Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık `10
Transkript
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık `10
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 23 | Eylül '10 Kapak İçindekiler Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Giriş Yazısı Pardus 2011 Beta2 İncelemesi Pardus 2011'de Paket Yöneticisi Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Oyun Tanıtımı: Nexuiz Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak Makale: Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu Makale: GNU Projesi Makale: Nereye Gidiyoruz? Fadike'nin Not Defteri Kapanış Yazısı 2 3 4 7 10 31 43 46 50 52 54 69 73 79 Giriş Yazısı Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Giriş Yazısı Erdem Artan ([email protected]) Merhaba Özgür Yazılım Yoldaşları... 2010 yılının son sayısı ile karşınızdayız. Geriye, geçtiğimiz 12 aya şöyle bir bakınca, son birkaç ayda Özgür Yazılım dünyasında yaşananlar ne de çok değil mi? Şöyle özetleyeyim: Mandriva'nın geleceğinin belirsiz olması düşüncesiyle Mageia adlı bir dağıtımın doğması, Oracle'ın SUN'ı satın alması sonrası OpenOffice.org'un geleceğindeki kaygılar nedeniyle LibreOffice'in doğması ve birçok dağıtımın destek vermesi, Novell'in satılması ve elindeki birçok patentin M$ ile bağlantılı ortamlara kayması, Ubuntu'nun artık Unity ve Wayland ile yola devam edeceğinin açıklanması ve Fedora'nın da Unity konusuna yatkın olması, R.M. Stallman'ın Türkiye'ye geleceği bilgisinin verilmesi... Yeter bence bu kadarı... Bu ay sizlerin beğenisine sunmak üzere makalesi bol, yazılım tanıtımı ile atölye gibi kısımların çok az olduğu bir sayı hazırladık. Hatırlıyorum da aylar öncesinde, makale yazarı ve oyun tanıtımcısı konusunda sıkıntı çekiyorduk ve sadece yazılım tanıtımları ile atölyelere girişiyorduk. Şimdi ise durum tam tersi nedense:) Bence bu duruma sizin sayenizde dur diyebiliriz. Bekliyoruz. Dergimizin bu sayısında makale bol demiştim. Makale bol ve hepsi çok güzel. Hepsini okuyunuz. Her zaman yaptığım gibi tüm içeriği sizlere tanıtmayacağım bu sefer ancak bir iki yazıya değinmeden de edemeyeceğim: Mehmet Pekmezci tarafından "Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux" başlıklı yazı (ve özellikle son cümlesi), Özgür Ilgın çevirisi ile Stallman tarafından yazılan "GNU Projesi" başlıklı yazı... Mutlaka okuyunuz. Dergimizin bir sonraki sayısı yılbaşından sonra çıkacak büyük ihtimal. Bu nedenle şimdiden yeni yılınızı kutlar, özgürlüğün her alanda olduğu bir yaşama sahip olmanızı dilerim. Sevgi ve saygılarımla.. 3 Pardus 2011 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 mümkün olduğunca objektif bir şekilde sizlere sunulmaya çalışılmakta. DergiErdem Artan ([email protected]) mizin bu sayısında da yine aynı davrasergilemeye çalışacağız ve sürüm Pardus 2011 Beta2 İncelemesi nışı takviminde yapılan değişiklikten sonra, 20 Ocak 2011 tarihinde duyurulması planlanan Pardus 2011'in, 2 Aralık 2010 tarihinde Gökçen Eraslan tarafından duyurulan ikinci beta sürümü olan Pardus 2011 Beta2 ile Aralık '10 sayımızda karşınızdayız. Pardus 2011'in duyurulan deneme sürümleri, dergimizin son birkaç ayında siz okuyucularımız için incelenmekte ve 4 Pardus 2011 Beta2 İncelemesi Bu incelemede, diğer incelemelerin aksine Pardus 2011 Beta2'ye herhangi bir güncelleme olmaksızın yer verilecektir. İndirme bağlantılarına ve doğrulama kodlarına Pardus-Linux.Org ana sayfasından erişebileceğiniz, yaklaşık 1 GB yer kaplayan Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbı, 51'yeni ve 177'si güncellenmiş olan 971 farklı paket içeriyor. Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbında, Beta1 sürümüne göre 34 farklı hata kapa- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 tılmış durumda. Ayrıca, bir süredir çalışmayan USB bellekten kurulum özelliği, bu sürüm ile birlikte tekrardan Pardus 2011'e kazandırılmış durumda. Tekrar hatırlatacak olursak, USB belleklerden kurulabilme özelliği, Pardus 2009.1'den sonra melez kalıplar aracılığıyla kazandırılmış bir özelliktir ve dd uygulaması ile kolayca kullanılabilmektedir. Bu özelliğin nasıl kullanılacağı hakkında bilgi ve alıştırma, Pardus-Linux.Org ana sayfasında bulunmaktadır. diğimiz Beta1 sürümü ile karşılaştırıldığında, Beta2 sürümü özellikle YALI'da birtakım değişiklikler barındırıyor. Kısaca anlatmak gerekirse, Türkçe eksiklikleri devam eden yeni YALI'da, kullanıcılar başta tarih/saat, disk bölümlendirme ve önyükleyicinin yükleneceği yer ayarlamalarını yaptıktan sonra, YALI doğrudan kuruluma geçiyor. Kul- Pardus 2011 Beta2 İncelemesi lanıcı ayarları ise, kurulum sonrası Pardus 2011'in ilk açılışı sırasında kullanıcının karşısına çıkıyor. Pardus 2011 deposunda şu anda yaklaşık olarak 3400 paket bulunmakta. Pardus-Linux.Org deposunda ise pek bir değişiklik yok. Beta2'de Linux çekirdeğinin son kararlı sürümü olan 2.6.36.1 sürümüne geçilmiş. Bunun yanında Beta1 sürümünde olduğu gibi KDE'nin 4.5.3 sürümü kullanılmakta. Pardus 2011 Beta2 Linux çekirdeğinin son kararlı sürümü olan 2.6.36.1 sürümüne geçmiş bulunuyor. Daha çok ve daha başarımlı donanım desteği anla- Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbı ile birlikte gelen yeni paketlerin arasında fotoğraf yönetim uygulaması olan DigiKam, sağ tık menüsünden yetkili kullanıcı eylemlerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olan KDE servis menüsü kde-servicemenu-rootactions, IRC ağlarına bağlanmayı sağlayan Konversation paketleri de bulunuyor. Dergimizin Kasım '10 sayısında incele- 5 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 mına gelen bu geçiş ile birlikte, tüm donanım sürücüleri, varsa güncel sürümleri ile birlikte, yeni çekirdek ile derlenmişler. Beta1'de de olduğu gibi, Beta2 sürümünde de KDE SC'nin 4.5.3 sürümüne yer verilmiş. Pardus 2011 Beta2'deki İnternet tarayıcılarına bakılacak olunursa, garip bir şekilde Firefox (4.0b8pre), ChromiumBrowser (8.0.552.210), Rekonq (0.6.1) ve Konqueror (4.5.3) tam takım halinde kurulum sonrası hazır bulunuyorlar. Bunun yanında RSS okuyucusu, e-posta istemcisi, günlük ve mikro günlük istemcileri, torrent uygulaması ile Pardus 2011 Beta2, kısaca İnternet ile işi olan kullanıcıya ihtiyacı olan çoğu şeyi sunmaya hazır olduğunu belirtiyor. Pardus 2011 Beta2'de Kaptan çok önemli olmayan bir yenilik ile geliyor: Masaüstü renk düzeni ile simge seti seçimi artık bir arada. Böylece, 2009.x döneminde birçok kullanıcının beğenmediğini ifade ettiği Milky simge seti yerine, kullanıcılar başlangıçta KDE'nin Ayrıca, çokluortam bölümünde müzik öntanımlı simge setini seçme şansına çalar Amarok, video oynatıcısı Mplayer, sahip oluyorlar. Kaffeine, GNOME Mplayer ve SMPlayer, disk yazma uygulaması K3B'nin Pardus 2011 Beta2 İncelemesi yanında video düzenleme uygulaması Kdenlive uygulaması da yerini almış bulunuyor. Ofis yazılımları ise her zamanki gibi tam kadro. Pardus 2011 Beta2'de LibreOffice ailesi yerini almış. Fakat en son duyurulan sürüm adayına geçilmemiş. Pardus 2011 Beta2'de, Türkçe dil desteği durumu Beta1'e göre daha iyi bir hal almış gibi görünüyor. Ancak özellikle YALI ve Kaptan'daki eksiklikler oldukça göze batıyor. Bunun yanında YALI'nın disk bölümlendirme aşamasında kimi zaman hatalar boy gösterebiliyorken, kullanıcı girişi sırasında kimi zaman kullanıcı adı ve şifreyi iki kez girmek gerekebiliyor. İncelemede bulunduğumuz bu sürümün bir deneme sürümü olduğunu ve çeşitli hatalar barındırabileceğini hatırlatırız. Yine de “ ben kullanırım, bana birşey olmaz” ve “ hataları bulayım da geri bildirim yaparım ” diyenler için Pardus 2011 Beta2'nin kullanılmasını tavsiye edebiliriz. 6 Pardus 2011'de Paket Yöneticisi Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Pardus 2011 Erdem Artan ([email protected]) Pardus 2011'de Paket Yöneticisi cellemeleri Göster" sekmelerine ek ola- kurulu olmayan paketlerin seçilmesi rak " Tüm Paketler" adında bir sekmeye engelleniyor ve yapılacak işlem otoma- Pardus 2011 ile gelecek olan Paket Yöneticisi arayüzü, önceki Pardus sürümlerinde bulunanlara göre birtakım görsel ve işlevsel yenilikler ve yeteneklere sahip. sahip. Bu yeni sekme, adından da anlaşılacağı gibi, sistemde kurulu olsun ya da olmasın, ekli bulunan depolarda bulunan tüm paketlerin bir listesine sahip. Tabii ki listelerken paketin kurulu olup olmadığı hakkında bilgi de sunuyor. tik olarak seçilen paketlerin kaldırılmasına yönelik iken, Pardus'taki bu listede, kurulu olsun ya da olmasın tüm paketler seçilebilmekte. Yapılacak işlem ise, pencerenin sağ alt tarafında bulunan " İşlemiş Seçin " düğmesi ile belirlenmekte. Listelenen paketlerin kurulması ya da Bu yazımızda, Pardus 2011 Beta2 ile kaldırılması gibi işlemler de bu listeden birlikte gelen Paket Yöneticisi arayüzü yapılabilmekte. 3.0.0_beta2'yi inceleyeceğiz. Kullananlar bilirler, Fedora'da ( diğer Yeni Paket Yöneticisi, Pardus'un 2009.2 dağıtımlarda da olabilir) da böyle bir Burada akla şöyle bir soru gelebilir: sürümünde bulunan sürümü olan 2.2.4' listeleme mevcut. Fedora'daki listele- " Seçili olan paket zaten kurulu ise ne te bulunan " Kurulabilir Paketleri Gös- mede, kurulu olan bir paket işlem yapıl- olacak?" Bu tür bir durumda, Paket Yöter", " Kurulu Paketleri Göster" ve " Gün- mak üzere seçildiğinde ( tik atıldığında ), neticisi kullanıcıyı, seçilen paketlerin 7 Pardus 2011'de Paket Yöneticisi Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 ( veya bir kısmının ) zaten kurulu olduğu konusunda uyaracak ve devam edilmesi halinde paketlerin yeniden kurulacağı konusunda bilgilendirecektir. Tüm bunların dışında, Paket Yöneticisi gerek paket yükleme ve kaldırma işlemlerinde, gerekse PiSi katalogunun günYeni Paket Yöneticisi, "Tüm Paketler" cellenmesi ve paket bilgileri işlemlerinsekmesinin yanı sıra, paketlerin de, görselliği daha çok ön plana çıkarderecelendirilmesi ve paketlerin mış gibi görünüyor. Görsellik derken, içinden çıkan dosyalar gibi özellikleri de sunuyor. 8 ek bir pencerenin yerine bir pencere aracı olarak açılan işlem kutucukları, bu kutucukların şeffaflığı ile açılış ve kapanış sırasında görüş alanına kayark girmesi ve görüş alanından kayarak çıkmasından bahsediliyor. Pardus 2011'de Paket Yöneticisi Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Yeni Paket Yöneticisinin, anlatılan özelliklerden başka çok önemli bir değişikliği yok eskisi ile karşılaştırıldığında. Ancak yine de neyin nasıl yapıldığını ve ne işe yaradığını hatırlatmakta fayda var. mesi ya da güncellenmesi işlemini gerçekleştirecekse, yüklenecek paketin depolardaki sürümüne bakmadan, ilk olarak hangi depoda pakete rastladıysa, o depodan kurulumu gerçekleştirir. Örnek olarak bir depo eklenecek olunursa, depo adı olarak herhangi bir isim (P2011 gibi), adres olarak ise http://adres/pisi-index.xml.xz gibi bir girdi yapılmalıdır. Yeni Paket Yöneticisinin sağ üst tarafında bulunan ayarları bölümüne girildiğinde, "Paket Yöneticisi Ayarları" başlığına sahip olan ve dört sekmeden oluşan pencere, Paket Yöneticisi ile ilgili temel işlemlerin yapılmasında yardımcı olur. " Genel Ayarlar" sekmesinde bulunan seçenekler sayesinde, sadece masaüstünde görülebilecek uygulamaların listelenmesi ile birlikte paketlerin yanında paketin hangi bişleşene ait olduğuna dair bilginin de verilmesi ayarlanabilir. Bunun yanında Paket Yöneticisinin sistem çekmecesine yerleşip yerleşmeyeceği, güncellemelerin ne sıklıkla denetleneceği ile güncellemelerin otomatik kurulup kurulmayacağı buradan ayarlanabilirken, bir paket indirilirken kullanılabilecek azami bant genişliği de ayarlanabilmekte. " Vekil Sunucu " sekmesi ise, Paket Yöneticisi bir paket indirmek indirmek veya PiSi katalogunu güncellemek istediğinde, İnternet'e doğrudan mı yoksa vekil sunucu (proxy) hizmeti sağlayan başka bir bilgisayar üzerinden mi bağlanacağını ayarlamak için kullanılır. " Önbellek " sekmesinden ise paketler kurulurken, indirilen paketlerin bir önbellek dizininde tutulup tutulmayacağı, tutulacaksa dizinin sahip olabileceği azami boyut ve dizinin temizliği yönetilebilir. Paket Yöneticisi 3.0.0 henüz beta düzeyinde. Bu nedenle kararlı sürüm çıkana kadar birtakım değişikliklere " Depolar" kısmı, paket depolarının sı- maruz kalabilir. Kısacası değişikliklere rasının değiştirilmesinde, yeni depola- hazır olun:) rın eklenmesinde ve eski depoların kaldırılmasında kullanılır. Depoların sıralanmasındaki öneme değinmek gerekirse, PiSi herhangi bir paketin yüklen9 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Yazılım İnceleme MIT tarafından başlatılan çalışmalar sayesinde bu kavram, 1969 tarihinde Hamit Giray Nart ([email protected]) ARPAnet'in ortaya çıkıp da bazı üniversite bilgisayarlarında çalışmaya başlaTarayıcı Savaşları masıyla sivil hale gelmiş oldu. Bizler, ARPAnet'i, Telnet adıyla biliriz. 1969' dan sonra bilgisayarlar arası iletişimi kullanabilmek için yazılmış bir konsol arabirimidir. Bilgisayarlar arası ağ, zaman içerisinde gelişmesine devam etti. İnternet tarayıcıları, web tarayıcıları, ağ gözatıcıları, ağ tarayıcıları... İngilizce “ Web Browser” olarak anılan ve temel olarak HTML'den başlayarak daha gelişmiş betiklerle yazılmış olan kodları, “ web sitesi ” olarak tabir ettiğimiz biçimde görmemizi ve farklı ağ protokollerini (http, ftp... gibi) kullanmamızı sağlayan uygulamalara verdiğimiz adlar bunlar. İnternet'in temelini, 1960'lı yıllarda ABD ordusunca araştırılıp geliştirilen “ bilgisayarlar arası iletişim ” kavramı oluşturmaktadır. Ancak, 1962 yıllarında Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları 1997 sonrasında, Internet Explorer 4.0 sürümünün, Windows 98 ile beraber işletim sistemi önyüklü tarayıcısı olarak gelmesi ( elbette Windows işletim sistemindeki MediaPlayer gibi yazılımlarla da entegre çalışabilmesi ) ile işler de- ğişti. Microsoft, bu hareketiyle, öylesine hızlı bir yükselişe geçti ki; ABD mahkemeleri, rekabeti korumak adına, bazı tedbirlere başvurmak zorunda kaldılar. Çünkü bu haliyle Microsoft firması piyasada, haksız rekabet yaparak diğer firmaların ürünlerinin tüketicilerce kullanılmasını; kendi ürününü ön tanımlı olarak vermesi yüzünden; bariz bir şekilde engellemiş oldu. Biz konumuza, yani İnternet tarayıcılarımıza dönecek olursak; ilk “ tarayıcı ” kavramı, 1991 yılında, bugün “ world wide web (www) ” olarak tanımladığımız, o zamanki adı “ Cern ” olan ve hipertextlere dayalı protokolün ortaya çıkmasıyla birlikte, Nexus adıyla belir- Her yeni sürüm ile sil baştan başlayan, miş oldu. galibini ve sonunu kimsenin ön göremediği, pazar ekonomisine ve teknolojiNexus'tan 2 sene sonra, devrim niteli- ye dayanan, geliştikçe yeni tarayıcıların ğinde bir yenilik olan, ilk grafik arabiri- katıldığı, farklı platformlara sıçrayan ve me sahip tarayıcı, “ Mosaic”, daha sonra hala tüm şiddetiyle devam eden taraNetscape firmasına katılacak olan, yıcı savaşları, işte böyle başlamış oldu. Mare Andreessen ve ekibi tarafından oluşturuldu. Sonrasında ise ekip, tah- Savaş da neymiş yahu? Hepsi aynı şeyi min ettiğiniz gibi, 1994 senesinde yapmıyorlar mı bunların? “ Navigator” tarayıcısını çıkardı. Netscape'e ilk cevap, 1995 senesinde Aslında, zaten savaşın temelinde yatan Microsoft'tan geldi. Microsoft problem de bu. Hepsinin aynı işi yap“ Internet Explorer” adını verdiği tarayı- ması. Birbirlerinin alanlarında oldukları cısının 1.0 sürümünü çıkardı. Mosaic için, ister istemez çatışıyorlar, birbirletabanlı olan ilk sürüm, Netscape'e ra- rinin önüne geçmeye çalışıyorlar. kip olabilecek seviyede değildi. Ancak 10 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Ben de, bu yazımda, bu savaşın bazı ta- Beta sürümler yerine, en son kararlı sürayıcıları ile ilgili yaptığım denemeleri rümleri kullandım. Yani Firefox 4 Beta, sizlerle paylaşmak istedim. 3.X sürümlerinden daha hızlı da olsa, teste girmedi. Aynı şey Flock için de geTest Ortamı: çerli. Yine Beta sürümler, tüm fonksiyonlar aktif olmadığından, genelde, ka* Intel Core2Duo E7500 2.93 GHz işlemci rarlı sürümlerden daha hızlı çalışırlar. * GeForce 9500GT 1GB Ram nVidia ekran kartı * xorg-nvidia-current 256.44 * 2 GB 1333 DDR3 RAM * Pardus GNU/Linux 2009.2 * KDE SC 4.4.5 * Qt 4.6 * xorg-server 1.6.5 * 8 Mbps ADSL / Ethernet, kablolu arabirim * JRE 1.6.2 * Flash Plugin 10.1 Yine, bu test için bazı noktaları da açıklamakta fayda görüyorum: 1- Buradaki değerler, hepsine eşit uygulamaya çalıştığım kriterler sonucunda, benim elde ettiğim değerlerdir. Sizler de farklı olabilir. Ancak tarayıcıların, aynı şartlar altındaki performansları açısından ipuçları vereceklerdir. 2- İşlemci değerleri ve bellek kullanımı, süreç içinde bulunan tarayıcının ulaştığı en yüksek değerlerdir. Ortalama değerler daha düşüktür. 3- Test için, geliştirme aşamasında olan Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları İnternet Tarayıcıları 1- Mozilla Firefox 3.6.10 Mozilla Vakfı tarafından geliştirilen açık kaynaklı İnternet tarayıcısıdır. 2002 yılında “ Phoenix” ismiyle çıkan tarayıcı, sonra “ Firebird”, en son ise “ Firefox” 4- Hemen hemen 3. maddedeki sebep- ismini almıştır. 3.6.10 kararlı sürümü, ten ötürü, Chromium yerine kapalı kod- Eylül 2010 tarihinde çıkmıştır. lu ikizi Chrome teste girdi. Chromuim, açık kaynaklı ve saatler içinde değişik- Mozilla Firefox, Gecko web motorunu liklerin olduğu bir tarayıcı. kullanan, XULRunner grafik arabirimine sahip bir GTK tarayıcı. 3.6 sürümün5- Teste giren tarayıcıların çoğunluğu den sonra son web teknolojileri olan PiSi deposunda olmasa bile, olanlar da CSS ve HTML5 desteğine de sahip olan depodan kurulmak yerine, son kararlı Firefox, en son Personas özelliği ile kulsürümleri kendi sitelerinden indirilerek lanıcılarına tek tıkla görünüm değiştirderlendi. Yani tüm kullanıcıların ulaşa- me olanağı tanıyor. bileceği kodları ya da ikili dosyaları indirilerek sisteme kuruldular. İndirdiğiniz *.tar.bz2 arşiv dosyasını açıp, açtığınız klasördeki “ firefox” dos6- Tüm tarayıcılar, testler için gereken yasını . /firefox komutuyla çalıştırmaFlash ve Java eklentileri dışında, hiçbir nız yeterli. eklenti kurulmadan ve kişiselleştirme ayarı yapılmadan kullanıldı ( bu eklen- Eklenti eklemek içinse, açılmış Firefox tiler, kaynak kodundan derlense bile, klasörünün altındaki “plugins” klasörü entegre olarak gelenler hariç). içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor ( eğer sadece tek bir *.so dosyası olarak açılmışsa ), ya da toplu olarak kurulan eklentilerde ( örnek JRE) plugin klasörlerindeki uygun ( genelde 386 ve 64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosyasına, Firefox “ plugin ” klasörü altında bir sa11 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 girdiği zaman haricinde) %2 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %13 – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %48 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 75 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 110 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 140 MB V8 Benchmak Sonucu: 234 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 1848 ms. Peacekeeper Sonucu: 2353 puan CSS Yükleme: 42 ms. Web Sitesi: http://www.mozillaeurope.org/tr/firefox/ Türkçe Desteği: Var Lisans: GNU/GPL-LGPL nal bağlantı ( ln -s) oluşturmak yetiyor. Firefox'un en göze çarpan özellikleri, ileri derecede kişiselleştirilebilir olması ve muazzam zengin olan eklenti deposu. Firefox, oldukça da geniş bir topluluğa sahip. Bunun bir getirisi olarak da en hızlı güncellenen ve güvenlik açıkları en çabuk kapatılan İnternet tarayıcılarının başında geliyor. Bende, Flash animasyonu bol sayfalarda yavaşlamalar gösterirken; eski makinelere sahip kullanıcıların, Firefox'u, yavaşlatmasından dolayı zor kullandıkları, hatta kullanamadıkları yönünde, forumlarda ve e-posta listelerinde bildirimleri çok olmuştur. 12 2- Opera 10.63 1994 senesinde Telenor adıyla kurulan, ancak bir yıl içinde Opera Software ASA adını alan, Norveç'li bir telekomünikasyon firmasının aynı isimli İnternet tarayıcısı. Kendisi aslen Avrupalı'dır yani :-). Aslında bir İnternet uygulama paketi. Yani Opera'da, tümleşik bir eposta ve sohbet istemcisi mevcut. Plat- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 form bağımsız bir tarayıcı olan Opera, Opera Software'in “ Presto” web motorunu kullanıyor. 10.60 sürümünden sonra en son web teknolojileri olan HTML5 ve WebM video desteğini kazanan Opera, diğerlerinden farklı olarak “ Opera Unite ” ve “ Opera Link ” isimlerinde, iki kullanışlı gereçle geliyor. Opera Unite, bilgisayarınızdaki çoklu ortam dosyalarınızı İnternet'e yükleme yapmadan, akış yöntemi ( bit stream ) ile, tarayıcı üzerinden paylaşmanızı sağlıyor. Opera Link ise, Opera'nın sunduğu bir ayar eş zamanlama hizmeti. Yani, Opera hesabınıza yer imleri ve Opera ayarlarınızı yükleyerek, başka bir bilgisayardaki Opera'ya bu ayarları uygulayabilirsiniz. Bunun dışında ise Opera Widgets ile çeşitli eklentiler kurmanız da mümkün. Opera'nın Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye MB – maksimum değer (test süreci içinde, girdiği zaman haricinde) %1 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %9 – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %53 tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 168 MB V8 Benchmak Sonucu: 2201 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 614 ms. Peacekeeper Sonucu: 3397 puan CSS Yükleme: 18 ms. Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Türkçe Desteği: Var durumu dahil) 105 MB – maksimum (30 sekme Web Sitesi: http://www.opera.com/ ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 136 Lisans: EULA eklenti klasörü ise /opt/netscape/plugins klasörü. Kurmak istediğiniz eklentinin *.so dosyasını buraya kopyalıyorsunuz. Eğer eklenti kurulan tarzda bir eklenti ise, uygun *.so dosyasına yine bu klasör altında sanal bir bağ oluşturuyorsunuz. Firefox'un ağırlığından kaçanların sığındığı Opera, FF'e göre daha hafif bir alternatif. Ancak Opera, ağırlığını, mobil platformlarda daha belirgin hissettiren bir tarayıcı. 13 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 3- Netscape 9.0.0.6 Aaahhh... İşte “dede”. Bunu da mı teste aldın yani? Atlamaya içim el vermedi. Firefox, Opera ve Chrome (ya da Chromium) kullanıcıları; forumlarda ve eposta listelerinde “ benim tarayıcım, senin tarayıcını döver. ” kavgası yaparken, en azından iki paragraf yazı ile Dede'yi hatırlayın diye yazdım. 1993 senesinde Mosaic'i yapan takımın, Netscape Communication Company çatısı altında çıkardıkları İnternet tarayıcısının halk arasındaki adı Netscape'ti 1998'de ise AOL'un, Netscape'i almasıyla, tarayıcı AOL desteğinde gelişti. Sürümlerinde Netscape, Netscape Communicator, Netscape Browser gibi adlar alan tarayıcı, 9.0 sürümünden sonraysa Netscape Navigator ismini aldı. Sonrasında ise, 1 Mart 2008 tarihinde 9.0.0.6 sürümü ile 15 senelik yolculuğuna son verdi. Platform bağımsız, açık kaynaklı ve GPL'ye benzeyen Netscape Public License ile lisanslı. Mosaic ile başlayan Netscape, 2000 yılında 6.0 sürümünden sonra Mozilla tabanlı hale geldi. Yani NN, 9.0.0.6 sürümünde XulRunner ve Gecko web motorunu kullanıyor. vigator” dosyasını çalıştırmanız yeterli. dili İngilizce olan Netscape'in Tools → Eklenti eklemek içinse, açılmış “ naviga- Add-Ons kısmından yüklediğiniz eklentor” klasörünün altındaki “ plugins” kla- tileri göremiyorsunuz. Ancak çalışıyor- sörü içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor ( eğer sadece tek bir *.so dosyası olarak açılmışsa ), ya da toplu olarak kurulan eklentilerde ( örnek JRE) plugin klasörlerindeki uygun ( genelde 386 ve 64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosNetscape'i kullanmak için, sitesinden yasına, Navigator “ plugins” klasörü alindirdiğiniz ( boyutu sadece 9 MB) tında bir sanal bağlantı ( ln ) oluşturmak *.tar.gz dosyasını açarak, içindeki “ na- yetiyor. Firefox gibi. Ama farklı olarak, 14 lar. Flash animasyonu olan siteleri gayet iyi açıyor. Üstelik de oldukça hızlı. Ancak elbette, güvenlik ve yeni ağ teknolojileri desteklenmiyor. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye girdiği zaman haricinde) %1 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %10 - maksimum değer (test Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 V8 Benchmak Sonucu: 69.2 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 13430.8 ms. Peacekeeper Sonucu: 286 puan Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme CSS Yükleme: 102 ms. durumu dahil) 48 MB – standart kullanım (30 Web Sitesi: http://browser.netscape.com/ sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) Türkçe Desteği: Yok 66 MB – maksimum değer (test süreci içinde, Lisans: Netscape Public License süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %48 tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 179 MB Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları 4- Google Chrome 7.0 “Dede”nin ardından , gelelim “bebe”ye. :-) Tarayıcı savaşlarına en son katılan ve gelir gelmez de dengeleri değiştiren tarayıcı olan Chrome / Chromium, Google Inc. Firmasına ait. Eh, daha bebe sayılır yani. Öncelikle “Chrome” ve “Chromium” kavramlarını açıklayalım. Google Chrome, Google Inc.'in kapalı kaynaklı İnternet tarayıcısıdır. EULA ile lisanslıdır. Yani Chrome'a bir “ürün” diyebiliriz. Chromium ise, bunun ardında yatan açık kaynaklı projenin adıdır. GPL, BSD, LGPL gibi çeşitli lisanslara sahiptir. Chromium kaynak kodlarını, indirip derleyebilirsiniz. Ancak Chrome, kapalı kodludur. Chrome, GNU/Linux, MacOS ve Windows platformları için vardır. Chromium ise bunların yanında bir de BSD işletim sisteminde çalışabilir. İlk baktığınızda gözünüze çarpacak olan fark ise logoları. Çok renkli olan Chrome logosuna karşın; Chromium logosu mavi tonlarındadır. Chrome, lisansı sebebiyle Pardus deposunda mevcut değil. Ancak açık kaynaklı ikizi Chromium'u depoda bulabilirsiniz. 15 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Peki, ben neden teste Chrome'u aldım? Öncelikle Chromium, sürekli güncellenen ve değişkenlik gösteren bir proje. Gecelik sürümleri çıkıyor. Chrome ise daha sabit. 2008 Eylül tarihinde ilk olarak Windows platformu için çıktı. Mayıs 2010'da ise her üç işletim sistemi için olan kararlı sürüm çıktı. C++ ve Assembly kullanılarak yazılan Chrome, WebKit web motorunu kullanıyor. Chrome'u, Pardus 2009'a kurmak için sitesinde bulunan rpm paketini alıp, tar.gz'ye çevirip, elle ayarlamak gerekiyor. Kapalı kodlu olduğundan, kaynağı indirip derlemek gibi bir şansınız yok. Paketler ise, *.deb ve *.rpm olarak mevcut. Ben şu şekilde kurdum: İlk olarak sitesinden mevcut sürümün *.rpm paketini indiriyoruz. Chrome'un bazı bağımlılıkları var. Depolarda bulunan bu paketleri, PiSi'den kontrol ederek, kurulu olmayanları kurmamız gerekecek. Bu paketler: rpm2targz (bu, bağıl paketten ziyade, rpm dosyasını, tar.gz'ye çevireceğimiz uygulama), nss, nspr, gtk2, gconf ve pango. Bunların hepsini sisteme kurduktan sonra, indirdiğimiz *.rpm dosyasının bulunduğu klasör altına giderek rpm2targz chrome_dosyasının_adı. rpm komutunu veriyoruz. Komut, aynı dizin altında, aynı isimde bir *.tar.gz dosyası oluşturacak. Bu *.tar.gz dosyasını Ark ile açıyoruz. Açılan dizin içinde, kök dizin klasörlerini göreceksiniz. Bu klasörlerin altlarındaki dosyaları elle, aynı klasörlerin altına atmamız gerekecek. Örnek, açtığınız dizin altındaki /etc/chron.daily altındaki “ google-chrome ” dosyasını, kök dizinindeki /etc altına atacağız. Bunun için öncelikle /etc altına bakarak, gidebileceğimiz en alt seviyeye ineceğiz. Mesela kök dizinindeki /etc klasörü altında, /chron.daily klasörü varsa, sadece açtığımız dizindeki aynı klasörün altındaki “ google-chrome ” dosyasını; yoksa “ /chron.daily” klasörü ile birlikte altındaki dosya/dosyaları da taşıyoruz. Bunu elbette “ root” olarak yapabiliyoruz. Konsolu kullanabileceğini gibi, root olduktan sonra dolphin komutu ile dosya yöneticisini açarak da yapabiliriz. Sonrasında ise, google-chrome komutu ile Chrome'u başlatmaya çalışacağız. Ancak, kayıp kütüphane uyarıları alacaksınız ve Chrome başlamayacak. Aslında bu kütüphanelerin hepsi Pardus 2009'da mevcut. Ancak isimleri farklı. Chrome'un istediği kütüphane dosyalarını, /lib ve /usr/lib dizinleri altında bulabilirsiniz. Ancak sonlarında, Chrome' un ikazına göre, ya 1 d ya da 0d oluyor. Mesela Pardus'ta bulunan “ libnss3.so” dosyasını Chrome, “ libnss3.so.1 d” ismiyle arıyor. Bu dosyaları Chrome'a 16 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları göstermenin yolu, bu dosyalara /lib dizini altında, Chrome'un istediği isimlerde birer sanal bağ oluşturmak. Bunu da konsoldan ln - s /so_dosyasının/konumu /lib/Chrome' un_aradığı_isim şeklinde yapıyoruz. Mesela Chrome'un eksik olarak gösterdiği “ libnss3.so.1 d” dosyası, Pardus 2009.2'de /usr/lib/nss altında, “ libnss3.so” adıyla bulunuyor. Bu dosya için komutumuz şöyle: ln -s /usr/lib/nss/libnss3. so /lib/libnss3. so. 1d Bu bağları her oluşturduğumuzda, Chrome'u yeniden çalıştırmayı deniyoruz. Bende 6 eksik dosya uyarısı verdi. Eksik dediği her dosya için, sanal bağ oluşturma işlemini tekrarlayacağız. En sonunda ise, libzz2.so dosyasının sürümü ile ilgili bir ayarlama hatası verecek ( bu dosya da önce eksik olarak belirtilecek. Sanal bağ oluşturduktan sonra ise bu hatayı verecek ). Bunun için de /opt/google/chrome dizini altında chmod komutu veriyoruz. Bu işlemlerin hepsini root kullanıcısı olarak yapıyoruz. Sonrasında ise google- chrome komutu ile Chrome'u çalıştırıyoruz. 4755 chrome- sandbox Chrome 7.0 ilk açıldığında size, içinde Bing'in de bulunduğu arama motorlarından hangisini varsayılan olarak ata- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yacağınızı soruyor. Ben Google'ı seçtim. da, KDE 2 sürümü ile geldi. Amacı, sadece bir tarayıcı olmak değildi. Konqu:-) eror, KDE'nin aynı zamanda dosya yöChrome sistemi oldukça fazla kullanı- netim aracı idi. KDE SC (4.X) sürümü yor. Enteresan olarak, açılan her sekme ile dosya yöneticiliği görevini Dolphin'e devretmiş olsa da hâlâ, İnternet tarayıiçin, ayrı ayrı süreçler başlatıyor. cısı olarak yerini korumaktadır. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye girdiği zaman haricinde) %2 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %19 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %59 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları lardan gelen özelliklerini muhafaza ediyor. Yan yana ( ya da alt alta ) bölünmüş ekran modunda iki ayrı web sayfasını aynı anda görüntüleme, SAMBA ağı görüntüleme, ISO içeriği ve belge görüntüleme Konqueror'un, dosya yöneticisi olarak miras aldığı özellikleri. CSS1 ve HTML4 destekleyen KonquGPL 2.0 ile lisanslı olan Konqueror, eror, tümleşik Flash ve Real eklentileKHTML motoru kullanıyor. C++ ve Qt rine sahip. ile yazılmış olan Konqueror, Windows, MacOs ve GNU/Linux için mevcut. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye Konqueror, artık dosya yöneticisi olma- girdiği zaman haricinde) %1 – standart sa da, dosya yöneticisi olduğu zaman- kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı durumu dahil) 41 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 88 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 249 MB V8 Benchmak Sonucu: 4017 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 452.5 ms. Peacekeeper Sonucu: 5032 puan CSS Yükleme: 10 ms. Web Sitesi: http://www.google.com/chrome Türkçe Desteği: Var Lisans: Google Chrome Hizmet Sözleşmesi, BSD 5- Konqueror 4.4.5 KDE'nin taban uygulamalarından birisidir Konqueror. Konqueror 2000 yılın17 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 siteler açılmışken) %10 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %49 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 64 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 118 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 287 MB V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı. (Splay testi başarısız oldu) Sunspider Benchmark Sonucu: 6855.3 ms. Peacekeeper Sonucu: 845 puan CSS Yükleme: 24 ms. Web Sitesi: http://konqueror.kde.org/ Türkçe Desteği: Var Lisans: GNU/GPL v2.0 6- SeaMonkey 2.0.10 SeaMonkey, sadece bir İnternet tarayıcısı değil; açık kaynaklı, platform bağımsız bir İnternet uygulama paketi. Yani SeaMonkey içinde, bir tarayıcı, bir e-posta istemcisi, basit bir HTML düzenleyicisi, bir adres defteri ve IRC istemcisi mevcut. Uygulama paketi olmasının güzelliği ise, tek pencere içinde tüm bu uygulamaların birinden öbürüne geçiş yapabilmek. SeaMonkey, ilk olarak 2005 tarihinde duyurulmuştu. Mozilla, tek başlarına olan Firefox ve Thunderbird uygulamalarına alternatif olarak, hepsini bir araya toplayarak “ Mozilla Application Suite ” adıyla duyurmuştu. Ancak Mozilla, 1.7 sürümünden sonra uygulamanın toplulukça geliştirilmesine karar verdi. SeaMonkey olarak adlandırılan proje, SeaMonkey Council tarafından geliştirilmeye başlandı. 2005'te Alpha sürümü çıkan SeaMonkey, 2006 başında ilk kararlı sürümünü duyurdu. 18 SeaMonkey, Firefox tabanlı bir tarayıcı olduğu için, onun özelliklerine sahip. Yani C++ ile yazılmış SeaMonkey, XulRunner ve Gecko web motorunu kullanıyor. Windows, GNU/Linux ve MacOS sürümleri olan SeaMonkey'in, Solaris ve BSD uyarlamaları da mevcut. Kurulumu aynen Firefox gibi. Sitesinden indirdiğimiz, *.tar.bz2 dosyasını açıyoruz ve açtığımız dizin altındaki “ seamonkey” dosyasını . /seamonkey komutu ile çalıştırıyoruz. Eklenti kurmak için ise, FF gibi, açılmış “ seamonkey” Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 klasörünün altındaki “ plugins” klasörü sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 7- Dooble 1.14 içine, eklentilerin *.so dosyalarını kop- 82 MB – maksimum değer (test süreci içinde, Platform bağımsız ve güvenliği ön planyalamak ya da bir sanal bağlantı ( ln ) tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 126 MB da tutan, hafif bir tarayıcı Dooble. Anoluşturmak yetiyor. cak Dooble, sadece bir İnternet tarayıV8 Benchmak Sonucu: 159 puan cısı değil. Bir dosya yöneticisi ve -kenİşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye Sunspider Benchmark Sonucu: 2353.4 ms. dine has bir tarzda - bir masaüstü yönegirdiği zaman haricinde) %1 – standart ticisi. Basit fonksiyonlara sahip de olsa, kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı Peacekeeper Sonucu: 979 puan bir terminal ve dosya yöneticisi ile bir siteler açılmışken) %16 - maksimum değer (test CSS Yükleme: 57 ms. Web Sitesi: http://www.seamonkey-project.org/ masaüstüne sahip. Buraya ulaşmak süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum Türkçe Desteği: Var (Deneysel aşamada olan için, Tabs → Dooble Desktop yolunu izdeğer) %50 destek, siteden dil paketi indirilerek sağlanıyor) lemeniz yeterli. Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL v2.0, durumu dahil) 18 MB – standart kullanım (30 LGPL 2009 sonunda çıkan Dooble, C++ ile yazılmış bir tarayıcı. Windows, GNU/ Linux, BSD, Unix-Like ve MacOS uyumlu Dooble, Qt arabirimi ve WebKit web motorunu kullanıyor. Dosya yöneticisi özelliğinden gelen FTP istemcisi özelliği de mevcut. Ayrıca Flash desteği ile entegre geliyor. Sitesine giren Pardus 2009 kullanıcıları, doğrudan indirebilecekleri bir Pisi paketi bulacaklar. Paketi indirip, indirdikleri dizin altında sudo pisi it dooble1. 14- 10- 9. pisi komutu vererek kurulabilir. Diğer dağıtımlar ise, “ dooble-d” isimli *.tar.gz dosyasını indirerek açıyorlar. Açtıkları dizin altında, qmake - o Makefile dooble. pro make 19 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 komutları ile Dooble'ı derleyebilirler. Sonrasında ise, dizin altındaki “ dooble ” çalıştırılabilir dosyasını -dikkat “dooble.sh” dosyası değil - çalıştırarak, Dooble'ı başlatabilirler. başarısız bir tarayıcı. Ne yazık ki, temel HTML yerleşiminde bile sorunlar çıkarıyor ve güncel kullanılan sitelerin neredeyse hiçbirini doğru gösteremiyor. CSS ve Flash desteği yok. Uygulamada, HTML4 ve CSS2 desteği, geliştirilme İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye aşamasında takılmış. girdiği zaman haricinde) %1 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %18 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %49 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 69 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 112 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 181 MB Uygulama, -sitesinde yazdığı kadarıyla Tkhtml3 web motorunu kullanıyor. Kendisi iseTcl ile yazılmış. Uygulamanın Windows ve GNU/Linux sürümleri var. Sitesinde Puppy GNU/Linux için bir de *.pet paketi mevcut. Sitesinden indirdiğiniz *.gz dosyasını açarak, içinden çıkan dosyayı, “ çalıştırılabilir” olarak işaretledikten sonra, dosyayı çalıştırarak, V8 Benchmak Sonucu: 1378 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 823 ms. Peacekeeper Sonucu: 1741 puan CSS Yükleme: 13 ms. Web Sitesi: http://dooble.sourceforge.net Türkçe Desteği: Yok (Sitesinde olduğu yazıyor. Ayarlardan Türkçe dil seçeneğini de seçtim ancak, bir türlü Türkçe olmadı). Lisans: GNU/GPL 8- hv3 (Html Viewer) 08-0203 Bir başka dizin yöneticisi / İnternet tarayıcısı melezi daha hv3. Ancak oldukça 20 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları hv3'ü başlatıyoruz. Sürüm, en son 2008 Şubat ayında güncellenmiş. Sanırım artık ölmüş. Kullanım için uygun olmamakla beraber, bir tarayıcı geliştirmek ya da Tcl kullanmayı amaçlayan geliştiriciler için bir deneme uygulaması olabilir. Testten çıkaracaktım, ama yazmaya başlamış bulundum işte. :-) İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye girdiği zaman haricinde) %0 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %3 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 11 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 44 MB Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Test başlamadı) Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları 9- Arora 0.11 Arora, henüz geliştirilme aşamasının Tamamlanamadı (Test başlamadı) başlarında da olsa, hafif siklet ve platPeacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Test form bağımsız çalışan, hızlı bir İnternet başlamadı) tarayıcısı. Proje, Google Code üzerinde, CSS Yükleme: Tamamlanamadı (CSS yükleme Benjamin Meyer tarafından geliştiriliyapılamadı) yor. Ancak GNU/GPL2.0 ile lisanslı AroWeb Sitesi: http://tkhtml.tcl.tk ra, açık kaynak kodlu. Yani O'na katılaTürkçe Desteği: Yok bilirsiniz. :-) Sunspider Lisans: Yok Benchmark Sonucu: Bir GNU/Linux tarayıcısı olarak başla- yan Arora'nın, Windows, MacOS, BSD sürümleri de var. Aslında Arora, Qt destekleyen tüm işletim sistemlerinde çalıştırılabilir. C++ ile yazılmış tarayıcı, Qt kullandığından WebKit web motorunun tüm avantajlarını kullanabiliyor. Uzunca bir süre geliştirilmesine ara verilen proje, 2010 yılı başında yeniden geliştirilmeye başlandı. Flash eklentisi entegre olarak geliyor. Kurulum için, sitesinden indirdiğiniz, *.tar.gz dosyasını açıyoruz. Açtığımız dizine giderek; qmake make komutları ile derleme yapıyoruz. Sonrasında ise, dizin altında oluşan “ arora ” çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarak, Arora'yı başlatabiliyoruz. Ben, Arora'nın son sürümünü, kaynak kodundan indirerek derledim. Ancak, Arora'nın sitesinde 0.10 sürümünün, Pardus 2009 için, PiSi paketi de mevcut. Arora, benzerlerinden farklı olarak, gelişmiş bir arama motoru ayarlaması ve sitelere kendini bir başka tarayıcı olarak gösteren “ User Agent” aracı ile geliyor. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye 21 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 girdiği zaman haricinde) %1 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %8 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %50 CSS Yükleme: 15 ms. Web Sitesi: http://code.google.com/p/arora/ Türkçe Desteği: Var Lisans: GNU/GPL 2.0 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme 10- Dillo 2.2 durumu dahil) 71 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 135 MB - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 237 MB V8 Benchmak Sonucu: 1545 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 848.9 ms. Peacekeeper Sonucu: 2158 puan lanmaya olanak sağlamak. Dillo projesi devam etmesine rağmen, son kullanıcının popüler sitelerini ( YouTube, Facebook gibi ) görüntülemekte başarılı olamıyor. Tarayıcıda Java ve Flash desteği mevcut değil. C ve C++ dilleri ile yazılmış olan Dillo, son kullanıcıdan ziyade, grafik birim kullanmayan geliştiricilere hitap eden bir tarayıcı gibi görünüyor. GTK+ tarayıcısı olan Dillo, FLTK2 kullanıyor. Bu sebeple, Dillo' nun ayarlarının çoğu, daha FLTK2'yi derlerken kullanılan parametrelerle yapılıyor. Bu parametreler ile ilgili dokümantasyon, FLTK sitesinde mevcut. Dillo'nun kendisinde ise CSS ve resim yüklemeyi açıp kapama dışında bir ayar yok. Pardus 2009'da Dillo kurulumu için, önce FLTK2 kütüphanelerini kurmak gerekiyor. Bunun için FLTK'nın sitesinden indirilen kaynak kodu, açılarak, açılan dizinde sırasıyla; . /configure make make install komutlarını veriyoruz. FLTK2'nin arDillo, 1999 sonunda Gzilla projesinin dından Dillo kurulumuna geçiyoruz. O son bulmasından hemen sonra, Gzilla' da FLTK2 gibi indirdiğiniz kaynak kodan çatallanarak yoluna devam etmiş dunu; bir İnternet tarayıcısıdır. Sadece CSS desteğine sahip Dillo'nun amacı, temel . /configure HTML sitelerini görüntülerken, kulla- make nıcıya, donanımını diğer işleri için kul- make install 22 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 komutları ile derliyoruz. Derleme sonrasında /dillo-2.2/src altındaki “ dillo” çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarak Dillo'yu başlatıyoruz. Son 2.2 sürümü, Şubat 2010 tarihinde çıkmış. Bize hitap eden bir tarayıcı olmasa da, Dillo, girilen sitelerdeki uyumsuzluk ve hataları ayrıntılı biçimde listeleyen “ Bug Meter” eklentisi ile hafife alınmayacak bir geliştirici yardımcısı. Ayrıca Dillo, CerfPod gibi cihazlarda ve bazı İntranet üzerinde çalışan yönetim yazılımlarının web arabirimi olarak, ticari uygulamalarda da kendine yer bulmuş. 11- SwiftFox 3.6.12 Mozilla'nın Firefox'unu zaten biliyoruz. Swfitfox ise, Firefox'un farklı işlemci mimarilerine göre optimize edilmiş ikili dosyalardan oluşturulmuş bir tarayıcı olarak tanımlayabiliriz. Swiftfox, Jason Halme tarafından oluşturulmuştur. AMD ve Intel işlemciler için ayrı ayrı derlenmiş Swiftfox sürümleri var. Ayrıca bu işlemeciler için olan sürümler de x64 ve 686 olarak ikiye ayrılıyor. Test gereği, kaynak kodunu indirdim. İşlemcinizle uyumlu olan kodu indirip, gelen *.tar.bz2 dosyasını açıyoruz. Açılan dizin altındaki “ swiftfox” kabuk betiğini çalıştırarak, Swiftfox'u başlatıyoruz. Firefox ile tamamen uyumlu olan Swfitfox, aynen Firefox özelliklerine sahip. Yani GTK tarayıcısı olan Swiftfox, Xulrunner ve Gecko web motoru kullanıyor. Ancak derlenmiş olan Swfitfox, Sitesinden Debian paketi, kaynak kodu dengi Firefox'tan daha güncel derle- İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye girdiği zaman haricinde) %0 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %2 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 1 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 17 MB V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Test başlamadı) Sunspider Benchmark Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları ve bir “ yükleyici ” yardımı ile indirebiliyorsunuz. Sonucu: Tamamlanamadı (Test başlamadı) Peacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Test başlamadı) CSS Yükleme: 9 ms. Web Sitesi: http://www.dillo.org/ FLTK Sitesi: http://www.fltk.org/index.php Türkçe Desteği: Yok Lisans: GNU/GPL 3 23 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yicilerle derleniyor. Firefox'un tüm eklentilerini ve “ Persona ” dediğimiz görünüm kişiselleştirmelerini kullanabiliyor. Bunların hepsi MPL ile lisanslı. Ancak farklı olan ikili (binary) dosyalar ise, Jason Halme'ye ait. Sitesinde, bu dosyaların dağıtım paketi ya da başka bir şekilde dağıtımının, kendisinin izni olmadan, yapılamayacağı net olarak ifade edilmiş. Swiftfox, sisteminizde Firefox kurulu ise, FF'in eklenti ve ayarlarını algılayarak, kendisine, otomatik olarak aktarıyor. Ancak kendisi bir eklenti ile gelmiyor. Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasörün altındaki “ plugins” klasörü içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak yetiyor. Ancak JRE için, FF'den farklı olarak /jre/plugin/i386/ns7/libjavaplugin_oji.so dosyası yerine; /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı oluşturuyoruz. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye girdiği zaman haricinde) %1 – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) %17 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %51 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 56 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 75 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 143 MB V8 Benchmak Sonucu: 257 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 1646.6 ms. Peacekeeper Sonucu: 1474 puan CSS Yükleme: 39 ms. Web Sitesi: http://www.getswiftfox.com/ Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dil Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları GNU/IceCat, Firefox ile tamamen aynı özelliklere sahip. Xulrunner ve Gecko kullanıyor. Fark olaraksa, eklentilerinde dahi, özgür olmayan unsurlar barındırmıyor. Hatta GNU/IceCat isim ve logosu bile GPL ile lisanslı. Proje Ağusots 2005'te, Firefox 1.5'in özgür olmayan unsurlar çıkartılarak, IceWeasel ismiyle çıkmıştı. Firefox 2.0 sürümüne geçince, Nisan 2008'de proje paketi indirilerek, Swiftfox'a ekleniyor ve GNU/IceCat adını aldı. Devamında ise, ayarlardan etkinleştiriliyor) Mozilla kaynak kodu ile eş zamanlı olaLisans: Mozilla Public License, GNU/GPL v2.0, rak güncellendi. GNU/IceCat, sadece LGPL (Firefox bölümleri) – Copyright (Swiftfox MacOS ve GNU/Linux ile uyumlu. Winikili dosyaları) dows sürümü yok. Sitesinden indirdiğimiz kaynak kodunu açarak, açtığımız dizindeki “ icecat” kabuk betiğini çalıştırarak, GNU/IceCat'i GNU/IceCat tek tanımlamayla, GNU' başlatıyoruz. nun Firefox'u. GNUzilla, GNU projesi kapsamında, “ Mozilla Suit” uygulamasından türemiş bir uygulamadır. Bu uy- Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasgulamanın web tarayıcısı ise GNU/ örün altındaki “ plugins” klasörü içine, IceCat. Ya da Debian projesi altındaki eklentilerin *.so dosyalarını kopyalaadıyla IceWeasel. mak ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak yetiyor. Ancak JRE için, FF'den GNU projesi, GNU/IceCat'in Firefox ile farklı olarak /jre/plugin/i386/ns7/ eş zamanlı olarak güncellemesini sağ- libjavaplugin_oji.so dosyası yerine; larken, “ trademark ” denilen ve şahsa /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı ait unsurların dışarıda kalmasını sağ- oluşturuyoruz. lıyor. 