, ABD ve Avrupa’nın kendi ölçüsünde çözmüş olduğunu görüyoruz.Okyanus kıyısındaki ülkeler, bin yılı aşan bir süredir sermaye ve tasarruf birikimi ile ilgili konuları çözmeye çalışsalar da son 30 yılda parasal alanda hala sermaye ve tasarruf açığı sorunları yaşıyorlar. Dünyada bu sorunu çözebilmiş olan ülke sayısı yüzde 30 civarında. Geri kalan yüzde 70’i de belli ölçülerde ya serbest sermaye ve tasarruf açığı ile ilgili sorunu çözmeye çalışıyor ya da bununla yaşamaya çalışıyor. Büyüme için kaynak gerekiyor Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyümesini istiyorsanız, tasarruf açığını bastırmak için dünyadan Türkiye’ye 50 milyar dolar kaynak getirmeniz gerekiyor. Bu büyümenin yüzde 5’in üzerinde olmasını istiyorsanız, 70 milyar dolar, yüzde 6’nın üzerinde olmasını istiyorsanız yaklaşık olarak 90 milyar dolar bulmanız gerekiyor… 2013 yılında yurt içi hasılanın 1 trilyon 561 milyar TL civarında gerçekleşmesi öngörülüyor. Ülke olarak, ürettiğimiz GSMH’nın önemli bir bölümünü tüketim harcamaları ile gerçekleştiriyoruz. Toplam GSMH’nın 200 milyar dolarlık kısmı da ağırlıklı olarak yatırım amacıyla kullanılıyor. Peki, ne kadar tasarruf edebiliriz? 2013’te yaklaşık 115 milyar lira tasarruf etmişiz. Bu yıl Yatırım/GSYH için yüzde 19,6 ve Tasarruf / GSYH için de yüzde 12,6 oranında bir gerçekleşme bekleniyor. Yatırımlar ile tasarruflar arasında kabaca 110 milyar dolar civarında bir fark var. Asya yeniden merkeze oturacak Bir temel gerçek var. Bazı coğrafyalar, son 1000 yıllık dilimde üretimin merkezi olma başarısı gösterdikçe, uzun dönemde dünyanın alt hizmet üretiminin de merkezi oldular. Bir süre bu konumlarından uzak kalsalar da belli bir bilgi birikimleri ve tecrübeleri var. Asya tekrar yükselen trend olmaya başladıkça Çin ve Japonya sahip oldukları o uygarlık birikimini ve hafıza kaydını yeniden kullanmaya başladı. Süreç ilerdikçe, bu ha- konuda mutlaka daha hızlı adımlar atması gerekiyor. Hukuk ve eğitim reformu şart OECD’nin “2060 Yılında Dünya Ekonomisi” raporuna göre Türkiye’nin dünya ekonomisindeki payı % 1.06. Dünya ekonomisindeki ağırlığımızı arttırmak istiyorsak payımızı yüzde 3’e çıkarmamız gerekiyor. Dünya ekonomisinin 72 trilyon dolarlık büyüme hacminin 2025 yılında 90; 2030’da da100 trilyon dolar civarında olacağı öngörülüyor. Dünya alt hizmet üretiminden ciddi bir pay almak istiyorsak 2025 yılında ülke ekonomimizin 2.2- 2.5 trilyon dolara, 2030’da da 3 trilyon dolara ulaşması gerekiyor. Bu hedefi tutturmamız için yıllık ortalama yüzde 5.7 büyümemiz gerekiyor. Cumhuriyet tarihi büyüme ortalamamızın yüzde 4,5 olduğunu düşündüğümüzde bu hedefi tutturmamız zor görünüyor. OECD’nin geçen yıl yayınladığı rapora göre de, bu % 5.7’lik büyümeyi yapabilmemiz için iki önemli reformu gerçekleştirmek zorundayız: Eğitim ve Hukuk Katma değeri sistemli destekle sağlayabiliriz Fakat bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Yüksek katma değer ile yüksek teknolojiyi sürekli birbirine karıştırıyoruz. Yüksek katma değer üretiyor olmak, yüksek teknolojiye sahip mal üretmek anlamına gelmiyor. Önemli olan bir malı, ülkeye yüksek katma değer yaratacak şekilde üretmektir. Bir başka ifade ile daha fazla katma değerin ülkemizde kalmasını sağlayacak şekilde markalaşmaktır. Türkiye’nin çözmesi gereken tam da budur. Örneğin otomobilde üretim açısından dünyada 8’nci sıradayız ama otomobil için çelik saç üretmek aklımızın ucundan bile geçmiyor. 24 milyar dolara yakın otomobil ihracatı yapıyoruz, çelik sac ithalatımız 6 milyar doları buluyor. Temel sorunu şu: Bir ürün, üretim noktasından, nihai tüketiciye ulaşana kadar 6 noktadan geçiyorsa, biz bunların bir veya bir kaçını destekliyoruz. Oysa hepsinin entegre bir şekilde destekleneceği bir sistem geliştirmemiz gerekiyor. İlk defa 2011 yılında bu yana mikro bazda analiz yapıyoruz, yüksek katma değer yaratacak bir yöntem bulmak için çalışıyoruz. Bu çok olumlu bir gelişme… Eksen kayması devam edecek 2030 yılına kadar özellikle ABD-Euro bölgesi coğrafyasında dünyanın gelişmiş ekonomiler coğrafyasına 10 trilyon dolarlık yaşam standardı ve satın alma gücü transferi gerçekleştirilecek. Daha önce Batı ekonomilerine ait olduğunu düşündüğümüz bir satın alma gücü, dünyanın Batısından Doğusuna doğru kayacak. ABD’nin 2013’ün başında “Atlantik ittifakını tekrar ayaklandıralım. Aramızdaki ticareti yoğunlaştırıp Batıdan Doğuya kaynak transferini yavaşlatmaya çalışalım” önerisi getirmesinin en önemli sebebi de bu transferi yavaşlatmak ve veya geciktirmekti. Son dönemde ihracatta izlediğimiz strateji; Türkiye’nin de aralarında yer aldığı orta gelir düzeyindeki ülkeler ve kişi başına yaşam standardı gibi kriterlere göre şekilleniyor. Birinci ve ikinci kuşak komşu ülkelere ihracatı arttırma stratejimiz, bu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içerisindeki payının yüzde 30’lara çıkmasını sağladı. Çöktüğü ve iflas ettiği iddia edilen Avrupa, hala 6.2 trilyon dolar ihracat yapıyor. Bizim Avrupa’ya ihracatımız, toplam ihracatın %40’ını oluşturuyor. Türkiye’nin sorgulaması gereken; bu koşullara rağmen bu kadar büyük bir pazar olan AB’ye ihracatını yılda 120 milyar doların üzerine neden çıkaramadığıdır. Endonezya’nın soluğu ensemizde Türkiye göreceli olarak yükselen ekonomiler arasında yer almaya devam ediyor. Ekonomik ve demokratik standartlar ile bankacılık sektörümüz bizi şu anda güçlü kılıyor. Fakat gelecekte Endonezya, yapısal reformları yapar ve katma değerli ürünler üretmeye başlarsa Türkiye’yi rahatlıkla geçebilir. Türkiye’nin bu Dünyanın 14’ncü büyük ekonomisi olacağız IMF’in 2013 projeksiyonlarına göre; 822.8 milyar dolar GSYİH ile dünyanın 17 büyük ekonomisi olan Türkiye’nin önünde 1 trilyon 327 milyar dolarla Meksika, 1 trilyon 198 milyar dolarla Güney Kore ve 867.5 milyar dolarla Endonezya yer alıyor. Türkiye’nin arkasında ise 800.5 milyar dolarla Hollanda, 718.5 Prof. Dr. Kerem Alkin, Nişantaşı Üniversitesi Rektörü İndeks Konuşmacı Ajansı üyesi 24 haber milyar dolarla Suudi Arabistan ve 646.2 milyar dolarla İsviçre geliyor. Dünyada imaj sorunu yaşayan ülkelerden biri olan Meksika; sürekli uyuşturucu ve karteller ile gündeme geliyor. 2050 yılında Meksika 6 trilyon 950 milyar dolarla dünyanın 8’nci, Endonezya 6 trilyon dolarla 9’ncu, Türkiye de 4 trilyon 450 milyar dolarla 14’ncü büyük ekonomisi olacak. 2050 yılında Türkiye için tahmin edilen kişi başına GSMH 48.500 dolar. Demek ki 2050 yılında bugünün İtalya’sı olacağız. Bugün 39’ncı sırada yer alan Nijerya’nın ise 2050’ye kadar büyük bir sıçrama yaparak dünyanın 13’ncü büyük ekonomisi olacağı öngörülüyor. HSBC’nin 2010-2060 dönemini kapsayan raporuna göre; dünyada çalışan nüfusunu artıracak ülkeler arasında ilk sırada Suudi Arabistan yer alıyor. Mısır’ın ikinci sırada yer aldığı bu araştırmada Türkiye’nin 9’ncu olduğu görülüyor. Polonya, Güney Kore, Rusya, Almanya ve İtalya nüfus artışında en son sırada yer alırken Çin’in çalışan nüfusunu kaybedecek olan ülkeler arasında yer aldığı tespitine yer veriliyor. Hindistan ise kalabalık nüfusuna rağmen 2060’ya kadar çalışan nüfusunu arttırmayı sürdürecek ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’de bir süredir konuşulan 3 çocuk önerisi, büyüme için gerekli olan 2.7 çocuk ortalamasına dayanıyor. Bundan 4-5 yıl önce NATO’da yapılan “küresel iklim değişikliği” analizine göre; 2030’lardan sonra küresel iklim değişikliğinin büyük bir facia- 25 ya yol açması durumunda 16 milyon Avrupalının ikametgâhını değiştirmek zorunda kalacağı öngörüsü yapılmıştı. NATO Türkiye’ye “6 milyonunu siz ağırlar mısınız?” sorusunu sormuştu. Sizin anlayacağınız, sonuçlarını tam olarak kestiremediğimiz bir “küresel iklim değişikliği” sorunumuz da var . İran ile ticari ilişkilerimiz güçlenebilir Türkiye önemli reformları imza attı. Fakat şimdi katma değeri artırarak, mevcut ekonomik pozisyonumuzu güçlendirmemiz ve kredi notumuzu da korumamız gerekiyor. İran, ambargosunun yumuşaması ile petrol ihracının artması söz konusu olabilir. Bu Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının karşılanması açısında önemli bir fırsat olabilir. İran ile bugün yaptığımız anlaşmalar gelecekte ticari ortaklığımız güçlendirmesi açısından büyük önem taşıyor. Parasal genişleme hız kesti Küresel ölçekte Merkez Bankalarının bilançolarının genişlemesine şahit olduğumuz bir dönemi geride bıraktık. Dünyadaki 6 Merkez Bankası 2000-2013 yılları arasında 11.5 trilyon dolarlık parasal genişlemeye imza attı. Daha önce 900 milyar dolar olan FED’in bilançosu 4 trilyon dolara aştı. Parasal genişleme yapıldığında bu para Amerika’da kalmadı. İlk iki parasal genişlemede bu para, ekonomilere görece iyi olan gelişmekte olan ülkelere aktı. Daha sonraki parasal genişlemelerde de sonuç değişmeyince FED, parasal genişlemeye azaltma kararı aldı. Parasal genişlemenin Amerikan ekonomisine katkısı çok sınırlı oldu. Amerikan tahvilleri uzun süre %2’nin üzerine çıkamamıştı. Geçen yıl herkes ABD’nin 10 yıl vadeli tahvil faiz oranlarının yüzde 2’yi geçip geçmeyeceğine bakıyordu. Fakat FED’in tahvil alımlarını azaltacağını duyurduğu mayıs ayından sonra tahvil faizleri hızla yükselerek 2.60’ın üzerine çıktı. Şimdi herkes %3’ün üzerine çıkar mı diye endişe ile bekliyor. Bankalar ekonominin can damarı Küresel kriz beşinci yılını tamamlarken ABD ve Avrupa bankacılığının hala tam olarak toparlanamadığını görüyoruz. Avrupa’da kredi sorunları devam ediyor. Fakat ABD ve AB’de bankacılık sektörüyle reel sektör arasında kredi mekanizmalarının çalışmaya başladığını gözlemliyoruz. Türkiye bankacılık sektörü ise 2001 krizi sonrası gerçekleştirilen yapısal reformlar sonrasında güçlü bir yapıya kavuştu. Sektörünün sermaye yeterliliği dünyada kabul görmüş uluslararası standartların üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu yapıyı sürdürülebilir kılacak şekilde ilerlememiz gerekiyor. Bankalarımız karlılık açısından güçlü olsa da birçok sektörün karlılığı bankacılıktan daha yüksek. Bankacılık sektörünün halkın tasarruflarına aracılık ettiğini ve bunu belirli kurallar çerçevesinde ekonomideki aktörlere kullandırdığını unutmamız ve bankacılığa bu gözle bakmamız daha sağlıklı olacaktır. 26 haber Kars Arpaçaylı çocuklara karne hediyesi Zorlu Enerji Grubu Gönüllüleri, “Enerjimiz Köy Okulları İçin” kurumsal sorumluluk projesi kapsamında, Kars Arpaçay’daki dört köy okulunu ziyaret etti ve 151 öğrenciye kışlık giysi hediye etti. Bu ziyaretle beraber Zorlu Enerji Grubu Gönüllüleri 3 yılda toplam 900 öğrenciye ulaşmış oldu. Ziyarete, Arpaçay Belediye Başkanı ve Kaymakamı da eşlik etti. Z orlu Enerji Grubu, sürdürülebilir kalkınma bakış açısıyla, 2011 yılında başlattığı “Enerjimiz Köy Okulları İçin” projesini bu sene de sürdürüyor. Proje kapsamında, Zorlu Enerji tarafından işletilen Çıldır Hidroelektrik Santrali’nin bulunduğu Kars’ın Arpaçay ilçesindeki Carcı, Taşbaşı, Melikköy ve Kardeştepe’deki köy okullarını ziyaret eden Zorlu Enerji Grubu Gönüllüleri, 151 öğrenciye karne sevinci yaşattı. Grubun Kurumsal İletişim, Satın Alma ve Bilişim Departmanlarındaki çalışanlarının yanı sıra; Çıldır Hidroelektrik Santrali çalışanlarının da aralarında bulunduğu gönüllü grup, öğrencilere kaban, bot, çorap, atkı, eldiven ve bere hediye etti. Arpaçay Belediye Başkanı Enver Akkaya ve Arpaçay Kaymakamı Faruk Erdem de Zorlu Enerji Grubu Gönüllüleri’ne ziyaretlerinde eşlik etti. 3 yılda 900 öğrenci Toplumsal hayata değer katan ve topluma sürdürülebilir hizmet sunma stratejisi ile hareket eden Zorlu Enerji Grubu Gönüllüleri, “Enerjimiz Köy Okulları İçin” projesi kapsamında 2011 yılından bu yana; Erzurum, Erzincan, Tunceli, Tokat, Rize ve Şırnak’taki köy okullarını da ziyaret ederek yaklaşık 900 öğrenciyle bir araya geldi. 27 28 haber 29 Taç’tan göz alıcı ve özgün koleksiyonlar… Venedik konsepti Venedik Sarayı’nda Ağustos 2013’te hayat bulan Taç çekimleri, stilist Elif Osmanoğlu tarafından tasarlandı. Konseptin belirlenmesinin ardından stilist Osmanoğlu Taç ürünlerini kombinledi. Taç, saraylara layık koleksiyonları ve dijital baskı teknolojilerinden yararlanarak geliştirdiği özel ürünleriyle ev tekstili modasına yön veriyor. Göz alıcı ürünleriyle dekorasyonda fark yaratmanızı sağlayan Taç, bebeklere özel ürünleriyle de göz dolduruyor. T aç, yaşam alanlarında büyük dokunuşlara imza atmayı sürdürürken, Venedik saraylarının ihtişamını evlerinize taşıyor. Ev tekstilinde modaya yön veren Taç, trend desen ve renkleri, en güncel dijital baskı teknolojilerinden yararlanarak kumaşlarla buluşturuyor. Taç, bebeklere özel dikkat çeken ürünler de sunuyor. TAÇ “Colorful” koleksiyonu büyülüyor Taç’ın dijital baskı ile üretilen nevresim takımı, fon perde ve tül perdelerden oluşan yeni koleksiyonu “Colorful”, renklerin en canlı ve parlak halini evinize taşıyor. Geleneksel çini ya da çiçek desenlerinin yanı sıra denizaltı gibi farklı tasarımlar da Taç ürünlerinde hayat buluyor. Yüksek baskı kalitesi Bir ressamın elinden çıkmışçasına doğanın tüm renklerini içeren Taç Colorful serisi, ev tekstili alanında teknolojinin ulaştığı en yüksek baskı kalitesine sahip. Ayrıca Taç Colorful tasarımlarında, yenilikçi dijital baskı teknolojisi sayesinde, milyonlarca renk mevcut! Geniş ebatlara dijital uygulama Koleksiyonda yer alan perdeler Flower, Kitchen, Teenage ve Consept olmak üzere dört gruptan oluşuyor. Parlak, canlı renklere sahip olan dijital baskılı perdeler, geniş ebatlarda dökümlü kumaşlara basılabiliyor. Venedik Sarayı, Taç ile buluşunca… Taç koleksiyonlarında perdeden bornoza, nevresimden yatak Taç, yeni koleksiyonu “Colorful” ile yaşam alanlarınızda sanatsal dokunuşlara imza atıyor. örtüsüne dek evlerde ihtiyaç duyulan tüm tekstil ürünleri dekorasyonda birer tasarım unsuruna dönüşüyor. Perdelerde vizon, kahve, ekru gibi doğal renklerin yanı sıra su yeşili, fuşya ve bordo gibi canlı renkler hakim. Çiçek ve damask desenlerin kullanıldığı kumaşlarda ise pastel ve toprak tonlarıyla sonbaharın tüm renkleri tasarımlara yansıyor. Dantel ve nakış detayları Nevresimlerde ise ağırlıklı olarak gümüş grisi, açık mavi, vizon, pudra, taba ve lila tonları yer alıyor. Geometrik desenlerin yanı sıra tıpkı perdelerde olduğu gibi damask ve şal desenlerinin hakim olduğu nevresimlerde vazgeçilmez çiçek desenleri de mevcut. Evlilik setlerinde ise lila ve ekru renkli tasarımlar ince dantel ve nakış detaylarıyla zenginleştirilmiş. Bebeklerin Taç ayrıcalığı Kız ve erkek bebek ürünlerinde Taç şıklığı lila, pudra rengi, pembe ve ekru tonlarıyla evlere geliyor. Yumuşacık kumaşlara sarmalanan bebekler Taç’ın yeni koleksiyonuyla daha ayrıcalıklı. 30 haber 31 Zorlu Tekstil, dijital baskıda ilklere imza attı Zorlu Tekstil, 2000 yılından bu yana dünyadaki dijital baskı gelişim sürecini takip ederek, yaptığı Ar-Ge çalışmalarıyla alanında öncülüğü ve liderliği sürdürüyor. Zorlu Tekstil Baskı İşletme Müdürü Murat Güdücüler “Zorlu Tekstil, on yıl öncesinden itibaren dijital teknolojiye ve bu alanda Ar-Ge’ye yatırım yaparak adeta geleceği gördü. Bugün dijital baskıya eğilim artıyor” diyor. G eleceğini, alanında öncü olmak prensibiyle tasarlayan Zorlu Tekstil, teknolojik gelişmeler ışığında sürekli kendini yeniliyor. Zorlu Tekstil, geleceği görerek yaptığı Ar-Ge ve teknoloji yatırımları sayesinde bugün, iplikten baskıya üretimin her aşamasında yer alıyor. Geleceği bugünden planlayan Zorlu Tekstil, Zorlu Grubu’nun tüm şirketleri gibi yeni yatırımlar yaparak teknolojik gelişmeleri tüm süreçlerine dahil ediyor. Son yıllarda tekstil sektörünü etkileyen teknolojik gelişmelerden biri de dijital baskı. Tekstil sektöründe uluslararası düzeyde rekabet edebilmek için bu teknolojiye sahip olmak olmazsa olmaz. polyester kumaşlar için ikinci dijital makina yatırımı kararı alındı, Mayıs 2013’te de devreye girdi. Bugün ise dijitale yönelik talep artarak sürüyor. Siparişleri daha kısa sürede tamamlamak için diğerlerinden daha hızlı ve yeni bir markanın ürettiği üçüncü geniş reaktif dijital makina ile hizmet vermeye devam edeceğiz.” Geleneksel ve dijital baskı bir arada… Zorlu Tekstil’in perde sektöründe Türkiye’nin ilk dijital pigment makinesi konusunda aldığı yatırım kararı da bu gelişmelerin bir parçası. Zorlu Tekstil, 2014’ün Nisan ayından itibaren kullanılmaya başlanması planlanan bu makineler Murat Güdücüler Murat Güdücüler, Zorlu Tekstil’in gücünün üretim makinelerinden geldiğini söylüyor. Rotasyon, flat ve düz boyadaki kapasitenin günlük üretim miktarı 250 – 270 bin düzeyinde. Zorlu Tekstil, günlük uzun aksiyon siparişlerinden, varyant boy metresi azalan siparişlere kadar geniş alanda konvansiyonel sistemde hizmet veriyor. Tasarım ve gravürleme bölümlerindeki makine ve araçlar da son model. Yeni Gelen Desenin Alınması Üretim Flat Baskı Desen Dairesi Şablon Çekim Dairesi Rotasyon Üretim Rotasyon Baskı Şablon Çekim Dairesi Flat Üretim Boya Mutfağı “Kendimizi sürekli geliştiriyoruz” Zorlu Tekstil, 2000’li yıllardan bu yana dünyada dijital baskı sürecindeki gelişmeleri takip ediyor, Ar-Ge çalışmaları yapıyor. Zorlu Tekstil’in dijital baskıya giriş sürecinde öncelikli olarak şablon kullanımını azaltmak ve numune hazırlık sürecini hızlandırmak amaçlanıyordu. Ancak zaman içinde dijital baskının fonksiyonu arttı. Zorlu Tekstil Baskı İşletme Müdürü Murat Güdücüler süreci şöyle anlatıyor: “Aslında bu yatırım, geleceğe yönelik yaptığımız pratik bir çalışmaydı. İlerleyen yıllarda piyasayı çok yakından takip ederek fabrikamızda yine ilkleri gerçekleştirdik. Böylece ilk 320 cm enindeki reaktif dijital baskı makinesi Temmuz 2011’de Zorlu Tekstil’de çalışmaya başladı. Aradan bir buçuk sene geçtikten sonra sayesinde bu alanda da öncülük ederek sektöründe örnek teşkil edecek. Perdeden nevresime, ev tekstili ve diğer tekstil ürünlerinde kullanılan baskı tekniği artık geçmişe nazaran çok daha önemli. Tüm bu gelişmelerin arkasında güçlü bir ekip çalışması yer alıyor. Murat Güdücüler, “Zorlu Tekstil’te insan gücü genç, dinamik, öğrenmeye ve öğretmeye açık. Pratik, deneyimli, sektördeki araştırmaları an be an takip eden çalışkan bir ekibe sahibiz. Gücümüz ise çalıştığımız her alanda teknolojiyi verimli kullanmaktan geliyor” diyor ve devam ediyor: “Baskı süreci; desen tasarlanmasından renk ayrımına, numune hazırlığından müşteri onayına kadar giden uzunca bir yol. Bu süreçte ekibin işlevselliği, çalışanlarımızın fuarlarda aldıkları görsel eğitimler, kişisel gelişim ve düzenli olarak yapılan analizler kendimizi sürekli geliştirmemizi sağlıyor. Trend dijital! Rakamlar artacak Murat Güdücüler, dijital baskının artık tekstil sektörü için kaçınılmaz olduğunu ve Zorlu Tekstil’in de bu kapsamda her beş yılda bir yapılan donanım ve yazılım güncellemelerinde güçlü bir ekip dayanışması sergilediğini belirtiyor. Güdücüler, dijital baskının avantajlarını ise şu şekilde anlatıyor: “Dijital tekstil baskıcılığı, çok sayıda dizayn ve moda sezonlarına, çok hızlı dizayn sirkülasyonuna ve küçük miktarda üretim yapılsa bile farklı sayıda desen basmaya olanak sunuyor. Dünyada 2012 yılında 29 milyar m2 kumaş üretildi. Bunun yüzde 52’si pigment, yüzde 26’sı reaktif, direct, dispers ve aşındırmaydı. 