ADA FUTBOLU ve MÜZIK GALLER`İN YÜKSELİŞİ
Transkript
ÖNSÖZ MART 2016 SAYI 19 ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER HEM KALPLERİN HEM TAKIMIN BAŞKANI NAOMI WATTS 4 Ada Futbolu derginiz 19. sayısı ile sizlerle. ADA FUTBOLU VE MÜZİK: GALLER’İN YÜKSELİŞİ 6 Her geçen sayıda, biriktirdiğimiz futbol öykülerinin zenginleştiğini ve çoğaldığını görmek, tüm ekibi bir sonraki sayı için daha da heyecanlandırıyor. Artık daha kalıcı bir koleksiyona doğru gittiğimizi fark etmek de iki yılı aşkın süredir verdiğimiz emeklerin en güzel ödülü. İNGİLTERE 0-2 FRANSA: ANELKA & ELDİVENLERİ 10 ALTINTOP 14 ESKİ STADYUMA BİRALI VEDA 18 ARMALARIN DİLİ: SHEFFIELD WEDNESDAY 20 MANUEL PELLEGRINI 22 MANCHESTER UNITED HEGOMONYASI - LİDERLİK SAYACI 28 SEZONUN EN FAZLA RAHATSIZ EDİLEN OYUNCULARI 30 SAYILAR 32 PREMIER LİG DEĞERLENDİRMESİ 46 CHAMPIONSHIP DEĞERLENDIRMESİ 48 ADA LİGLERİ 50 Şubat ayının son Pazar günü Manchester City ile belki de son kupasını kaldıran Pellegrini’yi bu sayıda Emrah Yolaç’ın güzel kaleminden okuyacaksınız. Eski bir tanıdık Anelka da bu sayımızın konuklarından. Mert Artun nostaljik bir yazı ile bu sayıya da damgasını vuranlardan. Baykuşların yeni arması, rakamların ve istatistiklerin dili, adanın batısındaki Galler’den bir esinti ve elbette ki daha fazlasını bu sayıya sığdırmaya çalıştık. Artık bir bakıma Ada Futbolu olarak biz de 19’u bulduk. Dergimiz artık emekleme devresinden, yetişkinliğe doğru yürüdüğü ‘teenager’ çağını bu sayı ile geride bırakmış olacak. Daha akıllanmadık belki ama daha çok coşkumuz var. Yetişkin çağımızın verdiği daha büyük sorumluluklarımız olacak. Birkaç sayıdır gelenek haline getirdiğimiz üzere, önsözümüzü İngiliz müzisyen Adele’nin ilk albümü ‘19’ dan bir şarkısı ile tamamlayalım. Bir Bob Dylan parçası olan Make You Feel My Love’dan: BU SAYIYA KATKIDA BULUNANLAR: Berk Kalyoncu, Edip Uras, Efecan Ertekin, Emrah Yolaç, Emre Toprak, Mert Artun, Mustafa Kösem Yazı İşleri: Mert Artun Grafik Tasarım: Murat Çolakoğlu *When the evening shadows and the stars appear, And there is no one there to dry your tears, I could hold you for a million years To make you feel my love. *Akşamın gölgeleri ve yıldızlar çıktığında, Gözyaşlarını kurutacak kimse olmadığında, Seni bir milyon yıl sarmalayabilirim, Aşkımı hissedebilmen için. Futbol aşkınız ve Ada Futbolu sevdanız sizi hiç bırakmasın. Güneşli bir Nisan gününde görüşmek üzere. 2 SAYI 19| 3 SAYI 16.5| NAOMI WATTS HEM TAKIMIN HEM KALPLERIN BAŞKANI NAOMI WATTS BERK KALYONCU 4 SAYI 19| NAOMI WATTS Daha önce dergimizde erkek futbolu içinde yer alan kadınlara sık sık yer vermiştik. Bu sefer bu dünyaya yeni giriş yapan ancak akıl tutulmasına neden olacak bir gelişmeyi sizlerle paylaşıyoruz. Artık Ada’da başkanlardan biri de ünlü Holywood yıldızı 47 yaşında olduğunu hiç göstermeyen ancak 47 yaşında olan güzel Naomi Watts. Daha önce 2 kere Oscar’a aday olan (21 Grams & The Impossible) Naomi artık Galler ekibi Glantraeth FC’nin onursal başkanı. Glantraeth FC’nin Naomi Watts ile İlgisi Nedir? Glantraeth FC an itibariyle Galler’in 3. Liginde mücadele eden bir takım. Takım bir Galler adası olan Anglesey’de yer alıyor. 1976 yılında babasını genç yaşta kaybeden Naomi, Avustralya’ya taşınmadan önce büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte Anglesey’in Llangefni ve Llanfairpwllgwyngyllgogerychwyrndrobwllllantysiliogogogoch (“Llanfair”) bölgesinde çocukluğunu geçirdi. Glantraeth FC de bu bölgenin takımı olarak biliniyor. Watts’ın Galler dilindeki bu ismi hiç şaşırmadan 6 saniyede okuduğu videyu Youtube’dan izleyebilirsiniz. Maçlarını iç sahada ortalama 40(kırk) taraftara oynayan Glantraeth’in bir parçası olduğu için Naomi Watts bu durumu “heyecan verici” olarak nitelendiriyor. Peki Olaylar Nasıl Gelişti? Kulübün eski başkanı Sir George Meyrick ilerleyen yaşını bahane ederek başkanlık koltuğunu geçtiğimiz yaz terketti. Bunun üzerine kulüp sekreteri Stan Strickland Watts’ın Sir George Meyrick’ten doğan boşluğu doldurabileceğini düşündü. Bu sebeple güzel oyuncunun Los Angeles’taki menajerine bir mektup yazan Stan bir pazartesi gecesi olumlu cevap ile karşılaştı. Böylece çocukluğunu geçirdiği bölgenin futbol takımının onursal başkanı artık Naomi Watts oldu. Naomi bir film yıldızı olmadan önce Llangefni bölgesinde 3 yıl geçirmiş ve bu süre içerisinde bu kentte okumuştu. Glantraeth’in dünya çapında bir takım olmak gibi bir hedefi şimdilik yok ancak Glantraeth, Naomi Watts’ın Onursal Başkanlığı ile dünya çapında adını duyurmuş oldu. Naomi’nin basın danışmanlarına takımının New York Times’a çıkması için haber verdiği de konuşuluyor. Takım başarılı olur mu bilinmez ancak başkanı Naomi Watts olan kulübün kendisine ek bir tribün yaptırtması gerekebilir, hele Naomi maçlara gelmeye başlarsa… 5 SAYI 19| ADA FUTBOLU VE MÜZİK ADA FUTBOLU ve MÜZİK GALLER’İN YÜKSELİŞİ EMRE TOPRAK Büyük Britanya, futbolun yalnızca futbol olmadığı coğrafyaların başında geliyor. Oyunun müzik ve sinema gibi sanat dallarıyla olan yakın ilişkisi de bu klişeleşmiş sözü kanıtlar nitelikte. İngiltere’de sanatçıların, özellikle de müzisyenlerin futbola olan ilgisi kadar sporcuların müziğe olan eğilimi de dikkat çekiyor. Futbol düşkünü müzisyenlere bir dolu örnek bulmak mümkün: Wonderwall, Don’t look back in Anger gibi Ada sokaklarının marşı niteliğinde parçalara imza atan Oasis grubunun Manchester City tutkunu Gallagher kardeşleri bunların en meşhurlarından birisi. Bu ikilinin ilham aldığı isimlerden biri olan The Stone Roses grubunun solisti Ian Brown ise, 80’li ve 90’lı yıllara Britpop müziğiyle damgasını vurmuş bir Manchester United taraftarı. Tıpkı bir diğer İngiliz müzisyen Richard Aschroft gibi. Coldplay grubunun solisti aynı zamanda piyanist ve gitaristi olan Chris Martin ise geçtiğimiz günlerde attığı tweetle Exeter City taraftarı olduğunu bir kez daha belli etti. Ünlü müzisyen, takımının Ocak ayında Liverpool’a karşı oynayacağı FA Cup mücadelesinden önce kişisel twitter hesabından paylaştığı videoda Liverpool’un dünya üzerindeki en sevdiği yerlerden biri olduğunu fakat maçta dünyanın en harika kulübü olan Exeter’e bol şans dilediğini belirtti. 6 SAYI 19| ADA FUTBOLU VE MÜZİK Müzisyenlerin futbola olan ilgisine benzer bir şekilde futbolcuların da müziğe olan ilgisine sayısız örnek verilebilir. Arsenal kalecisi Petr Cech, davul coverlarını sosyal medya üzerinden takipçileriyle sık sık paylaşıyor. Leighton Baines ise milli takım kampına katılırken götürdüğü gitarıyla objektiflere yakalanmıştı. Gitar çalan başka bir isim ise Tomas Rosicky. Biraz daha eskilere gidildiğinde en akılda kalan isimler olarak Gary Neville ve Slaven Bilic’i sayabiliriz. İngiliz futbolunda hem magazinsel yönleri hem de sportif yetenekleriyle akıllarda kalan Gazza lakaplı Paul Gascione de kendi tarzında söylediği Fog On the Tyne parçasına bir de video klip çekmişti. yaz oynanacak turnuva ikinci olacak dolayısıyla büyük önem taşıyor. B grubunda mücadele edecek Galler’in rakipleri İngiltere, Slovakya ve Rusya. Nasıl bir performans göstereceği merakla beklenen Gareth Bale ve arkadaşları sonuç ne olursa olsun eleme gruplarındaki performansıyla tüm dünyadaki futbolseverlerin takdirini topladı. Galler’in Yükselişi Bu örneklerin birçoğu İngiltere’den olsa da Ada’nın yaklaşık üç milyon nüfuslu ülkesi Galler de hem müzik hem futbolda içinde bulunduğumuz zamanın önemli figürlerini