Log C - Batman Üniversitesi
Transkript
Log C - Batman Üniversitesi
T.C. KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ KİMYA BÖLÜMÜ KAHRAMANMARAŞ -2014 I EDİTÖRLER: Prof. Dr. Ayşegül GÖLCÜ Mustafa ÇEŞME Harun MUSLU Derya KILIÇASLAN 7. ULUSAL ANALİTİK KİMYA KONGRE LOGO ve GÖRSEL TASARIMLARI: Mustafa ÇEŞME II Değerli Bilim İnsanları, Analitik Kimya camiasının bir araya geldiği, bilgi alış verişlerinin ve yeni işbirliklerinin yapıldığı, sürekli gelişen anabilim dalımızın hemen hemen bütün konularının takip edildiği ve genç araştırmacılar için yeni ufukların oluştuğu, 7. Ulusal Analitik Kimya kongresi, 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasında, Kurtuluş Savaşı'nda işgale direnişi nedeniyle İstiklal Madalyası verilmiş, dövme dondurmasıyla meşhur, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde gerçekleştirecek olmaktan büyük mutluluk duymaktayız. Üniversitemiz genç, dinamik ve çalışma heyecanı ile dopdolu öğrencileri ve öğretim üyeleriyle, şehrimizde huzur içinde ve heyecanla Türkiye Cumhuriyeti'ni muassır medeniyetler çizgisinin üstüne taşıma sorumluluğu bilinciyle giderek büyümekte ve gelişmektedir. Ulusal Analitik Kimya Kongresi’nin ilki Prof. Dr. Şeref Güçer öncülüğünde 2002 yılında Uludağ Üniversitesi’nde ve sırasıyla 2004 yılında İnönü Üniversitesi’nde, 2006 yılında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde, 2008 yılında Fırat Üniversitesi’nde, 2010 yılında Atatürk Üniversitesi’nde ve 2012 yılında Mustafa Kemal Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak, biz bilim insanlarının en öncelikli görevidir. Bu tür kongreler, bu görevlerin tartışıldığı ve düşünmeye zorladığı en nadide ortamlardan biridir. Bilimdeki çalışmaların çeşitliliği ve çalışanların sayısı arttıkça bu tür kongrelere katılım sayısı da artmaktadır. Kimya Bölümlerine gelen öğrenci sayısının azaldığı bugünlerde, yedincisini yapacağımız Ulusal Analitik Kimya kongremiz için çok heyecanlıyız. 1995 yılında genç bir yüksek lisans öğrencisi olarak ilk defa 35. IUPAC kongresi ile ulusal ve uluslararası kongrelere katılmaya başladım. Bugünse kentimizde gerçekleştireceğimiz 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi’ne başkanlık yapmaktan, büyük bir mutluluk ve onur duymaktayım. 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi’ne 330 katılımcı toplam 320 sunumla katkı sağlamışlardır. Bunlar, 13 çağrılı (5 yurt dışı, 8 yurtiçi), 39 sözlü, 268 poster sunum olarak gerçekleştirilmiştir. Kongre hazırlıklarımız sırasında değerli vaktini bizlere ayırarak hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan Kahramanmaraş valisi Sayın ŞÜKRÜ KOCATEPE’ye en derin saygılarımla, sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu kongrenin gerçekleştirilmesi esnasında, akademik ve bilimsel çalışmalara verdiği desteği bir kez daha gösterip, hep yanımızda olan KSÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. M. FATİH KARAASLAN’A teşekkür ederim. Kongremize büyük ilgi göstererek şehrimize gelen siz değerli katılımcılara, bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım Düzenleme ve Bilim Kurulu üyelerimize teşekkür ederim. Ayrıca, başta, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Kahramanmaraş Ticaret Borsası’na, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’na, Emin Tekstil San. Ve Tic. A.Ş’ye, Çabasan Tekstil Boya A.Ş.’ye, Methrom Turkey Ölçü Aletleri Tic. Ve Servis Hizmetleri A.Ş.’ye, SEM Laboratuvar Cihazları Paz. San. ve Tic. A.Ş.’ye, AbbVie Tıbbi İlaçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne, AS Beton’a, KEMAS-DER’e ve Marbi Biberleri’ne ayrı ayrı teşekkürlerimi sunarım. Prof. Dr. Ayşegül Gölcü / Kongre Başkanı Ağustos, 2014 III 7. UAKK KURULLARI Kongre Onursal Başkanı Prof.Dr. M. Fatih KARAASLAN (KSÜ Rektörü) Kongre Başkanı Prof.Dr. Ayşegül GÖLCÜ Kongre Başkan Yardımcısı Mustafa ÇEŞME Kongre Genel Sekreteri Harun MUSLU Bilimsel Koordinatör Derya KILIÇASLAN Kongre Sürüdürülebilirlik Kurulu Prof. Dr. Şeref GÜÇER Prof. Dr. Satılmış KAYA Prof. Dr. Selahattin YILMAZ Prof. Dr. Mehmet YAMAN Prof. Dr. Yücel KADIOĞLU Prof. Dr. Şana SUNGUR Prof. Dr. Ayşegül GÖLCÜ Kongre Düzenleme Kurulu Prof. Dr. Mehmet TÜMER (Kimya Bölüm Bşk.) Doç. Dr. Mustafa DOLAZ Doç. Dr. Muhsin EZER Yrd. Doç. Dr. Muharrem KARABÖRK Yrd. Doç. Dr. Ali ŞAMİL Dr. Muhammed KÖSE Uzm. Gökhan CEYHAN Uzm. Ferhat DİNCER Savaş PURTAŞ Ali KOÇ Nagihan HELVACI Özge EREN Şeyma YILDIZ Sevim ÇAY Seyit Ali GÜNGÖR IV BİLİM KURULU Prof. Dr. Reşat APAK (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. A. Güleren ALSANCAK (Süleyman Demirel Üniversitesi) Prof. Dr. Mehmet ASLANOĞLU (Harran Üniversitesi) Prof. Dr. O. Yavuz ATAMAN (ODTÜ) Prof. Dr. Bekir BATI (Ondokuz Mayıs Üniversitesi) Prof. Dr. Bedia Erim BERKER (İTÜ) Prof. Dr. Cevdet DEMİR (Uludağ Üniversitesi) Prof. Dr. Ümit DEMİR (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Yusuf DİLGİN (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi) Prof. Dr. Ahmet E. Eroğlu (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü) Prof. Dr. Yücel KADIOĞLU (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Sibel A. ÖZKAN (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Bekir SALİH (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Ali Osman SOLAK (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa SOYLAK (Erciyes Üniversitesi) Prof. Dr. Şana SUNGUR (Mustafa Kemal Üniversitesi) Prof. Dr. Hasan Basri ŞENTÜRK (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Prof. Dr. Zühre ŞENTÜRK (Yüzüncü Yıl Üniversitesi) Prof. Dr. A. Rehber TÜRKER (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Mustafa TÜZEN (Gaziosmanpaşa Üniversitesi) Prof. Dr. Sevgi ULU (İstanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Bengi USLU (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Mehmet YAMAN (Fırat Üniversitesi) Prof. Dr. Recep ZİYADANOĞULLARI (Dicle Üniversitesi) V DESTEKLEYEN KURUM ve KURULUŞLAR Kahramanmaraş Valiliği (Şükrü Kocatepe) Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörlüğü (Prof. Dr. M.Fatih Karaaslan) Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi (Fatih Mehmet Erkoç) Kahramanmaraş Ticaret Borsası (Ahmet Duran Balsuyu) Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (Kemal Karaküçük) Emin Tekstil San. Ve Tic. A.Ş. (Mehmet Akif Gölcü) Çabasan Tekstil Boya A.Ş.(Şahin Balcıoğlu) Methrom Turkey Ölçü Aletleri Tic. Ve Servis Hizmetleri A.Ş. (Andre Yanço) SEM Laboratuvar Cihazları Paz. San. ve Tic. A.Ş.(Mehmet Balcı) AbbVie Tıbbi İlaçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi AS Beton (Ali Cilve) KEMAS-DER (Ali Cilve) Marbi Biberleri (Muzaffer Gödeoğlu) VI VII VIII IX X XI ÇAĞRILI KONUŞMACILAR ÇK1 Ülkemizde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Analitik Kimya Öğretimi Prof. Dr. O. Yavuz ATAMAN ÇK2 Üniversite - Sanayi İşbirliği Prof. Dr. Selahattin SERİN ÇK3 Civa Damlasından Beynin Voltametri'nin 90 Yıllık Serüveni ÇK4 Dynamic self-assembly- studies using crystallography Prof. Dr. Vickie McKEE and electrospray mass Spectrometry ÇK5 Nucleic Acid Based Electrochemical Biosensors and New Prof. Dr. Mehmet E. Ş. ÖZSÖZ Developments ÇK6 Protein modifikasyonlarının MALDI-TOF-MS ve ESI-MS Prof. Dr. Bekir SALİH ile tayinleri için akıllı malzemelerin geliştirilmesi ve uygulamaları ÇK7 Recent developments in enantioseparation techniques ÇK8 Analytical Spectroscopy and Spectrophotometry: Key Prof. Dr. Reşat APAK Points in Method Design, Problem Solving and sensor applications ÇK9 Surface-Enhanced Raman Scattering Detection and Cancer Diagnosis ÇK10 Katı Faz Ekstraksiyonundan, Mikro Ekstraksiyona Prof. Dr. Mustafa SOYLAK Zenginleştirme Yöntemlerinde Yeni Yaklaşımlar ÇK11 Hydride Generation Laser Induced Fluorescence Prof. Dr. Josef B.SIMEONSSON Methods for Trace Measurements of Bismuth and Germanium ÇK12 Microanalysis of biological samples by X-ray techniques ÇK13 Recent Developments in Spectrophotometric, Prof. Dr. Antony C. CALOKERINOS Spectrofluorimetric and Chemiluminometric Analytical Methods for the Evaluation of antioxidant Activity of edible oils and other natural products Gizemli liquid- XII Dünyasına: Prof. Dr. Zühre ŞENTÜRK liquid-phase Prof. Dr. Bezhan CHANKVETADZE in Protein Prof. Dr. Mustafa ÇULHA Prof. Dr. Gyula ZÁRAY SÖZLÜ SUNUMLAR S1 Sunan Yazar Doç. Dr. Mustafa Dolaz Sunum Başlığı Bazı Selüloz Türevleri ve Uygulama Alanları S2 Doç Dr. Kevser SÖZGEN BAŞKAN S3 Dr. Oktay CANKUR S4 Zeynep Kalaycıoğlu S5 Emre YAVUZ S6 Prof. Dr. Şerife SAÇMACI S7 Doç. Dr. Saliha ŞAHİN S8 Yrd. Doç. Dr. İbrahim BULDUK S9 Prof. Dr. Mehmet YAMAN S10 Doç. Dr. İbrahim Ender MÜLAZIMOĞLU S11 S12 Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü(Beyhan SAYIN) Prof. Dr. Güler SOMER Bazı Soya Ürünlerinin Antioksidan Kapasitelerinin ve Protein İçeriklerinin Belirlenmesi Yüksek Çözünürlüklü ICP-MS ile Bronzda Kurşun İzotop Oranı Ölçümü Uluslararası Karşılaştırma Çalışması Nitrit ve Nitrat İyonlarının Tayini İçin Kapiler Elektroforez-Örnek Sıkıştırma Yöntemi Geliştirilmesi: Gıda Örneklerine Uygulanması Ultra Tabakalı Co3O4 ile Pb’nin Su, Gıda, Sediment ve Tütün Örneklerinden Ayrılması ve Zenginleştirilmesi Diyaliz Çözeltilerindeki Al’un Akışa Enjeksiyonlu Atomik Absorpsiyon Spektrometri Yöntemiyle Tayini Kahverengi Deniz Algi Cystoseria barbata ile Cr(III, VI) Biyosorpsiyonu Haşhaş Kapsülünden Noskapin Ekstraksiyonunun Response Surface Metadolojisi Kullanarak Optimizasyonu Hiperakümülatör bitkilerin önemi ve metal tutmalarını etkileyen kimyasal faktörler Elektrokimyasal Sensör Elektrotlar Kullanılarak DNA Bileşenlerinin Eş Zamanlı ve Bağımsız Olarak Kantitatif Tayinleri Boren ve Yaklaşımları S13 Yrd. Doç. Dr. Mihrican MUTİ ERDEM S14 SEM Lab. Cihazları S15 Prof. Dr. A. Rehber TÜRKER S16 Kübra GENÇDAĞ S17 Prof. Dr. Gülay BAYRAMOĞLU S18 Önder AYBASTIER S19 Dr. İlknur Altın S20 Yrd. Doç. Dr. Hayati ÇELİK S21 Dr. Mert SOYSAL İyon Seçici Elektrotların Önemi ve Yeni Elektrotların Üretilmeleri Molekül Baskılı Polimer Modifiye Sensör Yüzeyinde Metilen Mavisinin Elektrokimyasal Tayini En yenilikçi teknolojisi ile Agilent yeni 5100 Synchronous Vertical Dual View (SVDV) ICP-OES Selenyumun Nano boyutta ZrO2/B2O3 ile Katı Faz Özütleme Yöntemiyle Türlemesi ve ETAAS ile Tayini Adsorptif Sıyırma Voltametrisi İle Bazı Eser Elementlerinin Miktar Tayini Gıda Örneklerinden Patojenlerin Hızlı Tespitinde Kullanılmak Üzere Manyetik Temelli Ayırım Karvakrol, Timol ve Timokinon Moleküllerinin Fenton Reaksiyonuna Karşı Antioksidan Etkisi ZnO ile katkılandırılmış TiO2 Nanotaneciklerin Genleştirilmiş Polistirene Yüklenmesi ve Fotokatalitik Aktivitesinin İncelenmesi Electrochemical Determination of Chlorzoxazone in a Pharmaceutical Tablet Formulation Bazı Karbamat Grubu İçeren Organik Moleküllerin Voltametrik Tayini için Molekül Baskılı Polimer Esaslı Sensörlerin Geliştirilmesi XIII S22 Merve ERYILMAZ S23 Prof. Dr. Esma TÜTEM S24 Dr. Ümran Seven ERDEMİR S25 Prof. Dr. Erol ERÇAĞ S26 S27 Durişehvar Özer ÜNAL Dr. Didem Giray DİLGİN S28 İdris SARGIN S29 Dr. Erinç Ergin S30 Bensu ERTEK S31 Dr. Sibel YALÇIN S32 Prof. Dr. Cevdet DEMİR S33 Doç. Dr. Nusret KAVAK S34 Esin AKYÜZ S35 Yrd. Doç. Dr. Ecir YILMAZ S36 Dr. Muhammed KÖSE S37 Yrd. Doç. Dr. Erdal BAYIR S38 Gülşen YILDIRIM S39 Yrd. Doç. Dr. Mahmut AYDIN Yüzeyde Güçlendirilmiş Raman Spektroskopisi Tekniğiyle Toplam Protein Miktarının Belirlenmesi Bitkisel Gıdaların Toplam Antioksidan Kapasitelerine Antosiyaninlerin Katkısının Belirlenmesi Çaylardaki Bazı Metal Düzeyleri, Biyoyararlılıkları ve Risk Etmenlerinin ICP-MS Tekniği ile Değerlendirilmesi Amin Sınıfı Antidepresanlar Ve Uyarıcıların Ekstraktif Spektrofotometrik Miktar Tayini Biyobenzer İlaçlar ve Biyoanalizleri Poli-Azure A Modifiye Kalem Grafit Elektrot ile Akışa Enjeksiyon Analiz Sisteminde NAD+/NADH Redoks Çiftine Bağlı Biyosensör Tasarımı Kitosan / Ustilago maydis ve Kitosan / Ustilago digitariae (Kunze) Rabenh Mikrokapsüllerin Hazırlanması ve Ağır Metal Uzaklaştırılmasında Kullanılması Kaynak Suyunda Elementler Referans Malzeme Üretimi ve Sertifikalandırılması Kalem Grafit Elektrot Kullanılarak Eugenol’ün Voltammetrik Tayini Kahverengi Deniz Algi Cystoseria barbata ile Cr(III, VI) Biyosorpsiyonu Fenolik Madde İçeriklerine Göre Balların Kemometrik Sınıflandırması Yüzeyde Güçlendirilmiş Raman Spektroskopisi Tekniğiyle Toplam Protein Miktarının Belirlenmesi Ham ve İşlenmiş Gıdalarda Toplam Şeker Tayini için Yeni Bir Spektrofotometrik Yöntem Geliştirilmesi Kuersetin’in Kantitatif Tayini İçin Elektrokimyasal Sensör Elektrot Geliştirilmesi: CV, SWV ve DPV Uygulamaları 7- Koordinatlı Mn(II) Komplekslerin SOD ve Katalaz Aktivitelerinin İncelenmesi: Yapı-Aktivite Karşılaştırması İçerisinde Ga3+, Zn2+, Cu2+ Ve Al3+ İyonları Bulunan Çözeltilerden Destekli Sıvı Membranlarla Ga3+ ‘ün Selektif Olarak Ayrılması Grafit Oksit ve 2,6-diaminopiridin ile Ag ve Pd’un Su, Anot Çamuru ve Katalitik Konvertör Örneklerinden Zenginleştirilmesi Spektroskopik Yöntemlerin Kültür Varlıkları Kaçakçılığı Vakalarının Çözümündeki Yeri XIV POSTER PROGRAMI 1 EYLÜL 2014 PAZARTESİ POSTER SUNUMU 1 17:35-19:00 Sıra Sunan Yazar Bildiri Başlığı P1 Abdulkadir Levent Testosteron′un Bizmut-film Elektrot üzerinde Elektrokimyasal Davranışı: İlaçlarda ve İnsan İdrarında Karedalga Adsorptif Sıyırma Voltametrisi ile Tayini P2 Abdullah Taner Bişgin Tartrazin’in İki Farklı Amberlite Reçinesi Kullanarak Katı Faz Ekstraksiyon Metodu ile Zenginleştirilmesi ve Uv-Vis Spektrofotometresiyle Tayini P3 Abdullah Taner Bişgin Allura Red Boyarmaddesinin Mini Kolon Kullanarak Katı Faz Ekstraksiyonu ile Ayrılması, Zenginleştirilmesi ve Spektrofotometrik Tayini P4 Adem Demir Cephalaria gigantae (Ledeb.) Bobrov Bitkisinin Fenolik Bileşiklerinin HPLC-UV ile Aydınlatılması P5 Adem Yolcu Sonikasyon Tekniği İle Çay Yapraklarından (Camellia Sinensis) Kafein Ekstraksiyonunun Optimizasyonu P6 Ahmet Aydın Ferrosenil Ditiyofosfonat Eu(III) Kompleksinin Sentezi ve Karakterizasyonu P7 Ahmet Aydın [Bis {O-isobütil(4-metoksifenil)ditiyofosfonat}( 1,10fenantrolin)] Seryum(III)Nitrat Kompleksinin Sentezi ve Spektroskopik İncelenmesi P8 Ahmet Önder Bakır(II) Baskılanmış Polimer Sentezi ve Potansiyometrik İyon Seçici Elektrot Üretiminde Kullanımı P9 Ahmet Raşit Çiftaslan Yeni Porfirin Schiff Bazı Bileşikleri ve Bunların Metal Komplekslerinin Sentezi, Karakterizasyonu ve Fotofiziksel P10 Ali Koç Pamuklu Tekstil Atıklarından Selüloz Eldesi, Metilselüloz Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının P11 Ayça Demirel Özel İyodür-seçici Elektrotların Performansına Çok Duvarlı Karbon Nanotüplerin Etkisi P12 Ayça Nesibe Şapcı Palm / Pamuk Yağı Bazlı Karışımların Kızartma Prosesi Süresince Yağ Asit Bileşimi ve Oksidatif Stabilitelerinde Meydana Gelen Değişimlerin Araştırılması P13 Aysel Başoğlu Azaflavanon-3-ol Bileşiği ile Yeni Bir Spektroflorimetrik Demir Tayini Metodu P14 Aysel Çimen Removal of Cr(III) ions from industrial wastewaters with titania-silica nanoparticles photocatalyst. P15 Ayşegül Gölcü Using Of Chemicals in Molecular Imaging P16 Ayşegül Gölcü Development Of Biosensors With Disposable Electrodes P17 Azize Şişman Epinefrin′in Sürfaktan/Aminoasit Kompozit Film Modifiye Karbon Pasta Elektrot Üzerinde Elektrokimyasal Davranışı P18 Badel Dolaz 2,5-dihidroksibenzaldehit ile 1,4 diamino bütanın sentezi karakterizasyonu ve DNA ile etkileşiminin incelenmesi XV P19 Badel Dolaz P20 Bekir Batı P21 Bengi Uslu P22 Beşir Dağ P23 Beyda Taşçı P24 Bilge Kaan Akçay P25 Bilge Kaan Akçay P26 Burcu Doğan Topal P27 Burcu Orhan P28 Burçin Bozal Palabıyık P29 Buse Beleli P30 Buse Beleli P31 Bülent Kırkan P32 Bülent Kırkan P33 Büşra Ebru Ataoğlu P34 Candan Hamamcı P35 Cansel Çakır P36 Cansel Çakır P37 Celal Duran Onno Tipinde Schiff Baz Ligandının Sentezi, Karakterizasyonu Elektrokimyasal 3-Asetoksi-2-metil benzamit İle Modifiye Edilmiş Amberlit XAD-4 Reçinesinin Sentezi ve Eser Metal Tayinlerinde Kullanılması Voltammetric Behavior and Determination of Antidepressant Drug Paroxetine at Carbon Based Electrodes Determination of Some Mineral Contamination in Grape and Molasses Samples in Batman and Mardin Vicinity by Icp-oes Fosfonat Grubu İçeren Schiff Bazları ve Bunların Cu(II), La(III), VO(IV) Komplekslerinin Sentezi, Karakterizasyonu Beta Bloker Bir İlaç Olan Nebivololün Farmasötik Preparatlarda Diferansiyel Puls Voltametri Yöntemi ile Miktar Tayini İvabradinin Farmasötik Preparatlarda Doğrusal Taramalı Voltametri Yöntemi ile Miktar Tayini Doğal ve Denatüre Alfa-2-Makroglobulin’in Karbon Esaslı Elektrotlar ile Elektrokimyasal Yükseltgenmesi Pamuklu Tekstil Atıklarından Selüloz Eldesi, Hidroksietilselüloz Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının Araştırılması Ropinirol’ün Modifiye Karbon Pasta Elektrot Kullanarak Voltametrik Tayini SILAR Yöntemiyle Elde Edilen PbS İnce Filmlerin Üretim Parametrelerinin Yanıt Yüzey Yöntemi (RSM) ile Optimizasyon PbS İnce Filmlerin Kimyasal Depolama Yöntemiyle Üretiminde Etkili Parametrelerin Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu 7-kloro-4-(o-hidroksibenzilinhidrazon) Kinolin ile Modifiye Edilen Silikajel Katı Sorbentinin Batch Yöntemi ile Sulu Çözeltiden Th(IV) Adsorpsiyon Parametrelerinin İncelenmesi 5-[(E)-(5-sülfonil-1,3,4-thiadiazol-2-yl)diazenil]pirimidin2,4,6(1H,3H,5H)- trion ile Modifiye Edilen Silikajel Katı Sorbenti Kullanılarak Sulu Çözeltiden Th(IV) Adsorpsiyonunda Termodinamik Özelliklerin İncelenmesi ve Adsorpsiyon İzotermlerinin Oluşturulması VP-MA-NTBA Terpolimerinden Mikrokapsül Hazırlanması ve Cu(II) Gideriminde Kullanılması Asfaltit Termik Santrali Dip Katı Atığında Kadmiyum ve Kurşun Türleri Sefepim, Sefiksim, Seftazidim ve Seftizoksimin İyonlaşma/Protonasyon Sabitlerinin Asetonitril-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini Kalıcı Zwitter İyonik Yapılı Sefalasporinlerin İyonlaşma/Protanasyon Sabitlerinin Su -Organik Çözücü İkili Karışımlarında Spektroskopik Yöntemle Tayinleri Cd(II) İyonlarının Su ve Atık Sulardan Uzaklaştırılmasında Kızılçam (Pinus brutia Ten.) Talaşının Kullanılabilirliğinin Araştırılması XVI P38 Cemile Özcan P39 Cengiz Ayhan Ziba P40 Cihan Topcu P41 Çiğdem Hopa P42 Çiğdem Hopa P43 Deniz Arslan Kalender P44 Deniz Devecioğlu P45 Derya Bal Altuntaş P46 Derya Bal Altuntaş P47 Derya Kılıçaslan P48 P49 Derya Kılıçaslan Didem Gökhan P50 Didem Gökhan P51 Dilara Demir P52 Dilek Eskiköy Bayraktepe P53 Dönay Yuvalı P54 Durişehvar Özer Ünal P55 Duygu Polat P56 Duygu Polat P57 Elif Cerrahoğlu P58 P59 Elif Esra Altuner Elif Sekmen P60 Elif Sekmen Biyomonitör bitki analizlerinden çevre kirliliğinin değerlendirilmesi: Kırklareli-Elazığ Karşılaştırılması 2,6-Diisopropilanilin Esaslı Schiff Bazı ve Bunun Metal Komplekslerinin Sentezi, Karekterizasyonu Kaliksaren Temelli Ag+ Seçici Elektrot Geliştirilmesi ve Uygulamaları NNN Tipinde Ligand İçeren Geçiş Metal Komplekslerinin DNA Etkileşimlerinin İncelenmesİ Pirazol Esaslı Metal Disiyanamid Komplekslerinin Sentezi, Spektroskopik ve Termal Özellikleri Atık Hidrojenasyon Katalizörlerinden Nikelin Geri Kazanılması Meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntı analizi için SPME yönteminin kullanılması Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Florobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5il]Metanon Türevi Bileşiklerinin pKa Değerlerinin Potansiyometrik Metot ve Teorik Yöntem ile Hesaplanması Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Klorobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5il]Metanon Türevi Bileşiklerinin Asidik İyonlaşma Sabitlerinin Potansiyometrik Titrasyon Yöntemi ve Teorik Olarak Belirlenmesi Sufficient and effective of metal based drug; delivery to A549 cells by using the oligonucleotide conjugated gold nanoparticles. The effect of DAC and its derivative on A549 cell viability SILAR (Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu) Yöntemiyle CuS İnce Film Üretimi ve Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Kimyasal Depolama Yöntemiyle Üretilen CuS İnce Filmin Üretim Parametrelerinin İstatistiksel Analiz Yöntemleriyle Optimizasyonu Bazı Dioksin/Furan Ve Dioksin Benzeri Bileşiklerin Sentetik Adsorbanlarla Adsorbsiyonu Sepiolit Kil Temelli Modifiye Elektrot ile Etoposidin Tayini ve DNA İle Etkileşiminin Araştırılması Trimethoprim ve sülfaklorpridazin içeren veteriner formülasyonlarda hplc-uv ile etkin madde miktar tayini Besin Desteği Preparatlarında Vitamin, Protein ve Yağ Analizleri ile Bozunma Profilleri Antipsikotik ilaç etken maddesi amisulpirid’in DPV tekniği ile DNA molekülüne kovalent bağlanma etkileşimi The morphology studies of some biological compounds by scanning electron microscopy Yeni Bir Schiff-Bazı Sentezi, Karakterizasyonu ve Cu(II) İyon Bağlama Özelliklerinin İncelenmesine Yanıt Yüzey Metodu Yaklaşımı Nano Kremlerin Üretimi Promazin ve Prometazinin Protonasyon Sabitlerinin ACN-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografik ve Spektroskopik Yöntemlerle Tayini Alkilamino Yan Zincirli Fenotiazin Türevlerinin Protonasyon Sabitlerinin Potansiyometrik Yöntemle Tayini XVII P61 Elif Yıldız Yeni Bir 4-Amino Tiyenopirimidin’in Sentezi Ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi P62 Emine Ertürk Oseltamivir Fosfat'ın İntestinal Permeabilitesini Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem İle Tayini P63 Fatma Kılıç Dokan Bazı baharat türlerinde total aflatoksin tayini için yöntem geliştirilmesi P64 Fatma Kılıç Dokan Anne sütü ve Keçi sütünde selenyum miktarlarının araştırılması ve incelenmesi P65 Süleyman Gökçe Sıvı Kromatografisi Sıralı Kütle Spektroskopisi (LC-MS/MS) Tekniği ile Pazopanib ve İlgili Stres Bozunma Bileşiklerinin İncelenmesi ve Tayini İçin Metot Optimizasyonu 2 EYLÜL 2014 SALI POSTER SUNUMU 2 13:30-15:10 P66 Emine Kılıçkaya Selvi Doğal Siyanidin kaynağı: Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. Caucasicus P67 Emine Kılıçkaya Selvi Sorbus caucasica var. yaltirikii Meyvesinin Fenolik Bileşiklerinin HPLC-UV ile Aydınlatılması P68 Emrah Yıldırım Yeşil Soğan (Allium Cepa L.) Bitkisinde Arsenik ve Selenyum Etkileşimi P69 Emre Yavuz Grafen/Co3O4 Kompoziti ile Su ve Gıda Örneklerinden Pb(II), Cu(II) ve Fe(III) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonu P70 Erhan Özdemir Fotokimyasal Buhar Oluşturma ve Atomik Absorpsiyon Spektrometri ile Selenyum Tayini P71 Erkan Yılmaz Manyetik Nanodimond’un ZİRAM ’ın Zenginleştirilmesinde Kullanımı P72 Ersin Demir Potansiyometrik Yöntemlerle Fe+2 Varlığında Direk Fe+3 Ölçümü P73 Ersin Kılınç C60 Modifiye Süperparamagnetik γ-Fe203 Nanopartiküllerin Toksisitesinin Araştırılması P74 Esra Öztürk Sonikasyon Tekniği İle Arbutin Ekstraksiyonu P75 Esra Yıldız Çeşitli Çevre Örneklerindeki Demir ve Kurşunun Tayininde Yeni Bir Şelat Yapıcı Polimerin Kullanılması P76 Esra Yıldız Yeni Bir Floresans Ligand Sentezi ve Bazı Çevre Örneklerindeki Kromun Florimetrik Yöntemle Tayini P77 Fadim Yemiş İmidacloprid Baskılı Polimerlerin Hazırlanması ve Katı Faz Ekstraksiyon Sorbenti Olarak Kullanılması P78 Fatih Çoldur İyon Baskılanmış Polimer Temelli Kurşun(II)-Seçici Potansiyometrik Sensör ve Potansiyometrik Performans Özellikleri P79 Fatih İslamoğlu Teorik ve Deneysel Yöntemler ile Bazı Benzimidazol Türevi Bileşiklerin Asidik İyonlaşma Sabitlerinin Belirlenmesi P80 Fatih İslamoğlu Farklı Metotlar Yardımı ile Bazı Yeni Benzimidazol Türevi Bileşiklerin pKa Değerlerinin Hesaplanması P81 Fatma Çello Siprofloksasin’in elektrokimyasal özelliklerinin incelenmesi P82 Fatma Çello The calculation of Rf values of some metal complexes using by thin layer chromotography P83 Fatma Duru Kimyasal Rafinasyon Prosesinin Ayçiçek Yağının Yağ Asidi Bileşimi ve Trans Yağ Asidi Oluşumu Üzerine Etkisinin GC-FID Tekniği Kullanılarak Belirlenmesi P84 Fatma Nur Arslan Yüksek Kararlılıkta ve Kalitede Kızartmalık Yağ Üretimi için Yeni Bir Yaklaşım: Palm / Pamuk Yağı Bazlı Karışımların Oluşturulması ve Kullanım Olanaklarının Araştırılması XVIII P85 Fatma Nur Arslan P86 Ferhat Dincer P87 P88 Ferhat Dincer Feride Uğuz P89 Fevzi Kılıçel P90 Funda Armağan Aydın P91 Gizem Yıldırım P92 Gizem Yıldırım P93 Gökhan Ceyhan P94 Gökhan Ceyhan P95 Gökhan Sarp P96 Güler Ekmekçi P97 Güleren Alsancak P98 Güleren Alsancak P99 Gülşah Saydan Kanberoğlu P100 Gülşen Güven P101 Haibibu Xıyılı P102 P103 Haldun Görücü Hale Seçilmiş Canbay P104 Hale Seçilmiş Canbay P105 Halim Avcı P106 Hamza Adıgüzel Bitkisel Yağların Tek Enjeksiyonlu, 3 Boyutlu Kromatografik Analizi için On-line SPE-FIA-HPLC Yağ Analiz Sisteminin Geliştirilmesi: I. Boyut Kromatografik Ayrım (SPE kolon) Analizleri Tekstil boyası içeren sulu çözeltilerden elektrokimyasal yöntemlerle renk giderimi La+3/WO3 /TiO2 /Sepiyolit nanokristalinin DNA ile etkileşimi Efavirenzin İlaç Preperatlarından Tayini İçin Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntemin Optimizasyonu Karaman’ın Su Kaynaklarındaki Bazı Ağır Metal Derişimlerinin Icp Metodu İle Tayini Supramoleküler Solvent Bazlı Mikroekstraksiyon (SUSME) Tekniği Kullanarak Kobalt’ ın Zenginleştirilmesi Farmasötik ve İdrar Numunelerinden Kapiler Elektroforez Yöntemi ile Diklofenak Tayini Kapiler Elektroforez Yöntemi ile Farmasötik ve İdrar Örneklerinde Ampisilin Tayini Sıvı Kristal Özellikte Bazı Ferrosen Esaslı Bileşiklerin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu ve Elektrokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi Uzun Alkil Zinciri İçeren Ferrosen Esaslı Schiff Bazı Metal Komplekslerinin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu, Elektrokimyasal ve Fotoluminesans Özelliklerinin İncelenmesi Organo Kil Temelli Potansiyometrik PVC Membran Tiyosiyanat Seçici Sensör Geliştirilmesi 1-(o, m, p-metoksifenil)-3-(p-metoksi)-5-(2hidrazinopiridil)Formazan Bileşiklerinin Elektrokimyasal Davranışları Hidroklorotiyazit ve Lisinopril İkili Karışımının Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntemle Ayrılmalarının Optimizasyonu Sefadroksilin İyonlaşma/Protanasyon Sabitlerinin ACN-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografi ve Spektoskopik Yöntemlerle Tayini Bütünüyle-Katı-Hal-Kontakt PVC-Membran Sisteamin-Seçici Sensör ve Durgun Ortamdaki Potansiyometrik Performans Özellikleri Amitriptyline, Clomipramine ve Desipraminin pKa Değerlerinin HPLC Yöntemi ile Tayini Mekanik Olarak Aktifleştirilen Uçucu Külün Sulu Çözeltilerden Bakır Gideriminde Kullanımı Bakır(II) İyonlarının Çeşitli Ortamlardan Mikroekstraksiyonu Meme Kanseri Gelişiminde Risk Faktörleri Oluşturan Östronun Ticari Sütlerde Miseller Sıvı Kromatografi İle Belirlenmesi Elaeagnus angustifolia (İğde)’de Bulunan Bazı Fenolik Asitlerin Belirlenmesi Değişik Coğrafi Bölgelere Zeytinyağlarının Yağ asidi Seviyeleri ve Kalite Parametreleri Bakımından Karşılaştırılması Bis(aminometildifosfin) Ligandının Ve Metal Komplekslerinin Sentezi, Elektrokimyasal ve Fotolüminesans Özelliklerinin İncelenmesi XIX P107 Harun Muslu P108 Harun Muslu P109 Hasan Basri Şentürk P110 Hasan Basri Şentürk P111 Hasan Köseoğlu P112 Hatice Danahaliloğlu P113 Hatice Danahaliloğlu P114 Mehmet Aslanoğlu P115 Hülya Yılmaz P116 Hüseyin Serencam P117 Hüseyin Tunçmen P118 Hüseyin Tunçmen P119 Hüsniye Çiçek P120 İbrahim Teğin P121 İbrahim Yılmaz P122 İhsan Aşık P123 İhsan Aşık P124 İlkay Açıkgöz P125 İlker Akın P126 İlknur Tosun P127 İrem Koyun P128 Sıtkı Baytak Tenoksikam Etken Maddesinin DNA ile Etkileşimi Üzerinden Miktar Tayini Microchip Design for Diagnosis and Screening of Cancer Cells by Using Pencil Graphite Electrode Gümüşhane İlinde Yetişen Yerel Elma Çeşitlerinin Pomolojik Özellikleri Cr(VI)’nın Uludağ Göknarı (Abies nordmanniana subsp. bornmuelleriana) Talaşı Üzerine Adsorpsiyonunun Denge, Kinetik ve Termodinamik Açıdan İncelenmesi Polimerik ve Seramik Membranların Bakır Giderim Performanslarının Belirlenmesi Bazı Verbascum Türlerinin Yağ Asitleri Kompozisyonunun İncelenmesi Bazı Verbascum Türlerinin Antioksidan Özelliklerinin Belirlenmesi Poliaminopyrazin ve çok duvarlı karbon nanotüple ile modifiye edilen camsı karbon elektrotları ile askorbik ve ürik asit varlığında dopamin tayini RPLC Yöntemiyle Azatiyopürin ve Metotreksatın Kromatografik Davranışlarının Belirlenmesi Cd(II) ve Ni(II) İyonlarının Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu ile Zenginleştirilmesi, Su ve Gıda Örneklerinde FAAS ile Tayinleri Pipemidik asit, Marbofloksasin, Enoksasin ve Siprofloksasinin İyonlaşma/protonasyon Sabitlerinin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini Moksifloksasinin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tablet Dozaj Formda Tayini Kompleks Koaservasyon Yöntemiyle Papatya Yağı İçeren Mikrokapsül Üretimi Siirt Yöresinde Bulunan Ada Çaylarının Metal İçeriklerinin Belirlenmesi MTIMN Tiyazol Türevinin Elektrokimyasal Modifikasyonu ve Karakterizasyonu: MTIMN/GC Elektrot’un Cd (II) İyonlarının Kantitatif Tayininde Kullanılabilirliğinin İncelenmesi Yüksek hassasiyetli nanokarbonize elektrotların hazırlanması ve performanslarının belirlenmesi Kovalent olarak modifiye edilmiş grafen oksit nanofilmlerin hazırlanması ve elektrokimyasal uygulamaları Sulu Ortamdan Krom(VI) İyonlarının Amin Modifiye Alg “Scenedesmus Quadricauda” ile Biyosorpsiyonu CTA/m-ZnO Kompozit Membran Hazırlanması ve Karakterizasyonu Victoria Blue R Tekstil Boyar Maddesinin Kitosan-Ayçekirdeği Kabuğu Modifiye Ürünü Üzerine Adsorpsiyonun Kesikli Sistemde İncelenmesi 3-Amino-4-Karbonitril-5-Fenil Piridazin Ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi N-para-anizidine-3,5-di-tert-butylsalicylaldimin Kullanarak Cu(II) İyonunun Zenginleştirilme Şartlarının Araştırılması ve alevli-AAS İle Analizi XX P129 Sıtkı Baytak Tabakalı Yapıda K-Birnessit (KBRLSM) Kullanılarak Alüminyum İyonlarının Ekstraksiyonu İçin Analitik Yöntem Geliştirilmesi P130 Selim Erdoğan Malatya’da Yetiştirilen Kırmızı Renkli Meyvelerde Bazı Makro ve Mikro Elementlerin Tayini P131 Sibel A. Özkan LC–MS Method for the Sensitive Determination of Metoclopramide: Application to Rabbit Plasma, Gel Formulations and Pharmaceuticals P132 Sevinç Kurbanoğlu Iridyum Oksit ve Tirosinaz Enzimi ile Fonksiyonlandırılmış Manyetik Nanopartikül Bazlı Elektrokimyasal Nanobiyosensör Tasarımı 3 EYLÜL 2014 ÇARŞAMBA POSTER SUNUMU 3 13:30-15:10 P133 İsmail Akdeniz Ni(II)’nin 4-benzoil-N-[(dietilamino)karbonotiyolil]-1,5difenil-1H-pirazol-3-karboksamit Kompleksi Halinde Dispersif Sıvı-Sıvı Mikroekstraksiyon (DLLME) Yöntemiyle Su Örneklerinde Zenginleştirilmesi Ve Uv-Vıs Spektrofotometre İle Tayini P134 İsmail Yener Üç Centaurea Türünün Uçucu Yağlarının Antikolinesteraz Aktiviteleri ve Kimyasal BileşimlerininBelirlenmesi P135 İsmail Yener Malva neglecta ve Malvella sherardiana Bitkilerindeki Uçucu Yağların Antikolinesteraz Aktivitesi ve Kimyasal Bileşiminin Belirlenmesi P136 Jülide Hızal Yücesoy Vitamin ve Flavonoid Tipi Antioksidanların Protein-Stearik Asit Karışımı Kaplama Materyaliyle Enkapsüle Edilmesi P137 Kübra Gençdağ Bazı Antibiyotiklerin Voltametrik Davranışlarının İncelenmesi ve Kantitasyon Koşullarının Belirlenmesi P138 Lütfiye Taylak s-Triazin Schiff Bazı İle Membran Hazırlanması ve Cd(II) İyon Taşıma İçin Kullanılması P139 M. İrfan Türker Poli(hidroksi metil metakrilat/glisid metekrilat) Reaktif Membranlarının Hazırlanması, Karakterizasyonu ve Adsorptif Davranışının İncelenmesi P140 Maruf H. Demirel Baklagillerdeki toksik eser metallerin AAS ile tayini için çözme metodlarının karşılaştırılması P141 Mehmet Emrah Yaman Cilostazol Etkin Maddesinin HPLC-UV Yöntemi ile Farmasötik Preparatlarda Miktar Tayini P142 Mehmet Gümüştaş Separation of Chiral β -Agonist Derivative Enantiomers Using High Performance Liquid Chromatography P143 Mehmet Tüfekçi Cu(II) ve Cd(II) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyon Yöntemi ile Ayrılması ve Zenginleştirilmesi P144 Mehtap Çeleğen Karbon Nanotüp Destekli Aminometildifosfin Ligandı ve Metal Komplekslerinin Sentezi; Katalitik Özelliklerinin İncelenmesi P145 Mehtap Yağan Aşcı Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu İle Pb (II) İyonunun Zenginleştirmesi ve Alevli Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi ile Tayini P146 Melek Şirin Baymak Kloral’in İndirgenme Mekanizmasi ve Sulu Ortamdaki Denge Reaksiyonun Polarografik Yöntem ile İncelenmesi P147 Memet Vezir Kahraman Altın(III) İyonu Analizi İçin Tiyol-en Esaslı Polimerik Fluoresans Sensör Geliştirilmesi P148 Merve Öztürk İçme Suyu Arıtımı İçin Kitin Destekli Biyosorbentler Kullanımı XXI P149 Merve Peltek P150 Merve Tümür P151 Mine Altunbek P152 Miraç Ocak P153 Miraç Ocak P154 Muharrem İnce P155 Muharrem İnce P156 Murat Yazar P157 Mustafa Çeşme P158 Mustafa Çeşme P159 Mustafa Durak P160 Mustafa Durak P161 Mustafa Seyhun İnce P162 Mustafa Soylak P163 Mustafa Tüzen P164 Müge Gemili P165 Müge Gemili P166 Mürüvvet Karakaplan P167 Nagihan Helvacı P168 P169 Nagihan Helvacı Nagihan M. Karaaslan P170 Nagihan M. Karaaslan P171 Nail Altunay Hurma (Acve) Çekirdeği Kullanılarak Katı Faz Ekstraksiyonu İle Pb(II) Ve Cu(II) Tayini Maprotilin-Seçici Potansiyometrik Sensör ve Performans Özellikleri Delivery of Dacarbazine and Its Derivatives by Using Oligonucleotide Modified AuNPs Carriers Dikromat İyonunun Tayini için Yeni Bir Spektroflorimetrik Metod Karbonat ve Siyanür İyonları için Kolorometrik Sensör Bileşikler Bazı Biyoadsorbanların Ni2+ İyonlarını Adsorplama Performanslarının Karşılaştırılması Farklı Renklerde Doğal Olarak Yetişen Alıçların Mineral Madde İçeriklerinin Değerlendirilmesi Cd(II) ve Ni(II) İyonlarının Karayosunu (Homalothecium sericeum) Üzerine Adsorpsiyonu Synthesis of New Metal-based drugs to alternative in cancer treatment Metal based pharmacologically active agent: Synthesis, structure, FS-DNA binding studies and in vitro studies SILAR (Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu) Metoduyla Elde Edilen SnS İnce Filmin Üretim Parametrelerinin Kemometrik Optimizasyonu SILAR Yöntemiyle CdS İnce Film Üretimi ve Kemometrik Karakterizasyonu Tokat Yöresinde Yetişen Bazı Yenilebilir Ve Zehirli Mantarlarda Eser Element Tayini Ultrasound Coupled Dispersive Liquid-Liquid Microextraction of Lead(II) From Environmental Samples Patent Blue V nin İyonik Sıvı Dağılımlı Mikroekstraksiyon Yöntemi ile Ayrılması, Zenginleştirilmesi ve Su ve Gıda Örneklerinde Spektrofotometrik Tayini Polisübstitüe Metil 2-(benzoilkarbamotiyol)-4,6diksooktahidropirolo[3,4-c]pirol-1-karboksilat Türevlerinin Asit İyonlaşma Sabitlerinin Belirlenmesi Fused Yapıda Pirolidin-Pirolidindion Halka Sistemi Sübstitüentli N-Karbamotiyolbenzamid Türevlerinin Pt(II) ve Ni(II) Komplekslerinin Oluşum Sabitlerinin Belirlenmesi Denizli Bölgesi’nde Üretilen Nar Meyve Suyu ve Konsantresinde Bulunan Fenolik Bileşiklerin Yüksek Basınç Sıvı Kromatografi (HPLC) ve Sıvı Kromatografi Kütle Kütle Spektrometresi (LC-MS/MS) İle Belirlenmesi Bir Grup Platin Analoğu Antikanser İlaçların DNA ile Etkileşiminin Spektrofotometrik Yöntemle İncelenmesi Antikanser İlaçların Fish Sperm DNA ile Etkileşim Çalışmaları Antioksidan Aktivite ve Mineral İçerikleri Bakımından Farklı Renkteki Kirazların İncelenmesi Fenolik Bileşiklerin HPLC-DAD ile Tayini İçin Metod Geliştirilmesi ve Validasyonu After separatıon and preconcentration, the determination of Sb(III), Sb(V) and total Sb in beverage samples bottled in PET by flame atomic absorption spectrometry XXII P172 Nail Altunay P173 Nevruz Orçun Özçelik P174 Nihat Coşkun P175 Nihat Demirezen P176 Nihat Demirezen P177 Nilay Kahya P178 Nuray Özkaya P179 Nuray Özkaya P180 Nurcan Öztürk P181 Nurullah Şanlı P182 Olcay Kaplan İnce P183 Olcay Özdemir P184 Olcay Şendil P185 Onur Şenol P186 Onur Şenol P187 Orhan Hazer P188 Osman Duha Çetinay P189 Özge Eren P190 Özge Eren P191 Pelin Seyhan P192 Pelin Seyhan A New Cloud Point Extraction based on Preconcentrcation Method prior to Determination of 5-HMF in Different Honey Samples and Acidic Beverages By Spectrophotometry Amoksapinin 4-fluoro-7-nitrobenzofurazan İle Spektrofluorimetrik Reaksiyonu Cam Örneklerinde Nikel Analizi İçin Katı Örnekleyici Grafit Fırınlı Atomik Absorpsiyon Spektometresinde Yöntem Geliştirilmesi The Antimicrobial Activity of New Trimethoprim-Ru(III) complex The Spectrophotometric Determination of 5-(3,4,5Trimethoxybenzyl)pyrimidine-2,4-diamine in Eye Drops Killi Alüminyum Aljinat Küreleri ile Sulardan Florür Giderilmesinin Termodinamik Modellenmesi ve Ortak İyon Etkisinin İncelenmesi Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Bromobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5il]Metanon Türevi Bileşiklerinin Asidik Özelliklerinin Deneysel ve Teoriksel Olarak İncelenmesi Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Metilbenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5il]Metanon Türevi Bileşiklerinin pKa Değerlerinin Farklı Metotlar Yardımı ile Tayini Cd(II)’nin İçme Suyu Arıtma Tesisi Atık Çamuru Üzerine Adsorpsiyonu: Modelleme ve Optimizasyon Galantamin’in İlaç Preparatlarından Kapiler Elektroforez Yöntemi İle Miktar Tayini Tunceli’ de Yetişen Kenger Bitkisinin Mineral ve Antioksidan Profili Cd(II), Cu(II) ve Ni(II)’nin Triazol Kompleksleri Halinde Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu İle Zenginleştirilmesi ve FAAS İle Tayinleri Vanadyumun Diferansiyel Puls Polarografisi ile Tayininde Yöntem Geliştirme Anti Tiroid İlaçlardan Metimazol'ün Farmasötik Preparatlarda HPLC-DAD Yöntemiyle Miktar Tayini Azitromisin Etkin Maddesinin Farmasötik Preparatlarda Miktar Tayini için UV-Görünür Bölge Spektrofotometrik Yöntemin Geliştirilip Geçerlilik Testlerinin Yapılması Karaçam(Pinus Nigra) Ve Karaçam Bileşenlerinde Bazı Organik Asitlerin HPLC İle Eşzamanlı Tayini Doğal ve paketlenmiş bitkisel çaylardaki Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni, Zn elementlerinin ICP-AES ve toplam fenolik içeriğin kromatoğrafik yöntemle tayini Dakarbazin- Zn(II) Metal bazlı ilacın DNA’ya bağlanma mekanizmasının incelenmesi Bir platin türevi olan antikanser bileşiğinin elektrokimyasal özelliklerinin incelenmesi Uranium(IV) Metal İyonlarının Modifiye Alg Biyokütlesi ile Uzaklaştırılması Glikozun Hızlı Tayininde Kullanılmak Üzere Glikozoksidazın İmmobilize Ferrojel Filimlerinin Tasarımı XXIII P193 Pınar Mercan Rodyum Kaplı Tungsten Sarmal Atom Tuzaklı ve Hidrür Oluşturmalı Atomik Absorpsiyon Spektrometrisi ile Bizmut Tayini P194 Recep Ziyadanoğulları Kaplamalı YKT-AT-FAAS Yöntemiyle İçme Sularındaki Gümüş Miktarının Tayini P195 Rifat Çatalkaya Manyetik Karbon Nanotüp Sentezi ve Çözelti Ortamından Flavonoid İzolasyonunda Kullanılması P196 S. Beniz Gündüz Siprofloksasinin Demir (III) İyonlarıyla Bağlama Özelliklerinin Florimetrik Yöntemle İncelenmesi P197 S. Beniz Gündüz Valsartanın Bakır (II) İyonlarıyla Bağlama Özelliklerinin Florimetrik Yöntemle İncelenmesi P198 Saliha Ebru Büyüktuncel Moleküler Baskılanmış Polimer Kullanılarak Kateşin Tayininde HPLC/DAD/Floresans Yöntemi Geliştirilmesi ve Validasyonu P199 Samet Belveren Tetrahidropirolo[3,4-b]pirol-4,6-dion Halka Sistemi Sübstitüentli N-Karbamotiyolbenzamid Türevlerinin Asit İyonlaşma 4 EYLÜL 2014 PERŞEMBE POSTER SUNUMU 4 17:25-19:00 P200 Savaş Purtaş Synthesis, Structural Characterisation, Photoluminescence and Electrochemical Properties of a Pyridine-Diimine P201 Seçkin Hayrat Nitrofenol izomerlerinin etilendiamino slikajel üzerinde breakthrough grafiklerinin incelenmesi P202 Seda Karayünlü Bozbaş Sulu Çözeltilerden Anadara Inequavalvis Türü Deniz Kabukları ile Kurşun Metalinin Uzaklaştırılması P203 Seda Köşker Aminometildifosfin ve Azometin Grupları İçeren Akrep Tipinde Multifonksiyonel Ligandın ve Metal Komplekslerinin Sentezi ve Katalitik Özelliklerinin İncelenmesi P204 Seher İpekçi Sefoperazonun Elektrokimyasal Karakterizasyonu, Farmasötik ve Biyolojik Numunelerden Tayini P205 Seher İpekçi Kapiler Elektroforez ile Penisilin V Tayini P206 Selda Doğan Schiff Bazları ile Modifiye Edilen Çok Duvarlı Karbon Nanotüpler Kullanarak Bazı Ağır Metallerin Katı Faz Ekstraksiyonuyla Zenginleştirilmesi P207 Selda Özek Nanolif Kullanılarak Sulu Çözeltilerden Krom Uzaklaştırılması P208 Sema Nur Giray Sentetik Tekstil Atıksularından Aktifleştirilmiş Ceviz Kabuğu İle Metilen Mavisi Adsorpsiyonu P209 Sema Nur Giray Ultrases-Fenton Oksidasyon Metoduyla Tekstil Atıksularının Arıtımı P210 Senem Şanlı Lamivudin'in İntestinal Permeabilitesinin Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem İle Tayini P211 Sercan Türkoğlu Ticari Kudret Narı Ürünlerinin Antioksidan Kapasiteleri ve Fenolik İçeriklerinin Karşılaştırılması P212 Serhan Uruş Yeni Multifonksiyonel bis(diazoimin) Ligandlarının Silikaya İmmobilizasyonu ve Katı Faz Ekstraksiyon Özelliklerinin İncelenmesi P213 Serhat Döker Balık Örneklerindeki Selenyum Türlerinin Anyon Değişim Kromatografi-Indüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometri Yöntemi ile Hızlı Tayini P214 Sertaç Budak Farmasötik Formülasyonda Lisinopril ve Hidroklorotiyazitin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemi ile Tayini XXIV P215 Sevcan Erden P216 Sevgi Kocaoba P217 Sevgi Tatar Ulu P218 Sevi Öz P219 Sevim Çay P220 Seyit Ali Güngör P221 Sezer Göycıncık P222 Sezer Göycıncık P223 Sibel Çolak P224 P225 Sibel Çolak Sibel Taşkesen P226 Soner Çubuk P227 Songül Şahin P228 Sümeyye Akarsu P229 Süreyya Kadıoğlu P230 Şana Sungur P231 P232 Şengül Çiftci Şerife Saçmacı P233 Şerife Tokalıoğlu P234 Şeyma Yıldız P235 Temelkan Bakır P236 Teslima Daşbaşı P237 Teslima Daşbaşı P238 Tuğba Kahraman P239 Tuğba Sardohan Köseoğlu TİO2 Nanopartikül Temelli Modifiye Karbon Pasta Elektrot ile AmlodipinTayini Zeolit Ve Modifiye Bentonit İle Ağir Metallerin Uzaklaştirma Koşullarinin İncelenmesi Metoksaminin Spektrofluorimetrik Yöntemle Türevlendirme Reaksiyonu Kalayın Absorpsiyon Spektrometresi ile Tayininde Uygun Ortam Düzenleyici Kompozisyonunun Belirlenmesi Yeni Hidrazon Grubu İçeren Schiff Bazı Bileşiklerinin Sentez, Karakterizasyon, Elektokimysal ve Fotoluminesans Özellikleri Comparative Sensor Studies for Metal Ion Detections of a Novel Schiff Base Demlenmiş Çay Atığından Biyoetanol Üretiminin Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Demlenmiş Çay Atığının Enzimatik Sakkarifikasyonunun Yüzey Yanıt Yöntemiyle Optimizasyonu Ni(II) İyonu Baskılı Katı Destek Kolon Kullanılarak Sulu Çözeltilerdeki Ni+2 İyonunun Önderiştirilmesi Yeni Nesil Bakır İyonu Baskılanmış Katı Destek Kolonlar Farklı Yetiştirme Sistemlerinde (Organik ve Konvansiyonel) Yetiştirilen Tavuklardan Elde Edilen Yumurtaların Yağ Asitleri Glukoz Analizi İçin UV Işınları İle Sertleşebilen Polimer Esaslı Optik Sensör Geliştirilmesi Schiff Base Incorporated Porphyrine Derivatives and Their Metal Complexes: Their Photoluminescence and Electrochemical Properties Nişasta Atıklarından Sodyum Karboksimetil Nişasta Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının Araştırılması Metal Bezeli Silika Partiküllerinin Yarı-Biyosentezle Üretimi, Karakterizasyonu Güney Amanoslardaki Mineralli Suların Kalitesinin İncelenmesi Nanoliflerin Adsorpsiyon Uygulamaları Yeni Bir Şelat Yapıcı Polimerin Sentezi ile Bazı Çevre ve Gıda Örneklerindeki Fe ve Cu’ın FAAS ile Tayini Grafit Oksit ile Değişik Örneklerde Cu ve Pb’nin Katı Faz Ekstraksiyonu Sonrası Atomik Absorpsiyon Spektrometresi ile Tayini Tekstil Atık Linterlerinin Geri Dönüşümüyle Selüloz ve Nitroselüloz Eldesi Application of Novel Area Under Curve Method Based on Ferric Thiocyanate Colorimetry and Linoleic Acid –Copper(II) Oxidation for Antioxidant Capacity Measurements Çeşitli Gıda ve Su Örneklerinde Pb(II) ve Cd(II) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonundan Sonra FAAS ile Tayini Katı Faz ekstraksiyonlu Akışa Enjeksiyonlu FAAS ile Altın Tayini Çam Kozalakları (Pineae Nucis Nigrum,) Kullanılarak Katı Faz Ekstraksiyonu İle Pd Zenginleştirmesi Sulu Çözeltilerden Cr(III) İyonunun Polisülfon Mikrokapsüller Kullanılarak Geri Kazanımı XXV P240 Tuğba Sardohan Köseoğlu P241 Tuğçe Metin P242 Tülin Biçim P243 P244 Uğur Şahin Ümmühan Ocak P245 Ümmühan Ocak P246 Ümran Seven Erdemir P247 Volkan Numan Bulut P248 Yasemin Boz P249 Yasemin Çağlar P250 Yasemin Turhan P251 P252 Yasin Yakar Yasin Yücel P253 Yasin Yücel P254 Yaşar Doğan Daldal P255 Yavuz Selim Öztürk P256 Yunus Emre Ünsal P257 Yusuf Kelebekli P258 Zehra Yazar Aydın P259 Zeki Tünay P260 Zeki Tünay P261 Ziya Erdem Koç Genleştirilmiş Cam Küreciklerin Bazı Tiyoüre Bileşikleri ile Kimyasal Modifikasyonu ve Cr(III) İyonunun Uzaklaştırılmasında Kullanılması A New Cloud Point Extraction Method based on Separation and Preconcentration prior to Simultaneous Determination Etilpiperazin Bağlanmış PGMA Reçine İle Derin Kuyu Sularında Toksik Eser Metallerin Önderiştirilmesi Ve AAS İle Tayini Çeşitli örneklerde Florür tayini Demir Tayini için Yeni Bir Floresent Ligandın Sentezi ve Karakterizasyonu N-Alkil Substitue Diazaflavonyum Bromür Bileşiklerinin Katyon Sensör Özelliklerinin İncelenmesi Kirletilmiş Alanların Temizlenmesinde Model Olarak Seçilen Ruderal Bitkilerin Mangan Stresine Tepkilerinin İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi ve Kapiler Elektroforez ile İncelenmesi Au(III) ve Pd(II) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonu ile Ayrılması ve Zenginleştirilmesi Anadara İnequavalvis Türü Deniz Kabuklarının Sulu Çözeltilerden Pb (II) Giderimi için Biyosorpsiyon Kapasitesinin Ve Kinetik Verilerinin Hesaplanması Nikel(II) Ftalosiyanin Kompleksi Kullanılarak Demir Tayini için Yeni Bir Spektroflorimetrik Metodun Geliştirilmesi Karbendazim ve Klorpirifos’ un Meyve ve Sebze Örneklerinde HPLC/FD ile Simültane Tayini Süt ve Süt Ürünlerinde Bitkisel Yağ Aranması Pamuğun Enzim Tutuklanmasında Destek Maddesi Olarak Kullanılabilirliğinin Kemometrik Metotlarla Araştırılması Lipaz Enziminin Çay Atığı Üzerine İmmobilizasyonu ve Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Pirasetamın Protonasyon Sabitinin Tayini Nişasta Endüstrisi Atıklarından Nişasta Eldesi, Hidroksietilnişasta Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının Araştırılması İyonik Sıvı- Ultrasound Based-Dispersif Sıvı-Sıvı Mikroekstraksiyon ile Zenginleştirildikten Sonra Çeşitli Su ve Balık Örneklerinde Civanın Spektrofotometrik Tayini 4-Amino Pirolopirimidinin Sentezi Ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Polikristalin Au Elektrot Üzerinde Tellür(IV), Bakır(II) ve Kurşun (II)’nin Potansiyel Altı Depozisyon Piklerine Anyonların Etkisi Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetişen Gundelia Tournefortii (Kenger) Bitkisindeki Bazı Metallerin Tayininde Farklı Asit Çözünürleştirmelerinin Ege Bölgesi’nde Üretilen Sparus Auratus (Çipura Balığı)’larındaki Metal Tayininde Farklı Asit Çözünürleştirmelerinin Araştırılması 2-Kloro-4,6-N,Nʹ-Bis(3,4-Dihidroksibenziliden)-1,3,5-Triazinin Çinko(II) Komplesinin Floresans Özelliklerinin İncelenmesi XXVI P262 Zühre Şentürk P263 Zühre Şentürk P264 Atalay Sökmen P265 Melek Koç P266 Tuğba Arıkan P267 Ebru Çubuk Demiralay P268 Ebru Çubuk Demiralay Dopamin ve Serotonin′in Poli-glutamik asit Modifiye Karbon Pasta Elektrot Kullanarak Sıçan Beyninden Toplanan Mikrodiyalizat Örneklerinde Elektrokimyasal Tayini Yem Katkı Maddesi Raktopamin′in Bor-katkılı Elmas Elektrot üzerinde Farklı Elektrolit Ortamında Elektrokimyasal Davranışı ve Biyolojik Örneklere Uygulaması Green extraction approach of Rosmarinic Acid from naturally growing and micropropagated plantlets of Thymus pseudopulegioides TiO2’in Fotoduyarlılığını Artırmak için Fitalosiyaninlerin Kullanımı Preeklamptik Gebe Kadinlarda Plazma Bakir Ve Çinko Seviyeleri Metisilin ve Nafsilinin Kromatografik İyonlaşma Sabiti Değerlerinin Tayini Donepezil ve Rivastigminin Protonasyon Sabitlerinin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini XXVII BİLDİRİ ÖZETLERİ XXVIII ÇAĞRILI KONUŞMACILAR XXIX 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 1 Ülkemizde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Analitik Kimya Öğretimi O. Yavuz Ataman Kimya Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06800 Ankara [email protected] Özet: Ülkemizde analitik kimya öğretiminin tarihçesi sunulacak, üniversitelerin gelişmesine koşut olarak aşamalar incelenecektir. ODTÜ Kimya Bölümü bir örnek olarak alınarak, ders ve laboratuvar programları verilecektir. Çoğu Kimya Bölümlerinde de var olan sorunlar ve bunlara çözüm getirme yaklaşımları tartışılacaktır. Bunlar arasında, i) Teorik konuların ve laboratuvar çalışmalarının zaman boyutunda uyumlu yürütülmesi; ii) Öğrencilerin çağdaş analiz cihazlarını kısıtlı yardım ile özellikle doğrudan kullanabilmesi; iii) Öğrencilerin deney yapma, rapor yazma yetilerinin geliştirilmesi; iv) Artan bilgisayarlaşma ve otomasyona karşın cihaz yapılarının ve çalışma ilkelerinin öğrenciye etkin biçimde açıklanabilmesi bulunmaktadır. Laboratuvar uygulamaları sırasında karşılaşılan sorunların çözümüyle ilgili anekdotlar da sunumda yer alacaktır. Son olarak da, ülkemizde güncel olan temel bilimler bölümlerinin sorunları kısaca tartışılacaktır. Anahtar kelimeler: analitik kimya öğretimi, laboratuvar, analitik kimya tarihçesi 1 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 2 Kamu – Ün vers te – Sanay İş B rl ğ Selahattin Serin Ç.Ü F.E.F Kimya Bölümü Sarıçam/ADANA 01330 [email protected] Özet: Her alanda süratl b r değ ş m n yaşandığı günümüzde ülkeler kend refah sev yeler n yükseltmek stemekte ve bu çerçevede eğ t m, sağlık ve ekonom alanlarında lk sıralara tırmanma mücadeles vermekted rler. Bu mücadelen n ana öğes n ve kalkınmanın temel n h ç şüphes z teknoloj üreteb len ve b lg ye sah p olan yüksek sev yede eğ t lm ş toplumlar oluşturmaktadır. Bu nedenle Kamu - Ün vers te - Sanay ş b rl ğ günümüz gereks n mler nden b r d r. Ülkeler n kalkınmışlık düzey n o ülkedek sanay n n gel şm şl k düzey bel rlemekted r. B r ülkedek sanay dışa bağımlı olmadan kend teknoloj s n kend s üreteb l yorsa, küreselleşen dünya pazarında rekabet şansı da o derece yüksek olacaktır. Sanay n n kend teknoloj s n üreteb lmes ç n teknoloj y üreteb lecek b lg ye kolayca ulaşab lmes gerek r. Bu da ancak güçlü b r kamu – ün vers te - sanay şb rl ğ le mümkündür. Unutulmamalıdır k ; gelişmiş ülkelere bakıldığında hiçbir gelişmiş ülke görülmemiştir ki kamu - üniversite sanayi işbirliği gelişmemiş olsun.Bu yüzden; Gel şm ş b rçok ülkede uygulanan teknopark uygulamaları ün vers te-sanay şb rl ğ n n ht yaçları doğrultusunda faal yete geçme fırsatı bulmuştur. Kalkınmışlık düzey nde lk sırada yer alan ABD’n n kısa tar h ne bakacak olursak; kamu-ün vers te-sanay şb rl ğ nde eş k kabul ed leb lecek hemen tüm lkler n bu ülkeden yayıldığı görülecekt r. Dünya bu tar h n başlangıcı olarak da lk 1853’de, k nc s de 1857’de ABD Kongres ne sunulan b r yasa taslağı m lat kabul ed leb l r. Bu yasa taslaklarında özetle, mevcut b l msel ve klas k eğ t mler yanında endüstr ve tarım kökenl bazı ş sah pler ne de tarım ve mekan k uygulamalar ç n prat k dersler ver lmes ve bunun sağlanmasına yönel k olarak da bu okullara kamu araz s bağışlanması öngörülmekteyd . Yen lenen tasarı 1862’de yen Başkan Abraham L ncoln tarafından onaylandı ve öner y veren k ş ye thafen “Mor ll Yasası” olarak uygulanmaya başlandı. Ülkemizde de özellikle son 10 yılda iş birliği ile ilgili önemli çalışmalar yapılmaktadır. Gerek yasal düzenlemelerle, gerekse maddi desteklerle her geçen gün kamu- üniversitesanayi iş birliğine verilen önem giderek artmaktadır. Anahtar kelimeler: Kamu, üniversite, sanayi, işbirliği 2 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 3 Civa Damlasından Beynin Gizemli Dünyasına: Voltametri′nin 90 Yıllık Serüveni Zühre Şentürk Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van [email protected] Özet: Voltametri; verilen bir elektrotta elde edilen akım-gerilim ilişkisini inceleyen ve değerlendiren elektrokimyasal analiz yöntemler topluluğudur. Elektrot bir kapilerden düzenli biçimde damlayan cıva damlasından oluşursa ilgili analitik teknik, voltametrinin özel bir dalı olan polarografi olarak isimlendirilir. Voltametrinin doğuşu, 1922 yılında Çek Jaroslav Heyrovský′nin polarografiyi keşfi ile gerçekleşmiştir. İçinde bulunduğumuz 2014 yılı, bu keşfi ve bilim dünyasına kattıkları nedeniyle Heyrovský (1890-1967)′nin Nobel Kimya Ödülünü alışının 55. yıldönümüdür. Son otuz yıl içerisinde geliştirilen yeni elektrot şekil ve tasarımı (mikrofabrikasyon ve yüzey modifikasyonu), elektrot aktivasyon işlemleri ve modern teknikler (puls-dalga formları, adsorptif teknikler, sıyırma) kullanılarak gerçekleştirilen katı-elektrot voltametrisi sayesinde pikomolar altı derişim düzeylerinde analizler yapılabilmektedir. Bu nedenle; kromatografik ve spektroskopik yöntemlere alternatif yöntem olarak nitelendirilen modern voltametri, bu yöntemlerle yarışmalı olmaktan çok onları tamamlayıcı niteliktedir. Katı elektrot voltametrisinin bir analiz yöntemi olduğu kadar üstün yanlarından biri de yükseltgenme tepkimelerindeki rolü ile moleküler biyoloji alanında ve dolayısıyla fizyolojik önem taşıyan pek çok bileşiğin farmakolojik etki mekanizmalarının açıklanmasında kullanılmasıdır. Bu amaçla geliştirilen ultramikroelektrotlar (platin, altın ve karbon-temelli elektrotlar) ve hızlı-tarama (fast-scan) voltametrisi; canlı organizmada ilaçların, endojen bileşiklerin ve metabolitlerinin in-vivo çalışmalarının yapılmasına olanak sağlamaktadır. Örnek minyatürizasyonu, modern spektroskopik tekniklerin varlığı, taramalı prob mikroskopisindeki gelişmeler ve yeniden tasarlanan elektrokimyasal cihazlar sayesinde elektroanalitik kimya ile ilgilenen araştırıcıların dikkati 21. yüzyılın başlamasıyla birlikte özellikle beyin dokusunda fizyolojik ve genetik önemi olan biyomoleküllerin temel sorunsalını çözmeye çevrilmiş durumdadır. Bu araştırmaların vazgeçilmez yöntemi olan voltametri; bir taraftan ilgili bileşiklerin saptanması ve analizlerinde kullanılan alternatif yöntemlere ışık tutarken, diğer taraftan moleküllerin karmaşık biyolojik sistemlerle etkileşmesini anlaşılabilir kılmaya yardımcı olmaktadır. Bu sunum; voltametrinin Heyrovský′den günümüze 90 yılı aşkın öyküsünün ve gelişiminin (üstünlükleri ve sakıncalarıyla birlikte) genel bir değerlendirmesidir. Anahtar kelimeler: Voltametri, tarihçe, uygulama 3 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 4 Dynamic Self-assembly: Studies using Crystallography and Electrospray Mass Spectrometry Vickie McKee Chemistry Department, Loughborough University, LE11 3TU Loughborough, UK [email protected] Abstract: We have investigated the condensation of diformylmethylenediphenols 1-3 and diamines in the presence of combinations of both transition metal ions and group 2 template ions. A range of macrocyclic products, including (2+2), (3+3) and (4+4) complexes can be obtained, in each case the non-transition metal is coordinated only by phenolate donors. Each metal ion plays a different, but essential, role in the macrocyclic formation4,5. Isolation and crystallographic study of products and potential intermediates has been combined with ESIms investigations of reaction mixtures to gain insight into the mechanisms of the template reactions and the key steps determining the identities of the products 5. n = 2, 2+2 n = 3, 3+3 n = 4, 4+4 n For example, formation of a polynuclear Cu4Ba complex of a (4+4) Schiff base macrocycle via a non-macrocyclic intermediate has been followed. Both steps give rise to single products but the rates of formation of the two complexes are very different. Both the intermediate complex and the (4+4) product have been structurally characterised. References 1. H. Shimakoshi, H. Takemoto, I.Aritome and Y. Hisaeda. Tetrahedron Lett., 2002,43, 4089-4012. 2. J. Barreira Fontecha, S.Goetz, and V. McKee. Angew. Chemie, Int. Ed. Engl., 2002, 41, 4554-4556. 3. J. Barreira Fontecha, S. Goetz and V. McKee, Dalton Trans., 2005, 923-929. 4. S. Akine and T. Nabeshima Dalton Trans., 2009, 10395–10408. 5. J. Barreira Fontecha, R. Kulmaczewski, x. Ma and V. McKee, Dalton Trans 2011 40, 12040-12043. 4 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 5 Nucleic Acid Based Electrochemical Biosensors and New Developments Mehmet E. Ş. Özsöz Gediz Üniversitesi, İzmir, [email protected] Abstract: The analysis of nucleic acids is becoming very important research area in diagnostic testing for health ,forensic and environmental science. An electrochemical DNA biosensor, recently called “nucleic acid based electrochemical biosensor” could be made by the immobilization of a single-stranded (ss) oligonucleotide called probe onto a transducer surface to recognize its complementary (target) DNA sequence via hybridization1. Electrochemical DNA hybridization biosensors can be employed for determining early and precise diagnoses of infectious pathogens , microRNAs in various environments and these devices can be exploited for monitoring sequence-specific hybridization events. MicroRNAs (miRNAs) are short nocoding RNAs found in animals and plants. The first miRNA lin-4 was discovered in C. elegans in 1993 by Lee and co-workers. miRNAs are important post transcriptional regulators that function through base-pairing to the 3′-untranslated regions of their target messenger RNAs (mRNAs). Two types of small(21–23 base pair long)non-codingRNAs; miRNAsand short interfering RNAs (siRNAs) plays an active role in RNA silencing mechanism. An electrochemical biosensor for detection of mir21 using the oxidation signal of protein 19 (p19) has been investigated2 . Electrochemistry of nucleic acids DNAs and RNAs will be explained in the presentation. References: 1. J. Labuda; A. M. O. Brett; G. Evtugyn; M. Fojta; M. Mascini; M. Ozsoz; I. Palchetti; E. Palecek; J. Wang, Electrochemical nucleic acid-based biosensors: Concepts, terms, and methodology (IUPAC Technical Report). Pure Appl Chem 2010, 82 (5), 1161-1187. 2. T. Kilic; S. N. Topkaya; M. Ozsoz, A new insight into electrochemical microRNA detection: A molecular caliper, p19 protein. Biosens Bioelectron 2013, 48, 165-171. 5 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 6 Protein modifikasyonlarının MALDI-Tof-MS ve ESI-MS ile tayinleri için akıllı malzemelerin geliştirilmesi ve uygulamaları Ömür Çelikbıçak, Mehmet Atakay, H. Mehmet Kayılı, Ülkü Güler ve Bekir Salih Hacettepe Üniversitesi, Kimya Bölümü, Ankara-Turkiye [email protected] Özet: Kütle spektrometrisi proteinlerin enzimlerin ve özellikle hüçresel çevrimlerde kritik roller alan fosfoprotein ve glikoproteinlerin tayinlerinde çok önemli bir teknik olarak son yıllarda sıkça kullanılmaktadır. Ancak proteinlerin çok düşük miktarları fosforilizasyona veya glikolizasyona uğramaktadır ve bu modifiye olmuş protein miktarının az olması gerek protein tayinlerinde gerekse bir enzimatik parçalanmaya uğratıldıktan sonra oluşan modifikasyona uğramış peptidlerin tayininde zorluklar oluşturmaktadır. Bu problem ya çok düşük miktardaki modifiye biyomolekülün gözlenebilme sınırında problemle karşılaşılması yada modifiye olan protein ve peptidlere göre miktarı binlerce kat daha fazla olan modifiye olmamış protein ve peptidler hedef olarak analiz edilmek istenin modifikasyona uğramış türlerin iyonlaşma verimlerini baskılaması nedeni ile modifiye olmuş türlerin tayinleri mümkün olmamaktadır. Bu problemlerin ortadan kaldırılması için literatürde çok değişik teknikler kullanılmakla birlikte en fazla kullanılan yöntemler metal oksit afinite kromatografisi (MOAC) ve kuvvetli katyon değiştirme kromatografisidir. Kütle spektrometrik analizlerden önce bu kromatografik yöntemlerle seçimli zenginleştirme yapılarak modifiye olmuş protein ve peptidler analiz edilebilmektedir. Her nekadar bu yöntemler çok kullanılsa da bu alanda bazı zorluklar hala sözkonusudur. Bu zorlukların ortadan kaldırılması için bazı geçiş metal oksitleri içeren sol-jeller ve bununla birlikte üzerinde katyonik merkezler bulunan sol-jel malzemeler sentezlenerek hem yüzey aktivitesi hem de yüzey morfolojisi değiştirilmiş akıllı sol-jel malzemeler sentezlenerek fosfopeptid ve glikopeptidlerin seçimli olarak ayrılıp zenginleştirilmelerinden sonra analizleri gerçekleştirilmiştir. Bunun yanı sıra sentezlenen malzemelerin modifikasyona uğramış peptidlerin zenginleştirilmesinde ki performansları tespit edilmiştir. Bu çalışmada, kolay ve ucuz yolla titanyum ve tantal temelli sol-jeller sentezlenerek seçimli, hızlı ve verimli olarak fosfopeptid ve glikopeptidlerin analizlerindeki kullanımları incelenmiştir. Bunun yanı sıra silisyum temelli fakat kuvvetli katyonik özellik gösteren sol-jeller sentezlenip pipet ucu uygulamaları için ticari ürün oluşturulması gerçekleştirilmiştir. Glikopeptid uygulamaları için sialik asit uç gruplu veya glikan uç gruplu peptidler için farklı malzemeler sentezlenerek glikopeptidlerin seçimli olarak zenginleştirilmeleri araştırılmıştır. Sentezlenen tüm malzemeler değişik enstrümental tekniklerle karakterize edilerek sol-jel yapılarının modifikasyona uğramış biyomoleküller üzerinde nasıl etkin olduğu araştırılmıştır. Sentezlenen tüm sol-jel malzemelerin farklı ortam şartlarında hem fosfopeptidler hem de glikopeptidler için seçimli ayırma ve zenginleştirmenin yapılabileceği göstermiştir. Ayırma ve zenginleştirme işlemleri kullanılarak fosfoproteomiks ve glikoproteomiks çalışmalarının karmaşık matriksler içerisinden bile etkin ve verimli bir şekilde yapılabileceği tespit edilmiştir. 6 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 7 Recent developments in liquid-phase enantioseparation techniques Bezhan Chankvetadze Institute of Physical and Analytical Chemistry, School of Exact and Natural Science, Tbilisi State University, Chavchavadze Ave 1, 0179Tbilisi, Georgia [email protected] Abstract:The first part of this presentation shortly summarizes recent developments in liquid phase enantioseparation techniques such as high-performance liquid chromatography (HPLC), supercritical fluid chromatography (SFC), nano-liquid chromatography (nano-LC), capillary electrochromatography (CEC) and capillary electrophoresis (CE). In HPLC, novel chiral selectors, mobile phases, mobile phase additives and inert carriers, as well as some unusual effects and approaches for a better understanding of the chiral recognition mechanisms are summarized. In the SFC part of the presentation, the emphasis will be made on uncommon additives of the mobile phases and chemometric-based efforts for classification of the available stationary phases as well as getting some information about the chiral recognition mechanisms. The nano-LC and CEC parts of the presentation will discuss the application of novel materials (chiral molecular frameworks) and inert carriers (core-shell silica) while the CE part focuses on chiral recognition mechanisms with cyclodextrin-type chiral selectors in aqueous and non-aqueous CE. The second part of the presentation will highlight the efforts of our group with regard to separations of enantiomers in the liquid phase with the highest possible coverage of analytes, separation selectivity, plate numbers and shortest analysis time. In order to achieve this goal, the systematic optimization of the composition of polysaccharide-based chiral selectors, the structures of the studied analytes (chiral sulfoxides), composition of the mobile phases, mobile phase additives and separation temperature have been performed. In a parallel project, the particle size of the silica, its morphology (porosity and pore size), the nature of the chiral selector and its content in the chiral stationary phase were optimized in order to reach the highest possible column performance. 7 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 8 Analitik Spektroskopi ve Spektrofotometri: Yöntem Tasarımı, Sorun Çözümü ve Sensör Uygulamalarında Temel Noktalar Reşat Apak, İstanbul Üniv. Mühendislik Fak. Kimya Böl. Analitik Kimya Anabilim Dalı (ve Türkiye Bilimler Akademisi), Avcılar 34320 İstanbul [email protected] Özet: Analitik spektroskopi ve özel olarak spektrofotometri ile uğraşan bilimciler, çeşitli analitlerin daha duyarlı-seçimli tayini için her gün birbirinden karmaşık yeni reaktif, indikatör ve algılayıcılar (sensörler) önermekte veya önerildiğine tanık olmaktadırlar, ancak bunların ardında yatan temel ilkeler ve bunların çalışma mekanizmaları çoğu kez gözardı edilmektedir. Bu sorulara kısmen yanıt aramak ve yeni sorular oluşturmak üzere aşağıdaki noktalar tartışmaya açılacaktır: 1. Spektrofotometride tercih edilen elektronik geçişler hangileridir ve bunlar yardımıyla analitik duyarlılığa (belirtme ve tayin sınırları bağlamında) nasıl yaklaşılmalıdır? 2. Tek kromojen ürün oluşturma, Beer yasasından kimyasal sapmalar, doğrusallık ve toplamsallık, renk ya da floresans oluşturucu veya sönümleyici prob tercihi vb. bağlamında kesinlik sorunlarına nasıl yaklaşılmalıdır? 3. Spektrofotometride seçimlilik nasıl sağlanır? Bu sorun; (i) yük-transfer kompleksleri (özgül HOMO-LUMO düzeyleri), (ii) kromojen tür sayısı azaltıcı maskeleme, pH-kontrolü ve kinetik, (iii) elektron-konfigürasyonu ve moleküler geometri, (iv) redoks kompleksometri, (v) toplam antioksidan kapasite ve reaktif oksijen/azot türleri için uygun redoks potansiyelli reaktif seçimi, (vi) enzim-substrat ilişkisi yoluyla seçimlilik, (vii) ön ayırma/deriştirme yoluyla seçimlilik, alt başlıklarında tartışılacaktır. Tüm bu tartışmalarda belirtilen sorunların çözümüne (a) kolorimetrik kitler ve sensörler (saha tarama ve sağlık ürünleri), (b) nanoteknolojik uygulamalar (altın/gümüş nanotanecikler) örnekleri verilecektir. 8 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 9 Surface-Enhanced Raman Scattering in Protein Detection and Cancer Diagnosis Mustafa Culha Department of Genetics and Bioengineering, Faculty of Engineering, Yeditepe University, Ataşehir, Istanbul 34755, Turkey [email protected] Abstract:Surface-enhanced Raman scattering (SERS) has increasingly been used for the solution several problems in medicine and biomedical applications. The reason behind this increased interest is due to its high sensitivity, rapid spectral acquisition limited sample preparation step and specificity of the provided molecular information. However, the technique suffers from irreproducibility originating from the experimental parameters such as nature of the substrate and interactions of molecule or molecular structures with the substrate. The performance of SERS for possible quantitative and qualitative applications in biomedicine from protein detection and identification to cancer diagnosis without using an external label is demonstrated. Although the technique has great potential for development of new approaches for either replacement of an existing conventional technique or in support of a current technique, it has also fundamental limitations. In this presentation, the strength and the limitations of the technique are presented with the data obtained from proteins to living cells to tissue in our laboratory. The author acknowledge the financial support from The Scientific and Technological Council of Turkey (TUBITAK) (Project No: 105T135 and 109T941) and Yeditepe University. 9 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 10 Katı Faz Ekstraksiyonundan, Mikro Ekstraksiyona Zenginleştirme Yöntemlerinde Yeni Yaklaşımlar Mustafa Soylak Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Ayırma ve zenginleştirme yöntemleri son 30 yıldır tüm dünyada, eser düzeydeki elementlerin aletli analiz yöntemleri ile tayinleri öncesi yoğun bir şekilde kullanılmaktadır [1-3]. Katı faz ekstraksiyonu bu alanda oldukça önemli bir yer tutarken, son birkaç yıldır ise mikro ektraksiyon teknikleri önemli ölçüde araştırıcılar tarafından tercih edilmektedir. Ülkemiz araştırıcıları da eser düzeydeki elementlerin ayırma ve zenginleştirilmesi çalışmaları ile literature önemli katkıda bulunmaktadırlar. Bu sunumda eser elementlerin ayırma ve zenginleştirilmesinde yeni gelişmeler ve yaklaşımlar örneklerle tartışılacaktır. Kaynaklar 1. Türker, A.R., 2012. Separation, Preconcentration and Speciation of Metal Ions by Solid Phase Extraction. Separation and Purification Reviews, 41: 169-206. 2. Soylak, M., Elci, L., Dogan, M. 2001. Solid Phase Extraction of Trace Metal Ions with Amberlite XAD Resins Prior to Atomic Absorption Spectrometric Analysis, Journal of Trace and Microprobe Techniques, 19: 329-344. 3. Viñas, P., Campillo, N., López-García, I., Hernández-Córdoba, M. 2014. Dispersive liquid–liquid microextraction in food analysis. A critical review. Analytical and Bioanalalytical Chemistry, 406: 2067-2099. 10 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 11 Hydride Generation Laser Induced Fluorescence Methods for Trace Measurements of Bismuth and Germanium J.B. Simeonsson Department of Chemistry, Youngstown State University, Youngstown, Ohio 44555 USA [email protected] Abstract: Hydride generation laser induced fluorescence (HG LIF) is an atomic spectrometry approach that combines the high efficiency of hydride generation (HG) sample introduction with the high sensitivity and high spectral selectivity of laser induced fluorescence (LIF) spectrometry detection. Recent studies have focused on the application of HG LIF to trace level measurements of bismuth (Bi) and germanium (Ge). In this presentation, results will be presented for studies that have focused on characterizing and demonstrating the analytical capabilities of the HG LIF approach for these elements. In the case of Bi, analytical figures of merit have been evaluated for the method using either a monochromator/photomultiplier tube (PMT) detection or a simple optical filter/PMT detection system and the approach has been applied to measurements of Bi in different sample materials. In the case of Ge, analytical figures of merit have been evaluated for the HG LIF approach and the method has been applied to the measurement of Ge in different sample materials. In addition, a method based on the combination of hydride generation with laser enhanced ionization (LEI) spectrometry detection has been considered and evaluations of the flame temperature have been performed by HG LIF using tin (Sn) as a thermometric species. 11 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 12 Microanalytical X-Ray Techniques for Study of Bioaccumulation and Biotransformation Processes Zoltán Sávoly1, Gyula Záray1 [email protected] 1 Department of Analytical Chemistry, Eötvös Loránd University, Pázmány Péter sétány 1/A, 1117 Budapest, Hungary Abstract: Investigation of bioaccumulation and biotransformation of metal-containing contaminants in free-living nematodes is a challenge due to their microscopic size (length 2-3 mm, diameter <50 μm). For these purposes total reflection X-ray fluorescence (TXRF) spectrometry, electron probe microanalysis (EPMA) and X-ray absorption near edge structure (XANES) technique are available. In order to measure the concentration of trace contaminants and essential elements in individual nematodes the TXRF method offers a promising way due to its low sample demand (only few μg) and absolute detection limits in the pg-range. Following a two-step sample preparation (digestion in cc.HNO3 and ashing in oxygen plasma) quantitative analysis can be carried out applying Ga as internal standard and integration time of 300s. 9 elements (P, S, K, Ca, Fe, Zn, Ni, Cu, Mn) were detected in untreated nematodes and their concentration changes were measured following a treatments with copper or zinc solutions and ZnO nanoparticles. The investigation of elemental distribution by EPMA needs lyophilized nematode samples. Applying focused ion beam (FIB) technique the small worms were cut at different points of their body and these cross-sections were analyzed by electron excited X-ray emission spectrometry measuring the emitted X-ray photons. Studying the correlation between the distribution of added metal contaminants and the essential elements (phosphorous, sulphur, potassium and calcium) it was established that calcium and phosphorous play a dominant role in the zinc detoxification, independently of the chemical form of zinc in the treating agent. To generate information on the change of chemical environment of elements in different biological tissues the XANES method can be used following the lyophilization of the samples. On basis of our results it was established that ZnO nanoparticles had biotransformation in the body of nematodes and their original chemical form was detected only in the head region. For the detoxification of copper contaminant phosphorous and sulphur containing ligands are likely responsible. 12 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Çağrılı Konuşma 13 Recent Developments in Spectrophotometric, Spectrofluorimetric and Chemiluminometric Analytical Methods for the evaluation of antioxidant activity of edible oils and other natural products Antony C. Calokerinos1, Dionysios C. Christodouleas1,2, Charalambos Fotakis1 and Kyriakos Papadopoulos2 1 Laboratory of Analytical Chemistry, Department of Chemistry, School of Sciences, National and Kapodistrian University of Athens, 15771 Athens, Greece 2 Division of Physical Chemistry, IAMPPNM, NCSR Demokritos, Agia Paraskevi Attikis, 15310 Athens, Greece e-mail: [email protected] Abstract: Official and accepted analytical methods for the evaluation of antioxidant activity of olive oil have raised a lot of scepticism over the last decade mainly due to limitations to operate successfully in the lipophilic part of the analyte. Since the lipophilicity of edible oils narrows the application of most published methods for the determination of antioxidant activity to hydrophilic extracts of oils, it was decided to modify the well known and widely applied spectrophotometric methods DPPH, ABTS, CUPRAC and FePhenanthroline as well the luminometric methods of luminol, lucigenin and peroxyoxalates and evaluate the applicabolity to edible oils. Results prove that these methods can be applied successfully to lipophilic samples and, therefore, the modified procedures developed can be used for hydrophilic as well as lipophilic analytes. The results have been evaluated successfully and extended to the development of a variety of analytical methodologies for the evaluation of the total antioxidant activity of a wide range of edible natural products. The generic nature of the methods, meaning that they can be applicable to any edible product (oils, juices, wines, beverages, etc.) without modifications is one of the main characteristic of the methods. The application of the developed procedure to the edible natural product as consumed is the other main advantage of the methods. In addition, these methods allow comparison of total antioxidant activity of different natural products. Acknowledgments This research has been co-financed by the European Union (European Social Fund – ESF) and Greek national funds through the Operational Program "Education and Lifelong Learning" of the National Strategic Reference Framework (NSRF) - Research Funding Program: THALES; Investing in knowledge society through the European Social Fund. 13 SÖZLÜ SUNUMLAR 14 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 1 Bazı Selüloz Türevleri ve Uygulama Alanları Mustafa Dolaz Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Özet: Türkiye’deki kimya sektörü hammadde bakımından büyük bir oranda dışa bağımlıdır. Bu bağımlılığı azaltacak temel kimyasalların üretimi yönünde çalışmalar yapılmalıdır. Ülkemizdeki hammadde potansiyelini kullanarak, kimya sektöründeki rekabet gücümüzü artıracak, teknolojik ve Ar-Ge çalışmalarına büyük önem verilmelidir. Türkiye, pamuk ekim alanı yönünden Dünya’da yedinci, birim alandan elde edilen lif pamuk verimi yönünden dördüncü, üretim miktarı yönünden altıncı, tüketim yönünden beşinci ve ithalat yönünden ise dördüncü sırada yer almaktadır. Türkiye’nin 2004 yılı yurtiçi elyaf tüketimi; toplam 2.750.000 ton’dur1.Günümüzde enerji sarfiyatının maksimum düzeyde olduğu düşünülürse, atıkların geri kazanımı oldukça önem taşımaktadır. Türkiye’nin tarımsal ve tekstil atık potansiyeli oldukça yüksektir. Dünyada selüloz eldesi için orman ağaçları her geçen gün kesilerek azalmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için pamuk linterinden selüloz eldesi cazip hale gelmektedir. Pamuk lifleri % 99 αselüloza sahip olup kimya endüstrisi için önemli bir kaynaktır 2. Pamuk selülozu, plastik ve kauçuk gibi yüksek bir polimerizasyon derecesi ve büyük moleküler homojenliğine sahiptir. Linter selülozu içerisinde selüloz olmayan maddeler moleküler degradasyon veren az bir mutedil kimyasal muamelesi ile uzaklaştırılabilir3. Selüloz eter R Karboksimetilselüloz (CMC) -CH2COONa Sülfoetilselüloz SEC) -CH2CH2SO3Na Metilselüloz (MC) -CH3 Etilselüloz (EC) -CH2CH3 Hidroksietilselüloz (HEC) -CH2CH3OH Hidroksipropilselüloz (HPC) -CH2CH2CH3OH Siyanoetilselüloz (CyEC) -CH2CH3CN Hidroksipropilmetilselüloz -CH2CH2CH3OH, Şekil. Bazı selüloz türevleri (HPMC) CH3 Anahtar Kelimeler: Atıklar, Selüloz, Selüloz Eterleri, Selüloz Esterleri. Kaynaklar 1 .Binici, H., Gemci, R., Aksogan, O., Kaplan, H. 2010. InsulationProperties Of BricksMadeWithCottonAndTextileAshWastes, International Journal Of MaterialsResearch, 101, 894-899. 2. Ward, K.,Voelker, M.H., Maclaurđn, D.J.1965. Tappi,48, 11, 657. 3. Bigat, T.K., Birecikli, Ü., 1976. SekaLinters Selülozundan Selüloz Asetat Üretimi, TÜBiTAK Kimya Araştırma Ünitesi, Gebze-Kocaeli, (1976). 15 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 2 Bazı Soya Ürünlerinin Antioksidan Kapasitelerinin ve Protein İçeriklerinin Belirlenmesi Kevser Sözgen Başkan, Didem Tekgezer, Esma Tütem, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı [email protected] Özet: Soya ürünleri,içerikleri ile fonksiyonel gıda kapsamındadırlar. Bu çalışmada, zengin protein içeriğine sahip olduğu bilinen ve aynı zamanda içerdiği antioksidan bileşiklerin kanseri önlemede önemli role sahip olduğu araştırmalarla kanıtlanmış olan soya fasulyesinden elde edilen bazı ürünlerin hem protein içeriklerinin hem de antioksidan kapasitelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışılan soya ürünlerinin (soya unu, soya sütü, soya kıyması, soya peyniri(tofu) ve soya filizi) protein içeriklerinin belirlenmesinde alkali ortamda Cu(II)-neocuproin (2,9-dimetil-1,10-fenantrolin) ayıracınınkullanıldığı Cu(II)-Nc protein tayin yöntemi 1, karşılaştırma yöntemi olarak ise Lowry protein tayin yöntemi 2 kullanılmıştır.Her iki yöntemle belirlenmiş toplam protein miktarlarına göre proteğin içeriği en yüksek ürünler; soya unu ve soya kıyması, en düşük ürün ise soya sütüdür. Spektrofotometrik toplam antioksidan kapasitenin belirlenmesinde CUPRAC (bakır(II) iyonu indirgeyici antioksidan kapasite) yöntemi 3, karşılaştırma yöntemi olarak ise antioksidan kapasitenin belirlenmesinde yaygın kullanımı olan ABTS/persülfat yöntemi 4 kullanılarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Çalışılan soya ürünlerinin, CUPRAC yöntemi ile belirlenen toplam antioksidan kapasite (mmol troloks/100 g) değerlerine göre sıralaması; soya unu > soya sütü > soya kıyması > soya filizi > soya peyniri, ABTS yöntemi verilerine göre ise; soya unu > soya sütü soya filizi > soya peyniri > soya kıyması şeklindedirToplam polifenol içeriklerinin belirlenmesinde, spektrofotometrik Folin-Ciocalteu yöntemi5, toplam flavonoid içeriklerinin belirlenmesinde AlCl3/NaNO2 yöntemi6kullanılmıştır. Başlıca izoflavon ve diğer fenolik bileşen içerikleri ters faz HPLC yöntemleri ile saptanmış ve miktarlandırılmıştır.Çalışılan örnekleriçinteorik toplam antioksidan kapasite (TAK) değerleri, birleştirilmiş HPLC-CUPRAC7 ve HPLC-ABTS yöntemleriyleHPLC ile miktarları belirlenmiş olan izoflavon ve fenolik bileşenlerkullanılarakhesaplanmış ve sonuçlar, spektrofotometrik CUPRAC VE ABTS yöntemleri ile belirlenmiş olan deneysel sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Soyaürünleri,Cu(II)-Ncayıracı, Antioksidan Kapasite, CUPRAC, HPLC. Kaynaklar 1- Sözgen, K., DemirciCekic, S., Tütem, E., Apak, R. 2006. Spectrophotometric Total Protein Assay with Copper(II)–Neocuproine Reagent in Alkaline Medium. Talanta, 68: 1601-1609. 2- Lowry, O.H., Rosebrough, N.J., Farr, A.L., Randall, R.J. 1951. Protein Measurement with the Folin Phenol Reagent. The Journal of Biological Chemistry, 193: 265-275. 3- Apak, R., Güçlü, K., Özyürek, M., Karademir, S.E. 2004. Novel Total Antioxidant Capacity Index for Dietary Polyphenols and Vitamins C and E, Using Their Cupric Ion Reducing Capability in the Presence of Neocuproine: CUPRAC Method. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52: 7970-7981. 4- Re,R., Pellegrini, N.,Proteggente, A., Pannala, A.,Yang, M., Rice-Evans, C. 1999. Antioxidant activity applying and improved ABTS radical cation decolorization assay. Free Radical Biology and Medicine, 26: 1231-1237. 5-Singleton,V.L.,Orthoper,R.,Lamuela-Raventos, R.M. 1999. Analysis of total phenols and other oxidation substrates and antioxidants by means of FolinCiocalteu Reagent. Methods in Enzymolology, 299: 152-178 6- Zhishen, J., Mengcheng, T., Jianming, W. 1999. The determination of flavonoid contents in mulberry and their scavenging effects on superoxide radicals. Food Chemistry, 64: 555-559. 7- Yıldız L., SözgenBaşkan K., Tütem, E., Apak, R. 2008. Combined HPLC-CUPRAC (cupric ion reducing antioxidant capacity) assay of parsley, celery leaves, and nettle. Talanta, 77: 304-313 16 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 3 Yüksek Çözünürlüklü ICP MS ile Bronzda Kurşun İzotop Oranı Ölçümü Uluslararası Karşılaştırma Çalışması Betül Arı, Oktay Cankur TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü (UME) PK 54, 41470 Gebze Kocaeli [email protected] Özet: İzotop miktar oranı ölçümleri kimyasal taşınması süreçlerinin açıklanmasının yanı sıra bazı özel malzemelerin yüksek doğrulukta menşei tayininde ve eski tarihlerde insan göçleri ve ticaret yolları hakkında bilgi verir1. Özellikle malzeme işleme sırasında izotoplar arasındaki farklılaşma/ayrışma hissedilir seviyede olmayacağından dolayı, çoklu element analizlerinden elde edilen bilgilerden daha gerçekçi bilgiler sunmaktadır2. Bronz malzemeler, arkeolojik çalışmalarda büyük önem taşımakta olup, malzemenin hangi bölgeden elde edilen madenden üretildiği hakkında ve dolayısı ile o dönemdeki ticaret yolları hakkında bilgiler sunmaktadır. Kurşun yeryüzünde bölgesel izotop oranı değişimi gösteren ve menşei tayininde kullanılan elementlerden biridir. İzotop oranı ölçümü prensibine dayanan ve birincil seviye ölçüm metodu olarak kabul gören izotop seyreltme yöntemi ile yüksek duyarlılıkta ve düşük belirsizlikle miktar tayini yapmak mümkündür3. Ölçüm sonuçlarının doğruluğunun ve geçerliliğinin sağlanmasında en önemli araçlardan biri kullanılacak sertifikalı referans malzemelerin güvenilirliğidir. Birincil seviye referans malzemelerin üretilmesi ve izlenebilirlik zincirinin kurulması metroloji enstitülerinin asli görevleri arasındadır. Bunun için Karşılıklı Tanınma Düzenlemesi (CIPM-MRA) gereği bu enstitüler arasında uluslararası karşılaştırmalar düzenlemektedir4. Bu çalışmanın amacı Almanya bulunan Federal Institute for Materials Research and Testing (BAM) tarafından organize edilen karşılaştırma kapsamında bronz alaşımda ve asitli çözeltide kurşun izotop oranını ölçülmesidir. Çalışma kapsamında gönderilen örneklerde n(206Pb)/n(204Pb), n(207Pb)/n(204Pb), n(208Pb)/n(204Pb) ve n(208Pb)/n(206Pb) değerleri belirlenmiştir. Ölçümler sırasında iç (NIST SRM 997) ve dış (NIST SRM 981) izotopik standartlar kullanılmıştır. İyon seçici reçine kullanarak ölçümler üzerindeki matriks etkisi incelenmiştir. Sonuçların toplam belirsizliği %0,2 (k=1) olarak hesaplanmış olup, ara kesinlik parametresinin katkısının en yüksek olduğu görülmüştür. Tek dedektörlü yüksek çözünürlüklü ICP MS kullanarak elde edilen sonuçların referans değer ile uyumlu olduğu görülmüş ve bu alanda TÜBİTAK UME’nin ölçüm kabiliyeti kanıtlanmıştır. Anahtar kelimeler: Kurşun, İzotop Oranı, Yüksek Çözünürlüklü ICP-MS, Anahtar Karşılaştırma. Kaynaklar [1] Cattin F., Guénette-Beck B., Curdy P., Meisser N., Hofmann B., Kündig R., Hubert V., Wörle M., Hametner K., Ansermet S., Wichser A., Ulrich A., Villa I.M., Besse M., Günther D. 2011. Provenance of Early Bronze Age Metal Artefacts in Western Switzerland Using Elemental and Lead Isotopic Compositions and Their Possible Relation with Copper Minerals of the Nearby Valais. Journal of Archaeological Science, 38: 12211233. [2] Resano M., Marzo M.P., Alloza R., Saénz C., Vanhaecke F., Willie S., Sturgeon R.E., Yang L. 2010. Laser Ablation Single-Collector Inductively Coupled Plasma Mass Spectrometry for Lead Isotopic Analysis to Investigate Evolution of the Bilbilis Mint. Analytica Chimica Acta, 677: 55–63. [3] Vanhaecke F., Degryse P. 2012. Isotopic Analysis: Fundamentals and Applications Using ICP-MS, WileyVCH Verlag&Co. KGaA, Weinheim, Germany, 550s. [4] http://www.bipm.org/utils/en/pdf/mra_2003.pdf 17 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 4 Nitrit ve Nitrat İyonlarının Tayini İçin KapilerElektroforez-Örnek Sıkıştırma Yöntemi Geliştirilmesi: Gıda Örneklerine Uygulanması Z.eynep Kalaycıoğlu, F. B. Erim İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 34469, Maslak, İSTANBUL [email protected] Özet:Nitrat ve nitrit iyonları et ve balık ürünlerinde yaygın olarak kullanılan iki koruyucu maddedir. Nitrat ve nitrit ayrıca topraktan sulara, doğal tuza ve bitkilere de geçer ve bu iyonları içeren suların ve tuzların kullanıldığı gıda ürünlerinde de bulunabilir. Gıda ürünlerinde nitrat nitrite indirgenebilir, nitrit iyonu da sekonder ve tersiyer aminlerle kanserojen nitrözaminleri oluşturur. Bu çalışmada nitrit ve nitrat iyonlarının gıda örneklerine yönelik tayini için yeni bir kapilerelektroforetik yöntem geliştirilmiştir. Geliştirilen kapilerelektroforez yönteminin esası, örnek sıkıştırma metoduna dayanmaktadır. Örnek sıkıştırma metodu ile, düşük kondüktiviteli bir çözücüde hazırlanan örnek, geniş bir zon halinde, yüksek kondüktiviteli bir ayırma tamponu ile dolu kapiler kolona enjekte edilir. Uygulanan yüksek voltaj ile, örnek iyonları ayırma tamponuna göre daha yüksek bir elektrik alan etkisinde, örnek matriksinde hızlıca ilerlerler. Yüksek kondüktiviteli tampon bölgesine ulaşan iyonlar bu bölgedeki düşük elektrik alan nedeniyle aniden yavaşlarlar ve örnek zonu ile tampon bölgesi arasında sıkışarak konsantre olurlar ve dar pikler halinde gözlenirler.Böylece dedeksiyon hassasiyeti artar. Ayrım, sodyum sülfat içeren formik asit tamponunda, ters polarite uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Asidik tampon kullanılarak elektroosmotik akış hızı yavaşlatılmış, böylece elektroforetikmobiliteleri çok büyük olan nitrit ve nitrat anyonları için ayrım 2,5 dakika gibi çok kısa bir sürede gerçekleştirilmiştir. Ayırma tamponuna ilave edilen sodyum sülfat, tamponun kondüktivitesiniarttırırken, numuneye katılan asetonitril, örneğin kondüktivitesini azaltmıştır. Geliştirilen sıkıştırma yöntemi ile hassasiyet normal enjeksiyona göre yaklaşık 30 kat arttırılmıştır. Dedeksiyon limiti nitrat ve nitrit için sırasıyla 0,55 µmol L -1 ve 0,82 µmol L-1dir. Yöntem, ton balığı, uskumru ve sardalya konservelerine uygulandığında örneklerdeki ortalama nitrat düzeylerinin sırasıyla 13,98 mg kg-1, 17,77 mg kg-1 ve 11,81 mg kg-1 olduğu görülmüştür. Ortalama nitrit düzeyleri ise ton balığı için 6,36 mg kg-1, sardalya için 6,60 mg kg-1 olup, uskumru örneklerindenitrit tespit edilmemiştir. Anahtar kelimeler:KapilerElektroforez, Örnek Sıkıştırma Metodu, Nitrat, Nitrit, Gıda Örnekleri. 18 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 5 Ultra Tabakalı Co3O4 ile Pb’nin Su, Gıda, Sediment ve Tütün Örneklerinden Ayrılması ve Zenginleştirilmesi Emre Yavuz, Şerife Tokalıoğlu, Halil Şahan, Şaban Patat Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Nano taneciklerin çapı 1 nm’den 100 nm’ye kadar değişmektedir. Bu maddeler kimya ve katı hal fiziğinin alanları içindedir. Nanotaneciklerin en ilginç özelliklerinden biri çoğu atomun taneciklerin yüzeyinde yer almasıdır. Doymamış yüzey atomları yüksek adsorpsiyon kapasitesi gösteren diğer atomlara bağlanabilir. Nanotanecikler, yüksek yüzey alanları sayesinde asidik gazlar ve polar organik bileşikler gibi birçok maddeyi adsorplama yeteneğine sahiptir. Nano maddelerin boyutu, yüzey yapısı ve tanecikler arası etkileşimleri bunların birçok alanda uygulanabilir olmalarını sağlamıştır1,2. Son yıllarda yüksek yüzey alanı, yüksek adsorpsiyon kapasitesi ve yüksek kimyasal aktiviterinden dolayı bu maddeler eser metallerin zenginleştirilmesinde önerilmekte ve kullanılmaktadır. Bu çalışmada, ultra tabakalı Co3O4 adsorbanı sentezlenmiş ve X ışınları kırınımı ve taramalı elektron mikroskobu ile karakterize edilmiştir. Sentezlenen maddenin yüzey alanı (BET) 75.5 m2/g olarak bulunmuştur. Pb’nin katı faz ekstraksiyonunu etkileyen pH, adsorpsiyon ve elüsyon için dengeye ulaşma zamanı, elüent hacmi ve derişimi, örnek hacmi ve yabancı iyonların etkisi gibi analitik parametreler incelenmiştir. 75000 mg L-1 Na(I), K(I) ve Ca(II) iyonlarının varlığında bile Pb için geri kazanım değeri ≥ %92’dir. Kantitatif adsorpsiyon ve elüsyon için 10 s’lik bir etkileşme süresinin yeterli olduğu bulunmuştur. Pb elüsyonu 2 mL 2 mol L-1 HNO3 ile kolayca yapılmıştır. Adsorbanın yeniden kullanılabilirliği 170 ve adsorpsiyon kapasitesi 35.5 mg g-1 olarak bulunmuştur. Yöntemin zenginleştirme faktörü ve gözlenebilme sınırı 175 ve 0.72 µg L−1 dir. Yöntemin doğruluğu RM 8704 Buffalo River Sediment, BCR-482 Licken ve SPS-WW1 Batch 111-Wastewater standart referans maddelerinin analizi ile onaylanmıştır. Geliştirilen yöntem, su (kuyu suyu, mineral suyu, atık su, deniz suyu), gıda (brokoli ve arpa), cadde tozu ve tütün örneklerinde Pb’nin zenginleştirilmesi için uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Ultra Tabakalı Co3O4, Katı Faz Ekstraksiyonu, Kurşun, Hızlı Kinetik. Kaynaklar 1 Yavuz, E., Tokalıoğlu, Ş., Şahan, H., Patat, Ş. 2013. Ultralayered Co 3O4 as a New Adsorbent for Preconcentration of Pb(II) from Water, Food, Sediment and Tobacco Samples. Talanta, 115: 724-729. 2. Ezoddin, M., Shemirani, F., Abdi,Kh., Saghezchi, M. K., Jamali M.R. 2010. Application of Modified NanoAlumina as a Solid Phase Extraction Sorbent for the Preconcentration of Cd and Pb in Water and Herbal Samples Prior to Flame Atomic Absorption Spectrometry Determination. Journal of Hazardous Materials, 178: 900-9 19 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 6 Diyaliz Çözeltilerindeki Al’un Akışa Enjeksiyonlu Atomik Absorpsiyon Spektrometri Yöntemiyle Tayini Serkan Şahan, Şerife Saçmacı, Ahmet Ülgen, Şenol Kartal, Uğur Şahin Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Alüminyum doğada en çok bulunan elementlerden biridir. Alüminyumun zararlı etkileri üzerine yapılan araştırmalara göre, fazla miktarda alınan alüminyum başta çeşitli kemik hastalıkları olmak üzere, akciğere, sinir sitemine etki etmekte, ayrıca; alzheimer gibi nörolojik hastalıklara yol açmakta olup, diyaliz hastaları için ise son derece sakıncalıdır [1]. Diyaliz çözeltisi hazırlamada kullanılan elektrolit maddelerin oldukça yüksek tuz matriksi içermesi, tuz ortamından safsızlık olarak gelebilecek eser düzeydeki Al’un doğru tayinine engel olmaktadır. Dolayısı ile bu ortamdaki Al’u tayin edebilecek doğru ve etkili bir metodun geliştirilmesi özellikle insan sağlığı açısından büyük önem arzetmektedir [2-3]. Bu amaçla FI-GFAAS sistemi, şelat yapıcı bir polimer (Lewatit TP-207 reçinesi) ile doldurulmuş mini kolonun kombine edildiği sistem kullanıldı. Optimum şartlar pH 2, elüent olarak 330 µL 3 mol L−1 HNO3, örnek akış hızı 0,7 mL dak−1, elüent akış hızı 0,6 mL dak−1, zenginleştirme süresi 170 s, zenginleştirme faktörü 40, gözlenebilme sınırı 7,4 ng/L, yöntemin bağıl standart sapması ise %2,1 olarak bulunmuştur. Yöntem asidik ve bazik diyaliz çözeltilerinde Al tayininde başarı ile uygulanmıştır. Sisteme ait şematik akış diyagram aşağıda verilmiştir. Şekil. Akışa Enjeksiyonlu-GFAAS Anahtar Kelimeler: Alüminyum, FI-GFAAS, Şelat reçinesi, Diyaliz Çözeltileri. Kaynaklar [1] [2] [3] in Zarba S., Melke J., 2000. Spectrophotometric determination of aluminium in pharmaceutical preparations by azo dyes of 1,2,4-triazole series. Pharma. Acta Helv., 74,: 361-364. Ferreira S.L.C., Lemos V.A., Costa A.C.S., Jesus D.S., Carvalho M.S., 1998., Spectrophotometric determination of aluminium in iron ores using solid-phase extraction, J. Braz. Chem. Soc., 9: 151-156. Miyawaki M., Uesugi K., 1985. Spectrophotometric determination of aluminium with Chromal Blue G the presence of cetyltrimethylammonium chloride. Microchim. Acta, 87, 319-326. 20 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 7 Kestane Ballarının Fenolik Madde İçeriği ve Antioksidan Özelliklerinin Belirlenmesi Saliha Şahina, Cevdet Demira, Ertan Güneşb, Aycan Tosunc b a Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 16059 Bursa Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkesi 16059 Bursa b Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu 16059 Bursa, Turkey c Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü 16059 Bursa [email protected] Özet: Bal, bitkilerin çiçeklerinde bulunan nektarların ya da bitkilerin canlı kısımları ile bazı böceklerin salgıladığı tatlı maddelerin bal arıları tarafından toplanması, organizmalarında bileşimlerinin değiştirilip petek gözlerine depo edilmesi ve buralarda olgunlaşması sonucu meydana gelen koyu kıvamda tatlı bir üründür. Balın koruyucu etkisi antioksidan ve antibakteriyel özelliğinden kaynaklanmaktadır. Balın antioksidan aktivitesinden sorumlu temel bileşikler flavanoidler (krisin, pinocembrin, kuersetin, galangin, kamferol, hesperetin, mirisetin), fenolik asitlerdir (kafeik, kumarik, ellagik, ferulik, klorojenik asitler). Bu çalışmada Türkiye'den toplanan 30 adet kestane balında bulunan fenolik maddeler yüksek performanslı sıvı kromatografisi diyot serili dedektör ile tayin edilmiştir. Kromatografik analiz sonuçlarına göre kestane ballarında 30 adet fenolik maddeden 19 adet fenolik madde kantitatif olarak tayin edilmiştir. Bu fenolik maddeler gallik asit, protokataekuik asit, p-hidroksibenzoik asit, kafeik asit, siringik asit, p-kumarik asit, ferulik asit, ellagik asit, hesperetin, kuersitrin, salisilik asit, kamferol, apigenin, krisin, pinocembrin, galangin, genkvanin and trans-ferulik asittir. Aynı zamanda kestane ballarının antioksidan kapasite tayinleri ABTS [2,2-azino-di-(3-etilbenzotialozin-sülfonik asit)] ve CROMAC (Krom (VI) indirgen antioksidan kapasite) yöntemleri ile belirlenmiştir.1,2 Antioksidan kapasite değerlerine bakıldığında kestane ballarının antioksidan özellikleri yüksek bulunmuştur. Bu çalışma ile ülkemizde yetişen kestane ballarının fenolik madde içeriği ve antioksidan özelliklerinin belirlenme çalışmalarına katkıda bulunulmuş ve yeni bir yöntem olan CHROMAC yöntemi farklı örnek matrislerine başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Bal, Fenolik Madde, HPLC, CHROMAC. Kaynaklar 1.Sarıburun, E., Şahin, S., Demir, C. 2013. Development of a new chromium reducing antioxidant capacity (CHROMAC) assay for plants and fruits. Talanta, 111: 119-124. 2.Şahin, S., Aybastıer, Ö., Işık, E. 2013. Optimisation of ultrasonic-assisted extraction of antioxidant compounds from Artemisia absinthium using response surface methodology. Food Chemistry, 141: 1361-1368 21 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 8 Haşhaş Kapsülünden Noskapin Ekstraksiyonunun Response Surface Metadolojisi Kullanarak Optimizasyonu İbrahim Bulduk1, Bahdışen Gezer1, Mustafa Cengiz2 1 2 Uşak Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, 64000 Uşak Suleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260 Isparta Noskapin yaygın olarak antitüssif ve sedatif olarak kullanılır ve bronkodilatör etkiside vardır. Yapılan son araştırmalarda göğüs, akciğer, yumurtalık, beyin orijinli kanser hastalarında tümör büyümesini engellediği gözlenmiştir. Doğal noskapinin haşhaş kapsülünden ekstrtaksiyonu için çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek toksik kimyasalların kullanıldığı, üretim süreleri uzun ve maliyeti yüksek geleneksel ekstraksiyon yöntemleri yerine kısa ekstraksiyon zamanı, minimum organik solvent tüketimi olan yüksek verime sahip ekonomik, çevre dostu kolay uygulanabilir Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon (UAE) yöntemi geliştirilmiştir. Ekstraksiyon verimi üzerine pH, zaman, sıcaklık ve solvent/katı oranının etkisi belirlenmiştir. Optimizasyon içinResponse Surface Metadolojisi (RSM) kullanılmıştır . Bunun için, ekstraksiyon verimi üzerine etkin deneysel koşullar: katı/solvent oranı (20-40 ml / 500 mg numune), pH (1-13), ekstraksiyon süresi (30-90 dakika), sıcaklık (40-80 °C) olarak seçilmiştir. Bu parametrelerin en iyi muhtemel kombinasyonları Response Surface Metadolojisi (RSM) ile elde edildi. Deneysel koşulların tasarımı için Box-Behnken tasarımı seçildi. İkinci dereceden polinom modelleri (quadratik model) deneysel verilerin en iyi tanımlanmasını verdi. Optimum işletme koşullarında (pH:1, 75 °C sıcaklık, 66 dakika ekstraksiyon süresi ve 31 ml solvent / 500 mg katı oranı) 500 mg haşhaş kapsülü numunesinden 4.94 mg noskapin ekstraksiyon verimi elde edildi. Keywords: Papaver somniferum; ultrasound-assisted extraction; noscapoine; optimization; RSM; Box-Behnk 22 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 9 Hiperakümülatör bitkilerin önemi ve metal tutmalarını etkileyen kimyasal faktörler Şükran Akkuş Özen, Mehmet Yaman Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Elazığ [email protected] Özet: Hiperakümülatör bitki olarak adlandırılan bitkilerin yaprak ve dal gibi toprak üstü dokularında yüksek düzeyde metalleri depolayabilecek bölümlerin olması kaçınılmazdır. Bu tür bitkilerin kullanılmasıyla, metallerle kirlenmiş topraklara bu bitkilerin ekilip hasad edilmesiyle biyotemizlenmesi, yine cevher alanlarına ekilen seçici hiperakümülatör bitkilerin hasaddan sonra yakılarak biyocevher eldesi veson olarak ta çevre kirliliğinin bu bitkilerle tespiti çalışmaları son yıllarda yaygınlaşmıştır1. Yapılan çalışmalar, böyle bitkilerin kullanılmasıyla biyocevher ve biyotemizleme işlemlerinin diğer işlemlere göre 1000 kata varıncaya kadar daha ucuz olmasının yanısıra, çevre dostu bir yöntem olduğunu göstermiştir. Metallerin hiperakümülatör bitkiler tarafından toplanmasını etkileyen faktörler bitki ile ilgili olan ve toprak ile ilgili olan etkenler şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bitkilerle ilgili olan faktörlerin başında, bitki köklerinin metallerle kelat oluşturucu ligandları üretip toprağa bırakmasıdır. Bu ligandlar düşük molekül ağırlıklı organik bileşikler olan malik, malonik, oksalik, asetik, süksinik asitler, şekerler, başta histidin ve sistein olmak üzere amino asitler ve fenolik asitleri içerirler. Toprakla ilgili olan faktörler ise, toprak pH ı, gübreler ve topraktaki kelatlayıcı bileşiklerdir 2,3. Bu sunumda, Bitkilerin metalleri topraktan ekstrakte edip yapraklarına aktarmasını etkileyen etkenler özetlendikten sonra Bursa ve Gaziantep organize sanayilerinden toplanan bitki yapraklarının Ni ve Cu analiz sonuçları histidin içerikleriyle birlikte değerlendirilecektir. Anahtar Kelimeler: Hiperakümülatör, Biyotemizleme, Biyocevher, Metal, Histidin. Kaynaklar: 1 Anderson C.W.N. ve ark. 1999, Phytomining for nickel, thallium and gold, Journal of Geochemical Exploration 67, 407–415. 2 Sheoran V. ve ark. (2009) Phytomining: A review, Minerals Engineering 22 1007–1019. 3 Gokce Kaya, Mehmet Yaman, Use of Atomic Absorption Spectrometry in Assessment of Biomonitor Plants for Lead, Cadmium and Copper Pollution, Spectrosc. Spectral Anal., 2012, 32(1), 229-234. 23 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 10 Elektrokimyasal Sensör Elektrotlar Kullanılarak DNA Bileşenlerinin Eş Zamanlı ve Bağımsız Olarak Kantitatif Tayinleri İbrahim Ender Mülazımoğlu Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Kimya Eğitimi Anabilim Dalı, Konya [email protected] Özet: Elektrokimyasal modifikasyonlar ve bu sayede elde edilen modifiye yüzeylerin kimyasal ve biyokimyasal daha da doğru ve genel bir ifadeyle elektrokimyasal sensör elektrot olarak kullanımı son yıllarda oldukça fazla başvurulan çalışmalar olmuştur [1,2]. Bu tip çalışmaların öne çıkan en önemli özellikleri, hızlı ve güvenilir olmaları, tatmin edici sonuçlar alınması ve nispeten ucuz olmalarıdır. DNA bileşenleri olan, adenin, guanin, timin ve sitozin’in eş zamanlı ve bağımsız tayinlerine ait literatürde bir takım bilgiler mevcuttur. Bu çalışmada da DNA bileşenlerinin eş zamanlı ve bağımsız tayinleri için değişik ligandlar kullanılarak elektrokimyasal çalışmalar yapılmış, sonuçlar karşılaştırmalı olarak verilmeye çalışılmıştır. Aşağıda verilen şekil, karışım halinde BR tampon çözeltisi içerisinde (pH 5) hazırlanmış olan DNA bileşenleri için çıplak camsı karbon (GC) elektrot yüzeyinde diferansiyel pulsvoltametri (DPV) tekniği ile alınmış voltamograma aittir. Voltamogramdan okunan pik akımı değerlerine göre sitozin hariç DNA bileşenlerinden adenin, guanin ve timin eş zamanlı olarak tayin edilebilir görünmektedir. Bu çalışmada amaç, farklı ligandlarlamodifiye edilen GC elektrot yüzeyi kullanılarak DNA bileşenlerine ait voltamogramlardan okunan pik akımı değerlerini artırmak ve dolayısıyla bir kalibrasyon eğrisi elde etmek ve türler için kantitatif tayin yapmaktır. Şekil. DPV kullanılarak çıplak GC elekktrot yüzeyinde türlerin karışımı olan çözeltide alınan voltamogram. +500 mV ile +2400 mV potansiyel aralığında. Anahtar Kelimeler: Elektrokimyasal Sensör Elektrot, Diferansiyel Pulsvoltametri, Yüzey Modifikasyonu, Yüzey Karakterizasyonu. Kaynaklar 1.Mülazımoğlu, I. E., DemirMülazımoğlu, A., Yılmaz, E. 2011. Determination of quantitative phenol in tap water samples as electrochemical using 3,3'-diaminobenzidine modified glassy carbon sensor electrode. Desalination 268(1-3): 227-232. 2.Mülazımoğlu, I. E., DemirMülazımoğlu, A. 2012.Investigation of sensitivity against different flavonoid derivatives of aminophenyl-modified glassy carbon sensor electrode and antioxidant activities. Food Anal. Method. 5(6): 1419-1426. 24 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 11 Boren ve Yaklaşımları Beyhan Sayın BOREN Bilgi Toplama, İdari ve Mali İşler Koordinatörü [email protected] Bor bilgi ve teknolojisinin üretildiği ve dünyaya aktarıldığı “MERKEZ” olmaya aday olan BOREN (Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü), Türkiye’de ve dünyada bor ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve geliştirilmesini sağlamayı hedeflemektedir. Bor rezervleri bakımından önemli avantajlara sahip olan ülkemizin bu kaynaktan gerektiği gibi yararlanamaması nedeniyle başlatılan yeni bir süreç sonunda kurulan BOREN, başta ülke içerisinde olmak üzere bor katkılı ürün kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütmektedir. Bütün bu çalışmaları aşağıdaki başlıklar altında toplaabiliriz; • Yapı Sektörü-Borlu Çimento • Cam, Cam Elyafı ve Özel Camlar • Seramik • Tarım Uygulamaları • Temizlik Ürünleri • Ahşap Koruma • Alev Geciktiriciler • Metalürji • Enerji • Sağlık uygulamaları 25 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 12 İyon Seçici Elektrotların Önemi ve Yeni Elektrotların Üretilmeleri Güler Somer, Güler Ekmekci, Şükrü Kalaycı, Olcay Şendil Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: İyon Seçici Elektrotlar (ISE), seçiciliklerinin iyi olması, düşük derişimdeki madde tayini yapılabilmesi, yapılan analizlerin ucuz olması, analiz süresinin kısa olması nedeniyle tercih edilir. Bu tür seçici elektrotlarla klinik uygulamalarda, rutin analizlerde birçok katyon, anyon ve molekül tayini yapılabilmektedir. Her yeni elektrot yapıldığında elektrotların duyarlığına etki eden faktörler incelenir. Bunlar arasında en önemlileri, elektrot bileşimi, tayin sınırı, membran kalınlığı, pH, elektrodun cevap verme süresi ve girişimlerdir. Biz de laboratuarlarımızda 11 farklı orijinal iyon seçici elektrot ürettik. Bunların bazıları polimer temelli membran, bazıları ise katı kristal temelli membran elektrotlarıdır. Çalışmalarımızda katı membran elektrot olarak selenit, hidroksit, borat ve florür elektrotları, membran elektrot olarak, 2 adet selenit, iyodür - cıva, demir (Taç eter ile), potasyum elektrotları ve enzim elektrot olarak da glükoz elektrodu üretildi. Yeni yaptığımız As(V)’e duyarlı elektrot yayına hazırlanmaktadır. Katı hal membran elektrotların ömürleri 2 yıldan fazla, polimer membran elektrotların ise ömrü 2-3 ay civarında olup çalışma aralıkları 1×10−6 - 1×10−1M civarındadır [1-7]. Bu sunumda yeni elektrotların üretimleri, duyarlıkları, ömürleri ve girişimlerin nasıl çalışıldığı üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: İyon Seçici Elektrot, Katı Membran, PVC Membran. Kaynaklar 1. Ekmekci, G., Uzun, G., Somer, G., Kalaycı, Ş. 2007. A novel iron (III) selective membrane electrode based on benzo 18-crown 6 crown ether and its application. J. Membrane Science. 288, 36-40. 2. Somer, G., Kalaycı, Ş., Başak, İ. 2010. Preparation of a new solid state fluoride ion selective electrode and application. Talanta. 80, 1129-1132. 3. Somer, G., Sezer, S., Doğan, M., Kalaycı, Ş., Şendil, O. 2011. Preparation and properties of a new solid state borate ion selective electrode and its application. Talanta. 85, 1461–1465. 4. Ekmekci, G., Somer, G. 1999. Preparation and properties of solid state selenite ion selective electrodes and their applications. Talanta. 49, 91-98. 5. Kalaycı. Ş., Somer, G., Ekmekci, G. 2005. Preparation and application of a new glucose sensor based on iodide ion selective electrode. Talanta. 65, 87-91. 6. Ekmekci, G., Somer, G., Kalaycı, Ş. 2004. A solid-state hydroxide ion selective electrode for the measurement of high pH values. Sensors and Actuators B. 101, 260-264. 7. Sendil, O., Pecenek, E., Ekmekci, G., Somer, G. 2009. Preparation and Application of Potassium IonSelective Membrane Electrode Based on Benzo-15-Crown-5 Ether. Current Analytical Chemistry. 5, 53-58. 26 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 13 Molekül Baskılı Polimer ModifiyeSensör Yüzeyinde Metilen Mavisinin Elektrokimyasal Tayini Mihrican Muti Erdema, Mert Soysala, Kübra Gençdağa, Arzum Erdemb, A. Ersin Karagözlera a Adnan Menderes University, Faculty of ArtsandSciences, ChemistryDept., 09010 Aydın, EgeUniversity, Faculty of Pharmacy, AnalyticalChemistryDept., Bornova, 35100 I ˙zmir, Turkey b [email protected] Özet: Moleküler baskılama, bir kalıp molekül ile polimerleşebilen monomer arasında kompleks oluşumuna dayanan, sentetik reseptörlerin hazırlanması için kullanılan çok yönlü bir tekniktir. Monomer-kalıp etkileşimi kovalentveya nankovalent olabilir. Polimerizasyondan sonra kalıp molekül polimer matriksten uzaklaştırılır. Böylece kalıp moleküle büyüklük ve fonksiyonel gruplar açısından uygun tanınma bölgeleri olan polimerler sentezlenmiş olur [1]. Günümüzde molekül baskılama tekniği, inorganik, organik ve biyolojik kökenli çok farklı türde molekül ve iyon için yüksek tanınma gösteren bağlanma bölgelerine sahip polimerlerin hazırlanmasında çok yaygın olarak ve başarı ile uygulanmaktadır. İlk sentetik ilaç olan Metilen mavisi(MB) hem tıbbi tedavilerde hem de boyama ajanı olarak [2] çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. Metilen mavisinin özellikle tekstilde çok yaygın olarak kullanılması nedeniyle tekstil atık sularından arıtımı oldukça önemlidir. Bu çalışmada süspansiyon polimerizasyonu kullanılarak MB baskılanmış mikroküreler sentezlenmiş (MIP) ve FourierTransformInfraredSpectroscopy(FT-IR) ve Taramalı Elektron Mikroskopi (SEM) teknikleri kullanılarak karakterizasyonları yapılmıştır. Elde edilen MIP’ler ile modifiye edilen karbon pasta elektrotların (CPE)adsorbsiyon ve seçimlilik özellikleri diferansiyel pulsvoltametri (DPV) tekniği kullanılarak incelenmiştir. Seçimlilik çalışmaları için MB’nin yapısına çok benzer yapıda olan iki boya (tionin mavisi, TiB ve toluidin mavisi, ToB)seçilmiştir. Aşağıdaki şekilde MB, TiB ve ToB moleküllerinin yapısı görülmektedir. Sonuç:MIP modifiyeCPE’ler ile kütle derişimleri itibariyle aynı derişimde MB, TiB ve ToB içeren boyaların elektrot yüzeyine damlatılması yoluyla yapılan seçimlilik deneyinde MIP modifiye elektrotlarınMB>TiB>ToBsırasında bir seçimlilik gösterdiği ve ikili hatta üçlü karışımlar ile yapılan deneylerin de bu sıralamayı doğruladığı görülmüştür [3]. Anahtar kelimeler: Molekül Baskılı Polimer, Elektrokimyasal Sensör, Karbon Pasta Elektrot, Metilen Mavisi. Kaynaklar 1. Sellergren, B., 2001. MolecularlyImprintedPolymers, Man MadeMimics of AntibodiesandTheir Applications in AnalyticalChemistry: Techniquesand Instrumentation in AnalyticalChemistry, Vol. 23 Elsevier, Amsterdam. 2. Schirmer, R. H., Adler, H., Pickhardt, M., Mandelkow, E. 2011. Neurobiol. Aging, 32 (12): 2325.e7-16. 3. Soysal,M., Muti, M., Esen, C., Gençdağ, K., Aslan, A., Erdem, A., Karagözler, A.E. 2013. A NovelandSelectiveMethylene Blue ImprintedPolymerModifiedCarbonPasteElectrode. Electroanalysis, 25 (5): 1278 – 1285. 27 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 14 En yenilikçi teknolojisi ile Agilent yeni 5100 Synchronous Vertical Dual View (SVDV) ICP-OES Damla Özeren SEM Laboratuvar Cihazları Paz. San. ve Tic. A.Ş. [email protected] Agilent’ın 5100 Model ICPOES Sistemi Dual View Teknolojisindeki bütün ezbeleri bozuyor.Senkronize 5100 SVDV modeli ile benzersiz DSC teknolojisi sayesinde artık Axial ve Radial analizlerinizi tek bir okumada yapmanızı sağlıyor. Benzersiz bu teknoloji analizlerinizde size hem 2 kat hız hem de bilinen tüm Dual View teknolojilerinin yarısı kadar Argon Sarfiyatı sağlıyor. Sistem içerisinde dikey konumlandırılmış Torch sayesinde ise artık tüm zorlu matrikslerde sorunsuz çalışabilir, matriksten kaynaklı cihazda yaşanan sıkıntıları elimine edebilirsiniz. Patentli FACT özelliği sayesinde artık interferanslar için IEC gibi zorlu yöntemlere mahkûm değilsiniz. Patentli matematiksel modelleme ve bu modellemenin yer aldığı benzersiz software’i ile artık saniyeler içinde otomatik interferans çıkarımı yapmanız ve en doğru sonuçlara zahmetsiz ulaşmanızı mümkün kılıyor. 