Word-searchable, giving you even faster access to the

Transkript

ISSN 1307 - 9018
WELCOME TO THE
D I G I TA L I S S U E
KasÎm - AralÎk 2008
SAYI: 10
Elektronik verimlilik
Regional Report: Europe
TEKNO’DAN YENĆ PROJELER
KALDIRMA VE TAĂIMA
OEM
UMUT DOĄU’DA
Thank you for downloading this
electronic version of The International Construction Turkiye.
It is identical to the printed ICT Yearbook, cover-to-cover, editorial
and advertising, but it is now all on your computer screen.
BUT THE DIGITAL ICT OFFERS FAR MORE:
■ With a simple click you can turn pages
■ Click on the contents page and be transferred straight to the chosen editorial section
■ Click on advertisements to go direct to advertisers’ websites
■ Word-searchable, giving you even faster access to the information you need.
www.khl.com
Welcome pages.indd 22
14/01/2009 14:38:52
MORE THAN A MAGAZINE!
INFORMATION LITERALLY
AT YOUR FINGERTIPS
Try clicking your way through
this issue. The information
made available to you could
be surprising!
L
DID YOU KNOW THAT YOU CAN UTILISE THIS DIGITAL MAGAZINE IN MANY
MORE WAYS THAN THE TRADITIONAL PAPER VERSION OF THE MAGAZINE.
SEARCHING
By clicking on the search button at the top of your screen
(usually the binoculars icon) you can search the whole magazine for keywords.
SEARCHING ARCHIVED MAGAZINES
if you have Adobe Reader version 6 or 7 you can also
search across all the digital magazines that you have
saved over the months!
DIRECT ACCESS TO A WHOLE WORLD OF
ADDITIONAL INFORMATION
But perhaps the most powerful information source the e-magazine provides is
the direct click-through to advertisers’ web sites. Just click on any advert in this
magazine and you will be taken directly to that company’s web site where there
will be a mass of additional, useful information at your fingertips.
www.khl.com
Welcome pages.indd 23
14/01/2009 14:39:12
ISSN 1307 - 9018
Kasım - Aralık 2008
TEKNO’DAN YENİ PROJELER
KALDIRMA VE TAŞIMA
OEM
UMUT DOĞU’DA
SAYI: 10
ISSN 1307 - 9018
İÇİNDEKİLER
Uluslararası Editörü / International Editor:
Lindsay Gale
Email
: [email protected]
Direk tel : +44 1892 786210
Türkiye Editörü / Area Editor:
Selda Başusta
Email : [email protected]
Tel
: +90 216 302 53 82
Editöryal Katkı / Editorial Contributors:
Chris Sleight, Alex Dahm, Murray Pollok,
Richard High, Patrick Hill, Becca Wilkins,
Euan Youdale, Döne Arslantaş, Beyhan
Çeçen, Eren Cerciz
Uluslararası Reklam Müdürü / International
Advertisement Manager:
David Stowe
Email
: [email protected]
Direct tel : +44 1892 786217
Türkiye Reklam Satış
ış / Turkey
Advertisement
ertisement Sales:
Kenan Özcan, Nevzat Kaygısız,
Avrupa Bölgesel Satış / Europe Area Sales:
Peter Sullivan, Lynn Collett
Üretim ve Dağıtım Direktörü / Production
and Circulation Director:
Saara Rootes
Üretim ve Dağıtım Türkiye Sorumlusu /
Production and Circulation Turkey:
Elif Çelik
Finans Müdürü / Financial Controller:
Paul Baker
Türkiye Finans Sorumlusu / Financial
Controller Turkey:
Seçil Erman
Dağıtım ve Pazarlama Müdürü / Circulation
& Marketing Manager:
Siobhan Hanley
Grafik / Design
Erkan Ayık, Ayşe Gündoğdu, Onur Gökakın
Koordinatör / Coordinator:
Emre Apa
İmtiyaz Sahipleri / Publishers:
James King (KHL Group)
Melih Apa (Apa Yayın Grubu)
ÜYELİKLER
Uluslararası İnşaat Haberleri
8
Bölgesel Haberler
14
Dünyadan Ticaret Haberleri
18
Eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilen faiz indirimlerine, ABD hükümetinden gelen beklenmedik müdahaleye ve Avrupa’da bankacılık
sektörünün dengelenmesine yönelik çabalara karşın, Ekim ayında
hisse fiyatlarının görülmedik şekilde düşmesine şahit olduk
OHR Raporu
20
Son yıllarda kayda değer bir büyüme sürecinin içerisinde bulunan
Hindistan’da, inşaat makineleri satışlarında önemli bir artış dikkat
çekiyor
Yol Yapım Makineleri
34
22
22
Yol yapım makineleri sektöründe rekabet giderek kızışırken, üreticiler elektronik kumanda sistemleri yoluyla makine verimliliğini ve
operatör konforunu yükselterek rakipleri karşısında avantajlı duruma geçmeye çalışıyorlar
Kaldırma Ekipmanları
29 29
Çalışma esnekliği ve hızlı montaj yeteneği, hem düşük, hem de
yüksek kapasiteli paletli vinçlerde yeni tasarımların temel ölçütleri
olarak karşımıza çıkıyor. Tanınmış uluslararası markalar kadar, Çin
ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki vinç üreticileri de bu ölçütleri
geliştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar
Bölgesel Rapor: Avrupa
36
Küresel kredi krizinin ardından konut sektöründe ortaya çıkan
gerileme, Avrupa inşaat endüstrisinin bu yılı hacimsel küçülmeyle
kapamasına yol açıyor. Ancak, gelişmekte olan Doğu Avrupa ekonomilerinde hâlâ güçlü büyüme rakamları elde ediliyor ve altyapı
sektörü genel olarak canlılığını koruyor
OEM
46
40
40
Makine kumanda ve kılavuz sistemlerinin yol yapım sektöründe
kullanımı yaygınlaşıyor. Söz konusu sistemler, makine verimliliğine
katkı yapmanın yanında, operatörü iş yükünü de azaltıyor
Uluslararası Şantiye Haberleri 47
Sarens şirketi, Antartika’nın zorlu koşullarında yürütülecek uzun
vadeli bir projede kullanılmak üzere, filosundaki Sennebogen paletli
vinçlerinden 2 tanesini beyaz kıtaya yolladı
Türkiye’den Haberler
İMDER yeni üyeleriyle büyüyor
Mermer ocağında eğitim
Tekno A.Ş. yurt dışı projelere ağırlık veriyor
Temsa Global kovaları yurt dışına açılıyor
International Construction Türkiye dergisi
tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.
Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır.
KAPAK
Dünyanın her bölgesinden inşaat endüstrisini ilgilendiren önemli Yol yapım makinelerinde elekolaylar ve organizasyonlar
tronik kumanda
sistemleri verimliliği artırıyor
Türkiye ve çevre ülkelerden inşaat ve iş makineleriyle ilgili güncel
haberler
50
62
50
63
54
KALDIRMA VE TAŞIMA
OEM
UMUT DOĞU’DA
SAYI: 10
ISSN 1307 - 9018
CONTENTS
Head Offices
UNITED KINGDOM
Southfields, Southview Road,
Wadhurst, East Sussex TN5
6TP, UK
Tel: +44 (0)1892 784088,
Fax: +44 (0)1892 784086
e-mail: [email protected]
www.khl.com
APA YAYINCILIK LTD
Selamiçeşme mah. Cemil
Topuzlu cad. No: 13 D: 9
Kadıköy/Istanbul/Türkiye
Tel: +90 (216) 302 53 82
(Pbx)
Fax: +90 (216) 302 08 10
COVER
PICTURE
In the road
building sector,
manufacturers are
increasingly using
News and events from around the world of importance to the consru- electronic control systems to
ction industry
increase machine
productivity
International News
Regional News
8
14
Current consructions and consruction machines news about Turkey
and surrounding countries
World Business Report
18
Despite co-ordinated interest rate cuts and unprecedented government
intervention in the USA and Europe to stabilise the banking sector,
share prices fell more sharply than ever in October
OHR Report
20
25
22
India has seen considerable growth over the last few years and sales of
construction equipment has seen a comparable surge
USA OFFICE
KHL Group USA LLC,
3726 E. Ember Glow Way,
Phoenix, AZ 85050,USA
Tel: +1 480 659 0578,
Fax: +1 480 659 0678
e-mail: [email protected]
www.khl.com
CHINA OFFICE
Beijing KHL-CM Ltd.
No. 21, Fangjia Hutong
Andingmen, Beijing 100007,
China
Tel: +86 10 6400 1036
Fax: +86 10 6401 7647
Road building
22
The road building equipment sector is becoming increasingly competitive and manufacturers are trying to differentiate themselves by developing electronic control systems to increase machine productivity and
operator comfort
Cranes&Lifting
31
29
29
Flexibility and quick assembly are the benchmarks for new crawler crane designs at both ends of the capacity spectrum. Manufacturers from
China and developing countries are taking on this challenge, along with
the established international producers
36
With house building turning down in the wake of the global credit
crunch, European construction output will shrink this year. However,
growth is still strong in the developing Eastern economies and the infrastructure market in general looks buoyant
OEM
40
The drive for greater efficiency and productivity is driving OEMs to ask
more and more from their suppliers. This all adds up to new components with more features
International Site Report
39
40
47
50
56
Sarens prepared a pair of its Sennebogen crawler cranes for a long-term
contract in the harsh conditions of Antarctica
News From Turkey
New members are adding strength to IMDER
Training in marble quarries
Tekno’s focus is on future projects
Exporting buckets is Temsa Global’s objective
50
61
54
KALDIRMA VE TAŞIMA
OEM
UMUT DOĞU’DA
SAYI: 10
ULUSLARARASI İNŞAAT HABERLERİ
KISA KISA
HİNDİSTAN Başsavcılığı, devletin 4.27 milyar Dolar zarara
uğratıldığı yönündeki yolsuzluk
iddiaları nedeniyle bir dizi eski
yöneticisini şüpheliler arasına
aldı. Banyuwangi/Java bölgesi
eski yetkilileri, 2003-2005 döneminde tamamlanan Blimbing
Sari Havaalanı projesinde arsa
fiyatlarını şişirmekle suçlanıyorlar.
GÜNEY AFRİKA devlet
kuruluşu Trans-Caledon Tünel
İdaresi (TCTA), Lesotho Platosu
Su Projesi’nin 2’nci safhasına
devam edilip edilmeyeceğini,
fizibilite çalışmasının tamamlanmasının ardından, 2009 başında
açıklayacak.
RUSYA’da Vladivostok kenti ile
Russkiy adasını birbirine bağlayacak 1 milyar Dolar maliyetli
asma köprü için finansman onayı
verildi. Kentin 2012’de gerçekleşecek Asya-Pasifik Ekonomik
İşbirliği zirvesine hazırlanmasını
amaçlayan 6 milyar Dolar’lık
proje kapsamında ele alınan
köprü, 3.15 km uzunluğa sahip
olacak. Russkiy Adası’nda bir
konferans merkezi ve birçok lüks
otel inşa edilirken, Vladivostok
havaalanı ve karayolu şebekesi
de iyileştirilecek.
ASYA KALKINMA BANKASI
tarafından açıklanan verilerde,
Asya bölgesindeki ekonomik
büyüme hızının bu yıl yüzde
7.5’e, 2009’da da yüzde 7.2’ye
ineceği öngörülüyor. 2007’de,
son 20 yılın en büyük büyüme
oranı olan yüzde 9’a ulaşan
bölgede, 2008 enflasyonunun
daha önce açıklandığı gibi yüzde
5,1 değil, yüzde 7,8 düzeyinde
gerçekleşeceği de belirtiliyor.
2009’da ise enflasyonun hız
kaybederek yüzde 6,0’a ineceği
hesaplanıyor.
GÜNEY AFRİKA’da
Johannesburg ve Pretoria kentleri arasındaki Guatrain yüksek
hızlı demiryolu hattını inşa eden
Bombela Konsorsiyumu, hattın
kilit önem sahip bölümlerinden
birisinin 2010 Dünya Futbol
Şampiyonası’na kadar tamamlanabilmesi amacıyla, inşa programını hızlandırma kararı aldı.
İnşaat endüstrisinde
büyüme hızı düşüyor
E
konomik tahmin kuruluşu Global Insight’a göre, 2009 yılında inşaat endüstrisinin küresel
ölçekte büyüme oranı yüzde 2’nin altına inecek. Bu tahmin gerçekleşirse, yüzde 0.1 büyümenin
gerçekleştiği 2002 yılında bu yana en düşük büyüme hızı elde edilmiş, aradan geçen sürede
yakalanan kesintisiz yüzde 4-6’lık büyüme sona ermiş olacak.
Yavaşlamada en büyük etkinin, ABD’deki gerileme dolayısıyla, yüzde 9 küçülmeyle Kuzey Amerika
pazarında ortaya çıkması bekleniyor.
Batı Avrupa’nın sıfıra yakın büyüme oranıyla, Kuzey Amerika’dan daha olumlu bir çizgiye oturacağı
tahmin ediliyor. Önümüzdeki yıl Fransa ve Almanya inşaat pazarlarının durgunluktan kaçabileceği,
İspanya, İngiltere ve muhtemelen İtalya’da ise küçülmelerin yaşanacağı düşünülüyor. Global Insight’a
göre, Doğu Avrupa küçük de olsa pozitif büyüme rakamlarında kalacak, ancak bölgenin kuzey ve
güney ülkeleri arasında kayda değer farklılıklar gözlemlenecek. Asya’da da, ihracat pazarlarında yaşanacak durgunlukla birlikte belirgin bir yavaşlamanın gerçekleşmesi bekleniyor. Ancak bölgenin buna
karşın büyüme rakamlarında kalmayı sürdüreceği, ihracat bağımlılığının daha düşük seviyede olması
sayesinde, Hindistan’ın Çin’e göre daha olumlu bir seyir izleyeceği öngörülüyor.
Global Insight analiz uzmanları, önümüzdeki yıllarda inşaat sektörü için en büyük büyüme olanaklarının Orta Doğu ve Latin Amerika’da ortaya çıkacağını, ancak emtia fiyatlarındaki düşme riskinin
bir kaygı kaynağı olmayı sürdüreceğini düşünüyorlar. Yine de, bu bölgelerdeki çoğu ülkenin, sahip
oldukları önemli döviz rezervleri ve bütçe fazlaları sayesinde şoku karşılayabilecekleri umudu taşınıyor.
Gelişmekte olan ekonomilerin genel olarak altyapı yatırımlarına devam edeceği, bu ülkelerde
ihracat pazarlarındaki daralma ve kişi başına düşen gelirdeki azalmayla birlikte ticari ve endüstriyel
faaliyetlerin hız kaybedeceği, konut inşaatı sektöründe de yavaşlama kaydedileceği ifade ediliyor.
Global Insight, ilerleyen yıllarda inşaat dünyası için en önemli fırsatın yükselen pazarlardaki altyapı
yatırımları olacağı görüşünde.
Son olarak, kuruluşun inşaat hizmetlerinden sorumlu direktörü Scott Hazelton’un bu öngörülerle
ilgili yorumlarını aktaralım: “2010’un 2009’dan daha iyi bir yıl olacağını, yine de pek canlı geçmeyeceğini düşünüyoruz. İnşaat pazarlarında 2011’e gelininceye dek gerçek bir toparlanma beklenmemeli.
Ancak toparlanma da oldukça sert bir şekilde yaşanabilir ve gelişmekte olan pazarlarda müthiş bir
talep ortaya çıkabilir. Günü geldiğinde, endüstrideki toparlanma da oldukça güçlü bir şekilde kendini
gösterecektir.”
Karayollarına cankurtaran
simidi
ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi, Karayolları
Teminat Fonu’nun ayakta kalabilmesini sağlamak amacıyla 8.02 milyar Dolar tutarındaki kaynak paketini
onayladı. Bu acil yardım hamlesi, ABD’de uzun vadede
karayolu inşaatlarına nasıl kaynak sağlanacağı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Yol yapım çalışmalarının finanse edilmesinde kullanılan Fon’un temel gelir kaynağını akaryakıt vergileri
oluşturuyor. İnşaat faaliyetlerinin en yoğun olduğu
yaz aylarında, genel ekonomik tablonun zayıflaması ve
petrol fiyatlarının yüksek seyri nedeniyle ABD’de insanların daha az seyahat etmeye başlaması, vergi gelirlerini
düşürdü. Fon yetkilileri, Eylül ayı içinde 2.7 milyar
Dolar vergi geliri geleceğini hesaplamalarına karşın, 4.4
milyar Dolar yapım ve onarım masrafı ödemek zorunda kaldılar. Hem Senato, hem de Temsilciler Meclisi
tarafından onaylanan acil yardım paketi, genel devlet
gelirlerinin 8.02 milyar Dolar’lık kısmının Karayolları
Teminat Fonu’na aktarılması anlamına geliyor.
8 internationalconstruction Türkiye Kasım - Aralık 2008
Mevcut kaynak krizinin, 3 yıl önce Fon’un 10 milyar
Dolar bütçe fazlası verdiği durumla taban tabana zıtlık
teşkil ettiği anlaşılıyor. Söz konusu dönemde yükselen
petrol fiyatları ve ülkedeki olumlu ekonomik şartlar
önemli gelir artışı sağlamıştı. Ancak ekonomik yavaşlamayla birlikte seyahat masrafları da kısıldı. Yasa koyucu
ise, zaten tarihin en yüksek düzeyine ulaşmış olan petrol
fiyatı üzerindeki vergi yükünü artırmak istemedi.
Bu gelişmeler, ABD’de karayolları finansmanının uzun
vadede nasıl yapılması gerektiği yönündeki soruları
gündeme getirdi. ABD Ulaştırma Bakanı Mary Peters,
konuyu şu sözlerle yorumladı: “Karayolları Fonu geçici
olarak ikmâl edildi. Ancak, ulaştırmanın finansmanı
ile ilgili temelde yatan sorunların bu şekilde çözüldüğü
yanılgısına kapılmamalıyız. ABD karayolları ile ulaştırma altyapısının et etkin biçimde finansmanı ve geliştirilmesi konusunu tartışmalıyız. Mevcut modelin, ülkenin
ihtiyaçları karşısında hem sürdürülebilir olmadığı, hem
de geç tepki verdiği açık.”
FUAR TAKViMi
DIARY DATES
WORLD OF CONCRETE 2009
3-6 Şubat 2009
Las Vegas – ABD
Tel: +1 972 536 6300
www.worldofconcrete.com
MARBLE 2009
25-28 Mart 2009
İzmir - Türkiye
Tel: +90 232 497 10 00
www.izfas.com.tr
INTERMAT 2009
20-25 Nisan 2009
Paris, Fransa
Tel: +33 (0)1 49 68 51 00
www.intermat.tr
KOMATEK 2009
5-10 Mayıs 2009
Ankara - Türkiye
Tel: +90 (312) 440 88 00
www.sada.com.tr
HILLHEAD 2009
23-25 Haziran 2009
Buxton - İngiltere
Tel: +44 115 945 3890
www.hillhead.com
CONET 2009
25-28 Haziran 2009
Tokyo - Japonya
www.jcmanet.or.jp
BICES 2009
Pekin Dönme Dolabı, 2009 yılında tamamlandığında dünyanın en yüksek dönme dolabı unvanını elde edecek. 48
bölmede 1.290 kişiyi taşıyabilecek olan yapı, 1 turunu 20 dakikada tamamlayacak. Schaeffler Grubu, dolabın en
önemli kısmı olan 2 dev küresel rulmanın imalatını tamamladı. 3.2 m dış çapa, 2.6 mm iç bilezik çapına ve 630 mm
bilezik genişliğine sahip rulmanların üretiminde 22 ton civarında çelik kullanıldığı belirtiliyor. Rulmanlarda bulunan
118’er adet bilyenin her birisi 20 kg ağırlığında.
Demiryolu yatırımları zirvede
Demiryolu Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, Çin’de
demiryolu sektörüne yapılan yatırımlar bu yılın ilk 7
ayında 19.6 milyar Dolar’a ulaşarak rekor kırdı ve yıllık
olarak yüzde 37.5’li bir artış sağlandı.
Ülkede bir yandan çok sayıda yüksek hızlı demiryolu
hattı inşa edilirken, diğer yandan da geri kalmış bölgelerin ana demiryolu şebekesiyle bağlantısının sağlanması
için tali hatlar oluşturuluyor. Devam eden en büyük
projelerden birisi konumundaki, 1.318 km’lik, 32.3
27-30 Ekim 2009
Pekin - Çin
www.e-bices.org
CONEXPO ASIA 2009
16-19 Kasım 2009
Guangzhou - Çin
www.conexpoasia.com
EXCON 2009
milyar Dolar bütçeli Pekin-Şanghay yüksek hızlı demiryolu hattı, tamamlandığında 350 km/saat hızla ulaşım
olanağı sağlayacak.
Söz konusu dönemde, ülkede taşınan yük ve yolcu
miktarının da arttığı görülüyor. Demiryolu şebekesini
kullanan yolcu sayısının, önceki yılın aynı dönemine
göre yüzde 12 artarak 855 milyona ulaştığı belirtiliyor.
Taşınan 1.94 milyar tonluk yük de, 2007’ye göre yüzde
6.8 artışın sağlandığı anlamına geliyor.
>
25-29 Kasım 2009
Balalore - Hindistan
www.excon.in
BAUMA 2010
19-25 Nisan 2010
Münih - Almanya
Tel: +49 (0)89 9 49-1 13 48
www.bauma.de
Kasım - Aralık 2008 internationalconstruction Türkiye 9
İnşaat makinesi
ihracatında artış
A
BD sınırları içerisinde imal edilen inşaat makinelerinin ihracatı, bu
yılın ilk yarısında 2007’nin aynı dönemine göre yüzde 24 yükseldi.
ABD merkezli İnşaat Makineleri Üreticileri Birliği, bu satışlardan 10
milyar Dolar’ın üzerinde ihracat geliri elde edildiğini açıkladı.
Birlik, üyelerinin Orta Amerika haricindeki tüm dünya pazarlarında çift
haneli ihracat büyüme rakamlarına ulaştıkları açıkladı. Afrika, yüzde 59’luk
artışla başı çekerken, 692 milyon Dolar’lık hacmiyle yine de ABD’li üreticiler
için en küçük ihracat pazarı olmayı sürdürdü.
Yılın ilk yarısında ABD yapımı inşaat makinelerinin en büyük pazarı ise,
3.35 milyar Dolar hacimle açık ara Kanada oldu. Böylece, Kanada’dan elde
edilen gelirdeki artış oranı yüzde 28’e çıktı.
Kanada’yı takip eden Avrupa pazarında da, gelirler yüzde 21’lik büyümeyle
1,6 milyar Dolar’ı buldu. Avrupa’nın ardından gelen Güney Amerika
pazarındaki 1.4 milyar Dolar’lık satış, 2007’nin ilk 6 ayına göre yüzde 30
büyümenin sağlandığını ortaya koyuyor. Asyalı müşteriler ise, Amerikan
malı makinelere yaptıkları yatırımları yüzde 16 yükselterek 1.35 milyar
Dolar’a çıkarttılar.
Yüzde 19 büyüyen Asya/Okyanusya pazarında elde edilen 856 milyon
Dolar gelirin yüzde 96’sı Avustralya’dan geldi. 838 milyon Dolar ile benzer
bir hacim ortaya koyan Orta Amerika pazarındaki talep artışı ise yüzde 3’te
kaldı.
Baraj finansmanı
Karayolu için kredi
Asya Kalkınma Bankası, Hindistan’ın Bihar eyaleti yönetimine, karayolu
ağının yenilenmesi ve genişletilmesi çalışmalarında kullanılmak üzere 240
milyon Dolar kredi açtı.
Merkezi hükümetin vereceği 48 milyon Dolar ile birlikte değerlendirilecek olan kredi, 820 km uzunlukta karayolunun yenilenmesi, ülkenin en
yoksul eyaletleri arasında gösterilen Bihar’da ekonomik büyümenin desteklenmesi ve yoksulluğun azaltılması çalışmalarını finanse edecek.
