Transkript
Şangay Şangay kayıtsız kalınması imkânsız bir şehir. Geleneklerinden ve kültüründen beslenerek geçmişten bugüne taşıdığı değerler ve bugünkü vizyonu, farklı algısı bir araya geldiğinde ortaya çıkan eklektik ve tarif edilmesi zor sonuç ancak birebir deneyimlenebilir. Biraz da bu yüzden, Şangay her ziyaretçide başka bir his ve başka bir izlenim bırakıyor. Üzerine bir etiket koyup, beklentileri ona göre hizaya getirmek pek mümkün değil. En iyisi sizin Şangay’dan ne beklediğinize odaklanın. Burası nasıl bir yer olabilir diye düşünün. Ve buraya geldikten sonra her köşede şaşırmaya ve büyülenmeye hazır olun, tabii böyle bir şeye hazırlanmak ne kadar mümkünse... Tam şehri artık tanıdığınızı ve anladığınızı düşündüğünüz anda, Şangay sizi şaşırtmaya devam edecektir. Doğrusunu söylemek gerekirse aralarında kötü sürprizler de olmuyor değil. Ama bunlar da şehirle aranızdaki baş döndürücü birlikteliğin tuzu biberi olabiliyor ancak... >>NEREDE KALMALI? En İyiler The Peninsula: Peninsula belli bir çizgiye sahip lüks zincir otellerden biri olduğundan, hangi şehirde olursanız olun bir sürprizle karşılaşmayacağınızı bilirsiniz. Neyle karşılaşacağınızdan emin olmak güzel bir duygu elbette. Ancak Peninsula, Şangay şubesinde dayanamayarak bir sürpriz yapıyor ve her zamankinden daha şık ve daha gösterişli bir şekilde çıkıyor karşımıza. Huangpu Nehri’ne ve şehir siluetine nazır manzarasıyla da nefes kesiyor. Otelin restoranı Yi 1 Şangay Long Court, Kanton mutfağından lezzetler sunuyor. Otelin mutlaka görülmesi gereken barının ismi ise Salon de Ning. Bir odası tamamen baş aşağı dönmüş gibi tasarlanan bar, ilginç detaylarla işlenmiş. Otelin spa’sı da antik medeniyetleri andıran dekorunda, geleneksel masaj ve terapilerden oluşan programlar sunuyor. Mandarin Oriental Pudong: Mandarin Oriental, Huangpu Nehri’ne nazır gösterişli gökdelenlerin arasında yerini almış. 2013’ün en yeni otellerinden biri olması gerçekten heyecan uyandırıcı. 44 odası ve 318 süiti bulunduğunu duyuran otelin Presidential Suite’i 788 m2’lik bir alana yayılmış durumda. Toplam altı restoran ve bar seçeneği, 13 özel spa odasıyla yine her geleni kendine hayran bırakacak gibi görünüyor. Pudong Shangri-La: Lüks otellerin sıra sıra dizildiği Pudong’da, Shangri-La da Huangpu Nehri’ne bakan ihtişamlı kulelerden birinde. 952 odası ve süiti bulunan otelin restoran zengini. Fook Lam Moon, Kanton mutfağını, çok özel şaraplarla bir arada sunuyor. Gui Hua Lou ise Çin mutfağından otantik lezzetler sunuyor. Nadaman ve Sushi by Nadaman sizi Japon mutfağında keşfe çıkmaya davet ediyor. Tatlı atıştırmalıklar için Gourmet’yi tercih edebilirsiniz. Jade on 36 Bar’ın da caz severlere kaçırılmaması gereken bir atmosfer sunduğunun altını çizelim. Otelin spa’sı Chi, tabii ki şehirdeki en büyük ve en gösterişli spa’lardan biri. Waldorf Astoria Shanghai On The Bud: Klasik çizgisini ne tasarımında ne de hizmet kalitesinde bozmayan Waldorf, Şangay şubesiyle eleştirmenlerden tam not alıyor ve ödülleri de beraberinde topluyor. Şef Bruno Bruesch’in Fransız mutfağına getirdiği yaratıcı yorumun yanı sıra, 500’ün üzerinde şarap ve şampanya seçeneği 2 Şangay sunan Pelham’s, otelin en iddialı restoranı. Aynı şarap mahzenini kullanan Wei Jing Ge ise Çin mutfağının en gurme tatlarını sunuyor. Grand Brasserie’yi, öğlen iş yemekleriniz için tercih etmekten