28 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 15 Selenyumun Nano boyutta ZrO2/B2O3ileKatı Faz Özütleme Yöntemiyle Türlemesi ve ETAAS ile Tayini Ali Rehber Türker, Hakan Erdoğan, Özcan Yalçınkaya Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500, Ankara [email protected] Özet: Hassas dengeler üzerine kurulu canlı metabolizmasında, herhangi bir sürecin yerine getirilmesi sırasında, eser elementler gibi sürece yardımcı veya süreci engelleyici maddelerin belirli seviyelerde olması gerekmektedir. Bu seviyelerden uzaklaşıldığında canlı yaşamı olumsuz bir şekilde etkilenmektedir. Eser elementlerin canlı organizmalar içerisindeki miktarları çevresel şartlar ve besin türlerine göre değişmektedir. Bu nedenle, canlıların doğrudan veya dolaylı olarak temas halinde bulunduğu su, gıda, doku, çevre gibi ortamlardaki eser elementler sürekli olarak izlenmelidir 1.Son yıllarda farklı yöntemlerle çeşitli örneklerde eser elementlerin tayini yapılmaktadır.Özellikle son yıllarda selenyum gibi yarı metallerin tayinine yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Canlılar için elzem elementlerden biri olan selenyumun vücut içinde yarar ve zarar gösterme sınırı oldukça yakındır. Selenyum günlük ortalama 500 µg civarında alındığında kalp krizi ve kanser riskini azaltmaktadır 2. Fazla alındığında ise selenyumun kanserojen özelliğinin bir sonucu olarak, insanlar üzerinde kontrolsüz hücre bölünmeleri artmaktadır3. Çalışma kapsamında, Se(IV) ve Se(VI)’nın zenginleştirilmesi ve türlemesiiçin sentezlenennano B2O3/ZrO2kompozit malzemesi adsorban olarak kullanılmış vekolon tekniği uygulanmıştır. Bu amaçla, pH, çözelti akış hızı, örnek çözeltisi hacmi, geri alma çözeltisi cinsi ve derişimi gibi deneysel değişkenlerin etkisi incelenmiş ve belirlenen bu en uygun koşullarda (Çizelge 1) çeşitli su örneklerindeselenyum türlerinin tayinleri yapılmıştır. Gözlenebilme sınırı; 1,2 µg/L, tayin sınırı ise 3,6µg/L’dir.Zenginleştirme faktörü 10’dur. NIST 1643e (CRM) analizinde, tayin+%6’lık bağıl hata ile gerçekleştirilmiştir. Tayindeelektrotermalatomik absorpsiyonspektrometre kullanılmıştır. Çizelge 1. En uygun deneysel değişkenler Değişken Değer pH Adsorban miktarı Geri alma çözeltisi Akış hızı ~2 200mg 10 mL 2 mol/L HNO3(Metil alkolde) 1mL/min Anahtar Kelimeler: Zenginleştirme, Türleme, Selenyum, Nano Malzeme. Kaynaklar 1Oliveira C.C.,SartiniR.P.,Zagatto, E.A.G.,2000,Microwave-assistedsamplepreparation in sequentialinjection: spectrophotometricdetermination of magnesium, calciumandironfood, Anal. Chim. Acta, 413: 41-48. 2Maleki N.,Safavi A., Doroodmand M. M., 2005, Determination of selenium in waterandsoilbyhydridegenerationatomicabsorptionspectrometryusingsolidreagentsTalanta, 66: 858–862. 3Klein E.,Thompson I., Lippman S., Goodman P., Albanes D., Taylor P., Coltman C., 2003, SELECT: the selenium and vitamin E cancerpreventiontrial 29 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 16 Adsorptif Sıyırma Voltametrisi İle Bazı Eser Elementlerinin Miktar Tayini Kübra Gençdağ , Ali Ersin Karagözler Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın [email protected] Özet: Son zamanlarda endüstrileşme sonucunda çevreye yayılan eser elementlerin doğal çevreye ve canlılara yaptıkları olumsuz etkileri nedeniyle bu elementlerin tayini, önceki yıllara göre, çok daha büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, su kaynakları, toprak ve havaya karışan eser düzeydeki elementlerin analizi için çeşitli yöntemler geliştirilmektedir. Bu yöntemlerden biri olan adsorptif sıyırma voltametrisi duyarlılığı ve seçiciliği sebebiyle çok iyi bir eser element analiz tekniği olarak bilinmektedir.1 Bu çalışmada, adsorptif sıyırma voltametrisi (AdSV) tekniği kullanılarak, sulu ortamlarda eser düzeyde bulunan Cu, Zn, ve Cd elementlerinin 5-amino-1,3,4-tiyadiazol-2-tiyol (AMT) ile kompleksleştirilerek cıva damla elektrot üzerinde adsorptif olarak biriktirilmesi ve daha sonra uygun yönde potansiyel taraması yapılarak eser elementlerin elektrottan sıyrılarak miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.2 Pik akımlarını etkileyen parametrelerin adsorpsiyon potansiyeli, biriktirme süresi, ligand derişimi, tarama hızı ve ortam pH’sı olduğu görülmüş ve bu parametrelerin düzeyleri sistematik olarak değiştirilerek voltametrik ölçümler yapılmış, her bir element için pik akım şiddeti ve potansiyeli dikkate alınarak parametrelerin optimum değerleri belirlenmiştir. 3 Cu-AMT kompleksinin AdSV pik şiddetlerinin ASV pik şiddetlerinden daha yüksek olduğu görülmüştür. 5-amino-1,3,4-tiyadiazol-2-tiyol Cu, Zn, ve Cd eser elementlerinin tayini için sıyırma voltametrisinde ilk kez bu çalışma ile kullanılmıştır. Anahtar Kelimeler:5-amino-1,3,4-tiyadiazol-2-tiyol, Eser Element, Adsorptif Sıyırma Voltametrisi (AdSV). Kaynaklar 1- Henze, G. 2003. Introduction to Polarography and Voltammetry. Metrohm Ltd., Herisau, Switzerland, pp. 19-42. 2- Olsen, K., Wang, J., Setiadji, R., Lu, J. 1994. Field screening of chromium, cadmium, zinc, copper and lead in sediments by stripping analysis. Environmental Sci. Technol., 28: 2074. 3- Stara, V., Kopanica, M. 1988. Cathodic stripping voltammetry and adsorptive stripping voltammetry of selenium (IV). Anal. Chim.Acta, 208: 231-236. 30 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 17 Gıda Örneklerinden Patojenlerin Hızlı Tespitinde Kullanılmak Üzere Manyetik Temelli Ayırım Sistemlerinin ve Entegre Sensör Tanı Sistemlerinin Tasarımı Gülay Bayramoğlua,b a Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimyasal İşlemler ve Biyomateryal Araştırma Laboratuvarı, Ankara b Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara [email protected] ; [email protected] Özet: Dünyadaki ölüm vakalarının önemli nedenleri arasında mikroorganizma enfeksiyonları ilk sıralarda yer almaktadır. Bu sebeple patojen mikroorganizmaları tanıyan sensör geliştirerek gıda, çevre ve hasta güvenirliği alanlarında kullanmak oldukça büyük önemlidir. Özellikle gıda güvenliği uygulamalarında, yüksek seçimlilik ve hassaslık özelliklerinin yanında taşınabilirlik ve çabuk sonuç elde etme özellikleri de aynı oranda öneme sahiptir. Salmonella ve entero-hemorojik Escherichia coli’nin neden olduğu enterik kökenli enfeksiyonlar gıda yoluyla bulaşan önemli hastalıkların arasında sayılabilir(1-3). Bu çalışmada, ön zenginleştirme ve saflaştırma işleminde kullanılacak manyetik özellik kazandırılmış ayırma ve birleşik sensör sistemlerinin tasarımı, karakterizasyonu ve gıda örneklerinden patojenlerin tanımında kullanılması hedeflenmiştir. Hedef bakteri hücrelerinin diğer mikroorganizmalardan özgül olarak ayırımı için hedef bakterilere özgül antikor tutuklanmış immünomanyetik ayrım sisteminin ön-derişim basamağında kullanılması düşünülmüştür. Biyoteknolojik ve nanoteknolojik yöntemler kullanılarak nanofibril polimerler aşılanmış manyetik küreler üzerinde patojene spesifik antikorların immobilizasyonuyla, immüno-manyetik ayrım sistemi geliştirilmiştir. Hedef olarak Salmonella’nın seçildiği ve aynı ortamda E.coli bakterinin aynı hücre sayısında olduğu koşullarda, Salmonella hücrelerini başarılı şekilde immüno-manyetik sistemle ayrıştırılması gerçekleştirilmiştir. Erişilen bu olumlu sonuçlar doğrultusunda, aptamer temelli manyetik ayrım sistemleri geliştirilerek gerçek zamanlı-PCR ile patojen bakterinin tanımı ve miktarsal tayini gerçekleştirilmiştir(1,2). Tayin sınırının patojenlerle bulaştırılan süt ve kanatlı örneklerinde her iki bakteri için yaklaşık 100 CFU/mL civarında olduğu belirlenmiş, önerilen bu sistemle toplam numune hazırlama ve analiz süresinin 1.0 saatten az sürede gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. Daha sonraki çalışmalarımızda, geliştirdiğimiz manyetik tabanlı özgün metotlar QCM-sensörüne entegre edilerek(4), gıdalarda hızlı bir şekilde patojenlerin var olup olmadığının tayini yapılmıştır. Gıda örneklerinin geliştirdiğimiz bu tanı sistemiyle 10 dakikada kolay bir yolla hedef patojenlerin miktarsal tayinlerinin yapılabilmesinin olası olduğu gösterilmiştir. Anahtar Nanoteknoloji. kelimeler: Antibadi/aptamer, İmmüno-manyetik Ayırım, Patojen, QCM, Kaynaklar 1. Bayramoglu, G., Ozalp, V.C., Arica, M.Y., Oktem, H.A. 2013. Design of a core–shell type immunomagnetic separation system and multiplex PCR for rapid detection of pathogens from food samples. Appl Microbiol Biotechnol, 97: 9541. 2. Ozalp, V.C., Bayramoglu, G., Kavruk, M., Keskin, B., Oktem, H., Arica, M.Y. 2014. Pathogen detection by core–shell type aptamer-magnetic preconcentration coupled to real-time PCR. Anal Biochem, 447: 119. 3. Roda, A., Mirasoli, M., Roda, B., Bonvicini, F., Colliva, C., Reschiglian, P. 2012. Recent developments in rapid multiplexed bioanalytical methods for foodborne pathogenic bacteria detection Microchim Acta 178:17. 4. Bayramoglu, G., Arica, M.Y., 2012. Development of a sensitive method for selection of affinity ligand for trypsin using quartz crystal microbalance sensor. Bioprocess Biosystem Eng, 35(3): 31 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 18 Karvakrol, Timol ve Timokinon Moleküllerinin Fenton Reaksiyonuna Karşı Antioksidan Etkisi Önder Aybastıer, Cevdet Demir Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 16059 BURSA [email protected] Özet: Karvakrol (5-izopropil-2-metilfenol) ve timol(2-izopropil-5-metilfenol) birbirinin geometrik izomeri olan birer aromatik monoterpendir 1. Oksidasyon sonucu her ikisi de timokonona(2izopropil-5-metil-1,4-benzokinon) dönüşebilmektedirler. Her üç molekül de antioksidan özelliklere sahiptir. Farklı doğal kaynaklarda bulunmaktadırlar 2.Karvakrol ve timolün en fazla bulunduğu bitki kekik, timokinonun en fazla bulunduğu bitki ise çörek otudur3. Serbest radikaller tüm aerobik hücrelerde biyolojik ve biyokimyasal süreçler sonucunda oluşmaktadırlar. Canlı organizmalarda temel reaktif oksijen türü H 2O2’dir ve farklı fizyolojik ve patolojik etkilere sahiptir. H2O2, Fe (II) varlığında Fenton reaksiyonu ile •OH radikali oluşmasına yol açar. H2O2 ve diğer reaktif oksijen türleri yaşlanma, kanser ve kardiyovasküler hastalıklargibi pek çok hastalığın oluşumunda önemli rol oynamaktadırlar.Vücudun antioksidan savunma mekanizması yetersiz kaldığı zaman, pek çok farklı biyokimyasalsüreç sonucuoluşan bu reaktif oksijen türleri çok zararlıdır.Biyomoleküllerinoksidasyonu sonucuoksidatif strese neden olmaktadırlar.Bu nedenle canlı organizmalarda hem fizyolojik hem de patolojik süreçlerde Fenton kimyası çok önemli bir rol oynar 4,5. Bu çalışmada karvakrol, timol ve timokinon moleküllerinin Fenton reaksiyonuna karşı antioksidan etkileri araştırıldı. Antioksidan maddelerin her birinin çözeltisine H 2O2 ve Fe (II) eklenerek Fenton reaksiyonu oluşturuldu. Belirli zaman aralıklarında reaksiyon dengeye gelene kadar UV-görünür bölge spektrofotometresi ile çözeltilerin spektrum taramaları yapıldı. Ayrıca HPLC-DAD ile numunelerin kantitatif analizleri yapılarak antioksidan maddelerin miktarlarındaki azalmalar tespit edildi. Bu işlemler 25 oC ve 37 oC’de tekrarlandı. Antioksidan maddelerin miktarlarının oluşan •OH radikallerini sönümlemesi nedeniyle zamanla azaldığı belirlendi. Sonuçlar farklı gıdalarla alınabilen karvakrol, timol ve timokinonunFenton reaksiyonu sonucu oluşan •OH radikalini etkisiz hale getirerek vücudumuzu oksidatif hasara karşı korumaya yardımcıolduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Karvakrol, Timol, Timokinon, Fenton Reaksiyonu, Antioksidan. Kaynaklar: 1. Zeytinoglu, H., Incesu, Z., Baser, K.H.C. 2003.Inhibition of DNA synthesisbyCarvacrol in Mouse myoblastcellsbearing a human N-RAS oncogene. Phytomedicine, 10: 292-299. 2. Badary, O.A. 1999. Thymoquinone Attenuates Ifosfamide-Induced Fanconi Syndrome in Rats and Enhances its Antitumor Activity in Mice. Journal of Ethnopharmacology, 67: 135-142. 3. Martin, R.R.L.,Neves, M., Silvestre, A.J.D., Silvia, A.M.S.J., Caveleiro, J.A.S. 1999. Oxidation of AromaticMonoterpeneswithHydrogenPeroxideCatalyzedby MnPorpyrinComplexes. Journal of MolecularCatalysis A: Chemical, 137: 41-47. 4. Prousek, J. 2007.FentonChemistry in BiologyandMedicine. PureAppliedChemistry, 79: 2325-2338. 5.Skrobot, F.C.,Valente, A., Neves, G., Rosa, I., Rocha, J., Cavaleiro, J.A.S. 2003. MonoterpenesOxidation in the Presence of Y Zeolite-EntrappedManganese(III) Tetra(4-N-benzylpyridyl) Porphyrin. Journal of MolecularCatalysis A: Chemical, 201: 211-222. 32 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 19 ZnO ile katkılandırılmışTiO2 Nanotaneciklerin Genleştirilmiş Polistirene Yüklenmesi ve Fotokatalitik Aktivitesinin İncelenmesi İlknur Altın, Cansu Albay, Melek Koç, Münevver Sökmen Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Özet: Heterojen fotokatalitik yöntemler, yarı-iletken fotokatalizörü ve UV ışınlarını kullanılarak suda bulunan organik ve inorganik türde kirleticileri gidermek için kullanılan etkin bir atık arıtma metodu olarak dikkat çekmektedir [1]. Dayanıklı, ekonomik, toksik olmayışı ve kolay elde edilebilir olması nedeniyle TiO2 bu yöntem için en çok tercih edilen fotokatalizördür [2]. Ancak TiO 2 katalizörü yaklaşık 3,2 eV band boşluğuna sahiptir ve uyarılması için UV ışınlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Fotokatalizörün etkinliğini arttırmak ve görünür bölgeye yakın ışınlarda çalışabilmek için TiO 2 kristalinin ZnO gibi fotokatalizörlerle katkılandırılması yapılmaktadır [3]. Bu çalışmada, ZnO nanoparçacıkları ile katkılandırılmış TiO 2 fotokatalizörü (ZnO-TiO2) polistiren köpüğü atıklarına ısısal bağlanma yöntemiyle yüklenerek fotoaktif kompozit malzeme (ZnO-TiO2-PS) oluşturulmuştur. Hazırlanan malzemelerin X-ışınları kırınım difraksiyonu (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve enerji dağılımlı X-ışınları (EDX) yüzey analizleri yapılmıştır. ZnO-TiO2 yüklemesi yapılmış polistiren malzemesinden elde edilen SEM görüntüsünde yüzeyde ZnO ve TiO2 partikülleri görülmektedir. EDX analizin sonuçları yapıda Zn ve Ti taneciklerinin varlığını göstermektedir (Şekil 1). a) b) Şekil 1. ZnO-TiO2-PS’in SEM (a) ve EDX (b) görüntüsü Hazırlanan malzemelerin fotokatalitik aktivitesi sulu çözeltiden boyar maddelerin gideriminde model boya olarak seçilen metilen mavisi ve mikroorganizmaların (Aspergillus niger ve Escherichia coli) giderimi için test edilmiştir. Üretilen bu kompozit malzemeler sulardan organik ve inorganik kökenli değişik kirleticilerin uzaklaştırılması, çevre sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için yapılan çalışmalara önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Kaynaklar [1] Kim G., et al., 2010. Charge-transfer surface complex of EDTA-TiO2 and its effect on photocatalysis under visible light, Applied Catalysis B: Environmental, 100: 77-8 [2] Dozzi, M.V., et al., 2012. Cr(VI) Photocatalytic reduction: Effects of simultaneous organics oxidation and of gold nanoparticles photodeposition on TiO2, 211-212: 188-195. [3] Pant, H.R., et al., 2012. Synthesis, characterization, and photocatalytic properties of ZnO nano-flower containing TiO2 NPs, Ceramic International, 38:2943-29 33 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 20 Electrochemical Determination of Chlorzoxazone in a PharmaceuticalTablet Formulation Hayati Celika, Avram Aruha , Melek Sirin Baymakb, and Gonca Bulbulc a Department of Analytical/Pharmaceutical Chemistry, Faculty of Pharmacy, Yeditepe University, Istanbul, Turkey b Department of Chemistry, Faculty of Arts and Science, Marmara University, Istanbul, Turkey c Department of Chemistry and Biomolecular Sciences, Faculty of Arts and Science, Clarkson University,Potsdam, New York, USA [email protected] Abstract: Drug analysis is one of the important tools for drug quality control. Therefore, the development of a simple, sensitive, rapid, and reliable method for the determination of drugs is of great importance. Between the two main groups of analgesics for the treatment of inflammation and pain, the non-narcotic ones (nonsteroidal anti-inflammatory drugs (NSAIDs)) are generally used since they do not cause drug dependence1. The first used NSAID with therapeutic benefits was acetylsalicylic acid (ASA, known as aspirin), which has now been used for more than a century. NSAIDs, by inhibiting cyclooxygenase enzymes (COX-1 and COX-2), prevent the biosynthesis of prostaglandins (PGs) thus showing antipyretic and anti-inflammatory properties. The benzoxazolinone derivatives were shown to have analgesic and anti-inflammatory, antifungal, anti-rheumatic, muscle relaxant, and antibacterial properties2. The aim of this study is to show suitable experimental conditions, to investigate the electrochemical behavior and oxidation mechanism of Chlorzoxazone (CHZ) at glassy carbon electrode by cyclic voltammetry (CV), and to develop a validated square wave voltammetric (SWV) method for the direct determination of CHZ at pH 2.20 for a pharmaceutical tablet formulation. The limit of detection (LOD) and quantification (LOQ) were determined to be 4.0x10 -8 M and 1.3x10-7 M, respectively. The number of electrons transferred in the oxidation process was given and an electroxidation mechanism was proposed based on the comparison with ten structurally related benzoxazolinone derivatives. The advantages and limitations of the proposed validated method were discussed. Anahtar kelimeler: Chlorzoxazone, Square-wave voltammograms, Validation, Mechanism. References 1. Foulon, C., Duhal, N., Lacroix-Callens, B., Vaccher, C., Bonte, J. P., Goossens, J. F. 2007. Determination of pKa values of benzoxa-, benzothio-, and benzoselena-zolinone derivatives by capillary electrophoresis. Comparison with potentiometric titration and spectrometric data, Euro. J. Pharm. Sci., 31, 165-173. 2. Celik, H.,Buyukaga, M., Celebier, M., Turkoz Acar, E., Baymak, M.S., Gokhan-Kelekci,N., Palaska,E., Erdogan., H. 2013. Determination of pKa Values of Some Benzoxazoline Derivatives and the Structure−Activity Relationship, J. Chem. Eng. Data, 58, 1589−1596. 34 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 21 Bazı Karbamat Grubu İçeren Organik Moleküllerin Voltametrik Tayini için Molekül Baskılı Polimer Esaslı Sensörlerin Geliştirilmesi Mert Soysala, A. Ersin Karagözlerb a Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Hizmetleri MYO Tıbbi Laboratuar Teknikleri Programı b Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü [email protected] Özet: Moleküler baskılanmış polimerler, üç boyutlu çapraz bağlı polimerik yapı içerisinde hedeflenen molekül veya iyon için seçici tanıma bölgelerine sahip, yeni nesil akıllı malzemelerdir 1. Bu üç boyutlu çapraz bağlı polimerik malzemeler, fonksiyonel ve çapraz bağlayıcı monomerlerin, ilgilenilen kalıp molekülün etrafında polimerizasyonu ile elde edilirler. Polimerizasyondan sonra kalıp molekülün polimerden uzaklaştırılmasıyla şekil, boyut ve fonksiyonel gruplar açısından hedef analitin tekrar bağlanabileceği tanıma bölgeleri oluşturulur. Bu teknik ile sentezlenen baskılanmış polimerler kararlı ve sağlam malzemeler olmalarının yanında, analite çok seçicilik gösterirler2. Son yıllarda moleküler baskılanmış polimerler bu üstün özellikleri nedeniyle ayırma, sensörler v.b. uygulamalarda büyük ilgi çekmektedirler3. Karbamat grubu içeren disulfiram ve thiram moleküllerinin baskılandığı, molekül baskılı polimerler literatürde ilk kez bu çalışma ile sentezlenmiştir. Sentezlenmiş baskılı polimer kullanılarak, karbon pasta elektrotlar hazırlanmış ve bu elektrotlar ile kalıp moleküllerinin yükseltgenme sinyali voltametrik olarak ölçülmüştür. Baskılı polimerler, Taramalı Elektron Mikroskopi ve Fourier Transform Infrared Spektroskopi teknikleri kullanılarak karakterize edilmiştir. Kalıp molekülünün sökme işlemi, baskılanmış ve sökülmemiş, baskılanmış ve sökülmüş ayrıca kalıp molekül içermeyen kontrol polimerleri kullanılarak test edilmiştir. Bu çalışmada ayrıca, sentezlenen baskılı polimerin kendi kalıp molekülüne karşı seçimliliği, kalıp moleküllerin yapı analogları kullanılarak denenmiştir. Anahtar kelimeler: Molekül Baskılı Polimer, Voltametrik Sensör, Karbamat Grup, Disulfiram, Thiram. Kaynaklar 1 Soysal, M., Muti, M., Esen C., Gençdağ, K., Aslan, A., Erdem, A., and Karagözler, A.E. 2013. A Novel and Selective Methylene Blue Imprinted Polymer Modified Carbon Paste Electrode. Electroanalysis, 25(5): 12781285. 2 Kryscio, D.R., and Peppas, N. 2012. Critical Review and Perspective of Macromolecularly Imprinted Polymers. Acta Biomaterialia, 8: 461-473. 3 Alexander, C., Andersson, H.S., Andersson, L.I., Ansell, R.J., Kirsch, N., Nicholls, I.A., O'Mahony, J., and Whitcombe, M.J. 2006. Molecular Imprinting Science and Technology: A survey of the Literature for the tears up to and Including 2003. Journal of Molecular Recognition, 19: 106-180. 35 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 22 Yüzeyde Güçlendirilmiş Raman Spektroskopisi Tekniğiyle Toplam Protein Miktarının Belirlenmesi Merve Eryılmaz, Adem Zengin, Uğur Tamer Gazi Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya ABD, 06330, Etiler, Ankara merveryilmaz @ gmail.com Özet: Toplam protein miktarı tayini gıda kalite analizlerinden başlayarak, enzim aktivitesi belirlenmesi ve hastalıkların teşhisine kadar geniş bir alanda büyük öneme sahiptir. Bu kapsamda yüzeyde güçlendirilmiş Raman saçılması (Surface-enhanced Raman Spectroscopy, SERS) kullanılarak toplam protein tayini ile gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla azid modifiye silikon yüzeyler ve altın küre nanopartiküller1 ile 5,5'-dithiobis-2-nitrobenzoik asit (DTNB)-alkin modifiye çubuk nanopartiküller hazırlanmıştır. Böyle bir ortama eklenen biuret reaktifi (Cu +2) ve protein standardı eklendiğinde partikül ve yüzey veya partikül arasında klik kimyası 2 reaksiyonu gerçekleşmiş ve protein konsantrasyonuna paralel DTNB etiketinin SERS sinyali izlenmiştir. Doğrusal çalışma daralığı bovin serum albumin (BSA) protein konsantrasyonuna karşı DTNB molekülünün 1330 cm-1 dalga sayısındaki NO2 simetrik gerilmesinin SERS sinyalinin ölçülmesi ile elde edilmiştir. Bu çalışma aynı zamanda herhangi bir başka kimyasal tüketimi olmadan eş zamanlı olarak Lowry3 yönteminin gerçekleştirmesine olanak sağlamıştır. Böylelikle geleneksel bir yöntemle zaman kaybetmeden karşılaştırması yapılabilmiş ve sonuçlar kıyaslanabilmiştir. Toplam protein miktarının belirlenmesi için önerilen bu yöntem birçok alanda etkin bir araç olacaktır. Anahtar kelimeler: Toplam Protein, Nanopartikül, SERS. Kaynaklar: [1] Tamer, U., Gündogdu, Y., Boyacı, İ.H., Pekmez, U. 2010. Synthesis of magnetic core-shell Fe3O4-Au nanoparticle for biomolecule immobilization and detection. J. Nanopart. Res., 12:1187-1196. [2] Zhou, Y., Wang, S., Zhang, K., Jiang, X. 2008. Visual detection of Copper(II) by Azide- and AlkyneFunctionalized Gold Nanoparticles Using Click Chemistry. Angew. Chem. Int. Ed., 47:7454-7456. [3] Lowry, O.H., Rosebrough, N.J., Farr, A.L., Randall, R.J. 1951. Protein measurement with the Folin phenol reagent. J. Biol. Chem., 193: 265-75. 36 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 23 Bitkisel Gıdaların Toplam Antioksidan Kapasitelerine Antosiyaninlerin Katkısının Belirlenmesi Kevser Sözgen Başkan, Esma Tütem, Esin Akyüz, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı [email protected] Özet: Antosiyaninler, kırmızı ve mor renkli meyve ve sebzelerde bulunan, antioksidan aktiviteye sahip, insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olan flavonoid grubudur. Çalışmamızda, çeşitli bitkisel gıdaların (Anjelik erik, kırmızı erik, vişne, kırmızı üzüm, kırmızı pancar, ve kırmızı lahana) toplam antioksidan kapasitelerine antosiyaninlerin katkıları, HPLC 1, farklı pH (differential pH)2, CUPRAC3 ve ABTS/Persülfat4 yöntemleri ile değerlendirildi. Bitkisel ekstraktların antosiyanin ve antosiyanidin bileşenleri, C18 kolon, metanol ve % 0.2 (v/v) o-H3PO4 ikili sistemi ile gradient elüsyon ve fotodiyot dizisi (PDA) dedektör ile 210-600 nm aralığında ölçüm yapılarak belirlendi ve miktarlandırıldı. Çalışılan standart maddelerin, CUPRAC yöntemi ile belirlenmiş olan, troloks eşdeğeri antioksidan kapasite (TEAK) katsayıları sıralaması; siyanidin > kuromanin > kerasiyanin > delfinidin > pelargonidin > peonidin > malvidin > peonidin-3-glukozid şeklinde belirlendi. Bu sıralama, teorik olarak, yapı ve antioksidan aktivite ilşkisi açısından değerlendirildiğinde beklentileri doğrulamaktadır. Çalışılan örneklerde, HPLC ile miktarları belirlenmiş olan antosiyanin ve antosiyanidinlerin teorik toplam antioksidan kapasite (TAK) değerleri, birleştirilmiş HPLC-CUPRAC1 ve HPLC-ABTS yöntemleri ile hesaplandı ve sonuçlar, spektrofotometrik CUPRAC VE ABTS yöntemleri ile belirlenmiş olan deneysel sonuçlarla karşılaştırıldı. Standart maddelerin her iki spektrofotometrik yöntemle belirlenmiş olan TEAK katsayıları kullanılarak farklı sentetik karışımlar için hesaplanan teorik TAK sonuçları, deneysel sonuçlarla karşılaştırıldığında %95-103 aralığında uyumlu sonuçlar bulundu. Çalışılan bitkisel örneklerin teorik ve deneysel TAK sonuçları arasındaki uyum, örneğin bileşimine bağlı olarak değişmekle birlikte daha düşük % değerleri elde edilmiştir. Bu durum, bitkisel örneklerde gerek antosiyanin ve antosiyanidin standartları eksikliği sebebiyle belirlenemeyen türler bulunması gerekse de diğer fenolik bileşenlerin ve C vitamini gibi maddelerin de toplam antioksidan kapasiteye katkılarının olması ile açıklanmıştır. Anahtar kelimeler: Antosiyanin, Bitkisel Gıda, Antioksidan Kapasite, CUPRAC, Birleştirilmiş CUPRAC-HPLC Yöntemi. Kaynaklar 1- Yıldız L., Sözgen Başkan K., Tütem, E., Apak, R. 2008. Combined HPLC-CUPRAC (cupric ion reducing antioxidant capacity) assay of parsley, celery leaves, and nettle. Talanta, 77: 304-313. 2- Kim, D., Jeong, S.W., Lee, C.Y. 2003. Antioxidant capacities of phenolic phytochemicals from various cultivars of plums. Food Chemistry, 81: 321-326. 3- Apak, R., Güçlü, K., Özyürek, M., Karademir, S.E. 2004. Novel Total Antioxidant Capacity Index for Dietary Polyphenols and Vitamins C and E, Using Their Cupric Ion Reducing Capability in the Presence of Neocuproine: CUPRAC Method. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52: 7970-7981. 4- Re,R., Pellegrini, N.,Proteggente, A., Pannala, A.,Yang, M., Rice-Evans, C. 1999. Antioxidant activity applying and improved ABTS radical cation decolorization assay. Free Radical Biology and Medicine, 26: 1231-1237. 37 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 24 Çaylardaki Bazı Metal Düzeyleri, Biyoyararlılıkları ve Risk Etmenlerinin ICP-MS Tekniği ile Değerlendirilmesi Ümran Seven Erdemir, Şeref Güçer Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 16059 Görükle-Bursa [email protected] Özet: Su gıda ve içecekler diyetteki eser elementler için başlıca kaynaklar olup; geniş bir derişim aralığında lüzumlu veya toksik metalleri de içerebilmektedir.1,2 Risk değerlendirmesi açsından toplam metal düzeyleri dikkate alınsa da bu düzeyler biyoerişilebilir düzeyleri yansıtmayabilir.3 Biyoyararlılık değerlendirmeleri açısından in-vitro yaklaşımlara başvurulabilir. Bu yaklaşımda; mide veya bağırsak şartları, sıcaklık, pH, enzim yönünden sindirim şartları laboratuar koşullarında uyarlanarak çözünür element fraksiyonları analiz edilir. Çay (Camellia sinensis L.); dünyadaki en popüler alkolsüz içeceklerden biridir. Literatürde bazı metaller için yaygın çalışmalar olmakla birlikte beslenmedeki önemleri açısından ilgili elementlerin kimyasal formlarının belirlenmesinin önemi de vurgulanmıştır.4,5 Çalışmamızda Bursa’da iç pazardan, market veya aktarlardan temin edilen değişik çay örneklerinde çözünürleştirme işlemleri sonrası As, Cd, Cu, Cr, Co, Fe Li, Mg, Mn, Mo, Ni, Pb, Zn gibi lüzumlu veya toksik elementlere ilişkin toplam element tayini ve biyoyayayarlılık incelemeleri yapılmaktadır. Sindirim sistemindeki şartlar uyarlanarak ve farklı enzimler kullanılarak in-vitro yöntemlere dayalı biyoerişilebilir element düzeyleri indüktif eşleşmiş plazma kütle spektrometresi (ICP-MS) ile belirlenmektedir. Böylece toplam metal düzeyleri ile biyoerişilebilir düzeyler arasında korelasyon olup olmadığı belirlenerek biyoyararlılık ve risk etmenleri değerlendirilmektedir. Standart referans malzeme ile doğruluk çalışmaları yapılarak analitik validasyon parametreleri irdelenmektedir. Anahtar kelimeler: Çay, Biyoyararlılık, ICP-MS, Eser Element. Kaynaklar 1. Szymczycha-Madeja, A.,Welna, M., Zyrnicki, W. 2013. Multi-Element Analysis, Bioavailability and Fractionation of Herbal Tea Products. Journal of The Brazilian Chemical Society, 24 (5), 777–787. 2. Demirel, S., Tuzen, M., Saracoglu, S., Soylak, M. 2008. Evaluation of various digestion procedures for trace element contents of some food materials. Journal of Hazardous Materials, 152: 1020–1026. 3. Moreda-Pineiro, J., Moreda-Pineiro, A., Romaris-Hortas, V., Dominguez-Gonzalez, R., Alonso-Rodriguez, E., Lopez-Mahia, P., Muniategui-Lorenzo, S., Prada-Rodriguez, D., Bermejo-Barrera, P. 2012. Trace metals in marine foodstuff: Bioavailability estimation and effect of major food constituents. Food Chemistry, 134: 339–345. 4. Chen, Y.X., Xu, J., Yu, M.G., Chen, X.C., Shi, J.Y. 2010. Lead contamination in different varieties of tea plant (Camellia sinensis L.) and factors affecting lead bioavailability. Journal of The Science of Food and Agriculture, 90 (9), 1501–1507. 5. Ozdemir, Y., Gucer, S. 1998. Speciation of manganese in tea leaves and tea infusions. Food Chemistry, 61 (3), 313–317. 38 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 25 Amin Sınıfı Antidepresanlar ve Uyarıcıların Ekstraktif Spektrofotometrik Miktar Tayini Erol Erçağ*, Gülseren Sarıoğlu*, Ayşem Arda*, Reşat Apak* *İst. Üni. Müh. Fak Kimya Bölümü, Analitik Kimya ABD [email protected] Amfetaminler, merkezi sinir sistemi üzerinde çok güçlü uyarıcı etkisi olan sentetik ilaçlardır 1. Amfetaminlerin temel yapısını feniletilamin çekirdeği oluşturur. Yasadışı uyuşturucular olarak üretilmiş 3,4methylenedioxymethamphetamine (MDMA) ecstasy olarak bilinir; 3,4-methylenedioxyamphetamine (MDA) ve metamfetamin gibi bazı amfetamin türevleri birbirinden farklı uyarıcı etkilere sahiptir. Bazı antidepresanlar ve amfetaminler2 aktif amin bileşenleri içerirler. Literatürde bu amin bileşiklerinin tayini için floresans, IR-Raman gibi çeşitli spektroskopik metodlar ile MS dedeksiyonlu HPLC, LC ve GC kromatografik yöntemler 3 bulunmasına rağmen kriminal polis laboratuvarlarının olay yeri incelenmesinde kullanabilecekleri basit, kolay uygulanabilir, hassas ve düşük maliyetli spektrofotometrik yöntemler yoktur ve bu boşluğun kapatılması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın amacı; sözü geçen katyonik amin bileşiklerinin erio-T, BCP (bromocresol purple) ve metil oranj gibi iri moleküllü anyonik boyalar ile zayıf asidik ortamda iyon-asosiyatif komplekslerini oluşturmak ve bu renkli kompleksleri uygun organik çözücü ortamına çekerek amin yapılı uyarıcı maddelerin kantitatif tayinlerini gerçekleştirmektir. Burada “sularda anyonik deterjan tayini” yaygın metodunda izlenen mantık, yani katyonik bir boya olan metilen mavisi ile gerçekleştirilen ekstraktif-fotometrik tayin yöntemi amaca elverişli şekilde uyarlanmıştır. Deterjan tayininin aksine bu çalışmada iri katyon konumunda olan aminler, iri anyon halindeki boyalarla ekstrakte edilmiştir. Çalışılan her reaktif için analit ekstraksiyonuna en uygun çalışma koşulları optimize edilmiştir. İyon-asosiyatif komplekslerinin en uygun ekstraksiyon pH’sı (deneysel çalışmalar sonucunda analit ve reaktiflere bağlı olarak bulunan pH 3.0-3.6) genellikle boya reaktiflerinin pKa değerlerinden büyük, aminlerin (amonyum) pKa değerlerinden küçük veya bu değerlere yakındır; böylece boyaların anyon, aminlerin ise amonyum formunda katyon olarak bulunmaları güvence altına alınmıştır. İri bir katyon ile iri bir anyonun oluşturduğu renkli iyon çifti, birincil hidratasyon kabuğundan yoksun olduğundan sulu fazdan dışarılarak kolayca organik çözücü içine özütlenebilmektedir. Ekstraksiyon işleminde kullanılan organik çözücü saf kloroform ya da kloroform-butanol karışımıdır. Analiz edilen aminler için (reaktif boyalarla oluşturdukları komplekslere ait) molar absorptivite, dedeksiyon (algılama) sınırı ve çalışma doğrusuna ait korelasyon katsayısı gibi analitik bulgular her bir anyonik boya için ayrı ayrı belirlenmiş olmakla beraber, sadece erio-T boyasına ilişkin veriler şöyle özetlenebilir: Reaktif erio-T; Analit MDMA: ε =1.50x104 L mol-1 cm-1, LOD: 0.14 µg mL-1, r=0.9997, Analit MDA: ε=1.21x104 L mol-1 cm-1, LOD: 0.23 µg mL-1, r=0.9995, Analit Fluoksetin: ε =2.36x104 L mol-1 cm-1, LOD: 0.24 µg mL-1, r=0.9996. Molar ekstinksiyon katsayılarının 104 mertebesinde olması bu tayinlerin duyarlı yapılabilirliğini göstermektedir. Sonuçta oluşan iyon çiftlerinin çözücü özütlemesi de göreli hızlı olduğundan polis kriminal laboratuvarlarının istemlerini karşılayan ön eleme niteliğindeki analiz yöntemleri geliştirilmiş olmaktadır. Anahtar Kelimeler: MDMA, MDA, İyon-çifti, Spektrofotometry. Kaynaklar 1-David Servan-Schreiber, Cameron S. Cartera, Randy M. Brunoa, Jonathan D. Cohenb; Dopamine and the mechanisms of cognition: Part II. D-amphetamine effects in human subjects performing a selective attention task , Biological Psychiatry, Volume 43, Issue 10, 15 May 1998, Pages 723–729 2-. Baggott M., Heıferts B., Jones R.T., Mendelson J., Sferrıos E., Zhender J., 2000, Chemical Analysis of Ecstasy Pills, J. Amer. Med. Assoc., 248, 2190-2198. 3-Concheıro M., Castro A. D.,Quınıela O., Lopez- Rıvadulla M., CruzA., 2005, Determination of MDMA, MDA, MDEA and MBDB in Oral Fluid Using High Performance Liquid Chromatography With Native Fluorescence Detection, Forensic Science International, 50, 221-226. 39 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 26 Biyobenzer İlaçlar ve Biyoanalizleri Durişehvar Özer Ünal İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 06452, Beyazıt İstanbul, TURKİYE [email protected] Özet: Biyofarmasötik ilaçlar, canlı hücrelerden (bakteri, maya, insan ya da hayvan hücresi) üretilen ve vücuttaki eksikleri tamamlayan veya onaran aktif ilaç maddeleridir. Biyobenzer ilaçlar ise aktif orijinal biyofarmasötik ilaçların devam eden aynı etkiyi ve işlevi gören biyolojik maddelerdir[1]. Biyobenzerlerin üretimleri canlı organizma yolu ile olduğundan her üretimde küçük farklılılar olmaktadır. Bunların etkinlik ve yapısal olarak değerlendirilerek orijinal biyofarmasötikler yerine güvenli bir şekilde kişilerde kullanılabileceğinin gösterilmesi gereklidir. Biyobenzer ürünlere örnek olarak eritropoietin, insülün, hormonlar, büyüme faktörü, sitokinler, monoklonal antikorlar bulunmaktadır. Bu ilaçlar, anemi, diyabet, kanser, hepatit gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.Bu ilaçların üretimleri, stoklanması, ve taşınması sırasında bozunma, dentürasyon ve çökme gibi durumlara rastlanmaktadır. Bu nedenle bu ürünlerin kopyasını üretmek imkansızdır. İstikrarlı ürün yapımını sağlamak, etkililiği sağladığı gibi yan ve toksik etkilerin de önlenmesinde önemlidir. Bu nedenle üretilen biyobenzer ilaçların kıyaslanabilir, karşılaştırılabilir ve aynı etkinlikte olması için analizleri gerekmektedir[2]. Çoğunlukla protein yapısında olan biyobenzer ilaçların, amino asit dizilimlerinin, peptid yapılarının, molekül ağırlıklarının, elektroforetikpaternlerinin, sıvı kromatografik profillerinin ve spektroskopik özelliklerinin ve paternlerinin orijinal ve biyobenzer ilaçların karşılaştırılması için gerekmektedir. Bu nedenle Yüksek basınçlı Sıvı Kromatografisi- Tandem Kütle spektrometrisinin yanı sıra kapilerelektroforez sistemleri kullanılmaktadır. Avrupa İlaç Birliği (EMEA) çıkardığı yönetmelikle biyobenzer ilaç analizleri için etkin ve valide yöntem ihtiyacını vurgulamaktadır. Anahtar kelimeler: Biyofarmasötik, Biyobenzer, Analiz, HPLC-MSMS. Kaynaklar 1. DraftGuidanceforIndustryQualityconsiderations in demonstratingbiosimilarityto a reference protein productguidanceforindustry, Feb, 2012 2. Mellstedt H.,Niederwieser D., Ludwig H., Thechallenge of biosimilars, Annals of Oncology, 19:411419, 2008 40 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 27 Poli-Azure A Modifiye Kalem Grafit Elektrot ile Akışa Enjeksiyon Analiz Sisteminde NAD+/NADH Redoks Çiftine Bağlı Biyosensör Tasarımı Didem Giray Dilgina, BensuErtekb, Mustafa Kemal Sezgintürkc, Yusuf Dilginb a ÇanakkaleOnsekiz Mart Üniversitesi Biga Meslek Yüksek Okulu, Biga-Çanakkale ÇanakkaleOnsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Çanakkale c Namık Kemal Üniversitesi fen edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Tekirdağ b [email protected] Özet: Nikotin amidadenindinükleotid (NADH), askorbik asit, dopamin, ürik asit gibi biyolojik öneme sahip bileşiklerin duyar ve seçimli analizlerinde modifiye elektrotlar oldukça sık kullanılmaktadır. İyi bir redoks mediyatör özelliği gösterdiklerinden dolayı azin türü (fenazin, fenotiyazin, fenoksazin) boyar maddeler, elektrot yüzeyinin modifiye edilmesinde oldukça sık kullanılmıştır1,2. Genellikle bu tür organik redoks mediyatörler, elektropolimerizasyon, adsorpsiyon, kovalent bağlama ya da kompozit elektrot elde etme yoluyla, değişik türden elektrot (Camımsı karbon, karbon nanotüp, karbon pasta, grefen vb) yüzeyine modifiye edilmiş ve dehidrogenazNAD+/NADH çiftine dayalı biyosensör çalışmaları gerçekleştirilmiştir 2-4. Bu çalışmaların bir kısmında ise daha hızlı ve duyar analizlere imkan sağlayan akışa enjeksiyon analiz (flow injection analysis, FIA) sisteminde biyosensör gerçekleştirilmiştir4. Ancak literatür araştımalarımıza göre uzuc, kolay elde edilebilir, tek kullanımlı bir elektrot olan ve son yıllarda kullanımı gidrek artan kalem grafit elektrot yüzeyinde (pencil grafit elektrot, PGE) bu tür organik maddelerin elektropolimerizasyonuna veelde eidlen modifiye elektrotlarla FIA sisteminde biyosensör çalışmalarına rastlanılmamıştır. Bu çalışmada, elektropolimerizasyon yoluyla hazırlanmış Azure A (MY) modifiye PGE kullanılarak NADH’ninelektrokatalitik yükseltgenmesi hem döngüsel voltammetri hem de amperometrik yöntemle incelenmiştir. Ayrıca elektrotpolimerizasyondan sonra bu elektrot yüzeyine Glukozdehidrogenaz enzimi immobilize edilerek NAD+/NADH redoks çiftine dayalı biyosensör ilk defa PGE için tasarlanmış bir akış hücresi kullanılarak FIA siteminde gerçekleştirilmiştir. 0,1 M KCl içeren pH 7,0 fosfat tamponu taşıyıcı elektroliti ve optimize edilen parametreler kullanılarak (akış hızı, uygulama potansiyeli, örnek hacmi ve kolon uzunluğu) glukozderişimine karşı akım-zman eğrileri FIA sisteminde izlenmiş, vebiyosensör için elde edilen kalibrasyon eğrisinden 1x10 -5 ile 1x10-3 M glukoz derişimi aralığında doğrusal bulunmuştur. Glukoza muhtemel girişimci maddelerin de etkisi incelenmiştir. Bu biyosensörde gerçekleşen olay, enzimatik tepkime sonucu oluşan NADH’nin bir ECE mekanizmasıyla elektrokatalitik yükseltgenmesişeklinde gerçekleşmiştir. Anahtar kelimeler: Biyosensör, Kalem Grafit Elektrot, Azure A, Akışa Enjeksiyon Analiz. Kaynaklar 1 D.G. Dilgin, D. Gligor, H.İ. Gökçel, Z. Dursun, Y. Dilgin, Biosens. Bioelectron., 26 (2010) 411-417. 2 L. Deng, Y. Wang, L. Shang, D. Wen, F. Wang,Biosens. Bioelectron., 24 (2008) 951-957. 3D-W. Yang, H-H.,Liu, Biosens. Bioelectron., 25 (2009) 733-738. 4S. Baskar, J-L.,Chang, J-M., Zen, Biosens. Bioelectron., 33 (2012) 95-99. Bu çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi BAP tarafından desteklenmiştir (Proje No:2012/58) 41 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 28 Kitosan/Ustilagomaydis veKitosan/ Ustilagodigitariae (Kunze) RabenhMikrokapsüllerin Hazırlanması ve Ağır Metal Uzaklaştırılmasında Kullanılması İdris Sargına, GülşinArslanb, Murat Kayac a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075, Konya Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü, 42075, Konya c AksarayÜniversitesi, Fen Edebiyat Fak.,Biyoteknoloji ve Moleküler Biyoloji Bölümü, 68100, Aksaray b [email protected] Özet: Biyosorbentlerin atık sulardan ağır metal uzaklaştırılmasında kullanılması hem çevresel hem de ekonomik açıdan önemlidir1. Kitin, selülozdan sonra doğada en çok bulunanpolisakkarittir. Kitosan; genelde işlenmiş gıda endüstrisinin bir atık ürünü olankitininin deasetilasyonuyla elde edilen, asidik ortamda çözünürlüğü olan, özellikle sahip olduğu serbest –NH2 ve –OH gruplarından dolayı yüksek katyon tutma kapasitesine sahip fonksiyonel bir kitin türevidir. Film, mikrokapsül, mikroküre ve nanoküre halinde sentezlenebilen kitosan ve türevleri;tıp, biyoteknoloji, filtrasyon ve kozmetik gibi birçok alanda kullanımı vardır2.Ustilago; çeşitli bitki türleri üzerinde patojen olarak yaşayan, tarımda ciddi ürün ve kalite kaybına yol açanbir mikromantar türüdür.Yaklaşık 5-6µ boyutundaki mantar sporlarınınhücre duvarı farklı oranlarda kitin, glukan, manan, galaktan ve ksilan içerir 3,4. Bu çalışmada; U. maydis ve U.digitariae (Kunze) Rabenhs porlorıyla kitosan mikro kapsüller hazırlanmıştır. Çözelti içerisindeki kararlılığını sağlamak için hazırlanan mikrokapsüller,Schiff bazı oluşumu tepkimesi üzerinden çapraz bağlanmıştır.Mikrokapsüllerinkarakterizasyonu, FT-IR, SEM ve TGA ile gerçekleştirilmiştir. Elde edilen mikrokapsüllerin sulu çözeltilerden; Cr(III), Cd(II),Cu(II), Ni(II) ve Zn(II) iyonlarınıtutma çalışmaları gerçekleştirilmiştir. pH, metal konsantrasyonu, mikrokapsül miktarı, süre ve sıcaklık parametrelerinin mikrokapsüllerin metal tutumuna etkisi araştırılmıştır. Kitosan/U. maydismikrokapsüller için kapasite; Cr(III): 0,69;Cd(II): 0,44; Cu(II): 1,05;Ni(II): 0,71 ve Zn(II): 0,47mmol g−1; kitosan/U.digitariaemikrokapsüller için ise; Cr(III): 0,95;Cd(II): 0,48; Cu(II): 1,09;Ni(II): 0,57 ve Zn(II): 0,93 mmol g−1 olarak bulunmuştur. Bu çalışmayla, patojen Ustilagomikromantar sporlarınınbiyosorbent olarak kullanılmasının, hem bu sporların tarım alanlarından toplanmasını, dolayısıyla bu patojenle mücadeleye katkı sağlaması, hem de ekonomik değer kazanması açısından mümkün olabileceği gösterilmiştir. Anahtar kelimeler: Kitosan, Mikrokapsül, Ustilago, Ağır metal, Biyosorbent. Kaynaklar [1] Bilal, M.,Shah, J.A., Ashfaq, T., Gardazi, S.M.H., Tahir, A.A., Pervez, A., Haroon, H., Mahmood, Q. 2013. WasteBiomassAdsorbentsforCopperRemovalfromIndustrialWastewater—A Review.Journal of HazardousMaterials, 263: 322-333. [2] Rinaudo, M. 2006. Chitin and chitosan: Properties and Applications. Progress in Polymer Science, 31(7): 603-632. [3] Gallart, M., Mas, M.T., Verdu, A.M.C. 2009. Effects of Loose Smut on DigitariasanguinalisPopulation Depending on Seedling Emergence Period. ActaOecologica, 35: 409-414. [4] Ruiz-Herrera, J., Ortiz-Castellanos, L., Martínez,A.I., León-Ramírez C., Sentandreu, R. Analysis of theProteinsInvolved in theStructureandSynthesis of the Cell Wall of Ustilagomaydis. 2008. Fungal Genetics andBiology 45(1): S71-S76. 42 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 29 Kaynak Suyunda Elementler Referans Malzeme Üretimi ve Sertifikalandırılması Erinç Engin, Oktay Cankur, Süleyman Can, Betül Arı TÜBİTAK UME (Ulusal Metroloji Enstitüsü) PK54 Gebze Kocaeli [email protected] Özet: Kaynak suyu yaşamın en önemli kaynaklarındandır. İçme suyunun ana sağlayıcısı konumundadır ve bu suyu insanlara güvenli bir şekilde getirmek kaçınılmazdır. Ülkemizde kaynak suyu ile ilgili 98/83/EC Direktifi 1 ve “Standard Methods for the Examination of Water and Waste Water, 1985, Guidelines for Drinking Water Quality WHO World Health Organization Geneva 19932” gereklilikleri dikkate alınarak, 17 Şubat 2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış olan İnsani tüketim amaçlı sular yönetmeliği 3 ve bunu takiben TS266/20054 standardında suyun kalitesinin etkili korunumu için bir takım maksimum değerler belirlenmiştir. Bu kriterler arasında zehirli metaller olduğu kadar besleyici minerallere de yer verilmektedir. Piyasadaki matris sertifikalı referans malzemeler analitik metotların geçerli kılınmasında başlangıç noktasını oluşturmakta, aynı zamanda doğruluk ve ölçüm sonuçlarının izlenebilirliğini sağlamaktadırlar. Su analizlerinin kalitesini kontrol ve ölçümlerin güvenilirliğini daha iyileştirmek amaçlı Türkiye’de çıkan ve işlemden geçen kaynak sularının kendine has özellikleri ve yerli karakteri sertifikalı referans malzeme üretimini zaruri kılmaktadır. Bu projede kaynak suyunda element analizi için ISO Guide 34 ve ISO Guide 35 numaralı kılavuzlara uygun sertifikalı referans malzeme (SRM) üretimi süreci belirlenmiş ve üretim aşamaları tamamlanmıştır. Bu kaynak suyu referans malzemesi 21 elementin analizi için metot geliştirme ve geçerli kılmayı olanaklı hale getirecek ortak bir referans noktası sağlamayı hedeflemektedir.Üretimi TÜBİTAK UME tarafından yapılan UME CRM 1201’in, özellikle bakanlıklar tarafından zorunlu izleme görevi olan laboratuvarlar tarafından kalite güvence ve kontrol amaçlı kullanılması amaçlanmıştır. UMECRM1201’de sertifikalandırılmış parametreler şu şekildedir: Al, As, B, Ba, Ca, Cd, Co, Cr, Cu, Fe, K, Mg, Mn, Na, Ni, P, Sb, Sn, Sr, Pb ve Zn kütle kesirleri. Değerler kütle derişimi olarak kilogramda mikrogram veya miligram (μg/kg veya mg/kg) olarak verilmiştir. Tüm elementler için hedef derişim seviyeleri laboratuvarların gereksinimlerini karşılamayı amaçlamıştır. Anahtar kelimeler: Sertifikalı Referans Malzeme, Kaynak Suyu, Elementler. Kaynaklar [1] Council Directive 98/83/EC of 3 November 1998 on the quality of water intended for human consumption. [2] Guidelines for Drinking Water Quality, WHO World Health Organization, Geneva, 1993. [3]İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik, 17 Şubat 2005 tarih, 25730 sayılı Resmi Gazete. [4]TS 266/Nisan 2005, İnsani Tüketim Amaçlı Sular. 43 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 30 Kalem Grafit Elektrot Kullanılarak Eugenol’ünVoltammetrik Tayini Özlem Sağlam, Seval Özyol Karaaslan, Sonnur Demir, Bensu Ertek, Yusuf Dilgin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Özet: Eugenol (4-allil-2-metoksifenol) yarı uçucu bir bileşik olup, karanfil yağının ana fenolik bileşenidir. Bunun dışında reyhan, tarçın, rezene ve kimi bitkisel türlerde bulunmaktadır. Kuvvetli kokusundan dolayı, eugenol hoş koku ve lezzet verici olarak kozmetik ve gıda endüstrisinde sıklıkla kullanılmaktadır1. Bu amaçla eugenol’üngerek farmasötik gerekse gıda sektöründe analizi, önem teşkil etmiş ve spektroskopik, kromatografik ve elektrokimyasal birçok yöntem geliştirilmiştir 1-5. Bunlar arasında elektroanalitik yöntemler yüksek duyarlık, düşük maliyet ve hızlı analiz gibi avantajlara sahip olup, eugenolün gerek voltammetrik davranışının incelenmesi ve gerekse tayini değişik elektrotlar kullanılarak gerçekleştirilmiştir1,4,5. Bu çalışmada Eugenol’ünvoltammetrik davranışı, tek kullanımlı, ucuz ve kolay elde edilebilir bir elektrot olan kalem grafit elektrot (pencilgraphiteelectrode, PGE) kullanılarak ve farklı pH’lardaki destek elektrolitlerde döngüsel voltammogramları kaydedilerek izlenmiş ve elektrokimyasal mekanizması aydınlatılmıştır. Şekil 1, 10-4 M Eugenol için 0,1 M KCl içeren pH 2 BrittonRobinson tampon çözeltisindekaydedilen döngüsel voltammogramını göstermektedir. Döngüsel voltammogramlardan, ilk döngüde önce bir anodik pik (Ia) ve bir katodik pik (IIc) ikinci döngüde ise bu piklere ek olarak bir anodik pik (IIc) daha gözlenmiştir. Buna ilişkin mekanizma ise Şekil 1 B de verilmiştir. Şekil 1:A) PGE kullanılarak 0,1 M KCl içeren pH 2,0 BRT çözeltisinde a) Eugenol yokluğunda (destek elektrolit) b ve c) 10-4 M Eugonol varlığında kaydedilen döngüsel voltammogramlar. b (ilk döngü) ve c(ikinci döngü) Tarama hızı:50 mV/s B) Önerilen mekanizma Ayrıca en uygun pH ortamında (pH 2 BRT çözeltisi) eugenol’ün farklı derişimlerinde tüm piklere (Ia, IIa ve IIc) ait diferansiyel pulsvoltammogramları kaydedilerek eugonol derişimi-pik akımı değişimi de incelenmiştir. Veriler değerlendirilerek derişim pik akım değerleri grafiğe geçirilmiş ve elde edilen kalibrasyon eğrisinden 1x10-7 ile 5x10-5 M eugenol derişimi aralığında doğrusal bulunmuştur. Geliştirilen yöntemle karanfil yağı ve karanfil yağı içeren ve diş sağlığında sadece ağrı kesici olarak kullanılan Dişinol adlı ilaçdaeugenol tayini başarıyla gerçekleştirilmiştir. Anahtar kelimeler: Eugenol, Kalem Grafit Elektrot, Diferansiyel Pulsvoltammetri. Kaynaklar 1Qingliang, F.,et al.,. 2014.Sens. Actuat. B., 192,1-8. 2Yun, S.M., Lee, K.J., Ku, H.O., Son, S.W., Joo, Y.S. 2010. J. AOAC Int., 93, 1806-1810. 3Backheet, E.Y. 1998. Phtochem. Anal., 9, 134-140. 4 Xiaoyun, L.,Yongnian, N., Serge, K. 2014, Electrochim. Acta, 133, 484-491. 44 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 31 Kahverengi Deniz AlgiCystoseria barbata ile Cr(III, VI) Biyosorpsiyonu Sibel Yalçın, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 3432,Avcılar-İstanbul [email protected] Özet: Krom, demir-çelik, dericilik ve metal kaplamacılığı gibi çok çeşitli endüstriyel faaliyetler sonucunda sulu sistemlere karışan vetoksisiteleri birbirinden farklı olan başlıca iki {Cr(III) ve Cr(VI)}oksidasyon basamağında bulunur. Sucul ortamlarda bu şekilde bulunabilen kromun gerek uzaklaştırılması ve gerekse trivalent/heksavalent tür oranının belirlenmesi için kahverengi deniz algiCystoseria barbatakullanıldı.Biyosorpsiyon çalışması pH’ın ve temas süresinin bir fonksiyonu olarak gerçekleştirildi.Potansiyometriktitrasyon ve FTIR analiz teknikleri kullanılarak C.barbatabiyosorbenti yüzeyine bağlanan Cr(III) ve Cr(VI) için olası tutunma mevkileri ortaya çıkarıldı. H-formuna dönüştürülmüş biosorbentile maksimumCr(III) tutulmasınınpH 4.5’ta ve bu tutulmanın çözeltideki baskın tür olan [Cr(OH)]2+üzerinden gerçekleştiği belirlendi. Cr(VI) için ise maksimum tutulma pH 2’de gerçekleşti. Ancak, bu pH’taC.barbatabiyosorbentinin indirgen özelliği nedeniyle zamanın bir fonksiyonu olarak altı değerlikli kromun büyük ölçüde üç değerlikli kroma indirgendiği görüldü1,2. Buna karşılık Cr(VI)’nın, Cr(III)’ün aksine,pH4.5’ta neredeyse hiç tutulmadığı saptandı.Krom(VI) ve toplam krom tayinleri sırası ile difenilkarbazidspektrofotometrik yöntem ve eş zamanlı alevli-AAS kullanılarak gerçekleştirildi. Krom(III) miktarı ise toplam miktarıile krom(VI) arasındaki farktan hesaplandı3. Sonuçta C.barbataalgi,krom(III)’ e göre çok daha toksik olan krom(VI)’yı indirgeme ve aynı zamanda krom(III)’ü önemli oranlarda tutabilme yeteneği ile ucuzetkin bir biyosorbent olarak özellikle atık su ortamları için olası bir biyokimyasal arıtma ve türleme analizi vasıtası olarak önerilmiştir. Anahtar kelimeler: Cr(III), Cr(VI), Cystoseria barbata, Krom Türlemesi, Biyosorpsiyon. Kaynaklar 1. Park, D., Yun, Y-S., Park, J.M. 2005. Studies on hexavalentchromiumbiosorptionbychemicallytreatedbiomass of Ecklonia sp.Chemosphere, 60:1356-136 2. Murphy, V., Hughes, H., Mcloughlin, P. 2008. Comparative study of chromium biosorption by red, green and brown seaweed biomass. Chemosphere, 70: 1128-1134. 3. Yalçın, S., Apak, R.2006.Chromiumspeciationanalysisbyseparation of Cr(III)from Cr(VI) on a XAD sorbent derivatized with shellac:a naturalpolymer. Intern. J. Environ. Anal. Chem., 86(12): 45 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 32 Fenolik Madde İçeriklerine Göre Balların Kemometrik Sınıflandırması Cevdet Demir, Saliha Şahin Uludağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 16059 BURSA [email protected] Özet: Marmara Bölgesinden toplanan 23adet kestane ve 16 adet çiçek ballarında HPLC ile fenolik madde analizleri yapıldı. Bu örneklerde aynı zamanda antioksidan kapasite, antimikrobiyal aktivite ve polen sayımları yapılarak ballar arasında farklılıklar ortaya konulmaya çalışıldı. Yapılan 18 adet fenolik madde analizinde en fazla bulunanlar protokatekuik asit, kafeik asit, p-hidroksibenzoik asit, gallik asit ve siringik asit olmuştur. Bu fenolik madde içeriklerine göre kestane ve çiçek ballarının sınıflandırması kemometrik yöntemlerle araştırıldı. Kullanılan kemometrik yöntemler temel bileşen analizi (PCA), kısmi en küçük kareler diskriminant analizi (PLS-DA), fuzzy kural uzman sistemi (FuRES), fuzzyoptimal birleşmeli hafıza (FOAM) ve sınıf benzetme ile yumuşak bağımsız modelleme (SIMCA) dir1-3. PLS-DA ve FuRES balları sınıflandırıcı olarak kullanılırken FOAM ve SIMCA kontrol yöntemleri olarak kullanılmıştır. PCA ile tam bir gruplandırma yapılamazken sınıflandırma yöntemleri ile fenolik madde içeriklerinin küçük farklılıkları da dikkate alınarak önce yönlendirmeli sınıflandırma modelleri oluşturulmuş, bu modeller üzerinde kestane ve çiçek balları ayrı ayrı ve balların kendi içinde bölgesel farkları dikkate alan sınıflandırma yapılmıştır. FuRES yöntemi ile sınıflandırma ağacı oluşturularak bütün örneklerin birbirlerine yakınlıkları sınıflandırma ağacı içinde gösterilmeye çalışılır. Sınıflandırmanın doğruluğu yönlendirmeli yöntemlerle oluşturulan modeller üzerinde bilinen örneklerin sınıflandırmadaki yeri tahmin edilerek kontrol edilmiştir. Oluşturulan modeller üzerinde sınıflandırmanın tahmini %90 üzerinde gerçekleşmiştir. Yapılan çalışmalar, fenolik maddelerin balların botanik orijinin belirlenmesinde markör bileşikler olarak kullanılabileceğini ve balların sınıflandırmasında kemometrik yöntemlerin uygulanabileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Fenolik Madde, PLS-DA, FOAM, FuRES, SIMCA. Kaynaklar 1. 2. 3. Harrington, PB.,Laurent, C., Levinson, DF., Levitt, P., Markey, SP. 2007. Bootstrapclassificationandpoint-basedfeatureselectionfromage-stagedmousecerebellumtissues of matrixassistedlaserdesorption/ionizationmassspectrausing a fuzzyrule-buildingexpertsystem. AnalyticaChimicaActa, 599: 219–231. Wang, Z.,Chen, P., Yu, L., Harrington, PB. 2012. Authentication of OrganicallyandConventionallyGrownBasilsbyGasChromatography/MassSpectrometryChemicalProfiles . Anal. Chem. 85: 2945−2953. Sun, X.,Chen, P., Cook, SL., Jackson, GP.,Harnly, JM., Harrington, PB. 2012. Classification of CultivationLocations of Panaxquinquefolius L Samplesusing High Performance Liquid Chromatography−ElectrosprayIonizationMassSpectrometryandChemometric Analysis, Anal. Chem. 84: 3628−3634 46 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 33 Deney Malzemelerini Tanıtma Oyunu: Chem Picture Havva Yamaka, Nusret Kavakb a b G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Fen Bilgisi Anabilim Dalı G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi OFMA Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı [email protected] Özet: Laboratuvar aktiviteleri, fen müfredatlarında önemli bir role sahiptir. Fen eğitimcilerine göre laboratuvar aktivitelerinin; öğrencilerin fen konularını anlamlı öğrenmesini sağlama, onların ilgisini derse çekme, bilimsel süreç becerilerinin gelişmesini sağlama gibi birçok farklı işlevi vardır 1. Ayrıca laboratuvar, öğrencilerin gözlem yapma, eleştirel düşünme, yaratıcı fikirler üretme, yorum yapma gibi becerilerinin gelişmesine katkıda bulunur1. Dolayısıyla laboratuvar fen eğitiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Laboratuvar aktiviteleri, doğrulama, tümevarım, bilimsel süreç beceri, teknik beceriler ve buluş yaklaşımı olmak üzere beş farklı şekilde yapılabilir 2-4. Bu yaklaşımların etkili bir şekilde uygulanabilmesi için deney malzemelerinin öğrenciler tarafından tanınıyor olması gerekir. Bu çalışmanın amacı, piyasada ticari olarak satılan “Pictureka” oyunundan esinlenilerek deney malzemelerinin tanıtılması için tasarlanan Chem Picture oyunun öğrenciler üzerindeki etkisi incelemektir. 30 görev kartı ve deney malzemelerinin karışık olarak resmedildiği bir kartondan oluşan oyunun etkisi, yarı deneysel tek gruplu ön test-son test deseni kullanılarak test edilmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği Anabilim Dalında öğrenim gören 30, 1. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Uygulamaya başlamadan önce öğrencilere laboratuvar malzemelerini tanıma testi verilmiş ve onların ön bilgileri belirlenmiştir. Geliştirilen oyun kullanılarak Takım-Oyun-Turnuva tekniğine göre yürütülen dersler sonucunda aynı test tekrar uygulanmıştır. Ayrıca SWOT analiziyle öğrencilerin oyun hakkındaki görüşleri tespit edilmiştir. Araştırmada elde edilen nicel veriler bağımlı örneklem t-testi ile analiz edilmiş ve geliştirilen oyunun öğrencilerin deney malzemelerini tanımasına katkı sağladığı görülmüştür. SWOT analizi sonuçlarına göre: Oyunun güçlü yönleri eğlenceli, bilginin kalıcı olmasını sağlayıcı, ilgi çekici; Zayıf yönleri; zaman alıcı, görseller karışık olarak sıralamışlardır. Zayıf yönlere yazılan tüm düşünceler analiz edilmiş ve düzeltilebilir olanlar belirlenerek oyuna son hali verilmiştir. Anahtar kelimeler: Oyun, Laboratuvar, Deney Malzemesi. Kaynaklar 1 Ayas, A. 1998. Fen Bilgisi Öğretiminde Laboratuvar Kullanımı. http://w2.anadolu.edu.tr/aos/kitap/IOLTP/ 2283/unite07.pdf (12.06.2014) 2 Ayas, A., Çepni, S. ve Akdeniz, A. R. 1994. Fen Bilimleri Eğitiminde Laboratuvarın Yeri ve Önemi-I, Çağdaş Eğitim, 204, 21- 24. 3 Ayas, A., Çepni, S. ve Akdeniz, A. R. 1994. Fen Bilimleri Eğitiminde Laboratuvarın Yeri ve Önemi-II, Çağdaş Eğitim, 205, 7-11. 4 Ayas, A., Çepni, S. ve Akdeniz, A. R. 1995. Fen Bilimleri Eğitiminde Laboratuvarın Yeri ve Önemi-III, Çağdaş Eğitim, 206, 24-28. 47 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 34 Ham ve İşlenmiş Gıdalarda Toplam Şeker Tayini için Yeni Bir Spektrofotometrik Yöntem Geliştirilmesi Kevser Sözgen Başkan, Esin Akyüz, Esma Tütem, Reşat Apak, Merve Uzun İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı [email protected] Özet: Karbonhidratlar, hücrede yaşamsal faaliyetler için enerji kaynağı oldukları gibi bazı karbonhidratların, yaşamsal faaliyetlerde özgül işlevleri de vardır. İnsan vücudunda kan şekeri (glukoz) ve depo şekeri (glikojen) olarak bulunur. Gıdalarda karbonhidrat tayini yapılmasının nedenleri arasında; gıda maddelerinin genel bileşimlerinin belirlenmesi, gıdanın enerji değeri ve besin içeriğinin saptanması, fermente gıdaların üretiminde fermente olabilir karbonhidrat oranının belirlenmesi, bazı meyvelerin olgunluk seviyelerinin tespiti, bazı gıdalarda çözülebilir ve çözünemez karbonhidratların miktarı ile şeker endüstrisinde şeker ekstraktında ve posada kalan şeker miktarının belirlenmesi ihtiyacı sayılabilir. Şeker tayini yöntemleri, şekerlerin indirgen özelliğine dayanmaktadır. Tüm monosakkaritler (glukoz, fruktoz, laktoz, maltoz) indirgen özelliktedir. Literatürde çok sayıda spektrofotometrik toplam şeker tayin yöntemi (antron 1, fenol-sülfürik2 veya dinitrosalisilik asit (DNS)3 yöntemleri gibi) bulunmakla birlikte, bu yöntemler zaman alıcı ve toksik kimyasal kullanımı gerektiren yöntemlerdir. Önerilen yöntemde toplam şeker miktarı, alkali ortamda spektrofotometrik Cu(II)-neokuproin(Nc) ayıracı kullanılarak oluşan Cu(I)-Nc kompleksinin 450 nm’deki absorbansının ölçülmesiyle tayin edilir. Optimum NaOH miktarı, sıcaklık ve analiz süresi sırasıyla; %2 Na2CO3 (w/v) içeren 0.5 M NaOH, 60 C ve 20 dk olarak belirlenmiştir. Özellikle bitkisel gıdalardaki indirgenlerin bozucu etkileri olacağı öngörüsüyle, hidroliz öncesi ve sonrası örnek çözeltileri aminopropil silika (LC-NH2) katı faz ekstraksiyon (SPE) kartuşlarından geçirildikten sonra yöntemin uygulanması gerekmektedir. Sonuçlar, glukoz eşdeğeri olarak verilecektir. Anahtar kelimeler: Glukoz, Fruktoz, Toplam Şeker Tayini, Spektrofotometri, Cu(II)-Nc Ayıracı. Kaynaklar 1- Yemm, E.W., Willis, A.J. 1954. The estimation of carbohydrates in plant extracts by anthrone. Biochemical Journal, 57: 508-514. 2- Dubois, M., Gilles, K.A., Hamilton, J.K., Rebers, P.A., Smith, F. 1956. Colorimetric method for determination of sugars and related substances. Analytical Chemistry, 28: 350-356. 3- Miller, G.L. 1959. Use of dinitrosalicylic acid reagent for determination of reducing sugar. Analytical Chemistry, 426-428 48 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 35 Kuersetin’in Kantitatif Tayini İçin Elektrokimyasal Sensör Elektrot Geliştirilmesi: CV, SWV ve DPV Uygulamaları Ecir Yılmaz Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Kimya Eğitimi Anabilim Dalı, Konya [email protected] Özet: Bu çalışmada, DPPH modifiye GC elektrot kullanılarak kuersetin’inkantitatif tayini için SWV ve DPV tekniklerinin kullanılabilirliği incelenmiştir. Yapılan çalışmada öncelikle, 1 mM olarak hazırlanmış olan DPPH çözeltisi yardımı ile GC elektrot yüzeyi CV tekniği kullanılarak anodik olarak modifiye edilmiştir. Daha sonra modifiyeelektrot’un yüzey karakterizasyon işlemleri elektrokimyasal olarak CV, spektroskopik olarak ise EIS kullanılarak yapılmıştır [1]. Yüzey karakterizasyon işlemleri sırasında sulu ve susuz ortamlarda farklı redoks problar tercih edilmiştir. Modifikasyon ve karakterizasyon işlemleri sonrası hazırlanan 1 mMkuersetin, 100 mM NBu 4BF4 içerisinde, çözeltisi kullanılarak DPPH modifiye GC elektrot yüzeyinin kuersetin molekülüne duyarlılığı ve kantitatif tayinine uygun olup olmadığı SWV ve DPV teknikleri ile incelenmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, hem SWV hem de DPV teknikleri kullanılarak alınan voltamogramlardan okunan pik akımı değerlerinin kuersetin’inkantitatif tayini için yeterli olabileceği kanaatine varılmıştır.1 mMkuersetin çözeltileri için alınan SWV ve DPV voltamogramları, daha düşük konsantrasyonlardakuersetin çözeltileri ile de bu çalışmanın yapılabileceğini göstermektedir. Çalışmanın bundan sonraki aşaması SWV veya DPV tekniklerinden bir tanesi seçilerek farklı konsantrasyonlarda kuersetin çözeltileri hazırlanıp alınan voltamogramlardan faydalanılarak kalibrasyon grafiği çizilmesi ve kursetinin kantitatif olarak tayin edilmesi şeklinde devam edecektir. Şekil.SWV ve DPV kullanılarak DPPH modifiyeGC elekktrot yüzeyinde kuersetinvoltamogramları. SWV için -700 mV ile -1700 mVve DPV için -700 mV ile -1500 mV potansiyel aralıklarında. Anahtar Kelimeler: Elektrokimyasal Sensör Elektrot, Diferansiyel Pulsvoltametri, Kare Dalga Voltametri, Yüzey Modifikasyonu ve Karakterizasyonu. Kaynaklar 1.DemirMülazımoğlu, A., Yılmaz, E., Mülazımoğlu, I. E. 2012. Dithioox amide modified glassy carbon electrode for the studies of non-aqueousmedia: electrochemicalbehaviorsof quercetin on theelectrodeSurface. Sensors, 12(4): 3916-3928. 49 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 36 7- Koordinatlı Mn(II) Komplekslerin SOD ve Katalaz Aktivitelerinin İncelenmesi: Yapı-Aktivite Karşılaştırması Muhammet Köse Kahramanmaras Sutcu İ0mam Universitesi, Kimya Bolumu, K.Maras, 46100,Turkiye. [email protected] Özet: Süperoksit ve peroksit gibi reaktif oksijen türleri (ROS) oksidatif gerginlik oluşturur ve bu Parkinson ve Alzheimer hastalıklarının ve reperfüzyon hasarı (örneğin kalp krizi, inme) ile ilişkilendirilmektedir. Süperoksit dismutaz (SOD) enzimi, normal hücrelerde süperoksitinin zararlı etkilerini ortadan kaldırır, fakat oksidatif gerginlik için bir terapötik madde olarak uygun değildir[1,2]. Bu nedenle, SOD benzeri yapılar terapötik madde olarak incelenmiştir. Riley, SOD benzeri yapı olarak en aktif (günümüze kadar) olanının 7-koordinasyonlu Mn(II) kompleksi olduğunu bildirdi [2,3]. Bu bağlamda grubumuzda SOD aktiviteleri incelenmek üzere yeni mono- ve polinukleer Mn(II) kompleksleri hazırlanmıştır. Komplekslerin süperoksit dismutaz aktivitesi SOD Assay WST-1 metodu kullanılarak indirek bir biçimde ölçüldü. Komplekslerin yapı-reaktivite karşılaştırılması yapılmıştır. Burada hazırlanan tüm mangan kompleksleri yaklaşık beşgen bipyramidal geometri ile 7-koordinatlı Mn(II) kompleksleridir ve tüm kompleksler SOD enzim aktivitesi göstermiştir. Şekil-1 Makrosiklik komplekslerin X-ray yapıları Anahtar kelimeler: SOD, X-ray, Mn(II) kompleksleri Kaynaklar [1] Riley D. P., Schall O. F. 2006. Structure–Actıvıty Studies and the Design of Synthetic Superoxide Dismutase (Sod) Mimetics as Therapeutics. Adv. Inorg. Chem., 59: 233-263. [2] Liu G.F. Fillipović M., Heinemann F.W., Ivanović-Bermazović I. 2007. Seven-Coordinate Iron and Manganese Complexes with Acyclic and Rigid Pentadentate Chelates and Their Superoxide Dismutase Activity Inorg. Chem., 46: 8825-8835. [3] James L., Kose M., Metcalfe T., McKee V. 2011. Crystal Structure of Bis(5,17-dihydroxy-3,7,15,19,25,26hexa-azatricyclo(19.3.1.19,13)hexacosa-1(25),2,7,9(26),10,12,14,19,21,23-decaene-μ1,2-perchlorato barium) diperchlorate: a Schiff-Base Macrocyclic Complex Derived from 2,6-Diformylpyridine and 1,3-Diaminopropan2-ol. J. Chem. Crystallogr., 41: 577–581. 50 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 37 İçerisinde Ga3+, Zn2+, Cu2+ ve Al3+İyonları Bulunan Çözeltilerden Destekli Sıvı Membranlarla Ga3+ ‘ün Selektif Olarak Ayrılması Erdal BAYIR* *Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin MYO,Kimyasal Teknolojiler Bölümü, K.MARAŞ [email protected] Özet: Galyumun elektronik endüstrisinde fazla miktarlarda kulanımından dolayı galyumun ikincil kaynaklardan geri kazanılması için prosesler geliştirilmiştir.Galyumun geri kazanılması çoğunlukla solventekstraksiyonu ile yapılmıştır.Son zamanlarda sıvı membran prosesi,solventekstraksiyonu ve iyon değiştirme gibi ayırma işlemlerine alternatif bir proses olarak ilgi çekmiştir.[1] Bu çalışmada,Ga3+, Zn2+, Cu2+ ve Al3+iyonları içeren asidik çözeltilerden,%8 Trioktilfosfin oksit (TOPO);%10 İzodanol, % 82 Klorofom, ekstraktant karışımı kullanarak,PTFE (Poreflon FP 010-40) destekli sıvı membran prosesi ile Ga3+ (galyum)’ü diğeryonlardan ( Zn2+, Cu2+ ve Al3+ ) selektif olarak ayrılması deneysel olarak incelenmiş ve şekil 1 ’den de görüldüğü gibi galyumun 8 saatteki ekstraksiyon verimi % 95.8 olup Zn, Cu ve Al sırasıyla, % 6.4, % 4.5 ve % 5.2 oranında sıyırma çözeltisine geçmiştiği gözlenmiştir. Sonuçlardan’daanşıldığı gibi içerisinde Ga 3+, Zn2+, Cu2+ ve Al3+iyonları bulunan çözeltilerden destekli sıvı membranlarla Ga 3+ ‘ün selektif olarak ayrıldığı gözlenmiş ve membran desteği gözenek çapı azaldıkça verimin düştüğü sonucuna varılmıştır. 1,3 1,2 1,1 1,0 0,9 0,8 0,7 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 0,0 C/C0 G a Z n 0 1 2 3 Zaman (Saat) 4 5 6 7 8 Şekil 2.Metal Konsantrasyonlarının zamanla dağişimi:[Çözücü (Kloroform): % 82 (w/w); Ekstraktant (TOPO): % 8 (w/w); Modifiyer (izodekanol): % 10 (w/w); (◇□△) Sıyırma çözeltisi: 200 mL 0.1 M HCl ; (■▲●) Besleme çözeltisi: 250 mL (200 mg/L Ga3+, 4000 mg/L Cu2+, 4000 mg/L Al3+, 6000 mg/L Zn2++ 6 M HCl);Membran desteği: Poreflon FP 010; (0.1 μm, ε= 0.6, 40 μm)] Anahtar Kelimeler: Destekli Sıvı Membran ; Galyum; TOPO. Kaynaklar [1]KUMBASAR, R.A., TUTKUN, O., “Separationandconcentration of galliumfromacidicLeachsolutionscontainingvarious metal ionsbyemulsiontype of liquidmembranesusing TOPO as mobile carrier”, Hydrometallurgy, 75, 111-121, 2004. 51 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 38 Grafit Oksit ve 2,6-diaminopiridin ile Ag ve Pd’un Su, Anot Çamuru ve Katalitik Konvertör Örneklerinden Zenginleştirilmesi Gülşen Yıldırım, Şerife Tokalıoğlu, Halil Şahan, Şaban Patat Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Katı faz ekstraksiyonu en yaygın kullanılan ayırma/zenginleştirme yöntemlerinden biridir. Kullanılan adsorbanların özellikleri yöntemin uygulanabilirliğini ve etkinliğini belirler. Yüksek zenginleştirme faktörü, hızlı kompleks oluşumu, adsorpsiyon kapasitesi ve seçimlilik bu parametrelerden bazılarıdır. Katı faz ekstraksiyonunda karbon nanomalzemeler yaygın bir kullanıma sahiptir. Bunların arasında grafit oksit karbonlu, tabakalı yapıda bir maddedir ve grafitin derişik H2SO4 ortamında KMnO4 gibi güçlü yükseltgenler ile reaksiyonundan elde edilir. Grafit oksit, epoksi, hidroksil ve karboksil grupları gibi oksijence zengin fonksiyonel gruplara sahiptir1,2. Son zamanlarda, moleküler türlerin grafit oksit üzerinde adsorpsiyonuna ilişkin çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar, grafit oksidin yüksek bir adsorpsiyon kapasitesine sahip olduğunu göstermiştir. Bu çalışmada, grafit oksit, Hummers metodu kullanılarak grafitden sentezlenmiş ve X-ışınları kırınımı, taramalı elektron mikroskobu ve infrared spektrometresi ile karakterize edilmiştir. Ag ve Pd iyonlarının katı faz ekstraksiyonu için geliştirilen yöntemde, adsorban olarak grafit oksit ve kompleksleştirici reaktif olarak 2,6-diaminopiridin kullanılmıştır. 2,6-diaminopiridin, 2 amino grubu ve 1 piridin halkası içeren, yaygın olarak kullanılan organik bir boyar maddedir. Yapılan deneylerde, Ag, Pd ve 100 mg grafit oksit içeren 20 mL’lik model çözeltilerin pH’ı 4’e ayarlanmış, 1mL 1%(w/v)’lik 2,6-diaminopiridin bu model çözeltilere eklenmiştir. 1 dak karıştırma ve 4000 rpm de 5 dak santrifüj işlemi sonrasında adsorbe olan Ag ve Pd’un elüsyonu 5 mL 2 mol L-1 HCl ile yapılmıştır. Elüattaki Ag ve Pd derişimleri atomik absorpsiyon spektrometresi ile tayin edilmiştir. Grafit oksitin yeniden kullanılabilirliği 150, Ag ve Pd için gözlenebilme sınırı değerleri 0.39 µg L-1 ve 0.94 µg L-1 olarak bulunmuştur. Geliştirilen yöntem, sertifikalı referans maddelerin analizi ile (SRM 2556 ve TMDA-70) doğrulanmış, çeşme suyu, mineral suyu, atık su, katalitik konvertör ve anot çamuru örneklerinde Ag ve Pd tayini için başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Grafit oksit, 2,6-diaminopiridin, Gümüş, Palladyum. Kaynaklar 1. Yıldırım, G., Tokalıoğlu, Ş., Şahan, H., Patat, Ş. 2014. Preconcentration of Ag and Pd ions using Graphite oxide and 2,6-diaminopyridyne from Water, Anode slime and Catalytic converter Samples. RSC Advances, 4: 18108-18116. 2. Liu, Q., Shi, J., Jiang, G. 2012. Application of Graphene in Analytical Sample Preparation. Trends in Analytical Chemistry, 37: 1-11. 52 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Sözlü Sunum 39 Spektroskopik Yöntemlerin Kültür Varlıkları Kaçakçılığı Vakalarının Çözümündeki Yeri Mahmut Aydın Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü, Batman [email protected], [email protected] Özet: Kültür varlıklarının kopyalarının yapılarak koleksiyonerlere satılması Rönesans dönemine kadar geriye gitmektedir. Günümüzde gelişen kopyalama teknolojisi müze ve koleksiyonerleri sahte eserlerle tehdit etmektedir. Geleneksel eser orijinalliğini belirleme metodu olan görsel eser inceleme yöntemi tek başına koleksiyonların sahte eserlerden korunmasına yetmemektedir. Bunun yanı sıra müze koleksiyonlarında bulunan orijinal eserlerin kötü niyetli müze çalışanları tarafından sahteleriyle değiştirilmesi konusunda da çağımızda riskler ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna ek olarak yurt dışına kaçırılan Türkiye’ye ait eserlerin ülkemize iadesinde spektroskopik yöntemlerin önemli rolü bulunmaktadır. Kültür varlıklarının incelenmesinde en temel ilkelerden biri kullanılacak analitik yöntemin tahribatsız ve in situ analiz yapma imkanı tanımasıdır. Bunun yanı sıra bir eserden birden çok analiz yapma imkanı vermesi, analiz sonuçlarını kısa sürede vermesi gibi özelliklere sahip olması gerekmektedir. Taşınabilir X Işınları Flüresans Spektrometresi (P-EDXRF) kültür varlıklarının incelenmesi için gerekli tüm özellikleri içerisinde barındırmaktadır. Ülkemizde özellikle Uşak Müzesinde bulunurken sahtesiyle değiştirilerek çalınan Kanatlı denizatının (Hippocampus) Almanya’da ele geçen benzerinin ülkemizden çalınan kanatlı denizatı olup olmadığı konusundaki çalışmalarda P-EDXRF kullanılmış ve eserin orijinalliği kanıtlanarak ülkemize iadesi sağlanmıştır. Bunun yanısıramüzelerde bulunan orijinal eserlerin kimyasal kompozisyonunun spektroskopik yöntemlerle kayıt altına alınması yöntemiyle eserlerin değiştirilmesinin önüne geçilebilir ve kayıt altına alınan eserlerin çalınması durumunda bulunan eserin çalınan eser olup olmadığı çalışmalarında da kullanılabilir. Anahtar kelimeler: Arkeometri, Taşınabilir XRF, Orijinallik, Sahtecilik, Eser Kaçakçılığı. Kaynaklar 1- Callens J. 2012, Thetypology of the art criminal in museumsectors(ScientificTechniquesand Risk Management in Museums. Umut Press. TR Ed. Aydın M., Zoroğlu C.)169-170. 2- Hida M.,Mitsui T., Minami Y. 1997. Forensicinvestigation of counterfeitcoins. ForensicSciInt 89: 2126. 3- http://www.usakufuk.com/kanatli-deniz-ati-brosu-8345h.htm (17.03.2014) 4- Pauna C.,Constantinescu B., Constantin F., Bugoi R., Stan D., Vasilescu A. 2010. Archaeometricalstudiesusing X-ray fluorescencemethods. AIP Conf. Proc. , Volume 1231. 187-188. 5- Aydın M., 2012. Protection of Museum collections with Modern Archaeometric Techniques Aganist Forgery, Stealing and Fraudulency.Museuni International Conference (Edit.Karaoğlu S., vd) (7-9 November) Kocaeli. 6- Ardid M.,Ferrero J. L., Juanesa D., Luch J.L., Rolda C. 2004.Comparison of total-reflection X-ray fluorescence, staticandportableenergydispersive X-ray fluorescencespectrometers for art and archeometry studies. SpectrochimicaActa Part B 59: 1581-1586. 7- Hida M.,Sato H., Sugawara H., Mitsui T., 2001. Classifcation of counterfeitcoinsusingmultivariateanalysiswith X-ray diffractionand X-ray Fluorescencemethods. ForensicSci. Int. 115: 129-13 53 POSTER SUNUMLARI 54 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 1 Testosteron′un Bizmut-film Elektrot üzerinde Elektrokimyasal Davranışı: İlaçlarda ve İnsan İdrarında Kare-dalga Adsorptif Sıyırma Voltametrisi ile Tayini Abdulkadir Levent1, Ahmet Altun1, Süleyman Taş1, Yavuz Yardım2, Zühre Şentürk3 1 Batman Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 72100 Batman Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van 3 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van 2 [email protected] Özet: Testosteron (17β-hydroxyandrost-4-en-3-one), insanlardaki endojen androjenik-anabolik steroidlerin en önemli örneklerindendir. Memelilerdeki önemli işlevinin yanı sıra, sporcularda yasadışı kullanılışı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle klinik araştırmalar, endüstriyel kalite kontrolü ve doping kontrolü açısından bileşiğin hızlı, duyarlı ve güvenilir analizi için yeni yöntemler geliştirmek çok önemlidir. Ancak testosteronun voltametrik tayini üzerine kaynakçada çok az sayıda çalışma yer almaktadır1,2. Çok yeni olarak araştırma grubumuz testosteronun ilaç ve biyolojik örneklerden analizinde katyonik sürfaktan varlığında camsı karbon elektrotunun (GCE) etkinliğini araştırmıştır3. Bir önceki çalışmamızın devamı olan bu araştırmada ise GCE yüzeyine ön kaplama (ex-situ) olarak bizmut filmi biriktirilerek oluşturulan modifiye elekrot (BiFE) ile katyonik sürfaktan (setiltrimetilamonyum bromür, CTAB) içeren çözeltilerde testosteronun sıyırma voltametrisi tekniği ile ölçülmesine dayalı yeni bir yöntem geliştirilmiştir. Testosteronun BiFE üzerinde ve pH 1-9 aralığında indirgenme işlemi, tersinmez ve adsorpsiyon-kontrollüdür. Kare-dalga adsorptif sıyırma voltametrisi kullanılarak (biriktirme gerilimi, açık devre ve biriktirme süresi, 120 s), testosteronun 3 mM CTAB içeren Britton-Robinson tamponu (pH 5.0, 0.1 M) çözeltisinde -1.28 V gerilim değerinde iyi belirlenmiş voltametrik yanıtı elde edilmiştir. Bu koşullarda bileşiğin, 1 nM - 45 nM doğrusallık aralığında 0.29 nM (0.086 ng mL-1) gözlenebilme sınırıyla tayini gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen yöntem, enjeksiyon ilaç şekline ve erkek idrar örneğine uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Testosteron, Bizmut-film elektrot, Setiltrimetilamonyum bromür, ilaç, idrar Kaynaklar 1. Tyszczuk, K., 2008. Application of an in situ plated lead film electrode to the analysis of testosterone by adsorptive stripping voltammetry, Anal. Bioanal. Chem. 390 :1951-1956. 2. Goyal, R.N., Gupta, V.K., Chatterjee, S., 2010. Electrochemical investigations of corticosteroid isomers-testosterone and epitestosterone and their simultaneous determination in human urine. Anal. Chim. Acta 657: 147-153. 3. Levent A., Altun A., Yardım Y., Şentürk Z., 2014. Sensitive voltammetric determination of testosterone in pharmaceuticals and human urine using a glassy carbon electrode in the presence of cationic surfactant. Electrochim. Acta, 128: 54-60. Teşekkür:Bu çalışma Batman Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığı tarafından desteklenmiştir (2011FED-7) 55 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 2 Tartrazin’in İki Farklı Amberlite Reçinesi Kullanarak Katı Faz Ekstraksiyon Metodu ile Zenginleştirilmesi ve Uv-Vis Spektrofotometresiyle Tayini Abdullah Taner Bişgina, Mustafa Uçana, İbrahim Narinb, Mustafa Soylakc a Niğde Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 51240, Niğde-Türkiye b Erciyes Üniversitesi, Eczacılık fakültesi, Analitik Kimya, 38039, Kayseri-Türkiye c Erciyes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri-Türkiye [email protected], [email protected] Özet: Açık sarı renkte olan tartrazin azo boyası (Şekil 1); şeker, sakız, içecekler, oralet, reçel ve enerji içecekleri gibi bazı gıda ürünlerine renk, tat, hoş koku, koruyucu etki ve gıda ürünlerine çekici bir görünüm kazandırmak amacı ile ilave edilmektedir. Tartrazin, gıda paketlerinin üzerinde E102 gıda katkı maddesi kodu ile belirtilmektedir[1,2]. Tartrazin, petrolden türetilmekte olup ayrıca bazı kozmetik ve ilaç ürünlerinde kullanılmaktadır. İnsanlar için günlük vücuda alım miktarı vücut ağırlığı üzerinden 7,5 mg kg-1 olarak rapor edilmiştir. Miktarın aşılmasında yetişkinlerde bulanık görmeye, deride kaşıntı ve egzamaya, alerjik reaksiyonlara ve astıma neden olmaktadır. Çocuklarda ise hiperaktiviteye bağlı davranış bozukluğu görülmektedir[3,4]. Potansiyel risklerden ve tartrazin’in toksik etkisinden dolayı tartrazin miktarının kontrolü ve tayini önem taşımaktadır. Şekil 1. Tartrazin boyasının molekül formülü Geliştirilen ayırma zenginleştirme metodlarında katı faz olarak Amberlite XAD-1180 ve XAD-16 ticari polimerik reçineleri kullanılmıştır. Tartrazin’in kantitatif ekstraksiyonu için pH, örnek ve eluent akış hızları, örnek hacmi, eluent türü gibi parametrelerin etkisi araştırılarak optimum koşullar belirlenmiştir. Tartrazinin tayin sınırı; XAD-1180 reçinesi ile geliştirilen metot için 13.0 µg L-1, XAD16 reçinesi ile geliştirilen metot için 3.5 µg L-1 olarak bulunmuştur. Tayine girişim yapabilecek bazı anyon, katyon ve boyaların bozucu etkileri incelenmiştir. Geliştirilen metotlar kullanılarak bazı meyve aromalı toz gıda içeceklerinde, ilaç örneklerinde ve meyve sularında tartrazin tayini yapılmıştır. Ayrıca metodun doğruluğu bu örneklere analit ilavesi ile kontrol edilmiştir. Analit ilavesindeki geri kazanım değerleri % 97-102 arasındadır. Deney sonuçları; geliştirilen metotlarla çeşitli örnek türlerindeki tartrazin miktarının tayininin kantitatif olarak yapılabileceğini göstermiştir. Çalışmada, diafuryl kapsül, metiler draje, kayısı suyu, limon ve nane-limon aromalı toz gıda içecekleri gibi örneklerin tartrazin derişimleri tayin edilmiştir. Anahtar kelimeler: Tartrazin, UV-vis, Katı faz ekstraksiyonu, Amberlite reçineleri Kaynaklar [1] Mittal, A., Kurup, L., Mittal, J. 2007. Freundlich and Langmuir adsorption isotherms and kinetics for the removal of Tartrazine from aqueous solutions using hen feathers. J. Hazard. Mater., 146: 243–248. [2] http://en.wikipedia.org/wiki/Tartrazine, (03.04.2014) [3] http://www.food-info.net/tr/e/e102.htm, (03.04.2014) [4] Gupta, V. K., Jain, R., Nayak, A., Agarwal, S., Shrivastava, M. 2011. Removal of the hazardous dyeTartrazine by photodegradation on titanium dioxide surface. Mater. Sci. Eng., C 31: 1062–1067. 56 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 3 Allura Red Boyarmaddesinin Mini Kolon Kullanarak Katı Faz Ekstraksiyonu ile Ayrılması, Zenginleştirilmesi ve Spektrofotometrik Tayini Abdullah Taner Bişgina , Mustafa Uçana, İbrahim Narinb a Niğde Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 51240, Niğde-Türkiye b Erciyes Üniversitesi, Eczacılık fakültesi, Analitik Kimya, 38039, Kayseri-Türkiye [email protected], [email protected] Özet: Allura red; bazı gıda ve içeceklere renk, tat, koku ve çekici bir görünüm kazandırmak amacıyla gıda endüstrisinde geniş ölçüde kullanılan sentetik bir azo boyarmaddesidir (Şekil 1). Üç aromatik sisteme sahip kırmızı toz görünümünde, katrandan ve daha geniş ölçüde petrolden elde edilmektedir[1]. E129 gıda kodu ile alkollü-alkolsüz çoğu içeceklerde, şeker, sakız, sos ve çerez gibi gıdalarda katkı maddesi olarak kullanılmaktadır. Danimarka, İsviçre, Belçika, Fransa gibi Avrupa’nın birçok ülkesinde yasaklanmasına rağmen üretimine ve kullanımına devam edilmektedir [2]. Allura red’in insanlar üzerinde bilinen tam bir toksik etkisinin olmamasına rağmen, aşırı miktarda vücuda alındığında astım, hazımsızlık ve alerjik reaksiyonlara neden olduğu gözlemlenmiştir. Çocuklarda ise hiperaktivite ve hiperaktiviteye bağlı davranış bozukluğuna yol açtığı tespit edilmiştir [3]. Bu nedenlerden dolayı allura red içeren gıda ürünlerindeki boya içeriğinin tayini önemlidir ve kontrol edilmelidir. Şekil 1. Allura Red Boyarmaddesinin Açık Molekül Yapısı Geliştirilen ayırma zenginleştirme metodlarında katı faz olarak Amberlite XAD-1180 ve XAD16 ticari polimerik reçineleri kullanılmıştır. Allura red’in ekstraksiyonu için pH, örnek ve eluent akış hızları, örnek hacmi, eluent türü gibi analitik parametrelerin etkisi incelenmiştir. Allura red’in tayin sınırları; XAD-1180 ve XAD-16 reçinesi reçinesi ile geliştirilen metotlar için sırasıyla 3.3 µg L-1 ve 4.1 µg L-1 olarak bulunmuştur. Zenginleştirme faktörleri eşit ve 80 olarak bulunmuştur. Tayine girişim yapabilecek bazı anyon, katyon ve boyaların bozucu etkileri incelenmiştir. Geliştirilen metotlar ile toz gıda içeceklerinin, enerji içeceğinin ve şurup örneğinin içerdiği Allura red miktarı tayin edilmiştir. Ayrıca metodun doğruluğu bu örneklere analit ilavesi ile kontrol edilmiştir. Geliştirilen metotlarla çeşitli örnek türlerindeki Allura red miktarı spektrometrik olarak doğru ve duyarlı bir şekilde yapılabilir. Anahtar kelimeler: Allura Red, UV-vis, Amberlite Reçineleri, Katı Faz Ekstraksiyonu Kaynaklar [1] Soylak, M., Unsal, Y.E., Tuzen, M. 2011. Spectrophotometric determination of trace levels of allura red in water samples after separation and preconcentration.Food Chem. Toxicol., 49: 1183-1187. [2] Pourreza, N., Rastegarzadeh, S., Larki, A. 2011. Determination of Allura red in food samples after cloud point extraction using mixed micelles. Food Chem., 126: 1465–1469. [3] Gosetti, F., Chiuminatto, U., Mazzucco, E., Calabrese, G., Gennaro, M.C., Marengo, E. 2012. Identification of photodegradation products of Allura Red AC (E129) in a beverage by ultra high performance liquid chromatography–quadrupole-time-of-flight mass spectrometry. Anal. Chim. Acta, 746: 84– 89. 57 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 4 Cephalaria gigantae (Ledeb.) Bobrov Bitkisinin Fenolik Bileşiklerinin HPLC-UV ile Aydınlatılması Adem Demira, Ali Dağb, Emine Kılıçkaya Selvib, Hüseyin Baykalc, Emine Akyüz Turumtayb a RTEÜ Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi, 53100 RİZE b RTEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 53100 RİZE c RTEÜ Pazar Meslek Yüksek Okulu, Tibbi ve Aromatik Bitkiler Bölümü, 53330 Pazar RİZE [email protected] Özet: Doğal antioksidan maddelerden fenolik bileşikler için bitkiler potansiyel kaynaklardır. Fenolik maddeler, antikanserojen, antimutajen ve antimikrobiyal aktivite göstermeleri bakımından da insan sağlığı ile yakından ilişkilidir. Cephalaria türünün üyelerinin içerdiği çeşitli ikincil metabolitlerin yüzyıllardır geleneksel tıpta kullanıldığı tespit edilmiştir. [1] Rize Verçenik yaylasından toplanan Cephalaria gigantae (Ledeb.) Bobrov bitkisi, güneş almaksızın kurutulup çiçek, tepe, yaprak ve sap kısmı ayrılıp öğütüldü. Toz haline getirilen kısımlar metanol ile ekstrakte edildi. Çözücüleri uçurulup sulu ortama alınarak diklorometan, dietil eter, etil asetat ve nbütanol ile sıvı-sıvı ekstraksiyonu yapıldı. Diklorometan fazı haricinde oluşan organik fazlar ve kalan sulu faz dahil dört ayrı fraksiyona ayrıldılar. Yalnızca çiçek kısmında organik fazlar birlikte toplandı ve böylece çiçek kısmının organik ve sulu olmak üzere iki fraksiyonu elde edildi. Ekstraktlar HPLC-UV de optimize edilen gradiyent elüsyon yöntemi ile analiz edilerek sonuçlar mg eşdeğer standart/g ekstrakt olarak ifade edildi. [2] HPLC-UV analiz sonuçlarına göre klorojenik asit bitkinin tüm kısımlarında yüksek miktarda gözlendi ve en yüksek çiçek kısmının sulu fazında (431,0 mg/g ekstrakt) belirlendi. İsoramnetin diğer bol bulunan bileşik olup yalnızca sap kısmında gözlenmedi ve en yüksek çiçeğin organik fazında belirlendi (109,4mg/g ekstrakt). Protokatekuik asit ve kafeik asit bitkinin tüm kısım ve tüm çözücü ekstraktlarında gözlendi. Bitkinin yaprak ve sap kısmında p-OH benzoik asit ve vanilik asit, çiçek kısmında kuersetin ve sap kısmında ferulik asit bulunduğu tespit edildi. Bitki ekstraktlarında standartlar ile belirlenemeyen bileşenler de oldukça yüksek pike sahip idi ve bu piklerin UV spektrumları alınarak literatüre göre karakterize edildiler. En yüksek miktarda olan bilinmeyen bileşen özellikle çiçeğin organik fazında gigantosit A olarak, diğer iki pik ise sinarosid ve kuersimeritrin olarak karakterize edildi. [3] Anahtar kelimeler: Cephalaria gigantae (Ledeb.) Bobrov, klorojenik asit, isoramnetin, gigantosit A. Kaynaklar 1. Kırmızıgül, S., Anıl, H., Rose, M.E., 1996. Triterpenoid saponins from Cephalaria transsylvanica. J. Nat. Prod. 59, 415–418. 2. Akyüz Turumtay, E., İslamoğlu F., Çavuş D., Şahin H., Turumtay H. and Vanholme B., 2014. Correlation between Phenolic Compounds and Antioxidant Activity of Anzer tea (Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. caucasicus), Industrial Crops and Products, 52, 687-694. 3. Movsumov, I. S., Garaev, E. A. and Isaev, M. I., 2006. Flavanoids From Cephalaria gigantea Flowers. Chemistry of Natural Compounds, Vol. 42, No. 6., UDC 547.944/945. 58 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 5 Sonikasyon Tekniği İle Çay Yapraklarından (Camellia Sinensis) Kafein Ekstraksiyonunun Optimizasyonu Adem YOLCU, İbrahim BULDUK Uşak Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü. Özet: Kafein düşük dozlarda merkezi sinir sistemi sakinleştiricisidir. Fiziksel yorgunluğu giderir ve uyku halini azaltır. Yaygın olarak kullanılan pek çok ilacın da etken maddesidir. Doğal kafeinin çay yapraklarından ekstraksiyonu için çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek toksik kimyasalların kullanıldığı, üretim süreleri uzun ve maliyeti yüksek geleneksel ekstraksiyon yöntemleri yerine kısa ekstraksiyon zamanı, minimum organik solvent tüketimi olan yüksek verime sahip ekonomik, çevre dostu kolay uygulanabilir Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon (UAE) yöntemi geliştirilmiştir. Ekstraksiyon verimi üzerine pH, zaman, sıcaklığın etkisi belirlenmiştir. Optimizasyon için Response Surface Metadolojisi (RSM) kullanılmıştır . Bunun için , ekstraksiyon verimi üzerine etkin deneysel koşullar: katı/solvent oranı (30 ml / 500 mg numune), pH (1-13), ekstraksiyon süresi (30-60 dakika), sıcaklık (30-60 °C) olarak seçilmiştir. Bu parametrelerin en iyi muhtemel kombinasyonları Response Surface Metadolojisi (RSM) ile elde edildi. Deneysel koşulların tasarımı için Box-Behnken tasarımı seçildi. İkinci dereceden polinom modelleri (quadratik model) deneysel verilerin en iyi tanımlanmasını verdi. Optimum işletme koşullarında (pH:5.10, 57.65 °C sıcaklık, 57.53 dakika ekstraksiyon süresi ve 30 ml solvent/ 500 mg katı oranı) 500 mg numuneden 9.88 mg Kafein ekstraksiyon verimi elde edildi. Elde edilen bu sonuçlar çay yapraklarından Kafein etken bileşeninin ekstraksiyonu için Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon (UAE) etkili bir metot olabileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Kafein, Çay, Ekstraksiyon, Optimizasyon 59 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 6 Ferrosenil Ditiyofosfonat Eu(III) Kompleksinin Sentezi ve Karakterizasyonu Ahmet Aydın, Seda Kurtulmuş a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Isparta [email protected] Özet: Ditiyofosfonatlar; tıpta antivirüs ve antikanser etkilerinden dolayı biyolojik aktiviteye sahip, endüstride ise metal ekstraksiyonlarında ve yağlama yağlarına katkı maddesi olarak kullanılan önemli bileşiklerdir1. Bu tür bileşikler, [FeC10H9P(S)S]2 kapalı formülüne sahip literatürdeki ismiyle Ferrosenil Lawesson reaktifine (FcLR), çeşitli alkollerin katılma reaksiyonu sonucu hazırlanabilir 2. Bu çalışmada, öncelikle n-bütonolün, Ferrosenil Lawesson reaktifine katılması ile ferrosenil ditiyofosfonik asit sentezlendi. Elde edilen ferrosenil ditiyofosfonik asit esterinin kuru amonyak gazı ile reaksiyonundan, Amonyum O-bütiln ferrosenil ditiyofosfonat ortamdan izole edildi3. Elde edilen amonyum ditiyofosfonat bileşiği için karakteristik 31P-NMR spektrumundan δ=105 ppm’lik kimyasal kayma ile bileşikte tek tip fosfor atomunun olduğu görülmüştür. Hazırlanan; Amonyum O-bütiln ferrosenil ditiyofosfonatın, [Ln(NO3)3.6H2O, Ln: Eu ] tuzu ile THF ortamındaki reaksiyonundan; Eu3+ kompleksi hazırlandı. Bileşiğin yapısı; element analizi, FT-IR, [1H, 13C, 31P ] NMR spektroskopisi teknikleri ile incelendi. Bu çalışma Süleyman Demirel Üniversitesi BAP birimi tarafından 2609-M-10 Nolu proje ile desteklenmiştir. Anahtar kelimeler: Ferrosenil Ditiyofosfonat, Lantanit Kompleksleri. Kaynaklar 1. Kotynski, A., Kudzin, Z.H. and Ciesielski, W. 2004. Analysis of Organophosphorus Compounds. 1. Aplication of Iodine–Azide Reaction for Detection of Thiophosphoroorganic Compounds in Thin-Layer Chromotography. Acta Universitatis Lodziensıs Follia Chimica, 13, 135-141. 2. Gray, I.P., Milton, H.L., Shavin,A.M., Wollins, J.D., 2004. Synthesis and Structure of [An(OR)PS2] Complexes.Dalton Trans., 2477-2486. 3. Van Zyl, W.E. and Fackler, J.P., 2000. A General and Convenient Route to Dithiophosphonate Salt Derivatives. Phosphourus, Sulfur and Silicon and Related Element, 167, 117-132. 60 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 7 [Bis {O-isobütil(4-metoksifenil)ditiyofosfonat}( 1,10-fenantrolin)] Seryum(III)Nitrat Kompleksinin Sentezi ve Spektroskopik İncelenmesi Ahmet Aydına, Seda Kurtulmuşa a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Isparta. [email protected] Özet: Organofosfor türevlerinden; ditiyofosfat [S2P(OR)2], ditiyofosfinat [S2PR2] bileşiklerinin ve komplekslerinin sentez ve karakterizasyonuna ilişkin çok sayıda literatüre ulaşmak mümkündür. Ancak sentetik zorluklardan dolayı ditiyofosfonat [S2PR(OR’)] bileşikleri ve komplekslerinin çok fazla çalışılmadığı rapor edilmiştir1. Bu çalışmada; 2,4-bis(4-metoksifenil)-1,3,2,4-ditiyodifosfetan-2,4-disülfür [Lawesson reaktifi, LR, (ArP(S)S)2, Ar = p-MeOC6H4] ile isobütanol’ün katılma reaksiyonu sonucu, O-isobütil (4metoksifenil)ditiyofosfonat sentezlendi2. CH3O S S P P S S OCH3 2 ROH OR Toluen 2 CH3O P S - + SH Lawesson Reaktifi (LR) R: iBut Sentezlenen ditiyofosfonik asit O-alkil esteri; kuru amonyak gazı ile muamele edilerek, amonyum tuzu halinde izole edildi3. Bileşiğin, FT-IR (cm-1) (KBr): Spektrumundan ; NH4+ iyonunun N-H gerilme titreşim bandı 3152 cm-1’de, P-O-C gerilme titreşimi 1103 cm-1, karekteristik νas (PS) ve νs (PS) gerilme titreşimleri sırasıyla, 687 cm-1, 558 cm-1’de gözlenmiştir. İzole edilen, ditiyofosfonik asit amonyum tuzunun THF ortamındaki reaksiyonundan Ce(III) kompleksi elde edildi. Komplekse stokiyometrik oranda 1,10 fenantrolin katılarak, [Ce(Phen)(C11H16O2PS2)2]NO3 kompleksi hazırlandı. Hazırlanan, ligand ve kompleksin yapıları; element analiz, FT-IR, (1H, 13C, 31P) NMR spektroskopisi teknikleri ile incelendi. Anahtar kelimeler: Ditiyofosfonat Kompleksleri, Seryum Kompleksleri Kaynaklar 1. Gray, I.P., Milton, H.L., Shavin,A.M., Wollins, J.D., 2003. Synthesis and Structure of [Fc(OR)PS2]Complexes. Dalton Trans., 3450-3457. 2. Van Zyl, W.E., Lopez-de-Luzuriaga, J.M., Mohamed, A.A., Staples, R.J., Fackler, J.P., 2002. Dinuclear Gold(I) Dithophosphonate Complexes: Synthesis, Luminescent Properties, and X-ray Crystal Structures of [AuS2PR(OR’)]2 (R= Ph, R’= C5H9; R= 4-C6H4OMe, R’= (1S,5R2S)-(-)-Menthyl; R= Fc, R= (CH2)2O(CH2)2OMe). Inorganic Chemistry, 41, 4579-4589. 3. Jesberger, M., Davis, T.P. Barner, L., 2003. Applications of Lawesson’s Reagent in Organic and Organometallic Syntheses. Synthesis, 13, 1929-1958. 61 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 8 Bakır(II) Baskılanmış Polimer Sentezi ve Potansiyometrik İyon Seçici Elektrot Üretiminde Kullanımı Ahmet Öndera, Fatih Çoldura, Müberra Andaçb, Osman Çubuka, Cihan Topcua a Erzincan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yalnızbağ Yerleşkesi-Erzincan b Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kurupelit-Samsun [email protected] Özet: İyon baskılanmış polimerler, çapraz bağlayıcı varlığında fonksiyonel bir monomer ve hedef iyonun kompleksleştirilmesiyle sentezlenen, oldukça yüksek seçiciliğe sahip çapraz bağlı polimer materyallerdir[1]. Polimerleşme işleminden sonra hedef iyonun polimerden uzaklaştırılması ilgili iyona uygun tamamlayıcı boşlukların oluşmasına yol açar [2,3]. Bu boşlukların büyüklüğü, polimerleşme esnasında boşluklarda bulunan metal iyonunun yükü ve büyüklüğü ile ilişkilidir. Dolayısıyla polimerler yıkanarak içerisinde bulunan iyonlar uzaklaştırıldığında meydana gelen boşluklar sadece polimerleşme esnasında polimere katılan iyon için yüksek ilgi ve seçiciliğe sahip olmaktadır. Ağır metallerle suların kirlenmesi dünyada ciddi ekolojik ve sağlık problemlerine yol açmaktadır bu yüzden çevre örneklerinde bakır metali gibi toksik ağır metallerin tayinine büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada hedef iyon olarak bakır(II), fonksiyonel monomer olarak 4vinilpridin (VP), çapraz bağlayıcı olarak etilenglikoldimetakrilat (EGDMA), başlatıcı olarak 2,2′Azobisizobutironitril (AIBN) ve çözücü olarak asetonitril kullanılarak süspansiyonpolimerizasyonuyla bakır(II) baskılanmış polimer sentezlendi. Bakır(II)/VP/EGDMA/AIBN’ninmmol olarak 0,25/1.0/5/0.1 oranları 30 ml Asetonitrilde (ACN) çözüldü ve içerisinden 10 dk. Azot gazı geçirilerek izole edildi. Daha sonra 65 °C’de 24 saat polimerleştirildi. Polimer partikülleri 2 M HCl ile yıkandı. Deiyonize su geçirildi ve kurutuldu. Elde edilen polimer iyon-seçici elektrot membranındaiyonofor olarak kullanıldı. En iyi membran optimizasyonu araştırıldı. %3 baskılanmış polimer, % 30 PVC, %67NPOE oranına sahip membranın optimum membran bileşimi olduğu belirlendi. Üretilen elektrot 5x10-7-10-2 M konsantrasyon aralığında Bakır(II)’yi23,7 mV eğimle doğrusal olarak ölçebilmektedir. ElektrodunNa+, K+, NH4+, Mg2+, Ca2+, Ba2+, Ni2+, Co2+, Zn2+,Cr3+, Al3+ ve Pb2+ iyonlarına karşı oldukça seçici davranış sergilediği görüldü. Anahtar kelimeler: Bakır(II) baskılanmış polimer, Bakır(II)-seçici elektrot, Potansiyometri. Kaynaklar [1] Nishide, H.,Deguchi, J., Tsuchida, E., 1976. Selectiveadsorption of metal ions on crosslinkedpoly(vinylpyridine) resinpreparedwith a metal ion as a template, Chem. Lett.,5(2): 169-174. [2] Alexander,C.,Andersson, H.S.,Andersson, L.I.,Ansell, R.J.,Kirsch, N.,Nicholls, I.A, OMahony, J.,Whitcombe, M.J., 2006. Molecular imprinting science and technology: a survey of theliteraturefortheyearsuptoandincluding 2003, J. Mol. Recognit., 19(2): 106-180. [3] Pichon, V.,Chapuis-Hugon, F., 2008. Role of molecularlyimprintedpolymersforselectivedetermination of environmentalpollutants—A review, Anal. Chim.Acta, , 622(1-2), 48-61. 62 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 9 YeniPorfirin Schiff BazıBileşikleriveBunların Metal KomplekslerininSentezi, KarakterizasyonuveFotofizikselÖzelliklerininİncelenmesi Ahmet Raşit ÇİFTASLAN, Muhammet KÖSE, Ferhan TÜMER, Mehmet TÜMER Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş,46100, TÜRKİYE [email protected] Özet: Kana kırmızı rengi veren haemoglobin, yapraklara yeşil rengi veren klorofil ve B 12 vitaminine yapısal olarak benzediklerinden dolayı porfirin metal kompleksleri biyokimya ve koordinasyon kimyası açısından son derece önemli bileşiklerdir. 1 Porfirinler, belli dalga boylarında radyasyon absorbladıkları için radyasyona karşı hassas maddelerdir. 2 Bu özelliklerinden dolayı bazı porfirin türevlerinin tümör ve hızlı gelişen dokularda birikmesinden dolayı kanserli dokuların belirlenmesinde floresans indicator olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. 3 Ayrıca, bazı kimyasal reaksiyonlarda katalizör vazifesi de gören porfirinler, ışık enerjisi dönüşümü ve depolanmasında teknolojik olarak oldukça önemli bileşiklerdir.4 Çalışmamızda para pozisyonda amino grubu içeren porfirin türevleri önce Schiff bazlarına dönüştürülüp bunların metal kompleksleri sentezlenip analtik ve spektroskopik yöntemlerle karakterize edilecektir (Şekil). Elde edilen bileşiklerin fotolumin esans ve elektrokimyasal özellikleri incelenecektir. N N HO M X O L N R1 R3 N R2 R1 HN NH N N M R3 R2 N N Şekil 1Porfirin Schiff bazıbileşiklerininve metal komplekslerininsentezi L 1için R1=OH, R2=R3=H; L2için R1=OCH3, R2=R3=H; M=Cu(II) veZn(II) AnahtarKelimeler: Porfirin, Schiff bazı, Fotoluminesans, Elektrokimya. Kaynaklar 1. S. Aronoff, J. Phys. Chem. 62 (1958) 428–431. 2. G. De Luca, A. Romeo, L.M. Scolaro, G. Ricciardi, A. Rosa, Inorg. Chem. 46 (2007) 5979– 5988 3. A. L. Feig, A. Masschelein, A. Bakac, S. J. Lippard, J. Am. Chem. Soc., 119 (1997) 334-342. 4. K.M. Smith, PorphyrinsandMetalloporphyrins, Academic, New York, 6 (1978) p23. 63 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 10 Pamuklu Tekstil Atıklarından Selüloz Eldesi, Metilselüloz Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının Araştırılması Ali Koça, Burcu Orhana, Şeyma Yıldıza, Mustafa Dolaz a,b a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş E-posta : [email protected] Özet:Kahramanmaraş’ta bulunan tekstil fabrikalarında atık olarak ortaya çıkan ürünler geri dönüşümü yapılarak ülkemizde kimyasal bir ürün olarak değerlendirilememektedir. Ülkemizde ve dünyada birçok endüstri alanlarında kıvam arttırıcı, yapıştırıcı, bağlayıcı, emülgatör ve stabilizatör özelliklerinden dolayı Metil selüloz büyük miktarlarda tüketilmektedir. Ancak ülkemizde hiç üretilmeyen bu metil selülozun tamamı ithal edilmektedir. Metil selülozun üretimiyle ülkemizin hem dışa bağımlılığı azalacak hem de hammaddesi ülkemizde bulunan bu tekstil atıkları değerlendirilerek ekonomiye katkı sağlanacaktır. Selülozun yapısındaki C6, C2 ve C3 atomlarındaki hidroksil gruplarındaki hidrojen atomlarının metil grupları (CH3) ile yer değiştirmesi sonucu oluşan Metil Selülozeteri sentezlenmektedir1 (Şekil 1). Şekil 1. Metilselüloz Bu çalışmada pamuklu atık tekstil ürünleri uygun şartlarda yıkanıp temizlendikten sonraağartılır. Elde edilen selüloz NaOH ile reaksiyona sokularak alkali selüloz elde edilir. Alkali selülozun mikrodalga ışını destekli dimetil sülfat ile uygun şartlardaki reaksiyonundan “Metil Selüloz” (MC) sentezlenmiştir2,3.Sentezlenen Metil selülozun yapısı katı 1H-, katı-13C-NMR, FT-IR spektroskopisiyle aydınlatılmıştır. Ayrıca, SEM görüntüleriyle yüzey morfolojileri ve TG-DTA ile termal davranışları incelenmiştir.4 Hidrofilik beyaz toz halinde bulunan metil selüloz soğuk suda çözünerek yoğun bir çözelti ya da jel oluşturur. Elde edilen MC gıda katkı maddesi sınıflandırılmasında E461olarak adlandırır. MC kozmetik, ilaç, deterjan, tekstil, inşaat sektörü gibi birçok kullanımalanına sahiptir 2. Anahtar kelimeler: Metil Selüloz, Mikrodalga Işını, Atık Selüloz, NMR. Kaynaklar [1] Clasen, C.,Kulicke, W.M., 2001. Determination of viscoelasticandrheo-optical materyal functions of watersolublecellulosederivatives. Progress in Polymerscience, 26, 1839-1919. [2] Croon, I.,ManleyR.St.J., 1963. O-Methylcellulose. In Whistler, R. L. Methods in CarbohydrateChemistry. AcademicPress, New YorkandLondon, 271-288. [3] Biswas, A., Kim, S., Selling, G.W., Cheng, H.N. 2013. Microwave-assistedsynthesis of alkylcellulose in aqueousmedium. CarbohydratePolymers, 94, 120– 123. 64 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 11 İyodür-seçici Elektrotların Performansına Çok Duvarlı Karbon Nanotüplerin Etkisi Seray Ece Keskina, Ayça Demirel Özela, H. Elif Kormalı Ertürüna, Özlem Şahinb, Mustafa Yılmazb, Esma Kılıça a Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara, TÜRKİYE b Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Konya, TÜRKİYE [email protected] Özet: İyodür, beyin fonksiyonları, nörolojik aktiviteler, hücre büyümesi, tiroit fonksiyonları gibi birçok biyolojik aktivitede önemli bir rol oynar. İlaç bileşimlerinde, besinlerde, içme sularında ve iyot eksikliğini önlemek amacıyla sofra tuzlarında bulunur. Fakat, iyot ve iyodürün aşırı alımı guatr, hipotiroit ve hipertiroide neden olabilir. Bu nedenle, iyot ve iyodür türlerinin çeşitli gıda, klinik, biyolojik ve çevresel örneklerde tayini son derece önemlidir 1. İyodür iyonunun tayini için önerilen yöntemlerin çoğu oldukça pahalı ve zaman alıcıdır. İyonseçici elektrotlar, basit, düşük maliyetli olması, geniş çalışma aralığına, yüksek seçicilik ve duyarlılığa sahip olması ile tahribatsız analizlere imkan vermesi gibi avantajları nedeniyle diğer yöntemlerden ayrılmıştır. Son yıllarda, iyon-seçici elektrotların yapımında yüksek yüzey alanı, yüksek mekanik, kimyasal ve termal kararlılığa sahip karbon nanotüplerin kullanılmasıyla elektrotların potansiyometrik cevabında önemli gelişmelere neden olduğu literatürde belirtilmiştir2. Bu çalışmada, farklı fonksiyonel gruplar bulunduran çok duvarlı karbon nanotüpler (MWCNT) kullanılarak Pt elektrot yüzeyi, tetrahidrofuranda (THF) hazırlanan, uygun bileşimlerde 5,11,17,23-tetra-tert-bütil-25,27-bis(piren-1-yl metillimido-propoksi) - 26,28 - dihidroksikaliks[4]aren, plastikleştirici, poli(vinil klorür) ve MWCNT içeren karışım ile kaplandı. Hazırlanan Pt elektrotların iyodür iyonuna potansiyometrik cevabının Nernstian eğim, doğrusal çalışma aralığı, gözlenebilme sınırı, cevap süresi, ömrü ve çeşitli iyonlara karşı seçicilik katsayıları açısından nasıl değiştiği incelendi. MWCNT, MWCNT-OH ve MWCNT-COOH kullanılarak hazırlanan elektrotların pH=4,0’da 1,0×10-1-1,0×10-5 M çalışma aralığında, sırasıyla 48,9±2,5; 52,2±2,2; 48,6±1,6 olmak üzere Nernstian eğime yakın cevap verdikleri görüldü. Bu elektrotlar, iyodürün potansiyometrik tayininde indikatör elektrot olarak başarılı bir şekilde kullanıldı. Ayrıca, karbon nanotüplü bu elektrotların, peroksidaz enzimi varlığında H2O2’in oluştuğu enzimatik reaksiyonlardan yararlanılarak potansiyometrik biyosensör hazırlanmasında kullanılabileceği düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: İyodür-seçici Elektrot, Çok duvarlı karbon nanotüpler, Yüzeyi kaplı Pt elektrot, Kaliks[4]aren. Kaynaklar 1 Ghanei-Motlagh, M., Taher, M.A., Ahmadi K.., Sheikhshoaie, I. 2011.Iodide-selective membrane electrodes based on Molybdenum-Salen as a neutral carrier. Materials Sci. and Engineering, C (31) 1625–1631. 2 Ghaedi, M., Montazerozohori, M., Behfar M., Marahel, F. 2011.Influence of Multiwalled Carbon Nanotubes on The Response Performance of Carbon Paste Iodide Ion Selective Electrode Based on Iron(II) Phthalocyanine. International Journal of Electrochemical Science, (6) 6074-6084. “Bu çalışma Ankara Üniversitesi Bilimsel Aaraştırma Projesi Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmektedir. Proje numarası: 13L4240007„ 65 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 12 Palm / Pamuk Yağı Bazlı Karışımların Kızartma Prosesi Süresince Yağ Asit Bileşimi ve Oksidatif Stabilitelerinde Meydana Gelen Değişimlerin Araştırılması Ayça Nesibe Şapcıa, Fatma Nur Arslana,b, Hüseyin Karaa,c, Fatih Durmaza, H. Filiz Ayyıldıza, Mustafa Topkafaa, İsmail Tarhana, Huriye Çakıra, Aslan Taşa a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075 Kampus/KONYA Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 70010 Y.E.Yerleşkesi/KARAMAN c Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoteknoloji Bölümü, 42090 Kampus/KONYA b [email protected] Özet: Kızartma işlemi ile hazırlanan gıda ürünleri, kullanılan yağın nitelikleri ve kızartma prosesi koşulları; insan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Kızartma prosesi neticesinde kaliteli gıda ürünlerinin eldesi, doğal kalitelerini korunması ve raf ömürlerinin uzaması, sağlıklı bir kızartma ortamına bağlıdır. Özellikle yüksek sıcaklıklarda defalarca kullanılan kızartma yağlarının maruz kaldığı oksidasyon, hidroliz ve polimerizasyon gibi pek çok kimyasal reaksiyonun, kullanılan yağda istenmeyen değişikliklere sebep olduğu bilinmektedir 1,2. Sunulan bu çalışmada; dünya bitkisel yağ üretiminde önemli pazar payına sahip palm ve pamuk yağı ile uygun oranlarında hazırlanan yağların, derin yağda gerçekleştirilen kızartma işlemleri süresince yağ asit bileşimleri ve oksidatif stabilitelerinde meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kızartma deneyleri için farklı oranlarda hazırlanan yağlar kullanılmış ve işlemler 2L yağ kapasitesine ve ısı kontrol göstergesine sahip, hava ile yağ teması önlenebilen Arzum Ar 260 Spinfry model firütöz içerisinde gerçekleştirilmiştir. Kızartma deneyleri; 170±5°C sabit sıcaklıkta ve yarım saatte bir yağa göre 8% oranında dondurulmuş patates kullanılarak, 10 saat süreyle kesintisiz olarak gerçekleştirilmiştir. Kullanılan yağların yağ asiti bileşimleri ve oksidatif stabilitelerindeki değişimlerin tespit edilmesi amacıyla; her saat sonunda alınan numuneler için peroksit sayısı (PV), serbest yağ asidi (FFA) ve yağ asit kompozisyonu analizleri gerçekleştirilmiştir. FFA ve PV analizleri sırayla AOCS Ca-5a-40 ve Cd-8b-90 metotlarına göre gerçekleştirilirken, yağ asit kompozisyonu analizleri için Agilent 6890 series GC sisteminde tarafımızdan geliştirilip/optimize edilen metot uygulanmıştır. Elde edilen analiz sonuçları incelendiğinde; kızartma işlemleri süresince FFA oluşumu ve yağ asidi bileşimi yani toplam doymamış / doymuş yağ asidi (ƩPUFA / ƩSFA) oranını bakımından, en uygun yağın 100% palm yağı; peroksit oluşumu bakımından ise en uygun yağın %60 palm- 40% pamuk yağı karışımı olduğu tespit edilmiştir. Yağ asidi analizlerinde trans yağ asidi miktarında meydana gelen değişimler tespit edilmeye çalışılmış ve trans yağ asidi oluşma meylinin, 60% palm40% pamuk yağında en az düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak; kızartma işlemlerinde kullanılan palm ve pamuk yağ/yağ karışımlarının, sağlık açısından kaliteli ürünlerin elde edilmesine imkân sağlayan değerleri korudukları ve yasal olarak belirtilen limit değerlerin altında değerlere sahip oldukları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kızartma Prosesi, Palm Yağı, Pamuk Yağı, Yağ Asit Kompozisyonu, Oksidatif Stabilite. Kaynaklar 1. Arslan, F.N. 2009. Ülkemizde Üretilen Pamuk Yağlarının Rafinasyonunun İyileştirilmesiyle Kullanım Verimliliklerinin Artırılması. S.Ü. Fen Bil.Ens., Kimya ABD, Yüksek Lisans Tezi, 236s 2. Kaya, K., Şapcı, A.N. Palm / Pamuk Yağı Karışımlarının Kızartmalık Yağ Olarak Kullanım Özelliklerinin İncelenmesi. S.Ü. Fen Fak. Kimya ABD, Lisans Tezi, 52s TEŞEKKÜR: Sunulan bu çalışma, 112T373 nolu TÜBİTAK-1001 ve 11401121 nolu S.Ü. BAP araştırma projelerinden sağlanan destekler ile gerçekleştirilmiştir. 66 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 13 Azaflavanon-3-ol Bileşiği ile Yeni Bir Spektroflorimetrik Demir Tayini Metodu Aysel Başoğlua, Gonca Tosunb, Miraç Ocakb, Nurettin Yaylıc, Ümmühan Ocakb, a Bayburt Üniversitesi, Bayburt Meslek Yüksekokulu, bKaradeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü c Karadeniz Teknik Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Bölümü [email protected] Özet: Bu çalışmada, literatürde son zamanlarda bildirilen bir azaflavanon-3-ol bileşiği1 (Şekil 1) kullanılarak demir tayini için yeni bir spektroflorimetrik yöntem geliştirilmiştir. Ligant 375 nm’de uyarılmış, 400-650 nm arasında emisyon şiddetleri ölçülmüş ve maksimum emisyon dalga boyu 503 nm olarak belirlenmiştir. Yapılan spektroflorimetriktitrasyonlarda ligandın artan Fe 3+ iyonu konsantrasyonuna karşı 1,44 - 71,04 ppm aralığında doğrusal cevap verdiği görülmüştür. Ligandın Fe3+ iyonu ile metanol:su ortamında 1:1 kompleksi oluşturduğuJob Metodu2 kullanılarak belirlenmiştir. Oluşan kompleksin kararlılık sabiti3 hesaplanmıştır. Ayrıca artan Fe3+ iyonu konsantrasyonuna karşı floresans sönümü Stern-Volmer eşitliği4 ile incelenmiştir. Çizilen SternVolmer eğrisi üzerine sıcaklık etkisi incelenerek sönüm mekanizması irdelenmiştir. Demir tayini için geliştirilen metotta modifiye bir standart ekleme yöntemi kullanılmıştır. Yöntemin gözlenebilme sınırı 0,81 ppm ve tayin sınırı 2,43 ppm olarak hesaplanmıştır. Metodun doğruluğu sertifikalı referans materyallerin analizi ile belirlenmiştir. Bu yöntem ıspanak, nane, dereotu, semizotu, roka, kuru fasulye ve kırmızı mercimek numunelerine ve bunun yanında iki farklı demir ilacı tabletine uygulanmıştır. Bulunan sonuçlar akredite laboratuardan bilinen bir metotla elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu ölçümlerin tümü için % bağıl standart sapma (BSS) 2’nin altında bulunmuştur. Ayrıca dere suyu örneğinde % geri kazanım çalışmaları yapılmıştır. % Geri kazanımlar 98’in üzerinde bulunmuştur. Şekil 1. 2-(4-florofenil)-3-hidroksi-2,3-dihidrokinolin-4(1H)-on bileşiği Anahtar kelimeler: Azaflavanon-3-ol, Demir tayini, Gıda, İlaç. Kaynaklar 1.Ahmed, N., Kumar, H. ve Babu, B. V., 2013. Intramolecular Amınolysıs Of 2’-Amınochalcone Epoxides Using InBr3 Or BiCl3 As Effıcıent Catalysts, Taylor & Francis Group, 43, 567–581. 