18 Ağustos’ta, Kosi Nehri’nin yapay setleri aşması sonucunda meydana
gelen su taşkınında Bihar eyaletinde geniş alanlar zarar görmüştü. Sağlanan
kaynağın bir kısmının, taşkında zarar gören 2 yolun yeniden inşasında da
kullanılacağı belirtiliyor.
Yatırım planı, Bihar’da kontrat yönetimi alanında da bir ilke imza atılmasını sağlayacak. Proje kapsamındaki çalışmalar bölüm bölüm birleştirilerek
kontrat paketleri haline getirilecek. Böylece büyük inşaat şirketlerinin
dikkatinin çekilebilmesi hedefleniyor. İhaleleri alacak şirketler, daha sonra
işleri alt yüklenici firmalara devredebilecekler.
Enerji programı
Asya Kalkınma Bankası, Pakistan’a enerji sektörü kapasitesinin yükseltilmesi amacıyla 810 milyon Dolar kredi açılmasına onay verdi.
Söz konusu kredi, 2008-2017 dönemini kapsayan Pakistan Enerji
Dağıtımını Güçlendirme Yatırım Programı’nın desteklenmesi için, 10
yıllık bir zaman aralığı içerisinde dilimler halinde serbest bırakılacak.
Program kapsamındaki yatırımların toplam tutarının 5.2 milyar Dolar’a
ulaşması planlanıyor.
Yeterli elektrik üretim kapasitesine sahip olmayan Pakistan, nakil ve dağıtım sistemlerinin bakımlarını da gerektiği gibi yapamıyor ve ülkede önemli
enerji kesintileri yaşanıyor.
Asya Kalkınma Bankası tarafından ayrılacak kaynak, 2005-2015 dönemi
için öngörülen yıllık yüzde 8 GSYİH artışının karşılanmasında güvenilir
enerji temininin sağlanması için yürütülen enerji sektörü reform programının desteklenmesine kullanılacak. Program kapsamında kırsal alanlara
enerji dağıtımı da yaygınlaştırılacak ve 30 milyon kişi elektrik enerjisine
kavuşacak.
Arap Ekonomik Kalkınması Kuveyt Fonu, tartışmaların gölgesindeki 2 milyar Dolar maliyetli Merowe Barajı’nın inşasında kullanılmak üzere Sudan
hükümetine 52 milyon Dolar kredi açmayı kabul etti.
Artan elektrik ihtiyacını karşılamak ve enerji üretim maliyetlerini düşürmek amacıyla tasarlanmış olan baraj, Nil Nehri üzerine, Hartum’um 350
km kuzeyine, nehrin çok sayıda kola ayrıldığı 4’üncü Çağlayan’a yakın bir
noktaya inşa edilecek. Proje, yeterli çevresel değerlendirmenin yapılmamış
olması ve yerel halkın göçe zorlanması nedeniyle birçok kalkınma kuruluşu tarafından eleştiriliyor. Şimdiye kadar, Sudan hükümeti (575 milyon Dolar),
Çin hükümeti (520 milyon Dolar), Arap Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu (250 milyon Dolar), Suudi Kalkınma Fonu (200 milyon Dolar), Abu Dabi
Kalkınma Fonu (150 milyon Dolar), Kuveyt Ekonomik Kalkınma Fonu (150 milyon Dolar), Umman Sultanlığı (106 milyon Dolar) ve Katar (15 milyon
Dolar) barajın inşasına katkıda bulunma kararı verdi.
>
Yeni Zelenda’da Auckland Belediye Meclisi,
Te Wero Köpsürü için düzenlenen tasarım yarışmasında Hyder Consulting,
Denton Corker Marshall ve Kenneth Grubb
Associates kuruluşları tarafından ortaklaşa
hazırlanan tasarımı birinci seçti. İkiz kanatlı
baskül köprü şeklinde tasarlanan yapıda
yer alacak sütun, karşı ağırlıkları ve kumanda odasını taşıyacak. Değerlendirme kurulu
başkanı, Auckland Üniversitesi Mimarlık
Fakültesi’nden Profesör John Hunt, seçilen
projenin ileri düzeyde tasarım yeniliği getirmesi ve ikiz kanatların açılmasında eşsiz
bir yöntem izlediği için diğer yarışmacıların
eserleri karşısında öne çıktığını söyledi.
INTERNATIONAL NEWS
HIGHLIGTS
INVESTMENT IN CHINA’s
railway sector hit US$19.6 billion in the first seven months
of this year, according to the
country’s Ministry of Railways
(MOR). This represents a 37.5%
year-on-year increase.
EXPORTS OF US-BUILT
construction equipment were up
24% in the first half of the year,
compared to the same period
in 2007. According to the USbased Association of Equipment
manufacturers (AEM), the value
of these sales was more than
US$10 billion.
THE ASIAN DEVELOPMENT
BANK (ADB) has loaned
US$420 million to the Indian
state of Bihar to upgrade and
expand its highway network.
The loan, in conjunction with
US$48 million of central government funding, will finance the
improvement of some 820
km of roads under the state
government’s highway development plan. The ADB has also
approved a US$810 million loan
to boost capacity in Pakistan’s
power sector.
Construction growth
to slow
G
lobal construction growth will slow to under
2% in 2009, according to economic forecasting
company Global Insight. This will be the slowest
growth rate since 2002, when the worldwide industry
grew by just 0.1%, and a marked slowdown from the
intervening years when global growth was between 4%
and 6%. The North American market will be most affected with a contraction of 9%, driven by the downturn
in the USA.
Western Europe will be a little better with almost no
growth. Construction markets in France and Germany
are expected to avoid recession, but downturns are forecast for Spain and the UK, and possibly Italy. Eastern
Europe will slow but stay in positive territory, although
there will be marked differences between Southern and
Northern countries in the region.
Asia is expected to see a pronounced slowdown as its
export markets slow. The Middle East and Latin America
offer the best prospects for growth in the coming years,
although the risk of falling commodity is a source for
concern. However, Global Insight added that significant
foreign currency reserves and fiscal surpluses amassed by
many of countries in these regions should be sufficient
to cushion the shock.
Global Insight expects the best opportunities over the
coming years to be in infrastructure construction in
emerging markets.
Global Insight director of construction services Scott
Hazelton said, “ Global Insight expects that 2010 will
be an improvement over 2009, but remain weak. No
true recovery for construction markets is expected until
2011. However, the recovery could be steep and the
needs of emerging markets remain great. The construction recovery, when it comes, should be strong.”
Highways lifeline
The US Senate and House of Representatives have
approved a US$8.02 billion funding package to keep
the Highway Trust Fund solvent. The emergency measure has renewed debate on how to fund road building
in the USA over the long term. The Fund is used to
finance road building in the USA and its main source
of revenues is fuel taxes. This year saw the summer
peak in the seasonal construction cycle coincide with
falling tax receipts as US citizens travelled less due to
high fuel prices and a weakening economic outlook. In
September alone the Fund expected to collect US$2.7
billion from fuel taxes, but had to pay for road construction and maintenance totalling US$4.4 billion. The
emergency measure approved by both Houses will see
US$8.02 billion of general government revenue transICT
ferred to the Highway Trust Fund.
THE KUWAIT FUND
FOR ARAB ECONOMIC
DEVELOPMENT (KFAED) has
signed a US$52 million loan
agreement with the Sudanese
Government to help finance
construction of the controversial
US$2 billion Merowe Dam.
THE ATTORNEY GENERAL’S
OFFICE (AGO) has named
a number of former officials
as suspects in an alleged
corruption scam that cost the
Indonesian government US$4.27
million. The former officials from
the Regency of Banyuwangi,
in Java are alleged to have inflated land prices at the site of
Blimbing Sari Airport, which was
built between 2003 and 2005.
When complete in 2009 the 208 m,
high Beijing Wheel will be the world’s
tallest observation wheel. It will have
the capacity to carry 1,920 passengers in its 48 compartments, and
one revolution will take 20 minutes.
The Schaeffler Group has now completed the manufacture of two of the
wheel’s most critical components,
two giant spherical roller bearings.
Some 22 tonnes of steel has gone
into producing the two hub bearings.
Each bearing has an outside diameter of 3.2 m, an inner ring bore of
2.6 m and a ring width of 630 mm.
Each bearing incorporates 118 rollers, each weighing around 20kg.
BÖLGESEL HABERLER
KISA KISA
KÖRFEZ İŞBİRLİĞİ KONSEYİ
ulaştırma bakanları, 6 körfez ülkesini (Suudi Arabistan, Bahreyn,
Kuveyt, Umman, Katar ve Birleşik
Arap Emirlikler) birbirine bağlayacak, 11 milyar Dolar maliyetli
demiryolu şebekesinin yapımına
onay verdiler. 1.500 km uzunluğa
sahip olacak şebeke için yürütülen
fizibilite çalışmasının sonuçlarının,
Aralık ayında Muskat’ta toplanacak
Körfez Liderler Zirvesi’nde sunulması planlanmıştı.
UMMAN, Batinah bölgesinde 385
milyon Dolar maliyetle, 240 km
uzunluğunda bir sahil yolu inşa
edeceğini duyurdu. Önemli tartışmalar yaratan projenin gerçekleşebilmesi için yaklaşık 2 bin 200
konutun yıkılması ve 11 bin kişinin
taşınması gerekiyor.
ABU DABİ Belediye İşleri
Departmanı, Uluslararası
Yönetmelik Konseyi tarafından
hazırlanan Bina Yönetmeliği’ni,
emirlikteki inşaat standardı olara
uyarlayacaklarını duyurdu. Bu kararın amacı, “Abu Dabi’de yürütülen
inşaat çalışmalarında kalite, verimlilik, güvenlik ve tutarlılığın yükseltilmesi” şeklinde açıklanıyor.
ABD inşaat endüstrisinde, Ağustos
ayı sonunda çalışan sayısı, bir
önceki yıla göre yüzde 5.7’lik
düşüşle 437 bin kişiye geriledi.
Böylece, endüstrinin sağladığı
istihdamda kaydedilen düşüş süreci, kesintisiz 14 aya ulaştı. Ancak,
Ağustos’ta sadece 8 bin kişinin
işini kaybettiği ve 14 aylık dönemin
en iyimser rakamının elde edildiği
belirtildi.
AVUSTRALYA Endüstri Grubu
tarafından hazırlanan son rapora
göre, küçülme hızı yavaşlamış
olmakla birlikte, Avustralya
inşaat endüstrisindeki düşüş
Ağustos ayında da sürdü. Konut
Endüstrisi Birliği’nin İnşaat Endeksi
Performansı, Ağustos’ta 43.1’de
kalarak, büyümeyle küçülmeyi ayıran 50 sınırının altında seyretti.
KANADA’da Ontario kent yöneti-
mi, yolların ve köprülerin geliştirilmesi, toplu taşıma olanaklarının
artırılması ve başka bazı belediye
binalarının inşası amacıyla kullanılmak üzere, 1.05 milyar Dolar’lık
yatırım yapılacağını duyurdu.
Gayrimenkul şirketi Nakheel, Dubai’deki Liman ve Kule projesi kapsamında, 1 km yüksekliğe sahip bir kule inşa
etmeyi planladığını açıkladı. Toplamda 270 hektarlık bir alana yayılacak ve yaklaşık 45 bin çalışan istihdam edecek
olan projede oluşturulacak konutlar 55 bin kişiye ev sahipliği yapacak. 250 bin metrekarelik otel ve 100 bin metrekarelik alışveriş alanları da projenin önemli unsurları arasında sayılıyor. Nazım planı mimar Woods Bagot tarafından
hazırlanan proje, emirliğin coğrafi merkezinde, Şeyh Zayid yolu ile Arap Kanalı’nın kesişim noktasında inşa edilecek.
Dev kulenin, aslında 95 m çapında bir orta boşluğun etrafına inşa edilecek 4 bağımsız kuleden oluşacağı belirtiliyor. Şu anda, Körfez bölgesine 1 km yüksekliğe ulaşması planlanan birçok proje yürütülüyor. Kuveyt’teki Mübarek
Kulesi, Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki Krallık Kulesi örnek gösterilebilir. Dubai’deki Arap Kanalı projesi
kapsamında, rakip gayrimenkul şirketi Limitless’ın 1.2 km’ye yükselecek bir yapı inşa edeceği söylentileri de ortalıkta dolaşıyor. Şu anda dünyanın en yüksek binası olarak gösterilen ve Emarr şirketi için inşa edilen Burj Dubai
Kulesi’nin ise 2009 içerisinde tamamlanması bekleniyor. Kulenin, 800 m ile 900 m arasında olacağı tahmin edilen
nihai yüksekliği, hâlâ sır gibi saklanıyor.
BÖLGESEL HABERLER
İpek Yolu
A
sya Kalkınma Bankası (AKB), önemli bir karayolunun
yenilenmesi projesinde kullanılmak üzere, Kazakistan’a
700 milyon Dolar kredi verecek. Kazak yetkililer, projenin
ülke ekonomisinde dönüşüme yol açacağı iddiasındalar.
Yeni “Orta Asya Bölgesel Ekonomik İşbirliği Ulaştırma
Koridoru I”, Kazakistan’ın Çin sınırındaki Korgas kentinden
başlayıp Almaata ile Çimkent’i geçecek ve batıda Rusya sınırına
dek uzanacak.
AKB Orta ve Batı Asya Departmanı genel direktörü Juan
Miranda, krediye ilgili şunları söyledi: “Bu yeni İpek Yolu,
Pekin ile Brüksel arasındaki ticarete canlılık getirecek ve hem
Kazakistan, hem de komşuları için sıra dışı ekonomik fırsatlar
yaratacak.”
AKB, karayolu ağının ülkenin güneyinde kalan 480 km’lik
bölümünün iyileştirilmesinde İslami Kalkınma Bankası (İKB)
ve Japon Uluslararası İşbirliği Kurumu (JUİK) ile ortaklaşa
çalışacak. Projenin toplam yatırım tutarı 6.7 milyar Dolar’a
ulaşacak. AKB 750 milyon Dolar’lık, çok safhalı bir kredi
imkânı sunarken, İKB 414 milyon Dolar ve JIİK da 150 milyon
Dolar temin edecek. Tüm koridorun inşasında rol oynayacak
diğer finansörler, Kazakistan devleti, özel sektör, Dünya Bankası,
Avrupa Yeniden İnşa ve Kalkınma Bankası şeklinde sıralanıyor.
Bağdat metrosu
Bağdat Belediye Başkanı Sabir El-İssavi, başkente 2 ayrı hattan
oluşacak, 39 km uzunluğunda bir metro sisteminin inşa edilmesinin planlandığını açıkladı. Önümüzdeki yılın bütçesinden,
fizibilite çalışması için kaynak ayrılacak. Hatlardan ilki, 18 km
uzunluğa sahip olacak ve doğudaki Sadr kenti ile Bağdat şehir
merkezini birbirine bağlayıp, kuzeye Adamiyah banliyösüne
yönelecek. 21 km uzunluğundaki ikinci hat ise güneyden gelerek Karrada merkezi ticaret bölgesine ulaşacak ve Tigris Nehri’ni
aşıp kentin batı banliyölerine gidecek. Her hat üzerinde 20
istasyon inşa edilecek. Bağdat’ta bir metro sisteminin oluşturulmasına dönük planların geçmişi 1970’lere kadar uzanıyorsa da,
1980 yılında patlayan İran-Irak savaşı, planların rafa kaldırılmasına neden olmuştu. Irak Ulaştırma Bakanlığı, ilk plandaki
ana güzergâhların korunacağını, ancak teknik şartların çağdaş
standartlara uyarlanacağını belirtiyor.
Bağdat’ın bugünkü nüfusu 6 milyon civarında olmakla birlikte, gözlemlenen hızlı artış neticesinde, 20 yıl sonra kentte 10
milyon kişinin yaşaması bekleniyor.
Haberler internette
Türkiye ve çevre ülkelerdeki inşaat ve iş makineleri sektörlerine yönelik haberleri en güncel halleriyle artık internetten takip edebilirsiniz. www.makina-market.
com.tr adresinde tam 1 yıldır Türkiye iş makineleri ve inşaat sektörünün nabzı
tutuluyor, en güncel haberler en tarafsız ama sektörden taraf haliyle okuyuculara ulaşıyor. ICT’nin yayıncı ortağa KHL Grubun’nun internet sitesi www.khl.
com/news de her gün dünyanın dört bir yanından gelen öykü ve haberlerle,
endüstride olup bitenlerle bağlantınızı devam ettirmeniz için vazgeçilmez bir
kaynak. Site, artık www.khl.com/feeds adresinde özet akışlarına (RSS feeds)
ulaşmanızı da sağlıyor ve haberler yayınlanır yayınlanmaz, doğrudan e-posta
kutunuza gönderiliyor. Bunlara ek olarak, www.khl.com ana sayfası aracılığıyla,
İnşaat Dünyasında Bu Hafta (WCW) da dahil olmak üzere, çeşitli haftalık eposta bültenleri bulabileceksiniz. Ayrıntılı bilgi için www.khl.com/enewsletter
adresini ziyaret edebilirsiniz.
Yepyeni bir şehir
Devlet destekli gayrimenkul şirketi Meraas, Dubai’de 95 milyar
Dolar para harcayarak yeni bir “şehir” inşa edeceğini açıkladı.
Jumeriah Bahçeleri adı verilen, karma kullanıma yönelik
olarak tasarlanan ve 12 yılda tamamlanması planlanan proje,
“kentle bütünleşmiş yeni bir kent” şeklinde tanımlanıyor.
Meraas yetkilileri, Jumeriah Bahçeleri’nin ticari yapılardan,
konutlardan ve sosyal tesislerden oluşacağını belirtiyorlar. Proje
kapsamında birçok gökdelen ve bir de kanal inşa edilecek.
Jumeriah Bahçeleri, Dubai’yi petrol zengini emirliğin 150 km
güneydeki başkenti Abu-Dabi’ye bağlayan ana güzergâh olan
Şeyh Zayid Yolu’nun kuzeyinde yer alacak.
>
REGIONAL NEWS
HIGHLIGHTS
GULF COOPERATION COUNCIL
(GCC) transport ministers have
approved a US$ 11 billion railway
network that will link the six Gulf
states - Saudi Arabia, Bahrain,
Kuwait, Oman, Qatar and the
United Arab Emirates (UAE). The
results of a feasibility study for the
1500 km-long network will now
be submitted to the Gulf leaders’
summit due to be held in Muscat
in December.
OMAN has unveiled plans for a
new OMR 148 million (US$ 385
million) 240 km coastal road in its
Batinah region. The controversial
plan will required the demolition of
some 2200 houses and the relocation of 11000 people.
THE ABU DHABI Department of
Municipal Affairs has announced
it will adopt the International Code
Council’s International Building
Code as a basis for the emirates’
own construction standards. Abu
Dhabi is said to want to improve
the quality, efficiency, safety and
consistency of the country’s construction work.
Silk Road
T
he Asian Development Bank (ADB) is to lend
Kazakhstan US$700 million to help improve a
major road it says will transform the country’s
economy. The new “Central Asian Regional Economic
Cooperation (CAREC) Transport Corridor I” will run
2,715 km, from Khorgos on Kazakhstan’s border with
the China, through Almaty and Shymkent, and to the
western border with Russia.
Baghdad metro
Baghdad’s mayor, Sabir al-Issawi, has announced ambitious plans to build a two line, 39 km metro system in
the Iraqi capital. Money will be allocated in next year’s
municipal budget for a feasibility study. Two lines are
proposed - an18 km link from eastern Sadr City to the
centre of Baghdad and then north to Adhamiyah and
the second would be a 21 km line from the south to
Karrada, and then across the Tigris River to Baghdad’s
western suburbs. Each is expected to have 20 stations.
ECONOMIC GROWTH in deve-
loping Asia is expected to slow
to 7.5% this year and 7.2% in
2009, according to the Asian
Development Bank (ADB). This
compares to 9% in 2007 – the
highest growth for 20 years. The
ADB also says that inflation in the
region is expected to hit 7.8%
this year, a figure revised up from
the previous estimate of 5.1%. In
2009 inflation is expected to cool a
little to 6.0%.
THE BOMBELA CONSORTIUM
which is building the Gautrain
high-speed rail link between
Johannesburg and Pretoria in
South Africa, has agreed to accelerate the construction programme
so a key section will be open in
time for the 2010 Soccer World
Cup. A month has been taken off
the schedule, with completion now
set for late May 2010.
ADB will partner with the Islamic Development Bank
(IDB) and the Japan International Cooperation Agency
(JICA) to improve a 480 km section of the road network
in the southern part of Kazakhstan. The overall investment for the project is put at U$6.7 billion. The ADB
will provide a US$700 million multi-tranche financing
facility, while the IDB will provide US$414 million and
the JICA US$150 million.
New city
Government-backed Meraas Development has announced plans to construct a new US$95 billion city in
Dubai, United Arab Emirates (UAE). The mixed-use
Jumeirah Gardens development will be “an integrated
city within a city,” to be built over 12 years. Meraas
Development said Jumeirah Gardens will comprise
business, residential and leisure facilities linked by a
transportation network. It will also include several tall
towers and a canal.
ICT
Real estate developer Nakheel has
announced plans for a 1 km tall
tower as part of its Harbour&Tower
development in Dubai. The project as
a whole will cover more than 270 ha,
with homes for 55,000 along with office space for some 45,000 workers. A
total of 250,000 m2 of hotel space
and 100,000 m2 of shops will also
be included. The new development,
which has been master planned by
architect Woods Bagot, will be located in the geographic centre of the
emirate, at the intersection of Sheikh
Zayed Road and the Arabian Canal.
DÜNYA TİCARET HABERLERİ
Kriz derinleşiyor
Kriz derinleşiyor
Eşgüdüm içerisinde gerçekleştirilen faiz indirimlerine, ABD hükümetinden gelen beklenmedik müdahaleye ve Avrupa’da bankacılık sektörünün dengelenmesine yönelik çabalara karşın, Ekim ayında
hisse fiyatlarının görülmedik şekilde düşmesine şahit olduk. Chris Sleight yorumluyor
E
ylül ayı içerisinde yaşanan hisse senedi değer kayıpları kötü
göründüyse de, Ekim’de meydana gelen çöküşün yanında
oldukça masumane kaldı. Önemli inşaat makineleri üreticisi
şirketlerinin hisselerinin bulunduğu ICC endeksinin 2007 Ekim
sonuna göre yüzde 70 gerileyerek sert bir değer kaybına uğradığını
gördük. Böylece, endeksin değeri 77.13’e gerileyerek, 2005 yılı
başından bu yana kaydedilen en düşük seviyeye indi.
Borsalarla ilgili ana göstergelerde de benzer pozisyonlar gözlemlendi. Japon Nikkei 225 endeksi Ekim’de 7000 puanın hemen
üzerinde son 26 yılın en düşük düzeyini gördü ve 1989 sonunda,
Japon ekonomik canlılığının zirve noktasında ulaşılan değerin
yüzde 18’ine geriledi.
Dow ve FTSE 100 gibi diğer endeksler de önemli darbelere
maruz kaldı. Darbeler Nikkei’deki gibi ağır olmasa da, 2002’de
yaşanan son düşüşte kaydedilen seviyelerin de altına inilmesine
yetti.
Piyasaların Ekim ayında “neden bu denli ciddi bir kayıpla karşılaştığını” anlamak pek de kolay değil. Zira, ayın başında Kuzey
Amerika ve Avrupa merkez bankaları faiz oranlarını eşgüdümlü
olarak yarım puan indirdi. Buna ek olarak, ABD ve AB hükümetlerinin kısmi devletleştirme hamleleri ile bankacılık sektöründeki
çürümeyi durdurmaya çalıştığı, sistemi yeni sermaye ilaveleriyle
canlandırdığı, bankalar arası borçlanmalara garanti getirdiği
görüldü.
