alabilirsiniz
Transkript
ALABİLİRSİNİZ SAYI: 29 www.ngdergi.com Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. EDİTÖR Geçmiş ve bugün “Kütahya’da hala her köşe başında Osmanlı döneminden kalma çeşmelerden su akar ve içilebilir. Tarih kokan konakların bacaları tütmeye devam eder. Kütahyalı olduğum için ben de her zaman bu büyünün etkisinde kalan birisi oldum. Osmanlı’nın mistik havasının her an hissedildiği Kütahya’da doğup büyüdüğümden, bu kültürün bende derin izler bıraktığını söyleyebilirim. Şehrin sıcaklığını sınırlarından girdiğiniz an hissedersiniz. Hoşgörü, anlayış, dostluk Kütahya’nın özüdür.” Sema Güral Sürmeli’nin ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ sergisinin açılışındaki konuşmasında dile getirdikleri, adeta ailece Kütahya için hissettiklerimize tercüman oldu. Bizler sadece Kütahya’da doğup büyümekle kalmayıp, her zaman Gülden GÜRAL Kütahyalı olma duygularıyla nefes alıp verdik. Hem kendimizi hem de Kütahya adının geçtiği şirketimizi hep bu duygularla yaşatmaya devam ettik. Dergimizin de kapağına taşıdığımız Sema Güral Sürmeli imzalı koleksiyondaki her biri el ile işlenmiş kaftanlar, armalar, nişanlar ve kılıçlar tasarımcının geçmişe duyduğu saygının da başarılı bir yorumu. Üretimine 2009 yılında başlanan koleksiyon tümüyle NG Kütahya Porselen fabrikasında üretildi. Geçmişe bağlılığımızı yansıtan manevi değerlerimizle NG Kütahya Porselen’in teknolojik başarısını bir araya getiren bu eserler bizler için büyük bir gurur kaynağı. NG dergimizi elektronik ortamda Turkcell Dergilik (iPhone, iPad ve Android işletim sistemli cihazlardan) ayrıca Samsung eKitap ve www.ngdergi.com adlı internet sitemizden de takip edebilirsiniz. 4 İÇİNDEKİLER 10 58 9 SERGİ Ünlü ressam Erol Akyavaş’ın yaşamdaki yeri İstanbul Modern’deki retrospektifi 44 SANAT VE PORSELEN Ressam 10 ETKİNLİK NG Kütahya Seramik Ahmet Özel ve Figen Batı iç dünyalarını, Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu NG Kütahya Porselen’in beyaz tabaklarına üyesi Sema Güral Sürmeli ‘Porselenden aktardılar Hayatlar-Geçmişe Özlem’ adını verdiği son 48 STİL Openstock ürünleriyle kendi koleksiyonunu sergiledi kombinlerinizi oluşturun 16 KİTAP Yaz sofralarınıza renk katacak 50 GEZİ Gecikmeli bir yaz tatili planlayanlar tarifler içeren yemek kitapları için denizin ve doğanın buluştuğu en güzel 20 YENİ SERİ SERAMİK NG Kütahya sahilleri araştırdık Seramik’in en yeni serileri Travers, Tesla, 54 MÜZİK Mercan Dede, müziğini ve Mulya, Limba, Fosil ve Titanik ruhunu besleyen İstanbul’u anlattı 18 YENİ SERİ PORSELEN Mitterteich 58 STİL NG Kütahya Porselen Naturaceram Capris serisinin ‘Bahar’ kahvaltı takımları serisinin yeni koleksiyonunda country çizgiler 26 SİNEMA Demet Akbağ, çekimleri öne çıkıyor devam eden ‘Hükümet Kadın 2’yi ve film 62 RÖPORTAJ Müzisyen Serdar Ateşer senaryosundan yola çıkarak Güneydoğu’da büyük şehirden uzaklaşıp yeniden kadın olmayı anlattı yapılandırdığı hayatını Ayvalık’ta geçiriyor 30 STİL Naturaceram’ın balık formlu 66 SAĞLIK Dr. Hayat Öz ameliyatsız estetik turkuvaz serisiyle yaz serinliği uygulamalardaki son trendleri anlattı 32 MİMAR İç mimar Ayhan Güneri ile 70 BESLENME Ali Dereli protein diyeti A’Design Ödülleri’nde gösterdiği başarıyı yapanlar için etin niteliğini masaya yatırdı konuştuk 72 KOMBİN Porselensepeti.com’dan 36 KÜLTÜR MİRASI Yeşille dost seçtiğimiz ürünlerle şık kombinler yarattık Trabzon’un tarihi ve doğal güzelliklerini adım 78 GURME NG Güral Sapanca adım gezdik Wellness&Convention’ın mutfağında yaz için 40 PORSELEN SEPETİ serin tatlılar hazırladık Bayram ikramlarının için sınırsız sunum 82 TERMAL Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle önerisi bulacağınız bir alışveriş sitesi ‘Kaplıcalarda tedavi ve sağlık geleneksel mi, 42 DÜNDEN BUGÜNE bilimsel mi?’ sorusunu yanıtlıyor Kadınların statü sembolü olarak moda 84 BİZDEN HABERLER tarihine geçen yelpazelerin gündelik 98 BULMACA SAYI: 29 AĞUSTOS 2013 İmtiyaz Sahibi NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. adına Mustafa Elgün Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş Görsel Danışman Harun Topuz İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13 www.ngdergi.com facebook.com/ngdergi twitter.com/ngdergi NG Dergisi, NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. tarafından 3 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır. 6 Yayına Hazırlayanlar Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş Grubu, Barbaros Bulvarı, Cam Han, No:153, Balmumcu, Beşiktaş Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman Tel: (0212) 354 30 00 Yayın Yönetmeni Fatma Özel Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık Görsel Yönetmen Nazlı Sarı Yayıncılık A.Ş. Editörler Şebnem Yıldız, Çiğdem Basıldığı Yer: Akpınar Mah. Hasanoğlu, Zeliha Köşlü, Ayşegül Gürsel Hasan Basri Cad. No: 4, Sancaktepe, Fotoğraflar Agim Can, Canan Yetişti İSTANBUL Satkın, Füsun Gümeli Tel: (0216) 585 90 00 SERGİ EROL AKYAVAŞ Renk ve desen ustası İstanbul Modern’de mayıs ayında açılan retrospektif sergi, Erol Akyavaş’ın yaklaşık 50 yıla yayılan sanat birikiminden bir seçki üzerine kurulmuş. Yazı Emine Önel Kurt 8 Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı ve 290 yapıtın yer aldığı Akyavaş retrospektifi, sanatçının Doğu-Batı arasında sanat dünyası üzerinden kurduğu özgün sentezini, perspektif ve mimari düzenlemelerini, insan figürünü merkez aldığı bilinçaltı arayışlarını ve özellikle üretiminin son yıllarında ağırlık verdiği farklı dünya kültürleri üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarını kapsıyor. 32 yılında İstanbul’da doğan Akyavaş, sanat ya- de doğrudan dinsel bir öyküyü anlatma yoluna giderek İslam şamını İstanbul, Paris ve ağırlıklı olarak da New dini ve özellikle de tasavvufu açısından önemli olayları; Hallac-ı York’da geçirdi, mimarlık eğitiminin ardından resim alanında Mansur ve Nesimi gibi kişileri ele almıştır. “Kerbela”, “Hallac-ı yoğunlaştı ve 1999 yılındaki ölümüne dek Türkiye, Avrupa ve Mansur” ve “Miraçname” serilerinde, söz konusu öykülere ait ABD’de çok sayıda kişisel sergi düzenledi. “Padişahların Zaferi” simgeleri kullanır. Hallac-ı Mansur serisinde Kabe’yi hatırlatan (1959) adlı çalışması 1961 yılında New York’taki Modern Sa- formlar, spiral motifleri, tasavvufta değeri olan kırmızı, yeşil, si- nat Müzesi’nin (MoMA) sürekli koleksiyonuna alındı ve Akyavaş yah, mavi renklerini kullanmıştır. Hallac-ı Mansur serisi ile birlik- MoMA’nın koleksiyonuna giren ilk Türk sanatçı oldu. te resimleri daha da soyutlaşan Akyavaş “boşluk”u kullanmış, 19 Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı ve 290 yapıtın resim yüzeyini birkaç simge dışında neredeyse tamamen boş yer aldığı Akyavaş retrospektifi, sanatçının Doğu-Batı arasında bırakmıştır. Bu seride sık kullandığı, İslam inanışında ve hemen sanat dünyası üzerinden kurduğu özgün sentezini, perspektif hemen tüm inanışlarda en mükemmel form olarak kabul gören ve mimari düzenlemelerini, insan figürünü merkez aldığı bilinçal- daire ise, başlangıç noktası olan merkezindeki nokta ile bir ola- tı arayışlarını ve özellikle üretiminin son yıllarında ağırlık verdiği nı, yani Tanrıyı simgeler. Yine Hallac-ı Mansur serisinden 1987 farklı dünya kültürleri üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarını kap- yılına tarihlenen bir örnekte, resmin neredeyse tüm yüzeyini sıyor. Mimari imgeler, İslam estetiği, soyut ve figüratif unsurlar kaplayan bir vav harfi görülür. Vav harfi, tasavvuf düşüncesinde Akyavaş’ın resminde öne çıkan yanlardır. Sanatçının İslam hat yaratan ile yaratılan arasındaki ilişkiyi simgeler. Akyavaş’ın yazı- geleneğinden izler taşıyan simgelere ve İslam tasavvuf düşün- yı kullanıldığı örneklerde yazının simgelediği değerin öne çıka- cesi ile ilintili imgelere yer verdiği çalışmaları yapıt üretimde ay- rılmaya çalışıldığı gözlemlenir. Akyavaş geleneksel motif ya da rıcalıklı bir yer tutar. Bu çalışmalarında Arap alfabesinden bir öyküleri resmine taşırken bunları modern sanatın kavramlarıyla harfi resmin ana motifi olarak tek başına kullandığı gibi zaman ilişkilendirir. İstanbul Modern’deki etkileyici sergi, ağustos ayı zaman stilize edilmiş harflere yer vermiştir. 80’li yıllardaki işlerin- sonuna kadar gezilebilir. 9 ETKİNLİK SEMA GÜRAL SÜRMELİ 10 Osmanlı’nın ihtişamı porselenin zarafeti ile buluştu NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’nin ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ adını verdiği son koleksiyonu nostalji duygusundan hareketle, Osmanlı mirasını gelecek nesillere aktarıyor. Yazı Çiğdem Hasanoğlu 11 ETKİNLİK SEMA GÜRAL SÜRMELİ ema Güral Sürmeli sadece parça dan oluşan sanat eserlerinin üretimi bir yönetici değil aynı za- ve koleksiyonu oluşturma süreci tam dört S manda bir tasarımcı. Fakat her şeyden öte O bir porselen aşığı. Porselenden bahsederken gözleri her zamankinden farklı ışıldıyor. Dünyada eskiye Koleksiyona adını veren geçmişe özlem, Sema Güral Sürmeli’nin yaşanmışlıklara değer veren aile gelene- çok ğinden kaynaklanıyor. “Ne mutlu ki, porselenin yaşanmışlıklara değer veren bir anne- geçmişi dayanan yıl sürmüş. Türkiye’deki mazisi en fazla 40 babanın evladıyım. Bu nedenle geçmişe yıl öncesine gidiyor. Porselen duyduğum özlem ve saygıyı, kendimce anlata- henüz çok genç bir sektör ve rak geleceğe miras bırakmayı görev bildim. His- Türkiye’de porselen deyince akıllara gelen ilk isimlerden NG Kütahya Porselen’in başarı serüveninde Sema Güral Sürmeli’nin çok fazla katkısı var. Sema Güral Sürmeli köklerine bağlığa çok önem veriyor. Doğup büyüdüğü settiğim bütün yoğun duyguları emeğimle birleştirerek kuşaklar arası bir köprü kurmak istedim. Günümüzde bile dünya çapında sanatçı ve tasarımcılara ilham kaynağı olan kaftanlar, armalar, nişanlar, kılıçları yeniden yorumladım. İçimde geçmişten kalan ve yaşamaya Kütahya’nın kalbindeki yeri çok ayrı… Kütahya O’na her ko- devam eden ne varsa porselene aktardım.” nuda ilham olmuş. ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Öz- isimli son koleksiyonuna baktığımızda ve Sema Güral lem’ koleksiyonu, 10 Mayıs tarihinde Sürmeli’nin söylediklerine kulak verdiğimizde bunu daha iyi anlıyoruz: “Kütahya’da hala iş, sanat ve cemiyet hayatının önde gelenlerinin katıldığı Kuruçeşme Nicol’deki her köşe başında Osmanlı döneminden davette tanıtıldı. Davetlilerin arasında kalma çeşmelerden su akar ve içile- “Türk Sineması’nın Sultanı” Türkan Şo- bilir. Tarih kokan konakların bacala- ray da vardı. Sema Güral Sürmeli ser- rı tütmeye devam eder. Kütahyalı gi açılışında Türkan Şoray’ın Osmanlı olduğum için ben de her zaman kaftanı ile olan fotoğrafının porselen bu büyünün etkisinde kalan birisi üzerine uyarlanmasıyla tasarlanan oldum. Osmanlı’nın mistik havası- yemek takımını sultana armağan etti. nın her an hissedildiği Kütahya’da “Türk Sineması’nın Sultanı” bu sürpriz doğup büyüdüğüm için bu kültürün karşısında oldukça duygulandı ve şöy- bende derin izler bıraktığını söyleyebilirim. Şehrin sıcaklığını sınırlarından girdiğiniz an hissedersiniz. Hoşgörü, anlayış, dostluk Kütahya’nın özüdür.” ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ ko- le dedi: “Benim için çok özel bir hediye oldu. Çok mutlu oldum. Sergide gerçekten birbirinden değerli, emek verilmiş ürünler var. Sema Hanım’ı tebrik ediyorum.” Sema Güral Sürmeli de Türkan Şoray’ın sergisini ziyaret et- leksiyonunda her biri el ile işlenmiş kaftanlar, mesinin kendisine gurur verdiğini ifade ederek, “Yıllarca Türkan armalar, nişanlar ve kılıçlar yer alıyor. Üre- Şoray’ın filmlerini ilgiyle, beğeniyle izledik. Şimdi onu yanımda timine 2009 yılında başlanan koleksiyon, görmek benim için çok anlamlı. Bu nedenle kendisine bir dünyanın en büyük porselen üretim kapa- sürpriz yapmak istedim ve ona özel bir armağan sitesine sahip fabrikalarından biri olan NG hazırladım” dedi. Kütahya Porselen fabrikasında üretilmiş. Bisküvi pişirimi, sırlı pişirimi, sır üstü renklerin pişirimi, frit pişirimi, altın yaldız ve platin dekor pişirimlerinin ardından porselenlerin üzerine kumaş, zincir, tül, gümüş, Swarovski taşlar ile süslemeler yapılmış. Tam 2013 12 Koleksiyon Sema Güral Sürmeli’nin hayatında çok önemli bir yere sahip olan babası Nafi Güral’a ithaf edilmiş. 13 ETKİNLİK SEMA GÜRAL SÜRMELİ ‘Porselenden Hayatlar-Geçmişe Özlem’ koleksiyonu 10 Mayıs tarihinde Sema Güral Sürmeli , Feriha Sargın, Hediye Güral iş, sanat ve cemiyet hayatının önde gelenlerinin katıldığı Kuruçeşme Nicol’deki davette tanıttı. Davetlilerin arasında “Türk Sineması’nın ar İsmail Ac Sultanı” Türkan Yelda-Erk an-Hediy e-Gülsüm Güral Şoray da vardı. Türka an Şoray ve Sema Güral Sü rmeli Yelda-Erkan Güral nal umhur Ö Sezen C Ender Saraç Ende eli al Sürm a Güra m e S , lu ucuroğ Ayşe K Sema G üral Sürm eli, Sitare Ak dilek Hüseyin Avni Mutlu, Nafi Güral, Sema Güral Sürmeli 14 Begüm Şen Feryal G ülman Arzu S Sabancı KİTAP YEMEK Birbirinden özel ve güzel 10 yemek kitabı Yaz sofralarınıza renk katacak tarifler içeren yemek kitapları Anadolu’dan dünyaya uzanan bir yelpazede sayısız yeni lezzetle tanışmanızı sağlayacak. Yazı Çiğdem Hasanoğlu Süt Uyuyunca - Türkiye Peynirleri Artun Ünsal, Yapı Kredi Yayınları.www.ykykultur.com Avrupa’ya gidenler marketlerdeki, dükkanlardaki peynir reyonlarına bakıp “Bizde neden böyle peynirler yok diye sorarlar,” çünkü henüz Artun Ünsal tarafından kaleme alınan ‘Süt Uyuyunca’yı okumamışlardır. Halbuki Anadolu’nun dört bir yanında birçoğu binlerce yıllık geleneği sürdürerek üretilen yüzlerce peynir türü mevcut. Bizler sadece bunun farkında değiliz! Salamura, beyaz peynir, kaşar ve tulumdan fazlasına sahibiz! Süt Uyuyunca’da Türkiye’nin peynirlerine mercek tutan Artun Ünsal, önce peynirin Anadolu’daki tarihsel gelişimine bakıyor sonra da yöresel peynir çeşitlerini ve üretim tekniklerini anlatıyor. Kitabın son bölümünde ise peynirle yapılan Türk mutfağına özgü yemek ve tatlıları anlatıyor. Sayısız medeniyete kucak açmış coğrafyamızdaki süt kültürünün tarihçesi uzun bir maziye sahip. Makarnanın Kitabı Ebru Omurcalı, Alfa Basım Dağıtım. www.alfakitap.com “Çorbanın Kitabı 1-2”, “Tatlının Kitabı”, “Binbir Gece Yemekleri” derken Ebru Omurcalı makarnanın kitabını da yazdı. Filiz makarnanın sponsorluğunda çıkan Makarnanın Kitabı, Alfa Kitap tarafından basılmış. Kitabın içeriğinde ise İtalyan usulü değil, Türkiye’ye özgü tarifler yer alıyor. Anadolu’nun farklı kültürlerine ait yüzlerce tarif makarna ile buluşuyor. Edirne’den, Van’dan Rize’den ve pek çok ilimizden tariflerle makarnalara soslar ve süsler hazırlanıyor. Kitapta sırasıyla makarna kullanarak hazırlanan çorbalar, salatalar, sebzeli makarnalar, beyaz etliler, kırmızı etliler, pilavlar ve tatlıların tarifleri yer alıyor. Refika’nın Mutfağı-Cooking New İstanbul Style Refika Birgül, Boyut Yayın Grubu. www.boyutstore.com Refika’nın Mutfağı adındaki televizyon programından da tanıdığımız Refika Birgül yemeğe muhabbeti ekleyen hoş tarzı ile gönlümüzde ayrı bir yere sahip. Refika’nın Mutfağı dört ilke üzerine kurulu: Tat, yaratıcılık, estetik ve paylaşım. Bu dörtlüden yola çıkarak harikalar yaratmanın sırları ise bu kitapta saklı. Refika’nın mutfağı yerel malzemeleri kullanarak ekonomik tarifler hazırlamanın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Geleneksel Türk mutfağının açtığı yoldan ilerleyerek tarhana ve erişte gibi aşina olduğumuz ama neredeyse tatmayı bile unuttuğumuz lezzetleri evinizde kısa bir sürede ve oldukça basit bir şekilde yapmanın yollarını gösteriyor. Kadayıftan mantı, Türk suşisi gibi tarifler ile mutfakta yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. 16 Antakya Yemekleri Jale Balcı, Remzi Kitabevi. www.remzi.com.tr Yıllarca finans sektöründe çalıştıktan sonra hobi olarak başladığı yemek işine profesyonelce devam eden Jale Balcı’nın Antakya Mutfakları kitabı, çok kültürlü yapısı ile bilinen Antakya’nın kültürü gibi eklektik mutfağına giriyor. Bir yandan Antik kentin tarihinde, sokaklarında, evlerinde gezdirerek camilerini, kiliselerini, havralarını, türbelerini, tarihsel kimi yerlerini tanıtıyor, bir yandan da birbirinden lezzetli yöresel yemekleri güzel fotoğraflar eşliğinde bizlerle paylaşıyor. Gökkuşağından Lezzetler Clara Seren Amram, Doğan Kitap. www.doğankitap.com.tr Sağlıklı yaşam koçu olan Perulu Clara Seren Amram, Leon Amram ile evlenip babası ve büyük dedelerinin de doğmuş oldukları İstanbul’a taşınmış. Evinin en sevdiği köşesi olan mutfağında, “Fit Yiyecekler” konusunda bilgisini geliştirmiş ve doğanın renklerinden yola çıkarak hazırladığı Gökkuşağından Lezzetler’i yazmış. Mutfakta sıra dışı bir yaklaşım arayanlar için ideal bir beslenme biçimi hazırlayan Clara Seren Amram, doğada her şeyin bir rengi, bir anlamı ve bir amacı olduğunu anlatarak, hem lezzetli hem de vücudu arındıran farklı reçeteleriyle okurlarını sağlığa davet ediyor. Gerçek Ekmek ve Ekmekle İlgili Tüm Gerçekler Emine Şahin, Hayykitap. www.hayykitap.com İnsanlığın en çok tükettiği gıda malzemesi nedir diye sormaya dahi gerek yok. Yanıtın ekmek olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden ekmek hakkında sağlıklı mı değil mi gibi süregelen tartışmalar bitmek bilmiyor. Gerçek Ekmek ve Ekmekle İlgili Tüm Gerçekler isimli kitap ise ekmeğe dair bütün spekülasyonlara son veriyor. Kitabın yazarı Emine Şahin yıllarca ekmek konusunda araştırmalar yapmış, İtalya’dan Yemen’e diyar diyar fırınları gezmiş. Sonunda gerçek ekmeğin ne olduğunu ve nasıl yapıldığını öğrenmiş. Ekmeğe dair bütün püf noktalarını öğrenebileceğiniz bu kitapta evde yapabileceğiniz ekmek tarifleri bulunuyor. Bir O Yaka, Bir Bu Yaka Gökçen Adar, Maria Ekmekçioğlu, İnkılap Kitabevi. www.inkılap.com Kitabın tanıtımında en sevdiğimiz İkinci Yeni şairlerinden Edip Cansever’in bir dizesine yer veriliyor: “İnsan yaşadığı toprağa benzer, havasına suyuna benzer…” Bir O Yaka, Bir Bu Yaka’ya bakınca tarih boyunca birlikte yaşayan Ege’nin iki yakasındaki insanların ruhuna ve mutfaklarına yansıyan benzerliği fark ediyor ve Cansever’e bir kez daha hak veriyoruz. Gökçen Adar ve Maria Ekmekçioğlu’nun kaleminden doğru şekilde pişirilmiş baklagiller, doğal gübre ve az suyla yetişen lezzetli sebze-meyveler, buğday ve arpa unuyla yapılmış şahane ekmekler-peksimetler, taze koyun ve keçi peynirleri, tadına başka hiçbir denizde bakamayacağınız balık ve deniz ürünleri tarifleri muhteşem. Şiirsel sofralar hazırlamak isteyen herkes bu kitabı edinmeli! 