2. Job, P., 1928. Formation and Stability of İnorganic Complexes in Solution, Annali di Chimica Applicata, 9, 113-203. 3. Bourson, J. ve Valeur B., 1989. Ion-responsive Fluorescent Compounds. 2. Cation-steered Intramolecular Charge Transfer in A Crowned Merocyanine, J. Phys. Chem., 93, 3871-3876. 4.Lakowicz, J. R., 2007. Principles of Fluorescence Specktroscopy, Springer Science+Business Media, 980 s. 67 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 14 Removal of Cr(III) Ions From Industrial Waste Waters With Titania- Silica Nanoparticles Photocatalyst. Aysel Çimen, Veysel Doğan Özkan KaramanoğluMehmetbeyUniversity, Faculty of Science, Department of Chemistry, 70200 Karaman, Turkey [email protected]. Abstract: Surfacebond-conjugated TiO2/SiO2waspreparedbymeans of the impregnation method. Based on the results of XRD, FTIR, XPS and BET measurements, the growth of titania on the silica substrate seems to ocur by anchoring of the TiO2phasethrough Ti–O–Si cross-linkingbonds. The as-prepared TiO2–SiO2 catalyst1demonstrated a remarkable photocatalytic activity toward degradation of heavy metals removal(Cr(III)). The influence of the preparation parameters; the reaction time, the calcination temperature and time, the [H+]/[Ti] ratio, the pH value and the acid concentration on the structural and chemical properties of the catalyst was investigated in details. The catalytic performance was found to depend essentially on the catalyst and target concentrations and the r eaction time. The a ssynthesized catalyst was characterized by a variety of techniques including surface area measurement, X-ray diffraction analysis (XRD), scanning electron microscopy (SEM) transmission electron microscopy (TEM) and ultraviolet–visible (UV–vis) spectroscopy measurements. Results of the synthesis and characterization of TiO2–SiO2 catalyst and its photocatalytic performance are presented and thoroughly discussed2. Keywords : Heavy metal; Photodegradation; Surfacebondconjugation; Titania/silica. [1] Chun, Hu,Yizhong, Wang, Hongxiao, Tang2001. Preparationandcharacterization of surfacebond-conjugated TiO2/SiO2andphotocatalysisforazodyes. AppliedCatalysis B: Environmental30:277–285. [2] Farid A. Harraz,Omar E. Abdel-Salam,Ahlam A. Mostafa,Reda M. Mohamed, M. Hanafy2013. Rapidsynthesis oftitania–silicananoparticlesphotocatalystby a modified sol–gel methodforcyanidedegradationandheavymetalsremoval.Journal ofAlloysandCompounds 551:1–7. 68 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 15 Using Of Chemicals in Molecular Imaging Ayşegül Gölcü Kahramanmara Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaras, TÜRKİYE [email protected] Summary: A variety of paramagnetic or diamagnetic contrast agents are available for enhanced MR visualization of specific tissues, cells, or molecules. There is great interest in design and synthesis of small molecules which selectively target specific genes to inhibit biological functions. Among these studies, chiral DNA recognition has been received much attention because more evidences have shown that conversions of the chirality and diverse conformations of DNA are involved in a series of important life events. In addition, chiral molecular recognition of DNA is important for rational drug design and developing structural probes of DNA conformation. Over the past few decades, considerable attention has focused on the design of DNA binding chiral agents, especially double strain DNA (dsDNA) binding agents1. Transition metal ions of electronic configuration, have been widely used as probes in ultraviole resonance energy transfer for bioassays and as reagents for diagnosis in magnetic resonance imaging. As chemical nucleases, metal complexes have also shown a high efficiency to hydrolyze DNA without redox chemistry. Recently, there is great interest in the design and synthesis of metalbased drugs which selectively target specific DNA. Excitedly, some interesting results have been reported. This study summarizes the current progress in metal based drugs binding to nucleic acids and their calculation of binding constants 2. Keywords: Metal Based Drugs, Molecular Imaging. References 1-Zhao Chuanqi; Qu Xiaogang, Recent Progress on Molecular Recognition and Modulation of Nucleic Acids Using Chiral Rare-Earth Complexes, PROGRESS IN CHEMISTRY, 25, 4, 539-544, 2013. 2-https://www.google.com.tr/?gws_rd=ssl#q=dna 69 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 16 Development Of Biosensors With Disposable Electrodes Ayşegül Gölcü Kahramanmara Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaras, TÜRKİYE [email protected] Abstract: Biosensors are small devices, which utilize biological reactions for detecting[1,2] target analytes. According to an IUPAC definition, a biosensor consists of biorecognition elements specific to the analyte of interest and a physiochemical transducer to relay the resulant signal from this biorecognition event. Electrochemical DNA biosensors comprise a nucleic acid recognition layer, which is immobilized on an electrochemical transducer. The role of the nucleic acid recognition layer is to detect the changes that occurred in the DNA structure during interaction with DNA-binding molecules or to selectively detect a specificsequence of DNA. The signal transducer must determines the change that has occurred in there cognition layer due to the binding molecules or due to the hybridization and converts this to an electronic signal. DNA interacts reversibly with a broad range of low molecular mass inorganic and organic species, including various carcinogens, antineoplastic drugs, environmental pollutants, etc.The interaction between small molecules and DNA can be classified into two majör categories, intercalation and Groove binding. Intercalation involves the insertion of a planar molecule between DNA base pairs, which results in a decrease in the DNA helical twist and lengthening of the DNA. Groove binding includes fitting the molecule into the DNA minorgroove causing a slight perturbation of the DNA structure. The study of interactions between small molecules and DNA is of importance because these interactions are the basis of anticancer properties of many antineoplastic drugs. In addition, the investigation of the drug-double-stranded DNA (dsDNA) interaction using an electrochemical DNAbiosensor, showed for the first time clear evidence of interaction with dsDNA. The interaction between drug and dsDNA onto pencil graphite electrode (PGE) was assessed at pH 4.80 acetate buffer using differential pulse voltammetry (DPV). The interaction mechanism was disclosed with the decrease of the guanine oxidation peak current. Keywords: Metal baseddrugs, molecularimaging References 1- http://en.wikipedia.org/wiki/Biosensor 2- Turner, Anthony; Wilson, George andKaube, Isao (eds.) (1987). Biosensors:Fundamentalsand Applications. Oxford, UK: Oxford UniversityPress. p. 770. 70 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 17 Epinefrin′inSürfaktan/Aminoasit Kompozit Film Modifiye Karbon Pasta Elektrot Üzerinde Elektrokimyasal Davranışı: Biyolojik Örneklerden Voltametrik Tayini Azize Şişman, Pınar Talay Pınar, Zühre Şentürk Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van [email protected] Özet: Epinefrin (adrenalin) molekülünün pek çok beyin fonksiyonunun kontrolünde ve düzeninde nörotransmiter olarak davrandığı çok iyi bilinmektedir. Beyin dokusunda ve vücut sıvılarında organik katyon olarak bulunur. Bu bileşik aynı zamanda ilkyardım amaçlı ilaç olarak yaygın kullanılışa sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle; diğer katekolaminler gibi nicel analizinin sinir fizyolojisi, tanı ve kalite kontrol açısından önemi büyüktür. Genelde katekolaminlerin, özelde ise epinefrinin işlem görmemiş (modifiye olmamış) elektrotlar üzerinde elekrokimyasal tayininin sakıncalarını gidermek amacıyla elektrot yüzeyinin modifiye edildikten sonra kullanılması son yılların en popüler ve ilginç araştırmalarının temelini oluşturmaktadır 1-3. Bu bilgiden yola çıkarak sunulan araştırmada; epinefrin ölçümleri için fabrikasyonu ilk kez tasarlanacak olan kimyasal-modifiye elektrotların elektrokatalitik etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle; yüzeyaktif madde (anyonik, sodyum laurilsülfat) varlığında hazırlanan poli(glisin) modifiye karbon pasta elektrot, epinefrinin elektrokimyasal davranışının incelenmesi için kullanılmıştır.Molekülün redoks özelliklerinin ayrıntılı çalışması; işlem görmemiş ve modifiye edilmiş karbon pasta elektrotlar üzerinde dönüşümlü, diferansiyel puls ve kare-dalga voltametrisiteknikleriyle gerçekleştirilmiştir. Elektrot tepkime işlemini etkileyen deneysel koşullar (destek elektroliti, pH, yüzeyaktif maddenin tipi, derişimi ve modifikasyonda kullanılma tekniği, modifiye edicinin (glisin) derişimi, elektro-polimerizasyon döngü sayısı, gerilim tarama aralığı ve hızı) incelenmiştir. Sodyum laurilsülfat/poli(glisin) kompozit film modifiye karbon pasta elektrot içinkare-dalga voltametrisiyle +0.51 V′da elde edilen anodik yanıt, 0.2 M H2SO4 çözeltisi içerisinde epinefrin için çalışma aralığı 1×10-8 M - 4×10-7 M ve gözlenebilme sınırı 6.5×10-9 M olan analitik bir yöntem geliştirmeye izin vermiştir. Önerilen yöntem, epinefrin eklenmiş (spike koşullar) sağlıklı insan idrar örneğinden bileşiğin analizine uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Epinefrin, Poli(aminoasit) Modifiye Elektrotlar, Yüzeyaktif Madde Etkisi, İdrar. Kaynaklar 1.Babei, A., Sohrabi, M., Afrasiabi, M., 2012. A sensitive simultaneousdeterminationofepinephrineandpiroxicamusing a glassycarbonelectrodemodifiedwith a nickelhydroxidenanoparticles/multiwalledcarbonnanotubescomposite.Electroanalysis, 24: 2387-2394. 2.Koçak, Ç.C., Dursun, Z., 2013. Simultaneous determination of ascorbic acid, epinephrine and uric acid at overoxidized poly(p-aminophenol) film modified electrode. J. Electroanal. Chem., 694: 94–103. 3.Taei, M., Jamshidi, M., 2014. Highly selective determination of ascorbic acid, epinephrine, and uric acid by differential pulse voltammetry using poly(Adizol Black B)-modified glassy carbon electrode. J. SolidStateElectrochem., 18:673–683. 71 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 18 2,5-dihidroksibenzaldehit ile 1,4 diamino Bütanın Sentezi Karakterizasyonu ve DNA ile Etkileşiminin İncelenmesi Badel Dolaz, Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100– Kahramanmaraş [email protected] Özet: Koordinasyon kimyasında ligand olarak kullanılan ve C=N grubu içeren bileşikler, ilk defa 1864 yılında Schiff tarafından sentezlendiği için “Schiff Bazları” olarak bilinmektedir. Schiff bazları RCH=NR genel formülü ile gösterilebilir. Bu formülde R ve r aril veya alkil sübstütientleridir. Schiff bazları aminotiyoller, o-amino fenoller, α-amino asitler ve amino alkollere asetil aseton veya salisilaldehitin katılmasından türetilebilir. HO N HO N OH HO Şekil. 2,5-dihidroksibenzaldehit ile 1,4 diamino bütan bileşiğinin sentezi Bu çalışmada, 2,5-dihidroksibenzaldehit ile 1,4 diamino bütan sentezlenmiştir (Şekil) Sentezlenen kompleksin yapısı FT-IR, kütle, NMR yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Analitik ve spektrofotometrik olarak yapıları aydınlatılan ligandın fish sperm DNA’sı ile etkileşimi incelenmiştir. Bu incelemede UV-Vis spektroskopisi tekniği kullanılmıştır. Elde edilen spektroskopik sonuçlardan, DNA’ya bağlanma sabiti (Kb) hesaplanmış.1 Anahtar kelimeler: Sentez, DNA etkileşimi Kaynaklar Cesme, M., Tarinc, D., Golcu, A., 2011. Spectrophotometric Determination of Metoprolol Tartrate in Pharmaceutical Dosage Forms on Complex Formation with Cu(II). Pharmaceuticals, 4:964 72 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 19 Onno Tipinde Schiff Baz Ligandının Sentezi, Karakterizasyonu Elektrokimyasal Davranışının incelenmesi Badel Dolaz, Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100– Kahramanmaraş [email protected] Özet: Schiff bazları iyi azot donör ligandı (-C=N) olarak da bilinmektedir. Schiff bazları istenilen geometrik yapılara uygun olarak hazırlanabilmektedir. Bunlar, üzerinde bulunan N, S, O donör atomları ile rahatlıkla kompleks yapı oluşturabilmektedir. Sözü edilen donör atomlarının türünün ve sayısının kompleks yapısı ve çeşitliliği üzerinde etkisi büyüktür. Fakat oluşan kompleks yapısı sadece donör atomlarına bağlı olarak şekillenmez. Ligandın tepkimeye girdiği metal tuzu, tepkimeye giren ligand ve metal tuzunun molar oranı gibi etkenler de kompleksin yapısı üzerine etki edebilmektedir. Bulundurdukları donör atomlarının türüne ve sayısına bağlı olarak Schiff bazları NO, ONO, ONNO, ONS …. tipi ligand olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada, Onno tipinde schiff baz ligandları sentezlenmiştir. Sentezlenen ligandların yapıları analitik (erime noktası, elementel analiz, titrimetri, gravimetri) ve spektrofotometrik (UV, IR, NMR ve MS) yöntemler kullanılarak karakterize edilmiştir. Ligandlar camsı karbon elektrot kullanılarak 1x10-3 ve 1x10-4 M konsantrasyonlarda ve 100500 mV/s tarama hızlarında elektrokimyasal özellikleri incelenmiştir.1 Anahtar kelime: Sentez, voltametri Kaynaklar Tarinc, D., Golcu, A., 2011. Development and Validation of Spectrophotometric Methods for Determination of Thiamphenicol in Capsule Forms. KSU. Journal of Engineering Sciences, 73 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 20 3-Asetoksi-2-metil benzamit İle Modifiye Edilmiş Amberlit XAD-4 Reçinesinin Sentezi ve Eser Metal Tayinlerinde Kullanılması Bekir Batı, Mehtap Yağan Aşcı Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Samsun. [email protected] Özet: Analitik yöntemlerin yeterince duyarlı veya seçici olamaması sebebiyle çok düşük derişimlerdeki eser elementlerin tayininde ayırma ve zenginleştirme oldukça önemlidir. Bu amaçla kullanılan yöntemler arasında, sıvı-sıvı ekstraksiyon, , birlikte çöktürme, bulutlanma noktası ekstraksiyonu ve katı-faz ekstraksiyon1,2 önemli yer tutmaktadır. Bu çalışmada,polistirendivinil benzen esaslıAmberlit XAD-4 reçinesine 3-asetoksi-2-metil benzamit fonksiyonel grubu takılmasıyla yeni bir şelatlaştırıcı reçine (Şekil 1) elde edilmiştir 3. Sentezlenen reçine, Cu(II) ninsulu ortamdan katı faz ekstraksiyonu ile ayrılması ve önderiştirilmesive alevli atomik absorpsiyon spektroskopisi ile tayinindekullanılmıştır.Bu amaçla 200 mg reçine 6 mm çapında, 50 cm yüksekliğinde cam kolona doldurulduktan sonra deiyonize su ve 1 molL -1HCl ile muamele edilmiştir. Bakır(II) sulu çözeltisi kolondan geçirildikten sonra 1 molL -1HCl çözeltisi ile elue edilmiştir. Cu(II)’nin katı faz ektraksiyomu ile sulu ortamdan ayrılması-zenginleştirilmesi ve FAAS ile tayini için optimum koşullar ve yöntemin performans özellikleri belirlenmiştir ve geliştirilen yöntem çevresel su numunelerine uygulanmıştır. CH CH CH2 CH2 CH CH2 HCl/C2H5OH/SnCl2 HNO3/H2SO4 60 oC 90 oC NO2 NH2 NaNO2/HCl 0-5 oC CH CH2 CH CH2 Amit 0-5 oC N N N2Cl NH C O H3C OCCH3 O Şekil. 1. 3-Asetoksi-2-metil benzamit ile modifiye edilmiş Amberlit XAD-4 reçinesinin sentezi. Anahtar kelimeler: FAAS, solidphaseextraction, XAD-4. Kaynaklar 1. Efendioğlu, A., Yağan Aşcı, M., Batı, B. 2010. Preconcentration of Cu(II), Cd(II) and Pb(II) on Amberlite XAD-4 ResinFunctionalizedwith N,N-Bis(o-vanillinidene)ethylenediamineandTheirDeterminationby FAAS in WaterSamples. AnalyticalSciences, 26: 1283-1288. 2. Lemos, V. A, Baliza, P. X. 2005. Amberlite XAD-2 Functionalizedwith 2-Aminothiophenol as a New Sorbentfor Online Preconcentration of cadmiumandcopper.Talanta, 67: 564-570. 74 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 21 Voltammetric Behavior and Determination of Antidepressant Drug Paroxetine at Carbon Based Electrodes Mariola Brychta, Sławomira Skrzypeka, Nurgul Karadasb,c, Sylwia Smarzewskaa, Burcin BozalPalabiyikb, Sibel A. Ozkanb, Bengi Uslub a University of Lodz, Faculty of Chemistry, Department of Inorganic and Analytical Chemistry, Tamka, Lodz, Poland b Ankara University, Faculty of Pharmacy, Department of Analytical Chemistry, Tandogan, Ankara, Turkey c Hitit University, Faculty of Science and Arts, Department of Chemistry, Corum, Turkey [email protected] Abstract: Paroxetine (PRX) is a new generation antidepressant drug1. In this study electrochemical behavior and determination of PRX in tablets were investigated in details. Simple, rapid, sensitive and reproducible methods were developed using boron-doped diamond electrode (BDDE) and edge plane graphite electrode (EPGE). The dependence of the peak current and peak potentials on pH, nature of the buffer, and scan rate were examined. PRX gave one irreversible oxidation peak in all pH values. For the further studies, 0.1 M H2SO4 and pH 6 phosphate buffer solution was chosen for BDDE and EPGE, respectively. According to the scan rate studies in the range 5 – 500 mV s-1, PRX exhibited mixed diffusion-adsorption controlled behavior. For the determination of PRX, square wave adsorptive stripping voltammetry (SWAdSV) was used. Step potential, pulse amplitude, frequency, accumulation potential and accumulation time were optimized as 7 mV, 60 mV, 180 Hz, 700 mV, 40 s for BDDE and 9 mV, 55 mV, 170 Hz, 0 mV, 60 s for EPGE, respectively. The linear responses, at nearly + 950 mV for both electrodes, have been obtained in the range between 7.0×10 -7 - 3.5×10-6 M with 6.95×10-9 M detection limit (LOD) for BDDE and between 1.0×10-8 - 5.0×10-6 M with 1.03×10-9 M LOD for EPGE. Interference effects of ascorbic acid and glucose were studied and also proposed oxidation mechanism was discussed. Developed methods are suitable for quality control laboratory, where economy and time are essential. High percentage recoveries showed that developed methods are free from interferences of the commonly used excipients in tablets. Scheme. Chemical structure of PRX Key words: Paroxetine, Voltammetry, Boron-doped Diamond Electrode, Edge Plane Graphite Electrode, Square Wave Adsorptive Stripping Voltammetry. References 1 Salgado-Petinal, C., Lamas, J.P., Garcia-Jares, C. 2005. Rapid screening of selective serotonin reuptake inhibitors in urine samples using solid phase micro-extraction gas chromatography- mass spectrometry. Journal of Analytical and Bioanalytical Chemistry, 382: 1351-1359. 75 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 22 Determination of Some Mineral Contamination in Grape and Molasses Samples in Batman and Mardin Vicinity byIcp-oes a Beşir Dağ1,bAbdulkadir Levent a Batman University, Faculty of Art &Science, Department of Chemistry, 72070 Batman, Turkey b BatmanUniversity Health Services Vocational High school , , 72060Batman,Turkey [email protected] Abstract: Mineral contamination of food especially in fruit and vegetables are becoming more and more important. Some minerall contamination in Grape and boiled grape juice which is a derivative of Grape and is a major component in the determination of quality of them. In order to supply organic and healthy food man is very important. Because it is directly related with human and animal life. Apparently Food qualities in many countries are effected by industrialization and over population. The main aim of this study was to determine some mineral contamination in some Grape and boiled grape juice (Which is called Pekmez in Turkish) around Batman and Mardin by means of InductivelyCoupled Plasma-Optical Emission Spectrophotometers. Grape and boiled grape juice samples were collected fourteen different parts of Batman and Mardinespecially in rural part ofcities. These samples were collected and determined by a method which iscalled wet aching was made. The mineral analysis was done to determine elements in details. The result that we obtained compared with guidelines for Turkish food quality such as Turkish Standards(TS), World Health Organization (WHO) ,guidelines and European Union Food standards and also we made a comparison between wet aching and dry aching. As a result of this study we concluded that mineral of the sample that we take does not have involve a major threat for human and other species and contain enough nutritive elements for health and human bodies. Keywords: Grape and Mosaless, Nutritive Minerals Dry Ashing, ICP-OES. 76 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 23 Fosfonat Grubu İçerenSchiff Bazları ve Bunların Cu(II), La(III), VO(IV) Komplekslerinin Sentezi,Karakterizasyonu BeydaTaşçıa, Ali Koça, C. Ayhan Zıbaa, Mustafa Dolaza,b a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş E-posta : [email protected] Özet: Schiffbazları koordinasyon kimyasında en sık kullanılan ligandlardır. Bu ligandlar karbonil bileşiklerinin özellikle aldehit ve ketonların primeramin ile kondenzasyona girmesi ile oluşurlar1. Bu çalışmada salisilidenfosfanatligandları, HL1 ve HL2 geri soğutucu altında etil alkol ortamında sentezlenerek ve Cu(II), La(III) ve VO(IV) metal komplekslerielde edilmiştir (Şekil ). Ligandların ve komplekslerin yapıları FT-IR, UV-Vis, Fotolüminesans, 1 H-NMR ve LC-MS spektroskopisiyle aydınlatılmıştır. Ayrıca DTA ile termal analizi ve HL 1ligandınıntek kristal yapısı incelenmiştir. O OC2 H5 OH P O HO H5 C2 O NH2 + ethanol o OC2 H5 P HO H5 C2 O 80 C H OH C N CH O Şekil. HL1 Sentezi Schiff bazları ve metal komplekslerinin çeşitli kalitatif ve kantitatif tayinlerde, radyoaktif maddelerin zenginleştirilmesinde, ilaç sanayisinde, boya endüstrisinde ve plastik sanayisinde kullanımının yaygınlaşması, biyokimyasal aktiviteleri yüzünden büyük ilgi çekmesi ve özellikle son yıllarda sıvı kristal teknolojisinde kullanılabilecek pek çok Schiff bazının sentezlenmesi bu maddelerle ilgili çalışmaların önemini daha da arttırmıştır 2. Anahtar kelimeler: Schiff Bazı, Metal Kompleks, Spektroskopi. Kaynaklar 1. Erdemir, S. 2007.Schiff Bazı ve Polimerlerinin Geçiş Metal Komplekslerinin Sentezi Karakterizasyonu ve Oksidasyon Katalizörü Olarak Etkilerinin İncelenmesi. ÇÜ. Fen Bil. Ens., Kimya Türkiye, Doktora Tezi. 2. KOÇ, Z.E. 2001. Schiff Bazları Sentezleri ve Metal Komplekslerinin İncelenmesi. SÜ. Fen Bil. Ens., Kimya Türkiye, Yüksek Lisans Tezi. 77 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 24 Beta Bloker Bir İlaç Olan NebivololünFarmasötik Preparatlarda Diferansiyel PulsVoltametri Yöntemi ile Miktar Tayini Bilal Yılmaz, Bilge Kaan Akçay, Selçuk Kaban Atatürk Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya A.B.D., 25240, Erzurum, Türkiye [email protected] Özet: Hipertansiyon tedavisinde uzun yıllardır kullanılmakta olan beta bloker ilaçlar kalp debisini, renin salınımını, pre-sinaptiknorepinefrin salınımını azaltarak ve santral etkiyle kan basıncını düşürürler. Ülkemizde hipertansiyonlu hastalarda yaygın olarak kullanılan beta bloker ilaçlardan birisi de nebivololdür1. Bu çalışmanın amacı, farmasötik preparatlarda nebivolol etkin maddesinin miktar tayini için basit, hassas, doğru ve hızlı bir yöntem olan diferansiyel pulsvoltametri tekniğinin geliştirilmesi ve valide edilmesidir. Voltametrik çalışmalar için öncelikle 0.1 M LiClO 4 içeren asetonitril içinde nebivololün 100 µg ml-1derişiminde stok çözeltisi hazırlandı. Bu stok çözeltiden belirli hacimlerde alınıp seyreltilerek0.5, 1, 2, 4, 6, 8 ve 12 µg ml-1derişimlerde standart çalışma çözeltileri hazırlandı. Daha sonra bu standart çözeltiler kullanılarak diferansiyel pulsvoltamogramlar kaydedildi. Voltamogramlardan elde edilen pik akım değerleri yöntemin doğrusal olduğu nebivololderişimine (0.5-12 µg ml-1) karşı grafik edilerek kalibrasyon eğrileri çizildi. Voltametri yönteminin kalibrasyon eğrisinin regresyon analizinden regresyon doğru denklemi ve korelasyon katsayısı (r) sırasıyla y=8.872x+59.827 ve 0.99328 olarak belirlendi. Yöntemin gözlenebilme sınırı 0.1 µgml -1ve miktar tayin sınırı ise 0.3 µg ml-1 olarak tespit edildi. Gün içi ve günler arası kesinlik belirlenmesinde yüzde bağıl standart sapma (% BSS) ve doğruluk belirlenmesinde bağıl hata değerleri de sırasıyla % 3.26 ve % 2.74’den küçük olarak bulundu. Yöntemin uygulaması nebivolol içeren farmasötik preparatlardan Vasoxen ve Nexivol tablette miktar analizi yapılarak gerçekleştirildi. Yöntemin farmasötik preparattan geri kazanım değeri % 100.2 olarak belirlendi. Sonuç olarak; diferansiyel pulsvoltametri yöntemi hassas, doğru, kesin ve duyarlı olduğundan ilaç endüstrisinde kalite kontrol çalışmalarında başarı ile kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Nebivolol, Diferansiyel PulsVoltametri, Validasyon. Kaynaklar 1 Senthamil Selvan, P., VeeranGowda, K., Mandal, U., Sam Solomon, W.D., Pal, T.K. 2007. J Chromatogr B, 858: 143-150. 78 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 25 İvabradinin Farmasötik Preparatlarda Doğrusal Taramalı Voltametri Yöntemi ile Miktar Tayini Bilge Kaan Akçay, Bilal Yılmaz, Selçuk Kaban Atatürk Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya A.B.D., 25240, Erzurum, Türkiye [email protected] Özet: İvabradin içeren ilaçlar kalp hastalıklarında kullanılır. İvabradin, beta bloker ilaçları kullanmaması gereken hastalarda, bu ilaçlara karşı intolerans görünen hastalarda ve tolere edilebilecek en fazla dozda beta bloker kullanan fakat anjinası süren ve kalp hızı dakikada 60'tan fazla olan hastalarda kullanılır1. Bu çalışmanın amacı, farmasötik preparatlarda ivabradin etkin maddesinin miktar tayini için doğrusal taramalı voltametri tekniğinin geliştirilmesi ve valide edilmesidir. Voltametrik çalışmalar için öncelikle 0.1 M LiClO4 içeren asetonitril içinde ivabradin 100 µg/ml derişiminde stok çözeltisi hazırlandı. Bu stok çözeltiden belirli hacimlerde alınıp seyreltilerek 5, 7.5, 10, 15, 20, 25, 30 ve 40 µg/ml derişimlerde standart çalışma çözeltileri hazırlandı. Daha sonra bu standart çözeltiler kullanılarak doğrusal taramalı voltamogramlar kaydedildi. Voltamogramlardan elde edilen pik akım değerleri yöntemin doğrusal olduğu ivabradinderişimine (5-40 µg/ml) karşı grafik edilerek kalibrasyon eğrileri çizildi. Voltametri yönteminin kalibrasyon eğrisinin regresyon analizinden regresyon doğru denklemi ve korelasyon katsayısı (r) sırasıyla y=31.836x+375.75 ve 0.9942 olarak belirlendi. Yöntemin gözlenebilme sınırı 0.5 µg/ml ve miktar tayin sınırı ise 1.5 µg/ml olarak tespit edildi. Gün içi ve günler arası kesinlik belirlenmesinde yüzde bağıl standart sapma (% BSS) ve doğruluk belirlenmesinde bağıl hata değerleri de sırasıyla % 3.76 ve % 2.94’den küçük olarak bulundu. Yöntemin uygulaması ivabradin içeren farmasötik preparatlardan Coralan tablette miktar analizi yapılarak gerçekleştirildi. Yöntemin farmasötik preparattan geri kazanım değeri % 99.8 olarak belirlendi. Sonuç olarak; doğrusal taramalı voltametri yöntemi hassas, doğru, kesin ve duyarlı olduğundan ilaç endüstrisinde kalite kontrol çalışmalarında başarı ile kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: İvabradin, Doğrusal Taramalı Voltametri, Validasyon. Kaynaklar 1 Francois B.M.,Simonin G., Bossant M.J., Boursier N.C., Simultaneousdetermination of ivabradineanditsmetabolites in humanplasmabyliquidchromatography-tandem massspectrometry, 2007. J. Chromatogr. B Biomed. Sci. Appl. 745: 261-269. 79 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 26 Doğal ve Denatüre Alfa-2-Makroglobulin’in Karbon Esaslı Elektrotlar ile Elektrokimyasal Yükseltgenmesi Burcu Dogan-Topal, Bengi Uslu, Sibel A. Özkan Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 06100, Tandoğan, ANKARA [email protected] Özet: Hastalıkların teşhisinde, proteinlerin tayini ve analizi önemli bir kriterdir. Proteinler hücrede en fazla bulunan organik makromoleküllerdir. Canlı sistemlerde katalizör, taşıyıcı, yapısal, savunma ve düzenleme gibi birçok görevi yerine getirmektedirler 1. Elektrokimyasal teknikler basit ve kolayca uygulanabilen, hızlı cevap verebilen analiz yöntemleridir. Elektrokimyasal metodlardan voltametri, elektroaktif ilaç etken maddelerinin, proteinlerin, hormonların, enzimlerin, elektrot yüzeyindeki yükseltgenme-indirgenme davranışlarıyla, bunların vücutta uğradıkları in vivo metabolizmaları hakkında redoks davranışlarının benzerliğiyle bilgi verebilmektedir. Son zamanlarda protein elektrokimyası üzerine olan çalışmalar, elektron transfer mekanizmaları hakkında bilgi verdikleri ve dolayısıyla mekanizmalarına ışık tuttukları için, yeni nesil biyosensör tasarımına imkân tanımaya ve biyomoleküllerin esas reaksiyonlarını anlamaya yardımcı olabildikleri için çok büyük önem taşımaya başlamışlardır. Proteinlerin biyolojik sıvılarda çok düşük miktarda tayinlerinin gerçekleştirilebilmesi sonucunda medikal teşhis ve klinik uygulamalarda kullanılabilecek mikroçip ve nanoçip teknolojilerinin de alt yapısının oluşturulması hedeflenmektedir 2, 3 . Alfa-2 Makroglobulin, yüksek molekül ağırlıklı bir plazma proteinaz inhibitörüdür. Kompleman homostaz sistemini inhibe eder. Nefrotik sendromda düzeyi artar. Nefrotik sendrom ve proteolitik hastalıkların (pankreatit ve peptik ülser gibi) değerlendirilmesinde kullanılır 4. Doğal ve denatüre edilmiş alfa-2-makroglobulin, amino asit kalıntılarının yükseltgenme mekanizmalarına dayanarak teşhis edilmiştir. Doğal ve denatüre proteinin, camsı karbon, pirolitik grafit, bor ile katkılandırılmış elmas elektrotların yüzeylerine tutturularak diferansiyel puls voltametrisiyle elektrokimyasal davranışı pH 4.0 – 8.0 aralığında incelenmiştir. Elektrot yüzeyinde doğal ve denatüre protein pik akımları arasında iyi bir ayırım gözlendiğinden çözelti fazında miktar tayinleri için, camsı karbon elektrot seçilmiştir. Hem doğal hem de denatüre protein, 0.5 – 120 µg.mL-1 derişim aralığında doğrusal bulunmuştur. Tayin limiti, doğal ve denatüre protein için sırasıyla 9.85 µg.mL-1 ve 1.69 µg.mL-1 bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Elektrokimya, Alfa-2-makroglobulin, Amino asit, Elektrot, Tayin Limiti. Kaynaklar 1Petricoin, E.F., Ornstein, D.K., Liotta, L.A. 2004. Clinical proteomics: Applications for prostate cancer biomarker discovery and detection. Urologic Oncology, 22: 322-328. 2Armstrong, F.A., Hill, H.A.O., Walton, N.J. 1988. Direct electrochemistry of redox proteins. Accounts of Chemical Research, 21: 407-413. 3Guo, C., Hu, F., Li, C.M., Shen, P.K. 2008. Direct electrochemistry of hemoglobin on carbonized titania nanotubes and its application in a sensitive reagentless hydrogen peroxide biosensor. Biosensors and Bioelectronics, 24: 819-824. 4Kovacs, D.M. 2000. Alpha2-macroglobulin in late-onset Alzheimer’s disease. Experimental Gerontology, 35: 473-479. 80 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 27 Pamuklu Tekstil AtıklarındanSelülozEldesi, Hidroksietilselüloz Sentezi, Karakterizasyonuve Kullanım Alanlarının Araştırılması Burcu Orhana, Ali Koça, Yavuz Selim Öztürka, Mustafa Dolaza,b a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Özet:Tekstil fabrikalarında iplik olmaya elverişsiz pamuk lifleri ortama savrulur. Kısa lif uzunluğundaki bu pamuk lifleri ortamdan çekilerek toplanır. Bu atık içerisinde organik ve inorganik safsızlıklar bulunmaktadır. Yüksek oranda α-selüloz içeren bu atıklara klima tozları denilmektedir. Bu çalışmada atık tekstil materyalleritemizlenerekselüloz elde edilmiştir. Elde edilen selülozun mikrodalga ışını destekli etilenoksitile uygun şartlarda reaksiyonundan “Hidroksietil Selüloz” (HEC) sentezlenmiştir1,2(Şekil 1).Sentezlenen Hidroksietil selülozun yapısı 1H-, katı-13C-NMR ve FT-IR spektroskopisiyle aydınlatılmıştır. Ayrıca, SEM görüntüleriyle yüzey morfolojileri ve TG-DTA ile termal davranışları incelenmiştir3,4. Şekil 1. Hidroksietilselüloz Bu çalışmada elde edilen HEC,duvar boyaları, kozmetik, deterjan,ilaç, tekstil ve inşaat sektörü gibi birçok kullanım alanına sahiptir2. Böylece ülkemizin en azından HEC için dışa bağımlılığının azaltılması amaçlanmıştır. Anahtar kelimeler: Hidroksietil Selüloz, Mikrodalga Işını, Atık Selüloz. Kaynaklar [1] Biswas, A., Kim, S., Selling, G.W., Cheng, H.N. 2013. Microwave-assistedsynthesis of alkylcellulose in aqueousmedium.CarbohydratePolymers,94, 120– 123. [2] Bridgwater, A.,Mumford, C. 1980.Waste RecyclingandPollution Control Handbook. Van NostrandReinholCompany, U.S.A. [3] Morgan, P.W. 1946. Determination of EthersandEsters of EthyleneGlycolA ModifiedAlkoxyl Analysis. I ndustrialandEngineeringChemistry, 18, 8. [4] Zhou, Q.,Zhang, L., Li M., Wu X., Cheng G. Homogeneoushydroxyethylation of cellulose in NaOH/ureaaqueoussolutions, PolymerBulletin, 53, 243–248, 2005. 81 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 28 Ropinirol’ün Modifiye Karbon Pasta Elektrot Kullanarak Voltametrik Tayini Burçin Bozal-Palabıyık, Bengi Uslu Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı, Tandoğan, Ankara [email protected] Özet: Ropinirol, oral bir dopamin agonistidir. İdiopatik Parkinson hastalığının belirtilerinin tedavisinde erken dönemde tek başına ve L-dopa ile birlikte kullanılır1, 2. Çalışmada, ropinirol’ün modifiye edilmemiş ve karbon nanotüp ya da bazı nanopartiküllerle modifiye edilmiş çeşitli elektrotlardaki davranışları araştırılmıştır. En uygun elektrot Fe 2O3 nanopartikül ve çok duvarlı karbon nanotüp ile modifiye edilmiş karbon pasta elektrot (fÇDKNT/Fe2O3NP/KPE) olarak bulunmuştur. Ropinirol’ün bu elektrottaki elektrokimyasal davranışı yükseltgenme yönünde incelenmiştir. Çalışmada pH’ın etkisi 2.0 ile 10.0 arasında fosfat, asetat ve borat tamponları kullanılarak incelenmiş; tarama hızının yükseltgenme reaksiyonu üzerindeki etkisi 5500 mV s–1 tarama hızı aralığında araştırılmıştır. Ropinirol, pH 2.0 – 10.0 aralığındaki bütün çözeltilerinde iki pik vermiştir. Analitik amaçlar için en uygun elektrolit ortamı pH 6.0 fosfat tamponu olarak belirlenmiştir. Bu ortamda biriktirme potansiyeli ve biriktirme süresi de optimize edildikten sonra diferansiyel puls sıyırma voltametrisi (DPSV) ve kare dalga sıyırma voltametrisi (KDSV) teknikleri ile miktar tayini çalışmalarına geçilmiştir. Optimum biriktirme potansiyeli ve biriktirme süresi her iki yöntem için de sırasıyla 0 mV ve 180 s olarak bulunmuştur. KDSV için öncelikle yapılan step potansiyeli, puls genliği ve frekans optimizasyonu sonuçları ise sırasıyla 12 mV, 50 mV ve 30 Hz olarak belirlenmiştir. Geliştirilen yöntemler için yakalama sınırı değerleri ropinirol’ün iki piki için DPSV’ye göre 1.29×10-3 ve 1.30×10-3 µg mL-1; KDSV’ye göre 1.29×10-4 ve 4.08×10-4 µg mL-1 olarak bulunmuştur. Yöntemlerin gün içi tekrar edilebilirlik değerleri %1.0’dan, günler arası tekrar edilebilirlik değerleri %2.0’dan küçük bulunmuştur. Yöntemlerin doğruluğunu kanıtlamak için tabletlerden geri kazanım çalışmaları yapılmıştır. Sonuçlara göre ortalama geri kazanım değerleri iki yöntem ve iki pik için %100.88 – 109.31 olarak bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Ropinirol, Voltametri, Karbon Pasta Elektrot, Fe2O3 Nanopartikül, Karbon Nanotüp. Kaynaklar 1 Kuzel, M.D. 1999. Ropinirole: a dopamine agonist for the treatment of Parkinson's disease. American Journal of Health-System Pharmacy, 56( 3): 217-224. 2 Pahwa, R., Stacy, M.A., Factor, S.A., Lyons, K.E., Stocchi, F., Hersh, B.P., Elmer, L.W., Truong, D.D., Earl, N.L. 2007. Ropinirole 24-hour prolonged release: randomized, controlled study in advanced Parkinson disease. Neurology, 68(14): 1108-1115. 82 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 29 SILAR Yöntemiyle Elde Edilen PbS İnce Filmlerin Üretim Parametrelerinin Yanıt Yüzey Yöntemi(RSM) ileOptimizasyonu Buse Belelia, ErsinYücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Yarıiletken teknolojisinde fotovoltaik olarak adlandırılan güneş pilleri günümüzde oldukça çok araştırılmakta ve her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Teknolojideki gelişmeler ve bilimin ilerlemesi, yeni malzemelerin gelişmesi için itici gücü oluşturmaktadır. Malzemelerde yenilikler ve icatlar, bilim adamlarının yüksek kalitede malzemelerin gelişimine odaklanmasına neden olmaktadır. Kaliteli yarıiletken malzemelerin elde edilmesinde üretim parametrelerinin optimizasyonu oldukça önemlidir1,2. İnce filmlerin üretim parametrelerinin optimizasyonu geleneksel bir seferde tek faktör yöntemi ya da istatistiksel yöntemler ile yapılabilmektedir. Geleneksel yöntemler diğer faktörler sabit tutulurken bir defada bir bağımsız değişkenin değiştirilmesini içerir. Yanıt yüzey yöntemi (RSM) çoklu proses değişkenlerinin analizinde güçlü bir tekniktir. Çünkü geleneksel bir seferde tek faktör yöntemiyle kıyaslandığında daha az deneysel çalışmaya ihtiyaç duymaktadır 1,3,4. İnce film üretiminde çeşitli metotlar kullanılmakla ve bu metotlar arasında ucuz ve pratik olan bir yöntem olanArdışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu (SILAR)metodu öne çıkmaktadır2,5,6. Bu çalışmadaPbS ince filmler ekonomik bir yöntem olan SILAR yöntemiyle üretilmiştir. Kaliteli ince filmlerin üretilmesinde etkili olan parametreler RSM ve merkezi kompozitdizayn (CCD) gibi istatistiksel yöntemlerle optimize edilmiştir. SILAR metoduyla üretilen numunelerin karakterizasyonuX-ışını kırınımı (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve ultraviyole spektroskopisi (UV) ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler: PbSince film,SILAR, Yanıtyüzeyyöntemi, Merkezikompozitdizayn Kaynaklar 1. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of depositionconditions of CdSthinfilmsusingresponsesurfacemethodology, Journal of AlloysandCompounds, 589, 207–212. 2. Pawar S.M.,Pawar B.S., Kim J.H., Joo O.S., Lokhande, C.D., 2011. Recentstatus of chemicalbathdeposited metal chalcogenideand metal oxidethinfilms, CurrentAppliedPhysics, 11, 117-161. 3. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of MathematicsandStatisticstoLaboratorySystems. EllisHorwood Limited, England. 307p 4. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis fortheLaboratoryand ChemicalPlant. John Wiley&Sons, Ltd, England. 489p. 5. Preetha, K.C., Murali, K.V., Ragina, A.J., Deepa, K., Remadevi, T.L., 2012. Effect of cationic precursor pH on optical and transport properties of SILAR deposited nano crystalline PbS thin films. Current Applied Physics, 12, 53-59. 6. Im, S.H., Kim, H.J., Kim, S., Kim, S.W.,Seok, S., 2012. Improved air stability of PbSsensitized solar cell by incorporating ethanedithiol during spin-assisted successive ionic layer adsorption and reaction. Organic Electronics, 13, 2352-2357. 83 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 30 PbS İnce FilmlerinKimyasal Depolama Yöntemiyle Üretiminde Etkili ParametrelerinKemometrik Metotlarla Optimizasyonu Buse Belelia, ErsinYücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Teknolojideki hızlı gelişmeler, yeni yarıiletken malzemelerin üretimi ve yarıiletkenlerin özelliklerinin anlaşılmasına paralel olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, ortaya çıkan bu durum yarıiletkenlerin önemini arttırmakta ve her geçen gün daha fazla araştırmacının bu konu üzerine eğilmesine neden olmaktadır. Bu nedenle yarıiletken teknolojisi, yüzyılımıza damgasını vuran ve yaşam koşullarının gelişimine pek çok yönde katkılar sağlayan, bilim ve teknolojinin gelişimine ön ayak olan öğelerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır1. Yarıiletken ince filmler farklı metotlarla üretilebilmektedir. Kimyasal depolama 1, kimyasal püskürtme2, vakumda buharlaşma3ve sol-gel4 filmlerin üretiminde kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Bu metotların çoğu geniş yüzey kaplamaları, düşük sıcaklık süreci ve düşük üretim maliyeti için uygun değildir. Ayrıca geniş alanları kaplamak için kullanılacak malzemeler oldukça pahalıdır. Bu metotlar arasında ucuz ve pratik olan kimyasal depolama yöntemi öne çıkmaktadır. Kimyasal banyo depolama yöntemi uygun stokiyometriye sahip sulu çözeltisi hazırlanan kimyasal maddeler kullanılarak uygun sıcaklıkta uygun altlıklar üzerinde film etme yöntemidir. Kimyasal depolama yöntemi ile geniş yüzeylere kaliteli ince filmler üretmek mümkündür.Seçilen uygun geniş tabanlar, hazırlanan çözeltiler içine daldırılır ve kimyasal olarak yüzeye ince filmler oluşturulur. Kaliteli filmler üretmek için seçilen tabanın yüzeyinin çok temiz ve pürüzsüz olması önemlidir 1,5. Bu çalışmadaPbS ince film üretiminde önemli parametrelerin bant aralığı değerlerine etkilerikemometrik yaklaşımla araştırılmıştır. Kaliteli PbS ince filmlerin üretilmesinde etkili olan üretim parametrelerin optimizasyonumerkezi kompozitdizayn (CCD), ANOVA analizi ve yanıt yüzey yöntemi (RSM) ile gerçekleştirilmiştir6,7. Anahtar kelimeler: PbSince film,Kimyasalbanyodepolama, Kemometri, Optimizasyon. Kaynaklar 1. Pawar S.M.,Pawar B.S., Kim J.H., Joo O.S., Lokhande, C.D., 2011. Recentstatus of chemicalbathdeposited metal chalcogenideand metal oxidethinfilms, CurrentAppliedPhysics, 11, 117-161. 2.Sajeesh, T.H., Warrier A.R., Kartha C.S., Vijayakumar K.P., 2010. Optimization of parameters of chemical spray pyrolysis technique to get n and p-type layers of SnS, Thin Solid Films, 518, 4370-4374. 3. Murali, K.R.,Srinivasan K., Trivedi D.C., 2004.Structuralandphotoelectrochemicalproperties of CdSethinfilmsdepositedbythevacuumevaporationtechnique, MaterialsScienceandEngineering B, 111, 1-4. 4. Znaidi, L., 2010. Sol–gel-depositedZnOthinfilms: A review, MaterialsScienceandEngineering B, 174, 18-30. 5. Mane, R.S.,Lokhande,C.D., 2000. Chemicaldepositionmethodfor metal chalcogenidethinfilms. MaterialsChemistryandPhysics 65, 1-31. 6. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of depositionconditions of CdSthinfilmsusingresponsesurfacemethodology, Journal of AlloysandCompounds, 589, 207–212. 7. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis fortheLaboratoryand ChemicalPlant. John Wiley&Sons, Ltd, England. 489p. 84 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 31 7-kloro-4-(o-hidroksibenzilinhidrazon) Kinolin ile Modifiye Edilen Silikajel Katı Sorbentinin Batch Yöntemi ile Sulu Çözeltiden Th(IV) Adsorpsiyon Parametrelerinin İncelenmesi Bülent Kırkana, Gül Asiye Ayçıkb a Süleyman Demirel Üniversitesi, Su Enstitüsü, 32260-Isparta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 48000-Muğla b [email protected] Özet: Toryum su, toprak, kayalar, bitkiler ve hayvanlarda düşük seviyede bulunmaktadır ve geniş bir çevreye dağılmıştır. Toryum doğada en çok bulunan radyoaktif element olup, sadece endüstriyel uygulamalar için değil enerji ve çevresel konularda da büyük öneme sahiptir[1]. Toryum sadece diğer ağır metaller gibi kimyasal toksisiteye sahip olmayıp, kemik, böbrek ve karaciğerde kalıcı zararlara sebep olabilen radyoaktif özellikte bir elementtir[2,3]. Bu özellikleri nedeniyle de çevresel ve jeolojik örneklerde toryumun izlenmesi, ayrılması ve geri kazanımı için güvenilir yöntemlerin geliştirilmesi önemlidir [4]. Bu çalışmada SiNH2-L katı faz sorbenti literatüre göre sentezlenmiştir[5]. İlk olarak katı destek olarak seçilen ham silikajel aktive edilerek aktive silikajel elde edildi. Daha sonra aktive silikajel fonksiyol guruba sahip liganda bağlanması için ara madde olarak kullanılan (3-amino propiltrimetoksisilan) (APTS) ile bağlanması sağlandı. Son olarak SiAPTS ve 7-kloro-4- (ohidroksibenzilinhidrazon) kinolin (HL) ligandı tepkimeye sokularak katı faz sorbenti elde edilmiştir. Elde edilen katı faz sorbentinin yapısı FTIR, BET yüzey alanı, SEM ve elementel analiz yöntemleriyle aydınlatıldı. Elde edilen katı faz sorbentinin Toryum(IV) adsorpsiyonu için optimum şartlar belirlendi. Toryum (IV) deriştirilmesinde katı destek olarak kullanılan ham silikajel, aktive silikajel ve SiNH2-L katı faz sorbentleri kullanılmıştır. Katı faz sorbentleri ile Th(IV) iyonlarının adsorpsiyonuna etki eden pH, başlangıç toryum derişimi, çalkalama süresi, m/V oranı, sıcaklık ve çalkalama hızı parametreleri batch yöntemi ile incelendi. SiNH2-L katı faz sorbenti için Th(IV) iyonlarının optimum adsorpsiyon koşulları pH 4, başlangıç toryum derişimi 8 mg/L, çalkalama süresi 60 dk, m/V oranı 1,25, sıcaklık 20 oC ve çalkalama hızı 200 rpm olarak belirlenmiştir. SiNH 2-L katı faz sorbenti için optimum koşullarda adsorpsiyon yüzdesi ve Q(mg Th4+/g sorbent) değeri sırasıyla %99,2±0,6 ve 6,35±0,20 olarak elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Toryum(IV), Adsorpsiyon, Katı Faz Ektraksiyon, Batch Yöntemi. Kaynaklar [1] He, F.F., Wang, H.Q., Wang, Y.Y., Wang, X.F., Zhang, H.S., Li, H.L., Tang, J.H. 2013. Magnetic Th(IV)ion imprinted polymers with salophen schiff base for separation and recognition of Th(IV). Journal of Radioanalytical and Nuclear Chemistry, 295, 167-177. [2] Shtangeeva, I., Ayrault, S., Jain, J. 2005. Thorium uptake by wheat at different stages of plant growth. Journal of Environmental Radioactivity, 81, 283-293. [3] Rao, T.P., Metilda, P., Gladis, J.M. 2006. Preconcentration techniques for uranium(VI) and thorium(IV) prior to analytical determination - an overview. Talanta, 68, 1047-1064. [4] Tamada, M., Seko, N., Yoshii, F. 2004. Application of radiation-graft material for metal adsorbent and crosslinked natural polymer for healthcare product. Radiation Physics and Chemistry, 71, 223-227. [5] Karayel, G. 2013. Yatağan Termik Santrali Kül Dağındaki Uranyumun Kül ve Topraktaki Davranışının ve Yeraltı Sularına Geçişinin Deriştirilerek İncelenmesi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya ABD, Doktora Tezi, 226s. 85 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 32 5-[(E)-(5-sülfonil-1,3,4-thiadiazol-2-yl)diazenil]pirimidin-2,4,6(1H,3H,5H)- trion ile Modifiye Edilen Silikajel Katı Sorbenti Kullanılarak Sulu Çözeltiden Th(IV) Adsorpsiyonunda Termodinamik Özelliklerin İncelenmesi ve Adsorpsiyon İzotermlerinin Oluşturulması Bülent Kırkana, Gül Asiye Ayçıkb a Süleyman Demirel Üniversitesi, Su Enstitüsü, 32260-Isparta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 48000-Muğla b [email protected] Özet: Toryum doğada en çok bulunan radyoaktif element olup, optik, radyo, havacılık, uzay, metalurji ve kimya sanayi gibi birçok alanda yaygın uygulamaya sahiptir [1]. Toryum sadece diğer ağır metaller gibi kimyasal toksisiteye sahip olmayıp, kemik, böbrek ve karaciğerde kalıcı zararlara sebep olabilen radyoaktif özellikte bir elementtir [2,3]. Bu özellikleri nedeniyle de çevresel ve jeolojik örneklerde toryumun izlenmesi, ayrılması ve geri kazanımı için güvenilir yöntemlerin geliştirilmesi önemlidir [4]. Bu çalışmada modifiye silikajel katı sorbenti kullanılarak sulu çözeltiden toryum(IV) iyonunun adsorpsiyonu ve adsorpsiyon prosesinin termodinamiğinin incelenmesi amaçlanmıştır. Katı faz ektraksiyonu sorbenti olrak silikajel kullanılmış ve 5-[(E)-(5-sülfonil-1,3,4-thiadiazol-2yl)diazenil]pirimidin-2,4,6(1H,3H,5H)- trion (HL) ile modifiye edilerek SiCPMS-L katı sorbenti hazırlanmıştır. Elde edilen SiCPMS-L katı sorbentinin yapısı FT-IR, elementel analiz ve BET yüzey analiz yöntemleri ile karakterize edilmiş, SEM görüntüleri yardımıyla da yüzey incelemesi yapılmıştır. Sulu çözeltiden toryum adsorpsiyonunu etkileyen çözelti pH’ı, başlangıç toryum derişimi, çalkalama süresi, katı sorbent miktarı, sıcaklık ve çalkalama hızı parametreleri incelenmiş ve optimum alım koşulları saptanmıştır. Toryumun SiCPMS-L katı sorbenti üzerine adsorpsiyonu için ΔH, ΔG ve ΔS termodinamik parametreleri hesaplanmış, adsorpsiyon prosesinin endotermik karakterli olduğu, adsorpsiyon işleminin istemli gerçekleştiği bulunmuştur. SiCPMS-L katı sorbenti ile sulu çözeltilerden toryum adsorpsiyonunun Langmuir, Freundlich ve Dubinin-Radushkevich (D-R) adsorpsiyon izotermlerine uygunluğu araştırılmış, katı sorbente adsorpsiyonun Langmuir izotermine uyduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Toryum(IV), Adsorpsiyon, Katı Faz Ektraksiyon, Termodinamik. Kaynaklar [1] Zhang, S., Liu, P., Zhang, B. 2005. Thorium resources and their availability.World Nuclear Geoscience, 22, 98. [2] Shtangeeva, I., Ayrault, S., Jain, J. 2005. Thorium uptake by wheat at different stages of plant growth. Journal of Environmental Radioactivity, 81, 283-293. [3] Rao, T.P., Metilda, P., Gladis, J.M. 2006. Preconcentration techniques for uranium(VI) and thorium(IV) prior to analytical determination - an overview. Talanta, 68, 1047-1064. [4] Tamada, M., Seko, N., Yoshii, F. 2004. Application of radiation-graft material for metal adsorbent and crosslinked natural polymer for healthcare product. Radiation Physics and Chemistry, 71, 223-227. 86 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 33 VP-MA-NTBA Terpolimerinden Mikrokapsül Hazırlanması ve Cu(II) Gideriminde Kullanılması Büşra Ebru Ataoğlua, Onur Şengöza, Ahmet Okudana, GülşinArslanb a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 42075 Selçuklu / Konya Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü 42075 Selçuklu / Konya b [email protected] Özet: 21. yüzyılın en önemli öncelikli konularından birisi temiz su ihtiyacının sağlanması olup su temininde ileri teknolojilerin kullanılması ve geliştirilmesi önem arz etmektedir. Su arıtımında en etkin yöntemlerden birisi adsorpsiyon yöntemi olarak belirtilmektedir.Kitosan ucuz, yüksek elde edilebilirliği olan, çevreye ve insanlara zarar vermeyen adsorbanbir maddedir. Kitosanın su arıtımında kullanılma performansını ve verimliliğini artırmak amacı ile kitosanın mekanik olarak güçlendirilmesi ve fonksiyonelleştirilmesi gereklidir1-3. Bu çalışmada,yeni bir nanokompozitadsorban maddenin sentezlenecek olan ter-(VinilPivalatMaleikAnhidrit-N-ter-BütilAkrilAmid) [VP-MA-NTBA] sentezlenmiştir. Farklı oranlarda hazırlanmış olan VP-MA-NTBA’lar ile kitosan içeren mikrokapsüllerhazırlananacaktır. VP-MA-NTBAterpolimerlerle kitosan katkılı mikrokapsüllerinkarakterizasyonunda, SEM, FTIR vbkarakterizasyon yöntemleri kullanılacaktır.Su arıtımı için model olacak Cu(II) iyonu ile adsorpsiyon denemesi yapılacak olup hazırlanan mikrokapsüllerin Cu(II) iyonunu adsorpladığı tespit edilecektir4-6. Cu(II), için adsorpsiyon çalışmaları öncelikle batch metodu ile çalışılarak adsorban miktarı, temas süresi, konsantrasyon, optimum pH ve sıcaklık içinoptimum şartlar belirlenecektir.Metal analizleri Contr AA da yapılacaktır. Batch metodu ile optimum şartları belirlenen mikrokapsüllerinadsopsiyon çalışmalarında izoterm eğrilerinin çizilmesi ve bilinen adsorpsiyon modellerine uygunluğu test edilecektir. Anahtar kelimeler:Akrilamid ter- Polimer, Mikrokapsül, Adsorpsiyon, Kitosan Kaynaklar 1.Agnihotri S.A.,Aminabhavi T.M., 2006. NovelInterpenetrating Network Chitosan-Poly(ethyleneoxide-gacrylamide) HydrogelMicrospheresfortheControlledRelease of Capecitabine, International Journal of Pharmaceutics, 324, 103-15. 2.Chen J., Sun J., Yang L., Zhang Q., Zhu H., Wu H., Hoffman A.S., Kaetsu I., 2007. PreparationandCharacterization of a Novel IPN HydrogelMembrane of Poly(Nisopropylacrylamide)/carboxymethylChitosan (PNIPAAM/CMCS), RadiationPhysicsandChemistry, 76, 14259. 3.Estevinho, B.N.,Rocha, F., Santos, L., Alves, A., 2013. Microencapsulationwithchitosanbyspraydryingforindustryapplications - A review, Trends in FoodScience&Technology 31, 138-155. 4.Kannamba B.,Reddy K.L., AppaRao B.V., 2010. Removal of Cu(II) fromAqueous Solutions Using ChemicallyModifiedChitosan, Journal of HazardousMaterials, 175, 939-48. 5.Ngah W.S.W, Teong L.C.,Hanafiah M.A.K.M., 2011. Adsorption of DyesandHeavy Metal IonsbyChitosanComposites: A Review, CarbohydratePolymers, 83, 1446-56. 6.Pala A.,Pan S., Saha S., 2013. SynergisticallyImprovedAdsorption of AnionicSurfactantandCrystalViolet on ChitosanHydrogelBeads, ChemicalEngineeringJournal, 217, 426-34. 87 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 34 Asfaltit Termik Santrali Dip Katı Atığında Kadmiyum ve Kurşun Türleri Osman Akba1, Beniz Gündüz2, Işıl Aydın3 , Sait Erdoğan1, Fırat Aydın1, Candan Hamamcı1 1 Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır 2 Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Konya 3 Dicle Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Diyarbakır [email protected] Özet: Asfaltitler yakıldığında, içerdiği mineral madde önemli değişikliklere uğrayarak ciddi çevre ve sağlık sorunları yaratmaktadır. Kadmiyum (Cd) ve kurşun (Pb) bilinen en toksik ve doğada rastlanan elementlerden ikisidir. Silopi Elektrik Üretim termik santralinin 135 MW gücündeki ilk ünitesi 2013'te açılmıştır. 2 x 135 MW gücündeki diğer ünitelerin yapım çalışmaları devam etmektedir. Santralde ana yakıt olarak asfaltit madeni (petrol kökenli) kullanılmaktadır.1 Katı fazda metallerin kimyasal durumunu ölçmek için son yıllarda, birçok ardışık ekstraksiyon yöntemleri geliştirilmiştir2. Bu araştırma asfaltitin yakıt olarak kullanıldığı ülkemizdeki tek örnek olan Silopi Termik Santralinin dip katı yanma atığındaki Cd ve Pb içeriği ve türlerini tespit edebilmek amacıyla yapılmıştır. Usulüne uygun olarak alınan örneklerdeki Cd ve Pb’u tespit ve tayin için (HNO3 +HF, H3BO3) ile MW çözünürleştirmesi yapıldı. Üç farklı yöntem, modifiye edilmiş Tessier,.BCR ve Sanei ardışık ekstraksiyon ile asfaltitinin yanma atığında Cd ve Pb fraksiyonlandırması yapılmış ve karşılaştırılmıştır.Toplam Cd ve Pb ile fraksiyonları ICP-OES ile analiz edildi.3 Sonuçlar standart referans madde ile de doğrulanmıştır. Sanei diğer yöntemlere göre daha çok fraksiyonlu olduğundan hatayı arttırmaktadır. Ayrıca Tessier ve BCR şemaları daha kolay uygulanabilir ve anlamlı sonuçlar verebilir. BCR tarafından önerilen ardışık ekstraksiyon şeması ve modifiye Tessier düzeni tekrarlanabilir benzer eğilimler verdi. Ancak, BCR düzeni onun indirgenebilir fraksiyonuyla organik ve sülfür fraksiyonlarında karışıklık yaratıp yükseltgenebilir fraksiyonu olduğundan fazla gösterebilir.3 Sonuç olarak, modifiye Tessier düzeni araştırmamızdaki Cd ve Pb fraksiyonlarını incelemek için en uygun yöntem olarak bulunmuştur. Ayrıca Silopi Termik Santrali dip katı atığındaki hem Cd ve hem de Pb nun doğaya kolaylıkla karışmayan, canlılara zarar vermeyen formları halinde olduğu tespit edildi. Anahtar kelimeler: ICP-OES, Asfaltit, Ardışık Ekstraksiyon, Pb, Cd. Kaynaklar [1] Aydın I.,Aydin F.,Hamamcı C. 2013 Vanadium fractions determination in asphaltite combustion waste using sequential extraction with ICP-OES Microchem J 108:64-67. [2]Aydin, F., Gunduz, B., Aydın I., Akba, O., Saydut, A., Hamamcı, C., 2013.Application of Modified BCR Sequential Extraction Method for the Fractionation and ICP-OES Determination of Copper in Asphaltite Combustion Waste. Atomic Spectr. 34, 140-145. [3]van Hullebusch, E. D., Utomo, S.,. Zandvoort, M. H., Lens, P. N. L. 2005. Comparison of three sequential extraction procedures to describe metal fractionation in anaerobic granular sludges. Talanta, .65: 549–558. 88 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 35 Sefepim, Sefiksim, Seftazidim ve Seftizoksimin İyonlaşma/Protonasyon Sabitlerinin Asetonitril-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini Cansel Çakır, Güleren Alsancak Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet: β-laktam antibiyotikler, yapısında biri azot, üçü karbon olan dört üyeli heterosiklik betalaktam halkası içeren; bakteriyel organizmalarda hücre duvarı biyosenteziniinhibeeden antibiyotiklerdir. Sefalosporinler, β-laktam antibiyotiklerin 5 grubundan birisidir. Bunlarda ana çekirdeği, 7-aminosefalosporanik asit (7-ASA) oluşturur. Bu yapıda beta-laktam halkası, dihidrotiazin halkasıdır(Şekil 1). Aktivitelerine göre dört kuşak sefalosporin vardır1. Şekil 1: Sefalosporinlerin genel yapısı İlaç etken maddelerinin asit/baz davranışlarının bilinmesi, ADME özellikleri için önemlidir. Ters faz sıvı kromatografi metodu, günümüzde sefalosporinlerin analizi için yaygın kullanılan metotlardan biridir. Bu bileşiklerin, sıvı kromatografik yöntemle tayininin optimizasyonu aşamasında su-organik çözücü ikili karışımlarındaki iyonlaşma sabitlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Sefalosporinlerin iyonlaşma/ protonasyon sabiti tayinlerine ait çalışmalar, literatürde oldukça sınırlı olup mevcut verilerde de tutarsızlık vardır2,3. Bu çalışmada sefepim, sefiksim, seftazidim ve seftizoksimin iyonlaşma/protonasyon sabitleri, asetonitril-su karışımlarında ters faz sıvı kromatografi yöntemi ile tayin edilmiştir. Sabitlerin tayinleri, 100 mM derişimde olacak şekilde H3PO4 içeren %10, %12,5 ve %15 (h/h) asetonitril-su ortamlarında gerçekleştirilmiştir. Mobil faz pH değerleri, 1,85-6,20 aralığında incelenmiştir. Kromatografik çalışma, CogentPhenylHydride (75 mm/250 mm, 4,6 mm ID, S-4 μm) kolonuyla 1 mL/dakika akış hızında 30oC’de gerçekleştirilmiştir. İncelenen bileşiklerin sabitleri ve türlere ait intrinsik kapasite faktörleri, kapasite faktörü ile pH arasındaki nonlineer ilişkiyi esas alan NLREG4 programı kullanılarak hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Sefalosporinler, RPLC, İyonlaşma Sabiti, Protonasyon Sabiti. Kaynaklar 1.GOODMAN&GİLMAN A., 1996. Penisilinler, Sefalosporinler Ve Diğer Beta-Laktam Antibiyotikler, ThePharmacologicalBasis Of Therapeutics, Ninth Ed., TheMcgraw-HillComp., 1143-1150. 2. Şanli, N., Şanli, S., Sızır, U., Gümüstaş, M., Ozkan, S.A., 2011. Determination of pKaValues of CefdinirandCefiximeby LC andSpectrophotometricMethodsandTheir Analysis in PharmaceuticalDosage Forms. Chromatographia, 73, 1171-1176. 3. Pistos, C.M., Tsantili-Kakoulidou, A., Koupparis, M., 2003. TheEffect of İonPairingReagents in TheRetention Profile of ZwitterionicCephalosporins. Journal of Liquid ChromatographyandRelated Technologies, 26, 6, 937– 952. 4. NLREG Version 4.0. P.H. Sherrod. http:/www.sandh.com/Sherrod 89 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 36 Kalıcı Zwitter İyonik Yapılı Sefalasporinlerin İyonlaşma/ProtanasyonSabitlerinin Su Organik Çözücü İkili Karışımlarında Spektroskopik Yöntemle Tayinleri Cansel Çakıra, Elif Sekmena, Sertaç Budaka, GülerenAlsancaka, Sibel A. Özkanb a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta b Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Sefalosporinler, β laktam grubu antibiyotiklerdir1. Sefalosporinlerin temel çekirdeği, dihidrotiazin çekirdeği ve β-laktam halkasından oluşan 7-aminosefalosporanik asittir. 4. kuşak sefalosporinler, sefem çekirdeğine bağlı karboksilik asit grubu, yan zincirde bazik aminotiazol grubu ve sefem çekirdeğinin 3 numaralı pozisyonunda kalıcı yüklü kuaterner azot atomu bulundurmaktadırlar. Bu yapılar, karboksilat anyonu ve pozitif yüklü kuaterner azot atomu arasındaki etkileşim sonucu geniş pH aralığında zwitteriyonik davranış gösterirler. Karboksilat anyonu ile protonlanmışaminotiazol grubu arasında da dar pH aralığında zwitteriyonik türlerin oluşumu söz konusudur. Bu çalışmada seçilen zwitteriyonik yapılı sefalosporinlerin(sefepim ve seftazidimin) iyonlaşma/ protonasyon sabitlerinin tayini için spektroskopik yöntem kullanılmıştır(Şekil 1). (a) (b) Şekil 1: (a) Sefepim; (b) Seftazidim Asetonitril-su karışımlarında primerstandard referans çözeltilerin pH değerlerinin belirlenmesi, 0,05 mol/kg potasyum hidrojen fitalat çözeltisi kullanılarak pHelektrodu ile yapılmıştır. Titrasyon ortamında, iyonik şiddet KCI kullanılarak 0,1 M olarak ayarlanmıştır. Bileşiklerin iyonlaşma/ protonasyon sabitleri için, asetonitril- su ikili karışımında elde edilen değerler, grafiksel yaklaşımlarla( Henderson- Hasselbalch, modifiye limit absorbsiyon ve yarı yükseklik yöntemleri) hesaplanmıştır2,3. Veriler, bilgisayar programı (STAR) ile de değerlendirilmiştir 4. Çözücünün etkisini incelemek için organik çözücünün farklı yüzdelerinde çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Sefalosporinler, RPLC, Spektroskopik Yöntemi. Kaynaklar 1.GOODMAN&GİLMAN A., 1996. Penisilinler, Sefalosporinler Ve Diğer Beta-Laktam Antibiyotikler, ThePharmacologicalBasis OfTherapeutics, Ninth Ed., TheMcgraw-HillComp., 1143-1150. 2. Verbıc, T.Ž., Drakulıć, B.J., Zloh, M.F., Pecelj, J.R., Popovıć, G.V., Juranıć, I.O., 2007. An LFER study of theprotolyticequilibria of 4-aryl-2,4-dioxobutanoic acids in aqueoussolutions. J. Serb. Chem. Soc. 72 (12) 1201– 1216. 3. Evagelou, V., Tsantili-Kakoulidou, A., Koupparis, M., 2003. Determination of TheDissociationConstants of TheCephalosporinsCefepimeandCefpirome Using UV SpectrometryAndpHPotentiometry. Journal of PharmaceuticalandBiomedical Analysis, 31, 1119-1128. 4. Beltran, JL, Codony, R, Prat, MD, Anal ChimActa, 276, 441-454,1993 90 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 37 Cd(II) İyonlarının Su ve Atık Sulardan Uzaklaştırılmasında Kızılçam(Pinusbrutia Ten.)Talaşının Kullanılabilirliğinin Araştırılması Erdem Toruna, Duygu Özdeşb,Celal Duranc Gümüşhane Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 29100, Gümüşhane Gümüşhane Üniversitesi, Gümüşhane Meslek Yüksekokulu, 29100, Gümüşhane Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 61080, Trabzon [email protected] Özet: Son yıllarda artan endüstriyel faaliyetler, aşırı ve bilinçsiz yapılan kimyasal gübre ve pestisit uygulamaları, atık suların su kaynaklarına karıştırılması ve sulama suyu olarak kullanılması toprak ve suyun kadmiyum içeriğini arttırmaktadır.Bitkiler aracılığıyla besin zincirine ulaşmasının yanı sıra solunum yoluyla da vücuda alınan Cd(II), baş ağrısı, astım ve kemik erimesi gibi hastalıklara yol açmaktadır. Bu nedenle Cd(II) iyonlarının sulardan uzaklaştırılması sağlık ve çevre açısından önem arz eder. Bu amaçla oldukça farklı yöntemler uygulanmasına rağmen adsorpsiyon tekniği yaygın kullanılan ayırma yöntemlerinden biri haline gelmiştir [1]. Bu çalışmada; Cd(II) iyonlarının su ve atık sulardan uzaklaştırılmasında kızılçam (Pinusbrutia Ten.) talaşınınadsorban olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Kızılçam talaşı, BET yüzey alanı analizleri, FTIR, SEM, Boehmtitrasyonu, pHpzc analizleri gibi yöntemlerle karakterize edilmiştir. Daha sonra deneysel şartların optimizasyonu için sulu çözelti pH’ı, denge süresi, başlangıç metal iyonu derişimi, adsorban miktarı, sıcaklık ve tuz etkisi gibi deneysel parametreler incelenmiş, en uygun adsorpsiyonpH’ı6.0 olarak belirlenmiştir (Şekil 1). Cd(II) iyonlarının kızılçam talaşı üzerine adsorpsiyon mekanizmasının aydınlatılabilmesi için Langmuir, Freundlich, Temkin ve DubininRadushkevich izoterm modelleri incelenmiştir.Adsorpsiyon kinetiği ise; birinci mertebeden ve ikinci mertebeden kinetik modeller ile parçacık içi difüzyon modelinin uygulanmasıyla değerlendirilmiştir.Gibbs Serbest Enerji değişimi (ΔG), entalpi (ΔH) ve entropi (ΔS) değişimleri hesaplanarak uygun adsorpsiyon yöntemi tartışılmıştır. Şekil 1. Cd(II) iyonlarının adsorpsiyon verimi üzerine başlangıç pH’ının etkisi Kaynaklar [1] Ozdes, D., Duran, C. ve Senturk, H. B., 2011. Adsorptiveremoval of Cd(II) and Pb(II) ionsfromaqueoussolutionsbyusingTurkishilliticclay.Journalof Environmental Management, 92: 3082-3090. 91 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 38 Biyomonitör bitki analizlerinden çevre kirliliğinin değerlendirilmesi: Kırklareli-Elazığ Karşılaştırılması Cemile Özcana, Mehmet Yamanb a Kırklareli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü b Fırat Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Özet: Yüksek derişimde absorpladıkları metal iyonlarından olumsuz etkilenmeyen bitkilere hiperakümülatör bitkiler denir. Bu durum söz konusu bitkilerin yaprak ve dal gibi toprak üstü dokularında yüksek düzeyde metal ve metalloidleri depolayabilecek gelişmiş yeteneklere sahip olmalarıyla açıklanabilir. Hiperakümülatör bitki olarak adlandırılan bu tür bitkilerden, çevre kirliliğinin tespiti, kirlenmiş toprakların biyotemizlenmesi ve biyocevher üretiminden yararlanma çalışmaları son yıllarda büyük ilgi görmektedir1. Bu çalışma, birbirinden çok uzak ancak her ikisinde de çimento fabrikasının bulunduğu Elazığ ve Kırklareli (Pınarhisar) illerindeki çevre kirliliğinin karşılaştırılmasına yöneliktir. Kırklareli’nde çalışma alanı olarak seçilen Pınarhisar’da çimento fabrikasına ilave olarak kireç fabrikası bulunmaktadır. Çalışmada seçilen bitki türleri, önceki çalışmalarda biyomonitör potansiyeli olduğu belirtilen karaçam (Pinus nigra), sedir (Cedrus libani) ve servi (Cupressus arizonica) gibi çam türlerinden oluşmaktadır2,3. Adı geçen bitki yapraklarında Pb ve Ni gibi toksik ve Cu gibi yüksek derişimlerde olumsuz etkileri olan metaller tayin edilmiştir. Örnekler yılın farklı aylarında toplanmış ve toplanan çam örnekleri mikrodalga fırında nitrik asit hidrojen peroksit karışımı kullanılarak çözünürleştirilmiştir. Böylece elde edilen berrak çözeltilerin Pb, Ni ve Cu analizleri alevli atomik absorpsiyon spektroskopisi (FAAS) ile yapıldı. Çalışma alanından temin edilen toprak analizleri de yapılıp karşılaştırıldı. Bulunan sonuçlardan, Kırklareli’nden alınan sedir yapraklarındaki Pb un Elazığ’dan alınan örneklerden anlamlı olarak yüksek olduğu gözlendi. Anahtar Kelimeler: Çimento fabrikası, Ağır metal, FAAS, bitki, toprak. KAYNAKLAR 1. 2. 3. Kaya, G., Yaman, M. 2012. Use of Atomic Absorption Spectrometry in Assessment of Biomonitor Plants for Lead, Cadmium and Copper Pollution, Spectrosc. Spectral Anal., 32(1), 229-234. Kaya, G., Ozcan, C., Yaman, M. 2010. Flame Atomic Absorption Spectrometric Determination of Pb, Cd, and Cu in Pinus nigra L. and Eriobotrya japonica Leaves Used as Biomonitors in Environmental Pollution, Bull Environ Contam Toxicol, 84(2), 191-196. Karaaslan, N. M. and Yaman, M. 2013. Determination of Nickel and Chromium in Pinus nigra L.,Cedrus libani and Cupressus arizonica leaves to monitor the effects of pollution in Elazig (Turkey), Instrumentation Science and Technology, 41:335–348. 92 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 39 2,6-Diisopropilanilin Esaslı Schiff Bazı ve Bunun Metal Komplekslerinin Sentezi, Karekterizasyonu Cengiz Ayhan Zibaa, Beyda Tascia, Burcu Orhana, Ferhat Dincerc, Mustafa Dolaza,b a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş c Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin Meslek Yüksekokulu, Kahramanmaraş [email protected] Özet: Schiff bazları koordinasyon kimyasında ligand olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır 1. Bu ligandlar kolayca elde edilebilirler ve başlangıç maddelerinin (primer amin ve karbonil bileşikleri) yapısına bağlı olarak çeşitli diş ve fonksiyonalite gösterirler. Schiff bazı metal kompleksleri birçok kataliz tepkimesinde etkin bir katalizör olarak kullanılmaktadır. Uzun yıllardır Schiff bazları ve onların metal kompleksleri koordinasyon kimyasında şelat yapıcı ligantlar olarak kullanılmış ve hâlâ kullanılmaktadır2. Schiff bazı ligandları ve metal kompleksleri endüstriyel, antifungal, antibakteriyel, antikanser ve böcek öldürücü alanlarında etkin bir şekilde kullanılmaktadır 3. Schiff bazları biyolojik olarak önemli model bileşikler olarak kabul edilir ve birçok biomimetik katalitik tepkimelerde bulunur. Bu çalışmada 2,6 diisopropilanilin ile salisil aldehit türevi geri soğutucu altında etil alkol ortamında sentezlenmiştir (Şekil 1). Elde edilen Schiff bazı liganlarının Fe(III), Ru(III), Cr(III), Co(II), Mn(III) ve VO(IV) geçiş metal kompleksleri sentezlenmiştir. Yeni Schiff bazı liganları ve bunların geçiş metal komplekslerinin katalizör özellikleri incelenmiştir. Ligand ve metal komplekslerinin yapıları FT-IR, UV-Vis, 1H-,13C-NMR, LC-MS ve Fotolüminesans spektroskopileriyle aydınlatılmıştır. Ayrıca DTA ile termal analizi ve ligandın tek kristal yapısı incelenmiştir. Şekil 1. Schiff bazı liganları Anahtar kelimeler: Schiff bazı, metal kompleks Kaynaklar [1] Andruh M., Tuna F., Cato M.A., 2005. Focus on Organometallic Chem. Res, Nova Pub., Hauppauge,144. [2] Tümer M., 2007. J. Of Coord. Chem. 60, 19, 2051. [3] Locatelli M., 2004. Lett In Org. Chem. 1, 3, 208. 93 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 40 Kaliksaren Temelli Ag+ Seçici Elektrot Geliştirilmesi ve Uygulamaları Osman Çubuka, Cihan Topcua, Fatih Çoldura, Gökhan Sarpa, Turgay Acara, Sevil Özkınalıb a Erzincan Üniversitesi, Fen-Ed. Fak., Kimya Bölümü, 24100, Yalnızbağ-ERZİNCAN b Hitit Üniversitesi, Fen-Ed. Fak., Kimya Bölümü, 19100, ÇORUM e-mail: [email protected] Özet: İyon seçici elektrotlar (ISE) kendilerine özgü benzersiz özellikler sağlayan iyon analiz tekniği yöntemidir. İyon seçici elektrotların yapısında iyonofor olarak adlandırılan ve herhangi bir iyona karşı seçici davranışlar sergileyen iyon aktif maddeler bulunmaktadır. Bu iyonoforlar, farklı yapılarda büyük ya da küçük moleküllü kimyasal bileşiklerdir. Literatürdeki çalışmalara bakıldığında kaliksaren temelli maddelerin iyonofor olarak kullanılması ile hazırlanmış farklı anyonik ve katyonik türlere karşı iyon seçici elektrotlar rapor edilmiştir. Kaliksaren temelli maddelerin yapısal özellikleri ve molekül büyüklükleri göz önüne alındığında iyon seçici elektrotların yapısında iyonofor olarak kullanılmasının önemi anlaşılmaktadır 1-4. Bu çalışmada, yeni sentezlenmiş 1:2 Klor kaliks[4]aren (1:2 KK) maddesi iyonofor olarak kullanılarak katı-hal kontak PVC membran Ag+ seçici potansiyometrik elektrotlar hazırlandı ve potansiyometrik performans özellikleri belirlendi. Hazırlanan katı-hal kontak PVC membran Ag+seçici elektrotların durgun ortamda doğrusal çalışma aralığı 1,0x10-1 M - 1,0x10-5 M arasında olduğu belirlendi. Bu aralıkta ortalama her on katlık derişim değişimine karşı Ag +-seçici elektrotların 52,00 ± 1,00 mV’luk potansiyel fark gösterdiği gözlemlendi. Hazırlanan Ag +-seçici elektrotların tayin limiti 6,3x10-6 M ve kalibrasyon grafiğinin r2 değeri 0,9985 olarak elde edildi. Ayrıca, katı-hal kontak PVC membran Ag+-seçici elektrotlar ile yapılan gerçek numune analizleri ve potansiyometrik titrasyonlarda elde edilen sonuçların memnun edici seviyede olduğu gözlemlendi. Anahtar kelimeler: Gümüş seçici elektrot; Potansiyometri; Kaliksaren. KAYNAKLAR [1] [2] [3] [4] Ngeontae W., Janrungroatsakul W., Morakot N., Wanlapa Aeungmaitrepirom W., Thawatchai Tuntulani T., 2008. New Silver Selective Electrode Fabricated from Benzothiazole Calix[4]arene: Speciation Analysis of Silver Nanoparticles. Sensors and Actuators B, 134: 377-385. Demirel A., Doğan A., Akkuş G., Yılmaz M. and Kılıç E., 2006. Silver(I)-Selective PVC Membrane Potentiometric Sensor Based on a Recently Synthesized Calix[4]arene. Electroanalysis. 18: 1019-1027. Creaven B.S., Deasy M., Flood P.M., McGinley J., Murray B.A., 2008. Novel Calixarene–Schiff Bases That Bind Silver(I) Ion. Inorganic Chemistry Communications. 11: 1215-1220 Topcu C., Coldur F., Andac M., Isildak I., Senyuz N. and Bati H., 2011. Ag+-Selective Poly(vinyl chloride) Membrane Electrode Based on [N,N- ethylenebis-(3-methoxy salicylaldimine)]. Current Analytical Chemistry. 7: 136-145. 94 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 41 NNN Tipinde Ligand İçeren Geçiş Metal Komplekslerinin DNA Etkileşimlerinin İncelenmesi Çiğdem Hopaa, Ersin Hopab, Gülçin Çetinc, Ekrem Dündard a Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 10145 Balıkesir. c Pamukçu Çok Programlı Lisesi, Balıkesir. c Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik, 11210, Bilecik. d Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 10145 Balıkesir. [email protected] Özet: Nükleaz olarak adlandırılan enzim grubu, nükleik asit zincirlerini çeşitli biçimlerde keserler. Kimyasal nükleazlar ise etkili bir şekilde nükleolitik aktivite gösteren bileşiklerdir ve fizyolojik pH ve sıcaklık altında DNA’nın fosfodiester bağını kırarlar. Önceleri metal komplekslerinin DNA etkileşimlerinin çalışılması sıra dışı bir yöntem olarak görülmekle birlikte son yıllarda farklı yapı ve reaktiviteye sahip bu metal kompleksleri nükleaz aktivite çalışmaları için oldukça cazip ajanlar haline gelmiştir ve bunlar DNA ile zayıf veya güçlü etkileşime girerek kesimi gerçekleştirebilirler 1-3. Çok dişli aromatik ligandlar içeren geçiş metal komplekslerinin DNA ile etkileşimlerinin incelenmesi yönünde yapılan çalışmalar DNA tasarımı, gen regülasyonu ve potansiyel yeni kemoterapik ilaçların geliştirilmesi gibi çok çeşitli uygulama alanlarına sahiptir 4. Bu amaçla çalışmamızda 2,6- bis(3,4,5trimetilpirazol)piridin ligandının geçiş metali komplekslerinin DNA ile etkileşimi agaroz jel elektroforezi ile incelenmiştir. DNA kesimi deneylerinde pET21a plasmid DNA (Novagen, U.S.A.) kullanılmıştır. Farklı konsantrasyonlarda (200-1000 μM) hazırlanan kompleks ve ligand çözeltileri plasmid DNA ile 3 saat boyunca 37 °C’de inkübe edilmiştir. Jel 96 V’da 1 saat yürütüldükten sonra jel dökümantasyon sistemi (Vilber Lourmat, Germany) ile görüntülenmiş ve bandların miktar tayini yapılmıştır. Sonuç olarak kompleks bileşiklerin indirgeyici maddeler kullanılmadan nükleaz aktivitesi gösterdikleri tespit edilmiştir. Cu(II) kompleksinin DNA çift zincirini kesmede diğer bileşiklere göre daha etkili olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: DNA etkileşimi, nükleaz, metal kompleksi, agaroz jel elektroforezi Kaynaklar 1 Campbell , J.B., Reece , L.A. 2008. Biyoloji. 6. Baskı, Palme Yayıncılık. 2 Papavassilov, A.G. 1995. Chemical nucleases as probes for studying DNA-protein interactions. Biochem. J. 305: 345-357. 3 Sigman, D.S., Chen, S.B. 1990. Chemical Nucleases: New Reagents in Molecular Biology. Annu. Rev. Biochem., 59: 207-236. 4 Sancheti, R.S., Bendre, R.S., Kumbhar, A.A. 2012. Cu (II), Ni (II), Zn (II), Fe (III) complexes Containing N2O2 Donor Ligand: Synthesis, Characterization, DNA Cleavage Studies and Crystal Structure of [Cu(HL)Cl]. Polyhedron 31:12–18. 95 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 42 Pirazol Esaslı Metal Disiyanamid Komplekslerinin Sentezi, Spektroskopik ve Termal Özellikleri Çiğdem Hopa, Ersin Erdoğan Balıkesir Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Çağış Yerleşkesi, 10145, Balıkesir [email protected] Özet: Son zamanlarda daha büyük yalancı halojenür ligandı olan disiyanamid (dca) ligandı, oluşturduğu üç boyutlu ağ örgülü geçiş metal komplekslerinin geniş manyetik özelliklere sahip olmasının keşfiyle oldukça ilgi çekici hale gelmiştir 1.48Bu ilginin başka bir sebebi ise dca’in ligand olarak metale farklı koordinasyon modlarında bağlanabilmesinden (Şekil 1) kaynaklanmaktadır2. Dca iyonu, iki değerlikli metal iyonlarına (Co+2, Cu+2, Ni+2 ve Cd+2 v.b.) farklı şekillerde bağlanarak farklı boyut ve nükleariteye sahip tek ve çok çekirdekli komplekslerin oluşumuna götürebilir. Çok çekirdekli türlerde paramanyetik metal merkezleri arasındaki elektronik etkileşimler sonucunda ilginç manyetik özellikler görülür. Bunun dca ligandının köprü yapıcı ligand olarak son-son (µ1,5) modunda bağlanmasından kaynaklandığı düşünülmektedir3. Bu çalışmada farklı bağlanma modlarının izlenerek karakterizasyonu amaçlı dca içeren karışık ligandlı bir seri geçiş metali kompleksi hazırlanmıştır. Hazırlanan kompleks bileşiklerin yapıları FT-IR, UV-Vis spektroskopisi ve termal yöntemler kullanılarak ayrıntılı olarak karakterize edilmiştir. Dca’nın sentezlenen komplekslerde metale genelde terminal olarak bağlandığı görülmüştür. Anahtar kelimeler: Pirazol, disiyanamid, termal özellikler, spektroskopi, geçiş metali. Şekil 1. Dca iyonun farklı bağlanma modları Kaynaklar 1 Mal, D., Adhikary, C., Rentschler, E., Miyashita, Y., Okamoto, K.I., Koner, S. 2007. Synthesis, X-ray crystal structure and magnetic study of the 1D {[Cu(N,N-diethyl-1,2-ethanediamine)(μ1,5-dca)(dca)]}n complex. Polyhedron 26: 736-740. 2 Carranza, J.,Sletten, J., Lloret, F., Julve, M. 2004. Structural analysis and magnetic properties of the copper(II) dicyanamide complexes [Cu2(dmphen)2(dca)4], [Cu(dmphen)(dca)(NO3)]n and [Cu(4,4′-dmbpy)(H2O)(dca)2] (dca=dicyanamide; dmphen=2,9-dimethyl-1,10-phenanthroline; 4,4′-dmbpy=4,4′-dimethyl-2,2′-bipyridine). Inorganica Chimica Acta 357:3304-3316. 3 Mautner, F.A., Landry, C.N., Gallo, A.A., Massoud, S.S. 2007. Molecular structure of mononuclear azido- and dicyanamido-Cu(II) complexes. Journal of Molecular Structure 837(1-3):72–78. 96 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 43 Atık Hidrojenasyon Katalizörlerinden Nikelin Geri Kazanılması Deniz Arslan Kalendera, Berin Yenigül b a Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Deri Mühendisliği Bölümü 35100 Bornova-İzmir b Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 35100 Bornova-İzmir [email protected] Özet: Bu çalışmada amaç atık nikel katalizörlerinden nikelin saf olarak geri kazanılması için yöntem geliştirmektir. Öncelikle atık katalizörlerin nikel içeriği gravimetri ve AAS yöntemiyle analizlenerek yaklaşık % 9,6 olarak belirlenmiştir. Nem, yağ ve kül miktarı analizlendiğinde sırasıyla %0,9; %52,1 ve % 47,0 ve asitle çözünmeyen kül miktarı %27,7 olarak saptanmıştır. Katalizörde nikel dışında bulunan diğer metaller ise %10,6 Si; % 1,1 Al; %0,3 Mg; %0,4 Fe şeklindedir. Siyah renkli atık katalizör çamurundaki nikel, (NH4)2SO4 ve NH3 karışımıyla [Ni(NH3)6]2+ halinde seçimli kompleksleştirilerek özütlenmiştir. Özütleme koşulları optimize edilmiş, 2M (NH4)2SO4, 5M NH3 özütleme sıcaklığı 50oC ve pH=10-10,5 olarak saptanmıştır. Bu koşullarda doğrudan katalizör çamurundan çözeltiye nikel %60 verimle geçmiştir. Ancak katalizördeki yağın CCl4 ile sokslet düzeneğinde uzaklaştırılmasından sonra yapılan özütleme işleminde nikel %71 verimle çözeltiye geçirilmiştir. Ekstraksiyon basamağının ardından elde edilen çözelti saf nikel çubuk katot, PbO2 kaplı kurşunun anot olarak kullanıldığı elektroliz sisteminde akım şiddeti 1,5A ve potansiyel 4 V uygulanarak beş saat süre ile elektrolizlenmiş çözeltideki nikelin %70’i katotda metalik halde toplanmıştır. Yağı uzaklaştırılmış örneklerde yapılan benzer elektroliz işleminde nikel %95 verimle katotta toplanmıştır. Anahtar kelimeler: Nikelin geri kazanılması, atık katalizör, hidrojenasyon katalizörü Kaynaklar Youzbashi A.A. and Dixit S.G. 1991. Leaching of Nickel from Supported nickel Waste Catalyst Using Aqueous Dioxide Solution. Metallurgical and Materials Transaction B, Vol.22, No:6, 775-781. Kamala K. S., ,Agarwal A., Banshi D. P. 2005.Nickel recovery from spent nickel catalyst. Waste Manage Res. 23: 148–154. Yang Q.Z., Qi G.J., Low H.C., Song B. 2011. Journal of Cleaner Production. Sustainable recovery of nickel from spent hydrogenation catalyst:economics, emissions and wastes assessment. 19, 365-375. N.M. Al-Mansi*, N.M. Abdel Monem. 2002.Waste Management. Recovery of nickel oxide from spent catalyst 22, 85–90. 97 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 44 Meyve ve sebzelerdeki pestisit kalıntı analizi için SPME yönteminin kullanılması Deniz Devecioğlu, Ece Kök Yetimoğlu, Oya Aydın Urucu, Zeynep Yurtman Gündüz Özet: Pestisit kalıntıları eser miktarda meyve ve sebzelerde bulunabilir. Eser miktarlar genelde ppm, ppb veya daha az miktarda olabilir. Sebze ve meyvelerdeki pestisit kalıntı düzeylerinin belirlenmesi, pestisitlerin canlı sağlığına ve çevreye olan zararlı etkileri nedeniyle oldukça önemlidir [1]. Bu amaçla, yaygın olarak kullanılan organoklorlu pestisit kalıntı düzeylerinin saptanmasına yönelik yeni bir katı faz mikroekstraksiyon yöntemi geliştirilmeye çalışılmaktadır. Doğal gıdalarda pestisit gibi az miktarda bulunan pestisitleri ölçmek zordur. Çünkü yabancı iyonlar bu ölçümü zorlaştırabilir. Pestisitleri tespit etmek için analitik yöntemler kullanılır ve bunları uygulamada bazı temel adımlar vardır. Bu adımlar sırasıyla örneğin analize hazırlanması, ekstraksiyon ve örneğin temizlenmesidir. Ekstraksiyon yöntemlerinin en çok kullanılanları Süper kritik akışkan ekstraksiyonu (SFE), Basınçlı akışkan ekstraksiyonu (PFE), Sıvı-Sıvı ekstraksiyon (LLE), Jel geçirgenlik kromatografisi, Katı faz ekstraksiyon (SPE) ve Katı Faz mikroekstraksiyon (SPME)’dir [2]. SPME yöntemi çevre, gıda ve biyolojik örneklerde uçucu ve yarı uçucu maddelerin analizinde GC ve HPLC’de rutin olarak analizleri yapılmaktadır. SPME fiberin kendisi erimiş silika optik fiberdir. İnce film polimer ile kaplıdır ve bu kromatografide kullanılan geleneksel kaplama materyalidir. SPME ekstraksiyonunun ana avantajı çözücü kullanımını azaltmasıdır. Ayrıca SPME, ekstraksiyon sırasında emülsiyon faz oluşması, gerekli saflığa sahip olmayan ekstraktların elde edilmesi, çözücülerin yeterince uzaklaştırılamaması ve duyarlı kantitatif sonuçlar elde edilememesi gibi istenmeyen durumları da engellemektedir. SPME ile pestisit analizleri çözücü kullanılmadan hızlı, basit yapılabilmektedir. Ayrıca bu metot çevre dostu ve diğer metotlara göre daha ekonomiktir [3]. Kaynaklar [1] Gonzalez, E.B., Grana, E.C., Guimaraes, A., Gonçalves, C., Lorenzo, S.M., Alpendurada, M.F. (2007) Optimisation and Validation of a Solid-Phase Microextraction Method for Simultaneous Determination of Different Types of Pesticides in Water by Gas Chromatography-Mass Spectrometry, Journal of Chromatography A, 1141, 165-173. [2] Yurtman Gündüz Z., (2013) Katı Faz Mikroekstraksiyon Yöntemi ile Pestisitlerin Gaz Kromatografisinde Tayini, Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, Türkiye [3] Kin, C.M., Huat, T.G., Kumari, A. (2008) Application of Solid-Phase Microextraction For The Determination of Pesticides in Vegetable Samples by Gas Chromatography with an Electron Capture Detector, The Malaysian Journal of Analytical Sciences, 12(1), 1-9. 98 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 45 Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Florobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5-il]Metanon Türevi Bileşiklerinin pKa Değerlerinin Potansiyometrik Metot ve Teorik Yöntem ile Hesaplanması Fatih İslamoğlu1, Derya Bal Altuntaş2 1 Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü 53100 RİZE [email protected] 2 Özet: İyonlaşma sabiti, bir molekülün iyonlaşma davranışını belirlememizi sağlayan temel parametredir. İyonlaşma sabitlerinin sudaki tayinleri, bileşiğin sudaki çözünürlüğünün az olması durumunda su-organik çözücü ikili karışımlarını veya sadece organik çözücülerin kullanılmasını zorunlu kılar[1]. Günümüzde su-organik çözücü karışımları, sıvı kromatografik ve kapiler elektroforetik ayırmalarda kullanılması nedeniyle daha çok tercih edilmektedir. Ayrıca bu ortamlarda suyun kendi hidrojen bağlı sistemini oluşturabildiği koşulda pH aynen sudaki gibi belirlenebilmektedir. Bu nedenle suda çözünmesi yeterli olmayan ve su ortamında iyonlaşma sabitleri tayin edilemeyen bileşiklerin bu sabitlerinin tayinlerinde sıklıkla su-organik çözücü ikili karışımları veya sadece organik çözücüler kullanılırlar [2]. Bu çalışmamızda bazı fenil[2-(sübstitüe florobenzil)1H-1,3-benzimidazol-5-il]metanon türevi bileşikler 2-propanol, N,N-dimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometrik titrasyon metoduyla titre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak pHmL(TBAH), mV- mL(TBAH), ∆E/∆V-mL(TBAH), ∆2E/∆V2-mL(TBAH) ve ∆V/∆E-mL(TBAH) grafikleri çizildi ve bu grafikler yardımıyla yarı nötralizasyon metoduna göre pKa değerleri hesaplandı. Bunun yanında yarı deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6-DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri 25oC için hesaplanmıştır. Sonuçta elde edilen teorik değerler ile deneysel sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Benzimidazol, İyonlaşma sabiti, MOPAC bilgisayar programı R R N F NH F O F Kaynaklar [1] Barbosa, J., Barrón, D., Jiménez-Lozano, E., Sanz-Nebot, V., 2001, Analytica Chimica Acta 437, 309–321. 99 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 46 Bazı Fenil[2-(Sübstitüe Klorobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5-il]Metanon Türevi Bileşiklerinin Asidik İyonlaşma Sabitlerinin Potansiyometrik Titrasyon Yöntemi ve Teorik Olarak Belirlenmesi Fatih İslamoğlu1, Derya Bal Altuntaş2 1 Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü 53100 RİZE [email protected] 2 Özet: Asit ve bazların iyonizasyonunun tarifinde Bronsted-Lowry teorisi en yaygın ve en kullanışlı olanıdır. Bu teoriye göre proton veren maddeler asit, proton alabilen maddeler ise bazdır[1]. Bir nötral molekülün aktivitesi, herhangi bir seyreltme nedeniyle konsantrasyonda olabilecek bir değişiklikle önemli bir değişime uğramaz. H+ iyonu konsantrasyonunu ölçmek yerine, H+ iyonu aktivitesini (pH) ölçmek daha kolay ve iyi bir yoldur [2] . Birçok madde suda çözündükleri zaman suyun elektriksel iletkenliğini artırmazlar. Bunlar elektrolit olmayan maddeler olarak adlandırılırlar ve çözünme miktarlarıyla orantılı olarak suyun donma noktasını düşürürler. Eter, kloroform ve benzen elektrolit olmayan özellikteki maddelerdir. Diğer taraftan asitler, bazlar ve tuzlar, suda çözündükleri zaman suyun elektriksel iletkenliğini artırırlar. Bu maddeler ise elektrolit maddelerdir [3]. Bu çalışmamızda bazı fenil[2-(sübstitüe klorobenzil)-1H-1,3-benzimidazol-5-il]metanon türevi bileşikler 2-propanol, N,N-dimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometrik titrasyon metoduyla titre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak pH-mL(TBAH), mV- mL(TBAH), ∆E/∆VmL(TBAH), ∆2E/∆V2-mL(TBAH) ve ∆V/∆E-mL(TBAH) grafikleri çizildi ve bu grafikler yardımıyla yarı nötralizasyon metoduna göre pKa değerleri hesaplandı. Bunun yanında yarı deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6-DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri 25 oC için hesaplanmıştır. Sonuçta elde edilen teorik değerler ile deneysel sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: pKa, Yarı Nötralizasyon Metodu, Yarı Deneysel Kuantum Kimyasal Metotlar R R N Cl NH Cl O Cl Kaynaklar [1] Savcı, H., Sahin, M., Genel Kimya. Marmara Üniversitesi Yayınlan, Yayın No: 568, s. 351, istanbul. (1998). [2] Gündüz, T., instrumental Analiz.Gazi Kitabevi, s.183, Ankara. (1999). 100 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 47 Sufficient and Effective of Metal Based Drug; Delivery to A549 Cells by Using The Oligonucleotide Conjugated Derya Kılıcaslana, Mine Altunbekb, Özge Erena, Aysegul Golcua and Mustafa Culhab a Chemistry Department, Kahramanmaras Sütcü Imam University, Avşar Kampüsü, Kahramanmaras, Turkey b Genetics and Bioengineering Department, Yeditepe University, Istanbul 34755, Turkey [email protected] In this study, the effect of oxaplatin and cisplatin on A549 cell viability was assessed at a 0.675-5.0 µM concentration range. The effective concentration (EC 50, Cell viability lost 50 %) of DAC on A549 was not found. Based on this information, in this study the oligonucleotide conjugated gold nanoparticles (ssDNA-AuNPs) was used for their sufficient and effective delivery to A549 cells. The prepared NPs-drug conjugates were firstly characterized by UV/Vis spectroscopy and DLS analysis. Then, their effect on A549 cell viability was assessed by WST-1 assay through measuring their mitochondrial activity for 24 hour exposure1,2. In conclusion oxaplatin and cisplatin were not reached the EC 50 value either direct exposure or loading to ssDNA-AuNPs. However, the loading into ssDNA-AuNPs decreased their effect and cell viability increased (Figure). 120 % Cell Viability 100 80 AuNPs 60 AuNPs-ssDNA 40 Oxaplatin AuNPs-ssDNA+Oxaplatin 20 0 control 0,675 1,25 2,5 5 Oxaplatin concentration (µM) Figure Cytotoxicity assessments of Oxaplatin loaded AuNPs that is conjugated with ssDNA after 24 h treatment of A549 cells. The data normalized to control values (no particle exposure), which were set as 100 % cell viability Keywords: Oxaliplatin, cisplatin, oligonucleotide conjugated gold nanoparticles. References 1-Altunbek, M., Baysal, A., Çulha, M. 2014. Influence of surface properties of zinc oxide nanoparticles on their cytotoxicity. Colloids and Surfaces B: Biointerfaces, 121(1): 106-113. 2-Altunbek, M., Çulha, M. 2011. Nanotoxicology: How to test the safety of engineered nanomaterials. Current Opinion in Biotechnology, 22(1):28-29. 101 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 48 The Effect of DAC and Its Derivative on A549 Cell Viability Derya Kılıcaslana, Mine Altunbekb, Özge Erena, Aysegul Golcua and Mustafa Culhab a Chemistry Department, Kahramanmaras Sütcü Imam University, Avşar Kampüsü, Kahramanmaras, Turkey b Genetics and Bioengineering Department, Yeditepe University, Istanbul 34755, Turkey [email protected] In this study, the effect of DAC and its derivative; DAC-Pd on A549 cell viability was assessed at a 0.675-5.0 µM concentration range. The effective concentration (EC 50, Cell viability lost 50 %) of DAC on A549 was not found. Based on this information, in this study the oligonucleotide conjugated gold nanoparticles (ssDNA-AuNPs) was used for their sufficient and effective delivery to A549 cells. The prepared NPs-drug conjugates were firstly characterized by UV/Vis spectroscopy and DLS analysis (Figure). Then, their effect on A549 cell viability was assessed by WST-1 assay through measuring their mitochondrial activity for 24 hour exposure1,2. The effect of Dacarbazine (Dac) and its derivatives on cell viability was evaluated after 24 hour exposure of A549 cells. Dac reduced cell viability 35 % and EC 50 values were not reached. However, EC50 value was obtained with Dac-Pd that reduced cell viability 60 %. In conclusion, Dac-Pd was effective by direct exposure and reached the EC50 value at 5 µM concentration exposure. However, the loading into ssDNA-AuNPs decreased their effect and cell viability increased. 0,4 AuNPs A % Number 0,2 AuNPs B AuNPs-ssDNA 25 AuNPs-ssDNA+Dac Pd 0,3 Absorbance 30 AuNPs-ssDNA AuNPs-ssDNA+Dac Pd 20 15 10 0,1 5 0 0 300 400 500 600 700 800 1 Wavelength (nm) 10 100 1000 Size d. nm Figure UV/Vis spectra (A) and hydrodynamic size distribution (B) of the AuNPs, ssDNA conjugated AuNPs and Dac Pd loaded ssDNA-AuNPs Keywords: Dacarbazine, UV/Vis spectroscopy, effect on A549 cell viability References 1-Altunbek, M., Baysal, A., Çulha, M. 2014. Influence of surface properties of zinc oxide nanoparticles on their cytotoxicity. Colloids and Surfaces B: Biointerfaces, 121(1): 106-113. 2-Altunbek, M., Çulha, M. 2011. Nanotoxicology: How to test the safety of engineered nanomaterials. Current Opinion in Biotechnology, 22(1):28-29. 102 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 49 SILAR (Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu) Yöntemiyle CuS İnce Film Üretimi ve Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Didem Gökhana, Ersin Yücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Son yıllarda yarıiletken nanoyapılar elektronik, optoelektronik ve fotovoltaik alanlarında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle optoelektronik uygulamalarda doğrudan geçişli bant yapısına sahip olan yarıiletken elektromanyetik spektrumun görünür bölgesinde ışık yayan ve dedekte eden uygulamalarda yasak enerji aralıklarının büyüklükleri tüm görünür bölgede kullanılabilmelerine izin verir. Günümüzde yarıiletken teknolojisi, detektörler, lazerler, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemleri, cep telefonları, bilgisayarlar, aydınlatma sistemleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Ayrıca yarıiletken teknolojisinde, fotovoltaik olarak adlandırılan güneş pilleri günümüzde oldukça çok araştırılmakta ve her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Teknolojideki gelişmeler ve bilimin ilerlemesi, yeni malzemelerin gelişmesi için itici gücü oluşturmaktadır. Malzemelerde yenilikler ve icatlar, bilim adamlarının yüksek kalitede malzemelerin gelişimine odaklanmasına neden olmaktadır. Kaliteli yarıiletken malzemelerin elde edilmesinde üretim parametrelerinin optimizasyonu büyük önem kazanmaktadır 1-2. İnce film üretiminde çeşitli metotlar kullanılmakla ve bu metotlar arasında ucuz ve pratik olan bir yöntem olan Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu (SILAR) metodu öne çıkmaktadır1,3. Bu çalışmada SILAR yöntemi ile CuS ince filmlerin elde edilmesinde bakır kaynağı olarak bakır klorür (CuCl2) ve sülfür kaynağı olarak sodyum sülfür (Na2S) tuzları kullanılmıştır3,4. SILAR metoduyla CuS ince film üretiminde önemli parametreler kemometrik yöntemler kullanılarak optimize edilmiştir5-7. Optimum koşullarda yüksek kalitede üretilen CuS ince filmlerin yapısal, morfolojik ve optik özellikleri incelenerek filmler karakterize edilmiştir. Anahtar kelimeler: CuS ince film, SILAR, Yanıt yüzey yöntemi, Kemometri Kaynaklar 1. Güzeldir, B., Sağlam, M. and Ateş, A. 2012. Deposition and Characterization of CdS, CuS and ZnS Thin Films Deposited by SILAR Method, Applied Physics and Materials Science, 121,33-35. 2. Pawar S.M., Pawar B.S., Kim J.H., Joo O.S., Lokhande, C.D., 2011. Recent status of chemical bath deposited metal chalcogenide and metal oxide thin films, Current Applied Physics, 11, 117-161. 3. Lindroos, S., Arnold A., Leskela M., 2000. Growth of CuS thin films by the successive ionic layer adsorption and reaction method, Applied Surface Science 158, 75-80. 4. Yildirim, M.A., Ateş A., Astam A., 2009. Annealing and light effect on structural, optical and electrical properties of CuS, CuZnS and ZnS thin films grown by the SILAR method, Physica E, 41, 1365–1372. 5. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of deposition conditions of CdS thin films using response surface methodology, Journal of Alloys and Compounds, 589, 207–212. 6. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 7. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 103 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 50 Kimyasal Depolama Yöntemiyle Üretilen CuS İnce Filmin Üretim Parametrelerinin İstatistiksel Analiz Yöntemleriyle Optimizasyonu Didem Gökhana, Ersin Yücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Bakır sülfür optoelektronik cihazlarda bir dizi uygulama potansiyeline sahip geniş bant aralıklı yarı iletkendir. Bu yarı iletken malzeme optik anahtarlama cihazı, güneş hücreleri, fotoğraf katalizörler, optik sensörler, kızılötesi pencereler, fotoğraf iletkenler, alan etkili transistörler, elektro malzemeler ve fosforlu malzemeler gibi çeşitli uygulamalar için yaygın olarak çalışılmıştır 1-3. İnce filmlerin bant aralığı değerleri pH, karıştırma hızı ve depolama süresi gibi pek çok faktörden etkilenmektedir3,4. Faktörler geleneksel bir seferde tek faktör yöntemi ya da istatistiksel yöntemler ile optimize edilebilir. Geleneksel yöntemler diğer faktörler sabit tutulurken bir defada bir bağımsız değişkenin değiştirilmesini içerir. Yanıt yüzey yöntemi (RSM) çoklu proses değişkenlerinin analizinde güçlü bir tekniktir. Çünkü geleneksel bir seferde tek faktör yöntemiyle kıyaslandığında daha az deneysel çalışmaya ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca değişkenler arasındaki etkileşimler bu yöntemle tanımlanabilir ve ölçülebilir. RSM ana fikri bir dizi tasarlanmış deney kullanarak optimum yanıt elde etmektir4,6,7. Bu çalışmada CuS ince filmler ekonomik bir yöntem olan kimyasal depolama yöntemiyle üretilmiştir. Kaliteli ince filmlerin üretilmesinde etkili olan parametreler yanıt yüzey yöntemi ve merkezi kompozit dizayn (CCD) gibi istatistiksel yöntemlerle optimize edilmiştir. Numunelerin karakterizasyonu X-ışını kırınımı (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve ultraviyole spektroskopisi (UV) ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler: CuS ince film, Kimyasal banyo depolama, Optimizasyon, Yanıt yüzey yöntemi Kaynaklar 1. Pawar S.M., Pawar B.S., Kim J.H., Joo O.S., Lokhande, C.D., 2011. Recent status of chemical bath deposited metal chalcogenide and metal oxide thin films, Current Applied Physics, 11, 117-161. 2. Lindroos S., Arnold A., Leskela M., 2000. Growth of CuS thin films by the successive ionic layer adsorption and reaction method, Applied Surface Science 158, 75-80. 3. Allouche N. K., Nasr T.B., Guasch C., Turki N.K., 2010. Optimization of the synthesis and characterizations of chemical bath deposited Cu2S thin films, C. R. Chimie, 13, 1364–1369. 4. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of deposition conditions of CdS thin films using response surface methodology, Journal of Alloys and Compounds, 589, 207–212. 5. Güneri E., Kariper A., 2012. Optical properties of amorphous CuS thin films deposited chemically at different pH values, Journal of Alloys and Compounds, 516, 20-26. 6. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 7. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 104 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 51 Bazı Dioksin/Furan Ve Dioksin Benzeri Bileşiklerin Sentetik Adsorbanlarla Adsorbsiyonu Dursun Kırışıka, Orhan Hazerb, , Dilara Demirb a b Ulusal Gıda Referans Laboratuvarı, Ankara/Türkiye Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yozgat Türkiye [email protected] Özet: Poliklorludibenzo-para-dioksinler (PCDD), poliklorludibenzo furanlar (PCDF) ve poliklorlu bifeniller (PCB) suda çok az çözündüklerinden metabolik ve çevresel yıkımlanmalara dayanıklı ve doğada kararlı durumda bulunan yüksek derecede zehirli, geniş yayılım alanına sahip çevresel kirleticilerdir.1 Bu bileşikler toprak, su ve havanın yanı sıra özellikle canlıların yağ dokularında birikim gösterirler. Yağ dokuda birikme nedenler yapılarındaki klor varlığıdır. Dioksin ve benzeri bileşiklerin en zehirlisi olan 2,3,7,8-tetraklorodibenzo-p-dioksin bu konu ile ilgili çalışmalarda model olarak kullanılmaktadır. Endüstrinin gelişmesiyle beraber çevreye yayılan dioksin miktarlarının insan ve hayvan sağlığı üzerinde kanser oluşumu, immun sistem bozuklukları, kloroakne oluşumu, hormon ve üreme sistemi fonksiyon bozuklukları oluşturmak gibi birçok olumsuz etkileri mevcuttur. Bu nedenle özellikle suda kararlı durumda kalabilen ve su canlılarında birikim yapma özelliği gösteren dioksin ve benzeri bileşiklerin kaynakları, toksikokinetiği, etki şekli, kabul edilebilir günlük alım miktarları ve oluşturduğu sağlık risklerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. 2 Bu çalışmada kolon dolgu maddesi olarak kullanılan silika, alumina ve karbon gibi kolon dolgu maddelerinden karbonun yerine laboratuvar ortamında hazırlanan doğal adsorbanlar ve sentezlenen çapraz bağlı sentetik adsorbanlar kullanıldı. Çeşitli ayırma ve deriştirme işlemleri kullanılarak viale alınan numune, GCHRMS ile 10000 rezolüsyonda ölçüm alındı. Numune olarak tüm kolonlarda 2,3,7,8 TCDD standardı kullanıld elde edilen sonuçların geri kazanım değerleri kullanılarak doğal ve sentetik adsorbanların karbona göre performansları değerlendirildi. Doğal adsorbalardan polen, insan saçı ve koyun tüyü, sentetik polimer olarak ta poli(1,3-tiazol-2ilmetakrilamid-ko-4-vinilpiridin-ko-divinilbenzen) (PTMVD), poli(1,3-tiazol-2-il metakrilamid-koakrilonitril-ko-divinilbenzen) (PTMAD), poli(1,3-tiazol-2-il akrilamid-ko-akrilonitril-kodivinilbenzen) (PTAAD), poli(1,3-tiazol-2-il akrilamid-ko-akrilikasit-ko-divinilbenzen) (PTAAAD) ve XAD-1180 ticari polimerleri kullanıldı ve mevcut yöntemde kullanılan karbon kolon ile kıyaslandı. Karbon ile kıyaslandığında en yüksek geri kazanım değeri PTAAAD kopolimerinde %84.61 olarak belirlendi. Anahtar kelimeler: Dioksin, Furan, Dioksin Benzeri Bileşikler, 2,3,7,8 TCDD, GCHRMS. Kaynaklar 1. Dönmez, K. M. 2009. Poliklorlanmış Dioksin/Furan ve Dioksin Benzeri PCB’lerin İnsan Adipoz Doku ve Anne Sütündeki Düzeylerinin Belirlenip Erkek İnfertilitesi ile İlişkisinin Araştırılması. G Ü. Fen Bil. Ens Doktora Tezi. 2. Çiftçi, B. 2008. Fırat Nehir Sisteminde Yaşayan Dikenli Yılan Balığı (Mastacembelus Mastacembelus, Banks And Solander, 1794)’nın Kas Dokusunda Dioksin Miktarının Araştırılması. F Ü. Fen Bil. Ens Yüksek Lisans Tezi. 105 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 52 Sepiolit Kil Temelli Modifiye Elektrot ile Etoposidin Tayini ve DNA İle Etkileşiminin Araştırılması Dilek Eskiköy Bayraktepe, Zehra Yazan Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Etoposid (4-dimetilpipodopillotoksin etiliden-b -D-glukosit) (ETZ) bir yarı sentetik podofilotoksin türevi antineoplastik etken maddedir. Etoposid, hücrelerin mitosise girmesini önleyen ve bunları premitotik fazda yok eden sikostatik etkiye sahiptir. Etoposidin tam etki mekanizması bilinmemektedir. Ancak ilacın, DNA sentezini inhibe ederek veya değiştirerek kendi sitotoksik etkilerini ortaya çıkardığı bilinmektedir.1- 3 Yapılan literatür araştırmasına göre etoposidin tayini için kil ile modifiye elektrotlarla analizine rastlanmamıştır. Bu amaçla çalışmada ilk olarak Sepiolit kil ile modifiye edilmiş (KMKPE) ve edilmemiş karbon pasta elektrotlar (KPE) hazırlandı ve etoposidin yükseltgenme sinyali 0,04 M Britton-Robinson destek elektrolit ortamında ve farklı pH larda dönüşümlü voltametri yöntemi ile incelendi. Kil ile modifiye edilmiş elektrodun etoposidin yükseltgenmesini katalizlediği ve modifiye edilmiş elektrot yüzeyindeki duyarlığın 10 kat daha fazla olduğu kalibrasyon grafikleri ile belirlendi. Sepiolit kil ile modifiye edilmiş ve edilmemiş elektrot yüzeyinde en uygun deneysel koşullar belirlendi. Buna göre; KPE için optimum biriktirme potansiyeli 0,6 V, optimum biriktirme süresi 15 s; ve pH 3,0 KMKPE için ise, biriktirme potansiyeli 0,4, pH 2,0 ve biriktirme süresi 30 s’dir. Etoposid için modifiye edilmemiş elektrotta adsorptif sıyırma yöntemi ile alt tayin sınırı 0,0432 µM iken, KMPE için 0,0026 µM olarak belirlendi. Çalışmanın ikinci aşamasında, DNA ile etkileşimler (özellikle anti kanser ilaç molekülleriyle etkileşimi) ve bu etkileşimin geliştirilen yeni yöntemlerle tayin edilmesi; yeni ilaç tasarımları için önemlidir. Bu nedenle bir anti kanser ilacı olan etoposidin DNA ile etkileşiminin olup olmadığı kare dalga voltametrisi yöntemi ile araştırıldı. Anahtar kelimeler: Etoposid, sepiolit, karbon pasta elektrot, DNA Kaynaklar 1http://www.ilacpedia.com/prospektus/etoposide 2Abd-Elgawad, R N., Abd-E., Wahdan T. 2007 Electrochemical Study of the Antineoplastic Agent Etoposide at Carbon Paste Electrode and Its Determination in Spiked Human Serum by Differential Pulse Voltammetry. Chem. Pharm. Bull, 55:1379 - 1382. 3Bozal-Palabiyik B., Dogan-Topal B., Uslu B., Can A., Ozkan S.A., 2013 Sensitive voltammetric assay of etoposide using modified glassy carbon electrode with a dispersion of multi-walled carbon nanotube. J Solid State Electrochem, 17:2815–2822. 106 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 53 Trimethoprim ve Sülfaklorpridazin İçeren Veteriner Formülasyonlarda Hplc- Uv ile Etkin Madde Miktar Tayini Dönay Yuvalı , İbrahim Narin Erciyes Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı,38039 Melikgazi, Kayseri d.yuı[email protected] Özet: Sülfaklorpridazin sülfanamid grubu bir ilaçtır. Sülfonamidler bakteri enfeksiyonlarının tedavi ve önlenmesinde sistemik olarak kullanıma giren ilk etkin kemoterapotiklerdir 1. Sülfonamidler ve trimethoprim geniş etki spektrumundan dolayı hem insan hem de veteriner ilaçlarında çok yaygın kullanılır2. Sülfonamidler ve trimethoprim etki mekanizmaları gereğince kombine olarak kullanılır ve sinerjiktik bir etki yaratır. Hayvanların besinlerine katılarak terapötik ve proflaktik amaçlı kullanılan bu antimikrobiyal ajanlar hayvanlardan elde edilen gıdalar vasıtasıyla insanlara ulaşıp, patojen mikroorganizmaların direnç kazanmasına ve tüketici sağlığında olumsuzluklara neden olmaktadır 3. Antimikrobiyallerin insan sağlığı ve beslenme sanayi için bu kadar önemli olması analizlerini de önemli hale getirmiştir. Farklı matrikslerdeki antimikrobiyal ilaç kalıntıların ölçmek amaçlı çeşitli analitik metodlar mevcuttur3. Bu çalışmada trimethoprim ve sülfaklorpridazin içeren veteriner formulasyonlarındaki etkin madde miktarlarının eşzamanlı tayini için yüksek basınçlı sıvı kromatografisi (YBSK) metodu önerilmiştir. Etkin maddelerin ayırımı Hypersil C18 kolon ( 5 µm, 150 x 4.6 mm i.d. ) ile yapılmıştır. Ölçümler UV dedektörle 272 nm dalga boyunda yapılmıştır. Optimum ayırmalar 0.8 ml/dk akış hızında 0.1 M fosfat tamponu (pH 3) - asetonitril (70:80, h/h) kullanılarak elde edilmiştir. Trimethoprim ve sülfaklorpridazinin lineer çalışma aralığı sırasıyla 0.5 – 40 µg/ml (r= 0.9979), 1.0- 100 µg/ml (r= 0.9994) olarak belirlenmiştir. Gün içi ve günler arası kesinlik değerleri sırasıyla trimethoprim için %2.04, %2.22 ( %BSS) ; sülfaklorpridazin için %0.24, %0.68 (%BSS) olarak hesaplanmıştır. Gerçek örnek analizler ve bu örneklere trimethoprim ve sülfaklorpridazin ilaveleri yapılarak doğruluk çalışmaları yapılmıştır. İlave edilen etkin maddelerin geri kazanım değerleri trimethoprim için % 97.15 (±1.01), sülfaklorpridazin için % 102.89 (± 2.89) olarak hesaplanmıştır. Belirlenebilen (LOD) ve ölçülebilen (LOQ) en düşük değerler sırasıyla trimethoprim için 0.18 µg/ml, 0.60 µg/ml; sülfaklorpridazin için 0.05 µg/ml, 0.16 µg/ml olarak hesaplanmıştır. Elde edilen sonuçlar YBSK yönteminin veteriner formulasyonlarındaki trimethoprim ve sülfaklorpridazin tayini için başarıyla kullanılabileceğini göstermiştir. Anahtar kelimeler: Trimethoprim, Sülfaklorpridazin, YBSK -UV, miktar tayini Kaynaklar 1. Kayaalp O. 2005, Rasyonenel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji (11. Baskı), Cilt 1, Hacettepe- Taş Yayıncılık, 239-241s. 2. Economou A, Petraki O, Tsipi D, Botitsi E.2012. Determination of a liquid chromatography–tandem mass spectrometry method for the determination of sulfonamides, trimethoprim and dapsone in honey and validation according to Commission Decision 2002/657/EC for banned compounds. Talanta; 97:3241. 3. Bernal J, Nozals M, Jiménez J, Martín M, Sanz E.2009. A new and simple method to determine trace levels of sulfonamides in honey by high performance liquid chromatography with fluorescence detection. J Chromatography A 1216:7275–7280. 107 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 54 Besin Desteği Preparatlarında Vitamin, Protein ve Yağ Analizleri ile Bozunma Profilleri Neşet Neşetoğlu, Cem Kaplan, Ferhat Sarı, İbrahim Daniş, Serap Sağlık Aslan, Durişehvar Özer Ünal İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 06452, Beyazıt İstanbul, TURKİYE [email protected] Özet Besin desteği preparatları enerji ve besin öğeleri gereksiniminin arttığı durumlarda beslenmeyi sağlamak amacıyla diyete ek olarak veya yemek porsiyonlarının yerine tam beslenme amacıyla kullanılmaktadır. Ağır ameliyatlar sonrasında ve kemoterapi alıp beslenemeyen hastalarda tercih edilmektedir. Besin desteği preparatları vitamin, mineral ve protein içermektedir. Vitaminler kolaylıkla bozunan maddelerdir [1,2]. Bu çalışmada yüksek protein ve yağ içeriğinin yanı sıra suda ve yağda çözünen vitaminlerin analizleri yapılarak, bozunma süreçleri incelenmiştir. Toz besin desteğinde suda çözünen vitaminlerin (B1,B2, B6, B12 ve C vitamini) ve yağda çözünen vitaminler in (E ve D vitaminleri) çözeltilerinin ve besin desteğindeki bozunma profilleri Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi ile incelenmiştir. Suda çözünen vitaminler için mobil faz H3PO4 (50 mM): ACN/MeOH (50:50, v/v) gradient sistemde 0.5 ml/dak akışta kullanılmıştır. Yağda çözünen vitaminler için ise ACN/MeOH gradient sisteminde 0.7 ml/dak akışta çalışılmıştır. Vitaminler C18 kolonda ayrılırken, analizlerinde farklı dalga boyları kullanılmıştır. Minimum dedeksiyon limiti 0.25µg/ml, minimum miktar tayin sınırı ise 0,5µg/ml bulunmuştur. Toz numunede protein çöktürülmesinden sonra sıvı ekstraksiyonu ile vitaminler ekstre edilmiştir. Yaklaşık (proximate) analizler sonucunda toz örnek protein miktarı %12.70; yağ miktarı %25.01; şeker miktarı %13.9 ve su miktarı %0.96 olarak bulunmuştur. Suda çözünen Vitamin çözeltileri asidik ortamda 15 gün içerisinde % 7 bozunma görülmüştür. Toz numunede protein, yağ ve şeker değişmeden kalırken, vitaminlerde yüksek oranda bozunma görülmüştür. Anahtar kelimeler: suda çözünen vitaminler, yağda çözünen vitaminler, besin desteği, protein analizleri, bozunma profilleri Kaynaklar 1. Zhou Y, Roos YH., J Agric Food Chem.. Stability and plasticizing and crystallization effects of vitamins in amorphous sugar systems, 2012 Feb 1;60(4):1075-83. Epub 2012 Jan 19 2. Daniela O Ribeiro, Daniela C Pinto, Luis Mauricio TR Lima, 2011, Chemical stability study of vitamins thiamine, riboflavin, pyridoxine and ascorbic acid in parenteral nutrition for neonatal use Nutrition Journal, 10:47 108 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 55 The morphology studies of some biological compounds by scanning electron microscopy Duyu Polat, Ayşegül Gölcü a Kahraanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimay Bölümü [email protected] Abstract: A scanning electron microscope (SEM) is a type of electron microscope that produces images of a sample by scanning it with a focused beam of electrons. The electrons interact with atoms in the sample, producing various signals that can be detected and that contain information about the sample's surface topography and composition.1 Figure 1. Amisulpride on pencil graphite electrode (PCE) in different scale Biologic samples such as drug molecules, DNA and other biological sample`s morphology can be studied by using SEM. For SEM, a specimen is normally required to be completely dry, since the specimen chamber is at high vacuum. Hard, dry materials such as wood, bone, feathers, dried insects, or shells can be examined with little further treatment, but living cells and tissues and whole, softbodied organisms usually require chemical fixation to preserve and stabilize their structure Key Words: Biological compounds, SEM, morphology References 1. http://en.wikipedia.org/wiki/Scanning_electron_microscope 109 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 56 Antipsikotik ilaç etken maddesi amisulpirid’in DPV tekniği ile DNA molekülüne kovalent bağlanma etkileşimi Duyu Polat, Ayşegül Gölcü a Kahraanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimay Bölümü [email protected] Özet: Bu çalışmada Antipsikotik ilaç etken maddesi amisulpirid üzerinde çalışılmıştır. Amisülpirid, antipsikotik bir ilaçtır. Psikozların tedavisinde kullanılmaktadır. İlaç etken maddeleri DNA molekülü ile çok farklı şekillerle etkileşebilirler. İnterkalasyon, kovalent bağlanma bu yöntemlerden sadece iki tanesi. Bu bağlanma etkilşimleri farklı metotlarla analiz edilebilir. Bu çalışmada bu etkileşimi ortaya çıkarmak için elektrokimyasal yöntemlerden DPV yöntemi kullanılmıştır.1 Şekil 1. 