Yukarıdaki paragrafta sorduğumuz sorunun en kısa yanıtı, piyasalarda panik havasının esmeye başlamış olmasıdır. Ticaret erbabı,
dünyanın sadece bir ekonomik durgunluk (resesyon) ile karşı
karşıya olmadığı, aynı zamanda 1930’ların Büyük Bunalım’ı ile
eşit düzeyde, uzun süreli bir daralmanın da eşikte olduğu yönünde kaygı taşıyor. Kredi balonunun patlaması, bankaların batması,
hisse ve varlık değerlerinin düşmesi gibi, 1929 Wall Street çökün-
tüsü ile kimi paralellikler dikkat çekse de, içinde bulunduğumuz
kriz önemli farklılıklar da arz ediyor.
Birinci olarak, sorunlu kredilerin GSYİH’ye oranı, 1930’lardaki
rakamların çok altında seyrediyor. Diğer bir deyişle, sorun daha
küçük bir boyutta yaşanıyor. İkincisi olarak ise, politikacıların
1930 ile kıyaslandığında krize daha yerinde tepkiler verdiği
görülüyor.
Büyük Bunalım’ın yaşanmasındaki en büyük etkenlerden birisi,
politikacıların vergileri yükseltme, para arzını daraltma gibi saçma
kararlara imza atmasıydı. Bugün ise, hükümetlerin bu tip dersleri
iyi çalıştıkları, piyasaları paraya doyurdukları, ekonominin sağlıklı
bir yapıya kavuşmasını sağlama yolunda ticarete odaklandıkları
görülüyor.
Piyasaların dibi ne zaman göreceğini söylemek imkânsız.
Bankacılık sektöründeki dengeleme hamlelerine ve sisteme büyük
miktarlarda para sevk edilmiş olmasına karşın, hala iş dünyası için
geniş anlamda bir kredi olanağından söz etmek mümkün değil.
Bankalar tekrar kredi vermeye başlayana dek piyasalara tekrar
güvenin hâkim olduğunu görmek de zor olacaktır.
Ancak, güven geri döndüğünde toparlanma da büyük boyutlara ulaşabilir. Paniğe bağlı satışlar hisse fiyatlarını çektiği düzey,
düşük fiyattan satın almaların da önünü açıyor.
Bu durum, şirketler arası birleşmeler ve satın almaların da
önünü açıyor. Parçalı ortaklıkların hâkimiyeti altındaki şirketlerin
zayıf hale geldiği söylenebilir. 1980’lerdeki gibi şirket avcılarının
ortaya çıkması ve piyasa değerleri fiziksel varlıklarının değerinin
altına düşen şirketleri hedef almaları da bir diğer risk olarak karşımızda duruyor.
Tüm bu veriler, piyasalar acımasız görünse de, elinde harcanabilecek parası olanlar için önemli fırsatların gündemde olduğu
gerçeğini açığa çıkartıyor.
ICT
OHR RAPORU
Altyapıda büyüme
Altyapıda büyüme
Son yıllarda kayda değer bir büyüme sürecinin içerisinde bulunan Hindistan’da, inşaat makineleri satışlarında önemli bir artış
dikkat çekiyor. İnşaat makineleri alanında pazar araştırmaları
yapan Off-Highway Research kuruluşundan David Phillips, bu
pazardaki potansiyeli bizlerle paylaşıyor
planları temel alınmıştı. Ekonomide daha sonra
ortaya çıkan gelişmeler ve geçici yavaşlama,
endüstrinin geleceği ile ilgili öngörülerin güncellenmesini zorunlu kılıyor. Bu yeni analizimizde, ülkedeki mevcut durum ve önemli
makine tipleri için gelecekte ortaya çıkacak
talep düzeyleri üzerine yoğunlaşmaya çalıştık.
2012’ye kadar neler olacak?
Hindistan, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden bir tanesi. Böyle bir ekonomik
yapı içerisinde satış tahminleri yapmak için
Hindistan: inşaat makineleri satış
tahminleri, 2008-2012 (adet)
H
indistan’da 2007 yılında gerçekleşen yüzde
9’luk ekonomik büyüme, hükümetin altyapı yatırımları üzerine odaklanmasının
da büyük etkisiyle, ülkedeki inşaat ve madencilik faaliyetlerinin önemli bir ivme kazanmasını
sağladı. Sonuçta, inşaat ve hafriyat makineleri
satışları yüzde 48’lik müthiş bir artışla 50.366
adede ulaştı.
Ancak 2008’in ilk günlerinden itibaren, dünyanın önemli ekonomilerinde gözlemlenen hareketlere paralel olarak Hindistan’da da durgunluğa
(resesyona) yönelen bir eğilim dikkat çekmeye
başladı. Mart ayı ile birlikte mali yılın sona ermesi, bu tabloyu daha belirgin hale getirdi. İnşaat
makineleri pazarı da, büyüme tahminlerini geçersiz kılarak, bütün halinde durgunluğa sürüklendi.
Bazı makine tiplerinin bu durgunluktan çok daha
fazla etkilendiği görüldü. Hindistan pazarının
yüzde 43’ünü oluşturan beko-loderlerde, 2008
içerisinde ancak 2007 ile aynı seviyede kalınabileceği öngörülüyor. Yılın ilk yarısında, yüzde
30’luk büyüme tahminine karşın, inşaat makineleri endüstrisinin toplam büyümesi sadece yüzde
10 dolayında kaldı.
Off-Highway Research tarafından 2008
Nisan’ında yayınlanan inşaat makineleri yıllık
satış tahminlerinde, Nisan ayında hüküm süren
şartlar ve hükümetin yatırım/altyapı geliştirme
çok sayıda değişkenin dikkate alınması zorunlu.
Orta ve uzun vadede inşaat makineleri talebini
etkilemesi beklenecek ana değişkenler aşağıdaki
gibi sıralanabilir: • Hükümetin politikaları ve altyapı gelişimiyle ilgili yatırım planları. • İnşaat ve
madencilik faaliyetlerinde özel sektörün katılımı.
• Doğrudan yabancı yatırımlar. • Makine alımlarına kaynak oluşturacak kredi temin olanakları.
• Ülkenin geleceğiyle ilgili politik senaryolar. •
Makro ekonomik değişkenler. • İşgücünün temin
edilebilirliği ve maliyeti.
Kısa vadede inşaat ve hafriyat makineleri satış-
Belden Kırmalı Damperli Kamyonlar
Asfalt Serme Makineleri
Beko Loderler
Zemini Sıkıştırma Ekipmanları
Paletli Dozerler
Paletli Ekskavatörler
Paletli Loderler
Mini Ekskavatörler
Mobil Kompresörler
Mobil Vinçler
Greyderler
Sabit Şasili Damperli Kamyonlar
Arazi Tibi Fork-Liftler
Skid-Steer Loderler
Tekerlekli Ekskavatörler
Tekerlekli Loderler
Tüm İnşaat Makineleri Toplamı
Yıllık % Değişim
Kaynak: Off-Highway Research
*Gerçekleşen
2007*
13
954
21.761
3.219
627
9.606
6
22
2.670
7.733
544
594
11
215
5
2.386
50.366
47
2008
20
1.125
22.000
3.800
700
13.000
5
30
3.150
8.400
650
825
20
420
5
3.200
57.350
14
2009
25
1.265
27.000
4.500
775
17.500
5
40
3.450
9.800
750
825
35
500
10
4.200
70.680
23
2010
30
1.490
33.000
5.600
850
22.500
5
60
3.700
11.100
900
975
50
625
20
5.400
86.305
22
2011 2012 % Değişim
285
50
40
122
1.785 2.115
93
37.000 42.000
124
6.400 7.200
59
925 1.000
254
28.000 34.000
-17
5
5
582
150
100
54
3.900 4.100
80
12.500 13.900
121
1.050 1.200
68
1.115 1.000
1.036
125
80
365
750 1.000
900
50
35
252
6.800 8.400
100.485116.295 131
103
13
16
larını etkileyecek değişkenlerin ise şunlar olduğu düşünülüyor: •
Petrol, çelik ve inşaat sektöründe kullanılan hammadde fiyatları.
• Enflasyon oranı. • Piyasa duyarlılığı. • Kredi faiz oranları. •
Muson iklim şartları. • Kredi sağlayıcıların takipteki varlıkları
en aza indirmek amacıyla gerçekleştireceği kısa vadeli düzeltici
işlemler. Hindistan ekonomisindeki kesintisiz büyüme, ticari
güveni artırarak hem özel sektörü, hem de doğrudan yabancı
yatırımları katılım konusunda cesaretlendirdi. Hükümetin,
GSYİH büyümesini sürdürebilmek için altyapı yatırımları üzerindeki odaklanmasını sürdürmesi, bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor. Makro ekonomik senaryo da hâlâ güçlü görünüyor
ve hükümetin 2008 mali yılı (Nisan 2008-Mart 2009) için
GSYİH büyüme tahmini yüzde 7.5-8.0 aralığında bulunuyor.
2009 ortasında, ülkede genel seçimlerin düzenlenmesi bekleniyor ve mevcut hükümetin, seçim açıklamasını yapmadan önce
altyapı ihalelerinin büyük kısmını sonuçlandıracağı umuluyor.
Bu hamlenin kısa vadede inşaat ve madencilik ekipmanları
pazarını canlandıracağına kesin gözüyle bakılabilir.
Enflasyonda ve işletme maliyetlerinde gözlenen yükselmeler,
birçok makine sahibinin kârlılık düzeyini olumsuz yönde etkiledi ve kredi geri ödemelerindeki aksaklıkları artırdı. Bunun
sonucunda, bankalar ve diğer kredi kuruluşları da kredi değerlendirme kriterlerini giderek daha sıkı hale getirmeye başladı.
Son 6 ayda, enflasyonda da hızlı bir yükseliş dikkat çekiyor
ve oran yüzde 12’yi aşmış durumda. Bu durum, hükümeti
para kaynaklarını kısmaya, bankalara ve diğer kredi kuruluşlarına sağana kaynakların fiyatını yükseltmeye zorladı. Sonuç ise,
tahmin edilebileceği gibi, kredi faiz oranlarının da yükselmesi
oldu.
Faiz oranlarındaki artışın, müşterilerden gelen siparişleri
değerlendirmek isteyen inşaat şirketlerinin satın alma kararları
üzerinde uzun vadede bir etki saplaması beklenmiyor. Kiralama
sektörü kısa vadede etkilenebilirse de, uzun vadede kiralama
bedellerinin yükselmesiyle denge sağlanabilecektir.
Ham petrol fiyatı ise, 147 Dolar’lık rekor düzeyden 114
Dolar’a geriledi. Hükümet, uluslararası piyasalardaki düşüşe
paralel olarak, yurt içi petrol fiyatlarında da düzeltmeye gidebilir. Çelik ve çimento fiyatlarının da halihazırda dengede kaldığı
görülüyor.
Diğer taraftan, işgücünün ulaşılabilirliği giderek azalırken,
işgücü maliyeti hızlı bir yükseliş sergiliyor. Aynı zamanda,
zamanla yarışan altyapı projelerinde verimlilik ihtiyacı artıyor
ve daha verimli makinelerin kullanılmasına yönelik talep yükseliyor. Bu faktörlerin, inşaat makineleri satışlarını olumlu yönde
etkileyeceği düşünülüyor.
Borsalarda dünya genelinde düşüşler gözlenirken, Hindistan
borsasından toparlanma işaretleri alınmaya başlandı.
Ekonomideki büyümeyle birlikte, genel piyasa duyarlılığının da
canlılık kazanacağı öngörülüyor.
İçinde bulunduğumuz yılda, muson yağmurları Hindistan’ı
erken ziyaret etti ve makine satışlarını olumsuz etkiledi. Ancak,
bu durumun yılın ilerleyen dönemlerinde telafi dilmesi umuluyor. Olumlu muson ikliminin ekonomik büyümeye de destek
olacağı değerlendirmesi yapılabilir.
Off-Highway Research tarafından 2008 Nisan’ında yayınlanan
inşaat makineleri yıllık satış tahminlerinde, 2008’deki satış artışının yüzde 30’a ulaşacağı belirtiliyordu.
Ancak beko-loderlere yönelik talepteki kayda değer düşüş ve
son ekonomik gelişmeler ışığında, bu oranın yüzde 14’te kalacağı ve ülkede 57 bin 350 adet makinenin alıcı bulacağı söylenebilir. Off-Highway Research, toplam pazarın 2012 yılında
ulaşacağı hacimle ilgili tahminini de 131 bin adetten 116 bin
295’e çekiyor.
ICT
YOL YAPIM MAKİNELERİ
Volvo’nun ABG6870 tekerlekli
asfalt serme makinesi, firmanın
yeni nesil Elektronik Yol Kaplama
Yönetimi (EPM) teknolojisi ile
donatılıyor
Yol yapım makineleri sektöründe rekabet giderek kızışırken, üreticiler elektronik kumanda sistemleri
yoluyla makine verimliliğini ve operatör konforunu yükselterek rakipleri karşısında avantajlı duruma
geçirmeye çalışıyorlar. Becca Wilkins bildiriyor
G
Wirtgen şirketinin son beton tabla serme makinesi SP 1200, asgari 3.5 m çalışma
genişliğinde ve 450 mm’ye kadar çıkabilen standart kalınlıkta beton serebiliyor
eride kalan son 10 yıllık dönemde, yol yapım makinelerinde kullanılan elektronik sistemlerde hızlı bir gelişme
kaydedildi. Teknolojik ilerlemeyle birlikte, bu sistemler
de daha çok-yönlü hale gelerek hem operatörlerin işini kolaylaştırıyor, hem de makinelerin verimlilik düzeylerine önemli
katkı yapıyor. Artık makineleri kullanmak da eskisine göre çok
daha kolay.
Volvo şirketinin Avrupa Yol Yapım Makineleri Bölümünden
Sorumlu Başkan Yardımcısı Richard Owen, ABG yol kaplama makineleri serilerinin artık CANBs elektronik kumanda
sistemiyle donatıldığı bilgisini verip ekliyor: “Sistemin kalbini
oluşturan ve operatöre en fazla avantaj kazandıran şey, operatör
kumanda tertibatıdır.”
Owen, geliştirdikleri Elektronik Yol Kaplama Yönetimi
(EPM) sisteminin operatöre, ilgili makine parçalarının resimlerinin bulunduğu düğmelere basarak makineye kumanda etme
olanağı kazandırdığını söylüyor. Temelde 2 parçadan oluşan
kumanda sisteminin birinci bölümü makinenin görünüm
Çok amaçlı makine
V
ABD’de Kansas eyaletinin Ogden kasabasında, Fort Riley askeri
üssüne giden ana yolun 3.2 km’lik bölümünün yüzey kaplamasının
değiştirilmesi çalışmasında, Gomaco’nun 2 paletli asfalt serme
makinesi GP-2600 de kullanıldı
planını gösterirken, görüntü ekranında da motor yağı sıcaklığı, su
sıcaklığı ve motor devri gibi ilave bilgiler yer alıyor.
Elektronik devrim
ögele şirketinin paletli SUPER 1800-2 modeli, yeni geliştirilen SprayJet
modülü ile de donatılabiliyor. Makine böylece hem püskürtmeli kaplama,
hem de klasik kaplama yapabiliyor. Firma, ErgoPlus işletim sisteminin de
SUPER 1800-2’ye güç kattığı görüşünde.
SprayJet modülü ile donatılan SUPER 1800-2’nin, sıcak yapıştırma katmanının üzerine, yine sıcak halde ince asfalt tabakalarının serilmesi işinde ideal bir
ekipman olduğu öne sürülüyor. SprayJet modülünün, bitüm emülsiyonunun
püskürtülmesi ile asfalt aşınma katmanının serilmesi işlemlerinin tek bir geçişte,
neredeyse eşzamanlı olarak yapılmasına olanak sağladığı belirtiliyor.
Modül, temel olarak 2.000 litre kapasiteli bir ısıtmalı emülsiyon tankı ve 5 püskürtme çubuğundan oluşuyor. Çubuklar, SUPER 1800-2’nin önüne, arkasına ve
yanlarına konumlandırılıyor. Bir elektronik kumanda sistemi, serim hızının hassas
bir şekilde ölçülmesini sağlıyor ve böylece ihtiyaç duyulandan daha fazla emülsiyon uygulanmasının önüne geçiliyor.
Bir firma yetkilisi, sistem hakkında şunları söylüyor: “İkinci nesil Vögele yol kaplama makinelerine takılan ErgoPlus işletim sistemi sayesinde, SprayJet modülü
kolaylıkla kullanılabiliyor ve açıklamalı sembollerle kolayca anlaşılabiliyor.
Operatörün tek yapması gereken, istenen serim hızını ayarlamak. Püskürtme
basıncı ve emülsiyon hacmi, serim hızı ve genişliğine göre otomatik olarak ayarlanıyor.”
Richard Owen, son 10 yılda sistem üzerinde yoğun geliştirme
çalışmaları yürüttüklerini ve tam renkli, ikinci nesil Elektronik
Yol Kaplama Yönetimi sisteminin (EPM2) artık hazır olduğunu
belirtiyor: “Burada önemli noktalardan birisi, operatöre ihtiyaç
duyduğu her zaman gerekli bilginin temin ediliyor olmasıdır.
Temel seviyede sadece ana bilgiler ekrana getiriliyor, ancak ihtiyaç
duyulduğunda ayrıntıya da ulaşılabiliyor.”
Volvo şirketi, operatörlerin yaptıkları hataların, işleri kolaylaştıkça azalacağı görüşünde. Owen, açıklamalarını sürdürüyor:
“Günümüzde, inşaat şirketleri için hatasız uygulama yapmak
gerçek bir gereksinim olarak ortaya çıkıyor. Yol yüzeyine yanlış bir
asfalt tabakası sermenin getireceği cezalar çok büyük olabiliyor.”
Bu arada Richard Owen, Volvo’nun elektronik sıkıştırma ölçüm
cihazının da, iş sahasının her bölümünde doğru miktarda sıkıştırma işleminin yapılıp yapılmadığının takibi konusunda inşaatçılar
için hayati olduğunu ileri sürüyor. Cihaz, elde edilen sıkıştırma >
Ammann şirketi, Sıkıştırma Uzmanı (ACE) adlı akıllı kumanda sistemi ve ACEplus GPS
görüntüleme işlem sisteminin birlikte kullanılmasıyla, iş sahasında zemin sıkıştırma
süreci üzerinde kesintisiz kontrol sağlanabildiğini ileri sürüyor
Liugong firmasının CLG614H tek tamburlu hidrostatik darbeli
silindiri, Vietnam’ın Vinh Phuc eyaletinde, 2 numaralı ulusal
karayolunda çalışırken görülüyor
Ergonomi gelişiyor
B
omag’ın yeni çift tamburlu silindir modeli BW 154 AP, bu yılın başlarında
Almanya’nın Berlin kentinde, Brandenburg Kapısı yakınında, 4 cm kalınlıkta
temel asfalt tabakasının serilmesi işleminde kullanıldı. Bomag, 7 ton çalışma
ağırlığına sahip olan makinenin küçük ve orta ölçekli projelerde ilk akla gelen seçenek
olduğunu iddia ediyor.
Bir Bomag yetkilisi, tüm önemli işletim ve kumanda birimlerinin, operatör koltuğunun kolçağındaki panele yerleştirilmiş olması sayesinde, yeni silindiri kullanmanın
oldukça kolay olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Tüm önemli kumandalar, hangi pozisyonda olursa olsun, daima operatörün elinin altında. Yalnızca küçük direksiyon simidi
değil, ergonomik tasarımlı, çok-işlevli levye de her an erişilebilecek bir noktada yer
alıyor.”
Bu arada firma, kendileri tarafından geliştirilen ölçüm ve kumanda teknolojisi Asfalt
Yöneticisi’nin de, makinenin gücünün kullanılmasında hayati rol oynadığını öne sürüyor. Sistem, asfalt yüzeyin sıcaklığına bağlı olarak, dinamik sertlik derecesi EVIB’nin
aralıksız belirlenmesini sağlayan bir sensöre sahip.
Stone Construction Equipment yapımı darbeli silindir Rhino 84X,
280 kN’ye kadar çıkan sıkıştırma kuvveti uygulayabiliyor
miktarlarını kayıt altına alarak saha denetçileri karşısında kanıt
da temin edebiliyor. Volvo haricindeki üreticiler de, sıkıştırma
miktarını ölçüp, makinenin sıkıştırma performansını otomatik
olarak ayarlayan sistemler üzerinde çalışmaktan geri durmuyorlar.
Richard Owen kendi sistemlerini tanıtmayı sürdürüyor: “Bizim
darbeleme sistemimiz 2 sabit performans düzeyinde çalışıyor.
Ancak biz temelde tamburun sağladığı sıkıştırma miktarını sabitleme ve sıkıştırma miktarını ayrı bir süreç halinde ölçme yolunu
izliyoruz. Böylece, sıkıştırma işleminin kontrolünü operatöre
bırakmış oluyoruz. Makinenin otomatik ayarlama yapmasını istemiyoruz.”
Owen’ın tüm övgü dolu sözlerine karşın, ABD’li Roadtec firmasının satış ve pazarlamadan sorumlu başkan yardımcısı John Irvine,
CANBus sistemlerinden uzak durduklarını belirtiyor: “Diğer üreticilerin bu yolda ilerlediklerini farkındayız. Ancak müşterilerimiz,
her gün çalışacak ve gerektiğinde sahada tamir edebilecekleri bir
şey istediklerini söylüyorlar. Servise gidip makinedeki bilgisayarları
değiştirmek, yedek bilgisayar sistemleri edinmek veya yazılım işine
kafa yormak istemiyorlar.”
Firma, tüm kaplama makinelerinde, asfalt
kesme/öğütme makinelerinde ve malzeme nakil
araçlarında klasik kablolu iletişim sistemini kullanıyor. Bu tercih üretim maliyetlerini artırsa da, sorunların sahada çözülebiliyor oluşu,
John Irvine tarafından önemli bir avantaj olarak
değerlendiriliyor. Piyasadaki sıkıştırma kumanda
sistemleri arasında Hamm şirketinin silindirler
için geliştirdiği Hammtronic tasarımı da dikkat
çekiyor. Sistem, ön ve arka tahrik miktarlarını
Pekin-Tianjin karayolunun bu yılın başlarında
yürütülen inşa çalışmalarında kullanılan
makineler arasında Dynapac ürünleri de
bulunuyordu. 2 adet F182C ve 2 adet F141C
asfalt serme makinesi ile CC522 modelinin de
aralarında bulunduğu bir dizi Dynapac silindiri,
projeye önemli katkı sağladı
>
Caterpillar tarafından
toprak zemin silindirleri
için geliştirilen AccuGrade
Compaction sistemi, hassas
GPS haritalama hizmeti
ve sıkıştırma ölçümü
sağlayabilen bir akıllı
elektronik çözüm olarak
tanıtılıyor
olarak ayarlayarak, tamburların veya tekerleklerin patinaj yapmasını engelliyor. Yüzde 70’e kadar eğime sahip noktalarda tırmanma
yeteneği de kazandıran tertibat, tüm motor ve makine işlevlerine,
özellikle de tahrik sistemine, darbelemeye, salınım hareketine ve
motor devrine kumanda ediyor. Darbeleme sistemi ve motor devri,
anlık çalışma koşullarına göre, elektronik motor yönetim sistemi
tarafından idare ediliyor. Tüm veriler bir bilgi ekranına aktarılıyor
ve belgeleniyor.
Dynapac mühendislerinin geliştirdiği Asfalt Sıkıştırma Analiz
Sistemi (DCA-A), yapılan geçiş sayısını kaydederek ve asfalt sıcaklık
değerlerini göstererek, operatörlerin en uygun sayıda ve noktada
geçiş yapmasına yardımcı oluyor. Bomag’ın ölçüm ve belgeleme
sistemi ise, sertliği tespit edip kayıt altına almakla kalmıyor, aynı
zamanda sıkıştırma süreci, geçiş sayısı, genlik, frekans, çalışma hızı,
sıkıştırma derecesi ve asfalt sıcaklığı parametrelerini de kontrol
altına alıp belgeliyor.