12- GNU/IceCat 3.6 24 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 13- Flock 2.6.1 Teste girenler arasında en ilginç bulduğum tarayıcı, Flock oldu. Sosyal ağ için yapılandırılmış bir tarayıcı. Flock; MySpace, Facebook, YouTube, Twitter, Gmail, Yahoo gibi sosyal ağ çalışmalarını kullanacak şekilde yapılandırılmış. Yani bu hizmetlerden herhangi birine bağlandığınızda, Flock, bağlandığınız sosyal platform üzerindeki arkadaşlarınızdan gelen güncellemeleri, mesajları, yüklenmiş ortamları, e-postalarınızı ve daha fazlasını izleyebiliyor. Bunu da ortam, RSS besleme, e-posta gibi görev çubukları vasıtasıyla gerçekleştiriyor. Ayrıca “ Facebook Chat” ile de entegre geliyor. İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye V8 Benchmak Sonucu: 239 puan girdiği zaman haricinde) %1 – standart Sunspider Benchmark Sonucu: 1710.4 ms. kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı Peacekeeper Sonucu: 1730 puan siteler açılmışken) %8 - maksimum değer (test CSS Yükleme: 37 ms. Sitesi: süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum Web değer) %55 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 61 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 80 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 152 MB http://www.gnu.org/software/gnuzilla/ Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dil paketi indirilerek, GNU/IceCat'e ekleniyor ve ayarlardan etkinleştiriliyor) Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL, LGPL 25 Flock, 2.6 sürümü, Firefox tabanlı. Yani, C++ ile yazılmış olan Flock, Xulrunner ve Gecko web motoru kullanıyor. Şu an kararlı sürümü olmayan Flock 3 serisi ise, Google'ın Chromium tabanına sahip olarak çıkması planlanıyor. Flock, sitesinden indirdiğimiz, *.tar.bz2 dosyasını açarak oluşturduğumuz dizin altındaki “ flock-browser” kabuk betiği dosyasının çalıştırılması ile açılabiliyor. Eklenti eklemek içinse, aynı Firefox gibi, klasörün altındaki “ plugins” klasörü içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalamak ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak yetiyor. Ancak JRE için, FF'den Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 olarak /jre/plugin/i386/ns7/ libjavaplugin_oji.so dosyası yerine; /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı farklı siteler açılmışken) %18 - maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) %45 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 162 MB V8 Benchmak Sonucu: 113 puan Sunspider Benchmark Sonucu: 5721.5 ms. oluşturuyoruz. Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Peacekeeper Sonucu: 525 puan İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye durumu dahil) 68 MB – standart kullanım (30 CSS Yükleme: 99 ms. girdiği zaman haricinde) %3 – standart sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) Web Sitesi: http://flock.com/ kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı 110 MB – maksimum değer (test süreci içinde, Türkçe Desteği: Yok Lisans: Copyright (Flock Inc.), GNU/GPL 14- Rekonq 0.5.0 İsminden de anlaşılacağı üzere, KDE'ye yazılmış, Qt kullanan bir alternatif tarayıcı. Bunları ismin neresinden mi çıkardım? İsmi, KDE'nin tarayıcısı olan Konqueror'a atıfta bulunuyor çünkü. “ Re-Konqueror” yani kısaca; Rekonq. Teste Rekonq'un son sürümü olan 0.6.1 yerine 0.5.0 girdi. Sebep ise, 0.6 serisi ile Rekonq Qt 4.7 ve KDE SC 4.5 tabanlı oldu. Yani Pardus 2009.2'de derlenmiyor. 2009 deposunda da Rekonq 0.5.0 mevcut, ancak biz test icabı kaynak kodu indirip derledik. Ancak sanırım, dokümantasyon kısmında da eksiklik var. 0.5.8 ve 0.6.0 sürümlerinin kurulum talimatlarında KDE 4.4 ve Qt 4.6 yazmasına karşın, derleme işlemi Qt' nin eski olduğunu ve en az 4.7 gerekti26 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 ğini belirterek durdu. 0.6.1 kurulum talimatlarında ise KDE 4.5 ve Qt 4.7 olarak belirtiliyor. Ama iki alt sürümü de bunları istiyor. Rekonq'un son sürümü ise Pardus 2011 depolarındaki yerini almış. Rekonq, C++ ve Qt ile yazılmış ve -Konqueror'dan farklı olarak- WebKit web motorunu kullanan bir tarayıcı. KDE tarayıcısı olduğundan KGet ve Konqueror ile uyumlu çalışıyor. Açık kaynaklı Rekonq, Andrea Diamantini ve KDE geliştiricilerince geliştiriliyor. Hafif siklet bir alternatif olan Rekonq'ta, Flash ve Java eklentileri entegre geliyor. Bunun dışında bir eklenti desteğine rastlayamadım. Sitesinden indirdiğimiz *.tar.bz2 dosyasını açarak, açılmış dizin içinde bir kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı CSS Yükleme: 13 ms. “ build” dizini oluşturuyoruz. Oluşturdu- siteler açılmışken) %12 - maksimum değer (test Web Sitesi: http://rekonq.sourceforge.net/ ğumuz dizin altına giderek sırasıyla: süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum Türkçe Desteği: Yok cmake . . / make sudo make install komutlarını veriyoruz. Kurulum bitince de rekonq komutu ile tarayıcıyı başlatabiliyoruz. Lisans: GNU/GPL değer) %50 Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme durumu dahil) 103 MB – standart kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 112 MB – maksimum değer (test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 173 MB V8 Benchmak Sonucu: 1512 puan İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye Sunspider Benchmark Sonucu: 810 ms. girdiği zaman haricinde) %3 – standart Peacekeeper Sonucu: 1658 puan 27 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 28 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Sonsöz İlk olarak belirteyim ki bu test, tarayıcı performansları ile ilgili ipucu ve referans noktası sağlamak için yapılmış bir denemenin paylaşılmasıdır. Liste aslında daha uzundu. Ancak bazı tarayıcıları çalıştıramadım. GNOME tabanlı Epiphany ve Galeon, -Burak Çalışkan'ın Pardus GNOME Projesi ve hariçten derlenen Gecko motoru sayesinde KDE altında güç bela derlenebilmiş olsalar bile - düzgün çalışmadılar. Testlerde ver- dikleri sonuçların, doğru olduğundan şüphelendiğimden onları listeden çıkar- dım. Aslında KDE tarayıcıları ile kıyas-layabilmek güzel olurdu. Ancak Pardus 2009'un sınırlı GNOME desteği, bu tarayıcılar için yeterli olmadı. Wine ile çalışan IE ve Safari de listeden çıkarıldı. Bir Qt tarayıcısı olan ve sanal tüneller oluşturarak ağa bağlanan Ozirion da yerel sunucu ayarları içerdiğinden ve özellikle de ( üzerinden bir sene de geçmiş olsa ) hâlâ Alpha sürümü olduğundan liste dışı kaldı. Geriye 14 tarayıcı kalmış oldu. teriyor. Bu puanlar, sistemden sisteme değişiklikler gösterecektir. Yine de toparlarsak; Firefox 3.6, testlerde nal topladı. Bol Flashlı sitelerde yavaşlama gözle görülür biçimde var. Ancak standart kullanım içinde bende herhangi bir sorun yaşatmadı. Bitstream, sosyal sayfalarda ve forumlarda bir sorun çıkarmadı. Sistemi de oldukça optimum kullanıyor. İlk anda, oldukça fazla ana bellek kullanıyor. Ancak sekme sayısını arttırdıkça, ana belBu test, çıplak tarayıcıların, genel test lek kullanımı, diğer tarayıcılar kadar platformlarındaki aldığı puanları gös- artmadı. Ancak kişiselleştirilmesi ve 29 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 eklentileri en güçlü olan tarayıcı. Yine de Flash kullanımında sorun var gibi. Opera, hızlı ve sistem kaynaklarını iyi kullanan bir tarayıcı. Ancak, -benim fikrime göre - sadece bir alternatif; kişiselleştirilmesi yüksek değil. Yine -benim tarzım olmamakla birlikte GNU/Linux kullanıcıları, EULA gerekçesiyle Opera'yı tercih etmeyebilirler. Chrome, her testte en üst seviyelere çıktı. Yine sayfa yüklemede oldukça süratli. Eh; sistem kaynaklarını bu kadar kullandıktan sonra birşeyler yapsın artık. Ama işin enteresan yanı, Chrome, açılan her sekme için ayrı bir süreç başlatıyor. Değerlendirmek beni aşsa da, diğer tarayıcılardan farklı bir sistem kaynağı kullanımı olduğunu söyleyebilirim. Bende, hem Chrome, hem de açık kaynaklı ikizi Chromium, site aç- mada zaman zaman sorun çıkarttılar. Site sunucusu ya da bağlantı ile alakalı olmaksızın, bazen sitelerden yanıt alamıyordu. Bağlantıya tekrar tıkladığım-daysa, site hemen açılıyordu. Önemli bir sorun gibi görünmese de, bir form ya da şifre doğrulama esnasına denk gelince, oldukça can sıkıcı oluyor. Nedenini anlayamadığım gibi, bilmiyorum, benden başka böyle bir sorunla karşılaşan oldu mu? IE dışında, başa güreşen tarayıcılar belli. Firefox, Chrome ve Opera. Bunların dışında diğer tarayıcılarda öne çıkan ufak tefek ayrıntılar olsa da, bu tarayıcılara alternatif olmaktan daha ileride değiller. Mesela SeaMonkey'in İnternet uygulama paketi olması, Arora' nın “ User Agent” eklentisi gibi. Flock 30 Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları görünümü ve yapısı itibariyle biraz öne çıkıyor. Sosyal ağ için, özel olarak tasarlanmış bir tarayıcı. Sistemi iyi kullanmakla beraber, biraz yavaş bir tarayıcı. Ancak yavaşlığı da sanırım, entegre olarak gelen sosyal ağ kullanım eklentilerinden kaynaklanıyor. Rekonq ise, alternatif bir tarayıcı için, oldukça süratli ve sistem kaynaklarını iyi kullanıyor. KDE ekibi boş durmamış yani. Testlerde ve denemelerimde tüm ibreler Chrome/Chromium'u gösterse de ben, Firefox 4.0 Beta sürümünü kullanıyorum. Benim sistemimde kasıntı yapmıyor. Yüksek kişiselleştirilebilirliği, güvenlik kontrolü ve zengin eklentilerinden dolayı FF tercih ediyorum. Oyun Tanıtımı Hamit Giray Nart ([email protected]) Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Giriş İnsanoğlunun var olduğundan beri peşinde koştuğu şeydir güç. Tarih, yazının başlangıcı ile değil; insanın, diğerinin sahip olduğunu almak için, elindeki odun parçasını onun kafasına vurmayı akıl etmesiyle başlamıştır. Zaman geçtikçe, aktörler değişmiş, sahne değişmiş, dekor değişmiş ama senaryo hep aynı kalmıştır. İşte Nexuiz'in logosundaki Çince karakter “Li”, insanlığın pe- Oyun Tanıtımı: Nexuiz şinde koştuğu şeyi simgeliyor: Güç! rıntılı ayarlarından kapatılıp, açılabiliGerçi, buradaki anlamı fiziksel güç. Ol- yor. sun, güç güçtür. :-) Nexuiz'in son sürümü, Eylül 2009 tariNexuiz, Alientrap Software tarafından hinde çıkan 2.5.2 sürümü. Nexuiz ismi, geliştirilen, açık kaynaklı ve GPL ile li- Mart 2010'da Illfonic tarafından alındı sanslanmış, çok oyunculu bir FPS oyu- ve Xbox360 ve PS3 sürümü çalışmaları başlandı. Temmuz 2010'da ise, nudur. CryEngine3 motoru, Illfonic Nexuiz için Nexuiz takımının belirttiğine göre, lisanslandı. Bu da, Nexuiz'in konsol süDarkPlaces yerine 2002 yazında, bir Quake modifikasyonu rümlerinin, olarak geliştirilmeye başlayan projenin CryEngine3 motorunu kullanması anlaamacı; platform bağımsız, özgür ve ka- mına geliyor. Illfonic'in bu hareketinliteli bir birinci şahıs nişancılık oyunu den rahatsız olan topluluk üyeleri ise, oluşturmaktır. Nexuiz'in grafiklerinin Nexuiz'in çatallaştırılmasıyla yeni bir arkasında, John Carmack'ın en iyi ça- proje başlattılar: Xonotic. Illfronic, lışmalarından birisi var: Quake1 moto- CryEngine3 motoru ve kapalı kodun ru . Elbette oldukça eski olan bu motor, sadece konsol sürümü için olacağını, seneler önce kodları açılarak topluluğa bilgisayar platformunda bir değişikliğe sunulmuştu. Pekçok geliştirici, motor gidilmeyeceğini belirtti. Halihazırda üzerinde geliştirme ve uyarlamaya gitti. GPL lisansına sahip Nexuiz hakkında, Bu geliştiricilerden birisi de, daha son- bu durumdan doğabilecek, potansiyel ra Nexuiz'e katılacak olan, Forest Hale yasal çatışmalar hâlâ meçhul. Xonotic' idi. Hale, Qukae1 motoru açıldığı za- in ise çıkmış bir sürümü ve bir takvimi man, motoru geliştirerek, DarkPlaces yok. motorunu oluşturdu. Nexuiz de, Quake1 tabanlı DarkPlaces motorunu kullanıyor. Bu da Nexuiz'in ışık hüzme Kurulum efekti, eşzamanlı mekan ve dinamik ışıklandırma, gölgeleme, OpenGL 2.0 Nexuiz'in son sürümü olan 2.5.2, Pardesteği, MD3 model desteği ve dinamik dus 2009 resmi deposunda mevcut. Yigeniş alan ışıklandırma oluşturma gibi ne ayrıca, topluluk tarafından hazırlanözelliklere sahip olduğu anlamına geli- mış bir harita paketi de depoda mevyor. Bu özelliklerin hepsi, Nexuiz'in ay- cut. Nexuiz'i ve harita paketini PiSi'nin 31 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 grafik arabiriminden kurabileceğiniz gibi, konsoldan sudo pisi it nexuiz komutu ile oyunu; sudo pisi it nexuizmappack komutu ile de harita paketini kurabilirsiniz. Ancak harita paketinden önce, oyunu kurmanız gerekiyor. Nexuiz, Windows ve MacOS platformları için de mevcut. GNU/Linux için sistem gereksinimleri: Oyun Tanıtımı: Nexuiz den biraz bihaber. Ancak böylesi, oyuna leyi duyacaksınız. :-) biraz gerçekçilik katıyor. Her ne kadar Oyun, şimdiye kadar gördüğüm en ildiğer unsurlar gerçekçi olmasa da. :-) ginç ana menüye sahip. Ana menü teması, seçeneklerden değiştirilebiliyor. Seçenekler, en son kaldığınız yerde, eş Oynanış zamanlı olarak ön izleme olanağı sunu“ Wellcome to Nexuiz”. Oyunu başlattı- yor. Seçeneklere de altlarındaki ön izğınız anda, operalık bir sesten, bu cüm- leme karelerine tıklayarak girebili- AMD Athlon ya da P4 1.5 Ghz işlemci 512 MB ana bellek 1 GB disk alanı (harita paketi hariç) OpenGL desteği aktif Radeon 9600 ya da GeForce 5700fx ekran kartı OSS veya ALSA uyumlu ses kartı Linux kernel 2.2 ve glibc Oyunu, menüden Uygulamalar → Oyunlar → Nexuiz OpenGL yolundan başlatabilirsiniz. Aynı menü altında bir de SDL kısayolu göreceksiniz. Aslında ikisi arasında temel olarak bir fark yok. OpenGL kısayolu, glx kullanırken; SDL, ise libSDL kullanıyor. SDL nispeten daha süratli ( gözle görülür bir sürat değil, FPS değerini açtığınız zaman görebiliyorsunuz sadece ), ancak donanımınız, yukarıdaki listeden daha iyi durumdaysa, hangisini açtığınız pek fark etmiyor. Benim her iki modda oynarken tek fark edebildiğim, ses oldu. SDL ile oynarken ses, ince duvarlardan duyulabiliyor. Sanırım SDL'de ses, harita geometrisin32 Oyun Tanıtımı: Nexuiz Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yoruz. İsimlerine tıklamak bir işe yara- şansınız yok. Bot sayısı, seviyesi, harita seçerek, “ Join! ” tuşu ile oyuna dahil omıyor. Yani “ Quit” yazısına değil de; al- gibi unsurların hepsi önceden belirlen- luyorsunuz. miş. tındaki kırmızı kutucuğa tıklıyoruz. :-) “ Create ” sekmesi ise bir sunucu oluşSingleplayer: Nexuiz, çok oyunculu ve * Havoc Mod: Oyunun gerek tek oyun- turmamızı sağlıyor. Buradan bir sunucu herkesi vur (death match) tabanlı bir culu, gerekse çok oyunculu bölümlerine oluşturduğumuz zaman, oyuna biz ve oyun. Elbette farklı modları da var. An- girdiğinizde, sol alt kısımda “ Switch to koymuşsak botlar dahil olmak üzere 32 cak, oynama tarzı herkesi vur tarzına Havoc Mode ” yazılı bir düğme görürsü- oyuncu oynayabiliyoruz. Oyuncular, IP uygun olacak şekilde hızlı. Singleplayer nüz. Havoc kelimesi, DarkPlaces moto- adresini + Nexuiz iletişim portunu ( tek oyuncu ) seçeneğine girdiğiniz za- runu tasarlayan geliştirici Forest Hale' ( 26000'dür. Buradan başlattığınız man, ilk olarak bir eğitim bölümü ile nin rumuzu olan LordHavoc'tan geliyor. sunucuda, bu portu değiştiremezsiniz.) başlayarak, sonrasında ise haritalarda Havoc mod, oyunun görsel efektleri ve yazarak, sunucunuza bağlanabiliyorlar. hareket, silah kullanma gibi alıştırmala- eğlence ( yerçekimi, silah tepmesi, roket Örnek: 88.1 25.62.1 2:26000 gibi. Burarın olduğu, bir dizi uyarlanmış senaryo- zıplaması gibi ) özelliklerini kısarak, ya girdiğiniz zaman, en üstte, Nexuiz'in dan oluşmuş bir seferberlik oynuyorsu- LordHavoc'un kendine göre tasarladığı zengin oyun tiplerinden birini seçiyonuz. Bu kısım, asıl oyuna başlamadan motor ayarların çalıştırıyor. Havoc mod, ruz. Bunlar: önce, iyi bir pratik yapmanızı sağlaya- oyunun görselliğini düşürerek, üst secaktır. Senaryolara başlamadan önce, viye oyunculara yönelik bir motor ayarı DM (Death Match): Nexuiz'in temeli senaryo amacını okuyun derim. Çünkü sunuyor. Üst seviye bir oyuncu iseniz ve olan tür. Herkes tek. Sunucunun isteharita ve oyun tipi, sizi oyunda kullana- puan almaya yönelik bir oyun oynaya- ğine göre, belirli sürede en çok oyuncu cağınız belli başlı hareketlere ve silah caksanız veya maç yapacaksanız, Havoc öldürebilen ya da belirlenmiş olan sayıya ilk ulaşan oyunu kazanır. kullanma şekillerine ısındırmaya yöne- moda geçebilirsiniz. lik olacaktır. Bir senaryoyu bitirmek için, sizin veya botlardan birinin, en baş- Multiplayer: Oyunun asıl bölümü olan TDM (Team Death Match): DM moduta belirtilen puana ulaşması gerekir. çok oyunculu bölümü. Burası çok oyun- nun, takım için olanı. Bu tip oyunda maAncak bu puana ulaşan taraf siz olmaz- culu modlara girebileceğimiz sekmeler- vi ve kırmızı olarak iki takımdan birini seçerek, takımınızın puan kazanmasını sanız, senaryoyu tekrar oynamak duru- den oluşuyor. sağlıyorsunuz. mundasınız. Tek kişilik mod senaryoları, çeşitli oyun tiplerini arka arkaya oy- İlk sekmemiz olan “ Servers”, İnternet natırken, oyunu gitgide zorlaştırarak üzerindeki çok oyunculu sunuculara LMS (Last Man Standing): Bir çeşit DM ve kalabalıklaştırarak, pratik yapmanızı bağlanıp, buradaki oyunlar girmemizi modu. Bu modda yine herkes tek. Ansağlıyor. Yalnız hemen belirteyim ki, tek sağlıyor. Sunucu listesi, master sunucu cak oyuncular, hiçbir nesne olmayan kişilik mod ile botlarla oynamak farklı. olan dpmaster.deathmsk.net sunucu- haritada, tüm silahlar ve birkaç hak ile Tek kişilik modda, oyuna müdahale sundan alınıyor. Buradan sunucunuzu başlarlar. Vurulduğunuzda bir hakkınız 33 Oyun Tanıtımı: Nexuiz Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 dan birer kişi savaşıyor. Diğerleri sırasını bekliyorlar ve ölen kişinin yerini, sıradaki takım arkadaşı alıyor. Takımlardan tükenen, oyunu kaybeder. Domination: Takım modudur. Takımlar, haritadaki belli noktaları ele geçirip, oyun süresi boyunca korumaya çalışırlar. Bu noktalara değen bir oyuncu, burayı kendi takımına bağlamış olur. Takımlar, mümkün olduğunca fazla nokta ele geçirip, bunları korumaya çalışırlar. Süre dolduğunda, elinde fazla nokta olan takım kazanır. Runematch: Bir çeşit DM modu. Harita- gider. Tüm haklarını kaybeden oyuncu tirerek puan alırsınız. Ancak sadece bu ölür ve sonraki ele kadar dirilemez. En değil. Puanlama sistemi, normal puan alma ve bayrak taşıyıcısını vurmak gibi sona kalan, oyunu kazanır. unsurları da barındırıyor. CTF (Capture The Flag): Tipik, bayrağı yakala modu. Her iki takımın birer üssü Arena: Güzel bir mod. Oyuncular yine ve bayrağı vardır. Düşman bayrağını a- iki takıma ayrılıyorlar. Ancak bir arena lıp, kendi bayrağınızın olduğu üsse ge- haritasında, aynı silahlarla, her takım34 daki standart nesnelerin yanında, 5 adet logo bulunuyor. Eğer sayı kazanmak istiyorsanız, bu logolardan birini taşımak zorundasınız. Ancak logonuz olursa sayı alabiliyorsunuz. Ayrıca logo taşıyan bir oyuncu, bir diğer logo taşıyıcısını vurursa, fazladan puan alıyor. Ama logo taşıyıcıları, haritada işaretleniyorlar. Yani logo taşımak, sizi hedef durumuna düşürüyor. Key Hunt: Bu da bir takım modu. Puan almak için, oyundaki 3 anahtarın bir araya getirilmesi gerekiyor. Anahtarların ve anahtar taşıyan oyuncuların, haritada erleri işaretleniyor. Takımlar bir yandan, diğer anahtarları ele geçirmeye çalışırken, öbür yandan anahtar taşı- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yan oyuncularını korumaya çalışıyorlar. Anahtarların tümü, bir takımın oyuncularında olduğu zaman, haritanın belli bir noktasında bir araya gelmeleri, takıma puan kazandırıyor. Her üç anahtarı da o noktaya tek oyuncu getirirse, takım fazladan puan alıyor. Race: Bence gereksiz bir mod. Belli bir parkuru, en kısa sürede tamamlayan oyuncu, oyunu kazanıyor. Oyuncular, bir yandan da birbirlerini vurmaya çalışıyorlar elbette. Parkurlarda, kontrol noktaları var. Ölürseniz, en son geçtiğiniz kontrol noktasında diriliyorsunuz. Roket zıplama ( rocket jump) ve tavşan ( bunny) gibi hareket hilelerini iyi kullanmak gerekiyor. Assault: Bu da bir takım modu. Oyunda- ki iki takımdan biri, haritada verilmiş görevleri yapmaya çalışırken, diğer takım onu durdurmaya çalışıyor. Ancak bir noktaya ulaşmak, bir logoyu almak gibi görevler sırayla yapılmalı. Ölürseniz, el sonuna kadar dirilemiyorsunuz. Sonraki elde ise, takımların rolleri değişiyor. Oyun Tanıtımı: Nexuiz gerekiyor. Bunu da bir noktadan komşu oyun uyarlama unsurları ( mutators) da noktaya giderek yapabiliyorsunuz. Yani rastgele noktalara gidemiyorsunuz. Tüm noktaları ele geçirdikten sonra, düşmanın jeneratörünü yok edebiliyorsunuz. Bunlardan birini seçtikten sonra, en soldaki listeden haritayı seçebiliyorsunuz. Sağ taraftaki seçenekler ise, harita azami puanını ya da süreyi belirtmek ya da bunları harita varsayılanları olarak bırakmak; oyuna dahil olacak azami oyuncu sayısını ve ( koyacaksak ) bot sayısını belirtiyoruz. Oyunda 9 tane bot slotumuz var. Yani en fazla 9 bot alabiliyoruz. Botlar ve siz, belirttiğiniz azami oyuncu sayısına dahil oluyorsunuz. Ancak oyuncu sayısı botlarla birlikte azami sayıya ulaşmışsa, yeni oyuncu girişinde, bir bot, otomatikman oyundan çıkıyor. Güzel bir özellik. Ancak sunucu bilgisine bakmadan, sadece rakama bakarsanız,sunucuyu dolu görüp girmekten vazgeçebilirsiniz. Yani botlar, sayıyı şişiriyorlar. Bu da özelliğin güzelliğini alıyor. :-) Harita oylamasında ise, oylamada kaç Onslaught: Benim hoşuma giden bir ta- adet harita seçeneği olacağını belirtikım modu. Her takımın bir güç jenera- yorsunuz. Normal oylama, harita bittiği törü var. Amaç karşı takımınkini yok et- zaman ekrana geliyor. mek. Ama bunu yapabilmek için, haritadaki inşa noktalarını ele geçirmeniz Harita için, sunucunun kullanabileceği 35 mevcut. Bunlar: Grappling Hook: Bir çeşit ipli zıpkın ya da yakalama kancası. Sunucu olarak bunu açarsanız, oyuncular, “e” tuşu ile fırlatabilecekleri bir ipli kancaya sahip olular. Bu kanca, “e” tuşuna basılı tuttukça fırlar ve tavana ya da duvarlara saplanarak, oyuncunun oraya tırmanmasını sağlar. Hızlanmak, yüksek yerlere çıkmak ya da Tarzan gibi sallanmak için kullanabilirsiniz. Jet Pack: Oyunculara havada uçabile- cekleri sırt jetleri verir. “e” tuşu ile yükselirken, bıraktığınızda alçalmaya başlarsınız. Jet Pack, Grappling Hook ile aynı anda açılamaz. Laser Guided Rocket: Roketatara bir nokta lazer ekler. Oyuncular attıkları roketi, istedikleri yöne döndürebilirler. Vampire: Oyuncuların düşmandan ek- silttikleri sağlık kadar, kendi sağlıkları artar. NixNex: Haritadaki normal silahları kaldırarak, her oyuncuya aynı silahı verir. Ancak silahlar belli süre sora değişirler. Pinata: Ölen oyuncu tüm silahlarını Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 kaybeder. Dirildiğinde silahsız başlar, komutunu server.cfg ile birlikte çalıştıracak “ server.sh ” bir betik oluşturmayerden bulmak zorundadır lıyız. Bu aslında zorunlu değil. Betiğin Footsteps: Ayak seslerini açar. Eh, uçuk yapacaklarını, konsoldan elle yapmanız bir oyuna, gerçekçilik namına birşeyler da mümkün. Betik sadece, sizi yazma zahmetinden kurtaracaktır. katmış olursunuz. Oyun Tanıtımı: Nexuiz dizini altına girerek . /server. sh ile sunucumuzu başlatıyoruz. Sunucuyu başlattığımız uçbirim ekranı, artık sunucu konsolumuz olarak görev yapıyor. Dalgınlıkla kapatırsanız, sunucuyu da kapatmış olursunuz. nexuiz/data Weapon Arena: Sunucunun, arena hari- ~/.nexuiz/nexuiz/data dizini altına gide- “ Demos” sekmemizde ise, oyun esnatalarında hangi silahın kullanılacağını rek, “ server.sh ” adıyla boş bir dosya o- sında kaydettiğimiz oyun kayıtlarına seçmesini sağlar. Bu bölümde bir silah luşturun. İçeriğine aşağıdaki satırları ulaşarak, bunları izleyebiliriz. Yine oyunun