4.00 μg/mL dsDNA’nın guanin yükseltgenme sinyaline ait grafikleri; a)destek; b)8.00 μg/mL; c) 6.00 μg/mL; d) 2.00 μg/mL; e) 1.00 μg/mL derişimlerde amisülpirid ile etkileştikten sonra; f) 4.00 μg/mL dsDNA’nın amisülpirid ile etkileşmeden önce ki elde edilen sinyallerin ortalama büyüklükleri (pH 4.80 asetat tamponu içerisinde). Yukarıdaki şekilde amisülprid ilaç etken maddesinin seçilmiş bir tamponda DNA molekülü ile etkileşimi görülmektedir. İlaç etken madde konstantrasyonu arttıkça 1,0 V civarındaki DNA molekülünün guanin bazına ait sinyal gittikçe düşmektedir. Anahtar kelimeler: Amisülprid, DNA, DPV Kaynaklar 1. Dogan-Topal B., Ozkan S.A.,(2011) A novel sensitive electrochemical DNA biosensor for assaying of anticancer drug leuprolide and its adsorptive stripping voltammetric determination, Talanta, 83: 780-788. Dogan-Topal B., Uslu B., Ozkan S.A., (2009) 110 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 57 Yeni Bir Schiff-Bazı Sentezi, Karakterizasyonu ve Cu(II) İyon Bağlama Özelliklerinin İncelenmesine Yanıt Yüzey Metodu Yaklaşımı Ahmet Bilgina, Seda Çetintaşb, Elif Cerrahoğlub, Ufuk Yıldızb, Deniz Bingölb a Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü, Umuttepe Yerleşkesi 41380-Kocaeli Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Umuttepe Yerleşkesi 41380-Kocaeli b [email protected] Özet: Bakır, belirli sınır değerlerin üzerindeki derişimlerde canlılar için zehirlenmelere, şiddetli mukozal ve merkezi sinir tahrişlerine, karaciğer ve böbreklerde nekrotik değişikliklere neden olabilir. İnsan ve çevre sağlığı bakımından tehdit oluşturan bakırın su ve atık sulardan giderimi oldukça önemlidir. Çöktürme, iyon değişimi, elektroliz, adsorpsiyon ve çözücü ekstraksiyonu; su ve atık sulardan bakırın uzaklaştırılması ve geri kazanımı için yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir 1. Schiff bazları, primer aminlerin aldehit ya da ketonlarla meydana getirdiği kondenzasyon ürünleridir. Azometin grubundaki azotun bağ yapmamış n moleküler orbitalindeki elektronlarını metal iyonlarına vererek ligand gibi davranırlar 2. Yapılarında bulunan gruplardan dolayı elde edilen metal kompleksleri renkli maddeler olduklarından boya endüstrisinde, özellikle tekstil boyacılığında, polimer teknolojisinde, ilaç sanayinde, tıpta, tarım alanında, roket yakıtı hazırlanmasında, ağır metallerin uzaklaştırılmasında, biyolojik olayların açıklanmasında ve daha birçok alanda bu bileşiklerden büyük ölçüde yararlanılmaktadır3. Bu çalışmada, yeni bir Schiff-bazı (H4TSTE) sentezi, karakterizasyonu ve Cu(II) ekstraksiyonları yapıldı. Sentezlenen Schiff bazı ile sulu çözeltilerden Cu(II) giderimi, çözücü ekstraksiyon prosesi kullanılarak sağlandı. Çözücü ekstraksiyon yöntemi için en uygun deneysel koşulların belirlenmesi amacıyla yanıt yüzey metodu (RSM) yaklaşımı uygulandı. Schiff-bazı (H4TSTE) ligandı ile Cu(II) iyonu bağlama özellikleri çözücü olarak kloroform kullanılarak araştırıldı. Ayrıca pikrik asit ve H4TSTE derişimine bağlı olarak Cu(II) ekstraksiyonları incelendi. Merkezi kompozit tasarım (CCD) ile incelenen faktörlerin optimizasyonu sonucunda, ekstraksiyon verimi model ile %98,46 olarak tahmin edilirken, aynı koşullarda deneysel olarak ±0,10 standart sapma (N= 4) ile %97,44 olarak bulundu. Model ile tahmin edilen değerlerin deneysel değerlere uygunluğu CCD’nin çözücü ekstraksiyonu ile Cu(II) gideriminde kullanılabilecek uygun bir model olduğunu gösterdi. O 4 OH Salisilaldehit H 2N NH2 Kuru MeOH HO N NH2 70 °C N2(g) HO N N OH N OH + H 2N O 3,3',4,4'-Tetraaminodifenil eter O H4TSTE Anahtar kelimeler: Schiff-bazı; Cu(II); Çözücü Ekstraksiyon; RSM Kaynaklar [1] Meterfi, S., Meniai A.H., Chikhi, M. 2012. Elimination of Cu(II) from Aqueous Solutions by Liquidliquid Extraction. Test of sodium diethyldithiocarbamate (SDDT) as an Extracting Agent, Energy Procedia, 18: 11651174. [2] Jones, R.D., Summerville, D.A., Basolo, F. 1979. Synthetic oxygen carriers related to biological systems. Chemical Reviews, 79(2): 139-179. [3] Brodowska, K., Łodyga-Chruścińska, E. 2014. Schiff bases-interesting range of applications in various fields of science. CHEMIK 68: 129-134. 111 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 58 Nano Kremlerin Üretimi Elif Esra Altuner Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Analitik Kimya Laboratuvarı Selçuklu- KONYA [email protected] Özet: Tarih boyunca insanlar gümüşün sırları hakkında derin bir araştırmaya girmişlerdir. Başta Roma kültürü olmak üzere bazı medeniyetler gümüşün tedavi edici olduğuna inanmıştır ve kullandıkları bardaklar, sürahiler vs çeşitli aparatlar her daim gümüş üzerine idi. Hatta günümüzde bile hrıstıyanlık inancında “ KUTSAL İKSİR” adı verilen gümüş suyu klişelerde vaftiz olarak kullanılır. Bu çalışmamızda gümüşü nano boyta indirgeyip, kremlere ilave ettik. Yaptıpımız deneyler sonucu elde ettiğimiz nano kremlerin gram(+) bakterilerini öldürdüğünü gözlemledik. Böylece elde ettiğimiz nano kremlerin antibakteriyel özellik taşıdığı görüldü. Gümüş referans seçilerek, antibakteriyel bir nano krem elde etmeye çalışılmıştır. Latincede cüce anamına gelen “nano” kelimesi herhangi bir büyüklüğün milyarda birini ifade eder. Nano gümüş kremler; içerdiği nano ebattaki gümüş partikülleri sayesinde hücre zarından geçebilirler. Ayrıca antibakteriyel özellik taşıması sebebiyle de sağlık sektöründe tedavilerde , dokumacılık ve tekstilde, kozmetik sektöründe kullanılırlar. Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Analitik Kimya Laboratuvarında üretilen nano kremlerin analitik hesaplamaları yapılarak, elde edilen veriler sonucunda gümüş parçacıklarının nano boyutta olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca bu kremlerin gram(+) bakterilerini yok ettiği ispatlanarak antibakteriyel olduğu gözlenmiştir. Analitik hesaplamalar sonucu nano olarak elde ettiğimiz kremlerimiz antibakteriyel özellik tşımaktadır. → Resim 1: Kremsiz Resim 2: Krem uygulandıktan sonra Özet metin, A4 (297 x 210 mm) kağıt boyutlarına göre, yukarıdan ve aşağıdan 2,5’ar cm, soldan 3,0 cm ve sağdan 2,5 cm boşluk kalacak şekilde, Microsoft Office Word (*.doc, docx) - Times New Roman yazım karakterinde, 11 punto, tek satır aralıklı ve iki yandan hizalanmış olarak düzenlenmeli, hazırlanacak olan metin amaç, yöntem, sonuç ve yorum içerecek şekilde 250 kelimeyi geçmemelidir. Metin içindeki kaynaklar örnekte verildiği gibi gösterilmelidir: Anahtar kelimeler: Gümüş, nano, nano krem. Kaynaklar Altuner, E.E., Production of Nano Creams,. Bülent Ecevit Üniverstesi Fen ilemleri Enstitsüsü Dergisi, 43-51 (1) : 2014. Altuner E.E 2013.Nano Kremlerin Üretimi Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Konya, 435-40-54s. Altuner E.E. 2014. 4.Kozmetik Kimyası, Üretime ve Standardizasyonu Kongresi. (14-16 Şubat), Antalya. 112 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 59 Promazin ve Prometazinin Protonasyon Sabitlerinin ACN-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografik ve Spektroskopik Yöntemlerle Tayini Elif Sekmen, Güleren Alsancak Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet: İlaç etken maddelerinin analizlerinin güvenilir yöntemlerle yapılması, giderek zorunlu hale gelmektedir. Alkilamino yan zincirli fenotiazinler, birtakım ruhsal bozuklukların düzeltilmesine yardımcı ilaçlardır. Bu ilaçlar, şizofreni ve diğer psikolojik bozuklukların tedavisinde etkin şekilde kullanıldığından bunlarla ilgili çalışmalar günümüzde giderek önem kazanmaktadır. Bu çalışma, halen yeterli bilgi birikimi olmayan alkilfenotiazin grubu bileşiklerden promazin ve prometazin ile ilgilidir. Bu çalışmada bu iki bileşiğin iyonlaşma/protonasyon sabitlerinin tayinininde yöntem olarak ters faz sıvı kromatografi ve spektroskopi seçilmiştir 1. Şekil 1. Promazin ve prometazinin yapısı Moleküler ve iyonik hallerin farklı absorbsiyon özelliklerinden yararlanılarak gerçekleştirilen spektroskopik yöntemle iyonlaşma sabiti tayininde veriler, titrasyon süresince UV bölgede farklı pH’larda kaydedilmiştir. Sabitler, önerilen grafiksel yaklaşımlarla tayin edilmiştir. Sonuçların değerlendirilmesi STAR programı ile yapılmıştır. Protonasyon sabitlerinin tayininde ikinci metot olarak seçilen ters faz sıvı kromatografi ile promazin ve prometazinin sabitleri, kapasite faktörünün mobil faz pH’sı ile değişimi arasındaki sigmoidal davranıştan yararlanılarak tayin edilmiştir. pK sabitlerinin tayini ve türlere ait intrinsik kapasite faktörleri, ortamın iyonik şiddetini de dikkate alarak hesaplama yapabilen non-lineer regresyon programı ile yapılmıştır. Kromatografik yöntemden elde edilen bilgiler, spektroskopi yöntemiyle tayin edilen verilerle desteklenmiş; iki yöntemin birarada kullanılması verilerin güvenilirliğini artırmıştır 2. Anahtar kelimeler: Fenotiazin türevleri, protonasyon sabitleri, spektroskopik yöntem, HPLC Kaynaklar 1. Chi, L.D., Beljean, M., Siouffi, M.-A., 2006. The Behaviour of Some Phenothiazines and Their Demethylated Derivatives in Reversed-phase Liquid Chromatography. Journal of Chromatographic Science, 44: 49-54. 2. NLREG Version 4.0. P.H. Sherrod. http:/www.sandh.com/Sherrod. 113 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 60 Alkilamino Yan Zincirli Fenotiazin Türevlerinin Protonasyon Sabitlerinin Potansiyometrik Yöntemle Tayini Elif Sekmena, Cansel Çakıra, Güleren Alsancaka, Ebru Çubuk Demiralaya, Sibel Özkanb, a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta b Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Fenotiazin grubu ilaçlar, antipsikotik ilaçlar arasında yer alırlar. Bunlar, 9 ana başlıkta gruplanırlar. Fenotiazin türevleri (Şekil 1), bunlardan biridir. Fenotiazin grubu ilaçların hepsinde 3 halkalı yapı aynıdır. Fenotiazinler, yapıda yer alan R1 ve R2 sübstitüentlerine göre farklı farmakolojik etki gösterirler. Fenotiazin yapısında R1 sübstitüentinin N taşıyan yapı olması halinde ve R2 sübstitüentine flor gruplarının girmesi ile nöroleptik aktivitenin arttığı düşünülmektedir. R1 sübstitüentindeki dallanma ise nöroleptik aktiviteyi azaltmaktadır. Şekil 1. Fenotiazinlerin genel gösterimi İyonlaşma sabitleri, bileşiklerin en önemli fizikokimyasal özelliğidir ve bileşiğin iyonlaşma özelliğini belirleyen temel parametredir. Günümüzde su-organik çözücü ikili karışımlarında iyonlaşma sabitlerinin tayininde potansiyometrik, spektrofotometrik ve sıvı kromatografik yöntemler tercihli olarak kullanılmaktadır. Gerek su-organik çözücü ikili karışımının özellikleri ve gerekse ekstrapolasyon yöntemleri kullanılarak bileşiklerin sudaki pK değerlerinin hesaplanması da sağlanabilmektedir. Fenotiazin grubu ilaçların iyonlaşma/ protonasyon sabiti tayinlerine ait çalışmalar, literatürde oldukça sınırlıdır. Fenotiazinlerin pK a değerleri ile ilgili bilgi eksikliğinden dolayı, promazin, klorpromazin, triflupromazin ve prometazinin protonasyon sabitleri, %35, %40, %45, %50 (h/h) asetonitril-su ikili karışımlarında potansiyometrik yöntemle tayin edilmiştir 1. Potansiyometrik titrasyonlar, bileşiklerin 2.10-3 M’ lık çözeltilerinde 0,1 M KCl içeren ortamda 0,05 M ayarlı baz ile 25oC’de gerçekleştirilmiştir. Protonasyon sabitleri, bu amaç için hazırlanmış PKPOT bilgisayar programı ile hesaplanmıştır2. Anahtar kelimeler: Fenotiazin türevleri, protonasyon sabitleri, potansiyometrik yöntem Kaynaklar 1. Karpınska, J., Starczewska, B., Tarasıewıcz- Puzanowska, H., 1996. Analytıcal Properties of 2- and 10Disustitued Phenothiazine Derivatives. Analytical Sciences, 12, 161-170. 2. Jaszczyszyn, A., Gasiorowski, K., Swiatek, P., Malinka, W., Cieslik-Boczula, K., Petrus, J., CzarnikMatusewicz, B., 2012. Chemical structure of phenothiazines and their biological activity. Pharmacological Reports, 64, 16-23. 114 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 61 Yeni Bir 4-Amino Tiyenopirimidin’in Sentezi ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Elif Yıldız, İrem Koyun, Yusuf Kelebekli, Ferhan Tümer Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edeb. Fakültesi Kimya Bölümü Avşar Kampüsü. K.Maraş [email protected] Özet: Günümüzde, canlı metabolizmasında direnç kazanan çeşitli virüs ve bakterilerin etkilerini azaltmak, mümkünse yok etmek için yeni ilaçlara ve bunu takiben yeni sentezlere ihtiyaç duyulmaktadır. Kükürt içeren bileşiklerin antibakteriyel, antialerjik ve kemoterapetik 1 gibi etkiye sahip olduğu bilindiğinden, bu tür ligantların ve komplekslerin sentezi üzerine çalışmaların oldukça yaygın olduğu görülmektedir. Pirimidin türevleri her zaman çok fazla ilgi duyulan bileşikler olup, bu ilginin ana nedeni bu bileşiklerin önemli biyolojik aktivitelere sahip olmalarıdır.2 Pirimidin halkası içeren organik bileşiklerden bazıları, halihazırda kanser ilaçları (5-florurasil, metotreksat gibi), sedatifhipnotik ilaçlar (barbitüratlar gibi), antibakteriyel ve antiviral ilaçlar (asiklovir gibi) olarak kullanılmaktadır.2 Pirimidin altılı halkada 1,3-pozisyonunda iki azot bulunduran diazin bileşiklerindendir ve 1,3-diazin olarak da adlandırılır. Yapısal izomerleri piridazin (1,2-diazin) ve pirazin (1,4-diazin)' dir. NH2 Ar N NH2 S N 1 2 N S N 3 N S N 4 Bu çalışmada, ilk kez sentezlenen amino tiyenopirimidin türevi 4’ün elektrokimyasal davranışları araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: aminotiyofen, pirimidin, tiyenopirimidin Kaynaklar 1. Eger K., Grieb G., Spätling S., 1990. Synthesis of pyrrolo[2,3-d]pyrimidine ribosides and their potential in chemotherapeutics, Journal of Heterocyclic Chemistry, 27: 2069-2075. 2. Barnett, C.H., Wilson, T.M., 1993.Synthesis of LY288601, A 5,6-Dihydropyrrolo[2,3-d]pyrimidine Based Antifolate Compound Related To LY231514. Heterocycles, 35(2); 925-936 . 115 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 62 Oseltamivir Fosfat'ın İntestinal Permeabilitesini Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem İle Tayini Emine Ertürka, Mustafa Sinan Kaynakb, Senem Şanlıa, Gülpembe Halaya, Nurullah Şanlıa a Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Uşak b İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Malatya [email protected] Özet: Oseltamivir fosfat, vücutta A ve B tipi grip virüslerinin etkilerini engelleyen antiviral ilaç etken maddesidir. Oseltamivir fosfat, influenza virüsünün nöraminidaz enzimlerinin etkili ve selektif bir inhibitörü olan oseltamivir karboksilatın ön ilacıdır. Oseltamivir grip ve kuş gribi hastalıklarının önlenmesi ve giderilmesi ile ilgili bir ilaçtır. Bu çalışmada, oseltamivir fosfatın intestinal permeabilitesi ters faz sıvı kromatografik yöntem ile tayin edilmiştir. Bunun için Sprague-Dawley cinsi sıçanlar kullanılmıştır. Anestezi eter inhalasyonu sonrasında pentobarbitalin intraperitoneal enjeksiyonu yoluyla (50 mg/kg) sağlanmış ve anestezi altında karın duvarı kesilerek barsaklar açığa çıkarılıp jejenum tespit edilmiştir. Her deney sonunda perfüze edilen barsak segmenti çıkarılarak uzunluğu ölçülmüştür. Oseltamivir (0,3 mg/mL) perfüzyon çözeltisine eklenerek jejunum 30 dk süreyle perfüze edilerek her 5 dakikada bir örnek toplanmış ve numuneler içerisindeki metoprolol, fenol kırmızısı ve oseltamivirin miktarı geliştirilmiş HPLC yöntemi ile tayin edilmiştir. Bu amaçla X Terra RP 18 kolonu kullanılmıştır. Ayırma 20 mM KH2PO4 ihtiva eden 30:70 (h/h) asetonitril-su tampon çözeltide (pH=5,00) gerçekleştirilmiştir. Akış hızı 1,0 mL/dakika, kolon sıcaklığı 30C dir. Bu şartlarda kalibrasyon grafiği 10 mg/L ile 100 mg/L arasında farklı konsantrasyonlarda çözeltiler 3 kez enjeksiyon edilerek oluşturulmuş ve validasyon parametreleri(tekrarlanabilirlik ,tekrarüretilebilirlik ,gerikazanım, LOD, LOQ v.b) değerlendirilmiştir. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre oseltamivir'in permeabilite katsayısı ve permeabilite sınıfı tayin edilmiştir. Anahtar kelimeler: Oseltamivir fosfat, İntestinal Permeabilite, Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem 116 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 63 Anne Sütü ve Keçi Sütünde Selenyum Miktarlarının Araştırılması ve İncelenmesi Fatma Kılıç Dokan, Semiha Köprü ve Mehmet Çadır Erciyes üniversitesi Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi [email protected] Özet: Selenyum insan ve hayvan gıdalarının çoğunda doğal olarak bulunan, canlıların üreme ve büyümeleri için gerekli olan temel bir elementtir (1,2 ). Bu element hem glutasyon peroksidaz (GSH- Px)’ın hem de selenoproteinlerin yapısında bulunan bir maddedir; özellikle antioksidan olarak hücre zarı bağlarının ve yapısının korunmasında görevi vardır. Anne sütü özel yapıda, sindirimi kolay ve enfeksiyondan koruyucu nitelikleri zengin bir protein içeriğine sahiptir. Anne sütünde protein ve minerallerin inek sütüne göre daha az olması, sindirim ve böbrekler açısından bebeğin yüklenmesini önler. Beyin ve sinir sistemi için şart olan temel ve zorunlu yağ asitleri ise inek sütüne göre 8 kat olup, ilk 4 ay boyunca bebek tarafından sentezlenememektedir. Keçi sütü yağının yaklaşık % 99'u trigliseritlerden oluşur. Keçi sütünün, kısa zincirli yağ asitlerince zengin olması özellikle sindirim yeteneği henüz gelişmemiş bebeklerin beslenmesinde, keçi sütünden yararlanılmasını ya da keçi sütünden üretilmiş bebek mamalarının kullanımını ideal kılmaktadır. Keçi sütü, tekli doymamış yağ asitleri ve çoklu doymamış yağ asitlerince inek sütünden daha zengin bir içeriğe sahiptir. Keçi sütünün, selenyum miktarı açısından da anne sütüne yakın olduğunu bilinmektedir, Biz bu çalışmada 50 yeni doğum yapmış 25-35 yaş arası annelerden alınan örneklerdeki selenyum miktarı ile anne sütüne çok yakın özellikleri bulunan keçi sütündeki selenyum miktarını araştırdık , elde edilen örnekler mikrodalga yakma ünitesinde yaş yakma yöntemi ile çözünürleştririlerek ICP-MS cihazında selenyum miktarları tespit edildi. Elde edilen veriler karşılaştırıldığında Se miktarı dağılımı bakımından 50 annede de birbirine yakın sonuçlar bulunmuştur, bu veriler ile keçi sütü örneğini karşılaştırdığımızda ise yine Se seviyesinin anne sütüne oldukça yakın olduğu tespit edilmiştir. Anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda bebeklerin gelişimi için çok önemli olan Selenyum elementinin temini için keçi sütünden faydalanılabilir. Anahtar kelimeler: Anne Sütü, Keçi Sütü, ICP_MS, Selenyum Kaynaklar 1.Bostedt H, Schramel P. 1990. The Importance of Selenium in the Prenatal and Postnatal Development of Calves and Lambs. Biological Trace Element Research.; 24: 163-171. 2. Stacchini A, Coni E, Baldini M. et all. 1989. Selenium Intake with Diet in Italy: A Pilot Study. J. Trace Elem. Electrolytes Health Dis.; 3: 193-198. 117 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 64 Bazı Baharat Türlerinde Total Aflatoksin Tayini İçin Yöntem Geliştirilmesi Fatma Kılıç Dokan, Semiha Köprü ve Mehmet Çadır Erciyes Üniversitesi Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi [email protected] Özet: Bu çalısmada Temmuz 2013–Aralık 2013 tarihleri arasında Kayseri Bölgesindeki degisik satıs noktalarından temin edilen 50 adet baharat örneginin (10 kırmızı pulbiber, 10 kimyon, 15 toz biber, 5 adet köfte Baharı ve 10 siyah pulbiber) Total Aflatoksin ve Aflatoksin B1 (AFB1) düzeylerinin saptanması amacıyla analize alındı. Analizler AOAC metod no: 991.31. yöntemiyle gerçeklestirildi. Total aflatoksin analizinde 31 (%62) örnekte pozitiflik tespit edildi. Pozitif örneklerin yaklaşık olarak 8'i (%25) kırmızı pul biber, 6'sı (%19) kimyon, 15'i (%51) toz biber ve 2'si (%5) köfte baharı seklinde ortaya çıktı. Örneklerin 31'inde (%62) ise AFB1 saptandı. En çok AFB1 kontaminasyonu rastlanan grup 15 örnekle (%51) toz biber olduğu tespit edildi. 50 baharat örneginin 8'inin (%16) toplam aflatoksin, 5'inin de (10) AFB1 yönünden Türk Gıda Kodeksi'nde belirtilen limit degerlerin üzerinde etken içerdigi tespit edildi. Tüm baharat türlerinde toplam aflatoksin miktarının <0.1-11 ppb, AFB1 miktarının ise <0.01-9 ppb aralığında olduğu saptandı. Yapılan diğer çalışmalarda aflatoksinlerin toksik, kanserojenik, teratojenenik ve mutajenik karekteristiği nedeniyle insan hayatı için tehlikeli olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle aflatoksin kontaminasyonu gıda güvenliği açısından oldukça önemlidir(1-5).. Bu çalışmada, analiz edilen baharat türlerinin gıdalarla birlikte toplumun büyük bir kesimi tarafından tüketildiğini düşündüğümüzde elde edilen değerler doğrultusunda halk sağlığının aflatoksikozis yönünden risk altında oldugu ve bu konu üzerinde saha tarama çalışmaları ile ilgili denetim mekanizmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi gerçeği ortaya çıkmaktadır. Anahtar kelimeler: Toplam aflatoksin, aflatoksin B1, baharatlar, kontaminasyon, AOAC metod. Kaynaklar 1. Erdogan A. 2004. The aflatoxin contamination of some pepper types sold in Turkey.Chemosphere, 56 (4) 321325. 2.Smith JE. 1997. Aflatoksins: Fungal Toxicant. In: Handbook of Plant and FungalToxicants. D'Mello JPF. (Ed) CRC Press, 269-285, Boca Raton. 3. Peraica M, Radic B, Ludc A, Pavlovic M. 1999. Toxic effects mycotoxins in human.Builetin of the Health Organization, 77 (9) 754-766. 4. R-Biopharm Ridascreen_. 2005. Total Aflatoxin, Afl atoxin B1. R-Biopharm GmbH,Darmstadt, Germany. 5. Anonymus. 2002. Gıda Maddelerinde Belirli Bulasanların Maksimum Seviyelerinin Belirlenmesi Hakkında Teblig. Resmi Gazete 24908, 16.10.2002 Ankara. 118 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 65 Sıvı Kromatografisi Sıralı Kütle Spektroskopisi (LC-MS/MS) Tekniği ile Pazopanib ve İlgili Stres Bozunma Bileşiklerinin İncelenmesi ve Tayini İçin Metot Optimizasyonu Süleyman Gökcea, Nurullah Şanlıb a Uşak Üniversitesi, Bilimsel Araştırma ve Teknolojik Araştırma Merkezi (UBATAM), Uşak b Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Uşak [email protected] Özet:Pazopanib, (5-[[4-[(2,3-Dimethyl-2H-indazol-6-yl)methylamino]-2-pyrimidinyl]amino]2-methylbenzolsulfonamide), renal hücreli karsinom, yumuşak doku sarkomu, yumurtalık kanseri ve küçük hücreli akciğer karsinomu tedavisinde kullanilan etkili bir tirozin kinaz inhibitorudur1. Bir ilaç maddesinin safsızlık profili ve kararlılığı güvenlik değerlendirmesi ve üretim sürecinde çok önemlidir. Stress testleri, etkin maddelerin zorlanmış koşullardaki parçalanma ürünleri ve parçalanma mekanizmaları hakkında bilgi edinmek için yapılır. Bu konu ile ilgili literatürler ve kaynaklar incelendiğinde Pazopanib ve ilgili bozunma ürünlerinin analitik tespiti ile ilgili bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada, kanser hastalıkları arasında önemli bir yere sahip olan ve yurdumuzda da görülen renal kanserin tedavisinde yer alan pazopanib ve bozunma ürünleri, LC ve LC-MS/MS yöntemleri ile tayin edilmiştir. Bu amaçla etken maddenin asidik, bazik, oksidative, termal ve fotolitik koşullarda stres testleri yapılmıştır. LC-MS yöntemi ile elde edilen m/z değerleri ve parçacık örneklerine dayanarak, ilacın olası bozunma mekanizmaları ve bozunma ürünlerinin ne olduğu önerilmiştir2,3. Pazopanib ve iç standart olarak seçilen Erlotinibin ikili karışımlarının LC tekniği ile analizleri için Zorbax Rapid Resolution Eclipse Plus C18 kolonu kullanılmıştır. Ayırma 20:80 (v/v) asetonitrilsu ortamında gerçekleştirilmiştir. Kalibrasyon fonksiyonu iç standart yöntemi ile hazırlanmıştır. Saptanan bu koşullarda HPLC yöntemi ile hızlı, duyarlı ve tamamen validasyonu yapılmış miktar tayini çalışmaları yapılmış ve geliştirilen bu yöntem piyasada bulunan farmasötik dozaj formlarına uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: karakterizasyonu Renal Kanser, Pazopanib, Bozunma ürünleri, LC-MS Kaynaklar 1. 2. 3. Motzer R.J,Bander NH, Nanus DM. 1996 “Renal – cell carcinoma.” N Engl J Med; 335 (12): 865 – 75. Dong, Q. Zhu, J. Sui, Q. Tang, C. Wang, X. Yu, Y. 2013. “Optimization of Mobile Phase for the Determination of Esomeprazole and Related Compounds and Investigation of Stress Degradation by LC–MS.” J. Sep. Sci. 36, 1200–1208. Sparidans, R. W. Tahani A. T. A. Muilwijk, Eline W.; Welzen, M.E.B. Schellens, J.H.M. Beijnen, J.H. 2012. “Liquid Chromatography-Tandem Mass Spectrometric Assay for Therapeutic Drug Monitoring of the Tyrosine Kinase İnhibitor Pazopanib in Human Plasma” Journal of Chromatography BAnalytıcal Technologıes ın the Biomedical and Life Sciences Volume: 905 Pages: 137-140 DOI: 10.1016/j.jchromb.2012.08.004. 119 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 66 Sorbus caucasica var. yaltirikii Meyvesinin Fenolik Bileşiklerinin HPLC-UV ile Aydınlatılması Emine Kılıçkaya Selvia, Fatih Kocaimamoğlua, Adem Demirb, Esra Demirc, Emine Akyüz Turumtaya a RTEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 53100 RİZE b RTEÜ Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi, 53100 RİZE c RTEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 53100 RİZE [email protected] Özet: Sorbus caucasica var. yaltirikii, Türkiye için tek endemik üvez çeşididir. Rize-Pazar ve Artvin-Yusufeli’nde yetişmektedir 1. Rosaceae familyasına ait olan sorbusların fenolik bileşiklerce zengin oldukları literatürde rapor edilmiş ancak türün fenolik içeriğine ait bir çalışmaya rastlanmamıştır. Rize, Sıralar Köyünden toplanan bitkinin meyve kısmından 5 g tartılarak metanol ile ön ekstraksiyonu yapıldı. Ekstraktın çözücüsü buharlaştırılarak sulu ortama alındı. Sırasıyla diklorometan, dietil eter, etil asetat ve bütanol kullanılarak ekstraksiyonu yapıldı. Diklorometan fazı haricinde oluşan organik fazlar ve kalan sulu fazın çözücüleri ayrı balonlarda buharlaştırıldı. Kuru kısımlar metanol ile çözülerek HPLC-UV analizi gerçekleştirildi. Analizler UV-VIS dedektör ile donanımlı Thermo Finnigan Surveyor HPLC sisteminde yapıldı. Fortis ters faz C18 (150 mm x 4.6 mm id, 5 m partikül; Fortis, France) kolon kullanıldı. Analizler asetonitril, su ve asetik asit gradient programla gerçekleştirildi 2 Benzoik asit türevleri (gallik, protokatekuik, p-hidroksibenzoik, vanilik ve şirincik asit) ve kateşin ve epikateşin 280 nm, klorojenik, kafeik, p-kumarik ve ferulik asit, apigenin, mirisetin, fisetin, kamferol, kuersetin ve isoramnetin ve rutin 315 nm’de analiz edildi. Analiz sonuçlarına göre, meyvenin kuersetin ve klorojenik asit bakımından zengin olduğu gözlendi. En yüksek kuersetin miktarının eter fazında, klorojenik asit miktarının ise butanol fazında olduğu belirlendi. Meyve ekstraktlarında ayrıca protokatekuik asit, kafeik asit, p-kumarik asit, apigenin ve kamferol gözlendi. Eter ve etil asetat fazlarında başlıca bileşen olarak gözlenen standardı olmayan bir pikin de karakterizasyonu yapıldı. Literatürde bir üvez türünde tespit edilen klorojenik asit türevleri arasında klorojenik asitten daha geç gelen türün kriptoklorojenik asit olduğu belirtilmiştir.3 Bilinmeyen bileşenin UV spektrumu ve alıkonma süresi ile literatürdeki veriler de dikkate alınarak bileşen kriptoklorojenik asit olarak karakterize edildi. Anahtar kelimeler: Klorojenik asit, kriptoklorojenik asit Sorbus caucasica var. yaltirikii, HPLC-UV Kaynaklar 1. Gökşin, A., 1977. Sorbus caucasica Zinserl’nin yeni bir varyetesi var. yaltirikii Gökşin var. nova. (A new variety of Sorbus caucasica Zinserl. var. yaltirikii Gökşin var. nova). Biyoloji Dergisi 27: 83-87. 2. Akyüz Turumtay, E., İslamoğlu F., Çavuş D., Şahin H., Turumtay H. and Vanholme B., 2014. Correlation between Phenolic Compounds and Antioxidant Activity of Anzer tea (Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. caucasicus), Industrial Crops and Products, 52, 687-694. 3. Olszewska, M. A., Presler, A. and Michel, P., 2012. Profiling of Phenolic Compoundsand Antioxidant Activity of Dry Extracts from the Selected Sorbus Species. Molecules, 17, 3093-3113. 120 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 67 Doğal Siyanidin kaynağı: Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. caucasicus Emine Kılıçkaya Selvia, Emre Yazıcıa, Adem Demirb, Emine Akyüz Turumtaya a RTEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 53100 RİZE b RTEÜ Merkezi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi, 53100 RİZE [email protected] Özet: Bir kekik türü olan Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. caucasicus Rize’nin Anzer yaylasında yetişmektedir. Bitki, yerel halk tarafından Anzer çayı olarak adlandırılmaktadır. Fenolik bileşiklerce zengin olduğu daha önce rapor edilen bitkinin mor renkli çiçeklerinin içerdiği antosiyanidinlerin analizleri bu çalışmada gerçekleştirildi [1]. Antosiyanidinlerin kararlı olarak yapılarını korumaları sıcaklık, ışık ve pH ya göre değişim gösterir. pH 1-3 aralığında flavilyum formlarında bulunan antosiyanidinlerin bu koşullarda, karanlıkta ve 10 ºC’ de 60 günden sonra bile oldukça kararlı olduklarını belirlenmiştir [2]. Bu nedenle Anzer çayının mor çiçeklerinin ihtiva ettiği antosiyanidinlerin ekstraksiyonunda %1 HCl içeren metanol çözeltisi kullanıldı. Ekstraksiyon üç farklı şekilde gerçekleştirildi. Birinci kısım ekstrakt gece boyu oda sıcaklığında, ikinci kısım 2 saat 40 ºC de ve üçüncü kısım ise 2 saat 40 ºC de elde edilen ekstrakta asidik hidroliz uygulanarak ve tüm ekstraktlar ışıktan korunarak elde edildi. Analizler UV-VIS dedektör ile donanımlı Thermo Finnigan Surveyor HPLC-UV sisteminde ACE ters faz C18 (150 mm x 4,6 mm i.d., 5 m partikül) kolon kullanılarak yapıldı. Yöntemde A: Suda %5 formik asit (FA) ve B: asetonitrilde %5 FA gradiyent sistemi kullanıldı [3]. Akış hızı 1 mL/dk, enjeksiyon hacmi 25 µL idi. Standart olarak delfinidin, siyanidin, apigeninidin, pelargonidin ve malvidinin klorür tuzları kullanıldı. Dalga boyu 520 nm ve kolon sıcaklığı 30C’ye ayarlandı. Analiz sonuçlarına göre anzer çayında başlıca siyanidin ve pelargonidin tespit edildi. Hidrolizli ve hidrolizsiz ekstraktlar karşılaştırıldığında, hidrolizden önce 11 pik gözlenirken hidrolizin ardından 3 pik gözlenmiştir. Hidrolizli ekstrakttaki siyanidin miktarı diğer iki pikin siyanidin eşdeğerine göre 2,28 ve 10,55 kat daha fazladır. Anahtar kelimeler: Siyanidin, pelargonidin, Anzer çayı, HPLC-UV. Kaynaklar 1. Akyüz Turumtay, E., İslamoğlu F., Çavuş D., Şahin H., Turumtay H. and Vanholme B., 2014. Correlation between Phenolic Compounds and Antioxidant Activity of Anzer tea (Thymus praecox Opiz subsp. caucasicus var. caucasicus), Industrial Crops and Products, 52, 687-694. 2. Cabrita L., Fossen T. ve Andersen Q. M., 2000. Colour and stability of the six common anthocyanidin 3-glucosides in aqueous solutions, Food Chemistry, 68, 101-107. 3. De Villiers A., Cabooter D., Lynen F., Desmet G., Sandra P. 2011. High-Efficiency High Performance Liquid Chromatographic Analysis of Red Wine Anthocyanins. Journal of Chromatography A, 1218, 4660–4670. 121 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 68 Yeşil Soğan (Allium Cepa L.) Bitkisinde Arsenik ve Selenyum Etkileşimi Emrah Yıldırım, Başak Dügencili, Gülay Ertaş, O. Yavuz Ataman Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü, 06800 Ankara, Türkiye [email protected] Özet: Selenyum, bitkiler için gerekli olmayan, insanlar ve hayvanlar için dar bir derişim aralığında gerekli bir elementtir[1]. Özellikle selenosistin ve selenometiyonin gibi aminoasitlerin yapısında bulunur. Ayrıca, glutatyon peroksidaz, deiyodinaz ve format dehidrogenaz gibi enzimlerin biyoaktivitesinde görev alır. Bu enzimlerin vücuttaki antioksidan mekanizmasında önemli rol oynadıkları ve kanser önleyici özelliği gösterdikleri bilinmektedir. Diğer yandan arsenik hayvanlar ve bitkiler için gerekli olmayan toksik bir elementtir. Yüksek dozlarda alınımında ishal, bulantı kusma gibi etkiler görülürken uzun süre arseniğe maruz kalmanın kansere yol açtığına dair çalışmalar bulunmaktadır[2]. Literatürde arsenik ve selenyumun antagonistik ve sinerjik etkileşimlerinin olduğu bilinmektedir[3-5]. O zaman sen neden aynı işi yapıyorsun? Bu cümleden sonra senin bir yerde bu çalışmanın farklarını yazman gerekir. Bu çalışmada arsenik ve selenyumun yeşil soğan (Allium Cepa L.) bitkisi üzerindeki etkileşimi incelenmiştir. Bu amaçla farklı birleşimlerde inorganik selenyum ve inorganik arsenik katılmış Hoagland besleme çözeltileri[6] kullanılarak kontrollü ortamda sabit sıcaklık ve ışık şiddeti altında 25 gün boyunca yeşil soğan bitkileri yetiştirilmiştir. Daha sonra bu bitkiler kök, gövde ve yaprak olarak üç bölüme ayrılmış ve kuru dondurma işlemine tabi tutularak bileşimindeki su uzaklaştırılmıştır. Toplam arsenik ve selenyum tayini yapılmak üzere 100 mg örnek teflon kaplara aktarılmıştır. Üzerlerine 3.0 mL derişik nitrik asit ve 2.0 mL hidrojen peroksit eklenmiş ve mikrodalga yardımlı özütleme sistemi kullanılarak örnekler çözülmüştür. Çözme işleminden sonra örnekler 0.2 µm membran filtre yardımı ile süzülmüş, deiyonize su kullanılarak 25.0 mL hacmine tamamlanmış ve ICP-MS cihazı ile toplam selenyum ve arsenik tayini yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre besleme çözeltisinde bulunan arseniğin hemen hepsinin bitki tarafından alındığı ve alınan miktarın en az %90 düzeyinde kök tarafından tutulduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca ortamda selenat iyonunun bulunması durumunda arsenit ve arsenat alımının arttığı görülmüştür. Diğer taraftan besleme çözeltisine selenit katılması durumunda en yüksek selenyum derişiminin köklerde, selenat eklenmesi durumunda ise en yüksek selenyum derişiminin yaprakta yoğunlaştığı gözlemlenmiştir. Bununla beraber ortamda arsenik bulunması durumunda selenyum alınımının arttığı görülmüştür. Sonuç olarak yeşil soğan bitkisinin arsenik ve selenyumu farklı mekanizmalar ile aldığı ve bu iyonların aynı anda bulunması halinde birbirlerinin alınımını ve taşınımını etkilediği görülmüştür. Anahtar kelimeler: Arsenik, selenyum, etkileşim, yeşil soğan, ICP-MS. Kaynaklar [1] [2] [3] [4] [5] [6] E. John, “An A-Z Guide to The Elements,” Oxford Univ. Press, pp. 47–55, 2011. J. O. N. J.R. Meliker, “Arsenic,” International Encyclopedia of Public Health. pp. 233 – 238, 2008. M. Srivastava, L. Q. Ma, B. Rathinasabapathi, and P. Srivastava, “Effects of selenium on arsenic uptake in arsenic hyperaccumulator Pteris vittata L.,” Bioresour. Technol., vol. 100, no. 3, pp. 1115–21, Mar. 2009. F. Verlag, S. Ebbs, and L. Weinstein, “Short Communication Alteration of selenium transport and volatilization in barley ( Hordeum vulgare ) by arsenic,” vol. 1233, pp. 1231–1233, 2001. J. a. Malik, S. Goel, N. Kaur, S. Sharma, I. Singh, and H. Nayyar, “Selenium antagonises the toxic effects of arsenic on mungbean (Phaseolus aureus Roxb.) plants by restricting its uptake and enhancing the antioxidative and detoxification mechanisms,” Environ. Exp. Bot., vol. 77, pp. 242–248, Apr. 2012. D. Hoagland and D. Arnon, “The water-culture method for growing plants without soil.,” Circ. Calif. Agric. …, 1950. 122 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 69 Grafen/Co3O4 Kompoziti ile Su ve Gıda Örneklerinden Pb(II), Cu(II) ve Fe(III) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonu Emre Yavuz, Şerife Tokalıoğlu, Halil Şahan, Şaban Patat Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Karbon bazlı nanomalzemeler (aktif karbon, karbon nanotüp gibi) büyük yüzey alanı, yüksek termal kararlılık, iyi mekanik özellik ve gözenekli yapıda olmaları nedeni ile bilimsel araştırmalarda dikkat çekmektedir. Bu tür malzemelerin son üyesi olan grafen, yüzyılın en ilginç maddelerinden biridir. Grafen olağanüstü mekanik, termal, optik, elektriksel özelliklere ve yüksek spesifik yüzey alanına (2630 m2 g-1) sahiptir. Grafenin grafit ve karbon nanotüpler gibi diğer karbon malzemeler üzerinde en büyük avantajı uç bölgelerinde oksijenli fonksiyonel gruplar içermesidir. Bu fonksiyonel gruplar, grafen üzerindeki metal oksit parçacıklarının dağılımını, boyutunu ve şeklini güçlü bir şekilde etkiler. Son zamanlarda grafen bazlı kompozitler adsorpsiyon çalışmalarında kullanılmaya başlanmıştır. Büyük yüzey alanlı grafen kompozitler, grafen ve nanomalzemeler arasındaki sinerjik etkiden dolayı, tek başına nanomalzemelere göre üstün özellik gösterirler 1,2. Bu çalışmada, adsorban olarak grafen/kobalt oksit nanokompoziti (G/Co3O4) sentezlenmiştir. Grafen, Co3O4 ve G/Co3O4’in karakterizasyonu X ışınları kırınımı, taramalı elektron mikroskobu ve termal gravimetrik analiz ile yapılmıştır. Pb(II), Cu(II) ve Fe(III) iyonlarının katı faz ekstraksiyonunu etkileyen deneysel parametreler optimize edilmiş ve analitlerin tayini alevli atomik absorpsiyon spektrometresi ile yapılmıştır. Optimum pH 7, adsorpsiyon ve elüsyon için dengeye ulaşma zamanı 10 s olarak bulunmuştur. G/Co3O4’ün adsorpsiyon kapasitesi Pb(II), Cu(II) and Fe(III) için sırayla 58, 77 ve 78 mg g-1 olarak bulunmuştur. Kantitatif elüsyon 2 mL 2 mol L-1 HNO3 ile yapılmıştır. Yöntemin zenginleştirme faktörü 175 ve gözlenebilme sınırı ≤0.81 µg L-1’dir. Yöntemin doğruluğu için RM 8704 Buffalo River Sediment, SRM 1568a Rice Flour ve SPS-WW1 Batch 111-Wastewater standart referans maddeleri analiz edilmiştir. Geliştirilen yöntem su (çeşme suyu, atık su, baraj suyu, kuyu suyu) ve gıda (kivi ve buğday) örneklerindeki Pb(II), Cu(II) ve Fe(III) iyonlarının ayırımı ve zenginleştirilmesi için uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Grafen/Co3O4 nanokompoziti, katı faz ekstraksiyonu, atomik absorpsiyon spektrometresi Kaynaklar 1. 2. Yavuz, E., Tokalıoğlu, Ş., Şahan, H., Patat, Ş. 2013. A graphene/Co3O4 Nanocomposite as a New Adsorbent for Solid Phase Extraction of Pb(II), Cu(II) and Fe(III) ions in Various Samples. RSC Advances, 3: 24650-24657. Sitko, R., Zawisza, B., Malicka, E. 2013. Graphene as a New Adsorbent in Analytical Chemistry. Trends in Analytical Chemistry, 51: 33-43. 123 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 70 Fotokimyasal Buhar Oluşturma ve Atomik Absorpsiyon Spektrometre ile Selenyum Tayini Erhan Özdemir, Sezin Atıcı, Ece Büber, Gülay Ertaş, O. Yavuz Atamana a Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 06800 Ankara, TÜRKİYE [email protected] Özet: Bu çalışmada fotokimyasal indirgenme reaksiyonu vasıtasıyla selenyum elementinin uçucu türlerinin oluşturulup, bu uçucu türlerin atomik absorpsiyon spektrometre ile tayin edilmesi hedeflenmiştir. Küçük molekül ağırlıklı farklı organik asit matriksleri içinde hazırlanmış selenyum standart çözeltileri 254 nm cıva lambasından elde edilen UV ışığa maruz bırakılmış ve CO ., OH. ve O. radikalleri meydana getirilmiştir. Bu radikallerin selenyum elementini indirgemesiyle oluşan selenyum uçucu türleri borosilikat sıvı-gaz ayırıcı yardımıyla ayrılıp argon ve hidrojen gazları yardımıyla silika T-tüp atomlaştırıcıya taşınarak AAS ile tayin edilmiştir. Asetik, formik, propanoik ve maleik asitlerin farklı konsantrasyonları denenmiş; çözelti akış hızı ve çözeltinin ışığa maruz bırakılma süresi optimize edilmiştir. Bu teknik yardımıyla ulaşılan LOD değeri 6.7 ng/mL, RSD %4.9, karakteristik konsantrasyon 2.8 ng/mL, lineer aralık 20-100 ng/mL’dir. Metodun hassasiyeti çözelti hacimlerinin ve ışığa maruz bırakılma süresinin artırılmasıyla ve atom tuzakları kullanılarak artırılabilir. Anahtar kelimeler: UV Fotokimyasal Buhar Oluşturma, Selenyum, Atomik Absorpsiyon Kaynaklar Sturgeon, R.E., Grinberg, P. 2011. Some speculations on the mechanisms of photochemical vapor generation, 27: 222-231. 124 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 71 Manyetik Nanodimond’un ZİRAM ’ın Zenginleştirilmesinde Kullanımı Erkan Yılmaz, Mustafa Soylak Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Nano malzemeler, klasik malzemelerle karşılaştırıldığında, daha gelişmiş kimyasal etkinlikler ve daha büyük yüzey alanına sahip olmaları nedeniyle adsorpsiyona dayalı ayırma zenginleştirme çalışmalarında sorbent olarak kullanılmaktadır [1-2]. Manyetik özellik kazandırılmış nanomateryaller yüksek adsorpsiyon kapasitelerine sahip olmaları ve çözelti ortamından bir manyetik alan sayesinde ayrılmalarından dolayı son yıllarda kullanımları hızlı bir şekilde artmıştır [3-4]. Bu çalışmada öncelikle nanodimondan, manyetik özellikli nanodimond sentezlendi ve bu materyal FT-IR, SEM ve XRD yöntemleri ile karakterize edildi. Elde edilen bu manyetik adsorban, ziram olarak adlandırılan ditiyokarbamat türevi pestisitin ayrılmasızenginleştirilmesi için kullanılmıştır. Yöntemin temeli katı faz ekstraksiyonuna dayanmaktadır. Yöntemin optimizasyonu model çözelti ortamında gerçekleştirilmiştir. pH 6.0’ da kantitatif geri kazanma değerleri elde edildi. Asetonda 0.25 M nitrik asit çözeltisi elüent olarak kullanıldı. Son hacimdeki çinko derişimi alevli atomik absorpsiyon spektrometresi ile tayin edilerek, Ziram eşdeğeri hesaplanmıştır. Elüent türü ve hacmi, örnek hacmi, matriks etkisi gibi parametrelerin geri kazanma değerlerine etkileri araştırılmıştır. Kaynaklar 1. Spitalsky, Z.; Tasis, D.; Papagelis, K.; Galiotis. Prog. Polym. Sci. 2010, 35, 357–401. 2. Kim, H. S.; Kwon, H. I.; Yun, Y. S.; Bak, H.; Yoon, J. S.; Jin H. J. J Nanosci. Nanotechnol. 2011, 11, 4434-8. 3. M. Li, J. Zhang, Y. Li, B. Peng, W. Zhou, H. Gao, Talanta 107 (2013) 81–87. 4. S. Mukdasai, C. Thomas, S. Srijaranai, Anal. Methods 5 (2013) 789–796 125 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 72 Potansiyometrik Yöntemlerle Fe+2 Varlığında Direk Fe+3 Ölçümü Ersin Demira, Barış Kemerb, Olcay Bekircanb a Okan Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Perfüzyon Teknikleri, 34959, İstanbul b KTÜ, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 61080, Trabzon [email protected] Doğal numunelerde bulunan anyon ve katyonların doğru, hassas ve güvenilir yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Günümüzde anyon ve katyon1 tayinleri için spektroskopik yöntemler yaygın olarak kullanılır. Genellikle bu yöntemlerin çoğunun pahalı, uzun ön işlem getirmesi ve analiz süresi uzun olma gibi nedeniyle son yıllarda farklı metotlar arayış içerisindedir. Bu bakımdan potansiyometrik yöntemler sulu çözeltilerde iyon-seçici elektrotlar kullanarak anyon ve katyon tayinleri yapılabilmektedir2. Demir, yer kabuğunda ve insan bünyesinde en çok bulunan eser elementtir. Ayrıca gıda maddelerinde ve suda eser miktarlarda bulunmaktadır. Bakteriyel dünyada sadece bir kaç istisna dışında, demir olmadan bir hayat olamayacağı düşünülmektedir3. Poyansiyel, mV Bu çalışmada, 5-kloro-3-[4-(trifluoromethoxy)phenylimino]-indole-2-one(CFMEPI) bileşiği kullanılarak bütünüyle katı-hal kontakt PVC membran Fe3+-seçici elektrot geliştirildi4. Geliştirilen elektrodun potansiyometrik performans özelliklerine bakıldığında Fe +2 varlığında Fe+3 karşı yüksek iyon seçici olarak davranmakta ve matriks ortamında Fe +2 varlığında Fe+3 ölçme olanağı pot log sağlamaktadır. Seçicilik katsayısı ( ) Fek+2K varlığında – 3,12 olarak tespit edildi. , M n 800 Fe++ + 700 600 Fe ++ 500 400 0 2 4 6 8 -Log C Şekil 1. Fe3+-seçici bütünüyle katı-hal kontakt PVC membran elektrot Fe2+ girişim etkisinin incelenmesi Kaynaklar [1] Yalcinkaya, O., Kalfa, O.M., Turker, A.R., 2011, Preconcentration of Trace Copper, Cobalt and Lead from Various Samples by Hybrid Nano Sorbent and Determination by FAAS, Current Analytical Chemistry 7 (3) 225234 [2] Zamani H.A., Hamed-Mosavian M.T., Hamidfer E., Ganjali M. R., Norozi P., 2008, Materials Science and Engineering 149(2) 1551-1555 [3] Greenwood N.N., Earnshaw A., 1984, Chemistry of the elements, Pergamon Press, Oxford, p. 1243. [4] Kemer B., Demir E., Işıldak İ., Bekircan O., 2009, Iron(III)-selective membrane potentiometric sensor based on 5-chloro-3-[4-(trifluoromethoxy) phenylimino] indolin-2-one, 8 th International Electrochemistry Meeting in Ankara University, Turkey 126 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 73 C60 Modifiye Süperparamagnetik γ-Fe203 Nanopartiküllerin Toksisitesinin Araştırılması Ersin Kılınça, Özlem Demircib, Nesrin Haşimic, Veysel Tolanc a Mardin Artuklu Üniversitesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu, Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü,47060 Mardin b Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü,21100 Diyarbakır a Batman Üniversitesi, Sağlık Yüksek Okulu, Beslenme ve Dietetik Bölümü ,72100 Batman [email protected] Nanopartiküller üzerine yoğunlaşan çalışmaların net ve somut bir göstergesi olarak süperparamagnetik demir oksit nano partiküllerin nanotıpta kullanım alanı bulması ve FDA tarafından kullanımına onay verilen 35’in üzerinde yapının bulunması örnek gösterilebilir. Özellikle MR’da kontrast arttırıcı etkilerinden dolayı bu sayının daha da artması ve maliyetlerin de düşmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, sentezlenecek alternatif yapıların biyouyumlu olması ve daha düşük toksisitelere de sahip olması gerekmektedir1. Fulleren C60 ve γ-Fe203‘den oluşan süperparamagnetik nanopartiküler hidrotermal metot ile sentezlendi. Sentezlenen nano yapıların yüzey kimyası XRD, mikro ve makro yüzey yapısı SEM ve HR-TEM, karakterizasyonu FT-IR ve magnetik özellikleri VSM, Fe içeriği ise ICP-OES ile incelendi. Sentezlenen süperparamagnetik demir oksit nano partiküllerin magnetik saturasyon değeri 66.5 emu/g olarak belirlendi. ICP-OES sonuçlarına göre Fe içeriği 40.7% olarak bulunmuştur. Ames Salmonella/mikrozom mutajeniti testi yardımıyla sentezlenen nanoyapıların kanser oluşumuna yönelik toksisiteleri incelenmiştir. Bu amaçla memeli akciğer homokonjugatı olan S9 fraksiyonu içeren ve içermeyen Salmonella typhimurium TA98 and TA100 strainleri üzerine genotoksisite etkileri incelenmiştir. Toksisite testlerine göre C60-γ-Fe2O3 nanopartiküllerin 0.1, 1, 5, 10, 25, 50, 100, 200 µg/plate konsantrasyonlarında Salmonella typhimurium TA98 and TA100 üzerine mutajenik etki göstermediği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Fulleren; nanotıp; süperparamagnetizm; demir oksit nano partiküller Kaynaklar 1. Lei, L., Ling-Ling, J., Yun, Z., Gang, L. 2013. Toxicity of superparamagnetic iron oxide nanoparticles: Research strategies and implications for nanomedicine. Chin. Phys. B, 22(12): 127503-1-10. 127 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 74 Sonikasyon Tekniği İle Ayı Üzümü Yapraklarından (Arctostaphylos Uva-Ursi) Arbutin Ekstraksiyonunun Optimizasyonu Esra Öztürk, İbrahim Bulduk Uşak Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü. [email protected] Özet: Arbutin bir çok tıbbi bitkide bulunan ve doğal olarak oluşan glikozittir. Arbutin içeren ilaçlar başta cilt kanseri tedavisi olmak üzere idrar yolları enfeksiyonlarının tedavisi, böbrek taşı tedavisi, yetişkinlerin cildinde görülen çil ve leke gibi rahatsızlıkların tedavisinde cilt beyazlatma ajanı olarak kullanılır. Doğal arbutinin bitki yapraklarından ekstrtaksiyonu için çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek toksik kimyasalların kullanıldığı, üretim süreleri uzun ve maliyeti yüksek geleneksel ekstraksiyon yöntemleri yerine kısa ekstraksiyon zamanı, minimum organik solvent tüketimi olan yüksek verime sahip ekonomik, çevre dostu kolay uygulanabilir Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon (UAE) yöntemi geliştirilmiştir. Ekstraksiyon verimi üzerine pH, zaman, sıcaklık ve solvent/katı oranının etkisi belirlenmiştir. Optimizasyon için Response Surface Metadolojisi (RSM) kullanılmıştır. Bunun için , ekstraksiyon verimi üzerine etkin deneysel koşullar: katı/solvent oranı (20-40 ml / 500 mg numune), pH (1-13), ekstraksiyon süresi (30-90 dakika), sıcaklık (40-80 °C) olarak seçilmiştir. Bu parametrelerin en iyi muhtemel kombinasyonları Response Surface Metadolojisi (RSM) ile elde edildi. Deneysel koşulların tasarımı için Box-Behnken tasarımı seçildi. İkinci dereceden polinom modelleri (quadratik model) deneysel verilerin en iyi tanımlanmasını verdi. Optimum işletme koşullarında (pH:7.00, 80.00 °C sıcaklık, 48.41 dakika ekstraksiyon süresi ve 40 ml solvent/ 500 mg katı oranı) 500 mg numuneden 12.93 mg Arbutin ekstraksiyon verimi elde edildi. Elde edilen bu sonuçlar ayı üzümü yapraklarından Arbutin etken bileşeninin ekstraksiyonu için Ultrasonik Destekli Ekstraksiyon (UAE) etkili bir metot olabileceğini göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Arbutin, Ayı Üzümü, Ekstraksiyon, Optimizasyon Kaynaklar Zhai, H., Maibach, M.I., 2001. “Effects of skin occlusion on percutaneous absorption: an overview”, Skin Pharmacol. Appl. Skin Physiol., 14: 1-10. Tomita, K., Fukuda, M., Kawasaki, K., 1990. “Mechanism of arbutin inhibitory effect on melanogenesis and effect on the human skin with cosmetic use.”, Fragrance J., 18: 72-77. Jin, Y.H., Lee, S.J., Chung, M.H., Park, J.H., Park, Y.I., Cho, T.H., Lee, S.K., 1999. “Aloesin and arbutin inhibit tyrosinase activity in a synergistic manner via a different action mechanism.”, Arch. Pharm. Res., 22: 232-236. Maeda, K., Fukuda, M. 1991. “In vitro effectiveness of several whitening cosmetic components in human melanocytes.”, J. Soc. Cosmet. Chem., 42: 361–368. 128 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 75 Çeşitli Çevre Örneklerindeki Demir ve Kurşunun Tayininde Yeni Bir Şelat Yapıcı Polimerin Kullanılması Esra Yıldıza, Şerife Saçmacıa, Şenol Kartala, Mustafa Saçmacıb, Cengiz Soykanc a Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 66200,Yozgat c Uşak Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 64200 Uşak [email protected] b Özet: Su, hava ve topraklardaki ağır metaller biyolojik olarak parçalanmaz, ışıkla bozunmaz ve çeşitli kimyasal formlara dönüşmek suretiyle toksik etkileri geniş bir çevreye yayılabilir. Bu ağır metallerin tayini FAAS gibi tekniklerle doğrudan yapılabilse de örneklerin karmaşık matriksi, hem yöntemin tekrarlanabilirliğini hemde doğruluğunu düşürmektedir. Bu sebeple tayinlerde bir ayırma/zenginleştirme işlemine genelde ihtiyaç duyulmaktadır. Zenginleştirme için sıvı-sıvı ekstraksiyonu, iyon değiştirme gibi pek çok yöntemin yanı sıra katı faz ekstraksiyonu yaygın olarak kullanılmaktadır1,2. Yapısında çeşitli fonksiyonel gruplar içeren çok sayıda reçine ayırma ve zenginleştirme amaçlı olarak kullanılmaktadır. Adsorbanın seçiminde, analite olan seçiciliği, adsorpsiyon kapasitesi, pH aralığı, fiziksel/kimyasal koşullara dayanıklılığı, kolay elde edilebilirliği, maliyeti ve tekrar kullanılabilirliği gibi özellikler göz önünde bulundurulur. Bu amaçla literatürde olanların dışında sürekli yeni sorbentler araştırılmakta ve belirtilen bu özelliklerin geliştirilmesi beklenilmektedir 2. Bu çalışmada yeni bir şelat yapıcı polimer, Poly[benzonitrilmetakrilamit-ko-divinilbenzen-ko-2-(dimetilamino) etil metakrilat]; Poly(CNBMAAm-co-DVB-co-DEMA): (PCDD) şelat reçinesi sentez edilerek (Şekil 1), seçimli olarak Fe(III) ve Pb(II) iyonlarının katı faz ekstraksiyonu sonrası FAAS ile tayininde uygulandı. Yöntemin optimum çalışma pH’sı: 4, elüent: 10 mL 1 M HNO3, örnek akış hızı: 2 mL/dak ve reçine miktarı 0.2 g olarak bulundu. Çeşitli matriks bileşenlerinin çalışılan metal iyonlarının geri kazanma değerleri üzerine etkisi incelendikten sonra, yöntem çeşitli çevre ve gıda örneklerine uygulanacaktır. C H 3 H 3C N H 2C NC N . O C CH 2 C CH 2 O H C H C CH 2 CH 2 CH 3 CH 3 CH 2 C C C CH 2 O C H . C CH 2 H O CH 2 . CH 3 CH 3 . O C N O CN CH 2 N H 3C C H 3 Şekil 1. PCDD şelat reçinesinin açık yapısı. Anahtar kelimeler: Demir ve Kurşun, FAAS, Şelat reçinesi. Kaynaklar [1] [2] Berman T.E., 1980. Toxic metals and their analysis. Heyden and Sons, London. Saçmacı Ş., Kartal Ş., Saçmacı M., Soykan C., 2011. Novel solid phase extraction procedure for some trace elements in various samples prior to their determinations by FAAS. Bull. Korean Chem. Soc. 32: 444-450. 129 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 76 Yeni Bir Floresans Ligand Sentezi ve Bazı Çevre Örneklerindeki Kromun Florimetrik Yöntemle Tayini Esra Yıldıza, Şerife Saçmacıa, Ahmet Ülgena, Mustafa Saçmacıb, Şenol Kartala a Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 66200, Yozgat b [email protected] Özet: Çevre örneklerinde bulunan eser elementlerin miktarı, dağılımlarının tespit edilmesi, organizmada birikmeleri, biyoyararlılıkları, suda ve karada yaşayan canlılar için toksisitelerinin belirlenmesi insan sağlığı açısından oldukça önemlidir. Krom bileşiklerinin canlılara yan etkileri ve şiddetleri kromun hangi oksidasyon basamağında olduğuna bağlıdır. Örneğin, Cr(III) bileşiklerinin ve metalik kromun toksik etkisi kesin olarak kanıtlanmış değildir. Hatta Cr(III), gıda maddelerinde olması istenilen temel elementlerden bir tanesidir. Buna karşılık Cr(VI) bileşikleri Cr(III) bileşiklerine göre 1000 kez daha toksiktir ve insanlarda akut ve kronik olmak üzere toksik özelliğe sahiptir. Cr(VI) yüksek dozlarda alındığı takdirde kanserojen ve mutajen etki gösterdiği hayvanlar üzerinde yapılan denemelerle ispatlanmıştır. Bu nedenle farklı formdaki krom türlerinin spesifik ve duyarlı bir yöntemle tayini çok önemlidir1-3. Bu çalışmada, ligand olarak 3',6'-bis(dietilamino)-2-{[(1E)-(4-etoksifenil) metil]amino} spiro [isoindol-1,9'-ksanthen]-3(2H)-one (BMSO) (Şekil 1) bileşiği sentezlendi (floresans prob) ve Cr(III)’ün florimetrik tayini için bir yöntem geliştirildi. Yapılan model çalışmalarda optimum pH 2; BMSO miktarı %0,1’den 1000 µL, maksimum dalgaboyu 480 nm olarak belirlenmiştir. Ayrıca Na +, K+, Ca2+, Mg2+, Fe3+, Mn2+, Al3+, Zn2+, Cu2+, Ni2+, Cl-, SO42-, NO3- ve PO43- gibi matriks bileşenlerinin çalışılan metal iyonlarının geri kazanma değerleri üzerine etkisi incelendi. Yöntemin gerçek örnek analizine uygulamaları devam etmektedir. CH3 O O N H 3C N O N H N CH3 CH3 H 3C Şekil 1. BMSO bileşiğinin açık yapısı Anahtar kelimeler: Krom, Florimetri, Gıda ve çevre örnekleri Kaynaklar [1] [2] [3] Saçmacı Ş., Kartal Ş., 2011. Speciation, separation and enrichment of Cr(III) and Cr(VI) in environmental samples by ion-pair solvent extraction using a β-diketone ligand, Intern. J. Environ. Anal. Chem. 91:448–461. Saçmacı Ş., Kartal Ş, Yılmaz Y., Saçmacı M., Soykan C., 2012. A new chelating resin: Synthesis, characterization and application for speciation of chromium (III)/(VI) species. Chem. Eng. J. 181– 182:746–753. Şahan S., Saçmacı Ş., Kartal Ş, Saçmacı M, Şahin U., Ülgen A., 2014. Development of a new on-line system for the sequential speciation and determination of chromium species in various samples using a combination of chelating and ion exchange resins. Talanta 120:391–397 130 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 77 İmidacloprid Baskılı Polimerlerin Hazırlanması ve Katı Faz Ekstraksiyon Sorbenti Olarak Kullanılması Pınar Alkana, Fadim Yemişb, Berin Yenigüla a Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 35100, İzmir, Türkiye Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 45040, Manisa, Türkiye b [email protected] Özet: Çağımızın en büyük sorunlarından biri hızla artan dünya nüfusudur. Gerekli besinsel ihtiyaçları karşılamak için mevcut tarım alanlarından daha fazla üretim yapılması şarttır. Bu da tarım ilaçlarının kullanımını zorunlu hale getirmektedir. Hava, toprak ve doğal sular, tarımsal alanlara ve bahçelere uygulanan çeşitli pestisitler sebebiyle fazlaca kirlenmektedir 1. Toprağa doğrudan uygulanan pestisitler hızla yer altı sularına taşınırlar ve içme sularını da etkilerler. Havaya karışan veya bitki üzerinde kalan pestisitler ise rüzgâr ve yağışlar aracılığı yine toprağa ve sulara karışmaktadır. Bu yolla insan, hayvan ve bitkilere geçen pestisitler kalıntı ve toksisiteye neden olmaktadır. Bu sebeple pestisitlerin çeşitli örneklerde seçimli ve duyarlı tayini önem kazanmaktadır. Son yıllarda moleküler baskılı polimerler, kompleks matrikslerdeki eser analitlerin seçimli ayrılması ve ön deriştirilmesi amacıyla katı faz ekstraksiyon sorbenti (MISPE) olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada neonicotinoid grubu pestisitlerden olan imidacloprid’ in seçimli ekstraksiyonu için moleküler baskılı polimerler kolon dolgu maddesi olarak kullanılmıştır. Sudaki çözünürlüğü yüksek olan imidacloprid’ in bozunmadan kalma süresinin de oldukça uzun olması ve yaygın olarak kullanılması sebebiyle duyarlı ve seçimli olarak tayin edilmesi önemlidir 2. Polimerlerin hazırlanmasında hedef molekül olarak imidacloprid, fonksiyonel monomer olarak metakrilik asit ve akrilamid, çapraz bağlayıcı olarak etilen glikol dimetakrilat ve çözgen olarak dimetil sülfoksit (DMSO) kullanılmıştır. Elde edilen polimerlerin karakterizasyonu FTIR, SEM ve TGA ile yapılmıştır. İmidacloprid’in MISPE kartuşlardaki ekstraksiyonu için koşullandırma, yükleme, yıkama ve elüsyon basamaklarının optimizasyonu gerçekleştirilmiştir ve sonuçlar UV-visible spektroskopisi ve HPLC ile kontrol edilmiştir. HPLC sonuçlarına göre tayin limiti (LOD) 1.56x10-9M (S/N=3) ve kantitatif belirtme sınırı (LOQ) 5.20x10-9M (S/N=10) olarak bulunmuştur. Hazırlanan polimerler oldukça seçimli ve duyarlı sonuçlar vermiştir. Anahtar Kelimeler: İmidacloprid, MISPE, Moleküler Baskılı Polimerler, SPE, HPLC. Kaynaklar 1. Sanchez-Barragan, I., Karim, K., Costa-Fernandez, J., Piletsky, S., Sanz-Medel, A. 2007. A molecularly imprinted polymer for carbaryl determination in water. Sensors and Actuators B Chemistry 123: 798-804. 2. Seccia, S., Fidente, P., Montesano, D., Morrica, P. 2008. Determination of neonicotinoid insecticides residues in bovine milk samples by solid-phase extraction clean-up and liquid chromatography with diode-array detection. Journal of Chromatography A, 1214:(1–2): 115–120. 131 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 78 İyon Baskılanmış Polimer Temelli Kurşun(II)-Seçici PotansiyometrikSensör ve Potansiyometrik Performans Özellikleri Fatih Çoldura, Ahmet Öndera, Osman Çubuka, Cihan Topcua, Gökhan Sarpa, Müberra Andaçb, Gülşah Kanberoğluc a Erzincan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yalnızbağ Yerleşkesi-Erzincan b Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kurupelit-Samsun c VanYüzüncüyıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Van [email protected] Özet: Modern tıp kurşun ve bileşiklerinin insanların sinir, kalp ve dolaşım, sindirim ve hormonal sistemleri için zararlı olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle yiyecek içecek ve çevre numunelerinde kurşun tayini önemli bir konudur.Kurşun tayini yaygın olarak AAS, AES veICP-MS gibi pahalı cihazlar, sarf malzemeleri ve uzman kullanıcılar gerektiren teknikler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. İyon seçici elektrotlardaha ucuz ve pratik olduğundan bu tekniklere alternatif olarak kullanılabilmektedir. İyon baskılanmış polimerler yüksek seçiciliklerinden dolayı katı faz ekstraksiyonunda ve zenginleştirme işlemlerinde 1elektrokimyasal sensör2,3 üretiminde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada hedef iyon olarak kurşun(II), fonksiyonel monomer olarak 4vinilpridin (VP), çapraz bağlayıcı olarak etilenglikoldimetakrilat (EGDMA), başlatıcı olarak 2,2′Azobisizobutironitril (AIBN) ve çözücü olarak asetonitril kullanılarak 65 °C’de termal radikal polimerizasyonuyla kurşun(II) baskılanmış polimer sentezlendi. Kurşun(II) iyonları polimerden HCl ile yıkanarak uzaklaştırıldı, deiyonize suyla yıkandı, kurutuldu iyon seçici elektrot membranında aktif bileşen olarak kullanıldı. %1 baskılanmış polimer, % 30 PVC, %69 DBP oranına sahip membranınoptimummembran bileşimi olduğu belirlendi. Geliştirilen elektrot 10-7-10-3 M konsantrasyon aralığında kurşun(II)’yi 19,7 mV eğimle doğrusal olarak ölçebilmektedir. ElektrodunNa+, K+, NH4+, Mg2+, Ca2+, Ba2+, Ni2+, Co2+, Zn2+ ve Cu2+ iyonlarına karşı oldukça seçici davranış sergilediği görüldü. Anahtar kelimeler: Kurşun(II) Baskılanmış Polimer, kurşun(II)-seçici Elektrot, Potansiyometri, İyon Baskılama. Kaynaklar 1. Tamayo,F.G. Turiel, E.,Martín-Esteban, A., 2007. Molecularlyimprintedpolymersforsolidphaseextractionandsolid-phasemicroextraction: Recentdevelopmentsandfuturetrends.J. Chromatogr. A, 1152: 3240. 2. Alizadeh, T.,Ganjali, M.R.,Zare, M., 2011. Application of an Hg2+ selective imprinted polymer as a new modifying agent for the preparation of a novel highly selectiveandsensitiveelectrochemical sensor forthedetermination of ultratracemercuryions. Anal. Chim.Acta, 689(1): 52-59. 3. Pasevanto,M.,D’Agostino,G.,Biesuz,R.,Alberti,G.,Profumo,2010. A.,MolecularlyImprintedPolymerBasedSensorsforAmperometricDetermination of NonelectroactiveSubstances.Electroanalysis, 22(1): 128-134. 132 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 79 Teorik ve Deneysel Yöntemler ile Bazı Benzimidazol Türevi Bileşiklerin Asidik İyonlaşma Sabitlerinin Belirlenmesi Fatih İslamoğlu, Esra Bal Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE [email protected] Özet: İyonlaşma sabitlerinin tayininde potansiyometri, kondüktometri, spektrofotometri gibi çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır[1]. Fakat, bunlar arasında uygulama alanı en geniş ve doğruluğu genel olarak en yüksek olan yöntem potansiyometrik yöntemdir. Çeşitli bileşiklerin iyonlaşma sabitleri üzerine çözücünün etkisi son yıllarda büyük ilgi ile incelenmektedir. Yapılan çalışmalarda çözücü etkisinin yorumlanmasında, çözücü bileşiminin dielektrik sabitinin değişiminden kaynaklanan elektrostatik yük etkilerinin çok az önemli olduğu ve çözünen-çözücü etkileşmelerinin daha önemli olduğu ileriye sürülmektedir[2]. Bu çalışmamızda bazı benzimidazol türevi bileşikler 2-propanol, N,Ndimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometriktitrasyon metoduylatitre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak yarı nötralizasyon metoduna görepKa değerleri25oC için hesaplandı. Bunun yanında yarı deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri 25oC için hesaplanmıştır. Sonuçta elde edilen teorik değerler ile deneysel sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Benzimidazol,Yarı Deneysel Kuantum Kimyasal Metotlar, İyonlaşma Sabiti. Molekül R3 R4 R2 N NH R1 -CH3 -CH3 -CH3 -CH3 -CH3 -NO2 -NO2 -H -H -CH3 R2 -F -Cl -Br -H -CH3 -H -H -Br -H -H R3 -H -H -H -Cl -H -H -H -H -Br -Br R4 -H -H -H -H -H -Cl -CH3 -H -H -H R1 Kaynaklar [1] Canel, E., 1993. Koordinasyon bileşiklerinin kararlılık sabitlerine çözücünün etkisinin potansiyometrik metotla incelenmesi, Doktora tezi Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. [2] Gültepe, A., 2004, Bazı amino asit esterlerinin çeşitli ortamlarda protonasyon sabitlerinin potansiyometrik yöntemle tayini,Yüksek lisans tezi Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. 133 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 80 Farklı Metotlar Yardımı ile Bazı Yeni Benzimidazol Türevi Bileşiklerin pKa Değerlerinin Hesaplanması Fatih İslamoğlu, Naciye Erdoğan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE [email protected] Özet: İyonlaşma sabiti deyimi, genellikle asitlerin ve bazların kuvvetini ölçmek içinkullanılan bir deyimdir. Bazen bu terimin yerine “ayrışma sabiti” terimi kullanılırsa da, budurum karışıklık yaratır[1]. Örneğin, polimerlerden monomerlerin ve hatta iyot moleküllerindeniyot atomlarının oluşması birer ayrışma olayıdır. Bu tip pek çok denge olayı bilinmektedir.Ancak bunların büyük çoğunluğu iyonlaşma değildir. Bu karışıklığı ortadan kaldırmak için,“iyonlaşma sabiti” deyimi sadece dengede H+ve OH−oluşumun söz konusu olduğu dengeleriçin kullanılmaktadır. H+oluşumu ile ilgili iyonlaşma denge reaksiyonunun tersineprotonasyon dengeleri denir ve bu dengelerin denge sabiti olan protonasyon sabitleri de ilgiliiyonlaşma sabitinin tersidir [2].Bu çalışmamızda bazı benzimidazol türevi bileşikler 2-propanol, N,N-dimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometriktitrasyon metoduylatitre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak yarı nötralizasyon metoduna görepKa değerleri, deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6-DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri ve SPARC online teorik pKa hesaplama programı yardımıyla elde edilen pKa değerleri 25 oC için hesaplanmıştır. Bu üç farklı metot ile hesaplanan pKa değerleri karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Anahtar kelimeler: Benzimidazol, pKa, SPARC Bilgisayar Programı. R R N (1) Cl NH Cl Cl (2) CH3 (4) Cl Cl (3) CH3 (5) Kaynaklar [1] Garrido, G.,Ràfols, C., Bosch, E. 2006.Acidityconstants in methanol/watermixtures of polycarboxylicacidsused in drug salt preparationsPotentiometricdetermination of aqueouspKavalues of quetiapineformulated as hemifumarate,EuropeanJournal of PharmaceuticalSciences. 28, 118-127. [2] Martinez, V.,Maguregui, M.I., Jimenez, R.M., Alonso, R.M. 2000.Determinationof thepKavalues of βlockersbyautomatedpotentiometrictitrations, Journal ofPharmaceuticalandBiomedical Analysis. 23, 459-468. 134 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 81 Siprofloksasin’in elektrokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi Fatma Çello ve Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Özet: Siprofloksasin, kinolon grubu antibakteriyel bir ilaçtır. Siprofloksasin klinik önem taşıyan pek çok mikroorganizmayı içeren geniş spektrumu, üstün biyo yararlanımı, iyi doku geçişi, uzun yarı ömrü, genel olarak yan etkilerin azlığı nedeniyle ile çok çekici ve geleneksel olarak parenteral tedavi gerektiren pek çok enfeksiyonun başlangıçtan itibaren veya ardışık olarak oral tedavisine olanak sağlayan bir ajandır. Bu çalışmada, Siprofloksasin’in elektrokimyasal davranışı, camsı karbon elektrot kullanılarak dönüşümlü, diferansiyel puls (DP), kare dalga (KD) voltametrisi teknikleri ile incelenmiştir.1 Şekil. Siprofloksasin’in kimyasal yapısı Anahtar kelimeler: Siprofloksasin, antibakteriyel, elektrokimya Kaynaklar 1 http://en.wikipedia.org/wiki/Ciprofloxacin 135 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 82 The Calculation Of Rf Values Of Some Metal Complexes Using By Thin Layer Chromotography Fatma Çello and Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Abstract: In thin layer chromatography (TLC), the sample solution is applied as a spot or band on the origin of the layer spread on a support (the plate). After evaporation of the sample solvent, the plate is placed in a sealed chamber containing a solvent chosen as the mobile phase. Development occurs as the mobile phase moves through the layer, and the components of the sample move at different rates to create the separation 1. In this study, calculation of Rf values of some metal complexes using by thin layer chromotography. Figure. In the thin layer chromotography calculation of Rf value Key words: Layer chromatography Reference 1 Joseph Sherma. 2006. Thin-Layer Chromatography. Liquid Chromatography. 136 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 83 Kimyasal Rafinasyon Prosesinin Ayçiçek Yağının Yağ Asidi Bileşimi ve Trans Yağ Asidi Oluşumu Üzerine Etkisinin GC-FID Tekniği Kullanılarak Belirlenmesi Fatma Durua, Fatma Nur Arslana,B, Hüseyin Karaa,C a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075 Kampus/KONYA Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 70010 Y.E.Yerleşkesi/KARAMAN c Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoteknoloji Bölümü, 42090 Kampus/KONYA b [email protected] Özet: Yağların, insanların kullanımına sunulabilmeleri yani; yağın tüketime uygun özellikler kazanması için çeşitli faktörler sebebiyle ham yağda bulunan safsızlıkların dikkatli bir şekilde uzaklaştırılmaları gerekmektedir, bu ise; yağların rafine edilmesi ile mümkündür. Rafinasyon işleminin esasını; yağın doğal yapısını bozmadan ve E vitamininin sentezlendiği öncü moleküller olan doğal tokoferollere zarar vermeden, tüketime engel olan safsızlıkların uzaklaştırılmasını teşkil etmektedir 1,2. Sunulan bu çalışmada; kimyasal rafinasyon prosesi süresince, ayçiçek yağının yağ asidi bileşiminde ve trans yağ içeriğinde meydana gelen değişimlerin gaz kromatografisi tekniği kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Analiz öncesinde farklı rafinasyon kademelerinden alınan yağ numuneleri metil ester türevlerine dönüştürülmüş, daha sonra Agilent 6890 Series gaz kromatografi cihazı ve FID dedektörü kullanılarak yağ asit kompozisyonu analizleri gerçekleştirilmiştir. HP 88 kapiler kolon ile gerçekleştirilen analizlerde, tarafımızdan optimize edilip/geliştirilen gradient bir sıcaklık programı uygulanmıştır. Elde edilen analiz verileri değerlendirildiğinde; kimyasal rafinasyon süresince ayçiçek yağına ait Ʃdoymamış yağ asidi/ Ʃ doymuş yağ asidi oranının (ƩPUFA/ ƩSFA) %10.54 değerinden %9.21 değerine düştüğü, Ʃ trans yağ asidi içeriğinin ise; %0.46 değerinden %0.80 değerine ulaştığı tespit edilmiştir. Özellikle, yağın oksidasyon kararlılığını azaltan ve tadını bozan maddelerin uygun bir adsorban madde üzerinde tutturularak yağdan uzaklaştırılmasını esas alan ağartma kademesinde; ƩPUFA/ ƩSFA oranının değişiminin ve trans yağ asidi oluşumunun en fazla olduğu tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Yağ Rafinasyonu, Ayçiçek Yağı, Gaz Kromatografisi, Yağ Asit Kompozisyonu. KAYNAKLAR 1. 2. Duru, F., Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya ABD, Analitik Kimya Araştırma Laboratuarı Staj Çalışması, 50s. Arslan, F.N. 2009. Ülkemizde Üretilen Pamuk Yağlarının Rafinasyonunun İyileştirilmesiyle Kullanım Verimliliklerinin Artırılması. S.Ü. Fen Bil.Ens., Kimya ABD, Yüksek Lisans Tezi, 236s 137 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 84 Yüksek Kararlılıkta ve Kalitede Kızartmalık Yağ Üretimi için Yeni Bir Yaklaşım: Palm / Pamuk Yağı Bazlı Karışımların Oluşturulması ve Kullanım Olanaklarının Araştırılması Fatma Nur Arslana,B, Ayça Nesibe Şapcıb, Hüseyin Karab,C a Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 70010 Y.E.Yerleşkesi/KARAMAN b Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075 Kampus/KONYA c Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoteknoloji Bölümü, 42090 Kampus/KONYA [email protected] Özet: Geniş bir çeşitliliğe sahip olan kızartılmış yiyeceklerin tüketiminin her yıl belirgin bir şekilde artması nedeniyle, kaliteli kızartma ürünlerinin eldesi kızartma sektörü için büyük önem arz etmektedir. Kızartma işlemi süresince yağ, yiyecek ve havanın eş zamanlı ısı ve kütle transferinin; kızartılmış yiyeceğin istenilen kalitesinin oluşumunu sağlaması nedeniyle, elde edilen gıda ürününün kalitesi; kullanılan yağa ve işlem sırasındaki ortam şartlarına bağlı olarak değişmektedir. Bu nedenle; kızartma yağı olarak kullanılacak yağların, yüksek oksidasyon ve ısı kararlılığına sahip, nispeten ucuz, uzun süre kullanılabilecek özellikte ve doğal özelliklerine ait değerleri koruyan bir yağ olması istenmektedir 1,2. Sunulan bu çalışmada; rafine palm ve pamuk yağının uygun oranlarında hazırlanan karışım yağlar kullanılarak; yüksek sıcaklıklarda gerçekleştirilen kızartma işlemleri için yüksek oksidatif ve ısı kararlılığına, sağlıklı yağ asit profiline, seçkin tat & koku kararlılığına sahip olan, polar madde oranı düşük ve birçok kez kullanılabilecek kalitede “ideal bir kızartma yağı formülasyonu”nun geliştirilmesi amaçlanmıştır. 100% palm yağı, 60% palm-40% pamuk yağı, 40% palm- 60% pamuk yağı, 50% palm-50% pamuk yağı ve 100% pamuk yağı ile gerçekleştirilen kızartma deneyleri; 2L yağ kapasitesine ve ısı kontrol göstergesine sahip, hava ile yağ teması önlenebilen Arzum Ar 260 Spinfry model firütöz içerisinde gerçekleştirilmiştir. İşlemler; herhangi bir taze yağ ilavesi olmadan 170±5°C sabit sıcaklıkta ve yarım saatte bir dondurulmuş patates kullanılarak 10 saat süreyle kesintisiz olarak gerçekleştirilmiştir. Farklı oranlarda hazırlanan karışım yağlarda meydana gelen değişimlerin tespit edilmesi amacıyla; her saat sonunda alınan numuneler için polar ve polimerik madde miktarı tayinleri gerçekleştirilmiştir. Kızartma süresince meydana gelen bozunma ürünlerinin yani polar karakterli ürünlerin miktarlarını belirlemek amacıyla, adsorpsiyon kromatografi tekniği kullanılmış; polar ve apolar karakterdeki bozunma ürünlerinin miktarları gravimetrik olarak tayin edilmiştir. Elde edilen fraksiyonlardaki türlerin dağılımı ise; yüksek performanslı boyut eleme kromatogtafi (HPSEC) tekniği kullanılarak incelenmiştir. HPSEC analizleri için Agilent 1200 series HPLC sisteminde, tarafımızdan geliştirilip/optimize edilen metotlar uygulanmıştır. Elde edilen analiz verileri değerlendirildiğinde; farklı oranlarda hazırlanan palm ve pamuk yağının/yağ karışımlarının tümünün, 10 saat kesintisiz olarak gerçekleştirilen işlemler süresince sağlık açısından kaliteli ürünlerin elde edilmesine imkân sağlayan değerleri korudukları tespit edilmiştir. İşlemlerde kullanılan yağ/yağ karışımlarına ait polar ve polimerik madde miktarı içeriklerinin, kızartma süresiyle orantılı olarak arttığı ve polar madde miktarının en fazla 12.10%, polimerik madde miktarının ise 8.50% değerine ulaştığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak; elde edilen bu değerlerin, A.B. Mevzuatı ve Türk Gıda Kodeksi tarafından öngörülen limit değerlerinin altında yer aldığı ve hazırlanan yağ/karışım yağların uzun süre kullanılabilecek uygun özellikte oldukları tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kızartma Prosesi, Palm Yağı, Pamuk Yağı, Polar Madde, Polimerik Madde. KAYNAKLAR 1. 2. Arslan, F.N. 2009. Ülkemizde Üretilen Pamuk Yağlarının Rafinasyonunun İyileştirilmesiyle Kullanım Verimliliklerinin Artırılması. S.Ü. Fen Bil.Ens., Kimya ABD, Yüksek Lisans Tezi, 236s Kaya, K., Şapcı, A.N. Palm / Pamuk Yağı Karışımlarının Kızartmalık Yağ Olarak Kullanım Özelliklerinin İncelenmesi. S.Ü. Fen Fak. Kimya ABD, Lisans Tezi, 52s TEŞEKKÜR: Sunulan bu çalışma, 112T373 nolu TÜBİTAK-1001 ve 11401121 nolu S.Ü. BAP araştırma projelerinden sağlanan destekler ile gerçekleştirilmiştir. 138 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 85 Bitkisel Yağların Tek Enjeksiyonlu, 3 Boyutlu Kromatografik Analizi için On-line SPE-FIAHPLC Yağ Analiz Sisteminin Geliştirilmesi: I. Boyut Kromatografik Ayrım (SPE kolon) Analizleri Fatma Nur Arslana,B, Hüseyin Karab,C a Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 70010 Y.E.Yerleşkesi/KARAMAN b Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075 Kampus/KONYA c Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoteknoloji Bölümü, 42090 Kampus/KONYA [email protected] Özet: Bitkisel yağlar esas olarak, trigliserit moleküllerinden ve kimyasal yapıları farklı bileşiklerin oluşturduğu kompleks bir karışım olan minör bileşenlerden oluşmaktadır. Trigliserit molekülleri, yağın bünyesinde yüksek miktarda bulunmaları (~95-98%) nedeniyle yağın temel bileşenleri; yağların karakteristik özelliklerini belirleyen minör (polar) bileşenler (~5-2%) ise ikincil bileşenler olarak adlandırılmaktadır1,2. Sunulan bu çalışma ile; bitkisel yağlarda mevcut türlerin tek bir enjeksiyon ile 3 boyutlu kromatografik tayinleri için, numune ön işlemlerinin otomatik olarak gerçekleştirilebildiği ve analizci müdahalesinin en aza indirilmesi ile daha kısa sürede, tekrarlanabilirliği yüksek sonuçların elde edilebilebildiği; On-line SPE-HPLC-FIA birleştirilmiş sisteminin oluşturulması ve sistem üzerinde yeni analiz metotlarının geliştirilip/uygulanabilirlik kazandırılması amaçlanmaktadır. HPLC sisteminin modifiye edilmesiyle oluşturulan yağ analiz sistemi üzerinde I. boyut kromatografik ayrım (SPE kolon) analizleri olarak belirtilen analizler; yağlarda bulunan nötral (basit) ve polar (kompleks) lipit türlerinin iki ana fraksiyon halinde ayrılarak tayin edilmesini kapsamaktadır. Silika ve diol yapılar içeren kolonlar ile gerçekleştirilen bu tayinlerde; farklı çözücü sistemlerinde hazırlanan yağ numuneleri kullanılarak; mikro seviyede numune enjeksiyonu ile analizler gerçekleştirilmiştir. I. boyut ayrım analizleri için; numune miktarı, sıcaklık, akış hızı, ELSD dedektör sıcaklıkları ve hareketli faz bileşimi etkisi gibi deneysel parametreler optimize edilmiştir. Analizlerde; içerdikleri nötral ve polar lipit türleri bakımından farklılıklar gösteren palm, ayçiçek, mısır, soya, kanola ve sızma zeytinyağı gibi farklı bitkisel yağların ham ve rafine numuneleri kullanılmıştır. Optimizasyon çalışmaları sonucunda tespit edilen deneysel parametrelerin uygulandığı analizlerde; hem silika hem de diol yapılı kolonlar ile nötral ve polar lipit türlerinin ayrımlarında istenilen düzeyde sonuçlar elde edilebilmiştir. Anahtar Kelimeler: Kromatografi, Bitkisel Yağ, Nötral Lipit, Polar Lipit. KAYNAKLAR 1. 2. Arslan F.N., Bitkisel Yağ Analizleri için Geciktirmeli ve Ön Deriştirmeli SPE Sistemlerinin FIA-HPLC Sistemlerine Entegrasyonu ve Uygulamalarının Geliştirilmesi, Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, 2011devam ediyor. Bitkisel yağların, tek enjeksiyonlu 3 boyutlu kromatografik analizi için, yeni SPE-HPLC-FIA birleştirilmiş sisteminin oluşturulması ve uygulamalarının geliştirilmesi, 112T373 nolu Tübitak-1001 araştırma projesi. TEŞEKKÜR: Sunulan bu çalışma, 112T373 nolu TÜBİTAK-1001 ve 12401045 nolu S.Ü. BAP araştırma projelerinden sağlanan destekler ile gerçekleştirilmiştir. 139 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 86 Tekstil Boyası İçeren Sulu Çözeltilerden Elektrokimyasal Yöntemlerle Renk Giderimi Ferhat Dincera, Mustafa Dolazb, M. Hamdi Karaoğluc a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin Meslek Yüksek Okulu, Kahramanmaraş, Türkiye. b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği, Kahramanmaraş, Türkiye. c Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Muğla, Türkiye. [email protected] Boyar maddelerin kullanıldığı tekstil endüstrisi Türkiye’de önemli sektörlerden biridir. Atık boyar madde içeren sular çevre kirliliğine yol açmaktadır. Çalışmamızda boyar madde içeren sulu çözeltilerden renk giderimi amacıyla elektrokimyasal yöntemler kullanılmıştır. Çevresel problemlerin yanı sıra, boyar madde kullanılan sektörlerde, özellikle tekstil endüstrisinde yüksek miktarda su kullanılmaktadır. Tekstil endüstrisinde dokumaya renk vermek için genellikle katran veya petrol bazlı ara ürünlerden elde edilen sentetik boyalar kullanılır 1. Elektrokimyasal arıtım teknolojileri, çevre sorunlarının çözümünde kimyasal işlemlerin aksine atık hacmini arttırmadıklarından ideal prosesleri oluşturmaktadır. Elektrokimyasal uygulamalar genellikle oda sıcaklığında çalışır; seçimli ayırmaya ve geri kazanmaya yardımcı olur. Reaksiyonlar üzerinde, uygulanan potansiyel farkı veya akım yoluyla kontrol sağlanır2. Bu yöntemlerde değişik katalizörler ve elektrolitler kullanılabilmektedir. Renk gideriminin yapılabilmesinin yanı sıra koagülasyon ve elektrot aşınma problemleri giderildiğinde bu yöntemlerin ülke ekonomisine katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar kelimeler: Elektroliz, nanokompozit, sepiyolit, boyarmadde, giderim. Kaynaklar [1] Dos Santos, A.B., Cervantes, F.J. ve Van Lier, J.B. 2007. Review paper on current technologies for decolourisation of textile wastewaters: Perspectives for anaerobic technology. Bioresource Technol, 98: 23692385. [2] Dziewinski J., Marczak S., Smith W. 1996. Electrochemical destruction of mixed wastes, Chemtech, 4: 30. 140 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 87 La+3/TiO2/WO3/Sepiyolit Nanokristalinin DNA ile Etkileşimi Ferhat Dincera, Mustafa Dolazb, M. Hamdi Karaoğluc a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin Meslek Yüksek Okulu, Kahramanmaraş, Türkiye. b Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği, Kahramanmaraş, Türkiye. c Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Muğla, Türkiye. [email protected] Bu çalışmada La3+/WO3/TiO2/sep nanokristal katalizörünün DNA ile etkileşimi çalışılmıştır. La3+/WO3/TiO2/sep nanokompozit materyalini elde etmek için, sepiolit üzerine La3+ /WO3/TiO2 fazı nanokristali kademeli olarak 3 saat içinde 300, 400 ve 500 ° C sıcaklığı artırılarak yeterli bir ısıl işlem kullanılarak elde edilmiştir[1]. Elde edilen La3+/WO3/TiO2/sepiyolit nanokristali fish sperm DNA ile etkileştirilmiştir. Anahtar kelimeler: Nanokristal, DNA, Sepiyolit. Kaynaklar [1] M.Uğurlu and M.H. Karaoğlu, Chemical Engineering journal, 166 (2011) 859-867. 141 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 88 Efavirenzin İlaç Preperatlarından Tayini İçin Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntemin Optimizasyonu Feride Uğuz, Senem Şanlı, Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Uşak [email protected] Özet: Efavirenz, 21 Eylül 1998 yılında FDA tarafından onaylanan, iyi bir inhibisyon faaliyeti gösteren nükleosid olmayan reverstranskriptaz inhibitörüdür. Efavirenz, hastalardakiHIV-1 enfeksiyonunu tedavi etmek için diğer ilaçlar ile kombinasyon halinde kullanılır. Bu çalışmada, ters faz sıvı kromatografik yöntem ile efavirenzinilaç preperatlarından tayini için metot geliştirilmiştir.Bu amaçla X Terra RP 18 kolonu kullanılmıştır. Çalışmada indapimideiç standart olarak kullanılmıştır. Ayırma 20 mM KH2PO4 içeren70:30 (h/h) asetonitril-su karışımında tampon çözeltide (pH=5,00) gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, akış hızı 1,0 mL/dakika, kolon sıcaklığı 30C dir.Bu şartlarda kalibrasyon grafiği 1 mg/L ile 12 mg/L arasında farklı konsantrasyonlarda çözeltiler 3 kez enjeksiyon edilerek oluşturulmuş ve validasyonparametreleri (tekrarlanabilirlik, gerikazanım, LOD, LOQ v.b) değerlendirilmiştir. Efavirenzetken maddesini içeren ilaç formülasyonunun miktar tayini yapabilmek amacı ileMerck firmasından temin edilen Stocrin® isimli ilaçtan 10 adet tablet ezilerek tartılmıştır.Ortalama bir tabletin ağırlığı tartılarak tablet çözeltileri hazırlanmış ve analiz edilmiştir. Geri kazanım çalışmalarında, saf efavirenz içeren ilaç formülasyon çözeltisinin analizi yapılmıştır. Elde edilen piklerin alan değerleri, ilgili kalibrasyon fonksiyonlarında yerine konularak tabletlerin içerdiği efavirenzmiktarları hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Efavirenz, Ters Faz Sıvı Kromatografi, Metot Validasyonu. 142 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 89 Karaman’ın Su Kaynaklarındaki Bazı Ağır Metal Derişimlerinin Icp Metodu ile Tayini Fevzi Kılıçel*, Hüseyin Kara** *Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Kamil Özdağ Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Karaman/Türkiye **Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı, Karaman/Türkiye [email protected] Özet: Bu çalışmada, Karaman çevresinde tespit edilen 25 farklı merkezde bulunan ve bazı merkezlerdeki suların yerli halk tarafından farklı özelliklere sahip oldukları iddia edilen kaynak, kuyu, şebeke, arıtma ve gölet sularının bazı ağır metal düzeyleri ICP-OES metodu ile araştırılmıştır. Üzerinde çalışma yaptığımız su numunelerinin özellikle toksik etki yapabilecek ağır metal (As, Ca, Cd, Co, Cr, Cu, Hg, Mg, Mn, Mo, Ni, Pb, Se, Sr, Ti, Zn) içerikleri bakımından araştırılmasına özen gösterilmiştir. Elde edilen sonuçların değerlendirmesi WHO[1], Avrupa Birliği içme suları standartları ve TS-266’ya[2] göre yapılmıştır. 1- As, Cd, Cr, Hg, Mn, Mo, Nİ, Pb, Se, ve Ti elementleri bakımından incelenen merkezlerden alınan su örneklerinde kirlilik oluşmadığı, bulunan değerlerin WHO, AB ve TS-266 değerlerine göre uygun olduğu tespit edilmiştir. 2- Ca, Mg ve Sr elementleri bakımından incelenen merkezlerden alınan su örneklerinde aşırı kirlilik oluştuğu, bulunan değerlerin WHO, AB, TS-266 değerlerine göre çok yüksek olduğu, bu elementlerin fazlalığının toksik etki yapmayacağı ancak aşırı sertlik oluşturacağıkanaatine varılmıştır. 3- Co, Cu ve Zn elementleri bakımından incelenen merkezlerden alınan su örneklerinde bazı merkezlerin bazı mevsimlerinde derişim değerlerinin WHO, AB, TS-266 değerlerine göre yüksek çıktığı, ortalama değerlerinin normal olduğu, bu merkezlerin çevre ve jeolojik şartlara göre farklılık gösterebileceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Ağır Metaller, Kaynak Suyu, Arıtma suyu, ICP-OES. Kaynaklar [1] WHO, 1996. World HealthOrganizationHealthCriteriaandOtherInformation InGuidelinesforDrikingWaterQuality, 2, 136-271, Geneva. [2] Anonim, 2004. İçme Suları. Türk Standartları Enstitüsü, TS.266,Ankara. 143 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 90 Supramoleküler Solvent Bazlı Mikroekstraksiyon (SUSME) Tekniği Kullanarak Kobalt’ ın Zenginleştirilmesi Sonrası Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometresi İle Tayini M. Soylaka, E. Yılmaza, F. Aydınb a Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 38039, Kayseri Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Temel Bilimler Anabilim Dalı, 65080, VAN b [email protected] Özet: Supramoleküler solvent ekstraksiyonu basit ve yüksek ekstraksiyon veriminin yanı sıra, düşük maliyetli, çevre dostu ve geleneksel laboratuvar ekipmanları ile de gerçekleştirilebilen bir yöntemdir. Ekstraksiyon çalışmalarında, organik çözücülere alternatif olarak çevre dostu supramoleküler çözücüler daha yaygın olarak kullanılmaktadır [1, 2]. Supramoleküler solvent oluşumuna dayanan bu yöntem, geniş bir kullanım alanına sahip olan ve B12 vitamininin bileşiminde de bulunması nedeniyle biyolojik önemi de büyük olan kobalt metalinin mikroekstraksiyonuna uygulanmıştır. Yapılan çalışmada,Co(II) iyonunun ters faz misel oluşumlu1- Dekanol/Tetrahidrofuran’dan oluşansupramoleküler ekstraksiyon fazına ekstraksiyonu sağlanılmıştır. Ultrasonik banyoda bulutlu çözeltinin oluşumu sağlandıktan sonra, çözelti santrifüjlenerek organik faz ile sulu fazın birbirinden ayrılması sağlanılmıştır. Yoğunluğu sudan düşük olan organik faz, sulu fazdan ayrılarak etanolle seyreltilip, organik fazda bulunan kobalt derişimleri mikroenjeksiyonlu Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometresi ile tayin edilmiştir.Co(II) metal iyonunun kantitatif olarak geri kazanılabilmesi için, ortamın pH’ı, kompleksleştirici miktarı, supramoleküler çözücüsünün cinsi ve hacmi, model çözeltilerin ultrasonik banyoda kalma süresi, faz ayrımında etkili olan santrifüj hızı ve süresi, örnek hacmi ve matriks etkisi gibi önemli analitik parametreler incelenmiş ve optimum değerleri belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Supramoleküler Solvent, Mikroekstraksiyon, Mikroenjeksiyon, FAAS. Kaynaklar 1.Rezaei, F., Yaminia, Y., Moradi, M., Daraei, B., 2013. Supramolecular Solvent-Based Hollow Fiber Liquid Phasemicroextraction of Benzodiazepines. Analytica Chimica Acta, 804: 135–142. 2. Moral, A., Sicilia, M. D., Rubio, S., 2009. Supramolecular Solvent-Based Extraction of Benzimidazolic Fungicides From Natural Waters Prior To Their Liquid Chromatographic/Fluorimetric Determination. Journal of Chromatography A, 1216: 3740–3745. 144 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 91 Farmasötik ve İdrar Numunelerinden KapilerElektroforez Yöntemi ile Diklofenak Tayini Gizem Yıldırım, Seher İpekçi, Sabriye Perçin Özkorucuklu Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 32260 ISPARTA [email protected] Özet:Diklofenak[o-(2,6-dikloranilino) fenil asetik asit], analjezik ve antipretik özelliklerinden dolayı tedavide geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Özellikle eklemsel olmayan romatizma, osteoartrit, romatoitartrit ve spor yaralanmalarının oluşturduğu birçok semptomun giderilmesindediklofenakkullanılmaktadır1.Farmasötikve biyolojik örneklerde diklofenak tayini için spektrofotometri, florimetri, gaz kromatografisi, yüksek performanslı sıvı kromatografi, voltametri ve nükleer magnetikrezonans spektroskopi yöntemleri kullanılmıştır 2,3. Şekil 1.Diklofenak’ınkimyasalyapısı Çalışmamızda diklofenak’ınfarmasötik ve idrar numunelerinden tayini için kapilerelektroforez yönteminin geliştirilmesi planlanmıştır. Farklı pH aralıklarında tamponlama kapasitesine sahip fosfat, borat, TRİS ve MES tampon çözeltileri denenmiş ve çalışma tamponu olarak 70 mM pH 6,5 MES tamponuseçilmiştir. Analiz eritilmiş silika kapilerde (50 μm iç çap, 49 cm toplam uzunluk,40 cm etkin uzunluk) 25°C ’de, 50 mbar basınçla 4 s süreli hidrodinamikenjeksiyon ve 20kV potansiyel uygulanarak gerçekleştirilmiştir.Dedektördalgaboyu215nm’dir. Bu şartlarda diklofenak’ın göç zamanı 5,5 dakikadır. Yöntemingözlenebilme sınırı 7,19.10-6 M olarak bulunmuştur. Geliştirilen yöntem, ilaç ve insan idrarı numunelerinden diklofenak’ın tayinine uygulanmıştır. Farmasötikve idrar numunelerinde geri kazanım değerleri sırasıyla %110,09(±3,33)ve %97,23(±1,44)’dür. Anahtar Kelimeler: Diklofenak, Antibiyotik, KapilerElektroforez. Kaynaklar [1] Blanco-Lopez, M.C., Lobo-Castanon, M., Miranda-Ordieres, A.J., Tunon-Blanco, Paulino. 2003.VoltammetricResponse of Diclofenac-Molecularlyİmprinted Film ModifiedCarbonElectrodes.AnalyticalandBioanalyticalChemistry, 377: 257–261. [2] Abdel-Hamid ME.,Novtny L., Hamza, H. 2001. Determination of DiclofenacSodiumFlufenamicAcidİndometacinandKetoprofenby LC-APCI-MS. Journal of PharmaceuticalandBiomedical Analysis, 24:587–594. [3] Arancibia, JA.,Boldrini, A., Escandar, GM. 2000. SpectrofluorimetricDetermination ofDiclofenac in the Presence of Alpha-Cyclodextrin.Talanta, 52: 261–268. 145 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 92 Kapiler Elektroforez Yöntemi ile Farmasötik ve İdrar Örneklerinde Ampisilin Tayini Gizem Yıldırım, Seher İpekçi, Mehmet Yılmaz, Sabriye Perçin Özkorucuklu Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 32260 ISPARTA [email protected] Özet: β-laktam grubu antibiyotiklerden en çok bilinen grup olan penisilinler, bakteri ve mantar enfeksiyonlarını önlemek için veterinerlik ve tıbbi ilaç uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadırlar [1-3]. Penisilinler, güçlü bakterisid etkileri yanında toksisiteleri nispeten düşük olan ve sık kullanılan doğal ve yarı sentetik antibiyotiklerdir. Ampisilin yarı sentetik penisilinler içerisinde gram negatif ve gram pozitif bakterilere karşı etkili bir penisilin türevidir [4] (Şekil 1). NH2 H S H N N O O CH3 CH3 OH O Şekil 1. Ampisilin’in yapısal formülü Bu çalışmada ampisilinin farmasötik ve idrar numunelerinde tayini için son yıllarda yüksek etkinlik, yüksek ayırıcılık, hızlı ve kolay uygulanabilir olma gibi özellikleri nedeniyle ilaç analizlerinde tercih edilen kapiler elektroforez yöntemi kullanılmıştır. Ampisilinin elektroforetik davranışı borat (pH 8,0-9,5), fosfat (6,0-9,0), Tris (pH 7,0-8,5) ve MES (pH 5,5-7,0) tamponlarında incelenmiş ve ampisilin tayini için en uygun ortamın MES pH 6,5 tamponu olduğuna karar verilmiştir. Analiz, eritilmiş silika kapilerde (50 μm iç çap, 49 cm toplam uzunluk,40 cm etkin uzunluk) 25°C ’de, 50 mbar basınçla 4 s süreli hidrodinamik enjeksiyon ve 20 kV potansiyel uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Dedektör dalga boyu 210 nm’dir. Geliştirilen yöntemin geçerliliğinin kanıtlanması için validasyon parametreleri değerlendirilmiştir. Valide edilen yöntem, farmasötik preparatlara ve idrar numunelerine uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ampisilin, Penisilin, Kapiler Elektroforez. Kaynaklar [1] Kotra, L.P., Mobashery S. 1998. β-Lactam Antibiotics, β-Lactamases and Bacterial Resistance. Bulletin de l'Institut Pasteur, 96: 139-150. [2] Medvedovici, A.,Ionescu. M.,Mircioiu, C., David, V. 2002. Optimization of a Liquid-Liquid Extraction Method for HPLC-DAD Determination of Penicillin-V in Human Plasma. Microchemical Journel, 72: 85-92. [3] Norouzi, P., Ganjali, M.R., Daneshgar, P., Alizadeh, T., Mohammadi, A. 2007. Development of Fast Fourier Transformation Continuous Cyclic Voltammetry as a Highly Sensitive Detection System for Ultra Trace Monitoring of PenicillinV. Analytical Biochemistry, 360: 175-181. [4] Pajchel, G., Pawlowski, K., Tyski, S. 2002. CE versus LC for Simultaneous Determination of Amoxicillin/Clavulanic Acid and Ampisillin/Sulbactam in Pharmaceutical Formulations for İnjections. Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis, 29: 75-81. 146 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 93 Sıvı Kristal Özellikte Bazı Ferrosen Esaslı Bileşiklerin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu ve Elektrokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi Gökhan Ceyhana,b, Muhammet Kösea, Savaş Purtaşa, Seyit Ali Güngöra, Mehmet Tümera a K.Maraş Sütçü İmam Üni. Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100, K.Maraş a K.Maraş Sütçü İmam Üni. ÜSKİM, 46100, K.Maraş [email protected] Özet: Yeni bir madde olarak nitelendirilen ferrosen, ilk kez birbirinden bağımsız olarak çalışan, Kealy-Pauson1 ile Miller’in ekibi2 tarafından keşfedildi. Beklenmedik bir şekilde keşfedilmesine rağmen bu keşfin etkisi oldukça büyük olmuş ve organometalik kimya alanında yeni bir dönemin açılmasına yol açmıştır.Son yıllarda yüksek termal kararlılığa sahip kimyasal yönü keşfedilen ferrosen kimyası üzerine oldukça fazla çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Organik sentez uygulamaları ile yeni materyallerin hazırlanması, kataliz ve materyal bilimi için ferrosenin elektrokimyasal özellikleri oldukça önemlidir3,4.Ferrosen türevlerinin önemli özelliklerinden biride nötral Fe(II) ile katyonik Fe(III) arasında gerçekleşen hızlı ve dönüşümlü elektron transferlerinin olmasıdır.Bu çalışmada, uzun alkil zincirlere sahip ferrosen esaslı ligandları elde etmek için öncelikle ferrosenkarbaksaldehit (F100) bileşiğini sırasıyla 2-amino-5-nitrofenol (A), 2-metoksi-4-nitroanilin (B) ve 2-metil-5-nitroanilin (C) ile reaksiyona sokularak çeşitli ferrosen esaslı nitro imin bileşikleri sentezlenmiştir. Ferrosen esaslı nitro imin bileşikleri elde edildikten sonra, Pd/C ve Hidrazin hidrat kullanılarak nitro grupları indirgenerek amin formuna dönüştürülmüştür. İyice kurutulan indirgenmiş ferrosen esaslı amin bileşikleri 2,4-dihidroksibenzaldehit ile etkileştirilerek ferrosen esaslı Schiff bazları sentezlenerek çeşitli spektroskopik ve analitik yöntemlerle karakterize edilmiştir. Ligandların elektrokimyasal özellikleri CV, DPV ve OSWV teknikleriyle incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Ferrosen, Schiff bazı, Elektrokimya. Kaynaklar [1] Kealy, T.J. andPauson, P.L. 1951, Nature, 168, 1039–1040. [2] Millers, S.A.,Tebboth, J.A., andTremaine, J.F. 1952, J. Chem. Soc., 632–635. [3] A. Togni, T. Hayashi, 1995, Ferrocenes, VCH VerlagsgesellschaftmbH, Weinheim, Germany. [4] Long N.J.,1997, Metallocenes, 1st ed., London. 147 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 94 Uzun Alkil Zinciri İçeren Ferrosen Esaslı Schiff Bazı Metal Komplekslerinin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu, Elektrokimyasal ve Fotoluminesans Özelliklerinin İncelenmesi Gökhan Ceyhana,b, Muhammet Kösea, Savaş Purtaşa, Seyit Ali Güngöra, Mehmet Tümera a K.Maraş Sütçü İmam Üni. Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100, K.Maraş a K.Maraş Sütçü İmam Üni. ÜSKİM, 46100, K.Maraş [email protected] Özet: Son yıllarda yüksek termal kararlılığa sahip kimyasal yönü keşfedilen ferrosen kimyası üzerine oldukça fazla çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Organik sentez uygulamalarının yanında yeni malzemelerinyapımında ve kataliz mekanizmaları için ferrosen bileşiğinin elektrokimyasal özellikleri oldukça önem arz etmektedir1,2. İntermetalik elektronik haberleşme gibi yeni uygulamalarda intermoleküler elektron alışverişleri ile yapılmaya başladığından beri iki veya daha fazla ferrosenil parçaları ile bağlanmış ferrosen bileşikleri oldukça fazla ilgi görmektedir 3-4. Uzun zincirli metal içerikli konjuge sistemler materyal kimyasında çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu malzemelerin geliştirilmesi fikri, metal içeren konjuge zincirli organik oligomerlerin farklı özelliklere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Bu özellikler arasında; elektriksel iletkenlik, manyetik davranış, termal kararlılık, doğrusal olmayan optik (NLO) etkiler ve hatta süper iletkenlik de vardır. Buradaki en önemli etki ferrosenin elektronik ve kimyasal özelliklerinin olmasıdır. Literatürlerde metallosen içeren uzun zincirli konjuge sistemler, birçok çalışmada rapor edilmesine rağmen 5-6 sentezlerde faydalı bir çıkış malzemesine götüren sistematik bir açıklama yoktur. Bu çalışmada çeşitli uzun alkil zinciri içeren Ferrosen esaslı Schiff bazı metal kompleksleri sentezlenerek çeşitli spektroskopik ve analitik yöntemlerle karakterize edilmiştir. Bileşiklerin elektrokimyasal ve fotoluminesans özellikleri incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Ferrosen, Schiff bazı, Elektrokimya. Kaynaklar [1] A. Togni, T. Hayashi, 1995, Ferrocenes, VCH Verlagsgesellschaft mbH, Weinheim, Germany. [2] Long N.J., 1997, Metallocenes, 1st ed., London. [3] Barlow S., O’Hare D., Chem. Rev. 97, 637 (1997). [4] Kurosawa M., Nankawa T., Matsuda T., Kubo K., Kurihara M., Nishihara H., Inorg. Chem. 38, 5113 (1999); Horikoshi T., Kubo K., Nishihara H., J. Chem. Soc. Dalton Trans. 3355 (1999); Dong T.-Y.,. Ho P.-H, Lai X.Q., Lin Z.-W., Lin K.-J., Organometallics 19, 1096 (2000); Dong T.Y., Chang C.K., Cheng C.H., Lin K.J., Organometallics 18, 1911 (1999). [5] Chen Y.J., Pan D.-S., Chiu C.-F., Su J.-X., Ling S.J., Kwan K.S., Inorg. Chem. 39 953 (2000). [6] Bochmann M., Lu J.J., Cannon R.D., J. Organomet. Chem. 518, 97 (1996). 148 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 95 Organo-Kil Temelli Potansiyometrik PVC-Membran Tiyosiyanat-Seçici Sensör Geliştirilmesi Osman Çubuka, Cihan Topcua, Fatih Çoldura, Gökhan Sarpa, Bülent Çağlara, Nihat Tınkılıçb ve İbrahim Işıldakc a Erzincan Üniversitesi, Fen-Ed. Fak., Kimya Bölümü, 24100, Yalnızbağ-ERZİNCAN Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Ed. Fak., Kimya Bölümü, 55139, Kurupelit-SAMSUN c Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya Metalurji Fak., Biyomühendislik Bölümü, 34220, Esenler/İSTANBUL b [email protected] Özet: İyon-seçici sensörler (ISE) 1970’lerden beri çok çeşitli iyonik türlerin analitik tayininde yaygın olarak kullanılmaktadır. ISE’ların kullanımı ve basitliği, genellikle gerçekleştirilmesi daha yavaş ve zahmetli olan yaş analitik metotların alternatitifi olmasına yol açmıştır. ISE’ların duyarlılığında iyonoforlar önemli bir role sahiptir. İyonoforda özel bir iyonun yük ve büyüklüğüne uygun tamamlayıcı kavite ve çatlaklıkların oluşturulması çok seçici etkileşimlere yol açabilmektedir. Tiyosiyonat tıp, boyama, fotoğrafçılık ve erozyonun önlenmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Tiyosiyonat klorlandığında oldukça toksik ve uçucu siyanojen klorüre dönüşmektedir. Bu yüzden yiyecek, atık su ve biyolojik örneklerde tiyosiyanatın tayini önem arz etmektedir. Literatürde çeşitli iyon seçici elektrotlar rapor edilmiştir. Bu elektrotların birçoğu yüksek tayin limiti, dar çalışma aralığı ve diğer iyonlara karşı düşük seçiciliğe sahiptir1-5. Bu çalışmada, yeni geliştirilmiş organo-killer iyonofor olarak kullanılarak katı-hal kontak PVC membran tiyosiyanür seçici potansiyometrik sensörler hazırlanarak potansiyometrik performans özellikleri belirlendi. Yeni geliştirilen organo-killer katı-hal kontak PVC membran anyon-seçici sensörlerin hazırlanmasında iyonofor olarak kullanıldı. Hazırlanan katı-hal kontak PVC membran SCN-seçici sensörsensörlerin durgun ortamda doğrusal davranış aralığı 1,0x10 -1 M - 1,0x10-4 M arasındadır. Bu aralıkta ortalama her on katlık konsantrasyon değişimine karşı 51,00 ± 2,00 mV’luk potansiyel fark göstermektedir. Hazırlanan sensörün tayin limiti 4,5x10 -5 M ve kalibrasyon grafiğinin r2 değeri 0,9996 olarak elde edildi. Ayrıca, katı-hal kontak PVC membran SCN-seçici sensörler yüksek tekrarlanabilirliğe, kısa cevap zamanına (t 95< 8 s), ekonomik ve kolay hazırlama gibi potansiyometrik karakteristikler sergilemektedir. Anahtar kelimeler: Tiyosiyanat; PVC Membran Sensör; Organo-kil; Potansiyometri. KAYNAKLAR [1] Shehab, O.R., Mansour, A.M. 2014. New Thiocyanate Potentiometric Sensors Based on Sulfadimidine Metal Complexes: Experimental and Theoretical Studies. Biosensors and Bioelectronics, 57: 77-84. [2] Nezamzadeh-Ejhieh, A., Badri, A. 2011. Surfactant Modified ZSM-5 Zeolite as An Active Component of Membrane Electrode Towards Thiocyanate, Desalination, 281: 248-256. [3] Xu, W., Zhang, Y., Chai, Y., Yuan, R. 2009. Preparation and Characterization of Thiocyanate-Selective Electrodes Based on New Complexes of Copper(II) as Neutral Carriers. Desalination, 249: 139-142. [4] Singh, A.K., Singh, U.P., Mehtab, S., Aggarwal, V. 2007. Thiocyanate Selective Sensor Based on Tripodal Zinc Complex for Direct Determination of Thiocyanate in Biological Samples. Sensors and Actuators B, 125: 453-461. [5] Ardakani, M.M., Ensafi, A.A., Niasari, M.S. 2002. Selective Thiocyanate Poly(Vinyl Chloride) Membrane Based on A 1,8-Dibenzyl-1,3,6,8,10,13-Hexaazacyclotetradecane-Ni(II) Perchlorate. Anal. Chim. Acta, 462: 25-30. 149 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 96 1-(o, m, p-metoksifenil)-3-(p-metoksi)-5-(2-hidrazinopiridil)Formazan Bileşiklerinin Elektrokimyasal Davranışları Nesrin Ertürk (Porsuk), Güler Ekmekci, Habibe Tezcan, Olcay Şendil Formazanlar –N = N – C = N –NH – zincirini içeren genellikle renkli bileşiklerdir. Birçok kullanım alanının dışında özelikle dokuların “canlılık test ayıracı” olduğunun saptanması, bu bileşiklerin önemini artırmıştır. Dokuların formazanlarla etkileşimleri sonucunda renkli formazanların renksiz tetrazolyum tuzuna dönüşmesinde indikatör görevi gören formazanlar, dokunun canlı olup olmadığı konusunda fikir verir ancak bu maddeler toksik etkiye sahiptirler. Canlı dokuda test yapılmasına imkan verecek daha az toksik etkiye sahip formazanlar sentezlemek ve elektrokimyasal davranışlarını inceleyerek tetrazolyum tuzuna dönüşüm mekanizmasını araştırmak bu çalışmanın amacıdır. 1,3,5-trifenilformazan (TFF)(1), 1-(o, m, hidrazinopiridil) (2-4) bileşikleri sentezlenerek, UV, 13 p-metoksifenil)-3-(p-metoksi)-5-(2C NMR, 1H NMR, IR spektroskopik yöntemlerle sentezlenen maddeler karakterize edilmiştir. Maddelerin elektrokimyasal davranışları üçlü elektrot sisteminde çalışma elektrotu platin, referans elektrot Ag/AgNO 3 ve karşıt elektrot Pt tel kullanılarak 0,1 M tetrabutilamonyum tetrafloroboratın (TBATFB) dimetilsülfoksitteki çözeltisinde (susuz ortamda) dönüşümlü voltametri (CV) tekniği yardımı ile incelenmiştir. Kronoamperometri tekniği (CA) kullanılarak susuz ortamda bütün bileşiklerin difüzyon katsayıları (D), aktarılan elektron sayıları (n) ve heterojen hız sabitleri (ks) ultramikro plâtin (25 mikrometre) elektrot kullanılarak hesaplanmıştır. CV tekniği yardımı ile bu ortamda ve plâtin elektrot yüzeyinde birer elektronlu iki indirgenme pikine sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu pikler sentezlenen bileşiklerde, sırasıyla, –0,794 mV, -1,237 + mV ; –0,706, -1,245 mV; -0,764 mV, -1,332 mV‘ta (Ag/Ag ’ya karşı) olup, indirgenmenin EC mekanizmasına göre gerçekleştiği; bunun sonucunda elektrot yüzeyinde formazan anyonu oluştuğu ve bu anyonun da –500 mV civarında iki elektronluk bir yükseltgenmeyle tetrazolyum katyonuna dönüştüğü tespit edilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Formazan, Formazan Türevleri, Formazanların sentezi, Spektroskopik yöntemler, Ultramikro Elektrot, Plâtin Elektrot, Dönüşümlü Voltametri 150 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 97 Hidroklorotiyazit ve Lisinopril İkili Karışımının Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntemle Ayrılmalarının Optimizasyonu Cansel Çakır, Elif Sekmen, Onur Bahşi, Gözde Koyuöz, Güleren Alsancak Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet: Lisinoprildihidrat, hipertansiyon tedavisinde kullanılan ACE inhibitörü grubu ilaçlardandır. Kalp yetmezliğiyle birlikte hiponatremisi veya böbrek yetmezliği olan hastalar için önerilir. Hidroklorotiazit (HCT), hipertansiyon ve konjestif kalp yetmezliğinde ve ödemi azaltmakta kullanılırlar. Hipertansiyon tedavisinde, sempatoplejik ve vazodilatör ilaçlarla kombine kullanılmaları tedavide daha etkilidir; böylece onların sodyum retansiyonu yapma eğilimine karşı koyarlar. İlaç aktif maddelerin büyük çoğunluğu, asidik ve bazik fonksiyonel grup bulundurur. Ters faz sıvı kromatografi, bu tip bileşiklerin farmasötikformülasyonlarda analizleri için tercih edilen bir yöntemdir. Bu bileşikler, farklı kimyasal yapıları nedeniyle farklı kromatografik davranışları olan bileşiklerdir. Bu çalışmada, HCT-Lisinopril ikili karışımının eş zamanlı analizi için yöntem geliştirilmiş ve yöntem, lisinoprildihidrat/hidroklorotiyazit aktif maddesini içerisinde bulunduran SİNORETİK FORT(20 mg lisinoprildihidrat/25 mg hidroklorotiyazit) tabletin analizinde kullanılmıştır. Mobil faz olarak asetonitril-su ikili karışımı kullanılmıştır. Bileşiklerin pik simetrisi ve alıkonma davranışları incelendiğinde lisinopril ve hidroklorotiyazit için ACE C18 PFP (150 mm x 4,6 mm I.D., 5 μm) kolonu tercih edilmiştir. Bileşiklerin ayrımı, 25 mM H3PO4 içeren %15 (h/h) asetonitril-su karışımında gerçekleştirilmiştir. Mobil fazın pH’sılisinoprilin pozitif yüklü olmasını sağlamak için 2,3 de tutulmuştur1,2. Geliştirilen çalışmada, sıcaklık 30oC’ de, 1 mL/dakika akış hızında yapılmıştır. Yapılan bu çalışmada, kalibrasyon için iç standart yöntemi kullanılmış ve iç standart olarak sefazolin seçilmiştir(Şekil 1). Şekil 1. Lisinoprilhidihrat (1), HCT (2), Sefazolin (IS)( 3) sıvı kromatografik yöntemle ayrımı Anahtar kelimeler: Lisinoprilhidihrat, Hidroklorotiyazit, RPLC, Farmasötikformülasyon. Kaynaklar 1. Carluccı, G., Gıuseppe, E., Mazzeo, P. 1993.Simultaneousdetermination of enalaprilmaleateandhydrochlorothiazide in tabletsbyderivative UV spectrophotometryandhighperformanceliquidchromatography. Int. J. Pharm,93, 245-248. 2. Carluccı, G., Carlo, V., Mazzeo, P. 2000. Simultaneousdetermination of valsartanandhydrochlorothiazide in tabletsbyhigh-performanceliquidchromatography. Anal. Lett, 33( 12), 2491-2500. 151 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 98 Sefadroksilin İyonlaşma/Protanasyon Sabitlerinin ACN-Su İkili Karışımlarında Ters Faz Sıvı Kromatografi ve Spektoskopik Yöntemlerle Tayini Oğuz Söğüt, Güleren Alsancak Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet:İlaç aktif maddelerin sudaki çözünürlüklerinin yeterli olmaması fonksiyonel grup sabitlerinin tayininde su organik çözücü karışımlarının kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çalışmada sefadroksilinprotonasyon ve iyonlaşma sabitleri, ACN-su ikili karışımında bu bileşikle ilgili bilgi eksikliğini gidermek için Spektroskopik ve ters faz sıvı kromatografik metotla tayin edilmiştir. Şekil 1. Sefadroksilin kimyasal yapısı Spektroskopiktitrasyonda veriler, titrasyon süresince UV bölgede farklı pH’larda kaydedilmiş ve sabitler1, önerilen grafiksel yaklaşımlarla tayin edilmiştir. Absorbans, dalga boyu, pH ilişkisi STAR programı ile değerlendirilerek sonuçlar grafiksel yöntemlerle elde edilenlerle karşılaştırılmıştır. Sabitlerin tayininde seçilen ikinci metot, izokratik ters faz sıvı kromatografidir. Sefadroksilin sabitleri, kapasite faktörünün mobil fazın pH’sına2 bağlılığı kullanılarak tayin edilmiştir. Bileşiklerin pKa değerleri, olmayan modeller kullanılarak hesaplanmıştır. Bu çalışmada, bileşiklerin sabitlerinin tayinleri, 100 mMderişiminde olacak şekilde H3PO4 içeren %10, %12,5 ve %15 (h/h) ACN-Su ortamlarında gerçekleştirilmiştir. Mobil faz pH değerleri 1,85–8,50 aralığında 1 MNaOH ilavesiyle ayarlanmıştır. Kromatografik çalışma, CogentPhenylHydride, Gemini NX ve XTerra kolonları ile 1 mL/dakika akış hızında 30 oC’de gerçekleştirilmiştir. Sefadroksile ait sabitler ve türlere ait intrinsik kapasite faktörleri, kapasite faktörü ile pH arasındaki nonlineer ilişkiyi esas alan NLREG programı kullanılarak hesaplanmıştır3. Anahtar kelimeler: Sefadroksilin, İyonlaşma Sabitleri, Sıvı Kromatografik Yöntem, Spektroskopik Yöntem. Kaynaklar 1Gonen, Y., Rytwo, G., 2009. Using a MatlabImplementedAlgorithmfor UVvisSpectralResolutionforpKaDeterminationandMulticomponent Analysis. 4, 21-27. 2- Shoghi, E., Fuguet, E., Bosch, E., Ràfols, C., 2012. Solubility–pHprofiles of someacidic, basicandamphotericdrugs. 48, 291-300. 3- Andrasi, M., Buglyo, P., Zekany, L., Gaspar, A., 2007. Acomparativestudy of capillaryzoneelectrophoresisandpH-potentiometryfordetermination of dissociationconstants. 44,1040–1047. 152 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 99 Bütünüyle-Katı-Hal-Kontakt PVC-MembranSisteamin-Seçici Sensör ve Durgun Ortamdaki Potansiyometrik Performans Özellikleri Gülşah Kanberoğlua, Fatih Çoldurb, Osman Çubukb, Cihan Topcub, İbrahim Işıldakc, Merve Tümüra a VanYüzüncüyıl Üniversitesi, Fen Fak., Kimya Bölümü, Van Erzincan Üniversitesi, Fen-Edeb. Fak., Kimya Bölümü, Erzincan c Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, İstanbul b [email protected] Özet: Sisteamin, sistinozis tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Sistinozis, sistin adlı amino asidin çeşitli organlarda (böbrek, göz, kas, pankreas ve beyin) anormal birikimi ile karakterize olan metabolik bir hastalıktır.Sisteaminintraselüler sistin birikimini önler, sisteaminli göz damlaları korneadaki sistin kristallerini tamamen temizler. Bununla birlikte, sisteamin tedavisinde kullanılan ilacın yan etkileri bulantı, kusma, ateş, iştahsızlık, yorgunluk, uyuşukluk, ishal, ateş, boğaz ağrısı, şiddetli bir kabarcık, soyulma, kırmızı deri döküntüsü ile baş ağrısı, nefes alma zorluğu,sinirlilik, depresyon, duygusal labilite, halüsinasyonlar, kabuslardır. Bu nedenle sisteamintedavisinde ilaç dozunun çok iyi bir şekilde ayarlanması ve kontrol edilmesi oldukça önem arzetmektedir. Sisteamin tayininde yaygın olarakkromatografi, voltametri gibi gelişmiş araç-gereçler ve pahalı sarf malzemeleri gerektiren teknikler kullanılmaktadır 1,2,3. Oysa potansiyometrik teknikler; uygun seçicilik, geniş konsantrasyon aralığı, düşük tayin limiti, yüksek doğruluk, kısa analiz süresi, düşük maliyet, ön ayrım gerektirmeme gibi avantajlar sağlamaktadır (4). Bu çalışmada ilk defasisteamin-fosfomolibdat (FM) iyon çifti temelli potansiyometriksisteamin-seçici bir sensör üretildi ve durgun ortamda potansiyometrik performans özellikleri araştırıldı. Optimum membran bileşiminin %3 Sisteamin-FM, %64 NPOE, %32 PVC ve % 1 KTpClPB olduğu görüldü. Bu membrandan hazırlanan elektrodun5x106 -10-3Mkonsantrasyon aralığında on katlık konsantrasyon değişiminde 39mV’luk eğimle doğrusal bir cevap sergilediği (R2=0,9938), elektrodun tayin limitinin 1,2×10-6 M ve cevap süresinin yaklaşık olarak 20 s olduğu belirlendi. Elektrot,pH=2,5-3,8aralığındapH değişiminden etkilenmeden Sisteamin tayinini mümkün kılmaktadır. Anahtar kelimeler: Sisteamin, Sensör, İlaç, Potansiyometrik, Membran. Kaynaklar 1)Karimi, H.,Salimi,M., Karimi,F., Khalilzadeh, A.M.,Baghayeri,M.2013.A Voltammetric Sensor Based on NiONanoparticle-ModifiedCarbon-PasteElectrodeforDetermination of Cysteamine in the Presence of High Concentration of Tryptophan.Journal of Chemistry. 