17 KİTAP YEMEK Rakı Balık Ayvalık Erkan Acurol, Arzu Acurol, İş Bankası Kültür Yayınları. www.iskulturyayinlari.com.tr Kitabının adını okuyunca bile insanın ağzı sulanıyor! Erkan Acurol ve Arzu Acurol çifti tarafından hazırlanan Rakı Balık Ayvalık’ta rakı ile birlikte tüketildiğinde efsaneye dönüşen Karides çorbası, taratorlu deniz börülcesi, patlıcan salatası, deniz börülcesi, papalina, sahanaki, kabak çiçeği dolması, kremalı kürk helvası başta olmak üzere pek çok mezenin tarifi yer alıyor. Yazarlarının on beş yıllık incelemeleri sonucunda ortaya çıkan kitabı okuduğunuzda Ayvalık biletinizi almanız kaçılmaz oluyor. Ege ve Akdeniz mutfağının en güzel örneklerinin buluştuğu bir yer olan Ayvalık’ın neden bu kadar çok müdavimi olduğunu gittiğinizde daha iyi anlayacaksınız. Çünkü Ayvalık, denizi ve mimari dokusunun yanı sıra yeme ve içme kültürü bakımından son derece önemli bir merkez. Anne, Ben Acıktım! Sahrap Soysal, Doğan Kitap. www.doğankitap.com.tr Patates, köfte, makarna başta olmak üzere çocukların sevdiği yemekler bellidir. Hep aynı şeyi yemek isterler bıdıklar! Fakat anneler onlarla asla hemfikir değildir. Sahrap Soysal’ın kitabı “Anne, Ben acıktım!” hem çocuklar hem de anneler için harika tariflerle dolu. Türkiye yemek kültüründen uzaklaşmadan çocukların vitamin, karbonhidrat, mineral değerlerine dikkat ederek hazırlanmış olan her ayrıntının düşünüldüğü bu kitap hayatınızı kurtaracak. Çadırdan Saraya Osmanlı Türk Mutfağı Engin Akın, İş Bankası Kültür Yayınları. www.iskulturyayinlari.com.tr Orta Asya çadırlarından İstanbul saraylarına Türklerin temas ettikleri toplulukların lezzetlerini kendi mutfaklarıyla nasıl hemhal ettiklerinin öyküsünü anlatan Çadırdan Saraya Osmanlı Türk Mutfağı ilginç ayrıntılarla dolu bir kitap. Ünlü gurme Engin Akın yaptığı eşsiz bir arşiv çalışmasının ardından lk Türk kavimlerinden Uygur Türklerine, Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk yemek kültürü ve birbirinden lezzetli tarifler ile tanıştırıyor okuyucuyu. Çorbalardan salatalara, mezelerden sebze yemeklerine, et yemeklerinden deniz ürünlerine birbirinden lezzetli tariflere Bekir İşçen’in harika fotoğrafları eşlik ediyor. 18 YENİ SERİ SERAMİK Yenilikçi yüzeyler NG Kütahya Seramik Travers, Tesla, Mulya, Limba, Fosil, Titanik serilerinin yenilikçi çizgileriyle etkileyici bir mimari dil yaratıyor. Lüks sevenler için Limba Ahşap ve parlak sevenler için özel olarak üretilmiş olan Limba serisi, ahşabın güzelliğini lüksle buluşturuyor. 66x33 cm ve 66x16,5 cm ebatlarında üretilen seri, bej, bone, duman ve füme renklerine sahip. Yaşam alanlarına ışıltı ve aydınlık kazandıran Limba serisi, farklı renk kombinasyonları ile sıra dışı mekanlar yaratıyor. 20 Antik dünyanın habercisi Mulya Antik ahşap dokulu, mat yüzeyli ve rölyefli dokusuyla Mulya, mekanlarınıza antik bir görüntü kazandırıyor. Seri, 60x60 cm ebatında üretiliyor. Görsel bir şölenin izi Titanik Ahşap sıcaklığında Travers Minerallerin makro görüntülerinin Antik ahşap dokulu, mat yüzeyli Travers serisi, seramiğe taşındığı Titanik serisi, doğallığı mekanlara taşıyor. 100x50 cm ve parlak yüzeyli, 60x60 cm ölçülerinde, 100x16,5 cm ebatlarında, bej, bone ve kahve bora ve buz renklerinde. renkleri ile alternatifler sunuyor. Açık alanların yıldızı Tesla Ahşabın sıcak yüzü Fosil Dış mekanlar için özel olarak Fosilleşmiş ahşap görüntülerinden esinlenerek tasarlanan Tesla, doğayla dost tasarlanan Fosil serisi, iç ve dış mekanlara eşsiz bir seri. Tesla’nın, 66x33 cm güzellikler sunuyor. Bone ve toprak renklerine sahip ölçüsünde, bej, kahve ve kızıl olan seri 100x50 cm ebatlarında üretiliyor. Mat ve polish renkleri bulunuyor. (parlak) yüzey alternatifleri ile her zevke hitap ediyor. 21 YENİ SERİ PORSELEN Güne sıcak başlangıç ‘Caprice’ ve ‘Leonberg’ serilerinin bahar kokan kahvaltı takımları güne keyifle başlamanız için ideal. Prodüksiyon Harun Topuz Fotoğraflar Agim Can 22 Bu sayfada ‘Leonberg’ 6 kişilik, (42 parça) 7774 desen kahvaltı takımı, 309 TL. Yan sayfada ‘Caprice’ 6 kişilik, (42 parça) 6077 desen kahvaltı takımı, 419 TL. 23 YENİ SERİ PORSELEN 24 Bu sayfada ‘Leonberg’ 6 kişilik, (42 parça), 5064 desen kahvaltı takımı, 375 TL. Yan sayfada ‘Caprice’ 6 kişilik, (42 parça), 7713 desen kahvaltı takımı, 419 TL. ‘Capris’ ve ‘Leonberg’ serilerinin doğa temalı kahvaltı takımları ile bahar enerjisini evinize taşıyın. 25 TELEVİZYON DEMET AKBAĞ “Hükümet Kadın 2” geliyor Demet Akbağ “Hükümet Kadın”da gerçek bir hikayeye can verdi. Güneydoğu’nun ilk kadın belediye başkanı Xate’nin traji-komik öyküsüyle güldürürken hüzünlendirdi. Şubat 2012’de gösterime girip 1.3 milyon kişi tarafından izlenen filmin şimdi devamı geliyor. Usta oyuncu, Arda Uskan’a filmini ve Güneydoğu’yu anlattı. Yazı Arda Uskan Fotoğraflar Engun Candemir 26 “Kadından belediye başkanı olur mu?” sorusunu soruyor herkes birbirine Hükümet Kadın’da... Olur valla, neden olmasın... Doğru, “Hükümet Kadın”da herkes bu soruyu birbirine soruyor... Xate, Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı değil ama Güneydoğu’da ilkmiş. Ne demek Xate? Asıl belediye başkanı Xate’nin kocası, öyle değil mi? Evet ama adam bir trafik kazasında ölünce oğlanlardan biri yerine geçsin diyorlar ama; yok onun askerliği var yok diğeri okuyor derken iş kadına kalıyor. Nasıl yani belediye başkanlığı babadan oğula mı geçiyor? Hanım demek Kürtçede... Sermiyan Midyat’ın babaanne- Sistem öyle, orada babadan oğula geçiyor. Aynen Osmanlı siymiş ve 1957-1960 yılları arasında Midyat’da belediye baş- İmparatorluğu gibi. Bunlar hatırı sayılı bir aile zaten. Adam da kanlığı yapmış. zaten çok sevilen bir başkan. Köylülere hep yardım ediyor, Sermiyan; “Demet Akbağ” oynamazsa ben bu senaryoyu yazmam demiş... “Kafamda babaannemin hikayesini filme çekmek var, bunu senaryo haline getirirsem Demet Akbağ oynasın istiyorum, gerekirse onu boş tarihine kadar beklerim” dermiş hep; karşılaştığımızda da bana aynı şeyi söyledi. Hikayeyi ilk duyduğunuzda nasıl bir tepki verdiniz? Beni iştahlandıran şey senaryo oldu. Şu sözler karşısında küçük yaşta kızların evlendirilmesine karşı... Bir aile, kızını üç beş koyuna satmaya kalkıyorsa hemen olaya el koyuyor, kıza sahip çıkıyor. Karşı çıkanlar da var herhalde... Tabii, başta da söylediğin gibi “Kadından belediye başkanı olur mu?”, “Xate hanım askerliğini yapmış mıdır” lafları gırla gidiyor önce... Okuması yazması bile yokken nasıl başarılı oluyor? hangi kadın oyuncu kayıtsız kalabilir; “1957’de babaannem Çok azimli bir kadın... İmza atmak yerine parmak bas- okuma yazma bilmeden belediye başkanlığı yaptı çok da başa- mak, bir takım şeyleri becerememek gururuna dokunuyor. rılı oldu, bu onun başarı öyküsü” dedi Sermiyan. Bunu duyunca Oğulları da bunu kandırıyor. Mesela biri meyhane açacak; uçtum tabii... çocuklardan birini kafalıyor, “annene şu kağıdı imzalat, sana Biraz da Xate hanımdan söz edelim... da avanta veririm,” diyor... Kadın da okuma yazma bilmediği Altı erkek, bir kız çocuğu olan sert, otoriter bir kadın. Orada için basıyor mührü. ataerkil bir düzen olsa da yine son söz onda bitiyor. Bir aşiret ailesinin kızı zaten. Kocası da bir aşiretin oğlu, iki büyük aşiretin çocukları evlenmiş anlayacağın... Xate’nin intikamı acı olacak galiba... Öyle... Bir gün bir bakıyor, öyle şeylere izin vermiş ki tam rezillik... Bunu görünce birden tepesi atıyor “Vay siz benimle ‘Hükümet Kadın’da Güneydoğu’nun ilk kadın belediye başkanı Zekiye Midyat’ı canlandıran Demet Akbağ, filmin ikincisinde de aynı rolü üstleniyor. 2010’da Ata Demirer’le ‘Eyyvah Eyvah’ta rol alan Akbağ, 2011’de çekilen ‘Eyyvah Eyvah 2’de de yine başroldeydi. Devam filmlerini seven Akbağ, 2001 ve 2004’te ise ‘Vizontele’ ve ‘Vizontele Tuuba’da ‘Siti Ana’ karakterini oynamıştı. 27 RÖPORTAJ DEMET AKBAĞ Demet Akbağ, Ercan Kesal ve Sermiyan Midyat’ın başrollerini paylaşacağı ‘Hükümet Kadın 2’nin çekimleri şu sıralar Mardin’de başladı. dalga geçiyorsunuz, şerefimle oynuyorsunuz” diyor gidiyor köyün öğretmenine “Öğretmen tatile mi çıkıyorsun? Çıkmıyorsun, Orası zaten Araplar, Kürtler ve Süryanilerden oluşan bir mozaik görünümündeydi... çünkü bana okuma yazma öğreteceksin...” diyor. Yalnız okuma Birkaç dil konuşuluyor ama bu mozaik son zamanlarda ha- yazma değil, sosyal bilgiler, inkilap tarihi filan da öğreniyor... Bir fiften çatlamış gibi. Gördüğüm kadarıyla biraz Süryaniler küs- de ilçeye müfettiş gelecek, ona da mahçup olmamak istiyor. müşler. O coğrafya zaten sarı, yeşili az bir yer. Çocuklar çok Midyat’ta iki ay bir otelde kalmak bunaltmadı mı sizi? fazla. Her evde en az altı-yedi çocuk var. Başbakan’ın istediğinden de fazla... Yok canım... Zaten bizden önce “Sıla” dizisinin oyuncula- Ooo, çoktan aşmışlar. Biraz klasik olacak ama maalesef rı kalmış aynı yerde. Zaten ben odamı biraz da eve çevirdim. tarihimize sahip çıkamıyoruz. Hasankeyf bitmiş artık, baraj olu- Küçük bir mutfağım oluşmuştu orada... Marketten alışverişimi yor. Mor Gabriel Kilisesi var ki ilk defa biz girip çekim yapabildik. yapıyorum, mesela ton balıklı salata yapabiliyordum odamda. Orası da şu anda mahkemelik. Süryanilerin elinden alacaklar- Bir tost makinesi aldım. Tabii bölgede çok güzel yemekler var mış... Çocuklarının okuduğu tek okul orası. ama çoğunlukla et ağırlıklı... Yerel yemeklerden ağzımızı sulandıracak bir şeyler var mı, biraz anlatın... Mesela semürsek diye börekleri var, biraz çiğ böreğe benziyor... İçli köfteleri muhteşem. Tabii çok lezzetli et yemekleri, kavurmaları filan da var ama biraz ağır geliyordu bana. Bir de terör olayları var... Tabii... Yaşanan terör orayı da yıpratmış. Siz de bir röportajınızda “iç savaş” demişsiniz haklı olarak... Nedense o sözüm tuhaf karşılandı... “Ne zaman bitecek bu savaş” lafı 30 yıldır dilimizden düşmüyor. Orada bir terör “Hükümet Kadın”ın bir politik mesajı var mı? yaşandığını bilmemek mümkün mü? Savaş dediğimde birile- Hayır. Bu ironik durumla insanları güldürmek, bunu yapar- rini aklamak gibi bir derdim yok. Bu iş kan davasına dönmedi ken de aslında içinde biraz da hüzün barındıran o coğrafyada mi? İnsanlar birbirine kinlendi. Çocuklarımız oraya askerlik yaşananları aktarmak istedik. Mesela o devirde köyde büyük görevlerini yapmaya gidiyorlar, canlı mı gelecek, ölü mü gele- bir su problemi yaşanıyor. Çocuğunu kuyuda yıkayanlar, yağ- cek belli değil. Diğerleri çoğu zaman sivil insanları hedef alan mur suyu biriktirenler artık işin şakaları haline geliyor. canice eylemler yapıyorlar. Peki bugün nasıl Mardin ve Midyat? Ben daha önce görmemiştim Mardin’i... İlk kez gittim ve iki aya yakın kaldım. Özellikle Suriye’deki olaylar çok etkilemiş bölgeyi. Bir de Süryanilerden çok göç eden olmuş... 28 Bu savaş değil de ne diyorsunuz? Peki, Başbakan’ın Kürt açılımı için ne düşünüyorsunuz? Umutlanmaz mı insan... İlk defa böylesine bir diyalog zemini hazırlandı. STİL NATURACERAM 30 SERİN SULARIN SICAK FORMU Balık tutkunlarına müjde! Sofranızı çok yakın bir zamanda porselensepeti.com sitesinde ve NG Kütahya Porselen mağazalarında bulabileceğiniz balık serisi ürünlerle donatabileceksiniz. Prodüksiyon Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can En üstte soldan sağa 14 cm eninde kase, 19 cm çapında tabak, 39 cm eninde kayık tabak, 10 cm yüksekliğinde vazo. Ortada soldan sağa 21 cm eninde kayık tabak, 12 cm yüksekliğinde sosluk, tuzluk, kürdanlık. Altta soldan sağa 13 cm çapında şekerlik, 25 cm çapında istiridye formlu tabak, 13 cm çapında kase, çay fincanı. 31 RÖPORTAJ AYHAN GÜNERİ Teknolojik&estetik İç mimar Ayhan Güneri ile A’Design Ödülleri’nde kazandığı başarısı ve tasarıma yaklaşımı hakkında konuştuk. Yazı Şebnem Yıldız ‘Chameleon’; A’Design Awards, İç Mekan ve Sergi Tasarımı kategorisi, Altın Tasarım Ödülü. 32 “Tasarımın ihtiyaçlara cevap veren olgusunun estetikle bütünleştiği nokta, ‘form mu yoksa işlev mi?’ kavramlarını da beraberinde getirmiştir. Her mekan, kullanıcıları ve ihtiyaçları ile var olur… Özel yaşam alanının ise içinde yaşayanların ihtiyaçlarına cevap vermesi gerekir; bazen, kitlelerin kullandığı ticari veya toplumun kullandığı kamusal alandır. Her birinin çözüm ve çizgi arayışındaki tutum, diğerinden farklılıklar gösterir,” diyor İç mimar Ayhan Güneri. Onunla kazandığı A’Design tasarım ödülü ve yaklaşımları ile ilgili söyleştik. Tasarıma temel bakış açınız nedir? İşlev çözümlemeleri belli kurallar içinde gelişirken, form arayışı olabildiğince özgürdür. İşlev çözümü için form arayışı ve formun varoluşunu destekleyen işlev çözümlemelerini paralellikle yürüterek ve tekrar tekrar tasarımlarımızı elden geçirerek; her iki kavramdan vazgeçmeden oluşturduğumuz mekanlar ile temel felsefemiz zaman içinde oluştu. Euromar için tasarladığınız showroom projeleri ile A ‘Design Awards’da ödüller aldınız. Bu projeleriniz ile ilgili konuşabilir miyiz? Avrupa Birliği’nin en kapsamlı yarışması kabul edilen A’Design Award, farklı 80 kategoride düzenleniyor. Yarışmada tasarımlarımız İç mimarlık dalında iki Altın, bir Gümüş ve bir Bronz Tasarım Ödülü olmak üzere, toplam dört ödüle layık görüldü. Euromar showroom çalışmasında ürün tipleri, kullanım kategorileri, üretim ve pazarlama yöntemlerini tasarım kıstasları olarak projelendirdik. 450 metrekarelik mekan, üç showroom, bir lounge ve kafeden oluşuyor. Sergileme mekanlarına hizmet veren lounge, ‘teknoloji’ temasıyla kurgulandı. Tavan ve duvarlardaki teknolojik çizgiler tüm showroom’larda sergilenen, ithal edilen ve bina ile bitişik fabrikada imal edilen ayakkabıların teknolojilerini ifade eden çizgilerle tasarlandı. Ayakkabı kategorilerine göre üç farklı temada çalıştık. İlk showroom’da mekanın mobilya parçaları sanki enjeksiyon kalıplarda imal edilip, bir araya gelmiş gibi duruyor. Ortaya odaklanmış, barissol ve LED aydınlatma sistemleri ile oluşturulan eğik dairesel formlu bir tavan var. Bu mekanda dört modülde değişik branş ayakkabıları sergilenmekte. Döşemesinde parlak ral uygulama epoksi kaplama var. Bu teknolojik görselliği yumuşatan, tavandaki iri dikiş izleri. Duvarlardaki sergileme modüllerinin geri planlarında kullanılan özel grafik tasarımlı inkjet (püskürtmeli) baskılar mekanı tamamlıyor. İkinci showroom’da, dilimlenerek filelere dizilmiş dere taşları, döşeme kaplamasını; buffalo derisi taklidi dikişli paneller, duvar modüllerini; liflenerek ayrıştırılmış bambu kağıtlar, duvarları oluştururken, tüm mekanı oval formda Amerikan ceviz latalar çepeçevre sarmakta. Doğayı temsil eden üçüncü showroom’da, beton dokuda hapsolmuş doğal ahşap mekanın uç noktalarında gökyüzünü temsil eden mavi, tavana doğru yükseliyor ve bir ağ gibi mekanı çepeçevre sarmalıyor. Kaç yıldır tasarım projeleri gerçekleştiriyorsunuz? Genelde yoğunlaştığınız proje tipleri var mı? 2000’den bugüne çeşitli markalar için tasarım, proje ve imalatla ruhunda yaşam barındıran mekanlar oluşturduk. Bunlar bazen özel yaşam alanları, çoğunlukla ticari mekanlardı. Yeni dönemde ürün, ambalaj, elektronik, grafik ve hizmet tasarımları da ilgi alanımızda. Bir projeyi ele alırken nasıl bir süreç yaşıyorsunuz? Müşteri talebiyle tetiklenen süreç, mekanın fiziksel koşullarının tespiti ile ve müşteri brifi ile başlıyor. Projenin ihtiyaç tespitleri, elde edilmek istenen asgari 33 RÖPORTAJ AYHAN GÜNERİ Solda ‘From The Nature’; A’Design İç Mekan ve Sergi Tasarımı kategorisi, Bronz Tasarım Ödülü. Altta‘Segmantation’; A’Design İç Mekan ve Sergi Tasarımı kategorisi, Altın Tasarım Ödülü. görsel sonuç ve bütçe tespitleri sonrası, kavramsal, tasarım, ni- Çocuk giyimi üreten bir firma için fabrika showroom ça- hai ve uygulama projeleriyle devam ediyor. Her safha tekrar tek- lışmaları, bir saat firması için hazırladığımız mağaza konsept rar elden geçiyor ve projelerin tamamlayıcısı olan metraj - maliyet çalışmaları, bir jean firması için kurumsal kimlik çalışmasını tespitleri ile uygulamaya hazır hale geliyor. Sonra saha ve atölye- destekleyen mekan ve ürün sunumu tasarım çalışmaları, ya- lerde yoğun bir uygulama safhası yaşanarak mekan var ediliyor. rışmalara katılımlar için hazırlandığımız projeler şu anda gün- Çalışmayı en çok tercih ettiğiniz malzemeler nelerdir? demimizde. www.ayhanguneri.com Doğal ve sentetik her tür malzemeyi kullanırken, malzemenin nihai işleniş yöntemindeki değişikliklerle farklılığa ulaşmak tercih ettiğimiz bir metot. Bununla birlikte; vallchromat - barrisol - bencore - corian - imibeton gibi malzemeler ile LED ve smd LED aydınlatmalar, vertigo görüntü sistemleri ve tamamlayıcı teknolojik ürünlere ilgimiz çok yüksek. HAKKIMIZDA... Sizce bir mekan tasarımını heyecanlı kılan faktörler nelerdir? Tasarım olgusuna insanın fiziksel ihtiyaçları kadar, psikolojik NG Kütahya Seramik ürünleri hakknda ne düünüyorsunuz? ihtiyaçlarını da dahil ederek bireylerde mekanı kullanma isteği NG Kütahya Seramik ilgi ve beğeni ile takip dürtüsünü harekete geçirebilmeyi başarabilmek, mekan tasa- ettiğimiz bir koleksiyona sahip. 