SAYI: 28 - NG Dergi
Transkript
SAYI: 28 - NG Dergi
SAYI: 28 www.ngdergi.com “Kadının en büyük vazifesi analıktır! İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır.” 7HUPDO¶LQVDïOÔïÔVL]L1**UDO +DUOHN¶HoDïÔUÔ\RU (OGHïPHPLñoDPRUPDQODUÔLoLQGHVDïOÔN KX]XUYHNH\LIGROXELUWDWLOLoLQ 1**UDO+DUOHNVL]LEHNOL\RU 0 274 245 24 50 guralharlek.com facebook.com/guralharlek EDİTÖR Tüm anneler özeldir “Bence hayatta her şeyin başı ana duası. Muhterem eşimle saygı ve sevgiyle, acısıyla, tatlısıyla paylaşarak hayatı, engelleri birlikte aştık hep hayırla. Çünkü ana duasının bereketine inanmıştık yaşamda. Hayırların en değerlisi, haysiyetli, disiplinli, çalışkan, yetenekli, büyüklere saygılı, küçüklere sevgi dolu, vatansever, iftihar veren evlatlarım oldu. Helal süt emmiş rahmetli kayınvalidem ve rahmetli annemi saygı ve dualarla anarak, hayırlı evlat sahibi tüm anneleri içtenlikle selamlıyorum. Biliyorum yuvayı dişi kuş yapar, yuvayı da taçlandıracak olan çocuktur. Annenin en büyük hazinesi de çocuktur. Bu duygularla Anneler Günü’nde tüm anneleri kutluyorum.” Sevgili annem Gülsüm Güral’ın bu sözleri ile başlamak istedim yazıma. ‘Anne’ sözcüğünün hepimiz için anlamı çok özel. Bu sözcük hoşgörü ve karşılıksız sevgiyi de içinde barındıran sımsıcak bir Gülden GÜRAL duyguyu tanımlıyor benim için. Çocukluğumuzu hatırlamak, anılara ve annemize doya doya sarılmak için bundan daha güzel bir zaman düşünemiyorum. Biz de NG okurlarımız için Annelere özel bir dergi hazırlamak istedik. ‘Anneler Günü Özel’ sayfalarımız ve alışveriş önerilerimizle bizim gönlümüzden geçenleri sizlerle paylaştık. Sevgiyle büyüyen ve güzelleşen sofralar için onlarca yeni önerimiz var sizlere. Lüksün en güzel hallerini yansıtan ‘İris’ yemek takımları, baharı müjdeleyen ‘Zeugma’ serisi ve ünlü tasarımcı Defne Koz’un Mitterteich koleksiyonuna kazandırdığı ‘Ala’, ‘Onda’ ve ‘Plano’ ile ‘anneler en güzeline layıktır’ diyoruz. Onların kurduğu sevgi yumağında, küçük de olsa bizim de katkımız olsun istedik. Tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun. NG dergimizi elektronik ortamda Turkcell Dergilik (iPhone, iPad ve Android işletim sistemli cihazlardan) ayrıca Samsung eKitap’tan ve www.ngdergi.com adlı internet sitemizden de takip edebilirsiniz. 6 1**UDO6DSDQFD¶GDEDOD\Ô ,NLNLñLOLNELUSHULPDVDOÔ 1**UDO6DSDQFD,VWDQEXO¶DVDGHFHGDNLNDPHVDIHGHVL]HXQXWXOPD]ELU ,VW EDOD\ÔRUWDPÔVXQX\RU<HQLKD]ÔUODQDQURPDQWLNEDOD\ÔRGDODUÔQGDNRQDNODPD $OLYD6SD¶GD\DñD\DFDïÔQÔ]PDVDMWHUDSLNH\LIOHULEHQ]HUVL]OH]]HWOHUJHQLñ EDKoHGHYH\U\ñSDUNXUXQGD\DSDFDïÔQÔ]URPDQWLNJH]LOHUVL]LEHNOL\RU guralsapanca.com facebook.com/guralsapanca İÇİNDEKİLER 42 16 10 SERGİ Efsanevi İspanyol pop sanatçı renkleri ve romantik çiçekleriyle bahar Manolo Valdés’in resim ve heykelleri, enerjisi veriyor Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Pera Müzesi’nde 46 MÜZİK Can Bonomo ile müzik kariyeri, 12 SANATÇI Ayşegül Türedi Özen, yaratım süreci ve İstanbul tutkusu üzerine Çamurla Oyun Evi’nde çocukların seramik özel bir sohbet çalışmalarını sergiliyor 50 GEZİ Farklı inanç ve kültürlerin buluşma 14 KİTAP Yapı Kredi Yayınları ile noktası, İslam sanatlarının en önemli Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları yapılarının bulunduğu Endülüs Derneği’nin ortaklaşa yayına hazırladığı 54 STİL Ünlü tasarımcı Defne Koz’un ‘Turkish Coffee’ kitabı profesyoneller için tasarladığı Mitterteich 16 YENİ SERİ SERAMİK NG Kütahya Ala, Onda ve Plano serileri, modern çizgileri Seramik’in yeni serileri ‘Biblos’, ‘Nirvana’, yeniden yorumluyor ‘Terra’ ve ‘Polen’ 58 PORTRE Tülay Demir Oktay ile, her 18 YENİ SERİ PORSELEN Altın ve gümüş insanın kendi zirvesini keşfetmesine rehberlik ışıltılarını yansıttığı ‘İris’ serisinde lüks kavramı edecek keyifli bir söyleşi yeniden yorumlandı 60 TERAPİ Çağdaş yaşamın kaçınılmaz 24 ZANAAT Osmanlı’dan bu yana hastalığı ‘stres’ten arınmak için son yıllarda en çok büyük bir geleneği sürdüren, çok konuşulan terapi yöntemlerini araştırdık kuyumculuk zanaatının İstanbul’daki 64 SAĞLIK Sağlıklı bir yaşlılık için neler son ustaları yapmamız gerektiğini, Alzheimer ve 28 ALIŞVERİŞ Porselensepeti.com’dan Parkinson’la savaşmanın yollarını Uzman Anneler Günü için seçtiklerimiz Klinik Psikologu Sezin Öner’le konuştuk 30 ANNELER GÜNÜ Başarılı annelerin 66 GURME NG Güral Sapanca kendilerini rol model seçen çocuklarından çok Wellness&Convention’ın mutfağında özel Anneler Günü mesajları aldık hazırlanan sağlıklı ve besleyici salatalar 32 MİMAR Suyabatmaz Demirel 70 BESLENME Ali Dereli salata tüketirken Mimarlık ofisinin ortaklarından Hakan dikkat etmemiz gerekenleri anlattı Demirel ile söyleşi 72 BALKON Yazın keyfi balkonda çıkar. 36 GEZİ Sakinliğin, huzurun, keyfin, Cem Botanik’ten Ayşe Şirin yemyeşil temiz havanın ve deniz kokusunun eşsiz balkonlar yaratmanın ipuçlarını verdi bütünlüğünü sunan Büyükada, Heybeliada, 76 ANNELER GÜNÜ ÖZEL Sezen Cumhur Kınalıada, Burgazada Önal’ın kaleminden tüm dünya annelerine 40 ÜNLÜLER Ünlü isimlerin NG Kütahya sevgi dolu bir kutlama mesajı Seramik serilerinden seçtikleri 78 BİZDEN HABERLER 42 STİL ‘Zeugma’ sofra takımları pastel 98 BULMACA SAYI: 28 MAYIS 2013 İmtiyaz Sahibi NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. adına Mustafa Elgün Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Barbaros Bulvarı, Cam Han, No:153, Balmumcu, Beşiktaş Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Tel: (0212) 354 30 00 Görsel Danışman Harun Topuz Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya. Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Şebnem Yıldız, Çiğdem Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Hasanoğlu, Zeliha Köşlü, Ayşegül Gürsel Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe, Fotoğraflar Agim Can, Canan Yetişti İSTANBUL Satkın, Füsun Gümeli Tel: (0216) 585 90 00 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi NG Dergisi Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. tarafından 2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 8 Yayına Hazırlayanlar SERGİ RESİM Esprili ve ironik bir dünyanın peşinden Efsanevi İspanyol pop sanatçı Manolo Valdés’in resim ve heykelleri, 21 Temmuz tarihine kadar Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Pera Müzesi’nde görülebilir. Yazı Çiğdem Hasanoğlu 10 ünümüz İspanyol sanatının yaşayan G ustalarından Manolo Valdés, sanat ta- rihine göndermelerde bulunduğu sonsuz görsel zenginlikteki resim ve heykelleri ile tanınıyor. Velázquez’den Zurbarán’a, Matisse’ten Picasso ve Lichtenstein’a dünya sanatında çok önemli yerlere sahip birçok sanatçıya referans veren Valdés’in işleri, tarihsel izler, renk tonları ve dokulardan ilham alıyor. 1942 yılında Valencia’da dünyaya gelen Valdés, Escuela de Bellas Artes de San Carlos’ta aldığı eğitimin ardından, Joan Toledo ve Rafael Solbes ile birlikte pop art akımını İspanya’ya tanınan Equipo Crónica adındaki artistik grubun kurucu üyesi olarak sanat kariyerinde ilerledi. Bir yandan da 60’ın üzerinde solo sergiye imza attı. 1982 yılında Solbes’in ölümünün ardından, kolektifin sonlanmasıyla da tamamen solo çalışmalarına odaklandı. Pera Müzesi’nin dünyanın en önemli galerilerinden Marlborough Gallery New York ile işbirliği sonucunda hazırlanan ‘Manolo Valdés, Resim ve Heykeller’ sergisinde büyüklük ve azametin öne çıktığı 13 ahşap heykel başta olmak üzere, 50 adet resim ve heykel yer alıyor. Manolo Valdés’in işleri Centre Pompidou, Musée Picasso, Kunstmuseum, Metropolitan Museum of Art ve Museum of Modern Art başta olmak üzere, dünyanın en önemli müzelerinin koleksiyonunda yer alıyor. Sanatçı hayatını New York ve Madrid’de geçiriyor. O www.peramuzesi.org.tr Bu sayfada üstte Sarı ve mavi yüzlü portre, 1999. Çuval bezi üstüne yağlıboya, 242,4x171,8 cm. Altta Mavi nü, 2005. Tuval üstüne karışık teknik, 172,1x229,9 cm, özel koleksiyon. Yan sayfada Profil III, 2006. Aside yedirme baskı ve ipek baskı, 50 nüsha, 167,6x129,5 cm. 11 SANATÇI AYŞEGÜL TÜREDİ ÖZEN Çamurla oyun Sergi, sanat eserlerinin, tasarım ürünlerinin veya nesnelerin tanıtım amaçlı olarak, izleyici veya alıcıya sunulması olarak açıklanabilir. Zihinsel ve görsel anlamda paylaşılmasının yanı sıra, satmak ve satın almak heyecanının da yaşandığı yerlerdir. Konumuz gereği çocuk sergilerinden söz etmek istiyorum. Yazı Ayşegül Türedi Özen Çamurla oyunumuzu oynarken asıl üzerinde durduğum konu, çocukların kendilerini, ellerini, becerilerini tanımalarına yardımcı olmaya çalışmaktır. 12 naokulu, ilköğretim döneminde çocukları olanlar çok Bozüyük Terra Mola’da gerçekleşti. Burası bir dinlenme tesisi iyi bilirler. Okulların dönem sonlarında, çocukların ça- olmasının yanı sıra, büyük bir seramik-çömlek işletmesi idi. lışmalarının velilerle paylaşıldığı sergiler açılır. Anne-babalar ve Öğrencilerim burada sergilerini gerçekleştirirken, seramik ve akrabalar bu etkinlikleri çok büyük bir zevk ve heyecanla bek- çömleklerin adım adım üretim aşamalarına tanık oldular. Bu lerler, çocuklarının neler yaptıklarını görmek için can atarlar. güzel mekanda doyasıya eğlendik de... A Sergi alanları olarak okul koridorları, sınıflar, okul bahçesi, 2011 yılına geldiğimizde ise, sergi açma isteği bu kez öğren- bazen sokaklar bazen kültür merkezleri ve artık günümüzün cilerimden geldi. Ben de bu isteklerini tüm kalbimle destekledim, modası gereği, alışveriş merkezlerinin uygun alanları tercih edi- kolları sıvadım ve giriştim sergi hazırlıklarına. Sponsorluğumuzu lir. Amaç çocukların yeteneklerinin sergilenmesi ve izleyici ile Yamaç Madencilik üstlendi; anneler, babalar, öğrencilerim, eşim paylaşılmasıdır. Burada gördüğüm çalışmaların hepsi için de- ve çocuklarım seferber oldular. Bu türden etkinliklerin iyi bir ekip ğilse bile, çoğunluğunda çocukların yaşlarının gereği gibi olma- çalışması olduğunu belirtmek isterim. Bu kez sergimizi, 23 Nisan yan bir şeyleri görüyorum. Sergilerde sunulan etiketlerdeki yaş Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında, 25-27 Nisan grubundan çocuğun becerisi olmayacak kadar düzgün, çok 2011 arasında Eskişehir-Tepebaşı Belediyesi, Kültür Evi’nde iyi bitirilmiş çalışmalar, büyüklerin dokunuşlarının en büyük göstergesi. Oysaki ben, her ça- gerçekleştirdik. Bu sergimizde 12 çocuğumun hayal dünyaları ve el becerilerini ortaya koydukları iki ve üç boyutlu seramik çalışmala- lışmada çocuğu, renklerini ve coşku- rına yer verdim. Çamurla oynarken sunu görmek istiyorum. Gezdiğim sergilerde müdahaleyle yapılmış çalışmaları gördüğümde üzülüyorum. Bu sıkıntılarımı, üzüntülerimi gidermenin tek yolunun atölyemiz ‘Ayşegül Türedi Özen-Çamurla Oyun Evi’nde seramik öğrencilerimin yaptıkları çalışmalarla, çocuklara yakışır bir sergi düzenlemek olduğuna karar verdim. 2008 yılında çocuklarla birlikte Çocuk işi deyip geçilmeyecek kadar önemli ve gerekli olduğuna inandığım bu türden sergilerin, çok ince bir duyarlılıkla çalışılması gerektiğine inanıyorum. Velilerim, izleyicilerim ve sanata gönül verenlerden aldığım olumlu eleştiriler yaptığım işin ne denli doğru olduğunun bir kanıtı olsa gerek… başladığım çamurla oyun serüvenimde ortaya çıkardıkları seramiklerini sergileyerek örnek olmak istedim. Çamurla oyunumuzu oynarken asıl üzerinde durduğum konu, nasıl mutlu olduklarını belgeleyen fotoğraflarının eşliğinde seramikleriyle düzenlediğim sergilerini açtım. Ayrıca kişiye özel olarak tasarlanan dosyalarını da sergiledim. Bu dosya, hayalim olan ilköğretim öğrencilerine yönelik seramiği tanıtma, sevdirme ve uygulama aşamalarının somut bir ürünü oldu. Sergilerimizle, her yaştan geniş bir izleyici kitlesine ulaştık. Çok büyük bir gururla söylüyorum ki, sergimizi özellikle birçok ilköğ- retim öğrencisi de ziyaret etme şansı yakaladı. Bir çocuk sergisinin çocuklar tarafından ilgiyle ziyaret çocukların kendilerini, ellerini, becerilerini tanımalarına yardım- edilmesi de benim için son derece sevindiriciydi. Bu sergiler ve- cı olmaya çalışmaktır. Velilerimin beğenisini kazanayım diye silesi ile karşılıklı bilgi ve görsel zevk paylaşımında bulunurken, çocuklarının çalışmalarına hiçbir müdahalede bulunmuyorum. seramik aracılığıyla sanata bir bakış açısı oluşturma ve yakın- Öğrencilerim, yardım istediklerinde de bir başka çamur parça- laştırma çabalarımızı da ortaya koyduk. İki farklı mekanda son sıyla, bir başka kağıt üstünde teknik olarak örneklememi yapı- derece bilinçli bir biçimde organize edilmiş bu sergilerimizin anı- yorum. Özellikle tarafımdan göze hoş görünecek, albenisi ile sına, katılımcı öğrencilerimiz ve aileleri adına birer ağaç dikmeyi etkili olacak hiçbir dokunuşa yer verilmemesine dikkat ediyo- de unutmadım. Sergilerimizi, öğrencilerimiz ve aileleriyle birlikte rum. Çocukların çeşitlilik gösteren zevk, neşe ve enerjileriyle; güzel bir akşam yemeğinde birlikte kutladık. 2012 yılı ekim ayı- yetenekleri ve el becerilerinin verdiği imkanlar dahilinde ortaya na geldiğimizde de ‘Ayşegül Türedi Özen-Çamurla Oyun Evi’, koydukları seramiklerini, 2009 yılında tanıtmamızın ve paylaş- o günlerde henüz dört yaşında olan Ezgi Yılmaz’ın seramik ve mamızın zamanı gelmişti artık. Bunun adı da kısaca ‘sergi’ resim sergisine ev sahipliği yaptı. Anne ve babasının yakın ilgi- idi. Altı öğrencimin yer aldığı ilk karma seramik sergimizle; si ve istekleriyle bu sergiyi gerçekleştirdik. Yakın arkadaşları ve anne-baba ve arkadaşlarının katılımıyla çamurla oyunumuzda sevdikleriyle birlikte açılışını gerçekleştirdiğimiz sergide, Ezgi’nin yaşadığımız tüm güzelliklerimizi paylaştık. Sergimiz; Bilecik- resim ve seramiklerini sunduk. O 13 KİTAP TURKISH COFFEE Türk kahvesinin serüveni Yapı Kredi Yayınları ile Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin ortaklaşa yayına hazırladığı ‘Turkish Coffee’ kitabı, Nisan ayı itibariyle raflardaki yerini aldı. Yazı Çiğdem Hasanoğlu Sabri Koz ve Kemalettin Kuzucu’nun kaleme aldı- Türkçeden İngilizceye çeviri alanında Türkiye’nin en iyilerinden ğı ‘Türk Kahvesi’ kitabı, Mary Priscilla Işın tarafından biri. Çok uyumlu bir çalışma dönemi geçirdik, sonuçtan da çok M. ‘Turkish Coffee’ adıyla İngilizceye çevrildi. Biz de bu vesile ile, kitabın yazarlarından M. Sabri Koz ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik; Türk kahvesine dair hiç duymadığımız bir takım bilgiler edindik. Türk kahvesi ile ilgili bir kitap hazırlamak nereden aklınıza geldi? memnunuz… ‘Turkish Coffee’ kitabının uluslararası okuyucuya ulaşmasının “Yunan kahvesi mi? Türk kahvesi mi?” gibi şaka ile karışık tartışmalara açıklık kazandıracağını düşünüyor musunuz? Biz konuyla öteden beri ilgiliydik. Kahve tarihi ve kahve folk- ‘Turkish Coffee/Türk Kahvesi’ bir tartışma kitabı değil; bu loru üzerine çalışmalarımız vardı. Yayınevinden gelen teklif üze- amaçla yazılmadı. Uluslararası camia, kahvenin Arap yarıma- rine, bir araya gelip işbölümü yaptık. dasında, Anadolu ve Rumeli’de, Osmanlı İmparatorluğu’nun Nasıl bir araya geldiniz? Birlikte çalışmak kolay oldu mu? Hazırlık sürecinde ne gibi çalışmalar yaptınız? başkenti İstanbul’da ve diğer büyük şehirlerde, Balkanlar’da, Orta Avrupa’da ve diğer Avrupa ülkelerinde ne zaman, nasıl, Türk kahvesi gibi dünyaca bilinen bir kavram ve bunun- hangi yolu izleyerek var olduğunu biliyor. Hak bilir tarihçiler, kül- la ilgili gelenekler; kahvenin tarihi, Osmanlılardaki serüveni ve tür tarihçileri, dilbilimciler de bugünkü Yunanistan’ın Osmanlı kahvehaneler bizim ortak ilgi alanımızdı. Bu yüzden, bir araya İmparatorluğu’nun eski toprakları olduğunu bilirler. Dil ve kültür gelmek çok kolay oldu. Elimizde yeteri kadar malzeme, bilgi geçişlerinin yönü ve zemini de bellidir. Kahve konusu da Kara- ve görsel vardı zaten. Arşivler ve kütüphaneler uğrak yerlerimiz göz, dolma ve baklava gibi bir şey… zaten; sevdiğimiz bir işi, çok severek yaptık. Kitabın İngilizceye çevrilme süreci nasıl gerçekleşti? Türk kahvesinin öyküsünü bir turiste en doğru şekilde kısaca nasıl anlatabiliriz? Kendisi uluslararası üne sahip, Türkçe ve İngilizce değerli Türk kahvesi, Habeşistan (Etiyopya) ve Yemen kökenli bir eserlere imza atmış, Mutfak ve Yemek Kültürü Uzmanı Mary P. çekirdeğin, kavrulduktan sonra yaşadığı mucizelerden biri. Onu, Işın yaptı çeviriyi. Sayın Işın başta mutfak kültürü olmak üzere, önce döneminin en büyük ülkesi olan kendi vatanında, sonra da 14 dünyada tanıtan irade üretimini ve ticaretini daha uyanık, daha organize ve daha girişimci ülkelerin tacirlerine kaptırdı. Bugün artık kahve ile ilgili hiçbir şey bizim kontrolümüzde değil ama çok özel mensup insanlardı. Kahve böylece hep var oldu. Araştırma sürecinde, kahveye dair hiç bilmediğiniz ve sizi çok şaşırtan bir hikaye ile karşılaştınız mı? çekirdeklerden çok özel kavurma, öğütme ve pişirme yöntemiy- Kahve ile ilgili hikayeler her zaman şaşırtıcı olmuştur! Keş- le gelenekselleşmiş Türk kahvesi, bize ait bir dünya markasıdır. finden yaygınlaşmasına, yasaklanmasından yasakların delin- Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin son yıllardaki mesine kadar pek çok hikaye, pek çok efsane süsler kahve- yayın ve tanıtım çalışmalarıyla ortaya çıkan ‘Turkish Coffee’ kitabı nin tarihini. Keçileri taze kahve meyvesini yiyen ve sabahlara da bu markanın tarih, kültür, ticaret ve damak tadı boyutuyla kadar uyumayan çoban, geceleri ibadet eden ve uykuları yeniden dünyaya açılmasının bir yansımasıdır. kaçsın diyen kahve içen dervişler, uyuz hatalığına ilaç olması Kitapta elbette kahvenin tarihçesine yer veriliyor, fa- ve yüzlerce tiryaki hikayesi… kat kitabın kaçınılmaz olarak sosyolojik bir boyutunun Ama bize en ilginç gelen, 17. yüzyıl boyunca dünyanın bir- olduğunu da görüyoruz. Kahve, kamusal alanda ne gibi çok yerini gezip dolaşarak 10 büyük kitaptan oluşan dev bir değişimlere neden oldu? eseri, ‘Seyahatname’yi kaleme alan Evliya Çelebi’nin sözleridir. ‘Turkish Coffee’, kahve tarihinin yanında, onun toplumda O, gittiği yerlerde bulunan kahvehaneleri sayısına kadar yazmış yarattığı canlanmaya, yani; kahvehane, belli yerlerde toplanı- ve bunun yanında hiç kahve içmediğini ısrarla belirtmekten de larak kahve içmek, dünya işlerinden söz etmek, meddah ve kendini alamamış... Bir yeni içecek olarak gördüğü kahveye Karagöz gösterimleri izlemek; şiir, oyun, dans ve müzikle iç hep ihtiyatla yaklaşmış. içe zaman geçirmek gibi, dönemine göre yarattığı yeni oluşumlara da değiniyor. Bir başka ilginç tespit de, 17. yüzyılda Türkçe ile ilgili çok büyük bir sözlük kaleme alan Franciszek Meninski’nin kahveye ve Türk kahvesinin tarihini anlatan yazılarda hiç kahve- kahve ile ilgili başka sözlere yer vermesidir. Diğer şaşırtıcı bir bilgi nin kötülenip yasaklandığı bir dönemden bahsedildiğini de başlangıçta Osmanlı Sarayı’ndaki tiryakilerin kahve için devlet duymamıştık! Kahve, neden yasaklandı ve bu yasaklar kesesinden değil, kendi ceplerinden para harcamış olmalarıdır. neden tutmadı? Kahve, serüveni güllük gülistanlık olan bir içecek değil. Müslüman olsun, Hıristiyan olsun bazı din adamları bu ‘yeni’ Kahvenin metalaşma sürecinden de bahsediyorsunuz kitapta. Bu bağlamda, günümüzde Türk kahvesinin ulaştığı mertebeyi nasıl yorumluyorsunuz? içeceği, bu ‘derviş’ içeceğini sevmedi, sevemedi başlangıç için. Kahve, yayılmaya başlamasından bugüne, her zaman bol 16. yüzyılın ilk çeyreğinden 17. yüzyılın ortalarına kadar, zaman kazanç getiren bir ‘mal’ olarak görülmüş; yaygınlaşmasını biraz zaman ‘haram-helal’ tartışmasının merkezinde oldu kahve. Dini da başlangıçta Doğulu tacirlere, kısa bir süre sonra da Batılı gerekçelerle yasaklandı, engellendi ama bunun temelinde siya- yatırımcılara borçlu olmuştur. Türk kahvesi, ülkedeki yeni can- si ve toplumsal kaygılar vardı. Yasaklanan yalnız kahve değildi; lanma ile bir ölçüde güç kazanmışsa da, ‘çay’ gibi bir rakip bir sivil buluşma yeri olan kahvehaneler de bundan nasibini aldı. karşısında da yerini korumayı, en azından tiryakilerini kaybet- Evinde tiryakiliğine devam edenler, yasaklanan bu yeni içeceği memeyi başarmıştır. Kahve ile ilgili her şey artık bir endüstri, gizli gizli kullanan dervişler ve din adamları hiç de az değildi bir uluslararası pazarlama, bir kültürel tanıtıma dönüşmüştür ve ama sonunda hep gücünü yitiren, yasakçı zihniyet; kazanan- kahvehane zincirleri söz konusudur. Türk kahvesi de bu çok sa, kahve ve tiryakileri oldu. Yasaklamalarda öne çıkanlar da, yönlü ilişkiler ağındaki yerini almış, konumunu güçlendirmek içilmesinde sakınca olmadığını dile getirenler de, aynı kesimlere için her yönden atağa geçmiştir. O www.ykykultur.com.tr 15 YENİ SERİ SERAMİK Polen Banyo ve mutfakların yeni yüzü ‘Polen’, ferahlatıcı tonlarla evinize ışıltı getiriyor. Grinin hakim olduğu seri, 75x30 ebadı, düz yüzeyi ve mat dokusuyla, duvar karosuna yeni bir soluk getiriyor; birbirini tamamlayan üç farklı dekoru ile banyo ve mutfaklara zarafet katıyor. Karizmatik yüzeyler yaratırken NG Kütahya Seramik’in, yeni serileri olan ‘Biblos’, ‘Nirvana’, ‘Terra’ ve ‘Polen’ ile hem ihtişamı ön plana çıkarıyor, hem de doğallığa övgüler yağdırıyor. 