2013:7. 2)Kataoka, H.,Imamura, Y., Tanaka, H., Makita, M. 1993. Determination of cysteamineandcystaminebygaschromatographywithflamephotometricdetection.. J PharmBiomed Anal.11(10):963-9. 3)Kusmierek, K.,Glowack, R., Bald, E.2005Determination of total cysteamine in humanplasma in the form of its 2-S-quinolinium derivativebyhighperformanceliquidchromatography.AnalBioanal Chem.382:231-233. 4)Bakhtiarzadeh ,F.,Abghani, J. 2008. Electroanal. Chem., 624 :139. 153 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 100 Amitriptyline, Clomipramine ve Desipraminin pKa Değerlerinin HPLC Yöntemi ile Tayini Gülşen Güvena, Simge Era, Gülsüm Poyraza, Senem Şanlıb a Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Aydın b Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Uşak [email protected] Özet: Amitriptyline, clomipramine ve desipramine trisiklik antidepresan ilaçlardır. Bu grup ilaçlar, moleküllerinde uçta iki benzen halkası ve ortada azotlu heterosiklik bir halka içerirler. Ortadaki halkanın yapısına ve azota bağlı radikallere göre çeşitli alt gruplara ayrılırlar. Esas olarak majör depresyon tedavisinde kullanılırlar. Depresyon tedavisi yanı sıra antiobsesif kompulsif olarak, panik bozukluklarda ve narkolepsi-kataplekside kullanılmaktadırlar. Bu çalışmada amitriptyline, clomipramine ve desipraminin pK a tayinleri sıvı kromatografik yöntem ile tayin edilmiştir. Çalışılan bileşiklerin sıvı kromatografik davranışlarının incelenmesinde ve iyonlaşma sabitlerinin tayininde, Agilent 1100 marka HPLC cihazı ve Phenomenex Luna C18 kolon kullanılmıştır. Çalışmada enjeksiyon hacmi 20 μL, dalga boyu (λ) 210 nm, akış hızı 1.0 mL/dakika ve sıcaklık 25 oC’dir. pKa değerlerinin tayininde mobil faz olarak 45:55 (h/h) asetonitril-su (25 mM H3PO4) kullanılmıştır. Bileşiklerin iyonlaşma sabitlerinin hesaplanmasında kullanılacak t 0 değerleri % 0.1’lik KBr çözeltisi ile pH 3-9 aralığında çalışılarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar NLREG 1 programı ile değerlendirilerek bileşiklerin pK a değerleri hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Trisiklik antidepresanlar, pKa, Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem. Kaynaklar 1. P.H. Sherrod, NLREG Version 4.0, The United States Pharmacopoeial Convention, Inc., 〈http://www.sandh.com/Sherrod〉. 154 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 101 Mekanik Olarak Aktifleştirilen Uçucu Külün Sulu Çözeltilerden Bakır Gideriminde Kullanımı Haibibu Xiyili & Deniz Bingöl Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Umuttepe Yerleşkesi 41380-Kocaeli [email protected] Özet: Ağır metal kirlilikleri, özellikle sulu sistemleri kirleten ciddi çevresel problemlere neden olur. Bu çalışmada, uçucu kül örneklerinin adsorpsiyon özellikleri bakır iyonu için incelendi. Adsorpsiyon yönteminin en önemli basamaklarından biri, adsorban seçimidir. Kullanılacak adsorban, kirlilikleri uzaklaştırmak için iyi bir kapasitede ve uygun maliyette olmalıdır. Genellikle bir adsorban çok az işlem gerektiriyor, doğada bol miktarda bulunuyor ya da bir sanayi yan ürünü veya atık malzemesi ise "düşük maliyet"li olarak adlandırılabilir1. Uçucu kül gibi atıkların çevresel sonuçları ile ilgili artan endişeler, onların başka olası kullanımlarını incelemeye yöneltmiştir. Kolay elde edilebilirliği, ucuzluğu ve adsorpsiyon özellikleri nedeniyle, sulu çözeltilerden organik bileşiklerin ve ağır metallerin gideriminde alternatif bir ortam oluşturmaktadır 2,3. Düşük maliyetli bir atık olan uçucu kül, çok daha ekonomik ve çevre dostu bir adsorban olarak değerlendirilebilir. Bu çalışma, sulu çözeltilerden bakır gideriminde kömür uçucu külünün kullanılabilirliğini göstermek amacıyla önerildi. Çeşitli laboratuar deneyleri; işlem görmemiş orijinal kül örnekleri ve planetary değirmende mekanik olarak aktifleştirilen uçucu kül örnekleri üzerinde yapıldı. Bu çalışma ile mekanik aktivasyonla silika içeriği ve yüzey aktivitesi arttırılarak uçucu külün adsorpsiyon kapasitesinin iyileştirilebileceği sonucuna varıldı 4. Bakır giderimi için yapılan deneylerin sonuçları, aktive edilen uçucu külün sulu çözeltilerdeki ağır metallerin gideriminde uygun bir adsorban olarak kullanılabileceğini gösterdi. Anahtar kelimeler: Adsorpsiyon; Bakır; Mekanik Aktivasyon; Uçucu Kül. Kaynaklar [1] Rađenovıć, A., Malına, J., Štrkalj, A. 2011. Removal of Ni(II) from Aqueous Solution by Low-Cost Adsorbents, The Holistic Approach to Environment, 1(3): 109-120. [2] Cho, H., Oh, D., Kim, K. 2005. A study on removal characteristics of heavy metals from aqueous solution by fly ash, Journal of Hazardous Materials, B127: 187-195. [3] Nazari Moghaddam, A.A., Najafpour, G.D., Ghoreyshi A.A., Mohammadi, M. 2010. Adsorption of Methylene Blue in Aqueous Phase by Fly Ash, Clay and Walnut Shell as Adsorbents, World Applied Sciences Journal, 8(2): 229-234. [4] Sharma, A., Srivastava, K., Devra V., Rani, A. 2012. Modification in Properties of Fly Ash through Mechanical and Chemical Activation, American Chemical Science Journal, 2(4): 177-187. 155 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 102 Bakır(II) İyonlarının Çeşitli OrtamlardanMikroekstraksiyonu Haldun Görücü, Erkan Yılmaz, Emine Şahan, İsmail Yıldırım, Mustafa Soylak Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 38050 Melikgazi/Kayseri [email protected] Özet: Ditiyokarbamatlar (DTC) güçlü şelat yapıcı özelliğe sahiptirler. Çinko, Magnezyum, Bakır, Kadmiyum, Nikel gibi metallerle kolaylıkla renkli kompleks oluşturmaktadırlar. Ayrıca biyolojik özellikleri nedeniyle ilaç keşfinde önemli bir potansiyele sahiptirler [1-3]. Bu çalışmada,5benzoyl-2-oxo-4-phenyl-1(2H)-[diethyldithiocarbonimidate]-pyrimidine bileşiğiCu(II) iyonlarının dispersif sıvı-sıvı mikroekstraksiyonu ile zenginleştirilmesinde kompleksleştirici olarak kullanıldı. Cu(II) iyonunun 5-benzoyl-2-oxo-4-phenyl-1(2H)-[diethyldithiocarbonimidate]-pyrimidine ile oluşturduğu kompleksmikrolitre hacmindeki 1-dekanol fazına ekstrakte edilerek zenginleştirildi. Yöntemin optimizasyonu çalışmaları, 0.5 µg Cu(II) iyonu içeren 10 mL’ lik model çözeltilerle gerçekleştirildi.pH, kompleksleştirici miktarı, ekstraksiyon ve dağıtıcı faz türü, örnek çözelti hacmi gibi parametrelerin etkileri incelendi.Cu(II) ve kompleksleştirici içeren çözelti ortamına ekstraksiyon sıvısının enjeksiyonundan sonra kompleksin 1-dekanol fazına geçmesini kolaylaştırmak için çözeltilere ultrasonik banyo içerisinde ultrasonik titreşim uygulandı. Santrifüj işlemi sonrasında bir faz ayrımı elde edildi. Alttaki su fazı alınarak atıldı. Ekstraksiyon fazı içerisindeki bakır derişimi mikro enjeksiyon yöntemi kullanılarak alevli AAS ile tayin edildi. Anahtar kelimeler: Bakır, Mikroekstraksiyon, Ditiyokarbamat. Kaynaklar [1]Atanasov, A., Tam, S., Röcken, J., Baker, M., Odermatt, A., 2003.Inhibition of 11b-hydroxysteroid dehydrogenasetype 2 bydithiocarbamates.BiochemicalandBiophysicalResearch Communications, 308: 257-262. [2]Szolar, O.,2007. Environmentalandpharmaceuticalanalysis of dithiocarbamates. AnalyticaChimicaActa, 582: 191–200. [3]İnkaya, E., Dinçer, M., Şahan, E., Korkusuz, E., Yıldırım, İ., Büyükgüngör, O., 2013. An ExperimentalandTheoreticalstudy on concomitantpolymorphism of adithiocarbonimidatesderivate in a singlespacegroup.Journal of MolecularStructure, 179-188. 156 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 103 Meme Kanseri Gelişiminde Risk Faktörleri Oluşturan Östronun Ticari Sütlerde Miseller Sıvı Kromatografi İle Belirlenmesi Hale Seçilmiş Canbaya a Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bilimsel ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi 15030 Burdur Türkiye [email protected] Özet: Kadınlarda bulunan üç ana östrojen, östradiol, östriol ve östrondur. Menarş ile menopoz arasında başlıca östrojen östradioldür. Vücutta bunlar enzim reaksiyonları sonucu androjenlerden sentezlenir. Östradiol testosterondan, östron da androstenedion'dan sentezlenir. Östron östradioldan daha zayıf etkilidir ve menopoz sonrası kadınlarda östradioldan çok östron bulunur. Yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonları beyinde yer alan ve hipofiz adı verilen bir salgı bezinin salgıladığı hormonlar ile etkileşerek salgılanırlar. Hipofizden salgılanan ve yumurtalık hormonlarını etkileyen hormonlara, folikül uyarıcı hormon ve luteinize edici hormon adı verilir. Daha önce ,hormonal etki için faydalı olduğu kabul edilen östrojenin yüksek seviyelerinin, son yirmi yıl süresince yapılan epidemiyolojik çalışmalarla, meme, yumurtalık ve prostat yani üreme sistemi kanserlerine neden olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanında östrajen metabolitleri (EM) de farklı nedenlerden dolayı risk oluşturmaktadırlar. Bu çalışmadaki amacımız, meme kanseri riskini artıran endojen östrojenlerden östron miktarının, ticari sütlerde, miseller sıvı kromatografi (MLC) tekniği ile kantitatif olarak belirlenmesidir. Anahtar kelimeler: LC, Miseller Sıvı Kromatografi, Hormon, Süt. Yöntem:Shimadzu Prominence marka HPLC sistemi kullanılmıştır. Sistem, SPD M20A DAD dedektör, CTO-AASVp kolon fırını, SIL-20ACHT otoenjektör, LC-20AT pompadan oluşmaktadır. Çalışma, LC-DAD sistemi kullanılarak öncelikle ters faz sıvı kromatografi sisteminde C18, kolon ile asetonitril-su, karışımından oluşan mobil fazlar kullanılmıştır. Proje kapsamında özellikle asetonitril (ACN) ve alkol mobil faz çözücüleriyle rahatlıkla kullanılabilen SDS ve CTAB, yüzey aktif bileşik olarak seçilmiştir. Derişim olarak 0-0.4 M arası uygulama yapılmıştır. Kolon, organik çözücü ve yüzey aktif moleküllerin ve sıcaklığın ayırma optimizasyonu üzerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla çalışma sıcaklığı aralığı 20-70C olarak belirlenmiştir. Çalışmada dedektör olarak DAD dedektör kullanılacak akış hızı 1 mL/dakika olarak uygulanmıştır. Optimzasyon için seçilen kolonlar, ACE 5 C18 (250*4.6 mm), Restek Allure PFPP 5µ (100*3.00 mm) ve Nucleosil phenyl-hexyl (150*4.6mm). Organik modifier olarak da, asetonitril ve metanol denemiştir. Numune Hazırlık: Sütlerden bileşiklerin ekstraksiyonunda HLB ve C18 katı faz kartuşları kullanılmıştır. Sonuç: Literatürlere bakıldığında, sütte karşılaşılan başlıca hormon östrondur. Çalışmamızda da piyasadan toplanan sütlerde östron seviyeleri ölçülmüştür. Çalışmaya ait kalibrasyon grafiğinin R2 değeri 0.999 dur. Literatürde östron için LOD değeri, 0.08 ng/ml olarak verilmiştir. Çalışmada elde edilen değer 0.1 ng/ml seviyesindedir. Geri kazanım değeri ise farklı kartuşlarda, %70-85 arasındadır1. Kaynaklar 1- Yan, W., Li, Y., Zhao,L.,Lin, J. 2009. Determination of estrogens and bisphenol A in bovine milk by automated on-line C30 solid-phase extraction coupled with high-performance liquidchromatography–mass spectrometry. Journal of Chromatography A, 1216:7539-7545. 157 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 104 Elaeagnusangustifolia (İğde)’de Bulunan BazıFenolik Asitlerin Belirlenmesi Zerrin Saltana, Burcu Okutucub, Dilara Özelc,Hale Seçilmiş Canbayd a Anadolu Üniversitesi, EczacılıkFakültesi, Farmakognozi ABD, 26470, Eskişehir, Türkiye b Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü, 35040, İzmir, Türkiye c Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi,26470, Eskişehir, Türkiye d Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bilimsel ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi 15030 Burdur Türkiye [email protected] Özet: Elaeagnusangustifolia L. (Elaeagnaceaefam.), Türkiye florasında bulunan ve halk arasında “İğde” adıyla bilinen bir kuruyemiş olarak tüketilmesi yanında yaprakları böbrek taşını ve şekeri düşürücü amaçla kullanılmaktadır. Çalışmamızda, Kocaeli’nden toplanılan Elaeagnusangustifolia yaprakları kurutulup toz edilerek ve 2 döngü uygulanarak, 50C’de metanol ile Hızlandırılmış Çözücü Ekstraksiyonuna (ASE) tabi tutulmuştur. Elde edilen metanollü ekstrede, fenolikbileşiklerin varlığı HPLC analizi ile araştırılmış ve vanillik asit (129.06 mg/1000 g) ile 4hidroksibenzoik asit ( 95.48 mg/1000 g ) ana fenolik asitler olarak belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: İğde, Hızlandırılmış Çözücü Ekstraksiyonu (ASE), Sıvı Kromatografisi, fenolikbileşik. Yöntem: HPLC Metodu: Kullanılan Sistem: ShimadzuProminence Marka HPLC CBM: 20ACBM Dedektör: DAD (SPD-M20A) Kolon Fırını: CTO-10ASVp Pompa: LC20 AT Autosampler: SIL 20ACHT Bilgisayar Programı: LC Solution Mobil Faz: A: %3 Formik asit B: Metanol1 Numune Hazırlık: Çalışmamızda, Kocaeli’nden toplanılan Elaeagnusangustifolia yaprakları kurutulup toz edilerek ve 2 döngü uygulanarak, 50C’de metanol ile Hızlandırılmış Çözücü Ekstraksiyonuna (ASE) tabi tutulmuştur. Elde edilen metanollü ekstrakt, HPLC sistemine enjekte edilmiştir. Sonuç: Çalışmada, vanillik asit (129.06 mg/1000 g) ile 4-hidroksibenzoik asit ( 95.48 mg/1000 g ) ana fenolikbileşikler olarak belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen kalibrasyon grafiklerine ait R2 değeri 0.999’dur. Numunedeki fenolik bileşiklere ait diğer bileşenlerin miktarı, protokateşik asit, 92.58 mg/1000 g, p-koumarik asit, 1.76 mg/1000 g ve ferulik asit, 8.69 mg/1000 g. Kafeik asit ise tespit edilememiştir. LOD değerleri ise, vanillik asit için, 0.18mg/kg; protokateşik asit için, 0.02 mg/kg;ile 4-hidroksibenzoik asit için, 0.01 mg/kg; p-koumarik asit için, 0.02 mg/kg; kafeik asit için, 0.03 mg/kg ve ferulik asit için ise 0.01 mg/kg’dır. Kaynaklar 1-Gomes, T.,Caponio, F., Alloggio, V. 1999. Phenoliccompounds pastepreperationtechniques. FoodChemistry, 64: 203-209. 158 of virginoliveoil:influence of 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 105 Değişik Coğrafi Bölgelere Zeytinyağlarının Yağ asidi Seviyeleri ve Kalite Parametreleri Bakımından Karşılaştırılması Halim Avcıa, Yılmaz Uğurb, Selim Erdoğanc a Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü b Kayısı Araştırma İstasyonu Müdürlüğü c İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi [email protected]; [email protected] Özet: Zeytinyağı yaklaşık olarak % 98 oranında yağ asitlerini içermekte olup, % 2 oranında da tokoferol, fenolik madde, serbest yağ asidi, sterol, hidrokarbon gibi 200 ü aşkın sabunlaşamayan türü minör ya da eser oranlarda içermektedir1,2. Zeytinyağının yağ asitleri bileşimi, çeşit, yükseklik, iklim ve meyvenin olgunluk düzeyine göre değişiklik göstermektedir. Zeytinyağının kalitesi ve kimyasal kompozisyonu botanik ve coğrafik orijin ile ilişkili olduğundan dolayı çeşit ve bölgesel karakterizasyonu önemlidir3,4. Türkiye’de zeytin Güneydoğu’dan, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinin belirli kısımlarını içine alan geniş bir coğrafi bölgede yetiştirilmektedir. Buna bağlı olarak tür bakımından da zenginlik göstermektedir. Önemli oranlarda üretildiği halde zeytinyağlarının kimyasal kompozisyonu ile ilgili bilgiler literatürde pek fazla yer almamıştır. Bu amaçla Türkiye’de ekonomik açıdan önemli olan ve farklı coğrafyalardan kontinü sistem ile üretilen türlerden zeytinyağı örnekleri toplandı; Kilis’te üretilen Kilis yağlık (n = 25) ve Gemlik (n = 20), Gemlik’te üretilen Gemlik (n = 20) ve İskenderun’da üretilen Halhalı (n = 20) zeytinyağı örneklerinin kalite parametreleri ve yağ asitleri içerikleri belirlenmiştir. Zeytinyağı örneklerinin serbest yağ asidi, peroksit, 232 ve 270 nm’deki UV ışığında soğurma değerleri, kırılma indisi ve viskozite değerleri gibi bazı kalite parametreleri tayin edildi. GC-MS ile 37 tane yağ asidi analizi yapıldı ancak bu örneklerde genel olarak 14–20 tane yağ asidi tespit edilebildi. Kilis’te üretilen Kilis yağlık (3), Gemlik (2) ve yağ asidi standardına (1) ait kromatogramlar Şekil 1’de verilmiştir. Farklı zeytinyağı çeşitleri için tayin edilen kalite parametreleri ve yağ asitleri kompozisyonunun Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı Tebliği ve Uluslararası Zeytinyağı Konseyi Standardında natürel sızma zeytinyağı için düzenlenen değerler ile uyumlu olduğu belirlendi. Anahtar kelimeler: Zeytinyağı, Yağ Asitleri, Kalite Parametreleri, GC-MS, Kimyasal Kompozisyon. Kaynaklar [1] Boskou D. 2006. Olive oil composition. In: Olive Oil: Chemistry and Technology. Ed. D. Boskau, 2nd edition AOCS Press, Champaign, IL, USA , pp. 41–7. [2] Garcia-Gonzalez DL, Aparicio-Ruiz R, Aparicio R, 2008. Virgin olive oil. Chemical implications on quality and health. European Journal of Lipid Science and Technology, 110, 602-607. [3] Lazzez A, Peri E, Caravita MA, Khlif M, Cossentini M. 2008. Influence of olive maturity stage and geographical origin on some minor components in virgin olive oil of the Chemlali variety. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 56, 982-988. [4] IOOC. 2009. International Olive Oil Council. Trade Standard Appling to Olive Oil and Olive Pomace Oils. COI/T.15/NC no.3/Rev. 4 November. 159 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 106 Bis(aminometildifosfin)Ligandının Ve Metal Komplekslerinin Sentezi, Elektrokimyasal ve Fotolüminesans Özelliklerinin İncelenmesi Hamza Adıgüzel, Serhan Uruş, Mehmet Tümer Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,46100,K.Maraş [email protected] Özet: Fosfinlerin genel formülleri PR3 olup R = alkil, aril ve hidrojendir.(PH3, (fosfin), PMe3 (trimetilfosfin), PPh3 (trifenilfosfin)), fosfitlerin genel formülleri ise P(OR)3 olup her iki yapıda olduğu gibi fosfor üzerindeki bir çift ortaklanmamış elektron (dönor elektronlar) ile metale koordine olmaktadır.Fosfin-metal komplekslerinin katalitik reaksiyonlardaki aktivitesi ve seçiciliği, sterik ve elektronik özellikleri değiştirilerek arttırılabilir. Bu tip kompleksler, birçok tek dişli başka tipligandların oluşturduğu komplekslere göre daha kararlı kompleksler olup, daha stereospesifik katalizörlerdir [1-6]. Bu çalışmada aminometildifosfin ligandıve metal kompleksleri(Ni, Pd, Ru, Co) sentezlendi. . Elde edilen aminometildifosfin bileşiğinin metal kompleksleri;31PNMR, FT-IR, UV ve Elementel analiz metotları kullanılarak karakterize edildi. Karakterize edilen aminometildifosfinbileşiğinin metal komplekslerinin elektrokimyasal (CV) davranışı ve fotolüminesans özelliği incelenmiştir. 98,6 95 90 1313,15 2962,85 85 3319,39 1613,53 80 %T 1436,09 1514,54 75 1259,44 1171,28 70 65 1016,12 1096,46 716,31 60 691,84 796,40 55 53,7 4000,0 3600 3200 2800 2400 2000 1800 1600 1400 1200 1000 800 503,18 600 400,0 cm-1 Anahtar Kelimeler: Aminometildifosfin, Kaynaklar 1. S. Uruş, M. Keleş, O. Serindağ, PhosphorusSulfurSiliconRelat. Elem.,185(7) 1416-1424, (2010). 2. S. Uruş, O. Serindağ, M. Dığrak, HeteroatomChem 16(6) 484-491, (2005). 3.Dubertret, B, Calame, M, Libchaber, A. J, Nat. Biotechnol.,, 19, 365-370, (2001). 4. Lal, S, Taylor, R. N, Jackson, J. B, Westcott, S. L, Nordlander, P, Halas, N. J, J. Phys. Chem. B, 106, 56095612, (2002). 5.Guo, J, Yang, W, Wang, C, He, J, J. Chem. Mater., 18, 5554-5562, (2006). 6. Costa N. J.S.,Kiyohara P. K., Monteiro A. L., Coppel Y., Philippot K., Rossi L. M., Journal of Catalysis, 276, 382–389,(2010). 160 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 107 Tenoksikam Etken Maddesinin DNA ile Etkileşimi Üzerinden Miktar Tayini Harun Muslu, Ayşegül Gölcü a Kahraanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimay Bölümü [email protected] Özet: Tenoksikam ilaç etken maddesi antienflamatuar, analjezik, antipiretik ve antiromatizmal etkilidir. Günde tek doz kullanılır. Prostaglandin sentezini inhibe eder. Fagositoz ve histamin salınımı dahil çeşitli lökosit fonksiyonlarını önler. Oral uygulamadan sonra sindirim kanalından değişmeden emilir. Etkisini kısa sürede gösterir. Gastrotoksik etkisi çok düşüktür. % 100 biyoyararlığı, yaklaşık % 99 luk kan proteinlerine bağlanma oranı vardır. Düşük sistemik klerans ve eliminasyon yarılanma süresine ( 70 saat ) sahiptir. Uzun süreli kullanımlarda vücutta birikim yapmaz. İlaç etkileşimi çok düşüktür. Yaşlılarda, böbrek veya karaciğer yetmezliği olanlarda doz ayarlaması gerekmez. 1 Şekil 1. Tenoksikam İlaç Etken Maddesi Bu çalışmada tenoksikam ilaç etken maddesi DNA ile etkileştirilmiştir. Bu etkileşme sonrası DNA molekülünün guanin bazının yaklaşık 1,0 V civarındaki elektrokimyasal yükseltgenme sinyalindeki değişmeler göz önüne alınarak bir kalibrasyon eğrisi oluşturulmuştur. Elde edilen bu kalibrasyon eğrisinden yararlanılarak tenoksikam ilaç etken maddesinin tayini yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Tenoksikam, DNA, Miktar Tayini Kaynaklar 1. http://en.wikipedia.org/wiki/Tenoxicam 161 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 108 Microchip Design for Diagnosis and Screening of Cancer Cells by Using Pencil Graphite Electrode Harun Muslu, Ayşegül Gölcü a Kahraanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimay Bölümü [email protected] Abstract: Cancer is a universal problem occurring in every place of the World, every age of people, every social status of public. According to the World Health Organization (WHO) every year, more than six million people cancer caught. Fügure 1. Pencil Graphite Electrode The simplest definition of cancer is that, the disease coming from the uncontrolled cell proliferation. To treatment of such a mortal diseases are extremely important. Nowadays, different methods have been used to solve this problem. These are surgical methods, chemotherapy, radiation and alternative medicine. Lots of organic molecules besides transition metal complexes are known to be used for this purpose Also diagnosis and screening are important for the cancer diseases, especially early diagnosis. For these purposes, World needs simple, cheap, and easily use diagnostic techniques. If all these parameters considered, pencil graphite electrode is the most suitable electrode in cancer early diagnosis and screening, use with technological microchips. Key Words: Cancer, Pencil Graphite Elctrode, Diagnosis References: 1. Electrochemical Genosensor Based on Colloidal Gold Nanoparticles for the Detection of Factor V Leiden Mutation Using Disposable Pencil Graphite Electrodes. Ozsoz M. Et al. Analytical Chem. 2003 162 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 109 Gümüşhane İlinde Yetişen Yerel Elma Çeşitlerinin Pomolojik Özellikleri ve Kimyasal İçeriklerinin Belirlenmesi Özgün Kalkışıma, Duygu Özdeşa, Besim Karabuluta, Zuhal Okcub, Hasan Basri Şentürkc a Gümüşhane Üniv., Gümüşhane Meslek Yüksekokulu, 29100, Gümüşhane Gümüşhane Üniv., Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fak., Gıda Mühendisliği Bölümü, 29100, Gümüşhane c Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 61080, Trabzon b [email protected] Özet: Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Gümüşhane ili, iklim özellikleri bakımından Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi arasında bir geçiş teşkil etmektedir. Gümüşhane’de pek çok meyve türü yetişmekte olup bu meyvelerin başında elma gelmektedir. Elma çeşitleri yerel olarak çok büyük önem taşımakta olup gen kaynağı olarak kullanılması mümkündür1. Bu çalışma; Gümüşhane ilinde yetişmekte olan bazı yerel elma çeşitlerinin pomolojik ve morfolojik özellikleriyle kimyasal içeriklerininbelirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Gümüşhane ilinde yapılan arazi çalışmaları neticesinde tespit edilen Yazlık elma, İngiliz elması, Yeşil Göbek, Kara Göbek ve Sarı Göbek elması, Amasya Misketi, Bey (Eşek) elması, Sandık elması, Mahsusa, Arap Kızı, Söğüt elması, Tavşanbaşı, Sarı Hıdır, Yerli misket, Gelin elması ve Yağlı elma olmak üzere 16 çeşit elmadan analiz yapılmak üzere meyve numuneleri alınmıştır. Bu yerel elma çeşitlerinde;kül miktarı, pH, titre edilebilir asitlik, su içeriği, indirgen şeker, sakkaroz ve toplam şeker tayini gibi kimyasal analizler yapılmış olup kül miktarı; %0.60- 1.57, pH; 3.4-4.3, titre edilebilir asitlik; 0.371.36 g/L, su içeriği; %80-90.2 ve toplam şeker; 6.00-8.54 g/100 g aralığında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Yerli Misket çeşidi toplam şeker bakımından, Tavşanbaşı su içeriği bakımından, Mahsusa titre edilebilir asitlik bakımından, Amasya Misketi pH değeri bakımından ve Sandık elması da kül bakımından en yüksek değeri göstermiştir. Bunların yanı sıra elma çeşitlerinin bazı pomolojik ve morfolojik özellikleri incelenmiştir. Sonuçlardan meyve kütlesinin;51-217 g, meyve eninin; 48-80 mm, meyve boyunun;45-67 mm ve suda çözünebilir kuru madde miktarının; %10.0-17.5 aralığında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Arap Kızı meyve kütlesi bakımından, Sarı Hıdır suda çözünebilir kuru madde bakımından ve Bey elması meyve eni bakımındanen yüksek değere sahip olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Gümüşhane, Yerel elma, Pomolojik özellikler, Kimyasal içerik. Kaynaklar 1.Akça, Y., Sen, M. 1990. Van ve Çevresinde Yetiştirilen Mahalli Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 1/1: 109-128, Van. 163 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 110 Cr(VI)’nınUludağ Göknarı (Abiesnordmannianasubsp. bornmuelleriana) Talaşı Üzerine Adsorpsiyonunun Denge, Kinetik ve Termodinamik Açıdan İncelenmesi Mehtap Köroğlua, Duygu Özdeşb, Celal Duranc, Hasan Basri Şentürkc a) Gümüşhane Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 29100, Gümüşhane b) Gümüşhane Üniversitesi, Gümüşhane Meslek Yüksekokulu, 29100, Gümüşhane c) Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 61080, Trabzon [email protected] Özet: Ağır metaller, organik kirleticilerin aksine doğada biyolojik olarak parçalanamadıklarından canlı organizmalarda birikerek toksik etkilere neden olurlar. En tehlikeli ağır metallerden biri olan Cr(VI) iyonlarıCrO42- veya HCrO4- şeklinde hücre membranlarından kolaylıkla difüzlenerek, insanlarda kanserojenik ve mutajenik etkilere neden olurlar. Bu nedenle endüstriyel atık sular çevreye verilmeden önce Cr(VI) ve diğer ağır metallerin uzaklaştırılması gerekmektedir.Ağır metallerin sulardan uzaklaştırılması için; çöktürme, flokülasyon, iyon değiştirme ve adsorpsiyon gibi yöntemler uygulanmaktadır. Adsorpsiyon tekniği; ekonomik oluşu ve kolay uygulanabilirliği açısından çok düşük derişimdeki organik ve inorganik kirleticilerin sulu çözeltilerden uzaklaştırılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır [1]. Bu çalışmada; Cr(VI)’nın sulu çözeltilerden uzaklaştırılmasında köknar talaşınınadsorban olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla köknar talaşı hiçbir fiziksel veya kimyasal işleme tabi tutulmadan öğütülmüş ve 0.15 mm’ den daha küçük boyuttaki tanecikler adsorpsiyon işlemlerinde kullanılmıştır. Adsorpsiyon deneyleri kesikli (batch) sistemle yürütülmüştür. Sulu çözeltide kalan metal iyon derişimleri alevli atomik absorpsiyonspektrofotometre ile analiz edilerek belirlenmiştir.Çeşitli yöntemlerle adsorbanınkarakterizasyonu gerçekleştirildikten sonra en uygun adsorpsiyon şartlarına karar verebilmek için sulu çözelti pH’ı, denge süresi, başlangıç metal iyonu derişimi, adsorban miktarı, sıcaklık ve tuz etkisi gibi deneysel parametreler detaylı bir şekilde incelenmiştir. pH2.0’daadsorpsiyon verimi en yüksek seviyeye çıkmıştır (Şekil 1).Elde edilen deneysel veriler çeşitli kinetik ve izoterm modellerine uygulanmış ve termodinamik parametrelerbelirlenmiştir. Şekil 1.Cr(VI) iyonlarının adsorpsiyon verimi üzerine başlangıç pH etkisi Kaynaklar [1] Ozdes, D.,Gundogdu, A., Kemer, B., Duran, C. ve Kucuk, M., 2014.Assessment of kinetics, thermodynamicsandequilibriumparameters of Cr(VI) biosorptionontoPinusbrutia Ten. CanadianJournal of ChemicalEngineering, 92: 139-147. 164 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 111 Polimerik ve Seramik Membranların Bakır Giderim Performanslarının Belirlenmesi Hasan Köseoğlu, B. İlker Harman, Mesut Genişoğlu Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, 32260 Isparta [email protected] Özet: Endüstrilerin artan üretim kapasiteleri sonucunda bakır ve benzeri ağır metal deşarjlarının çevre üzerindeki artan baskısı ve giderek sıkılaşan mevzuatlar bu metallerin etkin arıtımını zorunlu kılmaktadır. Bununla birlikte hem entegre kirlilik önleme ve kontrolü (IPPC) yaklaşımları hem de artan rekabet koşulları gereğince deşarj edilen suların ve değerli bileşenlerin yeniden kullanıma uygun hale getirilip proseslerde kullanımı ile su ve hammadde kullanım veriminin arttırılması zorunluluğu, endüstrilerde membran proseslerinin etkin biçimde kullanılması gerekliliğine işaret etmektedir. Çapraz akışlı düz tabakalı polimerik membran test ünitesi kullanılarak, gerçekleştirilen çalışmada testler tam çevrim modunda yapılmıştır. Test hücresinde 19 cm x 14 cm ebatlı membranlar kullanılmıştır. Ayrıca seramik membranların bakır giderim performansı da belirlenmiştir. Seramik membran testlerinde TAMI-Filtanium seramik membranı (MWCO: 10 kDa, iç çap: 6 mm, dış çap: 10 mm, filtrasyon alanı: 47 cm2) kullanılmıştır. Seramik membran işletim basıncı 3 bar olarak seçilmiştir. Seramik membranın bakır giderim performansını belirlemek için bakır model çözeltisi ile 10 saatlik filtrasyon testi yapılmıştır. Tüm testlerde süzüntü akıları, basınç, pH, sıcaklık, bakır konsantrasyonları sürekli olarak izlenmiştir. Polimerik ve seramik membran testlerinde bakır için kütle dengesi hesapları yapılmıştır. Bakır analizleri ICP-MS cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Seramik membran ile elde edilen bakır giderimlerinin %65-72 seviyelerinde olduğu görülmüştür (Şekil 1). Süzüntü numunelerindeki en düşük bakır konsantrasyonu 1,35 mg/L olarak ölçülmüştür. Model çözelti ile yapılan seramik membran testinde zamana bağlı olarak bakır giderimlerinin arttığı görülmüştür. Bu durum, model çözeltinin hazırlanması sırasında kullanılan bakır asetatın filtrasyon sırasında membran gözeneklerini tıkayarak daraltması ile açıklanabilir. Ayrıca akı değerlerindeki düşüş de bu yaklaşımı doğrulamaktadır. Anahtar kelimeler: Bakır, Membran, Polimerik, Seramik. 100 Bakır Giderimi (%) 80 60 40 20 0 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 İşletim Süresi (saat) Şekil 1. Model çözeltiden seramik membran ile elde edilen bakır giderimleri (MWCO: 10 kDa, çapraz akış hızı: 1,44 m/s, membran işletim basıncı: 3 bar, besleme suyu sıcaklığı: 20°C, pH: 7,0). 165 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 112 Bazı Verbascum Türlerinin Yağ Asitleri Kompozisyonunun İncelenmesi Hatice Danahaliloğlua, Yener Tekelia, Yelda Güzelb, Yasin Yakara, Serbay Bucaka a b Mustafa Kemel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Mustafa Kemel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü [email protected] Özet: Verbascum cinsi Scrophulariaceae familyasının en geniş cinsidir. Scrophulariaceae familyası, dünya genelinde 200’den fazla cinsi ve 3000 kadar türü bulunan en geniş familyalardan biridir. Verbascum cinsinin Türkiye’de 185’i endemik olmak üzere 233 türü yetişmektedir. Verbascum türlerinin ekstraktları, dekoksiyon ve infüzyonları tüm dünyada ilk çağlardan beri geleneksel tıpta tıbbi bitki olarak kullanılmaktadır. Verbascum türlerinin saponin, iridoid ve feniletanoid glikozitleri, monoterpen glikozitler, neolignan glikozitler, flavonoidler, steroidler ve spermin alkoloidler içerdiği belirlenmiştir. Bu çalışmada Hatay Bölgesinde yetişen üç farklı Verbascum türünün (V.antiochium, V.gaillardotii ve V.tripolitanum) yağ asidi kompozisyonu GC-FID ile incelenmiştir. Bitkilerden elde edilen yağlar esterleştirildikten sonra GC'ye enjekte edilmiştir. Dedektör ve injektör bloğu sıcaklıkları sırasıyla 280 ve 250 oC olarak ayarlanmıştır. Kolona sıcaklık programı uygulanmıştır. Split oranı 1/50 ve injeksiyon miktarı 1 µL'dir. Taşıyıcı gaz olarak hidrojen kullanılmış ve basınç 65 kPa olarak belirlenmiştir. Toplam analiz süresi 35 dakikadır. Bitkilerdeki yağ miktarları %0.91 ile %1.92 arasında değişmektedir.GC-FID analizleri sonucu 16 pik tanımlanmıştır. Türlerin majör yağ asitlerinin birbirinden farklı olduğu; V.antiochium türünün majör yağ asidi linoleik asit (C18:2), V.gaillardotii türünün majör yağ asidi eikosatrienoik asit (C20:3) ve V.tripolitanum türünün majör yağ asidi ise palmitik asit (C16:0) olarak tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Verbascum, Yağ Asidi, GC-FID. Kaynaklar Davis PH., 1988. Mill RR., Tan K., Flora of Turkey and The East Aegean Island. Edinburgh: Edinburgh University Press, 10:191-193 Davis PH. 1978. Scrophulariaceae. Flora of Turkey and The East Aegean Islands. Edinburgh: Edinburgh University Press, 6:458-603. Küpeli, E., Tatlı, İ., Akdemir, Z., Yeşilada, E., 2007. Bioassay-guided isolationof anti-inflammatory and antinociceptive glycoterpenoids from the flowers of Verbascum lasianthum Boiss. ex Bentham. Journal of Ethnopharmacology, 110:444–450 Tatlı, İ.İ., Akdemir, Z., 2004. Chemical Constituents of Verbascum L. Species. FABAD J. Pharm. Sci., 29:93107 166 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 113 Bazı Verbascum Türlerinin Antioksidan Özelliklerinin Belirlenmesi Hatice Danahaliloğlua, Yener Tekelia, Yelda Güzelb, a b Mustafa Kemel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Mustafa Kemel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü [email protected] Özet: Verbascum cinsi Scrophulariaceae familyasının en geniş cinsidir. Scrophulariaceae familyası, dünya genelinde 200’den fazla cinsi ve 3000 kadar türü bulunan en geniş familyalardan biridir. Verbascum cinsinin Türkiye’de 185’i endemik olmak üzere 233 türü yetişmektedir. Türk geleneksel tedavi yöntemlerinde de Verbascum çiçek ve yaprakları ekspektoran, mukolitik, sedatif, diüretik olarak ve bronşit, kuru öksürük, tüberküloz ve astım gibi solonum yolu hastalıklarında tedavi edici olarak kullanılmaktadır. Verbascum türlerinin saponin, iridoid ve feniletanoid glikozitleri, monoterpen glikozitler, neolignan glikozitler, flavonoidler, steroidler ve spermin alkoloidler içerdiği belirlenmiştir. Verbascum sinuatum ve Verbascum tripolitanum, Antakya yöresinde, gebelik döneminde yaşanan bulantıların giderilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu çalışmada Hatay Bölgesinde yetişen üç farklı Verbascum türünün (V.antiochium, V.gaillardotii ve V.tripolitanum) antioksidan özellikleri belirlenmiştir. Antioksidan özellikleri toplam fenolik madde (Folin-Ciocaltaeu Yöntemi), DPPH serbest radikal süpürme yöntemi ve β-karotenlinoleik asit emülsiyon sistemi kullanılarak incelenmiştir. V.tripolitanum türünün toplam fenolik madde içeriğinin diğer iki türden oldukça yüksek olduğu ve IC50 değerinin de daha düşük olduğu tespit edilmiştir. β-karoten-linoleik asit emülsiyon sistemi deney sonucunda ise türlerin %inhibisyon değerlerinin birbirine çok yakın olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Verbascum, Antioksidan, Toplam Fenolik Madde. Kaynaklar Davis PH., 1988. Mill RR., Tan K., Flora of Turkey and The East Aegean Island. Edinburgh: Edinburgh University Press, 10:191-193 Davis PH. 1978. Scrophulariaceae. Flora of Turkey and The East Aegean Islands. Edinburgh: Edinburgh University Press, 6:458-603. Güzelşemme, M., 2014. Antakya'da Kullanılan Tıbbi Bitkiler ile Yabani Gıda Bitkileri. Yüksek Lisans Tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi, 239 s, Hatay. Kozan, E., Çankaya, İ.T., Kahraman, Ç., Akkol, E.K., Akdemir, Z., 2011. The in vivo anthelmintic efficacy of some Verbascum species growing in Turkey. Experimental Parasitology, 129:211–214 Tatlı, İ.İ., Akdemir, Z., 2004. Chemical Constituents of Verbascum L. Species. FABAD J. Pharm. Sci., 29:93107 167 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 114 Poliaminopyrazin ve çok duvarlı karbon nanotüple ile modifiye edilen camsı karbon elektrotları ile askorbik ve ürik asit varlığında dopamin tayini Hilal Dağ, Aysegul Kutluay Mehmet Aslanoğlu Harran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa Özet:Bu çalışmada, camsı karbon elektrotları karbon nanotüp ve poliaminopirazin ile modifiye edilerek askorbik asit ve ürik asit varlığında dopaminin seçimli analizine uygulanmıştır. Elde edilen modifiye elektrot dopaminin yükseltgenmesine mükemmel cevap vererek, elektrokatalitik bir etki göstermiştir. Yalın camsı karbon elektrotu ve karbon nanotüplerle modifiye edilen camsı karbon elektrotları ile karşılaştırıldığında, poliaminopirazin ve karbon nanotüplerle modifiye edilen camsı karbon elektrotu dopaminin akımın şiddetli bir artış göstermiştir. Bu etki, poliaminopirazin ve karbon nanotüplerin kombinazyonundan kaynaklanmıştır. Dönüşümlü voltametri kullanılarak, akım cevabının 2.0×10-6 - 3.0×10-4 M derişim aralığında doğrusal olduğu bulunmuştur. Saptama sınırı ise 1.7×10-8 M olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, 30 µM dopamine için 10 taramanın bağıl standat sapması % 1.2 olarak bulunuş ve kararlılığın mükemmel olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen elektrot, ilaç örneklerine dopaminin saptamasına mükemmel bir şekilde uygulanmıştır. 168 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 115 RPLC Yöntemiyle Azatiyopürin ve MetotreksatınKromatografik Davranışlarının Belirlenmesi Hülya Yılmaz, Ebru Çubuk Demiralay Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, ISPARTA [email protected] Özet: Romatoidartrit, vücudun eklemlerine zarar veren kronik bir eklem hastalığıdır. Hastalığın erken tanınması ve tedavi edilmesi kemik ve kıkırdak hasarını önleyebilir. Romatoidartritin klinik etkinliğini kontrol etmek için, DMARD olarak adlandırılan hastalık modifiye edici antiromatizmal ilaçlar kullanılır1.Bu ilaçlarla ilgili literatürde sınırlı sayıda çalışma vardır. Bu bileşiklerin tayinleri için analitik metotlarda bir gelişme veya bu bileşiklerin özellikleri ile ilgili bir bilgi büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bu ilaçların asit-baz dengeleri ile ilgili bilgi, bu grup ilaçların yer aldığı fizyolojik mekanizmaları anlamayı sağladığı ve kolaylaştırdığı için farmakolojik öneme sahiptir. Bu çalışmada DMARD grubu ilaçlardan metotreksat veazatiyopürinin iyonlaşma sabiti(pK a)değerleri, ters faz sıvı kromatografik metot (RPLC) kullanılarak metanol-su ikili karışımlarının farklı yüzdelerinde tayin edilmiştir. Ayrıca bu ilaçların sudaki pKa değerleri,Yasuda-Shedlovsky eşitliğinden ve organik modifiyerinmol kesri ve bileşiklerin pKa değerleri arasındaki lineer eşitlikten hesaplanmıştır. Ters faz sıvı kromatografi yöntemi duyarlılığı ve kesinliği yüksektekrarlanabilirliği oldukça iyi bir metottur2. Bu yöntemle elde edilen veriler ilaçların çözünürlük, absorpsiyon, dağılım, metabolizma ve eliminasyon gibi fizikokimyasal davranışları hakkında önemli bilgiler sağlayacaktır.Metotreksat veazatiyopürinfarklı kimyasal yapıları nedeniyle farklı kromatografik davranışları olan bileşiklerdir. Metotreksatınyapısındakipteridin halkasına ait azotun ve iki karboksilik asitin, azatiyopürin de ise pürin halkasının 1 ve 9 nolu azotunun iyonlaşma sabiti değerleri ters faz sıvı kromatografi yöntemiyle belirlenmiştir. Bu bileşiklerin iyonlaşma sabiti değerlerinin tayininde metanol organik modifiyer olarak seçilmiştir. Metanolderişiminin etkisi, %20-%30 aralığında tutulmuştur. Bu ilaçların pKadeğerleri Gemini NX C18 (250 mm, 4,6 mm ID, 5μm) kolon, 1 mL/dakika akış hızı ve 30 0C kolon sıcaklığında tayin edilmiştir. Anahtar kelimeler: DMARD, Metotreksat, Azatiyopürin, İyonlaşma sabiti, Metanol. Kaynaklar 1Świerkot, J.Szechiñsk, J. 2006.Methotrexate in rheumatoidarthritis. 58,473-492. 2Canbay, H.S., Demiralay, E.C., Alsancak, G., Ozkan, S.A. 2011. ChromatographicDetermination of pK aValues of SomeWater-InsolubleArylpropionicAcidsandArylaceticAcidsInAcetonitrile-Water Media. Journal of ChemicalEngineering Data, 56(5): 2071-2076. 169 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 116 Cd(II) ve Ni(II) İyonlarınınBulutlanma Noktası Ekstraksiyonuile Zenginleştirilmesi,Su ve Gıda ÖrneklerindeFAAS ile Tayinleri Murat Yazara,Olcay Özdemira,Nurcan Öztürka, Hüseyin Serencamb, Hacer Bayraka Neslihan Demirbaşa, Celal Durana a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 61080, Trabzon Bayburt Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği, 69000, Bayburt b [email protected] Özet: Cd ve Nidoğada birikme eğilimi gösteren toksik metallerdendir. Bu durum çevresel örneklerde ağır metal düzeylerinin izlenmesini önemli kılmaktadır. Gerçek numunelerde bulunan eser düzeydeki metallerin tayinindematriks etkisini gidermek için bir zenginleştirme basamağına ihtiyaç duyulur. Bu amaçla güvenilir, hızlıve az miktarda çözücünün kullanılmasına imkan veren bulutlanma noktası ekstraksiyonu metodu yaygın olarak kullanılmaktadır 1. Bu çalışmada, sulu çözeltilerde eser düzeyde bulunan Cd(II) veNi(II) iyonlarının bulutlanma noktası ekstraksiyonu yöntemi ile zenginleştirilmesinden sonra FAAS ile tayinleri yapıldı. Bu amaçlaEtil [3-(4-klorofenil)-5-(siyanometil)-4H-1,2,4-triazol-4-il]karbamatkompleksleştirici reaktif olarak kullanıldı. Triton X-114 yüzey aktif madde olarak seçildi. Geri kazanım üzerine etki eden pH, yüzey aktif madde konsantrasyonu, santrifüj hızı, matriks etkisi gibi değişkenler incelendi.Cd(II) ve Ni(II) için optimum pH 7 olarak belirlendi (şekil 1). Geliştirilen yöntem su ve gıda örneklerine uygulandı. % Geri Kazanım Anahtar Kelimeler: Eser Analiz, Zenginleştirme, Toksik Metaller. 100 80 60 Cd (II) Ni (II) 40 20 0 6 7 8 9 10 pH Şekil 1. Cd(II) ve Ni(II)’nin geri kazanımları üzerine pH etkisi KAYNAKLAR: [1] Duran, C., Özdeş, D., Çelenk Kaya, E., Kantekin, H., Bulut, V. N., & Tüfekçi, M. 2012. Optimization of a newcloudpointextractionprocedurefortheselectivedetermination of traceamounts of total iron in someenvironmentalsamples. TurkishJournal of Chemistry, 36(3), 445-456. 170 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 117 Pipemidik asit, Marbofloksasin, Enoksasin ve Siprofloksasinin İyonlaşma/protonasyon Sabitlerinin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini Hüseyin Tunçmen, Sertaç Budak, Nevzat Çınar, Cansel Çakır, Nurdan Imızoğlu Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet: Kinolonlar, nalidiksik asit ve oksolinik asit yapısını temel alan sentetik antibakteriyal bileşiklerdir1. Ana yapıda antimikrobiyal aktivite için 3 numaralı pozisyonda karboksilik asit grubu bulunmaktadır(Şekil 1). Bu grup, 4 numaralı pozisyondaki keto grubu ile molekül içi hidrojen bağı oluşturmakta ve yapıdaki karboksil grubunun iyonlaşma davranışını etkilemektedir. Piperazin grubu süstitüentteamin grubunun asitliğinin piperazinden farklı olması da karboksilik grup protonunun piperazinil grubuna hareketi ile açıklanmaktadır. Pipemidik asit Marbofloksasin Enoksasin Siprofloksasin Şekil 1: Kinolonlarınyapısı Kinolon grubu bileşiklerin tayinlerinde tercih edilen yöntem, ters faz sıvı kromatografidir ve bu bileşiklerin sıvı kromatografik yöntemle tayininin optimizasyonu aşamasında fonksiyonel grup sabitlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Kinolonlar, yapılarında karboksil grubu ve bir veya daha fazla amin fonksiyonel grupları içerdiğinden zwitteriyonik davranış göstermektedir. Bu nedenle bu bileşiklerin ters faz sıvı kromatografik davranışında hareketli faz pH’sı ayırma aşamasında incelenmesi gereken temel parametrelerden biridir. Ayırmada kolon seçimi ve hareketli fazın organik çözücü içeriği de son derece önemlidir. Bu çalışmada, kinolon grubundan pipemidik asit, marbofloksasin, enoksasin ve siprofloksasinin iyonlaşma/protonasyon sabitleri, su-organik çözücü ikili karışımlarında ters faz sıvı kromatografi yöntemi ile tayin edilmiştir. Sabitlerin tayinleri, 100 mM derişimde olacak şekilde H3PO4 içeren %15 (h/h) asetonitril-su ortamında gerçekleştirilmiştir2. Kinolonlarınkromatografik davranışları üzerine pH etkisi, hareketli faz pH değerleri 2,0-7,20 aralığında tutularak incelenmiştir. Kromatografik çalışma, Supelcosil LC ABZ+ ( 25 cm, 4,6 mm ID, 5 μm, endcapped) kolonuyla 1,2 mL/dakika akış hızında 30oC’de gerçekleştirilmiştir. Anahtar kelimeler: Kinolonlar, RPLC, Supelco LC ABZ+ , İyonlaşma/Protonasyon Sabitleri. Kaynaklar 1.Barbosa, J., Berges, R., Toro, I., Sanz-Nebot V., 1997. ProtonationEquilibria of QuinoloneAntibacterials in Acetonitrile-Water Mobile PhasesUsed in LC. Talanta, 44, 1271-1283 2. Barbosa, J., Bergés, R., Toro, I., Sanz-Nebot, V., 1997. DissociationConstantsandPreferentialSolvation of Fluoroquinolones in HydroorganicMixturesUsed in LC. International Journal of Pharmaceutics, 149, 213-225. 171 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 118 Moksifloksasinin Ters Faz Sıvı KromatografiYöntemiyle Tablet Dozaj Formda Tayini Hüseyin Tunçmen, Sertaç Budak, Elif Sekmen, Cansel Çakır, Ebru Çubuk Demiralay Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta [email protected] Özet: Florokinolonlar, antibiyotiklerin önemli bir grubunu oluştururlar. Bu grupta yer alan sentetik antimikrobiyaller olup gram-negatif ve gram-pozitif bakterilere karşı mükemmel aktivite gösterirler. Bu bileşikler insanlarda, akciğer, sindirim ve idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Moksifloksasin 4. kuşak kinolonlardan biridir(Şekil 1). Şekil 1: Moksifloksasinin yapısı Bu çalışmada, moksifloksasinin ters faz sıvı kromatografik davranışı incelenerek tayinine uygun koşul belirlenmiştir. Moksifloksasin, kinolonlar içinde lipofilik özellikte bir bileşiktir. Moksifloksasin yapısında bir karboksil grubu ve bir amin fonksiyonel grubu içerdiğinden zwitteriyonik davranış gösterir; bu nedenle ters faz sıvı kromatografik davranışında hareketli faz pH’sının etkisinin ayırma aşamasında incelenmesi gerekir. Moksifloksasininkromatografik davranışına uygun Supelcosil LC ABZ+ (250 mm x 4,6 mm I.D., 5 μm) kolonu tercih edilmiştir. Bu kolon, bazlar için özel olarak geliştirilmiştir. Bu kolonla çalışmada, faza analitinsilanol gruplarıyla etkileşimini önlemek amacıyla aminbloklayıcıların ilavesi gerekmemektedir. Bu kolonda pik simetrisinin yeterli olduğu denemelerde belirlenmiştir. Çözücünün etkisini incelemek için organik çözücünün farklı yüzdelerinde çalışılmıştır. Geliştirilen yöntem, farmasötik dozaj formuna( Avelox, 400 mg) uygulanmıştır. Mobil faz olarak asetonitril-su ikili karışımı kullanılmıştır. Bileşiğin tayini, 100 mM derişimde olacak şekilde H3PO4 içeren asetonitril-su ortamında gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen çalışmada, sıcaklık 30oC’ de, 1,2 mL/dakika akış hızında yapılmıştır. Yapılan bu çalışmada, kalibrasyon için iç standart yöntemi kullanılmıştır. Anahtar kelimeler: Moksifloksasin, HPLC Tayini, Farmasötik Analiz. Kaynaklar 1. Ba, B.B., Etienne, R., Ducint, D., Quentine, C., Saux, M.C., 2001. Determination of Moxifloxacine in Growth Media By High Performance Liquid Chromatography. Journal of Chromatography B, 754, 107-112. 2. Langlois, M.H., Montagut, M., Dubost, J.P., Grellet, J., Saux, M.C., 2005. ProtonationEquilibriumandLipophilicity of Moxifloxacin. Journal of PharmaceuticalandBiomedical Analysis, 37, 389-393. 172 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 119 Kompleks Koaservasyon Yöntemiyle Papatya Yağı İçeren Mikrokapsül Üretimi Hüsniye Çiçek, Serap Atalay, Elif Köksal, Fethiye Göde a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edeb. Fak., Kimya Bölümü, Isparta b Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya ABD, Isparta [email protected] Özet: Mikrokapsüller mikron çapında (1 ile 1000 µm aralığında) büyüklüğe sahip, çekirdek ve duvardan oluşan küreciklerdir.1 Mikrokapsül, polimerik bir duvar ve bu duvar içerisinde hapsedilmiş katı, damla formundaki sıvı ya da gaz parçacıklarından oluşur.2 Mikrokapsüller ve mikrokapsülasyon teknolojisi günümüzde eczacılıkta, tekstilde, sağlıkla ilgili ilaç, vitamin, krem, kozmetik gibi bütün ürünlerde kullanılmaktadır.3 Bu çalışmada, kompleks koaservasyon yöntemi kullanılarak duvar materyali jelatin/arap zamkı, çekirdek materyali papatya yağı olan mikrokapsüller üretilmiştir. Mikrokapsüllerin üretimi sırasında emülsiyonu oluşturmak için yüzey aktif madde (SDS) ve mikrokapsül duvarının çözünmezlik özelliği kazandırmak için çapraz bağlayıcı (gluteraldehit) duvar materyallerine ilave edilmiştir. Jelatin/arap zamkı oranları, SDS miktarı, papatya yağı miktarı, gluteraldehit miktarı, karıştırıcının tipi ve cinsinin mikrokapsülasyona etkileri incelenmiştir. Üretimi yapılan mikrokapsüllerin oluşumları optik mikroskop (Şekil) ve taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile analiz edilmiştir. Şekil: Optik mikroskop görüntüsü Anahtar Kelimeler: Mikrokapsül, Kompleks Koaservasyon, Papatya Yağı, Jelatin/Arap Zamkı. Kaynaklar 1 Şirin Deveci, S. 2009. Mikrokapsüllenmiş Faz Değiştiricilerin ve Özel Liflerin Elastik Bandajların Konfor Özelliklerinin İyileştirilmesinde Kullanımı. Ege Üniversitesi. Fen Bil. Ens. Yüksek Lisans Tezi, 164s, İzmir. Çimen, E. 2007. 2 Mikrokapsülleme Yöntemiyle Dokuma Kumaşlara Yeni Özellikler Katma Olanakları. İstanbul Teknik Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 62s, İstanbul. 3 Özev, B. Yüksek, M. 2002. Parfümlerin Çapraz Bağlı Mikrokapsüllerden Yavaş Salgılanmaları. Ekoloji Dergisi, 43(10), 26-29. 173 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 120 Siirt Yöresinde Bulunan Ada Çaylarının Metal İçeriklerinin Belirlenmesi İbrahim Teğina, Osman Karabacakb, Mehmet Fidanc ve Uyan Yükseld a Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Siirt Gazi Üniversitesi Polatlı Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Ankara c Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Siirt d Siirt Üniversitesi Siirt Meslek Yüksekokulu, Siirt b İ[email protected] Özet: Adaçayı, çok eski çağlardan beri şifalı bir bitki olarak kullanılmaktadır. Adaçayı, sık sık içildiğinde tüm bedeni güçlendirmesi yanında kalp krizi tehlikesini azalttığı bilinmektedir. Bu çalışmada Siirt yöresinde bulunan Salviapoculata, Salviapalaestina, Salviamacrochlamys, Salviasiirtica, Salviasyriaca ve Salviamontbretii gibi ada çaylılarının As, Be, Cd, Co, Cr, Cu, Fe, K, Li, Mg, Mn, Mo, Na, Ni, Pb, Sb, Se, Sr, Ti, V ve Zn’nun metal analizi ICP-OES-700 ile yapılmıştır. Fe, K ve Mg değerleri yüksek bulunurken diğer metal değerleri iseppm sevilerinde bulunmuştur. Ayrıca, BCR-670 gibi CRM ile metal değerlerinin karşılaştırılması yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Ada çayı, Metal, Bakır, Demir, Magnezyum. Kaynaklar 1. Kara, D. 2009. Evaluation of trace metal concentrations in some herbs and herbal teas by principal componen tanalysis. FoodChemistry, 114,347-354 2. Karadaş, C., Kara, D. 2012. Chemometricapproachtoevaluatetrace metal concentrations in somespicesandherbs.FoodChemistry, 130, 196-202 174 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 121 MTIMNTiyazolTürevininElektrokimyasalModifikasyonuveKarakterizasyonu: MTIMN/GC Elektrot’unCd(II) İyonlarınınKantitatifTayinindeKullanılabilirliğininİncelenmesi Saniye Özcan1, İbrahim Yılmaz2 ve İbrahim Ender Mülazımoğlu3 1 Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Ana Bilim Dalı, Eskişehir Karamanoğlu MehmetbeyÜniversitesi, KamilÖzdağ Fen Fakültesi, KimyaBölümü, Karaman 3 Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Kimya Eğitimi Anabilim Dalı, Konya 2 [email protected] Özet: Kadmiyum; çeşitli toksik etkileri, uzun süreli biyolojik yarı-ömür, vücuttan atılma oranı düşük ve yumuşak dokularda depolanması kemik dokusuna göre daha baskın olması nedeniyle birçok hastalığın etkeni olan bir ağır metaldir1,2.Girişim etkilerinden dolayı da elektrokimyasal olarak tayini zor bir metaldir. Bu bilgiler ışığında; molekül yapısından dolayı kadmiyum iyonuna seçicilik ve hassasiyet gösterebileceği düşünülen1-(((4-(3-mestil-3-metilsiklobütil)tiyazol-2il)imino)metil)naftalen-2-ol (MTIMN) bileşiğinin asetonitrilde hazırlanmış olan 100mMtetrabütilamonyumtetrafloroborat destek elektrolitiiçerisinde hazırlanmış 1 mM çözeltisi kullanılarak camsı karbon (GC) elektrot yüzeyinde elektrokimyasal ve spektroelektrokimyasal özellikleri dönüşümlü voltametri (CV) ve elektrokimyasal impedansspektroskopi (EIS) teknikleri ile incelenmiştir3. Kare dalga voltametri (SWV) ve diferansiyel pulsvoltametrisi (DPV) teknikleri ile MTIMNmodifiyeGC elektrot yüzeyi kullanılarak Cd (II) iyonlarınınkantitatif tayini başarılı bir şekilde yapılmıştır. Aşağıda verilen şekilde, MTIMN molekülünün GC elektrot yüzeyine 10 döngülü modifikasyon voltamogramı ve SWV tekniği ile bu yüzeyde alınmış olan Cd (II) iyonlarına ait voltamogram görülmektedir. Şekil: MTIMN molekülünün GC elektrotyüzeyine CV ile modifikasyonu ve modifiyeelektrodun SWV ile Cd(II) tayininde kullanımı Kaynaklar 1.Goering, P. L.,Waalkes, M. P., &Klaassen, C. D. (1995). Toxicology of cadmium. InToxicology of metals(pp. 189-214). Springer Berlin Heidelberg. 2.Suguihiro, T. M., de Oliveira, P. R., de Rezende, E. I. P., Mangrich, A. S., MarcolinoJunior, L. H., &Bergamini, M. F. (2013). An electroanalyticalapproachforevaluation of biocharadsorptioncharacteristicsanditsapplicationforLeadandCadmiumdetermination. Bioresourcetechnology, 143, 40-45. 3. I. E. Mülazımoğlu (2012). Electrochemicaldetermination of copper(II) ions at naringeninmodifiedglassycarbonsensorelectrode: Application in lake watersample. DesalinationWaterandTreatment,44, 161-167. 175 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 122 Yüksek Hassasiyetli Nanokarbonizeelektrotların Hazırlanması ve Performanslarının Belirlenmesi İhsan Aşıka, Aslı Erkalb, Samet Yavuzb, Aybüke A. İ.-Turanc, Ali Osman Solakd,e, Zafer Üstündağb a Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Gölhisar Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczacılık Bölümü Gölhisar/Burdur b Dumlupınar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Kütahya c MTA Genel Müdürlüğü, MAT Dairesi Başk., Teknoloji Koordinatörlüğü, Cevher Zenginleştirme ve Metalurji Birimi, Balgat, Ankara d Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Tandoğan, Ankara e 5Kyrgyz-Turk Manas University, Faculty of Engineering, Department of ChemicalEngineering,Bishkek, Kyrgyzstan [email protected] Özet: Elektrokimyasal olarak sentezlenmiş grafenoksitin çeşitli konsantrasyonları ile polimer esaslı karbon malzemeler homojen bir şekilde karıştırıldıktan sonra çeşitli elektrot yüzeyleri bu malzeme ile mikron boyutta kaplanmıştır. Elde edilen yüzeyler, vakumda ve inert azot ortamında yüksek sıcaklık fırınında 600 ºC’de ve 1000 ºC’de ikişer saat bekletmek suretiyle ön oksidasyon ve karbonizasyon işlemine tabi tutulmuştur1. Elde edilen yüzeyin SEM, XRD ve IR karakterizasyonları yapılmış olup mevcut elektrotların performansları, ferrosen ve ferrisiyanür redoks prob çiftlerinin elektron aktarım hızları incelenerek tespit edilmiştir. Elektrokimyasal karakterizasyonlar, dönüşümlü voltametri ve potansiyostatik elektrokimyasal impedans spektroskopisi ölçümleri ile yapılmıştır. Yeni malzemenin tünelleme ve bariyer etkileri hakkında veri toplanmış olup, klasik elektrotlarla kıyaslanmıştır 2. Anahtar kelimeler: Karbon Nanomalzemeler, Elektrokimyasal İmpedans Spektroskopisi. Kaynaklar 1 Üstündağ, Z. and Solak, A.O. 2009. EDTA modifiedglassycarbonelectrode: preparationandcharacterization, ElectrochimicaActa,, 54: 6426–6432 2 McCreery, R.L. 2008, Advanced CarbonElectrodeMaterialsforMolecularElectrochemistry,ChemicalReviews, 108: 2646-2687 176 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 123 Kovalent Olarak Modifiye Edilmiş Grafen Oksit Nanofilmlerin Hazırlanması ve Elektrokimyasal Uygulamaları Aslı Erkala, İhsan Aşıkb, İlknur Üstündağc, Samet Yavuza, Zafer Üstündağa a Dumlupınar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 43100, Kütahya Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Gölhisar Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczacılık Bölümü Gölhisar/Burdur c Dumlupınar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü,43100, Kütahya b [email protected] Özet: Grafitin tabakalar halinde elektrokimyasal olarak açılması ile hazırlanangrafen oksit, camsı karbon elektrot yüzeyine elektrokimyasal oksidasyon tekniği ile kovalent bağla bağlanmıştır.Elde edilen modifiyegrafen oksit-camsı karbon (GO-GC) elektrot, çeşitli tekniklerle (elektrokimyasal teknikler, XPS, IR ve AFM) karakterize edilmiştir1. Pikomolar seviyesinde duyarlılığa sahip grafen oksit modifiye yüzeyler,diferansiyel pulsanodik sıyırma voltametrisi tekniğiyle kan, idrar, içme suyu ve süt gibi biyolojik veya gıda numunelerinde ağır metal (Cd2+, Pb2+ ve Cu2+) tayinleri için sensör olarak kullanılmıştır. Nanosensörün performansı, çeşitli iyon girişimleri de (Zn2+, Hg2+, Ni2+, Fe3+, Co2+, Bi3+) dikkate alınarak belirlenmiştir. Analitik parametreler rapor edilmiştir2. Anahtar kelimeler: Grafen Oksit, Nanosensör, Modifiye Elektrotlar. Kaynaklar 1 Uluok, S., Erdoğan, M.S., Erkal, A., Aşık, İ., Kuzu, G., Ekşi, H., Üstündağ, Z., 2014, Nanocharacterization of thegrapheneoxideterminated platform on polycrystallinegoldsurface, Journal of ComputationalandTheoreticalNanoscience, in pres 2 Üstündağ, Z. and Solak, A.O. 2009. EDTA modifiedglassycarbonelectrode: preparationandcharacterization, ElectrochimicaActa,, 54: 6426–6432 177 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 124 Sulu Ortamdan Cr(VI) İyonlarının Amin Modifiye Alg “Scenedesmus quadricauda” ile Biyosorpsiyonu İlkay Açıkgöz Erkayaa, Aydın Akbulutb, Gözde Ersoyc, Gülay Bayramoğluc,d a Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Biyoloji Eğitimi Bölümü, Ankara Hacettepe Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Beytepe, Ankara c Gazi Üniversitesi, Biyokimyasal İşlemler ve Biyomateryal Araştırma Laboratuvarı, Ankara d Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara b [email protected] Özet: Çağımızın en büyük problemlerinden olan endüstriyel çevre kirliliği, doğal kaynakları sınırsız kabul ederek hareket eden insanoğlunun, endüstriyel faaliyetler sonucunda oluşan atıklarını, yeterli tedbirleri almaksızın, doğal ortamlara kontrolsüzce bırakmasıyla oluşmaktadır. Krom kirliliği, özellikle krom kaplama, otomotiv, deri ve boya sanayi atıklarından kaynaklanır. Cr(VI), özellikle deri ve mukozal dokularda hasarlara ve kanserlere yol açabilmektedir (1,2). Sulu ortamlardan veya atık sulardan ağır metallerin uzaklaştırılmasında mevcut yöntemlere alternatif olarak algal biyokütleler kullanılmaktadır (3). Bu çalışmada, sulu ortamdan Cr(VI) iyonlarının uzaklaştırılması için amin modifiye alg biyokütlesi kullanıldı. Yapısında ağır metalleri biriktirebilme eğilimine sahip olan Scenedesmus quadricauda, Kızılırmak nehrinden izole edildi. Alg hücrelerinin amin modifikasyonu için öncelikle bifonksiyonel glutaraldehit ile aktive edildi ve ardından tris-aminoetilamin ligandı ile inkübe edilerek yüzeye kovalent olarak bağlanması sağlandı. Modifiye biyosorbent FTIR, mikroskopik ve analitik çalışmalarla karakterize edildi. Hazırlanan alg modifiye algal biyokütle sulu ortamdan Cr(VI) iyonlarının uzaklaştırılması işleminde kullanıldı. Doğal ve modifiye algal biyokütlenin biyosorpsiyon kapasitesi üzerine temas süresi, ortam pH’sı, metal iyonu derişimi gibi parametrelerin etkisi araştırıldı. Biyokütlenin Cr(VI) iyonu biyosorpsiyonunun pH’a bağlı olduğu ve düşük pH değerlerinde daha yüksek biyosorpsiyon kapasitesine ulaşıldığı görüldü. Maksimum deneysel adsorpsiyon kapasitesi doğal ve modifiye biyokütle için sırası ile 27,8 ve 63,9 mg/g olarak bulundu. Adsorplanan Cr(VI)’nın desorpsiyonu ve bu biyokütlelerin tekrar kullanılabilirliği araştırıldı. Anahtar kelimeler: Biyosorpsiyon, Modifikasyon, Cr(VI) , Biyosorpsiyon. Kaynaklar 1. Bayramoglu, G., Arica M.Y. 2011. Synthesis of Cr(VI)-imprinted poly(4-vinyl pyridine-cohydroxyethyl methacrylate) particles: Its adsorption propensity to Cr(VI), Journal of Hazardous Materiıals. 187(1-3): 213-221. 2. Sharma, D.C., Forster, C.F., 1994. A preliminary examination into the adsorption of hexavalent chromium using low-cost adsorbents. Bioresource Technology, 47: 257-264. 3. Arica, M.Y., Bayramoglu, G. 2009. Construction a hybrid biosorbent using Scenedesmus quadricauda and Ca-alginate for biosorption of Cu(II), Zn(II) and Ni(II): Kinetics and equilibrium studies. Bioresource Technology, 100(1): 188-195. 178 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 125 CTA/m-ZnOKompozitMembran Hazırlanması ve Karakterizasyonu İlker Akına ve Mustafa Ersöza,b a Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü,42130, Konya Selçuk Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma Ve Uygulama Merkezi, Kampüs-Konya b [email protected]@gmail.com Özet: Selüloz triasetat (CTA) mükemmel bir tuz reddetme kapasitesine sahip olduğu,dayanıklı oluşu, hidrolize ve biyolojik saldırılara karşı direncinin olduğu bilinmektedir.Son yıllarda polimer çözeltileri ile nanopartiküllerin(SiO2,TiO2,Al2O3,Fe3O4, ZrO2, Au, Fe0, Pdve Ag) karışımlarının hazırlanarak elde edilen membranlar incelendiğinde membranın geçirgenliğinin, seçiçiliği, mekanik mukavemeti, ısıl direnci ve akısında önemli değişiklikler olduğu bulunmuştur1-4. Bu çalışmada sentezlenen ve modifiye edilmiş ZnO nanopartiküllerin CTA ile harmanlanmasıyla diklorometan içersinde faz değişim metodu ile hazırlanması ve edilen membranların karakterizasyonu incelenmiştir. Elde edilen CTA/ZnOve CTA/modifiye-ZnO kompozit membranların FTIR, SEM, AFM ve yüzey temas açıları ölçülerek karakterize edilmiştir. Elde edilen SEM ve AFM sonuçlarına gore polimer karışımına ilave edilen ZnO nanopartikül miktarı arttıkça membrane yüzeyinde kütle miktarının ve yüzey pürüzlülüğünün arttığı görülmüştür. Benzer sonuçlar Balta ve arkadaşları tarafından da gözlenmiştir5. Bu modifiye edilmiş nanopartikülle ile membranların özelliklerinin geliştirilmiş olduğu görülmüştür. Elde edilen membranlar ile uygulama olarak boya giderimi denemeleri yapılmıştır. Çalışmada; sulu çözeltinin (Rhodamin B) pH, membranda nanopartikül miktarı, sıyırma çözeltisinin ve sulu çözeltinin konsantrasyonu gibi parametreler incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar göstermiştir ki, yeni modifiye nanopartiküller ile harmanlanmış polimerik kompozit membranların özelliklerinin daha da geliştirile bilindiği tespit edilmiştir. Anahtar kelimeler: Kompozitmembran, Nanopartikül, ZnO, Selüloz triasetat Kaynaklar [1]Yang, Y.N., Zhang, H.X., Wang, P., Zheng, Q.Z., Li, J., 2007. Effect of TiO2 nanoparticles on the surface morphology and performance of microporous PES membrane,Journal of Membrane Science, 288: 231–238. [2]Yan, L., Li, Y.S., Xiang, C.B., 2005. Preparation of poly(vinylidene fluoride) (PVDF) ultrafiltration membrane modified by nano-sized alumina (Al2O3) and its antifouling research, Polymer, 46:7701–7707. [3]Cao, X.C., Ma, J., Shi, X.H., Ren, Z.J., 2006. Effect of TiO2 nanoparticle size on the performance of PVDF membrane, Applied Surface Science, 253:2003–2010. [4]Jian, P., Yahui, H., Yang, W., Linlin, L., 2006. Preparation of polysulfone–Fe3O4 composite ultrafiltration membrane and its behavior in magnetic field, Journal of Membrane Science, 284: 9–16. [5]Balta, S., Sotto, A., Luis, P., Benea, L., Bruggen, B.V., Kim, J., 2012.A new outlook on membrane enhancement with nanoparticles: The alternative of ZnO, Journal of Membrane Science, 389: 155– 161 179 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 126 Victoria Blue R Tekstil Boyar Maddesinin Kitosan-Ayçekirdeği Kabuğu Modifiye Ürünü Üzerine Adsorpsiyonun Kesikli Sistemde İncelenmesi İlknur Tosun Satıra, Naim Özdemira, Buket Bulut Kocabaşa, Kadir Erola a Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü [email protected] Özet: Çevre kirlenmesi endüstriyel gelişmeyle orantılı olarak gün geçtikçe artmaktadır. Boyar maddelertekstil, deri, kâğıt ve plastik gibifarklı endüstri alanlarında yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Tekstil sektörü dünyada ve ülkemizdeher geçen gün gelişmekte olan sektörlerden birisidir ve dolayısıyla yüksek miktarda boyar madde içeren ve tekstil sektöründen kaynaklanan atık sular ciddi problemler yaratmaktadır1.Tekstil endüstrisindeki boyalı atık sular içerdikleri maddeler nedeniyle canlılara zarar vermekte, renkli olmaları nedeniyle de çevre estetiği açısından çirkin görüntülere neden olmaktadır.Tekstil atık sularınınarıtılması için biyolojik, kimyasal ve fiziksel esaslara dayanan yöntemler geliştirilmiştir 2,3,4. Boyar maddelerin uzaklaştırılması için geliştirilen bu yöntemlerin birçoğunun maliyeti oldukça yüksektir5. Adsorpsiyon günümüzde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemin diğer yöntemlere göre avantajları ise maliyeti düşük adsorbanlaraolanak sağlaması ve uzaklaştırılması düşünülen adsorbata seçicilik göstermesidir. Bu çalışmada kitosan-ayçekirdeği kabuğumodifiye ürünü ile bir teksil boyası olan Victoria Blue R (VBR) boyar maddesinin adsorpsiyonu için pH, adsorban miktarı, karıştırma süresi ve adsorbat derişimi incelenerek optimum koşullar belirlenmiştir. Daha sonra 3 farklı sıcaklıkta elde edilen verilen kinetik ve izoterm modelleri ile değerlendirilmiştir. Ayrıca adsorpsiyon kapasitesi üzerine iyonik şiddetin etkisi araştırılmıştır. Yapılan tüm çalışmalarda boyar maddenin kantitatif tayini UV spektrofotometresi ile tayin edilmiştir. Sonuçlar sulardan VBR boyar maddesinin giderimindekitosanayçekirdeği kabuğumodifiye ürününün uygun bir adsorban olduğunu göstermiştir. Anahtar kelimeler: Adsorpsiyon, Ayçekirdeği Kabuğu, Kitosan. Kaynaklar 1. Gülnaz, O., Kaya, A., Dinçer , S., 2006. TheReused of DriedActivatedSludgeforAdsorption of ReactiveDye, J. of HazardousMaterials, B134: 190-196. 2. Mc Kay, G.,Otterburn, M.S., Sweeney, A. G. 1980. TheRemoval of ColorfromEffuluent Using VariousAdsorbents III. Silica Rate processes. Waterres. 14,15-20. 3. Asfour, H. M.,Fadali, O.A., Nassar, M. M., El-Geundi, M. S. 1985. EquilibriumStudies on Adsorption of Basic Dyes on Hard Wood. J.Chem.Tech.Biotechnol. 35A, 21-27 4. Namasiyam, C.,Chandrasekaran, B.1991. Treatment of DyingIndustryWastewatersusing Fe(III)/ Cr(III) SludgeandredMud. J. Ind. Assoc.Environ.Manage. 18, 93-99. 5. Namasivayam, C.,Kanchana, N. 1992. Waste Banana Pith as AdsorbentforColourRemovalfromWastewaters. Chemosphere. 25, 1690-1706. 180 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 127 3-Amino-4-Karbonitril-5-Fenil Piridazin Ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi İrem Koyun, Yusuf Kelebekli, Elif Yıldız, Ferhan Tümer Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edeb. Fakültesi Kimya Bölümü Avşar Kampüsü K.Maraş [email protected] Özet: Organik kimyada, azot içeren heterosiklik bileşikler doğal ürünlerin, boyar maddelerin, zirai kimyasalların ve ilaçların bütünleyici parçalarıdır. Günümüzde, canlı metabolizmasında direnç kazanan çeşitli virüs ve bakterilerin etkilerini azaltmak, mümkünse yok etmek için yeni ilaçlara ve bunu takiben yeni sentezlere ihtiyaç duyulmaktadır. Diazin bileşikleri önemli biyolojik aktivitelere sahip olduklarından her zaman çok fazla ilgi duyulan bileşikler olmuşlardır. Diazinler altılı halkada iki azot atomu bulunduran bileşiklerdir ve bunlar piridazin (1,2-diazin), pirimidin (1,3-diazin) ve pirazin (1,4-diazin) olarak adlandırılır. CN N Ph NH2 N N N Piridazin 1 N N Pirimidin N Pirazin 2 3 N 4 Bu çalışmada, 3-amino-4-karbonitril-5-fenil piridazin’in (4) elektrokimyasal davranışları araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Piridazin, Pirimidin, Aminopiridazin. Kaynaklar 1. 2. (a) A. Felici, G. Amicosante, A. Oratore, R. Strom, P. Ledent, B. Joris, L. Fanuel, J.M. Frere, Biochem. J. 291 (1993) 151e155. (b) P. Lassaux, M. Hamel, M. Gulea, H. Delbruck, P.S. Mercuri, L. Horsfall, D. Dehareng, M Kupper, J.M. Frere, K. Hoffmann, M. Galleni, C. Bebrone, J. Med. Chem. 53 (2010) 4862e4876. McGuigan, C., Barucki, H., Blewett, S., Carangio, A., Erichsen, J. T., Andrei, G., Snoeck, R., Clerca, E. D., and Balzarini, J., 2000. Highlypotent and selective inhibition of Varicella-Zoster Virus by furopyrimidine nucleosides bearing andaryl side chain. J. Med. Chem. 2000, 43, 4993-4997. Belgium.Soai, K.; Niwa, S. (1992), Chem. Rev., 92, 833. 181 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 128 N-para-anizidine-3,5-di-tert-butylsalicylaldimin Kullanarak Cu(II) İyonunun Zenginleştirilme Şartlarının Araştırılması ve alevli-AAS İle Analizi Sıtkı Baytaka, Veli Kasımb a Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği, Isparta b Harran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Şanlıurfa [email protected] Özet:Bakır elementinin canlı organizmalar üzerindeki etkisi ve çeşitli teknolojik alanlarda kullanıldığı bilinmektedir. Ancak, sözü geçen örneklerde bu elementin derişiminin düşük olması ve girişimler nedeniyle alevli atomik absorpsiyon spektroskopisi gibi bazı spektroskopik yöntemlerle analizi yapılamamaktadır. Bu yöntemlerin en ucuzu ve kullanımı en kolay olanı alevli AAS dir. Bu yöntemin en büyük eksikliği tayin sınırının oldukça yüksek olmasıdır. Eser elementlerin zenginleştirme ve ayırma teknikleri geliştirilmiş olup, son yıllarda mini kolonlar kullanılarak adsorbsiyonla zenginleştirme tekniği kullanılmaktadır. Eser elementlerin zenginleştirmesinde çeşitli ligantlar kullanılmaktadır [1-6]. Bu çalışmada, ilk defa N-para-anizidine-3,5-di-tert-butylsalicylaldiminAmberlit XAD-4 polimerinin üzerine immobilize edilerek sulu ortamlardaki Cu(II)iyonununzenginleştirme şartlarının araştırılmasında kullanılmıştır. N-para-anizidine-3,5-di-tert-butylsalicylaldimin ligandıspesifik olarak bakır elementine duyarlı olduğu önceki çalışmalarda görülmüştür [7]. Çalışmada örnek çözeltinin pH sının, akış hızının, geri alma çözeltisinin türü ve derişiminin, çözelti hacminin veadsorben miktarı gibi parametreler incelenmiştir. En uygun şartlarda geri kazanma verimi %95 güvenle %97±2 e ulaşılmıştır. Geliştirilen yöntemin doğruluğu referans maddeler analiz edilerek denenmiş ve çeşitli su örneklerde bakır iyonunun tayininde uygulanmıştır. Anahtarkelimeler:Bakır, Adsorpsiyon, N-para-anizidine-3,5-di-tert-butylsalicylaldimin, Amberlit XAD-4, Alevli AAS. Kaynaklar 1- Tokalıoğlu, Ş., Livekebabci, A., 2009, Microchim. Acta, 164 471–477. 2- Moss, J.C.,Hardaway, C.J. Richert, J.C.,Sneddon, J., 2010, Microchem. J.,95, 5–10. 3- Kara, D., Fisher, A., Hill, S.J., 2006, Analyst, 131, 1232–1240. 4- Askun, H., Gulbakan, B., Celikbıcak, O., Uzun, C., Guven, O., Salih, B., 2008,J. Appl. Polym. Sci. Symp., 107, 2714–2722. 5- Ghaedi, M., Shokrollahi, A., Kianfar, A.H., Mirsadeghi, A.S., Pourfarokhi, A., Soylak, M., 2008, J. Hazard. Mater.,154, 128–134. 6- Baytak, S., A. Balaban, A. R. Türker, B. Erk, 2006, J. Anal. Chem61, 476-482. 7- Kasumov,V.T., Köksal, F.,Köseoğlu, R., 2004, Synthesıs, SpectroscopyandRedoxChemıstry of Bis(N-aryl-3,5-Di-Tert-Butylsalıcylaldımınato)- Copper(II) Complexes, J. Coord. Chem., 57, 591–603. 182 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 129 TabakalıYapıda K-Birnessit (KBRLSM) KullanılarakAlüminyumİyonlarınınEkstraksiyonuİçinAnalitikYöntemGeliştirilmesi Harun Çiftçia, Çiğdem Era, Erdal Erenb, Sıtkı Baytakc aAhiEvranÜniversitesi, Fen EdebiyatFakültesi, KimyaBölümü, Kırşehir Fen EdebiyatFakültesi, KimyaBölümü, Bilecik cSüleymanDemirelÜniversitesi,MühendislikFakültesi, KimyaMühendisliğiBölümü, Isparta bŞeyhEdebaliÜniversitesi, [email protected] Özet: Alüminyumun başta metalürji olmak üzere sanayinin birçok alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Al oldukça hafif ve kolaylıkla şekillendirilebilen birçok uygulaması olan bir metaldir. Dolaylı olarak veya doğrudan insan bünyesine geçebilen metallerden biri olan alüminyum, beyinde sinir hücrelerine etki ederek Parkinson, Alzheimer ve motor nöron dejenerasyonu ile ilerleyici, ölümle sonuçlanan, nörodejeneratif birhastalık olan Amyotrofik lateral skleroz (ALS)’a neden olmaktadır. Yapılan son çalışmalarda alüminyum düzeyinin 0.1 mg L-1 ‘in üzerinde olduğu içme sularının Alzheimer için risk faktörü oluşturabileceği belirtilmektedir [1]. Bu bakımdan çeşitli örneklerdeki alüminyum derişimlerinin tayini önemlidir. Ancak eser düzeydeki alüminyumun alevli atomik absorpsiyon spektroskopisi gibi yöntemlerle tayini oldukça zordur. Bu nedenle tayinden önce genellikle bir ayırma ve zenginleştirme gerekir. Kullanılan en yaygın zenginleştirme yöntemlerinden biri de katı faz özütleme (SPE) tekniğidir [2,3]. Bu çalışmada, sulardaeser alüminyum tayini için yeni katı faz özütleme yöntemi geliştirildi. Analitiyonları, Tabakalı olarak sentezlenen K-Birnessit içeren kolonda zenginleştirildi. Metal tayinleri, Yüksek Çözünürlüklü Sürekli Işın Kaynaklı Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometrisi (HR-CS FAAS) ile tayin edildi. Çalışmalarda, ortamın pH’ı, geri alım çözeltilerinin cinsi ve hacmi, ligand miktaru, örnek çözelti akış hızı gibi deneysel parametreler optimize edildi. Yöntemin analitik performansında, çalışma grafiğinin doğrusallığı, gözlenebilme sınırı (LOD), tayin sınırı (LOQ) ve tekrarlı ölçümleri bağıl standart sapması (% RSD) belirlendi. Anali tiyonlarının geri kazanımı için en uygun pH değerleri 6.5–9.0 arasında olduğu belirlendi. Maksimum geri kazanımlar 5 mL, 2 mol L-1 HCl çözeltisinin kullanılmasıyla elde edildi. Optimize edilen şartlarda zenginleştirme faktörü 100 olarak hesaplandı. Geliştirilen yöntem, çeşitli su örneklerindeki alüminyum iyonlarının tayini için uygulandı. AnahtarKelimeler: K-Birnessit, Alüminyum, Zenginleştirme, HR-CS FAAS. Kaynaklar 1. Van Landeghem G.F., de Broe M.E., D’Haese P.C., Al and Si: their speciation, distribution, and toxicity, Clin. Biochem. 31 (1998) 385–397 2. Ciftci, H., Solid Phase Extraction Method for the Determination of Cobalt in Water Samples on Duolite XAD-761 Resin Using 4-(2-Pyridylazo) Resorcinol by FAAS, Curr. Anal. Chem. 6 (2010) 154-160. 3. Türker, A.R., Sep. Purification Rev. 41 (2012) 169-206. *Bu çalışma TÜBİTAK 110T111 nolu proje ile desteklenmiştir. 183 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 130 Malatya’da Yetiştirilen Kırmızı Renkli Meyvelerde Bazı Makro ve Mikro Elementlerin Tayini Hatice Yumuşakbaşa, Yılmaz Uğurb, Selim Erdoğanc, a İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 44280-Malatya. b Malatya Kayısı Araştırma İstasyonu, 44200-Malatya. c İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Temel Eczacılık Bilimleri, 44280-Malatya. [email protected] Özet: Ülkemiz uygun iklim ve toprak şartları nedeniyle meyvecilik açısından çok sayıda tür ve çeşit yetiştirme şansına sahiptir. Türkiye, gerek meyve tür ve çeşit sayısı, gerekse üretim miktarı bakımından dünyanın önemli meyve üreticisi ülkeleri arasında yer almaktadır. Bu meyve türleri arasında renk, tat, aroma bakımından hoşa giden ve aranan meyvelerden kiraz, çilek ve üzüm önemli bir yer tutmaktadır. Bu meyveler; kolayca metabolize edilen şeker içeriği, vitaminler, organik asitler, mineral maddeler içermesi nedeniyle antioksidant özellik gösteren önemli meyvelerdir.Bunun yanında, bitkiler atmosferden, gübrelerden, atık su ve çamurdan veya tarımda kullanılan inorganik pestisitlerden toprağa bulaşmış olan ağır metalleri biriktirme eğilimindedirler[ 1-3]. Bu çalışmada, ilimiz ve ülkemiz ekonomisi ve insan sağlığı açısından yüksek değere sahip,ilimizde yetiştiriciliği yapılankırmızı renkli meyve(çilek, kiraz ve üzüm)ağaçlarından; meyve, yaprak ve toprak örnekleri alınarak bu örneklerdekiB, Ba, Cd, Cr, Pb, Cu, Fe, Mn, Zn, Ca, K, Mg, Na elementlerinin tayiniamaçlanmıstır. Tüm örneklerde, element analizi için HNO3: H2O2 karışımı ile mikrodalga çözünürleştirme işlemi uygulanmış ve ICP-OES ile elementler tayin edilmiştir.Çözünürleştirme koşulları ve dedeksiyonunoptimizasyonu için, Standart Referans Materyaller; meyve ve yaprak için NIST 1547 ve IAEA 359 ve toprak için NCS DC 73319 kullanılmıştır. Çözünürleştirme optimizasyonunda; meyve ve yaprak örnekleri için; HNO3: H2O2 (6:3), toprak örnekleri için ise HNO3:H2O2:HF (3:9:2) karışımlarının uygun olduğu belirlenmiştir. Toprak, meyve ve yaprak örneklerinden; üzüm örneklerinin K içeriği 1645-2644 mg/kg, Mg 1987927 mg/kg ve çilek örneklerinde ise K; 3242-6378 mg/kg, Mg; 753-9025 mg/kg aralığında değiştiği tespit edilmiştir. Bu değerlere göre üzüm ve çilek; meyve, toprak ve yaprak örneklerindeliteratürdebelirtilen sınır değerlerin üzerinde K ve Mg içerdiği tespit edilmiştir.Ayrıca Fe içerikleri açısından değerlendirildiğinde; üzüm örneklerinin tayin edilen demir içeriğinin literatürdebelirlenen sınır değerlerin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Tüm çalışılan numunelerağır metal yönünden incelendiğinde ise krom, kurşun, kadmiyum (Cr, Pb, Cd) yönünden toksik düzeylerde olmadığı gözlemlenmiştir. Analitik performans parametrelerinden; tespit limiti (LOD), tayin limiti (LOQ), kesinlik, doğruluk belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Kiraz, Çilek, Üzüm, ICP-OES, Element Analizi. Kaynaklar [1] Hamurcu, M., Özcan, M.M.., Dursun, N., Gezgin, S., FoodandChemicalToxicology, 48, 1767-1770, 2010. [2]Ekholm, P.,Reinivuo, H., Mattila, P., Pakkala, H., Koponen, J., Happonen, A., Hellström, J., Ovaskainen, ML, Journal of FoodCompositionand Analysis, 20, 487-495, 2007. [3] Mansour, S.A.,H.Belal, M., Abou-Arab, A.A.K., F. Gad, M., Chemosphere, 75, 601-609, 2009. 184 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 131 LC–MS Method for the Sensitive Determination of Metoclopramide: Application to Rabbit Plasma, Gel Formulations and Pharmaceuticals Ziya Bayrak1, Sevinc Kurbanoglu2, Ayhan Savaser1, Sibel A. Ozkan2, Hikmet Altunay3, Cetin Tas1, Cansel Kose Ozkan1, Yalcin Ozkan1 1 Department of Pharmaceutical Technology, Gulhane Military Medical Academy, Etlik, 06018 Ankara, Turkey 2 Department of Analytical Chemistry, Faculty of Pharmacy, Ankara University, Tandogan, 06100 Ankara, Turkey 3 Department of Histology, Faculty of Veterinary Medicine, Ankara University, Ankara, Turkey [email protected] Abstract: Metoclopramide (4-amino-5-chloro-N- (2- (diethylamino) ethyl)- 2methoxybenzamide, MTC) is an antiemetic and gastroprokinetic agent. It is commonly used to treat nausea and vomiting, to facilitate gastric emptying in people with gastroparesis, as a treatment for the gastric stasis often associated with migraine headaches and to facilitate intubation of the small bowel during radiologic examination1,2. Structure of metaclopramide To support real biological sample application, a simple, selective and rapid LC–MS method has been developed and validated for the sensitive determination of metoclopramide in rabbit blood, ex vivo permeation studies and pharmaceutical dosage form. LC–MS analysis was performed isocratically on a Zorbax SB-C18 column with a mobile phase consisting of methanol:ammonium acetate buffer (pH 3.0) 75:25 (v/v) at a flow rate of 0.70 mL min-1. The outlet of the column was connected to a single quadrupole mass spectrometer with positive mass spectrometric detection. Ions were detected in the positive multiple reaction monitoring mode. The assay was linear over the concentration range of 1.25–200 pg µL-1 with a limit of detection of 0.077 pg µL-1 for standard solutions and 2.5–200 pg µL-1 with a limit of detection of 0.42 pg µL-1 for serum samples. The method is applicable, covering a variety of pharmaceutical and biological studies. The reproducibility of the method was found to be between 0.96 and 1.98 % (RSD) values. Moreover, for the stability of metoclopramide, the effect of temperature, UV light, H2O2, HCl and NaOH were also investigated. Keywords: LC–MS, Metoclopramide, Determination, Pharmaceutical, Validation. References [1] Brunton L. L. (2010) Goodman and Gilman’s The pharmacological basis of therapeutics. McGraw Hill Press, New York [2] Swartz M. E., Krull I. S. (1997) Analytical development and validation. Marcel Dekker, New York 185 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 132 Iridyum Oksit ve Tirosinaz Enzimi ile Fonksiyonlandırılmış Manyetik Nanopartikül Bazlı Elektrokimyasal Nanobiyosensör Tasarımı Sevinc Kurbanoglua,b, Carmen C. Mayorga-Martineza, Mariana Medinaa, Lourdes Rivasa, Sibel A. Ozkanb, Arben Merkoçia,c a Nanobioelectronics & Biosensors Group, ICN2- Institut Catala de Nanociencia i Nanotecnologia, Campus UAB, 08193, Bellaterra, Barcelona, Spain b Ankara Universitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 06100, Tandoğan, Ankara, Türkiye cICREA, Barcelona, Catalonia, Spain. [email protected] Özet: Tirosinaz (Tyr, EC 1.14.18.1) bifonksiyonel, bakır içeren, kresolaz ve katekolaz aktivitelerine sahip olan bir enzimdir. Tyr monofenollerin ilgili katekollerine o-hidroksilasyonunu (kresolaz aktivitesi) ve katekolun ilgili o-kinonlarına oksidasyonunu (katekolaz aktivitesi) sağlar1. Nano yapıdaki malzemeler benzersiz optik, elektronik ve manyetik özelliklere sahiplerdir ve geniş yüzey-hacim oranına sahip olmalarından dolayı biyosensör tasarımında tercih edilmektedir. Son çalışmalarda, nano yapılı malzemelerden manyetik nanopartiküller ve iridyum oksit nanopartiküller katalitik özellikleri ve sağlamlıklarından dolayı diğer nanomateryallere göre daha çok kullanılmaktadır2. Bu çalışmada, tirosinaz enziminin substratı olan katekol için perde baskılı elektrotlar kullanılarak, manyetik nanopartiküller ve iridyum oksit nanopartikülleri bazlı, elektrokimyasal nanobiyosensör geliştirilmiştir. 0.1 M KCl içeren 0.1 M fosfat tamponunda amperometrik ölçümler alınmıştır. 50 L manyetik nanopartikül miktarı sabit tutularak, iridyum oksit miktarı ve enzim miktarı optimize edilmiş, 0.25-433 µM katekol konsantrasyonu aralığında doğrusallık elde edilmiştir. Bu geniş çalışma aralığına sahip nanobiyosensör ile 0.006 M katekol tayin alt sınırı elde edilmiştir. Perde baskılı elektrotlar sayesinde, kullan-at özellikli nanobiyosensör tasarlanmıştır. Anahtar kelimeler: Nanobiyosensör, Nanomateryal, tirosinaz, katekol, perde baskılı elektrot Kaynaklar 1 Lerch, K., 1981. Copper monooxygenases: tyrosinase and dopamine ß-hydroxylase, in: Metal Ions in Biological Systems, Marcel Dekker, New York. 2 Mayorga-Martinez, C.C., Pino F., Kurbanoglu, S., Rivas, L., Ozkan, S. A., Merkoçi, A., 2014. J. Mater. Chem. B. 2, 2233-2239 186 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 133 Ni(II)’nin 4-benzoil-N-[(dietilamino)karbonotiyolil]-1,5-difenil-1H-pirazol-3karboksamit Kompleksi Halinde Dispersif Sıvı-Sıvı Mikroekstraksiyon (DLLME) Yöntemiyle Su Örneklerinde Zenginleştirilmesi ve UV-VIS Spektrofotometre ile Tayini İsmail Akdeniza, İrfan Kocaa, Şule Açıkgöza, Latif Gökbaşa a Bozok Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Yozgat İ[email protected] Özet: Nikel, üreazın Zenner tarafından keşfedilmesine kadar biyolojik önemi olan bir metal olarak değerlendirilmezdi. Diğer geçiş elementleri ile kıyaslandığında nikel toksik bir elementtir. Nikel ve nikel bileşikleri solunduğu zaman solunum sistemi kanserine, deride tahrişlere ve nikel egzaması gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği literatürde rapor edilmiştir. [1] Ağır metal olarak nikel, canlı birçok tür için toksiktir. Bu nedenle çevre örneklerinde bulunan eser miktardaki nikelin düşük seviyelerde tayini büyük önem taşımaktadır. [2] Doğal su örneklerindeki eser element düzeylerini tayin etmek için birçok ön deriştirme ve ayırma metodu literatürde uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları sıvı-sıvı ekstraksiyonu (LLE), katı faz ekstraksiyonu (SPE), bulutlanma noktası ekstraksiyonu (CPE), sıvı faz mikroekstraksiyonu (LPME) ve iyonik sıvı ekstraksiyonu (ILE) dur. Bu çalışmada nikel, yeni bir ligand olan 4-benzoil-N-[(dietilamino)karbonotiyolil]-1,5-difenil1H-pirazol-3-karboksamit ile kompleksleştirilip, dispersif sıvı-sıvı mikroekstraksiyon (DLLME) tekniği kullanılarak ekstrakte edilmiş ve ekstraksiyon sonrası UV-VIS cihazı ile tayin edilmiştir. Sistemin değişken tüm parametreleri (ortamın pH’ sı, ekstraksiyon ve dispersif çözücü miktarları, ligand miktarı, tuz etkisi) optimize edilmiştir. Optimize edilen şartlar altında elde edilen kalibrasyonda doğrusal bölge 0.033 – 0.666 μg/mL aralığında bulunmuş olup, gözlenebilme sınırı (LOD) 0.0074 μg/mL ve %RSD 3.08 olarak tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Nikel, Zenginleştirme, Mikroekstraksiyon, Spektrofotometre. KAYNAKLAR [1] Yongwen, L., Xijun, C., et al., Talanta, 64, 160-166, 2004. [2] H. Sereshti, V. Khojeh, S. Samadi, Talanta, 83, 885-890, 2011. 187 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 134 Üç Centaurea Türünün Uçucu Yağlarının Antikolinesteraz Aktiviteleri ve Kimyasal Bileşimlerinin Belirlenmesi Abdulselam ERTAŞa, İsmail Yenerb, Ahmet C. Görenc, Mehmet Boğad, Serpil Demircieand Ufuk Kolakd a Dicle Üniversitesi, EczacılıkFakültesi FarmakognoziBölümü, 21280 Diyarbakır, Türkiye Dicle Üniversitesi, EczacılıkFakültesi Analitik KimyaBölümü, 21280 Diyarbakır, Türkiye c TÜBİTAKUME, UlusalMetrolojiEnstitüsü, Kimya GrubuLaboratuvarları, 41470Kocaeli,Türkiye d İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Bölümü 34116 Beyazıt, İstanbul, Türkiye e Çukurova Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Farmasötik Botanik Anabilim Dalı, 01330, Adana, Türkiye b [email protected] Özet: Asteraceae familyasının bir üyesi olan Centaurea cinsi Türkiye’ de 4 seksiyonlasınıflandırlıp %64 endemizm oranıyla 134’ ü endemik olmak üzere yaklaşık 207 tür ile temsil edilmektedir [1-3]. Anadolu’da Centaurea türleri zerdali dikeni, timur dikeni ve peygamber çiçeği gibi isimlerle adlandırılırlar [2,4]. Centaurea türleri Türkiye’ de halk arasında balgam söktürücü, antidiyabetik, ateş düşürücü ve ishal önleyici olarak kullanılır [2]. C. lycopifolia, C. balsamitave C. ibericatürlerinin uçucu yağlarının kimyasal bileşimlerini belirlemek için GC/FID ve GC/MS (Gaz Kromatografi / Kütle Spektrometresi) cihazı kullanılmıştır. Uçucu yağların antikolinesterazinhibisyon potansiyellerini belirlemek için Ellman metodu kullanılmıştır. Bu çalışma endemik bir tür olan C. lycopifolia’nın uçucu yağın kimyasal bileşimi ile ilgili yapılan ilk çalışmadır. Bu çalışma aynı zamanda C. lycopifoliaC. balsamitave C.ibericatürlerinde uçucu yağların antikolinesterazaktivitesiyleilgiliyapılan ilk çalışmadır. C. lycopifolia, C. balsamitave C. iberica bitkilerinin uçucu yağların ana bileşenleri sırasıyla caryophylleneoksit (%9,7) ve spathulenol (%7,3), α-selinene (%8,5) vehexatriacontane, arachidicasit(%25,3) vehexadecanoicasit (% 5,9) bileşenleriolarakbelirlenmiştir.Centaurea’nın bu üç türünün uçucu yağları butirilkolinesterazaveasetilkolinesteraz enzimlerine (200 μg/mL) karşıortaderecede inhibitor etkigöstermişlerdir. Anahtar Kelimeler: Centaureabalsamita, C. iberica, C. lycopifolia ,GC/FID ve GC/MS, Uçucuyağlar. Kaynaklar : [1]Mabberley, J.,The plant book, second ed. Cambridge University Press, Cambridge, (1997). [2]Wagenitz, G.,Centaurea L. In: Flora of Turkey and the East Aegean Islands5. Davis, PH. (ed.), pp, 465-585, Edinburgh University Press, (1975). [3]Güner, A.,Centaurea L. In: Flora of Turkey and the East Aegean Islands 11, suppl. Güner A., Özhatay, N., Ekim, T., Canbaşer, KH. (eds.), pp. 237-240, Edinburgh University Press Edinburgh, (2000). [4]Baytop, T.,Therapy with Plants in Turkey (Past and Present).316 ppPublications of Istanbul University, Istanbul, (1999). 188 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 135 Malva neglecta ve Malvella sherardiana Bitkilerindeki Uçucu Yağların Antikolinesteraz Aktivitesi ve Kimyasal Bileşiminin Belirlenmesi Abdulselam Ertaşa, İsmail Yenerb a Dicle Üniversitesi, EczacılıkFakültesi FarmakognoziBölümü, 21280 Diyarbakır, Türkiye Dicle Üniversitesi, EczacılıkFakültesi Analitik KimyaBölümü, 21280 Diyarbakır,Türkiye b [email protected] Özet: Malvacea familyasının bir üyesi olan Malva L. Cinsi ülkemizde 9 tür,dünyada ise 26 türle temsil edilmektedir[1,2]. Malvaneglecta Wallr. Avrupa’dan, Asya’ya ve Afrika’ya kadar yayılış göstermektedir. Halk arasında “ebemgömeci ve tolık” olarak bilinmektedir.Ülkemizde Malva türlerinin yaprak veçiçeklerinin sebze olarak tüketilmesinin yanı sıra halk arasında kabızlık, boğaz ağrısı, hemoroid, karın ağrısı, böbrek hastalıkları, peptik ülser, bronşit ve soğuk algınlığı tedavilerinde kullanılmaktadır[3,4]. Malvacea familyası yüksek poliprenol içermesi nedeniyle yapraklı bitkiler arasında önemli bir yere sahiptir[5]. Malvella cinsi ülkemizde 1 tür dünyada ise 4 türle temsil edilmektedir[1,2]. M. sherardiana (L.) Jaub & Spach. Avrupa, kafkasya ve Suriye bölgelerinde dağılmış olarak bulunur. Bu bitki türünün yaprak ve çiçeklerinin gıda olarak tüketilmesinin yanı sıra ,böbrek hastalığı ve kabızlık tedavisinde kullanılmaktadır[3,4]. Literatüre baktığımızda bu bitk ifamilyasının uçucu yağ bileşimiyle ilgili az çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmadaM. neglectaveM. sherardiana (L.) bitkilerinin uçucu yağların kimyasal bileşimlerini belirlemek için GC/MS cihazı kullanılmıştır. Uçucu yağların antikolinesteraz potansiyellerini belirlemek için ise Ellman metodu kullanılmıştır. M. neglecta bitkisinin uçucu yağ bileşiminin %94.9 oranında ve 41 bileşen, M. Sherardiana bitkisinin uçucu yağ bileşiminin ise %94.1 oranında ve 8 bileşen olduğu belirlenmiştir. M. neglecta bitkisin uçucu yağının ana bişenleri ineol(% 18.8) vehegzatriaseton (% 7.8) olarak belirlenmiştir .M. sherardiana bitkisi için ise uçucu yağlarının ana bileşenleri 1-hexacosanol (% 19.1) ve α-selinene (% 17.5) olarak tespit edilmiştir. M. neglecta türü bütiril-kolinesteraz’a (% 76.51 inhibisyon) karşı referans bileşik olan galanthaminden daha yüksek inhibitor etki göstermiştir. Ayrıca, asetil-kolinesteraz enzimine (200 μg/mL) karşı % 57.60 inhibisyon aktivite göstermiştir. Anahtarkelimeler:Malvaneglecta, Malvellasherardiana, GC-MS, antikolinesterazaktivite, uçucuyağ Kaynaklar : [1]Davis, PH., ‘Flora of Turkey and East Aegean Islands’. Vol 2.Edinburgh University Press.Edinburgh, 1966. [2]The Plant List.http://www.theplantlist.org/ 12 July 2013. [3]Baytop, T. ‘Therapy with Plants in Turkey (Past and Present)’, Publications of Istanbul University, Istanbul, 1999. [4]Akaydın, G.,Şimşek, I., Arıtuluk ZC., Yeşilada, E., An ethnobotanical survey in selected towns of the Mediterranean subregion (Turkey), TurkishJournal of Biology, 37, 230-247 (2013). [5]Khidyrova, N.K.; Shakhidoyatov Kh.M. Khim. Prir. Soedin +. 2002, 38/2-107-121. 189 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 136 Vitamin ve Flavonoid Tipi Antioksidanların Protein-Stearik Asit Karışımı Kaplama Materyaliyle Enkapsüle Edilmesi Jülide Hızala, Şeyda Karadirekb, Pelin Demirçivic, Reşat Apakd a, b, c Yalova ÜniversitesiMühendislik Fakültesi, Kimya ve Süreç Müendisliği, 77100, Merkez/YALOVA d İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, 34320 Avcılar/İSTANBUL [email protected] Özet: Mikroenkapsülasyon yöntemi, özellikle son yıllarda ilaç ve gıda endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Enkapsülasyon besin katkı maddelerinin ve ilaç aktif maddelerininbozunmasını geciktirerek söz konusu besin ve ilaçların raf ömrünün uzamasını ve bunların gastrointestinal sistem boyunca kontrollü salınımını sağlar. Kaplama malzemesi olarak proteinler, emülsifikasyon sırasında ara yüzeydeki yüzey gerilimini düşürmek ve makromoleküler tabakalar oluşturmak üzere iki önemli rol üstlenirler. Jelatin, mükemmel film oluşturma özelliğinden dolayı enkapsülasyonproseslerinde yaygın olarak kullanılan bir proteindir. Bu çalışmada, kuersetin, troloks, epikateşin ve epigallokateşin iç faz olarak, kazein, jelatin ve stearik asit ise dışfaz olarak kullanılmıştır. Sabit iç faz/dış faz oranında kimyasallarınreaksiyonu sonucu oluşan mikrokapsüller, FreezeDryer’ da toz haline getirilmiştir. Enkapsüleedilen her bir kombinasyon için enkapsülasyon etkinliği hesaplanmıştır. Tüm denemelerdeantioksidan kapasitesi CUPRAC yöntemiyle kantitatif olarak tayin edilmiştir. Sonuç olarak, en yüksek enkapsülasyon etkinliği,iç faz/dışfaz oranı 1:4 olan epigallokateşin – jelatin sistemi için elde edilmiştir. Anahtar kelimeler: C vitamini, Flavonoidler, CUPRAC Yöntemi, Enkapsülasyon, Kontrollü Salınım. 190 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 137 Bazı Antibiyotiklerin Voltametrik Davranışlarının İncelenmesi ve Kantitasyon Koşullarının Belirlenmesi Hasan Aydoğan, Kübra Gençdağ ve Ali Ersin Karagözler Adnan Menderes Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü 09010 Aydın [email protected] Özet:Antibiyotikler genel anlamıyla mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Doktora başvuran hastalara reçete edilen ilaçlar arasında antibiyotikler ilk sıralarda yer alır. Sağaltım ve koruma amacıyla kullanılan antibiyotiklerin ve metabolitlerinin canlıların çeşitli doku ve biyolojik sıvıları ile süt ve bal gibi bazı besin maddelerindeki kalıntılarının analizleri için doğruluğu ve kesinliği yüksek metotlar geliştirilmiştir.Bu amaçla geliştirilen en ileri yöntemler kromatografik yöntemlerdir1. Öte yandan, antibiyotiklerin hemen hemen tamamı birden fazla organik işlevsel grup içeren karmaşık moleküllerdir2. Bu grupların yükseltgen veya indirgen özelliklerinin bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Ayrıca, antibiyotiklerin bu redoks özellikleri ortamın pH’sına da muhtemelen bağlı olacaktır3. Bu çalışmada üç farklı sınıftaki (Betalaktam antibakteriyelleri, Penisilinler ve Aminoglikozitler) ilaç formülasyonundaki 6 ayrı antibiyotik etken maddelerin (sefazolin, sefuroksim, seftriakson, penisilin G, ampisilin ve gentamisin) kalem grafit elektrot kullanılarak pH’ları farklı Britton-Robinson tamponundaki (pH=2, 5 ve 9) elektrokimyasal davranışları incelenmiştir. Böylece, bu etken maddelerin ilaç formülasyonlarındaki kantitasyonu için voltametrik koşullar (pH, voltametrik teknik, tayin sınırı) belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçları, kromatografik yöntemlere alternatif voltametrik yöntemlerin geliştirilmesine yol açabilecektir. Anahtar Kelimeler: Kalem Grafit Elektrot, Voltametri, Antibiyotik. Kaynaklar 1. 2. 3. Niessen, W.M.A. 1988. Analysis of Antibiotics by Liquid Chromatography-Mass Spectrometri. Journal of Chromatogography A. 812(1-2): 53-75. Lorenzo,Z., Gardner, J., Toledo-pereyra,L. 2012. History of Antibiotics. From Salvarsan to Cephalosporins. Journal of Investigative Surgery, 25(2): 67-77. Reddy, T.M., Sreedhar, M., Reddy, S.J. 2003. Voltammetric Behavior of Cefixime and Cefpodoxime Proxetil and Determination in Pharmaceutical Formulations and Urine. Journal of Pharmaceutical and Biomedical Analysis, 31(4): 811-818. 191 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 138 s-TriazinSchiff Bazı İle Membran Hazırlanmasıve Cd(II)İyon Taşıma İçin Kullanılması Lütfiye Taylaka, Remziye Beyza Arslana,Cennet Arslanera, Ziya Erdem Koça, Gülşin Arslanb a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 42075 Selçuklu / Konya Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü 42075 Selçuklu / Konya b [email protected] Özet: Triazinler bir benzen halkasındaki üç karbonla, azot atomlarının yer değiştirmesi sonucu oluşan heterosiklik bileşiklerdir. Aromatik halka adlandırması göz önüne alındığında bu bileşik için 1,3,5-triazin de denilir. 1,3,5-Triazinler simetrik yapıda olmaları sebebiyle s-triazinler olarak da adlandırılmaktadır. s-Triazinhakkında uzun yıllardır pek çok çalışmalar yapılmıştır ve bu çalışmalar günümüzde giderek artan bir ilgi ile devam etmektedir. Çalışmalar sonucunda çok çeşitli 1,3,5-triazin türevlerinin elde edildiği ve elde edilen türevlerin endüstride geniş bir kullanım alanına sahip oldukları literatürlerde belirtilmektedir1. Ayrıca son yıllarda s-triazin türevlerinin biyolojik aktivite etkilerinin ortaya çıkmasıyla farmakolojik alanında da önemli bir yere sahip oldukları belirlenmiştir2.Cd(II);elektrik,pilveaküüretiminde, seramik, boya ve plastik sanayisinde kullanılan, kanserojen, toksik birağır metaldir3,4. Bu çalışmada sentezlenmiş olan 2-Vinil-4,6-N,N’-Bis(2,4-dihidroksi benziliden)-1,3,5triazin (VDAT 2,4)5 ile polimer içeren membranların (PIM) hazırlanması 6 ve hazırlanan membranlar ile sulu çözeltilerden Cd(ІІ) iyonunun seçimli taşınmasının incelenmesi amaçlanmıştır. Hazırlanan PIM’ların yüzey karakterizasyonu; yüzey temas açılarının belirlenmesi suretiyle, taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve infread spektroskopisi (FT-IR) ile yapılmıştır. İyon taşıma denemeleri için Cd(II) iyonu model iyon olarak seçilerek PIM analitik amaçlarla kullanılıp kullanılmayacağı ve çevre kirliliği açısından büyük önem taşıyan Cd(II) iyonuna seçimli olup olmadığının araştırılmasında; besleme fazındaki Cd(II) konsantrasyonu, besleme fazı pH’sı, kaplama çözeltisindeki taşıyıcı (VDAT 2,4) konsantrasyonu, alıcı faz türü ve konsantrasyonunun etkisi incelenmek üzere taşıma denemeleri yapılmıştır. Elde edilen optimum parametreler kullanılarak; diğer metallere: Cu(II), Ni(II) veZn(II) gibi metal iyonlarına karşı seçiciliği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: s-TriazinSchiff bazı, Polimer İçeren membranlar, Cadmiyum. Kaynaklar 1. Çelikbilek, Ş.,Koç, Z.E. 2014.Investigation of Dipodaloxy-Schiffbaseanditssalenandsalophen Fe(III)/Cr(III)/Mn(III) Schiffbases (N2O2) capedcomplexesandtheirmagneticandthermalbehaviorsJournal ofMolecularStructure,1065–1066:205-209. 2. Koc, Z.E., 2011Complexes of Iron(III) andChromium(III) SalenandSalophenSchiffBaseswithBridging 1,3,5Triazine DerivedMultidirectionalLigands. JournalofHeterocyclicChemistry48: 4: 769-775. 3. Drastichova, J.,Svobodova, Z., Luscova, V. andMachova, J., 2004. Effect of Cadmium on HematologicalIndices of CommonCarp (Cyprinuscarpio). Bull. Environ. Contam. Toxicol., 72: 725–732. 4. Chowdhury, M.J.,Pane, E.F. andWood, C.M., 2004. PhysiologycalEffects of DietaryCadmiumAcclimationandWaterborneCadmiumChange in Rainbow Trout: Respiratory, Ionoregulatory, and StresParameters. Comp. Biochem. Physiol., C. 139: 163–173. 5. Fujimori, A.,Sato, N., Kanai, K., Ouchi, Y., and Seki, K., 2009. Control of Arrangementfor s-TriazineGroup in CombCopolymersbytheLangmuir-BlodgettMethodandItsStructuralEstimationby NEXAFSSpectroscopy. Langmuir, 25 (2), 1112-112. 6. Tor, A.,Arslan, G.,Muslu, H.,Celiktas, A.,Cengeloglu, Y.,Ersoz, M., 2009.Facilitated transport of Cr(III) throughpolymerinclusionmembranewithdi(2-ethylhexyl)phosphoricacid (DEHPA), Journal of MembraneScience, 329, 169-174. 192 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 139 Poli(hidroksi metil metakrilat/glisid metekrilat) Reaktif Membranlarının Hazırlanması, Karakterizasyonu ve Adsorptif Davranışının İncelenmesi Muhammed İrfan Türkera, Gülay Bayramoğlua,b a Gazi Üniversitesi, Biyokimyasal İşlemler ve Biyomateryal Araştırma Laboratuvarı, Ankara, Türkiye b Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 06500 Teknikokullar, Ankara, Türkiye [email protected] Özet: Polimer membranlar klinik uygulamalar için, tıp ve biyoteknoloji alanlarında, biyolojik sıvılardan bir hedef proteinin afinite ayrımında veya enzim reaktörünün ve enzim elektrodlarının hazırlanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır (1,2). Bu çalışmada, reaktif tekstil boyalarının renk gideriminde kullanılmak üzere hidrojel yapıda reaktif membranlar epoksi grubu içeren poli(hidroksietil metakrilat-glisidil metakrilat) membranları, UV fotopolimerizasyon yöntemi ile hazırlandı. Bu yolla, epoksi grupları, polimerizasyon karışımındaki, epoksi grubu taşıyan komonomerin konsantrasyonunun ayarlanmasıyla, istenen yoğunlukta, kopolimer membranına kolayca katılabildi. Farklı sistem parametrelerinin etkisi araştırılarak optimize koşullar belirlendi. Hazırlanan poli(hidroksietil metakrilat-glisidil metakrilat) membranlarının epoksi grupları aminasyon reaksiyonu ile amin gruplarına dönüştürüldü. Membran yapıların, temas açısı ölçüm çalışmaları ve yüzeylerin karakterizasyonu yapıldı. Bir ara-yüzey olayı olan adsorpsiyon işleminde, boya molekülleri ile membran yüzeylerinin etkileşimini tanımlamak amacı ile serbest yüzey enerji bileşenlerinin belirlenmesi oldukça önemlidir. Karakterizasyon çalışmaları için, denge-su içeriği, epoksi grubu ve erişilebilir serbest amino grubu içeriği ve yüzey alanı belirlenerek, FTIR spektrası alınmış ve SEM analizleri ile yüzey morfolojisi incelendi. Yüzeyinde amin grupları taşıyan membranlarının Reaktif Red 120 boya moleküllerine gösterdiği afinite farklı sistem parametrelerinin (denge zamanı, pH, sıcaklık, iyonik şiddet, enzim derişimi v.b.) etkisi dikkate alınarak araştırıldı. Deneysel adsorpsiyon izoterm eğrisi elde edilerek teorik izoterm modellerine uygunluğu araştırıldı ve elde edilen adsorpsiyon verileri birinci ve ikinci dereceden kinetik modelleri ile analiz edildi. Anahtar kelimeler: Reaktif Membran, Karakterizasyon, Adsorpsiyon. Kaynaklar 1. Bayramoglu, G., Altintas, B., Arica, M.Y., 2012. Cross-linking of horseradish peroxidase adsorbed on polycationic films: application direct dyes decolourisation. Bioprocess and Biosystems Engineering, 35 (8): 1355-1365. 2. Georgieva, S., Godjevargova, T., Mita, D.G., Diano, N., Menale, C., Nicolucci, C., Romano Carratelli, C., Mita, L., Golovinsky, E. 2010. Non-isothermal bioremediation of waters polluted by phenol and some of its derivatives by laccase covalently immobilized on polypropylene membranes, J. Mol. Catal. B. Enzym. 66: 210-218. 193 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 140 Baklagillerdeki Toksik Eser Metallerin AAS ile Tayini için Çözme Metodlarının Karşılaştırılması Maruf H. Demirela, Ayşe Şapb, Mehmet Yamana a Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Elazığ Cumhuriyet Üniversitesi, Gemerek MYO, Gemerek, Sivas b [email protected]; [email protected] Özet: Toplumun hemen hemen her kesimi tarafından çok tüketilen mercimek ve fasulye gibi baklagillerin ithal edilen miktarları son zamanlarda artmaktadır. Bu durum, temel gıda maddesi olan bu örneklerin toksik metal yönünden izlenmesini zaruri kılmaktadır. Bu metaller arasından, düşük derişimleri bile toksik olan Pb ve Ni metallerinin yanı sıra bağıl olarak yüksek derişimlerde zararlı etkiler bırakan Cu gibi elementler daha fazla ilgi çekmektedir. Bunun nedenleri arasında, bu elementlerin yaygın olarak kullanılması ve çevreye salınması sayılabilir 1. Türk Gıda kodeksine göre baklagillerde yaş ağırlığa göre müsaade edilen Pb konsantrasyonu 0.2 ppm dir 2. Bu çalışmada, ulusal düzeyde tüketime sunulan ve Elazığ’ daki marketlerde satılan farklı marka mercimek ve fasülye örnekleri temin edildi. Mikrodalga fırında ve kuru külleme yöntemleriyle çözünürleştirilen örneklerdeki Pb, Ni ve Cu metalleri AAS ile tayin edildi. Elde edilen verilerden, mercimekte Pb, Ni ve Cu konsantrasyonları sırasıyla 0.4-2.2, 2.4-3.9 ve 8.1-12.4 ppm aralığında bulunurken, fasülyede adıgeçen elementler 0.5-2.5, 2.5-8.5 ve 5.1-8.4 ppm aralığında gözlendi. Kur yakma ve mikrodalga ışınlarıyla çözme sonucu bulunan veriler karşılaştırıldı. Literatürdeki benzer çalışmalarda bulunan metal konsantrasyonları ve ulusal-uluslararası otoriteler tarafından müsaade edilen değerler dikkate alınarak bu çalışmadaki veriler yorumlandı. Anahtar Kelimeler: Kurşun, Nikel, Bakır, AAS. Kaynaklar: 1 C Er, BF Senkal, M Yaman, Food Chem. 137(1-4) 55-61. 2 Türk Gıda Kodeksi, Gıda Maddelerindeki Bulaşanların Maksimum Limitleri Hakkında Tebliğ, 17.05.200826879, Tebliğ No: 2008/26 194 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 141 Cilostazol Etkin Maddesinin HPLC-UV Yöntemi ile Farmasötik Preparatlarda Miktar Tayini Mehmet Emrah Yaman, Ömer Faruk Koçak, Yücel Kadıoğlu,Onur Şenol Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı 25240 Yakutiye/ERZURUM [email protected] Özet: Cilostazol, 6 - [4 - (1-sikloheksil-1 H-tetrazol-5-yl) bütoksi] -3,4-dihidro-2 (1 H)kinolinon, hücresel fosfodiesteraz III enzimini inhibe eden, trombositagregasyonu ve vazodilatörün önlenmesi için kullanılan bir kinolinon türevidir 1. Hâlihazırda Türk İlaç Piyasasında tablet tipi müstahzarları bulunmaktadır. Cilostazol etkin maddesinin farmasötik preparatlarda analizine yönelik spektrofotometrik 1ve kromatografik2 yöntemlerle yapılmış çalışmalara ulaşılmıştır. Bu çalışmada, cilostazol etken maddesinin farmasötik preparatlarda miktar tayini ve zorlanmış bozunma çalışmaları sonucunda elde edilen bozunmaürünlerinin belirlenmesi için doğru, hızlı, tekrarlanabilir bir HPLC-UV yönteminin literatürden farklı olarak geliştirilip geçerlilik testlerinin yapılması amaçlanmıştır. Çalışma çözeltileri, 1mg/mL derişimde ki cilostazolstok çözeltisinden metanol ile hazırlandı. Hazırlanan çalışma çözeltilerinin analizi ile yöntemin 1-30 µg/ml derişimleri arasında doğrusal(y=22,467x + 1,9648; R² = 0,9999)olduğu belirlendi. Kalibrasyon eğrisi içerisine düşen düşük, orta ve yüksek derişimler de kalite kontrol çözeltileri hazırlanarak gün içi ve günler arası doğruluk, kesinlik ve tekrarlanabilirlik deneyleri yapıldı. Doğruluk bağıl hatayla, kesinlik bağıl standart sapma ile verildi. Yöntemin miktar tayin alt sınırı 1 µg/ml ve gözlenebilme sınırı 0,25 µg/ml olarak belirlendi.Analitik geri kazanım çalışması standart ekleme yöntemi ile yapıldı ve % 100,71 ile 105,74 arasında geri kazanım değerleri elde edildi. Üç farklı derişimde cilostazol çözeltileri için 0,1 M HCl, 0,1 M NaOH, %6’lık H2O2 ve 80 ºC sıcaklık ortamlarında zorlanmış bozunma çalışmaları yapıldı. Yöntemin uygulanabilirliğinin test edilmesi aşamasında Türk ilaç piyasasında bulunan cilostazoletkin maddesini içeren Pletal ilaç da cilostazol miktar tayini gerçekleştirildi. Çalışma sonucunda geliştirilip geçerlilik testleri yapılan HPLC-UV yönteminin kalite kontrol çalışmalarında başarı ile uyglanabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Cilostazol, HPLC-UV, Yöntem Geçerlilik Testleri. Kaynaklar 1- Basniwal, P, Vinesh Kumar, P Shrivastav and Deepti Jain. 2010. Spectrophotometric Determination of Cilostazol in Tablet Dosage Form. Tropical Journal of Pharmaceutical Research 9 (5): 499-503. 2- Lestari, Ardhani Dwi, Tini Palupi, Bertha Oktarina, Mochammad Yuwono and Gunawan Indrayanto. 2004. Hplc Determination of Cilostazol in Tablets, and Its Validation. Journal of Liquid Chromatography &Related Technologies 27 (16): 2603-2612. 195 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 142 Separation of Chiral β -Agonist Derivative Enantiomers Using High Performance Liquid Chromatography Mehmet Gumustas (a), Sibel A. Ozkan (a), Bezhan Chankvetadze(b) (a) (b) Ankara University, Faculty of Pharmacy, Department of Analytical Chemistry, Ankara, Turkey Institute of Physical and Analytical Chemistry, School of Exact and Natural Sciences, Tbilisi State University, Chavchavadze Ave 1, 0179 Tbilisi, Georgia [email protected] Özet: Beta agonists (β-agonists) bind to β-receptors on cardiac and smooth muscle tissues. There are two different kinds of β-agonist, grouped according to how long they work, which are shortacting or long-acting. β-agonists can be given in several ways but the most common way is by inhalation. Cimaterol, Cimbuterol, Butoxamine, Ritodrine, Brombuterol, Tulobuterol, Pirbuterol, Zinterol, Mapenterol were used as racemic β-Agonist derivatives for this study1. The aim of this study is investigating the effect of basic and acidic additives on the separation of enantiomers of some chiral β-Agonist derivatives. Six different polysaccharide-based chiral columns were used in high performance liquid chromatography (HPLC). Different acidic and basic additives such as formic acid, diethylamine and both of them in mixture were added to the mobile phase and tested with each column for each compound. Lux Cellulose-1, Lux Cellulose-2, Lux Cellulose-3, Lux Cellulose-4 and Lux Amylose-2 columns commercially available chiral columns of Lux series from Phenomenex Inc. (Torrance, CA, USA) with the dimension 4.6x250 mm and 3 and 5 m packing materials were used. In addition to these commercial columns an experimental column based on amylose tris (3,5-dimethylphenyl) carbamate as a chiral selector was also evaluated. The main emphasis of this study was made on the influence of minor basic and acidic additives on the separation of enantiomers and their elution order. It was observed that the separation of enantiomers was affected not only by more commonly used basic, but also acidic additive. In addition, interesting examples of reversal of enantiomer elution order were observed based on the nature of minor additives. Keywords: β-Agonist, HPLC, Chiral, Separation, Enantiomer References 1 Westfall, T.C., Westfall, D.P. 2011. Adrenergic agonists and antagonists. (Goodman & Gilman’s the pharmacological basis of therapeutics. 12th ed. McGraw-Hill, New York: Ed. Brunton, L.L., Chabner, B.A., Knollman, B.C.) 277-333. 