çekinmeyin. Caz, Küba purosu ve istiridye çeşitlerini bir arada bulabileceğiniz 34 metrelik masif barıyla göz dolduran Long Bar’ı da unutmak olmaz. Ve son olarak tatlı atıştırmalıklar ve akşamüstü çayları için, Şangay’ın eski seçkin kulüplerini andıran Salon de Ville’i not etmenizi öneririz. Waldorf’un ilginç özelliklerinden biri olan butiğini de hatırlatmak isteriz. Burada otelin imzasını taşıyan tatlılar, özel çaylar ve otelde kullanılan çay takımlarından alabiliyorsunuz. Puli Hotel & Spa: Yüksek tavanları ve geniş alanları minimal ve sade bir şekilde kullanarak Japon mimarisinin temel prensiplerini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Binanın yapımında kullanılan malzemelerin yarattığı endüstriyel stilini değiştiremese de, buradan da zen bir atmosfer elde etmeyi başarmış. Herhangi bir şehirde 26 katlı binası ve bu tasarımıyla en lüks oteller listesinde yer alabilecekken, Şangay’daki büyük lüks otellerin yanında nispeten butik kalıyor. 229 odasının her biri çağdaş ve düz hatlı tasarımını yansıtıyor. Odalarda da loft tarzı bir tasarım hâkim ve bu tasarım Puli’yi çok daha dingin bir ortam haline getiriyor. Otelin en etkileyici özelliklerinden biri ise spa’sı elbette. Çin, Tayland ve Hindistan’dan derlenmiş hem geleneksel hem de çağdaş masaj teknikleri kullanılıyor. Bu detaylı ve uzman spa deneyimini mutlaka denemelisiniz. 3 Şangay Bunlara Da Bakmaya Değer Park Hyatt Shanghai: Otellerin yüksekliklerini ve manzaralarını yarıştırdıkları, sıkı bir rekabet ortamının yaşandığı Şangay gibi bir şehirde yükseklik korkusu olanlar için çok fazla seçenek yok. En yüksekteki otellerden biri olan Park Hyatt 79-93. katlar arasında yer aldığından, ufak çaplı vertigolara sebep olabiliyor. 174 odası bulunan otelin beyaz ağırlıklı minimal dekoru otele oldukça modern bir görünüm kazandırmış. Odaların en küçüğünde bile giyinme odası ve kahve makinesi gibi ayrıntılar bulunuyor. Şehre geliş nedeninize göre özel spa alanı veya çizim masası bulunan bir oda tercih edebiliyorsunuz. 100 Century Avenue adlı restoran Çin, Japon ve batı mutfaklarını bir araya getiriyor. Music Room, canlı performansların gerçekleştiği çok şık bir bar. Burada her Çarşamba 20:30-22:30 arası Ladies Night yapılıyor. Bar Level 87 ise görüşmelerinizi yapabileceğiniz, teleskopla şehri seyredebileceğiniz şık bir atmosfere sahip. Jia Shanghai: 1920’lerden bir binada bulunan Jia, eklektik ve çarpıcı tasarımıyla etkileyici bir otel. Jia kelimesi Mandarin’de ev anlamına geliyor ve otel odalarından çok apart daireler sunuyor. Stüdyosunda tam teşekküllü bir mutfak bulunuyor. Süitlerde buna ek olarak tam kapasite bir bar var ve dilerseniz özel barmeniniz size servis yapıyor. İki Michelin yıldızlı Şef Stefano Pace’in İtalyan lezzetleri sunduğu restoran İssimo, rustik ve sakin bir atmosfere sahip. Dilerseniz 7/24 devam eden ‘evlere servis’ hizmetinden de yararlanabilirsiniz. 