yetiştirme başarısını gösterdi. Bu küçük ülke, 2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Belçika’nın ardından ikinci sırada yer alarak turnuvaya doğrudan katılma hakkı kazandı. Grupta oynadığı 10 maçı, 6 galibiyet ve 3 beraberlik ile bitirmeyi başaran Galler’de en göze çarpan oyuncu kuşkusuz rekor bir bedelle Tottenham’dan Real Madrid’e transfer olan yıldız oyuncuları Gareth Bale oldu. Turnuvada kaydedilen 11 golün 9’una doğrudan katkı veren yıldız oyuncu takımdaki liderlik görevini de Aaron Ramsey ile başarılı bir şekilde paylaştı. Tarihinde yalnızca bir defa 1976’da Avrupa Şampiyonasına katılabilen ekip için bu Manic Street Preachers Galler futboluna geç gelen ivme, müzikte 90’lı ve 2000’li yıllarda gelmişti bile. Bu konuda başı çeken grup ise kuşkusuz Manic Street Preachers’tı. Galler’in 8.500 popülasyona sahip küçük kasabası Blackwood, Caerphilly’de kurulan grup, hem Britanya’da hem de dünya genelinde son yirmi yıla damgasını vuran parçalara imza attı. 1986 yılında Betty Blue adıyla kurulan grup, Gallerli dört arkadaş olan James Dean Bradfield, Sean Moore, Nicky Wire ve Flicker’dan oluşuyordu. İki yıl sonra Flicker’ın gruptan ayrılmasıyla kalan grup üyeleri Manic Street Preachers ismiyle devam etmeye karar verdi. Bu yıllarda gruba müzik dışındaki işlerde yardımcı olan Richey James de gitarist olarak dahil oldu. Birçok parçanın söz 7 SAYI 19| ADA FUTBOLU VE MÜZİK yazarlığını da yapan James aynı zamanda Galler Üniversitesi’nde Politika Tarihi eğitimi almıştı. Yeni gitarist, yeteneği kadar aşırı davranışlarıyla da dikkat çekiyordu. Grubun ününün ülke dışına çıktığı 1991’de bir röportaj veren James, grup samimiyetinin sorgulanması üzerine eline bir jilet alarak koluna “4 REAL” (Gerçek) yazısını kazımıştı. Manics, 1992 senesinde “Generation Terrorists” adındaki ilk albümüyle tanınırlığını arttırdı. Şarkılarında verdiği politik mesajlar ise grubun en önemli karakteristik özelliklerinden biri oldu. 1993 yılında piyasaya sürülen ikinci albümleri “Gold Against the Soul” ile İngiltere müzik listelerine ilk on üzerinden giriş yaptı. 1994 yılında “The Holy Bible” isimli albümünü çıkaran grup daha sert tarzı, din ve politika temalı lirikleriyle dikkat çekiyordu. Albümdeki çoğu şarkının söz yazarı olan Richey’nin psikolojik problemlerinin artması sebebiyle, grup bu dönemlerde bazı konserlere üç kişi çıkmak zorunda kaldı. 1995 yılında Richey’nin aşırılıklarına alışık olan grup üyelerini ve hayranları bile şoka uğratacak bir gelişme oldu ve ünlü grubun gitaristi kayıplara karıştı. Şubat ayının başında kayıplara karışan müzisyenden bir daha haber alınamadı ve Eylül 2008’de resmi olarak ölü olduğu kayıtlara geçti. 27 yaşında ortadan kaybolan Richey Edwards, dolaylı olarak Kurt Cobain, Amy Winehouse, Jimi Hendrix ve Jim Morrison gibi tarihe damga vurmuş müzisyenlerin dâhil edildiği 27’ler kulübüne de girmiş oldu. Edward’dan haber alamayan grup elemanları büyük bir yıkıma uğramıştı fakat Manic Street Preachers devam etmeliydi. Grubun 1996’da çıkardığı yeni albümün ismi de bunu söylüyordu “Everything Must Go” (Her şey devam etmek zorunda). Bu albümdeki parçalardan biri olan A Design for Life sınıf ayrılıklarına temalı sözleri ve grubun sosyalist düşüncesiyle Britanya’da işçi sınıfının marşı haline geldi, müzik listelerinde ise ikinci sıraya kadar yükseldi. Doksanlı yılların son yarısında arka arkaya gelen If You Tolerate This, Your Children Will Be Next, You Stole The Sun From My Heart, The Masses Against The Classes gibi parçalar İngiltere müzik listelerinde uzun süre 1 numarada kaldı. 8 SAYI 19| ADA FUTBOLU VE MÜZİK Gallerli grup, 2001 yılında Küba’da konser veren ilk Avrupalı rock grubu oldu. Fidel Castro’nun huzurunda Karl Marx Theatre’da verilen bu konser bir konserden çok daha fazlasıydı. Konserin DVD’si “Lauder than War” (Savaştan daha gürültülü) ismiyle kaydedildi. DVD’nin ismi ise grup üyelerinin Castro’ya konserin çok gürültülü olacağını telkin etmesi üzerine, Castro’nun “Bir savaş kadar gürültülü olamaz değil mi?” yanıtını vermesinden sonra ortaya çıktı. 2010 yılında onuncu stüdyo albümleri olan “Postcards From A Young Man”i yayınlayan Manic Street Preachers, bugünlerde “Everything Must Go” albümünün 20. yıl kutlaması olarak çeşitli konserlere çıkıyor. Her şey devam etmek zorunda: basit görünen bu cümle grup için bir dönüm noktası oldu. Futbol tabiriyle konuşursak grup, önemli bir sakatlık sonrası eskisinden bile iyi bir dönüş yapan futbolcuyu andırıyordu. Fakat aynı şey, 14 yaşındayken Galler öğrenciler arası milli futbol takımının kaptanlığını yapan grubun bas gitaristi Nicky Wire’ın futbol hayatı için geçerli olmadı. Arsenal ve Tottenham altyapısından deneme antrenmanına katılma teklifleri bile alan Wire, diz ve sırt bölgesinde yaşadığı sorunlar yüzünden futbolu bırakmak durumunda kaldı. Konserlerinde giydiği etek ve elbiselerle dikkat çeken müzisyen, futbol kariyerinden sonra ise Swansea Üniversitesinde politika ve hukuk eğitimi aldı. Okulunu yüksek derece ile bitirdi. Nicky Wire için futbolda her şey devam etmek zorunda değildi ve müzikte dünya çapında çok önemli işler başardı. Sıkı bir Spurs taraftarı olan Wire, zaman zaman takımı hakkında medyaya görüş bildirmekten de çekinmiyor. Gallerli birisi olarak neden Spurs’u desteklediğinin sorulması üzerine ise basitçe bunun çocukluğunda izlediği Glenn Hoodle’a olan hayranlığından kaynaklandığını belirtiyor. 9 SAYI 19| İNGİLTERE 0-2 FRANSA 10 SAYI 19| İNGİLTERE 0-2 FRANSA İNGİLTERE 0-2 FRANSA ANELKA & ELDİVENİ MERT ARTUN İngiltere futbol tarihinin unutulmak istenen ama bir o kadar da renkli maçlarından birisinin hikayesi ile sizlerleyiz 19. sayımızda. Tarih: 10 Şubat 1999. Yer: Londra/Wembley Stadyumu. Hakem: Alman Helmut Krug Seyirci sayısı: 74.111 Goller: Anelka (69 ve 76) 1999’a geri dönüyoruz. Eski Fenerbahçeli Nicolas Anelka, o zamanlar 20 yaşında, Arsenal kadrosunda. Fransa kısa süre önce tarihinde ilk kez Dünya Kupası’nı kazanmış. Tarihinin en iyi jenerasyonlarından birisini yakalayan Fransızlar hocası bile olmayan İngiltere önünde Wembley’de sahaya çıktı. Maçtan bir hafta önce 2 Şubat 1999’da İngiltere Futbol Federasyonu teknik direktör Glenn Hoddle’un görevine son vermişti. Bu maçta takımın başında sahaya hoca olarak Howard Wilkinson çıktı. Maçı renkli yapan olayların başında Anelka geliyor. Sadece maçta attığı gollerle değil, kaleci eldiveni ile oynamasıyla da günün en ilgi çeken ismi Fransız yıldız. İngiltere Kadrosu; Sakatlığı nedeni ile bu maçı kaçıran isimlerle başlayalım. Şu günlerde Valencia teknik direktörü olan ve 11 SAYI 19| İNGİLTERE 0-2 FRANSA aldığı kötü sonuçlarla gündeme gelen Gary Neville, Paul Merson, Gareth Southgate. Lee Dixon, Jason Wilcox ve Paul Scholes ile kadroya sonradan dahil olan isimler. İngiltere’nin 11’i; David Seaman; Lee Dixon, Greame Le Saux, Paul Ince, Tony Adams, Martin Keown, David Beckham, Jamie Redknapp, Alan Shearer (K), Michael Owen ve Darren Anderton. Geçici Hoca: Howard Wilkinson 4 Arsenalli, 3 Liverpoollu, 1 Manchester Unitedlı’nın yanı sıra Chelsea, Newcastle United ve Tottenham’dan da birer oyuncu ilk 11’de sahaya çıktı. 