kendisinde de birkaç kayıt geliyor. belirtilmişse, tüm oyuncular bu silahı kopyalayın ve kaydedip kapatın: Bunları da buradan seçip, izleyebiliyokullanırlar. #! /bin/sh ruz. Most Weapons: İşte eğlence! Oyuncu- /usr/bin/nexuiz- dedicated " ${ @} " +exec lar, tüm silahlara ve sınırsız cephaneye /home/kullanıcı_adınız/. nexuiz/nexuiz/da “ Player Setup” kısmı ise, oyuncu karakta/server. cfg terimizin ve oyun ekranın görünümü ile sahip olurlar. ilgili ayarlara ulaşabileceğimiz bölüm. Buradan, 19 karakter modelinden birini Tüm bu ayarları yaptıktan sonra “ Start Multiplayer” ile sunucumuzu başlatıyo- İkinci olaraksa, Alientrap Nexuiz depo- seçebilirsiniz. Bu seçimin, oyuna bir etsundan http://dev.alientrap.org/projects/ kisi yok. Ancak ince ve görülmesi zor ruz. nexuiz/repository/raw/server/server.cfg bir karakter seçmeniz, vurulma olasılı“ server.cfg” dosyasını indirip, ~/.nexuiz/ ğınızı azaltacaktır. :-) nexuiz/data dizini altına atmamız gereKonsoldan Sunucu Oluşturmak kiyor. “ server.cfg” dosyasında, sunucu Yine nişangâh, radar ve HUD görünüBir genel sunucu içinse, konsolu kullan- ayarlarınız var. Sunucu değişkenlerinin mü ile ayarları da buradan yapabilirmak durumundayız. Konsolda -genel başlarındaki “ //” işaretini kaldırarak su- siniz. olarak- nexuiz- dedicated komutu ile ge- nucu değişkenlerini aktif hale getirebinel bir sunucu oluşturabiliyoruz. Ancak lirsiniz. Bu değişkenlerin, neler yaptıkonsoldan oluşturduğunuz sunucuda, ğına dair açıklamalar yanlarında yazı- Settings oyuna sunucu bilgisayardan dahil ola- yor. Bu açıklamalara göre istediğinizi mıyorsunuz. GNU/Linux altında, bu su- açıp, istediğiniz şekilde değiştirebilir- Oyunun oldukça ayrıntılı olan sistem ayarlarını, buradan yapabiliyoruz. nucuyu oluşturabilmek için atacağımız siniz. “ Input” kısmından oyunun kullanıcı abazı adımlar var. İlk olarak, ~/.nexuiz/ nexui/data dizini altında nexuiz- dedicated Son olaraksa, konsol ile, ~/.nexuiz/ rabirimi ayarlarını yapıyoruz. Yani tuş 36 Oyun Tanıtımı: Nexuiz Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 kombinasyonu, fare, klavye ve joypad ayarlarını yapıyoruz. Varsayılan kombinasyon, zaten tipik çevrimiçi birinci şahıs nişancılık kombinasyonu. Hareket WASD kombinasyonu, sol tuş ateş, sağ tuş ikincil ateş, boşluk zıplama, numaralar da silahlar. Başka tuşa da ihtiyacınız yok zaten. :-) dan ise, yavaş bağlantılar için paket hızı ve veri paketi boyutlarını ayarlamak mümkün. “ Misc” kısmından ise, oyunun menü temasını değiştirebileceğimiz gibi, oyunun test göstergelerini ( hız, saniye /kare sayısı gibi ) açıp kapatmak mümkün. Yine buradan, oyunun konsolunu kullanarak değiştirebileceğimiz değişkenlerin ( cvar) değerlerini görüp, değiştirebiliyoruz. “ Video” ayarlarından ekran çözünürlüğü, ekran modu, OpenGL2.0 desteği buradan yapılıyor. “ Effects” kısmında ise DarkPlaces motorunun sunduğu tüm ışıklandırma, partikül ve gölgeleme efektlerini açıp kapatabilirsiniz. “Audio” sekmesi ise, ses efektlerinin şiddetini ayarlamanızı sağlar. “ Network ” kısmın37 Oyunun genel ekranı bu şekilde. Elbette, ayarların “ Misc” kısmından göstergeleri açarsanız, onlar da ekrandaki yerlerini alacaklardır. Sol üst köşede oyundan magazin haberleri yer alıyor. Önemli kısım ise alttaki barımız. Öncelikle takım oyunlarında, bağlı olduğumuz takımın renginde olur ( sarı, kırmızı ya da mavi ). Yeşil renkte ise herhangi bir takıma bağlı olmadığımız ve DM tarzı bir oyun içerisinde olduğumuzu ifade eder. Alttaki barın solunda cephane sayımızı görüyoruz. Silahların kullandığı 4 tip cephane çeşidi var: Kurşun, fişek, enerji ve roket. Bunlardan seçili olan, o an elimizde olan silahın kullandığı cephane türünü gösterir. Rifle dışındaki silahların şarjör değiştirme gibi bir olayı yok. Kullandığı tip cephane sıfırlanana kadar, durmaksızın ateş edebilirsiniz. Cephaneleri ise, haritada toplayabilirsiniz. Ortada ise, sağlığımız ve zırhımız yer alıyor. Oyun Tanıtımı: Nexuiz Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Haritadaki sağlık ve zırh nesnelerini alarak, bunları arttırabiliriz. Ancak zırh ve sağık yavaş yavaş kendisini 100 puana getirir. Sağlık ,eğer 100'ün altında ise, yavaş yavaş yükselmeye başlar ( elbette isabet almadığınız müddetçe ). Zırh ise, düşükse, değişmez. Sağlık ve zırh nesneleri ile 100'ün üzerine çıkabilirsiniz. Ancak bu sefer de azalamaya başlayacaklardır. En sağda ise, puanımız yanında ise lidersek hemen arkamızdaki, değilsek hemen önümüzdeki oyuncu ile olan puan farkımız yazar. Zırh ve sağlık seviyemizin hemen üstündeki rakamlar ise, dolu silah slotlarımızı göstermektedir. Oyunda kullanabileceğimiz birbirinden absürt 13 adet silahımız var. Bunlar: 1 - Lazer: Shotgun ile birlikte, standart başlama silahıdır. Oldukça zayıf bir silahtır. Ancak, cephanesi sınırsızdır ve oyuncular Lazer'i silah olarak kullanmaktan çok, hareket hileleri için kullanırlar. Zıplayıp yere doğru ateş ederseniz, itme şiddeti sizi, normalde zıplayamayacağınız yüksekliklere çıkartır. Lazer zıplamayı koşarken yaparsanız, bir mancınıktan fırlamış gibi, süratle ileri fırlarsınız. Bu silah cephane kullanmıyor. yunlardaki gibi, saçma atan bu silah, yakın mesafede tam bir katil. Ancak uzak mesafede de bir o kadar etkisiz. Normal atışta tek atan Shotgun, ikincil atış modunda üçlü otomatik atım yapıyor. Fişek tipi cephane kullanıyor. Bu 2- Shotgun (Pompalı): Bu tip oyunların cephane tipini bir tek Shotgun kullanıolmazsa olmazı Shotgun. Aynı diğer o- yor. 38 3- Machine Gun (Makineli Tüfek): Be- nim en çok kullandığım silahlardan birisi. Yüksek hasar gücüne sahip bu silah, orta menzilde etkili. Oldukça seri ve isabet oranı yüksek bir silah. İkincil ateş modu ise, uzak mesafe için etkili ama daha yavaş ateş etmeyi sağlıyor. İş bitirici olan silah, kurşun tipi cephane Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 kullanıyor. 4- Heavy Laser Assault Cannon (HLAC) : Makineli tüfeği ve pompalıyı birleştirip, cephanesini de enerji yaparsanız, HLAC ortaya çıkar. Birincil atış modunda, hafif patlama hasarı da veren lazer partikülleri atar. Aynen makineli tüfek gibi, ancak daha güçlüsü. İkincil atış modunda ise, bu sefer pompalı gibi ateş eder. Yakın mesafede, aynı anda birden fazla lazer partikülü atar. Enerji tipi cephane kullanan HLAC, cephaneyi su gibi içiyor. Çok yakındaki bir düşmana ateş ederseniz, lazer partiküllerinin patlamasından nasibinizi alırsınız. küçük bir plasma bombası atıyor. Duvarlardan seken plasma bombası, bir süre sonra patlıyor. Bu plasma bombasını vurarak da patlatabilirsiniz. Böylece etkisi daha güçlü olur. Electro, tahmin edebileceğiniz gibi, enerji tipi cephane kullanıyor. Oyun Tanıtımı: Nexuiz otomatik olarak dolduruluyor. Oyun içinde, biz dolduramıyoruz. Birincil modu, oldukça yavaş bir şekilde tek mermi atıyor. İkincil atış modu ise, şarjörü, oldukça seri bir şekilde düşmanın üzerine boşaltıyor. Mermi tipi cephane kullanıyor. 7- Crylink: Pompalının plasma versiyo- 1 1 - Hagar: Bu silahı da çok severim. nu. Ancak daha uzun menzilli ve daha güçlü olanı. Birincil atış modunda, duvarlardan sekerek gidebilen plasma topları atan silah; ikincil atış modunda, yatay sırada, sekmeyen, ancak daha etkili plasma topları atar. Enerji tipi cephane kullanır. Makineli tüfeğin, mermi yerine, küçük patlayıcı reketler atan tipi. İkinci atış modunda ise, attığınız seri roketçikler, duvarlardan sekiyor. Makineliden çok daha güçlü olan Hagar, roket tipi cephane kullanıyor. 1 2- Rocket Launcher (Roketatar): Tipik 5- Mortar (Havan): Bombaatar. Birincil 8- Nex: Favori silahım. Plasma ışını a- roketatar. Orta serilikte roket fırlatan atış modunda attığınız bomba, düşmana ya da bir duvara çarptığı zaman patlar. İkincil atış modunda ise, attığınız bomba duvarlardan seker, bir düşmana çarpınca patlar. Eğer düşmana çarpmazsa, durduktan 3 saniye sonra patlar. Roket tipi cephane kullanır. Nişan alması biraz zor bir silah. Ayrıca yakındaki düşmana bomba atarsanız, aynı anda sizi de vurur. 6- Electro: Tek bir plasma ışını atan si- lah, oldukça güçlü ancak bir o kadar da yavaş. Ayrıca plasma ışını, bir roket gibi patlayarak çevredeki düşmanlara da hasar veriyor. İkincil atış modunda ise, bu silahın hasar gücü, oldukça yüksek. Düşmanı direkt vurmak zorunda değilsiniz. Roketin yanında patlaması da oldukça ağır hasar verecektir. Birincil atış modunda roketi fırlatıyor. Eğer ateş tuşunu bırakmazsanız, roketi yönlendi9- MinstaNex: Oyunun en güçlü silahı. rebiliyorsunuz. İkincil atış tuşu ise, haNex gibi, ancak çok daha güçlü. Tek i- vada uçan tüm roketleri patlatır. Haliysabet, zırh ve sağlık farketmeksizin, le, roket tipi cephane kullanıyor. düşmanı öldürüyor. İkincil atış modu ise, Lazer'in birincil atış modu. Enerji 1 3- Fireball: Bu silah, aslında oyunun haritalarında mevcut değil. “ Weapon tipi cephane kullanıyor. Arena ” uyarlayıcısı sunucu tarafından 1 0- Rifle (Tüfek): Tipik keskin nişancı açılmış ve bu silah seçilmişse bu silahı tüfeği. Diğer silahlardan farklı olarak, kullanabilirsiniz. Fireball da Lazer gibi bu silahın bir şarjörü var. Bittiği zaman cephanesi sınırsız bir silahtır. Birincil tan keskin nişancı tüfeği. Uzun menzilli ve oldukça güçlü. Ancak oldukça yavaş ve nişan alması oldukça zor. İkincil atış modu, hedefi yakınlaştırıyor. Silah, enerji tipi cephane kullanıyor. 39 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 atış modunda, duvarlardan sekerek giden ve düştüğü yerde yanan bir ateş topu atar. Ateş topuna vurulur ya da düştüğü yerde değerseniz alev alıp yanmaya başlarsınız ve sönene kadar sağlık kaybedersiniz. İkincil atış modu ise, kısa bir şarjdan sonra, oldukça güçlü bir ateş topu atar. Bu top, çarptığı zaman muazzam bir patlama ile etrafa hasar verir. Patlamadan sağ kurtulabilen olursa da, yanmaya başlar. rudan vuruşlu silahları kullanmaktan hem daha kolay, hem daha zor olabilir. Bu silahları kullanırken, nişangâhınızı doğrudan düşmanın üzerine getirmek, pek bir işe yaramayacaktır. Çevre hasarı veren silahlarda, kendi ateşinizle vurulmak istemiyorsanız, düşmanınızdan belli bir mesafede olmanız şart. Yine atışınızı, düşmanın hareketine göre ta- Nexuiz, “ death match ” temalı ve oldukça süratli bir oyun. Önce silahların kullanımından biraz bahsedelim. Shotgun, Machine Gun, Nex ve Rifle doğrudan vuruş yapan silahlardır. Yani nişangâhınızı düşmanın üzerine getirir ve ateş edersiniz. Elbette söylemek, yapmaktan kolay. Hele de düşmanınız hoplayıp zıplayıp duruyorsa. Bu silahlarla, düşmanınızın yakınına ateş etmeniz, bir işe yaramayacaktır. Bu silahları kullanırken, tavsiyem, fare yerine klavyeyi kullanarak nişan almanız. Mesela, yukarı aşağı nişan için fareyi kullanarak, sağ sol nişan için hareket tuşlarını kullanın. Düşman sizi görmüş ve çarpışmaya girmişseniz, silahın etki menzili önemlidir. Mortar, Electro, Hagar ve Rocket Launcher, çevre hasarı veren ve sekmeli silahlardır (RL hariç). Bu silahlarla, düşmanınızı, doğrudan vurmak zorunda değilsiniz. Bu silahları kullanmak, doğ40 Oyun Tanıtımı: Nexuiz sarlamanız gerek. Attığınız bomba ya da mermi, gittiği yere varana kadar, düşman da hareket etmeye devam edecektir. Roketler, ince duvarların arkasından da düşmanı vurabiliyorlar. Oyunda, saldırmak ve sağ kalmak esas. Bunun için silahlarınızı, cephaneleri, sağlık ve zırh puanlarını haritadan Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 topluyorsunuz. Bunları buldukça alın. Sağlık ve zırh puanınız, tam olarak 100' dür. Ancak sağlık ve zırh kazandırıcılar, sağlığınızı ve zırhınızı 100'ün çok çok üzerine yükseltirler. 100'ün üzerindeki sağlık ve zırh puanı, yavaş yavaş düşmeye başlar ve 100'de sabitlenir. Sağlık, 100'ün altına düşerse, yine kendi kendine yükselmeye başlar. Ama ne yazık ki zırh puanının böyle bir özelliği yok. Ancak arttırıcıları alırsanız, hem sağlık puanınız artar, hem de düşmanın bunları almasını önlersiniz. Herhangi bir cephaneyi, en fazla 999'a kadar alabilirsiniz. Haritadaki herhangi bir nesne, alındıktan 30 saniye sonra yeniden belirir. Ancak dikkatli olun, bu nesnelerin yakınlarında, pusuya yatmış oyuncular olabilir. yacaktır. Bunu ileri giderken arka arkaya yapacak olursanız, giderek hızlandığınızı fark edeceksiniz. Bu, UrT'de bahsettiğimiz “ bunny (tavşan) ” hareketinden farklı. Tavşanda, sağ - sol yön tuşlarını ve fareyi kullanıyorduk. Bunda ise, fareyi ve yön tuşlarını kullanmayın. Doğrudan zıplayın. FPS oyuncularının karşısına ilk olarak Quake ile çıkan meşhur roket zıplaması ( rocket jump) hareketimizi, Nexuiz'de de bol bol kullanacağız. Roket zıplaması yapabileceğiniz silahlar; Lazer, Mortar ve Rocket Launcher. Bu silahlardan birini alıp, yere nişanlayın. Zıplayıp, yere doğru ateş edin. Patlama, sizi, muazzam bir yüksekliğe zıplatacaktır. Aynı zıplamayı ilerlerken yaparsanız, aynı muazzamlıkta bir atlayış yapmış olursunuz. Ancak bu zıplatma karşılığı, sağlığınızdan Harita üzerinde, sizi havaya fırlatan, biraz yitirirsiniz. zıplatıcı platformlarla karşılaşacaksınız. Bu platformlar, sizi yüksek yerlere fırla- Yüksekten düşmek diye bir korkunuz da tırken; aynı şeyi, bomba ve roketlerini- olmasın. Oyun haritası içinde kalmak ze de yapmaktadırlar. Bir zıplatıcının kaydıyla, istediğiniz kadar yüksekten üzerine bomba ya da roket atarsanız, düşebilirsiniz. Sağlığınız azalmayacakzıplatma istikametine doğru uçtuğunu tır. göreceksiniz. Oyunda momentum unsuru denilen şey fazlasıyla var. Yani, bir yere daha hızlı varmak için, sürekli zıplayın. Zıplayıp, havada iken tekrar zıplarsanız, karakteriniz daha yere inmeden yeniden zıpla- Oyun Tanıtımı: Nexuiz olmuş. Oyunu grafikleri ve efektleri son derece başarılı. DarkPlaces güzel iş çıkarıyor. Ancak, efektleri abartmanız durumunda, parlama efektleri, oyuncuyu rahatsız edecek derecelere çıkıyor. Parlama efekti yüzünden, savaş alanını göremez duruma geliyorsunuz. O yüzden, sisteminiz güçlü bile olsa, efektleri sonuna kadar açmayın derim. 32 oyuncuya kadar destek veren Nexuiz, harita kalabalıksa büyük alanlarda kasmaya sebep oluyor. Bu da oyunun kendisinden kaynaklanıyor. Grafik ayarlarını ne kadar da düşürsem, bazı yerlerde -özellikle geniş düzlüklere sahip haritalarda aynı kasmalarla karşılaştım. OpenGL modunda, ses bazen sorun çıkartıyor ve çalışmıyor. Bu olursa, oyunu SDL ile başlatın. Sesler de ortanın üzerinde diyebilirim. Ancak her haritanın kendine has müziğinin olması çok güzel. Hele DasTower diye bir haritanın müziğinde, bir başka açık kaynaklı FRP oyunu olan Adonthell'in “ Waste's Edge ” müziği kullanılmış ki, bu yazıyı yazarken o müziği dinliyorum. :-) Yine de çoğu oyuncu, çevreden gelen sesleri duymak için, müziği kapatır. Haritada, yerden herhangi bir nesneyi aldığınızda bir ses Sonsöz çıkar. Yakınlardaki oyuncular, bu sesi duyup, varlığınızdan haberdar olabilirNexuiz, amacına ulaşmış bir oyun. Ger- ler. Ancak sesler gerçekçi değil. Nasıl çekten kaliteli bir platform bağımsız, olsun ki zaten? Oyunun ses teması; çevrimiçi birinci şahıs nişancılık oyunu ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv, bbbbooo41 Oyun Tanıtımı: Nexuiz Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 aarrgghhhh... Oldukça başarılı olan Nexuiz'in sunucu- olana dek ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv, ları ise, nedendir bilinmez, oldukça ten- bbbboooaarrgghhhh... :-) Oynanışa ise diyecek yok. Hız ve hare- ha. ket hiç eksik olmuyor. Durağan kalırsanız, hemen ölürsünüz. Sürekli koşup FPS kılavuzumuzun sonraki bölümünzıplayın. Çünkü mutlaka birilerinin ni- de, yine Quake temalı ancak daha da şangâhı, bir yerlerden size dönmeye uçuk olan World of Padman (WoP) ile çalışıyordur. birlikte olacağız. WoP'da tekrar birlikte 42 Makale Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Özgür Ilgın ([email protected]) Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak GNU/Linux, işletim sistemi olarak dört başı mamur bir platform. Ofis yazılımları, grafik programları, sistem araçları, internet yazılımları ve çoklu ortam açısından da hatırı sayılır bir yazılım havuzuna sahip. Hâl böyleyken bile, GNU/ Linux'a gönül vermiş pek çok insan, Windows'u tamamen bırakıp da GNU/ Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak Linux'a taşınamıyor. Bunun başlıca se- Bu Kadar Oyun da Neyin Nesi? bepleri şunlar: Bilgisayarların adının oyunlarla birlikte 1) Windows'ta çalışan donanımların ya- anılır olması, Commodore 64 ve Amiga' nında “ sürücü ” diye sunulan yazılımla- lar sayesinde oldu. Yüz milyonlarca kirın bir kısmının, sürücüden ziyade, do- şinin evine konuk olan bu kişisel bilginanım benzetimi yapan programlar ol- sayarlar, bilgisayar kurdu olmayan kulması ve bunların bazılarının GNU/ lanıcılar için renkli grafikleri ve üstün Linux'a taşınmaması / taşınamaması. ses imkanları ile müthiş bir oyun ortamı sunuyordu. Bizim gibi az gelişmiş 2) Windows veya Mac altında kullanı- ülkelerde, piyasa bedellerinin çok allan belli programların, GNU/Linux sü- tında bedellerle korsan olarak dağıtılan rümlerinin bulunmaması ve GNU/Linux bu oyunlar, bilgisayarın işlevini oyuna dünyasında, bu programlara alternatif indirgerken; insanlarda da oyun oburoluşturabilecek yazılımların yazılmamış luğu yarattı. Microsoft / Intel tekelinin, bulunması. ( Örneğin Autocad) bilgisayarları, görsel kullanıcı arabirimi ile daha cazip hale getirmesi ve oyunun 3) GNU/Linux dünyasının, Windows o- yanında çoklu ortam işlevine de vurgu yun dünyasının lüzumsuz koşusunun hı- yapması, kullanıcıların, bilgisayarın işzına yetişememesi, seçeneklerin kısıtlı levi konusundaki algılamasını genişletolması ve yapımcıların ( bir kaç istisna ti. Bilgisayarlar artık oyunun yanı sıra dışında ), güncel oyunların GNU/Linux müzik dinlememize ve film seyretmesürümlerini yayınlanmakta isteksiz dav- mize yarayan şeylerdi. 90'lı yılların orranması. tasında gerçekleşen internet devrimi ile bu işlevlere iletişim de eklendi. Bu Bu yazıda incelemek istediğim konu, bakış açısına uyum sağlayamayan Amiyeni kullanıcıların GNU/Linux kullan- ga firması battı. Pentium devriminden masının önündeki en önemli engeller- sonra rakipsiz kalan Microsoft / Intel den biri olan “ oyun ” sorunu. Şuna ina- tekeli, her 3-4 yılda bir başımıza yaklanıyorum ki; oyuncu kitlelerini GNU/ şık 500 dolar donanım terfisi masrafı aLinux'a çekemediğimiz, bunu da Özgür çan yeni işletim sistemleriyle donanım Oyunlar ile yapamadığımız sürece, gereksinimi çıtasını, hızlı bir biçimde GNU/Linux yaygınlaşamayacak. yükseltmeye başladı. Oyunlar da bundan nasiplerini aldılar. Oyunlar, daha 43 Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 hızlı ve ayrıntılı grafiklerle, göz kamaş- elbette. Herkesin bu alışkanlıkları kır- kullandığımız donanımlar, çok fazla sistırıcı efektlerle doldu taştı. Oyunlar a- mak için izleyeceği yol farklı olabilir. tem kaynağı gerektiren uygulamalar deta hayatın kendisi oldu. kullanmıyorsak, oyun oynamadığımız zamanlarda gerçekten gereksiz. Böyle Oyun oynamayı seven birisi olarak ken- 1. Sadece Açık Kaynak Kodlu Oyun- bir oyun bilgisayarını ofiste kullanmak, dime hep şu soruları sordum: Bu kadar ları Oynamak: tankla şehir içi trafiğine çıkmak gibi bir çok oyuna ihtiyacım var mı? Oyunlar, şey. hayata bu kadar benzerse oyunluktan Kabul ediyorum: Seçeneklerimiz kısıtlı. çıkmaz mı? Ve bu sorulara verdiğim ce- Elimizdeki çoğu şey de kaynak kodu avaplar, zaman içinde oyun alışkanlıkla- çılmış eski sahipli oyunlardan oluşuyor. 3. Emülatör (Öykünücü) Yazılımlar rımın değişmesine yol açtı. Bu kadar o- Ama açık kaynak kodlu oyun dünyası, ile Oyun Oynamak yuna ihtiyacım yoktu. İkincisi, oyunlar herşeye rağmen geniş bir dünya. çocuklar için hayata hazırlık, büyükler Warzone 2100, Nexuiz, Sauerbraten, GNU/Linux, çeşitli işlemci ve oyun koniçin de hayatın karmaşasından bir neb- Assault Cube, Battle For Wesnoth, sollarının emülasyonu için çok elverişli ze uzaklaşmak için bir araçtı. Ama on- Neverball, Torcs, FreeCol, Glest, bir ortam. DOSBox ( DOS ve 486 işlemWolfenstein: Enemy cileri için öykünücü ), UAE ( Amiga Sisları hayatın kopyası haline getirdiğimiz- OpenArena, de, hayatı yutan kara deliklere dönüş- Territory, Urban Terror, Warsaw, temleri için Öykünücü ), CCS64, türmüş oluyorduk. Bu yüzden de güncel GNUBackgammon gibi birbirinden gü- FRODO ( Commodore 64 Öykünücüsü ), oyunları takip etmek benim için anlam- zel oyunlar, GNU/Linux dağıtımlarının XMAME ( Oyun Salonu Makineleri için sız bir hale geldi. Tabi ki bu bana uygun depolarında bizi bekliyor. Böyle bir çö- Öykünücü ), Stella ( Atari 2600 VCS Oybir çözüm. Herkese uygun olmayacağı züm de özgür yazılımın ruhuna uygun un Sistemi Öykünücüsü ) bunlara örnek olan tek çözüm herhalde. kesin. olarak gösterilebilir. Bu öykünücüler sayesinde oynayabileceğiniz oyunlar eski olsalar da bunun benim gibi “ kıGNU/Linux Dünyasında Oyun Seçe- 2. Oyun ve Bilgisayarı Ayırmak: O- demli ” oyuncular için sorun olacağını yun Konsolu Kullanmak neklerini Çeşitlendirmek sanmam. :) Bilgisayarları oyun aracı olarak gören kullanıcı algılaması değişmediği sürece, insanları GNU/Linux işletim sistemine çekmek zor olacak; bu kesin. Bilincin değişmesi de oldukça uzun zaman alabilir. Ama mevcut seçenekleri değiştirmek için yapabileceğimiz bir şeyler var Sahipli yazılımlara olan bağımlılığınızı kırmasa da, PS2, PS3, Wii gibi oyun konsollarını kullanarak hem bilgisayarınızı gerçek işlevine geri döndürmeniz; hem güncel oyunları takip etmeniz, hem de pahalı donanım terfilerinden kurtulmanız mümkün. Zira oyun için 44 http://www.dosbox.com/ http://www.amigaemulator.org/ http://www.ccs64.com/ http://frodo.cebix.net/ http://www.parallelrealities.co.uk/projects/xma megui.php http://stella.sourceforge.net/ Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 4. Windows Oyunlarını Wine, Software Quake2, Quake3, Doom3, PlayOnLinux ve Cedega ile Çalıştır- Quake4, QuakeWars:ET, Epic Games mak Firması Unreal Tournament 2004'ün , WINE Windows uyumluluk ortamını kullanarak, Windows'ta çalışan bazı uygulamaları GNU/Linux'ta da çalıştırmak mümkün. PlayOnLinux ve CEDEGA, WINE’ın geliştirilmiş türevleri. Bu ortamlar, henüz Windows'ta çalışan tüm uygulamaları GNU/Linux altında çalıştıramıyor ama çalıştırabildiği uygulamaların sayısı da hatırı sayılır düzeyde. Hemen akla gelenler Starcraft (1-2), Command&Conquer3(Kane Edition, Kane's Wrath), F.E.A.R(1-2), Age Of Empires(2-3), Civilization(3-4), Colin Mcrae Rally 2005, Diablo2, Red Alert 3, Half Life 2, Neverwinter Nights, Fallout 3, Left 4 Dead(1-2), Sensible Soccer 2006, SimCity 4... Ayrıntı için şu adreslere göz atabilirsiniz: http://www.winehq.org/ http://www.cedega.com/ http://www.playonlinux.com/en/ Human Head Studios Prey'in, Frictional Games Penumbra serisinin ve Amnesia: Dark Descent oyunlarının GNU/Linux sürümlerini yayınladı. Linux Games Publishing (LGP) firması Cold War, Disciples, Knights And Merchants, X2, X3, Majesty ve Postal 2 gibi oyunları GNU/Linux ortamına kazandırdı. Bağımsız oyun firmaları ise World Of Goo, Quantz, Osmos ve Machinarium gibi çok başarılı ve orijinal oyunları GNU/ Linux için yayınladı. Bu çözümlerin bir veya bir kaçı, GNU/ Linux dünyasına geçişinizi kolaylaştırabilir. Ama şunu aklınızdan çıkarmayın ki kendi kendine yetebilen bir Özgür Yazılım dünyası oluşmadıkça, ilk çözüm dışındaki çözümler, sizi sürekli sahipli yazılımlara bağımlı kılacak ve günü kurtarma çabasından başka bir anlam ifade etmeyecektir. 