4 Şangay The Waterhouse at South Bund: 1920’lerden bu yana üretim atölyesi, depo ve ordu karargâhı olarak kullanılmış olan bina dışarıdan bakıldığında köhne ve terk edilmiş gibi duruyor. Ancak içeri adım attığınız andan itibaren her bir köşesi ince ince düşünülerek restore edilmiş bir tasarım harikasıyla karşılaşıyorsunuz. Minimalizmin doruklarında, urban bir şıklığa sahip. Toplam 19 odası bulunan otelin, çatıda ve lobi barlarında kokteyl, akşamüstü çayı ve ufak atıştırmalıklar bulabilirsiniz. Table No.1 ise, otelin endüstriyel stilini başarılı bir şekilde yansıtıyor. Şefleri Atherson ve Melvin, Avrupa mutfaklarından yemekler sunuyor. Urbn: Eski binalardan birini restore eden otellerden Urbn, çevre duyarlılığıyla ön plana çıkıyor. Enerji tasarrufu yapabilmek adına bir dizi önlem almış olan otel, organik ürünler kullanıyor ve Çin’in ilk ‘carbon-neutral’ oteli olma özelliğini taşıyor. Odaların tasarımında da binanın kendi taş duvarlarının yanı sıra ahşap ve bambu malzeme kullanımı dikkat çekiyor. Otelin restoranı Downstairs, organik menüsüyle ağırlıyor misafirlerini. Çatıdaki barı Upstairs, şampanya çeşitleriyle dikkat çekiyor. 60’ların ‘gentlemen’s club’ stilini yansıtan barı The Social ise hem iş hem arkadaş görüşmeleri için tercih edilebilecek bir atmosfere sahip. >>NEREDE YEMELİ? Öğle Yemeği İçin En İyi Adresler 5 Şangay Kabb: Günün her öğününde servis veren Kabb, daha çok kahvaltı ve öğlen yemekleri için tercih ediliyor. Fransız kahvaltılarının en ağır ve en lezzetli seçeneklerini sunuyor. Tatlıları ve kokteylleri de oldukça başarılı olan mekânın pazar brunch’ı da çok popüler. Kommune: Taikang Lu’daki bu sokak kafesi, şehrin genç ve yaratıcı kitlesini bir araya getiriyor. Şehirde yaşayan pek çok yeni yazar, tasarımcı ve müzisyen buranın barbekülerinden yemek veya sadece arkadaşlarıyla kahve içmek için geliyor. Siz de Uzakdoğu mutfağından sıkıldıkça buraya saklanabilirsiniz. Lynn: Çin atıştırmalıklarından ‘dim sum’ için en iyi adres, Lynn. 30’lu yaşlarındaki şık Şangaylıların geldiği restoran, stil sahibi ve çağdaş bir ortama sahip. Hafta sonları özel paketler sunuyorlar. Akşam Yemeği Fu 1088: 1920’lerde yapılmış üç katlı bir konakta bulunan restoran 2007 yılında açılmış. Konağın özel odalarında küçük gruplar halinde yemek yeniyor. Şömine etrafındaki ahşap masaları ve vintage avizeleri şık bir atmosfer yaratıyor. Şef Tony Lu, Şangay ve çevresindeki bölgelerin mutfaklarından tatlar sunuyor. Spesiyali olan yemeklerin çoğunda domuz eti bulunuyor. Sushi Oyama: Oyama şık ve gurme bir sushi restoranı. Oldukça popüler ve rezervasyonsuz kimseyi almıyorlar. Sade dekoru ve belli belirsiz duyulan caz müziğiyle hoş bir atmosfer yaratıyor. İçeriği günlük olarak değişen fiks bir şef menüsü var. 800 Yen’lik bu menüde 6 Şangay Tokyo ve Nagasaki’den ithal edilen deniz ürünleriyle hazırlanmış nefis sushiler yer alıyor. Lost Heaven: Otantik heykellerin, büyük bitkilerin ve duvar kabartmalarının kullanıldığı dekor egzotik bir atmosfer yaratıyor. Buna bir de loş ışıklar ve mumlar eklenince tablo tamamlanıyor. Hun, Burma ve Tayland mutfağı ağırlıklı menüsü, müthiş bir gastronomi yolculuğu vaat ediyor. Şehrin şık sakinleri ve ünlüleri akşam yemeklerinde burayı tercih ediyor. Shintori: Bambuların arasından geçerek varılan bu endüstriyel depo, yağmur ormanlarında modern bir sığınak keşfetmişsiniz duygusunu veriyor. Julu Road 803 numarada bulunan restoranın dışarıdan görülen bir tabelası olmadığı için yola çıkmadan adres tarifi almanızda fayda var. Japon mutfağının en lezzetli hali ve baştan çıkaran sushileri nedeniye popüler ve kalabalık bir restoran. Table No.1: Otel önerilerimizde değindiğimiz The Waterfront’da bulunan restoran, şehrin hip mekânlarından biri. Rustik bistro dekoruyla hoş bir ortam yaratan restoran, modern Avrupa