Dergiyi PDF olarak İndirmek İçin Tıklayınız.
Transkript
Dergiyi PDF olarak İndirmek İçin Tıklayınız.
DERGİDEN Değerli Okuyucularımız, FİGES İLERİ MÜHENDİSLİK VE ARGE TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ 2013-3 / Sayı: 3 (Ekim-Kasım-Aralık 2013) ISSN: 2147-9550 FİGES A.Ş. Adına Sahibi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tarık Öğüt Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali Özgür Emekli [email protected] Yönetim Yeri FİGES A.Ş. Ulutek Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Uludağ Üniversitesi Görükle Kampüsü, 16059 Nilüfer Bursa Dergimizin 3. sayısını sizlere ulaştırabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sayıda, bizlere söyleşi ve makaleleriyle katkıda bulunan ASELSAN MGEO Tank Elektro-Optik Sistemleri Program Müdürü Hikmet Balcı’ya, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Dr. Volkan Özgüz’e, TAV İnşaat’tan Ahmet Çıtıpıtıoğlu ve Elif Koru’ya, Alarko-Carrier’dan Didem Deniz Kayabaşı’na ve FİGES’in çok değerli mühendislerine, şahsım ve FİGES ARGE Dergisi adına teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Bilgisayarların işlem hızı olarak güçlenmesi ve paralel olarak da yazılımların gelişmesiyle mühendislik süreçlerindeki tasarım aşamalarında bilgisayar kullanımı, ivmelenerek artıyor. Farz edelim ki yeni bir ürün ortaya çıkartılacak. Ürünün tasarımı, zaten bilgisayar ortamında 3 boyutlu olarak gerçekleştiriliyor. Ancak başarılı bir ürün ortaya çıkarmak için bu yeterli değil; çünkü ürünün gerçek koşullardaki davranışını da bilmeniz gerekiyor ki gerekirse ona göre tasarımda düzeltmeler yapabilesiniz. Klasik yöntemlerde, bunun için ürünün bir prototipini üretmeniz ve fiziksel testler yapmanız gerekiyor. Bunlar ise zaman alan ve maliyeti arttıran süreçler. Modern yöntemler ise prototip üretmeye gerek kalmadan, testlerin de bilgisayar ortamında gerçekleştirilebilmesini sağlıyor. Böylece, tabir yerindeyse ürünü daha “üretmeden”, başarımını bilme şansınız oluyor. Bu konunun uygulamasına güzel bir örnek olarak, Alarko-Carrier’dan Didem Deniz Kayabaşı’nın, sirkülasyon pompası üzerinde yaptığı, gayet dikkat çekici çalışmayı anlatan makalesini, bu sayımızda okuyabilirsiniz. Ülkemizin, arzu edilen ileri gelişmişlik seviyelerine ulaşabilmesi, ancak mühendislik çalışmalarında bu tür modern yöntemlerin kullanımının artmasıyla mümkün olacaktır diye düşünüyorum. Dergimiz, bu yöndeki çalışmalarınızda sizlere birazcık da olsa katkıda bulunabiliyorsa ne mutlu bize! Şimdilik hoşçakalın! Ali Özgür Emekli Pazarlama Direktörü FİGES A.Ş. Telefon : +90 224 280 8525 Faks : +90 224 280 8532 www.figes.com.tr TEKNİK HİZMETLER Yayına Hazırlama ve Tasarım UMSA Prodüksiyon Ltd. Şti. Telefon: +90 312 225 4173 Basım Yeri Ada Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi E Blok No: ZE-2 Kat:1 Topkapı / İSTANBUL Telefon: +90 212 567 1242 Matbaa Sahibi: Kemal Kabaoğlu Yayın Türü Yerel Süreli Türkçe İngilizce Bilimsel Yayın 3 ayda bir yayımlanır. Dergide Yayımlanan Yazı, Fotoğraf, Harita, İllüstrasyon ve Konuların Her Hakkı Saklıdır. Kaynak Gösterilmek şartıyla Alıntı Yapılabilir. Yayınlanan Eserlerin Sorumluluğu Eser Sahiplerine Aittir. Aksi belirtilmedikçe tüm görseller: © ANSYS, MATHWORKS ve FİGES Para ile satılmaz 1 Dergiden 2 FİGES’ten 4 FİGES ARGE Günleri 2013 6 İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali’ne Etkileyen Rüzgâr Yüklerinin CFD Metotlarıyla Belirlenmesi: Havalimanları ANSYS'e Emanet 11 Yüksek Tork ve İvmelenme Gerektiren Hareket Sistemleri için Benzetim Tabanlı Eyleyici Seçimi 14 SÖYLEŞİ: Hikmet Balcı ASELSAN, Elektro-Optik Sistemlerde Geleceği, Bilgisayar Destekli Mühendislik ile Yakalayacak 18 Alarko-Carrier yeni tasarlanan pompalarının karakteristiklerini CFD analizleriyle belirliyor: Artık Prototipe Gerek Yok 22 SÖYLEŞİ: Volkan ÖZGÜZ Sabancı Üniversitesi’nin Yeniliğe ve Sanayiye Açılan Penceresi: SUNUM 27 Yaklaşan Etkinlikler 20 Standart Bir Sincap Kafesli Asenkron Motorun, ANSYS Rmxprt ve Maxwell Yazılımları ile Analizi: Asenkron Motor Analizi ARGE DERGİSİ 1 FİGES’TEN Değerli Okuyucularımız, Değerli Müşterilerimiz, ergimizin ilk iki sayısı ile ilgili almış olduğumuz olumlu, teşvik edici ve cesaret verici geri bildirimler, bizleri çok memnun etti. Bizlere e-posta, telefon vb. yollar ile ulaşıp görüş ve önerilerini, olumlu yönlerimizi, eksiklerimizi ve geliştirmeye açık yönlerimizi bildiren herkese, tüm firma ve kurumlara çok teşekkür ediyorum. Amacımız; dergimizi okunabilir, yararlı bilgilerin yer aldığı, farklı sektörlerdeki ARGE çalışmaları hakkında bilgilendirmenin yapıldığı bir yayın haline getirmek. Bu amaca yönelik çalışmalarımızı devam ettirmeye kararlıyız. Kendimizi geliştirme yönünde görüş ve önerilerinizi almaktan ve çalışmalarınızı tanıtma yönünde sizlerden destek almaktan gurur duyarız. Dergimizin bu sayısında, hem FİGES bünyesindeki çalışmalardan bazı örnekler hem de farklı sektörlerdeki kurumlarımızın yürütmüş olduğu çalışmalar, yine teknik makale olarak yer alıyor. FİGES olarak, askeri denizcilik sektöründe yürütülen projelerdeki mühendislik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemizin bu alandaki gurur kaynağı olan MİLGEM Projesi ile başlayan çalışmalarımız, devamındaki önemli projelerle sürüyor. Bu alandaki yeteneklerimizi geliştirmeye ve genişletmeye devam ediyoruz. Gemilerin mukavemet hesaplamalarının yapılması, gemi formu bulunması, su altı patlama hesaplamaları gibi ileri mühendislik analizlerinin yanında hava emiş ve egzoz sistemleri tasarımı ve anahtar teslim imalatı konularında çalışıyoruz. Radar kesit alanı, anten ve radar yerleşimleri, EMI/EMC hesaplamaları gibi elektromanyetik analizler ile ilgili konular da çalışma alanımızın içinde. Dergimiz aracılığı ile sizlere, bünyemizdeki farklı uzmanlık alanlarından ve ARGE birimlerinden bilgi vermeye çalışacağımızı bir önceki sayımızda belirtmiş ve Elektromanyetik Tasarım ve Analizler ekibimizi tanıtmıştım. Bu sayımızda, “Mekatronik ve Sistem Modelleme” ekibimizi tanıtmak istiyorum. Ekibimiz, Dr. Remzi Artar’ın yönetiminde çalışmalarını sürdürmekte; mekatronik sistem tasarımı, anahtar teslim test ve ölçüm sistemleri, hareket kontrol sistemleri, sistem modelleme, yazılım geliştirme, tasarım ve prototip imalatı gibi alanlarda hizmet veriyor. Savunma, havacılık ve biyomedikal sektörlerinin yanında, otomotiv sektörü de hedef sektörlerimiz arasında yer alıyor. Son olarak, biyomedikal sektöründeki ARGE faaliyetlerimiz hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu sektörde, ülkemizin küresel pazarda yenilikçi ve yüksek katma değerli ürünlerle rekabet edebilir hale gelmesi hedefi ile ARGE çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yerli ürün tasarımından prototip imalatına kadar olan süreçlerde kabiliyetlerimizi geliştiriyoruz. İlgili kamu kuruluşları ve üniversitelerimizden değerli hocalarımızla ortak projeler geliştiriyoruz. Bu çalışmaların bir çıktısı olarak TÜBİTAK 1511 destek programına, yakın zamanda bir proje başvurusunda bulunduk. Geri bildirimleriniz ışığında, yeni sayılarımızı, sizler için daha ilgi çekici hale getirmeye ve aynı zamanda eksiklerimizi tamamlamaya çalışacağız. Dergimizi değerlendirip bize geri bildirimlerinizi iletmeyi sürdürmenizden çok memnun olacağız. Bu sayımızın ve içeriğinin, beklentilerinize cevap vermesi ümidi ile başarılı ARGE çalışmaları diliyorum. D Saygılarımla, Dr. Şadi Kopuz Genel Müdür 2 www.figes.com.tr Askeri Elektronik Semineri’nde FİGES’e Yoğun İlgi FİGES, 5-6 Kasım tarihlerinde, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen 3. Askeri Elektronik Semineri’ne, 2 ayrı sunum ve standıyla katıldı. Sunumlarda, FİGES’in Türkiye temsilcisi olduğu MATLAB-Simulink yazılımlarının, elektronik sistemlerdeki gömülü yazılımların geliştirilmesi için sağladığı çözümler anlatıldı. FİGES MATLAB Uygulama Mühendisliği Yöneticisi Elektronik Y. Müh. Erman Üret tarafından yapılan sunumlara, 50’yi aşkın kişi katılım gösterdi. AIAC’2013’te Gümüş Sponsor Olarak Yer Aldık Havacılık ve uzay bilimleri ve teknolojileri alanlarında yerli ve yabancı araştırmacıların bilimsel çalışmalarının sunulup tartışıldığı uluslararası bir forum haline gelen ve bu yıl, 11-13 Eylül tarihlerinde, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşen 7th Ankara International Aerospace Conference (AIAC’2013) etkinliğine, FİGES, Gümüş Sponsor olarak katılım sağladı. 2. Ulusal EMC Konferansı Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde, 9-11 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen etkinliğe Gümüş Sponsor olarak katılan FİGES, stant açtı ve bildiri sunumu gerçekleştirdi. n n n Basında FİGES EKONEWS Dergisi’nin Temmuz - Ağustos 2013 sayısında yayımlanan söyleşide, FİGES Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tarık Öğüt, kritik ürün ve teknoloji geliştirebilmek için, öncelikle yeni bir Ar-Ge zihniyetine ihtiyaç olduğunu ve şirketlerin üst yönetimlerinin Ar-Ge’nin önemine inanmaları ve bunun gereğini yapmaları gerektiğini belirtti. MSI Dergisi’nin Kasım ayında yayınlanan 100. sayısında, FİGES’in denizcilik ve gemi inşa sektöründeki çalışmalarını konu alan bir söyleşi yer aldı. FİGES Denizcilik Grubu’ndan Tayfun Gülem ve Ufuk Küten ile yapılan söyleşide, FİGES’in denizcilik projeleri geçmişi ve vizyonundan bahsedildi. MSI Dergisi’nin 100. sayısında, FİGES Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tarık Öğüt’ün derginin 100. sayıya ulaşması konulu tebrik mesajı yayınlandı. 