5. Ticari Oyunların GNU/Linux Sürümlerini Kullanmak Ticari kapalı kaynak kodlu oyunlar yayınlayan bazı firmalar, oyunların GNU/ Linux versiyonlarını yayınlıyor. Id 45 Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak Makale Aydın Bez ([email protected]) Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca Giriş Pazar ve piyasa analizi Makale: Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca Günümüz modası ise tablet, cep telefonu ve minik bilgisayarlar(1) ki, üçünün ortak noktası kişiyi her an her yerde erişilebilir kılması, çevirimiçi yapması. Özellikle de cep telefonları gittikçe akıllanırken, sahip oldukları işletim sistemi piyasası da bir hayli kızıştı, renklendi. Üstelik masaüstü bilgisayarlarda işletim sistemi pazarının tek hakimi Microsoft firması, bu alanda da hakimiyetini sürdüreceğini sananlardandı ki, önce Symbian, sonra cep telefonu üretici firmalarının kendi yazılım ve çabaları, Apple'ın iOS atağı ve son olarak da gittikçe aktif ve verimli bir şekilde büyüyen Google Android... Karşısına çıkan zorlu ve dişli rakipler karşısında Microsoft geri çekildi; ama bu demek değildi ki, iş yapmayacak bu pazarda? Şu anda Windows Mobile 7 ile bu pazarda yer etmeye çalışıyor. Ancak boynuz kulağı geçti. Gün geçmiyor ki, bir araştırma yayınlanmasın: “ Kuzey Amerika akıllı telefon pazarında Google Android, bilÖzgür Yazılım, üretilen teknolojik cihaz- mem kaç yüzde ile pazarın ikinci hakilara uyum sağlama yeteneğine sahip ve mi ve yükselişi, büyümesi ivme kazanbunu inanılmaz bir biçimde yapıyor. Ar- dı! ” tık günümüzde bilgisayar denildiği zaman, yalnızca masaüstü sistemler gel- Microsoft, diğer bir pazar olarak da mimiyor akla: dizüstü, minik, cep telefo- nik bilgisayarlar (netbook) üzerinde, donanım kısıtlamasına rağmen, yer etnu, tabletler... me çabasında. Ancak üç aşağı beş yu46 karı aynı özelliklere sahip farklı markaların modellerindeki tek ortak nokta, donanımın bu ebatta sınırlı olması: anakart ve belli işlemci ile tümleşik ekran kartı (INTEL Atom, INTEL VGA), kablolu ve kablosuz ağ bağdaştırıcıları (Realtek, Atheros, Boardcom, Ralink...), ses kartı, kamera, belirli çözünürlük ve boyuttaki ekran ve pil. Hepsi de boyutu belli olan minik bilgisayarlar için, fazla güç kaynağı tüketmeyecek ölçü, ağırlık ve verimlilikte olmak zorunda. Haliyle işletim sisteminin de bu donanıma uygun olması gerekmekte. Rekabet halinde olan diğer bir kesim de üreticiler ki, vurguladığımız gibi, kısıtlı donanımda kullanışlılık, tuş takımı rahatlığı, pil ömrünün uzun olması ve kısa sürede şarj, ekran parlaklığı, renk, tasarım, yan ürünler gibi alanlarda değişiklik yapabilmekteler. Haliyle de öne geçebilecekleri alan fiyat aralığı olacak ki, bu da şartlar ortadayken zor. Bir de işletim sistemine özel bazı arabirimler yapanlar var; ama bu sadece Microsoft ürünlerine yönelik oluyor. Linpus dağıtımı ile satılan kimi ürünler oldu; fakat ülkemizde durum, kapsamlı anlaşmalarla Microsoft ürünlerinden yana. Ayrıca üreticiler, ürünlerini ülkemizde işletim sistemsiz satma riskine girmeyeceklerdir; çünkü yerleşmiş olan kanı, bilgisayarın sadece Windows ile çalışa- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 cağıdır. Bunun yanı sıra üreticiler, minik bilgisayarları herhangi bir GNU/ Linux dağıtımıyla satsalar da, ürünün fiyatını düşüreceklerini ( en azından perakendeciler yapar mı şüpheli ) sanmam. Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca larda çalıştırıldığını görmedim; çalıştı- linde dağıtıldığından, herhangi bir darılsa da ne kadar verimli olur, tahminini ğıtımda terminal uygulamasından dd size bırakıyorum. komutu ile taşınabilir belleğe (USB) yazdırdığınız dağıtımı sisteminize kurabilirsiniz: Özgür Yazılım “ can ”dır $ cd /media/depo0/GNU\ Linux/Other/ Minik bilgisayarlar, tamamı ile verimli $ ls Rekabetin galibi? çalışırlarsa, kişiyi çevirimiçi yapar ve istediklerini yaptırır; yoksa donanım ile archlinux- 2010. 05- core- i686. iso Bu kısıtlı ortamda pazarda yer almak bütünleşemeyen bir işletim sistemi, ki- linuxmint- debian- 201009- gnome- dvdiçin, Microsoft bile, artık yaşlanmış ve şiyi sadece uğraştırır ve bilgiye erişi- i386. iso üzerinden iki ürün (Vista ve Se7en) min gerekliliğinde yolunu kaybettirir. geçmiş Windows XP işletim sistemini meego- netbook- ia32- 1. 0. 0. 20100524. 1. img kırparak, bu donanıma uygun hale geti- Bir minik bilgisayarın verimli çalışması rip ürünlerde ön yüklemeli olarak satı- için, Özgür Yazılım ve en güzel meyvesi, meego- netbook- ia32- chrome- 1. 1. img şa sundu; tıpkı Se7en üründe yaptığı GNU/Linux dağıtımları yeterlidir. Hatta gibi. Bir masaüstü sistemde dahi verim- GNU/Linux zaman çizgisinde, öyle üze- $ sudo dd if=meego- netbook- ia32- chromeli çalışması için çeşitli işlemler yapılma- rinden iki tane işletim sistemi geçmiş, 1. 1. img of=/dev/sdd sı gereken Windows XP'nin, ( öyle olma- fosil sistemler bulamazsınız. Hepsi taze saydı bilgisayar bilişim dergileri her ay ve canlıdırlar; üstelik an be an büyürler sayılarında sayfalar dolusu şöyle yapın de. Seçeneklerimiz neler? böyle edin de sistemi hızlandırın, uçurun, kanatlandırın türünden yazılar Bugün minik bilgisayarlar için tasarla- Akla gelen birkaç GNU/Linux dağıtım yazmazdı ) böylesine kısıtlı donanımlar- nan birçok GNU/Linux dağıtımı olması- ismi söylersek: MeeGo, Ubuntu Net- da mucizeler yaratmasını beklemek, sanırım saçmalık olacaktır. Kaldı ki Microsoft’un bu kısıtlanmış Windows XP ve Se7en işletim sistemlerinde, değil sistemin hayati kararlarına müdahale etmeyi, sistemin temasını, duvar kağıdını bile değiştirememektesiniz. na karşın, normal bir dağıtım da, gerekli işlemlere dahi gerek kalmaksızın kolayca taşınabilir bellekler yardımıyla kurulabilmekte. Anımsatmak gerek: CD okuyucusu olmayan minik bilgisayarlarda Microsoft işletim sistemi ürünlerini kurmak, deveye hendek atlatmaktan daha zor. Oysa birçok GNU/Linux dağıApple ürünlerinin de minik bilgisayar- tımı, melez olarak paketlenip kalıp ha47 book, Kubuntu Netbook, Lubuntu, Arch Linux, PepperMint Os, Linpus sayılabilir. Meraklı bir kullanıcı, zaten arama motorlarında, Türkçe sitelerden uzak durarak, gerekli anahtar sözcükleri aratarak istediği bilgiye ulaşacaktır. Türkçe sitelerden uzak durulmasından kastım ise, birkaç Özgür Yazılım ya da GNU/Linux dağıtımı forumunda yer a- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 lan bilginin anında diğer kopyacı sitelerde de sağlıksızca yer almasından ötürü; unutmayın ki, bilginin tekrarı bizi bilgilendirmez. Bu saydığımız dağıtımlar arasında yer alan Ubuntu türevi dağıtımlar arasında Ubuntu Netbook 10.10 sürümünde, radikal değişikliğe giderek, GNOME masaüstü yöneticisinin üzerine inşa edilen pek bir kullanışlı eski kabuğu kullanmayı bırakıp, Untiy kabuğunu ve Mutter arayüzünü kullanmaya başladı. Kubuntu Netbook sürümü ise bildiğiniz Kubuntu dağıtımından başkası değil; tek bir farkla: Kubuntu masaüstü tek bi pencerede iri simgelerle daha erişilebilir ama bir o kadar da karışık kullanılıyor. Lubuntu ise tercih sebebi olabilir ki, gerçekten de Lxde masaüstü ortamı, gerek düşük donanımlı gerekse minik bilgisayarlarda harikalar yaratıyor; adeta sisteme ikinci baharını yaşatıyor: çok hızlı! Ubuntu ve X, K, L türevlerinin artısı güncel uygulamalar, hızlı çözümler, topluluk desteğinin gelişmişliği ve Linux çekirdeğine daha fazla donanım desteği sağlaması ki, minik bilgisayarların da donanımlarının neredeyse tek bir düzene sahip olması, bu son desteği olmazsa olmaz kılıyor ve Ubuntu bu desteği güzelce sağlıyor. Unutmadan söy- Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca lemek isterim ki, şimdilik Ubuntu tabanlı bir dağıtım olan Linux Mint de aynı desteği sağlayacaktır; yeniliği ise görsellik, hazır kod çözücüler ve kendine özgü uygulamalarıdır. Peppermint OS ise, tamamı ile çevrimiçi olma teması üzerine kurulmuş bir sistem. Bu dağıtımda kurulabilir nitelikte ne e-posta istemcisi, ne belge oluşturma ve yönetme uygulamaları ne de anlık iletişim araçları var. Olan ise Cloud Computing denilen bulut iletişimi. Yani belge mi oluşturacaksın? Ön tanımlı olarak Google Docs var. E-postalarına mı bakacaksın Gmail uygulaması var... Kısaca bulut iletişim ve çevirim için olabilmek için gerekli ne varsa bu dağıtmda toplanmış. Tabii internet tarayıcısı da mevcut. Bana bir nevi Chrom(e)ium OS gibi geldi. gür Yazılım dünyasına kattıkları olsun. Yoksa sisteminize bir haftada onlarca dağıtım göç yapar hale gelir ve siz, asıl amacınız olan verimlilik ve çevirimiçi olmaktan uzaklaşırsınız. Tercihlerim Debian, MeeGo, Pardus ve ArchLinux’ un da minik bilgisayarlarda güzelce çalıştığını belirtmekte yarar var. Özellikle de bu dördü, sizi verimlilik açısından tatmin edecek yapıdalar. Gerçi ben Debian’ı tek geçiyorum; ama diğerlerini de seviyorum. Zaten bu kare as, bu beş serilik yazı dizisinin konukları olacak. İlk ele alacağımız Debian GNU/Linux dağıtımını ise gelecek sayıda kurulumu ve yapılandırması dahil elimden geldiğince anlatacaDiğer dağıtımları da (Fedora, SuSE, ğım. Mandriva, zilyon tane Ubuntu tabanlı tema değişikliği yapan dağıtımları, Neden mi bu 4 dağıtım? SimplyMepis, Sidux, Sabayon ve DistroWatch sitesinde görüp merak ettiğiniz * Debian, GNU/Linux zaman çizgisi ionlarcası...) deneyebilirsiniz. Bunlara, çindeki bu zamana dek gelen köklü ve yazı dizisinde yer vermeyeceğim; dile- anaç bir dağıtım; üstelik de yenilikçi ve yen meraklı okurun inisiyatifi kendisin- kararlı bir yapıda. de saklı olsun. Ancak dikkat etmeniz gereken öncelik, denediğiniz ya da kul- * MeeGo, henüz bebek olmasına karşın lanmakta karar verdiğiniz dağıtımın minik bilgisayarların piyasasına özgün desteği, kökeni, araç gereçleri ve Öz- bir girişim olmasından dolayı, 48 Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 * ArchLinux, sade, hafif, kararlı ve kul- Sonuç lanıcının emrinde ve de tam yönetiminSonuç olarak, anlık yaşarım ve ulaşılade bir dağıtım olduğundan, bilir olmalıyım, taşıyacak 3 kilo ağırlık * Pardus ise tamamı ile KDE tabanlı ol- istemem, masa başına da saplanıp kaduğundan ve de bu derginin; artık kıs- lamam, amacım basit: internet, müzik, men de olsa varlık sebebi olmasından, eğlence, belgelendirme, iletişim... diKDE’yi gayet güzel kullanıp bütünleş- yorsanız minik bilgisayarlar tam idealiniz; tabii ki, Özgür Yazılım ve GNU/ mesinden, Linux dağıtımları da! Özellikle de yapmak istediklerimiz, bizi özgür kılmaktan ziyade alıkoyan bir işletim sistemi ile kafa kafaya çatışıyorsa ve hâlâ da verimli davranamıyorsak, yolumuzu 49 başka yollara uğratmamız gerek ki, internetin bu denli erişilebilir olduğu günümüzde ( tekel konumundaki servis sağlayıcının durumu ayrı bir yazı konusu ) bize yol göstericidir: Özgür Yazılım ( anahtar sözcük on üç tuş vuruşu kadar yakın! ) (1 )Bu terim ile netbookları tanımlıyorum. Gelecek sayıda: Evrenseli yakalayan bir dağıtım: Debian GNU/Linux Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux nılmıyorsam 2008 yılında, -ki oğlum bünyesinde geliştirildiğini söyledi. “ Ha2004 yılında doğdu - yemeğe davet et- di ya?” dedim. “ Kuralım mı?” dedi. “ KuMehmet Pekmezci ([email protected]) miştik. Böylesine kısa (!) bir sürede bu ralım ” dedim. Böylelikle bu yolda ilk a- Makale Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux GNU/Linux ile tanışmam, oğlum sayesinde olmuştu. Şu an altı yaşında. Bir terslik var gibi görünse de durum bu. Oğlumun doğduğu hastanede çalışan komşumuzu, yaptığı yardımlardan ve doğum süresince eşime gösterdiği ilgiden kaynaklanan bir mahcubiyetle, ya- daveti gerçekleştirdiğimiz için mutlu ve gururlu bir biçimde yemeğimizi yedikten sonra, bir şekilde söz bilgisayara geldi. Konunun, yemek masasının sağında duran bilgisayara gelmemesi pek de mümkün değildi aslında. Komşumuz GNU/Linux’tan bahsetti. Aval aval suratına baktığımı hatırlıyorum. Zira o güne kadar benim için bilgisayar demek, içindeki işletim sistemi demekti. Bilgisayarımda XP kuruluydu. Doğal olarak başka bir işletim sisteminin varoluşu meraklandırdı beni, konuya ilgi gösterdim. O da büyük bir heyecanla bir koşu eve gidip, bir kaç CD ile çıkageldi. Çalışan CD imiş bunlar. O ne demekse artık! Bir tanesi yemyeşil bir şeydi. İsmini hatırlamıyorum dağıtımın. Orada gördüğüm ilk program Pidgin’di. MSN yerine bunu kullanabilirsin demişti ve çalıştırmıştı. Sanırım vurulduğum an, o andı. Sanki MSN'nin çalışması çok matah bir şeymiş gibi... Ama kendimi suçlamıyorum. Çünkü o zamanlar bilgisayarda yaptığım şey, MSN’de arkadaşlarla konuşmak ve amatör balıkçılıkla ilgili forumları takip etmekti. Hoş, MSN kısmı hariç şu an için değişen bir şey olduğunu söyleyemem. Dağıtımların çalışan CD'lerini denerken, sıra Pardus 2008'e geldi, bu Türkçeydi. TÜBİTAK 50 dımımı attım. Bilseydim atar mıydım? Ah! Atar mıydım? Eşek kafam. Oysa gül gibi geçinip gidiyorduk. Arkadaş program kuruyor, ben kullanıyordum. Program lazım olursa, internetten indirip kuruyor, crack buluyor, onu uyguluyor, güle oynaya kullanıyordum bilgisayarı. Ne bileyim ben Pardus'ta öyle internetten programı indirip kolay kolay kurulamayacağını!.. Ne bileyim ben Özgür Yazılım denen bir şeyin var olduğunu ve programın kodlarının açık olduğunu!.. İşin kötüsü, Pardus 2008'i kurduktan sonra komşumuzun oğlunu yakalamak ne mümkün. Ben ne halt edeceğim şimdi? Kalakaldım ortada. Başladım internetten araştırmaya, program nasıl kurulur, güncelleme nasıl yapılır. IRC kanalını keşfettim. Orada bulunanlar ve çok iyi niyetle yardımcı olmaya çalışanların, sorularım-sorunlarım karşısında başa çıkamayıp kullanıcı adlarını değiştirdiklerini fark ettim. Bir komutu defalarca verip, ben başaramayınca “ Yanlış yazıyorsun, udo değil sudo olacak ” diye bir çırpıda sorunu keşfeden kahramanlarım da oldu; Firefox'taki bir sorunu anlatırken “ Opera kullan ” deyip beni Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 çıldırtanlar da. Ardından Compiz diye bir şey duydum. Güzel görünüyordu. Onu kurma, “ vay canına bu ne kadar güzel bir şey” söylemleri. Kaldırma, tekrar kurma... Konsol... Acayip bir şey. Ancak bir programı derlerken make komutundan sonra konsol ekranında gördüğüm hareket, yazıların sembollerin uçuşması... “ Yahu benim bilgisayarım bu kadar hızlı mıydı?” Güncellemeleri, program kurmaları konsol ile yapma... Sıra gelmişti Pardus 2009'a. Ben kuracağım. Yalnızım... İlk disk bölümlendirmemi hatırlıyorum. Elim nasıl da titriyordu. Pardus 2009 kurulduktan sonra- Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux ki sevincime ne demeli? Büyük iş başar- Kazara dinleyen olursa anlatıyorum da anlatıyorum. Hele hele virüsten bahdım canım... sedenlere bıyık altından öyle bir sırıtıEh artık bunu yaymalı değil mi? Bütün yorum ki... arkadaşlara GNU/Linux'tan bahsediyorum. Söz birliği yapmışlar gibi genel Maceram hâlâ devam ediyor... Etmeye kanı gereksiz olduğu yönünde. Düşünü- de devam edecek. Sonlandırmayı asla yorum, taşınıyorum olmuyor... Akıl sır düşünmüyorum. Çünkü ben, bu özgür erdiremiyorum. Ben ve onlar gibi sıra- topluluğa inanıyorum. Hâlâ GNU/Linux’ dan bilgisayar kullanıcıları için biçilmiş u bilmiyorum. Ama bu kimse için bir kaftan iken neden kullanmıyorlar? Niye sorun değil. Zira o kadar güzel ki, bilhâlâ kodları kapalı tarayıcıyı kullanıyor mediğin halde kullanabiliyorsun. Sanıve niye kodları kapalı, arka planda ne rım işin özü bu... halt yediğini bilmediği bir işletim sisteminde ısrar ediyorlar? Yine de her fırsatta GNU/Linux diye söze başlıyorum. http://www.pinoytux.com/linux/ linux-comics-of-the-day -N'apıyorsun? --Linux işletim sistemini yeniden yazıyorum. --Daha çok Windows'a benzetmeye çalışıyorum. Bu masaüstü kullanıcılarının özgür yazılıma geçmeleri için büyük bir engel. --Annemin tarayıcısını bağlayınca ne olduğunu izle... -Vayy! Bu harika! --Çökme ekranı istediğim gibi mavi değil fakat yaklaşıyorum. 51 Makale Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Stallman, Copyright-Copyleft ikilemini, haklı bir biçimde tam da zamanında Kemal Karataş ([email protected]) devreye soktu. İnsanların emeklerini lisans sistemini, geliştiricilerin Özgür Yazılım Dünyası ve sömüren bir hale getirdi. GPL lisansı ile Patent Kabusu yararına duyurulan programların, bir daha özel mülk yazılım hale getirilmesini engelledi. Bu taktik, ilk başta eleştiri toplasa da, onun yaptığından daha iyi bir fikir sunan olmadı. Microsoft'un yıllarca yaptığı taktiklere bu lisans ile dayanılabildi. 'Kurumsallaşma' adı altında, lisanslarının kaderini, satın alabileceklerin insafına bırakan şirketler de hâlâ piyasa, açık kaynak adı altında kendi durumlarını haklı göstermeye çalıştılar. Ancak bu mantığın yanlış olduğunu ortaya çıkaran gelişmeler, herkese kimin haklı olduğunu gösterdi. Patent, yaratıcı insanların haklarının Sun ve Novell firmaları, birçok patent korunması için, yaşama geçirilmiş bir haklarını kendilerinde toplamışlardı. önlem. Çokluortam ürünler, kitaplar ya Bu, Microsoft gibi bir kuruluş için soda yazılım ürünlerinde, üreten insanla- run olabilir. Sun firması, Oracle tarafınrın desteklenmesi gerekir. Ama son uy- dan satın alındı ve birçok önemli projegulamalar tam tersini göstermekte... A- nin geleceği, endişe kaynağı oldu; Omerika kökenli kartel şirketler, patent penOffice.org projesi yerine, Libredavalarıyla Özgür Yazılım dünyasının Office gibi yeni projelere geçilmek zogelişmesine engel olmaya çalışıyorlar. runda kalındı. Diğer projelerin ne olaBu da yetmezse, paralarına kıyıp, pa- cağı hâlâ merak konusu... Novell ise, tente sahip şirketi satın alıyorlar. En Microsoft'a satılmadı gibi görünüyor. son Sun ve Novell satın alınma olayları- Ama kontrol, neredeyse tamamıyla onı ele alarak, durumu değerlendirelim. nun eline geçiyor. 52 Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu En son, 2.2 milyar dolar karşılığında gerçekleştirilen eylemde, patent sorunu çıkması şimdilik olası değil. Unix tabanlı patentler, halen Novell'ın GPLv2 lisansı ile dağıtıma devam ediyor. Ama bundan önceki 450 milyon dolarlık satış için aynısını söylemek hayalperestlik olur. Bu satışta, 822 tane patent yine Microsoft destekli bir konsorsiyuma satıldı. Bu kez, bu patentlerin geleceği, tamamıyla yeni şirketin kaderine terk edildi. Bu kodlar ve yazılımlar eğer GPL lisansı ile dağıtılıyorsa sorun yok. Ama Novell gibi şirketler, genelde GPL dışındaki lisanslarla ürünlerini dağıtıyor. Eğer böyle patent hakları Microsoft'a geçtiyse, kabus dolu günler bize bekliyor olabilir. Daha önce, haklı olmasa bile Microsoft' un açtığı patent davaları, yazılara konu olmuştu. Ama sonuçsuz kalan davalardan sonra, Özgür Yazılım dostu fikri vermeye çalışmışlardı. Bu tavır pek inanılır olmasa da, denendi. Sonunda, gerçek olan tepki ortaya çıkmaya başladı. Gelecekte açılabilecek patent davaları eskiye göre daha riskli demektir bu. Microsoft, taktik değiştiriyor... Microsoft, düşen kar payı ve fiyaskoya dönen yeni ürün denemeleri dolu Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 birkaç yıl geçirdi. Microsoft Windows işletim sisteminin yamalı bohça gibi duran sistemini düzeltemedi. Windows 7 için yapılan o kadar reklam, o kadar iş gücü, umulduğu gibi bir sonuç getirmedi şirkete. Bu durumda, paraya kıyıp, özgür yazılım dünyası için önemli olan patentleri ve sahip olan şirketleri satın almak daha kolay gelebilir. Red Hat ve Novell, bu olaylardan önce Microsoft ile ortak bir stratejide olacaklarını açıklamışlardı. Novell, artık yalnızca ismi aynı olan, lisans ve yönetim konusunda Microsoft'la aynı durumda. Asıl merak konusu, Red Hat şirketinin ne yapacağı... Sonuç Olarak Özgür Yazılım dünyası, şimdiye kadar birçok aşağılama ve yok sayma taktiğine rağmen ayakta kaldı. Projeler zarar gördü ya da adları değişti. Ama emin adımlarla gelişmeye devam etti. Küresel krizden sonraki dönemde, birçok önemli proje ve şirket benzer saldırılara uğramaya devam edecek. Burada önemli olan, proje yöneticilerinin tavrının ne olacağı ve geliştiricilerin bu saldırıya karşı olası tepkileri... 53 Makale R. M. Stallman Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Makale: GNU Projesi rihçesi kadar eski idi. Ama biz bundan anlamında kullanmaya devam edecefazlasını yaptık. ğiz.(1) Çeviri: Özgür Ilgın ([email protected]) Yapay Zeka (AI) Laboratuvarı, laboratuçalışanlarının, o devrin en büyük GNU Projesi var bilgisayarlarından biri olan PDP-10 için tasarlayıp Assambler dili ile yazdıkları Uyumsuz Zaman Paylaşım Sistemi (ITS) adı verilen zaman paylaşım programını kullanıyordu. Bu topluluğun bir üyesi, bir AI Laboratuvarı çalışanı ve sistem hackerı olarak benim işim; bu sistemi geliştirmekti. İlk Yazılım Paylaşımı Topluluğu 1971 yılında, MIT Yapay Zeka laboratuvarında çalışmaya başladığımda, yıllardır varlığını sürdüren bir yazılım paylaşımı topluluğunun parçası oldum. Yazılım paylaşımı, bizim özel topluluğumuzla sınırlı değildi; yemek tariflerinin paylaşımı, aşçılığın tarihi kadar eski ise, yazılım paylaşımı da bilgisayarların ta- Topluluğun Dağılması 1980′lilerin başında, AI Laboratuvarı hacker topluluğunun dağılmasını müteakip, PDP-10 bilgisayarlarının kullanımdan kaldırılması ile tablo hızlı bir biçimde değişti. 1981 yılında bir yan şirket olan Symbolics’in, AI Laboratuvarındaki neredeyse tüm hackerları işe almasıyla mevcudu azalan topluluk, Yazılımımıza “ Özgür Yazılım ” adını koy- kendini devam ettiremez hale geldi. madık, çünkü o zamanlar bu terim he- ( Steven Levy‘nin yazdığı “Hackers” adlı nüz yoktu. Ama yazılımımız, tam anlamı kitap, topluluğun genel tablosunu ilk ile buydu. Başka üniversitelerden veya ağızdan anlatmanın yanı sıra, bu olayı şirketlerden gelenler bir yazılımı uyar- da tasvir eder. ) AI Laboratuvarına 1982 lamak ve kullanmak istediğinde, buna yılında yeni bir PDP-10 alındığında, bu memnuniyetle müsaade ettik. Size ya- bilgisayarın yöneticileri, yeni makinede bancı gelen ilginç bir program kullanan ITS yerine, Digital’in özgür olmayan zabirisini gördüğünüzde okumak, değiş- man paylaşımı sistemini kullanmaya katirmek ve parçalayıp yeni bir program rar verdiler. yapabilmek için, programın kaynak kodunu görmeyi isteyebilirdiniz. Çok geçmeden Digital, PDP-10 serisi bilgisayarların üretimini durdurdu. MiHacker kelimesinin “ güvenlik ihlâlcisi ” marisi 1960′lı yıllarda güçlü ve şık olan olarak kullanılması, kitle iletişim araç- bu makine, doğal olarak 1980′lilerde larının bir kısmı tarafından yapılan bir kullanımı artan geniş adres yeri ihtiyahatadır. Biz hackerlar, bu türlü bir kul- cına karşılık veremedi. Bu da ITS’yi lanımı tanımıyoruz ve bu sözcüğü meydana getiren tüm programların, “ program yazmayı seven ve bu konuda modasının geçmesi anlamına geliyordu. zekasını sergilemekten hoşlanan kişi ” Bu olay, ITS’nin tabutuna son çiviyi 54 Makale: GNU Projesi çak-tı; 15 yıllık emek buharlaştı gitti. Yazılım yayıncılarının, “ haklarını güç- işi yapmak için gereken programlara ) lendirmek ” veya “ korsanlığı durdur- asla sahip olamayacağımızdır. Bu varO devrin VAX ve 68020 gibi modern bil- mak ”tan bahsettiklerinde söyledikleri sayım, özgür yazılım hareketinin, yazıPardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 gisayarlarının kendi işletim sistemleri vardı ve bunların hiç biri özgür değildi; çalıştırılabilir bir kopyasını alabilmek için, bir beyan imzalamanız gerekiyordu. şey başkadır. Bu ifadelerin verdiği gerçek mesaj, sorgulamadan kabul edilen varsayımlardır; toplum bunları eleştirmeden kabul etmelidir. Öyleyse buna bir göz atalım. Bu da demek oluyordu ki bilgisayar kullanmanın ilk adımı, komşunuza yardım etmeyeceğinize dair söz vermekti. Topluluğun kendi arasında yardımlaşması yasaktı. Sahipli yazılımcıların koyduğu kural şu idi: “ Komşunla paylaşırsan, Bu varsayımlardan biri, yazılım şirketlerinin, yazılımlarına sahip olmak gibi sorgulanamayan doğal bir hakka sahip olduğu ve bu yüzden kullanıcılar üstünde güçleri bulunduğudur ( bu doğru ol- Sahipli yazılım toplumsal sisteminin, -yazılımları paylaşmanıza ve değiştirmenize izin vermeyen sistem- toplum karşıtı, gayrı ahlaki ve kısaca yanlış olduğu fikri bazı okuyucuları şaşırtabilir. Ama toplumu bölüp de kullanıcılarını çaresiz bırakan bir sisteme, başka ne denebilir ki? Bu fikri şaşırtıcı bulan okurlar, belki sahipli yazılım toplumsal sistemini doğal olarak kabul etmekteler; belki de yargılarına, sahipli yazılım endüstrisinin önerdiği terimlerle varmaktadırlar. Yazılım yayıncıları, toplumu meseleye tek bir bakış açısı ile bakılabilineceğine ikna etmek için, uzun süre sıkı çalışmışlardır. bu bakış açısını reddeder. Telif hakkı bir doğal hak değil, kullanıcının doğal Kesin Ahlaki Bir Seçim hakkı olan kopyalama hakkını kısıtlayan, suni ve devlet tarafından dayatılan Topluluğum olmayınca eskisi gibi devam etmek imkansızdı. Bu yüzden kebir tekeldir. sin ahlaki bir seçim ile yüz yüze geldim. Bir diğer sorgusuz sualsiz varsayım, yazılım hakkındaki tek önemli şeyin, bize Seçeneklerden kolay olanı, hacker hangi işleri yapmamızı sağladığıdır. Ya- dostlarıma yardım etmeyeceğime dair ni biz bilgisayar kullanıcılarının, ne tür beyanı imzalayarak sahipli yazılım dünbir toplumumuz olmasına müsaade e- yasına katılmaktı. Muhtemelen, bu bedildiğine önem vermememiz gerektiği- yan anlaşmaları ile dağıtılan ve insanların dostlarına ihanet etmesi için yadir. ratılan baskıyı artıran yazılımlar da Üçüncü varsayım ise, şirketlerin kulla- geliştirecektim. nıcı üzerinde uyguladıkları güç olmasa, adam gibi yazılımlara ( veya şu veya bu Bu yolla iyi para kazanabilirdim ve saydı, topluma ne kadar zarar verirlerkorsansın. Değişiklik yapmak istiyorsan se versinler, itiraz edemezdik ). Ameriyapmamız için bize yalvarırsın ”. kan Anayasası ve hukuki gelenekleri, 55 lımlara zincir vurmadan da bir sürü faydalı yazılıma sahip olabileceğimizi göstermesinden önce olsaydı, inandırıcı olabilirdi. Bu varsayımları kabul etmeyi reddediyorsak ve kullanıcıları ilk sıraya koyarak bu konuyu sıradan kamuoyu ahlakı ile yargılıyorsak, çok değişik yerlere varırız. Bilgisayar kullanıcıları, programları kendi ihtiyaçlarına uydurmakta özgür olmalıdır; çünkü diğer insanlara yardım etmek toplumun temelidir. Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 program yazarak kendimi de eğlendirebilirdim. Ama şundan emindim ki; kariyerimin sonuna geldiğimde, insanları birbirinden ayıran duvarlar örmekle geçirdiğim yıllara bakıp dünyayı daha kötü bir yer haline getirdiğimi hissedecektim. Birileri bana ve MIT AI Laboratuvarına yazıcı denetleme programının kaynak kodunu vermeyi reddedince bu anlaşmanın bitmekte olduğunu anladım ( programdaki bazı özelliklerin eksiklik- liği, yazıcının kullanımını oldukça sinir bozucu bir hale sokuyordu ). Kendimi, beyan anlaşmalarının masumiyetine inandıramazdım. Bu kişi kaynak kodunu bizimle paylaşmak istemediğinde çok öfkelenmiştim ve tükürdüğümü yalayıp aynı şeyi başkalarına yapamazdım. Kestirme ama nahoş olan diğer seçenek ise bilgisayar alanını bırakmaktı. Bu şekilde yeteneklerim kötüye kullanılmazdı ama boşa giderdi. Kullanıcıları böldüğüm ve kısıtladığım konusunda beni kimse suçlayamaz ise de, bunların yapılmasına da engel olamayacaktım. Böylece bir programcının iyi olan için bir şey yapabileceği bir yol aramaya koyuldum. Kendi kendime, bir yazılım topluluğunu yeniden hayata döndürebilmek için yazabileceğim programlar o- Makale: GNU Projesi ta programları vs. vardı. ITS’de, Multics’de, VMS’de, Unix’te bunların hepsi Cevap açıktı: İlk başta lazım olan olan vardı. GNU işletim sisteminde de olaşey, bir işletim sistemi idi. Bu, bilgisa- caktı. yar kullanmaya başlamak için elzem olan yazılımdı. Bir işletim sistemi ile bir Daha sonra Hillel’den alıntı olan şu sözsürü şey yapabilirdiniz ama onsuz hiç leri duydum: bir şey yapamazdınız. Bir işletim sistemimiz olursa, iş birliği içinde olan bir “ Kendimden yana değilsem, kim benhackerlar topluluğumuz olabilirdi ve den yana olur? Sadece kendimden yaherkesi katılmaya davet edebilirdik. Ar- naysam ben kimim? Şimdi değilse ne kadaşlarını haklarından mahrum etmek zaman?” için tuzak kurmadan bilgisayar kullanGNU projesine başlama kararı, aynı mak niyetinde olan herkesi. ruhtan kaynaklanıyordu. Bir işletim sistemi geliştiricisi olarak bu iş için biçilmiş kaftandım. Başarılı olma Bir ateist olarak, dini liderlerin takipgarantim yoksa da, bu işi yapmak için çisi olmasam da bazen söyledikleri şeyseçildiğimi anladım. Uyarlaması ve di- lere hayranlık duyardım. ğer Unix kullanıcılarının geçişi kolay olsun diye Unix’e uyumlu bir sistem yapmayı seçtim. GNU ismi, hacker ge- Özgürlükte olduğu gibi “Özgür” leneğine uyularak “ GNU Unix Değildir” ( GNU is Not Unix) öz yinelemeli cüm- Özgür yazılım terimi bazen yanlış anlalesinin baş harflerinin kısaltılmışı ola- şılır. Bunun fiyat ile alakası yoktur. Özgürlük ile alakası vardır. Özgür yazılırak seçildi. mın tanımı şudur: Bir kullanıcı için herİşletim sistemi, kendi başına diğer hangi bir program ancak aşağıda aşaprogramları çalıştırmaya yeten kernel ğıdaki şartları taşıdığı zaman özgür ya( çekirdek ) demek değildir. 1970′li yıl- zılım olur: larda isminin hakkını veren her işletim sisteminde komut işlemcileri, assemb- * Programı her hangi bir amaç için lerlar, derleyiciler, yorumlayıcılar, hata çalıştırma özgürlüğüne sahipseniz ayıklayıcılar, metin düzenleyicileri, poslup olmadığını sordum. 56 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Makale: GNU Projesi * Programı ihtiyaçlarınıza göre değiş- gun bir alternatif bulamadı. İngilizce, tirme özgürlüne sahipseniz. ( Bu özgür- bir sürü sözcüğe sahip olduğu halde, lüğün fiiliyatta etkin hale gelebilmesi “ free ” sözcüğünün anlamını verecek için, kaynak koduna erişebilmeniz gere- çift anlamlı olmayan bir sözcükten yokkir. Aksi halde, kaynak kodunu görme- sundur. “ Unfettered” ( serbest) sözcüğü, den, program üzerinde değişiklik yap- buna en yakın anlama sahiptir. “ özgürmak oldukça zordur. ) leşmiş”, “ özgürlük ” ve “ açık ” gibi sözcükler ya yanlış anlama ya da başka de* Programın kopyalarını bedavaya veya zavantajlara sahiptir. belli bir ücret karşılığında dağıtma özgürlüğüne sahipseniz Projeye Başlarken * Topluluğun, sizin yaptığınız katkılardan faydalanabilmesi için, programın değiştirilmiş kopyalarını dağıtma öz- GNU Yazılımı ve GNU Sistemi gürlüğüne sahipseniz Eksiksiz bir sistem geliştirmek, oldukça Özgür sözcüğü, fiyata değil özgürlüğe büyük bir projedir. Buna ulaşabilmek karşılık geldiğine göre programın kop- için, mümkün olan tüm özgür yazılım yalarını satmanın özgür yazılım ile ters parçalarını kullanmaya ve onları uyardüşen tarafı yoktur. Aksine, kopyaları lamaya karar verdim. İşin en başlarınsatma özgürlüğü elzemdir. CD ROM’lar- da, temel metin biçimleyicisi olarak da satılan özgür yazılım derlemeleri TeX’i kullanmaya karar verdim. Birkaç toplum için önemlidir ve bunları sat- yıl sonra, GNU için yeni bir pencere mak, özgür yazılım geliştirmek için har- sistemi yazmaktansa, X pencere sistecanan bütçeyi artırmanın önemli bir yo- mini kullanmaya karar verdim. ludur. Öyleyse insanların bu derlemeler içinde yer veremediği programlar öz- Bu karardan ötürü GNU sistemi, bir gür yazılım değildir. GNU yazılımları derlemesinden farklıdır. GNU sistemi, GNU yazılımı olma“ Free ” kelimesinin iki anlamlı olması yan ve diğer kişi ve projeler tarafından yüzünden, ( “bedava” ve “özgür”-Ç.N. ) kendi amaçları için geliştirilmiş proginsanlar uzun süre başka alternatifler ramlar içerir ama bunları özgür yazılım bulmak için uğraştıysa da, hiç biri uy- oldukları için kullanabiliriz. bir yazılım paylaşımı topluluğu kurma amacından - sapmasını izlemeye hiç 57 1984 haziranında MIT’deki işimi bırakıp GNU yazılımını yazmaya başladım. GNU’yu özgür yazılım olarak dağıtmama engel olmasınlar diye MIT’ten ayrılmam gerekliydi. Orada çalışmaya devam etseydim MIT, çalışmamı sahiplenmeye çalışacak, kendi dağıtım şartlarını dayatacak ve hatta onu sahipli bir yazılıma dönüştürecekti. Oldukça büyük bir çalışmanın, amaçlarından -yeni niyetim yoktu. Ama Prof. Winston, MIT AI Laboratuvarının yöneticisi, nazik bir biçimde laboratuvar tesislerini kullanmaya devam etmemi istedi. İlk Adımlar GNU projesine başlamadan hemen önce, VUCK olarak tanınan, ( Felemenkçe “özgür” kelimesine karşılık gelen sözcük; “V” ile yazılır) Özgür Üniversite Derleyici Takımı’ndan bahsedildiğini duydum. Bu derleyici, C dahil pek çok dil üzerinde çalışmak için çoklu bilgisayarlar hedeflenerek tasarlanmıştı. Programın geliştiricisine GNU’nun bu programı kullanıp kullanamayacağını Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 sordum. Verdiği cevap; “ Üniversite özgürdür ama derleyici değil ” şeklinde evlere şenlik bir cevaptı. Böylece GNU projesinde yazmam gereken ilk programın, çok dilli ve çok platformlu bir derleyici olması gerektiğine karar verdim. Makale: GNU Projesi Pastel derleyicisinin hiçbir parçası kul- “ İnternete bağlı olan bir arkadaş bulun, lanılmadı. Ama kendi yazmış olduğum o size bir kopyasını indirsin ” diyebilir- C ön-ucunu uyarlamayı başarmıştım. dim. Veya orijinal PDP-10 Emacs progAma bu, birkaç yıl sonra olacaktı; önce ramı için yaptığım şeyi yapıp, “ Bana bir GNU Emacs üzerinde çalıştım. teyp bandı gönderin bende üzerine Emacs’ı kaydedip size geri postalayayım ” diyebilirdim. Ama işsizdim ve öz- GNU Emacs gür yazılımdan para kazanmanın yollarını arıyordum. Daha sonra, 150$ karşılığında isteyen herkese Emacs yüklü teyp bandı göndereceğimi duyurdum. Bu şekilde, bugün tüm Linux tabanlı GNU sistemlerinin dağıtımını yapan şirketlere öncülük ettim. Tüm bir derleyiciyi kendi başıma yazmaktan kurtulacağımı umarken, Lawrence Livermore Laboratuvarında geliştirilen çok platformlu Pastel derleyicisinin kaynak kodunu buldum. Pascal’ ın geliştirilmiş versiyonuyla yazılan ve bu dili destekleyen derleyici, bir sistem programlama dili olmak üzere tasarlanmıştı. Buna bir C ön-ucu ekledim ve Motorola 68000 bilgisayarına uyarlamaya başladım. Ama bunun için megabaytlarca belleğe ihtiyacım olduğunu ve 68000 Unix bilgisayarının, sadece 64k belleği olduğunu fark ettiğimde vazgeçmek zorunda kaldım. 1984 Eylül ayında, GNU Emacs üzerinde çalışmaya başladım ve 1985′in başlarında Emacs kullanılabilir hale gelmeye başladı. Bu sayede, düzenleme için Unix sistemlerini kullanmaya başladım, o vakte kadar düzenlemelerimi vi ve ed yazılımlarını öğrenmeye ilgi duymaksızın başka tip makineler üzerinde yap- Bir Program Her Kullanıcı İçin mıştım. Özgür müdür? Sonra Pastel derleyicisinin, girdi dosyasını sentaks ağacına ayrıştırdığını, tüm sentaks ağacını bir talimatlar zincirine dönüştürdüğünü ve çıktı dosyasını oluşturduğunu ve tüm bunları yaparken, bellek yeri boşaltmadan işlem yaptığını anladım. Bu noktada, derleyiciyi sıfırdan yazmam gerektiği sonucuna vardım. GCC olarak bilinen bu derleyicide, adlı bilgisayar böylece ana GNU ftp dağıtım sitesi oldu. Birkaç yıl sonra bu bilgisayar devreden çıkarılınca aynı adı yeni ftp sunucumuza taşıdık. ) Ama bu Bu noktada, insanların GNU Emacs yazılımını kullanmak istemesi, bu yazılımı nasıl dağıtacağım konusunun gündeme gelmesine sebep oldu. Tabi ki MIT’de kullandığım bilgisayarın anonim ftp sunucusuna koymuştum. ( prep.ai.mit.edu Bir programın yaratıcısının elinden çıktığı zaman özgür yazılım olması, bir kopyasına sahip olan tüm kullanıcılar için de özgür olacağı anlamına gelmez. Mesela kamuya açık olan yazılımlar ( telif hakkı olmayan yazılımlar) özgür yazılımlardır: Ama birileri bunları değiştirip sahipli yazılım haline getirebilir. Aynı şekilde çoğu özgür programın telif hakkı vardır; ama sahipli program haline gelmelerine izin veren basit lisanslarla dağıtılırlar. sıralarda çoğu kullanıcı internete bağlı değildi ve ftp yolu ile bir kopya edinemezdi. Mesele şuydu: Onlara ne cevap verecektim? Bu sorunun en çarpıcı örneği X Pencere Sistemi’dir. MIT’de geliştirilen ve basit 58 Makale: GNU Projesi izin lisansı altında dağıtılan bu yazılım, Copyleft ve GNU GPL duğunda işverenlerinin onlara “ yaptıçok geçmeden pek çok bilgisayar şirkeğın bu değişiklikleri paylaşamazsın ti tarafından sahiplenildi. Şirketler, X GNU’nun amacı, kullanıcılara özgürlük çünkü biz bunu programın sahipli verPencere Sistemi’ni sahipli Unix sistem- vermektir; popüler olmak değil. Öyley- siyonunda kullanacağız” demesini enPardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 lerine kaynak kodsuz bir biçimde dahil ettiler ve beyan anlaşması kapsamına soktular. X’in bu kopyaları, Unix’in kendisinden daha “ özgür” bir yazılım değillerdi artık. X Pencere Sistemi’nin geliştiricileri, bunu sorun olarak görmediler. Zaten bunun olmasını umuyorlardı ve bunu amaçlamışlardı. Onların amacı özgürlük değil, “ daha çok kullanıcıya sahip olma ” şeklinde tanımlanan “ başarı ” idi. Kullanıcıların özgür olmasını değil, onların sayılarının çok olmasını önemsediler. Bu da, “ Bu program özgür mü?” sorusuna, özgürlüğün miktarının ölçülmesi için, iki farklı yöntemin farklı cevaplar verdiği çelişkili bir durum oluşturuyordu. MIT’nin dağıtım şartlarının sağladığı özgürlüğü göz önüne alarak değerlendirdiğinizde, X’in özgür bir yazılım olduğunu söyleyebilirdiniz. Ama ortalama kullanıcının özgürlüğünü değerlendirdiğiniz zaman, onun sahipli bir yazılım olduğunu söylemeniz gerekirdi. Çoğu X kullanıcısı, özgür versiyonu değil, Unix sistemleriyle gelen sahipli versiyonu kullanıyordu. se GNU yazılımlarının sahipli yazılımla- gelleyen Copyleft’tir. ra dönüşmesini önleyecek dağıtım şartlarına ihtiyacımız vardı. Kullandığımız Programın tüm kullanıcılarının özgürlüyönteme, “ Copyleft” diyoruz. ğünü güvence altına almak istiyorsak, programda değişiklik yapmanın özgür Copyleft, telif hakları yasasını kullanır olması elzemdir. X Pencere Sistemi’ni ama onu ters çevirerek alışılmış amacı- özelleştiren şirketler, programı kendi nın tersine kullanır. Yazılımları özelleş- sistem ve donanımlarına uyarlamak tirmenin aracı olmak yerine onu, yazı- için çoğu kez bazı değişiklikler yapmışlımları özgür olarak muhafaza etmenin lardır. Bu değişiklikler, X Pencere Sisyöntemi haline getirir. temi’nin büyük boyutu ile karşılaştırıldığında küçük olsa da, önemsiz değilCopyleft’in ana fikri şudur: Herkese dirler. Eğer programda yapılan değişikprogramları çalıştırma, kopyalama, de- likler kullanıcının özgürlüğünü inkar ğiştirme ve değiştirilmiş versiyonları etmemin bahanesi olsaydı, bu bahanedağıtma izni veririz, ama kendi kısıtla- den doğan avantajı kullanmak herhangi malarını eklemelerine izin vermeyiz. birisi için kolay olurdu. Böylece programın bir kopyasına sahip olan herkese özgür yazılımı tanımlayan Benzer bir mesele de, özgür programı olmazsa olmaz özgürlükler garanti e- özgür olmayan bir program ile birleştidilmiş olur; bunlar devredilmez haklar rerek kullanma ile ilgilidir. Böyle bir haline gelirler. birleşimden doğan şey, tartışma götürmez biçimde özgür olmayan bir şeydir: Etkin bir copyleft için, değiştirilmiş ver- Bileşimin özgür olmayan parçasında eksiyonların da özgür olması gerekir. Bu, sik olan şey, tamamında da eksik deçalışmalarımızı temel alan çalışmaların mektir. Böyle bileşimlere izin verilerek da yayınlandığında, topluluğumuza açık açılacak delik gemiyi batırmaya yeter. olmasını güvence altına alır. Piyasada Öyleyse Copyleft’in yapması gereken programcı olarak çalışan kişiler, GNU şey bu deliği tıkamaktır: Copyleftli bir yazılımlarını geliştirmeye gönüllü ol- yazılıma eklenen veya onunla birleşti59 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 rilen yazılım da sonuçta oluşan birliğin Emacs teyp bandı dağıtım işini de üstCopyleftli olmasını sağlayacak biçimde lendi; daha sonra bunlara diğer özgür olmalıdır. yazılımları da ekleyerek ( GNU olsun olmasın ) ve özgür el kitaplarını satarak Pek çok GNU yazılımı için kullandığımız bu işi genişletti. Copyleft biçimi, GNU GPL olarak kısaltılan GNU Genel Kamu Lisansı’dır FSF bağış kabul etmekteyse de geliri( General Public License ). Belli şartlar- nin çoğu, özgür yazılım satışlarından ve da kullanılan başka çeşit Copyleft’leri- bunlarla ilgili hizmetlerden gelir. Bumiz de vardır. GNU el kitapları da gün, kaynak kodu CD’leri, çalıştırılabiCopyleft’lidir, ama daha basit lisanslar lir yazılım içeren CD’ler ( değiştirme ve kullanırlar. Çünkü GNU GPL’in karma- yeniden dağıtma özgürlüğüne sahip), şıklığı el kitapları için lüzumsuzdur. güzel basımlı el kitapları ( tercih ettiğiniz platforma göre inşa ettiğimiz) ve 1984 veya 1985 yılında Don Hopkins, lüks dağıtımlar satmaktadır. ( hayal gücü kuvvetli bir dost) bana bir mektup gönderdi. Zarfın üstüne Özgür Yazılım Vakfı çalışanları, pek çok “ Copyleft-Her hakkı saklıdır” gibi ko- GNU yazılım paketi yazıp, bunlara desmik sözler yazmıştı. “ Copyleft” sözcü- tek hizmeti vermektedirler. Bunların en ğünü, o zamanlar geliştirmekte oldu- göze batan iki örneği, C kütüphanesi ve ğum dağıtım anlayışına isim olarak seç- kabuğudur. GNU C kütüphanesi, GNU/ tim. Linux sisteminde kullanılan her programın Linux ile haberleşmesini sağlayan şeydir. Özgür Yazılım Vakfı çalışanÖzgür Yazılım Vakfı larından Roland McGrath tarafından geliştirilmiştir. Pek çok GNU/Linux yaEmacs kullanımına olan ilgi artarken, zılımının kullandığı kabuk olan BASH başkaları da GNU projesine dahil oldu ( Bourne-Again Shell), FSF çalışanı ve yeniden kaynak arayışına başlama- Brian Fox tarafından geliştirilmiştir. nın zamanı geldiğine karar verdik. Böylece, 1985 yılında, yazılım geliştirmeye Bu programlara kaynak sağlamamızın katkı sağlayan, vergiden muaf bir hayır nedeni, GNU projesinin sadece araçlar kurumu olan Özgür Yazılım Vakfı’nı veya geliştirme ortamından ibaret olkurduk. Özgür Yazılım Vakfı ( FSF), maması idi. Amacımız eksiksiz bir işle60 Makale: GNU Projesi tim sistemi idi ve bu programlar amacımıza ulaşmak için gerekliydi. “ Bourne-Again Shell” programının adı, Unix sistemlerinin klasik kabuk programı olan “ Bourne Shell” programına atıfta bulunan bir şakadır. Özgür Yazılım Desteği Özgür yazılım felsefesi, geniş çaplı ticaret pratiğini reddetse de ticarete karşı değildir. İş dünyası kullanıcıların özgürlüğüne saygı gösterdiği sürece, başarılarının devamını dileriz. Emacs’ın kopyalarını satmak, bir çeşit özgür yazılım ticaretidir. FSF bu işi üstlenince ekmeğimi kazanmak için başka bir yol bulmam gerekti. Geliştirdiğim özgür yazılımlarla ilgili hizmetler verecektim. Bu, GNU Emacs ile nasıl programlama yapılacağını, GCC’nin nasıl yapılandırılacağını ve çoğunlukla GCC’nin yeni platformlara uyarlanmasını öğretmeyi içeriyordu. Bugün bu çeşit özgür yazılım işlerini bir çok şirket yapmaktadır. Kimileri CD-ROM üzerinde yüklü özgür yazılım derlemeleri satmakta, diğerleri sorulara cevap vermekten, yazılım hatalarını düzeltmeye ve yazılımlara büyük çaplı Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yeni özellikler ekleme gibi geniş yelpa- sunda endişe etmeden girdi dosyasının zeye yayılan hizmetler vermektedirler. içeriğini tarama konusunda teşvik ettik. Hatta yeni özgür yazılım ürünlerini piyasaya süren şirketleri bile görüyoruz. Bu kararlar, çoğu GNU programlarının Unix sistemindeki eş değer programlarını aşmasını sağladılar. Teknik Amaçlar GNU’nun temel amacı özgür yazılımdı. GNU’nun Unix’e teknik bir üstünlüğü olmasa da kullanıcıların iş birliği yapmasına izin vermek gibi toplumsal bir üstünlüğü ve kullanıcıların özgürlüğüne saygılı olmak gibi ahlaki bir üstünlüğü vardı. Bilgisayar Bağışları GNU projesinin itibarı arttıkça insanlar, projeye Unix çalıştıran makineler bağışlamaya başladılar. Bunlar oldukça faydalıydı; çünkü GNU’nun bileşenlerini geliştirmenin en kolay yolu, bunu Unix sistemi üzerinde yapmak ve sistemin Ama bilinen iyi standartları işimize uy- bileşenlerini birer birer değiştirmekti. gulamamız oldukça doğaldı. Örneğin; Ama buradan ahlaki bir sorun doğdu: veri yapılarının dinamik olarak keyfi Unix’in kopyasına sahip olmak bizim sabit limitlere göre atanması ve gerek- için doğru muydu acaba? tiğinde 8-bitlik kodların elden geçirilUnix sahipli bir yazılımdı ( hâlâ öyle ) ve mesi gibi. GNU projesinin felsefesine göre, sahipli Ayrıca 16-bitlik makinelere destek ver- yazılım kullanmamalıydık. Ama nefsi memeye karar vererek ( o zamanlar, müdafaa sırasında kullanılan şiddetin GNU sistemi bittiğinde 32-bitlik maki- meşru olmasındaki akıl yürütmeyi bunelerin standart hale geleceği bariz rada da kullanarak, başkalarının sahipli idi ), Unix’in düşük hafızaya odaklanma- yazılım kullanmayı bırakmasını sağlasını reddettik ve 1 megabaytı geçme- yacak bir program yazmak için sahipli diği sürece, hafıza kullanımını azalta- yazılım kullanmanın meşru olduğu socak hiç bir şey yapmayacaktık. Çok bü- nucuna vardım. yük boyutlu dosyaların işlenmediği programlarda, programcıları, tüm girdi Ama bu masum bir kötülük olsa da, sodosyasını çekirdeğe yazıp, I/O konu- nuçta kötülüktü. Bugün elimizde hiç 61 Makale: GNU Projesi Unix kopyası yok. Çünkü onların yerine özgür işletim sistemlerini getirdik. Makinelerin işletim sistemini değiştiremeseydik, onun yerine makineyi değiştirirdik. GNU Görev Listesi GNU projesi ilerledikçe, gittikçe artan sayıda sistem bileşeni bulundukça veya geliştirildikçe eksikliklerimizi listelemek faydalı hale geldi. Bunu, eksik kalan parçaları yazacak programcıları işe almak için kullanacaktık. Bu liste, GNU Görev Listesi diye bilinmeye başladı. Unix sistem bileşenlerinin yanı sıra, eksiksiz bir işletim sisteminin sahip olması gereken çeşitli yazılımları da listeledik. Bugün GNU görev listesinde pek az Unix bileşeni kalmıştır. Çok elzem olmayan bazı bileşenler dışında bütün işler tamamlanmıştır. Ama liste, “ uygulamalar” dediğimiz projelerle doludur. Dar bir kullanıcı grubundan fazlasının ilgisini çeken programları işletim sistemine dahil etmek, her zaman faydalıdır. Listede oyunlar bile vardı ve bu en başından beri böyleydi. Unix’te oyunlar vardı ve doğal olarak GNU’da da olma- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Bu duruma istisna teşkil eden tek bir sistem vardır; GNU sisteminde ( ve GNU/Linux’ta ) GNU C kütüphanesi, tek C kütüphanesidir. GNU C kütüphanesinin dağıtım şartları, GNU sistemi için sahipli bir yazılım derlemenin mümkün olup olmadığını belirler. GNU sistemi üzerinde sahipli yazılımların bulunmasına izin vermenin ahlaki bir sebebi yokGNU Kütüphane GPL(LGPL) tur, ama buna izin vermemek, stratejik GNU C kütüphanesi, GNU Kütüphane olarak özgür yazılımların geliştirilmeGenel Kamu Lisansı adı verilen ve kü- sini teşvik etmekten çok GNU sistemitüphanenin sahipli yazılımlar ile bağıntı nin kullanımı için caydırıcı olur. kurmasına izin veren özel bir Copyleft biçimi kullanır. Bu istisnanın nedeni Bu yüzden C kütüphanesi için, Kütüphane GPL’i kullanmak iyi bir stratejidir. nedir? Diğer kütüphaneler için stratejik kararBu bir prensip meselesi değildir. Bizim lar, her durum için ayrı ayrı gözden gekodlarımızı içeren sahipli programların, çirilmelidir. Bir kütüphane, program yabizim adımızı da taşıması gerektiğini zımına yardımcı olacak özel bir işleve söyleyen bir prensip yoktur ( bizimle sahipse, GPL lisansı altında yayımlapaylaşılmayacağı belli olan bir projeye mak, kullanımını sadece özgür progneden katkıda bulunalım?). C kütüpha- ramlarla sınırlamak, onlara