196 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 143 Cu(II) ve Cd(II) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyon Yöntemi ile Ayrılması ve Zenginleştirilmesi Hamide Elvan Bayraka, Volkan Numan Bulutb, Hacer Bayrakc, Mehmet Tüfekçic, Celal Duranc, Mustafa Soylakd a Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Reşadiye Meslek Yüksekokulu, 60250 Reşadiye/Tokat b Karadeniz Teknik Üniversitesi, Maçka Meslek Yüksekokulu, 61750 Maçka c Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 61080 Trabzon e Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 38039 Kayseri [email protected] Geri Kazanım(%) Özet: Elektrik, elektronik, otomotiv ve uzay sanayinde yaygın olarak kullanılan kadmiyum “aşırı toksik” grupta incelenmektedir. Bakır ise canlı organizmasında çeşitli biyokimyasal fonksiyonlarda rol oynayan ve karaciğerde depolanan önemli minerallerden biridir. Suya, çevreye ve gıdalara bulaşabilen bu metallerin sağlık açısından miktarlarının belirlenmesi önem arz eder. Bu çalışmada, Cu(II) ve Cd(II) iyonlarının etil [3-(siyanometil)-5-(4-metilfenil)-4H-1,2,4triazol-4-il] karbamat ile suda çözünür kompleksleri hazırlanmış Amberlit XAD-1180 dolgulu mini kolonda zenginleştirilerek ve FAAS ile tayin edilmiştir. Geri kazanıma, pH, ligant miktarı, sıyırma çözeltisi türü ve hacmi ve matriks bileşenlerinin etkisi gibi deneysel parametrelerin etkisi incelenmiştir. Cu(II) ve Cd(II) iyonları için optimum geri kazanımpH’ı 6.0 olarak belirlenmiştir (Şekil 1). Yöntemin doğruluğu, Sertifikalı Referans Materyal analizi ve gerçek numune matriksine ekleme/geri kazanma çalışmaları yapılarak test edilmiştir 1. 100 80 60 40 20 0 Cu Cd 0 2 4 6 8 10 pH Şekil 1. Cu(II) ve Cd(II)’nin geri kazanımları üzerine pH etkisi Anahtar kelimeler: FAAS, Amberlit XAD-1180, Zenginleştirme. KAYNAKLAR: [1] Duran, C.,Senturk, H.B., Elci, L., Soylak, M., Tufekci, M., 2009, Journal of HazardousMaterials, 162, 292-299 197 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 144 Karbon Nanotüp Destekli Aminometildifosfin Ligandı ve Metal Komplekslerinin Sentezi; Katalitik Özelliklerinin İncelenmesi Mehtap Çeleğen, Mahmut İncesu, Hamza Adıgüzel, Serhan Uruş Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Bölümü [email protected] Özet: Karbon nanotüplerin keşfedilmesiyle, nano teknoloji alanına giriş yapılmış ve halen nano malzemenin kullanım alanları hakkında araştırma ve gelişmeler devam etmektedir. Karbon nanotüplerin üstün mekanik özellikleri nedeniyle, bu malzeme günlük yaşamdan uzay teknolojisinde kullanım alanları bulmuştur [1] Nano partikül sentezi bu yapıların sergiledikleri olağandışı özellikler sebebiyle yüksek aktiviteli katalizörler, optik uygulamalar için özel teknolojik malzemeler ile birlikte süper iletkenler, aşınmaya karşı katkılar, yüzey aktif maddeler, ilaç taşıyıcılar ve özel teşhis aletleri gibi birçok teknolojik ve farmakolojik ürünlerin hazırlanmasının yolunu açmıştır. Bunların yanı sıra, malzemelerin nano boyut seviyesinde kontrollü nanotaşıyıcılar, sensörler, nano makinalar ve yüksek yoğunluklu veri depolama hücreleri gibi kendine özgü işlevselliğe sahip minyatürleştirilmiş aygıtların gerçekleştirilmesine izin vermektedir [2]. Kolloidal inorganik nanopartiküller veya nanokristaller nanoteknoloji ve biyoteknoloji alanlarında kullanılan çok önemli malzemelerdir. Bu malzemelerin üstün fiziksel ve optik özellikleri ilgi çekici özelliklere sahip olmalarını sağlamıştır [3]. Özellikle şelat yapıda bulunan fosfinlerin metal kompleksine kararlılık verdiği, organik tepkimelerde aktiviteyi artırdığı ve enantiyoselektif ürünlerin oluşumunda yüksek verim elde edildiği bilinmektedir. Bu nedenle fosfin ligandları çeşitlendirilerek günümüzde oldukça fazla çalışılmaktadır. Bu çalışmada, karbonnanotüp destekli aminometildifosfin ligandı ve metal kompleksleri sentezlenmiş ve katalitik aktivitelerine bakılmıştır. Anahtar Kelimeler: Karbon nanotüp, katalizör, fosfin, metal kompleks. Kaynaklar: [1]. Arı O., Görgün A. R., Kaya A., Coşkun Ö., Kaya İ., Karbon Nanotüp Malzeme İle Tasarlanan Heliks Antenlerin Performans Parametrelerinin İncelenmesi, SDU Journal Of Technical Sciences, 2 (2012) 1-7 [2]. S. Gürmen, B. Ebin İ.T.Ü., Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü, Nanopartiküller ve Üretim Yöntemleri –1, TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası [3]. Cushing, B.L, Kolesnichenko, V.L, O’Connor, C.J, Recent advances in the liquid-phase syntheses of inorganic nanoparticles, Chem Rev, 104, 3893–946, 2004. 198 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 145 Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu İle Pb (II) İyonunun Zenginleştirmesi ve Alevli Atomik Absorpsiyon Spektroskopisi ile Tayini Mehtap Yağan Aşcı, Bekir Batı Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Samsun, TÜRKİYE [email protected] Özet: Analitik yöntemlerin yeterince duyarlı veya seçici olamaması sebebiyle çok düşük derişimlerdeki eser elementlerin tayininde ayırma ve zenginleştirme oldukça önemlidir. Bu amaçla kullanılan yöntemler arasında, sıvı-sıvı ekstraksiyon, katı-faz ekstraksiyon, birlikte çöktürme ve bulutlanma noktası ekstraksiyonu (CPE) [1,2] önemli yer tutmaktadır. CPE ile metal tayininde yüzey aktif madde, analit çözeltisine ilave edildikten sonra şelatlaştırıcı reaktifin çözeltisi eklenir ve karışım bulutlanma noktasının üzerine kadar ısıtılır. Faz ayrımını hızlandırmak için santrifüjlenir. Sulu faz bir enjektör veya pipetle ayrılır. Yüzey aktif madde bakımından zengin faz, uygun bir çözücü ile seyreltilerek analize hazır hale getirilir. A B C D Şekil. Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu İle Zenginleştirme: (A) Düşük konsantrasyonlu metal çözeltisi; (B) Kompleksleştirici reaktif ilavesinden sonra metal şelat oluşumu; (C) Yüzey aktif madde ilavesi ve metal şelatların misel boşluğuna tutunması; (D) Yüzey aktif maddece zengin fazın santrifüjle ayrılması. Bu çalışmada, daha önce analitik amaçlarla kullanılmamış olan O,O’disiklohekzilditiyofosforik asitin amonyum tuzu sentezlenerek[3], eser miktardaki Pb(II) iyonlarının alevli atomik absorpsiyon spektroskopisiyle (FAAS) ile tayininde kompleksleştirici reaktif olarak kullanılabilirliği araştırıldı. Buradan yola çıkarak, bir ayırma ve önderiştirme tekniği olan bulutlanma noktası ekstraksiyonu (CPE) ile su numunelerinde bulunan Pb(II)’un önderiştirilmesi ve FAAS ile tayini için bir yöntem geliştirildi. Bu yöntem, sulu çözeltide bulunan Pb (II)’un amonyum O,O’disiklohekzilditiyofosfat ile kompleksleştirildikten sonra Triton X-114 ile 50 kat zenginleştirilerek ekstrakte edilmesi ve yüzey aktif madde bakımından zengin fazın 0.1 mol/L nitrik asitli etanolle seyreltildikten metal derişiminin FAAS ile ölçülmesine dayanmaktadır. Kaynaklar [1]. Silva, M.A.M., Frescura, V.L.A., and Curtius, A.J. 2001. Determination of noble metals in biological samples by electrothermal vaporization inductively coupled plasma mass spectrometry, following cloud point extraction Spectrochim. Acta Part B, 56: 1941-1949. [2]. Yağan Aşcı, M., Efendioğlu, A., and Batı, B. 2012. Determination of Nickel, Copper and Zinc in Water Samples after Cloud Point Extraction Using Ammonium O,O-Dicyclohexyldithiophpsphate and Triton X-114 by FAAS. Asian J. Chem., 24: 2497-2502. [3]. Soylu, M.S., Yağan, M., Çalışkan, N., Batı, B., Büyükgüngör, O. 2006. Ammonium O , O -dicyclohexyl phosphorodithioate. Acta Cryst., C62: 145-147. 199 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 146 Kloral’in İndirgenme Mekanizmasi ve Sulu Ortamdaki Denge Reaksiyonun Polarografik Yöntem ile İncelenmesi Melek Şirin Baymaka ve Hayati Çelikb aMarmara Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Göztepe, İstanbul, Türkiye bYeditepe Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye [email protected] Özet: Kloral (Cl3CCHO), hakkında özellikle son 30 yılda çok çalışma yapılmış, tıpta1 ve içme suyu arıtması alanında2 yaygın olarak kullanılan ve bilim adamları tarafından ilgi gören bir bileşiktir. Bileşik hızlı bir şekilde karaciğerde metabole olmaktadır fakat etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Kloral’ın ilaç olarak kullanımı yanında aşırı dozda alındığında toksik etkileri de bulunmaktadır. Kloral’in sulu çözeltilerde %99’den fazla oranda hidratlanmış olarak bulunduğu bilinmektedir. Bu bileşiğin elektrokimyasal davranışı3 hakkında değişik deneysel şartlar altında gerçekleştirilen çalışmalar iki farklı yoruma sebep olmuştur. Genel olarak polarografik indirgenmenin karbon-halojen bağının kırılması ile gerçekleştiği kabul edilse de bu indirgenmenin hidratlanmış molekül mü yoksa serbest molekül üzerinden mi gerçekleştiği açık değildir. Ayrıca hidrolize uğrayan türün de hangisi olduğu henüz başarılı bir şekilde belirlenememiştir. Bu çalışmamızda bileşiğin çözelti kimyasının incelenmesi polarografi tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiş ve genel pH çalışması ile bileşiğin elektrokimyasal indirgenmesinin iki polarografik dalgada gerçekleştiği bulunmuştur. Bileşiğin hidratlanmış türünün elektrokimyasal indirgenmesinin negatif potansiyellerde, hidratlanmamış serbest aldehitin elektrokimyasal indirgenmesinin ise daha pozitif potansiyellerde gerçekleştiği ve serbest aldehit formu çok az oranda bulunduğundan bu türün çok küçük bir indirgenme akımına sebep olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca bileşiğin alkali çözeltilerdeki davranışı incelenmiş ve bu ortamda hidrolize uğradığı bulunmuştur. Bu hidroliz reaksiyonunu detaylı olarak incelenmiş, bir reaksiyon mekanizması önerilmiş ve hız sabiti hesaplanmıştır. Çalışmamızda deneysel verilere dayanarak kloral hidrat için bir indirgenme mekanizması önerilmiş ve çözelti içerisindeki davranışı aydınlatılmıştır. Bununla beraber Kloral’e benzer yapıdaki 2,2,2trikloroetanol bileşiğinin de değişik pH değerlerinde polarografik incelenmesi gerçekleştirilmiş ve bu çalışılan iki bileşiğin indirgenme eğrilerinin aynı şekilde olduğu, indirgenmenin her iki bileşik için de C-Cl bağının kırılması suretiyle gerçekleştiği kanıtlanmıştır. Bu çalışma hidratlanmamış serbest aldehitin gözlemlenebildiği ve bu sayede bileşiğin hidratasyon denge sabitinin hesaplanabildiği ilk elektrokimyasal çalışma olmakla beraber bileşiğin yükseltgenmesi reaksiyonu da ilk defa olarak takip edilmiştir. Anahtar kelimeler: Polarografi, Kloral, Hidrasyon, Elektrokimyasal Mekanizma. Kaynaklar: 1. Pranzatelli, M.R., and Tate, E.D., 2001. Chloral hydrate for progressive myoclonus epilepsy: A new look at an old drug, Pediatric Neurology, 25, 5, 385. 2. Koudjonou, B.K., and Lebel, G.L., 2006. Halogenated acetaldehydes: Analysis, stability and fate in drinking water, Chemosphere, 64, 795. 3. Szafranski, W.A., and Zuman, P., 1975. Difference between polarographic reduction of Chloral and Bromal, J. Electroanal. Chem., 64, 255. 200 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 147 Altın(III) İyonu Analizi İçin Tiyol-en Esaslı PolimerikFluoresansSensör Geliştirilmesi Memet Vezir Kahraman, Soner Çubuk, Ece Kök Yetimoğlu Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 34722 Göztepe/ İstanbul [email protected] Özet:Altın, nanoteknoloji, petrokimya sanayi, tarım ve tıp alanlarında yoğun olarak kullanılmakta olup altın iyonunun tespiti ve belirlenmesi yönündeki metotlar her zaman güncelliğini korumuş ve bu alanda yapılacak yenilikler ilgiyle izlenmiştir. Literatürde Au(III) analizi için birçok spektrofotometrik, spektrofluorimetrik, indüktif eşleşmiş plazma kütle spektrometrisi, atomik absorpsiyonspektrometrisi içeren çeşitli yöntemler bulunmaktadır1-3. Ancak bu yöntemlerin çoğu pahalı cihazlara ihtiyaç duyması, birtakım girişimlerle karşı karşıya olması, analiz süresinin uzunolması gibi çeşitli dezavantajlara sahiptir. Son yıllarda çevresel, jeolojik ve metalürjik alanlardaki Au(III) iyonunun tayini için düşük tespit sınırları, yüksek hassasiyet ve düşük cevap süreleri sebebiyle fluoresanssensörlerin önemi artmıştır. Çalışmamızda Au(III) iyonu belirlenmesi içinışıkla sertleştirilmiş tiyol-en esaslı yeni birpolimerikfluoresanssensör geliştirilmiştir. Cevap süresi,pH etkisi, doğrusal aralık, hassasiyet, tespit sınırı, yeniden kullanılabilirlik gibi performans kriterleri sistematik olarak incelenmiştir. Sensör, çok düşük tespit sınırına sahip olup, 1,09 µg L-1, bu değer literatürdeki diğer fluoresanssensörmetodlarından çok daha düşüktür4. Anahtar Kelimeler: Altın(III), Fluoresans Spektroskopisi, Membran, Optik Sensör, Tiyol-en. Kaynaklar Falkner, K. K.,Edmond, J. M. 1990. Determination of gold at femtomolarlevels in naturalwatersbyflowinjectioninductivelycoupledplasmaquadrupolemassspectrometry. Anal. Chem. 62 (14):14771481. Fazli,Y.,Hassan,J., Karbasi, M.H., Sarkouhi, M. 2009. A simplespectrophotometricmethodfordetermination of gold (III) in aqueoussamples. 22 (2): 2210–212. Jou, M. J.,Chen, X.,Swamy, K. M. K., Kim, H. N. Kim, H. J., Lee, S., Yoon, J. 2009. Highlyselectivefluorescentprobefor Au3+ based on cyclization of propargylamide. Chem. Commun. 46: 7218– 7220. Çubuk, S., Kahraman, M. V., Yetimoğlu, E. K., Kenan, S. 2014. PhotocuredThiol-ene Based Optical Fluorescence Sensor forDetermination of Gold(III). Anal. Chim. Acta812: 215-221. 201 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 148 İçme Suyu Arıtımı İçin Kitin Destekli Biyosorbentler Kullanımı Merve Öztürka, Gülşin Arslanb, Mustafa Ersöza b a Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 42075, Konya Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyokimya Bölümü, 42075, Konya [email protected] Özet: İçme sularından ağır metal giderimin de iyon değişimi, kimyasal çöktürme, ters osmoz, oksidasyon, ultrafiltrasyon gibi metotlar kullanılmaktadır. Adsorban madde olarak aktif karbon, çeşitli polimerler, reçineler, uçucu kül, jeller, alüminyum oksit, silikatlar, saman, talaş, killer, çeşitli bitki türleri, zeolitler gibi birçok madde kullanılmıştır. Düşük maliyetli, doğal maddeler ile sulu çözeltilerden metal gideriminde kitin ve kitosanın katyon adsorplama özellikleri nedeniyle özel bir önemi vardır1. Kitosanın yapısında bulunan amin grupları, adsorpsiyon işleminde kitosanın kitinden daha yüksek bir potansiyele sahip olmasının yanında çözünürlüğünün de yükselmesini başlıca sebebidir. Bu çalışmada kitin destekli biyosorbentler kullanılarak içme suyunun arıtılması amaçlanmıştır. Kitinler karides kabuklarından Austrian Institute of Technology, GmbH, koordinatörlüğünde sentezlenmiştir. Kitinlerin metal konsantrasyondaki performansları araştırmak için Batch metoduna göre yapılacak bu çalışmada metal iyonlarının sulu çözeltilerden farklı deneysel koşullarda uzaklaştırılması araştırılacaktır. Adsorpsiyona etki eden parametrelerden adsorban madde miktarı, temas süresi, pH, başlangıç metal iyonu konsantrasyonu ve sıcaklık çalışılmıştır. Denemelerde kullanılan farklı yoğunluklara sahip kitosanların adsorpsiyon kapasitesi Tabloda verilmiştir. Sorpsiyondaki farklılık, metal iyonlarının yük/kütle oranlarının ve hidratize iyon yarıçaplarının farklı olması, adsorbanın metal iyonlarını çekme ve metal iyonlarının adsorban üzerindeki şelat yapıcı gruplarla kompleksleşme yeteneğinin farklı olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir2,3. Tekli sistemlerde çalışılan çoğu metal iyonlarının adsorpsiyonunun Langmuir ve bazılarınında Freundlich izotermine uygun olduğu görülmüştür. Kitosanlar ile yapılan adsorpsiyon deneyleri sonucuda sulu çözeltilerden Cu(II), Ni(II), Cd(II) ve Zn(II) iyonlarının verimli bir şekilde uzaklaştırılabildiği görülmüştür. Tablo. Adsorbanlar üzerine metal iyonlarının adsorpsiyon kapasiteleri Adsorpsi yon Kitosan90/30 Kitosan90/200 Kitosan85/400 Kitosan85/100 Kitosan85/250 Kapasite /A1 /A1 /A2 0/A1 0/A1 si Qs, mg / g Cu(II) 93,780 108,141 101,149 104,232 101,232 Ni(II) 81,558 82,446 84,882 41,256 41,368 Cd(II) 91,620 86,133 95,108 56,718 63,060 Zn(II) 97,162 96,711 84,155 39,210 46,379 *Adsorban miktarı, 0,100 g; Temas süresi, 240 dak; Çözeltinin pH’sı Cu(II), Ni(II), Cd(II) ve Zn(II) için sırasıyla 5,49; 5,52; 5,67; 6,65; Sıcaklık, 25 C’dır. Anahtar kelimeler: Kitosan, Ağır metal, İçme suyu. Kaynaklar [1] Rinaudo, M. 2006. Chitin and chitosan: Properties and Applications. Progress in Polymer Science, 31(7): 603-632. 202 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 149 Hurma (Acve) Çekirdeği Kullanılarak Katı Faz Ekstraksiyonu İle Pb(II) Ve Cu(II) Tayini Merve Pelteka, Orhan Hazera, Yasemin Turhana a Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Divanlı yolu YOZGAT/TÜRKİYE [email protected] Özet: Kolon kromatografisi ile eser elementlerin zenginleştirilmesi uzun süredir kullanılanyöntemlerdendir. Yöntemin temeli kısaca şu şekildedir: Bir kolona yerleştirilmiş ve pHgibi ortam şartları ayarlanmış katı faz üzerinden belli akış hızında geçirilen örnektebulunan analit ve matriks bileşenleri, analitin kolonda tutunup matriks iyonu ya damoleküllerinin tutunmaması ile birbirinden ayrılmış olur.1 Hurma çekirdeğinin Latincesi “Phoenix dactylifera seed” dir.Hurma çekirdeği atıklarından elde edilen aktif karbon, zehirli bir madde olan kromun sıvılardan temizlenmesinde kullanılmaktadır.Bakır, manganez ve çinko, bitkiler tarafından az miktarlarda kullanılmakla birlikte çinko, kadmiyum ve kromun bitki beslenmesinde yeri yoktur. Bu metallerin çevrede fazla bulunması insanlarda, böbrek, karaciğer ve beyin hücreleri dâhil, birçok organı etkileyebilen önemli zararlara yol açabilir.2 Bu çalışmada, katı faz ekstraksiyon yöntemi kullanılarak Pb ve Cu metallerinin ayrılması ve zenginleştirilmesi gerçekleştirildi.Bu katı faz ekstraksiyonunda adsorban olarak hurma(ACVE) çekirdiği kullanıldı. Bu adsorbent kullanılarak katı faz ekstraksiyonu yöntemi ile Pb ve Cu’nun kantitatif geri kazanımı sağlandı ve F-AAS ile tayini yapıldı.Model çözelti kullanılarak optimum parametreler tarandı ve pH:6, Örnek akış hızı: 0.5 mL.dk-1, elüent türü ve derişimi 3M HNO3 ve elüent akış hızı: 1mL.dk-1 olarak belirlendi. Anahtar kelimeler: Katı faz ekstraksiyonu, Eser Element,Geri kazanım, Pb, Cu. Kaynaklar 1. Ercan Ö.,Bakır(II) İyonunun Katı Faz Ekstraksiyonu-AAS Kombinasyonu İle Tayini,Yüksek Lisans Tezi,Erciyes Üniversitesi,Kayseri,2008 2. Aktürk Z.,Işık M.,Besin Değeri ve Sağlık Açısından Hurma (Phoenix dactylifera), Konuralp Tıp Dergisi;4(3):62-68,Atatürk Üniversitesi, 2012. 203 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 150 Maprotilin-Seçici Potansiyometrik Sensör ve Performans Özellikleri Gülşah S. Kanberoğlua, Fatih Çoldurb, İbrahim Işıldakc, Merve Tümüra a Van Yüzüncüyıl Üniversitesi, Fen Fak., Kimya Bölümü, Van Erzincan Üniversitesi, Fen-Edeb. Fak., Kimya Bölümü, Erzincan c Yıldız Teknik Üniversitesi, Kimya-Metalurji Fakültesi, Biyomühendislik Bölümü, İstanbul b [email protected] Özet: Maprotilin, depresyon tedavisi için yaygın olarak kullanılan bir antidepresandır (1). Maprotilin hidroklorür, dibenzo-bisiklo-oktadien türevi bir tetrasiklik antidepresandır. Majör depresyon ve distimik bozukluklar (depresif nöroz, kronik depresyon) da dahil olmak üzere depresif mizaç bozukluklarında kullanılır. Maprotilin etken maddeli ilacın doz aşımında aşırı uyuşukluk hali, hızlı kalp atışları, mani, hipomani, bilinç bulanıklığı, kusma, dudaklarda veya tırnaklarda morarma, panik ataklar, uyku sorunları,saldırganlık, halüsinasyonlar, ve nöbet görülmektedir. Bu nedenle ilaç dozunun çok iyi bir şekilde ayarlanması ve kontrol edilmesi oldukça önem arzetmektedir. Maprotilin tayininde yaygın olarak kromatografi(2,3,4 kullanılmıştır. Bunlar, gelişmiş araç-gereç ve pahalı sarf malzemeler gerektiren tekniklerdir. Oysa potansiyometrik teknikler; uygun seçicilik, geniş konsantrasyon aralığı, düşük tayin limiti, yüksek doğruluk, kısa analiz süresi, düşük maliyet, ön ayrım gerektirmeme gibi avantajlar sağlamaktadır. Bu çalışmada ilk defa Maprotilin-tetrafenilborat iyon çifti temelli potansiyometrik maprotilin-seçici bir sensör üretildi ve durgun ortamda potansiyometrik performans özellikleri araştırıldı. Optimum membran bileşiminin %3 Maprotilin-TPB, %64 NPOE, %32 PVC ve % 1 KTpClPB olduğu görüldü. Bu membrandan hazırlanan elektrodun 10-5-10-2 M konsantrasyon aralığında on katlık konsantrasyon değişiminde 47 mV’luk eğimle doğrusal bir cevap sergilediği (R2=0,9806), elektrodun tayin limitinin 1,1x10-5 M ve cevap süresinin yaklaşık olarak 25 s olduğu belirlendi. Elektrot pH=1,8-3,15 aralığında pH değişiminden etkilenmeden Maprotilin tayinini mümkün kılmaktadır. Anahtar kelimeler: Maprotilin, Sensör, Potansiyometri. Kaynaklar 1)İshida, J., Harike, N., Yamaguchi, M.1995. Determination of maprotiline in plasma by high-performance liquid chromatography with chemiluminescence detection. Journal of Chromatography. 669(2):390-396. [2] Kristinsson, J. 1981.A gas chromatographic method for the determination of antidepressant drugs in human serum. Acta Pharmacol. Toxicol., 49 .390. [3] Jindal, S.P., Lutz ,T., and Vestergaard, P.1980. GLC-mass spectrometric determination of maprotiline and its major metabolite using stable isotope-labeled analog as internal standard. J. Pharm. Sci., 69 .684. [4] Carfagnini, G. , Corcia, A.D., Marchetti ,M. and Sam- peri, R. 1990.Antidepressants in serum determined by isolation with two on-line sorbent cartridges and liquid chromatography J. Chromatogr., 530 . 359. 204 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 151 Delivery of Dacarbazine and Its Derivatives by Using Oligonucleotide Modified AuNPs Carriers Mine Altunbeka, Özge Erenb, Aysegul Golcub Mustafa Culhaa, a Genetics and Bioengineering Department, Yeditepe University, Istanbul 34755, Turkey b Chemistry Department, KahramanmaraşSütçüimamÜniversity, AvşarKampüsü, Kahramanmaras, Turkey Abstract:The design oftherapeutic agents is an importantstep for their effective transportation into a cell. However, there are drawbacks associated with the nature of the agent such as their hydrophobicibity and low molecular weight limiting their effectiveness. The transportation of the sufficient therapeutic agents into a cell was reported to be efficient when these agents were loaded onto a oligonucleotide conjugated nanoparticle via non-covalent interaction rather than covalent attachment or just drug itself1. Dacarbazin (DAC) is a therapeutic agent that integrates into the double strand DNA and binds the DNA methyltransferases (DNMTs) irreversibly causing re-expression of the silenced genes (involved in normal cell cycle control) in cancer cells. In this study, the effect of DAC and its derivatives; DAC-Pt, DAC-Cu, DAC-Pd, DAC-Zn complexes and, oxaplatin and cisplatin on A549 cell viability was assessed at a 0.675-5.0 µM concentration range. The effective concentration (EC50, Cell viability lost 50 %) of DAC on A549 was not found and the cell viability was lost 45 % at higher concentration as shown by Nguyen et al2. Based on this information, in this study the oligonucleotide conjugated gold nanoparticles (ssDNAAuNPs) was used as carriers for their sufficient and effective delivery to A549 cells. The prepared NPs-drug conjugates were firstly characterized by UV/Vis spectroscopy and DLS analysis. Then, their effect on A549 cell viability was assessed by WST-1 assay through measuring their mitochondrial activity for 24 hour exposure. In conclusion, Dac, Dac-Pt, Dac-Cu, Dac-Zn, oxaplatin and cisplatin were not reached the EC50 value neither direct exposure nor loading to ssDNA-AuNPs. Dac-Pd was effective by direct exposure and reached the EC50 value at 5µM concentration exposure. However, the loading into ssDNAAuNPs decreased their effect and cell viability increased. Even though the Dac-Cu was not reached the EC50 by direct exposure, the loading into ssDNA-AuNPs caused the effective delivery to the cells and cell viability decreased 60 %. Keywords:Dacarbazine, drug delivery, ssDNA-AuNPs loaded Dacarbazine References Mirkin, C. A. , Giljohann, D.A., Daniel, W.L., Delivery of Therapeutic Agents using Oligonucleotide-Modified Nanoparticles as Carriers. Patent Application Publication, Pub. No.: US 2014/0005258 A1. Nguyen, A.N., Hollenbach, P.W., Richard, N., Luna-Moran A., Brady H., Heise, C. and MacBeth K. 2010. Azacitidine and decitabine have different mechanisms of action in non-small cell lung cancer cell lines. Lung Cancer: Targets and Therapy, 1: 119–140 205 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 152 Dikromatİyonunun Tayini için Yeni Bir SpektroflorimetrikMetod Miraç Ocak, Ümmühan Ocak, Ece Tuğba Saka, Halit Kantekin, Hakan Alp, Ece Çilten Özmen Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 61080-Trabzon [email protected] Özet: Bu çalışmada Şekil 1’de açık yapısı gösterilenNi-ftalosiyanin(NiPc) bileşiği1kullanılarak Cr2O72- iyonu için yeni bir tayin metodu geliştirildi. 2.0x10-6 M ligandın metanoldeki çözeltisi kullanılarak artan konsantrasyonlarda Cr 2O72-iyonu içeren karışımlarınfloresans spektrumları alındı. 350 nm’de uyarılan ligandın 419nm’dekiemisyon şiddetleri Cr 2O72- iyonu konsantrasyonuna karşı grafiğe geçirildiğinde düzgün azalan bir grafik elde edildi. Bu kalibrasyon grafiğinden yararlanılarak Cr2O72- iyonu için yeni bir tayin metodu geliştirildi. Kalibrasyon grafiğinin R2 değeri 0,9998’dir. Metodun gözlenebilme sınırı olarak tespit edilmiştir. Şekil 1. Cr2O72- iyonutayiniiçinkullanılanNiPcbileşiğininyapısı Anahtar kelimeler: Floresans, ligant, Cr2O72- iyonu, metot Kaynaklar 1.Saka, E.T., Göl, C., Durmuş, M., Kantekin, H. ve Bıyıklıoğlu, Z.2012.Photophysical, PhotochemicalandAggregationBehavior of NovelPheripherallyTetra-SubstitutedPhthalocyanineDerivatives.J. Photocem. Photobio. A: Chem., 241: 67-68. 206 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 153 Karbonat ve Siyanür İyonları için Kolorometrik Sensör Bileşikler Miraç Ocaka, Serhat Güna, Nuran Kahrimana, Ümmühan Ocaka, Hakan Alpa, Nurettin Yaylıb a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, bKaradeniz Teknik Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Bölümü, [email protected] Özet: Karbonat iyonu için kolorometrik sensör literatürde sınırlı sayıda bildirilmiştir 1,2. Bu çalışmada 8 adet N-alkil türevli diazaflavonyum bromür bileşiğinin anyonlarla etkileşimi spektrofotometrik yöntemle incelenmiştir. Söz konusu bileşikler literatürde son zamanlarda bildirilen bileşiklerdir3. Tüm ligandların F-, Cl-, Br-, I-, CO32-, NO3-, PO43-, CH3COO-, CN-, SO42-, HSO4-, HCO3-, SCN- ve H2PO4- anyonları arasından siyanür ve karbonat iyonları için kolorimetrik sensör özelliği gösterdiği belirlenmiştir. C8 ligandı metanol-su (1:1) ortamında yalnızca karbonat iyonu için pembeden maviye renk değiştirirken diğer ligandlar hem karbonat hem de siyanür iyonu ile renk değiştirmektedir. Siyanür iyonu durumunda renk değişimi pembeden mora olmaktadır. C8 ligandı ile renk değişiminin gözlendiği en düşük karbonat konsantrasyonu 2x10-3 M olarak belirlenmiştir. Şekil 1. İncelenen N-Alkil Substitue Diazaflavonyum Bromür Bileşikleri Anahtar kelimeler: Diazaflavonyum, Metal, Anyon, Sensör, Spektroflorimetri, Metot. Kaynaklar 1. Guo, Y., Shao, S. J., Xu, J., Shi, Y. P. ve Jiang, S. X. 2004. Selective Colorimetric Sensing of PO 43- and CO32- Based on The Assembly of Dihydroxymethyl-Di-(2-Pyrrolyl)Methane and TCNQ. Inorganic Chemistry Communications, 7: 333–336. 2. Janzen, M. C., Ponder, J. B., Bailey, D. P., Ingison, C. K. Kenneth S. 2006. Colorimetric Sensor Arrays for Volatile Organic Compounds. Anal Chem, 78: 3591-3600. 3. Kahriman, N. 2011. Mikrodalga Yöntemi ile Diaza-Flavon/Flavanon Bileşiklerinin Sentezi, N-Alkil Türevleri ve Biyolojik Aktiviteleri, K.T.Ü., Fen Bil. Ens, Kimya ABD Trabzon, Doktora Tezi. 207 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 154 Bazı Biyoadsorbanların Ni2+ İyonlarını Adsorplama Performanslarının Karşılaştırılması Muharrem İncea , Olcay Kaplan İnceb, Nagihan M. Karaaslana a Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, Tunceli Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Tunceli b [email protected] Özet: Endüstri alanındaki gelişmeler, bir yandan insanın yaşam kalitesini arttırırken diğer yandan doğal dengelerin bozulmasına, doğal kaynakların yok olmasına, hava, su ve toprak kirliliğinin insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmasına yol açmıştır. Bu faaliyetlerin artışı ağır metallerin kullanımının özellikle kimya, tekstil, kağıt ve deri gibi birçok alanda giderek artmasına ve buna bağlı olarak da çevrenin çeşitli atıklarla kirlenmesini hızlandırıp çevre kirliliğinin ciddi boyutlara ulaşmasına neden olmuştur. Toksik özelliklerine rağmen taşıdıkları teknolojik önem nedeniyle ağır metaller endüstride geniş ölçüde kullanım alanı bulmuştur. Ağır metal giderimi için birçok yöntem mevcut olup özellikle adsorpsiyon sıkça kullanılmaktadır. Adsorpsiyon işlemlerinde aktif karbon yaygın olarak kullanılmasına rağmen maliyeti yüksektir. Aktif karbona alternatif oluşturabilecek, düşük maliyetli evsel gıda atıklar gibi doğal adsorbanların üzerinde durulmuş ve bu adsorbanların sulardan ağır metal gideriminde yeterli bağlama kapasiteleri olduğu görülmüştür 1-3. Bu çalışmada Ni iyonlarının adsorpsiyonu açısından etkili, düşük maliyetli, gıda atık maddelerinin değerlendirilmesi açısından avantajlı ve bu nedenle de doğaya zarar vermeyen siyah çay atığı ve kestane kabuğu, sulu çözeltilerden Ni giderimi için adsorban olarak kullanıldı. Bu adsorbanlar işlenerek 120 mesh boyutuna kadar öğütüldükten sonra farklı konsantrasyonlarda hazırlanan sulu Ni çözeltileri ile etkileştirildi. Şartların optimizasyonu için karıştırma süresi, pH, adsorban miktarı, son hacim gibi parametreler tarandı ve analizler Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrofotometresi (FAAS) ile yapıldı. Optimum koşullar tespit edildikten sonra bu doğal adsorbanın Ni 2+ iyonu için adsorpsiyon kapasitesi çay atığı 3.68 mg g-1 kestane kabuğu için 5.70 mg g-1 olarak belirlendi. Anahtar kelimeler: Nikel, FAAS, Çay Atığı, Kestane Kabuğu. Kaynaklar 1. Memon, J.R., Memon, S.Q., Bhanger, M.I., El-Turki, A., Hallam, K.R., Allen, G.C. 2009. Banana peel: A green and economical sorbent for the selective removal of Cr(VI) from industrial wastewater, Colloids and Surfaces B: Biointerfaces 70: 232–237. 2. World Health Organization (WHO) 2004. Guidelines for Drinking-water Quality, Vol:1, 3rd ed., Recommendations, Geneva, pp. 334. 3. Naseem R., Tahir S.S. 2001. “Removal of Pb (II) from Aqueous/Acidic Solutions by Using Bentonite as an Adsorbent”, Water Resource, 35: 3982-3986. 208 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 155 SILAR Yöntemiyle CdS İnce Film Üretimi ve Kemometrik Karakterizasyonu Mustafa Duraka , Ersin Yücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Yarıiletken ince filmler birçok elektronik ve optolektronik devre elemanlarının tabanı olarak oldukça geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Bu yarıiletkenler arasında II-VI bileşik yarıiletkenler özel bir yere sahiptir. CdS’ün uzun ömürlü ve oldukça kararlı olması ve gerek elektriksel gerekse optiksel ve manyetik özelliklerinin katkılama ile büyük oranda değiştirilebilmesi gibi nedenlerden dolayı üzerinde en çok çalışılan II-VI bileşik yarıiletkenlerdir. Günümüzde yarıiletken teknolojisi, detektörler, lazerler, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemleri, cep telefonları, bilgisayarlar, aydınlatma sistemleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır 1,2. Bu cihazların daha verimli çalışabilmesi ve daha kaliteli yarıiletken ince filmlerin üretilebilmesi için üretim parametrelerinin optimizasyonu önem kazanmaktadır 3,4. İnce filmlerin üretim parametrelerinin optimizasyonu geleneksel bir seferde tek faktör yöntemi ya da kemometrik metotlar kullanılarak yapılabilmektedir. Geleneksel yöntemler diğer faktörler sabit tutulurken bir defada bir bağımsız değişkenin değiştirilmesini içerir. Kemometrik teknikleri ise çok değişkenli verilerin analizinde güçlü bir tekniktir. Çünkü geleneksel bir seferde tek faktör yöntemiyle kıyaslandığında daha az deneysel çalışmaya ihtiyaç duymaktadır 5,6. İnce film üretiminde çeşitli metotlar kullanılmakla ve bu metotlar arasında ucuz ve pratik olan bir yöntem olan Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu (SILAR) metodu öne çıkmaktadır1,2. Bu çalışmada CdS ince filmler SILAR yöntemiyle üretilmiştir. Kaliteli ince filmlerin üretilmesinde etkili olan parametreler yanıt yüzey yöntemi (RSM) ve merkezi kompozit dizayn (CCD) gibi kemometrik metotlar kullanılarak optimize edilmiştir. SILAR metoduyla üretilen numunelerin karakterizasyonu X-ışını kırınımı (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve ultraviyole spektroskopisi (UV) ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler: CdS İnce Film, SILAR, Kemometri, Optimizasyon. Kaynaklar 1. Ravichandrana, K., Senthamilselvia, V., 2013. Effect of indium doping level on certain physical properties of CdS films deposited using an improved SILAR technique, Applied Surface Science 270, 439-444. 2. Senthamilselvi, V., Ravichandrana, K., Saravanakumar, K., 2013. Influence of immersion cycles on the stoichiometry of CdS films deposited by SILAR technique, Journal of Physics and Chemistry of Solids 74, 6569. 3. Kariper A., Guneri E., Gode F., Gumus C., Ozpozan T., 2011. The structural, electrical and optical properties of CdS thin films as a function of pH, Materials Chemistry and Physics, 129, 183-188. 4. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of deposition conditions of CdS thin films using response surface methodology, Journal of Alloys and Compounds, 589, 207–212. 5. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 6. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 209 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 156 Cd(II) ve Ni(II) İyonlarının Karayosunu (Homalothecium sericeum) Üzerine Adsorpsiyonu Burçin İpeka, Celal Durana, Duygu Özdeşb, Nurcan Öztürka, Murat Yazara a b Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 61080, Trabzon Gümüşhane Üniversitesi, Gümüşhane Meslek Yüksek Okulu, 29100, Gümüşhane [email protected] Özet: Kadmiyum ve Nikel, her konsantrasyonda toksik etki gösteren, genellikle endüstriyel faaliyetler sonrası doğaya karışan ağır metallerdendir. Canlı yaşamına tehdit oluşturan, organizma üzerinde belli dozlarda zehir etkisi gösteren ağır metallerin atık sulardan uzaklaştırırılmaları önem arz eder. Bu amaçla uygulanan çeşitli ayırma yöntemleri arasından, kolay uygulanabilirliği ve yüksek verimliliği bakımından adsorpsiyon yöntemi yaygın olarak tercih edilen yöntem haline gelmiştir 1. Bu çalışmada su ve atık sulardan Cd(II) ve Ni(II) iyonlarının uzaklaştırılmasında Doğu Karadeniz yaylalarından toplanmış karayosunu (Homalothecium sericeum) nun kullanılabilirliği araştırılmıştır. Fiziksel ve kimyasal ön işleme tabi tutulmayan karayosunu; BET yüzey alanı, nem tayini, FT-IR analizleri, SEM analizleri, pH ve pHpzc analizi gibi çeşitli yöntemlerle karakterize edildikten sonra sulu çözeltilerinden nikel ve kadmiyumum adsorpsiyonu için adsorban olarak kullanılmıştır. Adsorpsiyon deneyleri kesikli sistemle yürütülmüştür. Başlangıç pH’sı, başlangıç adsorbat konsantrasyonu, adsorban miktarı, denge süresi ve tuz etkisi gibi parametreler çalışılmıştır. Cd(II) ve Ni(II) gideriminde adsorpsiyon kinetiği de incelenmiş, her iki metal katyonu için optimum adsorpsiyon pH’ı 7 olarak belirlenmiştir (Şekil 1 ve Şekil 2) Anahtar Kelimeler: Adsorpsiyon, Kinetik, Cd(II) ve Ni(II). Şekil 1. Sulu çözeltiden Ni(II) iyonlarının karayosunu üzerine adsorpsiyonuna başlangıç pH’ının etkisi Şekil 2. Sulu çözeltiden Cd(II) iyonlarının karayosunu üzerine adsorpsiyonuna başlangıç pH’ının etkisi KAYNAKLAR: [1] Gundogdu, A., Duran, C., Senturk, H. B., Soylak, M., Ozdes, D., Serencam, H., & Imamoglu, M. 2012. Adsorption of phenol from aqueous solution on a low-cost activated carbon produced from tea industry waste: Equilibrium, kinetic, and thermodynamic study. Journal of Chemical and Engineering Data, 57(10), 2733-2743. 210 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 157 Synthesis of New Metal-Based Drugs to Alternative in Cancer Treatment Mustafa Çeşme & Ayşegül Gölcü Kahramanmaras Sutcu Imam University, Faculty of Science and Letters, Department of Chemistry, Kahramanmaras [email protected] Abstract: Synthesis of cis-platin in 1965 and started to be used in the treatment of cancer by affecting structure of DNA fully revealed the importance of coordination compounds 1. Methotrexate abbreviated MTX and formerly known as amethopterin, is an antimetabolite and antifolate drug. It is used in treatment of cancer, autoimmune diseases, ectopic pregnancy, and for the induction of medical abortions. It acts by inhibiting the metabolism of folic acid 2. MTX prevents cancer cells to sustain purine and pyrimidine synthesis. The aims of the study, in the treatment of cancer, try to obtain alternative chemotherapeutic agents. So, [Cu(MTX)(H2O)2)](2H2O) complex was synthesized. Complex structure was characterized using various analytical techniques and instrumentation (Uv-Vis, IR, mass and NMR, CHN elemental analysis, electrochemical and thermal behavior). The interaction of the complex with fish sperm DNA (FS DNA) has been studied with UV spectroscopy and CV in order to investigate the possible binding modes to FS DNA and to calculate the binding constants to FS DNA . The decrease in guanine peak area was used as an analytical signal for the interaction of drug with DNA in acetate buffer solution at pH 4.8. The morphology of the FS DNA , Methotrexate, metal ion and metal complex have been investigated by scanning electron micrographs (SEM) (Fig). To get the SEM images, the interaction of compounds with FS DNA have been studied by means of differential pulse voltammetry (DPV) at FS DNA modified pencil graphite electrode (PGE). XCELLigence system was used with anticancer activities. XCELLigence system is a real-time cell analyzer which has three components: an analyzer, a device station, and a 16-well or 96well E-plate3. Fig. DP voltammograms for the interaction of 4 ppm FS DNA modified PGE a) 4 ppm DNA; b) 4 ppm DNA+ 4 ppm MTX; c) 4 ppm DNA+ 4 ppm [Cu(MTX)(H2O)2)](2H2O) References: 1) http://en.wikipedia.org/wiki/Methotrexate. 2) Chow, M., Rubin, H., 1998. Proceedings of the National Academy of Sciences of United States of America 95, 4550–4555. 3) Roche Diagnostics GmbH. Introduction of the RTCA SPInstrument. RTCA SP Instrument Operator‘s Manual, A. Acea Biosciences, Inc.; 2008. pp. 14–16 211 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 158 Metal Based Pharmacologically Active Agent: Synthesis, Structure, FSDNA Binding Studies and in Vitro Studies Mustafa Çeşme & Ayşegül Gölcü Kahramanmaras Sutcu Imam University, Faculty of Science and Letters, Department of Chemistry, Kahramanmaras [email protected] Abstract: Cancer is a class of diseases characterized by out-of-control cell growth. Cancer is becoming a significant cause of death. The prevalence of cancer and all associated costs, both in human and financial terms, drives the search for new therapeutic drugs and treatments. The medicinal uses and applications of metals and metal complexes are of increasing clinical and commercial importance. Synthesis of cis-platin in 1965 and started to be used in the treatment of cancer by affecting structure of DNA fully revealed the importance of coordination compounds. Methotrexate abbreviated MTX and formerly known as amethopterin, is an antimetabolite and antifolate drug. It is used in treatment of cancer, autoimmune diseases, ectopic pregnancy, and for the induction of medical abortions. It acts by inhibiting the metabolism of folic acid 2. MTX prevents cancer cells to sustain purine and pyrimidine synthesis1. The aims of the study, in the treatment of cancer, try to obtain alternative chemotherapeutic agents. So, [Pt(MTX)(H2O)2)](2H2O) complex was synthesized. Complex structure was characterized using various analytical techniques and instrumentation (Uv-Vis, IR, mass and NMR, CHN elemental analysis, electrochemical and thermal behavior). The interaction of the complex with fish sperm DNA (FS DNA) has been studied with UV spectroscopy and DPV in order to investigate the possible binding modes to FS DNA and to calculate the binding constants to FS DNA. The decrease in guanine peak area was used as an analytical signal for the interaction of drug with DNA in acetate buffer solution at pH 4.8. The morphology of the FS DNA , Methotrexate, metal ion and metal complex have been investigated by scanning electron micrographs (SEM). To get the SEM images, the interaction of compounds with FS DNA have been studied by means of differential pulse voltammetry (DPV) at FS DNA modified pencil graphite electrode (PGE). Most therapeutic agents and drugs will first be tested in tissue culture on a suitable model system. For prospective anticancer drugs, for example, in vitro data obtained by proliferation or colony formation assays give useful initial information on the cytotoxicity of the agents3. XCELLigence system was used with anticancer activities. XCELLigence system is a realtime cell analyzer which has three components: an analyzer, a device station, and a 16-well or 96-well E-plate4. References: 1) http://en.wikipedia.org/wiki/Methotrexate. 2) Chow, M., Rubin, H., 1998. Proceedings of the National Academy of Sciences of United States of America 95, 4550–4555 3) Farrell, N. P.Transition Metal Complexes as Drugs and Chemotherapeutic Agents; James, B. R.; Ugo, R., Ed.; ReidelKluwer Academic Press: Dordrecht, 1989; Vol. 11. 4) Roche Diagnostics GmbH. Introduction of the RTCA SPInstrument. RTCA SP Instrument Operator‘s Manual, A. Acea Biosciences, Inc.; 2008. pp. 14–16 212 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 159 SILAR (Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu) Metoduyla Elde Edilen SnS İnce Filmin Üretim Parametrelerinin Kemometrik Optimizasyonu Mustafa Duraka , Ersin Yücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Günümüzde yarıiletken teknolojisi, detektörler, lazerler, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemleri, cep telefonları, bilgisayarlar, aydınlatma sistemleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Teknolojideki gelişmeler ve bilimin ilerlemesi, yeni malzemelerin gelişmesinde önemli rol oynamaktadır. Malzemelerde yenilikler ve icatlar, bilim adamlarının yüksek kalitede malzemelerin gelişimine odaklanmasına neden olmaktadır. Kaliteli yarıiletken malzemelerin elde edilmesinde üretim parametrelerinin optimizasyonu büyük önem kazanmaktadır1-3. Klasik yöntemlerle deneysel optimizasyon yapılırken değişkenlerden biri sabit tutulurken diğer değişkenler farklı oranlarda alınarak bu değişkenlerin etkileri incelenir. Bu işlem her bir değişken için tekrarlanır. Fakat klasik yöntemlerde parametreler arasında da etkileşim olabileceği ve eğer etkileşim oluyorsa bu iki parametre arasındaki etkileşimin diğerlerini etkileyebileceği hesaplanamamaktadır. Kemometrik tekniklerde ise parametreler arası etkileşim miktarları ne ölçüdedir gibi sorulara yanıt aranmaktadır. Bu amaca yönelik bir çok kemometrik optimizasyon tekniği geliştirilmiştir . Kemometrik optimizasyon tekniklerinde optimum koşulların sağlanabilmesi için deneysel dizaynlar oluşturulur. Değişik amaçlara yönelik çeşitli deneysel dizayn yöntemleri vardır2,3. Bu çalışmada Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu (SILAR) metodu ile üretilen SnS ince filmlerin üretim parametrelerinin kemometrik optimizasyonu merkezi kompozit dizayn (CCD), ANOVA analizi ve yanıt yüzey yöntemi (RSM) ile gerçekleştirilmiştir2-6. Optimum koşullarda üretilen SnS ince filmlerin yapısal, morfolojik ve optik özellikleri incelenerek filmler karakterize edilmiştir. Anahtar kelimeler: SnS ince film, SILAR, Optimizasyon, Yanıt yüzey yöntemi, Merkezi Kompozit Dizayn. Kaynaklar 1. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of deposition conditions of CdS thin films using response surface methodology, Journal of Alloys and Compounds, 589, 207–212. 2. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 3. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 4. Ghosh, B., Das, M., Banerjee, P., Das, S., 2008. Fabrication and optical properties of SnS thin films by SILAR method. Applied Surface Science 254, 6436-6440. 5. Ghosh, B., Chowdhury, S., Banerjee, P., Das, S., 2011. Fabrication of CdS/SnS heterostructured device using successive ionic layer adsorption and reaction deposited SnS, Thin Solid Films 519, 3368-3372. 6. Gao, C., Shen, H., Sun, L., Huang, H., Lu, L., Cai, H., 2010. Preparation of SnS films with zinc blende structure by successive ionic layer adsorption and reaction method, Materials Letters 64, 2177-2179. 213 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 160 SILAR Yöntemiyle CdS İnce Film Üretimi ve Kemometrik Karakterizasyonu Mustafa Duraka , Ersin Yücelb, Yasin Yücela a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay b Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Yarıiletken ince filmler birçok elektronik ve optolektronik devre elemanlarının tabanı olarak oldukça geniş bir uygulama alanı bulmaktadır. Bu yarıiletkenler arasında II-VI bileşik yarıiletkenler özel bir yere sahiptir. CdS’ün uzun ömürlü ve oldukça kararlı olması ve gerek elektriksel gerekse optiksel ve manyetik özelliklerinin katkılama ile büyük oranda değiştirilebilmesi gibi nedenlerden dolayı üzerinde en çok çalışılan II-VI bileşik yarıiletkenlerdir. Günümüzde yarıiletken teknolojisi, detektörler, lazerler, gaz analiz sensörleri, termal kameralar, gece görüş sistemleri, cep telefonları, bilgisayarlar, aydınlatma sistemleri gibi birçok alanda kullanılmaktadır 1,2. Bu cihazların daha verimli çalışabilmesi ve daha kaliteli yarıiletken ince filmlerin üretilebilmesi için üretim parametrelerinin optimizasyonu önem kazanmaktadır 3,4. İnce filmlerin üretim parametrelerinin optimizasyonu geleneksel bir seferde tek faktör yöntemi ya da kemometrik metotlar kullanılarak yapılabilmektedir. Geleneksel yöntemler diğer faktörler sabit tutulurken bir defada bir bağımsız değişkenin değiştirilmesini içerir. Kemometrik teknikleri ise çok değişkenli verilerin analizinde güçlü bir tekniktir. Çünkü geleneksel bir seferde tek faktör yöntemiyle kıyaslandığında daha az deneysel çalışmaya ihtiyaç duymaktadır 5,6. İnce film üretiminde çeşitli metotlar kullanılmakla ve bu metotlar arasında ucuz ve pratik olan bir yöntem olan Ardışık İyonik Tabaka Adsorpsiyon ve Reaksiyonu (SILAR) metodu öne çıkmaktadır1,2. Bu çalışmada CdS ince filmler SILAR yöntemiyle üretilmiştir. Kaliteli ince filmlerin üretilmesinde etkili olan parametreler yanıt yüzey yöntemi (RSM) ve merkezi kompozit dizayn (CCD) gibi kemometrik metotlar kullanılarak optimize edilmiştir. SILAR metoduyla üretilen numunelerin karakterizasyonu X-ışını kırınımı (XRD), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve ultraviyole spektroskopisi (UV) ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler: CdS İnce Film, SILAR, Kemometri, Optimizasyon. Kaynaklar 1. Ravichandrana, K., Senthamilselvia, V., 2013. Effect of indium doping level on certain physical properties of CdS films deposited using an improved SILAR technique, Applied Surface Science 270, 439-444. 2. Senthamilselvi, V., Ravichandrana, K., Saravanakumar, K., 2013. Influence of immersion cycles on the stoichiometry of CdS films deposited by SILAR technique, Journal of Physics and Chemistry of Solids 74, 6569. 3. Kariper A., Guneri E., Gode F., Gumus C., Ozpozan T., 2011. The structural, electrical and optical properties of CdS thin films as a function of pH, Materials Chemistry and Physics, 129, 183-188. 4. Yücel, E., Güler, N., Yücel, Y., 2014. Optimization of deposition conditions of CdS thin films using response surface methodology, Journal of Alloys and Compounds, 589, 207–212. 5. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 6. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 214 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 161 Tokat Yöresinde Yetişen Bazı Yenilebilir ve Zehirli Mantarlarda Eser Element Tayini Mustafa Seyhun İnce1, Mustafa Tüzen1, İbrahim Türkekul2 1 Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60250 Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 60250 Tokat 2 [email protected] Özet: Mantarlar düşük kalorili, besin değeri yüksek, birçok vitamin ve minerali bünyesinde bulundurması açısından önemli bir gıda maddesidir [1, 2]. Mantarlar eser elementleri bünyelerinde yüksek oranda biriktirmektedirler bu yüzden çevre kirliliğini belirlemede biyoindikatör olarak kullanılabilirler. Bu çalışmada Tokat yöresinden toplanan bazı zehirli ve yenilebilir mantar türlerinde eser element tayini yapılmıştır. Örnekleri çözmek için değişik asit karışımları kullanılmıştır. Mikrodalga çözünürleştirme programı optimize edilmiştir. Mantarların eser element (Pb, Cd, Fe, Cu, Mn, Zn) içerikleri AAS yöntemiyle tayin edilmiştir. Yöntemin doğruluğu standart referans maddeler kullanılarak test edilmiştir. Bağıl standart sapma % 10 dan daha düşük bulunmuştur. Sonuçlar sağlık açısından değerlendirilmiştir. Kaynaklar [1] Tuzen, M., Sesli, E. & Soylak, M. (2007). Trace element levels of mushroom species from East Black Sea region of Turkey. Food Control, 18: 806-810. [2] Sesli, E., Tuzen, M. & Soylak, M. (2008). Evaluation of trace contents of some wild edible mushrooms from Black sea region, Turkey. Journal of Hazardous Materials, 160: 462-467. 215 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 162 Ultrasound Coupled Dispersive Liquid-Liquid Microextraction of Lead(II) From Environmental Samples M. A. Habila a, Z. A. ALOthman a, M. Soylak b a Advanced Materials Research Chair, Chemistry Department, College of Science, King Saud University, Riyadh11451, Kingdom of Saudi Arabia b Erciyes University, Faculty of Sciences, Department of Chemistry, 38039- Kayseri-Turkey [email protected] Abstract: A Fe3O4 nanoparticles and ultrasonic coupled dispersive liquid-liquid microextraction procedure (NPsU-DLLME) was developed for the preconcentration of lead from water, tobacco, and fertilizer samples [1]. Imidazole-2,4-dicarboxylic acid was used as the chelating agent and carbon tetrachloride was used as the extractor solvent. Additions of certain amount of Fe 3O4 nano-particles and exposure period to ultrasonic waves have been optimized. The results indicated the maximum recovery % was obtained with the following conditions: sample pH 6, 100 µL of carbon tetrachloride as the extraction solvent, 70 µL of ethanol as the dispersing solvent, 100 µL of 0.1% imidazole-2,4-dicarboxylic acid as the chelating agent, 100 µL of a 0.1% Fe3O4 nanoparticles suspension, 1 minute of exposure to ultrasonic waves for 1 minutes and 17.5 mL sample volume. This method was validated using an SPS-WW2 waste water certified reference material. The method exhibited a limit of detection (LOD) of 5.3 µg L-1, a limit of quantification (LOQ) of 15.8 µg L-1, and a relative standard deviation (RSD) of 2.6%. The method was applied to determine the lead content of some water, tobacco, and fertilizer samples. References Yilmaz, E., Soylak, M. 2013. Ionic liquid-linked dual magnetic microextraction of lead(II) from environmental samples prior to its micro-sampling flame atomic absorption spectrometric determination, Talanta, 116: 882-886. 216 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 163 Patent Blue V ninİyonik Sıvı Dağılımlı Mikroekstraksiyon Yöntemi ile Ayrılması, Zenginleştirilmesi ve Su ve Gıda Örneklerinde SpektrofotometrikTayini Mustafa Tuzena,Yunus Emre Unsala, Mustafa Soylakb a Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60250 Tokat b Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039 Kayseri [email protected] Özet: Bu çalışmada gıda örneklerinde Patent blue V boyar maddesinin tayini için yeni bir iyonik sıvı kullanılarak dispersif sıvı-sıvı mikro ekstraksiyon metodu geliştirilmiştir. Dispersifsıvı-sıvı mikroekstraksiyon yöntemi için iyonik sıvı olarak 1-butil-3-metilimidazolium hekzaflorofosfat kullanılmıştır. Patent blue V, 638nm dalga boyunda UV- visspektrofotometresi kullanılarak tayin edildi. pH, iyonik sıvı miktarı, dispersifsolvent tipi ve miktarı, ultrasonik banyo süresi ve sıcaklığı, santrifüj hızı ve süresi, NaCl miktarı gibi bazı analitiksel parametrelerin yöntem performansı üzerine etkileri incelendi. İlave olarak bazı alkali, toprak alkali, geçiş metallerinin ve bazı boyaların Patent blue V geri kazanımına etkisi araştırıldı. Patent blue V geri kazanım değerleri % 95’den yüksek bulundu. Zenginleştirme faktörü 100,gözlenebilme sınırı 0.68 µg L-1 ve bağıl standart sapma % 4.5 bulundu. Geliştirilen metodun doğruluğunu test etmek amacıyla standart ekleme yöntemi uygulanmıştır.Yöntem çeşitli gıda örneklerindeki eser düzeydeki Patent blue V tayinine başarılı bir şekilde uygulanmıştır. 217 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 164 Polisübstitüe Metil 2-(benzoilkarbamotiyol)-4,6-diksooktahidropirolo[3,4-c] pirol-1-karboksilat Türevlerinin Asit İyonlaşma Sabitlerinin Belirlenmesi Müge Gemilia, Yahya Nurala, Hayati Sarıb, H. Ali Döndaşa,c a Adres (aMersin Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Ab.D. Mersin b Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tokat c Mersin Üniversitesi, İleri Teknoloji Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mersin [email protected] Özet: Asit iyonlaşma sabiti (pKa), molekülün asitliği, çözünebilirliği, lipofilikliği ile birlikte birçok özelliği hakkında bilgiler veren önemli bir parametredir 1. Ayrıca, bir ilacın etki edeceği bölgeye taşınması, bölgedeki derişimi gibi bilgilerin yanı sıra, ilaçların iyonik ve iyon-dipol bağları yaparak reseptörle etkileştiği dikkate alındığında asitlik sabitinin önemi daha da artmaktadır 2. Biyoaktif özellik gösteren bileşiklerin çok büyük bir kısmı yapılarında azot atomu bulundurmakta ve ilaç Ar-Ge çalışmalarında azot atomu bulunduran bileşikler önemli bir yer teşkil etmektedir. Yapısında bir azot atomu bulunduran beş üyeli heterosiklik bir yapıda olan pirolidin halkası ve türevleri ilaç araştırmalarının en önemli araştırma alanlarından biridir 3. Bu çalışmada daha önceki çalışmalarımızın devamı olarak 4,5, ileriki modifikasyonlara uygun ve birçok fonksiyonel grup bulunduran metil 4,6-dioksooktahidropirolo[3,4-c]pirol-1-karboksilatı sübstitüe grup olarak bulunduran N-karbamotiyolbenzamid türevlerinin asit iyonlaşma sabitleri asetonitril:su (25:75 v/v) hidroorganik çözücü sisteminde potansiyometrik titrasyon metodu ile elde edilen verilerden, HYPERQUAD bilgisayar programı yardımıyla belirlenmiştir. Deneysel çalışmalar için, asetonitrilde hazırlanan N-karbamotiyolbenzamid türevlerinin 1x10-3 M’lık çözeltilerinden 10 mL, 0.1 M HCl çözeltisinden 0.5 mL ve 1 M NaCl çözeltisinden 5 mL eklenmiş, daha sonra titrasyon hücresi 50 mL, 2x10-4 M (asetonitril:su (25:75 v/v) ) ligand içerecek şekilde hazırlanmıştır. Asit iyonlaşma sabitleri, 2x10-4 M olarak hazırlanan N-Karbamotiyolbenzamid türevlerinin 0.025 M’lık NaOH bazına karşı gerçekleştirilen potansiyometrik titrasyonları sonucu elde edilen verilerden hesaplanmıştır. Titrasyon işlemleri 25 ± 0.1 ºC de gerçekleştirilmiş olup, deneysel çalışmalar her bir bileşik ikişer kez tekrarlanmıştır. Beş ligand için yapılan çalışmalar sonucunda, her bir bileşikte bulunan enol, entiyol ve amid NH gruplarına ait asit iyonlaşma sabitleri belirlenmiştir. Asidik ortamda gerçekleştirilen titrasyon işlemlerinde metil esterin hidrolizi sonucu oluşan karboksil grubunun asit iyonlaşma sabiti bu koşullarda sadece bir ligand için belirlenebilmiştir. Anahtar kelimeler: Asit iyonlaşma sabiti, Potansiyometrik titrasyon, N-Karbamotiyolbenzamid pirolidin. Kaynaklar 1. Meloun M, Borovska S, Vrana A. 2007. Analytica Chimica Acta, 584: 419-432. 2. Akgün H, Balkan A, Bilgin AA, Çalış Ü, Dalkara S, Erdoğan H, Erol DD, Ertan M, Özkanlı F, Palaska E, Saraç E, Şafak C. 2000. Farmasötik Kmya 1. Cilt, 1. Baskı, Ankara: Irmak Matbaası. 3. Xu Z, De Moliner F, Cappelli AP, Hulme C. 2012. Angew. Chem. Int. Ed, 51: 8037-8040. 4. Döndaş H.A., Nural Y., Duran N., Kilner C. 2006. Turk. J. Chem. 30, 573-583. 5. Nural Y., Döndaş H.A., Sarı H., Atabey H., Belveren S., Gemili M. 2014. International Journal of Analytical Chemistry, vol. 2014, Article ID 634194, 6 pages. 218 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 165 Fused Yapıda Pirolidin-Pirolidindion Halka Sistemi Sübstitüentli N-Karbamotiyolbenzamid Türevlerinin Pt(II) ve Ni(II) Komplekslerinin Oluşum Sabitlerinin Belirlenmesi Müge Gemili,a Yahya Nural,a Ayşe Cihanbay,b Hayati Sarı,b H. Ali Döndaşa,c a Mersin Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Ab.D. Mersin Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tokat c Mersin Üniversitesi, İleri Teknoloji Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mersin b [email protected] Özet: Kompleks kararlılık sabiti olarak bilinen kompleks oluşum sabitleri, metallerin ve ligandların kompleks oluşturma istekleri, koordinasyonları, kompleks moleküllerin çözünürlükleri gibi birçok özellikleri hakkında bilgi vermektedir 1. Metal-ligand kararlılık sabitleri potansiyometrik, spektrofotometrik ve kondüktometrik gibi farklı birçok yöntemle belirlenebilmektedir 2. Geçiş metali komplekslerinin biyolojik sistemlerdeki farmakolojik özelliklerinden dolayı farmasötik kimyada önemli bir role sahiptir3. Bununla birlikte, geniş spektrum biyolojik özelliklere sahip olduğu bilinen N-Karbamotiyolbenzamid türevlerinin sensör ve saflaştırma için uygunluklarından dolayı analitik kimyada ve kompleksleşmeye yatkınlıklarından dolayı koordinasyon kimyasında da gün geçtikçe artarak yoğun bir şekilde çalışıldıkları da literatürde bilinmektedir 1-4. Bu çalışmada daha önceki çalışmalarımızın devamı olarak 5,6, birçok fonksiyonel grup bulunduran pirolidin halkası ile pirolidindion halkalarını fused yapıda bulunduran tetrahidropirolo[3,4c]pirol-1,3-dion halka sistemini sübstitüe grup olarak bulunduran N-karbamotiyolbenzamid ligandlarının asetonitril:su (25:75 v/v) hidroorganik çözücü sisteminde Pt(II) ve Ni(II) ile oluşturdukları komplekslerin oluşum sabitleri, potansiyometrik titrasyon metodu ile elde edilen verilerden, HYPERQUAD bilgisayar programı yardımıyla belirlenmiştir. Oluşum sabitlerinin belirlenmesi için yapılan titrasyon işleminde; 1x10-3 M olarak asetonitrilde hazırlanan Nkarbamotiyolbenzamid ligandından 10 mL, 1x10-3 M olarak deiyonize suda hazırlanan K2PtCl4 çözeltisinden 5 mL, 0.1 M HCl çözeltisinden 0.5 mL ve 1 M NaCl çözeltisinden 5 mL eklenmiş, daha sonra titrasyon hücresi 50 mL asetonitril:su (25:75 v/v) çözücü sisteminde 2x10-4 M ligand ve 1x10-4 M Pt(II) içerecek şekilde hazırlanmıştır. Oluşan kompleksin, 0.025 M NaOH bazına karşı gerçekleştirilen potansiyometrik titrasyonu sonucunda ligand-Pt(II) kompleksinin oluşum sabiti için veriler toplanmıştır. Aynı deney koşullarda K2PtCl4 çözeltisi yerine aynı derişim ve hacimde NiCl2.6H2O kullanılmasıyla ile ligand-Ni kompleksinin oluşum sabiti için veriler toplanmıştır. Beş ligandın Pt(II) ve Ni(II) komplekslerinin oluşum sabitleri, 25 ± 0.1 ºC’de gerçekleştirilen ve ikişer kez tekrarlanan potansiyometrik titrasyon işlemleri sonucunda elde edilen verilerden HYPERQAD bilgisayar programı yardımıyla hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Kompleks Oluşum Sabiti, Potansiyometrik Titrasyon, Pt(II), Ni(II), NKarbamotiyolbenzamid Pirolidin. Kaynaklar 1. Koch KR. 2001. Coordination Chem. Rew., 216-217: 473-488. 2. Bahta A, Parker GA, Tuck DG. 1997, Pure & Appl. Chem., 69(7): 1489-1548. 3. Hernández W, Spodine E, Muñoz JC, Beyer L, Schröder U, Ferreira J, Pavani M. 2003. Bioinorganic Chemistry and Applications, 1(3-4): 271-284. 4. Saeeda A, Flörke U, Erbenc MF. 2014. Journal of Sulfur Chemistry, 35(3): 318-355. 5. Nural Y., Kilincarslan R., Dondas H.A., Cetinkaya B., Serin M.S., Grigg R., İnce T., Kilner C. 2009. Polyhedron, 28(14): 2847-2854. 6. Nural Y., Döndaş H.A., Sarı H., Atabey H., Belveren S., Gemili M. 2014. International Journal of Analytical Chemistry, vol. 2014, Article ID 634194, 6 pages. 219 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 166 Denizli Bölgesi’nde Üretilen Nar Meyve Suyu ve Konsantresinde Bulunan Fenolik Bileşiklerin Yüksek Basınç Sıvı Kromatografi (HPLC) ve Sıvı Kromatografi Kütle Kütle Spektrometresi (LC-MS/MS) İle Belirlenmesi Mürüvvet Karakaplan a ,Mustafa Özcan a a İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü-İstanbul [email protected] Özet: Bu çalışmada, Denizli Bölges’inde üretilen nar meyve suyu ve konsantresinde bulunan fenolik bileşiklerin yüksek basınç sıvı kromatografi (HPLC) ve sıvı kromatografi kütle kütle spektrometresi (LC-MS/MS) ile belirlenmesidir. Meyve örneklerinde fenolik bileşiklerin tespiti için ekstraksiyon işlemi yapılmıştır. Denizli İlinin Irlıganlı İlçesinden elde edilen nar suyu ve Denizli İlinin Irlıganlı İlçesinden elde edilen nar şurubundaki fenolik bileşiklerin madde düzeyini saptama analizine göre yapılmıştır1. Örnekteki kirliliğin önlenmesi için Sep-pak C 18 kartuş kullanılmıştır2. Örnekler HPLC ve LC-MS/MS verilmeden önce ekstraksiyon işlemine tabi tutulur 3. Nar suyunda fenolik bileşiklerden kafeik asit 34.7 mg/L, p-kumarik asit 24.3 mg/L, ferulik asit 17.1 mg/L, gallik asit 422 mg/L, klorojenik asit 45.5 mg/L olduğu belirlenmiştir. Nar şurubundaki fenolik bileşiklerden kafeik asit 20.6 mg/L, p-kumarik asit 15.9 mg/L, ferulik asit 11.5 mg/L, gallik asit 61 mg/L, klorojenik asit 21.4 mg/L olduğu belirlenmiştir. Nar meyve suyu ve konsantresini arasında fenolik bileşik değerlerinde değişim gözlenmektedir4.Bunun nedeni ise depolama, kaynatma gibi işlemlerde fenolik bileşiklerde değişim olmasıdır. Nar, içerdiği belirli grup bileşiklerin hastalık önlemede yararlı olması nedeniyle insan beslenmesinde önemli etkilere sahiptir. Bunun sonucunda günümüzde nar üzerineki ilgi giderek artmaktadır. Nar’ın yenilebilir kısmı önemli miktarda şeker, vitamin, polisakkarit, fenolik bileşik ve mineral içermektedir. Taze olarak tüketilebileceği gibi meyve suyu, reçel, şurup, şarap ve sos olarak da tüketilir5. Anahtar kelimeler: HPLC, LC-MS/MS, Fenolik Bileşikler, Nar. Kaynaklar 1) Hakkıen , S., Karenlamp, S.O., Heınonen, I.M., Mykkanen, H.M. and Torronen, A.R., 1998. HPLC Method for Screening of Flavonids and Phelonic Acids in Berries. J. Science Food Agric , 77: 543-551. 2) Zhanag, J., Zhan, B., Yhao, X., Goa, Y. and Shang, J., 1995. Antiviral Activity of Tanin From The Pericap of Punica Granatum L. Aganist Herpes Virus Invitra. Chung Kuo ChungTsa Chih, 20: 556-558. 3) Garcia-Alanso, M., Pascual-Teresa, S., Santos-Buelga, C., and Rivas-Gonzalo, J.C., 2004. Evalution of the Antioxidant Propeties of Fruits. Food Chemistry, 84:13-18. 4) Karadeniz, F. 1993. Elma Suyunda Fenolik Madde Dağılımı ve Konsantreye İşleme Sıarsındaki Değişimi. A.Ü. Fen Bil. Ens., Gıda Bilimi Ve Teknolojisi ABD, Doktora Tezi, 63s 5) Çam, M., Hışıl, Y., Durmaz, G. 2009. Classification of eight pomegranate juices based on antioxidant capacity measured by four methods. Food Chemistry., 112: 721–726. 220 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 167 Bir Grup Platin Analoğu Antikanser İlaçların DNA ile Etkileşiminin Spektrofotometrik Yöntemle İncelenmesi Nagihan Helvacı ve Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Özet: Yeni dizayn edilecek ilaçların DNA’ya etki mekanizmalarını aydınlatması sebebiyle DNA-ilaç etkileşim çalışmaları, son yıllarda artan ilgiye sahip araştırmalar arasındadır 1. Aynı sebeple bu çalışmada, Platin analoğu olan bir grup antikanser ilaçların (Sisplatin, Karboplatin, Oksaliplatin) fish sperm DNA ile etkileşim çalışmaları, UV spektrofotometresinde ilaçların çeşitli DNA konsantrasyonlarında ölçümleri alınarak incelenmiştir. Ölçümler farklı konsantrasyona sahip ilaçların (1 ml) stok çözeltisi üzerine artan konsantrasyonlarda fish sperm DNA’nın eklenip, 10 ml’ye Tris HCI ile tamamlanmasıyla yapılmıştır. DNA-ilaç etkileşim çalışmaları sonucunda yapılan hesaplamalardan kalibrasyon denklemi ve Kb (bağlanma sabiti) değeri hesaplanmıştır. Şekil. 1x10-5 M Sisplatin’in 1,74x10-6 M-8,7x10-6 M konsantrasyon aralığındaki fish sperm DNA ile kompleksinin UV-visible spektrumu Anahtar kelimeler: Antikanser ilaçlar, UV-vis spektroskopisi, DNA Kaynaklar Palchaudhuri, R., Hergenrother, P.J. 2007. DNA as a target for anticancer compounds:methods to determine the mode of binding and the mechanism of action. Current Opinion in Biotechnology, 18:497-503. 221 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 168 Antikanser İlaçların Fish Sperm DNA ile Etkileşim Çalışmaları Nagihan Helvacı ve Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Özet: Bu çalışmada, ilaç için geliştirilen yöntem, herhangi bir ekstarasyona, kompleksleşmeye, zararlı kimyasallara, spektrofotometreden daha pahalı cihazlara ihtiyaç olmadığını göstermektedir. Spektroskopik analiz yöntemi ilaç-biyomolekül kompleksinin doğasını karakterize eder ve bu etkileşim sonucu biyomolekülün yapısında oluşan etkileri gösterir1. Ayrıca absorpsiyon spektroskopisi, herhangi bir maddenin DNA’ya etkisini araştırmak için en çok kullanılan tekniklerden birisidir. Bu verilerden hareketle, bir grup antikanser ilaçların (Daunorubisin, Docetaksel, Epirubisin, Kapesitabin, Paklitaksel, Retinoik asit, Sitarabin) fish sperm DNA’ya bağlanma sabitleri (Kb), [DNA] / (a -f) = [DNA] / (b -f) + 1 / Kb(a -f) formülü kullanılarak hesaplanmış ve hesaplanan bağlanma sabitleri kendi aralarında mukayese edilmiştir. Şekil. 1x10-5 M Paklitaksel ve 1,5x10-6 M-1,8x10-5 M konsantrasyon aralığındaki fish sperm DNA ile kompleksinin UV-visible spektrumu Anahtar kelimeler: Antikanser ilaçlar, UV-vis spektroskopisi, DNA Kaynaklar Shweta, A., Deepak, K.J., Ranjana, M. 2013. Spectroscopic studies of the effects of anticancer drug mitoxantrone interaction with calf-thymus DNA. Journal of Photochemistry and Photobiology B: Biology, 120:177–182. 222 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 169 Antioksidan Aktivite ve Mineral İçerikleri Bakımından Farklı Renkteki Kirazların İncelenmesi Nagihan M. Karaaslana, Muharrem İncea, Olcay Kaplan İnceb a Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Tunceli Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Tunceli b [email protected] Özet: Meyveler, insan sağlığı için gerekli olan antioksidanlar, vitaminler ve mineraller bakımından potansiyel kaynaklardır1. Antioksidanlar, insan vücudunda metabolizma sonrası ortaya çıkan serbest radikalleri etkisiz hale getirirler. Mineraller ise, karekteristik sendromların yol açtığı eksiklikleri, bu eksikliklerin azaltılmasında veya organizmada yer alan fonksiyonları sebebiyle insan beslenmesi için gereklidir. Kalsiyum (Ca) ve fosfor (P) kemik yapısı ve gelişmesinde, sodyum (Na) ve potasyum (K) tüm organlardaki sinirlerin iletilmesinde, demir (Fe), bakır (Cu) ve mangan (Mn) enzimatik fonksiyonlarda, çinko (Zn) ise hormonsal fonksiyonlarda rol oynarlar 2. Kiraz meyvesi gülgiller (Rosaceae) familyasında yer alır. Kiraz askorbik asit, şekerler, mineraller, organik asitler ve tanenler açısından zengin bir meyvedir3. Bu çalışmada, Malatya ilinde yetiştirilen kırmızı ve sarı kiraz meyvelerinin mineral madde içerikleri ve antioksidan aktiviteleri karşılaştırıldı. Antioksidan aktivite tayinleri için kiraz örnekleri asitlendirilmiş farklı çözücülerle ekstrakte edildi. Elde edilen ekstraktlarda DPPH radikal süpürme gücü, ABTS, indirgeme gücü ve toplam fenolik içerik gibi antioksidan aktivite testleri uygulandı. Mineral madde içerikleri için, yaş meyve örnekleri mikrodalga parçalama sisteminde çözünürleştirildi ve FAAS ile Ca, Fe, Mg, Zn, K ve Na mineralleri tayin edildi. Kırmızı kirazdaki Fe (4.0±1.4 mg kg -1), K (2340±108 mg kg-1) ve Na (6.2±1.0 mg kg-1) elementlerinin miktarları sarı kirazdan daha, sarı kirazda ise Ca (10.8±0.9 mg kg-1) ve Mg (107.5±12.8 mg kg-1) elementlerinin miktarları kırmızı kirazdan daha yüksek olduğu tespit edildi. Zn konsantrasyonları ise her iki kirazda yaklaşık olarak aynı bulundu. Yöntemin doğruluğu standart referans madde ile test edildi. Anahtar kelimeler: Kiraz, Mineral Madde, Antioksidan Aktivite. Kaynaklar 1. Sagdic, O., Aksoy A., Ozkan, G. 2006. Evaluation of the Antibacterial and Antioxidant Potentials of Cranberry (gilaburu, Viburnum opulus L.) Fruit Extract. Acta Alimentaria, 35: 487–492. 2. Krosniak, M., Gąstol, M., Szalkowski, M., Zagrodzki, P., Derwisz, M. 2010. Cornelian Cherry (Cornus mas L.) Juices as a Source of Minerals in Human Diet. Journal of Toxicology and Environmental Health, Part A, 73: 1155–1158. 3. Seeram, N., Schutzki, R., Chandra, R., and Nair, M.G.. 2002. Characterization, Quantification and Bioactivities of Anthocyanins in Cornus Species. Journal of Agriculture Food Chemistry, 50:519–2523. 223 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 170 Fenolik Bileşiklerin HPLC-DAD ile Tayini İçin Metod Geliştirilmesi ve Validasyonu Nagihan M. Karaaslana, Olcay Kaplan İnceb, Muharrem İncea a Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümü, Tunceli Tunceli Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Tunceli b [email protected] Özet: Bütün bitki metabolizmalarında, sekonder metabolit olarak bulunan ve bitkileri bazı zararlılara karşı korumada rolleri olduğu sanılan çok sayıda farklı nitelik ve miktarlarda çeşitli fenolik bileşikler bulunmaktadır. Fenolik bileşikler, bir ya da daha fazla hidroksil grubunun aromatik halkaya bağlı olduğu yapılardır1. Bu çalışmada, on üç farklı fenolik bileşiğin kromatografik ayrımları için metod geliştirme ve validasyon çalışmaları yapıldı. Gallik asit, (+)kateşin ve (-)epikateşin 280 nm dalga boyunda; klorogenik asit, kafeik asit, kumarik asit, naringin, hesperidin ve phlarizidin dihidrat 320 nm dalga boyunda; rutin, ellagik asit, mirisetin, kuersetin 360 nm dalga boyunda analiz edildi. Kromatografik ayırım ters faz yüksek performanslı sıvı kromatografi cihazı ile DAD dedektörü kullanılarak gerçekleştirildi. Doğruluk, tekrarlanabilirlik (gün içi ve günler arası), LOD, LOQ gibi validasyon parametreleri incelendi. Gün içi tekrarlanabilirlik bütün fenolik bileşikler için <2.8, günler arası tekrarlanabilirlik ise <2.9 olarak bulundu. Standart çözeltilerle, mobil faz, akış hızı, enjeksiyon hacmi, kolon sıcaklığı gibi parametreler optimize edildi. Gradient şartlarda elde edilen en iyi mobil faz; mobil faz A: %2 CH3COOH ve mobil faz B; metanol olarak bulundu. Diğer parametreler için elde edilen optimum şartları ise akış hızı 1.0 mL dk-1, enjeksiyon hacmi 10 µL ve kolon sıcaklığı 30 oC olarak tespit edildi. Anahtar kelimeler: Validasyon, Metod Geliştirme, HPLC-DAD. Kaynaklar 1. Robards, K., Antolovich, M., 1997. Analytical Chemistry of Fruit Bioflavonoids Review. Analyst, 122: 11R– 34R. 224 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 171 Afterseparationandpreconcentration, thedetermination of Sb(III), Sb(V) and total Sbin beveragesamplesbottled in PET byflameatomicabsorptionspectrometry Nail Altunay1,*Ramazan Gürkan1and Tuğçe Metin 1 University of Cumhuriyet, Faculty of Sciences, Department of Chemistry, TR–58140, SİVAS [email protected] Özet: Antimony can be found in the environment as a result of human activities. its toxicity may change according to oxidation state of antimony. Plastic bottles that make using polyethylene terephthalate (PET) are widely used in worldwide for packetizing of alcoholic and nonalcoholic beverages[1]. As a result of this use, antimony and its derivatives can penetrate into beverages depending on storage time of bottles, temperature, concentration in the polymer of the dissolved chemical species, nature, type and solubility of the sample of dissolved chemical species[2,3]. A newsensitive, simple and efficient cloud-pointextraction (CPE) for the determination of speciations of inorganic antimonyin beverages samples has been established combined with flame atomic absorption spectrometry (FAAS). The propose method based on the fact that formation of a hydrophobiccomplex of Sb(V) with Victoria Pure Blue BO (VPB+) at pH10.0 in the presence of Triton X-114. Sb(V) in surfactant-rich phase was determined by FAAS after dilution by 1.5 mL THF. Also, Sb(III) was calculated by subtracting Sb(V) from the total antimony after oxidation Sb(III) to Sb(V) by in presence of H2O2 at alkaline media at 25oC. Under the optimum conditions, a preconcentration factor of 135 and detection limit of 0.52 µg L-1 were obtained from the calibration curve constructed in the range of 1–250 µg L-1with a correlation coefficient of 0.9974 for Sb(V). The proposed method was successfully determined to speciations of inorganic antimony in beverages samples as well as certified reference materials (CRMs) with satisfactory results. Keywords: Cloud point extraction, speciation analysis, antimony, beverages samples, flame atomic absorption spectrometry. References [1] Shotyk, W.,Rachler, M., 2007. Contamination of bottled waters with antimony leaching from polyethyleneterephthalate (PET) increases upon storage. Environ. Sci. Technol. 41, 1560–1563. [2] Shotyk, W.,Krachler, M., Chen, B., 2006. Contamination of Canadian and European bottled waters with antimony from PET containers. J. Environ. Monit. 8 (2), 288–292. [3] Suzuki, J.,Katsuki, Y., Ogawa, H., Suzuki, K., Matsumoto, H., Yasuda, K., 2000. Concentration of traceelements in bottleddrinkingwater. J. FoodHyg. Soc. Japan 41 (6), 387–396. 225 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 172 A New Cloud Point Extractionbased on PreconcentrationMethodpriortoDetermination of 5-HMF in DifferentHoneySamplesandAcidicBeveragesBySpectrophotometry Nail Altunay1,Ramazan Gürkan1 And Fatih Koçer1 1 Cumhuriyet Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya A.B.D. TR-58140 Sivas [email protected] Abstract: A new micellar mediated cloud point extraction method has been developed for sensitive determination of trace amounts of 5-HMF by means of spectrophotometry. The method is based on selective complexformation of 5-HMF with p-nitrophenylhydrazine (p-NPH) in presence of SDS as auxiliary surfactant ligand with counter charge at pH4.0, and then the CPE of ternary complex based on hydrazon formation in aqueous micellar solution at phthalate buffer using Triton X-45. The extracted surfactant rich phase is diluted with acetonitrile and its absorbance is measured at 400 nm. The effects of analytical variables such as concentration of nonionic surfactant, SDS and p-NPH concentration, incubation temperature and time, centrifugation rate and time, pH and buffer concentration on the CPE were studied in details and a set of optimum conditions was obtained. The calibration graph was rectilinear in the range of 6.5–275 µg L-1with two different calibration slopes in two line a rregions with changing sensitivity. The limits of detection and quantification (LOD and LOQ based on ratio of three and ten times the standard deviation of the ten replicate blank measurements to slope of calibration curve (3σblank/m and 10σblank/m) was 1.96 and 6.50 µg L− 1 (N: 10, with a standard deviation of 0.00723), and the precision (as RSD) for determination of 25, 75 and 150 µg L− 1 of 5-HMF was in range of 2.10-3.65% (N: 6). The method was successfully applied to the accurate and reliable determination of 5-HMF as a measure of indicator of honey quality in different honey and acidic beverage samples. Keywords: 5-HMF, p-nitrophenylhydrazine, Honeysamples, CPE, Spectrophotopmetry References [1] Fallico B, Zappalà M, Arena E, Verzera A. 2004. Effects of conditioning on HMF content in unifloral honeys. Food Chem. 85:305–13. [2] Turhan I, Tetik N, Karhan M, Gurel F, Tavukcuoglu HR. 2008. Quality of honeys influenced by thermal treatment. LWT 41:1396–9. [3]Morales J.2009. Hydroxymethylfurfural (HMF) and related compounds. In: Stadler RH, Lineback DR, editors. Process-induced food toxicants: occurrence, formation, mitigation, and health risks. New York : John Wiley & Sons. Inc. p. 135–74. [4]Council Directive 2001/110/EC of 20 December 2001. 2001. Relating to honey. Official Journal of the European Union L10:47–52. 226 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 173 Amoksapinin 4-fluoro-7-nitrobenzofurazan İle Spektrofluorimetrik Reaksiyonu Nevruz Orçun Özçelik, Sevgi Tatar Ulu İ.Ü. Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 34416, Beyazıt, İstanbul [email protected] Özet: Amoksapin amin grubu içeren depresyon tedavisinde etkili ilaç etken maddesidir 1. Yöntemin eseası, amin grubu içeren amoksapinin 4-fluoro-7-nitrobenzofurazan (NBD-F) ile türev oluşumuna dayanmaktadır. Türevlendirme reaksiyonunun optimum koşulları araştırıldığında, pH=9.0 borat tamponu ile 50°C de 30 dakika içerisinde oluştuğu saptanmıştır. Amoksapinin NBD-F ile oluşturduğu fluoresans özellikteki Amoksapin –NBD türevinin fluoresans şiddeti 523 nm emisyon ve 458 nm eksitasyon dalga boyunda ölçülmüştür. Reaksiyon mekanızması aşağıda verilmiştir. Amoksapinin NBD-F ile reaksiyonu Anahtar kelimeler. Türevlendirme, Spektrofluorimetri, NBD-F, Amoksapin. Kaynaklar 1. S.G. Jue, G.W. Dawson, R.N. Brogden. Amoxapine: a review of its pharmacology and efficacy in depressed states. Drugs 24: 1-23(1982). 227 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 174 Cam Örneklerinde Nikel Analizi İçin Katı Örnekleyici Grafit Fırınlı Atomik AbsorpsiyonSpektometresinde Yöntem Geliştirilmesi Nihat Coşkun Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İleri Teknolojiler ABD 06500 Teknikokullar-Ankara [email protected] Özet: Cam günlük hayatımızda kullandığımız önemli malzemelerden biridir. Cam çeşitli bileşiklerin (SiO2, Al2O3, CaO, MgO, Na2O, PbO, B2O3 ) bir arada bulunduğu bir kimyasal karışımdır. Yapıda bulunan her bir bileşen yapıya yeni özellikler kazandırır. Dolayısıyla içerdikleri bileşenlerin cinsine bağlı olarak camlar birbirinden farklı özellikler gösterirler. Cam örneklerinin kimyasal yapısının belirlenmesi cam örnekleri hakkında önemli bilgiler verebilir. Camlarda elemental analizlerSS-GFAAS’ninde içindeolduğu farklı tekniklerile yapılabilir1.Bu çalışmadaki amaç cam örneklerinde nikel (Ni) analizi için katı örnekleyici grafit fırınlı atomik absorpsiyonspektrofotometresi (SS GFAAS) ile yeni bir yöntem geliştirilmesidir. Bu amaçla NIST SRM 612 cam standardıkullanılmıştır. Çeşitli deneysel parametreler (katı örnek miktarı, piroliz sıcaklığı, farklı dalga boylarında analiz, sıvı ve katıkalibrasyon yöntemleri) çalışılmıştır. Deneysel çalışmalar, enineısıtılmışgrafit tüpatomlaştırıcıya ve SSA600katıörnekleyiciyesahip HR-CS ContrAA 700 AnalytikJena cihazı kullanılarak yapılmıştır. Optimum çalışma şartları elde edildikten sonra katı örneklerden doğrudan analiz ( katı standart ile kalibrasyon ve sıvı standart ile kalibrasyon) ve çözünürleştirme sonrası analizler gerçekleştirilmiştir. Deneylerde üç farklı cam örneğinin Ni içeriği SRM 612 ile elde edilen katı kalibrasyon eğrisi yardımı ile bulunmuştur. Elde edilen sonuçların doğruluğu, sıvı standartlar ile elde edilen kalibrasyon yöntemi ile test edilmiştir. Bu çalışmada SRM 612 standardı da örnek olarak verilmiş ve türlerin Ni içeriklerine ulaşılmıştır. Sıvı kalibrasyonla SRM 612 için elde edilen Ni derişimi referans madde içerisindekine (38,8±0,2 mg Ni/kg) oldukça yakın elde edilmiş olması katı kalibrasyon yöntemi ile örnekler için elde edilen sonuçların doğruluğunu göstermektedir. Laboratuar imkânlarını kullanımıma açan Prof. Dr. Süleyman Akman’a teşekkürlerimi sunarım. Anahtar kelimeler: Cam, Nikel, SS-GFAAS, Doğrudan Analiz. Kaynaklar 1.Kurfürst, U. 1998. Solid Sample Analysis-Direct and Slurry Sampling Using GF AAS and ETV-ICP.Springer, Berlin. 228 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 175 The Antimicrobial Activity of New Trimethoprim-Ru(III) Complex Nihat Demirezen and Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Abstract: Trimethoprim is a bacteriostatic antibiotic used mainly in the prevention and treatment of urinary tract infections. It is primarily used in the treatment of urinary tract infections, although it may be used against any susceptible aerobic bacterial species (see table). It may also be used to treat and prevent Pneumocystis jiroveci pneumonia. It is generally not recommended for the treatment of anaerobic infections likepseudomembranous colitis (the leading cause for antibioticinduced diarrhoea).1 In this study, have been used Eschericha coli, Enterobacter cloaca, Bacillus megaterium, Bacillus cereus, Pseudomonas sp, Brusella melitensis, and Staphylococcus aureus. Consequently, have been determined the antimicrobial activity of new Trimethoprim-Ru(III) complex. Figure. Chemical structure of Trimetoprim Key words: Trimetoprim, antimicrobial activity References: http://en.wikipedia.org/wiki/Trimethoprim 229 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 176 The Spectrophotometric Determination of 5-(3,4,5-Trimethoxybenzyl)pyrimidine-2,4diamine in Eye Drops Nihat Demirezen and Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Avşar Kampüsü, Kahramanmaraş, 46100, TÜRKİYE [email protected] Absract: TMP, chemically 5-(3,4,5-trimethoxybenzyl)pyrimidine-2,4- diamine, the structure of which is shown in Figure belongs to the class of chemotherapeutic agents known as dihydrofolate reductase inhibitors. It is used in prophylaxis treatment and urinary tract infections1. Fig. The chemical structure of TMP. The development of simple, rapid, sensitive and accurate analytical method for routine quantitative determination of samples will reduce unnecessary tedious sample preparations and cost of materials and labor. Eyes drops are UV absorbing molecules with specific chromophores in their structures that absorb at a particular wavelength and this fact was successfully employed for their quantitative determinations by UV spectrophotometric method 2. Key words: Trimetoprim, Spectrophotometric determination References: 1- L. Rajith, K.G. Kumar, Drug Test. Anal. 2 (2010) 436–441. 2- Derya Tarinc and Aysegul Golcu Development and Validation of Spectrophotometric Methods for Determination of Some Cephalosporin Group Antibiotic Drugs ISSN 10619348, Journal of Analytical Chemistry, 2012, Vol. 67, No. 2, pp. 144–150. © Pleiades Publishing, Ltd., 2012. 230 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 177 Killi Alüminyum Aljinat Küreleri ile Sulardan Florür Giderilmesinin Termodinamik Modellenmesi ve Ortak İyon Etkisinin İncelenmesi Nilay Kahya, M. Hilal Coşkunırmak, Hakan Kaygusuz, F. Bedia Erim Berker İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 34469 Maslak, İstanbul [email protected] Özet: İçme sularıyla vücuda aşırı miktarda florür alınması insan sağlığına ciddi etkileri olan dünya çapında bir sorundur. İçme sularından florür giderilmesinde adsorpsiyon işlemi etkinliği, kolay uygulanabilirliği, ekonomik ve çevresel avantajları sayesinde etkili bir yöntem olarak bilinmektedir [1]. Bu çalışmada sulardan florür uzaklaştırılması için adsorpsiyon işlemi uygulanmıştır. Montmorillonit kili kullanılarak %1 MMT ve %2 aljinat içerikli killi alüminyum aljinat küreleri, yeni bir adsorban olarak hazırlanmıştır. Florür giderilmesinde, başlangıç derişimi 1,9 ve 190 ppm arasında değişen ve pH değeri 2’ye ayarlanmış florür çözeltilerinin içerisine aynı miktarda killi alüminyum aljinat küresi ilave edilmiştir. Çözeltiler 4 saat boyunca adsorpsiyonun gerçekleşmesi için çalkalanmış ve deneyler 25, 40 ve 60oC olmak üzere üç farklı sıcaklıkta yapılmıştır. Sularda florür anyonun yanı sıra PO 4-3, Cl-, SO4-2, NO3- gibi farklı iyonlarda mevcuttur. Bu iyonlar florür adsorpsiyonunda adsorbana tutunma davranışı gösterebilirler. Ortamdaki iyondan gelecek etkinin büyüklüğü, iyonların çözeltide bulundukları derişime ve adsorban ile etkileşme derecelerine bağlıdır [2]. Florür adsorpsiyonunu ortak iyon varlığında incelemek amacıyla florür konsantrasyonun 190 ppm olduğu çözelti ile derişimleri 100 ppm olacak şekilde Cl-, NO3-, CO3-2, PO4-3 ve SO4-2 iyonlarının pH değeri 2’ye ayarlanmış çözeltileri hazırlanmış ve 25oC sıcaklıkta 4 saat süre ile karıştırılmıştır. Florür giderilmesine ortak iyon etkisinin incelenmesi ile klorür, karbonat ve nitratın florür giderme işleminde önemli bir değişiklik oluşturmadığı görülmüş, ortamda bulunan fosfat anyonunun florür giderilmesini arttırdığı belirlenmiştir. Sülfat anyonunda meydana gelen azalma, sülfatın florürle yarışarak, florür ile birlikte küreleri adsorplaması sonucu gerçekleşmiştir. Sulardan florür uzaklaştırmasına dair yapılan bu çalışmada, izotermal ve kinetik modellemeler ile birlikte uygulanan termodinamik modellemeden elde edilen sonuçlar göz önüne alındığında, killi alüminyum aljinat küreleri başarılı sonuç vermektedir. Negatif entalpi ve serbest Gibbs enerjisi değerleri adsorpsiyonun istemli olduğunu göstermiştir. Killi alüminyum aljinat küreleri uygulanabilirliği kolay, ucuz ve iyi bir adsorbandır. Anahtar kelimeler: Florür, Adsorpsiyon, Aljinat, Montmorillonit. Kaynaklar [1] Sujana, M.G., Mishra, A., Acharya, B.C., 2013. Hydrous Ferric Oxide Doped Alginate Beads for Fluoride Removal : Adsorption Kinetics and Equilibrium Studies. Applied Surface Science. 270: 767-776. [2] Loganathan, P., Vigneswaran, S., Kandasamy, J., Naaidu, R., 2013. Defluoridation of Drinking Water Using Adsorption Processes. Journal of Hazardous Materials, 248-249: 1-19. 231 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 178 Bazı Fenil[2-(SübstitüeBromobenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5-il]Metanon Türevi Bileşiklerinin Asidik Özelliklerinin Deneysel ve Teoriksel Olarak İncelenmesi Fatih İslamoğlu, Nuray Özkaya, Kübra Çakır, Emre Menteşe Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE [email protected] Özet: Asitler ve bazlar kimyanın en önemli konuları arasındadır. Çünkü kimyasal reaksiyonların çoğu asit-baz reaksiyonu temeline dayanır. Asit-baz kimyasının temel prensipleri gözden geçirilirse kimyasal reaksiyonlar hakkında daha ayrıntılı bilgiler elde edilebilir [1]. Özellikle organik kimyada meydana gelen reaksiyonların bir kısmında asit-baz etkileşmesi görülebileceği gibi bir çoğu direkt olarak asit-baz reaksiyonudur[2]. Bu çalışmamızda bazı fenil[2-(sübstitüebromobenzil)1H-1,3-benzimidazol-5-il]metanon türevi bileşikler 2-propanol, N,N-dimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometriktitrasyon metoduylatitre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak pHmL(TBAH), mV-mL(TBAH), ∆E/∆V-mL(TBAH),∆2E/∆V2-mL(TBAH) ve ∆V/∆E-mL(TBAH) grafikleri çizildi ve bu grafikler yardımıyla yarı nötralizasyon metoduna görepKa değerleri hesaplandı. Bunun yanında yarı deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri 25oC için hesaplanmıştır. Sonuçta elde edilen teorik değerler ile deneysel sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Benzimidazol, pKa, Potansiyometriktitrasyon. R R N Br NH Br O Br Kaynaklar [1] Hargittai, M.,Reffy,B., Kolonits,M., Marsden, C.J.,Heully J.B.,1997. J.Am.Chem. Soc.,119,9042. [2] Hargittai, M.,Schulz, A., Reffy B., Kolonits.,2001.J.Am. Chem. Soc.,123,1149. 232 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 179 Bazı Fenil[2-(SübstitüeMetilbenzil)-1H-1,3-Benzimidazol-5-il]MetanonTürevi Bileşiklerinin pKaDeğerlerinin Farklı Metotlar Yardımı ile Tayini Fatih İslamoğlu, Nuray Özkaya, Kübra Çakır, Zafer Haşimoğlu Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 53100 RİZE [email protected] Özet: Potansiyometriktitrasyonlar genellikle çok zayıf asit ve bazları, bazende asit ve bazkarışımlarını titre etmek için kullanılır [1]. Potansiyometrik analiz yöntemleri,elektrokimyasal hücrelerde fark edilebilir bir akım geçmezken yapılan potansiyelölçümlerine dayanan yöntemlerdir. 20. yüzyılın basından beri potansiyometrikteknikler, titrimetrik analiz yöntemlerinde dönüm noktasının belirlenmesindekullanılır. Titrimetrik yüksek hassasiyetle, kolay ve kullanışlı olması nedeniyle halagenişölçüde kullanılmaktadır [2].Bu çalışmamızda bazı fenil[2-(sübstitüemetilbenzil)-1H1,3-benzimidazol-5-il]metanon türevi bileşikler 2-propanol, N,N-dimetilformamid, tert-butil alkol ve asetonitril ortamında yarı nötralizasyon metoduna göre 0.1 N tetrabutil amonyum hidroksit titrantı yardımıyla potansiyometriktitrasyon metoduylatitre edildiler. Elde edilen veriler kullanılarak pHmL(TBAH), mV-mL(TBAH), ∆E/∆V-mL(TBAH),∆2E/∆V2-mL(TBAH) ve ∆V/∆E-mL(TBAH) grafikleri çizildi ve bu grafikler yardımıyla yarı nötralizasyon metoduna görepKa değerleri hesaplandı. Bunun yanında yarı deneysel kuantum kimyasal metotlar (AM1, MNDO, MNDOD, PM3, PM6, PM6DH2, PM7, RM1) kullanılarak MOPAC 2012 bilgisayar programı yardımıyla teoriksel olarak pKa değerleri 25oC için hesaplanmıştır. Sonuçta elde edilen teorik değerler ile deneysel sonuçlar karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Benzimidazol,Teorik pKa, Susuz Ortam. R R N H3C NH CH3 O CH3 Kaynaklar [1]Gündüz, T.,1993.İnstrümental Analiz. Üçüncü Baskı, Bilge Yayıncılık, Ankara, 463-495. [2] Dasgupta, P. K.,Tanaka, H. AndJo, K. D., 2001.Continuous On-LineTitrationsby Feedback BasedFlowRatiometry: Application toPotantiometricAcid-Base Titrations, AnalyticaChimacaActa, 435: 298297. 233 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 180 Cd(II)’nin İçme Suyu Arıtma Tesisi Atık Çamuru Üzerine Adsorpsiyonu: Modelleme ve Optimizasyon Nurcan Öztürka, Hasan Basri Şentürka, Ali Gündoğdub, Celal Durana a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 61080-Trabzon Gümüşhane Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, 29100-Gümüşhane b [email protected] Özet: Kadmiyum doğada başlıca sülfür tuzu halinde bulunmaktadır. Ancak sulara genellikle endüstri atık sularından karışmaktadır. Kadmiyum endüstride çoğunlukla metal kaplama yapımı amacıyla kullanılmaktadır. Tekstil ve bazı kimya endüstrisi atık sularında kadmiyum bulunmaktadır. Ayrıca fosil yakıtların yanması sonucu baca gazları ve katı partiküller içinde çevreye önemli ölçüde kadmiyum yayılmaktadır. Sigara dumanı da yüksek düzeyde kadmiyum içermektedir. Kadmiyum zehirli bir element olup, doku toksikolojisi açısından aşırı zehirli sınıfına girmektedir. Zehir etkisi gıda zehirlenmelerinde olduğu gibi insan vücudunda böbrek ve karaciğerde etkili olmaktadır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü)’ne göre içme sularında kadmiyumun bulunma sınır değeri 10 µg L-1 iken Türk İçme ve Kullanma Suları Standartlarına (TS 266) göre bu değer 5 µg L-1 olarak verilmektedir1. Bu çalışmada, içme suyunun arıtım aşamalarında kaçınılmaz bir yan ürün olarak ortaya çıkan atık çamurun, sulu çözeltilerden Cd(II)’nin adsorpsiyon yöntemiyle uzaklaştırılmasında adsorban olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. İçme suyu arıtma tesisleri atık çamurunun (İSATAÇ); mineralojik, kimyasal ve mikro yapısını belirlemek amacıyla sırasıyla; XRD, ICP-AES ve SEM teknikleri kullanılmıştır2. Sulu çözeltiden İSATAÇ üzerinde Cd(II)’nin adsorpsiyonuna pH, denge temas süresi, başlangıç Cd(II) konsantrasyonu, adsorban miktarı ve sıcaklık gibi parametrelerin etkileri incelenmiştir. Sulu çözeltide adsorplanmadan kalan Cd(II) konsantrasyonları FAAS ile belirlenmiştir. Deneyi temsil edecek model çeşitli regresyon fonksiyonları denenmek suretiyle belirlenmiştir. En uygun fonksiyonun ve fonksiyondaki katsayıların belirlenmesinde Yapay Arı Koloni Algoritması kullanılmıştır. En iyi modelin belirlenmesinin ardından bu modelle en iyi giderim değerini elde etmek üzere modelin optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Bu işlemde amaç fonksiyonu olarak giderimin maksimizasyonu hedeflenmiş ve optimizasyonda yine Yapay Arı Koloni Algoritması kullanılmıştır3. Elde edilen optimum pH, denge temas süresi, başlangıç Cd(II) konsantrasyonu, adsorban miktarı ve sıcaklık değerlerinin, deneysel olarak elde edilen verilerle uyumlu olduğu görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Kadmiyum, Su Kirliliği, Adsorpsiyon, Modelleme, Optimizasyon. Kaynaklar 1 Yalçın, H., Gürü, M. 2002. Su Teknolojisi, Palme Yayıncılık, Ankara, 501s. 2 Öztürk (Hacısalihoğlu), N. 2008. Farklı sıcaklıklarda aktifleştirilmiş içme suyu arıtma çamurunun çimentoda kullanılabilirliğini araştırılması. KTÜ. Fen Bil. Ens., Çevre Bilimleri ABD, Yüksek Lisans Tezi, 94s. 3 Karaboğa, D. ve Akay, B., 2011. A modified artificial bee colony (ABC) algorithm for constrained optimization problems, Applied Soft Computing, 11, 3, 3021-3031. 234 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 181 Galantamin’in İlaç Preparatlarından Kapiler Elektrofez Yöntemi İle Miktar Tayini A Hatice ÖZKURT, BSenem Şanlı, BNurullah Şanlı a Uşak Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü ,Uşak Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Uşak b [email protected] Özet: Galantamin, hafif ve orta şiddette Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılmaya başlanılan bir kolin esteraz inhibitörüdür 1-3. Asetilkolinesteraz enzimini tersinir olarak ve yarışmalı bir şekilde inhibe eder. Asetilkolinbeynin bellek ile ilgili bölgelerinde önemli bir nörotransmiterdir. Alzheimer hastalığında asetilkolin azalması bellek bozukluğu ile paraleldir. Tedavide kullanılan Galantamin hastalığın fizyopatolojik ilerlemesini durdurmaz. Ancak hastalığın belirtilerinin düzelmesini sağlar. Bu çalışmamızda, piyasada bulunan farmasötik dozaj formlarından Galantaminin tayinine yönelik kapiler elektroforez yöntemi geliştirilmiş, elde edilen % geri kazanım değerlerinin yüksek olmasından ilaç katkı maddelerinin yöntemi etkilemediği sonucuna varılmıştır. Galantamin için geliştirilen yöntemin doğruluğu, duyarlığı, uygulanabişirliği ve seçiciliğini gösterebilmek için gerekli tüm validasyon parametreleri çalışılmıştır. Şekil. Galantamin’in yapısı Anahtar kelimeler: Alzheimer, Galantamin Hidrobromür, Kapiler Elektroforez. Kaynaklar 1. Ülger Z, Arıoğul S. Kolinesteraz inhibitörleri ve memantin. Arıoğul S (editör). 2006; 991-6.Geriatri ve Gerontoloji. 1. Baskı. Ankara: MN Medikal & Nobel 2. J. Chromatogr. B, 730 (1999),A. Rizzi, R. Schuh, A. Bruckner, B. Cvitkovich, L. Kremser, U. Jordis, J. Frohlich, B. Kuenburg, L. Czollner, , p. 167 3. February 2009,Simultaneous determination of galantamine, rivastigmineand NAP 226-90 in plasma by MEKC and its application in Alzheimer's disease, Ya-Hui Hsieh, Yuan-Han Yang, Hsin-Hua Yeh, Ping-Chih Lin and Su-Hwei Chen, (pages 644–653) Volume 30, Issue 4, pages 644–653 235 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 182 Tunceli’ de Yetişen Kenger Bitkisinin Mineral ve Antioksidan Profili Olcay Kaplan İncea, Muharrem İnceb, Nagihan M. Karaaslanb a Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Tunceli b Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü, Tunceli [email protected] Özet: Kenger, yaprakları, tohumları ve sapları gıda olarak kullanılan, Kıbrıs, Mısır, İran, İsrail, Ürdün, Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan gibi Asya’ nın ılıman bölgelerinde doğal olarak yetişen tıbbi bir bitkidir. Orta Doğu’ da genç ve gelişmemiş çiçek tomurcukları yerel pazarlarda satılmaktadır1. Kengerin kuru tohumlarının vitiligo hastalığının tedavisinde etkili olduğu bilinmektedir. Taze tohumları turşu yapımında ve aynı zamanda diüretik olarak kullanılmaktadır 2. Bu çalışmada Tunceli’ de yetişen kenger bitkisinin metanollü ekstraktlarının DPPH radikal süpürme aktivitesi, metal şelatlama aktivitesi, toplam fenolik içeriği ve mineral içeriği araştırıldı. Antioksidan testler UV-GB spektrofotometresi ile mineral analizleri ise ICP-OES ile yapıldı. Sekiz farklı istasyondan alınan bitkilerin metanollü ekstraktların antioksidan sonuçları; DPPH radikal süpürme aktivitesi % 67.8-74.7 arasında değişirken, metal şelatlama aktivitesi %16.7-69.5 toplam fenolik içeriği ise 39.8-58.9 mgGAE/g kuru madde olarak tespit edilmiştir. Mineral içeriklerinin ise Na, 100-233 mg kg-1; K, 15468-23042 mg kg-1; P, 1575-4499 mg kg-1; Mg, 1313-2010 mg kg-1; Ca, 4431-9183 mg kg-1; Zn, 20-50 mg kg-1 aralığında olduğu tespit edildi. Anahtar kelimeler: Kenger, Antioksidan Aktivite, Mineral. Kaynaklar 1. Ertuğ, F. 2000. An ethnobotanical study in central Anatolia (Turkey). Economic Botany, 54(2): 155–182. 2. Çoruh N., Sağdıçoğlu Celep A.G., Özgökçe F., İşcan M. 2007. Antioxidant capacities of Gundelia tournefortii L. extracts and inhibition on glutathione-S-transferase activity. Food Chemistry, 100: 1249–1253. 236 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 183 Cd(II), Cu(II) ve Ni(II)’nin Triazol Kompleksleri Halinde Bulutlanma Noktası Ekstraksiyonu İle Zenginleştirilmesi ve FAAS İle Tayinleri Olcay Özdemira, Nurcan Öztürka, Murat Yazara, Duygu Özdeşb, Deniz Şahina Ahmet Demirbaşa, Celal Durana a b Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 61080, Trabzon Gümüşhane Üniversitesi, Gümüşhane Meslek Yüksek Okulu, 29100, Gümüşhane [email protected] Özet: Su ve gıda örneklerindeki ağır metallerin derişim düzeylerinin bilinmesi, çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri nedeniyle son derece önemlidir. Ancak çevresel örneklerdeki ağır metal derişimleri çok düşüktür. Ağır metallerin analizinde tayin sınırının düşürülmesi ve duyarlığın yükseltilmesi, matriks etkisinin giderimi amacıyla bir zenginleştirme basamağına ihtiyaç duyulur. Bu amaçla son zamanlarda bulutlanma noktası ekstraksiyonu yaygın olarak kullanım alanı bulmuştur 1. Bu çalışmada bir triazol türevi 4-Amino-2-{[4-(4-florofenil)-5-merkapto-4H-1,2,4-triazol-3il]metil}-5-(4-metilfenil)-2,4-dihidro-3H-1,2,4-triazol-3-on ligandı kullanılarak su ve bazı gıda örneklerindeki Cu, Ni ve Cd elementlerinin FAAS ile tayini için bulutlanma noktası ekstraksiyonuna (CPE) dayalı bir zenginleştirme metodu geliştirildi. pH, ligand miktarı, yüzey aktif madde konsantrasyonu, matriks etkisi gibi parametreler optimize edildi. Cu, Ni, Cd için denge sıcaklığı ise 65 0C olarak belirlendi (Şekil 1 ). Yöntemin doğruluğu gerçek numune matriksine analit ekleme / geri kazanma ve standart referans madde analizleriyle test edilmiştir. Geliştirilen metot çevresel örneklere başarıyla uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Zenginleştirme, CPE, FAAS. 100 % Geri kazanım 95 90 85 Cu 80 Ni 75 Cd 70 20 40 60 80 100 Denge Sıcaklığı (0C) Şekil 1. Cd(II) Cu(II) ve Ni(II)’nin geri kazanımları üzerine denge sıcaklığının etkisi KAYNAKLAR: [1] Duran, C., Özdeş, D., Çelenk Kaya, E., Kantekin, H., Bulut, V. N., & Tüfekçi, M. 2012. Optimization of a new cloud point extraction procedure for the selective determination of trace amounts of total iron in some environmental samples. Turkish Journal of Chemistry, 36(3), 445-456. 237 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 184 Vanadyumun Diferansiyel Puls Polarografisi ile Tayininde Yöntem Geliştirme Olcay Şendila, Esengül Ateşb, Güler Ekmekcic, Şükrü Kalaycıd, Güler Somere a,b,e Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi d Gazi Üniversitesi Atatürk Meslek Yüksek Okulu; c [email protected] Özet: Vanadyum demir ve çelik üretiminde önemli bir elementtir. Aynı zamanda kimya endüstrisinde vanadyum bileşikleri katalizör olarak kullanılır. Vanadyum insan ve hayvanlarda temel eser elementlerden biri olarak kabul edilir. Biyolojik önemi ise karbonhidrat metabolizmasında yer almasıdır1. Bu çalışmada vanadyumun düşük derişimlerde tayini amaçlanmıştır. Eser element analizleri için seçiciliği ve duyarlılığı yüksek bir metot olan diferansiyel puls polarografisi (DPP) tercih edilmiştir. Vanadyum(IV) ve Vanadyum(V)’in DPP ile tayini için farklı elektrolit ortamlarda (0,1 M KCl; HCl/KCl(0,1M); H3PO4/KCl(0,1M); HAc/Ac-; NH3/NH4Cl) ve farklı pH larda (PH: 2, 3, 4, 6, 9) polarogramlar alınmıştır. V4+ ve V5+’in her ikisi için -1,0 V civarında küçük bir pik, -1,7 V civarında ise büyük bir piki olduğu tespit edilmiştir. -1,7 V daki pikin düşük derişimlerde vanadyum tayini için uygun olduğu gözlenmiş ve katalitik olduğu düşünülmektedir(1,2). En iyi tayin şartları bazı iyonların girişim etkileri de çalışılarak belirlenmiştir. -1,7 V daki pik ile V5+ iyonu için tayin sınırı 1x10-5M iken V4+ iyonu için 5x10-7M olarak tespit edilmiştir2. Anahtar Kelimeler: Vanadyum Tayini, Diferansiyel Puls Polarografisi. Kaynaklar 1. İnam, R., Ekmekci, G., Somer, G. 2000. Differential pulse polarographic determination of selenium(IV) in whole blood using the catalytic hydrogen wave. Talanta. 51, 825–830. 2. Somer, G., Almas, Z. 2006. Differential pulse polarographic determination of trace quantities of arsenic using catalytic hydrogen wave and its application. Journal of Electroanalytical Chemistry. 593, 179–184. 238 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 185 Azitromisin Etkin Maddesinin Farmasötik Preparatlarda Miktar Tayini için UV-Görünür Bölge Spektrofotometrik Yöntemin Geliştirilip Geçerlilik Testlerinin Yapılması Ömer Faruk Koçak, Onur Şenol, Emrah Yaman, Yücel Kadıoğlu Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı 25240 Yakutiye/ERZURUM [email protected] Özet: Azitromisin ilk azalid grubu antibiyotiktir. Eritromisinin 9 metil grubu türevi olup, gram negatif, gram pozitif, aerobik ve anaerobik intraselüler patojenler üzerinde etkilidir. Azitromisin, 50s ribomozal alt birimlere bağlanarak ve peptitlerintranslokasyonunu önleyerek, bakterilerdeki protein sentezini inhibe eder ve bu sayede etki gösterir 1. Literatür taramasında farmasötik preparatlarda azitromisin etkin maddesinin spektrofotometrik yöntemle miktar tayinine yönelik çalışmalara ulaşılmıştır.Bu çalışmanın amacı literatürdeki yöntemlerden farklı daha kolay yeni bir yöntemin geliştirilip geçerlilik testlerinin yapılması amaçlanmıştır. Spektrofotometrik ölçümler 190-250 nm dalga boyu aralığında Thermospectronic çift ışınlı UV Görünür Bölge spektrofotometresi kullanıldı. Çalışma 1 cmkuartz küvetlerde, 277 nm/dak dalga boyu tarama hızı ve 2 nm spektral bant genişliği kullanılarak gerçekleştirildi. Yöntemin 100-1400 µg/mL derişim aralığında doğrusal olduğu belirlendi. Yöntemin kesinliği bağıl standart sapma (BSS) ile doğruluğu bağıl hata (BH) ile verildi. Güniçi ve günler arası BSS değerlerinin %3,75'den BH değerlerinin ise %7,48'den küçük olduğu belirlendi. Analitik geri kazanım çalışması standart ekleme yöntemine göre yapıldı ve ortalama olarak %99-%101 arasında tespit edildi. Geliştirilip geçerlilik testleri yapılan yöntem,Türkiyede şu anda kullanılmakta olan azitromisinfarmasötik müstahzarına (Azitro) başarıyla uygulandı. Sonuç olarak; geliştirilen yöntemin hassas, doğru, kesin ve duyarlı olduğu, ilaç endüstrisinde kalite kontrol çalışmalarında başarılı bir şekilde uygulanabileceği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Azitromisin, UV-Görünür Bölge Spektrofotometrik Yöntem, Yöntem Geçerlilik Testleri. Kaynaklar 1. Suhagia, B.N.,Shah, S.A., Rathold, I.S., Patel, H.M., Doshi, K.R. 2006. Determination of azitrhromycin in pharmaceuticaldosageformsbyspectrophotometricmethod. IndianJournal of PharmaceuticalSciences 68 (2): 242245 239 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 186 Anti Tiroid İlaçlardan Metimazol'ünFarmasötik Preparatlarda HPLC-DAD Yöntemiyle Miktar Tayini Fatma Katanalp, Onur Şenol, Yücel Kadıoğlu, Emrah Yaman Atatürk Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı 25240 Yakutiye/ERZURUM [email protected] Özet: Metimazol, hipertiroidizm tedavisinde kullanılan molekül formülü 1-methyl-3Himidazole-2-thione olantiyoüre türevi olan antitiroid özellikli bir ilaçtır. Temel olarak tiroid hormonu salgılanmasında görev alan triperoksidaz enzimini inhibe eder ve tiroid bezinden aşırı tiroid hormonu salgılanmasına engel olur1. Bu çalışmada, farmasötik preparatlarda metimazol etkin madde miktar tayini için HPLCDAD yöntemi geliştirildi ve geçerlilik testlerinin yapılması amaç edinildi. HPLC-DAD yönteminde çalışma parametreleri, ters faz C18 ( 5µm, 250x4.60 mm) kolon, metanol/su (40:60 h/h) mobil fazı, değişken kolon sıcaklığı, 1 mL/dak. akış hızı, 254 nm dalga boyu, 10 µL enjeksiyon hacmi olarak belirlendi. Yöntemin gözlenebilme sınırı ve miktar tayin alt sınırı değerleri sırasıyla 0,1 µg/mL ve 0,25 µg/mL olarak; güniçive günler arası kesinlik değerlerinin %BSS'sı %2,5'den küçük ve doğruluk değerinin %BH'da %0,2'den küçük ve yöntemin 0,25-9 µg/mLderişim aralığında doğrusal olduğu belirlendi. Geliştirilip geçerlilik testleri yapılan HPLC-DAD yöntemi metimazol etkin maddesini içeren thyrozamol isimli farmasötik tabletlere de uygulandı. Analitik geri kazanım standart ekleme yöntemine göre yapıldı ve farmasötik preparattan ortalama analitik geri kazanım %98 olarak tespit edildi. Elde edilen sonuçlara göre metimazol için basit, hızlı, tekrarlanabilir, hassas bir HPLC-DAD yönteminin geliştirildi. Bu yöntemin rutin analizlerde ve ilaç kalite kontrol çalışmalarında kullanılabileceği sonucuna varıldı. Anahtar kelimeler: Metimazol, HPLC-DAD, Yöntem Geçerlilik Testleri. Kaynaklar 1. Dong, C.,Zhang, Y., Guo, L., Li, Q-m, 2010. SpectrophotometricDetermination of Methimazole in Pharmaceutical, Serum andUrineSamplesbyReactionwithPotassiumFerricyanide-Fe(III). Journal of AnalyticalChemistry 65 (7): 707-712. 240 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 187 Karaçam (PinusNigra) Ve Karaçam Bileşenlerinde Bazı Organik Asitlerin HPLC İle Eşzamanlı Tayini Kiraz Güngör, Orhan Hazer, Mohammed Akkbik Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Divanlı yolu YOZGAT/TÜRKİYE [email protected] Özet: Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi (HPLC); 5 – 15 µm kadar ince tanecikli ve 2 – 5 mm çaplı kolonlarda 100 - 200 atm basınç altında gerçekleştirilen sıvı – sıvı kromatografisidir.1Anadolu karaçamı, Türkiye’de 2.527.685 hektarlık bir alanda saf meşcereler halinde yayılış göstermektedir.2 Anadolu karaçamı yarı ışık ağacı olup, gençlik çağında yavaş büyür.3Organik asitler, yapıları karbon iskeletine dayalı asitlerdir. Formik, asetik, propiyonik, bütirik, fumarik, sitrik asit gibi asitler ve bunların tuzları başlıca organik asitlerdir. Doğada saf olarak bitkisel ve hayvansal organizmalarda bulunabilir ve ayrıca doğal yollardan elde edilebilirler.Organik asitler günümüze kadar birçok farklı yöntemler kullanılarak tayinleri yayınlanmıştır. Bu yöntemler genellikle GC veya HPLC ile tayinlerine dayanmaktadır.HPLC metotlarının dezavantajı, düşük ayırma gücü ve yüksek tayin limitlerine dayanır. Yine de basitliği, eş zamanlı tayinleri ve daha uygun kromatografik şartları sayesinde HPLC ayırmaları, organik asitlerin ayrılmalarında ve miktar tayinlerinde, etkili metotlardır.4 Bu çalışmada okzalik, tartarik, formik, laktik, asetik ve sitrik asitlerin eş zamanlı tayinleri için bir yöntem geliştirildi. Bu amaçla Shimadzu marka HPLC ve ınertsıl ODS-3, 5 µm (4,6 x 250 mm) kolonu kullanıldı. Duyarlılığı arttırmak için sistemin tüm parametreleri optimize edildi. Optimum koşullar; akış hızı; 1ml/dk, kolon sıcaklığı; 60oC, dalga boyu; 210nm ve H2SO4’in konsantrasyonu; 1mM olarak belirlendi. Geliştirilen yöntem karaçam (pinusnigra) ve bileşenlerine uygulandı. Anahtar kelimeler: HPLC, Organik Asit, Eş Zamanlı Tayin, Karaçam (pinusnigra). Kaynaklar 1.Yıldız, A.,Genç, Ö., Bektaş, S., Enstrumental Analiz Yöntemleri,Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara1993. 2.Çalışkan T., Hızlı Gelişen Türlerle İlgili Rapor, Workshop, Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan ağaçlandırma Çalışmalarının değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Orman bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığı Yayını, No:83, s:109-130, Ankara, 8-9 Aralık 1998. 3.Lelik K.S., Kızılçam (Pinusbrutia, Ten.) ve Anadolu Karaçamı [Pinusnigra Arnold. Subsp. Pallasiana (Lamb) Holmboe] MDA Biyolojik Bağımsızlığa Ulaşma Yaşlarının Denizli Orman Bölge Müdürlüğündeki Doğal Karışık Meşcerelerinde Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2013. 4.Chinnici, F.,Spinabelli, U., Riponi, C., Amati, A.; Optimization of thedetermination of organicacidsandsugars in fruitjuicesbyion-exclusionliquidchromatography, Journal of FoodCompositionand Analysis, 18, 121–130, 2005. 241 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 188 Doğal ve Paketlenmiş Bitkisel Çaylardaki Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni, Zn Elementlerinin ICP-AES ve Toplam Fenolik İçeriğin Kromatoğrafik Yöntemle Tayini Osman Duha Çetinaya, Abdo Özkanb , Muhsin Ezera a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46110 Kahramanmaraş, Türkiye b Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Sökmen Kampüsü Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, 31030 Hatay, Türkiye [email protected] Özet: Günümüzde hem keyif almak amacıyla hem de sağlık açısından olumlu etkilerinden dolayı, en yaygın olarak tüketilen bitkisel kökenli doğal ürünler bitki çaylarıdır.[1] Ülkemizde sıkça tüketilen bitkiler; nane, kekik, adaçayı, papatya, ısırgan otu, rezene, kuşburnu, hibisküs, ıhlamur, sarı kantaron, melisa ve yeşil çaydır. Bu bitkilerin özellikle içerdikleri metaller ve fenolik bileşikler bakımından kullanımları her geçen gün artmaktadır. Bitkisel çayların yapılarındaki elementler vücutta enzim yapılarına katılarak bazı yaralı metabolik olayların devamına katkıda bulunurlar. Ancak bu elementlerin vücuttaki derişimleri belirli seviyelerin üzerine çıkması durumunda toksik etkiler ortaya çıkmaktadır.[2] Bu çalışmada doğal ve paketlenmiş bitkisel çay örneklerindeki metal (kobalt, krom, bakır, demir, mangan, nikel ve çinko) ve fenolik içeriklerin (gallik asit, kateşin, epikateşin, epikateşingalat, epigallokateşin, epigallokateşingallat) miktarları belirlenmiştir. Bitkisel çay örneklerinin metal içeriği analizlerinde yaş yakma metodu ile örnekler hazırlanarak ICP-AES ile analiz edilmiştir. Fenolik bileşikler ve toplam fenolik içerik HPLC ile analiz edilmiştir. Gerçekleştirilen çalışmada metal analizi yapılmak üzere 12 farklı doğal bitkisel çaydan 36 örnek, 12 farklı paketlenmiş bitkisel çaydan 36 örnek hazırlanmış ve ICP-AES tekniği ile tayinleri yapılmıştır. HPLC ile analiz gerçekleştirmek için 12 faklı bitkisel çaydan 12, 12 farklı paketlenmiş çaydan 12 örnek hazırlanmış ve tayinleri gerçekleştirilmiştir. Doğal bitkisel çayların analizleri sonucunda elde edilen ortalama metal değerleri(mg kg -1): Co: 1,89, Cr: 0,44, Cu: 0,15, Fe: 9,03x10-4, Mn: 1,26x10-2, Ni: 0,27, Zn: 4,19x10-2 olarak belirlenmiştir. Paketlenmiş bitkisel çayların analiz sonucunda elde edilen metal değerleri(mg kg -1): Co: 1,48, Cr: 0,50, Cu: 0,15, Fe: 1,53x10-3, Mn: 2,35x10-3, Ni: 0,29, Zn: 2,69x10-2, olarak belirlenmiştir. Doğal bitkisel çayların analizleri sonucunda elde edilen ortalama fenolik içerik değerleri (mg kg-1): Gallik asit: 0,80, Kateşin: 141,71, Epikateşin: 2,52, Epikateşingallat: 79,16, Epigallokateşin: 680,67, Epigallokateşingallat: 395,18 olarak belirlenmiştir. Paketlenmiş bitkisel çayların analiz sonucunda elde edilen ortalama fenolik içerik değerleri (mg kg-1): Gallik asit: 1,13, Kateşin: 145,39, Epikateşin: 30,46, Epikateşingallat: 388,61, Epigallokateşin: 432,18, Epigallokateşingallat: 847,76 olarak belirlenmiştir. Kaynaklar [1] Atavi, A.K., Mansouri, A., Boskou, G. ve Kefalas, P., 2005. “Tea and herbal infusions; Their antioksidant activity and phenolic profile”, Food Chemistry, 89: 27-36. [2] Baytop, T., 1984. “Türkiyede bitkilerle tedavi” 122, İstanbul. 