16 Nirvana Sırlı porselenin tılsımıyla tam bir görsel şölen sunan ‘Nirvana’, bej ve kum renkleriyle sunuluyor. ‘Nirvana’ mat rengiyle, iç ve dış mekanlara farklı bir atmosfer katıyor. Biblos Banyo, mutfak, ve diğer iç Terra Kahve, ceviz ve karbon mekanlarda kullanılabilen ‘Biblos’, yarattığı tonlarının yer aldığı ‘Terra’, mekanları his ile seramiğin büyülü güzelliğini sunuyor. hareketlendirmek isteyenler için Yeşil, beyaz, mürdüm, negro ve yakamoz gibi mükemmel bir seçim... ‘Terra’, renk seçeneklerine sahip olan ‘Biblos’, rölyefli rölyefli yüzey ve sırlı porselenin aykırı yüzeyiyle de sıradışı bir dekor yaratıyor. birlikteliğini taşıyor. 17 YENİ SERİ PORSELEN Sağ sayfada CIR87YT9037093 12 kişilik, (87 parça), 1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda. Sol sayfada CIR87YT9036352 12 kişilik, (87 parça), 1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalardı. 18 Lüksün yeni yorumu Altın ve gümüş yaldız yüzyıllardır ihtişam ve lüksün sembolü oldu. NG Kütahya Porselen, ışıltının binbir yüzünü yansıttığı İris serisinde, geçmişin lüks kavramını yeniden yorumluyor. Prodüksiyon: Harun Topuz Fotoğraflar: Agim Can 19 YENİ SERİ PORSELEN Sol sayfada CIR87YT9036377 12 kişilik, (87 parça), 1.008 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda. Sağ sayfada CIR97YT9037028 12 kişilik, (97 parça), 1.539 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda. 20 21 YENİ SERİ PORSELEN CIR97YT9036592 12 kişilik, (97 parça), 1.539 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda. 22 ZANAAT KUYUMCULUK Son kuyumcu ustaları Osmanlı’dan bu yana çok büyük bir geleneği var ederek çalışan, kuyumculuk zanaatının İstanbul’daki son ustalarını Tarihi Yarımada’daki atölyelerinde ziyaret ettik. Yapım: Meltem Kerrar Fotoğraflar: Serkan Şentürk 24 Gümüşe adanan bir hayat Halit Kandemir/ Geleneksel gümüş ustası yıllık gümüş ustası Halit Kandemir, Büyük Yeni Han’daki atölyesin- 35 de küçük vazo, şekerlik ve meyvelik gibi gümüş eşyanın pek çok alanında obje üretiyor. Genelde olduğu gibi çocuk yaşta değil, 25 yaşında girmiş bu işin içine. Meslek lisesinden mezun olduktan sonra yurt dışında tekniker olarak farklı ülkelerde çalışmış, sonrasında aileden birinin yönlendirmesiyle biraz da tesadüfi olarak girmiş bu mesleğe. “İşe gümüş ustasının yanında çırak olarak başlamıştım. Sonra o kadar sevdim ki işi, dünyaya bir daha gelecek olsam yine bir gümüş ustasının yanına çırak olarak girerim, dedim.” Geçen yıllar içinde çalışma sisteminde de, malzemede de değişiklikler olduğunu söylüyor. “Geçmişi beş bin yıl öncesine dayanan kum döküm tekniği gibi geleneksel üretim tekniklerini hala kullanıyoruz tabii. Örs ve çekiç de dövü tekniğinin vazgeçilmez araçları. Kakma ve ajur da en eski ve bugün devam ettirdiğimiz teknikler arasında. Çok eski bir varlığa sahip mesleğimiz İstanbul’da. Fatih İstanbul’u aldıktan sonra tüm Anadolu’dan kuyumcuları sarayda toplamış. Gümüş obje üreticileri de kuyumcuların içinde yer alan bir grup zanaatkar olarak o zamandan beri varolmuş.” Yüzyıllara dayanan bir zanaatın bugünkü temsilcisi olarak, en büyük sorunun kalifiye eleman yetiştirmek olduğunu söylüyor. Stajyer olarak atölyelerde eğitilen, geleneksel tekniklerin aktarıldığı üniversitelerin kuyumculuk ve takı tasarımı bölümü öğrencileri kıymetli bu anlamda. Bu amaçla kendisinin de ders verdiği İstanbul Kuyumcular Odası’nın yeni açtığı Kuyumculuk Meslek Lisesi onun en büyük heyecanlarından biri. 25 ZANAAT KUYUMCULUK Hıraç Aslanyan/ Geleneksel mücevher ustası Murassa çalışmalarıyla öne çıkıyor esleğin pek çok erbabı gibi Hıraç Aslanyan da kuyumcu M bir aileye doğmuş. Ustası aynı zamanda amcası olan Ha- gop Aslanyan. Aşkla bağlı olduğu zanaatıyla tanışması ise, 1975 yılında Kapalıçarşı’nın en özel mekanlarından biri Zincirli Han’da olmuş. Bir yandan lise eğitimine, tatillerde de mesleki eğitimine devam etmiş; ardından yurtdışında Viyana, Köln, Amsterdam, Brüksel, Paris gibi farklı yerlerde sanatına dair teknik ve vizyonunu geliştirip 1986’da kendi atölyesini açmış. Cağaloğlu’ndaki atölyesinde Doğu-Batı sentezini yaratan takılar üretmeye başlamış. Yıllar içinde D kendi stilini oluşturan Aslanyan, 2008’de ise kuyumculuk sanatını k yaşatmak ve bu sanat dalında kuşaklar arası köprü olabilmek amay cıyla tecrübelerini aktardığı Mahrec Sanatevi’ni kurmuş. Özellikle c değerli bir objeyi değerli maden ve taşlarla bezeme ustalığı olan d ‘murassa’ çalışmalarıyla öne çıkan Aslanyan, murassanın Osmanlı ‘ Saray Sanatları içinde işçiliği ve üretimi en zor çalışmalardan biri S olduğunun altını çiziyor. “Osmanlı’da murassa sanatı Zergeran böo lüğü tarafından üstlenilmişti. Zergeran bölüğü kuyumculuğun çeşitli l dalları olan sade, mine, cila, yaldız, ocak, mıhlama, ajur, sıvama, d döküm (kum), savat ve tombakta ustalaşmış sanatkarlardan olud şur. Bugün bu zanaat dallarının birçoğu kaybolmaya yüz tuttu ya ş da d yok oldu. Burada yapmış olduğumuz naçizane işlerle, geleneksel s kıymetli murassa sanatını yaşatmaya çalışıyoruz.” 26 Vilyan Toparlak/ Geleneksel gümüş ve bakır ustası Zanaat geni aileden geliyor akır ve gümüş ustası Vilyan Toparlak’ın zanaat geni ailesinden geliyor. Marangoz bir dede ve B silahçı bir babanın ardından onun da yolu yine “elişi,” ile çizilmiş. O mütevazı bir tavırla şartlara bağlıyor bu yetenekli geni. “Yaşanan yerde neye ihtiyaç varsa ona yönelinmiş aslında. Babam marangozluk yapıyordu. Köyde silahını tamir edecek kimse olmadığından silah tamirini öğrenmiş. Ordunun yapamadığını bile o yapmış. Göç ettiğinde de elinden bu geldiğinden silah tamiri üzerine bir dükkan açmış.” 1972 yılında Mardin Midyat’tan dokuz yaşında bir çocuk olarak geldiği İstanbul’da, ne okuma yazması ne de Türkçesi varmış. “Okula yazıldık, okuma yazma öğrendik. Ailenin maddi durumu iyi olmadığından eli ekmek tutan tüm çocuklar çalışmakla mükellef. Dedem bizden önce gelip burada işini kurmuştu. Biz de çırak olarak bu handa başladık çalışmaya.” Mesleğe adım attığı günden beri gümüşü işliyor Toparlak. Yıllar içinde çok da bir şey değişmemiş aslında teknikte ve malzemede. “Bizim işimiz kuyumculuk gibi değil, fazla modernize olmuyor; tamamen el işine dayalı, ne yaparsak elde yapıyoruz. Hala çekiç kullanıyoruz, kakmacılık eski sistemde ilerliyor. Aslında bizim işimizin özü olan kakmacılık ve dövü, eski çağlarda nasılsa hala öyle yapılıyor. Pres olanda ruh yok çünkü. Bu işi bilerek alan insanlar da bunun farkını biliyor ve el yapımının tadını başka şeyde bulamıyor.” Daha çok tasarımcılarla çalışan Toparlak, yurt dışına, özellikle gümüşün kutsal obje olarak kullanıldığı İsrail’e ürün gönderiyor. Yaşadığı en büyük zorluğun mesleğe insan yetiştirmek olduğunu söylüyor o da. “Eskiden köyden gelen küçük çocuklar alınırdı çırak olarak. Kafası bomboştu çünkü onların. İstediğiniz gibi işleyebilirsiniz o zaman. Ama şimdi öyle değil artık. Ben yine eski usül eleman yetiştirdiğim için gerçekten hevesli ve kafasını buna verecek insan bulmakta zorlanıyorum.” Bir diğer yakındığı nokta da eski alıcıyla yeni alıcının farkı. “Eskiden devamlı gelen müşterilerim vardı; bir objenin bir yerinde bir şey görseler, ‘Vilyan usta acaba böyle mi olmalı?’ diye sorarlardı. Bu insana iyi gelen, motive eden, geliştiren bir şey. Şimdi fiyatını sorarken başka yöne bakan bir alıcı var daha çok. Müşteri sadece malı alıp giden biri değildi. Eleman yetiştiremediğiniz gibi müşteri de yetiştiremiyorsunuz artık.” O 27 ALIŞVERİŞ porselensepeti.com ABLMG08KT66821, ‘Limagos’ kahve fincan takımı, (4 kişilik) 268 TL. rco’ ‘San Ma 7 kodlu 1 1 125 TL. 3 ) k 7 ili 2 Y213 ı, (6 kiş ım k ta SMR24 k e itme yem yeşil esk PF24TNC00, ‘Porflame’ tencere, (4 litrelik) 106 TL. PF02CVS00, cezve, (2’li set)106 TL. Sevgiyle kurulan sofralar Yaratıcı sofra tasarımlarınıza yüzlerce seçenek sunan porselensepeti.com, keyifli yaz partileri için ihtiyacınız olan her şeyi bulabileceğiniz bir site TG03ST6107091, ‘team game football’ tek kişilik set, 28 TL. ABBLC04TF65321, ‘Belce’ tek kişilik kahve takımı, 147 TL. 28 1416375, kelebekli kadehler, (3 kişilik) 37 TL. ABELA06T520 PEMBE, ‘Ela’ el yapımı çay takımı, (2 kişilik) 213 TL. GU0 6CS 140 PEM BE, ç ay takım ı, (2 k işilik) 129 TL. Üstte ‘Boğaziçi’ çay takımı, (6 kişilik) 31 TL. Altta ‘Romans’ çay takımı, (6 kişilik) 34 TL. TCMAIAW12041902, kalp tepsi, (3’lü set) 46 TL. YC015, otantik tepsi, 58 TL. 850406600, tepsili sümbül kız biblosu, 40 TL. 29 ANNELER GÜNÜ ÖZEL Kucak dolusu anne sevgisi Başarılı annelerin kendilerini rol model seçen çocuklarından çok özel Anneler Günü mesajları aldık. Yazı Ayşegül Gürsel Sava Zafer& Perihan Sava Küçüklüğümden beri annemle beraber içinde bulunduğum set ortamları aslında hayatta yapacağım mesleği de belirledi. Annem asla meslek seçimime karışmadı ama tabii ki onun içinde bulunduğu ortamdan etkilenmemek mümkün değildi. Bu bana da cazip geldi ve aile mesleğini seçtim. Anneler Günü benim için çok önemlidir ve bir annenin Anneler Günü’nde onu mutlu edebilecek en büyük hediyesi, çocuklarının düzgün bireyler olduklarını görebilmektir. Ben de her sene anneme bunu yaşatmaya çalışırım. Tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlar, hepsinin ellerinden öperim... Elif diz&Nurseli diz Ünlü bir oyuncunun kızı olmak, bir nevi ‘iki kutuplu’ diye tabir edilebilecek bir durum. Ben buna ‘bipolar var oluş biçimi’ adını taktım. Şematik olarak ayıracak olursak, bir okun altında “Ünlü,” diğerinin altındaysa “Oyuncu,” etiketleri bulunuyor. İkisinin kesiştiği, aynı zamanda da ayrıştığı ciddi noktalar var. Öncelikle bunları açıklığa kavuşturmak gerekiyor ki, bu kişinin çocuğunun nasıl hisler içinde yetiştiği netlik kazansın. Bir tiyatro sanatçısı olan annem, kanımca diğer sanatçılar gibi şöhretin yükünü kaldırabilmekten çok uzak, çok hassas ve iç dünyası dış dünyadan keskin çizgilerle ayrışmış bir insan. Diğer yandan, ünlü olması oyunculuğunu destekleyen ama ruhunu da çoğunlukla hırpalayan bir durum. Kendi içindeki bu zıtlığın bana yansıması da her zaman iki taraflı oldu dolayısıyla. Önceleri dünyada tek ünlünün benim annem olduğunu düşünürdüm. Fakat o yaşlarda bu naif duygu gururlanmanın yanı sıra, içimde ciddi bir izolasyona sebep olurdu. Anne-kız çatışmasına bir de önemli-önemsiz, ön planda-geri planda ikilikleri ekleniyordu. Büyüdükçe, ilişki biçimi pek şekil değiştirmese de, farkındalıklar ve kabullenişler arttı. Hem hayatım, hem de mesleğime büyük katkı sağladı annem. Bir yandan ‘Nuran Nurseli Çamlıbel’ olan gerçek varoluşuyla, diğer yandan ise ‘Nurseli İdiz’ olan sosyal kimliğiyle… İkisi de benim annemdi. İkisi de çok engin, çok kırılgan, çok olgun, çok çocuk, çok sevgi dolu, çok sahiplenici ve çok sığınıcıydı. Biz hep iki kutupluyduk. O yüzden onu yalnız annem değil, çocuğum olarak da benimsedim. O da beni hep destekledi. Kendinden çok bana inandı. Bizim ilişkimiz, gökkuşağı ile yağmurun ilişkisine benzer. Yağmur gökkuşağının yaratıcısıdır, çünkü renklerin yansıması için bir prizma işlevi görür. Bir yandan da alabildiğine üşütür onu, bazen de görünmez kılar. En iyi anneler, en vefalı çocuklardır. Anneler Günün kutlu olsun! Seni gökkuşağının yağmuru sevdiği kadar seviyorum. 30 Sedef Ylmabaar&Jale Ylmabaar Benim annem, çocukluğumdan beri sanatın herhangi bir dalıyla ilgili bir meslek seçtiğim takdirde, beni sonuna kadar destekleyeceğini vurgulamış, çocuk yaşlarımdan beri yaptığım her resmi güzel olsun olmasın, ilgiyle incelemiş; beğenisini göstermiş ve hatta dosyalayıp saklayarak ileride çok kıymetli olacaklarını söyleyerek beni yüreklendirmiştir. Seramikçi veya ressam olmam konusunda hiçbir zaman beni zorlamamış; tam tersine, mesleğin zorluklarını her zaman anlatmış, yine de başka tür meslek dallarına yöneldiğimde daima sanatla meşgul olmanın ne kadar tatmin edici olduğundan söz açmıştır. Benim resim yapmayı meslek olarak seçmem, tamamen bir tesadüfler zinciriydi; hiç hesaplı, planlı değildi. Ama bu kararı vermeme sebep olan ilk sergime hiç karışmayıp uzaktan seyreden annem, sergi sonucunda benim hayatımın yön değiştirmesine neden olan bu kararı vermemden duyduğu mutluluğu hiç gizlememiştir. O günden sonra tüm sergilerimde ve çalışma hayatım boyunca bana her yönden destek olmuş, daima yanımda yer almıştır. Jale Yılmabaşar’ın kızı olmak hiçbir zaman kolay değildi ama annemin bir ömür boyu sürdürdüğü çalışmalarının ve başarılarının ışığından faydalanmanın avantajına sahip olduğum için her zaman çok şanslıyım. Canım annem, Anneler Günü’nde sana benim annem olduğun için ne kadar şanslı olduğumu, seninle gurur duyduğumu ve seni çok sevdiğimi buradan tekrar tekrar söylemek istiyorum. Umarım kızım Yağmur da aklı erecek yaşa geldiğinde, senin ne kadar çalışkan ve daima öğrenci ruhlu oluşuna, benim olduğum kadar hayran kalır ve senden öğrenir. Sevinç Erbulak& Füsun Erbulak Annelik, kendimi mesleğimde çok daha rahat hissetmemi sağladı. Hayatımdaki pek çok değişikliğin yanı sıra, sahnede de tam anlamıyla özgür olmak kızım Kavin’den sonra çok daha derinde bir yerlerde hissettiğim bir duygu. Anneme, beni dünyaya getirdiği için minnettarım; çünkü bu sebeple Kavin de benim dünyama geldi. Anneciğim, beni dünyaya getirmedeki inadın için sana çok teşekkür ederim... Gülah Alkoçlar& Hülya Koçyiit Henüz liseyi bitirmişken evlenme kararı almıştım, dolayısıyla üniversite okuyarak meslek sahibi olmadım. Fakat eşim otelci bir ailenin mensubu olduğu için ben de kendimi otelde çalışırken buldum. Tamamıyla destek amaçlı ve konuya olan merakımı gidermek üzere amatör çalışmalar yaparak başlamıştım ama 25’inci seneye girmiş olduğumu bilmek beni gururlandırıyor. Bunun da anısı vardır. Çok genç yaşta meslek sahibi olmadan evlenmem annemi tedirgin etmişti ve mutsuz olmuştu. Ben de ona “Göreceksin anne, bir gün iyi bir otelci olacağım; sana bunu çalışarak kanıtlayacağım,” demiştim ve sözümü de tuttum. Annem benimle gurur duyduğunu söylediğinde de gerçekten sözümü tutmuş olmanın hoşnutluğunu bir kez daha yaşadım. Onun için bir söz söyleyerek Anneler Günü’nü ifade etmek çok zor. Annemin kızı olmaktan her gün gurur duydum. Halkın yüksek beğenisini kazanmış ve hanımefendiliğiyle efsane olmuş bu çok özel annenin, yani benim annemin elini öpmek ve onunla daha nice güzel seneler geçirmek isterim. O bizim bir tanemiz, meleğimiz, annemiz. 31 MİMAR SUYABATMAZ DEMİREL MİMARLIK Birlik ruhu Suyabatmaz Demirel Mimarlık, her projeye “Ayrı bir araştırma alanı ve klişelerin sorgulanabileceği bir fırsat,” olarak yaklaşıyor ve mimari üretimlerini bu çerçevede geliştiriyor. Yapım Zeliha Köşlü Mimar Arif Sayabatmaz ile Hakan Demirel’in işbirliği 2008 yılında resmi olarak mimarlık ofislerini kurmalarıyla başlamış. Mimar Hakan Demirel. Mimar Arif Suyabatmaz. stanbul’da faaliyet gösteren Suyabatmaz Demirel Mi- Çalışmalarınız ne tarz projeler üzerine yoğunlaşıyor? marlık Ofisi, Arif Suyabatmaz ve Hakan Demirel ortaklı- Tarzımızın olduğunu, kendi adıma söyleyemem. Herhangi İ ğında, 2008 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. Mimarlık bir yerde projelerimizi gören biri, onun bizim olduğunu söyleye- ofisinin daha çok konut, ticaret ve ofis projelerine yoğunlaşan; biliyor. Bunun tam olarak neden kaynaklandığını bilemiyorum. mimari üretimlerinde tek ailelik konutlardan yüksek katlı rezi- Sıklıkla konut ve ofis binaları; şimdi ise otel ve otele bağlı rezi- danslara, tek bir dükkan biriminden alışveriş komplekslerine danslar yapıyoruz. Ofisimiz, Arif Suyabatmaz’ın 1996’da kurdu- uzanan geniş bir ölçek dağılımı bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda ğu ofisin devamı aslında. O zamandan beri bu tarz işler yapıyo- Architectural Review tarafından organize edilen ‘MIPIM AR Fu- ruz. Son zamanlarda daha çok kamusal projelerle uğraşmaya ture Projects Awards 2013’ ödülünü alan Suyabatmaz Demirel başladık. Bu çok istediğimiz bir şeydi. Şimdi Almanya’da bir Mimarlık’ın çalışmalarını Hakan Demirel anlattı. başkonsolosluk yapıyoruz. Bu ara dini yapılar da çok gündem- Suyabatmaz-Demirel işbirliği nasıl başladı? de. Bir dini yapıyla meşgulüz. Belli belediyelere ait alanlarda Bu işbirliği resmi olarak 2008 yılında başladı. Hocam Arif birkaç ‘pazar alanı’ konusu var. Karma bazı kullanımlar olacak. Suyabatmaz ile okulda tanıştık. Kendisi, 2005 yılında bir atölye Salı Pazarı’nın olduğu bir gün kullanılan bölge altı gün durakla- yürütüyordu. Ben de kendi dersimi dinlemeyip, onu dinlemeye masın diye fikrimize ihtiyaç duyuyorlar. Bu tip konsept projelere gidiyordum; merak ettiğim bir insandı. Zaman içinde, bir gün başlamak üzereyiz. Biraz çeşitlenerek istediğimiz hale gelmeye tanıştık ve sohbet ettik. Sonrasında, Bilgi Üniversitesi’ni kur- başladı ofis. Ticari odaklı, yapılıp satılan ve kiralanan şeyler yap- dular ve oraya davet ettiler beni. Ben de okulu bitirince, gittim. maktan zevk alıyoruz ama insanların rahatlıkla içine girdiği yer- 2007 yılında birlikte birkaç iş yaptık. Devamında New York’a leri yapmayı daha çok istiyoruz. Satın alınıp sahibi olunan değil gittim. Döndüğümde, yine bir sohbet esnasında, ortak olmaya de, herkesin girip çıkabildiği bir yer yapmak istedik. Küçücük karar verdik ve yolumuza böyle devam ettik. bir sinema yaptık mesela İstiklal Caddesi’nde, Salt’ın içinde. 