2004-2008 rım olgusunun en heyecan verici faktörüdür. yılları arasında mağaza konseptlerini hazırlayıp Uygulama ile ilgili ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? uygulamalarını yaptığımız Flo ve Collezione Alışılagelmiş imalat tekniklerinin dışında yenilerini irdeleme- mağazaları için ‘Ararat’ serisini seçtik. miz ve denememiz, uygulamadaki en önemli zorluğumuz. Yo- Konseptlerini hazırladığımız bu iki firmanın lunuzu tasarım ve imalat tekniğini araştırarak siz bulmaya çalı- birçok mağazalarında; dayanıklılığı ve görsel şıyorsunuz. Yeni denenen her şeyde hata yapma olasılığı çok etkisi son derece başarılı olan NG Kütahya yüksek. Bu imalat süresi ve maliyetini de etkiliyor. Seramik ürünleri kullanıldı. Gündemde olan diğer projelerinizi öğrenebilir miyiz? 34 KÜLTÜR MİRASI TRABZON Geniş bir yeşilsahip kartelasına olan Trabzon, tepelerdeki köylere çıktıkça gözmanzaralar kamaştıran sunuyor Yapım Ayşegül Gürsel Fotoğraflar Kadir Aşnaz, Sabah arşiv Saklı kalanlar Şehir merkezinde turlarken, eski kentin izlerini elinden geldiğince yansıtan, aralarda kalmış tarihi binaları görmek mümkün. Doya doya Karadeniz 36 V Şehir planlamasından nasibini almış, kentleşmenin doruklarına ha ulaştı k l d kl h l ha ulaşacak bir seviyede, yeşille dost Trabzon’da, çay ve fındıkla komşuculuk oynayarak temiz havayı ciğerlerimizin en ücra köşelerine kadar çektik. Hediyelik Çarşıda pek çok yerde karşınıza çıkacak rengarenk eşarp ve şallar, Trabzon’dan hatıra götürmek isteyenler için ideal seçeneklerden. Burası Trabzon Trabzon’a kadar gelmişken bir Temel, kemençe ya da hamsi görmeden dönmek olmazdı. Gerçeğini isterseniz de balıkçı damlarına uğramanız yeterli. Bedesten Çarşısı, şehrin en belirgin tarihi noktalarından biri. Bu küçük alanda bakır kaplardan hediyelik eşyalara kadar pek çok şey bulabilirsiniz. olca balık, bolca yeşil, bolca güzel yemek ve araya o yeşil doku capcanlı bir şekilde karşınızda duruyor. Hele bir de serpiştirilmiş şehir hali… Bir yandan yapılaşmanın hız- yağmur yağdı mı… Önce köydeki temiz havanın kokusunu içimize B la devam ettiği Trabzon, diğer tarafıyla başka yerlerde çekip, ardından denizin mis gibi kokusuyla bambaşka bir huzura pek sık karşınıza çıkamayacak doğal bir tablo sunuyor. Şehir bu eriyoruz. Sola baksanız yemyeşil bir tablo, sağa baksanız deniz ve kadar gelişmiş olmasına rağmen, şehircilik anlayışı her şeyi yıkmayı ufuk çizgisinin mükemmel buluşmasını görüyorsunuz. Şansınız ya- başaramamış. Geleneksel doku kendini hala ara ara da olsa, his- ver giderse, güneşin doğuşuna ya da batışına da denk gelebilirsiniz. settiriyor. Kafanızı kaldırıp tepelere baktığınızda Karadeniz’e özgü Bu anlatılmaz yaşanır anları görebileceğiniz en enfes noktalardan 37 KÜLTÜR MİRASI TRABZON Trabzon denince akla ilkbirigelenlerden olan şehrin bakırcılık, merkezindeki çarşıda, eski ihtişamıyla olmasa da, halen devam ediyor. biri de merkeze yakın bir noktada, adeta denizin üstüne kurulmuş direği Bedesten Çarşısı içinde hayalimdeki Trabzon’a dair pek çok balıkçı damları. Bu damlar kimileri için yazlık ev; kimileri için ise, bir şey bulabiliyorum. Hamsi anahtarlıklar, Temel magnetleri ve bakı- kaçış noktası. Leb-i derya konumundaki bu damlarda hemen her- rın kullanıldığı pek çok farklı eşya. Etrafındaki mağazalardan kendini kesin bir balıkçı teknesi var. Sabah hava aydınlanmadan ya da gece kurtarmış küçük bir çarşı burası. Çarşının bir girişinden girip, diğe- hava karardıktan sonra balığa çıkmak onlar için ayrı bir keyif. İçeride rinden çıkıyoruz. Çıktığımız sokakta da yine bakırcıları görmeye de- bir koltuk ve bir masa… İki katlı bu kutu gibi balıkçı damlarının gi- vam ediyoruz. Derken karşımıza bakırcı Zekeriya Bey çıkıyor ve bize riş katı teknelere ait. Bu sayede, vakti geldiğinde bir çırpıda denize anlatmaya başlıyor. Bakırla maksimum iki saat çalışmak gerekirmiş; indiriliveriyorlar. Başlarda çok makul fiyatlara satılan bu damlar, şu aksi takdirde tüm simetriyi kaybedermişsiniz. En ince detayları he- an o zamankinin beş katı fiyata alıcı buluyormuş. Karşınızda deniz, saplanarak işlenen ve boyanan bakırlardan şişeler, kaplar, tavalar denizin üstünde bir ev; adeta bir Boğaz havası! Trabzon, merkezi gösteriyor Zekeriya Bey bize; ardın da herkese birer ‘yakışıklı çay’ parkıyla, iş merkezleriyle, mağazalarıyla ve işlek caddeleriyle tarihi söylüyor. Biz çaylarımızı içerken o da bir yandan işin inceliklerinden bir araya getiriyor. ‘Ben daha geleneksel bir şeyler düşünmüştüm’ bahsediyor, diğer yandan kendisinin babasından öğrenerek yaptığı dediğim noktada karşıma Bedesten Çarşısı çıkıyor. Tarihin kuvvetli birbirinden güzel bakır eşyaları gösteriyor. 38 ALIŞVERİŞ porselensepeti.com BAYRAM ÖNERİLERİ Konuklarınızı ağırlarken şık sunumlar yaratmak için mutfağınızı zenginleştirin. Porselensepeti.com adresindeki renkli seçenekler size ilham verecektir. 7069 desen ‘Gözde’ (30 parça) yemek takımı, 210 TL. 7649 desen, fine bone (24 parça) yemek takımı, 75 TL. Soldan sağa ‘Divani’ omlet tenceresi, 95 TL. Tencere, 149 TL. Bakır tava, 115 TL. 40 7674 desen ‘Caprice’ (42 parça) 6 kişilik kahvaltı takımı, 419 TL. 1 litrelik şişe, 79 TL. ‘Ömür’ tek kişilik kahve fincanı sevdikleriniz için güzel bir hediye seçeneği, 58 TL. ‘Çisil’ (22 parça) ikram seti, 75 TL. ‘Silvia Saten’ 24 parça yemek takımı, (6 kişilik), 299 TL. Mevlevi çaydanlık takımı, 189 TL. KOD.01FH-462891 mıknatıslı nihale, 49 TL. Retro baharat seti, (7’li) 72 TL. 41 b o m lü y e s t e e lp f a ra ze Za DÜNDEN BUGÜNE YELPAZE Tamamen pragmatik bir şekilde doğan, klimaların atası yelpaze, yüzyıllar içinde bir serinleme aracı olmanın yanında, kadınların kıyafetlerini tamamlayan aksesuarlardan biri haline gelerek zarafet kervanındaki yerini aldı. Yazı Ayşegül Gürsel Mayıs’ta Artam Antik A.Ş. işbirliği ile Sabancı Üni- Chou Hanedanlığı döneminde olduğu düşünülüyor. Araştır- versitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde açılan Geç- mada, yelpazenin Avrupa’da M.Ö. 4. yüzyılda Yunanistan’da mişten Günümüze Yelpaze sergisi, günlük hayatımıza bu denli kullanıldığını gösteriyor. Sonrasında yelpazenin Avrupa’ya yerleşmiş bu şık serinleme aracının tarihine farklı bir bakış ge- yayılması için birkaç yüzyıl öteye gidip altıncı yüzyıla bakmak tiriyor. Yelpazenin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eski. gerekiyor. Mısır’da ortaya çıkan hiyeroglifler de M.Ö üç binli Sıcaktan korunmak, serinlemek, böcek ve sinekleri kovmak yıllarda yelpazelerin yerini almış olduğunu gösteriyor. Thabes amacıyla kullanılan yelpazelerin farklı formlarının hemen he- Tapınağı’nda fresklerde III. Ramses’in eşlikçilerinin elinde yel- men tüm kültürlerde kullanıldığını görüyoruz. Yelpazenin tüm pazeler olduğu görülüyor. Tutankamon’un devekuşu tüyün- bu koruyucu özelliklerinin yanında, görsel anlamdaki göreviy- den yapılmış yelpazesi de bugün Mısır Kahire Müzesi’nin en le de moda tarihinde ayrı bir yeri var. Mısır’dan Hindistan’a, gözde parçalarından biri olarak sergileniyor. Hindistan’da da Roma’dan Japonya’ya kadar geniş bir coğrafyaya yayılan bu durum benzer şekilde seyrediyor. İlk yelpazeler yine ağaç yap- asalet timsali aksesuar, farklı coğrafyalarda pek çok farklı for- raklarından yapılmış ve ardından kuş tüyünden yapılan yelpa- ma bürünmüş. zelerle geleneksel forma ulaşılmış. Şüphesiz bu coğrafyada, 29 Yelpazeye ilk sanatsal formu Çinliler kazandırmış. En baş- yelpazenin hakkını vererek kullananlar arasında başları tıraşlı ta kuş tüylerinden ve ağaç yapraklarından yapılan yelpazeler Buda rahipleri yer almış. Sıcak iklimiyle nam salmış Arap coğ- zaman içerisinde ipek ve bambu gibi farklı malzemelerden rafyasında da yelpazelerin bir serinleme aracı olarak üstlendiği üretilmeye başlanmış. Yelpazeyi Çin’de ilk kullanan kişinin ise rol önemli bir yer tutuyor. Ancak buradaki olay, biraz daha sı- 42 nıfınızı, rütbenizi belli etme boyutuna taşınıyor. Zira, Hıristiyan heykel formuna büründü. 18. yüzyıl’da ise yelpazeler, seya- coğrafyasında yönetici sınıf, tüylerden üretilen yelpazeyi taşı- hatlare çıkan Avrupalı soyluların hatıra olarak aldığı eşyalar yordu. Ortaçağda yelpaze kullanımı konusunda pek az bilgi arasında yerini almaya başladı. olmasına karşın elimizde olanlar Hıristiyan kiliselerinde, ayinde Yelpazenin şıklıkta zirveye oturduğu noktanın Rokoko dö- mistik bir atmosfer yaratmak amacıyla kullanıldığını gösteri- nemiyle başladığını söylemek pek de yanlış olmaz. Süsten, yor. ‘Flabellum’ adı verilen yelpazeler, 13. yüzyıla gelindiğinde şaşaadan ziyadesiyle nasibini almış bu süreçte, modanın di- yelpazeler artık günlük yaşamda da yerini almaya başlıyor. şiliği doruk noktasına ulaşmış, yelpazeler de kartpostallarda Rönesans’ın kalbinin attığı İtalya’da meydana gelen sanatsal dahi birer süs eşyası olarak yerlerini almışlardır. Fransız Dev- ve bilimsel gelişmelerden moda da nasibini alıyor ve yelpaze rimi sürecinde yelpazenin şıklığı, modayı boş verme halinden bu dönemde farklı bir boyuta taşınıyor. 1500’lerin ilk yarısın- etkilendiyse de varlığını yitirmemiştir. dan önce hastanelerde yelpaze olarak kabul edilen sineklikler Osmanlı sultanlarından İngiltere Kraliçesi’ne, Fransız saray- kullanılıyordu. Soylular arasında ise bayrak formlular yaygındı. larından Çin hanedanlarına kadar uzanan yelpaze, dönemsel Şüphesiz, İtalya’da pek çok sanatsal değişimin merkezinde olarak form değiştirerek pek çok coğrafyayı gezdi ve günümüze bulunan Mediciler, yelpaze konusunda da rol aldı. 17. yüzyıl- ulaştı. Zaman zaman süslenen, zaman zaman olabildiğince sa- da dantel, Rönesans’taki kıyafetlerin ardından, yelpazelerde deleştirilen yelpaze kimi zaman sineklere karşı, kimi zaman da de yerini almaya başladı. Barok dönem Fransa’sında, dantel bunaltan sıcaklara karşı en sadık silahlarımızdan biri olmaya de- yelpazeler renkli kurdele ve nakışlarla adeta gösterişli birer vam ediyor. *SÜSSM’nin sergi kataloğundan faydalanılmıştır. 43 SANAT& PORSELEN PORSELEN YÜZEYLERDE DUYGU FIRTINASI NG Kütahya Porselen’in beyaz tabakları sanatçıların iç yolculuklarının aynası oldular. Bu sayımızda Ressam Figen Batı ve Ahmet Özel, resim serüvenlerini özetleyen porselen tabaklar hazırladılar. Fotoğraflar Serkan Eldeleklioğlu, Deniz Doğan Ahmet Özel 1982’de IDGSA Yüksek Resim Bölümü’nden mezun olan Ahmet Özel, 1987-88’de İtalyan Sanat Bursu ile bir yıl Roma ve Floransa’da sanat araştırmaları yaptı, resim restorasyonu ve ekspertiz konusunda eğitim gördü. 1985-1997 tarihleri arasında MSÜ Resim Heykel Müzesi’nde görev yapan Özel’in eserleri Akbank, Garanti Bankasi gibi kurum koleksiyonlarının yanı sıra; Moskova Çağdas Sanatlar Müzesi’nde, Tonami Belediye koleksiyonunda (Japonya) ve çeşitli yurtiçi ve yurtdisi (Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, İtalya, Almanya ve Japonya) özel koleksiyonlarında yer almakta. Resim çalışmalarını kendi atölyesinde sürdüren sanatçı aynı zamanda Yeni Yüzyıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Öğretim Üyeliği görevine de devam ediyor. 44 “Renk ve biçimlerden oluşan resim dilim, tuvalde ya da bu kez olduğu gibi porselen tabak yüzeyi üstünde disiplinli ve kontrollü bir yapı içerinde şekil alırken, soyut ve somut arasında gidip gelen formlar, rengin açık-koyu etkisi ile yerlerini buluyor. NG Kütahya Porselen’in beyaz tabağı üstündeki bu çalışmam, son dönemlerinde ele aldığım ‘karşılaşmalar’ ve ’aura’ temasıyla bağlantılı.” Kendi hakikatiyle sanatsal yaratım süreçlerinde çoğu kez düşünceyi ve kavramsal göstergeleri aşarak salt sezgisel bir eylemle kendi dehlizlerinin karmaşık dolambaçlarında yol alan Ahmet Özel, sergilediği özgür oyunlar içinde yepyeni biçimlerini de ortaya koyuyor. Bu biçimler, sanatçının evren kurgusu içinde ilk yaratılışın değişik boyutlarda resmin yüzeyinde kımıldaması. 45 SANAT& PORSELEN Figen Batı Figen Batı, 1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı’ndan mezun oldu. ‘Çağdaş Mimaride Resim’ adlı teziyle 1996’da aynı üniversitede yüksek lisans yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında birçok özel koleksiyonda eserleri bulunan sanatçı, çalışmalarına Erenköy’deki atölyesinde devam ediyor. Çağdaş malzemelerin getirdiği yeni anlatım olanaklarını deneyen sanatçı bir dönem, camın derinlik kavramına kattığı ifade biçiminden yararlanarak cam heykeller de üretti. Camın billur tabakalarında oluşan ışık ve gölgelerin insanın derinliklerindeki buluşmasını heyecanla izleyen Batı, resimlerinde de ışığın derinlik içerisindeki büyüleyici yolculuğuna eşlik ediyor. 46 “Bu beyaz tabağın yüzeyine, patlamaya hazır renk öğelerinin ve doğanın ritmini yakalayan kımıldamaların dinamiksel ahengini taşımak istedim.” Müfit İşler sanatçının çalışmaları ile ilgili yazısında, “Figen Batı’nın çalışmalarında önce fikri yakaladığı ve sonra o fikri bozma isteğiyle hayat enerjisini çoğalttığının ipuçlarını alırız hep… Bu durum bir telaşın ipuçlarını ele verir. O telaş, resme gizli bir empresyon olarak yansır. Ama bu empresyon, onun iç evreninden gelir, dışarıda gördüğünü yansıtmak değildir. Mantıklı ama hayata dair renkler, belirgin majör-minör ilişki etrafında kendi kozmoslarını oluşturur veya yaratırlar…” diyor. NG Kütahya Porselen’in bu beyaz tabağı üzerinde beliren güçlü renkler de sanatçının tuvalinden porselen yüzeye taşıdığı empresyonun ta kendisi... 47 ALIŞVERİŞ OPEN STOCK GZ28YT61066903 7 kişilik, (28 parça) 66903 desen, yemek takımı, 195 TL. Bahar tadında sofralar 48 GZ28YT61066904 7 kişilik, (28 parça) 66904 desen, yemek takımı, 195 TL. GZ28YT61066905 7 kişilik, (28 parça) 66905 desen, yemek takımı, 195 TL. Bu sayfalardaki her bir ürünü tek tek alıp kendi setinizi oluşturabileceğiniz gibi, porselensepeti.com adresinin yaptığı üzere hazır setlerden birini de seçebilirsiniz. Prodüksiyon Harun Topuz, Fotoğraflar Agim Can 49 GEZİ ÜNLÜ PLAJLAR Cennet Plajlar Dünyaca ünlü bu sekiz plajda sonbahar bir başka güzel... Gecikmeli bir yaz ta tatili planlayanlar için denizin ve doğanın buluştuğu en güzel sahilleri araştırdık. Ya Yazı Ayşegül Gürsel GRACE KÖRFEZİ, TURKS VE CAICOS ADALARI Turks ve Caicos Adaları Karayipler’de, Kuzey Atlas Okyanusu’nda yer alan iki takım adadan oluşuyor. Providenciales’te bulunan yaklaşık sekiz kilometre uzunluğundaki Grace Körfezi dünyanın en güzel plajlarından birine sahip. Pek çok otelin bulunduğu Grace Körfezi’nde mükemmel bir denizin yanı sıra, tepelerin ve dağların da keyfini çıkarmak mümkün. Son yıllarda yerleşimin oldukça popüler hale geldiği ada, otellerin yanı sıra pek çok lüks evin de bulunduğu bir yer. Ancak en kalabalık sezonda dahi kafanızı dinleyebileceğiniz sakin bir yer olma özelliğini de kaybetmemiş. Oteller genellikle denize yürüme mesafesinde. Berrak ve sıcak suya sahip olan plajda dalış gibi sporları da gerçekleştirebilirsiniz. Turks and Caicos Adaları’na ulaşmak için aktarma yapmanız gerekiyor. İstanbul’dan Londra’ya oradan Mimami’ye ve son olarak da Providenciales’e ulaşmak alternatifler arasında. Karayipler’de tadına doyulmaz bir tatil yaşayıp, bir yandan da biraz daha lükse kaçmanın rahatlığını deneyimleyebilirsiniz. 50 NUNGWI, ZANZİBAR Zanzibar Tanzanya’ya bağlı olup özerk yönetilen bir bölge. Zanzibar’ın kuzeyinde yer alan Nungwi, esasında bir balıkçı köyü. Ancak adanın sahip olduğu plajlar sayesinde, özellikle yaz aylarında pek çok tursitin uğrak noktası haline geliyor. Hint Okyanusu kıyısında yer alan Nungwi, pek çok farklı plaja sahip olduğu için, sizi tek bir yerde bütün tatili geçirmek zorunda da bırakmıyor. Zanzibar’ın doğal atmosferinde, dilediğiniz gibi dinlenebilir, egzotik ortamın tadını çıkarabilir ya da su sporlarıyla vakit geçirebilirsiniz. Masmavi denizin hemen kıyısına kurulmuş bungalov oteller de turistlere egzotik bir hava yaşatıyor. Nungwi özellikle dalmaktan keyif alanlar için ilginç bir seçim olabilir. Bölgedeki mercanlar ve farklı türlerdeki balıklar denizin altında apayrı bir dünya yaratıyor. Bölgeye İstanbul’dan direkt uçuş yok. Seçtiğiniz havayolu şirketine bağlı olarak aktarma yaparak Zanzibar’a ulaşabilirsiniz. ANSE SOURCE D’ARGENT, SEYŞELLER Seyşeller, resmi adıyla Seyşeller Cumhuriyeti, Hint Okyanusu’nda sayıları 115’i geçen bir ada ülkesi. La Digue Seyşeller’deki en büyük üçüncü ada. Ande Source D’argent ise şüphesiz bu adanın en güzel plajı. Öyle ki bu plajın Adem ile Havva’nın yaşadığı ‘Cennet Bahçesi’ olduğu düşünülüyor. La Digue’e Doha üzerinden ulaşım mümkün. Ada halkı araba yerine bisiklet kullanılmasından yana. Dolayısıyla plaja ulaşımınız büyük ölçüde bisikletle olmak durumunda. Pek çok farklı etnik gruptan insanın yaşadığı adada, deniz mahsülleri de tadına bakmaya değer. Ayrıca bölge halkının yetiştirdiği hindistancevizlerinin aromalandırdığı yiyecek ve içecekleri de tadabilirsiniz. Züm- BORA BORA, TAHITI rüt rengi bir denizle birleşen plaj, palmiye ağaçlarıyla Güney Pasifik’te Fransız Polinezyası’nın muhteşem Bora çevrili. Uçuk pembe tonlarındaki kumsalda güneşle- Bora Adaları berrak bir deniz, sıcak kumlar ve kızgın güneşin nip, kalabalıktan uzak keyifli bir yaz tatili geçirebilir- altında geçirilen keyifli dakikalarıyla eşsiz bir tatil yeri. ‘Pasifik siniz. Cennetten kopmuş bir manzaraya sahip olan Kraliçesi’ olarak anılan Bora Bora Adaları Tahiti’nin 150 mil plajda farklı deniz aktiviteleri de yapmanız mümkün. kuzeybatısında ve Güney Pasifik adasının 18 mil uzaklığında yer alıyor. Bora Bora’nın ekonomisini büyük ölçüde turizm sektörü oluşturuyor. Dünyada siyah incinin bulunduğu tek ada olarak da biliniyor. Papette, Bora Bora’nın başkenti ve ticaret merkezidir. Havalimanı tepeden bakıldığı zaman turkuaz içine yerleştirilmiş minik bir zümrüt gibi görünür. Lüks otellerin buluştuğu Bora Bora, denize uzanan kazık üzerindeki bungalovların ilk uygulandığı yer. Bu yüzden adada düzenlenen turların çoğunda dalış da yer alıyor. Adalara gitmek için en iyi zaman mart, nisan ve kasım ayları. 