2. yarı oyuna girenler; Kaleci Nigel Martyn (2 golü de o yedi), Andy Cole, Rio Ferdinand, Jason Wilcox ve Paul Scholes. Fransa Kadrosu; Arsene Wenger ile yoğunlaşan Ada’da Fransız akınının meyvelerini bu maçtaki kadroda görebiliyoruz. Premier Lig’de forma giyen Anelka, Desailly, Emmanuel Petit, LeBouef, Patrick Vieria bu maç için çok fazla seyahat etmeyen isimler olurken kadroda yer aldıklarında henüz İngiltere’ye transfer olmamış, Blanc, kaleci Barthez, Wiltord, Deschamps, Djorkaeff ve Pires gibi isimler de vardı. Fransa’nın ilk 11’i; Fabian Barthez; Lillian Thuram, Bixente Lizarazu, Emmanuel Petit, Laurent Blanc, Youri Djorkaeff, Didier Deschamps (K), Marsel Desailly, Nicolas Anelka, Zinedine Zidane, Robert Pires. Hoca: Roger Lemerre 2. yarıda oyuna giren isimler Frank Leboeuf, Christophe Dugarry, Sylvain Wiltord, Vincent Candela, Patrick Vieria. Maçın başında evinde oynamanın avantajı ile pozisyonlara giren taraf Owen ve Shearer ile İngiltere olurken, kaleci Barthez’i geçmeyi başaramadılar. Beckham’ın frikiğini de kurtaran file bekçisi ev sahibinin en net pozisyonunda Keown’un topu üstten dışarı vurmasındaysa şansını konuşturmuştu. Maçın ilk yarım saatini geride bıraktığımızda ise Fransa yavaş yavaş oyunun hakimi oluyordu. Golsüz biten ilk yarının ardından 63. dakikada Zidane’ın pası ile topla buluşan Anelka’nın şutu üst direkten dönüp kale çizgisinin içine vurup yeniden oyun alanına döndü ve hakemlerin bu pozisyonu kaçırması ile genç yıldız hatrick şansını yitirdi. Sayılmayan gol Anelka’nın moralini hiç bozmadı, yıllar sonra WBA forması ile yaşadığı Yahudi karşıtı gol sevinci nedeni ile Ada’dan dışlanacak olan Anelka önce Zidane’ın pası ile 68. dakikada kaleci Martyn’i çalımlayıp perdeyi açtı, 8 dakika sonra da Dugarry’nin ortasında skoru ilan eden golü attı. Dünya şampiyonu Fransa, İngiltere’ye bir gömlek fazla geldi şeklinde maçı özetleyebiliriz. Fransa, tarihinde Wembley’deki ilk galibiyetini akıcı ve göze hoş gelen bir futbolla aldı. 12 SAYI 19| İNGİLTERE 0-2 FRANSA 13 SAYI 19| ALTIN TOP 14 SAYI 19| ALTIN TOP ALTIN TOP MERT ARTUN 2000li yılların başı, Milenyum kavramı ile yeni tanıştığımız senelerden birinde Ankara’da bir öğrenci evinde yine sabahlıyoruz ve sabahlama nedenimiz o zamanların CM’si (Championship Manager) şimdilerin FM’sini (Football Manager) oynamak. Halil ve Hamit Altıntop kardeşler o zamanlar Wattenscheid 09 forması giyiyor ve ben de onları ilk keşfettiğimde altın top ödülünü alamıyoruz belki ama Altıntoplar bizim diye düşünüyorum… Sanırım İngilizler de benim yerimde olsa ve soyadı GoldenBall olan bir genç futbolcu keşfetseler aynı şeyi düşünürlerdi o yıllarda. Günümüz için de düşündüğümüzde iki ülke açısından değişen pek bir şey yok. Gerçi Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo olduğu sürece bir süre daha sadece Portekizli ve Arjantinliler bu keyfi yaşayacak gibi. Arada bir de Neymar ya da Suarez mi diye heyecanlanan Brezilyalı ve Uruguaylıları görebiliriz. Önce bu ödülü kazanan 6 Britanyalıya yakın çekim yapalım; 1956 – Sir Stanley Matthews; Matthews 1956’da ilk kez verilen Ballon D’or ödülünün sahibi olan isim. 14 yıl Blackpool forması giyen efsanevi futbolcu “Dripling Büyücüsü” lakabı ile tanınıyordu. 50 yaşına kadar aktif futbol hayatına devam eden Sir Matthews 1932 ve 1965 yılları arasında futbol oynadı, sadece Blackpool ve Stoke City forması giydi. Dergimizin adı Ada Futbolu olunca bizi tabi ki Britanyalılar ilgilendiriyor. Onların durumu fena olmasa da uzun yıllardır bu ödüle uzaklar ve bir daha kazanabilir miyiz acaba diye de düşünmeden edemiyorlar. 15 SAYI 19| ALTIN TOP 1964 – Denis Law; 1966 – Sir Bobby Charlton; Ödülü tarihte ilk ve son kez kazanan İskoç Denis Law, Manchester United’ın forveti olarak ünlendiği futbol kariyerinde 404 kez Kırmızı Şeytanların formasını giyip 237 gol attı. Law hala bir sezonda attığı 46 golle United tarihinde bu alandaki rekoru elinde bulunduran isim. Aynı yıl İngiltere’yi Dünya Kupası zaferine taşıyan, gelmiş geçmiş en iyi orta sahalardan birisi olarak kabul edilen Charlton ödülün sahibi olan 3. Britanyalı… Kısa süre sonra Manchester United tarihinin en golcü oyuncusu ünvanını Wayne Rooney’e kaptıracak olan Sir Bobby kariyerinin tamamına yakınını Kırmızı Şeytanlar’da geçirdi ve hala kulüpte aktif olarak yönetim görevlerine devam ediyor. 1968 – George Best; Yine bir Manchester Unitedlı, Kuzey İrlanda tarihinin yetiştirdiği en büyük futbolcu, George Best. 11 yıllık United kariyerinde 470 maça çıkıp 179 gol attı ve bu ödülü kazanan ilk ve son Kuzey İrlandalı. 1978-79 Kevin Keegan; İlk İngiliz süperstar olarak nitelendirilen Keegan, bu ödülü iki kez kazanan tek Britanyalı. Liverpool ve Hamburg gibi takımlarda forma giyen Keegan bir forvet oyuncusuydu ve ödülü kazandığında Hamburg forması giyiyordu. Teknik direktörlük kariyerinde Newcastle United ile iki kez Premier Lig’i ikinci sırada bitirmeyi başaran Keegan bir süredir yorumculuk yapıyor. 16 SAYI 19| ALTIN TOP 2001 – Michael Owen; Britanyalılar 22 yıl bekledi, ödülü son kazanan İngiliz golcü Michael Owen oldu. Liverpool’da başlayan kariyerinde, Real Madrid, Newcastle United ve Manchester United gibi takımlar olan Owen 2001 yılında Liverpool forması ile gollerini atıyordu ve o sezonu 5 kupa ile kapatan efsanevi takımın önemli bir parçasıydı… Altın Top 1956-2009 yılları arasında Avrupa’da yılın futbolcusu ödülü adı altında France Football dergisi tarafından düzenlendi ve 1995’e kadar sadece Avrupalı futbolcular için değerlendirme yapıldı. O yıldan sonra Weah ödülü alan ilk Afrikalı olurken orijinal Ronaldo da ödülü kazanan ilk Güney Amerikalı oldu. Ödül 2010’dan beri FIFA Altın Top olarak yeni ismi ile veriliyor. 2008 yılından beri sadece Cristiano Ronaldo (3) ve Messi (5) arasında gidip gelen ödül için yakın gelecekte bir Britanyalı ismin zirveye çıkması çok olası görünmüyor. Akla gelen ilk aday Galli Gareth Bale. Olaya İngilizler açısından bakarsak durum daha da vahim; 10 yıldır ilk 3 içinde bir İngiliz yok. Son olarak 2005’te Ronaldinho’nun ardından ikinci olan isim Frank Lampard olurken, üçüncü sırada da Steven Gerrard vardı. Wayne Rooney 2011’de 5. sırada 2012’de de 15. sırada yer aldı. Ödülün oylamasında FIFA listesindeki her ülkenin teknik direktörü, kaptanı ve o ülkeyi temsil eden bir gazeteci katılıyor ve FIFA’nın belirlediği listeden oyuncu seçerek oy veriyor. Kevin Keegan’ın 1978-79’daki dominesi sonrası sadece 6 İngiliz ilk üçe girebildi. Gary Lineker, Alan Shearer, David Beckham, Michael Owen, Gerrard ve Lampard. Genç İngilizlere baktığımızda Manchester Cityli Raheem Sterling, Tottenhamlı Harry Kane ve Dele Alli, Evertonlı Ross Barkley gibi isimler bu listeyi ileride zorlamaya aday olarak görülüyor. 2008’de Ronaldo, bir İngiliz takımında ödül alan son isim oldu. Bakalım ne zaman bir İngiliz takımında forma giyen ya da Britanyalı bir oyuncunun ellerinde altın topu göreceğiz… 17 SAYI 19| BİRALI VEDA ESKİ STADYUMA BİRALI VEDA MERT ARTUN Glanford Park’a elveda… İngiltere’nin köklü ekiplerinden 117 yaşındaki Scunthorpe United 1988 yılından beri maçlarına ev sahipliği yapan Glanford Park’a veda etmek üzere ve Lincolnshire gölünün kıyısındaki yeni stadyumuna taşınmaya hazırlanıyor. 