100. sayıya ulaşmaları nedeniyle MSI Dergisi ekibini kutluyor, başarılı yayın hayatlarını uzun yıllar sürdürmelerini diliyoruz. TAYSAD YAM01 Sertifika Programı FİGES-TAYSAD iş birliğiyle gerçekleştirilen, Yapısal Analiz Mühendisi Yetiştirme Sertifika Programı kapsamındaki eğitimler 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşen ilk eğitimle başladı. 6 hafta sürecek program kapsamında, özellikle otomotiv yan sanayi firmaları bünyesinde, nitelikli yapısal analiz mühendisleri yetiştirilmesi hedefleniyor. FİGES’in Kompozit Malzemeler Alanındaki Çalışmaları Bu yıl ikincisi düzenlenen Ulusal Ege Kompozit Malzemeler Sempozyumu kapsamında, 8 Kasım tarihinde, FİGES İzmir Yapısal Analizler ve Tasarım Ekibi Yöneticisi Ercenk Aktay bir makale sunumu gerçekleştirdi. n n Metal Makina Dergisi’nin Eylül-Ekim 2013 sayısında, FİGES Ankara Mekanik Tasarım ve Yapısal Analizler Ekibi Yöneticisi Dr. Can Alpdoğan ile yapılan bir söyleşi yayımladı. Söyleşide, Dr. Alpdoğan, FİGES’in mekanik tasarım ve prototip imalatı yeteneklerinden bahsederek, 70 kişilik mühendis kadrosuyla tüm sektörlerin hizmetinde olduğunu belirtti. MSI Dergisi’nin Ağustos sayısı (Sayı 98)’nda, FİGES Ankara Yapısal Analizler ve Tasarım Ekibi Yöneticisi Dr. Can Alpdoğan ile yapılan “FİGES Kabuk Değiştiriyor” başlıklı söyleşi yayınlandı. Dr. Alpdoğan söyleşide, firmamızın ”Mekanik Tasarım ve Prototip İmalatı” alanındaki yatırımlarını, savunma sanayisindeki projelerini ve vizyonunu anlattı. FİGES, CIAPE Fuarı İçin Çin’deydi FİGES, 13-15 Eylül’de, Pekin, Çin Halk Cumhuriyeti'nde gerçekleştirilen CIAPE fuarı (Uluslararası Otomotiv Ana Sanayi ve Tedarikçi Fuarı) etkinliğine stant açarak katılım sağladı. Odak ülkenin Türkiye olarak belirlendiği fuar kapsamında “R & I Partnership for OEM’s Between Turkey & China, 2013 China International Automotive Electronic” forumunda, FİGES Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Tarık Öğüt konuşmacı olarak yer aldı. Jasmina Lazic, FİGES’in Konuğu Oldu XVIII. Ulusal Mekanik Kongresi FİGES’in sponsorları arasında yer aldığı ve stant açtığı, Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi tarafından iki yılda bir düzenlenen Ulusal Mekanik Kongresi’nin 18’incisi, 26-30 Ağustos tarihleri arasında, Celal Bayar Üniversitesinde gerçekleşti. MathWorks İngiltere Ofisi’nden Türkiye’ye gelen uzman matematikçi Jasmina Lazic, FİGES MATLAB 3. Çeyrek Etkinlikleri kapsamında, İstanbul ve Ankara’da çeşitli organizasyonlara katıldı. Yapılan seminer ve toplantılarda, toplamda 200’ü aşkın kişiye hitap eden Lazic; optimizasyon, istatistik ve genel anlamda veri analizi konularında dünya lideri olan MATLAB’ın en yeni özelliklerini, katılımcılara uygulamalı olarak tanıttı. ARGE DERGİSİ 3 ETKİNLİK FİGES’in, bu yıl 2’ncisi düzenlenen “ARGE Günleri” etkinlikleri, Eylül ayında İzmir ve Bursa’da gerçekleştirildi. İzmir YüksekTeknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden başta olmak üzere, birçok değerli konuşmacının yer aldığı etkinliklere, 250’yi aşkın kişi katıldı. İ yi bir üretim üssü olmak rolünü aşarak kendi öz tasarımlarıyla kendi markalarını, ürünlerini çıkartarak uluslararası pazarda daha güçlü rekabet edebilen bir kimliği hedefleyen Türkiye’nin bu amacı doğrultusunda, devletin ARGE ve ÜRGE’ye verdiği desteklerin artmasının sonucunda, firmalarımız, ARGE-ÜRGE kapsamında artık daha yoğun biçimde tasarım ve mühendislik çalışmaları yapmaya başlıyorlar. Bu yıl 23. yaş gününü kutlayan FİGES de tam bu aşamada devreye giriyor. FİGES, 4 www.figes.com.tr 75 kişilik mühendislik kadrosu ve 4 büyük şehirdeki ofisleriyle Türkiye’de birçok farklı sektörde ve alanda ARGE ve ÜRGE hizmetleri veriyor. Ancak FİGES’in çalışmalarının bir başka boyutu daha var. FİGES, aynı zamanda, Türkiye’de ARGE ve ÜRGE ile ilgilenen kişi ve kurumları bir araya getiren etkinlikleri de yıllardan beri organize eden bir kuruluş. Bunların en başında da bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilen, FİGES Bilgisayar Destekli Mühendislik ve Sistem Modelleme Konferansı yer alıyor. FİGES’in bu doğrultudaki etkinliklerinden bir tanesi de ARGE Günleri. İlki geçen yıl gerçekleştirilen bu etkinliklerde, hem FİGES hem de ilgili sektörlerde ARGE-ÜRGE çalışmaları yapan kurum ve kuruluşlar, ARGE ve ileri mühendislik çalışmaları konularındaki deneyimlerini paylaşıyorlar. Böylece karşılıklı bilgi ve deneyim alışverişi gerçekleşiyor. Tanışıklıklar ve bu tanışıklıkların oluşturduğu birlikteliklere ve görevdeşliklere kapılar açılıyor.Bu doğrultuda, bu yıl Eylül ayında, iki farklı günde, İzmir ve Bursa’da gerçekleşen etkinliklerde, ticari firmalar ve üniversiteler olmak üzere, toplamda 14 farklı kurum ve kuruluştan 26 farklı konuşmacı yer aldı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden başta olmak üzere, birçok değerli konuşmacının yer aldığı etkinliklere, 250’yi aşkın kişi katıldı. İYTE Rektörü Prof. Dr. Mustafa GÜDEN n n n n n n n n n n n n n n n n n n n İzmir ARGE Günü Konuşmacıları: Prof. Dr. Mustafa GÜDEN, İYTE Rektörü Prof. Dr. Hasan YILDIZ, Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Ahmet KANBOLAT, Genel Müdür, Olgun Çelik A.Ş. Ercenk AKTAY, Yapısal Analizler ve Tasarım Ekibi Yöneticisi, FİGES A.Ş. Murathan SONER, Arge Direktörü, Olgun Çelik A.Ş. Görkem ÖZÇELİK, Arge Müdürü, Olgun Çelik A.Ş. Koray SEVİNÇ, Proje ve Uygulama Mühendisi, FİGES A.Ş n n n n n n n Can GÜLERYÜZ, Makina Mühendisi, Proje-ARGE, ELTAŞ Transformatör Emre SİPAHİ, Mühendislik Müdürü, Maxion Wheels Serkan ÖZGİZLER, Proje Şefi, Maxion Wheels Anıl ÖZTÜRK, Makina Mühendisi, VESTEL BEYAZ EŞYA A.Ş. Deniz DEVECİ, Makina Mühendisi, VESTEL BEYAZ EŞYA A.Ş. Doç. Dr. Musa ALCI, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü, Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Erkan Zeki ENGİN, Ege Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Soner KARAGÜLMEZ, MATLAB Uygulama Mühendisi, FİGES A.Ş. Bursa ARGE Günü Konuşmacıları: Prof. Dr. Osman KOPMAZ, Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Ali Rıza YILDIZ, Bursa Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Günay MUTLU, Mühendislik Hizmetleri Müdürü, Baykal Makina Orhan HAŞAL, Ar-Ge Ürün Geliştirme Şefi, FARBA A.Ş. Ersen ARSLAN, Yapısal Analizler ve Mekanik Tasarım Ekip Yöneticisi, FİGES A.Ş. Dr. İzzet KARABAY, Çağrılı Programlar Birim Sorumlusu, TÜBİTAK-TEYDEB Fatih YALINBAŞ, Genel Müdür, Uludağ Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Hiz. Tic. A.Ş. (U-TTO) Metin ADALI, Proje Mühendisi, ERKALIP A.Ş. Samet ÇALIŞKAN, CAE Yapısal Mühendisi, FARBA A.Ş. Ebubekir BEYAZOĞLU, CFD Proje Mühendisi, FİGES A.Ş. Ahmet DEMİRKESEN, MATLAB Uygulama Mühendisi, FİGES A.Ş. ARGE DERGİSİ 5 İzmir Adnan Menderes Havalimanı Yeni İç Hatlar Terminali’ne Etkileyen Rüzgâr Yüklerinin CFD Metotlarıyla Belirlenmesi Havalimanları ANSYS'e Emanet T Elif KORU İnşaat Mühendisi / Yapısal Tasarım TAV İnşaat A.Ş. Koray SEVİNÇ Makine Mühendisi / CFD Ekibi FİGES A.Ş. 6 www.figes.com.tr AV İnşaat’ın yapımını üstlendiği İzmir Adnan Menderes Yeni İç Hatlar Terminali projesi, ilginç mimari yapısı ve geniş çatısı ile dikkat çekiyor. Terminal yapısının, Türkiye’de LEED sertifikasına sahip en büyük yapı olması da bir diğer önemli nokta. Bu tarz benzersiz geometrideki yapılar, bir takım teknik önlemlerin alınması gerekliliğini de beraberinde getirebiliyor. Terminalin yapısal sisteminin kontrollerinin yanı sıra benzersiz dış cephe geometrisi nedeniyle cephe kaplamalarına etki edecek rüzgâr yüklerinin belirlenmesi için, TAV İnşaat özel önlemler aldı. Böyle bir geometriye sahip yapının üzerinde rüzgar yükleri nede- niyle oluşabilecek basınç dağılımının hesaplanmasında, ulusal ve uluslararası şartnamelerin sunduğu ampirik eşitlikler, yapının geometrisini nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Bunun üzerine TAV İnşaat, şartnamelerin kısıtlamalarını aşmak amacıyla hesaplamalı akışkanlar dinamiği (Computational Fluid Dynamics / CFD) yöntemlerini kullanarak yapı üzerindeki akışın simülasyonunu gerçekleştirmeye ve yapı kaplamalarına etki eden rüzgâr basıncının belirlenmesine karar verdi. Bu doğrultuda, FİGES tarafından ANSYS CFX® yazılımı kullanılarak, kritik bir rüzgâr profili altında bina üzerinde oluşacak basınç dağılımı elde edildi. Çalışma başlangıcında, CFD sonuçlarını, mevcut “ASCE 7 Minimum Design Loads For Buildings and Other Structures” standardında tanımlanmış ve terminal yapısına benzetilmiş bir durumla kıyaslayan bir doğrulama çalışması yapıldı. Doğrulama için, basitleştirilmiş bir bina geometrisi ele alınarak, ANSYS CFX® ile analizler gerçekleştirildi. Doğu rüzgârı senaryosuna göre yapılan simülasyonlar sonucunda bina üzerindeki basınç dağılımı Şekil 1’de sunulmaktadır. TAV İnşaat, bu bina için ASCE 7 standardında verilen basınç Şekil 1 – Doğrulama için kullanılan basit geometri üzerindeki basınç konturları. değerleriyle CFD çalışmasının sonucunda elde edilen basınç değerlerini karşılaştırdı. Bu yolla CFD analiz yöntemiyle elde edilen sonuçların güvenilir olup olmadığının teyidi sağlanmış oldu. ASCE 7, yapıların yüklerini belirlemek için kullanılan bir Amerikan standardıdır. Bu standardın rüzgâr yüklerine ayrılmış kapsamlı bir bölümü olmasına rağmen, özellikle büyük ve değişken geometrili yapılarda, CFD analizleri veya rüzgâr tüneli testleri yapılarak binanın rüzgâr yükü dağılımına dair daha detaylı veriler elde edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, standartta yer alan tipik belirli geometriler, kısıtlı veriler ve varsayımlarla tasarımı gerçekleştirmek zorunda kalınmaktadır. Bu standartla ilgili iki örnek Şekil 2’de sunulmaktadır. Bu ise yüksek basınç doğuracak durumların gözden kaçmasına yol açabilir. Bu nedenle özellikle havalimanları gibi, hem açık alanda bulunan hem de geniş bir çatı yüzeyine sahip yapılar için, ASCE kodlarının kullanılması yerine, CFD analizi yapılarak daha detaylı ve hassas sonuçların elde edilmesi, TAV İnşaat tarafından yapılan değerlendirme sonucunda,uygun bir yöntem olarak görüldü. Bu doğrulama çalışmasının amacı, ASCE 7 standardında, geometrisi tanımlı bir yapının CFD sonuçlarını ASCE sonuçlarıyla karşılaştırarak, CFD sonuçlarının ASCE’ye göre öngörülen yüklerle nasıl kıyaslandığını görmekti. Birbirine dik, doğu ve kuzey rüzgâr senaryoları için analizler gerçekleştirildi. Şekil 2–Tonoz çatılar için rüzgâr yükü katsayılarının belirlenmesinde ASCE 7’den bir örnek (Altta). Duvarlar için rüzgâr yükü katsayılarının belirlenmesinde ASCE 7’den bir örnek. Sol üst köşede göründüğü gibi, rüzgâr yükü, ana taşıyıcılar için (Main Wind Force Resisting System) ve kaplama elemanları için (Components and Cladding) ayrı metodlarla belirleniyor (Sağda). Bu projede kaplama elemanları, kaplama elemanlarının alanına (Effective Wind Area) göre hesaplanmıştır. ARGE DERGİSİ 7 MAKALE Şekil 3- ASCE koduna göre belirlenen bir bölge üzerinde, ortam iç basıncı eklenmemiş CFD sonuçlarının yüzey alanı ağırlıklı histogramı. Şekil 4- Havalimanı yapısı için hazırlanan akışkan domaini. Sonuçların karşılaştırılmasında, ilgili yüzeylerdeki basınç dağılımlarının histogramlarla incelenmesi ve kantitatif veriler sağlanarak yorumlanması ve karşılaştırılması kolaylaştırıldı. Bazı bölgelerde asŞekil 5- Havalimanı yapısı üzerindeki basınç dağılımı. 8 www.figes.com.tr gari ve azami basınç değerleri karşılaştırıldığında, farklılıkların oluştuğu gözlemlendi. Tablo 1’e bakıldığında ASCE 7 standardı sonuçlarıyla CFD sonuçlarının uyumu görülebilir. Bu bölgeler incelendiğinde ise özellikle akım ayrılmalarının oluştuğu bölgelerde, lokal farklılıkların da oluştuğu anlaşıldı. Histogramlar hazırlanırken; ilgili yüzeylerdeki sayısal ağ hücrelerinin taşıdığı basınç değerleri, hücrelerin sahip olduğu yüzey alanına bağlı olarak ağırlıklı şekilde hesaplandı. Bu hesaplama için MATLAB® yazılımı kullanıldı ve yazılan kısa bir kod aracılığıyla histogramlar oluşturuldu. Çalışmada hazırlanan örnek bir histogram Şekil 3’de sunulmaktadır. Bu deneme çalışmasının sonucunda, akım farklılıklarının olduğu bölgeler dışında ana yüzeylerde, verilerin ASCE verilerine göre önemli bir farkı olmadığı belirlendi. CFD simülasyonlarının yapılmasındaki temel neden, iç hatlar terminal yapısının çatı ve cephe kaplamalarının tasarımında kullanmak üzere, oluşacak basınç dağılımlarına duyulan ihtiyaçtı. Basit bina geometrisiyle gerçekleştirilen doğrulama çalışmalarının ardından, terminal yapısının gerçek geometrisi üzerinde çalışmalar yapıldı. Şekil 4’de görüldüğü gibi tüm terminal yapısının 3 boyutlu modeli, analize uygun bir şekilde basitleştirerek hazırlandı. Yapılan simülasyonlarda elde edilen verilerle kaplamalar üzerindeki statik basınç değerleri elde edilerek riskli bölgelerin tespiti gerçekleştirildi. Şekil 5’de terminal üzerindeki basınç dağılımı görülmektedir. Böylece, yüksek basınç ve Şekil 6 - Havalimanı içerisindeki fil ayaklarından bir görüntü. Şekil 7 - Modellenen kubbe ve fil ayağı geometrileri ve sayısal ağ yapısı. emmealan çatı bölgelerinde gerekli önlemler TAV İnşaat tarafından alındı. Analizler, hem doğu rüzgârı hem de kuzey rüzgârı senaryoları için gerçekleştirildi. Ayrıca daha sonra yapılacak lokal analizler için de veri sağlanmış oldu. Hibrit tip sayısal ağı, ANSYS ICEM CFD® yazılımıyla oluşturuldu. Kuzey rüzgârı çalışması için 34.000.000, doğu rüzgârı çalışması için ise 27.000.000 hücre oluşturuldu. Kuzey rüzgârı çalışmasında 3,30 x 2,15 x 0,30 km3 hacminde ve doğu rüzgârında ise 2,20 x 2,40 x 0,30 km3 hacminde akışkan domaini kullanıldı. Analizlerde, logaritmik rüzgâr profili, sınır şartı olarak kullanıldı. Analizler, FİGES’in 8 node’lu cluster’ında 2 node kullanılarak, 64 çekirdekle koşturuldu. Projenin ikinci aşamasında, tonoz çatısı altındaki iç bahçe olarak yer alan fil ayaklarının (Şekil 6) içerisindeki ve bu iç bahçeleri örten kubbe geometrisi üzerindeki basınç dağılımının incelenmesi amaçlanmıştı. Fil ayaklarını kaplayan cam panellere gelen rüzgâr yüklerinin belirlenmesinin yanı sıra iç bahçelerde oturan yolcuların mekan dâhilindeki hava hareketlerine karşı konforunun da belirlenmesi için çalışma yürütüldü. Analiz sonuçları, literatürde“pedestrian comfort” olarak da geçen yaya konforu verileriyle karşılaştırıldı. Havalimanı rüzgâr analizlerindeki sonuçlar kullanılarak, submodelling metoduyla ilgili bölgelerdeki sonuçlar alındı. Bunlar, orijinal kubbe geometrisi ve fil ayağı için yapılacak analizler için hazırlanan domainde sınır koşulu olarak uygulandı ve ANSYS CFX® yazılımıyla çözüm gerçekleştirildi. Kubbe ve fil ayağı 3 boyutlu modeli Şekil 7’de sunulmaktadır. ARGE DERGİSİ 9 MAKALE Şekil 8 - Kubbe üzerindeki basınç konturları. İkinci adımda, ANSYS ICEM CFD yazılımı kullanılarak hibrit tip sayısal ağ oluşturuldu. Akışkan domaininin ilk adımdaki analizlere göre küçülmesiyle birlikte, hücre sayısı yakın seviyelerde tutularak bir önceki analize göre çözünürlük önemli oranda arttırıldı ve fil ayakları içerisindeki ve kubbe çevresindeki akış detaylıca incelendi. Kubbe üzerindeki basınç dağılımı Şekil 8’de sunulmaktadır. Analiz- Tablo 1 - Şekil 2'de incelenen bölge için ASCE 7 ve bina iç basıncı (+/-198Pa) eklenmiş CFD sonuçlarının karşılaştırması. ASCE 7 Ortalama Basınç [Pa] AzamiBasınç [Pa] Asgari Basınç [Pa] Şekil 9 Fil ayağı tabanındaki hız vektörleri. 10 www.figes.com.tr x x -930 CFD & Bina iç basıncı -646 -277 -999 lerde, paralel işleme tekniğiyle 64 çekirdek kullanıldı. Fil ayakları, taşıyıcı özelliklerinin yanısıra tepelerinde bulunan kubbe ile aralarında olan açıklık ile dış ortama açılıyor. Ayrıca, fil ayaklarının altında terminal binasına açılan bir kapı bulunuyor. Yaya konforu için yapılan analizler, kapının açıklık oranına ve ASCE kodlarına göre TAV İnşaat’tan verilen iç basınç verilerine göre modellendi. Analizler, dört farklı senaryo için gerçekleştirildi: Kapının iki farklı konumu ve bu konumları için doğu ve kuzey rüzgârı durumları. Kubbe tabanında yaya konfor bölgesindeki hız vektörleri Şekil 9’da sunulmaktadır. Kaynaklar: [1] American Society of Civil Engineers ASCE 07 Minimum Design Loads for Buildings and Other Structures. [2] Blocken, B., Stathopoulos, T., Carmeliet, J., Hensen, J., 2010. Application of CFD in building performance simulation for the outdoor environment: an overview, Journal of Building Performance Simulation. [3] Blocken, B., 2011. Building and Urban Simulations with ANSYS, 2011 ANSYS Regional Conference in Belgium. [4] Franke, J., Hellsten, A., Schlünzen, H., Carissimo, B., 2007. Best practice guidline for the CFD simulation of the flows in the urban environment, COST. MAKALE Şekil 1. Örnek sistemin, SimMechanics’te hazırlanmış 3 boyutlu görünüşü. Yüksek Tork ve İvmelenme Gerektiren Hareket Sistemleri için Benzetim Tabanlı Eyleyici Seçimi G Ertan KAYAN Makine Yük. Müh. FİGES A.Ş. Buse BAYCAN Kontrol Müh. FİGES A.Ş. ünümüzde Türkiye’de, hem büyük kuruluşlar hem de KOBİ’ler için ARGE ve ürün geliştirme, en önemli faaliyetler haline gelmiştir. Geliştirilen ürünlerin isterleri karşılayıp karşılamadığının doğrulanması için testlere ihtiyaç duyulmaktadır. Testin yapılmasındaki amaç; hem test sonuçlarına göre gerekebilecek tasarım değişikliklerini görebilmek hem de ürünün standartlara uygun bir şekilde pazara sunulduğundan emin olmaktır. Bazı ürünlerin, çalışma esnasında yüksek ivmeli hareketler içermesi sebebi ile bu tarz ürünlere yönelik test sistemlerinin kurulması için gereken ekipmanların tedarik süreci, özel çalışmalar gerektirebilir. Özellikle savunma sanayisinde yapılan testler göz önüne alındığında, aynı anda yüksek tork ve ivmelenme gerektiren test sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Kısa sürelerde yüksek hızlara ulaşma gereksinimi, sistemi tahrik edecek olan motorun özellikleriyle doğrudan ilişkilidir. Buradaki en temel problem, motor üreticilerinin kataloglarında yer alan ürünler ile test isterlerinin sağlanamamasıdır. Bu durumda, özel imalat gerektiren motorlar tek seçenek haline gelmektedir. Motor seçimi yapıldıktan sonra, MATLAB / Simulink yazılımı ve ilgili araç kutuları ile sistemin gerçeğe ARGE DERGİSİ 11 MAKALE Şekil 2. Örnek SimMechanics uygulaması oldukça yakın bir benzetimi yapılabilir. Burada, sistemin mekanik kısmının modelinin kurulmasında SimMechanics; elektriksel kısmının modelinin kurulmasında ise SimElectronics veya SimPowerSystems kullanılır. Tork ve Güç İhtiyacının Belirlenmesi Bir sistem için motor seçimi yapılmadan önce bilinmesi gereken parametrelerden birisi, sistemi tahrik etmek için gereken tork değeridir. Tork değerinin belirlenmesi için açısal ivme ve sistemin eylemsizlik momenti bilgilerine ihtiyaç vardır. Sisteme uygulanması gereken hız profili verildiğinde; (1) denklemi kullanılarak açısal ivme hesaplanabilir. (1) numaralı denklemde: α : Açısal ivme [rad/s2], δω : Açısal hız değişimi [rad/s] ve δt : Geçen zaman [s]’dır. Daha sonra gereken tork değeri; T=Jα (2) formülü kullanılarak hesaplanabilir (viskoz ve kuru sürtünme ihmal edilmiştir). (2) numaralı denklemde: T: Tork [Nm] ve J: Toplam eylemsizlik momenti [kgm2]’dir. 12 www.figes.com.tr Buradan sistemi tahrik edecek motorun gücü P= Tω (3) eşitliği kullanılarak hesaplanır. (1), (2) ve (3) numaralı denklemlerde görüldüğü üzere, test düzeneği tasarlarken uygulanması gereken hareketin hız profilinin bilinmesi durumunda; gereken açısal ivme, uygulanacak tork ve motor gücü değerlerine ulaşılabilmektedir. Öte yandan, tahrik sisteminin bağlı olduğu yükü oluşturan kütlelerin farklı geometrik şekillerde olması ve sayıca çokluğu, motora binen yükün ve sisteme etkiyen eylemsizlik momentinin analitik olarak hesaplanmasını oldukça zorlaştırmaktadır. Bu anlamda, sistemin SimMechanics araç kutusuyla hazırlanmış modelinde, her bir mekanik bileşen bir blokla ifade edilebildiğinden, bu zorluk ortadan kalkmaktadır. SimMechanics yazılımı, gereken detaylı hesaplamaları, otomatik olarak gerçekleştirmektedir. Şekil 1’deki sistemin modeli, Şekil 2’deki örnekte görüldüğü gibi SimMechanics’te oluşturulduktan ve referans hız bilgisi girildikten sonra, sistemin hareketi boyunca gereken tork ve güç ihtiyacı modelden çıktı olarak elde edilebilir. Teknik isterlere uygun olarak sistemin tork ihtiyacının belirlenmesi için SimMechanics modeline kapalı çevrim denetçi yapısı da ilave edilir. Model çalıştırıldığında, referans hız bilgisi ve ölçülen hız bilgisi karşılaştırılıp kontrolcü tarafından gereken tork değeri motorun miline uygulanır ve böylece tork değeri belirlenmiş olur. Aynı zamanda (3) numaralı denklem modele uygulanarak güç bilgisi de hesaplanır. Motor Seçimi Bir hareket sistemi için gereken motorun hız, tork ve güç bilgileri elde edildikten sonra, mevcut ticari ürünler arasından teknik isterlere uygun motor araştırılır. Bu süreçteki en kritik problem, aynı anda yüksek tork ve ivmelenme gereken sistemlerde ortaya çıkan güç ihtiyacının oldukça yüksek olması nedeniyle standart ürünlerle bu ihtiyaca çözüm bulunamamasıdır. Bu durumda, üretici firmalardan özel üretim motorlar için talepte bulunulur. Firmalardan gelen özel üretim motorlarına ait teknik değerler (tork sabiti, motora ait elektriksel parametreler vb.) Tablo 1. Örnek Sistem Parametreleri Parametre Referans Hız [rpm] Referans Hıza Ulaşma Süresi [s] Test Numunesi Boyutları [mm x mm x mm] Test Numunesi Kütlesi [kg] Döner Masa Boyutları [mm x mm x mm] Döner Masa Kütlesi [kg] Değer 200 0,1 100 x 100 x 100 0,6 2500 x 150 x 100 80 Simulink’te oluşturulan modele girilip benzetim yapılarak, motorun ürettiği tork ve çektiği akım gibi parametreler hakkında bilgi alınabilir. Ayrıca, Simulink ortamında motora farklı referanslar verilerek veya sisteme farklı geometrik şekillerde test numuneleri yerleştirilerek motorun değişik test senaryolarındaki performansı gözlemlenebilir. Tüm Sistemin Benzetimi Üretici firma tarafından sağlanan motor modeli, SimPowerSystems araç kutusu kullanılarak Simulink modeline entegre edilebilir. Buradaki motor modeline hız referansı verilmekte, modelden tork çıkışı alınmaktadır. SimMechanics’te oluşturulmuş sistemin mekanik yapısı ile Şekil 5. SimPowerSystems - PM Senkron Motor Model Parametreleri. Şekil 6. Örnek sistem benzetim sonuçları. Şekil 3. SimPowerSystems’de hazırlanmış senkron motor örneği. Şekil 4. Örnek sistem uygulaması. SimPowerSystems’te oluşturulmuş elektriksel yapı tek bir Simulink modelinde çalıştırılıp, sistemin bütününün benzetimi yapılabilir. Şekil 4’te kırmızı ile gösterilen kısım SimPowerSystems araç kutusu ile tasarlanmış; mavi olan kısım ise SimMechanics araç kutusunun ikinci nesil versiyonu ile hazırlanmıştır. Referans olarak da özel olarak hazırlanmış bir sinyal sisteme iletilmektedir. Tablo 1’de örnek olarak hazırlanan bir test senaryosuna ait parametreler verilmektedir. Parametreleri verilen bu sistemin Simulink modeli çalıştırıldığında, Şekil 6’da görülen test sonuçları elde edilmektedir. Sonuçlara bakıldığında, kullanılan motorun, verilen hız referansını çok düşük bir hata payıyla takip ettiği görülmektedir. İvmelenme ve zamanlama bakımından hassaslık gerektiren sistemlerde motor parametreleri kullanılarak benzetim yapılması, gerçek sistemde kullanılacak motorun performansını öngörebilmek açısından büyük önem kazanmaktadır. Sonuç Simulink’te çok disiplinli sistemlerin aynı ortamda modellenebilmesi özelliği, sistemlerin gerçeğe yakın benzetimlerinin hızlı ve esnek bir şekilde yapılmasına olanak sağlar. Bu çalışmada, SimMechanics kullanılarak motora bağlanan yük modeli, SimPowerSystems kullanılarak ise motor modeli oluşturulmuştur. Oluşturulan çok disiplinli matematik model ile hem sistemin isterleri sağlayıp sağlamadığı hem de farklı senaryolardaki sistem davranışları incelenmiştir. Simulink’in, SimMechanics ve SimPowerSystems gibi fiziksel modelleme araç kutuları, analitik modelleme ihtiyacı olmadan elektromekanik sistemlerin gerçeğe yakın benzetimlerine olanak sağlar. SimMechanics ve SimPowerSystems hakkında bilgi almak için çevrimiçi ücretsiz video eğitim: www.figes.com.tr/makale31video ARGE DERGİSİ 13 SÖYLEŞİ ASELSAN, Elektro-Optik Sistemlerde Geleceği, Bilgisayar Destekli Mühendislik ile Yakalayacak Son yıllarda gerçekleştirdiği önemli ARGE çalışmaları ile elektro-optik sistemler alanında dünyanın önde gelen oyuncuları arasına giren ASELSAN’ın Mikroelektronik, Güdüm ve Elektro-Optik (MGEO) Grup Başkanlığı’nda Tank Elektro-Optik Sistemleri Program Müdürü olarak görev yapan Hikmet Balcı ile çalışmaları ve bu çalışmalarda bilgisayar destekli mühendisliğin payı hakkında konuştuk. FİGES ARGE Dergisi: Kendinizi kısaca bize tanıtabilir misiniz? Hikmet BALCI: 1974 yılında, Zonguldak’ta doğdum. İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimi Zonguldak’ta tamamladıktan sonra, 1991 yılında ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde lisans öğrenimime başladım. Aynı bölümde, 1996 yılında lisans ve 14 www.figes.com.tr 1999 yılında da yüksek lisans öğrenimlerimi tamamladım. Yüksek lisans öğrenimim sırasında, aynı zamanda haberleşme teknolojileri üzerinde ARGE çalışmaları yürüten özel bir şirkette, iş hayatımın ilk yıllarını tamamladım. 2000 yılından beri de ASELSAN MGEO Grup Başkanlığı’nda Tank Elektro-Optik Sistemleri Program Müdürü olarak görev yapmaktayım. © MSI Dergisi ALTAY tankının tüm elektro-optik, elektronik ve elektro-mekanik alt sistemleri ASELSAN tarafından geliştiriliyor. FİGES ARGE Dergisi: ASELSAN’daki bölümünüzün hangi konularla ilgilendiğini söyler misiniz? Hikmet BALCI: Tank, zırhlı araçlar ve stabilize platformlara yönelik her türlü elektro-optik sistem, nişangah ve atış kontrol çözümlerinin geliştirilmesi ve platformlara entegrasyonu ya da entegrasyon desteğinin sağlanması, ana çalışma alanlarımızı oluşturuyor. Burada, söz konusu sistemleri, hem yurt içi hem de yurt dışı ihtiyaçları en üst teknoloji düzeyinde ve en maliyet etkin şekilde karşılamak için çalışıyoruz. Bunun yanında, sistemlerin, en kısa takvim diliminde ve lojistik gerekleri en aza indirgeyerek geliştirilmesinin de ana hedeflerimiz arasında olduğunu özellikle belirtmek isterim. Çünkü günümüz koşullarında geliştirilmekte olan bir ürünün tek- nolojik gelişmişlik düzeyi, maliyet etkinliği, en kısa sürede geliştiriliyor ve üretilebiliyor olması ve kullanım süresince bakımonarımı kolay yapılacak şekilde tasarlanması, uluslararası rekabetteki yerinizi doğrudan etkileyen ve söz konusu ürünün kalıcılığını belirleyen en önemli etkenlerdir. FİGES ARGE Dergisi: Şu an aktif olarak takip etmekte olduğunuz projelerden bahsedebilir misiniz? Hikmet BALCI: Şu an üzerinde en yoğun çalıştığımız projemiz ALTAY Projesi’dir. Bilindiği üzere, ülkemizin, tamamen milli olarak tasarlanarak üretilmiş ilk tankı olacak ALTAY’ın tüm elektro-optik, elektronik ve elektro-mekanik alt sistemleri ASELSAN tarafından geliştiriliyor. ASELSAN’ın, şu ana kadar edindiği tüm teknoloji derinliğini ve deneyimini yansıttığı bu proje kapsamında, tüm alt sistemlerin tasarımı ve doğrulaması gerçekleştirilerek ilk prototipler üretildi ve laboratuvar ortamındaki 1. aşama testler başarı ile tamamlandı. İkinci aşama testler kapsamında üretilen ilk tank prototipi üzerindeki doğrulama ve test çalışmaları ise halen devam ediyor. Bir diğer projemiz kapsamında, ALTAY tankı için geliştirilmiş olan alt sistemlerin kullanımı ile bir Leopard 2A4 tank modernizasyonu prototipi geliştirilerek 2012-2013 yılları içinde başarı ile test edildi. Özellikle son yıllarda, envanterlerindeki Leopard 2A4 tanklarını modernize etmek isteyen, gerek Avrupa gerekse diğer coğrafyadaki ülkelerin çok yoğun ilgisini çeken bu çözümün ve ilgili alt sistemlerin yurt dışına ihracına ARGE DERGİSİ 15 SÖYLEŞİ © ASELSAN yönelik çalışmalar, yoğun olarak yürütmekte olduğumuz bir diğer faaliyet alanımız. Bunlara ek olarak, değişik ülkelerin zırhlı araç ihtiyaçlarına yönelik termal nişangâh geliştirilmesi ve üretimi de şu an yoğun olarak üzerinde çalıştığımız bir faaliyet alanını oluşturuyor. FİGES ARGE Dergisi: Takip ettiğiniz projelerde, ileri mühendislik–bilgisayar destekli mühendislik çalışmaları nasıl uygulanıyor? Hikmet BALCI: Savunma sanayisine yönelik sistem geliştirme ve üretim süreçleri, bilgisayar destekli mühendislik uygulamalarının en fazla kullanıldığı süreçler arasında yer alıyor. Yürütmekte olduğumuz projelerdeki ve tüm ASELSAN genelindeki bilgisayar destekli mühendislik çalışmaları, alanında uzmanlaşmış ve farklı mühendislik disiplinlerini özümsemiş tasarım ekipleri tarafından yürütülüyor. Bu konuda, uluslararası standartlar takip ediliyor ve en etkin şekilde uygulanabilmesi için, sürekli personel eğitimi ve personel sürekliliği esas alınıyor. 