51 GEZİ ÜNLÜ PLAJLAR ARAMBOL, GOA, HİNDİSTAN Arambol, Hindistan’ın en küçük eyaleti olan Goa’da yer alıyor. Her yıl pek çok turisti ağırlayan plaj, özellikle kasım ve mart ayları arasında kış turizmi için gelen tursitlere ev sahipliği yapıyor. Plaj, Dabolim Havaalanı’ndan yaklaşık bir saat uzaklıkta. Bölgeye yerel ulaşım araçlarını, otobüsleri kullanarak da ulaşmak mümkün. Ancak kesin olansa sonunda taksiye binmeniz gerekeceği. Arambol’u Hindistan’daki diğer plajlardan ayıran özelliği fiyatları ve sakinliği. Baga ve Candolim gibi ünlü plajlar fiyat açısından çok yüksek bir hizmet sunarken, Arambol’de ‘çok lüks’ otel bulunmuyor. Bu noktada Arambol hem konaklama hem de harcama açısından çok daha avantajlı fiyatlar sunuyor. Arambol’un bulunduğu Goa eyaleti, yıl boyunca çevresinde bulundurduğu tarihi mekanlar ile de turistleri çekiyor. Yüzyıllar süresince değişen egemen güçler sebebiyle bölgede hem Hindu, hem Müslüman hem de Hıristiyanlık izleri görmek mümkün. Dolayısıyla bir yandan tuzlu ve tatlı su karışımı denizin tadını çıkarırken, bir yandan doğa yürüyüşlerine çıkabilir, diğer yandan da tarihi gezilere vakit ayırabilirsiniz. St. BART’S, KARAYİPLER St. Bart’s Karayipler’in ortasında bir Fransız adası. Fransa’nın deniz aşırı topraklarından olan ada, Kuzey Amerika’nın incisi dense yeridir. Hollywood yıldızlarının gözde mekanı olan ada, bu sebepten ‘biraz’ lüks ve pahalı. Adanın ufak bir uçuş pisti var ancak bu daha çok lokal ulaşımlar için kullanılıyor. En yakın hava alanı pek çok hava yolu şirketinin de uçuş düzenlediği Sint Maarten’deki hava alanı. Buradan bineceğiniz bir tekneyle de St. Barth’a ulaşmanız mümkün. Her yıl yaklaşık 200 bin turistin ağırlandığı ada, sahip olduğu mükemmel deniziyle yatçılık için de fırsat sunuyor. On dört tane plajın bulunduğu bölgede, St. Jean en ünlü bölüm denebilir. Bölgenin ünlü oteli Eden Rock tarafından ayırdığı St. Jean, iki kumsaldan oluşuyor. Parlak beyaz bir kumsala sahip St. Barth’s aynı zamanda pek çok lezzetli yemeği deneyip, mükemmel bir gurme deneyimi yaşayabileceğiniz bir yer. 52 PHI PHI ISLANDS, THAILAND Phi Phi Adaları, Güney Tayland’da Phuket ve Andaman Denizi arasında yer alıyor. Ko Phi Phi Don ve Ko Phi Phi Lee isimlerindeki adalar Krabi vilayetine bağlı.. Ko Phi Phi Don daha büyük olan ve yerleşime açık bir ada. Ko Phi Phi Lee ise sadece günübirlik turlar ile ziyaret edilebiliyor. Phi Phi adalarına Krabi veya Phuket’ten feribotla ulaşılabilir. En yakındaki havaalanı ise Krabi Town yakınlarında bulunuyor. Adanın plajları Doğal Park statüsüne sahipler ve plajların korunması konusu buna da bağlı olarak büyük bir önem taşıyor. Phuket kadar gelişmiş bir düzeyde olmayan Phi Phi, 90’larda maceracı turistler için bulunmaz bir cennetti. Leonardo Di Caprio’nun başrolünü oynadığı ‘Kumsal’ filminin ardından Phi Phi adaları Tayland’ın en önemli turizm merkezlerinden oldu. Maya plajına ev sahipliği yapan ünlü Ko Phi Phi Lee adası konaklamaya açık değil. Adaya sadece günübirlik tekne turları ile Ko Phi Phi Don’dan ulaşılabiliyor. Adada Maya plajının yanı sıra çeşitli gölcükler ve diğer doğa harikaları bulunuyor. BOTTOM KÖRFEZİ, BARBADOS Bottom Körfezi, Kuzey Karayipler bölgesinde uzanan Barbados’un en güzel plajı olarak düşünülüyor. Barbados’un güneyinde kalan bölge, gözlerden uzak, sakin ve huzurlu bir tatil arayanlar için ideal. Yemyeşil ağaçların bulunduğu mercan kırmızısı tepelerden bölgenin panoramik görüntüsünü izlemek de en az dalgaların denize vuruş sesini dinlemek kadar huzur verici olabilir. Atlas Okyanusu’ndan esen sıcak rüzgarların da etkisiyle genelde ılıman bir iklime sahip olan Barbados, güneşin tadını çıkarabileceğiniz bir yer. Grace Körfezi’nde bu güneş keyfi, kartpostal güzelliğinde bir deniz manzarasıyla bütünleşiyor. Ancak deniz konusunda dikkat edilmesi gerekiyor, zira okyanusun dev dalgalarının sahile ulaşması işten bile değil. Yüzmekten çok seyirlik bir deniz Grace Körfezi’ninki. Ancak sakin günlerde yüksek bir yerden denize baktığınızda, kayalıkların dibinde farklı türlerdeki balıkları ve su kaplumbağalarını görmeniz mümkün. Türlü tropikal tonların karışımının enfes bir uyumunu başarıyla sergileyen Grace Bay, sakinlik arayanların gözdesi. 53 MÜZİK MERCAN DEDE “İstanbul’da bir sanat eseri çıkarmamak için ruhsuz olmak lazım” 54 Arkın Allen veya daha çok bilinen adıyla Mercan Dede, yeni albümü ‘Dünya’ için Delhi, Montreal, New York gibi şehirleri; Ürdün, Lübnan gibi ülkeleri dolaşmış durmuş. Ama kendi deyimiyle “Pergelin sabit kalan tek ayağı,” hep İstanbul olmuş. Yazı Sebla Koçan, Fotoğraflar Engin Irız üzisyen Arkın Allen, tam bir ‘çok amaçlı çakı’ M gibi. Onu kimi zaman akustik ve sade projeleri İnsan günlük koşturması içinde bir şeyleri kendi filtresinden nasıl geçirmeli? gerçekleştirdiği Istanbul Quartet’te, kimi zaman İstiklal Caddesi’nde yürüyoruz ama kafamızı kaldırıp hiç yu- Secret Tribe ile DJ Arkın Allen olarak, kimi zamansa Ensemble karı bakmıyoruz. Şehir biraz insanı yiyor. Dünyanın çeşitli yer- ile Mercan Dede olarak görüyor ve takip ediyoruz. Yalnız bu da lerine gittim ve şehirlerin sesini kaydettim sürekli. Bir insan hiç değil! Geçtiğimiz sene, Borusan Kültür ve Sanat Evi’nde Sanat- gitmemiş olduğu bir ülke hakkında yalnızca sesini dinleyerek çı Carlito Dalceggio ile birlikte açtığı ‘Revolution Revelation’ adlı fikir sahibi olabilir bence. sergisi, 60 bine yakın ziyaretçiyi ağırladı ve sanat dünyasının en çok konuştuğu işlerden biri oldu. Arkın Allen’la altı yıllık aranın ardından yayınladığı ‘Dünya’ albümü dolayısıyla buluştuk, birlikte İstanbul’un sesini dinledik… Mercan Dede’nin müziğinde bir huzura çağrı var. İstanbul’da sakin kalabilmek mümkün mü? Koku gibi yani… Farklı bir şehre gidince anlarız ya İstanbul’da olmadığımızı. Evet, onun gibi. Koku, beş duyumuz içinde hafızamızla en bağlantılı olan; ses de öyle. Mesela Hindistan’daki sesleri kaydettiğim bir şarkı var, hatta Mahatma Gandhi’nin bir konuşması var şarkının başında. Bu benim çok uzun zamandır yapmak is- Ben Kanada’da da, İstanbul’da da yaşıyorum. Kanada, Av- tediğim bir şeydi. 1923’te kaydedilmiş bir konuşma var yaptığı, rupa ve Ortadoğu’nun toplamından büyük… Yaşayan insan sa- onun haklarını satın aldık. Arkada da şehrin sesini duyuyorsun. yısı, 30 milyon. İstanbul’da ise 20 milyon insan var! İstanbul’un İşte o doku bana çok ilham veren bir şey oldu. İkinci bölüm- enerjisi kaotik ve ilham veren bir enerji. Ama onun içselleşmesi de ise bu seslerden daha arınmış bir müzik var. İstanbul ile çok önemli. Senin bir parçan olması mühim. Montreal’deki hayatım da buna benziyor. Mercan Dede’nin müziği İstanbul’daki kaosla tezat mı düşüyor? Ne yönden? Yani dünyayı geziyorum ama İstanbul tüm bunların buluş- Tasavvufta da vardır; zıt kutupların bir araya gelmesinden ma noktası. Akustikle dijital olanın, geçmişle geleceğin, elektro- oluşan bir alemde yaşıyoruz. İstanbul da böyle… Zıt kutuplar nikle bize ait olan seslerin buluşma noktası… Montreal’de 100 bir arada ve sen nerede duracağını seçiyorsun. Müziğin içinde yıllık bir binada oturuyorum, gelen arkadaşlarım buna çok şaşı- de belli yerlerde, belli kaoslar var. Bazen duruyor ve bir kalp rıyor. Halbuki Sultanahmet’te bir ayakkabıcı çocuğu Roma’dan atışı duyuluyor… Bir gün dünyanın değişik yerlerden gelen spri- kalma 100 yıllık taşlara oturarak işini yaparken görüyoruz ve tüel büyüklerle yaptığım bir sohbette şunu konuştuk: Meditas- şaşırmıyoruz. Bu bir derinlik aslına bakarsan. Bu kaosun içinde, yon, Taksim gibi bir yerde, o kaosun içinde kendi içine dönebil- nerede durduğumuz çok önemli. mektir. Esas uygulama alanı orası yani… Yoksa dağ başında, çok güzel bir gölün yanında olmanın meditatif bir yanı yok ki. ‘İstanbullu’ olmak böyle bir şey galiba. Şaşırmıyoruz şehirdeki muazzam tarihe. Bu tabii ilham veren bir şey aynı zamanda. Taksim’den Tünel’e Kesinlikle öyle. ‘Dünya’ albümü İstanbullu. Pergel gibi; doğru giderken, akıl programını biraz dışarıda bırakıyorum. O semazenin bir ayağı tüm merkezlerde, temeldeki ayak ise cadde içinde öyle ilham veren bir kaos var ki! Sesler, insanlar, İstanbul’da. Tilki dön dolan kürkçü dükkanında… satıcılar... Tek bir dil de yok: İngilizce, Türkçe, Kürtçe, Lazca “SOKAK MÜZİSYENLERİ ÇOK ÖNEMLİ” geliyor kulağa. Bu muazzam ilham veren bir şey! Cihangir, Tünel, İstiklal Caddesi’nde dolaşmak çok Şehrin bir sesi var diyorsunuz yani. zevkli, tamam. Ama İstanbul çok büyük, her renk iç içe. Hem de nasıl! Muazzam bir ses o… Almanya’da öyle bir ses İstanbul’un diğer semtleriyle aranız nasıl? yok mesela. Benim için yapısal bir ses o sadece. İstanbul’da İstanbul çok hızlı değişiyor. Eskiden Babylon’un olduğu yer- ise organik bir ses var. Kalbi olan büyük bir canlı gibi yani. İlha- ler belalıydı, kolay kolay oralara girilemezdi mesela. Ama bence mı eğer içselleştirmiyorsan, bence ilham o zaman bir yerden bir tutup bir sokağın üzerinde, ne bileyim McDonalds’lardan kuru- şeyi araklamanın kibarcası. Son albüm “Dünya”da gözlerimiz- lu bir dünya yaratırsan, orada kişisel bir dünyan olamaz zaten. den, kulaklarımızdan geçenlerin geri yansımasını anlattık. Bir parça dinlersin ve “İlk aşkım vardı 17 yaşındayken,” dersin 55 MÜZİK MERCAN DEDE ya… Hep bir bağlantı kurarsın. Referans noktalarını bulmak çok önemli. İstanbul Beyazıt semtinin üniversite yıllarım orada geçtiği Oysa bizdeki İstanbulluluk içinde kendimizi yola atıvermek de var, değil mi? için bende ayrı bir yeri vardır mesela. Oradaki kocaman kapılar, Hah ha ha, kesinlikle! 20 milyonluk bir şehirden iki milyon- sahafların kokusu… Ama modern bir AVM’ye girmeyi sevmiyo- luk bir şehre gidince tuhaflıklar oluyor tabii. Özeleştiri yapmak rum. Orada bir makineleşme var ve dışında durmaya çalışıyorum. gerekirse, biz çok önyargıları olan bir toplumuz. İnsanlar sa- O yüzden İstanbul’da hala Balat’a, Pierre Loti’ye gidiyorum. Bak, çına başına bakarak yolda senin hayat hikayeni yazabilirler. karşımızda Ayasofya var; Sultanahmet var… Yüzyıllarca ayakta Montreal’de ise tam tersi. İnsanlar senin nasıl göründüğünle duran bu binalar neler gördü kim bilir? O taşa dokunduğunda ilgilenmiyor. Çok büyük bir ahenk var. Ben çok küçükken evde hissedebiliyorsun bunu. Turist gibi gezmek lazım oraları. Grundig marka bir radyomuz vardı ve radyoyu çevirirken statik İçinde doğduğumuz için şımarıklık ediyoruz bence. sesler, Arapça sesler gelirdi, sonra Yunanca. Karmakarışık… Mum, dibine ışık vermiyor işte! Vücudu çok talan edilmiş ama Montreal’de sokakta yürürken o duygudasın. Mesela albüm ruhu hala var. Ruhuna dokunabilmek gerekli. Evet, İstanbul bir kadındır; martılar var bir de. Bak biz konuşurken geçiyorlar. Bu içinde ben bu tip statik sesler de kullandım. Montreal’deyken İstanbul’un en çok nesi özleniyor? semboller kalmalı. Martılar İstanbul’u terk ettiğinde İstanbul da Ben en çok yemekleri özlüyorum. Uzun yıllardır vejetaryenim. ruhunu kaybeder. Mayısın sonunda erguvanlar açıyor, Boğaziçi Mercimek çorbasını çok özlüyorum. Bir de sosyal anlamda daha Üniversitesi’ne gitmek lazım mesela onları görmek için. bağlıyız birbirimize. Kuzeylilerde böyle bir şey yok, izole yaşamlar Mevlevihane’ye de bu yüzden gitmeyi seviyorsunuz anlaşılan… Galata Mevlevihanesi ne kadar önemli, orayı ziyaret ettik. var. Onu özlüyorsun. Ama diğer taraftan da çok bunaldığın zaman da kaostan çıkıp huzura gidebiliyorsun. Hep iç içe bu ikisi. Altı yıl ara verdiniz albüm yapmaya, neden? Dervişler, sufiler orada; matbaayı keşfeden İbrahim Müteferrika Argo bir tabir vardır; otomatiğe bağlarsın ya, onu istemedim. da orada yatıyor. Kediler geziyor, huzur içindesin… Sıradan bir İki yaz süren furyalar vardır, mesela bir ara flamenko furyası var- insan olarak bunları hissettiğinde onun enerjisi sana ses, müzik, dı. Biri bir şey yapar, başarılı olur, sonra hep devamı gelir. Ben fikir, heykel olarak bir şekilde yansıyor. İstanbul’u görüp ondan bir bunun ısrarla dışında durmaya çalışan biriyim. Sanatla uğraşıyor sanat eseri çıkartmamak için ruhsuz olmak lazım. Ben buna ina- olmamın sebebi de bu. ‘800’ adlı albümüm 2008’de ‘Best World nıyorum. Nostaljik olarak değil de, bugünü anlatan İstanbul’u gö- Music Album’ seçilmişti mesela. O zaman plak şirketleri geldi. rebilmek önemli. Sokak müzisyenleri mesela… Az önce gördük, Ama anlaşma falan imzalayamam ki ben öyle 10 yıllık. Müzik Fransızlar saksafon ve basla müzik yapıyorlar; az ötede Yunanlı bir yapıyor olmak, her sabah kalktığımızda karınca adımı gibi, ken- çocuk kendi şarkılarını söylüyor, az daha ötede Lazca bir şarkı ça- dimizi güzelleştirebilmek için yapıyor olduğumuz bir şey. İnsan lıyor birisi. 50 metre içindeki çeşitliliğe bakın! Bu inanılmaz bir şey! olmak öğrenilen bir şey. Ego bizim nüfus cüzdanımız. Zaman Bir de yurtdışından gelen insanlar, İstanbul’da hep içinde bize verilen kimlikleri kolayca kabul ediyoruz. Bazen kim yemek kültürümüz ve gece hayatımıza hayran oldukla- olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz olmayabiliyor ama 30 yıldır rını söylüyorlar. benim için en önemli sorulardan bunlar: Kimim, neyim, nedir bu Belli şehirlerde belli bir finans sınıfında yersin. Ama İstanbul’da gidip iki liraya sokakta nohut-pilav da yiyebilirsin. Ertesi gün çok lüks bir restorana da gidebilirsin… Bana bu hep çok ilginç gelmiştir. Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki türkü barlar mesela; pek cesaret edip giremedim ama görüyorum, içeride halay çekiliyor, iki sokak ötede rock bar var. hikaye? Bu sorular üzerine düşünüyorum hep. O yüzden bunlar Türk kahvesi gibi, yavaş yavaş pişecek süreçler. ‘Revelation Revolution’ sergisi çok ses getirdi, ana fikri de özgürlüktü… Güzel sanatlara da 15 yıl ara vermiştim. ‘Dünya’ albümü bu sergiden çok beslendi. Düşünsene, sergiye üç ay içinde 64 “İSTANBUL’DA YEMEĞİ, ÖZLÜYORUM” ülkeden insan gelmiş; 58 bin kişi… Türkiye’de modern sanat Kanada’ya döndüğünüzde İstanbul’u özlüyor musunuz? çok yeni gelişiyor ama o sergiden ben böyle bir şey beklemi- Sosyal, politik ve kültürel bir anlaşma var Montreal’de. Ora- yordum. Bu senenin Aralık ayında da üçüncü sergimi açmaya da Fransız, İngiliz ve Kızılderililer var, ilginç bir dil konuşuyorlar. niyetliyim. Ama anı yaşamak lazım. Dalai Lama’nın çok güzel Kuzey ABD’nin en Avrupai yeri Montreal. İnsan olmaya ait kav- bir sözü vardır: “İki gün için yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. ramlar çok oturmuş durumda. Yolda karşıdan karşıya geçer- Biri geçmiş gün, biri gelecek gün…” Uzun zamandır iki kitap ken arabaların durması, beni ziyarete gelen Türk arkadaşlarımı üzerinde çalışıyorum. Ama çok kötü bir yazarım! İçime sinme- çok şaşırtıyor. Çünkü öncelik yayanındır. yince zorlamak istemiyorum. 56 İlk hedefimiz, Cihangir’deki Cuppa. Burada karışık meyve suları içmeyi seviyor Allen. Şapkası kafasında, birazdan berbere gittiğimizde çıkacak ama o şapka. İnsan ilişkileri de çok kuvvetli, içeri girdiği anda mekana pozitif bir enerji veriyor. . dolaşırken ediyorum rk fa r e rl ,” m. Yeni ye binasıymış k seviyoru n CHP’nin e “Burayı ço selviler id a ır sk e S a n r. la bu bin anına gide yd e m bahsediyo Bak mese m ndığından ’den Taksi ir lla g u n k a u k b ih o a C ç diyor. n yıllard en bu yolu ektiğini, so de yürürk r. ğraflarını ç to Caddesi’n fo ini söylüyo n iğ ri d le e çok ilerl k aki graffiti ra rd a la rl o k va ri u D de içe knik hem işin hem te “Üç kuşaktır bu aile burada. Pop müzik bulamazsın Lale Plak’ta. Türkiye’de müziği bilen çok ender insanlardan biridir Hakan Bey. Ben bir sürü şeyi Hakan’dan (Atala) öğrenirim,” diyor Arkın Allen Lale Plak’ın Tünel’deki dükkanı içinde dolaşırken. Kasaya geçiyor ve plak dükkanının 20. yılı şerefine bir poz veriyor. Bu tip küçük, eski dükkanlar onun İstanbul içinde en sevdiği yerler. 