32 ‘G-Plus’ projesi. Birçok kişi o sinemanın içinde buluşuyor. Kapısı da yok; konfe- duğunu düşünüyorum. O iş ne ödülden sonra daha kıymetleni- rans ve film sunumları yapılıyor. yor, ne de daha iyi bir iş oluyor. Bu ödüller bizi gururlandırıyor. Yeni inşa edilen binaların içleri de sürprizler sunuyor, değil mi? İlk, 2010’da ödül almıştık. Jean Nouvel de bizimle beraber bir başka kategorinin birincisi olmuştu. Onunla aynı sahnede ödül Çok doğru. Yapının yüzü değil sadece sürprizi yapan şey. almak müthişti! Benzerleri, o ilki kadar etkileyici olmadı. Çün- Kılıfı çekildikten sonra kente bir yüz bırakıyor ve bu yüz içeri- kü her şey sıradanlaşmaya başlıyor. Kendi içimizde de buna sinde de gizli. Biz yapının sadece dış kontürünü cephe denen alıştık. Bir ödül alınca, ilki kadar heyecanlanmıyoruz. Ödüller, yapıdan sanki bağımsızmış gibi düşünülen şeyle yüzleşiyoruz. sadece kendimize güvenimizin algısını rahatlatan bir şey. Hiç Ama bazen iç-dış birbirine karışabilir. Bu, kullanım ile olabilecek ödül almasaydık, belki daha az bilinir bir ofis olabilirdik; aynı bir deneyim aslında; sadece yapının formuyla değil. işleri yaparak… Aldığınız ödüllerden bahseder misiniz? Kişisel bir şey söylemek için öğrencilik yıllarına gitmek la- Uluslararası arenada da projeler gerçekleştiriyor musunuz? zım. O zaman tek başına projeler yapan biriydim ve 10 kadar Gayret gösteriyoruz. Zürih’te bir ev projesi yapıyorduk ödül kazanmıştım. Sonra şahsıma verilen ödüller olsa bile, bu ama şu an bekleme halinde. Henüz ortak olmadığımız dö- bir ekip işi. Burada 15 kişiye yakın bir ekip ile mesai harcıyo- nemde New York’ta bir projeye başlamıştık. Krize denk gel- ruz, üretim yapıyoruz. diği için askıda kaldı ama hala görüşüyoruz. Münster’de Türk Global mimaride isim sahibi olmak adına bu yarışmaların sizce anlamı nedir? Başkonsolosluk Binası yapıyoruz. Türkiye’deki çalışmalardan örnekler verebilir misiniz? Bu yarışmaların aslında daha çok o projeleri yaptığımız veya Bodrum’da projelerimiz var. Dediğim gibi, çok taze bir dışarıdan işlerimizi inceleyen insanlar için olumlu bir katkısı ol- dönüşüm süreci yaşadık birlikteliğimizde ve mimarlık birçok 33 MİMAR SUYABATMAZ DEMİREL MİMARLIK Tao projesi. Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde yer alan Salt’ın içindeki sinema Suyabatmaz Demirel Mimarlık tarafından yapılmış. Kapısı olmayan halka açık bu mekan, farklı sosyal etkinlikler için özgür bir buluşma noktası. Salt’ın içindeki sinema salonu. meslek dalından şu yönüyle farklı: Üretimleriniz yıllar sonra ortaya çıkıyor. Mesela ‘G-Plus’ projemiz. İlk o proje ile ortak Şehirlerin yeni yapılanması hakkında ne düşünüyorsunuz? çalışmaya başladık, hala bitmedi. Süreç öyle bir işliyor ki, Bir şeyler için zamanımız vardı yıllarca. Türkiye bekledi, belki üç-dört yıl sonra biten bir dünya iş üretmiş olacağız. bekledi, bekledi… Sonra o 15 günde ya da 10 günde mi- Hızlı bir şey yok; olması talep ediliyor sadece. Üretkenlik mardan talep eder gibi kenti üretmeye başladı, çok alelacele dediğimiz, zaman isteyen bir şey. bir şekilde. Şimdi üretiliyor ama acaba nasıl? Bu kadar ça- Malzeme seçiminde de titiz davranıyorsunuz tabii ki. buk kararlar alınarak şehrin akıbetini belirlemek iyi bir durum Aynı markalarla mı çalışıyorsunuz? NG Kütahya Seramik mu? Bundan çok emin değilim. Tabii ki yeni yapılar yapıl- ile de çalışıyor musunuz? sın. İnsanlar çok konforsuz yaşıyorlar ve çalışıyorlar. Buna Henüz çalışmadık. Aslında pek seramik kullanmıyoruz. Ge- alıştık. Kaldırımı olmayan bir şehirde yaşıyoruz. Kaldırımların nellikle doğal malzeme tercih ediyoruz. NG Kütahya Seramik ortasında direkler var. Araba park edecek yer yok. Şimdi de ürünlerini inceledim. Bazen bir şey vardır; hoşunuza gider, ilgi- yeni bir şey geliyor ama iyi bir şey değil! Bu defa bahsetti- nizi çeker ama siz kullanmazsınız. Biz malzemenin hep bir adım ğimiz sorunları belki barındırmıyor. Önünde boş alan var, geride olmasını istiyoruz. Kendisini gösteren bir malzeme ya kaldırımlar, otoparklar var. Her şey çok iyi organize olmuş, da duvar yüzeyini kullanmak yerine, her şeyin kendi içinde bir ancak niteliksel sıkıntılar var. Üretirken bunları atlamamamız armonisi olmasını, bütünün öne çıkmasını önemsiyoruz. gerekiyor. O 34 GEZİ ADALAR İstanbul’un incileri Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada… Birbirinin benzeri gibi görünen, fakat farklılıkları yaşandıkça anlaşılan Prens Adaları; yani sakinliğin, huzurun, keyfin, temiz havanın ve deniz kokusunun eşsiz bütünlüğü... Yazı Mahmut Ali Özyön İ stanbul’a iki buçuk kilometre uzaklıkta yer alan Prens Adaları, yıllardır İstanbul’un en gözde tatil ve piknik merkezleri olma özelliğini koruyor. Adalar hem kışın hem de yazın apayrı bir güzelliğe bürünür. Ama bahar ve yaz ayları, Prens Adaları’na gitmek için en uygun zamandır bence. Adaların hepsinde ortak bir yaşam tarzı vardır: Trafik, karmaşa ve korna sesleri olmaz. Çarpık bir yapılaşma yerine birbiriyle uyumlu villalar, köşkler, bahçelerinde akasya çiçekleri olan şirin evler vardır. Fayton sefası, bisiklet turları ve enfes ziyafetler sunan restoranlar ise adaların vazgeçilmez parçalarıdır. İmparator İkinci Justinianus, M.S. 569’da İstanbul çevresinde bulunan adalara saray, manastır gibi yapılar inşa ettirdiği için, Marmara Adaları, eskiden Prens Adaları olarak anılırmış. Şimdi bu adalara bir göz atalım. 36 Büyükada. Aya Yorgi Manastırı Patrikhane kayıtlarından elde edilen bilgilere göre Aya Yorgi Manastırı’nın inşa ediliş tarihi 1751’dir. Bu tarihte inşa edilmiş olan küçük kilise, şapel ve dua yeri eski kilise olarak bilinir ve iki katlı, kiremit örtülü küçük bir yapıdır. Tepede, çan kulesinin arkasındaki kesme taştan yapılmış olan kilise ise yeni Aya Yorgi kilisesidir ve 1905 yılında inşa edilmiş, 1909 yılında kullanıma açılmıştır. İstanbul Adaları’nın, BÜYÜKADA Manzarası harika! Marmara denizi ve diğer özellikle Bizans Adalar içinde en büyüğü ve en gözde ola- adaları gören mekanda, zamanın nasıl geç- döneminde saray nı… Tarihi iskelesi, büyük çarşı meydanı ve tiğini unutuyorsunuz. İniş yolu, yürüyerek 30 mensuplarının sürgün ünlü balık lokantalarıyla ziyaretçilerini son de- dakika sürüyor. Büyükada’da yürüyüş yap- rece keyifli bir atmosfer içinde karşılıyor. Bu mak çok zevkli… Özellikle sabah saatlerin- adaya iner inmez en keyifli aktivite, bisiklet ki- de çam kokusu eşliğinde yürümenin keyfine ralamak. Çam ağaçları ile kaplı yollarda gerek doyum olmuyor. Büyükada sadece bu ka- faytonla, gerekse bisikletle yapılan gezilerde dar da değil: Aya Nikola Kilisesi, Reşat Nuri kullanılan parkur, büyük tur için, 12 km; kü- Güntekin’in yaşadığı ev, Troçki Evi, Fabiato çük tur için ise, 5 km sürüyor. Köşkü, Sultan İkinci Abdülhamit tarafından yerleri olduğu için “Prens Adaları” diye adlandırıldığı söylenir. Adalar’a ilk vapur seferleri Galata Köprüsü’nden 1846 yılında başlamıştır. Adanın en yüksek noktası olan 202 metre yaptırılan Hamidiye Camii, Aya Dimitri Kilise- ve Bostancı’dan sürekli yüksekliğindeki tepede, Aya Yorgi Manastı- si, Hesed Le Avraam Sinagogu ile ada tam deniz yolu bağlantısı rı ve Kilisesi bulunuyor. Aya Yorgi’den çıkıp anlamıyla tarih kokuyor. Sıcak yaz günlerinde vardır. sağa döndüğünüzde Yücetepe Restoran var. deniz suyunun serinliğiyle dikkat çeken ve tatil Bugün Kabataş, Kadıköy 37 GEZİ ADALAR Heybeliada Ruhban Okulu. Heybeliada. Adalara Sirkeci, Kabataş, Kadıköy ve Bostancı’dan düzenli olarak vapur seferleri yapılıyor. Ayrıca Kabataş ve Bostancı’dan deniz otobüsleriyle de adalara ulaşılabiliyor. Kabataş’tan Deniz Otobüsü 35 dakika; Bostancı’dan motorlar ise, yarım saat sürüyor. alternatifi olarak karşımıza çıkan Büyükada’da dört tane plaj Heybeliada’nın değil, İstanbul’un da en eski otellerinden biri. var: Yörükali, Prenses, Nakibey ve Kumsal plajları. Eve dönüş Denize girmek için en uygun mekan, Değirmenburnu ve Çam için iskele meydanında gemi beklerken yapılacak en güzel şey Limanı. Burgazada’ya bakan yöndeki Değirmen mevkisi, piknik ise, adaya özgü sakızlı, portakallı ve tarçınlı kurabiyeler eşliğin- alanı ve plajı en çok rağbet gören yerlerin başında geliyor. Çam de kıyıda çay içmek. ağaçlarının denizle kucaklaştığı Çam Limanı ve Alman Koyu HEYBELİADA Heybe biçiminde iki tepeli bir ada olduğundan, Heybelia- ise, özellikle tekne ve yatların demir attıkları sığınaklardan. BURGAZADA da denmiş buraya. Heybeliada, nüfus ve yüzölçümü açısından Büyükada ve Heybeliada’ya oranla daha sakin ve dingin ikinci sırada. Daha çok mütevazı bir kasabayı andıran Heybelia- olan Burgazada’da tam bir ada kültürü hakim: Faytonlar, bisik- da, sanki sakinliğin adası gibi… İskelenin hemen solunda Deniz letler ve eşek gezileri… Ada yaklaşık yuvarlak bir formda ve eni, Harp Okulu ve Lisesi bulunuyor. Ruhban Okulu ve Aya Triada boyu yaklaşık iki kilometre. Burgazada, Saik Faik Abasıyanık ile Manastırı’nın yanı sıra, şimdiki adıyla, Heybeliada Rum Erkek anılıyor. İskeleye yaklaşırken bile görünen Sait Faik’in köşkü şu Lisesi de adadaki tarihi hayli eskiye dayanan yapılardan. anda bir müze haline getirilmiş. Burgazada’yı tepeden izlemek İsmet İnönü’nün evi ile Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın ağaç- isterseniz, Bayrak Tepesi’ne çıkabilirsiniz. Aşağıya doğru inişte lar içindeki evi müze haline getirilmiş. Halki Palas sadece piknik alanı olarak düzenlenmiş ve kır lokantalarını bulabilece- 38 Kınalıada sahili. V Sait Faik Abasıyanık müzesi Burgazada, Saik Faik Abasyank ile anlyor. skeleye yaklarken bile görünen Sait Faik’in kökü u anda bir müze haline getirilmi. Burgazada. ğiniz, adanın da en geniş yeşil alanı olan Kal- yeşilliği az. Üstündeki kayaların rengi de kına pazankaya bulunuyor. Burası Osmanlı döne- gibi. Geçmişte suyu ve elektriği de olmadığı minde sahte para basan kalpazanlar yüzünden için diğer adalardan çok daha sakin. Fayton bu adı almış. Aya Yorgi Kilisesi, Dimitrakopulo yok, çünkü adanın en uzak bölgesine bile yü- Köşkü gibi yerleri görmenin dışında, güzellik ve rüyerek 20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Bisik- zarafeti ile tanınan ünlü köşk ve yalıları da geze- let kiralayarak adanın tamamını çok kısa sü- bilirsiniz. Ev fiyatlarının ve kiralarının çok yüksek rede turlayabiliyorsunuz. Kınalı adada bulunan olması nedeniyle bugün Burgazada, zengin üç tepe olan Çınar Tepesi, Teşvikiye Tepesi ve kesimlerin ve ünlü sanatçıların tercih ettiği pa- Manastır Tepesi’nden bu küçük sevimli ada- halı bir sayfiye yeri olma özelliğinde. nın manzarasını izleyebilirsiniz. Adada en çok KINALIADA dikkat çeken özellik, Çınar Tepesi’ndeki büyük Adaların en küçüğü olan Kınalıada, aynı radyo ve televizyon antenleri. Tabii, buraya zamanda İstanbul’a en yakın ada. Buraya gelmişken balık yemeden de olmaz! İskeleden ulaştığınızda isminin neden “kınalı” olduğunu sola dönün ve sağdan ilk sokağa girin. Orada kolaylıkla anlayabilirsiniz. Ada, çok kayalık ve balık lokantalarını göreceksiniz. O 39 ALIŞVERİŞ SERAMİK NG Kütahya Seramik’in yıldızlar geçidi Özcan Deniz Süleyman Seba Yavuz Bingöl Versatile Müge Anlı Dünyada hiçbir seramik fir- masının kazanamadığı; ‘Red Dot Design Award Best of the Best’ ödüllü Versatile serisi işlevselliği yaratıcılıkla buluşturuyor. Çok yönlü kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı açan Versatile koleksiyonu, kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan, farklı mekan kurguları ile bir çok duyguyu ve estetiği içinde barındırıp, geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı ve estetik kurallarla sergiliyor. Koleksiyon, kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı döşeme seçeneği sunuyor. Böylece her uygulamayla mekanlar farklı kimlikler kazanıyor. Mahsun Kırmızıgül Versatile ürünlerini severek kullanıyor. 40 Sertab Erener Muazzez Ersoy Oktay Kaynarca Brezza, Versatile ve Taiga ürünleri NG Kütahya Seramik’in en çok ilgi gören ürünleri arasında yer alıyor. Sinema, televizyon ve tasarım dünyasının ünlüleri arasında pek çok tanınmış sima da bu ürünleri yaşam alanlarına taşıyor. Erdal Özyağcılar Cemil İpekçi Seda Sayan Ece Vahapoğlu Muazzez Ersoy, Zeki Alasya, Seda Sayan, Sertab Erener, Oktay Kaynarca, Erdal Özyağcılar ve Müge Anlı, NG Kütahya Seramik’in yaşam alanlarında kullanan ünlü isimler. Mahsun Kırmızıgül Taiga NG Kütahya Seramik Ori- gitile koleksiyonunun en iddialı parçalarından biri olan Taiga serisi, yağmur ormanlarının doğasını ahşap dokusuyla mekanlara taşıyor. Dijital baskı teknolo- Brezza Ana malzemesi cam olan jisi ve NG Kütahya Seramik yaratıcılığını Brezza Koleksiyonlarında, her bir cam ayrı birleştiren bu seri mekanlara ayrıcalıklı bir ayrı el emeği ile üretiliyor. Brezza ürünlerinde tarz kazandırıyor. Evlerinde ve ofislerinde her mozaik, renklerin ateşle dansı sonrasın- doğal dokuları tercih ettikleri için Özcan da hayat buluyor. Bu nedenle hiçbir mozaik Deniz, Yavuz Bingöl, Cemil İpekçi ve Ece diğerinin birebir aynısı değil. Brezza ürünle- Vahapoğlu, Taiga’yı seçen ünlü isimler. rinde gerek renk tonlarında, gerekse boyut ve son uygulamalardaki küçük farklılıklar görülebilir. Tıpkı doğanın büyüleyici renklerinin eşsiz tonları gibi... Nur Yerlitaş, 10x10 cm Rain Turkuvaz ürününü kullanıyor. Süleyman Seba, 5x5 cm Rain Gold; Mahsun Kırmızıgül ise 5x5 cm Rain Açık Mavi Brezza’ları yaşam alanlarına taşıyan ünlüler arasında. 41 STİL BAHAR İlhamını doğadan aldı NG Kütahya Porselen’in ‘Zeugma’ yemek takımları romantik çiçek desenleri ve pastel renkleriyle bahar enerjisini sofralara taşıyor. Yapım: Harun Topuz, Fotoğraflar: Agim Can 42 CIZG85YT9016491 12 kişilik, (85 parça), 787 TL, porselensepeti. com ve tüm mağazalarda. 43 STİL BAHAR CIRG87YT9017088 12 kişilik, (87 parça), 917 TL, porselensepeti.com ve tüm mağazalarda. 44 MÜZİK CAN BONOMO “İstanbul sen ne istersen o: bazen evin, bazen cehennemin” Cihangir sokaklarnda motoruyla frl frl dolanrken görmeye altk, Can Bonomo’yu. Peki, ünlü müzisyeni çok sevdii muhitinden alp Moda sokaklarna götürsek nasl olurdu? Denedik. Sonuç: Fena da olmad! Yazı: Sebla Koçan Fotoğraflar: Engin Irız 46 oda’nın en güzel manzaralı kahvecisi Café kucaklandı insanlar tarafından. Bu albüm çok daha sivri ve Nero’da ikinci albümü ‘Aşktan ve Gariplikten’ cesur oldu ama... İlk albümde bir Nazım Hikmet şiiri okuya- vesilesiyle buluştuk Can Bonomo’yla. İki gün- mazdım ben. Ozan sıfatı da şimdilerde kendi sözlerini kendi M dür jingle kaydedip uykusuzluktan bitap düştüğü için biraz yazan müzisyenlere deniyor. İlginç geliyor. yorgun ama her zamanki gibi sakin ve güleryüzlü girdi içeri. ‘Kent ozanı’ diyor herkes kendine, o da ilginç değil mi? Tüm gözler de kendisine döndü bir anda, tabii. Ama onun bu Off, o çok tatsız bir şey! Metropol, büyükşehir, küçükşehir durumdan herhangi bir şikayeti olmadı. Aksine, kimseyi kırma- ozanı mı olur? Her türlü kategorizasyonun hastasıyız galiba. dı, fotoğraf çektirdi ve sıkılmadan imza verdi hayranlarına. Bir İstanbul denince fonda sizin şarkılarınız çalı- yandan da elinden hiç düşürmediği iPhone 5’iyle, muhteme- yor sanki; rakılı, mezeli, keyifli şarkılar… Peki sizin len WhatsApp’tan bir sürü şeyi takip etti durdu röportajımız ve İstanbul’unuzda fonda ne çalıyor? Moda-Kadıköy sokaklarını arşınladığımız saatler boyunca. Eurovision döneminden kalma bir alışkanlıktan, yoksa magazine Brooklyn Funk Essentials’tan ‘İstanbul Twilight’ çalardı kesin. malzeme çıkaracak sorular gelir tedirginliğinden mi bilinmez, ‘Min-El Aşk ve Min-El Garaib’e gelelim… Bu şarkıyı kısa ve net yanıtlar vermeyi tercih etti daha çok. İki yerden de İstanbul’a ithaf ettiğinizi yazdınız albüme. Şarkı da İhsan soru gelmeyince rahatladı haliyle. “Full gitmece,” “Pijamay- Oktay Anar’ın ünlü romanı ‘Puslu Kıtalar Atlası’ndan il- la takılmaca,” gibi hafiften 90’lar genç jargonuna göz kırpan ham alıyor. Sizdeki yeri nedir bu kitabın? üslubunun tuhaf bir şekilde ona yakıştığını ekleyelim ve Can Bonomo’nun İstanbul’uyla sizi baş başa bırakalım. Nasılsınız, biraz yorgunsunuz sanki? Enerjiniz var mı bugünkü Moda turumuz için? Biz hiç dinlenmiyoruz ama çok şanslı bir ekibiz çünkü çok yakın arkadaşlardan oluşuyoruz. Ben masaya bir şeyler İhsan Oktay Anar, benim için en önemli yazarlardan biri. Onun zaman makinesini icat ettiğini düşünüyorum. Kıtalar arasındaki bir karakterin dövmesi bu, “Ah min-el aşk ve min-el garaib”… “Aşktan ve gariplikten” anlamına geliyor. Sahiden de öyle. Her şey ya aşktan ya gariplikten oluyor. İstanbul da çok garip bir yer… koyuyorum, onlar sonra onu kendi aralarında işliyorlar ve so- Niye garip? nunda bir albüm olarak insanlara sunuluyor. Paylaştıkça çok İstanbul’u çok seviyorum ben. Deli bir şehir. İzmir’de bü- daha hevesleniyorum bir şeyler üretmeye. yümüş olmaktan çok mutluyum ama İstanbul’da yaşamak Eskiyle kıyaslıyor musunuz kendinizi? güzel. Burası ne istersen o… İstersen dünyanın en sakin Bir şey değişmedi ki! Ben hala evde demoları kaydedip yeri. İstersen de cehennemin olur. Can Saban’a yolluyorum. O da diyor ki, “Evet, bu albüme İstanbul’un neresini seviyorsunuz en çok? girer veya girmez.” Çok bir fark yok hayatımda. Evimi. Yeni albümünüz ‘Aşktan ve Gariplikten’de de bir Neden? Evinizi kaçış noktası olarak mı görüyorsunuz? kez daha şahit olduk: Sizin müziğinizin İstanbul ile ya- Kaçmak değil, yoksa İstanbul’dan kaçardım. Hareketi se- kından ilgisi var. Biz şarkılarımıza “İstanbul müziği” diyoruz. Belli bir janramız yok. Tür meselesine çok takığız. Ama bizimki bir isyan mahi- verim ben, hareket berekettir. Kaotik bir şehir hayatı yaşamıyorum ama ben. Hop metroya bin, oradan oraya koş, taksi yakala filan… Ben genelde evimdeyim ve civarlarındayım. yetinde. Müziğimiz kalıplaştırmamak için kalıpların dışına çıkıp, Yürümeyi sever misiniz? kendi kalıbımızı oluşturmak, kendimize bir kulp bulmak… Yoo. Araba da kullanmıyorum. Dahil olduğum bir İstan- Aşık Veysel için yazdığınız şarkı gibi yani... bul trafiğinde insanlar saçlarını başlarını yolar herhalde. Çar- Evet, ‘Veysel’ de bu türün ilk örneği. “Türkü dinlemeyen pıyorum her yere, çok dikkatsiz ve kötü bir şoförüm. Motor insanlar bunu neden dinlemesin ki”nin ilk denemesi. Bir proje aslında bu. Gençlerden gelen tepkiler de iyi. Aşık Veysel gibi, Nazım Hikmet’e de yazdığınız bir şarkı var albümde. Aşık Veysel de, Nazım Hikmet de Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük ozanlarından. ‘Meczup’ kısa bir sürede kullanıyorum artık. Rahat mısınız motorla? Memnunum, mis gibiyim. Cihangir’de tüm arkadaşlarım, sevdiklerim oturuyor. O