Vögele şirketi, kendi elektronik kumanda sistemleri olan
ErgoPlus’un operatör odaklı bir teknoloji olduğunu vurguluyor.
Tüm hayati yol kaplama işlevleri, kumanda masası üzerindeki düğmeler vasıtasıyla yürütülüyor ve sistem makinenin 4 farklı modda
çalışabilmesine olanak tanıyor: Boşta Çalışma Modu, İş Sahası
Modu, Konumlandırma Modu ve Kaplama Serim Modu,
Yeni nesil makineler
Üreticiler, elektronik kumandaların teknik yeterliliklerini yükseltmek için daima yeni yollar keşfetmeyi biliyor. Roadtec’ten John
Irvine, gelecek nesil modellerde, tesviye ve eğim kumandaları
üzerinde çalışacak tak-kullan özelliklerin sayısının artacağını söylüyor ve açıklıyor: “Serilen yol kaplamasının düzgünlüğünü ölçerek
sisteme gerçek zamanlı olarak aktarabileceğimizi umut ediyorum.
Böylece yalnızca ısı dağılımını değil, yüzey düzgünlüğünü de takip
ederek, makine üzerinde gerçek zamanlı ayarlamalar yapabileceğiz.”
Richard Owen ise, GPS’in otomatik olarak bir kaplama kumanda sistemine bağlanması ile kalitenin güvence altına alınması ve
kontrat şartlarında serim yapmamaktan kaynaklı cezaların önüne
geçilmesi ile önemli faydaların sağlanabileceğini belirtiyor.
Operatör konforu
Operatörün çalışma ortamının iyileştirilmesi, verimliliğin artırılması doğrultusunda yol yapım makinelerinde de büyük rol
oynuyor. Richard Owen, “Rahat çalışan bir operatör daha verimli
olacak ve makineyi daha yüksek konsantrasyonla kullanarak hataları en aza indirecektir.” diyor.
Owen, EPM sisteminin kolayca konumlandırılabilmesi sayesinde, operatörün hem kumandaların yerleşimi, hem de görüş alanı
konusunda ergonomik bir çalışma ortamına kavuştuğunu ileri
sürüyor. John Irvine ise duruma farklı bir açıdan bakıyor: “Bizim
işimizde ortam çok sıcaktır. 350 derecelik asfaltla uğraşırsınız. Ilık
karışımların yaygınlaşması ile yol kaplama makinesi operatörlerinin gelecekte daha rahat çalışabileceğini umuyoruz.”
Ilık asfalt teknolojisinin kullanılması, karışımın 135-149 derece
yerine, 116 ile 132 derece arasında dökülmesi anlamına geliyor.
Irvine ekliyor: “Kaplama makinelerimizde operatör mevkisinin
yüksekliğini azalttık. Böylece operatörler yerdeki çalışanlara daha
rahat iletişim kurabilecek. Asfalt dumanı toplama sistemlerinin de
operatör konforuna önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu
sistemler, ortamın operatör ve serim malası elamanı için 5 derece
daha serin olmasını sağlayabiliyor.”
Genel bakış
Ekonomik kriz bazı bölgeleri diğerlerinden daha az etkiliyor
olsa da, inşaat endüstrisinin geri kalanı gibi, küresel yol yapım
makineleri sektörü de belirsiz bir gelecekle karşı karşıya. Böyle bir
ortamda, makine üreticilerinin rekabet güçlerini koruyabilmek
adına operatör konforunu ve verimliliği yükseltme üzerine
odaklanması, bir zorunluluk olarak ortaya çıkıyor.
Makine performansının geliştirilmesinde ise, elektronik kumanda sistemleri kilit rol oynuyor. Richard
Owen, “Müşteriler arasında artık elektronik sistemlere
aşina bir nesil de var ve bu özelliklerin makinelerinde
yer almasını istiyorlar.” diyor. Owen, operatör konforu
konusunda ise, Volvo olarak müşterilerinin talep ettiği
seviyeye ulaşacaklarını, yol yapım sektörüne yeni standartlar kazandıracaklarını iddia ediyor.
ICT
Electronic efficiency
T
he road building equipment sector is becoming increasingly
competitive and manufacturers are trying to differentiate
themselves by developing electronic control systems to increase machine productivity and operator comfort. The development
of electronic systems used in road building equipment has been
rapid in the last decade. As technology progresses, these systems
are becoming more sophisticated, easing labour for the operator
and increasing machine productivity and efficiency. They also make
machines easier to use. There does appear to be a varying approach
to machine control, with some manufacturers adopting full GPScontrolled CANBus systems and others opting for hardwired solutions. For instance, Volvo offers an Electronic Paver Management
system based around the CANBus protocol, now in its second generation, that provides operators with the level of information suited
to their requirements, allowing it to be easy to operate at a basic
level right through to a high level of performance data. US company
Roadtec, on the other hand, believes that sophisticated computer
systems using CANBus are not the best solution. It hardwires all
its machines, which despite being more expensive to manufacture,
means that they are easier to service in the field, it believes.
Irrespective of the technology used, manufacturers are working
to produce a full line of road construction equipment that maximise
productivity, are easy to use and provide a comfortable working
environment for operators to minimise errors.
The article then goes on to look at some of the latest in roadbuilding equipment from some of the leading manufacturers, including
Vogele’s latest SUPER 1800-2 paver, and Bomag’s BW 154 AP and
Hamm’s HD+ tandem rollers.
KALDIRMA VE TAŞIMA EKİPMANLARI
Hızlı ve verimli
Çalışma esnekliği ve hızlı
montaj
yeteneği,
hem
düşük, hem de yüksek
kapasiteli paletli vinçlerde yeni tasarımların temel
ölçütleri olarak karşımıza
çıkıyor. Tanınmış uluslararası markalar kadar, Çin ve
diğer gelişmekte olan ülkelerdeki vinç üreticileri de
bu ölçütleri geliştirmek için
ellerinden geleni yapıyorlar.
Euan Youdale bildiriyor
Sany firmasının 50 ton kapasiteli SCC500D modeli, Rusya pazarında kendini göstermeye çalışıyor
Hızlı ve verimli
D
Zoomlion QUY70 paletli vinç,
Avustralya’daki bir depoda çalışırken
görülüyor
ünyanın sınanmış ve kalitesi kabul edilmiş
vinç üreticileri, daha büyük ve teknolojik bakımdan daha gelişmiş makineler
tasarlayarak dünya pazarlarındaki yayılmalarını
sürdürüyorlar.
Aynı zamanda, 100 ton ve üstü kapasite sınıfında ortaya çıkan, hızlı ve esnek modellere yönelik
ihtiyaç da paletli vinç endüstrisinin gündeminde
önemli yer tutuyor. Önde gelen üreticilerin açıkladığı son mali rakamlarsa, paletli vinç pazarının
sağlıklı yapısına işaret ediyor. Zira, bu alanda
dünya genelinde herhangi bir daralma ve durgunluk belirtisi gözlenmiyor. Liebherr şirketinin
gelir ve üretim rakamları, 2007 yılında yeni
rekorlar kırdı. Şirketin, tekerlekli mobil vinçler
ve 300 tondan büyük paletli modeller imal eden
Almanya/ Ehingen fabrikasının cirosu, 2.236
milyar Dolar’a ulaştı.
Manitowoc’ta ise, 2008’in ikinci çeyreğinde
vinç işkolu net satış gelirleri, yüzde 32’lik artışla
1.06 milyar Dolar’ı buldu. 2007’nin aynı döneminde, 805.1 milyar Dolar gelir elde edilmişti.
Manitowoc Başkanı Glen Tellock, mevcut durumu özetliyor: “30 Haziran 2008 tarihi itibariyle
elimizdeki vinç siparişlerinin tutarı 3.52 milyar
Dolar’dı. Bu, önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 70’lik bir yükselme anlamına geliyor.
Yükselişin ardında, küresel pazarın her bölgesinde
ortaya çıkan talep artışının yanı sıra, satış sonrası
ürün ve hizmetlerin de payı var. Bu tabloda,
küresel altyapı ve enerji pazarlarının kesilmeyen
büyümesi nedeniyle yüksek kapasiteli vinçlere
gelen talep de rol oynuyor.” Batılı üreticiler çabalarını ikiye katlamış görünüyor, ancak durum >
Hızlı ve verimli
Görev: Temelleri
yerleştirmek
Çinli şirketler için de farklı değil. Ülkenin vinç
sektörünün hasılası hiç olmadığı kadar hızlı yükseliyor ve dikkatler şimdi kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ihracat pazarlarına yöneliyor.
Önemli adımlar
İnşaat makineleri alanında pazar araştırmaları
yapan Off-Highway Research (OHR) kuruluşunun açıkladığı verilere göre, 2008’in ilk 6 ayında
Çin’deki paletli vinç talebi 480 adede yükseldi.
Oysa, bu sayıya 2006’da tüm yıl süresince bile
ulaşılamamıştı. OHR araştırması, 2008’de Çin
pazarının en büyük paletli vinç tedarikçisinin
XCMG firması olduğunu gösteriyor. Bir diğer
yerli üretici, Sany de paletli vinç satışlarında
önemli ilerleme kaydediyor: 1.000 ton kapasiteli
modelleri, şu anda en büyük Çin malı vinç olarak
satışa sunuluyor. Fushun Excavator şirketi, paletli
vinç satışlarını artırmaya devam ediyor ve artık
ihracat rakamlarını yükseltmeyi amaçlıyor.
Ancak OHR, son yıllarda yüzde 20’nin üzerinde yıllık büyüme sergileyen Çin paletli vinç pazarının yavaşlayacağı ve artık daha sürdürülebilir
büyüme oranları olan yüzde 4-7’ye razı olacağı
görüşünde.
50 ile 800 ton arasında kapasiteye sahip paletli
vinçler üreten Zoomlion şirketi, ülke içinde sattıkları makinelerin tam sayısını hesaplamanın zor
olduğunu, ancak hem içeride, hem de dışarıda
güçlü bir dönemden geçtiklerini belirtiyor.
Şirket, bu yıl içerisinde 600 ton kapasiteli bir
QUY600 kafes bomlu paletli vincini, Hindistan
acentesi aracılığıyla Essas Group’a sattı. QUY600,
bir Çinli üreticinin şimdiye dek ihraç ettiği en
büyük vinç oldu. İlk olarak 2006 yılının Kasım
M
erkezi İngiltere’nin Manchester kentinde bulunan Q-Plant
Hire kiralama şirketi, İngiltere’ye sevk edilen ilk Kobelco
CKE1100 paletli vincini teslim aldı. Eylül ayında, CKE1100 ile
birlikte, 135 ton ve 80 ton kapasiteli 4 yeni Kobelco vinci İngiltere’ye
gönderildi.
110 ton yük kaldırabilen makinenin ilk görevi, Volker-Stevin şirketine bağlı Steel Foundations kuruluşu tarafından yürütülen bir nehir
saptırma projesinde, zemin dengeleme ve temel çalışmalarının yürütülmesine yardımcı olmaktı. Proje, Staffordshire merkezli Coltham
Citadel Ltd için yürütülen 25 milyon Dolar maliyetli depo tesisi inşaatının bir parçası olarak ele alınıyordu.
Çalışma kapsamında, uzunlukları 8 ile 15 m arasında değişen, yaklaşık 6.000 metrekarelik çelik panel kazık, inşaat sahasının yanından
geçen Darlastan Brook nehrinin dönüş noktasında yerleştirildi. Ayrıca,
yeni bir yaklaşma yolu köprüsünün yapılabilmesi için, korunan nehir
setinin sağlamlaştırılması işleminde de CKE1100’e önemli iş düştü.
ayında Şanghay’da düzenlenen Bauma China
Fuarı’nda sergilenmiş olan makine, fuarda tanıtılan tüm diğer vinçlerden daha büyüktü.
Zoomlion Mobil Vinçler Yurt Dışı Pazarlama
Müdürü Chen Wei anlatıyor: “QUY600 modelini geliştirmeden önce, pazarı araştırdık ve inceledik. Uluslararası pazarda bu yönde bir talep
olduğunu fark ettik ve bu tespitin doğru olduğu
da sonradan ortaya çıktı. İlk ihracatın ardından,
çok sayıda teklif istemi aldık. Biz, Çin malı
vinçlerin önümüzdeki dönemde uluslararası stan-
Zoomlion QUY100 Hong Kong’da
dartlara daha da yaklaşacağı kanısındayız. Petrol,
enerji gibi büyük endüstri kollarından gelen talep
arttıkça, yük kapasiteleri de yükselecektir.”
İhracat hamlesi
Zoomlion, küresel paletli vinç pazarının büyümeye devam edeceği, bunun da Çinli üreticilere avantaj sağlayacağı görüşünde. Şirket, ihracat gelirlerini her yıl yüzde 50 artırıyor ve bu
eğilimin önümüzdeki 5-10 yılda da süreceğini
düşünüyor. Chen Wei devam ediyor: “İhracat
pazarlarının büyük potansiyel barındırdığına inanıyoruz. Şu anda en önemli müşterilerimiz BAE,
BDT, Güney Asya ve Amerika. Uluslararası
pazarlardaki talep, daima bu ülkelerin izlediği
politikalarla belirlenir. Motor emisyonlarıyla ilgili
yeni yasaları örnek gösterebiliriz.”
2007 yılında, Zoomlion QUY200 paletli vinci
ABD’de satışa sunuldu. Firma, geliştirmekte
olduğu 1000 tonluk yeni bir modelin önümüzdeki yıl içerisinde piyasaya sürüleceğini, rüzgâr
türbini montaj çalışmaları için tasarlanan, 350
ton kapasiteli QYU350 modelinin de onu takip
edeceğini açıkladı.
Çinli üreticilerin ihracat planlarıyla ilgili bir
ipucu da, Mart ayında Las Vegas’ta gerçekleşen
ConExpo Fuarı’nda, Lewis Equipment şirketinin
standından geldi. ABD’li kiralama şirketi, ziyaretçilere Zoomlion QUY260 modelini sergilemeyi tercih etmişti. Fushun Excavator standındaki
Fushun QUY 120 vincinin üzerinde de Lewis
ismi dikkat çekiyordu.
Çinli vinç üreticileri, gelişmekte olan pazarlara
da yoğun ilgi gösteriyor. Sany, hem doğrudan
satış, hem de acente satışları yoluyla Rusya
pazarında pay sahibi olmaya çalışıyor. Ülkede
şimdiden 2 büro açtılar. Haziran ayında Rusya’da
düzenlenen CTT fuarında da ilk paletli vinç
modelleri olan, 50 tonluk SCC500D’yi tanıttılar.
Florida’nın Wset Pal Beach bölgesinde yürütülen Design Center
inşaatında, Zeiger Crane firmasının 272 ton kapasiteli Link-Belt
348 Hylab 5 vinci bir paneli yerine yerleştirirken, 45 ton tonluk bir
Link-Belt RTC-8050 de eşzamanlı olarak destek parçalarını kaldırıp
konumlandırıyor
Büyük üreticiler
Diğer taraftan, Rusya’nın en büyük paletli vinç üreticisi Chelyabinsk
Mechanical Plant (CMP) ise, güneye açılma ve Orta Doğu’da iş
yapma peşinde. Firma, her yıl 25, 32, 36, 40 ve 63 ton kapasiteli
300 vinç imal ettiklerini belirtiyor. Pazarlama Direktörü Pozdnyak
Slava, Rusya’da alıcı bulan 25-63 ton kapasiteli tüm paletli vinçlerin
yüzde 90’ının CMP markasını taşıdığını, makinelerinin sağlamlıkları ve Sibirya’nın -40 derecelik soğuğunda bile çalışabilmeleriyle ünlü
olduğunu iddia ediyor.
Japonya’da ise, dünyanın önde gelen üreticilerinden Kobelco, son
12 ayda satış rekorları kırdıklarını belirtiyor. Bir firma yetkilisi,
konu hakkında şunları söylüyor: “Bu yükseliş, büyük oranda altyapı
ve enerji projeleri yatırımlarından ve gelişmekte olan pazarlardaki
hareketlilikten kaynaklanıyor. 2007’de 650 olan paletli vinç üretimimizi, bu yıl yüzde 15 artışla 750 adede taşıdık.”
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarjah kentinde yeni tesisleri kuran
Kobelco, Orta Doğu’da çok sayıda makine satabileceğini, 2007’deki
olumlu eğilimi daha ileri taşıyabileceğini umuyor.
Bu arada, Nisan ayındaki SMOPyc Fuarı’nda, Jeraneas SL şirketinin İspanya’daki yeni acenteleri olduğunu açıkladılar. Kobelco >
Eskiye rağbet
B
AE’nin Dubai kentinde kurulan Encore atölyesinde komple
yenileme işlemine tabi tutulan ilk paletli vinç, Saudi Industrial
Construction and Engineering Projects şirketine teslim edildi.
Tesiste çalışan Manitowoc Vinç Bakım şirketi ekibi, şimdi Riyad’da
bir boru hattı projesinde kullanılmakta olan Model 4000W vincinin
yenilenmesi için, 4.000 saatlik bir çalışma yürüttü. Tesiste, aynı
süreçten geçmeyi bekleyen, yine bölgedeki müşterilere ait olan, 3
adet Manitowoc paletli vinci daha bulunuyor.
Manitowoc Vinç Bakım şirketi Orta Doğu direktörü Mike Bage,
vinç yenileme alanında büyük bir taleple karşı karşıya olduklarını
belirtiyor ve ekliyor: “Orta Doğru pazarı bir yandan çok sayıda yeni
makine satın alırken, yenilenmiş vinçlere yönelik ihtiyaç da yüksek
seviyelere ulaşıyor. Encore tesisindeki çalışmalar, müşterilerimizin
Manitowoc garantisiyle, güvenilir makineler teslim almasın sağlıyor.”
Hızlı ve verimli
Liebherr, 1.200 ton yük kaldırabilen
tekerlekli teleskopik mobil vinç
modeli LTM 11200-9.1’in paletli
tipini geliştiriyor. Yeni makine, LTR
11200 adıyla piyasaya sürülecek
Kobelco, 550 ton yük kaldırabilen SL6000 modelinde de satışların iyi
gittiğini, şimdiye kadar 7 makine siparişi alındığını belirtiyor. Bunların
2’si Hollandalı PVE şirketinden geldi. ABD’li Buckner Heavy Lift ise, bu
ülkeye gönderilen ilk SL6000’i ConExpo Fuarı’nda sergiledi.
Ağır hizmet
Yine ConExpo’da, Link-Belt şirketi de 500 ton kapasiteli yeni 548 modelini tanıttı. Makine, uzunluğu 24 ile 84 m arasında değişen ağır-hizmet
Link-Belt şirketi, 500 ton kapasiteli paletli vinç modelini, Mart ayında
düzenlenen ConExpo Fuarı’nda sergiledi
vinçlerinin Rusya ve BDT ülkelerindeki dağıtımını ise FKR Machinery
firması yürütüyor.
Yeni bir şafak
Aynı zamanda New Holland ve Astra markalı ürünleri dağıtımını da
yapan FKR kuruluşu, Rusya’da 2008 sonuna kadar 3-5 adet, 2009’da da
10-15 adet Kobelco paletli vinci satabilmeyi hedefliyor. Genel Direktörü
Yardımcısı Alexander Proskurin açıklıyor: “Rusya’da çok sayıda eski vinç
var. Sovyetler Birliği döneminde, devlet bir sürü paletli vinç almıştı. Sistem
değiştikten sonra da, şirketler bu vinçleri kullanmaya devam ettiler. Şimdi
ise, bunları daha verimli yeni modellerle değiştirmeleri gerektiğini fark
ediyorlar.”
Kobelco’nun Avrupa kolu Kobelco Cranes Europe şirketi de faaliyetlerini
genişletiyor. Yakında, Hollanda’nın Almere kentindeki yeni, daha büyük bir
tesise taşınacakları. Amaçları ise, müşterilerin özel gereksinimlerine yanıt
verebilmek: “Planımız, rüzgâr türbini montajı ve deniz üstü çalışmalar gibi
özel uygulamalara yönelik, farklı makineler inşa etmek.”
Firmanın en yeni modeli olan 110 ton kapasiteli CKE1100 hakkında ilk açıklama Bauma 2007 Fuarı’nda yapılmıştı. Ancak makine
ilk kez AMOPyC’de sergilendi ve şimdiden 2 müşteriye teslim edildi.
Teslimatlardan birisi, Danimarkalı Hoygaard grubunun Portekiz’deki kolu
SETH’ye, diğeri ise İngiliz Quinn Plant Hire kiralama şirketine yapıldı.
Çalışma esnekliği ön plana çıkıyor
Kobelco’ya göre, CKE1100 ile bir kez daha pazardaki daha fazla çalışma
esnekliği sunan ve kolay nakledilebilen vinçlere yönelik ihtiyaç gözler
önüne seriliyor. Makinenin önemli özellikleri arasında, nakil sırasında 3.5
m olan palet genişliğinin, çalışma esnasında hidrolik olarak 5.3 m’ye çıkartılabilmesi de sayılıyor.
Kobelco, palet sistemi hakkında şunları söylüyor: “Bu, sıkça yer değiştirmesi gereken vinçler için, kullanım kolaylığı sunan önemli bir özellik.
Vincin, sadece bom ve bazen de 2 karşı ağırlık bölümü sökülerek, 70 tondan düşük bir ağırlıkla karayolunda taşınabilmesine olanak tanıyor.”
Kobelco tasarımcıları, karayolu nakliyesini düşünerek, makinenin üst kısım
azami genişliğini de 3.2 m’de tutmuşlar. Q-Plant Hire şirketinin 25 paletli
vinçten oluşan güçlü filosuna, son olarak CKE1100 de katıldı. Şirketin
Yönetim Direktörü Anthony Quinn, vinç kiralama sektörünün genel durumunu şu şekilde özetliyor: “Paletli vinçlere yönelik sağlıklı talep devam
ediyor. Özellikle kapsamlı altyapı projeleri bu konuda başı çekiyor. Son
yıllarda, büyük inşat şirketlerinin birçoğu kendi filolarını küçülttü. Bu da,
avantajları ve maliyet-verimliliği yeniden keşfedilen paletli vinçler alanında,
kiralama sektörüne gelen siparişlerin artmasına neden oldu.”
Deniz manzaralı
P
ortekiz’in güneyindeki Algarve sahil şeridi, Akdeniz’in iklimi,
güzel plajları ve golf sahalarından faydalanmak isteyen turistler
için gözde bir yer. Ancak son yıllarda, bölge farklı tipte ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. Bu ziyaretçiler Algarve’ye sahiller için değil,
arkadaki tepeler için geliyor.
Bölge, bugün Portekiz’de rüzgâr çiftliklerinin başlıca gelişme alanlarından birisi konumunda ve ufukta çok sayıda vinç ve türbin görülüyor.
Bu hareketlilik içerisinde başrolü oynayan firmalardan birisi de, Lizbon
merkezli Montalgrua. Firma, Manitowoc Finance şirketinin temin ettiği
krediyle, son olarak bir Manitowoc Model 16000 paletli vinç satın aldı.
Makine şu anda, enerji devi Enercon için inşa edilen Parque Eólico de
Guerreiros çiftliğinde kullanılıyor.
Montalgrua Teknik ve Ticari İşler Direktörü Alexandre Pinheiro, Model
16000 vincinin ALgarve tepelerinde rüzgâr türbini monte etmek için
mükemmel bir makine olduğunu söylüyor: “Model 16000’de hoşumuza
giden şey, 95 ton yük kaldırabilen ve ana boma takılabilen üst bom
seksiyonudur. Böylece, türbin inşaatlarında ihtiyaç duyduğumuz kaldırma kapasitesine sahip olabiliyoruz. Vincin kolayca taşınabilmesi ve
kurulabilmesi de önemli bir avantaj. Montaj sırasında herhangi bir yardımcı vince gereksinim duymuyoruz. Elektronik sistemler son derece
kullanıcı dostu bir tasarıma sahip ve zemine binen yük de, aynı sınıftan
benzer modellerle kıyaslandığında, mükemmel.”