57 STİL NATURACERAM Rustik şıklık Kendinden rölyefli bir seri olan ‘Alya’ siyah ve kahverengi eskitme seçenekleri ile yakın zamanda porselensepeti.com ve NG Kütahya Porselen mağazalarında yerlerini alacak. Prodüksiyon Harun Topuz Fotoğraflar Agim Can 58 Tek parça olarak satışa çıkarılacak ‘Alya’ serisini istediğiniz parçadan istediğiniz adette alarak kendi setinizi oluşturabileceksiniz. Krem renkli ‘Alya’ ürünleri, sunumlarında farklılık arayanların yeni gözdesi olacak. 59 RÖPORTAJ HATİCE ÖZDEMİR TÜLÜN Bir portakal ağacı öyküsü Türkiye’nin ilk blog kurucularından,10 senede aylık iki milyon kişiye hitap eden; babasının izinde gittiği anlarda bile aslında annesinin yolunda olan bir genç kızın, Hatice Özdemir Tülün’ün öyküsünü size aktarmak istedik. Yazı Handenur Yanık Röportaj Nazmiye Doğan Fotoğraflar Leyla Yaman utluluk dediğimiz zaman aklımıza bir sürü şey gelebi- hikayemiz başladı. İlk blog tariflerimi annemden bile gizli olarak lir, Hatice Hanım’ın ise aklına Portakal Ağacı geliyor. akşamları hazırlayıp fotoğrafladığımı itiraf etmeliyim. M Günün sekiz saatini ofiste geçirirken daha farklı bir yerde olmak Portakal Ağacı adını nasıl aldı? istediğini anlamasıyla bütün hikayesi bir anda değişen Hatice Mutluluk dediğim zaman aklıma portakal ağacı geliyor. Ye- Özdemir Tülün’ün Portakal Ağacı stüdyosundayız. Bize sosyal mek tarifleri ya da bu tarz bir isim kullansaydım, bu samimiyeti medyanın şu anki kadar aktif olmadığı 10 sene önceki zaman yakalayamazdım. Daha kurumsal olurdu ama Portakal Ağacı diliminde kurduğu blog’unu en sıcak, en samimi detaylarıyla adı hem herkese bir şeyler ifade ediyor, hem de içimdeki mut- anlatıyor. Saflık ve temizliği simgeleyen beyazın hakim olduğu luluğu yansıtıyor. stüdyosuna girdiğimiz anda güler yüzüyle içimizi ısıtıyor. Hatice Geleneksel yemek tariflerini toplama geni kızınıza da Hanım, blog’u sayesinde zaten o kadar tanıdıktı ki, keyifli soh- bulaştı galiba. Onun için de mandalinaagacı.com sitesini betimiz sırasında hiç yabancılık çekmiyoruz. aldığınızı öğrendik… Öncelikle sizi daha yakından tanımak isteriz. Hikayeniz nasıl başladı? 1980 doğumluyum, üç tane çocuğum var ve kelimenin tam anlamıyla ailesi için yaşayanlardanım. Marmara Üniversitesi’nde bir sene işletme okuduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Edebi- Babası kızımızın kendi yolunda ilerlemesini istiyor ama o ‘annem gibi yemekçi olacağım’ diyor. Ben de ona hediye olarak mandalinagacı.com’u aldım. Yemekleriniz gibi logonuzun da bir hikayesi olduğunu biliyoruz. Biraz bahseder misiniz? yat Bölümü’ne geçiş yaptım. İşletme, babamın hayaliydi; sonra Her mevsim değişen logoyu, çizimlerini çok beğendiğim ben kendi hayalimin peşinden gitmeye karar verdim. Üniver- Amerikalı bir çizer olan Penelope Dullaghan yapıyor. Temalar sitede okurken babamın sosyal medya işlerini yürütüyordum. mevsim değişikliklerine göre farklılaşıyor. Ama hep daha kendim olacağım samimi bir şeylerle ilgilenmek Annem biz küçükken mutlaka ‘siz de yanımda durun, bir istedim. Amerika’da blog’ları takip ederken bir gün Türkiye’de şeyler öğrenin’ derdi. Ablam ve ben küçük olduğumuz için eli- yemek blog’u açmaya karar verdim. Annem Çerkez ve çok mize hamurlar verip bizi oyalamaya çalışırdı. Sonra da o yap- güzel yemek yapar. Her genç kızın hayalidir annesini geçmek. tığımız hamurları biz üzülmeyelim diye fırına koyardı. Piştiği za- Ben de annemin tarifleri kaybolmasın diye yola koyuldum ve man da ‘kuşlar yiyecek bunları’ deyip kuşlara atardı. Logomda 60 yer alan kuşlar çocukken yaptığım yemekleri ilk tadan o kuşları çücük detaylarla tüm sofrayı ya da evinizi nasıl farklılaştırabilirsi- simgeliyor. Salıncaktaki o küçük kız ise beni. Kısacası, yemeğe niz? Nasıl renklendirirsiniz? Bunları paylaştığım bir site. Dergide ilk adımlarımı sembolize ediyor logomuz. de bu konuları işledik. Dönemi düşünerek hazırladığımız acil Yemek tarifi yazarken nelere dikkat edersiniz? sahur seti, tekne orucu iftarı bu pratik bilgileri işlediğim konu- Aslında ben hikayesi olan yemeklerin peşindeyim. Yemeğin lardan bazıları. bende ya bir anısı olmalı ya da bir şeyler hatırlatmalı. Evlenmeden önce enteresan yemekler bulup yapmaktı amacım, çünkü Üç siteyi de devam ettirmeyip, tek çatı altında toplamayı düşünüyor musunuz? rakibim annemdi. Zaman geçtikçe çocukluğumdaki yemekleri Bu artık gereklilik durumuna doğru gidiyor. Üç çocuk, der- özlediğimi fark ettim. Portakallı ördek deyince hiç bir şey ifade gicilik derken her biri ile istediğim ölçüde ilgilenemiyorum. Birbiri etmez ama bamya deyince annenizin size zorla yedirdiği aklı- içinde eriyen konular olarak Portakal Ağacı’nda tüm bu bilgileri nıza gelir mesela. O yüzden benim için anne eli değen yemek takipçilerimle paylaşacağım gibi gözüküyor. Fotoğraftaki yemeklerde aynı zamanda bir sanat var. tarifleri her zaman daha ön plandadır. Büyük başarı yakaladığınız blogtan sonra bir ki- Bu nasıl ortaya çıkıyor? Hayalimde bir sofra kuruyorum, sonra ona tap yazdınız ve şimdilerde dergi çıkarmaya uygun malzemeleri ortaya çıkarıyorum. başladınız. Bu bir süreç galiba. Yazılar Daha önceleri sadece yakın çevrem- kağıtlarda hayat bulmak istiyor di- den bulduğum bu materyalleri artık yebilir miyiz? Haklısınız, online çok iş yaptım ama her zaman mis kokulu kitaplarda, dergilerde kaldı aklım. Teklifler geliyordu ama önce kendimi kanıtlamam gerekiyor diye düşündüm ve kitlemi oluşturduktan sonra da tariflerimizi yazılı hale getirdim. Annem biz çocukken yemek yapmayı öğren- Mutluluk dediğimiz zaman aklımıza bir sürü şey gelebilir, Hatice Hanım’ın ise aklına Portakal Ağacı geliyor. diği kitabını ciltlettirip ablamla bana şekilde ortaya hikayeleriyle birlikte yemek sofraları çıkmış oluyor. Portakal Ağacı’nın bundan sonra ki adımı ne olacak? Videolu tarifler olabilir. Porta- çok çabuk tüketilen bir mecra. getirdi. Ben de onun geleneğini devam ettirdim oldu, çünkü her yemeği kitabım için tekrar hazırladım ve tekrar ğer ihtiyaçlarımızı karşılıyor ve bu Televizyonu düşünmüyorum, çünkü zarak kitabı bir nevi yemek hatırası haline zel Yemekleri’ adlı kitabımı çıkardım. Geri dönüşler çok güzel Sponsorlar, yemek takımları ve di- kal Ağacı’na layık bir şekilde olacak. verdi, her tarife küçük anılarını da ya- ve ‘Anneler ve Kızları için Portakal Ağacı’nın En Gü- sponsorlardan temin edebiliyorum. Bu kadar güzel yemeğin içinde formunuzu nasıl koruyorsunuz? Yemekleri yapıyorum ama az yiyorum dikkat etmeye çalışıyorum. fotoğrafladım. Emeğimin sonunda da ortaya güzel bir iş çıktı. Evinizde nasıl yemekler yaparsınız? Arkasından TRT Çocuk Dergisi’nde Genel Müdürlük yapmaya Terzi kendi söküğünü dikemezmiş; benim ki de tam o başladım. Böylece dergicilik de hayatıma girdi. Sonra da Por- hesap... Bir önceki günden kalan yemekler yenilir ve çok takal Ağacı dergisini çıkarmaya başladım. fazla çeşit olmaz. Hatta eşim, “Ben Portakal Ağacı’nın sahi- Derginiz bilindik yemek dergilerinden farklı. İçeriği hakkında biraz bilgi verir misiniz? Dergiyi bir günlük gibi hazırlıyorum. İlk sayımızda gün besiyle evliyim, bunları hak etmiyorum,” diye kendi aramızda konuşuruz. NG Kütahya Porselen hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Kapadokya’da doğdu ve New York’ta akşam yemeği ile son Son dönemlerde sıkça gördüğüm ve çok kullanışlı oldu- buldu. Keyifli sohbetler, minikler için farklı sofra ve yemek tarif- ğunu düşündüğüm ‘Tavola’ adlı ürünlerinizi çok beğeniyorum. leri ile de dergiye zenginlik kattık. Ayrıca ateşe dayanıklı ürettiğiniz Porflame tencerelere bayılıyo- Dergide diğer siteleriniz olan ‘ailemle geziyorum’ ve ‘kırmızı minder’den de esintiler var. Değil mi? Evet. Kırmızı minder, daha dekorasyon odaklı bir site. Kü- rum! Hatta dergimin ilk sayısında, Porflame tencerede bir çorba tarifim bile var. Formu ve tasarımını çok beğeniyorum. Yalın formu ile farklılık yaratan tasarımlar gözbebeğim diyebilirim. 61 RÖPORTAJ SERDAR ATEŞER “Mütareke Yılları, Avdet Seyri albümleriyle küçük ama beni takibe alan bir kitleyle temasım oldu,” diyor Serdar Ateşer kendinden bahsederken. Ateşer şimdilerde yeni albümünün çalışmalarını yapıyor. 62 Mor salkımın altında Müzisyen S Serdar Ateşer yaklaşık Ayvalık’ta yaşıyor ve üretiyor. 10 yıldır Ay yıldır ne yaptığını sorarsanız, Bunca yıld kapısının önündeki mor salkımı sadece kap başardığı için kendisiyle korumayı b övündüğünü söyleyecektir. Ayvalık’ta 1901 övündüğün stüdyosunda, yine aynı adı taşıyacak adlı stüdyo çalışmalarına devam ederken müzik albüm çalış dünyasının önemli isimlerine prodüktörlük aranjörlük de yapan Ateşer, herkese ve aranjörl hayat dersi veriyor. gerçek bir h Yazı Fatma Ö Özel, fotoğraflar Kadir Aşnaz 63 RÖPORTAJ SERDAR ATEŞER Perdeler tümüyle dış sesleri engelleyen özel bir astara sahip. Mekanın içindeki tekne kamarasını andıran bölüm ise günler ve geceler boyu süren kayıtlar için mükemmel bir alan oluşturuyor. Stüdyonun tavanında, içi ışıklandırılmış bir tekne gövdesi asılı. 64 “Küçük bir kumar oynadım hayatımla ve sanırım kazandım…” ki güzellikleri anlatarak iradem dışında çok kişiyi etkilemiş olabi- Bu sözler prodüktör, aranjör ve bence Türkiye’nin en önemli mü- lirim. Ama her gelen kendince bir şey buluyor bu şehirde. Doğal zisyenlerinden biri olan Serdar Ateşer’e ait. Ayvalık’taki daracık olarak da Ayvalık’ı sevenler arasında bir karşılaşma yaşanıyor. sokaklardan birinde, kocaman bir dünya kurmuş kendine. Gör- Doğru, herkesin bir nedeni var şehirden kaçmak için düklerim ve onunla yaptığım küçücük sohbet, hayatım boyun- ama eminim siz buraya geldiğinizde şimdi gelenlerden ca unutamayacağım izler bıraktı bende. “Burada kendimi inşaa çok daha farklı manzaralarla karşılaştınız öyle değil mi? ettim, rüştümü ispatladım, bitiremediğim iki üniversiteyi burada Evet, her gelenin bir sürü nedeni var elbette ama yeni ge- tamamlamaya çalıştım,” derken attığı büyük adımı anlamakta lenler değişik bir Ayvalık’a geliyor. Şimdi siz buradaki sosyal zorlananlara, benim gibi zihni karışık insanlara öyle çok söz söy- yaşamdan etkilendiniz; çok renkli insanlar var burada, gidile- lüyordu ki aslında; tıpkı fotoğrafçı arkadaşım Kadir Aşnaz gibi cek çok özel mekanlar var diyorsunuz. Çok uzak değil, altı- benim de idolüm oldu bir anda. “İnsan sadece içine dönerek yedi yıl öncesinde şu içinde bulunduğunuz stüdyo bile yarı de mesleğinde ilerleyebilir,” dedi, sabretti ve zaman zaman ken- taş, yarı çamur, yarı beton bir haldeydi. Şu anda gördüğünüz disinin bile inanmakta zorluk çektiği bu gerçeğin doğruluğunu müzik aletlerinin hemen hemen hiç biri yoktu. Çünkü buraya hem kendine, hem de çevresine kabul ettirmeyi başardı. 1998 geldiğim ilk birkaç yıl müzikle tüm ilişkimi koparmıştım. yılında İstanbul’daki yoğun tempolu çalış- Nasıl bir ruh halindeydiniz ilk g geldiğiniz yıllarda? ma hayatına dur dedi ve Ayvalık’a yerleşti Ateşer. O yıllarda tek başınaydı; “Müzik- İnsan farklı dönemlerde bambaşka le uğraşacaksam benim burada ne işim hesaplaşmalar içerisinde olabiliyor. Bir var dediğim çok oldu,” diye itiraf ediyor o dönem sanatla iç içeyken, insan ilişkile- yılları anlatırken. Ama hayat öyle bir şey ri ile ilgili farklı konulara dalabiliyorsunuz. ki, arkanızda tek bir iyi iş bile bıraksanız Bir dönem sadece içe dönebiliyor, bazen birileri sizin izinizi sürüyor işte. “Eren Ka- de inanılmaz üretken olabiliyorsunuz. En zım Akay, Özlem Taner, Turgut Alp Be- kararlı olduğum nokta şuydu: İstanbul’un koğlu, Nekropsi’den Tolga Yenilmez ve bana dayattığı şeyleri istemiyordum. Eme- Gökhan Goralı, Hakan Kurşun, Mahmut ğimi bedavaya sömüren sisteme karşıy- Yalay, Tolga Tüzün, Ayşe Tütüncü, İlhan dım. İstanbul’un pahalılığını, cefasını çek- Usmanbaş, Ateş Tezer, Aylin Aslım, Vol- memi gerektirecek hiçbir durum yoktu. kan Hürsever, Nejat Yavaşoğulları, Mor Özellikle de benim için hayati değişikliğe ve Ötesi, İzmirli, Ayvalıklı, Atinalı genç y açacak kararı çoktan vermiştim: Artık yol müzisyenler, gruplar geldi geçti buradan. reklam müziği yapmayacaktım. Reklam Kimisiyle çalıştık, çaldık dinledik, kimisiyle dünyasıyla ilişkilerimi kendi isteğimle kes- sadece muhabbet ettik, tatil yaptık,” diye t tim, ilk miydim bilemiyorum ama zor bir anlatıyor stüdyosundan bahsederken. Serdar Ateşer kendi adına ilk albümünü 1989’da çıkarmış. ‘Mütareke Yılları’ adını taşıyan bu albümün ardından, 1998 tari- karardı, orası kesin. Antalya, Fethiye ya da Bodrum değil; Ayvalık oldu durağınız. Neden? hinde ‘Avdet Seyri’ adında bir albüm daha hazırlamış. Şimdilerde Buraya ilk geldiğimde, Türkiye’de bu kadar az el değ- yıllardır bitiremediği albümünün hazırlıklarıyla ilgilenirken çok sa- memiş bir yer olabildiğine inanamadım! Ayvalık gördüğüm yıda projeyi de beraberinde yürütüyor. Serdar Ateşer stüdyosu, pek çok yerden farklı bir şehir. İstanbul’da sistemle, insan- üretken ve huzurlu hayatıyla beni çok büyüledi. Mesleğini baha- larla uğraşmayı bırakıp, böyle güzellikteki bir yeri korumayı; ne ederek sıkışıp kalmış hayatlar sürdürmeyi kendine reva gören sade ve mütevazı bir hayatı seçtim. Buraya gelmekle en herkesin ders çıkaracağı bir hayatı sizinle paylaşmak istiyorum. iyisini yaptım. Verdiğim en doğru karar oldu. Doğal ve kala- Çok renkli bir sosyal yaşam var burada. Çok az insanın balık olmayan bir hayata geçtim. Ama ne yazık ki Ayvalık da bildiği müthiş şeyler oluyor Ayvalık’ta. Birbirini anlayan şehirleşme konusunda çok kararlı gözüküyor. O raddeye bir sürü güzel insan nasıl bir araya geldi, her şey spon- gelirse gidecek başka bir yer var mı, o da meçhul? Stüdyo- tane mı gelişti? mun önündeki mor salkım belki de ben burada olmasaydım Buraya gelen herkesin farklı çıkış noktaları var. Ben burada- kesilecekti. Bu konuda bile övünebilirim kendimle. 65 SAĞLIK DR.HAYAT ÖZ Kaygısız estetik Zaman içinde, hem yüzde hem de vücutta oluşan değişimleri artık geri dönüşümü olan ameliyatsız estetik yöntemleriyle düzeltmek mümkün olurken yaz aylarında özellikle güneşe karşı cildi koruyan uygulamalar öne çıkıyor. Yapım Zeliha Köşlü, Fotoğraflar Koray Işık on yıllarda estetik kaygısı kadınlar kadar erkeklerin Şimdiyse ameliyatsız yöntemlerle yapılan estetik uygulamalara de gündeminde yer alırken, lazer, peeling, botoks, ağırlık veriliyor. S termaj gibi uygulamalar tüm bedeni yenileme imka- Bu gelişmenin nedeni nedir? nı sunuyor. Ancak bunun için sadece para vermek yeterli olmu- Buna neden olan sebeplerden en önemlisi birbirine benze- yor. Doğru hekim seçimi kadar yapılan uygulamaya karşı bilinçli yen insanların ortaya çıkmaya başlaması. Çünkü her doktorun olmak da önem taşıyor. Eğitimini İstanbul Üniversite Tıp Fakül- bir stili var. Ben diyorum ki ameliyatsız estetik yaptırmadan önce tesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Bölümü’nde yapan, uzun yıllar öncelikle hekimin yüzüne bakılmalı. Eğer hekimin yüzü abartılıysa verdiği hekimlik hizmetinin yanında bir dönem Antalya İl Sağlık o abartıdan hoşlanan bir hekim demektir. Bazı hekim arkadaş- Müdürlüğü görevini de üstlenen Uzm. Dr. Hayat Öz ile en yeni larımızın suratları şişkin, dudakları patlak görünümlü olabiliyor. estetik uygulamaları ve yazın dikkat edilmesi gereken durumlar Hasta da müdahale sonrası hekimine benzeyebilir. Doktorun hakkında aydınlatıcı bir söyleşi yaptık yüzü uygulama sonrası dahi doğal görünüyor ise o zaman bu Estetik uygulamalarda son yıllarda öne çıkan ne oldu? doktor da doğallıktan hoşlanıyor demektir. Onun için doktorunuzu seçerken yüzüne daha dikkatli bakın. Son yıllarda ameliyatsız estetik, ameliyatlı estetiğin önüne Ameliyatsız estetiğin bir uygulama takvimi var mı? Ço- geçti. Bu durum dünyada da trend halini aldı. Ufak tefek kusur- ğunlukla yazın yapılan ameliyatsız uygulamalar hangileri? lara, kırışıklıklara eskiden direkt ameliyat ile müdahale ediliyordu. Bazı uygulamalar ten koyu olduğunda veya güneş göreceği 66 için yazın yapılmıyor. Bu uygulamaların başında peelingler geli- yapalım demişti, yaptırdım, dedi. Çin botoksu gibi soğuk zincire yor. Çünkü peeling, derinin üst dokusundaki keratin tabakasını dikkat edilmeyen bir ürünü hasta yüzüne uygulatabiliyor. İnsanlar alıyor. Deriyi güneşe karşı korumasız hale getiriyor. Bu neden bilinçli değil. Botoksun zararı yok, doktorun zararı var. Bu neden ile peeling sonrası güneşe çıkılmaması gerekiyor. Aksi taktirde ile hastanın hekimini çok iyi seçmesi gerekiyor. Alt yüze yapılan korumasız olan deride lekeler oluşabiliyor. hatalı bir botoks, yüzü kaydırabiliyor, gözde görme bozukluğu Lazer yapıldıktan sonra güneşe çıkılmaz denir. Bu doğru mu? Lazer yapıldığı zaman önemli olan güneşe çıkmak değil, yapabiliyor, gözkapağı düşebiliyor. Ameliyatsız estetik grubundaki botoks uygulamaları, ortalama dört ay sonra geçiyor. Estetik uygulamalarda doğru olan nedir? güneşe çıkmış yanık tene lazer uygulanmamasıdır. Çünkü Doğru olan hastanın eksiğini tamamlamaktır. Hastanın doğal renge duyarlı, kana duyarlı ve suya duyarlı üç çeşit lazer bulu- görünümü değişecek ise bu durumda doğru olan bir plastik cerra- nuyor. Melonosit dediğimiz, renk veren hücrelere duyarlı olan ha gitmektir. Ama burunda küçük bir kemer var ise zahmetli olan lazerler, özellikle epilasyon lazerleri, deride melonositler art- bir ameliyat yerine o kemerin ön veya arka kısmına çok küçük bir mış, renk koyulaşmış ise lazeri tutuyor. Bu durum da küçük dolgu yapılarak burun düz hale getirilebiliyor. Bazen burun küçük yanıkçıklar oluşabiliyor. Oluşan bu yanıkların kalıcı hiçbir etkisi dolgular ve botoks ile çok hafif kaldırılabiliyor. Bunlar geri dönüşü olmasa da bu