yüzden bana çok iyi geliyor. Mahallenizi seviyorsunuz sanırım, kasapla selamlaşıp bakkalla sohbet eder gibi bir haliniz var. 47 MÜZİK CAN BONOMO Evet, çünkü bütün diyalekt çok hızlanıyor. Bakkalı aradı- renciyim,” dedim sonra. Epey ilginçti. Persona çok zevkli, ğımda ben, “Aa Can ne haber?” diyor, “abi şu lazım mı, bu geliştiriyor insanı, eğlendiriyor. Taksiciyi memnun edebilirsin lazım mı? Bak şunu ne zamandır almıyorsun, filan diyor. onunla sohbet ederek. Onun konuşacağı şeyler belli nasıl Pretzel’i çok sevdiğinizi biliyoruz. Getiriyor mu size bakkal Pretzel? olsa; memleket meseleleri, trafik filan… Doktor olsan ne olur, mimar olsan ne olur? O da senin eğlencen işte. Tadım kaçtı bak şimdi… Crax da yaptı ama yok. Olmu- E tabii. Taksici de artık “İmza alabilir miyim?” deme nok- yor. Hiçbiri Pretzel gibi olmuyor. Yurtdışından gelen arka- tasına geldi. Rahatsız mısınız “Abi biz seni tanıyoruz” daşlarım bana ciddi anlamda paket paket getiriyor. Bu benim dünyada en sevdiğim şeylerden biri. “İZMİR’İ ÖZLÜYORUM AMA BENİM EVİM İSTANBUL” Madem bu kadar Cihangirliyiz, Anadolu yakasında ne işimiz var öyleyse? Sayılı gelişlerimden biri. Keşfe geldim. Avrupa yakası biraz daha hızlı. Binalar yükseldikçe arabalar da çoğalıyor. Burası daha sakin. Sayfiye yeri gibi… Bu da lazım ama insana. Hep aynı yerde kalmamak gerek. Cihangir’de yaşayınca “Bakkala giderken bile bir giyineyim kuşanayım, belki bir tanıdık çıkar,” duygusu oluyor mu sizde de? Hiç alakam olmaz. Berber evin karşısında. Öyle, ev kılığıyla gezmece… Millet tanıyor ya zaten, “Bizim çocuk,” diyorlar. Şık şık giyinip berbere mi gideceğim? Spora gidiyorum evin çaprazında. Spor kıyafetlerim iyice ‘hobo’ (evsiz) kıvamında. denmesinden? Yok değilim, neden olayım? Gayet mutluyum. “MÜZİK İNSANIN MARUZ KALDIĞI BİR ŞEYDİR.” Sosyal medyayı doğru kullanan bir müzisyensiniz: Twitter, Facebook, Tumblr, Instagram… Sanki sizi takip ederken arada bir şeyleri kaçırıyormuşuz gibi geliyor. Sürekli üretiyorsunuz da. Sanatın birkaç ayrı mecrasına iş üretmeye çalışıyorum. Hem aşçıyım, hem sanatçı, hem de doktor gibi bir durum yok. Bir çalışma odam var, her şeyi orada yapıyorum. Şiir yazacaksam da, beste yapacaksam da bu oradan çıkıyor. Nasıl geçiyor bir gününüz? Birkaç sayfa okuyorum, yazıyorum sabah uyanınca. Sonra ya şiir yazıyorum ya bir şeyler çalıyorum. Tabii ofis işi gibi donuk, mekanik bir şey değil, hissiyat var işin içinde. Bu benim işim. Bu ara ne okuyorsunuz? Kimse de “Can, o tarz değiliz, o değiliz ya,” demiyor. Kendimi Okumaktan zevk aldığım kitaplar var başucumda duran, bir özgür hissettiğim bir alan var; o alan geniş. Moda şimdi bana de okumam gerekenler var. En son Anton Çehov’un birkaç oyu- değişiklik oluyor ama. nunu okumamıştım, ‘Vanya Dayı’yı, ‘İvanov’u okudum. Sonra, Belki taşınırsınız… Buraya taşınmayı bir kere düşündüm. Ama sonra yanlış düşünüyorsun Can diye kendimi uyardım. Ne yapacaksın sen Moda’da dediler. Burada hatırı sayılır bir tayfam var ama ben yine de Cihangir’de iyiyim. Çok büyük değişiklik bu. Değişimi çok sevmiyorum. Peki yurtdışındayken İstanbul’a özlem duyuyor musunuz? İzmir’i özlüyorsunuzdur muhtemelen ama… Yok. Ailemi çok özlüyorum ama İzmir benim için ayda iki gün yeterli. Beş gün kalamam mesela ben. Evim İstanbul çünkü. Yurtdışında yaşamayı çok düşünmüyorum, ne yalan söy- Emrah Serbes’in ‘Paramparça”sını okudum, su gibi gitti o zaten. Şiirle aranız çok iyi, Küçük İskender’in hayatınızdaki yeri de ayrı bir mesele. Tabii ki, ustam o benim. Onun editörlüğünü yapacağı bir şiir kitabı çıkaracağım ekim ayında. Ben şiirle çok besleniyorum. Müzikal olarak çok kişiden referans almadım bu albümde. Çok yoğun edebiyatın içinde olduğum bir dönemdeyim. Çok kitap, çok şiir okuyorum. Sanal olarak çok şey paylaşınca “kendimi çok açık ediyorum” demiyor musunuz hiç? leyeyim. Onlar genelde tatil ya da kaçış oluyor yoğunluktan Belli sınırlar çerçevesinde paylaşıyorum bazı şeyleri. Bu be- kurtulmak için. Yani oraya gidip de “Acaba şu anda köprü tıkalı nim canımı çok sıkmıyor ama, derdimi anlatabiliyorum çünkü. mıdır?” diye düşünmüyorsun. Bazen otosansür söz konusu oluyor. Kitapta da yapacağım Taksici hikayeleriniz var mı? Eskiden ‘personalar’ yaratırdım kendime. Uzun yol veya bunu. Anlatımımı örselemez ama. Gelelim sıkı Bonomo fanları’na, yani “RakınRolla”lara… trafik var ve ille taksiciyle muhabbet edilecek. Öyle tanışıyor- Evet, biz takipçilerimize “RakınRolla” diyoruz… Fanlarım- dum. Bir kere doktor olduğumu söyledim. “Tıptayım abi ben, la birbirimizi sıkı sıkı takip ediyoruz. Biz onlara canbonomo. beşinci sınıf öğrencisiyim,” dedim. Boynu tutukmuş meğer com’dan sürekli bülten gönderiyoruz diye şimdi onlar da bize adamın. Ben full faturanın arkasına reçete niyetine ilaç yaz- bülten göndermeye başladı. Gecikince “çocuklar ne oldu aca- dım. “Abi sen yine de bi doktora gözük neticede ben öğ- ba” diye endişeleniyoruz. O 48 49 GEZİ ENDÜLÜS BİR Endülüs RÜYASI Farklı inanç ve kültürlerin gizli buluşma noktası olan ve İslam sanatlarının en önemli yapılarının bulunduğu Güney İspanya’yı, Pronto Tur’un Endülüs rotası ile gezdik. Flamenko’nun topuk vuruşları eşliğinde, Batı-İslam Sanatı’nın en etkili eserlerini gördük. Baharın gelmesiyle birlikte portakalların çiçek açtığı Endülüs’ü sizin için önden biz kokladık… Yapım Ürün Dirier 50 evilla’dan S sonra en büyük Endülüs şehri, Barselona’dan sonra da ikinci büyük liman kenti olarak bilinen Malaga gezimiz, sekizinci yüzyıldan kalma kale ve hisarlarıyla ünlü Alcazaba ile başlıyor. Kafeleri, is bir sürü İspanyol markası yer aldığı şehrin merkezindeki ise, Marques de Larious Caddesini gezmenizi öneririz. DON JUAN’IN EVİ VE KRİSTOF KOLOMB’UN MEZARI BURADA: SEVİLLA gece hayatı ve zengin villaları ile özellikle Avrupalı turistlerin uğ- Endülüs’ün kültür, sanat ve ekonomi merkezi olan Sevilla, rak yeri olan şehirde görülmeye değer yerlerin başında ikinci her sokak ve caddesini süsleyen turunç ağaçlarıyla dikkat çe- yüzyıldan kalma antik Roma tiyatrosu, Gibralfaro Kalesi’nin bu- kiyor. Portakal çiçeklerinin kokusunu içinize çekerek gezmek lunduğu tepeden seyredilebilen müthiş şehir manzarası ve Ma- isterseniz, buraya bahar aylarında gelmenizi öneririz. Burada laga Katedrali geliyor. Burası aynı zamanda ünlü ressam Pablo bizce ilk görülmesi gereken yer, çok eski bir yapı olmasa da, Picasso’nun da memleketi. Alcazaba yakınında Picasso’nun ziyaretçilerini Orta Çağ’dan kalma büyülü bir dünya içine sü- doğduğu ev ve Picasso Müzesi gezilebilir. Alışveriş severler için rükleyen Plaza Espana. Burası 1929 yılındaki İber-Amerikan İber Yarımadası’nda 711-1492 yılları arasında Endülüs Emevileri, Murabıtlar, Muvahhidler gibi Müslüman devletlerin hüküm sürdüğü dönemde verilen Endülüs isminin İspanyolca’da karşılığı Andalucia. 51 GEZİ ENDÜLÜS Malaga şehir merkezinden bir görünüm. Fuarı için inşa edilmiş. Bi- muh muhitte Öpücük Sokağı diye bir nanın İspan-- sok sokak var ki, gerçekten karşılıklı n ya eyaletlerini temsil eden evl evlerde yaşayan iki aşık, balkon- ş. süslü çeşmeler sıralanmış. lar lardan öpüşebilir! O kadar yani w1962 tarihli Arabistanlı Law- so sokak. Burada eskiden Yahudiler ınrence filminde ve 1999 yılın- ya yaşıyormuş. Flamenko bölgesi da çekilen Star Wars’ta me- o olarak da bilinen Santa Cruz’da, avlusunda, ası. kan olarak kullanılmış burası. e efsane çapkın Don Juan’ın evi alan Endülüs Emevileri’nden kalan d bulunuyor. Efsaneye göre de dilen bir caminin üstüne inşa edilen Do Juan her gece ölür, sabah D Don ve Avrupa’nın üçüncü büyük o oldu mu yeniden doğarmış. Şehri a katedrali olan Sevilla Katedrali da ik ikiye bölen Guadalquivir nehrinde mutlaka görülmesi gerekenler arasın-- te tekne turu yapmanızı da tavsiye ee ye da elbette. Karşısında ise bahçeleriyle ed edebileceğimiz Sevilla ile ilgili ille şu nam salmış Alcazar Sarayı var. Saray, de detayı da atlamamak gerekir: Kris- İslam, gotik, barok ve Röne- tof Kolomb’un mezarı bu katedralin sans stillerini bir arada göre- için yer alıyor. içinde bileceğiniz bir yapı. 1364’te B ÇİNGENE RÜYASI: BİR inşa edilen yapının üst katı, şu GR GRANADA u anki kral ve kraliçenin konutu Endülüs’ün en masalsı şehri ke- n olduğu için gezilemiyor. Şehrin sin sinlikle Granada, eski adıyla Gırnata. e, turistik bölgesi Santa Cruz ise, A Amin Maalouf’un “Afrikalı Leo” kitabını tta dar sokakları ile çok şirin. Hatta o okuyanlar için şehir daha bir büyülü 52 NASIL GİDİLİR? Türk Havayolları’nın yeni uçuş noktalarından biri olan Malaga’ya düzenlenen yıl boyu ekonomik uçuşlar sayesinde, siz de bir Endülüs rüyası görebilirsiniz… 1929 yılındaki Dünya Fuarı için inşa edilmiş olan Plaza Espana. görünüyor. Hıristiyan Kastilyalı- Cord Cordoba, önce Vizigotlar’a, sonra ların en son ele geçirdikleri Müs- da Endülüs Emevileri’ne geçmiş. O lüman şehri olan Granada’nın dön dönemde şehrin en önemli yapısı en ünlü yapısı ,Elhamra Sarayı.. Co Cordoba (Kurtuba) Camii yapılmış. s1232’de temelleri atılan saray, İs- 78 786’da yapılan cami, 1523’te ka- lam mimarisinin ulaşabileceği en te tedrale çevrilmiş. Ancak resmi adı öyüksek noktalardan biri olarak gö- bug b bugün Cordoba Katedrali. Cami sız rülüyor. Birbiriyle bağlantılı sayısız ola o olarak korunan kısımları müte- oda ve salondan oluşan saray, av- v vazı ve sembolik sanat akımla- kiyeli lular, ferahlatıcı yeşil alanlar, fıskiyeli r rıyla temsil edilirken, geri kalan rden havuzlar, çeşmeler ve bahçelerden k katedral bölümleri müthiş gör- uoluşuyor. Çingene nüfusun en çok bu- ke kemli. İspanya’nın en eski boğa a lunduğu şehirlerden biri olan Granada’da gü güreşi arenalarından Plaza de ne gidip,, Sacromonte Çingene mahallesine To Toros de Ronda ve eskiden cami soy ağaçları 900 yıllarına kadar uzanan ola Santa Maria la Mayor Kaolan Çingene Rosini Ailesi’nin evinde ted tedrali ise Cordoba’nın kasaba- çingene şarkıları eşliğinde Fla- ların larından Ronda’da görülebilecek menko dans seyretmenin zev- yerle arasında. Ayrıca Hemingyerler kini başka hiçbir sahne sanatları w way, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u a alamayacağınıza Ro Ronda’da yazmış. Bu kasabaya gidiş gösterisinden iddiaya gireriz. ge yolunda karşılaşacağınız Cebegeliş HEMINGWAY’A SELAM lit litarık manzarası da hayran kalacağı- an Romalılar tarafından kurulan n görüntülerden biri olacak. O nız 53 STİL MITTERTEICH Plano 54 Ala MODERNİN YENİ YORUMU Mitterteich’ın yeni serileri Ala, Onda ve Plano ünlü tasarımcı Defne Koz’un imzasını taşıyor. Koz,tasarımlarını gerçekleştirirken tabakları birer sahne, yemeklerde kullanılan malzemeleri ise bu sahnede yer alan aktörler olarak düşündüğünü söylüyor. Prodüksiyon: Harun Topuz, Fotoğraflar: Santi Calaca 55 STİL MITTERTEICH “Bir tasarımcı için tabak hazırlamak sanki küçük bir grafik çalışması, boş bir tuval üzerine resim yapmak gibidir, ya da tiyatroda sahnelenen bir oyunun arka planında asıl anlatılmak istenen düşüncenin ne olduğunun tek bir karakter veya bir grup oyuncu tarafından mükemmel bir harmoni ile sizi sahneye çekerek anlatması gibidir.” Defne Koz 56 Onda PORTRE TÜLAY DEMİR OKTAY Henüz geç değil… Sadece para kazanmak amacıyla hiçbir başarı hikayesinin ortaya çıktığına inanmayan Yetenek Avcısı Tülay Demir Oktay, her insanın kendi zirvesini keşfetmesine rehberlik ediyor. Yapım Zeliha Köşlü ollanda doğumlu Türk vatandaşı Tülay Demir Oktay, neklilerdi. Onları normal hayata hazırlamak için biz onlara okul KUN Katholieke Universiteit Nijmegen Pedagoji Bilim- içinde branş öğretmenleriyle aşçılık, garsonluk, kasiyerlik eğitimi ler Eğitim Felsefesi bölümünü ve Hollanda’da bulunan Marnix gibi derslerin teorik kısımlarını verdik. Aralarında mesleki eğitimine Eğitim Fakültesi Pedagojik Bilimler Bölümü’nü bitirerek öz ye- devam edenler ile meslek kazanıp çalışanlar da oldu. O zaman tenekler ve eğitim uzmanı olmuş. Uzun yıllar çoklu zeka ve öz ‘yeteneğin zeka ile alakası yok’ dedim. Yüksek lisansa başvurup yetenekler alanında bilimsel çalışmalar yapan Oktay, 2012’de eğitim felsefesi okuduğum dönemde, çoklu zeka üzerine araştır- Türkiye’ye kesin dönüş yapmış. Oktay ile çalışmaları hakkında malar yaptım ve yetenek üzerine daha derinleşmeye başladım. keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Belçika’da ek eğitimler aldım, Almanya’da belediyede çalıştım; İn- H Eğitiminiz ve çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? giltere, Girit, Almanya, Belçika ve Fransa’nın eğitim sistemini araş- Ben eğitim fakültesi kökenliyim, hep Hollanda’da okudum. tırıp kıyaslama yapmaya başladım. Ülkelerin belli zeka düzeyin- İlk önce eğitim fakültesi sınıf öğretmenliğiyle başladım; ardın- deki çocuklara nasıl eğitim verdikleri ve bir çocuğun potansiyelini dan ana okullarda, ilkokullarda öğretmenlik yaptım. Sonra- ortaya çıkarmak için neler yaptıkları konularında 20 yıl araştırma sında öğrenme engelli 12–20 yaş arası gençler ile çalışmaya yaptım. başladım. Hem öğretmenlik, hem rehber öğretmenlik yaparak, Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdiniz? onları mesleki hayata hazırladım. Ardından iş istihdamı sağla- Türkiye’de hiç yaşamadığım için en büyük hayalim Türkiye’ye mak üzere gençlere yönelik projeler geliştirmeye başladım. O taşınmak ve ülkemde hizmet vermekti. Temmuzdan beri de eşim dönem daha çok öğrenme engelliler ile çalıştım. ile buradayız. Öncesinde TİKAD’a (Türkiye İş Kadınları Derneği) Zeka ile yetenek arasında bir bağ var mı? projeler sunuyordum. Derneğin üyeliğimi kabul etmesi, amaç- Öğrenme engelliler ile çalıştığım zaman anladım ki, öğrenme larımı gerçekleştirmem için bana motivasyon verdi. Planladığım engelli, yani IQ zekası düşük olan bu gençler aslında çok yete58 projeleri Türkiye’ye gelince hayata geçirmeye başladım. ‘Çocukken Ne Olmak İsterdin?’ adlı kitabınızın yayınlanması nasıl oldu? temelen yeteneklerini kullanabilmesi. İşi onun için yaşam tarzı. Sadece para için yapıyorsanız o iş bir yere kadar gider. İnsan Kitabın taslaklarını önceden hazırlamıştım. Elimde tuttuğum bir işi yıllarca severek yapıyorsa artık onu iş olarak görmüyor- birçok not vardı. Sadece bunları bir araya toparlayamıyordum, dur. İkinci kitabımda başarılı insanların neden başarılı olduğu ve ancak yayın evinden bana teklif gelince kabul ettim ve hazırlık- hangi yeteneklerini kullandıklarını ele alacağım. lar tamamlandığında yayınlandı. Çocuğun gideceği okulu seçerken nelere dikkat etmeli? Yeteneği kullanma imkanı bulmak, başarılı olmak için şart mı? Kimisi bilinçli, kimisi bilincinde olmadan yeteneğini kullanı- Hangi okul önemlidir, iyidir, onu irdelemiyorum. Okulların yor. Belki Nafi Bey bunların farkındadır; muhtemelen de öyledir. her birinin kendine özgü bir profili, metodu ve öğretim şekli var. Girişimciliği çok yüksektir; çok risk almış, çok çalışmıştır. Re- Öncelikle çocuğunuzun okula uygunluğu ya da okulun onun kabeti seviyordur belki. Uzun vadede stratejik öngörüsü vardır, karakteri, kişiliği, anlama kabiliyetine uygunluğu incelenmeli. gibi birçok olası özellik toplanmıştır kendisinde. Onun için bu Türkiye’de benim anladığım, arkadaşımın çocuğu oraya gidi- kadar mutlu işe gidiyordur. yor, o okul çok iyiymiş; o okul daha pahalıymış, gibi kriterlere Zeka ile yeteneğin ilgi alanlarıyla bir bağı var mı? göre seçim yapılıyor. Kimse okulun verdiği bu eğitim sistemi Zekası yüksek insanın hayali de yüksek oluyor ve yetenek- çocuğuma uygun mu diye düşünmüyor. Hangi sistem çocuğu- lerini orada kullanmak istiyor. Eğitimini aldığı işte belli bir düzey- muzun öğrenme şekline uygun, buna bakmak gerekiyor. de çalışırken her şeyi bırakıp, başka bir hayata başlayabiliyor. Bu kararı vermek kolay mı? Strese bağlı ‘bum out’ dediğimiz mesleki tükenmişlik hastalığı Türkiye’de hareket alanı, biraz kısıtlı. Açık, serbest pazar oluyor. Doktoru ‘sen bu işi yapma, git biraz hava al, yeşillik alan- olmadığı için herkes devletin kitaplarını kullanmak zorunda; lara çık’ gibi tavsiyelerde bulunuyor. Ancak yeteneklerini kulla- bu bir dezavantaj. Özel okullar bünyelerinde kitap yapıyor narak iş yapıyorsa her şeyle mücadele edebiliyor. Ben yaptığım veya dışarıdan satın alıyor. Bence daha iyi öğretmenlere ihti- işte yeteneklerimi kullanmasaydım ilk karşıma çıkan engelde geri yaç var. Eğitim fakültelerine, ‘hiçbir şey olamadım; öğretmen adım atardım. Ama mücadele etme gücüm yüksek olduğu için, olayım’ anlayışı ile giren varsa, ondan nasıl bir motivasyon engellerle mücadele ediyor, bundan zevk alıyorum. İşimle ilgili bekleyebiliriz? Devlet okullarının motivasyonları, şartları ağır konulara vakit ayırmak hoşuma gidiyor. Bazılarının ailelerinden diye tamamen düşmüş. Her gün yeni bir enerji ile o çocukları kaynaklanan imkanları vardır, şanslıdır. Size para verebilirler ama motive etmeye çalışmayan bir kesim var. İçlerinde iyileri de başarılı olacağınızın bir garantisi yok. Sema Güral Sürmeli’nin vardır ama geneli böyle. yaptığı tasarımları görünce bunun soyadı ile bir alakası olmadığını Yetenek sadece çocukluk döneminde mi belli oluyor? düşündüm. Bazı tanıdığım insanlar aile şirketlerinde çalışmak is- Bana gelen yetişkinlerin sayısı çok fazla. Aralarında ‘her temiyorlar. Kimi aileler çocuklarının Amerika’da eğitim aldığını ve şeyim yerinde; yüksek lisansımı yaptım, doktora yapmayı dü- orada başka işi yapmak istediğini ama gelip şirketlerinin başına şünüyorum. Çalışıyorum ama başka şeylere de yeteneğim var geçmesini istediklerini söylüyor. Lütfen çocuklarımızı kendi ye- diye düşünüyorum’ diyerek merakından gelenler de var. Ya tenekleri doğrultusunda, mutlu olacağı alanlarda destekleyelim. da yol ayrımına gelmiş, ‘yurtdışına çıkacağım, başka işler ya- İki tarafı var madalyonun. Şirket sahibi olmak ya da sıfır olmak pacağım. Sizce ne yapmalıyım?’ diyen de. Ben, olmayan bir avantajlı değil. Her iki tarafın da avantajları ve dezavantajları var. şeyi yaratmıyorum. ‘Sizde yüzde kaç girişimcilik var, risk alma Başarı tesadüf mü? yeteneğiniz ne kadar? Kendiniz veya dışarıyla rekabetiniz na- Tesadüf olduğuna inanmıyorum. Ben yıllarca öğretmenlik yap- sıl? Olası riskler ne olabilir? Hangi yeteneklerinizi kullanırsanız tım. Bir gün kendi şirketimi kurmak istedim. Ailem insanın kurulu mutlu olabilirsiniz?’ diyorum. Kişi yeteneklerini kullanabileceği düzenini bırakıp kendi işini kurmasının büyük risk olduğunu belirtti. alanlarda çalışıyorsa, mutlu ve başarılı olabiliyor. Diyelim ki gir- Hiç kimse beni gerçek anlamda desteklemedi. Kendi yolumu iz- diğim iş süper! Ama yeteneklerimi kullanamıyorsam işe mutsuz lerken, hatta Türkiye’ye gelme kararı aldığımda ancak emekli ol- giderim. İşim iyi, parası iyi ama severek yapmıyorsam, sıkıntı o duğumda gideceğimi, boşuna hayal kurduğumu söylediler ama zaman başlar. Yeteneklerini kullanamayanlar ya hobi arayışı- inandığım yolda ilerledim. Tabii ki büyük riskler aldım, bedeller na giriyor ya da ne istediğini bilmiyor. Ters giden bir şeyler var ödedim. Şirketimi beş yıl önce Hollanda’da kurdum. Sonra da çünkü. Mesela Nafi Güral’ı analiz etmek istiyorum. Biliyorum ki başka isim altında, Türkçe isimle Türkiye’ye taşıdım; Demir Danış- işini çok seviyor, iyi yapıyor, çok başarılı. Bunun sebebi muh- manlık olarak... Web sitem ise, yetenekavcisi.com.tr. O 59 RUHSAL TERAPİ Ruhsal şifayı bulma yolları Şehir hayatı, stres, depresyon, kaygı bozuklukları, huzursuzluk, güvensizlik ve daha bir sürü sıkıntılı ruh hali, modern insanın azap girdabı. Birçok kişi içsel huzurunu ve ruhsal şifasını yeniden bulabilmek için spiritüel danışmanların ve kişisel gelişim uzmanlarının kapısında buluyor kendisini artık. Sizin için İstanbul’daki çeşitli alternatif ruhsal şifa yaklaşımlarını araştırdık. Ne tür psikolojik rahatsızlık ve hayat kaygısı için hangi spiritüel yöntemlerin kullanıldığını yazdık. Yapım Ürün Dirier 60 RENK TERAPİ Renk Terapi uzun yıllardır Metin Yahya Üster tarafından Renk Center Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde uygulanıyor. Hangi renginiz eksik? enk terapi, saatte 300 kilometre hızla ilerleyen ışığın canlılar üzerindeki hayati etkisinden yola çıkılarak geliştirilmiş bir yöntem. İnsanın belli bazı renkli ışıklardan mahrum kalmasının, onun sağlıksız, huzursuz, sevgisiz, anlamsız ve sonuçsuz bir hayatın içine sokacağı düşünülüyor. Renkli ışıkların sinir sistemimizin üzerinde etkili olduğunu varsayan ve dünyanın çeşitli yerlerinde yapılmış deneylerle bunu ispatlamayı ba- R şaran renk terapi, pek çok hastalığın yanı sıra, kendine güven eksikliği, içe kapanıklık, cinsel sorunlar ve fobiler gibi psikolojik kaynaklı rahatsızlıklara da şifa veriyor. Metabolizmada sağlıklı bir denge sağlamak için renk enerjilerinden faydalanma işlemi olan renk terapide amaç, kişinin ihtiyaç duyduğu rengin enerjisinin aura tarafından emilmesini sağlamak. Bu terapi projeksiyon, renkli ışık yükleme gözlükleri ve renkli slaytlarla olabileceği gibi, renkli mumlarla da yapılabiliyor. Mum yakarak evde kolaylıkla gerçekleştirilebilecek renk terapide, siyah, güç ve koruma; kırmızı, sağlık ve ihtiras; pembe, sevgi ve başarı; turuncu, neşe ve yapıcılık; yeşil, büyüme hareket mavi, ruhsal olaylar; gri, açıklık ve şefkat; mor, başarı ve yükselmeyi temsil ediyor. Sarı ise meditasyon mumu olarak kullanılıyor. Bahariye Cad. Sakızgülü Sok. 33-4 Kadıköy, Tel: (0216) 338 59 13 REFLEKSOLOJİ Ünlülerin tercihi adim zamanlardan bu yana kullanılan refleksoloji, yani el ve ayaklardaki belirli noktalara bası uygulayarak şifa verme yöntemi, depresyon, iç huzursuzluğu ve stres gibi psikolojik kaynaklı hastalıklarda da etkili bir yöntem. Birçok ünlü çeşitli rahatsızlıklarının yanı sıra, sırf rahatlamak ve huzur bulmak için de refleksoloji yaptırıyor. K Ebru Cündübeyoğlu, Hakan Yılmaz, Şafak Sezer, Metin Yıldız, Oya Başar, Evrim Akın, Ferdi Tayfur, Saba Tümer, Metin Şentürk, Birol Güven ve Tahsin Taşkın, refleksoloji seven ünlülerden sadece birkaçı. Psiko Akademi, Releksoloji Uzmanı Esat Başaran, Osmaniye Mah. İnciryolu Sok. 33 Bakırköy , Tel: (0212) 570 51 07 61 RUHSAL TERAPİ BEYİN FREKANS TEKNOLOJİSİ Beyin frekanslarıyla mutluluk es frekanslarıyla beyin dalgalarını yö- nım alanının gün geçtikçe yaygınlaştığı beyin netmek ve bilinç kontrolü sağlamak frekans teknolojisi, düşünceyle yaratılan tüm artık sadece orduların ve istihbarat teşkilatları- psikolojik ve fiziksel problemlerin çözümün- nın ilgi alanı değil. Başarısını ve çekiciliğini art- de kullanılıyor. Kişinin sosyal ortamlarda ya tırmak, iş ve okul hayatında ilerleme kaydet- da ilişkilerinde yaşadığı problemlerde; doğ- mek hatta sevgili bulmak isteyenler bile alfa, ru iletişim kuramama yada sürdürememe, beta ve teta dalga boylarındaki ses frekans- özgüven eksikliği, sosyalleşememe, kendini larını dinliyor. Mutlu, mutsuz, hiperaktif, bitkin, ifade edememe, depresyona yatkınlık, eğitim asosyal, canlı, dikkatli, dağınık, çekici, enerjik ve iş hayatında başarısızlıklarda, motivasyon ya da itici… Nasıl olduğumuzu ve kendimizi eksikliği, dikkat dağınıklığı, kronik yorgun- dış dünyaya nasıl yansıttığımızı belirleyen, be- luk, stresle başa çıkamama, konsantrasyon yin dalgalarımız. Uyanık ve tetikte olduğumuz eksikliği, hiperaktivite, migren ve baş ağrısı dalga boyu beta; yaratıcı ve hayalci olduğu- şikayetlerinde; kilo, sigara ya da uykusuzluk muz frekans, alfa örneğin. Uyumak üzere gibi tanımlanmış birçok problemde frekanslar S olduğumuzda da beynimiz teta frekansında. kullanılıyor. Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de kulla- Tel: (0212) 263 34 84 Banu Gökçül BACH ÇİÇEK TERAPİSİ Hangi çiçeği seversiniz? konuşma yapılarak başlıyor. Terapide kullanılacak olan çiçekler ise, kişiye çiçek resimlerinden kendisine en yakın bulduğunu seçmesi istenerek tespit ediliyor. Ardından, her gün birer damla olarak içeceğine karıştırılıyor. Kaşıkotu zihinsel sıkıntılara, toz ağacı bilinmeyen korkulara, funda bencilliğe, katırtırnağı umutsuzluğa, orman asması ilgi dağınıklığına, kestane tomurcuğu hatalardan ders çıkaramamaya, yaban elması kendine kin duymaya, çoban püskülü kıskançlığa, dere menekşesi gurura, söğüt ağacı içerlemeye, ak kestane ach çiçek terapisi, hastalıkları- ve ağaçlar bu duygusal problemlerin istenmeyen düşüncelere, hardal otu mızın fiziksel değil, zihinsel ve tedavisine destek oluyor. Bitkilerin po- kasvete, zeytin ağacı enerjisizliğe, ka- duygusal kaynaklı olduğu tezine daya- zitif gücünün bize pozitif bakış açısı ka- yın pazartesi sendromuna, çam ise nıyor. Korku, umutsuzluk, aşırı üzüntü, zandırdığına inanılıyor. Terapi, danışan suçluluk duygusuna karşı kullanılıyor. şok, kaygı ve irrasyonellik gibi duygusal kişiyle bir öngörüşme yapılarak, kişinin Fulya Cad. Özpolat Sitesi, 18 Kamelya problemlerimiz birçok hastalığa davet yaşam tarzı, fiziksel ve duygusal sıkın- C Blok, Daire: 1 Şişli niteliği taşıyor. Yabani bitkiler, çiçekler tıları, alışkanlıkları gibi birçok konuda Tel: (0212) 212 10 35/ (0532) 690 84 85 B 62 İSİM ANALİZİ Ya sorunlarınızın esas nedeni adınızsa? D G anssızlığınızın, şansınızın, iş ha- uygun ek isimler buluyor. Cebe’nin anlattı- Üstün Dökmen hocaya dedelerinden bi- Ş yatınızdaki dalgalanmaların, yük- ğına göre, harflerin titreşimi evrende belirli rinin adını vermişler ve ağır gelmiş isim, selişinizin, batışınızın, kötü giden evliliği- anlamları açığa çıkararak, ismin sahibine çocukluğunu hep hasta geçirmiş. Sonra nizin, müthiş aşk hayatınızın, depresif ruh şanslı ya da şanssız özellikler katıyor. bir komşularının ikazı üzerine ismin ağır halinizin ya da sağlık sorunlarınızın sebe- Cebe, “Mesela Ahmetlerin yüzde 97’si geldiğini anlayıp adını değiştirmiş,” diye binin adınız olabileceğini hiç düşünmüş algılaması yüksek, hayattan sert dersler özetliyor durumu. Şimdiye kadar yaklaşık müydünüz? Düşünmeye başlasanız, iyi alan ve aldığı bu sert dersin gücüyle ayak- beş bin kişiye isim ya da ek isim çalışması edersiniz. Çünkü bir görüşe göre seslerin ta kalmaya çalışan; dolu dolu yaşayan ve yaptığını belirten Cebe, “Bu yaştan sonra frekansının, dolayısıyla isimlerin, maddi ve duygularını açıklamakta ketum olan in- etrafımdaki insanlara yeni adımı nasıl ka- manevi dünyanız üzerinde ciddi etkileri sanlardır. Yaseminlerin yüzde 99’u eş ko- bul ettireyim?” diye soranlara da bir çö- olabiliyor... İsimlerin bu etkilerini inceleyen nusunda sıkıntılıdır, boşanmaya meyillidir. züm bulmuş: “Önemli olan günde 15-20 çalışma alanına ‘akrofonoloj’i deniyor. Bir Çünkü Y harfi geçmiş sıkıntıları hiç unut- kere o adın frekansını almaktır. Biz kişiye akrofonoloji uzmanı olan Kemal Haluk turmaz. Negatif bir harftir. H harfi de ne- iyi gelecek ismi belirledikten sonra onun Cebe, adını değiştirdikten sonra insanların gatif bir harftir. Mesela benim adım Haluk frekansının notalarını çıkarıyoruz ve bir hayatının bile değiştiğini iddia ediyor. Ke- da öyle. Yumuşak hiçbir şeyden anlamaz, melodi haline getiriyoruz. Kişi bunu ister mal Haluk Cebe, 1976 yılından bu yana hayatta mutlaka sert dersler alır. Kendime cep telefonu sesi yapar, isterse gün için- yaklaşık 87 bin Türk ismini araştırmış ve Kemal adını ekledikten sonra daha mutlu de aklına geldikçe dinler. Böylece o adın isimlerin sahiplerine kattığı özellikleri anlat- bir insan oldum ben. Deniz veya Derya frekansını aktive etmiş olur. Benim iki kı- tığı ‘İsimlerin Sırrı’ diye de bir kitap yazmış. gibi unisex isimler de sıkıntı yaratabiliyor. zım var: Biri Tuğba, diğeri Tuğçe; onlara Yeni doğacak bebeklere ve kurulacak şir- Muhammed, Ali ve Mustafa gibi ağır isim da Sanima ve Almira isimlerini ekledim. ketlere şans verecek isim çalışmaları yap- gruplarında da kişi bu adın ağırlığını taşıya- Bu isimleri cep telefonu melodisi olarak tığı gibi, hayatları boyunca kariyer, aile ve madığı zaman maddi, manevi çok sorun telefonları çaldıkça dinliyorlar,” diyor. aşk problemleri yaşamış olan insanlara da yaşayabiliyor. Örneğin psikoloji profesörü www.kemalhalukcebe.com N H E AK T S S İÇ SESİ DİNLEME ÖĞRETİSİ Ş uayıp Dağıstanlı, Kızıl Ordu’da askerlik görevini yaparken geçirdiği bir kaza sonucu boyundan aşağısı felç kalmış bir Dağıstanlı. Onun için “Bir daha yürüyemez,” denmiş ama o zihin gücüyle eskisinden de sağlıklı hale gelmiş. Sonrasında Dağıstanlı alternatif tıp doktoru olmuş binlerce kişiye biyoenerjiyle şifa vermeye başlamış. SSCB’nin dağılmasıyla yolu Türkiye’ye düşen Dağıstanlı, şu an Suadiye’deki merkezinde 30’a yakın alternatif tıp tekniği uyguluyor. Biyoenerji, aromaterapi, fitoterapi, akupunktur, manyetik akupunktur, Kirlian teknolojisi ile aura fotoğrafı çekimi, ayurveda, çarka çalışmaları, şiatsu, manuel terapi ve psikolojik denge idmanı gibi yöntemler uygulayan Dağıstanlı, zihin gücüyle felçten kurtulmuş biri olarak, danışanlara zihin gücüne hakim olma ve kendi iç sesini dinleme yöntemlerini öğretiyor. Ruhsal iyileşmenin kendi iç sesini dinlemekle başlayacağını iddia ediyor. Shua Human Academy, Pembegül Sok. Yalçın Palas Apt. 13 Daire:1, Suadiye Tel: (0216) 368 38 38 63 SAĞLIK SEZİN ÖNER Sağlıklı yaşlılık için sağlıklı gençlik İnsan ömrü her geçen yıl biraz daha uzuyor. Peki ya uzayan yaşlılık sürecinde bizi neler bekliyor? Sağlıklı bir yaşlılık süreci için neler yapmamız gerektiğini ve çağın hastalığı olarak kabul edilen Alzheimer ve Parkinson’u Koç Üniversitesi Bilişsel Psikoloji Bölümü, Arştırma Görevlisi Sezin Öner’le konuştuk. Yazı: Fatma Özel ıp sektöründeki gelişmelerle birlikte, son yılların en çok Yaşla birlikte süregelen hastalıklar, insanları fiziksel ve konuşulan konularından biri, insan ömrünün uzaması. psikolojik olarak çok fazla yıpratıyor. Günümüzde, Alzheimer Bu durum elbette çok heyecan verici! Ancak yaşlılık süresinin ve Parkinson hastalıkları yaşlıların en korktuğu hastalık gru- de uzadığını göz önüne aldığımızda, düşündürücü bir durum. bunda ikinci sırada yer alıyor. Nörodejeneratif hastalıklar ana Bu anlamda, ilerleyen yaşla beraber yaşam kalitesini etkileyebi- kategorisinde toplayabileceğimiz bu hastalıkların ortak özel- lecek fiziksel ya da psikolojik koşulların iyileştirilmesi çok önem- liği, beyin yapılarında ilerleyen bir bozulma sonucu kişilerin li. Koç Üniversitesi Bilişsel Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi fiziksel ve zihinsel işlevselliklerinin ciddi olarak azalmasıdır. ve Uzman Klinik Psikolog Sezin Öner için sağlıklı bir yaşlılığın Burada önemli olan başka bir konu da, aslında kişinin ken- temel kuralı, sağlıklı bir gençlik. disinin de bu sürece tanık olması. Örneğin, hafızanın giderek T İlerleyen yaşlarda psikolojik sağlığı etkileyen en yaygın unsurlar nelerdir? 64 kötüleştiğini ya da hareketlerini dilediği gibi kontrol edemediğini fark etmesi gibi. Bu da bireylerin kendilerini umutsuz ve yetersiz hissetmelerine neden oluyor. Bu süreç hastaya bakım verenler için çok sıkıntılı; hem duy- Alzheimer ve Parkinson hastalıklarından kısaca bahseder misiniz? gusal hem pratik anlamda… Bazı üniversite hastaneleri ya da özel kuruluşlarda bu tür hastaların yakınları için grup terapileri Alzheimer, genellikle unutkanlık ile başlayan ve giderek zihin- yapılıyor. Ayrıca, Alzheimer Vakfı hasta yakınlarını hem bilgilen- sel işlevlerdeki gerileme ile ilerleyen bir demans türüdür. Zihinsel dirmek, hem de destek olmak amacıyla çok aktif çalışıyor. Vak- işlevler derken, kişinin eskiden rahatlıkla yapabildiği hesapla- fa başvurmak da bu anlamda bir yol gösterebilir. rı yapamaması, yakın zamandaki olayları unutması, yargılama Alzheimer tipi demans ya da Parkinson hastalığı gibi ve yorumlama becerisinin yavaşlaması, karar vermede güçlük nörolojik hastalıkların ortaya çıkmasında genetik faktör- çekmesi gibi günlük hayatı çok etkileyebilecek bozulmalar söz lerin etkisi nedir? konusudur. Parkinson ise daha gizli ve yavaş ilerleyen ve temel Bu uzun yıllardır araştırılan bir konu aslında. Alzheimer ya da olarak hareket işlevlerindeki bozulmaya yol açan bir hastalıktır. Parkinson hastalıklarının nedeni henüz tam olarak bilinmiyor. En temel belirtisi titremedir ama bu daha çok hareket işlevleri Parkinson hastalığı için dopamin nörotransmitter fonksiyonla- üzerindeki kontrolün azalması sonucunda kişi ya istediği hareketleri gerçekleştiremez ya da istemsiz hare- rını kodlayan genlerdeki farklılıklardan bahsediliyor. Alzheimer tipi ya da diğer demanslarda ketlerde bulunur. Yalnız şunu da belirtmek apoliprotein gerekli ki, her unutkanlık bir demans ya da her titreme bir Parkinson değildir. Uzman bir nöroloğun detaylı incelemesi ve nöropsikolojik test değerlendirmeleri tanı koymak için esastır. Tanı konduktan sonra medikal tedaviye ek olarak psikolojik bir yardım sağlanması gerekli midir? Demans ve benzeri süregelen hastalıklar, çökkünlük hissine eşlik eden depresyon riskini artırır. Kimi hastalar daha sentezinden sorumlu ApoE4 geni başta olmak üzere, birtakım genler risk faktörü Demansı önlemede öğrenmenin etkisi büyük. Her yaşta kişiler kendi zevkleri ölçüsünde öğrenecek yeni bir şeyler bulabilir. Yeni bir dil, yeni bir beceri fark etmez, bilgi edinimi, farklı müzikler dinlenmesi, yeni yerler görülmesi hepsi birer uyarıcı. çok içe kapanırken, kimileri de olarak bulunmuş ise de bu hastalıkların genetik altyapısı net açıklanamıyor. Bu nedenle daha çok hastalığı önleme ya da başlangıcını geciktirme amacıyla yaşam koşullarını şekillendirmenin önemi vurgulanıyor. Yani gençliğinizi nasıl geçirdiğiniz önemli ve belirleyici faktörlerden biridir. Nasıl bir yaşam hasta- daha öfkeli ve tahammülsüz olabilir. lıklara yatkınlığı azaltabilir? Bu durumda hastayla işbirliği kurularak Bilişsel (zihinsel) işlevlerin çok kendini ifade etmesi, ihtiyaçlarını, endişelerini ifade etmesi; konularında desteklenmesi gerekir. vefalı olduğunu düşünüyorum. Hangi alanı, hangi fonksiyonu geliştirirseniz, o daha Hastanın içine kapanması ya da daha pasif bir yaşam sür- zor bozuluyor ve daha dayanıklı oluyor. Bu anlamda demansı mesini önlenmek için becerileri ölçüsünde birtakım yükümlü- önlemede öğrenmenin etkisi büyük. Her yaşta kişiler kendi lükler verilebilir. Örneğin, sabah gazetenin alınması, kitapların zevkleri ölçüsünde öğrenecek yeni bir şeyler bulabilir sanı- düzenlenmesi gibi. Düzenli yürüyüşlerin yapılmasının depresif rım. Belki çok iyi yapıyor olsanız da, aynı şeyleri yaptığınız duygu durumunun etkisini azalttığı gibi; dikkat, yakın süreli durumlar beyni köreltmeye daha yatkın. Yeni bir dil, yeni bir hafıza gibi bilişsel fonksiyonlarda iyileşmeye de yol açar. beceri fark etmez; bilgi edinimi, farklı müzikler dinlemek, yeni Depresyonun fark edilmesi dediniz, depresyon belirtileri ilerleyen yaşlarda nasıl fark edilebilir? yerler görmek... Hepsi birer uyarıcı. Sadece yürümek, yürürken olan bitene dikkat etmek, farklı yerler keşfetmek ve farklı Görünür biçimde artan dikkat dağınıklığı, hafıza problemle- insanlarla konuşmak bile inanılmaz güçlü uyarıcılardır. Hem rinin artması, sözel ifadenin yavanlaşması ve sosyal izolasyon de bunları yapmak çok kolay. Her yeni öğrenme sayesinde yaşlılarda görülen en temel ve yaygın depresyon belirtileri. sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kuruluyor ve var olan Bu tür hastalara bakanlar için neler önerirsiniz? bağların yapısı değişiyor. O 65 GURME SALATA İç açıcı harmanlar Yemeklerin en zarif eşlikçileri olarak kabul ettiğimiz salatalar, giderek mutfakta yaratıcılığın sınırlarını zorlayan karışımlara dönüşüyor. NG Güral Sapanca Wellness&Convention tarafından hazırlanan salatalar ise bu iddiamızın doğruluğunu ispatlıyor . Yapım Şebnem Yıldız, Fotoğraflar Füsun Gümeli Mozzarella peynirli yeşil salata • 1 adet suda mozzarella, ince dilimlenmiş • 1/4 demet roka • 1/8 aysberk • 1/4 paket maskolin yeşillikler • 25 gr çeri domates • 30 gr salatalık • 10 balsamik krema • 15 gr sızma zeytinyağı • 10 gr kurutulmuş domates Hazırlanışı Yeşillikleri ve maskolini temizleyip iri parçalara bölün, salatalık ve çeri domatesleri dilimleyin. Mozarella peynirini, yeşillikleri ve tekrar peyniri kat kat dizin; zeytinyağı ve balsamik kreması ile soslayarak servis eidn. TP85YT42015114, 12 kişilik yemek takımı, (85 parça) 499 TL. 66 Tahıl salatası • 30 gr yeşil mercimek, haşlanmış • 20 gr buğday, haşlanmış • 20 gr nohut, haşlanmış • 20 gr kuru fasulye, haşlanmış • 40 gr havuç • 30 gr salatalık • 30 gr domates • 1/4 paket Akdeniz yeşillikleri • 20 gr nar ekşisi sosu • 15 gr sızma zeytinyağı Hazırlanışı Domates, salatalık ve havucu ince dilimler halinde kesin; yeşillikleri yıkayın ve temizleyin, tahıllar ile birlikte karıştırın. Nar ekşisi ve zeytinyağı ile soslayın ve servis edin. CIR97YT9036389, 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL. 67 GURME SALATA CIR97YT9036611 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL. Somon fümeli Akdeniz yeşillikleri salatası • 40 gr somon füme • 30 gr çeri domates • 20 gr kapari • 15 gr kırmızı soğan • 10 gr maydanoz • 10 gr dereotu • 1/4 paket Akdeniz yeşillikleri • 1 adet limon • 15 gr sızma zeytinyağı • 30 gr salatalık Hazırlanışı Akdeniz yeşilliklerini yıkayıp temizleyin, iri parçalara bölün. Kırmız soğanı ince dilimler haline getirip çeri domatesleri ikiye bölün. Salatanın üstüne somon fümeleri dizin, limon ve zeytinyağı ile soslayarak servis edin. CIR97YT9037031, 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL. Kurutulmuş meyveli Akdeniz salatası • 1/4 demet roka • 1/4 demet tere • 1/5 maskolin yeşillikler • 25 gr kurtulmuş muz • 20 gr kurutulmuş kivi • 15 gr kurutulmuş çilek • 20 kurutulmuş portakal • 15 gr balsamik krema • 15 gr sızma zeytinyağı Hazırlanışı Yeşillikleri ve maskolini temizleyip yıkayın, iri parçalara bölün. Sızma zeytinyağı ve balsamik kreması ile sos gezdirip kurtulmuş meyveleri salatanın üstünde servis edin. 68 Karpuz kaparili yeşil salata • 1/4 Akdeniz yeşillikleri • 20 gr kapuz kapari • 30 gr havuç • 40 gr çeri domates • 30 gr salatalık • 1 adet limon • 20 ml sızma zeytinyağı Hazırlanışı Tüm yeşillikleri temizleyip yıkayın, iri yapraklar halinde kır çeri domateslerini ikiye bölün. Sızma zeytinyağı ve limon suyunu sıkarak karıştırın ve servis edin. CIR97YT9036389, 12 kişilik yemek takımı, (97 parça) 1.539 TL. 69 BESLENME ALİ DERELİ Diyet=Salata mı acaba? Bir otomobil firmasının reklamından hatırlarsınız, her düşüncenin üzerine sormaktadır çizgi karakter araba almayı düşünen adama: “Mı acaba?” diye... [email protected] azen doğru bildiğimizi sandığımız şeylerin üzerine bile ğı az yağlı yoğurt, bir tatlı kaşığı zeytinyağı, limon, sirke ve diler- sormakta fayda vardır aslında; emin olmak, belki de seniz bir diş sarımsağı karıştırarak salatanın sosunu hazırlayın. B tekrar gözden geçirmek için. Nisan-mayıs-haziranda, yani geleneksel diyet aylarının içindeyiz. Artık yaza hazırlık için, doğru-yanlış bir şekilde herkes kilo vermek üzere çabalıyor. Hepsinin yaptığı diyetlerin tek bir ortak yönü var; o da ‘salata’. Ne diyeti yaparsanız yapın, bir köşesinde mutlaka salata ile karşılaşırsınız. Peki, öyle midir acaba? İçerdikleri düşük kalori ile salatalar mide hacminizde büyük yer kaplayacağından, biraz daha az beslenmenize sebep olur. Bu ise, az beslenmenize ve az kalori almak suretiyle normal olarak kilo kaybetmenize sebep olacaktır. Fakat yeterli miktarda enerji almamak, bağışıklık sisteminiz başta olmak üzere, vücudunuzu kötü etkileyecektir. Bu sebeple salata tüketmek iyi fikir, fakat içeriğini doğru ayarladığınız sürece. Aslında en güzeli, normal öğünlerinizin bir parçası olarak salata tüketmeniz. Sabah kahvaltıda yediğiniz salata, bağırsak hareketleriniz için; öğlen öğününde tükettiğiniz salata, besin öğelerinin kullanımı için; akşam öğününde yediğiniz salata da, mide hacminizi doldurmak (diğer yemeklerden daha az yemek) için olmalıdır. Böylesi vücudunuz için daha faydalıdır. Tek başına salata yiyecekseniz, bu konuda kararlıysanız ve kimse sizi durduramayacaksa, o zaman düzgün bir salata tüketin de geri dönüşü zor hasarlar açmayın vücudunuza… En sağlıklı salata; ne kadar karışık olursa, o kadar besleyici olacaktır. 