Fotoğraftaki faaliyette, Model 16000 5 adet 2.3 MW’lık türbinin
80 m yüksekliğe yerleştirilmesi görevini yerine getiriyor. Proje için,
makine 90 m’lik ana bom ve 7 m’lik üst bom ile çalışıyor. 1978 yılında
kurulmuş olan Montalgrua’nın filosunda, Model 16000’e ek olarak
Grove GMK4100-L ve GMK5220 arazi tipi mobil vinçler de bulunuyor.
2009’da da bir Manitowoc Model 999 teslim alacaklar.
İngiltere kıyılarında
bir Çinli
İ
ngiliz Anderson Crane Hire vinç kiralama şirketi, karaya oturmuş
bir feribotun doğrultulması işinde, 50 ton kapasiteli Sany paletli
vincinden de faydalandı. Riverdance adındaki arabalı feribot, Kuzey
İrlanda’dan İngiltere’nin Heysham Limanı’da giderken dev bir dalgayla
karşılaşmış ve karaya oturmuştu. Anderson Crane Hire mühendisleri,
52 m bom uzunluğuna sahip Sany SCC500D vincini, feribotun sancak
tarafına toplanmış otomobil, kamyon ve konteynırların kaldırılması
amacıyla kullandı. Ekim 2007’de, Anderson, bir Sany paletli vinç satın
alan ilk İngiliz firması olmuştu. Vinç, Çinli üreticinin İngiltere acentesi
Watson and Hillhouse aracılığıyla temin edilmişti.
bomu ya da 42 ile 108 m arasında değişen yüksek çalışma bomu
ile donatılabiliyor. Önümüzdeki günlerde makine için bir de ağır
yük ataşmanının geliştirileceği, böylece kaldırma kapasitesinin daha
yukarılara taşınacağı belirtiliyor. Kafes Bomlu Paletli Vinçler Ürün
Başmüdürü Pat Collins, makinenin bu yılın sonuna kadar testlere
hazır hale getirileceğini açıklamıştı. Ağır endüstri uygulamaları,
petro-kimya tesisleri ve rüzgâr enerjisi çalışmaları için tasarlanmış
olan makinede, nakil kolaylığı kilit tasarım parametrelerinden birisi
olarak ortaya çıkıyor. Makine dairesi, hızlı-montaj dönüş tablası
rulmanı ve üst bocurgatların da dahil olduğu ana nakil ağırlığı, 45
tonun altında.
Pat Collins, makineye gösterilen ilgiden memnun görünüyor:
“Tahmin edebileceğiniz gibi, talep çok yüksek düzeyde. Makine
hakkında ilk duyuruları yapmamızdan bu yana, hem Link-Belt hem
de Sumitomo, üretim kapasitesini yükseltmek için yoğun çaba sarf
ediyor. Hitachi Sumitomo şirketi, HSC markası altonda benzer
makineleri kendi pazarlarında satacak.”
Link-Belt’in önemli satış hacmin ulaşan bir diğer modeli de, 209
ton kapasiteli 298 HSL oldu. Collins, bu makinenin dünya genelinde eskimekte olan tüm 200 tonluk paletli vinçler için bir yenileme
alternatifi olduğunu ileri sürüyor. Collins’e göre, performans, kolay
montaj ve demontaj ve kolay nakil özellikleri, filo yenileme kararlarında 298 HSL’ye büyük avantaj kazandırıyor.
Enerji uygulamaları
Pat Collins, ABD’deki ekonomik krizin en sert vurduğu alanlardan
birisinin konut inşaatı sektörü olduğunu, ancak farklı uygulamalara
hitap eden paletli vinçlerde pazarın hâlâ yüksek seviyede seyrettiğini
söylüyor: “Bu seyir önümüzdeki 12 aylık dönemde de sürecektir. >
Hızlı ve verimli
modeller oluşturuyor. LTR 11200 de bu büyük
pazara hitap ediyor. Vincin paletli olması, ağır
ekipmanları saha içerisinde taşımanıza olanak
sağlıyor. Paletli vinçler son derece sağlamdır ve
karayolunda da ağır yüklerle hareket edebilirler.
Paletlerin dar bir tasarıma sahip olmasının nedeni
bu. Dengenin sağlanması için, çalışma sırasında
vinç yan deste kayaklarıyla kullanılıyor.”
Beringer, 5 megawatt’lık türbinlerde ise, azami
yük kapasitesini ancak 3 m yarıçapta kaldırma
yarıçapında kullanabilen teleskopik vinçler yerine, 1.000 tonluk kafes bomlu modellerin tercih
edildiğini belirtiyor.
Dev makinelerle ilgili haberler
İkiz bomlu, 3.200 ton kapasiteli CC 8800-1
Twin modeli, Terex-Demag tarafından Almanya
fabrikasında tanıtılmıştı. İlk CC 8800-1’in sahibi
Al Jaber Heavy Lift and Transport şirketi de,
2007 Ekim’indeki törende yerini almıştı
Enerji sektöründe, ağır endüstriyel uygulamalarda ve altyapı projelerinde yıllardır süregelen
canlılık, pazarın gücünü korumasını sağlıyor.
“Özellikle rüzgâr enerjisi alanında sağlam bir
gidişat söz konusu ve bu da hem düşük hem de
yüksek kapasiteli modellerde, paletli vinç pazarını
olumlu etkiliyor. Fotoğraflarda genellikle dev
modeller dikkat çekse de, rüzgâr tarlası inşasında
çeşitli büyüklükte vinçlere ihtiyaç duyuluyor.”
Avrupa’da da, önemli üreticilerin başını çektiği
ürün geliştirme çalışmaları, özellikle daha yükseğe ulaşabilen ve daha ağır yükleri kaldırabilen
makineler alanında büyüyen bir pazarın varlığına
işaret ediyor.
Teleskobik paletli vinç
Almanya’da bulunan Liebherr-Werk Ehingen şirketi, 1.200 ton kapasiteli tekerlekli teleskobik
mobil vinç modelinin paletli versiyonunu geliştiriyor. Şimdiden birçok sipariş alınan makinenin
teslimatına 2009 yılında başlanacağı açıklandı.
Bom ve üst aksam, 2007’de pazara rekorlar
kırarak giren, 1.200 ton kapasiteli LTM 112009.1 tekerlekli teleskopik mobil vinç ile birebir
aynı olacak. Palet sistemi ise, 350 ton kapasiteli
LR 1350/1 kafes bomlu paletli vinçten ödünç
alınacak. Yeni makinenin asıl olarak 2 ile 3.5
megawatt arası eneri üretebilen rüzgâr türbinlerinin montajında kullanılmak üzere geliştirildiği
açıklandı. Liebherr yetkilisi Wolfgang Beringer,
yeni tasarımları hakkında şunları söyledi: “Artık 5
megawatt’lık türbinlere de sıkça rastlanıyorsa da,
pazarın en büyük bölümünü 2-3,5 megawatt’lık
Liebherr’in üzerinde çalışmaya devam ettiği,
2000 ton kapasiteli “XXL” paletli vinç modeli de rüzgâr türbinlerinde yaşanan gelişmelere
yanıt verme çabalarının bir diğer sonucu olarak
gösteriliyor.
Henüz ismi konulmamış olan kafes bomlu
vinç, klasik 2 paletli ve tek bomlu bir tasarıma
sahip olacak.
Böylece, firmanın şu anki en büyük modeli
olan 1.350 ton kapasiteli LR 11350’nin ardından
önemli bir sıçrama gerçekleşmiş olacak. Liebherr,
makineyi 2010’un ilk çeyreğinde Almanya’nın
Münih kentinde düzenlenecek olan Bauma
Fuarı’na yetiştirebilmeyi hedefliyor. 2009 içerisinde, dev makineyle ilgili ayrıntı ve çizimlerin
sektörle paylaşılacağı ifade ediliyor.
Wolfgang Beringer, vincin enerji ve petro-kimya
tesislerinin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirildiğini, ancak önümüzdeki yıllarda 8 megawatt’lık
rüzgâr türbinleri piyasaya çıktığında, burada da
kullanım alanı bulabileceğini söylüyor.
Liebherr’in bu açıklamaları, Manitowoc’un
dünyanın gelmiş geçmiş en büyük vinci olan,
2.000 tonun üstünde kapasiteye sahip Model
31000’i geliştirdiğini ConExpo Fuarı’nda ilan
etmesinin birkaç gün ardından yapılmıştı.
Manitowoc’un Amerika bölgesinden sorumlu
başkan yardımcısı Larry Weyers, dev makineyle ilgili olarak şunları söyledi: “Model 31000,
küresel inşaat pazarındaki önemli projelerin çok
yüksek kapasite ihtiyaçlarını karşılamak üzere
geliştiriliyor. Müşterilerimiz bir süredir, rafineriler, petro-kimya tesisleri ve endüstriyel alanlardaki tanklar ve benzeri yapılarda ebatların giderek
büyüdüğünü belirtiyorlar.”
rinin kolaylaştırılması amacıyla 3.5 m’den daha
kısa tasarlanmış. Manitowoc, önümüzdeki günlerde dev vinçle ilgili daha fazla bilgi açıklayacağını duyurdu.
2007 yılının Ekim ayında, Terex-Demag’ın
ikiz bomlu CC 8800-1 Twin modelini piyasaya
sürdüğüne şahit olmuştuk. 3.200 ton yük kaldırabilen makine, 44.000 ton-metre yük momenti
temin ediyor. 117 m’lik ana boma, yine 117 m’lik
döner jib eklenebiliyor ve böylece kanca yükekliği
235 m’nin üzerine çıkıyor.
Bu makinelerden şimdiye dek 3 adet sipariş
edildi. Siparişlerden birisinin sahibi olan BAE
merkezli Al Jaber Heavy Lift and Transport şirketi, makineyi 2009 yılı içerisinde kullanmaya
başlayabilmeyi umut ediyor.
Terex, bu yılın başlarında da, Hindistan’ın en
büyük vinç kiralama şirketlerinden ABG Heavy
Industries’in ikinci CC 8800-1’i sipariş ettiğini
açıkladı. ABG yönetim müdürü Saket Agarwal,
vincin nükleer enerji ve ağır inşaat uygulamalarında kullanılacağını, ayrıca bazı petrol rafinerilerinin genişletilmesi çalışmalarında da görev
yapabileceğini belirtti.
Çıta giderek yükseliyor
Model 31000’de yer alacak tekli bom, FACT
bağlantı teknolojine sahip olacak ve bir dizi konfigürasyon ile kullanılabilecek. Ana bom uzunluğu 55 m ile 105 m arasında değişecek. 24-42
m uzunluğunda sabit jibler, 95 m+24 m’lik ana
bom-sabit jib kombinasyonunun ortaya çıkmasını sağlayacak. 36-102 m uzunluğa sahip döner
jibler ise, 90 m ana bom-102 m döner jib kombinasyonuyla çalışılmasına olanak tanıyacak.
Model 31000, ancak 85 kamyonla taşınabilecek. Ana bom dışındaki aksamlar, nakil işlemle-
Manitowoc Model 31000 modelinde, Değişken
Konumlu Karşı Ağırlık (VPC) sistemi de yer
alacak. VPC’nin, bir kaldırma işlemi esnasında
daha yüksek karşı ağırlık momentine ihtiyaç
duyulduğu anda arka karşı ağırlık yarıçapını
otomatik olarak büyüten, eşsiz bir kaldırma
destek sistemi olduğu belirtiliyor. Sistem,
yarıçapı değiştirdikten sonra karşı ağırlıkları
mekanik olarak kilitlemeyi de ihmal etmiyor
Agarwal, Twin benzeri vinçlerin kullanıldığı ağır kaldırma uygulamalarına Hindistan’da sıkça başvurulduğunu, ancak bu işlerin büyük
kısmının Avrupalı şirketlerce yürütüldüğünü söyledi ve ekledi:
“Hindistan hızla büyüyor ve bu tip bir vinç için ülkede yeterince iş
var. Artık bir Hintli şirketin de Hintli müşterileri için bu ip hizmetler vermesinin zamanının geldiğini düşündük.”
Hollanda merkezli Mammoet şirketinin Mart ayında Manitowoc’a
geçtiği sipariş de, büyük paletli vinçlere yönelik küresel talebin bir
diğer kanıtı olarak değerlendirilebilir. Uluslararası ağır yük kaldırma hizmetleri, vinç kiralama ve özel yük taşıma şirketi Mammoet,
Manitowoc ve Grove marka mobil vinçler satın almak için de 90
milyon Dolar harcayacağını ilan etti.
ICT
Fast and efficient
T
he tried and tested manufacturers are continuing their leap
into uncharted territories by producing and designing bigger
and more technologically advanced machines.
At the same time, the need for fast and flexible machines in the
100 tonne and above capacity range is also focusing the mind of the
industry. This, and the latest financial results from the top manufactures, point to a healthy crawler crane market, which is showing no
real signs of slowing worldwide. Liebherr reported a 2007 turnover
of US$2.236 billion while Manitowoc reported second quarter earnings of US%1.06 bullion, up 38% on the same period last year.
While established western companies are experiencing high
demand, Chinese manufacturers are beginning to target the export
market more aggressively.
Crawler crane demand in China over the first six months of 2008
grew to 480 units, which was more than the full year sales in 2006,
according to Off Highway Research (OHR). In 2008, XCMG became
the largest supplier of crawler cranes in volume terms, OHR says.
Sany saw significant progress in crawler sales; its 1,000 tonne
crawler crane is the largest machine offered by any Chinese supplier.
Fushun Excavator continued to increase its sales of crawler cranes
and, increasingly, looks to increase its export business.
The forecast for China, however, according to OHR, where annual
growth has been more than 20% for the last few years and the
mobile crane market has grown each year for the last 10 years, is
that growth will slow down to a more sustainable 4 to 7%. Zoomlion
said that it is hard to calculate the exact number of domestic sales
but that both the domestic and export markets are strong.
In return, the likes of Russia’s largest crawler crane manufacturer,
Chelyabinsk Mechanical Plant, is hoping to head south and forge
links with potential partners in the Middle East. In Japan, one of the
world’s major players, Kobelco, says demand for its crawler cranes
remains strong internationally, with record sales in the last 12 months.
With new facilities being established in Sharjah in the United Arab
Emirates, Kobelco forecasts that it will sell “a large number” of
cranes in the Middle East this year, growing on the upward trend in
2007.
Kobelco Cranes Europe is expanding and by the end of the year
is moving to new larger, purpose-built premises in Almere, the
Netherlands, which will meet the needs of ever more specific requirements from customers.
The article then goes on to review some new cranes under development, including Link Belt’s 548 crawler, Liebherr’s 2,000 tonne
‘XXL’ and Manitowoc’s 2,000 tonne plus Model 31000.
7
BÖLGESEL RAPOR
Umut Doğu’da
Küresel kredi krizinin
ardından konut sektöründe ortaya çıkan gerileme,
Umut Doğu’da
Avrupa inşaat endüstrisinin bu yılı hacimsel
küçülmeyle kapamasına
yol açıyor. Ancak, gelişmekte olan Doğu Avrupa
ekonomilerinde hâlâ güçlü
büyüme rakamları elde
ediliyor ve altyapı sektörü
genel olarak canlılığını
koruyor. Chris Sleight
bildiriyor
O
İsviçre Alpleri’nin
altından geçen St
Gotthard tüneli,
57 km ile dünyanın
en uzun tüneli
olarak gösteriliyor.
Bu dev yapı,
Avrupa’da
halihazırda devam
eden altyapı
projelerinden
sadece birisi...
ise önceki canlılığın sürdüğü görülüyor. Farklı sektörlerdeki
durum incelendiğinde, kredi krizinin konut inşaatı sektörüne
önemli darbe vurduğu, İrlanda, İspanya ve İngiltere’de yaşanan
sancının ana nedeninin bu olduğu, öte yandan konut dışı
inşaat sektöründe kıta genelinde hareketli bir yapının hüküm
sürdüğü fark ediliyor.
Genel resim söz konusu olduğunda, ekonomik tahmin
grubu Euroconstruct tarafından açıklanan yıl ortası rakamları, Avrupa’da inşaat hasılasının bu yıl yüzde 0.3 gerilemeyle
Yenilenebilir enerji, Avrupa pazarında giderek büyüyen bir sektör haline geldi. Bu
2.225 milyar Dolar’a ineceğini söylüyor. Avrupa’nın çeşitli
karede, Belçika kıyısından 30 km açıkta, 60 türbinden oluşacak yeni bir rüzgâr tarlasının
noktalarında konuşlanmış ekonomik tahmin şirketlerinden
temellerinin inşa edildiği görülüyor. Temeller, suyu boşaltılan havuzların içerisinde, Doka
oluşan Euroconstruct Grubu, 2009’da ibrenin tekrar büyüme
MF 240 tırmanır kalıp sistemleri kullanılarak inşa ediliyor
yönüne dönmesini, hasılanın yüzde 0.2 yükselmesini, 2010’da
da yüzde 1.6 büyümenin yakalanmasını bekliyor.
Euroconstruct kuruluşunun tahminleri, 19 ülkeden
(Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya,
Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Norveç, Polonya,
Portekiz, Slovakya, İspanya, İsveç, İsviçre, Hollanda ve
İngiltere) elde edilen verilere dayanıyor. Bu 19 ülkeden yalnızca 5 tanesinde inşaat faaliyetlerinin bu yıl gerileme kaydedeceği
düşünülüyor. Ancak, Batı Avrupa’nın büyük bölümünde çok
düşük büyüme rakamlarının ortaya çıkması, kıtanın genelinde
bir geri çekilme etkisi yaratmaya yetiyor.
En büyük düşüşün, inşaat sektörü hasılasında yüzde 17.7
azalmanın kaydedileceği hesaplanan İrlanda’da kendini göstereceği öngörülüyor. Bölgenin genel tablosunu olumsuz
yönde etkileyen diğer pazarlar arasında yüzde 5.9 küçülme ile
İspanya, yüzde 2.1 küçülme ile İtalya ve yüzde 0.5 küçülme ile
İngiltere öne çıkıyor.
Almanya ve Fransa ile birlikte “5 büyükler” olarak anılan bu
ldukça canlı geçen birkaç yıldan sonra, Avrupa inşaat
pazarı hasılasının bu yıl düşüşe geçmesi bekleniyor. 2008,
endüstri için 2002’den bu yana en zayıf yıl olarak geride
kalacak. Ancak Avrupa’yı tek parçalı bir yapı olarak ele almak,
her zaman hatalı bir bakış açısı olagelmiştir.
Ülkeler bazında bakıldığında, İrlanda, İtalya, İspanya ve
İngiltere’nin zor bir yıl geçirdiği, Orta ve Doğu Avrupa’da
BÖLGESEL RAPOR
Umut Doğu’da
3 ülke, Avrupa inşat endüstrisinin toplam hacminin yaklaşık
üçte ikilik bölümünü oluşturuyor. Bu kadar önemli pazarların
durgunluğa girmesi, orta ölçekli Batı Avrupa ülkelerindeki
büyümenin de kıta genelinde pek etki yaratamamasına yol
açıyor. Batı Avrupa’nın umut verici pazarlarında fazla bir etki
göze çarpmıyor. Finlandiya, İsveç ve Hollanda, sırasıyla yüzde
3.0, yüzde 3.4 ve yüzde 3.1 büyüme tahminiyle bu grupta başı
çekiyor. Almanya ve Fransa’nın da yılı yalnızca yüzde 1.5 ve
yüzde 1.2 büyümeyle kapatması bekleniyor.
Doğu’daki yükseliş
Batı Avrupa zayıf bir tablo çizerken, kıtanın doğrusunda bu yıl
faaliyetlerin hızlanacağı tahmin ediliyor. Euroconstruct, Çek
Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya’da 2007’de
elde edilen yüzde 7.5’lik büyümenin ardından, inşaat pazarının 2008’de de yüzde 9.7 genişleyeceğini belirtiyor.
Polonya ise, üç yıl arka arkaya yakaladığı çift haneli büyüme
oranlarıyla büyük dikkat çekiyor. Yüzde 14.6’lık artış, ülkenin
inşaat hasılasını 59 milyar Dolar’a çıkartacak.
Ne var ki, bu dört pazarın toplam hacmi yalnızca 113 milyar Dolar’a ulaşıyor ve Batı Avrupa bölgesinin 2.111 milyar
Dolar’lık hacmi yanında önemsiz kalıyor. Sonuçta, Doğu’daki
yüksek büyüme oranları, Batı’daki durgunluğu ancak bir noktaya kadar dengeleyebiliyor.
Doğu Avrupa’da, daha etkileyici büyüme rakamlarına ulaşmak da mümkün. Pazar araştırmaları şirketi PMR, Romanya’da
inşaat sektörü büyümesinin bu yıl yüzde 33.6’ya ulaşacağı tahminine yer veriyor. Estonya, Letonya ve Litvanya’da da önemli
atılımlar görülüyor.
Ancak, hacimsel olarak bakıldığında bu pazarların büyük
değerler ifade etmediği de ortada. PMR, Polonya pazarının
22 milyar Dolar, Baltık ülkelerinin de 4.4 milyar Dolar hacme
sahip olduğunu hesaplıyor.
Altyapı harcamaları
Doğu Avrupa’da yakalanan büyümenin ana itici güçlerinden
birisinin altyapı inşaatları olduğu çok açık. Son yıllarda
Avrupa Birliği’ne katılan bölge ülkelerinin birçoğunda önemli
2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapacak ana atletizm stadyumuyla
ilgili çalışmalara bu yılın ilk günlerinde başlandı. İngiltere hükümetinin dev
organizasyon için ayırdığı bütçe 17.5 milyar Dolar olarak açıklandı
Makine satışları düşüyor
İ
nşaat makineleri alanında pazar araştırmaları yapan Off-Highway
Research kuruluşu, yıl-ortası tahminlerini revize etti ve Avrupa’da makine satışlarında bu yılı yüzde 19 düşüş yaşanacağı tahmininde bulundu.
En sert düşüşlerin, İrlanda, İspanya ve İngiltere’de ortaya çıkacağı tahmin
ediliyor.
Kuruluşun raporunda, düşüşün nedenleri şu şekilde açıklanıyor:
“Temmuz ayında sektörle yapılan konuşmalarda, yılın iyi başladığı, ancak
Nisan veya Mayıs’tan itibaren kötüye gitmeye başladığı sıkça dile getiriliyordu. Ana nedenlerden birisi, kiralama sektörünün cesaretini kaybetmesi
gibi görünüyor.
“Aşırı ısınan gayrimenkul sektörünün birçok pazarda çökmesi de ikinci
faktör olarak karşımıza çıkıyor. İspanya ve İrlanda’daki gerilemenin ardından bu yatıyor. 2008’de kaydedilen talep daralmasının yüzde 40’ı bu 2
nedenden kaynaklanıyor. İngiltere de, konut finansmanındaki kendine özgü
sorunlarıyla daralmaya önemli katkı yapıyor.
Raporda, İspanya’daki talebin yüzde 62’lik müthiş bir gerilemeyle yılı
kapatacağı, satılan makine sayısının 21 bin 57 adetten 8 bin 55 adede
düştüğü tahminine yer veriliyor. Çok daha küçük bir hacme sahip olan
İrlanda pazarında 2007’de satılan 5 bin 200 makineye karşılık, 2008’de yalnızca 2 bin 870 makinenin alıcı bulacağı (yüzde 45 düşüş) tahmin ediliyor.
İngiltere’deki küçülmenin ise yüzde 23’e ulaşacağı, satışların 39 bin 403
adetten 30 bin 480 adede ineceği hesaplanıyor.
En sert düşüşler bu 3 ülkede yaşansa da, Off-Highway Research kuruluşu, Portekiz haricindeki tüm Batı Avrupa ülkelerinin 2008’i talep daralmasıyla geride bıraktığını düşünüyor. Sonuçta, 2007’de 211 bin 740 makinenin kullanıcılara teslim edildiği bölgede, 2008’de yüzde 19 küçülmenin
yaşanacağı, alıcı bulan makine sayısının da 171 bin 400’e ineceği tahmin
ediliyor.