sahipli yazınesi veya başka herhangi bir kütüpha- lımlar karşısında avantaj sağlayarak özne için LGPL kullanmak bir strateji me- gür yazılım geliştiricilerine yardım etmenin bir yoludur. selesidir. lıydı. Ama oyunlar için, uyumluluğun sorun teşkil etmemesi nedeni ile Unix’ te var olan oyunların listesini takip etmedik. Bunun yerine, kullanıcıların sevebilecekleri geniş bir oyun yelpazesini listemize dahil ettik. C kütüphanesi kapsamlı bir iş yapar; her sahipli sistem veya derleyici C kütüphanesi ile gelir. Öyleyse C kütüphanemizi sadece özgür yazılımın hizmetine vermek özgür yazılıma bir avantaj sağlamaz, sadece kütüphanemizin kullanımı için caydırıcı olur. Makale: GNU Projesi sayılmaz. Ayrıca Readline’ı kullanabilmek için özgür hale getirilmiş bir uygulama, topluluğumuz için gerçek bir kazanç sayılır. Sahipli yazılım geliştiricileri, paranın getirdiği avantajlara sahiptir. Özgür yazılım geliştiricilerinin birbirlerine avantaj sağlamaya ihtiyacı vardır. Umarım birgün, yeni yazılımların yapı taşlarını oluşturacak faydalı modüller sunan ve daha çok özgür yazılımın geliştirilmesine olanak sağlayan doğrultusu sahipli yazılım ile aynı olamayan , GPL kapsamı altında bulunan geniş bir kütüphane koleksiyonuna sahip oluruz. Kaşınan Yeri Kaşımak mı? Eric Raymond der ki: “ Her güzel yazılım, yazılım geliştiricinin şahsi bir kaşıntısını kaşımasıyla başlar”. Belki ba- zen böyle olur ama GNU sisteminin çoğu temel parçası eksiksiz bir işletim sistemine sahip olmak için geliştirilmiştir. Bir plan ve bir vizyon dahilinde geBASH için komut satırı düzenlemesi liştirilmiştir, bir güdü dahilinde değil. için geliştirilmiş bir kütüphane olan GNU Readline’ı (2) göz önüne alalım. Mesela Unix türü sistemler, C kütüphaReadline, kütüphane GPL’i ile değil sıra- nesine ihtiyaç duyduğu için GNU C küdan GNU GPL ile yayınlanmıştır. Bu tüphanesini geliştirdik; Unix türü sismuhtemelen Readine’ın kullanımını bir temler, kabuğa ihtiyaç duyduğu için miktar azaltmış olsa da bizim için kayıp BASH’i geliştirdik; Unix türü sistemler, 62 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 tar programına ihtiyaç duyduğu için GNU tar'ı geliştirdik. Kendi geliştirdiğim programlar için de bu böyle oldu; GNU C Derleyicisi, GNU Emacs, GDB ve GNU make. Bazı GNU programları, özgürlüğümüze yönelen belli tehditleri bertaraf etmek için geliştirildi. LZW(3) patentleri yüzünden topluluğumuzun kaybettiği Compress programının yerini alması için gzip programını geliştirdik. LessTif’i geliştirmek üzere insanlar bulduk, yakın zamanda GNOME ve belli sahipli kütüphanelerden kaynaklanan sorunları belirlemek üzere Harmony projeleri başladı. Şu anda populer sahipli şifreleme yazılımlarının yerini alması için GNU Privacy Guard ( GNU Mahremiyet Koruyucusu ) programını geliştiriyoruz. Çünkü kullanıcılar, özgürlükle mahremiyet arasında seçim yapmaya zorlanmamalıdırlar. Makale: GNU Projesi sistemini tamamlayıp bir bütün olarak daha sonra Utah Üniversitesinde gelişyayınlayacağımızı hayal etmiştim. Böyle tirilen bir mikro-çekirdekti. GNU Hurd, olmadı. Mach üzerinde çalışan bir dizi sunucu işlemi ( veya “gnu sürüsü” ) idi ve Unix Sistemin her bileşeni, Unix sistemi üze- çekirdeğinin yaptığı pek çok işi yapırinde geliştirildiğinden, GNU sistemi- yordu. Çekirdeği geliştirme çalışmalanin tamamlanmasından çok önce her rına başlamamız, Mach’in söz verildiği parça Unix sistemi üzerinde ayrı ayrı gibi özgür yazılım haline gelmesini bekçalışabiliyordu. Bu programlardan ba- lememizden dolayı gecikti. zıları popüler oldu ve kullanıcılar bunları geliştirerek, Unix’in uyumsuz versi- Bu tasarımı seçmemizin sebeplerinden yonlarına ve bazen de diğer işletim sis- biri, işin en zor tarafı gibi görünen, temlerine uyarlamaya başladılar. kaynak seviyeli bir hata ayıklayıcı olmadan çekirdek programlarının hata ayıkBu süreç, programları daha güçlendirdi lamasını yapmaktan kaçınmaktı. İşin bu ve kaynak sağlayıcıların da katkı veren- kısmını Mach’te yaptık ve Hurd sunulerin de ilgisini GNU projesine çekti. cularının kullanıcı programları olarak Ama GNU geliştiricilerinin, eksik bile- hata ayıklamasını GDB ile yapmayı uşenleri tek tek yazmak yerine mevcut muyorduk. Ama bunu başarmak oldukbileşenleri uyarlamak ve bunlara yeni ça zamanımızı aldı ve birbirine mesaj özellikler eklemek için harcadıkları za- gönderen çok işlem-kodlu sunucular, man, asgari düzeyde çalışabilecek bir hata ayıklamasını daha zor hale getirisistemin tamamlanmasını birkaç yıl yordu. Hurd’ün düzgün bir biçimde çageciktirdi. lışmasını sağlamak yıllar aldı. Tabi ki bu programları yazan kişiler, bu işe ilgi duydular ve kendi ilgi ve ihtiyaçları uğruna pek çok yeni özelliği bu GNU Hurd programlara eklediler. Ama bu, prog1990 yılına gelindiğinde GNU sistemi ramların varoluş sebebi değildir. tamamlanmak üzereydi. Eksik olan tek temel bileşen, çekirdek ( kernel) idi. Çekirdeğimizi, Mach üzerinde çalışan suBeklenmeyen Gelişmeler nucu işlemleri şeklinde geliştirmeye kaGNU projesinin başlangıcında, GNU rar verdik. Mach, Carnegie Melon ve 63 Alix En başta GNU çekirdeğinin ismi Hurd olarak düşünülmemişti. Orijinal ismi Alix -o zamanlar sevgilim olan kadının adı - idi.O, bir Unix Sistem yöneticisi idi ve isminin Unix isimlendirme tarzına ne kadar uyumlu olduğunu belirtti ve Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 arkadaşlarına şakadan “ birisi ismimi çekirdeğe vermeli ” dedi. Bir şey demedim; ama Alix ismini bir çekirdeğe vererek, ona sürpriz yapmak istedim. civarında, Linux’u, daha tam olarak bitmemiş GNU sistemi ile birleştirince, tamamen özgür olan bir işletim sistemi meydana geldi ( tabi bu ikisini birleştirmek, oldukça esaslı bir işti ). Bugün, Bu böyle devam etmedi. Çekirdeğin ana Linux sayesinde GNU sisteminin bir geliştiricisi olan Michael Bushnell, versiyonunu çalıştırabilmekteyiz. ( şimdi Thomas) Hurd ismini tercih etti ve Alix’i çekirdeğin belli bir kısmına Biz bu sistem bileşimine, GNU sistemi karşılık gelecek biçimde yeniden tanım- ve Linux çekirdeğinin bileşimini vurguladı. Bu kısım, sistem çağrılarını tutup lamak için GNU/Linux diyoruz. Hurd sunucularına mesaj göndererek onları yerine getirecekti. Sonunda Alix ile ayrıldık ve o ismini değiştirdi; bundan bağımsız olarak Hurd tasarımı, C Kütüphanesinin sunuculara doğrudan mesaj gönderebileceği şekilde değiştirildi ve Alix bileşeni tasarımdan çıkarak yok oldu. Gelecekteki Zorluklar Geniş bir yelpazeye yayılan özgür yazılımları oluşturmadaki yeteneğimizi kanıtladık. Bu, yenilmez ve durdurulmaz olduğumuz anlamına gelmez. Pek çok zorluk, özgür yazılımın geleceğini belirsizleştirmektedir. Bunlarla başa çıkAma bu gelişmeler olmadan önce, bir mak, belki de yıllarca sürecek azimli bir arkadaşı Hurd’ün kaynak kodu içinde uğraş ve sabır gerektirecektir. İnsanlaAlix ismine rastlamış ve bundan ona söz rın özgürlüklerine değer verdiklerinde etmişti. İsim işe yaramıştı. ve onu kimsenin almasına izin vermedikleri zaman gösterdikleri bir çeşit kararlılık lazım olacaktır. Linux ve GNU Linux GNU Hurd, üretimde kullanmak için hazır değildi. Neyse ki 1991 yılında başka bir çekirdek mevcuttu. Linus Torvalds, Unix uyumlu başka bir çekirdek geliştirip, “ Linux” ismini vermişti. 1992 Gizli Donanımlar Makale: GNU Projesi Donanım üreticileri, donanım ayrıntılarını gizlemeye gitgide daha çok meyletmektedirler. Bu da Linux ve XFree86’ nın (4) yeni donanımları destekleyebilmesi için sürücülerin yazılmasını zorlaştırmaktadır. Şimdi tamamen özgür sistemlerimiz var; ama geleceğin bilgisayarlarını destekleyemediğimiz taktirde onları elimizde tutamayacağız. Bu sorun ile başa çıkmanın iki yolu vardır. Programcılar, donanımları nasıl destekleyeceklerini bulmak için tersmühendislik yapabilir. Geriye kalanlarımız ise özgür yazılımlar tarafından desteklenen donanımları tercih edebilir. Sayımız arttıkça, donanımların gizliliği, kendi kendini mağlup eden bir politika haline gelecektir. Ters mühendislik zor bir iştir; bu işin üstesinden gelmeye yetecek kadar kararlı programcılarımız olacak mı? Özgür yazılımın bir prensip meselesi olduğu ve özgür olmayan sürücülere hoşgörü gösterilemeyeceği konusunda güçlü bir kamuoyu yaratabilirsek, buna cevaBundan sonraki dört kesimde bu zor- bımız “ evet” olacaktır. Büyük kısmımız luklar tartışılacaktır. özgür sürücüleri kullanabilmek için fazladan para ve zaman harcayacak mıdır? Özgürlüğe kavuşma kararlığımız yaygınlaşırsa, buna cevabımız “ evet” olacaktır. 64 Makale: GNU Projesi Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 masaüstü adlı önemli bir özgür yazılım Uyumlanabilir bir kütüphane olan Harderlemesinde Qt adı verilen, özgür ol- mony, KDE yazılımlarını Qt’yi kullanmaÖzgür bir işletim sistemi üzerinde çalı- mayan Grafik Kullanıcı Arabirimi ( GUI) dan çalıştırmak üzere tasarlanmıştı. şan özgür olmayan bir kütüphane, öz- araç takımı kütüphanesi kullanıldı. 1998 Kasım’ında Qt geliştiricileri, Qt’yi gür yazılım geliştiricileri için bir tuzak işlevi görür. Kütüphanenin çekici özel- Özgür GNU/Linux sistemleri, KDE’yi özgür yazılım yapacak bir lisans değilikleri yemdir; kütüphaneyi kullanırsa- kullanamıyordu; çünkü kütüphaneyi şikliğine gittiklerini duyurdular. Tabi ki nız tuzağa düşersiniz; çünkü yazılımı- kullanamıyorduk. Ama özgür yazılıma bunun tam nedenini bilmenin imkanı nız, özgür bir işletim sisteminin parçası sadık kalmak konusunda kararsız olan yok; ama sanırım bu, topluluğun Qt’nin olamaz ( açık konuşacak olursak, prog- bazı ticari GNU/Linux dağıtıcıları, yete- özgür yazılım olmamasından kaynaklaramınızı sisteme dahil edebiliriz ama o nekleri yüksek fakat özgürlüğü az olan nan soruna kesin tepki vermesi sayekütüphane olmadan çalışmaz). Daha da bir sistem sistem yaratarak KDE’yi sis- sinde olmuştu (yeni lisans sakıncalı ve kötüsü, sahipli bir kütüphane kullanan temlerine eklediler. KDE grubu, insan- insafsız olduğundan dolayı hâlâ Qt kulbir program popüler olursa, diğer ma- ların Qt kullanmasını etkin bir biçimde lanmaktan kaçınmakta fayda vardır (6). sum programcıları da tuzağa çekebilir. teşvik ediyordu ve milyonlarca yeni Bir sonraki cazibeli ama özgür olmayan Bu sorunun ilk örneği, 1980′li yıllardaki Linux kullanıcısının aklına bunun sorun kütüphaneye tepkimiz ne olacak? Tüm Motif (5) araç takımı ( toolkit-Ç.N) idi. olabileceği gelmedi. Durum vahim gibi toplum tuzaktan uzak durmanın gereğini anlayacak mı? Ya da bir çoğumuz Henüz ortalıkta özgür işletim sistemi gözüküyordu. konfor uğruna özgürlükten vazgeçip yoksa da, sonradan onlar için yaratabiÖzgür yazılım topluğu bu soruna iki şeciddi bir problem mi yaratacak? Geleleceği sorun barizdi. GNU projesi buna iki şekilde tepki verdi: Özgür yazılım kilde tepki verdi: GNOME ve Harmony ceğimiz felsefemize bağlıdır. projelerine, Motif’e destek oldukları kadar, özgür X araç takımı programcık- GNOME ( Gnu Ağ Nesne Modeli Çevre larına da destek olmalarını söyleyerek Ortamı ) GNU’nun masaüstü projesi idi. Yazılım Patentleri ve programcılara, Motif’in yerini alabi- 1997 yılında Miguel Icaza tarafından lecek bir program yazmalarını söyleye- başlatılan ve Red Hat Software’in des- Karşılaştığımız en kötü tehdit; algoritrek. Bu işin tamamlanması yıllar aldı; teği ile geliştirilen GNOME, benzer bir ma ve özelliklerin kullanımını 20 yıla Hungry Programmers adlı programcı masaüstü imkanlarını, yalnızca özgür kadar erteleyebilecek olan yazılım pagrubu tarafından geliştirilen LessTif’in, yazılımları kullanarak sağlamak üzere tentlerinden gelmektedir. LZW sıkıştırçoğu Motif uygulamalarını destekleye- yola koyulmuştu. C++ dışında, pek çok ma algoritmaları, 1983 yılında uygulancek kadar güçlü hale gelebilmesi ancak programlama dilini desteklemek gibi maya başlandı ve biz halen düzgün sıteknik avantajları da vardı. Ama ana a- kıştırılmış GIF dosyaları oluşturabile1997 yılında mümkün oldu. macı özgürlüktü: Özgür olmayan hiçbir cek özgür yazılımlar üretemiyoruz. 1998 yılında MP3 yapımına yarayan 1996 ve 1998 yılları arasında KDE yazılımı kullanmamak. Özgür Olmayan Kütüphaneler 65 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 özgür bir program, patent davası yü- Eksiklik, sistemlerimizin içerebileceği zünden dağıtımdan kaldırıldı . iyi özgür yazılım el kitaplarının olmamasıdır. Belgelendirme, herhangi bir Patentlerle başa çıkmanın yolları var- yazılım paketinin en temel kısmıdır; dır: patentin geçersiz olduğuna dair ka- önemli bir özgür yazılım, iyi bir özgür nıtlar ve o işi yapmak için alternatif el kitabı ile gelmiyorsa bu büyük bir yollar arayabiliriz. Ama iki yöntem de eksiktir. Bugün bir sürü eksiğimiz var. bazen işe yarar; ikisi de işe yaramadı- Özgür belgelendirme, tıpkı özgür yazığında patent, tüm özgür yazılımları kul- lım gibi, fiyatla değil özgürlük ile alakalanıcıların kullanmak istediği bir özel- lıdır. Özgür bir el kitabında aranacak likten mahrum kalmaya zorlayabilir. ölçütler, özgür yazılımda aranacakların Böyle olursa ne yaparız? hemen hemen aynısıdır: Bütün kullanıcılara kesin bir özgürlük sağlama meseİçimizden özgürlük aşkına özgür yazılı- lesi. Programın her kopyasında el kitama değer verenler, her halûkarda özgür bının bulunabilmesi için, kağıt üzerinde yazılımın yanında yer alacaktır. Patentli veya çevrimiçi dağıtıma ( ticari satış daözellikler olmadan işimizi yapmayı ba- hil) müsaade edilmelidir. şaracağız. Ama özgür yazılımın teknik olarak üstün olmasını bekleyenler, pa- Değiştirme izni de çok önemlidir. İnsantentlerin bir özelliğin kullanılmasını en- ların her tür makale ve kitabı değiştirgellemesi durumunda buna “ başarısız- me iznine sahip olması gerektiğini sanlık ” diyeceklerdir. Bu yüzden, “ kated- mıyorum. Örneğin; sizlerin ve benim ral ”(7) modeli yazılım geliştirmenin eylem ve görüşlerimizi belirten bu ve pratik etkinliğinden ve bazı özgür yazı- bunun gibi makalelerin değiştirilmesine lımların güvenilirliğinden ve gücünden izin vermek zorunda olduğumuzu sanbahsetmek faydalı olsa da burada dur- mıyorum. malıyız. Özgürlükten ve prensiplerden bahsetmeliyiz. Fakat değiştirme özgürlüğünün, özgür yazılımın belgelendirmesi için bu kadar önemli olmasının özel bir nedeni vardır. Özgür Belgelendirme İnsanlar, yazılımı değiştirme haklarını kullanıp o yazılımın özelliklerinden baÖzgür işletim sistemlerimizdeki en bü- zılarını çıkardıklarda veya bazı özellikyük eksiklik yazılımdan kaynaklanmaz. leri eklediklerinde, özenli iseler, el kita66 Makale: GNU Projesi bını da değiştireceklerdir. Böylece değiştirilmiş program ile ilgili doğru ve kullanılabilir bilgi sunabilirler. El kitabı, programcıların özenli olmasını sağlamaz ve işi bitirmek toplumumuzun ihtiyaçlarını karşılamaz. Değişikliklerin nasıl yapılacağı ile ilgili bazı sınırlar koymak, çok büyük sorun yaratmaz. Örneğin; asıl yazarın telif hakkı uyarısının, dağıtım şartlarının, yazarların listesinin muhafaza edilmesi sorun yaratmaz. Değiştirilmiş versiyonların değiştirildiğine dair not eklenmesi, hatta teknik içerikli olmadıkları sürece değiştirilemeyecek veya silinemeyecek bölümlerin olması da sorun değildir. Bu türlü kısıtlamalar, sorun yaratmaz; çünkü el kitabını, değiştirilmiş programa uygun hale getirmekten özenli bir programcıyı alıkoymazlar. Başka bir deyişle özgür yazılım topluluğunun el kitabından tam olarak yararlanmasını engellemezler. Ama, el kitabının “ teknik ” içeriğinin değiştirilmesi, daha sonra bilinen tüm ortam ve kanallardan dağıtılabilmesi mümkün olmalıdır. Aksi taktirde kısıtlamalar topluma mani olur, el kitabı özgür olmaz ve başka bir el kitabına ihtiyaç duyarız. Özgür yazılım geliştiricileri, geniş kap- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 samlı el kitapları hazırlayacak bilince ve kararlılığa sahip olacak mıdır? Geleceğimiz, bir kere daha, felsefemize bağlıdır. Özgürlükten Bahsetmeliyiz Tahminlere göre bugün, Debian GNU/ Linux ve Red Hat GNU/Linux gibi GNU/ Linux sistemlerinin on milyon kullanıcısı vardır. Özgür yazılım öylesine pratik avantajlar geliştirmiştir ki kullanıcılar sadece pratik nedenlerden dolayı akın etmektedir. Bunun iyi sonuçları barizdir: özgür yazılım geliştirmek konusuna artan ilgi, özgür yazılım iş dünyası için daha fazla müşteri ve şirketleri sahipli yazılım ürünleri üretmek yerine özgür yazılım üretmeye teşvik etmek için daha fazla güç. Ama yazılıma olan ilgi, temelinde yatan felsefe hakkındaki bilinçten daha hızlı büyümektedir ve bu sorun yaratır. Yukarıda saydığımız zorluklara ve tehditlere karşı koyma yetimiz, özgürlükten taviz vermeme azmimize bağlıdır. Toplumun bu azme sahip olduğundan emin olabilmek için, topluluğumuza yeni katılan kullanıcılara bu fikirleri yaymalıyız. Ama bunu yapmayı beceremiyoruz: Yeni kullanıcıları topluluğumuza çekmek için gösterdiğimiz çabalar, onlara topluluğumuzun üyesi olmanın kurallarını öğretmek için harcadığımız çabaları kat kat aşıyor. İkisini de yapmaya ve iki çabayı dengelemeye muhtacız. Makale: GNU Projesi lımların reklâmları ile doludurlar. Yeni Motif’ler ve Qt’ler ortaya çıktığında, bu dergiler, kullanıcılara bunlardan kaçınmalarını mı söyleyecektir; yoksa bunların reklamlarını mı yayımlayacaktır? İş dünyasının desteği, topluma çeşitli yönlerden katkı sağlayabilir, aynı zamanda faydalıdır. Özgürlük ve ilkeler“Açık Kaynak” den daha az söz ederek onların desteğini kazanmak korkunçtur; yoksullarla 1998 yılında topluluğumuzun bir kısmı, kentliler arasındaki eğitim uçurumunu “ özgür yazılım ” kelimesini kullanmayı daha da derinleştirir. bırakıp bunun yerine “açık kaynak” demeye başlayınca, yeni kullanıcılara öz- “ Özgür Yazılım ” ve “Açık Kaynak ”, üç gürlükle ilgili şeyler öğretmek zorlaştı. aşağı beş yukarı aynı yazılım kategoriBu kelimeyi tercih edenlerin bazısının sini tanımlar, ama yazılım ve değerler “ free ”( özgür) ve “ gratis”( bedava ) keli- ile ilgili farklı şeyler söylerler. GNU meleri arasındaki anlam kargaşasından Projesi, sadece teknolojinin değil de kaçınmak gibi geçerli nedenleri vardı. özgürlüğün de önemli olduğunu ifade Diğerleri ise özgür yazılım hareketi ve etmek için, “ özgür yazılım ” terimini GNU projesini harekete geçiren ilkenin kullanmaya devam etmektedir. ruhundan kendilerini ayırmak ve bunun yerine yetkililerin ve ticari kullanıcıların ilgisini çekmeyi amaçlamıştı. Ço- Dene! ğunluğu kârı özgürlüğün, toplumun ve ilkelerin üstünde gören bir ideolojiye Yoda’nın felsefesi (“ Deneme yoktur”) sahipti. Bu yüzden “açık kaynak” ın dili kulağa hoş gelse bile bana göre değil. yüksek kaliteli, güçlü yazılım yapmaya İşimin büyük kısmını, işi yapabilecek odaklanmıştır ama özgürlük, toplum ve miyim diye endişelenerek, yaptığımda ilke gibi fikirlerden kaçınır. amacıma ulaşmama yetip yetmeyeceğinden emin olmadan yaptım. Ama yine “ Linux” dergileri bunun açık örneğidir. de denedim, çünkü şehrim ile düşmaGNU/Linux’ta çalışan sahipli yazı- nım arasında benden başka kimse yok67 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 tu. Bazen, kendimi bile şaşırtarak başarılı oldum. Bazen başaramadım ve şehirlerimden bazıları düştü. Hemen tehdit altında olan başka bir şehir buldum ve savaşa hazırlandım. Zaman içerisinde tehditleri bulup, diğer hackerlara bana katılmaları için çağrı yaparak, kendimi şehrime siper etmeyi öğrendim. Bu günlerde yalnız değilim. Saf tutmaya uğraşan bir hacker birliği gördüğümde, bu şehrin şimdilik ayakta kalacağını anlıyorum, ferahlık ve haz duyuyorum. Ama tehlikeler yıldan yıla büyüyor ve şimdi de Microsoft, topluluğumuzu açıktan açığa hedef alıyor. Özgürlüğümüzün geleceği garanti altında değil. Garanti altında olduğuna inanmayın! Özgürlüğünüzü korumak istiyorsanız onu savunmak için hazırlıklı olmalısınız. *Aslı, Açık Kaynaklar: Açık Kaynak Devriminden Sesler;(O’Reilly, 1 999)’de yayınlanmıştır Bu makale “Özgür Yazılım Özgür Toplum : Richard M. Stallman’dan Seçme Makaleler” kitabında yer alır.(Boston:GNU Press, 2004) ISBN 1 -821 1 4-99-X, www.gnupress.org Bu uyarının konulması kaydıyla makalenin herhangi bir ortamda eksiksiz ve tam olarak kopyalanması ve dağıtımı serbesttir. (1 )Hack gibi çeşitlilik arz eden bir kavram hakkında bir tanım yapmak zor olsa da bence bu eylemlerin ortak noktası şakacılık, zekilik ve keşiftir. Öyleyse «hack etmek» demek; mümkün olanın sınırlarını şakacı bir zeka ile keşfetmektir. Şakacı zekayı sergileyen eylemlerin «hack değeri» vardır. Yanlış anlaşılmayı düzeltmek için hack etme ile güvenlik ihlali arasına bir ayrım koyarak-güvenlik ihlali için «crack etme» (kırma-Ç.N.) terimini kullanarak bize yardımcı olabilirsiniz. Bunu yapan kişiler «cracker»lardır. Bazıları aynı zamanda hacker olabilir, tıpkı satranç oyuncusu veya golfçü olabilecekleri gibi. Ama çoğunluğunun hackerlık ile alakası yoktur.(“Hack Üzerine”RMS;2002) (2)GNU Readline kütüphanesi, kullanıcıların yazılan komut satırlarını düzenlemesini sağlayan programların kullanması için bir dizi işlev sunar. (3)Lempel-Ziv-Welch algoritması verilerin sıkıştırılması için kullanılır. (4)Xfree86, ekran donanımınıza(fare, klavye, vs.) arayüz oluşturan bir masaüstü ortamı sağlar. Değişik platformlar üzerinde çalışabilir. (5)Motif, X pencereleri üzerinde çalışan bir arayüz ve pencere yöneticisi idi. (6)2000 yılı Ekim ayında Qt’nin GNU GPL 68 Makale: GNU Projesi lisansı altında yayınlanması sorunu kökten çözdü. (7)Muhtemelen “ ‘pazar’ modeli yazılım geliştirmenin” demek istemiştim, alternatif olmasına rağmen o zamanlar yeni ve tartışmalıydı. Makale Özgür Ilgın ([email protected]) Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Nereye Gidiyoruz? oldukça hızlı bir trafik! Bu akıntı Özgür Yazılımı nereye götürecek, tabi ki bunu şimdiden bilmek zor ama bir kaç öngörüde bulunmak müneccimlik olmaz herhalde. Buyrun göz atalım: 1. Standartlaşma Kapıda GNU/Linux’un yaygınlaşamamasının en önemli sebeplerinden biri de farklı masaüstü yöneticileri yüzünden uygulamalar arasında bir birlik sağlanamaması. GNOME ve KDE‘nin temelinde bulunan GTK ve Qt gibi uygulamalara sıkı sıkıya bağlı olan uygulamalarla ortak yazılım havuzu oluşturmak oldukça zor. Tabii ki, buna ille de olumsuz bir anlam yüklemek niyetinde değilim çünkü özgürlük ve standart (ölçün) birbirinin alanıkısıtlayan şeyler ve ben her zaman Yalnızca 5 yıldır GNU/Linux ile uğraş- nı kantarın topuzunu birazcık özgürlük mama rağmen şunu söylemek hiç de tarafına kaçırmaktan yanayım. yanlış olmayacak: Kısa GNU/Linux hayatım boyunca geçtiğimiz 2 aya benzer İşte bunu çok iyi analiz eden Canonical yoğunlukta bir 2 ay daha geçirmedim. iki önemli adım attı. Birincisi Ubuntu Abartmayayım ama Özgür Yazılım dün- üzerinde öntanımlı olarak gelen yasında ilk defa böyle bir hareketlilik GNOME kabuğunu bırakıp GNOME ügörüyorum. Gündem öyle hızlı değişip zerinde çalışan bir başka kabuk olan gelişiyor ki internetten bir kaç gün u- Unity’ye geçmeye karar verdi. Unity, zak kaldığımda bir veya bir kaç önemli Ubuntu’nun Netbook sürümü için kulgelişmeyi kaçırdığım oluyor. GNU/Li- landığı masaüstü kabuğu ve bundan nux’tan önce gelişmeleri aylık PC-Win- sonra hem Netbook hem de masaüstü dows dergilerinden takip eden biri için sürümlerinde tek masaüstü kabuğu o69 Makale: Nereye Gidiyoruz? larak kullanılacak. İkinci adım ise gerçekten şaşırtıcı ve daha köktenci oldu: Ubuntu emektar X Görüntü sunucusunu (X.org) bırakıp onun 2008 yılında geliştirilmeye başlanan Wayland Görüntü Yöneticisini kullanmaya karar verdi. Canonical bunu başarabilirse seksenli yılların ortasından beri tüm Unix benzeri sistemler için standart haline gelen X’in yerini, OpenGL tabanlı daha hızlı bir kullanıcı deneyimi sağlayacak olan Wayland alacak. Her iki adımın başarılı olabilmesi için aşılması gereken çok ciddi engeller var. Ama Canonical ve Mark Shuttleworth kafasındakileri gerçekleştirebilirse masaüstü ortamı önümüzdeki 5 yıl içinde belli bir standartlaşmaya doğru yol almaya başlayacak. Zira, Red Hat’in topluluk dağıtımı olan Fedora Wayland’e geçme niyetini daha şimdiden kamuoyuna duyurdu. 