8-10 yaprak roka, 8-10 yaprak tere, yarım bağ maydanoz, 10-12 yaprak marul, yarım domates, yarım soğan, bir adet avokado, iki yemek kaşığı kahvaltılık gevrek… Büyük bir salata tabağının içine, mümkün olduğunca büyük parçalar halinde doğrayın. Ayrı bir kapta; yarım su barda70 Hem besleyici, hem kilo vermenize yardımcı olacak bu salatayı denemenizi tavsiye ederim. Yazının başlarında da söylediğim gibi, sadece salata ile zayıflama diyeti yapmamalısınız. O Düzenli Diyetle, Sağlıklı Bir Yaşam Dilerim. BALKON DÜZENLEME Balkonlar çiçekleniyor Baharın keyfi balkonda çıkar; özellikle de balkonunuz mevsimlik çiçeklerle rengarenk bir görünüme sahipse… Cem Botanik’in yöneticisi Ayşe Şirin, Beykoz’da yer alan müstakil bir evin balkonunu bahar bitkileriyle düzenlerken, yeni sezonda açık alanlarda yapacağınız hazırlıklar ile ilgili ipuçları da verdi. Yapım: Ayşe Şirin Beykoz’da geniş bir bahçesi bulunan evin ikinci kat balkonu tüm cepheyi çepeçevre sarıyor. Manzarayı kapamamak adına, çiçek düzenmeleri daha çok oturma gruplarının etrafında zemine yerleştirilen porselen saksılarla gerçekleştirildi. Yasemin (jasminum polyantuhum). 72 alkonlar, sadece estetik birer mimari unsur değil, B ülke ve kültürlerin gelişmişliğini de gözler önüne seren ayrıntılardır. Mesela İtalyanlar, heyecanlı ve romantik kişiliklerini balkonlarında yetiştirdikleri rengarenk çiçeklerle ortaya koyarlarlar. Fransızlar romantik balkonlarında mutlaka bolca yeşillik kullanırlar. Yunanistan’da balkonlar neredeyse birer bahçedir… Ağırlıkla zeytin ağaçlarının yer verildiği balkonlarda, hurmadan tutun da çam ağaçlarına kadar pek çok farklı ağaç görebilirsiniz. Tarihi binaların pencerelerinden sarkan sardunya ve petunyalar geçmişin izleri ile birlikte doğanın ortak güzelliğini yansıtır. Bizim için de balkonlar gerçek bir sosyalleşme alanıdır. Havalar ısındıkça komşumuzu, arkadaşımızı balkonumuzda ağırlar, yazın neredeyse balkondan içeri girmeyiz. Aslında ‘güzel havanın keyfi balkonda çıkar’ diyebiliriz. Çiçeklendirme yaparken Balkonları küçük cennetlere dönüştürmek aslında çok kolay! Balkonun güneş durumuna göre seçeceğiniz bitkiler ne kadar sarkıcı olursa, hem dışarıdan görünümleri etkileyici olur, hem de alandan kazanırsınız. Öğleden sonra güneş gören alanlarda sardunya, gaura, oenethera, osteospermum; Sağda Bir sukkulent türü olan ‘senecio mount everest’. Solda Kumkuat ‘citrus fortunella’. Şimdi tam zamanı… 1 Kış döneminde soğuktan korumak için daha korunaklı alanlara aldığınız saksıları yerlerine yerleştirebilirsiniz. 2 Bu mevsim kıştan çıkan tüm bitkilerin uyanma dönemi olduğundan, hepsinin gübrelenmeye ihtiyacı vardır. 3 Hızlı büyüyen sarmaşıklarla birçok boş noktayı kolayca renklendirebilirsiniz. Amerikan sarmaşığı, amphelopsis, kokulu sarmaşıklar, mandavillea, yaseminler, vb. size yardımcı olabilir. 4 Bulunduğumuz mevsime ait, çiçek açmış rengarenk fidelerden alarak, oturma alanlarının etrafına ve kapı girişlerine dikebilirsiniz. 5 İlkbaharda, çiçeklenen bitkilerin dışındaki bitki türlerinde budamalar bitirilmelidir. Ayrıca yeşil aksamlı çit bitkilerinde form budamaları yapılabilir. Özellikle sarmaşıklarda kurumuş dallar temizlenmelidir. Soldaki hercai menekşe ‘viola tricolor’, sağdaki (sarkan) orman sarmaşığı ‘hedera helix’. Mavi saksılardaki bitkiler; solundaki yasemin ‘jasminum polyantuhum’. Sağındaki klematis ‘clematis montana’. 73 BALKON DÜZENLEME sabah güneşi gören yerlerde küpe çiçeği, camgüzeli ve sarkıcı petunyalar muhteşem renkleri ile balkon kenarlarını dolduracaktır. Yeriniz dar ise, balkonda duvar saksılarınıza yine sarkıcı çiçekli veya sarmaşık türü bitkiler dikebilirsiniz. Balkonunuza çiçek seçerken, ortamın ne kadar güneş aldığına da dikkat etmelisiniz. Gün boyu güneş alan balkonlarda, sıcak seven bitkileri tercih etmelisiniz. Sıcağa dayanıklı çiçekli bitkiler, sardunya, petunya, kadife çiçeği ve ateş çiçeğidir. Sulamayı mutlaka sabah erken saatlerde ya da akşam serinlik çıktıktan sonra yapmalısınız. Küçük balkonlarda yerden ayaklı çiçeklikler ve duvara monte saksılar kullanılabilir. Açık renk minderlerle süslü bir koltuk, fenerler, şemsiyeler ve mumlar dekorasyonun birer parçası olabilir. Rüzgar gülleri ve doğal malzemelerle hazırlanan rüzgar çanları, balkonunuzun yaşam enerjisine çok şey katacaktır. O Bakım koşulları Mevsimlik çiçeklerin bakım koşulları hemen hemen aynıdır. Öncelikli olarak dikim toprakları geçirgen ve yüksek olmalıdır. Dikim öncesinde 3/15 gibi bir taban gübresi kullanılabilir. Mesela, metrekareye 10 gr kadar… Dikim sonrasında bitkinin can suyu verilmelidir. Bu dönem salyangozların ortaya çıktığı bir zaman dilimi olduğu için, özellikle camgüzellerinde salyangosit ilaçlaması yapılmalıdır. Sardunyalar bol ışık seven güneş bitkileri olup, sıcaktan, sudan ve gübrelemeden hoşlanırlar. Begonya ve türlerini daha çok ışıklı ortamlara, ancak direk güneş ışığı almayan yerlere dikmeliyiz. Margaretler de direk güneş ışığı sevmez ve topraklarında aşırı sudan hoşlanmazlar. Buz çiçekleri ‘mesembryhanthemumlar’ ve aptenialar bu dönem çiçek açan dayanıklı succulent bitkiler olup, yayılıcı ve kapatıcı özelliğe sahiptir. Rosa mini güller, balkon camınızın önünde farklı bir görüntü ortaya çıkaracaktır. Çalılarda ise açelya, kamelya, ormangülü, forsithia, chanomeles, syringa aynı aileden olup, erken ilkbaharda çiçek açarlar. Ortamın nispi nemi yüksek olmalı ve susuz bırakılmamalıdır. Ayda en az bir, en fazla iki defa nutrilaeaf ve solu gro içerikli gübreler kullanılmalıdır. 74 Öğleden sonragören yakıcı güneş alanlarda sardunya, gaura, oenethera, osteospermum; sabah güneşi gören yerlerde küpe çiçeği,petunyalar camgüzeli vemuhteşem sarkıcı renkleri ile balkon kenarlarını dolduracaktır. Balkonda kendi sebze bahçenizi yaratırken... • Saksılara tohum ekerek balkonunuzda sebze yetiştirebilirsiniz. • Her ne kadar sebzeleri fide olarak ekmek daha mantıklı ve hesaplı bir çözüm olsa da, balkon bahçeciliğine yeni başlayanlar için tohumdan fide çıkarmak zor olabilir. Ama saksı sebzelerini iki günde bir sulamak yeterli olacaktır. • Balkonda en rahat biber türleri, salatalık ve patlıcan yetişir. Cherry domates de kolaylıkla yetiştirilebilen bitkiler arasındadır. • Balkon alanınız küçükse, minyatür sebzeleri tercih edebilirsiniz. • Derin ahşap kasaların içinde de sebze yetişebilir. Soğan, sarımsak, marul, tere, roka gibi sebzeler bu metot için ideal... 75 ANNELER GÜNÜ MESAJI Sezen Cumhur Önal’dan tüm annelere Dünya Anneler Gününde, Büyük Annelere ve tüm Analara Batı Pop Müziğini biz sevdirdik ülkemize Radyolarda, Selam ve Saygılarımla, Yabancı şarkıları, yabancılar gibi söylemek mikrofonda “Güneş daha sıcak, Hayat daha güzel” Mayıs’da, Hünerdi bizim kuşak yorumcularda. Şairler yarışır bu zamanda, Baharda Cennet’i anlatmakta Rahmetli Fecri ile çok yorulduk o yıllarda Oysa “Cennet O’nun Ayakları Altında” Zamanın ruhuna uygun tutkularla, ANA gibisi var mı dünyada ? Türkçe sözler yazdık, okuttuk yerli ve yabancı sanatçılara. Dişi kuştur yuvada… Dekolte yoktu ne Şarkılarımızda, ne de Yorumcularımızda, Geceden gündüze, sabahtan akşama, çalış dur, para pul Örülmüştü yürekten en baskın Merhamet duygularıyla ömür boyunca, Merhamet Peygamberinden, aldığımız ilhamla Hepsi boşuna, taç koysalar da başına, Bir devir gençliğinin en saf, en güzel aşklarına, En önemlisi, hayırlı eş, evlat olmakta. Tanıklık eden şarkılarımı seslendiren şarkıcıları, Ana’dolumuz adınla bin yaşa, teksin Cihanda, anıyorum şükranla Ana’dolumuzun ruhu Konya’dan Hz. Mevlana’da Hepsi birbirinden değerli dostlarımı, en güzel hatıralarla “Kadın Hak Nurudur, sevgili değil, sanki Yaratıcıdır, Gönül Akkor’u, Kamuran Akkor’u, Füsun Önal’ı, Nilüfer’i Yaratılmış değil” Rana Selçuk Alagöz’ü, Ömür Göksel’i, Selçuk Ural’ı, Ana Baba Duası, malumunuz, fani hayatın ilm-i haberi Kayahan’ı ve diğerlerini Kutsalımızda O naif, nazlı gönül büyüsü sevdalarda, nice sesler kaldı 45’lik Peygamber Efendimizden bu yana, İslam’da taş plaklarda Bir gelenek saltanatı var her yuvada, Allah’ın rahmetinde kimisini kaybettik yakın zamanda Hayırlı evladın kutlanışı, Ana Duasında Ayten Alpman’ı, Berkant’ı, Şenay’ı, Ferdi Özbeğen’i, Büyük Osmanoğullarından kalma, Ayla Dikmen’i, Ertan Anapa’yı ve Zeki Müren’i yadediyorum Ulu Önder’in kurduğu genç Cumhuriyet’in andında bitmez tükenmez bir hicranla Büyüklere Saygı, küçüklere Sevgi vardı dudaklarımızda. Metal yoktu henüz zamanın modasında Takdir-i İlahi, yazılmış huzurla, Rock vardı ve de romantizm “Are you Lonesome Tonight”, “Ana Hakkı Tanrı Hakkıdır, ödenmez iki Cihanda” “My Way” diyen Elvis en başta Analım ünlü Fransız yazarı Victor Hugo’yu burada, bir satırla; Böylesine şiddet, eziyet de yoktu Kadına “Kadın zayıftır, ama Ana güçlüdür” Şimdi Medeniyetler Buluşması var en derin manada, Kadına hiddet, şiddet yakışır mı hiç insan olana çağdaşlık yarışında Bu ne cüret, tam bir cinnet, yazıklar olsun sebep olanlara Son bir çağrı topluma, kulak verin Kardeşliğe, Müzik, Ruhun Gıdasıdır, bildiğimiz kadarıyla Uluslar Ailesinde Dostluğa Küreselleşme ile, iletişimin görücüye çıktığı bir çağda Bu özel günde, selam ve saygılarımla, Eşsiz Türkülerimizin ve Makamsal Musikimizin yanında Şarkılarımı adıyorum bütün muhterem Analara, mutlulukla… O 76 Üstte Sezen Cumhur Önal ve annesi, Eyüp Sultan Camii’nde. Sezen Cumhur Önal Anneler Gününe özel çok sayıda müzik programlarına imza atmış bir isim. 77 BİZDEN HABERLER Gastronomi Günleri NG Kütahya Porselen, 2013 kreasyonunu ilk defa gerçekletirilen Gastronomi Günleri’nde görücüye çkard.lk olarak NG Güral Afyon Wellness&Convention’da ardndan da NG Güral Sapanca’da düzenlenen Gastronomi Günleri’nde 100’ün üzerinde yeni seri tantld. N G Kütahya Porselen, bayileriyle 2013 tasarımlarını ilk defa düzenlenen Gastronomi Günleri’nde tanıttı. 24-26 Şubat tarihlerinde NG Güral Afyon Wellness&Convention’da, 6-8 Mart’ta ise NG Güral Sapanca Wellness&Convention’da gerçekleştirilen etkinlikler boyunca 100’den fazla yeni seri porselen tutkunlarıyla buluştu. Defne Koz tarafından tasarlanan ‘Ala’, ‘Onda’ ve ‘Plano’ serilerinin de aralarında bulunduğu tasarımlar katılımcılardan tam not aldı. 24-26 Şubat tarihlerinde düzenlenen Gastronomi Günleri ilk gün, showroom gezisiyle başladı. İkinci gün, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral’ın açılış Çok sayda turizm profesyonelinin de katld etkinlikte, Defne Koz tarafndan tasarlanan ‘Ala’, ‘Onda’ ve ‘Plano’ serilerinden oluan Gurme koleksiyonu katlmclar tarafndan büyük beeni toplad. 78 konuşmasıyla açıldı. Nafi Güral konuşmasında ülkenin dünyaya açılan penceresinin turizm olduğundan bahsetti ve kullanılan porselenlerin tesislerin vitrini olduğunu belirtti. Güral konuşmasına şöyle devam etti: “İlk etapta turizm tesisleri yabancı işletmeciler ve profesyoneller aracılığıyla işletiliyordu. 1992’ye kadar biz de böyle yaptık. Ancak Türkiye’ye gelen bu isimler çeşitli nedenlerle gidiyordu. Biz de 1992 yılından itibaren yerli profesyonellerle çalışmaya başladık ve onlarla yolumuza devam ediyoruz. Turistik tesislerde kullanılan porselenler o tesislerin vitrinidir. Bugün turistik tesislerde bir öğünde ortalama yedi tabak kullanılıyor. Bu tabakların kalitesi, temizliği ve markaları kullananların aklında yer ediyor.” Turizm sektöründe yaşanan olumlu gelişmelerin dünyada yaratılmaya çalışılan algıya da pozitif katkı yapacağına değinen Güral, “Turizmde her şey dahil sisteminden kaynaklanan bir fiyat karmaşası var. Bu sistem, fiyatları her geçen gün daha aşağı çekiyor ve biz hep birlikte bu sistemin yanlışlığını NG Kütahya Porselen’in yeni tasarmlar ilk defa düzenlenen Gastronomi Günleri’nde tantld göreceğiz. Başkalarının tecrübelerinden yararlanmak bedava kazanımdır. Biz tesisimizde kullandığımız ekipmanlara ne ödersek ve müşteriye ne sunarsak bunun karşılığını alıyoruz. Bu nedenle turistik tesislerde kullanılan malzemelerin en kaliteli ürünler olmasını arzu ediyoruz. Çalışmalarımızla en kaliteli ürünleri turizmciler için hazırladık. Turizm bir ülkenin dünyaya açılan penceresidir. Türkiye’nin ülke imajını ne kadar güçlendirebilirsek, o kadar ilerleriz. Ülkemizin imajını gösteren en önemli sektör turizmdir,” dedi. NG Kütahya Porselen Genel Müdürü Rüştü Düver de NG Kütahya Porselen’in yıllık 100 milyon parça üretimi ile, dünyanın en büyük kapasiteyle çalışan fabrikasına sahip olduğuna değinerek, “Türkiye bugün dünyadaki en büyük porselen üreticisi olan Çin’in ardından, ikinci sırada geliyor. Dolayısıyla sıralamada bu ülkeden sonra Türkiye ve NG Kütahya Porselen yer alıyor. 30 yıl önce Almanya ve Avrupa’da 30’un üzerinde porselen markası vardı. Tasarım ve yenilikleri Avrupa’daki bu markalar üretir, sektörü Avrupa geliştirirdi. Bugün o bölgedeki porselen fabrikalarının sayısı çok azaldı. Porselen sektörü emek yoğun bir alan olduğu için Avrupa’daki fabrikalar kapandı. Artık sektördeki yenilikleri ve teknolojileri NG Kütahya Porselen üretip dünyaya yayıyor. Bu bizim için büyük bir gurur vesilesidir,” şeklinde konuştu. Düver ayrıca Avrupa’da tasarım devrinin de kapandığını ve tüm dünyada hem tasarımı hem de tekniği geliştirme görevinin NG Kütahya Porselen’e düştüğünü de sözlerine ekledi. Düver, “Biz tabağı şefin tuvali olarak gördük. Tasarımlarımızı da buna göre şekillendirdik. Yaklaşık üç yıl bu fikir üzerinde çalışarak yeni tasarımlar ürettik. Bunlar Frankfurt’ta çok beğenildi. Şimdi de sizlerle buluşturuyoruz,” diyerek sözlerini noktaladı. 24-26 Şubat ve 6-8 Mart tarihlerinde düzenlenen NG Kütahya Porselen Gastronomi Günleri 2013 organizasyonları Ferhat Göçer’in verdiği keyifli konserle sona erdi. O 79 BİZDEN HABERLER “İş aramayın, iş kurun, sosyal lider olun!” Boğaziçi Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ‘Idea Talks Liderlik Sohbetleri’ne konuk olan Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, iş yaşamındaki deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Güral konuşmasında öğrencilere “Mezun olduktan sonra iş aramayın, kendi işinizi kurun. Ayağınızı yere sağlam basın, gözünüz zirvelerde olsun,” tavsiyesinde bulundu. ütahya Porselen Sanayi A.