kısımlar daha beyaz kaldığından, renk farkı olu- olan rötuşlar. Ancak kalıcı bir uygulama veya bir ameliyat yaptırıldı- şuyor ve kişiyi huzursuz edebiliyor. Suya duyarlı olan lazerde ğında geri dönüşü olmuyor. Botoksun temel özelliği, istenen kas- ise renk önemli değil. O da kızarıklık yaptığı için hastanın uy- ların hareketini geçici olarak durduruyor olması. Doğal görünümlü gulama sonrası güneşe çıkması ve ultraviole ile temas etme- botoks uygulamaları sonrası kişide canlanmış, yenilenmiş bir ifade si doğru değil. Kana duyarlı damar lazeriyse kılcal damarlara yakalanabiliyor. kılcal varisler için uygulanıyor. Bu lazer işlemi sonrası oluşan kızarıklıklar, yaz sıcağıyla daha etkin hale gelerek bir müddet leke olarak kalabiliyor. Bu sebeplerden dolayı yazın lazer uygulamalarını yapmamak en doğrusu. Yazın artan cilt lekelerinden ve çillerden kurtulmak mümkün mü? Vücuttaki dövmelerin yazın güneşle bir etkileşimi oluyor mu? Dövmelerde boya seçimi önemli. Bazı kişilerde çok şiddetli reaksiyonlar yapabiliyor. Bence dövme yapmamak lazım. Çünkü insan gördükçe bıkar. Değiştirmek şansıysa yok. Aslında dövmeler çıkartılabiliyor, ancak tek seansta olmuyor. Ciltte küçük yanıklar Çiller insanın tabiatı olduğundan çok fazla düzeltmek söz yapabiliyor. Hafif izler kalabiliyor. Eğer dövme derine yaptırılmış ise konusu değil. Çiller temizleniyor ama sonrasında hiç güneşe lazerler derini görmediğinden dövme gölge gibi yerinde kalabiliyor. çıkmamak gerekiyor. Çünkü çilli bir kişi yine çil üretiyor. Cilt le- Makineler renkli dövmelerde özellikle yeşil ve sarıyı görmüyor. Si- keleriyse yaşlanma ve güneşin etkisiyle oluşuyor. Cilt lekelerine yahı, maviyi, kırmızıyı da her makine görmüyor. Onun için dövme peeling ve ilaç tedavisi de uygulanabilir. Güneş etkisiyle oluşan yaptırırken üç kere düşünüp bir kere yaptırmak lazım. Dövmelerin lekeleri ise bir-iki seansta lazer ile yok edebiliyoruz. Ancak bu güneş ile bir etkileşimi ise olmuyor. lekeler tekrarlayabiliyor. Çünkü aynı şartlarda lekeler tekrar oluşuyor. Lekelerin tekrar etme nedeniyse renk veren melonosit Yazın yaşanan bir diğer sıkıntısı da terleme. Terlemeye ve kötü kokuya karşı önlem alınabiliyor mu? hücrelerinin hafızasının olması. Bir de dermatologların korku- Yazın özellikle koltuk altı terlemeleri sonrası kıyafetlerde leke- lu rüyası, melazma dediğimiz hamilelik lekeleri var. Bu lekeler ler oluşuyor. Terle ıslanan kıyafet değiştirilemediği zaman bu böl- tedavi sonrası tamamen geçseler dahi hemen geri geliyorlar. gede bakteri üreyip koku yapıyor. Kışın da terleme oluyor. Ancak Bunun da nedeni melonosit hücrelerinin hafızasının olması. Ha- bu oran yazın artıyor ve sıcak ile bakteriler daha rahat ürüyorlar. milelik lekeleri tamamen yok edilemiyor. Lekelere flaksel lazer Aşırı terlemelere karşı yapılacak en güzel şey ise koltukaltı bo- uyguluyoruz. FD onaylı flaksel lazer üç konuda kullanılıyor. Birisi toksu. Bu işlem yaz başında yaptırıldığında terleme sıfıra yakın melazma lekelerini yok etmek, ikincisi gençleştirmek, üçüncü- oranda düşüyor. Uygulama avuç içi ve ayak tabanı terlemelerine sü ise akne izlerini ve sivilce çukurlarını düzeltmek. de iyi geliyor. Cildi yenileme işlemleri nasıl yapılıyor? Cildi gençleştirme için flaksel lazer uyguluyoruz. Ancak artık hekim olmayanlar dahi merdiven altlarında bazı şeyleri yapacağız diye çaba gösteriyorlar. Yurtdışından gelmiş, ne oldukları bilinmeyen kişiler işlem yapıyor. Bir hastam, doktorum Çin botoksu Vücudun her yerinde bulunabilen benler ile güneşin arası nasıl? Aktif benleri olan kişilerin güneşten sakınmaları gerekiyor. Çünkü güneş aktif benleri daha da aktif hale getiriyor. Aktif ben nasıl anlaşılıyor? 67 SAĞLIK DR.HAYAT ÖZ Benleri büyüyen, renk değiştiren, devamlı ben üreten vü- kü adet gören kadınların damarları kimi zaman genişliyor, kimi cutlar vardır. Bu aktif demek, o kişide metabolizma çalışıyor zaman ise daralıyor. Bu da dokularda beslenme bozukluğuna demektir. Bu gruba giren kişiler için güneş ışığı çok zararlı- daha fazla neden oluyor. Selülit oluşması kaçınılmaz. Çok ince dır. Bu kişilerin sıfır güneş görmeleri gerekir. Aktif benler en kişiler bile bahar aylarında selülit tedavisi yaptırıyor. Kollardaki, az altı ayda bir kontrol edilmeli. Vücuttaki benler büyüyor, yüzdeki, gıdıdaki, bacak aralarındaki sarkmaya karşı ise termaj şekli gayrimuntazamlaşıyor, hafif pütürleniyor, yükseliyor, adı verilen radyo frekans uygulaması ile ameliyatsız germe işlemi yani değişiyor ise bu benlerin alınması gerekebilir. Vücudun- yapılıyor. da yeni benler oluşan veya var olan benleri büyüyen kişileri, benleri kıyafet ile örtülü olsalar dahi güneşten koruyamaz- Seyrelen saçlar ve kelliğe karşı yazın da uygulama yapılabiliyor mu? sınız. Benlerin bir tanesi kötü tabiatlı olduğunda vücuttaki Artık kellik kader değil. Çeşitli sistemler ile saç ekimi yapı- diğer benler de uyanıyor. Asistanlığımda iktisatta okuyan bir larak kellik engellenebiliyor. Bunun yanı sıra saçları ara ara dö- delikanlı gelmişti. Sırtında bir ben vardı. Parça aldırdı. Sonuç külmüş kişilere de perkütan tekniği uygulanarak saçları gür gö- kötü tabiatlı ben tümörü, melonom çıktı. Ameliyat olması ge- rünüme kavuşturuluyor. Bu uygulamalar her mevsim yapılıyor. rektiğini söylediğimde benim sınavlarım var diyordu. Halbuki Ancak yazın terleme gibi durumlar oluştuğu için koruması daha bu öldürücü bir durum. Sonunda bütün sırtını temizlediler güç olabilir. İnsanlar daha çok boş zamanlarında ve daha rahat çünkü tüm benleri aktif hale gelmişti. zamanlarında bu işlemleri yaptırmayı tercih ediyorlar. Saçın ke- Yazın özellikle hanımların dikkat ettiği selülitlerin olu- silmeden yapıldığı bu tedavilerde, sadece saçın dök ülen kısım- şumu hakkında nerede hata yapıyoruz? Selülit oluşumu larına uygulama yapılıyor. Bu da tedavi sürecinde kişinin sosyal insanın doğasında mı var? hayatında olumsuz bir görünüm oluşturmadığından sosyal ha- Selülit ve incelme uygulamaları daha çok bahar aylarında yattan çekilmesine neden olmuyor. Erkeklerde saç dökülmesi yaptırılmaya başlanıyor. Selülit kadınlarda östrojen hormonu ne- hormonal olduğu için daha fazla olsa da perkütan tekniği hem deniyle ve damar sistemi daha zayıf olduğundan oluşuyor. Çün- erkeklere, hem de kadınlara uygulanabiliyor. Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzm. Dr. Hayat Öz Son yıllarda ameliyatsız estetik, ameliyatlı estetiğin önüne geçti. Bu durum dünyada da trend halini aldı. Ufak tefek kusurlara, kırışıklıklara eskiden direkt ameliyat ile müdahale ediliyordu. Şimdiyse ameliyatsız yöntemlerle yapılan estetik uygulamalara ağırlık veriliyor. 68 BESLENME ALİ DERELİ Kırmızı mı? Beyaz mı? Atkins diyeti ile başlayan ve son yıllarda tekrar hortlayan, protein içeriği yüksek diyet ile beslenme, yenilecek olan etin niteliğinin gözden geçirilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. [email protected] E tler diğer besin gruplarına göre protein içerikleri daha miktarın üstüne çıkmak isteyen bireyler ise öncelikle kolesterol yüksek olan besinlerdir. Bir porsiyon et, diyet he- seviyelerini ve genetiklerinde bulunan kalp-damar geçmişlerini saplamalarında 30 gram olarak değerlendirilmekte, altı gram kontrol ettirmelidirler. Beyaz et denilince akla gelen, tavuk, hin- protein ve beş gram yağ içermektedirler. Kalori hesabı yapıl- di ve balık etidir. Kanatlı hayvan etleri, kırmızı ete oranlara çok dığında, ortalama bir porsiyon et 69 kalori enerji içermektedir. daha az kolesterol içermektedir. Bununla beraber, demir ve Etler arasındaki farklılık kalori değerinden çok, protein yapısı B12 vitamin içerikleri de daha azdır. Beslenme örüntümüzde ve yağ asitlerindeki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Bunların bulunması gerekli protein miktarını karşılamamız açısından çok yanı sıra, içerdikleri vitamin ve mineral değerleri farklılık göstermektedir. ‘Kırmızı et’teki proteinin biyoyararlılığı diğer et türlerine göre daha fazladır. Bununla birlikte kırmızı ette bulunan yağın çoğunluğu önemlidir beyaz etler. Beyaz etleri son yıllarda, teknoloji ile birlikte hormon takviyesi konusunda çok fazla dayak yese de, B12 ve B6 vitaminleri ile iyi bir protein kaynağı olarak kırmızı etten daha öncelikli ve sağlıklı bir alternatif olarak ilk doymuş yağdan gelmektedir. düşünülmesi gerekli besinlerdir. Doymuş yağların katı halde Başta belirttiğimiz bu üç farklı bulunan kolesterol içerikleri, beyaz et alternatifinden, balık diğer yağlara göre daha faz- etini aslında ayrı tutmakta fay- la olan yağ türleridir. Kırmızı da vardır. Balık eti içerdiği yağ et tüketiminde dikkat etme- asitleri bakımından vazgeçil- miz gerekli olan husus, yağ mezdir. Beyin gelişimi için çok içeriğidir. Vücut için ne kadar gerekli olsa da, kolesterolün fazlalığının kalp-damar problemlerine yol açtığı kanıtlanmıştır. Kırmızı ete rengini veren, demir içeriğindeki fazlalıktır. İyi bir demir kaynağı olmasının elzem EPA ve DHA yağ asitlerini içermektedir. Yağının hiç korkmadan yenilebileceği en sağlıklı et türü balıktır. Et tüketilirken, diğer bütün besin gruplarında olduğu gibi çeşitlilik sağlanmalıdır. Benim önerim, haftanın iki günü yanı sıra, çok iyi bir B12 vitamini olarak da beslenmemize kırmızı, iki günü beyaz, üç günü de balık tüketmenizde büyük büyük katkı sağlamaktadır. Özetle, içerdiği biyoyararlılığı yük- fayda bulunmaktadır. Et tüketiminizi mümkün olduğu sürece sek protein, demir ve B12 vitamini ile beslenme örüntümüzde öğlen öğününüzde yapmalısınız. Akşam öğününüzde et ye- olmazsa olmaz kırmızı et, yağ içeriği düşünüldüğünde, mikta- mek durumunda kaldığınızda ise, bu etin balık eti olmasına rının çok iyi ayarlanması gereken bir besin haline dönüşmek- dikkat etmeniz gerekmektedir. tedir. Haftada iki defa mutlaka tüketilmesi gerekmektedir. Bu 70 Düzenli Diyetle, Sağlıklı Bir Yaşam Dilerim. ÖNERİ porselensepeti.com Yaratıcı sofralar, enerjik renkler Sofra deyince insanın gözünde ‘bereket, lezzetli yemeklerin verdiği keyif ve sıcak dostların çevrelediği bir manzara’ canlanıyor. Gündelik hayatınızda özenli sofralar kurmanız için biraz cesaretli olmak, biraz da etrafınızdaki objelerden yararlanmak yeterli. Enerjik renkler ve desenlerle ilgili porselensepeti.com adresinden önerilerimiz var. Yazı Gülderen Tumba Genç Fotoğraflar Leyla Yaman Güneşi kıskandıran bir renk Kıpır kıpır bir karaktere sahipseniz ve sofralarınız da sizi anlatıyorsa turuncu tonlarından oluşan desenli porselenler tam size göre! Salonunuzda ya da yatak odanızda kullandığınız küçük aksesuarları masanıza taşımayı deneyin. Önemli olan, etkileyici bir renk kombini yaratmak. GZ24YS610611919, 24 parça yemek takımı, 169 TL. 72 Geometrik formlar Sofranızda dinamik bir düzen istiyorsanız, geometrik desenleri tercih edebilirsiniz. Doğal dokulu Amerikan servisler ve vazoda kesme çiçeklerle tamamlayacağınız sofra tasarımınızda feminen dokunuşlar, geometrik form ve desenlerin maskülen etkisini yumuşatacaktır. KMD18YS4205208, 18 parça yemek takımı,179 TL. 73 ÖNERİ porselensepeti.com Yaprak sevdası Floral desenler ağırlıklı olarak ahşabın kullanıldığı mekanlar için ideal. Yaprak, dal ve çiçek desenlerinin en çarpıcı görüntülerini yansıtan yeşil sofra ürünlerini, parlak renklerdeki Amerikan servisler ve kadehlerle tamamlayabilirsiniz. RY25YS61081113, 25 parça yemek takımı, 219 TL. Romantik mavi Güne başlarken, mavinin ferahlık etkisi enerjinizi artıracak. Bu mavi kahvaltı takımlarını pötikareli ya da düz beyaz masa örtüsü üstünde kullanarak Akdeniz ışığını sofranıza taşıyabilirsiniz. Aksesuar seçimlerinizi de renkli porselen demlik ve puantiyeli porselen kavanozlardan yana yapabilirsiniz. GZ24YS6106111914, 24 parça yemek takımı, 169 TL. 74 ÖNERİ porselensepeti.com Lavanta aşkına Lavanta rengini sevenlerden ve pembeden de vazgeçemeyenlerdenseniz, naif desenli porselenleri tercih edebilirsiniz. Renkli Amerikan servisler, her zaman sofranızın demirbaşı olsun. Pembelerin öne çıktığı sofranızda aksesuarlarınızı farklı malzemelerden seçebilirsiniz. GZ48YS5014829,12 kişilik yemek takımı, (48 parça) 250 TL. Yeşilin en canlısı Doğadaki en sevdiğimiz renklerden biri olan yeşil, dinlendirici, tazeleyici etkisi ile sofralara pozitif enerji veriyor. Beyaz porselen bir zeminde küçük çiçeklerle şekillenen bu kahvaltı takımı, keyifli bir günün ilk adımı... GZ32KH6103365, 31 parça kahvaltı takımı, 220 TL. 76 GURME SOĞUK TATLILAR Limon sorbe (4 kişilik) • 500 ml su • 100 ml taze sıkılmış limon suyu • 1 gr vanilya • 1 adet yumurta beyazı • 100 gr pudra şekeri Hazırlanışı Suyu kaynatın. Limon suyu, pudra şekeri ve vanilyayı ilave edip kısık ateşte 20 dakika daha kaynatın. Hazırladığınız sıvıyı soğutun, yumurta beyazını şanti gibi köpürtün, soğuyan sıvıya ilave edip çırpın. –18 derece derin dondurucuda dondurun ve daha sonra kuplarda servis edin. Serinleten tatlar NG N G Güral Güral S Sapanca apanca Wellness&Convention’ın W ll &C ti ’ şefleri bunaltıcı sıcaklarda imdadınıza yetişecek soğuk tatlı ve içecekler hazırladı. Yaz mevsiminin olmazsa olmazı bu tatlılardan ilham alın. Yapım Şebnem Yıldız Fotoğraflar Leyla Yaman 78 Vişneli ekmek tatlısı (4 kişilik) • 6 dilim dilimlenmiş tost ekmeği • 500 gr toz şeker • 500 gr su • 400 gr vişne suyu • İsteğe bağlı olarak dondurma Hazırlanışı Tost ekmeği dilimlerinin kenarlarını kesip 120 derecelik fırında kızartın. Toz şeker, su ve vişne suyunu ocakta bir tutam kaynatın, kızarmış ekmek dilimlerini bir kaba dizin ve üstüne hazırlamış olduğunuz şurubu döküp soğuğunca dondurma ile servis edin. YS85YT42010132, ‘Yasemin Fall‘ 12 kişilik yemek takımı, (84 parça) 399 TL. Limonlu parfe (4 kişilik) • 2 adet yumurta • 2 gr jelatin • 1 adet limonun suyu • 15 gr beyaz çikolata • 15 gr krema • 25 gr toz şeker • 1 parça kek, isteğe bağlı Hazırlanışı Beyaz çikolatayı eritin, yumurtayı şeker ile çırpın ve içine çırpılmış kremayı ilave edin; her ikisini de birbirine karıştırıp, içerisine limon suyu ve jöle ilave edin. Servis edeceğiniz kabın içerisine önce bir parça kek koyun ve hazırladığınız harcı içine ekleyin, dondurun. Dipfrizden çıkarıp beş dakika bekleyin, parfenizi kabından çıkarıp servis tabağına koyun. Taze ve donuk meyvelerle süsleyip servis edin. ZG24YS610688018, 6 kişilik yemek takımı, (24 parça) 210 TL. 79 GURME SOĞUK TATLILAR Soğuk jöle (4 kişilik) • 2 adet yumurta • 35 gr toz şeker • 10 gr toz şanti • 30 gr süt • 15 gr şeker • 2 gr jelatin • 10 gr limon suyu Hazırlanışı Yumurtayı ve şekeri, süt ve kremayı çırpın ve ikisini birleştirin; limon suyu ile jelatini ilave edip dondurun. Dipfrizden çıkarıp 15 dakika dinlendirin ve servis edin. Kivi frozen • 200 gr kivi • 200 gr buz • 5 gr kivi şurubu Hazırlanışı Bütün malzemeleri blender’da çekin, servis edin. Karpuz frozen • 200 gr karpuz • 200 gr buz • 5 gr karpuz şurubu Hazırlanışı Bütün malzemeleri blender’da çekin, servis edin. 80 PER20TD14289, ‘Pera’ pasta tabağı, 15 TL. Küçük boy bir kavunu ortadan ikiye ayırıp içindeki çekirdekleri boşaltın, istediğiniz dondurmayı koyup servis edin. Kavunlu dondurma Nescafeli şarlot (4 kişilik) • 2 adet yumurta • 10 gr Nescafe • 150 gr krema • 2 gr jelatin • 50 gr toz şeker Hazırlanışı Yumurtayı şeker ile çırpın, kremayı da çırpıp birbiriyle karıştırın. Nescafe ve erimiş jöleyi ilave edip karıştırın, servis ediceğiniz kaplara koyarak dolapta üç saat soğutun ve üstünü Nescafe ve parça çikolata ile süsleyerek servis edin. Not: Nescafe yerine böğürtlen, frambuaz gibi IR24IK4707011, ‘İris orkide ikram seti’,(24 parça) 202TL. isteğe bağlı ürünler de kullanılabilir. 