16 www.figes.com.tr FİGES ARGE Dergisi: Bu ileri mühendislik–bilgisayar destekli mühendislik uygulamalarının proje süreçleriniz ile yurt içi ve yurt dışı pazar paylarına katkısından bahsedebilir misiniz? Hikmet BALCI: Az önce de bahsettiğim gibi uluslararası rekabet; teknolojinin en ileri düzeyde kullanılmasını ve en hızlı ve en maliyet etkin şekilde ürüne dönüşmesini gerektiriyor. Bu gereksinimleri karşılayabil© ASELSAN ASELSAN tarafından gerçekleştirilen Leopard 2A4 tank modernizasyonu (üstte) sonucunda ortaya çıkan tank, zorlu şartlarda gerçekleştirilen testleri başarıyla tamamladı. ARGE ve özgün ürün tasarım süreçlerinde bilgisayar destekli mühendislik uygulamalarının en ileri düzeyde kullanılmasını bir kurum kültürü haline getirmek, bunu sürekli eğitimler ve yatırım ile teşvik etmek, günümüz rekabet ortamında en önemli güç çarpanlardan biridir. mek için de bilgisayar destekli mühendislik uygulamalarının tüm süreçlerde kullanılması kaçınılmaz hale geliyor. Örneğin, tasarımın ilk aşamasından itibaren bu araçlar kullanılarak yapılan benzetimler, modeller ve analizler, daha sonraki aşamalarda ortaya çıkabilecek sorunların ve risklerin erken dönemde tespit edilerek çözüm geliştirilmesini sağlıyor. Bunun sonucunda, çok değerli olan iş gücünden kazanım sağlarken, bir yandan da ihtiyacı en hızlı şekilde karşılayan çözümü üretmiş oluyorsunuz. Bu yüzden, ARGE ve özgün ürün tasarım süreçlerinde bilgisayar destekli mühendislik uygulamalarının en ileri düzeyde kullanılmasını bir kurum kültürü haline getirmek, bunu sürekli eğitimler ve yatırım ile teşvik etmek, günümüz rekabet ortamında en önemli güç çarpanlardan biridir. FİGES ARGE Dergisi: Sistem mühendisliği ne demektir? Projelerinizde sistem mühendisliği yaklaşımları yeteri kadar olgunlukta uygulanabiliyor mu? Hikmet BALCI: Sistem mühendisliğini, kısaca, askeri ürünlerin geliştirilmesi sırasında uzun deneyimler ve gözlemler sonucunda ilkeleştirilmiş bir ürün geliştirme yöntemi olarak tanımlayabiliriz. Aslına bakarsanız, istekleri ve bunun karşılığında sunulacak olanı hep birbirine en yakın mesafede tutmaya çalışan; bunu yaparken sunulacak olanın içindeki farklı teknolojileri de bir arada tutan bir nevi yapıştırıcı diye de adlandırabiliriz sistem mühendisliğini. ASELSAN olarak çok uzun zamandır tüm projelerimizde uygulamakta olduğumuz sistem mühendisliği yöntemlerinin, ürün geliştirme süreçlerini nasıl olumlu yönde ASELSAN olarak çok uzun zamandır tüm projelerimizde uygulamakta olduğumuz sistem mühendisliği yöntemlerinin, ürün geliştirme süreçlerini nasıl olumlu yönde etkilediğini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle, bir projenin başlangıç noktası olan gereksinimlerin belirlenmesi ve süreç içinde yönetilmesi, bence üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri. etkilediğini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Özellikle, bir projenin başlangıç noktası olan gereksinimlerin belirlenmesi ve süreç içinde yönetilmesi, bence üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri. Bu süreci yürütme olgunluğunuzun seviyesi, projenin başarısını da doğrudan etkiliyor. Son yıllarda savunma sanayisi projelerinde görev alan şirketlerin bu konuda önemli mesafe aldıklarını hep birlikte izliyoruz. Yurt dışındaki firmalar ile çalışırken de gereksinim yönetiminin üzerinde en çok durulan ve ciddi zaman harcanan bir süreç olduğunu anlıyorsunuz. Sistem mühendisliğinin önemli aşamalarından biri olan doğrulama çalışmaları da ciddi emek, altyapı ve hazırlık isteyen bir diğer başlık ve bu süreç, ancak bilgisayar destekli mühendislik uygulamaları kullanılarak etkin ve olgun bir şekilde yürütülebilir. Bu yüzden, sistem mühendisliğinin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak için bilgisayar destekli tasarım araçlarını kullanmak da temel bir zorunluluk. Bu açıdan baktığımızda, gelişen yardımcı teknolojiler sayesinde, ilerleyen günlerde, sistem mühendisliğinin tüm ürün geliştirme süreçlerinde daha sık ve olgun seviyede uygulanacağını düşünüyorum. FİGES ARGE Dergisi olarak bize zaman ayırdığınız ve vermiş olduğunuz bilgiler için okuyucularımız adına teşekkür ederiz. ARGE DERGİSİ 17 MAKALE Alarko-Carrier yeni tasarlanan pompalarının karakteristiklerini CFD analizleriyle belirliyor Artık Prototipe Gerek Yok 1. Özet Sirkülasyon pompaları, konutlarda ve ticari işyerlerinde, sıcak suyun ya da kullanım suyunun basınçlandırılarak tesisatta dolaştırılmasını sağlamaktadır. Günümüzde, sirkülasyon pompasını oluşturan çark ve Didem Deniz salyangoz bileşenlerinin tasarımKAYABAŞI ları, çeşitli yazılımlar kullanılarak Makine bilgisayar ortamında yapılabilmekMühendisi tedir. Bilgisayar ortamında 3 boAlarko-Carrier yutlu olarak tasarlanan çark ve Ticaret ve salyangoz parçalarının uygun monSanayi A.Ş. tajı yapıldıktan sonra ortaya çıkan sirkülasyon pompasına ait karakteristik eğrileri, CFD Şekil 1. CFD analizi için hazırlanan katı model. 18 www.figes.com.tr (Computational Fluid Dynamics / Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği) yazılımları kullanılarak yapılan akış analizleri ile elde edilebilmektedir. Geleneksel yöntemler yerine kullanılan yazılımlar ile tasarım ve üretim süreçleri kısalmakta; böylelikle maliyetler de düşmektedir. 2. Giriş Günümüzde, maliyet düşürme ve üretim süreçlerini kısaltmanın önemi düşünüldüğünde, bilgisayar yazılımlarının bu süreçlerde kullanılmasının sağladığı faydalar göz ardı edilemez. Şekil 2. ANSYS Meshing’de hazırlanmış çark içindeki akış hacmi ağı. Bu çalışmada, bir sirkülasyon pompasının performans değerleri, CFD yöntemiyle çözümleme yapan ANSYS CFX yazılımı kullanılarak elde edilmiştir. Bilgisayar ortamında tasarımı tamamlanmış olan sirkülasyon pompasının, bir katı modelleme programında CFD analizi için uygun bir modeli oluşturulurken, öncelikle çark ve salyangoz geometrileri montajı yapılmış; daha sonra, bu modele ek olarak emiş yönünde çarka giren ve basma yönünde salyangozdan çıkan silindir şeklinde su hacimleri oluşturularak analiz modeli tamamlanmıştır (Şekil 1). Ayrıca, model hazırlanırken ağ oluşturmada sorun yaratacak küçük boşluklar göz ardı edilerek kapatılmış; böylece analiz sırasında meydana gelebilecek stabilite problemlerinin önüne geçilmiştir. Hazırlanan analiz modeli, ağ yapısı oluşturmak amacıyla ANSYS Meshing programına aktarılarak, analiz için uygun ağ ayarları seçilmiştir. Ağ oluşturulurken çark ile çevresini içine alan hız gradyenlerinin yüksek olduğu, dönen bölge olarak ifade edilen akış hacmi için daha küçük eleman boyutları seçilerek, bu bölgelerde daha sık bir ağ yapısı oluşturulmuştur (Şekil 2). Çarka giren ve salyangozdan çıkan akış hacimlerinde ise çark ve çevresine göre daha kaba bir ağ yapısı oluşturulmuştur (Şekil 3). Sirkülasyon pompası ağ yapısında, 3 boyutlu modelin duvar bölgelerinde kayma olmadığı ve sınır tabaka kabulü ile bu bölgelerde daha ince bir ağ yapısı oluşturulmuştur. Şekil 3. CFD analiz modelindeki akış hacminin ağ yapısı. ARGE DERGİSİ 19 MAKALE Şekil 4. CFD analizi sonrası sirkülasyon pompasının su giriş ve çıkış borularında basınç değerlerinin okunduğu kesitler. 3. CFD Analizi ve Sonuçları ANSYS Meshing programında tamamlanan ağ işleminden sonra, analiz modeline ait sınır koşulları belirlenmiştir. Sınır koşulu olarak modelde su giriş kesitinde 0 Pa efektif basıncı tanımlanırken su çıkış yüzeyinde debi değeri tanımlanmıştır (Şekil 4). Pompa karakteristik eğrisini elde etmek için, 1-36 m3/h debi aralığında 5 farklı noktada debi değerleri değiştirilerek analiz tekrarlanmıştır. Analiz sonrası pompa içerisindeki akışa ait hız ya da basınç gibi büyüklerin değişimini, “post-processing” bölümünde incelenebilmiştir (Şekil 5, Şekil 6 ve Şekil 7). Analiz ile elde edilen sonuçlar kullanılarak pompaya ait basma yüksekliği ve verim değer- Şekil 5. CFD analizi sonrası sirkülasyon pompası içerisindeki suyun izlediği yolun akım çizgileri ile gösterimi. Şekil 6. CFD analizi sonrası sirkülasyon pompası içerisindeki suyun izlediği yolun hız vektörleri ile gösterimi. 20 www.figes.com.tr leri hesaplanmıştır. Basma yükseklikleri hesaplarında Şekil 4’te görülen 1 ve 2 kesitleri için Bernoulli Eşitliği (Denklem 1) kullanılmıştır. (1) Analiz sonuçlarından, dönen bölge eksenindeki tork değeri kullanılarak önce pompanın hidrolik verimi (Denklem 2) daha sonra da toplam verim değeri (Denklem 3) hesaplanmıştır. Şekil 8. CFD analizleri ve testler sonucunda elde edilen pompa Q-H eğrilerinin karşılaştırılması. (2) ηt = ηh. ηm. ηv (3) Farklı debi değerlerinde tekrarlanan analiz sonuçlarından hesaplanan basma yüksekliği ve verim değerleri ile pompa karakteristik eğrileri oluşturulmuştur. Tasarımı yapılan sirkülasyon pompasının prototipi imal edilerek test edilmiştir. CFD analizi ile elde edilen karakteristik eğriler ve prototip testleri sonucunda çizilen karakteristik eğriler birbirleriyle karşılaştırılmış ve değerlerin birbirleriyle tutarlı oldukları görülmüştür (Şekil 8 ve Şekil 9). 