Ş. di. Güral, özellikle internet girişimciliğinin yaşamında da böyledir. Lideri olmayan Yönetim Kurulu Başkanı Nafi büyük fırsatlar taşıdığını belirterek “Artık şirketler, siyasi partiler, hatta aileler ba- Güral, 50 yılı aşkın süredir içinde bulun- eskisi gibi iş kurmak için büyük sermaye- şarılı olamazlar. Bir lider etrafına güven duğu iş hayatında yaşadıklarını, başarı ve lere ihtiyaç yok. İnternet gerçekten büyük vermelidir ve asla korkulan kişi olmamalı- birikimlerini ‘Idea Talks Liderlik Sohbet- fırsatlar sunuyor. Sizler teknolojiye çok dır. Otoriterlikle liderlik sağlanamaz. Lider leri’ kapsamında, Boğaziçi Üniversitesi yatkınsınız. Mezun olduktan sonra 1-2 yıl inandırır, ikna eder, disiplini böyle sağlar.” öğrencileriyle paylaştı. K staj yapın. Ondan sonra muhakkak kendi “Servet, şöhret ve makam,” kavramlarını 16 yaşında iş yaşamına girdiğini ifade işinizi kurun. İş fikrinize ortak olacak ve sizi hazmetmenin zor olduğunu söyleyen eden Güral, kendisinin üniversite oku- destekleyecek çok sayıda işadamı bula- Güral, liderin eleştirilere açık olması ge- yamadığını, ancak bu açığını herkesten bilirsiniz,” değerlendirmesinde bulundu. rektiğinin de altını çizdi. Dönem dönem “Sosyal lider olun!” başarısız sonuçların da alınabileceğini tığını belirtti. Başarının bir sır olmadığını Liderlik konusunda deneyimlerini de ifade eden Güral, hiçbir şekilde girişim- söyleyen Güral, “Başarıyı istemeniz la- paylaşan Güral, iyi bir liderin fedakar cilerin morallerini bozmaması ve özellikle zım. Hayal etmeniz lazım. Gerçekçi ha- olması ve çevresindeki insanlara moral kendilerine olan saygılarını kaybetmeme- yaller kurmak lazım… Hayallerinin peşin- vermesi gerektiğini söyledi. Güral, lider- leri gerektiğini söyledi. Güral, “Düşünce- den koşanlar muhakkak başarıya ulaşır. liğin sadece iş yaşamında olmayacağına lerinizi çevrenizdekilerle paylaşın; bazıları Ayağınızı yere sağlam basın, gözünüz dikkat çekti ve girişimcilerin sosyal alan- destek verecek, bazıları ise beğenme- zirvelerde olsun,” dedi. da da lider olması gerektiğini belirterek, yecektir. Ancak size ‘boş ver’ diyenler- “İş aramayın, iş kurun!” “Arkadaş çevresinde bile bir ya da iki ki- den muhakkak uzaklaşın. Pek çok sıkıntı daha fazla çalışarak ve okuyarak kapat- Güral, öğrencilerin girişimcilik yönle- şinin sürükleyici olduğu görülüyor. Grup ile karşılaşacaksınız. Çözümsüz hiçbir rini geliştirmesini isteyerek, yeni neslin iş daha çok onların görüş ve yönlendirme- problem yoktur. Önemli olan onun nasıl kurmasının daha kolay olduğunu söyle- siyle hareket eder, onlar karar verir. İş çözüleceğini bilmektir,” dedi. O 80 ‘Bir Bakadr Benim Memleketim’ sosyal sorumluluk projesi hayata geçiyor TKAD (Türkiye kadnlar Dernei) tarafndan Dou ve Güneydou bata olmak üzere, ihtiyaç duyulan okullarda fiziksel koullarn iyiletirilmesi ve gereksinimlerin karlanmas amacyla planlanan ‘Bir Bakadr Benim Memleketim’ isimli sosyal sorumluluk projesi için start verildi. Projenin gala gecesi, 28 ubat akam i, sanat ve medya dünyasnn önemli isimlerinin katlmyla gerçekleti. ve ve Sayın Emine Erdoğan konuşma olarak, aileleri çocuklarını bu okullara TİKAD’ın işbirliğinde, Aile ve yaptı. Geceye Hediye Güral Gür, Gül- göndermeleri yönünde teşvik edecek Sosyal Politikalar Bakanlığının katkıla- süm Güral ve pek çok konuk katıldı. alt yapıyı hazırlamayı hedefliyor. Eğiti- rıyla gerçekleştirilecek projenin tanıtım Konuşmaların ardından sahneye çıkan min çok zor olduğu ve bu yüzden oku- gecesine Sayın Emine Erdoğan ile Aile Yapımcı Acun Ilıcalı stand-up gösterisi la göndermemenin ciddi bir seçenek ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fat- yaptı. Ardından sahneye çıkan Hülya gibi görüldüğü bölgelerde tüm çocuk- ma Şahin katıldı. Projeyle başta Doğu Avşar ise muhteşem bir konser verdi. ların eğitim haklarını kullanabilmelerine M illi Eğitim Bakanlığı ve Güneydoğu olmak üzere, ihtiyaç duyulan illerde Sorunlar tespit ediliyor imkan yaratmak gerekiyor. Bu okullar- okulların fiziksel ko- Doğu ve Güneydoğu’daki okulların da moral ve sosyal açılardan geliştirici şullarının iyileştirilmesi hedefleniyor. başlıca sorunları arasında sağlık, bes- ve etkili çalışmalar yaparak, durumları Bu kapsamda her iş adamının kendi lenme, temizlik, ısınma yer alıyor. Bu son derece hassasiyet isteyen bu ço- memleketinde bir okulu destekleme- proje ile bu bölgelerdeki eğitimin niteli- cuklar için çalışmak gerekiyor. Proje, siyle modellenen proje, çocuklarla ilgili ğinin arttırılması, sağlık problemlerinin mevcut okulların durumu hedeflenen birçok sosyal problemin de çözümüne önüne geçilmesi ve temizlik personeli sonuca ulaşana dek devam edecek. yönelik adım niteliği taşıyor. eksikliğinin giderilmesi gibi öncelikli Projeyle hedeflenen sonuçlar Balçiçek İlter’in sunumuyla başla- sorunların çözümü hedefleniyor. Sos- ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ yan gecede açılış konuşmasını TİKAD yal ve kültürel etkinlikler de proje kap- projesinin sosyal ve eğitsel çalışmaları Başkanı Nilüfer Bulut yaptı. Sonra samında değerlendiriliyor. buradaki öğrencilerin bireysellik ve özgü- Projenin hedefi ve amacı venleri yanında toplumsal yönleri ve aidi- li Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Ge- ‘Bir Başkadır Benim Memleketim’ yet duygularını da geliştirecek. Çocuklar nel Müdürü Funda Kocabıyık, Aile ve okulların fiziksel, sosyal ve eğitim niteli- daha başarılı olacak ve kendilerine daha Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ği bakımından geliştirilmelerine destek iyi bir gelecek inşa edebilecek. O projenin önemini vurgulamak için Mil- 81 BİZDEN HABERLER NG Kütahya Seramik 45 yeni serisini UNICERA Fuarı’nda tanıttı Yenilikleri, benzersiz tasarımları ve ödüllü koleksiyonlarıyla tanınan NG Kütahya Seramik, 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında gerçekleştirilen UNICERA 25. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’ndaki görkemli standında tüketiciler ve sektör profesyonelleriyle buluştu. NG Kütahya Seramik, firmanın köklü geçmişi ve yenilikçi yaklaşımını yansıtan, teknolojiyle bütünleşmiş standıyla fuarın en ilgi gören markaları arasında ilk sırada yer aldı. G Kütahya Seramik, 27 Şubat-3 Mart tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve N Kongre Merkezi, Beylikdüzü’nde gerçekleştirilen UNICERA 25. Ulus- lararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı’nda yeni kreasyonlarını tanıttı. ‘Parlayan yıldız’ konsepti kapsamında görkemli bir şekilde tasarlanan NG Kütahya Seramik standında ziyaretçiler geçmişten günümüze bir yolculuğa çıktı. Teknolojiden yararlanılarak oluşturulmuş özel bölmelerde NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonları sergilendi. NG Kütahya Seramik’in 750 metrekarelik alan üstüne kurulan görkemli standı, yenilikçi tasarımıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin büyük ilgisiyle karşılaştı. Fuar ziyaretçileri NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonlarını teknolojiden de yararlanarak, ayrıntılı bir şekilde inceleme ve tanıma fırsatı buldular. Ziyaretçileri standın hemen girişinde karşılayan ‘sanal asistan’, etkileyici sunumu NG Kütahya Seramik ziyaretçilerini standın hemen girişinde karşılayan ‘sanal asistan’, etkileyici sayesinde, NG Kütahya Seramik’in üretim ve tasarım yaklaşımı ile yeni kreasyon- sunumu sayesinde, NG Kütahya Seramik’in ları hakkında fuar süresince durmaksızın bilgi verdi. Ziyaretçiler standı gezerken, üretim ve tasarım yaklaşımı ile yeni kreasyonları ürün sergileme alanlarına yerleştirilmiş ve üstünde özel bir yazılım bulunan 20 hakkında fuar süresince durmaksızın bilgi verdi. adet iPad’den NG Kütahya Seramik ürünleri hakkında geniş kapsamlı bilgi aldılar. 45 yeni ürünün tanıtıldığı stantta doğallık konseptiyle üretilen ürünler ön plandaydı. Dijital baskılı ahşap dokulu ürünler ile taş, mermer ve traverten dokulu ürünler fuar katılımcılarının beğenisini topladı. Fuarda sergilenen yeni ürünler arasında çift presleme (double şarj) tekniğiyle üretilen seramikler ve birbirine geçmeli (interlocking) ürünler de yer alıyor. NG Kütahya Seramik’in yeni kreasyonları yabancı konukların da büyük ilgisiyle karşılaştı. Balkan ve Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Kuzey Afrika, İtalya, İngiltere, Hindistan, Türkiye Cumhuriyetleri, Rusya ve Ukrayna ile Kanada, ABD merkezli firmaların yönetici ve temsilcileri NG Kütahya Seramik ürünleri hakkında bilgi edinerek satın alma yaptılar. Suriye, Irak ve Yunanistan gibi komşu ülkelerden gelen fuar ziyaretçilerinin de NG Kütahya Seramik ürünlerine ilgisi yoğun oldu. O 82 Hediye Güral Gür, NG Güral Afyon’la Yılın En İyi Otel Sahibi ödülüne layık görüldü s esort R & s l ote kan NG H urulu Ba ür, cra K Güral G ye Hedi eksel 3. syon a n Gele xpi Destin ri’nde e Toure mi Ödüll ti n Yöne üral Afyo ntion e NG Gess&Conv tel n Well n En yi O kazand. l ile ‘Y ’ ödülünü i Sahib G eleneksel 3. Tourexpi Desti- lu Başkanı Hediye Güral Gür’ün oldu. başladığını da yorumlarına eklediler. Oy nasyon Yönetimi Ödülleri sa- Ziyaretçiler Gür için oy kullanırken, kullananlar Hediye Güral Gür’ün NG hiplerini buldu. 40 binden fazla kişinin Anadolu kentlerinin turizmde marka- Güral Afyon’u yurtdışında da büyük bir oylarıyla belirlenen ‘turizmin önde gelen laşma çabaları için gösterdikleri cesa- başarıyla tanıttığını ve birçok küresel tu- isimleri’ birçok dalda ödül kazandı. ‘Yılın reti ve kişisel çabalarını takdir ettiklerini rizm devinin dikkatini Afyonkarahisar’a En İyi Otel Sahibi Ödülü’ ise NG Güral de belirttiler. Ayrıca NG Güral Afyon ile çektiğini ifade ederek ödülü hak ettiğini Afyon ile NG Hotels&Resorts İcra Kuru- Türkiye’de ‘lüks termal otel’ kavramının kanıtladılar. O 83 BİZDEN HABERLER GP Garage My Team Ege’den puanla döndü 2013 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın ilk yarışı olan ve Ege Otomobil Sporları Kulübü ESOK tarafından düzenlenen Ege Rallisi, 6-7 Nisan tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirildi. u yarışta NG Kütahya Seramik ana yine Mitsubishi Lancer EVO9 ile yarışı genel şamadı. 2013 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın B sponsorluğu, Ağaoğlu, Kioti ve Po- klasmanda 11. sırada bitirirken, Sınıf 3’te de ilk ayağı olan Ege Rallisi’nde 35 ulusal, zitif Reklam co-sponsorluğunda dört ekiple yedinci sırada finişe ulaştı. İki Çeker’in göz beş Historic, 19 Tosfed ve altı Ege kupası start alan GP Garage My Team, İzmir’den dolduran ikilisi, Cüneyt Göz-Elif Tavukçuoğlu olmak üzere toplam 65 ekip, 327,88 kilo- kupa ve puanlarla döndü. GP Garage My ise, ilk kez birlikte yarıştıkları Ege Rallisi’nde metre uzunluğundaki asfalt zeminli parkur- Team adına en iyi sonucu Hakkı Ağaoğlu- dikkat çeken bir performansa imza attılar. da, iki kısım ve sekiz özel etap üzerinden Nehir Yılmaz ikilisi elde etti. Mitsubishi Lancer İkili, genel klasmanda 13. olurken, Sınıf 6’da mücadele etti. GP Garage My Team, Tür- EVO9 ile yarışan ekip, yarışı genel klasmanda ikinciliği kazandı. Ayrıca Elif Tavukçuoğlu, kiye Ralli Şampiyonası’ndaki mücadelesine altıncı sırada tamamlarken, Sınıf 3’te üçüncü yarışın ‘En iyi Genç Co-pilot’ kupasını da 5-6 Mayıs’ta yapılacak Eskişehir Rallisi ile olmayı başardı. Ayrıca Nehir Yılmaz, yarışın kazandı. Mitsubishi Lancer EVO9 ile yarışan devam edecek. GP Garage My Team ile ‘En iyi Bayan Co-pilot’ Kupası’nı da kazandı. Ferhat Tanrıbilir-Ahmet Yörük ikilisi, meka- ilgili tüm gelişmeleri, www.myteam.com.tr Erkan Güral-Egemen Ertük ikilisi de nik arıza sebebiyle Ege Rallisi’nde finişe ula- adresinden takip edebilirsiniz. O 84 Nafi Güral, OGİAD tarafından düzenlenen İşadamlarına Tecrübe Paylaşımı Konferansı’nda konuştu “Türkiye’nin ekonomik atılımının başrol oyuncuları, işadamları” smaniye Girişimci İşadamları Der- etkilenmemek elde değil. Değerli rektörü- olduğunu söyleyen Güral, lideri orkestra şe- O neği (OGİAD) tarafından düzen- müz Prof. Dr. Orhan Büyükalaca’yı tebrik fine benzeterek kendisinin de şirketinde lider lenen ‘Deneyimli İş Adamları Tecrübelerini ediyorum,” diye konuştu. OGİAD’ın faaliyet olduğunu ama operasyonel bölümün hiçbir Paylaşıyor’ adlı konferansta konuşan Kü- ve çalışmalarından çok etkilendiğini kayde- safhasında bulunmadığını belirtti. Nafi Güral, tahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu den Güral, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler “Bana başarının sırrını soruyorlar. Bunun sırrı Başkanı ve Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Konfederasyonu’nun (TUSKON) organizas- olmaz. Başarılı olmak için o yolda inanarak Başkanı Nafi Güral, işletmelerde kurumsal- yon ve çalışmalarında beraber olduklarını, yürümek vardır. Böyle olduğu zaman, başa- laşma, aile şirketleri ve başarıya giden yollar bu beraberliğin Türkiye’nin son yıllarda ya- rı da kaçınılmaz olur,” dedi. Konferansta bir hakkında görüşlerini paylaştı. kaladığı ekonomik başarıya küçümsenme- konuşma yapan OGİAD Başkan Yardımcısı yecek katkılar sağladığını belirtti. Erçin Kabul ise, TUSKON’un koyduğu he- Türkiye’nin son dönemde gelişmesi ve ileri atılmasının başrol oyuncularının Türkiye’nin son dönemde gelişmesinin defler doğrultusunda ilerleyen OGİAD’ın 435 iş adamları olduğunu söyleyen Güral, “İş ve ileri atılmasının başrol oyuncularının işa- üyesi ile çalışmalarına devam ettiğini belirte- adamları olarak bu seferberlikte üzerimize damları olduğunu söyleyen Güral, “Ekono- rek, OGİAD’ın düzenlediği yurtiçi ve yurt- düşeni yaparsak, çocuklarımıza gurur du- minin içinde olan bizlere çok görev düşüyor. dışı Ticari İş Köprüleri programına yönelik yacakları bir Türkiye bırakmış oluruz,” dedi. Başarabileceğimizden emin olarak, ken- ürünleri yurtdışına ulaştırarak Osmaniye’ye Konferans, Korkut Ata Üniversitesi’nde dimize güvenerek bu seferberlikte yerimizi dışarıdan ekonomik girdi sağladıklarını söy- (OKÜ) gerçekleştirildi. Rektörlük Seminer almalıyız,” dedi. Liderlik konusunda dene- ledi.Konferansın sonunda gerçekleştirilen Salonu’nda düzenlenen konferansa konuş- yimlerini de paylaşan Güral, iyi bir liderin fe- plaket takdim töreninde kısa bir konuşma macı olarak katılan Nafi Güral, konuşmasına dakar olması, çevresindeki insanlara moral yapan Osmaniye Vali Yardımcısı Dr. Hü- Osmaniye’ye geldiğinde kendisini etkileyen vermesi gerektiğini söyledi. Liderliğin sade- seyin Nail Anlar, “Kendisini ispatlamış bir konulardan bahsederek başladı. Etkilendiği ce iş yaşamında olmayacağına dikkat çeken lider olarak bizlere bu programda çok şey en önemli konuların başında OKÜ’nün fiziki Güral, girişimcilerin sosyal alanda da lider ol- öğreten Nafi Güral’a teşekkür ediyorum,” büyüklüğünün geldiğini belirterek “Genç bir maları gerektiğini belirtti. Hem aile, hem de diyerek, Nafi Güral’a günün anısına çiçek ve üniversitenin böylesi bir kampüse sahip ol- farklı ortaklardan meydana gelen şirketlerde Osmaniye’nin sembolü haline gelen yerfıstı- ması gerçekten çok güzel. Bu fiziki yapıdan olmazsa olmaz faktörlerden birinin ‘liderlik’ ğı figürünü takdim etti. O 85 BİZDEN HABERLER Penta G Kütahya Seramik, ürettiği kolek- N siyonlarla birbiri ardına ödül kazan- maya devam ediyor. Son olarak, NG Kütahya Seramik tarafından ‘doğanın geometrik mükemmelliği’ felsefesi ile üretilen ‘Nexus’ serisi, ‘mükemmelliği arayış’ sloganlı, dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülleri’nde ürün tasarımı dalında ödüle layık görüldü. Bu yıl 54 ülkeden 1865 üretici, tasarımcı ve mimarın, 4662 ürün ve proje ile katıldığı yarışmada, tüm zamanların en geniş jüri heyeti olarak 37 profesyonel görev aldı. ‘Nexus’ serisi daha önce de Chicago Mimarlık ve Tasarım Müzesi tarafından düzenlenen Good Design’dan iki farklı kategoride, üç ödül birden almıştı.NG Kütahya Seramik, 2011 yılında ‘Versatile’ koleksiyonu ile ‘IF Product Design 2011’ ödülünü kazanırken, yine aynı sene, 56 yıl boyunca dünyada hiçbir seramik firmasının layık görülmediği ‘Red Dot Design Award Best Of The Best’ ödülüne de sahip olarak, bu ödülü kazanan ilk ve tek Türk firması olmuştu. Yiğit NG Kütahya Seramik’ i n koleksiyonu ‘Nexus’, tasarım ödüllerini toplamaya devam ediyor Özer imzasını taşıyan ‘Versatile’ koleksiyonu NG Kütahya Seramik’e bir ödül de Red Dot’tan kazanmıştı. Birbiri ardına kazandığı ödüllerle ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil etmeyi sürdüren NG Kütahya Seramik, ‘olarak seramiğintanımlanan geleceği’ ‘dünyaca Nexus’ serisi ile prestij l i Red Dot’ t a ödüle layık görüldü. 86 Hexa son olarak EDIDA 2011 Türkiye (Elle Decoration International Design Awards) ödülünü Red Dot 2013 ödül töreni, 1 Temmuz’da Almanya’da gerçekleştirilecek. Doğanın geometrik mükemmelliğinin yansıması NG Kütahya Seramik, ‘seramiğin geleceği’ olarak tanımlanan yeni serisi ‘Nexus’ ile seramik karoda benzersiz bir tasarım sunuyor. Ödüllü tasarımcı Yiğit Özer tarafından NG Kütahya Seramik için tasarlanan ‘Nexus’, doğanın geometrik mükemmelliğinin dışa vurumu olarak ortaya çıkıyor. ‘Penta’ ve ‘Hexa’ olmak üzere iki ayrı formdan oluşan ‘Nexus’, iç içe geçmiş petek dokusu algısı oluşturarak ayrıcalıklı mekanlara imza atıyor. Karolar yan yana geldiklerinde, dış forma 90 derece dikey, devamlılığı olan altıgen dokular yaratıyor. O Sema Güral Sürmeli’den kadınların tılsımını taşıyan tasarımlar Dünya Kadnlar Günü, 5 Mart’ta NG Kütahya Porselen Etiler maazasnda verilen anlaml bir davetle kutland. NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin ‘kadnlara dair’ tasarmlarn sergiledii davet, cemiyet hayatnn ünlü isimlerini bir araya getirdi. “Kadın olmak dünyanın en kutsal değerlerinden…’’ NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin bu farkındalıkla yarattığı koleksiyonu, 5 Mart günü NG Kütahya Porselen Etiler mağazasında sergilendi. Koleksiyonda yer alan ve kadına dair detaylarla süslü parçalar, görenlerin gözlerini kamaştırdı. Hazırladığı koleksiyonun kadının gücüne ve yaşama karşı duruşuna vurgu yaptığını belirten Sema Güral Sürmeli, tasarımlarını sergilemekten dolayı duyduğu mutluluğu da dile getirdi. Davete cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı. Sürmeli’nin tasarımları, şıklıklarıyla göz dolduran konuklardan tam not aldı. 87 BİZDEN HABERLER TESYEV’in balosunda sürpriz düet Türkiye Engelliler Spor Yardm ve Eitim Vakf’nn kuruluunun 14. yldönümü 19 Mart Sal akam Four Seasons Hotel stanbul at the Bosphorus’da düzenlenen görkemli bir balo ile kutland. Baloda sahne alan Ebru Günde ile NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin yapt düet büyük beeni toplad. ürkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı kuruluşunun 14. yıl- T dönümünü 19 Mart Salı akşamı görkemli bir balo ile kutladı. Baloda sahne alan Ebru Gündeş’in, Sema Güral Sürmeli, Feryal Gülman ve Emre Belözoğlu gibi isimler ile yaptığı düetler gecenin en renkli dakikaları oldu. NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin Ebru Gündeş ile yaptığı düet büyük beğeni topladı. Geceye katılan misafirler, tekerlekli sandalye, burs ve sağlık giderleri için bağışta bulunarak vakfa destek oldu. İş, kültür-sanat ve spor dünyasından birçok önemli ismin katıldığı gecede davetlilere NG Kütahya Porselen fincanları hediye edildi. O Alveri ve lezzetle dolu iki gün: ‘Eat, Share and Shop’ Selin Habbab Özkaynak ve pek Dedeman imzasn tayan ‘Eat, Share&Shop’ etkinlii, 22-23 ubat tarihlerinde Dedeman stanbul’da düzenlendi. ve cemiyet hayatndan tannm isimlerin katld etkinlikten elde edilen gelir, ‘Aile çi iddete Son!’ kampanyasna aktarld. nlü tasarımcıların da aralarında likte ‘Aile İçi Şiddete Son!’ kampanyası yet hayatından önemli isimler de büyük bulunduğu toplam 31 marka için bir tanıtım standı da yer aldı. Özel ilgi gösterdi. Kozmetikten giyime, ev ‘Eat, Share&Shop’ etkinliğine katıldı. lezzetlerin tadımlarının yapıldığı, profes- dekorasyonundan online satış siteleri- ‘Eat, Share&Shop’ta son derece uygun yonel makyaj ve koku styling standla- ne kadar bir çok marka etkinlikte stand özel tasarımlar ve modeller de katılımcı- rının yer aldığı etkinlik, katılımcılara son açtı. Dünyaca ünlü markaların katıldığı lara sunuldu. Alışverişi çok özel hale ge- derece renkli iki gün yaşattı. Dedeman bu etkinlikte NG Kütahya Porselen’de tiren seçkin markaların bulunduğu etkin- İstanbul’da gerçekleşen etkinliğe cemi- yer aldı. O Ü 88 NG Kütahya’dan yepyeni bir showplaza... NG Kütahya’nn Ümraniye’deki i orta Yeilyurt Grup’un yeni showplazas, 13 Nisan Cumartesi günü görkemli bir törenle açld. G Kütahya’nın Ümraniye’deki iş ortağı Yeşilyurt N Grup’un yeni showplazası 13 Nisan Cumartesi günü törenle hizmete açıldı. Türkiye’nin en büyük porselen ve seramik showplazalarından biri olan Yeşilyurt Grup’un açılış törenine NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ve Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can’ın da aralarında bulunduğu isimler katıldı. Açılışta sergilenen göz alıcı tasarımlar, davetlilerin ilgi odağı oldu. Açılışta bir konuşma yapan Erkan Güral, bu önemli güne tanıklık etmekten duyduğu mutluluğu ifade ederek şunları söyledi: “Öncelikle Yeşilyurt Grup’a Türkiye’nin en büyük porselen ve seramik showplazalarından birini hizmete sundukları için teşekkür ediyorum. 