2016-17 sezonunda 12.000 seyirci kapasiteli yeni evine taşınmayı planlayan kulüp eski stadını da unutmadı ve Glanford Park anısına sınırlı sayıda bira üretti. Light ve dark olarak iki tipte ale cinsi bira üreten kulüp, şişesini £2.5’dan satışa çıkarttı. Yerel bir işletme olan Black Horse Brewery tarafından hazırlanan koleksiyonluk bu özel seriye taraftarlar kulübün Iron Bar, VIP Lounge ve Glanford Park’taki restaurantından ulaşabilirler. Bu sezon League One’da orta sıra mücadelesi veren Scunthorpe United 31 maç sonunda topladığı 44 puanla şimdilik 13. sırada 18 SAYI 19| YENİLENEN SİTESİ ZENGİN İÇERİĞİ İLE premierligturkiye.com YAYINDA! ARMALARIN DİLİ ARMALARIN DİLİ: SHEFFIELD WEDNESDAY EDİP URAS Her sayıda İngiltere’nin köklü kulüplerinden birine konuk oluyor, armalarının hikayesini öğreniyoruz. Bu kez armasını yeni değiştirmiş bir kulübe gidiyoruz. Başlarında Beşiktaş’ın eski hocası Carlos Carvalhal ile Championship’teki çetin mücadelede kendilerine yer açmaya çalışıyorlar. Yazımız hazırlandığında play-off sıralarının sonunda 6. durumdaydılar. Belki de gelecek sezon Premier Lig’de olacaklar. Wednesday kulübü Ocak ayında yeni resmi armasını açıkladı. Gurur verici sayfalar ile dolu tarihine saygı ifadesi olarak logonun 1956’daki armaya benzetildiği açıklandı. O arma hiçbir zaman formaların üzerinde yer almamıştı. Hillsborough’nun bulunduğu semtin adı Owlerton. Dolayısıyla takım en başından beri ‘Owls’ veya Baykuşlar olarak anılır. Wednesday’in armasında da her zaman bu baykuşu görmek mümkün. Sheffield Wednesday’in ilk arması 1956’da tasarlanmış. Bir kalkanın üzerinde dalda tüneyen bir baykuşun geleneksel çizgilerle tasvirini içerir. Sheffield’ın bulunduğu York eyaletinin sembolü olan beyaz gül unutulmamış. Sheffield’a adını veren kelime aslında ‘sheaf’ yani demet, deste, balya. Kentin adı ‘Sheaf’ ve ‘field -arazi’ kelimelerinin birleşiminden oluşur. Kulüp sahibi Dejphon Chansiri’nin bizzat seçtiği yeni arma 2016/17 sezonundan itibaren formalarda kullanılacak. Gelecek sezon aynı zamanda Sheffield Wednesday’in 150. kuruluş yılı. İngiltere’nin en eski 3. kulübünden bahsediyoruz. Sheffield Wednesday, maçlarını 1899 yılından beri Hillsborough Stadı’nda oynuyor. İngiltere futbol tarihinin karanlık sayfalarından birinin yazıldığı stad, aynı zamanda İngiltere’de yapılan Euro 96 Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye Milli Takımı’nın Danimarka ile oynadığı maça da ev sahipliği yapmıştı. 20 SAYI 19| ARMALARIN DİLİ Dolayısıyla logo etrafındaki demetler, şehrin adını simgeliyor. Armanın en altında, daha önce örneklerini başka kulüplerde de gördüğümüz latince bir motto yer alıyor: ‘Consilio et Animis’ yani ‘Bilgelik ve Cesaret’. 1970’de arma çok minimalist bir tasarımla değiştirildi. Kocaman yuvarlak kafalı ve kocaman gözlü bir baykuş figürü ile S.W.F.C harfleri yer alan arma, formaların tasarımına göre farklı renklerde kullanılabiliyordu. En çok kullanılan renkler ise sarı ve siyahtı. Bu arma 1970 ve 1980’lerde kullanıldı ve 1995’de yerini bir sonraki armaya bıraktı. 1995 tasarımında ilk armaya dönüş görüyoruz. Yeniden geleneksel çizgilerle dala oturtulmuş baykuş armanın ortasında yer alıyor ancak her ikisinin de tasarımı biraz değiştirilmiş. Demetlerin yerini SWFC harflerinden oluşan logo almış. Bu harfler, armanın kabul edilmesinden bir süre önce kulüp ürünlerinde kullanılmaya başlanmıştı. Yorkshire’ın Beyaz Gülü’nün yeri de değiştirilmiş ve Hillsborough ile Sheffield Wednesday yazılarına yer açılmış. Sheffield Wednesday’in tasarımcıları bu armada latince mottolarına yer vermemişler. Sheffield Wednesday, geçen sezonun başında yepyeni bir kulüp sahibi ile tanıştı: İş adamı Dejphon Chansiri. Chansiri, Wednesday için Milan Mandaric’e 37,5 milyon pound ödedi. Geçen sezonu Championship’te 13. sırada bitiren takımın en büyük hedefi, 150. yılını kutlayacağı 2017 yılında Premier Lig’de olmak. Chansiri ailesi, Thai Birliği Dondurulmuş Gıda şirketini kontrol ediyor. Şirket dünyanın en büyük ton balığı konserve üreticisi ve merkezi Tayland’da. 2017 vizyonu çerçevesinde yepyeni logosu ile Sheffield Wednesday, Premier Lig için bütün hazırlıkları yapmış gözüküyor. Şimdi geriye kalan Carvalhal’ın takımı Championship’in zorlu yollarından Premier Lig’e ulaştırması. 21 SAYI 19| PELLEGRINI 22 SAYI 19| PELLEGRINI EL INGENIERO MANUEL PELLEGRINI EMRAH YOLAÇ O bir Güney Amerikalı. 16 Eylül 1953’te Şili, Santiago’da doğdu. Lakabı "el ingeniero" yani, mühendis. Eşinin Adı Carmen. Üç oğlu var, Manuel, Juan Ignacio, Nicolas. Futbolcu olarak 1,86 boyunda olmasının da etkisiyle stoper mevkiinde oynadı. Mevkisini hiç değiştirmediği gibi profesyonel futbol oynadığı takımı da hiç değiştirmedi. 1973-1986 yılları arasında Universidad de Chile kulübünde aralıksız 13 futbol sezonu boyunca top oynadı. Kulübünde 451 maçta, Şili milli takımında ise 21 müsabakada oynadı. Tesadüf bu ya hem milli takımda, hem de kulübünde 1 kez gol attı. Teknik Direktörlük hayatına 1988-1989 sezonunda, beklendiği gibi Universidad de Chile’de başladı. Sırasıyla 1990-1991’de Palestino, 1992-1993’de O'Higgins, 19931995’te büyük takımlardan Universidad Católica’yı çalıştırdı. 1998’de kısa bir süre için tekrar Palestino’ya döndü. Ardından 19982001’de Quito, 2001-2002’de San Lorenzo, 2002-2003’de River Plate, 2004-2009’da Villarreal, derken 2009-2010’da Real Madrid, 2010-2013’de Málaga, 2013-2016 arasında da Manchester City’i çalıştırdı. Ülkesinin dev kulüplerinden biri olan Universidad Catolica’nın ile Alberto Acosta ve Nestor Gorosito gibi kaliteli futbolcularıyla birlikte 1993-94 ve 1994-95 sezonlarında ikinciliğe ulaştı. Avrupa’da ise Villareal ile ilk sezonunda ligde üçüncülüğe erişip, Şampiyonlar Ligi’ne katıldılar. Devamında UEFA Kupası’nda da çeyrek finale kalmayı başardılar. Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ettikleri diğer bir sezonda ise yarı finalde Arsenal’e elendiler. 2007 sezonu sonunda Villarreal tarafından kendisine dönemli sözleşme uzatma teklifi iletildi. Ancak o doğal olarak 2009 yazında Dünya devi Real Madrid’e transfer olmayı tercih etti. İspanya’da Villareal’in tarihinde önemli bir yer edinen ‘’El ingeniero’’, son 25 yılda İspanya’da başarılı olmuş latin teknik direktörler içinde Luxemburgo’dan sonra ikinci sırada yer almayı sonuna kadar hak etti. Bay ‘’Mühendis’’ imzasının ardından Kaká’nın transferi için “Eğer Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak ve yeniden dünyadaki en iyi takım olmak istiyorsak, dünyadaki en iyi oyunculara ihtiyacımız olacak” dedi. Buna karşın başarısız geçen sezonun sonunda kapı dışarı edildi. 2010 yılında Arapların satın aldığı Málaga’ya transfer oldu. 2012-13 sezonunda, tarihinde ilk kez Málaga’yı Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıkarttı, hemen ardından kulüpten ayrılacağını açıkladı ve 2013-2014 sezonu için İngiliz devi Manchester City ile anlaştı. Başlangıçta, otoriteler dahil hiç kimse hocanın ne kadar görevde kalacağını bilemiyordu. İngiliz gazeteleri onu sürekli City’i 44 yıl sonra Şampiyonluğa taşıyan Mancini ile karşılaştırıyorlar, polemik gündeme oturuyor, istatistiki bilgilerle tablolar yayınlanıyordu. Türkiye’de görev yaptığı dönemde ‘’burayı seviyorum, tıpkı İtalya gibi, herkes her şeyi biliyor’’ diyerek eleştirileri ve eleştirenleri küçümseyen Mancini, Mühendis’in döneminde ki City için ise “bugünkü Manchester City benim eserim” diyordu. Bu sözler Şilili hocayı derinden etkilemişti. Bay ‘’Mühendis’’ City’i şampiyon yapınca cevabı yapıştırdı ve Mancini’den devraldığı takıma defansif oyun yerine hücum 23 SAYI 19| PELLEGRINI oyunu oynattığının altını çizdi. Bu defa da bu atışma basına uzun süre malzeme oldu. Şilili Hoca, Premier Lig kupasını alan ancak Avrupalı olmayan ilk teknik direktör olarak tarihe geçiyordu. Kurt teknik adam, Premier Lig Kupasını aldığında ise daha çok başarılar kazanacaklarını söylerken vücut dili ‘’bizi izlemeye devam edin, kesinlikle pişman olmayacaksınız der gibiydi.’’ City daha önce sadece 1937, 1968 ve 2012 yıllarında şampiyon olmuştu. Son üç yılda İki farklı hoca ile elde ettiği ikinci Premier Lig Şampiyonluğu gerçekten de ezber bozuyordu. FELSEFESI Hoca, “City’e geldiğimde takım zor günler geçiriyordu ama oyuncularım onlara anlattıklarıma daima inandılar ve onlardan beklediğim oyunu oynadılar. Takımımı oynamaları gerektiği usulde oynattım. İngiltere’nin en güçlü ve iyi takımı olduğumuzu düşünüyorum. Büyük takımlar bir kupayla tatmin olmaz. Bu kupa başlangıç” diye konuşuyor, kazanmakta ısrarlı olduğunu ve hırsını net bir biçimde ortaya koyuyordu. Bay ‘’Mühendis’’ istikrara, takım olmaya, inandığı yöntem ve strateji ile devam ederek ekibini kurallarına uyarak yönetmeye önem veriyordu. Diğer bir önem verdiği konu ise takımın uyumuydu. Bu konuyu şöyle açıklıyordu: ‘’ İşin başında futbolcular arasındaki ilişkiler pek iyi değildi. Futbolculara sakin kalmaları ve nasıl oynamaları gerektiğini öğretmek ve onları tüm bu hususlarda ikna etmek çok önemliydi. Aynı zamanda öğrencileriniz ile yakın olmak gerekli. Göreve başladığımda berbat bir dönem geçiriyorlardı. Onlara ne söylediysem kabullenip, yaptılar”. Bir gazete onu futbolcularının kucakladığı bir sevinç fotoğrafı kullanarak, manşetini şöyle atıyordu: “ I did it my way “… 24 SAYI 19| KIRDIĞI POTLAR Manchester City teknik direktörü Manuel Pellegrini, Kevin de Bruyne'un Manchester'e geldiğinden haberi olmadığını söylediği anda, Belçikalı oyuncu doktor kontrolü için geldiği hastaneden ayrılırken görüntülendi. Watford maçından sonra Pellegrini "Sizlere, De Bruyne hakkında verilecek bir haberim yok. Dedikodular hakkında konuşmak istemiyorum" dediği anda oyuncunun hastaneden çıkarken çekilen görüntüleri basına servis yapılmıştı. PELLEGRINI Pellegrini, daha önce de basın toplantısında Marcos Lopes'in kiralık olarak Monaco'ya gönderildiğini söylerken Lopes bonservisiyle Monaco'ya satılmıştı. Ardından Pellegrini "Lopes imzaladı mı? Bana kimse bu konuda bir şey söylemedi" açıklamasını yapmıştı. Bayern Munih - Manchester City maçının spikerinın iddiasına göre, Şampiyonlar Ligi’nde ikili averaj kuralını bilmediğini söylemiştir. Ü s t e l i k bir gol daha atsa grup birincisi olacağı maçta Bayern’e karşı Sergio Agüero'yu oyuna almayarak bu dedikoduyu doğrulamakta ısrar etmişti. ÜNLÜ SÖZLERI ‘’Hayat bir bina gibidir ve güçlü bir temel olmadan olmaz. O güçlü temel de ailedir.’’ ‘’Bir menajer olarak kazandığım başarılar ve ünümün karşılığı olarak ödediğim bedel eşim ve çocuklarımdan uzakta geçirdiğim on iki sene ve yalnızlık. Mesleğim için bu belki konsantrasyon ve odaklanma adına daha uygun bir yaşam biçimi ancak özel hayat açısından değerlendirildiğinde oğullarımın benden uzakta büyümelerine neden oldu. Bu nedenle birbirlerine çok bağlılar ancak bana ihtiyaçları olduğunda aramızda saatler olduğu gerçeği hiçbir şekilde değişmiyor.’’ ‘’Geriye dönüp baktığımda onları yanıma alır mıydım? Buna cevap vermek zor çünkü eşimin çok sevdiği mesleğinden, oğlumun tıp fakültesinden ve diğer iki oğlumun kolejden ayrılması gerekirdi. Bu fedakârlıkları onlardan beklemem olanaksızdı. Kariyerim boyunca farklı hedefleri yüzünden dağılan çok evlilik gördüm. Bana destek veren karım yönünden çok şanslıyım.’’ ‘’Sonuçta ailenizle de zaman geçirmeniz gerekli ancak mesafeler ortada. Teknoloji ve iletişim olanakları ile görüşebiliyorsunuz ancak arada ki mesafe de ortada. Aile özlemimi frenleyebilmek için fotoğrafları ortadan kaldırdım. Şili ve Güney Amerika yemeklerinden uzak durdum, aksini yapsaydım bu bana hep ailemi ve evimi hatırlatacaktı. "Kadronuzda İngiliz futbolcuların bulunması önemli ama onlara imza attırmak kolay mı? İstediğimiz oyuncuları kulüpleri vermeye sıcak bakmıyor." "Sterling'i alabilir misiniz? Belki Liverpool'a 100 milyon sterlin verirseniz, neden olmasın?" "Ondan daha kabiliyetli oyuncu bulmak çok zor. Tekniği, hızı, top kontrolü, ondan daha iyi futbolcular olmasına rağmen Milner 'da hepsinden var ve hangi pozisyona koysam oynar. 25 SAYI 19| PELLEGRINI Onun gibi akıllı, iyi top oynayabilen ve koca yürekli başka bir oyuncu bulmak gerçekten de çok zor." Kontratının uzatılmamama ihtimali hatırlatıldığında: "Sanırım kulüp yöneticilerini yanlış anlıyorsunuz. Onlar şampiyonluktan öte takımda ilerleme görmek istiyor." Aynı konuda ki ısrarlı sorular karşında: "Görevime devam etmek için şampiyonluk kazanmak zorunda değilim. Bazen kupa kaldırmadan da takımınızın başındaki görevinize devam edebilirsiniz. Çünkü önemli olan sahadaki performansın tatmin edici olup olmadığıdır." Benzer başka bir soruya cevaben: "Kupa kazanmak gibi bir baskı üzerimde yok. Benim üzerimdeki tek baskı takımım onların oynamasını istediğim gibi oynamadığında oluyor. Sözleşme imzaladığım zaman kimse bana her sezon en az bir kupa kazanmak zorundasın demedi. Kupa tabii ki önemli ama en önemli şey değil." Barcelona karşısına iki forvetle çıkıp maçı kaybetmeleri sonrasında: "Taktik anlayışımdan dolayı mutluyum. Barcelona karşısında bu şekilde oynamak zorundaydık. Bizim için iki farklı maç oldu. İlk golden önde normal bir maç havası vardı. Ama yediğimiz kolay golden sonra çok kötüydük. İkinci yarıda farklı oynadık; iyiydik. Barcelona karşısında oynamak kolay değil. Bir gol bulduk; iki üç tane de pozisyona girdik. Bu performansımızı rövanş maçında da sergilemeye çalışacağız." Messi için: "Messi'yi durdurmayı düşünemeyiz. Eğer onu durdurursak, başka iyi futbolcular da var. Top onlardayken Messi ve diğer oyunculara odaklanmalıyız." Yaya Toure hakkında: "Her zaman Yaya Toure ile oynamayı tercih ederim, çünkü çok önemli bir futbolcu. Toure ile her zaman daha iyi oynamışızdır.’’ Yazımızı, City’de yeni sezonda yerine Pep Guardiola’nın geleceği açıklanan ve takımındaki son aylarını yaşayan ve on yıllardır süren hasrete belki de son vererek artık ülkesine dönme ihtimali olan "El ingeniero" için atılan harika ve çok hak ettiği başlıkla bitirelim. ‘’I DID IT MY WAY’’ Onun adı Manuel Luis Pellegrini Ripamonti. Yani bizim Manuel Pellegrini. 26 SAYI 19| PELLEGRINI 27 SAYI 19| İSTATİSTİK 28 SAYI 19| İSTATİSTİK MANCHESTER UNITED HEGEMONYASI VE LİDERLİK SAYACI EFE CAN ERTEKİN Dünyanın en prestijli ligi İngiltere Premier Lig’de zirvede kalmak kolay mı? Toplamda en çok liderlik koltuğunda oturan takım kim? İkinci sorunun cevabı çok zorlanmadan aklınıza gelecektir ancak detaylar için sizi şöyle alalım. Her ne kadar futbolun beşiği dediğimizde aklımıza gelen ülke İngiltere olsa da, son zamanlarda bunun yansımalarını uluslararası turnuvalarda görmekte zorlanıyorduk. Zira, 1998-99 sezonunda Manchester United’ın kazandığı mucizevi Şampiyonlar Ligi kupasından önceki zafer, 1983-84’te Liverpool’dan gelmişti. Ferguson’ın United’ı, İngiltere futbol tarihinde bambaşka bir sayfa açtı ve rüzgârı tersine çevirdi. Kırmızı Şeytanların başarısının sırrıysa domestik alanda elde ettikleri zaferler. 