500 milyon m2’si ise dijital. Dijitalin trend olmasıyla bu rakamlar artacak gibi görünüyor” diyor. Şablon Arşiv Dairesi Numune Baskı Rotasyon Numune Baskı/ Renklendirme Numune Baskı Flat Numune Baskı Boya Mutfağı 32 röportaj 33 Zorlu Enerji Grubu’na dördüncü kez “İnsana Saygı Ödülü” Zorlu Enerji Grubu, Kariyer.net tarafından 13 yıldır düzenlenen “İnsana Saygı Ödülleri” etkinliğinde bu yıl dördüncü kez ödüle layık görüldü. Grup, 2013’te aldığı iş başvurularının tamamına bir gün içinde yanıt vererek bu ödülü almaya hak kazandı. K ariyer.net’in ev sahipliğinde gerçekleşen “13. İnsana Saygı Ödülleri” Türkiye’de insan kaynakları alanındaki en prestijli organizasyonlardan biri kabul ediliyor. Adayların başvurularının tamamını en hızlı şekilde yanıtlayan, en çok istihdam yapan ve başvuru alan firmaların layık görüldüğü bu ödüle ilişkin olarak Zorlu Enerji Grubu İnsan Kaynakları Direktörü Öniz Sayıt sorularımızı yanıtladı. Başvuruları değerlendirme ve yanıtlama sürecinizi anlatır mısınız? Başvuru yapan adaylarımıza bir gün içinde, en azından başvurularını aldığımıza dair yazılı cevap veriyoruz. Kısa listemizi iki hafta içinde netleştiriyor; buradaki adaylara da bu sürede yanıt vermeye özen gösteriyoruz. İşe alım sürecimiz en geç bir ay içinde tamamlanıyor. Her yıl Kasım ayında bir sonraki yılın işe alım planını yaptığımız için, bir yıl içinde 100-150 kişiyi istihdam edebiliyoruz. Aday havuzlarını süreç başlamadan oluşturmamız sebebiyle rutin iş takvimimizi aksatmadan alımları gerçekleştirebiliyoruz. Bu aşamada yöneticilerimizin desteğini de yadsıyamayız. Bu ödülü almanızdaki diğer büyük etkenler nelerdir? Zorlu Enerji Grubu olarak insana verdiğimiz değer ve öncelik bu ödülü 4. kez almamızda önemli bir etken... İşe alım sırasında pozisyonun niteliklerine uygun adayların bulunmasını sağlamak kadar, olumsuz değerlendirilen adaylara yanıt vermek konusunda da azami hassasiyet gösteriyoruz. Şirket çalışanlarımıza verdiğimiz değeri aynı şekilde iş ilanlarımıza başvuran adaylarımıza da yansıtıyoruz. minlerimizden daha da fazla büyüyeceğine işaret ediyor. Sektör kapsamında gerçekleşen yatırımlar arttıkça istihdam imkanları da çeşitlilik gösteriyor. Zorlu Enerji Grubu olarak mühendis ve teknisyen ağırlıklı istihdam gerçekleştiriyoruz. Enerji alanında yetkin personel sayısının yetersiz olması sebebiyle daha çok kendi şirketlerimiz bünyesinde uzmanlaştırıyoruz. Yönetici ve üzeri alımları çoğunlukla şirketlerimiz bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Yeni mezun alım sürecinde işe başlayan ve yönetici pozisyonuna yükselen çok sayıda arkadaşımız olduğunu söyleyebilirim. Hedefteki yeni İK çalışmaları “Bu yıl Alaşehir Jeotermal ve Kızıldere 3 Jeotermal Santrali ile Osmaniye “relokasyon” projelerimiz kapsamındaki süreçlere destek vereceğiz. Hedef bazlı performans değerlendirme çalışmalarını tüm müdürlüklerimizde uygulamaya başlayacağız. Ayrıca bütünüyle Grubumuza özel bir “Yönetici Geliştirme Programı” hazırlıyoruz. Bu arada da kurumsal yetkinlik havuzumuzu yönetim danışmanımızla birlikte hayata geçirmeyi hedefliyoruz.” Zorlu Enerji İK Direktörü Öniz Sayıt ödülü Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz’dan aldı. Üniversite etkinliklerinde ve aday görüşmelerimizde, dünyada ve ülkemizde hızla gelişen enerji sektörüne yönelik ilginin arttığını gözlemliyor, sektörümüzde kariyer yapmayı hedefleyen çok sayıda adayla karşılaşıyoruz. Önümüzdeki yıllarda meslek seçimi eğilimlerinin sektörümüz nezdinde çeşitleneceğini öngörüyoruz. Zorlu Enerji Grubu’nun İK yapısından bahseder misiniz? Zorlu Enerji Grubu İnsan Kaynakları olarak, yurt içi ve yurt dışında 25’ten fazla lokasyonda, yaklaşık 900 kişiye hizmet sunuyoruz. Grubumuz bünyesindeki tüm çalışanlarımız beyaz yakalı ve bunların yüzde 85’i erkek, yüzde 67’si ise üniversite mezunu. Grubumuz şirketlerine son beş yıl içinde yüzde 65 oranında genç ve iş hayatına yeni atılan aday kattık. Yeni nesli temsil eden genç çalışanlarımız ile farklı uygulamaları hayata geçirme ve kurum bünyesine kazandırma konusunda başarılı yöntemler geliştirdik. Zorlu Enerji Grubu’nda yer alan İK uygulamaları • Oryantasyon süreci • 6. ay memnuniyet araştırması • Performans değerlendirme • Hedeflerle yönetim • Tüm pozisyonlar için iş değerleme • Ücret araştırmalarına katılım ve diğer benchmarklar • Çalışan memnuniyet araştırması Temel İK politikanız nedir? “İnsan Kaynakları departmanı, Zorlu Enerji Grubu’nun vizyonu, misyonu, ilke ve değerlerini destekleyerek, çalışanların iş hayatını geliştiren sistemler kurmaya odaklanmıştır.” Bu Grubumuzun web sitesinde, kurum içi yönetmeliklerimizde ve şirket dışında gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde yaygın olarak kullandığımız bir söylem. Tüm çalışanlarımızın rahatlıkla erişebildiği, yönetici-çalışan arasındaki dengeyi sağlayan ve ihtiyaçlara en kısa sürede yanıt verebilen bir departman algısı yaratmak öncelikli hedefimiz. Personel alımında nelere dikkat ediyorsunuz? Personel alımlarında hedef kitlemizin beklentileri süreçlerimizi belirliyor diyebiliriz. Kendini doğru ifade edebilen, iş-özel hayat dengesini doğru kurgulayabilen, şirkete verdikleri dışında aldıklarını da sorgulayan, kariyeriyle ilgili hedefleri olan genç ve hırslı bir kitle ile karşı karşıyayız. Grup içinde çatışma ortamının oluşmaması için doğru kişileri seçmeye ve yerleştirmeye çalışıyoruz. Başvurduğu sektöre karşı bilinçli yaklaşan ve bu alanda kariyer yapmak isteyen kişileri istihdam etmek bizim için oldukça önemli. • E-portal • Eğitim ve gelişim portalı • Yedekleme, kariyer planlama • Norm kadro çalışmaları • İş yükü çalışması • Değer zinciri Sektörünüzde İK anlamında genel durum ve eğilimleri değerlendirir misiniz? Türkiye’de her geçen gün artan enerji talebi, sektörün tah- Selim Alan, Öniz Sayıt, Pınar Yıldız, Pınar Güngör, Binnur Eraslan, Zeynep Bulduk, Yavuz Altındaş • Şirket yapılanmaları ve organizasyon geliştirme faaliyetleri • İç iletişim faaliyetlerine destek sağlanması • Yılda bir kez tüm yatırım lokasyonlarında “açık kapı toplantıları” düzenlenmesi Hayata geçirdiğiniz İK Uygulamaları nelerdir? Aramıza yeni katılan tüm arkadaşlarımız için hazırladığımız teknik oryantasyon eğitimleri ile hızlı adaptasyon sağlamaya çalışıyoruz. 2007 yılı itibarıyla her yıl performans değerlen- dirme süreçlerini yönetiyoruz. Elde edilen sonuçlar kariyer planlama, ücret ve eğitim planlamasında kullanılıyor. 2008 yılı itibarıyla iş birimlerinde “Hedeflerle Yönetim” sistemini uygulamaya başladık. Her yıl çeyrek dönemlerde Grup şirketlerimizin yöneticileriyle bir araya geldiğimiz değerlendirme toplantıları yapıyoruz. Çalışan memnuniyetini bağımsız bir araştırma şirketi ile düzenli olarak ölçümlüyoruz. Araştırma sonuçlarını yatırımlarımızın bulunduğu tüm lokasyonları ziyaret ederek çalışanlarımızla paylaşıyor ve geri bildirimlerini alıyoruz. Saha personelimizden gelen önerilerle birlikte uygulamalarımızla ilgili değişiklikler yapabiliyoruz. Ayrıca yeni işe başlayan çalışanlarımız için yaptığımız “6. Ay Değerlendirme” anketi sonuçları doğrultusunda hızlı aksiyon alabiliyoruz. Yönetici pozisyonu atamalarımızda önceliği Grubumuz bünyesindeki çalışanlarımıza veriyoruz. Her yıl Ekim ayında atama ve terfiler gerçekleşiyor. Uyguladığımız sistem hem dikey, hem de yatay ilerleme imkanı sağlıyor. Çalışanlarımızın gelişimlerini teknik ve davranışsal eğitimlerle destekliyoruz. Bir yıl içinde tüm çalışanlarımız en az bir eğitim alıyor. İnsan Kaynakları departmanı olarak çalışmalarımızı değerlendirmek ve güncel tutmak adına 3-5 senelik dönemlerde iş değerleme, norm kadro, değer zinciri gibi projeler yürütüyoruz. Ayrıca sektörel kıyaslama çalışmalarına katılıyoruz. Grubumuzun iç iletişim çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen projelerle ilgili Kurumsal İletişim departmanımıza destek oluyoruz. Mümkün olduğunca şeffaf ve açık iletişim yürütmeye çalışıyor; Grubumuzla ilgili önemli gelişmeleri kurumsal portalimizde çalışanlarımızla düzenli olarak paylaşıyoruz. Bu doğrultuda yeni, gelişen ve tamamlanan tüm projelerle ilgili gelişmelerin heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Zorlu Enerji Grubu olarak sektörde hangi farklılıklarla öne çıkıyorsunuz? Zorlu Enerji Grubu’nun sektöre ilk giren şirketlerden biri olması ve arkasında Zorlu Holding’in gücünü hissetmesi öne çıkan avantajlarımız arasında... Yeni liberalleşen ve yüksek eğilim gösteren enerji alanındaki uzman kadromuz; termik, jeotermal, rüzgar, hidroelektrik ve gaz dağıtım gibi enerjinin farklı alanlarındaki entegre faaliyetlerimiz; dinamik ve hızla gelişen yapımızla ayrıcalıklı bir Grup olduğumuzu söyleyebilirim. 34 haber 35 Objelerle tasarım bir meydan okumadır Yaptığı çalışmaları “objelerle resim çiziyorum” şeklinde özetleyen Elif Osmanoğlu, Zorlu Tekstil Grubu ile yaptıkları farklı işbirliklerini bizlerle paylaştı... Z orlu Holding ile başarılı çalışmalara imza atan tasarımcı Elif Osmanoğlu’nun tasarımlarının da sergilendiği Zorlu Center Alışveriş Merkezi, mağaza renkleri ve içerikleriyle misafirlerini kendine hayran bırakıyor. İlk olarak, Ağustos 2013’te Taç için yapılan çekimlerin styling’lerini yapan Osmanoğlu, yine Taç satış kampanyalarından pamuk saten ve ranforce kampanyalarının televizyon reklam filmi ve fotoğraf çekimlerinde de görev yaptı. AVM’deki cam vitrin alanı içinde yer alan çalışmanın konsept tasarım hazırlığı ve uygulamasını da gerçekleştiren Osmanoğlu ile fotoğraf ve reklam çekimlerini, Zorlu Tekstil Grubu ile yaptığı başarılı çalışmaları konuştuk. Tasarım alanındaki geçmişinizi anlatabilir misiniz? Üniversitede Amerikan Kültürü ve İngiliz Edebiyatı okudum ancak dekorasyondan çok keyif aldığım için bu sektördeyim. Yıllardır dekorasyon dergilerini düzenli takip ederim. Tasarımla ilgili kaynak okumanız, sektörden haberdar olmanız, dünyada ve Türkiye’de ne yapılıyor bilmeniz gerekiyor. Uluslararası fuarları takip etmeli, vizyonunuzu sürekli güncel tutmalısınız. Altyapı olarak ilgi alanınız olduktan sonra üstüne inşa etmeniz çok daha kolay. Elif Osmanoğlu Mezuniyet sonrasında yayın hayatına girdim. İçimde dekorasyon tutkusu olduğu için bir arkadaşımın vasıtasıyla 1994’te Art Dekor dergisinde çalışmaya başladım. O dönem dünyadaki dekorasyon dergilerinde stil fotoğraf çekimleri yapılıyordu. Talep olunca ben de başladım. Bir “style çekim” nedir? Objelerle bir resim çizdiğinizi düşünün. Aslında bir kurgu yapıyorsunuz. Kendimi yetiştirebilmem ve gözümü eğitebilmem için gözümün önünden belki milyonlarca görsel malzeme geçiyor. Her baktığım şeyi renk, grafik, form olarak değerlendiriyorum. Ben eşya ile çalışmayı seviyorum. Moda çekiminde zaten bir mankeniniz var ve bu çok güzel bir form. Ama yeri geliyor son derece standart bir bardağı güzel göstermek durumundayım. Bu aslında bir meydan okuma. Ağustos 2013’de TAÇ’la bir çalışma yaptınız. Zorlu Grubu ile tanışmanız nasıl oldu? Zorlu Grubu’na ait tekstil konusunda çalışmaya Ad-Stop reklam ajansı vesile oldu. Bana böyle bir teklif getirdiklerinde keyifle yer almak istediğimi belirttim. Valeron, Linens, TAÇ hepsi farklı segmentlere ürün yelpazesi sunan yapılara sahip. Reklam çekimlerini Venedik Sarayı’nda ve Beykoz’da bir evde yaptık. Çok güzel bir seçim oldu. Özellikle katalog çekimleri çok keyifliydi. Ağırlıklı olarak nevresim takımı çektik ama bununla kombinlenecek banyo tekstili, bornozu da vardı. Bunun yanı sıra perde ve döşemelik kumaş da çektik. Biz TAÇ’a, algıları değiştirecek türden alternatif bir çekim yaptık. Zorlu Center’daki Linens mağazasının Sevgililer Günü için özel bir vitrin alanı tasarladınız. Fikir nasıl çıktı? Benden standart mağaza vitrini dışında bir çalışma istendi. Vitrinler daha çok kadınların gönlünü fethettiği için hem kadın ruhuna hitap etsin hem de mağazadan küçük hoşlukları vitrine taşıyalım istedik. Linens’in ürün yelpazesinde olan kadife kumaşlarımızla kapitone plakalar hazırlatıp daha sıcak, özel duygusu veren bir fon tasarladık. Tekstil ev içi ve sıcaklık duygusu verir. Kadifeler, yastıklar, dekoratif aksesuarlar, arka yüzeyi komple sünger dolgulu kapitone ile kaplanmış olması sıcak bir atmosfer yaratıyor. 2.5 haftada tamamlayıp montajını yaptık. Bahar için yeni bir tasarım geldi mi? Evet; o da çok emek harcadığımız bir vitrin oldu çünkü 600 kelebek, 650 yapay çim bitkisi, 110 çim karolaj kullandık. Sezon ilkbahar olunca doğayı vitrinin içine taşımak istedik. Dokulu mavi kumaşla gökyüzü fonu oluşturduk. Fonda soldan sağa uzanan yaklaşık 4 metrelik raf formunda stilize bir ağaç dalı oldu ve o rafın üstünde Linens’ten ürünler yer aldı. Dallarının bitiş noktalarında da Linens’in kumaşlarından özel dikilmiş çiçeklerimiz, altında da kelebeklerin havalandırdığı bir kanepe yer aldı. Linens logosundan doğaya tekrar kavuşuyorlar efekti yarattık. Zorlu Tekstil Grubu’nun ürünlerini nasıl buluyorsunuz? Linens ve Valeron’un çok güzel ürünleri ve desenleri var. Kumaş kalitesi olarak da çok güzel ürünler bulunuyor. Özellikle pamuk-saten grubunu çok beğeniyorum. Öncelikli olarak hangi ürün olursa olsun, doğru şekilde ve dozunda kullanıp kombinlediğinizde o üründen iyi bir sonuç alırsınız. Ülkemizde insanlar bir şeyi beğenip alıyor ve evlerine yerleştiriyorlar. Bunun yerine o mekanın özelliklerini dikkate alarak ürün seçse çok etkili olur. Zorlu Tekstil Grubu ile çalışmak nasıl bir duygu? Özellikle teşekkür etmek isterim. Zorlu Holding’den Fatih Dereköylü’den Lale İlalan’a ve Oya Dirican’a teşekkür ederim. Hem çok disiplinliler hem de doğru bir iletişim dili kullanıyorlar. Ben kendimi çok şanslı sayıyorum. Bu her zaman bizlere nasip olan bir şans değil. Karşılıklı enerjiye çok inanan biriyim. Karşılıklı yaklaşımımız benim için çok olumlu. Normalde vitrin tasarımını, AVM’ler kapandıktan sonra başladığı ve çok uzun sürdüğü için tercih etmiyorum. Bana bunu çok teklif eden oldu ve yapmak istemedim. Ama Zorlu Holding’i kıramıyorum. Bir vitrini tasarlamak uzun bir süreç ama en güzel tarafı işin bitiminde keyif olması. Çalışmalar sonucunda genellikle olumlu yorumlar aldım. Zorlu Tekstil Grubu da geri bildirimlerin olumlu olduğunu belirtti. Dekorasyonda en önemli olan şeyler nedir? Dekorasyonun bir dozu ve dengesi vardır. Ben her şeyin çok klasik, çok modern, tamamen endüstriyel, tamamen rustik olduğu mekanları tek düze buluyorum. Araya serpiştirdiğiniz bir iki unsurla farklı tarzla denge yakalamak mümkün. Mevcut evimizde mutlaka herkesin yakın hissettiği bir tarz vardır. Evde çok fazla karmaşık görsellik sunmayacak şekilde, gözü yormadan kendi içinde bütünlüğü olan bir konsept yaratmalısınız. 36 haber “En İyi Kurumsal Yönetim Ödülü” Zorlu Enerji’nin 37 Kadın çalışanların ayrıcalıklı günü Zorlu Enerji Grubu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları kapsamında düzenlenen Bakış Açısı Konferansı’nda sağlıklı yaşam uzmanlarını ağırladı. Zorlu Enerji Grubu şirketlerinden Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş., dünyanın önde gelen finans yayınlarından World Finance dergisi tarafından, “En İyi Kurumsal Yönetim Ödülü”ne layık görüldü. D Z ünyanın sayılı finans yayınlarından World Finance dergisi tarafından her yıl düzenlenen “World Finance Ödülleri”nin 2013 yılı sonuçları açıklandı. Zorlu Enerji, World Finance Ödülleri kapsamında, “En İyi Kurumsal Yönetim” (Best Corporate Governance) kategorisinde yapılan oylamada “Türkiye’nin en iyi kurumsal yönetim uygulamalarına sahip şirketi” seçildi. Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada bu ödülü almaktan gurur duyduklarını ifade etti. orlu Enerji Grubu, hayatın her alanında olduğu gibi enerji sektörüne de getirdikleri farklı bakış açısıyla ilham veren, fark yaratan ve daha iyi bir gelecek için çalışan tüm kadınların Dünya Kadınlar Gününü’nü etkinliklerle kutladı. Sinan Ak açıklamasına şöyle devam etti: “Zorlu Enerji olarak, sürdürülebilir yönetim anlayışı ile hareket ediyoruz. Bu doğrultuda da kurumsal yönetim ilkelerine bağlı ve yerel değerlere karşı sorumlu iş yapmak, karlı ve beğenilen bir şirket olmak, çalışanlarımızın mutluluk, sağlık ve güvenliğini sağlamak, çevreyi ve doğal kaynakları korumak, paydaşlarımızla samimi ve düzenli iletişim kurmak, toplumsal ve kültürel hayata katkı sağlamak konularına öncelik veriyoruz. Eşitlikçi, hesap verebilir, sorumlu ve şeffaf bir yapı içerisinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Uluslararası finans sektörünün en prestijli dergilerinden World Finance’in “En İyi Kurumsal Yönetim Ödülü”nü alarak; bu alanda gerçekleştirdiğimiz uygulamaların uluslararası alanda tanınması ve onaylanmasından gurur duyuyoruz.” Dünya Kadınlar Günü Kutlamaları kapsamında 2014 yılının ilk “Bakış Açısı Konferansları” etkinliği 7 Mart Cuma günü Diyetisyen Banu Kazanç, Doktor Mümtaz Cankurtaran, Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Olcay Tanla Demirbilek’in katıldığı söyleşi ile gerçekleşti. Profesyoneller, akademisyenler ve okurlar seçiyor World Finance Ödülleri profesyoneller, akademisyenler ve dergi okurları arasında yapılan oylamaya göre veriliyor. Oylamayı gerçekleştirmek için World Finance Dergisi veri tabanında yer alan 40 bin kişiye elektronik posta yoluyla formlar ulaştırılıyor. Daha sonra derginin editörü başkanlığındaki jüri, önceden belirlenmiş kriterler çerçevesinde ödüle hak kazanan şirketleri belirliyor. World Finance Dergisi, Londra merkezli World News Media tarafından iki ayda bir yayımlanıyor. Söyleşide, Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Banu Kazanç, doğru ve sağlıklı beslenme için hangi besin kaynaklarını ne miktarda tüketmemiz gerektiğini aktarırken, Doktor Mümtaz Cankurtaran kilo alımına neden olan hastalıkları ve sağlık faktörlerini anlattı. Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Olcay Tanla Demirbilek ise doğru beslenme alışkanlıklarının ve sağlıklı yaşam farkındalığının çocukluktan başlayarak bilinç altımıza yerleştiğini söyleyerek, bu süreçleri kişilerin kendilerinin yönetebileceğine değindi. Katılımcılar, söyleşi içeriğine uygun ikramların yer aldığı fuaye alanında sağlıklı atıştırmalıklar, kuruyemişler, mevsim meyveleri, bitki çayları ve şekersiz içeceklerle karşılandı. 38 haber 39 GAZDAŞ, Gaziantep’te yüzde 100’e ulaşıyor Doğal gazı güvenle kullanmak için “10 altın kural” GAZDAŞ, Nizip’in 16 mahallesinin de eklenmesiyle Gaziantep’te 123 mahalledeki 670 cadde ve sokağı daha doğal gaza kavuşturarak, şehrin neredeyse yüzde 100’üne ulaşmış oldu. Gaziantep’in komşu ili Kilis’te de 44 mahalle doğal gaza kavuştu. Artık daha çok aile doğal gaz konforunu mutfaklarında, banyolarında ve sıcak yuvalarında yaşıyor. Gaziantep ve Trakya bölgelerinin doğal gaz dağıtıcısı GAZDAŞ, verdiği hizmette güvenlik unsurunu en üstte tutuyor. Doğal gaz dağıtımını uluslararası güvenlik standartlarına uygun şekilde gerçekleştirdiklerini belirten GAZDAŞ yetkilileri, doğru ve kurallarına göre kullanıldığında en güvenilir yakıtın doğal gaz olduğunu vurgulayarak, doğal gaz kullanıcılarına dikkat edilmesi gereken noktaları hatırlattı. 1. Doğal gaz tesisatlarınızı yetkili sertifikalı firmalara ve kimlik kartı bulunan yetkilendirilmiş ustalara yaptırın. Sertifikalı firmalara ilinizdeki gaz dağıtıcısının internet sitesinden ulaşabilirsiniz. 2. Tesisatlarınıza kesinlikle müdahale etmeyin ve yetkisiz kişilere müdahale ettirmeyin. 3. Gazınızı açtırdıktan sonra tesisatınızda cihaz değişikliği veya ek cihaz bağlatırsanız mutlaka bu durumdan dağıtıcınızı haberdar edin. 4. Doğalgaz tesisatlarınıza her yıl kışa girmeden sertifikalı firmalar aracılığıyla genel kontrol ve bakım yaptırın. 155 bin aboneye ulaşıldı GAZDAŞ, Nizip’e yaklaşık 32 milyon TL değerinde yatırım yaparak; şimdiye kadar 9 bin 500 aboneyi doğal gazın konforu ile tanıştırdı. 2013 yılında hayata geçirilen altyapı çalışmaları ile 16 mahaldeki 133 cadde ve sokak, doğal gaz hattına sahip oldu. Altyapı çalışmaları kapsamında Nizip’e 11 bin 24 metre çelik hat ve 189 bin 672 metre polietilen hat toplam 200 bin 912 metre boru döşendi. Nizip’teki bu yatırım ile beraber GAZDAŞ, Gaziantep’e yaklaşık 222 milyon 500 bin TL değerinde yatırım yapmış ve böylece toplam 123 mahallede, 670 cadde ve sokakta bulunan 155 bin aboneyi doğal gaz rahatlığına kavuşturmuş oldu. Tüm altyapı çalışmaları kapsamında ise Gaziantep’e 171 bin 483 metre çelik hat ve 1 milyon 695 bin 314 metre polietilen hat toplam 1 milyon 866 bin 798 metre boru döşendi. Kilis’te 44 mahalle doğal gaza kavuştu Kilis’e ise GAZDAŞ, yaklaşık 16 milyon 500 bin TL değerinde yatırım yaparak; 44 mahallede 176 sokak ve caddede yaklaşık 5 bin 200 aboneyi doğal gazın konforu ile tanıştırdı. Kilis’teki alt yapı çalışmaları 2011 yılında tamamlanmıştı. Beş yıl içinde toplam 19 bin 618 metre çelik hat ve 198 bin 379 metre polietilen hat döşenen Kilis’te altyapı çalışmaları için 217 bin 997 metre boru kullanıldı. Hava kirliliği azaldı GAZDAŞ Gaziantep Bölge Müdürü Muzaffer Yalçın, “Gaziantepli hemşerilerimize GAZDAŞ’a duydukları güven ve ilgi için teşekkür ediyoruz. İlerleyen günlerde daha fazla Gaziantepli’nin doğal gaz kullanmak üzere bize başvuruda bulunmasını bekliyoruz. Gaziantep’teki şebeke imalatımızın neredeyse yüzde 100’ünü tamamlamış olmaktan da mutluyuz. Doğal gaz kul- lanımının artmasıyla Gaziantep’in hava kirliliğinde fark edilir derecede azalma görülüyor” diyerek düşüncelerini ifade etti. Ev ekonomisine katkı Doğal gazın sağladığı avantajlara değinen Muzaffer Yalçın, içindeki kimyasal maddelerin tamamı yanabildiği için doğal gazın ısınma açısından son derece verimli bir yakıt olduğunu belirtti. Isınmanın yanı sıra banyo ve mutfakta da rahatlıkla kullanılabildiğinin altını çizen Yalçın, böylelikle doğal gaz kullanmanın ev ekonomisine katkı sunacağını da söyledi. Yalçın sözlerine şöyle devam etti: “Abonelerimiz, kullandıkları kadar yakıtın parasını ödeyerek, diğer yakıtlarda olduğu gibi kış boyunca kullanacakları yakıtı, kış öncesinde alıp ücretini önceden ödemek zorunda kalmıyorlar. Doğal gazın taşıma, depolama ya da temizlik sorununa sebep olmaması da doğal gazı diğer yakıtlara göre avantajlı kılıyor. Isınmak için özel bir hazırlık yapılmasına da gerek yok; bireysel kullanımlarda kombinin düğmesini açmak yeterli.” “Can ve mal güvenliğini dikkate alıyoruz” Doğal gazın güvenli kullanımına ilişkin de bilgi veren Muzaffer Yalçın, “Doğal gaz kullanıcılarının can ve mal güvenliğini en üst seviyede tutmak için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Abonelerimizin mevcut kullanım tadilatları yapmadan önce GAZDAŞ’a başvurarak onay almaları, can ve mal güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Aynı şekilde şehirde gerçekleştirilecek kazı çalışmaları öncesinde de bizimle iletişime geçilerek; kazıların GAZDAŞ görevlilerinin gözetiminde yapılması da yine can ve mal güvenliği için alınacak tedbirlerden birisi” ifadesine yer verdi. 5. Kombi şofben gibi cihazlarınıza her yıl kışa girmeden yetkili servisler aracılığıyla bakım yaptırın. Bacalı cihaz kullanıyorsanız, cihazınızın baca sensörünün çalışıp çalışmadığını yetkili servise mutlaka kontrol ettirin. 6. Gaz arzı sağlandıktan sonra doğalgaz boru ve bağlantı elemanlarını, antipas üzerine sarı renkli yağlı boya ile boyayın. Boyama işleminde su bazlı boya kesinlikle kullanmayın. 