25 yıllık iş ortaklığımızın bu showplazayla taçlanması bizim için mutluluk verici.” Dört kattan oluşan showplaza’da, NG Kütahya Porselen ve NG Kütahya Seramik’in en yeni ürün koleksiyonları özel ve farklı sergileme alanlarıyla tüketicilere sunuluyor. Banyo, mutfak, hediyelik eşyalar, yemek takımları, sofra aksesuarları gibi binlerce ürün grubu bu showplazada sergileniyor. O Yeşilyurt Yapı Malzemeleri: Alemdağ Cad. 569, Yukarı Dudullu, Ümraniye 89 BİZDEN HABERLER ‘Başarıya Giden Yol’ konulu konferans gerçekleştirildi Kütahya Porselen Sanayi Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu tarafından düzenlenen ‘Başarıya Giden Yol’ konulu konferansı vermek üzere üniversitenin konuğu oldu. ‘Başarıya Giden Yol’ adlı konferans öncesi Rektör Prof. Dr. sorunlarla karşılaşacaksınız. Kendinizi hayata hazırlayın. Hayal- Mustafa Saatçi ve öğretim üyeleri ile birlikte öğle yemeğinde bir lerinizle dalga geçen ya da onlara inanmayan insanlara aldır- araya gelen Nafi Güral, daha sonra tarihi Taşoda’yı gezdi ve mayın. İşinizi hayal ederken, bir yerde çalışmayı değil, kendi mekan hakkında bilgiler aldı. işinizde çalışmanın hayalini kurun; hayal edin, büyük düşünün,” Nafi Güral daha sonra üniversitenin Konferans ve Sergi şeklinde konuşurken başarılı olmanın diğer faktörlerini de şöyle Salonu’nda gerçekleşen konferansa katıldı. Rektör Prof. Dr. sıraladı: “Kendinizi çok iyi yetiştirin. Durağan, her şeye olumsuz Mustafa Saatçi, öğretim üyeleri, Burdurlu işadamları, öğren- bakan insanlardan ziyade, çalışkan ve pozitif insanlarla görü- ciler ve basın mensuplarının katıldığı konferansta konuşmasını şün. Etrafınızdaki insanların birikimli olmalarına özen gösterin. yapmak üzere kürsüye gelen Nafi Güral, öğrencilere çeşitli tav- Hayatta her şeyinizi kaybedebilirsiniz, fakat umudunuzu kay- siyelerde bulundu. Güral, “Bana başarının sırrını soruyorlar. Ba- betmemelisiniz. Kariyerinize odaklanın ve başarılı sosyal ilişkiler şarının sırrı olmaz, başarılı olmak için o yolda inanarak yürümek ve sosyal sorumluluk projeleri, konuşma sanatı ve pozitif olmak vardır. O zaman başarı da kaçınılmaz oluyor,” dedi. gibi liderlik vasıflarını taşımaya çalışın,” dedi. Konuşmaların ar- Öğrencilere hayal etmenin önemini anlatan Güral, “Kendi geleceğinizi şimdiden hayal edin. Mezun olduktan sonra çeşitli 90 dından Rektör Prof. Dr. Mustafa Saatçi, Nafi Güral’a üniversitenin anmalığını verdi. O TÜGİK, çözüm süreci sonrasına yönelik temaslarına Van ziyaretiyle devam etti ürkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) T Genel Başkanı Erkan Güral ve beraberindeki he- yet Van’ı ziyaret etti. Ziyarete Erkan Güral ile birlikte TÜGİK Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜGİK’e bağlı federasyon başkanları, GİAD başkanları ve dernek üyelerinin de aralarında yer aldığı kalabalık bir heyet katıldı. Van Girişimci Genç İşadamları Derneği (VANGGİAD) Başkanı Veysel Çiftçi ve VANGGİAD üyeleri de heyete ev sahipliği yaptı. Van Valisi Münir Karaloğlu ve Van Belediye Başkan Vekili Sabri Abi’yi ziyaret eden TÜGİK heyeti, Van Baro Başkanı Avukat Murat Timur, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Mirza Nadiroğlu ve Van Ticaret Borsası Başkanı Feridun Irak ile temaslarda bulunduktan sonra, TÜGİK Yönetim Kurulu Toplantısı’nı da Van’da gerçekleştirdiler. TÜGİK üyeleri çözüm sürecine verdikleri desteği temsilen yakalarında beyaz mendil, beyaz kravat ve fularlarla Van’a geldiler ve temaslarda bulundukları yetkililere barışa nazar değmemesi dileğiyle nazar boncukları hediye ettiler. TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral: “İş dünyası çözüm sürecinin hızına yetişmeli,” dedi. Güral, Van’a gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin şu bilgileri verdi: “TÜGİK olarak 13 Mart 2013 tarihinde Diyarbakır’a gitmiş ve üst düzey temaslarda bulunmuştuk. Diyarbakır’a gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret, ülke çapında faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşunun çözüm süreci ve sonrasına ilişkin attığı ilk somut adımdı. O gezimizde, bölgedeki çeşitli şehirleri ziyaret edeceğimizi belirtmiştik. Bu hedef doğrultusunda ikinci durağımız Van oldu. Diyarbakır ve Van’da çok yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Hem iş dünyasının hem de halkımızın büyük bir heyecan içinde olduğunu görmek, bizleri daha hızlı ve yoğun çalışmaya sevk ediyor. Temaslarımıza devam edeceğiz. Şimdi sırada Batman, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çözüm süreci sonrasında iş dünyasının hareket biçimi ve üstleneceği role yönelik çalışmalar başlatan TÜGİK, kalabalık bir heyetle Van’ı ziyaret ederek üst düzey temaslarda bulundu. Bitlis, Mardin ve Siirt ziyaretleri var.” Çözüm sürecinin hızla ilerlediğine dikkat çeken Erkan Güral, “Bu nedenle biz de iş dünyası olarak hızlı adımlar atmalıyız ve çözüm sürecinin hızına yetişmeliyiz,” dedi. Güral sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgede ekonominin canlanmasına yönelik yapılabilecek çok şey var. Hepimizin bildiği nedenlerden dolayı bölgeye yatırım yapma fırsatı bulamamış işadamlarımız artık Doğu ve Güneydoğu’ya TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, çok sıcak bakıyor ve buradaki fırsatları keşfetmek istiyor. çözüm süreci sonrasında yürütülebilecek li bir yer tutar ama ülkemizin bu bölgesi için en büyük Devlet teşvikleri iş dünyasının yatırım planlarında önem- çalışmalara yönelik olarak bölgedeki teşvikin huzur, can ve mal güvenliği olduğunu anlıyoruz. şehirleri ziyaret ettiklerini belirtti. uçacağına inanıyoruz,” dedi. O Çözüm süreci sonrasında bölgenin ekonomik anlamda 91 BİZDEN HABERLER G Kütahya Seramik Porselen rizm San. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı kurallara bağlanmalı, bir başka ifade ile Turizm San. A.Ş. Yönetim Kuru- Erkan Güral, Bilkent Üniversitesi İşletme aile anayasası yazılmalı,” diye konuştu ve lu Başkanı Erkan Güral “Devletlerin nasıl ve Ekonomi Topluluğu tarafından dü- aile anayasasının temel maddelerini şu anayasası varsa, şirketlerin de olmalıdır; zenlenen 11. MEC Business kapsamın- şekilde açıkladı: kurumsallaşmayı başaramayan şirketle- da ‘Aile Şirketlerinde Yönetici Olmak’ • Şirket ana sözleşmesi, ortakların/ rin geleceği yoktur,” dedi. Bilkent Üniver- konulu seminerde öğrencilerle buluştu. aile fertlerinin tüm endişelerini bertaraf sitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu ta- Türkiye’deki şirketlerin yüzde 98’inin aile edecek, beklentilerini karşılayacak biçim- rafından düzenlenen 11. MEC Business şirketi olduğunu söyleyen Güral, bu şir- de açık ve net olarak yazılmalı; özellikle, kapsamında ‘Aile Şirketlerinde Yönetici ketlerin dinamiklik, aidiyet duygusu, hızlı çoğunluk oluşturarak, bazılarının azınlık Olmak’ seminerinde konuşan Güral, karar verebilme becerisi gibi pozitif yan- haline getirilmelerini önleyecek garanti- “Ben Kütahya’da doğdum, Kütahya’da larının bulunduğunu, buna karşılık aile içi leri kapsamalıdır. çalışıyorum, Türkiye’de yaşıyorum. Dört sürtüşmeler, iş dışı anlaşmazlıkların şirke- • Aile fertlerinden birisinin veya bazı- bin çalışanımız var. Aldığım her karar te yansıması, ‘ben’ duygusunun getirdiği larının iş ortamında imtiyazları olmamalı, sadece şirketimizi değil, bu insanları ve zaaflar ve aile geleneği ile iş gereklerinin eşitlik esas olmalıdır. ailelerini de ilgilendiriyor. Şirketler aileler örtüşmemesi gibi olumsuz yönleri oldu- için değil, fertler şirketler için vardır. Bu ğunu ifade etti. N sorumluluk içinde her gün daha çok çalışıyorum,” diye konuştu. NG Kütahya Seramik Porselen Tu92 Kurumsallaşmayı başaramayan şirketlerin geleceğinin olamayacağını söyleyen Güral “Ailenin ve şirketin geleceği • Dileyenlerin aile şirketi bünyesinde çalışması, dileyenlerin çalışmaması prensibi kabul edilmeli ve çalışanlar, çalışmalarının karşılığını almalıdır. • Kendi işini kurarak bireysel çalış- “Kurumsallaşmayan şirketlerin geleceği yoktur! Aile ve şirketin geleceği kurallara bağlanmalı” Erkan Güral mak isteyenlerin, ailenin müşterek sahip “Ben tipik bir Türk aile şirketinin den hissetmeli” oldukları sektör dışında çalışmaları pren- temsilcisiyim. yaşanan NG Kütahya Seramik Porselen Tu- sibi kabul edilmelidir. Anadolu’da sorunların tamamına sahip, imkanları rizm San. A.Ş.’in 100 milyon parça üre- • Aile konseyi mutlaka kurulmalı, ai- kısıtlı bir şehirde iş yaşamına girdim,” timle dünyanın en büyük porselen üreti- lenin yapısı ve beklentilerine cevap vere- diye konuşan Güral, “Ben Kütahya’da cisi olduğuna dikkat çeken Güral, bunda cek kuralları belirleyip, konseyin etkin ve doğdum, Kütahya’da yaşıyorum. Aile kurdukları ekibin büyük katkısı olduğunu emredici olması sağlanmalıdır. kararı alarak tüm sanayi yatırımları- söyledi. Aile olarak operasyonlara hiçbir mızı bu şehre yapıyoruz. Ancak ben şekilde karışmadıklarını ifade eden Gü- Türkiye’de ve Türkiye için yaşıyorum. ral, “Profesyonel arkadaşlarımız, bizim Erkan Güral, kurumsallaşmanın tüm Şirketlerimizde dört bin kişi çalışıyor. Ai- hakkımızı bizden daha fazla korurlar. aile bireyleri tarafından istenmesi gerek- leleriyle birlikte en az 12 bin kişi benim Onlara çok inanıyoruz. Biz aile gibiyiz. tiğini belirtti ve aksi takdirde sürecin ba- aldığım kararlardan etkileniyor. Bunun Anadolu’nun bir avantajı da budur. Ör- şarıya ulaşamayacağını ifade etti. Güral, bütün sorumluluğunu taşıyorum. Yani neğin, Genel Müdürümüz Rüştü Dü- şirketlerin genellikle beceriksizlikten değil, şunu demek istiyorum: Şirketler aileler ver 1974’ten beri şirketimizde. Biz ona aile içindeki çatışmalardan dolayı zaafa için değil, fertler şirketler için var. Eğer çok güvendiğimiz ve ailemizin bir ferdi uğradığını ifade ederek, “Aile içindeki lider aile fertleri şirketlerini değil de kendileri- saydığımız için, işlerimizi ona devrettik. genelde baba oluyor. Ancak daha sonra ni düşünürlerse, o şirketlerin uzun süre Operasyona dair işlere hiçbir şekilde ka- baba kimi seçtiyse, diğer aile bireyleri de yaşama şansı yoktur,” dedi. rışmayız. Sadece yönetim kurulu olarak “Kütahya’da çalışıyor, Türkiye’de yaşıyorum” ona saygı göstermek zorunda,” dedi. “Profesyoneller kendilerini aile- takip ederiz,” dedi. O 93 BİZDEN HABERLER Toprağın ateşle dansı Güral Sapanca ve Güral Afyon otelleri ve Zafer Havalimanı’nın iç ve dış cephe duvarlarını, çalışmalarına Sema Güral Sürmeli tarafından kurulan fabrika bünyesindeki seramik atölyesinde devam eden Seramik Sanatçısı Zeliha Yılmaz’ın seramik panoları süslüyor. oprağın insanla buluşması önce eller va- T sıtasıyla başladı. Sanki özünü disipline Güral Afyon edermişçesine onu yoğurdu insan, biçimlendirdi; V şekil verdi ve adeta sabrını ölçmek için günlerce bekletti, kuruttu, nemini aldı... Kalıcı ve dayanıklı olması için yüksek ateşlerde pişirdi. O da böylece dimdik durdu insan gibi. Bu kadar zahmetten sonra toprağın mutlaka bir ödülü olmalıydı: Bu yüzden insanoğlu onu rengarenk boyadı, sırladı ve parlattı. İşte kısaca özetlediğimiz toprağın bu macerasının sonundaki ismi artık ‘seramik’ti ve hiç kimse ona ‘toprak’ diyemezdi. İnsanın geçirdiği serüven de tıpkı böyle değil miydi? Dünyaya adımını attı, gelişip büyüdü ama ismi hep ‘insanoğlu’ idi. Ona verilen bu isim, bir dilekti aslında… İleride, gerçek bir insana dönüşsün diye edilen bir duaydı bu, çünkü henüz hamdı. Ancak insani özelliklerini kazanmış biri dimdikti, dosdoğruydu. Yani toprağın kendisi ile aslı toprak olan insan arasında hiçbir fark yok! Toprağın pişirilmesi ile ortaya çıkan çini, ilk Müslüman Türk Devletini kuran Karahanlılar döneminde kullanılmaya başlanmış. Türkler, çok eski tarihlerden beri binalarını çinilerle süslemişler. Kalıcı, renkli ve hammaddesi toprak olduğu için en çok tercih edilen süsleme üslup ve malzemesi, çini ve seramik olmuş. Seramik Sanatçısı Zeliha Yılmaz da bu süsleme sanatına gönül verenlerden. Güral Sapanca ve Güral Afyon otellerinin iç ve dış cephe duvar yüzeylerinde onun seramik panoları yer alıyor. O 94 Otelin dış cephelerine uygulanan kafe balkonlarında iki adet balık, iç bahçede bir adet tavus kuşu, balo salonunun balkonunda bir adet çiçek motifi ve havuz cephelerinde seramik boncuklardan oluşan iki adet çalışma bulunuyor. Boncuklu panolarda, farklı ebatlardaki boncuklar kendi içlerinde kompoze edilerek otelin nazarlığı edasında duvarlara uygulanmış. İç mekan duvarlarında ise tüm merdiven ve asansör boşlukları, lobi ve kadınlar havuzunda seramik panolar çalışılmış. Güral Afyon Otel’in ön giriş cephesinde iki adet birbirine bakan stilize kuş deseni uygulanmış. Bu çalışmaların çıkış noktası, Türk çini sanatında kullanılan stilize bitkisel motiflerin yanı sıra, kuş motiflerine de yer vermek olmuş. Mavinin hakim olduğu panolarda lacivert, yeşil ve kırmızı kullanılmış. Tamamı elde şekillendirilen panolardaki kuş ve bitkisel motifler çini bir tabaktan yükselerek ve toprakla can bularak ayaklanmış gibi heybetli duruyor. V Güral Sapanca Dış cephelere dik olarak uygulanan seramik panolarda Türk çini sanatındaki bitkisel kökenli stilize edilmiş, geometrik ve Rumi motifler, şamotlu kil kullanarak yorumlanmış. İçinde helezon şekli bulunan irili-ufaklı seramik boncuklarla panolara hareketlilik; mercan kırmızısı ile tasarımlara canlılık kazandırılmış. Yer yer şamotlu kilin doğal rengi kullanılmış, renk Otelin iç duvarlarına, merdiven ve asansör boşluklarına uygulanan seramik panolara yine Rumi motifler işlenmiş. Otelin konseptine uygun olarak panolarda inci beyazı kullanılmış, böylece uygulanan çalışmalar iç ve dış mekanlarda bütünlük ve devamlılık kazanmış. tonlarında turkuaz tercih edilmiş. Zafer Havaalanı Zafer Uluslararası Havalimanı’nda, yatayda 4x13 metre ebatlarında seramik panosu bulunan Zeliha Yılmaz’ın çıkış noktası, Kütahya-Altıntaş havzasını yaşam alanı olarak seçmiş, Anadolu’nun en iri kuşları, Toy kuşları. Uçarken kanat açıklığı 170 santimi bulan Toy kuşu (otis tarda) nesli dünya ölçeğinde tehlikede olan, ‘hassas’ (vulnerable) kategorisinde sınıflandırılmış, avlanması yasaklanmış ve koruma altına alınmış bir tür. Havalimanındaki çalışmasında bu temayı işleyen sanatçı, Kütahya çinilerinde kullanılan bitkisel motif ve renklere de yer vermiş. Kuşun kuyruk kısmında uzun ve ince dallar üstüne yerleştirilmiş hatayi motiflerinden şakayık ve laleler oluşturmuş, uzun hançerli lacivert yapraklarla bir bütünlük sağlamış. Helezonlu boncuklar ve dönen ince-uzun parçalarla tasarımına dinamizm kazandırmış. Zeliha Yılmaz, çalışmalarına Sema Güral Sürmeli tarafından kurulan fabrika bünyesinde yer alan seramik atölyesinde devam ediyor. Toprakla insanın birbirine benzediğini düşünüyor sanatçı, çünkü topraktan yaratılan insanoğlunun hayat serüveni de doğal olarak burada söz konusu olan seramik toprağı ile aynı... 95 BİZDEN HABERLER Rüzgar gibi geçti! NG 23 Nisan Klasik Otomobil Bahar Rallisi, NG Güral Sapanca’da gerçekleşti. Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral ve co-pilotu Ali Dereli yarışa 1962 model Mercedes 190 ile Sema Güral Sürmeli ve co-pilotu Hediye Güral Gür ise 1960 Chevrolet model klasik bir otomobille katıldı. G 23 Nisan Klasik Otomo- Otomobil Sivil Toplum Örgütü olan Kla- günü öğleden sonra NG Güral Sapanca bil Bahar Rallisi, 20-21 Ni- N sik Otomobil Kulübü’nün organize ettiği, Wellness&Convention’da yapılan ödül tö- san tarihlerinde NG Güral Sapanca NG reniyle noktalandı. Wellness&Convention’da düzenlendi. En gerçekleşen NG 23 Nisan Klasik Otomobil Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yöne- yenisi 1978 model olan 43 otomobilin Bahar Rallisi, 20-21 Nisan tarihlerinde NG tim Kurulu Başkanı Nafi Güral ve co-pilotu yer aldığı ralli, ünlü isimlerin katılımıyla Güral Sapanca Wellness&Convention’dan Ali Dereli yarışa 1962 model Mercedes renklendi. Milyonlarca Dolarlık klasiklerle start aldı. Yaklaşık 250 km’lik parkurda, 190 ile Sema Güral Sürmeli ve co-pilotu Karadeniz’e doğru yolculuk yapan ekip- NG Güral Sapanca’da start alan toplam Hediye Güral Gür ise 1960 Chevrolet mo- ler arasından, birincilik kürsüsüne, sürüş 43 otomobil ilk gün Kerpe, ikinci gün ise del klasik bir otomobille katıldı. Yarışmada tekniğindeki ustalığını konuşturan Serdar Yuvacık barajı çevresinde en iyi olmak için dereceye girebilmek için pilotun yeten- Evman ve co-pilotu Nergis Demirağ çıktı. yarıştı. Ralliye katılan 43 otomobilden en ekleri büyük önem taşıyor, çünkü de- Bayanlar kategorisinde ise en iyi dereceyi yenisi 1978, en eskisi ise 1940 modeldi. receye giren ekipler, en az hata yapan Sema Güral Sürmeli ve co-pilotu Hediye Klasik Otomobil Kulübü’nün üyesi olan pilotun belirlenmesi, kontrol noktasından Güral Gür 1960 Chevrolet model klasik ünlü ve bu hobiye gönül vermiş isimlerin doğru zamanlarda geçilmesi ve sabit bir otomobille kazandı. Türkiye’nin ilk Klasik katılımıyla renklenen ralli, 21 Nisan Pazar hızda yol alınmasıyla belirleniyor. O 96 Hotels&Resorts sponsorluğunda BULMACA Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Hazırlayan Ali Bakın Ng kütahya porselen etkinliği Küçük ispirto ocağı W W Bir mısır unu yemeği W 19 Ksenonun simgesi Arzu etme Kısa ökçeli bağsız ayakkabı W W W W İyi bakım Çizilerek açılan kertik Fecir Briçte santazu W W W Bir sayı Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. Kısa çizme W Öküz yemliği Arka karşıtı W 15 Sıfat 7 W W W Mutlak Ateşte kızartılmış taze buğday Küçük akarsu Apansız Antalya’da turistik bir belde NG Kütahya Porselen’in yeni yeni seri W W W W G.Doğu’da petrol çıartılan dağ 8 Ün W W W 2 İsrail’in para birimi 17 9 Bir tür cetvel Henüz, şu anda W W Yapım Eski dilde su Açık mavi W W Menzil Baryumun simgesi Otlar W W W 12 Sin W Bizmutun simgesi Soğuk yenilen yardımı yemek W Baba, cet 21 Ermiş Kemiklerin topearlak ucu W Bir tür at arabası W 6 Rusya’da bir ırmak Bir spor dalı W Saygınlık Zayıf, güçsüz Devlet istatistik Enstitüsü W 3 Herkes, yabancılar İyi talih Barındırma Ndtada durak işareti W Bir tür başlık W Nazım Hikmet’in soyadı NG Kütahya Seramik yeni seri 14 Lezzet W W W Uyma, boyun etme 4 W Bir bağlaç W W W W Riyaziye Bir çocuk oyunu Yılın bir ayı Devlet hazinesi W W W W Vilayet Lorentiyum simgesi 16 W W Bir peygamber W W W Eğreti mal W W NG Kütahya Seramik’in katıldığı fuar W Gelirler 18 W W 11 İri taneli bir üzüm türü Yüzyıl Merkez İsviçre’de bir ırmak W W Kafkasya’da bir halk W İşaret Kepazelik W W W İlaç W Hektometrenin kısaltması NG Kütahya Porselen’in Frankfurt’ta katıldığı fuar W Bir sayı W Ortadoksların dini içerikli resimleri W W W İki anlama gelen bir örnek Zengin, varlıklı W Mekke’nin kuzeydoğunda bir dağ Kalayın simgesi W W Şöhret Tanrısal W 5 Gidiş Hastalık Bir pamuk türü W W W Bir nota Türk Malı’nı simgeler Nispet W Afrika’da bir ülke W W İnanç W Nikelin simgesi W W Sanat eserlerinin sergilendiği yapı W 13 W W W Yeryüzü, dünya Kudret, iktidar 10 ANAHTAR CÜMLE 98 1 2 3 13 14 4 15 5 16 6 17 18 7 8 9 19 20 21 10 11 12 W 2 NG Kütahya Seramik yeni seri W NG Kütahya Seramik koleksiyonu Temiz Bir organımız W Konut 20 Bir işaret sıfatı W Karadeniz’de bir iç deniz Kiloamperin simgesi W W Bir nota W Para çekme makinesi W Bir tür yağlı çörek W Besin değeri yüksek sıvı
Benzer belgeler
alabilirsiniz
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
NG Dergisi, NG Kütahya Seramik
Porselen Turizm A.Ş. tarafından 3 ayda bir
yayınlanır ve ücretsi...