1992’de 1. İngiltere Futbol Ligi’nin, Premier Lig adını almasıyla, Manchester United’ın yükselişi aynı döneme denk geldi. Fergie yönetiminde 21 Premier Lig sezonu oynayan Kırmızı Şeytanlar, 13 kez mutlu sona ulaşarak ülke içinde rakipsiz hale geldiler. United’ın mücadele ettiği takımlara attığı fark oldukça büyük. Öyle ki, Premier Lig dönemini ele aldığımızda, ezeli rakipleri Arsenal, Liverpool ve Manchester City’nin toplamından daha fazla liderlik koltuğunda oturan bir takımdan bahsediyoruz. Eğer Arsenal, Liverpool ve Manchester City’nin lider olduğu günleri toplarsak, bu 3 büyük takımın 1564 gün zirvede kaldığını görüyoruz. Oysa Manchester United, 24 sezonda toplam 2294 gün boyunca ligin tepesinden inmedi. United’a en çok yaklaşabilen ekip ise 1326 gün liderlik yaşayan Chelsea oldu. Bu rakamları önümüze aldığımızda, İngiliz futbolunda ciddi anlamda Manchester United dominasyonunu gözlemleyebiliyoruz. Öte yandan, Manchester United ve Chelsea’nin ardından en fazla zirveye tutunabilen takım 975 günle Arsene Wenger’in öğrencileri. Arsenal’i 360 günle takip eden Newcastle United olurken, 301 günle Manchester City 5. sırada yer aldı. İlk 10’da yer alan diğer ekiplerse sırasıyla Liverpool (288), Blackburn Rovers (238), Aston Villa (162), Leeds United (159) ve Norwich City (129) oldu. Bu yazı yazılırken halen zirvede bulunan, sezonun flaş ekibi Leicester City, bu yıl 73 gün, toplamdaysa 86 gün liderlik keyfini yaşadı. Dikkat çeken başka bir istatistik de Tottenham Hotspur’un 24 sezon boyunca sadece 33 günle, Leicester’ın arkasında kalması oldu. Biraz daha 2015-16 sezonuna eğilecek olursak, bu sene liderlik koltuğunda en çok zaman geçiren takım 100 günle Manchester City’di. Onları 57 günle Leicester City ve 22 günle Arsenal takip etti. Yukarıdaki satırlarda Premier Lig’e damga vurduğunu ve rakipsiz olduğunu söylediğimiz Manchester United, bu sezon yalnızca 8 gün boyunca liderliğe tutunabildi. 1992’den bu yana Premier Lig’de en uzun süre lider kalarak şampiyonluğa uzanan takım, 2014-15 sezonunda 274 günle Chelsea olurken, zirvede en az zaman geçirip mutlu sona ulaşan ekip, 2013-14 sezonunda 15 günle Manchester City olmuştu. 1995-96 sezonuysa 212 günle, en uzun süre liderliği elinde bulundurup şampiyon olamayan Newcastle United’ı tarih sayfalarına yazmıştı. 29 SAYI 19| İSTATİSTİK SAIDO MANE 30 SAYI 19| İSTATİSTİK SEZONUN EN FAZLA RAHATSIZ EDİLEN OYUNCULARI MUSTAFA KÖSEM Takımın kilit oyuncusu olmak, bir futbolcu için her ne kadar iyi olsa da sahada zor zamanlar yaşatabiliyor. Teknik direktörlerin taktiksel direktifleri doğrultusunda rakip takımın önemli oyuncularına özel markajlar veya onu rahatça oynatmamaya yönelik sert müdahaleler futbolculara görev olarak verilebiliyor. Yıldızlarla dolu olan Premier Lig’deki oyuncular da bu direktiflerden nasibini almış. Bu futbolcuları toplam faul sayısı ve maç başına faul sayısı olarak iki kategoriye ayırdığımızı belirterek sezonun en fazla rahatsız edilen oyuncularına göz atalım. Tahmin ettiğiniz gibi Arsenal ve Chelsea’nin yıldızları Alexis Sanchez ve Eden Hazard’ın on kişilik sıralamada olduğunu belirtelim. Sıralamanın başını çeken isim ise Southampton’dan Sadio Mane. Senegalli kanat oyuncusuna bu sezon toplamda 50 kez faul yapıldı. Azizler’in yıldızından sonra ise Galler ekibi Swansea’nin önemli oyuncusu Andre Ayew geliyor. Ganalı oyuncuya bu sezon toplamda 49 kez faul yapıldı. Ardından ise İngiliz milli takımının geleceği parlak isimleri, Tottenham’dan Dele Alli ve Everton’dan Ross Barkley geliyor. Orta saha oyuncularına bu sezon toplamda 46’şar faul yapıldı. Crystal Palace’dan Wilfried Zaha 45 faulle Alli ve Barkley’i takip ediyor. Chelsea’nin önemli oyuncularından Willian ise 44 kez durduruldu. On kişilik sıralamayı tamamlayacak olursak Watford’dan Ighalo ve Leicester’ın Cezayirli yıldızı Mahrez 42, Hazard 41 ve Arsenal’ın kilit isimlerinden Alexis Sanchez 37 kez düdüğün çaldığı sert müdahaleye maruz kaldı. Gelelim maç başı faul sayısına. Crystal Palace’ın forveti Dwight Gayle maç başına 2.9 faul ortalamasıyla bu alanda lider. Tabii bu oyuncunun bu sezon altı maçta ilk 11 oynadığını belirtelim. Alexis Sanchez ise 2.6 ortalamayla Gayle’i takip ediyor. Sezon başından beri ligde sadece üç kez ilk 11’de olan Bournemouth’dan Max Gradel’in ortalamasının 2.5 olduğunu görüyoruz. Toplam faul sayısında da üst sıralarda olan Swansea yıldızı Andre Ayew maç başına 2.3 faul ortalamasıyla dördüncü sırada yer alıyor. Diğer kategorinin lideri Sadio Mane, Dele Alli ile beraber 2.3 faul ortalamasıyla beş ve altıncılığı paylaşıyor. Borini, Hazard ve West Brom’un yıldızı Sessegnon’a bu sezon maç başına 2.2 faul yapıldı. Sıralamada onunculuğu paylaşan oyuncular ise 2.1 ortalamayla, Wilfried Zaha, Anthony Martial, Willian ve Ross Barkley. Sıralamadaki isimlerin faul beklediği müdahaleleri de katarsak her maç öncesinde acaba bugün kim beni yere indirecek diye düşündüklerinden şüphemiz yok. Bu istatistiklerin 21 Ocak 2016’ya kadar oynanan Premier Lig karşılaşmalarından alındığını belirtelim. 31 SAYI 19| SAYILAR S 32 SAYI 19| SAYILAR R A L I Y A S RTUN MERT A Sezon sonu Chelsea’de kalacak mı gidecek mi tartışmalarının yapıldığı Chelsea efsanesi ve kaptanı John Terry, 40 golle Premier Lig tarihinin en golcü defans oyuncusu. Terry bu 40 golün 27 tanesini kafası ile filelere gönderdi ve hiç penaltı golü yok. Futbolu yeni bırakan sol bek Ian Harte’ın da 10 tanesi penaltıdan olmak üzere 28 golü var ligde. Bir diğer Evertonlı ve sol bek Leighton Baines de tam bir duran top ustası. Frikik ve paneltılardan seçmece goller, 15’i penaltıdan 26 gol Baines’i de ilk beşin içine dahil ediyor. Listenin 2. basamağındaki isim David Unsworth’un 38 golü var ve eski Evertonlı oyuncu bu gollerin 22 tanesini beyaz noktadan attı. Chelsea ve Arsenal forması ile hatırladığımız savunmacı William Gallas da hiç penaltı atmadan 25 golle listenin beşincisi. 33 SAYI 19| SAYILAR Premier Lig’de Leicester City ile ilk iki basamağı paylaşan Tottenham, Aralık 2011’deki 6 galibiyetten sonra ilk kez üst üste 5 maç kazandı ligde. Bakalım Harry Kane önderliğindeki Spurs’un rüyası nerede sonlanacak. *Biz yayına girene kadar, Swansea’yi mağlup eden Tottenham üst üste altıncı galibiyetini aldı. 34 SAYI 19| SAYILAR Arsenal, 1-0 geriye düştüğü maçta lider Leicester City’yi uzun süredir sakat olan golcüsü Danny Welbeck’in 90+5. dakikada attığı golle 2-1 yenmeyi başardı ve ligin zirvesini iyice karıştırdı. Artık Tilkilerle Kuzey Londra ekipleri Tottenham ve Arsenal’in arasında sadece 2 puan fark var. Bu gol aynı zamanda Premier Lig tarihinde Arsenal’in uzatma dakikalarında bulduğu 100. gol olarak da tarihe geçti. Sıralı tam liste yukarıda. 35 SAYI 19| SAYILAR Arsenal kaptanı Per Mertesacker, Barcelona karşısında Gunners forması ile iki yüzüncü maçına çıktı. Londra ekibinde 5. sezonunu geçiren Alman savunmacının 200 maçlık hikayesini kısa özetlemiş Arsenal sosyal medya ekibi, bize de sizinle paylaşmak düştü. İlk maçı 10 Eylül 2011, 1-0’lık Swansea galibiyeti. Wenger’in takımı, Mertesacker’in oynadığı 200 maçın 120 tanesini kazanmış, 39 maç berabere bitmiş, 41 maçı ise kaybetmiş. Bu maçların 99 tanesi Emirates’de, 5 tanesi tarafsız sahada, 96 tanesi de deplasmanda. Bu maçların sadece 3 tanesinde oyuna sonradan giren takım kaptanı 197 maçta sahaya ilk 11’de çıkmış. 1.98’lik kule 200 maçta 8 gol ve 2 asist üretmiş. Arsenal forması ile 200 maç barajını geçen 108. isim olarak da listedeki yerini almış. Az faul yapması ve az kart görmesi ile tanınan savunmacı sadece 12 kart gördü ve 2 kez de oyundan ihraç edildi. Gol attığı maçların listesini de görebilirsiniz. Arsene Wenger döneminde 200 maç barajını geçen oyuncuların listesi de var görselde. İlk sezonunda 27 maçta forma giyen Mertesacker sırasıyla 44-52-48 maça çıktı, bu sezon da 29 kez Arsenal formasını giydi. Attığı 8 golün 3 tanesini FA Cup’ta atan kaptan, tarihi mücadelede 2 kez kupa sevinci yaşadı ve hiç maç kaybetmedi. 