lezzetlerini Asya malzemeleri kullanarak yeniden yorumluyor. Atıştırmalıklar Yerli Lokmalar Xiao Yang Sheng Jian: Çin mantısı çeşitleri başta olmak üzere lokmalık atıştırmalıkların adresi Xiao Yang, baş döndürücü bir lezzete 7 Şangay sahip. Sokakta ayaküstü yenen bu atıştırmalıklar, insanı mest eden cinsten. Xin Xiang Hui / Spicy Joint: Şehirde 7 şubesi bulunuyor ancak çoğu şehir dışında. K Wah Center’dakini kolayca bulabilirsiniz. Anlatılmaz yaşanır lezzeti ve çok çok ucuz fiyatları nedeniyle önündeki kuyruk alıp başını gidiyor. Beklemeye değer. Old Jesse: Pek çok şubesi var ama Huaihai Xi Lu’daki en başarılı olanı. Basık tavanlı mekâna birkaç masa zor sığmış gibi. Rezervasyonsuz girilemeyen restoran hem yerel hem de uluslararası üne sahip isimlerin de tercih ettiği bir yer. Menüde yalnızca geleneksel Şangay yemekleri bulunuyor. Tatlı mı Tatlı HoF: El yapımı çikolatalar üzerine uzmanlaşan HoF, butik çikolataları, tatlıları ve şaraplarıyla gastronomik bir haz vaat ediyor. Seçkin atmosferiyle tam bir çikolata lounge’u. Baker & Spice: Türk usulü pideden tutun da Danimarka işi tatlılara kadar, pek çok ekmek çeşidi, meyveli ve çikolatalı kekler bulabilirsiniz. Ahşap ağırlıklı ve bol güneş ışığı alan dükkân hamurun en keyifli halini sunuyor. Whisk: Whisk’in asıl uzmanlık alanı çikolata. Ancak hatırı sayılır bir kafe mutfağına da sahip. Sandviç ve salata çeşitleri oldukça başarılı. Öğlen sağlıklı bir şeyler yeme bahanesiyle gelip, çikolatalarıyla tanışmanızı öneririz. 8 Şangay >>GECE KUŞLARINA Bar Char: Hotel Indigo’nun 29-30. katlarında bulunan Char, hem bar hem de restoran. Restoranın ızgara ağırlıklı menüsü için gerekli malzemeler Avustralya’nın ödüllü çiftliklerinden birinden ve geleneksel Japon çiftçiliğinin kurallarını uygulayan 70 yıllık bir çiftlikten geliyor. Izgara ıstakozu da oldukça meşhur. Saatler ilerledikçe üst kattaki kalabalık artıyor. Klasik kokteyl barlarının çok modern bir yorumu olan bar, manzarası ve kokteylleriyle büyüleyici bir akşam vaat ediyor. El Coctel: Birbirinden farklı koltuklarla oluşturulmuş köşelere arkadaşlarınızla çekilebilir ve eğlenceli bir akşam geçirebilirsiniz. Yiyecek menüsü İspanyol atıştırmalıklarından oluşuyor. Kokteyllerini ise, Jazz Age döneminin eğlenceli tarifleriyle hazırlıyorlar. Zelda Fitzgerald’ın zamanında Cosmo’nun tadı nasıldı merak ediyorsanız, El Coctel’e buyurun. The Glamour Bar: Şangay trendlerini belirleyen dergiler, Şangay’ın en hip barı olarak burayı işaret ediyor. İnsan merak ediyor haliyle. Şehrin ünlü restoranlarından M on the Bund’ın yanında bulunuyor olması beklentileri yükseltiyor. Hollywood filmlerinden fırlamış gibi bir duran dekoruyla iyi bir ilk izlenim bırakıyor. Tüm kokteylleri başarılı ancak kendi isimlerini taşıyan “Glamour”ı denememek olmaz. 9 Şangay Clubs Kee Club: Evet, Hong Kong’dan tanıdığımız o meşhur Kee Club’ın Şangay versiyonu! Maalesef, yine üyelik sistemiyle çalışıyorlar. Ama işte kötü gün konsierji de böyle günlerde belli oluyor. Bakarsınız sizinki, içeri girmenizin bir yolunu bulur. M1NT: M1NT’de de Kee Club’ınkine benzer koşullar var. Ancak şık kıyafetiniz ve kendinizden emin duruşunuzla üyelik şartını atlatabiliyorsunuz. Yine de otel görevlilerine önceden aratmakta faya var. Caz Severlere House of Blues and Jazz: Şangay’ın ilk blues ve caz barı olan House, dünyanın dört bir yanından müzisyenlerin canlı performanslarının yer aldığı samimi bir atmosfere sahip. Arkalarda bir masada arkadaşlarınızla sohbet ederek müziğin tadını çıkarabileceğiniz gibi, sahne önünde dans da edebilirsiniz. Shanghai Jazz: Dünyanın en iyi caz barlarından biri olan Shanghai Jazz, haftanın altı günü canlı performansların yer aldığı bir adres. Asya usulü ızgaralar, bira ve şarap çeşitleri menünün öne çıkanları. >>YA BAŞKA? 