242 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 189 Dakarbazin’in Zn(II) Geçiş Metal Kompleksinin DNA ile Etkileşimi ve DNA Bağlanma Sabitinin Hesaplanması Özge Eren ve Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100–Kahramanmaraş [email protected] Özet: Dakarbazin Kimyasal adı 5-(3,3-Dimethyl-1-triazenyl)imidazole-4-carboxamide olan, pürin bazlarının sentezinde öncü molekül olan 5 aminoimidazol-4-karbokzamid yapısında bir sitostatik antineoplastik ilaçtır. İkili bir etki mekanizması vardır: antimetabolit ilaçlar gibi DNA sentezini inhibe eder ve alkilleyici ajanlar gibi daha önceden sentezlenmiş DNA'lar ile reaksiyona girer. Dakarbazin kendisi inaktiftir. Karaciğer mikrozomlarında N-metilasyon ile bir metilkarbonyum iyonu olan diazometan ki bu bir alkilleyici ajandır ve ana metaboliti olan AIC (5-amino imidazol - 4 karboksamid ) oluşur. Kimyasal yapısı Şekil’ de verilmiştir. Şekil Dakarbazin’in kimyasal yapısı Bu çalışmada, Dakarbazin Zn(II) kompleksi sentezlenmiştir. Sentezlenen kompleksin yapısı FT-IR, kütle, NMR yöntemleri ile karakterize edilmiştir. Buna ilaveten, Zn(II) kompleksinin elektrokimyasal davranışı, camsı karbon elektrot kullanılarak dönüşümlü voltametri tekniği ile irdelenmiştir. Yapısı aydınlatılan kompleksin ve ilaç etken maddesinin fish sperm DNA ile etkileşimleri spektroskopik (UV-Vis) olarak incelenip, DNA’ya bağlanma sabitleri (Kb) hesaplanmıştır.1 Anahtar kelime: DNA ile etkileşimi Kaynaklar: Demirezen, N., Tarinc, D., Polat, D., Cesme, M., Golcu, A., Tumer, M. Spectrochimica Acta Part A: Molecular and Biomolecular Spectroscopy, DOI: 10.1016/j.saa.2012.03.055, 2012. 243 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 190 Bir Platin Türevi Olan Antikanser Bileşiğinin Elektrokimyasal Özelliklerinin İncelenmesi Özge Eren ve Ayşegül Gölcü Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 46100–Kahramanmaraş [email protected] Özet: Kimyasal adı 5-fluoro-1H-pyrimidine-2,4-dione’dir Kanser tedavisinde kullanılan bir ön ilaçtır. Florlanmış bir pirimidin analoğudur. Önce, fluorouridilata sonra fluorodezoksiuridilata dönüşerek etkin olur. Timin sentezi, DNA ve RNA fonksiyonları bozulur. Çoğalan hücreler üzerine sitotoksik etkisi daha fazladır. Solid tümörlerde, Dissemine kolorektal kanser ve meme kanserlerinde kullanılır. Kimyasal yapısı şekilde verilmiştir. Şekil. Florourasil’in kimyasal yapısı Bu çalışmada bir platin türevi olan [Pt(5-Fu)(CI)2)](2H2O) antikanser bileşiği dönüşümlü voltametri tekniği ile camsı karbon elektrot kullanarak pH 2-12 aralığında, fosfat tamponu kullanılarak elektrokimyasal özellikleri incelenmiştir. 1 Anahtar kelime: Voltametri 5- Fluorourasil Kaynaklar Tarinc, D., Golcu, A., 2011. Development and Validation of Spectrophotometric Methods for Determination of Thiamphenicol in Capsule Forms. KSU. Journal of Engineering Sciences, 244 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 191 Uranyum(VI) Metal İyonlarının Modifiye Alg Biyokütlesi ile Uzaklaştırılması Pelin Seyhana, Aydın Akbulutb, Gülay Bayramoğlua,c, M. Yakup Arıcac a Gazi Universitesi, Fen Fakültesi, Biyokimyasal İşlemler ve Biyomateryal Araştırma Laboratuvarı, Ankara b Hacettepe Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Ankara c Gazi Universitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Uranyum radyoaktif ve toksik etkiye sahip bir ağır metal iyonudur ve bu metal iyonunun kömür, fosfatlı kayalar ve doğal sulardan (yeraltı suyu, deniz suyu vb.) kazanımı ekonomik açıdan da oldukça önemlidir. Bu bağlamda, farklı polimerik ve/veya doğal biyokütleler uranyum adsorpsiyonu veya zenginleştirmesi işlemlerinde kullanılmışlardır (1,2). Çalışmada, S. circumlineata alg biyokütlesi, uranyumla şelat oluşturabilen amidoksim ile modifiye edilerek kullanıldı. Hazırlanan modifiye biyokütle sulu ortamdan uranium(VI) iyonlarının biyosorpsiyonu çalışmasında kullanıldı. Doğal ve modifiye alg biyokütlesinin sulu ortamdan uranyum iyonlarının biyosorpsiyonu spektrofotometrik yöntem ile takip edildi ve bazı sistem parametrelerinin etkisi araştırılarak optimum parametreler belirlendi. Doğal ve modifiye alg biyokütleleri ve bu örneklerin metal iyonu ile etkileştirilmiş biyokütlelerin FT-IR analizleri alınarak biyosorpsiyon mekanizması aydınlatılmaya çalışıldı. Sulu ortamdaki metal iyonu derişiminin artması ile biyokütlenin biyosorpsiyon kapasitesinin arttığı gözlendi. Alg biyokütlelerinin rejenerasyonları farklı derişimlerde HNO3 çözeltisi kullanılarak araştırıldı. Elde edilen sonuçlar ucuz ve doğal bir kaynak olan alg biyokütlesinin yüksek bir kapasite ile uranyum iyonlarının uzaklaştırılmasında kullanılabileceğini gösterdi. Anahtar kelimeler: Uranyum(VI); Alg; Modifikasyon; Biyosorpsiyon. Kaynaklar 1. Acıkgoz-Erkaya, I., Arica, M.Y., Akbulut, A., Bayramoglu, G. 2014. Kinetic, equilibrium and thermodynamic studies of uranium(VI) biosorption by free and entrapped algae Chlamydomonas reinhardtii. Journal of Radioanalytical & Nuclear Chemistry, 299: 1993–2003. 2. Acharya, C., Chandwadkar, P., Apte, S.K. 2012. Interaction of uranium with a filamentous, heterocystous, nitrogen-fixing cyanobacterium, Anabaena torulosa. Bioresour Technol 116: 290–294. 3. Akhtar, K., Khalid, A.M., Akhtar, M.W., Ghauri, M.A. 2009. Removal and recovery of uranium from aqueous solutions by Ca-alginate immobilized Trichoderma harzianum. Bioresour Technol 100: 4551– 4558. 245 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 192 Glikozun Hızlı Tayininde Kullanılmak Üzere Glikozoksidaz İmmobilize Ferrojel Filimlerin Tasarımı Emir Selim Kaya, Pelin Seyhan, Gülay Bayramoğlu Gazi Universitesi, Fen Fakültesi, Biyokimyasal İşlemler ve Biyomateryal Araştırma Laboratuvarı, Ankara [email protected] Özet: Enzim immobilizasyonunda temel amaç, enzimi sulu tepkime ortamında çözünmez duruma getirerek, taşıyıcıya bağlanmış enzimin zorlu ortam koşullarında dayanıklılığını arttırmak ve enzimin tepkime ortamından ayrılmasını kolaylaştırmaktır (1). Glukoz, gelişmiş canlı organizmaların yaşamı için en önemli karbohidratlardan biridir. Kromatografik ve spektrofotometrik yöntemlerle kandaki glukoz tayini mümkün olsa da, glukoza duyarlı biyosensörler, özellikle diyabetli hastaların kendi glukoz ölçümlerini doğru, güvenilir ve hızlı yapabilmeleri için kolaylık sağlar. Glukoz oksidaz enzimi, oksijen varlığında glukozun hidrojen peroksit ve glukonik asite dönüşümünü katalizleyen oksidoredüktaz sınıfı bir enzimdir (2). Katalizledikleri reaksiyonlar aynı olsa da, değişik kaynaklardan saflaştırılan glukoz oksidaz molekülleri farklı kimyasal özellikler gösterir. Çalışmada, manyetik özellik kazandırılmış poli(2-hidroksietilmetakrilat-etlenglikoldimetakrilat-glisidilmetakrrilat) filimleri UV-fotopolimerizasyon yöntemi ile hazırlandı (3). Hazırlanan manyetik filimleri epiklorohidrin ile active edilerek veya polimer aşılanarak modifiye edildi ve aktive edilen filim yüzeylerine glükozoksidaz enzimi kovalent olarak immobilize edildi. Farklı test sıvıları ile temas açısı ölçümleri belirlenerek yüzey enerji parametreleri hesaplandı. Karakterizasyon çalışmaları tamamlanan enzim immobilize manyetik filimlerin aktivite ölçümleri yapıldı. Glukoz oksidaz enzim sistemlerinin β-Dglukozu glukonik asite ve H2O2’ye oksitleyen enzim miktarı olarak aktiviteleri ölçüldü ve kararlılıkları belirlendi. İmmobilize enzimin termal kararlılığının serbest eşleniğine göre arttığı görüldü. Serbest ve immobilize enzim örnekleri için optimum pH değeri sırası ile 5 ve 6 olarak belirlendi. Hazırlanan manyetik temelli sensör sitemi meyve suyundan glukoz tayininde kullanıldı. Anahtar kelimeler: Glukozoksidaz; Ferrojel film; İmmobilizasyon; Biyosensör. Kaynaklar 1. Shinohara, H., Chiba, T., Aizawa, N. 1988. Enzyme Microsensor forGlucose with an Electrochemically Synthesized Enzyme–polyaniline Film. Sensors and Actuators. 13: 79-86. 2. Bayramoglu, G., Altintas B., Arıca M.Y. 2010. Reversible immobilization of glucose oxidase on polyaniline grafted polyacrylonitrile conductive composite membrane, Bioresource Technology, 101(18): 6881-6887. 3. Bayramoglu, G., Altintas, B., Arica, M.Y. 2013. Immobilization of glucoamylase onto polyaniline grafted magnetic hydrogel via adsorption and adsorption/cross-linking, Applied Microbiology and Biotechnology, 97: 1149–1159. 246 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 193 Rodyum Kaplı Tungsten Sarmal Atom Tuzaklı ve Hidrür Oluşturmalı Atomik AbsorpsiyonSpektrometrisi ile Bizmut Tayini Pınar Mercan, Selin Bora, O. Yavuz Ataman Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 06800 Ankara [email protected] Özet: Bizmut (Bi) periyodik tablonun V. Grup elementlerindendir. Gerekli veya zehirli elementler arasında değildir. Yeryüzü kabuğunda bulunma oranı 0.025 ppm’dir.Bi derişimi sediman örneklerinde 0.5 µg.g-1’ı geçmezken kömür ve grafitlerde yaklaşık 5 µg.g-1 kadar bulunmaktadır. Bi içme sularında gözlemlenememektedir 1.Bizmut birçok matrikste düşük seviyelerde bulunduğu için Alevli Atomik AbsorpsiyonSpektrometri (FAAS) Bi tayini için yeterli duyarlılığa sahip değildir. Hidrür oluşturmalı AAS (HGAAS) bizmutun da içinde bulunduğu hidrür oluşturan elementlerin eser düzeylerde tayinlerinde yaygınlıkla uygulanmaktadır. Duyarlılığın artırılması için metal atom tuzaklarıHGAAS ile kullanılabilir. Tungsten sarmal sistemleri metal tuzakları arasında yüksek ısıtma hızına sahip olduğu için tercih edilmektedir2. Bu çalışmada, rodyum kaplı tungsten sarmal atom tuzaklaştırıcıHGAAS sistemi ile birleştirilerek bizmut tayini için yöntem geliştirilmiştir. Tungsten sarmal, daha önceki çalışmalardan farklı olarak2hem tuzak, hem de elektrotermalatomlaştırıcı olarak kullanılmıştır. Analitik sinyale etki eden parametreler optimize edilmiştir. Geliştirilen sistemde, 120 s tuzaklama süresi için tayin sınırı 0.012 ng.mL-1, gözlenebilme sınırı ise 0.0039 ng.mL-1 olarak bulunmuştur. Anahtar kelimeler: Bizmut, Tungsten Sarmal, Elektrotermal Atomlaştırıcı. Kaynaklar 1. Merian, E.,Anke, M., Inhat, M., Stoepplerr, M. 1998. Bismuth (ElementsandtheirCompound in the Environment. Weinheim: WILEY-VCH VerlagGmbH&Co. KGaA). 671-683. 2. Cankur, O., Ertaş, N., Ataman, O.Y. 2002. Determination of bismuthusing onlinepreconcentrationbytrapping. Journal of AnalyticalAtomicSpectrometry. 17: 603–609. 247 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 194 Kaplamalı YKT-AT-FAAS Yöntemiyle İçme Sularındaki Gümüş Miktarının Tayini Fırat Aydına, M. Zeki Bayburtlua, Işıl Aydınb, Berrin Ziyadanoğullarıa, Recep Ziyadanoğullarıb a Dicle Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 21280 Diyarbakır b Dicle Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Diyarbakır [email protected] Özet: Son yıllarda, ICP-OES ve ICP-MS (Inductively Coupled Plasma Mass Spectrometry) gibi daha ileri teknolojiler ile µg/L seviyelerinin altına kadar inmek mümkün olabilmiştir. Fakat bu cihazlarla yapılan analizlerin ve cihazların maliyeti fazla olduğundan daha az maliyetli Alevli Atomik Absorpsiyon Spektrometresi (FAAS), modifiye edilerek µg/L düzeyinde analizlerin yapılması için birçok çalışmalar yapılmış ve yapılmaktadır. [1,2]. Bu çalışmada FAAS ile yeterli duyarlılıkta tayin edilemeyen Ag (Gümüş) elementinin Kaplamalı YKT-AT-FAAS kullanılarak FAAS’de duyarlılığının arttırılması sağlanmıştır. Hava akış hızı, asetilen akış hızı, örnek çözeltisinin akış hızı gibi çalışılan sistemde duyarlılığı etkileyen önemli parametreler optimize edilmiştir. FAAS ile yapılan deneyin analitik performansı LOD=57 µg/L, LOQ= 190µg/L, Co=32 µg/L olarak saptanmıştır. İçme sularında gümüş miktarı çok daha düşük olduğundan kaplamalı YKT-AT-FAAS sistemi ile analizler yapılmıştır. Kaplama materyalı olarak en iyi sonuçlar Tungsten (W) ile alındığından, çalışmalar tungsten kaplı sistemle sürdürülmüştür. Optimum koşullar sağlandıktan sonra bu çalışma için LOD=0.04 µg/L, LOQ= 0,15µg/L, C o= 0,12, µg/L M0=3.0 µg/L olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra ülkemizin çeşitli yörelerinden şişelenen sulardaki gümüş elementinin analizi yapılmış ve metodun analitiksel doğruluğu 1643e Trace Elements in Water National–Institute of Standard & Technolgy SRM ile kontrol edilmiştir [3]. Yapılan analizler sonucu marketlerden alınan şişelenmiş suların şişelendikleri bölgelere göre Ag (Gümüş) oranı değiştiği görülmektedir. Alınan örneklerin WHO 1999 ve TSE 2005/266 yönetmeliğine göre uygun olduğu analiz sonuçlarıyla anlaşılmıştır. Anahtar kelimeler: YKT-AT-FAAS, Gümüş, İçme Suyu. Kaynaklar: [1] Bakirdere S., Aydin F., Bakirdere E. G., Titretir S., Akdenız ˙I., Aydın I., Yıldırım E., Y.,Applied Spectroscopy Reviews, 46, 38–66, 2011. [2] Ataman O. Y. , Spectrochim Acta B, 63 825-834, 2008. [3] M.Zeki Bayburtlu “ Dicle Üniversitesi FenBilimleri Yüksek Lisans Tezi 2013. 248 Arslan 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 195 Manyetik Karbon Nanotüp Sentezi ve Çözelti Ortamından Flavonoid İzolasyonunda Kullanılması Nalan Özdemir,Rıfat Çatalkaya, Erkan Yılmaz,Mustafa Soylak Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 38050 Melikgazi/Kayseri [email protected] Özet: Flavonoidler, bitkilerde bulunan polifenolik bileşiklerdir ve anti-enflamatuar, antiapoptotik, antimikrobiyal, antioksidan, antihipertansif, antialerjik, immünstimülan, östrojenik vb. çok önemli özelliklere sahiptirler. Ayrıca son yıllarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar flavonoidlerinkardiyovasküler hastalıklara ve bazı kanser tiplerine karşı koruyucu (anti kanserojen) aktivitelerinin olduğunu göstermektedir. Pek çok enzimin aktivitesinin flavonoidlerden etkilendiği de bilinmektedir. Bu gibi önemli biyolojik ve fizyolojik özelliklerinden dolayı flavonoidler tıp, biyomedikal, kozmetik vb. pek çok alanda kullanılmaktadır ve yine sayılan özelliklerinden dolayı flavonoid ayrılması ve saflaştırmasına ilgi her geçen gün artmaktadır 1,2. Sunulan bu çalışmada, manyetik özellikli çok duvarlı manyetik karbon nanotüp sentezlenmiş ve çözelti ortamından flavonoidayrılması-saflaştırılması amacı ile adsorban olarak kullanılmıştır.Adsorpsiyon deneylerinde,kersetin(3,3',4',5,7-pentahidroksiflavon) model flavonoid olarak seçilmiştir. Kersetin’ in sentezlenen manyetik karbon nanotüp üzerine adsorpsiyonuna ve kantitatif olarak desorpsiyonuna etki eden önemli parametreler optimize edilmiştir. En yüksek kersetinadsorpsiyonununpH4’ te gerçekleştiği görülmüştür. Deneyler sırasında manyetik karbon nanotüpnanotüp çözelti ortamından neodinyum mıknatıs kullanılarak kolayca ayrılmıştır. Adsorpsiyon sonrası, adsorban üzerinde tutunan kersetin aseton kullanılarak desorbe edilmiş ve son çözeltideki kersetin derişimi UV-VIS spketrometresi ile kalibrasyon doğrusu yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Flavanoid, Nanotüp, Adsorpsiyon. Kaynaklar 1Erlund, I. 2004. Review of theflavonoidsquercetin, hesperetin, andnaringenin. Dietarysources, bioactivities, bioavailability, andepidemiology. NutritionResearch, 24: 851–874. 2Geng, X., Ren, P., Pi, G., Shi, R., Yuan, Z., Wang, C. 2009. High selectivepurification of flavonoidsfromnaturalplantsbased on polymericadsorbentwithhydrogen-bondinginteraction. Journal of Chromatography A, 1216: 8331–8338. 249 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 196 Siprofloksasinin Demir (III) İyonlarıyla Bağlama Özelliklerinin Florimetrik Yöntemle İncelenmesi S. Beniz Gündüz *, Sevil Çan, Ahmet Dönertaş Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 42031, Kampüs-KONYA *[email protected] Özet: 4-Kinolonlar, karboksikinolonlar veya yalnızca kinolonlar olarak adlandırılan ajanlar, yapıca nalidiksik aside benzeyen sentetik antibakteriyel bileşiklerdir (yapıca 6-floro-4kinolonkarboksilik asit türevleridir). Bu grubun ilk üyesi olan nalidiksik asit, dar spektrumu, oldukça zayıf antibakteriyel aktivitesi ve hızlı bakteriyel rezistans gelişmesinden dolayı yaygın kullanım alanı bulamamıştır. Kinolonların yeni bir kuşağı olan florokinolonlar, geniş antimikrobiyal spektrum, hızlı ve bakterisit etki ve yavaş rezistans gelişmesi gibi önemli terepötik üstünlüklere sahiptirler. Gıdalar florokinolonların çoğunun emilimini etkilemez. Bununla birlikte; alüminyum, magnezyum, kalsiyum, demir ve bakır gibi bazı katyonlarla kinolonlarşelat oluştururlar. 1,2 Bu etkileşmeler emilme ve biyoyararlanımı önemli ölçüde azaltır, aynı şekilde serum ilaç yoğunluklarını düşürür ve hedef dokulara geçişi zayıflatır. Florokinolon türü siprofloksasingeniş spektrumlu bir antibiyotik olarakbakteriyel enfeksiyonlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Birçok enfeksiyon hastalığında vücut direncini arttırmak amacıylavitamin-mineral kombinasyonu ilaçların antibiyotiklerle birlikte alınmasına sıklıkla rastlanmaktadır. Bu nedenle florokinolon antibiyotikleriyle birlikte alınan vitaminmineral kombinasyonu ilaçların içeriğinde makro miktarda bulunan demirin siprofloksasin ile kompleks oluşturma ve her iki ilacın da etkinliklerinin azalmasına sebep olma olasılığının incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Florimetrik parametrelerin belirlenmesi için, öncelikle suda siprofloksasininuygun derişimdeki çözeltisi hazırlanarak, uyarma dalga boyları 10’ar nm aralıklarla değiştirilip emisyon spektrumları alınmış ve maksimum floresans şiddetine sahip olduğu uyarma ve emisyon dalga boyu belirlenmiştir. Daha sonra Fe+3 ile siprofloksasininsu ortamındakompleks oluşturacağı en uygun koşullar; pH, kompleks oluşum süresi, siprofloksasinkonsantrasyonu ve sıcaklık tayin edilmiştir. Belirlenen optimumkoşullar altında, siprofloksasin-Fe+3 kompleksinin de en uygun uyarma ve emisyon dalgaboylarıtesbit edilmiştir. Belirlenen optimum koşullarda Fe+3 iyonları için kalibrasyon eğrileri çizilerek, tayin aralığı, gözlenebilme ve alt tayin sınırları belirlenmiştir. Çalışma kapsamında yabancı iyonların etkisi de incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Siprofloksasin, Demir (III) Kompleks, Florimetrik Analiz, Florokinolon. Kaynaklar 1- I. Turel, “TheInteractions Of Metal IonsWithQuinoloneAntibacterialAgents” CoordinationChemistryReviews 232 (2002) 27-47. 2- B. Pan, X. Han, M. Wu, H. Peng, D. Zhang, H. Li, B. Xing, “TemperatureDependence of OfloxacinFluorescenceQuenchingandComplexationby Cu(II)” EnvironmentalPollution 171 (2012) 168-173. 250 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 197 Valsartanın Bakır (II) İyonlarıyla Bağlama Özelliklerinin Florimetrik Yöntemle İncelenmesi S. Beniz Gündüz *, Ahmet Dönertaş,Sevil Çan Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 42031, Kampüs-KONYA *[email protected] Özet: Anjiyotensin II Reseptör Antagonistleri (ARA-II), hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkin maddelerdir ve geleneksel anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörlerine alternatif olarak düşünülmüştür. Çünkü bunlar, renin-anjiyotensin sistemde anjiyotensin tip 1’i (AT 1) seçimli olarak bloke edebilirler. İrbesartan, losartan, kandesartan, valsartan ve telmisartan birçok özelliği ADE inhibitörlerininkine benzeyen özgül anjiyotensin II reseptör antegonistleridir. Anjiyotensin II Reseptör Antagonistleri amfoterik bileşiklerdir ve yapısal olarak bağlı bifenilkarboksilik asit kısmı içeren telmisartan dışında, aynı bifeniltetrazol kısmına sahiplerdir.ARA II bileşiklerini içeren antihipertansif ilaçları sürekli kullanmak zorunda olan özellikle de ileri yaşlardaki hastalarda, vücutta ileri yaş sebebiyle gıdalardan vitamin ve minerallerin yeteri kadar alınamamasından dolayı vitamin-mineral kombinasyonu ilaçların alınması yaygındır. Bu nedenle antihipertansif ilaçlarla birlikte alınan vitamin-mineral kombinasyonu ilaçların içeriğinde makro miktarda bulunan demir ve eser oranda bulunan çinko, bakır, kobalt ve mangan gibi metallerin ARA II bileşikleriyle kompleks oluşturma ve her iki ilacın da etkinliklerinin azalmasına sebep olma olasılığının incelenmesi büyük önem taşımaktadır 1,2. Florimetrik parametrelerin belirlenmesi için, öncelikle metanoldevalsartanınuygun derişimdeki çözeltisi hazırlanarak, uyarma dalga boyları 10’ar nm aralıklarla değiştirilip emisyon spektrumları alınmış ve maksimum floresans şiddetine sahip olduğu uyarma ve emisyon dalga boyu belirlenmiştir. Daha sonra Cu+2 ile valsartanın metanol ortamındakompleks oluşturacağı en uygun koşullar; pH, kompleks oluşum süresi, valsartan konsantrasyonu ve sıcaklık tayin edilmiştir. Belirlenen optimum koşullar altında, valsartan-Cu+2 kompleksinin de en uygun uyarma ve emisyon dalgaboyları tespit edilmiştir. Belirlenen optimum koşullarda Cu+2iyonları için kalibrasyon eğrileri çizilerek, tayin aralığı, gözlenebilme ve alt tayin sınırları belirlenmiştir. Çalışma kapsamında yabancı iyonların etkisi de incelenmiştir. Anahtar kelimeler: Valsartan, Bakır (II) Kompleks, Florimetrik Analiz, Florokinolon. Kaynaklar 1- S. B. Etcheverry, A. L. Di Virgilio, O. R. Nascimento, P. A.M. Williams, “Dinuclear copper(II) complexes with valsartan. Synthesis, characterization and cytotoxicity” Journal of Inorganic Biochemistry 107 (2012) 25– 33. 2-S. B. Etcheverry, E. G. Ferrer, L. Naso, D. A. Barrio, L. Lezama, T. Rojoc, P. A. M. Williams, “Losartan and its interaction with copper(II): Biological effects” Bioorganic & Medicinal Chemistry 15 (2007) 6418–6424. 251 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 198 Moleküler Baskılanmış Polimer Kullanılarak Kateşin Tayininde HPLC/DAD/Floresans Yöntemi Geliştirilmesi ve Validasyonu Ebru Büyüktuncela, Esra Porgalıa, Serpil Özkara Yavuzb a İnönü Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 44280, Malatya Anadolu Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Biyokimya Anabilim Dalı, Eskişehir b [email protected] Özet: Bu çalışmada hedef molekül olarak kateşin(C) kullanılmasıyla yeni bir moleküler olarak baskılanmış polimer (MIP) hazırlanacaktır. Sentezlenen MIP kırmızı ötesi spektroskopisi ve taramalı elektron mikroskobu ile karakterize edilecektir. Uygun partikül boyutundaki MIP, bu çalışmada katıfaz ekstraksiyonsorbenti olarak seçilecektir. İncelenecek olan kateşin bileşikleri (+)-kateşin (C), (-)gallokateşin (GC), (-)-epigallokateşin (EGC), (-)-epikateşin (EC), (-)-epigallokateşingallat (EGCG), ()-gallokateşingallat (GCG) ve (-)-epikateşingallat (ECG)’dır. MIP tüm kateşinlere yönelik kendi spesifik bağlama kapasitesi anlamında değerlendirilecektir. Bu amaçla kateşin bileşiklerinin tayini için ters faz sıvı kromatografisi yöntemi kullanılmıştır. Hidroksil gruplarının iyonizasyonunu engellemek için (ki bu onların alıkonma zamanını azaltır), alıkonma davranışları asidik ortamda incelenmiştir[1]. Hareketli faz olarak metanol-su karışımı seçilmiştir ve hacimce MeOH yüzdesi taranmıştır. pH’sı formik asit kullanılarak 2.5’e ayarlanmış metanol:su (35:65, v/v) karışımının en uygun hareketli faz olduğuna karar verilmiştir. Ayırma C18 kolonda (5 μm, 250 × 4.6 mm), 1 mL.dak-1 akış hızında oda sıcaklığında izokratik olarak gerçekleştirilmiştir. UV dedektörle 280 nmdalgaboyunda, floresansdedektörle 280 nm uyarma, 315 nmemisyondalgaboyunda ölçüm yapılmıştır. Analiz esnasında sistemin doğru olarak işlediğini göstermek amacıyla her bir aktif madde için sistem uygunluk parametreleri hesaplanmıştır. Bu parametreler sırasıyla kapasite faktörü (k′), seçicilik faktörü (α), ayırıcılık (R), teorik plaka sayısı (N) ve kuyruklanma faktörü (T)dir [2]. Optimize edilmiş kromatografik metot valide edilmiştir. HPLC yönteminin valide edilmesinde, seçicilik/özgünlük, doğruluk, kesinlik, duyarlılık, alt tayin sınırı (LOQ), teşhis sınırı (LOD), doğrusal aralık gibi validasyon parametreleri belirlenmiştir [3]. Anahtar kelimeler: Kateşin, HPLC/DAD/Floresans, Validasyon. Kaynaklar [1] Porgalı E, Büyüktuncel E.2012.Determination of phenoliccompositionandantioxidantcapacity of nativeredwinesbyhighperformanceliquidchromatographyandspectrophotometricmethod. FoodResearch International, 45: 145-154. [2]Zakeri-Milani, P.,Barzegar-Jalali, M., Tajerzadeh, H., Azarmi, Y. 2005Valizadeh, H. SimultaneousDetermination of Naproxen, KetoprofenandPhenolRed in SamplesfromRatIntestinalPermeabilityStudies: HPLC Method Development andValidation. Journal of PharmaceuticalandBiomedical Analysis, 39: 624-630. [3] ICH SteeringCommittee. 2005. Validation of analyticalprocedures: TextandMethodology Q2(R1). HarmonizedTripartiteGuideline. 252 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 199 Tetrahidropirolo[3,4-b]pirol-4,6-dion Halka Sistemi Sübstitüentli N-Karbamotiyolbenzamid Türevlerinin Asit İyonlaşma Sabitlerinin Belirlenmesi Samet Belveren,a Yahya Nural,a Hayati Sarı,b H. Ali Döndaş,a,c a Mersin Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Ab.D. Mersin Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tokat c Mersin Üniversitesi, İleri Teknoloji Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Mersin b [email protected] Özet: İlaç sanayisinde çok fazla sayıda orijinal bileşiğin geliştirilmesi ve bu alandaki ihtiyacın karşılanması için hızla gelişen bilgisayar destekli ilaç dizaynı ve kombinatoryal kimya metotları için kritik bilgiler taşıyan iyonlaşma sabitleri ile ilgili yapılan çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır. İlacın vücudun değişik ortamlarındaki davranışları hakkında önemli bilgiler veren iyonlaşma sabiti, ilaçların analizinde optimum koşulların belirlenmesinde de kritik bir öneme sahiptir 1. Heterosiklik yapıda olan ve bir azot atomu bulunduran pirolidin ile pirolidin halkasında iki karbonil grubu bulunduran pirolidindionlar biyolojik öneme sahip çok sayıda bileşiğin yapısında yer almaktadırlar. Bunların potansiyel biyoaktif yapılar olmalarından dolayı, bu iki yapıyı da içerecek moleküllerin sentezi ilaç Ar&Ge çalışmalarında önemli bir yere sahiptir 3. Ayrıca N-sübstitüe karbamotiyolbenzamid türevlerinin hem farmasötik kimya hem de analitik kimyada önemli oldukları literatürde bilinmektedir4. Bu çalışmada daha önceki çalışmalarımızın devamı olarak 5,6, biyolojik olarak önemli pirolidin ve pirolidindion yapılarını fused olarak bulunduran tetrahidropirolo[3,4-b]pirol-4,6-dion halka sistemini sübstitüe grup olarak içeren N-karbamotiyolbenzamid türevlerinin dioksan:su (60:40 v/v) hidroorganik çözücü sisteminde asit iyonlaşma sabitleri belirlenmiştir. Deneysel çalışmalar için; 1x10 3 M N-karbamotiyolbenzamid türevinden 10 mL, 0.1 M HCl çözeltisinden 0.5 mL ve 1 M NaCl çözeltisinden 5 mL eklenmiş ve daha sonra titrasyon hücresi 50 mL, 2x10-4 M (dioksan:su (60:40 v/v)) N-karbamotiyolbenzamid içerecek şekilde hazırlanmıştır. N-karbamotiyolbenzamid türevlerinin 25 ± 0.1 ºC de 0.025 M’lık NaOH bazına karşı gerçekleştirilen potansiyometrik titrasyonları sonucunda elde edilen verilerden HYPERQUAD bilgisayar programı yardımıyla asit iyonlaşma sabitleri belirlendi. Deneysel çalışmalar her bir bileşik için ikişer kez yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Asit iyonlaşma sabiti, Potansiyometrik Titrasyon, Tetrahidropirolo[3,4b]pirol-4,6-dion. Kaynaklar 1. Babic´ S, Alka J.M. Horvat A. JM, Pavlovic´ DM, Kaśtelan-Macan M. 2007. Trends in Analytical Chemistry, 26(11): 1043-1061. 2. Fuguet E, Reta M, Gibert C, Roses M, Bosch E, Rafols C. 2008. Electrophoresis, 29: 2841-2851. 3. Bai XG, Yu DK, Wang JX, Zang H, He HW, Shao RG, Li XM, Wang YC. 2012. Bioorg. Med. Chem. Lett, 22: 6947-6951. 4. Saeed A, Flörke U, Erben MF. 2014. Journal of Sulfur Chemistry, 35(3): 318-355. 5. Nural Y., Döndaş H.A., Grigg R., Şahin E. 2011. Heterocycles, 83(9), 2091-2114. 6. Nural Y., Döndaş H.A., Sarı H., Atabey H., Belveren S., Gemili M. 2014. International Journal of Analytical Chemistry, vol. 2014, Article ID 634194, 6 pages. 253 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 200 Synthesis, Structural Characterisation, Photoluminescence and Electrochemical Properties of a Pyridine-Diimine Compound Savaş Purtaşa, Muhammet Kösea, Gökhan Ceyhana, Seyit Ali Güngöra, and Vickie Mckeeb, Mehmet Tümera a Chemistry Department, KahramanmarasSütçü Imam University, 46050, Kahramanmaraş, Turkey b Chemistry Department, Loughborough University, LE11 3TU, Leicestershire, UK [email protected] Abstract: Schiff bases are considered as a very important class of organic compounds because of their ability to form complexes with transition and lanthanide metal ions and their pharmacological properties, i.e., toxicity against bacterial/fungal growth, anticancer and antitumor activity.1 Interest in the synthesis and characterization of transition metal complexes containing a Schiff base lies in their biological and catalytic activity in many reaction2. In this study, a Schiff base ligand N,N'-[pyridine-2,6-diyldi(E)methylylidene]bis(4chloroaniline)(Fig.1) was prepared and characterised by analytic and spectroscopic methods. The compound was structurally characterized by single crystal X-ray diffraction technique. Additionally, electronic, electrochemical, thermal and luminescence properties of the compound was investigated. Fig1. X-ray structure of the di-imine compound(left) and the fluorescence spectra of the compound.. Keywords: Schiff base, X-ray diffraction, π-π interactions, electrochemistry, photoluminescence. References 1. Ceyhan, G.; Tümer, M.; Köse, M.; McKee, V.; Akar, S. 2012, Structural characterization, luminescence and electrochemical properties of the Schiff base ligands J. Lumin. 132, 2917–2928. 2. Ceyhan, G., ; Köse, M ; Tümer, M.; Demirtas, İ.; Yaglioglu, A.S.; McKee, V. 2013, Structural characterization of some Schiff base compounds: Investigation of their electrochemical, photoluminescence, thermal and anticancer activity properties, Journal of Lumınescence,143,623-634. 254 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 201 Nitrofenol İzomerlerinin Co(II)-(etilendiamino)-Silika Jel Üzerinde Breakthrough Grafiklerinin İncelenmesi Seçkin Hayrat, Ali İhsan Pekacar, Ahmet Ayar Niğde Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Niğde Türkiye [email protected] Özet: Nitrofenoller boya, patlayıcı ve ilaç endüstrisinin atık sularında genellikle gözlenen aromatik bileşiklerdir1. Bu bileşikler su kirleticileri olarak bilinir ve çok düşük konsantrasyonlarda olsa bile atık sularda bulunmaları ekolojik açıdan zararlı oldukları gösterilmiştir2. Bu çalışmada, nitrofenollerin Co(II)-(etilendiamino)-silika jel (Co-EDA-SG) ile sulu çözeltiden giderilmeleri frontal analiz yöntemi ile aşırı yüklenmiş band profilleri kullanılarak HPLC sistemlerinde incelenmiştir. Bu amaçla 3-(etilendiamino)-propil fonksiyonlu silika jel CoCl2 çözeltisi ile reaksiyona sokularak ligand-değiştirici olarak modifiye edilmiştir. Etilendiamin grupları geçiş metalleri ile kolayca reaksiyona girerek metal kompleksleri haline getirilebilirler. Ligand değiştiriciler ligand ve katı fazdaki matriks arasında tersinir etkileşimlere bağlı olarak rejenerasyon kolaylığı, yüksek adsorpsiyon kapasitesi gibi özel avantajlara sahiptirler 3. Ligand-değiştirme, Walton ve Stokes’in temel çalışmalarından geliştirilen ve Helfferich tarafından tarif edilen bir ayırma tekniğidir 4. Her bir ligand konsantrasyonuna ait breakthrough grafikleri elde edilerek, izomerlerin metalligand etkileşimleri, Scatchard grafik analiz yöntemi ile incelenmiştir 5. Sonuçların değerlendirilmesi ile etkileşimlerin uygunluk gösterdiği adsorpsiyon izotermleri tespit edilmiştir. Düşük ligand konsantrasyonlarında ligandların Langmuir tipi etkileşimler gösterdiği, yüksek konsantrasyonlarda ise Freundlich tipi adsorpsiyon izotermlerine uygunluk gösterdiği gözlenmiştir. Anahtar kelimeler: HPLC, Ligand Değiştirme, Scatchard Grafik Analizi, Nitrofenoller. Kaynaklar 1. Kulkarni, M., Chaudhari, A. 2006. Biodegradation of p-nitrophenol by P. putida. Bioresource Technology, 97: 982-988. 2. Karim, K., Gupta, S.K. 2006. Effect of shock and mixed nitrophenolic loadings on the performance of UASB reactors. Water Research, 40: 935-942. 3. Porath J, Olin B. 1983. Immobilized metal ion affinity adsorption and immobilized metal ion affinity chromatography of biomaterials. Serum proteinaffinities for gel-immobilized iron and nickel ions. Biochemistry, 22: 1621–1630. 4. Helfferich,F. 1961. Ligand exchange: A novel separation technique. Nature, 189: 1001-1002. 5. Scatchard G. 1949. The attractions of protein for small molecules and ions. Annals of the New York Academy of Sciences, 51: 660–73. 255 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 202 Sulu Çözeltilerden Anadara Inequavalvis Türü Deniz Kabukları ile Kurşun Metalinin Uzaklaştırılması Seda Karayünlü Bozbaşa, Yasemin Boz Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli Türkiye [email protected] Özet: Ağır metal kirliliği her geçen gün teknolojik gelişmeler ve sanayileşmeden dolayı artmaktadır. Bu metallerin çok küçük miktarları bile canlı yaşamını tehdit etmektedir 1. Kurşun metali ağır metaller arasında en yaygın olarak karşılaşılanıdır. Kurşun, insan faaliyetleri ile ekolojik sisteme en çok zararı veren ilk metal olma özelliğine sahiptir 2. Sulu çözeltilerden bu metalin uzaklaştırılması için birçok yöntem uygulanmaktadır. Bu yöntemler içinde biyosorpsiyon son zamanlarda çevre dostu olması ve ekonomik olması nedeniyle ilgi çekmektedir. Yapılan çalışmalarda doğada bol miktarda bulunan birçok biyosorbent kullanılmaktadır. Anadara inequavalvis türü deniz kabukları Karadeniz sahil kıyısında çokca rastlanan bir tür deniz kabuğudur. Bu kabuklar biyosorbent olarak temizlenip öğütüldükten sonra üzerine hiçbir ön kimyasal işlem uygulanmadan direkt olarak sulu çözeltilerden kurşun metalinin uzaklaştırılması işleminde ilk defa kullanılmıştır. Öncelikle biyosorbentin karakterizasyonu FT-IR, SEM ve yüzey analizleri BET, zeta potansiyeli teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Sulu çözeltilerden kurşun uzaklaştırma işleminde en uygun deneysel koşulların belirlenmesi için pH, başlangıç metal konsantrasyonu, biyosorbent miktarı, etkileşim zamanı, sıcaklık faktörlerinin etkisi incelenmiştir ve en uygun koşullardaki kurşun uzaklaştırma yüzdesi % 99.3 olarak elde edilmiştir. Sonuç olarak Anadara inequavalvis türü deniz kabukları etkin, ucuz, doğada bol olarak bulunan bir biyosorbent olarak sulardan ağır metal gideriminde kullanılabilirliliği araştırılmıştır. Özellikle hiçbir kimyasal işleme gerek duymadan biyosorpsiyonun kendiliğinden gerçekleşmesi en büyük avantajlardan biri olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Biyosorpsiyon, Anadara Inequavalvis, Ağır Metal, Kurşun. Kaynaklar [1] Duran, A., Tuzen, M., Soylak, M., 2009. Preconcentration of some trace elements via using multiwalled carbon nanotubes as solid phase extraction adsorbent. Journal of Hazardous Materials 169: 466–471, [2] http://www.istanbul.edu.tr/eng/metalurji/duy/mac1.pdf (24.03.2014) 256 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 203 Aminometildifosfin ve Azometin Grupları İçeren Akrep Tipinde Multifonksiyonel Ligandın ve Metal Komplekslerinin Sentezi ve Katalitik Özelliklerinin İncelenmesi Seda Köşkera, Serhan Uruşa, MuhammetKösea, Mustafa Keleşb, Osman Serindağc a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,46100,K.Maraş Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Karacaoğlan Yerleşkesi 80000 OSMANİYE c Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya BölümüBalcalı Adana b [email protected] Özet: Fosfinlerin genel formülleri PR3 olup R = alkil, aril ve hidrojendir.(PH3, (fosfin), PMe3 (trimetilfosfin), PPh3 (trifenilfosfin)) şeklindedir. Bu fosfin yapıları, fosfor üzerindeki bir çift ortaklanmamış elektron (dönor elektronlar) ile metale koordine olmaktadır1.Multidantete ligandların geçiş metali kompleksleri, yaygın olarak katalizör geliştirme, supramoleküler olarak, anyon tanıma ve moleküler elektronik dahil olmak üzere, modern kimyasal uygulamalarda kullanılmaktadır 2.Schiff bazları aldehit ve ketonlar ile primer yapıdaki aminler arasındaki kondenzasyon reaksiyonu sonucu oluşan bileşiklerdir3. Fosfin grubu içeren metal kompleksleri Heck ve SuzikiCouplig reaksiyonlarında katalizör olarak yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada 2,4-dihidroksibenzaldehite Mannich reaksiyonu ile N-metil piperazin bağlandı. Sonra bu yapıya 1,4-diamin bağlanarak schiff bazı ligantı elde edildi. Yapıda serbest kalan amin grubuna ise [PPh2(CH2OH)2]Cl ile aminometildifosfinlere dönüştürüldü. Bu azometin ve aminometildifosfin grubu içeren ligand Pd(II) ile metal kompleksleri sentezlendi. Elde edilen metal kompleksi31P, 1H, 13C-NMR, FT-IR ve elemental analiz metotları kullanılarak karakterize edildi. Metal komplekslerinin fotolüminesans özelliği, Heck ve Suzuki Coupling reaksiyonlarında katalitik özellikleri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Aminometilfosfin, Fotolüminesans, Heckve SuzikiCoupling Reaksiyonu. Kaynaklar 1.Uruş S, Keleş M, Serindağ O, PhosphorusSulfurSiliconRelat. Elem.,185(7) 1416-1424, (2010). 2.Burrous, Bailar R.C., J.C.J Am. Chem, 153, 1989 3.Bharathi K. Shanmuga,Rahiman A. Kalilur,Rajesh K, Sreedaran S, Aravindan P.G, Velmurugan D, Narayanan V.,2006. Synthesis of new ‘end-off’ μ-phenoxoandbis-μ-acetatotri-bridgedcopper(II), nickel(II) andzinc(II) complexes: Spectral, magnetic, electrochemicalandcatalyticstudies,Polyhedron 25(15) 2856-2868. 257 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 204 Sefoperazonun Elektrokimyasal Karakterizasyonu, Farmasötikve Biyolojik Numunelerden Tayini Seher İpekçi, Sabriye Perçin Özkorucuklu Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 32260 ISPARTA [email protected] Özet: İlaç analizlerinde çeşitli analitik yöntemler kullanılır. Bunlar arasında en yaygın olarakkullanılanlarıkromatografik yöntemlerdir [1]. Son zamanlarda voltametrik yöntemlerin, elektrokimyasal olarak aktif olan türlerin tayininde yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanması oldukça dikkat çekicidir. Buyöntemler kolay uygulanabilmekte, uygulanmasında diğer yöntemlerden daha azmiktarlarda kimyasal kullanılmakta ve bu yöntemler için gerekli sistemler daha ucuza kurulabilmektedir. En önemlisi, geliştirilen elektrokimyasal yöntemlerin gözlenebilme ve alt tayin sınırları diğer yöntemlerde bulunanlara göre oldukça düşük olabilmektedir [2]. Sefoperazon, sefalosporinlerin 3. jenerasyonundan yeni bir semi-sentetik antibiyotiktir. Aerobik ve anaerobik gram negatif ve gram pozitif bakterilere karşı etkilidir [3]. Bu çalışmada sefoperazonunfarmasötikve biyolojik numunelerden nicel tayini için voltametrik yöntem geliştirilmesi planlanmıştır. Sefoperazonunvoltametrik davranışı üzerine destek elektrolit türü ve pH’nın etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla bileşiğinkalem grafit elektrot yüzeyindeki elektrokimyasal özelliği, sülfirik asit (pH 1,18) ve üç farklı tampon sisteminde (BrittonRobinson (pH 2-12), fosfat (pH 2-8) ve asetat tampon (pH 3,5-5,5)) diferansiyel pulsvoltametriyöntemi ile incelenmiş ve pH 5,25 asetattamponunda elektroaktivitesinin en yüksek olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca sefoperazonun elektrokimyasal davranışının incelenmesinde pik potansiyeli ve pik akımına tarama hızının etkisi, sabit sefoperazonderişiminde 0,005 -1 Vs-1aralığındaki çeşitli tarama hızlarında dönüşümlü voltametri yöntemi ile araştırılmıştır. Geliştirilen voltametrik yöntem, tablet formundaki ilaçlarda ve kan numunelerinde sefoperazon tayinine uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Sefoperazon, İlaç Analizleri, Voltametri. Kaynaklar [1] Taşdemir, İ.H. 2011. Hipertansiyon Tedavisinde Kullanılan Bazı İlaçlardaki Etken Maddelerin Tayini İçin Elektrokimyasal Yöntemlerin Geliştirilmesi ve Analitik Uygulamaları. AÜ, Fen Bil. Ens., Kimya, Doktora Tezi, 243s. [2] Tural, H., Gökçel, H.İ., Ertaş, F.N. 2003. Enstrümantel Analiz Elektroanalitik Yöntemler, Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi, İzmir, 315s. [3] Bailey, R.R. 1981. Serum andurinelevels of cefoperazone in severe chronicrenalfailure, Singleandmultiple studies. (H Lode (ed), Proceedings of the Second International, New York: Ed. Peddie, B., Blake, E. ) 41-43. 258 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 205 Kapiler Elektroforez ile Penisilin V Tayini Seher İpekçi, Gizem Yıldırım, Seren Üstünova, Çağla Falak, Sabriye Perçin Özkorucuklu Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 32260 ISPARTA [email protected] Özet: Kapilerelektroforez, göreceli olarak yeni ve düşük hacimlerde numuneler için ideal, güçlü bir ayırma tekniğidir. Biyoanalitik araştırmalarda, biyoteknoloji ve çeşitli klinik, diagnostik, genetik ve adli uygulamalarda kapilerelektroforez yönteminin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Farmasötik analizlerde de kapilerelektroforez giderek artan bir ilgi görmekte ve rutin analitik yöntemler arasında yerini almaktadır [1]. Penisilinler, güçlü bakterisid etkileri yanında toksisiteleri nispeten düşük olan ve sık kullanılan doğal ve yarı sentetik antibiyotiklerdir.Penisilin V (Fenoksimetilpenisilin) oral kullanımı olan tek doğal penisilindir.Bu ilaçların olumlu etkilerine rağmen, tüketiminden sonra yiyecek veya sulu ortamlarda bulunması ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca, hayvan yemindeki penisilin kalıntılarının varlığı, insanların et ve süt ürünlerini tüketmesi ile ağır alerjik tepki gibi halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bu nedenle penisilin analizleri ilaç kimyasında önemli bir rol oynamaktadır [2,3] . Bu çalışmada, farmasötik ve idrar numunelerinden Penisilin V’nin kantitatif tayini için daha az önişlem gerektiren, tekrarlanabilir, duyarlı ve rutin olarak uygulanabilen kapilerelektroforez yönteminingeliştirilmesi amaçlanmıştır.Kapilerelektroforez, elektriksel ortamda iyonların hareketinedayalı bir yöntem olduğu için kullanılan elektrolit çözeltinin konsantrasyonuve pH değeri, analizibüyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle farklı pH aralıklarında tamponlama kapasitesinesahip fosfat, borat, TRİS ve MES tampon çözeltileri denenmiştir.Penisilin V’nin tayini için en uygun ortam olarak pH 6,5 MES tamponu seçilmiştir.Geliştirilen yöntem tablet ve idrar numunelerinde penisilin V tayinine uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler:Penisilin V,İlaç Analizleri, Kapiler Elektroforez. Kaynaklar [1] Lin, C.,Chen, H., Lin, E., Lin, E., Huang, H. 2000. Optimization of Seperationand Migration Behavior of Cephalosporins in CapillaryZoneElevtrophoresis. Journal of Chromatography, 879: 197-210. [2] Medvedovici, A.,Ionescu, M., Mircioiu, C., David, V. 2002. Optimization of a Liquid–Liquid ExtractionMethodfor HPLC–DAD Determination of Penicillin-V in Human Plasma. MicrochemicalJournal, 72: 85-92. [3] Öncül, O. 2002. Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Erişkinde Toplumdan Edinilmiş Enfeksiyonlar. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Kasım 2002, İstanbul, 23-38. 259 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 206 Schiff Bazları ile Modifiye Edilen Çok Duvarlı Karbon Nanotüpler Kullanarak Bazı Ağır Metallerin Katı Faz Ekstraksiyonuyla Zenginleştirilmesi Selda Doğana, Fadime Nazlı Dinçer Kayaa, Orhan Atakolb a Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, Mersin, TÜRKİYE b Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara, TÜRKİYE [email protected] Özet: 1991 yılında Iijima1 tarafından keşfedilen karbon nanotüpler, geniş yüzey alanları, güçlü Van der Waals ve π-π etkileşimleri nedeniyle inorganik ve organik türlerin katı faz ekstraksiyon (SPE) ile analizinde yaygın şekilde kullanılmaktadır 2. Çalışmamızda bazı ağır metal iyonlarının SPE ile zenginleştirilmesinde, yeni bir adsorban materyali geliştirilmesi amaçlandı. Bunun için çok duvarlı karbon nanotüp (MWCNT), nitrik asitle oksidize edildi. Oksidize MWCNT’ler, sentezlenen N,N’ Bis (salisiliden) 1,3 diamino propan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,4 diamino bütan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,6 diamino hekzan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,7 diamino heptan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,8 diamino oktan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,9 diamino nonan, N,N’ Bis (salisiliden) 1,12 diamino dodekan, Schiff bazları (Şekil 1) ve Triton X-100 ile modifiye edildi. Modifiye karbon nanotüpler (MMWCNT) kullanılarak Cu(II) ve Ni(II), SPE yöntemi ile zenginleştirildi. Elde edilen bütün modifiye adsorban materyalleri ve her iki iyon için pH, ligant miktarı, elüent türü, örnek ve elüent çözelti akış hızı, örnek miktarı ve girişim yapan türlerin etkileri incelendi. Bakır ve nikel ölçümleri Agilent 7500ce İndüktif Eşleşmiş Plazma-Kütle Spektrometresi (ICP-MS) ile gerçekleştirildi. Adsorban materyali olarak kullanılan MMWCNT’lerin yüzey görüntüleri Zeiss /Supra 55 Alan Emisyonlu Taramalı Elektron Mikroskobu ile alındı. Seçilen en uygun uygun adsorban materyalleri ile yapılan çalışmalarda en yüksek zenginleştirme faktörü her iki metal içinde 80 olarak tespit edildi. Geliştirilen yöntem, sertifikalı standart referans maddelerine uygulandı ve her iki ağır metal için % 95 ‘in üzerinde geri kazanımlar elde edildi. CH N (CH2)n N CH HO OH n=3,4,6,7,8,9,12 Şekil 1.Çalışmada kullanılan Schiff bazlarının genel gösterimi Anahtar Kelimeler: Schiff Bazı, Modifiye Çok Duvarlı Karbon Nanotüp, Ağır Metal, Katı Faz Ekstraksiyonu. Kaynaklar 1. Iijima S. 1991. Helical microtubules of graphitic carbon. Nature, 354(7): 56-58. 2. Ravelo-Pérez LM., Herrera-Herrera AV., Hernández-Borges J, Rodríguez-Delgado MÁ. 2010. Carbon nanotubes: Solid-phase extraction. Journal of Chromatography A, 1217: 2618–2641. *Bu çalışma, Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından BAP-SBE TEB (SD) 2012-2 DR numaralı proje ile desteklenmiştir. 260 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 207 Nanolif Kullanılarak Sulu Çözeltilerden Krom Uzaklaştırılması Selda Özek1, Şengül Çiftci1, Fethiye Göde2, Sennur Alay3, Kasım Aksoy4 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Isparta 3 Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Tekstil Müh. Bölümü, Isparta 4 Süleyman Demirel Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Programı 2 [email protected] Özet: Son yıllarda gerek bilimsel, gerekse ticari olarak nanoteknolojiye karşı ilginin artışı ile birlikte, tekstilde de nano boyutlarda lif üretimi üzerine çalışmalarda hız kazanmıştır1.Nanoteknoloji yüzyılın teknolojisi olarak adlandırılmaktadır 2.Nanoteknoloji ürünlerinden biri olan nanoliflerin üretimi ve kullanım alanları ile ilgili çalışmalar da gün geçtikçe artmaktadır. Yapılançalışma dananoliflerin kullanım alanlarına bir yenisini eklemek, aynı zamanda günümüzde karşılaşılan ciddi sorunlardan biri olan sanayi ve diğer atıklardan kaynaklanan ağır metal kirliliğinin bertaraf etmekamacıyla yapılmıştır. Bu amaçla çalışmada, nanolif elde etme yöntemlerinden en yaygın ve avantajlıbir yöntem olan elektrospinnig yöntemi kullanılmıştır. Polimer olarakpoliakrilonitril(PAN) seçilmiştir.Sentezlenen nanolifler arasına nanokil serpilerek kompozit yüzey elde edilmiştir. Elde edilen nanokil-PAN-nanolifkompozit yüzeyi adsorban olarak kullanılarak sulu çözeltilerden Cr(VI) iyonları uzaklaştırılmıştır.Sulu çözeltilerde bulunabilecek krom metalinin belirli konsantrasyonlarda(1.0x10-3-8.0x10-4 M)çözeltileri hazırlanmış, sentezlenennanolifnanokilkompozit yüzey ilebatch metoduna göre krom uzaklaştırması deneyleri yapılmıştır. Adsorpsiyon kapasitesine etki eden parametrelerden pH, sıcaklık, adsorban madde miktarı vezamanın etkileri incelenmiştir. Metal analizi AAS cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Adsorban madde tarafından tutulan metal miktarları, adsorban maddelere ilk verilen metal miktarı ile adsorpsiyondan sonra AAS ile ölçülen çözelti fazında tutulmadan kalan ağır metalkonsantrasyonu arasındaki fark kullanılarak kütle denkliği eşitliğinden hesaplanmıştır. Adsorpsiyon sonrası elde edilen veriler kullanılarak adsorpsiyonLangmuir ve Freundlichadsorpsiyon izotermlerine uygulanmış adsorpsiyonunFreundlich izotermine uygun olduğu görülmüş dolayısı ile heterojen bir yüzey olduğu sonucuna varılmıştır. Sentezlenen nanolifler SEM, FT-IR ve TGA gibi yöntemler kullanılarak karakterize edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Nanolif, Nanokil, PAN, Elektrospinning, Adsorpsiyon. Kaynaklar 1.Cengiz, F. andJirsak, O.,Dayık, M., 2009.Ortam rutubetinin Silindirli Elektrolif Çekim Yöntemi İle Nanolif Üretimi Üzerine Etkilerinin İncelenmesi.Tekstil Teknolojileri Elektronik Dergisi,Cilt: 3, No: 3, (24-32). 2. Bulut, E., 2007.Gümüş NanopartiküllerinPolifenollerle Sentezi ve Karakterizasyonu, SakaryaÜniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,61s., Sakarya. 261 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 208 Ultrases-Fenton Oksidasyon Metoduyla Tekstil Atıksularının Arıtımı Sema Nur Giray ve Mustafa Dolaz KSÜ Müh. ve Mim. Fak. Çevre Mühendisliği Bölümü Avşar Kampüsü, 46100 [email protected] Özet: Tekstil endüstrisinden kaynaklanan atıksularındeşarj standartları ile ilgili olarak konulan kısıtlamalar giderek katı hale gelmektedir. Bu durum tekstil sektörü açısından büyük bir problem oluşturmaktadır. Bu çalışma ile tekstil atıksularındanultrasesfentonoksidasyon metodu ile renk giderimi sağlanması amaçlanmıştır.Fentonoksidasyonprosesi, kirlilik yükü fazla ve oldukça renkli olan atıksulara uygulanabilen ileri oksidasyon metodudur.Bu metotta Fe 2+iyonu H2O2 ile reaksiyona girerek hidroksil radikallerinin oluşturmaktadırlar. Organik maddelerile reaksiyona giren bu radikaller atıksu içerisindeki renk, KOİ ve toksisiteyi azalmaktadır1-3.Ultrasesfentonoksidasyonu sırasında, uygun sıcaklık ve basınçta, suyun fiziksel ve kimyasal yapısının değişime uğraması sonucu ürettikleri radikaller, atıksudakitoksik ve organik bileşikleri oksitleyerek kararlı son ürünlerine veya daha az zararlı bileşiklere dönüşmesini sağlarlar 4. Bu çalışmada tekstil atıksuyundanultrases-fentonoksidasyon metodu ile renk giderimi sağlamak içinoptimumpH, H2O2 ve Fe2+ konsantrasyonu belirlemek amacıyla deneyler yürütülmüştür. Renk giderim verimini sağlayacak optimumpH’yı belirlemek için farklı pH’lardaki (2.0 - 3.5) numunelere 625 µL/L H2O2 ve 0.5 g/L Fe2+ eklenerek 40 kHz frekanstaki ultrasonik banyo içerisinde reaksiyona bırakılmıştır. 1 saat reaksiyon süresi sonunda pH’sı 8’e getirilen numunelere renk analizi yapılmıştır. Optimum renk giderimpH 2.7de %95.22 olarak bulunmuştur.Elde edilen veriler ultrasesfentonoksidasyon metodunun tekstil atıksularından renk giderimini sağlamak için ile etkili ve verimli bir metot olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Tekstil Atıksuyu, Fenton, Sonofenton, Oksidayon, Tekstil Boyarmadde. Kaynaklar [1] Arslan-Alaton I., 2003. The effect of pre-ozonation on the biocompatibility of reactive dye hydrolysates. Chemosphere 51, 825-833. [2] Harber F, Weiss J.J., 1934. The catalytic decomposition of hydrogen peroxide by iron salts. Proc. Roy. Soc. A 147, 332-351. [3]Barb WG, Baxendale JH, George P, Hargrave KR (1951) Reactions of ferrous and ferric ions with hydrogen peroxide. Part 1. The ferrous ion reaction. J. Chem. Soc. 46, 462-500. [4] http://www.scribd.com/doc/27401258/ Ultrasound-Proje (23.09.12 ) 262 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 209 Sentetik Tekstil Atıksularından Aktifleştirilmiş Ceviz Kabuğu İle Metilen Mavisi Adsorpsiyonu Melike Kozaka, Talat Kaymaza, Sema Nur Girayave Mustafa Dolaza a KSÜ Müh. ve Mim. Fak. Çevre Mühendisliği Bölümü Avşar Kampüsü, 46100 [email protected] Özet: Tekstil endüstrisi fazla miktarda su kullanımı gerektiren ve farklı türde boyarmadde içeren atıksulara neden olan bir endüstri dalıdır1. Bu boyarmaddelerin büyük çoğunluğu oldukça toksik etkilere sahip olduklarından sucul yaşam için tehlikelidirler 2. Deşarj standartları ile ilgili olarak konulan kısıtlamalar günden güne daha katı hale geldiğinden boyar maddeli atıksuların etkili ve uygun yöntemlerle arıtılması çevresel açıdan ve tekstil sektörü için önemli bir konudur. Boyarmadde içeren tekstilatıksularının arıtımı için birçok metod mevcuttur. Bunlardan biri olan adsorpsiyon, sulu ortamdan boyarmaddelerin giderimi içinetkili ve ekonomik bir yöntemdir 3.Atıksu içerisinde bulunan moleküllerinadsorbent yüzeyine bağlanmasıyla giderim sağlanır. Aktif karbon, yüksek adsorpsiyon kapasitesine sahip olan fakat oldukça pahalı bir adsorbenttir. Bu nedenle aktif karbonaalternatifadsorbentlerkullanılmaktadır. Bu çalışma ile etkili şekilde kullanılamayan ve atık potansiyeli bulunan ceviz kabukları aktifleştirilerek, sentetik tekstil atıksuyundan boyarmadde giderimi sağlanmıştır. Aktifleştirme işlemi için, ceviz kabukları öğütülüp yıkandıktan sonra kurutulup; ardından HCl ile muamele edilmiştir. Muamele sonunda nötralizasyonu sağlanan numuneler tekrar yıkanarak kurutulmuş ve kül fırınında yakılarak kullanıma hazır hale getirilmiştir. Boyarmadde gideriminisağlanamak amacıyla optimumpH, adsorbent miktarı, reaksiyon süresi, boyarmadde konsantrasyonu ve karıştırma hızını belirleyecek olan çalışmalar yapılmıştır. Optimum pH’yı belirlemek için pH 2, 3, 4, 5 ve atıksuyun kendi pH’sı olan 6.2’de, 200 mLatıksuya 1 gram aktifleştirilmiş ceviz kabuğu eklenerek, jar test düzeneğinde, 150 rpm karıştırma hızında, 120 dakika süreyle deneyler yürütülmüştür. En iyi renk giderim verimine suyun kendi pH’sında, 9 dakikada, %98.66 ile ulaşılmıştır. Elde edilen veriler doğal ve ucuz bir kaynak olan aktifleştirilmiş ceviz kabuğunun boyarmadde giderimi için etkili olduğunu göstermektedir. Anahtar kelimeler: Tekstil, Boyarmadde, Metilen Mavisi, Adsorpsiyon. Kaynaklar [1] Fawzi B., Nader,A.B. 2004. Treating Dye Wastewater By An İntegrated Process Of Adsorption Using Activated Carbon And Ultrafiltration Desalination 170(1):69-75. [2]Emad,N.E., Stephen J.A., Walker, G. W. 2006. Adsorption Of Methylene Blue Onto Activated Carbon Produced From Steam Activated Bituminous Coal: A Study Of Equilibrium Adsorption İsotherm. Chemical Engineering Journal, 124: 103-110 [3]Akbal, F. 2005. Adsorption of Basic Dyes From Aqueous Solution onto Pumice Powder. Journal of Colloid and Interface Science. 286, 455–458. 263 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 210 Lamivudin'in İntestinal Permeabilitesinin Ters Faz Sıvı Kromatografik Yöntem İle Tayini Senem Şanlıa, Mustafa Sinan Kaynakb, Emine Ertürka, Gülpembe Halaya, Nurullah Şanlıa a Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, Uşak b İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Malatya [email protected] Özet: Lamivudine, 1998 yılında FDA tarafından onay alınan ilk sentetik L-nükleozit analoğu ve güçlü bir revers transkriptaz inhibitörüdür. Lamivudin kronik hepatit B'li ve hepatit B virüs (HBV) replikasyonu kanıtlanan 16 yaş ve üzeri hastaların tedavisinde kullanılır. Bu çalışmada, ters faz sıvı kromatografik yöntem ile lamuvidinin intestinal permeabilitesi tayin edilmiştir. Bunun için gerçekleştirilen perfüzyon deneylerinde; 250-350g ağırlığındaki SpragueDawley cinsi sıçanlar deney öncesi aç bırakılıp deney süresince sıçanların vücut sıcaklığı 37°C'de sabit tutulmuştur. Anestezi eter inhalasyonu sonrasında pentobarbitalin intraperitoneal enjeksiyonu yoluyla (50 mg/kg) sağlanmış ve anestezi altında karın duvarı kesilerek barsaklar açığa çıkarılıp jejenum tespit edilmiştir. Her deney sonunda perfüze edilen barsak segmenti çıkarılarak uzunluğu ölçülmüştür. Lavimudine (0,6 mg/mL) perfüzyon çözeltisine eklenerek jejunum 30 dk süreyle perfüze edilerek her 5 dakikada bir örnek toplanmış ve numuneler içerisindeki metoprolol, fenol kırmızısı ve lavimudinin miktarı geliştirilmiş HPLC yöntemi ile tayin edilmiştir. Bu amaçla X Terra RP 18 kolonu kullanılmıştır. Ayırma 20 mM KH2PO4 içeren eden tampon çözeltide (pH=5,00) gradient yöntem ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, akış hızı 1,0 mL/dakika, kolon sıcaklığı 30C dir. Bu şartlarda kalibrasyon grafiği 10 mg/L ile 100 mg/L arasında farklı konsantrasyonlarda çözeltiler 3 kez enjeksiyon edilerek oluşturulmuş ve validasyon parametreleri (tekrarlanabilirlik, gerikazanım, LOD, LOQ v.b) değerlendirilmiştir. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre Lamivudin'in permeabilite katsayısı ve permeabilite sınıfı tayin edilmiştir 1. Anahtar kelimeler: Lamivudine, İntestinal Permeabilite, Ters Faz Sıvı Kromatografi. Kaynaklar 1. Kim, J.S., Mitchell, S., Kijek, P., Tsume, Y., Hilfinger, Y., Amidon, G.L. 2006. The Suitability of an in Situ Perfusion Model for Permeability Determinations: Utility for BCS Class I Biowaiver Requests. Mol. Pharm.,3(6):686–694. 264 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 211 Ticari Kudret Narı Ürünlerinin Antioksidan Kapasitelerinin, Fenolik İçeriklerinin ve Antidiyabetik Bileşenlerinin Karşılaştırılması Kevser Sözgen Başkan, Sercan Türkoğlu, Esma Tütem, Reşat Apak İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı [email protected] Özet: Kudret Narı (Momordica charantia L.), kabakgiller familyasına ait, tek yıllık ve yazlık bir bitkidir. Dünyanın bir çok yerinde üretilmekte ve halk tarafından çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Momordica charantia L. glikozidler, saponinler, alkaloidler, uçucu olmayan yağlar, triterpenler, proteinler ve steroidler gibi biyoaktif maddeler 1 ve kateşin, epikateşin, gallik asit, gentisik asit, klorojenik asit gibi fenolik bileşikler içermektedir 2. In vitro çalışmalar ve hayvanlarla yapılan denemeler kudret narının içerdiği bazı bileşenlerin hipoglisemik etki gösterdiğini desteklemektedir 3,4. Tip I diyabet tedavisinde insülinin alternatifsiz olması, tip II diyabet tedavisinde kullanılan oral antidiyabetik ilaçların karaciğer ve böbreklerde ciddi toksisite oluşturması sebebiyle yeni ilaçların keşfedilmesi için yapılan çalışmalar giderek artmaktadır. Güneydoğu Asya’da diyabete karşı kullanılan doğal ürünler arasında ön sıralarda yer alan, hipoglisemik etkisi klinik çalışmalarla kanıtlanmış olan kudret narının, özellikle tip II diyabet tedavisinde kullanılabilecek ilaç kaynağı olabilmesi beklenmektedir. Bu çalışmanın amacı, gıda takviyesi olarak piyasada bulunan kudret narı ürünlerinden ve ham ürünlerden fenolik bileşenleri, ekstraksiyon çözücüsü olarak çeşitli oranlarda su ve metanol kullanarak ekstrakte etmek, ekstraktların toplam fenolik içeriklerini ve antioksidan kapasitelerini belirleyerek karşılaştırmaktır. Bu ürünlerin toplam polifenol içerikleri spektrofotometrik Folin-Ciocalteu yöntemi5 ile belirlenmiştir. Toplam antioksidan kapasite tayininde, CUPRAC6 yöntemi ve ABTS7 yöntemi kullanılarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Adı geçen örnekler, kudret narının önemli bir kullanım alanı olan diyabet kontrolünde etkisi olduğu bilinen bileşenler (şarantin) açısından da HPLC yöntemiyle karşılaştırılacaktır. Anahtar kelimeler: Kudret Narı, Şarantin, Antidiyabetik, Antioksidan Kapasite, CUPRAC, ABTS, HPLC. Kaynaklar 1- Raman, A., Lau, C. 1996. Anti-diabetic properties and phytochemistry of Momordica charantia L. (Cucurbitaceae). Phytomedicine, 2:349-362. 2- Horax, R., Hettiarachchy, N., Chen, P. 2010. Extraction, Quantification, and Antioxidant Activities of Phenolics from Pericarp and Seeds of Bitter Melons (Momordica charantia) Harvested at Three Maturity Stages (Immature, Mature and Ripe). Journal of Agricultural Food Chemistry, 58: 4428-4433. 3- Modak, M., Dixit, P., Londhe, J., Ghaskadbi, S., Devasagayam, T.P.A. 2007. Indian herbs and herbal drugs used for the treatment of diabetes. Journal of Clinical Biochemistry and Nutrition, 40:163-173. 4- Nahas R., Moher M. 2009. Complementary and alternative medicine for the treatment of type 2 diabetes. Canadian Family Physician, 55:591-596. 5- Singleton, V.L., Orthoper, R., Lamuela-Raventos, R.M. 1999. Analysis of total phenols and other oxidation substrates and antioxidants by means of Folin Ciocalteu Reagent. Methods in Enzymolology, 299: 152-178 6- Apak, R., Güçlü, K., Özyürek, M., Karademir, S.E. 2004. Novel Total Antioxidant Capacity Index for Dietary Polyphenols and Vitamins C and E, Using Their Cupric Ion Reducing Capability in the Presence of Neocuproine: CUPRAC Method. Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52: 7970-7981. 7- Re,R., Pellegrini, N.,Proteggente, A., Pannala, A.,Yang, M., Rice-Evans, C. 1999. Antioxidant activity applying and improved ABTS radical cation decolorization assay. Free Radical Biology and Medicine, 26: 1231-1237. 265 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 212 Yeni Multifonksiyonelbis(diazoimin)Ligandlarının Silikaya İmmobilizasyonu ve Katı Faz Ekstraksiyon Özelliklerinin İncelenmesi Serhan URUŞa, Mahmut İNCESUa, Gökhan CEYHANa, Savaş PURTAŞa, Hamza ADIGÜZELa, Mehmet TÜMERa, a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,46100,K.Maraş [email protected] Özet: Oksidasyon reaksiyonları eczacılık, tıp, ziraat ve tarım kimyasallarının üretilmesinde kullanılan önemli tepkime türlerindendir [1,2]. Çeşitli oksidatif tepkime tipleri arasında alkollerin karbonil bileşiklerine dönüştürülmesi, epoksidasyon ve alkan oksidasyonu önemli yer tutmaktadır. Bununla beraber, farmasötik alanda çalışan araştırmacılar sentetik bir metodoloji geliştirmişlerdir [3,4]. Bu çalışmada*; 1,5-diaminonaftalinden, NaNO2 / HCl ile 0-2 oC de bis-diazonyumkatyonu elde edildi ve 2,4-dihidroksibenzaldehite elektrofilik olarak kenetlendi. İkinci aşamada, 3aminopropiltrietoksisilan (APTES) ile modifiye edilen amino silika-jele, birinci aşamada sentezelenenbis(diazokarbonil) bağlanıp, silika-destekli bis(diazoimin) ligandı elde edildi. Sentezler, FT-IR, elemental analiz, 29Si ve 13C CP MAS NMR, TGA, SEM, EDX teknikleri kullanılarak karakterize edildi. Elde edilen ligandın katı faz ekstraksiyon özellikleri, Pb(II), Cu(II), Cd(II) ve Cr(III) iyonları kullanılarak,farklı pH,ekstraksiyon süresi ve sorbent miktarı gibi parametreleri ile hem batch hem de şırınga yöntemi kullanılarak araştırılmıştır. Metal geri kazanımları (recovery) ve adsorpsiyon izotermleri (Freundlich ve Langmiur) hesaplanmıştır. AdsorpsiyonununLangmiur izotermine uyduğu ve bu izoterme göre adsorpsiyonun tek tabakalı, lokalize ve homojen olduğu söylenebilir. Elde edilen sonuçlara göre; sentezlenen ligandlar, özelliklePb(II) ve Cu(II)iyonlarına karşı hem iyi birersorbenttir[5]. OH HO N N N N HO N OH N N N OH HO CH HO CH HC N CH N OH N N Si Si Si Si o o o C2 H5O O O O O OC2 H5 o o o SiO2 SiO2 Kaynaklar 1. R. A. Sheldon, J. K. Kochi, Metal-CatalyzedOxidations of OrganicCompounds, AcademicPress, New York, 1981. 2. B. M. Trost, I. Fleming, S. V. Ley, ComprehensiveOrganicSynthesis, Vol. 7, Pergamon, Oxford, 1991. 3. R. W. Dugger, J. A. Ragan, D. H. B. Ripin, Survey of GMP bulkreactionsrun in a researchfacilitybetween 1985 and 2002, Org. ProcessRes. Dev. 2005, 9, 253. 4. J. S. Carey, D. Laffan, C. Thomson, M. T. Williams, Analysis of thereactionsusedforthepreparation of drugcandidatemolecules, Org. Biomol. Chem. 2006, 4, 2337. 5.S. Uruş, S. Purtaş, G. Ceyhan, F. Tümer, ChemicalEngineeringJournal, 220 (2013) 420–430. 266 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 213 Balık Örneklerindeki Selenyum Türlerinin Anyon Değişim KromatografiIndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometri Yöntemi ile Hızlı Tayini Serhat Döker Çankırı Karatekin Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 18100, Çankırı [email protected] Özet: Selenyum insan yaşamı için gerekli elementler arasındadır. Selenyum eksikliğinde başta immün bozukluklar olmak üzere birçok rahatsızlık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle uluslar arası sağlık örgütlerince selenyumca zengin gıda ve gıda desteklerinin tüketilmesi tavsiye edilmiş ve günlük tavsiye edilen selenyum miktarı 55 µg olarak belirlenmiştir. Selenyum diyette uygun düzeylerde bulunduğunda, immün rahatsızlıklar ve kanser önleyici etkiler göstermektedir 1. Balık selenyumca zengin besinler arasında yer almaktadır. Bununla birlikte selenyum türlerinin biyoyararlıkları da farklıdır. Bu nedenle selenyum türlerinin gıdalarda tayini büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada balıktaki selenyum türlerinin ekstraksiyonu ve HPLC-ICP-MS metodu ile hızlı tayinine yönelik bir metot geliştirilmiştir. Metoda ilişkin validasyon çalışmaları standart ekleme ve sertifikalı doku örneklerinin analizi ile yapılmış olup, metot Karadenizde yetişen altı balık örneğine uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Balık, Selenyum, Türleme, HPLC-ICP MS. Kaynaklar [1] Clark, L.C.,Combs, G.F. Jr., Turnbull, B.W., Slate, E.H., Chalker, D.K., Chow, J. et al, JAMA. 276, 1957– 1963, 1996. 267 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 214 Farmasötik Formülasyonda Lisinopril ve Hidroklorotiyazitin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemi ile Tayini a NurdanImızoğlu, aSertaç Budak, aElif Sekmen, aGünseli Elgömüş, bHale Seçilmiş Canbay a Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260, Isparta Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Bilimsel ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi, 15000, Burdur b [email protected] Özet: Günümüzde hipertansiyon yaygın bir hastalık olup ilaç tedavisinde tek başına veya ikili kombinasyonların kullanıldığı görülmektedir. Sıklıkla kanıtlanmış etkinlikleri nedeniyle ilk seçenek olarak anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri ile diüretiklerinkombinasyonu önerilmektedir. Lisinopril{(S)-1-[N2-(1-karboksi-3-fenilpropil)-L-prolindihidrat} bir diğer ADE inhibitörü olan enalaprilin aktif metaboliti olan enalaprilatınlisin analoğudur. Kimyasal yapısından da görüldüğü üzere polifonksiyonel, amfolit yapıda ve iki asidik (karboksil) , iki de bazik(sekonderamin, primer amin ) grup içeren bir bileşiktir (Şekil 1a). Lisinopril, ADE inhibitörleri arasında dört farklı pKa değeri olması nedeniyle farklanmaktadır ve bu nedenle diğer ADE inhibitörleri üç farklı formda (katyon, zwitteriyon ve anyon) bulunurken lisinoprildikatyon, katyonikzwitteriyon, zwitteriyon, anyonikzwitteriyon ve dianyon olmak üzere beş farklı formda bulunmaktadır. Bu özellikler, bileşiği daha kompleks hale getirmekte; ters faz sıvı kromatografide hareketli faz pHsı daha da önem kazanmaktadır. Hidroklorotiyazit (6-kloro-3,4-dihidro-7-sülfamoil-2H-1,2,4- benzotiadiazin 1,1dioksit), tiazittürevi birdiüretiktir (Şekil 1b). Yapıda 3 iyonlaşan grup vardır ve bu bileşiğin sıvı kromatografik davranışı, ayırma için incelenen pH aralığında hareketli faz pH’sından etkilenmemektedir. (a) (b) Şekil 1. (a) Lisinopril; (b) Hidroklorotiyazit Lisinopril –hidroklorotiyazit ikili karışımının ters faz sıvı kromatografi yöntemiyle analizi için en uygun kromatografik koşulların belirlenmesinde, öncelikle sabit faz özellikleri değerlendirilmiştir. Sabit faz olarakbazdeaktif ters faz sıvı kromatografi kolonu SupelcosılABZ+Plus (25 cm, 4,6 mm, 5 m; endcapped) tercih edilmiştir1,2. Bu kolonda alkil grupların bağlanması ve silanol gruplarının kapatılmasını takiben kalıntı silanol gruplarına ikinci bir işlem uygulanmıştır. Çalışmada, organik modifiyer derişimi, mobil fazın pH değeri, mobil faz katkısının (derişimi/tipi) etkileri incelenmiştir. Asetonitril-su ikili karışımı kullanılmıştır. Elde edilen veriler ışığında optimum koşul, lisinoprilhidroklorotiazit analizinde iç standart yöntemi kullanılarak tablet formülasyonuna uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Lisinopril ,Hidroklorotiyazit, RPLC, Optimizasyon. Kaynaklar 1. Hillaert, S., Van den Bossche, W. 2000. Optimization of Capilary Electrophoretic Separation of Several İnhibitors of the Angiotensin-Converting Enzyme. Journal of Chrom. A, 895, 33-42. 2. Takács-Novák, K., Deák, K., Béni, S., Völgyi, G. 2013. Physico-Chemical Profiling of the ACE-İnhibitor Lisinopril: Acid base Properties. ADMET & DMPK, 1(2), 6-16. 268 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 215 TİO2 Nanopartikül Temelli Modifiye Karbon Pasta Elektrot ile AmlodipinTayini Sevcan Erdena, Dilek Eskiköy Bayraktepea, Zehra Yazana, Erdal Dinçb a Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Ankara b Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Ankara [email protected] Özet: Amlodipin {R,S-2-[(2-aminoetoksi) metil]-4-(2-klorofenil)-3-etoksi-karbonil-5-metosikarbonil-6-metil1,4-dihiropridin} kalsiyum kanal blokörleri grubu ilaçlardan biridir. Amlodipin, kan damarlarını gevşetir (genişletir) ve kan akışını düzenler. Amlodipin yüksek tansiyon (hipertansiyon) veya anjina (göğüs ağrısı) tedavisinde ve koroner atardamar (koroner arter) hastalığının sebep olduğu diğer durumların tedavisinde kullanılır1, 2. Amlodipinin doğrudan, hızlı, ucuz, düşük tayin sınırı, bir ön işleme gerek duyulmadan analizi için voltametrik yöntemlerin kullanımı diğer tayin yöntemlerine alternatif oluşturmaktadır. Son yıllarda voltametrik analizlerde nanopartiküller yaygın biçimde kullanılmaktadır. Geniş yüzey/hacim oranı, yüksek katalitik etki, hızlı elektron aktarım yeteneği ve kuvvetli adsorpsiyon gibi özellikleri voltametrik analizleri dikkat çekici hale getirmektedir3,4. Bu çalışmada, ilk olarak TiO2nanopartikülleri ile modifiye edilmiş ve edilmemiş karbon pasta elektrotlatlar hazırlandı veamplodipinin sinyali bu elektrotların çözelti/elektrot ara yüzeyindeki elektron aktarım özellikleri, 0,04 M Britton-Robinson destek elektrolit ortamında ve farklı pH’larda dönüşümlü voltametri yöntemi ile incelendi. Çalışmadananopartikül ile modifiye edilmiş elektrodunamlodipine duyarlılığının modifiye edilmemiş elektrottan 10 kat daha yüksek olduğu, TiO2nanopartiküllerinamlodipinin yükseltgenmesini katalizlediği bulundu. TiO2 ile modifiye edilmiş elektrot için optimum çalışma koşulları belirlemek analizin en önemli basamağıdır. Yaygın olarak kullanılan bir değişkeni değiştirirken diğerler tüm değişkenler sabit tutulur ve optimum şartlar belirlenir. Deneysel değişkenler arasındaki etkileşimler ihmal edilir. Ancak kemometrik yaklaşımla bütün değişkenlerin etkileri eş zamanlı değerlendirilir. Bu amaçla daha kolay ve güvenilir olan kemometrik yaklaşımla deneysel şartlar optimize edildi. Buna göre en uygun çalışma pH’sı 5,75; biriktirme potansiyeli 0,674 V; karıştırma hızı 600 rpm ve biriktirme süresi 60 s olarak belirlendi. Optimum koşullarda hazırlanan nanopartikülmodifiye karbon pasta elektrodun kalite kontrol amaçlı tabletlere uygulanabilirliği araştırıldı. Sonuç olarak; TiO2nanopartiküllerin daha yüksek duyarlılık ve daha geniş çalışma aralığı gibi üstünlüklerle karbon pasta elektrodun performans özelliklerini geliştirdiği söylenebilir. Anahtar Kelimeler:Amlodipin, Karbon Pasta Elektrot, Nanopartikül. Kaynaklar 1 Murdoch, D., Heel, R. C. 1991. Amlodipine. Drugs, 41:478–505. 2 Goyal, R.N., Bishnoi, S. 2010. Voltammetric determination of amlodipine besylate in human urine and pharmaceuticals. Bioelectrochemistry, 79: 234–240. 3 Altiokka, G., Dogrukol-Ak, D. et all. 2002. Determination of Amlodipine in Pharmaceutical Formulations by Differential-Pulse Voltammetry with a Glassy Carbon Electrode. Arch. Pharm. Pharm. Med. Chem, 2: 104–108. 4 Kazemipour, M. et all. 2009. Use of Adsorptive Square-Wave Anodic Stripping Voltammetry at Carbon Paste Electrode for the Determination of Amlodipine Besylate in Pharmaceutical Preparations1. Journal of Analytical Chemistry, 64 (1): 65–70. 269 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 216 Zeolit ve ModifiyeBentonit İle Ağır Metallerin Uzaklaştırma Koşullarının İncelenmesi Gönül Çelen, Zeynep Aslan, Sevgi Kocaoba Yıldız Teknik Üniversitesi. Fen-Edebiyat Fakültesi.Kimya Bölümü. Davutpasa Cad. No:127, 34210- Davutpasa, Istanbul. [email protected] Özet:Endüstriyel atık sular herhangi bir işlemden geçirilmeden doğrudan ortama verilirse, insan sağlığı ve çevre için tehlike oluşturan ağır metalleri ve diğer zararlı atıkları içerebilirler. Ağır metaller Hg, Pb, Cr, Cd, Co, Ni, Cu ve Zn gibi yüksek atomik yoğunluğa sahip ve toksik olan elementlerdir. Ağır metal giderimi için iyon değiştirme, adsorpsiyon, çöktürme gibi metotlar yaygın olarak kullanılırlar1-4. Sulu çözeltilerden Co(II) ve Cd(II) elementlerinin giderilmesi için kesikli sistemde çalışmalar yapıldı. Adsorpsiyon üzerine pH, konsantrasyon, karıştırma zamanı ve sorbentmiktarları gibi faktörlerin etkisi incelendi. Bu metallerin başlangıç ve son konsantrasyonları atomik absorbsiyonspektrofotometresi (AAS) ile tayin edildi. Sorpsiyon verileri Freundlich ve Langmuir izotermlerine göre değerlendirildi. Seçilen sorbentlerle bu metallerin uzaklaştırılmasında iyi sonuçlar alındı. Anahtar Kelimeler: Adsorpsiyon, Zeolit, Bentonite, Ağır Metaller. Kaynaklar Erdem, E.,Karapinar, N., Donat, R.2004. J. Colloidal&InterfaceScience. 280, 309-314. Inglezakis, V.J.,Loizidou, M.D., Grigoropoulou, H.P.2003.J. Colloidal&InterfaceScience,261, 49-54. Meesri,S.,Praphairaksit, N.,Imyim, A. 2007. MicrochemicalJournal, 87, 47-55. Kocaoba, S.,Akyuz, T.2005.Desalination, 181 (1-3) 313-318. 270 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 217 Metoksaminin Spektrofluorimetrik Yöntemle Türevlendirme Reaksiyonu Sevgi Tatar Ulua , Fikriye Tuncel Elmalib a İ.Ü. Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 34416, Beyazıt, İstanbul b Y.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 34210, Esenler, İstanbul [email protected] Özet: Metoksamin primer amin grubu içeren hipotansiyon tedavisinde etkili ilaç etken maddesidir [1, 2]. Geliştirilen yöntem, primer amin grubu içeren bu ilaç etken maddesinin 4-kloro-7nitrobenzofurazan (NBD-Cl) ile reaksiyonu sonucu oluşan fluoresans türevin incelenmesine dayanmaktadır. Türevlendirme reaksiyonun optimum koşulları pH 9.5 borat ile 70 °C de 20 dakikada sağlandı. Metoksamin -NBD türevinin fluoresans şiddeti 521 nm dalga boyunda (eksitasyon dalga boyu 458 nm) saptanmıştır. Reaksiyon mekanızması aşağıda verilmiştir. Metoksaminin NBD-Cl ile reaksiyonu Anahtar kelimeler. Türevlendirme, Spektrofluorimetri, NBD-Cl, Metoksamin. Kaynaklar [1] Nathanson, M.H.,Miller, H. 1952. Am. J. Med. Sci. 223: 270-279. [2] Stanfield, C.A., Yu, P.N. 1960. Circ. Res.,88:859-864. 271 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 218 AAS ile Sn Tayininde En Uygun Ortamın Belirlenmesi Gülşah Tekea, Sevi Öza a Ahi Evran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 40100 Kırşehir, Türkiye [email protected] Özet: Kalay atomik absorpsiyon spektroskopi (AAS) yöntemi ile en zor analizi yapılan elementlerden bir tanesidir. AAS için oldukça yüksek denebilecek derişimlerde bile düşük absorbans değerleri gösterir [1]. Birçok cihaz için tavsiye edilen çalışma aralıkları alevli AAS (FAAS)için 1-140 mg/dm3, elektrotermal AAS (ETAAS) 10- 200 μg/dm3 aralığındadır. Bunun yanı sıra ortama ortam düzenleyici eklenmediği taktirde hemen hemen hiç sinyal gözlenmez. Sunulan çalışmada ETAAS yöntemi ile Sn analizinde literatürde verilen ortam düzenleyiciler belirlenmiş ve bunlar arasında en yüksek absorbans değerleri veren belirlenmiş daha sonra bu ortam düzenleyici yardımıyla önce iki standart referans materyal (SRM) daha sonrada ticari olarak kullanılan bir lehim örneği analiz edilmiştir. Bunun yanı sıra lehim örneği ve SRM ‘ler bir başka yöntemle, XRF ile analiz edilmiş ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Literatürde AAS çalışmaları arasında Sn analizi üzerine çalışma diğer elementlere göre daha azdır. Bu çalışmalarda (NH4)2HPO4, Cd(NO3)2, Mg(NO3)2, MgSO4, Sr(NO3)2, Na2C6H6O7 gibi ortam düzenleyiciler önerilmiştir [2]. Çalışmada önerilen ortam düzenleyiciler % 1, 2, 4, 6 ve 10 olacak şekilde hazırlanmış ve önce FAAS de 20 mg/L Sn2+ çözeltisine eklenerek absorbanslar okunmuş, daha sonra ETAAS ile 2.5-100 μg/dm3 aralığında Sn2+ derişimlerinde absorbanslar kaydedilmiştir. En yüksek absorbans değerlerinin %4 lük Mg(NO3)2 ortam düzenleyicisi yanında gözlendiği belirlenmiştir. FAAS’de absorbans değerleri 0.1 değerinin altında kalırken ETAAS’de oldukça yüksek değerler elde edilmiştir. Bu ortam düzenleyicisi ile iki adet SRM analizi yapılmıştır, SRM’ler Dr. Höpfner marka Bronz XXVI (Doğru kabul ettiğimiz değer=% 10.04 Sn) ve Bronze XXXII (doğru değer=12.71 Sn) olup bu maddeler önce birkaç cm3 HNO3 içinde çözülmüş, karışım büyük ölçüde buharlaştırılmış ve oluşan SnO 2 nin çözülmesi için ortama birkaç cm3 HCl eklenmiş ve elde edilen çözelti uygun oranlarda seyreltilerek direkt grafit küvet içine sevk edilerek absorbans değerleri okunmuştur. Yöntemin LOQ değeri 6.0 μg/dm3 civarındadır. Her iki SRM için dört kez tekrarlanan analizlerde geri kazanım değerleri Bronze XXVI için ortalama % 96.28±2.68, bronze XXXII içinse %94.56±1.43 olarak bulunmuştur. % Geri kazanım 87.75 ile 105.73 arasında yayılmıştır. Çalışmada piyasadan temin edilen bir lehim örneğide analiz edilmiş ve lehim için önce içindeki Sn miktarını belirlemek amacıyla önce gravimetrik olarak yarı miro düzeyde analiz yapılmış olup sonucunda lehim içinde % 41.98±1.56 Sn olduğu belirlenmiştir. Bu değer doğru değer kabul edilerek lehimin benzer şekilde ETAAS ile analizinde % geri kazanım 95.64±3.41 olarak bulunmuştur. Daha sonra lehim ve bronzlar XRF ile analiz edilmiş, sonuçlar karşılaştırılmış ve her iki yöntem arasında anlamlı bir fark olmadığı net olarak görülmüştür. Yöntemin iyi tarafı matriks etkisinin hiç gözlenmemesidir. Standart Sn2+ çözeltileri içine 5 mg/dm3 olacak Cr3+, Mn2+, Fe3+, Co2+, Ni2+, Cu2+, Pb2+, Zn2+ ve Cd2+ eklendiğinde hiçbir girişim gözlenmemiştir. Bunun yanı sıra ortamda bol miktarda bulunan Cl- iyonlarının da bozucu bir etkisine rastlanmamıştır. Kaynaklar [1] X. Zhu, Xiashi Zhu, B. Wang, J. Anal. Atom. Spectr., 21 (2006) 69-73. [2] E. N. Pasisas, V. Papageorgiou, N.S. Thomaidis, C. Proestos, Food Anal. Methods, 5 (2012) 835-840. 272 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 219 Yeni Hidrazon Grubu İçeren Schiff Bazı Bileşiklerinin Sentez, Karakterizasyon, Elektokimysal ve Fotoluminesans Özellikleri Sevim Çay1, Seyit Ali Güngör1, Muhammet Köse1, Gökhan Ceyhan1, Mehmet Tümer1, Vickie McKee2 1 Kimya Bölümü, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş ,46050, Türkiye Kimya Bölümü, Department of Chemistry, LoughboroughÜniversitesi, Leicestershire, LE11 3TU, UK 2 [email protected] Özet: Schiff bazları iyi bir azot donör ligandı (>C=N-) olarak da bilinmektedir.1 Bu ligandlarkoordinasyon bileşiğinin oluşumu sırasında metal iyonuna bir veya daha çok elektron çifti verebilmektedir.Schiffbazlarının oldukça kararlı 4,5 veya 6 halkalı kompleksler oluşturabilmesi için, azometin grubun mümkün olduğu kadar yakın ve yer değiştirebilir hidrojen atomuna sahip ikinci bir fonksiyonel grubun bulunması gereklidir. Bu grup tercihen hidroksil grubudur. Alifatik aldehitlerin primer aminlerle reaksiyona girmesiyle oluşan N-sübstitüeiminler kararsızdır. Fakat aromatik aldehitlerden oluşan Shiff bazları ikili bağ içeren karbon atomu üzerinde bir veya iki aril grubu bulunduğundan, bu bileşikler rezonans nedeniyle kararlıdırlar. Azot atomu üzerinde alkil grubu yerine aril grubu içeren azometinler daha da kararlıdırlar2.Bu çalışmada 4-karboksihidrazidepiridin ve sübsitüe aldehitler kullanılarak hidrazonSchiff bazları sentezlenmiştir. Elde edilen bileşikler tek kristal X-ray kırınım yöntemi ile yapısal karakterizasyonları yapılmıştır. Bileşiklerin fotoluminesans ve elektrokimyasal özellikleri farklı çözücü ve konsantrasyonlarda incelenmiştir. Sübsitüe grupların fotoluminesans ve elektrokimyasal özellikleri üzerine etkileri detaylı olarak incelenmiştir. 1) R1=H R2= OCH3 R3= OCH3 R4=H 2)R1=H R2= OCH3 R3= OCH3 R4= OCH3 3)R1=OH R2= OH R3= H R4=H Anahtar kelimeler: Schiff Bazı, Hidrazon, X-Ray, Fotoluminesans, Elektrokimya. Kaynaklar 1 PATAI S,1970. “ Chemistry of theCarbon-Nitrojen Double Bond”, pp. 238-47, Wiley, New York. 2 OSKAY E.1990. Organik Kimya, Hacettepe Üniversitesi Yayınları A-42, 243, Ankara. 273 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 220 Comparative Sensor Studies for Metal Ion Detections of a Novel Schiff Base Muhammet Kose1, Savas Purtas1, Seyit Ali Gungor1, Gokhan Ceyhan1, Eyup Akgun1, Vickie McKee2 1 Department of Chemistry, Kahramanmaraş Sütçü Imam University, Kahmaranmaraş, 46050, Turkey 2 Department of Chemistry, Loughborough University, Leicestershire, LE11 3TU, UK [email protected] Abstract: There are several analytical methods such as atomic absorption spectrometry, inductively coupled plasma emission spectrometry, gravimetric, chromatography, anodic stripping voltammetry and ion selective electrodes proposed for detection of metal ions. These methods demand relatively high cost apparatus, involving multi-step sample pre-treatments.1Therefore, selective detection of metal ions by colourimetric or fluorescent chemosensors has received a particular attention. Among these, the selective detection of transition metal ions has gained special attention due to their crucial role in biological and environmental processes. 2 Recently, a number of Schiff base compounds have been used as colorimetric sensors. Schiff bases can form coordination bonds with many metal ions through phenolic and azomethine groups.3 Therefore, Schiff bases can recognise the metals via these binding sites, because of this reason they are used to design a chemosensor as sensing materials. In this work, a novel Schiff base ligand (Fig. 4) was synthesised by the reaction of one equivalent 2,6-diformypyridine with two equivalents of 4-aminoantipyrine.4 Molecular structure of the ligand was determined by single crystal X-ray diffraction study. Sensor ability of the Schiff base ligand to colorimetrically sense metal ions Na+, Mg2+, Al3+, K+, Cr3+, Mn2+, Fe3+, Co2+, Ni2+, Cu2+, Zn2+, Cd2+, Hg2+ and Pb2+was investigated. Fig.1Molecular structure of the compound (left) and UV–vis spectral changes of the ligand in MeOH upon addition of metal ions in MeOH (1:1 (v/v) ratio). Keywords: Schiff Base, Structural Characterisation, Visual Detection, Colorimetric and Fluorometric Sensor. References 1. R.J. Cassella, O.I.B. Magalhaes, M.T. Couto, E.L.S. Lima, M.A.F.S. Neves, F.M.B. Coutinho, Talanta, 67 (2005) 121-128. 2. T. Gunnlaugsson, J.P. Leonard, N.S. Murray, Org. Lett., 6 (2004)1557-1560. 3. R.M.F. Batista, E. Oliveira, S.P.G. Costa, C. Lodeiro, M.M.M. Raposo, Org. Lett., 9 (2007) 3201-3204. 4. M. Kose, S. Purtas, S. A. Gungor, G. Ceyhan, E. Akgun, V. McKee, submitted. 274 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 221 Demlenmiş Çay Atığının EnzimatikSakkarifikasyonunun Yüzey Yanıt Yöntemiyle Optimizasyonu Sezer Göycıncık, Yasin Yücel Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Hızlı nüfus artışı ve endüstrileşmeden dolayı dünya çapında etanol ihtiyacı sürekli artmaktadır. Mısır ve şeker kamışı gibi klasik mahsüller temel gıda ve besin olduklarından dolayı biyoetanol üretiminin global ihtiyacını karşılayamamaktadır. Bu yüzden biyoetanol üretimi için tarımsal atıklar gibi lignoselülozik maddeler dikkat çekici hammaddelerdir 1. Lignoselülozik atıklar yüksek karbohidrat içeriğiyle etanol üretiminde hammadde olma potansiyeline sahiptir. Bu atıkların etanol fermantasyonunda hammadde olarak kullanımı üretim maliyetini de önemli ölçüde düşürmeye yarayacaktır 2-4. Bu çalışmada hammadde olarak demlenmiş çay atığı kullanılmıştır. Öncelikle sakkarifikasyon optimizasyon işlemiyle enzimatik hidroliz koşullarının elde edilen indirgen şeker üzerindeki etkisi saptanmıştır. Sakkarifikasyon için optimum koşullar bulunmuştur. Daha sonra ise optimumsakkarifikasyon koşullarında maksimum indirgen şeker üretimi yapılmıştır. Sakkarifikasyonoptimizasyon işlemi Yüzey Yanıt Yöntemi (RSM) kullanılarak incelenmiştir. Bu amaçla üç faktörlü beş seviyeli merkezi kompozit tasarım kullanılmıştır. Sakkarifikasyon işlemi sonucunda elde edilen ve daha sonra biyoetanol üretiminde kullanılacak olan indirgen şekerin miktarı UV-VIS spektrofotometresiyle belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Demlenmiş Çay Atığı, Sakkarifikasyon, Yüzey Yanıt Yöntemi. Kaynaklar 1. Sarkar, N., Ghosh, S., Bannerjee, S., Aikat K. 2012. Bioethanol Production from Agricultural Wastes: An overview. Renewable Energy, 37(1):19-27. 2. Balat, M., 2011. Production of Bioethanol from Lignocellulosic Materials via The Biochemical Pathway. Energy Conversion and Management, 52(2): 858-875. 3 Boonsawang, P., Subkaree, Y. and Srinorakutara, T., 2012. Ethanol Production from Palm Pressed Fiber by Prehydrolysis Prior to Simultaneous Saccharification and Fermentation (SSF). Biomass and Bioenergy, 1-6. 4. Faraco, V. and Hadar, Y., 2011. The Potential of Lignocellulosic Ethanol Production in The Mediterranean Basin, Renewable and Sustainable Energy Reviews, 15 (1): 252-266. 275 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 222 Demlenmiş Çay AtığındanBiyoetanol Üretiminin Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Sezer Göycıncık, Yasin Yücel Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Etanolün bir yakıt katkı maddesi ya da yakıt kaynağı olarak doğrudan kullanımının popülerliği resmi düzenlemelerce bazı hususlarda çevresel ilgiyle birlikte yağa bağımlılığı azaltma isteğinden dolayı artmaktadır. Bunun sonucu olarak çeşitli ülkeler bu biyoyakıtın kullanımı için kendi pazarlarını geliştirmeye çalışmaktadırlar. Şu anda, hemen hemen biyoetanolün tamamı tahıl ya da şeker kamışından üretilmektedir. Ancak bu çeşit hammadde temel gıdadır, diğer etkin ve ekonomik olarak uygulanabilir teknolojiler etanol üretimi için değerlendirilmelidir 1. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda odun biyokütlesi yerine faklı hammadde kaynaklarından (nişasta içerikli tüm bitkisel kaynaklar, tarımsal atık, yıllık bitki, mutfak atığı vb.) biyoetanol üretimi üzerine birçok çalışma yapıldığı ve bu çalışmaların o ülkelerin hükümetleri tarafından desteklendiği ve biyoyakıt pazarını genişletmek için yasal çalışmaları sürdürdükleri görülmektedir 2-5. Bu çalışmada hammadde olarak demlenmiş çay atığı kullanılmıştır. Öncelikle demlenmiş çay atığından biyoetanoleldesinde kullanılacak indirgen şeker üretimi gerçekleştirilmiştir. Daha sonrafermantasyon optimizasyon işlemiyle fermantasyon koşullarının elde edilen etanol üzerindeki etkisi saptanmıştır. Fermantasyon için optimum koşullar bulunmuştur. Optimum fermantasyon koşullarında maksimum etanol üretimi yapılmıştır. Fermantasyon optimizasyon işlemi Yüzey Yanıt Yöntemi (RSM) kullanılarak incelenmiştir. Bu amaçla üç faktörlü beş seviyeli merkezi kompozit tasarım kullanılmıştır. Fermantasyon işlemi sonucunda elde edilen biyoetanol GC-MS ile kalitatif ve kantitatif olarak analiz edilmiştir. Anahtar kelimeler: Demlenmiş Çay Atığı, Fermantasyon, Biyoetanol, Yüzey Yanıt Yöntemi. Kaynaklar 1. Mussatto, S., Dragone, G., Guimarães, P., Silva, J., Carneiro, L., Roberto, I., Vicente, A., Domingues, L. and Teixeira, J., 2010. Technological Trends, Global Market, and Challenges of Bio-ethanol Production. Biotechnology Advances, 28(6): 817-830. 2. Karagöz, P., Rocha, I.V., Özkan, M., Angelidaki, I. 2012. Alkaline Peroxide Pretreatment of Rapeseed Straw for Enhancing Bioethanol Production by Same Vessel Saccharification and Co-Fermentation. Bioresource Technology, 104: 349-357. 3. Uncu, O., Cekmecelioglu, D., 2011. Cost-effective Approach to Ethanol Production and Optimization by Response Surface Methodology. Waste Management, 31(4): 636-643. 4. Rocha, M.V.P., Rodrigues, T.H.S., Albuquerque, T.L., Gonçalves, L.R.B., Macedo, G.R. 2014. Evaluation of Dilute Acid Pretreatment on Cashew Apple Bagasse for Ethanol and Xylitol Production.Chemical Engineering Journal, 243: 234–243. 5. Wang, G., Liu C., Hong, J., Ma, Y., Zhang, K., Huang, X., Zou,S., Zhan, M. 2013. Comparison of Process Configurations for Ethanol Production from Acid- and Alkali-Pretreated Corncob by Saccharomyces cerevisiae Strains With and Without β-glucosidase Expression. Bioresource Technology, 142: 154–161. 276 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 223 Ni(II) İyonu Baskılı Katı Destek Kolon Kullanılarak Sulu Çözeltilerdeki Ni+2 İyonunun Önderiştirilmesi Sibel Çolak, Muharrem Karabörk KahramanmaraşSütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü K.MARAŞ [email protected] Özet: Nikelkanserojen, zehirli ve çevresel hasara neden olur. Bunun yanında, nikelnikelegzama olarak bilinen bir deri hastalığına neden olabilir. Bu durum, özelliklekadınlararasında önemli bir sağlık sorunudur. Bu yüzden mümkün olduğunca vücuttan uzak tutulmalı ve ağır metal içeren sıvıların saflaştırılması proseslerinde dikkatli çalışılmalıdır 1. Ağır metallerin düşük konsantrasyonlarının belirlenmesinde kullanılan bazı ortak prosedürlerde analizin gerçekleştirilmesinden önce bir önderiştirme basamağı gereklidir 2.Katı faz ekstrasyonu(SPE) güvenilir ve kolay otomasyonu, esnekliği, ekonomik oluşu, çevreye zarar vermemesi, emülsiye olmaması hızlı ve basit olması gibi avantajları sayesinde Ni(II) iyonunun önderiştirilmesi için kullanılmaya başlanmıştır1. Katı faz ekstraksiyon metodu moleküler baskılı polimerler kullanılarak ağır metallerin ayrılması ve önderiştirilmesi için kurulmuş yöntemlerdir3. Moleküler baskılama(MIP) teknolojisi,belirli bir molekülünü tanıyan adsorban yüzeyinde kimyasal açıdan seçici bağlantı kaviteleri üretmek için geliştirilen bir stratejidir 4. Bu çalışmada, sentezlenen Ni(II) baskılı poli[Ni(C15H11N2O2)VP] mikrokürelerinnikel iyonlarının önderiştirilmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır.Önderiştirme işlemi, pH 9-10 aralığında yapılmış ve kesikli sistemlerde incelenmiştir. Ayrıca elüentin türü ve hacmi, reaktif miktarları, adsorpsiyon ve desorpsiyon süresi gibi değişkenler açısından optimize edilmiştir. Eser miktarda hazırlanan nikel çözeltileri, Ni(II) baskılanmış mikrokürelerle muamele edilmiş ve adsorplanan nikel iyonları 4M HNO3 ile elüe edilmiştir. Daha sonra desorpsiyon ortamındaki Ni(II) iyonlarının konsantrasyonuİndüktif Eşleşmiş Plazma Optik Emisyon Spektrometresi ile analiz edilmiştir. Yöntemin su ve diğer örneklere de uygulanabilirliği araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Ni(II) baskılı poli[Ni(C15H11N2O2)VP] mikroküre, önderiştirme, İndüktif Eşleşmiş Plazma Optik Emisyon Spektrometresi,Molekülerbaskılama(MIP) teknolojisi. Kaynaklar 1.Singh, D.K., Mishra, S., 2010. Synthesis, characterization and analytical applications of Ni(II)-ion imprinted polymer.Appl. Surf. Sci., 256:7632-7637. 2. Khajeh, M.,Sanchooli, E., 2011. Imprinted polymer particles for preconcentration of copper from water and biological samples. Environ Chem Lett., 9:177–183. 3.Singh, D.K., Mishra, S., 2009. Synthesis and characterization of UO22+-ion imprinted polymer for selective extraction of UO22+. Analytica Chimica Acta, 644: 42–47. 4. Bayramoglu, G., Arica M.Y., 2011. Synthesis of Cr(VI)-imprinted poly(4-vinyl pyridine-co-hydroxyethyl methacrylate) particles: Its adsorption propensity to Cr(VI). Journal of Hazardous Materiıals, 187(1-3): 213-221. 277 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 224 Yeni Nesil Bakır İyonu Baskılanmış Katı Destek Kolonlar Sibel Çolaka, Muharrem Karabörk KahramanmaraşSütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü K.MARAŞ [email protected] Özet: Ağır metallerin eser miktarları son derece zehirleyici olup çok düşük miktarları bile çevremizi kirletmektedir. Ağır metal kirliliğinin kontrolünün önemi son on yılda önemli ölçüde araştırılmaktadır. Eser elementkirlenmesi ekosistemi tehdit etmekte özellikle de insanlar ve diğer canlı organizmalar üzerindeki birçoktoksikolojik etkilerinden dolayı bu tehdit ciddiyetini korumaktadır 1. Son zamanlarda yapılan bakır araştırmalarının hem toksikolojik hem de insan sağlığı üzerindeki etkileri test edilmiş ve değerlendirilmiştir bakır bir çevre kirleticisidir. Bakır küçük miktarlarda fizyolojik süreçler için gerekli olsa da önerilen dozu aşan bakır insan sağlığı için bir tehdit oluşturabilir. Bakır içintolere edilebilir maksimumgünlük alım miktarı0,5mg kg-1dır2. Bu çalışmada, sentezlenen Cu(II) baskılı poli[Cu(C15H11N2O2)]mikrokürelerinbakır iyonlarının önderiştirilmesinde kullanılabilirliği araştırılmıştır.Önderiştirme işlemi, pH 8-10 aralığın da yapılmış ve kesikli sistemlerde incelenmiştir. Ayrıca elüentin türü ve hacmi, reaktif miktarları, adsorpsiyon ve desorpsiyon süresi gibi değişkenler açısından optimize edilmiştir. Eser miktarda hazırlanan bakır çözeltileri, Cu(II) baskılanmış mikrokürelerle muamele edilmiş ve adsorplanan bakır iyonları 4M HNO3 ile elüe edilmiştir. Daha sonra desorpsiyon ortamındaki Cu(II) iyonlarının konsantrasyonuİndüktif Eşleşmiş Plazma Optik Emisyon Spektrometresi ile analiz edilmiştir. Yöntemin su ve diğer örneklere de uygulanabilirliği araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Cu(II) Baskılı Poli[Cu(C15H11N2O2)] Mikroküre, Önderiştirme, İndüktif Eşleşmiş Plazma Optik Emisyon Spektrometresi, Moleküler Baskılama(MIP) Teknolojisi. Kaynaklar 1. Uluozlu, O.D., Tuzen, M., Mendil, D., Soylak, M., 2010. Coprecipitation of trace elements with Ni2+/2Nitroso-1-naphthol-4-sulfonic acid and their determination by flame atomic absorption spectrometry, J. Hazard. Mater., Vol. 176, s.1032-1037. 2.Khajeh, M., Sanchooli, E., 2011. Imprinted polymer particles for preconcentration of copper from water and biological samples. Environ Chem Lett., 9:177–183. 278 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 225 Farklı Yetiştirme Sistemlerinde (Organik ve Konvansiyonel) Yetiştirilen Tavuklardan Elde Edilen Yumurtaların Yağ Asitleri İçeriğinin Karşılaştırılması Sibel Taşkesena , Arda Sözcüb, Güler Çelika , Yasemin Şahanc a TÜBİTAK Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı ULUDAĞ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü c ULUDAĞ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü b [email protected] Özet: Yumurta tavukları için alternatif yetiştirme sistemleri geliştirilirken daha çok hayvan refahı ve davranışları üzerinde durulmuştur. Bu nedenle yetiştirme sistemlerinin yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkileri konusunda yapılmış çalışmalar sınırlıdır. Yumurta üretiminin genelde konvansiyonel kafeslerde gerçekleştirildiği ülkemizde, gelecekte yumurta üretiminde yeni yetiştirme sistemlerinin önem kazanacağı düşünülmektedir. Yumurta üretiminde farklı yetiştirme sistemlerinin yumurta besin maddeleri içeriğine etkisinin belirlenmesi ve mukayese edilmesi bu açıdan önemlidir. Bu çalışma, organik ve konvansiyonel sistemde yetiştirilen yumurta tavuklarından elde edilen yumurtaların yağ asitleri içeriklerinin karşılaştırılması amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, organik ve konvansiyonel sistemlerde yetiştirilen 48-52 haftalık yaştaki Lohmann (Brown) ticari yumurtacı sürülerden, aynı günde toplanan 62-66 g ağırlığına sahip yumurtalar kullanılmıştır. Her bir yetiştirme sisteminden elde edilen yumurtaların yağ asitleri içeriğinin belirlenmesi için yağ asitleri analizi yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, organik ve konvansiyonel sistemden elde edilen yumurtaların yağ asitleri içeriği bakımından önemli farklılıklar olduğu görülmüştür (P<0.05). Sonuç olarak, yetiştirme sisteminin yumurta yağ asitleri içeriği üzerine etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Bu noktada, farklı yetiştirme sistemlerinden elde edilen yumurtaların besin madde içeriklerinde görülen farklılığın tüketici tercihlerinin belirlenmesinde etkili olabileceği sonucuna varılabilir. Anahtar kelimeler: Konvansiyonel, Organik, Yağ Asitleri, Yumurta. Kaynaklar: Holt, P.S., Davies, R.H., Dewulf, J., Gast, R.K., Huwe, J.K., Jones, D.R., Waltman, D., Willian, K.R. 2011. The Impact of Different Housing Systems on Egg Safety and Quality. Poultry Science, 2010-00794. Matt, D., Veromann, E., Luik, A. 2009. Effect of Housing Systems on Biological Composition of Chicken Eggs. Agronomy Research, 7(II): 662-667. Minitab. 2010. Minitab for Windows. Version16. Minitab.Inc.,United States. 279 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 226 Glukoz Analizi İçin UV Işınları İle Sertleşebilen Polimer Esaslı Optik Sensör Geliştirilmesi Soner Çubuka, MemetVezir Kahramana, Ece Kök Yetimoğlua, Melike Fırlakb a Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü 34722 Göztepe/ İstanbul b İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 34217 Bağcılar/ İstanbul [email protected] Özet:Glukozsensörlerinin kimya, biyoloji, yaşam bilimleri, klinik analizler, tarım ve gıda endüstrisinde geniş bir uygulama alanı vardır. Glukoz analizi için gelişmiş metod ortaya konulması önemli bir sorundur. Diyabet ve diğer glukozla ilişkili hastalıklar dünya nüfusunun önemli bir kısmını etkilemeye devam etmekte olup disiplinlerarası çalışmalar uluslararası boyutta sürmektedir. Çalışmamızda glukoz için fluoresans veren polimer esaslı optik sensör sentezlenmiş olup tayin için gerekli olan pH, konsantrasyon aralığı, duyarlılık, seçicilik, hassasiyet, ölçüm süresi, tekrarlanabilirlik gibi parametreler sistematik olarak incelenmiştir. Geliştirilen metodun tespit sınırı 0.89.10-5 mM ve tayin sınırı ise 3.17.10-3 mM’ dır (n=7). Çalışmamızda geliştirdiğimiz yöntemin glukoz analizi için yüksek doğrusallık, düşük tayin sınırı ve hızlı cevap süresinin yanısıra sensörün kolay hazırlanabilirliği, uygulamada kolaylık sunması, ölçümlerde zaman ve kimyasallardan kazanım sağlamasıyla da ekonomik bir alternatif olduğu görülmüştür1. Anahtar Kelimeler: Glukoz Analizi, Optik Sensör, Fluoresans, Membran, UV-cure. Kaynaklar Çubuk, S., Yetimoğlu, E.K., Kahraman, M.V.; Demirbilek, P., Fırlak, M. 2013. Development of photopolymerizedfluorescence sensorforglucoseanalysis. SensorsandActuators B 181: 187-193. 280 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 227 Schiff Base Incorporated Porphyrine Derivatives and Their Metal Complexes: Their Photoluminescence and Electrochemical Properties Songül Şahin, FerhanTümer, Muhammet Köse, Mehmet Tümer Chemistry Department, KahramanmarasSütçü Imam University, 46050, Kahramanmaraş, Turkey [email protected] Abstract:Porphyrins, cyclic π-conjugatedsystems, have crucial roles in biological systems such as electron transfer, light harvesting anddioxygentransport etc. The significance of these processes has led researchersto prepare novel porphyrin compounds that mimic these systems. Porphyrins derivatives have a number of applications in different areas of chemistry including catalysis, polymer synthesis, materials, and photodynamic therapy.Schiffbasesareof continuousinterestsduetotheirabilityto form complexeswith metal ions and theirpharmacological properties.1 Interest in thesynthesisandcharacterization of transition metal complexescontaining a Schiffbaselies in theirbiologicalandcatalyticactivity in manyreaction. In this work, Schiff base containing porphyrinederivatives and their metal complexes were synthesised and characterised by spectroscopic and analytic techniques. Electronic, electrochemical, thermalandluminescenceproperties of thecompoundswereinvestigated. Subsituenteffect on luminesenceandelectrochemicalpropertieswereexamined in detailed. HO N R 1 X N N NH R HN N N 2 N R M N M O R 1 L R 2 3 N R 3 Fig1.Proposed structure of Schiff base-porphyrines and their metal complexes where M: Cu(II), Pt(II) and Zn(II) L: Coordinating solvent or H2O X: metal salt anion (Cl-, AcO-, etc.).L1: R1:OH, R2, R3: H; L2: R1: -OCH3, R2, R3: H; L3: R1, R3: H, R2: -OH Keywords:Schiff base, Porphyrins, Electrochemistry, Photoluminescence. References: 1. 2. 3. 4. Lippard, S. J.; Berg, J. M. Principles of Bioinorganic Chemistry; University, Science Books: Mill Valley, CA, 1994. Meunier, B. 1992, Metalloporphyrins as versatile catalysts for hydrocarbon oxygenations and oxidative DNA cleavage, Chem. Rev., 92, 1411-1456. Feiters, M. C.; Rowan, A. E.; Nolte, R. J. M. 2000, From simple to supramolecular cytochrome P450 mimics, Chem. Soc. Rev. 29, 375-384. Ceyhan, G.; Tümer, M.; Köse, M.; McKee, V.; Akar, S. 2012, Structural characterization, luminescence and electrochemical properties of the Schiff base ligands, J. Lumin. 132, 2917–2928. 281 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 228 Nişasta Atıklarından Sodyum Karboksimetil Nişasta Sentezi, Karakterizasyonu ve Kullanım Alanlarının Araştırılması Sümeyye Akarsu, Mustafa Dolaz Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Özet: Nişasta veya nişasta içerikli ham madde üretimi yapılan fabrikalarda atık nişasta bulunmaktadır. Bu atıklardaki nişasta çeşitli yöntemlerle ayrıştırılmaktadır 1. Nişasta bazlı ürünler yenilenebilir, biyolojik olarak parçalanabilir ve çevre dostudurlar 2. Nişastanın doğal yapısında olan bazı özellikler modifiye edilerek daha kullanışlı hale getirilmektedir 3. En çok kullanılan nişasta türevlerinden biri karboksimetil nişastadır (CMS, Şekil). Bu çalışmadafarklı kaynaklardan elde edilen doğal nişasta alkali ortamda sodyum monokloroasetik asit ile uygun şartlarda reaksiyona girmektedir 4. Karboksimetilleme sulu ortamda5 veya az miktarda su içeren organik çözücü ortamında gerçekleşmektedir6.Ticari olarak en çok modifiye edilen nişastalar DS değeri 0,2’den daha az olanlardır7. Bu çalışmada sentezlenen sodyum karboksimetil nişastanın yapısı 1H-, katı-13C-NMR ve FT-IR spektroskopisiyle aydınlatılmıştır. Ayrıca, SEM görüntüleriyle yüzey morfolojileri incelenmiştir. Şekil 1. Sodyum karboksimetil nişasta (CMS-Na) Karboksimetil nişasta doğal bir polimerdir.CMS, eczacılık, tıp, kozmetik, deterjan, gıda, tekstil, inşaat ve sondaj gibi alanlarda; kararlık artırıcı, kıvamlaştırıcı, yapıştırıcı ve su tutma gibi özellikleriyle geniş bir kullanım alanına sahiptir3. Anahtar kelimeler: Karboksimetil Nişasta, Atık Nişasta, Sodyum Monokloroasetik Asit. Kaynaklar [1] Kesler, C.C., Hjermistad, E.T. 1950. US patent 2, 516, 633 [2] Seidel, C., Kulicke. W.M., Hess, C., Hartmann, B., Lechner, M.D., Lazik, W. 2004. Starch/Stärke, 56: 157– 166. [3] Lee, S., Kim, S.T., Pant, B.R., Kwen, H.D. ve ark. 2010. J. Chromatogr. A. 1217, 4623–4628. [4] Finch, K. A. 1983. Chemistry and Technology of Water-Soluble Polymers, Plenum Press, New York, pp. 321–329. [5] Hebeish, A. and Khalil, M. I. 1988. Starch/Stärke. 40: 147–150. [6] Bhattacharyya, D., Singhal, R. S. and Kulkarni, P. R. 1995. Carbohydr. Polym. 27: 247–253. [7] Rutenberg, M.W. and Solarek, D. 1984. Hydroxyalkylated starches in. (Starch: Chemistry and technology, Eds.R.L. Whistler, J.N. BeMiller and E.F. Paschall), , 2nd ed., Acad. Press, Orlando. 282 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 229 Metal Bezeli Silika Partiküllerinin Yarı-Biyosentezle Üretimi, Karakterizasyonu Ahmet Balcı, Süreyya Kadıoğlu, Elif Nerse Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, FenBilimleri enstitüsü, Kimya ABD [email protected] Özet: Metal nanopartiküller sahip oldukları üstün özelikleri nedeniyle birçok alanda kullanılmaktadır. Farklı tekniklerle sentezlenmelerine rağmen tekniklerinpahalı olması ve kullanılan zararlı kimyasalların çevresel ve biyolojik riskleri nedeniyle, sonyıllarda çevre dostu, ucuz, biyomedikal ve ilaç uygulamalarına uyumlu teknikler üzerinde çalışılmaktadır. Bitkilerde bulunanterpenler ve flavonoidlerantioksidan, enzim inhibitörü ve aynı zamanda ışıktan koruma gibi bazı önemli özelliklere sahiptirler. Buözelliklerinden dolayı metalpartikül üretiminde verimli doğal kaynak olarak tespit edilmişlerdir. Bu çalışmada; çekirdek olarak silika seçilmişbiyosentezle indirgenmiş gümüş metali , silika üzerine bezenmiştir. Bitki ekstresi olarak zencefil, anason ve rezene seçilmiştir venanoteknoloji alanında yaygın olarak araştırılan AgnanopartikülününbiyosentezineAgNO3 Agnanopartiküllerinbiyosentezi çözeltisinin derişiminin, gerçekleştirilmiştir. kullanılan bitki özütünün miktarının, tepkime süresinin, AgNO3/bitki özütü oranının ve pHetkileri incelenmiştir. Silikanın yapımı gerçekleştirildikten sonra yüzeyinin modifikasyonu yapılmış ve gümüş metali ile bezenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen Agnanopartiküllerinin, silikanın ve gümüş bezeli silikanın karakterizasyonu UV-VIS (Ultraviyole vegörünür bölge spektroskopisi), FTIR (Fourier dönüşümlü infrared spektroskopisi), SEM(Taramalı elektron mikroskobu) ve XRD (X-ışınıkırınımı) ile yapılmıştır. Anahtar kelimeler: Partikülsentezi, Biosentez, Antimikrobiyal, Silika. Kaynaklar Choma J, Jamioła D, Ludwinowicz J, Jaroniec W,2012, Deposition of silver nanoparticles on silica spheres and rods, Colloids and Surfaces A: Physicochem. Eng. Aspects 411 (2012) 74– 79 Geethalakshmi R., Sarada D.V.L. 2013, Characterization and antimicrobial activity of gold and silver nanoparticles synthesized using saponin isolated from Trianthemadecandra L., Industrial Crops and Products 51 (2013) 107– 115. J. Sivakama Valli, B. 2012, Vaseeharan, Biosynthesis of silver nanoparticles by Cissus quadrangularis extracts, Materials Letters 82 (2012) 171–173 Yıldız, N. 2000. Hormonların Trioid Bezi Üzerine Etkisi. AÜ. , Bilimsel Araştırma Projesi, 55s Guangxin Gu, Jiaxi Xu, Yanfei Wu, Min Chen ⇑, Limin Wu, 2011, Synthesis and antibacterial property of hollow SiO2/Ag nanocomposite spheres, Journal of Colloid and Interface Science 359 (2011) 327–333 283 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 230 Güney Amanoslardaki Mineralli Suların Kalitesinin İncelenmesi Şana Sungura, Vedat Yılmaza, Atilla Karataşb a Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 31024 Hatay, Türkiye Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, 31024 Hatay, Türkiye b [email protected] Özet: Su artan nüfusların gereksinimlerini karşılayamamakta ve su sorunuyla karşılaşan toplumların sayısı giderek artmaktadır. Su sorununu çözebilmek için tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de yeni kaynaklar aranmakta ve yeni teknolojiler geliştirilmektedir. Ülkemizde göl, gölet gibi iç sulardan yaygın olarak yararlanıldığı halde, akarsulardan ve kaynak sularından yararlanma oranı halen istenilen seviyeye ulaşmamıştır 1. Bu çalışmada, Hatay ilinde bulunan bazı mineralli suların (Kisecik, Suluca, Tahtaköprü) kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik özelliklerinin belirlenmesi, su kalitesinin incelenmesi ve halk sağlığı açısından öneminin vurgulanması amaçlanmıştır. Çalışmaya Haziran 2013 tarihinde başlanmış olup, su örnekleri 3’er aylık periyotlar halinde toplanmıştır. Su kalitesi parametrelerinden pH, sıcaklık, kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ), amonyum azotu (NH4-N), nitrit, nitrat, sülfat, florür, klorür, potasyum, sodyum, kalsiyum, magnezyum, alüminyum ve ağır metal (Fe, Mn, Cu, Zn, Ar, Cd, Cr, Ni, Pb, Sb, Co) analizleri gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, örnekler mikrobiyolojik analizler kapsamında enterokok (fekalstreptokok) veE. coliyönünden incelenmiştir. İncelenen mineralli suların yıllık ortalama su kalite parametreleri şu şekilde belirlenmiştir: pH 10.42; sıcaklık 25.5 ºC; KOİ 80.38 mg/L; BOİ 6.88; NH4-N 0.05 mg/L; nitrit 0.063 mg/L; nitrat 3.75 mg/L; sülfat 1.88 mg/L; florür 85.01 µg/L; klorür 39.20 mg/L; potasyum 1.67 mg/L; sodyum 37.52 mg/L; kalsiyum 52.80 mg/L; magnezyum 0.163 mg/L; alüminyum 0.03 mg/L; demir 1.42 µg/L; mangan 0.006 µg/L; bakır 0.007 µg/L; çinko 0.014 µg/L; arsenik 0.015µg/L; kadmiyum 0.009 µg/L; krom 0.008µg/L; nikel 0.01 µg/L; kurşun 0.005 µg/L; antimon 0.017 µg/L; kobalt 0.009 µg/L.Enterokok (fekalstreptokok) veE. coli’ye rastlanmamıştır. Elde edilen sonuçlar gerek Türk Standartları Enstitüsünün (TS 266), gerekse Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) belirlemiş olduğu içme suyu standartları ile karşılaştırıldığında pH haricindeki tüm parametrelerin sınır değerlerin altında olduğu saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Su Kalitesi, Mineralli Sular, Hatay. Kaynaklar Gültekin, F., Ersoy, A.F., Hatipoğlu, E., Celep, S. 2012. Trabzon İli Akarsularının Yağışlı Dönem Su KalitesiParametrelerinin Belirlenmesi. Ekoloji, 21: 77-88. 