Satış adedi bakımından değerlendirildiğinde, İrlanda, İspanya ve
İngiltere’deki gerilemenin, bölgedeki toplam küçülmenin yüzde 60’lık bölümünü temsil ettiği anlaşılıyor.
yatırımlar yapılıyor. Avrupa serbest ticaret bölgesine dahil
oluş, 27 üye ülkenin altyapısını aynı standartlara ulaştırma
amacı taşıyan fon ve krediye giden yolu açıyor.
2007’den AB’ye giren son ülkeler olan Romanya ve
Bulgaristan’ın altyapı planları üzerinde bu etki açıkça görülüyor. Romanya, 2007 ve 2013 yılları arasında, karayolları
ağırlıkta olmak üzere altyapı projelerine 8.4 milyar Dolar
yatırmayı planlıyor. Bu paranın yüzde 80’lik kısmı ise, AB
güdümlü fon ve kredilerden sağlanıyor.
Ancak altyapıya para harcayanlar sadece kıtanın doğusundaki ülkeler değil. Geçtiğimiz Haziran ayında, Almanya ile
Danimarka’yı Baltık Denizi üzerinden birleştirecek Fehmarn
Kemeri projesinin ayrıntıları açıklandı. 2018 yılında tamamlanması planlanan 19 km uzunluğundaki köprü, 3 adet 700
m’lik halatlı bölüm tarafından taşınacak. Yapının, gemilerin
alttan geçişine izin vermek amacıyla, 95 m yüksekliğe sahip
olacağı belirtiliyor.
Bu karayolu/demiryolu bağlantısının toplam maliyeti ise
7.35 milyar Dolar olacak. Proje tamamlandığında, iki ülke arasındaki seyahat süresi 1 saat kısalacak. Sonuçta, Hamburg’dan
Kopenhag’a trenle 210 dakikada ulaşmak mümkün olacak.
Geçtiğimiz yıl onay verilen önemli projelerden bir diğeri de,
Londra Demiryolu planıydı. İngiltere hükümeti tarafından
finanse edilecek proje, kenti doğudan batıya kat ederek,
merkezle banliyöler arasında bağlantı saplayacak. 29.6 mil-
>
BÖLGESEL RAPOR
Umut Doğu’da
Çek Cumhuriyeti’nde, Skanska firması tarafından Prag ve Ostrava kentleri arasında inşa edilen D1
karayolunda, 1 adet Gomaco GP-4000 kayar kalıp zemin kaplama makinesi de kullanılıyor. Orta ve
Doğu Avrupa altyapı sektörü, Avrupa endüstrisinin en fazla umut veren kollarından birisi durumunda
yar Dolar’lık bütçe, İngiliz inşaat sektörünün
2010’da başlatılacak çalışmaları iple çekmesine
neden oluyor. Hat üzerinde ilk trenlerin 2017’de
hareket etmesi planlanıyor.
Bu proje, 2012 Olimpiyat Oyunları’yla da
birleşince, Londra’yı Avrupa’da yatırımların merkezi konumuna getiriyor. Kredi kriziyle birlikte
İngiltere konut sektörünün içine sürüklendiği
bunalım da düşünüldüğünde, sektörün organizasyonu sabırsızlıkla beklediği tahmin edilebilir.
1990’ların başındaki duraklamanın ardından, ülkede inşaat faaliyetleri ilk kez daralıyor.
Olimpiyat Oyunları için ayrılan kamu bütçesi ise
17.5 milyar Dolar’a ulaşıyor.
güncel davaların aksine, bu olayda kartelin içerisinden çıkan bir şirket “hainlik” yapmamıştı.
Komisyon, araştırmalarını çeşitli üye ülkelerin
ulusal rekabet kurumlarından aldıkları bilgiler
temelinde, kendi inisiyatifiyle başlattı. Sonuçta, 4
şirketten hiç birisi cezalarını müsamaha kuralları
çerçevesinde düşürülmesini sağlayamadı.
İspanya’da ise farklı bir öykü sahne aldı. BP’nin
suçunu itiraf etmesi, Avrupa Komisyonu’nu
bitüm pazarına hükmeden bir kartel hakkında
harekete geçirdi ve toplamda 270 milyon Dolar
Kartellere savaş
Kamu projeleri Avrupa inşaat endüstrisine bu
zor dönemde dayanak teşkil ederken, bir yandan da yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Rekabete
aykırı eylemler, gündemden hiç düşmeyecek gibi
görünüyor. Son 12 ayda, bölgede konuyla ilgili
yürütülen soruşturmalar silsile halinde birbirini
izledi.
Bunların en büyüğü ise, 2007 sonunda Avrupa
Komisyonu’nun 4 cam üreticisini 716 milyon
Dolar cezaya mahkum etmesiyle sonuçlandı.
Komisyon, Japon Asahi cam şirketinin yan kuruluşu AGC Flat Glass Europe’un, Guardian şirketinin, bir diğer Japon cam şirketi Nippon
Sheet Glass’ın yan kuruluşu Pilkington’un ve
Saint-Gobain firmasının, 2004 ve 2005 yıllarında, Avrupa düz cam pazarındaki yüzde 80’lik
paylarından kaynaklana konumlarını, fiyatları
sabitlemek, ileriye dönük fiyat artışları üzerinde
anlaşma yapmak ve gizli bilgileri paylaşmak üzere
kötüye kullandıklarına hükmetti.
Avrupa inşaat endüstrisinin yüzleştiği diğer
ceza kesildi. BP, Repsol, Cepsa, Galp ve Nynas
şirketlerinin, İspanya’da 1991 ve 2002 yılları arasında, 12 yıl süreyle kartel oluşturduğu anlaşıldı.
2006 yılında da, Hollanda bitüm pazarında kartel
oluşturmakla suçlanman 14 şirket, 392 milyon
cezaya çarptırılmıştı ve BP ile Nynas şirketlerinin
isimleri her 2 soruşturmada da ilk sıralarda yer
almıştı. Ancak BP kuruluşunun cezaları, ihbarda
bulunduğu için affedildi. Nynas ise, Hollanda
kartelindeki rolü nedeniyle 30 milyon Dolar
ödemeye mahkum edildi.
Bahsedilen 3 vakada da, söz konusu şirketler
ceza kararlarını temyize götürmeyi tercih ettiler.
Geride kalan son 1 yılda, Avrupa Komisyonu’na
ek olarak, çeşitli ulusal kurumlar da inşaat
endüstrisindeki usulsüzlüklere odaklanan çalışmalar yürüttüler. Bazı incelemeler, inşaat sektörü tedarikçilerinin ceza almasıyla sonuçlandı.
Avusturya’da, 5 asansör üreticisine 110 milyon
Dolar ceza kesildi.
İngiltere Adil Ticaret Kurumu ise, 2004 yılında
başlattığı bir soruşturmanın sonucunda, bu yılın
Nisan ayında 112 inşaat şirketini ihaleye fesat
karıştırmakla suçladı. İlk bakışta bu usulsüzlükler, Avrupa Komisyonu’nun açığa çıkarttığı kartel
oluşumlarının ihlalleri kadar ciddi görünmüyor.
En sık başvurulan usulsüzlüğün, ihaleleri reddetme yerine çok yüksek fiyat verme uygulaması
olduğu belirtiliyor. Şirketlerin, gelecekteki işlerde
devre dışı kalmamak için bu yolu izlediği ifade
ediliyor.
Ancak, ihaleyi alan inşaat şirketinin, kaybedenlere “telafi ödemesi” yaptığı durumlara da
rastlanıyor.
Soruşturmada ismi geçen 112 şirketin 40’ı,
müsamaha kuralları çerçevesinde cezalarında
indirime gidilmesi başvurusunda bulundu. İlk
kararın verilmesinin ardından, şirketlerin temyize
Gökdelen inşaatları konusunda dünyanın
en güzde mekânı Dubai olsa da, Avrupa da
bu pazardan oldukça önemli bir pay alıyor.
Fotoğrafta, bir ressamın tuvalinde, Rusya’nın
başkenti Moskova’daki Federasyon Kulesi
görülüyor. Kule, gelecek yıl tamamlandığında,
500 m ile Avrupa’nın en yüksek yapısı unvanını
ele geçirecek
gitme hakkı da bulunuyor. Bu safhaların tamamlanmasıyla birlikte, nihai cezaların 2009 başlarında duyurulması bekleniyor.
Adil Ticaret Kurumu’nun Nisan ayındaki ilk açıklaması önemli
bir kamuoyu yaratmış ve büyük medya kuruluşlarının yoğun ilgisine maruz kalmıştı. Ne yazık ki, dosyaların mahkemelere sevk
edilmesinin ardından ortaya çıkan nihai sonuçlar, genellikle başlangıçtaki cezaların önemli oranda azaltılması anlamına geliyor.
Finlandiya’dan örnek verebiliriz. Piyasa Mahkemesi, asfalt piyasasında 1997 ve 2001 yılları arasında kartel oluşturmuş 7 şirketin
ödeyeceği cezanın 28,5 milyon Dolar olmasını kararlaştırdı. Bu,
ülkede bu güne dek bir kartele kesilen en büyük ceza olsa da,
Finlandiya Rekabet Kurumu’nun başlangıçta öngördüğü 143
milyon Dolar’lık cezanın, mahkeme tarafından büyük ölçüde
düşürülmesi anlamına geliyor.
Piyasa Mahkemesi, Rekabet Kurumu’nun rekabet karşıtı davranışlarla ilgili ithamları abartarak ele aldığına, bazı durumlarda ise
delillendirmediğine karar verdi. Rekabet Kurumu ise, kartellerin
yok olması için yeterince yüksek cezaların verilmesi gerektiğini
düşündüğünü açıkladı.
Avrupa pazarının 4 gerçeği
Bugünlerde, Avrupalı şirketler inşaat sektörü hakkında tavsiyeler
istediğinde, onlara 4 net gerçekten söz ediliyor. Birincisi, büyümenin en yüksek düzeye ulaştığı noktaların, Doğu Avrupa’nın
yükselen ekonomileri olduğu gerçeğidir (ancak bu pazarlarda
risk de daha yüksek). İkinci olarak, kamu yatırımlarının en umut
verici alan olarak ortaya çıktığı söyleniyor. İlk 2 tespitin birleştirilmesiyle elde edilen üçüncü tespit ise, özellikle Doğu Avrupa
altyapı sektörünün çok çekici olduğu gerçeğidir.
Son olarak, rakiplerle fiyatlar hakkında konuşulmaması gerektiği belirtiliyor. Ya da, bunu yaptığınızda rekabet kurumlarına
durumu ihbar eden ilk kişi siz olmalısınız!
ICT
Go East
W
ith house building turning down in the wake of the global
credit crunch, European construction output will shrink
this year. However, growth is still strong in the developing
Eastern economies and the infrastructure market in general looks
buoyant. In terms of countries, the Ireland, Italy, Spain and the UK
will have a tough year, but central and Eastern Europe is looking as
buoyant as ever. The view on different sectors is that the effects of
the credit crunch will hurt house building but civil engineering on
the other hand remains generally buoyant across Europe. In terms
of the overall picture, mid-year figures from the Euroconstruct economic forecasting group say European construction output will fall
0.3% this year to US$2,225 billion. The group expects a return to
growth in 2009, with a 0.2% increase in output, followed by a 1.6%
expansion in 2010. But while Western Europe looks weak, growth in
Eastern Europe is expected to accelerate this year. Euroconstruct’s
forecast is for a massive 9.7% increase in construction across the
Czech Republic, Hungary, Poland and the Slovak Republic this year,
up sharply from 2007’s 7.5% rise. Most striking is Poland, where
Euroconstruct expects a third straight year of double-digit growth,
with construction output forecast to rise another 14.6% this year to
US$59 billion. But although Europe’s four largest emerging construction markets are showing strong growth, their total size this
year will be just US$113 billion, compared to the US$2,111 billion
construction output in Western Europe. As a result, the high growth
in Eastern Europe will only partly offset the lacklustre Western
European markets.
OEM
Makinelere üstün aksamlar
Manitowoc Crane Group
teknisyenleri, Dubai’deki paletli
vinç yenileme merkezinde
çalışıyor. Firma, paletli vinçlerde
kullanılan birçok kilit aksamı tamir
edip ilk haline dönüştürebiliyor
ve eski vinç modellerini yeni
aksamlar ve teknolojilerle
donatıyor
Verimliliğin yükseltilmesine yönelik çabalar, inşaat makinesi
üreticilerini parça tedarikçilerinden çok daha
fazla şey talep etmeye
itiyor. Böylece ortaya
daha üstün özelliklere sahip yeni makine
aksamları çıkıyor.
Chris Sleight’ın haberi
Dana firmasının yeni tahrik hattı,
16 ton ağırlık sınıfından loderler
için tasarlanmış. Spicer 114 ön
dingil ve Spicer 113 arka dingille
donatılan sistem, 319 toplama
motoru ve 2035 kompakt tahrik mili
ile çalışıyor
Makinelere
üstün
aksamlar
S
on 5 yıllık dönemde inşaat makinelerine yönelik talebin
hiç tahmin dilmeyen seviyelere ulaşması, endüstrinin uyum
sağlanması oldukça güç bir durumla karşı karşıya gelmesine
neden oldu. Çelikten lastiğe, motordan hidrolik sistemlere, inşaat
makinelerinde kullanılan basit ve karmaşık hayati aksam ve parçaların hemen hemen tümünde temin sıkıntısı yaşanıyor.
Dünya genelinde pek çok şirketin üretin kapasitesini artırması
ve birçok bölgede makine talebinin azalmasıyla sorun biraz hafiflemiş görünse de, son bir kaç yılda karşılaşılan güçlükler, orijinal
makine üreticilerini ve onların parça tedarikçilerini bu tip durumlarda ne yapılması gerektiği konusunda düşünmeye itti.
Endüstrinin tedarik zincirinde, iletişimin ve geleceği dönük
planlama süreçlerinin geliştirilmesi artık önemli bir başlık konumunda. Bu işbirliği ruhu, makine üreticilerinin enerjilerini daha
iyi makinelerin geliştirmesi yolunda harcamalarına da yardım-
Penny+Giles şirketi, SRH500P modelini en ileri düzeyde ayar
seçenekleri sunan döner sensör olarak tanıtıyor. Darbe ve
titreşime dayanıklı olmasının, SRH500P’yi iş makineleri için uygu
bir seçenek haline getirdiği ileri sürülüyor
OEM
cı olabilir. İnşaat makinelerinde verimlilik ve bakım
kolaylığının yükseltilmesi yönünde aralıksız bir
gidişat söz konusu. Bunun sağlanmasında, aksam
ve parçaların verimlilik düzeylerinin yükselmesi
ve kullanımlarının kolaylaşması da büyük katkı
yapıyor. Bu arada, üreticiler titreşim ve gürültü
düzeylerini aşağılara çekilmesi konusunda da
önemli bir baskıyla karşı karşıya. Yine burada
da parça tasarımlarının önemli rol oynayabileceği düşünülüyor.
Yaşanan talep patlaması, beraberinde başka sonuçlar da getirdi. Dana şirketi’nin
Şantiye Ekipmanları Ürün Grubu Dünya Satış
ve Pazarlamasından Sorumlu Başkan Yardımcısı
Alfredo Gottardi’ye kulak veriyoruz: “Küresel talep
patlaması ve hammadde ihtiyacı, daha yüksek yük
kapasitesine sahip, daha büyük makinelere yönelik talebi de körüklüyor.
Küreselleşme sonucunda makine üreticileri, her türlü
aksamı imal edebilen ve dünyanın farklı noktalarındaki üretim
tesislerine gönderebilen tahrik sistemi imalatçılarıyla çalışmaya itiyor.
Yeni yakıt ve taşıt teknolojilerindeki gelişmeler ise, değişikliklerin gerisinde kalmak istemeyen tahrik sistemi imalatçılarını dingil ve şanzıman
tasarımlarını yenilemek zorunda bırakıyor.”
Dana’nın 30 ton ağırlık sınıfından tekerlekli loderlere yönelik olarak
geliştirdiği ve Mart ayında ABD’nin Las Vegas kentinde gerçekleşen
ConExpo Fuarı’nda tanıttığı tahrik sistemi iyi bir örnek olarak gösterilebilir. Sistemde yer alan Spicer 53R300 ön dingil ve 43R183 arka din-
Yüksek mukavemetli çelik
İ
sveçli çelik üreticisi SSAB TUNNPLAT, “dünyanın şeritten sıcak haddeleme
yoluyla elde edilen en yüksek mukavemetli yapı çeliği” şeklinde tanımladığı
yeni ürününü piyasaya sürdü.
Şirketin Domex 1200 adını verdiği, asgari 1200 Mpa mukavemeti temin eden
malzemenin, yüksek gerilim altındaki zayıf yapılarda kullanılmak üzere geliştirildiği
ifade ediliyor. Bu da, malzemeyi yüksek bomlu inşaat ekipmanları için ideal hale
getiriyor.
SSAB’nin Domex Ürün Müdürü Berit Arvidsson, yeni ürünleri hakkında şunları
söylüyor: “Vinç bomlarının uç kısımları ve damperli kamyon gövdelerinin üst
profilleri, Domex 1200’ün önemli avantaj sağlayacağı yerlerden ikisi olarak örnek
verilebilir.
Çeliği, geliştirme aşamasında bazı müşterilerimizle birlikte test ettik ve şimdi bu
malzemeyle ilgili bir bilgi bankası oluşuyor. Birçok farklı uygulama alanına yönelik
çalışmalar başlattık ve ürünümüzden azami düzeyde faydalanabilmeleri için, müşterilerimize bilgi desteği de sunabilmeyi umuyoruz.”
Domex 1200’ün yüksek mukavemetin yanı sıra öne çıkan bir diğer özelliği de,
kaliteli bir yüzeye sahip olması. Bu da boyalı
düzgün yüzeylerin elde edilmesini kolaylaştırıyor.
Ayrıca yüzey pürüzsüzlüğünün, bom açılması
gibi teleskopik işlemlerde sürtünmeyi azaltarak
faydaHolland’ın
sağladığı ifade
ve kaynak
New
Tier 3ediliyor.
uyumluBükme
B serisine
eklene
işlemlerine
yaktın
sürülen
malzeme,
son
modeller,
28olduğu
ton’lukileri
E265B,
31.6
ton’luk
bu özellikleriyle
işlenebilirlik
konusunda
öne
E305B,
37.8 ton’luk
E385B ve
serinin enda
büyüğü,
çıkıyor.
Yüksek
mukavemete
karşın, Domex
50.2
ton’luk
E485B
oldu
1200’in dar bir yarıçapta bükülebildiği ifade
ediliyor.
1500 mm eninde ve 4-8 mm kalınlığında levhalar
halinde üretilen Domex 1200 için, 2-12 m uzunlukta parçalar sipariş edilebiliyor.
Sears Seating firması, beko-loderler için bir dizi koltuk
tasarımı geliştirdi. Süspansiyonlu koltuk modelleri 3000 ve
5000’in, ISO 6683, SAE J386 ve ISO 7096’nın da aralarında
bulunduğu tüm uluslararası standartları yakaladığı veya
geride bıraktığı ifade ediliyor
gile hareket ileten TE 32 şanzıman, 270-395 kW (360-530
hp) güç aralığında çalışabiliyor.
Powershift özelliğine sahip TE 32 şanzımanı, 3 veya 4 vitesli olarak imal edilebiliyor. Sarmal dişliler ve Dana yeni nesil
elektronik kumanda teknolojisi tasarımda önemli yer tutuyor.
Yardımcı pompa tahrikleri ve uzun kavrama/kısa kavrama tercih
imkânı de şanzımanın özellikleri arasında sayılıyor.
Sistemde yer alan 53R300 ve 43R183 dingilleri, çalışma sırasında zayıflamayan, bakım gerektirmeyen sıvı soğutmalı iç frenlerle
destekleniyor ve çekiş özelliğinin geliştirilebilmesi amacıyla Dana
Posi-Torq ve Hydraloc kilitli diferansiyeller ile donatılıyor.
Şanzıman teknolojilerinde görülen ilginç gelişmelerden birisi
de, Poclain Hydraulic şirketinin AddiDrive CreepDrive sistemi
oldu. Sistemin çalışma sırasında düşük hıza, iki nokta arasında
hareket ederken ise yüksek seyir hızına ihtiyaç duyulan makineleri için tasarlandığı ifade ediliyor.
Poclain Hydraulics, bu gereksinimin ortaya çıkardığı bir çok
ikilemin üstesinden CDM 170-050 motoru ile gelme iddiasında.
Hem mekanik, hem de hidrostatik tahrik seçeneği sunan motor,
tahrik hattında dişli kutusu ile diferansiyel arasına monte ediliyor ve tek bir düğmeye basılarak bu 2 seçenek arasında geçiş
yapılabiliyor.
Yüksek seyir hızı gerektiğinde mekanik tahrik devreye sokuluyor ve düşük çalışma hızlarında da, akıcı, kolayca idare edilebilen
elektronik kumandalı hidrostatik tahrik tercih ediliyor. CDM
170-050 motoru, 40 kW’a kadar güce sahip makinelere takıla>
biliyor.
ZF şirketinin Tronic otomatik transmisyon sistemi artık inşaat
makinelerinde de kullanılabilecek. 250 tona kadar ağırlığa sahip
ekipmanlar için tasarlanmış olan sistemdeki tork konvertörü
modülünün hassas ve akıcı bir çalışma sağladığı iddia ediliyor
OEM
Geri kazanılmış aksamlar
Makine aksamlarının yeniden işleme ve geri
kazanım işlemlerine tabi tutularak tekrar kullanılabilecek duruma getirilmesi de endüstrideki
yeni eğilimler arasında sayılıyor. Süreç, aksamların tamamen çalışamaz veya tamir edilemez
duruma gelmeden önce yenileme işlemlerinden
geçirilmesi şeklinde işliyor. Sonuçta daha düşük
maliyetle, “orijinali kadar iyi” aksamların ortaya çıkartılabildiği belirtiliyor. İşlenecek aksamın
öncelikle en küçük parçalarına kadar ayrılması
gerekiyor. Daha sonra tüm parçalar temizleniyor
ve fabrika standartlarına uygunluk bakımından
değerlendiriliyor.
Bu şekilde enerji, malzeme, zaman ve işgücü
tasarrufu sağlanabiliyor ve ayrıca yeni bir şanzıman imal etmek için beklenmesi gereken süreden
daha kısa zamanda, aynı kalitede bir “yenilenmiş”
şanzıman otaya çıkartılabiliyor.
İnşaat makineleri endüstrisinde bu eğilimin
öncülüğünü yapan şirketlerden ZF’ye göre, eski
aksamların geri kazanım esnasında en son teknolojilerle donatılabilmesi de sistemin sağladığı
avantajlar arasında yer alıyor. İşleme sürecinde
yeni rulmanlar ve diğer parçalardaki teknolojik
yenilikler aksamın yapısına dahil ediliyor. Elde
edilen ürün, orijinal parça standartlarında yeniden birleştirildikten sonra, fabrika şartnameleri doğrultusunda, tam yük
altında test ediliyor.
ZF şirketi, bir şanzımanı yenilenmek üzere
teslim aldığında müşterisi için bir avantaj
daha sağlıyor: elektronik şanzıman kumanda
ünitesindeki kayıtlar gözden geçirilerek, makinenin kullanım şekli hakkında kıymetli bilgilere
ulaşılabiliyor. Şanzıman arızaya maruz kalmışsa,
sorunun kaynağının (tasarım hatası, operatörün
yanlış kullanımı vb.) tespit edilmesi ve giderilmesinde bu bilgiler çok işe yarayabiliyor. ZF yapımı
aksamlar kullanan inşaat makinesi üreticilerinin
birçoğu, firmanın geri kazanım hizmetlerinden
faydalanıyor. Bir şanzımanın yenilenmesi ile ortaya çıkan maliyetin, yeni bir şanzıman imal etmek
için harcanan paranın yalnızca üçte biri düzeyinde olduğu belirtiliyor.