10 Şangay Alışveriş Suzhou Cobblers: Gerçek bir Asya kadınının ‘olmazsa olmaz’ı ipek terlik, patik ve babetleridir. Suzhou Cobblers, bu eksiğinizi gidermek üzere, hem erkek hem kadın için elde yaptığı özel tasarımlarıyla karşınızda. Blue Shanghai White: Çin porseleni için en iyi adreslerden biri. Geleneksel Çin porseleninin zanaattan çıkarak sanat haline geldiği dükkânda, pek çok seramik tasarımcısının ürünlerini bulabiliyorsunuz. Uma Wang: Çin’in en ünlü tasarımcısı olan Uma Wang, Paris ve Londra Moda Haftaları’nda da fırtına gibi esen bir modacı. Gotik esintili tasarımlarının elde örülmüş olan parçaları oldukça değerli. Tali Wu’s Flying Scissors: Aksesuar tasarımı yapan Tali Wu’nun ünlü markası Flying Scissors, moda dergilerinde büyük övgüler alıyor. Punk ve rock cazibesini taşıyan tasarımları Çin’de büyük ilgi görüyor. Mary Ching: Ayakkabı tasarımlarıyla ismini duyuran Ching, henüz ayakkabı çılgınlığı olmayanları dahi çıldırtabilecek tasarımlara imza atıyor. Aynı anda hem çok klasik hem de çok uçlarda olmayı başararak ilginç bir tarz yaratıyor. Shang Xia: Geleneksel çizgilerin modern ve minimal bir uyarlamasını sunan Shang Xia’nın tasarımları gerçekten büyüleyici. Ahşap, porselen ve bambu gibi materyallerle keçe ve kaşmir gibi kumaşları kullanıyor. Takılar, fincan takımları ve go takımları gibi objeler bulabilirsiniz. Urban Tribe: Urban Tribe butik, galeri ve çayevi. Doğal yaşama duyduğu hayranlıktan yola çıkarak, Çin’in tenha köylerinde yaşayan 11 Şangay insanların kıyafetlerinden aldıkları ilhamla yapılan giysiler ve takılar bulabiliyorsunuz. Kumaş, keten ve yün gibi doğal kumaşlar kullanıyorlar. Nefis çaylarından tadınca, bavulunuzu çay paketleriyle doldurmamak için kendinizi zor tutacaksınız. Müzeler Minsheng Art Museum: Modern binasıyla ilginç mimari özellikler taşıyan müze, Çinli çağdaş sanatçıların eserlerine yer veriyor. Shanghai Gallery of Art: Şangay’ın sanat çevrelerindeki en prestijli galerisi. Çin’in çağdaş sanatçılarının çarpıcı tablolarını, video çalışmalarını ve enstalasyonlarını burada görebilirsiniz. M50: Tam adı 50 Moganshan Road olan M50, Şangay’ın çağdaş sanat merkezi. Burada 100 civarında sanatçının halka açık atölyeleri bulunuyor. New York – Soho ve Pekin – 798 Art Zone ile çok sık karşılaştırılır. Eğer modern sanat tutkunuysanız kaçırmamanız gereken bir deneyim. ShanghART: Şehirdeki sanatçılara destek vermek amacıyla 1996 yılında kurulmuş. Her daldan ve her yaştan umut vaat eden sanatçılara destek veriyor. Bu sayede özgür ve yenilikçi eserlerin oluşumuna tanıklık ediyor. Rockbund Art Museum (RAM): Çağdaş görsel sanatlar üzerinde yoğunlaşan RAM, altı katlı binasında hem Çin’den hem de diğer ülkelerden sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor. Müzenin kafesini ve mağazasını da öneririz. 