36 SAYI 19| SAYILAR Mesut Özil, Welbeck’in Leicester galibiyetini getiren çok önemli golünde ortayı yapan, yani asisti yapan isim olarak dikkat çekti. Türk asıllı Alman yıldız sezonun 17. asistini yaptı ve Henry’nin 20 asistlik rekoruna bir adım daha yaklaştı. *Biz yayına girene kadar Mesut, Manchester United maçında asist sayını 18’e çıkardı bile... 37 SAYI 19| SAYILAR 38 SAYI 19| SAYILAR West Ham United’ın başarısında kaptan Noble’ın payı, pas merkezi ve şeytan üçgeni… 39 SAYI 19| SAYILAR 40 SAYI 19| SAYILAR İngilizlerin yaratıcılık sorunu demişken Liverpool kaptanı Henderson’a da parantez açalım. Hendo 19 asist ile 2013/14 sezonunu başından beri en çok gol pası üreten İngiliz konumunda Premier Lig’de. Aston Villa maçında Liverpool’un Belçikalı genç golcüsü Origi oyuna girdi ve tam 37 saniye sonra golünü attı. Bu sezonun en hızlı yedeği Origi… 41 SAYI 19| SAYILAR Marcus Rashford, George Best'e ait uzun yıllardır kırılamayan Avrupa Kupaları’nda gol atan en genç Manchester Unitedlı rekorunu kırdı. Premier Lig’de çıktığı ilk maçta Arsenal’e karşı iki gol atan genç yıldız adayı, United forması ile ligde bir maçta iki gol atan en genç isim ünvanını da ele geçirdi. 42 SAYI 19| SAYILAR 43 SAYI 19| SAYILAR 44 SAYI 19| SAYILAR Arsenal yine kaybetti; Old Trafford’da uzun süredir lig maçı kazanamayan Wenger’in ekibi ezeli rakibine 3-2 yenildi ve şampiyonluk yarışından büyük bir darbe aldı, liderin 5 puan gerisine düştü. Son galibiyet 2006 yılında, Adebayor’un golü ile gelmişti… 45 SAYI 19| DEĞERLENDİRME PREMIER LIG 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 TAKIM Leicester City Tottenham Arsenal Manchester City Manchester United West Ham United Southampton Stoke City Liverpool Watford Chelsea Everton West Bromwich Crystal Palace Bournemouth Swansea City Norwich City Newcastle United Sunderland Aston Villa O 27 27 27 26 27 27 27 27 26 27 27 26 27 27 27 27 27 26 27 27 G 16 15 15 14 12 11 11 11 10 10 9 8 9 9 7 6 6 6 6 3 Sezon başında en hayalperest Tottenham taraftarı ve kafası en güzel Leicester taraftarı ile sohbet etseniz, ikisi de 27 hafta sonra gönül verdikleri takımların ligdeki yerlerini tahmin edemez, hatta bu sonucu tahmin etmeye kalksanız sizinle dalga geçerlerdi. Ancak futbolun şakaya gelir yeri yok. Leicester City’nin Premier Lig’in zirvesinde olmasına alışmıştık, şimdi de 1961’den sonra ilk kez şampiyonluğa bu denli yaklaşan Tottenham gerçeği ile yüzleşiyoruz. Sezon başında yeni yayın hakları sözleşmesi ile adeta kanatlanan Premier Lig’de bir süredir dillendirilen büyük takımların hakimiyeti masalı tam anlamıyla iflas etmiş durumda. Leicester City’nin zorlu maçları geride kalmış gibiydi, ancak Tilkiler şimdi şampiyonluk yolunda Norwich City gibi dışarıdan ‘çantada EDİP URAS B 8 9 6 5 8 10 7 6 8 7 9 11 8 5 8 9 6 6 5 7 M 3 3 6 7 7 6 9 10 8 10 9 7 10 13 12 12 15 14 16 17 A 49 49 43 48 36 41 35 29 38 29 40 46 27 29 30 25 30 27 32 21 Y 29 21 26 28 26 31 26 33 36 28 37 35 34 35 44 36 51 49 51 48 PUAN 56 54 51 47 44 43 40 39 38 37 36 35 35 32 29 27 24 24 23 16 AV +20 +28 +17 +20 +10 +10 +9 -4 +2 +1 +3 +11 -7 -6 -14 -11 -21 -22 -19 -27 keklik’ gözüken maçların ne kadar zor olabileceğini keşfetti. Aynı hafta, bu kez Tottenham evinde Swansea karşısında geriden gelip üç puanı alırken ecel terleri döktü. Bir sonraki değerlendirmemizde bu takımların sıralamasının değiştiğini görmek bizi şaşırtmamalı. Biz her zamanki gibi değerlendirme sonuna yeni duruma göre tahminlerimizi yazacağız. Büyük ihtimalle Premier Lig bizi her zaman olduğu gibi şaşırtmaya devam edecek. Jamie Vardy’nin gol krallığındaki liderliği sürerken, diğer olağan şüpheliler Harry Kane ve Lukaku’nun takibi de devam ediyor. Manchester United, sezon başında genç Fransız Martial’i sunmuştu bizlere, son haftalarda ise Rashford sahneye çıktı. İlk Premier Lig maçında Arsenal karşısında attığı iki gol ve yaptığı asistle yıldızlaştı. İngiltere Milli Takımı’nın Euro 46 SAYI 19| DEĞERLENDİRME 2016 hücum hattına Vardy ve Kane’den sonra yepyeni bir aday daha geldi. Öte yandan United, şapkadan çıkardığı bu genç yıldızlara rağmen keyif vermemeyi sürdürüyor. karşısında kaleci Caballero’yu buldu. Kupa Manchester City’e gitti. Pellegrini son sezonunu kupasız kapatmadan görevi Guardiola’ya teslim edecek. Küme düşme hattında Aston Villa’nın seneye lig değiştireceği her geçen hafta kesinlik kazanırken, Tyne & Wear ikilisi Newcastle United ve Sunderland’in zor yolculuğu devam ediyor. TAHMINLER: Şampiyon: Tottenham Hotspur Küme Düşme Hattı: Newcastle, Sunderland, Aston Villa Chelsea geç açıldı. FA Kupası’ndaki yolculuğunu sürdüren Maviler, ligde aldıkları puanlarla en formda dördüncü takım durumundalar. Premier Lig’de son 6 maçtır puan kaybetmeyen Tottenham’a yan bakılmıyor. PREMİER LİG ASİST TABLOSU Jugen Klopp, Premier Lig ve Liverpool’daki ilk sezonunda ilk kupaya çok yaklaştı ancak penaltı atışlarına kadar giden Lig Kupası finalinde 47 SAYI 19| DEĞERLENDİRME championship 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 TAKIM Burnley Hull City Middlesbrough Brighton & Hove Albion Derby County Sheffield Wednesday Cardiff City Birmingham Ipswich Town Preston North End Queens Park Rangers Reading Wolverhampton Brentford Nottingham Forest Huddersfield Town Leeds United Blackburn Rovers Bristol City Fulham Milton Keynes Dons Rotherham United Bolton Wanderers Charlton Athletic O 34 33 32 34 34 34 34 33 33 34 34 33 34 34 33 34 33 32 34 34 34 34 34 34 G 18 19 19 17 15 14 13 14 14 12 10 11 11 12 10 10 8 8 9 8 8 8 4 5 HEYECAN DORUKTA, TAKİP ETMEK LAZIM Championship’te heyecan bütün hızıyla devam ediyor. Ligin bitmesine 12 hafta kalmışken düşme hattında yaşanmakta olan bir kopma dışında hiçbir takımın durumu hakkında net bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bu heyecanı gerek maç öncesi analizleri gerekse maç özetleri ile www.premierligturkiye.com adresinden takip etmek mümkün. Ligin dibinden başlamak gerekirse, Charlton’ı Bolton’u ve Rotherham’ı zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz. Bu 3 takım düşme hattının üzerinde seyreden MK Dons ve Bristol City gibi lige bu sezon dahil olmuş takımlardan 6-7 puan B 11 7 7 12 12 13 13 9 9 12 14 10 10 7 12 9 14 13 10 12 8 5 13 10 BERK KALYONCU M 5 7 6 5 7 7 8 10 10 10 10 12 13 15 11 15 11 11 15 14 18 21 17 19 A 53 48 44 49 45 50 45 39 41 33 41 38 42 47 32 44 30 31 31 51 28 38 32 30 Y 27 19 17 34 30 35 38 32 40 32 40 36 47 53 30 46 39 30 53 56 48 59 56 65 PUAN 65 64 64 63 57 55 52 51 51 48 44 43 43 43 42 39 38 37 37 36 32 29 25 25 AV +26 +29 +27 +15 +15 +15 +7 +7 +1 +1 +1 +2 -5 -6 +2 -2 -9 +1 -22 -5 -20 -21 -24 -35 uzakta seyrediyorlar. Ligin son çeyreğinde ciddi bir yükseliş yakalayamamaları halinde League One’ın yolunu tutacak takımlar bunlar olacak. Herhalde bu 3 takımdan yalnızca Rotherham’a sezon öncesinde düşer denilebilirdi. Bir kez daha Championship bizlere ne kadar acımasız ve çetin bir lig olduğunu gösteriyor. Son değerlendirmeden bu yana ligin zirvesinde iki takım büyük hayal kırıklığı yaşadı. Bunlardan biri Middlesboro oldu. Boro tam 5 maç üst üste galibiyet yüzü göremeyerek hem etkileyici performansını ortadan