81 TERMAL PROF. DR. MÜFİT ZEKİ KARAGÜLLE Kaplıcalarda tedavi ve sağlık Son yıllarda hem Türkiye’de hem de diğer Avrupa ülkelerindeki bilimsel çalışmalar ve araştırmalar kaplıca tedavisi ve balneoterapinin sağlığa yararlı etkisini ve başta romatizmal hastalıklar ve deri hastalıkları olmak üzere birçok hastalıkta tedavi edici etkilerini ortaya koymuştur. Yazı Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle ermal Latince’den dilimize girmiş bir sözcük, kaplıca kalış süresine yönelik anketin diğer sorusunu yanıtlayan 3200 ise ‘öz’ Türkçe. Her ikisi de sıcak şifalı su kaynakları- kişinin yarıdan fazlası (%53) kaplıcalarda 10 gün kalıyorlardı. nı, çamurları, doğal çevreyi ve tabi ki buradaki sağlık tesis ve Bunu beş gün kalanlar (%23), 7 gün kalanlar (%13) ve 15 gün işletmelerini, nihayet yerleşim yeri ve yöreyi ifade eder. Kaplıca ve üzeri kalanlar (%10) izliyordu. Son olarak “Yılda kaç kez kap- tedavisi ya da kaplıca kürü ise kaplıcalara özgü şifalı unsurlar lıcaya gidersiniz?” sorusunu yanıtlayan 3354 kişinin %28’inin olan termal-mineralli sular, çamurlar, iklimsel faktörler ve do- hiç gitmediğini dile getirmek için ankete katılması da ilginçtir. ğal çevre-ortam çeşitli doğal tedavi yöntemleri ile kullanılarak, Geriye kalan (%72) kaplıcaya gidenlerin yarısı 1 kez, yarısı da bu amaçla kurulmuş termal-kaplıca tesislerde yürütülür. Kaplı- iki kez gittiklerini belirtmişlerdir. Bu verileri değerlendirirken akla ca tedavisi programlarının ‘olmazsa olmaz’ tedavi yöntemi ise doğal olarak şu soru gelmektedir: “Bu yaygın kullanımın teda- balneoterapi (sıcak ve mineralli sular ile tedavi) diye adlandırılır. vi edici ve şifa etkileri üzerine elimizde yeterli bilimsel kanıtlar Termal tıp ya da kaplıca tıbbı ise kaplıcalarda yürütülen her türlü bulunmakta mıdır?” Son yıllarda hem Türkiye’de hem de diğer tıbbi pratikler ve hizmetleri tanımlar. Bugün Avrupa ülkelerinde Avrupa ülkelerinde yürütülen bilimsel çalışmalar ve araştırmalar ve Türkiye’de de termal tıp bilimsel bir tıp disiplini olarak yerini kaplıca tedavisi ve balneoterapinin bir dizi olumlu ve sağlığa almıştır ve termal uygulamalar sağlık sigortaları kapsamındadır yararlı etkisini ve başta romatizmal hastalıklar, deri hastalıkları ve geçerli sağlık hizmetleri sisteminin bir parçasıdır. olmak üzere birçok hastalıkta tedavi edici etkilerini ortaya koy- T Türkiye’de, termal ve kaplıca sözcükleri topraklarımızın muştur. Bu hastalarda hastalık belirtileri ve bulgularında iyileş- zengin doğal şifa kaynakları temelinde gelişen ve halen süren meler yanında yaşam kalitelerinde ve genel iyilik hallerinde an- önemli bir sağlık ve şifa geleneğini de yansıtır. Son bir çalışma lamlı düzelmeler de gösterilmiştir. Elde edilen kanıtlar hiç de az yılda altı milyonun üzerinde Türk vatandaşının kaplıcalarımız değildir. Kaplıca tedavisi giderlerinin sağlık bütçelerine bir yük ve termallerimizi ziyaret ettiğini ortaya koydu. Başka bir çalış- oluşturmadığı, tam tersine ilaç kullanımı ve sağlık hizmetleri kul- mamızda kaplıca ziyaretçilerinin ya da daha doğru bir deyişle lanımı, hastanelerde yatış ve işe gelememe gibi göstergelerde küristlerin en yaygın hastalık grubunu yüzde 95 ile romatizmal anlamlı azalmalara yol açarak, sağlık maliyetlerinde azalmalar hastalıklar oluşturuyordu. Ancak, romatizmal ağrı şikayetleri sağladığı gösterilmiştir. Şimdi doğal zengin kaplıca kaynakla- yanında birçok kişide ona eşlik eden rahatsızlıklar da vardı. Ör- rımız, bilimsel kanıtlarla desteklenen kaplıca kürlerimiz, örnek neğin, diyabet, hipertansiyon, aşırı kilo ve cilt rahatsızlıkları gibi kaplıca tesislerimiz ve aktif bilimsel akademik kurumlarımız ile durumlar söz konusuydu. İnternette yürüttüğümüz bir anket bu Türkiye’yi Avrupa ve Dünya’da kaplıca ve termal sektöründe kullanım hakkında aydınlatıcı güncel ek veriler sağladı. İlginçtir gelenek ile bilimi ve tarihsel ile moderni kaynaştıran ülke ola- ki bu anketi yanıtlayan 3568 kişinin (ki internet ulaşımı ve kulla- rak ön plana çıkarabiliriz. Sevindirici olan hem sektör hem bilim nım alışkanlığı olan özel bir grubu yansıtıyor) yarıya yakını (%47) hem de merkezi ve yerel yönetim çevrelerince böylesi bir yak- kaplıca seçimini doktorunun tavsiyesi ile yapıyordu, önemli bir laşımın benimsenip artan ölçüde dile getiriliyor olmasıdır. Bu kısmı ise (%34) tanıdık, eş dost ve akraba tavsiyesine uyuyor- yaklaşım paydaşlar arasında yaratıcı bir işbirliğini başlatılmış du. Geri kalanlar reklamlara bakarak (%13) ve turizm acente- durumdadır, kararlılıkla sürdürülürse başarılı olmamamız için bir leri aracılığıyla (%6) gidecekleri kaplıcayı seçiyorlardı. Kaplıcada neden yoktur. 82 BİZDEN HABERLER “SEKTÖREL İŞBİRLİĞİ ŞART” TÜYİB-DER III. Çalıştayı, 24 Nisan Çarşamba günü Çırağan Oteli’nde gerçekleşti. TUROB Başkan Yardımcısı Vedat Başaran, TURYİD Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Koral, NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve Laleli Otelciler Birliği Başkanı Muhammet Cüntay’ın konuşmacı olarak katıldığı çalıştaya yiyecek içecek sektöründen de 20 firma katıldı. Sektör temsilcilerinin yoğun ilgi gösterdiği TÜYİP-DER III. Çalıştay’ında özetle şu konulara değinildi: olarak, sunum olarak en iyi noktaya gelmesi anlamında birlikte bu ürünlerin ekipmanların seçimine çok katkı sağlayacağını Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan NG Kütahya Se- düşünüyorum,” diyen Güral, NG Kütahya Porselen’in bu ramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Er- işbirliğine hazır olduğunu belirterek, kendilerini evlerinde kan Güral, tedarikçi ve kullanıcıların bir bütünün ayrılmaz ağırlamaktan duyacakları memnuniyeti dile getirdi. Erkan parçaları olduğunu anlatarak, ortak çalışma ile oluşturulacak Güral, sektörün önemli sorunlarından birinin de kalifiye ele- sinerjinin sektöre ciddi bir ivme katacağını ifade etti. “Ekip- man yetiştirilmesi olduğunu ifade etti. TÜYİB-DER’in kalifiye man seçimlerinde birlikte işbirlikleri yapalım. Çünkü ürünler- eleman yetiştirilmesi konusunda önemli çalışmalara imza in aşağı yukarı kaliteleri, standartları aynı. Fakat onlara ver- attığını söyleyen Güral, derneğin sertifikasyon konularındaki ilen şekiller, hizmet kalitesiyle bütünleştiğinde hizmetin şehir çalışmalarını da ilgiyle takip ettiğini söyledi. Gürültüden elektrik enerjisi üretildi Nafi Güral Fen Lisesi öğrencileri gürültüden elektrik ürettikleri projeleriyle TÜBİTAK’ın düzenlediği ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik’ yarışmasında Türkiye birinciliğini elde etti. Nafi Güral Fen Lisesi 10. Sınıf öğrencileri Berkay Yıldız ve Aydın Demirci, okulun Fizik Öğretmeni Cahit Bardakçı koordinatörlüğünde çok önemli bir projeye imza attı. Davul, zurna gibi enstrümanlarla sesler çıkarıp bağırarak ses titreşimlerini toplayan öğrenciler, piezo maddeleri kullanarak sesten oluşan basıncı bir araya toplayarak elektrik enerjisine dönüştürmeyi başardılar. Gürültüden elektrik üretmeyi başaran proje ekibi, TÜBİTAK’ın düzenlediği ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik’ yarışmasında Türkiye birinciliğini elde etti. 84 Sema Güral Sürmeli’den gençlere altın öğütler NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde “Liderlik Teorileri ve Uygulamaları” adlı derste konuşmacı olarak bulundu. Sürmeli öğrencilere, liderlik ve girişimcilik konusunda öneriler verdi. N G Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli, 3 Mayıs Cuma günü Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde “Liderlik Teorileri ve Uygulamaları” adlı derse konuşmacı olarak katıldı. Liderlik ve girişimcilik konulu bir konuşma yapan Sürmeli kendi hayatından kesitlerle gençlere, başarıya giden yol hakkında altın değerinde öğütler verdi. Ders, gençlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Öğrenciler, liderlik ve girişimcilikle ilgili merak ettiklerini sorarken, Sürmeli de yanıtları deneyimlerinden örneklerle verdi: “Türkiye’deki şirketlere baktığımızda, büyük çoğunluğu aile şirketleri oluşturuyor. Bu oran dünyada yüzde 96’larda… Ben de dedemin kurduğu, babam ve amcamın devam ettirdiği şirketlerin bir ferdi olarak çalışıyorum. Bizim şirketlerimizde üst düzey çalışma arkadaşlarımızın çoğunluğunun kadın olduğunu bir süre sonra fark ettik. ‘Pozitif ayrımcılık yapar mısınız diye?’ soruyorlar bana. Babam der ki, “Pozitif ayrımcılık önce ailemizde başlar.” Biz üç kız kardeşiz ve hepimiz şirketlerimizde çalışıyoruz. Aile şirketlerinde çalışmak pek de kolay sayılmaz. Özellikle çok küçük şehirlerde bu dinamiği sağlamak, iyi eğitim almış arkadaşları bu şehirlerde yaşamaya ikna etmek çok zor. Onlar büyük şehirlerde yaşıyorlar ve iyi eğitim alıyorlar. Onlara iyi bir çalışma ortamı sunmak zorundasınız. Çalışma arkadaşlarımızı bir çalışanımız değil, ailemizin bir ferdi olarak kabul ediyoruz. Onları yetiştirip kendi dinamiğimizi oluşturmaya çalışıyoruz.” 85 BİZDEN HABERLER NG, 11. Türkçe Olimpiyatları’na sponsor oldu N G, toplam 23 ülkeden 65 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen 11. Türkçe Olimpiyatları Kütahya il etkinliğinin sponsoru oldu. Etkinlik, 10 Haziran Pazartesi günü Kütahya Dumlupınar Stadı’nda gerçekleşti. Kültürler arasında köprü kurması hedeflenen Türkçe Olimpiyatları Kütahya etkinliğini yaklaşık 50 bin kişi izledi. Program stadyumdan, stadyumun yanına kurulan dev ekranlardan ve valiliğin önünde bulunan ekranlardan da seyredildi. Gecede Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça tarafından NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral’a plaketi verildi. 86 EPOS 7 Derneği bir yaşında Kültürel emanetleri korumak ve kültür-sanat bilincinin geliştirilmesi amacıyla yedi iş kadını tarafından kurulan EPOS 7 Derneği’nin 1. yıldönümü İstanbul Pera Palas Otel’de kutlandı. Bir şampiyonluk hikayesi Fen Liseleri arası basketbol şampiyonası 9-12 Haziran 2013 tarihleri arasında Manavgat’ta yapıldı. Nafi Güral Fen Lisesi şampiyon oldu. EPOS 7 Derneği, 1. yaşını dernek üyeleri ve cemiyet hayatının tanınmış simalarıyla birlikte İstanbul Pera Palas’ta kutladı. Kutlama yemeğine Barbaros Büyükkan şarkılarıyla eşlik ederken, yemek sonrası Prof. Dr. Gül İrepoğlu’nun ’’Osmanlı Saray Mücevherleri Üzerinden Tarihi Okumak’’ başlıklı söyleşisi gerçekleştirildi. Davette EPOS 7 Derneği yönetim kurulu üyeleri EPOS 7 Derneği’ne katkılarından dolayı NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Sema Güral Sürmeli’ye teşekkür plaketi takdim etti. EPOS, “Sanata dair söylenecek söz” anlamına gelirken ‘’7’’ rakamı ise içinde dünyanın 7 harikası, insanın 7 çakrası, dünyada var olan 7 kitap, gökyüzü 7 kat gibi ifadeleri barındırıyor. 12 Fen Lisesi’nin katılımıyla Antalya’nın Manavgat ilçesinde Namık Karamancı Fen Lisesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘6. Fen Liseleri Basketbol Şampiyonası’ final maçı ve ödül töreniyle sona erdi. Manavgat 100. Yıl Kapalı Spor Salonu’nda oynanan, Manavgat Kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Namık Karamancı Fen Lisesi’ni yaptıran hayırsever turizmci Mehmet Karamancı, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Kılıç ve İlçe Spor Müdürü Muammer Sarıdemir’in de izlediği final karşılaşmasında İzmir Fen Lisesi ile Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi karşılaştı.İlk yarısını 22-15 İzmir Fen Lisesi’nin önde tamamladığı karşılaşmayı özellikle son çeyrekte sergilediği performans ile Kütahya Nafi Güral Fen lisesi 43-37 kazanarak turnuvanın şampiyonluğunu aldı.Final maçının ardından yapılan ödül töreninde dereceye giren sporcu ve takımlara kupa ve madalyaları verildi. Nafi Güral Fen Lisesi erkek basketbol takımı 14 Haziran’da Nafi Güral’ı ziyaret ederek, şampiyonluk sevinçlerini paylaştılar. Nafi Güral’a okul basketbol takımı oyuncularının imzalarının yer aldığı forma ve basket topu hediye edildi. 87 BİZDEN HABERLER Nafi Güral, Gazi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi öğrencileriyle bir aradaydı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin V.AKG’13 Akademi Kariyer Günleri’ne ve Sabancı Üniversitesi Genç Girişimciler Kulübü tarafından düzenlenen GİZ’13 Konferansı’na katılan Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, öğrencilere iş yaşamı hakkında altın değerinde önerilerde bulundu. ütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı K Nafi Güral, yarım asırdan fazla bir süredir içinde yer ki isteyince oluyormuş,” dedi. Durağan kişilerden uzak durun aldığı iş hayatında edindiği deneyimleri, birikimleri ve yaşadık- Kendi işini kurmak isteyenlere de tavsiyeler yönelten Güral, larını Gazi Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi öğrencileriyle çevrelerindeki kişileri olumsuzluğa ittikleri ve başarıdan uzak- paylaştı. laştırdıkları için durağan kişilerden uzaklaşmaları tavsiyesinde İş hayatına küçük yaşta başladığını ve üniversite okuyama- bulundu. Güral bu sözlerini şu örnekle açıkladı: “İstanbul’a ya- dığını söyleyen Nafi Güral, herkesten daha fazla çalışarak bu kın Sapanca civarında farklı bir otel yapmak arzusu içindeydim. açığını kapattığını ifade etti. Başarı için gerçekçi hayaller kurul- Şu anda otelimizin olduğu yeri görünce ‘Tamam, işte burası’ ması gerektiğinin altını çizen Güral, “Hayallerinin peşinden ko- dedim. Ama kime sorduysam ‘Olmaz, oraya kimse gelmez, şanlar muhakkak başarıya ulaşır. Ayağınızı yere sağlam basın, boşu boşuna para yatırıyorsun,” yanıtını aldım. Oysa ben çok gözünüz zirvelerde olsun,” dedi. inanmıştım. Bu nedenle şevkimi kıran insanlardan uzaklaştım, Beklediğim tepkiyi alamadığım için İngilizce öğrendim inanç ve kararlılıkla çalışmalara başladım. Bugün Sapanca’daki Konferansına kendi hayatından verdiği örneklerle devam otelimizin tek sorunu var. O da yer bulamamak.” eden Güral, “ Yurtdışından anlaşma sağlamak üzere olduğum İşinize aşık olun bir konuğum geldi. Tercümanım da yanımdaydı. Ancak benim Güral, gençlere ‘işinize aşık olun” tavsiyesinde bulunurken, heyecanım ile karşı taraftan beklediğim tepki aynı değildi. Oysa- yönetici engeli tehlikesine karşı da uyardı. Liderlerin çalışacağı ki adamın yerinden fırlaması lazımdı. Tercümana ne olduğunu insanları iyi seçmesi gerektiğini vurgulayan Güral “Kurumsal- sordum. ‘Efendim ben biraz yumuşattım söylediklerinizi’ yanıtı laşmak çok önemli. İyi yöneticiler seçmelisiniz. Benim görev alınca artık İngilizce öğrenmenin vakti geldi dedim ve hemen verdiğim kişiler, işi benden çok daha iyi yapıyorlar. Ama bir lider çalışmalara başladım. Kısa sürede İngilizce öğrendim. Demek olarak hesaplanmış riskler almalısınız,” dedi. 88 NG Kütahya Seramik’ten İzmir ve İzmit’te iki yeni showroom NG Kütahya Seramik’in İzmir’deki 22 yıllık iş ortağı Kulalılar Yapı Malzemeleri ve İzmit’teki iş ortağı NR Mühendislik’in yeni showroom’u 14 Haziran Cuma günü törenle hizmete açıldı. ulalılar Yapı Malzemeleri’nin açılış törenine NG Kütahya NR Mühendislik Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başka- 14 Haziran’da gerçekleşen bir diğer açılışın adresi NG nı Erkan Güral’ın da aralarında bulunduğu isimler katıldı. Açılışta Kütahya Seramik’in İzmit’teki iş ortağı NR Mühendislik oldu. sergilenen göz alıcı tasarımlar, davetlilerin ilgi odağı oldu. Açılış törenine Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya K Açılışta bir konuşma yapan Erkan Güral, bu önemli güne ta- Özak, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, Derince Bele- nıklık etmekten duyduğu mutluluğu ifade ederek şunları söyledi: diye Başkanı Aziz Alemdar, Körfez Belediye Başkanı Yunus “Uzun yıllara dayanan dostluğumuzun bu showroomla taçlan- Pehlivan ve çok sayıda davetli katıldı. Büyükşehir Belediye ması bizim için mutluluk verici.” İki kattan oluşan ve 500 m2’lik Başkan Vekili Zekeriya Özak açılış konuşmasında NG Kü- showroom’da, NG Kütahya Seramik’in en yeni ürün koleksiyon- tahya Seramik’in son yıllarda çok büyük yatırım yaptığını ve ları özel ve farklı sergileme alanlarıyla tüketicilere sunuluyor. kalitesini ön plana çıktığını belirtti. 89 BİZDEN HABERLER Elmalı’da yeni showroom Erkan Güral, Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölge Toplantısı’na katıldı NG Kütahya Seramik Elmalı showroomu Sedir İnşaat, 21 Haziran Cuma günü hizmete açıldı. Açılış törenine, Elmalı Kaymakamı Mehmet Murat Çekmen, Belediye Başkanı Hüseyin Altıntaş, Cumhuriyet Başsavcısı Sadi Doğan, Emniyet Müdürü Hasan Mutlu, NG Kütahya Seramik Antalya Bölge Müdürü Yasin Konuşkan, siyasi partilerin ilçe başkanları, belde, belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış öncesinde bir konuşma yapan Belediye Başkanı Hüseyin Altıntaş, “Nuri Efeoğlu’nu, ilçemize yaptığı yatırımlardan dolayı kutluyor ve teşekkür ediyorum. Elmalı’nın bu ilk ve tek showroom’u. Efeoğlu’nu, cesaretinden dolayı kutluyor, showroomun kendisine ve Elmalı’mıza hayırlı olmasını diliyorum,” dedi. Davetlilere teşekkür eden ve böylesine bir showroom’u Elmalı’ya kazandırmaktan ötürü büyük mutluluk duyduğunu kaydeden Nuri Efeoğlu ise “Elmalı’da ticarete farklı bir bakış açısı, kalite ve tercih çokluğu getirdik,” dedi. 90 NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, “2023’e 10 Kala AR-GE ve Yenilikte Manisa, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak” konulu Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölge Toplantısı’nda konuşmacı olarak yer aldı. Güral, üniversite ve sanayi işbirliğine ilişkin görüşlerini paylaştı. NG Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, ülkemizin bilim ve teknoloji ile kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına göre düzey iki bölgelerinde düzenlenen Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantıları’nın onuncusunda konuşmacı olarak yer aldı. “2023’e 10 Kala Ar-Ge ve Yenilikte Manisa, Kütahya, Afyonkarahisar ve Uşak” konulu “Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı”nda konuşan Erkan Güral, bu konudaki sorunları ve çözüm önerilerini dinleyenlerle paylaştı. Erkan Güral panelde, şunları söyledi: “%98’ini KOBİ’lerin oluşturduğu ülkemizde 2023 hedeflerine giderken her bir işletme sınıfını bir üst kategoriye aktarabilirsek, bir ticaret devrimi, bir sanayi devrimi yaratabiliriz.” 22 Haziran Cumartesi günü gerçekleşen etkinliğe Celal Bayar Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Moderatörlüğünü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Arslan’ın yaptığı panelde konuşmacılar, konuya ilişkin görüş ve önerilerini katılımcılarla paylaştı. Ferrariler NG Güral Sapanca’da buluştu NG Güral Sapanca Wellness&Convention, yemyeşil doğasını bu defa Ferrariler için açtı. 25 araçlık Ferrari konvoyuyla Sapanca’ya gelenler, hem NG Güral Sapanca’da keyifli bir gün geçirdi, hem de yeni Maserati Quattroporte’yi kullanma şansına sahip oldu. NG Güral Sapanca Wellness&Convention, Ferrariler’in buluştuğu keyifli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 25 araçlık Ferrari test eden grup, öğle yemeğinin ardından NG Güral Sapanca’nın muhteşem doğasında havuz ve SPA’nın keyfini çıkardılar. konvoyu keyifli bir gün geçirmek için NG Güral Sapanca’da Toplam 350 km yol kateden Ferrari sahipleri, bir dahaki et- buluştu. Ferrari sahipleri ve eşlerinden oluşan 60 kişilik grup, kinlikte buluşmak üzere sözleşerek NG Güral Sapanca’da ge- NG Güral Sapanca’da bulunan Farina Restaurant’ta kokteyl çirdikleri muhteşem günü noktaladılar. davetiyle karşılandı. Daha sonra Yeni Maserati Quatroporte’yi www.guralsapanca.com www.facebook.com/guralsapanca 91 BİZDEN HABERLER TÜGİK üyeleri, TÜGİK Zirvesi 2013’te buluştu Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu’nun TÜGİK Zirvesi 2013 etkinliği NG Güral Afyon Wellness&Convention’da gerçekleştirildi. 