7. Bacalarınızın kombi bağlantısının tam yapıldığından emin olun. 8. Pencere veya duvarınıza monte edilen, ortama taze hava girmesini ve herhangi bir gaz kaçağı durumunda da doğal- gazın dışarıya tahliye edilmesini sağlayan menfezlerinizi asla iptal etmeyin ve kapatmayın, kapatanları da uyarın. 9. Ocağınızı temizlerken, ocağı doğalgaz tesisatına bağlayan esnek bağlantı elemanını fazla hareket ettirmeyin. İşlevselliğini ve sızdırmazlık özelliğini sık sık kontrol etmeyi unutmayın. 10. Evinizde çürük sarımsağa benzer bir koku hissettiğinizde, kapı ve pencereleri açın, herhangi bir yangına yol açmamak için elektrikli hiçbir alete dokunmayın ve ortamda cep telefonu kullanmayın. Daha sonra ortam dışına çıkarak, doğal gaz acil hattı 187’yi arayın; ekipler gelene kadar doğalgaz vanalarını kapatın. 40 köşe yazısı/metin salt 41 Vestek Elektronik Araştırma Geliştirme A.Ş. Genel Müdür [email protected] Sağlık cepte! İnsan ömrü sağlık alanındaki gelişmelere paralel olarak uzuyor. Bu gelişmelerin son halkası; cep telefonları için geliştirilen ve kendi kendinin doktoru olmayı sağlayan sağlık uygulamaları. Umarım FDA ve benzerleri, filmde anlatıldığı gibi mobil sağlık devriminin önünü kesecek düzenlemeler yapmaz. K adınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor. Söylenen o ki; kadınlar stresle daha iyi başa çıkıyor. Sağlıklı olmaya daha duyarlılar. Sigara, alkol ve zararlı madde kullanımına daha az ilgi gösteriyorlar. Fiziksel olarak zayıf görünmelerine rağmen biyolojik olarak daha dirençliler. İlginç olan, dünyada her üç kadından biri erkekler tarafından fiziksel ve psikolojik şiddet görüyor. Ülkemizde erkeklerin kültürel birikimleriyle ters orantılı olarak kadına şiddet son on yılda 14 kat artmış. Kadın cinayetlerini saymazsak, “öldürmeyen zorluk güçlendirir” tezi yine doğrulanıyor. Türkiye’de erkekler ortalama 70 yıl, kadınlar ise 75 yıl yaşıyor. Teknolojik gelişmelerin sonucunda her iki cinsin de yaşam süresinin 10 yıl uzaması bekleniyor. Bu öngörüde, hastanede bilimin kurtardığı hayatların sokakta cehalete kurban gitmeyeceğini varsayıyoruz. Uzayan insan ömrü ile yaşlanan toplumun; hastane, doktor, hemşire gereksiniminin artması ise başka bir sorun doğuruyor. Temel sağlık hizmetlerinin zaten bugün bile yeterli olduğu söylenemez. Hele Türkiye, Avrupa sıralamasında dibe demir atmış durumda. Her bin kişiye 1.7 doktor, 1.6 hemşire düşüyor. Kolektif insan zekası yeni teknolojileri çözüm yolunda kullanmaya başladı. İnternet, uzun yıllardır sağlık konularında doktordan önce ilk başvurulan kaynaktı. Ancak cep telefonu ve tablet gibi mobil teknolojiler çıtayı çok yukarı taşıyor. Kişiselleşen teknolojik cihazlar yardımıyla artık herkes kendinin doktoru, hemşiresi, laborantı olabilecek. Son yıllarda mobil uygulama pazarlarında binlerce sağlık uygulaması belirdi. Sağlık Bakanlığı’nın Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) gibi sadece yardımcı uygulamalardan bahsetmiyorum. Evinizde kendi başınızayken kan şekeri ya da tansiyon ölçen, kalp ritmi veya ateş ölçen, EKG çeken, kalori hesaplayan, egzersiz yaptıran ve hatta hamile bırakan, kanser teşhisi koyan süper uygulamalar var. Ateş, tansiyon, kan şekeri ölçen uygulama Çocuk büyüten herkesin evinde bir tane ateş ölçer termometre vardır. Kıdemli bir baba olarak ben koltuk altı cıvalı termometreden başlayarak, kulak içi dijital ve son olarak alından ateş ölçerlere kadar her modelden birer tane eskitmişimdir. Medisana firması, VitaDock uygulamasıyla bir adım öteye gidip ateş ölçmeyi cep telefonuna taşıdı. Kullanımı çok kolay. Telefonu çocuğun alnına doğru tutmak yeterli. Telefona takılan aparat deriye temas etmeye bile gerek olmadan ateş ölçebiliyor. Aslına bakarsanız sadece çocuğunuzun ateşini değil; yemeğinizin, kahvenizin, kaloriferinizin bile ısısını ölçebilirsiniz. Çünkü bu teknoloji, kızılötesi ışın göndererek uzaktan herhangi bir yüzeyin ısısını ölçebiliyor. Medisana’nın “numara”ları ateş ölçmekle sınırlı değil. Cep telefonlarına takılacak benzer aparatlarla, kan şekeri ve tansiyon ölçümü de yapabiliyor. Diyabet ve tansiyon hastaları için ölçümlerin belirli sürelerde izlenmesi, doktora da kronolojiye göre sunulması önemlidir. Buna istinaden uygulama, aldığı ölçümleri saklayarak hastalığın seyrinin takip edilmesini de sağlıyor. Türkiye’de mobil sağlık yayılıyor Türkiye’deki ilk mobil sağlık uygulama kullanım araştırması sonuçları geçen yıl yayınlandı. Altı bin kişinin katıldığı araş- tırmada halkın dijital platformları çok yoğun olarak kullandığı belirlendi. Katılımcıların %83’ünün hastalık belirtileri, %82’sinini ilaç bilgisi, %80’inin tedavi önerileri, %62’sinin doktor bilgisi, %57’sinin hasta deneyimi paylaşımı ve %52’sinin de sağlık kuruluşu bilgisini internetten aradıkları görüldü. Türkiye’de en çok indirilen uygulamalar ise; hastane randevu sistemi, eczane sorgulatma, sağlık çalışanı arama, vücut kitle endeksi, beden ölçer, referans, egzersiz, kalori hesaplama, ilaç alma saati hatırlatıcıları, kilo ve diyet takibi, adım sayar, adet dönemi takip, uyku ve meditasyon, ilk yardım acil, mobil doktor, görme, sigara bırakma, kan alkol ölçer ve solunum ölçer olarak ortaya çıkıyor. Devlet de mobil sağlık uygulamalarını yaygınlaştırmak istiyor. Özellikle kronik hastalar sağlık sistemi üzerindeki en yüksek maliyeti oluşturuyorlar. Bu hastaların basit ve rutin ölçümlerinin evde yapılması ile hastane önünde yığılmalar ve laboratuvarlarda yaşanan yoğunluklar önlenebilir. Mobil uygulamalar sadece ölçümleri yapmakla kalmıyor, aynı zamanda bu ölçümleri kaydediyor ve düzenli aralıklarla doktora mobil bağlantı üzerinden gönderiyor. Ölçümler sırasında kritik değerler aşılırsa hastayı uyarıyor ve hemen doktoru bilgilendiriyor. SGK, İstanbul Üniversitesi ile ortak bir projede, “sağlıkmetre” adlı bir uygulama ile 500 şeker hastasını uzaktan takip etmeye başladı. Amerikan FDA mobil uygulamaları takibe aldı Amerikan gıda ve ilaç örgütü (FDA), mobil sağlık uygulamalarının hızlı gelişmesini görüp, bu alanı da düzenlemeye başladı. Bir gelişme FDA’ın dikkatini çekiyorsa, oldukça önemli olmalıdır. Bu yıl Oscar’da “En iyi erkek oyuncu” ödülünü alan Matthew McConaughey’ın oynadığı Dallas Buyers Club’da FDA’in yöneticilerinin kulağı epey çınlatıldı. Film, uyuşturucu satıcısı bir adamın, kendi hayatını kurtarmak için FDA’in onay vermediği ilaçları bulma ve yayma çabasını anlatıyor. Mobil EKG çeken uygulama Aslında FDA haklı. Cep telefonu uygulamaları kalantor sağlık cihazlarıyla boy ölçüşmeye kalkıyor. En cüretkar olanı AliveCor uygulaması. Uygulama telefonun arkasına monte edilen iki gümüş elektrot yardımıyla çalışıyor. Akıllı telefonu göğsünüzün üzerine dayayıp kendi EKG’nizi çekiyor, tansiyon ve kalp ritminizi görebiliyorsunuz. Kulak iltihabını gösteren uygulama Kulak iltihabı doktor tarafından bir bakışta anlaşılan, aslında tedavisi belli bir rahatsızlıktır. Küçük yaşlarda çocuğu olanların en sık doktora gitme nedeni olduğunu çekinmeden söyleyebiliriz. Cellscope adlı uygulama dışarıdan takılan küçük bir aparat ile telefonunuzu otoskopa dönüştürüyor. Bununla da yetinmiyor, kulak içinden aldığı görüntüyü analiz edip, kulak içinde enfeksiyon olup olmadığını söylüyor. Geriye bir tek antibiyotik almak kalıyor. Gerekirse kulak içinden aldığı görüntüyü doktorunuza gönderiyor. Hazır telefon açmışken, doktora hangi antibiyotiği tavsiye ettiğini de sorabilirsiniz. Kanseri teşhis eden uygulama Deri kanseri çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen oldukça tehlikeli bir tür. Resmi tanımına göre cilt kanserinin, ilk belirtisi var olan bir benin şekil, boyut, renk ve hissindeki değişimi. Elbette bu tür kanser, yeni bir ben olarak da ortaya çıkabilir. Bendeki asimetri, sınır düzensizliği, birçok renk içermesi, çapta büyüme ve var olan bende son birkaç ay içindeki değişim deri kanseri belirtilerinden. Kötümser benlerin görünüşleri birbirinden farklı olup bu belirtilerin tümünü içermeyebilir. Her kanser türünde olduğu gibi erken teşhis burada da çok önemli. Ancak teninizde gördüğünüz her ben için ayda bir doktora gitmek pratik olmadığından ne yazık ki geç kalınma olasılığı da yüksek. SkinVision adlı bir uygulama deri kanseri ile savaşta çığır açıyor. Derinizde olan bir değişimin sadece fotoğrafını çekerek kanser riskini öğrenebiliyorsunuz. Uygulama sadece tek bir fotoğrafa bakmakla da sınırlı kalmıyor. Zaman içinde aynı bölgeden çekilen eski ve yeni fotoğraflar arasındaki farkları inceliyor. Riskli bölgedeki değişimleri analiz ederek kesin teşhiste en önemli bulguyu ortaya koyuyor. Hamile bıraktıran uygulama Bir kadının hamile kalması için en uygun günün hesaplanması için yumurtlama zamanının doğru belirlenmesi gerekir. Ancak parmak hesabı dışında birçok kadın yardımcı araçlara ve bilgiye sahip değil. Hesaplama basit gibi görünse de herkes için her adet dönemi farklı gelişebiliyor. Bunun farkında olan Clue ve Glow adlı uygulamalar gelişmiş algoritmalar ile kişiye ve döneme özel hesaplama yapabiliyor. Uygulama her gün kullanıcının birkaç basit soruya yanıt vermesini istiyor. Günlük topladığı bu bilgilere bakarak anne adayına tam olarak menstruasyon döneminin hangi aşamasında olduğunu söyleyebiliyor. Clue uygulaması geliştirilirken üniversitelerden ve kadın doğum uzmanlarından detaylı görüş alındığının altını çiziyorlar. Glow, tabir doğruysa bir de “imece” programı tanımlamış. Bu uygulamayı indirip programa katılanlar 10 ay boyunca ayda 50 Dolar ödüyorlar. Bu dönem sonunda toplanan para, programa katılıp hamile kalamayan anne adayları arasında doğurganlık tedavisinde kullanılmak üzere paylaştırılıyor. Kindara adlı bir başka uygulama ise aynı algoritmaları kullanarak, hamile kalmak istemeyenlere ilişki için doğru zamanları belirliyor. Bu uygulamaların hepsi ayrıca günlük olarak uyarılar ve zengin ek bilgiler sunuyor. Kalori hesaplayan uygulama Artık herkes biliyor ki sağlık için az ama kaliteli beslenmek gerekiyor. Bu amaçla kalori hesaplayan yüzlerce mobil uygulama var. Ama MealSnap başka bir kategoride sayılmalı. Sofraya oturunca masadaki yemeğin resmini çekiyorsunuz, yemeğin kaç kalori olduğunu, ne içerdiğini, ne kadar sağlıklı olduğunu ortaya döküyor. Bir de bunları günlük olarak kaydediyor. İrade göstermek size kalmış ama geriye kalan tüm detayları bu uygulama hallediyor. Yukarıdaki örneklerle sabit, teknoloji kullanımı, sağlıklı kalabilmek için tüm olanakları avucumuzun içine kadar getiriyor. Bir de kadına şiddeti ve cinayeti reva gören cahil zihinleri tedavi edebilse... 44 haber 45 Valeron 2014 Koleksiyonu göz dolduruyor Zorlu Tekstil Grubu’nun, sıradışı ve şık tarzıyla öne çıkan uluslararası seçkin ev tekstili markası Valeron, 2014 Koleksiyonu’yla yaşam alanlarında zarif ve yenilikçi çizgiler yaratmaya devam ediyor. F aaliyete geçtiği 2005’ten bu yana birbirinden şık koleksiyonlarıyla dikkatleri çeken Valeron, üstün kalite anlayışını ürünlerine yansıtarak ev tekstili sektöründe uluslararası markalardan biri haline geldi. 2014 Koleksiyonu ile de çizgisini koruyan marka, yaşam alanlarına yeni bir kimlik katıyor. Ulaşılabilir lüks Valeron, nevresim takımlarından bornoza, havlu çeşitlerinden perdeye; runner, throw ve dekoratif ürünlerden aksesuar çeşitlerine kadar oldukça zengin ve seçkin bir ürün yelpazesine sahip. Ayrıca, tasarım konusundaki iddiasını her daim koruyor. Sıra dışı çizgi Beyaz, ekru, krem, lila, mavi, yeşil gibi renkler ile sade ve zarif bir şıklığın hakim olduğu 2014 Koleksiyonu’nda; vizon ve siyah tasarımlara da yer veriliyor. Saten ve jakar satenden üretilen nevresim takımları; nakışlı, dantelli, brodeli modellerin yanı sıra dijital baskılı ve renkli modelleriyle de Valeron, tüm dünyada kaliteli ve sıra dışı çizgisiyle bu yıl da fark yaratıyor. Valeron’un en özel tasarımlarının yer aldığı “Premium Koleksiyonu”, en üst kalite ürünleri ve yüksek el işçiliği ile kendini ayrıcalıklı hissetmek isteyenlere hitap ediyor. Günümüzün değişen zevk ve yaşam biçimlerine uygun seçenekler sunma fikri ile geliştirilen ”kişiye özel üretim” anlayışıyla yatak odalarını özgürleştiren Valeron; kişinin tarzını yansıtacak detaylarla birleşerek özgün ve özgür yatak odası lüksünü yaşatıyor. Üstün kaliteye sahip, özel tasarımlı koleksiyonlarıyla dünyanın önde gelen ev tekstili markaları arasında yer alan Valeron, yalın detaylar içeren özgün stiliyle trendlere de yön veriyor. Valeron, sezon trendlerinden aldığı izlenimler ve farklı tasarımcıların özel olarak tasarladığı ürünleriyle göz dolduruyor. 46 haber 47 25 adımda enerji tasarrufu Sürdürülebilir bir dünya için alışkanlıklarımızı değiştirme vakti geldi. Yaşanabilir bir çevreye sahip olmak, gelecekte enerji sıkıntısı çekmemek ve tasarruf etmek için mevcut kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Günlük hayatımızda yapacağımız 25 küçük değişiklik ile büyük oranda tasarruf sağlayabiliriz. D oğal kaynakların zaman içinde azalmasıyla sürdürülebilir enerji kaynakları ve mevcut kaynakların tasarruflu şekilde kullanılması giderek önem kazanıyor. Yaşanabilir bir çevreye sahip olabilmek için mevcut kaynaklarımızı en doğru şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Boşa akacak suyumuz, gereksiz yere açık bırakılacak lambalarımız ve yerli yersiz yakacağımız ocaklarımız tarih oldu. Giderek artan rekabet koşullarının yaşamı daha pahalı hale getirmesiyle gereksiz sarf edilen enerji de her yönden israf olarak karşımıza çıkıyor. Peki ama nasıl tasarruf ederiz? Enerjiyi daha ekonomik kullanmanın yolu yok mu? Artık elektrik enerjisini satın alacağımız kurumu seçme hakkına da sahibiz. Öyleyse neden enerjiyi daha verimli kullanmıyoruz? Siz de aşağıdaki uygulaması basit önerileri dikkate alarak evinizde enerji tasarrufu sağlayabilir ve masraflarınızı azaltırken, sürdürülebilir çevreye katkıda bulunabilirsiniz. İşte çözümler... Aydınlatma 1 Enerji tasarruflu ampuller kullanın. 2 Mümkün olduğunca gün ışığından yararlanın. 3 Fazla sayıda lamba yerine güçlü ışık saçan tek lambayı tercih edin. 4 Bir odayı terk ederken lambayı mutlaka kapatın. 5 Aydınlatma hizmetinin ayarlanabilmesi için harekete duyarlı dedektörler ve zamanı ayarlanabilen cihazları tercih edin. 6 Geniş alanların aydınlatılması aynı elektrik düğmesine bağlıysa, bu alanları birkaç ayrı düğmeden aydınlanacak şekilde bölümlere ayırın. 15 Eğer fırın kullanacaksanız, iki-üç tür yemeği aynı anda pişirmeniz tasarrufa yardımcı olur. 16Çamaşırlarınızı 30°C’de yıkayın. 17 Mutfakta kullandığınız buzdolabı, bulaşık makinesi gibi gereçleri daha verimli çalışabilmeleri için temiz tutmaya özen gösterin. 18Cep telefonlarının şarj aletleri, şarj etme işlemi tamamlandıktan sonra bile akım çekmeyi ve enerji harcamayı sürdürür. Telefonları şarj ettikten hemen sonra şarj aletini prizden çıkarın. Yapılarda 19Bina yalıtımınızda enerji verimliliğine yönelik teknolojileri tercih edin. 20Pencerelerinizde iki ya da üç katlı cam kullanın. Böylece hangi yöntemle ısınırsanız ısının, evinizin ısısı uzun süre düşmeyecektir. 21Radyatörlerin önünü, koltuk, sandalye, masa gibi mobilyalarla kapatmayın. 22Kış aylarında kullanmadığınız odaların ısısını düşük seviyede tutun. 23Evinizde ya da ofisinizde klimaları doğrudan güneş ışığı al- mayan yerlere yerleştirin. 24Kullandığınız ve kullanmadığınız tüm odaların kapısını sürekli kapalı tutun. 25Eğer aylık elektrik fatura tutarınız 135 TL’den yüksekse tedarikçinizi değiştirebilir, serbest tüketici olabilirsiniz. Artık siz de serbest tüketici olabilirsiniz! Ocak 2014 itibarıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen yıllık toplam elektrik tüketimi 4500 kWh (aylık 135 TL tutarı fatura bedeli) ve üzerinde olan kişiler “Serbest Tüketici” olabiliyor. Elektrik tedarikçinizi değiştirdiğinizde sayacınız ve tesisatınız değişmez. Elektrik tüketiminize yönelik faturalarınız Zorlu Elektrik tarafından düzenlenir ve ödemeleriniz Zorlu Elektrik’e yapılır. Elektrik iletim ve dağıtımı ile sayaçların okunması ise bulunduğunuz bölgedeki dağıtım şirketinin yetki ve sorumluluğundadır. Arıza, bakım ve kesinti konularında ise dağıtım bölgeniz yetkilidir. Elektiğinizi avantajlı hizmet anlayışı ile almak ve tasarruf etmek için son iki aya ait elektrik faturanızı [email protected] e-posta adresine göndermeniz yeterli. Merak edilenler Serbest tüketici olarak elektriğini Zorlu Elektrik’ten tedarik etmek isteyenler pek çok sorunun cevabını merak ediyor. Tedarikçimi değiştirdiğimde kullandığım elektriğin kalitesinde bir azalma olur mu? Mevcut tedarikçinizi değiştirmeniz halinde kullandığınız elektriğin kalitesinde hiçbir değişiklik olmaz ve mevcut altyapı kapsamında hizmet almaya devam edersiniz. Tedarikçimi değiştirirken ek bir ücret ödemem gerekir mi? Tedarikçi değişimi sırasında ek bir ücret ödemeniz gerekmez. Ayrıca Zorlu Elektrik müşterisi olduğunuzda, bağlı olduğunuz dağıtım bölgesine dilekçe ile başvurarak daha önceden yatırmış olduğunuz “Güvence Bedeli” iade edilir. Elektrik tedariği sırasında kesinti sorunu yaşar mıyım? Taraflar sözleşmeyle onayladıkları yükümlülüklerini yerine getirdikleri taktirde böyle bir risk söz konusu olmaz... Tedarikçi firmanın vereceği hizmetin sürekliliği mevzuat kapsamında güvence altına alınmış olup, arıza sebebiyle gerçekleşen elektrik kesintilerinden ilgili dağıtım firmaları sorumludur. Zamanında ödenmemiş elektrik faturaları sebebiyle tedarikçi firma tarafından ilgili dağıtım şirketine başvuru Elektronik ve beyaz eşya 7 Elektronik eşyalarda “eco” özellikli, yani A+ ürünleri tercih edin. 8 Kullanmadığınız zamanlarda (buzdolabı dışında) elektronik eşyalarınızın fişini çekin. 9 Televizyon karşısında uyumayı seviyorsanız zamanlama fonksiyonunu kullanın. Böylece televizyonunuz siz uyurken sabaha kadar açık kalmamış olur. 10Fırında yemek pişirirken fırının kapağını açmamaya özen gösterin. Fırın kapağını her açışınızda ısı kaybedersiniz. 11 Pişirme süresi tamamlanmadan 2-3 dakika önce fırın ve ocağınızı kapatabilirsiniz. Mevcut ısı bu zamanı telafi edecektir. 12Tek bir yemeği fırında pişirecekseniz tepsiyi üst rafa koyarak pişirme sürenizi yüzde 20 azaltabilirsiniz. 13 Buzdolabınınızın kapağını açmadan önce ne almak istediğinize karar verin, kapağı açık bırakıp düşünmeyin. 14Buzluktan çıkardığınız yemeklerinizi pişirmeden evvel çözülmesini bekleyin. yapılabilir ve sayacın elektrik enerjisi kesilebilir. Elektrik arızası ya da oluşabilecek sıkıntılarla ilgili nereye başvurabilirim? Elektrik kesintisi, trafo arızası, sayaç bakımı ve endeks okumaları konularında bağlı olduğunuz dağıtım şirketi ile iletişime geçmeniz gerekmektedir... Sözleşme süreçleri, sayaç tüketim faturaları ve ödemeyle ilgili konularda ise elektrik tedarikçiniz ihtiyaç duyduğunuz desteği sağlamaktadır. Geçmiş dönem borcum olduğu halde tedarikçimi değiştirebilir miyim? Tedarikçinizi değiştirebilmek için daha önce hizmet aldığınız kuruma taksitlendirilmiş ya da doğrudan borcunuzun bulunmaması gerekmektedir. 48 haber 49 Kibritçi Kız’da mutlu son Hans Christian Andersen’in dramatik masalı Kibritçi Kız, Zorlu Center PSM’de sahnelenen Kibritçi Kız Müzikali’ne uyarlandı. Hikayenin aksine mutlu sonla biten müzikalde çocuklar doyasıya eğleniyor. Büyük ilgi gören müzikal, Mayıs sonu itibariyle 30 bini aşkın çocuğa ulaşmış olacak. Z orlu Center PSM’de 16 Kasım 2013’te ücretsiz olarak gösterime başlayan Kibritçi Kız Müzikali, özellikle sömestre döneminde çocuklar için güzel bir karne hediyesi oldu. Şimdiye kadar oyunu izleyen çocuklar kadar anne-babalar da oyundan memnun ayrıldı. Mayıs ayına kadar sürecek müzikal “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nda da çocukların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Sokaklarda akordeon çalıp kibrit satan küçük bir kızın hikayesini anlatan müzikalin öyküsü 19. yüzyılda geçiyor. Orijinal hikayenin aksine mutlu sonra bitirilen müzikalde illüzyonist Sermet Erkin de sahne alıyor. Dans, mim, jonklörlük ve resim sanatlarını bir arada sunan müzikal, aynı zamanda sokak çocukları konusunda farkındalık yaratmayı da hedefliyor. Yerel ve ulusal basında sıkça yer bulan Kibritçi Kız Müzikalindeki dans koreografileri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Modern Dans Ana Sanat Dalı ve Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Aydın Teker’e, müzikleri ise Nedim Yıldız’a ait. Profesyonel bir ekip hazırladı Hans Christian Andersen’in “Kibritçi Kız” masalından yola çıkılarak yeniden yazılan oyun, Hasan Erkek tarafından sahneye kondu. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nun sezon boyunca sergileyeceği oyunlar hakkında detaylı bilgilere www.zorlucocuktiyatrosu. com ve www.facebook.com/zorlucocuktiyatrosu adreslerinden ulaşılabiliyor. Çocuk görüşleri Gökdeniz Çolak (9 yaşında) Oyunda en çok Kibritçi Kızı, rüyasını ve yağan karları çok beğendim, çok eğlenceliydi. Nazlı Erkin (10 yaşında) En çok Panço’yu ve patronu seviyorum bu oyunda... Pelin Kaba (10 yaşında) Oyun çok eğlenceliydi, bütün oyuncular çok güzeldi, çok başarılıydı, hele kar yağdığında çok daha güzel oldu. Semra Kaba Biz Kocaeli – Karamürsel’den geliyoruz. Sırf bu oyun için geldik. Kibritçi Kız’ın mutlu sonla bitmesi çok hoşumuza gitti. Bu tür etkinlikleri gönülden destekliyorum, çocuklarımızın da çok ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Elimden gelen desteği de bir öğretmen olarak vermeye hazırım. Devamını da bekliyoruz. Meryem Yılmaz Genelde şehir tiyatrolarına götürürdüm çocuklarımı. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’na ilk kez geliyoruz ama bundan sonra daha sık geleceğiz. Ada German (5 yaşında) Oyunda en çok Kibritçi Kız rüya görürken mutlu oldum. Özlem Aydın Ayvacı Kibritçi Kız Müzikali çok güzeldi, ailece çok beğendik. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nda Bremen Mızıkacıları ya da Fareli Köyün Kavalcısı oyunlarının da sahnelenmesini isteriz. Fadime Sultan (8 yaşında) Bu tiyatroda en çok müzik hoşuma gitti. Bir daha gelmek istiyorum. Alper Evrensel Kibritçi Kız Müzikalini çok beğendik. Yakında Notre Dame de Paris gelecek, onu da heyecanla bekliyoruz. Cengiz Evrensel (8 yaşında) Oyun çok güzeldi, çok eğlenceliydi. Tekrar gelmek istiyorum. Defne Mercan Sivri (7,5 yaşında) Oyunu çok beğendim, Kibritçi Kız çok güzeldi. Ekin Sönmezler (7 yaşında) Oyundaki şarkıları çok sevdim, tekrar gelmek isterim. Karlar Ülkesi de oynansa keşke... “Çocuklara yaşama sevincini aşılamalıyız” Kibritçi Kız Müzikali’nin yazarı ve yönetmeni Prof. Hasan Erkek müzikalin sahneye koyulma sürecinin uzun, zorlu ama heyecan dolu olduğunu söylüyor. Bugüne kadar ulaşılan çocuklardan ve ebeveynlerden coşkulu geri bildirimler aldıklarını söyleyen Hasan Erkek, “Oyuncuların eşzamanlı olarak enstrüman çalıp rollerini oynamaları tiyatro tarihimizde ilktir” diyor. Hasan Erkek, Kibritçi Kız Müzikali’ne ilişkin sorularımızı yanıtlıyor... Kibritçi Kız müzikalinin hazırlıkları ne kadar sürdü? Ocak 2013 itibarıyla hazırlıkların başladığını söyleyebilirim. Sürecin başında, 2013-2014 tiyatro sezonu için hazırladığım dört öneriden ilkiydi Kibritçi Kız. Aklımın, gönlümün en çok yattığı projeydi. Ayrıntıları üzerinde en çok çalıştığım masaldı. Tiyatroya çok az uyarlanmıştı ama herkes tarafından biliniyordu. İyi bir çalışmayla sokak çocukları için dört dörtlük bir oyun haline gelebilirdi. Eksikleri giderilip çağdaş bir bakış açısıyla geliştirildiğinde güçlü bir müzikale dönüşebilecekti. Mehmet Zorlu Vakfı yetkilileriyle yaptığımız toplantılarda dört proje önerisini enine boyuna konuştuk. Onların da benimle hemfikir olmaları, seçimlerini birinci projeden yana yapmaları, Kibritçi Kız’ın yolunu açtı. Sonra synopsis yazmaya geldi sıra. Müzikalin genel hatları iyice belirginleşmeye başladı. Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları oyunu yazmakla geçti. Ardından Yard. Doç. Dr. Nedim Yıldız besteleri yaparken, ışık tasarımcısı M. Nurullah Tuncer’le sahne tasarımı ve Şirin Dağtekin Yenen’le kostüm tasarımları üzerinde çalışmaya başladık. Koreografımız Prof. Aydın Teker’le okuma-analiz provaları yaptık. Müzikalimizin arzu ettiğimiz biçimde sahnede hayat bulması için oyuncuların enstrüman çalması gerekiyordu. Bunun için ilan verdik. Enstrümanları ve hazırladıkları opera-tiyatro parçalarıyla başvuran 100 dolayında oyuncu arasından 22 oyuncu seçtik. Eylül ayında provalara başladık. Her gün dans, müzik ve oyunculuk çalışmaları yapıyorduk. Eşzamanlı olarak dekor ve kostümler hazırlandı. Yoğun bir prova sonucunda müzikalimizi hazırlamış olduk. Neden Kibritçi Kız Müzikali’nin finalini değiştirme ihtiyacı duydunuz? Kibritçi Kız masalı, hemen hepimizin çocukluğunda acıyla yer alan bir masal. Sonu hayli karamsar bitiyor. Ayrıca, masalın sonu yalnız ölümle bitmekle kalmıyor. Mistik bir yanı da var. Kibritçi Kız ölünce “öbür dünya”ya gidiyor ve büyükannesiyle orada buluşuyor. Bu buluşmadan da çok mutlu oluyor. Yani ölüm bir bakıma yüceltiliyor. Oysa çocuklara ölümü değil, yaşamı yüceltmeliyiz. Onlara yaşama sevinci ve güçlüklerle mücadele azmi aşılamalıyız. Bu nedenle beş yaş ve üzeri seyircilere sesleneceğimiz için bu kadar ağır bir sonu olan masalı olduğu gibi sahneye getirmeyi uygun görmedik ve pedagoglardan da görüş alarak masalın sonunu değiştirdik. İllüzyonist Sermet Erkin’in oyuna dahil olmasına nasıl karar verdiniz? Müzikalimizin iki temel özelliği var. Biri, sokak çocukları ile ilgili; sokak çocuklarına karşı bir farkındalık yaratmaya, seyircileri bu konuda duyarlı kılmaya çalışıyoruz. Öteki de sanatsal duyarlılık yaratmayla ilgili. Olaylar bir sanat meydanında geçiyor. Bu meydanda, şiir, dans, müzik, resim, heykel, jonglörlük, mim, sinema, performans sanatı gibi birçok sanatı ve birçok enstrümanı olayların gelişimi içinde dolaylı olarak tanıtıyoruz. İllüzyon sanatı da bunlardan biri. Yaygın biçimde “sihirbazlık” olarak bilinen bu sanata karşı önyargıyı kırmaya çalışıyoruz. Oyunu sahneye koyarken neler yaşadınız? Kuşkusuz, uzun, zorlu ama heyecan dolu bir süreçti. Çünkü sahnedeki bütün oyuncuların aynı zamanda enstrüman çalarak oynamaları tiyatro tarihimizde bir ilk olacaktı. Sıfır nokProf. Hasan Erkek tasından başlayarak (elimizde sadece H. C. Andersen’in üç sayfalık masalı vardı) büyük bir müzikal oluşturmak fikri bile heyecan vericiydi. O fikri planlamak ve realize etmek için, bir orkestra şefi gibi, her şeyi eşzamanlı geliştirmek, müzisyenle, koreografla, tasarımcılarla, oyuncularla birebir çalışmak gerekiyordu. Onları birbirleriyle uyuşturmak ve yaptıkları çalışmayı başında oluşturduğunuz genel tasarıma uygun hale getirmek de pek kolay bir iş değildi. Neyse ki her biri kendi alanında uzman olan kişilerle birlikte çalıştık ve sonuç arzu ettiğimiz düzeyde gerçekleşti. Çocuklar ve ailelerden aldığınız geri bildirimler nelerdir? Çocuklardan ve ailelerinden hem oyun sonrasında fuayede yaptığımız söyleşilerden, hem de Facebook ve web sitesine gelen mesajlardan, coşkulu geri bildirimler alıyoruz. Bugüne kadar, 26 bin seyirciye ulaştık ancak olumsuz tek bir kelime bile duymadık. Tam tersine büyük övgüler dile getiriliyor. Sezonun kapanmadan biletlerin tükenmesi bu ilginin somut bir göstergesi. Turne yapılması planlanıyor mu? 29 Mart 2014 tarihinde Bursalı çocuklar için oynadık. 28-29 Nisan 2014 tarihinde ise, ülkemizin en büyük çocuk tiyatrosu festivali olan ve Devlet Tiyatroları tarafından düzenlenen Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatorsu Festivali’ne katıldık. Devlet Tiyatrosu’nun en güzel sahnelerinden birinde, Küçük Tiyatro’da oyunumuzu sahneledik. 30 Nisan’da ise yine aynı sahnede müzikalimizi Ankaralı çocuklarla ücretsiz buluşturduk. Zorlu Çocuk Tiyatrosu sizce Türkiye’de nasıl bir rol üstleniyor? Sanatın birçok dalı gibi tiyatro da ticari bir etkinlik değildir. Bu nedenle hep desteklenmeye muhtaçtır. Bunu bir kamu hizmeti olarak genellikle devlet destekler. Ancak devletin sanattan desteğini azaltmaya başladığı ya da desteğini çekmese bile yönlendirmeye çalıştığı, bu nedenle büyük tartışmaların yaşandığı, protestoların yükseldiği bir dönemde, Mehmet Zorlu Vakfı’nın kurduğu Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nun 11 yıldır çocuk tiyatrosu yapması takdirle karşılanıyor. 50 haber 51 Oyuncuların kimi için yepyeni bir tecrübe anlamına geliyordu Kibritçi Kız Müzikali, kimi için profesyonel tiyatroya atılmış yeni bir adım… Sermet Erkin (İllüzyonist) Anna Şen (Dans eden kadın) “Bu oyunda sokaklarda gösteri yapan bir illüzyonisti canlandırıyorum. Oyunda çocuklara illüzyon sanatının sihirle ilişkili olmadığını anlatıyorum. Ülkemizde çocuk oyunlarına gösterilen özen zaman içinde azalmaya başlamıştı. Yıllar sonra ilk defa Prof. Hasan Erkek’te bu ciddiyeti gördüm. Oyuna inanılmaz bir inanç ve sevgiyle sarılarak hiçbir gün bu anlayışından taviz vermedi. Elbette bu hal oyunculara da yansıyor. Ben dahil hepimiz gösterdiği bu yaklaşım karşısında onu utandırmamak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bugüne kadar belki de hiçbir tiyatroda gerçekleştirilmemiş mükemmellikte, her yönüyle başarılı bir oyun çıktı ortaya. 40. sanat yılımdayım; burada bulunmaktan duyduğum hazzı, bugüne kadar görev aldığım gösterilerin hiçbirinde almadım.” “Ukrayna’da doğdum. Küçük yaşta Rusya’ya gittim ve İstanbul’a gelene kadar orada yaşadım. Rusya’da Grasiya Spor Okulu’nda ritmik jimnastik ve dans eğitimi, Smolensk Tiyatro Okulu’nda da tiyatro eğitimi aldım. 2009 senesinde Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezun oldum. Oyun başlamadan fuayede çocukları diğer oyuncu arkadaşlarımla karşılıyoruz. Bence her oyun fuayede başlar. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’yla çalıştığım ve bu projeye dahil olduğum için çok mutluyum. Oyun, çocuklara birbirinize sevgiyle yaklaşın ve anlayışlı davranın diyor; eşitlik konusunda da denge kuruyor. Bizim dünyamızda bu çok önemli bence. Ayrıca oyunumuzun yazarı ve yönetmeni Prof. Dr. Hasan Erkek’e böyle çok iyi bir ekiple çalışmamı sağladığı için sonsuz saygılarımı sunuyorum.” Gözde Oktar (Sokak çalgıcısı) “Konservatuvar Keman Bölümü mezunuyum. On üç yıldır keman çalıyorum. Müziği ve tiyatroyu seviyorum. Böyle bir oyunda rol almaktan keyif duyuyorum. Oyundaki üç sokak müzisyeninden biriyim. Çocukların her şeyden haberi var. Çok büyük bir hafızaya sahipler. Hem görsel hem de işitsel bir oyunun onlar için çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Hafife alınmayacak geri dönüşler alıyoruz. Oyunda Kibritçi Kız masalı, bilindiğinin aksine çok daha neşeli ve mutlu bir sonla bitiyor. Her karakter içimizden biri gibi adeta. Her kesimden insanı bulabilirsiniz. Her şey doğal ve hayat seyrinde ilerliyor. Çocukların yanı sıra onlarla beraber gelen ebeveynler de oyunu çok beğeniyorlar. Emeğin ve sıkı çalışmanın meyvelerini toplamak bizleri de mutlu ediyor tabii ki.” Ersin Umut Güler (Kibritçi Kız’ın babası ve işçi adam) Deniz Can (Sahne Amiri – Nişanlı kız) Nazlı Uğurtaş (Çiçekçi kız) Turgut Onur Avdan (Piyanist) “2009 yılında Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı TiyatroOyunculuk bölümünden mezun oldum. 2011 yılından beri Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nda çalışıyorum. Kibritçi Kız Müzikali’nde, Kibritçi Kız’ın Babası ve İşçi Adam rollerini oynuyorum. Müzikaldeki asıl ve belirleyici görevim, Yönetmen Yardımcılığı. Kibritçi Kız Müzikali bir sosyal sorumluluk projesi olarak önümüzdeki sezonlarda oynamaya devam edecektir. Kibritçi Kız masalının oyuna uyarlanmasında Kibritçi Kız rolü üzerinden yoksulluk ve yoksul çocuklar meselesi ön plana çıkarılıyor. Bu çocuklar toplumsal eşitsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, eğitimde fırsat eşitsizliği ve daha bir sürü sebepten dolayı sokaktalar. Oyunumuzun da en önemli işlevi de sokak çocuklarına dikkatleri çekmesi.” “Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Oyunculuk Bölümü mezunuyum. Zorlu Çocuk Tiyatrosu, Kibritçi Kız Müzikali’nde oyun öncesi fuaye etkinliklerinde mim yapıyorum. Çalışmalarım boyunca çocukların ve yetişkinlerin gerçeklik algısının çok daha farklı işlediğini deneyimleme fırsatım oldu. Çocukları kandırmak pek de kolay değil; ancak gerçek diye tanımlayabildiğimiz hiçbir şeye de kayıtsız kalmıyorlar. Oyun sonrası fuaye etkinliklerinde çocuklardan aldığımız geri bildirimler ve tepkilerle kendimizi, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı değerlendirme fırsatı buluyoruz. Zorlu Çocuk Tiyatrosu çatısı altında olmak her birimizi mesleki anlamda profesyonelliğe birkaç adım daha yaklaştırdığı için büyük bir fırsat. Hepimiz bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz.” “Dokuz Eylül Üniversitesi oyunculuk mezunuyum. Aynı zamanda profesyonel solistim. Mezun olduktan sonra Devlet Tiyatroları ve birçok özel tiyatroda çalıştım. Tiyatroya hiç ara vermedim. Sanat bütünseldir. Oyunumuzda anaç, sevgi dolu, merhametli olarak tarif edebileceğim ‘çiçekçi’ rolünü oynuyorum. Çocukları kandırmak mümkün değildir. Ama onların ilgisini çekmek de kolay değildir. Öncelikle görsel olarak dekor ve ışıktaki uyumlu renklilik, hemen ardından müzik ve bilinen bir masaldan yola çıkılmış Kibritçi Kız’ın uyandırdığı merak çocukları içine çekiyor. İyi anlaşan, birbirine çok destek olan bir ekibiz, herkes kendi alanında çok iyi, oyuncular çok yönlü ve aynı anda birden fazla yetenekleri var. Oyunun sonunda da mutlu çocuklar ve ebeveynler görmek çok güzel.” “Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı Kompozsiyon Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldum. Haliç Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamladım. İki yıl önce İstanbul Devlet Tiyatroları’nda ‘Sidikli Kasabası’ adlı müzikalde müzik direkt asistanlığı ve piyano kondüktörlüğü yaptım. Çocukların algıları büyüklere göre çok daha açık, görselliğe ve müziğe daha duyarlılar. Oyunun müzikleri de bu duyarlılığa fazlasıyla cevap veriyor. Müzikal için hazırlanan oyundaki dekor ve kostümler çocukların ilgisini çekebilecek kadar güzel. Oyunun bestecisi Nedim Yıldız’ın çalışma yöntemine değinmeden geçmek istemem. Müzikle rejiyi yönlendirmesi ve onun engin tecrübelerinden faydalanmamız bundan sonra yapacağımız projelere ışık tutacaktır.” Derman Çinkılıç (Anlatıcı serçe) Timur Mattei (Duyarsız Nişanlı Adam) Yasemin Ertorun (Kibritçi Kız) Dilek Ciyas (Yönetmen Yardımcısı – Kukla Sanço) Tolga Iskit (Ressam – Genel Koordinatör) “Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Müzikal Tiyatro bölümlerinden mezunum. Daha önce Notre Dame’ın Kamburu Müzikali’nde Clopin karakterini canlandırdım. Birçok müzikal konserde solist olarak görev aldım. Normal hayatta da çocuklarla iyi anlaşırım. Anlatıcı serçe rolü var dendiğinde Prof. Hasan Erkek hocamızın beni hangi role uygun gördüğünü anlamıştım; sahne ile seyirci arasında köprü olacaktım, hikayeyi anlatan çocukların arkadaşı serçe... Bu oyunda, her kesimden insanların yürüyüp geçtiği ancak bazılarının farkındalık sahibi olup, bazılarının olamadığı gerçeğidir gözler önüne serilen. Prof. Hasan Erkek mükemmel bir ekip kurdu. İnce eleyip sık dokudu. Bu ekibe dahil olduğum için çok memnunum.” “Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro-Oyunculuk mezunuyum. Çevresine duyarsız, aksi ama nişanlısını seven bir kişiyi oynuyorum. Fuayede ise 1. canlı heykel rolündeyim. Canlandırdığım heykele her çıkışımda farklı bir tat alıyorum. Hareketlerinizi sezdirmeden yapmaya çalışıyorsunuz, biraz da çocukların yorumlarına göre hareketlerinizi düzenliyorsunuz. Bu da sizin yaratıcılığınızı zorluyor. Çocukların dikkatlerini çekmek keyifli. Oyunun büyülü bir havası olduğunu düşünüyorum. Hüzünle sevincin bir arada olduğu evrensel bir proje bu. Ayrıca bu proje oyunculuğuma da çok şey kattı. İkinci adam gibi olumsuz bir rolü oynamak da benim için iyi bir tecrübe oldu.” “Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan 2011’de mezun oldum. Üç yıldır Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nda çalışıyorum. Oyunumuz her çocuğun seveceği ve olumlu etkileneceği öğelerle dolu. Üzerinde her yönden çok uğraşılmış ve düşünülmüş bir oyun. Bu sayede oyundan çıkan tüm çocuklar son derece mutlu oluyorlar. Elbette onlar böyle heyecanlı olunca ebeveynleri de mutlu oluyor. Biz de bu tabloyu görünce mutlu oluyor, iyi bir iş çıkardığımızı düşünerek daha fazla motive oluyoruz. Bu oyunda yer alarak, alanlarında çok başarılı ve yetkin hocalarla çalışma fırsatı bulduk ve her biriyle olan çalışmalarımız ayrı güzeldi. Böyle iyi müzisyenlerle çalışma fırsatını yakalamam benim için memnun edici ve çok yararlı bir durum.” “Sahneyle çok küçük yaşta tanıştım. Altı yaşında TRT Çocuk Korosu’nda söylemeye başladım. Dokuz yaşında Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nda yarı zamanlı olarak piyano bölümüne devam ettim. ABD, Boston’da Berklee Jazz Blues eğitimi aldım ve okul konserlerinde bulundum. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Şan Bölümü mezunuyum. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’yla üç yıldır çalışıyorum. Daha önce Çirkin Ördek Yavrusu Müzikali’nde Çirkin Ördek rolünde oynadım. Bu kez oynadığım Kukla Sanço rolü oldukça eğlenceli ancak zor bir rol. Çocuklar kuklayı kendileriyle özdeşleştiriyorlar. Seslerimi ve kısıtlı hareketlerimi yapmaya çalışıyorlar. Kuklanın hareketlerini danslarla birleştirmek ise eğlencenin başka bir parçası...” “2009’da Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Oyunculuk bölümüden mezun oldum. Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nda üçüncü yılım. Ekibimiz çalışkan ve yetenekli. Tiyatro yapmak için gereken bu iki önemli özellik herkeste var. Tiyatro büyük oranda oyuncunun sanatıdır. Biz oyuncular en çok birbirimizden öğreniyoruz. Teknik ve yaklaşım olarak herkesin birbirine verebileceği çok şey var. Çok önemli başka bir özelliğimiz ise ekip olarak birbirimizle rahatça konuşabiliyoruz. Oyun ise konu itibarıyla ilk bakışta çocuklar için ağır görünse de çocuklara yaklaşım biçimimizle bu ağırlığı hafifletmeyi başardık ve çocukları üzmeden, yoksulluk hakkında farkındalık yarattık.” 52 haber 53 Zorlu Center’da çocuk olmak... Çocuklar “geri dönüşümü” sevdi Zorlu Center büyükler kadar çocukların da yaşam merkezi. Çünkü artık çocuklar için de birçok etkinlik düzenleniyor. Bu kış boyunca, Zorlu Center AVM’den gerçekleşen Lego konseptli etkinlikler bunlardan sadece bazıları... 4-10 yaş arasındaki çocukların çok sevdiği oyuncak serisi “Çöps Çetesi”, 1-9 Mart tarihleri arasında Zorlu Center AVM’de miniklerle buluştu. Bu etkinlik sayesinde çöp ayrıştırmanın doğaya katkısını öğrenen çocuklar, çevre konusunda farkındalık kazandı. Z orlu Center, yalnızca büyüklerin değil çocukların da yaşantısına dokunan etkinlikleri hayata geçirmeye devam ediyor. Kış boyunca gerçekleştirilen etkinliklerden biri Lego City. Zorlu Center AVM’de özel bir tasarımla kurulan Lego City, 13 – 31 Aralık tarihleri arasında oyun tutkunu çocukları ağırladı. Etkinliklerden bir diğerinde ise çocuklar 1-9 Şubat tarihleri arasında LEGO Filmi için özel olarak hazırlanan aktivite alanında keyifli anlar yaşadı. Çocuklar Lego City’e hayran kaldı Çocuklar yeni yıla Zorlu Center AVM’de kurulan ve 13 – 31 Aralık tarihleri arasında onları ağırlayan özel oyun alanında girdi. Özel olarak dizayn edilen alanda minikler, en yeni Lego City ürünleriyle oynama fırsatını yakaladı. İçinde; sahil güvenlik, itfaiye, kafe ve müze alanı bulunan Lego City’de çocuklar oyun oynamaya adeta doyamadı. Minik ziyaretçileri, Lego City’de yeni yıl için hazırlanan renkli ve ışıl ışıl bir yılbaşı ağacı karşıladı. Çocuklar yeni yıl için isteklerini bu dilek ağacına astılar. Adore Oyuncak tarafından Zorlu Center AVM’de oyun alanının yanına kurulan sergi bölümü ise hem miniklerin hem de büyüklerin ilgisini topladı. Lego filminin platosu Zorlu Center AVM’de Lego oyuncaklarının renkli dünyasını anlatan Lego filmi konseptiyle hazırlanan aktivite alanı, 1-9 Şubat tarihleri arasında Zorlu Center AVM’yi ziyaret eden çocuklarla buluştu. Çocuklar, LEGO oyuncaklarıyla oynamanın yanı sıra “Emmet”, “Unikitty”, “Vitruvius” gibi filmin en önemli karakterlerinin üç boyutlu maketleriyle de unutulmaz anlar yaşadılar ve bu anlarını ölümsüzleştirmek için fotoğraf çektirdiler. Ayrıca aktivite alanındaki Lego yarışmalarında kazanan minikler Lego’nun sürpriz hediyeleriyle coştular. Zorlu Center AVM’de özel bir tasarımla kurulan Lego City, 13 – 31 Aralık tarihleri arasında oyun tutkunu çocukları ağırladı. Lego’larla gönüllerince oynayan çocuklar Zorlu Center AVM’deki “Yeni Yıl Ağacı”na da yeni yıl dileklerini astılar. Z orlu Center AVM, yalnızca İstanbul şehir hayatına sunduğu yeni alışveriş, yeme-içme, kültür ve sanat alanındaki seçenekleriyle değil, çocuklar için hazırladığı etkinlikleriyle de öne çıkıyor. Bu etkinliklerden biri de 1-9 Mart tarihleri arasında çevre ve geri dönüşüm temasıyla gerçekleştirildi. Zorlu Center’ı ziyaret eden minikler, “Çöps Müzesi”nde, “Çöps Dünyası”nı yakından görme fırsatı yakaladılar. Bu etkinlik sayesinde, 4-10 yaş grubundaki çocuklar tarafından çok sevilen Çöps karakterleriyle tanışan çocuklara çevre konusunda farkındalık kazandırmak amaçlandı. Dev bir çöp kamyonunun içerisinde dolaşarak oyun oynayan, Çöps karakterleriyle tanışan çocukları, dışarı çıktığında da farklı bir sürpriz karşıladı. Geri dönüşümün önemini vurgulamak ve çöp ayrıştırmanın doğaya katkısını anlatmak için hazırlanan çok özel bir oyun alanı yer aldı. Çöps karakterlerini ayrıştırarak, doğru çöp bidonları ile eşleştirme üzerine dayalı bu oyunda plastik, cam, kağıt ve metal Çöps karakterlerini, doğru çöp bidonuna en kısa sürede dağıtmaya çalışan çocuklar, geri dönüşüm sertifikası kazandı. “Kurtlu Elma”, “Kızıl Kurtçuk” ve “Mavi Sinek” maskotlarının da eşlik ettiği aktivitede çocuklar bir yandan eğlenirken bir yandan da geri dönüşümü öğrendi. 54 haber 55 Kurbağa Prens, Anadolu Turnesi’nde büyük ilgi gördü Çocukların hayalleri gerçek oluyor Zorlu Center AVM, Disney Türkiye ve Zorlu Center PSM işbirliği ile Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish® Türkiye yararına renkli bir projeyi hayata geçiriyor. Dünyaca ünlü modacılar, “Disney Prenses: Modanın Sihri” projesi için tasarladıkları elbiseleri açık artırmaya çıkarıyor. Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından hayata geçirilen “Kurbağa Prens” oyununun Anadolu turnesi sona erdi. 30 Ocak - 4 Şubat 2014 tarihleri arasında Sakarya, Kocaeli, Yalova, Kütahya ve Eskişehir’de toplam 12 oyun sergileyerek çocuklarla buluşan oyun, ücretsiz olarak sahnelendi. İ Z orlu Çocuk Tiyatrosu 2014 sezonunda, Karslı, Iğdırlı, Ağrılı, Muşlu, Bitlisli ve Vanlı çocukların ardından, Sakaryalı, Kocaelili, Yalovalı, Kütahyalı ve Eskişehirli çocukları da “Kurbağa Prens” oyunu ile buluşturdu. Anadolu turnesi kapsamında sahnelenen oyun, çocuklar kadar büyüklerin de beğenisini topladı. Beş yaş ve üzeri tüm seyircilere seslenen oyun ücretsiz olarak sergilendi. Grimm kardeşlerin ünlü masalından Özlem Saraç tarafından günümüze uyarlanan Kurbağa Prens oyunu, Assitej ve Sahne Dergisi İşbirliği ile verilen Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu Ödülleri kapsamında “En İyi Kadın Oyuncu” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerinin sahibi olmuştu. Zorlu Çocuk Tiyatrosu tarafından Gaye Cankaya’nın yönetmenliğinde sahnelenen oyun, izleyicilere “ilk görüşte önyargıyla yaklaştığınız insanların içlerindeki ‘güzelliği’ ancak onları tanıdıkça keşfedebilirsiniz” mesajını veriyor. Çocuklar çok sevdi “Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nu çok beğendim. Tiyatro harikaydı, prens ve prenses çok güzeldi.” Betül Yaran “Kurbağa Prens tiyatrosundan çok keyif aldım. Bu oyunu sergilediğiniz için sonsuz teşekkürler.” Yusuf Bayram “Zorlu Çocuk Tiyatrosu’nun etkinlikleri çok güzel, çok başarılı. Çocuklara böyle imkanlar sundukları için çok teşekkür ediyoruz.” Nesrin Bozkır stanbul’un yeni çekim merkezi Zorlu Center AVM, çok anlamlı bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyor. yabancı moda tasarımcılarının eşsiz çizgilerinde hayat bulmaya hazırlanıyor. 16 Nisan’da Zorlu Center PSM Sky Lounge’da düzenlenecek davette ünlü tasarımcıların hazırladıkları “Disney Prenses” temalı elbiseler, “Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish® Türkiye” yararına açık arttırma ile satışa sunulacak. Elde edilen gelir ise hasta çocukların yararına kullanılacak. Zorlu Center AVM ve Disney Türkiye iş birliğiyle gerçekleştirilecek “Disney Prenses: Modanın Sihri” projesi ile Disney’in efsane masal prenseslerinin büyüleyici elbiseleri, dünyaca ünlü Türk ve Dünyaca ünlü modacılar tasarlıyor… Atıl Kutoğlu, Donna Karan, Oscar de la Renta, Jenny Packham, Cengiz Abazoğlu, Arzu Kaprol, Dilek Hanif, Hakan Yıldırım, Zeynep Tosun, Tuvana Büyükçınar ve Marchesa’nın hazırlayacağı bu 11 özel elbisenin satışından elde edilecek gelirin tamamı, Bir Dilek Tut Derneği, Make-A-Wish® Türkiye’ye bağışlanarak 3-18 yaş arası hayati tehlike taşıyan bir hastalıkla mücadele eden çocukların dileklerini gerçekleştirmek üzere kullanılacak. Uğur Batur’un gerçekleştireceği açık artırmaya iş, sanat, moda ve cemiyet hayatından seçkin davetliler katılacak. Etkinliği takiben Disney Prenses elbiseleri, 18-25 Nisan tarihleri arasında Zorlu Center AVM’de kurulacak özel sergi alanında ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Çocuklar “Disney Şatosu”na bayılacak Ayrıca Zorlu Center AVM, çocuklar için en eğlenceli çekim merkezi olma iddiasını sürdürüyor. Disney Türkiye işbirliği ile 23-27 Nisan tarihleri arasında Zorlu Center AVM’de kurulacak Disney Şatosu küçük misafirlerin, hayallerini gerçekleştirecek. 56 köşe yazısı/ayşegül güngör 57 Minerva Eğitim Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü [email protected] Kontrolü ele almak Hayatın bizim için ne anlam ifade ettiği hayatın karşımıza neler çıkardığı ile değil, bizim hayatın karşısına çıktığımız tavır ile belirlenir. Başımıza gelenlerden çok, bizim onlara verdiğimiz tepkiler ile gelişir. Lewis Dunnigton B u sene beni en çok etkileyen filmlerden biri başrolü- lan Walt Disney, derslerde çoğu zaman yorgunluk, soğuk ve nın hayatına dokunuyor ama kendi yaşamında bir türlü mutlu nü Tom Hanks ile Emma Thomson’un oynadığı “Sa- uykusuzluktan öğretmenini dinleyememekte ve matematik olamıyordu. Kimbilir belki de kendi mutluluğunu aramak için yazıyordu. ving Mr. Banks” filmi oldu. Mary Poppins kitaplarının problemlerini çözmekte zorlanmaktadır. Ne arkadaşlarının yazarı PL Travers ile Walt Disney’in Mary Poppins filminin ya- onunla dalga geçmesi ne de öğretmenin olumsuz davranı- pım sürecinde yaşadıklarını anlatan film, hem iş hayatı hem şı onun moralini bozar. O her zaman elinden geldiği kadar Hepimizin zaman zaman bir kurtarıcıya ihtiyacı oluyor. Ken- de hayatta yapmak istediklerimize ve yapabileceklerimize konuları anlamaya ve öğrenmeye gayret eder. Biyografisini dimizi mutsuz ve çaresiz ve yaşam hep böyle gidecekmiş gibi yönelik önemli dersleri içeriyor. okurken beni en çok etkileyen cümlesi “ben kim olduğumu, hissettiğimiz anlar var ve bu anlarda Banks ailesine camdan ne yapmak istediğimi biliyordum. Hiç kimse bana ne yaparsa girerek onların tüm hayatını düzene koyan ve çocuklara ken- Film iki güçlü karakterin istediklerini elde etmek için nasıl yapsın ne söylerse söylesin, benim fikrimi ve hedefimi değiş- di kendilerine mutlu olmayı öğreten, sonra da ansızın giden müzakere ettiklerini gösteren sahnelerle dolu. Kendi istek tiremezdi.” olmuştu. Mary Poppins’e ihtiyacımız var. işlerinde en iyiyi yapmak için birbirleriyle yapmış oldukları Filmin diğer sıra dışı kahramını P.L Travers’a gelince; açıkça- Çocukken bir kahramanın veya her şeyi yoluna koyacak ve mücadeyi izlemek bence filmin can alıcı noktasını oluşturu- sı filme kadar kim olduğu hakkında çok fazla bir bilgim yok- düzeltecek birinin geleceğine inanmak kolay ama büyüdükçe yordu. tu. Çocukken ailem bana Milliyet Çocuk kitaplarını alırdı. O o kahramanın olmadığını ve hiç gelmeyeceğini anladığımızda yaşlarda elimle rahat tutabildiğim, konusu ilgili bir iki resme mutsuzlukla tanışıyor ve kendimizi yalnız hissediyoruz. Hep Filmde beni en çok etkileyen Walt Disney’in aklına koyduğu bakarak hayal kurabildiğim kitaplardı onlar. Mary Poppins güçlü olanın yanında olmaya çalışıyor ve böylece kendimize bir şeyi gerçekleştirmek için 20 yıl bekleyebilmesi ve hede- onlardan biriydi. Sıradan bir ailenin mutsuz çocuklarının ya- bir şey olmayacağını, o gücün bizi koruyacağını düşünüyo- finden asla vaz geçmemesiydi. Yıllar önce biyografisini oku- şamına girerek onları belli belirsiz bir şekilde sihirle tanıştı- ruz. Bir kahramanın olmadığını fark ettiğimizde ya da güç- duğumda yaşam mottosunun “Asla Vazgeçme” olduğunu öğ- ran ve küçük şeylerden mutlu olmalarını sağlayarak onların lü olduğuna inandığımız kişinin aslında bize zarar verdiğini renmiştim. Filmi seyredince onu başarıya götüren faktörün kendilerine güvenmelerini sağlayan bir romandı. gördüğümüzde mutsuzluğumuz artıyor ve hayattan beklen- ve arzularının peşinde gitmiş ve başarılı olmuş iki insanın vaz geçmemek olduğunu anladım. timizde azalıyor. Sıradanlaşıyoruz. Aslında o beklediğimiz Film sayesinde bu kadar mutlu edici ve pozitif duygular taşı- kahramanın kendimiz olduğunu fark etmiyoruz bile. Kısaca Walt Disney’in yaşam öyküsüne bakarsak, Kansas’ta yan bir kitabın yazarını aslında hiç tanımadığımı fark ettim. orta halli bir ailenin çocuğu olarak doğduğunu, sert ve ku- P.L Travers, çocukluğu zorluk içinde oradan oraya taşınarak Başarının ve mutluluğun yolu insanın kendini tanımasından ralları olan bir baba tarafından büyütüldüğünü görüyoruz. geçmiş bir yazardı. Yazdığı tüm kitaplar mutlu sonla bitiyor- geçiyor Her gün sabah beşte kalkıp kışın karlar içinde olan Kansas’ta du ama onu gerçek hayatında tüm insanlar huysuz, yaşlı ve Kendi yeteneklerinin ve zayıf yönlerinin farkında olanlar, iç- gazete dağıtmak ve sonrasında da okula gitmek zorunda ka- kaprisli bir kadın olarak tanıyorlardı. Yazdıklarıyla başkaları- lerindeki kahramanı çıkarmaya en yakın olanlar. Joseph Cam- pell, Kahramanın Sonsuz Yolculuğu adlı eserinde “Hangi lidir; çünkü Fil’e göre binici oldukça küçüktür. Binici ve altı döktü; o nedenle herkesi büyüleyen çocuk hikayeleri ya- öyküyü, hangi miti okursak okuyalım altında yatan insan- tonluk fil hangi yöne gidecekleri konusunda fikir ayrılığına zabildi. O kendi 6 tonluk filini yazılarıyla kontrol altına dır.” diyor ve mitlerin rehberliğinde insanın yolculuğunu düştüğünde binici kaybedecektir.” alabildi. Walt Disney duygularının farkında olduğu ve onları yöne- Hepimiz bir fil sürücüsüyüz aslında. Çoğumuz filimizin Yıllar önce okuduğum Switch kitabından bir parça hiç ak- tebildiği için bir fare ile bir imparatorluk kurabildi. Kendi bize isyan ettiği durumlar yaşıyoruz. Önemli olan filin lımdan çıkmıyor. “Duygusal yanımız fil, akılcı yanımız da duyguları kadar karşısındakinin duygularını anladığı için yolunu takip etmeden onu kendi yolumuza yönlendirebil- onun binicisidir. Fil’in üstünde oturan binici dizginleri tu- en zorlu rakibinin kendisine güvenmesini sağladı ve is- mek. Yoksa bozkırlarda nereye gittiğini bilmeyen bir filin tar ve lider gibi görünür. Halbuki binicinin kontrolü şüphe- tediğini alabildi. Travers duygularını yıllarca yazılarına sürücüsü olarak sürüklenmek içten bile değil. inceliyor. 58 haber 59 Kozalağın sihri… Zorlu Center meydanına yerleştirilen dev kozalak, doğaya övgü niteliğinde. Çağdaş ressam Meray Akmut ve heykeltıraş Kazım Karakaya’nın tasarımı, doğa sevgisini teşvik ediyor. Z orlu Center meydanında sergilenen dev kozalak heykeli herkesin dikkatini çekiyor. Görür görmez doğaya övgünün fark edildiği bu heykel iki sanatçının ürünü: Ressam Meray Akmut ve heykeltıraş Kazım Karakaya. Neden kozalak sorusunun cevabı ise basit: Çünkü kozalak, son derece doğal bir malzeme… Çocukluk yıllarında kozalak boyayıp odasında saklayanlar bu duyguyu daha iyi anlayacaktır. Kozalağın üstüne herhangi bir ekleme yapmak ya da malzemeyi deforme etmek gerekmediği için bu projede de kozalak tercih edilmiş. Çalışmanın yapım sürecini anlatan Meray Akmut “Kozalak benim için malzemesi ve hikâyesi ağır, bir sürü küçük parça tohumdan meydana gelen sihirli bir oluşum” diyor. Doğal olanı bozmadan… Meray Akmut, özgün ve asi tablolarıyla tanıdığımız çağdaş sanatın öncü isimlerinden biri… Çocukluk yıllarında başlayan ressamlık hayali, ailesinden miras kalmış. Resim öğretmeni bir annenin çocuğu olarak doğmak onun “renkli” sohbetlerin ortasında yetişmesini sağlamış. Doğa sevgisinden besleniyor, yaratıcılığında da yine doğadan ilham alıyor. Zorlu Center meydanında sergilenen dev kozalak heykeli de bu ilhamın ürünü. “Kozalak… Sanki bir şehrin alışveriş merkezinin meydanına konulmayı bekliyordu” diyor çağdaş ressam ve şöyle devam ediyor: “Hâlihazırda doğal ve son derece etkileyici bir formu deforme etmeden ve mobilyalaştırmadan sadece boyutunu büyüterek, kendi dengesinde hazırlamaya özen gösterdim. Meydana düşmüş gibi yerde yatar pozisyonda duran bu eser, doğa sevgisini teşvik etmek amacıyla sergilenecekti çünkü… Kozalak heykelini özellikle Zorlu Center Yan Meydanı için çalıştık. Çünkü orada bulunanların, meydandan geçenlerin doğa ve doğa sevgisini ifade eden bir eserle bütünleşmesini istiyorduk. Zorlu Gayrimenkul yönetimi, kozalak fikrini benimle aynı bakış açısı ve sevgi ile karşılayıp kabul etti. Bu sayede ben de, Zorlu ailesinin botaniğe ve doğaya olan düşkünlüğünü görme şansı yakaladım.” Güçler birleşti Heykeltıraş Kazım Karakaya ile çalışmak ise çağdaş ressam için son derece keyifli bir tecrübe olmuş. “Kazım’la çalışmak benim için büyük bir şans” diyen Akmut, “Türkiye’de çok değerli heykeltıraşlar var ancak işlerini açık alanlarda sergileme fırsatına her zaman sahip olamıyorlar. Ortak projelerde yer aldığım heykeltıraş arkadaşlarım da oldukça değerli isimler. Ancak benim kadar heyecanla doğa sevgisini esere aktarabilecek tek kişinin Kazım Karakaya olduğunu düşündüm” ifadesine yer veriyor. Akmut sözlerine şunları da ekliyor: “Kozalağın mutlak doğallığı ile bizlere gülümsemesinin tek nedeni; bu zorlu ama keyifli süreci, güçlü bir sanatçıyla paylaşmam” diyor. İstanbullular PSM’yi “kazandı” Bir sanatçı olarak Zorlu Grubu’nun sanata yaklaşımını değerlendiren Akmut, “Zorlu Center; yaşam alanları, Raffles Otel ve alışveriş kısmıyla büyük ve son derece özenle düşünülmüş bir proje… Ama en önemlisi Performans Sanatları Merkezi’nin İstanbullulara kazandırılmış olması” ifadesine de yer veriyor. Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu 60 gezi 61 Yazı: Ceylan Aygün (Vestel Grubu Ürün Sorumlusu) Esrarengiz, görkemli ve büyüleyici... Hong Kong Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi, alışverişten gastronomiye doğa gezintisinden gece hayatına dek farklı seçenekler sunuyor. Uzak Doğu’nun bu gözde yerleşimi elektronik trendlerini takip edenler için tam bir alışveriş cenneti. 1 997 yılında İngiltere’den, Çin Halk Cumhuriyeti’ne özel yönetim bölgesi olarak bağlanan Hong Kong, ziyaretçilerinde çok çeşitli duyguları aynı anda uyandırabiliyor. Gökdelenlerin arasında gezerken, iki sokak ileride kendinizi lokal Çin pazarında kurutulmuş deniz ürünlerinin arasında bulabiliyorsunuz. Hong Kong maceranız Lantau adasındaki havalimanına varmanız ile başlayacak, bu noktadan itibaren sistematik ve saat gibi çalışan bir toplu taşıma sistemi sizi adalar grubu ve ana karada kalan Kowloon kısımları arasında yeni maceralara sürükleyecektir. Finans merkezi Adalar grubunun en büyüğü olan Hong Kong adası, finans sektörünün kalbinin attığı merkezlerden biri. Mimari ödüllü Bank of China, HSBC, IFC ve benzeri gökdelenler başınızı döndürecektir. Wan Chai’daki Hong Kong Kongre Merkezi’nden başlayıp, merkeze doğru ilerledikçe, çelik ve cam binalar giderek gözkyüzünü kaplar ve siz de kendinizi geleceğin merkezinde gibi hissedersiniz. Her gece 20:00’de başlayan ışık gösterisi “Symphony Of Lights” yine bu binaları seyahatinizin merkezi haline getirecektir. Bu gösteriye hem ada hem de Kowloon tarafındaki kentin simgeleri eşlik ediyor. Fütüristik turunuzdan sonra tramway ile Victoria tepesine çıkarak, her şeye tepeden bakmak rahatlatıcı olabilir. Alışveriş için Time Sqare, Pacific Place, IFC Mall gibi AVM’lerde tüm lüks markalara KDV ödemeden ulaşabilirsiniz. 62 gezi Kowloon yakasına feribot ile geçerek keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu yakada bulunan Peninsula Hotel’de, öğleden sonra 14.00-19.00 arasında gerçekleştirilen çay seremonisini izlemeniz tavsiye edilir. Hong Kong aynı zamanda elektronik ürünleri almak için çok uygun bir yer. Burada yaşayanlar için son teknolojiyi takip etmek işten bile değil. Wanchai’de bulunan bilgisayar merkezi de bu konuda hevesli ziyaretçileri fazlasıyla tatmin ediyor. Teknoloji yerine gastronomiyle ilgilenenler için, yine merkezde bulunan Soho, yorucu bir günün ardından hem yerel hem de dünya mutfaklarının zenginliklerini sunuyor. Bu bölgede bir tur attıktan sonra akşam yemeğinde yeni deneyimlere açılabilirsiniz. Gecenin ilerleyen saatlerinde canlanan Lan Kwai Fong bölgesi, gece hayatını sabahın ilk ışıklarına kadar taşıyor. Çarşı pazar sevenlere... Kowloon tarafında en önemli bölgeler Tsim Tsa Tsui ve Mong Kok. Tsim Tsa Chui sokakları size gerçek anlamda kalabalık ve renkli bir macera yaşatacaktır. Burada bulunan “tatlı dükkanları”, binbir çeşit egzotik meyvenin tadına bakmak için ideal birer adres. Kowloon tarafına feribot ile geçtiğinizde bölgenin en lüks otellerinden biri olan Peninsula çıkar karşınıza. Öğleden sonra 14.00 ile 19.00 arasında düzenlenen çay seremonisi burayı ziyaret etmeniz için yeter de artar bile. Nathan Road ise Hong Kong’un lüks tüketim meraklılarına hitap eden caddelerinden biri. Burada Avrupa ve ABD’nin büyük moda tasarımcılarının mağazaları birbiriyle yarışıyor. Mongkok bölgesi, dünya üzerindeki en yoğun yerlerden biri, yerel ürünlerin satıldığı pazarlarıyla meşhur. Taze etlerden, sebzelere, aksesuardan, hediyelik eşyalara kadar bir sürü ürünün sergilendiği bu pazarlar Hong Kong’un görülmesi gereken mekanlarının başında geliyor. Adayı kuşbakışı izleyin Hong Kong maceranızın başlangıç noktası Lantau adasında Tian Tan Buddha (Dev Buddha Heykeli), Po Lin Manastırı, balıkçı kasabalarında geçmişe uzanan keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz. Yine aynı adada bulunan Disneyland ise tematik parklarıyla her yaştan ziyaretçinin uğramak istediği bir nokta. Buradaki en ilgi çekici aktivitelerden biri de The Ngong Ping 360 projesi. Bu, alt kısmı camekandan oluşan teleferik sayesinde tüm adayayı kuşbakışı gezebilirsiniz. Gelecek ve geçmişi aynı anda yaşamak isteyen tüm gezginlere kucak açmış, bekliyor Hong Kong... 64 haber 65 Zorlu Center’da çek, Instagram’da paylaş! Zorlu Center PSM’de “Şehir Sahnesi” açıldı Birinci etabı Şubat ayında “gurme” temasıyla başlayan Instagram fotoğraf yarışması kapsamında, farklı temalarla yarışmaya katılanlara sürpriz armağanlar verildi.... Mart ayının teması moda, Nisan ayınınki ise bahar oldu. Zorlu Center PSM amatör ruhlu sanatçılara performanslarını ücretsiz sergileyebilecekleri eşsiz bir imkan sunuyor. Şehir Sahnesi’nde Sahne Senin ve Sanat Konuşmaları olmak üzere iki sürekli proje hayata geçiriliyor. İ stanbul’un kültür ve sanat hayatına yeni bir soluk getiren Zorlu Center PSM bu defa amatör ruhlu sanatçılar için ilham verici bir projeyi hayata geçirdi. Kendini yaratıcılığı ve yeteneğiyle ifade eden ve beğendiği sanatçılarla fikir alışverişinde bulunmak isteyenlere hizmet sunacak “Şehir Sahnesi” açıldı. İ stanbul’un yeni çekim merkezi Zorlu Center, düzenlediği Instagram fotoğraf yarışmasında sürpriz ödüller kazandırmaya devam ediyor. Ziyaretçilerin bu yarışmaya katılmak için yapması gereken tek şey, belirlenen hashtag’lere uygun fotoğrafları paylaşmak oldu. Şubat 2014 itibarıyla başlayan ve Nisan 2014’e kadar üç farklı konseptle devam eden yarışmanın ilk teması “gurme” oldu ve yarışmacılara ödülleri verildi. Zorlu Center’da yer alan restoranlarda mekan veya yemek fotoğraflarını Instagram’da #zorlucenterdagurme hashtag’iyle paylaşan ziyaretçilerin fotoğrafları Murat Germen, Oğuz Meriç ve Sezgin Yılmaz’dan oluşan jüri tarafından değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda yarışmanın birincisi Zorlu Center Beymen’den hediye çeki, ikincisi Zorlu Center PSM’den iki kişilik etkinlik bileti ve üçüncüsü ise Zorlu Center Jamie’s Ita- lian restoranında iki kişilik yemek kazandı. Yarışmanın Mart 2014 teması “moda”, Nisan 2014 teması ise “bahar” olarak belirlendi. Instagram’da #zorlucenterdamoda ve #zorlucenterdabahar hashtag’iyle, aya özel temalı fotoğraf paylaşıp kazanan yarışmacılar yine jüri tarafından değerlendirilip aynı hediyelerle ödüllendirilecek. Türk tiyatrosunun duayeni Haldun Dormen ile Zorlu Center PSM Genel Müdürü Ray Cullom’un açılışta yaptığı “Müzikaller” konulu sohbet ise oldukça keyifliydi. Söyleşinin ardından sahneyi devralan Dormen’in öğrencileri, sergiledikleri performanslarıyla Şehir Sahnesi’nin ilk gösterisini gerçekleştirmiş oldular. Zorlu Center PSM Genel Müdürü Ray Cullom ise açılış sırasında şunları söyledi: “Zorlu Center PSM, sanatın farklı dallarına ev sahipliği yaparak gerçek bir sanat merkezi olduğunu kanıtladı. Performans sanatları dünyasını deneyimlemek, sahne hünerlerini sergilemek ve yaratıcılığını göstermek isteyen herkes için kapılarımızı açmış bulunuyoruz. Yeni Şehir Sahnesi etkinliğimizle bir- likte İstanbul’da dinamik bir sanat merkezi olma yolunda bir adım daha atmış oluyoruz”. Baleden tiyatroya, danstan konsere ve gösteri sanatları alanında pek çok performansa ev sahipliği yapacak Şehir Sahnesi; iki farklı projeyle adından söz ettirecek: “Sahne Senin” projesinde amatör sanatçılar seyirciyle buluşacak. Sahne Senin etkinliklerinin yanı sıra Okan Bayülgen, Tan Sağtürk, Kerem Görsev gibi pek çok ünlü isimle “Sanat Konuşmaları” projesi gerçekleştirilecek. Haftanın dört günü performans imkanı olacak... Son teknolojinin kullanıldığı Zorlu Center PSM Şehir Sahnesi’nde performanslar; Çarşamba, Cuma, Cumartesi ve Pazar günleri 19:00 – 19:45 saatleri arasında gerçekleşecek. Genç yeteneklerin ve sanatçıların performanslarını sergilemek için ücretsiz yararlanabileceği Şehir Sahnesi, Türkiye’de ilk kez sahne alacak dünyaca ünlü sanatçı ve performansları izleyiciyle buluşturan Zorlu Center PSM için bir sosyal sorumluluk değeri taşıyor. Şehir sahnesinde performans sunmak için… Şehir Sahnesi’nde performansını sergilemek isteyen sanatçı ve sanatseverlerin öncelikle Zorlu Center PSM web sitesi üzerinden ulaşacakları online formu doldurmaları ve performanslarının görüntülendiği bir video linkini paylaşmaları gerekiyor. Çeşitli alanlarda pek çok gösteriye yer verilecek sahnede performans sergileyecek kişi ya da gruplar, sahneyi kullanma şanslarını artırmak için birden fazla başvuru yapabiliyorlar. Seçim sürecinde yapılan başvurular doğrultusunda aylık programlarda çeşitlilik esas alınıyor. Başvuruların neticeleri başvuru tarihinden iki hafta sonra açıklanıyor. Seçilen gönüllülerin sahne alacakları günden iki hafta önce performans listelerini Zorlu Center PSM’nin onayına sunmaları gerekiyor. Şehir Sahnesi Sahne Senin performans başvuruları için http://zorlucenterpsm.com/tr/sehir-sahnesi) linki ziyaret edilebilir. 