4. Sonuçlar Bu çalışmada, bir bilgisayar yazılımı kullanılarak tasarımı yapılmış olan sirkülasyon pompasının CFD yöntemi ile performans değerleri elde edilmiştir. Geleneksel tasarım yöntemleri yerine bilgisayar yazılımları kullanılarak gerçekleştirilen sirkülasyon pompası tasarımı ve performans ölçümlerinin, çok Şekil 9. CFD analizleri ve testler sonucunda elde edilen pompa Q-η eğrilerinin karşılaştırılması. Gerçek test sonuçları ile ANSYS CFX sonuçlarının birbiriyle uyumlu oldukları görülmüştür daha kısa sürelerde yapılabileceği görülmüştür. Tasarlanan sirkülasyon pompasının prototipi üretilerek bu prototipin testleri gerçekleştirilmiştir. Test sonuçlarından elde edilen pompa karakteristik eğrileri ile ANSYS CFX’te yapılan CFD analizinden elde edilen karakteristik eğrileri karşılaştırılmış ve iki eğrinin birbirleri ile uyumlu oldukları görülmüştür. Şekil 7. CFD analizi sonrası çark içerisindeki suyun izlediği yolun hız vektörleri ile gösterimi. ARGE DERGİSİ 21 SÖYLEŞİ Sabancı Üniversitesi’nin Yeniliğe ve Sanayiye Açılan Penceresi: SUNUM Son yıllarda teknoloji gündeminin üst sıralarında bulunan nanoteknoloji konusundan Türkiye’nin önde gelen araştırma merkezlerinden birisi olan Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (SUNUM) direktörü Volkan Özgüz ile çalışmalarını konu alan bir söyleşi yaptık. FİGES ARGE Dergisi: Volkan Bey, öncelikle kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Volkan ÖZGÜZ: Lisans öğrenimimi, İstanbul Teknik Üniversitesinde, elektronik mühendisliği alanında tamamladım. Ardından, 1986 senesinde, yine elektronik mühendisliği alanında, North Carolina Devlet Üniversitesi’nden doktora derecemi aldım. North Carolina Mikroelektronik Araştırma Merkezi, TELETAŞ A.Ş., Kaliforniya Üniversitesi-San Diego’dan sonra, Irvine Sensors Corp firmasında CTO (Chief Technology Officer / Baş Teknoloji Yöneticisi) olarak çalıştım. Ocak 2010’dan beri ise SUNUM’un direktörlüğü görevini yürütüyorum. Araştırmala22 www.figes.com.tr rım; yarıiletken teknolojileri ile mikro ve nano elektronik alanlarında yoğunlaşmış durumda. Akademik çalışmalarımın yanında, akademik ve endüstriyel ARGE merkezlerinin kurulması, yönetilmesi ve bu merkezler için kaynak geliştirilmesi konusunda da deneyim sahibiyim. FİGES ARGE Dergisi: SUNUM’un kuruluşu ve hangi temel amaçlara hizmet ettiği konularında bilgi verir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM, Kalkınma Bakanlığı ve Sabancı Vakfı’nın katkıları ile yaklaşık 60 milyon lira yatırımla 2011 yılında kuruldu. Üniversite ve sanayi arasında etkin bir arayüz oluşturan, Türkiye’nin en yet- kin, uluslararası tanınırlığa sahip, tüm kullanıcılara açık, örnek bir araştırma ve uygulama merkezi olmak, SUNUM’un başlıca amacıdır. Özellikle Sabancı Üniversitesi bünyesindeki Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve üniversitenin diğer fakülteleriyle ortak şekilde, “Beraber Yaratmak ve Geliştirmek” stratejisiyle hareket ediyoruz. SUNUM’un yetkinlikleri, üniversitenin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nin öğretim üyelerinin araştırma yetenekleri ve ileri teknoloji altyapısı ile birleşerek bir sinerji yaratıyor ve ileri malzemeler, nanobiyoteknoloji, nanotıp, nanoelektronik, nanooptik, mikro-nano-akışkanlar, mikro-nano-elektrome- kanik sistemler ve yenilenebilir enerji sistemleri alanlarında uygulamaya dönük araştırmalara olanak veriyor. Araştırmalarımızı; yerel sanayinin ihtiyaçlarına öncelik veren, bilgi tabanlı, katma değerli ve araştırma alanlarında, uygulamaya dönük, öncü çalışmalar olacak şekilde yönlendiriyoruz. Bu çalışmalarla ülkemizdeki sanayi kuruluşlarına, küresel rekabette yardımcı olmayı ve onların dünya liderliğine oynayabilmeleri için aradaki açıklarını kapatmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Mutlaka sanayi ve diğer akademik araştırma kuruluşları ile stratejik iş birlikleri kurarak hareket etmeye çalışıyoruz. Bu noktada, güven unsuruna dayalı, uzun vadeli, geniş kapsamlı bir çözüm ortağı olarak yerimizi almak istiyoruz. Üniversitemizde girişimcilik, özellikle akademik girişimcilik sürecine verilen etkin katkı da merkezimiz için fark yaratan bir özellik. Araştırma ve uygulama projelerimizin proje geliştirme, yönetim ve teknoloji transferi süreçlerini, üniversitemizin teknoloji transfer birimleri ile profesyonelce yönetiyoruz. İnovasyon ve girişimcilik konularındaki çalışmalarımız, Sabancı Üniversitesi’nin, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan “Yenilikçi ve Girişimci Üniversiteler” lis- Enerji depolama ve üretim düzenekleri için karbon temelli malzemeler tesinde en üst sırada olmasına katkı sağlıyor. Geleceğin teknoloji öncülerini yetiştirmek ve öncü teknoloji şirketleri yaratmak; ayrıca lisans ve lisansüstü uygulamalı nanoteknoloji eğitimine destek olmak da elbette hedeflerimizin birer parçası. n FİGES ARGE Dergisi: SUNUM bünyesinde hangi konularda araştırmalar yapılıyor? Volkan ÖZGÜZ: Merkezimizdeki araştırmalarda, sanayinin ihtiyaçlarına uygun; kısa, orta ve uzun vadede katma değer üretebilecek konulara odaklanmaya çalışıyoruz. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi ile sinerji sağlayarak yürüttüğümüz araştırmaların konularını şöyle sıralayabilirim: n Nano-boyut mühendisliği ve yapısal malzemeler alanlarında; kompozit malzemeler, yüksek Kendi kendini yenileyen nano kompozitler için çok duvarlı nano -fiberler n n mukavemetli cam, yüksek yetenekli yalıtım, çok amaçlı boya ve kaplamalar, çok amaçlı sanayi dokuması, aktif polimerler, çok fonksiyonlu yüzeyler, teknik tekstil ürünleri gibi konularda çalışıyoruz. Gıda ve ziraat teknolojilerinde; yüksek besin değerli tahıllar, kuraklığa dayanıklı bitkiler, kontrollü salınımlı doğal gübreler, uzun raf ömrü için paketleme gibi konularda çalışıyoruz. Nano güvenlik, çevre ve su alanlarında; nanoparçacıkların çevre ve insan sağlığına etkileri, su ve toprak temizliği ve nanoteknolojik yöntemlerle su ve havanın kirleticilerden arındırılması konularına odaklanıyoruz. Sağlık ve nano-tıp alanlarında; gıda kalitesinin metabolizma ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri, nanoparçacıklar ile hedeflenmiş tanı ve ilaç aktarımı ile kanser, damar sertliği gibi yaygın etkili sağlık sorunlarının tanı ve tedavisi, etiketsiz yöntemlere dayalı nano-biyoteknolojik algılama ve tanı sistemleri, nanoteknolojik yöntemlerle yapay doku mühendisliği konularında yoğun araştırmalarımız var. ARGE DERGİSİ 23 SÖYLEŞİ ASELSAN, Aksa-Akkim, Eczacıbaşı, KordSA gibi kuruluşlarla çalışmalarımız var. Sanayi ile iş birliği yaparken en temel amacımız; çözüm ortağı olarak, sanayi kuruluşunun hedeflerine ulaşmasında destek vermek. n Aktif araştırma çalışmalarımız için yoğun bir uygulamalı alanı ise savunma sistemleri. Yeni nesil görüntü algılayıcıları, hafif ve mukavim kompozit malzemeler, zor koşullarda çalışan veya yüksek performanslı elektronik sistemler, KBRN (kimyasal biyolojik, radyoaktif, nükleer) savunma amaçlı algılayıcılar ve nano biyoteknolojinin savunma uygulamalarında projelerimiz var. FİGES ARGE Dergisi: Araştırma konularınızdan, özellikle ilk başlıkta bahsettiğiniz malzeme içerikli konular, bildiğimiz kadarıyla havacılık, savunma ve otomotiv sanayilerinde sürekli gündemde bulunuyor. Malzeme konusundaki bu çalışmalarınızın, ülkemiz sanayisinde uygulamaları var mı? Varsa, bu çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? Yaptığımız çalışmalar şu aşamada daha çok ARGE niteliğinde. Özellikle nano kompozitler, hem yapısal malzeme olarak daha hafif ve mukavim yapılarda, havacılık ve otomotivde hem de işlevsel malzeme olarak kullanılırken bir yandan da 24 www.figes.com.tr örneğin radar dalgalarını soğuran yapılar olarak sadece savunma uygulamalarında öne çıkıyor. Bu konuda yapılan çalışmalar içinde uygulamaya en yakın örnek, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerimizden Mehmet Yıldız, Melih Papila ve Yusuf Menceloğlu’nun nanoteknoloji ile güçlendirilmiş kompozitlerin, yüksek hızlı deniz taşıtlarında kullanım performansının optimizasyonu çalışmaları. Uygulamaya yakın bir diğer çalışma ise elektronik alanında Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Yaşar Gürbüz’ün yaptığı kızıl ötesi algılayıcı okuma devreleri ve çok yüksek frekans alıcı-verici devreleri. FİGES ARGE Dergisi: Yine malzeme konularıyla ilgili olarak, şu an için uygulaması olmasa bile, ileride yerli sanayimize katkıda bulunabilecek araştırmalarınız nelerdir? Volkan ÖZGÜZ: İlk akla gelen örnekler olarak; Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi araştırmacıları ile beraber yürütülen sıvı zırhlar, yani yapısal özelliklerden faydalanarak daha hafif, esnek, kolay şekillendirilebilen; ama aynı zamanda da yüksek hızlı darbelere dayanıklı malzemeleri verebilirim. Bunlara ek olarak yapısal renklendirme teknikleri ile özel kamuflaj malzemeleri, geniş bantta soğuran algılayıcı malzemeler, geniş bantta yayın yapacak anten malzemeleri (meta malzemeler), değişik enerji türleri arasında değişim sağlayan malzemeler, 3 boyutlu şekillendirme, metal-köpük malzemeler ve çok işlevli tekstil malzemeleri üzerine de çalışmalarımız mevcut. FİGES ARGE Dergisi: Merkez bünyesinde yapılan araştırmalar ve projeler arasından dikkat çeken ve okuyucularımızla paylaşmayı uygun gördüğünüz bir kaç tanesini anlatabilir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: İlk örnek, grafen malzemesinin yakıt pillerinde kullanılması. Bir diğer örnek, yine grafen malzemesinin, bu sefer çok işlevli görüntü ünitelerinde kullanılması. Grafen konusunda, Avrupa Birliği’nin, 10 yıl için 1 milyar avronun üstünde bir kaynakla desteklediği amiral gemisi projesinde yer alan tek Türk kuruluşuyuz. FİGES ARGE Dergisi: Merkezin fiziksel olanaklarından bahsedebilir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM’da; 7.400 m2'lik özgün ve öncü tasarımlı bir merkez binası içinde, 850 m2’lik modern ve modüler temiz oda, toplam 1.500 m2 alana yayılmış, biyolojik güvenlik özelliklerini de içeren çok disiplinli laboratuvarlar ve 2.400 m2'lik ofis ve ortak kullanım alanı bulunuyor. Enerji tüketiminin ve atık üretiminin asgariye indirildiği bu tesisin çevre dostu niteliği, uluslararası alanda da tescillenmiş durumda ve tesis, çevreci ve yeşil bir araştırma merkezinin Türkiye'de ilk örneği olarak LEED ve BREEAM sertifikalarına sahip. FİGES ARGE Dergisi: SUNUM’un personel altyapısı (araştırmacı kadrosu vb.) hakkında bilgi verir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM, beyin gücünü, her şeyden önce Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nin yetkin araştırıcılarından alıyor. SUNUM’da ayrıca, uygulamaya odaklı özgün teknik destek ve proje personeli de dâhil olmak üzere, kendi alanlarında uzman 18 araştırmacı görev yapıyor. FİGES ARGE Dergisi: SUNUM’un dikkat çeken, farklı bir mimari yapısı var. Bu mimari tasarımın özel bir anlamı var mı? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM binasının genel mimarisi, insan hücre yapısı ile özdeşleştirilmiştir. Binanın dış cephesi, hücre zarının karbon C-60 (fulleren) yapısını temsili olarak birleştiren özgün bir tasarım. İç tasarımda kullanılan DNA benzeri sarmal merdivenler ve karbon nanotüp benzeri silindirik yapılar gibi birçok detay, merkezin mimarisini özgün kılmaktadır. FİGES ARGE Dergisi: Merkez bünyesindeki laboratuvarların öne çıkan olanakları neler? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM’u oluşturan disiplinler arası laboratuvarlarda; atomik boyutlarda görüntüleme ve analiz yapabilen elektron mikroskopları, değişik hücrelerin genlerini hızlı şekilde analiz edebilecek cihazlar, birkaç atom kalınlığında metal veya yarıiletken katmanlar oluşturabilen sistemler bulunuyor. SUNUM, ileride oluşacak değişikliklere uyacak, esnek ve gelişmeye açık bir yapılanmaya sahip. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nin, özellikle malzeme sentez ve karakterizasyonu, biyoteknoloji ve moleküler biyoloji ve elektronik alanlarındaki gelişmiş altyapısı, SUNUM olanakları ile birleşerek, odaklı ve uygulamalı araştırmaları başarılı sonuçlara ulaştıracak bir bütün oluşturuyor. FİGES ARGE Dergisi: SUNUM’un olanaklarından kimler yararlanıyor? Volkan ÖZGÜZ: SUNUM'un araştırma olanakları; tüm akademik kurumlar, kamu sektörü ve özel sektörden araştırmacıların kullanımına açık. SUNUM’u 200’ün üzerinde araştırıcı kullanıyor. Bu araştırıcıların 30 kadarı, Sabancı Üniversitesi dışındaki kuruluşlardan. FİGES ARGE Dergisi: SUNUM’un öncelikli hedefleri ve geleceğe dönük vizyonu hakkında bilgi alabilir miyiz sizden? Volkan ÖZGÜZ: Ülkemizin önceliklerine göre belirlenmiş araştırma alanlarında, sanayideki ARGE merkezleri, üniversiteler ve diğer araştırma kurumları ile tematik ve rekabet öncesi iş birlikleri oluşturmak, SUNUM’un öncelikli hedeflerinden biridir. Bu hedefin bir parçası olarak, bu iş birliklerinde küresel rekabette yardımcı, katma de- Enerji dönüşümünde nanomalzemeler. ARGE DERGİSİ 25 SÖYLEŞİ ğerli, ihtiyaç esaslı özgün teknoloji ve ürünler geliştirilirken, geleceğin teknoloji öncülerini yetiştirmek ve öncü teknoloji şirketleri yaratmayı amaçladığımızı da belirtmek lazım. Ayrıca, elbette ülkemizdeki lisans ve lisansüstü düzeyinde uygulamalı nanoteknoloji eğitimine de katkımız oluyor. Bazı konularda ortak olarak dış kaynaklara proje başvurunda bulunuyoruz. Bir yandan da özelikle stratejik iş birliği yaptığımız kuruluşlarla teknik cihaz altyapısı ve insan kaynakları çalışmaları yapıyoruz. Özellikle kuruluşun ARGE merkezi varsa bu merkezle tümleşik bir çalışma ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. FİGES ARGE Dergisi: Üniversite–sanayi iş birliği kapsamında şu ana kadar yaptığınız çalışmalardan örnekler verebilir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: Ülkemizin kendi alanlarında önder kuruluşları ile uzun soluklu ortak araştırmalar ve stratejik iş birliklerine başladık. ASELSAN, AksaAkkim, Eczacıbaşı, KordSA gibi kuruluşlarla çalışmalarımız var. Sanayi ile iş birliği yaparken en temel amacımız; çözüm ortağı olarak, sanayi kuruluşunun hedeflerine ulaşmasında destek vermek. Hedefe ulaşmak için gerekli olan konularda yetkinliklerimizi zenginleştirmek veya yeni yetkinlikler katmak için, diğer yurt içi ve yurt dışı akademik araştırma kuruluşları ile de yoğun bir iş birliği yapıyoruz. FİGES ARGE Dergisi: Sanayi ile iş birliği süreci SUNUM’da nasıl işliyor? Örnek bir projeniz üzerinden anlatabilir misiniz? Volkan ÖZGÜZ: İşbirlikleri açısından proje temelli çalışmak yerine, stratejik ortaklık temelinde çalışmayı tercih ediyoruz. Bu ortaklık çerçevesinde birden fazla güdümlü proje olabiliyor. Önce kuruluşlarla karşılıklı yeteneklerimizi tanıma evresinden geçiyoruz. Ardından genel bir çerçeve anlaşması yapıyoruz. Daha sonra, teknik içerikli bir dizi toplantılar sonucu, bir konular listesi oluşturuyoruz. Bu konuları, zaman ve araştırma kaynakları olarak önceliklendiriyor ve çalışmalara başlıyoruz. Bazı 26 www.figes.com.tr Kızılötesi algılmalar için nanometrik PbS kuantum noktalardan oluşan ince film kaplama. konularda ortak olarak dış kaynaklara proje başvurunda bulunuyoruz. Bir yandan da özelikle stratejik iş birliği yaptığımız kuruluşlarla teknik cihaz altyapısı ve insan kaynakları çalışmaları yapıyoruz. Özellikle kuruluşun ARGE merkezi varsa bu merkezle tümleşik bir çalışma ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. Anlaşmalar çerçevesinde, kuruluşun personeli merkezimizin altyapısına ulaşabiliyor; üniversitemiz ve merkezimiz araştırmacıları ile teknik konularda ortak kararlar veriyorlar. Bu süreç içinde, üniversitemizin Teknoloji Transfer Ofisi, her adımda bizlere destek vererek, yön göstererek, fikri mülkiyet ve gerekli diğer konularda hukuki çerçeveyi ilk günlerden oluşturarak, sürecin profesyonelce yönetilmesini sağlıyor. FİGES ARGE Dergisi olarak bize zaman ayırdığınız ve vermiş olduğunuz bilgiler için okuyucularımız adına teşekkür ederiz. YAKLAŞAN ETKİNLİKLER FİGES Pazarlama Grubu için Parola, 2014’te de “Tam Yol İleri!” Deniz Sistemleri Semineri’nde FİGES Bu Yıl da Sponsor FİGES, 28-29 Kasım tarihlerinde, 6’ncısı düzenlenecek olan Deniz Sistemleri Semineri’ne bu yıl da sponsor oldu. Ankara’da, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek etkinliğe, hem stant alanı hem de 3 ayrı sunum ile katılacak olan FİGES, yapacağı sunumlarda, denizcilik ve gemi inşa sektöründeki çalışmalarını katılımcılarla paylaşacak. FİGES’in denizcilik ve gemi inşa sanayi sektöründe farklı mühendislik disiplinlerinde birçok çalışması bulunuyor. MİLGEM Projesi’nde mühendislik alt yüklenicisi olarak görev alarak bu alandaki çalışmalarına başlayan FİGES, şu an yapısal analizler, akışkanlar analizleri, patlama hesaplamaları, elektromanyetik hesaplamalar ve sistem modelleme gibi konularda projeler yürütüyor. FİGES, bu alanda, IDEF’13 fuarı sırasında imzaladığı sözleşme ile Denizaltı Dalış Simülatörü (DEDAS) projesi kapsamında, Denizaltı Manevra Modeli Geliştirilmesi (DEMMOG) projesini yürütmeye başladı. Bu projede, denizaltı dalış simülatöründe kullanılacak denizaltı hareket dinamiğinin oluşturulması çalışmaları, FİGES tarafından gerçekleştirilecek. 18. FİGES Konferansı Hazırlıkları Başladı Bu yıl Nisan ayında, İstanbul’da, 17’ncisi düzenlenen FİGES Bilgisayar Destekli Mühendislik ve Sistem Modelleme Konferansı, 300’ü aşkın katılımcı ile başarılı bir etkinlik olarak gerçekleştirilmişti. Gelecek yıl için de şimdiden hazırlıklara başlandı. 18 Nisan 2014 tarihinde, yine İstanbul’da düzenlenmesi planlanan konferansa, FİGES tüm ilgili sektör temsilcilerini davet ediyor. Konferansla ilgili duyurular, yılbaşından itibaren yapılmaya başlanacak. Sektöründeki firmalara, yaptığı başarılı mühendislik projeleri yanında yoğun pazarlama çalışmalarıyla da fark atan FİGES, 2014 yılında da birçok pazarlama programıyla müşterilerinin yanında olacak. En başta, belki de ülkemizdeki kendi sınıfının tek örneği olan FİGES ARGE Dergisi, 2014’de yine okuyucularıyla buluşacak. 18’incisi düzenlenecek olan FİGES Bilgisayar Destekli Mühendislik ve Sistem Modelleme Konferansı ve 2. Denizcilik Günü etkinliklerinde de geri sayım başladı. FİGES, müşterilerine katkıda bulunabilmek amacıyla gerçekleştirdiği ARGE günleri, uygulamalı tanıtım seminerleri, çalıştay ve eğitim etkinliklerine de yine yoğun olarak devam edecek. FİGES, gerçekleştirdiği pazarlama çalışmalarıyla ülkemizde ARGE ve ileri mühendislik teknolojilerinin tanınmasını sağlamayı ve bu alanlarda çalışan kişiler arasında sinerji oluşturmayı hedefliyor. FİGES, ELECO Konferansı’nda FİGES, 28-30 Kasım tarihlerinde, Bursa’da düzenlenecek olan 8th International Conference on Electrical and Electronics Engineering etkinliğinde, Elektromanyetik Grubu’nun yazdığı bildiri ile yer alacak. “The Performance Analyses of an Induction Motor due to Specified Fault Conditions” başlıklı bildiriyi, FİGES Elektromanyetik Grubu’ndan, Alperen Üşüdüm sunacak. Yrd. Doç. Dr. Deniz Bölükbaş yönetiminde çalışmalarını sürdüren FİGES Elektromanyetik Grubu’nda, alçak frekans ve yüksek frekans konularında çeşitli elektromanyetik analizler ve hesaplamalar gerçekleştiriliyor. ARGE DERGİSİ 27 MAKALE Standart Bir Sincap Kafesli Asenkron Motorun, ANSYS Rmxprt ve Maxwell Yazılımları ile Analizi Asenkron Motor Analizi Temsili Resim Giriş Asenkron motorlar, neredeyse 100 yılı aşkın bir süredir endüstride geniş bir yelAlperen pazede kullaÜŞÜDÜM nılmaktadır. Elektrik Müh. Son yıllarda, FİGES A.