2. Stallman’ın Uyarıları: “ Kehanet değil, deneyim ” Geçtiğimiz ayların iki önemli gelişmesinden biri Oracle’ın The Document Foundation (TDF) üyelerini OpenOffice.org(OOo) kurulundan ayrılmaya davet etmesi idi. Davet büyük tepki yarattı ve bir grup geliştiricinin OOo’dan ayrılıp LibreOffice (LO) saflarına geçmesine neden oldu. Pardus, Fedora, Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 OpenSUSE ve Ubuntu ise gelecek sürümlerinde LO’yu ön tanımlı ofis uygulaması olarak sunmaya karar verdi; ArchLinux depolarında ise şu anda LibreOffice beta haliyle kurulabilir durumda. İlginç olan şu ki Oracle karşıtı cephe OSI’nin “Açık Kaynak ” kavramını savunanlar ile FSF’nin “ Özgür Yazılım ” taraftarlarını, yani “ düşman kardeşleri ” bir araya getirmişti. Her ne kadar bazıları bu olayı “ Google, GNU/Linux cami- açtığı bitmez tükenmez davalar ile aksini iddia etse de UNIX’in patenti halen Novell’ın elinde ve Novell’ın Unix’ten Linux’a aktardığı bazı kodlar Microsoft destekli bir konsorsiyumun malı olunca Özgür Yazılım dünyasının köşeye sıkışma olasılığı gündeme geliyor. Tartışmalara rağmen ısrarla GNOME’a dahil edilmeye çalışılan Mono platformunun durumu ise muallakta. GNOME, Mono’ nun lisansının Attachmate’e geçeceğini asını düşmanı Oracle’ın üstüne saldır- iddia etse de bu platformun sahip oldutıyor” gibi acul ve sığ analizlerle açıkla- ğu çift patent baş ağrıtma potansiyeline maya çalışsa da gerçek şuydu: Özgür sahip bir başka ayrıntı. ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım camiası, kendine yönelen tehdit karşısında yek- Yani sözün özü şu: Sakallı, aksi ve ihtivücut oldu. Özgürlük tehlikeye düşünce yar hackerın biri bizi uyarmak için teverimlilik, esneklik ve kalite gibi kav- pinirken biz sözde “ özgür” yazılımlarıramların hiçbir anlamının kalmadığı gö- mıza tartışmalı lisanslara sahip uygularüldü. maları dahil ederek “ Kaliteli Yazılım ” peşinde koşuyorduk. Koca koca şirketBir diğer önemli gelişme ise daha yakın lerin Özgür Yazılımı kara kaşı kara gözü bir tarihte gerçekleşti. Novell firması için daha da iyiye götüreceğine inanı2.2 milyar Dolar’a Attachmate adlı fir- yorduk. Stallman bize demez mi ki “ Bümaya satıldı. Usta yazar Steven j. Vaug- tün yaz şarkı söyledin şimdi de oyna ” han-Nichols’a göre Attachmate’in 2.2 diye?. Bütün bunların ders olmasını ummilyar Dolar gibi ciddi bir parayı bul- maktan başka bir şey gelmiyor elimizması imkansız ve bu işin perde arka- den. sında Microsoft var. Daha da ilginci, Novell’ın elinde bulundurduğu patentlerin 450 milyon Dolar’a CPTN Hol- 3. İyi Google ve İyi Canonical “ Kötü dings LLC adlı konsorsiyuma satılması. kedi Apple olur mu?” Konsorsiyumun üyelerinden biri; sıkı durun; Microsoft! Her ne kadar SCO Google bir zamanlar, bilenin bildiği hızlı 70 Makale: Nereye Gidiyoruz? bir arama motoru idi. Öyle bir gelişme stratejisi izledi ki kendi adını internet ile özdeş hale getirmeyi başardı. Bunu da ücretsiz hizmetlerle, reklam yapmadan memnun kullanıcıların fısıltı gazetesi sayesinde yaptı. Pahalı dev sunucular kurmak yerine kullanılmış bilgisayarlardan oluşmuş kümeler kurarak altyapısını oluşturdu. GNU/Linux kullanmaktan çekinmedi. Özgür ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım camiasına yakın olmaya çalıştı ve bildiğim kadarı ile *.flv dosya biçimi hakkında Richard Stallman ile girilen polemik dışında camiayı incitmemeye çalıştı. Üniversite kütüphanelerindeki kitapları, gazeteleri elektronik ortama aktarmak gibi daha birçok sosyal projelere de el attı. Şu anda ciddi bir ekonomik güç haline gelen Google faaliyetlerini taşınabilir elektronik cihazlar konusunda yoğunlaştırıyor. Cep telefonu ve taşınabilir internet cihazlarında ( kısacası akıllı aletler) kullanılan Android’in yanı sıra Netbooklar için Chrome ağ tarayıcısı tabanlı GNU/Linux işletim sistemi ChromeOS’u piyasaya sürmek üzereler. Şimdilerde, Özgür Yazılım dünyasına züccaciye dükkanına dalan fil gibi giriş yapan Oracle’ın açtığı Android davası ile uğraşıyorlar. Canonical ise bir başka başarı hikayesi. Tabii ki bu daha sınırlı bir başarıyı ifa- Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 de etse de Özgür Yazılım ve GNU/ Linux dünyasında meydana getirdiği değişiklikler oldukça kayda değer.; hatta akan ırmağın yatağını değiştirdi bile diyebiliriz. 2004 yılında Debian tabanlı GNU/Linux dağıtımı olan Ubuntu ile görücüye çıkan şirket, grafik kullanıcı arayüzü ve kullanım kolaylığı konusunda yaptığı yeniliklerle ismini GNU/ Linux ile eşdeğer hale getirmeyi başardı. Öyle ki, GNU/Linux kullanım oranlarını sürekli takip eden birisi olarak Ubuntu’nun yeni sürümlerinin çıktığı aylarda kullanım oranlarının arttığına şahit oldum. Mark Shuttleworth, bir bilgisayar kurdundan ziyade vizyonu olan, ne yapacağını bilen, hırslı ve kitleleri peşinden sürükleyecek karizmaya sahip başarılı bir lider portresi çiziyor. Daha 2008 ylında “ Biz 2001 model Windows XP’yi taklit etmeyeceğiz. Bizim masaüstündeki rakibimiz Apple’ dır” diyerek hedefini ortaya koydu. Gör- sel anlamdaki yeniliklerin yanı sıra Ubuntu One ile çevrimiçi depolama ve hatta alışveriş özellikleri Ubuntu’ya eklendi. Bugünlerde ise 1. maddede bahsettiğimiz gelişmelerle Ubuntu’nun GNU/Linux dünyasında standartlaşmaya doğru gittiği ve bu girişimin de GNU/Linux camiasında önemli bir destek bulacağı görülüyor. GNOME kabuğunu ve X’i bırakmayı planlayan Ubuntu önümüzdeki günlerde ne gibi yeni- liklere imza atacak, merak içindeyim doğrusu. Mesela Debian tabanı mı terk edilecek, yoksa APT paket yöneticisi mi bırakılacak bilmiyorum. Ayrıca Canonical’ın dokunmatik ekranlı ARM işlemcili internet tabletleri üzerinde çalıştığı ve yakında bu pazara gireceği de sır değil. Yani Ubuntu sürekli değişiklik peşinde. Değişime uymak değil değişimi kendi yaratmak istiyor ve şurası açık ki onlar değiştikçe pazar da onlarla birlikte değişiyor. Makale: Nereye Gidiyoruz? kaybeder, hızla tırmandıkları basamakları gerisin geriye inmeye başlar. 4. Gündemden Düşen Microsoft Bir açık kaynaklı Özgür Yazılım destekçisi olarak hiç bir zaman çiğ Microsoft düşmanlığı yapmaya çalışmadım. Steve Ballmer gibi palyaçolar da “ Linux kanserdir” gibi şaklabanlıklara girişmediği sürece tepki vermekten yana olmadım. Akrep ve kurbağa hikayesindeki manHikayeler böyle. Peki, bu iki başarılı ör- tığa hep inanırım. Akrep akreptir: seni nek bir gün gelir de Özgür Yazılım dün- sokmasını istemiyorsan sırtına bindirip yasına zarar verebilir mi? Şimdiye ka- dereden karşıya geçirmeyeceksin . Ondar birlikte yürüdükleri kişilere sırtını ların işi sahipli yazılım üretmek. Bizim dönüp birer Apple, Microsoft veya O- işimiz Özgür Yazılım üretmek ve/veya racle olur mu? Bilemiyoruz. İkisinin de kullanmak, bilginin özgürlüğünden yafelsefesi “ Özgür Yazılım Dünyası ile iyi na olmak. Bu yüzden amacı ve yöntemgeçin, ücretsiz hizmet ver” Örneğin leri belli olan bir şirkete karşı milyonGoogle günün birinde Özgür Yazılım larca defa söylenmiş sözleri söyleme adünyasını hedef almaya başlarsa beda- culluğuna düşmekten hep kaçındım. va hizmetlerden faydalanan ve Özgür Bahsetmek istediğim şey başka. MicroYazılım ile alakası olmayan milyarlarca soft’un durumunu kapitalist piyasanın insanın umurunda olur mu, orası şüp- bakış açısını kullanarak analiz etmeye heli. Aynı şey Ubuntu için de geçerli. çalışacağım. Şu günlerde bilişim dünNetice itibarı ile bedava hizmet ile öz- yasında Microsoft’un adının ne kadar gürlük farklı şeyler. Bu iki şirket günün az anıldığına ve anıldığında hep başabirinde Özgür Yazılım camiasını hedef rısızlıklarla beraber anıldığına dikkat almaya başlayabilir, böyle bir ihtimal ettiniz mi? Anti-tröst davasını kaybether zaman söz konusu olabilir ama o tikten sonra Sun ve Novell gibi şirketzaman Google da Canonical da şimdi lerle arayı iyi tutmaya bakan, kullanıbulundukları konum ve güçten çok şey cılara yönelik tavrında hiç bir değişiklik 71 Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 yapmayı düşünmeyen Microsoft, “ uygun ” fiyat politikaları ile Windows’u dünyanın en yaygın korsan yazılımı haline getirmeyi başardı. Bazı araştırmalara göre dünya üzerinde kullanılan Windows’ların yaklaşık %70’i lisanssız. XP’den sonra çıkan ve masaüstünde devrim yapacağı söylenen Vista kısa sürede kullanıcılara “ illallah ” derdirtti ve Microsoft, Vista’nın hatalarını düzeltmek için Windows 7’yi çıkarmak zorunda kaldı. Pazar payı araştırmalarına göre kullanıcıların %60’ı hala XP kullanmaya devam ederken Windows 7’nin kullanım oranı Vista’yı daha yeni geçmiş durumda. Ağ tarayıcısı Internet Explorer, Chrome ve Firefox karşısında kan kaybetmeye devam ederken kulla- nım oranı bazı kaynaklara göre %60’ın bazılarına göre de %50’nin altına düştü. Arama motoru Bing, Google’ın küsüratı etmeyecek kullanım oranına sahip. Bu haliyle Microsoft, içini kurtların oyup bitirdiği dev ama kof bir ağaca benziyor ve üstünlüğünü yalnızca insanların tembelliği ve alışkanlığı sayesinde sürdürmeye çalışıyor. Artık bilişim dünyasına heyecan verici yeni teknolojiler sunamıyor. “ GNU/Linux pek yakın bir zamanda masaüstünde lider olacak ” falan gibi desteksiz bir iddia or- taya atmayacağım ama şunu iddia ediyorum ki birisi cesaret edip Microsoft ağacına balta salladığında bu ağacın içinin boş olduğunu anlayacak ve Microsoft o andan itibaren üstünlüğünü hızla 72 Makale: Nereye Gidiyoruz? kaybedecek. Jönler ile yardımcı oyuncular yer değiştirecek. 5. Bundan sonra ne olacak? Burada başlayan yolculuk nereye varır, bundan sonra neler olur kimse bilemez. Ama roller değişip yeni oyuncular yerlerini alana kadar gelişmelerin oldukça hızlı bir biçimde süreceğini söylemek yanlış olmaz. Özgür Yazılım ve GNU/ Linux’un başrolü alması küçük bir ihtimal ama değişimlerin GNU/Linux’un elini güçlendireceği de kesin. Adımlarımızı sağlam atma, tuzaklara karşı uyanık olma ve fırsatları çok iyi analiz edip onlardan faydalanma zamanıdır. Fadike'nin Not Defteri 85. Windows'un standardı, "*.exe" dosyaları ve virüsleri; Sanırım beyin ve sinir sinyallerimizle nesnelere, olaylara GNU/Linux dağıtımlarının standardı, evrensel olmaları ve hükmedeceğimiz zaman! virüssüz yaşam alanı sunmaları. 88. GNU/Linux dağıtımlarındaki tek evrensellik, özgür olmaları. Bir uygulama anında tüm dağıtımlarda gerek res86. Günümüz çevirimiçi olma günü; men, gerekse kullanıcılarca anında paketleniyor ve kullahatta bir gün belirleyelim, (kim binıma sunuluyor. Bunun kapalı kaynak kodlu işletim sislir belki de vardır) “ dünya çevrimiçi temleri ve yazılımlarda firmanın insafına kaldığını bilmeolma günü ” ilan edelim. Yaşça büyenimiz yok gibi. yükler değil de, zamane gençleri için sosyal ağın her türlüsü vazge89. Özgür Yazılım kullanıcılarının sosçilmez bir unsur. Filmini dahi yaptılar, daha ne olsun? Anyal ağı Tuxweet ( ah, keşke ismindeki cak unutulmaması gereken gerçek şu ki; insanın dar güharflerin tümü Türkçe olsaydı! ) ortaya nünde yanında olacak olan, sosyal ağlardaki sanal yaşamçıkalı ne çok kendi dağıtımını hazırlalar değil, gerçekliktir. maya, kendi projelerini geliştirmeye çalışan cesur arka87. Bir efsane daha zamanın ruhuna yenildi: Sony, artık daşların olduğunun farkına vardık. Hepsine destek olmalı. Walkman üretimini durdurduğunu açıkladı. 30 yıllık yaşamı boyunca 220 milyon adet satan Sony Walkman'in yaşa- 90. Kapitalist sistemde bir kural olan serbest rekabet, yalmının bitmesinde, artık müzik dinleme alışkanlığının taşı- nızca kitaplarda yazılıdır. Aslında tüm firmalar, alanında nabilir sayısal müzik çalarlarca değiştirilmiş olması önem- tekelleşmek ve piyasayı tek dağıtıcı, tek üretici, tek hizli etken. Bakalım, ufukta DVD oynatıcılar var gibi görünü- met sunucu konumuna getirmek isterler. Asla görülmez yor. Soru: Bilgisayarlara ne zaman sıra gelecek? Yanıt: denilen monopol, oligopol, düopol gibi piyasalar vardır; 73 Fadike'nin Not Defteri ama gizli ajandalarda. Örnek mi? Yıldızı, zeki ataklar ve girişimlerle yükselen bir firmanın önü, gücü olan bir başka firmaca ne yapılırsa yapılsın kesilemiyorsa, yapılacak bir şey kalır: satın almak! Sadece bu biçimde satın alınan firmanın hem fikirlerine, hem nitelikli iş gücüne, hem ürün ve hizmetlerine, yarattığı katma değer ve yeniliklere sahip olunur. Örneğin; savaşlarda yazılı olmayan bir kural da, sanayi kentlerinin, tarihi eserlerin, fabrikaların bombalanmaması, yakılıp, yıkılıp, yok edilmemesidir. Çünkü kazanan taraf, buralarla savaş zararını çıkartacaktır; ganimete zarar verilmez! Bu yüzden satın almak, diğer firmayı yok etmekten her zaman iyidir. incelenebilir; ama elde, yöneticilerin karar mekanizmalarını gösterir veri henüz yok. Belki de sunulan paraya tav oldular; kim bilir? 92. Ubuntu'nun bu denli gelişmesi, kullanıcılar arasında yaygınlaşması, yönlendirici davranması, umarım, Sun Microsystems gibi kötü bir sonla bitmez: satın alınmak! 93. Şimdilik hepimizin yüre- ğinin, LibreOffice'den yana atması gerek değil, şart! Çünkü ORACLE firmasının OpenOffice.org geleceği ve diğer Sun Microsystems ürünlerinin üzerine çökerttiği kara bulutlar ortada. Gelecek, şimdilik belirsiz olan, kâr oranlarının durumuna göre şekillenecek. Ancak Libre91. Neden mi bu denli uzun bir analiz? ORACLE ve Sun Office'in geleceği, insanlığa hizmet ve bilginin güvenilirMicrosystems dememiz yeterlidir sanırım. ORACLE baktı liği doğrultusunda ( bu konuda bir de manifestoları var, ki, Sun Microsystems ile baş edemeyecek, satın alma yo- okuyunuz) parlak ve aydınlık. luna gitti. Peki, Sun Microsystems bunca bilinirlik, marka değeri, fikir, ürün ve hizmet elinde mevcut iken, neden 94. Dağıtımların beta sürümlerini denemek, gelişim sürekendisini sattı? Bu, ayrı bir stratejik yönetim kararı olarak cine önemli bir katkı sağlayacaktır. Özellikle de kararlı dağıtım ilan edildikten sonra ilk kurulumlarda forumları su 74 Fadike'nin Not Defteri istilası gibi basan " şu çalışmıyor, bu hatayı aldım, paketi hayli ele veriyor: Facebook, Twitter, güncelerimiz, kurdum ama yazıcımı tanımadı, Firefox'u açıyorum ama Tuxweet, e-posta listeleri, forumlar ve hepsindeki imzalaaçılır gibi yapıyor açılmıyor, şu, bu,o. " başlıkları, biliniz ki rımız... Kısacası sosyal ağlar: birincisi işletmelerin satış ve beta ve RC sürümlerinin sıkı denenmesi, hata bildirimle- pazarlama yapmaları için tüm kişisel bilgileri içeriyor, irinin yapılmasıyla çözülecek şeylerdir. Çünkü bu sorun, kincisi ise istihbarat ajanları için hazır bilgiler içeriyor! yalnızca bildirim yapan kişiye ait olabilir ve hata takip Hatta Google aramalarımız bile dizinlenmekte! Yoksa sossistemi ile bildirimi yapılmış olsaydı geliştiriyal ağlarda gezinirken gözaltında mıyız? Güzel bir yazı cilerce çözülebilirdi. Dolayısıyla yalnızca hazıokumak isterseniz eğer, bu konu hakkında Cumhuriyet ra konmak olmaz; kullanıcı dağıtımın gelişme Gazetesi’nin Bilim Teknoloji ekinin 29 Ekim 2010 tarihli aşamasından, sürüm duyurusuna dek her alasayısına bakınız. nında bulunulmalı. 98. Ubuntu 10.10 Maverick Merkaat sürümünde iki şey 95. Hata takibi, çeviri, belgelendirme, paketleme, duyuru, dikkatimi çekti: Birincisi yazı tipi güzel ve beklenilenin inceleme, tanıtım ve propaganda, yerelleştirme, örgütlen- cevaplanması olmuş. İkincisi ise pek olumlu değil: eğer me, geri bildirim, eleştiri, sahiplenme. Özgür Yazılım’ın Ubuntu One servisini kullanıyorsanız ve açık ise eşitlenyaşayabilmesi için gerekli olan öğeler. Hepimiz, bu saydık- mesini istediğiniz dizinleri; Ubuntu One bir kez yetki aldı larımız arasında bir biçimde yer almalıyız. mı; hesabınıza depolamaya başlıyor. Eğer ki, GNU/Linux dağıtımlarının test sürüşlerini yapmak için kalıp indirdiy96. En son kimden " serial key" istediniz? Özgür Yazılım, seniz ve varsayılan kayıt yeriniz de İndirilenler dizini ise sizi kötü alışkanlıklardan uzak tutar. geçmiş olsun derim: 2 GB boyutundaki ücretsiz alanınız doldu bile! İnternetinizin gözle görülür oranda yavaşlama97. Sosyal ağlarda olan yaşantımız, gerçeklerimizi de bir sına neden olan bu işlevi kapatmak için, kullandığınız ma75 Fadike'nin Not Defteri saüstü yöneticisinin görev yöneticisini kullanmanız yeter- için geçerli olsa da bu takvimin GNOME’un güncellenme li. takvimine göre hazırlandığını biliyoruz. Altı ayda bir duyurulan Ubuntu’nun kendisi olurken ve 99. KDE’de sevdiğim iki özellikten birincisi yeni tema, du- vitrine de yeni elbisesi ile çıkarken, Kubuntu var kağıdı, simge, renk şemaları, açılış teması gibi birçok tarafında hiç de öyle olmuyor ve çoğu Ubuntu kişiselleştirilebilir öğe için değişiklik yapılan panelde mut- kullanıcısı ve KDE sever, Kubuntu’ya hiç iyi laka “ yeni öğeler al... ” düğmesinin olması. Hani derler ya geri bildirim yapmıyor. Aynı şey Xubuntu “ yalnızca bir tık ötede ” diye, işte bunun vücuda gelmesi içinde geçerli. Ye-nilenen sadece paketler oluyor ki, bu böyle bir şey! İkincisi ise GNOME’a nazaran sağ tık menü- işlem basit bir gün-celleme ile de pekala mümkün. sü ile en yukarıda bulunan “ yeni oluştur” komutu. Bu komut ile alışageldiğimiz işlevleri yapabiliyoruz: belge oluş- 102. İnternet tarayıcısında çok seslilik başturmak, şablon yaratmak, aygıta bağlanmak gibi. Birde ladı: Firefox, Chromium, Rekonq, Midori, istediğimiz dizinde F4 ile konsol açmak var; bununla üç Konqueror, Epiphany... Gerçi en gözde şu etti. aralar Firefox ve Chromium; ancak yine de diğer seçenekleri gözardı etmemek gerekmekte. Benim 100. Dolphin açılırken çok uzun süre bekliyor; açılınca da tercihim, eklentilerin efendisi Firefox’tan yana olurken çalışmamazlık ediyor. Sanırım iş yavaşlatma eyleminde, ana sistemimde, Netbook’ta ise 10.1” ekranda dana geniş genel greve çıkması yakındır. görme alanı sunan Chromium ve Rekonq’tan yana. 101. Yine Canonical Vakfının bir ürünü: üvey evlat 103. Bir USB belleğimde PortableApps.com sitesinin sunKubuntu! Çünkü, altı aylık güncelleme takvimi kağıt üze- duğu uygulamalar kurulu: Firefox, Abiword, Pidgin, rinde tüm Ubuntu türevleri ( K, X, L, Studio ve diğerleri ) Thunderbird, Peazip ve Sumatra, VLC Player yetiyor ba76 Fadike'nin Not Defteri na. Neden mi? Alışkanlıklarını kıramamış dostlarıma misafirliğe gittiğimde şaşmaz bir şekilde bilgisayarlarında kaynak kodu kapalı işletim sistemi üreticisi Microsoft firmasının ürünlerinden biri kurulu oluyor; internete gireceksem bu şekilde girmesi rahat oluyor. Ekleyeyim ki, onları Özgür Yazılım dünyasına göç ettirecek isek, her türlü avantajımızı kullanmamız gerek değil mi? kurmuşken... Oysa dergi işleri için, diğer görevli arkadaşlarla, Pidgin’de ne güzel oda oluşturup beyin fırtınası yapıyoruz... 105. Kişisel mi genel mi? Şu ana dek kütüphanelerde et- kin görev yapmış biri olarak soruyorum: Ne kadar okuyoruz ve okuduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Anlıyorsak eğer, bunca istiflenmiş veriyi işleyerek bilgiye dönüştüre104. Kopete Anlık İleti uygulamasında, Jabber hesapları biliyor, verimli bir cevher yaratabiliyor muyuz? Hangimiz için oda oluşturma seçeneği yokmuş; belki de ben bula- kaç kitap okuduk, hangimizde kaç kitap var, dahası bir madım. Tam da Debian SID üzerinde kendime göre KDE kütüphanemiz, kişisel bir kitaplığımız var mı? 77 Fadike'nin Beyin Haritası 78 Kapanış Yazısı Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10 Kapanış Yazısı Aydın Bez ([email protected]) Siz şu anda 26. sayıyı okuyup bitirirken ya da kim bilir, ilk olrak bu yazıyı okurken, biz çoktan 27. sayı hazırlıklarına başlamış olacağız. Hatta kendini tutamayıp, 28. sayı için yazı dahi yazanlar bile var aramızda daha bu sayı bitmeden. Kısaca hummalı bir çalışma söz konusu arkadaşlar ve sizden açıkça her konuda destek bekliyor, yürürken omuz vermenizi istiyoruz! Gelecek sayı için hazırlıklar tamam; ama bilirsiniz ki yaratıcılık olur olmadık yerlerde meyve veriyor adem oğluna; gelecek sayı için ne yazacağım diye düşünen ya da yazacağını tamamlayan yazar arkadaşımız, güzel bir konu ile gelebiliyor ve kazanan yine siz okurlarımız oluyorsunuz. Bu son derece güzel bir şey. Bu sayıda da birçok şey öğrendiğinizi umuyoruz. Hem nasıl olmasın ki? Bir aceminin GNU/Linux sularında attığı kulaçlardan tutun, Fadike’nin aklına takılan soru çengellerine; bu GNU/Linux da oyun da oynanabiliyormuş deyip, bu denli çok internet tarayıcısı var mıydı diye şaşırmadınız mı? Kısaca çok çalıştı arkadaşlarımız ki, hepsi birer övgüyü hak ediyorlar. Sağımıza solumuza bakınca, Özgür Yazılım’ın kök salması ve bilinirliğinin artması için arkadaşlarımızın çabaladığını, ürünler çıkartmaya çalıştığını görüyoruz. Gerçekçi olup imkânsızı istemek, zaten yapılacak olana atılacak ilk adımdır ki, sonuca ulaşamayınca umudunuzu bir kenara bırakıp, istek ve yaratıcılığınızı köreltmeyin. Sadece o an bir soluklanın ve sakin düşünün; etrafınıza bakın. Göreceksiniz ki yanınızda destek olacak birileri var. Desteğin tadını çıkartın ve daha önemlisi keşfini yapın! Özgür Yazılım, bizlerin emekleriyle, bilinçli olarak örgütlenmesiyle ülkemizde yer edecek ve kök salacak. Çünkü biz, bu andan itibaren; Özgür Yazılım kullanarak; yerleşik olan kaynak kodu kapalı ve yazılımların özgürlüğüne düşman üretim tarzını yerle bir edeceğiz. Sadece inanın ve kullanın! Aklınızın hafiflediğinin, ufkunuzun da genişlediğinin farkına varacaksınız. Çünkü zincirsiz yürümek en güzeli... Gelecek sayıya dek görüşmek üzere. Esen kalınız.! 79 Arka Kapak Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 23 | Eylül '10 Pardus-Linux.Org eDergi, bir Pardus Kullanıcıları Derneği hizmeti olan Pardus-Linux.Org Ailesi tarafından hazırlanmaktadır. Tasarımında sadece özgür yazılımlar kullanılan elektronik dergimizde geçen eserler, yazar tarafından aksi belirtilmedikçe Creative Commons 3.0 by-sa ile dağıtılmaktadır. Alıntıların kendi lisansları geçerlidir. Bu Sayıda Emeği Geçenler Aydın Bez Erdem Artan Hamit Giray Nart Hasan Görmüş Kemal Karataş Melike İlteralp Mehmet Pekmezci Özgür Ilgın Uğur Çaylık Siz de Pardus-Linux.Org eDergi'nin bir parçası olmak ister misiniz? Pardus-Linux.Org eDergi için her zaman daha iyisini yapabilmek için, yazar, tasarımcı, imla denetçisi olarak bizimle bu gemide kürek çekebilir, aklınıza gelen herhangi bir konuda yardımcı olabilir ve bu heyecana bizimle ortak olabilirsiniz. Farklı, orijinal ve okunabilir bir dergi için bize katılmak ve tamamen gönüllülük esası ile aldığımız haza ortak olmak isterseniz tek yapmanız gereken, http://www.pardus-edergi.org adresindeki "Katkıda Bulunun" bölümünü okumak. Bekliyoruz.
Benzer belgeler
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 25 | Kasım `10
yer alan röportaja göre 3.4 sürümün- çılan pencere ile paket bileşenlerinin beklemek, bizce elbette ki biraz manden itibaren değişiklikler göstereceği
tıksız olacaktır. Gönül
belirtiliyor.
isterdi ...
Kendi Çoklu Ortam Sunucunuzu Kurun: Gnump3d
Pardus 2011 Beta2'de, Türkçe dil desteği durumu Beta1'e göre daha iyi bir
hal almış gibi görünüyor. Ancak özellikle YALI ve Kaptan'daki eksiklikler
oldukça göze batıyor. Bunun yanında
YALI'nın disk...
Hydrogen - Tilkinin Dilinden
Renk ayarlarını kendiniz uğraşarak yapabileceğiniz gibi bir çok hazır ayar da var.
Eğer kendiniz yapmak istiyorsanız sağ tarafta her bir bölgenin rengini ayrı ayrı