12 Şangay Suzhou Kaçamağı: Suzhou, Şanghay’a çok yakın bir şehir. Trenle bir saatten az bir sürede ve arabayla iki saatte varılabiliyor. Bahçeleri, tapınakları ve kanalları için görülmeye değer bir şehir. Gitmişken Suzhou Museum’daki kaligrafi eserlerini görmek hoş olacaktır. Eğer geceyi burada geçirmeyi düşünürseniz Archi-Garden Hotel’de kalmanızı tavsiye ederiz. Gitmeden Göz Atılacaklar ‘When We Were Orphan’s: Ünlü İngiliz-Japon yazar Kazuo Ishiguro’nun romanı, 20. yüzyılın başlarında Şangay’da geçen bir dedektiflik romanı. Ishiguro’nun en iyi eserlerinden biri değil belki ama halihazırda yazarı tanıyor ve seviyorsanız, seyahatiniz bahanesiyle bu kitabını da okuyabilirsiniz. ‘Lust, Caution’: ‘Brokeback Mountain’ filmiyle popülerleşen başarılı yönetmen Ang Lee’nin filmi, aynı adlı romandan sinemaya uyarlanmış. Filmin bir kısmı 1938 yılında Hong Kong’da, bir kısmı da 1942 yılında Şangay’da geçiyor. Film, Lee’nin başyapıtlarından biri. ‘The Painted Veil’: 1925 yılında Somerset Maugham’ın aynı adlı romanından 2006 yılında uyarlanan filmde Edward Norton ve Naomi Watts oynuyor. Şangay’ın eski sosyal yaşamı hakkında ipuçları veren sahneler var. ‘Code 46’: Michael Winterbottom’u ve bilim kurgu filmlerini sevenlerin kaçırmaması gereken bir film. 13 Şangay Suzhou River: Eğer Suzhou kaçamağını yapmayı düşünüyorsanız, filmi mutlaka izlemenizi öneririz. Eileen Chang: 1920 doğumlu yazarın romanlarının çoğu 1940’lı yıllar Şangay’ını ve Hong Kong’unu anlatıyor. En ünlü romanları ‘Lust, Caution’ ve ‘Love in a Fallen City’. Tarih Çin tarihi hakkında bilgi edinmek isteyenler Jung Chang’ın ‘Mao: The Unknown Story’, Jon Halliday’in ‘Wild’ Swans adlı kitaplarını tercih edebilirler. Aman Aman! Göz göze geldiğiniz, karşılaştığınız insanlara başınızla selam vermeniz hoş karşılanacaktır. Size selam verildiğinde de mutlaka karşılık vermeniz beklenir. Sıkıcı Bilgiler Pudong Havaalanı’ndan şehre taksiyle varmak yaklaşık 50 dakika ve 260 Yen tutuyor. Trafiğin azaldığı saatlerde 160 Yen’e kadar düşebiliyor. Şehirde taksi bulmak çok kolay. Üstelik çok da ucuzlar. Gene de kimliğini kontrol etmenizde fayda var. Dört yıldızlıysa mesele yok. Ancak kimlik 14 Şangay numarası 30 ile başlıyorsa sizi çok dolaştırabilir. Ayrıca çoğu şoför sadece yerel dili konuşuyor. Konsierj numarasını ve otelin hem Çince hem Mandarin adresini yanınızda bulundurun. Bahşiş hiçbir yerde beklenmiyor. Ancak bazı restoranlar hesaba servis ücreti ilave edebiliyor. Küçük işletmelerde kredi kartı geçmiyor. Giderken, Şangay’dan alacaklarınız için bavulunuzda geniş yer bırakmayı ihmal etmeyin. 15
Benzer belgeler
NEREDE KALMALI? En İyiler
Miralto: Şehre tepeden bakan müthiş bir manzaraya sahip olan
Miralto, restoran ve bar olarak hizmet veriyor. Meksikolu şefi
Abraham Ruvalcaba, İtalyan ve Fransız mutfağının tekniklerini
kullanara...
pdf - WINGS
ise Şef Peter Doyle, Fransa ve Asya mutfaklarından esinlenmiş bir
Avustralya mutfağı deneyimi sunuyor. Sushi E ise, zen dekoru ve
lezzetli sushi’leriyle reddetmesi zor bir alternatif. Otelin barı
E...
pdf - Wings
en keyifli halini sunuyor.
Whisk: Whisk’in asıl uzmanlık alanı çikolata. Ancak hatırı sayılır bir
kafe mutfağına da sahip. Sandviç ve salata çeşitleri oldukça başarılı.
Öğlen sağlıklı bir şeyler ...
Nerede Kalmalı?
Kabb: Günün her öğününde servis veren Kabb, daha çok kahvaltı ve
öğlen yemekleri için tercih ediliyor. Fransız kahvaltılarının en ağır ve
en lezzetli seçeneklerini sunuyor. Tatlıları ve kokteylle...