ZF, geri kazanılan aksamlar üzerinde zorlu
fabrika testlerinin yanı sıra, aksamına makineye
yeniden takılmasının ardından tercihe bağlı servis kontrolleri de yapıyor. Dişli geçişlerinin en
iyi hale getirilmesi gibi konular bu kapsamda
ele alınıyor. Ayrıca, şanzıman kumanda ünitesi
için geliştirilen son yazılımlar da yüklenerek,
Rexroth şirketinin yeni BODAS kumanda aygıtının,
en karmaşık inşaat makinelerinde bile merkezi
kumanda birimi olarak kullanılabilecek tasarıma
sahip olduğu iddia ediliyor
şanzımanın mümkün olan en iyi işi çıkarması
sağlanabiliyor.
Tasarımcıların karşılaştığı güçlükler
AB üyesi ülkelerde Stage IIIB ve ABD’de Tier
4 adıyla yürürlüğe girecek olan motor emisyon
yasaları, orijinal makine üreticilerinin bugüne
dek baş etmek zorunda kaldıkları en büyük güçlük ve belki de endüstrinin bugüne dek karşılaştığı en önemli engel gibi görünüyor. 2011 yılından
itibaren kademeler halinde devreye sokulacak
olan yasanın en önemli boyutunu, katı parçacık
sayısının düşürülmesi oluşturuyor.
Bunun sağlanması için gerekli teknik çözümlerin bulunması işi elbette motor üreticilerine
düşüyor ve bu üreticilerden yalnızca birkaçı şu an
için planlarını açıklayabilecek durumda. Ancak,
dizel parçacık filtrelerinin (DPF) bu konuda
uygulanacak teknolojilerden birisi olacağı çok
açık.
Egzoz sistemine, tam olarak yanmamış parçacıkları yakalayıp yakmak için eklenecek olan bu
büyük ve pahalı kutuların yanı sıra, motorlarda
da daha büyük egzoz gazı geri çevrim (EGR)
paketlerinin, daha büyük turbo kompresörlerin
Brigade Electronics tarafından piyasaya sürülen
2 yeni arka görüntü kamera sistemi, su ve
buharla gerçekleştirilen yüksek basınçlı yıkama
işlemlerine dayanabilecek şekilde tasarlanmış.
VBV790C ve BE890C adlarını taşıyan sistemler,
69K düzeyinde yalıtım sağlıyor ve bu sayede su
ve toz girişini engelliyor
(veya önceden turbo özelliğine sahip olmayan
modellerde turboların), her şeyin soğuk kalmasını sağlamak için de daha büyük fanların kullanılmaya başlanacağı söylenebilir.
Motor üreticileri bu önlemleri paket halinde
sunabilecekse de, tüm bu donanımları zaten
yeterince sıkışık durumdaki motor bölmelerine
yerleştirmek, makine tasarımcılarının işi olacak.
Parkins Şirketi Ürün Pazarlama Müdürü Allister
Dennis de bunu düşünüyor: “En önemli sorun
sistemin paketlenmesi olacak. DPF ve turbo
ekipmanları hem yüksekliğin, hem de genişliğin
artırılmasını gerektirecek. Bu çok önemli bir güçlük ve çözüm seçenekleri de son derece sınırlı.”
Perkins gibi tedarikçiler, şimdiden makine üreticileriyle işbirliği yaparak Stage IIIB ile gelecek
sorunlara çare bulma arayışına girmiş durum-
ZF, inşaat makinelerinde kullanılan aksamların
geri kazanım işlemlerine tabi tutulmasının
öncülüğünü yapan şirketlerden birisi konumunda
dalar. Daha büyük ve daha karmaşık motorlara
uygun makineler tasarlamak elbette kolay değil,
üstelik makine üreticilerinin güvenlik gibi başka
konuları da göz ardı etmemesi gerekiyor.
Kaygılardan birisi, motorların büyümesiyle
makine kasalarının da büyüyeceği ve böylece operatör görüş sahasının daralacağı yönünde. Servis
ihtiyaçlarında ortaya çıkacak artış can sıkabilir ve
artık saha mühendislerinin de DPF’ler ile haşır
neşir hale gelmesi gerekebilir.
Sözü edilen sistemler, kendi denetimlerini ve
kumandalarını sağlayacak teknolojilere sahip.
Motor yönetim sistemleri, tam olarak yanmamış
parçacıkların periyodik olarak yakılması işlemini operatörün müdahalesine ihtiyaç duymadan
yürütebilir. Ancak bu durumda DPF muhafazası
yüksek sıcaklıklara ulaşacak ve teknik elemanların yanma işlemi sırasında veya hemen sonrasında motor bölmesinde çalışması halinde tehlikeli durumlar ortaya çıkabilecek. Diğer taraftan, inşaat makineleri için geliştirilen yeni nesil
motorların, çevresel konular haricinde başka
faydalar da sağlayabileceği düşünülüyor.
Stage IIIB hükümlerine uyum sağlama yolunda diğerlerinden farklı teknik
çözümler üreten firmalar arasında yer
alan Cummins, QSX motorunun 16
litrelik versiyonunu ConExpo Fuarı’nda
sergiledi.
Bu motorda, katı parçacıkların azaltılmasına yönelik filtrenin yanında, azot
oksit salınımının düşürülmesi amacıyla
soğutulmuş egzoz gazı geri çevrimi uygulanıyor ve yüksek basınçlı “common rail” yakın
püskürtme sistemine yer veriliyor. Cummins’in
şantiye ekipmanlarından sorumlu başkan yardımcısı Ric Kleine, bu önlemlerin aynı zamanda
verimliliği de artıracağını ve yakıt maliyetlerini
düşüreceğini ileri sürüyor.
Kleine açıklıyor: “Soğutmalı egzoz geri çevrimi,
temel olarak azot oksit salınımının düşürülmesi
amacıyla uygulanıyor olsa da, tekniği yanma formülünü ve buna bağlı olarak yakıt verimliliğinin
geliştirme yönünde de değerlendirebiliyoruz. Bu
yolla, Tier 4 uyumlu QSX motorları, yapılan işe
bağlı olmak kaydıyla, yakıt verimliliği konusunda
Sauer Danfoss tarafından geliştirilen yüksek
kapasiteli kumanda birimi MC088, PLUS+1 mikro
kumanda aygıtları serisindeki yerini aldı
>
OEM
Tier 3 uyumlu QSX’lere göre yüzde 5’e ulaşan
oranlarda daha avantajlı hale geliyor.”
Cummins, DPF’ler gibi yeni aksamları kendi
sistemlerine dahil etmek yerine, tamamen kendi
bünyesinde, Cummins motorlarına entegre teknolojiler geliştirmeyi tercih ediyor.
Keline sözlerini sürdürüyor: “Tier 4 uyumlu
motorlar geliştirme yolunda erken adım atarak, Cummins motorlarına entegre teknolojileri
iyileştirme, gücü artırma ve yakıt verimliliğini
yükseltme olanağına sahip olduk. Bizim tamamen entegre sistem yaklaşımımız, makine üreticilerinin yeni motorları tasarımlara dahil etme
sorunlarını hafifletecektir.”
Elektronik kumanda sistemleri
Hâlâ bazı motorlarda tercih edilmekte olan mekanik kumanda tertibatları Stage IIIA egzoz emisyon şartlarının karşılanmasını sağlayabiliyorsa da,
motor üreticilerinin büyük kısmı, Stage IIIB’ye
uyum sağlama konusunda elektronik kumanda
sistemlerinin kilit rol oynayacağı düşüncesinde.
Gerçekten de, inşaat makinelerinde kullanılan
elektronik kumanda sistemleri, teknik ve karmaşıklık bakımından bir
kaç yıl önce hayal bile
edilemeyecek seviyelere
yükselmiş durumda.
Rexroth firması tarafından geliştirilen RC36-20
BODAS kumanda tertibatı, iyi bir örnek olarak
sunulabilir. 125 giriş
ve çıkış kanalına sahip
olan bu 32-bit’lik cihaz,
Eaton firması, Vickers vidalı valflerine manuel
kollu valfler ekledi. 210 bara kadar basınçta
çalışma üzere tasarlanan yeni ürünler, manifold
bloklarına veya ortak bir manifold bloğunda
birden fazla valfi birleştiren manifold devresi
tasarımların entegre edilebiliyor
Axiomatic’in yeni ürünlerinden birisi, AX021200
valf kumanda cihazı oldu. 12 veya 24 V ile çalışan
birden fazla oransal valfe kumanda edebilen
sistem, zorlu koşullarda 72 V’a kadar çıkabiliyor
150 MHz hızda çalışıyor ve böylece vinçlerdeki
yük sınırlama benzeri karmaşık uygulamaların
üstesinden gelebiliyor. Endüstri standartlarında
hazırlanmış 4 adet CAN ara yüzle çalışan sistem,
karmaşık makinelerde merkezi kumanda birimi
olarak kullanılabiliyor.
Üstelik tüm bu özellikler, oldukça kompakt bir
paket içerisinde sunuluyor. Kumanda aygıtının
ebatları, bir A4 sayfasıyla yaklaşık olarak aynı ve
ünitenin tamamının oldukça dayanıklı olduğu
ileri sürülüyor. Sistemin darbelere, titreşime,
neme, toza ve elektromanyetik radyasyona karşı
dayanımının, bilgisayar endüstrisinde kullanılan
IP65 standardı ile test edildiği belirtiliyor.
BODAS kontrol ünitesi, otomotiv endüstrisinde standart olarak kullanılan Key Word Protocol
2000 ile programlanabiliyor. Sistemin bu sayede kolayca düzenlenebildiği ve korunabildiği
ifade ediliyor. BODAS’ı destekleyen yazılımın
Windows tabanlı olması da avantaj sağlıyor.
Sauer-Danfoss şirketinin PLUS+1 ürün grubuna eklediği, genel amaçlı mikro kumanda aygıtı
MC088-015-00000 da benzer amaçlara hizmet
ediyor. 88 pinli yeni cihaz, 42 giriş ve 32 çıkışa,
ayrıca 2 adet CAN bağlantı noktasına sahip.
Firmanın ürün portföy müdürü Dan Ricklefs,
sistemin avantajlarını sıralıyor: “Makine üreticileri, ister kısa CAN-bus iletişim hatlarına sahip
küçük makineler, isterse çok büyük sayıda giriş/
çıkışa ihtiyaç duyan büyük modeller tasarlasınlar,
88 pinli yeni cihaz, azami tasarım esnekliği sunuyor ve toplam montaj maliyetlerinin düşürülmesi
avantajını kazandırıyor.”
Kumanda aygıtının, uyumluluğu, enerjiyi ve
kontrolü artıran 3 yeni özelliğe sahip olduğu
öne sürülüyor. Birinci olarak, girişlerden 4 adedi,
4-20 miliamper aralığındaki sinyalleri okuyabilecek şekilde düzenlenmiş. Basınç ve sıcaklık
sensörlerinin bu aralıkta sinyal gönderdiği belirtiliyor. İkinci özellik olan 6 amperlik elektronik
çıkışların, marş selenoidleri ve akkor lambalar
gibi yüksek enerji gerektiren cihazların doğrudan
kumandasında kullanılabildiği ifade ediliyor. 4
MB’lik entegre kalıcı bellek ise, çalışma verilerinden makinenin durumuna kadar her türlü
bilgiyi kayıt altına alabiliyor. Ricklefs devam
ediyor: “PLUS+1 ürün grubunun diğer üyeleri
gibi, 88 pinli yeni mikro kumanda aygıtı da zorlu
şantiye koşullarına dayanabilecek şekilde tasarlandı. Mikro kumandalar, makine üreticilerinin
verimlilik ihtiyaçlarını karşılaması konusunda
kritik öneme sahip. PLUS+1 ürünleri, bu alanda
geliştirilen özelliklerin pazara kısa sürede sunulabilmesine yardımcı oluyor.” Dan Ricklefs, aslında
birçok makine aksamı üreticisinin başarmaya
çalıştığı şeyi özetliyor bize. Müşteriler daha iyi ve
yakıt verimliliği yüksek makineler talep ederken,
makine üreticilerinin de bu amaçlara uygun
aksamları tedarik edebilmeleri gerekiyor.
ICT
Hagglunds Drives şirketi, merkezinin de bulunduğu
Mellansel/İsveç’te yeni bir hidrolik sistemler
laboratuarı oluşturdu. 1.500 metrekare kapalı
alana sahip yeni tesisin 11 test odasının toplan
hidrolik güç kapasitesi 5.5 MW’a çıkabiliyor
OEM
T
he unprecedented boom in demand for construction equipment over the last five years has not been an easy situation
for the industry to cope with. There have been shortages of
almost every ‘vital ingredient’ for construction machine, from the
basics like steel and tyres, to sophisticated components like engines
and hydraulic systems.
While this situation seems to be easing due to increased manufacturing capacities around the world and the downturn in demand for
equipment in several regions, the difficulties of the last few years
have focussed attention among original equipment manufacturers
(OEMs) and their component suppliers on how to avoid such
problems.
Better communication and forward planning is now a feature of
the industry’s supply chain, and this spirit of co-operation may have
further benefits as OEMs strive to build better machines. There is a
constant drive to increase maintenance and efficiency in construc-
tion equipment, and a big contributor to this is the efficiency and
ease of use of individual components. OEMs are also under pressure
to reduce noise and vibration from their machines, and again, the
design of individual components can play a part.
The article then reviews some examples of new transmission
systems from industry leaders Dana and Poclain that are the result
of this drive
Another interesting trend in the industry is for the remanufacture
of components. The concept is to refurbish parts before they fail
or are irreparably worn to provide a ‘good as new’ product at the
fraction of the cost of a brand new unit. The process of entails a unit
being fully stripped to component level. All parts are then cleaned
and inspected to factory standards, and any that need replacing are
genuine parts to OEM standards. This trend is then illustrated by the
progress ZF, considered on of the leaders in this field, is making in
this regard.
ULUSLARARASI ŞANTİYE HABERLERİ
Çok soğuk
Sarens şirketi, Antartika’nın
zorlu koşullarında yürütülecek uzun vadeli bir projede
kullanılmak üzere, filosundaki Sennebogen paletli
vinçlerinden 2 tanesini
beyaz kıtaya yolladı
Çok soğuk
B
ir çift paletli vincin 17 Kasım 2007 tarihinde dünyanın en az konuksever bölgelerinden birisine doğru uzun bir yolculuğa çıkarılması için her şey hazırdı. Kapsamlı
hazırlık ve planlama çalışmalarının ardından,
Danimarkalı nakliye şirketine ait gemi Naja
Arctica, Almanya’nın Bremerhaven kentini terk
etti ve Antartika’ya giden yol koyuldu. Geminin
güvertesindeki yük ise, Alman Antarktika araştırma istasyonu Neumayer III idi. Parçalar halinde
gemiye yüklenen istasyona, montajı sırasında
gerekli olacak tüm makine ve ekipmanlar da
eşlik ediyordu. Toplam ağırlığı 3 bin 500 tona
ulaşan malzeme, dünyanın en sıra dışı inşaat
sahalarından birisine gönderiliyordu. Yük listesinde, 2 adet Sennebogen 300 Star-Lifter paletli
vinç de dikkat çekiyordu.
Her ikisi de 125 ton kaldırma kapasitesine
sahip olan vinçler, Neumayer III’ün girişim
ortakları Kaefer GmbH ve J.H.K. Anlagenbau
und Service GmbH tarafından, Belçika merkezli
uluslararası ağır yük kaldırma ve taşıma
ekipmanları kiralama şirketi Sarens’ten, uzun
vadeli bir sözleşme ile kiralandı. Girişim
ortaklığı, bugünlerde Alfred Wegener Kutup
ve Deniz Araştırmaları Enstitüsü (AWI) için,
yeni kutup istasyonunun inşası ve montajı
çalışmalarını yürütüyor.
Sarens, en zorlu kaldırma ve taşıma çalışmalarında bile çözüm üretme yeteneği ile tanınan
bir şirket. Antartika’nın zorlu koşullarıyla baş
edebilmeleri için de, Sennebogen vinçlerini
düşük sıcaklık çalışma paketiyle donattılar.
Uzun vadeli çalışma
Neumayer III, Antartika’daki 3. Alman araştırma istasyonu olacak. Neumayer III, önceki
istasyonların aksine uzun vadeli bir çalışma için tasarlanmış ve işler planlandığı gibi
giderse 30 yıl boyunca hizmet verecek. İlk
2 istasyon yavaş yavaş buz ve karın içerisine
batarken, yeni tesis hidrolik destekler yardımıyla, yükselen buz ve kar tabakalarının üzerinde tutulacak. Neumayer III’de kullanılan bu
tasarım yaklaşımının patenti, Alfred Wegener
Enstitüsü’ne ait. İstasyon, araştırma, faaliyet
ve yaşam alanlarını tek bir platform üzerinde
birleştiriyor. Plan yürür ve hava şartları da
uygun giderse, ilk araştırmacılar önümüzdeki
Şubat ayında 2 katlı platformdaki çalışmalarını
başlatacaklar. 30 m yüksekliğe sahip istsyon,
4 bin 473 metrekarelik bir alana yayılıyor.
İnşa ekibinde görevli 40 çalışanın karşılaştığı
ilk önemli güçlük, denize 20 km mesafedeki
inşaat sahasına malzeme ve ekipmanları taşınması oldu. Malzemelerin sahaya naklinden
kısa süre sonra, ilk inşa safhası tamamlanmıştı
bile. Zaman darlığı nedeniyle, vinçlerden birisi
gündüz vardiyasında çalışırken, diğeri günde
24 saat kullanıldı. Fırtınalar ve düşük sıcaklık
değerleri, ekiplerin sınırlarını devamlı olarak
>
zorladı.
Makinelerin -40 dereceye kadar inen
sıcaklıklarda bile çalışır halde kalması
gerekiyor
ULUSLARARASI ŞANTİYE HABERLERİ
/
Çok soğuk
Sennebogen 3300
Star-Lifter kafes
bomlu paletli vinç
teknik özellikleri
Yük kapasitesi
Azami bom uzunluğu
Halat çekme kuvveti
Motor gücü
Yeni araştırma istasyonu, kar ve buz oluşum
katmanlarından yukarıda kalabilmesi amacıyla
hidrolik destekler üzerine inşa ediliyor
Paletli vinçlerin düzgün bir şekilde çalışması,
32 deneyimli Sarens çalışanın sorumluluğunda.
Yazımızın basıma hazırlandığı döneme kadar,
vinçler arıza çıkarmadan, güvenilir bir çalışma
sergilediler. Makineler, şu ana dek konteynırlar,
çelik kirişler, ağır metal parçalar gibi pek çok
farklı malzemenin kaldırılıp yerleştirilmesine yardımcı oldu.Sıcaklığın -40 dereceye kadar indiğini
ve saniyede 25 m hıza ulaşan rüzgârların bu soğuğa eşlik ettiğini söylersek, Antartika’daki şartların
insanlar ve makineler için ne denli zorlu olduğu
hayalinizde canlanabilir. 900 mm genişliğe sahip
palet pabuçları, buz ve kar üzerinde denge ve
çekişin en üst düzeye çıkabilmesi amacıyla tasarlanmış. Sennebogen şirketi, dayanıklı çelik yapının, karmaşık tekniklerden kaçınılmış olmasının,
bakım ve servis noktalarının kolay ulaşabilen
yerlerde bulunmasının bu vinçleri zorlu şartlar
için uygun bir seçenek haline getirdiğini ileri
sürüyor. Geçtiğimiz Mart ayı ortalarında garajın
yapımının tamamlanması ile ilk safha inşaatı
tamamlanmış oldu. Bu, istasyonun kış şartlarına
dayanıklı hale getirilmesinde ve inşaatın devamının fırtına ve kar yığılmalarından korunmasında
: 125 tonnes
: 93.4 m
: 120 kN
: 186 kW
önemli bir adımdı. Kafes bomlar vinçlerden
söküldü, kabinler ahşap malzeme ile kaplandı ve
tüm açıklıklar kapatıldı.
Ekipler, çalışmaları tamamlamak üzere, inşaat
sahasının ne durumda olduğunu hiç bilmeden
Kasım ayında istasyona geri döndü.
ICT
2 Sennebogen 3300 Star-Lifter Antakrtika’da
birlikte çalışırken...
Deep cold
T
his site report describes an unusual job for two Sennebogen 3300
Star-Lifters owner by Dutch outfit Sarens, which were shipped to
Antarctica to help with the construction of a new German research
station, to be called Neumayer III.
The station was shipped in parts and installed by the two 125 tonne capacity cranes. Neumayer III has a design life of 30 years and stands above
the ice on hydraulic supports, a design patented by the Alfred Wegener
Institute. It combines research, operation and living quarters on one plat-
form, and the first occupants are expected to start to use this accommodation in February 2009.
Forty people are involved in the construction work, and the first phase was
completed in February 2008. The cranes then had their booms removed,
their cabins were covered by wood and all openings sealed in preparation
for their spending the winter on site. The construction crew returned to the
site in November to complete the second construction phase, which will see
the research station ready for occupation by the research team.
/
Build on formwork expertise
Doka beam H20 top
Extremely long lifespan
thanks to built-in shock absorber
$OKA+ALàPİSKELE
3ANAYIVE4ICARET!ĉ
'EBZE'ÓZELLER/RG3AN"ÍLGESI
İNÍNÓ-AH.URSULTAN.AZARBAYEV3OK.O
'EBZE+OCAELI4ÓRKIYE
4ELPBX
&AX
%-AIL4URKIYE DOKACOM
WWWDOKACOM
TÜRKİYEDEN HABERLER
İMDER’e yeni üye
olan firmaların ortak
görüşü; yeni üyelerle
İMDER’in güçleneceği
ve bu etkin gücüyle
sektörü daha iyi analiz
ederek onu daha etkin
temsil edeceği yönünde
T
ürkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği
(İMDER) 2008 yılında yeni üyeliklerle gücüne güç kattı.
Ağustos ayında Alfatek, Gama Ticaret ve Turizm, Kale
Metal ve Wacker Neuson firmalarını, ardından Ankara’da faaliyet
gösteren Teknomak firmasını üye yapan İMDER; son olarak
da Palme Makina, Hamamcıoğlu, Maats ve Tekno A.Ş.’yi üye
listesine ekledi. Böylece İMDER’in üye sayısı 21’e ulaştı. Hem
İMDER’in yeni üyelerini daha yakından tanımak ve hem de yeni
dönemle ilgili görüşlerini almak için firmalardan bu üyeliği ve
yaratacağı etkileri değerlendirmelerini istedik.
Tekno: Kriz ortamında yapılacak çok şey var
Üyelik ile ilgili olarak
teklifin İMDER’den geldiğini ama aynı dönemde
böyle bir oluşum içinde
yer almayı düşündüklerini söyleyen Tekno A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Altay Coşkunoğlu, projeleri tek yapmanın zor
olduğunu söyledi. Daha
derli toplu ve daha geniş
sahaya yayılacak bir sonuç
elde etmek için dernek
çatısı altında çalışmalarını
yapmanın daha doğru olacağını ifade eden Coşkunoğlu, “Şu anda
karşılıklı görüşme safhasındayız. Aktif halde çalışmaların 2009’a
kalması daha mantıklı çünkü şimdi firmaların çoğu kriz ile ilgili
çalışmalar yapıyor. Bahsettiğim projelerle ilgili firma bünyemizde
çalışmalar yapan arkadaşlarımız var ve çalışmalarımızı İMDER’e
sunacağız” dedi. İş makineleri sektörünün Türkiye’de uzun yıllardır sahipsiz kaldığını ve herkesin bağımsız olarak bir şeyler
yaptığını kaydeden Coşkunoğlu, şunları söyledi: “Genelde yurt
dışından ithal edilen makineler olduğu için gümrük aşamalarında çok ciddi problemler yaşanıyordu. Avrupa Birliği uyum çalışmaları çerçevesinde gümrüklerle ilgili problemlerin çoğu aşıldı.