66 haber 67 Çanlar “aşk” için çaldı! Zorlu Center PSM’nin 2013-2014 programındaki üçüncü müzikali Paris’ten gelen “Notre Dame de Paris” oldu. Victor Hugo’nun ölümsüz eseri “Notre Dame’ın Kamburu”ndan uyarlanan ve klasik bir aşk hikâyesini canlandıran müzikal; oyunculukları, müzikleri ve kostümleriyle izleyenleri 1800’lü yıllara götürdü. Yapımcının gözünden müzikalin aşkları Notre Dame de Paris müzikalinin yapımcısı Nicolas Talar müzikalin ruhunu anlatırken, söz konusu aşk olduğunda geçmişle günümüz arasında yaşananların çok da farklı olmadığını dile getiriyor: “İzlediğiniz bu şov, aşkın bin bir türlü halini gözler önüne seriyor. Ancak hakiki olan, ölüm onları ayırana kadar devam eden aşk ki, bunu da Z orlu Center PSM’nin ilk sezondaki üçüncü müzikali, Fransız yazar Victor Hugo’nun ölümsüz eseri Notre Dame’ın Kamburu’ndan uyarlanarak sahneye konulan “Notre Dame de Paris” gösterisi oldu. Oynandığı her ülkede ses getiren, kostümü, müziği ve kurgusuyla sanatseverleri kendine hayran bırakan bu müzikal ilk kez Zorlu Center PSM ile Türkiye’ye geldi. Quasimodo, Frollo, Phoebus ve güzeller güzeli Esmeralda… Dışlananlar, haksızlıklar, yalanlar, önyargılar karşısında dimdik duran bir aşk… 1831’de yazıldığı günden bu yana aşkın her Quasimodo Esmeralda’ya besliyor. Karşılıksız olduğunu bilmesine güçlüğü yenebileceğini duyuran bu zamansız hikayenin efsanevi sahne performansı 22 Nisan - 4 Mayıs tarihleri arasında Zorlu Center PSM sahnesinde İstanbullu sanatseverlerle buluştu. Bu muhteşem şovun şarkıları, estetik sunumu, koreografisi ve enerjisi ise izleyenlerin başını döndürdü. Dünya klasikleri arasında yer alan eserden müzikale uyarlanan bu gösteri defalarca En İyi Müzikal ödülünü aldı. İlk olarak 15 yıl önce Paris’te sahnelenen müzikal, Kanadalı sanatçı Garou’nun seslendirdiği “Belle” şarkısıyla tüm kalpleri fethetti. Ardından dünyaya açılan müzikal farklı dilde konuşan sanatseverlerin kalbinde aşk çanlarını çalmayı sürdürdü. Zengin oyuncu kadrosu Quasimodo karakterini canlandıran Matt Laurent neredeyse on yıldır bu müzikalde. Broadway’de sahnelenen ve Les Miserables’da (Sefiller) Jean Valjean’ı oynayan Robert Marien ise bu kez Frollo rolünde. Esmeralda’ya ise göz alıcı güzelliğiyle Alessandra Ferrari hayat veriyor. Müzikal bugüne kadar altı farklı dile çevrildi ve sahnelendi. Müzikalin yaratıcıları Luc Plamondon ve Richard Cocciante adaptasyonları yapanlarla birebir çalıştıklarından anlatım dilinde ya da kurulması istenilen atmosferde hiçbir farklılık bulunmuyor. Müzikali İngilizce’ye uyarlarken Plamondon, ABD asıllı başarılı söz ve müzik yazarı Will Jennings ile çalıştı. rağmen koruyor onu. Son derece dokunaklı. Esmeralda ise benim gözümde masumiyetin simgesi. Aynı zamanda özgürlüğüne de düşkün bir kadın. Asker Phoeebus’a âşık oluyor ve bu aşk uğruna da her şeyi göze alıyor. Bu bir bakıma Quasimodo’nun kendisine beslediği duygulara benziyor. Güçlü erkeklere karşı gelebildiği ya da dayanabildiği için de dirayetli bir karakter. Ona bakınca modern kadını görüyorum. Jennings aynı zamanda dinleyen herkesi kalbinden yakalayan ve Celine Dion tarafından seslendirilen My Heart Will Go On adlı parçanın da yaratıcısı. Müziklere Martino Muller’in koreografileri eşlik ediyor. Müzikalin yönetmeni ise Gilles Mahue. Çağdaş toplumun düzeni, geçmişte yaşayan halklarınkinden farksız. Kimileri ellerindeki gücü kullanarak başkalarını küçük görebiliyor ya da toplum dışı bırakabiliyor. Üstelik buna kimse ‘dur’ diyemiyor! Ama aşk her güçlüğü yeniyor, duvarları yıkıyor, sınırları aşıyor.” 68 kişisel gelişim 69 Başarının sırrı motivasyon Zaman zaman hepimiz, bir yola çıkmak, bir işi başarmak, ilerlemek için bir kuvvete ihtiyaç duyuyoruz. Çevremizde yaşanan iyi ya da kötü bir olay itici bir güce dönüşebilir. Bu gücün adı motivasyon. Yaşamın içindeki olayları lehinize kullanarak başarıya ulaşmak elimizde. H ayallerimizi gerçekleştirmek için neler yapmamız gerektiğini çoğumuz biliriz. Ancak bilgilerimizi uygulamaya koymamamız için sürekli bir mazeretimiz vardır. Yeterli paramız, zamanımız, kabiliyetimiz, sabrımız yoktur. Gerçek şu ki, bu mazeretleri düşünmek, bulmak ve onları haklı çıkarmak, yani “demotivasyon” için harcadığımız bütün enerji ile amacımızın yarısını gerçekleştirebiliriz. Bu süreci tersine çevirdiğimizi düşünelim. Öncelikle kendimizi motive ederek işe başlayabiliriz. Bunun da gerisi gelecektir. Çünkü motivasyon, ruhumuz ve bedenimiz üzerinde etkili olan çok önemli bir ateşleyici… Yapmak istemediklerimizi yapmak veya yapmakla yükümlü olduğumuz halde gözümüzün kesmediği işleri cesaret ve başarıyla tamamlamak için ihtiyacımız olan şey motivasyon. “Yapamam” demeyin Bilme ve yapma arasındaki geniş alan, büyük adamların oluştuğu veya kaybedildiği yerdir. Harekete geçmek için kendimizden başkasına ihtiyacımız yok. Bir defa kendimizi motive edersek herhangi birini de kolayca motive edebiliriz. Bunun için en önemli iki anahtar, asla “yapamam” dememek ve anlamlı hedefler koymak. Hayatınızdaki, kötü haberler üzerinde durma, başkalarının problemlerinden dolayı suçlamaları kabullenme, kederlenmeyi kronikleştirmiş arkadaşların hedefi olma, beceriksiz meslektaşların günah keçisi olma, kızgın iş arkadaşlarının hedefi olma gibi olumsuzlukları hayatınızdan atarak başlayın. Ekip motivasyonu Ortak bir hedefe doğru çabalayan bir grup insanın bir takım ya da ekip olarak motive edildikleri zaman en iyi şekilde çalıştıkları artık biliniyor. Takım ruhu, arkadaşlık, el birliği ile bir hedef oluşturma ve bu hedefi beraberce yakalama isteği takımlar için güçlü motive ediciler. İyi yapılmış bir işin sağladığı tatmin veya iyi yapılmış bir işe katkıda bulunmanın verdiği rahatlık ve keyif, herhangi bir ödülden daha sürekli ve etkili oluyor. Takım üyeleri işin nasıl yapıldığını kavradıklarında, liderlerine güvendiklerinde, takıma üyelik ilginç ve anlamlı bulunduğunda, gayretleri için ödüllendirildiklerinde, övüldüklerinde, karşılıklı saygı olduğunda motivasyon önemli ölçüde artıyor. İş hayatında motivasyonun püf noktaları • Tutamayacağınız ya da tutmaya niyetli olmadığınız sözleri vermeyin. • Herkesi, gücü, ilgisi ve yaklaşımları doğrultusunda değerlendirin. Herkesin star olamayacağını unutmayın. • Çalışma arkadaşlarınızın daha başarılı olması için kişisel fedakarlıklarda bulunmaya istekli olacakları bir atmosfer oluşturun. • Takım üyeleri arasında yükselebilecek tansiyonu düşürmek için esprili olun. • Eğer çalışma arkadaşlarınız bir işten hoşlanmıyorsa hedef ikinci sırada gelir ve motivasyon esas olur. • Kendi sahalarında başarılı olan insanları ders vermeleri veya bir konuşma yapmaları için çalışma alanınıza davet edin, benzer motivasyon etkinlikleri düzenleyin. • Ekibin önemli üyelerini diğerleri pahasına ödüllendirmeyin. • Hoşgörüyü elden bırakmayın. • Çabayı ve sonucu ödüllendirin. Kendimizi motive etmenin yolları • Coşkun olun. Dünyaya severek, iyi niyetle bakın. • Dinlenme-eğlenme zamanınızı planlayın. • Yapmayı sevdiğiniz 20 şeyin listesini yapın ve gerçekleştirin. • Oyunun her basamağında yapabileceğinizin en iyisini yapın. • Hedeflerinizi somut olarak ifade edin. • Motivasyonunuz kırıldığı zaman kendinize objektif bir gözlemci gibi bakın. • Cesaret kırıcı bir görevle karşılaştığınız zaman imkanlarınızla neler yapabileceğinizi düşünün. • Olumsuz bir durumun olumlu yanlarını bulun ve onlara sarılın. • Hedefleriniz için zaman limitleri belirleyin. • “Asla” demeyin. • Yapabildiğiniz kadarından memnun olun. 70 haber 71 Stil, imaj, moda... Dış görünüşüne özen gösteren stil sahibi kişiler hem iş hem de sosyal hayatta daha pozitif bir yaşam sergiliyor. Peki siz, kimliğinize dair önemli ipuçları veren dış görünüşünüz ve kendi stilinizi yaratma konusunda ne kadar başarılısınız? rak uzun yıllar kullanabileceğiniz bir gardırop edinebilirsiniz. Akıllı alışveriş ile dolabınızda az sayıda parçayı farklı kombinlerle kullanabilir, deyim yerindeyse gardırobunuzun hakimi olabilirsiniz. Ancak iş yaşamının yoğunluğundan bazen kendimize daha doğrusu alışverişe zaman ayıramayız. G ünümüzde stil sahibi olmak farklı anlamlar taşıyor, geçmişe nazaran daha büyük önem arz ediyor. Mobilyadan teknolojiye beyaz eşyadan parfüme kadar pek çok unsurda “stil” kavramı karşımıza çıkıyor. Giyim kuşam ise “stil” ekseninde en sık ele alınan konu. Buna bir de moda ve trendler eklenince ucu bucağı görünmüyor. Çünkü artık giyimkuşam, dış görünüşün bir parçası olarak bir iletişim unsuru kabul ediliyor. Kimliğinizi ele veriyor, kültürünüz, eğitiminiz, hangi sosyal çevrede bulunduğunuz hakkında ipuçları veriyor. Elbette bunu Nasreddin Hoca hikayelerinden öğrendiğimiz “Ye kürküm ye” anlayışıyla bağdaştırmamalı. Zira hikayede vurgu yapılan zenginlik, oysa stil sahibi olmak için zengin olmak gerekmiyor veya maddi güç tek başına stil için yetmiyor. Herkes bütçesi ve ekonomik koşullarına göre stil sahibi olabilir. Peki ama neden? Mutlaka bir stilimiz mi olmalı? Bu soruya artık herkes kolayca evet yanıtını verebiliyor. Eğer profesyonel anlamda bir stil sahibi olmak istiyorsanız tasarımda, kumaşlarda ve renklerdeki son trendlerden haberdar olmalısınız. Profesyonel imajı perçinliyor Dış görünümünüzü güzelleştirmek kendinize güveninizi artırarak hem iş hayatında hem de sosyal hayatta çevrenize pozitif enerji yaymanızı sağlıyor. Çünkü iyi görünen, stil sahibi kişiler kendini daha iyi hissediyor, özgüvenleri gelişiyor, güçleniyor, böylelikle daha güler yüzlü bireyler olarak topluma karışıyorlar. Üstelik iyi bir dış görünüşe sahip olmak özellikle iş yaşamında motivasyonu da artırıyor. İş yaşamında stil sahibi olmak genel anlamda yalnızca bireyi değil kurumu da etkiliyor; iyi görünen bir çalışanın imajı, kurumun imajını perçinliyor. İyi etki bırakmak için Bir toplantıda ya da iş görüşmesinde iyi etki bırakmak istiyorsanız, ne giydiğinize ve nasıl göründüğünüze mutlaka dikkat etmelisiniz. Giyimin yanı sıra doğru görüntüyü oluşturmak burada değer kazanıyor. Elbette herkes stil sahibi olmak ister. Giyinmek bir tavırdır, sizin hayattaki duruşunuzu dışarıya aktarır. Dolayısıyla , dış görünümünüzü fazla önemsemeden doğal bir şekilde önemli bazı tüyolarla korumanız ve stil sahibi görünmeniz mümkün. Stil sahibi görünmek için çok para harcamanız asla gerekmez, aksine doğru parçalara yatırım yapa- Danışmanlık alabilirsiniz Çocuk, aile, ev ihtiyaçları, rutin gezmeler, tatiller derken tesadüfen görüp beğendiklerimizi satın alır, stilimize uygun fonksiyonel giysileri bulmak için pek de zaman harcayamayız. Örneğin beyaz bir gömleğe ihtiyacınız var, vaktiniz olmadığı için en yakın alışveriş merkezine giderek sürekli alışveriş yaptığınız mağazadan gözünüze ilk çarpan beyaz gömleği, içinize sinse de sinmese de satın alıp çıkabiliyorsunuz. Oysa bu beyaz gömleğin, farklı yaka ve manşet seçenekleri de var. Ama siz, zamansızlıktan, çeşitli kesim ve boydaki beyaz gömlekleri inceleme fırsatını dahi vermediniz kendinize... Alışveriş, dış görünüş ve giyim-kuşamın bu denli önemli olduğunu bilmek yeterli değil, bu konuya zaman ayırmak da bir mesele. Peki biri bu işi sizin yerinize yapsa? Mesela işinize yarayacak, stilinize en uygun seçenekleri bir araya toplasa ve size gönderse fena mı olur? Çalışan, kendine vakit ayıramayan ama stil sahibi olmak isteyen insanlar artık bu şekilde danışmanlık hizmetleri alıyor. Böylece hem zamanları kendilerine kalıyor hem de stil sahibi oluyorlar. Üstelik yalnızca kurumsal bir şirkette çalışan yöneticiler veya profesyoneller değil ev hanımları, yarı zamanlı çalışanlar ve daha pek çok profilden insanlar stil danışmanlarına başvuruyor. Stil Danışmanı Ceyda Tavasi Fashionpicks İstanbul’un kurucu ortaklarından Ceyda Tavasi stil danışmanlığı yapıyor. Hizmet yelpazesi oldukça geniş: Gardırop detoksu, alışveriş danışmanlığı, kadınlar, erkekler ve tüm profesyoneller için stil danışmanlığı, hediye alışverişi gibi zaman isteyen pek çok konuda destek oluyor. Hedef ise modanın sezon trendlerinden bağımsız, kişinin karakteri ve yaşam tarzıyla paralel ve uzun vadede kişinin kendine güvenini artırarak onu daha mutlu kılacak bir stil yakalamak. Bu doğrultuda Fashionpicks, firmalar için profesyonel stil ve imaj seminerleri de düzenliyor. Böylelikle çalışanlar profesyonel bir gardırobu nasıl yaratabileceklerine dair fikir sahibi olmakla beraber, iyi giyinmenin kendine güveni ve üretkenliği nasıl olumlu yönde etkileyebildiğine de şahitlik ediyor. Düzenlenen kurumsal hayata yönelik stil seminerlerinde ise “en iyi kombin nasıl yapılır”; “takım elbisenin boyu ne olmalı”; “en güncel saç ve makyaj trendleri”; “vücut tipine göre nasıl giyinilir” gibi konular merak ediliyor. Alınan geri bildirimler doğrultusunda gelecekteki seminerler şekilleniyor. “Moda geçer, stil kalır” Ceyda Tavasi modanın tabir-i caizse “moda” olmasıyla birlikte stil kavramının gündelik yaşamda önemli bir öğe haline geldiğini vurguluyor. “Stil artık kişinin yaşam tarzını, alışkanlıklarını ve zevklerini yansıtan bir etiket gibi algılanıyor” diyen Tavasi şöyle devam ediyor: “Bu yüzden de insanlar, stil aracılığıyla farklı bir kimliğe bürünmeye çalışıyorlar. Oysa stil insanı yansıtmalı, başka bir karaktere öykünme amacı olmamalı. Fashionpicks İstanbul olarak bize danışanların öncelikle bu ayrımı yapmalarına önem veriyor ve işbirliğimize de bu doğrultuda karar veriyoruz.” Genellikle üst düzey yöneticilere hizmet verdiklerini belirten Tavasi “Modayı seven, trendleri takip eden veya vakitsizlikten şikayet eden herkes bizim müşterimiz olabilir” diyor ve püf noktalarını sıralıyor: “En fazla sezon trendleri merak ediliyor. Çünkü herkes trende göre giyinmek istiyor. Elbette trendler önemli ancak kişi bu trendleri duruşu, karakteri ve vücut yapısıyla birleştirebilmeli. Yves Saint Laurent’ın ‘moda geçer, stil kalır’ sözü tam da bunu söylüyor. Hedef bunu yaratmak.” 72 sağlık Bahar yorgunluğuna yenilmeyin! Her an her yerde ufak bir şekerleme yapma ihtiyacı hissediyor ancak geceleri uyuyamıyorsanız siz de bahar yorgunluğuna yakalanmış olabilirsiniz. İlkbahar ya da sonbahar aylarında başlar bu yorgunluk, birkaç hafta sürer ve sonra kendiliğinden geçer. Geçmezse, bu durum sorun anlamına gelebilir! 73 S lamlar taşıyor. Doğanın kışa hazırlanması, yaprakların sararıp solması, doğaya bir hüzün çökmesi, havanın serinlemesi ve yağmurların başlaması daha çok ruhsal yönden etkiler insanları ve bahar yorgunluğu bu defa daha depresif bir şekilde ortaya çıkar. Her iki durumda da bahar yorguluğu yalnızca birkaç hafta tolere edilebilir. İlkbahar ve sonbahar aylarında yaşanan bu yorgunluk hissi uzarsa tehlike çanları çalmaya başlar. Çünkü bahar yorgunluğu aynı zamanda vücutta her an ortaya çıkmayı bekleyen hastalıklar için iyi bir fırsat anlamına da gelir. Zayıf düşen vücudunuz hastalıklarla boğuşmaya başlar. Etrafa saçılan polenler nezlenizi artırır, boğazınız şişer, yorgunluk artar ve derken kendinizi hasta yatağınızda bulursunuz. ürekli bir yorgunluk halinden mi yakınıyorsunuz? Daha 40’a belki 30’a bile varmadan kendinizi bu zamanlarda epey yaşlı mı hissediyorsunuz? Kolunuzu kaldıracak haliniz mi yok? Her an bir köşede ufak bir şekerleme yapmaya mı ihtiyaç duyuyorsunuz? Eğer öyleyse siz de bahar yorgunluğuna tutulmuş olabilirsiniz. Endişelenmeyin, birkaç haftaya geçer. Ancak bu belirtiler uzun süre devam ederse bahar yorgunluğunun altında başka sorunlar aramak gerekebilir. Uzmanların önerilerine kulak vererek gereken önlemleri alabilir, baharın tadına varabilirsiniz. Rehavete kapılmayın Yorgunluk son derece rahatsız edici bir duygu, hem fiziksel hem de ruhsal anlamda enerjinizin yok olmasına neden olur. Bahar yorgunluğu ilkbahar ve sonbahar aylarında karşımıza çıktığı için bu ismi almış. En sık görülen belirtileri; güçsüzlük, zayıflayan enerji, uykusuzluk ve genel bitkinlik hali. Sadece günlük hayatı değil işteki performansınızı dahi etkileyecek kadar ciddi boyutlara ulaşabilen bu rahatsızlık, iyi kontrol edilebilirse kolayca atlatılır. Halsizlik, vücutta kırıklık ve baş ağrıları gibi semptomlara sahip bahar yorgunluğu hayat kalitenizi aşağı çeker. Siz siz olun bahar yorgunluğuna teslim olmayın, kendi- nizi eve kapatmayı tercih etmeyin, aksine bir deniz kenarına, bir parka ya da yürüyüş alanına gidin ve bedeninizi fazla yormadan kısa süre de olsa dolaşın. Bu sayede enerjiniz yerine gelecek, güneşe maruz kalan bedeninizde D vitamini aktive olacaktır. Romantik yorgunluk Baharla birlikte başgösteren bu yorgunluk hali çok normal. Bazı uzmanlar buna “romantik yorgunluk” da diyor. Bahar yorgunluğu aslında bedenin bu yeni mevsime, daha fazla güneş enerjisine, çiçek kokularına, doğanın yeniden doğuşuna alışma evresi. Elbette bu durum sonbahar için tam tersi an- Bunlara dikkat! Bahar yorgunluğundan kolayca kurtulmak istiyorsanız hem fiziksel hem de ruhsal yönden işinize yarayacak uzman önerilerine kulak verin. • Bahar yorgunluğu yaşadığınız dönemde sigara içilen ortamlarda bulunmayın. • Yaşamaktan keyif alın. Sevdiğiniz sporlar ya da hobilerle ilgilenin. • Ağır parfümlerinizi rafa kaldırın, yerine son derece dinamik, ferah ve meyveli kokular tercih edin. • C vitamini alın. • Sigara içiyorsanız azaltmaya çalışın. • Öğleden sonraları mutlaka bir porsiyon meyve tüketin. • Çay, kahve, kola gibi kafeinli gıdalardan uzak durun. Çay-kahve tiryakisiyseniz yalnızca sabahları az miktarda tüketin. • Gazlı ve şişelenmiş içecekleri pek tercih etmeyin. Mümkünse taze sıkılmış meyve sularını tüketin. • Öğleden önce; badem, ceviz, kuru kayısı, kuru erik gibi kuruyemişlerden bir avuç tüketin. • Hamur işinden uzak durum. Kendinizi şişkin hissetmeniz mutsuz olmasına neden olabilir. • Güne güzel bir müzikle başlayın. • Gaz yapan yiyecek ve içeceklerden kaçının. • Duş jelinizi değiştirin. Daha ferah, daha taze kokulu bir ürün kullanın. • Su dolu bir sürahinin içine mevsim meyvelerinden katıp bol sıvı ve meyve tüketin. • Hafta sonlarını açık havada geçirin; şehir, trafik, gürültü gibi unsurlardan kurtulmaya çalışarak doğayla bütünleşin. Böylece yeni mevsime adaptasyonunuz kolaylaşır, hızlanır. Ne yapmalı? Bahar yorgunluğu gün içinde uyuma ihtiyacını beraberinde getirirken akşamları da uykunuzun kaçmasına neden olur. Adeta vücudun tüm dengesi alt üst olur. Öncelikle bu durumu düzeltmekte yarar var. İlk iş, rutin uyku düzenine sadık kalmak için çabalamalısınız. Gerekirse akşamları ballı ılık süt ve ıhlamur gibi uyku getirici içeceklerden yararlanabilirsiniz. Bunlar dışında meyve ve sebze ağırlıklı beslenerek vitamin ve mineral yönünden vücudunuza takviyede bulunmalısınız. Günde kısa süreli de olsa 10-15 dakikalık kısa yürüyüşler yaparak bedeninizin mutluluk hormonu salgılamasına fırsat vermelisiniz. 74 kısa kısa 75 Korteks 2014’e hızlı başladı “3. Boyutta Aşk” K adet katılımcı yer aldı. Almanya’nın ardından İtalya, Türkiye ve Çin, fuara en çok katılım sağlayan ilk üç ülke oldu. Z Zorlu Tekstil ve Korteks Heimtextil’de Heimtextil fuarına geçen yıl olduğu gibi bu yıl da katılan Korteks, Zorlu Tekstil ile aynı stantta yer aldı. Zorlu Tekstil ve Korteks standı, fuarın en dikkat çeken alanlarından biri oldu. Yaklaşık 67 bin kişinin ziyaret ettiği fuarda, 61 farklı ülkeden 2718 ISPO Münih’te yeni ticari bağlantılar kuruldu ISPO Münih fuarına beşinci kez katılan Korteks bu yıl da ses getiren yenilikleriyle dikkat çekti. Spor temalı fuarda Korteks bu yıl Dry Touch® markasını öne çıkardı. Korteks standı daha çok AB ülkelerinden ziyaretçilerin ilgisini çekti. Dikişsiz örme sektöründe yaklaşık beş yıldır H&M markasıyla çalışan Korteks, fuarda çorap ve dikişsiz örme sektörlerinde faaliyet gösteren yeni firmalarla bağlantılar geliştirdi. ISPO Münih’i bu yıl 110 ülkeden 80 binden fazla kişi ziyaret etti. 51 farklı ülkeden 2 bin 565 katılımcının ürünlerini sergilediği bu organizasyon Korteks açısından oldukça yoğun ve başarılı geçti. orteks, Almanya’da katıldığı iki fuarla 2014’e hızlı bir giriş yaptı. Heimtextil ve ISPO Münih fuarlarından üst düzey yarar sağlayan Korteks bu sayede yeni bağlantılar geliştirdi. Korteks, Ocak 2014’te Almanya’da düzenlenen iki fuarda ses getirdi. 