Ş. kontrol teknoElektromanyetik lojilerinin de Tasarım ve gelişmesi ile Analiz Mühendisi bu düşük maliyetli motorlar, farklı hız kontrollerine ihtiyaç duyulan alanlarda da yerlerini almaya başlamıştır. Diğer motor tiplerine göre verimlerinin nispeten düşük olması, enerji verimliliği açısından olumsuzluk teşkil etmekte olmasına rağmen, bu motorların verimlerinin arttırılması yönünde araştırmalar sürmekte ve dünya çapında verimli motor teşvikleri yaygınlaşmaktadır. Motor üreticileri de bu yönde, hem motor tasarımlarını hem de üretim proseslerini iyileştirme yönünde çalışmalar yapmakta, rekabetçi piyasa koşullarında motor verimlerini arttırıp üretim maliyetlerini düşürme yönünde ciddi projeler yürütmektedirler [1]. Günümüzde bilgisayar destekli analizler, motor imalatçılarına proses adımlarında karar verilmesi gereken bazı parametrelerin seçilmesinde yardımcı olduğu için hızla yaygınlaşmaktadır. Bu makalede, tasarım ve üretim maliyetlerini azaltmaya katkı sağlayan bu analizlere örnek olarak, parametreleri verilen standart bir asenkron motorun ANSYS Rmxprt ve Maxwell yazılımları kullanılarak tasarlanması açıklanmış ve analizler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, değişik rotor çaplarından doğan farklı hava aralıklarının etkileri de analiz edilmiş; Şekil 1. Rmxprt tasarımından görüntüler. 28 www.figes.com.tr hava aralıklarına göre tork, devir ve akım değerlerinin değişimi incelenmiş ve manyetik akı dağılımları elde edilerek sonuçlar sergilenmiştir. Analizlerde Kullanılan Motorun Tasarımı Örnek model olarak IEC standartlarına uygun 112M yapı büyüklüğünde 5 kW gücünde bir asenkron motor tasarlanıp modeli oluşturulmuştur [2]. Tasarımda kullanılan motorun Tablo 1. Motor Boyutları 112M yapı büyüklüğü için motor değerleri Stator Dış Çap: 170 mm Stator İç Çap: 103 mm Stator Oluk Sayısı: 36 Rotor Dış Çap: 101 mm Rotor Oluk Sayısı: 28 Rotor İç Çap: 38 mm Paket Boyu: 140 mm Şekil 2. Rmxprt'te elde edilen akım-devir, tork-devir, verim-güç ve güç-devir grafikleri. boyutları Tablo 1’de; motor etiket bilgileri ise Tablo 2’de verilmiştir. Verim, akım ve tork değerleri ise analizlerde incelenmiştir. Rmxprt Yazılımı ile Asenkron Motor Tasarımı ve Analiz Sonuçları Rmxprt, elektrik motor ve jeneratör tasarımlarında ilk adımda kullanılan, tasarımcıyı yönlendiren ve tasarım sonucu oluşan motorun analitik çözümlerinin detaylı olarak alınabildiği, motor tasarımcısının vazgeçil- mez araçlarından birisidir. Maxwell ile tam uyumlu çalışması sebebiyle bu platformda yapılan tasarımın Maxwell ortamına doğrudan aktarılıp, sonlu elemanlar analizi için model oluşturulması aşaması kolaylıkla yapılabilmektedir. Bu çalışmada da motor, ilk olarak Rmxprt ortamında tasarlanmıştır. Malzeme olarak; stator ve rotor sac malzemesi M600-50A, rotor çubukları alüminyum, sargılar bakır olarak atanmıştır. Rmxprt ile yapılan analizde, 5 kW gücün, 1400 rpm'de, 34 Nm tork ile üretildiği gö- rülmüştür. Bu noktadaki temel değerler ve Rmxprt analiz sonuçları, Tablo 3'te görülmektedir. Rmxprt ile elde edilen teorik akım-devir, tork-devir, verim-güç ve güç-devir grafikleri ise Şekil 2’de görülmektedir. Maxwell 2D Rmxprt'te tasarımı ve analizi yapılan motor, Maxwell 2D ortamına Şekil 3’teki gibi aktarılmıştır. Rmxprt, Maxwell'in ihtiyaç duyduğu ayarları da (“excitations” ve “mesh operations” gibi) en optimum şekilde aktarmaktadır. Şekil 3. Rmxprt'ten Maxwell'e aktarım. ARGE DERGİSİ 29 MAKALE Bu değerler, Rmxprt'in analitik olarak hesapladığı değerlerle örtüşmektedir. Maxwell’in çıktılarından olan motorun manyetik akı dağılımı, Şekil 5’te görülmektedir. Farklı Rotor Çaplarından Doğan Farklı Hava Aralıklarının Etkilerinin Analiz Edilmesi Bu bölümde, asenkron motor üretiminde genel bir proses adımı olan "Rotorun Tornalanması" sonucunda hava aralığında meydana gelen değişikliğin motor performansına etkisi, Maxwell yazılımı ile incelenmiştir. Torna prosesinin modellenebilmesi için hava aralığı içinde model dışı bir halka çizilip, bu halka ile rotor geometrisi, kesme operasyonuna tabi tutulmuştur. Halkanın çapı parametrik olarak ayarlanmış ve böylece mevcut rotor modeline istenen ölçülerde, dış çaptan içe doğru kesim operasyonu uygulanabilmiştir. 102,75 mm'den başlayan dış çapa, 0,5 mm basamaklar ile 100 mm'ye kadar kesim uygulanarak her bir yeni geometri için analiz 6 defa tekrarlanmıştır. Böylelikle hava aralığı, 0,25 mm'den 1,5 mm'ye kadar olan bir yelpazede incelenmiştir. Bu işlem için halka çapı, Maxwell Optimetrics aracı ile parametrik değer olarak tanımlanarak analizlerin otomatik yapılması ve sonuçların aynı grafikler üzerinde görülebilmesi sağlanmıştır. Torna prosesi sonucu elde edilen rotor hava aralıklarının görünüşü Şekil 6’da verilmiştir. Şekil 4. Maxwell 2D motor tasarımı ağ örgüsü. Şekil 5. Manyetik akı dağılımı. Şekil 6. Torna prosesi sonucu elde edilen rotor hava aralıklarının görünüşü. Simülasyon için, öncelikle motor modelinin ağ örgüsü, Şekil 4’te görüldüğü gibi Maxwell tarafından otomatik olarak oluşturulmaktadır. Yapılan simülasyon sonucunda, motorun, yaklaşık 150 ms’lik ge30 www.figes.com.tr çici rejimin ardından, nominal değerine oturduğu görülmektedir. 34 Nm yükü, 1397 rpm devirde döndürmektedir ve bu çalışma noktasında, stator fazından RMS 11,37 A akım çekmektedir. Transient Analiz Model üzerinde 500 ms boyunca 0,50 ms aralıklar ile transient analiz yapılmıştır. Motora 20 Nm yük momenti uygulanmış ve yük altında kalkışı ve yol alması modellenmiştir. Analiz sonucunda değişen hava aralığına göre tork, Tablo 2. Motor Etiket Bilgileri Etiket Bilgileri Çıkış Gücü: 5 kW Gerilim: 380 vAC yıldız Frekans: 50 Hz Devir: 1400 rpm Kutup Sayısı: 4 Tablo 3. Rmxprt Analiz Sonuçları Şekil 7. Hava aralıklarına göre tork grafiği. Analiz Sonuçları Devir: Stator Faz Akımı: Stator Direnci: Çıkış Gücü: Toplam Kayıplar: Verim: Tork: Cos phi: 1399,29 rpm 12,07 A 1,0825 Ohm 5,0005 kW 1158,17 W %81,19 34,12 Nm 0,768 len akım grafikleri detayına bakıldığında, hava aralığına göre akım formunun tepe değerleri, 1,50 mm için 15 A; 1,00 mm için 12,2 A; 0,75 mm için 11,25 A; 0,25 mm için 10 A olduğu görülmektedir. Böylece, hava aralığı arttıkça akımın arttığı söylenebilir. Şekil 8. Hava aralıklarına göre devir grafiği. 5- Manyetik Akı Dağılımı: 1,50 mm hava aralığı değeri için manyetik akı dağılımı Şekil 12’de ve 0,25 mm hava aralığı değeri için manyetik akı dağılımı Şekil 13’te görülmektedir. Sonuçlar Şekil 9. Hava aralıklarına göre akım grafiği. stator faz akımları ve harmonikleri, demir kayıpları ve manyetik akı dağılımı sonuçları elde edilmiştir. Analiz Sonuçları 1- Tork Grafiği: Değişen hava aralıkları ile torkun değişim grafikleri Şekil 7’de görülmektedir. 2- Devir Grafiği: Değişen hava aralıkları ile elde edilen devir grafikleri Şekil 8’de görülmektedir. 3- Akım Grafiği: Hava aralıkları değişimi ile akım değişim grafikleri Şekil 9’da, akım detay grafikleri ise Şekil 10’da yer almaktadır. Şekil 10'da belirti- Hava aralığı mesafesi değişiminin, motor verimi ve performansı açısından, hem avantaj hem de dezavantaj olarak iki türlü etkisi olduğu görülebilir. Hava aralığı azaldıkça, dişlerdeki manyetik doymaların arttığı; buna bağlı olarak da torkta dalgalanmaların ve faz akımında harmoniklerin oluşmaya başladığı; demir çekirdek kayıplarının arttığı görülmektedir. Öte yandan, hava aralığı azaldıkça, hem kalkış akımlarının ARGE DERGİSİ 31 MAKALE Şekil 10. Hava aralıklarına göre akım detay grafiği. hem de nominal çalışma akımlarının azaldığı; akımın düşmesin- Şekil 11. Hava aralıklarına göre harmonik grafiği. den dolayı da bakır kayıplarının azaldığı görülmektedir. Şekil 12. Hava aralığı 1,50 mm için manyetik akı dağılımı. Şekil 13. Hava aralığı 0,25 mm için manyetik akı dağılımı. 32 www.figes.com.tr Hem verimli hem de sağlıklı çalışan bir motor tasarımı için, hava aralığı optimizasyonunun önemi bu çalışmada ortaya çıkmaktadır. En iyi motoru tasarlayabilmek için, dişlerdeki doymaları en aza indirerek hava aralığını, imalat toleranslarının izin verdiği ölçülerde en düşük seviyeye çekmenin gerekli olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, asenkron motorların verimlerinin yükseltilip iyileştirilmesi çalışmalarında, hava aralığının en önemli parametrelerden birini teşkil ettiği söylenebilir. Bilgisayar destekli analizlerle parametrik değişimlerin etkileri incelenebilmekte ve tasarım ve üretim süreçlerinde kolaylık sağlanmaktadır. Bu çalışmada, ANSYS tarafından geliştirilen Rmxprt ve Maxwell yazılımları kullanılarak analizler gerçekleştirilmiştir. Kaynaklar: [1] A. Usudum, D. Bolukbas, "The Performance Analyses of an Induction Motor due to Specified Fault Conditions", 28-30 Kasım 2013, ELECO 2013, Bursa, Türkiye. [1] Ahmet Hamdi SAÇKAN, Endüstri Meslek Liseleri İçin Elektrik Makinaları Cilt III, MEB (1996)
Benzer belgeler
07-figes-giris_Layout 1
Hikmet Balcı’ya, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Dr.
Volkan Özgüz’e, TAV İnşaat’tan Ahmet Çıtıpıtıoğlu ve Elif Koru’ya, Alarko-Carrier’dan Didem
Deniz Kay...