kaldırdı hem de ligin açık ara zirvesinde bulunma fırsatını tepti. Boro an itibariyle maç eksiğiyle 3 üncü sırada yer alıyor. Eksik maçlarını kazanırsa hala zirveye 48 SAYI 19| DEĞERLENDİRME yerleşecek durumda ancak takımın hemen peşinde Hull, Burnley, Brighton ve Derby yer alıyor. taşımayı başardı. Takım son haftalarda ritmini kaybetse de takımın zirve ile arasında kapanabilecek 9 puanlık farkı bulunuyor. Bir başka hayal kırıklığını ise Derby yaşadı. Derby sezon ortasındaki harika yükselişi ile zirveyi zorlamıştı ancak yaşanan duraklama dönemi Paul Clement’in işin başına geçtikten 8 ay sonra kovulmasına sebebiyet verdi. Kulübün bu sezon aslında Premier Lig’e çıkmayı hedeflemediğini dolayısıyla alınan kötü sonuçlar sebebiyle değil Clement’in kısa vadeli vizyonu sebebiyle kovulduğunu açıkladı. İlginç bir şekilde Clement’in gidişi ile Derby tekrardan galibiyetler almaya başladı. Playoffu kovalayan bir takım ekipler de mevcut. Aston Villa Premier Lig’e tutunur mu bilinmez ancak bir başka Birmingham takımı Birmingham City son 9 maçında yalnızca 1 mağlubiyet alınca playoff potasının yalnızca 3 puan uzağında kendisine yer buldu. Onu takipte güçlü kadrosuyla Galler ekibi Cardiff City yer alıyor. Yine lige yeni yükselmiş olan Preston harika bir performansa imza atarak son haftalara kadar playofftan bir yer kapmaya çalışacak gibi. Ipswich ise biraz performans düşüklüğü yaşasa da hala playoff için önemli bir aday. Playoff potasında yer alan bir başka takım ise Sheffield Wednesday. Carlos Carvalhal’ın hocalığını yaptığı Wednesday Forestieri’nin iyi performansı ile kendisini playoff bölgesine Alternatif duygular arayanlar için Championship özellikle ligin son çeyreğinde harika bir lig. 49 SAYI 19| league one 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 TAKIM Burton Albion Wigan Athletic Gillingham Walsall Millwall Coventry Bradford City Southend United Barnsley Sheffield United Port Vale Swindon Town Rochdale Scunthorpe United Peterborough United Bury Doncaster Rovers Chesterfield Fleetwood Town Blackpool Shrewsbury Oldham Athletic Crewe Alexandra Colchester O 32 33 33 32 33 32 32 33 33 33 34 33 33 32 33 33 32 33 32 33 32 32 33 33 G 20 17 17 16 16 14 14 14 15 13 13 13 12 13 13 12 9 11 9 9 9 6 6 5 B 4 11 7 10 6 10 9 8 4 9 9 6 9 6 5 8 10 4 9 7 7 15 10 9 M 8 5 9 6 11 8 9 11 14 11 12 14 12 13 15 13 13 18 14 17 16 11 17 19 A 42 55 59 49 52 56 38 45 52 47 38 51 44 38 56 42 36 44 38 32 37 32 35 40 Y 27 30 41 33 41 35 34 42 45 44 38 51 44 40 52 54 42 53 40 42 51 43 58 78 PUAN 64 62 58 58 54 52 51 50 49 48 48 45 45 45 44 44 37 37 36 34 34 33 28 24 AV +15 +25 +18 +16 +11 +21 +4 +3 +7 +3 0 0 0 -2 +4 -12 -6 -9 -2 -10 -14 -11 -23 -38 G 23 19 17 16 13 15 14 14 14 15 13 13 12 12 11 11 11 10 8 8 6 8 6 4 B 5 7 10 8 13 7 10 9 9 5 10 8 8 8 7 6 5 6 10 10 11 4 8 8 M 5 7 6 7 6 10 9 9 11 12 8 12 13 13 14 15 17 17 13 16 16 18 19 20 A 59 48 55 55 51 37 49 50 46 42 49 48 48 43 42 46 37 54 35 42 33 29 37 32 Y 32 27 32 38 29 30 45 39 40 34 44 46 48 48 48 55 55 61 44 57 47 49 61 58 PUAN 74 64 61 56 52 52 52 51 51 50 49 47 44 44 40 39 38 36 34 34 29 28 26 20 AV +27 +21 +23 +17 +22 +7 +4 +11 +6 +8 +5 +2 0 -5 -6 -9 -18 -7 -9 -15 -14 -20 -24 -26 league two 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 TAKIM Northampton Town Plymouth Argyle Oxford United Accrington Stanley Portsmouth Wycombe Wanderers Leyton Orient AFC Wimbledon Mansfield Town Bristol Rovers Carlisle United Cambridge United Luton Town Exeter City Barnet Notts County Crawley Town Morecambe Newport County Stevenage Yeovil Hartlepool United York City Dagenham & Redbridge O 33 33 33 31 32 32 33 32 34 32 31 33 33 33 32 32 33 33 31 34 33 30 33 32 50 SAYI 19| ISKOCYA PREMIER LIG 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 TAKIM Celtic Aberdeen Hearts St. Johnstone Ross County Dundee FC Inverness CT Motherwell Partick Thistle Hamilton Kilmarnock Dundee United O 27 27 26 27 28 27 26 28 25 28 28 27 G 19 17 13 10 11 8 8 9 8 7 7 5 B 5 5 8 6 3 11 9 5 7 9 7 5 M 3 5 5 11 14 8 9 14 10 12 14 17 A 70 46 47 42 42 40 34 33 25 32 29 29 Y 22 30 26 44 46 42 37 44 31 48 49 50 PUAN 62 56 47 36 36 35 33 32 31 30 28 20 AV +48 +16 +21 -2 -4 -2 -3 -11 -6 -16 -20 -21 ISKOCYA championship 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 TAKIM Rangers Hibernian Falkirk Raith Rovers Morton Queen of South St. Mirren Dumbarton Livingston Alloa Athletic O 26 26 26 24 26 24 25 25 26 26 G 21 17 15 10 8 9 7 7 5 3 B 3 4 8 5 7 4 6 4 5 4 M 2 5 3 9 11 11 12 14 16 19 A 68 43 44 29 28 23 24 22 27 14 Y 17 23 21 30 30 32 34 44 39 52 PUAN 66 55 53 35 31 31 27 25 20 13 AV +51 +20 +23 -1 -2 -9 -10 -22 -12 -38 51 SAYI 19| galler PREMIER LIG 1 2 3 4 5 6 TAKIM The New Saints Bala Town Llandudno FC Connahs Quay Airbus UK Newtown O 25 25 26 26 26 26 G 15 12 13 12 10 9 B 9 9 6 3 5 7 M 1 4 7 11 11 10 A 59 39 44 41 33 35 Y 16 21 32 32 42 41 PUAN 54 45 45 39 35 34 AV +43 +18 +12 +9 -9 -6 1 2 3 4 5 6 TAKIM Aberystwyth Town Carmarthen Town Bangor City Port Talbot Town Rhyl Haverfordwest County O 26 24 25 25 25 25 G 10 10 10 7 3 5 B 5 4 3 6 11 4 M 11 10 12 12 11 16 A 39 35 36 26 25 21 Y 42 44 40 45 36 42 PUAN 35 34 33 27 20 19 AV -3 -9 -4 -19 -11 -21 PUAN 66 59 53 53 51 39 31 29 28 26 23 21 AV +38 +36 +28 +13 +7 -3 -19 -13 -24 -19 -23 -21 K.IRLANDA PREMIER LIG 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 TAKIM Crusaders FC Linfield FC Glenavon FC Cliftonville Coleraine FC Glentoran FC Portadown FC Dungannon Swifts Ballymena United Ballinamallard United Warrenpoint Town Carrick Rangers O 28 29 29 28 29 28 29 28 29 29 29 27 G 20 18 15 15 16 11 9 8 8 7 6 4 B 6 5 8 8 3 6 4 5 4 5 5 9 M 2 6 6 5 10 11 16 15 17 17 18 14 A 61 66 61 46 42 38 35 36 43 28 30 28 Y 23 30 33 33 35 41 54 49 67 47 53 49 52 SAYI 19| 54 SAYI 17.33|
Benzer belgeler
harry kane - Ada Futbolu
soyadı GoldenBall olan bir genç futbolcu
keşfetseler aynı şeyi düşünürlerdi o yıllarda.
Günümüz için de düşündüğümüzde iki ülke
açısından değişen pek bir şey yok. Gerçi Lionel
Messi ve Cristiano Ro...
reklamlar - Ada Futbolu
bir esinti ve elbette ki daha fazlasını bu sayıya
sığdırmaya çalıştık.
Artık bir bakıma Ada Futbolu olarak biz de 19’u
bulduk. Dergimiz artık emekleme devresinden,
yetişkinliğe doğru yürüdüğü ‘teen...
röportaj: ziya eren
Sayılmayan gol Anelka’nın moralini hiç bozmadı,
yıllar sonra WBA forması ile yaşadığı Yahudi
karşıtı gol sevinci nedeni ile Ada’dan dışlanacak
olan Anelka önce Zidane’ın pası ile 68. dakikada
kalec...
kayla the eagle
mücadele eden bir takım. Takım bir Galler adası
olan Anglesey’de yer alıyor. 1976 yılında babasını genç yaşta kaybeden Naomi, Avustralya’ya
taşınmadan önce büyükanne ve büyükbabasıyla birlikte Angl...
amcam babam ve futbol
bir esinti ve elbette ki daha fazlasını bu sayıya
sığdırmaya çalıştık.
Artık bir bakıma Ada Futbolu olarak biz de 19’u
bulduk. Dergimiz artık emekleme devresinden,
yetişkinliğe doğru yürüdüğü ‘teen...
carolyn yenge carolyn yenge tottenham`ın derdi
Ödülü tarihte ilk ve son kez kazanan İskoç
Denis Law, Manchester United’ın forveti olarak
ünlendiği futbol kariyerinde 404 kez Kırmızı
Şeytanların formasını giyip 237 gol attı. Law hala
bir sezonda...
karren brad y
başlayan kariyerinde, Real Madrid, Newcastle
United ve Manchester United gibi takımlar olan
Owen 2001 yılında Liverpool forması ile gollerini
atıyordu ve o sezonu 5 kupa ile kapatan efsanevi
takımı...