284 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 231 Nanoliflerin Adsorpsiyon Uygulamaları Şengül Çiftci1, Selda Özek1,Fethiye Göde2, Sennur Alay3, Kasım Aksoy4 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Isparta 3 Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Tekstil Müh. Bölümü, Isparta 4 Süleyman Demirel Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu, Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Programı 2 [email protected] Özet: Sanayileşmenin getirdiği çevre sorunlarının başında çevre kirliliği gelmektedir. Çevre kirliğine sebep olan birçok etmen bulunmaktadır. Bunlardan biri olan ağır metal kirliliği ise insan sağlığını doğrudan veya dolaylı olarak tehdit etmektedir. Ağır metal kirliliğinin bertaraf edilmesi için birçok yöntem kullanılmaktadır(Karacanlı, 2011). Yapılacak bu çalışmada elektrospinning yöntemi ile elde edilecek nanoliflerin, adsorpsiyon kapasitesini artırmak suretiyle adsorpsiyonda kullanılacak olması, gerek ağır metal kirliliğinin azaltılması, gerek adsorpsiyon çalışmalarına özgünlük katması, gerekse bilimsel çalışmaların nano boyuttaki uygulamalarına bir yenisini eklenmesi açısından önem arzetmektedir. Böylece hem ağır metal kirliliğinin giderilmesive buna bağlı olarak insan sağlığının korunmasına, hem de bilimsel çalışmalara katkıda bulunacağı düşünülmüştür. Çalışmalarda doğal bir polimer olan kitosan ile polivinil alkol (PVA) polimerleri kullanılmıştır. Çapraz bağlayıcı olarak çözeltiyegluteraldehit (GA) ilave edilmiştir. Hazırlanan polimerik çözeltiler kullanılarak elektrospinnig yöntemi ile nanolif sentezlenmiş, sentezlenen nanoliflerin arasına nanokil konularak nanolif-nanokilkompozit yüzey elde edilmiştir. Elde edilen nanolif-nanokilkompozit yüzeyin taramalı elektron mikroskobu (SEM) görüntüleri alınarak karakterize edilmiştir. Cr(VI) iyonlarının adsorpsiyonu için, krom metalinin belirli konsantrasyonlarda çözeltileri hazırlanmış ve batch metoduna görenanolifleradsorban olarak kullanılarak deneyler gerçekleştirilmiştir.Adsorpsiyona etki eden parametrelerden pH, sıcaklık, adsorban madde miktarı ve zamanın etkileri incelenmiştir. Metal analizi AAS cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Adsorban madde tarafından tutulan metal miktarları, adsorban maddelere ilk verilen metal miktarı ile adsorpsiyondan sonra AAS ile ölçülen çözelti fazında tutulmadan kalan ağır metal konsantrasyonu arasındaki fark kullanılarak kütle denkliği eşitliğinden hesaplanmıştır. Adsorspsiyon sonrası elde edilen veriler Langmuir ve Freundlichadsorpsiyon izotermlerine uygulanmış adsorpsiyonunFreundlichadsorpsiyon izotermine uygun olduğu dolayısı ile adsorpsiyonun heterojen yüzey adsorpsiyonu olarak gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler :Adsorpsiyon, Nanolif, PVA, Kitosan, Elektrospinning. Kaynaklar: 1. Karacanlı, S., 2011, Haşhaş Sapı İle Bazı Ağır Metallerin Uzaklaştırılması, Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta. 72 s. 285 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 232 Yeni Bir Şelat Yapıcı Polimerin Sentezi ile Bazı Çevre ve Gıda Örneklerindeki Fe ve Cu’ın FAAS ile Tayini Şerife Saçmacı a, Esra Yıldıza, Şenol Kartala, Mustafa Saçmacıb, Cengiz Soykanc a Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 66200,Yozgat c Uşak Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 64200 Uşak b [email protected] Özet: Demir ve bakır, vücutta son derece düşük miktarlarda bulunmalarına karşın, organizma için son derece önemli işlevleri vardır. Vücutta fazla bulunmasıyla 3. sırayı alan bakır minerali, insan metabolizması üzerinde çok önemli role sahip olmasına rağmen, çok az miktarda dışarıdan alınmaya ihtiyaç gösterir. Genellikle yiyeceklerle yeteri kadar alınması nedeniyle eksikliğine az rastlanır. Fakat çok endüstrileşmiş ülkelerde, özellikle Avrupa'da, kadmiyum, çinko ve kurşun metallerinin hava, su, toprak ve yiyeceklere karışmasıyla vücuda alınması nedeniyle, günlük diyetlerle alınan bakırın asimile olmasını engelleyip bakır eksikliğinden kaynaklanan rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur. Demir ise insan için hayati öneme sahip olan bir elementtir. Normal koşullarda yediğimiz gıdalardaki demirin %5-15 kadarı vücutta alıkonur. Demirden yoksun bir beslenme alışkanlığı kişide çevreye kayıtsızlık ve bitkinlik, hastalıklara dirençte azalma ile kalp atışı ve solunum hızında yükselme gibi etkilere yol açar1,2. Bu çalışmada yeni bir şelat yapıcı polimer, Poli(2-thiozil metakrilamit-ko-divinilbenzen-ko-Nvinilimidazol); Poli(TMAAm-ko-DVB-ko-VIM) : (PTDV) şelat reçinesi sentez edilerek (Şekil 1), seçimli olarak Fe(III) ve Cu(II) iyonlarının katı faz ekstraksiyonu sonrası FAAS ile tayininde kullanıldı. Yöntemin optimum çalışma pH’sı: 3, elüent: 10 mL 3 M HNO3, örnek akış hızı: 4 mL/dak ve reçine miktarı 0.5 g olarak bulundu. Çeşitli matriks bileşenlerinin çalışılan metal iyonlarının geri kazanma değerleri üzerine herhangi bir etkisi olmadığı görüldü. Yöntemin doğruluğu SRM ve analit ilavesi ile yapıldı. Geliştirilen yöntem, çeşitli bebek mamaları, çay, baharat, et ürünlerine ve su örneklerine uygulanarak demir ve bakırın tayini yapıldı. S H N N . CH2 C H C CH2 C CH2 C C N S C . H CH3 CH2 O CH3 H . N N C O CH2 H CH2 . C N N H N Şekil 1. PTDV şelat reçinesinin açık yapısı. Anahtar kelimeler: Demir ve Bakır, FAAS, Şelat Reçinesi. Kaynaklar [1] Berman T.E., 1980. Toxic metals and their analysis. Heyden and Sons, London. 286 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 233 Grafit Oksit ile Değişik Örneklerde Cu ve Pb’nin Katı Faz Ekstraksiyonu Sonrası Atomik Absorpsiyon Spektrometresi ile Tayini Şerife Tokalıoğlu, Emre Yavuz, Halil Şahan, Şaban Patat, Betül Yılmaz Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Son yıllarda analitik kimyada grafen bazlı madedeler yeni adsorbanlar olarak oldukça dikkat çekmektedir. Grafit oksit, yüzeyinde bulunan çok sayıdaki oksijen atomlarından dolayı grafenden çok daha hidrofiliktir. Organik bileşikler veya metal iyonları ile elektrostatik etkileşim veya hidrojen bağının oluşumu için zengin fonksiyonel gruplar sağlar. Grafit oksit üzerinde metal iyonlarının adsorpsiyonu çözeltinin iyonik şiddetinden bağımsız, fakat çözelti pH’ına büyük oranda bağlıdır1,2. Bu çalışmada, grafit oksit sentezlenmiş, karakterize edilmiş ve değişik örneklerden Cu ve Pb’nin zenginleştirilmesi için katı faz olarak kullanılmıştır. Optimize edilen yöntemin pH’ı 4, kantitatif adsorpsiyon ve elüsyon için dengeye ulaşma zamanı 30 s’dir. Grafit oksidin adsorpsiyon kapasitesi, Cu için 26.4 mg g-1 ve Pb için 80.6 mg g-1 olarak bulunmuştır. Cu ve Pb için yöntemin gözlenebilme sınırı değerleri 1.25 μg L-1 ve 2.56 μg L-1 olarak elde edilmiştir. Grafit oksit 150 kez kullanılabilmiştir. Geliştirilen yöntemin doğruluğu, sertifikalı referans maddelerin analizi (BCR-482 Lichen ve SPS-WW1 Batch 111-Wastewater) ve gerçek örneklerde geri kazanma çalışmaları ile onaylanmıştır. Yöntem, su, gıda, tütün ve saç örneklerinde Cu ve Pb’nin tayini için uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Grafit Oksit, Katı Faz Ekstraksiyonu, Bakır, Kurşun. Kaynaklar 1. Sitko, R., Zawisza, B., Malicka, E. 2013. Graphene as a New Adsorbent in Analytical Chemistry. Trends in Analytical Chemistry, 51: 33-43. 2. Liu, Q., Shi, J., Jiang, G. 2012. Application of Graphene in Analytical Sample Preparation. Trends in Analytical Chemistry, 37: 1-11. 287 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 234 Tekstil Atık Linterlerinin Geri Dönüşümüyle Selüloz ve Nitroselüloz Eldesi SeymaYıldıza, C. Ayhan Zibaa, FerhatDincerb,Mustafa Dolazc, a KahramanmarasSütcü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş b KahramanmarasSütcü İmam Üniversitesi, Afşin Meslek yüksekokulu c KahramanmarasSütcü İmam Üniversitesi, Cevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş [email protected] Özet:Bu çalışmada amaçülke ekonomisine kazanç hedef edinilmiştir.Selüloz ve türevleri, petrokimya ürünleri ile kıyaslandığında doğada dönüşümü olan alternatif bir maddedir. Pamuk, tekstil sanayisinin yanında birçok sektör için önemli bir ham madde kaynağıdır. Linterler, kısa lif boylarından dolayı iplik olarak kullanılamamaktadır. Yıllık bir bitki olan pamuk ve yan ürünleri (veya atıkları) geri dönüşüm ile katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmemektedir.Bu çalışmada,tekstil fabrikalarında atık olarak ortaya çıkan linterler temizlenerekselüloz elde edilmiştir.Temizlenen bu selülozdan farklı kullanım alanına sahip olan selüloz türevlerinden nitroselüloz H2SO4/HNO3 karışımda optimum verimle sentezlenmiştir. Yapısı FT-IR ve NMR spektroskopisi ile aydınlatılmıştır1 OH OH O OH n Anahtar kelimeler: Atıklar,Nitroselüloz, Selüloz, Linter. Kaynaklar 1- Ossa A.F., Torre M., Ruiz C.G., Lopez M.L., 2011. Analytical techniques in the study of highly-nitrated nitrocellulose. Trends in Analytical Chemistry, 22(11): 1740-1755. 288 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 235 Application of Novel Area Under Curve Method Based on Ferric Thiocyanate Colorimetry and Linoleic Acid –Copper(II) Oxidation for Antioxidant Capacity Measurements Temelkan BAKIRa, İnci SÖNMEZOĞLUa, Reşat APAKb a Yıldız Technical University, Faculty of Science and Letters, Department of Chemistry, Istanbul University, Faculty of Engineering, Department of Chemistry, Division of Analytical Chemistry b [email protected] Abstract: Antioxidants are compounds that can delay or inhibit lipid and the like macromolecules oxidation. The extent of copper-initiated peroxide production in a linoleic acid (LA) emulsion system assayed by ferric thiocyanate method with the area under curve (AUC) approach was developed to determine capacity of.antioxidant If oxygen is passed through a linoleic acid (LA) emulsion system by adding copper(II) salt, hydroperoxides are formed in the course of oxidation, causing rancidity of lipid foods.The peroxidation of linoleic acid (LA) in the presence of either Cu(II) ions alone or Cu(II) ions combined with Trolox (TR), ascorbic acid (AA), hydroquinone (HQ) and gallic acid (GA), as hydrophilic antioxidants, or with ascorbyl palmitate (AP), tert-butyl hydroquinone (TBHQ) and propyl gallate (PG), as their respective lipophilic analogues, was investigated in aerated and incubated emulsions at 37oC and pH 7. Change of absorbance due to ferric thiocyanate as a function of incubation time exhibited sigmoidal curves1. As the maximum absorbance of the oxidation products approache 1(i.e. Amax = 1), it could be calculated (1) Area under the kinetic curve (AUC) and net AUC [i.e., (AUCsample - AUCblank)], (2) Standard curve by plotting the concentration of Trolox and the AUC (linear fit between 0.2 and 1.6 µM Trolox), and (3) Trolox equivalent antioxidant capacity (TEAC) of tested compound using their standard curves. As a result of this new AUC method based on ferric thiocyanate colorimetry, Trolox Equivalent Antioxidant Capacity (TEAC) coefficients of tested antioxidant compounds are as follow; ascorbyl palmitate (AP) > hydroquinone (HQ) > ascorbic acid (AA) > gallic acid (GA) > tert-butyl hydroquinone (TBHQ) > propyl gallate (PG). Keywords: Antioxidant Capacity, Ferric Thiocyanate Method, Area Under Curve (AUC) Approach. References [1] Bakır, T., Sönmezoğlu, İ., İmer, F., Apak, R. 2013. Polar Paradox Revisited: Analogous Pairs of Hydrophilic and Lipophilic Antioxidants in Linoleic Acid Emulsion Containing Cu(II). J Sci Food Agric, 93: 2478–2485, *This work was supported by Yıldız Technical University Research Fund (YTÜ-BAPK Project 29-01-02-03). 289 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 236 Katı Faz ekstraksiyonlu Akışa Enjeksiyonlu FAAS ile Altın Tayini Teslima Daşbaşıa, Şerife Saçmacıb, Serkan Şahanb, Ahmet Ülgenb, Şenol Kartalb a Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 66900,Yozgat b Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Altın ve platin grubu elementleri (Ru, Rh, Pd, Os, Ir, Pt) soy metaller ya da ekonomik olarak değerli olmalarından dolayı değerli metaller olarak isimlendirilirler 1, 2. Elektrik iletkenliği yüksek (bakırdan daha çok gümüşten biraz az) olan ve kolayca kimyasal tepkimeye girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır.Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır. Ancak insanlar çoğunlukla takı ve süs eşyası için kullanır. Gelişen teknolojiyle beraber eser element analizlerinde kullanılan cihazlar mevcut ise de, eser miktarlarınkesin ve doğru tayini için ayırma ve zenginleştirme işlemlerinin kullanılması gerekmektedir. Bu maksatla birlikte çöktürme3–5, solvent ekstraksiyonu, iyon değiştirme ve sorpsiyon yöntemleri gibi farklı ayırma/zenginleştirme yöntemi kullanılabilmektedir5. Bu çalışmada, Au(III) iyonlarının on-line bir yöntem ile çeşitli katı ve su örneklerinde analizi gerçekleştirildi. Yöntemde katı faz olarak iminodiasetat grupları içeren Lewatit Mono Plus TP207 reçinesi kolon dolgu maddesi olarak kullanıldı. Sistem değişkenleri ve yöntemin analitik parametreleri optimize edildi. Girişim yapan türlerin etkisi incelendi. Optimum koşullar altında elde edilen kalibrasyon doğrusu 2–200 μg L-1 derişim aralığında doğrusaldır. Yöntemin GS (n = 25) 0.2 µg L-1, BBS (n = 25) 20 µg L−1 Au(III) içeren örneklerde ≤%4 ve zenginleştirme faktörü 106 olarak bulundu. Yöntemin doğruluğunu ölçmek için geliştirilen yöntem standart referans maddeye (CDN-PGMS-10) uygulandı. Anahtar Kelimeler:Altın, On-line zenginleştirme, Şelat reçinesi, Atomik Absorpsiyon. Kaynaklar [1] [2] [3] [4] [5] Barefoot R.R., Van Loon J.C., 1999. Recent advances in the determination of the platinum group elements and gold. Talanta, 49(1): 1–14. Coedo A.G., Dorado M.T., Padilla I., Alguacil F., 1997. Preconcentration and matrix separation of precious metals in geological and related materials using metalfix-chelamine resin prior to inductively coupled plasma mass spectrometry. Analytica Chimica Acta, 340(1-3): 31–40. Mokhodoeva, O. B., Myasoedova, G. V., Kubrakova, I.V., 2007. Sorption preconcentration in combined methods for the determination of noble metals. Journal of Analytical Chemistry, 62(7): 607−622. Behpour, M., Attaran, A.M., Ghoreishi, S. M., Soltani, N., 2005. Column preconcentration of gold by adsorbing AuCl4-onto methyltrioctyl ammonium chloride-naphthalene and subsequent atomic absorption spectrometric determination.Analytical And Bioanalytical Chemistry, 382(2): 444–447. Zeng Z.T., Mccreedy T., Townshend A., 1999. Flow-injection spectropfotometric determination of gold using 5-(4-sulphophenylazo)-8-aminoquinoline. Analytica Chimica Acta, 401(1-2): 237−241. 290 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 237 Çeşitli Gıda ve Su Örneklerinde Pb(II) ve Cd(II) İyonlarının Katı Faz EkstraksiyonundanSonra FAAS ile Tayini Teslima Daşbaşıa, Şerife Saçmacıb, Şenol Kartalb, Ahmet Ülgenb a Bozok Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 66900,Yozgat b Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039, Kayseri [email protected] Özet: Günümüzde hava, su ve toprak kirlenmesigıda ürünlerinde ve su kaynaklarında kirliliğe neden olmakta ve bu da canlı metabolizmasını etkilemektedir. Vücuda alınan eser elementlerin eksikliği veya fazlalığı çeşitli hastalıklara neden olmaktadır 1-3. Eser elementlerin analiz öncesi örnek matriksinden ayrılması ve zenginleştirilmesi oldukça önemlidir. Bunun için spesifik ve duyarlı metotlar gereklidir4. Katı faz ekstraksiyonu, spektrometrik tayin öncesi kullanılan çok etkili bir ayırma/zenginleştirme yöntemidir1. Bu çalışmada katı faz üzerinde (DMC reçinesi) Pb(II) ve Cd(II) iyonları zenginleştirildikten sonra FAAS ile tayin edildi. Öncesinde model çalışmalar yapılarak optimum deney koşulları (pH 3.5; elüent cinsi, derişimi ve hacmi 25 mL 3 M HNO3, örnek hacmi: 500 mL ile örnek ve elüent akış hızı 2 mL/dak, matriks çalışması) ve analitik parametreler (Pb(II) ve Cd(II) iyonları için yöntemin gözlenebilme sınırı sırasıyla 0.18 and 0.13 µg L−1, zenginleştirme faktörü 250; bağıl standart sapması < 5%) belirlendi. Yöntemin doğruluğu SRM çalışması ile doğrulandı. Daha sonra geliştirilen metot, çeşitli bitki, baharat, et ürünlerine ve su örneklerine uygulanarak kurşun ve kadmiyum tayini yapıldı. Anahtar Kelimeler: Kurşun, Kadmiyum, On-line zenginleştirme, Atomik Absorpsiyon. Kaynaklar [1] Minczewski, J.,Chwastowska, J., Dybczynski, R. 1982. SeparationandPreconcentrationMethod in InorganicTrace Analysis; EllisHorwood / HalstedPress: Chichester, 26 s. [2] Marczenko, Z., 1986. SeparationandSpectrophotometricDetermination of Elements, EllisHarwood Limited, Chichester, 21–22. [3] Lossi, P.,Filho, N. L. D., Moreira, J. C., Compos, J. T. S., 1996. SorptionandPreconcentration of Metal lons on Silica-Gel Modifledwith 2,5 Dimercapto-l,3,4- Thiadiazole. AnalyticaChimicaActa, 327: 183–190. Hirayama, N.,Deguchi M., Kawasumi H., Honjo T., 2005. Use of 1-alkyl-3-methylimidazolium hexafl uorophosphateroomtemperaztureionicliquids as chelateextractio n solventwith4,4,4-trifluoro-1-(2thienyl)-1,3-butanedione. Talanta, 65: 255–260. [4] 291 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 238 Çam Kozalakları (Pineae Nucis Nigrum,) Kullanılarak Katı Faz Ekstraksiyonu İle Pd Zenginleştirmesi Tuğba Kahraman,Orhan Hazer, Dilara Demir Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Divanlı yolu YOZGAT/TÜRKİYE [email protected] Özet: Paladyum metali periyodik cetvelde geçiş metalleri grubunda bulunmakta ve değerli metaller arasında yer almaktadır1. Paladyum(Pd), parlak gümüş-beyaz renkli ve kübik yapıda bir metaldir. Hidrojeni absorblama yeteneği yüksek olduğundan sık kullanılan bir katalizördür. Paladyum, ciltte, gözde veya solunum sisteminde iritasyona sebep olabilir veya cildin hassaslaşmasına yol açabilir. Sıvı, ciltte veya gözlerde yanıklara sebep olabilir2. Katı-sıvı ektraksiyon yöntemi en çok kullanılan zenginleştirme yöntemlerindendir. Katı faz ekstraksiyon yöntemi iki basamaktan oluşmaktadır. Birinci basamakta sorbent olarak kullanılan katı madde üzerinde metaller tutturulur, ikinci basamakta ise bıraktırma işlemi yapılarak sorbentten metal uzaklaştırılır ve tayin edilir3. Anadolu karaçamı, Türkiye’de 2.527.685 hektarlık bir alanda saf meşcereler halinde yayılış göstermektedir. Bu alanın 1.409.896 hektarında kapalılık 0,4 ve daha azdır. Çam ağacı kozalakları ormancılık sektöründe yan ürün olarak büyük miktarlarda üretilmektedir. Basitçe içeriği lignin, selüloz ve tanendir4. Bu çalışmada kolon dolgu maddesi olarak çam kozalağı kullanıldı. Bu adsorban kullanılarak katı faz ekstraksiyonu yöntemi ile Pd geri kazanımı sağlandı ve FAAS ile tayini yapıldı.Pd`un kantitatif geri kazanımına etki eden çeşitli analitik parametreler incelendi.Model çözelti kullanılarak geliştirilen zenginleştirme yönteminin optimum parametreleri pH:8 elüent türü ve derişimi: 3M HCIO4, örnek akış hızı:0.5 mL.dk-1, elüent akış hızı: 1 mL.dk-1olarak belirlendi ve kantitatif sonuçlar elde edildi (R > 95%). Anahtar kelimeler: Katı Faz Ekstraksiyonu, F-AAS,Paladyum, Çam Kozalağı(Pineae Nucis Nigrum). Kaynaklar 1.Sivrikaya S., Bis(3-Aminopropil)Amin Bağlı Silika Jel İle Pd (II) İyonlarının Zenginleştirilmesi, Ayrılması Ve Adsorpsiyonu,Yüksek Lisans Tezi,Sakarya Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü,Sakarya,2010. 2.Yener R.İ,Anoxybacilus Sp. So-B1 Bakterisi İle Modifiye Edilmiş Amberlit Xad-16 Reçinesi Kullanılarak Th(IV) Ve Ce(III) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonu,Zenginleştirilmesi Ve ICP-OES İle Tayini, Yüksek Lisans Tezi, Dicle Ünversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü,Diyarbakır,2011 3. Altundağ,H, Kati Faz Ekstraksiyon Tekniği İle Talyum Türlendirme Çalışması, Doktora Tezi, Sakarya Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü. Sakarya, 2011 4.Erekici M.,Doğal Adsorbanlarla ( Mısır Koçanı, Çam Kozalağı, Pirina, Kireç ) Arsenik Giderimi,Yüksek Lisans Tezi,Celal Bayar Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü,Manisa,2009 292 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 239 Sulu Çözeltilerden Cr(III) İyonunun Polisülfon Mikrokapsüller Kullanılarak Geri Kazanımı Sultan Doğan, Esengül Kır, Tuğba Sardohan Köseoğlu, Fatma Karipcin Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260 Isparta [email protected] Özet: Bilim ve teknoloji alanlarındaki hızlı gelişmeler, farklı fiziksel ve kimyasal özelliğe sahip, üretimi kolay ve geniş kullanım alanı olan yeni malzemelerin üretimi yönünde araştırmalar yapılması ihtiyacı doğurmuştur. Son yıllardaki çalışmalara bakıldığında, sulu çözeltilerden metal iyonlarının geri kazanımı için alternatif çözücü ekstraksiyon tekniklerinin geliştiği görülmüştür. Bu tür tekniklere, destekli sıvı membranlar1, emülsiyon sıvı membranlar2, çözücü emdirilmiş reçineler 3 ve mikrokapsüller4 örnek olarak verilebilir. Mikrokapsüllerin farklı çalışma alanlarında tercih edilmelerinin nedeni, maddelerin özelliklerini daha elverişli hale getirmeleridir. Örneğin mikrokapsüller sayesinde raf ömrü artmakta, etki süresi uzamakta, enzim immobilizasyonu gerçekleştirilebilmekte, tehlikeli ve toksik materyallerin güvenli bir şekilde taşınabilmesi sağlanmakta, istenmeyen tat ve kokular büyük oranda gizlenebilmekte ve kontrollü salınım yapan sistemler hazırlanabilmektedir. Bu çalışmada, yeni mikrokapsüller hazırlanması, karakterizasyonlarının yapılması ve hazırlanan mikrokapsüller kullanılarak sulu çözeltideki Cr(III) iyonunun adsorpsiyon özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Adsorban olarak faz dönüşüm metodu [4] ile hazırlanmış N-Benzoil-N’-(4metilfenil)tiyoüre (TTU) esaslı manyetik mikrokapsüller (PSF/TTU) kullanılmıştır. Adsorbanın karakterizasyonu infrared spektroskopisi (FTIR), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve termogravimetrik analiz (TGA) teknikleri ile gerçekleştirilmiştir. Adsorpsiyona etki eden pH, temas süresi, adsorban madde miktarı, sıcaklık ve konsantrasyon gibi parametreler incelenmiştir. Adsorpsiyon mekanizmasına uygunluğunu araştırmak için Langmuir ve Freundlich adsorpsiyon izotermleri incelenmiştir. Yapılan deneylerin sonucunda Cr(III) iyonlarının sorpsiyon davranışının Langmuir izotermine uygun olduğu görülmüştür. Deneysel verilerden termodinamik ve kinetik analizleri de yapılmıştır. Elde edilen sonuçlardan Cr(III) iyonunun adsorpsiyonunun kendiliğinden ve ekzotermik olduğu ve adsorpsiyon işleminin Pseudo II. derece kinetik modeline daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca deri atık su örneklerinde de deneyler yapılmış ve Cr(III) iyonunun etkili bir şekilde uzaklaştırıldığı (%87,54) görülmüştür. Anahtar kelimeler: Adsorpsiyon, Cr(III), N-Benzoil-N’-(4-metilfenil)tiyoüre, Polisülfon Mikrokapsül. Kaynaklar [1] Ochromowicz, K., Apostoluk, W. 2010. Modelling of carrier mediated transport of chromium(III) in the supported liquid membrane system with D2EHPA. Separation and Purification Technology, 72: 112–117. [2] Zhao, L., Fei, D., Dang, Y., Zhou, X., Xiao, J. 2010. Studies on the extraction of chromium(III) by emulsion liquid membrane. Journal of Hazardous Materials, 178: 130–135. [3] Ciopec, M., Davidescu, C.M., Negrea, A., Grozav, I., Lupa, L., Negrea, P., Popa, A. 2012. Adsorption studies of Cr(III) ions from aqueous solutions by DEHPA impregnated onto Amberlite XAD7 – Factorial design analysis. Chemical Engineering Research and Design, 9 0: 1660–1670. [4] Yin, J., Chen, R., Ji, Y., Zhao, C., Zhao, G., Zhang, H. 2010. Adsorption of phenols by magnetic polysulfone microcapsules containing tributyl phosphate. Chemical Engineering Journal, 157: 466–474. 293 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 240 Genleştirilmiş Cam Küreciklerin Bazı Tiyoüre Bileşikleri ile Kimyasal Modifikasyonu ve Cr(III) İyonunun Uzaklaştırılmasında Kullanılması Ulviye Beyza Öğül, Esengül Kır, Tuğba Sardohan Köseoğlu, Fatma Karipcin Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 32260 Isparta [email protected] Özet: Son yıllarda, cam kürecikler düşük maliyet, mekanik dayanıklılık, benzer ebatlara sahip olma ve kontrol edilebilirlik gibi özelliklerinden dolayı yüzey modifikasyonu için destek materyali olarak kullanılmaktadır. Cam küreciklerin modifikasyonu, aktif türlerin cam küreciklerin yüzeyine kemisorpsiyonu ile gerçekleşir. İnorganik destek materyalinin yüzey modifikasyonu için uygulanan genel prosedür literatürde verilmiştir1. Bu çalışmada, farklı formlardaki cam kürecikler ile sulu çözeltilerden Cr(III) iyonunun adsorpsiyon yöntemi ile uzaklaştırılması amaçlanmıştır. Cam küreciklerin öncelikle NaOH ile aktifleştirilmesi işlemi gerçekleştirilmiştir. Aktifleştirilmiş cam kürecikler kuru toluen içinde karıştırılmış ve üzerine 3-aminopropiltrietoksisilan (APTES) ilave edilmiştir. Silanlanmış cam küreciklerin (camküre-APTES) yüzeyi son olarak da N-Benzoil-N’-(4-metilfenil)tiyoüre (TTU) ile modifiye edilmiştir. Modifiye edilen bu bileşik TTU-APTES-camküre adsorban maddesi olarak adlandırılmıştır. Yeni hazırlanan adsorban maddenin yapı karakterizasyon incelemeleri termogravimetrik analiz (TGA), taramalı elektron mikroskobu (SEM) ve infrared spektroskopisi (FTIR) yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir. Farklı formlardaki cam küreciklerin SEM görüntülerinde farklılıklar gözlemlenmiştir. Cam küredeki bu değişim silanlama ve modifikasyon işlemlerinin başarılı bir şekilde gerçekleştiğini göstermiştir. Sorpsiyon özelliğine sahip bu cam kürecikler ile sulu çözeltideki Cr(III), Cd(II) ve Hg(II) iyonlarının adsorpsiyon özellikleri incelenmiştir. Deneyler sonucunda TTU-APTES-camkürenin Cr(III) iyonu için daha uygun olduğu belirlenmiştir. Adsorpsiyona etki eden parametreler (pH, adsorban madde miktarı, temas süresi, sıcaklık ve çözelti konsantrasyonu vb.) incelenmiştir. Adsorpsiyon mekanizmasına uygunluğunu incelemek amacıyla sonuçlar Langmuir ve Freundlich izotermlerine uygulanmış ve tiyoüre-APTES-camküre adsorban maddesinin Langmuir izotermine daha uygun olduğu görülmüştür. Deneysel verilerden termodinamik parametreler (ΔH0, ΔS0, ΔG0) hesaplanmış ve adsorpsiyonun reaksiyon kinetiği de incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan Cr(III) iyonunun adsorpsiyonunun endotermik olduğu ve adsorpsiyon işleminin Pseudo II. derece kinetik modeline uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Adsorpsiyon, Ağır Metal İyonları, Cam Kürecik, N-Benzoil-N’-(4metilfenil)tiyoüre, Yüzey Modifikasyonu. Kaynaklar [1] Ozmen, M., Can, K., Akin, I., Arslan, G., Tor, A., Cengeloglu, Y., Ersoz, M. 2009. Surface modification of glass beads with glutaraldehyde: Characterization and their adsorption property for metal ions. Journal of Hazardous Materials, 171: 594–600. 294 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 241 A New Cloud Point ExtractionMethodbased on SeparationandPreconcentrationpriortoDetermination of Periodate in MilkandFruitFlavoredMilkSamplesBySpectrophotometry Tuğçe Metin1, Ramazan Gürkan1 And Nail Altunay1 1 Cumhuriyet Üniversitesi, Fen Fakültesi, KimyaBölümü, AnalitikKimya A.B.D. TR-58140 Sivas E-mail: [email protected] Abstract: A new micellar mediated cloud point extraction method has been developed for sensitive and selective determination of trace amounts of periodate by means of indirect spectrophotometry. The method is based on selective ion-pairing complex formation of I3-, which is produced by the reaction of periodate in presence of 25-fold excess iodate with excess iodide with Acridine Orange (AO+) being a selective fluorescent cationic dye at pH 5.0 phthalate buffer, and then the CPE of ion-pairing complex formed from aqueous solution at phthalate buffer using nonionic surfactant, Triton X-114. The extracted surfactant rich phase is diluted with 0.75 mL THF and its absorbance is measured at 494 nm. The effects of analytical variables such as concentration of nonionic surfactant, pH, buffer volume, iodide, AO+ and KCl concentrations, incubation temperature and time, centrifugation rate and time on the CPE were studied in details, and a set of optimum conditions was obtained. The calibration graphs were rectilinear in the ranges of 1.5–20 and 20-130 µg L−1 for IO4- with higher correlation coefficients (r2) than 0.995 in two linear regions with changing sensitivity. The limits of detection and quantification (LOD and LOQ) based on ratio of three and ten times the standard deviations of the ten replicate blank measurements to slope of calibration curves (3σblank/m and 10σblank/m) was 0.43 and 1.42 µg L− 1 (N: 10, with a standard deviation 4.76×10-3) and the precision (as RSD) for determination of 10, 50 and 100 µg L− 1 of periodate was in range of 2.364.65% (N: 5). The method was successfully applied to the accurate, sensitive, selective and reliable determination of periodate present in selected milk and milk-products after wet-digestion with a mixture of H2SO4 and HNO3 (2:1, v/v). In order to validate the proposed method, a certified reference material, NIST SRM 1549 nonfat milk powder, has also been analyzed, and it has been observed that the results obtained, are statistically in agreement with the certified value. Keywords: Periodate, Milkandmilkproducts, Acridineorange, CPE, Spectrophotopmetry References [1] Haldiman, M.; Alt, A.; Blanc, K.; Blondeau, K. Iodine Content of FoodGroups. J. FoodComp. Anal. 2005,18, 461–471. [2] Hammer, D.;Andrey, D. Comparison of Ion-SelectiveElectrodeandInductivelyCoupledPlasmaMassSpectrometrytoDetermineIodine in Milk-BasedNutritionalProducts. J. AOAC Int. 2008, 91 (6), 1397–1401. [3] Azizi, F.;Hedayati, M.; Rahmani, M.; Sheikloleslam, R.; Allahverdian, S.; Salarkia, N. Reappraisal of the Risk of Iodine-InducedHyperthyroidism: An EpidemiologicalPopulationSurvey. J. Endocrinol.Invest. 2005, 28, 23–29. 295 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 242 Etilpiperazin Bağlanmış PGMA Reçine İle Derin Kuyu Sularında Toksik Eser Metallerin Önderiştirilmesi Ve AAS İle Tayini Tülin Biçima, B. Filiz Şenkalb, Mehmet Yamana a Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Elazığ İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Ed. Fak. Kimya Bölümü, İstanbul b [email protected] Özet: Kurşun, Ni, Cd, ve Cr gibi metallere düşük dozlarda da olsa uzun süre maruz kalınması halinde kansere kadar varan çeşitli hastalıklar gözlenebilmektedir. İnsanların en çok tükettiği gıdaların başında su olduğundan, suda müsaade edilen toksik metal konsantrasyonları ppb düzeyindedir. İlgili sağlık otoriteleri tarafından içme suyunda müsaade edilen adıgeçen metal konsantrasyonları ülkeden ülkeye değişmekle birlikte ppb düzeyindedir. Bu düzeydeki derişimler ICP-MS ve GF-AAS ile direk ölçülebilir. Ancak ICP-MS in yaygın olmaması ve az sayıda element tayininde işletim giderinin fazla olmasının yanı sıra GF-AAS kullanımında ise yoğun çalışmalara rağmen girişim problemlerinin tamamen önlenememiş olması nedeniyle, önderiştirmeden sonra Alevli-AAS nin bu amaçla kullanılması günümüzde güncelliğini korumaktadır. Çok sayıdaki önderiştirme metodu arasından katı faz ekstraksiyonu son zamanlarda, gerek önderiştirme faktörü, gerekse verim ve seçiciliği açısından diğer metodlardan daha avantajlıdır. Litaretürde bu amaçla; modifiye edilmiş amberlite XAD polimerik reçineleri, silikajel ve son zamanlarda modifiye polimerler en çok kullanılan adsorbanlardır1-3. Bu çalışmada, yeni sentezlenen etilpiperazin bağlanmış poliglisidin metakrilat polimerik reçinesi ile ligand kullanılmadan Ni Cr ve Cu elementleri önderiştirildi. Polimerik reçinenin senteziyle ilgili reaksiyon Şekil’ de görülmektedir. Çalışılan yöntemde pH, karıştırma süresi ve ilk hacim gibi analitik parametreler araştırılarak optimize edildi. Optimum şartlar; pH=4.5-5.5 aralığın ve karıştırma süresi 30 dk olarak belirlendi. H N P O CH2 CH CH2 + O N C 2H 5 P O CH2 CH CH2 N N C 2H 5 OH Şekil. Sentezlenen polimerik reçinenin reaksiyon mekanizması. Anahtar Kelimeler: Önderiştirme, Polimerik Reçine, Nikel, Krom, Bakır. Kaynaklar: 1 Senkal B.F., Ince M., Yavuz E., Yaman M., The Synthesis Of New Polymeric Sorbent And Its Application In Preconcentration Of Cadmium And Lead In Water Samples, Talanta. 72, (2007), 962-967. 2 Karaaslan N. M., Senkal B. F., Cengiz E., Yaman M., Novel polymeric resin for solid phase extraction and determination of lead in waters, Clean-Soil, Air, Water. 38(11), (2010), 1047-1054. 3 Ciğdem Er, B. Filiz Şenkal, Mehmet Yaman, Determination of lead in milk and yoghurt samples by solid phase extraction using a novel aminothioazole-polymeric resin, Food Chem., 2013, 137(1-4), 55-61 296 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 243 Çeşitli Örneklerde Florür Tayini Uğur Şahina , Akın Yıldırıma, Ali Kulakb a Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Kayseri b ÇİNKOM A.Ş , Kayseri [email protected] Özet: Bu çalışmada maden cevherlerinde, özellikle klinker ve walz oksitte bulunan florür derişimi iyon seçimli elektrot ile tayini amaçlanmıştır. Çalışmada kullanılacak örnekler iyon yönünden yoğun matriks içermektedirler1. Bu örnekler uygun ve literatürde verilen çözünürleştirme yöntemleri kullanılarak sulu çözelti haline getirilip, içeriğindeki florür iyon seçimli elektrot ile tayin edilecektir. Tayinde standart ekleme metodu kullanılarak iyon girişimi olup olmadığı kontrol edilecektir. İyon girişimi olursa, bu girişimleri elimine etmek için uygun ayırma metotları kullanılacaktır. Özellikle katı örneklerde florür tayininde ayırma tekniği olan destilasyon, ekstraksiyon teknikleri uygulanacaktır 2. Anahtar Kelime: Florür, Klinker, Walz Oksit, İyon Seçimli Elektrot. Kaynaklar 1. Tokalıoğlu. Ş., Kartal, Ş. Şahin U., 2004. Determination of Fluoride in Various Samples and Some infusions Using a Fluoride Selective Electrode. Turk. J. Chem., 28: 203-211 2. Rice D.T., 1998. Determination of Fluorine and Chlorine in Geological Materials by Induction Furnace Pyrohdyrolysis and Standart-addition Ion–Selective Electrode Measurement, Talanta, , 35( 3):173-178. 297 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 244 Demir Tayini için Yeni Bir Floresent Ligandın Sentezi ve Karakterizasyonu Ümmühan Ocaka, Miraç Ocaka, Gonca Tosuna, Nurettin Yaylıb, Hakan Alpa, Aysel Başoğluc a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, bKaradeniz Teknik Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Bölümü, cBayburt Üniversitesi, Bayburt Meslek Yüksekokulu, [email protected] Özet: Demirin spektroflorimetrik metotla tayini ile ilgili çok az sayıda çalışma literatürde bildirilmiştir1-3. Bu amaçla kullanılmak üzere Şekil 1’de açık yapısı gösterilen yeni birligandsentezlenerek karakterize edilmiştir. Bu bileşiğin 3,0x10 -6 M etanoldeki çözeltisinin çeşitli metal iyonları ile etkileşimi spektroflorimetrik metotla incelenmiştir. Ligand 343 nm’de uyarıldığında 378 ve 396 nm’lerde olmak üzere iki maksimum emisyon dalga boyu tespit edilmiştir. Her iki dalga boyunda da artan demir (III) iyonun konsantrasyonuna karşı floresans şiddetinin düzenli azaldığı bir kalibrasyon grafiği elde edilmiştir. Bu grafikten faydalanarak standartdemir(III) çözeltisindeki demir miktarı belirlenmiştir. Şekil 1. Floresentflavanonol bileşiği Anahtar Kelimeler:Floresans, Flavanonol, Demir(III). Kaynaklar 1. Du, Y., Chen. M., Zhang. Y., Luo. F., He. C., Li. M., Chen. X. 2013. Determination of Iron(III) Based on the Fluorescence Quenching of Rhodamine B Derivative. Talanta, 106: 261-265. 2.Cha, K-W., Park. K-W.1998. Determination of Iron(III) with Salicylic Acid by the Fluorescence Quenching Method.Talanta, 46: 1567-1571. 3.Yi, C., Tian. W., Song. B., Zheng. Y., Qi. Z., Qi. Q., Sun. Y. 2013. A New Turn-off Fluorescent Chemosensor for Iron(III) Based on New Dipenylfluorenes with Phosponic Acid, J. Lumin., 141: 15-22. 298 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 245 N-Alkil Substitue Diazaflavonyum Bromür Bileşiklerinin Katyon Sensör Özelliklerinin İncelenmesi Ümmühan Ocaka, Serhat Güna, Nuran Kahrimana, Miraç Ocaka, Hakan Alpa, Nurettin Yaylıb a Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, bKaradeniz Teknik Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Bölümü, [email protected] Özet: Bu çalışmada 8 adet N-alkil türevli diazaflavonyum bromür bileşiğinin1 metal katyonları ile etkileşimi spektrofotometrik ve spektroflorimetrik yöntemlerle incelenmiştir. Söz konusu bileşiklerle ilgili literatürde benzer bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ölçüm sonuçları alkil gruplarının bu etkileşim üzerindeki önemini ortaya koymuştur. Sekiz karbonlu alkil grubu taşıyan C8 ligandının en yüksek floresans şiddeti gösterdiği tespit edilmiştir. İncelenen ligandlardan bazılarının (K+, Ca2+, Pb2+, Sr2+, Mg2+, Al3+, Fe3+, Mn2+, Cu2+, Co2+, Ni2+, Zn2+, Cd2+, Hg2+, Ag+, Na+, Ba2+) katyonları arasından sadece Al3+, Fe3+ ve Cu2+ iyonlarıyla kararlı kompleksler verdiği spektroflorimetrik ölçümlerle ortaya konulmuştur. Fe3+ ve Cu2+ iyonları 1:1 kompleksleri oluştururken Al3+ iyonu 2:1 kompleksi oluşturur. C8 ligandının Fe3+ iyonunun spektroflorimetrik tayininde kullanılabileceği gösterilmiştir. Metodun doğruluğu standart toprak-kum referans materyalinin standart ilave etme metodu kullanılarak analizi ile gösterilmiştir. Tayin aralığı 0,7-2,0 ppm olarak belirlenmiştir. Şekil 1. N-Alkil Substitue Diazaflavonyum Bromür Bileşikleri Anahtar kelimeler: Diazaflavonyum, Metal, Anyon, Sensör, Spektroflorimetri, Metot. Kaynaklar 1. Kahriman, N. 2011. Mikrodalga Yöntemi ile Diaza-Flavon/Flavanon Bileşiklerinin Sentezi, N-Alkil Türevleri ve Biyolojik Aktiviteleri, K.T.Ü., Fen Bil. Ens, Kimya ABD Trabzon, Doktora Tezi. 299 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 246 Kirletilmiş Alanların Temizlenmesinde Model Olarak Seçilen Ruderal Bitkilerin Mangan Stresine Tepkilerinin İndüktif Eşleşmiş Plazma Kütle Spektrometresi ve Kapiler Elektroforez ile İncelenmesi Ümran Seven Erdemir1, Hülya Arslan2, Gürcan Güleryüz2, Şeref Güçer1 1 Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 16059 Görükle-Bursa Uludağ Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 16059 Görükle-Bursa 2 [email protected] Özet: Toprak kirliliği bitkiler tarafından ekonomik olarak bertaraf edilebilir. Bu bitkiler ruderal ise yaşamsal faaliyetleri zor koşullara bile dayanıklı olup; fitoremediasyon etkileri geniş çaplı olabilecektir. Ruderal bitkiler; doğal veya antropojenik faaliyetler sonucu bozulmuş alanlarda ortaya çıkar, bulunduğu yerdeki yerli türler ile rekabete girer. Bu anlamda ekolojik olarak önemlidir. Ayrıca toksik ağır metaller için biriktirme özelliği olanlar mevcuttur. 1,2 Çalışmada Bursa’da endemik özellik gösteren ruderal bitkiler seçilerek bitki büyütme kabininde mangan stresi uygulanarak yetiştirilmiş ve belirli periyotlarda bitkilerin toprak altı ve toprak üstü olarak nitelenen kısımlarından örneklemeler yapılmıştır. Örneklerde, mangan beraberinde seçilen farklı eser element düzeyleri ICP-MS ile belirlenirken eş zamanlı olarak da aynı örneklerde bitkinin metali taşımasında önem arz eden organik fitoşelatlaştırıcı tür olarak seçilen nikotinik asit düzeyleri kapiler elektroforez tekniğinden yararlanılarak saptanmaktadır. Böylece fitoremediasyon metodolojisi geliştirilmesinde ruderal bitkilerin önemi ve bitkilerin bu açıdan yapısal olarak çevresel değişikliklere cevabı irdelenerek toprak kirliliği giderim çalışmalarına ucuz alternatif bir yöntem araştırılmaktadır. Anahtar kelimeler: Ruderal Bitkiler, CE, ICP-MS, Mangan, Nikotinik Asit, Fitoremediasyon. Dipnot: Bu araştırma, Uludağ Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunu tarafından desteklenmektedir. Proje No: KUAP(F)-2014/20 Kaynaklar 1. Guleryuz, G., Arslan, H., Izgi, B., Gucer, S. 2006. Element Content (Cu, Fe, Mn, Ni, Pb and Zn) of the Ruderal Plant Verbascum olympicum Boiss. From East Mediterranean, Z. Naturforsch., C, 61 (5–6): 357– 362. 2. Arslan, H., Guleryuz, G.,Akpınar, A., Kırmızı, S., Erdemir, U.S., Gucer, S. Responses of Ruderal Verbascum olympicum Boiss. (Scrophulariaceae) Growing under Cadmium Stress. CLEAN – Soil, Air, Water, DOI: 10.1002/clen.201300219, published online: 21 OCT 2013, baskıda. 300 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 247 Au(III) ve Pd(II) İyonlarının Katı Faz Ekstraksiyonu ile Ayrılması ve Zenginleştirilmesi Hamide Elvan Bayraka Volkan Numan Bulutb, Mehmet Tüfekçic, Hacer Bayrakc, Celal Duranc, Mustafa Soylakd a Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Reşadiye Meslek Yüksekokulu, 60250 Reşadiye/Tokat b Karadeniz Teknik Üniversitesi, Maçka Meslek Yüksekokulu, 61750 Maçka c Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 61080 Trabzon d Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü 38039 Kayseri [email protected] Geri Kazanım (%) Özet: Altın mücevher, tıp, elektronik, madencilik, petrokimya ve nükleer güç endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çevresel, jeolojik ve metalürjik materyallerde altın konsantrasyonunun düşük ve matriks bileşenlerinin konsantrasyonunun yüksek olması nedeniyle altın tayini oldukça zordur. Gerçek numunelerde altın miktarının az olmasından dolayı, altın tayini için hassas, doğru ve matriks etkisinin en az olduğu ayırma ve zenginleştirme yöntemleri gereklidir. Son yıllarda bu yöntemlere ilgi giderek artmaktadır 1,2. Bu çalışmada, Au(III) ve Pd(II) iyonlarının N-(4-metilfenil)-2-{[(4-fenil-5-piridin-4-il-4H1,2,4-triazol-3-il)tiyo]asetil}hidrazin karbotiyoamit ile suda çözünür kompleksleri hazırlanmış Amberlit XAD-1180 dolgulu mini kolonda zenginleştirilerek ve FAAS ile tayin edilmiştir. Geri kazanıma; HNO3 konsantrasyonu etkisi, ligant miktarı, elüasyon çözeltisi türü ve hacmi ve matriks bileşenlerinin etkisi gibi deneysel parametreler incelenmiştir. Au(III) ve Pd(II) iyonlarının en iyi 0,5 molL-1 HNO3 konsantrasyonunda geri kazanıldığı belirlenmiştir (Şekil 1).Yöntemin doğruluğu, Sertifikalı Referans Materyal analizi ve gerçek numune matriksine ekleme/geri kazanma çalışmaları yapılarak test edilmiştir. Pd Au HNO3 Kons.(mol L-1) Şekil 1. Geri kazanım üzerine HNO3 konsantrasyonu etkisi Anahtar kelimeler: Zenginleştrime, FAAS, Katı Faz Ekstraksiyon. Kaynaklar: [1]. Elvan, H., Ozdes, D., Duran, C. Bulut V.N., Gümrükçüoglu, N., Soylak, M., 2013, Journal of the Brazilian Chemical Society, 10, 1701-1706. [2]. Serencam, H., Bulut, V.N., Tufekci, M., Gündoğdu A., Duran C., Hamza, S., Soylak, M., 2013, International Journal of Environmental Analytical Chemistry, 93, 1484-1499 301 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 248 Anadara İnequavalvis Türü Deniz Kabuklarının Sulu Çözeltilerden Pb (II) Giderimi için Biyosorpsiyon Kapasitesinin Ve Kinetik Verilerinin Hesaplanması Yasemin Boza, Seda Karayünlü Bozbaş, Kocaeli Üniversitesi, Kimya Bölümü, 41380 Kocaeli Türkiye [email protected] Özet: Kurşun; akümülatörler, madencilik, kaplama, mühimmat ve cam seramik endüstrileri gibi birçok kaynaktan doğal sulara karışmaktadır1. Bu kapsamda bu kirliliğin ortadan kaldırılması için birçok yöntem denenmektedir. Son yıllarda, bu tekniklerin içinde en etkili, ucuz ve doğa dostu olan biyosorpsiyon yöntemi sıklıkla uygulanmaktadır. Biyosorpsiyon çalışmasında, Anadara inequavalvis türü deniz kabukları ile sulu çözeltilerden Pb(II) iyonlarının biyosorpsiyon davranışları Langmuir ve Freundlich izotermleri kullanılarak incelenmiş ve bulunan veriler doğrultusunda biyosorbentin maksimum biyosorpsiyon kapasitesi hesaplanmıştır 2. Elde edilen maksimum biyosorpsiyon değeri literatürdeki diğer biyosorbentler ile karşılaştırılmıştır. Pb(II) iyonunun uzaklaştırma çalışmasında farklı sıcaklıklarda gerçekleştirilen biyosorpsiyon işlemlerinin denge izoterm verilerinden elde edilen değerler ile kinetik sabitler hesaplanmıştır. Biyosorpsiyonun türü ve termodinamik verilerin belirlenmesiyle sulu çözeltilerden bu tür deniz kabukları ile Pb(II) gideriminin etkinliği araştırılmıştır. Anahtar kelimeler: Biyosorpsiyon Kurşun Kinetik Termodinamik. Kaynaklar [1]V. Singh, S. Tiwari, A.K. Sharma, R. 2007. Sanghi, Removal of lead from aqueous solutions using Cassia grandis seed gum-graft-poly (methylmethacrylate), J. Colloid Interface Sci. 316s 224–232. [2]Çolak, F., Yazıcıoğlu, D. 2011 Biosorption of lead from aqueous solutions by Bacillus strains possessing heavy metal resistance. Chemical Engineering Journal, 173 422-428. 302 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 249 Nikel(II) Ftalosiyanin Kompleksi Kullanılarak Demir Tayini için Yeni Bir Spektroflorimetrik Metodun Geliştirilmesi Yasemin Çağlar, Ece Tuğba Saka, Miraç Ocak, Halit Kantekin, Ümmühan Ocak Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü 61080 Trabzon [email protected] Özet: Bu çalışmada yeni bir 4-[2-(1,4-Dioksa-8-azaspiro[4,5]dek-8-il)etoksiftalosiyaninato nikel(II) bileşiği (Ni-Pc) ile çözelti ortamında spektroflorimetrik demir tayini yöntemi geliştirildi. Bu yöntem Fe(III) katyonunun Ni-Pcbileşiği ile metanol:su ortamında 1:1 floresent bir kompleks oluşturmasının ardından, artan Fe(III) konsantrasyonu varlığındaki floresans sönümüne dayanmaktadır. Ni-Pc:Fe3+ kompleksi pH 5,0’da maksimum floresans şiddet göstermekte ve dördüncü dakikadan itibaren floresans cevabı kararlılığa ulaşmaktadır. Floresans ölçümler için kompleks 350 nm’de uyarılmış ve 360-560 nm’ler arası emisyon şiddetleri kaydedilmiştir. Yöntemin doğrusal aralığı 2,0 – 23,0mg/L, gözlenebilme sınırı 1,29 mg/L, tayin sınırı 3,88 mg/L olarak hesaplanmıştır. Önerilen metot modifiye bir standart ilave etme metodunu içermektedir. Bu metodun toprak-kum ve bitki standart referans materyallerin analizi ile doğruluğu gösterildikten sonra nane, ıspanak, roka, semizotu, dereotu, mercimek, kurufasülye gibi gıdalarda ve iki farklı demir ilacı tabletinde demir tayini yapılmıştır. Bu ölçümlerin tümü için % BSS değerleri %4’ün altında bulunmuştur. Trabzon Değirmendere Deresi Deliklitaş mevkiinden alınan dere suyu da numuneye ilave edilen demirin geri kazanımı ile analiz edilmiştir. 5 mg/L demir(III) ilavesi için % geri kazanım değeri 95,6 bulunmuştur. Ayrıca ligant ile Fe(III) arasındaki etkileşmenin ayrıntılı incelenebilmesi için Ni-Pc bileşiğinin Fe(III) kompleksi sentezlenmiştir. Kompleksin yapısı infraredspektrofotometrisi, kütle spektrometrisi ve iletkenlik ölçümü yöntemleri ile incelenmiştir. Bu çalışmalara dayanarak Ni-Pc’nin Fe(NO3)3 ile iyonik bir kompleks oluşturduğuna karar verilmiştir. Anahtar kelimeler: Nikel Ftalosiyanin, Spektroflorimetri, Demir, Standart İlave Etme Metodu. Kaynaklar 1. Zeng, H.,Durocher, G., 1995. Analysis of FluorescenceQuenching in SomeAntioxidantsfromNonlinearStern-Volmerplots. Journal of Luminescence, 63: 75-84. 2. Behera, P.K.,Mukherjee, T., Mishra, A.K., 1995. Simultaneous Presence of StaticandDynamic Component in theFluorescenceQuenchingforSubstituted Naphthalene-CCl4system. Journal ofLuminescence, 65: 131-136. 3. Bourson, J., Valeur B., 1989. Ion-responsive Fluorescent Compounds. 2. CationsteeredIntramolecularCharge Transfer in A CrownedMerocyanine. J. Phys. Chem., 93: 3871-3876. 303 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 250 Karbendazim ve Klorpirifos’ un Meyve ve Sebze Örneklerinde HPLC/FD ile Simültane Tayini Yasemin Turhan, Orhan Hazer, Mohammed Akkbik, Dilara Demir, Bozok Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Divanlı yolu YOZGAT/TÜRKİYE [email protected] Özet: Pestisitler alan ve hasat sonrası tarımsal uygulamada yaygın kullanılan ve yüksek toksisite içinkontrol edilmesi gereken kimyasal bileşiklerin çok önemli bir grubunu oluşturmaktadır.1Karbendazim ve klorpirifos Türkiye'de narenciye, pamuk,mısır, badem ve elma ağaçlarında geniş bir uygulama alanı bulmaktadır.1,2Yapılan calışmalarda, gıdalardaki pestisit kalıntılarının vücuda alımı ile ortaya çıkan kronik etkinin uzun vadede ceşitli akciğer hastalıkları, kanser, beyinde hasar, karaciğer ve böbreklerde nefrozlara sebep olduğu belirlenmiştir. Gaz kromatografisi (GasChromatography, GC), yüksek basınç sıvı kromatografisi (High Pressure Liquid Chromatography, HPLC) gibi analitik teknikler bu tür maddelerin toprakta, havada, suda,gıdalarda, sebze ve meyvelerde bulunup bulunmadığını, bulunuyorsa da hangi miktarlarda bulunduğunu ortaya koymak amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır.3 Karbendazim (mantar ilacı) ve klorpirifos’un (böcek ilacı) tayini için floresansdedektör (RPHPLC-FD) ile yüksek basınçlı sıvı kromatografikmetod geliştirilmiştir. Bu çalışma eser miktardaki Karbendazim ve Klorpirifos’un simültane tayini için RP-HPLC-FD kullanılarak sebze, meyve, toprak, su ve ağaç yapraklarında düşük LOD ve LOQ ile kısa zamanlı (8 dakikadan az) analiz ilk çalışma olmuştur. Optimum şartlar (metanol:su, 98:2,v/v) kullanılarak elde edildi ve (λEx ve λEm, sırasıyla 280 ve 340 nm) olarak belirlendi.Dinamik aralığı 0,100-100 mgL-1 arasında, bağıl standart sapması ise %0,45’den(n=4) daha azdır. Karbendazim ve klorpirifosungözlenebilme sınırlarısırasıyla 0,073 ve 0,062mgL-1, ortalama geri kazanım aralığı sırasıyla % 84,2-106,5 ve % 90,3-85,7olarak saptandı. Yöntem elma, greyfurt, mandalina, ıspanak ve maydanoz örneklerine uygulanmıştır. Bütün örneklerde kloroprifos kalıntısı konsantrasyon sınırlarını aştığı,örneklerin çoğunda ise karbendazim kalıntısı izin verilen sınırlar arasında olduğu görüldü. Anahtar kelimeler:Karbendazim, Klorpirifos, Sebze, Meyve, RP-HPLC-FD. Kaynaklar 1.Sungur Ş.,Tunur Ç., Investigation of pesticide residues in vegetables and fruits grown in various regions of Hatay, Turkey, Journal of Food Additives and Contaminants, 5(4), 265–267. (2012). 2.Isina, Yildirim S., Fruit-growers perceptions on the harmful effects of pesticides and their reflection on practices: The case of Kemalpasa, Turkey, Journal of Crop Protection, 26, 917–922, (2007). 3.Yigit, N., Bazı Meyve Ve Sebzelerde Pestisit Kalıntılarının Analizinde YuksekBasınc Sıvı Kromatografisi (HPLC) İle Çoklu Kalıntı Analiz Metodunun Geliştirilmesi, (Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, (2009). 304 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 251 Süt ve Süt Ürünlerinde Bitkisel Yağ Aranması Yasin Yakar, Hatice Karadeniz, Yener Tekeli Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Antakya/HATAY [email protected] Özet: Süt bebeklikten yaşlılığa vücudun gelişmesi, güçlenmesi ve sağlığın korunması için gereken besin öğelerini bünyesinde bulundurmaktadır. İnsan yaşamının her evresinde gerekli olan süt, C vitamini ve demir dışında tüm besin öğelerini içeren en iyi kaynaktır. Özellikle çocukluk, gebelikemziklilik ve yaşlılık dönemlerinde kemik sağlığı için önemli bir besin kaynağı olan süt, büyüme gelişmede, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, kan basıncının düzenlenmesi ve bazı kanserlerin gelişiminin azaltılmasında koruyucudur1. İnsan beslenmesinde mükemmel bir gıda olarak nitelendirilen sütten elde edilen başta peynir, yoğurt, tereyağ, dondurma olmak üzere süt ürünleri de vazgeçilmez gıdalardır. Tereyağı fazla miktarda yağ içermesi nedeniyle enerji kaynağı olduğu gibi, sindirilme oranı da yüksektir. Ayrıca vitamin A içerir. Peynir, yine en önemli protein, yağ, kalsiyum, fosfor ve vitamin A kaynağıdır. Dondurma, lezzetli ve kolay sindirilebilir bir ürün olmasının yanında, protein, kalsiyum, fosfor ve vitamin B1 içerir. Fazla miktarda yağ içerdiğinden aynı zamanda vitamin A kaynağıdır. Yoğurt, sindirimi kolay, beslenme değeri yüksek, doğal bağırsak florasının oluşmasına yardımcı, her gün diyette bulunması gerekli en önemli süt ürünüdür2. Son yıllarda süt ve ürünlerinde bitkisel yağ tespit edildiğine dair haberler sıkça duyulmaktadır. Ne yazık ki bazı art niyetli üreticiler sütteki hayvansal yağı alıp yerine daha ucuz olan bitkisel yağı koymak suretiyle hileye başvurmakta ve tüketicileri aldatmaktadırlar. Bu bakımdan denetimlerin arttırılması tüketici haklarının korunması için büyük önem arz etmektedir. Yapmış olduğumuz çalışmayla piyasadan toplanan süt, yoğurt ve peynir numuneleri,bitkisel yağ içerip içermediklerinin tespiti amacıyla TS 7503’e göre analiz edilmiştir. Anahtar kelimeler: Süt, Yoğurt, Peynir, Bitkisel Yağ. Kaynaklar 1- Anonim, 2014a. http://www.beslenme.gov.tr/index.php?lang=tr&page=172 Anonim, 2014b. http://www.esk.gov.tr/tr/10903/Sut-ve-sut-urunleri-tuketmenin-onemi-nedir 305 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 252 Pamuğun Enzim Tutuklanmasında Destek Maddesi Olarak Kullanılabilirliğinin Kemometrik Metotlarla Araştırılması Yasin Yücel, İbrahim Sürmelioğlu Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Günümüzde gelişen teknolojiye paralel olarak analitik cihazlardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi ve yorumlanması deneysel çalışmaları yapmak kadar büyük önem taşımaktadır1.Klasik yöntemlerle deneysel optimizasyon yapılırken değişkenlerden biri sabit tutulurken diğer değişkenler farklı oranlarda alınarak bu değişkenlerin etkileri incelenir. Bu işlem her bir değişken için tekrarlanır. Fakat klasik yöntemlerde parametreler arasında da etkileşim olabileceği ve eğer etkileşim oluyorsa bu iki parametre arasındaki etkileşimin diğerlerini etkileyebileceği hesaplanamamaktadır. Bu nedenle bu yöntem yeterli değildir. Kemometrik tekniklerde ise; hangi parametreler etkilidir, bu parametrelerin etkisi ne kadardır ve bu parametrelerin etkileşim miktarları ne ölçüdedir gibi sorulara yanıt aranmaktadır. Bu amaca yönelik bir çok kemometrikoptimizasyon tekniği geliştirilmiştir2,3. Enzim immobilizasyonunda doğal ve sentetik birçok organik ve inorganik metaryal kullanılmaktadır4. İmmobilizasyon için kullanılacak destek maddelerinin kararlı, mekanik-kimyasal ve ısısal dayanıklılık, gözenekli yapı, suda çözünmeme, düşük maliyetli olması, hidrofilik karakter, tekrar kullanıma uygun olması, pH değerinin değişmemesi, mikroorganizmalara karşı dirençli olması gereken en önemli özelliklerindendir5. Bu çalışmada doğal destek maddesi olarak pamuk kullanılmıştır. Lipozyme TL-100L lipaz enziminindestek maddesine immobilizasyonunda desteğe tutturulan protein miktarı Bradford Metodu ile tayin edilmiştir6. Numunelerin enzim aktivitesi spetrofotometrik metotla belirlenmiştir 7. Pamuk üzerine lipaz enziminin tutunmasında etkili olan faktörlerin belirlenmesi ve optimizasyonundaPlackett-Burman ve merkezi kompozitdizaynmetotlarıkullanılmıştır 2,3. Anahtar kelimeler: Pamuk, Doğal Destek Maddesi, İmmobilizasyon, Plackett-Burman Dizayn, Merkezi Kompozit Dizayn. Kaynaklar 1. Demir, C., 1997. Dedetection of Metabolites by GC-MS and Analysis of Mixtures by Chemometrics. Doktora Tezi, Bristol, 236p. 2. Brereton, G. R., 1990. Chemometrics Applications of Mathematics and Statistics to Laboratory Systems. Ellis Horwood Limited, England. 307p 3. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 4. Yücel, Y., 2008. Bazı Enzimleri Kullanarak Biyodizel Üretimi ve Biyodizel Özelliklerinin Analitik Metotlarla Araştırılması, Uludağ Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı,Doktora Tezi, Bursa, 186s. 5. Mateo, C, Palomo, J.M., Fernandez-Lorente, G., Guisan, J.M. Fernandez-Lafuente, R., 2007. Improvement of Enzyme Activity, Stability and Selectivity Via İmmobilization Techniques. Enzyme and Microbial Technology, 40:1451-1463. 6. Bradford, M.M. 1976. A rapid and sensitive method for the quantitation of microgram quantities of protein utilizing the principle of protein-dye binding Anal. Biochem. 72, 242-254. 7. Winkler, U.K., Stuckmann, M., 1979. Glycogen, Hyaluronate, and Some Other Polysaccharides Greatly Enhance the Formation of Exolipase by Serratia marcescenst. J. Bacteriol. 138, 663-679. 306 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 253 Lipaz Enziminin Çay Atığı Üzerine İmmobilizasyonu ve Kemometrik Metotlarla Optimizasyonu Yasin Yücel , İbrahim Sürmelioğlu Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Tayfur Sökmen Kampüsü, 31000, Antakya/Hatay [email protected] Özet: Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen yakıtlara olan ilgi son on yılda özellikle fosil yakıtların tükenmesi ile ilgili endişeler nedeniyle büyük bir ilgi görmektedir. Sürekli artan maliyetler ve işlenmemiş yakıtların kullanımından kaynaklanan çevresel etkiler nedeniyle araştırmalar son yıllarda katlanarak artmıştır1-3. Son on yılda yüksek maliyetler nedeniyle enzimlerin uygun bir destek maddesi üzerine tutturularak defalarca kullanılabilmesi endüstriyel uygulamalar açısından önemli hale gelmiştir. Enzim immobilizasyonunda kullanılan destek maddesi enzime kazandırdığı biyokimyasal, mekanik ve kinetik özellikler nedeniyle oldukça önemlidir. Destek maddesine tutturulan enzim reaksiyon ortamından kolaylıkla ayrılabilmekte ve sürekli proseslere uygulanabilmektedir 2-4. Bu çalışmada doğal destek maddesi olarak çay atığı kullanılmıştır. Lipozyme TL-100L lipaz enzimi doğal destek maddesi örneklerine kovalent bağlama metodu kullanılarak immobilize edilmiştir. Ayrıca enzimin immobilizasyon verimliliği ve aktivitesi spektrofotometrik yöntemle hesaplanmıştır 5,6. Kemometrik optimizasyon teknikleri kullanılarak enzimin doğal destek maddesine en uygun immobilizasyon koşulları belirlenmiştir. Çay atığı üzerine lipaz enziminin tutunmasında etkili olan faktörlerin belirlenmesinde Plackett-Burman dizayn metodu kullanılmıştır. Optimizasyon işlemi Yüzey Yanıt Yöntemi (RSM) kullanılarak yapılmıştır. Bu amaçla üç faktörlü beş seviyeli merkezi kompozit tasarım kullanılmıştır7. Anahtar kelimeler: Çay Atığı, Doğal Destek Maddesi, İmmobilizasyon, Optimizasyon, Kemometri. Kaynaklar 1. Yücel, Y., 2008. Bazı Enzimleri Kullanarak Biyodizel Üretimi ve Biyodizel Özelliklerinin Analitik Metotlarla Araştırılması, Uludağ Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Kimya Anabilim Dalı,Doktora Tezi, Bursa, 186s. 2. Yang, G., Wu, J., Xu, G., Yang, L.,2009.. Enhancement of the activity and enantioselectivity of lipase in organic systems by immobilization onto low-cost support. Journal of Molecular Catalysis B: Enzymatic 57, 96– 103. 3. Yücel, Y., 2011. Biodiesel Production From Pomace Oil By Using Lipase İmmobilized Onto Olive Pomace. Bioresource Technology. 102. 3977–3980. 4. Yücel, Y., 2013. The Enzymatic Production of Biodiesel from Pomace Oil Using Immobilized Thermomyces lanuginosus, Energy Sources, Part A: Recovery, Utilization, and Environmental Effects, 35:4, 370-375. 5. Winkler, U.K., Stuckmann, M., 1979. Glycogen, Hyaluronate, and Some Other Polysaccharides Greatly Enhance the Formation of Exolipase by Serratia marcescenst. J. Bacteriol. 138, 663-679. 6. Bradford, M.M. 1976. A rapid and sensitive method for the quantitation of microgram quantities of protein utilizing the principle of protein-dye binding Anal. Biochem. 72, 242-254. 7. Brereton, G. R., 2003. Chemometrics: Data Analysis for the Laboratory and Chemical Plant. John Wiley & Sons, Ltd, England. 489p. 307 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 254 Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle PirasetamınProtonasyon Sabitinin Tayini Yaşar Doğan Daldala, Fatma Ürera, Ebru Çubuk Demiralaya, Hülya Yılmaza, Sibel Özkanb a Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, ISPARTA b Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Alzheimer hastalığı; beynin öncelikle hafıza olmak üzere, çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans”; “hafıza, lisan, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” demektir. Alzheimer hastalığında, beyin fonksiyonlarındaki gerilemeyi azaltacak veya hastalığın gelişimini yavaşlatacak yönde tedaviyi sağlayan farklı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar içerisinde nootropikler beynin farklı bölgelerindeki oksijen ve glukozkonsantrasyonlarının artışı, laktat/pirüvat oranının düzenlenmesi ve kandan oksijen alınımının artırılması gibi oldukça önemli beyin metabolik fonksiyonlarında etkilidirler. Bu grup içindeki en eski ilaç pirasetamdır 1. Sıvı kromatografik yöntemler, asidik ve bazik grup taşıyan ilaçların iyonlaşma/protonasyon sabitlerinin (pKa) tayininde sıklıkla kullanılmaktadır. Düşük derişimlerdeanalit ile çalışabilme, çalışılan bileşiklerdeki safsızlıkların hata getirmemesi gibi avantajlarından dolayı tercih edilmektedir. Bu yöntemle tayinde belli bir organik modifiyerin belli derişiminde ve pH değerinde kapasite faktörleri hesaplanmakta ve kapasite faktörlerinin pH ile değişiminden yararlanılarak iyonlaşma/protonasyon sabitleri belirlenmektedir. Bu çalışmada pirasetamın yapısındaki pirolidin halkasına bağlı azota ait protonasyon sabiti değeri ters faz sıvı kromatografi yöntemiyle farklı yüzdelerde hazırlanan asetonitril-su ikili karışımlarında tayin edilmiştir. Pirasetamınprotonasyon sabitinin tayini, yapısında 30 mM H3PO4 içeren % 3, 5 ve 7 (h/h) asetonitril-su ortamlarındaX Terra C18 (250x4,6 mmI.D., 5μm) kolon kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Her bir asetonitril-su ikili karışımlarında farklı pH değerlerinde (7; 7,5; 8; 8,5; 9; 9,5; 10; 10,5) mobil fazlar hazırlanmıştır. Bileşiğe ait pKa değerleri, kapasite faktörü ile pH arasındaki non lineer ilişkiyi esas alan NLREG2 programı kullanılarak hesaplanmıştır. NLREG programıyla hesaplanmış pK a değerlerinden YasudaShedlovsky metoduyla sudaki pKa değerleri hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler:Alzheimer Hastalığı, Protonasyon Sabiti, Yasuda-Shedlovsky. Kaynaklar 1 2 Çalış, Ü., Erişim Tarihi: 20.11.2013. Alzheimer Tedavisinde Kullanılan İlaçlar, 531-536. NLREG Version4.0. P.H, 2013. Sherrod. Erişim Tarihi: 12.11.2013 http:/www.sandh.com/Sherrod. 308 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 255 Nişasta EndüstrisiAtıklarından Nişasta Eldesi, Hidroksietilnişasta Sentezi, Karakterizasyonuve Kullanım Alanlarının Araştırılması Yavuz Selim Öztürka, Cengiz Ayhan Zibaa, Ferhat Dincerc, Mustafa Dolaza,b a Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kimya Bölümü, Kahramanmaraş Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Kahramanmaraş c Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin Meslek Yüksekokulu, Kahramanmaraş b [email protected] Özet: Nişasta üreten işletmelerde atıklar içerisinde nişasta bulunmaktadır. Bu atıklardaki nişasta çeşitli yöntemlerle ayrıştırılır. Başlangıç malzemesi granül formdaki doğal nişastadır 1. Granül nişasta eter-su ortamında süspansiyon halinde veya etilen oksit ile yarı kuru bir toz olarak reaksiyonagirmektedir2. Ayrıca bu reaksiyon organik sıvı içinde de gerçekleşmektedir 3. Nişasta modifikasyonunun temeli doğal nişastanın fiziksel ve kimyasal özelliklerini değiştirerek fonksiyonel özelliklerini geliştirmektir4. Ticari olarak en çok modifiye edilen nişastalar DS değeri 0,2’den daha az olanlardır5. Şekil’deHidroksietil nişastanın yapısı görülmektedir. Bu çalışmada sentezlenen Hidroksietilnişasta’nın yapısı1H-, katı-13C-NMR ve FT-IR spektroskopisiyle aydınlatılmıştır. Ayrıca, SEM görüntüleriyle yüzey morfolojileri ve TG-DTA ile termal davranışları incelenmiştir. Şekil. Hidroksietilnişasta Bu çalışmada elde edilen Hidroksietilnişastakağıt ve tekstil sanayisinde bağlayıcı olarak ve gıda sanayisinde kıvamlaştırıcı, tıp alanında ise hacim genişletici olarak kullanılmaktadır 5-6. Bu projede ülkemizde üretimi olmayan Hidroksietilnişasta’nın ülkemizde üretimi amaçlanmıştır. Anahtar kelimeler:Hidroksietilnişasta, Atık Nişasta, Etilen Oksit, Nmr. Kaynaklar [1] Kesler, C.C. andHjermistad, E.T. (1950),“Preparation of starchethers in orginalgranule form”, US patent 2,516,633 [2] Kesler, C.C. andHjermistad, E.T. (1950), “Starcheters in orginalgranule form”, US patent 2,516,632. [3] Broderick, A.E. (1954), US patent 2,682,535. [4] Orthoefer, F.T. (1987), Corn starch modification uses. P. 479-499. In corn chemistry and technology. Ist. Ed. Watson, S.A., Ramstad, P.E., American Association of Cereal Chemist. Ins. Minnesota. [5] Rutenberg, M.W. and Solarek, D. (1984), “Hydroxyalkylated starches” in: “Starch : Chemistry and technology”, R.L. Whistler, J.N. BeMiller and E.F. Paschall (eds), 2nd ed., Acad. Press, Orlando. [6] Moser, K.B., (1986) “Hydroxyethylated starches” in: “Modified starches: Properties and uses”, O.B. Wurzburg (ed), CRC Press, Boca Raton, Florida. 310 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 256 İyonik Sıvı- UltrasoundBased-Dispersif Sıvı-Sıvı Mikroekstraksiyon ile Zenginleştirildikten Sonra Çeşitli Su ve Balık Örneklerinde Civanın SpektrofotometrikTayini Yunus Emre Unsala, Mustafa Tuzena, Mustafa Soylakb a Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, 60250 Tokat b Erciyes Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, 38039 Kayseri [email protected], Özet: Bu çalışmada, iyonik sıvı-ultrasoundbased-dispersif sıvı-sıvı mikroekstraksiyonkombinasyonu ile su, gıda ve balık örneklerinde eser düzeydeki civanın UvvisSpektrofotometresi ile tayini için gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen bu metodun optimizasyonu için gerekli bazı parametreler, örnek çözeltisinin pH’sı, 1-Butil-3-metil-imidazolyum heksafluorofosfat iyonik sıvı hacmi, kloroform hacmi, 4-(5-Bromo-2-piridilazo)-N,N-dietil-3-hidroksianilin miktarı, ultrasonik banyo zamanı, soğutma zamanı, santrifüj hızı ve zamanı, tuz etkisi araştırıldı. Civa(II) iyonunun geri kazanımı üzerine bazı alkali, toprak alkali ve bazı metal iyonlarının etkileri de incelendi. Geliştirilen bu metot için zenginleştirme faktörü 50 olarak bulundu. Civa(II) için gözlenebilme sınırı, 1.05 μg/L hesaplandı. Bu çalışmanın doğruluğunu test etmek amacıyla analit ekleme-geri kazanım metodu ve standart referans madde analizi yapıldı ve % 95-101 geri kazanım değerleri elde edildi. Bu çalışma çeşitli su, gıda ve balık örneklerine başarılı bir şekilde uygulanmıştır. 310 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 257 4-Amino Pirolopirimidinin Sentezi ve Elektrokimyasal Davranışlarının İncelenmesi Yusuf Kelebekli, Elif Yıldız, İrem Koyun, Ferhan Tümer Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen-Edeb. Fakültesi Kimya Bölümü Avşar Kampüsü K.Maraş [email protected] Özet:Pirol ailesinin bir üyesi olan aminopiroller de pirol(1) ve türevleri gibi biyolojik aktivite gösteren bileşikledir.1 Bazı 2-aminopirol türevlerinin yüksek derecede anti-mikrobiyal aktivite gösterdikleri belirlenmiştir.2Aminopiroller potansiyel olarak boya endüstrisinde ve bazı ilaç türleri için öncü moleküller olarak kullanılabilirler.3Pirolopirimidinler (3)pirol (1) ve pirimidin (2) halkalarının kaynaşması sonucu oluşan iki halkalı pirimidin türevleridir. NH2 Ph N N N NH2 N H 1 N Pirimidin N H N 3 2 N N Me 4 Pirimidin esaslı bileşiklerin sentezi üzerine yapılan çalışmaların temel sebebi bu bileşik sınıfının biyolojik aktivitesinin yüksek olmasıdır. Yeni ilaç aktif maddeleri sentezinde pirimidin türevleri alanında yapılan çalışmalar büyük önem kazanmıştır ve son yıllarda çalışmalar biyolojik aktivite çalışmaları üzerine odaklanmıştır. Pirimidin esaslı bu bileşiklerin, özellikle pirolo[2,3d]pirimidinlerin, başta antikanser etki olmak üzere kemoterapetik aktiviteye (antiviral ve antibakteriyel) sahip olduklarını gösteren birçok çalışma mevcuttur. 4 Bu çalışmada, sentezi ilk kez tarafımızdan gerçekleştirilen 4-amino pirolo[2,3-d]pirimidin4’ün sentezi ve elektrokimyasal davranışları belirlenmeye çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Pirol, Pirimidin, Pirolopirimidin. Kaynaklar 1. 2. 3. 4. Bennett, S.M., Ba Nghe, N. and Ogilvie, K.K., 1990. Synthesis and antiviral activity of some acyclic and C-acyclic pyrrolo [2, 3-d] pyrimidine nucleoside analogs, J. Med. Chem. 33, p. 2162. .Mohamed, M.S., El-Domany, R.A. and El-Hameed, R.H.A., 2009. Synthesis of certain pyrrole derivates as antimicro-bial agent, Acta Pharm., 59, 145-158. Al-Mousawi, S.M., Moustafa, M.S., Meier, H., Kolshorn, H. and Elnagdi, M.H. 2009. Polyfunctional Nitriles in Organic Syntheses: A Novel Route to Aminopiroller, Pyridazines and Pyrazolo [3,4-c] prydazines, Molecules, 14, 798-806. Bernier, J., Henichart, J., Warin, V., Trentesaux, C., Jardillier, J. 1985. 5-Cinnamoyl-6-aminouracil derivatives as novel anticancer agents.Synthesis, biological evaluation and structure-activity relationships. J.Med. Chem., 28; 497-502. b) Cheng, S.C., Hoops, G.C. 1997. Synthesis of Pyrrolo[2,3d]pyrimidines thar are Structurally Related to Methylated Guanosines from tRNA and the Nucleoside Q analogs, PreQ. Nucleoside&Nucleotides,16(4); 347-364. 311 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 259 Polikristalin Au Elektrot Üzerinde Tellür(IV), Bakır(II) ve Kurşun(II)’ninPotansiyel AltıDepozisyonPiklerineAnyonlarınEtkisi Zehra Yazar Aydına, Gülçin Bolatb, Serdar Abacıb Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Nanoteknoloji ve Nanotıp Anabilim Dalı, Ankaraa, Hacettepe Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, Ankara b [email protected] Özet: Bir metalin diğer bir metal üzerine iki boyutlu çekirdekleşmesi ve büyümesine potansiyel altı depozisyon (upd) adı verilir1. Upd sınırlı bir yüzey prosesidir ve bu yüzden film tabakası, üç boyutlu büyüme kinetiğine karşılık, iki boyutlu olarak oluşur 2. Kullanılan elektrolit çözeltisine ilave edilen anyonların, elektrot yüzeyinde iki boyutlu çekirdekleşmeye katkı sağlayabildiği bilinmektedir3. Ancakbukatkıkullanılan anyone bağlıolarakdeğişmektedir.Cl -ve SO42 – gibibazıanyonların Au yüzeyineadsorbeolaraktektabakaoluşumunakatkısağlarken, Ac- metal ile kompleks oluşturarak tek tabaka oluşumunu etkilediği, ClO4- ‘ın ise metal ve elektrot yüzeyiyle herhangi bir etkileşimi olmadığı için tek tabaka oluşumuna katkısının en az olduğu yapılan bazı çalışmalarda bildirilmiştir 3. Çalışmalarımızda Polikristalin Au elektrotüzerindeTe+4, Cu+2vePb+2’nin 2UPD’sinedolayısıylatektabakaoluşumunaCl , Ac , SO4 , NO3 ve ClO4 anyonlarının etkisi incelenmiştir. ElementlerinUPD’lerinibelirlemek amacıyla dönüşümlü voltametri tekniği kullanılmıştır. Cl-, Ac-, SO42-, NO3- ve ClO4anyonlarının varlığında dönüşümlü voltamogramlardakipik şekilleri, UPD ve bulk piki arasındaki uzaklık (ΔE), UPD pik yüksekliklerive UPD pikkaymaları incelenmiş4 ve karşılaştırılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde polikristalinAu elektrot üzerindeTe+4, Cu+2 ve Pb+2’un tektabakaoluşumunuCl-, Ac-, SO42-, NO3- ve ClO4- anyonlarının farklı şekilde etkilediği görülmüştür. Anahtar kelimeler: Anyon Etkisi, UPD, Dönüşümlü Voltametri. Kaynaklar 1.Kolb, D. M.,1978. InAdvances in Electrochem. andElectrochem. Eng.,Gerischer, H. andTobias, C. W., Eds., Wiley, Interscience,11, 125. 2. Alanyalıoğlı, M., 2006. S, Se ve Te’ün Potansiyel Altı Depozisyonu ve PbS, PbSe ve PbTe’ün Yeni Bir Elektrodepozisyon Yöntemi ile Sentezi ve Karakterizasyonu. A.Ü. Fen Bil. Ens., Kimya ABD, Doktora Tezi, 159. 3.Abaci, S.,Zhang,L., Shannon,C. 2004.TheInfluence of Counter Anions on the Under potential Deposition of Mercury(II) on Au(1 1 1): Temperature-Dependent Studies. J. Electroanal. Chem., 571, 169-176. 4.Huang, Long. 2003. Copper Electrodeposition on Iridium, Ruthenium and its Conductive Oxide Substrate. University of North Texas, Master'sthesis, 81 pp. 313 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 259 Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetişen GundeliaTournefortii (Kenger) Bitkisindeki Bazı Metallerin Tayininde Farklı Asit Çözünürleştirmelerinin Karşılaştırılması Zeki Tünaya, Işıl Aydınb, İsmail Yenerb, Elif Varhan Oralb, Fırat Aydınc a Dicle Üniversitesi Diyarbakır Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü, Diyarbakır. b Dicle Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı, Diyarbakır. c Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Diyarbakır [email protected] Özet: Kenger (Gundeliatournefortii), papatyagiller (Asteraceae) familyasından 40-50 cm yüksekliğinde, tüylü çok yıllık, sütlü, dikenli bir otsu bitki türüdür. Gövdeleri basit veya az dallı, kısa ve kalındır. Yapraklar derimsi, damarlı beyazımsı tüylü, gövdedekiler sapsızdır. Çiçek durumu küreye benzer bir baş şeklindedir. Çiçekler morumsu-kırmızı renklidir. Baş kısmı olgunlukta sarımsı-yeşil renk alır ve dikenler hariç 1 cm kadar uzunlukta olup serttir 1. Çalışmamızda, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yetişen ve Mart aylarında pazarda satılmaya başlanan GundeliaTournefortii bitkisi alınarak kökü, gövdesi ve yaprakları ayrı ayrı öğütülerek farklı asit karışımlarında mikro dalga sisteminde çözme işlemine tabi tutulmuştur. Böylelikle en iyi çözme işlemi hangi asit karışımıyla olduğu ve karışım oranları tespit edildi2. Hazırlanan örneklerin Agilent 7700 marka ICP-MS ile analizleri yapıldı. GundeliaTournefortii kök gövde ve yapraklarda toplanan metal oranları belirlenerek metal bitkideki metal miktarları tespit edildi. Güney Doğu Bölgesinde oldukça yaygın olarak yemeği yapılan GundeliaTournefortii’nin metal analizleri yapılarak Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) belirlediği sınırlarla kontrolü yapıldı. Anahtar kelimeler: GundeliaTournefortii, ICP-MS, Metal , Mikro Dalga. Kaynaklar 1-Baytop T. 1984. Türkiyede Bitkiler ile Tedavi. İstanbul Üniversitesi Yayınları Eczacılık Fakültesi 3255 Cilt. 290 s. 2-Duz, M.Z.,Celik, K.S. Aydın, I., Erdogan S., Aydın F., Hamamcı C., 2012 MicrowaveDigestionFollowedby ICP-OES fortheDetermination of Al, Cd, Cr, Cu, Fe, Ni, Pb andSn in Maize. ATOMIC SPECTROSCOPY 33 (3) 78-82. 313 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 260 Ege Bölgesi’nde Üretilen SparusAuratus (Çipura Balığı)’larındaki Metal Tayininde Farklı Asit Çözünürleştirmelerinin Araştırılması Zeki Tünaya, Işıl Aydınb, İsmail Yenerb, Fırat Aydınc a Dicle ÜniversitesiDiyarbakır Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü, Diyarbakır. b Dicle Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Anabilim Dalı, Diyarbakır. c Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, Diyarbakır [email protected] Özet: Ülkemizde su kaynaklarının kirlenmesi; daha çok sanayi ve yerleşim alanlarında gelen atıklarının arıtılmadan ya da yetersiz arıtma ile akarsu, göl ve denize bırakılmaları sonucu oluşmaktadır. Özellikle sanayinin gelişmesi sonucu artan endüstriyel kuruluşların çoğunun ürettiği ağır metal içeren atıklarla, akarsu, göl ve denizlerde (sucul ortam) ciddi kirlenmeler olmaktadır. Sucul ekosistemlerde biyolojik çevrimin bir halkası olan balıklar önemli bir protein kaynağıdır. Balıklar ciddi boyutlarda metal kirliliğine maruz kalmaktadır. Ağır metaller, sucul ekosistemlerde yüksek konsantrasyonda organizmalar için potansiyel olarak toksik etki yaparlar 1,2. Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplıdır. Bu yüzden halkımız tarafından balık tüketimi istediğimiz ölçüde olmasa da en çok tüketilen balıklardan biri SparusAuratus (Çipura Balığı)’dır. Çalışmamızda Mart aylarında marketlerde satışa sunulan SparusAuratustan (Çipura Balığı) farklı günlerde alınan 50 örnek çeşitli asit karışımlarında mikro dalga sisteminde, farklı asit karışımlarında çözme işlemine tabi tutuldu. Böylelikle en iyi çözme işlemi hangi asit karışımıyla olduğu ve karışım oranları tespit edildi3. Hazırlanan örnekler Agilent 7700 marka ICP-MS ile analiz edildi. Sonuç olarak Diyarbakır’da satışa sunulan SparusAuratus (Çipura Balığı) yapılan analizler sonucu tespit edilen tüm değerler Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Türk Gıda Kodeksi tarafından kabul edilebilir değerler ile karşılaştırıldığında limit değerlerinin altında olup insanlar tarafından tüketilmesinin herhangi bir risk taşımadığı belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: SparusAuratus, Asit Çözünürleştirilmesi, ICP-MS, Metal. Kaynaklar 1-Bryan, G., (1976). "Heavy metal contamination in the sea in”: R.Johnston Mar. Poll. Academic Press mc. London, 185-302. 2-Akgün M., (2007). Sakarya Nehri Çeltikçe Çayı’nda Yaşayan Leuciscus cephalus L., 1758 Dokularında Ağır Metal Birikimi GÜ, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 27, Sayı 2 179-189. 3-Souid G., Souayed N., Yaktiti F., Maaroufi K. (2013), Effect of acute cadmium exposure on metal accumulation and oxidative stres biomarkers of Sparus aurata. Ecotoxicology and Environmental Safety, V. 89, 1-7 314 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 261 2-Kloro-4,6-N,Nʹ-Bis(3,4-Dihidroksibenziliden)-1,3,5-Triazinin Çinko(II) Komplesinin Floresans Özelliklerinin İncelenmesi Sultan Çam, Ahmet Dönertaş, Merve İlhan, Ziya Erdem Koç*, S. Beniz Gündüz a Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü, 42031, Kampüs-KONYA [email protected] Özet: Simetrik yapıda olmaları sebebiyle 1,3,5-triazinler, (s-triazinler) olarak adlandırılmaktadır. s-triazin türevleri günümüzde ilaç sanayinden plastik sanayisine kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Sentetik reçinelerin, ilaçların ve boya kompleksleri gibi çoğu maddenin yapısında bulunması sebebiyle endüstriyel açıdan öneme sahiptir. Ayrıca optik, elektrik ve optoelektronik özellikleri ile malzeme bilimin de farklı uygulamalarda kullanılmaktadır[1]. Son yıllarda s-triazin türevlerinin anti-tümör, anti-kanser, anti-viral, anti-mikrobiyal etkilerinin ortaya çıkması ile farmokolojik alanda önemli bir yere sahip oldukları belirlenmiştir [2]. Pek çok organik reaksiyonda, metal iyonlarının yönlendirme etkisi sayesinde çok düşük verimle elde edilebilen birçok heterosiklik bileşiğin elde edilmesi mümkün hale gelmiştir. Ayrıca s-triazin türevleri geçiş metalleri ile kompleks vermesinden dolayı koordinasyon kimyasında ve biyoinorganik kimya açısından da ayrı bir konuma sahip olup bazılarının da sıvı kristal özelliğe sahip olması, bu konular üzerinde çalışmaların artmasına neden olmuştur [3]. 295.3 280 260 ___ KBDBT-Zn +2 ___ KBDBT ___ DMF 240 220 200 180 160 140 120 100 80 60 40 20 -0. 4 200.0 250 300 350 400 450 500 550 600 646.5 nm Bu çalışmada, s-triazin türevlerinden olan 2-kloro-4,6-diamino-1,3,5-triazin’in farklı 3,4hidroksibenzaldehit ile verdiği kondensasyon reaksiyonları sonucu elde edilen çift yönlü (dipodal) Schiff bazlı ligandın [2-Kloro-4,6-N,Nʹ-Bis(3,4-Dihidroksibenziliden)-1,3,5-Triazinin (KBDBT)], Zn(II)iyonlarıyla oluşturduğu kompleksinfloresansözellikleri incelenmiştir. Florimetrik parametrelerin belirlenmesi için, öncelikle DMF ortamındaKBDBT’inuygun derişimdeki çözeltisi hazırlanarak, uyarma dalga boyları 10’ar nm aralıklarla değiştirilip emisyon spektrumları alınmış ve maksimum floresans şiddetine sahip olduğu uyarma ve emisyon dalga boyu belirlenmiştir. Daha sonra Zn +2 ile 2Kloro-4,6-N,Nʹ-Bis(3,4-Dihidroksibenziliden)-1,3,5-TriazininDMF ortamındakompleks oluşturacağı en uygun koşullar; pH, kompleks oluşum süresi, KBDBT’inkonsantrasyonu ve sıcaklık tayin edilmiştir. Belirlenen optimum koşullar altındaKBDBT-Zn+2 kompleksinin de en uygun uyarma ve emisyon dalga boylarıtespit edilmiştir. Belirlenen optimum koşullarda Zn+2 iyonları için kalibrasyon eğrileri çizilerek, tayin aralığı, gözlenebilme ve alt tayin sınırları belirlenmiştir. Çalışma kapsamında yabancı iyonların etkisi de incelenmiştir. Anahtar kelimeler: 2-Kloro-4,6-N,Nʹ-Bis(3,4-Dihidroksibenziliden)-1,3,5-Triazin, Çinko(II) Kompleks, Florimetrikanaliz, S-triazin. Kaynaklar [1] K.,Srinivas, U. Srinivas, and et all, Bio. &Med.Chem. Let., 15, 1121, (2005). [2] Z. E. Koc, H. Bingol, A.O. Saf, E. Torlak, A. Coskun, J. Hazard. Mater.183, 251, (2010). [3] Z. E. Koç, H. İ. Uçan, J. Macromol. Sci. A,45, 1072, (2008). 315 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 262 Dopamin ve Serotonin′in Poli-glutamik asit Modifiye Karbon Pasta Elektrot Kullanarak Sıçan Beyninden Toplanan Mikrodiyalizat Örneklerinde Elektrokimyasal Tayini Pınar Talay Pınar1, Zühre Şentürk1, Neşe Tunçel2, Orhan Tansel Korkmaz2 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van 2 Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, 26040 Eskişehir [email protected] Özet: Dopamin (DA) ve serotonin (5-hidroksitriptamin, 5-HT), pek çok beyin işlevinin düzeninde ve kontrolünde etkili çok önemli iki nörotransmiter bileşiktir. DA 5-HT Monoamin yapılı bu iki nörotransmiterin beyin dokusundan in vivo ya da in vitro gerçekleştirilen elektrokimyasal analizlerinde iki temel güçlük sözkonusudur: Bunlardan ilki, beyindeki elektrokimyasal etkisiz pek çok makromolekülün kullanılan elektrotların yüzeyini özgün olmayan adsorpsiyon yoluyla kapatmasıdır. Diğer güçlük ise, diğer elektroetkin bileşiklerin girişime neden olmalarıdır. Bu iki sorunu gidermek amacıyla, elektrotlar değişik materyallerle modifiye edilmektedir. Öte yandan, nörokimyasalların izlenmesinde in vivo voltametriye alternatif bir teknik olan mikrodiyaliz, aynı zamanda analiz edilecek doku ve organın hücre dışı sıvısından bu bileşiklerin sürekli biçimde toplanmasını da sağlar. Bu işlevi sırasında ise biyolojik ortamda varolan protein gibi büyük moleküllerden gelecek girişim etkisini de ortadan kaldırır. Bu gerçeklerin ışığında sunulan çalışmanın amacı, sıçan beyninin corpus striatum bölgesinden mikrodiyaliz yöntemiyle toplanan örneklerde DA ve 5-HT biyomoleküllerinin in vitro ölçümleri için kimyasal modifiye elektrot (poli-glutamik asit modifiye karbon pasta elektrot, PGA/CPE) kullanılarak geliştirilen voltametrik yöntemin analitik uygulanabilirliğinin araştırılmasıdır. İşlem görmemiş ve modifiye edilmiş karbon pasta elektrotlar üzerinde elektrot tepkime işlemini etkileyen deneysel koşullar (pH, modifiye edicinin derişimi, elektro-polimerizasyon döngü sayısı, gerilim tarama aralığı ve hızı) ayrıntılı olarak incelenmiştir. PGA/CPE elektrot varlığında kare-dalga voltametrisi tekniği kullanılarak DA ve 5-HT için sırasıyla fosfat tamponu pH 6.0 ve 7.4 çözeltileri içerisinde +0.27 ve +0.36 V gerilim değerlerinde elde edilen anodik yanıt, çalışma aralığı 5×10-8 M – 6×10-7 M ve 2×10-8 M – 9×10-7 M, gözlenebilme sınırı 1.1×10-8 M (1.53 ng mL-1) ve 3.4×10-9 M (0.85 ng mL-1) olan analitik bir yöntem geliştirmeğe izin vermiştir. Anahtar kelimeler: Dopamin, Serotonin, Poli-glutamik asit modifiye karbon pasta elektrot, Mikrodiyaliz, Sıçan 316 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 263 Yem Katkı Maddesi Raktopamin′in Bor-katkılı Elmas Elektrot üzerinde Farklı Elektrolit Ortamında Elektrokimyasal Davranışı ve Biyolojik Örneklere Uygulaması Pınar Talay Pınar1, Yavuz Yardım2, Zühre Şentürk1 1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van 2 Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Anabilim Dalı, 65080 Van [email protected] Özet: Raktopamin, çiftlik hayvanlarında yağsız et oranı, yemin etkinlik değeri ve ağırlığında artış sağlayan bir çeşit fenol amin β2-adrenerjik agonisti olarak bilinmektedir β-adrenerjikagonistlerinin yasal olmayan miktarlarda kullanıldıklarında et tüketimi sonucu gıda zehirlenmelerine, taşikardiye, sinirlerde hissizliğe, kaslarda tremor ve konfüzyonlara neden olduğu bilinmektedir. Bu yan etkileri nedeniyle raktopaminin hayvanların beslenmesinde kullanımı birçok ülke tarafından kabul görmemektedir. Yapısındaki elektroetkin hidroksil grubuna bağlı olarak raktopamin elektrot yüzeyinde yükseltgenebilir. Ancak işlem görmemiş elektrotlar üzerinde zayıf sinyaller vermesi nedeniyle bileşiğin analizinde modifiye elektrotların kullanılması tercih edilmektedir1-3. Yeni bir karbon elektrot malzemesi olan borkatkılı elmas (BDD); sulu çözeltilerde geniş çalışma gerilimi aralığına, çok düşük ve kararlı artık akım değerlerine sahip olup yüzey kirlenmesine direnç ve redoks türlere çok iyi etkinlik göstermektedir. Bu özellikleri nedeniyle günümüzde pek çok elektrokimyasal uygulamada sıklıkla kullanılmaktadır. Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak bu çalışmada raktopaminin duyarlı ve seçici tayininde elektrot yüzey modifikasyonu olmaksızın BDD elektrotunun uygulanabilirliği araştırılmıştır. Raktopaminin elektrokimyasal yükseltgenmesi, sulu ve sulu/sürfaktan çözeltilerde pH 1.8-12 aralığında dönüşümlü voltametri ve kare-dalga voltametrisi teknikleriyle incelenmiştir. Elektrot tepkime işlemini etkileyen deneysel koşullar (destek elektroliti, pH, gerilim tarama hızı, sürfaktan tipi ve derişimi) ayrıntılı olarak araştırılmıştır.Raktopamin, pH′ye bağlı olarak bir ya da iki basamaklı tersinmez ve difüzyon-kontrollü yükseltgenmeye uğramaktadır.Bileşik, kare-dalga voltametrisi kullanılarak Britton-Robinson tamponu (pH 9.0) içerisinde +0.50 V′da 3×10-7 M - 1×10-6 Maralığında; 7×10-4 M sodyum laurilsülfat (anyoniksürfaktan) içeren 0.2 M H2SO4 çözeltisi ortamında +0.97 V′da 1×10-7 M 4×10-6 M aralığında tayin edilmiştir. Her iki ortam içinsırasıyla 6.4×10-8 M ve 6.1×10-8 M gözlenebilme sınırı değerleri elde edilmiştir. Seçicilik açısından koşulları sağlayan sürfaktanlı ortamda geliştirilen yöntem, Simental cinsi sığır idrarına uygulanmıştır. Anahtar kelimeler: Raktopamin, Bor-katkılı Elmas Elektrot, Anyoniksürfaktan, Sığır İdrarı. Kaynaklar 1.Liu, Z., Zhou, Y. K., Wang, Y. Y., Cheng, Q., &Wu, K. B., 2012. Enhanced oxidation and detection of toxic ractopamine using carbon nanotube film-modified electrode. Electrochim. Acta, 74: 139–144. 2.Wu, C., Sun, D., Li, Q., &Wu, K. B., 2012. Electrochemical sensor fortoxicractopamineandclenbuterolbased on theenhancementeffect of grapheneoxide. Sens. &Actuat. B, 168: 178–184. 3.Yang, X., Feng, B., Yang, P., Ding, Y., Chen, Y.,Fei, J., 2014. Electrochemical determination of toxic ractopamine at an orderedmesoporous carbon modified electrode. Food Chem. 145: 619–624. 317 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 264 Green extraction approach of Rosmarinic Acid from wild thymus and its vitro tissue cultures Abdul Hafeez Lagharia,c, Mustafa Günaydinb, Shahabuddin Memonc, Münevver Sökmena Atalay Sökmenb, Abdul Qayoom Lagharic [email protected] a Department of Chemistry, Faculty of Science, Karadeniz Technical University, 61080 Trabzon, Turkey b Department of Biology, Faculty of Science, Karadeniz Technical University, 61080 Trabzon, Turkey c National Center of Excellence in Analytical Chemistry, University of Sindh, Jamshoro, Pakistan Abstract: The choice of plants has been major source of medicinal constituents since the ancient times of civilizations. However, search for new constituents, new sources and trials to explore their sources with varied approaches is still continued. Of those in vitro culture of plants has also been found best to furnish bioactive natural products from the bio mass of plants grown under controlled and sterilized conditions without seasonal constraints (especially for seasonal plants). Consequently very important medicinal plant species Thymus pseudopulegioides KLOKOV VE DES.-SHOST was grown by in vitro tissue culture using Murashige and Skoog (MS) medium supplied with different plant growth hormones. It was observed that quantity and number of phenolics of the species were concentration dependent on plant growth hormones. For example MS medium supplied with 1 ppm Kinetin and 0.5 ppm Thidiazuron produced caffeic acid and Rosmarinic, acid as major phenolic, respectively. The production of these important compounds via in vitro tissue culture of T. pseudopulegioides was followed by green extraction method to avoid or minimize the use of highly acidic reagents and/or organic solvents. To do so, de-ionized water as well as surfactants were used for extraction of those compounds and successful attempt were made with good recovery. In this presentation those attempts will be discussed with some details. Keywords: Green Extraction, Phenolics, Tissue Culture 318 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 265 TiO2’in Fotoduyarlılığını Artırmak için Fitalosiyaninlerin Kullanımı Melek Koç, Cansu Albay, İlknur Altın, Rıza Bayrak, İsmail Değirmencioğlu, Münevver Sökmen Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Fakültesi, Kimya Bölümü [email protected] Özet: Fotokataliz, titanyum dioksit (TiO2) ve ışığın varlığında hava ve sudaki kirleticilerin giderimi için kullanılan bir ileri oksidasyon teknolojisidir. TiO 2’in kısmen büyük band aralık enerjisinden (Eg, 3.2 eV) dolayı değerlik tabakasındaki elektronu iletkenlik tabakasına geçirecek ışının enerjisinin yüksek olması gerekir. Bu geçişi genelliklle dalga boyu 400 nm den küçük olan ışınlar sağlayabilir. Bu dalgaboyundaki ışınlar güneşin sadece %5 lik kısmını oluşturur ve UV ışınlarını üretmek pahalıdır. Ayrıca fotokatalizörde electron-çukur birleşmesi de çok hızlı gerçekleştiğinden kuantum verimi de düşük olur. Sensitizer olarak adlandırılan bazı boyar maddeler bu enerji boşluğunu azaltarak boya üzerinden elektron aktarımı ile TiO2’in fotokatalitik etkinliğini artırır. Dolayısıyla TiO2’in boya ile sensitizasyonu 1) daha etkin katalizör sistemlerin üretimini 2) fotokatalitik davranışın görünür bölgeye kaymasını 3) daha kolay elektron aktarımı ile güneş pillerinin üretimini olanaklı kılar. Özellikle metal içeren ftalosiyaninler bu amaçlar için uygun olan türlerdir (Ragoussi vd., 2013). Çoğu metallo ftalosiyaninler p-tipi yarı iletkenlerdir ve TiO2 yüzeyine oldukça iyi adsorbe olurlar. Eğer ftalosiyanin halkası üzerinde polariteyi artırıcı bir grup varsa yüzeye adsorpsiyon çok daha güçlü olmaktadır Bu çalışma, TiO2 nano parçacıkları üzerine azometin köprülü fenolik fitalosiyaninlerin yüklenmesi ile görünür bölge ışınlarıyla sensitize edilebilen fatokatalizörlerin üretimi üzerine odaklanmıştır. TiO2 yapısına ftalosiyaninin gruplarının yüklenmesi ile ftalosiyanin-TiO2 nano kompozitleri hazırlanmıştır. Kompozit malzemelerin üretimi için nonperiferal çevreli Ni2+, Zn2+, Cu2+, Co2+, Fe2+ ve TiO2+ ftalosiyanin türevleri kullanılmıştır (Şekil 1). Kullanılacak metallo ftalosiyaninlerin sentezinde hem merkez metal atomunda (Ni 2+, Zn2+, Cu2+, Co2+, Fe2+ ve TiO2+) hem de heterosiklik halkaya substitue konumda varyasyonlar yapılmıştır. Üretilen katalizörlerin fotokatalitik etkinlikleri 4-klorofenol ve Cr(VI) üzerinde test edilmiştir. Şekil 1. Fitalosiyaninlerin yapısı ve non-periferal konumda bağlı gruplar Kaynaklar: Ragoussi, M-E., Ince, M., Torres, T. 2013. Recent Advances in Phthalocyanine-Based Sensitizers for DyeSensitized Solar Cells. Eur. J. Org. Chem., 6475–6489. 319 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 266 Preeklamptik Gebe Kadinlarda Plazma Bakir Ve Çinko Seviyeleri Tugba Arikan Atilana, Deniz Cemgil Arikanb, Metin Kilincc, Filiz Atalayc, Hasan Cetin Ekerbicerd a. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Fen Bilgisi Eğitimi AD, Kahramanmaraş /Türkiye b. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum AD, Kahramanmaraş /Türkiye c. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya AD, Kahramanmaraş /Türkiye d. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı AD, Kahramanmaraş /Türkiye E-mail: [email protected] ÖZET:Preeklampsi gebeliğin 20. Haftasından sonra hipertansiyon ile beraber proteinürinin görülmesidir1. Bakır (Cu) antioksidan bir enzim olan süperoksit dismutaz için gerekli bir kofaktördür2. Çinko (Zn) ise antioksidan defans mekanizmalarına katkıda bulunan enzimleri aktive etmek için gerekli bir elementtir 3. Preeklampsi etyolojisinde de antioksidan sistemler rol oynadığından dolayı bu çalışmada preeklamptik gebelerle sağlıklı gebeler arasında bakır ve çinko seviyelerini karşılaştırmayı amaçladık. Çalışma; 51’i preeklamptik gebe (grup 2) ve 37’si anne yaşı, gestasyonel yaş ve vücut kitle indeksi (VKİ) eşleştirilmiş sağlıklı gebe (grup 1) olmak üzere toplamda 88 gebeyi içermekteydi. Maternal Cu ve Zn seviyeleri alevli atomik absorbsiyon spektrofotometresi (Perkin Elmer Analyst 800) ile analiz edildi. Açlık serum insulin ve trigliserid seviyeleri her iki grupta da benzerdi (p>0,05). Açlık serum glukoz seviyeleri grup 1’e göre grup 2’de anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05). HOMA-IR değerleri grup 1 ile karşılaştırıldığında grup 2’de anlamlı olarak daha yüksekti (p<0,05). Grup 1 ile karşılaştırıldığında grup 2’de plazma Cu seviyeleri anlamlı bir şekilde daha yüksek, Zn seviyeleri ise daha düşüktü (p<0,05). Bizim sonuçlarımız; preeklamptik gebelerde saptanan artmış Cu ve azalmış Zn seviyelerinin preeklampsi etiyolojisinde rol alabileceğini işaret etmektedir. Fakat bu rolü netliğe kavuşturabilmek için daha fazla çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Anahtar kelimeler: Preeklampsi, bakır, çinko Kaynaklar 1. Sankaralingam S, Arenas IA, Lalu MM, Davidge ST. 2006. Preeclampsia: current understanding of the molecular basis of vascular dysfunction. Expert Rev Mol Med, 8:1-20. 2. Prohaska JR, Baily WR, Gross AM, Korte JJ. 1999. Effect of dietary copper deficiency on the distribution of dopamine and norepinephrine on mice and rats. J Nutr Biochem, 1: 149-154. 3. Kumru S, Aydin S, Simsek M. 2006. Comparison of ser- um copper, zinc, calcium, and magnesium levels in preeclamptic and healthy pregnant women. Biol Trace Elem Res, 94: 105-112. 320 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 267 Metisilin ve Nafsilinin Kromatografik İyonlaşma Sabiti Değerlerinin Tayini Zehra Üstüna, Ebru Çubuk Demiralaya, Yaşar Doğan Daldala, Güleren Alsancaka a Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, ISPARTA [email protected] Özet: Penisilinler, antibiyotiklerin en önemli gruplarından birini oluştururlar. İlk penisilinin kullanıma girmesinden sonra başka antimikrobik ajanlar üretilmiş olmasına rağmen penisilinler hala çok geniş kullanıma sahiptir ve penisilinin yeni türevleri üretilmeye devam etmektedir 1. Bu çalışmada penisilinaza dirençli penisilinlerden metisilin ve nafsilinin iyonlaşma sabiti değerleri ters faz sıvı kromatografi yöntemiyle tayin edilmiştir. Bu penisilinlerin iyonlaşma sabitleriyle (pK a) ilgili bilgi, bu grup ilaçların yer aldığı fizyolojik mekanizmaları anlamayı sağladığı ve kolaylaştırdığı için farmakolojik öneme sahiptir.Metisilinin ve nafsilinin, su ve asetonitril-su ikili karışımlarında iyonlaşma sabitlerine ait hiçbir veri literatürde yoktur. Ters faz sıvı kromatografi yöntemi duyarlılığı ve kesinliği yüksek, tekrarlanabilirliği oldukça iyi bir metottur2. Bu yöntem iyonlaşabilen bileşiklerinpKadeğerlerinin tayininde çok tercih edilmektedir. Bu çalışmada nafsilin ve metisilin, benzer kimyasal yapıları nedeniyle benzer kromatografik davranışları olan bileşiklerdir. Bu bileşiklerin yapısındaki karboksilik asite ait iyonlaşma sabiti değerleri ters faz sıvı kromatografi yöntemiyle belirlenmiştir. Mobil fazda organik modifiyer olarak asetonitril kullanılmıştır. Asetonitrilderişiminin etkisi, %38-%42 aralığında tutulmuştur. Bileşiklerin pKa değerlerinin tayininde, SynergiFusion RP C18 (250 mm, 4,6 mm ID, 4 μm) (Phenomenex) kolon kullanılmıştır. Ters faz sıvı kromatografik yöntemle hesaplanan değerler, Yasuda-Shedlovsky bağıntısı kullanılarak farklı asetonitril-su ortamında elde edilen değerlerle karşılaştırılmıştır. Anahtar kelimeler:Penisilin, İyonlaşma Sabiti, Asetonitril. Kaynaklar 1 Sweetman, S. C. 2009. Martindale: The Complete Drug Reference. PharmaceuticalPress, London, 3694p. Canbay, H.S.,Demiralay, E.C., Alsancak, G., Ozkan, S.A. 2011. ChromatographicDetermination of pKaValues of SomeWater-InsolubleArylpropionicAcidsandArylaceticAcidsInAcetonitrile-Water Media. Journal of ChemicalEngineering Data, 56(5): 2071-2076. 2 321 P 7. Ulusal Analitik Kimya Kongresi Poster 268 Donepezil ve RivastigmininProtonasyon Sabitlerinin Ters Faz Sıvı Kromatografi Yöntemiyle Tayini Yaşar Doğan Daldala, Ebru Çubuk Demiralaya, Hülya Yılmaza, Sibel Özkanb a Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü, ISPARTA b Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Analitik Kimya Bölümü, Ankara [email protected] Özet: Alzheimer, hafıza, düşünme ve davranış sorunlarına neden olan demans türüdür. Belirtiler genellikle yavaş gelişir ve zaman içerisinde kötüleşir, günlük işleri engelleyebilecek kadar şiddetli olur1. Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili literatürde sınırlı sayıda çalışma vardır. Bu ilaçların tayinleri için analitik metotlarda bir gelişme veya bu bileşiklerin özellikleri ile ilgili bir bilgi büyük katkı sağlayacaktır.Yapılan literatür araştırması sonucunda Alzheimer hastalığının tedavisi için kullanılan ilaçların tayinlerinde sıklıkla tercih edilen yöntemin, ters faz sıvı kromatografi yöntemi olduğu görülmektedir. Sıvı kromatografik yöntemle tayinde bu grup bileşiklerin su-organik çözücü ikili karışımlarındaki protonasyon sabitlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada Alzheimer hastalığının tedavisinde sıklıkla tercih edilen ilaçlardan donepezil ve rivastigminin farklı yüzdelerdeki su-asetonitril ikili karışımlarındaki protonasyon sabiti değerlerinin tayini ters faz sıvı kromatografik yöntemle tayin edilmiştir. Geliştirilen yöntemde, farklı mobil faz pH değerlerine karşı hesaplanan kapasite faktörü değerleri kullanılarak NLREG2 programıylabileşiklerin protonasyon sabiti değerleri hesaplanmıştır. Bu bileşiklerin kromatografik davranışlarının incelenmesinde X Terra C18 (250x4,6 mmI.D., 5μm) kolon, 30 oC sıcaklık ve 1 mL/dakika akış hızı kullanılmıştır. Bu ilaçların suda çözünürlüğü az olduğundan, su ortamındaki protonasyon sabiti değerlerinin hesaplanması oldukça önemlidir. Bunun için bu çalışmada, ters faz sıvı kromatografik yöntemle hesaplanan değerler kullanılarak Yasuda-Shedlovsky bağıntısıyla su ortamındaki protonasyon sabitleri hesaplanmıştır. Anahtar kelimeler: Alzheimer Hastalığı, Protonasyon Sabiti, Asetonitril. Kaynaklar 1 Sweetman, S. C. 2009. Martindale: The Complete Drug Reference. PharmaceuticalPress, London, 3694p. NLREG Version4.0. P.H, 2013. Sherrod. Erişim Tarihi: 12.11.2013 http:/www.sandh.com/Sherrod. 2 322 P 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini O. Yavuz Ataman A. Ersin Karagözler Abdo Özkan Abdul Hafeez Laghari Abdul Qayoom Laghari Abdulkadir Levent Abdullah Taner Bişgin Abdulselam Ertaş Adem Demir Adem Yolcu Adem Zengin Ahmet Altun Ahmet Ayar Ahmet Aydın Ahmet Balcı Ahmet Bilgin Ahmet C. Gören Ahmet Demirbaş Ahmet Dönertaş Ahmet Okudan Ahmet Önder Ahmet Raşit Çiftaslan Ahmet Ülgen Akın Yıldırım Ali Dağ Ali Gündoğdu Ali İhsan Pekacar Ali Koç Ali Kulak Ali Osman Solak Ali Rehber Türker Antony C. Calokerinos Arben Merkoçi Arda Sözcü Arzum Erdem Aslan Taş Aslı Erkal Atalay Sökmen Atilla Karataş Avram Aruh Aybüke A. İ. Turan Aycan Tosun Ayça Demirel Özel Ayça Nesibe Şapcı 1,122,124,247 27,30,35 242 318 318 55,76 56,57 188,189 58,120,121 59 36 55 255 60,61, 283 111 188 237 250,251,315 87 62,132 63 20,130,290,291 297 58 234 176 64,77,81, 297 176 29 13 186 279 27 66 176,177 318 284 34 176 21 65 66,138 323 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Aydın Akbulut Ayhan Savaşer Aysel Başoğlu Aysel Çimen Ayşe Cihanbay Ayşe Şap Ayşegül Gölcü Ayşegül Kutluay Ayşem Arda Azize Şişman B. Filiz Şenkal B. İlker Harman Badel Dolaz Bahdışen Gezer Barış Kemer Başak Dügencili Bekir Batı Bekir Salih Bengi Uslu Beniz Gündüz Bensu Ertek Berin Yenigül Berrin Ziyadanoğulları Besim Karabulut Beşir Dağ Betül Arı Betül Yılmaz BeydaTaşçı Beyhan Sayın Bezhan Chankvetadze Bilal Yılmaz Bilge Kaan Akçay Buket Bulut Kocabaş Burçin Bozal-Palabıyık Burcu Dogan-Topal Burcu Okutucu Burcu Orhan Burçin İpek Buse Beleli Bülent Çağlar Bülent Kırkan Büşra Ebru Ataoğlu Candan Hamamcı Cansel Çakır 178,245, 185 67,298 68 219 194 69,70,72,73,101,102,109,110,135,136,161, 162,205,211,212,221,222,229,230,243,244 168 39 71 296 165 72,73 22 126 122 74,199 6 75,80,82 88,250,251,315 41,44 97,131 248 163 76 17,43 287 77,93 25 7,196 78,79 78,79 180 75,82 80 158 64,81,93, 210 83,84 149 85,86 87 88 89,90,114,151,171,172 324 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Cansel Kose Ozkan Cansu Albay Carmen C. Mayorga-Martinez Celal Duran Cem Kaplan Cemile Özcan Cengiz Ayhan Zıba Cengiz Soykan Cennet Arslaner Cevdet Demir Charalambos Fotakis Cihan Topcu Çağla Falak Çiğdem Er Çiğdem Hopa Damla Özeren Deniz Arslan Kalender Deniz Bingöl Deniz Cemgil Arıkan Deniz Devecioğlu Deniz Şahin Derya Bal Altuntaş Derya Kılıçaslan Didem Giray Dilgin Didem Gökhan Didem Tekgezer Dilara Demir Dilara Özel Dilek Eskiköy Bayraktepe Dionysios C. Christodouleas Dönay Yuvalı Durişehvar Özer Ünal Dursun Kırışık Duygu Özdeş Duyu Polat Ebru Büyüktuncel Ebru Çubuk Demiralay Ece Büber Ece Çilten Özmen Ece Kök Yetimoğlu Ece Tuğba Saka Ecir Yılmaz Ekrem Dündar Elif Cerrahoğlu 185 33,319 186 91,164,170,197,210,234,237,301 108 92 77,93,288,309 129 192 21,32,46 13 62,94,132,149,153 259 183 95,96 28 97 111,155 320 98 237 99,100 101,102 41 103,104 16 105,292,304 158 106,269 13 107 40,108 105 91,163,164,210,237 109,110, 252 114,169,172,308,321,322 124 206 98,201,280 206,303 49 95 111 325 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Elif Esra Altuner Elif Köksal Elif Nerse Elif Sekmen Elif Varhan Oral Elif Yıldız Emine Akyüz Turumtay Emine Ertürk Emine Kılıçkaya Selvi Emine Şahan Emir Selim Kaya Emrah Yaman Emrah Yıldırım Emre Menteşe Emre Yavuz Emre Yazıcı Erdal Bayır Erdal Dinç Erdal Eren Erdem Torun Erhan Özdemir Erinç Engin Erkan Yılmaz Erol Erçağ Ersin Demir Ersin Erdoğan Ersin Hopa Ersin Kılınç Ersin Yücel Ertan Güneş Esengül Ateş Esengül Kır Esin Akyüz Esma Kılıç Esma Tütem Esra Bal Esra Demir Esra Öztürk Esra Porgalı Esra Yıldız Eyüp Akgün F. B. Erim F. Bedia Erim Berker Fadim Yemiş 112 173 283 90,113,114,151,172,268 314 115,181,311 58,120,121 116,264 58,120,121 156 246 239,240 122 232 19,123,287 121 51 269 183 91 124 43 125,156,249 39 126 96 95 127 83,84,103,104,209,213,214 21 238 293,294 37,48 65 16,37,48,265 133 120 128 252 129,130,286 274 18 231 131 326 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Fadime Nazlı Dinçer Kaya Fatih Çoldur Fatih Durmaz Fatih İslamoğlu Fatih Kocaimamoğlu Fatih Koçer Fatma Çello Fatma Duru Fatma Karipcin Fatma Katanal Fatma Kılıç Dokan Fatma Nur Arslan Fatma Ürer Ferhan Tümer Ferhat Dincer Ferhat Sarı Feride Uğuz Fethiye Göde Fevzi Kılıçel Fırat Aydın Fikriye Tuncel Elmalı Filiz Atalay Gizem Yıldırım Gonca Bulbul Gonca Tosun Gökhan Ceyhan Gökhan Sarp Gönül Çelen Gözde Ersoy Gözde Koyuöz Gül Asiye Ayçık Gülay Bayramoğlu Gülay Ertaş Gülçin Bolat Gülçin Çetin Güler Çelik Güler Ekmekci Güler Somer Güleren Alsancak Gülpembe Halay Gülseren Sarıoğlu Gülsüm Poyraz Gülşah Kanberoğlu Gülşah Teke 260 62,94,132,149,153,204 66 99,100,133,134,232,233 120 226 135,136 137 293,294 237 117,118 66,137,138,139 308 63,115,181,281,311 93,140,141,288,309 108 142 173,261,285 143 88,248,313,314 271 320 145,146,259 34 67,298 147,148,254,266,273,274 94,132,149 270 178 151 85,86 31,178,193,245,246 122,124, 312 95 279 26,150,238 26,238, 89,90,113,114,151,152,321 116,264 39 154 132,153,204 272 327 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Gülşen Güven Gülşen Yıldırım Gülşin Arslan Günseli Elgömüş Gürcan Güleryüz Gyula Záray H. Ali Döndaş H. Elif Kormalı Ertürün H. Filiz Ayyıldız H. Mehmet Kayılı Habibe Tezcan Hacer Bayrak Haibibu Xiyili Hakan Alp Hakan Erdoğan Hakan Kaygusuz Haldun Görücü Hale Seçilmiş Canbay Halil Şahan Halim Avcı Halit Kantekin Hamide Elvan Bayrak Hamza Adıgüzel Harun Çiftçi Harun Muslu Hasan Aydoğan Hasan Basri Şentürk Hasan Çetin Ekerbiçer Hasan Köseoğlu Hatice Danahaliloğlu Hatice Karadeniz Hatice Özkurt Hatice Yumuşakbaş Havva Yamak Hayati Celik Hayati Sarı Hikmet Altunay Hilal Dağ Huriye Çakır Hülya Arslan Hülya Yılmaz Hüseyin Baykal Hüseyin Kara Hüseyin Serencam 154 52 42,87,192 268 300 12 218,219,253 65 66 6 150 170,197,301 155 206,207,298,299 29 231 156 157,158,268, 19,52,123,287 159 206,303 197,301 160,198,266 183 161,162 191 163,164,234 320 165 166,167 305 235 184 47 34,200 218,219,253 185 168 66 300 169,308,322 58 66,137,138,139,143 170 328 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Hüseyin Tunçmen Hüsniye Çiçek Işıl Aydın İbrahim Bulduk İbrahim Daniş İbrahim Ender Mülazımoğlu İbrahim Işıldak İbrahim Narin İbrahim Sürmelioğlu İbrahim Teğin İbrahim Türkekul İbrahim Yılmaz İdris Sargın İhsan Aşık İlkay Açıkgöz Erkaya İlker Akın İlknur Altın İlknur Tosun Satır İlknur Üstündağ İnci SÖNMEZOĞLU İrem Koyun İrfan Koca İsmail Akdeniz İsmail Değirmencioğlu İsmail Tarhan İsmail Yener İsmail Yıldırım J.B. Simeonsson Jülide Hızal Yücesoy Kadir Erol Kasım Aksoy Kevser Sözgen Başkan Kiraz Güngör Kübra Çakır Kübra Gençdağ Kyriakos Papadopoulos Latif Gökbaş Lourdes Rivas Lütfiye Taylak M. A. Habila M. Hamdi Karaoğlu M. Hilal Coşkunırmak M. Yakup Arıca M. Zeki Bayburtlu 171,172 173 88,248,313,314 22,59,128 108 24,175 149,153,204 56,57,107 306,307 174 215 175 42 175,177 178 179 33,319 180 177 289 115,181,311 187 187 319 66 188,189,313,314 156 11 190 180 261,285 16,37,48,265 241 232,233 27,30,191 13 187 186 192 216 140,141 231 245 248 329 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Mahmut Aydın Mahmut İncesu Mariana Medina Mariola Brycht Maruf H. Demirel Mehmet Aslanoğlu Mehmet Atakay Mehmet Boğa Mehmet Çadır Mehmet E. Ş. Özsöz Mehmet Fidan Mehmet Gümüştaş Mehmet Tüfekçi Mehmet Tümer Mehmet Yaman Mehmet Yılmaz Mehtap Çeleğen Mehtap Köroğlu Mehtap Yağan Aşcı Melek Koç Melek Şirin Baymak Melike Fırlak Melike Kozak Memet Vezir Kahraman Mert Soysal Merve Eryılmaz Merve İlhan Merve Öztürk Merve Peltek Merve Tümür Merve Uzun Mesut Genişoğlu Metin Kılınç Mihrican Muti Erdem Mine Altunbek Miraç Ocak Mohammed Akkbik Muhammed İrfan Türker Muhammet Köse Muharrem İnce Muharrem Karabörk Muhsin Ezer Murat Kaya Murat Yazar 53 198,266 186 75 194 168 6 188 117,118 5 174 196 197,301 63,147,148,160,254,266,273,281 23,92,194,195,296 146 198 164 74,199 33,319 34,200 280 263 201,280 27,35 36 315 202 202 153,204 48 165 320 27 101,102,205 67,206,207,298,299,303 241,304 193 50,63,147,148,254,257,273,274,281 208,223,224,236 277,278 242 42 170,210,237 330 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Mustafa Cengiz Mustafa Çeşme Mustafa Çulha Mustafa Dolaz Mustafa Durak Mustafa Ersöz Mustafa Günaydın Mustafa Keleş Mustafa Kemal Sezgintürk Mustafa Özcan Mustafa Saçmacı Mustafa Seyhun İnce Mustafa Sinan Kaynak Mustafa Soylak Mustafa Topkafa Mustafa Tüzen Mustafa Uçan Mustafa Yılmaz Müberra Andaç Müge Gemili Münevver Sökmen Mürüvvet Karakaplan Naciye Erdoğan Nagihan Helvacı Nagihan M. Karaaslan Nail Altunay Naim Özdemir Nalan Özdemir Neslihan Demirbaş Nesrin Ertürk Porsuk Nesrin Haşimi Neşe Tunçel Neşet Neşetoğlu Nevruz Orçun Özçelik Nevzat Çınar Nihat Coşkun Nihat Demirezen Nihat Tınkılıç Nilay Kahya Nuran Kahriman Nuray Özkaya Nurcan Öztürk Nurdan Imızoğlu 22 211,212 9,101,102,205 15,64,77,81,93,140,141,262,263,282,288,3 09 209,213,214 179,202 318 257 41 220 129,130,286 215 116,264 10,56,125,144,156,197,216,217,249,301,31 0 66 215,217,310 56,57 65 62,132 218,219 33,318,319 220 134 221,222 208,223,224,236 225,226,295 180 249 170 150 127 316 108 227 171 228 229,230 149 231 207,299 232,233 170,210,234,237 171,268 331 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Nurettin Yaylı Nurgul Karadas Nurullah Şanlı Nusret Kavak Oğuz Söğüt Oktay Cankur Olcay Bekircan Olcay Kaplan İnce Olcay Özdemir Olcay Şendil Onur Bahşi Onur Şengöz Onur Şenol Orhan Atakol Orhan Hazer Orhan Tansel Korkmaz Osman Çubuk Osman Akba Osman Duha Çetinay Osman Karabacak Osman Serindağ Oya Aydın Urucu Ömer Faruk Koçak Ömür Çelikbıçak Önder Aybastıer Özcan Yalçınkaya Özge Eren Özgün Kalkışım Özlem Demirci Özlem Sağlam Özlem Şahin Pelin Demirçivi Pelin Seyhan Pınar Alkan Pınar Mercan Pınar Talay Pınar Ramazan Gürkan Recep Ziyadanoğulları Remziye Beyza Arslan Reşat Apak Rıza Bayrak Rifat Çatalkaya Sabriye Perçin Özkorucuklu Sait Erdoğan 67,207,298,299 75 116,119,235,264 47 152 17,43 126 208,223,224,236 170,237 26,150,238 151 87 195,239,240 260 105,203,241,292,304 316 62,94,132,149,153 88 242 174 257 98 195,239 6 32 29 101,102,205,243,244 163 127 44 44,65 190 245,246 131 247 71,316,317, 225,226,295 248 192 8,16,37,39,45,48,190,265,289 319 249 145,146,258,259 88 332 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Saliha Şahin Samet Belveren Samet Yavuz Saniye Özcan Savaş Purtaş Seçkin Hayrat Seda Çetintaş Seda Çetintaş Seda Karayünlü Bozbaş Seda Köşker Seda Kurtulmuş Seher İpekçi Selahattin Serin Selçuk Kaban Selda Doğan Selda Özek Selim Erdoğan Selin Bora Sema Nur Giray Semiha Köprü Senem Şanlı Sennur Alay Serap Atalay Serap Sağlık Aslan Seray Ece Keskin Serbay Bucak Sercan Türkoğlu Serdar Abacı Seren Üstünova Serhan URUŞ Serhat Döker Serhat Gün Serkan Şahan Serpil Demirci Serpil Özkara Yavuz Sertaç Budak Seval Özyol Karaaslan Sevcan Erden Sevgi Kocaoba Sevgi Tatar Ulu Sevi Öz Sevil Çan Sevil Özkınalı Sevim Çay 21,46 253 176,177 175 147,148,254,266,274 275 111 111 256,302 257 60,61 145,146,258,259 2 78,79 260 261,285 159 247 262,263 117,118 116,142,154,235,264 261,285 173 108 65 166 264 312 259 160,198,257,266 267,299 207,299 20 188 252 90,171,172,268 44 269 270 227,271 272 250,251 94 273 333 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Sevinç Kurbanoğlu Seyit Ali Güngör Sezer Göycıncık Sezin Atıcı Shahabuddin Memon Sıtkı Baytak Sibel A. Ozkan Sibel Çolak Sibel Taşkesen Sibel Yalçın Simge Er Slawomira Skrzypek Soner Çubuk Songül Şahin Sonnur Demir Sultan Çam Sultan Doğan Süleyman Can Süleyman Gökçe Süleyman Taş Sümeyye Akarsu Süreyya Kadıoğlu Sylwia Smarzewska Şaban Patat Şana Sungur Şengül Çiftci Şenol Kartal Şeref Güçer Şerife Saçmacı Şerife Tokalıoğlu Şeyda Karadirek Şeyma Yıldız Şule Açıkgöz Şükran Akkuş Özen Şükrü Kalaycı Talat Kaymaz Temelkan BAKIR Teslima Daşbaşı Tugba Arıkan Atılan Tuğba Kahraman Tuğba Sardohan Köseoğlu Tuğçe Metin Turgay Acar Tülin Biçim 185,186 147,148,254,273,274 275,276 124 318 182,183 75,80,90,114,185,186,196,308,322 277,278 279 45 154 75 201,280 281 44 315 293 43 119 55 282 283 75 19,52,123,323 284 261,285 20,129,130,286,290,291 38,300 20,129,130,286,290 19,52,123,287 190 64,288 187 23 26,238 263 289 290,291 320 292 293,294 225,295 94 296 334 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Ufuk Kolak Ufuk Yıldız Uğur Şahin Uğur Tamer Ulviye Beyza Öğül Uyan Yüksel Ülkü Güler Ümmühan Ocak Ümran Seven Erdemir Vedat Yılmaz Veli Kasım Veysel Doğan Özkan Veysel Tolan Vickie McKee Volkan Numan Bulut Yahya Nural Yalçın Özkan Yasemin Boz Yasemin Çağlar Yasemin Şahan Yasemin Turhan Yasin Yakar Yasin Yücel Yaşar Doğan Daldal Yavuz Selim Öztürk Yavuz Yardım Yelda Güzel Yener Tekeli Yılmaz Uğur Yunus Emre Unsal Yusuf Dilgin Yusuf Kelebekli Yücel Kadıoğlu Z. A. ALOthman Zafer Haşimoğlu Zafer Üstündağ Zehra Üstün Zehra Yazan Zehra Yazar Aydın Zeki Tünay Zerrin Saltan Zeynep Aslan Zeynep Kalaycıoğlu Zeynep Yurtman Gündüz 188 111 20,297 36 294 174 6 67,206,207,298,299,303 38,300 284 182 68 127 4,254,273,274 197,301 218,219,253 185 256,302 303 279 203,304 166,305 83,84,103,104,209,213,214,275,276,306,30 7 308,321,322 81,309 55 166,167 166,167,305 159,184, 217,310 41,44 115,181,311 195,239,240 216 233 176,177 321 106,269 312 313,314 158 270 18 98 335 7.Ulusal Analitik Kimya Kongresi Yazarlar Dizini Ziya Bayrak Ziya Erdem Koç Zoltán Sávoly Zuhal Okcu Zühre Şentürk 185 192,315 12 163 3,55,71,316,317 336
Benzer belgeler
Kongre Kitapçiğı, PDF - 4. Ulusal Kimya Öğrenci Kongresi
Yrd. Doç. Dr. Muharrem KARABÖRK
Yrd. Doç. Dr. Ali ŞAMİL
Dr. Muhammed KÖSE
Uzm. Gökhan CEYHAN
Uzm. Ferhat DİNCER
Savaş PURTAŞ
Ali KOÇ
Nagihan HELVACI
Özge EREN
Şeyma YILDIZ
Sevim ÇAY
Seyit Ali GÜNGÖR