Daha sonra Çin ürünleri tüm dünyaya yayılmaya ve Türkiye’ye
gelmeye başladı. Bunun üzerine Türkiye’de haksız rekabet olabileceği söylentileri oluştu. Ayrıca standartlar dışında makinelerin
girişi ve sadece fiyat üzerinden rekabet yaratılması, kalitenin
arka plana itilmesi gibi problemlerin çıkacağı konuşuldu. Daha
sonra İMDER kuruldu ve kısa bir sürede gelişerek sektördeki
büyük şirketlerin çoğunu bünyesinde toplamayı başardı. 2008
yılı itibarı ile büyük firmaların hepsi İMDER’e katıldı ve bu
dönemde derneğe biz de katılmış olduk. Zannediyorum yeni
yılla beraber İMDER çok daha aktif ve sektörü sahiplenen bir
dernek olacaktır. Şu içinde bulunduğumuz kriz ortamında yapılacak çok şey var. “
>
Palme: Ürün ve hizmetlerimiz daha hızlı ve hesaplı
olacak
Palme Makina Satış Müdürü
Yahya Kemal Yılmaz, İMDER
ile iş makineleri sektörünün her
türlü platformda temsil edileceğini söylüyor. İş makineleri ithalatı,
ihracatı, pazarlama, satış ve satış
sonrası hizmetler alanını bütünü
ile kapsayan ticari faaliyetlerde
bulunurken karşılaştıkları sorunların giderilmesinde ve bu alanlarda yapılacak her türlü düzenlemenin oluşturulmasında ilgili kuruluşlara yardımcı olacaklarını belirten Yılmaz, kamu
kurum ve kuruluşları ile ilişkileri düzenli ve sistematik hale getireceklerine
inandığını kaydederek, “Faaliyetlerimizi engelleyen faktörleri ortadan kaldırarak daha hızlı ve hesaplı mal ve hizmet sunabilecek ortamı oluşturmayı
hedefliyoruz” dedi.
İMDER’in yeni üyelerle güçlenmesinin sektöre nasıl bir katkısı olacağını
sorduğumuz Yahya Kemal Yılmaz, şunları söyledi: “Yurdumuzda iş makinesi
kullanımı yaygınlaşacaktır. İş makineleri sektörü gelişecektir. Sektör ile ilgili
diğer kuruluşlarla işbirliğinde bulunacağız. Bunlarla beraber İMDER’in ana
amaçları arasında yurt ekonomisine, gelişimine katkıda bulunmak da var.
Devletin resmi kurumları ile temasa girerek, gerçekleştirilecek sektör ile ilgili
ve dolaylı bağlantısı olan konulardaki değişiklik ve düzenlemelerde çalışmalar
yaparak veya görüş bildirerek yardımcı olabilmektir.
İş makineleri sektöründe faaliyet gösteren 550 firma ile sürekli temaslar
sağlanıyor. İlgili kanun, mevzuat, standart, tebliğ duyuruları, faks ve e-posta
yolu ile duyuruluyor ve sektörün bilgilenmesi hedefleniyor. Sektörel sorun ve
ihtiyaçlar sürekli temaslar ile
değerlendirilip gündeme taşınıyor. İhtisas sektörü ile ilgili
istatistiki araştırmalar, pazar
tahminleri ve ekonomik veriler araştırılıyor. Ayrıca firmaların çalışma sahalarına yönelik ihtisas komiteleri kurularak tüm sektör firmalarına
kapıları sonuna kadar açılıyor
ve çalışmaları sağlanıyor.”
Hamamcıoğlu: İMDER’in çözüm gücü artacak
İş makineleri sektörünün
Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 2’sini oluşturduğunu
ve bu sektörün yüzde 95’ini
temsil eden İMDER’in, önemli bir güç olduğunu söyleyen
Hamamcıoğlu Ankara Bölge
Müdürü Murat Kutlu Volkan,
“İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda sektör içi birlik ve
dayanışmanın artması yönünde
bizim de katkıda bulunmamız,
128 yıllık bilgi ve deneyimimizi paylaşmamız karşılıklı yararlar sağlayacaktır”
dedi. İş makineleri sektöründe 15 bin’den fazla kişinin istihdam edildiğini
ve sektörün kendisinin yatırım yaptığını hem de yatırımları desteklediğini
kaydeden Volkan, şunları söyledi: “İMDER’in daha da güçlenerek sorunların
çözümü ve ihtiyaçların karşılanması konusunda yetkili kurum ve kuruluşlarla
yapılacak çalışmalar sonucu elde edilebilecek kazanımlar sadece sektöre değil
hizmet verdiğimiz bütün iş kollarına yansıyacaktır.
Sektörel birliklerin önemi, yaşadığımız dönemde daha da artmaktadır.
Bir sektörde sağlanan olumlu gelişme diğerlerini de etkileyecek, ekonomik
canlılık ve ileriye doğru umutla bakabilmeye katkı sağlayacaktır.
İMDER’in yeni üyeleri ile güçlenerek büyümesi, üyeler arası
ve sektörel birliklerle dayanışma, sorunların aşılması ve çözüm
üretilmesinde etkinliğini ve yaptırım gücünü artıracaktır.”
Maats: Yeni ve güçlü üyelerle pazar daha iyi
analiz edilecek
İMDER’in kuruluşunun ilk yıllarından
beri gelişimini ve
sektördeki önemini
yakından takip ettiklerini söyleyen Maats
Genel Müdürü Tamer
Yaşar,
“Özellikle
son
dönemlerde
İMDER’in yurt içindeki ve yurt dışındaki
faaliyetlerinin sektör için çok faydalı olduğunu düşünüyorduk.
Sektöre çok büyük faydası olduğunu düşündüğümüz ve böylesine
ciddiyetle çalışan İMDER’in firmamızı üyelik için davet etmesi
bizi çok gururlandırdı. Çünkü bu davet bir anlamda satışını yaptığımız ürün çeşidinde pazarda önemli bir oyuncu olduğumuzun
göstergesi olmuştur. Burada İMDER’in özellikle pazarda yüksek
paylara sahip firmalar için almış olduğu üyelik davet kararı çok
yerindedir. Bu firmalarında İMDER’e katılımıyla pazarın gerçek
durumu daha iyi analiz edilebilecektir” dedi.
İMDER’in yeni üyelerle güçlenmesinin sektöre ne gibi faydaları olacağını sorduğumuz Tamer Yaşar, şunları söyledi: “Bildiğiniz
gibi İMDER’in en önemli görevlerinden biri sektörü iyi analiz
ederek, sektörün ihtiyaç ve sıkıntılarını ortaya çıkarmak ve bunların giderilmesine yardımcı olabilmek için kamu ve özel kuruluşlar nezdinde görüşmeler yapmaktır. Bu aşamada da İMDER
sektörün ne kadar geniş bir kesimini temsil eder ve ne kadar
güçlü olursa, bu görüşmelerde o derecede daha etkili olacaktır.
Kuruluşundan bugüne kadar faaliyetlerini ciddiyetle sürdüren
ve güçlenen İMDER’in, ilerleyen zamanda sektöre daha fazla
ICT
hizmeti olacağı kanaatindeyim.”
Enka Pazarlama çeşitli
bölgelerde çalışan servis
teknisyenlerini Marmara
Adası’nda bir araya getirerek, mermer sektörü ve
mermer sektöründe çalışan makineler hakkında
bilgi verdi
Ç
eşitli bölgelerdeki Enka Pazarlama teknisyenlerini bir araya
toplayarak teknisyenler arasındaki iletişimi artırmak, mermer sektörü hakkında bilgi vermek ve çalışma koşullarını göstermek amacıyla düzenlenen eğitim gezisinde, Marmara
Adası’nda kullanılan Hitachi ve Kawasaki marka makineler hakkında ek bilgiler verildi ve makinelerin avantajları anlatıldı.
Türkiye’nin en eski mermer ocaklarından biri olan Marmara
Adası’na yapılan bu eğitim gezisi ve mermer ocaklarında kullanılan
makineler hakkında bilgi aldığımız Enka Pazarlama İş Makineleri
Bölge Satış Müdürü Batuhan Mutluer, mermer sektöründe ağırlıklı olarak lastikli yükleyici kullanıldığını, ancak yükleyicinin
yanında ekskavatörün de yardımcı olarak kullanıldığını söylüyor.
Mutluer, makinelerin çalışma sistemini şöyle anlatıyor: “Tabii ki
ikisinin kullanım amaçları farklı. Ekskavatörün amacı, tepeleme
dediğimiz veya ilk kesimde kesilen, blok alınacak büyük kütlelerin
devrilmesini sağlamak. Ekskavatörler bu ilk kesimde alınan büyük
blokların ocak ağzından iç tarafa doğru çekilip ebatlanması için
hazır hale getirilmesi görevini yerine getiriyorlar. Lastikli yükleyici
ise, mamul ortaya çıktıktan sonra yani bloklar ebatlanıp kesime
hazır hale getirildikten sonra mamulu stok sahasına indirmek ve
stok sahasından duruma göre satılmışsa kamyonlara yükleme, fabrikada ebatlanacaksa fabrika stok sahasına götürme işlevini yerine
getiriyor. Bu iki makinenin ortak yaptıkları iş ise hafriyat. Atık
olarak değerlendirilen malzemeleri ve işe yaramayan molozları
ekskavatör ve yükleyici birlikte temizlerler. Ekskavatör parçalayarak, kırarak kötü malzemeleri aşağıya döker, yükleyici ise aşağıdan
alıp, kamyona yükleyerek ocak sahasının önünü açar.”
Asıl kriter kapasite
Makine seçim kriterlerinde maliyetin önemli olduğunu söyleyen
Mutluer, asıl kritik noktanın ise kapasite olduğunu belirtiyor:
“Kapasite de işinizle ilgilidir. Mermerde yıllık 20 bin metreküp
üretecekseniz farklı kapasitede makineye, yılık 2 bin metreküp
üretecekseniz farklı kapasitede makineye ihtiyaç vardır. Her firma
farklı güçte makineler üretiyor. Bu nedenle işe uygun makine
seçimi yapılmalı. Örneğin, büyük bir ocakta çalışıyorsa büyük
yıkımlar yapılıyordur ve doğal olarak müşteri büyük makine
tercih eder. Kawasaki KSS 90 Marble Spec.’in kullanılacağı yer
farklı, Kawasaki KSS 95 ZV-2 Short Boom makinenin kullanılacağı yer farklı. Boşu boşuna büyük makine almamak lazım.
Mermer makinesi sektörün de lideri
Enka Pazarlama Devlet Sektörü Satış Müdürü Atilla Altındal ise,
büyük boyutlu yükleyici ve 35–50 ton arasındaki ekskavatörlerin
mermer sektöründe pazar paylarının yüksek olduğunu belirtiyor.
Bu makinelerin aynı zamanda kalitenin ve teknolojinin sembolü
olduğunu ifade eden Altındal, şöyle devam ediyor: “Mermer
sektöründe iyi çalışan makinelerin tüm Türkiye’de iyi çalışır.
Mermer sektörüne en çok satılan makineler sektörde birinci
oluyor. Çünkü mermer ocakları en zor şartlar altında çalışılan,
bütün maliyetlerin düşük olmasına özen gösterilen yerler. Aslında
mermer ocakları müşterinin hizmeti değerlendirdiği yerler olarak
ICT
bir nevi iş makineleri laboratuvarı görevini görüyor.
Tekno A.Ş. yurt dışı projelere ağırlık veriyor
İş makineleri sektöründe kriz konuşmalarının yoğunlaştığı şu günlerde Tekno A.Ş. kriz karşısında
yurt dışı projeleri ile kendine yeni açılımlar getiriyor. 2009 yılında kulevinç sektöründe ciddi bir
daralma beklediklerini söyleyen Yönetim Kurulu Başkanı Altay Coşkunoğlu, inşaat ve iş makineleri sektörünün gündemini yorumladı
Tekno A.Ş. yurt dışı projelere
ağırlık veriyor
T
ekno A.Ş. olarak 2008 yılının başından
ekonomiyi etkileyen gelişmeler sonucunda pazarda yüzde 25’lik bir daralma olacağını beklediklerini söyleyen Altay
Coşkunoğlu, planlarını bu şekilde revize
ettiklerini kaydetti. Bugün itibariyle 2007
rakamlarını geçtiklerini belirten Coşkunoğlu,
“Tabii ki bugünden sonra kriz iyice etkisini
göstermeye başlayacaktır. Şu anda piyasada
‘yaprak kıpırdamıyor’ demeye doğru gidilen bir süreçteyiz” dedi.
Kamyon, greyder ya da ekskavatör satmadıklarını; az sayıda
olan kule vinçler, asfalt tesisleri pazarladıklarını ifade eden
Coşkunoğlu, şunları söyledi: “Bizim faaliyet alanımız niş ürünler.
Bunların sektörü de iş makineleri sektöründen farklı gelişiyor. Şu
anda satışlarımızın yüzde 40’ını yurt dışındaki projelerle gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de beklenen kriz de bizim için aslında bir
avantaj. Türkiye’de 2007 yılında toplamda 400 civarında kule vinç
satışı gerçekleşti. 2008’de tahminen yarı yarıya azalmış durumda
olduğunu söyleyebiliriz. Kule vinç satışlarımız açısından çok iyi
bir yaz dönemi geçirdik. Özellikle yurt dışı projelerinde kayda
değer bir vinç satışı gerçekleştirdik. Ukrayna, Rusya, Azerbaycan,
Bakü ve Körfez ülkeleri ve biraz da Libya, satış yaptığımız ülkeler
arasındaydı. Biz tatminkâr bir şekilde seneyi kapatmaya doğru
gidiyoruz. Fakat 2008 yılında kule vinçlerin satış adetlerinde
oldukça büyük bir düşüş yaşanacaktır. 2007’de 400 olan satış adedinin 2009 yılında 100’lere kadar düşeceğini tahmin ediyoruz. “
Tekno A.Ş. bünyesinde kulevinçler dışında asfalt plentleri de
bulunuyor. Bu ürün grubunun durumunu da değerlendiren
Coşkunoğlu, şunları söyledi: “Asfalt plentlerinde 2007’yi rekor
sayı satışıyla kapatmıştık. 2008 yılında rekora yaklaştık diyebiliriz.
Şu anda 15 ya da 16 plent satışı gerçekleşmiş durumda. 2007’de
ise 21 adedi bulmuştu. Bu seneki satışlarımızın 7’si yurt dışındaki
projelere gönderildi. Asfalt plentleri diğer iş makinelerine göre
satışları daha az olan bir ürün. Bu anlamda çok büyük bir daralma beklemiyoruz. Altyapı ve karayolu yatırımlarında hükümetin
2009 bütçesine baktığımızda, krizin etkisiyle arka arkaya değişik
bölgelerde ihalelere çıkıldığını görüyoruz. Bu ihalelerde daha
öncekilerden farklı olarak daha büyük kapasiteli asfalt plenti
kullanılma şartı getirildi. Türkiye’de bu kapasitedeki ürün sayısı
da az olduğu için yeni taleplerin de oluşmaya başladığını görüyoruz. 2009 için öngörümüz, 2008’den biraz daha iyi bir plent
satışı gerçekleştirmek. Şu anda yeni çıkan ihalelerinin çoğu aynı
yılda bitirilmesi bekleniyor. Asfalt sektörü ile ilgili hükümetin
çok projesi var.”
2009 Türkiye için karanlık olacak
Coşkunoğlu, son olarak önümüzdeki yıldan beklentilerini bizimle paylaştı: “2009 yılı Türkiye iş makineleri sektörü için çok
karanlık bir yıl olacak. Tabii profesyonel ve düzgün çalışan
distribütörler daha da ön plana çıkacak. Pasta ufalacak ama bu
firmaların alacakları oranlar büyüyecek. Marjinal çalışan, satış
sonrası hizmetleri düşünmeyen distribütörlerde doğal bir eliminasyona uğrayacak gibi gözüküyor. Yurt dışı çalışma imkanı olan
firmalar 2009’u geçirmesi daha rahat olacak. Türkiye ciddi bir
daralma yaşayacak ama özellikle Körfez Ülkeleri’nde kriz daha
minimal yaşanacak. Özellikle Rusya’da yatırımlar hızla devam
ediyor. Finansman sıkıntısından kaynaklanan şeyler yaşanıyor
ama sorun yok gibi gözüküyor. Yeni başlayacak olan projeler
biraz yavaşlayacak ama çok etkilenmeyecek. Kış olimpiyatları için
Soçi’de 25 milyar dolarlık bir yatırım var. Biz iki tane asfalt plenti
gönderiyoruz bu projeye. Ayrıca aynı projede 4 adet de kule
vincimiz çalışacak. Global kriz demek dünyanın her yerinde her
şey duracak demek değil. Yurt dışı çalışan firmalar az hasarla krizi
atlatacakladır. İç pazar için aynı şeyi söylemek zor olur.”
ICT
Temsa Global kovaları yurt dışına açılıyor
Kova üretimine tekrar başlayan
Temsa Global’in çalışmaları aralıksız
devam ediyor. Kova üretimini yeni
pazarlara taşımayı planlayan firma,
ihracat ağırlıklı pazarlama faaliyetlerine başladı. Temsa Global’in kova
üretimindeki gelişimi ve hedefleriyle
ilgili Pazarlama Sorumlusu Cahit
Ener’den bilgi aldık
Temsa Global kovaları yurt dışına
açılıyor
T
emsa Global ekonomide
yaşanan olumsuz gelişmelerin ve daha da önemlisi sektörde yaşanılan mevcut krizin atlatılmasının ardından yurt içi pazarında kova satışı için çalışmalara
yoğunlaşmaya hazırlanıyor. Ancak
firma bu arada yurt dışı çalışmalarına başladı. Kova satışlarının yurt
dışı ayağı için komşu ülkeler başta
olmak üzere Avrupa’da bazı ülkelerle görüşmelerinin devam ettiğini
belirten Cahit Ener, “Görüşmelere
başladığımız günden bugüne kadar
gelişen negatif koşullar maalesef bizim hız kesmemize neden oldu.
2009 başları itibariyle başta Almanya olmak üzere Ukrayna,
Azerbaycan, Gürcistan ve Ortadoğu ülkelerini kapsayacak seyahatlerimiz olacak. Bu ülkelerin birçoğunda
Komatsu iş makineleri kullanıyor, hatta
Almanya’da Komatsu üretimi var. İyi
zamanlama ile planlı ve programlı bir
şekilde bu ülkelere gidip, kova almak
isteyen tedarikçilerle tanışacağız, onlara
kendimizi anlatacağız ve onları Adana’ya
davet edeceğiz. Onlara ne yaptığımızı,
nasıl kaliteli kovalar ürettiğimizi anlatarak bu
işe başlayacağız. Çünkü ihracat gerçekten de kolay
yapılmıyor, müşteri güveni kolay kazanılmıyor” dedi.
Kova üretiminde ihracat ağırlık vereceklerini kaydeden Ener, “Yurt içi pazarında halen bazı müşterilerimiz
kovaya bir nevi promosyon olarak bakıyor, makinenin
yanında bedelsiz kova almak istiyor. Yani kova hala yurt
içi pazarında tek başına satılan bir parça olarak kabul
edilmedi. Pazarın oturup, olgunlaşması için bir
süre daha bekleyeceğiz diye tahmin ediyorum”
diye konuştu.
Stoksuz satış hedefi
Temsa Global markasıyla üretilen kovaların pahalı olup olmadığını sorduğumuz Cahit Ener, şu yanıtı verdi: “Bizim kovalarımız
pahalı değil ama kaliteli. Türkiye dünyanın 15’inci en büyük
ekonomisine sahip olan bir ülke, rekabet çok fazla. Kovalarımıza
pahalı diyen müşteriler bile eninde sonunda bizden kova alıyorlar. Niye bizden alıyorlar? Çünkü ödediği paranın karşılığını
aldığına inanıyor. Ucuz olan ürünün kalitesi de fiyatıyla doğru
orantılı oluyor. Eğer bizim kovalarımız pahalı olarak görülüyorsa, nedeni; kullanılan malzemeden taviz vermememiz ve
en uzun ömürlü kovaları üretmemizdir. Sonuçta her şeyin bir
bedeli var, ticareti para kazanmak için yapıyoruz. Sattığımız
kovalarda çok düşük kâr marjlarıyla çalışıyoruz. Sonuçta biz
kazanıyoruz, piyasayı olumlu etkiliyoruz. İhracat için hedefimiz, stoğumuzda hiç kova bırakmadan satış yapmak. Biz her
zaman emniyet sübabı olarak stok tutuyoruz, bu stoğu eritmek
daha çok çalışıp, daha çok kova üretmek anlamına geliyor.”
Cahit Ener, yurt dışı pazarlara yönelik 2009 beklentilerini ise
şöyle aktardı: “Bizim öncelikle ulaşmaya çalıştığımız pazarlar
içerisinde Ukrayna’yı göz önüne aldığımızda; Ukrayna, çok
yeni IMF’den yaklaşık 20 milyar dolar borç aldı. Ukrayna,
ekonomisi kötüye giden, bizim 2001 yılında yaşadıklarımızı
yaşayan ülke konumunda. Azerbaycan’da petrolün varil fiyatları
yaklaşık 80–90 dolar düştü. Dolayısıyla Azerbaycan bu konudaki
önlemini aldı, orada da şu sıralar para sıkışıklığı var. Şu anda
hala Ortadoğu ülkeleri revaçta. Petrol fiyatları ne kadar
düşse de bu ülkelerin çoğu geçmiş yıllar içerisinde
petrolden para kazandıkları için çok paraları var
ve bir gün petrolün sonunu görme
ihtimallerine karşın ülkenin kesintisiz olarak ülkelerinin altyapısı,
turizmi için inşaat sektörüne
yatırım yapıyorlar. Bu nedenle Ortadoğu bölgesinden
ümitleyiz.”
ICT
Kuruluşunuzun yıllık cirosu ne
kadardır? (milyon € cinsinden)
0-1 m. €
1-2,99 m. €
3-4,99 €
Firma
Sayfa
Acarlar
AES Ticaret
Das Otomotiv
Doka Kalıp
Enfalt
Enka Pazarlama
Gama
Gökçek Kauçuk
Göker
Haulotte
HMF Hyundai
INTERMAT
45
21
25
49
19
2
60
39
17
28
4
53
Web sitesi
www.acarlarmakine.com
www.aesticaret.com
www.dasoto.com.tr
www.doka.com
www.enfalt.com.tr
www.enka.com.tr
www.gama.com.tr/trading
www.magrubber.com
www.goker.com.tr
www.haulotte.com
www.hmf.com.tr
www.intermat.fr
Firma
Sayfa
İlkerler
İnan Makina
KOMATEK
Meka Mühendislik
Polimer Kauçuk
Tekno
Temsa Global
Tera İnşaat
TMS Tüfekçioğlu
Yanmar
Wirtgen
51
5
55
13
31-33-35
3
27
11
59
46
43
5-19,99 €
20-100 m. €
100 m. €’dan fazla
Web sitesi
www.ilkerler.com
www.inanmakina.com
www.komatek.sada.com.tr
www.meka.com.tr
www.sel.com.tr
www.tekno.com.tr
www.temsaglobal.com.tr
www.terainsaat.com.tr
www.tms.tc
www.yanmar.nl
www.wirtgen-grup.com

Word-searchable, giving you even faster access to the

Transkript

Benzer belgeler

Sweco, geleceğin yaşam alanlarını ve şehirlerini planlayıp tasarlar

mühendislik ve mimarlık fakültesi inşaat mühendisliği bölümü

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ

MOROCCO AGROFOOD ONYAZI.cdr

the dıgıtal ıssue

Türkiye Ekonomi Notu

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ

the digital issue Welcome to the digital issue