08 – 11 Ocak 2014 tarihleri arasında Heimtextil fuarına katılan Korteks, 26 – 29 Ocak 2014 tarihleri arasında da ISPO Münih fuarında yer aldı. Yeni firmalarla geliştirilecek güçlü ilişkilerin temellerinin atıldığı fuarlarda Korteks stantları binlerce ziyaretçinin ilgisini çekti. orlu Center PSM, Armaggan Art&Design Gallery ile “3. Boyutta Aşk” adlı sergiyi sanatseverlerle buluşturdu. Dinçer Güngörür, Aysun Bozuklu ve Kağan Toros’un Sevgililer Günü’ne özel çalışmalarının yer aldığı sergi çiftlerin beğenisini topladı. Sanatın her alanında sergilediği faaliyetlerle kısa sürede İstanbullu sanatseverlerin adresi haline gelen Zorlu Center PSM 12 – 28 Şubat tarihleri arasında “3. Boyutta Aşk” adlı sergiye ev sahipliği yaptı. Sevgililer Günü öncesinde “heykelin üç boyutlu aşkı” temasıyla düzenlenen sergide genç heykeltıraşlar Dinçer Güngörür, Aysun Bozuklu ve Kağan Toros aşkı yorumladı. Genç sanatçı ve tasarımcıları desteklemek amacıyla kurulan Armaggan Art&Design Gallery ile düzenlenen bu anlamlı sergi ziyaretçilerden büyük ilgi gördü. British Masters’ Editions Zorlu Center PSM’de Z orlu Center PSM, “British Masters’ Editions” başlığı altında Damien Hirst, Marc Quinn, Gary Hume ve Paul Morrison’un limitli sayıda üretilmiş başyapıtlarına ev sahipliği yapıyor. Art On İstanbul tarafından düzenlenen “British Masters’ Editions” adlı sergi 5 Mart’ta Zorlu Center PSM’de başladı. Merkezin galeri bölümünde yer alan sergide Damien Hirst, Gary Hume, Marc Quinn ve Paul Morrison’un kendine has üsluplarının en belirgin örneklerinden oluşan limitli sayıda üretilmiş yapıtları yer alıyor. İngiliz çağdaş sanatçıların önde gelen isimlerinin resimden baskıya dek başyapıt niteliğindeki edisyonlu çalışmalarından oluşan bu seçki 4 Mayıs’a kadar ziyaretçilerle buluşacak. Kelebek ve ruh Young British Artist kuşağının önde gelen temsilcisi Damien Hirst’ün “The Soul” adlı serisinden bir seçki, sergide yer alan parçalar arasında bulunuyor. Hirst’ün “The Soul” serisinde kelebek imajının hakimiyetini görebilmek mümkün. Sanatçı, bu seride ruh kavramını kelebeğin temsil ettiği geçicilik, kısa ömür, uçuculuk, aynı zamanda renk, zarafet ve şeffaflık kavramlarıyla buluşturuyor. Çalışmaların merkezinde yer alan tek bir kelebek, renkleriyle göz alırken, zihin kelebeğin neler çağrıştırdığını sorguluyor. Kuş ve renk Gary Hume, parlak renkleri ve formu yorumlayış biçimiyle dikkat çeken bir isim. Resim, heykel ve baskılarıyla bilinen çok yönlü sanatçının bu sergide “Paradise Four” ve “Paradise Five” adlı iki çalışması yer alıyor. Bu iki eserde, tek bir kuş figürünü kompozisyonun merkezine alan Hume, kullandığı renk paleti ve kuşun çizgiselliğine yaptığı müdahaleleriyle işe imzasını atıyor. Peyzaj ve natürmort yeniden... “At the Far Edges of the Universe”, Marc Quinn’in 2010 yılında ürettiği sekiz parçadan oluşan pigment baskı tekniğindeki yapıtları da sergide yer alan eserler arasında. Sanatçının en çok aranan işleri arasında bulunan orkidelerin egemen olduğu çiçek düzenlemelerinden oluşan kompozisyonlar, sanat tarihindeki “peyzaj” ve “natürmort” geleneğinin bir kalemde toplanmış çağdaş bir formu olarak karşımıza çıkıyor. Parlak renklerin ve yoğunlaştırılmış nesnelerin kullanıldığı bu yapıtlar iyi bir Quinn örneği niteliğinde. Bitki formlarından yeni bir dünya Paul Morrison’un “Calathidium” adını taşıyan serisi ise sanatçının karakteristik sanatsal tavrını yansıtan niteliklere sahip. Alışıldık perspektif kurallarını ters yüz eden bu eserler, bilindik peyzaj görüntülerini başka bir noktaya çekiyor, siyah ve beyaz kontrastından çıkarak çizgisel bir yapı oluşturuyor. Bu kurguda renk, adeta çizginin lekeselleşmiş bir biçimi olarak görülüyor. Çiçek ve bitkilerin çanaklarının terminolojik adı olarak kullanılan “Calathidium” serisinde, Morrison bitki formlarına odaklanarak yeni bir dünya inşa ediyor. Görünmez hikayelerin sergisi: “Papercut” Z orlu Center PSM, 21 Ocak – 1 Mart tarihleri arasında Art On İstanbul tarafından temsil edilen Mehmet Dere’nin “Papercut” adlı sergisine ev sahipliği yaptı. Sanatçının görünmez hikayeleri somutlaştırdığı, 65 farklı desenden oluşan bu özel çalışma ziyaretçilerin beğenisini topladı. Dere, 65 adet desen çalışmasından oluşan sergisinde spesifik bir konu üzerine odaklanmaktan ziyade bir süreci ortaya koydu. Çıkış noktasını, Fransızca öğrenen birinin el yazısıyla yazdığı bir çalışma defterinden alan sergi, Dere’nin defterde yer alan kelime ve cümlelerin ifade ettiği anlamlar üzerinden, 2009 yılından bu yana internette yaptığı görsel aramaların birleşmesinden oluşturuldu. Parçalardan farklı anlamlar Mehmet Dere’nin internette rastgele karşılaştığı görsellere kimi zaman müdahale ederek Andy Warhol gibi kültürel bir ikona dönüştürüp kimi zaman, sadece bir hayvan silueti gibi imgeleri manipüle ederek sunduğu Papercut, parçalardan farklı anlamların çıkarıldığı sıra dışı bir çalışma oldu. Desenler, defterdeki cümlelere tekabül ederken, Dere’nin kurduğu kavramsal ilişki, bir durumun sürece aktarılmasıyla birlikte parçalanmış bir yapıya gönderme yapıyordu. “Art On İstanbul Zorlu Center PSM’de” projesi kapsamında gerçekleştirilen üçüncü sergi olan “Papercut” ziyaretçilerin beğenisini topladı. 76 kısa kısa 77 “Dünya Saati”nde ikinci yıl Zorlu Enerji’ye “Gelecek Kayseri’de” Ödülü Z Z orlu Grubu, iklim değişikliğiyle mücadeleye destek olmak için Dünya Saati kampanyasına bu yıl da katıldı. Böylece enerji tasarrufuna dikkat çekildi. Zorlu Grubu küresel enerji verimliliği hareketi olan Dünya Saati (Earth Hour) kampanyasına bu yıl da destek verdi. Enerji tasarrufunun yanı sıra iklim değişikliğiyle mücadelenin önemli bir sembolü olan Dünya Saati, bu yıl 29 Mart 2014, Cumartesi günü 20.30 – 21.30 saatleri arasında gerçekleştirildi. Zorlu Holding’in tüm ofislerinde, güvenlik ve zorunlu çalışma durumları dışında ışıklar kapatıldı. Tüm Zorlu Grubu çalışanları kampanyaya destek verdi. İlk adımı, 2007’de Avustralya’da, ışıkların bir saatliğine kapatılmasıyla atılan bu çevre hareketi, kısa sürede 135 ülkede bir milyardan fazla insanın katıldığı bir küresel kampanyaya dönüştü. Zorlu Grubu da çevresel konulardaki sorumluluğu ve enerji yönetiminde sürdürülebilirlik anlayışıyla, iki yıldır bu küresel harekete destek veriyor. Dünya Saati uygulamasıyla ilgili detaylı bilgiler, hareketin Türkiye’deki öncüsü Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) www.dunyasaati.org sitesinde. Zorlugrand.com Altın Örümcek’te “Halkın Favorisi” Z orlu Grand Hotel’in web sitesi www.zorlugrand.com “2014 Altın Örümcek Web Ödülleri” otel segmentinde finale kaldı. Bununla beraber yine büyük bir başarıya imza atarak Türkiye genelinde yapılan halk oylaması sonucunda “Halkın Favorisi” seçildi. Altın Örümcek Web Ödülleri, web ve internet teknolojileri kullanılarak gerçekleştirilen başarılı projelerin daha iyi tanıtılması ve hak ettiği yeri bulması, bu alanda yapılacak yatırımların özendirilmesi ve gündem oluşturulması amacıyla 12 yıldan bu yana düzenleniyor. orlu Enerji, Kayseri’deki yatırımı, Kayseri Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali ile “Gelecek Kayseri’de Ödülü”ne layık görüldü. Kayseri’de düzenlenen törene Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu katıldılar. Kayseri Ticaret Odası’nca (KTO) kente yatırım yapan işadamları için düzenlenen “Gelecek Kayseri’de” adlı programda, Zorlu Enerji, Kayseri’ye yaptığı doğal gaz santrali yatırımından dolayı plaketle ödüllendirildi. Ödülle ilgili memnuniyetini dile getiren ve konu hakkında görüşlerini paylaşan Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak; Kayseri’nin Türkiye’nin en önemli sanayi merkezlerinden ve büyüme potansiyeli en yüksek şehirlerinden biri olduğunu söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: “Kayseri Doğal Gaz Santrali’mizi 188,5 MW kapasite ve 90 milyon Amerikan Doları yatırımla, 8 yıl önce faaliyete aldık. Bu önemli yatırım için hiç tereddüt etmeden ülkemizin yıldızı hızla yükselen sanayi kentlerinden bir tanesi olan Kayseri’yi seçtik. Kentin doğu ve batı arasında önemli bir enerji geçiş köprüsü olması, yatırımımız için çok doğru bir lokasyon olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. İnanıyoruz ki bu yükselen kent, ulusal ve uluslararası ölçekte daha fazla yatırımcı çekerek; ülkenin en önemli sanayi merkezlerinden biri olacak ve ekonomiye yüksek katma değer sağlayan bir şehir haline dönüşecek.” Zorlu Enerji, sürdürülebilirlikte farkındalık çalışmalarını hızlandırdı T ürk Enerji sektörünün önemli oyuncularından biri olarak, dünyaya, gelecek nesillere ve doğal kaynaklara karşı sorumluluğunun bilinciyle faaliyetlerini ve yatırımlarını yönlendiren Zorlu Enerji Grubu, sürdürülebilirliği tüm iş süreçlerine entegre etme hedefiyle hareket ediyor. Bu kapsamda çalışanlarının farkındalık düzeyini artırıcı çalışmalara da önem veren Zorlu Enerji Grubu, Mart ayı içinde 3 önemli gün hakkında bilgilendirme e-mailleri hazırlayarak çalışanlarının dikkatini çekmeyi hedefledi. 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde hazırlanan bilgilendirme mesajında Ormancılık Günü’nün neden kutlandığı, dünya üzerindeki ormanların durumu ve ormansızlaşmanın yarattığı tehditlerden bahsedilirken, 22 Mart Dünya Su Günü bilgilendirmesinde dünyadaki su kaynaklarının hızla tükendiğinden ve kritik seviyeye ulaştığından bahsedilerek “Suyumuzu Kurtarmanın 10 Basit Yolu” başlıklı öneriler paylaşıldı. 29 Mart Cumartesi günü ise dünyanın en büyük küresel çevre hareketi olan Dünya Saati Uygulaması’na destek veren ve çalışanlarını yalnızca kurumsal olarak değil bireysel olarak da destek vermeye yönlendiren Zorlu Enerji Grubu çevreyi koruma konusundaki hassasiyetini bir kez daha göstermiş oldu. 78 gökyüzünün getirdikleri 79 Bedeninizin burcunu biliyor musunuz? Burcunuz fiziksel yapınızı, bedeniniz de burcunuzu ele veriyor. Alnınızın genişliği, boynunuzun kısalığı ya da nemli gözlerinizin nedeni burcunuz olabilir. Çünkü her burç farklı fiziksel özellikleri bir arada topluyor. H er insan güzeldir! Kimilerinin gözleri kimilerinin elleri... Kimileri bakışlarıyla büyüler, kimileri duruşu ya da tavırlarıyla. Her insan farklı güzellikleri barındırır, kiminin sesi güzeldir, kiminin sabrı, kimi hayatınıza dokunur, sıcakkanlıdır, kimi derdinize merhem olur, beceriklidir, iyileştiricidir. İnsanlar başka, fikirler, zevkler ve tercihler başka… Dünya bu “başka”lıklarla güzel ve renkli. Aşık Veysel’in dediği gibi “Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa…” Dünya bu kadar farklı unsurların bir araya gelmesiyle oluşmuşken burçların da başka başka olması şaşırtıcı değil. İnsanoğlu dünyanın en ilginç en üstün canlısı. Her birimiz farklı zevklere, karaktere ve görüntüye sahibiz. Burçlar ise bu farklılıkları sadece 12 başlık altında toplayabiliyor. İnsanoğlunu anlatmaya yetmese de her gün insana dair farklı yorumların burçlarla bağdaştırıldığına tanık oluyoruz. Her burcun farklı karakteri olduğu gibi, belli fiziksel özellikler de burçlar altında toplanıyor. Ancak elbette her burcun mensupları o burcun fiziksel özelliklerini mutlaka taşımak zorunda değil. Çoğu zaman bu özellikler yükselen burcun katkılarıyla da şekilleniyor. Peki ya siz, burcunuzun fiziksel özelliklerinin ne kadarını taşıyorsunuz? Koç: Uzun yüzlü ve uzun boylu koç insanının kolları ve bacakları güçlüdür. Esmer ve kıvırcık saçları vardır. Bakışları delici ve keskindir. Ciltleri son derece sağlıklıdır. Koçlar spor yapmaya meraklıdır. Fitness salonlarında vücut geliştirmekle uğraşan birçok insanın koç burcundan olması bir tesadüf değil. Güzel dişleri olan koç burcu insanı gülümsemesiyle çevresini kolayca etkisi altına alabilir. Boğa: Orta ya da kısa boylu boğa insanları, kısa ama sağlam bir boyun yapısına sahiptir. Mahmur ve güzel bakışları olan boğa burcu mensupları genelde buğday ya da esmer tenli olur. Boğa kadınları son derece dişidir. Saçları gür ve kıvırcık olan boğalar yemek için yaşarlar. Gençliklerinde güzellikleriyle adından söz ettiren boğalar, yaşlılıkta bu yemek tutkusu yüzünden güzelliğini yitirebilir. İkizler: Güzel bir fiziğe sahip olan ikizler burcu insanları genelde uzun boylu ve narin yapılıdır. Kahverengi gözleriyle dikkat çeken ikizler insanının gözleri keskindir, kolay kolay bozulmaz, uzağı çok iyi görür. Bu özellikleri sayesinde çok iyi gözlemci olabilirler. tenli ve koyu renk gözlü teraziler tartışmasız girdikleri çevrelerde dikkati hemen çekerler. Tavırları çekici ve büyüleyicidir. Gülümsedikleri zaman, çevrelerine yaptıramayacakları şey yoktur. Sosyal yaşantılarıyla aşk yaşantıları paralel giderse mutlu olurlar. Nazlı ve kaprislidirler. Saçları koyu kumral ve güçlüdür. Uzun bacaklı ikizler burcu insanı zamana direnir ve yaşını göstermez. Yengeç: Gerçek yengeç burcu insanı fiziksel olarak; soluk renkli, beyaz tenli, orta ve kısa boylu, yuvarlak ya da oval yüzlüdür. Gözleri genelde gri, ela veya mavi olabilir. Saçları mat ve kahverengidir. Yengeç kadınları tartışmasız çok güzeldirler. Ay gezegenini simgeleyen güzel yüzleri vardır. Vücut yapıları gençlikte son derece güzeldir. Anaç ve dişi yengeç kadınlarının özellikle kalça ve basen bölümü kilo almaya meyillidir. Yaşlılıkta kilo sorunu yaşarlar. Aslan: Genelde orta ya da uzun boylu olan aslan burcu insanlarının kalın ve güçlü kemikleri vardır. Omuzlar geniş, kaslar gelişmiştir. Açık renk saçlı, pembe beyaz tenli, büyük ve yuvarlak başlıdır. Gözleri keskindir. Alın bölgesine bakıldığında bir aslan izlenimi verir. Kadınları güzelliğe, süse, şatafata düşkündür. Hep bakımlı gezerler. Dikkat çekmeyi seven aslanlar fiziksel çekiciliklerinin farkındadır. Başak: Başak burcunun insanı uzun ve orta boyludur. Erkekleri göbekli, kadınları ise oldukça narindir. İnce bel, sevimli bir yüz, pembe yanaklar ve koyu renk saçlar en belirgin özelliklerinidir. Saçlarını uzatmayı seven başaklar her zaman şık gezerler. Gözleri, insanın içini okurcasına derin ve anlamlı bakar. Karizmatik başakların sistemli ve kuralcılığı dış görünüşlerine de yansır. Onları asla dağınık ve gelişigüzel göremezsiniz. Terazi: Terazi burçlarının fiziksel yapıları çok güçlüdür. Uzun boylu, ince vücutlu, düz kahverengi saçlı, yuvarlak yüzlü, beyaz Akrep: Akreplerin fiziksel yapıları oldukça ilginçtir; orta ya da daha uzun boylu olabilirler. Kalın fakat düzgün bir bedenleri vardır. Saçları koyu renk ve dalgalı ya da dümdüz olabilir. Gözleri inanılmaz çekicidir. Baktıkları her şeyi adeta eritirler. Bir akrebi bakışlarından kolayca tanıyabilirsiniz. Karizmatik akrepler her daim şıktır. En sportif giysiler içinde bile şıklıklarını vurgularlar. Marjinallikten hoşlanmayan akrepler takı takmayı da sevmezler. Yay: Uzun boy, ince ve kaslı bir beden, çekici bir yüz, kahverengi saçlar, pembe-beyaz ten yay burcu insanını tanımlar. Kendilerine daima güvenen ve iyimser yüzleri bakışlarına yansımıştır. Parlak ve çekici gülümseyişleri onların dünyaya meydan okuduğunu düşünmemize sebep olur. Sıra dışı ve farklı giyinmekten hoşlanırlar. Çocuksu yapıya sahip özgür ruhlu yay insanları asla büyümezler. Oğlak: Uzun belirgin bir çene oğlak burcunun en bilinen özelliğidir. Bunu uzun ince bir yüz tamamlar. Siyah saçlı, dar bedenli, uzun bacaklı oğlak burcu insanları çıkıntılı kemikleriyle dikkat çeker. Boyları çok uzun olmayan oğlaklar son derece fotojeniktir. Ciltleri yıllar geçtikçe daha da güzelleşir. Kendilerine güvenen oğlaklar insanları kendine kolayca hayran bıraktırır. Kova: Orta ve uzun bir boy, düzgün bir beden, açık sarı saçlar, koyu renk gözler kova burcu insanının en belirgin özellikleridir. Özellikle kova kadınlarının yüzleri çok güzeldir. Yaşlanıncaya kadar kendilerine bakarlar. Bununla beraber zeki olduklarını da her fırsatta belli ederler. Kova insanı zariftir, aynı zamanda yaşamın tatlarını keşfetmekten keyif alır. Balık: Genellikle narin, hassas bir bedene sahip olan balık burcu insanları kısa kol ve bacaklarıyla dikkat çeker. Kadınları hafif toplu ve minyon tiplidir. Soluk tenli, açık kahverengi gözlü, uykulu gibi mahmur gözleri olan balık burcunun insanları duygusallıklarıyla öne çıkar. Kilo almaya meyillidir. Balık burcu insanlarının yaşı ilerledikçe saçları çok kolay dökülür, alnı açılır şakaklardaki saçları beyazlar. Gözleri ise sürekli ıslak gibidir. KOÇ TERAZİ Hayatınızda duraklamalar yaşanabilir. Projelerinizi gözden geçirmenizde ya- Bu yıl Jüpiter sizi çok destekliyor. İş hayatınızda ilerleyebilir, terfi alabilir rar var. Hemen karar vermeyin. Akılcılığı değerlendirin, gerekirse çevrenize ve başarıya koşar adımlarla gidebilirsiniz. Ayrıca evlilik ve aile konularında danışın. Evlilik, taşınma, iş değiştirme ya da ortaklık gibi konularda sıkışıklık da kariyerinizde olduğunuz kadar başarılı olacağınız bir döneme giriyorsu- yaşayabilirsiniz. Daha sakin ve akılcı olmanız gereken bir döneme girdiniz. nuz. Herkesin dikkati üstünüzde olacak, nazara dikkat. BOĞA AKREP Mevcut taahhütleriniz yüzünden istediğiniz gibi hareket edemeyebilirsiniz. Hayatınızda yeni bir dönem başlıyor. Yaşayarak öğrendiğiniz bazı dersler Birikimlerinizi ve kaynaklarınızı dikkati kullanmanızda yarar var. Evlilik ka- geleceği planlamanıza yardımcı oluyor. Yeni sorumluluklar alıyorsunuz, rarı alacaklar dikkat! İnce eleyip sık dokumalısınız. Özel hayatınızda ya da dikkatli hareket etmeniz riskleri minimuma indiriyor. Şans da sizden yana işinizde ummadığınız ani değişiklikler olabilir. olacak. Üzerinizdeki yükleriniz hafifleyecek ve bir oh diyeceksiniz. İKİZLER YAY Kendinizi geliştirmek için bolca imkanınız olacak. Yeni arkadaşlıklar edi- Gizemli işler ve belirsizliklerden keyif alır hale gelmeyin. Bu durum kısa neceğiniz bir döneme giriyorsunuz. Sezgilerinize güvenin. Hayatınıza daha süre sonra bitecek. Karşınıza çıkan fırsatları iyi değerlendirin. Ailevi kay- fazla anlam ve bütünlük hissi kazandıracak ruhani uğraşlar edinebilir, şans naklardan maddi yardım almanız söz konusuzu. Bir girişimde bulunacak- oyunlarında kazanabilirsiniz. Müzik ve dans etkinliklerine ilginiz artıyor. sanız doğru zaman. Kendinizi geliştirmek için fırsat yaratın. YENGEÇ OĞLAK Yolculuklara çıkacağınız, yeni arkadaşlıklar kuracağınız bir döneme giriyorsu- Özellikle iş alanında yaşanan sıkışıklıklar ve zorunlu yön değişikliklerin- nuz. 29 Nisan’dan sonra oldukça dinamik bir hayatınız olacak. İlerlemeyen, du- den bıktınız. Kendinize yeni hedefler ve mücadele alanları belirlediniz. Ar- raklayan projeleriniz varsa bu alanlarda sürtüşmeler yaşayabilirsiniz. Hemen tık beklentilerinizde çok daha gerçekçi ve istikrarlı olmalısınız. Kendinizi parlamak ve kızgınlığı belli etmektense soğukkanlılığı korumakta yarar var. ve yaratıcılığınızı test edeceğiniz bir dönemdesiniz, iyi değerlendirin. ASLAN KOVA Temmuz ayına kadar durağan bir dönem geçireceksiniz. Bu zaman zarfında Kararlılığınız sayesinde en olmaz sanılan girişimlerde bile başarılı olaca- içinize dönebilir ruhunuzu besleyebilirsiniz. Ailevi sorun ve sorumlulukların ğınız bir dönemdesiniz. Değişimden ve yenilenmekten korkmuyorsunuz. artacağı bu dönemde çok özel ve önemli konulara odaklanmanız gerekebilir. Ancak dikkatli olun. Yapmak istediğiniz şeyler üzerinde daha fazla düşün- Harcamalarınıza ve finansal konulara dikkat edin. meniz ve çevrenizin endişelerini dikkate almanızda yarar var. BAŞAK BALIK meraklısınız. Ancak bu dönem üstünüze bir yorgunluk çökebilir. Omuzları- sunuz. Sağlığınıza dikkat edin. Hayata bakışınızı biraz daha ciddileştir- nızdaki yükün ağırlaştığını hissedebilirsiniz. Yeniden motivasyon kazanmak meniz yararınıza olur. Yabancılarla kurulacak yeni ilişkilerde daha yapıcı için tek ihtiyacınız olan güzel bir tatil. Bunun için yazı beklemeyin. olun. Bolluk ve zenginliğin yaşanacağı bir döneme girmek üzeresiniz. Sorumluluklardan kaçan bir karakter değilsiniz, tam tersine çok çalışmaya Keyfe, eğlenceye ve zevke düşkünlüğünüzün artacağı bir döneme giriyor- 81 80 kültür-sanat Aaron’ın Asası Yazar: D.H. Lawrence Yayınevi: Aylak Adam Modern yaşamın bireylerde yıkıcı etkileri üzerine eğilen İngiliz yazar D. H. Lawrence, hayata erken yaşta veda etse de geride kalıcı izler bırakmış yetkin bir isim. Lawrence, 1922 yılında yayımladığı Aaron’ın Asası, geçtiğimiz yüzyılın en zor dönemlerinden birini konu ediniyor. 1. Dünya Savaşı’nın ertesinde uygarlığın çöküşüne odaklanan romanda Lawrence, Eski Ahit’te Harun’un asasında simgeleşen otorite ve bağımsızlığı, yüzyıllar sonra Aaron’ın flütünde yeniden hayata döndürüyor. Otobiyografik unsurlar da sunan roman, yazarın daha sonra yayınladığı çalışmalarına da bir geçiş eseri olarak görülüyor. Cankoray Gitmeden Önce Uzun yıllardır sürdürdüğü müzik kariyerini 2012 yılında çıkardığı ilk albümüyle taçlandıran Cankoray, yeni çalışması “Gitmeden Önce”yi tamamladı. İlk albümünden parçalara da yer veren yeni çalışmasında Cankoray’ın yazdığı şarkılar bir adım öne çıkıyor. Melih Gönenç ve Fahriye Akyürek gibi isimlerin şarkı sözleriyle destek verdiği sanatçının albüm kartonetindeki ilüstrasyonlar ise Pelin Karakoç imzası taşıyor. Cehennem Kraliçesi Yazar: Selim İleri Yayınevi: Everest Yayınları Sevgili Halil Kardeş Yazar: Yusuf Atılgan Yayınevi: Edebi Şeyler Diktatörlüğün Psikolojisi Yazar: Fathali M. Moghaddam Yayınevi: 3P Yayıncılık Türk edebiyatının en yetkin kalemlerinden Selim İleri’nin ilk kez 1980 yılında yayımlanan romanı “Cehennem Kraliçesi” yeniden okuyucusuyla buluşuyor. İleri’nin kendine has üslubuyla öne çıkan roman, Bodrum çevresinde bir yaz sonu öyküsü anlatıyor. Bastırılmış duyguların etkisinde küçük burjuva değerlere karşı eleştirel bir dünya kuran romanda, kadın erkek ilişkilerine dair önemli bulgular yer alıyor. Mevsim güze dönerken, yaşadıkları toplumsal dışlanmışlık kahramanlarımızı hayattan usandırmaya başlıyor. Yazarın erken dönem eserlerinden biri olan “Cehennem Kraliçesi”, cinselliğe ve hayata dair cesur yorumlar getiriyor. Başta “Aylak Adam” olmak üzere, birçok başyapıtıyla Türk edebiyatına büyük eserler kazandıran Yusuf Atılgan’ı daha yakından tanımak isteyenler için, “Sevgili Halil Kardeş” önemli bir fırsat sunuyor. Burak Fidan’ın hazırladığı kitapta Atılgan’ın Hacırahmanlı köyünden arkadaşı Halil Şahan’a 1980-1988 yılları arasında İstanbul’dan yazdığı mektuplar bir araya geliyor. Atılgan’a sevgisini hala büyük bir bağlılıkla taşıyan Halil Şahan ile yapılmış bir söyleşi de barındıran kitapta, Yusuf Atılgan’ın köy hayatından orijinal fotoğraflar da yer alıyor. Ferid Alnar İstanbul’da festival zamanı İran asıllı Amerikalı psikoloji profesörü Fathali M. Moghaddam, ülkesindeki iki farklı diktatörlük dönemini birebir yaşamış bir isim. Başta yakınları olmak üzere birçok insanın tükenişine tanıklık ettiği bu baskıcı rejimleri mercek altına alan yazar, “bir insan neden diktatör olmaya heveslenir?” sorusuna cevap arıyor. Toplumları, diktatörlük ve demokrasi arasında hiç durmadan gidip gelen bir sarkaca benzeten yazar, baskıcı iktidarların dikta eğilimlerine karşı çarpıcı bir tablo çıkarıyor. Diktatörlüğün psikolojik temellerine eğilen çalışma, diktatörlüklerin nasıl devrileceğine dair önemli çıkarımlar da sunuyor. Peşrev’den Konçerto’ya Ferid Alnar’ın geleneksel tarzda bestelemiş olduğu saz eserleri başarılı bir kayıtla bir araya geliyor. İki CD olarak hazırlanan albümün önyüzünde kanun sanatçısı Tahir Aydoğdu ile keman sanatçısı Cihat Aşkın; aralarında peşrev ve saz semaisi bulunan Alnar’ın saz eserlerini seslendiriyorlar. Albümün ikinci CD’sinde ise Aydoğdu’nun solistliği ile piyano sanatçısı Mehru Ensari seslendirmesiyle “keman-piyano süiti” öne çıkıyor. Bu yıl 33. kez düzenlenen İstanbul Film Festivali yine yüzlerce filme ev sahipliği yaptı. Beyoğlu başta olmak şehri bir sinema şenliğine çeviren festival 4 Nisan Cuma akşamı yapılan açılış töreniyle başladı. Törenin hemen ardından Stephen Frears’in, festival kapsamında izlenebilecek son filmi “Umudun Peşinde” (Philomena), festivalin açılış filmi olarak gösterildi. Ayrıca açılış töreninde Türkiye sinemasına yıllar boyu emek vermiş senarist Umur Bugay, oyuncu Sevda Ferdağ, yapımcı Abdurrahman Keskiner, oyuncu Eşref Kolçak, müzisyen Atilla Özdemiroğlu ile yapımcı İrfan Tözüm’e İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri takdim edildi. Her yıl yaklaşık 150 bin izleyiciye ulaşan Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. Festival mekanları: Atlas Sineması, Beyoğlu Sineması, Feriye Sineması, Nişantaşı Citylife, Rexx Sineması, Pera Müzesi Salonu, Salon İKSV, Akbank Sanat, Fransız Kültür Merkezi, İstanbul Modern idi. Filmler Türkçe altyazılı olarak sinemaseverlerle buluştu. Gülme Yazar: Henri Bergson Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları Fransız filozof Henri Bergson, 19. yüzyıl felsefesine damgasını vuran ve çağdaşları arasında eleştirel duruşuyla bugün dahi ayrıksı duran özel bir isim. Pozitivizme getirdiği eleştirilerle öne çıkan ve sezgicilik olarak tanımlanan ekolün, en önemli temsilcisi olan Nobelli yazar, Jean-Paul Sartre ve Martin Heidegger gibi düşünürlerin de ilham perisi olarak biliniyor. Bergson 1900 yılında yayımlanan, gülme üzerine yazdığı denemelerini içeren bu eserinde gülmenin anlamını, gülmeye yol açan koşulları ve gülmenin toplumsal işlevlerini araştırıyor. Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk Yazarı: Sun-mi Hwang Yayınevi: Butik Kişisel gelişim üzerine yazdıklarıyla uluslararası arenada tanınan bir isim haline gelen Sun-mi Hwang’ın çalışması Filiz adında bir tavuğun öyküsünü anlatıyor. Filiz, emir üzerine yumurtlamak ve tüm yumurtalarının pazara satılmaya götürülmesini izlemek istemeyen bir tavuk. Eser, Filiz’in özgürce dolaşan hayvanları izlemesini ve vahşi doğaya kaçarak kendisi için bir yumurta yumurtlama hayallerini konu ediniyor. Orwell’in “Hayvan Çiftliği” olmak üzere birçok çalışmadan parçalar taşıyan eser, özel olarak hazırlanan illüstrasyonlarıyla dikkat çekiyor. İstanbul Gençlik Orkestrası, Nicholas Payton’ı sundu 23. Akbank Caz Festivali kapsamında gerçekleştirmiş olduğu ilk konseriyle dinleyicilerden tam not alan İstanbul Gençlik Caz Orkestrası, çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Orkestra Nisan ayında, Caz’ın yeni krallarından Nicholas Payton’ı İstanbul’a getirdi. Aralarında Ray Charles, Herbie Hancock ve Jill Scott’ın da bulunduğu pek çok yıldız isimle aynı sahneyi paylaşan Payton, tüm dünyada saygı uyandıran bir isim. 14 Nisan’da Zorlu Center’da gerçekleşen özel konserde hayranlarıyla buluşan Payton, etkinlik kapsamında Türk bestecilerin çalışmalarına da yer verdi. Sherlock Dosyaları - Zamanın Eskitemediği Dava Yazarı: Tracy Barrett Yayınevi: Martı Yayınları İskoç yazar Arthur Conan Doyle tarafından yaratılan ve tüm dünyada en çok tanınan karakterlerden birine dönüşen dedektif Sherlock Holmes yeni çalışmalara esin vermeye devam ediyor. Tracy Barrett’in kaleme aldığı çalışmada, Holmes’un çözülemeyen kayıp tılsım dosyası tozlu raflardan gün yüzüne çıkıyor. Xena ve Xander kardeşlerin yarım kalan davayı tamamlamaya karar vermesiyle başlayan hikayede, eski Mısır tanrısı Thoth’a ait gizemli bir tılsım, yepyeni bir olaylar dizisi başlatıyor. Kardeşler, uzun yıllar önce kaybolan tılsımın peşine düşüyor. Gündüz Güzeli Yazar: Joseph Kessel Yayınevi: Can Yayınları Yayımlandığı dönemde büyük ses getiren “Gündüz Güzeli”, 1970’li yıllarda sinemaya da uyarlanmış ve romanın başkahramanı Severine’e ünlü aktris Catherine Deneuve hayat vermişti. Ünlü bir cerrahla evli genç bir kadının haz arayışlarını konu edinen roman, aile ve sadakat gibi kavramlara dair aykırı yorumlar getiriyor. Bedensel isteklerini dizginlemekte zorlanan evli bir kadının, herkesten gizli olarak gündüzleri bir genelevde çalışmasını anlatan roman çarpıcı üslubuyla dikkat çekiyor. Joseph Kessel’in bu sansasyonel romanı, yeni baskısıyla tekrar keşfedilmeyi bekliyor. Muhteşem Güzellik Yozgat Blues Yönetmen: Paolo Sorrentino Oyuncular: Toni Servillo, Carlo Verdone, Sabrina Ferilli Yapım: 2013 Tür: Dram Yönetmen: Mahmut Fazıl Coşkun Oyuncular: Ayça Damgacı, Ercan Kesal, Tansu Biçer Yapım: 2013 Tür: Dram En İyi Yabancı Film dalında Oscar Ödülü’nü, kısa bir aradan sonra bir kez daha İtalya’ya kazandıran yapım, geçtiğimiz yılın en çok ilgi gören filmlerinden biri. Paolo Sorrentino’nun kamerasını, büyüleyici atmosferiyle Roma’ya çevirdiği film görkemli bir dünya kuruyor. Şık partilerin popüler ismi Jep Gamberdella’yı merkeze alan film, baştan çıkarıcı bir dünya içinde günahlarla çevrili yaşamlara sert bir bakış getiriyor. İlk yönetmenlik denemesi “Uzak İhtimal” ile ödülleri toplayan Mahmut Fazıl Coşkun’un ikinci sinema filmi yine çarpıcı bir öykü anlatıyor. Ercan Kesal’ın kendine özgün yorumuyla renk kattığı filmde, Yavuz ve Neşe birlikte çalışacakları bir iş için Yozgat’a giderler. Eski bir müzik öğretmeni olan Yavuz’un bağlantılarıyla geldikleri şehirde bir müzikholde program yapacak ikili bir otele yerleşir. Yaptıkları müzik şehirde ilgi görmez ve ikili kentte kurdukları ilişkilerle, yeni bir dünyaya adım atar. 82 english summaries 83 Strong communication, strong group Turkey’s first international company: Vestel Turan Erdoğan, the CEO of Vestel, known as the “exportation champion”, spoke about Vestel’s plans for the future. The Zorlu Group performs integrated communication works in all fields it performs works in and increases its brand value, reaches its target audience easily and constantly keeps its brand perception current and at the top. A s the needs and target audiences of the diversified sectors that Zorlu Group performs its activities in, from textile to energy, from real estate to mining, show diversification, the Group also keeps up with these diversifications with its dynamic structure. It is important to create a brand but what is even more important is to position it correctly and that’s why “functional content” is the newest and recently popular tool of the marketing world. Zorlu Group moves forward with coordinated and integrated works, without letting any one of its brands come to the forefront more than the others and reaches its mass audiences by means of numerous tools but how does this integrated process work as a sustainable system? All tools are used according to need. The Zorlu Group develops the right solutions for different functions by taking part in all mediums including traditional mediums, open air, TV, radio and social media. Each function such as newspapers, magazines, TV, open air advertisements, prestige publications, social media, mailing applications, website, e-commerce sites have different dynamics and a different target audience. Therefore during communication works, a diversified use of mediums is required. At Zorlu Energy Group, all mediums are used in interaction with one another. That’s because each consumer’s method of receiving the message can be different. For different projects or social responsibility campaigns of the Zorlu Group, special magazine supplements are prepared regarding the subject and advertisements are published in newspapers and magazines. The announcements of the You Design project are made over the social media. Vestel, while on one hand supporting its campaigns with TV advertisements and open air advertisements, also continuously communicates with its consumers and potential customers via its website. Corporate publication highly valued Online and hard copy publications such as Z Mag, Zorlu Dergi, Teknolojinin Türkçesi, E-Made in Vestel continue to be an element of the brand communication works of the Zorlu Holding with the different and high quality content they provide in each issue. Zorlu Dergi, prepared by Indeks İçerik – İletişim Danışmanlık, serves multi purposes by ensuring communication within the organization as well as serving to increase the motivation. In each issue of the quarterly magazine, the most recent news, interviews, social responsibility works and enlightening information regarding the service areas can be seen. Z Mag, which draws attention with its unique design, has a “life style” design and a visual language. Vestel also reaches its audience by two electronic bulletins titled Teknolojinin Türkçesi and Made in Vestel. Made in Vestel explains the new products of the brand as well as sharing the important investments made, the expos attended and important messages from the managers while Teknolojinin Türkçesi conveys the breakthroughs in the world of technology with an easily understandable language. Short and medium term measurement and planning At the Zorlu Group, market research, prestige researches, customer satisfaction surveys and employee satisfaction surveys are monitored closely. All units touching the target audience such as marketing, corporate communication and human resources work with the best research and consultancy companies. W e talked to Turan Erdoğan about Vestel. CEO Erdoğan has been in the management for more than twenty years. Can we ask you to define Vestel in a few sentences.Turan Erdoğan: I believe Vestel is Turkey’s first domestic international company. What kind of a year will 2014 be? Now, Europe is gaining momentum again generally and this will have a positive impact on us. What do the people on the street think of Vestel? They identify us with exportation championship. On the other hand, Vestel also prepares products for the greatest brands of the world as an original design manufacturer as well as being known for its own brands. How does this development effect Vestel? Of course creating a brand is a priority choice. It isn’t possible to grow fast with a single brand. Instead, we prefer to purchase brands. We observe you express yourself to the customers with a different tone and language. How and why, can you explain? We aim to create a language that is more realistic and direct in our advertisements. What kind of a world is the world you call “smart”? In the future all houses will be smart. People wiwll control everything from a single point and all devices will talk to each other. You have a strong R&D. How did you manage this? We work with the 1000 best engineers in Turkey. What do you want to say about the other fields for which you are manufacturing? We are focused on LED illumination and Unmanned Air Vehicles. Linens adds new ones to its concept stores Linens Marketing General Manager Erkmen Onbulak evaluated Linens’ development. Onbulak, who shared many details including the current number of stores Linens has as of 2014 and its social media strategy, expressed that consumer expectations change quickly. L The new power of sharing: Social media Zorlu Group is aware that social media plays an important role and utilizes the social media differently for each brand. Vestel utilizes the social media and the digital medium effectively in order to form a warm communication with its target audience. The game themes on Facebook ensure the interaction with the users. Vestel also performs indirect promos with its viral video works. “Consumer expectation changes each day” Erkmen Onbulak states that consumer’s expectations in terms of both the shopping environment and the service quality changes. Onbulak, who expressed that they benefit from At the Zorlu Property Group, communication and media planning works are evaluated in short and medium terms. Particularly Zorlu Center’s communication works are evaluated every 6 months. You announced recently that you were going to produce smart phones. What stage are you in currently? Our phones are ready but there are things to perfect. As the top manager of a company working globally, what do you think about the human resources in Turkey? I think Turkey is very lucky in that sense. We are a society that is accustomed to multi culturalism. inens is a brand that creates a difference in its own category. It aims to continue this role for many long years with its unique store concept, product diversification and service approach. Linens, which grows rapidly in the light of this goal, is also renewed constantly benefiting from current developments. Linens Marketing General Manager Erkmen Onbulak states that they stay current by closely monitoring the expos in the world as well as the sectoral developments. Erkmen Onbulak, who states that “the rapid transformation in the shopping environment, the developments in the organized retail and the recent growth trend of the Shopping Malls gave us an important momentum at this point,” evaluated Linens’ current situation. Zorlu Energy Group prepares its communication plans quarterly on an annual basis. During these periods, the targets adopted group-wise are evaluated within the context of the management works and are revised if necessary. There are also differences in the stores and retailing. How would you describe it? We didn’t give products to electronic retail stores before but the research we made showed this approach to be wrong. design offices researching the mega trends, also informed that they closely monitor the sectoral reflections of the current trends and inspiring applications with the expos and foreign connections. Erkmen Onbulak, also expressed that expectations for innovation and variety increased, and said: “Meeting these expectations by means of dealers is extremely difficult both financially and in terms of performance habits. We have to be careful and meticulous at every stage from the functionality of our products to the design and style, from the material used to its relation with the nature and the world according to the trends.” New projects are designed for online shopping site Erkmen Onbulak mentioned that the effect of online sales and alternative distribution channels on the consumer should not be ignored and that they would increase their investments in this sales channel as well. Onbulak said that the positive effects of online sales would be reflected on the stores and expressed that they received very positive feedback regarding this matter. Onbulak, who said that alternative channels are currently in the process of development, said: “Even though alternative channels take very small shares in our endorsement, the growth rate of these channels is highly positive and exciting for us.” 84 english summaries The fourth “Respect to Humans” Award to Zorlu Energy Group Z orlu Energy Group was awarded for the fourth time the “Respect to Humans” award organized by Kariyer.net since 13 years. The Group earned this award by replying all job applications in one day during the year 2013. The “13th Respect to Humans Awards” hosted by Kariyer.net is deemed as one of the most prestigious organizations in the field of human resources. Zorlu Energy Group Human Resources Director Öniz Sayıt answered our questions regarding this award. Can you tell us about the application evaluation and answering process? We provide a written answer to our candidates in one day telling them that we have received their applications and show utmost care to answer these candidates as soon as possible. Our employment process is completed in one month at the latest. What are the greatest influences in you receiving this award? The greatest influence is that we show maximum sensitivity to send answers to all candidates as well as ensuring that we find the right persons for the job. We respect our job applicants as well as our employees. Can you evaluate the general situation and trends in your sector in terms of HR? Our sector will grow more than our estimates and this results in various employment opportunities. As the Zorlu Energy Group we employ mostly engineers and technicians and provide them with expertise within our company. Managers are employed majorly from within our own company. What are the differences that make you stand out as the Zorlu Energy Group? The fact that Zorlu Energy Group was one of the first companies that entered the sector and feels the power of Zorlu Holding behind it. Istanbul gets a taste of the wild with Cats B eing one of the famous musicals of Broadway, Cats was staged on Zorlu Center PSM, for the art enthusiasts of Istanbul. Mesmerizing the audience, the show has turned into a phenomenon in Turkey, as it did in the whole world. Cats has been fully acclaimed by the critics. Introduced with the tagline of ‘Broadway in Istanbul’ by Zorlu Center PSM, second Broadway musical on the schedule has been determined as Cats, which originates from London, and has been the most well-known/acclaimed stage act considering the history of musicals. Having taken quite a successful tour all around England in 2008, all tickets were sold-out, and now Cats retakes this tour this year upon high demand. Always aiming to be “The Best and the First”, Zorlu Center PSM has taken its place in this tour, and Turkish audience has found an opportunity to watch this legendary musical. The show attracted an audience of 50 thousand people within three weeks, and its rehearsals began one month ago. Based on Old Possum’s Book of Practical Cats by T.S. Eliot, and record breaking adaptation by Andrew Lloyd Webber, Cats is one of the most long winded musicals of Broadway. Having attracted more than 50 million people in at least 300 cities from 26 countries up to now, it turned into a real phenomenon, and now it has taken stage at Zorlu Center PSM through the dates of January 21st – February 2nd. 7 Tony awards Offering a perfect harmony of music, dance, poetry, dreams, stage passion and love, Cats is an enchanting musical with its perfect stage design, extraordinary costumes and flawless choreography… Naturally, all actors and actresses have a big role in this success as well. They display their talents throughout the show, and they rehearse for at least 45 minutes vocally and physically before even the show starts. A sweet thrill seizes the air as the show draws near, and it is gradually replaced by the serious nature of make-up. Cats team does not have any make-up artist, and instead, the cast makes their own make-up. The makeup process takes an hour approximately. In the end we see such unique images, as each single one of the cast had undertaken training for make-up before they even join the group. Happy ending for the Little Match Girl H ans Christian Andersen’s dramatic fairy tale The Little Match Girl has been adapted into a musical staged at the Zorlu Center PSM. The children have a great time at the musical which has a happy ending contrary to the original tale. Not only that but there is a mystical side to it as well. The Little Match Girl goes to the other world and is reunited with her grandmother, in other words death is glorified. We must glorify life to children, not death. Hasan Erkek replies our questions regarding the Little Match Girl Musical… How did you decide to include illusionist Samet Erkin in the play? How long did the preparations take? I can say that the preparations started as of January 2013. After agreeing on the musical with the Mehmet Zorlu Foundation officers a synopsis was written and then the play from April to July. Then others got involved for the composition, illumination, stage design, costume design and choreography. We selected 22 actors out of the 100 that applied and started the rehearsals in September. Why did you feel the need to change the finale? The ending of the original tale is pretty gloomy. One of the aims of the musical is to create artistic awareness. Illusionism is one of these artistic branches such as poetry, dance, music, painting, sculpture, miming, cinema and performance arts which we introduced in the play as well. What did you go through while staging the play? It was a long and difficult but exciting process. The idea of starting from a three page fairy tale and creating a huge musical was exciting. All people involved had to work in synchronicity which was difficult. C M Y CM MY CY CMY K
Benzer belgeler
Gücüne güç kat - Zorlu Holding
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüte...
Dijital dönüşüm
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüte...
haber - Zorlu Holding
Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. ABD’de Digital
Microwave Corp. ve Cellnet Technology Inc. adlı
şirketlerde Ar-Ge grup yöneticiliği yaptı. Halen
Vestel Şirketler Grubu’nun Ar-Ge çalışmalarını
yürüte...