300’e yakın TÜGİK üyesinin katıldığı zirvede, TÜGİK’in gelecek dönem hedeflerinin tespit edilmesi amacıyla özel bir Arama Çalıştayı da gerçekleştirildi. Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK), 2013 üzerinde farklı sektörde faaliyet gösteren 10.000 üyesi bu- senesinin ikinci yarısına yönelik yeni hedeflerini ve yol harita- lunduğunu hatırlatarak, Türkiye ekonomisinin nabzını yakın- sını belirlemek amacıyla “TÜGİK Zirvesi 2013”ü gerçekleş- dan ve en güncel şekilde tuttuklarına dikkat çekti. Güral, faiz tirdi. TÜGİK’e bağlı federasyon ve dernek başkanlarının da maliyetlerinin ekonominin hızlanmasına engel teşkil ettiğini aralarında bulunduğu 300’e yakın TÜGİK üyesinin katılımıyla söyledi: “Faiz maliyetlerinin mutlaka tek haneli rakamlara NG Güral Afyon Wellness&Convention’da düzenlenen zirve, düşürülmesi gerekmektedir. Türkiye’deki işletmelerin yüzde iş dünyasından önemli konukları da ağırladı. TÜGİK Zirvesi 98’ini oluşturan KOBİ’ler istihdamın yüzde 76’sını sağlıyor, 2013’te Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat ihracatın yüzde 30’unu geçekleştiriyorlar. Fakat kullanılan Hisarcıklıoğlu ile SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı kredilerin sadece yüzde 5’i KOBİ’ler tarafından kullanılıyor. Abdülkadir Konukoğlu onur konuğu olarak yer aldılar. Kredi faizleri düştüğü takdirde bu oran yukarı çıkacak ve Zirve kapsamında, TÜGİK’in gelecek dönem hedeflerinin KOBİ’ler yatırıma yöneleceklerdir. Küçük işletmelerin yüzde tespit edilmesi ve yürütülecek çalışmalara fikir birliği içerisin- 15, büyük işletmelerin yüzde 7 gibi faiz oranlarıyla kredi kul- de yön verilmesi hedefiyle geniş katılımlı bir Arama Çalıştayı lanıyor olması kabul edilemez bir durumdur.” da gerçekleştirildi. TÜGİK’e bağlı federasyon ve dernek baş- TÜGİK Genel Başkanı Erkan Güral, çözüm sürecinin kanlarının TÜGİK Yönetim Kurulu Üyeleriyle birlikte katıldıkla- ekonomik getirilerine de değindi: “Ülke çapında faaliyet gös- rı çalıştay, üyeler arası ticaretin bir sonraki seviyeye taşınma- teren bir sivil toplum kuruluşunun çözüm süreci ve sonrası- sı ve daha güçlü bir sinerji oluşturulmasına yönelik yakın ve na ilişkin attığı ilk somut adım, TÜGİK olarak 13 Mart 2013 orta vadeli planlamaya zemin oluşturacak. tarihinde Diyarbakır’a yaptığımız ziyaretti. Yakalarımızda be- TÜGİK Zirvesi 2013’ün açılışında bir konuşma yapan yaz mendillerle önce Diyarbakır’a ardından 26 Mart tarihinde Erkan Güral, TÜGİK’in 7 federasyon, 72 dernek ve 500’ün Van’a gittik. Bölgede hem iş dünyasının hem de halkımızın 92 Abdülkadir Konukoğlu Ayça Varlıer Coşkun Sabah Erkan Güral (solda), M. Rifat Hisarcıklıoğlu (ortada), Nafi Güral (sağda) büyük bir heyecan içinde olduğunu görmek, bizleri hem Güney Amerika ülkelerine açılmanın önemine vurgu yapan mutlu etti hem de umutlandırdı. Çözüm süreci çok hızlı ilerli- Hisarcıklıoğlu, “Türk girişimcisinin başaramayacağı hiçbir yor. Bu nedenle biz de iş dünyası olarak hızlı adımlar atmalı, şey yok,” dedi. Zirvenin diğer onur konuğu SANKO Hol- çözüm sürecinin hızına ekonomik anlamda yetişmeliyiz. İş ding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ise dünyamız Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki fırsatları keş- meslek yaşantısından dikkat çekici anekdotları paylaştığı fetmek istiyor. Çözüm süreci sonrasında bölgenin ekonomik konuşmasında aile şirketleri ve girişimcilik konularına değin- anlamda uçacağına inanıyoruz. Bölgede faaliyet gösteren di. Konukoğlu, “Girişimci olan insanın aynı zamanda iyi bir TÜGİK’e bağlı derneklerimiz, diğer bölgelerdeki dernekleri- idareci olması gerekir. İş hayatında merdivenleri birer birer mize yatırım ve ticaret anlamında bilgi ve destek temin etme- çıkmak lazım. Böylece insan hedeflediği yere hazmederek ye başladılar. Doğu ve Güneydoğu’ya yapılacak yatırımların, yükselir,” dedi. TÜGİK Zirvesi 2013’te yaptığı konuşmada Türkiye’nin 2023 hedeflerindeki yolunu en az beş yıl kısalta- aile şirketlerinin yaşadığı sorunlara da değinen Konukoğlu, cağına inanıyoruz.” “Şirket sahiplerine önerim, çocuklarını iki yıl süreyle başka TÜGİK Zirvesi 2013’te onur konuğu olarak yer alan Tür- bir şirkette çalıştırmalarıdır. Böylece çocuklar emir almayı kiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklı- ve neticede empati yapmayı öğrenebilirler. Bu da tüm iş oğlu, yaptığı konuşmada gençleri ve kadınları girişimciliğe yaşantılarını olumlu etkiler,” dedi. özendirmenin önemine dikkat çekerek, “Zengin bir ülke TÜGİK Zirvesi 2013, NG Güral Afyon Wellness& olmak için girişimciliği desteklemeliyiz,” dedi. TOBB Baş- Convention’da özel olarak düzenlenen gala gecesiyle sona kanı, girişimciliğin yanı sıra yenilikçilik ve hedef pazarların erdi. TÜGİK üyeleri Ayça Varlıer’in konseriyle başlayan gece- doğru belirlenmesinin de Türkiye için büyük önem taşıdığına de Coşkun Sabah’ın mükemmel performansı ve unutulmaz dikkat çekti. Türkiye’nin yoğun ticaret yapmadığı Asya ve şarkılarıyla keyifli saatler geçirdiler. 93 BİZDEN HABERLER İş Dünyası Kadın Paneli Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) günümüzde, bu panelle başarılı örnekler üzerinden Kadın Platformu tarafından organize edilen “İş yanlışların tespiti ile beraber doğrular adına Dünyası Kadın Paneli” düzenledi. Ankara’daki nelerin yapılabileceği konuşulurken; HÜRSİAD Marriot Otel’de Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Kadın Komisyonu, Türkiye’nin güçlü bir geleceğe Yardımcısı Aşkın Asan’ın da kısa bir konuşma olan yolculuğunda Türk İş kadınlarının daha fazla yaptığı panele AK Parti Samsun Milletvekili Tülay yer almasını sağlamak, onlara iş alanlarında Bakır ve Ankara iş dünyasından çok sayıda iş kadını ve girişimcilikle ilgili her konuda rehberlik ve katıldı. Moderatörlüğü HÜRSİAD Yönetim Kurulu öncülük etmek amacıyla kurulmuş bir yapı olarak, Üyesi Hande Gözüm tarafından gerçekleştirilen ülkemizdeki kadın girişimci potansiyelinin nicelik organizasyona panelist olarak katılan Sema Güral ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve daha Sürmeli “Aile Şirketlerinde kurumsallaşma” konulu donanımlı hale getirilmesi amacıyla iş kadınlarına bir konuşma yaptı. Kadın kavramının çoğunlukla yönelik faaliyetler gerçekleştirilmesi konuları da sorunlarla beraber anılmaya mahkum edildiği görüşüldü. ÇOCUK GÖZÜYLE 18 Haziran’da Kütahya Bilgi Ören Ana Okulu altı yaş grubu öğrencileri mezuniyet törenlerinde Nafi Güral’ı fabrikalarında ziyaret etti. Öğrenciler Nafi Güral’a iş yaşantısını anlatan resimler armağan ettiler ve merak ettikleri soruları sordular. Keyifli dakikaların yaşandığı bu buluşmada Nafi Güral tüm çocuklarla birebir ilgilenerek sohbet etti. 94 İPEK KADINLAR 3. YILINDA ‘KANSERİ HAYATIMIZDAN UZAK TUTMA YOLLARI’ İÇİN BİR ARAYA GELDİ! Beslenme Eğitimi ve Diyet Danışmanlık Merkezi Formeo bu yıl üçüncüsünü Ankara Grand Rixos Otel’de gerçekleştirdiği ‘İpek kadınlar’ etkinliğinin ana temasını ‘kanserden korunma yolları’ olarak belirlemişti. ş kadını Gamze Cizreli ve Kişisel İmaj ve İletişim Danışma- gelen isimlerini ağırladı. ‘Kelebeğin Rüyası’ isimli filme de nı Özlem Çakır’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte Dyt. ‘İpek Plaket’ verildi. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’ın Elvan Odabaşı Kanar kanseri hayatımızdan nasıl uzak tutabile- yönetimindeki projenin amacı, duyan, dinleyen, konuşan, ceğimizi açıklayan püf noktalarına değindi. düşünen, farkındalığı yüksek ve en önemlisi maddi ve İ Ankara cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin destek manevi destek verebilecek güçlü kadınları bir araya ge- verdiği ‘3.İpek Kadınlar Etkinliği’nin davetiye geliri bu yıl tirerek bir platform oluşturmak ve her yıl gündemde olan Koru Rotary Kulubü’nün Ankara Onkoloji Eğitim ve Araş- veya gündem dışı kalmış herhangi bir sosyal sorun ile il- tırma Hastanesi Destek Projesi’ne aktarıldı. Bu sayede gili bilinçlendirme çalışmasının yanı sıra destek sağlamak. kanser tedavisi gören hastalar için gerekli cihazların alı- Tüm bu değerli konuların ele alındığı ‘Geleneksel İpek Ka- mına katkı sağlanmış oldu. Ekranlardan tanınan güzel dınlar’ etkinliğinin üçüncüsüne destek veren firmalar ise ve başarılı sunucu Gülay Avşar, güzel ve başarılı Model NESCAFE, SMA, CASA, PURENATURE, NG KÜTAHYA Sunucu Deniz Akkaya ve ‘Doktorum’ programı sunucu- PORSELEN, UNO, NOBEL İLAÇ, SABİNA ORGANİZAS- su Zahide Yetiş’in konuklar arasında bulunduğu etkinlik YON, FİTİZDİET MUTFAK, ATÖLYE MODERN, BİSCUİT yine Ankara’nın ve İstanbul’un cemiyet hayatının önde FOTOĞRAFÇILIK VE BİTTER DERGİ 95 SPOR BURAK ÇUKUROVA NG Rally Team, 2013 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın 3. ayağı olan Oyak-Renault 38. Yeşil Bursa Rallisi’nde yarıştı. 25 ekipten 15’inin tamamlayabildiği zorlu yarış sonrasında NG Rally Team adına yarışan Burak Çukurova/ Ünal Tezel ikilisi üçte üç yaptı ve bir kez daha Sınıf 3 birinciliğine ulaştı. Oyak-Renault Yeşil Bursa Rallisi 06 Temmuz Cumartesi günü Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları önünde verilen startın ardından, Kültürpark içerisinde oluşturulan ve Bursa Büyükşehir Belediyesi seyirci özel etabı ile başladı. Bu yarışın ardından pazar sabahı 07.30’da tekrar direksiyon başına geçen ekipler, yarışın ikinci gününde Tuzaklı, Soğukpınar ve Kirazlı özel etaplarını üçer kez geçerek Crowne Plaza Bursa önündeki finiş’e ulaşmak için ter döktüler. HIZ TUTKUSU 13Türkiye Ralli Şampiyonası’nın 3. ayağı olan Oyak- 20 Renault 38. Yeşil Bursa Rallisi’nde NG Rally Team adına yarışan Burak Çukurova’dan bu spora nasıl başladığı, katıldığı yarışlar, aldığı ödüller ve motor sporları hakkında bilgiler aldık. Motor sporlarına olan ilginiz nasıl başladı? Ralliye geçişiniz ne zaman oldu? Ralliye 1999 yılında geçtim. O günden beri de kesintisiz olarak ralli yapıyor, parkurlarda profesyonel olarak yer alıyorum. Karting ve rallinin farkı nedir? Karting’de tek başınıza, belli bir pistte dönüyorsunuz. Rallide Motor sporlarına olan ilgim ailemden geliyor. Babam 1981- ise bir noktadan, belli bir noktaya gidiyorsunuz. Şehir merkezlerin- 1997 yılları arasında motor sporlarıyla ilgileniyordu. Benim de den yola çıkıp dağlara gidiyor, hem zamana karşı, hem doğaya bu konuya ilgim işte böyle başladı. Babamı ve amcamı izleyip, karşı mücadele ediyorsunuz. Bu anlamda ralli, kullandığınız araç- onlara eşlik ettim. Küçük yaşta başladığım bu işin tabir-i caizse tan dolayı teknolojinin sınırları ile de mücadele eden bir spor dalı. tozunu yuttum ve 1989 yılında motor sporlarına başladım. Motor sporlarında profesyonel olarak kaç yıldır yer alıyorsunuz? 21 senedir profesyonel olarak yapıyorum. Yarışmalara katılmaya ne zaman başladınız? 1992 yılında katıldığım ilk karting yarışıyla motor sporuna Sizin asıl mesleğiniz nedir? Biz aile firmasıyız. Firmamızın adı Omak Asansör. Yaklaşık 65 yıllık bir asansör firması. Babamdan devraldığım bayrak ile firmamız Omak’ın yöneticiliğini yapmayı sürdürüyorum. Yarışlarda kendi arabanızı mı kullanıyorsunuz, farklı arabalarla mı yarışıyorsunuz? adım attım. Bunu izleyen üç yıl içinde çeşitli dereceler elde et- Yarışlarda çeşitli araçlar kullanıyoruz. Bunların arasında ken- tim. Ehliyetimi almamın ardından, 1997 yılında otomobile geç- di otomobillerimiz de oldu. Ralli arabalarını ya fabrika takımları tim. Pist şampiyonalarında tek marka kupalarına katıldım. Bu destekliyor, ya da kendimiz yurt dışından kiralıyoruz. Türkiye’de yarışlarda birincilik ve ikincilikler elde ettim. rallide sayıca en farklı takımlarla yarışan kişi benim. Bunlardan 96 Ailesinden aldığı bayrağı hem yöneticilik hayatında, hem de motor sporlarında taşıyan ralli pilotu Burak Çukurova, 21 yıldır profesyonel olarak motor sporlarıyla ilgileniyor. bazılarını saymak gerekir ise Ford fabrika takımı, Fiat takımı, rekiyor. Yarışlara girmelisiniz. Pilot mu, Co-pilot mu, takım Renault takımı, Opel takımı ve Skoda takımıyla yarıştım. içinde yer almak mı, hakem kısmında olmak mı istediğinize Aldığınız şampiyonluklar hangileri? karar vermelisiniz. Dediğim gibi babamın ve amcamın motor Çeşitli kategorilerde yarıştık ve sonuçta F2 şampiyonu sporlarıyla ilgili olmaları benim şansımdı. Sonuçta onlar sa- olduk. A5 şampiyonu olduk. İki tekerli otomobillerle, dört yesinde bu spora başladım. Tüm çabalarınızın sonunda ta- tekerli otomobiller ile yarıştık. Bugüne kadar yaklaşık, 17-18 kımlar ve sponsorlar sizi görüyor, destek oluyor. Bu sene NG farklı yarış otomobili kullandım. Hepsinde ayrı dereceler ve Kütahya bize sponsor oldu. Erkan Güral’ın desteği de bizim başarılar elde ettik. için bir şanstı. Türkiye’nin yanı sıra yurtdışında da yarışlara katıldınız mı? İstanbul trafiğinde araba kullanmak hakkında ne düşünüyorsunuz? Siz hız yapmaktan hoşlanıyor musunuz? Yurtiçinde 160’tan fazla yarışa katıldım. Yurtdışında ise Biz hız yapmayı seven insanlarız ama parkurda hız yapma- 2008, 2009 ve 2010 yıllarında 10’a yakın yarışa katıldık. Bun- yı seven insanlarız. Sonuçta bizim yarıştığımız ortamlar trafiğe lardan bazıları Fransa, Bulgaristan ve İtalya ralli şampiyonalarıy- kapalı oluyor. Kullandığımız otomobillerin her türlü güvenliği alı- dı. Bu ülkelerde Türkiye’nin bayrağını dalgalandırdık. nıyor. Şehir trafiğinde kontrol dışına çıkan bir aracın ne kadar Ralli sporuna katılmak için belli bir deneyim veya yaş sınırı var mı? tehlikeli olduğunun bilincindeyiz. O yüzden herkesten çok daha yavaş, çok daha dikkatli gitmeye çalışıyoruz. Biz ralli sporunu Yurtdışında özel izin ile yarışabiliyorsunuz. Bizim ülkemiz- profesyonel olarak yaptığımız, işin mutfağının zor kısmını, tehli- de ise öncelikle ehliyetinizin olması gerekiyor. Bu spor biraz kelerini bildiğimiz için genel şehir trafiğinde yaşanan hataları da imkan işi. Ayrıca her konuda olduğu gibi emek vermeniz ge- tolere ederek araç kullanıyoruz. 97 BULMACA Bulmacam›z› doğru yanıtlayan okurlarımız, Kütahya Porselen’den sürpriz armağanlar kazanacaktır. Hazırlayan Ali Bakın Küçük bitki Gürültüden elektrik üreten lise Mantıkça 28 Bir nota Sahip NG Kütahya Seramik İzmit mağaza 11 NG Kütahya Seramik İzmir mağaza 21 Fiyatını artırma Haris Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı 43001, Kütahya Tel: (0274) 225 15 16 Yeşilliği bol olan yer Ciddi bir yapıtın gülünç benzetmesi 22 Çözüm anahtarıyla birlikte Eser Çetintaş adına göndermeniz rica olunur. İsviçre’de bir ırmak İstanbul’da bir semt Başlıca içeceğimiz Eski Mısır tanrısı Temiz 2 G.Amerika’da bir başkent Hasır otu Elastiki Boru sesi 13 Böbrek atığı Körü körüne uyulan buyruk Mitterteich yeni Kahvaltı Takımı Küme Tanrı Bir spor kulübümüzü simgeler İtalya’da bir volkan Ten Göçebe çadırı Tantalın simgesi Bira yapımında kullanılır Kriptonun simgesi Genişlik Tutsak Bir nota 30 İşaret 31 Kavak ağacı 19 17 7 29 Çalışma, emek 3 25 Ozan Bir hayvan Kamer Müzik eserini seslendiren topluluk Yapıların çatısını örter Kuzu sesi 24 Dren İzmir’in bir ilçesi Verdi’nin operası İltimaslı Kasık Davranışları çabuk olan 15 skambilde bacak Cinsel Verme, ödeme Bir makyaj malzemesi Bravo Lider 6 Gezinti yeri Fildişi Sahili’nin plakası Yeşil Bursa Rallisi Sınıf 3 Birincisi Baryumun simgesi Hristiyan 5 4 27 Mavera Kök, asıl Türkiye’nin en büyük porselen e-mağazası Nazi gizli polis örgütü Skandiyumun simgesi 12 20 Endonezya’nın plakası Viyola İçbükey Bir nota Fransa’da konuşulan bir lehçe 98 14 8 Bizmutun simgesi 3 13 14 4 15 Nazi Hücum Kıtası 18 Kare eskitme formlu yeni yemek seti 2 Yabancı 1 Umutsuzluktan doğan karamsarlık ANAHTAR CÜMLE 1 NG Kütahya Porselenin ateşe dayaklı tenceresi Bir haber ajansı Amerikyumun simgesi Para birimimiz 23 Şebnem Lorentiyumun simgesi Asya’da bir ülke 9 Karakter Sıcaklık derecesi 26 Arkalıksız iskemle İki anlamına gelen önek Ağabey Kütahya Seramik ahşap desenli yeni seri 16 Kütahya Seramik mermer desenli yeni seri Nikelin simgesi 10 Bir tür bakteri Ses yitimi Uğruna vazgeçme Bir tür başlık 5 16 6 17 18 7 8 9 19 20 21 10 11 12 Egemenliği altına alma Bir bitki hastalığı Bir işaret sıfatı
Benzer belgeler
alabilirsiniz
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
N...
alabilirsiniz
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
N...
alabilirsiniz
Turizm A.Ş. adına
Mustafa Elgün
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0...
SAYI: 28 - NG Dergi
Turizm A.Ş. adına
Mustafa Elgün
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0...
alabilirsiniz
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
N...
Kütahya Porselen
Eser Çetintaş
Görsel Danışman
Harun Topuz
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, Çalça Mah. Kütahya
Tel: (0274) 225 12 00 Faks: (0274) 225 12 13
www.ngdergi.com
facebook.com/ngdergi
twitter.com/ngdergi
N...